kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık Duygu
Transkript
kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık Duygu
BASTIR ANKARAGÜCÜ kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık Duygu Hatıpoğlu; Avukat. Sendika.org, Mülkiyeliler Birliği Dergisi gibi dergi ve internet sitelerinde çeşitli konularda makaleleri yayınlanmıştır. M. Berkay Aydın; ODTÜ Sosyoloji Bölümü’nde araştırma görevlisi. Gıda sosyolojisi, sınıf, siyaset sosyolojisi, toplumsal hareketler gibi konularda çalışmaları çeşitli kitap ve dergilerde yayınlanmıştır. EPOS YAYINLARI– 38 inceleme-araştırma kitapları– 20 BASTIR ANKARAGÜCÜ kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık Duygu Hatıpoğlu M. Berkay Aydın Yayıma Hazırlayan: Ercüment Özkaya © Epos Yayınları, 2007 © Duygu Hatıpoğlu, M. Berkay Aydın, 2007 Düzelti: M. Serdar Kayaoğlu Kapak Tasarımı: Memik Kayaoğlu Kapak Fotoğrafı: Tamer Bozdemir Dizgi ve Baskı Öncesi Hazırlık: Sevda Öztekin Baskı ve Cilt: Cantekin Matbaası, Ankara Birinci Basım: Ekim 2007 ISBN: 978-975-6790-46-5 EPOS YAYINLARI GMK Bulvarı 60/20 (06570) Maltepe ANKARA Tel.Fax: (0.312) 232 14 70 Duygu Hatıpoğlu, M. Berkay Aydın BASTIR ANKARAGÜCÜ kent, kimlik, endüstriyel futbol ve taraftarlık İÇİNDEKİLER Önsöz ve Teşekkür/ 7 I. MKE Ankaragücü: Kulüp Tarihi 11 – Kuruluş: Türkiye’nin En Eski İşçi Takımı, —Osmanlı’da Siyaset ve İmalat-ı Harbiye, —İşgâl Altında Top Oynamak: Eski Başkentte Yeraltı Faaliyeti/Ankara’ya Kaçış, —Ulusal Kurtuluş Savaşı Yılları, —Ankara Yılları: Yeni Başkentte Kentsel Kimliklerin Oluşumu, —Başkentin Mekânsal Ayrışması: Her Sınıf Kendi ‘Kent’ine, —Kenar Ankara’nın ‘Elleri Kirli Amele Takımı’, —Barış Ortamında Top Oynamak: Normal Lige Kesin Dönüş, —Profesyonelleşme ve Millî Lig Yılları, —70’ler ve Kupa Beyi Ankaragücü, —80’ler: Kupayla Gelen Diriliş, — 90’lar: Bocalama Yılları, —2000’lerde Parlak Bir Başlangıç: Ersun Yanal Dönemi, —Yanal’dan Sonra Yola Devam Ek: Mor–Beyaz Hacettepe Unutulmaz! 2. Endüstriyel Futbol ve Taraftarlık 95 101 – Kökenler ve Başlangıçlar, — İngiltere’de Kapitalizm: Bildiğimiz Dünyanın ve Futbolun Doğuşu, —Endüstriyel Futbolun Kökleri: “Gösteri İşi” ve Ticarileşme, —Endüstriyel Futbol Racon Kesiyor: Hillsborough ve Taylor Raporu, —Endüstriyel Futbol Kanun Koyuyor: Bosman Kararları, —Kâr İçin Futbol: Medya ve Sponsorların Hâkimiyeti, — Türkiye: Kapitalsiz Kapitalistleşen Bir Ülkede Futbol Endüstrisi, —Endüstriyel Futbolda Bir Dinamik: Taraftar, — Endüstriyel Futbolun Gerilimi: Müşterileştirilmeye Direnen Taraftar, —Futbolda Şiddet(ler): Ne İçin, Kime Karşı?, —Endüstriyel Futbolda İsyân: Tribün Kültürü, — Türkiye’de Taraftarlık. Ek: “Ultras Manifesto” 196 3. Ankaragücü: Taraftarın Tarihi – 1980 sonrası: Taraftar Sahnede..., – Kavgalar, Deplasmanlar, Tezahüratlar, Mücadeleler..., – “Kapalı Sol” Etkisizleşirken, “gecekondu” Gecekondu oluyor, – Tribünlerin Hızlı Büyümesi, – Maraton’un ve Sol Kapalı’nın Yeniden Alınması Ek: BursAnkara 201 280 EK 1: Tezahuratlar– Sloganlar & Pankartlar EK 2: Movimento Ultras — Manifesto — 283 290 KAYNAKÇA 297 Bu yaz bın maz olu 2. E hi’d gen tarı baş alın mış riye de ö 1 0 3 0 7 ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR Bu kitap her şeyden önce “taraftar heyecanından” alınan enerji ile yazılmıştır. Tabii taraftar kavramının anlatılmasında geniş bir kitabın gerekirliğini biliyoruz... O yüzden bu konudaki eksikliklerin mazur karşılanabileceğini umuyoruz. Ayrıca tüm çabamıza karşın oluşmuş olabilecek hatalar için de şimdiden özür diliyoruz. Kitapta yer alan temel üç bölüm sırasıyla, 1. Ankaragücü Tarihi, 2. Endüstriyel Futbol ve Taraftar 3. Ankaragücü Taraftarları Tarihi’dir. Bu sıralamaya özellikle başvurulmuştur. Çünkü futbol zaten genel tarihi çerçevesinde de “profesyonelleşme” anlayışıyla “taraftarı” yaratır. Futbolun kitlelerden koparılması süreci aynı zamanda başka olanakları ve gerçeklikleri de doğurur. 1. Bölüm’de Ankara kentinin toplumsal yapısı ile birlikte ele alınmaya çalışılan Ankaragücü’nün kulüp tarihi anlatılmaya çalışılmıştır. 2. Bölüm son yıllarda çok daha sık gündeme gelen “endüstriyel futbol” ve taraftarın gerilimi üzerine kurulmuştur. Bu bölümde özellikle “taraftar” kavramı ve “tribün” olgusu derinleştirilmeye 7 8 BASTIR ANKARAGÜCÜ: KENT, KİMLİK, ENDÜSTRİYEL FUTBOL ve TARAFTARLIK çalışılmıştır. 3. Bölüm’de ise Ankaragücü taraftarlarının tarihi yazıya dökülmeye çalışılmıştır. Kitabın “günahları” biz yazarların, sevapları ise kitabın ortaya çıkmasında gerçek pay sahibi taraftarlarındır. Bu kitabın yazılmasında emeği geçen, katkısı olan pek çok insan oldu. Öncelikle, kulübün temeli olan İmalat-ı Harbiye işçilerine teşekkürü bir borç biliriz. Aralarında çok emek verdikleri Kurtuluş Savaşı’nda kaybettiklerimiz de olan bu insanların alınterleriyle oluşan kulübümüz için sanıyoruz ilk teşekkürü onlar hakediyorlar. Bu süreçte bize sağladıkları maddî ve manevî destek için ailelerimize teşekkür ederiz. Bugün Ankaragücü tribünlerinin oluşmasında büyük emekleri geçen ve bu kitap için de bazen keyifli, bazen hüzünlü hikâyelerini bizimle paylaşan, pek çok konuda bize destek olan 1910 Ankaragüçlüler Derneği üyelerine, dernek başkanı Hakan Toka’ya; Pegasus Ankaragüçlüler Derneği üyelerine, derneğin onursal başkanı Volkan Karaman’a ve eşi İpek Karaman’a, dernek başkanı Oktay Kağıto’ya; maraton tribününde yer alan Genç Güçlüler grubuna ve tribün liderleri Kemal Sepetçi ve Aydın Çalışkan’a; Tunalı Kapalı Grubuna ve tribün lideri Fatih Öney’e; 1910 Ankaragücü Taraftarlar Derneği başkanı Koray Akdoğan’a ve Gecekondu tribün lideri Ali İmdat’a özel olarak teşekkür ederiz. Bu çalışmanın her aşamasında moral desteği başta olmak üzere her açıdan bizleri destekleyen arkadaşlarımız; Özgür Aydın, Alattin Özdoğan, Çağdaş Ceyhan, Gökhan Bulut, Çağrı Kaderoğlu, Ankara ve Ankaragücü tarihi konusundaki arşivini uzunca bir süre bizimle paylaşan Hakan Can Neslioğlu’na(Raskolnikov), İbrahim Murat Neslioğlu, Nevruz Tol, Barbaros Ulutaş, Çağla Ünlütürk Ulutaş, Mustafa Aldemir, Emrah Ayaşlıoğlu, Sinan Uzunget, Onur