Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in

Transkript

Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
BİTLİS İSYANLARI;
Ermeni isyanları, Birinci Dünya Savaşı döneminde de sürmüş ve 1915 yer değiştirme (tehcir)
uygulamasını mecbur kılacak kadar devlet güvenliğini tehdit eder hale gelmiştir. Yurt dışındaki
Ermeniler, Osmanlı'nın seferberlik ilanıyla birlikte "intikam alayları" kurarken, Osmanlı
topraklarında yaşayan Ermeniler de özellikle yoğun bulundukları bölgelerde isyan hareketlerine
hız vermişlerdir.
Ermeni komiteleri en çok önemi, Van'dan sonra Muş ve Bitlis yörelerine veriyorlardı. Bölgenin
yolları, genellikle açık ve ulaştırma için uygundu. Bitlis kenti, Van-Diyarbakır-Halep-İskenderun
yolu üzerinde önemli bir yerleşim merkeziydi. Ermenilerin Muş ve Talori İsyanları da bu yörede
yapılmıştır.
Bu bakımdan Patrikhane tarafından en seçkin kimseler ve din adamları bu bölgede
görevlendirilmiştir. Patrikhanenin ve komitelerin Osmanlı yönetimine karşı Avrupa'ya yaptığı
şikayet ve başvurmalarda daima bu iki ildeki olaylardan söz edilmiş; ıslahat sorununda da yine
bu iller ileri sürülmüştür. Bu bölge, bir gün bile Ermenilerin saldırı ve isyanlarından
kurtulamamıştır.
Bitlis yöresindeki Ermeniler, sudan sebeplerle olay çıkarmaya çalışıyorlardı. Taşnak komitesi
tarafından Van'da yayınlanan Eşhadank ve Vandosb, Erzurum'da yayınlanan Haraç gazeteleri
bu olayları, yabancı ülkelerdeki Ermenilere duyuruyorlardı. Komiteler, bu olaylarla Ermenilerin
bir özerkliğe kavuşturulmasını amaç ediniyorlardı. Seferberliğin ilanından sonra Taşnak komitesi
Rusya'dan gereken talimatı alarak bu bölgede tanınmış komitacılardan Van Mebusu Vahan
Papasyan'ı getirmişti.
Seferberlik ilanına uyan Türk gençleri vatan savunmasına giderken, Osmanlı vatandaşı olan
Ermenilerin pek çoğu bu çağrıya uymamış, uyanlar da silahlarıyla birlikte kıtalarından kaçmaya
başlamışlardı. Ocak 1915'te Bitlis'in Hizar kazasının Sekür Köyü Ermenileri, asker kaçağı
aramaya giden jandarma müfrezesine, Osmanlı Hükümeti'ne asker vermeyeceklerini ve
1 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
hükümeti tanımadıklarını söyleyerek silah kullandılar ve jandarmaları öldürdüler.
Aynı durum, Korsu, Akhis, Beygeri, Arşin, Tasu gibi büyükçe köylerde de tekrarlandı. Komitalar
Van-Bitlis arasında Gevaş yolunu ve buradan geçen önemli haberleşme hattını kestiler. Bu
köylerde isyan devam ederken merkeze bağlı Viyris Köyü'nde de 20 Şubat 1915'te çarpışmalar
çıktı. Bunu Hizan ve Bitlis bölgesindeki isyanlar izledi.
Muş Ovası'nda da olaylar görülmeye başlandı. Akan bucağı Kümes Köyü'ne giden Bucak
Müdürü'yle yanındaki jandarmaların oturdukları eve sekiz saat süreyle ateş edildi. Jandarma ve
milislerden 9 kişi öldü. Buradaki harekatın Muş Taşnak delegesi Rupen ve komite
başkanlarından tanınmış Esro ve Papazyan tarafından yönetildiği açıklığa kavuştu. Asker
toplamak için Hizan'a giden Bitlis Jandarma Alay Komutanı'yla emrindeki müfrezenin Karkar
Der8esi'Nde yolları kesildi. Yedi saat çarpışmadan sonra bir jandarma eri şehit düştü.
Tanınmış Üzümlü Lato da emrindeki Van Ermenilerinden oluşan çetesiyle Mükes ve Hizan
civarında eşkıyalık yapıyordu.
Ermenilerin bu isyanlarındaki amaçları, harekat, ulaşım ve askeri haberleşmeyi aksatmak,
askeri kuvvetleri meşgul etmekti.
Bitlis'teki Rus konsolosu, İstanbul'daki Rus elçisine gönderdiği 24 Aralık 1912 gün ve 63 sayılı
raporunda şöyle diyordu:
"Ermeni kamuoyunun yukarıda belirtilen duruma gelmesinde Taşnak Komitesi'nin büyük bir payı
vardır. Komite, Ermenilerle Müslümanlar arasında çatışmalar çıkarmaya ve meydana gelecek
kötü durum üzerine Rusların işe karışmasını sağlamaya ve buraların Rus askerleri tarafından
ele geçirilmesine bütün güçleriyle çalışmaktadırlar."
KAYNAK:
SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2. Baskı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
1984, s. 190-192
2 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
---------------------------------------------------------------------------------
ERZURUM İSYANLARI;
Ermeniler tarafından Erzurum'un Garin bölgesi, komitacılar tarafından çok önemli görülüyordu.
Rus Ermenileri, Kafkasya'dan Osmanlı ülkesine buradan geçmişler ve önemli merkezlerini de
burada kurmuşlardır. Birinci Dünya Savaşı'ndan önce yapılan Taşnak Komitesi son kongresi de
burada toplanmıştı. Erzurum, Trabzon-Van yolunun üzerinde bulunduğu için hem karayoluyla
Kafkasya'dan ve hem Trabzon yoluyla Batum, Köstence ve diğer yerlerden düzenli bilgi alınır ve
buradan içeriye silah ve cephane sokulabilir.
Seferberliğin ilanından sonra yıllarca Ermeni isyanlarına, kıyım ve kırımlara sahne olan Erzurum
bölgesinde savaş başladığı zaman, il merkezi ve sancaklarda Ermenilerden silah altında
bulunanlar, kendi silahlarıyla birlikte Ruslara sığınmışlardır. Rus Hükümeti bunları
silahlandırarak çeteler kurmuş ve Anadolu içerisine salmıştır. Ermeni gençlerini askerlikten
kurtarmak için kilise adamları büyük çaba göstermişlerdir.
Ermeniler, bir yandan Türk ordusunun lojistik yollarını tıkamaya çalışırken, bir yandan da halkın
moralini bozmak için Osmanlı'nın ve müttefiklerinin başarısız olduğunu propaganda ettiler ve
düşmanların zaferi için kiliselerde dua ettiler. Ermeniler Erzincan'da kendilerine uzun süre
yetecek yiyecek ve eşyaları daha seferberlik başında hazırlamışlar ve saklamışlardır. Bunlar
daha sonraki aramalarda meydana çıkmıştır.
