Okul Silgisinden Otmobil Lastiğine

Transkript

Okul Silgisinden Otmobil Lastiğine
OKUL SİLGİSİNDEN OTOMOBİL LASTİĞİNE
1745 de Kâşif La Condamine Güney Amerika'ya On yıl süren bu gezinin ardından parise döndüğünde
gezinin amacından çok farklı olan başka bir keşfi de yanında getirdi.
Peru'da yerliler bir ağacın kabuğu hafifçe yarılınca özsuyu akıveriyor ve bu su hemen donduğu halde
yumuşaklığını kaybetmiyordu.
1700 yılların ortalarında atların çektiği arabaların tekerlekleri demir çember halkaların üzerinde
dönerken, hem gürültü hem de süspansiyon açısından sürüş konforu açısından çok rahatsız edici idi.
Orta çağ karanlığında ki Avrupa Kâşif La Condamine nin bilimsel öngörülerine karşı tepkiler
geliştirmekle meşgulken Peru da yerliler bu ağaçtan elde ettikleri madde ile hem kırılmaz, hem de
su geçirmez bu maddeyle çanta, ayakkabı, elbise ve kaplar imal edebiliyorlarmış. Bu madde aynı
zamanda yay gibi uzayabildiği için çok güzel zıplayan toplar ve cam şırıngaların yerine kullanılan
armut biçiminde esnek şırıngalar yapılabiliyormuş.
Avrupa da Halk buluşu sevinçle karşılar, ancak kaşifin buluşlarını sunduğu Akademi üyeleri onun
diğer görüşleri gibi birçok işe yarayan bu madde yi de küçümseyerek bir yana ittiler.
Bu maddenin hevea ağacının özsuyu, yani kauçuk olduğunu anlamışsınızdır.
Kauçuktan elde edilen sayısız yararları da La Condamine'e borçluyuz.
Avrupalılar kauçuk kullanarak 1770 de ilk defa okul silgisi olarak kullanmayı akıl edebildiler.
Ancak kauçuk Amerika’dan Avrupa’ya gelene kadar yolda mayalanıyor, eriyor,pis kokuyor, hava ve
ışığın etkisi ile de bozuluyordu.
Kimyacılar bu maddeyi işlemenin yollarını, hangi maddelerle birleştirildiğinde kalıp şekil ve esneklik
gibi özellikleri oluşturmanın yollarını yıllarca aradı.
1823'te İskoçyalı kimyacı Charles Macintosh kauçuğu petrolün içinde erittikten sonra kumaşları bu
solüsyonun içine batırarak su geçirmez hale getirdi, ancak kauçuk hala pis kokmaktaydı ve tahta gibi
de sertti, kimse bu kumaşları üzerine giymek istemiyordu. Avrupa da kauçuğun kullanımı ile ilgili
araştırmalar devam ederken Amerika da herhangi bir bilimsel kariyeri olamayan sadece kendi
yeteneklerinden esinlenen bir araştırmacı olan Goodyear (1800-1860) kauçuğu eline geçen her türlü
kimyasal maddeyle işlemeye koyuldu. Goodyear yıllarca bu uğurda sonsuz deneyler yaptı ve hem
kendinin hem de ailesinin servetini ve sonunda hayatını bu uğurda kurban etti.
Ortada bir sonuç yokken ve tem ümitlerinin tükendi bir zamanda rastlantı sonucu bir gece deney
yaptığı bir miktar kauçuğu sobanın yanında unutması sonucu bir mucizeye yani şahit oldu. Sobanın
kenarında kükürtle karışarak pişen kauçuk hem sertleşmiş şekil almış hem de esnek bir yapıya
kavuşmuştu. Goodyear bir rastlantı sonucu bu gün "vulkanizasyonu" olarak tanımladığımız işlemi
keşfetmişti.
"vulkanizasyonu" (kauçuğu belli miktarda kükürtle karıştırarak soğuk ve sıcaktan etkilenmez duruma
getirme işlemine "vulkanize etmek" denir.)
Goodyear kauçuk u bir oranda kükürtle karıştırdığında tam istenilen yani kalıplanmaya elverişli,
dirençli ve sağlam bir madde haline getirmeyi başarmıştı fakat ona kimse inanmamış onu
desteklemeyi göze alabilecek önsezisi güçlü bir tek kapitalist çıkıp elinden tutmamıştı. Üstüne üstelik
Goodyear 1844 te icadının beratını aldığında ortay İngiliz Thomas Hancock un bu maddeyi bir yıldan
beri imal etmektiği de ortaya çıkmıştı.
Goodyear, bir otel odasında öldüğünde dul karısına ve artı çocuğuna 200.000 dolar borç bıraktı.
Diğer taraftan Britanya da kauçuk vulkanizasyonu, yaygın bir teknik haline girmiş ve 1839'da 300 ton
olan dünya kauçuk üretimi 1850' de 1.000 tona yükselmişti.
Zaman içerisinde İngiliz Thomas Hancock Kauçuğu kükürdün etkisinde daha uzun zaman tutmak
yoluyla sert bir madde olan "ebonit"i buldu.
Daha sonra bir başka İngiliz olan F. Walton 1849 da keten yağını oksitlemek ve bunu talaş ya da
mantarla karıştırmak yoluyla bir tür yerli kauçuk meydana getirdi.
