Uzun soluklu liderler

Transkript

Uzun soluklu liderler
içimizdekiL‹DER
Doç. Dr.
Yeflim Toduk Akifl
Basamaklar›
yavafl yavafl ç›kacaks›n.
Yaln›zca ç›kmak yetmez,
orada kalmay› baflaracaks›n.
Bununla da kalmayacaks›n,
ç›kt›¤›n yerde kendini aflacak,
uzun soluklu olacaks›n...
‹
fl hayat›nda geçen zaman içinde pek
çok “profille” karfl›lafl›yoruz.
H›zla ç›kanlar, h›zla inenler...
H›zla ç›k›p biraz kalanlar, sonra
sallana sallana inenler...
Hiç ç›kamayanlar, hiç ç›kamayacaklar...
En az karfl›laflt›€›m›z profil ise “ç›kanlar ve
orada uzun süre kalmay› baflaranlar”.
Konumuz “uzun soluklu liderler”. Sorumuz
da ayn›: Türkiye’de hiç uzun soluklu lider
gördünüz mü?
“MÜKEMMEL”L‹K
80 y›ll›k genç cumhuriyetimizde sermaye
birikimi de henüz emekleme aflamas›nda.
“Türk tipi yönetim, Türk tipi lider, Türk tipi
çal›flma sistemi, Türk tipi vs.” tan›mlamalar›
yap›lmaya çal›fl›l›yor. Bu tan›mlar da henüz
“bafllang›ç” aflamas›nda oldu€u için dönüp
“kapitalizmin befli€i” ABD’ye bak›yoruz.
Liderlik, ABD’de son befl y›ld›r üzerine en
çok makale ve kitap yaz›lan konu. Binlerce
yay›n aras›nda en dikkat çekici olanlardan
biri “Good to Great” (‘‹yi’den ‘Mükemmel’e).
Best-seller da (en çok satan) olan kitap,
Stanford Üniversitesi eski ö€retim üyesi,
yönetim dan›flman› Tom Collins taraf›ndan
yaz›lm›fl. Collins ve ekibi 1965-1995
aras›nda daha önce Fortune 500 listesine
girmeyi baflaran 1435 ABD’li flirketi incelemifl. Bu flirketler içinde, belli kriterlere göre
“en baflar›l›” olanlar›n özelliklerini ortaya
koymufl. “En baflar›l›” (mükemmel) flirketlerin liderlerinin hangi özelliklere sahip
oldu€u da ortaya ç›kar›lm›fl ve sadece 11
flirket “Mükemmel” s›n›f›nda görülmüfl.
Mükemmel flirketlerin, halka aç›k flirketlerin
ortalama kârl›l›€›ndan yedi kat daha kârl›
oldu€u görülmüfl. Ayr›ca ortaklar›na
Coca-Cola, Intel gibi dünyan›n en büyük
22 CEO’s - 2003 - Say›:6
Uzun
soluklu
liderler
flirketlerinden iki kat daha fazla hisse senedi
getirisi sa€lad›klar› ortaya ç›km›fl.
Collins’in araflt›rmas›na göre mükemmel
flirket kategorisine girebilen yaln›zca 11
flirket olmufl. Bu rakam, araflt›rma yap›lan
bini aflk›n flirketin yaklafl›k yüzde birine denk
geliyor. 11 flirketi di€er “baflar›l›” flirketlerle
karfl›laflt›ran Collins, aradaki en önemli fark›n
CEO’lardan kaynakland›€›n› görmüfl. Bu
liderlerin “uzun soluklu” oldu€unu ve 10
tanesinin flirket içinden terfi ederek bugünkü
konumlar›na ulaflt›klar›n› ortaya ç›karm›fl.
Bir tanesi transfer edilmifl, 10 kiflinin üçü ise
flirket sahibi ailenin üyesi olarak “do€al
yollarla” bafla geçmifl. Ayr›ca, “mükemmel
11”in CEO’lar›, onlardan daha az baflar›l›
baflka bir 11’li grupla karfl›laflt›r›lm›fl.
Karfl›laflt›r›lan gruptaki
11 CEO’nun alt›s›n›n d›flar›dan transfer edildi€i görülmüfl.Collins, kitab›nda, mükemmel
liderlere “Level 5 Executive” (5’inci Düzeyde
‹cra Eden Lider) ismini koymufl. Bu liderlerin
ortak özelliklerini de flöyle s›ralam›fl:
l Kal›c› baflar›y› flirketlerine mutlaka
sa€l›yorlar.
l Profesyonel olarak kazanma arzusu
içindeler.
l Kazanma arzular› yüksek olmas›na karfl›n
son derece alçakgönüllüler.
Kazanma arzusuyla alçakgönüllülük
aras›ndaki paradoksal yap›y› afla€›daki tabloda daha iyi görebiliriz: fiafl›rt›c› de€il mi?
Liderlik tarzlar›, sadece ben demekten
s›yr›l›p, flirket sonuçlar›n› ön planda tutan
bir özellik tafl›yor. fiirketlerdeki baflar›lar›n›
sürekli k›l›p onlar› uzun soluklu lider haline
getirenin de bu oldu€unu düflünüyorum.