3 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
Kasım 1914'de Kemah'ın Karni Köyü civarındaki Çanlıvank Manastırı'nda toplanan komitacılar
isyan planlarını hazırladılarsa da uygulama alanına konmadan meydana çıkarıldı. Erzurum ve
sancaklarında Ermeniler silahlı olarak evlere saldırmaya, Müslüman kadın ve çocukları
öldürmeye başladılar. Bu sayede bölgeden cepheye gönderilen askerlerin morallerini bozacak
ve onların ailelerinin yanına dönmelerini sağlayarak Türk kuvvetlerinin gücünü azaltacaklardı.
Erzincan bölgesinde pek çok silahlı asker kaçağı, silah, cephane, bomba ile ele geçirildi. Azgın
bir komiteci olan ve yalnız bu nedenle Patrikhane tarafından Kemah'a atanmış bulunan Kemah
Murahhasası çevresinde topladığı gönüllüleriyle Türklere pek çok zulümler yapmıştır.
Osmanlı güvenlik kuvvetleri tarafından tutuklanan Erzincanlı Dikran Papazyan adındaki bir
şahıs "üç beş gün daha gecikme olsaydı, komitelerin aldıkları tertibat ile Erzincan'ı tüm ateşler
içinde bırakacaklarını, yakıp yıkacaklarını; bütün Türkleri, askerleri öldüreceklerini, ancak
hükümet uyanık bulunduğu için bu girişimin başarılı olamadığını" açıkça söylemiştir.
KAYNAK:
SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2. Baskı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
1984, s. 192-193
---------------------------------------------------------------------------------
ELAZIĞ İSYANLARI;
Seferberlikten sonra Elazığ'da da Ermeni askerlerin kaçmaları ve müslüman halka saldırıları
yaygın bir halde aldı. Bunların en önemlileri şunlardır:
Elazığ İngiliz Konsolosluğu tercümanlığını yapan Osmanlı uyruklu bir Ermeni, 11. Kolordu
4 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
hakkında bilgi topladı. Bu haberler İstanbul'daki İngiliz Elçiliği'ne gönderilirken yakalandı.
Yine il içindeki Ermenilerin Paskalya yortularını Rus bayrağı altında geçirmeyi istediklerine dair
birçok mektup yakalandı.
Doğu aşiretlerini kışkırtmak ve Ermenilerle birleşmelerini sağlamak için yapılan çalışmalar
meydana çıkarıldı. Eğin'den (Kemaliye) orduya gönderilmek üzere hazırlanmış olan ikmal
maddeleri Eğinli Filipos ismindeki bir Ermeni tarafından yakılmak istenmiştir. Filipos yangında
ölmüş; fakat, evinde yapılan aramada bu işi Eğin Ermeni Murahhasası'nın teşvikiyle yaptığı, bu
olaydan birçok tanınmış Ermeni'nin de haberi olduğu meydana çıkmıştır. Başta en büyük dini
liderleri olduğu halde, hükümete sadık olduklarını ve asla silahları olmadığını söyleyen
Ermenilerden, arama sonunda yalnız il merkezinde 5.000'den fazla silah, 300 kadar bomba, 40
kg. kadar bomba fitili, 200 paket dinamit, 5.000 adet dinamit misketi bulundu. Arapkir Ermeni
Kilisesi'nde de silah, cephane ve iki derviş elbisesi ele geçirildi.
Ocak ve Şubat 1915 aylarında Türk askerlerinden yaralı ve sakat olarak evlerine dönenlerin
birçoğunun yollarda ve Ermeni köylerinde pek barbarca öldürüldükleri anlaşılmıştır.
Ruslarla savaşa başlamadan ve başladıktan sonra, Rus ordusuna yardım ve Osmanlı Hükümeti
aleyhinde hareket etmeyi bir görev sayan Ermeniler, gönüllü taburları kurarak Van bölgesine,
İran sınırına gitmişlerdir; bunların büyük bir çoğunluğu ilden kaçan veya yabancı ülkelerden
gönüllü olarak gelen Elazığ Ermenileriydi.
KAYNAK:
SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2. Baskı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
1984, s. 193-194
---------------------------------------------------------------------------------
5 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
DİYARBAKIR İSYANLARI;
Ermeniler, bu bölgede müslüman halka oranla azınlıkta kalmalarına karşın komite örgütünün
ihtilal düzenini hazırlamışlardır. Rus işgalini kolaylaştırmak, Türk ordusunun hareketini
geciktirmek ve oyalama yolunda ellerinden geleni yapmışlar, askerden kaçmayı teşvik
etmişlerdir. Savaştan önce büyük bir umuda kapılan Ermeniler, her türlü taşkınlığı yapmada bir
sakınca görmemişlerdir.
Askere gitmeyen veya askerden kaçan Ermenilerin oluşturduğu "Dam Taburu" için halktan zorla
ihtiyaç maddeleri toplanmıştır. Rusların ileri harekatı halinde yapacakları işleri
kararlaştırmışlardır. Alınan haber üzerine yapılan aramada, komitacıların adamları yakalanmış
ve planları öğrenilmiştir.
27 Nisan 1915'te yapılan baskında da pek çok silah, cephane, bomba ve asker kaçağı ve
komitenin şu bildirisi ele geçirilmiştir:
"Van tarafında Ruslar başarılı olarak ilerlerse bütün Ermeniler, yapılmış olan plan ve özel
emirler gereğince başkaldıracaklar, müslümanları öldürecekler, şehri yakacaklar, resmi binaları
yıkacaklar, hükümeti zorlayarak Ermeni önerilerini kabule zorlayacaklar ve Rusların işgalini
kolaylaştıracaklar."
Asker kaçakları, kovuşturmadan korkan gönüllüler Muş, Kiğı, Bitlis, Van, Talori gibi yerlerden
gelenlerle birleşerek her tarafa saldırmaya başlamışlar, rastladıkları perakende askerleri,
müslümanları öldürmüşler, askeri ikmal maddeleri ulaştırmasını hedef olarak seçmişlerdir.
Diyarbakır Valiliği'nin İçişleri Bakanlığı'Na 27 nisan 1915 tarihli mesajı şöyledir:
"Diyarbakır'da asker kaçağı, silah ve mermi araması yapılmıştır; sonucunda pek çok silah,
cephane, askeri elbise, patlayıcı madde bulunmuştur. Ermeni komitacılarından yalnız merkezde
1.000'den fazla asker kaçağı ele geçirilmiştir."
6 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
KAYNAK:
SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2. Baskı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
1984, s. 194-195
---------------------------------------------------------------------------------
SİVAS İSYANLARI;
Sivas, öteden beri Ermeni isyanlarına sahne olmuş bir ildir. 1894 yılındaki isyanlar, Merzifon,
Amasya, Tokat bölgesinde yapılmıştır.
