Sógor ve Dimitras`tan eleştiri

Transkript

Sógor ve Dimitras`tan eleştiri
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 1
Gün­dem
oku,­
gün­de­mi­
ya­ka­la...
18 Mart 2016
GÜN­DEM
Y›l: 19
Haftalık Siyasi ve Aktüel Gazete
Sayı: 970 Fiyatı: 0.80 Euro
Mülteciler için
“seferberlik”
Batı Trakya Türkleri, Balkan ülkelerinin sınırları kapatmasıyla
Yunanistan’da mahsur kalan binlerce mülteci ve göçmen için yardım
kampanyaları düzenliyor.
AZINLIK insanı
tarafından toplanan yardım
malzemeleri tır, kamyon ve
kamyonetlerle Kılkış’taki
İdomeni Göçmen Kampı ile
Kavala’daki Göçmen
Barındırma Merkezi’ne
götürülüyor. Derneklerde,
müftülüklerde, okullarda,
camilerde ve belediyelerde
toplanan uzun ömürlü kuru
gıda ve giysiler göçmen ve
mültecilere ulaştırılıyor.
GÜNDEM gazetesi, iç
savaş ve çatışmalardan
kaçan, daha iyi bir yaşam
ümidiyle yollara düşen ve
ülkemizde mahsur kalan
mülteci ve göçmenler için
yardım kampanyası
düzenleyen kuruluş
yöneticileriyle konuştu.
»6, 7, 15
Azınlık
kuruluşları
Ankara’daki
terör
saldırısını
kınadı
Sógor ve Dimitras’tan eleştiri
AVRUPA Parlamentosu’nda,
Yunanistan’daki Türk ve Makedon
azınlıkların örgütlenme özgürlüğüyle
ilgili konferansa ev sahipliği yapan
AP Milletvekili Sógor, Avrupa Birliği
Komisyonu’nun sadece güvenlik
meseleleri ile değil, azınlıkların
gerçekte haklarına sahip olup
olmadığıyla da ilgilenmesi gerektiğini
söyledi.
Helsinki İnsan Hakları İzleme
Komitesi Yunanistan Direktörü
Panayotis Dimitras da,
Yunanistan’daki siyasi partileri azınlık
sorunlarının AP’de konuşulmasını
engellemeye çalışmakla eleştirdi. » 8
TÜRKİYE’nin başkenti
Ankara’da yaşanan terör
saldırısı Batı Trakya Türk
azınlık kuruluşları tarafından
da kınandı. »4
dünya
19’da
bilim
AB: PKK'yı terör
örgütü olarak
görüyoruz
11’de
ekonomi
Asus, ZenBook
UX305 UA ile
yenilendi
5’te
Başbakanlardan
sonra sıra
denizcilerde
spor
Bülent Korkmaz
defteri kapandı!
23’te
»12, 13
“Makedonya”
istifa
ettirdi!..
GÖÇ Politikası’ndan Sorumlu Bakan
Yardımcısı Yannis Muzalas’ın,
Yunanistan’ın FYROM olarak tanıdığı
komşu ülkeye “Makedonya” demesi
hükümette krize neden oldu. »3
Kozlukebir
Belediyesi’nden
‘Toplu Sünnet
Şöleni’
Kozlukebir Belediyesi, 17 Mart – 8
Nisan tarihleri arasında ‘Toplu
Sünnet Şöleni’ adı altında isteyen
ailelerin çocuklarını ücretsiz sünnet
ettireceğini duyurdu. »2
Yunanistan’daki
göçmen ve
mülteci sayısı
45 bine ulaştı
Yunanistan Göç Politikaları
Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre,
13 Mart Pazar günü itibarıyla ülke
sınırları içerisindeki göçmen ve
mülteci sayısı 44.035 oldu. » 15
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 2
22
GÜN­DEM­haber
18
6
Eylül
23
Ekim
18Kasım
Mart 2015
2016
Aşağıköyde’de
sağlık paneli
Müftüler “Uluslararası İyilik
Ödülleri Töreni”ne katıldılar
GÜMÜLCİNE Seçilmiş Müftüsü
İbrahim Şerif ve İskeçe Seçilmiş
Müftüsü Ahmet Mete, 13 Mart Pazar
günü İstanbul Haliç Kongre
Merkezi’nde Türkiye Diyanet Vakfı
tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen
“Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni”ne
BATI Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler
Derneği (BTAYTD) Sağlık Kolu ve Eğitim
Kolu ile Aşağıköy Azınlığı Kültür ve
Folklor Derneği, 16 Mart Çarşamba
akşamı kadın sağlığı ile ilgili panel
düzenledi.
Aşağıköy’deki dernek binasında
düzenlenen panele konuşmacı olarak
Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Selma Giroğlu ve Psikolog Asime
Hasanoğlu katıldı. Köy kadınlarının
yoğun ilgi gösterdiği panelde Psikolog
Asime Hasanoğlu; çocuk psikolojisi,
çocuk eğitimi, anne - baba tutumları,
inatlaşma, duygusallık konularını içeren
bir konuşma yaptı. Kadın Sağlığı ve
Hastalıkları Uzmanı Selma Giroğlu da
rahim ağzı kanseri, göğüs kanseri,
katıldılar.
“Dünyayı İyilik Değiştirecek” temalı
törene Türkiye Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Görmez,
milletvekilleri, akademisyenler, yurt içi
ve yurt dışından davetliler katıldı.
DEB Partisi’nden
Bekirli ve
Kalkanca’ya ziyaret
hamileliğin evreleri ve menopoz
döneminde sağlıklı beslenme hakkında
bilgi verdi.
Panelin son bölümünde her iki
konuşmacı, katılımcıların sorularını
cevapladı.
Kozlukebir Belediyesi’nden
‘Toplu Sünnet Şöleni’
KOZLUKEBİR Belediyesi, 17 Mart – 8
Nisan tarihleri arasında ‘Toplu Sünnet
Şöleni’ adı altında isteyen ailelerin
çocuklarını ücretsiz sünnet ettireceğini
duyurdu.
Şölen çerçevesinde çocukların sünnet
elbiselerinin temini, özel uzman doktor
tarafından sünnet edilmeleri ve toplu
halde yemekli mevlit düzenlenmesi gibi
hizmetlerin Kozlukebir Belediyesi
tarafından ücretsiz karşalanacağı
kaydedildi.
Toplu mevlit etkinliğinin 5 Mayıs
tarihinde yapılacağı duyurulan
açıklamada, sünnet olmak isteyen
çocukların 3 yaşını doldurmuş olması
gerektiği ifade edildi. Çocuğunu ücretsiz
olarak sünnet ettirmek isteyen velilerin
kimlik ve iletişim bilgilerini, sünnet
elbisesinin temini için çocuğun beden
ölçülerini belediye yetkililerine
bildirmeleri gerekiyor.
DOSTLUK Eşitlik Barış
(DEB) Partisi Genel
Başkanı Mustafa Ali
Çavuş, 11 Mart Cuma
günü Bekirli köyünü
ziyaret ederek köy halkı
ile cuma namazı kıldı.
Bekirli köyünü DEB
Partisi’nin başlattığı imza
kampanyası çerçevesinde
ziyaret ettiğini söyleyen
Ali Çavuş, Batı Trakya
Türk azınlığının bugüne
kadar sabırla azınlık
sorunlarının çözümünü
beklediğini, ancak buna
karşılık hükümetin
azınlığı muhattap
almadığını belirtti.
Ülkenin içinde
bulunduğu ekonomik
krizden en çok Batı
Trakya Türk azınlığının
etkilendiğinin altını çizen
Ali Çavuş, üniversite
mezunu gençlere hala
kamu alanında yeteri
kadar yer verilmediğini
dile getirdi. Ali Çavuş,
köy halkına göstermiş
oldukları
misafirperverlikten
dolayı da teşekkür etti.
Başkan Ali Çavuş’a
Bekirli köyü ziyaretinde,
DEB Partisi yönetim
kurulu üyesi Ramadan
Duban, Genel Başkan
Danışmanı Aydın Ahmet
ve Halkla İlişkiler
Birimi’nden Ali Hüseyin
eşlik etti.
KALKANCA KÜLTÜR
DERNEĞİ
Bu arada, DEB Partisi
Genel Başkanı Mustafa
Ali Çavuş 9 Mart
Çarşamba günü de
Kalkanca Kültür
Derneği’ni ziyaret etti.
Kalkanca Kültür
Derneği Başkanı Hasan
Çakır’la görüşen Ali
Çavuş, Kalkanca
sakinlerinin sıkıntılarını
dinledi ve azınlık
sorunları hakkında görüş
alışverişinde bulundu.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 3
3
GÜN­DEM­haber
18 Mart 2016
HAFTANIN YORUMU
“Makedonya”
istifa ettirdi!..
Hülya EM‹N
[email protected]
@HulyaEmin1
“Charlie oldunuz, Paris oldunuz,
peki Ankara olacak mısınız?”
GÖÇ Politikası’ndan Sorumlu Bakan
Yardımcısı Yannis Muzalas’ın, Yunanistan’ın
FYROM olarak tanıdığı komşu ülkeye
“Makedonya” demesi hükümette krize neden
oldu. Hükümetin küçük ortağı milliyetçi
Bağımsız Yunanlılar (ANEL) Partisi Genel
Başkanı Panos Kammenos, Göç Politikası’ndan
Sorumlu Bakan Yardımcısı Yannis Muzalas’ın
istifasını istedi.
Muzalas, 15 Mart Salı günü katıldığı bir
televizyon programında FYROM’a
“Makedonya” demesinin hemen ardından
hükümet ortağından tepki geldi. Koalisyon
hükümetinin ortağı ANEL Partisi Başkanı
Panos Kammenos yaptığı açıklamada,
Başbakan Aleksis Çipras’ı telefonla aradığını,
Muzalas’ın açıklamaları hakkında kendisini
bilgilendirdiğini ve Muzalas’ın istifasını
istediğini dile getirdi.
Öte yandan, Bakan Muzalas yaptığı yazılı
açıklamayla özür diledi ve “Makedonya”
kelimesini istemeyerek kullandığını belirtti.
İSTİFASINI BAŞBAKAN
ÇİPRAS’A SUNDU
Hükümet ortakları arasında yaşanan kriz
üzerine Göç Politikası’ndan Sorumlu Bakan
Yardımcısı Yannis Muzalas’ın, 16 Mart
Çarşamba sabahı istifasını başbakana sunduğu
bildirildi.
Bu arada bakan yardımcısı Muzalas, 17 – 18
Mart tarihlerinde AB ile Türkiye arasında
yapılacak toplantıya katılmak üzere Başbakan
Çipras’la birlikte Brüksel’e gitti.
Koalisyon ortağı Kammenos, Göç
Politikası’ndan Sorumlu Bakan Yardımcısı
Muzalas’ın istifasında ısrar edince, hükümet
yetkilileri arasında yoğun bir görüşme trafiği
yaşandı. SİRİZA Partisi’nden çok sayıda üst
düzey yetkili Muzalas’a destek verirken, bakan
yardımcısı için sosyal medyada destek
kampanyası başlatıldı.
YDP VE PASOK
“İSTİFA ETSİN” DEDİ,
POTAMİ “GEREK YOK” DEDİ
Yeni Demokrasi Partisi ve PASOK partileri de
Bakan Yardımcısı Muzalas’ın istifasını isterken,
POTAMİ Partisi ile Merkez Birliği Partisi
Muzalas’ın istifa etmesine gerek olmadığını
açıkladı.
Konuyla ilgili kararın Brüksel’deki AB –
Türkiye zirvesinden sonra netleşmesi
bekleniyor.
Sigortası
olmayanlara
sağlık
hizmeti
imkanı
SAĞLIK sigortası olmayan ve
hassas sosyal gruplara dahil
olanlar da artık sağlık defterine
sahip olacak. Sosyal Güvenlik
Bakan Yardımcısı Theano Fotiu
tarafından yayımlanan genelgede,
sözkonusu gruplara dahil olanların
sağlık hizmeti alabilmeleri için
sağlık defteri çıkartmaları isteniyor.
Genelgede, yeni ortak bakanlık
kararı çıkana kadar, 2006’daki
ortak bakanlık kararında belirtilen
kriterlerin geçerli olacağı ifade
edildi.
Ücretsiz sağlık imkanından
yararlanacak vatandaşların
gelirinin 6 bin eurodan az olması
gerekiyor. Bu rakam evli olanlar
için yüzde 20 oranında artarken,
her çocuk için de yüzde 20
oranında yükseliyor.
Ücretsiz sağlık hizmetinden
yararlanmak isteyenlerin
valiliklerdeki sosyal hizmetler
müdürlüğüne (Pronia)
başvurmaları gerekiyor. Sağlık
defteri sahiplerinin hastanelerde
tedavi görebileceği, ücretsiz
muayene edileceği, labaratuvar
kontrolleri yapabileceği ve ücretsiz
ilaç alabileceği ifade edildi.
Yer: Ankara…
Tarih: 10 Ekim 2015… 17 Şubat
2016… Ve son olarak 13 Mart 2016…
Türkiye’nin başkentinin kana
bulandığı üç tarih. Son beş ay
içerisinde tarifsiz kederlere boğulan
bu şehirde, bu ülkede yas bitmiyor.
Yürekler acı, korku, endişe dolu.
Suçlu: Terör.
Hedef: Masum insanlar. Genç,
yaşlı, bebek, hatta anne karnında
ölümle tanışan doğmamış bebekler.
Hiç kimsenin hak etmediği bir
ölüm şekli.
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı,
acıların teselli edilemediği bir
durumla karşı karşıyayız.
Törer, sadece Türkiye’nin korkulu
rüyası değil. Herkesi, herşeyi tehdit
ediyor. Ne zaman, nerede ortaya
çıkacağı, kimleri hedef alacağı
bilinmiyor.
Kalleşçe, sinsice planlanan terörü
haklı kılabilecek hiçbir gerekçe
olamaz. Nerede, kime yapılırsa
yapılsın, kimi hedef alırsa alsın
kınanmalı, karşısında durulmalı.
Terör karşısında, “Bana
dokunmayan yılan bin yıl yaşasın”
zihniyetiyle değil, “O yılan bir gün
mutlaka benim de canımı yakacak”
düşüncesiyle hareket etmek gerekir.
Doğru… Ateş düştüğü yeri yakar.
Bugün seni, yarın beni, bir başka
gün bir başkasını… Bu nedenle tek
ses, tek his, tek yumruk olarak
terörün karşısında durabilmeli
insanlık. Olup bitenlere seyirci ya da
duyarsız kalmak yerine, empati
kurabilmeli…
Ankara’da yaşanan son saldırının
ardından, Ankara’da yaşayan James
Taylor isimli bir müzisyenin
facebook hesabından paylaştığı,
“Charlie oldunuz, Paris oldunuz,
peki Ankara olacak mısınız?” sorusu
ile biten yazı, işte böyle bir
empatinin kurulması için anlamlı bir
davet.
Dünya kamuoyunu empati
yapmaya çağıran o yazıyı sizinle
paylaşmak istedim…
“Türkiye’yi bilmeyenlere ya da bu
patlamaların kendilerine çok uzak
olduğunu düşünenlere belki bu
gözlerinizi açar.
SAHİBİ: HüLYA EMİN
Genel Müdür ve Yay›n Yönetmeni: Hülya Emin
Yaz› ‹şleri: Ozan Ahmetoğlu
Adres: P. Mavromihali 4-6 Komotini 69100
Tel-Fax: 2531070929
email: [email protected]
web sitesi: www.gundemgazetesi.com
ABONE ŞARTLARI
Y›ll›k (52 say›) 40 Euro. Kuruluşlar: 100 Euro.
Belediyeler:150 Euro. Resmi Daireler:200 Euro.
Yurtd›ş›:100 Euro.
Akşam saatlerinde yaşanan
patlama, şehrin en kalabalık
bölgesinde, birçok otobüsün yer
aldığı insanların evlerine gitmeyi
beklediği bir durakta ve insanların
çay içmek ve dinlenmek için
oturduğu bir parkın hemen yanında
gerçekleşti.
Orada olmayı hiç düşündünüz
mü? Her gün geçtiğiniz yol, her gün
bindiğiniz otobüsün durağı...
Hiç kurbanları düşündünüz mü?
Otobüse yetişmeye çalışan gençler,
şehirde dolaşan yaşlılar, taksi
bekleyen insanlar ve güneşin altında
sosyalleşmek isteyenler.
Şimdi bu insanların İngiliz
olduklarını düşünün ve saldırının da
İngiltere’de olduğunu. Bu insanlar
sizin her gün gördüğünüz,
karşılaştığınız normal, mutlu
insanlar. Belki arkadaşlarınız. Bu
insanlar farklı değil. Sadece Türkler.
Birçok insanın düşüncesinin
aksine, Türkiye Orta Doğu değil.
Ankara bir savaş alanı değil. Normal,
modern bir şehir, diğer Avrupa
başkentleri gibi ve Kızılay tam bir
meydan, orta nokta, kalp...
Londra’da, Paris’te, New York’taki
terör saldırılarına bakmak,
kurbanlara üzülmek çok basit fakat
neden aynısı Ankara için geçerli
değil? Bunun sebebi, Türkiye’yi
ağırlıklı olarak Müslümanların
yaşadığı Suriye, Irak gibi bir ülke
olarak mı görmeniz? İç savaşın
yaşandığı ülkeler gibi mi görmeniz?
Türkiye mükemmel bir ülke
birçok güzel insanıyla birlikte.
Hayatımda hiç bu kadar hoş
karşılanmamış, mutlu ve güvende
hissetmemiştim burada olduğum
kadar.
Ankara’daki saldırılar bizi
etkilemez diye düşünüyorsanız ya
da Paris ve Londra’daki saldırılarla
aynı şeyleri hissetmiyorum
diyorsanız belki de neden, neden
böyle hissettiğinizi sorgulamalısınız.
Ankara 18 aydır benim evim ve
evim olarak kalmaya da devam
edecek.
Charlie oldunuz, Paris oldunuz,
peki Ankara olacak mısınız?”
Ιδιοκτὴτρια-Εκδὸτρια: Χουλγιὰ Εμὶν
Γενικὴ Διευθὺντρια: Χουλγιὰ Εμὶν
Συντὰκτης: Οζὰν Αχμὲτογλου
Π. Μαυρομιχὰλη 4-6 ΚΟΜΟΤΗΝΗ 69100
Τηλ - φαξ: 25310 70929
Κωδικὸς: 2764
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 4
4
GÜN­DEM­haber
18 Mart 2016
Azınlık kuruluşları Ankara’daki
terör saldırısını kınadı
13 Mart Pazar akşamı Ankara
Kızılay’da bulunan Güvenpark’ta
seyir halinde bomba yüklü bir
aracın patlatılması sonucunda
37 kişi hayatını kaybetti, çok
sayıda kişi de yaralandı.
Türkiye’nin
başkenti
Ankara’da
yaşanan terör
saldırısı Batı
Trakya Türk
azınlık kuruluşları
tarafından da
kınandı.
Azınlık
kuruluşları
tarafından yapılan
açıklamalar şöyle:
DEB PARTİSİ
İSKEÇE TÜRK BİRLİĞİ
13 Mart 2016 Pazar akşamı,
Anavatan Türkiye Cumhuriyeti
başkent Ankara’da terör örgütleri
tarafından düzenlenen hain
saldırı sonucunda, çok sayıda
ölü ve yaralı
olduğu haberini
büyük bir
üzüntüyle
öğrenmiş
bulunmaktayız. İskeçe Türk
Briliği camiası
olarak, her türlü
terör saldırıları
karşısında
olduğumuzu bir
kez daha beyan
eder, bu tür
saldırıları şiddet
ve nefretle
kınadığımızı
belirtiriz. Hain
saldırı
sonucunda hayatını
kaybedenlere Allah’tan rahmet,
yaralılara acil şifalar diler,
kederli ailelerine, Türk milletine
baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz. Türkiye’nin
başkenti
Ankara’da
yapılan
bombalı terör
saldırısı
azınlık
kuruluşları
tarafından
kınandı.
13 Mart 2016 Pazar
akşamı
Türkiye’nin
başkenti
Ankara’daki
Kızılay Meydanı’nda bomba
yüklü araçla düzenlenen menfur
terör saldırısını büyük bir
üzüntüyle öğrenmiş
bulunuyoruz. Terör saldırısı
sonucunda bir kez daha çok
sayıda masum insan hayatını
kaybetmiş, çok sayıda kişi de
yaralanmıştır.
DEB Partisi olarak anavatan
Türkiye’nin başkenti Ankara’da
gerçekleştirilen bu çirkin ve hain
saldırıyı şiddetle kınıyor,
saldırıda hayatını kaybedenlere
Allah’tan rahmet, ailelerine ve
Türk milletine başsağlığı,
yaralılara da acil şifalar
diliyoruz.
Herkes gayet iyi bilmelidir ki
terörle hiç bir hedefe ulaşma
imkanı yoktur. Terör, masum
insanlara zarar vermenin ötesine
geçemez. Bu ve benzeri saldırılar
karşısında tüm dünya teröre
karşı kenetlenmeli ve birlikte
hareket etmelidir. Herkes
kendilerine çok uzak gibi
görünen terörün, bir gün hiç
beklenmedik bir anda
kendilerini de vurabileceğinin
bilincinde olmalıdır. Bu sebeple
akl-ı selim tüm çevreleri ve
ülkeleri teröre karşı durmaya ve
birlikte hareket etmeye davet
ettiğimizi kamuoyuna saygı ile
duyururuz.
BATI TRAKYA AZINLIĞI
YÜKSEK TAHSİLLİLER
DERNEĞİ
13 Mart 2016 Pazar günü
Ankara’da gerçekleşen terör
saldırısı sebebiyle 37 kişinin
hayatını kaybettiğini çok sayıda
insanımızın da yaralandığını
üzüntüyle öğrenmiş
bulunmaktayız. Batı Trakya
Azınlığı Yüksek Tahsilliler
Derneği olarak terörün milli
birlik ve beraberlik duygularını
hiçbir şekilde sarsamayacağına
olan inancımızı kamuoyuyla
paylaşıyor, masum insanların
canına kasteden bu acımasız
saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Vefat
edenlerin yakınlarına başsağlığı
ve yaralılara acil şifalar
diliyoruz.
İSKEÇE İLİ SÖPA MEZUNU
AZINLIK OKULLARI
ÖĞRETMENLER DERNEĞİ
Türkiye’nin başkenti Ankara’da
meydana gelen terör saldırısını
şiddetle kınıyoruz. 13 Mart 2016
Pazar akşamı, Ankara Kızılay’da
bomba yüklü araçla bir otobüs
durağında yapılan hain terör
saldırısında 37 masum insanın
hayatını kaybettiğini ve bir çok
kişinin yaralandığını yine
büyük üzüntü ile öğrenmiş
bulunuyoruz. Alçakça
düzenlenen bu saldırıyı nefret
ve şiddetle kınıyor, saldırıda
hayatını kaybedenlere Allah’tan
rahmet; yaralılara acil şifalar,
kederli ailelerine sabırlar
diliyoruz. Türk Milletin Başı
Sağolsun!