Bu arada 1807 yılından itibaren yollarda otomobiller boy göstermeye başlamıştır. Arnavut kaldırım
taşlar üzerinde Şehir içinde demir çemberle kaplı tekerleklerde yaşanına gürültü ve süspansiyon
eksikliği yani konfor arayışlarına çözüm olarak 1829 da Charles Goodyear in vulkanize ederek
sertleştirdiği kauçuk tekerlek çemberinin dış yüzeyinde kullanılmaya başlanır.
Motorlu ve atlarla çekilen taşıt araçlarında kullanılmaya başlanan kauçuk daha o aşamada iken bile
sürüş konforu ve güvenliğine büyük katkılarda bulunmuştu.
Tekerlek çemberini kaplamakta kullanılan kauçuğun sağladığı avantaj ve faydalar kullanılan kauçuğun
daha yoğun kullanılmasını teşvik etmiş ve 1840 yılına gelindiğinde artık dolgu şeklinde tekerlek
çemberinin üzerin monte edilen dolgu lastikler kullanılmaya başlamıştır.
1845 yılında bir inşaat mühendisi olan mucit Robert Thomson geliştirdiği ilk şişme lastiğin patentini
alarak Whitehurst & Co adında bir şirkete sattı.
Bu firma lastikleri ticari hale getirmeye çalıştı, şişme lastikler o zaman yaygın olan at arabalarında
inanılmaz bir sessiz ve konforlu sürüş sağlamaktaydı. Ancak hem maliyet çok yüksek hem de lastiğin
tekerleğe montajı için 70 gibi yüksek bir sayıda civata gereksinimi gibi bir zorluktan dolayı başarılı
olamadı ve bu ticari başarısızlığı yüzünden uzun bir süre şişme lastikler ortalarda görünmedi.
Kauçuğun kullanım alanlarının birçok başka sektörde büyük ilerlemeler göstermesine rağmen taşıt
sektöründe lastiklerin gelişiminde dolgu lastik aşamasından sonra 1888 yılına kadar kayda değer bir
gelişme olmamıştır.
Aslında kauçuğun işlenerek birçok formata kullanılmaya başlaması hem lastik olsum hem de diğer
sektörlerde bir esinlenme ve etkileşime sebep olarak buluşları hızlandırmıştır.
İrlanda'da bir veteriner olarak çalışan John Boyd Dunlop 1887 yılında oğlunun bisikletinin lastiklerini
daha konforlu bir hale geliştirmek amacı ile bu lastikler üzerinde çalışmaya başladı. Esinlendiği fikir
ise bahçe hortumunun çerisine su doldurarak lastik şekline kullanmaktır. Daha sonra bir aile dostu
olan John Fagan lastikleri su değilde hava ile doldurmayı denemesini önerdi. Dunlop bu fikri bisiklet
lastiklerine uyguladı ve patentini aldı. Belfast'taki bisiklet üreticilerinden biri olan W. Edin & Co ile
üretim anlaşması imzaladılar. Böylelikle ilk başarılı ve ticari değer ifade eden şişme lastik üretilmiş
oldu.
Lastiklerin bu ticari başarısı 1899 yılında Dunlop'un ilk fabrikasını kurması için cesaretlendirdi ve
Pneumatic Tyre Co.'yu kurdu. Aradan 1 yıl geçtikten sonra bir spor dergisi tarafından Thomson'ın
daha önce lastikleri için aldığı patent kamuoyuna duyurulunca Dunlop'un patenti geçersiz duruma
düştü. Bu olayın ardından birçok rakip lastik firması ortaya çıktı. İsim değiştiren firma Dunlop Rubber
Company adı altında başarılarını sürdürdü.
Aynı yıllarda ise ABD de Frank Seiberling satın aldığı fabrikada bisiklet at arabası lastikleri, at nalı
destekleri ve poker fişleri üretmeye başladı ve kauçuk endüstrise kendisini adayan Goodyear ın adını
da firma ismi olarak tescil ettirdi. Böylelikle borç ve sefalet içinde ölen Charles Goodyear in emekleri
de değer bulmuş olur.
İlk içi hava dolu lastikler bisikletlere, at arabalarına ve otomobillere uygulandı. Ancak 1900 lü yıllarda
özellikle otomobiller için rampada kavrama, ıslak yolda kaymamak, fren mesafesini kısaltmak gibi
ihtiyaçlardan dolayı zaman içerisinde hızla gelişti.
1745 de Kâşif La Condamine Güney Amerika'dan getirdiği ham kauçuk insanoğlunun iktisadi hayatına
önce okul silgisi olarak girmiş, günümüzde nerdeyse bu maddeyi kullanmayan hiçbir sektör
kalmamıştır.
Otomotiv, kamyon ve iş makinesi lastikleri olarak tüm sektörlerin en zorunlu harcama kalemini
oluşturan lastiklerden günümüzdeki beklentiler çok yüksek.
Lastikler hareketsiz arabayı taşımak , ama aynı zamanda kalkış ve fren anında ortaya çıkan büyük yük
transferlerine mukavemet göstermek, fren yapıldığında ve viraj alırken motorun gücünü yola
aktarmak, zevkli bir sürüş için güven içinde ve uzun müddet dayanmak, yolun durumu ve iklim
şartları ne olursa olsun aracı emniyetle yönlendirmek, şoförün ve yolcuların konforunu sağlamak,
aracın uzun ömürlü olması için yoldaki pürüzlerin etkisini azaltmak, performansını milyonlarca lastik
devri boyunca en üst düzeyde tutmak için uzun ömürlü olmak gibi görevleri ve kıstasları yerine
getirmek zorundadır.