Sivas, Ermeniler için, Erzurum kadar önemliydi. Tanınmış Daniel Çavuş ve Murat gibi birçok
çete reisleri buralarda yetişmiş ve büyük olaylar çıkarmışlardır. Sivas'ın Şebinkarahisar ve
Suşehri bölge komitacılar için önemlidir.
Komitacılar buralarda köy köy dolaşarak "Türklerin meşrutiyetten, hürriyetten amaçları
Ermenileri yok etmektir. Eşitlik, kardeşlik sözlerine sakın aldanmayın. Ermeniler, hürriyetlerini
silah ve bombayla alacaklardır. Öküzünüzü satın bomba alın" diyorlardı. Bu propagandacıların
başında Penganlı Piza Mıgırdiç, Gökdenli Murat, Suşehirli Dagisyan Aram, Şebinkarahisarlı
Karagözyan Hemayak vardı.
1913 yılı Ağustos ayı tatilinde Şebinkarahisar ve Suşehri'ne giden Amerikalı öğretmen Mr.
Huborg Şebinkarahisar'dan dönüşünde Suşehri'nde bir gece bahçede yatarken tüfekli
öldürülmüştü. Katillerin önceleri müslüman olduğu sanılmış, birçok suçsuz Türk tutuklanmış ve
haklarında inceleme başlatılmıştı. Sonunda cinayetin siyasi nedenlerle Ermeniler tarafından
yapıldığı anlaşılmış ve sanıklar serbest bırakılmıştı. Bu cinayetleri yapanlar meydana
7 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
çıkarılamamışsa da, Türkiye'de güvenlik olmadığını ve Türkleri barbar göstermek, yabancı
devletlerin işe karışmalarını sağlamak için Ermenilerin yaptıkları anlaşılmıştır.
Yine 1913 yılı Ekim ayında Suşehri'nin Ezbidir bucağı Ermeni Papazı Kerih'in bazı hareketleri
hükümeti kuşkulandırmış ve bir hırsızlık olayından dolayı evi arandığında çalınan eşyadan
başka birçok yasak silahlar da bulunmuştur. Kerih'in tutuklanması, Şebinkarahisar
Murahhaslığını telaşlandırmış ve yaptığı girişimler gözden kaçmamıştır. Bundan da anlaşılıyor
ki, Kerih'in yaptığı her iş, Şebinkarahisar Murahhasalığının isteği ve bilgisiyle olmuştur.
Şebinkarahisar İsyanı'nda Kerih'in oynadığı rol, sonradan daha iyi anlaşılmıştır.
Şebinkarahisar'ın Yaycı Köyü Papazı Siponil bir papazdan çok komitacı olarak tanınmış.
Siponil, papaz olmadan önce Ermeni hareketlerini bizzat yönetmiş, kasım ayında kilise aidatını
toplamak üzere köylerde dolaşırken, "Osmanlılar yenilecekleri bir harbe başladılar. Kısa bir
zaman sonra Ruslar cepheden, biz geriden saldıracağız. Size önceden verilen silahların
kullanılma zamanı geldi. Önce silah almakta kuşkuluydunuz. Bugün elinizdeki silahların yararını
göreceksiniz. Silah bulan ve dağıtanları siz yücelteceksiniz" diyerek propaganda yapıyordu.
Papaz Siponil'in arkasından Panganlı Piza Mıgırdıç, deri ticareti bahanesiyle köyleri dolaşmaya
ve yapılan propagandaları pekiştirmeye başladı. Ermeniler, bütün önlemleri aldıklarını, pek
yakında başarıya ulaşacaklarını sanıyor; fakat, beklenilen bu yakın gün bir türlü gelmiyordu. Bu
beklemeye daha fazla tahammül edemeyen Suşehri Pürek Köyü Muhtarı Agop, "Bu silahları
hangi gün için saklıyoruz" diye bağırarak Zara Özel Örgütü Kafile Memuru Nuri'yi tabancasıyla
yaraladı. Böylece önceden hazırlanan ihtilal olayı meydana çıktı. Yapılan aramada, 150 tüfek ve
10.000 kadar cephane ele geçti. Bu olay, diğer Ermeni köylerindeki silahları da meydana
çıkardı.
Yalnız Suşehri ilçesi Ermeni köylerinden 160 silah bulundu. Şebinkarahisar Murahhasası,
silahların hükümet eline geçmesinden düşükleri maddi zararı, moral çöküntüsünü görüyor ve
"Ne yapmak gerekirse yapılsın, silahlar verilmesin" diye ilgililere haberler gönderiyordu. Bu
haberlerin etkisiyle köylerde saklanan silahlar Karahisar Kilisesi'nde toplandı. İleride çıkan
Şebinkarahisar İsyanı'nda kullanıldı.
Seferberlikten önce, Zara ilçesinde Ermeni komite reislerinden Gemisli Tanil ve arkadaşları,
Zara ve Hafik ilçeleri arasındaki Sakar Dağı'nda harman süren 12 Türkü, Karahisar Savcısı
Cemal ile 2 jandarmayı ve bölgede daha birçok kimseyi öldürüp soydular. Yalnız Zara
kazasında 30 adet bomba, 45 parça dinamit ve çeşitli silahlar bulundu.
8 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
10. Kolordu Komutanlığı'nca 3. Ordu Komutanlığı'na gönderilen 27 Mart 1915 tarihli mesajda
şöyle denilmektedir:
"a. Tokat'ta bir Ermeni evinde silah ve cephane bulunmuştur.
b. Sivas'ın Kangal kazasının Ulaş bucağındaki Ermenilerden silah ele geçirilmiştir.
c. Suşehri'nin Purek köyü Ermenileri, 25 Şubat 1915 tarihinde oradan geçen gönüllü ve silahsız
Osmanlı askerlerine saldırmış ve ateş açmışlardır. Bu köyde yapılan aramada silah ve mermi
ele geçirilmiş, 95 asker kaçağıyla 25 suçlu er yakalanmıştır."
Sivas Valiliği'nin İçişleri Bakanlığı'na gönderdiği 22/23 Nisan 1915 tarihli mesajda ise şöyle
denilmektedir:
"Vilayet içinde Ermenilerin toplu olarak bulunduğu yerler, Şebinkarahisar, Suşehri, Hafik, Divriği,
Gürün, Gemerek, Amasya, Tokat ve Merzifon'dur. Şimdiye kadar Suşehri'nin Türk köyleriyle,
civarında ve Hafik'in Tuzhisar, Horasan köylerinde ve merkeze bağlı Olataş bucağında yapılan
aramalarda pek çok yasak silah ve dinamit bulundu. Ermenilerin bu vilayetten 30.000 kişiyi
silahlandırdıkları, bunlardan 15.000 kişinin Rus ordusuna katıldığı ve diğer 15.000 kişinin de,
Türk ordusunun başarısızlığı halinde ordumuzu gerisinden tehdit edeceği, yakalanan sanıkların
ifadeleriyle kesinleşmiştir. Taşnak Komitesi, Ermeni çete reisi Murat''n sığındığı Tuzhisar
köyüne gönderilen güvenlik birliğiyle Ermeniler arasında çarpışmalar olmuştur, kaçanlar
kovalanmaktadır."
