Turkcast - Tüdöksad

Transkript

Turkcast - Tüdöksad
Turkcast
Türkdöküm
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği Yayın Organıdır.
SAYI: 26 / OCAK - ŞUBAT- MART 2013
Kıdemli Üyeler Buluştu
TÜDÖKSAD
Eski Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri
Yeni Yönetim Kurulu ile Biraraya Geldi
6331 Sayılı Yasa
Yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
Nedir ? Ne Getiriyor?
Otomotiv Sanayi
2012 Nasıl Geçti?
2013 Beklentileri Neler?
DÖKÜMÜN
2012 KARNESİ
TÜDÖKSAD 2012 Yılı Türkiye Döküm Üretim Rakamlarını Paylaşıyor
başkandan...
YENİ ENERJİ KAYNAĞI:
ENERJİ VERİMLİLİĞİ
Kıymetli Meslektaşlarım,
2013 yılının bu ilk sayısında dergimiz aracılığıyla sizlere ulaşabilmenin heyecanını yaşıyorum. 2013 yılının orta vadeli program hedefleri doğrultusunda ekonomik büyümenin gerçekleştiği bir yıl olmasını diliyorum. Bildiğimiz gibi 2012 yılı ekonomik istikrar hedefiyle
büyümeden feragat edilen ve cari işlemler açığı ile cari açığın milli gelire oranının düştüğü
bir yıl oldu. 2012 yılı başında büyüme yüzde 4 olarak hedeflenirken, hedef yıl içinde yüzde
3,2’ye revize edildi ve yılsonun ise yüzde 2,2 büyüme ile kapandı. 2010 yılındaki yüzde 9,2
ve 2011 yılındaki yüzde 8,5 büyümeyi takiben ekonomide gerçekleştirilen frenleme sonucu gelen bu düşüş, küçük büyük bütün iş dünyasını bir hayli zorladı. 2012 yılı bizlere ekonomimizin büyüme, cari açık ve cari açığın finansmanı üçgeninde dalgalandığını bir kere
daha gösterdi. Ancak yapılan frenleme biraz gevşetilmeli ve büyümeden yapılan fedakarlık daha fazla sürdürülmemelidir. Aksi takdirde dış finansman temininde ve dolayısıyla
cari açığın finansmanında zorluklar yaşanacağı kesindir. Türkiye, orta vadeli program hedefi doğrultusunda, cari açık açmazına düşmeden yıllık yüzde 4, yüzde 5 büyüme gerçekleştirmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkanı 2012 yılının dengeleme, 2013
yılının ise dengeli büyüme yılı olacağını beyan etmektedir ki bu sevindirici bir durumdur.
Dünya ekonomik konjonktürünün mevcut durumu pek iç açıcı görünmemekle birlikte
Almanya'nın Münih şehrinde bulunan Ekonomik Çalışmalar Enstitüsü(IFO)’nün dış ekonomik iklimlerle ilgili raporlarını incelediğimizde, dünyada ekonomik durumla ilgili beklentilerin yükselmekte olduğunu, ihracatımızda yaklaşık yüzde 9 ile en yüksek paya sahip
olan Almanya'da da ekonomik beklentilerin yüksek iç talebe paralel olarak olumlu seyrettiğini görmekteyiz.
Büyüme beklentilerimiz ile yükselişe geçeceğini tahmin ettiğimiz iç talep ve ihracat
2013 yılının gelecek 3 çeyreğine daha umutla bakmamıza neden oluyor. Aşırı karamsarlığın hiçbir yararının olmadığını düşünüyorum fakat önümüzdeki bu süreci fazla
açılmadan çok dikkatli bir şekilde yönetmemiz gerektiğini de belirtmeden geçemeyeceğim.
Ürünlerimizin ana sanayiler tarafından ara malı olarak kullanılması ve kuvvetli
dış rekabet nedeni ile düşük satış bedelleri ile çalışmak zorunda kalışımız,
her geçen gün artan Çevre, İş Güvenliği yatırımları nedeni ile ve enerji fiyat artışları ile yükselen maliyetlerimiz, karlılığımızı iyice etkilemektedir. Yapılan araştırmalarda işletmelerin karlılık oranlarının düştüğü
ve yatırımların geri ödeme sürelerinin uzadığı çok net görülmektedir. Yapmamız gerekenin verimlilik üzerinde daha fazla mesai harcamak ve Ar-Ge konularına ağırlık vererek katma değeri yüksek ürünler üretmek olduğunu düşünüyorum. Almanya ve Amerika gibi gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerin izlediği enerji verimliliği politikalarından elde ettikleri kazanımlar bizlere örnek olmalıdır. Amerika Bile-
şik Devletleri’nde enerji verimliliği ile ilgili olarak 2011
yılında 5,7 milyar dolar harcama yapıldığı ve bunun
sonucunda 107 TWh (1.000.000 MWh) enerji tasarrufu
sağlandığı belirtilmektedir. Bu miktar 9,3 milyon Amerikan ailesinin bir yıllık kullanımına eşit bir miktardır
(Ref. IEE 2013 Mart Raporu).
2012 yılında enerji ithalatımız 60,1 milyar dolar, cari
açığımız 48.9 milyar dolar oldu. Sadece bu iki rakam
bile ülke ekonomisi için enerji tasarrufu ve enerji verimliliğini önemsemenin gerekliliğini bize vurgulamaktadır. Verimsiz enerji kullanımı ile ülke ekonomimize zarar verilmekte ve neticesinde milyarlarca dolar
yurt dışına ödeme yapmaktayız. Ülkemizde 2007 yılında yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Kanunu ile 2020
yılına kadar yüzde 15 enerji tasarrufu hedeflenmişti,
ancak bugüne kadar geçen 6 yılda kayda değer bir ilerleme gerçekleştirilemedi. Ülkemizde, enerji verimliliği
ile ilgili yapılan çalışmalar binalarda yüzde 30, sanayide yüzde 20 ve ulaşımda yüzde 15 olmak üzere toplam
7,5 milyar TL değerinde enerji tasarrufu potansiyelimizin olduğunu göstermektedir. Yetkililer bu meblağ ile
her yıl yeni bir Keban Barajı inşa edilebileceğini belirtiyorlar. Enerji Bakanlığı enerji verimliliği için yeni hedefini, "2023 yılına kadar yıllık 15 milyar TL enerji tasarrufu" olarak belirlemiştir. Bu hedef doğrultusunda çalışmalar gerçekleştirileceğini ümit ediyoruz.
Enerji verimliliği sadece ülke ekonomimiz için değil
sektörümüz için de hayati öneme haizdir. Bu nedenle
önümüzdeki günlerde, dernek merkezimizde, döküm
sektöründe enerji verimliliği gündemli toplantı ve eğitimler düzenleyeceğiz. Bu toplantılara konu ile ilgili
elemanlarınızın katılımını bekliyoruz.
Yeni ofisimizde 2013 yılının ilk eğitim toplantısını ocak
ayında Yüksek Basınçlı Alüminyum Döküm Teknolojilerinde Yeni Trendler konusunda yaptık. Katılımcıların ve
misafirlerimizin hepsi oldukça memnun ayrıldılar. Tedarikçiler komitemiz ve Çevre komitemiz yeni merkezimizde ilk toplantılarını gerçekleştirdiler.
28 Mart tarihindeki Yönetim Kurulu toplantımızı yeni
ofisimizde önceki başkanlarımız ve bazı eski üyelerimiz ile beraber gerçekleştirdik. Davetimizi kabul edip
toplantımıza katıldıkları için Sn. Mete Nakipoğlu'na,
Sn. Mithat Ural'a, Sn. Yılmaz Turan'a, Sn. Önay Çekin'e,
Sn. Mücahit Öngör'e, Sn. Akın Aydınceren’e, Sn. Erdoğan Alkan’a, Sn. Can Akbaşoğlu'na ve Sn. Yaylalı Günay'a şahsım ve Yönetim Kurulum adına teşekkür
ediyorum. Bütün katılımcıların yeni ofisimiz ile ilgili
beğeni sözleri bizleri ziyadesiyle memnun etti.
Yapılan değerlendirmeler 2012 yılı toplam üretimimizin 2011 seviyesinde kaldığını, sadece alüminyum dökümde büyüme gerçekleştiğini göstermekte. Üretim
rakamlarını dergimizin ilerleyen sayfalarında detaylı
olarak bulacaksınız.
da olacaklar. ABD’de de Cast Expo fuarı gerçekleşiyor
olacak. Bu fuarlara katılan tüm üyelerimiz, umarım çalışmalarının karşılıklarını alarak ve yeni pazarlara açılma imkânı bularak dönerler. Yeni coğrafyalarda, değişik pazarlarda yeni müşterilerimizin bizleri beklediğine inanıyorum.
Dergimiz basıma verildiğinde üyelerimizin bir kısmı
Hannover Endüstri Fuarı ve Bauma İnşaat Fuarların-
M.Niyazi AKDAŞ
TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Önümüzdeki ay içinde bölgesel oda ve borsalarda komite ve yönetim seçimleri gerçekleşecek. Bütün illerde
bu seçimlere katılarak oda meclislerinde ve oda yönetimlerinde görev alacak meslektaşlarıma başarılar dilerim.
Sevgi ve saygılarımla,
VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI
Bu yazıyı kaleme aldığım gün Ankaralı eski dökümcülerden, 1935 doğumlu müstesna insan Sayın Mehmet
Nuri Yürüt ağabeyimin vefatını öğrendim. Kendisine rahmet, kederli ailesine ve Ankaralı dökümcülere başsağlığı diliyorum. Mekanı Cennet olsun.
M.Niyazi AKDAŞ
İÇİNDEKİLER
MART / 2013
4
BAŞKANDAN
10
DERNEKTEN HABERLER
• Yeni Eğitim Salonu Hizmette
• Yeni Eğitim Salonu’nda İlk Seminer Yapıldı
• TÜDÖKSAD Eski ve Yeni Başkanları ile
Yönetim Kurulu Üyeleri Biraraya Geldi
• TÜDÖKSAD Tedarikçiler Komitesi Toplandı
• TÜDÖKSAD Çevre Komitesi 2013 Yılı İlk Toplantısını Yaptı
18
• Aynur Ayhan ile “1000’de Bir” Fotoğraf Sergisi
10
Üzerine Söyleşi
20
Yeni Eğitim Salonu'nda
İlk Seminer Yapıldı
RÖPORTAJ
DOSYA
• Otomotiv Sanayi: 2012 Yılı Nasıl Geçti?
2013 Yılından Beklentiler Neler?
26
ÜYELERDEN HABERLER
• Çemaş’tan Tasarruflu Adım
• Gedik Döküm Yeni Yatırımı Inductotherm
Ocaklarıyla İlk Dökümü Yaptı
• Erkunt Artık Daha Tasarruflu Çalışacak
• Unikon 25.Yılını Yeni Yatırımlarla Kutluyor
• Kardökmak’tan 125 Ton Tek Parça Döküm
• Sönmezler Metal’de Inductotherm
Ocaklarıyla İlk Sıvı Metal Alındı
• Erkunt’a Avrupa’dan Onur Ödülü
• Demisaş’a Japonya’dan Mükemmellik Ödülü
• LMA İhracata Hazırlanıyor
20
Otomotiv Sanayi: 2012 Yılı Nasıl Geçti?
2013 Yılından Beklentiler Neler?
• Sert Metal ve Foseco Güçbirliği Yaptı
40
DEĞERLENDİRME
2012 Türkiye Döküm Üretimi Rakamları
KÜNYE
TÜRKDÖKÜM / TURKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı M. NİYAZİ AKDAŞ
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: UMUR DENİZCİ - MEHMET ATİK - UĞUR DEMİRCİ - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL
YÖNETİM YERİ: Ortaklar Caddesi Bahçeler Sokak 18 Plaza No:18 Kat:4 Mecidiyeköy - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr
YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİK MEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. www.tematikmedya.com
BASKI: A4 Ofset Matbaacılık Oto Sanayi Sitesi Yeşilce Mah. Donanma Sok. No:16 Kağıthane - İSTANBUL Tel: 0212 281 64 48
YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKDÖKÜM - TURKCAST dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir.
48
46
Yeni 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
Nedir? Ne getiriyor?
DÜNYA DÖKÜM KONGRESİ
71.Dünya Döküm Kongresi Duyurusu
48
İş kazalarının önüne geçmek, daha sağlıklı
ve güvenli çalışma ortamları yaratmak için
hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Yasası, birçok işyerinde yürürlüğe girdi.
DOSYA
Yeni 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası Nedir?
Ne getiriyor?
52
MAKALE
Dökümhaneler İçin IT Çözümleri-Dökümhane
70
TAYSAD 35.Genel Kurulu Yapıldı
Kaynak Planlaması (FRP)
56
72
KÖŞE
76
TARİH
TEKNİK
Vermiküler Grafit Dökme Demir
67
NEDEN DÖKÜM?
68
FUAR
HAMMADDE PİYASALARI
TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi
Yaşayan Tarih: Haliç Tersanesi
62
İÇİMİZDEN BİRİ
Mücahit Öngör
Kadir Soydemir: Döküm Sektöründe Altın Yakalılar
58
HABER
79
YAYINLARIMIZ
80
ÜYE REHBERİ
82
ABONE FORMU
Alüminyum Sektörü ALUEXPO 2013’te Buluşuyor
İNDEKS
ALUEXPO....................................................71
EGES.............................................................25
HERAEUS....................................................35
TEKNO METALURJİ...................................55
AVEKS...........................................................11
EVREN ...........................................................7
INDUCTOTHERM.....................................39
TOSÇELİK......................................................3
BES MÜHENDİSLİK..................................17
FERRO TRADE ..........................arka kapak
MARMARA METAL...................................57
YILKAN MAÇA ....................arka kapak içi
ECOTHERM................................................45
FOSECO.......................................................33
SHENGQUEN..........................ön kapak içi
ZENMET DIŞ TİCARET.............................29
DERNEKTEN
TÜDÖKSAD Eğitim
Salonu Hizmette
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD), yeni binasındaki toplantı ve eğitim
salonunu hizmete açtı. Sektör bileşenlerinin çeşitli organizasyonlarına ve toplantılarına ev
sahipliği yapacak olan toplantı salonu, teknik alt yapısı ile dikkat çekiyor.
T
ürkiye
Döküm
Sanayicileri
Derneği
(TÜDÖKSAD) Yönetim Kurulu’nun girişimi
ile Şişli Mecidiyeköy’de satın alınan ve açılışı
yapılan yeni dernek binası, aktif bir şekilde
kullanılmaya başlandı. Ferah çalışma ortamı ile dikkat
çeken dernek binası, uzun süredir beklenen çok amaçlı
toplantı salonunun da hizmete girmesiyle tam olarak
faaliyete geçti.
Sektör bileşenlerini daha rahat ve konforlu bir ortamda bir araya getirmeyi amaçlayan toplantı salonu, firmaların teknik, ekonomik ve sosyal içerikli toplantılar organize etmesine olanak sunacak. TÜDÖKSAD’tan yapılan açıklamada, dernek binasının alınmasında maddi ve
manevi katkı sunan üyelere teşekkür edildi.
45 kişiye kadar konferans ve seminer düzenlenebilecek olan toplantı salonunda, 60-70 kişiye kadar da sosyal toplantı organize edilebiliyor. Dernek, düzenlenecek
toplantılarda operasyonel işlemler konusunda da firmalara destek sunuyor.
Firma ile ortak çalışarak toplantı katılımcılarının belirlenmesi, katılımcılara duyuru ve davet gönderilmesi,
katılımcı yaka kartlarının hazırlanması, toplantı yabancı dilde ise tercüman hizmeti sunulması, toplantı de-
10
Ocak - Şubat - Mart / 2013
ğerlendirme anketi yapılması, katılım belgesi verilmesi,
otel rezervasyonu, fotoğraf ve video hizmetleri organizasyonu; derneğin sunduğu destekler arasında yer alıyor.
Toplantı salonu; projeksiyon cihazı, bilgisayar ve kablosuz internet bağlantısı ile hizmet sunacak şeklide düzenlenirken; dört hoparlör, mikserli ses sistemi , masa, el
ve yaka mikrofonları ile konforlu bir iletişim sunuyor. Video ve ses kayıt sistemi de toplantı esnasında tercih edilebilecek diğer özellikler olarak karşımıza çıkıyor.
Toplantı salonunun ilk etkinliği 25 Ocak 2013 günü gerçekleştirilen ‘Yüksek Basınçlı Alüminyum Döküm Teknolojisinde Yeni Trendler’ başlıklı seminer oldu. 45 katılımcının iştirak ettiği seminer programında öğle yemeği
ve aralarda çeşitli ikramlar sunuldu.
DERNEKTEN
TÜDÖKSAD
Yeni Dernek Merkezinde
Toplantılara Hız Veriyor
TÜDÖKSAD, yeni dernek merkezinin hizmete açılmasıyla birlikte, eğitimlere, komite toplantılarına
ve üye buluşmalarına ev sahipliği yapıyor. Dernek merkezinin olanaklarını üyelerine ve sektör
mensuplarına sunan TÜDÖKSAD yeni buluşmalara da ev sahipliği yapacak.
Kıdemli Üyeler
Dernek Merkezinde
Buluştu
TÜDÖKSAD eski başkanları ve kurucu üyeleri, mevcut
Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleriyle yeni dernek merkezinde bir araya geldiler.
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD)
‘nin 26 Ekim 1976 tarihindeki kuruluşunda bizzat görev alan eski başkanlardan Mithat Ural(4), en uzun
süre başkanlık yapan Mete Nakipoğlu(46), sonraki dönem başkanları Can Akbaşoğlu(172), Yaylalı Günay
(226), önceki dönemlerde yönetim kurullarında gö-
12
Ocak - Şubat - Mart / 2013
rev almış üyelerden Yılmaz Turhan (21), Akın Aydınceren(30), Önay Çekin (33), Mücahit Öngör (35) ve önceki Genel Sekreter Erdoğan Alkan (45), mevcut Yönetim
Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş (48), yönetim kurulu üyeleri Uğur Kocaoğlu (118), Sebahattin Karalar (136), Adnan Aytekin (195), Okan Deniz (370) ve Genel Sekreter
DERNEKTEN
Kubilay Dal 28 Mart 2013 tarihinde yeni dernek merkezinde bir araya geldi.
TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş’ın
kısa bir sunuş yaptığı toplantıda, eski yöneticilere
yeni dernek merkezi tanıtıldı. Niyazi Akdaş konuşmasında yeni dernek merkezinin satın alınmasında Mete
Nakipoğlu başkanlığındaki yönetim kurulu tarafından
1991 yılında satın alınan önceki dernek merkezinin
önemli katkısı olduğunu söyleyerek kendilerine tekrar
şükranlarını ifade etti. Niyazi Akdaş, yeni dernek merkezinin alınması ve tefrişinde katkılarını esirgemeyen
tüm üyelere teşekkürlerini de dile getirdi.
TÜDÖKSAD eski başkanları ve yönetim kurulu üyeleri
ise; yeni ofisin olanaklarının derneğe önemli katkılar
sağlayacağını, kendileri zamanında bu özelliklerde bir
dernek merkezinin o günkü imkanlar ile hayata geçirilmesinin hayal bile edilmediğini ifade ettiler. Buluşmada uzun uzun geçmiş dönemler, o günlerdeki faaliyetler ve gündemler hatırlandı, temenniler ve öneriler dile getirildi. Özellikle sektör mensuplarının teknik,
idari ve sosyal gündemli eğitim toplantılarına ihtiyacı
olduğunun altı çizildi. Bu ihtiyacın yeni merkezde karşılanabileceği dile getirildi.
Toplantıya katılan eski başkan ve üyeler, yeni ofiste bir
müze köşesi kurulmasını ve düzenli olarak dernek merkezinde bir araya gelmeyi arzu ettiklerini söylediler.
Çevre Komitesi 2013 Yılı
İlk Toplantısı Gerçekleşti
TÜDÖKSAD Çevre Komitesi üyeleri, 2013 yılı ilk toplantısını
komite başkanı Erdoğan Nas başkanlığında 22 Mart 2013
tarihinde yeni dernek merkezinde yaptı.
Çevre Komitesi üyeleri; Tahir Ersoyu, Serap Sözen, Ayşe
Gül Mangan, Berivan Boduroğlu, Manolya Kandemir,
Yonca Kurtkaya, Nazan Işık, Işıl Doğan, Lütfiye Taşeli, Rengin Atılgan, Sevinç Candemir ve Barış Sevik’in katıldığı
toplantıda güncel çevre sorunları masaya yatırılarak, değişen mevzuatlar değerlendirildi ve uygulama örnekleri
paylaşıldı.
Komite üyelerinin kurumlarında iş sağlığı ve iş güvenliği konularında da görevlendirildiklerini ve bu doğrultuda konunun önemi sebebiyle İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG)
komitesinin de oluşturulmasının doğru olacağı ifade
edildi. Toplantıda, sonraki toplantı tarihleri ve gündemleri de değerlendirildi.
Komite üyeleri yeni ofisin rahatlığı ve ulaşım kolaylığından memnun olduklarını ifade ederek dernek yönetimine bu imkanı sağladığı için teşekkürlerini ifade etti.
*Parantez içindeki numaralar
TÜDÖKSAD Üye numaralarıdır.
Tedarikçiler Komitesi
Yeni Ofiste Toplandı
TÜDÖKSAD Tedarikçiler Komitesi, Yönetim Kurulu Üyesi Adnan Aytekin başkanlığında 7 Mart 2013 tarihinde yeni dernek merkezindeki ilk toplantısını gerçekleştirdi.
Komite üyeleri Alaattin Özyurt, Serdar
Erol, Atilla Uçar, Levend OtsukarcıI, Alp
Berk, Haluk Güldür ve Murat Bay komite başkanının daveti ile bir araya gelerek güncel piyasa gelişmelerini değerlendirdiler. Toplantıda dış ticarette yaşanan
ve ilgili makamlara iletilmesi talep edilen
konular dile getirildi.
Tedarikçiler Komitesi üyeleri yeni dernek
merkezini beğendiklerini ve bu ofisi sektöre kazandıran Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş ve yönetim kurulu üyeleri ile katkılarını esirgemeyen tedarikçi ve dökümcü üyelere şükranlarını ifade ettiler.
Türkdöküm
13
DERNEKTEN
Yeni Mekanda İlk
Seminere Yoğun Katılım
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, yeni binasındaki eğitim aktivitelerine “Yüksek Basınçlı
Alüminyum Döküm Teknolojilerinde Yeni Trendler” isimli semineri ile başladı. Alüminyum
döküm firmalarının yoğun katılım gösterdiği seminerde, son teknolojiler ve güncel gelişmeler
değerlendirildi, ikili görüşmeler gerçekleştirildi.
T
ürkiye Döküm Sanayicileri Derneği’nin yeni
binasının Eğitim Salonu’nda düzenlenen ilk
etkinlik olan, “Yüksek Basınçlı Alüminyum Döküm Teknolojilerinde Yeni Trendler” başlıklı
seminere alüminyum döküm sektöründe yer alan firmalar yoğun ilgi gösterdi. Alüminyum döküm sektörüne ilişkin son teknolojilerin aktarıldığı seminer, Metek Mühendislik Genel Müdürü Naci Onat’ın koordinasyonu ve Çelikel Alüminyum A.Ş ‘nin katkılarıyla düzenlendi. 25 Ocak 2013 tarihinde gerçekleştirilen seminerin açılış konuşmasını yapan TÜDÖKSAD Eğitim
Komitesi Başkanı Hakan Yaşar, derneğin bundan sonra
da eğitim seminerlerine devam edeceğini belirterek;
“Derneğimizin bu seneki eğitim programı içerisinde
çok sayıda eğitimler planlıyoruz. Bu eğitimler; alüminyum, demir döküm ve yönetim eğilimleri üzerine olacak. Bunlara yine sizlerin katkılarını bekliyoruz. Çok sayıda eğitimle özellikle mesleğe yeni başlayan mühen-
14
Ocak - Şubat - Mart / 2013
dis ve tekniker arkadaşlarımıza olabildiğince yardımcı
olmaya çalışacağız” dedi. Seminere konuşmacı olarak
katılan Striko Westofen firmasından Christian Pfitzner,
Peter Reuther ve Stephan Holger; Electronics firmasından Uwe Gauermann; MK firmasından Nicolas Knoche; Fondarex firmasından Jan Emmeneger ile CAROPROMETA Metallvertriebs GmbH firmasından Steffen
Schimanek; sektördeki ve firmalarındaki son teknolojileri, katılımcı firma temsilcileri ile paylaştı. Yoğun ilgi
ile takip edilen sunum, kahve molalarında ve yemek
arasında yapılan ikili sohbetlerle devam etti. Sektörde yaşanan gelişmeleri ve teknolojileri değerlendirme
şansı yakalayan firma temsilcileri, sorularını seminerde sunum yapan konunun uzmanlarına sorma olanağına sahip oldu.
Biz de TÜRKDÖKÜM olarak, hem eğitim semineri hem
de alüminyum sektörü ve teknolojilerine ilişkin sorularımızı katılımcılara yönelttik.
DERNEKTEN
Alüminyum endüstrisi ve döküm teknolojisi süratle gelişiyor. Bu bakımdan biz de Türkiye’deki dökümcülere bu yeni teknolojiler hakkında bilgi vermek; yatırımlar, tezgahlar gibi konularda dökümcülerimizi aydınlatmak amacıyla, TÜDÖKSAD’ın yardımı ile bu semineri organize ettik. Alüminyum teknolojisi tüm dünyada hızla gelişiyor. Hafifliği nedeniyle otomotiv endüstrisi temel olmak üzere birçok sektörde artık daha fazla alüminyum döküm tercih ediliyor. Özellikle
Avrupa’dan Türkiye’ye doğru önemli bir kayış var. O nedenle alüminyum dökümün Türkiye’deki önemi de gün geçtikçe artıyor.
Ama Türkiye’de yeni teknolojileri kullanan şirketler sayılı. Büyük firmalar İzmir’de, İstanbul’da ise sayılı denecek kadar az. Küçük firmalar var onlar da daha yeni yeni yatırımlar yapmaya başladılar. Bu eğitimlerle bu gibi firmaların ufkunu açmak istiyoruz.
Bugünkü seminerin esas amacı, enerjide ve maliyetlerde tasarruf
sağlayacak teknolojiler hakkında bilgi vermek. Çünkü sektör için
enerji çok önemli. Bu seminerde yeni teknolojiler ile enerjiden daha
Naci Onat
fazla nasıl tasarruf edebiliriz, onu konunun uzmanları açıklıyor. KatıMetek Mühendislik
lımı oldukça iyi buldum. Firmaların teknolojiyi iyi takip etmesi gerekiyor. Türkiye’de çok dökümhane var ama bunların çoğu küçük kapasiteli, güçleri yok. Devletin alüminyum döküm sanayine biraz yakın bakması lazım ki onları kalkındıralım.
Bu organizasyonların doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü diğer
türlü firmaları tek tek arayıp bulmak, bilgiye kendimiz erişmek zorundayız. Ama böyle organizasyonlar ile yüz yüze görüşebiliyorsunuz bu daha sağlıklı oluyor. Hem firmalar kendilerini de tanıtma şansına sahip oluyor.
Ben Türkiye alüminyum sektörünün büyük potansiyel olduğunu düşünüyorum. Çünkü Avrupa’daki döküm fabrikaları ağırlıklı maliyet
ürünlerinde sıkıntıdalar. Teknolojileri yüksek ama maliyetleri de yüksek. Diğer taraftan Türkiye çok yakın, özellikle Avrupa açısından lojistik anlamda çok büyük bir avantajı var. O nedenle de buraya yoğunluklu bir transfer var. Özellikle İzmir bölgesi bu açıdan çok şanslı, lojistik anlamda da çok uygun. Dolayısıyla ben alüminyum sektörünün
büyüyeceğini düşünüyorum. Özellikle gravite konusu çok bakir, gravite konusunun çok daha büyüyeceğini düşünüyorum.
Bugün bence alüminyum sektörünün yaşadığı en temel sıkıntı yönetimsel anlamda. Sektörde yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyan orta
Şener Yüce
ya da küçük boyutlu firmalar var. Ama yeniden yapılanmayı gerçekSüperpar Otomotiv
leştiremedikleri için ne kadar da iyi teknoloji kullanırlarsa kullansınlar yönetim problemi oluşuyor. Bu çok önemli bir problem. Teknoloji bence ikinci planda. Çünkü fabrikayı nasıl yöneteceğinizi bilemiyorsunuz. Bir- iki tane parça değil, milyon tane parça üretmek çok farklı bir şey. Verimlilik çok önemli. Dolayısıyla ben Türkiye’deki firmaların yönetimsel büyük problemleri olduğunu düşünüyorum.
DERNEKTEN
Biz sektörle ilgili gelişimleri internetten ya da mecmualardan takip
ediyoruz. Ama yüz yüze görüşmelerde çözümlere daha hızlı ulaşıyorsunuz, o nedenle bu tür organizasyonlar çok faydalı.