VE TÜRK‹YE...
fiimdi dönüp Türkiye’ye bak›yoruz. Y›llard›r
siyasal ve ekonomik krizlerle bo€uflan
Türkiye, liderden önce yönetici s›k›nt›s›
çekiyor. Türkiye’de flirketlerin ortalama
ömrü, gazete haberlerine göre 25 y›l› ancak
buluyor. Liderlerin ömrü ise flirketlerden çok
daha k›sa sürüyor.
Türk ifl dünyas›, kap›lar›n› d›fl dünyaya daha
fazla açt›€› Özall› y›llarla birlikte “cilal› liderler” dönemini yafl›yor. Y›llard›r, flirketleri
bafl afla€› giderken kendilerini ön plana
Özet : 5 Düzey Liderli¤in ‹ki Yönü
Profesyonel ‹stek
Kiflisel Alçakgönüllülük
Harika sonuçlar yarat›r, iyiden harikaya geçifl için
aflikar bir katalizör.
Ne kadar zor olursa olsun, en iyi uzun vadeli
sonuçlara ulaflmak için, ne yap›lmas› gerekirse
yapmak için dalgalanmayan bir kararl›l›k gösteren.
Kal›c›, harika bir flirket kurman›n standartlar›n›
kuran, kesinlikle daha az› ile yetinmeyen.
Zorlay›c› bir alçakgönüllülük gösteren, pohpohlanmaktan kaç›nan, asla kendini be¤enmifl olmayan.
Sessiz, sakin bir kararl›l›kla davranan; prensip
olarak motive etmek için ilham verici karizmaya
de¤il, ilham verici standartlara güvenen.
H›rs›n› kendine de¤il, flirkete kanalize eden, kendinden sonra gelecek daha da baflar›l› olacak yeni
nesiller yetifltiren.
Kötü sonuçlar›n sorumlulu¤unu almak için
aynan›n içine bakan ve pencerenin d›fl›na bakmayan, bunlar için asla baflkalar›n›, d›fl faktörleri ve di¤er kiflileri ya da kötü flans› suçlamayan.
fiirketin baflar›s› için kredi ararken aynan›n içine
de¤il, pencereden d›flar› bakan ve bunu di¤er kifliler,
d›fl faktörler ya da iyi flansa ba¤layan.
ç›karan yöneticileri görüyoruz. Bunlar›n
öyküleri az çok ayn›. Birdenbire paraflütle bir
yere
iniyorlar. Ço€u yurtd›fl›nda e€itim ald›€› için
“bireysel pazarlama ve PR yollar›n›” çok iyi
biliyor. fiirketinin PR bütçesini kendi PR’›
için harc›yor. Medyada görünüyor, “çok fl›k”
sunumlarla genel ve sektörel toplant›larda
konufluyor, sayg›n dergilere kapak oluyor,
ifladam› derneklerine giriyor, baflkanl›k
yap›yor. Yani “kimse onu tutam›yor”.
H›zl› ç›k›fl döneminin ard›ndan balon
patl›yor.
Profesyonel yönetici olanlar aniden iflten
ayr›lma durumunda kal›yor, ailelerinden
kalan flirketleri yönetenler y›llar›n birikimini
küçültüp, bitiriyor. Bu kiflilerin ortak
özelliklerinin ne oldu€una, onlar› neyin
“bitirdi€ine” bak›yoruz. Tom Collins’in
araflt›rmas›n›n en çarp›c› sonucu bir kez daha
ortaya ç›k›yor. Cilal› liderlerin en büyük
eksi€i, “profesyonel istek ve kiflisel
alçakgönüllülük”ten yoksun olmalar›.
“5’‹NC‹ DÜZEYDEK‹ L‹DER”
Amrop International bünyesinde son yedi
y›ld›r yaklafl›k 1500 yönetici ile derinlemesine görüflmeler yapt›m. Liderlik yap›lar›n›
anlamaya çal›flt›m.
Akademik merak do€rultusunda, kariyerlerini takip ettim. Yönetici ve lider aras›ndaki
fark› daha çok ilk üç y›lda yapt›€›m yanl›fllardan ö€rendim.
Buradan hareketle Collins’in ortaya koydu€u
“5’inci Düzeydeki Lider” tan›mlamas›n›n
gerçek bir aflama oldu€unu düflünüyorum.
Bu aflamalar› Tom Collins flöyle özetliyor:
Karfl›m›zdaki yöneticilerin bir k›sm›n›n
sürekli “biz” dedi€ini görüyoruz. Kendine ait
bir baflar› öyküsü neredeyse hiç yok.
Acaba, harika bir ekip eleman› ve ifl takipçisi
oldu€u için ona hayran olmam›z m›
gerekiyor? Orkestra fiefi kimli€i olsa olsa
‹kinci veya Üçüncü Düzey bir Liderlik
Hiyerarflisi.
Etkin Lider ise gerçekten de zor bulunuyor.
Net ve heyecan verici bir vizyon oluflturmas›,
yüksek performans standartlar›n›n hedeflenmesinde katalizör görevini üstlenmesi
gerekiyor.
Bu arada ekibinin potansiyelini de zorlamas›
bekleniyor. Ne yaz›k ki bu liderler çok az
miktarda bulunuyor.