Kaçak Ermeni Murat'ın aranması için Horasan'a gönderilen müfrezenin aramasında Murat
bulunamamış ise de bir sandık gra tüfeği, bir sandık bomba ve dinamit ele geçirilmiştir.
Hafiğin Tuzla köyündeki aramada da 16 sandık silah, 20 adet bomba bulunmuş; Murat'ın
arkadaşları ile jandarmalar arasında çarpışmalar olmuştur.
9 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
KAYNAK:
SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2. Baskı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
1984, s. 195-198
---------------------------------------------------------------------------------
TRABZON OLAYLARI;
Samsun ve Trabzon, önemli ithalat ve ihracat limanları olduğundan Ermeniler, Anadolu'ya
sokmak istedikleri silah ve cephane için buralardan yararlanıyorlardı. Bu nedenle, buralarda
düzenli bir komite örgütü kurulmuştu. Dışarıdan haber alma ve yabancı memleketlere de bilgi
verme işleri, buralardan kolaylıkla yapılabiliyordu.
Giresun İskelesi de önemliydi. Burada komisyonculuk yapan Vahan Badilyan ve Kel Artin
adındaki iki Ermeni, silah ulaştırmasını yönetiyorlardı. Bir gün, vinçten düşen bir saman
balyasının içinden çıkan pek çok tüfek ve mermi, kaçakçılık olayını meydana çıkardı.
Buralarda ekonomik yönden üstün olan Ermeniler, seferberlik davetine uymadıkları gibi
müslümanları da uymamaya zorladılar.
Giresun'un bir Rus torpidosu tarafından bombardımanında büyük sevinç gösterileri yaptılar.
Hükümet memurlarını ve Müslüman halkı küçük düşürücü hareketlere yeltendiler.
10 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
KAYNAK:
SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2. Baskı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
1984, s. 198-199
---------------------------------------------------------------------------------
YOZGAT OLAYLARI;
Birinci Dünya Savaşı döneminde Yozgat'ta da birçok Ermeni olayları çıkmıştır. İlk olarak
Boğazlıyan'ın Orih Ermeni köyü halkı tarafından, Çayırşehri köyünün çeşitli yerlerine dinamitler
yerleştirilmiş ve bunlardan birisinin patlamasıyla bir Türk çocuğu ağırca yaralanmıştır. Bunun
üzerine Orih, Menteşe ve İğdeli Ermeni bölgesinde arama yapılmış, birçok silah, cephane ve
patlayıcı madde ve komitelerin propaganda evrakı bulunmuştur. Asker toplamak üzere köylere
giden jandarma komutanına ve jandarmalara silahla saldırılmıştır. Çatkebir köyü yanındaki
ormanlığa sığınan yüzden fazla silahlı Ermeni, jandarmalara, askerlere ve yoldan geçen suçsuz
halka saldırmışlardır. Akdağmadeni kaza merkezinde Ermeniler birkaç defa bomba atmışlar ve
gösteriler yapmışlardır.
Buradaki komitacılar, diğer bölgelerden haber alıyorlar ve onlarla şifreli olarak konuşuyorlardı.
Askere gitmemek, tek tek saldırılarla Türk halkını kışkırtmak ve aşağılamak, askere giden Türk
ailelerini korkutmak, genel bir şekilde sürüp gidiyordu.
KAYNAK:
SAKARYA, İhsan-, Belgelerle Ermeni Sorunu, 2. Baskı, Genelkurmay ATASE Yayınları, Ankara
1984, s. 199
11 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
---------------------------------------------------------------------------------
2. VAN İSYANI;
Ermenilerin Birinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli bölgelerde çıkardıkları isyanlar içinde
sonuçları bakımından en önemlisi İkinci Van isyanı olmuştur. O dönemde Van'da Türk, Ermeni,
Nasturi veya Keldani cemaat arasında İttihat ve Terakki, Taşnaksutyun, Ramgavar, Hınçak,
Parti Serakan, Parti Karsakan adlarında 4 parti ve 2 hayır derneği bulunmaktadır. Ermeni parti
ve dernekleri, Ermeni halkını eğitmiş ve silahlandırmışlardır(1). Ermeni din adamları ve
komitacılar ise Rusya'nın bilgisi ve gözetiminde hareket etmişlerdir (2). 1908'de başlayan bu tür
organizasyonların arkasında Rusların bulunduğu, Rusya'nın Van konsolosu ile Rus Büyükelçisi
arasındaki yazışmalardan açıkça anlaşılmaktadır(3). Söz konusu destek, Avusturya-Macaristan
İmparatorluğunun Trabzon konsolosu Moricz tarafından 30 Ocak 1914 tarihli bir raporda şöyle
belirtilmektedir(4): "Ruslar, Ermenileri harekete geçireceklerdir. Bu maksatla çok para
harcıyorlar, gizlice asilerin hizmetlerine silah sevk ediyorlar ve bir Ermeni ayaklanmasının patlak
vermesine aracılık ediyorlar."
Bütün kışkırtmalara rağmen Van vali vekili Cevdet Bey, 1 Aralık 1914'te Ermeni ileri gelenlerini
toplayıp kendileriyle bir görüşme yaparak müslümanlarla Ermenilerin arasında çıkacak olayların
devlete vereceği zararları anlatmışsa da hiçbir sonuç elde edememiştir (5). Aksine Ermeni
komitacıları, Van ve çevresinde savaşın çıkışından itibaren başlattıkları mezalimi daha da
arttırmışlardır. Özellikle Mahmudiye'de müslümanlarını toplu halde katlederek camileri ahıra
çevirmişlerdir. Mahmudiye kaymakamı 15 Mart 1915 tarihli yazısında Ermenilerin bu
hareketlerini hükümete rapor etmiştir(6). Van valiliğine getirilen Cevdet Bey ise 25 Mart'ta,
Rusların Van'ı işgalini kolaylaştırmak için Ermenilerin büyük bir hazırlık içinde bulunduklarını ve
her tarafta birden isyan edeceklerini bildirmiştir(7).
Osmanlı devleti o günlerde Çanakkale'de ve Irak'ta ölüm-kalım savaşı vermekte, Van
bölgesinde bulunan asker ise, Rusların Kafkaslardan yaptıkları saldırılara karşı savaşmaktadır.
Bu durumu değerlendiren Ermeni çeteleri 15 Nisan 1915'te önce Van çevresinde, 17 Nisan'da
12 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
Şatak'ta (Çatak), 18 Nisan'da Bitlis'te ve 20 Nisan'da Van'ın merkezinde büyük bir ayaklanma
başlatmışlardır (8). Van ve çevresinde memur ve jandarmalar öldürülmüş; karakollar ve Türk
evleri saldırıya uğramış; resmi binalar yakılarak isyan bütün Van bölgesine yayılmıştır. Van
jandarma tümeninin bir kısmı ile bir takım aşiretler Ermenilere karşı savaştılarsa da
ayaklanmayı bastıramamışlardır. Bu arada, Çölemerik'de de Nasturiler ayaklanmışlardır.