Kısmen tanımış olduğumuz, çalıştığımız firmalar da olsa bir malzeme
alırken ya da bir makine alırken yüz yüze gelip sadece o makine üzerine konuşuyorsunuz ama bu tarz bir araya gelmeler, bu sektörde ya
da teknolojideki değişikliklerin görmek ya da konuşmak adına çok
daha faydalı oluyor o yüzden bence güzel bir olay. Alüminyum döküm üretiminin Avrupa’dan Türkiye’ye doğru kayması daha çok düşük maliyetlerden kaynaklanıyor. İşçilik ve enerji gibi maliyetlerin düşük olması buraya doğru bir yönelim getirdi. Ama bizde kalite gibi bir
sıkıntı var; bu da biraz daha bu işte yetişmemiş olmanın verdiği bir sıkıntı. Şu anda Türkiye’de adı geçen firmalara baktığınızda hep babadan oğla geçmiş bir durum görüyorsunuz. Evet, şimdi bilinçli oğullar
var işin başında ama kurulum aşamasına baktığınızda hep böyle çekirdekten yetişme bir baba vardır. Ama bugün yavaş yavaş mühenÖzgür Berk
dislik işin içine girmeye başladı. Bir simülasyon programını düşündüArçelik
ğünüz zaman; bundan 5 yıl önce kalıp simülasyon programı bilinirdi ama nasıl bilinirdi? Yeni bir tane kalıp yapacağınız zaman, 3 bin-5
bin euro karşılığında Almanya’ya gönderirdiniz. Ya da siz kalıplarınızı
İtalya’da yaptırmak zorunda kalırdınız. Şimdi kalıpçıların yanı sıra döküm yapan firmalar da artık kendi kalıphanelerini oluşturmaya başladı, artık simülasyon programlarını almaya başladık. Bu iş daha da
gelişiyor. Ama yine de ben eksik kaldığımız çok nokta olduğunu düşünüyorum.
Ama bu tür organizasyonlar bu anlamda da çok önemli. Sektörde yer
alan firmalar distribütörlüğünü yaptığı markaların uzmanlarını prezantasyon yapması için çağırdığında sektörde yer alan birçok firma da
gelişmeleri takip etme ve kendini geliştirme şansı yakalamış oluyor.
Yeni dernek binamızda, ilk defa böyle bir eğitim yapılıyor. Katılım oldukça yüksek oldu. Bu tür eğitimlerin devamının geleceğini düşünüyorum. TÜDÖKSAD’da alüminyum enjeksiyon dökümcülerin üye
sayısı biraz az. Bunu artırmaya yönelik çalışmalar yapacağız. Burada düzenleyeceğimiz çalışmalar üye sayımızı artırmanın bir parçası
aynı zamanda. Bu eğitimler sonrasında da potansiyel üyelerimize ziyaretler gerçekleştireceğiz.
Alüminyum, hafif bir metal olması, iletken olması ve dayanıklı olması gibi özelliklerinden dolayı, özellikle otomotiv sektöründe kullanımı hızla artıyor; aydınlatma, beyaz eşya ve mobilya sektöründe
hem dekoratif hem de kullanım ve mukavemet açısından alüminyuma önem veriliyor. Tüketimi artıyor, her geçen sene de artacak.
Sektörümüz artık özellikle Avrupa’dan çok iş alıyor. Bunun sebebi de
Avrupa’daki alüminyum dökümhanelerinin sayısının azalarak bu tarafa doğru gelmesi. Tabi burada maliyetler çok büyük etkene.
Avrupa Birliği içerisinde olmamamız ve Euro ile TL arasındaki bu fark
Okan Deniz
bize avantaj yaratırken, sektördeki elimizi de güçlendiriyor. SektörÇelikel Alüminyum
de yer alan firmalar son 10 yıldır çok ciddi bina, makine ve ekipman
anlamında yatırımlar yaptılar. Ayrıca firmalar arttıkça teknoloji geldikçe bu tip seminerlerle veya satıcı firmaların, tedarikçi firmaların müşteri ziyaretleri ile personel de kendisini çok geliştirdi. Bir bilgi birikimi artık var. Bundan sonrası için daha iyi şeyler söyleyebiliriz. Teknik anlamda simülasyon firmaları, şu anda sektöre hizmet veriyorlar. Zaten büyük firmaların bünyesinde olan programlar bunlar ama küçük firmalar da gidip bu ofislerde işlem yaptırıp, kalıp dizaynları ile alakalı bilgi alabiliyorlar. Sonuçlar başarılı oluyor, sonuçlar başarılı oldukça Avrupa’dan daha fazla işler geliyor. Bunlar hep birbirini tetikliyor.
16
Ocak - Şubat - Mart / 2013
RÖPORTAJ
Sosyal bir başarı:
“1000’de Bir”
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği eski yönetim kurulu üyesi ve Ayhan Metal Yönetim Kurulu
Başkanı olan Aynur Ayhan, ilk kişisel sergisi “1000’de Bir”i açtı. Ayhan, projenin kadınları sosyal
hayata daha fazla dahil etmenin bir ihtiyacı olarak ortaya çıktığını belirtiyor.
İ
stanbul’da sanayici-girişimci bir ailenin en büyük çocuğu olarak dünyaya gelen Aynur Ayhan, eğitimini tamamlar tamamlamaz aile işletmelerinde çalışmaya başlayarak döküm sektörüne giriş yapar. Babasının, “Acil yapılması gereken işler var, 2 yıl çalış sonra nerede istersen orada çalışırsın” sözleri ile işin bir ucundan tutan Aynur Ayhan, bugün aile şirketleri olan Ayhan
Metal’in Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyor. Aynur
Ayhan ismi sektörde bir dönem yürüttüğü Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği yönetim kurulu üyeliği de ile
tanınıyor. Bu yıl 25. çalışma yılını dolduran Aynur Ayhan,
“1000’de Bir” isimli kişisel fotoğraf sergisi açtı. Ayhan
ile sergisi üzerine başladığımız söyleşi, kadınların iş
hayatında ve sivil toplum kuruluşlarındaki etkilerine doğru evrildi.
Çalışma hayatına ne zaman atıldınız? Ne kadar zamandır döküm sektöründe yer alıyorsunuz? İşinizin gerekleri nelerdir?
Üniversitedeyken yaz tatillerinde atölyede çalıştığımı da dikkate alacak olursak bu sene 25.
çalışma yılıma gireceğim. Bu süre zarfında ilk olarak atölyede değişik bölümlerde çalıştım ve
zaman içinde yöneticilik pozisyonu aldım. Baktım mühendislik
ile işler bir yere kadar gidiyor,
35 yaşından sonra Marmara
Üniversitesi’nde 2 yıllık yönetici geliştirme programını bitirdim.
Kız kardeşim okulu bitirince makine imalatındansa dökümcü olmak istedi. Bu nedenle makinenin yanı sıra döküm işine
de başladık. Şu anda kız
kardeşimle birlikte sadece enjeksiyon döküm
işi yapıyoruz. Sektörde değişik kademelerde görev alan kadınlar
var ama hem aktif olan
hem de birinci derece
18
Ocak - Şubat - Mart / 2013
akrabası ile çalışan tek kadın yöneticiler biziz.
Döküm işinde 24 saat, durmadan çalıştığınız zamanlar
oluyor. Bu süre zarfında üretim gereği sorunlar doğal olduğundan bir kadın için kolay olduğunu söyleyemeyeceğim ama ekipteki tecrübeli erkek çalışanlarla bu durumları aşıyoruz.
Fotoğrafa nasıl başladınız?
Fotoğrafla ilgili ilk karanlık oda tecrübesini ortaokulda fotoğrafçılık kolundayken yaşamıştım. Daha sonra üniversitede fotoğraf çekerek harçlığımı kazanıyordum. Şöyle ki,
o zamanlar tabii herkeste fotoğraf makinesi yok
dolayısı ile okulun fotoğrafçısı bana bir analog fotoğraf makinesi ve makara film verirdi. Ben de okul ya da yurtta fotoğraf çekerek kart başına para kazanırdım. Üniversite bittikten sonra fotoğraf tekniğimi ilerletmek için kursa gittim ve
hobi olarak fotoğraf çekmeye devam
ediyorum. Fırsat buldukça karma sergilere katılıyorum. “1000’de Bir” ilk kişisel sergim.
“1000’de Bir” fotoğraf sergi projesi nasıl
oluştu?
Çeşitli sektörel sivil toplum
kuruluşları(STK)’nda görev almamın yanı sıra TOBB çatısı altında “İstanbul Kadın Girişim
Kurulu”nda da görev alıyorum.
2011 yılında yönetmelik değişikliği ile ticaret ve sanayi odalarındaki meclis üyesi kadar, kadın üye sayısı oluşturma fırsatı
doğdu. İstanbul Sanayi Odası’na
baktığımızda hem sanayici hem
de STK’lar da görev almak isteyen yeterli kadın sayısına ulaşamadık. O zaman fark ettim ki sanayinin yoğun temposu nedeniyle STK’larda görev alan gönüllü kadın sayısı az. Bunu söylemenin yanı sıra yazabilirsiniz
RÖPORTAJ
de, ama ben fotoğraflayarak vurgulamayı tercih ettim.
Her fotoğrafçı gibi benim de kişisel fotoğraf sergi açma
hayalim vardı. Konuyu İstanbul Sanayi Odası ile paylaştım; “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” çerçevesinde yapılmasının daha uygun olacağı görüşüyle İSO/İKGK desteği ve
TOBB sponsorluğunda projeyi gerçekleştirdik.
Projeye katılan kadın sanayiciler nasıl seçildi? Proje
süreci nasıl işledi?
Daha önce de söylediğim gibi hem sanayici olup hem
de STK’larda görev alan kadın sayısı az. Evet, ön planda olan değerli kadın sanayicilerimiz var ama arka planda ciddi projelere imza atan kadınlarımız da var. Öncelikle İSO, Kagider, Koza, Kader gibi dernekleri tarayarak, proje de yer alabilecek kişileri tespit ederek, proje hakkında
bilgi verdim. İşin zor kısmı hem benim hem de katılımcıların programlarının çok yoğun olması ve tüm sıkışıklığa
rağmen bir randevu ayarlayıp fotoğraf çekmekti. Önemli olan bir başka durum randevuya gidildiğinde günlük iş
akışında değişiklik yapılmadan o an olduğu gibi görüntülendi. Projede yer alan tüm sanayici kadınlar bu sürece
gönüllü olarak katıldı.
Kadınlar sivil toplum kuruluşlarına ne gibi katkılar
sağlıyor? Bu katkının yeterli olduğunu düşünüyor
musunuz?
Sadece iş başarısı nereye kadar? Bence bunu tamamlayan sosyal başarıdır. Yapılan istatistiklere göre para yüzde 20 mutluluk getiriyor, tabii burada ülkenin gelişmişlik düzeyi de önemli. İnsanlar zengin oldukları için mutlu olmuyorlar, mutlu oldukları için zengin oluyorlar. Sevdiği işi yaparak para kazananlar sevmediği işi yapanlara
göre daha mutlular. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen
STK sayısı dörttür.
Evet, Kadınlar STK’larda daha çok görev almalılar çünkü
bakış açıları, olaylara yaklaşımları farklı, dolayısı ile sonuç-
ları da daha farklı oluyor. Sadece sorun demeyelim dikkat
çekilmesi gereken konularda da ses getiriyorlar. Ne olursa olsun kadın estetiktir ve bu da yaptığı her işe yansır.
STK uğraşları, gönüllülük esasıyla yapılan uğraşlar, toplumun size kazandırdığını, kendinizin tecrübeleri ile sizden
sonrakilere aktarmaktır. Bir nevi bilginin zekatı gibi diyebiliriz.
Aslında bu konu en güzel şu sözlerle açıklanır sanırım: “İki
şey seni milyonlarca insandan ayırır. Bir; problemin değil
çözümün parçası olmak, iki; hayata ve her şeye yeni özgün – orijinal bakış açısıyla yaklaşmak.
Kadının sosyal statüsünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce kadın olması gerektiği yerde mi?
Kadınlar medyada sadece şiddet görmeleri ya da evlilik
programları aracılığıyla değil, ekonomide ve sanayi içinde yer almalarıyla da olmalılar.
Kadın gerek evin içinde gerek dışında ekonomik hayata
aktif olarak katılıyor. Çalışan kadın sayısı son yıllarda hızla
artış göstermiş olmakla beraber halen dünya ortalamalarının çok gerisindeyiz. Kadın ve sanayici kimliği hala yeterli oranda yan yana gelmiyor, çünkü kadınlar sanayicilikten daha çok hizmet sektörünü tercih ediyor.
Toplumları, nesilleri meydana getiren onları doğuran ve
büyüten topluma kazandıran kadındır.
Siyasi, sosyal ve ekonomik hayata daha çok katılan, sorumluluk almaktan kaçınmayan Türk kadını, ülkenin aydınlık geleceğinin şekillenmesinde daha çok katkı sağlıyor.
Kadının yer almadığı karar mekanizmalarında çok kere
kadın sorunlarına duyarlılık yeteri kadar oluşmamakta,
dolayısıyla da kadının statüsünü yükseltecek yeterli çözümlere ulaşılamamaktadır.
Toplumlar, kadın ve erkeği birbirine rakip olarak değil,
birbirini bütünleyen, tamamlayan unsurlar olarak görmeli ve bu paralelde stratejiler geliştirmelidir.
Türkdöküm
19
DOSYA
Otomotiv Sanayi:
2012 Nasıl Geçti?
2013 Beklentileri Neler?
Dünyada yıllık 2 trilyon euro cirosu ile
lokomotif sektörlerin başında gelen otomotiv
sanayi, Türkiye ekonomisinde de önemli bir
paya sahip. Sanayileşme çabalarında önemi
tartışmasız kabul gören bu sektör 2012 yılını
nasıl geçirdi? Sektörde 2013 yılı beklentileri
nelerdir? Otomotiv Sanayii Derneği Genel
Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer ve Taşıt Araçları
Yan Sanayileri Derneği Genel Koordinatörü
Süheyl Baybalı, rakamsal verileri ile bu sanayi
koluna mercek tutuyorlar.
S
adece Türkiye’de değil tüm dünyada lokomotif
sektörlerden biri olan otomotiv sektörü, ekonomiler açısından gün geçtikçe önemini daha
da artırıyor. Bu önem, gelecek için daha ciddi
yatırımlar yapılmasına neden olurken, bağlantılı birçok
sektör de bu durumdan etkileniyor. 2 trilyon euro civarında cirosu bulunan sektörde Ar-Ge ve üretim kapsamında 85 milyar dolarlık yatırım harcaması gerçekleştirilirken, yatırım yapılan ülkelerde 433 milyar euro üzerinde vergi geliri elde ediliyor.
Günümüzde otomotiv sektöründe sadece Türkiye’de
değil uluslararası boyutta da çok ciddi rekabet yaşanıyor. Bu rekabet sadece fiyat aralığı bazında değil; kalite
ve ürün çeşitliliği alanında da oluyor. Bu nedenle geleceğe yönelik yatırımlar belki sektör için bugün geçmişten daha fazla önem teşkil ediyor. Bu yatırımların başında kuşkusuz ki Ar-Ge geliyor. Bu gerçeklikten hareket eden sektör bileşenleri söz konusu alana artık çok
daha fazla önem veriyor, yatırımlarında en büyük dilimi
bu alana gerçekleştiriyorlar.
Demir-çelik, lastik, petro-kimya, plastik, hafif metaller
gibi birçok sektörden tedarik sağlayan otomotiv sektörü, sadece ekonomik anlamda değil bu sektörlerin gelişmesi açısından da lokomotif bir güç konumunda. Otomotiv sektörünün ulaşım, turizm, tarım, inşaat gibi hizmet sunduğu birçok sektör de, bağlantılı olarak bu sektörün ülke ekonomisi üzerindeki etkisini artırıyor. Dolayısıyla otomotiv sektörü ülke ekonomileri açısından direkt ya da dolaylı olarak sahip olduğu belirleyici konu-
20
Ocak - Şubat - Mart / 2013
DOSYA
munu her geçen gün daha da kuvvetlendiriyor.
Otomotiv için en temel tedarikçi sektörlerin başında
gelen sektörlerden biri de döküm sanayi. Döküm sanayi
de tıpkı diğer sektörler gibi otomotiv sektörünün olumlu ya da olumsuz seyrinden etkileniyor. Bu nedenle döküm sanayi açısından otomotiv sektörünün gelişimi,
ithalat-ihracat hacmi, rekabet koşulları, Ar-Ge yatırımları vb. gibi birçok ana başlık, ulusal ya da uluslararası boyutta fark etmeksizin, dolaylı bir şekilde döküm sektörünü de etkiliyor; olumlu ya da olumsuz şekilde döküm
sanayine de yansıyor.
Otomotiv sanayinde 2012
Otomotiv sanayinin Türkiye’nin sanayileşme çabalarında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, “Ülkemizde otomotiv sanayinin kuruluş istek
ve çabaları ile bu sanayinin geniş bir teknolojik ve üretim alt yapısına ihtiyaç duyduğu ve diğer ilgili sanayiler ile beraber çalışması gerçeği ortaya çıkmıştır” sözleri
ile bunun sonucunda birçok sektördeki sanayileşme hareketlerinin tetiklendiğine vurgu yapıyor: “Özellikle demir çelik, lastik ve plastik gibi ham madde üretimi ile aksam parça üretimindeki gelişmelerin vurgulanması gereklidir.”
Tüm sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de
otomotiv sanayinin ekonominin lokomotif sanayilerinden biri olduğunu ifade eden Tezer’e göre otomotiv
sektörünü; “ekonominin diğer ana sektörleri ile bu yakın ilişkisinin yanında, tarım sektöründe mekanizasyon,
savunma sanayi tekerlekli ve paletli platformlarda büyük destekçi ve teknoloji paylaşımda büyük kaynak olarak görmek gerek.
” Türkiye’de 1960’lı yıllarda itibaren gelişme göstermeye başlayan otomotiv sanayinin özelikle 90'lı yıllardan
itibaren, üretimde ve işletme yönetimde çağdaş kalite
yönetimi anlayışı ile yalın üretim ve yalın yönetim alışkanlığı geliştirdiğini ifade eden Tezer, AB ile Gümrük
Birliği’nin gerçekleştirildiği süreçte, küresel rekabete
uyum ve küresel pazarlara yoğun ihracat için kamu kurumları ile birlikte uyumlaştırdığı küresel teknik ve ticari mevzuata da uyum gösterdiğini söylüyor. Tezer, sektörün kendini sürecin gerekleri doğrultusunda konumlandırdığını da şu cümlelerle ifade ediyor: “Sanayimiz
bununla birlikte, Ar-Ge, tasarım ve yönetimi kültürünün
geliştirilmesi ile yeni teknolojilerin yaygınlaştırılmasında önderlik; yatırımlarda ve üretimde daha yüksek katma değer arayışı, yüksek nitelikli insan gücü yetiştirme,
rekabet öncesi işbirliği kültürü ve tedarik zincirinde yer
alan KOBİ niteliğindeki tüm kuruluşlar ile uzun vadeli stratejik işbirliğinin geliştirilmesi, tüm süreçlerde 'Yenilikçi Yaklaşım' gibi konularda da başarılar sağlamıştır.”
Ülkemizin coğrafi ve ticari konumu, endüstriyel potansiyeli ve gelişen küresel rekabet gücü açısından önemli bir ekonomi merkezi konumunda bulunduğunu söyleyen Tezer, küresel pazarda Türkiye’nin 4 yerli otobüs
markasının talep gördüğüne dikkat çekiyor. Tezer, “Ti-
Prof. Dr. Ercan Tezer
OSD Genel Sekreteri
Ercan Tezer:
Motorlu taşıt aracı
üretimimizi 2 milyon,
ihracatımızı ise 1,5 milyon
adede çıkarma hedefimizi
koruyoruz. Sanayimiz, AB
ve dünya sıralamasındaki
yerini daha da yükselterek
dünyada toplam taşıt
üretiminde ilk on, AB’nde
toplam taşıt aracı üretiminde
ilk üç ve Ar-Ge’de ilk
beş sırada yer almayı
amaçlamaktadır.
cari araçlarda sanayimizin bu gücü sayesinde taktik tekerlekli savunma araçları da yerli olarak geliştirilmekte
ve yerli markalarımız olarak ihraç edilmektedir” sözleri
ile otomotiv ve savunma sanayi arasındaki stratejik ilişkiye de dikkat çekmiş oluyor.
Otomotiv sanayinin önemli çoğunluğunun AB ülkeleri ile küresel ortaklığı bulunan firmalardan oluştuğunu
belirten Tezer, toplam üretimin önemli bir oranını gerçekleştiren bu firmaların, birçok modelin Avrupa’ya ihracatını, üretim üssü olarak tek başına yaptıklarına da
vurgu yapıyor.
Tezer’in 2012 yılı değerlendirmeleri de sektöre mercek
tutar nitelikte. Azalan iç talep ve Avrupa’da yaşanmakta olan kriz ile azalmaya devam eden ihracat sonucunda 2012 yılının otomotiv sanayisi için zor bir yıl olduğunu belirten Tezer, ihracattaki düşüşün en önemli nedenini de Avrupa Birliği’nde otomobil talebindeki azalmanın yanı sıra AB’nde en büyük üreticisi olduğumuz ha-
Türkdöküm
21
DOSYA
fif ticari araçlar talebinde meydana gelen düşüş olduğunu ifade ediyor.
Tezer’in verdiği bilgilere göre 2012 yılında bir önceki
yıla göre otomobil ihracatı ve toplam taşıt aracı ihracatı kümülatif olarak azalmış. Tezer’in rakamsal verilerden
hareketle yaptığı 2012 yılı otomotiv sektörü değerlendirmesi ise şöyle: “2012 yılında bir önceki yıla göre toplam taşıt aracı ihracatı yüzde 8 oranında azalarak 730
bine, otomobil ihracatı ise yüzde 7 daralarak 413 bin
adete geriledi. Toplam pazar 2011 yılına göre yüzde 10
azalarak 818 bin adet düzeyinde gerçekleşti. 2013 yılında yeni model yılı uygulamasına geçilecek olması nedeni ile firmalarımızın yapmış olduğu yoğun kampanyalara rağmen 2012 Aralık ayı satışları 2011 yılı Aralık ayı düzeyinin altında gerçekleşmiş olup, 2012 yıl sonu itibariyle otomobil satışları bir önceki yıla göre yüzde 6 oranında daralarak 556 bin adete geriledi. Beklendiği gibi, yılsonu toplam taşıt aracı ve otomobil satış adetleri 2010
yılı talebinin üzerinde gerçekleşti.”
Dış ticaret dengesinin 636 milyon dolar fazla verdiğini
belirten Tezer, bu durumu şu rakamsal verilerle açıklıyor: “GTİP 87.00 kapsamındaki motorlu kara taşıt araçları ile bunların aksam ve parçaları dış ticaretinde, 2012 yılında 14 milyar 514 milyon dolar ithalata karşılık 15 milyar 150 milyon dolar ihracat gerçekleştirildi. Bunun sonucu, dış ticaret dengesi ise 636 milyon dolar fazla verdi. 1996/2004 döneminde dış ticaret açığı 14 milyar 315
milyon dolar iken 2005/2012 döneminde 11 milyar 460
milyon dolar dış ticaret fazlası oluştu.”
2012 yılı LMC verilerine göre, Türk otomotiv sanayi toplam üretimde; dünya üretiminde 17., AB (27 ülke) üretiminde ise 5. sırada yer aldı. Tezer, bu rakamların yanı
sıra, hafif ticari araç üretimde 1. sırada yer
alan Türkiye’nin, otobüs üretiminde
2., otomobil üretimde ise 8. sırada bulunduğunu söylüyor.
Sektör kuşkusuz istihdam açısından da değerlendirilmeyi hak ediyor. Türkiye otomotiv
sektörünün istihdam değerlendirmesini de yapan Tezer, 2012 yılı
itibariyle sanayi firmalarında 45 bin
toplam çalışan sayısı olduğunu söylüyor ve 2011 yılı ile kıyaslandığında
önemli bir değişiklik olmadığını belirtiyor.
Otomotiv sanayinin önemli
bileşenlerinden biri
olan Taşıt
22
Ocak - Şubat - Mart / 2013
OTOMOTİV SANAYİNİN SEYRİ
• 1960’lı yıllar:
“İthal İkamesi” amaçlı traktör ve ticari araçların montaj üretimi.
• 1970’li yıllar:
Aksam parça üretimine yönelik “Yerlileştirme” ve “Otomobil Üretimi”.
• 1980’li yıllar:
“Kapasite ve Teknoloji Yatırımları”.
• 1990’lı yıllar:
“Küresel Rekabet” için yeniden yapılanma ve küresel sanayi ile entegrasyon.
• 2000’li yıllar:
Daha yüksek katma değer yaratarak dünya pazarlarına yönelik tasarım ve üretim için “Sürdürülebilir Küresel Rekabet Süreci”ne giriş.
• 2007/2013:
Ar-Ge ve İnovasyon alanlarında devlet yardımlarının gelişmesi ile tasarım yetkinliğinin de artışı.
Kaynak: OSD
Araçları Yan Sanayileri Derneği (TAYSAD)’ın Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı da sanayiye yönelik değerlendirmelerinde geniş bir perspektiften bakıyor ve rakamsal verilerle bir tablo oluşturuyor. Baybalı, 2012 yılında
traktör üretimi ile birlikte toplam 1 milyon 115 bin adet
araç üretildiğini, bu araçların ise 730 bininin ihraç edildiğini söylüyor.
2011 yılına göre yüzde 10’luk düşüş ile iç pazarın 818
bin seviyesinde kaldığını ifade eden Baybalı, Türkiye
İhracatçılar Meclisi verilerine dayandırdığı rakamları,
“Toplam ihracatımız 19 milyon 63 bin dolar olarak gerçekleşti. Toplam ihracat içinde tedarik sanayimizin payı
yüzde 43 seviyesine yükseldi ve 8,3 milyar dolarlık ihracat tedarik sanayimiz tarafından gerçekleştirildi” biçiminde açıklıyor.
Otomotiv sanayisinin tüm ülke ihracatı sıralamasında 7
yıldır sürdürdüğü başarısını devam ettirerek 2012 yılını
da ihracat şampiyonu olarak tamamladığını ifade eden
Baybalı, “Özellikle kur savaşlarının ihracatımız üzerindeki olumsuz etkisinin azaltılması ve yeni serbest ticaret
anlaşmalarının uygulamaya alınmasıyla, gelecek yıllarda da ihracat şampiyonluğumuzu devam ettireceğimize inanıyoruz” sözleri ile gelecekten de umutlu olduğuna vurgu yapıyor.
2012 yılında dünya otomotiv sanayinde olumlu bir gelişme ve artış olduğunu belirten Baybalı, Dünya Otomotiv Sanayicileri Birliği OICA’nın verilerine göre, 2012 yılında toplam motorlu araç üretiminin, 2011 yılına göre
yüzde 5,3 oranında artarak 84,1 milyon adet düzeyinde
gerçekleştiğini ifade ediyor. Artışın ana kaynağının Çin
başta olmak üzere Asya ve Okyanusya bölgesi olduğu-
DOSYA
Süheyl Baybalı
TAYSAD Genel Koordinatörü
Süheyl Baybalı:
na dikkat çeken Baybalı, dünya üretiminin ilk sırasında
yer alan bu bölgenin toplam üretiminin ise 43,7 milyon
adet olduğunu söylüyor.
2013 öngörüleri, gelecek beklentileri…
Türkiye ihracatının yüzde 70’ini oluşturan AB ülkelerinde de üretimin yüzde 7,3 oranında düşerek 16,2 milyon
adet düzeyine gerilediğini belirten Baybalı, 2013 yılı
için; “Mevcut iş hacmimizi koruyarak dışa açılmalı, gelecek için kısa-orta ve uzun vadeli stratejik planlarımızı yapmalıyız” diyor. AB ülkelerindeki ekonomik sıkıntı
ve kemer sıkma politikalarının devam edeceği yönünde öngörüde bulunan Baybalı, Türkiye’de ise siyasi istikrar, mali disiplin ve yeni yatırımların sürmesini beklediklerini ifade ediyor.
AB Komisyonu’nun 2020 öngörüsünde de yer aldığı
üzere üretimin artık Avrupa’dan Doğu’ya doğru kaymakta olduğunu, bunun son birkaç yılın küresel üretim
rakamlarında da görüldüğünü ifade eden Baybalı, bugün itibariyle AB ülkelerinde kapasite fazlalığı ve karsızlık, ekonomik daralmalara bağlı üretim ve satış düşüşü, yüksek maliyetler, nakit akışında yaşanan sorunların
güncelliğini koruduğunun altını çiziyor. Baybalı, kalitesi,
verimliliği, yetişmiş insan kaynağı, dizayn ve Ar-Ge yatırımları ile hizmet verebilecek en yakın ve rekabetçi ülkenin ise Türkiye olduğunu belirtiyor.