Türkiye’de Tom Collins’in “5’inci Düzeydeki
Lider” tan›m›na uyan var m›d›r? Akademik
flapkamla bakacak olursam, ciddi bir
karfl›laflt›rmal› flirket analizi yapmadan bunu
bulabilmek imkans›z diyebilirim.
Fakat eminim ki, atletizmde, basketbolda,
futbolda, müzikte baflar›l› olmufl bir
Türkiye’de nice “5. Düzeyde Liderlerimiz”
var. Ben buna yürekten inan›yorum.
Türkiye’nin en önemli sermayesini ucuz veya
uyan›k iflgücü de€il, ciddi ve yetiflmifl,
dünya standard›nda yöneticiler oldu€unu,
birçok çokuluslu flirketin uzun soluklu liderlerinde görüyoruz.
Türkiye’de farkl› sektörleri inceleme flans›m
oldu. Bu nedenle hem ekonomik
geliflmelerin de€iflik sektörlere etkisini
anlayabiliyorum, hem de de€iflik sektörlerdeki liderlerle bir araya gelebiliyorum.
Türkiye’de ilaç sektöründe isminden çok söz
edilen birkaç tane uzun soluklu yönetici var.
Roche Türkiye’nin Genel Müdürü Faruk
Yöneyman bu yöneticilerden biri. O, uzun
soluklu bir lider. ‹laç sektörünü yak›ndan
tan›mayanlara küçük bir not: Roche, Türkiye
ilaç sektöründe eczane sat›fllar›na göre
üçüncü, toplam sat›fllara göre ikinci firma.
Yöneyman liderli€inde, dünyadaki Roche
flirketleri aras›nda da 11. s›rada geliyor.
1991-2001 aras›nda Roche, piyasan›n
distribütör olarak lideriydi. Devlet, 2001
krizi sonras›nda ucuz ilaç politikalar›na
döndükten sonra, Roche da, Pfizer, GSK,
MSD gibi önceki y›llarda çok taklit edilen ve
Faruk Yöneyman: Kad›köylü, orta halli bir
ailenin çocu€uyum. Babam bir bankada
yönetici idi. Babaannem Cumhuriyetin ilk
kad›n ö€retmenlerindendi. Zaman›n cumhurbaflkan› Celal Bayar’›n efli Reflide Han›m’›n
ö€retmeniydi.1950’de Reflide Bayar koca
limuzinle gelip babaannemin elini öptü€ünde
sokak insan kayn›yordu. Cumhurbaflkan› ve
lider konseptlerinin ilk izlenimini 6 yafl›mda
ald›€›m› hat›rl›yorum. Ben babaannemin
etkisi ve ilgisi ile büyüdüm. ‹lkokulda hep
yan›mdayd›.
O zamanlar bir Kad›köylü olarak tek hedef
St. Joseph’e girmekti. St. Joseph y›llar›mda
kendi ayaklar›m›n üzerinde durmay›
ö€rendim. Voleybol oynard›m, g›rg›r-flamata
tak›m›ndayd›m.
Üniversitede klasik bir St. Joseph’li olarak
‹TÜ veya Fransa demeyerek, Robert Kolej
Yüksekokulu’nu (flimdiki Bo€aziçi Üniversitesi) tercih ettim. fiirketlerin bafl›ndakilere
‘onlar gibi nas›l olunur’ diye bakt›m.
‹lk y›l›mda mühendislik ve ifl idaresini
de€erlendirdim. Ya kendi sermayemle
mühendis olup kendi flirketimi kurmal›yd›m
ya da ifl idaresine giderek profesyonel
yöneticilik yapmam gerekiyordu.
‹fl idaresine devam ettim ama sosyal hayattan
da kopmad›m. Çok aç›k bir ö€renme
ortam›nda gelifliyordum. ‹çinde liderlik olan
dönem arkadafllar›m ve bizlere örnek olan
hocalar›m›z vard›. Arman Manukyan
konusunu çok iyi bilirdi, Demir Demirgil
talebe dostuydu. Ahmet Koç her yönüyle
bize örnekti. Özer Ertuna, a€abeydi. Lideri
bol bir ekip olarak 68 y›l›nda mezun olduk.
YTA: Üniversite s›ras›nda baflka etkinlikleriniz var m›yd›?
FY: Cumhuriyet Gazetesi’nde müzik
üzerine yaz›lar yaz›yordum. Üniversitenin
çarflamba geceleri düzenlenen dans
gecelerinde DJ’lik yap›yordum. Müzik,
tutkumdu. Çarflamba günleri Konak
sinemas›na 2:45 matinesine gitmek modayd›,
hiç kaç›rmazd›m.
benzer ürünleri olan firmalar gibi kan
kaybetti.
“L‹DER, KEND‹NDEN SONRAK‹ L‹DER‹ HAZIRLAMALI”
Yeflim T.Akifl: 2000 y›l›ndaki Amrop Hever
uluslararas› Liderlik Sempozyumu’nda
liderlik ile ilgili düflüncelerinizi
paylafl›rken, “Liderlik do€ufltan gelen bir
özelliktir,” demifltiniz. Bu nedenle çocuklu€unuzu biraz anlat›r m›s›n›z?
YTA: Ailenizin o dönemdeki Faruk
Yöneyman’a bak›fl› nas›ld›? Dersleriniz
nas›ld›? Arkadafll›klar ne kadar yak›nd›?
