güçlenen kobi`ler

Transkript

güçlenen kobi`ler
www.itadvisor.com.tr
TEMMUZ 2013 SAYI 44
www.itadvisor.com.tr
TEMMUZ 2013 SAYI 44
GELECEĞİMİZE YÖN VERECEK CİHA ZLAR SUNUCULAR
IT ADVISOR
YENİ NESİL AĞ TEKNOLOJİLERİYLE
GÜÇLENEN KOBİ’LER
Ali Dinçer
TPlink, Ülke Müdür Yardımcısı
ORGANİZE SİBER
SUÇLARLA MÜCADELE
KÜÇÜK İŞLETMELERİN
BULUT BİLİŞİM MACERASI
TELEFONDA 30 BOĞAZ
KÖPRÜSÜ PARASI HARCADIK
02
mayıs’11
Fiyat sıkıştırması,
Yıkıcı fiyatlandırma vs…
Danıştay, TELKODER’in 2012 yılında açtığı bir
dava sonucunda fiyata dayalı rekabet ihlallerinin
önlenmesinde Rekabet Kurumu’nun da görevli
olduğuna karar verdi
“Yıkıcı fiyatlandırma” ve “fiyat
sıkıştırma” yapıldığına dair…
Ocak 2013’de başlatılan birinci soruşturmanın
konusu, 2008 yılında Uzak Mesafe Telefon
Hizmetleri (STH – Sabit Telefon Hizmetleri)
işletmecilerinin Türk Telekom’dan almak
zorunda oldukları Arabağlantı, kiralık hat
gibi toptan hizmetlerin bedellerinin yüksek,
buna karşılık kendi perakende tarifelerinin
düşük olarak belirlendiği, bu durumda UMTH
İlkay Zaman
Yayın Koordinatörü
[email protected]
(STH) işletmecilerinin iş yapamaz hale geldiği,
bu uygulamanın “Fiyat Sıkıştırması” olarak
adlandırılan rekabet ihlaline yol açtığıdır.
Türk Telekom hakkında RK tarafından geçen
hafta açılan ikinci soruşturmanın konusu ise,
Türk Telekom’un 2012 sonundan itibaren
TTKart adlı arama kartını maliyetinin
altında piyasaya sürmesi ve bu yolla aynı
piyasada bulunan işletmecilerin kart satışı
yapamamalarına neden olacak “Yıkıcı
fiyatlandırma” uygulaması, aynı zamanda
arabağlantı ve kiralık hat gibi toptan
ücretlerini yüksek, perakende fiyatlarını ise
maliyetinin altında tutarak “Fiyat sıkıştırması”
uygulayarak rekabet ihlali yapmasıdır.
Kısacası Türk Telekom, yıkıcı fiyat politikaları
ile diğer operatörlere sağladığı hizmetlerden
dakika başına yüksek kâr elde ederken, fiyat
sıkıştırma yöntemiyle hizmetlerini etiket
fiyatlarının altında satarak, diğer operatörlerin
kâr elde etmesini engellemiştir. Tüm bunlar
Türk Telekom’un pazardaki hakim konumunu
kötüye kullandığını göstermektedir.
Soruşturmalar, Türkiye’de
serbestleşme açısından önemli
bir adım
Telkoder olarak şu noktaya özellikle
vurgu yapmak isteriz; Dernek olarak
amacımız, hakim durumdaki operatörlere
yaptırım uygulanmasını sağlamak değil,
tüzüğümüzde de yer aldığı gibi “Türkiye’de
telekomünikasyon hizmetleri sektöründe
tam rekabet ve liberal bir anlayışın hakim
kılınmasına doğrudan katkıda bulunmak”
yönündedir. TELKODER’in şikayetlerini
ciddi bulan RK soruşturma açma kararı
vermiştir. TELKODER, soruşturma
sonucunda serbestleşme konusunda
Türkiye'nin önünü açacak kararlar
verilmesi beklentisindedir.
EDİTÖRDEN
T
ELKODER’den gelen bir basın
duyurusu bu ay’a damgasını vurdu.
Sunulan bilgi metnine dokunmadan
sizlerle paylaşmak istedim. İşte o metin…
Rekabet Kurumu (RK), şimdiye kadar Bilgi
ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK)
tarafından tarifesi onaylanan konularda
karar almama, görevli olmama yaklaşımını
benimsiyordu. TELKODER’in 2008 yılında
Türk Telekom’un toptan ve perakende
tarifeleri yoluyla “fiyat sıkıştırması” uyguladığı
gerekçesiyle RK’ya yaptığı şikayet hakkında
Rekabet Kurumu bu konularda karar almama
uygulamasını sürdürdü. Fakat TELKODER’in
açtığı dava sonucunda Danıştay’ın aldığı
karar, bu konudaki süreçlerin geleceği
açısından oldukça önemli bir dönüm
noktası oldu. Bu kararın ardından Rekabet
Kurumu, TELKODER’i davet ederek şikayet
konusundaki bilgi, belge ve açıklamalarımızı
talep etti ve ardından da en önemli yaptırım
aracı olan soruşturma sürecini Ocak 2013
tarihinde başlattı. Bu soruşturma kararının
ardından bu kez de Türk Telekom’un TTKart
isimli arama kartının fiyatını maliyetlerinin
altına düşürerek rekabet ihlali yaptığı
gerekçesi ile TELKODER tarafından yapılan
şikayet, Rekabet Kurumu tarafından kabul
edildi ve geçen hafta bu konuda da Türk
Telekom hakkında soruşturma başlatıldı.
temmuz’13 / SAYI 44
İ.Z. Halkla İlişkiler Danışmanlık ve
İletişim Adına Sahibi
İlkay Zaman
Yayın Koordinatörü
İlkay Zaman
[email protected]
Genel Yayın Yönetmeni
34
50
Kapak Konusu
Özel Dosya
Ecevit Bıktım
[email protected]
Genel Yayın Yön. Yrd.
Ali Yavuz Şahin
[email protected]
Editörler
Ömer Balk
[email protected]
Hasan Uğur Nayır
[email protected]
Ahmet Gözütok
[email protected]
44
36
46
Avşar Özgen
[email protected]
Görsel Yönetmen
Orçun Peköz
[email protected]
Reklam Müdürü
Çiğdem Ergönül
[email protected]
Fotoğraf
48
36
06.
26.
34.
44.
46.
48.
50.
56.
60.
56
Haberler
HP Discover 2013
Yeni Nesil Ağ Teknolojileriyle Güçlenen KOBİ’ler
Organize Siber Suçlarla Mücadele
Küçük İşletmelerin Bulut Bilişim Macerası
Telefonda Konuşurken 30 Boğaz Köprüsü Parası Harcadık
Geleceğimize Yön Verecek Cihazlar Sunucular
Elektronik Parayla İlgili Yeni Düzenleme Meclis’ten Geçti
60. IT Advisor Test Merkezi
Adem Başaran
[email protected]
Yönetim Adresi
Değirmen Sok. Şaşmaz Sitesi A Blok
Cemal Bey İş Merkezi No.: 11 Kat: 1 Daire: 4-6
Kozyatağı / Kadıköy- İstanbul
Tel: 0216 478 31 18 PBX
0216 478 31 86
Faks: 0216 478 45 02
[email protected]
Abone Hizmetleri
[email protected]
Dağıtım
Detay Dağıtım
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Cüneyt Tepe
[email protected]
Baskı ve Cilt
ÖZGÜN OFSET
Aytekin Sokak 21 4.Levent/İSTANBUL
T: 0212 280 00 09
F: 02122647433
e-Posta: [email protected]
04
temmuz’13
kalitesi artık Tekpan Güvencesinde
Stulz Pano Klimaları ve Heat Exchangerlar,
geniş ürün portföyü, 2 yıl garanti süresi ve
Tekpan servis hizmetiyle Network
uygulamalarında ısı problemlerinize
en hızlı çözümü sunuyor.”
HABER
Kamu’nun 2023 Bilişim Çözümleri Tanıtıldı
Ö
zel sektör ve kamu için hayata geçirdiği uçtan uca yenilikçi bilişim çözümleriyle 10 yılı aşkın süredir Türkiye’nin öncü sistem
entegratörleri arasında yer alan AKFA Bilişim, bu yıl 15’ncisi gerçekleştirilen KAMU-BİB’de Türkiye’nin kamudaki 2023 vizyonuna
taşıyacak bilişim çözümlerini tanıttı.
Sanallaştırmadan sistem güvenliğine, felaket kurtarma merkezinden e-hizmet yazılım ve donanım çözümlerinin katılımcılarla paylaşıldığı etkinlikte günümüz dünyasında tüm süreçlerin verimlilik
ve üretkenliği artırma üzerine kurgulandığına dikkat çeken AKFA
Bilişim Genel Müdürü Erkan Oğur, “Büyüyen Türkiye’nin kamu
tarafındaki ortaya koyduğu vizyon ve sonuç odaklı yaklaşımı ile
sürdürülebilir bir iş planı çerçevesinde başarılı projelerle vatandaşlarımız daha kaliteli hizmet alabilecek. İçinde bulunduğumuz
iletişim çağında özel sektörde olduğu kadar kamuda da verimlilik
ve üretkenliğin artırılabilmesi için bilgiye her zaman, her yerden
ve herhangi bir cihazla erişilme ihtiyacı artıyor. Öte yandan tüm
birimler iş süreçlerini entegre bir şekilde yürüterek, enerjilerini
doğru harcayıp, maksimum verim elde etmeyi hedefliyor. Bunun yöntemi de ihtiyaca yönelik geliştirilen, verimlilik esası baz
alınarak tüm sistemlerin bütünleşik çalışmasını sağlayacak doğru
sistem entegrasyonundan geçiyor” açıklamasını yaptı.
Düzce Silikon Vadisi’ne Dönüşüyor!
A
tos, Türkiye’de de bilişim teknolojilerinin geleceğini şekillendirme hedefini sürdürüyor. Bu hedef doğrultusunda 2010 yılında
Düzce’de Operasyon Merkezi’ni faaliyete sokan şirket, şimdi de Atos
Düzce Teknokent Yazılım ve Test Hizmetleri Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. ODTÜ ve İTÜ Teknokent lokasyonlarının ardından üçüncü
yazılım merkezi yatırımı için Düzce Üniversitesi Teknopark’ı seçen
Atos, ilk aşamada 150 yazılım uzmanına istihdam sağlayacak.
Düzce yatırımlarıyla ilgili konuşan Atos Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Orhan Akbulut ise 2010’da açılışı gerçekleşen Düzce Operasyon Merkezi’nin bugün 1000’i aşkın gence istihdam sağladığını belirtti. “Düzce bizi hiç mahcup etmedi” diye konuşan Akbulut, Düzce’nin
çağrı merkezi operasyonları alanında yıldızlaşan bir bölgeye dönüştüğünün altını çizdi. Orhan Akbulut sözlerini şöyle sürdürdü: “2023’te
ülkemizin hedefi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek. Atos
Türkiye olarak bizim hedefimiz ise Atos dünyasında Türkiye’yi bilişim
teknolojilerinde bir üs olarak konumlandırmak. Bu vizyon doğrultusunda yazılım ve Ar-Ge’ye yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bugün
açılışını gerçekleştirdiğimiz Atos Yazılım ve Test Hizmetleri Merkezi, ilk
aşamada 150 kişiye istihdam sağlayacak. Şimdiden 40 kişilik kapasiteye
ulaştık. Bu rakamın çok artacağına inanıyoruz. Bu merkezden, finans ve
telekom başta olmak üzere birçok farklı sektöre, kritik uygulamalar için
katma değeri yüksek hizmet sunulacak.
Lisanslı İki Kat Fazla Ekonomik Yarar Sağlıyor
B
SA’nın yeni araştırması, lisanslı yazılımların kurumlardaki
riskleri azaltarak işletme performansını artırdığını ve sağladığı
katma değerle ekonomiyi güçlendirdiğini ortaya koydu.
BSA The Software Alliance ve işletme alanında dünyanın önde
gelen yüksek öğrenim kurumlarından INSEAD tarafından yapılan son araştırmada, lisanslı yazılımların Türkiye ekonomisine büyük
katkıda bulunduğu tespit edildi. Lisanslı
yazılımlar korsan yazılımlarla karşılaştırıldığında Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya
(GSYİH) iki kat daha fazla katkı yapıyor.
Lisanslı yazılımlarda yüzde 1’lik artış
GSYİH’ye 464 milyon dolarlık katkı sağlıyor. Korsan yazılımlar için aynı düzeydeki
artışın ekonomiye getirisi ise yarı yarıya azalarak 232 milyon dolarla sınırlı kalıyor. Bu da
6
temmuz’13
lisanslı yazılımların korsan yazılımlara göre Türkiye’de 232 milyon
dolar daha fazla katma değer ürettiği anlamına geliyor.
Rekabet Avantajı: Lisanslı Yazılımların Ekonomik Etkisi
Araştırması için 95 ülkeden elde edilen veriler, lisanslı
yazılımların yurtiçi ekonomisine önemli katkılarının bulunduğunu gösterdi. Araştırma
sonuçları lisanslı yazılım kullanımındaki
artışın GSYİH’ye net kazançlar sağladığını
da ortaya koydu. Lisanslı yazılımlar
korsan yazılımlarla karşılaştırıldığında
ekonomiyi büyük oranda canlandırıyor
ve teşvik ediyor.
Araştırmada lisanslı yazılıma yapılan 1 dolarlık yatırımın 144 dolarlık getiri sağladığı ortaya
çıktı. Korsan yazılım kullanımında yatırım getirisi
44 dolarla sınırlı.
HABER
temmuz’13
mart’13
077
HABER
Canon’un Teknik Servis Operasyonu Teknoser’de
G
lobal üretici firmaların yaygın servis operasyonlarını, bayi ağlarını
tek bir çatı altında yönetmek üzere saha servis hizmetleri sağlayan
Teknoser, Lexmark ve Xerox ile bu kapsamda olan işbirliğine bir yenisini daha ekledi. Yapılan anlaşma ile Canon’un satış sonrası saha servis ve
çağrı merkezi hizmetleri Teknoser tarafından sağlanmaya başladı.
Canon marka ofis cihazlarının saha servis operasyonları, 65 hizmet ofisi
ve 600’ün üzerindeki saha teknisyeniyle Türkiye’nin en yaygın servis
sağlayıcısı olan Teknoser tarafından yürütülüyor. Kurulum, bakım ve
onarım hizmetleri tek bir noktadan takip ediliyor. Sunulan hizmet, başta
İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana bölgeleri olmak üzere tüm Türkiye’yi
kapsıyor. Anlaşma, Canon müşterilerinin teknik problemlerinin çözülmesi için Teknoser tarafından sağlanan çağrı merkezi ve klasik yardım
masası hizmetlerinin dışında, her türlü teknik ürün bilgisini sağlama
hizmetlerini de kapsayan satış öncesi danışmanlık hizmetlerini de
içeriyor. Başta yazıcı, faks ve tarayıcalar olmak üzere Canon OPP (Office
Personal Products) grubu ürünler dışında DR serisi hızlı doküman
tarayıcılara da servis hizmeti veriliyor.
Canon ve Teknoser tarafından oluşturulan yapılandırma sonucu Canon
müşterileri, anlaşmalı kargo firmasını kendi lokasyonlarına telefon ile
çağırarak ücretsiz olarak ürünlerini Teknoser’e gönderebiliyorlar ve
yine kargo ile problemi giderilmiş ürün müşteri adresine teslim ediliyor.
Kapıdan kapıya verilen bu servis hizmeti ile Canon müşterilerinin
Türkiye’de standartlar üzerinde bir ilk olacak şekilde hizmet almaları
sağlanıyor.
CordisNetwork, Ürünlerine Kredi Kartını Ekledi
O
deabank ve CordisNetwork arasında yeni gerçekleştirilen anlaşmaya göre CordisNetwork, bankacılık kartlı ödeme sistemleri operasyonunda Odeabank’a hizmet sağlayıcı
kuruluş olarak destek verecek. CordisNetwork, yakın dönemde Cardtek Group’un ödeme
sistemlerinin tamamını destekleyen ürün ve çözümlerini operasyonel dış kaynak kullanımı yöntemiyle diğer banka ve şirketlere de sunmaya hazırlanıyor.
Projeyle birlikte CordisNetwork’ün deneyimli ve konusunda uzman personelinin tüm bilgi
birikimini Odeabank müşterilerinin hizmetine sunulacağını belirten CardtekGroup Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Akgün, Odeabank’a ana bankacılık paketi ve
diğer alt modülleri ile entegrasyon sağladıklarını söyledi. Akgün sözlerini şöyle sürdürdü:
“CordisNetwork olarak ürün ve çözümlerimizi operasyonel dış kaynak kullanımı yöntemiyle banka ve şirketlere sunacağız. Böylece hizmet alan kurumlar operasyon giderlerini
en düşük maliyet ve en yüksek kalitede elde ederken pazarlama karmasının 4P’si olan
ürün, promosyon, fiyat ve lokasyona yoğunlaşabilme ve rekabette daha avantajlı bir konuma gelebilme şansına sahip olabilecekler. Odeabank müşterileri de bu avantajdan öncelikle faydalanmış olacaklar. Tüm bunlara ek olarak Cardtek Group ürün ailesinin bankacılık
yazılımları, CordisNetwork’ün parametrik ve modüler altyapısı ile sadece ihtiyaç duyulan
ya da hedeflenen ürünlere ilişkin hizmet alınabilmesine olanak sağlayacak.”
Dassault Systèmes SIMPOE’yi Satın Aldı
D
assault Systèmes, şirket satın alımlarına devam ediyor.
Şirket son olarak plastik enjeksiyon kalıplama simülasyonu
alanının lider firması SIMPOE’yi satın aldı.
Satın alımla ilgili konuşan Dassault Systèmes Başkanı ve CEO’su
Bernard Charlès, “Plastik, günümüz ürünlerinin önemli bir
parçasını oluşturuyor. Hem kalıp ve üretim sürecindeki hem de
pazara sunulma hızlarındaki karmaşık yapıları her geçen gün
artıyor. Plastik tasarımı ve üretimini sadeleştirmek birçok sektörel
ürün imalat süreci için kritik önem taşıyor” dedi ve şunları ekledi:
“SIMPOE’nun simülasyon teknolojisi, müşterilerimizin tasarım ve
enjeksiyon kalıplama yaklaşımlarını hızlıca onaylamalarını sağlayarak 3DEXPERIENCE platformuna katkıda bulunacaktır.”
Plastik biçimleme süreçlerinin en yaygın olanı plastik enjeksiyon
kalıplama, karmaşık ve sofistike parçaların seri üretiminde kullanılıyor. SIMPOE, enjeksiyon kalıplama sürecinin tamamını kapsayan etraflı bir çözüm sunmaya devam ediyor. Bu ölçeklenebilen
paketler, basit fonksiyonellikten gelişmiş olanlara kadar geniş bir
yelpazeyi içeriyor ve plastik parça alanında mevcut SIMULIA, CATIA ve SolidWorks çözümlerini tamamlayıcı nitelikte. Bu teknoloji,
8
temmuz’13
tüm plastik parça sürecini kapsayan entegre çözümü ile Dassault
Systèmes’in kompozit ve metal levha alanlarındaki mevcut tasarım
ve imalat uzmanlığını güçlendirerek gelecekteki 3DEXPERIENCE
Endüstri Çözüm Deneyimlerine artı değer katacak.
HABER
temmuz’13
9
HABER
Aydem’in İş Verimliliği Netaş İle Arttı
A
ydem’in Denizli, Aydın ve Muğla illerini kapsayan dağıtım bölgesindeki sayaçların otomatik olarak uzaktan okunmasını içeren OSOS
projesinin ilk etabında, elektrik tüketimi belli bir miktarı aşan kullanıcılarda uzaktan okumalara başlandı. 12 ayda tamamlanması planlanan
projede, öncelikle aydınlatma trafoları ve özel tüketim müşterilerine ait
18.000 elektrik sayacının anlık olarak izlenmesi sağlanacak, sonrasında
sistem tüm hane kullanıcılarına yaygınlaştırılacak.
Projeyle ilgili konuşan Aydem Bilgi İletişim Müdürü Mehmet Karadeniz, “Netaş ile bilişim teknolojileri alanında uzun yıllardır güvenilir bir
işbirliği sürdürüyoruz. Enerjiyi üretmenin, verimli bir şekilde dağıtabilmenin son derece önem kazandığı günümüzde, Netaş’ın, değişen
ihtiyaçlarımızı yenilikçi çözümleriyle eksiksiz bir biçimde karşılamasından son derece memnunuz. Netaş’ın tecrübeli ekipleriyle ihtiyaçlarımızı
çok iyi analiz etmesi, sonradan ortaya çıkan taleplerimizi esnek yapısı
ve iş ortakları sayesinde anında karşılaması ve hepsinden önemlisi tüm
bunları maliyet etkin bir şekilde uygulaması projenin başarılı olmasında
önemli rol oynadı.” dedi
Netaş’ın Aydem için hayata geçirdiği OSOS projesinde; istenilen her
türlü veriyi sağlayabilen 21.000 adet yeni nesil sayaç, 12.000 adet
haberleşme ünitesi ve 9.000 adet panonun uzaktan okunmasını sağlayabilecek yazılım ve donanım ile en az 100.000 ölçü noktasının uzaktan
okunmasını destekleyecek yazılım altyapısı kullanılıyor.
3G Ağ Geçidi: Option GlobeSurfer3+
M
odern tasarımı ve gelişmiş özellikleri ile
dikkat çeken Option GlobeSurfer3+, her
ölçekten işletmelerin yanı sıra ev kullanıcılarının da kullanabildiği bir ürün olarak öne
çıkıyor. 3G bağlantısının WiFi ağı aracılığıyla
güvenli bir şekilde birden fazla cihaz ve
kullanıcıya paylaştırılmasını sağlayan ürün, ev
ve işyerlerinin yanı sıra karavan, tekne ya da
şantiye gibi yerlerde de kullanılabiliyor.
850/900/1900/2100 MHz frekanslarında
çalışabilen Quad-band 3G özellikli GlobeSurfer3+, WiFi router olarak 254 kullanıcıya
kadar destekliyor. DSL şebekesinde bir sorun
yaşanması ve bağlantının kesilmesi halinde 3G
bağlantı otomatik olarak devreye girerek evde
ya da ofiste internetsiz kalmaya son veriyor.
14.4 Mbps’e kadar indirme (download), 5.76
Mbps’e kadar yükleme (upload) hızı sunan
ürünün RJ11 portu üzerinden analog DECT,
masa telefonları ve santraller GSM şebekesi
üzerinden kullanılabiliyor. Çağrı bekletme
ve yönlendirme gibi işlemlere de olanak
tanıyan ürün sayesinde alma/gönderme
gibi çeşitli SMS yönetim fonksiyonları da
gerçekleştirilebiliyor. GlobeSurfer3+’ın
ön yüzündeki geniş LED ekran sayesinde
kullanıcılar cihazın, WiFi ve ağ durumunun
yanı sıra gelen SMS ve cevapsız çağrılarla ilgili olarak tek bakışta bilgi sahibi
olabiliyorlar. Daha geniş kapsama alanına
ihtiyaç duyulduğunda, cihaz üzerinde yer
alan harici girişe anten takılarak büyük
alanlarda da hızlı ve sorunsuz bir bağlantı
sağlanabiliyor.
SAP’den Suistimal Yönetimi Çözümü büyüdü
S
AP, hile ve suistimal vakaları ile mücadele için geliştirdiği yeni
çözümünü kullanıma sundu. SAP HANA platformunun gerçek
zamanlı yeteneklerini kullanan SAP Suistimal Yönetimi Çözümü (SAP
Fraud Management) ile kurumlar hile ve suistimal vakalarını gerçekleştiği anda tespit ederek kayıplarını önleyebiliyorlar. SAP Suistimal
Yönetimi Çözümü başta sigortacılık, kamu, bankacılık, sağlık ve
dağıtım gibi sektörler olmak üzere kurumlara büyük veri ortamında
gerçek zamanlı ve toplu olarak hile ve suistimal vakalarını tespit
etme, önleme, detaylı inceleme (soruşturma-tahkikat) ve sonuçları
analiz etme imkanı sunuyor.
SAP Türkiye Stratejik Endüstriler Satış Direktörü Bülent Karal, “Küresel çapta yürütülen araştırmalar hile ve suistimal vakalarının kurum
gelirlerinin ortalama yüzde beşini oluşturduğunu gösteriyor,” dedi.
Bülent Karal sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan hesaplamalar neticesinde, dünya genelindeki toplam kaybın 3,5 trilyon doları bulduğu tahmin
ediliyor. ABD’de sigorta şirketleri, sağlık dışı suistimaller nedeniyle her
yıl 40 milyar doları aşan zarara uğruyor. İngiliz Sigortacılar Birliği ise
her hafta 2.500’ün üzerinde suistimal vakasının yılda 2,3 milyar Pound
zarara yol açtığını bildiriyor. Avrupa’da ise bu rakamın yıllık 15,3 milyar Euro olduğu tahmin ediliyor.”
10
temmuz’13
HABER
Siemens Enterprise Communications
TÜTED Üyesi Oldu!
S
iemens Enterprise Communications Ülke Müdürü Ahmet Gül,
TÜTED’e üye olma nedenlerini şöyle anlattı: “Amacımız, operasyonel verimliliği artırırken maliyetleri düşürme temeline dayanan
tüm global çözümlerimizi, kamu kuruluşlarına ve kurumsal şirketlere sunabilmek, ortak projeler geliştirmek ve tüm bu projeleri
bir STK üyesi olma misyonuyla toplumsal faydaya dönüştürmek.”