Van valisi Cevdet Bey Rus-Ermeni baskısı karşısında tutunamayarak 16/17 Mayıs gecesi
çekilmiş; böylece Van, Rus ve Ermenilerin eline geçmiştir. Ermeniler şehir ve çevre halkından
yüzlerce kişiyi katletmişlerdir. Bu durum, Alman Büyükelçisi Wangenheim tarafından Alman
Dışişleri Bakanlığı'na gönderilen 10 Mayıs 1915 tarihli telgrafta şöyle bildirilmiştir(9):
"Van vilayetindeki Ermeniler ayaklanmışlar, müslüman köylere ve kaleye saldırıya geçmişlerdir.
Kaledeki Türk garnizonu 300 kayıp vermiş, günlerce devam eden sokak muharebeleri sonunda
şehir asilerin eline geçmiştir. 17 Mayıs 1915'te de Van Ruslar tarafından işgal edilmiş, Ermeniler
düşman tarafına geçmiş ve müslümanları katle başlamıştır. Bitlis istikametinde 80.000
müslüman kaçmaya başlamıştır"(10).
Rus Çarı, 18 Mayıs'ta Van'ın Rus ve Ermenilerin eline geçmesinden dolayı "Van halkına
fedakarlıkları dolayısıyla teşekkür ettiğini" bildiren bir teblig yayınlamış, bunu, Rus Hariciye
Nazırı Sazanof'un Ermenilerin yardımlarına teşekkür eden beyannamesi izlemiştir. Dünyanın
çeşitli yerlerine çıkan Ermeni gazeteleri ve bazı batılı gazeteler, Ermenilerin Ruslara yaptıkları
yardımları ve Osmanlı devletine verdikleri zararları büyük bir sevinçle manşetlerine
çıkarmışlardır.
Paris'te çıkan Le Temps gazetesi 13 Ağustos 1915 tarihli nüshasında Ruslar tarafından Van
valiliğine atanan Aram Manukyan hakkında ilginç bilgiler vermektedir. Gazete, Manukyan'ın II.
Abdülhamid devrinde Van'da çetecilik yaptığını, II. Meşrutiyet sırasında Osmanlı ülkesinde
öğretmenlik ve okul müdürlüğü görevinde bulunduğunu bildirdikten sonra şunları yazmaktadır:
"Aram bu savaşın başında bir kere daha silaha sarıldı ve Van'da ayaklanmış olanların başına
geçti. Şimdi bu ili elinde tutan Rusya, Türkiye'ye karşı savaşa bu derece parlak bir biçimde
katılmış olan Ermeni unsurunu memnun etmek için Aram'ı oraya vali yaptı"(11).
Ermenilerin bu ihanetleri yüzünden Osmanlı ordusunun ikmal yolları kesilmiş; askere yiyecek ve
13 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
cephane taşıyan kollar ise Ermeniler tarafından vurulmuştur. Böylece Türk ordusu geri çekilmek
zorunda kalmış ve saldırıya geçen Ruslar Erzurum, Bitlis ve Trabzon'u da işgal etmişlerdir(12).
Ermeniler ise Ruslardan aldıkları cesaretle, müslümanlara karşı tecavüzlerini iyice artırmışlardır.
Pek çok müslüman aile canını kurtarmak için iç bölgelere çekilmiştir. Bu sırada diğer bölgelerde
de yer yer Ermeni ayaklanmaları başlamıştır.
Katledilenler müslümanlar olmasına rağmen, Ermeni Patriği, Ermenilerin tecavüze uğradığı
iddiasında bulunmuştur. Türk hükümeti batılı devletlerin baskısına uğramamak için bir araştırma
komisyonu kurmak zorunda kalmıştır. Sivas, Van, Erzincan ve Erzurum yörelerinde yapılan
incelemeler sonucunda, Patriğin, öldürüldüğünü iddia ettiği Ermenilerin sağ olduğu
belirlenmiştir. Komisyon raporunda, Ermeni isyanının Sivas ve Van'da hâlâ devam ettiği ve
bunlara karşı koyacak ne jandarma ne de silahlı Türk halkının bulunduğu belirtilmiştir(13).
KAYNAK:
Halaçoğlu, Yusuf-; Ermeni Tehciri ve Gerçekler (1914-1918), Türk Tarih Kurumu Yayını,
Ankara 2001.
Dipnotlar
1) DH. EUM. 2. Şube, Dosya 1, belge 28/1.
2) Askeri Tarih Belgeleri Dergisi (ATBD.), Nisan 1987, sayı 86, belge 2050.
3) Rusya Dış Politika Arşivi, Siyasi Kısım, nr. 113, 7/20 Mayıs 1908, s. 51.
4) Österreichischer Haus-Hof-und Staatsarchiv, Politisches Archiv, XII, 463'den naklen N.
Göyünç, "Türk Ermeni İlişkileri ve Ermeni Soykırımı İddiaları", Ermeni Sorunu ve Bursa
Ermenileri, Bursa 2000, s. 10.
5) ATBD., Ekim 1985, sayı 85, belge 1966.
6) ATBD., Nisan 1987, sayı 86, belge 2051.
7) Aynı yer, belge 2052.
8) ATBD, Ekim 1985, sayı 85, belge 2003, 2005.
9) Wangehheim, Deutschisches und Armenien, 1914-1918, yay. Johannes Lepsius, Potsdam
1919, s. 65, 46 nr. Belgeden naklen N. Göyünç, Aynı makale, s. 11.
10) N. Göyünç, Aynı makale, s. 11.
11) Bayur, Aynı eser, III/3, 20-21.
12) ŞFR, nr. 64/44.
13) ATBD, Aynı yer, belge 2004.
---------------------------------------------------------------------------------
14 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
ŞEBİNKARAHİSAR OLAYI;
Anadolu'da Ermeni isyanlarının yanı sıra pek çok ayaklanma meydana geldi. Bunlardan biri 5
Haziran 1915 tarihli Şebinkarahisar olayıdır.
Sivaslı Murat (Hamparsum Boyacıyan) adında bir Ermeni çete reisi, 500 kadar adamıyla
Şebinkarahisar'ı basmıştır. Türk ordusu Doğu Cephesi'nin ana ikmal yolu buradan geçtiği için
bölgenin stratejik önemi vardır. Ermeniler bu bölgeyi ele geçirdikleri takdirde TSK'nin ikmal ve
geri hizmetleri aksayacak, Rus ordusunun ileri harekatı kolaylayacaktır. Çeteciler
Şebinkarahisar'ın Müslüman mahallesini yaktılar. Rastladıkları Türkleri, işkenceler yaparak
öldürmeye başladılar. Çevreden toplanmış olan asker ve jandarma müfrezelerine de saldırdılar.