FY: Derslerim iyiydi. Üniversitenin son iki
y›l›nda 4 üzerinden 3.00 gibi bir ortalamam
vard›. Ailem beni hep desteklemifltir, sürekli
pozitif anlamda yüreklendirildim. Halen
devam eden çok iyi arkadafll›klar kurdum.
Herkes birbirine ‘kral ç›plak’ diyecek
çizgideydi.
2003 - Say›:6- CEO’s 23
içimizdekiL‹DER
YTA: Mezun olunca ne yapmak
istiyordunuz?
FY: Mezuniyet sonras› bir an evvel ifl sahibi
olup yükselmem gerekir diye düflündüm. 24
ay yedek subayl›k yapt›m.
YTA: ‹lk ifle bafllang›c›n›z nas›l oldu?
FY: ‹lk iflim International Harvester’i
Türkiye’de temsil eden ve kamyon,
minibüs üreten bir flirkette oldu, ancak çok
k›sa bir süre çal›flt›m. Oradaki yap›n›n bana
uymad›€›n› gördüm. 1 Mart 1971’de
Roche’ta Pazarlama Departman› içinde, Bütçe
ve Kontrol konusunda çal›flmaya bafllad›m.
YTA: Roche’ta 32. y›l›n›z bitmifl,
basamaklar› nas›l ç›kt›n›z?
FY: Girdikten iki y›l sonra Planlama ve
Kontrol Müdürü, alt› y›l sonra 1979’da
Planlama ve Kontrol Bölüm Müdürü oldum.
1980’de Befleri ‹laç Bölüm Müdürü, daha
sonra Genel Müdür Yard›mc›s›yd›m.
YTA: Bu kadar uzun bir süre baflka ifl
teklifleri almad›n›z m›?
FY: Genel müdür yard›mc›l›€›n›n son
y›llar›nda genel müdürlü€e aday olmam›
sa€layan yap› oluflmaya bafllad›. Çok ifl teklifi
ald›m. Roche içinden 1983-84 y›l›nda baflka
ülkelerden genel müdürlük teklifleri de
geldi. 11 y›l bekledim. Sonunda, 1991’de
Genel Müdür oldum.
YTA: Son 12 y›l›n›z sektörün önderi olmufl,
birçok ülkeden daha baflar›l› olmufl Roche’a
liderlik ile geçti. Liderin özellikleri,
olmazsa olmazlar› neler?
FY: Daha önce söyledi€im gibi, bir, do€ufltan
gelen bir yetenek var. ‹ki, iyi yönetici olmak
için kendini yenilemek
gerekli. Üç, h›rs önemli ancak vizyon ile
birlikte gitmeli. Dört, bilgili, ö€renen ve
uygulayan olmak laz›m. Befl, güven
vermelisiniz. Alt›, örgütteki iliflkileri hem
dikey hem de yatay olarak iyi götürebilmelisiniz. Yedi, ekip içi tart›flmalardan
sinerji oluflturabilmeli, çözüm bulmal›, hedef
belirlemeli, iliflkilerde arabulucu olmal›s›n›z.
YTA: Piyasa liderli€ine kitlenmifl bir
yönetici olarak tan›n›yorsunuz.
Bu zor de€il mi?
FY: Çal›flanlar›m da bazen yak›n›rlar. Bizden
Faruk Yöneyman
ayr›lan bir arkadafl, daha sonra
karfl›laflt›€›m›zda flöyle demiflti: “Faruk Bey,
piyasa liderli€i ve orada kalmakla hem
benim, hem de kendi hayat›n›z› zehir ettiniz.
Kimse sizden bu kadar baflar› beklemiyordu.
Neden ›srar ediyorsunuz?” Ben liderlik
vizyonunu vermesem ve ›srar etmesem, sat›fl
temsilcisi arkadafllar›m›z›n b›rakt›€› imaj bile
de€iflir. Roche, sektöre birçok konuda önderlik etti. Bunlar› ancak profesyonel arzu ve
istek ile gerçeklefltirebildik.
YTA: Roche gibi dev uluslararas›
flirketlerde merkez ile iliflkilerin çok önemli
oldu€unu biliyoruz. Siz bu iliflkileri nas›l
kurdunuz?
FY: Merkezde hep yak›n dostlar›m oldu.
De€iflik bir Türk imaj› verdim. Bilgili, daima
ön haz›rl›€›n› yapm›fl, planl›, do€rular›
yans›tan. Benim aç›k iletiflimimi ve yüksek
hedefler koymam›, ittirici olma tavr›m› çok
be€enmifllerdir.
YTA: Bilgili olmak önemli dediniz. Bunu
açar m›s›n›z?
FY: Bilgi hiç statik de€il. Günümüzde durmamak gerekiyor. Sürekli geliflmeli ve en
önemlisi bu geliflmeleri fikirleri, uygulamaya
koymal›s›n›z. Karar verme al›flkanl›€› ve
yetene€i önemli.
YTA: Ne tür insanlarla çal›flmay› tercih
etmezsiniz?
FY: Do€rular› yans›tmayanlar› sevmem.