Sezer, Sitare Cihangir, Mahir Kalaylıoğlu, Banu Koçyiğit, Emrah Özaltuğ; ayrıca Ovacık Cafe’nin tüm çalışanlarına ve “ortamına” çok teşekkür ederiz. Burada “yer” sıkıntısından dolayı adını anamadığımız kitabın oluşumunda çeşitli şekillerde katkıları olan arkadaşlarımıza da şükranlarımızı sunuyoruz. Kitabın kapak fotoğrafının fikri, oluşturulması ve kapak tasarımı için Erm Ah hip ede kol TÜ Erk zılm Çu Uy Ert ağa kar ler zıla Or kab çok lu’ ya’ nin otu kar ra d geç cü’ edi dis IK azı- aya sın- teluş olu- ele- leri rini ragaanı tay ve palı arderi ere ttin kabihim ürk nur rah na” madaş- ımı ÖNSÖZ ve TEŞEKKÜR 9 için ve kitabın çeşitli bölümlerinde çok değerli katkılarını aldığımız Erman Gülsöken, Tamer Bozdemir (ozzyy) ve Anıl Toygar’a; ayrıca Ahmet Aşık, “Pepo” Volkan, “Sebo” Ali, “Fındık” Murat’a kitabı sahiplenmekte gösterdikleri hassasiyet ve yardımları için teşekkür ederiz. Kitabın yazıldığı süre boyunca işyerlerimizde çalışmalarımızı kolaylaştıran ve bize fikirleriyle destek olan Mehmet Ecevit ve ODTÜ EBA çalışma grubuna, Sibel Kalaycıoğlu, Özgür Bal ve Cem Erkat’a teşekkür ederiz. Görüşmeleriyle, sağladıkları ilişkiler ve kaynaklarla kitabın yazılmasında emeği geçen Feridun Baloğlu, Nuri Sefa Erdem, Metin Çulhaoğlu, Abdullah Aşık, Alper Aşık, Özcan Yatar, Şükrü Oğuz Uyutan, Tevfik Evin, Murat Kaya, Burç Tuna, Fethi Abi, Cihan Abi, Ertunç Abi ve burada ismini sayamadığımız nice arkadaşımıza ve ağabeylerimize çok teşekkür ederiz. Ankaragücü tarihi tutan ve bilgilerini bizimle paylaşan tüm Ankaragüçlülerin “Veli amcası” Veli Necdet Arığ’a, Ankara amatör liglerine gönül vermiş Ankaragüçlü gazeteci Ali Öcal’a, kitap ve yazılarını takip ettiğimiz Necdet Özkazancı (Polatlılı), Ziya Adnan ve Orhan Sal’a ve ayrıca Türkiye’de futbola bir “taraftar” olarak bakabilmiş öncü isimlerden ve bu konuda yazdıklarıyla biz dâhil pek çok kişinin ufkunu açtığına inandığımız sosyolog Can Kozanoğlu’na gıyabında çok teşekkür ederiz. Bu kitap için bizi cesaretlendiren editörümüz Ercüment Özkaya’ya özel teşekkürlerimizi sunarız, bu çalışma öncelikle kendisinin çabalarıyla ortaya çıkmıştır. Kitap için ilk görüşmeyi yaparken, oturduğumuz Mülkiyeliler Birliği Lokali’nin yakınından geçen Ankaragüçlüler, akşam saatinde sokakları doldurmuş olan işportacılara destek için “kahrolsun zabıta, işportaya özgürlük” diye bağırarak geçmişlerdi. Bu ân bizim kitaba, Ercüment Abi’nin de Ankaragücü’ne ikna olduğu bir ândı aslında. Büyük bir titizlikle yürüttüğü editörlük çalışmasıyla bu kitaba tarifi zor bir katkısı vardır. Kendisine minnettarız. Eylül 2007 1 MKE ANKARAGÜCÜ: KULÜP TARİHİ Muharrem Ali, Süleyman Hüsmen ve Ahmet Şefik’in hatırasıyla bütün İmalat-ı Harbiye işçilerine adanan bu bölüm aşağıdaki alt başlıklardan oluşmaktadır: Kuruluş: Türkiye’nin En Eski İşçi Takımı, —Osmanlı’da Siyaset ve İmalat-ı Harbiye, —İşgâl Altında Top Oynamak: Eski Başkentte Yeraltı Faaliyeti/Ankara’ya Kaçış, —Ulusal Kurtuluş Savaşı Yılları, —Ankara Yılları: Yeni Başkentte Kentsel Kimliklerin