Bu durum karşısında başka bölgelerden kuvvet tasarruf edilerek Şebinkarahisar'a getirilmiş ve
Ermeni isyancılar kuşatılmıştır.
Sivas'taki 10. Kolordu Komutanlığından Başkomutanlığa gönderilen 15 Haziran 1915 tarihli
mesajda, olayla ilgili olarak şu ifadeler kullanılmıştır:
"Şuradan buradan toplanan 500 kadar Ermeni eşkıyasının Şebinkarahisar'da eski kaleye
sığınarak isyan ettikleri öğrenilmiştir. Güvenlik kuvvetleriyle çeteciler arasında
çarpışmalar olduğu Sivas Valiliğinden bildirilmiştir."
Sivas Valiliğinin 3. Kolordu Komutanlığına gönderdiği 18-19 Haziran 1915 tarihli mesajda ise
şöyle denilmektedir.
"Şebinkarahisar isyanının bastırıldığı, Ermeniler 800 kadar kadın, erkek ve çoğunun
kaleye sığındığı, isyancılardan 200 kadarının silahlı olduğu bildirilmiştir."
KAYNAK:
Sakarya, Em. Tümg. İhsan-; Belgelerle Ermeni Sorunu, Gnkur. Basımevi, Ankara 1984, s.
227-228.
15 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
---------------------------------------------------------------------------------
BURSA OLAYI;
Ermeni isyan ve olaylarının artması üzerine Adapazarı ve İzmit'teki aramalar sonunda pek çok
silah elde edildiğini duyan ve Çengiler, Soloz, Orhangazi, Gemlik, Bilecik bölgelerinde öteden
beri hazırlanmış bulunan Ermeni çeteleri, Türk halkına saldırmaya başlamışlardır. Hükümeti,
jandarmayı ve askeri birlikleri kendilerini izlemeye zorlayarak cephedeki kuvvetleri zayıflatmayı
amaçlayan Ermeniler, cephede düşmanla savaşan askerlerin morallerini bozmak yolunu
tutmuşlardır.
Ellerinde en modern silah ve hatta sıhhi malzemeler bulunan Ermeni çeteleri, İzmit ve
Adapazarı'ndan kaçan çetecilerle de birleşerek, 60-70 kişilik gruplar halinde, öteye beriye
saldırmaya başlamışlardır. Ermeni çetelerinin başında Başpapaz Vekil Barkef, onun sekreteri
Sokpas, Bursa Ermeni Okulu Müdürü, kilise hademesi ve diğer din görevlilerinin oldukları
belirlenmiştir.
KAYNAK:
Sakarya, Em. Tümg. İhsan-; Belgelerle Ermeni Sorunu, Gnkur. Basımevi, Ankara 1984, s. 239
---------------------------------------------------------------------------------
16 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
ADANA OLAYLARI;
Adana'da hiç eksik olmayan Ermeni saldırıları, Birinci Dünya Savaşı için yapılan seferberlik
çağrısından sonra, daha büyük çapta ve ayrıntılı bir şekilde hazırlanmıştı. Bu bölge, hem de
Akdeniz kıyılarına, hem Suriye ve Irak Cephelerine çok yakın olduğundan Ermenilerin buralarda
yapabilecekleri işler çok etkili olacaktı. Önce casusluktan başladılar. Bu bakımdan Ermeni
komitacıları bölgeyi ilk planda ele aldılar.
1 Şubat 1915 tarihinde iki Ermeni, İskenderun Körfezi'nde bulunan bir düşman gemisine
sığınarak kendilerine verilen ajanlık görevini yerine getirdiler.
2 Şubat tarihinde Dörtyol Ermenilerinden Abraham Salcıyan, Artin ve Bedros adlarındaki üç
Ermeni de limandaki düşman gemilerine sığınarak Türk ordusunun kuvveti, askeri düzeni
hakkındaki bilgileri düşmana ulaştırdılar.
24 Şubat 1915 tarihinde Köşger Torosoğlu ve Öğretmen Agop adındaki şahıslar, düşman
tarafından Kıbrıs'tan getirilerek İskenderun'a çıkarıldılar. Bunlar, düşman filo komutanından
aldıkları yönergeyle birlikte kıyıda yakalandılar. Yine, 24 Şubat 1915 tarihinde düşman
gemilerine sığınan Ermeniler arasında bulunan Dağlıoğlu Artin, üzerindeki evrakla yakalandı ve
askeri mahkemeye verildi.
Böylece Ermeni komitacılarının memleketin en can alacak noktalarına nasıl sızdıkları görüldü.
Ayrıca Saimbeyli, Dörtyol, Kozan ile diğer kazalarda ve Hasanbeyli Bucağı'nda sayısız silah,
bomba, dinamit, harita ve bayraklar bulundu.
Saimbeyli (Haçin) kasabasında yalçın kayalıkları üzerinde bulunan Ermeni Manastırı'nda din
adamları ve Ermeni komitacıları tarafından, bölgedeki mağaralarda depolanmış 200 kilo kadar
barut bulundu.
17 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
KAYNAK:
Sakarya, Em. Tümg. İhsan-; Belgelerle Ermeni Sorunu, Gnkur. Basımevi, Ankara 1984, s.
239-240.
---------------------------------------------------------------------------------
URFA OLAYLARI;
Meşrutiyetin ilanından sonra Ermeni komiteleri, Urfa'da da gönüllülerden oluşan bir örgüt
kurmuşlar, Doğu Anadolu harekat alanından göç ettirilip bu bölgeye yerleştirilen Ermenileri de
kandırmışlardır. Bu sırada 1895 yılındaki Urfa isyanında suçlu görülerek Tablusgarba sürülen
Meşrutiyetin ilanından sonra affedilerek Türkiye'ye dönen ve kendisini papaz olarak tanıtan bir
şahıs, İstanbul Emeni Patrikhanesi tarafından Urfa'ya gönderilmiştir. Bu şahıs Ermenilerin
isyanını hazırlamış, onlara Türk düşmanlığı aşılamış, silah ve cephane sağlamanın önemini
anlatmıştır.
Urfa'daki Ermenilerin hazırlığına Ruslar da büyük önem vermişlerdir. Çünkü Urfa bölgesi, Doğu
Anadolu'dan İskenderun doğrultusunda uzanan anayolun üzerinde bulunmaktadır. Urfa
bölgesinde isyancılara sekiz on yıl yetecek ölçüde yiyecek depo edilmiştir. Van'ın Ruslar
tarafından işgali; Ermeni komitacıların kışkırtma ve propagandalarına hız vermiştir. Rusların
birkaç ay içerisinde Diyarbakır, Siverek üzerinden Urfa'ya geleceklerini ileri sürerek Ermenileri
isyana çağırmışlardır.