Örne€in, flirketten ayr›lan bir mümessil,
flirket etiklerine, kurallar›na uygun
davranm›flsa ona referans veririm, yan›nda
olurum.
YTA: ‹deal liderler sürekli motive mi
ederler?
FY: Lider, ekibine ne zaman ‘yürüyün’
diyece€ini bilmeli. Her gün ‘yürüyün’
dememeli. Hamle yapman›n zaman› var,
flekli var, hep kullan›lmamal›.
YTA: Roche, siz devrald›€›n›zda neredeydi,
bugün nerede?
FY: Roche 1970’lerde Türkiye’de üretim
yapan flirketler aras›nda (Leading
Manufacturers) dördüncü s›radayd›. 1990
y›l›nda üreticilerde birinci, da€›t›c›larda
(Leading Distributors) üçüncüydük, 19912001 aras› lider da€›t›c›larda ilk s›ray› iflgal
ettik. Bugün ilk üçteyiz, çünkü devlet 2001
krizinin ard›ndan ucuz ilaç politikalar›na
döndükten sonra, Roche da, Pfizer, GSK,
MSD gibi önceki y›llarda çok taklit edilen ve
benzer ürünleri olan firmalar gibi kan
kaybetti. 1980 y›l›nda dünyadaki Roche
flirketleri içinde ‹stanbul 18’inciydi.
1990’larda sekizinci yapt›k. Bugün Roche
dünyas›nda 11’inci büyük ülkeyiz.
Bu, ekibimizle s›k› çal›flmayla ve h›zl›
kofluyla gerçekleflen bir baflar›d›r.
YTA: Liderlik potansiyeli olan kiflilerin bu
hedeflerine ulaflmalar›na engel ne olabilir?
FY: fianss›z lider aday›, kötü yönetici ile
çal›fl›yor ve bundan çok etkileniyor. ‹fl
hayat›na bafllayan kifliler liderlik için örnek
yöneticilerden çok fazla fley alabilir.
YTA: Çal›flma hayat› ile ev hayat›n›z› nas›l
dengeliyorsunuz?
FY: Benim oda€›m daha çok flirket oldu.
Sabah sekizde mutlaka iflimin bafl›nday›md›r.
Ç›k›fl saati ise aç›kt›r. Çok çal›fl›r›m.
Telefonum 24 saat aç›kt›r. Tatilde bile
konta€› kapayamad›m. Hafta sonunu ailem
ile geçirmeye özen gösteririm. Ailem benim
ifl tempoma karfl› çok anlay›fll›d›r.
Eflim Robert Kolej Fen ve Yabanc› Diller
mezunu. O y›llardan kampustan
arkadafl›md›. Asker dönüflü evlendik. fiimdi
iç mimar olan k›z›m, eflimin eseridir. Onu
büyütürken belki baz› hatalar yapt›m.
Örne€in, k›z›m 1992 y›l›nda binicilikte
Balkan flampiyonu oldu. 1993’te Atina’da,
kendisinden baflar› beklerken, baflar›s›z
buldu€umda k›zd›m. Onu anlayamad›€›m
zamanlar oldu. Fakat hatalar›mda ›srar
etmem. “Kusura bakma, k›rd›m,” derim.
Evlilik de bir vizyon ve liderlik gerektirir.
Realist olmak gerekir, uzun döneme realist
olarak bakabilmek kal›c› mutluluklar verir.
1 2 3 4 5 6 7
do€ufltan
gelen
yetenek
kendini
yenilemek
24 CEO’s - 2003 - Say›:6
h›rs
bilgili,
ö€renen ve
uygulayan
güven
veren
dikey ve yatay
iliflkilerde
baflar›
ekip içi
tart›flmalarda
sinerji
Sosyal yaflam›m›zda eflimin sürükleyici bir
yap›s› vard›r. Dostlar›m›zla, sevgi ve sayg›
iliflkilerimizi uzun dönemli devam ettiririz.
YTA: Türkiye’de gördü€ünüz ‘eksik lider
özelli€i’ nedir?
FY: Lider kendinden sonraki lideri haz›rlamal›. Son üç y›ld›r, benden sonraki lider için
arkadafllar›m yar›fl›yorlar. Hepsi devam
ettiremedi. Benden sonra birini yetifltirme
çabas›nday›m.
YTA: 11 y›ld›r ayn› ifli yapmak bazen size
monoton geliyor mu?
FY: Her sabah ifle gelirken, mutlaka ‘bugün
yeni ve de€iflik ne ifl yapabilirim’ diye
düflünürüm. Rutin d›fl›na ç›kar›m, sorunlu
biriyle yüz yüze konuflurum, yeni evlenen
birini telefon eder kutlar›m. Akflam dönerken
‘bugün neler de€iflikti’ diye gözden
geçiririm.
lll
Baz› insanlar vard›r, merak edersiniz…
Nas›l 24 saate bu iflleri s›€d›r›yor,
anlayamazs›n›z. Mutlaka bir s›rlar›
oldu€una inanm›fl›zd›r. Bir baflka “uzun
soluklu lider”, Türk Henkel’in 20 y›ld›r
CEO’su olan Can Paker hep çok yönlü
olmufl. Can Paker’in lider kimli€i
kamuoyuna daha çok TÜS‹AD Yönetim
Kurulu’ndayken önderlik etti€i çal›flmalar
ve TESEV Yönetim Kurulu Baflkan› olarak
yans›d›. Kendisiyle uzun soluklu bir
görüflme yapt›k...