Oluşumu, —Başkentin Mekânsal Ayrışması: Her Sınıf Kendi ‘Kent’ine, —Kenar Ankara’nın ‘Elleri Kirli Amele Takımı’, —Barış Ortamında Top Oynamak: Normal Lige Kesin Dönüş, —Profesyonelleşme ve Millî Lig Yılları, —70’ler ve Kupa Beyi Ankaragücü, —80’ler: Kupayla Gelen Diriliş, —90’lar: Bocalama Yılları, —2000’lerde Parlak Bir Başlangıç: Ersun Yanal Dönemi, — Yanal’dan sonra (Gizli Alt Başlık: “Sahalarımızda Görmek İstemediğimiz Manzaralar”: Gökçek Ankara’da Top Koşturuyor). Başlangıçlar ve Kuruluş: Türkiye’nin En Eski İşçi Takımı Cumhuriyet başkentinin ismini taşıyan ve bugün Ankara kimliğinin en eski ve köklü yapıtaşları arasında ilk akla gelen kurumlardan biri olan Ankaragücü Spor Kulübünün kuruluşu aslında, Osmanlı’nın başkentinde, İstanbul’da gerçekleşmiştir. Türkiye ve İstanbul, futbolla özellikle İngiltere ile karşılaştırıldığında epey geç tanışmıştır. Osmanlı topraklarında ilk olarak 1875’te Selanik’te, Anadolu’da ise 1877’de, sosyal ve idarî olarak başkentin gözü önünde bulunmayan İzmir Bornova’da oynanmaya başlanan1 modern futbolun eski başkente ulaşması yaklaşık bir on beş yılı bulmuştur. Eldeki kayıtlara göre, İstanbul’da ilk kez 1895 yılında, Kadıköy ve Moda çayırlarında oynanan futbolun, başkente İzmir’den göç eden İngiliz ailelerce taşındığı söylenmektedir. Türklerden kurulu bir takım bundan 6 yıl sonra, 1901’de futbol oynamaya başlamıştır. Bu takımın adı, II. Abdülhamit’in insanları bir araya getiren her türlü toplumsal faaliyetten duyduğu kuşkudan kaynaklanan baskı ve yasaklamalardan kaçınmak için, “Black Stocking” (siyah çoraplılar)* olarak İngilizce konmuştu._ II. Meşruti1 Erdoğan Arıpınar, Türk Futbol Tarihi, Türkiye Futbol Federasyonu Yay., Haziran 1992, s. 11. * Veli Necdet Arığ ise Türklerin futbol ve futbol yasağı ile tanışmasının tarihini yarım yüzyıl daha geriye çeker. Ona göre, futbol yasağı, bir futbol fanatiği olmasına rağmen II. Mahmut tarafından konulmuştur. Bu padişahın zamanında İstanbul’a giren ve hızla kitleselleşerek sokak aralarına kadar yayılan futbol nedeniyle esnafın işleri bozulur ve bu ciddî şikâyetlere neden olur. Esnafın yüzünü güldürmek için 1817’de başlayan futbol yasağı 85 sene sürer. 13 14 BASTIR ANKARAGÜCÜ: KENT, KİMLİK, ENDÜSTRİYEL FUTBOL ve TARAFTARLIK yet’in ilânıyla gelen sınırlı serbestlik ortamında ise pek çok futbol kulübü kurulmuştur. Bu dönemde Ankaragücü Spor Kulübünün temelinin atıldığı, Zeytinburnu’nda bulunan İmalat-ı Harbiye atölyesi işçileri de kendi aralarında kulüpleşmeye başlamışlardır. “İmalat-ı Harbiye” hem silâh imalatı ve hem de silâh tamiri yapan bir askerî fabrikadır ve Osmanlı Devleti’nde 19.yy ortalarına doğru, zamanın koşullarında ordu ihtiyaçlarına yönelik sanayi politikalarının geliştirilmesiyle, tersanelerle birlikte imparatorluktaki işçi yoğunluğu ve istihdamı açısından en başta gelen kurumlardan biridir.2 Osmanlılar döneminde topların döküldüğü ve saklandığı yer olan Bakırköy Baruthanesinin 1800’lü yılların başında Tophane-i Amire’ye bağlanmasıyla kuruluş giderek büyümüştür. 