Organik Tarımsal Üretim, Ürün Pazarı ve Fiyatlandırma İbrahim

Transkript

Organik Tarımsal Üretim, Ürün Pazarı ve Fiyatlandırma İbrahim
Sözlü Bildiriler
ORGANĠK TARIMSAL ÜRETĠM, ÜRÜN PAZARI VE FĠYATLANDIRMA
Ġbrahim SABUNCU
Harran Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, ġanlıurfa
Saf Organik Gıda Ltd. ġti. (www.saforganic.com.tr), ġanlıurfa
E-posta: [email protected]
ÖZET
Organik üretim, insanlara sağlıklı ve faydalı ürünleri, doğanın ve çevreye zarar
vermeden üretme yöntemidir. Bu nedenle organik tarımın yaygınlaĢması ve pazar
payının geliĢmesi hem insan sağlığına hem de çevresel koĢullara olumlu etkisi
nedenleriyle dünyanın daha yaĢanabilir bir yer olmasına katkı sağlayacaktır.
Organik üretimin yaygınlaĢmasının önündeki en büyük engel, organik ürün fiyatlarının
çok yüksek olmasıdır. Öyleyse organik ürün fiyatlarını düĢürerek organik ürünlere olan
talebi arttırılabilir ve dolayısıyla organik tarımı yaygınlaĢtırmak mümkün olacaktır. Bu
çalıĢmada organik ürün fiyatlarının nasıl düĢürülebileceği ve organik üretimin nasıl
geliĢtirileceği konuları, piyasadan elde edilen örneklerle araĢtırılmıĢtır.
Öncelikle organik üretimin ne olduğu, ne olmadığı, helal kavramı ile iliĢkisi ve tarihsel
geliĢimi anlatılmıĢtır. Ġkinci bölümde organik ürün pazarı ve geliĢimi hakkında bilgi
verilmiĢtir. Ardından organik ürün fiyatlarının yüksek olmasının nedenleri ve Türkiye‘de
organik ürün fiyatlarının Avrupa‘ya göre daha yüksek olmasının ek nedenleri ortaya
konmuĢtur. Bir sonraki konuda organik ürün talep eden insanların organik ürünlere
daha fazla ödeme yapma gerekçeleri anlatılmıĢtır. BeĢinci bölümde organik
hammadde ve iĢlenmiĢ ürünlerin ortalama maliyetleri ve konvansiyonel ürünlerden
farkları yapılan piyasa araĢtırmaları ile tespit edilmiĢtir. Altıncı bölümde organik
ürünlerin uygun fiyatlı olabileceği, yapılan piyasa araĢtırmalarının sonuçlarıyla
ispatlanmıĢtır. Son olarak organik üretimin geliĢimi için önerilerde bulunulmuĢtur.
Anahtar Kelimeler: Organik Üretim, Tarım, Pazar, Fiyatlandırma
ORGANIC AGRICULTURAL PRODUCTION, PRODUCT MARKET
AND PRICING
Ġbrahim SABUNCU
Harran Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, ġanlıurfa
Saf Organik Gıda Ltd. ġti. (www.saforganic.com.tr), ġanlıurfa
E-mail: [email protected]
Abstract
Organic production is a method of producing healthy and useful products to people,
without harming the nature and the environment. For this reason, expansion of organic
farming and development of its market share, will contribute the world to much livable
place because of its positive effect on human health as well as on environmental
conditions.
The greatest obstacle to the widespread adoption of organic production is very high
prices of the organic products. So, by reducing the prices of organic products, the
demand for organic products can be increased, and thus expanding the organic
320
Oral Sessions
agriculture will be possible. In this study, how to lower the prices of organic products,
and how to develop organic production subjects were investigated with examples that
is obtained from the market.
First of all, what is organic production, what it is not, its relationship with the concept of
halal, and its historical development, are discussed. In the second part, the
information is given about the organic product market and its development. Then, the
reasons of why organic product prices are high, and additional reasons why the prices
of organic products in Turkey is higher than in Europe, have been revealed. In the
next topic, the reasons of why people who demand organic products, pay more to
organic products, are explained. In the fifth chapter, average costs of the organic raw
materials and finished products; and differences from conventional products, were
determined by the market research. In the sixth chapter, it is proven by the results of
the market research that organic products can be affordable. Finally,
recommendations are made for the development of organic production.
Key Words: Organic production, Agriculture, Market, Pricing
1. GiriĢ
Organik tarım, dil farklılıkları nedeniyle farklı ülkelerde farklı isimlerle anılmaktadır.
Örneğin, Ġngiltere‘de organik (organic), Almanya‘da ekolojik (ökologish) ve Fransa‘da
biyolojik (bioloque) kelimeleri kullanılmaktadır. Ancak organik tarımla ilgili Avrupa
Birliği organik tarım yönetmeliğinde de (2092/91 sayılı Konsey Tüzüğü) açıkça
belirtildiği gibi bunlar birbirleriyle eĢanlamlıdır (1).
―Organik tarım; toprak, ekosistem ve insan sağlığını sürdüren bir üretim sistemidir.
Sistem, olumsuz etkisi olan girdilerin kullanımı yerine; ekolojik süreçler, biyolojik
çeĢitlilik ve yerel koĢullara uyum sağlamıĢ döngülere dayanır. Organik tarım, içinde
bulunduğumuz çevreye fayda sağlamak, adil iliĢkiyi ve tüm ilgili taraflar için iyi bir
yaĢam kalitesini yaygınlaĢtırmak adına gelenek, yenilikler ve bilimi bir araya getirir‖
(1), (2).
Yukarıda bahsedilen özelliklerinden dolayı sağlığına önem veren ve organik ürünleri
daha sağlıklı gören tüketici kitlesi organik ürünleri tercih etmektedir. Tipik bir organik
gıda tüketicisi, 30 – 40 yaĢlarında, çocuk sahibi, orta-üst gelir grubuna mensup ve
bayan olarak tanımlanmaktadır. Bu tüketici gurubu genelde üniversite mezunu olup,
çocuklarının sağlığı hakkında kaygı duymaktadır. Tüketiciler organik ürünleri satın
alırken, organik ürünlerin çevreye yararlarından ziyade kendi sağlık durumlarını
dikkate almaktadırlar (3).
Organik gıda ürünlerinin konvansiyonel (organik olmayan) ürünlerle karĢılaĢtırıldığında
pazar payları çok küçüktür. Fakat büyük üretici ve süpermarketlerin bu sektöre
eğilmeleriyle önümüzdeki yıllarda pazar payının artacağı ve fiyatların da bu geliĢmeye
paralel olarak düĢeceği de düĢünülmektedir. Bu günkü durum itibariyle organik
ürünler, konvansiyonel (organik olmayan) ürünlerden %30-50 daha pahalıdır (3). Ġç
pazarın küçüklüğü nedeniyle Türkiye‘de üretilen organik ürünlerin %85‘i ihraç
edilmektedir (1).
1.1. Organik Üretim Ne Değildir?
Halkın bir kısmı ve hatta organik üretime yeni baĢlayan üreticiler arasında bile yaygın
olan, organik üretimde hiçbir modern üretim yöntemi kullanılmadan ortaçağ usulü ile
üretimin yapılması gerektiğine dair yanlıĢ bir bilgi vardır. Halbuki organik üretimde
321
Sözlü Bildiriler
konvansiyonel (organik olmayan) üretimden çok daha modern üretim teknikleri
kullanılır/kullanılmalıdır böylece organik üretimin verimliliği konvansiyonel ürün
verimliliğine yakın veya eĢit olabilmektedir. Burada modernlikle kast edilen, en modern
tarım makinalarının kullanılması ile mekanik mücadele, ve en son araĢtırmalar sonucu
bulunan içeriği tamamen organik maddelerden oluĢan ve zararlılara karĢı kullanılan
maddeler kast edilmektedir. Örneğin organik tarımda, ürünün ekimi/dikimi mümkünse
hasadı makinelerle yapılmalı, en modern sulama sistemleri, GPS‘li makinelerle
mükemmel sıra düzeni sağlanmalı, yabancı ot mücadelesi çapalama makineleri ile
yapılmalıdır. Bazen yabancı otlar için sirkeli su gibi doğal maddeler de
kullanılabilmektedir. Hayvansal gübre, bitki artıkları veya yosundan gibi maddelerden
elde edilen gübrelerle bitkiler gübrelenmelidir. Zararlı böceklerle, kekik yağı, arap
sabunu gibi doğal maddelerden veya etçil böcekler, fenomon tuzakları gibi
yöntemlerden faydalanılarak mücadele edilebilmektedir. Kısacası organik tarım en
modern tarımsal metotların kullanıldığı fakat kimyasal ve zararlı maddelerin
kullanılmadığı bir tarım yöntemidir. Organik üretimde izin verilen maddelerin detayları
için, Organik Tarımın Esasları Ve Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmelik ve ekleri
incelenebilir:
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/08/20100818-4.htm
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/08/20100818-4-1.doc
1.2. Organik Tarımsal Üretimin Tarihsel GeliĢimi
Önceleri çok çeĢitli yöntemler ve teoriler geliĢtirilmiĢ, hatta bu yöntemlere astrolojik
boyutlar katılarak ay ve yıldızların etkisini de üretime katan ekoller ortaya çıkmıĢtır.