Gül, kurumsallaşma süreçleri arasında önemli bir yeri olan iletişim
çözümlerinin, verimlilik amaçlı operasyonel yatırım olduğunu
vurgulayarak şu bilgileri verdi; “Fortune 500 şirketlerinin yaklaşık
%75’i Siemens Enterprise Communications ürünleri veya servisleri kullanıyor. Bunun çeşitli nedenleri var; güvenirlik, esneklik,
maliyet düşürmek ve verimlilik artırmak gibi. Tüm bu çözümleri ve
avantajları Türk pazarına anlatabilmekte TÜTED’in çatısı altında
olmanın bize güç katacağına inanıyoruz.”
TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu ise Siemens
Enterprise Communications’ın üyeliğiyle ilgili şunları söyledi:
Ülkemiz telekomünikasyon sektörünün son yıllarda yaptığı büyük
atılım diğer ülkeler için de çok olumlu bir örnek oluşturmaktadır. Sektörün tüm paydaşlarının katkısı olan bu sonuç içerisinde
sektör STK’larının da değerli rolleri bulunmaktadır. TÜTED olarak
bu süreçte başından bu yana elimizi taşın altına koymaktan hiç
çekinmedik ve bu başarıda bir nebze katkımız olduysa ne mutlu
bizlere diyoruz.
My.SolidWorks İle Tek Bir Noktadan Erişin
3
D tasarım yazılımı, 3D Dijital Modelleme ve Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) çözümlerinde dünya lideri olan 3DEXPERIENCE Şirketi Dassault Systèmes, SolidWorks içeriklerine tek bir
noktadan erişim sağlayan ücretsiz bir topluluk olan My.SolidWorks
platformunu açtığını duyurdu.
Günümüz tasarımcılarından her geçen gün daha az zamanda daha
iyi tasarımlar yapmaları beklenirken SolidWorks, bu noktada iş
verimliliğini artıran önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.
My.SolidWorks, kullanıcılarına SolidWorks Topluluğu’nda bulunan
iki milyon kullanıcının ve sayıları 400’ü aşan katma değerli satıcının bilgi ve deneyimlerine kolaylıkla ulaşma imkanı veriyor.
Dassault Systèmes SolidWorks Genel Müdürü Bertrand Sicot,
My.SolidWorks ile ilgili şunları söyledi: “SolidWorks kullanıcı kitlesi gücünün uzun zamandır farkındayız. Müşterilerimizin problemlerini çözmelerini kolaylaştırmak için forumlar, kullanıcı grupları
ve SolidWorks World gibi etkinlikler aracılığıyla işbirliğinin
pekiştirilmesini destekliyoruz. My.SolidWorks, kullanıcılarımızın
SolidWorks uygulamaları sayesinde kendi müşterileri için en fazla
değeri sağlamalarını hedefleyen, benzer zorluklarla karşı karşıya
olan içerik, uzmanlar, tedarikçiler ve diğerleri arasındaki bağlantıyı
kurmada bir sonraki adımı temsil ediyor.”
Doğru Depolama Kazancınızı Artırır
İ
ş dünyasının değişen sistemi artık doğru çalışan kadar, en uygun teknoloji yatırımını
yapmanızı da gerektiriyor. Doğru depolama hayat kurtarırken, yanlış çözümler hem
paranızın hem de değerli bilginizin boşa gitmesine neden oluyor. Ülkemizdeki firmalar
çalışan seçimi ve dekorasyon konusunda harcama yapmaktan gurur duyuyor. İş hayatında
her zaman gördüğünüz bu övünmeler söz teknolojiye gelince bir den kesiliyor. Özellikle
KOBİ’ler teknolojiye olan yatırımı gereksiz görüyorlar. Treo Bilgi Teknolojileri, işverenleri bu konuda uyarıyor. Teknoloji konusunda yanlış yatırım şirketinize büyük zararlar
verebilir. Şirketiniz için çok kıymetli olan bu bilgiler, depolama çözümü kullanmazsanız
bir anda yok olabilir. Üstelik depolama seçimi yaparken de bütçeniz kadar istediğiniz
hizmete uygun içeriklere de dikkat etmeniz gerekiyor. Treo Bilgi Teknolojileri sunduğu
HP StoreServ 3PAR teknolojisiyle iş dünyasına en uygun depolama çözümleri arasında yer
alıyor. HP StoreServ 3PAR teknolojisi, kaynak kullanımında 1.sınıf ürünlerle aynı özelliklere sahipken fiyat olarak ekonomik bir çözüm. Orta ölçekli kurumlar için sistemin en büyük
avantajı blok depolama ve dosya veri hizmetlerini destekleyen bir sisteme sahip olmasıdır.
. HP StoreServ 3PAR çözümleri, HDD, SSD kombinasyonlarını desteklediği gibi sadece SSD
yapılandırmaya da uygundur. Çözüm saniyede 320 binden fazla girdi/çıktı işlemi yapabilir.
HP StoreServ 3PAR kullandığı teknolojiler sayesinde benzeri fiyatlı ürünlere kıyasla 2.4 kat
daha yüksek hız avantajı sunar.
temmuz’13
11
HABER
Teknoser Yeniden Yapılandı ve
Hedef Büyüttü
Ankara`da kazanmış olduğu büyük projelerle önemli bir büyüme yakalayan ve
hem saha hem sistem bütünleştirme yetenekleriyle uçtan uca katma değerli
çözümler sunan Teknoser`in Genel Müdür Yardımcısı Dorukhan Tuncer ile
yeniden yapılanma sürecini, projeleri ve gelecekteki hedefleri konuştuk
advertorial
Teknoser`de ve Ankara`da son 2
yılda önemli değişiklikler oldu
bizimle bu gelişmeleri paylaşır
mısınız?
Teknoser, 2-3 sene öncesine kadar iş planlarını daha çok Istanbul kurumsal müşterileri için planlamış ve özellikle finans
sektöründe saha hizmetleri yetenekleriyle
ön plana çıkmış ve bu alanda da lider
olmuş bir şirket olarak bilinmekteydi.
Ankara ve kamu sektöründe ise Hitay
Yatırım Holding`in yeniden yapılanma
planı doğrultusunda 2011 yılı başında
Ankara`da yeni yönetim ve satış kadroları
oluşturularak değişim ve büyüme kararı
alındı. Türkiye’nin ilk akla gelen üç sistem
entegratör firmasından biri olma yolunda
hazırladığımız iş planıyla beraber yapılanma süreci tamamlandı. Bu süreçte Ankara
yapılanmamızda tüm iş planlarımızı kamu
sektörünün her türlü uçtan uca katma değerli bilgi teknolojileri ihtiyaçlarına cevap
verebilecek şekilde oluşturduk ve büyük
ölçekli müşterileri hedefledik.
Teknoser Ankara olarak bugün geldiğimiz
noktada ise bu 2.5 sene içerisinde çok
sayıda önemli sözleşmelere imza attığımızı
söyleyebiliriz. Bu sözleşmelerle ve yeni
vizyonla beraber özellikle teknik servis,
çözüm ve profesyonel hizmetler gibi şirket
yeteneklerimiz en üst seviyeye ulaşmıştır.
Son 2 senede Ankara`da kazandığımız
büyük ölçekli ve uzun süreli bakım sözleşmeleriyle de Türkiye çapındaki IT servis
yapılanmamızı tamamlamış durumdayız.
Sektör deneyimi yüksek bir ekiple oluşturduğumuz bu yeni yapı ile çok hızlı
geldiğimiz bu nokta, hem finansal hem de
organizasyon olarak Ankara iş planlarımızı
revize etmemizi gerektirecek gözüküyor.
Teknoser`in bugün BT
sektöründeki aldığı pozisyondan
bahsedebilir misiniz?
Teknoser; Türkiye bilgi ve iletişim teknolojileri pazarında, saha ve teknik hizmet
12
temmuz’13
Dorukhan TUNCER
TEKNOSER
Ankara, Genel Müdür Yardımcısı
yetenekleri çok güçlü olan ve marka
bağımsız çözümler sunabilen bir sistem
entegratör firmadır. Bugün içinde bulunduğumuz sektöre baktığınızda, hem saha
hem de sistem bütünleştirme yeteneklerini
bir arada sunabilen ve yönetebilen şirket
sayısı çok azdır. Teknoser, 65 ilde kendisine
ait ofisde, 600’ün üzerinde saha ve servis
personeli olmak üzere toplamda 850 kişilik
bir operasyondur. Profesyonel hizmetler
ve çözüm grupları tarafında ise çok önemli
yetkinlikler havuzu ve sertifikasyonları
bulunmaktadır. Hem kurumsal sistemler
hem network ve güvenlik tarafındaki en
önemli üreticilerin uzmanlıkları tamamlanmış ve yatırımlar yapılmıştır. Teknoser en
büyük teknoloji üreticisi firmalarla servis
merkezi de dahil olmak üzere üst düzey
çözüm ortaklığı anlaşmalarına sahiptir. Yerinde kurulum, bakım ve destek hizmetleri
HABER
Ankara`daki yetkinliklerinizden
bahsedebilir misiniz?
Son 2.5 yılda Ankara`da tamamladığımız
ve devam etmekte olan projelerimize
baktığınızda Teknoser`in farklı alanlarda
yetkinliklere sahip olduğunu görebiliriz.
Ankara`da büyük ölçekli diyebileceğimiz
kurumların yaklaşık %80 ile sözleşme
imzalama şansını yakalamış durumdayız.
Çok kullanıcılı, çok lokasyonlu, kritik uygulamalara sahip kurumlarda; veri merkezi
kurulumu, işletimi ve bakımı, saha bakımı
ve işletimi, sunucu ve disk sistemleri, network ve güvenlik, iş sürekliliği ve felaket
kurtarma, sanallaştırma, kamera güvenlik,
sistem yazılımları kurulum ve bakımı,
altyapı gibi farklı alanları içeren birçok
bakım ve sistem bütünleştirme projeleri
gerçekleştiriyoruz.
Sistem mimarisi, teknoloji çözümleri,
süreçler ve danışmanlık tarafında önemli
kaynaklarımız mevcut. Sahip olduğumuz
yetkinliklerimizi müşterilerimizle paylaşmaya ve onların iş hedefleri için katkıda
bulunmaya devam edeceğiz.
Projelerinizden bahsedebilir
misiniz?
Bu yeni dönemde Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, MASAK, Milli Eğitim
Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Telekom, KKK,
MSB, GATA, EGM, HvKK gibi farklı kamu ve
savunma sektörü kurumlarında katma değerli projelerin içindeyiz. Kamu ve savunma sektöründe yaklaşık 50 farklı kurumda
bu süre içerisinde sözleşme imzaladık.
Kısa bilgi vermek gerekirse, MASAK`ta
Bilgi Sistemleri Modernizasyon Projesini
tamamladık. Bu proje çok kapsamlı bir
veri merkezi projesiydi ve merkezdeki tüm
donanım, network, güvenlik sistemleri,
VTYS ve uygulama katmanı altyapısı bu
dönüşüm projesiyle birlikte yenilendi. Muhasebat Genel Müdürlüğü’nde hem merkez
sistemlerin bakımı ve işletimi, hem de
saha IT envanterinin bakımı yaklaşık 1400
saymanlıkta Teknoser tarafından sağlanıyor. TBMM`ye bağlı Beylerbeyi Sarayında
önemli bir kamera güvenlik ve entegrasyon
projesini başarıyla tamamladık. Bunların dışında Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet
Bakanlığı, Türk Telekom ve Emniyet Genel
Müdürlüğü gibi kurumlarda devam eden
büyük ölçekli projelerimiz var.
Bunun yanı sıra savunma sektörü kurumlarında da büyük ölçekli çok önemli IT
projelerimiz devam etmektedir.
Ankara`da büyürken nasıl bir
strateji izlediniz?
Ankara’nın dinamiklerini biliyoruz.
Ankara`da kamu ve savunma sektöründe
sistem bütünleştirme projeleri yapacaksanız, uzun satış ve kabul süreçlerini, gelirlerin dönemselliğini ve büyük operasyon
giderlerini kabul etmeniz gerekir. Bu pazar
karakteristikleri, projelerde finansman yeteneğini, Türkiye çapında servis yeteneğini,
proje yönetimi becerilerini ve bütünleşik
çözüm sağlayabilme özelliklerini gerektiriyor. Biz de tam bu yüzden bu sektördeyiz.
Ankara`da büyük ölçekli projeler hep vardı
ve bundan sonra da devam edecek. Burada
önemli olan doğru projelerde yer alabilmek, şirketi doğru ölçekte ve operasyon
giderlerinde tutabilmek. Bizim için önemli
bazı kriterleri sağlamayan projelerde yer
almıyoruz ve proje seçiyoruz. Sürdürülebilir düzenli gelir ve uzun süreli kontratlar
bizim için çok değerli. Ciroyu bugüne kadar
hiç önemsemedik ve hedef kartları koymadık. En önemli kriterimiz EBITDA idi ve
böyle devam edecek. Ciro ise bundan sonra
belli oranda hedefimizde olacak çünkü iş
ortaklarımıza karşı da sorumluluklarımız
var.
Müşterilerimizde hem yaygınlaşmaya
çalışırken hem de derinleşmeye odaklanıyoruz ve bunun çok doğru noktasında
kalmaya gayret ediyoruz. Aynı zamanda
servis gelirlerimizi ve sistem entegrasyon
gelirlerimizi, iki tarafı da çok dengeli tutarak büyütüyoruz.
Ankara`da yıllardır hizmet gelirleri hep
ikinci planda tutuldu ve entegratör firmalar
yüksek operasyon giderlerine sahip bu
hizmetlerin karşılığını alamadı. Bu artık
normalleşmeye başladı.
Bundan sonraki planlarınız
hakkında bilgi verebilir misiniz?
2012 yılında 3 yıllık bir iş planı yaptık ve
bu plan doğrultusunda tüm şirket olarak
ilerliyoruz. Bu planın içinde yer alan bazı
önemli eşikleri de hızlı geçiyoruz. Bizim
için bütçe ve iş planı anayasa gibidir
bunu içeride herkes hisseder. Teknoser
Ankara`da son 2.5 yıl içerisinde gelirlerini
yaklaşık 20 katına çıkarmıştır ve bugün şirket EBITDA`sına önemli katkıda bulunmaktadır. Haziran 2013 itibarıyla Ankara`da
sözleşmesini imzaladığımız ve devam eden
projelerimizin büyüklüğü yaklaşık 100
Milyon TL civarındadır ve bu gelirler çok
sayıda ve farklı müşterilerden gelmektedir.
Sanırım Ankara iş planlarımızı gözden
geçirmek zorunda kalacağız.
Ankara`da sektörel yapılanma bizim için
çok önemli ve bundan sonraki dönemde
bazı sektörlerdeki yatırımlarımızı daha da
artıracağız. Şu anda etrafımızda önemli bir
ekosistem oluşturduk ve bu yapıyı büyütmeye devam edeceğiz.
temmuz’13
13
advertorial
yetkinliklerinin yanı sıra Türkiye genelinde
yaygın saha gücü ve sistem entegratörü
kimliği ile tüm IT hizmetlerini yüksek
müşteri memnuniyeti sağlayarak sunabilen
organizasyona sahiptir.
HABER
SİYAH BEYAZ
Ali Yavuz Şahin / Genel Yayın Yön. Yrd.
[email protected] twitter.com/AliYavuzSahin
Türkiye’yi Bilgi ve İletişim
Teknolojileri Sırtlayacak
Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, 2012 yılında Türkiye
büyümesinin üzerinde bir büyüme göstererek 21 milyarlık
e-ticaret pazarı ile birlikte toplam 78,24 Milyar TL'ye ulaştı.
Sektörün ihracatı ise 1,08 Milyar oldu
B
ilişim Sanayicileri Derneği’nin (TÜBİSAD),
Türkiye’nin stratejik sektörü bilgi ve iletişim
teknolojileri sektörüyle ilgili kamuoyuna güvenilir ve doğru sektörel bilgi sağlama misyonuyla geçen
yıl başlattığı “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü Pazar
Verileri Projesi”nin 2012 yılı sonuçlarını düzenlediği
toplantıyla kamuoyu ile paylaştı. Bu sonuçlar arasında
yer alan büyüme rakamları ise diğer ülkelere nazaran
dudak ısırtacak seviyede. Türkiye’nin gelecek hedeflerine erişmesinde katkı sağlayacak en önemli sektörlerden
bir olan bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü 2011’e
göre %18 büyümüş durumda. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü ekonomide tüm sektörlere dokunan bir
çarpan etkisi ve verimlilik etkisine sahip. Bu etki ekonomik büyümenin ana dinamiklerinden birini oluşturuyor.
2012 yılındaki sektörel büyümenin iyi olmasına rağmen,
gelecek hedeflerini yakalayabilmemiz için BİT sektörü
harcamalarının GSYİH oranını %6,5’a yükseltmemiz
gerekiyor, bu hedefe ulaşmak amacıyla büyümenin önümüzdeki senelerde de artarak devam etmesi gerekiyor.
TÜBİSAD’ın yaptığı çalışma 1200 firmanın bilgileriyle ve
önemli paydaşlarla işbirliği yaparak oluşturulmuş. Bu
çalışmanın sektörün ve kamunun önemli bir ihtiyacını
karşıladığı da gözden kaçmıyor. Bu raporlar yayınlanmasa sektörün durumundan bir haber olacağız ve
sizlere bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü konusunda
nerdeyse bilgi aktaramayacak durumda olacağız. Tabii
14
temmuz’13
iş buralarda sınırlı kalmamalı ve daha kapsamlı bir araştırmalar ile TÜBİSAD’ın yaptığı gibi çalışmalar yapılarak
sektörün genişlemesi ve içerisinde bulunan firmalarında
sektörden haberler alması sağlanmalı.
Yapılan çalışmada dikkat çeken verilere baktığımızda,
2011 yılında 66,7 Milyar TL olarak açıklanan pazarın,
e-ticaret hariç 48,3 milyar TL olan büyüklüğü 2012
yılında 57,24 milyar TL olarak gerçekleştiğini görüyoruz. 21 Milyar liraya ulaşan e-ticaret pazarını da buna
eklediğimizde ortaya 78.24 milyar dolarlık bir sektör
toplam büyüklüğüne ulaşıldı. Sektörün istihdamı da
önemli ölçüde artarak 153 bin 849 oldu. Raporda
belirtildiği gibi sektörün bu hızda büyümesi durumunda
2020’li yılların başına kadar 400 bin kişi daha istihdam
sağlaması bekleniyor.
En önemli gelişme ise ihracat alanında olmuş gibi
gözüküyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü ihracat
rakamı bir milyarı TL’yi aşmış durumda. 2012 yılında
Türkiye bilişim sektörünün toplam ihracatı 1,08 milyar
TL olarak gerçekleşti. Bu ihracat verisi bir önceki yıla
göre % 23 daha büyük bir rakamı ifade ediyor. Bilişim
sektörü ulaştığı bu büyüklük ile milyar TL ihracat yapan
öncelikli sektörler arasında yerini almış durumda. Ankete katılan TÜBİSAD üyeleri 2013 yılında sektörde %
10 ile % 12 arasında büyüme bekledikleri ve büyümede
özel sektör ve kamu yatırımlarının etkili olacağı ifade
ediliyor.
HABER
temmuz’13
mayıs’13
19
15
HABER
Kurumlara En Kapsamlı Karma Bulut Çözümü
H
P, özel, genel ve karma bulut çözümlerinde OpenStack teknolojilerini Kurumsal
Bütünleşik Bulut portföyüne entegre ediyor.
HP Bütünleşik Bulut portföyü, sektöre OpenStack açık kaynak kod yazılımını kullanan en
kapsamlı karma bulut teknolojilerini sağlıyor.
“Bursting” teknolojisi sayesinde özel bulut
ortamlarındaki iş yükünün anlık kapasite
ihtiyaçlarını genel bulut platformundan karşılamak mümkün.
HP iki yıldan uzun bir süredir altyapı operasyonları, yazılım ve geliştirici araçlarında
OpenStack projesine en büyük katkıyı sağlayan teknoloji şirketleri arasında yer alıyor.
HP’nin katkıları OpenStack entegrasyonu
geliştirmeye ve kaliteli bir kullanıcı deneyimi
sunmaya odaklanıyor. Bu da kritik iş yükünde
hızla artan talebi karşılayan güvenilir ve ölçek-
lenebilen bir bulut platformunun geliştirilmesini sağlıyor.
HP Türkiye Teknoloji Lideri ve Bulut Çözümleri Bölüm Yöneticisi Mert Sarıkaya, HP’nin
genişleyen bulut portföyünün sağladığı
avantajları şu şekilde değerlendirdi: “Kurumlar iş yükünde taşınabilirliği kolaylaştırmak
ve tek bir markaya bağımlı kalmayı önlemek
için açık kaynak kodlu bulut çözümlerini
değerlendiriyor. OpenStack’in özel ve genel
bulut ortamlarını birbirine bağlayan avantajlarından yararlanan HP, sektörün en kapsamlı
karma bulut çözümünü sunuyor. HP’nin bulut
çözümlerini tercih eden kurumlar, “bursting”
teknolojisi sayesinde iş yüklerindeki anlık
kapasite ihtiyacını karşılamak için iş yüklerini
kolaylıkla özel bulutlarından genel buluta
taşıyabilecekler.”
Bir Girişimcilik Öyküsü ICterra
O
DTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren ve 20 yılı aşkın bir süredir ağırlıklı olarak yurtdışına bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yazılım
ve ar-ge hizmetleri sunan “Siemens EC Kurumsal İletişim Hizmetleri
A.Ş.”, bundan böyle “ICterra Bilgi ve İletişim Teknolojileri A.Ş.” adı ile
yüzde yüz yerli bir firma olarak faaliyetlerine devam ediyor.
Türkiye’de faaliyet gösteren Siemens Enterprise Communications
Ar&Ge Birimi, şirketin uluslararası operasyonlarındaki yeniden
yapılanma sürecinde önemli bir gelişmeye sahne oldu. Şirketin mevcut
yönetiminin yaptığı “yönetimin satın alması” (MBO) teklifinin Siemens
tarafından kabul edilmesi ile Türkiye’deki mevcut yapı devralındı ve
ICterra olarak hayatına devam etmeye başladı.
Bu sürecin bir diğer önemli tarafı da Siemens Enterprise
Communications’ın yazılım ar-ge çalışmalarını ICterra ile yapmaya
devam edecek olması. Yani yüksek katma değerli bilişim hizmetleri dış
kaynak kullanımı ile Türkiye’den sağlanacak. Bu girişimin, Türkiye’deki
diğer bilişim profesyonelleri için de bir örnek model niteliğinde olduğu
bildirildi.
Konuyla ilgili olarak ICterra CEO’su Hamdi Vedat Uslu şunları söyledi:
“Yirmi yılı aşkın bir süredir yazılım ar-ge projeleri, uygulama geliştirme,
proje yönetimi, bütünleşik iletişim çözümleri konusunda Siemens En-
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
terprise Communications ailesi içinde edinilmiş çok değerli uzmanlığa
ve birikime sahip bir ekibiz. Bu süre zarfında teknoloji uzmanlığının
yanı sıra uluslararası pazarlarda iş yapma deneyimi, Siemens iş kültürü
gibi önemli bir değere de sahip olduk.
Lidya Grup, ilk çeyrekte 2.5 kat büyüdü
2
012 yılında büyük kurumsal projelere
imza atan Lidya Grup 2013’e hızlı girdi.
Türkiye genelinde 2013 yılında %20 büyüme
hedeflediklerini belirten Lidya Grup Yönetim
Kurulu Başkanı Bekir Öz “İlk çeyrek rakamları,
bu yılı hedeflerin üzerinde kapatacağımızın
sinyallerini veriyor” dedi. 2012 yılında pazarın
yaklaşık %10 büyüdüğüne dikkat çeken Öz,
“2013 yılının ilk çeyreğinde pazar büyüme
eğilimi göstermemiş olsa da Lidya Grup büyüdü. Bunun iki temel sebebi bulunuyor. Birincisi; rakiplerimizdeki performans düşüklüğü
iyi organize olan işletmelerin pazardan pay
almasına imkan sağlaması. İkincisi ise, Lidya
Grup’un gelişen satış stratejilerine bağlı sinerji
yaratan ürünler ile farklı pazarların potansyel16
temmuz’13
lerini kullanabilme becerisi gösterilebilir. Bunu
da Lidya Grup’un pazar gücü olarak tanımlayabiliriz” dedi.İstikrarlı büyümesi ve kurumsal
müşterilerde geliştirdikleri çözüm odaklı
projelerle dikkat çeken Lidya Grup, genişleyen
Epson ürün grubu için Türkiye yapılanmasını da tamamladı. İnsan kaynağına yaptığı
yatırımlarının yanı sıra Türkiye genelinde 4
farklı şirketiyle 5 bölgede faaliyet gösteren
Lidya Grup, Epson satış pazarlama stratejisi
kapsamında yeni bir bayi yapılanması oluşturdu. Yedi bölgede direk kanalın faaliyet alanı
dışında 8 bayilik anlaşması yaptıklarının altını
çizen Öz “Bayi yapılanmamızda Lidya Grup
değerlerine uyum sağlayacak girişimcilerle
anlaşmalar yaptıklarını belirtti..