RODOP – MERİÇ
İLLERİ SÖPA MEZUNU
ÖĞRETMENLER DERNEĞİ
13 Mart 2016 Pazar günü,
Türkiye Cumhuhuriyeti’nin
başkenti Ankara Kızılay Güven
Park’ta teröristlerin bombalı bir
aracı patlatması sonucu toplam
37 insanın hayatını kaybettiğini
ve 135 kişinin yaralandığını
üzülerek öğrenmiş
bulunmaktayız.
Rodop Meriç İlleri SÖPA
Mezunu Öğretmenleri Derneği
olarak, yaşanan terör olayını
lanetliyor, bu tür insanlık dışı
olayların bir an önce son
bulmasını ve bir daha
tekrarlanmamasını temenni
ediyoruz.
Saldırıda hayatını kaybeden
masum insanlara yüce Allah’tan
rahmet, yaralılara acil şifalar,
ölenlerin geride bıraktığı kederli
ailelerine ve Türk Milletine
başsağlığı diliyoruz.
BATI TRAKYA TÜRKLERİ
DAYANIŞMA DERNEĞİ
Hayatını kaybeden
vatandaşlarımıza Allah’tan
rahmet, Türk milletine
başsağlığı ve yaralı
kardeşlerimize de acil şifalar
dileriz.
Daha önce de haykırdığımız
gibi; bin yıldır Anadolu
coğrafyasında her türlü dış
mihrakların ayak oyunlarına
göğüs geren büyük Türk milleti,
geçirmekte olduğumuz bu zor
günleri de atlatarak tek yürek,
tek bilek olarak yine dimdik
ayakta olacağından en ufak bir
şüphemiz olmadan tekrar başın
sağ olsun Türkiyem
dileklerimizle acımızı kalbimize
gömüyoruz.
AVRUPA BATI TRAKYA
TÜRK FEDERASYONU
Terör masum insanların canını
almaya devam ediyor. Anavatan
Türkiye Cumhuriyeti’nin
başkenti Ankara’da 13 Mart 2016
Pazar akşamı saat 18:45
sıralarında bomba yüklü sivil
bir araçla gerçekleştirilen
bombalı saldırıda 37 kişi
yaşamını yitirirken 125 kişi de
yaralandı. Ankara Kızılay
Güvenpark’ta otobüs
duraklarının bulunduğu
noktada yaşanan patlamada, üç
otobüs ve ona yakın otomobil
tamamen yanarken çok sayıda
araç ve bina da zarar gördü.
Avrupa Batı Trakya Türk
Federasyonu (ABTTF)
olarak Avrupa’da yaşayan tüm
Batı Trakya Türkleri
adına anavatan Türkiye’nin
başkenti Ankara’nın merkezi
Kızılay’da düzenlenen bu melun
terör saldırısını şiddetle kınıyor,
bombalı saldırıda hayatını
kaybedenlere Allah’tan rahmet,
ailelerine ve yakınlarına
başsağlığı, yaralananlara da
acil şifalar diliyoruz. Anavatan
Türkiye’nin huzur ve istikrarını
bozmak isteyen çevreler ve terör
örgütlerinin doğrudan masum
insanları hedef alan bu kalleşce
saldırıları ile hiçbir zaman
amaçlarına
ulaşamayacaklarının
bilmelerini istiyor, ABTTF
olarak anatavatan Türkiye ve
soydaşlarımızın acısını tüm
kalbimizle paylaşıyoruz.
Dışişleri Bakanlığı’ndan taziye ve tepki
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, 13 Mart Cuma
akşamı Ankara’da meydana gelen terör
saldırısını kınadı.
Bakanlık tarafından yapılan açıklamada,
“Bugün Ankara’da meydana gelen ve çok
sayıda kişinin öldüğü terör saldırısına yönelik
nefretimizi beyan ederiz. Her nereden gelirse
gelsin terörü şiddetle kınar, Türk halkına ve
Türkiye’nin başkentinin vatandaşlarına
yönelik dayanışmamızı ifade eder ve gerek
Yunan halkının gerekse de Yunan hükümetinin
taziye dileklerini terör saldırısı kurbanlarının
ailelerine sunarız.” denildi.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 5
HAYATIN İÇİNDEN
Ozan AHMETOĞLU
[email protected]
Mülteci dramı ve Batı Trakya Türkleri
S
5
GÜN­DEM­haber
18 Mart 2016
on haftalarda bir drama şahit
oluyoruz; mülteci dramı. Yaşadığımız
bölgeden binlerce uzakta yaşanan iç
savaşların neden olduğu ölümlere, gözyaşına,
acılara ve kıyıma dayanamayıp doğup
büyüdüğü, “vatan” bildikleri toprakları terk
edip daha iyi bir gelecek arayan insanlar gelip
kapımıza dayandı. Daha doğrusu oldukça
uzun bir süredir yanıbaşımızdan geçip, sessiz
sedasız kuzeye, yani batı Avrupa ülkelerine
giden göçmen ve mülteciler, doğu Avrupa
ülkeleri sınırları kapatınca biz de mültecilerin
dramına daha yakından şahit olmaya
başladık.
Binlerce insanın, engel tanımadan, adeta
kurulmuş bir makina gibi daha iyi bir yaşam
hedefine doğru yürüdükleri yolda yaşamak
zorunda kaldıklarına, maruz kaldıklarına ne
denir bilemiyorum. Biz bunu “sefalet”
kelimesiyle özetleyebiliyoruz ancak. Bu
“yol”da yitip giden nice hayatlar, umutlar,
güzellikler, hayaller var. Nice “son”lar ve nice
“başlangıç”lar yaşanıyor. Herşey bir yana bu
sefalete bu drama katlanmak zorunda olan
çocukların bakışları, onları maruz kaldıkları
“yaralıyor” en çok insanı.
Bizim, yani Yunanistan’da yaşayanların
sözlüğüne “sefalet” ve “mülteci” kelimeleriyle
eş anlamlı bir sözcük eklendi: İDOMENİ…
Kılkış’a bağlı bir köy ve sınır kapısı olan
İdomeni’de yaşananlar insanı isyan ettiriyor.
Binlerce göçmen ve mülteci araziye kurulmuş
küçüçük çadırlarda tam anlamıyla “sefaleti”
yaşıyor. Bir gün Yunanistan’ın kuzeyindeki
çoğu eski doğu bloku ülkeleri sınırları
kapatma kararı alıyor ve “sefalet” bir “dram”
halini alıyor. yunanistan devletinin sorunla
baş etmekteki yetersizliği mi, sınırları
kapatarak “benden ırak olsun da ne olursa
olsun” anlayışını benimseyen ülkeler mi,
yoksa ciddi bir sorun karşısında adeta
cüceleşen, “dev görünümlü” Avrupa Birliği’nin
yetersizliği mi eleştirilmeli? Yoksa hepsi mi?
Avrupa Birliği, mülteci sorununa çare
bulabilmek için bir ay içinde üçüncü kez
toplanıyor. Bu konuyla mücadele edebilmenin
tek yolu olarak Türkiye’nin mültecileri kendi
sınırları içinde tutması ve bu insanları
Avrupa’ya gitmelerine müsaade etmemeleri
olarak görüyor Avrupa Birliği. Mülteci
sorunuyla ilgili olarak Türkiye’yle masaya
oturan AB, anlaşmanın şartlarını bile yerine
getirme konusunda isteksiz. “Türkiye’nin
talepleri, beklentileri ve şartları yerine
getirilemez” tezini ortaya koyan bir takım AB
ülke ve liderleri, Avrupa’yı bir “değerler
bütünü” yapmaktan çok “fobilerle kendini
dünyaya kapatan ülkeler birliği”ne
dönüştürüyor. Sınırlarını dışarıya kapatmak
için harcanan enerjinin bir kısmı Suriye’deki iç
savaşın sona ermesi için harcansaydı belki
çok daha hayırlı olurdu.
Savaşlardan kaçan insanlara kapılarını
kapatan bir Avrupa ile karşı karşıyayız ne
yazık ki. insanın yüreğine su serpen tek olay,
Batı Trakya Türklerinin sefaletin en büyüğünü
yaşayan bu insanlara yardım elini uzatabilmek
için ortaya koyduğu gayrettir. Son haftalarda
Batı Trakya Türk azınlığı neredeyse tüm
kuruluşlarıyla göçmen ve mültecilerin
yarasına bir nebze olsun merhem olmak
umuduyla yardım kampanyaları düzenliyor.
Azınlığımızın mülteci kardeşlerine yardım
edebilmek için adeta çırpınışları karşısında
duygulanmamak elde değil. Tüm azınlık bir
olmuş koca bir yardım konvoyu haline gelmiş
sanki. Bu uğurda emek sarfeden herkesi,
çuvalları kamyonlara yükleyenden, bir çift
çorapla yardım etmek isteyen vatandaşa
kadar herkese kocaman tebrikler!
Sınırlar kapanınca ülkede mahsur kalan
göçmen ve mülteciler için tüm Yunanistan’da
göçmen ve mülteci merkezleri yapılıyor.
Neredeyse her ilde birer ikişer merkez olacak.
Ancak Batı Trakya bölgesi bundan hariç
tutuluyor. Sebep; Batı Trakya Müslüman Türk
Azınlığı. Ola ki Müslüman olan göçmen ve
mülteciler Batı Trakya Türkleri’nin arasına
sızarsa, girerse, onlarla bir olursa. Yani
“korkular” , “fobiler” , Batı Trakya’ya ve
burada yaşayan azınlığa “milli tehlike”
penceresinden bakmaya devam! Neredeyse
her hafta bir hükümet ve devlet yetkilisi çıkıp
“Endişeye mahal yok milli nedenlerden ötürü
Trakya’ya göçmen merkezi yapılmayacak,
mülteciler buraya getirilmeyecek” türünden
açıklama yapıyor. Tüm Yunanistan’a “Bu
Trakya’da Müslümanlar var, Türkler var. Bu
yüzden milli açıdan tehlike arzetmesin diye
buraya göçmen getirmiyoruz” mesajı veriliyor.
İsteyerek veya istemeyerek. Yani burada
yaşayan azınlığın aslında “tehlikeli” olduğu ve
her an milli açıdan “tehlikeli” bir şeyler
yapabileceği mesajı veriliyor ülkenin diğer
bölgelerinde yaşayan vatandaşlara. İsteyerek
veya istemeyerek, bilerek veya bilmeyerek.
Rodop milletvekili İlhan Ahmet, Paratiritis
gazetesine verdiği demeçte konuya değinmiş
ve bunun yanlış bir karar olduğunu ifade
etmiş. Azınlık temsilcilerinin, azınlığı
potansiyel tehlike olarak gösteren bu karara
tepki göstermesi gerekmez mi? Bölgeye
mülteci merkezi yapılıp yapılmayacağına
elbette ki biz değil, hükümet karar verir.
Ancak bizi tehlike olarak göstererek böyle bir
karar alınması, bu azınlık insanını diğer
vatandaşlar nezdinde töhmet altında
bırakmaktır. Devletine en ufak bir yanlışı
olmayan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı,
bir kez daha birilerinin “korkularına” ,
“fobilerine” yersiz “endişelerine” kurban
edilmiştir. İnşallah son olur…
İlhan Ahmet: “Türk Yunan dostluğu için
her türlü katkıya devam edeceğiz”
RODOP Potami Partisi Milletvekili İlhan Ahmet, son dönemde Türk –
Yunan ilişkilerinde yaşanan gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama
yayımladı.
İlhan Ahmet açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye ve
Yunanistan arasında bugünlerde dostluğa , ekonomik işbirliğine ve özelikle
ikili ilişkilerde güvensizliği ortadan kaldırmaya yönelik olan görüşmeler
yapılmaktadır. Tabi ki, bu bir ilk değildir. İlk olarak, geçmişte, her iki
toplumu birbirinden ayıran olumsuzlukları
aşmayı hedefleyen Mustafa Kemal Atatürk
ve Elefterios Venizelos ilişkisi ile bu
dostane izafi görüşmeler başlamıştır.
Daha sonraki yıllarda da, dönemin
Başbakanları, Türk – Yunan ilişkilerine
büyük bir katkı sağlamaya gayret etmiş
ve kalıcı barışın pekişmesi için de pek
çok ikili andlaşmayı imzalamışlardır.
Mitsotakis ve Demirel, Papandreu –
Cem ve Erdoğan – Karamanlı
ilişkilerini o dönemlerde hatırlıyoruz.
İnşallah, her iki ülke için ve özellikle iki
ülkede yaşayan her iki azınlığın hak ve
hukuku için de daha önemli sonuçlar
doğuracak olan o ilişkiler kurulur ve
bu dönemin hükümetleri bu
sorunlara kalıcı ve azınlığın arzu
ettiği çözümü getirmeyi
başarırlar. Biz azınlık
olarak ve ben şahsen bu
toplumun temsilcisi
olarak, halkımızın
istekleri ve önerileri
doğrultusunda Türk Yunan dostluğunun
tesisi yönünde her
türlü yapıcı katkıyı
yapmaya devam
edeceğimizi beyan
ederiz.”
Başbakanlardan sonra sıra denizcilerde
BAŞBAKAN Aleksis Çipras ile Türkiye
Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun 8 Mart’ta
İzmir’de gerçekleştirdikleri "TürkiyeYunanistan 4. Yüksek Düzeyli İşbirliği
Konseyi Toplantısı"nın ardından iki ülkenin
deniz turizmi alanında faaliyet gösteren
işadamları ve yatırımcıları, 28 Mart’ta
İzmir’de bir araya
gelecek.
Yunanistan
İzmir
Başkonsolosluğu
ve İMEAK Deniz
Ticaret Odası İzmir
Şubesi
koordinesinde 28
Mart Pazartesi
günü İzmir’de
"Türkiye-Yunanistan Deniz Turizmi ve
Yatırımları Forumu" düzenlenecek. Saat
09.30-19.00 saatleri arasında
gerçekleştirilecek forum, sabah açılış
konuşmaları ile başlayacak. Forumun
öğleden sonraki bölümünde ise Türk ve
Yunan deniz turizminde önde gelen
işadamları ve yatırımcılar, "Marina
İşletmeciliği", "Yat İşletmeciliği",
"Kruvaziyer Gemi ve Turistik Liman
İşletmeciliği" ile "Feribot İşletmeciliği"
sektörlerinde işbirliği konularında odak
grup çalışması yapacak. Bu çalışmaların
ardından "Turizm Alanında Yatırım
Olanakları ve İşbirliği Hakkında Sunum"
konusunda son oturum düzenlenecek.
Forum, toplantı sonuçlarının
değerlendirilmesi ve sonuç raporunun
hazırlanmasıyla tamamlanacak.
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk,
Türkiye’nin Ege kıyıları ile Yunanistan’ın
Ege adaları
arasındaki turizm
hareketlerinin
varabileceği en üst
düzeye henüz
varmamış olduğunu,
daha yapılacak çok
şey bulunduğunu
söyledi.
Öztürk, "Ege’yi
dünyanın çekim
merkezi yapmak için komşumuz Yunanistan
ile deniz turizminde işbirliği yapmak
zorundayız. Maalesef aramızdaki ilişki arzu
ettiğimiz boyutta değil. İzmir’e bu yılın ilk
iki ayında sadece 1766 Yunan turist geldi.
İzmir’e ayak basan her 100 turistten sadece
5’i Yunanistan’dan geliyor. Her iki ülke
vatandaşlarının kolayca seyahat
edebileceği, karşılıklı yatırımların
gerçekleşeceği bir atmosferi yaratırsak, bu
gelişmeden herkes büyük fayda sağlar.
Yunan dostlarımızla karşılıklı çıkarlarımız,
Ege’yi turizmde zirveye çıkarmaktan
geçiyor." diye konuştu.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 6
6
GÜN­DEM­haber
18 Mart 2016
Batı Trakya Türkleri
mülteciler için seferber oldu
Batı Trakya Türkleri, Balkan
ülkelerinin sınırları
kapatmasıyla Yunanistan’da
mahsur kalan binlerce
mülteci için yardım
kampanyaları düzenliyor.
Azınlık kuruluşları
tarafından düzenlenen
yiyecek ve giyecek
kampanyalarına katılımın
çok yüksek olduğu
gözleniyor. Azınlık insanı
tarafından toplanan yardım
malzemeleri tır, kamyon ve
kamyonetlerle Kılkış’taki
İdomeni Göçmen Kampı ile
Kavala’daki Göçmen
Barındırma Merkezi’ne
götürülüyor.
Rodop, İskeçe ve Meriç
illerinde yaşayan azınlık
mensupları derneklerde,
müftülüklerde, okullarda,
camilerde ve belediyelerde
topladıkları uzun ömürlü
kuru gıda ve giysileri göçmen
ve mültecilere ulaştırıyor.
Batı Trakyalı kadınların evde
hazırladıkları yiyecekler de
yardım konvoylarıyla ihtiyaç
sahiplerine gönderiliyor.
Azınlık kuruluşları
tarafından başlatılan yardım
kampanyalarının
önümüzdeki dönem de
devam edeceği belirtiliyor.
GÜNDEM gazetesi, iç savaş
ve çatışmalardan kaçan, daha
iyi bir yaşam ümidiyle
yollara düşen ve ülkemizde
mahsur kalan mülteci ve
göçmenler için yardım
kampanyası düzenleyen
kuruluş yöneticileriyle
konuştu.
İSKEÇE MÜFTÜSÜ
AHMET METE
İskeçe Müftülüğü geçtiğimiz
günlerde göçmen ve mülteciler için
geniş çaplı bir yardım kampanyası
başlattı. Kampanya kapsamında
bugüne kadar iki yardım konvoyu
İdomeni kampına gitti. İskeçe
Müftülüğü tarafından toplanan
yardımların ilk kısmı 11 Mart Cuma
günü İdomeni Göçmen ve Mülteci
Kampı’na ulaştırıldı. 14 Mart
Pazartesi günü ise 10 kamyonet ve
bir tırdan oluşan ikinci yardım
konvoyu İdomeni’ye götürülerek
mültecilere dağıtıldı. İskeçe
Müftülüğü tarafından toplanan
yardımların düzenli bir şekilde
mültecilere ulaştırılmaya devam
edeceği belirtildi.
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete
devam eden yardım kampanyasıyla
ilgili olarak yayımladığı
açıklamada, azınlık halkına
teşekkür etti. Müftü Mete, “İskeçe
Müftülüğü olarak başlattığımız
mültecilere yardım kampanyasında
toplanan gıda ve giyim
yardımlarınız İdomeni sınır
kapısında bekleyen binlerce
mülteciye ulaştırılmaktadır. Bu
konuda siz cemaatimizin
duyarlılığını takdirle karşılıyor,
şükranlarımızı sunuyoruz. Allah
cümlenizden razı olsun. Yaptığınız
yardımları kabul eylesin. Cenâb-ı
Hak’tan kimsenin başına bu tür
hallerle karşılaşmamasını, kaza ve
belalardan korumasını niyaz
ederiz.”
MUSTAFÇOVA
BELEDİYE BAŞKANI
CEMİL KABZA
Mustafçova Belediyesi, göçmen ve
mültecilere yönelik olarak 15 Mart
Salı günü yardım kampanyası
başlattı. Belediye Başkanı Cemil
Kabza, kampanyanın 21 Mart
Pazartesi gününe kadar devam
edeceğini belirtti.
Kavala’daki Paggeo
Belediyesi’nin belediyelere yaptığı
yardım çağrısı üzerine kampanyaya
başladıklarını kaydeden Cemil
Kabza, “Öncelikle tüm dünya
yaşanan bu insanlık dramını biliyor
ve yakından takip ediyor. Bizler de
belediye olarak yardıma muhtaç
olan bu insanların yaşadığı drama
sessiz kalamazdık. Böylece belediye
olarak 11 Mart Cuma günü yapmış
olduğumuz meclis toplantısında bu
kararı oybirliği ile aldık.
Kampanyamız 15 Mart Salı günü
başlamış olup, 21 Mart Pazartesi
günü saat 15:00’te sona erecek.
Toplanacak yardımlar daha sonra
belediye yöneticileri, belediye
memurları ve gönüllü vatandaşlar
tarafından mültecilere
ulaştırılacak.” dedi.
Yardım malzemelerinin belediye
sınırları içinde yer alan toplam yedi
noktada toplanacağını kaydeden
Belediye Başkanı Kabza söz konusu
yerleri şu şekilde sıraladı: Ilıca
Nahiye Binası, Sinikova Nahiye
Binası, Kozluca Nahiye Binası,
Yassıören Nahiye Binası, Şahin
Nahiye Binası, Mustafçova Nahiye
Binası, Mustafçova Belediyesi.
Kampanya sırasında toplanacak
yardım çeşitlerinin yapılan
duyuruda belirtildiğini anımsatan
Kabza, bunun dışına çıkılmaması
gerektiğini hatırlattı.
Başta İskeçe Müftülüğü olmak
üzere, çeşitli kurum ve kuruluş
temsilcilerinin yardım
kampanyaları düzenlediğini ifade
eden Mustafçova Belediye Başkanı
Cemil Kabza sözlerini, “Artık
belediye olarak yaşanan bu duruma
kayıtsız kalamazdık. Eğer yardımda
bulunmak isteyip de bugüne kadar
bir kampanyaya katılamayan
vatandaşlarımız varsa bizim
başlattığımız kampanya
kapsamında malzemelerini
getirebilirler. Topladığımız bu
yardımları gerekli yerlere en kısa
sürede ulaştıracağımızı ümit
ediyorum.” diyerek tamamladı.
İSKEÇE SÖPA MEZUNU
ÖĞRETMENLER DERNEĞİ
BAŞKANI NURETTİN KIYICI
Göçmen ve mültecilere yönelik
yardım kampanyası başlatan ilk
kuruluşlardan biri de İskeçe ili
SÖPA Mezunu Öğretmenler Derneği.
Dernek Başkanı Nurettin Kıyıcı,
kampanyaya katılım karşısında
şaşkınlığını gizleyemedi.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 7
İskeçe il genelindeki 47 azınlık
ilkokulunda da yardım
toplandığını söyleyen Kıyıcı,
“İnsanların ve tabii ki
öğrencilerin kampanyaya
olağanüstü bir ilgi
gösterdiklerini söylemek
zorundayım. Biz böyle bir ilgi ve
böyle bir hassasiyet
beklemiyorduk. İnsanımızın
mültecilerin yaşadığı drama
seyirci kalmak istemediği çok
açıkça belli oluyor. Herkes
yardım için adeta birbiriyle
yarıştı.” dedi.