Tüm bu ekoller incelendiğinde görülen temel öğe; ekolojik dengenin korunarak, bitkisel
ve hayvansal üretimin birlikte aile iĢletmeciliği Ģeklinde yapılması, dolayısıyla
üretimden tüketime kısa devrelerin kurularak kendi kendine yeterliliğin sağlanmasıdır.
Bu özelliği nedeni ile 1. ve 2. Dünya savaĢları arasında popüler olan organik tarım
1950 yılından sonra Amerika BirleĢik Devletleri'nin Marshall yardımı ile önemini
yitirmiĢ, sağlanan ekonomik katkılar ve aĢırı desteklemeler sonucu entansif tarım
süratle yayılmıĢ, makineleĢme, kimyasal ilaç ve gübreler ile kimyasal katkı maddeleri
kullanılmaya baĢlanılmıĢtır. 60‘lı yılların sonunda Avrupa Topluluğu'nun uyguladığı
tarımsal destekleme politikaları, 1970 de pestisitlerin ve kimyasal gübrenin keĢfi de bu
geliĢmeye katkıda bulunmuĢtur (4).
Ancak "YeĢil Devrim" olarak adlandırılan bu tarımsal üretim artıĢının dünyadaki açlık
sorununa bir çözüm getirmediğini, aksine doğal dengeyi ve insan sağlığını süratle
bozduğunu gören kiĢi ve gruplar bu konuda araĢtırmalara baĢlamıĢlardır. Bu
araĢtırmaların sonucunda bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin baskısıyla 1979
yılından itibaren DDT grubu pestisitlerin kullanımı ABD'den baĢlayarak tüm dünyada
yasaklanmıĢtır. Bu durumda organik tarım tekrar gündeme gelmiĢ, 1980 yılından
sonrada tüketicilerin baskısıyla aile iĢletmeciliği Ģeklinden çıkarak ticari bir boyut
kazanmıĢtır. ABD'de 0-2 yaĢ grubu çocuk mamalarının imalinde organik ürünlerin
kullanılmasını zorunlu tutan yasanın da bu ticari boyuta katkısını belirtmek gerekir (4).
Ülkemizde organik tarım faaliyetleri 1986 yılında Avrupa'daki geliĢmelerden farklı
Ģekilde, ithalatçı firmaların istekleri doğrultusunda, ihracata yönelik olarak baĢlamıĢtır.
Önceleri ithalatçı ülkelerin bu konudaki mevzuatına uygun olarak yapılan üretim ve
ihracata, 1991 yılından sonra Avrupa Topluluğunun yukarıda adı geçen Yönetmeliği
doğrultusunda devam edilmiĢtir (4).
322
Oral Sessions
1.3. Organik Tarımsal Üretim Nasıl Yapılır?
Organik gıda üretiminin en zor basamağı tarımsal üretimdir. Bu nedenle organik gıda
imalatı ve dağıtımı yapan büyük firmalar genelde sözleĢmeli üretimle çiftçilere istediği
ürünleri ürettirmektedir. Tabi gerekli bilginin çiftçiye verilmesi ve ürünlerin kontrolü yine
kendi ziraat ve gıda mühendislerinin sorumluluğundadır.
Organik tarımın zorluğu biraz sabır ve epeyi bir bilgi gerektirmesindir. Öncelikle
organik sertifika baĢvurusunda bulunmak gerekir. Pazarlarda ürününe organik diyenler
çoktur ama sertifikasız ürünü güven olmaz, resmi olarak da sertifikasız organik ürün
satılamaz. Bunun için bir sertifika firması ile anlaĢılıp gerekli pek çok evrak
doldurulduktan ve Ģirketin büyüklüğüne ve faaliyetlerinin çeĢitliliği ve yoğunluğuna
göre yıllık 1000 Euro‘dan baĢlayarak yukarıya doğru artan bir meblağı ödemek
gerekir. Sertifika kuruluĢu seçimi önemlidir, nitekim sertifikalı ürünlerin dahi bir kısmına
pek güven olmaz, sertifikanın hangi kuruluĢ tarafından verildiğine bakılmalıdır,
piyasada genel de belli baĢlı birkaç sertifika kuruluĢuna güvenilir, diğerlerinin
sertifikasına ise maalesef pek güvenilmez.
Sertifika baĢvurusu kabulünden sonra organiğe geçiĢ sürecinde sabır gerekir. Nitekim
daha önce konvansiyonel tarım yapılan bir arazi de yetiĢtirilen ürünün organik kabul
edilebilmesi için bu arazinin kimyasal kirlilik durumuna göre 1 ila 3 yıl arası beklemesi
gerekmektedir. Bu 3 yıllık süreçte üretilen ürünler organiğe geçiĢ ürünleri, 3 yıldan
sonraki ürünler ise organik olarak kabul edilmektedir.
Sertifikasyon sürecinden geçtikten sonra, üretim aĢamasındaki zorluk herhangi bir
kimyasal ilaç ve gübre kullanılamamasıdır. Burada en büyük sorun genel de yabancı
ot kontrolünde olur. Nitekim konvansiyonel tarımda yabancı otlar basit bir ilaçla yok
edilirken organik tarımda çapalama makineleri veya elle çapalayarak, malç kullanarak
v.b. mekanik yöntemlerle yabancı otla mücadele yapılır. Bu mücadele yöntemi yüksek
maliyetlidir. Fakat yapılmazsa ürün verimini çok ciddi orada düĢeceğinden yapılması
zorunludur.
Zararlı böcekler ise yabancı ot kadar olmasa da bir sorundur. Bunlara mücadele için
geliĢtirilen organik bazı ilaçlar vardır, bu ilaçlar kekik yağı gibi bazı böcek türlerini
öldürme etkisine sahip organik maddeler içerir kimyasal içermezler. Gübre konusunda
ise çok çeĢitli organik gübre vardır, fakat hangi gübrenin gerçekten organik olduğuna
dikkat etmek gerekir.
Organik tarım yapılan bir arazinin çevresinde (belirli bir mesafeye kadar) kimyasal
(konvansiyonel) tarım yapılmamalıdır, oto yoldan belirli bir mesafeden uzak olmalıdır
gibi Ģartları da vardır. Bunlara da dikkat etmek gerekir.
Bütün zorluklarına rağmen organik bir tarım ürünü fiyat yönünden çok daha avantajlı
olarak pazarlanabilmektedir. Fakat ürünlerini kendi perakende satabilen çiftçiler
elbette çok daha fazla kar elde edebilmektedir. Yüksek miktarda üretim yapılıyorsa
çiftçinin kendi organik ürününü organik gıda üretimi yapan üreticilere doğrudan
satmaya çalıĢması ve bu tür yurtiçi veya yurtdıĢındaki üreticilere sözleĢmeli olarak
üretim yapması daha uygun olacaktır.