TAYSAD da otomotiv sanayi için Ar-Ge yatırımlarının
önemine inanıyor. Son iki-üç yılda atılan adımlar sayesinde bugün Türk otomotiv tedarik sektöründe 49 ArGe merkezi olduğunu belirten Baybalı, bunların 46 tanesinin TAYSAD üyesi olduğunu, ana sanayi firmaları ile
Otomotivde yapılmasını
arzuladığımız Adil
Vergi Düzenlemesi iç
pazarımızın çok hızlı
gelişmesini sağlayacak,
ülkemizi yabancı
yatırımcılar için cazibe
merkezi haline getirecek
ve Türk tedarikçilerin
güçlenerek küresel
tedarikçi haline gelmesini
kolaylaştıracaktır.
birlikte toplam Ar-Ge merkezi sayısının 59’a yükseldiğini, Türkiye’deki toplam Ar-Ge merkezi sayısının ise 139
olduğunun altını çiziyor.
Hükümetin 2023 yılı ihracat vizyonunda, otomotiv sektörü için belirlenen hedefin 75 milyar dolar olduğunu
ifade eden Baybalı, bunu sektörün adet ve katma değer
artışı ile sağlayabileceğine inanıyor. Baybalı bu noktada, yeniden düzenlenen Yatırım Teşvik Sisteminin fayda
sağlayacağını düşünüyor.
Türkiye otomotiv sanayinin küresel bir güce sahip olsa
bile bu gücünü öncelikle kendi iç pazarından alabileceğini ifade eden Baybalı, “Otomotivde yapılmasını arzuladığımız Adil Vergi Düzenlemesi iç pazarımızın çok hızlı gelişmesini sağlayacak, ülkemizi yabancı yatırımcılar
için cazibe merkezi haline getirecek ve Türk tedarikçilerin güçlenerek küresel tedarikçi haline gelmesini kolaylaştıracaktır” sözleri ile konuya açıklık getiriyor.
Türkiye’nin fırsatlarını ve marka değerini her platformda anlatarak yeni yatırımları çekmek gerektiğine dikkat
çeken Baybalı, TAYSAD’ın önemli misyonlarından biri-
Türkdöküm
23
DOSYA
TAYSAD’IN 2013 ÖNGÖRÜSÜ
2012
1 milyon 115 bin adet
2013
1 - 1,1 milyon adet
818 bin adet
800 - 810 bin adet
19 milyar 63 milyon dolar
20 milyar dolar
Toplam otomotiv ihracatının yüzde 43’ü
Toplam otomotiv ihracatının yüzde 45’i
Üretim
İç Pazar Satış
İhracat
Tedarik Sanayi
İhracatı
nin de yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmek olduğunu ifade ediyor.
Otomotiv sanayinin temel stratejisinin; verimlilik artışı,
katma değeri yüksek yenilikçi ürünlerde üretimi arttırmak ve mevcut ihracat projelerine ek olarak yeni projelerin gerçekleştirilmesi olduğunu ifade eden OSD Genel
Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, “‘Küresel Mükemmeliyet
Merkezi’ olabilmek için Ar-Ge alanında yatırımlar yapmaya ve küresel firmaların sadece üretim yatırımlarını
değil, Ar-Ge faaliyetleri ile ilgili yatırımlarını da ülkemize çekmeye yönelik olarak tedarik zincirinde yer alan firmalar ile birlikte tasarım çalışmalarının geliştirilmesi sanayimizin öncelikli konusudur” diyor.
Ar-Ge çalışmaları, birçok sektör için olduğu gibi otomotiv sektörü için de tartışılmaz bir öneme sahip. “Sanayimiz, 2012 yılı Eylül ayı itibariyle Türkiye’de kurulan 130
Ar-Ge merkezi içinde 50 adet merkez ile diğer sektörler arasında ilk sırada yer almaktadır. Sanayimizin, Ar-Ge
merkezi sayısı ile elde ettiği birincilik, öngördüğü hedefe ulaşma konusunda kararlılığını göstermektedir” sözleri ile bu alanda yapılan çalışmaların önemine vurgu
yapan Tezer, sanayinin gelişmesi, yeni teknolojileri geliştirmesi, verimliliğin ve rekabet gücünün arttırılması
ile yeni ihracat projelerinin devamında stratejik önemde olduğunu belirtiyor ve Ar-Ge desteklerinin yeni projelerle geliştirilerek sürdürülmesi gerekliliğine dikkat
çekiyor.
Otomotiv sanayi için gelecekten oldukça umutlu olan
Tezer, 2013 yılı için önemli bir değişiklik beklemiyor:
“Bazı üreticilerimiz AB pazarındaki daralmaya bağlı olarak ABD pazarı ihracatını arttırmaya başladı. 2013 yı-
24
Ocak - Şubat - Mart / 2013
lında AB ülkelerindeki risklerin devam edeceği tahmin
ediliyor. Bu koşullarda, 2013 yılında da üretim ve ihracat
adetlerinde önemli bir değişiklik beklenmemektedir.”
Gelecek için mutlaka pazarda istikrarlı artışı sağlayacak
talebe endeksli dengeli bir vergi politikasının oluşturulmasının gerekli olduğunu belirten Tezer, iç pazardaki
güçlü talep yapısının küresel rekabet gücünü de olumlu yönde etkileyeceğini belirtiyor.
Tezer, 2013 hedeflerini de şu sözleri ile ifade ediyor: “Sanayimizde Ar-Ge faaliyetlerindeki gelişmeler çerçevesinde yakın gelecekte, motorlu taşıt aracı üretimimizi 2
milyon adede, ihracatımızı ise 1,5 milyon adede çıkarma
hedefimizi koruyoruz. Sanayimiz, AB ve dünya sıralamasındaki yerini daha da yükselterek dünyada toplam taşıt üretiminde ilk on, AB’nde toplam taşıt aracı üretiminde ilk üç ve Ar-Ge’de ilk beş sırada yer almayı amaçlamaktadır.”
Küresel ekonomideki olumsuz koşullara rağmen
Türkiye’deki istikrarlı gelişmenin devam ettiğini belirten Tezer, “Otomotiv sanayimize getirilen yeni yatırım
teşviklerinin ülkemizin yeni küresel otomotiv yatırımları için bir cazibe merkezi niteliği kazandıracağını düşünüyorum” sözleri ile de geleceğe dair umutlarını bir kez
daha dillendiriyor.
2012 yılında daralma yaşayan otomotiv sanayi için, sektör bileşenleri geleceğe yönelik umutlu değerlendirmeler yapıyor, öneriler sunuyor. Beklentiler, 2013 için çok
yüksek tutulmasa da gelecek için oldukça yüksek. Gerçekleştirmek ise en az fiyat kadar önemli olan kalite, tasarım ve ürün çeşitliliği olarak öne çıkıyor. Bunlara ulaşmak ise Ar-Ge yatırımlarını artırmaktan geçiyor.
Türkdöküm
25
ÜYELERDEN
Çemaş Döküm’den
Tasarruflu Adım
Türkiye’de ilk kez dizayn edilen 6 tribünlü kontinü yolluk temizleme
makinesini devreye alan Çemaş Döküm, bu adımı ile 80 Kwh/ton
enerji tasarrufu sağlarken zaman, işçilik ve malzeme
kayıplarından da kazanç elde etti.
1
976 yılında 17 bin metrekaresi kapalı olmak
üzere 150 bin m2'si arazi üzerine, çimento ve
madencilik sektörüne alaşımlı öğütme elemanları üretimi için devlet tarafından kurulan
Çemaş Döküm, 1995 yılından itibaren Işıklar Holding
bünyesine katıldı. ISO 9001 ve ISO /TS 16949 kalite güvence yönetim sistemi doğrultusunda kalitesini sürekli
iyileştirerek yurt içi ve yurtdışı müşterilerine hizmet veren Çemaş Döküm, otomotiv, beyaz eşya, makine başta
olmak üzere birçok sektöre yüksek kalitede pik, sfero ve
alaşımlı döküm parça üretimi yapıyor.
Modern 4 kalıplama hattı, 6 adet indüksiyon ocağı, 2
adet kum mikseri, kum soğutucu, maça üretim ve ana
üretim makinelerine sahip olan firma, 2007 yılı itibariyle de 5 adet CNC işleme merkezi yatırımı ile talaşlı imalat tesisini devreye aldı.
Doğrudan ana sanayilere bitmiş parça tedarik edebile-
26
Ocak - Şubat - Mart / 2013
cek düzeye ulaşan Çemaş Döküm’ün son atılımı da 6 tribünlü kontinu yolluk temizleme makinesi oldu.
Türkiye’de ilk kez dizayn edilen 6 tribünlü kontinu yolluk temizleme makinesini devreye alan Çemaş Döküm,
birçok açıdan kazanç sağlıyor. Döküm esnasında oluşan
yolluk ve besleyiciler temizleme makinesinden geçerek temizleniyor ve tekrar kullanılmak üzere indüksiyon
ocaklarına geri dönüyor. Bu proses sonucu 80 Kwh/ton
enerji tasarrufu sağlanmış oluyor.
Aynı zamanda döküm parçalarını da temizleme özelliği
bulunan makine ile sağlanan tasarruf bununla da sınırlı değil. Makine sayesinde zaman, işçilik ve malzeme kayıplarında da önemli iyileştirmeler gerçekleşiyor.
80 gr ile 80 kg arasında her türlü yüksek kalite pik, sfero,
alaşımlı çelik üretimini toplam 4 kalıplama hattı ile yapabilen Çemaş, talaşlı imalat tesislerinde de bitmiş ürün
olarak müşterilerinin hizmetine sunuyor.
ÜYELERDEN
Gedik'te Inductotherm
Ocaklarıyla İlk Döküm
Yapıldı
Inductotherm Türkiye’nin Gebze tesislerinde üretilen indüksiyon ocaklarının kurulumu, Gedik
Döküm’ün Sakarya Hendek tesisinde yapıldı. Ocaklar, kurulumların ardından ilk dökümlerini
de gerçekleştirdi.
I
nductotherm Türkiye’nin Gedik Döküm için ürettiği
indüksiyon ergitme ocakları kurulumlarının ardından ilk dökümlerini gerçekleştirdi.
Geçtiğimiz yıl Gedik Holding’den sipariş alınan indüksiyon ocakları, Inductotherm Türkiye Gebze tesislerinde imal edilerek Sakarya Hendek İkinci Organize
Sanayi Bölgesi’nde yeni kurulan Gedik Holding’e bağlı Gedik Döküm Vana Fabrikası’na sevk edilmişti. Inductotherm bünyesindeki mühendis ve teknik personelin
özenli çalışmaları sonucu üretime hazır hale getirilen indüksiyon ergitme ocakları ilk dökümlerini gerçekleştirdiler.
Gedik Holding, Sakarya Hendek OSB’de kurduğu yeni
yatırımlar için üretilen ve kurulumu yapılan; 1750+250
KW Meltmanagerli Dual Trak Plus, 2 x 3 Ton Çelik Gövdeli, tartılı, tam kapalı kapaklı ocak ve 1250+250 KW Meltmanagerli Dual Trak Plus, 2 x 2 Ton Çelik Gövdeli ,tartılı,
ve tam kapalı kapaklı ocaklardı.
Gedik Holding’in Kurtköy’deki fabrikasında daha önce
devreye alınan bronz alaşımları ergitme için kullanılan
125 KW 3 Khz VIP- I 1 x 200 kg Push Out ocak ile 50 KW
3 KHz Bronz takoz ısıtma sistemleri ise çalışmaya devam
ediyor.
Dünyanın en büyük indüksiyon sistemleri imalatçısı
olan Inductotherm Group'un alt şirketi olan Inductotherm İndüksiyon Sistemleri Sanayi A.Ş, 1990 yılından
bugüne Türkiye'de faaliyet gösteriyor.
İndüksiyon sistemleri üretimi, onarımı ve servis hizmeti alanında faaliyet gösteren firma, Orta Doğu, Balkanlar,
Kuzey ülkeleri ve Türki Cumhuriyetlere ihracat yapıyor.
2011 yılında ve 2012 yılında rekor büyüme gerçekleştiren Inductotherm geçtiğimiz yıl kapasitesinin artışı ile
birlikte üretimini daha da arttırmıştı. Inductotherm Türkiye, Amerika, İngiltere ve İspanya’daki grup şirketlerinden sonra Inductotherm Japonya ve Inductotherm
Avustralya’ya da ihracat yapmaya başladı.
Inductotherm Group’un dünya ölçeğinde 18 ülkede kurulu 93 firması ve 7 bin’den fazla çalışanı bulunuyor.
Türkdöküm
27
ÜYELERDEN
Erkunt Daha
Tasarruflu Çalışacak
Erkunt, "Üretimde süreklilik enerjide verimlilik ile olur" düşüncesi ile yeni dual-track
plus ocaklarla daha tasarruflu çalışacak. Erkunt, tasarım sürecinden başlayıp üretim
proseslerine, yeni tesis ve makine, ekipman alımına kadar her aşamada gerçekleştireceği
iyileştirme çalışmalarına Inductotherm “2*8 tonluk Dual-Track Plus Yeni İndüksiyon
Ocakları”nı devreye alarak güçlü bir başlangıç yaptı.
D
ünyadaki kaynakların hızla azalması ve küresel ısınma, enerjinin önemi her geçen gün
daha da artırıyor. Bu durumdan kaynaklı sanayide enerji maliyetleri de önemli bir yer
tutuyor. Döküm sektöründe, toplam üretim maliyetinin
yaklaşık yüzde 15’ini enerji maliyetleri oluşturuyor. Bu
durum enerji fiyatlarına her hangi bir müdahalesi olamayan döküm üreticilerini, global rekabetin yaşandığı
bir ortamda faaliyetlerini sürdürebilmeleri için enerji tüketimlerini azaltmaya zorluyor.
Erkunt; kaynakların etkin kullanımına, enerji maliyetlerinin düşürülmesine ve enerji performansının izlenip iyileştirilmesine katkı sağlayan ISO 50001 Enerji Yönetim
Sistemi çalışmaları kapsamında; önemli enerji boyutlarını değerlendirip “Enerji Tasarrufu” sağlayacağı öncelikli alanları belirledi. Tasarım sürecinden başlayıp üretim
proseslerine, yeni tesis ve makine, ekipman alımına kadar her aşamada gerçekleştireceği iyileştirme çalışma-
28
Ocak - Şubat - Mart / 2013
larına Inductotherm “2*8 tonluk Dual-Track Plus Yeni İndüksiyon Ocakları”nı devreye alarak güçlü bir başlangıç
yaptı.
Konu ilgili açıklamalarda bulunan Erkunt Sanayi A.Ş.
Enerji Yöneticisi ve Bakım&Tesis Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Zafer Türk, indüksiyon ocakları yatırımı ile maliyetleri düşürmek ve istenilen verimlilik değerlerine ulaşmak için proseste çalışma
şeklinin de değiştirileceğini ve enerji tüketiminde büyük tasarruflar sağlanacağını ifade ediyor.
Enerji Yönetim Sistemi kapsamında öncelikle incelemeye alınan önemli enerji boyutunun, enerjinin hatırı sayılır büyüklükte tüketildiği indüksiyon ocakları olduğunu belirten Türk, “Bu nedenle ocaklar öncelikli iyileştirme alanı olarak belirlendi. Ocaklarda yapılacak iyileştirmeler, sağlayacağı enerji tasarrufu ile kısa sürede geri
döneceği gibi, verimlilik artışını da beraberinde getirecek” şeklinde konuşuyor.
İyileştirme çalışmaları kapsamında üç adet 1400 KW hat
frekanslı indüksiyon ocağının devre dışı bırakılarak yerine ergitme prosesinde pek çok avantaj sağlayacak 5500
KW güçteki 2*8 tonluk Dual-Track Plus özellikli Inductotherm ocakları konulduğunu söyleyen Türk, “Örneğin yeni ocaklar 1480°C sıcaklıkta, 8 ton erimiş metali, 46 dakikada ve ton başına 486 kWh enerji harcayarak sağlayacak. Dünya ortalamasının 550 kWh/ton olarak kabul edildiği düşünüldüğünde sağlanan iyileşme
daha iyi anlaşılacaktır” ifadesi ile elde edilen enerji tasarrufuna vurgu yapıyor.
Tundish pota ile servis hızı ve kalitesinin entegrasyonuna da dikkat çeken Türk, “Döküm sürecinde hazırlanmış erimiş metali hızlı bir şekilde alıp, hatta veremiyor ve bekletiyorsanız; maalesef kazandığınız parayı kaybetmeye başladınız demektir. Tundish pota dökümcülüğün edinilmiş tecrübesi ile tam isabetle, boğarak, sağa sola sıçratmadan ustaca dökümünü yaparken,
bize sadece potayı maden ile doldurmak kalıyor. Çapağı minimize eden sistemle çapak temizlemek için ayrılan zaman ve katlanılan maliyetten de tasarruf sağlanacak” diyor.
ÜYELERDEN
Unikon 25. Yılını Yeni
Yatırımlarla Kutluyor
Aliağa ve Gebze'de bulunan fabrikalarında üretim yapan Unikon Metalurji, 15 tonluk
tam otomatik kontrollü reaktör yatırımı ile bünyesinde bulunan Ar-Ge laboratuarlarında
geliştirilen yeni nesil kalıp ve maça reçinelerinin üretim kapasitesini yıllık 20 bin tona çıkardı.
U
nikon Metalurji, Türk ve dünya döküm
sektörü için kalıp ve maça reçineleri üretiminin yanı sıra yılda 10 milyon adet kapasite ile besleyici gömlek ve yılda 6 milyon adet kapasite ile mini besleyici üretimi de yapıyor. Dökümhane ürünleri ile beraber, demir-çelik
sektörü için özlü enjeksiyon tellerinden pota sürgü
kumlarına kadar geniş bir yelpazede katma değer
sağlayan ürünlerin üretimi de firma tarafından gerçekleştiriliyor.
Unikon Metalurji’nin öncelikli politikası, müşteri ihtiyaçlarına ve taleplerine göre geliştirilen ürünlerin,
esnek üretim imkanları ile üretilmesi. Bu doğrultuda
soğuk pota plakaları (UZT) gibi tamamlayıcı ürünlerin geliştirilmesi yanında mevcut ürün gruplarında
sürekli iyileştirme firmanın öncelikli hedefleri arasında yer alıyor.
Unikon Metalurji, yaş kum ile kalıplama yapılan yüksek basınçlı otomatik kalıplama hatlarında, yüksek
boyutsal hassasiyet ve yüksek verim talepleri sonucunda UBE serisi besleyici gömleklerini geliştirdi. Geliştirme aşamalarında talep edilen tüm özelliklerin, üründe birbirini tamamlayıcı olması öncelikli
amaç olarak belirlendi. Bu amaç doğrultusunda, artan besleme verimine rağmen, geleneksel besleyici gömleklere göre çok daha az miktarda flor içeren
UBE serisi besleyici gömlekleri, çevresel etkilerin en
aza indirilmesi konusunda dökümhanelere yardımcı oluyor.
Çevresel etkilerin azaltılması konusunda bir diğer
yardımcı sistem ise ısı ile kum yenileme. Bu sistemlerin önümüzdeki yıllarda öneminin artacağını öngören firma, bu sistemlerin akıcı çalışması için gerekli ürünlerin geliştirilmesine ağırlık veriyor. Isı ile
yenileme sistemlerinde kullanılmak için özel olarak
geliştirilen alkali fenolik reçinelerini müşterilerine
sunan Unikon Metalurji, yenilenmiş kum ile yeniden
kalıplama konusunda müşterilerine satış sonrası sürekli teknik destek veriyor.
Son yıllarda ihracat miktarını daha da artıran firma, tedarik zincirini Türkiye dışında Avrupa ve
Ortadoğu'dan Kuzey Amerika ve Uzakdoğu'ya kadar
genişletmiş durumda.
30
Ocak - Şubat - Mart / 2013
ÜYELERDEN
Kardökmak’tan
125 Ton Tek Parça
Döküm
Kardökmak, Hekimhan Madencilik'e ait yeni kurulacak olan 5 x 75 m döner fırına ait
ringin dökümünü gerçekleştirdi. 125 ton sıvı maden kullanılarak dökülen ring, 85 ton net
ağırlığa sahip.
S
ektörün büyük ve tonajlı parçalarının döküm
ve işlemesinde önde gelen kuruluşlardan biri
olan Kardökmak bir ilke daha imza attı. Firma,
Hekimhan Madencilik'e ait yeni kurulacak olan
5 x 75 m döner fırına ait ringin dökümünü gerçekleştirdi. 125 ton sıvı maden kullanılarak dökülen ve 85 ton
net ağırlığa sahip olan ring bu haliyle Türkiye’de bir ilk
oldu. Ring dökümünde konvertörden elde edilmiş sıvı
maden kullanıldı, aynı zamanda vakum işleminden geçirildi.
Sahip olduğu yüksek döküm ve mekanik işleme kapasitesi ile sektöründe Türkiye'nin lider kuruluşları arasında
yer alan Kardökmak yeni yatırımlarına da devam ediyor.
Firma, 8,5 x 8,5 x 5 m ebatlarındaki tam otomasyon fırından sonra 5,5 x 5,5 x 5 m yeni tav fırınını da devreye aldı.
Kardökmak, Döküm Fabrikaları ve Makine Fabrikaları
olmak üzere iki ana kısımdan oluşuyor.
26 bin 536 m2 kapalı alanı ve yıllık 15 bin tonluk kurulu kapasitesi ile Türkiye'deki en büyük dökümhanelerden biri olan firmanın Döküm Fabrikaları, çok çeşitli
ürün yelpazesi ile hem yurtiçi hem de yurtdışı firmalarına hizmet veriyor. Çimento sektörüne ait ring, gale, değirmen aynası ve fener dişli; demir-çelik sektörüne ait
hadde merdane ve ayakları gibi ağır tonajlı döküm parçaları imal eden firma, demir dışı metal dökümlerde bakır soğutucu kamalar ve tüyerler, elektrot tutucular, her
tür bronz ve pirinç burçlar, yataklar vb. gibi parçalar da
üretiyor.
Kardökmak'a ait Makina Fabrikaları ise 16 bin m2 açık
olmak üzere 26 bin m² alanda 4 ana holde, yıllık yaklaşık 5 bin ton imalat kapasitesi ile ağır sanayinin yedek
parça ve ekipman ihtiyacını karşılıyor. Yüksek işleme kapasiteli dik torna (Max. Ø 8.000 x 4.000 mm), yatay torna (Max. Ø1.600 mm, Max. L 10.000 mm), delme, satıh
freze, vargel, dik planya, freze (Max. X=15.000 Y=4.000
Z=2.000), taşlama, dişli açma (Max. Ø 8.000 mm, Max.
Modul 50), balans alma tezgahları ve tecrübe sahibi
operatörleriyle müşterilerine kaliteli ürünler sunuyor.
Türkdöküm
31
ÜYELERDEN
Sönmezler’de
İlk Sıvı Metal Alındı
Sönmezler Metal tarafından Inductoterm’e sipariş verilen ergitme sistemleri tamamlanarak,
Şubat 2013 tarihinde teslim edildi. Sönmezler Metal Gebze Dökümhanesi’nde kurulumun
yapılmasının ardından ilk sıvı metal de başarıyla alındı.
K
ocaeli’nin Gebze ilçesinde kurulu bulunan
Sönmezler Metal, dökümhane yatırımını tamamlayarak üretime başladı. 2012 yılında
Inductotherm’e sipariş edilen ergitme sistemleri, Inductotherm’in uzman mühendis ve teknik
kadroları tarafından tamamlanarak Şubat 2013 tarihinde teslim edildi. Sönmezler Metal’de ilk sıvı metal
de başarı ile alındı.
Lokman, Bakış ve Nurettin Zülfikarlı kardeşler,
Gebze’deki mevcut boru ve profil fabrikalarının yanı
sıra yıllık 10 bin ton kapasiteli dökümhanelerini de çalıştırmaya başladılar. Ergitme platformundaki ocaklar-
32
Ocak - Şubat - Mart / 2013
dan biri 2500 KW Power Trak 2 x 5 Ton Çelik gövdeli
ocaklar, diğeri ise 1250 KW Power Trak 2 x 2.5 Ton Çelik gövdeli ocaklardan oluşuyor.
Sönmezler Metal, daha çok büyük parça ve hadde
merdaneleri üreteceği bu dökümhanenin başına yıllarca Hisar Çelik ve Denizli Makine’de sorumlu müdür
olarak çalışan Metalurji Mühendisi Tuğrul Karadere’yi
getirdi.
Döküm sektöründe yeni ve taze bir soluk olan Sönmezler Metal’e de ergitme sistemleri yapan Inductoterm, ileri teknolojisi ile Türkiye’deki yatırımcıların
yüzde 50’sinden fazlası tarafından tercih ediliyor.
HABER
BOYALAR
FİLTRASYON
BESLEYİCİ SİSTEMLERİ
OCAK VE POTA
ASTARLARI
METAL
TRETMANLARI
REÇİNELER
POTALAR
COVERAL* I FDU I MTS I ALSPEK*
THE POWER OF 2
Hayatın her alanında güzel bir ahenk vardır. Örneğin, yüksek kaliteli
döküm parçalar elde edebilmeniz için bizim teknolojimiz ve sizin
dökümhaneniz. Veya günlük hayatta kullandığımız mükemmel
teknolojileri üreten mühendislerin ellerinde sizin döküm parçalarınız.
Dökümhane uzmanlarımız metalurjik ihtiyaçlarınıza uygun yenilikçi
çözümler geliştirmenize yardımcı olmak için her zaman hazırlar.
Bizim ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve uzmanlığımız ve sizin becerileriniz
ve proses bilginizle dökümhane operasyonlarınızın gerçek potansiyelini
ortaya çıkaralım.
Ürününüzün mekanik özelliklerini iyileştirmek, metal kalitesini artırmak,
emisyon oranını düşürmek, israfı önlemek veya proses kontrolünüzde
artış sağlamak istiyorsanız, Foseco’ya güvenebilirsiniz.
Her türlü dökümhane ihtiyaçlarınız için, bizimle irtibata geçin.
Sizin dökümhaneniz ve Foseco. Çözüm üreten ortaklık.
ŞİMDİ YERLİ
* COVERAL ve ALSPEK Vesuvius Grubu’nun tescilli markasıdır ve lisanslı kullanılabilir.
Telefon: 0262 677 1050
Faks:
0262 677 1060
[email protected]
www.foseco.com.tr
Türkdöküm
33
ÜYELERDEN
Erkunt'a
Avrupa’dan Onur
Ödülü
Farklı sektörlerden firmalara başarılarını Avrupa’ya kanıtlamaları
için fırsat sunan The European Business Awards (Avrupa İş Ödülleri)
programında Türkiye’yi temsil eden firmalardan Erkunt Döküm,
Ruban Onur Ödülü’nü almaya hak kazanan 11 firmadan biri oldu.
Tuna Armağan
ERKUNT Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
E
rkunt Sanayi A.Ş., European Business Awards
(Avrupa İş Ödülleri) yarışmasında Ruban Onur
Ödülü almaya hak kazandı.
Farklı sektörlerden binlerce firmaya başarılarını
Avrupa’ya kanıtlamaları için fırsat sunan Avrupa İş Ödülleri programında Türkiye’yi temsil eden ulusal finalistler arasında yerini alan Erkunt Döküm, ülkemizden Ruban Onur Ödülü’nü almaya hak kazanan 11 firmadan
biri oldu. Avrupa İş Ödülleri 2013’te yüzlerce rakibini geride bırakarak Ulusal Şampiyon seçilen Erkunt, “yenilikçilik”, “iş mükemmelliği” ve “sürdürülebilirlik” özellikleri
ile Avrupa’nın en parlak 100 kurumu arasında yerini aldı.
Erkunt Döküm aldığı bu ödülle, yarışmanın son aşaması
olan “Kategori Şampiyonluğu” için ‘Yılın €26-150m Cirosuna Sahip İşletmesi Kategorisi’nde Avrupa’daki rakipleriyle yarışacak tek Türk firması da oldu.
27 Avrupa ülkesinden 15 bin adayın başvurduğu prog-
34
Ocak - Şubat - Mart / 2013
ramda onur ödülüne layık görülen 100 firmadan biri
olan Erkunt Sanayi A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Tuna
Armağan, Haziran’da yapılacak galada alacakları ödülle
ilgili memnuniyet duyduklarını ifade ederken, Kategori
Şampiyonluğu’nu da beklediklerini ifade ediyor. Armağan; “60. hizmet yılını doldurmaya hazırlanan Erkunt Döküm ve Makine Fabrikaları, yerli sermayesi ve işgücü ile
üretim alanında proses tasarım, döküm, talaşlı imalat ve
montaj işlemlerini aynı çatı altında yapabilen dünyadaki nadir entegre firmalardandır. Layık görüldüğümüz bu
ödül, bizim ne kadar doğru işler yaptığımızın bir göstergesi. Avrupa İş Ödülleri’nde Ruban Onur Ödülü’ne layık
görülmekten ve bu ödülü Türkiye’ye getirecek olmaktan
gurur duyuyoruz” diyor ve bu ödülle kalmayacaklarını,
yeni başarılara imza atmak için, hedeflerini daha da büyüterek çalışmaya devam edeceklerini ifade ediyor.