Ali Yavuz Şahin
[email protected]
RÖPORTAJ
HABER
temmuz’13
mayıs’13
21
17
HABER
18
temmuz’13
HABER
temmuz’13
19
HABER
Deloitte, Symantec’in En Stratejik
Ortaklarından Biri Oldu
B
irlikte çalışma, büyüme ve inovasyon alanlarında her yıl en iyi üç ortağını belirleyen Symantec, bu yıl inovasyon alanının mükemmellik
ödülünü Deloitte’a verdi. Las Vegas’ta Symantec Vizyon Konferansı’nda
verilen ödüller, iş başarısını devam ettirmeye olan bağlılık ile
Symantec’e ve diğer iş ortağı şirketler ile müşterilere sağlanan katkıya
göre ölçümleniyor.
Deloitte Türkiye Kurumsal Risk Hizmetleri Lideri Cüneyt Kırlar “Siber
güvenlik hizmetleri Deloitte’un içindeki en büyük inisiyatiflerden birisidir. Symantec ile güvenlik uygulamaları alanında küresel bir işbirliğimiz
bulunuyor. Inovasyon alanındaki bu ödül kendini kanıtlamış ürünlerin
sınırlarının ötesinde Deloitte danışmanlığı ile iş çözümlerine dönüştürüldüğünün bir takdiridir. Türkiye’de de Symantec ile işbirliğimizle pek
çok başarılı projeye imza atma fırsatı yakaladık ve bunu önümüzdeki
dönem artırarak devem ettireceğimize inancım tamdır.” dedi.
Symantec Türkiye Bölge Müdürü Gökhan Say ise, Symantec olarak
müşterilerinin iş konusunda karşılaştığı zorlukları çözüme odaklanmaya devam ettiklerini belirtti ve şöyle devam etti: “Bu noktada Deloitte’u,
Symantec çözümlerinin standardını ve kapasitesini geliştirecek yeni
inovatif çözümleri sebebiyle Global Stratejik İş Ortağı Mükemmelik
Ödülü’nü aldığı için kutluyor ve Symantec’in geniş ürün çeşitliliği ve
çözümlerine duyduğu güvenden ötürü teşekkürlerimi sunuyorum.”
KOBİ’ler için HP’den Yeni Depolama Çözümleri
H
P, KOBİ’lerle kamu kuruluşlarının yatırım getirisini en üst düzeye
çıkarmak için yenilenen MSA giriş seviyesi disk sistemi ve HP StoreEasy Depolama portföyüyle birlikte, iş ortakları için geliştirilen yeni bir
programını da duyurdu.
BT kaynaklarının sınırlı olması ve depolama alanındaki uzman kadro
eksikliği, KOBİ’lerin iş sürekliliği ile yüksek performans gerektiren
uygulamalar için özel depolama sistemleri kurmasını zorlaştırıyor.
Yeni HP MSA 2040 Depolama sistemi veri merkezlerinde yönetimi
kolaylaştırıyor ve benzer şekilde fiyatlandırılan harici disk depolama
çözümlerine göre 4 kata kadar performans artışı sağlıyor. Gelişmiş HP
StoreEasy Depolama portföyü, KOBİ’lerin gittikçe artan dosya veri yükünü özel eğitim almaya gerek kalmadan en verimli şekilde yönetmesi
ve korumasına imkan tanıyor.
Bu çözümler HP’nin yeni Simply StoreIT programı ile sunuluyor. İş
ortaklarının KOBİ’lerin karşılaştığı zorlukları hızla çözerek yeni gelir
fırsatları elde etmesini kolaylaştıran program; uzman kadrolar için
gereken bütün eğitim, pazarlama ve teşvik çözümlerini içeriyor.
HP Türkiye Depolama Ülke Müdürü İlker Rodoplu, konuyla ilgili
açıklamasında şunları söyledi: “Sanallaştırma teknolojileri ve iş yükünü
artıran diğer yeni uygulamalar, iş geliştirmeyi hızlandırmak yerine
yavaşlatan son derece karmaşık sorunlara yol açıyor. Böylece, KOBİ’ler
bu sorunları çözmekte zorlanıyor. Simply StoreIT programı; iş ortaklarımıza zaman, bütçe ve kaynak sıkıntısı çeken KOBİ’lerin iş geliştirme
faaliyetlerini desteklemek için gereken sorunsuz depolama çözümünü
sağlıyor.”
Kusursuz Bir İşbirliği Örneği: TEB ve Callpex
K
20
temmuz’13
OBİL Uygulama Güvenliği Teknolojisi
(AST), Avrupa Merkez Bankası yönergelerinin gerektirdiği bileşenler de dahil olmak
üzere basit ve düşük maliyetli güvenlik
bileşenlerini bir araya getirerek, birleşik
Avrupa tek ortak ödeme yönetimine (SEPA)
dahil parasal işlemlerini daha verimli hale
getiriyor.
KOBIL Systems, KOBIL AST ürünü ile, Avrupa
Tek Ortak Ödeme Bölgesi ödeme işlemlerini
bilgisayar korsanlarına karşı uygun ve düşük
maliyetli bir yöntemle koruyabilen, dünyanın
tek çözümünü sunuyor. AST, bir yazılım
çözümü olması sayesinde kullanıcıların akıllı
telefonlarını ek bir cihaz gerektirmeden çift
faktörlü bir kimlik doğrulama çözümüne
dönüştürüyor. AST çözümü Avrupa Merkez
Bankası’nın talep listesinde yer alan çift
faktörlü kimlik doğrulama gereksinimini
sunuyor. AST geleneksel online bankacılığın
yanı sıra mobil ödeme ve güvenli mesajlaşma
gibi yeni alanlar da dahil olmak üzere tüm
platformlar ve tüm cihaz tiplerinde çalışıyor.
AST ayrıca bankalara Avrupa güvenlik
yönergelerini, Avrupa Merkez Bankası
kriterleri ile uyumlu olacak şekilde kolayca
ve hızlıca yerleştirebilme fırsatı sunuyor. Söz
konusu kriterler arasında son kullanıcı için
güçlü kimlik doğrulama (çift faktörlü kimlik
doğrulama), kullanıcı kimliğini tespit, işlem
takibi ve hassas ödeme verilerinin korunması yer alıyor.
HABER
Yüksek Hızlı ve Ekonomik Baskı
N
okta Vuruşlu Yazıcı (SIDM) Teknolojisi
alanında 50 yıla yakın bir birikime
sahip olan OKI, yoğun ofis kullanıcıları için
geliştirdiği ürünü ML8810FB ile hatasız
kağıt yönetimi imkanı sunuyor. Saniyede
810 karakter basma özelliğine sahip yazıcı
ile bilet, çek, kart ve çeşitli ön basılı formlarda hızlı, kesintisiz yüksek kaliteli sonuç
alınıyor.
Elle beslenen kağıtlar için, baskı öncesi
kağıt eğimini otomatik düzeltme özelliği
sayesinde ML8810FB, sayfalar baskı tepsisi
üzerinde herhangi bir yere yerleştirilse bile
kağıtların açısını otomatik olarak düzelterek baskı işleminin daima doğru noktadan
başlamasına imkan tanıyor.
Kağıt kalınlığını otomatik olarak algılayarak en iyi kalitede çıktı için baskı kafa aralı-
ğını ayarlama özelliği bulunan ML8810FB,
yüksek performanslı baskı kafası ile 8
kopyalı formlara baskı alabiliyor, 8 nüshalı
formların son sayfasındaki baskının bile
temiz ve tam okunabilir olmasını sağlıyor.
18 iğneli ML8810FB’ de bulunan ölçeklenebilir font özelliği ile mektup kalitesinde belgeler basmak mümkün oluyor.
Ayrıca, tümleşik ön itme traktörü, sürekli
formlarda ve etiketlerde güvenilir besleme
sunarak, sıfır yırtılmayla kağıt tasarrufu
yapmayı sağlıyor.
Yoğun çalışma ortamlarının ihtiyacına yanıt
veren ML8810FB’yi ekstra bir ücret ödemeden, kayıt ettirerek, üç yıllık uzatılmış
garantiye de sahip olunuyor.
Sabıka Kaydı Artık e-Devlet Kapısı’nda
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı adına Türksat A.Ş.
ile Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü arasında 05 Haziran 2013 tarihinde imzalanan protokol kapsamında,
vatandaşlarımız, sabıka kaydı olmadığına dair “Adli Sicil Belgelerini” bugünden itibaren. e-Devlet Kapısı’ndan alabilecek.
www.turkiye.gov.tr adresli e-Devlet Kapısı üzerinden alınacak olan
adli sicil kayıt belgelerinde bir barkod numarası da bulunuyor.
E-devlet kapısından alınacak belgenin ne için kullanılacağı bilgisi,
belgenin geçerliğinde etkili olduğundan, vatandaşlarımızın söz
konusu belgeyi alma sürecinde bu bilgileri dikkatlice tanımlamaları gerekiyor.
e-Devlet Kapısı kullanıcıları çıktı alarak bu belgeyi ilgili kurumlarla
paylaşabilecek. Paylaşım yapılan kurum yetkilileri, e-Devlet Kapısı
üzerinden giriş yaparak, belge üzerindeki barkod numarası ve belge sahibinin TC kimlik numarası ile belgenin orijinalini görüntüleyerek doğrulayabilecek. Böylece muhtemel sahteciliğin de önüne
geçilmiş olacak.
Ülkemizde günde ortalama 45 bin kişi, bireysel adli sicil kayıt
başvurusu yapıyor. Adli sicil belgelerinin e-Devlet Kapısı üzerinden
veriliyor olmasıyla, vatandaşlarımız büyük bir zaman kaybından
kurtulmuş olacaklar.
www.turkiye.gov.tr adresli e-Devlet kapısından bu belgeyi alabilmek için e-Devlet Kapısının kayıtlı kullanıcısı olmak gerekiyor.
Bugün itibariyle yaklaşık 15 milyon kayıtlı e-Devlet kapısı kullanıcısı arasında bulunmayanlar, en yakın PTT merkezlerine giderek
e-Devlet kapısı şifrelerini alıp kayıtlı kullanıcı olabilirler. E-Devlet
Kapısı aynı zamanda elektronik imza veya mobil elektronik imza
ile de kullanılabiliyor.
Siber Güvenlik İnisiyatifi İlk Toplantısın Yaptı
İ
nternet Geliştirme Kurulu çatısı altında
kurulan ve altı tanıtım toplantısı yapan Siber
Güvenlik İnisiyatifi, ilk toplantısını Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) İstanbul
Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirdi.
Toplantının açılışında konuşan BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, Ulusal Siber Olaylara
Müdahale Organizasyonu’nun (USOM) ve
Siber Olaylara Müdahale Ekibi’nin (SOME)
kurulduğuna dikkat çekerek, Siber Güvelik
İnisiyatifi’nin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından çok önemsendiğini
vurguladı. Konu ve uzmanlıklara göre siber
güvenlik çalışma grupları oluşturulacağını
belirten Acarer, toplantı sonuçlarının Siber Güvenlik Kurulu’na tavsiye niteliğinde olacağını
kaydetti.
İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat
Özeren, yapılan tanıtım toplantılarından
sonra, 83 kurum ve kuruluşun sivil inisiyatife
dâhil olmasının çok önemli olduğunu belirterek, “Bu kurum ve kuruluşlar; ülkemizin
ve dünyanın önde gelen IT danışmanlık, IT
çözüm şirketleri, siber güvenlik şirketleri,
ISS’ler, STK’lar, teknoloji editörleri ve akademisyenlerden oluşuyor. Sivil inisiyatif olarak
USOM’a da çalışmalarında destek ve katkı
vereceğiz” dedi.
Siber Güvenlik İnisiyatifi toplantısına BTK
Başkanı Dr. Tayfun Acarer, İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat Özeren, İnternet
Geliştirme Kurulu Kurul Üyeleri Prof. Dr.
Kerem Alkin ve Doç. Dr. Leyla Keser Berber
ile çok sayıda bürokrat ve uzman katıldı.
temmuz’13
21
HABER
Y
Turkcell Jeneratörleri Konuşturuyor
T
urkcell ve 20 yıllık tecrübesiyle jeneratör kiralama, satış ve servis
konusunda sektörün lider markası Kırcı Grup, güçlerini “kesintisiz
enerji” için birleştirdi.
Kırcı Grup’un mobil jeneratörleri, bundan böyle makineler arası iletişim
(M2M) teknolojisi ile donatılacak. Jeneratörler arasındaki parametrik
verilerin aktarılmasında kullanılacak M2M hat sayısının Yenilikçi Kiralama Hizmet Modeli sayesinde hızla artarak 5.000’e ulaşması hedefleniyor. Jeneratörlere yerleştirecek M2M hatları, merkezi sisteme her türlü
arıza ve aksaklık bilgisini anında ileterek sorunun mümkün olan en kısa
süre içerisinde çözülmesini sağlıyor.
Turkcell aynı zamanda Kırcı Grup’a ses hatları ve Araç Takip hizmeti de
sunarak da operasyonel süreçlerine katma değer sağlıyor.
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş, konuyla ilgili açıklamasında Kırcı Grup ile yaptıkları iş birliğinin, yalnızca bu iki firmayı
değil çok daha geniş bir ekosistemi ilgilendirdiğini vurguladı. Kocabaş,
değerlendirmesinde şunları söyledi:
“Kesintisiz enerji, endüstriyel üretim başta olmak üzere pek çok sektör
için kritik değer taşıyan bir konu. Kırcı Grup, uzun yıllardır bu alanda
hizmet vererek çok geniş bir ekosistemde iş süreçlerinin aksamasını ve
bu aksamadan kaynaklı maddi kayıpları engelliyor. Turkcell iş birliği ile
M2M teknolojisinin sağladığı imkânlar sayesinde Kırcı Grup’tan hizmet
alan geniş müşteri ağının risk düzeyi en alt seviyeye çekiliyor.
TurkNet 9,5 Milyon Euro Kredi Aldı
T
urkNet, İstanbul, İzmir, İzmit ve Bursa’da kurduğu fiber ağ alanını
genişletmek ve hizmet kalitesini daha üst seviyelere taşıyarak
daha fazla kullanıcıya erişmek amacıyla Avrupa Kalkınma ve Gelişim
Bankası’ndan (EBRD) 9,5 milyon Euro (21,8 milyon TL) kredi aldı.
Turknet bu kredi sayesinde Türkiye’de en uygun fiyatla internet ve
sabit telefon hizmeti sunan sağlayıcı olma özelliğini daha ileri seviyelere
taşımayı ve altyapı yatırımlarının kapsamını genişletmeyi hedefliyor.
TurkNet Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çelebiler,
konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu kredi, TurkNet’in büyüme hızını
artıracak. EBRD yaptığımız işin önemini çok güzel kavradı ve hem
Türkiye’deki fiber altyapımızı genişletmeye hem de telefon ve genişbant
internet servislerimizi daha iyi seviyelere taşımaya dayanan stratejik
büyüme planlarımıza paralel bir finansal çözüm üretme konusunda çok
esnek davrandı.”
TurkNet Kurucu Ortağı ve CEO’su Cem Çelebiler ise, “Türkiye’deki telekomünikasyon pazarı çok hızlı büyürken, yeni düzenlemeler alternatif
operatörlerin, yerleşik operatörün önemli bir bölümünü elinde tuttuğu
pazarda varlıklarını güçlendirmeleri sağlıyor.TurkNet yatırımları aracılığıyla pazarın büyümesinden büyük fayda sağlayabilen iyi bir konumda
bulunuyor” dedi.
EBRD Bilgi ve İletişim Teknolojileri Müdürü İzzet Güney, ise şunları
vurguladı: “EBRD finansmanı TurkNet’in daha uygun fiyatlar ve iyi paketler sunarak pazarda bir adım öne çıkmasını sağlayacak. Tüm bunlar,
Türkiye’de daha fazla insanın daha hızlı ve daha ucuz internet erişimine
kavuşması anlamına geliyor.”
Vodafone Türkiye 5.5 Milyar TL Ciroya Ulaştı
V
odafone, 2012-13 mali yılı sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar, Vodafone
Türkiye’nin 2009-10 mali yılından beri yürütmekte olduğu müşteri
memnuniyeti odaklı stratejik programı ve inovasyona odaklı teknolojik
yatırım programı sayesinde güçlü ve istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü ortaya koydu. Vodafone Türkiye, 2012-13 mali yılı toplam gelirlerini
geçen yıla göre %19,2 artırarak, son üç yılda kesintisiz çift haneli
büyüme sergiledi. Şirketin toplam mali yıl gelirleri, tüm zamanların en
yüksek gelir seviyesi olan 5,5 milyar TL olarak gerçekleşti.
Şirketin abone sayısı, geçen yıla oranla 909 bin artış ile, bugüne kadarki
en yüksek seviyesi olan 19,2 milyona erişti. Şirketin ortalama ARPU’su
(Abone başına Gelir) son çeyrekte %9,1 artış ile 21,0 TL olarak gerçekleşti. 2012-13 mali yılı FAVÖK’ü (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar),
geçen seneye göre %35 artış ile bugüne kadarki en yüksek seviyesi
olan 915 milyon TL’ye ulaştı. Aynı zamanda şirketin mali yıl faaliyet karı
(FVÖK) ve Operasyonel Serbest Nakit Akışı da pozitif olarak gerçekleşti.
Akıllı telefon seçmeyi, satın almayı ve kullanmayı tüketiciler için “kolay”,
“anlaşılır” ve “erişilebilir” hale getiren Akıllı Cihaz Akıllı İletişim Plat22
temmuz’13
formu (ACAİP) sayesinde akıllı telefon penetrasyonu %22’e yükseldi.
Böylece, şirket mobil internet ve veri gelirlerindeki hızlı büyümesini
devam ettirdi. 2012-13 mali yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki
yılın aynı dönemine göre mobil internet gelirlerini %92 artıran şirket,
veri gelirlerinde de %55’lik bir artış sağladı.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
HABER
Yeni Nesil Kablosuz Hız Canavarı!..
802.11ac
En Üstün Wi-Fi Standartı burada!...
Eş Zamanlı Dual-Bant Gigabit Router
Yeni Nesil 802.11ac Standartı ve Dual-Bant desteği
ile Kablosuz bağlantı hiç bu kadar hızlı olmamıştı.
Kablolu Bağlantı için Gigabit Portlar
Kablolu bağlantıdan vazgeçmeyenler için de Gigabit portlar
ile yüksek hızlı iletişim.
Çok Fonksiyonlu 2 adet USB portu üzerinden
paylaşımın keyfine varın.
IPv6 Ready
Yeni nesil internet iletişim protokolü IPv6’ya uyumludur.
5GHz 1300Mbps + 2.4GHz 450Mbps = 1750Mbps
USB portlarına bağlayacağınız yazıcınıza veya haricidiskinizdeki dosyalarınıza ister router’a direkt bağlı
kaynaklardan istersenizde dünya üzerinde herhangi bir
yerden ulaşın.
YIL
Garanti
TP-LINK Türkiye
www.tp-link.com.tr
[email protected]
temmuz’13
23
HABER
Workcube ERP Uzmanlığı İlk Mezunlarını Verdi
1
8 Mart – 10 Mayıs 2013 tarihleri arasında Workcube eğitim salonunda gerçekleşen 182 saatlik eğitim programına üniversitelerin endüstri, bilgisayar, işletme, İİBF 4. sınıf öğrenci ve mezunları
ile birlikte kariyerini ileriye taşımak isteyen profesyonellerin ilgi
odağı oldu.
Workcube, üniversitelerin endüstri, bilgisayar, işletme, İİBF 4. sınıf
öğrenci ve mezunları veya kariyerini ileriye taşımak isteyenlere
yönelik geliştirdiği ve devamını sağlayacağı bu programla ERP
alanında hem ERP danışmanlığı yetkinliklerine hem de Workcube
uygulamalarına hâkim uzmanlar yetiştirilmesini hedefliyor.
Workcube iş ortakları yöneticileri ve uzman danışmanların eğitmenlik yaptığı, haftada 3 tam günü kapsayan 8 haftalık programın ilk haftasında ERP başta olmak üzere CRM, IK, MRP vb. e-iş
kavramlarına yönelik temel bilgiler, proje analizi, implementasyon
standartları ve aşamaları anlatılırken, diğer 6 haftada Workcube
Genel Parametreler ve Kullanımı ile tüm Workcube modülleri
detaylı olarak işlendi.
İşletmelere uçtan uca bütünlüklü yönetim anlayışıyla ERP projeleri
sunan Workcube, düzenlediği sertifika programına katılan kursiyerlere bir işletmedeki iş süreçlerinin neler olduğunu, süreçlerin
nasıl yönetildiğini, ERP sisteminin bir işletmede kullanıma alınmasını Workcube ERP üzerinden modül bazlı uygulamalı olarak anlattı. Workcube Sertifika Programı kursiyerlerin 7 haftalık uygulamalı
eğitim sonunda öğrendiklerini Workcube ERP üzerinde gerçekleştirdikleri örnek implementasyon çalışmasıyla tamamlandı.
BKM, Türkiye’den İlk Üye Kurum Olacak
T
ürkiye’de ödeme sistemlerinin
geliştirilmesi vizyonunda çalışmalarını sürdüren, bankaların ortak platformu Bankalararası Kart Merkezi (BKM),
PCI Güvenlik Standartları Konseyi’nde
Danışma Kurulu üyeliğine seçildi. Böylece
kartlı ödeme sistemlerinde güvenliğin
sağlanması ve uluslararası standartların
belirlenmesinde büyük rol oynayan PCI
Güvenlik Standartları Konseyi’nin Danışma
Kurulu’nda, Türkiye’den ilk kez bir kurum
üyeliğe seçilmiş oldu. Bankalararası Kart
Merkezi’ni temsilen üyelik görevini 20132015 dönemi boyunca BKM BT Güvenlik,
Uyum, Risk ve Kalite Müdürü Berna Sirel
yürütecek.
Ödeme zincirinde yer alan kuruluşla-
rın stratejik ve teknik öneriler sunarak
destek sağladığı PCI Güvenlik Standartları
Konseyi Danışma Kurulu’nda, kartlı ödeme
sistemlerinde güvenlik standartlarının
iyileştirilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştiriliyor.
Danışma Kurulu, küresel paydaşların PCI
Güvenlik Standartlarının gelişimine katkıda
bulunmalarının sağlanması amacıyla, konseyin, aralarında dünyanın çeşitli ülkelerinde faaliyette bulunan ticaret şirketlerinin,
finansal kuruluşların ve işletmelerin de
yer aldığı 690’ı aşkın Katılımcı Organizasyonu tarafından seçilen sektörler arası bir
gruptur. Danışma Kurulu, standartların
geliştirilmesine ilişkin önerilerde bulunmanın yanı sıra, görüşlerin ve geri besleme
bilgilerinin alınması, Özel İlgi Gruplarına
(SIG) katılım sağlanması ile kurula, PCI
Standartları’nın daha iyi anlaşılması ve
benimsenmesi misyonunu yerine getirmesinde yardımcı olunması gibi önemli bir rol
üstlenmiş bulunmaktadır.
Geleneksel İçerik Yönetimi Anlayışı Değişiyor
G
eleneksel içerik yönetimi anlayışı değişiyor. Sosyal ağlar ile
işbirliğini içeren yeni iş yapış şekilleri gelişiyor. Güçlü ve etkili
kurumsal arama ile bilgiye erişimin önemi giderek artıyor. Kurumsal çalışanlar kendilerini mobil çalışanlar olarak nitelendiriyor ve
zamanlarının çoğunu asıl çalışma alanlarından uzakta geçiriyorlar.
Kurumsal bilgi artık çok daha değerli ve korunması gerekiyor. İşte
tam bu noktada, ihtiyacınız olan bilgiye erişim hızınızı arttırırken
güvenlikten ödün vermemeniz için sizlere destek oluyoruz.
Data Market; profesyonel danışmanlık ekibi ve Microsoft SharePoint Portal teknolojisi ile Doküman Yönetimi, Form Yönetimi, Web
İçerik Yönetimi, İş Zekası ve Süreçleri, Arama, Bilgi Sınıflandırma
ve Bilgi Güvenliği konularında sizlere destek oluyor.
Verdiğimiz profesyonel hizmetler ile, Kalite Yönetim Sistemi’nizin
kurallarına uyarak, tüm süreçlerinizde kalite bilincinin sistematik
ve sürdürülebilir olmasını sağlıyoruz. Microsoft Sharepoint platformunda geliştirdiğimiz hazır çözümler ile, Müşteri Şikayet Takip
Yönetimi, Düzeltici Önleyici Faaliyet Takibi, Toplantı Yönetimi, Do24
temmuz’13
kuman Yönetimi gibi pek çok konuda süreçlerinizle uyumlu form
ve iş akışlarını kısa sürede hayata geçiriyoruz. Uzman danışmanlık
kadromuzla, İnsan Kaynakları uygulamalarınız için de hazır ve
pratik portal çözümleri sunuyoruz; Performans Değerlendirme Sistemi, Masraf, İzin, Avans vb Form ve İş Akışları, Öneri Sistemi, Seri
İlanlar, Eğitim Planlama ve Yönetimi gibi birçok başlıkta Microsoft
Sharepoint Portal ile çok kısa sürede kullanıma hazır uygulamalar
geliştiriyoruz.
Ali Yavuz Şahin
[email protected]
RÖPORTAJ
Telekomünikasyon Pazarının Büyümesi
İçin Neler Yapılmalı?