İsyan hazırlıklarında en çok göze batan hususlardan birisi de, Zeytun, Sason, Bitlis, Antep
bölgeleri için bir komutan emrinde kullanılmak üzere Maraş'tan Diyarbakır'dan gelen,
komitacılara yerli fedailer ve asker firarilerden oluşan bir silahlı kuvvet ile su taşımak, un
öğütmek, ekmek pişirmek hasta ve yaralıları bakmak, tüfek temizlemek, emir götürmek, mermi
yapmak, konuşmalar yapmak için ekipler kurma başarıları olmuştur.
İsyana başlamak için uygun bir zaman beklenirken silah toplanması ve 1894 doğumluların
18 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
askere alınması sırasında Zeytun, Sason, Haçin, Diyarbakır bölgelerinden kaçan Ermeni
askerler de komitacılara katılınca, Urfa'ya 7.5 km. uzaklıktaki Germiş Köyünde ve 19 Ağustos
1915 Perşembe günü de Urfa merkezinde ilk isyanlar başlatılmıştır.
Urfa olayının ertesi günü Tellülebyaz-Urfa-Siverek yolunda çalışan hizmet taburunun Ermeni
erleri evvelce kararlaştırdıkları gibi subayları ve Türk işçileri öldürmeye teşebbüs etmişlerse de
başarılı olamamışlardır. Daha sonra Tellülebyaz-Urfa kısmında çalışan bölüğün Ermeni erler,
kazma, kürek ve muhafız jandarmalardan ele geçirdikleri silahlarla Yedek Subay İbrahim
Hilmi'yi şehit etmişler; dört jandarma eriyle köy muhtarını yaralamışlardır.
28 Ağustos 1915'teki bu olaydan sonra 29 Eylül 1915 tarihine kadar sükunet hakimdir. Ancak
29 Eylül 1915'te 40 el kadar tüfek atılmış, ertesi günü bu olayın sorumlularını araştırma için
Ermeni mahallesine giden polis ve jandarmaya ateş edilmiş ve bir jandarma şehit olmuş, iki
jandarma yaralanmıştır. Asiler Türk evlerine hücum ederek savunmaya ve saldırıya uygun
olanlarını ele geçirmişler, Müslüman ailelerinden büyük-küçük 10 kadını şehit etmişlerdir.
Urfa'daki isyan, Ermeni komiteleri tarafından çok iyi planlanmış ve yönetilmiştir. Yabancı
devletlerin de bu olayda ilgi ve yardımları olduğu saptanmıştır.
İsyandan sonra Ermeni çetelerinin ele başları, yine bir kolayını bularak başka bölgelere
kaçmışlardır. Çatışmanın 16 Ekim 1915'te bittiği aynı tarih ve 7664 sayılı şifreyle 4. Ordu
Komutanlığı'nca Başkomutanlığa arz edilmiştir.
KAYNAK:
Sakarya, Em. Tümg. İhsan-; Belgelerle Ermeni Sorunu, Gnkur. Basımevi, Ankara 1984, s.
240-243
---------------------------------------------------------------------------------
FINDIKÇIK OLAYI;
19 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
Osmanlı hükümetine karşı zaman zaman başkaldıran Zeytun bölgesindeki Ermenilerin başka
bölgelere göç ettirilmeleri sırasında Nur Dağları kuzeyindeki araziye dağılan Ermeni çeteleri,
Türk köylerine, askeri birliklere ve jandarma müfrezelerine saldırarak yakmış, yıkmış ve
öldürmüşlerdir.
Bir süre sonra Zeytun, Saimbeyli ve Maraş Ermenilerinden oluşan 600 çeteci, 1915 yılı
baharında Maraş ile Bahçe kasabası arasında ve Ayvalık Bucağına 30 km. kadar uzaklıkta
bulunan Fındıkçık Köyünde toplanarak ayaklanmışlar; bu köyün yanındaki dört Türk köyünü de
yakmışlardır. Maraş bölgesindeki Ermeniler de isyan merkezi olan Fındıkçık'ta toplanmaya
başlamış; köy, iyi bir şekilde savunmaya hazırlanmıştır.
Bu arada isyan bölgesine bir jandarma müfrezesi göndermişse de olumlu bir sonuç
alınamamıştır. Bunun üzerine Islahiye'den 132. Piyade Alayıyla Belen'deki bir piyade taburu ve
bir dağ top takımı Fındıkçık bölgesine gönderilerek isyan bastırılmıştır. Bu olayda 10'dan fazla
Türk köyü yakılmış, yıkılmış ve 2.000 kadar Türk, vahşice öldürülmüştür.
KAYNAK:
Sakarya, Em. Tümg. İhsan_; Belgelerle Ermeni Sorunu, Gnkur. Basımevi, Ankara 1984, s.
243-244.
---------------------------------------------------------------------------------
MUSA DAĞI OLAYI;
Musa Dağı, Nur Dağlarının eteklerindedir. 1.000 metre kadar yükseklikte, büyük kayalar ve sık
çalılıklarla kaplı sivri ve tek bir blok görümündedir. Verfel adında bir Yahudi tarafından yazılan
"Musa Dağı'nda 40 Gün" adındaki kitap Amerika'daki Ermeniler tarafından kendilerine yapılan
sözde zulümleri belirtmek için sinema filmi haline getirilmiştir. I. Dünya Harbi'nde çıkan bu olayı,
o zaman Halep Valisi olan General Fahrettin Türkkan şöyle anlatır:
20 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
"Birinci Dünya Harbi sırasında İtilaf devletlerinin İskenderun Bölgesi kıyılarına bir
çıkarma yapacağı sözleri etrafa yaylınca Samandağ Bucağına bağlı yedi Ermeni köyü
halkı, hükümete olan vergi borçlarını ödememişler, TSK'nin ihtiyacı için gereken yardımı
yapmamışlar ve isyan etmişler ve Musa Dağı'na çıkmışlardır.
Bunun üzerine hükümet emirlerine uymaları için asilere memurlar gönderilmişse de
Ermeniler, bunları dinlememiş ve silahla karşı koymuşlardır. Başka bir çıkar yol
bulamayan bölge komutanı Albay Galip, jandarma alayıyla Musa Dağından inen yolları
kontrol altına aldırmış ve bizzat kendisi Musa Dağı'na çıkarak son bir defa daha
isyancılarla konuşmak istemişse de dağ üzerinde hiçbir kimsenin kalmadığını görmüştür.
Yapılan incelemede Ermenilerin denize doğru uzanan bir yamaçtan Akdeniz'' indikleri
anlaşılmıştır. İzleri takip ederek deniz kıyısına kadar inen Albay Galip burada 20-30 kadar
hayvan ölüsüyle karşılaşmıştır.