“MARKS‹ST, SOSYAL‹ST,
L‹BERAL OLDUM AMA KONSERVAT‹F OLMADIM”
Yeflim Toduk Akifl: Sizce liderlik do€ufltan
m›d›r?
Can Paker: Bu çok tart›fl›lan bir konu.
Piyanistlik gibi ele al›nabilir. Yani hem
genetik, hem de kiflinin yetifltirildi€i kültürel
ve sosyal ortam, bu konuda çok çal›flmas› ve
prati€i ile kendini gelifltirmesi, hepsi önemli.
Mühendis bak›fl› ile, liderlik için do€ufltan
gelen baz› özellikler gerekli ama yeterli flart
de€il diyebiliriz.
YTA: Nas›l bir aileniz vard›?
CP: Enteresan bir ailem vard›. Annem
ülkemizin ilk kad›n kimyagerlerindendir.
Eskiflehir fieker Fabrikalar›’nda baflkimyager
olmufltu. Babam Orman Fakültesi’nden
mezun olmufl, ancak ilgisi nedeniyle hukuk
da okumufl. ‹lerleyen y›llarda annem fizikkimya ö€retmenli€ine geçti, babam ise
memuriyet sonras› emekli olmas›n›n
ard›ndan ifladam› oldu. Ben ilk çocuktum.
Çocuklu€umda annem hep çal›flma hayat›n›n
içindeydi. Bizim evimizde hedef hiçbir
zaman zengin olmak de€ildi. “Çok okumak”
önemliydi.
YTA: Ö€rencili€iniz nas›l geçti?
CP: Hayatta pek çok fley tesadüf. ‹nsanlar ve
toplumlar tasarlam›yor, oluflum
kendili€inden oluyor. ‹lkokul sonras›,
yurtd›fl›ndan gelen bir tan›d›€›m›z ‘‹ngilizce
ö€rensin’ deyince ben de di€er Eskiflehirli
arkadafllar›m›n tersine Galatasaray yerine,
High School’a yat›l› olarak geldim. ‹lkokulda,
ortaokulda
parlak bir ö€renciydim. High School’da fen
kolu kapan›nca Robert Kolej’e yat›l› devam
ettim.
YTA: Yat›l›l›k deneyimi size ne kazand›rd›?
CP: ‹stanbul’un çok baflka bir yaflam kültürü
vard›. Etraf› farkl› alg›lamaya bafllad›m.
O yafllar için yat›l› okumak çok ac›mas›zd›r,
büyük bir mücadeledir. Yat›l› okumak çok
riskli bir seçim, herkes devam edemez.
Bir kez ayakta kalabilirseniz, uzun süre ayakta kalabilirsiniz demektir. Bu süreç benim
öncelikle kendime itimat etmem için çok
önemli olmufltur. Bir de çok güzel
arkadafll›klar yaflad›k bu sürede. Bu sayede
toplumda yaflaman›n insan iliflkilerine ba€l›
oldu€unu çok genç yaflta seziyorsunuz.
YTA: Robert Kolej’den sonra neler oldu?
CP: AFS ile ABD’ye gittim. Daha sonra geri
dönüp liseyi bitirdim. Üniversiteyi okumak
için herkesin tersine ABD yerine Almanya’ya
gittim.
YTA: Üniversiteyi Berlin’de okudunuz...
CP: Babam, “‹TÜ’yü kazan, kendini ispatla,
ancak ondan sonra Almanya’ya gidebilirsin,”
diyordu. ‹TÜ’nün s›navlar›na girdim.
Üçüncü seçimim olan elektrik
mühendisli€ini kazand›m ama makine
olmad›. Babam›n izni ve teflvi€i ile Berlin’e
giderek önce lisan ö€rendim, sonra
makine/proses mühendisi oldum.
Almanya’da mühendisli€e ek olarak sosyolojiye devam ettim. Tiyatroyu çok severdim.
Berlin’de ö€renci birli€i baflkan› oldum.
‹nsanlarla birlikte çal›fl›p, onlar› yönlendirmek hofluma gidiyordu. Örne€in,
Behice Boran ve Bülent Ecevit’i bir araya
getirip, forum yapt›rm›flt›m 1968’lerde.
YTA: Berlin Üniversitesi sonras› seçiminiz
nas›l oldu?
CP: Y›ld›z Üniversitesi’nde akademisyenli€e
geçtim. Termodinamik okutmak istiyordum.
Ancak üç y›l kald›m. Berlin’de üniversiteden
ald›€›m ö€renme – ö€retme hazz›n› ve
akademik yap›y› burada bulamad›k.
YTA: Akademisyenli€i b›rakmak cesur bir
karar. Sonra?
CP: Henkel’e giriflim bir tan›d›€›m, Alber
Bilen Bey sayesinde oldu. Bana “Henkel’e gel”
diyordu, ancak ben küçümsüyordum.
Gitti€imde so€utmada bir sorun vard›. Ben
bir dakikada sorunu çözdüm. ‹ki lisan›m
olmas› da göz önüne al›nd› ve ifle al›nm›fl
oldum.