2002 yılından bu yana Telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren
işletmeciler arasında yakın dayanışma ve işbirliğini oluşturan TELKODER’in
Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak ile keyifli b söyleşi gerçekleştirdik
Son yıllarda Telekomünikasyon sektörü beklendiği
gibi büyümüyor ve sektörün yapısı değişmiyor. Yeni
işletmecilerin payı on yılda sadece %5’ler seviyesine
ulaştı. Sizce bu durumun temel sebepleri nelerdir?
Pazarın büyütülmesi için neler yapılabilir?
Ülkemiz telekomünikasyon sektörü için en önemli risk ve tehdit sektörde serbestleşme sürecinin tamamlanmamış olmasıdır. Bugün piyasada
faaliyet gösteren büyük şirketlerdeki hisselerin büyük bölümü yabancı
yatırımcılara aittir. Yeni nesil işletmelerin çok büyük bölümü ise yerli
yatırımcılara aittir. Yeni nesil işletmecilik alanına yabancı yatırımın gelmemesinin en önemli nedeni, piyasada tam ve adil rekabet ortamının
henüz sağlanmamış olmasıdır. Serbestleşme başladığında bu alana
giren Türkiye’nin birçok büyük gurubu (Koç,Sabancı,Borusan,Ülker,vb.),
bütün ısrarlarına rağmen devam edememiş ve bu alandan çekilmiştir.
Mevcut yapı, doğal ve dengeli değildir. Türk Telekom gurubunda devletin doğrudan mevcudiyeti sürmektedir; Turkcell Yönetim Kurulu’na
giren yeni üyelerle sektörün bünyesine yeni bir devlet mevcudiyeti
eklenmiştir. Sonuçta, mevcut yapının % 85 ini oluşturan bu iki gurubun
yönetiminde hükümet doğrudan etkin duruma gelmiştir.Nedeni ne
olursa olsun bu durum ‘’doğal’’ değildir ve sektörde yapılacak çok şey
olduğunun açık göstergesidir.
Telekomünikasyon sektörü kalkınmanın lokomotifi olarak düşünüldüğünde bu alana yapılacak yerli ve yabancı yatırımların ülkemiz istihdamına ve milli gelirine olumlu etki yaratacağı ortadadır. Serbestleşme
ile ilgili sorunların çözüldüğü, serbest işletmecilerin rekabetçiliğinin
güçlendiği, pazar paylarının %40’lara %50’lere ulaştığı, tüketicilerin
seçme hakkının genişlediği bir telekom sektörünün Türkiye’ye sağlayacağı faydalar sınırsızdır.
Bunların dışında sektördeki büyümeyi artıracak en önemli ve güncel
gelişme, fiber kablolardan oluşan yeni nesil şebekelerin kurulması
yönünde atılmakta olan adımlardır. Yeni fiber şebekelerin kurulması
önündeki engellerin kaldırılması ile birlikte yerli ve yabancıların telekomünikasyon alanına ilgilerinin artacağını düşünüyoruz. Telekomünikasyon sektörünün geleceği ve rekabetin tam olarak sağlanabilmesi
için: MVNO alanında faaliyetlerin başlayabilmesi için tedbir alınması
gerekiyor; piyasanın sağlıklı gelişmesinin desteklenmesi açısından BTK
tarafından “Fiyat Sıkıştırması ve Yıkıcı Fiyatlandırmanın Önlenmesi
Yönetmeliği”nin çıkarılması da, önerilerimiz arasında yer alıyor.
Uydu teknolojisinde yeni gelişmeler olduğunu, uydu
internetin kapasitesinin arttığını ve fiyatlarının
düştüğünü duyuyoruz. Bize bu konuda biraz bilgi
verebilir misiniz?
Telekomünikasyon alanında son yıllarda gerçekleşen teknolojik gelişmeler sonucunda, ses, veri ve görüntü hizmetlerine olan talepte büyük
artışlar ortaya çıkıyor. Günlük hayatımız giderek daha fazla bilgiye
ulaşmayı gerektiriyor. Hızlı ve ucuz internet artık hepimizin ortak amacı
haline geldi.
Yusuf Ata Arıak
TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı
Ancak, 2012 yılı TÜİK verilerini incelediğimizde internet kullanım oranlarının bölgeler arasında büyük farklılıklar oranları olduğunu görüyoruz. Türkiye genelinde %47,4 olan internet kullanım oranı, İstanbul’da
%60,9 ve Batı Anadolu’da %57,1 iken Güneydoğu Anadolu’da ise
sadece %29,4. Bu istatistikler internet hizmetlerine erişim ve kullanım
bakımından ülkemizde bölgeler arasında önemli derecede eşitsizliğin
bulunduğuna (Digital Divide) işaret ediyor.
Bölgeler arasında var olan bu eşitsizliğin giderilmesi için alınacak
önlem 2012 Hükümet Programında şöyle yer alıyor;
Vatandaşlarımızın haberleşme ve internet erişimi konularında eşit
fırsat ve haklara sahip olmaları için çıkarılan Evrensel Hizmet Kanunu
kapsamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı çeşitli projeler yürütüyor. Sizin de söylediğiniz gibi, son dönemlerde uydu internet
teknolojilerinde büyük gelişmeler oldu. Uydu ile kent, kır, bölge farkı
olmaksızın heryere uygun maliyetle ve çok kısa süre içerisinde hızlı
internet erişimi sağlanması mümkün hale geldi. Uydu internet, bölgeler
arasındaki internete erişim ve kullanım dengesizliğinin hızla giderilmesi için en uygun yöntem haline geldi.
Teknolojinin getirdiği bu önemli imkandan vatandaşlarımızın ucuz olarak yararlanabilmesi için Sabit Uydu Yer Terminalleri (VSAT) Ruhsat ve
Yıllık Kullanım ücretlerinin kaldırılması gerekiyor. Böylece Türkiye’deki
heberleşme ve erişim eşitsizliğini büyük oradna ortadan kaldırmamız
mümkün olacaktır.
temmuz’13
25
ÖZEL HABER
HABER
BT’nin Geleceğine HP Discover
2013’te Yakından Baktık
Teknoloji rüzgarı geçtiğimiz ay içerisinde bu sefer LAS Vegas’dan esti
HP’nin düzenlediği Discover 2013 etkinliğinde geleceğe yön verecek
sunucu sistemleri, depolama birimleri, yazıcı ve iş istasyonları ile birlikte
yeni Bulut Bilişim çözümleri görücüye çıktı
3
gün süren etkinlik çerçevesinde
ilk gün küçük orta ve büyük ölçekteki yazıcılar tanıtıldı. Toplantının ikinci gününde sunucu sistemleri ve
yazılım çözümleri ve son gününde de Bulut
Bilişim ile ilgili olan yenilikler gösterildi.
Etkinliğin açılış konuşmasını HP’nin üst düzey yöneticilerinden Lynn Anderson yaptı.
Arından HP yazıcı sistemlerinin Executive
VP’si Todd Bradley söz aldı. Todd Bradley
genel olarak yazıcı sistemlerinden bahsetti
ve HP’nin bu alandaki farklarına dikkatleri
çekti. Cihazların birbirleriyle haberleşmesi,
cihazların deneyimlerindeki üstünlükleri
ve potansiyellerden söz eden Bradley ürünlerin avantajlarından bahsederken HP’nin
geleceği nasıl gördüğünü de kısaca özetledi. HP’nin kullanıcıların yapacakları işi
kolaylaştırmak için birçok çalışma yaptığını
sözlerine ekleyen Bradley özellikle mobil
platformlar, Bulut Bilişim ve verimliliğin ne
kadar önemli olduğunu vurguladı.
Ardından Business PC ve çözümler Başkanı
Enrique Lores sözü aldı. HP’nin ürünleri
arasında iş çevreleri için farklı çözüm ve
ürünlerin olduğunu söyleyen Lores günü26
temmuz’13
müzdeki BT endüstrisinin gelecekte özellikle personel, çalışma alanı, çalışma şekli
ve BT ihtiyaçları alanlarında şekilleneceğini. Durumun böyle olacağını tahmin eden
HP’nin ürünlerinde belli başlı değişikliklere
gittiğini söyleyen Lores tasarımın cihazlarda daha ön planda tuttuklarından, Bulut
Bilişim hizmetleri üzerinde yönetilebilirlik
ve güvenliğin daha da önemli hale geldiğinin altını çizdi. Bunlara ek olarak sıra
dışı form faktörler ve elbette servislerin
büyük bir önem taşıdığına değindi. Lores,
Microsoft’un XP’yi 2014 yılında emekliye
ayıracağını söylerken HP müşterilerinin
birçoğunun XP işletim sistemi kullandığını
ve bu sistemlerinde teknolojilerini modernize etmek ve verimliliği arttırmak için
çeşitli planlar oluşturduklarını belirtti.
İlk Sürpriz HP Elitepad POS
Enrique Lores konuşmasının ortalarına
doğru HP’nin ilk sürprizini de açıkladı.
HP’nin yeni sürprizi Elitepad POS cihazı.
Bir POS cihazının tüm özellikleri üzerinde
barındıran, hatta kullanıcıya çok daha
fazlasını sunacak olan bu yeni Tablet PC’nin
gerek donanımı gerekse de servisleri ile
büyük sükse toplaması bekleniyor.
HP Elitepad POS cihazı ile birlikte üst seviye iş istasyonları Elite 800 (4. Nesil Intel
Core mimarili işlemci kullanıyor) ve Pro
600’ü de gün yüzüne çıkartan Lores, iş çevreleri için hepsi bir arada PC çözümleri için
de yeni ürünlerini gösterdi. HP EliteOne
adlı ürün 23 inç büyüklüğündeki dokunmatik ekranı, Windows 8 işletim sistemi,
DTS desteği ve HD webcam birleşenleri
ile donatılmış. Düşük güç tüketimi, yüksek
performans ve güvenlikten feragat etmeyen
bu ürünler, verimlilik ile birlikte kullanıcılara tam kapsamlı çözümler sunuyor.
Lores’in sunumun ardından söz Lazerjet
ve kurumsal çözümler Kıdemli Başkan Yardımıcısı Pradeep Jotwani ‘ye geçti. Jotwani
HP’nin yeni baskı çözümlerinden bahsetti.
HP Relate ve HP Flow CM yeniliklerini
duyuran Jotwani, EPrint Enterprise 2.2
teknolojisini de gün yüzüne çıkardı.
HP Relate, HP Extreme ve Bulut Bilişim
servislerinin birleşiminden oluşuyor. Bu
teknolojinin en büyük yeniliği Salesforce.
com üzerinden (CRM) doküman oluştur-
ÖZEL HABER
ması, hızlı çözümler sunması ve kişileştirilmiş kullanıcı haberleşmesi sağlaması.
Flow CM teknolojisi ise (50-250 çalışanlı
şirketler için uygun) hepsi bir arada baskı
istasyonlarının Bulut Bilişim ile tanışmasını sağlıyor. HP Laserjet Pro ve HP Officejet
Pro cihazları bu yeni teknolojiyi kullanacaklar. Bununla birlikte Android cihazlar
için erişim ve yeni bir şifreleme tekniğiyle
birlikte ekstra güvenlik sağlanacak. EPrint
Enterprise 2.2 teknolojisindeki yenilikler
ise erişim kolaylığı ve ekstra güvenliğinin
sağlanmış olması. Bununla birlikte gelişmiş
bir şifreleme yöntemi de kullanılıyor. HP
Discover 2013’ün ilk gününde yeni ürünlerinin tanıtıldığı sunumlar gerçekleştirdi.
Sunucu, Depolama ve Büyük Veri
çözümleri
HP’den Dave Donatelli ikinci günde ilk konuşmacı olarak sahneye çıktı. Donatelli yaptığı
sunumda en büyük IT mimarileri trendlerinden bahsetti. Converged mimari, Bulut
Bilişim ve yazılım destekli veri merkezlerinin
öneminden bahseden Donatelli, ilk olarak üç
yeni sunucu sistemini gün yüzüne çıkardı.
Kompakt ve tekli uygulamalara yönelik
DL320e Gen8 v2, kurumsal sınıfa yönetebilirlik sağlayan 1P ML310e Gen8 v2 sunucu ve
belli başlı uygulamalara yönelik, ufak boyutlu
Micro Server Gen8 adlı sunucular kısaca
tanıtıldı.
Bu sunumların ardından HP Cnverede
Storage’in avantajlarından bahsedildi. Burada
en önemli avantajlardan biri kuşkusuz Flash
Optimized teknolojisi oldu. Günümüzde
HDD ve SSD kullanılırken, pek yakında Flash
optimized ürünlerle tanışacağını söyleyen
Donatelli, uzak gelecekte ikinci nesil NV
belleklerle tanışacağımızı da belirtti. Bu
değişimler yedekleme performansını ciddi
anlamda artıracak. Depolama ürünlerin diğer
bir büyük avantajı, yazılım tanımlı ürünlerin
kullanıcılara ciddi bir rahatlık sağlaması. Bununla birlikte toplam sahip olma maliyeti %
61 düşeceği gibi, % 81 daha az yer kaplama
ve % 83 daha az güç tüketimi sağlanacak. HP
bu sunumların ardından Flash optimized yedekleme ünitesi olan 3Par StoreServ 7450 ve
yazılım tanımlı ürünü olan StoreOnce VSA’yi
tüm katılımcılara gösterdi.
3Par StoreServ 7450, 0.7 ms gecikmeyle
554K IOPS veri işleyebiliyor. Bu önceki ürün
ailesi ile kıyasla ciddi bir artış anlamına geliyor. HP, Flash teknolojisi yardımıyla önbellek
dar boğazını ortadan kaldırarak bu tür bir
performans artışı sağlamış durumda. Kısaca
bu ürün oldukça yüksek bir performans (240
SSD güçünde) sağladığı gibi çok düşük bir
gecikme süresine sahip. Bu da ürünü ciddi
anlamda avantajlı kılıyor.
HP StoreOnce VSA ile İlk Tanışma
Diğer markaların farklı mimarilerin biraya
getirilmesi ile oluşturulan karmaşık ve
uyumsuz çözümlerinden farklı bir yaklaşım güden HP StoreOnce, kurumsal disk
yedekleme ihtiyacını tek depolama mimarisi
ile karşılayan yegane seçenek olarak öne
çıkıyor. Bu çözüm hem uygulama ve yedekleme sunucularına, hem de fiziksel hem de
sanal olarak kurulabiliyor. HP StoreOnce,
farklı sistemler arasında geçiş yapmak üzere
bant genişliği ve yönetim kapasitesi ekleme
zorunluluğu getirmeden, kurumların HP
StoreOnce grupları arasında tekilleştirilmiş
veri taşımasına izin veriyor.
HP StoreOnce VSA’ye geldiğimizde ise, en
büyük avantajlarından biri sanallaştırma
özelliğini sunan bir yazılımın olması. Bu
da sahip olma maliyetini %65 düşürüyor.
Bu yazılım aynı zamanda enerji tüketimini
%73 düşürdüğü gibi ayak izini de %50
azaltıyor. Merkezi yönetebilirlik sağlayan HP
StoreOnce VSA’ye Bulut bilişim yedekleme
teknolojisini de destekliyor. HP bu ürün ile
EMC’yi direkt olarak hedef alıyor. Gösterilen
karşılaştırma tablosunda bu ürünün odlukça
üstün özellikleri gözler önüne serildi. Tabi
buradaki yenilikler sadece bununla sınırlı
değil. HP, Data Protector 8 adlı bir yedekleme yazılımını da gün yüzüne çıkardı. Bant
genişliğinde ciddi düzeltmeler sağlayan HP,
Data Protector 8 sayesinde önemli bir verim-
lilik sağlıyor. Bu ürün IBM TSM ile kıyaslandığında 200 kat daha büyük ölçeklenebilirlik
sağlıyor.
Büyük Verinin Gücü:HAVEn
Toplantıda elbette gerçek zamanlı kararlar
alması için geliştirilen Büyük Veri portföyü
için yeni çözümler de tanıtıldı. Kurumların
büyük verinin getirilerinden yararlanması
için, HAVEn platformu büyük ilgi çekti.
Analiz yazılımları, donanım ve hizmetlerden
faydalanan bu platform, büyük veri uyumlu
gelecek kuşak analiz uygulamaları ve çözümleri geliştiriyor.
HP Autonomy, HP Vertica, HP ArcSight ve
HP Operations Management gibi başarıları
kanıtlanmış teknolojileri kapsayan HAVEn,
marka bağımlılığından kurtulma, çoklu sanallaştırma teknolojileri desteği, üst düzeyde optimize edilmiş donanım çözümleriyle yatırım
getirisini hızlandırma ve yapısal, yarı yapısal
ve yapısal olmayan verileri işleyerek bilgi
kaynaklarının tamamından katma değer elde
etme gibi avantajları beraberinde getiriyor.
HAVEn platformunda çalışan ilk entegre
büyük veri analiz çözümü HP Operasyonel
Analiz, BT operasyonlarının tüm yanlarıyla
analiz edilmesini ve organizasyonların hizmette kalite ilkesini uygulamasını sağlıyor. Bu
çözüm, kurumların HP ArcSight Logger ile HP
Business Service Management gibi farklı HP
ürünlerinden ve üçüncü taraf kaynaklardan
gelen büyük çaplı BT operasyonel veri akışını
işlemesine, yönetmesine ve analiz etmesine
imkan tanıyor.
temmuz’13
27
HABER
Telekomünikasyon Sektörünün Geleceği
İstanbul’da Tartışıldı
T
ürk Telekom, Uluslararası İletişim Enstitüsü (IIC) tarafından düzenlenen Telekomünikasyon ve Medya Forum’da sektörün kanaat
önderlerini ağırladı
Türk Telekom Kurumsal Müşteri Başkanı Mehmet Ali Akarca’nın açılış
konuşmasıyla başlayan Telekomünikasyon ve Medya Forum’da, kısa,
orta ve uzun vadede telekomünikasyon sektörünün karşı karşıya
olduğu dönüşüm ve bu sürecin getirdiği fırsatlar masaya yatırıldı.
Akarca, açılışta yaptığı konuşmada “Türk Telekom olarak bu etkinliğe
İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyuyoruz.
Tüm dünya gibi Türkiye de telekomünikasyon alanında bir dönüşüm
sürecinden geçiyor. Genişbantın getirdiği olanaklar sayesinde şebekeler,
yeni ürün ve servislerin sunulması için ideal bir platform sağlıyor. Başta
çevrimiçi video olmak üzere farklı kaynaklardan çok çeşitli içeriğe
yönelik talep ve servisler çoğaldıkça, altyapı yatırımlarının önemi de
her geçen gün daha fazla artıyor” dedi. Sektörün önemli kuruluşlarında
aktif rol üstlendiklerini belirten Akarca, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ETNO, SAMENA ve GSMA gibi önde gelen kuruluşlarının yönetim
kurulu üyesi olan Türk Telekom Grubu, telekomünikasyon politika-
ları konusunun fikir önderleri arasında yer alıyor. Bu platformlarda,
Ortadoğu’dan Balkanlar’a, Kafkasya’dan Akdeniz’e kadar uzanan çok
geniş bir bölgeyi temsil ediyoruz. Bunun yanı sıra başta Ar-Ge ve teknoloji olmak üzere bilgi birikimi ve yatırım konularında grup şirketleri
arasında ciddi bir işbirliği içinde hareket ediyoruz. Ancak öncelikler listemizin en başında yeni fikirlere odaklanmaya devam etmek yer alıyor,
zira hızlı hareket etmek sektörümüzdeki en önemli avantaj.”
ZTE’nin Türkiye Distribütörü TESAN Oldu
T
esan İletişim, Çinli teknoloji devi ZTE
ile işbirliğine gitti. Bilişim sektöründe
önemli bir etki yaratması beklenen bu
işbirliğinin sonucunda, ZTE’nin kurumsal
ağ iletişim ürünleri konusunda Türkiye’deki
tek distribütörü Tesan İletişim oldu. ZTE
ile yaptıkları işbirliğinden dolayı çok mutlu
olduklarını söyleyen Tesan İletişim Genel
Müdürü Rüştü Arseven, Tesan İletişim
olarak iş ortaklarıyla beraber büyümeye
önem verdiklerini, geçmişten gelen zengin
birikimlerini geleceğe de taşımak için yatırımlarını artırarak sürdürdüklerini kaydetti.
“Son olarak dünyanın en önemli bilişim
firmalarından biri olan ZTE’nin Kurumsal
Ürün Grubu’nda Türkiye distribütörlüğünü
alarak, network pazarına yaptığımız yatırıma
yepyeni ve güçlü bir halka ekledik.” diyen
Arseven, şöyle konuştu:
“Tesan İletişim olarak, halen ciromuzun yüzde
20’sini oluşturan kurumsal ürünler grubunda
hedefimizi, ‘yüzde 50’lik oranı yakalamak’
olarak belirledik. Bu nedenle personel alımımızı hızlandırdık ve geçtiğimiz yıl network
ekibimizi yaklaşık yüzde 20 oranında genişlettik. Kurumsal çözümler tarafında geçen yıl
hedeflerimizi yüzde 25 oranında artırmıştık.
Bu hedeflerimize ulaşma yolunda ilk duyurusunu İstanbul ve İzmir’de düzenlediğimiz
Sinerji’13 etkinliklerinde gerçekleştirdiğimiz
ZTE işbirliğimizin önemli bir kilometre taşı
olacağını düşünüyoruz.”
Arseven, ZTE’nin distribütörü olarak Tesan’ı
seçmesinde Tesan İletişim’in güçlü bayi altyapısının önemli bir etken olduğunu belirtirken,
yine Tesan’ın deneyimli teknik işgücünün de
seçim konusunda etkili olduğunu sözlerine
ekledi.
Gartner CRM Oscarı 2. kez Akbank’ın
C
RM ve bilişim teknolojileri alanında dünyanın en prestijli değerlendirme ve danışmanlık kuruluşlarından Gartner tarafından
verilen “2013 CRM Excellence” (“Müşteri İlişkileri Yönetiminde
Mükemmellik”) ödülleri geçtiğimiz günlerde Londra’da düzenlenen
Müşteri Stratejileri ve Teknolojileri Zirvesi’nde sahiplerini buldu.
Müşteri ilişkileri yönetimi alanının “Oscar’ı” olarak da tanımlanan
bu prestijli ödülü “Customer Analytics” (Müşteri Analitiği) Türkiye
adına Akbank kazandı. Akbank, 2012 yılında daha da yoğunlaştırdığı analitik çalışmalar ile bu yıl söz konusu ödülü kazanan tek Türk
bankası oldu.
Akbank, Gartner’ın CRM Excellence ödülüne, Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Asya-Pasifik ve Çin’i içine alan bölgenin (EMEA/APAC) tamamı
için ve sektörlerden bağımsız olarak yapılan titiz değerlendirmeler
sonucu layık görüldü.
Gartner CRM Excellence ödülünü 2011 yılında “Marketing” (Pazar28
temmuz’13
lama) kategorisinde Türkiye’den almaya hak kazanan ilk banka olan
Akbank, 2013 ödülü ile de, Türkiye’den iki Gartner ödülünü kazanan
“ilk ve tek banka” olarak yine bir ilke imza attı.
Akbank CRM Bölüm Başkanı Attila Bayrak da Akbank olarak müşteri
odaklı yatırımlara özel bir önem verdiklerinin altını çizdi ve “Müşteri
ihtiyaç ve taleplerini karşılamaya odaklı çalışmalarımız ile müşterilerimizin yaşam kalitesini artırıyoruz. Bu da bize müşteri ilişkilerinde
mükemmelliği getiriyor. Müşteri odaklı yatırım ve çalışmalarımızı hiç
ara vermeden sürdüreceğiz” dedi.
Ömer Balk
RÖPORTAJ
[email protected]
Geleceğin Konsepti Akıllı Ev ve Ofisler
Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen internet Türkiye’de
hızla gelişmeye devam ederken, sektörün önemli oyuncularından olan,
hem alt yapı hem de son kullanıcı ürünleriyle tanıdığımız Zyxel’in Türkiye
Genel Müdürü Vefa Tarhan ile Zyxel’in Türkiye hedeflerini, yatırımlarını ve
pazardan beklentilerini konuştuk
Zyxel’in kurumsal alanda ve son kullanıcıya
yönelik ürünleri bulunuyor. Türkiye pazarında
Zyxel’i nasıl konumlandırıyorsunuz ve pazarı nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Zyxel’in bireysel, kurumsal ve Telekom alt yapı ekipmanları alanları
olmak üzere 3 ana alanda ürünleri bulunuyor. Genel baktığımızda ise
biz bir haberleşme şirketiyiz. Eskiden haberleşme teknolojisi uzak
ve geniş ağ teknolojisi olarak algılanırdı. Ama bugünlerde insanları
ve ofisleri birbirine bağlayan yerel ağ, geniş ağ, veri, ses ve görüntü
taşıyan ekipmanlar üretiyoruz.
Oldukça iyi bir kalite çizgimiz var ve yılardır da bu çizgi devam ediyor.
3 milyona yakın bireysel ürünümüz satılmış durumda ve her yılda
büyüme trendi içerisindeyiz. Bunların içerisinde bireysel tarafta DSL
ile büyüme sağladık ve bunun yanı sıra diğer ağ ekipmanları, kablosuz ekipmanlar, depolama cihazları, güvenlik ürünleri, ağ çözümleri
gibi, bireysel ve kurumsal ürünlerimiz bulunuyor.