1.4. Organik Gıda Nedir?
Organik üretimin en zor aĢaması yukarıda da belirtildiği gibi organik tarımsal veya
hayvansal üretimdir. Tarımsal veya hayvansal üretimden elde edilen hammaddelerin
iĢlenerek gıda ürünlerine dönüĢtürülmesi ise son derece basit ve doğal kabul edilen
323
Sözlü Bildiriler
konvansiyonel gıda ürünlerinin üretimi ile çok benzer süreçlerden oluĢur. Öncelikle,
konvansiyonel gıda üretimi için kullanılan tesisler, organik üretim için de kullanılabilir.
Mesela, konvansiyonel zeytinyağı üreten bir tesis, organik zeytin alıp, tesisinde hiçbir
katkı maddesi kullanmadan iĢleyip organik zeytinyağı üretebilir. Ayrı tesise ihtiyacı
yoktur. Tek önemli fark, konvansiyonel de izin verilen bazı kimyasal katkı maddelerine
organik üretimde izin verilmez. Ayrıca, bir önceki üretimden kalan maddelerden
bulaĢma olmasın diye organik ürün iĢlenmeden önce tüm üretim hattının çok iyi
Ģekilde temizlenmesi gerekir. Organik gıda maddelerinde kullanımına izin verilen
maddelerin listesi, Organik Tarımın Esasları Ve Uygulanmasına ĠliĢkin Yönetmeliğin
Ekinde (Ek-8) bulunmaktadır:
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2010/08/20100818-4-1.doc
Yukarıda bahsedilen nedenlerle, organik hammaddelerin iĢlenmelerinin maliyetleri
neredeyse aynıdır. Konvansiyonel ve Organik gıda ürünlerinin maliyetleri arasındaki
fark hammaddenin maliyetinin farkından ve aĢağıda daha detaylı olarak anlatılacak
üretim miktarından dolayı kaynaklanan farklardan oluĢmaktadır.
1.5. Organik Ve Helal Kavramları
Organik ve helal kavramları farklıdır. Organik/Bio/Ekolojik ile kast edilen üretim
sürecinde hiç bir kimyasal ilaç, gübre v.b. madde kullanılmayan, ürünü, çevreyi,
toprağı, suyu zehirlemeden yapılan tarımsal/hayvansal ve sonrasında gıda üretimidir.
Genel olarak bir üründe hiç bir ilaç kalıntısı yoksa ve bir sertifika kuruluĢu tarafından
üretim süreci kontrol edilerek sertifikalandırılmıĢ ise organik kabul edilir. Nitekim
organik Ģarap ve domut eti de var. Ama helal değiller. Benzer Ģekilde kimyasal gübre
ve yabancı ot ilaçları kullanılarak yetiĢtirilmiĢ buğday (Ģuan ki buğdayların neredeyse
tamamı %99‘undan fazlası) muhtemelen helaldir ama organik değil. Eğer Ģu anki
klasik tarımla (biz konvansiyonel tarım diyoruz) yani ilaç ve kimyasal gübre
kullanılarak üretilen ürünler helal değilse hiç birimiz helal beslenmiyoruz demektir.
Kısaca her organik ürün helal değildir, her helal ürün de organik değildir. Hem helal
hem organik ürünler en idealidir çünkü böyle bir ürün, sadece helal ve organik değil,
aynı zamanda sağlıklıdır. Peki, helal olup organik olmayan ürünler sağlıksız mıdır? Bu
sorunun yanıtı bu makalenin konusunun dıĢındadır.
1.6. Bir ürünün organik olduğunu nasıl anlarım?
Bir ürünün organik olduğunu bakarak, keserek, koklayarak, dokunarak, tadına bakarak
veya ezerek yani fiziksel yöntemlerle anlamak mümkün olmaz. Ürünü, pestisit
analizine göndermek ve kalıntısız bir sonuç almak da yeterli değil. Bir ürünün organik
olduğunu sadece etiketine ve sertifikasına bakarak anlayabiliriz. Ürün paketlenmiĢse
organik ürün olduğu etiketinden ve etikette bulunması gereken bilgilerden anlaĢılabilir.
Ürün etiketinde, organik ifadesi, Tarım bakanlığının mavi yeĢil organik tarım logosu,
ürün sertifikalandıran kuruluĢun adı ve üretici firmanın sertifika numarası bilgileri yer
almalıdır. Eğer dökme (pazarlarda kiloyla) satılan bir ürün alıyorsanız, üreticinin
müteĢebbis sertifikasına ve ürün sertifikasına bakarak organik olup olmadığını
anlamak mümkün. Manav gibi bir satıcıdan alınıyorsa ürün sertifikası dıĢında faturası
da sorulmalı, sertifikadaki ürünlerle satılan ürün karĢılaĢtırılmalı, fatura tarihi kontrol
edilmelidir. Sertifikasız ürünlerin organik, biyolojik, ekolojik ifadesiyle piyasa sürülmesi
kanunen yasaktır (5)
324
Oral Sessions
2. Organik Ürün Pazarının Durumu
Organik tarım Dünya‘da son yıllarda hızlı bir geliĢme göstermektedir. 2010 yılı
verilerine göre Dünya tarım alanlarının %0,9 luk kısmı organiktir. Organik tarım
alanları içerisinde Avustralya kıtası 12,1 milyon hektar alanla baĢta gelmektedir. Bu
kıtayı 10 milyon ha alan ile Avrupa ve 8,4 milyon ha alan ile Güney Amerika takip
etmektedir. Alan bazında en fazla büyüme sağlanan ülkeler Fransa, Polonya ve
Ġspanya‘dır (4).
Dünya‘da organik ürün pazarı hızla büyümektedir. En hızlı geliĢme gösteren organik
ürün pazarı, 2011 sonunda 62.9 Milyar dolara (45 Milyar Euro) ulaĢarak, bir önceki
yıla oranla %7 büyümüĢtür. Organik ürün pazarında en büyük payı 21 Milyar Euro ile
Amerika, ikinci olarak da 21.5 Milyar Euro ile Avrupa birliği almaktadır. Avrupa
birliğinde sırasıyla Almanya ve Fransa en büyük iki pazarı oluĢturmaktadır. KiĢi baĢına
düĢen en büyük harcama tutarı ise yıllık 160 Euro ile Ġsviçre ve Danimarka‘nındır (6).
Türkiye'de organik tarım yapılan alan toplam tarımsal alan içerisinde 2010 yılı
verilerine göre % 1,58 seviyelerinde bir paya sahip bulunmaktadır. Ancak, dünyada ve
özellikle Avrupa'da yaygınlaĢan organik ürün tüketimindeki artıĢtan ülkemizin iyi bir
pazar payı elde edebilme fırsatı bulunmaktadır. BaĢlangıçta 1985 yılında sadece 8
ürüne yönelik yapılan organik üretim günümüzde 225 ürün çeĢidine ulaĢmıĢtır.
Türkiye, 54,9 Milyar $ lık dünya organik ürün pazarında 16 Milyon $‘ lık bir paya
sahiptir (4).
Ġhracat ürünlerimiz konvansiyonel ihraç ürünlerinde de baĢı çeken geleneksel
ürünlerimiz olup, baĢta kuru üzüm, fındık ve fındık ürünleri, kayısı ve kayısı ürünleri,
incir ve incir ürünleri meyve suları ve dondurulmuĢ meyveler ile pamuk ve tekstil
ürünleri yer almaktadır. Bunları, tıbbi aromatik bitkiler ve bakliyat ürünleri takip
etmektedir. Ġhracat yaptığımız ülke sayısı 2010 yılında 38 civarında olup, Avrupa
Topluluğu ülkeleri en önemli ihracat yaptığımız ülkeler konumundadır. Avrupa
Topluluğu ülkeleri dıĢında ABD, Elsalvador, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelanda
diğer ihracat yaptığımız ülkeler arasında yer almaktadır. Ġhracat tutarımız 2010 yılında
15.879.571 $ olarak gerçekleĢmiĢtir. Muhtelif reçel ve marmelatlar, buğday, mercimek,
kahve çeĢitleri, pamuk, soya ürünleri, ceviz, nohut, ayçiçeği yağı, yulaf ezmesi,
balmumu, keten tohumu, kabak çekirdeği, çavdar unu, çikolata, arı sütü olmak üzere
2010 yılında 13 ülkeden organik ürün ithal edilmiĢtir (4).