Yerel sermayesi ve işgücü ile üretim alanında ‘Innovation Oriented Foundry’ olarak adlandırılan proses tasarım, döküm, talaşlı imalat ve montaj işlemlerini aynı çatı
altında yapabilen dünyadaki nadir entegre firmalardan
biri olan Erkunt; otomotiv, traktör, iş makineleri ve motor üretim şirketlerine yönelik olarak, motor bloğu, silindir kafası, dişli kutusu, karter, aks kovanı, mesnet, volan
ve volan muhafazası gibi parçaları pik ve sfero ham, işlenmiş ve komponent olarak üretiyor.
Agco Sisu Diesel, JCB, VW, CAT, ZF, Same-Deutz Fahr,
Cummins, Deutz, Man, Man Force, Lindner, Steyr Motors, Zetor Tractor, Lister Petter, Lombardini, Carraro,
Ford, Daimler AG, New Holland Tractor, Hidromek, Erkunt Traktör ve Tümosan’ın partneri olan Erkunt, 142 bin
m2’lik arazi üzerine kurulu iki döküm ve iki işleme fabrikasıyla 65 bin ton/yıl üretim kapasitesine sahip. Süreçlerini Yalın 6 Sigma metodolojisiyle yönetmekte olan
firma, ISO/TS 16949 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001
Çevre Yönetim Sistemi, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi ve ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi gereklerine uygun olarak çalışmalarına devam ediyor.
Türkdöküm
35
ÜYELERDEN
Demisaş’a Japonya’dan
Mükemmellik Ödülü
Döküm sektörünün önde gelen kuruluşlarından Demisaş, üretim ve hizmet süreçlerinde
verimliliğin artırılmasını hedefleyen Japon fabrika yönetim sistemi TPM (Toplam Üretken
Bakım) uygulamalarında hayata geçirdiği başarılı çalışmaları neticesinde Mükemmellik
Ödülü’ne layık görüldü.
J
IPM-Japan Institute of Plant Maintenance (Japon
Planlı Bakım Enstitüsü)'ın her yıl dünyanın en iyi
TPM (Toplam Üretken Bakım) uygulamalarına
verdiği özel ödüle bu yıl Demisaş layık görüldü.
Üretimde verimliliği en üst düzeye çıkaracak bir şirket
kültürünün nasıl oluşturulacağı, mevcut ekipman ve
üretim alanı ile ilgili kayıpların nasıl önleneceği ve çalışanlarda ‘benim makinem’ anlayışının nasıl geliştirileceği konularında 2010 yılından bu yana çalışanlarına yoğun teknik eğitimler veren Demisaş, TPM sistemi için
yaptığı yatırımların meyvesini 3 yıl gibi kısa bir zamanda aldı.
Günümüzün rekabet ve kriz ortamında, küresel ekonominin önde gelen oyuncuları tarafından uygulanan
TPM yönetim sistemine ilişkin olarak 2010 yılından bu
yana gerçekleştirdiği başarılı çalışmalarının bir sonucu olarak ödüle layık görülen Demisaş, kendisine yeni
36
Ocak - Şubat - Mart / 2013
bir hedef de belirledi: TPM Devamlılık Ödülü’nü alan ilk
Türk döküm firması olarak bir dünya markası haline gelmek.
Demisaş ödülünü 27 Mart’ta Japonya’nın Kyoto kentinde gerçekleştirilecek törende alacak.
1974 yılından bu yana, dünya döküm pazarında standartları yükseltmek için çalışan Demisaş, Avrupa döküm endüstrisinin önde gelen şirketlerinden birisi haline geldi.
Büyüme stratejisi doğrultusunda 1990`lardan bugüne 60 milyon euroya varan yatırımlarıyla bugün yıllık
80 bin ton üzerinde üretim kapasitesine ulaşan Demisaş; saygınlığı ve güvenilirliği sayesinde, Avrupa otomotiv endüstrisinin tanınmış markalarının yanı sıra, orijinal
ekipman üreticileri ve birincil tedarikçilerinin geniş yelpazeli fren ve emniyet parçaları da dahil olmak üzere
her cins sfero ve gri döküm ihtiyacını karşılıyor.
Pek çok buzdolabı ve klima kompresörlerinin döküm
parçaları da Demisaş`ta üretiliyor; Avrupa`daki soğutma endüstrisinin toplam döküm kompresör parçası talebinin önemli bir kısmını Demisaş karşılıyor.
ÜYELERDEN
LMA, İhracata
Hazırlanıyor
Teknolojide yaşanan gelişmeleri ve dünya trendlerini takip
ederek, ürünlerini sürekli geliştiren ve ürün portföyünü artıran
LMA Ltd. ürettiği makineleri artık ihraç edecek. Firma gerekli
altyapı çalışmalarını tamamlamak üzere.
Sürekli kum mikseri
S
ektörde uzun yıllardır yurt içindeki müşterilerine hammadde ve ekipman sunmakta olan LMA
Ltd.’in edinmiş olduğu bilgi ve deneyimler vasıtası ile üretimine başlanan makineler artık ihraç edilecek. İhracat için gerekli olan çalışmaların titizlikle planlanmakta olduğunu belirten LMA Ltd. Genel Müdürü Ömer Albayrak yakın zamanda komşu ülkeler ile birlikte
Almanya, Danimarka, Fransa gibi Avrupa ülkelerine de ihracat yapılması için gerekli altyapı çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu belirtiyor.
1987 yılından itibaren Avrupa’dan birçok döküm çelik
hammadde ve makine üreticisinin temsilciliğini yapan
LMA Ltd. tamamen öz imkanları ile üretmekte olduğu
maça makineleri, sürekli mikserler, termik ve mekanik reklamasyon üniteleri, kromit kumu ayırıcıları ve sinter istasyonları başta olmak üzere pek çok ürünü ile Türk döküm
sanayindeki konumunu güçlendiriyor. Deneyimli mühendislik kadrosu ile birlikte müşterilerinin ihtiyacına uygun
çözümler geliştiren firma, devamlı stoku ile her çeşit ürüne
anında cevap verebilecek kapasitede. “Kalite ve müşteri
memnuniyeti ile birlikte, verilen söz ve taahhütlerin arkasında durmak” temel prensibinden hareket eden LMA Ltd.
1987 yılına dayanan
ticari geçmişi, teknik
ve ticari piyasa deneyimini müşterilerinin
hizmetine sunuyor.
Firma, yakın zamanda
hayata geçireceği ihracat kararı ile sektördeki konumunu güçlendirirken, uluslararası platformlarda da
Termik kum reklamasyon ünitesi
söz sahibi olacak.
Maça makinesi ve amin gazı dağıtım ünitesi
Maça Kum hazırlama tesisi
Türkdöküm
37
ÜYELERDEN
Sert Metal ve
Foseco’dan Güç Birliği
Sert Metal ve Foseco yüksek üretim kapasiteli
demir dökümhanelerine değer kazandırmak
üzere güç birliği yapıyor.
S
ert Metal şirketinin 2011 sonunda Vesuvius tarafından satın alınmasıyla birlikte bu
iki şirket dünyanın her yerindeki dökümhanelere yönelik metal akışı kontrol sistemlerinde olası en iyi çözümleri sunmak üzere uzmanlıklarını birleştirmeye odaklandı. Bu entegrasyon süreci kapsamında Sert Metal dökümhane teknolojisinin
satış sorumlulukları Foseco’nun yerel satış ve teknik
ekiplerine geçmiş oldu.
Foseco ve Sert Metal dünyanın her yerindeki dökümhanelere yönelik katma değer sağlamak, ergitme ve
döküm ünitesi çözümleri yaratmak amacıyla güçlerini birleştirdi. Foseco Ferrous Melt Shop, Uluslararası Pazarlama Müdürü Brian Alquist’in yorumuna göre
“Foseco yüksek üretim kapasiteli demir dökümhanelerinin ihtiyaçları doğrultusunda müşteriye özel çözümler portföyü yaratmak için Sert Metal sistemlerinin benzersiz kombinasyonu ile kendi refrakter
ürünlerini, metalurjik ekipmanlarını, yazılım ve teknik servis desteğini sunmaktadır.”
Sert Metal, Vesuvius’un Foseco bölümü ile tam entegrasyona geçerken bilgi birikimini, değerlerini ve
güçlü yanlarını koruyarak daha yüksek döküm kalitesi, verimlilik ve güvenli üretim şartları oluşturulması doğrultusunda güç birliği ve ortak bilgi paylaşımına gitti.
“Brian Alquist, şirketlerin entegrasyonu ile yerel dökümhane uzman ekiplerimiz Sert Metal’in dünya lideri durumundaki döküm teknolojini sunarken ergitme , metal tretman prosesleri ve döküm kontrol
sistemleri gibi alt ve üst operasyonlarla bütünleşmesini de sağlamaktadırlar” diyor.
Foseco ve Sert Metal bünyesindeki uzmanlık ve teknolojilerin ortaya çıkardığı sinerji, dünyanın her yerindeki müşterilere yönelik dökümhane ergitme bölümleri ve döküm istasyonları için yeni fırsatlar yaratılmasına katkıda bulunacak. Sert Metal’in satış sorumlulukları tamamen Foseco satış profesyonellerine geçinceye kadar entegrasyon sürecinin 2013 yılı
boyunca devam edeceği de bildirildi.
FOTOĞRAF: The FOSECO SERT UCERAM system
38
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Türkdöküm
39
DEĞERLENDİRME
Türk Döküm
Sanayi’nde 201 2
TÜDÖKSAD Genel Sekreterliği tarafından derlenen 2012 yılı döküm üretim
rakamları ve sektör değerlendirmesi, döküm sanayinin gücünü gözler önüne
seriyor. Rakamlar, sektörde üretilen “değer”in Türkiye ekonomisine katkısının yanı
sıra ihracat ve istihdam açısından da önemini vurguluyor; döküm sektörünün
imalat sanayinin olmazsa olmaz bir parçası olduğunu gösteriyor.
40
Ocak - Şubat - Mart / 2013
DEĞERLENDİRME
T
ÜDÖKSAD, Türkiye döküm sanayinin üretim gücü ve imkanlarını detaylı olarak ortaya koymak üzere yürütülen Türkiye Döküm
Sektörü Envanter çalışması devam ederken,
üyelerden alınan bilgiler doğrultusunda derlediği döküm sanayinin 2012 yılı üretim rakamlarını Türkdöküm okuyucularıyla paylaşıyor:
Türkiye’deki değişik yapıdaki döküm işletmeleri, 2012
yılında ortalama yüzde 72 kapasite ile çalıştı. Kapasite kullanımı, demir döküm sanayinde yüzde 74, çelik
dökümde yüzde 60, demir dışında ise yüzde 80 olarak gerçekleşti. Türkiye’de döküm sektörü 2012 yılında toplam 2,6 milyar euro kıymetinde, 1 milyon 379
bin ton üretim yaptı.
Pik/Sfero Dökümhaneleri
Türkiye toplam kapasitesinin yaklaşık yüzde 58’ini
temsil eden 30 bin ton/yıl üzeri kapasiteli 15 firmamız 2012 yılında toplam 645 bin ton üretim gerçekleştirdi. Bu firmalarımızın 4‘ü dışında 2012 yılı üretimleri 2011 yılının gerisinde kalmış olup, ilave yatırımlar
hariç tutulduğunda yıllık üretim miktarı 2008 yılı miktarlarını yakalayamamış oldu. Bu grupta kapasite kullanım oranı ortalaması yüze 64 olarak gerçekleşti. Bu
üretimin yüzde 70’i direkt ihraç edildi. Yılın son çeyreğindeki talep daralması üretim düşüşünün en önemli sebebi oldu.
10 bin ila 30 bin ton/yıl kapasiteye sahip 17 firmamızın
toplam kapasitesi Türkiye toplamının yüzde 13’üne
tekabül etmekte olup bu gruptaki kapasite kullanım
oranı yüzde 75, toplam üretim ise 162 bin ton oldu.
Bu grup dökümhanelerimizin direkt ihracatı ise yüzde
40 seviyelerindedir. Bu gruptaki 6 firma dışında üretim miktarı 2011 rakamlarının altında gerçekleşti. Dolayısıyla bu grup toplamı da 2008 yılı üretim miktarlarının gerisinde kalmış oldu.
Sektörün sayıca çoğunluğunu teşkil eden 650 civarında dökümhane ise Türkiye döküm üretiminin yüzde 30’una tekabül eden 305 bin ton üretim gerçekleştirdi.
Çelik Dökümhaneleri
Teorik üretim kapasitesi 10 bin ton/yıl üzeri olan 10
tesisimizin 2012 yılı üretimi 52 bin ton olmuş, kapasite
kullanım oranı ise yüzde 38’de kalmıştır. 2 firma dışında üretim miktarları 2011 ve 2008’deki rakamlardan
da düşük olmuştur. Bu grup dökümhanelerimizin üretiminin yüzde 75’i yurt dışı müşterileri için olmuştur.
3 bin ila 10 bin ton arası teorik kapasitesi olan 23 dökümhanemizin üretim toplamı 44 bin tonda kalmıştır.
Kapasite kullanım ortalaması 40’lar seviyesindedir. İhracat yılın ilk yarısında tatmin edici ancak ikinci yarı ve
son çeyrekte önemli oranda azalmıştır.
Tespit edilen 70 civarındaki küçük işletmenin üretim miktarlarının sınırlı olduğu toplam üretimin yüzde 25’ine tekabül eden 40 bin ton civarlarında kaldığı
düşünülmektedir.
Türk döküm sektörü,
Türk imalat sanayinin
temel taşlarından biridir.
Dizayndan, prototipe, testlere
ve nihai ürüne kadar geçen
sürede teknik bilgi birikimi ve
tesisleri ile başta makine, taşıt
araçları ve savunma sanayi
olmak üzere tüm üretim
taleplerini karşılayabilecek
yetenektedir. Döküm sanayi,
katma değeri yüksek bir
üretim alanıdır. Girdilerinin
yüzde 70’inden fazlası yurt içi
kaynaklı olup yüksek nitelikli
istihdam yaratmaktadır.
Bununla beraber çıktıları
birçok sanayi üretimi için
temel olmaktadır.
Alüminyum Dökümhaneleri
Artan iç ve dış talep ile büyümeye devam eden yüksek basınçlı alüminyum parça dökümhanelerimizde son 5 yıldır yapılan yatırımlar henüz istenen verimli çalışma rejimine ulaşamamıştır. Büyümenin teknik ve yönetimsel etkileri izlenmektedir. Talep tatmin
edici olmakla beraber, konjonktürün yarattığı pazar
daralması nedeniyle AB ülkelerindeki dökümhaneler
ile çok sıkı rekabet yaşanmaktadır. Kapasite kullanımı
yüzde 75’in üzerindedir.
Alüminyum jant üretimi stabil büyümesine devam
etmektedir. Tahminler 12 milyon adet jant üretildiğini göstermektedir.
Toplam alüminyum döküm üretiminin 170 bin ton civarında gerçekleştiği düşünülmektedir.
Döküm Üretiminin Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Tüm sanayi dallarında girdi olarak kullanılan döküm
ürünlerinin ekonomideki yeri tartışılmayacak öneme
sahiptir. Bu nedenle dökümcülük imalat sanayinde
“olmazsa olmaz” bir öneme haizdir. Türk döküm sektörü, Türk imalat sanayinin temel taşlarından biridir.
Dizayndan, prototipe, testlere ve nihai ürüne kadar
geçen sürede teknik bilgi birikimi ve tesisleri ile başta
makine, taşıt araçları ve savunma sanayi olmak üzere
tüm üretim taleplerini karşılayabilecek yetenektedir.
Türkdöküm
41
DEĞERLENDİRME
Rakamlar ile Döküm Sanayi
Yıl 2006
ton
Yıl 2007
ton
Yıl 2008
ton
Yıl 2009
ton
Yıl 2010
ton
Yıl 2011
ton
Yıl 2012
ton
Değişim
%
Pik Döküm
586.000
623.000
565.000
456.000
591.000
625.000
610.000
-2,4
Sfero Döküm
368.000
394.000
400.000
352.000
423.000
480.000
502.000
4,6
6.500
6.500
5.000
2.000
4.700
5.500
8.000
45,5
Çelik Döküm
132.000
144.000
140.000
98.000
124.000
152.000
140.000
-7,9
Demir Dışı
Döküm
117.000
149.000
155.000
122.000
149.000
170.550
185.000
8,5
1.209.500
1.316.500
1.265.000
1.030.000
1.291.700
1.433.050
1.445.000
0,8
Toplam
İstihdam - kişi
34.000
35.000
29.000
25.000
30.500
33.000
33.000
Üretim yapan
tesisler
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
Mikro işletmeler
750
600
550
410
374
440
370
Küçük işletmeler
430
480
450
400
381
423
410
Büyük işletmeler
126
146
150
142
148
177
182
1.306
1.226
1.150
952
903
1040
962
Temper Döküm
Toplam
Üretim - ton
Toplam
Tesis Sayısı
Döküm sanayi, katma değeri yüksek bir üretim alanıdır. Girdilerinin yüzde 70’inden fazlası yurt içi kaynaklı olup yüksek nitelikli istihdam yaratmaktadır. Bununla beraber çıktıları birçok sanayi üretimi için temel olmaktadır.
Dünya döküm üretiminde önemli bir yere sahip olan
Türkiye, Avrupa ve dünya üretim sıralamalarındaki yerini her yıl güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye’nin
istihdamında ve ihracatında da önemli bir yere sahip
olan döküm sanayimiz, İstanbul Sanayi Odası birinci
ve ikinci 500 büyük kuruluş araştırmasında ve Türkiye
İhracatçılar Meclisi tarafından açıklanan ilk 1000 ihracatçı sıralamasına da bu önemini ve yarattığı değeri
ortaya koyuyor.
Döküm İhracat Rakamları
Türk döküm sanayinin 2012 yılı direk ihracatının toplam değeri (pik, sfero, temper, çelik, bakır alaşımları ve
alüminyum döküm) 1.913.850.000 € (1,9 milyar euro)
olarak gerçekleşti.
Türkiye döküm üretiminin miktar olarak yüzde 6’i, ciro
olarak ise yüzde 72’si 2012 yılında ihraç edilmiş ve
toplam ihracatın yüzde 75’i Avrupa ülkelerine olmuştur. Bu miktara yerli imal edilmiş araç, sanayi malı ve
teçhizatta bulunan döküm parçalar dahil edilince sektörün ihracat tutarının 3 milyar euroyu geçtiği düşünülmektedir.
Geçmiş dönemlerde döküm sektör üretiminin çoğunluğu yerli piyasada satılmakta iken 1995 yılından itibaren başlayan ihracat artışı ile sektör büyümeye başlamıştır.
42
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Özellikle, 1994 ve 2008 yılı krizleri, Türk döküm sanayine ihracatın önemini kanıtlamıştır. Çeşitli yurtdışı fuarlara katılım yoluyla yapılan yurtdışı satışlar, büyük
birkaç işletmenin dışına çıkmış Anadolu’daki birçok
döküm fabrikası da ihracat yapar hale gelmiştir. Emek
yoğun bir sanayi olmakla birlikte yüksek teknoloji gerektiren ağır endüstri makineleri yatırımını da içerdiğinden özel önem taşıyan döküm sektörü, sanayileşme hamlesine paralel olarak gelişmeye açıktır. Otomotiv sanayinin gelişmesi ve montaj yerine yerli üretim ve işleme ağırlıklı yatırımların yapılması ile döküm
sanayinde bu konudaki taleplerin de artması beklenmektedir.
Türk döküm sanayinin, Polonya, Hindistan ve Çin gibi
diğer gelişmekte olan ülkeler ile düşük katma değerli ürünlerde rekabet etmek yerine, katma değeri daha
yüksek ve gelişmiş ülkelerde üretilen ürünlere kayması ve bu segmentteki payını arttırması gerekmektedir.
Otomotiv sektörüyle birlikte gelişen ve yatırımlarını artıran Türk döküm sektörü, otomotiv sektöründe
yerli katkı oranının düşük seviyede kalması nedeniyle
yurtdışına açılmış ve kapasite kullanımını yüksek tutabilmek için son 10–15 yıl içerisinde Avrupa ve ABD ile
önemli ihracat bağlantıları gerçekleştirmiştir. Bu durum hem küresel teknolojiye ulaşabilmede hem de işgücünün uluslararası alanda tecrübe kazanmasında
Türkiye lehine rol oynamıştır.
Türk döküm sanayi ihracatında 2000 yılından itibaren
sürekli artan bir gelişme trendi gözlenmektedir. İhracatın içinde AB ülkelerinin payı büyük bir yer tutmaktadır.
DEĞERLENDİRME
İSO - TÜRKİYE'NİN 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU - 2011
2011
2010
112
145
132
Sanayi Kuruluşu
Üretimden Satışlar
(Net %) 2011
Üretimden Satışlar
(Net %) 2010
Componenta Dökümcülük Tic. ve San. A.Ş.
622.516.164
386.945.817
158
CMS Jant ve Makina Sanayii A.Ş.
545.434.622
354.265.610
254
314
Hayes Lemmerz İnci Jant Sanayi A.Ş.
300.399.028
187.399.480
364
393
Trakya Döküm San. ve Tic. A.Ş.
217.321.200
153.814.066
402
480
Cevher Döküm San. A.Ş.
193.705.453
129.136.996
436
577
Erkunt Sanayi A.Ş
180.967.480
109.052.664
441
429
Samsun Makina San. A.Ş.
177.930.157
143.228.384
Üretimden Satışlar
(Net %) 2011
Üretimden Satışlar
(Net %) 2010
ISO - TÜRKİYE'NİN İKİNCİ 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU - 2011
2011
2010
524
485
Demisaş Döküm Emaye Mamulleri San. A.Ş.
152.777.259
128.207.303
571
624
Ferro Döküm San. ve Dış Tic. A.Ş.
139.297.510
98.185.060
599
685
Cevher Jant San. A.Ş.
133.467.345
87.251.907
620
755
Çukurova İnşaat Mak. San. ve Tic. A.Ş.
128.441.089
79.313.511
766
834
Çelikel Alüminyum Döküm İmal. San. Tic. A.Ş.
101.456.706
70.293.858
792
810
Akdaş Döküm San. ve Tic. A.Ş.
97.307.486
73.266.206
793
705
Yılmaz Redüktör San. ve Tic. A.Ş.
97.294.321
85.226.303
876
840
Hisar Çelik Döküm San. ve Tic. A.Ş.
86.805.223
69.661.311
Hema Otomotiv Sistemleri A.Ş.
83.486.311
Sanayi Kuruluşu
908
TÜRKİYE METAL DÖKÜM ÜRETİMİ VE İHRACATI
miktar olarak ihracatın payı (1000 Ton)
1.400
Üretim
İhracat
1.200
1.000
800
600
400
200
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
2005
2004
2003
2002
2001
2000
1999
1998
1997
1996
1995
1994
1993
1992
1991
1990
1989
1988
1987
1986
1985
1984
1983
1982
1981
1980
1979
0
Türkdöküm
43
DEĞERLENDİRME
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 2011 Yılı İlk 1000 İhracatçı Sıralamasında Döküm Sektörü Firmaları
Döküm Sanayi İhracatçılar Sıralaması - 2011 - 2008
Sıralama
İhracat Tutarı ($)
2011
2010
2009
2008
FİRMA ADI
2008
2009
2010
2011
2010/
2011 (%)
42
52
74
70
CMS JANT VE MAKİNA
SAN. A.Ş.
174.290.304
129.354.718
200.891.510
273.907.328
36,35
49
69
114
59
COMPONENTA
DÖKÜMCÜLÜK A.Ş.
216.259.220
88.394.492
167.024.430
252.166.030
50,98
125
157
199
230
CEVHER DÖKÜM SAN.
A.Ş.
62.128.346
56.045.680
78.721.886
108.228.645
37,48
338
369
740
260
ERKUNT SANAYİ A.Ş.
57.570.321
18.192.668
37.352.217
49.003.099
31,19
343
303
204
172
HİSAR ÇELİK DÖKÜM
SAN. VE TİC. A.Ş.
82.981.060
54.928.939
45.558.343
47.548.239
4,37
347
276
255
223
DEMİSAŞ DÖKÜM
EMAYE MAM.SAN. A.Ş.
62.971.373
46.712.904
49.324.179
47.216.401
-4,27
379
438
430
289
AKDAŞ DÖKÜM SAN.
VE TİC. A.Ş.
53.257.743
29.039.271
33.065.120
43.930.944
32,86
398
542
858
345
ÇUKUROVA İNŞ.MAK.
SAN. VE TİC. A.Ş.
44.454.907
15.988.766
27.527.147
42.632.538
54,87
777
402
FERRO DÖKÜM SAN.
VE DIŞ TİC. A.Ş .
37.251.061
17.416.769
41.056.025
34,44
22.995.041
40.600.312
76,56
424
428
677
-
-
HEKİMOĞLU DÖKÜM
SAN. NAK. TİC. A.Ş.
449
528
754
634
ÇELİKEL ALÜM.
DÖKÜM İMALAT A.Ş.
24.577.801
17.951.405
28.102.070
38.890.972
38,39
465
471
733
390
TRAKYA DÖKÜM-ERKU
DIŞ TİC. VE PAZ. A.Ş
38.516.778
18.326.981
30.648.174
37.380.227
21,97
528
706
802
491
AKDÖKÜM-AKD
DÖKÜM TİCARET A.Ş.
31.069.115
16.972.878
22.115.670
33.299.388
50,57
716
EKU FREN KAMPANA
VE DÖKÜM SAN. A.Ş.
22.205.284
30.379.274
57,07
593
EDS ENJEKSIYON
DÖKÜM SAN. A.Ş.
728
751
867
709
479
478
AS ÇELİK DÖKÜM İŞL.
SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
24.734.738
31.846.359
SAMSUN MAKİNA
SANAYİ A.Ş.
908
790
DİRİNLER DÖKÜM VE
YED. PAR. SAN. A.Ş.
20.177.933
TOPLAMLAR
939.379.672
18.874.946
17.666.838
24.132.431
36,60
15.154.714
30.044.887
21.098.306
-29,78
543.355.131
791.037.512
1.156.204.895
Döküm sektörünün toplam ihracata katkısı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yapılan ilk 1.000 İhracatçı Firma araştırmasında da görülüyor.
44
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Türkdöküm
45
DOSYA
6331 Sayılı Yasa Nedir?
Ne Getiriyor?
İş kazalarının önüne geçmek, daha sağlıklı ve güvenli çalışma
ortamları yaratmak için hazırlanan 6331 sayılı İş Sağlığı
ve Güvenliği Yasası, birçok işyerinde yürürlüğe girdi. Yasa,
eleştiriler bir yana, özellikle iş kazalarının önüne geçilmesini
sağlayacak güvenlik önlemlerini içermesi açısından genel
anlamda olumlu değerlendiriliyor.
T
ürkiye iş, işçi sağlığı ve güvenliği konularında çok da parlak olmayan bir noktada bulunuyor. Türkiye’de yaşanan yılda ortalama 80
bin iş kazasında ortalama bin kişi ölüyor; bin
insan, alınmayan güvenlik önlemleri nedeniyle yaşamdan koparılıyor.
İş kazalarının, özellikle ölümlü kazaların bu kadar sıklıkla olması, bu kadar can kaybı yaşanması normal
bir durum değil aslında. Türkiye bu anlamda oldukça
kötü bir sicile de sahip. İş kazaları alanında Avrupa birinciliği bulunan Türkiye, dünya ülkeleri sıralamasında üçüncü geliyor.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, iş kazalarının önüne geçmek, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları yaratmak için geçtiğimiz
Haziran ayında resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Sınıfına göre bazı işyerlerinde 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulanması zorunlu olan yasa,
bazı işyerlerinde Temmuz 2013, bazı
işyerlerinde ise Temmuz 2014 tarihinde uygulanmaya başlanacak. Bazı
eleştirilere ve eksikliklerine rağmen
yasa özellikle iş kazalarının önüne
geçilmesine neden olabilecek güvenlik önlemlerini içermesi açısından genel anlamda olumlu değerlendiriliyor.
Türkiye’de özellikle sanayinin ve
üretimin gelişim gösterdiği yıllarda ölümlü iş kazalarında da
büyük oranda artış olduğunu
belirten İş Güvenliği Yönetimi Uzmanları Derneği (İŞGÜDER) Yönetim Kurulu Başkanı
Ozan Ergin, 2011 yılında üretim ve sanayideki artışla orantılı olarak yaşanan ölümlü iş
kazası sayısının 1710 olduğunu
48
Ocak - Şubat - Mart / 2013
DOSYA
Ozan Ergin:
Yapılan araştırmalara göre iş
kazalarının yüzde 98’i önlenebilir
kazalar. Bu sebeple bu kanunun
tüm gerekliliklerini uygulayabilirsek
yaşadığımız kazaların en az yüzde
98’inden kurtulabiliriz demektir.