YTA: Çal›fl›rken di€erleri ile yar›flt›n›z m›?
CP: ‹fl hayat›m boyunca hiç kimseyle
yar›flmad›m, yaln›zca kendimle yar›flt›m.
YTA:: Peki hiç k›skand›€›n›z, özendi€iniz
birileri olmad› m›?
CP: Tiyatrocular›, iyi aktörleri
k›skanm›fl›md›r. Örne€in, ‹ngilizce’yi çok iyi
konuflan Talat Halman’›.
YTA: Peki ya çok zengin kiflileri?
CP: Hay›r, zenginleri hiç k›skanmad›m.
Kazand›€›m para bana hep fazla geldi. Keyif
ald›€›m iflleri yap›yorum, para veriyorlar!
YTA: Henkel’in yap›s› girdi€inizde nas›ld›?
CP: Dedi€im gibi, askerlik sonras›, Henkel’e
1970’de atölye flefi olarak bafllad›m. 15 sene
sonra genel müdür oldu€umda Henkel’in
de€eri 25 milyon Euro olmufltu. Alber
Bilen’le birlikte üç yerli ortak Henkel’in
yüzde 50’sine sahip, di€er yüzde 50 Henkel
Almanya’ya ait. Türk ortaklar bana da hisse
vermiflti.
YTA: Henkel’de nas›l bir kültür yaratt›n›z?
CP: Ben devaml› olarak, burada, elimde olan
imkanlar› nas›l maksimum kullanabilirim
diye düflünürüm. ‹nsanlar› yönetmeyi seviyorum. Beni, ekibimle beraber belli bir hedefe
yönlenmek, onlar› yönlendirmek ve
beraberce bir yerlere varmak tatmin ediyor.
Henkel’de çok keyifli, Merkez’den serbest,
yani hiç kap›flmadan, pek çok yönetimsel
deneyimler yaflad›k. Bizim grubumuz Henkel
dünyas›nda hep de€iflen, sürekli yenilikler
2003 - Say›:6 - CEO’s 25
içimizdekiL‹DER
At›l›mc›l›k,
yenilikçilik,
etkileflimlerden
do€ar.
getiren, kat›l›mc›, risk alan, at›l›mc› bir grup
olarak alg›land›. Ben bütün kurumlar›
organik yap›lar olarak görürüm. ‹nsan
vücudu gibi, tüm organlar önemlidir diye
düflünürüm. Yöneticilik hayat›m boyunca
her kademedeki eme€e çok önem verdim.
‹flçi-iflveren iliflkileri çok önemlidir. Örne€in,
1980 darbesi sonras› harekete kat›lanlar›n
bildirilmesi istenmiflti, biz ise bildirmedik.
D‹SK daha sonra bize Demokratik Katk›
Ödülü verdi.
YTA: Sizce at›l›mc› olman›n, yenilikçi
olman›n gere€i nedir?
CP: At›l›mc›l›k, yenilikçilik, etkileflimlerden
do€ar. Çal›flanlara yaln›zca iflgücü diye
bakarsak, etkileflim azal›r. Müessese kâr
ederken, kâr ettirenler de yararland›r›lmal›.
YTA: Elefltiriye karfl› tavr›n›z nas›l?
CP: Kiflinin baflkalar›n›n fikrinden zarar
görebilece€i inanc›ndan vazgeçilmeli.
Arkadafllar›m bana sabahtan akflama kadar
neyi yanl›fl yapt›€›m› söylerler.
YTA: Henkel nas›l bir geliflme gösterdi?
CP: Türk Henkel’de ilk CEO oldu€umda
ciromuz 25 milyon Euro idi, 1998’e gelindi€inde 200 milyon Euro olmufltu. Henkel
dünyas›nda y›ld›z olduk. Rasyonel ve
iflletimsel baflar› kazand›k. Henkel
Türkiye’de çal›flan 15 kifliyi tüm dünyaya
kazand›rd›k. Liberal, tart›flmac› bir flirket
kültürümüz var. Ben çok serbestim, hep
rahat ve keyifli çal›flt›m. Her zaman sonuca
ulaflt›m. Henkel dünyas› genel know-how’u
getirir, biz çok eskiden beri Türkiye’ye göre
uyarlar›z.
YTA: Sizin liderli€e bak›fl›n›z›n özeti ve
s›rr› ne?
CP: Liderlik, kifli ile ortam aras›ndaki
diyalektiktir. Baflka bir ortamda o kifli lider
olamayabilir. ‹nsanlar› sevmek, baflkalar›n›n
mutlu olmas›n› istemek çok önemli. Kendi
mutlulu€unu, çevreden ba€›ms›z görmemek
çok önemli.
YTA: Siyasette liderler görüyor musunuz?
CP: Elbette. Tayyip Erdo€an kesinlikle bir
lider. Çevresiyle mutlulu€a gitmek gibi bir
tarz› var. Örne€in, Türkiye’nin
mutlulu€unun Avrupa Birli€i’nde oldu€unu
sezdi. Rahmetli Özal da bir liderdi.
YTA: TESEV’de neler yap›yorsunuz?
CP: Kuruluflunda Bülent Eczac›bafl› vard›,
son alt› y›ld›r baflkanl›€›n› ben yap›yorum.