3. Organik ürünlerin fiyatlarının yüksek olmasının nedenleri
Organik tarım, hayvancılık ve gıda ürünlerinin düĢük olan Pazar payları her geçen gün
daha da büyümektedir. Fakat halen istenilen boyutta değildir. Bunun en önemli nedeni
ise organik ürünlerin fiyatlarının yüksek oluĢudur. Peki organik ürünlerin fiyatları neden
yüksektir? BirleĢmiĢ milletler gıda ve tarım organizasyonu FAO, organik ürün
fiyatlarının konvansiyonel ürünlere göre yüksek olmasının nedenlerini Ģu Ģekilde
sıralamıĢtır (7):
 Organik ürün arzı talebe göre düĢüktür
 Organik üründeki yüksek iĢçilik maliyetleri ve küçük müteĢebbislerin faaliyet
gösterdiği bir alan olması nedeniyle, ölçek ekonomisinin kullanılamaması nedenleriyle
organik ürün maliyetinin yüksek olması
 Konvansiyonele göre düĢük miktarlar da üretilen organik ürünlerin hasat sonrası
nakliye ürün iĢleme gibi iĢlemlerinin birim baĢına düĢen maliyetlerinin yükse olması
325
Sözlü Bildiriler
 Yine göreceli olarak düĢük miktarlarda olan organik ürünlerin pazarlama ve dağıtım
maliyetlerinin birim baĢına yükse olması
Yukarıdaki gerekçelerden hareketle, aslına organik ürünlerinin fiyatlarının yüksek
olmasının iki temel nedeni görülmektedir, az miktarda üretim ve girdi maliyetlerinin
yüksek olması.
Az miktarda üretim, arzın talepten az olması nedeniyle arz talep dengesinin yüksek bir
fiyat düzeyinde gerçekleĢmesine neden olmaktadır. BaĢka bir deyiĢle satıcılar daha
yüksek kar marjlarıyla ürünlerini pazarlayabilmektedirler. Ġlerleyen bölümlerde verilen
örneklerde gerçekten de organik ürünlerin perakende fiyatlarındaki kar marjının
konvansiyonellere göre çok daha yüksek olduğu görülmektedir.
Az miktarda üretimin fiyata diğer etkisi ise, biri baĢına düĢen sabit maliyetlerin
yükselmesine ve dolayısıyla birim baĢına düĢen pazarlama, dağıtım, nakliye gibi hasat
sonrası ve yüksek hammadde maliyeti gibi hasat öncesi maliyetlerin yükselmesine
neden olmaktadır. Hammadde gibi değiĢken maliyetlerin yüksek miktarlarda (ölçek
ekonomisi) birim baĢına düĢtüğü bilinmektedir. Dolayısıyla az miktar gerek kar
marjının yüksek olmasına gerek birim toplam maliyetin yüksek olmasına neden olup
fiyatın da konvansiyonele göre yüksek olmasına sebep olmaktadır. Öyleyse üretilen
organik ürün miktarını arttırarak organik ürün fiyatlarının düĢürülebileceği aĢikârdır.
Ürün miktarından bağımsız olarak organik ürün fiyatının yüksek olmasına neden olan
diğer faktör ise girdi maliyetlerinin konvansiyonele göre yüksek olmasıdır.
Konvansiyonelde yabancı otla mücadele ilaçla rahatlıkla yapılabilirken, organik
ürünlerde elle veya mekanik yöntemlerle (çapalama makineleri v.b.) yapılabilir.
Mekanik yöntemlerin uygulanabilmesi için arazinin büyük olması gerekir fakat yukarıda
da belirtildiği gibi organik üreticiler genel de küçük iĢletmelerdir bu nedenle yabancı
otla mücadele genelde elle yapılır ki bu da maliyeti yükseltir. Zararlı böcekle mücadele
konvansiyonelde yine ilaçla yapılırken organikte kekik yağı, sirke, fenomon tuzakları,
etçil böcekler gibi daha maliyetli yöntemlerle yapılabilir. Verimlilik artıĢı için
konvansiyonel tarımda kullanılan kimyasal gübreler yerine ise organikte hayvansal
veya bitkisel gübre kullanımı yine organik tarımsal ürünlerin maliyetini arttıran
faktörlerdir. Tarımsal üretimde belirtilen bu nedenlerle organik üretim maliyeti yüksek
olsa da tarımsal üretim sonrası aĢamalarda ürünü iĢleme (öğütme, yağını çıkarma
v.b.) konvansiyonelle aynı olmaktadır, dolayısıyla aynı miktardaki organik tarım
ürünüyle konvansiyonelinin iĢlenmesi eĢit olacaktır.
3.1. Türkiye’de organik ürünlerin fiyatlarının yüksek olmasının nedenleri
Türkiye‘de organik ürünlerin fiyatlarının yüksek olmasının yukarıdaki nedenlere ek
olarak baĢka ek nedenleri de vardır. Bu nedenle Avrupa‘da organik ürünler
konvansiyonel ürün arasındaki fiyat farkı %30 civarındayken, Türkiye‘de bu fark oranı
%70 civarlarındadır. Bu kısımda Türkiye‘de ki organik ürünlerin fiyatlarının yüksek
olmasının nedenleri Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği ( ORGÜDER)‘in
yaptığı çalıĢmadan alıntılar yapılarak verilmiĢtir (8).
Organik ürünler pazarındaki fiyat probleminin en büyük nedeni olarak uygulanan
dağıtım politikaları gösterilebilir. Türkiye‘de organik ürünlerden elde edilen cironun %
65‘i marketlerde, % 35‘e yakın kısmı ise sadece organik ürünler satan özel
mağazalarda gerçekleĢtirilmektedir. Böyle bir dağıtım ilk bakıĢta yeni geliĢen, bir
organik ürün pazarı için iyi gibi görülebilir. Ancak her iki dağıtım kanalında da, dağıtım
kanalının kendisinden, pazarlama faaliyetlerini sürdüren ana firmadan ve devlet
326
Oral Sessions
tarafından uygulanmakta olan politikalardan kaynaklanan ve düzeltilmesi gereken
problemler vardır (8).
Organik tarım ürünleri yönetmeliğince getirilmiĢ olan ve Avrupa Birliğine üye ülkeler ve
Amerika BirleĢik Devletleri gibi ülkelerde olmayan organik tarımsal ürünlerin diğer
ürünlerden ayrı bir reyonda satılmasını mecburi kılan uygulama dolayısıyla; organik
tarımsal ürünlerin market içerisinde aldığı reyon payları sınırlı kalmaktadır. Bu
uygulamanın ortaya çıkardığı bir baĢka sorun ise normal ürün alan bir tüketicinin
organik ürünü aynı rafta göremediği için organik ürün ile normal ürün arasında bir
kıyaslama yapamaması ve çoğu zaman aldığı ürünün organik bir çeĢidinin var
olduğundan bile haberi olmadan alıĢveriĢini bitirmesidir (8).
Ulusal perakende zincirine verilen ürünler, perakendecinin tüm Ģubelerinde hedef
olarak seçilen müĢteri kitlesi dikkate alınmadan dağıtılmaktadır. Bu uygulama;
ürünlerin iade oranlarının yükselmesine neden olmaktadır. çok noktada müĢteriye
ulaĢılması, ürünleri tanıtmak için yapılması gereken tanıtım faaliyetlerinin maliyetlerini
de arttırmaktadır. Bu uygulamanın bir baĢka sonucu ise, pazarlamacı firma ürünlerinin
reyon düzenlerini devamlı olarak kontrol altında tutamaması ve müĢteriye ürünlerin
cezbedici Ģekilde sunulamaması Ģeklinde ortaya çıkmaktadır. Tüm bu uygulamalar
ürün fiyatlarını gereksiz olarak arttırmaktadır (8).