Mobilite, BYOD, bulut sistemleri son dönemde önemini
giderek arttırıyor. 2013 yılında Zyxel’in odağında neler
var?
BYOD uygulamaları işletmeleri son dönemde ciddi anlamda düşünmeye itti. Çünkü artık herkesin akıllı telefonu, tableti var ve bunların
her biri ofise geldiğinde internete bağlanması gerekiyor ve böyle
olduğunda da ciddi anlamda bir güvenlik açığı ve network oluşturuyor. Artık bütün şirketlerin BYOD sistemlerine yönelik alt yapılara
ihtiyaçları var. Bu ağın özellikle kablosuz olması ve daha profesyonel
olarak dizayn edilmesi gerekiyor. Bu noktada Zyxel olarak biz çok
ciddi bir çözüm ailesine sahibiz.
Zyxel’in ürünleri yenilik anlamında ne gibi farklılıklar
sunacak?
Tüketiciler Zyxel’i aldığında hem fiyatıyla hem nitelikleriyle çok iyi
bir ürün almış oluğuna inanmasını hedefliyoruz. Yani çok ciddi bir
şekilde değerleme yapıyoruz ve Zyxel’in ürünüyle, teknik desteğiyle, arıza bakımıyla, müşteri ilişkileri gibi alanlarda her şeyiyle çok
iyi olmak zorunda. Bunun için de bütün işletmeleri takip ediyoruz.
Önümüzdeki yıllarda akıllı ev ve ofis konsepti ağırlık basacak. Bütün
ev eşyaları ve cihazlar networkün, internetin parçası olacak. Bu süreç
içerisinde NAS, Power Line, medya sunucuları ve ev networkü önem
kazanacak.
Zyxel’in 2013 Yıllı Hedefleri Neler. Yılsonunda Zyxel’i
nerede görmeyi hedefliyorsunuz?
2013 yılı IT sektöründe gelişme ve büyüme dönemi olacak. Belli alanlarda mesela DSL’de olduğu gibi doygunluklar var ama Zyxel olarak
tüketicilerin katma değerli ürünlerim çok olduğu için tüketiciler
ikinci ürünlerini Zyxel olarak tercih ediyorlar. Bizim fiyat seviyemiz
100 dolarlarda, rakiplerimiz 30 dolar ortalama fiyatla ürünlerini
Vefa Tarhan
ZyXEL Genel Müdürü
satıyorlar. Cihazlarımız sesi ve veriyi ayrıştırabiliyor. Uzmanlık olarak
cihazlara çok fazla şey katıyoruz, özellikle profesyonel kullanıcıların yanı sıra küçük ve orta ölçekli kullanıcılar Zyxel’i tercih emesini
istiyoruz.
Türkiye’de yükselen fiber trendi var kullanıcılar
DSL’den Fibere yönelmeye başladı, bu konu özerinde ne
gibi çalışmalarınız var?
Fiberin iki anlamı var Türkiye’de, biri Ethernet’ten fiber diğerin
ise VDSL üzerinden Ethernet. VDSL’de bir Ethernet olduğu için
Türkiye’de halen kullanımda olan bakır hat var ve 100Mbs kolaylıkla
bakır kablolar üzerinden verilebiliyor. Avrupa’da da bu böyle, eğer
bakır hatlarınız varsa VDSL en ekonomik en hızlı yöntem. Ama hiç
bakır hattınız yoksa Asya ülkelerinde olduğu gibi doğrudan fiber
hattı döşemeye çalışıyorlar. Çünkü tekrar yatırım yapmak oldukça
zor ve maliyetli. Türkiye’de Fiber interneti DSL’in bir parçası olarak
düşünebiliriz. İçerik arttıkça Fiber ve VDSL artmakta, eğer içerik
yoksa DSL’de, 3G’de bazı kullanıcılar için yeterli oluyor. Eğer evdeki
cihazları ağ üzerinden bağlayacağım internet üzerinden film-dizi
izleyeceğim, oyun oynayacağım diyorsanız VDSL ve Fiber internet
öne çıkıyor. Türkiye önümüzdeki günlerde biraz daha içerik üzerine
yoğunlaşacak ve yüksek bant genişliği talebi arttığı için abone sayısında da artış olacağını tahmin ediyoruz.
temmuz’13
29
HABER
KEP’le Kamuda Yeni Bir Anlayış Hakim Olacak
Y
eni Türk Ticaret Kanunu’yla hayatımıza giren ve ilgili yönetmelikle
e-tebligat almak için zorunlu hale getirilen Kayıtlı Elektronik Posta
(KEP) hizmetini kullanmaya başlayan Elazığ Belediyesi, KEP hizmetini
kullanmaya başlayan ilk kamu kuruluşu oldu.
Teknolojideki bu gelişim ve değişim, aynı zamanda iletişim araçlarını da
dijital ortama taşıyor. İşte bu noktada devreye giren Kayıtlı Elektronik
Posta, (KEP) dijital ortamda güvenli iletişim sağlamanın yanı sıra iş
süreçlerinde de hız ve verimlilik sağlıyor. KEP’i başta kamu yönetimine
yeni bir boyut kazandıracak olan “Kurumlararası e-yazışma Projesi”nde
kullanmayı amaçladıklarına vurgu yapan Elazığ Belediyesi Teftiş Kurulu
Müdürü ve Kent Bilgi Sistemi Koordinatörü Murat ALSU, “KEP’in bu
projemizde kullanımı zaten başlı başına bir reform niteliğindedir. Ancak
KEP hizmeti kamudaki kimlik doğrulama, beyan, bildirim ve onay
mekanizmalarında son derece güvenli bir altyapı sunduğundan tüm kamusal iş ve işlemlerde de kullanımını planlıyoruz.”dedi. Alsu, kurumlar
arası yazışmalarda hem mali açıdan hem de iş yükü ve zaman açısından
büyük faydaları olan KEP’in kamu hizmetlerinin daha şeffaf, hesap
verilebilir ve yönetilebilir hale gelmesini sağlayacağına vurgu yaptı. Alsu
“En önemlisi KEP, kamuda yeni bir anlayışın hâkim olmasını sağlayacak.
Vatandaş açısından ise zaman ve mekândan bağımsız, halkın tümüne
hitap edecek kamu hizmeti anlamı taşıyacak” dedi.
Deloitte’un Teknoloji Fast50 Programı Başlıyor
P
rogramın başladığı 2006 yılından bu yana 149 firmanın Türkiye’nin
en hızlı teknoloji şirketi olduğu Deloitte Teknoloji Fast50 Türkiye
2013 Programı başlıyor. Bu yılki sloganı “Create Powerful Connections!”
olarak belirlenen programa 19 Temmuz 2013 tarihine kadar başvuru
yapılabilecek. Programda yer alan şirketler ise bu yılın Ekim ayında
açıklanacak.
Deloitte Teknoloji Fast50 Türkiye 2013 Programı’nın ülke ekonomisinin nabzını tutan önemli bir gösterge olduğunu ifade eden Deloitte
Türkiye TMT Lideri Tolga Yaveroğlu, “Programımız yedi yıldır büyük
bir başarı ile devam ediyor. Bu zamana kadar şirketlerin ilgisi de bunun
bir göstergesi aslında. Elde ettiğimiz başvurularla Türkiye genelinde
binlerce firmaya ulaştık. Tabii ki kriterlerimiz nedeniyle her yıl sadece
50 firma bu programa katılmaya hak kazanıyor. Bu şirketlerin %50’den
fazlası EMEA’da düzenlenen programa katılma hakkı elde ederken, 6
tanesi yine EMEA’da ilk 10’a girmeyi başardı. Özetle program yardımıyla, kurumlarımıza ulusal ve uluslararası düzeyde marka bilinirliği
yaratarak onlara yeni iş imkanları ile işbirlikleri için bir iletişim ağı
oluşturduk. Bu yıl ve gelecek yıllarda da kurumlarımıza destek olmaya
devam edeceğiz” dedi.
Yenilikçi stratejiler, sağlam yönetim uygulamaları ve pazar vizyonları ile
en hızlı büyümeyi elde ederek Deloitte Teknoloji Fast50 Programı’nda
yer alacak Türk teknoloji şirketleri aynı zamanda Avrupa, Ortadoğu ve
Afrika (EMEA) bölgesinde düzenlenen Deloitte Teknoloji Fast500 EMEA
Programı’nda Türkiye’yi temsil etme fırsatını yakalayacak.
ZTE Niş Pazarların Kapısını Aralıyor
N
etwork çözümleri, mobil cihazlar ve telekomünikasyon araçları
sağlayıcısı, dünyanın en büyük telekom şirketlerinden ZTE, mobil
telekom dünyasında çığır açan yenilikçi hizmetlerini sürdürüyor. Bunun
son örneği ZTE’nin mobil sanal şebeke operatörleri (MVNO) için devreye soktuğu Zsmart adını taşıyan mobil sanal şebeke işletimcisi (MVNE)
oldu. ZTE’nin yenilikçi çözümü ZSmart’ın, Avrupada’ki tüm sanal mobil
şebeke operatörlerini bünyesinde toplaması planlanıyor.
ZSmart MVNE, Türkiye’de de sayıları hızla artan mobil sanal şebeke
operatörlerinin yeni pazarlara girerken karşı karşıya kaldığı sıkıntı ve
tıkanıklıklara yeni çözümler getirmeyi amaçlıyor. MVNO’lara yüksek
kalitede hizmet avantajı, maliyette tasarruf ve yeni pazarlama fırsatları
sunan bu çözüm böylece, sanal operatörlerin pazardaki riskleri karşılayabilmelerini ve fiyat farklılığı yaratmalarını da sağlayacak.
ZSmart platformu sayesinde ZTE, ortakları ve Avrupalı tüketicileriyle
birlikte sürdürülebilir bir eko-sistem inşa etmeyi hedefliyor. Ayrıca te30
temmuz’13
lekom devi, iş ortaklarını da bu çözüm aracılığıyla niş pazar fırsatlarıyla
buluşturmayı amaçlıyor.
ZTE’nin ZSmart BSS/OSS çözümlerinin 70’i aşkın telekom operatörü
tarafından kullanıldığını açıklayan ZTE İş Geliştirme Direktörü Ivan
Cairo, “MVNO’lar açısından niş pazarlarda henüz keşfedilmemiş eşsiz iş
fırsatları bulunuyor. ZSmart MVNE çözümleri ile mobil operatörlerimizi
bu fırsatlarla buluşturmayı ve MVNO’ların iletişim ağlarıyla sağlanan
katma değer hizmetlerden yararlanmalarını hedefliyoruz” dedi.
HABER
İlk Yönetim Kurulu Toplantısı Gerçekleşti
T
ürkiye Vodafone Vakfı’nın girişimcilik ekosisteminin gelişimini desteklemek ve yenilikçilik kapasitelerinin gelişimine katkı sağlayacak
mekanizmaların oluşturulmasını sağlamak hedefiyle hataya geçirdiği
“Uluslararası Girişimcilik Merkezi”, ilk yönetim kurulu toplantısını
gerçekleştirdi.
Toplantıya Kalkınma Bakanlığı Yardımcısı Mehmet Ceylan, UNDP Daimi
Temsilci Yardımcısı Matilda Dimovska, Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı
Hasan Süel, Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği Onursal Başkanı
Sezai Hazır ile Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Girişimcilik alanında faaliyet gösteren lider sivil toplum kuruluşlarının, uluslararası organizas-
yonların, teknoloji şirketlerinin ve üniversitelerin girişimcilik alanındaki
çalışmalarını Türkiye’de ilk kez tek bir çatı altında toplayan “Uluslararası Girişimcilik Merkezi”nin ilk yönetim kurulu toplantısında, rekabet
gücünü arttıracak politikalara katkı sağlayacak öneriler ele alındı.
Türkiye’nin girişimcilik konusundaki mevcut durumunun ve bu konudaki ihtiyaçlarının masaya yatırıldığı toplantıda, girişimcilik ekosistemini destekleyici mekanizmaların geliştirilmesi için öneriler sunuldu.
“Uluslararası Girişimcilik Merkezi” gençlerin, kadınların, girişimcilerin
ve iş dünyasının girişimcilik ve yenilikçilik kapasitelerinin gelişimine
katkı sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesine destek verecek.
Türk Telekom Bölge Müdürleri Van’da buluştu
B
ölge toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Telekom Saha Yönetimi Başkanı Haktan Kılıç, “Türkiye’yi
yeni teknolojilerle tanıştırmak” misyonu ile 81 ilde fiber dönüşümü
gerçekleştiren Türk Telekom’un fiber altyapıya yaptığı yatırımlarla
ilgili bilgiler verdi. Kılıç, Türk Telekom’un yeni dönemde dijital yaşam
dönüşümü, değer odaklı mükemmel müşteri hizmetleri, dünyaya açılım
ve bölgesel büyümeyi kapsayan “3D vizyonu” ile çalışmalarına devam
ettiğini söyledi.
Türk Telekom’dan fiber dönüşüm
Kılıç, “Türk Telekom olarak, tüm Türkiye’de bir ‘fiber dönüşümü’ başlattık. 2013 1. çeyrek itibarıyla döşediğimiz fiber kablo uzunluğu yurtiçinde toplamda yaklaşık 170 bin kilometreye ulaşmış durumda. Bu,
dünyanın çevresinin dört katı bir uzunluğa karşılık geliyor. Türkiye’nin
en büyük fiber altyapısına sahibiz. Son 7 yıl içinde Türk Telekom olarak
13 milyar TL’yi aşan bir konsolide yatırım gerçekleştirdik. 2013’ün ilk
çeyreğindeki konsolide yatırımlarımız ise 254 milyon TL oldu.
Tüm bu yatırımlarımız sonunda bugün ülkemizde kişi başına aylık or-
talama veri tüketim miktarı 32 GB’a yükselmiş durumda. Yurtdışı çıkış
hızımız ise 1640 Gbps’e ulaşırken toplam genişbant müşteri sayımız 7.1
milyona çıktı. Türk Telekom olarak, altyapı ve teknolojiye yaptığımız bu
büyük yatırımları yüksek kalite ve rekabet gücüne sahip olmak kadar,
gelişimi sürekli kılmanın da çok önemli olduğu inancıyla gerçekleştirdik. Bundan sonra da bu anlayışla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
Netaş Kimlik Doğrulama Teknolojisini Sundu
N
etaş’ın, BIOMIG’in Türkiye’deki tek yetkili satış ve servis şirketi olmasıyla ilgili anlaşma, Netaş CEO’su C. Müjdat Altay ile MIG Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Güner Güçkıran arasında imzalandı. Kimlik
doğrulamada yeni bir sistem olan BIOMIG isimli ürün, yüksek teknoloji-
siyle sağlık kurumlarına ve hastalara kullanım kolaylığı sunuyor.
Netaş’ın SGK’nın onayıyla pazara sunduğu BIOMIG, kullanıcı dostu özellikleriyle ön plana çıkıyor. İnsan parmağının küçük bir alanını tarayarak
çalıştığı için, diğer biyometrik cihazlara göre çok daha hijyenik ve hızlı
bir kullanım sağlayan Biomig, biyometrik doğrulama sonucunu kullanıcıya sesli olarak bildiriyor. Opsiyonel olarak sunulan WiFi ve 3G desteğiyle, sağlık kurumlarının kablosuz ağına bağlanarak çalışabilen Biomig,
böylece yatan hastaların biyometrik doğrulamasında kolaylık sağlıyor.
“Tak-Çalıştır” tasarımıyla kurulum kolaylığı sağlayan, tek parçadan
oluşan ve ek lisanslama gerektirmeyen Biomig, biyometrik doğrulamayı
parmak damar izi hassasiyetine indiriyor ve avantajlı fiyatlarla pazara
sunuluyor. SGK’nın, artan tedavi ve ilaç harcamalarını kontrol altına alabilmek ve bu konuda olası usulsüzlüklerin önüne geçebilmek amacıyla
2012 yılı içinde devreye soktuğu damar izi üzerinden kimlik doğrulama
sisteminin kullanımı, 1 Eylül 2013 tarihinden itibaren Türkiye’deki tüm
resmi ve özel hastanelerle sağlık kuruluşlarında zorunlu hale gelecek.
temmuz’13
31
HABER
Ertuğ Ayık Yeni Görevine Atandı
1
996 yılından beri HP Türkiye bünyesinde farklı görevler üstlenen Ertuğ Ayık, son 1 yıldır sürdürdüğü HP Türkiye Kişisel
Sistemler ve Baskı Grubu Ülke Müdürü görevinde sergilediği
başarı üzerine HP MEMA (Ortadogu, Akdeniz & Afrika) Bölgesi
Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu Kurumsal Müşteriler Satış Direktörü görevine atandı. HP Türkiye Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu
Ülke Müdürü görevinde HP’nin Türkiye’de hem PC, hem de yazıcı
alanlarındaki pazar payını artırıp, liderliğini pekiştiren Ertuğ Ayık,
HP Türkiye’nin yurtdışı pozisyonlara yönetici transferi yapma
başarısının son halkasına da imzasını atmış oldu. Ertuğ Ayık yeni
görevinde HP’nin kişisel sistemler ve baskı ürün ve çözümlerinin
72 ülkede kurumsal müşterilere satışından sorumlu olacak.
Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu olan Ertuğ Ayık, 1996 yılında adım attığı HP Türkiye
bünyesinde sırasıyla, Bilgisayar Bölümü Satış Temsilcisi, Ticari
Görüntüleme ve Baskı Bölümü İş Geliştirme Müdürü, Görüntüleme ve Baskı Bölümü Grup Müdürü, Görüntüleme ve Baskı Bölümü
Kurumsal Pazar Satış Müdürü ve Kişisel Sistemler Grubu Ülke
Müdürü görevlerini başarıyla yerine getirdi. 2012 Temmuz ayından beri HP Türkiye Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu Ülke Müdürü
görevini yürüten Ertuğ Ayık kariyerine bundan böyle HP MEMA
Bölgesi Kurumsal Müşteriler Satış Direktörü olarak devam edecek.
Anadolu’daki Şirketler Teknoloji İle Buluştu
T
urkcell, şirketlerin daha fazla büyümesine destek olmak ve
“Akıllı Şirket” vizyonunu paylaşmak üzere Anadolu turuna
başladı. Anadolu’yu adım adım gezerek, mobil ve sabit iletişimin
sunduğu olanakları kullanmak ve teknolojik dönüşümü yaşamak
isteyen şirketlerle birebir temasa geçen Turkcell’in Şanlıurfa’dan
sonraki durağı Mersin oldu.
Turkcell kurumsal müşterilerini köklü dönüşüme davet ediyor
Sanayi ve turizmin önemli şehirlerinden birisi olan Mersin’de
Turkcell mobil ve sabit çözümlerini kullanan Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi, Çimsa ve Bilen Otomotiv yöneticilerinin iletişim
teknolojilerinin şirketlerine kattığı faydayı anlattığı toplantının
açılış konuşmasını Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv yaptı.
Mersin’de gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv “Ben ve ekibim Türkiye’den
aldığımızı teknoloji ve bilimle harmanlayarak Türkiye’ye vermek için durmaksızın çalışıyoruz. Akıllı Şirketler etkinliğimizle
Anadolu’yu karış karış geziyoruz. Biliyoruz ki, içinde yaşadığımız
bilgi ve mobilite çağında “teknolojiye uyum” tüm şirketlerin büyüme yolunda vermesi gereken bir sınav. Çağrımız tüm şirketlere
“Siz de mobil teknolojilerle şirketinizin maliyetini azaltıp, gelirini
arttırarak risklerinizi yönetin” dedi. Teknolojinin bugün çok daha
erişilebilir olduğunun altını çizen Ciliv, örneğin 500 TL’lik Turkcell
T21’in, 1975’te geliştirilen 5 Milyon Dolar değerindeki süper
bilgisayardan daha güçlü olduğunu söyledi.
Vodafone Teknolojisiyle Doğanın Hizmetinde
Y
eşile Saygılı Kırmızı vizyonu doğrultusunda, daha sürdürülebilir
bir çevre ve toplumun inşasına katkıda bulunmayı hedefleyen
Vodafone,Ege Orman Vakfı ile Türkiye’de ilk kez mobil teknolojilerle orman yangını erken uyarı sistemini hayata geçirdi. Vodafone Türkiye’nin
makinelerarası iletişim (M2M) teknolojileri altında özel olarak
geliştirdiği Yangın Uyarı Telemetri Sistemi’nin ilk uygulaması,Devlet
Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Adnan Menderes
Havalimanı Başmüdürlüğü’ne ait olan Bakioğlu Ormanı’nda başladı.
Sistem sayesinde, gözetim altına alınan orman alanına yerleştirilen
sensörler, yangını ilk saniyelerinde algılıyor ve sensörlere yerleştirilen
sim kartlar üzerinden ilgili birimlere bilgi iletiyor; böylece yangına müdahalede hız kazanılıyor. Vodafone, Sistemi tüm ülkeye yaygınlaştırarak
orman yangınlarının önüne geçmeyi ve Türkiye’nin ciğerlerini korumayı hedefliyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne
bağlı Adnan Menderes Havalimanı Başmüdürlüğü’ne ait 70 bin ağaçlık
Bakioğlu Ormanı’nın bakım ve koruması Ege Orman Vakfı tarafından
yapılıyor. Bakioğlu Ormanı’nda ilk uygulaması gerçekleştirilen Sistemin
32
temmuz’13
tanıtım toplantısı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali
Yıldırım, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer,
İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, Vodafone Türkiye İcra
Kurulu Başkanı Serpil Timuray ve Ege Orman Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanı Cem Bakioğlu’nun katılımıyla gerçekleşti.
HABER
Hızlı Kararlar Alabilen
Yapılara Sahip Şirketler
Kazanacak
İ
SEKTÖRÜN SESİ
çinde bulunduğumuz sektörün en önemli özelliği kimsenin net olarak yakın geleceği
bile tahmin edememesi. Sanıyorum bu anlamda tek ve çok özel bir endüstri içinde
yer alıyoruz. Son üç dört yıl içinde ortaya çıkan gelişmelere baktğımızda dünya devi
üreticilerin ve markaların bile bu hızlı değişimi sağlıklı öngöremediğini görüyoruz. Bu gerçek
şirketlerin ve yöneticilerin sahip olması gereken özelliklerin ne olduğunun bir kez daha düşünülmesini sağladı. Artık şirketler ileriyi net tahmin etmekten daha çok ortaya çıkacak değişikliklere
karşı hızlı adaptasyon sağlayacak çevik bir yapıya sahip olmanın planlarını yapıyorlar ve açık ki
bunu başarabilen şirketler ayakta kalabilecekler.
450 den fazla marka ve küçük bir kartuştan büyük bir yedekleme sistemine kadar çok geniş ürün
yelpazesi taşıyan bir organizasyon olarak Arena’da biz, değişimin şeklinden çok arkasındaki
felsefe ve mantığın önemli olduğuna inanırız. Bu sebeple, bu sene satış ve pazarlama organizasyonumuzda köklü değişikliklere giderken, sektörün ihtiyaçları ve artan dinamizmini dikkate
aldık. Daha önce pazarlama ve satış iki ayrı departman halindeyken, içinde bulunduğumuz pazar
dinamikleri bizi çok daha hızlı karar alabilen ve çevik bir organizasyon yapısına itti. Biz de, buna
paralel olarak satış ve pazarlamanın birlikte olduğu “İş Birimleri” yapısına geçtik. Bu yapı değişikliğinin arkasındaki temel mantık bu iş birimlerinin her birinin ayrı bir şirket gibi hareket ediyor
olması çünkü sektörün ihtiyaçlarına en hızlı ve doğru yanıt verebilmenin en başarılı yolu, her bir
ürün grubunun farklı pazara gidiş modellerinin olabilmesi. Özellikle de bilişim sektöründe, artık
hızlı kararlar alabilen yapılara sahip şirketler daha çok kazanacak. 2013 yılında bu yapının bize
ciddi bir rekabet avantajı getireceğini düşünüyorum.
Şirket olarak biz, kendimizi “Türkiye nin en önemli dağıtım platformlarından biri” olarak tanımlıyoruz. Buradan yola çıktığımızda bizim için önemli olan, çok satış yapmanın yanında “dağıtım”
felsefesine uygun olarak çok sayıda iş ortağına ulaşmak ve coğrafi olarak ülkenin en ücra ilçelere
kadar temas etmektir. Tüm yol haritamız ve stratejilerimizde buna dayanmaktadır.