26 CEO’s - 2003 - Say›:6
Çal›flanlara
yaln›zca iflgücü
diye bak›l›rsa
etkileflim azal›r.
Müessese
kâr ederken,
kâr ettirenler de
yararland›r›lmal›.
Liderlik, kifli ile
ortam aras›ndaki
diyalektiktir.
Siyasetçi olmad›m ama siyasete ilgim hep
devam etti. Etkileyebilmeyi seviyorum.
TÜS‹AD’da iken ilk demokratikleflme paketini sunmufltuk. TESEV’de siyasal ifllerdeki
yolsuzluk, Avrupa Birli€i, devlet reformu gibi
araflt›rma projelerini biz yürüttük.
YTA: Neden TESEV’de de görev ald›n›z?
CP: Ben sadece iflte kalamazd›m. Toplumsal
hareketlerden çevresel etkileflim önemli.
Yoksa iflletme körlü€üne girilebilir diye
düflünüyorum.
YTA: Sizce iyi bir yönetici nas›l olmal›d›r?
CP: Hakkaniyeti güçlü yani adil, dürüst
olmal›. Tak›m eleman› olabilmek çok önemli.
Kurum formel iliflkileri önemli, ancak
informel iliflkilerin de çok önemli oldu€una
inan›yorum. Tüm arkadafllar›m› farkl›
etkileflimlere yönlendiririm.
‹yi bir yönetici
hakkaniyeti
güçlü yani
adil ve dürüst
olmal›.
‹yi yönetici,
tak›m eleman›
olabilmeli.
gerekiyor. En ufak bir dan›flma gere€i varsa,
hiç yetkin yok demektir. Disiplinli ve esnek
olmak gerekiyor. Kriz yönetiminin ikinci
ö€retisi ise müflterinin fiziksel olarak da
yan›nda olmak. Ekip olarak müflterinin
yan›ndayd›k, havay› koklay›n dedim. E€er
müflterimiz ifllerine sar›lm›flsa mal vermeye
devam edin. Tüm rakiplerin mal› kesti€i baz›
müflterilere biz vermeye devam ettik ve uzun
süreli baflar› geldi. H›zl› karar ald›k.
YTA: Aile hayat›n›z nas›l?
CP: 28 yafl›nda, askerlik sonunda evlendim.
Eflim Mihriban, Alman Lisesi ve ekonomi
mezunu. Kendi tekstil ifliyle u€rafl›yor.
Bir o€lum var, Kerim, hem akademisyenlik
hem de dan›flmanl›k yap›yor.
YTA: Bilgi yönetimi konusundaki
düflünceleriniz nedir?
CP: Bu konuda yaln›zca bilgisayar› kullanmak bir hata. ‹nsanlar aras›nda iletiflim, etk-
YTA: O€lunuzu yetifltirirken yo€un ifl temposunda onunla ilgilenmeye f›rsat
bulabildiniz mi?
CP: Kerim ilkokulu bitirene kadar hiç
ilgilenemedim, ancak sonra e€itimiyle ben
u€raflt›m.
YTA: Kendinizi nas›l tan›mlars›n›z?
CP: Marksist, sosyalist ve liberal oldum ama
konservatif olmad›m.
Can Paker
ileflim de var. Bu etki görüfltükçe do€ar,
büyür. Belli sorunlarda herkes birbiriyle
konuflabilmeli. Aç›k iletiflim çok önemli.
YTA: Çal›flanlar›n›z›n nas›l olmas›n›
istersiniz?
CP: Vasat olmalar›n› istemem. Onlar› da
canl› tutacak bir iliflki içinde olmaya
çal›fl›r›m. Planlar tutmayabilir, flirket
hedeflerinden sapmalar olabilir. Bu durumlarda h›zl› tedbirler al›r›z. Bu da etkileflim,
iletiflim ile mümkün.
YTA: Yapmay› en sevdi€iniz fleyler
nelerdir ?
CP: Londra’da tiyatroya gitmeyi, önemli
aflç›lar›n yemeklerini yemeyi severim ama her
fley belli bir disiplin içinde olmal›.
lll
‹flte Türkiye’nin “uzun soluklu liderlerine”
iki tane heyecan verici örnek. Liderlik
anlay›fllar› farkl›, anlat›mlar› farkl›, ancak
baflar›lar› ayn›. Her ikisi de flirketlerini sektöründe liderli€e tafl›m›fllar. Tüm dünyada-
YTA: Kriz yönetimini nas›l yap›yorsunuz?
CP: Bali’de, Asya krizi s›ras›nda gidip, kriz
yönetimi anlatm›flt›m. Herkes çok flafl›rm›flt›.
‹lk kez 1994’te krize yakaland›k. Krizlerde
herkes hem tam yetkiliydi, hem de hiçbir
yetkisi yoktu. Vakit yoksa o an kimseye
dan›flmadan en riskli karar› vermek
ki flirketler aras›nda fark yaratm›fllar, örnek
gösterilen liderler olarak iflaret edilmifller.
Üstelik bunu tek bir kez de€il, ard› ard›na
y›llard›r yapabilmifller. Her ikisine de bu
“liderlik maratonu”nda
flampiyonluklar›n›n devam›n› diliyoruz.

Benzer belgeler