Ülkemizde organik ürünler pazarının henüz çok yeni olmasından dolayı ulusal
perakendeciler konunun detaylarına çoğu zaman vakıf olamamaktadırlar. Örneğin,
organik yaĢ meyve ve sebze üreticilerinden normal ürün üreticilerine uyguladıkları %
30‘lara varan zayi oranlarını istemektedirler. Organik ürün üreticilerinin, bu derece
yüksek zayi oranlarıyla çalıĢmaları olanaksızlaĢmaktadır. Ancak, perakendeciler bu
oranlardan ürünlerin kendilerine paketlenmiĢ olarak teslim edilmesi Ģartı ile
vazgeçmektedirler. Pazara sunulan ürün yepyeni bir ürün olması sebebiyle üreticiler
her zaman bu tip sorunlarla karĢılaĢmaktadırlar. Organik ürünlerin pazarlamasını
yapan kiĢi veya kuruluĢ bu tip problemleri aĢabilmek için her zaman ürün hakkında
tam ve kapsamlı Ģekilde bilgi sahibi olmalıdır (8).
Organik tarım ürünleri dünyada olduğu gibi Türkiye pazarında da özel satıĢ
mağazaları aracılığı ile yaygınlaĢmaya baĢlamıĢtır. Tamamına yakını Ġstanbul‘da
bulunan bu özel satıĢ mağazaları genelde A ve B sınıfı tüketici gruplarının yoğun
olarak bulunduğu semtlerde faaliyet göstermektedirler. Yer seçimleri genel olarak
doğru olmasına karĢın bu mağazalarda çalıĢan personelin hem organik ürünler
hakkında hem de satıĢ konusunda genel olarak yeterli düzeyde bir bilgi birikimine
sahip değildirler (8).
Türkiye pazarında bir baĢka büyük sorun, tüketicinin organik ürünü henüz yeterince
tanımıyor olmasıdır. Tüketicinin organik ürünü ne derecede tanıdığını yapılan pazar
araĢtırmaları açıkça göstermektedir. Durumun böyle olduğu üretici ve pazarlamacı
firmalar tarafından da kabul edilmekte ancak durumu değiĢtirmeye yönelik herhangi bir
faaliyette bulunulmamaktadır. Pazarda faaliyet gösteren firma temsilcilerinin
düĢünceleri firmalarının henüz bu tür tanıtım ve bilgilendirme
maliyetlerini
kaldıramayacağı yönündedir. Tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin bir çok Avrupa
ülkesinde olduğu gibi Türkiye‘de de devlet tarafından yapılmasının gerektiğini düĢünen
sektör temsilcileri dahi vardır. Esasen tutundurma konusunda devlet üzerine düĢenin
bir kısmını; yasal düzenlemeler ve çiftçilere kullandırdığı indirimli kredi olanakları ile
yerine getirmiĢ durumdadır. Devlet ayrıca ulusal radyo ve televizyon kanallarına ayda
en az 30 dakikalık organik ürünler ile ilgili toplumu bilgilendirici ve eğitici yönde
327
Sözlü Bildiriler
program yapma zorunluluğu getirmiĢtir. Ancak bu programların yapılmasını ulusal
televizyon ve radyo kanallarına bırakmıĢtır. üretici örgütleri tarafından böyle bir olanak
kullanılmalı ve toplumu yeterli düzeyde bilgilendirici programların yapılması
sağlanmalıdır (8).
Diğer yandan dağıtım kanalında uygulanan yaygın dağıtım politikası sonucunda,
tutundurma faaliyetleri için gerekli kaynak ihtiyacı da artmaktadır. Pazarın ve faaliyet
gösteren firmaların yeni olması bu yüksek maliyetlerin karĢılanamamasına sebep
olmaktadır. Bu durum tutundurma faaliyetlerinin minimum düzeyde kalmasına neden
olmaktadır. Buna karĢın organik ürünlere misliyle fazla para ödediğini düĢünen tüketici
ise ürünün tadına bakmak ve ürünün diğer normal ürünlerden farkını detaylı bir Ģekilde
bilmek istemektedir. Organik ürün ile diğer 1. kalite gıda ürünleri arasındaki farkı tam
olarak anlayamayan tüketici her zaman doğal, saf, hormonsuz gibi ibareler içeren
ürünlere kayabilmektedir. Bu durum mevcut organik ürünlerin satılmamasına ve
organik ürün fiyatlarının daha da artmasına neden olmaktadır (8).
4. Organik ürüne insanlar neden daha fazla ödeme yapıyorlar
Önceki konularda organik ürün fiyatlarının konvansiyonele göre yüksek olduğundan
bahsedilmiĢti. Peki, insanlar yüksek fiyatlarına rağmen organik ürünlere neden daha
fazla ödeme yapıyorlar? Neden organik gıda pazarı hızla geliĢiyor? Neden halen
organik gıda pazarında talep arzdan fazla? Bu konular pek çok bilimsel anket
çalıĢmalarıyla araĢtırılmıĢ ve farklı ülkelerdeki insanların neden organik ürünleri tercih
ettikleri ve organik ürünlere daha fazla ödeme yaptıkları tespit edilmiĢtir.
Yunanistan‘da organik zeytinyağına olan talep ve bu talebi etkileyen faktörlerle ilgili
çalıĢmalar yapılmıĢtır. Bu tip bir çalıĢmaya göre, Yunanistan‘da gelir düzeyi yüksek,
geniĢ aileye sahip, ileri yaĢta, gıda güvenliği ve çevre sorunlarına karĢı duyarlı kiĢilerin
organik zeytinyağını tercih ettiklerini, fakat gençlerin ve gelir düzeyi yüksek kiĢilerin
organik zeytinyağına karĢı yüksek fiyattan dolayı ilgisiz olduğunu ve organik
zeytinyağının lüks ürün olarak kabul edildiğini göstermiĢtir (9).
Organik zeytinyağı üzerine Hollanda‘da yapılan baĢka bir çalıĢmada ise organik üretim
konseptini destekleyen ve organik zeytinyağını daha kaliteli kabul eden Hollandalı
tüketicilerin, organik zeytinyağına konvansiyonele göre daha fazla ödemeye razı
olduklarını tespit etmiĢtir. Organik zeytinyağını tercih etmeyenlerin gerekçelerinin ise
büyük çoğunluğunun yüksek fiyat, bununla birlikte organik üretim ve ürünler hakkında
bilgi eksikliği olduğunu ortaya koymuĢtur. Ayrıca bu çalıĢma da Yunanistan‘daki
çalıĢmadan farklı olarak çevreci olmanın organik zeytinyağı talebi ile iliĢkili olmadığı
sonucu çıkmıĢtır (10).
Japonların organik ürünlere olan ilgisi üzerine de çalıĢmalar yapılmıĢtır. Bu çalıĢmalar
Japon halkının organik ürünlere konvansiyonel ürünlerden daha fazla ödemeye hazır
olduklarını göstermiĢtir. Bunun nedenleri ise organik ürünlerin konvansiyonellere göre
daha güvenli, sağlıklı, çevre dostu, ve lezzetli kabul edilmesidir. Ayrıca organik
ürünlerin üretim esnasında çevreye zarar vermeyen ve süt gibi hayvansal üretimlerde
kullanılan hayvanların daha sağlıklı ve rahat ortamlarda yaĢaması Japon halkının
organik ürünlere ilgisini arttırmıĢtır. Öyle ki organik süt ürünlerinin fiyatı (381 Yen/Litre)
konvansiyonelin (150 Yen/LT) iki katından fazla ücret ödeyebilmektedirler (11) .
Yukarıdaki çalıĢmaların karĢılaĢtırılması sonucu, Avrupa‘da ki tüketicilere göre Japon
tüketicilerinin sağlık ve çevre sorunlarına karĢı daha duyarlı olmaları nedenleriyle
organik ürünlere olan ilgilerinin daha fazla olduğu ve bu nedenle organik ürüne daha
328
Oral Sessions
fazla ödemeye razı olduklarını göstermektedir. Bunun sonucu olarak bilgi ve kültür
düzeyi, sağlığa verilen önem gibi unsuların ülkeden ülkeye değiĢmesi sonucu organik
ürüne olan ilgi ve organik ürün müĢterilerinin taleplerinin fiyat esnekliği ülkeden ülkeye
değiĢmekte olduğu söylenebilir.
5. Organik hammadde ve iĢlenmiĢ ürün maliyetleri
Yukarıdaki araĢtırmalar sonucu organik ürünlerinin fiyatlarının yüksek olduğu ve
tüketicilerin büyük çoğunluğunun bu fiyatların yüksekliğinden dolayı organiği tercih
etmediği tespit edilmiĢtir. Peki organik ürünlerin fiyatları gerçekten çok mu yüksek?
Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (Orgüder)‘in yaptığı araĢtırmaya göre
organik tarımsal ürünlerin fiyatları belirlenirken 1. kalite gıda ürünlerine göre ortalama
olarak % 30 oranında bir ekstra fiyat uygulaması uygulanmaktadır. Avrupa‘da da
fiyatların genelde normal ürünlere göre %30 -%35, fakat ülkemizde bu oranların %40
ile %70 arasında daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Ürünleri üretenlere organik
tarımsal üretim yaptıkları için sertifika maliyetleri dıĢında normal (konvansiyonel) ürüne
göre ekstra olarak %10 ile % 25 civarında fazla ödeme yapıldığı düĢünülmektedir (8).
Bu verilerden hareketle organik ürünlerin girdi maliyetlerinin yüksekliği ve düĢük
miktarlarda üretiminden kaynaklanan nedenlerden dolayı üretim maliyetleri
konvansiyonel üründen ortalama olarak sadece %17,5 fazladır. Üretim miktarları
arttırılarak bu oran ortalama olarak %10‘un altına düĢürülebilir. Öte yandan Avrupa
için fiyatlar ortalama %32,5 fazladır. Maliyet artıĢından iki kat daha fazla fiyat artıĢının
gerçekleĢmesi ise talebin arzdan yüksek olmasından kaynaklanan yüksek kar marjıdır.
Yani organik ürün fiyatlarının yüksek olmasının en önemli nedeni maliyet değil yüksek
kar marjıdır.
Hem organik hem konvansiyonel ürün üreten firmalardan değiĢik dönemlerde satın
alma amaçlı olarak aldığım fiyat teklifleriyle aĢağıdaki toptan satıĢ fiyat tablosunu
oluĢturdum. Fiyatların çoğunu aldığım bakliyat firması isminin açıklanmasını istemedi.
Bu bakliyat firmasından bu çalıĢma için güncel fiyatlar da istemiĢtim fakat gönderdiği
güncel fiyatlardaki konvansiyonel ile organik arasındaki farklar %90‘ların üzerindeydi.
Bu nedenle bu fiyatların kasıtlı ve yanlı olabileceği endiĢesiyle güncel fiyatları
kullanmadım. Nitekim, daha önceden elde ettiğim fiyat tekliflerindeki fiyat farkları
yukarda bahsedilen ORGÜDER‘in yaptığı çalıĢmalarla da tutarlılık göstermektedir.
329
Sözlü Bildiriler
Toptan Hammadde Olarak SatıĢ Fiyatları TL/KG
Fiyat
Konvansiyonel Organik
Farkı
Nohut 7mm
1,18 TL
1,66 TL
41%
Nohut 8mm
1,36 TL
1,98 TL
45%
Nohut 9mm
1,50 TL
2,14 TL
43%
KavrulmuĢ fıstık
17,59 TL 18,59 TL
6%
Kahverengi Mercimek
2,14 TL
2,51 TL
17%
Bulgur
0,94 TL
1,22 TL
30%
Kırmızı mercimek
2,47 TL
2,84 TL
15%
Kırmızı yaprak mercimek
2,44 TL
2,82 TL
15%
Buğday
0,64 TL
0,70 TL
10%
Fasulye
3,65 TL
4,75 TL
30%
Susam
3,50 TL
5,25 TL
30%
Zeytinyağı
4,75 TL
7,75 TL
Ambalaj
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
25 KG Çuval
180 LT'lik Çelik
30% Varil
Yukarıdaki tablodan da görüldüğü gibi organik ile konvansiyonel ürün fiyatları
arasındaki fark hammadde olarak satılan büyük ambalajlı ürünlerde %30
civarlarındadır. Fakat perakende de bu oran özellikle ülkemizde çok çok yüksektir.
Orgüder‘in çalıĢmasına göre %70 civarında olan bu oranının, gerçekte çok daha fazla
olabilmektedir. AĢağıda güncel olarak sanal bir marketteki yaptığım fiyat
karĢılaĢtırmaları
bulunmaktadır,
araĢtırma
yaptığım
sanal
market:
http://www.sanalmarket.com.tr ‗dir. Aynı tip ve miktardaki ambalajlarda olan
kovansiyonel ve organik ürünlerin fiyatları verilmiĢtir:
Perakende Ürün Fiyatları KarĢılaĢtırılması
Ürün Adı
Konvansiyonel
Organik
Fark
Tahin
4,80 TL
13,00 TL
171%
Mercimek
3,40 TL
10,25 TL
201%
Nohut
6,35 TL
9,95 TL
57%
Fasulye
6,45 TL
10,50 TL
63%
Bulgur
2,55 TL
4,60 TL
80%
11,90 TL
21,90 TL
84%
Zeytinyağı
6. Organik ürünler uygun fiyatlı olabilir mi?
Organik ürünlerin tarladan çıkıĢ fiyatının ve dahi iĢlenip büyük ambalajlara konulmuĢ
haldeki fiyatlarının konvansiyonel üründen ortalama %30 daha fazla olduğu
bilinmektedir. Fakat piyasada organik ürünlerin perakende fiyatı normallerin 3-5 katı
fazladır. Peki perakende fiyatları neden bu kadar yüksektir ve perakende fiyatlarının
da hammadde gibi %30 fazla olması mümkün olmaz mı?
Organik tahin üretimi ile ilgili geçen yıl yaptığım araĢtırma ile aslında organik ürün
perakende fiyatlarının da konvansiyonellerden sadece %30 fazla olarak
satılabileceğini göstermektedir. DanıĢmanlık yaptığım firmanın markasıyla organik
330
Oral Sessions
tahin fason üretmeyi düĢündük. Organik susam, kavanoz, kapak fiyatları, bir tesiste
susamdan tahin yapılması, ve bu tahinin kavanozlara dolumu için gerekli iĢleme
maliyetleri, tarım il izinleri, nakliyeler, organik sertifika kuruluĢu Ecocert‘in denetim
masrafları araĢtırıldı. Sonuçta aĢağıdaki fiyat analizi oluĢturuldu:
Organik Tahin Maliyet Analizi
Susam Miktarı (KG)
5000
Çıkacak Tahin Miktarı (KG)
4000
330 CC Kavanoz Adedi
13333
Susam Bedeli
26.513 TL
ĠĢleme maliyeti
3.068 TL
Dolum maliyeti
1.180 TL
Tarım Ġl Ġzin
250 TL
Ecocert Denetim
1.770 TL
Nakliye
1.000 TL
Altın Kapak + Kavanoz
6.136 TL
TOPLAM
39.916 TL
Birim Kavanoz Maliyeti
2,99 TL
SatıĢ fiyatı
3,59 TL
Tablodan da görülebileceği gibi eğer yaklaĢık onüç bin kavanoz ürettirirsek, 330cc
cam kavanozda net 300 gr organik tahini 3,59 TL'den %20 kar marjı ile toptan olarak
satabiliyorduk. Bu fiyatı organik ürün sektörünün bilinen markalarıyla ve bir mağaza
zinciri ile görüĢtük. Marka sahibi firma yetkilisi bu fiyata 1000 kavanoz alabileceğini
fakat 13000 kavanozu satamayacağını söyledi. Bu firmanın benzer organik ürünü 13
TL civarına satılmaktaydı. Mağaza zinciri ise toplu alım yapamayacağını artık hiç stok
yapmadıklarını, ürünleri haftalık olarak tüm Türkiye‘deki çeĢitli depolarına dağıtmamızı
ve dağıtım masrafını üstlenmemizi istedi. Dolayısıyla sektörün halen çok küçük olması
ve büyük mağaza zincirlerinin organik üretim yapan firmaların (küçük firmalar)
karĢılayamayacağı zor talepleri olması nedeniyle 13000 kavanoz gibi konvansiyonel
için çok düĢük miktarda fakat organik için büyük olan miktarda üretim yapmak
mümkün olmadı. Eğer bin veya iki bin kavanoz ürettirmek isteseydik, yüksek kapasiteli
tahin fabrikaları yerine elle üretim yapan butik tesisleri tercih etmemiz gerekecekti bu
durum da maliyet 7-8 TL/Kavanoza yükseliyordu. Bu örnek organik tahin gibi organik
ürünlerin üretim miktarlarının arttırarak üretim maliyetlerinin yarıya kadar düĢmesinin
mümkün olduğunu göstermektedir.