Şirketlerin cesur olabilmeleri yine sektörümüz için oldukça önemli ve avantajlı. Arena sektörde
altyapı yatırımlarında rakiplere göre daha önce yol almış bir firmadır. Sektör için “henüz yeni”
olan bir çok yeniliği biz çok önceden uygulamaya koymayı başardık. Bunlara örnek olarak; 2001
yılında açılan Türkiye’nin ilklerinden biri olan B2B platformu Pencere, 2006 yılında uygulamaya
başladığımız ve kredi kartı satışlarında iş ortaklarımıza büyük rekabet avantaji sağlayan PayNet
sistemi ve yine Türkiye’de muhtemelen bir ilk olarak çok gelişmiş bir “tedarikçi platformu” nu
gösterebiliriz. Burada Arena’nın dağıtım ağında yer almak isteyen markalar ve firmalar kendileri
ürünlerini bu platform aracılığı ile tanımlayıp Arena’nın B2B sitesinde yer almasını sağlayabiliyorlar. Bilişim sektörü de bizim gibi önemli bir dönemeçten geçiyor. Geçmişte pazarın lokomotifi
konumunda PC varken artık yerini daha dinamik, daha hızlı ve daha mobil araçlar aldı. Telefonlar
ve tablet bilgisayarlar büyük bir hızla pazar alıyor. 2012 yılında bunu net olarak gördük. Türkiye
PC pazarı 3.4 milyon adet civarında. 2012’de bu pazar bir miktar küçüldü, buna karşılık daha
önce nerdeyse olmayan bir tablet pazarı oluştu ve tahminlere göre 2012 yılında 1 milyon adet kadar satış gerçekleşti. Toplam PC pazarına oranladığımızda bunu ne kadar ciddi bir rakam olduğu
ortaya çıkıyor. 2012 de ciddi büyüme gösteren bir pazarda akıllı telefon pazarı oldu. Toplam cep
telefonu pazarının %40 kadarının akıllı telefonlar olduğu tahmin ediliyor. Bu cihazların fiyatlarının nerdeyse bir dizüstü bilgisayar kadar olduğunu düşünürsek %40 lık bu oran gerçekten
oldukça çarpıcı. Tablet pazarının 2.4 milyon adet gibi çok ciddi bir seviyeye gelmesi bekleniyor.
Biz de Arena olarak bu büyüyen tablet pazarından, kurumsal ürünler ve çözümler pazarında da
olduğu gibi ciddi bir pay almak istiyoruz ve 2013 yılı boyunca da benzer trendin devam edeceğini
düşünüyoruz.
Tarık Tüzünsü
Arena Bilgisayar Genel Müdürü
temmuz’13
33
KAPAK KONUSU
Ali Yavuz Şahin
[email protected]
‘in katkılarıyla hazırlanmıştır.
34
temmuz’13
KAPAK KONUSU
Yeni Nesil Ağ
Teknolojileriyle
Güçlenen KOBİ’ler
Günümüzde oldukça hızlı gelişen teknolojilerin
beraberinde getirdiği yoğun rekabet ortamı bu konuda
karar verici merci pozisyonunda olan yöneticilerin
işini oldukça zorlaştırıyor. Özellikle iş yeni teknolojileri
kullanmaya geldiğinde, durumun beş bilinmeyenli
denklemden farklı olmadığını söylemeliyiz
temmuz’13
35
KAPAK KONUSU
Ş
irketlerin kritik kararları alırken,
bilgi ve raporların toplanarak iyice
gözden geçirilmesi aynı zamanda
analizinin de kurumun yararlarına yönelik
yapılması gerekli. Tabii ki bu tarz bir durum
günlerce, haftalarca zaman alabiliyor. Bu
safhaları atlayıp sadece deneyim ve öngörüler
ile etkili kararlar alan yöneticiler ise kurumsal
yapıları bozarak kişisel yönetim risklerini
de beraberinde getiriyor. Doğru ve analiz
süzgecinden geçmiş bilgiye ulaşım, başarı sağlayacak kararların temelini oluşturmaktadır.
Yöneticiler kadar çalışanlar da sistemlerinde
bulunan gerçek bilgiye hızlı ve kolay ulaşmaya
ihtiyaç duyarlar. Bilginin etkin kullanılması,
paylaşılması ve değer olarak tüm iş süreçlerine zamanında aktarılması işletmenin verimini
arttırır ve kaynakların etkin kullanılmasını
sağlar.
Günümüzde bilginin yaratılması, kullanılması ve paylaşılması üzerinde etkili olan en
önemli unsur, teknoloji konusunda yaşanan
gelişmelerdir. Özellikle ticari ilişkilerde yeni
46
temmuz’13
iş modelleri ortaya çıkmakta, yeni donanım
ve yazılımlar günlük yaşamı değiştirmekte ve
iş dünyasında yeni standartlar oluşmaktadır.
Teknolojik gelişmeler ve hızlı değişim, ekonominin yapısını ve iktisadi faaliyetlerin niteliğini
değiştirmektedir.
İşletmelerin, gerek ulusal gerekse küresel
faaliyetlerinde gün geçtikçe yeni zorlukların
arttığını görüyoruz. Bu konuda yaşanan
en önemli zorluklardan biri organizasyon
bölümlerinin uzaklığından dolayı, haberleşme
ve koordinasyon konusu olduğu söylenebilir.
Bu zorlukları aşan firmalar küresel rekabet
konusunda rakiplerine göre bir adım öne
çıkmakta ve dünyanın her yanında eş zamanlı
olarak kullanıcılarına hizmet verebilmektedir.
Ortaya çıkan tabloya baktığımızda ise gelişen
teknolojinin yanı sıra şirketlerin rekabet gücünü arttırmada kullandığı teknolojiler arasında
Ağ Teknolojilerinin öneminin bir kat daha
arttığı söylenebilir.
Bir şirket, müşterilerle olan ilişkilerden iş süreçlerine, analiz ve performans ölçümlerine ve
burada sayamadığımız ihtiyaç duyduğu birçok
yeniliğe bilgi teknolojilerinden yararlanarak
ulaşabilir. Gelişen teknolojilerin kullanımının
sonucunda da firmanın bilgi yönetiminin
gelişmesi ve buna bağlı olarak aynı piyasada
bulanan firmalarla rekabet konusunda da bir
adım öne çıkar.
Gelişen Teknolojilerin
Kullanımının KOBİ’lere Sağladığı
Yararlar
Gelişen teknolojilerin firmalarda kullanılmasının pek çok açıdan önemli yararları bulunmaktadır. Teknoloji kullanımı, hem işletme
başarısının değerlendirilmesinde ve hem
de değişim için fırsatların elde edilmesinde
stratejik bir kaynak olarak değerlendirilebilir.
Günümüzde bilgi teknolojilerinin işletmeler
üzerinde çok belirgin etkileri olduğu gözüküyor. Gelişen teknolojiler, artık işletmeler
üzerinde eskiden olduğundan çok daha fazla
ve farklı şekillerde etkili oluyor. 2000’li yıllarla
birlikte bilgi teknolojileri, sadece işlerin hızlı
KAPAK KONUSU
ve etkin yapılmasını değil, aynı zamanda işletmelerin de yapısal olarak dönüşmesine, iş yapma yöntemlerinin değişmesine, kısacası büyük
bir dönüşüme neden oldu. Rakip işletmelere
kıyasla, üstün bir iş performansı ve etkin bir
bilgi teknolojisine sahip bir işletmelerin rekabet avantajı var olduğunu yazımızın başından
bu yana tekrarlıyoruz. Çünkü karlı bir şirket
yaratmak istiyorsanız rekabet avantajlarını
her zaman elinizde tutmalısınız.
Bilgi teknolojilerinin işletmelere sağlayacağı
yararlar farklı alanlarda ortaya çıkabilir. Bu yararlara baktığımızda ise ilk olarak yöneticilerin
karar verme süreçlerine yardımcı olduğunu
görüyoruz. Veri tabanı sistemleri, çalışma
tablosu programları, veri madenciliği ve daha
birçok yazılım sistemi, kurumsal verilerin
değerlendirilmesinde ve yöneticilere anlamlı
bilgiler sunulmasında önemli rol oynar.
Yeni teknolojilerin kullanılmasının bir diğer
avantajı ise maliyet. Doğru teknoloji, ürün
geliştirme, üretim, dağıtım ve müşteri ilişkileri yönetimi bakımından maliyetleri büyük
ölçüde azaltır ve zaman tasarrufu sağlar. Diğer
taraftan, internet, intranet, diğer ağ ve iletişim
olanakları ofis içinde ve ofisler arasındaki iletişim maliyetlerini de önemli ölçüde düşürür.
İşletmeler yeni teknolojiler sayesinde, daha
iyi tasarımlar ve daha üstün nitelikli ürünler
geliştirebiliyor. Bunun yanı sıra yine yeni
teknolojiler sayesinde, bilginin işletme içinde
düzenli olarak akması sağlanabiliyor ve her
düzeyde gereken bilgi gereken noktaya hızlı
biçimde aktarılarak işletme çalışanlarının
takım halinde verimli bir şekilde çalışması
sağlanabiliyor. Bu işlemler bir bütün olarak
işletmenin iş akış modelini oluşturuyor. İş akışı
sayesinde dokümanların doğru kişilere gönderilmesi, gerekli işlemlerin yapılandırılması
hızlı bir şekilde sağlanabiliyor. Tüm bunlar
gelişen teknolojinin işletmelere sunduğu farklı
yararlar olarak sıralanabilir.
Diğer yararlara baktığımızda Teknolojinin şirketlere çeviklik sağladığını görüyoruz. Çeviklik
kavramı da bilgi teknolojilerinin işletmelere
sağladığı önemli yararlardan bir diğeridir.
Piyasalar ve kurallar değiştiğinde, işletmelerin
bu yapıya hızlı bir biçimde uyum sağlaması
gerekiyor. Bunun yanı sıra ürünlerin yaşam
süreleri de gün geçtikçe kısalıyor. Teknoloji
sayesinde bu geçişlerin süreçleri çok daha
kısa zamanda gerçekleştirilebiliyor. Çevikliğin
yanı sıra bir diğer yarar ise esneklik. Firmalar
bünyesinde barındırdığı teknolojik yatırımlar
sayesinde sektörde ortaya çıkabilecek değişimlere karşı daha esnek olabiliyorlar. Ayrıca
bu esneklik şirketin büyüme politikasına göre
farklı alanlarda da kullanılabilir.
Yeni teknolojilerin işletmelerde etkin biçimde
kullanılması, şirketin araştırma geliştirme
faaliyetleri ile yenilikçilik alanında önemli
gelişmeler sağlamasına olanak da sağlar.
Bunun yanı sıra işletmelerin rekabetçi ürün ve
hizmetler geliştirmesine katkı sağlayan yeni
teknolojilerin işletmelerin daha nitelikli ve
daha kaliteli ürün ve hizmetler üretmesinde
de ön ayak oluyor.
İşletmelerde yeni teknolojilerin kullanımı,
etkili bir bilgi yönetimi sisteminin kurulmasına ve geliştirilmesine de yardımcı oluyor.
Gördüğünüz gibi burada saydığımız birçok
fayda işletmelerin can damarı ve karlı bir
yapı oluşturması için gerekli ana kriterleri
yapılandırıyor.
KOBİ’lerde Yeni Teknolojilerin
Kullanımı
Pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de KOBİ’lerin üretime, istihdama ve GSMH’ya olan
katkıları, fazlasıyla büyük boyutta. Ülkemizde
imalat sanayindeki işletmelerin %99’unu
KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ’ler, rekabet
koşullarına ve teknolojik gelişmelere kolay
uyum sağlayabilmekte ve işsizliğin azalmasına ve girişimciliğin yaygınlaşmasına yönelik
önemli katkılar sağlamakta. Bu ve bunun gibi
sebeplerden dolayı KOBİ’ler, küresel düzeyde
rekabet gücünü artırmak, kaliteli ve verimli
üretim yapabilmek için, bilgi teknolojilerinden
etkin biçimde faydalanmak zorundalar.
Bugünlerde dünyada küreselleşme olgusuyla
birlikte aynı zamanda yoğun bir rekabet
ortamı yaşanıyor. Bu rekabet ortamında işletmelerin başarılı olabilmeleri, tüketici istek ve
gereksinimlerini, istenilen yer, zaman, miktar,
kalite ve en uygun maliyetle karşılayabilme
yeteneklerini sürekli olarak geliştirebilmelerine bağlı. Bu bağlamda, rekabet alanında etkin
olabilmek için, günümüz işletme yöneticileri,
bilgi teknolojilerine daha fazla yatırım yapmak durumunda. Yeni teknolojiler şirketler
içerisinde pek çok farklı alanda kullanılmakta.
Özellikle, bilgileri daha iyi analiz ve kontrol
etmek amacıyla, bilgi teknolojilerine büyük
miktarda yatırımlar yapılması beraberinde bu
yeni teknolojilerin fayda-maliyet analizlerini
zorunlu kılıyor. Bununla birlikte, işletmelerin
daha etkin ve verimli çalışabilmeleri için, bilgi
teknolojilerinden yararlanmaları artık bir
zorunluluk olarak değerlendirilmekte.
İşletmelerin, rekabet üstünlüğü sağlayabilecek bilgi teknolojilerini kullanabileceği
temmuz’13
47
KAPAK KONUSU
TL-ER5120-01: Yük Dengeleyici Genişbant Router: Bu cihazlar gelişmiş
fonksiyonlarıyla küçük ve orta ölçekli iş yerlerine yönetimi kolay ve güvenli bir
profesyonel ağ çözümü sunuyorlar.
TL-ER6020-01: VPN Router: internet üzerinden şubeleriniz ve merkez arasında
güvenli bağlantı sağlamak istiyorsanız VPN teknolojisini kullanmalısınız.
TL-SG5428: Yönetilebilir Switchler: Yönetilebilir Switchler, ileri güvenlik, filtreleme,
kimlik doğrulama, şifreleme özellikleri ile yetkisiz kullanıcıların ağ içi erişimleri
engeller.
oldukça fazla olanakları var. Bununla birlikte,
işletme yöneticileri, bilgiyi üretme ve yönetme
konusunda etkin araçlar olan bilgi teknolojileri ve yönetim bilgi sistemlerini yoğun
olarak kullanmaya başladılar. Günümüzde
bilgiyi yaratmak, elde tutmak, paylaşmak ve
kullanmak için geliştirilmiş yeni yaklaşımlar
bulunmakta. Bu yaklaşımlar; örgütsel yapı ve
işleyişleri ile müşterilere yaklaşım tarzlarında
oldukça önemli dönüşümlere neden oluyor.
Bu değişimi gören ve bu değişim yapısına
uygun adımlar atan, daha açık bir ifade ile bilgi
teknolojileri konusunda gerekli yatırımları
yerine getiren işletmelerin oldukça önemli bir
rekabet üstünlüğü sağladıkları kabul edilen
bir gerçek. Günümüzde, işletmelerin sahip
oldukları insan kaynakları, bilgi teknolojileri
ve müşteri sermayesi, işletmelerin piyasadaki
değerini ve rekabetçi üstünlüklerini belirleyen
temel faktörler olarak değerlendirilmekte.
İçinde bulunduğumuz dönemde işletmeler,
varlıklarını sürdürebilmek ve sürdürülebilir rekabet avantajı elde edebilmek için
bütün süreçlerini, ‘bilgi yönetimi’ ekseninde
yeniden yapılandırma ihtiyacı duymakta.
Bilgi yönetiminde etkili olmak için, günümüz
işletmeleri arasında, bilgiyi üretme, elde etme
38
temmuz’13
yısı oldukça fazla. Sürekli büyüyen ağ yapıları,
yeni teknolojilere olan talep ve yüksek hızda
internete olan ihtiyacın artması ağ teknolojilerinde de hızlı değişimleri beraberinde getiriyor. Ağ teknolojilerinde genişbant teknolojilerin artık son kullanıcıya yüksek hızda erişim
sağlamasının yanında işletmeler içinde daha
fazla verinin güvenli bir şekilde dolaşabiliyor
olmasını da gerektiriyor. Genişbantın yanı sıra
son dönemde önemi artan bir diğer kavram
ise Mobil Genişbant. Bu yeni bağlantı türü
sayesinde kullanıcılar sadece ofislerde veya
evlerde değil farklı mekanlarda da, hatta hareket halinde dahi hatta kalabilmenizi sağlıyor.
Bu durum önümüzdeki günlerde kullanacağımız teknolojileri de olumlu etkiliyor. Sabit
şebekelerde mobil olmanın yollarını yeni teknolojilerle sağlayabiliyor. Ortak hedef ise aynı
anda daha fazla kullanıcıya daha yüksek hızda,
kesintisiz ve güvenli bir ağ kurabilmek. WiFi,
WiMAX, 3G, LTE, 4G, ADSL, Metro Ethernet,
Fiber, HSPA ve diğerleri… Tüm bu teknolojiler
kullanıcılara farklı ama ortak özelliklerle daha
iyi hizmet sunmayı hedefliyor. Peki küçük ve
orta boylu işletmeler bu teknolojileri kendi
yararlarına nasıl kullanabilecekler?
Yük Dengeleyici Genişbant Router
Nedir? Ne İşe Yarar?
ve transfer etmede bir yetkinlik geliştirme
konusunda çok yoğun bir rekabet yaşanmakta. Aynı zamanda yeni bilgiyi rekabet avantajı
yaratmaya dönüştürebilmek için işletmeler
davranışlarını, yapılarını, uygulamalarını sürekli değiştirmekte, yenilemekte ya da gözden
geçirmekteler.
İşletmeler bilgi teknolojilerini özellikle;
planlama, veri kaynaklarının düzenlenmesi,
rekabet avantajı sağlanması, yöneticilerin vereceği kararlara destek sağlaması, işletmelerin
performans göstergelerine çevrimiçi ulaşım,
zaman tasarrufu sağlama, etkili iletişimin
sağlanması ve işletme üzerindeki kontrollerini artırmak amacı ile kullanmaktadırlar.
Günümüzde işletmelerin, rekabetçi yapılarını
koruyabilmek için, çağın gereklerine uygun
yeniden şekillenip tasarlanmaları gerekmekte.
Bu bağlamda bilgi teknolojileri, işletmelerde
sadece otomasyon amacıyla değil, aynı zamanda, iletişimin etkinleştirilmesi, gereksiz işlerin
ortadan kaldırılması ve kalite ve verimlilik
artışı sağlanması amacına yönelik yapılanmalı.
Ofisler, işletmeler ve kurumlarda, kesintisiz
yüksek hızda ağ bağlantısı talep edenler
için, yük paylaşımlı router’lar biçilmiş birer
kaftamdır. Birden fazla internet bağlantısını
birleştirerek, bant genişliğini çoklama olanağı
sunan bu cihazlar aynı zamanda hatlardaki
yükü dengeleme ve en verimli hattan otomatik
olarak hizmet alma olanağı da sunuyor. Ayrıca
güvenlik açısından da kullanıcılara farklı özellikler sunan bu cihazlar çoğunlukla yedekli
çalışmak isteyen internet kullanıcılarının
imdadına yetişiyor.
Bu konuda eklememiz gereken bir şey daha,
Yük Dengeleyici Genişbant Router’ların
kullanımının yasalarla düzenlendiği. Hatta
bu yasayı bir çoğumuz 5651 olarak biliyoruz.
İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla
Mücadele edilmesi Hakkında Kanun olarak
bilinen yasa birçok düzenlemeyi de beraberinde getiriyor. Özellikle İnternet kafe veya
buna benzer yapılara sahip bilgisayar ortamını
iş yerinizde barındırıyorsanız yasaya uygun
donanımları kullanmanız şart. Eğer bu konuya
uzaksanız donanım satın alma sürecinde bir
BT danışmanına başvurmanız gerekli.
Günümüzü “Ağ Çağı” (Network Age) olarak
tanımlayan bilgi teknolojileri uzmanlarının sa-
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi mobil
şebeke bağlantısı sayesinde internete her
Yeni Nesil Ağ Teknolojileri
Mobil Hayata Adım Atıyoruz
KAPAK KONUSU
yerden erişebilir olduk. Bu bağlantıyı sadece
mobil cihazlara değil, aynı zamanda kullanacağınız yönlendiriciler ile bilgisayarlarınız veya
ağ bağlantısına ihtiyaç duyan makineleriniz
üzerinde de kullanabilirsiniz. Bunun en güzel
örneklerinden bir tanesi araç takip sistemleri.
Bu sistemler sayesinde üzerinde mobil cihaz
bağlantısı bulunan araçlar merkez ofisten
kolaylıkla izlenebiliyor ve bu sayede güzergâh
incelemeleri yapılarak firmanın daha efektif
hareket etmesi sağlanabiliyor. Bu araçlar
içerisinde bulunan kişilerin de araç üzerinde
bulunan cihazlar sayesinde kablosuz internet
bağlantısına erişimi sağlanabiliyor. Bu tarz
cihazlara en iyi örneklerden bir tanesi ise
3G/4G kablosuz routerlar. Yönlendiriciye bağlanacak birden fazla cihaz aracılığıyla Internet,
veri paylaşımı veya uygulamalara kolaylıkla
ulaşabilmeniz mümkün. Bu tarz cihazların
kullanımı tamamen hayal gücünüze kalmış.
Ufak boyutlarda ve fiyat açısından da uygun
bir çözüm sunan mobil bağlantı cihazlarını her
ortamda yapılandırmanız mümkün.
TL-MR3020-V1-03: Portatif 3G/4G Kablosuz N Router: Seyahatlere uygun ergonomik
boyutlarda dizaynı ve hafifliğiyle rahatlıkla dışarı çıkarılabilir ve 3G/4G kapsama
alanında olan her yerde bağlantıyı paylaştırabilirsiniz.
Güvenli Bağlantı Nasıl
Yapılandırılır?
Eğer internet üzerinden şubeleriniz ve merkez
arasında güvenli bağlantı sağlamak istiyorsanız VPN (Virtual Private Network) teknolojisini kullanmanız şart. Bu teknolojiyi kullanmak
için’de VPN Router kullanabilirsiniz. Bu tarz
cihazlar internette oluşturulan tüneller üzerinden cihazların güvenli bir şekilde bilgi veri
alışverişine olanak sağlarlar. Ayrıca birden fazla WAN desteği olan modellerde çoklu internet
bağlantısını sonlandırıp yük paylaşımlı olarak
kullanılabilir.
Biri Bizi Gözetliyor
Günümüzde interneti kullanmayan bir
şirketin var olması düşünülemez. İnterneti
oluşturan, internet yapan maddeler ise IP
ve buna dayalı kullanılan teknolojiler. VOIP,
IP Kamera, IP TV gibi teknolojiler ileride
görüntü ve sesin internet üzerinden çok
daha rahatlıkla transfer edilebileceğini
şimdiden bizlere gösteriyor. Bunun en
önemli sebebi ise eskiden daha fazla para
ödediğimiz ADSL, SHDLS, Metro Ethernet
gibi yüksek hızlı bağlantı teknolojilerinin
hızla yaygınlaşması sayesinde ucuzlaması
ve aynı süreçte de buna orantılı olarak
hızlarının artması. Tüm bunlar IP kameraların daha fazla kullanım alanına sahip
olmasına ön ayak oluyor. IP Kamera gerekli
noktaların güvenliği ve gibi farklı amaçlarla
uzaktan izlemek ve kayıt altına almak için
internet veya ağ bağlantınızdan faydalanarak gerek kablolu gerek kablosuz olarak
TL-WPA281KIT-03: Power Line Communication: Bu teknoloji hızlı veri transferi
gerçekleşirken, diğer yandan da cihazların ağ bağlantılarını kurabilme imkanı
sunuyor.
kullanılabilmeye imkan sunan kamera
teknolojisidir. Bu sebepten diğer sistemler gibi ekstra aparatlar, kartlar, kayıt
cihazları gerektirmeyen ve aynı zamanda
görüntü aktarılan ortamların canlı ve sesli
olarak internet üzerinde bilgisayar, Tablet
PC veya cep telefonunuzdan izleyebilme
olanağı sunar. Bu ve bunun gibi avantajlar
son dönemde şirketlerin bu tarz cihazlara yönelmelerine sebep oluyor. Tabii ki
avantajları sayarken maliyet avantajını da
unutmamak gerekli. Şirketlerin satın alma
konusunda ilk baktığı konulardan biri
maliyet. IP kameralarında maliyet avantajı
yadsınamaz bir gerçek.
Birden Fazla Bilgisayarı Kablosuz
Ağa Bağlayın
Acces Point Türkiye’de Erişim Noktası olarak
da biliniyor. Acces Point’ler birden fazla bilgisayarı kablosuz olarak birbirine bağlayabilen
veya internet bağlantılarını sağlayan cihazlara
verilen isimdir. Bu cihazlar farklı amaçlar için
kullanılabilirler. AP cihazlar genellikle bir
internet bağlantısını kablosuz çevirmek veya
kablosuz bağlantı sinyalini güçlendirmek amacıyla kullanılırlar. Kablosuz bağlantı desteği
için kullanılacak AP cihazlar bir Ethernet kablosu ile internet bağlantısının olduğu router’a
bağlanır. Bu bağlantının ardından kablosuz ağ
ayarları AP üzerinde yapılandırılarak internet
temmuz’13
39
KAPAK KONUSU
erişimi kablolunun yanı sıra kablosuz olarak
da kullanıcılara ulaştırılabilir.
AP’nin diğer bir kullanım amacı olan sinyal
tekrarlayıcı noktası oluşturmak ise daha
çok ofis kullanıcılarına özel bir çözdür. Bu ve
bunun gibi durumlarda AP cihazı almış olduğu
kablosuz sinyallerini tekrar güçlendirip
ortama yayar. Bu sayede kablosuz kullanım
mesafesini ve sinyal gücünü arttırarak bilgisayarların internete çıkmasını veya ağa katılımı
daha kaliteli kılar. Bu tarz AP’ler iki türe ayrılır.
Dış ortam ve iç ortam olarak kullanıcıların
beğenisine sunulan ürünler yapılandırmaya
göre özelleştirilebilirler. Dış ortam ürünleri
genellikler yağmur, rüzgar ve toza karşı iç
ortam ürünlerine göre daha dayanıklıdır. Tüm
bunların yanı sıra AP cihazlar, bir yazıcının
veya harici diskin internete veya ağa bağlanması için de kullanılabilirler. Bu tarz ürünler
genellikler AP adı ile satılmazlar. Yazıcı veya
depolama cihazınızın kablosuz özelliği yok ise
AP özelliğine sahip uygun arabirimli cihazlar
ile bu tarz donanımlarını ağ üzerinden kullanılabilir hale getirebilirsiniz.