1867 yılında Tophane-i Amire bünyesinde top dökümhanesi, vapur (buhar) makinesi, marangozhane, demirhane, çarkhane, saraç atölyesi, nakkaş atölyesi, âlethane, terzihane, avadanlıkhane, mastarhane, kılıçhane, tüfenkhane gibi adını işlevlerinden alan işliklerin yanı sıra, sandık ve model atölyeleri mevcuttur.3 Tophane-i Amire Fabrikası topçubaşı tarafından uzun yıllar yönetildikten sonra, 1832 yılında Tophane Müşirliği kurulmuş, buranın ismi de “İmalat-ı Harbiye Müdüriyet-i Umumiyesi” olarak değiştirilmiştir.4 Tophane ve Zeytinburnu fabrikalarında oluşturulan “sanayi taburlarına” 1860’larda “idadi sanayi taburları” adıyla çırak statüsünün eklenmesiyle buralara henüz askerlik çağı gelmemiş gençler alınmıştır. 1891 yılında mevcut sanayi alaylarına birer “sanayi idadi mektebi” eklenmesiyle de, imparatorluğun bu başlıca sanayi tesisinin teorik ve pratik eğitim kalitesinin yükseltilmesi amaçlanmıştır. Bu dönemde fabrikadaki öğrenci sayısı 1200’e yaklaşmıştır. Bu öğrencilerden idadi öğrencileri haftanın üç gününü okulda, üç gününü fabrikada çalışarak geçirirken, sanayi sınıfı öğrencileri sadece fabrikada çalışırlar.5 2 Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi, “Millî Savunma İşkolu”, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı, İst. 1996, C. 2, s. 417. 3 Refik Işıtman, “Türk Harp Endüstrisi’nin Doğuşu ve Makine-Kimya Endüstrisi Kurumu’nun Tarihçesi”, MKE Dergisi Yıl 5, S. 21, Mart 1979, s. 6–7. 4 Bülent Varlık, Ali Tunalı, Vatana Hizmette 70 Yıl, Tarih Vakfı Yay., İst. 2005, s. 25–26–27. 5 A.g.e., s. 29–30. Atö mu yap me ası kul Ha kul Alb Ço ted tan me Ha nuç cile tad rul dek baş ola 6 V A ** T * 7 8 ANKARAGÜCÜ: KULÜP TARİHİ LIK kumeliçile- apan ğru, ının uğu anlırköy lanmire zhaane, adıeleri yılbudeulan ırak ençidasisi. Bu nciabrikada anlığı strisi 05, s. 15 1904–1910 yılları arasındaki zaman diliminde genellikle, Tamir Atölyesi’nin farklı birim ve tezgâhlarının futbol takımları oluşturulmuş, bu resmî-olmayan “takım/kulüpler” kendi aralarında maçlar yapmışlardır. Bu takımlar her zaman aynı işyerinin farklı birimleri temelinde oluşmamıştır. Sadece çırakların oluşturduğu veya Arnavut asıllı işçilerden oluşan takımlar da mevcuttur.6 Bu istisnalara rağmen kulüpler çoğunlukla üretim birimlerine dayanmaktadır ve İmalat-ı Harbiye bünyesindeki hemen her atölyenin kendi kulübü vardır. Bu kulüplerden bazıları şunlardır: Rehber-i Sanayi (Önder Sanatkârlar), Albayrakspor Kulübü, Gayret Gençlik, Nümune-i Sübyan (Örnek Çocuklar) Spor Kulübü, Besalet* Spor, Tapa** Gençlik Gücü.7 Bu yıllarda kurulmuş olan İstanbul ligi, tüm hızıyla devam etmektedir. İmalat-ı Harbiyeli işçi-futbolcular, kendi birim kulüplerini İstanbul liginde tek bir çatı altında toplamak ve böylece isim yapabilmek amacıyla tek “birlik” oluşturma fikrini ön plana çıkardılar. 