Kampanyalarının 7 Mart
Pazartesi günü başladığını ve 16
Mart Çarşamba günü sona
erdiğini ifade eden Nurettin
Kıyıcı, “İnsanlarımızdan Allah
razı olsun. Kampanyamızda
beklentilerimizin çok çok
ötesine geçtik. Örnek vermek
gerekirse; sadece benim görev
yaptığım Dolaphan ilkokulunda
bir kamyon malzeme toplandı.
Tahminen 15 – 20 kamyon
gerekecek. Toplanan yardım
malzemelerinin büyük
çoğunluğunu İdomeni’ye
götürmek istiyoruz. Belki bir
kısmını Kavala ve Selanik’teki
göçmen ve mülteci merkezlerine
götürürüz. Şu nokta da çok
önemli. Şu anda ülkede mülteci
konusunda büyük bir
hassasiyet var. Herkes yardım
topluyor. Fakat bu insanların iki
ay, üç ay sonra da ihtiyaçları
olacak. Yani yardımların
zamana yayılmasında fayda
olacağına inanıyorum.
Halkımıza bir kez daha teşekkür
ediyoruz. Allah yardım eden
herkesten razı olsun.” dedi.
GTGB BAŞKANI
KORAY HASAN
Gümülcine Türk Gençler Birliği
(GTGB) Başkanı Koray Hasan,
diğer gönüllülerin de desteğiyle
Suriyeli mülteciler için gıda,
giysi ve temizlik ürünleri
topladıklarını anlattı.
Konuyla ilgili olarak
GÜNDEM’e konuşan GTGB
Başkanı Koray Hasan, buna
benzer kampanyaların insanlık
adına çok önemli hareketler
olduğunu belirterek din, dil, ırk
gibi hiçbir ayırım gözetmeksizin
buna benzer girişimlere destek
verilmesi gerektiğinin altını
çizdi. Kavala’daki mültecilerin,
İdomeni kampında bulunan
mültecilere oranla daha iyi
durumda olduklarını söyleyen
Hasan, buradaki insanların
kendilerinden uzun ve kalın
giysiler istediklerini söyledi.
Bunun yanında çocuk bezi,
başörtüsü, giyecek ve yiyecek
malzemelerine ihtiyaç
olduğunu kaydeden Hasan
kampanyayla ilgili olarak
şunları kaydetti: “Geçtiğimiz
günlerde düzenlemiş
olduğumuz, kampayayı tek
başımıza yaptık. Bu konuda
birkaç arkadaş biraraya geldik.
Böylece çevremizden bir çok
hayırsever vatandaşımız bizlere
destek oldu. İnsanların getirmiş
oldukları eşyaları büyük bir
özenle düzenleyerek, üç
kamyonla bölgedeki mültecilere
7
GÜN­DEM­haber
18 Mart 2016
ulaştırdık. Oradaki mültecilerin
durumunu başka yerlerdeki
mültecilere göre daha iyi
gördüm. En azından buradaki
yani Kavala’daki mülteciler
kapalı bir ortamda kalıyorlardı.”
diye konuştu.
Yaşanan dramdan herkesin
etkilendiğini gördüğünü
söyleyen Gümülcine Türk
Gençler Birliği Başkanı Koray
Hasan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizler her zaman insanlık
adına düzenlenen yardım
kampanyalarına destek vermeye
hazırız. Kaldı ki, bölge
insanımız da bu konularda çok
hassas. O yüzden her zaman
buna benzer çalışmalara destek
veriyorlar. Din kardeşlerimiz
başka bir yerde acı çekerken
bizlerin seyirci kalması söz
konusu olamaz. Etrafımızda
yaşanan bu tür insanlık
dramlarını oturup düşünmemiz
gerekir. Çünkü hepimiz bir gün
gelir aynı durumla karşı karşıya
kalabiliriz. O yüzden hayatımız
boyunca bunu unutmamamız
gerekir diye düşünüyorum.”
birisi yok. Yaşanan bu dramla
birlikte bütün düzenleri
tamamen alt üst oldu. Bir çok
çocuk eğitim çağında olmasına
rağmen eğitimlerine devam
edemiyor. Bu da çocuklarda
bütün yaşantıları boyunca,
kalıcı ve olumsuz bir etki
bırakacaktır. Bu durum insanlık
adına hepimize büyük acı
veriyor.” diye konuştu.
Rodop – Meriç illeri SÖPA
Mezunu Öğretmenler Derneği
Başkanı Salih Ahmet sözlerini,
“Bölgemizde bulunan
mültecilere yönelik bir çok
farklı alanlarda kampanyalar
düzenleniyor. Milletimizin
insanlık adına gerekli
duyarlılığı gösterdiğini
düşünüyorum. Bizler de
öğretmenler olarak üzerimize
düşen görevi yaptık, buradan
tüm öğretmen arkadaşlarıma ve
kampanyamıza destek veren
herkese sonsuz teşekkür
ediyorum.” diyerek tamamladı.
RODOP – MERİÇ
İLLERİ SÖPA MEZUNU
ÖĞRETMENLER DERNEĞİ
BAŞKANI SALİH AHMET
Anadolu Genç Fenerbahçeliler
(GFB) Grup Sözcüsü Mümin
Hasan, göçmen ve mülteciler
için gerçekleştirdikleri
kampanyayı anlattı. Hasan,
yardım kampanyası
çerçevesinde gıda ürünleri, giysi
ve temizlik malzemeleri
topladıklarını ifade etti.
Kampanya kapsamında
toplanan eşya ve yiyecekler,
Kılkış bölgesinde bulunan
İdomeni sınır kapısında
bekletilen Suriye, Irak,
Afganistan, Pakistan, İran,
Güney Afrika ve Sudan
vatandaşlarına ulaştırıldı.
GÜNDEM’e konuşan Anadolu
GFB Grup Sözcüsü Mümin
Hasan, topladıkları malzemeleri
İskeçe Müftülüğü’yle birlikte
teslim ettiklerini söyledi. Hasan,
14 Mart Pazartesi günü İskeçe
Müftülüğü ile birlikte
mültecilerin bulunduğu
İdomeni kampını ziyaret
ettiklerinde içler acısı bir
durumla karşılaştıklarını
anlattı.
Mümin Hasan, “Halkımız
kampanyaya çok büyük destek
verdi. Kendilerine buradan
ayrıca teşekkür etmek
Rodop – Meriç İlleri SÖPA
Mezunu Öğretmenler Derneği
Başkanı Salih Ahmet, dernek
olarak Rodop ilinde tüm azınlık
ilkokularında göçmen ve
mülteciler için bir yardım
kampanyası başlattıklarını
söyledi.
Yardım kampanyasına başta
öğrenciler olmak üzere,
öğretmenler, öğrenci velileri,
encümenler ve civar köylerin
büyük destek verdiğini belirten
dernek başkanı, “İlk olarak
Selanik’teki Diavata Mülteci
Barındırma Merkezi ile İdomeni
Mülteci Kampı yetkilileriyle bir
görüşme gerçekleştirdim.
Böylece yetkililerden aldığım
bilgiler doğrultusunda
kampanyamızı başlattık.
Öncelikle ihtiyaç malzemeleri
için bir tablo oluşturduk. Bu
kapsamda Rodop ve Evros
illerindeki 92 azınlık
ilkokulunda kampanyayı
başlattık.” diye konuştu.
Azınlık insanının
kampanyaya yoğun bir ilgi
gösterdiğinin altını çizen Salih
Ahmet, “Başta öğrencilerimiz
olmak üzere, halkımız
kampanyaya büyük destek
verdiler. Kendilerine buradan
ayrıca teşekkür etmek
istiyorum. Kampanya
kapsamında topladığımız, tüm
eşyaları gerek Diavata, gerekse
İdomeni bölgelerindeki
yetkililerle temasta olup, ihtiyaç
sahiplerine ulaştıracağız.”
ifadelerini kullandı.
“İnsanlık adına sözün bittiği
yerdeyiz” diyen Ahmet, “Bu
insanlar da bir gün bizim
gibiydiler ve bizler gibi
yaşıyorlardı. Çocukları okula
gidebiliyor, eğitimlerini
alabiliyor ve dolayısıyla kurulu
bir düzenleri vardı. Ama ne
yazık ki şu anda bunların hiç
FENERBAHÇE TARAFTAR
GRUBU SÖZCÜSÜ
MÜMİN HASAN
istiyorum” diye konuştu.
İdomeni kampına
gittiklerinde içler acısı bir
durumla karşılaştıklarını
söyleyen Hasan sözlerine şöyle
devam etti: “İdomeni kampında
yaşanan insanlık dramını
gördüğümde, yüreğim bir kez
daha burkuldu. Orada bulunan
insanların her türlü yardıma
ihtiyaç duyduğunu gördüm.
Böylece bugüne kadar
düzenlenen kampanyaların ne
kadar yerinde olduğunu ve
bunların devam etmesi
gerektiğini düşündüm. Zaten
Batı Trakya Türk azınlığının da
bu konuda gerekli hassasiyeti
gösterdiğini düşünüyorum.
Allah hiç bir topluluğa böyle bir
insanlık dramı yaşatmasın.
Elbette ki bunun garantisini hiç
kimse veremez. Dolayısıyla
bizler de bir gün aynı durumla
karşı karşıya kalabiliriz. Bu
duygu ve düşüncelerle hareket
etmemiz gerektiğini
düşünüyorum.”
Yardım kampanyalarına her
türlü desteği vermeye hazır
olduklarını kaydeden Hasan,
İdomeni kampındaki
mültecilerin en çok ayakkabı ve
çoraba ihtiyaç duyduklarını
söyledi. Hasan, yiyecek
ihtiyacının olduğunu da
vurguladı.
Mümin Hasan sözlerini şu
ifadelerle tamamladı: “Bir
ailenin en az üç ya da daha
fazla çocuk sahibi olduğunu
gördüm. Çocuklara futbol topu
dağıttığımızda gözlerindeki
mutluluğu görmeye değerdi.
Mültecilerin bulunduğu bir
odanın içine girdiğimde, bir
çocuğun altında hiç bir şey
olmaksızın yerde yattığını
gördüm. Çocuğun üzerinde de
hiç bir eşya yoktu. Halbuki
bizlerin havanın da soğuk
olması nedeniyle üzerimizde
ceket ve paltolarımız vardı. Bu
beni bir kez daha düzenlenen
bu yardım kampanyalarının ne
kadar gerekli olduğunu
düşünmeme sevk etti. Buradan
tüm insanlığa seslenmek
istiyorum. Buna benzer yardım
kampanyalarına destek verelim.
Çünkü oradaki insanların buna
ihtiyacı var.”
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 8
8
GÜN­DEM­haber
18 Mart 2016
Sógor: “Azınlık
haklarının ihlali
demokrasiyi tehdit
ediyor”
ROMANYA’daki Macar azınlığa mensup
Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekili
Csaba Sógor, azınlık haklarının ihlalinin
demokrasiyi tehdit ettiğini söyledi. Sógor,
AB Antlaşması’nın ikinci maddesinde
ulusal azınlıkların haklarına saygı
gösterilmesi gerektiğine vurgu yapıldığını
hatırlattı ve bazı AB üyesi devletlerin buna
uymadığını söyledi.
Geçtiğimiz günlerde Avrupa
Parlamentosu’nda, Yunanistan’daki Türk ve
Makedon azınlıkların örgütlenme
özgürlüğüyle ilgili konferansa ev sahipliği
yapan AP Milletvekili Sógor, Avrupa Birliği
Komisyonu’nun sadece güvenlik meseleleri
ile değil, azınlıkların gerçekte haklarına
sahip olup olmadığıyla da ilgilenmesi
gerektiğini söyledi. Sógor, azınlık
haklarının ihlalinin demokrasiye yönelik
tehdit oluşturduğunu dile getirdi.
Sógor, Altın Şafak AP milletvekilleri
Lampros Funtulis’in Yunanistan’da
örgütlenme ögzürlüğünün ele alındığı
konferans öncesi, Eleftherios Sinadinos’un
da AP genel oturumunda sözlü saldırı ve
tehditkar tavırlarına atıfta bulunarak AP’de
bir konuşma yaptı.
Romanyalı AP Milletvekili Sógor,
demokratik bir şekilde AP’ye seçilen bazı
milletvekillerinin temsil ettiği ülkelerde
hiçbir etnik ve ulusal azınlığın
yaşamadığına yönelik iddialarının aslında
kendisini şaşırtmadığını, asıl üzücü olanan
AP’deki büyük siyasi gruplara mensup bazı
Panoyotis Dimitras,
azınlık konularındaki
tutumları nedeniyle
siyasi partileri eleştirdi
partilerin de aşırı milliyetçi fikirlerden çok
farkı bulunmayan radikal düşünceleri dile
getirmesi olduğunu söyledi.
AB Antlaşması’nın ikinci maddesinde
ulusal azınlıkların haklarına saygı
gösterilmesi gerektiğine vurgu yapıldığını
belirten Sógor, AB üyesi bazı devletlerin
buna riayet etmediğini, AB Komisyonu’nun
sadece güvenlik meseleleri ile değil,
azınlıkların gerçekte haklarına sahip olup
olmadığıyla da ilgilenmesi gerektiğini
söyledi. Sógor, azınlık haklarının ihlalinin
demokrasiye yönelik tehdit oluşturduğuna
dikkat çekti.
Tatilin adresi
SUNNY TRAVEL her zaman izmetinizde
P.TSALDARI 27-XANTHI
TEL.(25410 84384/6940811444)
HELSİNKİ İnsan Hakları İzleme
Komitesi Yunanistan Direktörü
Panayotis Dimitras, Yunanistan’daki
siyasi partilerin azınlık sorunlarının
Avrupa Parlamentosu’nda (AP)
konuşulmasını engellemeye
çalıştıklarını belirtti.
Dimirtas, www.booksjournal.gr
internet sitesinde yer alan köşe
yazısında, geçtiğimiz günlerde
Brüksel’de AP Milletvekili Csaba
Sogor’un ev sahipliğinde yapılan ve
Altın Şafak grubunun salonu basarak
gerçekleştirilmesini engellemeye
çalıştığı toplantı ve olayları ele aldı.
Yunanistan’da yaşayan Türk ve
Makedon azınlıkların dernekleşme
özgürlüğünün ele alındığı toplantının
Yunanistan siyasi partileri tarafından
eleştirildiğini belirten Dimitras, Yeni
Demokrasi Partisi ve PASOK’un AP
grup başkanları Manolis Kefaloyannis
ve Eva Kaili’nin AP Başkanı Martin
Schults’a mektup yazarak,
Yunanistan’daki azınlıkların
sorunlarının konuşulacağı toplantıyı
eleştirdiklerini ve toplantıya karşı
çıktıklarını hatırlattı. Dimitras, Altın
Şafak Partisi milletvekillerinin ise
Avrupa Halk Partisi Başkanı Manfred
Weber’den toplantının iptal
edilmesini istediklerini kaydetti.
Dimitras yazısında, Yunanistan
Komünist Partisi AP Grubu’nun ve
YDP milletvekili Eliza Vozenberg’in de
yayımladıkları açıklamalarla
sözkonusu toplantıyı eleştirdiklerini
ifade etti.
Altın Şafak Partisi’nin
Yunanistan’daki azınlıkların
sorunlarıyla ilgili toplantının
yapılmaması için diğer parti
temsilcileriyle buluşmasının
“inanılmaz” ve “üzücü” olduğunu
vurgulayan Panayotis Dimitras, Altın
Şafak milletvekillerinin toplantının
yapıldığı salonda olay çıkartarak,
kendisinin de konuşmacı olarak
katıldığı etkinliğin yapılmasını
engellemeye çalıştıklarını yazdı.
Dimitras, Romanya’daki Macar azınlık
mensubu AP milletvekili Csaba
Sogor’un kararlı tutumu sayesinde
Altın Şafakçıların toplantının
yapılacağı salonu terk ettiklerini dile
getirdi.
Helsinki İnsan Hakları İzleme
Komitesi Yunanistan Direktörü
Dimitras, Altın Şafak üyelerinin
Avrupa Parlamentosu’ndaki
toplantıyı engelleme girişiminin,
toplantıyı eleştiren Yeni Demokrasi
Partisi, PASOK ve KKE’nin dışında,
azınlık milletvekillerinin de olduğu
SİRİZA ve POTAMİ partileri tarafından
da kınanmadığını vurguladı.
Dimitras, azınlık milletvekilleri
olmasına rağmen bu partilerin azınlık
karşıtı politikalarının olduğunu ve
milletvekillerinin de azınlık
konularında “susturulduğunu”
savundu.
Panayotis Dimitras yazısında,
hiçbir akademisyen, basın kuruluşu
veya ifade özgürlüğünü savunan
örgütün de Altın Şafak üyelerinin
saldırısını veya “demokratik”
partilerin azınlıklarla ilgili toplantıyı
susturma girişimini eleştirmediğini
vurguladı.
Dimitras, Yunan siyasi partilerinin
azınlıklarla ilgili toplantıyı
engellemek istemelerinin nedeninin,
1998 ile 2015 yılları arasında
uluslararası kuruluşların
Yunanistan’a azınlık dernekleri
kararlarıyla ilgili yaptıkları uyarıları
gizlemek olduğunu belirtti.
Kaleme aldığı yazısının sonunda
Dimitras, Dostluk Eşitlik Barış (DEB)
Partisi’nin Altın Şafak üyelerinin
yaptığı saldırıyla ilgili açıklama
yayımladığına, Makedon azınlığın
partisi olan “Gökkuşağı”nın ise
herhangi bir açıklama yapmadığına
dikkat çekti.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 9
18 Mart 2016
9
GÜN­DEM­haber
Aleksis Çipras: “Yorum yapmama
bile gerek yok, kınıyorum”
BAŞBAKAN Aleksis Çipras, Avrupa
Parlamentosu Genel Kurulu’ndan
çıkartılan Altın Şafak Partisi AP
Milletvekili Eleftherios Sinadinos’un
sözlerine ilişkin, “Sanırım bu konuda
yorum yapmama bile gerek yok. Bu
sözleri kınıyorum. Ama şunun
bilinmesini de isterim; Yunanistan’da
böyle düşünen insanlar çok değil ve
belirleyici bir çoğunluğa sahip değiller.”
dedi.
Başbakan Çipras, Fransız Komünist
Partisi (PCF) tarafından Paris’te
düzenlenen toplantının ardından bir
Türk gazetecinin “AB-Türkiye anlaşması
konusunda ne düşünüyorsunuz”
şeklindeki sorusuna, “Unutmamamız
gereken çok önemli bir şey var. Türkiye
2.5 milyon göçmeni ağırlıyor. Göçmen
krizi sadece bize gelenlerden oluşmuyor.
Türkiye’deki, Lübnan’daki, Ürdün’deki
kamplarda milyonlarca göçmen yaşıyor.
Bir an evvel insanların evlerini terk
etmelerini önlemek için ateşkesin
sağlanması gerekir. Avrupa’nın göçmen
sorununu çözmesi için Türkiye ile
tartışılan anlaşma tek çözüm olarak
görülüyor. Hala hukuk devleti ve basın
özgürlüğü gibi konularda çok ciddi
sorunlar var. Ama bu sorunların
Türkiye’yi AB’den uzaklaştırması değil,
tam tersine AB’ye yakınlaştırması
gerekir. Türkiye’nin AB üyelik
görüşmeleri bu sorunların çözümü
açısından çok önemli. Türkiye’nin
üzerine hukuk ve özgürlükler konusunda
baskıyı da ancak bu yolla yapabiliriz.
Türkiye’nin AB üyeliğini bu yüzden
destekliyoruz” yanıtını verdi.
Çipras, Altın Şafak Partisi’nden
Eleftherios Sinadinos’un Avrupa
Parlamentosu Genel Kurulu’ndan
kovulmasına neden olan Türklere
yönelik ırkçı sözlerinin hatırlatılması
üzerine, “Sanırım bu konuda yorum
yapmama bile gerek yok. Bu sözleri
kınıyorum. Ama şunun bilinmesini de
isterim; Yunanistan’da böyle düşünen
insanlar çok değil ve belirleyici bir
çoğunluğa sahip değiller. Yunanistan’da
çoğunluk farklı kültürlere ve milliyetlere
kapılarının açılmasını istiyor. Ülkesine
gelen Suriyeli sığınmacılar için de
elinden gelen herşeyi yapıyor. Bu
vesileyle şunu eklemek istiyorum.
Sığınmacı krizi, Avrupa’da sağ ve sol
arasındaki ayrımı ciddi bir şekilde ortaya
koydu. Sağ ve sol arasında pek çok
politika konusunda şimdi ciddi bir ayrım
var. Avrupalı sosyal demokratlar da
kamplarını seçmeliler. Bütün bu
sorunlara daha dayanışmacı ve daha
insani bir çözüm bulmak için ortak cephe
kurmalıyız.” dedi.
Samaras’ın adamı
YDP’den ihraç edildi
YENİ Demokrasi Partisi eski başkanı
ve eski Başbakan Andonis Samaras’ın
en yakın adamlarından biri olarak kabul
edilen avukat Failos Kranidiotis YDP’den
ihraç edildi.
Samaras’ın yakın çalışma
arkadaşlarından biri olan Kranidiotis’in,
sosyal medya hesabından Göç
Politikası’ndan Sorumlu Bakan
Yardımcısı Yannis Muzalas ve gazeteci
Pavlos Çİmas hakkında yaptığı hakaret
içerikli yorumu nedeniyle partiden ihraç
edildiği bildirildi.
Yeni Demokrasi Partisi’nden yapılan
açıklamada, son seçimlerde Pire ikinci
bölgeden milletvekili adayı olan Failos
Kranidiotis’in partiden ihraç edildiği
ifade edildi. Avukat Kranidiotis, aşırı
milliyetçi görüşleriyle tanınıyordu.
İskeçe Türk Birliği
kongreye hazırlanıyor…
İSKEÇE Türk Birliği (İTB), yıllık olağan genel
kurul için hazırlıklara başladı.
İTB genel kurulunun 3 Nisan Pazar günü
yapılacağı, ancak çoğunluk sağlanmadığı
takdirde kongrenin 10 Nisan Pazar tarihine
erteleneceği ifade edildi.
İTB tarafından yapılan açıklamada,
üyelere genel kurul davetiyelerinin
gönderilmeye başlandığı kaydedildi.