Dış Mekan Uygulamalarında
Dikkat
Eğer dış mekan uygulamalarına ihtiyaç duyan
bir şirkette çalışıyorsanız ağ yapınız içerisnde
kullandığınız kablosuz antenlerin yüksek
veri iletim güçlerine sahip olması gerekir. Dış
mekan uygulamaları için, anten son derece
önemli bir cihazdır. Uygun bir anten daha
düşük maliyet ile daha uzun mesafede daha
kararlı güvenilir bağlantı sağlamanıza yardımcı olur. Şirketler için uygun anten tespiti
oldukça önemli bir konudur. Aşağıdaki hesap
tablosu size talep ettiğiniz mesafede belirli bir
bağlantı kalitesinde alıcı veya verici tarafından
çeşitli antenler arasından uygun anteni seçmenize yardımcı olacak.
Uygun bir anten belirlemek için, Boşluktaki
Yörünge Kaybına ait 2 denklemden Anten
Kazancının hesaplanması gerekmektedir.
Verici Anten Kazancını bulmak için (Alıcı
Anten Kazancı hakkında bilginiz olduğu
varsayılarak)
Tx Anten Kazancı = Sönüm Marjı - Tx Gücü
+ Tx Kablo Kaybı + Rx Kablo Kaybı + Rx
Hassasiyeti + 32.44 + 20 log10(f) + 20
log10(d) - Rx Anten Kazancı
d = Mesafe [km]
f = frekans [MHz]
Bu fonksiyonu kullanmak için, mesafe, sönüm
marjı değerlerini bilmeniz ve verici ve alıcı
noktalarındaki access point, ek kablolar ve
alıcı antenini seçmiş olmanız gerekir.
Alıcı Anten Kazancını bulmak için (Verici
TL-SC3171G-01IP: Kamera: IP Kamera
gerekli noktaların güvenliği ve gibi
farklı amaçlarla uzaktan izlemek
ve kayıt altına almak için internet
veya ağ bağlantınızdan faydalanarak
gerek kablolu gerek kablosuz olarak
kullanılabilmeye imkan sunan kamera
teknolojisidir.
Anten Kazancı hakkında bilginiz olduğu
varsayılarak)
Rx Anten Kazancı = Sönüm Marjı - Tx Gücü
+ Tx Kablo Kaybı + Rx Kablo Kaybı + Rx
Hassasiyeti + 32.44 + 20 log10(f) + 20
log10(d) - Tx Anten Kazancı
d = Mesafe [km]
f = frekans [MHz]
Bu fonksiyonu kullanmak için, mesafe, sönüm
marjı değerlerini bilmeniz ve verici ve alıcı
noktalarındaki access point, ek kablolar ve
verici antenini seçmiş olmanız gerekir.
Hesaplanan anten kazancı değeri ile ihtiyacınız olan uygun anteni bulabilirsiniz.
Elektrik Hattından Ağ Bağlantısı
TL-WPS510U-01: Print Server: Bu cihazlar USB bir yazıcının kablosuz ağ üzerinden
paylaştırılmasını sağlayarak sadece USB üzerinden bağlanacağı cihaz tarafından değil
tüm cihazlar tarafından kullanımına olanak sağlar.
40
temmuz’13
Günümüzde çoğu kişinin birden fazla ağa
bağlanması gereken cihazı bulunuyor. Farklı
birçok cihazı ağ yardımıyla bağlayıp veri
aktarımı gerçekleştirmek için de bütçenizi
biraz zorlamanız gerekiyor. Tabii ki bu tarz bir
yatırımın yanı sıra hazırda bulunan elektrik
hattını da kullanabilirsiniz. Power Line Com-
KAPAK KONUSU
TL-WR843ND-01: Acces Point: Bu türdeki cihazlar birden fazla bilgisayarı kablosuz
olarak birbirine bağlayabilir.
munication yani kısaca PLC, elektrik iletimi
veya elektrik dağıtımı bağlantısı üstünden
eş zamanlı olarak veri taşımayı sağlıyor. PLC
ile birlikte hızlı veri transferi gerçekleşirken,
diğer yandan ise cihazların ağ bağlantıları kurabildiği imkanlar sunuyor. Bu açıdan hızlı ve
geniş içeriği ile avantajlı bir sistem. Powerline
sistemi ile birlikte işyerinizde ağ kurmak için
ek olarak kablo döşemeye gerek kalmıyor.
Kablosuz bağlantıda duvar gibi engellerin
sinyalleri zayıflatması problemiyle de karşılaşmıyorsunuz. Bu açıdan Powerline teknolojisi
kullanıcılarına avantajlar sağlıyor. Eğer ağ
sistemi için kabloyla uğraşmak istemiyor veya
kablosuz ağdaki engeller yüzüne düşen sinyal
istemiyorsanız Powerline sistemi sizin için en
iyi seçenek olabilir.
Ağınızı Yönetebiliyor musunuz?
Yönetilebilir Switchler İşyerinde tek bir switch
üzerinden mevcut ağın birbirlerinden ayrı
alt ağlara ayrıştırılmasına, bu ağların verimli
kullanılmasına, ağ trafiğinde ihtiyaca uygun
önceliklendirmeye önem veren orta ve büyük
kuruluşlar için geliştirilmişleridir. Switchler,
yönetilebilirlik özellikleri ile KOBİLER’in ve
büyük kurumların ihtiyacına tam anlamıyla
uygun ağ çözümleri sunarken aynı zamanda,
port ve switchlere yüklenen trafiğe ilişkin
bilgileri ağ yöneticisine ileterek daha verimli
çözümler üretilebilmesine katkıda bulunuyor.
Geniş ağ yapısına, çok yönlü iletişime açık
olan kurumlar için güvenlik çok yüksek önem
taşıyor. Yönetilebilir Switchler, ileri güvenlik,
filtreleme, kimlik doğrulama, şifreleme özellikleri ile yetkisiz kullanıcıların ağ içi erişimleri
engelleniyor ve ağa yönelik saldırılara tehditlere karşı etkin güvenlik önlemi alınıyor.
Ofislerin Can Dostu Print
Server’lar
İş yerlerinin en büyük sorunlarından biri olan,
ağ bağlantısı olmayan yazıcıların ağ üzerinde
çıktı alınabilir hale getirilme işlemi Print
Serverlar sayesinde kolaylaştırılıyor. USB bir
yazıcının kablosuz ağ üzerinden paylaştırılmasını sağlayarak sadece USB üzerinden bağlanacağı cihaz tarafından değil tüm cihazlar
tarafından kullanımına olanak veren gelişmiş
bir yazdırma sunucusu çözümü sunan bu tarz
cihazlar kullanıcılara maliyet açısından da
uygun seçenekler sunuyor. Bunun yanı sıra
Print Server cihazı, USB yazıcının kablosuz ağ
adaptörü olarak çalışan print server yazıcıyı
ağ yazıcısı haline getirmekle kalmaz, kablosuz
bağlantı imkanı sağlaması dolayısıyla da yazıcıyı kablolama zorunluluğundan kurtararak
ofisinizin dilediğiniz noktasına yerleştirmenize olanak sağlar. USB üzerinden diğer cihazlar
ile de paylaştırabilmek için yazıcıya sürekli
bağlı bir PC olması ihtiyacını da USB yazıcıyı ağ
yazıcısına çevirerek ortadan kaldırabilirsiniz.
Son dönemde şirketlerin kullandığı bağlantı
teknolojilerinden bir tanesi de Power over Ethernet. PoE, IP tabanlı sistemlerde kullanılan
cihazların ihtiyaç duyduğu elektriği , data kablosu üzerinden almasını sağlayan teknolojinin
adıdır. Son dönemde özellikle şirketlerde bu
teknoloji fazlasıyla kullanılmaya başlandı. Bu
işlemleri gerçekleştiren cihaza da PoE Adaptörü denir. Bu teknoloji ile switch üzerinden çektiğiniz kabloyu PoE adaptörü ile birleştirerek
Access Point’in ( veya buna benzer bir cihazın)
elektrik ihtiyacını karşılayabilirsiniz. Günümüz
switch’lerinde PoE desteği bulunuyor ve kullanacağınız cihaz (Access Point veya IP Kamera )
PoE destekliyse PoE adaptörünü kullanmadan
Cat 5 veya Cat 6 ile tek kablodan hem veri hem
de elektrik sağlayarak işlemi de tamamlayabilirsiniz. PoE destekli olamayan bir switch veya
cihaza sahipseniz PoE adaptörüne ihtiyacınız
var demektir. PoE adaptörü Data in ve Data
out olarak iki girişe sahiptir. Data in olan
bölüme swich’ten gelen kabloyu bağlayıp Data
out‘a ise Access Point‘e gidecek olan kabloyu
bağlamalısınız. Bu kablonun sonu ise Access
Point‘te bulanan Enet bölümüne takılmalı. Bu
işlemlerin ardından Ethernet kablosu üzerinden elektrik iletimi sağlayabilirsiniz.
Yenilikçi Yönetime Hazır Olun
Ülke veya sektör ölçeğinde inceleme yapıldığında, yeni ortaya çıkan ve hızla gelişen teknoloji alanlarındaki ilerlemelerin, Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletme’lerin (KOBİ) yenilikçilik
yeteneğine önemli ölçüde bağlı olduğu görülmekte. Dünyanın pek çok ülkesinde, Avrupa
Birliği’nde (AB) ve OECD’de (Organisation for
Economic CoOperation and Development) KOBİ’lerin yenilikçilik yeteneğinin geliştirilmesi
için çalışmalar yapılmakta. Yeni ürün geliştirme, mühendislik ve teknoloji yönetimi, sosyal
sermaye, bilgi yönetimi, işbirlikleri, ağ yapıları
ve sayısal ekonomi konularındaki yaklaşımlar
yenilikçi firmaları diğerlerinden ayıran önemli
özellikler arasında yer alıyor. Bilgi ve İletişim
Teknolojilerini yerinde kullanan firmalar önümüzdeki günlerde yenilikçilik yönetiminde
önemli avantajlar elde edecek.
temmuz’13
41
Ali Yavuz Şahin
RÖPORTAJ
[email protected]
Eski Teknolojilere
Yatırımdan Uzak Durun
İletişim teknolojilerinin her geçen gün gelişmesi, bu ihtiyacı
karşılayacak ürünlerin daha da ön plana çıkmasına neden
oluyor. Yeni teknolojiler sayesinde şimdi gelecek daha da yakın
S
on dönemin en popüler konularından bir tanesi olan sosyal medyanın
günden güne büyümesini izliyoruz.
İnternet ağı üzerinden eriştiğimiz sosyal
medya uygulamalarına akıllı telefonlarımızdan, Tablet PC’lerimizden veya bilgisayarlarımızdan, kısacası internete bağlı olduğumuz herhangi bir cihazdan erişebilmemiz
mümkün. Peki ya internete bağlı olmadığınızı
düşünün, akıllı telefonlarımız ne kadar akıllı
olacaktı? Tablet PC’lerimizden sosyalleşebilecek miydik? Sosyal medya diye bir kavram
hayatımıza girecek miydi? Tüm bunların arka
planında bizi internete ve/veya ağa bağlayan
teknolojiler yatıyor. Bir tweet atarken veya
Facebook üzerinden bir yorum yaparken
bilmediğimiz birçok ağ donanımını kullanıyoruz. Aslında hayatımızın her alanında bize
çok yakın olsalar da, onların adını sadece satış
sitelerinde duyuyoruz.
Bu ayki kapak konusu röportajımızı uzun yıllardır teknoloji sektöründe üst düzey yönetici
pozisyonunda çalışmış ve halen TP-LINK’te
Türkiye Ülke Müdür Yardımcısı olarak görev
alan Ali Dinçer ile gerçekleştirdik.
TP-Link’in Türkiye’de ki macerasını
kısaca anlatabilir misiniz? Bu
macera ne zaman ve nasıl başladı?
TP-LINK, 2010 yılında Türkiye’de ofis açtı.
Daha önce distribütörlük kanalıyla Türkiye
pazarında yer alıyordu. 2010 sonbaharından
itibaren ise yüzde 100 yabancı sermaye ile
Türkiye’ye geldi. İlk yılımız daha çok yapılanma, iş ortaklarımızı belirleme yılı olarak geçti.
Ama bu süre içinde dahi iyi bir pazar payı elde
ettik. İkinci yılımızdan itibaren ise bulunduğumuz alanda sektör lideri haline geldik.
Distribütör aracılığıyla Türkiye pazarında yer
alırken, bu pazarın potansiyeli görüldü ve
bu nedenle Türkiye’ye yatırım kararı alındı.
Kısa süre içinde de bu öngörünün doğruluğu
ortaya çıktı.
42
temmuz’13
Ali Dinçer
TPlink, Ülke Müdür Yardımcısı
Türkiye’de ağ ürünleri satan
birçok marka bulunuyor. TPLink’in ürünlerini rakiplerinden
farklı kılan nedir?
TP-LINK, ürün gamı çok zengin olan bir
marka. Dünya genelinde kablosuz ağ pazarında bizim kadar zengin ürün çeşidi olan
başka bir marka yok. Bu, rakiplerimizden
farklılaşan önemli bir yönümüz. Tüketi-
cilere çok seçenek sunuyoruz. Ama esas
ayırıcı özelliğimiz yüksek kaliteli ürünleri,
uygun fiyatla sunabilmemiz. Bu da üretim
gücümüzden kaynaklanıyor. TP-LINK, tüm
dünyada ve Türkiye’de kaliteli ürünlerin
de uygun fiyatlı olabileceğini gösteren bir
marka. Ürünlerimizin arıza oranı ile övünebiliyoruz. Çok düşük bir arıza oranına
sahipler. Her açıdan kullanıcı dostu bir
RÖPORTAJ
markayız: Çok çeşitli ürün sunuyoruz; çok
uygun fiyat veriyoruz; kurulumlarımız çok
basit; farklı markalarla uyumlu ürünler
geliştiriyoruz ki böylece tüketiciler mevcut
yatırımlarını koruyarak yeni yatırım yapabiliyor; ürünlerimizin kullanımı çok rahat!
Bu nedenlerle tüm dünyada kablosuz ağ
pazarında tüketicilerin en çok tercih ettiği
markayız… Bağımsız araştırma kuruluşu
IDC’nin raporlarına göre TP-LINK kablosuz
ağ (WLAN) pazarında son iki yıldır (2011
ve 2012) yüzde 35’in üzerinde pazar payı
ile dünya lideri. Liderliğimizi bu yıl da
devam ettireceğiz.
Son dönemde teknoloji yatırımı
yapan firmalara (özellikle ağ
ürünleri konusunda) tavsiyeleriniz
neler?
TP-LINK olarak ilk iki yılımızda bireysel
kullanıcılara ağırlık verdik ama kurumsal çözümlerde de iddialıyız ve bu yıldan
itibaren kurumsal pazara ağırlık vermeye
başladık. Bu nedenle öncelikle kurumlara
TP-LINK’in avantajlı ürünlerinden yararlanabileceklerini belirtmek isterim.
Ağ yatırımlarında kurumsal ya da bireysel
tüm kullanıcılara en önemli tavsiyemiz,
eski teknolojilere yatırım yapmamaları
olacak. Örneğin kablosuz ürün seçerken
hızına dikkat edilmeli, cihazın alt hız sınırı
minimum 150Mbps ve gerçek 802.11n
standardı destekli olmalı. Bu hızdan daha
düşük hızlara sahip cihazlara yapılan yatırımlar beklenen performansı karşılayamayacaktır. Ayrıca artık başta tablet bilgisayarlar olmak üzere yeni nesil bilgisayarlar
kullanıyoruz ve bu ürünler 5GHz bağlantıyı
destekliyorlar. Bu nedenle ofislerde ağ
oluştururken ya da var olan ağı geliştirirken seçilen ürünlerde 5GHz desteğinin
aranmasını öneriyoruz. Böylece daha uzun
vadeli ve daha hızlı bir ağ kurabilirler.
Bir başka önerimiz ise yatırım yaparken
mutlaka fiyat/performans oranına dikkat
edilmesi; gereksiz masraftan kaçınılması
olacak. Yaygın kullanımı olan, güvenilir
markaları tercih etmeliler. Ama fiyat/
performans oranını göz ardı etmemeleri
gerekir. İyi bir marka, kaliteli bir ürün ama
maliyeti çok yüksekse, bu tüketici için bir
kayıp anlamına gelir. Yine iyi bir markanın
eşdeğer bir ürününü, daha uygun fiyata
bulabiliyorsa, tüketici tercihini bu yönde
kullanmalı. Ve marka tercihi yapılırken
ürünlerin kalitesi, arıza oranı gibi somut
verilerle irdelenmeli, garanti sürelerine
dikkat edilmeli. Daha uzun süre garanti
veren ve garanti süresi sonrasında da
ürünlerine ücretsiz destek vermeye devam
eden firmaların ürünlerinin tercih edilmesini tavsiye ediyoruz. Bu noktalara dikkat
ederek yatırım yapan kurumlar, hem daha
hızlı ve düzgün bir iletişime sahip olurlar
hem de yatırımlarını daha uzun vadeli
kullanabilirler.
Teknoloji son yıllarda fazlasıyla hızlı ilerliyor ve birçok firma yeni trendleri yakalamakta zorlanıyor. Önümüzdeki günlerde
teknoloji trendleri hangi yolda ilerleyecek?
Teknoloji hızla ilerliyor ve artık tüm cihazlar birbiriyle konuşur, bağlantılı çalışır hale
geliyor. TP-LINK, tam da bu noktada hizmet
ve ürün üretiyor. Günümüzde başlayan cihazlar arası etkileşim, önümüzdeki yıllarda
daha belirgin hale gelecek. Aklımıza gelen
her cihaz, birbiri ile etkileşim içinde ortak
bir ağ altında olacak. Bunun sonucunda da
daha hızlı bağlantıya ihtiyaç olacak. Ürünler bu gereksinime cevap vermeye başladı.
Önümüzdeki yıllarda bireysel kullanımda
şu anda Avrupa pazarında daha yüksek
satış rakamları olan powerline (elektrik
hattı üzerinden internet) çözümleri ile
router’ların artış göstermesini bekliyoruz.
Türkiye pazarında da bu iki ürün grubunda
ciddi bir sıçrama oluşarak Avrupa’daki
oranı yakalamasını bekliyoruz. Akıllı ev
konsepti altında birbiriyle iletişim halinde
olan cihazlar başta router ürünleri olmak
üzere ağ pazarını büyütecek.
Kurumsal pazarda ise daha yüksek performans sunan cihazlara yönelim olacak. Yük
dengeleyici router’lar, VPN çözümleri başta
KOBİ’ler olmak üzere kurumsal pazarda
talebi artacak ürün grupları. Ayrıca kurumsal pazarda da farklı cihazları birbirine
bağlama gereksinimi PoE (Power ower
Ethernet- Ethernet üzerinden elektrik iletimi) gibi çözümleri önplana çıkaracak.
TP-Link’in 2013 stratejileri neler?
Geçen ilk altı ayda hedeflerinizin
ne kadarını gerçekleştirdiniz?
Daha önce de belirttiğim gibi bu yıl kurumsal pazara daha ağırlık veriyoruz. Kurumlara yönelik çözümlerimizi Türkiye’de fazla
tanıtamadık. Bu yıldan itibaren kurumsal
pazarda da daha etkin olacağız. Çünkü, bireysel pazarda olduğu gibi kurumsal pazarda da tüketici lehine ürünlerimiz mevcut.
Fiyat/performans oranları bir hayli başarılı
olan bu çözümlerimiz diğer ürün gruplarımız gibi yüksek kalite standardında, kolay
kullanılabilen ürünler. Özellikle KOBİ’ler
için çok uygun çözümlerimiz var. Neredeyse hiçbir destek gerekmeden kullanılabilecek ürünler sağlıyoruz. Bu nedenle kendi
içinde BT sorumlusu/departmanı olmayan,
küçük ölçekli kurumların çok rahat kullanabileceği çözümlere sahibiz. Bu kurumlar
için ağ kurmak ve/veya büyütmek artık sorun olmayacak. Yılın ilk yarısı bizim açımızdan fevkalade iyi geçti. Pazar büyümediği
halde TP-LINK Türkiye olarak geçen yılın
aynı dönemine göre 2013’ün ilk 5 ayında
yüzde 50 büyüdük (ihaleler hariç). Üstelik
hem adet hem de ciro bazında büyüme elde
ettik. Yılbaşında hedeflediğimiz rakamlara
ulaştık, hatta üzerine çıktık. Yılın ikinci
yarısında artan bir performansla hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Çünkü Türk
tüketicisi artık TP-LINK markasını tanıyor
ve ona güveniyor. Memnun müşteri sayımız artıkça pazar payımız da artıyor. Bu
başarımızı kurumsal alana da yansıtmak en
önemli hedefimiz.
temmuz’13
43
Avşar Özgen
MAKALE
[email protected]
Organize Siber Suçlarla
Mücadele
Web sitelerinin trafiğini felç etmek ve fidye istemek yeni bir
şey değil. Siber suçlular yeni bir şantaj metodu geliştirerek
şirketleri veri tabanlarına ulaşarak kendi verileriyle trafiği
bloke etmenin peşindeler
A
rtık şirketler daha karmaşık
internet tehditlerine ile uğraşmak zorundalar. Organize siber
saldırılar karşısında BT güvenliğini sağlamak,
veri kaybını önlemek ve verileri depolamak
giderek güçleşiyor. Bizler verileri hacker’lara
kaptırmamak için dikkatli ve hazır olmak
zorundayız. Hacker’lar sürekli yeni yöntemler geliştiriyorlar ve sürekli suç becerilerini
artıyorlar. Güvenlik şirketi Proofpoint 1 milyar
elektronik postayı inceleyerek “longlining”
adı verilen yeni bir tekniğin kanıtlarına ulaştı.
Organize siber suçlar küreselleşen dünyayla
birlikte giderek artan ve kaçınılmaz olarak
toplumun internet üzerinden sosyal medya ile
tetiklediği, bilişim teknolojileri alt yapılarına
zarar veren bir oluşum. İnternetin hayatımızın
her yerinde ve yaşantımızın bir parçası olduğu
düşünülünce siber suçlara maruz kalmak hem
bireysel hem de kurumsal düzeyde sorunların
ortaya çıkmasına sebep oluyor. Hackerlerin
44
temmuz’13
yeni endüstriyel avlanma metotlarından
“longlining” ya da Türkçe karşılığı parakete
olarak adlandırılan bu yöntem çalışanlardan
habersiz kendi isimlerini içerin e-postaların
gönderilmesiyle başlıyor. Saldırıyı düzenleyen
hacker 2012 yılında 80’den fazla firmaya 135
binden fazla mesaj göndermeyi başarıyor
ve bu şirketlerde çalışan 35 bin farklı kişinin
e-posta hesaplarını kullanarak bu saldırıları
gerçekleştiriyor. Elektronik posta içerisindeki
metin linki 20 farklı web sitesine yönlendirerek istenmeyen yazılımların yüklenmesini
sağlıyor ve e-posta sunucuları üzerinde aşırı
yüklenmeye sebep oluyor.
Proofpoint’in analizinin ardından Göttingen ve
California Üniversiteleri tarafından geliştirilen
“BotFinder” adı yazılımla botnet saldırılarının yayılmasını engellemek için bir çalışma
başlatıldı. Göttinge Üniversitesinden Florian
Tegeler, veri trafiğindeki normal bilgisayarlar
ve saldırıya maruz kalmış bilgisayarın ayrımla-
rı tespit ederek sonuca ulaştıklarını ve teke tek
incelemeye gerek olmadığını söylüyor.
Siber Suçlular Neyin Peşinde?
Organize suçlular, siber suçlar sayesinde elde
ettikleri çalıntı verileri, yazılımları, teknik alt
yapı ve para aklama gibi faaliyetlerini endüstriyel ölçüde kontrol ederek, kendi kendine
işleyen bir pazar haline getirdiler. Kamu hizmetleri, elektronik ortamda saklanan veriler
ve sanal ortamdaki bankacılık faaliyetleri siber
suçlular arasında depolanıyor ya da kendi
aralarında paylaşıyorlar.
Bilişim suçları, cep ya da akıllı telefonlar
da dahil olmak üzere bilgisayar ya da diğer
bilgisayar özellikli araçlar vasıtasıyla, bilgi
iletişim teknolojileri (ICT) cihazları aracılığıyla
tam veya kısmen işlenen suçları kapsamakta.
Saf siber suçlar veya bilgisayara bağımlı suçlar
olarak adlandırılabilen bu suç sadece, bilgisayar veya diğer bilişim teknolojileri kullanımı
MAKALE
yoluyla işlenenleri kapsamaktadır. Bu durumlarda cihazlar suçun teşkil edilmesini sağladığı
gibi aynı zamanda hedefi belli eden araçları da
ortaya çıkartıyor. Örneğin, kötü amaçlı yazılım
kullanarak online banka hesabı detaylarını
toplamak, SQL saldırısı ile bir web sitesi
hacklemek ve hassas verileri çalmayı kapsıyor.
Siber etkin suçlar bilişim teknolojileri olmadan işlenen suçlar, ancak ölçek ve ulaşmak
açısından ICT kullanımı ile değiştirilebiliyor.