14 Haziran 1910’da birleşme için bir toplantı tertip edilir, ancak bir sonuç alınamaz. Bu süreçte İmalat-ı Harbiye Mektebinin son sınıf öğrencilerinden Şükrü Abbas ve Agâh Orhan’ın isimleri ön plana çıkmaktadır. Agâh Orhan öncülüğündeki grup “Altınörs İdmanyurdu”nun kuruluşu için evrakını verdikten saatler sonra Şükrü Abbas öncülüğündeki grup da “Turan Sanatkarangücü”nün tescili için ilgili makama başvurur ve böylece, Ankaragücü Spor Kulübünün temeli, iki kulüp olarak, 31 Ağustos 1910 tarihinde atılmış olur.8 6 Veli Necdet Arığ, Ankaragücü Belgeseli, MKE Yayını, 1996, s. 27. Arnavutçada besa; beraber olmak, ayrılmamak anlamındadır. ** Top mermisinin patlamasını sağlayan ayarlı kapak. 7 Veli Necdet Arığ, “Ankaragücü Tarihi”, Ankaragücü Spor Gazetesi, Y. 1, S. 2, Aralık 1981. 8 Veli Necdet Arığ Ankaragücü Spor Gazetesi’nin 1981’de yayınlanan 2. sayısında Altınörs İdmanyurdu’nu 31.05.1910’da kurulduğunu, Turangücü’nün ise aynı yılın eylül ayı ortalarında kurulduğunu, gazetenin 10. sayısında ise Altınörs’ün 31 Ağustos’ta, Turangücü’nün ise yine eylül ayı ortalarında kurulduğunu belirtmektedir. Kulüplerin kuruluşuna dair tarihler ve olaylara ilişkin anlatımda, yakın tarihli oluşu sebebiyle, 1996’da yayınlanan Veli Necdet Arığ imzalı “Ankaragücü Belgeseli” temel alınmıştır. Veli Necdet Arığ ile 03.01.2006 tarihinde yapılan görüşmede ise Arığ, her iki kulübün aynı tarihte, 31.08.1910’da kurulduğunu doğrulamış, ancak “Turan Sanatkarangücü” olarak geçen kulüp isminin aslında “Turangücü” olduğu belirtilmiştir. * 16 BASTIR ANKARAGÜCÜ: KENT, KİMLİK, ENDÜSTRİYEL FUTBOL ve TARAFTARLIK Agâh Orhan ve Şükrü Abbas, kulüplerin kuruluşunda aktif olmalarına rağmen yönetimlerde yer almayıp futbolcu olmayı tercih etmişlerdir. Altınörs İdmanyurdu’nun başkanı Kazım Usta, fişek fabrikasında torna ustabaşı; kâtibi Osman Ahmet tornacı; kaptanı Kerim Fil silâh fabrikasında usta; ve muhasibi Boşnak Hasan tornacıdır. Altınörs oyuncuları da fişek ya da silâh fabrikasında çalışan işçiler veya İmalat-ı Harbiye usta mektebi öğrencileridir. Yine aynı tarihte kurulan Turan Sanatkarangücü’nün başkanı Hasan Muhittin Bey fişek fabrikasında ustabaşı, kâtibi Lütfü Bey usta mektebi öğrencisi, muhasibi Numan Usta İmalat-ı Harbiye Atölyesi kontrol memurudur. Altınörs İdmanyurdu’nun arması örs ve örse çekiçle vuran bir eldir. Turan Sanatkarangücü’nün arması ise ağzında çekiç sıkıştırılmış bir kumpastır.9 Her iki takımın kuruluşundaki ayrılık uzun süre devam etmiş, hattâ bir gerginliğe dönüşmüştür. Altınörs İdmanyurdu 4 Nisan 1911’de ilk maçını Turan Sanatkarangücü ile yapmış, bu maç çok gergin geçmiş ve taraftarlar arasındaki sürtüşme nedeniyle 0–0 berabere iken yarıda kalmış, tamamlanamamıştır.10 İki kulübün 4 Nisan 1911’de berabere ve yarıda kalan karşılaşmalarından sonra kulüpler, 1912–1913 sezonu İstanbul Cuma Ligi’ne “Sanayi Mektebi” adı altında tek bir takım olarak katılmışlar ve sezonu 1. bitirmişlerdir.11 Her ne kadar tek bir isimle lige katılmış olsalar da iki takım arasında anlaşmazlık bitmemiştir. “Sanayi Mektebi” ilk maçını 13 Eylül 1913 günü Fenerbahçe B takımı ile yaparken, maçın ilk yarısı Altınörs İdmanyurdu futbolcuları sarı-yeşil forma ile, ikinci yarısı ise Turan Sanatkaran