Davetiyesi ulaşmayan üyelerin İTB
Sekreterliği’ne veya İskeçe Türk Birliği
yönetim kurulu üyelerine başvurları istendi.,
Seçimlerde oy kullanabilmek için 2016 yılı
aidatının ödenmesi yeterli.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 10
10
GÜN­DEM­haber
VETERİNER BAKIŞI
Cevat ABDURRAHMAN
VETERİNER HEKİMİ
[email protected]@hotmail.gr
Kedi ve köpeklerde tüy dökülmesi
B
iz veteriner hekimlerin
sıklıkla karşılaştığı bir
soru vardır... Kedi veya
köpeğimden dökülen tüyler kist
yapar mı? diye... Aslında kisti
önleyici hapların kedi ve
köpekler tarafından düzenli bir
şekilde alınmadığı durumlarda,
iyice yıkanmadan tüketilen yeşil
sebzeler ve çiğ olarak tüketilen
etlerden biz insanlara kist
oluşturan etkenin bulaşması
muhtemeldir...
Kedi ve köpeklerde tüy
dökülmesi, hayvan sahipleri
tarafından en istenmeyen bir
durumdur ve akabinde hekime
sorulan ilk soruda yukardaki
sorudur. Aslında düzenli olarak
haplanan kedi ve köpeğin,
tüyleri dökülse bile, bizleri kist
hastalığından koruduğunu
söyleyebiliriz.
Aslında tüylerin dökülmesi
fizyolojik bir olaydır. Nasıl ki her
insanın saçları her banyo
sonrası tarama sonucu
dökülürse, hayvanlarında
tüyleri dökülebilir. Burda
önemli olan dökülme miktarı ve
sıklığıdır. Aşırı tüy dökülmesi
hayvan sahiplerini rahatsız eder
ve bu durum istenmez.
Hayvanlarda tüy dökülmesinin
normal sınırlarda olması
gerekir.
Aşırı tüy dökülmesinin
sebepleri...
Kedi ve köpeklerdeki deri
hastalıkları, bakımda
yetersizlikler, beslenme
bozuklukları, stress gibi
hazırlayıcı sebeplerin yanında,
deri hastalıklarının asıl
nedenleri arasında viral,
bakteriyel, mikotik
enfeksiyonlar, uyuz, pire, kene,
kıl kurdu, solucan gibi iç ve dış
parazitler, tasma sürtmesi gibi
travmatik nedenlerin yanında
bazı kimyasalların ve tahriş
edici ilâçlarında kıl ve tüy
dökülmelerine sebebiyet
verirler.
Bakım şartlarının uygun ve
düzgün olmaması: Örneğin
derinin yetersiz bakımı,
yıkanmaması ve
temizlenmemesi, yıkanan
hayvanın ıslak bırakılması
kurutulmaması, uygun olmayan
şampuan kullanımları ve
taranmamasının yanında sık
aralıklarla fazla yıkamalar tüy
dökülmelerine zemin hazırlar.
Beslenmenin yeteri ve
dengeli olmaması: Hayvanlara
düzenli ve yeteri mama
verilmemesi, düşük kalite
yemlerle besleme, tek yönlü
beslenme alışkanlıkları tüy
dökülmelerşnşn
sebeplerindendir.
Kedi ve köpeklerin stress
altında bulunmaları: Mevsim
değişikleri stress nedenidir.
Bunun yanında sistemik
hastalıklar hayvanlarda strees
yaratabilir. Nemli ortamlarda
bulunma, gebelik ve laktasyon
dönemleri de hayvanlarda tüy
dökümünü hızlandıran
nedenlerdendir.
Dış paritler: Dışarıdan
bulaşan parazitler,
hayvanlarımızda kaşıntıya ve
deride alerjik reaksiyonların
şekillenmesine sebebiyet
verdiğinden dolayı, iç ve dış
paraziti bulunan hayvanlarda kıl
ve tüy dökülmeleri hızlıdır.
Özellikte uyuz etkenlerinde
şiddetli kaşıntının yanında,
bütün vücuda yaygınlaşmış tüy
dökülümleri gözlenir.
Derinin mikotik – mantar
hastalıkları: Aynı zamanda
zoonoz olan yani biz insanlarda
da deri lezyonları oluşturan bu
tür hastalıklar, sevimli
dostlarımızda tüy
dökülmelerinin de ana
sebeplerini oluştururlar. Böyle
durumlarda vakit kaybetmeden
veteriner hekiminizle irtibata
geçip, gerekli önlemleri
almanızda sağlığınız açısından
büyük fayda vardır.
Kıl ve tüy dökülmelerini
azaltacak veya önleyecek
tedbirler.
Kedi veya köpeğinizin;
Dengeli ve düzenli
beslenmesi,
İç ve dış parazitlerden,
periodik olarak yapılan
uygulamalarla hayvanların
arındırılması,
Hayvanlara uygulanan aşı
programlarının doğru ve düzenli
olması,
Hayvanların düzenli, sık
olmayan aralıklarla uygun
şampuanlarla yıkanması,
kurulanması ve taranması,
Tıraş edilmeleri,
Stresli dönemlerde veteriner
hekimi kontrolünde gerekli
ilâçların kullanımı,
Barınakların temiz ve hijyenik
olması,
Kıl ve tüy dökülmelerini
azaltacak ve de önleyecek
tedbirlerin başında
gelmektedir...
Hepinize can dostlarınızla
birlikte sağlık dolu bir yaşam
dilerim...
18 Mart 2016
BİHLİMDER’in
Mart ayı konuğu
Mustafa Hatipler oldu
BATI Trakya İmam Hatip
Lisesi Mezunları ve Mensupları
Derneği (BİHLİMDER) “Tarih ve
Medeniyet Buluşmaları” adı
altında başlattığı etkinlikler
devam ediyor.
“Tarih ve Mediyet
Buluşmaları”nın Mart ayı
etkinliği 12 Mart Cumartesi günü
yapıldı. BİHLİMDER’deki
etkinliğe konuşmacı olarak Batı
Trakya’nın da yakından tanıdığı
Yrd. Doç. Dr. Mustafa Hatipler
oldu. Hatipler katılımcılara,
“Tüketim ve Tüketim
Kültürünün Çarkları Arasında
Çırpınan İnsanlık” başlıklı bir
konferans verdi.
BİHLİMDER Kültür
Merkezi’nde gerçekleştirilen
konferansa azınlık üyelerinin
yanı sıra gençler büyük ilgi
gösterdi. Edirne Anıt Eserler
Derneği Başkanı ve Trakya
Üniversitesi Sosyal Bilimler
Meslek Yüksekokulu Dış Ticaret
ve Pazarlama Bölüm Başkanı
Yard. Doç. Dr. Mustafa Hatipler,
“Tüketim ve Tüketim
Kültürünün Çarkları Arasında
Çırpınan İnsanlık” başlıklı
konuşmasında günümüzde
gereksiz yapılan tüketim
alışkanlıklarından bahsetti.
Çağımızda insanların büyük bir
bölümünü görsel ve fiyaka
saltanatı üzerine yaşam
sürdüklerini anlatan Hatipler,
böylece insanların lüzumsuz
yere para harcadıklarını ve bir
yarış içinde olduklarını dile
getirdi.
Gümülcine’deki etkinliğe Batı
Trakya Türk Azınlığı Danışma
Kurulu Başkanı ve İskeçe
Müftüsü Ahmet Mete,
Türkiye’nin Gümülcine
Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı ve
eşi Hülya Akıncı, Kozlukebir
Belediye Başkanı Rıdvan
Ahmet, Celal Bayar Azınlık
Ortaokulu ve Lisesi Encümen
Heyeti Başkanı Ahmet Arif
Emin, Gümülcine belediyesi
meclis üyesi Rıdvan Molla İsa ve
çok sayıda soydaş katıldı.
BTAYTD’den eğitim paneli
BATI Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler
Derneği (BTAYTD) Dış İlişkiler ve İnsan Hakları
Kolu, “Uluslararası Kurum, Kuruluş ve
Topluluklar” ve “Batı Trakya Türk Azınlığının
Eğitim Sorunları” başlıklı eğitim paneli
düzenliyor.
Panelle ilgili olarak BTAYTD tarafından
yapılan yazılı açıklama şöyle:
Eğitim paneli çerçevesinde Birleşmiş Milletler
(BM), Avrupa Birliği (AB), Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Topluluğu (AGİT), Avrupa Halkları
Federal Topluluğu (FUEN) ve Avrupa
Konseyi’nin tanıtımı yapılacak. Panelde ayrıca
Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği
(BTAYTD) tarafından hazırlanan 2015 yılı eğitim
raporunun sunumu yapılacak. Panelin ilk
ayağı 21 Mart 2016 Pazartesi günü saat 19:00’da
İskeçe Türk Birliği lokalinde, ikinci ayağı ise 28
Mart 2016 Pazartesi günü saat 20:00’da
Gümülcine Tük Gençler Birliği lokalinde
düzenlenecektir. Gerçekleşecek etkinliklere
herkesin davetli olduğu ifade edildi.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 11
18 Mart 2016
11
GÜN­DEM­bilim-teknik
Asus, ZenBook UX305 UA ile yenilendi
ASUS’un ZenBook ailesinin
yenilenen UX305 modeli “UA”
eklentisiyle karşımızda. Peki,
neler sunuyor?
Asus ZenBook UX305
ailesinin yeni modeli bize
ulaştı. Intel’in Skylake
platformuna güncellenen
ZenBook UX305’in elimizdeki
sürümü 305UA olarak piyasada
bulunabiliyor. Peki, aradaki
farklar neler? Yeni model bize
neler getiriyor? Bu
incelememizde Asus’un yeni
ZenBook UX305UA modelini
değerlendireceğiz.
Şık tasarım
UX305UA’nın tasarımı selef
modele oldukça yakın. Karşıdan
baktığınızda tıpatıp benzediğini
söyleyebiliriz. Kapak
tasarımında ise ufak bir
değişiklik söz konusu. Eskisi
gibi dairesel işlemeli zeminden
düz ve daha sade bir tasarıma
geçiş yapılmış. Laptop’ın
elimizdeki modeli altın renkli
olanı. Bir de koyu gri renkli olan
modeli mevcut. Elbette her iki
model de yekpare alüminyum
kasadan oluşuyor.
1.6 cm kalınlıkta olan laptop,
1.3 kilogram ağırlığıyla da
oldukça hafif. Bu sayede onu
her yere rahatlıkla taşımak
mümkün. 13.3 inç boyutundaki
ekran boyutu, onun kompakt
yapıda olmasını sağlıyor.
Ekranın çevresinde yer alan
çerçeve, selef modelde olduğu
gibi biraz kalınca. Piyasada
daha ince çerçevelere sahip
modellerin olduğu aşikar.
Burada seçim kullanıcıya
kalıyor.
13.3 inç boyutunda olan
dizüstü bilgisayarın ekranı
QHD+, yani 3200x1800 piksel
çözünürlüğünde. IPS panelin
kullanıldığı ekran, iyi görüntü
sunuyor.
Ekranın altında yer alan
klavyede de herhangi bir
farklılık göremedik. Tuşların
büyüklükleri ve yüksekliği
ideal. Kullanımı da gayet rahat.
Ancak selef modelde yaptığımız
eleştiriyi burada da yapacağız,
zira bu modelde de klavye arka
aydınlatmalara sahip değil ne
yazık ki.
Laptop’ın çevresinde 2 USB
3.0, 1 USB 2.0 bağlantı
noktasının yanında kart
okuyucu ve micro HDMI yer
alıyor. Burada tam boyutlu
HDMI’ı tercih ederdik. Kablosuz
bağlantılar arasında ise
802.11ac Wi-Fi desteği dikkat
çekiyor. Ayrıca Bluetooth 4.0 da
ihmal edilmemiş.
Skylake platformuyla geliyor
UX305UA, Skylake
platformuna sahip. Selef
modelde Core M işlemciyi
görmüştük. Bu defa
elimizde Skylake
platformunun
mensubu, 2.50
GHz hızında çalışan Intel
Core i7-6500U işlemci var.
Yüksek hız gerektiren işlemlerin
altından rahatlıkla kalkabilen
bu platform, çift fiziksel
çekirdeğe sahip. Laptop’ta 8 GB
RAM ve 256 GB kapasitesinde
SSD de yer alıyor. SSD’ye
uyguladığımız test sonucunda
saniyede yaklaşık 550 MB
okuma ve 370 MB da yazma
performansı elde ettiğimizi
söyleyelim. Bu sonuca göre
selef modelden yazma hızıyla
daha performanslı çalışan
laptop, okuma noktasında ise
bir miktar düşüşle karşımıza
çıktı.
Uzun batarya ömrüyle dikkat
çeken UX305UA modeli,
Asus’un iddiasına göre 12
saate kadar mobiliteyi
destekliyor. Elbette biz de
cihaza batarya
konusunda kullanım
testi uyguladık ve
aldığımız sonuç
ortalama 7 saat
civarındaydı. Ancak
burada küçük nüanslar
bulunuyor. Biz yaptığımız
testte, laptop’ın ekran
parlaklığını yüzde 25
seviyesinde tuttuk
ve Wi-Fi
bağlantısını
kapatmadık. Zira sanmıyoruz ki
kullanıcılar, Wi-Fi’ın ve ekran
parlaklığının kapalı olduğu
şekliyle bir laptop’ı kullanmak
istesinler. Ancak daha uzun pil
ömrü isteyen kullanıcılar, bu
senaryoyu da tercih edebilirler;
o haliyle 7 saatten daha uzun
B U L ­M A ­C A
GE­ÇEN­HAF­TA­K‹­
BUL­MA­CA­NIN­
ÇÖ­ZÜ­MÜ
Soldan Sa€a: 1) İma,
Ara, Sac 2) Tezek, Klişe
3) Anız, Mai, İt 4) At,
Ata, Ban 5) Tez,
Atlamak 6) Şifa, Asa 7)
Keramet, Lav 8) An,
Mal, Ga 9) Aritmi, İka
10) Na, Evre, Aha 11)
Daz, Chat 12) Zibidi,
Yıkı 13) Eke, Akaç, Ac
14) Masum, Fauna.
Yukar›dan Afla€›ya:
1)İtaat, Klan, Zem 2)
Menteşe, Radika 3) Azı,
Zirai, Abes 4) Eza,
Fantezi 5) Ak, Taam,
Mv, Dam 6) Mat,
Emircik 7) Aka, Lata,
Eh, Af 8) Libas, Li, Ayça
9) Si, Amal, Katı 10)
Aşina, Agah, Kan 11)
Cet, Kova, Acıca.
sürelere erişmenin mümkün
olduğu açık.
Asus ZenBook UX305UA
modeli, mobil odaklı
kullanımı
SOL­DAN­SA­ĞA
1) Üzerinde deney kapılan kimse – (eski) Kuruntu 2)
Tümör – Bir tür etli ve büyük zeytin 3) Kalın, kaba
kumaş – Çok yıllık otsu bir süs bitkisi, ağaç küpesi 4)
Kıl dokulu büyük çuval – Hz. İsa’nın doğduğu gün 5)
Bitkilerin aşı yoluyla üretilmesi – Notada duraklama
işareti 6) Anlam – Protaktinyum’un simgesi 7)
Hayvan tuzağı – Çabuk davranan, çevik 8)
Kurçatovyum’un simgesi – Böylece, bu biçimde – O
yer 9) Aldırış etme – Yer yüzü parçası 10) Yapıların
üstündeki kiremit kaplı bölüm – Medyumların özel
hipnoz durumu 11) Açık, apaçık – En kısa zaman 12)
Sodyum’un simgesi – Sesli duyuru – Başlıca içeceğimiz 13) Bir yüzeydeki ince çizgi – Elektrik
akamını ileten madde 14) Boğa güreşi alanı –
Gelişigüzel kırılmış buğday.
YUKARIDAN­AŞAĞIYA
1) Dua okuyucu – Yolculuk için hazırlanan yiyecek,
azık 2) Onbaşı ve çavuş rütbesindeki asker –
Böbreğin ürettiği tanecikler – Şiir yazan kimse 3)
Aksama, aksaklık – Ut çalan kimse – Bir bağlaç 4)
İlave – Kırmızı – İğneli uzun balık oltası 5) Cesur,
yürekli – Engel 6) Bir nota – Kedi, kopek yiyeceği –
Oyuncunun yapması gereken 7) Tramvay sürücüsü –
Arka, geri – Kamıştan çalgı 8) (halk dili) Amca –
(kısaca) Anadolu Ajansı – Çarşılarda aynı işi yapan
esnafın bulunduğu bölüm 9) Çok acıklı olay – Zerre,
molekül – Kripton’un simgesi 10) Köpek – Ağrı kesici
bir ilaç – Zehir, ağı 11) Bir ay adı – (halk dili) Ağabey
– Fin hamamı.
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
gözeten ve
işlem performansıyla üst
segmente konumlanan bir
ultrabook. Kullanılabilirlik
olarak iyi bir yere konumlanan
ultrabook, beklentimizi büyük
ölçüde karşıladı. UX305UA’nın
2
3
4
5
6
fiyatı ise 1100€
olarak
belirlenmiş.
QHD+ panel
ve Skylake
platformuna
sahip rakipleri
arasında fiyatıyla da
fena durmuyor, zira
piyasada daha yüksek
fiyatlı modeller mevcut.
Şık, kompakt, uzun pil ömrü
sunan ve performanslı bir
ultrabook arayanlar tercih
edebilirler.
Asus ZenBook UX305UA’a
alternatif olarak fiyatıyla biraz
daha uygun olan ve
katlanabilen tasarımıyla dikkat
çeken Lenovo Yoga 700’ü de
değerlendirebilirsiniz.
7
8
9
10 11
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 12
12
GÜN­DEM­buket
18 Mart 2016
Sevgili dostlar
“Çocukla birlikte uyumak
doğru mu?” sorusunun
cevabını ararken, çocuğun
yaşına göre değişen temel
ihtiyaçlarını gözetmek
önemlidir.
Eğer yetişkin dünyasının
ihtiyaçlarıyla bakarsak,
bebeğimizin bizim düzenimize
mümkün olan en kısa sürede
alışmasını bekleriz. Bu
beklentilere, bebeğimizin tek
başına ve başka bir odada
kendi yatağında uyuması da
dahildir. Oysa ki yapılan
araştırmalar göstermiştir ki,
bir bebek, özellikle ilk bir yıl
içinde ebevenleriyle aynı
odada uyumalıdır. Çünkü bir
bebeğin, ebeveynlerinin uyku
sırasındaki hareketleri ve
solunum sesleri
sayesinde yalnız
olmadığını
hissetmesi, fiziksel
yakınlık yaşaması,
uyandığında
ihtiyaçlarının
hemen ve duyarlı bir biçimde
karşılanması onun “temel
güven” gelişimi için son
derece önemlidir.
Bebekler sadece acıktıkları
için uyanmazlar. Aynı
zamanda güvende olduklarını
hissetmek için de uyanırlar.
Eğer kendimizi yeni
doğmuş bir bebeğin yerine
koyarsak, onu daha iyi
anlarız. Bir bebeğin, doğum
sonrası yeni dünyasına
alışmaya çalışırken zamana
ve duyarlı bir yaklaşıma
ihtiyacı vardır. Çünkü daha
önceden yaşadığı dünya, yani
anne rahmi, kendini güvende
hissettiği, her türlü
ihtiyacının hemen
karşılandığı, kokusunu bildiği,
sınırları belli ve sıcak bir
Çocuğunuzla birlikte
uyumanız doğru mu?
Doğumla birlikte bebek
nerede uyuyacak sorusu,
birçok aileyi meşgul eden bir
sorudur. Çocuk için en
doğrusu nedir, en
yerdi. Bu çevresel koşullara
alışmış bir bebek, doğduktan
sonra ayrı bir odada,
sessiz ve tek başına
bırakılmamalıdır.
Doğum sonrası ilk bir
yıl içinde sıklıkla
rastlanan “Ani Bebek
Ölümü Sendromu (ABÖS) riski
düşünüldüğünde, yapılan
bilimsel çalışmalar
göstermiştir ki, bebekler
özellikle ilk bir yıl
ebeveynleriyle aynı odada,
ama ayrı yataklarda
uyumalıdırlar. Çünkü anne ve
babasının ortasında yatan
küçük bir bebeğin, aşırı
sıcaklama, yorgan altında
nefessiz kalma ya da
ebeveynleri tarafından ezilme
tehlikesi vardır. Bu yüzden
ABÖS riskini azaltmak için,
başından beri onu ayrı bir
odada uyutmak mı, yoksa
ailesinin yanına ebeveyn
yatağına almak mı?
bebeğin,
ebeveyn
yatağının hemen
yanındaki kendi beşiğinde ve
sırt üstü uyuması en sağlıklı
olanıdır.
İlk bir yılın sonunda ABÖS
riski açısından güvende olan
çocuk, aynı zamanda annebabasına duygusal olarak da
güvenli bağlanmışsa, kendi
odasında uyumak için
hazırlanabilir. Uyku öncesi
uygulanabilecek ritüeller
sayesinde, çocuk odası
uyumak için cazip hale
getirilebilir. Her akşam aynı
ninniyi söylemek, çocuğun
sarılabileceği bir uyku
Mem le ketimden Man za ra lar...
Sevgiyle kalın,
Feride...
Balkabaklı Sütlaç
Malzemeler
500 gram balkabağı
(küp doğranmış)
1 çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı su
Sütlaç için;
1 litre süt
1 kahve fincanı pirinç
1 su bardağı toz şeker
3 yemek kaşığı nişasta
1 paket vanilya
FOTO: Hasan Hasan
arkadaşının olması,
uyandığında anne ya da
babasını kısa sürede yanında
görmesi, onun yeni ortamına
alışmasında kolaylık
sağlayacaktır.
Özetle, ilk bir yıl içinde
aileyle aynı odada kalmak
düşünülenin aksine çocuğu
“anneci” ya da “aileye bağımlı”
yapmaz. Tam tersi temel
güven gelişimi için kritik olan
bu dönemde duygusal
ihtiyaçları karşılanan bir
çocuk, stres durumlarıyla
daha iyi baş edebilir, temel
güven duygusu gelişir ve
zamanla, uyandığında
kendiliğinden tekrar uykuya
dalmayı başarabilir.
Hazırlanışı
Öncelikle küp doğranmış balkabaklarını, toz şeker ve su ile
yumuşayıncaya kadar pişirin ve
kenara alın.
Sütlaç için, pirinci, üzerine 2
kahve fincanı su koyup, bir çimdik
tuz ile suyunu çekene kadar
haşlayın. Suyunu çektiğinde
yumuşayıp yumuşamadığını kontrol edin. Yumuşamadı ise, bir
miktar daha su ekleyin ve çektirin.
Ayrı bir tencerede süt ile toz şekeri soğuk iken karıştırarak biraz
eritin. Ocağın altını yakın ve kaynamaya bırakın. Kaynarken,
haşladığınız pirinçleri süte
ekleyin.
Ayrı bir kapta nişastayı, süt ile
açarak, tencereye ilave edin.
Vanilyayı da ekledikten sonra
hafif kıvam alıncaya kadar
karıştırarak pişirin.
Kaselerin altına pişirdiğiniz
kabaktan bir miktar koyup üstlerine sütlacı paylaştırın.