Burada tabi ki işletmelerde iş güvenliği
kültürünün yaygınlaşması ve
işverenin konuya ilgisi de büyük önem
taşımaktadır.
ifade ediyor. Ergin’in verdiği bilgilere göre 2011 yılında yaşanan iş kazaları sonucu 2216 kişi de sürekli iş
göremez duruma geldi. Bu rakamlar sadece 2011 yılı
içerisinde 3926 kişinin iş yaşamından tamamen uzaklaştığını gösteriyor. Ergin, bu iş kazalarının etkilerinin
sadece can kayıpları ile sınırlı kalmadığını belirtirken
farklı bir noktaya da vurgu yapıyor: “İşçilerin sürekli iş
göremez duruma düşmesi ve hayatlarını kaybetmeleri sonucu en az 4 yakın akrabasının ya da eşinin psikolojik travmalar geçirdiğini ve önemli ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını düşünürsek ülkemiz
hem iş sağlığı ve güvenliği açısından hem de toplumsal huzuru açısından ulaşmayı arzu ettiği noktadan
çok çok uzaktadır.”
Ergin, Türkiye’nin iş sağlığı ve iş güvenliği açısından
Çin ve Hindistan gibi ülkeler ile kıyaslandığında iyi bir
konumda olduğunu belirtirken örnek aldığı Avrupa
ülkeleri ile kıyaslandığında ise oldukça kötü bir tablo
oluşturduğuna dikkat çekiyor.
AB uyum süreci ile birlikte 2004 yılından bugüne iş
sağlığı ve güvenliği açısından önemli yasal değişiklikler gündeme geldiğini belirten Türkiye İş Güvenliği
İş Adamları Derneği (TİGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı
M. Emin Kuşçu, bu konunun son dönemlerde sadece
önem kazandığını iş kazaları açısından ise bir azalma
yaşanmadığını özellikle vurguluyor.
İş sağlığı ve güvenliği açısından ellerinde SGK istatistiklerinden başka veri bulunmadığını belirten Kuşçu,
bu istatistiklere göre Türkiye’de 2011 yılında yaşanan
69 bin 227 iş kazası sonucu bin 700 kişi meslek hastalığına yakalanan 697 kişiden ise 10’u yaşamını yitirdi.
Kuşçu, bu istatistiki verilere göre Türkiye’nin yıllardır
bu düzeyde giden iş kazaları nedeniyle Avrupa’da birinci, dünyada da üçüncü sırada olduğunu ifade ediyor. TÜİK 2010 yılı GSYİH rakamlarına göre iş kazası ve
meslek hastalıklarının toplam maliyetinin yılda yaklaşık 44 milyar TL. olduğunu belirten Kuşçu, SGK istatistiklerinin kayıtlı olan işyerlerini kapsadığını dikkate alarak, kayıt dışı olanlarla beraber çok daha kötü
Ozan Ergin
İŞGÜDER Yönetim Kurulu Başkanı
bir profil ile karşı karşıya olduğumuza da vurgu yapıyor. Yıllardır, tüzük, yönetmelik gibi ikinci mevzuatlarla yönetilen işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu
TBMM Alt komisyonundan geçen 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile yeni bir boyut kazandı. Kanun 20 Haziran 2012 tarihinde TBMM’de kabul edildikten sonra 30 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete
de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Yasa, işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlama konusunda kimi çevrelerce yeterli, kimi çevrelerce de yetersiz olarak değerlendirilen bir takım yaptırımlar getiriyor. Eksikliklerine rağmen yasa, bundan sonrası için
en azından iş kazalarının önüne geçilebilecek yaptırımları kapsaması nedeniyle genel anlamda olumlu
bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kabul edilen yeni kanunun önemli bir gelişme olduğuna vurgu yapan Kuşçu, geçmiş dönemdeki yasal düzenlemeler hakkında da bilgi veriyor: “2003’ün
ikinci yarısında yasalaşan 4857 sayılı İş Kanunu,
Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği (İSG) üzerine ilk ciddi kanun. Ancak kanunda İSG hizmetleri en az 50 işçi
çalıştırma koşulu ile sınırlandırılmıştı, bundan dolayı da çalışanların büyük bir kısmı İSG hizmetlerinden yoksun kalmaktaydı. Türkiye’de işyerlerinin yüzde 99,7’sini KOBİ’lerin oluşturduğunu, çalışanların
yüzde 83,8 bu işyerlerinde istihdam edildiğini ve iş
kazalarının yüzde 83’ü KOBİ’lerde meydana geldiğini düşünürsek, konu daha iyi anlaşılabilir diye düşünüyorum.”
03 Ekim 2005 tarihinde AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasının ardından, AB iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına uyum sağlama ve gereklerini yerine getirme zorunluluğunun 'İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu'nu hazırlama ve çıkartma yükümlülüğü getirdiğini ifade eden Kuşçu, bu süreçten sonra Türkiye’de
iş sağlığı ve güvenliğine yönelik yeni bir bakış açısı
gelişmeye başladığını ve yeni kanunun alt yapısının
bu süreçte atıldığını belirtiyor.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun bugün-
Türkdöküm
49
DOSYA
den yarına iş kazalarının önüne geçeceğini düşünmediğini ifade eden Kuşçu, yasanın çıkmasını olumlu bir
adım olarak değerlendiriyor. “Yeni kanunun tüm işyerlerini kamu ve özel olmaksızın kapsaması, işçi sayısı gözetmemesi ve tüm çalışanların İSG kapsamında
değerlendirilmesi bizce İSG açısından büyük bir kazanımdır” diyen Kuşçu, uygulamada geçerli olan kuralcı
ve cezalandırıcı yaklaşımdan çok iyileştirici ve geliştirici yaklaşım benimsenmiş olmasını da önemli buluyor: “Mevzuatı uyulması gereken zorunluluk olarak algılanması yerine ‘sağlık ve güvenliği destekleyici’ araç olarak algılanması ve ülkemize İSG açısından
yeni bir bakış açısı getirmesi büyük bir gelişmedir.”
İncelendiğinde 4857 sayılı iş yasasının iş güvenliği ile
ilgili maddelerinin, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu ile hemen hemen aynı olduğuna dikkat
çeken İŞGÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Ergin,
farklılığın yasanın önceden olduğu gibi sadece sanayi sayılan işyerleri değil, tüm işyerleri için bağlayıcı olduğuna vurgu yapıyor. Ergin, çıkartılması zorunluluğunun neden ve süreci hakkında bilgi verdiği değerlendirmesinde yasanın detayları hakkında da şunları söylüyor: “İş yasasının sadece 50’den fazla işçi çalıştıran ve sanayiden sayılan, 6 aydan fazla süreli işler yapan iş yerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri
hekimi istihdamını zorunlu kılması, ülkemizdeki tüm
işletmelerin ortalamada sadece yüzde 1.5’inde dinamik ve güncellenen iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarını getirmekteydi. Bunun yanında iş güvenliği uzmanlığı mesleği iş yasasının ilgili maddeleri ile tam
standartlarına kavuşamamıştı. Böylece iş yasası doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları çok
yetersiz kalmaktaydı. Ayrıca her yıl artan ölümlü ve
ağır yaralanmalı iş kazaları medyaya da yoğun şekilde yansıyınca, konu ile ilgili ayrıntılı ve disiplinli çalışmaların nasıl yapılacağının hatlarını ayrıntısı ile belirten ayrı bir yasaya ihtiyaç duyulmaya başlandı. Böylece 30 Haziran 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasası işçi sayısı ve sanayiden
sayılma sınırını ortadan kaldırarak tüm
işletmeleri kapsadı. Ayrıca
iş sağlığı ve
güvenliği yasası ile iş yasasında da
işletmelere zorunlu kılınan birçok uygulamaya risk
anali-
50
Ocak - Şubat - Mart / 2013
zi, acil durum planı, eğitimler, vb. yaşanan iş kazaları veya işyerinde tespit edilen uygunsuzluklar doğrultusunda revizyon zorunluluğu getirildi. Dolayısı ile
nasıl ki her firma bir muhasebeci veya mali müşavir
ile çalışacaksa bu kanunun ilgili maddelerinin yürürlüğe girmesi ile her firma bir iş güvenliği uzmanı ve
işyeri hekimi ile çalışmak zorunda kalacak.”
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, yasal yaptırımları ile birlikte kademeli olarak hayata geçirilmeye
başlandı. Bu yaptırımlardan en fazla etkilenecek olan
kesim ise işverenler.
Yasaya göre, işverenin iş yerindeki riskleri belirleyecek şekilde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin
yönlendirmesi ile risk analizi yapması/yaptırması gerektiğini belirten Ozan Ergin, burada işverenin iş güvenliği uzmanı ya da işyeri hekimi olmasa da kendi
başına risk analizi yapabilir gibi bir yanlış algılamanın
oluşmaması gerektiğine dikkat çekiyor.
İşverenin işyerindeki risklere göre işçilerine özel ve
genel iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri vermesi gerektiğini ifade eden Ergin, “Burada konulara göre iş güvenliği uzmanı, iş yeri hekimi, ya da konunun uzmanı olan kişilerden yardım alınabilir. Bunun yanında
işyerine dışarıdan çalışmaya gelen geçici çalışma yapacak işçiler de işyerindeki riskler hakkında bilgilendirilecek ve işlerine öyle başlayacaklar. Ayrıca iş kazası geçiren çalışan işe başlamadan önce iş kazasının
nedenleri ve tekrarlanmaması için alınması gereken
tedbirler hakkında bilgilendirilecektir” diyor.
Ergin’e göre işverenin; çalışanların iş güvenliği uygulamaları ile ilgili bilgilendirilmesi ve görüşünün alınması; işçilere yapmış oldukları işler, kullandıkları ekipmanlar hakkında güvenli çalışma talimatları oluşturarak bilgi sahibi olmalarını sağlamak vb. gibi yükümlülükleri de var. Bunların tümünü gerçekleştirmek ise
işyeri hekiminin ve iş güvenliği uzmanının ortak çalışması ile mümkün olabilecek.
Yasaya göre, iş güvenliği artık iş yerinin öncelikleri arasında yer alıyor. Bu önceliğin yerine getirilmediği durumlarda da büyük cezalar söz konusu. Ergin
bu cezalar hakkında şu bilgileri veriyor: “Eğer işyerinde ciddi bir iş kazası meydana gelecek olursa işverenler hapis cezaları veya büyük tazminat cezalarına maruz kalabilecekler. Bunun yanında işyerleri herhangi
bir şikayet sonucunda ya da rutin kontrollerde iş müfettişleri tarafından teftiş geçirecek olurlar ise büyük
para cezaları ile karşı karşıya kalacaklar.”
Yasa çalışanlara da birtakım sorumluluklar getiriyor.
TİGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Emin Kuşçu, bu
konuda çalışanların, “İş sağlığı ve güvenliği için
alınan her türlü önleme uymaları, gördükleri yakın
tehlikeli durumu haber vermeleri” yükümlülüğünü
taşıdıklarını söylüyor.
Yasanın uygulanabilirliği konusunda umutlu olduğunu ifade eden Kuşçu, ama bunun iş kazalarını engelleme konusunda hemen sonuç alma beklentisinin
hayalcilik olduğunu belirtiyor: “Kanunun hemen uy-
DOSYA
M. Emin Kuşçu
TİGİAD Yönetim Kurulu Başkanı
gulanmasını ve Türkiye’de yaşanan iş kazalarının son
bulmasını düşünmek, bizce bir hayalden öteye gidemez. Kanunun çıkması sorunları bugünden yarına çözmeyecektir. Ancak çözüm aşamasında önemli bir dayanak kazanmış bulunmaktayız. Bakanlık bile
önümüzdeki 10 yıl içinde kanunun uygulanması ile iş
kazalarının önlenebileceğini düşünmektedir. Ancak
önemli olan bu konuda bir adımın atılması, iradenin
gösterilmesidir.”
Ergin ise bu konuda daha umutlu: “Yapılan araştırmalara göre iş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir kazalar.
Bu sebeple bu kanunun tüm gerekliliklerini uygulayabilirsek yaşadığımız kazaların en az yüzde 98’inden
kurtulabiliriz demektir. Burada tabi ki işletmelerde iş
güvenliği kültürünün yaygınlaşması ve işverenin konuya ilgisi de büyük önem taşımaktadır.”
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, işyerlerini,
yapılan işin tehlike derecesine göre Çok Tehlikeli, Tehlikeli ve Az Tehlikeli olarak üç sınıfa ayırıyor.
Yasa ile birlikte 50’den az işçi çalıştıran tehlikeli ve çok
tehlikeli işletmelerde Temmuz 2013 tarihinden itibaren iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma
zorunluluğu başlıyor. Aynı durumda olan az tehlikeli sınıfta yer alan işletmeler ve kamu kurumları içinse
Temmuz 2014 tarihine kadar zaman tanınıyor. 50’nin
üzerinde işçi çalıştıran tüm firmalar için ise 1 Ocak
2013 tarihinden itibaren iş güvenliği uzmanı ve işyeri
hekimi çalıştırma zorunlu hale getirildi.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası bazı çevrelerden gelen yetersiz olduğu yönündeki kimi eleştirilere rağmen destekleniyor. Bu konuda en çok da en
fazla yükümlülük getirilen işverenlerin bazı itirazları
var. Buna rağmen yasanın uygulanabilirliği kadar, iş
kazalarını engellemede ne kadar etkili olacağını zaman gösterecek.
M. Emin Kuşcu:
Türkiye’de 2011 yılında
yaşanan 69 bin 227 iş
kazası sonucu bin 700
kişi meslek hastalığına
yakalanan 697 kişiden
ise 10’u yaşamını yitirdi.
Türkiye iş kazaları nedeniyle
Avrupa’da birinci, dünyada
da üçüncü sırada yer
alıyor. TÜİK 2010 yılı GSYİH
rakamlarına göre iş kazası
ve meslek hastalıklarının
yıllık maliyeti yaklaşık 44
milyar TL.
Türkdöküm
51
MAKALE
Dökümhaneler için IT-ÇözümleriDökümhane Kaynak Planlaması (FRP)
RGU GmBH
Adriva Yazılım Evi San ve Tic Ltd Şti
Türkiye Temsilcisi
l a ma S i s temi
P la n
jisstsikys tem
Lnog
P l a nu
Logistik
Hesaplama | Gruplar
Ürün Planlama
Kalkulation
| Gruppen
Produktplanung
Strukturen | Ressourcenplan
K ontr ol
ntrol l i ng
Co
OPTI
ms
Ambar Yönetimi
Yönetimi
al
Üretim Planlama
Üretim Kontrol
Zaman Yönetimi
y
ist
Ka
na
em
Kalite
Yönetimi
K ur u
Metaller yüzyıllar boyunca dökümhanelerde ergitilip dökülmesine rağmen, planlama ve kontrol sistemlerinin kullanılmaya başlanmasından bu yana
prosesler değişime uğramıştır ve doğrulukları sürekli olarak test edilmektedir. Bugün artık hiçbir
şey “göz kararı” yapılamamaktadır. Çok sık telaffuz
edilen “pazara hızlı sürüm süresi” ile birlikte maliyet
kontrolü, malzeme ve enerji verimliliği ve gerçek
zamanlı proses kontrolü dökümhanelerin varlıklarını sürdürebilmeleri açısından hayati önem arz etmektedir.
k
Pl
an
la m
PP
C
S
a
Tablo 1. OPTI devre diyagramı
Alman yazılım şirketi RGU 29 yıldan beri dökümhanelerdeki proseslerin dizayn edilmesi, yapılandırılması ve tek bir yazılım ortamında standardize
edilmesi alanında faaliyet gösteriyor. Buradaki en
önemli iki zorluktan birincisi bir dökümhane içindeki farklı departmanlar arasındaki iletişimin optimize edilmesi, ikincisi ise sürecin her adımı ile ilgili detaylı bilgi sahibi olunmasıdır. Ürün planlama ve teknik hesaplama, üretim planlama ve kontrol, model
yönetimi ve bakımı, entegre bir kontrol planlama,
malzeme verimi ve ergitme optimizasyonu ve döküm gibi detay planlama çözümleri bu süreç adımları arasında sayılabilir. Her bir döküm sürecinin detaylarını içeren standardize edilmiş genel çözüm
RGU-OPTI, bu yüzden fazla dökümhanede kullanılmaktadır. (Tablo 1. OPTI devre diyagramı)
Dökümhanelerde kullanılmakta olan piyasadaki mevcut ERP sistemleri döküm parçaların üretimi
için gerekli prosesleri anlamak, senkronize etmek ve
şematize etmek konusunda yetersiz oldukları veya
bunları sadece pahalı ilave programlar sayesinde
yapabildikleri için hızlı bir şekilde limitlerine ulaşırlar. RGU’nun FRP sisteminde, döküm parçaları üretmek için ürün ağacı ve iş planını ayrı ayrı oluşturmak
yerine, gerekli tüm kaynakları gösteren entegre, çok
adımlı tek bir kaynak planı kullanılır (Tablo 2 ve Tablo 3, kaynak planı). Bu kaynak planı, kalıplama araçları, maçalar, sarf malzemeleri, personel, üretim za-
52
Ocak - Şubat - Mart / 2013
MAKALE
Tablo 2. Program kaynak planı (sistemde türkçesi mevcuttur)
man ve proses planları, paketlenmiş, sevke hazır nihai ürün de dahil olmak üzere tüm malzeme ve faaliyet adımlarını içerir.
Kaynak planları, yeni ürün devreye alınması ya da
mevcut ürünlerde değişiklik yapılması gerektiği durumlarda, kopyalanabilir veya üzerlerinde değişiklik
yapılabilir. Bu özellik, karmaşık maliyet hesaplarının
hızlı ve güvenilir bir şekilde yapılmasına ve teklif taleplerine kısa sürede cevap verilmesine imkan sağlar. Yapılan maliyet hesaplamaları sonraki tekliflere
temel oluşturmak üzere sistemde saklanır. Sipariş
yönetiminin dökümhaneye özgü olarak ele alınması
programın ana uzmanlığıdır. Müşteri talebi alındıktan sonra kaynak planı oluşturulur ve uygun satış fiyatı hesaplanır. Üretim aşamaları için öngörülen zamanlar da dahil olmak üzere kaynak planındaki tüm
öngörüler Üretim Planlama ve Kontrol (PPS) modülüne aktarılır ve tüm üretim aşamaları simule edilir.
Program, kapasiteleri, üretim darboğazlarını, bekletme ve soğutma zamanlarını dikkate alarak lot bazında üretim planlaması yapar ve gerekli kaynakları rezerve eder. Bu şekilde müşteriye, en kısa sürede,
olası en iyi teslim süresini içeren detaylı fiyat teklifi
iletilir. Sipariş gerçekleştiği takdirde, rezerve edilen
kaynaklar üretime aktarılır.
Çözüm esnekliği sayesinde, üretim planlamasında sonradan değişiklik yapılabilir ve bu değişiklikler (denetim amaçlı olarak) izlenebilir. Değişiklikle-
re bağlı olarak hammadde, satın alma için sarf malzemeleri, maça,…v.s. talepleri otomatik olarak oluşturulur.
İmalat dokümanları, tüm ilgili iş talimatları, görsel
araçlar ve teknik resim revizyonlarını da dikkate alarak tek tuşla oluşturulur. Daha sonra detay planlamada sistem işlem sıralamasını ve makine çizelgesini hazırlar. Bunu yaparken ürünlerin kompleks ya
da basit maçalı veya maçasız olduğunu dikkate alarak, optimum planlama yapar ve sıvı metal ihtiyacını belirler. Tüm iş emirlerini otomatik olarak oluşturur. Sistem ayrıca, ek işçilik, kaplama, gözetim işlemleri gibi taşeronluk hizmeti alınabilecek işler için
iş emirleri oluşturabilir. Ürünlerin taşeron firmadan
doğrudan müşteriye sevk olduğu durumlarda da takibini yapabilir.
Tüm bir lotun ya da lot içerisindeki tek bir parçanın
eksiksiz olarak takip edilebilmesi açısından programın tanımlanan üretim aşamaları için üretim teyidi
vermesi büyük önem taşıyan bir özelliktir. Üretim teyitleri her bir iş istasyonunda, geleneksel olarak kağıt üzerinde olabileceği gibi, özel olarak konfigüre
edilmiş terminaller aracılığı ile de verilebilmektedir.
Kalıplama ünitesi ya da maça makine verisi standart
ara yüzey sayesinde doğrudan sisteme raporlanabilir. Tüm miktar ve sarfiyat otomatik olarak kayıt altına alınır. Ayrıca, planlanan zaman-fiili zaman farkı
oluşması ya da herhangi bir hata / istenmeyen du-
Türkdöküm
53
MAKALE
Tablo 3. Kaynak planı
rum bildirilmesi halinde, yeniden detaylı bir ürün
maliyet analizi yapılır. Bu bilgiler daha sonraki üretimlerdeki kaynak planlarının daha hassas hale getirilmesi için kullanılır. Ürün sevkiyat için hazır olduğunda, ilgili kalite sertifikaları, nakliye ve gümrük
belgeleri otomatik olarak oluşturulur ve nakliye siparişleri ilgili lojistik şirketine iletilir.
Prosesi tekrar özetlemek gerekirse, içeriğinde, Üretim Yürütme Sistemi (MES, Manufacturing Execution System) mantığında düzenlenip görülebilen ve
serbestçe yapılandırılabilen web uyumlu bir bilgi
sistemi mevcuttur. Ayrıca OPTI ortamında özel durumlar için detay çözümler ve MES bulunmaktadır.
MES envanter yönetimi, mobil veri toplama ve yüksek kullanılabilirliğe sahip PDA/MDA sistemleri ve
aynı zamanda değerlendirme yöntemleri, veri ambarı ve proses kontrol merkezleri için standart çözümler içermektedir. OPTI.melt programı, ergitme
ünitesindeki tüm süreçleri ve detay planları içermektedir. Bunun için, ergitme fırını ve pota içi kompozisyonlarının ayarlanmasından başlayarak, ergitme kapasitesi, döküm potası parkı, döküm zamanlarının planlanması gibi tüm ergitme süreçlerini dikkate almaktadır.
RGU OPTI FRP sistemi, malzeme ve döküm yöntemine bağlı kalmaksızın, tüm döküm süreçlerini tek
bir yenilikçi ve entegre çözüm altında buluşturmaktadır. Bu sayede dökümhaneler işletmeyi izleyebil-
54
Ocak - Şubat - Mart / 2013
mekte, şeffaflık, verimlilik ve karlılıklarını arttırabilmektedirler. Componenta B.V., Schmolz + Bickenbach Guss GmbH ve Avrupa’nın en büyük bağımsız dökümhanesi Fritz Winter Eisengießerei GmbH &
Co.KG RGU Sistem’in müşterileri arasındadır.
Adriva Yazılım Evi, sunduğu hizmetlerle müşterilerine fırsatlar ve çözümler sağlayan bir teknoloji danışmanlığı şirketidir.
Günümüzün teknoloji dünyasında yazılım geliştirme bünyesinde çeşitli zorluklar barındırmaktadır. Adriva esnek bir hizmet yapısına sahip olup bu sayede müşterilerinin iş ve teknoloji
gereksinimlerini en iyi şekilde karşılayan ve bugünün küresel ekonomisinde müşterilerinin rekabet gücünü artıran etkin çözümler üretmektedir.
Profesyonel bir yazılım geliştirme ekibine sahip
olan Adriva Yazılım Evi, RGU’nun Türkiye’deki
temsilcisidir ve RGU modüllerinin implementasyonu ve teknik bakım hizmetlerinin verilmesi ile
Türkiye döküm sektörüne hizmet vermektedir.
Adriva, 21. yüzyılda hızlı ve sürekli gelişen teknoloji ortamında dökümhaneler için doğru çözüm ortağıdır.
HABER
OTOMATİK TAŞLAMA ÇÖZÜMLERİ
FLEXIBILITY AND PRODUCTIVITY:
THE EXCLUSIVE ADDED VALUE OF AUTUMATIC GRINDING
Flexible machines
Robotised cells
Grinding cells for the
automotive industry
Combined machines
TAŞLAMA VE KESME İŞLEMLERİNDE
NİHAİ ÇÖZÜM
CSS WIRE ROLL - WHAT A
CALIBRE!
The solution to grinding cemented
carbide rolls
THE MAKINGS OF A STAR:
CSS ROLL STAR
Roll grinding redened
FOCUR SA
The diamond of grinding wheels for automatic fettling
CSS CENTERLESS THE ALL-AROUND SOLUTION!
Unbeatable in the machining of
bar stock and wire rod
FOCUR EXTRA
New line with improved easy
cutting behaviour - for pedestal
and swing frame grinding
Dökümhaneler ve Çelikhanelerdeki Partneriniz
Tekno Metalurji Malzeme Makina İç ve Dş Tic. Ltd. Şti.
İnönü Cad. 19 Mays Mah. Sümko Sit. A4 Blok Kat:4 D:10 Kozyatağ 34736 İstanbul
T. 0216 463 3390 F. 0216 384 3677 [email protected]
www.teknometalurji.com
www.maus.it
Türkdöküm
www.tyrolit.com
55
KÖŞE
Döküm Sektöründe
‘Altın Yakalılar’!
Kadir Soydemir
B
ilgi çağı olarak adlandırılan
içinde bulunduğumuz dönemin zamanın akışını hızlandırdığına şahitlik etmekteyiz. Önümüzdeki yıllar; değişim, bilgi ve strateji
yılları olarak sürecektir. Teknolojinin
ateşlemesi ile ortaya çıkan ve iş yapış şekillerimiz başta olmak üzere, tüm sistemlerimizi altüst eden
değişim fırtınası, hızını arttırarak sürdürüyor.
Öyle ki yenilik olgusu dahi bu fırtınanın içerisinde oldukça sıradanlaşıyor. Bu nedenle, bütün sektörlerde olduğu gibi döküm sektöründe de bilgiyi ve bunun alt yapısı olan bilişim teknolojilerini bir güç olarak kullanarak, bu hızlı değişime liderlik edebilecek stratejileri geliştirip, enerjik bir şekilde hayata geçiremeyen şirket ve
kurumların hayatta kalma şanslarının olmadığı, açık bir
gerçektir.
Geçen yüzyılda şirket aktiflerinin önem sıralaması; fiziksel, finansal, entelektüel sermaye şeklinde idi. Döküm şirketlerinin en önemli aktifleri fabrikaları ve makine parkı idi.
Entelektüel sermaye, kısaca bilgi birikiminden söz edilmez idi. Günümüzde bu önem sıralaması hızla değişmekte ve entellektüel, finansal, fiziksel sermaye sıralaması halini almaktadır. Entelektüel sermaye, tamamen
kurumun bilgi birikimi ve bilginin yönetimi ile ilgili bir
kavramdır.
Böyle bir dünyada, bir şirketin bilgi çağına ayak uydurması için, şirket içi haberleşmeyi email ile yapması, internette bir site açması, internetten sektör bilgilerine
ulaşması, hatta satışının bir bölümünü internet üzerine kaydırması kesinlikle yeterli değildir. Şirket ile ilgili bütün veri, bilişim ve internet teknolojilerinin sağladığı imkânlar ile doğru ve hızlı bir şekilde toplanmalı,
değerlendirilmeli, bilgi haline getirilmeli ve elde edilen
sonuçlar yönetimin karar süreçlerinde etkin bir şekilde
kullanılabilmelidir.
Üretim, pazarlama, dağıtım, müşteri ilişkileri gibi birçok kaynaktan toplanan kayıtlardan oluşan verilerin karar vermede etkin bir araç olarak kullanılabilmesi için
bu veriler istatistikî araçlar kullanılarak düzenlenmeli ve
öncelikle ‘enformasyon’ haline getirilmelidir. Kısaca ‘fark
veya etki yaratan veri’ olarak tanımlanan enformasyon
da henüz bilgi değildir. Biraz karmaşık olduğu için, okul
56
Ocak - Şubat - Mart / 2013
yıllarımızda genelde pek sevemediğimiz istatistik, veriyi
enformasyona dönüştürmekte ihtiyaç duyacağımız en
kritik araçtır. Bu nedenle, bilgiyi etkin kullanmak isteyen
şirketlerimizin istatistik ile artık biraz daha fazla ilgilenme zorunluluğu vardır.
‘Deneyimle, yargıyla, sezgiyle ve değerlerle bütünleşmiş enformasyon’ olarak tanımlanan bilgiye ulaşmak
için ise enformasyon haline getirilen verinin üzerine
kendi deneyim, yargı, sezgi ve değerlerimizi katmamız
gerekir.
Üretim yapan bir fabrikada üretilen ürünün kayıt edilen
ölçüleri veri, bu verilerin analizi ile elde edilen sonuçlar
enformasyon ve eldeki enformasyona bağlı olarak ürünün müşteri tarafından kabul edilme tahmini veya üretim tezgâhının yenilenmesi gereği bilgidir.