Yapılan araştırmada İskenderun kıyılarını gözetleyen bir Fransız harp gemisinin, Musa
Dağı'ndan verilen işaret üzerine kıyıya bir sandal göndererek buradaki Ermeni çete
başlarını ve diğer isyancıları gemiye taşıdıkları anlaşılmıştır. Bu konu, Fransız
hükümetinden resmen sorularak doğruluğu öğrenilebilir. Daha sonra Musa dağında
yapılan araştırmalarda hiçbir insan cesedine rastlanmadığı gibi; yaralı veya hasta bir
kimse de bulunamamıştır. Bu bakımdan Yahudi asıllı Verfel tarafından yazılan ve bütün
dillere çevrilerek dağıtılan ve filme de alınan bu kitabın konusunun tamamen hayali ve
uydurma olduğu, Türkler aleyhinde kamuoyunu yanıltmak için bir propaganda niteliği
taşıdığı sonucuna varılmıştır."
İşte Musa Dağı olayı budur, böyle olmuştur. Amacı, Türkleri kötülemek ve suçlamaktır.
Fransızlar Birinci Dünya Harbi'nde İskenderun bölgesiyle Halep ve Hatay vilayetlerinin
Akdeniz'e en önemli giriş ve çıkış kapısı olarak gördükleri Samandağ bölgesine önem vermişler;
hatta bu bölgeye karşı çıkarma harekatı yapma olanaklarını araştırmışlardır. Bu amaçladır ki,
Fransızlar, İskenderun Şehrinin 6 defa bombalamışlar; bölgenin Hıristiyan halkını
ayaklandırarak Osmanlı hükümetini güç bir durumda bırakmak istemişlerse de harbin sonuna
kadar böyle bir girişimi uygulamaya cesaret ve fırsat bulamamışlardır.
KAYNAK:
Sakarya, Em. Tümg. İhsan-; Belgelerle Ermeni Sorunu, Gnkur. Basımevi, Ankara 1984, s.
245-246.
---------------------------------------------------------------------------------
21 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
İZMİT VE ADAPAZARI OLAYLARI;
Rus donanması Karadeniz Ereğlisi'ni top ateşine tuttuğu zaman, bölgedeki Ermenilerin Ruslar
yararına casusluk yaptıkları saptanmıştır. Özellikle Adapazarı'ndaki Ermeniler, "Ruslar
Karadeniz kıyılarına birkaç güne kadar asker çıkaracaklar, buralara gelecekler, o zaman
bölgemizde hiçbir Türk kalmayacak"
diye açıkça haberler yaymaya ve propaganda yapmaya başlamışlardır. Bunun üzerine
hükümetin bölgede yaptırdığı arama sonucunda yalnız birkaç tanesi Adapazarı'nı tahrip
edebilecek nitelikte çok sayıda patlayıcı madde, tüfek, tabanca, asker ve jandarma elbisesi, pek
çok cephane ve dinamit fitilleri bulunmuştur. Aynı aramalar İzmit'te de yapılmış, burada da aynı
şeyler ele geçirilmiştir.
Gerek Adapazarı ve gerek İzmit'te yakalanan ihtilalcilerin ifadelerine göre; Ruslar, Sakarya
Nehri ağzı bölgesini bir çıkarma yaptıkları zaman bu silahlar patlayıcı maddeler Türk askeri ve
halkına karşı kullanılacaktır. Böylece genel bir öldürme, yok etme planı uygulayacaklardır. Bir
kısım Ermeniler de Türk askeri elbiselerini giyerek Türk ordusunu içinden vuracaklardır.
Ermenilerin planları ortaya çıkınca komite ele başları Yalova, Bursa bölgelerine kaçmışlar,
buralarda karşılaştıkları Türkleri soymuş ve öldürmüşlerdir.
Buna karşın Ermeniler her yerde Ermenilerin öldürüldüğü, Ermenilere işkence yapıldığı haber
ve dedikodularını geniş ölçüde yaymaya başlamışlardır. En sonunda hükümet köklü önlemler
almak zorunda kalmış, Ermeni çetelerinden bir kısmı tutuklanmış, diğer bir kısmı da memleketin
çeşitli bölgelerine kaçarak kurtulmuşlardır.
KAYNAK:
Sakarya, Em. Tümg. İhsan-; Belgelerle Ermeni Sorunu, Gnkur. Basımevi, Ankara 1984, s. 238
22 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
---------------------------------------------------------------------------------
İSYANLARIN GENEL TABLOSU;
1890'da Erzurum olayı ile başlayıp 1896 Van isyanı ile biten dönem, Batı dünyasında büyük bir
soykırım dönemi olarak gösterilir.
Nalbadian, "bu devrede 50.000-300.000 Ermeni öldürülmüştür" der.
Davih Marshall Lang, 1894-96 arasında 200.000 Ermeni öldürüldüğünü yazar.
Pastırmacıyan'a göre 100.000-110.000 ölü vardır.
Misasskian ise, "En az 300.000 Ermeni ölmüştür" diye yazar.
Hepsius'un rakamı 88.243'dür. Ancak bu rakamı nereden bulduğu anlaşılmamaktadır. Mesela
1896'da Van'da 20.000 kişi ölmüş gösterir. Halbuki Van şehrinin içindeki çetelerin çoğu İran'dan
gelmedir ve Saadettin Paşa'nın verdiği rakamlardan şüphe etmek için de sebep yoktur. Keza
Zeytun'da 6.000 kişinin öldüğünü yazar. Aghasi ise 125 kişi zayiat verdiklerini yazmaktadır.
İsyan bittikten sonra hastalıkların ölenlerin dahi 3.000 civarında olduğu İngiliz dokümanlarında
yer alır ki, bu ölümlerin isyan olayı ile ilgisi yoktur.
Bliss'in, 1895 rakamı 35.032'dir.
Komitacı Ermenilerin kurşunları ile ölen Ermenileri de Türkler öldürdü sayılsa bile, 1890'lı
senelerde isyanlar ve ayaklanmalar sırasında hayatlarını kaybeden Ermenilerin sayısı 20.000'e
bile çıkarmak güçtür.
Bu arada aynı dönemde ölen Müslümanların hesabını yapmak da gereklidir. Eğer Aghasi'nin
"Zeytun'da 20.000 Türk öldürdük" sözünü ciddiye alsak, Müslüman kaybı 25.000'e yaklaşmış ve
Ermeni kaybının iki mislini bulmuş olur. Ancak şu muhakkaktır ki, Müslümanların bu iki sene
zarfında kaybı 5.000'den az değildir. Bu Müslümanların çok büyük kısmı durup dururken, üstüne
23 / 24
Ermeni İsyanları; 1. Dünya Savaşı
Pazar, 28 Haziran 2009 20:17 - Son Güncelleme Pazar, 28 Haziran 2009 20:36
ateş açılarak veya bomba atılarak, sırf geride kalanlar hırsa kapılıp da Ermenilere saldırsın diye
öldürülmüşlerdir. İşte asıl katliam, asıl cinayet budur.
KAYNAK:
Gürün, Kamuran-; Ermeni Dosyası, TTK Basımevi, Ankara 1983, s. 167-68
24 / 24

Benzer belgeler