En üste de yine kalan kabaktan
süsleme yapabilirsiniz.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 13
13
GÜN­DEM­buket
18 Mart 2016
9 soru 9 cevapta zayıflamanın püf noktaları...
Kilo vermek için en
önemli kural nedir?
fazla 2 kez kırmızı et tüketmeniz
yeterli olacaktır.
Kahvaltı, metabolizmanızın
hızlanmasına ve gün içindeki kalori
alımınızın azalmasına yardımcı
oluyor. Bu sebeple, kilo vermek için en
önemli kural kahvaltı yapmaktır.
Elbette, kahvaltıda neler yediğinize
dikkat etmelisiniz. Haşlanmış
yumurta, peynir, yeşillik gibi Türk tipi
kahvaltı olabileceği gibi, yulaf kepeği
veya yulaf ezmesiyle lapa türünde
sağlıklı kahvaltılar hazırlayabilirsiniz.
Balık kilo vermeye yardımcı mıdır?
Aç kalmadan kilo vermenin
yolu nedir?
Kilo vermek için uzun saatler aç
kalınması gerektiğini düşünen kişiler,
kendilerini büyük bir zorluğun içine
sokuyor. Oysaki, özellikle ikindi vakti
olmak üzere ara öğün yapıldığında kişi
hem aç kalmıyor hem de kalıcı olarak
kilo veriyor. Neden mi bu kadar
önemli? Çünkü ara öğün yapmak, kan
şekerinizin dengelenmesini ve tok
kalmanızı sağlar.
Öğünler arasında kaç
saat olmalıdır?
Diyet yaparken, öğünler arasında 3-4
saat olması idealdir. Ek olarak, öğünler
mutlaka yapılmalı, kaloriden
kısacağım diyerek öğün
atlanmamalıdır. Öğle yemeği, akşam
yemeğini zamanında ve doyurucu
yiyin. Aksi takdirde, tatlı ve açlık
krizleri yaşarsınız. öğünleriniz
arasında 3 saati geçirmeyin. Bu
şekilde beslendiğinizde, daha kolay kilo
verdiğinizi ve hiç aç kalmadığınızı
göreceksiniz.
Diyette ekmek yenir mi?
Dengeli bir beslenmede,
karbonhidratlar, yağlar ve proteinlerin
uygun miktarlarda her gün tüketilmesi
gerekir. Enerji veren karbonhidrat
kaynağı olarak tam buğday ekmeği,
çavdarlı ekmek, karabuğday, bulgur,
yulaf tarzı tam tahıl ağırlıklı besinler
tercih edilebilir.
Diyette yağ yenir mi?
Yağ yönünden eksik beslenen bireyde
saç dökülmesi, enerji düşüklüğü, tatlı
ve açlık krizleri görülmektedir. Bu
sebeple, dengeli miktarda yağ
grubundan besinler tüketilmelidir. Yağ
grubundan zeytinyağı, ceviz, fındık,
badem gibi yağlı tohumların, protein
kaynağı olarak ise yarım yağlı süt,
yoğurt, yumurta, balık, tavuk veya
yağsız etler tüketilebilir.
Diyette kırmızı et yenir mi?
Evet, diyette kırmızı et yenebilir, ama
miktarına çok dikkat etmek gerekir.
Çünkü faydaları kadar zararları da
olan bir besin türüdür. Sıklıkla kırmızı
et tüketmenin kanser riskini arttırdığı,
kolesterol ve trigliseriti yükselttiği
görülüyor. Bu sebeple, haftada 1, en
yoğun
egzersiz
Omega- 3 açısından çok zengin bir
protein kaynağı olan balık, kilo
vermeyi kolaylaştırdığı gibi kalpdamar hastalıklarına karşı koruyor.
Özellikle somon, levrek, uskumru, ton
balığı, çupra gibi yağlı balıkları
haftada 2 gün tercih etmek gerekiyor.
Elbette pişirme tekniği de
önemli. Balığın da, etin de,
kızartma şeklinde değil,
fırında veya ızgarada
pişirilmesi önem taşıyor.
yapmak, bırakıldığında verilen
kiloların tekrar geri dönmesine neden
olabiliyor. Bu yüzden haftada 150 –
200 dakika arası spor yapmak sağlıklı
bir vücut için yeterli kabul ediliyor.
Özellikle bahar aylarında açık havada
yürüyüş yapmak metabolizmanızın
daha iyi hızlanmasını sağlayacaktır.
Detoks yapmak faydalı mıdır?
Hava kirliliği, sigara
dumanı, radyasyon,
yağlı besinler tüketmek
gibi durumlar
vücuttaki serbest
radikallerin
artmasına neden
olur. Bu durum
bağışıklığın düşmesine,
yorgunluğa, kilo alımına
ve bazı hastalıklara da
neden olabilir. Detoks
diyetlerinin amacı ise vücudu
bu serbest radikallerin
etkisinden kurtarmak ve
toksinlerden temizlemektir.
Özellikle mevsim geçişlerinde, tatil
dönüşlerinde veya çok fazla yemek
yediğinizi düşündüğünüz bir haftanın
ardından maksimum 5 gün
uygulayabileceğiniz detoks kürleri,
metabolizmanızın hızlanmasına
yardımcı olur.
Spor yapmadan kilo
verilir mi?
Spor, hem daha
fit bir bedene
sahip
olmanızı hem
daha iyi
hissetmenizi
sağlar.
Ancak spor
yaparken de bilinçli
olmak gerekli. Saatlerce spor
salonunda kalıp, vücudu çok
fazla yormak yerine, daha hafif ve
düzenli egzersiz yapmak yaşam
kalitesi için daha faydalı. Ayrıca çok
Evde güzellik ve bakım sırları
“Bugün çok güzel görünüyorsun” sözünü duymak
hepimize iyi geliyor, öyle değil mi? Demek ki mutlu
olmanın bir yolu, evde güzellik ve bakım sırları uygulayıp
iyi görünüp iyi hissetmekten geçiyor.
Sivilceleri hemen iyileştirin: Ergenlik döneminde veya
kadınların özel günlerinde sivilce problemi olur; çözümü
ise gerçekten kolaydır! Karbonatın, sivilce tedavisi için
etkili bir yöntem olduğunu biliyor musunuz? Bir miktar
karbonatı biraz suyla ıslatıp macun haline getirin.
Sivilcenin üzerine sürün. 1 saat bekleyip ılık suyla
durulayın.
Diş beyazlatma için de karbonattan faydalanabilirsiniz.
Dişlerinize doğal beyazlık kazandırmak için haſtada bir
kez karbonatla fırçalayabilirsiniz.
Ter kokusunu yok edin: Kabul edelim, kötü ter kokusu
kadar insanı rahatsız eden başka bir şey daha olamaz!
Özellikle, bir kadın çiçek gibi kokmalı, temizlik ve
bakımıyla çevresine örnek olmalıdır. Ter kokusuna doğal
çözüm için aktardan bulabileceğiniz şap taşlarını koltuk
altı deodorantı olarak kullanabilirsiniz. Biraz suyla şap
taşını ıslatıp koltuk altınıza sürmek gün boyu kuruluk
sağlayacaktır.
Yüz ve gözlerdeki şişkinlikleri giderin: Yüz ve göz
çevresindeki şişkinlikleri gidermenin doğal ve ekonomik
bir yolu var: Yeşil çay poşeti
kullanmak! Göz çevrenizdeki
şişlikleri gidermek ve daha canlı
görünmelerini sağlamak bir
poşet yeşil çay yeterlidir.
Yeşil çayı bir bardak sıcak suda
demleyin. Çay poşetini buzdolabına
koyup soğuyana kadar bekleyin.
Soğuyan çay poşetini gözlerinizin
üzerinde 15 dakika bekletin.
Demlediğiniz yeşil çayı tabii ki için,
bilimsel tüm araştırmalar yeşil çayın yağ yaktığını
kanıtlamıştır.
Cildinize canlılık kazandırın: Kuru, karma, yağlı… Cilt
türünüz ne olursa olsun, nemlendirilmeye ihtiyacı vardır.
Doğal ve etkili güzellik sırrımız ise, tatlı badem yağı
kullanmak! Bir miktar tatlı badem yağını parmak
uçlarınızla yüzünüze ve boyun bölgenize masaj yaparak
uygulayın. Cildiniz yağlıysa haſtada bir kez, kuruysa
haſtada 3 kez tekrar edin.
Saçlarınızı güçlendirip besleyin: Tatlı badem yağı, evde
saç bakımı için mükemmel formüllerden
biridir. Kuru ve yıpranmış
saçlarınızı canlandırmak için tatlı
badem yağını saç derisi ve uçlarına
sürüp 1 saat bekletin. Saçınızdan
arındırmak için avuç içine bir miktar
şampuan alıp biraz suyla seyreltin, saçlarınızı hiç
ıslatmadan doğrudan şampuanlayın. Haſtada 1
kez tatlı badem yağı bakımı yapmak, saçlarınızı
canlandıracaktır.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 14
14
GÜN­DEM­sağlık
18 Mart 2016
Hipoglisemiye dikkat!..
HİPOGLİSEMİ sık görülen sağlık
sorunlarından biri. Herkeste, her yaşta
görülebiliyorsa da kadınlar ve orta
yaşlılar problemin yoğunlaştığı gruplar.
Basitçe ‘kan şekerinin olağan, kabul
edilebilir, yani optimal sayılan değerlerin
altına inmesi’ durumu, ‘hipoglisemi’
olarak tanımlanıyor.
Kan şekerinin rakamsal olarak net bir
alt sınırı yok ama gerçek bir
hipoglisemiden söz edilebilmesi için
açlık şekerinin ya da yemeklerden sonra
ortaya çıkacak reaksiyonel şeker
düşmelerinin 70, hatta 60 mg ve
altındaki rakamlara ulaşması gerekiyor.
ŞEKER-İNSÜLİN TAHTEREVALLİSİ
Kanda şeker ve insülin arasında biyolojik
bir denge durumu vardır ve bu denge bir
tahterevalli oyununa benzetilebilir. Kan
şekerinin ani yükselmeleri ya da
pankreas tarafından sisteme beklenenin
çok üzerinde insülin pompalanması
dengeyi bozacak, her iki durum da
hipoglisemik süreçleri tetikleyecektir.
Şeker hastaları ve şeker hastalığına
aday olanlar –gizli şekerlilerhipoglisemi problemini en sık yaşayan
ve en ağır geçirenlerdir. İnsülin direnci,
metabolik sendrom gibi durumlarda da
hipoglisemi olasılığı artar. Pankreasın
insülin salgılayan tümörleri, böbreküstü
bezinin hastalıkları, böbrek, karaciğer
yetersizlikleri, bazı bağışıklık hastalıkları
da hipoglisemiye zemin hazırlayabiliyor.
Bazı ilaçlar, kontrolsüz alkol tüketimi,
uzun süreli açlıklar, aşırı kahve ve
kafeinli içecekler, şiddetli ve ani stresler,
hatta aşırı fiziksel aktivitelerin de
hipoglisemiye yol açabileceği aklınızda
olsun.
CANINIZDAN BEZDİREBİLİR
Hipoglisemi belirtileri son derece farklı
olabiliyor. Bazen beynin şeker
ihtiyacının karşılanamaması ile ilgili
belirtiler –açlık hali, tatlı krizleri, görme
bulanıklığı, baş ağrısı, baş dönmesi,
sersemlik, kafa karışıklığı durumu,
odaklanma güçlüğü, unutkanlık, kaygı
hali, sinirlilik, gerginlik, uyku eğilimi- ön
planda iken bazen de bedensel işaretler
–çarpıntı, baş dönmesi, denge
bozukluğu, solukluk, terleme gibi- ön
plana çıkıyor. Sorun zamanında
düzeltilemezse beyin ve sinir sistemi ile
ilişkili problemler artıyor, bilinç
bulanıklığı, konuşma zorluğu, baygınlık,
hatta şuur kaybı ve neticede koma
durumu ortaya çıkabiliyor.
Hipoglisemi öncelikle hayat kalitesini
bozduğu için önemli bir problem. Sık
tekrarlayan ataklar sizi canınızdan
bezdirebiliyor. Yani sürecin sadece tatlı
krizleri, yeme atakları gibi sıradan
sonuçları yok. Tekrarlayan ataklar işinizi
gücünüzü yapmanızı, sosyal yaşamınızı,
aile ilişkilerinizi bile etkileyebiliyor.
Dahası hipogliseminin yol açtığı
görünen ve görünmeyen, bilinen ve
bilinmeyen pek çok sağlık sorunu var.
ŞEKER HASTALIĞINA
DÖNÜŞÜR MÜ?
Zannedildiğinin aksine her hipoglisemi
şeker hastalığına dönüşmez. Hipoglisemi
tanısı konulan herkesin “Yakında şeker
hastası olacağım galiba” gibi bir korkuya
kapılması da gerekmez. Bazı
hipoglisemilerin, özellikle yemeklerden
sonra ortaya çıkan tepkisel kan şekeri
düşmelerinin, ileride bir diyabet
sorununun ilk işaretlerinden biri
olabileceği doğrudur, ama o kişi işin
uzmanı bir doktor ve diyetisyenle
işbirliği halindeyse, diyabete
yakalanması ihtimali çok ama çok azdır.
NE AÇ KALIN,
NE YANLIŞ YİYİN
Prensip olarak uzun süreli açlıklar
hipoglisemi bakımından ciddi bir
problemdir. Ağır hipoglisemisi olanlara
oruç tutmamaları tavsiye edilir.
Hipoglisemili birinin sürekli atıştırma
yapması oluşabilecek bir nöbeti önlemek
maksadıyla aklına geldikçe bir şeyler
yiyip içmesi doğru değildir.
Hipoglisemiyi tetikleyen birinci sorun
gereğinden uzun süren açlıklardır ama
en az bunun kadar önemli olan diğer bir
problem de yanlış şeyler yiyip içmektir.
Eğer siz her seferinde meyve suyu,
meşrubat, grissini, bisküvi, cips,
peksimet ve benzeri karbonhidrat
zengini şeyler atıştırıyorsanız ya da
yemeklerinizde pilava, pizzaya,
makarnaya, beyaz ekmeğe, undan
burçlar...
KOÇ (21 Mart-20
Nisan) Enerjinizi yapıcı
yönde kullandıkça problem
yok ancak ani olaylar
sonucunda tartışma, sürtüşme
yaratabilecek durumlara
sürüklenebilirsiniz.
BOĞA (21 Nisan-21
Mayıs) Üzerinde çalıştığınız
işleri sonuçlandırmakta başarılı
olabilirsiniz. Ancak detaylar ve
pratik olunması gereken konular
yıpratıcı etkiler getirmekte.
yapılan yiyeceklere, şeker ve şeker içeren
besinlere, bala, pekmeze, reçele sık yer
veriyorsanız bu yanlış seçimlerin de
hipoglisemi nöbetlerini tetikleyebileceği
aklınızda olsun.
NASIL TEŞHİS EDİLİYOR?
Aç karna alınan kan örneğinde kan
şekerine bakmak ve yemekten sonraki
saatlerde tekrarlanan kan şekeri
ölçümleriyle kan şeker seviyelerini
saptamak teşhis için yeterli olabiliyor.
Gerektiğinde İnsülin direnci ile ilişkili
araştırmaları da yaparak kan şekerini
kan insülin seviyeleri ile birlikte
değerlendirmek daha doğru sonuçlar
veriyor.
BU SEMPTOMLARI
YAŞIYORSANIZ ŞÜPHELENİN
Eğer geceleri ter içinde uyanıyor, uyku
bölünmelerinden yakınıyorsanız, eşiniz
sofraya yemeği getirmekte birazcık
gecikince sinirlenip küplere
biniyorsanız, acıkınca eliniz ayağınız
boşalıyor, gözünüz kararıyorsa, kuvvetli
bir yemekten sonra bir yere uzanıp kısa
bir şekerleme yapma ihtiyacı
hissediyorsanız sorunlarınızın
hipoglisemiden kaynaklanabileceği
YENGEÇ (22 Haziran22 Temmuz) Özel
hayatınıza ve kendinize zaman
ayırmakta zorlanacaksınız.
Kariyerinizde ilerlemeler sözkonusu.
TERAZİ (23Eylül23Ekim) Cesaretinizi
topladığınız, adımlarınızı büyüttüğünüz
günlerdesiniz. Ancak muhalefetle
karşılaşacağınız görünüyor.
ASLAN (23 Temmuz-23
Ağustos) Alacağınız
haberler, uzaklarla olan
ilişkilerinizi gündeme
getirecektir. Yeniliklerden çok şey
çıkarabileceğiniz günlerdesiniz.
Harcamalara dikkat.
Haziran) Hayatın keyiflerine
fazlasıyla yakın
duruyorsunuz. Yaratıcı
konularda yeni olanaklar elde
edeceğiniz, başkalarının dikkatini
çekeceğiniz görünüyor.
Maddi durumunuzla ilgili
önemli kararlar aşaması.
Ödemeler dengenizi yeniden
kurmak lazım. Bu arada
çalışma kapasitenizi,
becerilerinizi daha yerinde kullanmaya
çalışın.
KİLO ALDIRIR!
Kontrolsüz hipoglisemi kilo almaya yol
açabilir. Nedeni yeme kontrolünüzün
bozulması, yaşanabilen açlık ya da yeme
krizleridir. Hipoglisemik biri atak
dönemlerinde önüne gelen her şeyi
adeta silip süpürür. Çok hızlı yer,
neredeyse çiğnemeden yutar! Uzun
süreli açlık dönemlerini takiben yemeğe
başladı mı artık freni patlamış bir
buldozer gibidir, büyük lokmaları, iri
porsiyonları inanılmaz bir hızla midesine
indiriverir. Dahası yediği gıdaların
–farkına varsa da varmasa da şekerli,
unlu, nişasta zengini besinler olduğu da
dikkati çekicidir.
OĞLAK (22 Aralık-20 Ocak)
Kendinizi disiplin altına
almaya, sorumluluklarınızı
aksatmamaya çalışın. Planlı ve
hedefe odaklı olmalısınız.
KOVA (21 Ocak-18 Şubat)
AKREP (24 Ekim-22
Kasım)Geçmişte
yaşananların etkisi
sürerken, bazı şeyleri
bırakma süreci içindesiniz.
Ruhsal sağlığınıza özen
göstermeniz gerek.
BAŞAK (24 Ağustos-22 Eylül)
İKİZLER (22 Mayıs-21
aklınızda olsun. İzah edemediğiniz
yorgunluk, halsizlik, bitkinliklerin,
odaklanma güçlüklerinin, bellek
problemlerinin arkasında da gözden
kaçmış bir hipogliseminin
bulunabileceğini bir kenara not edin.
Alkol aldıktan sonra ani acıkmalar
yaşıyorsanız, çarpıntılardan,
terlemelerden, titremelerden
yakınıyorsanız bu durumun da
hipoglisemi ile ilişkili olup olmadığını
araştırmanızda fayda var.
Yeni kişilerle olan ilişkilerde ani
yakınlaşmalar ve haberleşmeler
hızlanıyor. Enerjinizi yapıcı
yönde kullanmalı, iş hayatında
da istikrarlı adımlar atmalısınız.
İyimserliğiniz artıyor.
BALIK (19 Şubat-20
YAY (23 Kasım-21 Aralık) Hayatın
keyfileri size neşe getiriyor.
Sosyal ortamlarda daha fazla
bulunacağınız ve yeni
ilişkilere yöneleceğiniz
söylenebilir. Planlarınızda
büyük beklentilerden kaçının.
Mart) Hayat görüşünüzü
akılcı bir düzeyde
kullanmalısınız. Hukuki
konularınızda bazı
engeller ya da gecikmeler öne
çıkabilir. Yeni bir arkadaşlık ilişkisi
sözkonusu olabilir.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 15
15
GÜN­DEM­haber
18
2016
19 Mart
Haziran
2015
Gümülcine
Müftülüğü’nden
“Veren bir el de
biz olalım”
kampanyası
Sığınmacılara ‘broşürle’
insanlık dışı tuzak
GÜMÜLCİNE Seçilmiş Müftülüğü mülteciler için “Veren bir el de
biz olalım” sloganıyla yardım kampanyası başlattı.
Müftülükten yapılan açıklamada, yardım kampanyası
kapsamında toplanacak ürün çeşitleri şu şekilde sıralandı: Çocuk
bezi, ıslak mendil, kruvasan türü (paketli gıda), muz, battaniye.
Müftülüğün açıklamasında, ihtiyaç malzemelerinin alınmasında
kullanılmak üzere maddi yardım da kabul edileceği kaydedildi.
18 Mart Cuma günü başlayacak yardım kampanyası 25 Mart
Cuma gününe kadar devam edecek. Yyardımlar köy imamlarına
teslim edilecek.
Yunanistan’daki
göçmen ve mülteci
sayısı 45 bine ulaştı
YUNANİSTAN Göç
Politikaları Bakanlığı’nın
yaptığı açıklamaya göre, 13
Mart Pazar günü itibarıyla ülke
sınırları içerisindeki göçmen ve
mülteci sayısı 44.035 oldu.
Pazar günü itibarıyla
adalarda 8.904, Attiki
bölgesinde 10.987 ve Kuzey
Yunanistan’daki İdomeni
bölgesinde 12.000 civarında
mülteci bulunuyor.
Alınan bilgiye göre, Sakız,
Samos, Midilli, Leros, Rodos,
Simi, Megisti, İstanköy,
Farmakonissi, Patmos,
Kalimnos ve Semadirek
adalarında Pazar günü 2.702
mültecinin kaydı yapıldı.
Adalardaki mültecilerin
çoğunluğu Midilli, Sakız ve
Samos’ta bulunuyor.
Attiki bölgesinde 4.166
mülteci Elliniko’daki eski
havalimanında bulunurken,
Pire Limanı’ndaki mülteci
sayısı ise 3.300.
Ülkedeki göçmen ve mülteci
sayısının önümüzdeki günlerde
artacağı ifade ediliyor.
Öte yandan, ülke genelinde
sivil toplum kuruluşları
göçmen ve mültecilere yönelik
yardım kampanyalarını
yoğunlaştırdı.
YUNANİSTAN - Makedonya (FYROM)
sınırında bulunan İdomeni kasabası
yakınlarındaki kampta kötü koşullarda sınırın
açılmasını bekleyen 14 bin sığınmacıdan 2 bin
kadarı ‘insanlık dışı bir oyunun’ kurbanı oldu.
Kampta kimliği belirsiz kişilerce dağıtılan
Arapça yazılmış tek sayfalık broşürde, sınırın bir
krokisi yer alıyor ve ‘’Toplu halde giderseniz
sınırı aşabilir, Almanya’ya varabilirsiniz’’
yazıyordu. Dağıtılan Arapça bir broşürün
gösterdiği yere giden 3 kişi broşürde ‘kuru’
denilen nehirde boğuldu.