Yöneticilerin varlık nedeninin karar vermek olduğunu
hepimiz biliriz. Yöneticiler, karar anında ellerindeki bilginin kalitesine bağlı olarak, belirlilik, risk veya belirsizlik altında karar verirler. Sadece tecrübeye dayanan belirsizlik altında karardan kurtulup, belirlilik altında karar
verebilmesi için, yöneticilerin doğru bilgiye ihtiyaçları
vardır. Bunu sağlamak üzere, sadece bilgi teknolojilerine, ya da kısaca bilgisayarlara yatırım yapmak da yeterli olmayacaktır. Bu sistemleri etkin ve verimli bir şekilde
kullanmak da gerekir. Sümen arasından çıkarılmış gazete kâğıdı üzerindeki bir bilgi, karar verme anından önce
yöneticinin önünde olması halinde, çok pahalı bilgisayarlarda tutulan ancak zamanında yöneticiye ulaşmayan bilgiden çok daha kıymetlidir.
Günümüz şirketlerinde, beyaz yakalı ve mavi yakalı çalışanlar yanına, veriyi doğru bir şekilde toplayıp, düzenleyip, yorumlayan ve bilgi haline getiren ‘Altın Yakalı (Gold
Collar)’ çalışanlar grubu ortaya çıkmaktadır. Daha fazla
altın yakalı çalışana sahip olacak olan şirketler, yarının
şampiyonları olacaklardır. Bünyesinde altın yakalı bulundurmayanlar ise, kaçınılmaz olarak yok olmama mücadelesi içine gireceklerdir.
Unutulmamalıdır ki, bilginin aktif bir değer olarak şirket
ve kurumlara rekabet gücü kazandıracağı günler, içinde yaşadığımız krizin de etkisi ile biraz çabuk geldi, tabii
‘altın yakalı’ çalışanlara sahip olanlar için. Diğerleri ise,
günlerini kendi pazar paylarının, başta
Çinli şirketler olmak üzere, bilgiyi yönetebilen şirketler
tarafından ele geçirmesini izleyerek geçirecektir. Tercih
bizim!
TARİH
Yaşayan Tarih:
Haliç Tersanesi
Fatih Sultan Mehmet’in emriyle 1455 yılında birkaç göz
inşa kızağı ile faaliyete başlayan Tersane-i Amire, o tarihten
itibaren “İstanbul Tersanesi” adını alır. 558 yıldır gemi inşa
alanında faaliyetine devam eden tersane, günümüzde
yolcu ve araba vapurlarının, yolcu teknelerinin tamiratları
ve havuz bakımları amacıyla kullanılıyor.
58
Ocak - Şubat - Mart / 2013
TARİH
İ
stanbul’un fethinden kısa bir süre sonra Fatih
Sultan Mehmet’in emriyle 1455 yılında birkaç
göz inşa kızağı ile faaliyete geçirilen Tersane-i
Amire, o tarihten itibaren “İstanbul Tersanesi”
adını alır.
Haliç’teki inşa tezgâhları, zamanla donanım ve malzeme depoları, havuzları, kışlaları, yelken dikim yerleri, hatta zindanlarıyla; kısacası her şeyiyle dünyanın sayılı büyük denizcilik merkezlerinden biri haline gelir. Tersane-i Amire Osmanlı Devletinde, batı
tekniği ve modern bilimin ilk kez uygulandığı bir endüstri merkezi olarak her dönemde büyük önem taşır.
1557 yılında Sokullu Mehmet Paşa’nın emri ile tersane çevresi altı yerinde kapı bulunan yüksek bir duvar ile çevrilir.
İstanbul Tersanesi, 1571 yılında Kıbrıs’ın fethinden
dönen Osmanlı donanması, İnebahtı’da Haçlı donanması tarafından yakıldığında 5 ay gibi kısa bir sürede 150’den fazla Kadırga inşa ederek, donanmanın
1572 ilkbaharında Akdeniz’de yeniden boy göstermesini sağlar.
İstanbul Tersanesi ilk bölünmeyi 1913 yılında yaşar. Bugünkü Taşkızak Tersanesi donanmaya bırakılarken Haliç ve Camialtı bölümleri, İnşaat-ı Bahriye Şirketi Osmaniye adıyla kurulan şirkete devredilir. Tersane Cumhuriyet’in ilanından hemen sonra
1924 yılında, Atatürk’ün emri ile Türkiye Seyr-i Sefain İdaresi’ne bağlanır. 1 Temmuz 1933 günü kurulan
Fabrika ve Havuzlar bünyesinde yer alan tersane, elden geldiğince yenilenip modernleştirilmeye çalışılır, bu amaçla kuru havuzlar onarılır, mekanik aletler
yenilenir ve eskilere yeni ilaveler yapılır. Çeşitli evrelerden geçen tersaneler 1 Mart 1952´de kurulan Denizcilik Bankası T.A.O.´ya bağlanır ve bu dönemde 70
ve 80 metre boyunda gemi inşa kızakları yapılarak,
tersanenin yeni gemi inşa alanı artırılır.
Çalışmalar 1983 yılına kadar bu şekilde sürdürülür.
1983 yılında Türkiye Denizcilik kurumuna devredilen
tersaneler, 8 Haziran 1984 tarihinde Türkiye Gemi
Sanayi A.Ş. bünyesine alınır.
14 Mayıs 2002´de tüzel kişiliği sona erdirilen Türkiye Gemi Sanayi A.Ş., Türkiye Denizcilik A.Ş. ile birleştirilir. Haliç Tersanesi 15 Mayıs 2002’den İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredildiği 2005 yılına kadar
Türkiye Denizcilik İşletmeleri kapsamında faaliyetlerine devam eder.
Yıllarca yatırım yapılamayan ve alt yapısı oldukça
yetersiz duruma gelen Haliç Tersanesi, 2005 yılında
Şehir Hatları’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne
devredilmesinin ardından TDİ ile yapılan protokolle
İDO’ya tahsis edildi. İDO döneminde özellikle yenileme çalışmalarının yanı sıra tarihi taş havuzlar, kapak ve köprü sistemleri çalıştırılabilir duruma getirildi. Havuzlardaki suyun tahliye pompa merkezi altyapısıyla bakımı yapıldı. Tüm tersane sahasıyla ilgili
elektrik aydınlatma, yangın devresi, güvenlik gö ze-
18.yüzyıl sonlarında Haliç Tersanesi’nde gemilerin
bakımı için bir kuru havuz yapımı kararlaştırıldığında
İstanbul’da bulunan Fransız ve İsveçli mühendislerden teklifler alınır. Bu mühendisler kuru havuz projelerini ve inşaat tekniklerini açıklayan raporlarını hazırlayarak 1796 yılında ilgililere verirler.
Fransız mühendisler kuru havuz mahallini tarakla temizleyip, su altında rastlanabilecek kaya ve taşları
parçalayarak zemini düzelttikten sonra, kuru havuzu büyük bir ahşap keson içerisinde inşa edeceklerini bildirirler. Fransız mühendislerinin teklif ettiği sistem 1774-1777 yıllarında Toulon’da Gorignard tarafından uygulanmıştır. 100 x 30 x 11 m boyutlarındaki ahşap keson içine taş ve su doldurularak batırılmış su boşaltıldıktan sonra kuru havuz keson içinde
inşa edilmiştir. İnşaatın tamamlanmasının ardından,
kuru havuz duvarlarında çatlaklar oluşmuş ve sızan
suların önlenmesi için çeşitli girişimlerden sonra su
altında puzolan betonu dökmek suretiyle durdurulabilmiştir.
İsveçli mühendisler ise deniz tarafına palplanş perde
çakarak ve suyu sürekli tahliye ederek, toprak hafriyatını ve inşaatı, kuru inşaat çukuru içinde yapacaklarını bildirirler. Tersanede kuru havuz inşaatı ile ilgili
teknik adamların görüşleri de İsveç tekniğinin daha
uygun olduğu yönünde olur.
Fransız kuru havuz projesinin uygulama maliyetinin, İsveç projesinin uygulama maliyetinin yaklaşık
iki katı olması da ihalenin İsveçli mühendislere verilmesinde önemli bir rol oynar. İsveçli başmühendis
A. E. Rhode ve diğer İsveçli mühendisler kuru havuzun inşa edilebileceği yerin kesin tespiti için muayene kuyuları açarlar. Rhode ve diğer İsveçli mühendisler, teknisyenler, Osmanlı teknik adamları ile kurulan
kadro inşaata 1796 yılında başlar.
Haliç Tersanesi’nde kuru havuz bölgesinin önü tarakla temizlenir. Deniz suyunun inşaat çukuruna
dolmasını önlemek için kıyıya ahşap palplanş perde
çakılır. Kuru havuz inşaat mahalli 37,5 x 75,0 m boyutlarında ve 10,50 m derinliğinde kazılır, çukurun
yan duvarları iksalarla tutulur, su sürekli boşaltılarak
kuru inşaat çukuru yapılır. Kuru havuz kargir olarak
inşa edilir. İnşaatta İstanbul boğazındaki taş ocaklarından çıkartılan mavi devonien kalkerleri kullanılır. Taşların örülmesinde İtalya’dan getirilen, su altında sertleşme özelliği olan puzolan(volkanik kül) harcı uygulanır. 0,75 m. kalınlıkta olan havuz tabanı taşla kaplanır. Yan duvarlar ise içe doğru basamaklıdır.
1796 yılında başlayan inşaat 1799 yılında tamamlanır. 3 Nolu kuru havuz zaman zaman tamir edilir.
Gemi boyutlarının 19. yüzyılda giderek büyümesi ile
daha büyük boyutta kuru havuzlara ihtiyaç duyulması nedeniyle 3 Nolu kuru havuz Vasil Kalfa tarafından 1874-1876 yılları arasında karaya doğru uzatılır.
Türkdöküm
59
TARİH
1 Nolu Kuru Havuz
tim sistemleri baştan aşağı yenilenerek modern lojistik merkezi kuruldu. Tersane yönetim binası yenilendi ve faaliyete alındı. Eski dökümhane atölyesi,
yüksek süratli teknelerin makine bakımlarının yapıldığı bir merkeze dönüştürüldü. 1989 yılından bu
yana kullanılmayan kızak sahası düzenlenerek, 20
yıl aradan sonra 3 adet Haliç gemisi bu kızaklarda
inşa edildi. Tersane, 1 Ekim 2010 tarihinden itibaren
70 dönümlük sahasıyla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden Şehir Hatları A.Ş.’ye
tahsis edildi.
Şirketin genel müdürlüğünün de bulunduğu Haliç
Tersanesi yaklaşık 558 yıldır gemi inşa alanında faaliyetlerine devam ediyor. Günümüzde yolcu ve araba vapurlarının, yolcu teknelerinin tamiratları ve havuz bakımları bu tersanede yapılıyor.
Haliç Tersanesi’nde 3 adet kuru havuz bulunuyor. Bu havuzlar, 18. ve 19. yüzyıllarda Osmanlı
İmparatorluğu’nda görülen batılılaşma hareketleri paralelinde Deniz Kuvvetleri’nde yapılan reformların bir parçası olarak inşa edilirler. Halen yolcu ve
araba vapurlarının bakım, onarım ve havuzlama işlemlerinde, bu havuzlar kullanılıyor. Azapkapı’dan
Kasımpaşa’ya doğru sırasıyla 1 Nolu, 2 Nolu ve 3
Nolu olarak numaralandırılan kuru havuzların isimleri, günümüzde de bu şekilde anılır.
Haliç, Alibey ve Kağıthane derelerinin döküldüğü yer
ile Marmara denizi arasında yaklaşık 8 km bir uzun-
60
Ocak - Şubat - Mart / 2013
17.Yüzyılda Yaşamış Olan Evliya Çelebi
Tersaneyi Şöyle Anlatıyor:
“Tersane Süleyman Han binasıdır. Baruthane Kulesi,
yetmiş kapudan mahzenleri, kürekhane, yedi adet
kurşunlu mahzen, Divanhane-i Cedid, Sanbule Zindanı, Cirid Meydanı Kasrı, Şahkulu Kapısı, Meyit İskelesi Kapısı hep tersane tevabiidir. Kapudan paşaya
oniki bin Arabistan askeri, yüzelli Enderun kapudanı, yüzelli birun kapudanı, yetmiş alem ve tuğ sahibi azaban ağaları, cezirelerden ve kırk sancak yerden
sair künrek-keşan azaban gelmek Kanun- ı Süleymanidir. Her gece tersanenin her bir gözüne bir dideban ve sanbule zindanına üçyüz azab neferi nöbetçi tayin kılınıp otuz beş kapudan da askerlerle şehrin
sair mahallelerinde kol dolaşırlar. Çünkü Süleyman
Han asrında Galata Kulesi’nde ve tersane zindanlarında otuz bir bin kadar ecnas-ı muhtelifedes esir
bulunurdu. Bunlara dedebanlık böyle olur.”
luğu kapsar. Haliç’in kuzey sahiline yapılan kuru havuzların yakınında derinlik 20-42 m arasında değişir.
Kuru havuzların hepsi kara tarafında ana kaya üzerine, problemli Haliç dolgularından etkilenmeyecek
tarzda inşa edilmişlerdir.
TARİH
2 Nolu Kuru Havuz
1 Nolu Kuru Havuz:
109 m. boy; 22,20 m. genişlik
ve 10,5 m. derinliğe sahip olan
1 Nolu kuru havuzun, inşaatına
1861-1869 yılları arasında ara verilir, yapımı 1870 yılında tamamlanır.
Diğer iki havuzun yapımında uygulanan teknik bu havuzda da kullanılır.
2 Nolu Kuru Havuz:
81,5 m. boy; 17,80 m. genişlik ve 9,86
m. derinliğe sahip olan 2 Nolu kuru
havuz, 1 Nolu ile 19.yüzyılda gelişen
ihtiyaçlar doğrultusunda inşa edilir. 3
Nolu kuru havuzun yapımı, 1 ve 2 Nolu
kuru havuzların yapımına örnek alınır.
2 Nolu kuru havuz inşaatına Başmühendis Ali Bey ve Manol Kalfa 1821 yılında başlarlar. Manol Kalfa ilk kuru havuz inşaatında da çalışmış bilgili bir kişidir. 1822 yılında Ali Bey inşaattan ayrılınca başa Mühendishane (İ.T.Ü.) 3. Halifesi Abdülhalim Efendi atanır. 2 Nolu
kuru havuz inşaatında da deniz kıyısına ahşap palplanş çakılır, su sürekli boşaltılarak inşaat kuru inşaat
çukurunda yapılır. Yapım 1825 yılında tamamlanırken Abdülhalim Efendi kuru havuzun ölçekli bir maketini de hazırlar.
3 Nolu Kuru Havuz:
151,05 m. boy; 19 m. genişlik ve 9 m. derinliğe sahip olan 3 Nolu kuru havuzun 1796 yılında başlayan
inşaatı 1799 yılında tamamlanır, farklı dönemlerde
de zaman zaman tamir edilir. Gemi boyutlarının 19.
yüzyılda giderek büyümesi ile daha büyük boyutta
kuru havuzlara ihtiyaç duyulması sonucu, Vasil Kalfa tarafından 1874-1876 yılları arasında karaya doğru uzatılır.
Türkdöküm
61
MAKALE
Vermiküler
Grafit Dökme
Demir Üretimi
(CGI)
Dr. M. Jonuleit
Dipl.-Ing. W. Maschke
Uygulama Teknolojisi Şefi,
ASK Chemicals Metallurgy GmbH
Yüksek Mühendis, Almanya
Uygulama Teknolojisi,
ASK Chemicals Metallurgy GmbH
Yüksek Mühendis, Almanya
1. Giriş
Vermiküler Grafitli dökme demirler (CGI), küresel grafitli dökme demirlerin (DI) gelişimi sırasında ortaya çıkmış,
lamel ile küresel grafit arasında geçiş sayılabilecek bir
grafit yapısına sahiptir. Küresel grafitli dökme demirlerin üretimi İkinci Dünya Savaşından sonra başarılı çıkışını sürdürürken, günümüzde yeni bir malzeme gelişimi
olarak ortaya çıkan vermiküler yapı, küresel grafit üretiminde hep olumsuz ve istenmeyen bir grafit tipi olarak
görülmüştür. Vermeküler grafitin mikro yapısı Resim1
de gösterilmiştir [1].
Resim 1. "Vermiküler" grafit
Geçmişte, Vermiküler grafitli dökme demirleri (CGI)
standart bir malzeme haline getirmek üzere bir dizi
araştırma ve geliştirme projeleri [2 ile 5 arasında] yürütülmüştür. Bu projelerde elde edilen sonuçlar daha sonra teknik makaleler olarak [6 ile 16 arasında] yayımlanmıştır.
DI ile gri dökme demir (GI) arasında sınıflandırılan CGI’ın
faydalı özellikleri çok geçmeden keşfedilmiştir.
CGI’ın, DI ile mukayese edildiğinde; daha düşük genleşme katsayısı (expansion coefficient), daha yüksek ısı
iletkenliği (thermal conductivity), daha iyi ısıl şok dayanımı (thermo-shock), daha düşük esneklik katsayısı (elasticity modulus), yüksek sıcaklıklarda daha az bükülme (distorsion), ve daha iyi sönüm kapasitesi (dam-
62
Ocak - Şubat - Mart / 2013
ping capacity) ve dökülebilme (castability) özellikleri
daha iyidir.
Öte yandan, CGI, GI ile karşılaştırıldığında mekanik özelliklerin et kalınlığına daha az bağımlı olması, yüksek sıcaklıklarda daha az oksitlenme eğilimi ve daha az hacimsel genleşme, alaşım elemetleri kullanılmadan mukavemet değerlerinin GI’ya nazar daha yüksek olması,
daha yüksek süneklik ve tokluk gibi avantajları vardır.
Belirtilen özelliklerden de anlaşılacağı üzere CGI daha
yüksek sıcaklıklarda ve sıcaklık değişimlerine maruz kalan parçaların üretimi için uygundur. Bunlar arasında silindir krank kutuları, egzoz manifoldları ve turbokompresörler, debriyaj plakaları, fren diskleri, hidrolik parçalar ve cam kalıpları önemli yer tutmaktadır. Büyük döküm parça olarak, CGI curuf potaları üretiminde kullanılmaktadır.
Bu özelliklerine karşılık Almanya’da ve dünyada imal
edilen CGI miktarı, GI ve DI’ ya göre çok az miktardadır.
Bunun nedenleri, bu malzemeye gereksinim duyan parçaların sınırlı olması ve üretim prosesinin vermiküler
yapı elde edilebilmesi için sıkı kontrolunun gerekliliğidir.
2. Vermiküler Grafit Dökme Demirle Üretim Metodu
Vermiküler grafitli dökme demir üretiminde temel önkoşul, baz metalin analizinden başlamak üzere, döküme kadarki bütün süreçlerde parametrelerin sıkı bir şekilde kontrol edilmesidir. Günümüzde CGI üretmek için
kullanılan en yaygın metod sıvı metale küreleşmeye
neden olmayacak miktarda Magnuzyum ilave edilmesidir. Bu amaç için kullanılan farklı yöntemler ve değişik Magnezyum içeren malzemeler bulunmaktadır. Genellikle, Magnezyum ilavesi ile birlikte vermiküler yapı
elde edilmesini garanti altına almak için bazı katkı malzemesi ilaveleri de yapılabilir. Örneğin, egzoz manifoldları veya turbokompresörler gibi çok ince et kalınlığına
sahip döküm parçalar için Titanyum (Ti) ilavesi gerekir.
Katkı malzemesi kullanılıp kullanılmayacağı parçaların
geometrilerine bağlıdır.
Aşağıda, CGI üretimi ile ilgili en yeni
üretim yöntemleri belirtilmiştir:
- FeSiMg veya Tel ile kontrollu miktarda Mg ilavesi ile birlikte sıvı metale Ti veya FeTi ilavesi,
- Ön şartlandırma işleminden sonra, Ti ilave edilerek veya Ti ilave edilmeden, Tel ve FeSiMg ile kontrollu miktarda Mg ilavesi,
- Ön bir Magnezyum tretmanından sonra, sıvı me-
tal, termal analiz ile kontrol edilerek aşılama ve ila
ve Mg tretmanına ihtiyaç olup olmadığının tespit ederek gerekli görülürse ikinci kademede gerekli
ilavelerin yapılması,
- Bir önceki şarjın termal analiz sonuçları dikkate alı-
narak gerekli miktarda Tel ile Mg tretmanı ve aşı ila-
vesi yapılması,
- Tel veya FeSimg ile Mg ilavesi yapılması ve artı olarak
CerMM ilavesi.
MAKALE
3. CGI’nin Mekanik Özellikleri
VDG Bilgi Formu W 50 [17], CGI’da elde edilecek mekanik özelliklerle ilgili temel bilgiler içerir.
DI ‘da olduğu gibi mekanik özellikler;
- ayrı dökülen test parçasından,
- döküm parçaya bağlı olarak dökülmüş test
parçasından,
- döküm parçadan çıkarılmış test numunesinden,
Tablo 1, VDG Bilgi Formu W 50 belirtilen mekanik özellikleri göstermektedir.
Dökülen parçanın hangi spesifikasyona göre kontrol
edileceğinin önceden belirtilmesi gerekir.
Bazı imalatçılar, mekanik özellikler için ISO 16112 [18]
standardını temel almaktadır. Tablo 2, ISO 16112 [18]
standartında belirtilen değerleri göstermektedir.
ISO 16112 standartındaki sertlik değerleri VDG Bilgi
Formu W 50 ile benzerlik gösterse de, diğer özelliklerde dikkate alınması gereken ufak tefek farklılıklar vardır.
Grafit yapısı ile ilgili olarak mutlaka müşteri koşullarının
yerine getirilmesi gerekir. Mikro yapıda kesinlikle lamel
grafit oluşumuna müsade edilmez. ISO 16112 standardına göre, %80 vermiküler grafit (grafit formu III) istenir ve %20 nodüler grafite müsaade edilir (grafit formları V ve VI). Tedarik şartnamelerinde 90/10 veya 60/40
gibi başka oranlar da yer alabilmektedir. Müşteri genellikle hangi oranda vermiküler grafit oluşumunu istediğini belirtir. Bütün CGI tipleri için en kritik olan husus, lamel grafit oluşumuna izin verilmemesidir. Şekil 2’de ISO
16112 [18] standardına göre, farklı yüzdelerde vermikü-
ler grafit ve nodüler grafit oluşumları gösterilmektedir.
CGI üretimine yeni başlayanlar için belirtilmesi gereken
bir husus, grafit yapılarını sadece dağlanmamış numuneler üzerinde değerlendirmektir.
5 % nodularity
10 % nodularity
15 % nodularity
20 % nodularity
Resim 2. ISO 16211’e göre farklı nodüler grafit yüzdelerine sahip CGI yapısı
Standarlarda; CGI 300 için ferritik, CGI 350 için ferritik perlitik matris, CGI 400, CGI 450 ve CGI 500'lerde büyük
ölçüde perlitik matris istenir.
TABLO 1
Malzeme tanımı
Kısaltma
Çekme Mukavemeti1
Rm
N/mm2
min.
0.2% - uzama limiti
Rp0,2
N/mm2
min.
Kopma gerilimi
A
0%
min.
Brinell sertlik değeri
Rehber değerleri
EN-GJV-300
300 - 375
220 -295
1,5
140 -210
EN-GJV-350
350 - 425
260 - 335
1,5
160 -220
EN-GJV-400
400 - 475
300 - 375
1,0
180 - 240
EN-GJV-450
450 - 525
340 - 415
1,0
200 - 250
EN-GJV-500
500 - 575
380 - 455
0,5
220 - 260
1) Çekme mukavemetinin nominal n ile n + 75 M/mm2 arasında olacağı varsayılmıştır.
Tablo 1. Ayrı dökülmüş test parçasından elde edilmiş mekanik özellikler
TABLO 2
Malzeme tanımı
Kısaltma
Çekme Mukavemeti1
Rm
N/mm2
min.
0.2% - uzama limiti
Rp0,2
N/mm2
min.
Kopma gerilimi
A
0%
min.
Brinell sertlik değeri
HBW 30
Rehber değerleri
ISO 16112/JV/300/S
300
210
2,0
140 -210
ISO 16112/JV/350/S
350
245
1,5
160 -220
ISO 16112/JV/400/S
400
280
1,0
180 - 240
ISO 16112/JV/450/S
450
315
1,0
200 - 250
ISO 16112/JV/500/S
500
350
0,5
220 - 260
Türkdöküm
63
MAKALE
40
8
35
10
Et kalınlığı (mm)
Nodül sayısı % olarak
4. Tel Yöntemi İle Cgı Parçalarınının
Üretilmesi İle İlgili Hususlar
4.1. Kükürt ve Titanyum Miktarları
İlk analizdeki Kükürt (S) oranı doğal olarak kritik bir rol
oynamaktadır. Tecrübelerimize dayalı olarak, baz metaldeki Kükürt oranının %0.010 ile %0.012 arasında olması gerekir. Bu değerler, CGI üretimi için iyi bir önkoşul
oluşturur. Daha önce belirtildiği gibi, bütün üretim parametrelerinin sıkı kontrolu CGI üretimde çok önemli bir
rol oynar. Eğer kükürt değeri <%0.010 ise, FeS eklenebilir. >%0.012’nin üstünde değerleri için, düzeltme ancak
şarj malzemesi takviyesiyle mümkündür. Eğer bu şartlara uygunluk sağlanmazsa, arzu edilmeyen lamel grafit
veya nodüler grafik yüzdelerinde artma olur.
Burada belirtilmesi gereken bir başka element de
Titanyum’dur. Ti’nin küresel grafit oluşumuna mani olduğu bilinmektedir ancak CGI üretiminde her zaman Ti
kullanılmaz. Bazı durumlarda, Ti’nin küresel grafit oluşumuna mani olma etkisinden CGI üretimi yararlanılır.
Genellikle, Ti, manifoldlar gibi ince cidarlı parçalarda,
hızlı soğumaya bağlı olarak çok az Mg oranlarında bile,
istenmeyen oranlarda küresel grafit oluşumuna mani
olmak için kullanılır. Bazı üreticiler vermiküler grafit oluşumuna katkıda bulunmak amacıyla başka parçalar için
belli oranda Ti kullanmayı da tercih edebilir. Eğer Ti kullanılırsa, miktarı % 0.06 ile % 0.20 arasında olmalıdır. Literatürden [19] derlenen şemada, Ti’nin vermiküler grafit oluşumu üzerindeki etkisi açık bir şekilde görülmektedir. “Çalışma Aralığı”, Ti ile önemli ölçüde artmaktadır.
30
25
12
20
14
15
10
16
0,01
0,015
0,02
0,025
0,03
% Mg değeri
Resim 3. Ti’nin CGI “çalışma aralığı” üzerindeki etkisi
Ti kullanırken, Titanyum Karbür fazının oluşaçağının bilinmesi gerekir. Karbür oluşumu ürün kalitesinde sorun
yaratabilir (şekil 4).
64
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Resim 3. CGI’da oluşan titanyum karbürler
CGI üreten dökümhaneler genellikle DI da ürettiklerinden, döndü malzemelerin (yolluklar, besleyici gibi) dikkatlice ayrılması gerekir. DI üretimi sırasında şarj malzemelerinden sıvı metale Ti bulaşması çok ciddi sonuçlar
yaratabilir.
Eğer Ti kullanılması açık bir şekilde belirtilmediyse, üreticiler, olası bir Ti bulaşmasının önüne geçmek için daima Ti ilavesiz CGI üretimini tercih edeceklerdir.
Günümüzde, silindir krank kutuları ve çok sayıda baskı plakaları Ti kullanılmadan çok başarılı bir şekilde üretilmektedir.
Eğer Ti kullanılacaksa, FeTi‘nin ergitme ocağına ilave
edilmesi gerekir.
4.2. Ön Şartlandırma
Baz metaldeki Kükürt miktarı ölçülebildiği için bilinebilmektedir. Ancak, sfero üretiminde ve bilhassa CGI üretimi için çok kritik olan Oksijen ölçülemediği için net
olarak bilinemez. Oksijenin, Kükürtün iki katı Magnezyum ile birleştiği düşünülürse, sıvı metal içindeki oksijen miktarının düşük olması gerekir. Mg tretmanından
önce sıvı metal içindeki bağlı ve serbest oksijen miktarının düşürülmesi gerekir. Eğer bu sağlanamaz ise, sıvı
metal içindeki oksijenin magnezyum ile kimyasal olarak
birleşerek MgO oluşturması nedeniyle, hep aynı miktarda magnezyum ilavesi yapılmış olsa bile, sıvı metal
içindeki oksijen seviyesindeki değişikliklere bağlı olarak, mikro yapıdaki lamel grafit oluşum miktarı değişiklik gösterecektir.
ASK Chemicals Metallurgy GmbH (ASKCM), uzun yıllardır ön şartlandırıcı olarak VL(Ce)2 [20] üretmektedir.
VL(Ce)2 ve CerMM ile ön şartlandırma, sıvı metaldeki
serbest ve bağlı oksijeni azaltır. İlave, Mg tretmanından
önce, sıvı metal Mg tretman potasına alınırken yapılır.
Oksijen miktarında sağlanan azalmanın yanısıra, oluşan
seryum-oxi-sülfitler sıvı metal içindeki çekirdek sayısını
arttırır. Zirkon ve Mangan ise çekirdek oluşumunu daha
da güçlendirirler.