Diğer örnek organik nar ile ilgili. Organik pazarcılarla görüĢtüm; bir ayda ancak 1 ton
organik nar satabileceklerini söylediler. Fiyatı da 5 TL/KG civarıydı. Ben bu pazarcılara
1 Ton organik narı 750 TL'den de (bahçede) verebileceğimi belirttim, fakat onlar yine 5
TL'den satacaklarını çünkü 1,5 TL/KG'dan satsalar da satıĢ miktarı 2 tonu aĢmaz diye
düĢünüyorlardı. Yani 1 Ton 5 TL‘den 5000 TL hasılat elde edilirken, 2 Ton 1,5 TL‘den
hasılat sadece 3000 TL olacaktır. Öyleyse 5 TL‘den 1 Ton satmak daha mantıklı
olacaktır. Hatta pazarcılar, müĢterilerinin organik nar nasıl bu fiyata olur diye ürüne
güvenmeyip belki satıĢlarının düĢebileceğinden dahi endiĢe ediyorlardı. Bu örnekte
aslında çok uygun fiyata satılabilecek taze organik ürünlerin bulunabildiğini fakat
331
Sözlü Bildiriler
perakendecilerin ve mevcut müĢteri kitlesinin ön yargıları nedeniyle, ürün tedarik fiyatı
ne kadar düĢse de perakende satıĢ fiyatları yüksek kalmaya devam etmektedir. Peki
çözüm nedir? Bir sonraki kısımda bu konu ele alınmıĢtır.
7. Organik Üretimin GeliĢmesi için Önerileri
Özellikle Türkiye‘de organik pazarın geliĢmesi önündeki engeller olarak, yukarıda da
açıklandığı gibi, yanlıĢ fiyatlandırma politikaları, genel küçük firmaların bu sektörde
olması, halkın yeterli bilince sahip olmaması, bazı hammaddelerin üretilmemesi ve
ithalatının da yasak olması sayılabilir. Organik pazarın küçük olması, organik
üretiminde geliĢmesini engellemektedir. Bu kısımda Türkiye‘de organik pazarının ve
üretimin geliĢmesini sağlayacak öneriler sıralanmıĢtır.
7.1. Fiyatlandırma Politikaları
Organik ürün maliyetlerinin konvansiyonel üründen ortalama olarak %17,5 fazla
olduğu, fiyatlarının ise Avrupa‘da ortalama %32,5 fazla olduğu bölüm dörtte tespit
edilmiĢti. Bu değerlerden hareketle organik ürün fiyatlarının yüksek olmasının en
önemli nedeni maliyet değil yüksek kar marjı olduğu görülmüĢtür.
Fiyatların bu derece yüksek olması, üreticilerin yüksek maliyetlerinden ziyade bu
ürünleri çiftçilere ürettiren ve pazarlayan firmaların pazarlama stratejilerinden
kaynaklanmaktadır. Genel olarak pazarlama süreci, ürün dizaynı, dağıtım, tutundurma
ve kamuoyu oluĢturma aĢamalarındaki yanlıĢ uygulamalar, birbirini etkileyerek
fiyatların olması gerekenden çok daha yüksek düzeyde oluĢmasına sebep olmaktadır.
Ancak firma yöneticileri; değiĢen dünya Ģartlarında baĢarılı olmak için müĢteri odaklı
olarak çalıĢmak gerektiğini kabul etmekle beraber uygulamalarını üretime odaklı bir
Ģekilde gerçekleĢtirmeye devam etmektedirler. Üreticilerin bu tutum ve davranıĢları
pazarın geliĢmesine ve yeterince karlı bir düzeye gelmesine engel olmaktadır (8).
Kısaca organik piyasasının küçük olması, küçük firmaların bu sektörde faaliyet
göstermesi, ürün miktarlarının az olması, tüketicilerin organik ürün pahalı olması
gerektiği ön yargısı, aracıların yüksek kar marjları organik fiyatlarının yüksek olmasına
neden oluyor.
Organik ürün fiyatlarının makul fiyatlardan satılabilmesi ve geniĢ kiteler tarafından
tüketilebilmesi için öncelikli çözüm küçük firmaların birleĢip büyük firmalar oluĢturarak,
veya büyük firmaların bu pazara girerek üretim miktarlarını arttırmaları olacaktır.
Yüksek miktarda üretilen ürünlerin maliyetleri düĢük olacak, bunları satabilmek için kar
marjları da düĢük tutularak mevcut A ve B sınıfı tüketicilere ek olarak C ve hatta D
sınıfı tüketicilerin bile organiği talep etmesi hedeflenecek. Bunun için organik ürün
pahalıdır imajı silinip, organik ürün hem uygun fiyatlı hem sağlıklıdır ve sadece
zenginlerin tükettiği bir ürün değil, kendi ve çocuklarının sağlığına önem veren tüm
kiĢiler tarafından tüketilebilir mesajı tüketicilere verilmeli. Bu mesajın verilmesi için
devlet destekli tanıtım ve bilgilendirme seminerleri, TV programları, reklamlar v.b.
faaliyetler yürütülmelidir.
Sonuç olarak güçlü ve güvenilir firmalar organik sektöründe faaliyet gösterip, organik
ürünün ucuz da olabileceğine halkı inandırıp, aynı zamanda organik pazarı
geniĢletebilirse ve yüksek miktarlarda üretip, düĢük fiyata satabilirse, insanlar çok
uygun fiyatlara organik ürünler tüketebilir.
332
Oral Sessions
7.2. Organik Tarımsal ve Hayvansal Üretimin YaygınlaĢtırılması
Türkiye‘de organik üretimin yaygınlaĢtırılması için çeĢitli devlet organları projeler
hazırlamakta, yabancı uzmanlar getirmekte, pek çok faaliyet ile çiftçileri organik tarıma
teĢvik etmektedir. Fakat pek baĢarılı olamamaktadır. Çünkü modern organik üretim
yöntemlerini bilemeyen çiftçiler için organik tarımın bir cazibesi yoktur, bu çiftçiler çok
yüksek fiyattan ürün satma hayalleri ile organik üretime girseler dahi sonradan zarar
ederek organik üretimden vaz geçmektedirler. Burada yapılması gereken, devletin
öncelikle kendi tarım kuruluĢlarında organik üretimi yapması, ayrıca büyük tarım
Ģirketlerini ciddi teĢviklerle organik tarıma yönlendirmesi olacaktır.
Türkiye‘de Tigem, Tarımsal araĢtırma enstitüleri, Ziraat Fakülteleri ve daha pek çok
kamu kuruluĢunun binlerce hektar arazisi bulunmaktadır. Bu arazilerde halen
konvansiyonel üretim yapılmaktadır, organik üretim yok denecek kadar azdır. Hal
böyleyken devletin küçük çiftçiyi organik üretime yönlendirmesi bana göre pek anlamlı
değildir. Nitekim, eğer organik üretim ile yüksek verim elde etmek ve
konvansiyonelden daha fazla kazanç sağlamak mümkün ayrıca topluma ve çevreye
faydalı, sağlıklı ürünler üretmek mümkün ise, öncelikli görevi topluma hizmet olan bu
kamu kuruluĢlarının tüm üretimlerinin organiğe dönüĢtürülmesi gerekir. Eğer organik
üretim karlı değil ise, o zaman organik üretim neden teĢvik ediliyor ve çiftçilere ısrarla
organik üretim yapın deniliyor? Organik üretim, doğru kaynaklar kullanılarak, bilgili ve
tecrübeli ziraat mühendisleri kontrolünde yapılırsa karlıdır, bu kaynaklara sahip kamu
kuruluĢları organik tarımda önce olmalıdır. Eğer kamu kuruluĢlarının hepsi tüm
üretimlerini organiğe dönüĢtürürlerse hem topluma önemli bir hizmet sunacaklar, hem
de bu iĢin karlı olduğunu kağıt üzerinde değil uygulamalı olarak gösterme imkanı
bulacaklardır.