Broşürde, kampa sığınmacılara destek olmak
için hafta sonu giden Almanya eski Çalışma
Bakanı Norbert Blum’un imzası da bulunuyordu.
2 bine yakın sığınmacı krokiyi takip ederek
‘’sınırdaki açığı’’ bulmak için yola koyuldu. Eski
Çalışma Bakanı Norbert Blum (80), ‘’Broşür
benim değil. Ben de gördüm ama harekete
geçemedim’’ dedi.
‘KURU NEHİR’ 3 CAN ALDI
Broşürde yol üstündeki nehir üzerine ‘kuru’ notu
iliştirilmişti. Oysa nehir yağışlarla yükselmişti.
Bu nehri aşmaya çalışan bir hamile kadın, onun
çocuk yaştaki kız kardeşi ve bir yaşlı adam
boğularak yaşamını yitirdi. Geride kalanlar
nehirde halat gerip insan zinciri oluşturarak
karşıya geçti.
Sınırı aşabilen 600 kadar sığınmacının askeri
kamyonlarla bilinmeyen bir yere götürüldüğü
iddia edildi.
Makedonya’nın yakaladığı sığınmacıları
kabul etmediğini belirten Başbakan Aleksis
Çipras ise “İnsanların hayatlarıyla oynayanlara
‘Dur’ demeliyiz. Balkan rotası yeniden açılmalı.”
dedi.
Broşürde şunlar yazıyor:
* Önünüzdeki sınır çitleri yüzünden sınırı
kapalı zannediyorsunuz. Sadece 5 kilometre
ötede çitler bitiyor. Oradan sınırı geçebilirsiniz.
* Binlerce kişilik grup halinde yürürseniz
polis sizi durduramaz.
* Yunanistan’da kalanlar muhtemelen
Türkiye’ye geri gönderilecek.
* Doğu Avrupa ülkeleri rotasını takip
edenlerin şansı hâlâ var. Almanya hâlâ
sığınmacı kabul ediyor.
* Broşürleri gizleyin.
Milletvekili İlhan Ahmet’ten
“özel nedenlere” itiraz
RODOP Potami Partisi Milletvekili İlhan
Ahmet, özel nedenlerden dolayı Trakya
bölgesine göçmen getirilmemesinin kabul
edilemez olduğunu ve Trakya kültürüyle
bağdaşmadığını söyledi.
İlhan Ahmet Gümülcine’deki Paratiritis
gazetesine verdiği röportajda, son günlerde
gündemin ilk sırasında bulunan göçmen ve
mülteci sorununa da değindi. Özel nedenlerden
dolayı bölgede geçici olarak göçmen
merkezlerinin oluşturulmamasının
kararlaştırıldığını hatırlatan İlhan Ahmet, “Bu
kararın gerekçesi korkulara dayanmaktadır.
Bunun kabul edilemez olduğuna ve Trakya
kültürüyle başdaşmadığına inanıyorum.
Bölgedeki çok kültürlülüğü ve çok milliyetliliği
öne sürerek göçmenleri kabul etmeyeceğimizi
söylersek kendi kuyumuzu kazmış oluruz. Bu
özellikler bizim avantajlarımız. Göçmenleri
kabul edebiliriz. Biz bir getto bölgesi değiliz. Bu
konuda iki türlü konuşanları kabul etmiyorum.
Mülteci sorununda da daha mantıklı olmamız
gerekir. Bir yandan yurtdışından yatırım
çekmeye çalışırken, diğer yandan böyle bir
tehlike zihniyeti geliştiremeyiz.” diye konuştu.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 16
haber­
16
Kozlukebir ve Gümülcine belediyeleri
arasında anlaşma imzalandı
GÜN­DEM­
KOZLUKEBİR Belediyesi Fen
İşleri Müdürlüğü’nün (Tehniki
İpiresia) çalışabilir hale gelmesi
amacıyla Gümülcine Belediyesi ile
Kozlukebir Belediyesi arasında
anlaşma imzalandı. Anlaşma
uyarınca Gümülcine Belediyesi
Fen İşleri Müdürlüğü, teknik
projelerin hayata geçirilmesinde
Kozlukebir Belediyesi’ne hizmet
verecek.
Kozlukebir Belediyesi’nde
görevli üç mühendis, Gümülcine
Belediyesi Fen İşleri’ne bağlı
olarak çalışacak ve Kozlukebir
18 Mart 2016
Belediyesi’nin teknik
projelerinden sorumlu olacak.
Böylece, Kozlukebir Belediyesi’nin
projeleri aksamadan hayata
geçirilebilecek. İki belediye
arasında imzalanan anlaşma 31
Aralık 2016 tarihine kadar geçerli
olacak.
Hatırlanacağı üzere Rodop ili
Potami partisi Milletvekili İlhan
Ahmet, Kozlukebir Belediyesi Fen
İşleri Müdürlüğü’nün personel
eksikliğinden dolayı
çalışamamasıyla ilgili olarak
meclis soru sunmuştu.
Çetin Mandacı’dan
milletvekillerine çağrı...
Yunanistan'a kaçak
getirilmek istenen
tarım ilaçlarına
el kondu
YUNANİSTAN'a kaçak yolla sokulacağı belirlenen 12 çuval tarım
ilacı Edirne'nin Enez ilçesinde ele geçirildi.
Enez Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Yunanistan'a yasa dışı yollarla
tarım ilacı götürüleceği yönündeki istihbarat doğrultusunda çalışma
başlattı.
Çalışma kapsamında Dalyan Gölü kıyısındaki bir teknede arama
yapan ekipler, 12 çuval içerisinde 452 kutu tarım ilacı ele geçirdi.
İlaçların gece saatlerinde Yunanistan'a kaçak olarak götürülmesi
amacıyla tekneye saklandığını belirleyen ekipler, tekneye el koydu.
Ele geçirilen tarım ilaçları, Edirne Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Müdürlüğü’ne teslim edildi.
Bir haftada iki intihar olayı
RODOP ilinin Kozlukebir belediyesine bağlı Domruköy’de bir
soydaş intihar etti.
58 yaşındaki Fahrettin Ahmet’in, 11 Mart Cuma sabahı erken
saatlerde evinin deposunda kendini astığı öğrenildi. Edinilen bilgiye
göre, evli ve bir çocuk babası olan Fahrettin Ahmet daha önce bir
kalp rahatsızlığı geçirdi. Ahmet’in intihar nedeni ise bilinmiyor.
Fahrettin Ahmet aynı gün köy camiinde kılınan ikindi namazı
sonrası toprağa verildi.
AV SİLAHIYLA İNTİHAR ETTİ
İskeçe’nin Meyzanlı köyünden bir soydaş av silahıyla intihar etti.
23 yaşındaki gencin 16 Mart Çarşmaba günü öğle saatlerinde
intihar ettiği bildirildi. Şahsın evindeki av silahıyla hayatına son
verdiği ifade edildi. Talihsiz gencin cesedini ağabeyinin bulduğu
kaydedildi.
Olaydan sonra İskeçe polis ekipleri köye gelerek inceleme yaptı.
Adli tıp uzmanı Nikos Kifnidis’in de olay yerine geldiği belirtildi.
Psikolojik sorunları olduğu ifade edilen 23 yaşındaki genç, 17 Mart
Perşembe günü köyünde toprağa verildi.
İSKEÇE PASOK eski Milletvekili Çetin
Mandacı, vakıflar yasasının azınlık tarafından
kabul edilebilmesi için, azınlık
milletvekillerine yasa değişikliği tasarısını
meclise sunmaları çağrısında bulundu.
Mandacı yayımladığı basın açıklamasında,
“Üç Siriza vekilinin, vekil İlhan Ahmet ile
işbirliği halinde 3647/2008 sayılı yasanın
azınlık tarafından kabulü için, değişiklik
önerisinin (Tropologia) bir an evvel hazırlanıp
meclise oylanmak üzere sunulmasının
atılabilecek en doğru adım olduğunu
belirtmek isterim. Bu durumda, bakan kabul
edecek mi, yoksa etmeyecek mi, bir de hangi
parti lehte hangi parti aleyhte oy kullanacak
hep birlikte göreceğiz. Zira ANEL'i bahane
kılarak bu iş olmaz demek, sorumluluktan
kaçmaktan başka bir şey değildir.” ifadelerini
kullandı.
Konuyla ilgili olarak daha önce İskeçe
Milletvekili Hüseyin Zeybek’i eleştirdiğini
hatırlatan Çetin Mandacı, Zeybek’in GÜNDEM
gazetesine verdiği demeçte azınlık çizgisiyle
nispeten örtüştüğünü ve bu konudaki
endişelerini kısmen ortadan kaldırdığını
kaydetti.
Çetin Mandacı’nın açıklamasında, “İskeçe
SİRİZA Milletvekili Sn Hüseyin Zeybek'in
vakıflar yasasının uygulanması ve Vakıf
Heyeti ile Cemaat Heyetleri seçimlerine ilişkin
Yunan basınındaki demeçlerine istinaden
kendisini ağır bir şekilde eleştirmiş ve azınlığı
çok yakından ilgilendiren ciddi suallerin
yanıtlanmasını talep etmiştim.
Nihayet, milletvekili Gündem gazetesine
verdiği demeçle, bu konuyu yaşamış, bilgi
sahibi olan sahışların ve azınlık
kuruluşlarının endişelerini kısmen de olsa
ortadan kaldırmıştır. Milletvekilinin Gündem
gazetesindeki demeci azınlık çizgisiyle
nispeten örtüşmektedir. Bu noktada, izlenilen
çizgide kendisiyle birlikte olduğumu ve
tarafımdan ihtiyaç duyulan her türlü katkıyı
da yapmaya hazır olduduğunu belirtmek
isterim. İlginçtir ki, geçmişte benzer
konularda seleflerini sert bir şekilde
eleştirerek mangalda kül bırakmayan Sn
Zeybek, ne hikmetse koşa koşa İskeçe atanmış
muftüsünün ayağına kadar gidiyor. Azınlığın
bu meseleyi gerektiği gibi
değerlendireceğinden süphem yoktur.”
ifadelerini kullandı.
“AZINLIK ÇİZGİSİNDEN SAPMA
GÖRDÜĞÜMDE ELEŞTİRİLERİMİ
EKSİK ETMEYECEĞİM”
Azınlık milletvekillerinin vakıflar konusuyla
ilgili yasa değişikliği önerisini hazırlayıp
meclise sunmalarının en doğru adım
olacağını belirten Mandacı açıklamasına şu
ifadelerle devam etti: “Milletvekilleri azınlık
meselelerini parti çizgisine indirgediği
takdirde, azınlık çizgisinden sapmalar
gördüğüm anda, ya da Yunan basınında
başka, azınlık basınında başka, söylemlere
şahit olduğumda, yapıcı eleştirilerimi ve
meselenin aydınlanması noktasındaki soruları
da eksik etmeyeceğimi bildirmek isterim.
Son olarak, üç Siriza vekilinin, vekil İlhan
Ahmet ile işbirliği halinde 3647/2008 sayılı
yasanın azınlık tarafından kabulü için,
değişiklik önerisinin (Tropologia) bir an evvel
hazırlanıp meclise oylanmak üzere
sunulmasının atılabilecek en doğru adım
olduğunu belirtmek isterim. Bu durumda,
bakan kabul edecek mi, yoksa etmeyecek mi,
bir de hangi parti lehte hangi parti aleyhte oy
kullanacak hep birlikte göreceğiz. Zira ANEL'i
bahane kılarak bu iş olmaz demek,
sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey
değildir.”
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 17
17
GÜN­DEM­haber
18 Mart 2016
Yetişkin Bayan
Kur’an Kursu
öğrencilerine seminer
DİN VE TOPLUM
Ahmet HRALOĞLU
İSKEÇE MÜFTÜ YARDIMCISI
Ahiret inancı
hayata anlam kazandırır
D
GÜMÜLCİNE Seçilmiş Müftülüğü’ne bağlı
olarak faaliyet gösteren Yetişkin Bayan Kur’an
Kursları Öğrencileri için 29 Şubat ile 15 Mart
tarihleri arasında seminer düzenlendi.
Gümülcine Müftülüğü’nden yapılan
açıklamada, dokuz merkezde düzenlenen
programa öğrenciler ve din adamlarının yanı sıra
halktan da katılım sağlandığı belirtildi.
“İdeal İnsan Olmada Sorumluluklarımız,
Tercihlerimiz” başlıklı seminer programında iyi
insan, iyi Müslüman olma ve ideal aile
oluşturmada bilinmesi gerekenler ele alındı.
İlgiyle takip edilen program, Çelebiköy,
Yüksek Mescit, Büyük Müsellim, Kalenderköy,
Arabacıköy, Değirmendere, Mehrikoz, Büyük
Derbent ve Kozlukebir Yetişkin Bayan Kur’an
kurslarının ev sahipliğinde gerçekleşti.
Semineri gerçekleştiren Gümülcine Müftü
Yardımcısı Fehim Ahmet, “Faydalı, verimli ve
bereketli bir seminer programı
gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Program
vesilesi ile 40 Yetişkin Bayan Kursumuz ile
buluştuk. Bine yakın öğrencimiz seminer
programımızı takip etti. Geri dönüşümler bizleri
mutlu etti. İlgi ve alakanın yoğun olduğu bu tür
seminerlerin faydalı olduğuna ve daha sık
aralıklarla tekrar edilmesi gerektiğine
inanıyorum. Bu süreçte bizi destekleyen
Müftümüz İbrahim Şerif’e, T.C. Gümülcine
Başkonsolosumuzun saygıdeğer eşleri Hülya
Akıncı hanımefendiye, Muavin Konsolos Derya
Ocak Hanım’a, Kur’an Kurslarımızın Murakıbı
İsmail Ahmet’e, Bayan Kur’an Kurslarımızın
Sorumlusu Hacer Karaali’ye, Kurs Hocalarımıza
ve öğrencilerimize şükranlarımı sunuyorum.”
dedi.
Başkonsolos Akıncı cuma
namazını Salıncak’ta kıldı
TÜRKİYE’nin Gümülcine
Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı,
11 Mart Cuma günü İskeçe
ilinin Salıncak köyünü ziyaret
ederek soydaşlarla cuma
namazı kıldı.
Başkonsolos Akıncı’ya,
Salıncak köyü ziyareti
sırasında İskeçe Milletvekili
Hüseyin Zeybek, Batı Trakya
Türk Azınlığı Danışma Kurulu
Başkanı ve İskeçe Müftsü
Ahmet Mete ile İskeçe Türk
Birliği Başkanı Ahmet Kurt
eşlik etti.
Köy camiinde kılınan Cuma
namazı sonrasında
Başkonsolos Akıncı, bölge
halkına konukseverliğinden
dolayı teşekkür etti. Akıncı köy
ziyaretinden duyduğu
memnuniyeti dile getirerek
sosyal medya hesabından, “Bu
cuma Salıncak’taydık.
Dedelerde hoş sohbet,
gençlerde dinamizm,
çocuklarda umut bulduk”
paylaşımında bulundu.
inimizde İnaç
esaslarından biri de
ahirete imandır. Bu
inancımızı Amentüde; “Ahiret
gününe, öldükten sonra dirilmenin
hak ve gerçek olduğuna inandım”
diye ifade ederiz. Yüce Allah,
Kur’an’-ı Kerim’de birçok ayette
ahiret hayatının var olduğunu
bildirmektedir. Allah Kur’an’da
şöyle buyurmaktadır: “Yine olanlar,
sana indirilene ve senden önce
indirilene iman ederler; Ahiret
gününe de kesinlikle inanırlar.”
(Bakara: 4) Bu nedenle dinimizin
inanç esaslarından biri olarak
ahiretin varlığına inanırız. Ahirete
inanmayan kimse inanmış sayılmaz.
Bu konuda Yüce Allah Kur’an’da
şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler!
Allah’a, peygamberine, ona
indirdiği kitaba ve daha önce
indirdiği kitaba iman (da sebat)
ediniz. Kim Allah’ı, meleklerini,
kitaplarını, peygamberlerini ve
kıyamet gününü inkâr ederse tam
anlamıyla sapıtmıştır.” (Nisa: 136)
Ahirete inanma konusu
Kur’an’da büyük bir yer tutar. Ahiret
inancı ayetlerde ve hadislerde
genellikle Allah’a imanla birlikte
geçmektedir. Kur’an’da ahiret
hayatına çok önem verilmekte,
hemen hemen bütün surelerde
çeşitli deyim ve kelimeler
kullanarak ahiret inancı
vurgulanmaktadır. İnsanların aklına
ve kalbine hitap ederek değişik
örneklerle ahiret fikri
yerleştirilmeye çalışılmaktadır.
Namaz kılarken her gün defalarca
okuduğumuz “Fatiha” suresinde
“Allah ceza ve mükâfat gününün
sahibidir” ayetini okuruz. Bu ayet
bizim her yaptığımız işin bir karşılığı
ve bedeli olduğunun,
hareketlerimizin ve
davranışlarımızın hesabını
vereceğimiz hayata hazırlanmamız
gerektiğini hatırlatır. Böyle bir
hazırlık hareketlerimize çeki düzen
vermemizi sağlar.
Ahirete iman konusunda
Peygamberimiz (s.a.s.) de geniş
açıklamalarda bulunmuştur. O,
Müslümanları ahiretin önemi
konusunda uyarmış, ahiret hayatı
için dünya hayatında hazırlık
yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Bir sözünde şöyle buyurmuştur:
“Dünya ahiretin tarlasıdır.” Yine
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den
rivayet edildiğine göre Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu: “Allah’a ve âhiret gününe
iman eden kimse komşusunu
rahatsız etmesin. Allah’a ve âhiret
gününe iman eden kimse misafirine
ikram etsin. Allah’a ve âhiret
gününe iman eden kimse ya faydalı
söz söylesin veya sussun!” (Buhârî)
Ahiret düşüncesi insana bu
dünyada bir amaç ve hayat için bir
anlam sunmaktadır. Ahiret
yüksek/yüce değerleri temsil eder.
Başka bir ifadeyle, dünya, hayatın
maddi yönünü, sırf dünyevi
kazanımları ve geçici tatminleri
ifade ederken, ahiret bu hayatın
öbür tarafına, yani hay
atın daha yüce ve ahlaki
değerlerine, sonsuzuca sürecek
olan huzur ve tatmine işaret eder.
İnsanı en çok düşündüren
sorulardan bazıları şunlardır:
“Nereden geldik, nereye gideceğiz?
“Bu dünya bir gün yok olacak
mıdır? “Öldükten sonra yeni bir
hayat var mıdır? “Ruh ölümsüz
müdür? Gözlem ve deneye dayanan
pozitif bilimler bu soruların cevabını
veremez. Bu soruların cevabını
ancak dinimiz İslâm verir. Çünkü
hayatı anlamlandırma isteğinin
engellenmesi durumunda insan var
oluş boşluğuna düşer. Kişi hiçlik ve
yoklukla yüz yüze gelir. Bu durum
can sıkıntısı ve var oluş kaygısı
şeklinde kendini gösterir. Böyle bir
insan, hayatında hedef ve
gayesinden uzak olarak yaşar. Dinimizin temel kaynağı olan
Kur’an; “Bizim Allah’tan geldiğimizi
ve Allah’a döneceğimizi” (Bakara:
185) bildirerek, ahiret hayatının var
olduğunu haber veriyor. İnsan
başıboş, amaçsız yaratılmamıştır.
Yüce Allah Kur’an’da: “Allah, ölümü
ve hayatı, hanginizin daha güzel
davranışlarda bulunacağını imtihan
etmek için yarattı” (Mülk: 2)
buyurarak hayatın amacını
açıklamaktadır. Başka bir ayette de
insanın bu amacı unutmadan
yaşaması gerektiğini “İnsan başı
boş bırakılacağını mı sanıyor”
(Kıyame: 36) ayetiyle
hatırlatmaktadır. Ahiret inancı insana, öldükten
sonra ne olacağını bildirerek, onu
belirsizlikten gelecek endişesinden
kurtarır. Ruhsal yönden büyük bir
rahatlama içinde olmasını sağlar.
Nasıl ve niçin yaşaması gerektiğini
bildirerek, hayatına anlam
kazandırır.
İnsan dünyada ne ekmişse
ahirette onu biçecek, ilâhi adalet
yerini bulacak ve hiç kimse
haksızlığa uğratılmayacaktır.
Allah’u Teâlâ Kur’an-i Kerim’de
bu hususta şöyle buyurmaktadır:
“Yoksa kötülük işleyenler,
ölümlerinde ve sağlıklarında
kendilerini, inanıp iyi ameller
işleyen kimseler ile bir mi
tutacağımızı sandılar? Ne kötü
hüküm veriyorlar! (Buna göre,
kâfirler dünyadaki refahlarına
rağmen, âhirette azaba
uğrayacaklar, mü’minler de iyi
davranışlarının karşılığında saadete
ereceklerdir.) Allah, gökleri ve yeri
yerli yerince yaratmıştır. Böylece
herkes kazancına göre karşılık
görür. Onlara haksızlık edilmez.”
(Câsiye: 21-22)
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 18
GÜN­DEM­yorum
18
Καλημέρ - Χαμπα
Δάμων ΔΑΜΙΑΝΟΣ
[email protected]
Αυτό είναι το προσχέδιο απόφασης
Ε.Ε – Τουρκίας για το Προσφυγικό
Στις 7 Μαρτίου 2016, η Τουρκία
συμφώνησε στην ταχεία επανεισδοχή στο
έδαφός της όλων των μεταναστών οι
οποίοι δεν χρήζουν διεθνούς προστασίας
και οι οποίοι εντοπίζονται εντός των
τουρκικών χωρικών υδάτων. Τουρκία
και Ε.Ε. συμφώνησαν επίσης να
εντείνουν τα κατασταλτικά μέτρα κατά
των διακινητών μεταναστών και
χαιρετίζουν την παρουσία του NATO στο
Αιγαίο.
Την ίδια ώρα, η Τουρκία και η Ε.Ε.
αναγνωρίζουν την ανάγκη άμεσης και
αποφασιστικής δράσης. Για να τσακιστεί
το επιχειρηματικό «μοντέλο» το οποίο
έχουν στήσει οι διακινητές και να
προσφέρεται στους μετανάστες
εναλλακτική ώστε να μην θέτουν τη ζωή
τους σε κίνδυνο, Ε.Ε. και Τουρκία
αποφασίζουν να βάλουν τέρμα στην
παράνομη μετανάστευση από το
τουρκικό έδαφος στο έδαφος της
Ένωσης. Για να το πετύχουν αυτό,
στέκονται στα εξής σημεία:
Όλοι οι νέοι παράτυποι μετανάστες οι
οποίοι περνούν από την Τουρκία στα
ελληνική νησιά θα επιστρέφονται στην
Τουρκία. Το συγκεκριμένο μέτρο θα είναι
προσωρινό και κατ’ εξαίρεση, είναι
ωστόσο αναγκαίο για να δοθεί τέλος
στον ανθρώπινο πόνο και να
αποκατασταθεί η δημόσια τάξη.