CGI üretimi için sıvı metal içinde tretman öncesi, 30
ppm oksijen ve 1 – 2 ppm arasında oksit bulunması önşarttır [12].
MAKALE
Yapılan ölçümlerde, Mg tretmanından önce ön şartlandırma yapıldığında toplam oksijenin bir ölçümde 22
ppm’e, başka bir ölçümde ise 24 ppm'e düştüğü tesbit
edilmiştir.
4.3. Tel yöntemi ile CGI Üretimi
Ergitme ocağından sıvı metal potaya alınırken ön şartlandırıcı ilavesi yapılır. Pota daha sonra Tel ile Mg tretmanın yapılacağı istasyona taşınır. Eğer potanın üzerinde dikkati çekecek kadar cüruf varsa bu cürufun tretman öncesi temizlenmesi gerekir.
ASKCM, Tel Mg tretmanı için özel teller geliştirmiştir,
tretman için bu tellerin kullanılması önerilir.
%0.010 ile %0.012 arasında başlangıç Kükürtü için, ton
başına 8 – 10 m tel ilave edilir. Bu, ton başına 3-4 kg tel
anlamına gelmektedir. Toplam tel ağırlığının yaklaşık
%60’lık bir bölümünün dolgu malzemesi olduğu dikkate alındığında, sıvı metal içine ilave edilmiş, tretman
malzemesinin ton başına 1.8 ile 2.4 kg arasında olduğu hesaplanabilir. Tretman süreleri 20 ile 30 saniye arasındadır.
Mg tretmanından sonra tekrar cüruf alınmalıdır. Aşılama, eğer gerekecekse, metalin döküm için başka bir döküm ünitesine transferi veya tretman potası ile döküm
yapılacak ise, ya aynı potada tel aşılama yada herhangi
bir geç aşılama uygulaması yapılabilir.
Düşük Alüminyum içeren SRF 75 [21], CGI’nin aşılanması için son derece uygundur.
Debriyaj baskı plakası gibi parçalar için döküm sıcaklığı 1.380 ile 1.420°C arasında olmalıdır. Daha ince et kalınlığı olan CGI SiMo egzoz manifoldları için daha yüksek döküm sıcaklıklarının seçilmesi gerekir. 1 tonluk bir
metalin döküm süresinin 10 dakikayı aşmaması gerekir; çünkü CGI’da da aşının etkinliği kaybetmesi söz konusudur ve bu durum elde edilecek grafit tipi üzerinde
olumsuz bir etki yaratabilir.
Eğer gün içinde aynı ocak ile CGI’nın yanısıra DI ve GI
üretimi yapılacaksa, önce GI, sonra DI ve en son CGI
üretim yapılmalıdır. Aynı ergitme ocağı kullanıldığında
GI’dan sonra direk olarak CGI’nın üretimine geçilmemelidir.
Sadece CGI üretimin yapıldığı dökümhaneler tabii ki en
idealidir, bu durumda geçişlerde karışma söz konusu olmaz.
5.Tel tretmanı ile CGI Üretimine İlişkin Örnekler
Örnek 1:
Müşteri talebi üzerine Ti ilavesi yapılmış CGI 350 üretimi.
Baz metalde % 0.11 Ti
Metal miktarı: 1.000kg
VL(Ce) + CerMM ile ön şartlandırma
Tel ile Mg tretamanı [22]
Döküm sırasında SRF 75 ile aşılama
Tretman sonrası: % 0.015 S ve % 0.012 Mg
Ayrı dökülmüş Y2 bloktan ölçülmüş mekanik değerler:
Rm 406 MPa, Rp0.2 333 MPa, A 2%, HB 199
Grafit yapısı: %80 grafit form III ve %20 grafit form VI
Resim 5. CGI üretimi için tel tretman istasyonu
Resim 6. Örnek 1’de elde edilmiş CGI grafit yapısı, Büyütme 100:1, dağlanmamış
Örnek 2:
Müşteri talebi doğrultusunda Rm > 385 MPa ve % 0.10
Ti ilave edilmiş CGI üretimi
Baz metalde % 0.10 Ti
Metal miktarı: 1.500kg
VL(Ce) + CerMM ile ön şartlandırma
Tel ile Mg tretamanı [22]
Döküm sırasında SRF 75 ile aşılama
Tretman sonrası: % 0.011 S ve % 0.014 Mg
Parçaya birleşik dökülen numuneden ölçülen mekanik
değerler:
Rm 397 MPa, Rp0.2 318 MPa, A %1.7, HB 210
Grafit yapısı: 80% grafit formu III ve %20% grafit formu
VI
Türkdöküm
65
MAKALE
CGI yapısı, aşağıda belirtilen yöntemler
kullanılarak test edilebilir:
- Spektrometre numunelerinden (ayrıca Mg/S oranı) kimyasal analiz ölçümü
- EMF kullanılarak oksijen aktivitesinin ölçülmesi
- Termal analiz ile değerlendirme
- Metalografik incelemeler (örn. her tretman sonrası alınan numunelerin hızlı kontrolu)
- Rezonans frekans testleri
- Ultrason incelemeleri
Resim 7. Örnek 2’de elde edilen CGI grafit yapısı, büyütme oranı 100:1, dağlanmamış
Örnek 3:
CGI SiMo, üretimi
Rm min. 400 MPa, A min. %3 ve maks. %0.20 Ti
Baz metalde % 0.14 Ti
Metal miktarı: 1.200kg
VL(Ce) + CerMM ile ön şartlandırma
Tel ile Mg tretamanı [22]
Döküm sırasında SRF 75 ile aşılama
Tretman sonrası: % 0.010 S ve % 0.018 Mg
Ayrı dökülmüş Y2 ok numunesinden ölçülen mekanik
değerler: Rm 545 MPa, Rp0.2 492 MPa, A 3.5%, HB 228
Grafit yapısı: %70 ile %80 grafit form III ve %20 ile %30
arasında grafit form VI
Resim 8. Örnek 3’te elde edilen CGI SiMo grafit yapısı, büyütme oranı 50:1,
dağlanmamış
6.CGI Üretiminde Test Yöntemleri
Bütün otomatik testlere rağmen, dökümhane personeli, değerlendirme yaparken CGI ile GI arasında aşağıdaki
genel kriterleri dikkate almalıdır.
Genel özellikler:
CGI:
- Grafit uzunluğu yaklaşık 50 µm
- Uzunluk-genişlik oranı < 10
- Grafit uçları yuvarlaktır
GI:
- Lamellerin grafit uzunluğu 500 µm’ye kadardır
- Uzunluk-genişlik oranı 50 ile 100 arasındadır
- Grafik uçları sivridir
66
Ocak - Şubat - Mart / 2013
7. Özet ve Sonuçlar
Günümüzde, Tel ile Mg tretmanı oldukça oturmuş ve
kabul görmüş bir teknolojidir. DI üretiminde olduğu
gibi, bazı teller CGI parçalarının üretilmesi için de son
derece uygundur. Ön şartlandırma ile sıvı metalin içindeki serbest ve bağlı oksijenin azaltılması baz metalde tretman öncesi istenilen metalürjik özelliklerin elde
edilmesi için en uygun yöntemdir. VL(Ce)2 ile ön şartlandırma ve Inform® Tel Mg tretmanının birlikte kullanılması, basit ama aynı zamanda çok güvenilir bir CGI üretim yöntemidir. Bu yöntem ile CGI volanlar, debriyaj ve
fren diskleri ve egzoz manifoldları basit ve güvenilir bir
şekilde üretilmektedir. Üretim sırasında şartname harfi ile uyulması, daha sonraki test masrafının azaltılmasını sağlar.
Referanslar:
[1] H. Mayer, Dickwandige Gussstücke aus Gusseisen mit Kugelgraphit,
Giesserei 60 [Thick-Walled Cast Pieces Made Of Cast Iron with Nodular Graphite, Casting 60] (1973), 7, pp. 175 - 181
[2] Herfurth, K.: Freiberger Forschungsh. [Freiburg Research Journals] 1966, Dept. B, No. 105, pp. 267 - 310
[3] Stefanescu, D.M. and Loper, C.R. Gießerei-Praxis [Casting Practice] (1981), 5, pp. 73 - 96
[4] Nechtelberger, E.; Puhr, H.; v. Nesselrode, J.B. and Nakayasu, A.: Stand der Entwicklung von Gusseisen mit Vermiculargraphit – Herstellung, Eigenschaften und Anwendung, Teil 1, Gießerei-Praxis [Development Status of Cast Iron with Vermicular Graphite – Production, Properties and Application, Part 1, Casting Practice] (1982), 22, pp. 359 - 372 and Teil 2, Gießerei-Praxis [Part 2, Casting Practice] (1982), 23/24, pp. 375 - 396
[5] Nechtelberger, E. and Lux, B.: Gefügeaufbau und Eigenschaften von
Gusseisen mit Vermiculargraphit, Gießerei-Praxis [Structural Composition and Properties of Cast Iron with Vermicular Graphite, Casting Practice] (1984), 11, pp. 177 - 187
[6] Ebner, J.; Hummer, R. and Schlüsselberger, R.: Gießerei 84 [Casting 84] (1997), 12, pp. 40 - 48
[7] Lampic-Opländer, M. and Henkel, H.: Gießerei-Praxis [Casting
Practice] (1999), 6, pp. 296 - 301
[8] Lampic-Opländer, M.: CGI, Teil 1, Gießerei-Praxis [CGI, Part 1, Casting
Practice] (2001), 1, pp. 17 - 22
[9] Lampic-Opländer, M.: CGI, Teil 2, Gießerei-Praxis [CGI, Part 2, Casting
Practice] (2001), 4, pp. 145 - 152
[10] Lampic-Opländer, M.: CGI, Teil 3, Gießerei-Praxis [CGI, Part 3, Cas-
ting Practice] (2001), 5, pp. 192 - 198
[11] Hummer, R. and Bührig-Polaczek, A.: Gießerei 87 [Casting 87] (2000), 10, pp.23 - 29
[12] Hofmann, E. and Wolf, G.: Gießereiforschung 53 [Casting Research 53] (2001), 4, pp. 131 - 151
[13] Martin, T. and Weber, R.: Gießerei 92 [Casting 92] (2005), 4, pp. 34 - 41
[14] Technical forum, internal SKW further training, 2004
[15] Technical forum, internal SKW further training, 2009
[16] Hasse, St.: Gießerei-Praxis 5/2010 [Casting Practice 5/2010], pp. 128 - 134
[17] VDG Information Sheet W 50
[18] ISO 16112
[19] Reese, C. R. and Evans, W.J.: AFS Transactions 1998, pp. 673 - 685
[20] ASKCM Product Datasheet VL(Ce)2
[21] ASKCM Product Datasheet SRF 75
[22] ASKCM-Inform® M treatment wires
NEDEN DÖKÜM
Neden Dökümü
Tercih Etmeliyiz?
Hava Kargo Paletleri için Yönlendirici
Eskiden
Günümüzde
Hava Kargo Paletleri için Yönlendirici
Üretim Verilerinin Karşılaştırılması
Eskiden
Üretim Yöntemi
Malzeme
Ağırlık
İşçilik Maliyeti
Üretim Maliyeti
Preste Şekillendirilmiş ve
Dolu Malzemeden
Kaynak Konstrüksiyon
Yüksek Mukavemetli
Çelik
318 g
10
100 %
Günümüzde
Yekpare Döküm
Temper Döküm
GTS–70-02
(EN–GJMB-700-2)
238 g
0
17 %
Kaynak: DGV
Türkdöküm
67
FUAR
Alüminyum Sektörü
ALUEXPO 2013'te
Buluşuyor
ALUEXPO 2013 “3.Alüminyum Teknolojileri, Makina ve Ürünleri İhtisas Fuarı”, HannoverMesse Ankiros Fuarcılık tarafından 3-6 Ekim 2013 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde
düzenlenecek.
G
lobal alüminyum sektörünün lider firmaları, metalurji sektörünün yakından tanıdığı
Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarının organizatörü Hannover Messe Ankiros Fuarcılık
tarafından 3. kez bir araya getiriliyor. ALUEXPO 2013
“3.Alüminyum Teknolojileri, Makine ve Ürünleri İhtisas
Fuarı”, 3-6 Ekim 2013 tarihleri arasında, İFM (İstanbul
Fuar Merkezi) 9-10-11 no’lu hollerde düzenlenecek.
Alüminyum sektörünün Türkiye’deki tek, Avrasya
Bölgesi’nin de en önemli fuarı olan “ALUEXPO”, alüminyum ve ilgili sanayi dallarına geniş iş hacmi sağlamanın yanı sıra, fuar süresince üreticiler, ithalatçılar
68
Ocak - Şubat - Mart / 2013
ve ihracatçılar dahil tüm sektör paydaşlarını bir araya
getirecek.
Alüminyum sektörünün önde gelen derneği Türkiye
Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD) tarafından
desteklenen ALUEXPO 2013, ülkemizin önde gelen
üretici ve katılımcılarına; alüminyum ürünlerinin kullanıldığı inşaat, otomotiv, ambalaj, gıda ve içecek, havacılık ve savunma, ulaştırma, denizcilik, kimya alanlarında faaliyet gösteren tüm firmalara, tasarımcı, mimar ve mühendislere, ürünlerini tanıtma fırsatı sunacak.
Ülkemizin ve dünyanın önde gelen üreticilerinin sergi-
FUAR
lediği birincil alüminyumdan, yarı bitmiş her türlü alüminyum ürüne kadar tüm ihtiyaçlar, alüminyum yapı
sistemleri ile cephe ve çatı kaplama malzemeleri, bu
endüstride kullanılan en yeni teknolojilerle üretilmiş
makine, ekipman, hammadde ve sarf malzemeler fuarda alıcılarıyla buluşacak.
6. Alüminyum Sempozyumu
ALUEXPO 2013 fuarı ile eş zaman ve mekanda, TALSAD, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve TMMOB
Metalurji Mühendisleri Odası işbirliği ile 6. Alüminyum
Sempozyumu da gerçekleştirilecek.
Aluexpo2011 Fuarı, Bir Önceki Fuara Oranla
Yüzde 46.2 Artış Gösterdi
ALUEXPO 2011 Fuarı, bir önceki fuara oranla yüzde
46,2 artış göstererek, 26 ülkeden toplam 294 katılımcı
sayısına ulaştı. Global alüminyum dünyasının tamamlayıcı bir platformu olma noktasına gelen fuar bu yıl
da, sektörün önde gelen uzmanlarıyla, yeni yatırımlar
için Türkiye’nin potansiyel fırsatlarını değerlendirmek
isteyen yabancı firmalar ve aynı zamanda farklı ülke-
ler ile işbirliği yapmak isteyen yerli firmaları bir araya
getirecek.
Yeni teknolojilerin de etkisiyle kullanımı günden güne
artan ve 4 milyar doları aşkın ticaret potansiyeli yaratan alüminyumun ticari dünyasını keşfetmek ve sektörde yaşanan gelişmelerden haberdar olmak isteyenler için önemli bir fırsat sunacak.
Fuarın Yüzde 70’i Dev Firmaların Katılımıyla
Şimdiden Kapatıldı
Ülkemizin önemli üreticilerinden Assan, Asaş, Arslan
Alüminyum, Astaş, Akpa Alüminyum, AK Alüminyum,
AL Alüminyum, Atlas Alüminyum, Baransan Alüminyum, Cansan Alüminyum, ETİ Alüminyum, Formal Alüminyum, Obal Alüminyum, Panda Alüminyum, PMS
Alüminyum, Şahinler Metal, Teknik Alüminyum, VİG
Metal, Zahit Alüminyum ve sektörün global oyuncularından Aluminium Bahrain (ALBA), AMAG, Dubai Aluminium (DUBAL), Qatar Aluminium (QATALUM), Viohalco Group, Fata Hunter, SAG Motion GmbH başta olmak üzere, daha pek çok firmanın ALUEXPO 2013
Fuarı’na şimdiden katılımı kesinleşti.
Türkdöküm
69
HABER
TAYSAD, 35. Genel
Kurulu’nu Yaptı
‘Güçlü Sanayi Güçlü Marka’ sloganıyla istikrarlı bir biçimde büyüyen Taşıt Araçları Yan
Sanayicileri Derneği (TAYSAD), 35. Olağan Genel Kurulu’nda otomotiv endüstrisinin
paydaşlarını bir araya getirdi.
T
aşıt
Araçları
Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), 35. Olağan Genel Kurulu’nda
otomotiv endüstrisinin
Dr. Mehmet Dudaroğlu
paydaşlarını bir araya
TAYSAD Başkanı
getirirken, 2023 hedeflerine birlik ve beraberlik
içinde ulaşılacağı mesajını verdi. Konuşmasında otomotiv endüstrisinin Türkiye için önemine işaret eden TAYSAD Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, 2013 yılı hedeflerini
paylaştı. Dudaroğlu, üyelerine mevcut iş hacimlerini koruyarak dışa açılmaları gerektiğini ve mutlaka kısa-ortauzun vadeli stratejik planların yapılmasının önemini vurguladı.
Dudaroğlu, “2013 yılında 1,1 milyon adet üretim, iç pazarda 810 bin adet satış, endüstri olarak 20 milyar dolar ihracat öngörüyoruz. 2012’de toplam ihracat içinde tedarik
sanayi payı yüzde 43 iken, bu yıl bunu yüzde 45 seviyesine taşımayı hedefliyoruz” diye konuştu.
Markalaşma konusunda üyelerinin mutlaka Turquality
programından yararlanması gerektiğini ve bunun için tanıtım programları gerçekleştireceklerini aktaran Dudaroğlu, orta vadede üretimin Asya ülkelerine kayacağını,
kalite, verimlilik, insan kaynağı, lojistik ve Ar-Ge yetkinliklerini geliştirerek bu bölgede yer almaları gerektiğini kaydetti. Özellikle Çin’i ve Hindistan’ı hedef gösteren Duda-
70
Ocak - Şubat - Mart / 2013
roğlu, dışa açılımlarda her fırsatı değerlendireceklerinin
sinyalini verdi.
Dudaroğlu, Girdi Tedarik Stratejisi çalışmaları kapsamında da motor, aktarma organları ve otomotiv elektroniğinin teşvik edilmesinin halen yaklaşık yüzde 56 seviyesinde olan yerlilik oranının yüzde 80’ler seviyesine yükselebileceğinin altını çizdi.
Genel kurula katılan Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu, otomotiv endüstrisini 2023
hedefine taşıyacağına inandığı 2. Ar-Ge Proje ve Tasarım
Yarışması’nın önemini anlattı. Otomotiv Sanayi Derneği
Başkanı Kudret Önen ise iç pazar satışlarındaki ithal-yerli
oranlarına dikkat çekerek bunun çok iyi takip edilmesi gerektiğini söyledi. Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği
Başkanı Şükrü Ilısal ise otomotiv sanayinin ülke ekonomisi için olmazsa olmaz olduğunu ve bunu kabul ederek çalıştıklarını aktardı.
Genel kurulda otomotiv endüstrisinin gelişimine katkı
sağlayan başarılı firmalar da ödüllerini aldı. Eğitim ödüllerini sırasıyla Farplas Oto Yedek Parça, Hema Endüstri ve
Ermetal Otomotiv alırken, ihracat ödüllerini Bosch Sanayi, Delphi Automotive Systems ve CMS Jant ve Makine
kazandı. Patent /Faydalı Model/Endüstriyel Tasarım ödülleri ise sırasıyla Aktaş Hava Süspansiyon, Coşkunöz Metal
Form, Seger ve İnci Akü’ye verildi.
Toplantıda ayrıca, Ekonomi Bakanlığı’nın yüzde 75 oranında destek verdiği 12K Model Projesi’nde başarı kaydeden firmalar da ödüllendirildi.
Türkdöküm
71
İÇİMİZDEN BİRİ
72
Mücahit
Öngör
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Modelcilik eğitimini dökümcülük ustalığı ile
harmanlayan Mücahit Öngör, sektördeki
başarı hikayelerinden sadece birisi. İş hayatına
1960 ihtilalinin hemen sonrasında, durgunluk
dönemlerinde stajyer olarak ilk adımı atan Öngör,
doğru yerde, doğru kararı alarak, kendisi ve firması
için atılımlar gerçekleştirdi. Öngör, kızları ve oğlu
ile birlikte yürüttüğü bu zorlu iş hayatında, hala ilk
adımı attığı gündeki heyecanı ve enerjiyi taşıyor.
İÇİMİZDEN BİRİ
Sizi tanıyabilir miyiz? Eğitim hayatınızı nerede ve nasıl yaptınız? Bu işi nasıl ve neden tercih ettiniz?
1946 İstanbul’da doğdum. Yenikapılıyım. Babam esnaftı, kahvecilik yapıyordu. Beni Sultanahmet’te bulunan o
zamanki adıyla Erkek Sanat Enstitüsü’ne gönderdi. O zamanlarda zaten üç meslek lisesi vardı İstanbul’da; Haydarpaşa, Tophane bir de Sultanahmet. Benim gittiğim
Sultanahmet’te 3-4 meslek vardı; marangozluk, dökümcülük, modelcilik. İlk seneden sonra meslek seçimi yapılıyordu. Ben modelciliği seçtim. Akşam babama, modelciği seçtiğimi söylediğim zaman, “ İyi yapmışsın, güzel
meslek seçmişsin” dedi. Modelciği seçtim ama karşıma
marangozhane çıktı. Birinci sınıfı iftiharla geçtim.
O yaz stajımı yapmak için Perşembe Pazarı’na gittim. Dökümcüsü, tornacısı her şey orada. 60 ihtilalı yeni olmuştu, hiç iş yok. Gidip geliyoruz, sadece dükkan temizliyoruz. Bir gün dayanamadım ustama modelciliğin getirisinin ne olduğunu sordum. O da, “Bir gün çalışırsın 15 lira
kazanırsın, bir gün çalışırsın 30 lira kazanırsın, bir gün de
iş olmaz, ortalaması neyse gelirin o olur” dedi. O zamanlarda biz ev yaptırıyoruz, çalışan ameleye de 15 lira veriyoruz. Ustadan bu sözleri duyunca nasıl oldum anlatamam.
İlk iki sınıfta iftiharla geçen ben, o sene sınıfta kaldım.
Hiçbir şey yapmak istemedim. Hocaların da dikkatini çekti bu durum. Amele parasına çalışacağımı düşündüm. Bir sonraki stajıma gittiğimde, ihtilalın etkileri geçmiş, işler açılmıştı. İyi de bir ustaya düştüm. Keyfim yerine geldi, ondan sonra yine iftiharla geçtim.
Üniversite okumak istemediniz mi?
İstedim, bu konuda adım da attım. Yıldız’a müracaat ettiğimde bir sınava girdik. Bizim meslek liselerinde matematik dersi normal liselere göre daha azdı. Ama Yıldız,
normal lise tedrisatına göre sınav düzenliyordu. Bu nedenle başarısız oldum.
Sonrasında çalışma hayatına atıldım. Önce çıraklık yaptım ardından kalfa oldum. Askerliğimi yaptıktan sonra da 6-7 ay içerisinde, 1969 yılında kendi modelhanemi Bayrampaşa’da açtım. Kendi yolumu kendim çizdim.
Neden kalafat yerinde düşünmediniz?
Kalafat yeri çok iç içeydi. Modelci dükkanı çoktu.
Bayrampaşa’da demirciler ve dökümcüler sitesinin olması tercihim konusunda belirleyici oldu. Çalıştığım atölye Elekro Metal’e modelleme yapıyordu. O dönemin en
büyük ve tek firmasıydı. O zaman Hamdi Bey vardı. Gelip yanında çalıştığım Kemal ustaya beni sormuş, çağırdı beni. “Bize de iş yap” dedi. Ustama ayıp olur diye kabul etmek istemedim. Ondan sonra Ferro Döküm oldu,
EMAŞ oldu. Benim modelciliğim çok iyiydi. O zamanın en
iyi 2-3 ustasından biriydim.
Dökümhane açma fikri nereden geldi aklınıza; niyetiniz kazancılık mıydı, dökümhane miydi?
Kazancılık daha 20 yıldır var, ilk başlarda yoktu. Fabrikalara modelcilik yaparken Vat Elektro Metal, yeni motor fab-
Dökümcü, modelci
gibi düşünemez. Ama
modelci dökümcü gibi
düşünebilir. Birçok
aşamayı yapabilmeme,
modelciliğin bana
sağladığı avantajlar
neden olmuştur. Benim
dönemimde mezun
olan arkadaşlarım aynı
çizgide ilerleyemedi ne
yazık ki.
rikası olarak açıldı. Elektrik motoru dökümleri yapılıyor,
biz de modellerini yapıyorduk. Islak dökümde yaşanan
sıkıntılar oluyor, kanatlarını dökümden çıkartamıyorlardı. Metin Kazancı o zaman AKSA’nın sahibiydi. Metin Kazancı ile görüştüm, “Ben bunu dökerim, bunlar işi beceremiyorlar” dedim. Pek güvenemedi. Ben ısrarcı davranınca, “Benden maddi destek isteme, yap olursa alırım” dedi.
Ben giriştim işe, çok büyük bir potansiyel var; 50 bin-70
bin-100 bin motor yapılacak. O dönemde de bir GAMAK
vardı. İlk dökümü 60 tane kalıpladık, çok güzel oldu ama
hepsinde de gaz boşluğu var. Metin Kazancı, “Bunlar olmuş, sen bu gaz boşluklarını da halledersin” dedi. Dökümcülüğe öylece başlamış oldum. Bayağı motor döktük yani. Üç sene modelcilik atölyesinden sonra dökümhaneye başlamış olduk. Önce Bayrampaşa’daydık, sonra
Halkalı ardından da İkitelli istimlak olunca buraya geldik.
Modelciliğin getirdiği avantajlar neler oldu? Siz
bunu dökümde nasıl kullandınız?
Modelciliğin çok büyük avantajı oldu. Bir modelcinin iyi
bir dökmeci, iyi bir işlemeci olması lazım. Parçayı aldığımız zaman o konuda çok iyi değerlendirmesini yapabiliyorduk. Dökümde neresini üste verirsek, neresini alta verirsek sakat verir, bunları düşünmek gerekiyor. Modelcilikte de bunları hep yaşadığımız için, dökümcülükte zorlanmadık. Dökümcü, modelci gibi düşünemez. Ama modelci dökümcü gibi düşünebilir. Birçok aşamayı yapabilmeme, modelciliğin bana sağladığı avantajlar neden olmuştur. Benim dönemimde mezun olan arkadaşlarım
aynı çizgide ilerleyemedi ne yazık ki. Sonraki dönemlerde, bu sektöre birçok kişi girdi; rekabet başladı. İndüksiyon ocağı aldım. Ufak tefek parça işine de girdik. Benim
avantajım, Sultanahmet’te aldığım eğitim oldu. Ben bir
kere yaptım mı, parçayı çıkartır hale getiriyordum. O dönemde en iyi 3-4 modelciden birisiydim. 18-19 yaşımdayken en yüksek haftalığı ben alırdım. İşi sevmemin de
çok önemli bir payı vardı bunda.
Türkdöküm
73
İÇİMİZDEN BİRİ
70’li yıllarda böyleydi. Daha sonra dökümde çok iş
yok düşüncesi ile başka işlere mi yöneldiniz?
Doğalgaz Türkiye’ye geldiğinde, kalorifer kazanları gündeme geldi. Dökme dilimleri falan duyuyordum ama görmemiştim. Eve bir tane kazan aldık. Ben kazanı görünce,
“Bunu yaparım” dedim ve yaptım. Daha önce Buderus’un
döküm dilimli kazanlarının reklamlarını görüyordum fakat içinin dökme demir olduğunu bilmiyordum.
Burada teknik okullu olmanın farkı ortaya çıkıyor. O zamanki eğitimlerde ‘ben yapamam’ diye yetişmiyordu insanlar. ‘Ben bunu yaparım, yapmalıyım’ bilinç altına o yerleştiriliyordu öğrencinin. O dönem, otomobil tamircileri,
sanayiciler öyle çıkıyorlardı. Ben mesela, kazanı görünce,
dökümhanem de var, ben bunu yaparım diyebildim.
Bizim öğretmenlerimiz, savaşa giden erata nasıl motivasyon verilirse, bize de öyle motivasyon veriyorlardı. 'Ülkenin istikbali bizim elimizdeydi', hocalarımız öyle teşvik ettiler bizi. Onların katkıları çok büyüktür.
Benim teknik resim öğretmenim, ismimi, ardından da anlamını sordu. ‘Ülkesi, vatanı için savaşan diyince, “Sende
o azmi görüyorum” dedi. Bu beni kamçılayan bir şey oldu.
Sadece bizim mesleğimizde değil diğer sektörlerde de
böyle örnekler var. Tornada, makinecilikte ya da marangozlukta da o dönemde yetişen ve iyi yere gelmiş insanlar vardır. O dönemde meslek liseleri çok önemliydi. Bence hala da önemli. Koç’un dediği gibi, memleket meselesi aslında. Üniversite açacaklarına doğru düzgün, hakkıyla eğitim verecekleri meslek liseleri açsalar çok daha iyi
olur. Allah bana da nasip etse de bir meslek lisesi de ben
açsam. Gönlümde bir arzudur bir meslek lisesi yaptırmak.