Devletin yapması gereken diğer bir önemli faaliyet, büyük tarım Ģirketlerinin ciddi
teĢvikler vererek organik üretime yönlendirmeleridir. Nitekim organik ürünlerin uygun
maliyetli olması için, geniĢ alanlarda, yüksek miktarlarda, modern ve yüksek fiyatlı
tarım makineleri kullanılarak, yüksek maaĢlı uzman mühendislerin kontrolünde
üretilmeli ve iĢlenerek yurtiçi ve yurtdıĢı pazarlarına uygun dağıtım kanalları
kullanılarak sunulmalıdır. Bunları yapabilme kapasitesine ise büyük parasal ve
entelektüel sermaye gücüne sahip Ģirketler yapabilirler.
7.3. Organik Hammadde Ġthalatı
Yukarıdaki kısımlarda organik gıda üretim sürecinin konvansiyonel ile aynı olduğu, tek
farkın organik hammadde ve katkı maddelerinin kullanılması olduğu belirtilmiĢti. Bazı
organik hammaddeler ise Türkiye‘de ya üretilmemekte, ya da çok az üretildiği için hem
fiyatları çok yüksek hem de yüksek miktarlı gıda üretimi için yeterli olamamaktadır. Bu
sorunları aĢmak için Tarım Bakanlığı organik ürün ve konvansiyonel ürünü ayrı ayrı
değerlendirmeli ve ithalat izinlerini buna göre vermelidir. Örneğin Türkiye Ģeker
ithalatına izin vermemektedir. Konvansiyonel Ģeker üretimi zaten var olduğundan
konvansiyonel Ģekerli gıdaların üretimi için bu ithalat yasağı sorun teĢkil etmez. Fakat
Türkiye‘de hiç organik Ģeker üretilmediği için bu ithalat yasağı Türkiye‘de hiç Ģekeli
organik gıda üretilmemesine neden olmaktadır. Çünkü Bakanlık organik ve
konvansiyonel Ģeker ayrımı yapmamaktadır ve organik Ģeker ithalatı da yasaktır.
Halbuki sadece organik Ģeker ithalatına izin verse, Türkiye‘de üretilen organik
susamlar, organik helva yapılarak Dünya‘ya ihraç edilebilir? Veya Türkiye‘de üretilen
organik kuru meyve ve kuru yemiĢler Ģekerlemeler yapılarak pazara sunulabilir.
Kısaca Tarım Bakanlığı Türkiye‘de üretimi olmayan organik ürünlerin ithalatını
333
Sözlü Bildiriler
yasaklayarak hem mantıksız hem de pazarın önünü tıkayan bir duruma sebep
olmaktadır.
8. Sonuç
Organik üretimin yayınlaĢması ve insanların helal, sağlıklı ve organik ürünlere uygun
fiyatlarla eriĢebilmesi, toplumun maddi manevi sağlığı için bir gerekliliktir. Toplumun
huzuru için maddi ve manevi sağlığını korumak da devletimizin görevleri arasındadır.
Fakat Ģirketler organik üretimi ancak kar elde etmek için yapacakladır. Bu nedenle
yukarıda, hem devletin organik üretimin yayınlaĢması için ne tür çalıĢmalar
yapabileceği anlatılmıĢ, hem de Ģirketlere uygun yöntemlerle organik üretimden kar
elde edebilecekleri örneklerle anlatılmıĢtır.
Organik gıda ticareti alanında faaliyet gösteren firmaların organik ürün fiyatlarını
düĢürebilmek için yapabilecekleri yukarıdaki kısımlarda tartıĢılmıĢ. Organik ürün
fiyatlarının yüksek olmasının en önemli nedenlerinin sektördeki firmaların yanlıĢ
uygulamalarının ve fiyat politikalarının olduğu görülmüĢ, organik ürünlerin çok makul
fiyatlarda piyasaya sunulabileceği gösterilmiĢtir.
Özetle, organik üretimin maliyetinin yüksek olmasına neden olan birinci faktör düĢük
miktarlarda üretim, ikinci faktör ise girdi maliyetlerinin yüksekliğidir. Firmalar yüksek
yüksek miktarda üretimle organik ürün maliyetlerini düĢürebilirler. Perakende
fiyatlarındaki kar marjları da düĢük tutulursa, organik ürün fiyatına duyarlı ve talep
esnekliği çok yüksek olan bu nedenle belki hiç organik ürün tüketmeyen kitleler de
organiğe yönelebilir. Sonuçta kısa vadede kar marjının düĢmesi firmanın zararına gibi
görünse de, ürünlerinin piyasa da hızla yaygınlaĢması satıĢlarının artmasına,
satıĢların artması yüksek miktardaki üretime, yüksek miktardaki üretim ise üretim
maliyetlerinde yarıya kadar düĢmelere neden olacak, orta ve uzun vadede firmanın
toplam karı, pazar payı artacaktır.
Büyük Ģirketlerin uygun fiyatlandırma ve optimum miktarlarda üretim politikaları
kullanarak organik üretime yönelmesi, kamu kurumlarının organik üretim yapması,
devletin organik hammadde ithalatı engellerini kaldırmasıyla, organik ürünler fiyatları
konvansiyonele çok yakın olarak çok rahat bulunur olabilecek, organik ürün tüketimi
yaygınlaĢıp, lüks olmaktan çıkacaktır.
Kaynakça
1. Organik Tarım Kavramı ve Organik Tarımın Dünya ve Türkiye‟deki Durumu.
DEMĠRYÜREK, KürĢat. 2011, GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, s. 28(1), 27-36.
2. IFOAM. Definition of Organic Agriculture as approved by the IFOAM General
Assembly in Vignola, Italy in June 2008. Vignola, Italy : IFOAM, 2009.
3. Aslan, Pınar. Japonya Ülke Raporu. Ankara : T.C. Ekonomi Bakanlığı Ġhracatı Bilgi
Platformu, 2013.
4. Organik: Tarım Bakanlığı. Tarım Bakanlığı. [Çevrimiçi] 2013.
http://organik.tarim.gov.tr/.
5. Buğday Ekolojik YaĢamı Destekleme Derneği. 101 Soruda Organik Ürün
Rehberi. Ġstanbul : DoğuĢ Grubu ĠletiĢim A.ġ., National Geographic Türkiye‘nin Mart
2013 ekidir.
334
Oral Sessions
6. New impulses for continued growth. www.fibl.org. [Çevrimiçi] 2013. [Alıntı Tarihi: 05
09
2013.]
http://www.fibl.org/en/media/media-archive/media-archive13/mediarelease13/article/new-impulses-for-continued-growth.html.
7. Sık Sorulan Sorular: FAO. FAO. [Çevrimiçi] 2013. http://www.fao.org/organicag/oafaq/oa-faq5/en/.
8. Pazar: ORGÜDER. ORGÜDER. [Çevrimiçi] 2013.
http://www.orguder.org.tr/organiktarimpazarlama.html.
9. The Influence of Consumer Characteristics and Attitudes on the Demand for
Organic Olive Oil. Efthimia Tsakiridou, Konstantinos Mattas, Irini TzimitraKalogianni. 2008, Journal of International Food & Agribusiness Marketing.
10. Dutch Consumers' Willingness to Pay for Organic Olive Oil. Nikos Kalogeras,
Stella Valchovska , George Baourakis, Prodromos Kalaitzis. 2009, Journal of
International Food & Agribusiness Marketing.
11. Valuing the influence of underlying attitudes and the demand for organic milk in
Japan. Shunsuke Managi, Yasutaka Yamamoto, Hiroyuki Iwamoto, Kiyotaka
Masudad. 2008, Agricultural Economics, s. (39) 339–348.
335

Benzer belgeler

Kalite Elkitabı - Eco

Kalite Elkitabı - Eco ORGÜDER’in etkin girişimciler olan üyeleri vardır. Dernek, her geçen gün büyümekte ve güçlenmektedir. Temel amaçları: Türkiye’deki Organik Tarımın gelişimine katkıda bulunmak, Türk Organik Ürün End...

Detaylı

Project Partners - Eco

Project Partners - Eco organik pazarların oluşumu için kapasite oluşturulmasında destek sunmaktadır. ORA, aynı zamanda IFOAM bünyesinde OR konularında

Detaylı