Οι μετανάστες οι οποίοι θα φθάνουν
στα ελληνικά νησιά θα ταυτοποιούνται
σχολαστικά και κάθε αίτηση για άσυλο
θα εξετάζεται από τις ελληνικές αρχές,
με βάση την Οδηγία για τις Διαδικασίες
Ασύλου. Όσοι μετανάστες δεν
καταθέσουν αίτημα για χορήγηση
ασύλου ή όσων η αίτηση κριθεί χωρίς
βάση ή απαράδεκτη, θα επιστρέφουν
στην Τουρκία.
Τουρκία και Ελλάδα, με τη βοήθεια
των θεσμών και υπηρεσιών της Ε.Ε., θα
κάνουν όλες τις αναγκαίες κινήσεις και
διμερείς ρυθμίσεις, μεταξύ άλλων για την
παρουσία Τούρκων αξιωματούχων στα
ελληνικά νησιά, ώστε να υπάρχει
σύνδεσμος και εγγύηση για τη
διευκόλυνση όλων των παραπάνω
ενεργειών. Το οικονομικό κόστος θα
καλυφθεί από την Ε.Ε..
Τα Μέλη του Ευρωπαϊκού
Συμβουλίου χαιρετίζουν τη δέσμευση της
Bir fabrika
daha kapandı…
İSKEÇE’deki Haciioannu Çorap
Fabrikası (Venus Victoria) kapandı.
Bölgedeki en büyük fabrikalardan biri
olan ve ekonomik kriz öncesine kadar
çok sayıda kişiye iş imkanı veren
Haciioannu Çorap Fabrikası da kepenk
indiriyor. Fabrikanın zirvede olduğu
dönemde 700 kişiye istihdam sağlayan
fabrikadaki çalışanlar son dönemde 60
kişiye kadar düştü.
Üç ay önce çalışanlarına fabrikanın
kapanacağını bildiren Haciioannu
şirketi, kapısına kilit vurma kararını
açıkladı.
İskeçe İşçi Merkezi Angelos
Bebekidis, sözkonusu fabrikanın
kapanmasıyla yaklaşık 100 ailenin
daha işsizlik ve ekonomik krizle karşı
karşıya kalacağını söyledi. Bebekidis,
fabrika yönetiminin çalışanlarına
ücretlerini tam olarak ödemesinin
olaydaki tek teselli nedeni olduğunu
ifade etti.
Farbikanın sendika başkanı
Lemonya Zaprani ise ücretlerini
aldıklarını ancak 50 yaşında işsiz kalan
bir insanın bundan sonra iş
bulmasının çok zor, hatta imkansız
olduğunu söyledi.
Haciioannu Çorap Fabrikası bir
süredir yatırımlarını komşu ülke
Bulgaristan’a taşımıştı.
18 Mart 2016
Τουρκίας οι μετανάστες οι οποίοι
επιστρέφουν στο τουρκικό έδαφος να
προστατεύονται με βάση το διεθνές
δίκαιο για τους πρόσφυγες, επί τη βάσει
της αρχής της μη-επαναπροώθησης.
Για κάθε Σύρο ο οποίος θα
επιστρέφει στην Τουρκία από τα
ελληνικά νησιά, ένας άλλος Σύρος θα
επανεγκαθίσταται από την Τουρκία
στην Ε.Ε..
Μηχανισμός ο οποίος θα
θεσμοθετηθεί από την Τουρκία και την
Ελλάδα, με τη βοήθεια της Κομισιόν και
άλλων υπηρεσιών της Ε.Ε., καθώς και
άλλων χωρών – μελών, με τη συμβολή
και της Ύπατης Αρμοστείας του ΟΗΕ
για τους Πρόσφυγες, θα εξασφαλίζει ότι
αρχή «ένας για έναν» θα αρχίσει να
εφαρμόζεται πλήρως.
Προτεραιότητα για εγκατάσταση
στην Ε.Ε. θα δοθεί σε όσους μετανάστες
δεν έχουν προσπαθήσει στο παρελθόν
να εισέλθουν στην Ε.Ε. με παράτυπο
τρόπο.
Από την πλευρά της Ε.Ε., η
μετεγκατάσταση μέσω του
συγκεκριμένου μηχανισμού θα λάβει
χώρα με τον σεβασμό των δεσμεύσεων
σε ποσοστά τις οποίες ανέλαβαν τα
κράτη – μέλη στο Ευρωπαϊκό
Συμβούλιο της 22ας Ιουλίου 2015, με
18.000 θέσεις για μετεγκατάσταση να
παραμένουν ανοικτές. Κάθε μελλοντική
συμφωνία θα λειτουργεί με εθελοντική
συμφωνία του κράτους – μέλους και
μέχρι του ορίου των 54.000 ατόμων.
Τα μέλη του Ευρωπαϊκού
Συμβουλίου χαιρετίζουν την πρόθεση
της Ευρωπαϊκής Επιτροπής να
προτείνει την αναθεώρηση της
συμφωνίας μετεγκατάστασης της 22ης
Σεπτεμβρίου ώστε να επιτρέψει οι νέες
θέσεις μετεγκατάστασης να μειώνουν
αυτόματα τον αριθμό των ανοικτών
θέσεων μετεγκατάστασης της
προηγούμενης συμφωνίας ανά χώρα –
μέλος.
Η εφαρμογή του οδικού χάρτη για
απελευθέρωση της βίζας θα επιταχυνθεί
με ορίζοντα την άρση των απαιτήσεων
για βίζα για τους Τούρκους πολίτες που
θέλουν να ταξιδέψουν στην Ε.Ε. μέχρι
το τέλος του Ιουνίου 2016.
Γι’ αυτό τον σκοπό, η Τουρκία θα
λάβει τα αναγκαία μέτρα ώστε να
εκπληρώσει τις εναπομείνασες
απαιτήσεις και να επιτρέψει στην
Κομισιόν να καταθέσει σχετική
πρόταση μέχρι το τέλος Απριλίου, στη
βάση της οποίας το Ευρωπαϊκό
Κοινοβούλιο και το Ευρωπαϊκό
Συμβούλιο θα λάβουν σχετική
απόφαση.
Η Ε.Ε., σε στενή συνεργασία με την
Τουρκία, θα επιταχύνει την εκταμίευση
των 3 δισ. ευρώ για τους πρόσφυγες
που φιλοξενούνται στην Τουρκία και
την παραπέρα χρηματοδότηση για
άτομα τα οποία φιλοξενούνται
προσωρινά στην Τουρκία πριν το τέλος
του Μαρτίου. Μόλις αυτοί οι πόροι
καταστούν άμεσα καταβλητέοι και με
την προϋπόθεση ότι θα φανεί η
αποτελεσματικότητα της χρήσης τους, η
Ε.Ε. είναι έτοιμη να αποφασίσει
επιπλέον χρηματοδότηση με άλλα 3 δισ.
έως το τέλος του 2018.
Η Ε.Ε., μαζί με την Τουρκία, θα
προετοιμάσουν την απόφαση για το
άνοιγμα νέων κεφαλαίων της
ενταξιακής διαπραγμάτευσης το
συντομότερο δυνατό, «χτίζοντας»
επάνω στα συμπεράσματα του
Ευρωπαϊκού Συμβουλίου του
Οκτωβρίου του 2015.
“Özel kontenjan
devlet birimlerinde
uygulanamadı”
Devlet memurluğuna
binde 5’lik
kontenjanla 7 yılda
10 memur
Milletvekili İlhan Ahmet söz konusu
yasanın kabulünden sonra bugüne
kadar, Sivil Koruma Genel Sekreterliği’ne
hiç bir personel alınmadığını, hatta resmi
olarak sunmuş oldukları talep
çerçevesinde itfaiyeye de azınlıktan hiç
bir elemanın alınmadığının altını çizdi.
RODOP Milletvekili İlhan Ahmet’in
Trakya’daki azınlık üyelerinin, istisnai
olarak Yunanistan çapında gerçekleşen
Personel Seçimi Yüksek Kurulu (ASEP)
sınavlarıyla kamu sektöründe işe
alınmaları ile ilgili yasanın uygulanıp
uygulanmadığına ilişkin meclise
sunduğu soruya cevap geldi.
İLHAN AHMET: “KANUN DEVLET
BİRİMLERİNİN BÜTÜN ALANLARINDA
UYGULAMA ALANI BULMAMIŞTIR”
Milletvekili Ahmet yaptığı açıklamada,
“Her ne kadar, bu girişim pozitif
ayrımcılık olarak başlatılmış olsa da,
maalesef şu ana kadar devlet birimlerinin
bütün alanlarında uygulama alanı
bulmamıştır. Azınlık mensubu
gençlerimizin devlet memuru olarak
istihdamı esnasında pozitif ayrımcılık
esasına göre kabul edilen yasanın özel
binde beşlik kontejan çerçevesinde,
azınlık üyelerine hem polis
akademilerinde hem de itfaiye
birimlerinde de görev sağlayacak şekilde
uygulanmasını talep etmekteyiz.”
ifadelerine yer verdi.
YEDİ YILDA SADECE 10 AZINLIK
MENSUBU İSTİHDAM EDİLDİ
ASEP’ ten gelen cevapta 2008 yılından bu
yana, azınlık üyelerinin kamu alanında
görevlendirilmeleri için uygulanan binde
5’lik özel kontenjan uygulaması
çerçevesinde yedi yıl içinde sadece 10
azınlık üyesine istihdam sağlandığı
belirtildi.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 19
19
GÜN­DEM­dünya
18 Mart 2016
AB: PKK'yı terör
örgütü olarak
görüyoruz
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve
Güvenlik Politikası Yüksek
Temsilcisi Federica Mogherini,
“PKK, AB için tüm açılardan
kesinlikle bir terör örgütüdür.”
dedi.
AVRUPA Birliği (AB) Dış
İlişkiler ve Güvenlik Politikası
Yüksek Temsilcisi Federica
Mogherini, PKK'yı AB içi ve
dışındaki faaliyetleriyle bir terör
örgütü olarak gördüklerini
belirterek, "Bugün hem söylem
hem de eylemde dayanışma
günü" dedi
Mogherini, AB Dışişleri
Bakanları Toplantısı sonrası,
"PKK'nın Avrupa'daki
faaliyetlerinin, AB'nin dünkü
Ankara'daki saldırı sonrası ifade
ettiği dayanışmasıyla çelişip
çelişmediğine" ilişkin bir soru
üzerine, terör örgütüyle ilgili
değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıya girerken yaptığı
açıklamada saldırıda hayatını
kaybedenlerin aileleri, Türk halkı
ve yetkilileriyle olan
dayanışmasını ifade ettiğini
kaydeden Mogherini, Türkiye
Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun
da katılacağı cuma günkü AB
Konseyi Toplantısı'nda terör
konusunun ele alınacak
unsurlardan biri olacağını
söyledi.
Davutoğlu'yla her zaman
yaptıkları gibi teröre karşı ortak
mücadeleyi konuşacaklarını
ifade eden AB yetkilisi, "PKK
meselesine gelecek olursak, çok
iyi bildiğiniz gibi PKK, AB için
tüm açılardan kesinlikle bir terör
örgütüdür. AB içi ve dışındaki
faaliyetleriyle onu (PKK) terör
örgütü olarak görüyoruz ve buna
da bağlıyız." dedi.
Daha önceki açıklamalarda
Türk hükümetini Çözüm
Süreci'ni yeniden başlatmaya
çağırdıklarını ifade eden
Mogherini, "Fakat bugün hem
söylem hem de eylemde
dayanışma günü. Bu hafta içi
Başbakanla buluşma imkanımız
olacak ve dayanışmamızı bir kez
daha ifade edeceğiz." diye
konuştu.
AVRUPA'DAKİ PKK VARLIĞI
PKK, 2002'den beri AB'nin terör
örgütleri listesinde yer alsa da,
bazı AB ülkelerinde faaliyetlerine
devam ediyor. PKK liderleri ve
yandaşları zaman zaman Avrupa
Parlamentosu'nda toplantılara
katılıyor. Bazı PKK liderlerinin
yaşadığı Belçika'da terör
örgütüne ait TV kanalları da
yayınlarını halen sürdürüyor.
Belçika Başbakan Yardımcısı
ve Dışişleri Bakanı Didier
Reynders, geçen hafta Türkiye'ye
yaptığı ziyarette PKK kanallarına
ilişkin, "Eğer bir kişi veya
kurumun suç işlediğini ve
kriminal faaliyetler yaptığını
ispatlarsak, bunları takip
edeceğiz ve gerekli adli
kovuşturmaları başlatacağız. Suç
unsuruna rastladığımız zaman
daha fazla adım atmaya da
açığız." demişti.
PKK, Avrupa'da kendisine
gelir sağlayan finansal
faaliyetlerde de bulunuyor.
Dünyanın en mutlu
insanları Danimarkalılar
BM Sürdürülebilir Kalkınma
Ağı'nın 2016 Dünya Mutluluk
Raporu'na göre dünyanın en
mutlu insanları Danimarka, en
mutsuz insanları ise Burundi'de
yaşıyor.
Columbia Üniversitesi'nin BM
Sürdürülebilir Kalkınma Ağı için
hazırladığı Dünya Mutluluk
Raporu Roma'da açıklandı.
157 ülkede vatandaşlarla
yapılan anketler sonucunda
hazırlanan raporda kişi başına
düşen gayri safi milli hasıla,
ortalama yaşam süresi, sosyal
çevrenin bireye desteği, kişisel
özgürlük, hayırseverlik,
bireylerin hükümet ya da resmi
kurumlara yolsuzluk gibi
konularda duyduğu güven ve
sosyal güvenlik sistemi gibi
etkenler baz alındı.
2016 Dünya Mutluluk
Raporu'na göre dünyanın en
mutlu insanları Danimarka'da
yaşıyor. Geçen yıl Dünya
Mutlululuk Raporu'nun ilk
sırasında İsviçre yer almıştı. Bu
yılki raporda İsviçre ikinci
sıraya geriledi. Üçüncü sırada
ise İzlanda bulunuyor.
İlk 10'a giren diğer ülkeler,
Norveç, Finlandiya, Kanada,
Hollanda, Yeni Zelanda,
Avustralya ve İsveç. Bu ülkeler
2015 yılı raporunda da ilk
sıralarda yer almıştı. Bu ülkeleri
sırasıyla 11'inci sırada İsrail,
ardından sırasıyla Avusturya,
ABD, Costa Rica ve Puerto Rico
takip ediyor.
Almanya bu yılki raporda
16'ncı sırada yer aldı. Almanya
geçen yıl 26'ncı sıradaydı.
Dünya Mutluluk Raporu'nda
Yunanistan, İspanya gibi
ülkelerde ekonomik krizler
nedeniyle mutluluk konusunda
gerileme olduğuna dikkat
çekiliyor.
BELÇİKA’DA PKK’YA
ÇADIR KURMA İZNİ
Öte yandan, Belçika hükümeti,
terör örgütü PKK'ya, Türkiye
Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun
da katılacağı Türkiye-AB
Zirvesinin yapılacağı AB Konseyi
binasının hemen arkasında çadır
kurması için izin verdi.
Türkiye'de Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı
Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı
Efkan Ala ile Belçika Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı
Didier Reynders, İçişleri Bakanı
Jan Jambon, Adalet Bakanı Koen
Geens'in katılımıyla yapılan üçlü
toplantıdan sadece bir hafta
sonra terör örgütü
yandaşlarından yeni bir adım
geldi.
PKK yandaşları aldıkları izin
sayesinde Brüksel'deki AB
Konseyi binasının hemen
arkasına çadır kurdu.
Belçika, terör örgütleri PKK ve
DHKP-C'nin Avrupa'da en yoğun
faaliyette bulunduğu ülkelerin
başında geliyor.
“IŞİD soykırım uygulamıştır”
ABD Dışişleri Bakanı John
Kerry, terör örgütü IŞİD’in
Suriye ve Irak’ta “soykırım”
yaptığı değerlendirmesine
vardığını bildirdi.
Kerry, geçen yıl ABD
Kongresi’nde alınan karar
gereği 17 Mart’a kadar verilen
sürede IŞİD’in soykırım yapıp
yapmadığına ilişkin
değerlendirmesini açıklaması
gerekiyordu. Bu sürenin
dolduğu gün
değerlendirmesini açıklayan
Kerry, IŞİD’in soykırım
yaptığını söyledi.
Kerry, “Benim
değerlendirmeme göre IŞİD,
kontrolündeki bölgelerde
Yezidiler, Hıristiyanlar ve Şii
Müslümanlara soykırım
uygulamıştır.” dedi.
IŞİD’in insanlığa karşı suç
işlediğini ve etnik temizlik
uyguladığını belirten Kerry,
çatışmalardan dolayı erişim
imkanları kısıtlı olduğu için
DAEŞ’in eylemlerine dair
detaylı ve ayrıntılı bir resim
ortaya çıkaramasalar bile bu
kanıya vardığını dile getirdi.
Kerry, “Son aylarda Dışişleri
Bakanlığı, istihbarat örgütleri
ve diğer grupların topladığı
geniş bilgiler ışığında bir
gözden geçirme yaptık.
Değerlendirmem bu temele
dayanıyor.” diye konuştu.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 20
20
GÜN­
GÜN­
DEM­
DEM­
ekonomi
tarih
Haftanın Sohbeti
RIZA KIRLIDÖKME
[email protected]
Muhterem hemşehrilerim;
Dört haftadır. Üstad NURİ efendinin
1952 Şubat ve Mart ayında o süreçte
Başbakan yardımcısı ve Dışişleri bakanı
Sayın Sofokli VENİZELOS ile Türkiye’ye
yaptıkları seyahatin cereyan safhasını
sizlerle paylaşıyoruz.
Biz bu ziyareti ‘BÜYÜK BİR ÖZLEMLE
ANIMSADIĞIMIZ TARİHİ TÜRK – YUNAN
DOSTLUĞUNDAN ANILAR” başlığı
verdik.
Niçin mi?
Bakınız bu ziyaretin başını çeken
büyük Elefteryos VENİZELOS’un oğlu
Sofokli VENİZELOS gerçekleştirdi.
Ve Türk toprağına ayak bastığı zaman
şu beyanatı vermişti:
“Türkiye topraklarına ayak basmak
üzere bulunduğum şu anda derin bir
bahtiyarlık içindeyim. Uzun zamandan
beri, Atina’da bulunan Türkiye büyük
elçisinin hükümeti adına yaptığı nazik
davete bu seyahatim ile cevap vermiş
oluyorum ki esas maksat her iki
memleket arasında mevcut olan
dostluğu takviye ve ikmaldir. Bu
maksadı daha bariz bir şekle sokmak
gayesiyle partime mensup ve “ASLEN
TÜRK OLAN İKİ MİLLLETVEKİLİNİ DE
BERABERİMDE GETİRMİŞ
BULUNUYORUM. BU MEBUSLAR Osman
ÜSTÜNERLE Osman NURİFETTAHOĞLU’
dur” “ Üstat NURİ efendi” diyerek
Türkiye’ye ayak basan müteveffa Sofokli
VENİZELOS’un bu babayiğitliğini
bundan evvelki sohbetlerde okuduğunuz
ve fotoğraflarını gördüğünüz gibi bir
ibret simgesi olarak Üstad NURİ
efendin’nin kaleminden size şu düşünce
ile aktarıyoruz.
Bu gün de Batı Trakya Türklerinin
Yunan MİLLETMECLİSİNDE LEVENT
GİBİ DÖRT TANE TÜRK MİLLETVEKİLI”
var diyoruz ve bakalım “Sofokli
VENİZELLOS’UN Türkiye’ye gider iken
“BEN CEMİLE OLARAK BATI TRAKYALI
TÜRK MİLLETVEKILLERİ” ni de
beraberimde getirdim diyecek
“EKSELANS YUNAN BAŞBAKANI”
çıkacak mı? Hayalinin gerçekleşmesini
ümit ediyoruz ve bekliyoruz
***
Aşağıda Üstat NURİ efendinin
Perşembe 14 Şubat 1952 ve 497 sayılı
“TRAKYA” gazetesinde dördüncü
sohbeti ile bu haftaki söyleşimize devam
ediyoruz.
512
29
18
Haziran
Şubat
Ocak
Mart 2016
2015
Büyük bir özlemle
Türk - Yunan
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 21
18 Mart 2016
GÜN­DEM­tarih
21
anımsadığımız tarihi
dostluğundan anılar
***
Gerçekleşen ilk faydalı olay
İskeçe milletvekili Üstad NURİ efendi
ile Gümülcine milletvekili Osman
ÜSTÜNERİN bu seyahate katılmaları çok
faydalı olmuştur.
Üstad NURİ efendinin bu ziyaret
reportajının son paragrafında şu çümle
gecmektedir:
“Bu seyahatimizden Batı Trakya
Türklerinin elde edecekleri faydalardan
bahsedeceğiz diyor”
Evet, Batı Trakya Türkleri bu
seyahatten sonra ilk elde ettikleri şey
“GÜMÜLCİNEDE AÇILAN CELAL
BAYAR LİSESİDİR.”
Aşağıda gördüğünüz fotoğraf 2 Aralık
1952’de Yunan Kraliçesi FİRİDERİKİ’yi
Yunan Kralı PAVLOS’su ve Türkiye
Cumhuriyetinin üçüncü ve ilk sivil
Cumhurbaşkanı Ekselans “Celal BAYAR’ın
katılımı ile açılan bu irfan ocağımız o
süreçten bu güne kadar medarı iftirahımız
olmuştur.
Biz, onun için bu seyahate “BÜYÜK
BİR ÖZLEMLE ANIMSADIĞIMIZ
TARİHİ TÜRK YUNAN
DOSTLUĞUNDAN ANILAR” dedik.
Batı Trakyada orta eğitim 1919 - 1920
savaş yılları münasebeti ile Gümücinede,
taa Osmanlı idaresinden beri çalışan
Gümülcine “ RÜŞTÜYE - ORTAOKULU”,
“ İDADİYE- LİSE”si ve gerekse İskeçedeki
“ ERKEK ve KIZ RÜŞTİYELERİ”
kapanmıştı.
Dolayısıyle Batı Trakya Türklerinin orta
eğitim müesseselerine çok ihtiyacı verdı.
Gümülcinede yukarıda açılış tarihini
verdiğimiz “CELAL BAYAR
ORTAOKULU ve LİSESİ” Batı Trakya
Türkleri için bir “MİLAT” olmuştur.