futbolcuları yeşil-kırmızı forma ile sahaya çıkıp mücadele etmişlerdir. Bu maçı Sanayi Mektebi 3–1 kazanmıştır. Ancak bu sezondan sonra kulüpler, 1923 yılına kadar, katıldıkları liglerde ayrı ayrı oynamışlardır. Takımların kurucuları Agâh Orhan ve Şükrü Abbas arasındaki gerginliğin fikir ayrılığından kaynaklandığı da düşünülebilir. Arığ, Altınörs İdmanyurdu’nun Mustafa Kemalci, Turan Sanatkarangücü’nün 9 10 11 Ankaragücü Belgeseli, s. 29. A.g.e., s. 30; Veli Necdet Arığ, “Ankaragücü Tarihi”, Ankaragücü Spor Gazetesi, Yıl 1, S. 12, 1981. Ankaragücü Belgeseli, s.31. En po olm rin ağ Sö mo fer ola bu 18 tığ ola nu Ku dır ça mı ki 19 kine len 19 ler 12 13 14 15 ANKARAGÜCÜ: KULÜP TARİHİ IK mamişsınsinörs maTukaNuİdnat- 9 hat’de geçken ma’ne zoalar ilk açın inci aya ştır. lig- gerAltınün Spor 17 Enver Paşacı olduğunu belirtmektedir. Ancak bu isimlerin 1910’daki popülaritelerinin böylesi bir ayrımı meydana getirecek kadar yüksek olmadığı açıktır. Buna karşın her iki kulüpte de bağımsızlıkçı eğilimlerin güçlü olduğu ve İttihat ve Terakki Partisi sempatizanlarının bir ağırlığa sahip olduğunu belirtmek yerindedir. Osmanlı’da Siyaset ve İmalat-ı Harbiye Söz konusu yıllarda İmalat-ı Harbiye işçilerinin hayli politik bir atmosferde bulundukları da su götürmez bir gerçektir. Bu politik atmosfer, takımın Ankara’ya taşınmasında ve varlık göstermesinde etkili olacaktır. Türkiye işçilerinin ilk sınıfsal örgütlenmelerinden birisi olarak kabul edilen Amele-i Osmanî Cemiyeti (Osmanlı Amele Cemiyeti), 1894–1895 yıllarında II. Abdülhamit döneminde, baskıların yoğunlaştığı yıllarda 4000’i aşkın işçinin çalıştığı Tophane fabrikalarında gizli olarak kurulmuştur.12 Tophane Fabrikası bir anlamıyla Zeytinburnu’ndaki atölye ile aynı kurum bütünlüğü içerisinde yer almaktadır. Kulüplerin kurucularının bir kısmı önceden bu fabrikada çalışmışlardır. Bu dernek bir yıl sonra kapatılmıştır.13 Kurucuları ağır cezalara çarptırılmış, bir kısmı sürgüne gönderilmiştir. Bunların önemli bir kısmı zaman içerisinde İstanbul’a dönmüştür. Bundan sonra iş yerindeki işçiler de daha büyük baskılar altına girmiştir. İkinci Meşrutiyetin ilânı sonrasındaki görece rahatlık ortamında, 1908 yılında, Osmanlı Amele Cemiyeti’nin kurucuları Osmanlı Terakki-i Sanayi Cemiyeti adı altında tekrardan örgütlenmişlerdir.14 Bu dernek Amele-i Osmanî Cemiyetinin legal yoldan devamı olarak değerlendirilmektedir. Ancak, bu örgütlenmenin de ömrü uzun olmamış ve 1909 yılında çıkartılan Cemiyetler Kanunu’na uymadığı, içinde askerleri barındırdığı gerekçesiyle kapatılmıştır.15 12 Dimitr Şişmanov, Türkiye İşçi ve Sosyalist Hareketi, Belge Yay., İst. 1990; DİSK Eğitim Notları, Demokratik Sınıf ve Kitle Sendikacılığı, DİSK, İst. 1977; Muzaffer Sencer, Osmanlı Toplumsal Yapısı, Ant Yay., 1969. 13 Demokratik Sınıf ve Kitle Sendikacılığı, s. 197. 14 Osmanlı Toplumsal Yapısı, s. 207. 15 Türkiye Sendikacılık Ansiklopedisi, “Ameleperver Cemiyeti”, Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı, İst. 1996, C. 1, s. 40–41.