Evinizde şofbeniniz arıza yapıyor, birisi geliyor, hiçbir eğitimi yok, sizin şofbeninize ya da su tesisatınıza giriyor.
Almanya’da gördüm meslek lisesine gitmiş işçiliği orada
öğrenmiş, gelince hemen galoşunu çekiyor, yere örtüsünü seriyor, tertemiz işini yapıyor ve gidiyor.
74
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Bir meslek lisesi açmamış olabilirsiniz ama sizin Sultanahmet meslek lisesini ne kadar önemsediğinizi ve
sahip çıktığınızı, desteklerinizi sunduğunuzu biliyoruz. Ne gibi destekler sunuyorsunuz?
Bugün Sultanahmet benim kanatlarımın altında. Hocalar
ne isterse veriyorum. Öğrenciler geliyorlar burada incelemeler yapıyorlar. Biz onlara brifingler veriyoruz. Öğrenciler meslek liseli olmaları nedeniyle normal liselerden
kendilerini daha aşağıda görüyorlar, istikbal görmüyorlar. Ben de bir meslek lisesi mezunu olarak, yaptıklarımı
çocukların görmesini istiyorum, onları teşvik ediyorum.
Bu arada staja gelenler oluyor. Staj sonrası devam edenler oluyor. Çocuklar kafalarında uçuk kaçık da olsa fikirlerini gelip benimle paylaşıyorlar. Onun dışında, eğitimde kullanılacak makine, cihazların alımında bizim maddi
katkılarımız oluyor. Okulun binasının onarımında ve başka masraflarında desteğimiz oluyor. Çünkü ben oradan
yetiştim. Benim için, o yattığım katlar gururdur. Ve kendimde de mecburiyet hissediyorum. Çünkü benim gibi
çocuklar hep oraya gidiyorlar. Onlara benim destek olmam lazım.
İÇİMİZDEN BİRİ
60’lı-70’li yıllarda üretim yapmak nasıldı? O dönemin
zorlukları vardır kuşkusuz?
Kolay olan bir şey yoktu ki. Karne çıkartmışlardı bize, kömür işletmelerine gidiyor, kart basıyorduk kömür alabilmek için. Mesela Sirkeci Kömür İşletmeleri merkezine gidiyorduk, karnene göre 3-4 ton kömür alabilirsin. Kömürü öyle alıyorduk. Kağıthane’deki Gazhaneye gidiyorduk,
oradan kok’u alıyorduk kamyonetlerle. Piki ya da kumu
tüccardan temin ediyorduk.
Tabi o zamanlar vade yok, çek- senet yok. Ama böyle iş de
yok. Türkiye’ye sanayi o günlerde daha yeni yeni giriyordu; o da tamir ve bakım amaçlı. Ana parça üretimi falan
yoktu daha. İş yapmak belki daha rahattı ama üretim süreci daha zordu. Kuper ocağına yukarından piki atıyorsunuz, aşağıdan ne çıkar artık Allah bilir. Analiz yok, rengine
bakıp anlaşılıyor. Reçine yok, kumla çalışılıyor ya da beziryağı ile. Şimdi fabrikaların dört dörtlük laboratuarları var.
Ama bugün de büyük bir rekabet var. O zaman indüksiyon ocağı falan yoktu. Biz keçinin olmadığı yerde Abdurrahman Çelebi’ydik. Aşağı yukarı alabiliyorduk, şimdi öyle
değil. İhracat derseniz başlı başına farklı bir durum.
Teknik zorlukların yanı sıra o dönemde devlet desteği
filan nasıldı? Olması gereken desteği alabiliyor muydunuz?
Ankara’da “Türkiye’nin Döküm Sorunları” isimli bir sempozyuma gitmiştik o zaman. Mete Nakiboğlu’nun başkan
olduğu bir dönemdi. Zamanın Sanayi Bakanı Cahit Aral
da sempozyuma iştirak etmiş, Manisa Milletvekili Ekrem
Pakdemirli de katılmıştı. Biz dökümcüler, sorunlarımızı
söyledik, tonajlardan ve daha birçok konudan konuştuk.
Pakdemirli aldı mikrofonu eline, “Türkiye’nin döküme ihtiyacı yok” dedi. “Türkiye’nin döküm ihtiyacı şu kadar, bu ihtiyacı karşılayacak üretimi de var. Sizin laboratuara ihtiyacınız var. Bunun için size teşvikler vereceğiz” dedi. Laboratuar ve ileri teknoloji üretim teknikleri hakkında konuşmak için bizi çağırdı. Çok doğru da söyledi.
Ama teşvik verilmedi bu sektöre çok fazla. Hala da yok.
Yüzde 80 ihracat yapıyoruz, içeride ne kadar KDV alacağımız birikmiş, öğrenince şaşırdık. Sigortaya mahsup ediyoruz ama bu kadar KDV ödeyerek aldığımız ürünler var.
Bunlar es geçiliyor.
Bir sürü malzeme kullanıyoruz ve bunlar oldukça pahalı
olan malzemeler. Yurtiçi satışımız olduğu için ihraç kayıplarımız pek sarsmıyor bizi. Devletten alacağımız olsun, diyip geçiyoruz.
Geriye dönüp baktığınızda yaptığınızdan ya da yapmadığınızdan pişmanlık duyduğunuz şeyler oldu
mu? Keşkeleriniz ya da pişmanlıklarınız var mı?
Tabiî ki var. Ben İkitelli’de 500 kiloluk ocakla çalışmaya
başladım. Niye 500 kilo, çünkü güvenemiyordum. Kime
ne iş yapacağım? Döktaş kurulurken otomotive üretim
yapacaktı; arkasında Koç vardı. Benim kazandığımın hepsi vergilendirilmiş kazanç, dışarıdan hiçbir teşvikim yok.
Biriktirdiğim parayı da sanatkarlığımla biriktirdim. Böyle
olunca da ufak ufak, topal topal yürüme çabasında ola-
Benim kazandığımın
hepsi vergilendirilmiş
kazanç, dışarıdan hiçbir
teşvikim yok. Biriktirdiğim
parayı da sanatkarlığımla
biriktirdim. Böyle olunca
da ufak ufak, topal
topal yürüme çabasında
olabiliyorsunuz.
biliyorsunuz ancak. Şöyle bir kazan fabrikası olarak kurabilseydim işletmemi, 5 katı daha fazla üretim elde edebilirdim. Keşke o zamanlar bir otomotiv firması ya da kazan üretimi yapan bir firma arkamda destek olsaydı. Veyahut bugünkü Önmetal olsaydı arkamda, ona göre tesis kurardım.
Hiç ortaklık ta düşünmemişsiniz…
Az kalsın Profilo ile bir ortaklık işine giriyorduk. Ben ekuart parçaları yapıyordum. Profilo’dan çağırdılar, dökümhaneye ortak olalım, Çerkezköy’e de bir dökümhane açalım dediler. Kabul etmedim.
Sonrasında Jak Kamhi çağırttı beni, onunla da görüştük.
Bana yüzde 49 hisse, geri kalan yüzde 51 de Profilo’nun
olmak üzere teklifi yenilediler. Ben de “Siz beni yutarsınız”
dedim. Hem yüzde 49 hisse hem de Çerkezköy’e gidilecek, sıcak bakmadım teklife. Kamhi, “Ben niye yutayım çocuğum seni. Ben seni kaybetmemek için ortak olmak istiyorum. Sana ihtiyacım var benim. Sen bizi ekarte etmeyesin diye” dedi. Ama olmadı. Şimdi onlar da hazır ekoart alıyorlar. Burada da üretilmiyor, Çin’den getiriyorlar.
Siz bir dönem Türkiye Döküm Sanayicileri
Derneği’nde de aktif olarak yer aldınız. Dernek o zamanlar nasıldı?
Dernek bugün büyüdü. Eskiden 35-40 üyeydik ve hepimiz birbirimizi tanırdık. Bir de nesil değişti, yeni yeni simalar gelmeye başladı derneğe. Ben kuruluşundan beri derneğin içinde oldum. Orası benim bir çocuğum gibi. O nedenle devam ediyorum. Kurduğumuz zamanki dayanışma süper bir dayanışmaydı. Dernek, üyeler arasındaki fiyat rekabetinin sağlıklı bir zemine kavuşması noktasında
bile belirleyici olabiliyordu. Tavsiye niteliğinde yönlendirici davranabiliyordu.
Teknolojik paylaşımlar da oluyordu. Özellikle Yılmaz
Turan’ın sfero döküm konusundaki gayretleri derneğe ve
sektöre çok şey kazandırdı. Dışarıdan uzmanlar getirdi,
fabrikalarda uygulamalar yapıldı. Dernek üyeleri birbirlerini hem teknolojik hem de ticari anlamda desteklerdi. Bir
işi kendin yapmak istemezsen, bir başka arkadaşına yönlendirirdin.
Türkdöküm
75
HAMMADDE PİYASALARI
TÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi
Hammadde fiyat endeks tablosu, her ayın ilk haftası güncellenmekte ve TÜDÖKSAD’ın web sitesi www.tudoksad.org.tr ‘den yayınlanmaktadır.
Hammadde fiyatları TL / ton
Dönem
2005 ORT/AVE
2006 ORT/AVE
2007 ORT/AVE
2008 ORT/AVE
2009 ORT/AVE
2009 / 12
2010 / 01
2010 ORT/AVE
2010 / 12
2011 / 01
2011 / 02
2011 / 03
2011 / 04
2011 / 05
2011 / 06
2011 / 07
2011 / 08
2011 / 09
2011 / 10
2011 / 11
2011 / 12
2011 ORT/AVE
2012 / 01
2012 / 02
2012 / 03
2012 / 04
2012 / 05
2012 / 06
2012 / 07
2012 / 08
2012 / 09
2012 / 10
2012 / 11
2012/12
2012 ORT/AVE
2013/01
2013/02
2013/03
Ort
Max
641
1416
992
992
725
878
939
1030
1040
1014
1014
1028
1053
1190
1190
1260
1260
1250
1260
1132
1230
1220
1177
1165
1160
1130
1130
1095
1080
1004
998
980
1114
970
960
1028
428
462
521
859
564
678
675
779
848
875
898
901
893
912
962
1059
1059
1120
1130
1015
1017
987
1005
930
980
994
1007
962
1011
962
890
856
888
870
946
850
829
857
592
1227
840
940
747
847
905
960
970
970
973
942
1020
1055
1102
1270
1280
1150
1100
1066
1098
1100
1170
1150
1150
1190
1200
1120
925
900
929
930
1072
931
880
885
515
766
556
624
614
729
796
878
873
867
852
886
906
966
966
1014
1015
954
1000
931
1002
951
950
952
975
934
934
910
889
831
866
857
921
855
838
873
SferoPiki (2) Hematit Pik (3) Çelik Piki (4)
Ort
Ort
373
407
487
612
502
497
545
651
715
818
806
800
771
817
810
798
852
863
860
848
918
830
931
895
881
889
918
863
835
840
836
750
810
814
855
815
804
835
Max
560
910
639
543
565
708
770
845
900
820
792
830
840
845
880
880
900
900
950
865
944
940
950
960
970
920
930
900
900
800
890
890
916
890
860
890
472
515
589
978
698
880
700
842
924
962
980
1008
996
1058
1059
1072
1203
1202
1228
1110
1162
1087
1159
1090
1152
1130
1167
1121
1122
1085
1088
1000
1080
1084
1107
1054
997
1005
Max
717
1605
897
1340
780
929
1016
1030
1152
1065
1065
1090
1130
1182
1275
1350
1300
1260
1300
1183
1275
1280
1355
1412
1450
1410
1313
1370
1358
1220
1270
1220
1328
1270
1160
1260
Hurda Fiyatı (1)
Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan paketli veya dökme, kaplamasız,
DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş
ağırlıklı aylık ortalaması
Sfero Piki (2)
İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar
ve bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
Hematit Piki (3)
İsdemir, Kardemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
76
Max
Sfero
Pik
Çelik
Döküm Döküm Döküm
(5)
(6)
(7)
Hurda (1)
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Ort
594
982
656
822
692
834
906
1002
980
966
972
999
1042
1127
1102
1210
1208
1106
1146
1072
1141
1082
1058
1035
1057
1048
1056
997
993
966
956
929
1027
938
913
966
423
461
535
795
600
689
623
746
820
890
893
904
884
938
935
1028
1028
1033
1044
979
1040
966
1045
993
1017
1010
1043
992
979
963
962
875
945
949
981
935
901
920
373
407
483
612
502
497
545
651
715
818
806
800
771
817
810
798
852
863
860
848
918
830
931
895
881
889
918
863
835
840
836
750
810
814
855
815
804
835
Çelik Piki (4)
İsdemir, Kardemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
Sfero Döküm Hammadde Maliyeti (5)
Sfero Döküm Hammadde Maliyeti
Ortalama % 50 sfero piki ve % 50 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti
Pik Döküm Hammadde Maliyeti (6)
Ortalama % 50 hurda ile % 25 hematit ve %25 çelik piki ile hesaplanan malzeme maliyeti
Çelik Döküm Hammadde Maliyeti (7)
% 100 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti
06.03
09.03
20.03
03.04
06.04
09.04
12.04
03.05
06.05
09.05
12.05
03.06
06.06
09.06
12.06
03.07
06.07
09.07
12.07
03.08
06.08
09.08
12.08
03.09
06.09
09.09
12.09
03.10
06.10
09.10
12.10
03.11
06.11
09.11
12.11
03.12
06.12
09.12
12.12
03.13
06.03
09.03
20.03
03.04
06.04
09.04
12.04
03.05
06.05
09.05
12.05
03.06
06.06
09.06
12.06
03.07
06.07
09.07
12.07
03.08
06.08
09.08
12.08
03.09
06.09
09.09
12.09
03.10
06.10
09.10
12.10
03.11
06.11
09.11
12.11
03.12
06.12
09.12
12.12
03.13
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
02.13
11.12
08.12
05.12
02.12
11.11
08.11
05.11
02.11
11.10
08.10
05.10
0,7
02.10
11.09
08.09
05.09
02.09
11.08
08.08
0,8
05.08
02.08
11.07
08.07
05.07
02.07
11.06
HAMMADDE PİYASALARI
0,9
0,800
0,650
0,700
0,6
40%
20%
0%
550
500
450
400
350
300
250
200
150
100
2010
Çolakoğlu Metalurji
Hurda Fiyat
Değişimleri (TL/kg)
Aylık Ortalama - A Kalite DKP
0,5
0,2
Çolakoğlu
Metalurji
Hurda Fiyat
Değişimleri (%)
-20%
-40%
CAEF Metallic Material Endeksi
(Euro / ton) x (June 2003 = 100)
30
CAEF Metallic Material Endeksi Monthly Changes (%)
20
10
0
-10
-20
CAEF Metallic Material Endeksi Year Average (Euro / ton)
2011
2012
2013
Türkdöküm
77
HAMMADDE PİYASALARI
Eurofer Avrupa hurda endeksi (euro: 2001=100)
1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013
January
76
96
103
99
130
163
251
182
221
259
227
219
364
319
298
February
74
96
99
99
135
178
252
187
232
264
194
221
339
309
287
March
76
97
98
107
139
205
231
200
247
269
163
255
339
322
April
75
98
100
108
137
203
213
211
247
343
166
319
326
320
May
76
99
103
110
125
190
178
214
237
428
178
306
327
319
June
80
101
103
114
110
167
150
227
238
439
157
289
340
301
July
79
96
102
114
113
202
172
229
239
445
173
279
335
289
August
79
95
100
114
123
247
194
218
231
398
186
300
337
298
September
78
100
101
112
139
259
214
212
230
302
200
311
327
293
October
78
103
100
113
138
275
181
220
228
238
179
277
312
275
November
79
103
95
116
138
273
186
218
223
182
173
296
294
286
December
82
105
96
121
148
254
183
213
224
228
195
325
301
290
Average Index
78
99
100
111
131
218
200
211
233
316
183
283
328
302
500
EUROFER Avrupa
Hurda Endeksi
(Euro:2001=100)
450
400
350
300
250
200
150
100
Oca.13
Oca.12
Tem.12
Oca.11
Tem.11
Oca.10
Tem.10
Oca.09
Tem.09
Oca.08
Tem.08
Oca.07
Tem.07
Oca.06
Tem.06
Oca.05
Tem.05
Oca.04
Tem.04
Oca.03
Tem.03
Oca.02
Tem.02
Oca.01
Tem.01
Oca.00
Tem.00
Oca.99
Tem.99
50
EUROFER Avrupa Hurda Endeks Değişimi (Euro:2001=100)
100
50
0
-50
78
Ocak - Şubat - Mart / 2013
Oca.13
Tem.12
Oca.12
Tem.11
Oca.11
Tem.10
Oca.10
Tem.09
Oca.09
Tem.08
Oca.08
Tem.07
Oca.07
Tem.06
Oca.06
Tem.05
Oca.05
Tem.04
Oca.04
Tem.03
Oca.03
Tem.02
Oca.02
Tem.01
Oca.01
Tem.00
Oca.00
Tem.99
Oca.99
-100
TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI
FİRMA ADI
ŞEHİR
ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 714 82 00
0224 714 87 49
www.adarad.com.tr
AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 18 80
0312 267 18 88
www.akdas.com.tr
AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 689 04 33
0212 689 01 57
www.akmandokum.com
AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.
İSTANBUL
0216 593 03 80
0216 593 03 82
www.akmetal.com
AKPINAR DÖKÜM ve MAKİNA SAN. A.Ş.
ANKARA
0312 267 04 50
0312 267 04 51
www.akpinardokum.com
ALFA DÖKÜM MAK.SAN. TİC. ITH. IHR. LTD.ŞTİ.
ANKARA
0312 267 17 97
0312 267 05 63
www.alfadokum.com.tr
ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
KOCAELİ
0262 527 23 51
0262 527 28 76
www.anadoludokum.com.tr
ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 567 51 66
0212 612 90 33
www.araldokum.com.tr
ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KONYA
0332 248 25 00
0332 249 40 40
www.ardemir.com
ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 871 00 49
0212 873 00 49
www.ardoksan.com
ARPEK ARKAN PARÇA ALUM. ENJ. KALIP SAN. TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 658 97 44
0262 658 97 49
www.arpek.com.tr
AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ
SAMSUN
0362 266 88 47
0362 266 67 46
www.ascelik.com
Atik Metal San. Tic. A.Ş.
İZMİR
0232 328 35 10
0232 328 35 18
www.atikmetal.com.tr
AY DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 04 57
0312 267 04 56
www.aydokum.com
AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 751 21 94
0262 751 21 98
www.ayhanmetal.com.tr
AYZER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 771 51 00
0212 771 51 02
www.ayzerdokum.com
BİLGE DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 565 60 65
0212 565 61 70
www.bilgedokum.com
BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.
İZMİR
0232 477 18 00
0232 477 18 77
www.bmc.com.tr
BORAN ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 640 11 66
0312 640 11 77
www.borancelik.com
BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC.SAN.LTD.ŞTİ.
BURSA
0224 493 26 06
0224 493 26 09
www.burdoksan.com
CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
İZMİR
0232 478 10 00
0232 478 10 10
www.cevherdokum.com
CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.
İZMİR
0232 399 10 00
0232 399 10 10
www.cms.com.tr
COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC. SAN. A.Ş.
BURSA
0224 573 42 63
0224 573 42 73
www.componenta.com
ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.
İSTANBUL
0212 771 45 55
0212 771 20 57
www.celikgranul.com
ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İML. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 311 14 42
0216 311 10 67
www.celikel.com
ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
KIRŞEHİR
0386 234 80 80
0386 234 83 49
www.cemas.com.tr
ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.
MERSİN
0324 221 84 00
0324 221 50 20
www.cimsatas.com
DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ADAPAZARI
0264 275 48 07
0264 275 14 11
www.daloglu.com
DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 677 46 00
0262 677 46 99
www.demisas.com.tr
DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 376 72 80
0232 376 72 83
www.denizcast.com
DİRİNLER DÖKÜM SAN. TUR. LİMAN İŞL. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 376 87 87
0232 376 85 67
www.dirinlerdokum.com
DOĞRU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
BURSA
0224 482 29 35
0224 482 29 39
www.dogrudokum.com
DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ELAZIĞ
0424 255 50 77
0424 255 56 56
www.dogudokum.com.tr
DÖKÜMAŞ MALATYA METAL İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. A.Ş.
MALATYA
0422 237 50 62
0422 237 50 47
www.dokumas.com.tr
DUDUOĞLU ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ÇORUM
0364 254 90 01
0364 254 90 04
www.duduoglu.com.tr
DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 668 18 08
0212 594 73 42
www.duyarvalve.com
EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 05 56
0312 267 05 59
www.ekstrametal.com.tr
EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 658 10 01
0262 658 10 00
www.eku.com.tr
ELBA BASINÇLI DÖKÜM SAN. A.Ş. ODÖKSAN OSMANELİ ŞB.
BİLECİK
0228 461 58 30
0228 461 58 36
www.odoksan.com.tr
ENTİL END. YAT. TİCARET A.Ş.
ESKİŞEHİR
0222 237 57 46
0222 237 26 79
www.entil.com
ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 377 01 42
0216 377 01 47
www.erdokum.com
ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 280 86 97
0312 280 86 99
www.ergenekon.com.tr
ERGİN MAKİNA MODEL DÖKÜM SAN. TİC.LTD.ŞTİ.
KAYSERİ
0352 327 27 38
0352 327 29 45
www.erginmodel.com
ERKUNT SANAYİ A.Ş.
ANKARA
0312 397 25 00
0312 397 25 07
www.erkunt.com.tr
FERRO DÖKÜM SANAYİ DIŞ TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 653 42 60
0262 653 41 60
www.ferrodokum.com.tr
FORMMET METALURJİ MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
TEKİRDAĞ
0282 746 10 98
0282 746 11 00
www.formmet.com.tr
GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 307 12 62
0216 307 28 68
www.gedikdokum.com.tr
GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 394 33 31
0216 394 32 88
www.gurmetal.com.tr
GÜVEN PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 365 94 34
0216 365 29 82
www.gpdpress.com
HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 365 10 56
0216 314 19 80
www.haytas.com.tr
HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.
TRABZON
0462 325 00 25
0462 325 00 72
www.hekimogludokum.com
HEMA OTOMOTİV SİSTEMLERİ A.Ş.
TEKİRDAĞ
0282 758 10 40
0282 758 10 90
www.hattatholding.com
HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 464 70 00
0216 464 70 20
www.hisarcelik.com
İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 243 16 06
0224 243 13 20
www.igrek.com.tr
İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
KOCAELİ
0262 728 13 00
0262 728 13 08
www.istanbuldokum.com
KALKANCI PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 593 07 55
0216 593 17 42
www.kalkanci.com
KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
DÜZCE
0380 537 52 67
0380 537 54 58
www.karamandokum.com
KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.
KARABÜK
0370 418 22 34
0370 424 36 81
www.kardokmak.com.tr
KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KAYSERİ
0352 321 12 57
0352 321 11 94
www.kaydoksan.com.tr
KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
ÇORUM
0364 235 03 16
0364 235 03 20
www.kizilirmakdokum.com
KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 754 51 77
0262 754 51 80
www.korfezdokum.com
TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ ÜYE FİRMALARI
FİRMA ADI
ŞEHİR
MEDAŞ METALURJİ DÖK. MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 45 75
0312 267 57 02
www.me-das.com.tr
MENSAN OTOMOTİV MAK. AKS. SAN. TİC. A.Ş.
MANİSA
0236 213 02 30
0236 213 02 29
www.mensanotomotiv.com.tr
MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 364 32 12
0216 415 74 51
www.mertdokum.com.tr
MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 886 90 00
0212 886 54 57
www.mesdokum.com.tr
MESA MAKİNA DÖKÜM A.Ş.
KONYA
0332 239 18 72
0332 239 18 76
www.mesamakina.com.tr
MOTUS OTOMOTİV MAK. MET. SAN. TİC. A.Ş.
KONYA
0332 239 12 41
0332 239 12 43
www.motusdokum.com
NORMSAN TİCARET METAL İML. SAN. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 593 11 61
0216 593 05 15
www.normsan.com
ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 485 48 74
0212 485 48 73
www.onmetal.com.tr
ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ADANA
0 322 441 07 07
0322 441 14 14
www.ozgumus.com.tr
ÖZGÜR DÖKÜM MAD. MAK. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 12 10
0312 267 12 11
www.ozgurdokum.com.tr
ÖZGÜVEN DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 41 61
0312 267 51 61
www.ozguvendokum.com
PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 479 03 53
0232 479 05 16
www.pinardokum.com.tr
RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.
MANİSA
0236 213 08 86
0236 213 08 08
www.rubapresdokum.com
SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.
SAMSUN
0362 266 51 60
0362 266 51 62
www.samsunmakina.com.tr
SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 394 23 52
0216 394 23 55
www.serpahassasdokum.com
SİLVAN SANAYİ A.Ş.
İSTANBUL
0216 399 15 55
0216 383 31 38
www.silvansanayi.com
SUPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. AŞ.
İZMİR
0232 877 02 12
0232 877 02 17
www.superpar.net
ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İZMİR
0232 437 01 83
0232 437 01 85
www.sahindokum.com
ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.
İZMİR
0232 877 21 23
0232 877 21 24
www.senkaya.com
TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ELAZIĞ
0424 255 55 60
0424 255 55 63
www.tancelik.com
TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.
İSTANBUL
0216 544 36 00
0216 544 36 06
www.toscelikgranul.com.tr
TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 315 52 40
0212 274 01 12
www.trakyadokum.com.tr
ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 499 46 46
0216 499 46 50
www.umitcasting.com
ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.
İSTANBUL
0216 591 08 70
0216 591 08 79
www.unimetal.com.tr
YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 641 32 10
0312 641 31 82
www.yazkan.com.tr
İSTANBUL PİK DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI
İSTANBUL
0212 576 60 10
0212 576 80 75
[email protected]
ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI
ANKARA
0312 267 13 93
0312 267 04 97
www.ankaradokumculerodasi.org.tr
İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKR. ODASI
İZMİR
0232 437 02 43
0232 437 01 46
SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ
KAYSERİ
0352 326 80 00
0352 326 89 69
5M ELEKTRO MEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 527 83 54
0216 527 85 24
www.5mtr.com
ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 280 50 50
0212 280 50 51
www.acarermetal.com
AMCOL MİNERAL MAD. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 414 96 16
0216 414 96 20
www.amcol.com.tr
AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 410 00 60
0216 410 00 90
www.aveks.com.tr
BES MÜHENDİSLİK SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 420 89 09
0216 364 66 48
www.besmuhendislik.com
BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 433 72 30
0232 457 37 69
www.bilginoglu-endustri.com.tr
ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 275 57 13
0212 347 87 07
www.celiktassilis.com
ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.
MANİSA
0236 233 23 20
0236 233 23 23
www.cukurovakimya.com.tr
EGES ELEKTRİK&ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş
İSTANBUL
0212 446 41 21
0212 447 36 00
www.eges.com.tr
EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.
İSTANBUL
0212 325 96 60
0212 283 77 78
www.evren.ws
EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 573 38 88
0216 573 06 28
www.expert.com.tr
FERROMET MÜMESSİLLİK TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 275 33 00
0212 275 11 42
www.ferromet.com.tr
FOSTEMA METALURJİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 440 82 28
0312 439 66 84
www.fostema.com
HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.
ANKARA
0312 439 67 92
0312 439 67 66
www.ankiros.com
HERAEUS ELECTRO-NİTE TERMO TEKNİK SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 08 88
0312 267 08 87
www.electro-nite.com
INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİST. SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 646 34 24
0262 646 29 62
www.inductotherm.com.tr
KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.
KARABÜK
0370 424 10 50
0370 415 66 50
www.kadioglumaden.com.tr
KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 593 09 57
0216 593 09 59
www.kumsandokum.com.tr
LMA MOTİF ALÜM. DÖKÜM SAN. MÜM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 593 13 61
0216 593 13 62
www.lma.com.tr
MAGMA BİLİŞİM TEKN. HİZM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 557 64 00
0216 557 50 26
www.magmasoft.com.tr
MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 447 29 55
0216 447 29 69
www.marmarametal.com
META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 270 07 08
0212 270 08 88
www.metamak.com.tr
METKO HÜTTENES ALB. KİMYA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 411 69 11
0216 369 64 59
www.metkoha.com
SİLTAŞ SİLİS KUMLARI SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 335 70 09
0216 335 71 57
www.siltas.com.tr
SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 380 36 18
0216 416 91 59
www.silvanticaret.com
UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 399 98 68
0216 442 11 90
www.unikon.com.tr
VESUVIUS İSTANBUL REFRAKTER SAN. TİC. A.Ş. FOSECO
KOCAELİ
0262 677 10 50
0262 677 10 60
www.foseco.com.tr
YILKAN MAÇA SUP. ÜRETİM PAZ. SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 573 88 72
0224 573 74 93
www.yilkanchaplet.com
BÖLGESEL KURULUŞLAR
KATILIMCI ÜYELER

Benzer belgeler