Bu gün bütün Trakyada ki ilim
sathındaki orta kuşağın üzerindekiler
hemen hemen hepsi “CELAL BAYAR
ORTAOKULU ve LİSESİ” mezunudur.
Bu ilk irfan ocağımızın açılış tarihi
sürecinde yukarıda Üstad NURİ
efendininde ifade ettiği gibi “TÜRK YUNAN” dostluğuna bir nişane olmak
üzere Yunan Kraliyet ailesi tarafından Batı
Trakya Türklerine “CELAL BAYAR
ORTAOKULU ve LİSESİ” özel bir yasa ile
yaptırılarak bize hediye edilmiştir.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 22
22
GÜN­DEM­haber
EĞİTİMCİ GÖZÜYLE
Emine Tabak Ahmet
18 Mart 2016
Kurcalı kadınlarının
etkinliğinde mülteciler
de unutulmadı
KURCALI Azınlık Kadınları
Eğitim ve Kültür Derneği’nin 8
Mart Dünya Kadınlar Günü
çerçevesinde her yıl düzenlediği
etkinlikte yüzlerce kadın
biraraya geldi. Etkinlikte elde
edilecek gelirin bir kısmımın
kuralları takip etmekte
göçmen ve mülteciler için
zorlandıkları için uyumsuzluk
düzenlenen yardım
gösterirler.
kampanyalarına bağışlanacağı
Hiperaktif çocuklar ise
belirtildi.
yerlerinde duramaz, devamlı
11 Mart Cuma akşamı
kıpır kıpırdırlar. Kendi
gerçekleşen yemekli eğlenceye,
yaşıtlarından her zaman daha
farklı köylerden 500’e yakın
hareketlidirler. Her şeye
kadın katıldı.
karışırlar. Mobilyaların
Kurcalı Azınlık Kadınları
üzerlerinde gezer ve sürekli
Eğitim ve Kültür Derneği
koşarlar. Bir iş yaparken, hatta
Başkanı Dilek Osman
toplum olarak da, bireysel
sebeple bu süreçte seferber olan
yemekte bile sık sık ayağa
etkinlikteki konuşmasında,
toplumun fertleri olarak bizler
olarak da çok farklı olsa da,
kalkıp dolaşırlar. Elleri, ayakları “Gerçek hayatta yüzyüze
de bu akşam burada bulunan
bizim
burada
yılda
bir
akşam
da
sürekli hareket halindedir.
olduğumuz sorunları yılda bir
herkesin çorbada tuzu olması
olsa eğlenmek için
Elleriyle sürekli bir şeyle meşgul günlüğüne de olsa geride
adına, bu gece burada elde
toplanmamız,
bu
gerçeklerin
olurlar. Sonuçlarını
bırakıp bu akşam burada bu
edilecek gelirin bir kısmı ile
farkında
olmadığımız
anlamına
düşünmeden tehlikeli işlere
kadar yoğun katılımla birarada
göçmen ve mülteciler için
gelmez.
İçinden
geçtiğimiz
girişirler.
olmamız çok önemli. Evet
yürütülen yardım
ekonomik
krizin
de,
mülteci
ve
Hiperaktir çocuklarda okul
günlük yaşantımızda
kampanyasına katkı sağlamayı
göçmen
krizi
dediğimiz
insanlık
öncesinde de sürekli bir
gerçekliklerimiz ülke olarak da,
uygun bulduk.” dedi.
sınavının da farkındayız. Bu
hareketlilik gözlenir. Ancak
hiperaktivite çocuğun yaşı
büyüdükçe azalmaya başlar.
Dikkat eksikliği ise uzun süre
devam edebilir. Bu
özelliklerdeki çocuklar,
öğretmenlerinden sık sık uyarı
alırlar. Kendilerini derse
veremedikleri ve dikkatleri de
çabuk dağıldığı için, normal bir
zeka düzeyine sahip de olsalar
dersleri çoğu zaman zayıftır.
Çocuğun bu aşırı
hareketliliğinden dolayı aile onu
eve kapatıp dışarı çıkartmak
istemez. Ancak başka çocuklarla
görüşmesi kısıtlanan çocuk,
daha da problemli olup
özgüvenini kaybeder.
Bu çocuklara ve ailelere
yardım edilmesi gerekir. Bunun
için de çocuk ve aile psikososyal
açıdan desteklenmelidir. Okulda
öğretmenin davranışları da çok
AVRUPA Batı Trakya Türk Federasyonu’na
FÜRTH/NÜRNBERG DERNEĞİ’NDE
önemlidir. Öğretmen ve aile
(ABTTF) üye Fürth/Nürnberg Batı Trakya Türkleri
KADINLAR KOLU KURULDU
işbirliği yaparak çocuğa
Kültür ve Yardımlaşma Derneği, 6 Mart Pazar
Fürth / Nürnberg Batı Trakya Türkleri Derneği’nde
yardımcı olmalıdır. Bir uzmanın günü genel kurulunu gerçekleştirdi.
yeni yönetim kurulu için yapılan seçimlerin
da yardımıyla çocuğun
Dernek lokalinde gerçekleşen genel kurula,
ardından bir ilke imza atılarak, dernek
davranışlarının düzeltilebilmesi derneğin yaklaşık 40 üyesinin katıldığı belirtildi.
bünyesinde bir kadınlar kolu kurulması oy
için çalışılmalıdır.
Genel kurulda geçen dönemin faaliyet raporunun
birliğiyle onaylandı.
Çocuklarınızla problemsiz,
görüşülmesininin ardından üyeler mali rapor
Kadınlar Kolu üyeleri şu isimlerden oluştu:
keyifli bir hafta geçirmenizi
üzerine görüşlerini dile getirdiler. Yapılan
Şennur Helvacı
dilerim.
oylamada, Mehmet Emin başkanlığındaki
Yeliz Şerif
derneğin yönetim kurulu oy birliğiyle aklandı.
Filiz Kayrak
Genel kurulda yapılan oylamada Mehmet Emin
Seval Ayvalı
yeniden başkan seçildi. Derneğin yeni yönetimi
Güler Mehmet
şu isimlerden oluştu:
Çocuklarda Dikkat
Eksikliği ve Hiperaktivite
erek aile, gerekse
çocuk için önemli bir
sorun olan dikkat
eksikliği ve hiperaktivite bizim
toplumumuzda da pek çok aile
için sıkıntı teşkil etmekte.
Dikkat eksikliği ve
hiperaktiviteyi bazen tek başına
bazen de ikisini birlikte
görebiliriz. Dikkat eksikliği olan
çocuklar dikkatlerini uzun süre
bir yere ya da bir şeye
veremezler. Başladıkları işin
sonunu getirmekte zorlanırlar.
İşlerini düzensiz ve dağınık
yaparlar. Bir işten diğerine
atlarlar. Dikkat ve ilgileri çabuk
dağıldığı için karşılarındakileri
dinleyemezler. Yaptıkları işlerde
hatalar yaparlar. Ders çalışırken
acele ederler, bir an önce
bitirmeye çalışırlar. Çeşitli
bahanelerle sık sık çalışma
masasından kalkarak derse ara
verirler. Sınıfta da öğretmeni
takip etmek yerine başka
şeylerle ilgilenirler. Sınıfta
sıkıldıkları için arkadaşlarıyla
konuşurlar, onlara laf atarlar ve
onların da dikkatini dağıtmaya
çalışırlar. Ya da sessiz ve dalgın
oturarak öğretmeni dinlemezler.
Sınavlarda da acelecilikleri
yüzünden bildiklerini bile yanlış
yazabilirler.
Dikkat eksikliği okul öncesi
dönemde pek farkedilmeyebilir.
Zeka düzeyi iyi olan, özel bir
öğrenme güçlüğü olmayan
çocuklarda da dikkat eksikliği 3.
ve 4. sınıftan sonra daha fazla
hissedilmeye başlar. Çünkü
dersler daha ağırlaşmıştır ve iyi
takip edilmesi gerekir.
Dikkat eksikliği olan çocuklar
özellikle televizyon karşısında
ve bilgisayar oyunları ile uzun
süre vakit geçirebilirler. Bu
durum çocukta dikkat sorunu
yokmuş izlenimi verir. Bu
çocuklar sosyal ortamda da
konuşurken, dikkatleri çabuk
dağıldığı için konudan konuya
atlayabilirler. Oyunlarda da
G
Fürth/Nürnberg Derneği’nde seçim
ABONELER‹M‹Z‹N D‹KKAT‹NE
Y›ll›k abone ücretlerini ödemeyen
abonelerimizin, Gümülcine’deki
P. Mavromihali (İdadiye Sokağı) 4-6
adresinde bulunan büromuza gelerek abone
ücretlerini ödemeleri önemle rica olunur.
GÜNDEM
KADINLAR GÜNÜ KUTLANDI
YÖNETİM KURULU
Başkan: Mehmet Emin
Başkan Yrd.: Ahmet Muhacir
Genel Sekreter: Bülent İdrisoğlu
Kasadar: Özkan Mustafa
Lokal, Organizasyon ve Alışveriş Baş
Sorumlusu: Mümin İbrahim
Lokal Sorumlusu: Berkan Özden
Lokal Sorumlusu: Serhat Mehmetoğlu
Bu arada, Fürth/ Nürnberg Batı Trakya Türkleri
Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin yönetim
kurulu ve yeni kurulun Kadınlar Kolu, 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir etkinlik
düzenledi.
12 Mart Cumartesi günü dernek lokalinde
gerçekleşen kutlamaya yaklaşık yüz kişinin
katıldığı ifade edildi.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 23
23
GÜN­DEM­spor
18 Mart 2016
Bülent Korkmaz
defteri kapandı!
GALATASARAY yönetimi
Bülent Korkmaz’a 9 maçlık
teklif yaptı. Korkmaz ise en az
1,5 yıllık kontrat isteyince
anlaşma olmadı. Fenerbahçe
derbisine altyapı koordinatörü
Riekerink çıkacak.
Teknik direktörlük
arayışlarını sürdüren
Galatasaray, Bülent Ünder’in
ardından Bülent Korkmaz ile de
anlaşamadı. Yönetim,
Korkmaz’a sezon sonuna kadar
takımın başına geçmesini,
önümüzdeki sezon ise takımın
bünyesinde kalıp, görev
tanımını farklı şekilde
düzenlemeyi teklif etti. Ancak
Podolski’den
ayrılık sinyali
Korkmaz, 1.5 yıllık teknik
direktörlük düşündüğünü ifade
etti.
Yaşanan anlaşmazlık sonrası
Pazar günü oynanacak
Fenerbahçe derbisine altyapı
koordinatörü Riekerink’in
çıkması bekleniyor.
Türkiye Futbol
Federasyonu’nun geçiçi olarak
Galatasaray teknik direktörlüğü
yapan Orhan Atik’in
lisansından dolayı verdiği süre
dolmuştu. Galatasaray yönetimi
de arayışlarına hız verip
Fenerbahçe derbisi öncesi
takımın başına yeni bir teknik
direktör getirmeyi amaçlıyordu.
Conte, İtalya Milli
Takımı’nı bırakacak
UEFA’dan Borussia
Dortmund’a soruşturma
UEFA, Borussia Dortmund ile Tottenham Hotspur arasında
oynanan Avrupa Ligi maçında 17 İngiliz taraftarın yaralanmasıyla
sonuçlanan olaylar nedeniyle Alman kulübü hakkında
soruşturma açtı.
UEFA’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, Borussia
Dortmund’un konuk ettiği Tottenham Hotspur’u 3-0 yendiği 10
Mart’ta oynanan UEFA Avrupa Ligi son 16 turu mücadelesinde
yaşanan güvenlik sorunu ve tribünlerde boş bırakılması gereken
merdivenlerin taraftarlarca kullanılması gerekçeleriyle ev sahibi
ekip hakkında soruşturma açıldığı belirtildi.
UEFA Kontrol, Etik ve Disiplin Kurulunun, konuyu görüşmek
için 19 Mayıs’ta toplanacağı kaydedildi. Signal Iduna Park’ta
oynanan maçta stat girişinde yaşanan izdihama güvenlik güçleri
biber gazı ve cop kullanarak karşılık vermişti. Çıkan olaylarda, 17
Tottenham taraftarı yaralanmıştı.
Milli güreşçi trafik kazasında
hayatını kaybetti
ASKİ Spor’lu milli güreşçi, Avrupa Gençler Şampiyonu Ömer
Uzan, Ankara’da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
Büyükşehir Belediye Ankaraspor Kulübü’nde güreşe başlayan
genç güreşçi, dün gece kendi kullandığı araçla Yenimahalle’de
geçirdiği trafik kazasında yaşamını yitirdi.
2009 yılında itibaren ASKİ Spor Kulübü’nde spor yaşamını
sürdürmeye başlayan Uzan, ASKİ Spor formasıyla 2011 yılında
60 kilo serbest stilde Sırbistan’da düzenlenen şampiyonada,
Gençler Avrupa Şampiyonluğu’nu elde etti. Aynı yıl
Romanya’nın Başkenti Bükreş’te dünya üçüncülüğünü kazanan
ve gelecek vaat eden Ömer Uzan, dün gece geç saatlerde evine
dönerken, kendi kullandığı aracın kontrolünü kaybedip direğe
çarparak geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
İTALYA Futbol Federasyonu
(FIGC) Başkanı Carlo Tavecchio,
Milli Takım Teknik Direktörü
Antonio Conte’nin bu yaz
Fransa’da yapılacak Avrupa
Şampiyonası sonrasında
görevinden ayrılacağını
açıkladı.
FIGC Başkanı Tavecchio,
federasyon yönetim kurulu
toplantısına katılmadan önce
İtalyan basınına yaptığı
açıklamada, “Antonio Conte
bana Avrupa Şampiyonası
sonrası milli takımdaki
deneyiminin biteceğini söyledi”
ifadesini kullandı.
Conte, 2011-2014 yıllarında
Juventus’u İtalya Birinci Futbol
Ligi Seri A’da 3 sezon üst üste
şampiyon yaparak büyük çıkış
yapmış ve ardından 2014’te
beklenmedik şekilde
kulübünden ayrılmıştı. Aynı yıl
Conte, Brezilya’daki Dünya
Kupası’nda Cesare Prandelli ile
büyük hayal kırıklığı yaşayan
İtalya Milli Takım Teknik
Direktörlüğü’ne getirilmişti.
İtalyan teknik direktörün milli
takımdaki görevi boyunca aldığı
yıllık 4 milyon euro net maaş,
ülkede tartışma konusu
olmuştu.
Ülkenin yüksek tirajlı spor
gazetelerinden Corriere dello
Sport, Conte’nin ayrılışının
kesinlik kazanması durumunda
İtalya’nın ilk kez büyük bir
şampiyonaya görevden
ayrılacak olan bir teknik adamla
katılacağına dikkati çekti.
İtalyan basınında son
haftalarda çıkan diğer
haberlerde de Antonio Conte’nin
gelecek yıl için İngiltere Premier
Lig ekiplerinden Chelsea’nin
başına geçmeye hazırlandığı
ileri sürülürken, milli takım
teknik direktörlüğü için en
kuvvetli adayın ise 2006-2008
yıllarında İtalya’yı çalıştıran, şu
anda Bologna’nın başında
bulunan Roberto Donadoni
olduğu ifade edildi.
Galatasaray’ın Alman yıldızı
Ankara’daki terör saldırısında
Umut Bulut’un babasının da
hayatını kaybetmesi sonrası
Bild Gazetesi’ne “Bütün kulüp
şokta. Yaşanan olaylardan
sonra insan nasıl devam
edeceğini iyi düşünmeli” dedi.
Bild Gazetesi’ne göre Lukas
Podolski Galatasaray’dan
ayrılmayı düşünüyor. Gazete,
2018’e kadar Galatasaray ile
sözleşmesi bulunan 30
yaşındaki futbolcunun 37
kişinin hayatını kaybettiği
Ankara’daki terör saldırısının
ardından Türkiye’deki geleceği
hakkında düşünmeye
başladığını yazdı.
Saldırıda takım arkadaşı
Umut Bulut’un babasının da
hayatını kaybetmesinin
ardından cenaze töreni için
bütün takımın bugün
Kayseri’ye gideceğini
hatırlatan Bild, Podolski’nin
“Bütün kulüp şok yaşıyor.
Yaşananlardan sonra nasıl
devam edeceği konusunda
insan iyi düşünmeli” sözlerine
yer verdi.
Bild’in haberinde
Podolski’nin de oynadığı
Gençlerbirliği-Galatasaray
maçının saldırının
gerçekleştirildiği yere birkaç
kilometre mesafede olduğu
hatırlatılırken Türkiye’de
yaşanan gelişmelerin yaz
aylarında birçok yıldızın
Türkiye’den ayrılmasına yol
açabileceğine vurgu yapıldı ve
Fenerbahçe Teknik Direktörü
Pereira’nın “Burada kalıp
çalışmaya devam etmenin bir
anlamı olup olmadığını
bilmiyorum” sözlerine de yer
verildi.
Sharapova’ya
kötü haber
Birleşmiş Milletler, dopingli
olduğunu açıklayan dünyaca
ünlü tenisçi Maria
Sharapova’nın iyi niyet
elçiliğini askıya aldı.
Rus tenisçi, BM için İyi
Niyet Elçiliği”ni 2007’den beri
sürdürüyordu. Sharapova, 10
yıldır kullandığı bir ilaç
nedeniyle Avustralya Açık
Tenis Turnuvası’nda doping
testinden geçememişti.
Geçici olara tenisten men
edilen Sharapova, sponsorları
tarafından da terk edilmişti.
gundem_son970_Layout 1 21.03.2016 13:29 Page 24
ΓΚΙΟΥΝΔΕΜ
18 Μαρτὶου 2016
ΕΒΔΟΜΑΔΙΑΙΑ ΕΦΗΜΕΡΙΔΑ
Τεύχος: 970 Τιμή: 0.80 Ευρώ
Trakya Üniversitesi’ndeki yarışmanın
birincisi Gümülcineli Sibel oldu
Edirne’de Trakya Üniversitesi tarafından
düzenlenen kompozisyon yarışmasının birincisi
Gümülcineli Sibel Abdullah Hasan oldu.
TRAKYA Üniversitesi Rektörlüğü
tarafından düzenlenen “Bu Dünyanın Ev
Sahibidir Kadın” konulu kompozisyon
yarışmasında dereceye girenler, 8 Mart
Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri
kapsamında düzenlenen törende
ödüllerini aldı.
Edirne’deki Balkan Kongre
Merkesi’nde gerçekleşen etkinlikte,
Trakya Üniversitesi Rektörü Yener Yörük
yaptığı açılış konuşmasından sonra
kompozisyon yarışmasında dereceye
girenlere ödüllerini verdi.
Yarışmada, “Dünyanın Ev Sahibidir
Kadın” başlıklı kompozisyonuyla Trakya
Üniversitesi İpsala Meslek Yüksekokulu
öğrencisi Ayşegül Dümlü üçüncü,
“Bugün” başlıklı kompozisyonuyla
Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitim
Bölümü Resim – İş Eğitimi Anabilim Dalı
araştırma görevlisi Figen Girgin ikinci,
“Kadın’ın Evrendeki Estetiği” isimli
kompozisyonuyla Trakya Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Türkçe
Öğretmenliği
bölümü
öğrencisi Sibel
Abdullah
Hasan birinci
oldu.
Gümülcine
Celal Bayar
Azınlık
Lisesi’nden
mezun
olduktan sonra üniversite eğitimini
Edirne’de sürdüren Gümülcineli Sibel
Abdullah Hasan, böyle bir ödülü
kazandığı için çok mutlu olduğunu
söyledi.
Sibel Abdullah Hasan, “Yarışma
sonucu açıklandığında ilk anlarda birinci
geldiğime inanmakta zorluk çektim.
Fakat bunun gerçek olduğunu anlayınca
mutluluğum bir o kadar daha arttı. Ben
ilkokulu, ortaokulu ve liseyi
Gümülcine’de okudum. Fakat ana dilimin
Türkçe olmasına rağmen bunun hep
eksik olduğuna inanıyordum. Bu
eksikliğimi giderebilmek için kendime bir
hedef koydum. Bu hedefim de Türkçe’yi
daha iyi öğrenmek ve öğretmekti.
Bundan dolayı da Edirne’de Trakya
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türkçe
Öğretmenliği bölümünde okuyorum.
Böyle bir alanda, böyle bir kompozisyon
yarışmasında ödül almak beni çok mutlu
etti. Bana yardımcı olan, destek olan
arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum.”
diye konuştu.
Başbakan Çipras, Angelina Jolie ile görüştü
AMERİKALI sinema oyuncusu ve Birleşmiş
Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)
Özel Temsilcisi Angelina Jolie, Atina'ya yaptığı
ziyaret kapsamında Başbakan Aleksis Çipras ile
görüştü.
Görüşmenin ardından Jolie yaptığı yazılı
açıklamada, "BMMYK'nın ve Yunan hükümetinin
çabalarına destek olmak ve bu insanlık krizinin
idaresinin hızlandırılması için buradayım."
ifadelerini kullandı.
Sığınmacıların Yunan adalarına zorlu,
tehlikeli ve kimi zaman ölümcül şartlarda
vardığı vurgulanan açıklamada, Jolie'nin
Yunanistan'ın sığınmacılara yönelik
desteği ve dayanışmasına duyduğu
şükran belirtildi.
Jolie Çarşamba günü sabah
saatlerinde vardığı Atina'da, önce
sığınmacıların geçici olarak
konakladığı Pire Limanı'nı, sonra ise
Eleana semtindeki barınma merkezini
ziyaret etti.
Çarşamba günü Atina’ya gelen Jolie,
Perşembe günü de Midilli adasına
geçerek adadaki mültecilerle görüştü.

Benzer belgeler

Vakıflar sorununda çözüm arayışları

Vakıflar sorununda çözüm arayışları Yunanistan’ın komünistleri de önce milliyetçi, sonra enternasyonel… Neden garipsiyorum ki? AP salonunda Altın Şafak Milletvekili Lambros Fundulis ile Avrupa Halk Partisi (EEP) Milletvekili Sógor Cs...

Detaylı

İskeçe meydanı azınlığa KAPALI!

İskeçe meydanı azınlığa KAPALI! peki Ankara olacak mısınız?” sorusu ile biten yazı, işte böyle bir empatinin kurulması için anlamlı bir davet. Dünya kamuoyunu empati yapmaya çağıran o yazıyı sizinle paylaşmak istedim… “Türkiye’yi...

Detaylı

Okullarda Türkçe`ye kısıtlama

Okullarda Türkçe`ye kısıtlama Azınlık kuruluşları Ankara’daki terör saldırısını kınadı 13 Mart Pazar akşamı Ankara Kızılay’da bulunan Güvenpark’ta seyir halinde bomba yüklü bir aracın patlatılması sonucunda 37 kişi hayatını kay...

Detaylı