İngiltere’de geçtiğimiz yıl ortaya çıkan olaylar
sebebiyle, organize siber saldırılar sonucunda
veri hırsızlığı ile ticari avantaj sağlamak için
organize suçlulara fırsatlar doğdu. Siber suçlular, hükümet, iş, ideolojik veya siyasi protesto
amacıyla çeşitli kurumlara saldırılar düzenleyerek alt yapılarda önemli zararlar ortaya
çıkardı, önemli veriler istenmeyen ellere geçti.
Son dönemde hızla gelişen Bulut Bilişim teknolojisi ve veri güvenliği önemli sorunlar teşkil
ediyor. Şirketler yasal veya yasa dışı bir şekilde
barındırma şirketi ile kullanıcı arasındaki
iletişimi ve depolanan bilgiyi görüntüleyebilmekte. Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan NSA
programıyla birlikte AT&T ve Verizon birlikte
çalışarak Amerikan vatandaşları arasındaki 10
milyon telefon görüşmesini kaydetti. Bu olay
bilginin mahremiyetini savunanlarda derin bir
kuşku yarattı ve telekomünikasyon şirketlerinin elinde kullanıcı aktivitelerini gösteren çok
büyük bir güç olduğunu ortaya koydu. Birden
fazla müşteriye aynı sunucular üzerinde
hizmet sağlandığında şirketler arasında gizlilik
ihlalleri söz konusu olabiliyor. Ayrıca Bulut
hizmeti almak, Bulut sağlayıcılarına bir nevi
bağımlılığa dönüşebiliyor. Müşteri Bulut sağlayıcısını değiştirmek istediğinde sağlayıcının
elinde koz olarak kullanabileceği müşterinin
kritik bilgileri olabiliyor.
Sistemlere girişi yöntemleri arasında
ClickJacking, Flash Player, PDF Reader, Office
Zayıflıkları, Trojan, keylogger casus yazılımlar, Antivirusleri atlatma teknikleri, Local ve
Remote Exploitler ve Exploit Etmek istemci
tabanlı saldırı yöntemleri arasında yer alıyorlar. Aktif Sniffing ve Pasif Sniffing saldırılarıyla
da ağ tabanlı izlenme ve dinleme saldırıları
gerçekleştiriliyor.
Organize Siber Suçlara Karşı Nasıl
Önlem Alınmalı?
Kurumun güvenlik ihtiyaçlarını anlayan,
saldırıları öngörebilen ve siber güvenlik
konusunda doğru alanda yatırımlar yapılmalı.
Bunun içinde öncelikli olarak güvenliğin genel
çerçevesinin çizilmesi ile birlikte kurumun
envanteri, internet ortamındaki varlığının
haritasının çıkartılmasının ardından bir sızma
testi yapılmalıdır. Sızma testleri ddos, perfor-
mans testleri, kaynak kod denetimi, Linux/
UNIX, Windows sistem sıkılaştırma hizmeti,
web ve mobil uygulama güvenlik testleri,
PCI DSS danışmanlık, güvenlik ihlal ve olay
yönetimi, SCADA güvenlik testlerinden biri
olabilir. Test sonuçları kurumun siber güvenlik
risk haritasının çıkartılmasını ve yapılması
gereken güvenlik yatırımlarının en doğru
şekilde yönlendirilmesini sağlar. Bu sayede
kurum kendisine karşı yapılabilecek siber
saldırılara karşı doğrudan önlem alabilmekte
ve gereksiz geri dönüşü zayıf harcamaların
kurum bütçesini olumsuz yönde etkilemesi
önlenmektedir.
Bilgi güvenliği ihlal olaylarında erken müdahale önemli bir etkendir. Bilgilerin yetkisiz erişime karşı korunması, bilgilerin eksiksiz, tam,
tutarlı ve doğru olması ve yetkililerce ihtiyaç
duyulduğunda erişilebilir olması, zamanında
müdahale edilip gerekli önlemler alınmadığında sonuçları çok daha ciddi olabilmektedir.
Dünyanın en iyi korunan teşkilatlarından
NASA, CIA gibi kurumların veri tabanlarına
bile Internet ve benzeri ağ sistemleri sayesinde girilebildiğine göre, sıradan kendi halinde
bir işyerinin bilgisayarlarına girilebilmesi
hackerlar için çocuk oyuncağıdır. Güvenlik tehlikeleri her yerde mevcuttur ancak
yenilenebilir ve yapılacak güncellemeler hem
maliyet hem de süreklilik açısından tehditlerin
ortadan kaldırılmasına olanak sağlar.
Virüslere Nasıl Karşı Koyulur?
Bilgisayar sistemlerini verimsiz, yavaş veya
hatalı çalıştıran virüsler ağ yoluyla ya da
sürücüler üzerinden hem bilgisayarı hem de
sistemi tehdit eder. Virüslere karşı koymamanın en etkili yolu, güncellenebilir anti-virüs
programı kullanmaktır. Firewall ise sadece
virüsler değil, Internet´ten bilgisayarınıza
gönderilebilecek ve yaptığınız tüm işlemleri
kaydeden casus yazılımları ya da bilgisayarınıza ciddi olarak zarar verebilecek, ofis ağınızı
kullanılmaz hale getirebilecek solucan gibi
yazılımlara karşı duvar işlevi görür. Dışarıdan
gelebilecek ya da içeride bulunabilecek kötü
niyetli kişilere yönelik, bilgisayarlara sürücü
aracılığıyla yüklenebilecek veya çalınabilecek
veriler için merkezi sistem üzerinden denetleme yapılmalı ve USB, CD, Disket gibi araçların
kullanımı kontrol edilmelidir. Sürücülerin
sistem üzerinden kontrol edilmesiyle devre
dışı bırakılması olası bir güvenlik açığını önlemeye yetecektir. Ofis içerisinde çalışanlara ait
bilgisayarların yetkilendirilmesi, bilgisayarları
sadece yetkili olan ofis çalışanları tarafından
kullanması, çalışanların veri tabanlarına
girmesini önlemek için etkili bir yöntemdir.
Bilgisayardan girilecek ve ofisle ya da yapılan
işle ilgili önemli bilgilerin yetkililerce kontrol
altında bulunması için prosedür ve talimatlar
net olarak belirlenmelidir.
Yetersiz uzmanlık ve maliyet baskıları
nedeniyle en büyük engeller güvenlik
sistemleridir. Siber suçluların yalnızca
%5’inin yakalanabildiği ve mahkum edildiği tahmin edilmektedir. Web üzerindeki
açıkları kullanan hackerların, işlenen suç
ile suçlu arasındaki bağlantıyı kurabilmek
ve ispatlamak oldukça zor bir süreç.
temmuz’13
45
Hasan Uğur Nayır
MAKALE
[email protected]
Küçük İşletmelerin
Bulut Bilişim Macerası
Yeni olan ve yararlı olduğu öne sürülen her şeye, önyargılı
bakmak yaratılışımızdan kaynaklanıyor. Bu duruma en iyi
örneklerden bir tanesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin
Bulut Bilişime önyargıyla bakması gösterilebilir
T
ürkçe’ de Bulut Teknoloji veya Bulut
Bilişim olarak adlandırabileceğimiz
Cloud Computing, iş ve teknoloji
dünyasında en çok kullanılan terimlerden bir
tanesi haline gelmiş durumda. Hal böyle olsa
da, Bulut Bilişim servis sağlayıcıları sundukları
hizmetleri anlatmakta oldukça zorlanıyor.
Cihazların internete bağlı olması, verilerin
Bulut Bilişim teknolojisi sayesinde bölgeden
bağımsız bulundurulması, harcadığın kadar
öde mantığı, işin işine girdikçe kullanıcıların
kafası karışmakla kalmıyor tam anlamıyla bu
yeni ve yararlı hizmete kendisini kapatıyor.
Bulut Bilişim genel anlamıyla çevrim içi bilgi
dağılımı olarak tanımlanıyor. Bu işle ilgilenen kişiler ise Bulut Bilişimi, cihazlar veya
uygulamalar arasında ortak bilgi paylaşımını
sağlayan gelen yapı olarak açıklıyor. Bulut
Bilişim teknolojisi birçok kişinin düşüncesinin
aksine bir ürün değil hizmet olarak karşımıza
çıkıyor. Geçmiş dönemlerde kurumların sıkça
kullandığı bu teknoloji son dönemde son
kullanıcılar tarafından da kullanılmaya başladı.
Bulut Bilişim servisleri üzerinden verilen
hizmetler bir depolama servisi veya uygulama
paylaşımı olarak karşımıza çıkabiliyor. Tabii
ki son kullanıcılara sunulan bu servisler buz
dağının sadece görünen yüzü. Buz dağının görünmeyen bölümünde ise kurumlara sunulan
hizmetleri içeriden dev bir bölüm var. Bu tarz
Bulut Bilişim hizmeti farklı yapılarda farklı
amaçlar için kullanılabiliyor.
Bulut teknolojisinin kullanıcılara rahatlık ve
hız sağladığını belirtmeliyiz. Bulut Bilişim
hizmeti işletmeler için uygulamalar, altyapı
ve diğer kaynakların kullanımında başarılı
bir araç olarak tanınıyor. Özellikle küçük işletmeler için düşük maliyetli bir kurtarıcı olarak
nitelendiriliyor. Gelişmiş performansına göre
düşük donanım ve yazılım maliyeti en büyük
avantajlarından biri.
Bulut Bilişim birçok büyük firma tarafından
46
temmuz’13
tercih edilirken, küçük işletmelerin bazıları iş
süreçlerini buluta taşıma hakkında tereddütlü.
Bu yazımızda küçük işletmelerin bulut bilişimle ilgili bazı önyargılarını ele alacağız.
Yedekleme, Depolama ve
Bağlantı
Bulut Bilişim hizmetlerinin düşük maliyeti dışında, en yararlı özelliklerinden biri depolama
ve yedekleme konusunu da içerisinde barındırması. Online depolama, yerel bir depolamadan daha ucuz ve daha kolay yapılandırılabiliyor. Ancak bazı küçük işletmeler ise bu konuda
tereddütteler ve geleneksel düşünceden
yanalar. İşletme sahipleri şimdilik çevrimiçi
depolama konusunda temkinli davranıyor.
Ağa bağlı depolama konusunda hizmet sağlayıcılardan biri olan Drobo bu konuda küçük
işletmeler için bir araştırma yapmış durumda.
Yapılan araştırma sonucunda elde edilen
bulgular ise küçük işletmelerden neden Bulut
Bilişim kullanılmadığının altını çiziyor.
Birçok küçük işletmenin Bulut Bilişim hizmeti
alamamasındaki en büyük engel bant genişliği
sınırlaması. Amerika’daki sonuçlara bakarsak
büyük kentsel alanlarda yüksek hızlı bant
genişliği kullanılabilirken, bazı kırsal alanlarda
ise yüksek hızlı bant genişliği halen yok. Bulut
Bilişimin en gerek duyduğu konu ise yüksek
hızda internet veya ağ bağlantısı. Bu konuda
MAKALE
Türkiye’de fiber bağlantı örnek gösterilebilir.
Yeni yerleşim yerlerinde fiber altyapı döşenirken eski yerleşim yerlerinde bu bağlantı kullanımı sınırlı sayıda kalıyor. Küçük işletmeler bu
açıdan bulut yedekleme/depolama, verilere
ulaşma konusunda sıkıntı çekebiliyorlar. Hızlı
geniş bandın kullanılmaması veya bu imkana
sahip olmayan küçük işletmelerin, daha
ucuz maliyetle ulaşabilecekleri Bulut Bilişim
hizmetleri yerine farklı çözümlere başvurması
normal.
Eğer Bulut Bilişim hizmeti alacaksanız devamlı
ve hızlı internet bağlantısı en önemli konulardan bir tanesi. Zira internet bağlantısındaki
problemler buluta ulaşmadaki en büyük engel
oluyor. İnternet servis sağlayıcısının sunduğu alt yapı ve bu alt yapının ne kadar iyi bir
hizmet sunduğu büyük ve küçük işletmeleri,
kişisel kullanıcıları herkesi kapsıyor. Bu açıdan
küçük yerel bir işletmenin bulunduğu yerde
eğer internet alt yapısı kötüyse bulut servisini
kullanmaması yanlış değil.
Bulut Bilişimdeki Güvenlikle
İlgili Korkular
Kişisel olarak kullanılan bazı Bulut Bilişim
hizmetleri için kullanıcıların güvenlik kaygısı
olmayabilir. Sadece ufak tefek dokümanlar için
ya da daha basit önemsiz bazı belgelere kolayca ulaşmak isteyen bazı kullanıcılar bunlara
en iyi örnek. Ama durum şirket tarafına geldiğinde işlerin değiştiğini görüyoruz. Şirketlerin
önemli ve gizli verileri açısından Bulut Bilişim
hizmetinin güvenliği, bu konudaki en önemli
noktalardan bir tanesi.
Buluta yüklenen veriler bir sunucu içinde dururken, başka bir sunucuda da yer alabilir. Bu
konuda verilerin birer veya ikişer kopyası olabilir. Bu tamamen aldığınız hizmetin türüne ve
hizmeti sunan firmanın yapısına göre farklılık
gösterir. Tabii ki Bulut Bilişim bulut hizmetini
sağlayan firmanın güvenlik sistemleri olmak
zorunda. Genel olarak şimdiye kadar sunulan
Bulut Bilişim Hizmetlerine baktığımızda
güvenlik konusunda en iyisini sunduklarını
söyleyebiliriz. Ancak bazı küçük işletmeler
yine de bu konuya tereddütle bakıyor.
Hemen belirtelim endişeli bir durum yok.
Bulut Bilişim küçük işletmeler için ekonomik
yönden oldukça faydalı. Maliyet konusunda
yarar sağlayan Bulut Bilişimle ilgili olarak bazı
küçük işletmeler veri erişilebilirliği, bütünlük,
gizlilik ve taşınabilirlik konusunda kaygılı bir
duruşa sahip. Ancak bu güvenlik kaygıları ise
ekonomik yönden kazançlı olacakları Bulut
Bilişim konusunda zarar sağlıyor. Bu konuda
Bulut Hizmeti sağlayan firmaların geçmişleri,
sabıkaları, hizmetleri konusundaki detayları
küçük yerel işletmeler açısından daha da
önemli bir pozisyona getiriyor. Bulut hizmeti
sağlayan firmaların bu konulardaki stratejisi
küçük işletmelerin güvenlik konusundaki
ön yargılarını ortadan kaldırabilecek önemli
noktalardan bir tanesi.
Yeni Sisteme Geçmekteki
Zorluklar
Bazı küçük işletmelerde olan kaygılardan bir
tanesi ise yeni sisteme geçince yaşanabilecek
olan sorunlar. Oturmuş, alışılmış bir sistemden
yeni bir sisteme geçmek zor olabiliyor. Yeni
sistemin eksiklikleri olabilse de söz konusu
durum Bulut Bilişim olunca devreye gene
Bulut Servis Sağlayıcıları ve sundukları uygulamalar giriyor.
Bulut Servis Sağlayıcıları müşterilerine en iyi
hizmeti vermek, daha fazla müşteriye hitap
etmek için farklı hizmetler sunuyor. Küçük
işletmelerin işlerini daha çok kolaylaştıracak
uygulamaları sunan Bulut Bilişim Hizmetlerine birçok örnek verilebilir. Burada en önemli
kısım ise yine bulut servis sağlayıcısının en
iyi hizmeti vermesi. Eğer servis sağlayıcısı
deneyimli bir operatör değilse, gerekli bakım
yapılmazsa ve özen gösterilmezse, küçük işletme olan müşteriler konusunda kayıp yaşayabilir. Hatta yapılan hatalar veri kaybına sebep
olursa, bu servis sağlayıcısının batmasına bile
neden olabilir.
Bulut Bilişim iş hayatına iyice yerleşmiş durumda. Kolay kullanımı, esnekliği ve hızlılığı
ile birçok işletme tarafından tercih ediliyor.
Tabii ki bulut servis sağlayıcısının da deneyimli ve işini en iyi yapan bir firma olması
da faktörlerin en başında geliyor. Yazının
başında da değindiğimiz bazı küçük işletme
kaygı ve tereddütleri önümüzdeki günlerde
ortadan kalkacak. Fakat öncelikle düşük
bant hızı, devamlı internet bağlantısının olmaması, deneyimsiz servis operatörleri gibi
faktörlerinde çözüme kavuşturulması şart.
Sonuç olarak internetin iyice yayıldığı, teknolojinin her geçen gün daha da geliştiği bir
dönemdeyiz. Teknoloji insan hayatını iyice
kolaylaştırıyor. Bu kolaylaştırma hem kişisel
olarak hem de toplumsal olarak yaşam tarzımıza yansımış durumda. Bulut Bilişim’de
bu gelişmelerden bir tanesi. Bulut servis
sağlayıcılarının özel hizmetleri, internet
bağlantısının en iyi şekilde her yere yaygın
olarak kullanılması, yeni sistem olarak Bulut
Servisinin en az hata ile sunulabilmesi,
büyük küçük birçok işletmeyi kendisine
çekecektir. Ama bu konuda atılan geri
adımlar veya olumsuz koşullar ise ne yazık ki
Bulut Bilişimle ilgili bazı kaygıları göz önüne
tutmaya devam edecektir.
temmuz’13
47
Avşar Özgen
MAKALE
[email protected]
Telefonda Konuşurken 30 Boğaz
Köprüsü Parası Harcadık
Türkiye’de son 5 yılda telefonla konuşmaya, İstanbul
Boğazı’na 30 köprü yapılabilecek kadar para harcandı
T
ürk insanı telefonla konuşmayı
o kadar seviyor ki, son beş yılda
telefon görüşmelerine milyar
dolarlar harcadığımız ortaya çıktı. Geçen
yıl aylık kişi başı konuşma ve kısa mesajda Avrupa birincisi olan Türkiye’de Türk
Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea’nın
son beş yıl itibarıyla net satış gelirleri
toplamı 109 milyar lirayı buldu. İstanbul
Boğazı’na yapımına başlanan 3. Köprü’nün
tahmini maliyetinin 2 milyar dolar olduğu
göz önüne alındığında, Boğaz’a 30 köprü
yapılabilecek kadar para, beş yılda “Alo”ya
harcanmış oldu.
Geçen yılın ikinci çeyreğinde kişi başına ortalama aylık mobil telefonla konuşma süresi
ve kısa mesaj sayısında Avrupa birinciliğine yükselen Türkiye, 2012’yi de kişi başı
291 dakika ortalama aylık mobil telefonla
48
temmuz’13
konuşma süresi ve toplam 175 milyar kısa
mesajla Avrupa’nın zirvesinde tamamladı.
Telefon sayısı ve konuşma sürelerindeki
artış, tüketicilerin faturalarına, dolayısıyla
telekomünikasyon şirketlerinin gelirlerine
de yansıdı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
(BTK) verilerine göre, Türk Telekom,
Turkcell, Vodafone ve Avea’nın son beş yıl
itibarıyla net satış gelirleri toplamı 109
milyar lirayı buldu. Bu şirketlerin 2008
yılında 20,4 milyar lira olan net satış gelirleri, 2009’da yüzde 1,7 artarak 20,7 milyar
liraya çıktı. Şirketlerin, 2010’da 21,2 milyar
lira olan toplam net satış gelirleri, 2011’de
yüzde 5,6 artışla 22,4 milyar lirayı buldu.
Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea,
geçen yıl ise 24,4 milyar lira net satış geliri
elde etti.
Böylece Türk Telekom ve mobil işletmecilerin son 5 yıldaki net satış gelirleri toplamı
109 milyar lirayı buldu. Bir başka ifadeyle
son 5 yılda telefonla konuşma, kısa mesaj
ve veri aktarımı için 109 milyar lira harcandı. İstanbul Boğazı’na yapımına başlanan 3.
Köprü’nün tahmini maliyetinin 2 milyar dolar (3 milyar 628 bin lira) olduğu göz önüne
alındığında, Boğaz’a 30 köprü yapılabilecek
kadar para, beş yılda telefonda konuşmaya
harcanmış oldu.
Türk Telekom’un Geliri Düştü
Mobil Operatörlerin Arttı
Telekomünikasyon sektöründe son beş
yılda en fazla net satış gelirini, toplam 40
milyar 949 milyon 347 bin 36 lira ile Turkcell elde ederken, ikinci sırayı 37 milyar
403 milyon 310 bin 877 lira net satış geli-
MAKALE
BTK Başkanı Tayfun Acarer:
“Türkiye’de toplam 68 milyon mobil
abone var. Her bir mobil işletmecinin
abone sayısı birçok ülkenin toplam
abone sayısından daha fazla. Ayrıca,
bizdeki aboneler, numara taşıma
sisteminin iyi çalışması ve ara bağlantı
ücretlerindeki düşüşler nedeniyle
kullanmadıkları numaralara sahip
olmayan gerçek kullanıcılardır. Dolayısı
ile konuşma, SMS trafiğinde ve
internet kullanım sürelerinde hep üst
sıralarda yer alıyoruz. İşletmeciler,
kar etmenin yanında yatırımlarını
da artırıyorlar. Bu çok önemli.
riyle Türk Telekom aldı. Söz konusu süreçte
Vodafone, 17 milyar 27 milyon 519 bin 37
lira, Avea da 13 milyar 258 milyon 736 bin
222 lira net satış geliri elde etti.
Yıllar itibarıyla Türk Telekom’un net satış
gelirlerinde düşüş gözlenirken, Turkcell,
Vodafone ve Avea gelirlerini artırdı. Türk
Telekom’un 2008 yılında elde ettiği yaklaşık
7,73 milyar liralık net satış geliri, 2012 sonu
itibariyle yüzde 6,2 azalışla 7,25 milyar
liraya geriledi. Buna karşılık 2008’e oranla
Turkcell net satış gelirlerini yüzde 10,7, Vodafone yüzde 77, Avea’da yüzde 76 artırdı.
Turkcell’in 2008’de elde ettiği 7,87 milyar
liralık net satış geliri 2012 sonu itibarıyla
8,72 milyar liraya, Vodafone’un 2,77 milyar
liralık net satış geliri 4,91 milyar liraya,
Avea’nın 1,97 milyar liralık net satış geliri
de 3,47 milyar liraya yükseldi.
En Fazla Yatırımı Türk Telekom
Yaptı
Türk Telekom ve mobil işletmeciler, son beş
yılda yaklaşık 20,5 milyar liralık yatırım
yaptı. Söz konusu süreçte en fazla yatırım yapan şirket, 6,5 milyar lira ile Türk
Telekom oldu. Turkcell yaklaşık 5 milyar,
Vodafone 4,4 milyar, Avea ise 4,6 milyar lira
yatırım gerçekleştirdi.
Avrupa’nın Cep Telefonuyla En
Çok Konuşan Milletiyiz
BTK’nın bu verileriyle Türkiye, abone başına 319 dakika aylık konuşma ortalamasıyla
en çok cep telefonu kullanan Avrupa ülkesi
de oluyor. Türk insanı hem cep telefonuyla
konuşmayı hem de cep telefonlarını sık sık
yenilemeyi çok seviyor. Türkiye’deki cep telefonu operatörleri de sürekli yeniledikleri
konuşma, SMS ve internet paketi kampan-
yalarıyla Avrupa’daki bu yerimizi daha da
perçinleyecek gibi görünüyor.
Geride bıraktığımız ay açıklanan Google’ın
internet ekonomisi raporu da Türkiye’nin
interneti ve cep’ten konuşmayı çok sevdiğini bir kez daha ortaya koydu. BTK’nın 2012
Mobil İletişim Raporu’nun da desteklediği
sonuçlara göre Türkiye, aylık 319 dakikayla
Avrupa’nın en çok konuşan ülkesi. Google’ın
raporu da internette geçirdiğimiz sürenin
gelişmiş ülkelerin çok üstünde olduğunu
ortaya koydu. Ancak kullanım oranı henüz
düşük seviyelerde. Avrupa’da yüzde 71
olan hanebaşı internet kullanım oranı,
Türkiye’de yüzde 47.2. Haftalık internet
kullanım süresinde ise Türkiye 38 saatle
İngiltere (26), Fransa (24) ve Almanya’nın
(20) önüne geçti.
Mobil İnternet Kullanımı da Arttı
Öte yandan, BTK’nın 2011 ile 2012 raporları, geride bıraktığımız ay Madreport’ta
karşılaştırıldı. BTK’nın, 2011 ve 2012
dördüncü çeyrek raporlarının karşılaştırıldığı Madreport’ta bir sene içerisinde
yaşanan gelişmelere yer verildi. 2011’de
mobil internet kullanıcı sayısı 6 milyon 454
bin 801 iken yüzde 88 artarak 2012’de 12
milyon 161 bin 900’e yükseldi. 3G abone
sayısı 2011’de 31 milyon 375 bin 507 iken
2012’de yüzde 33 artarak 41 milyon 798
bin 432’ye ulaştı.
Mobil internet kullanım miktarı yüzde 106
artarak 21 bin 590 Tbyte’a çıktı. 2011’de
3,944 milyon olan faturalı mobil genişbant
abone sayısı 2012 yılında yüzde 84 artarak
7,252 milyona yükseldi. Ön ödemeli mobil
genişbant abone sayısı yüzde 96 artış
göstererek 2 milyon 511 binden, 2012’de 4
milyon 910 bine çıktı.
Özellikle altyapının, bu kadar yoğun
kullanımın olduğu bir ülkede sürekli
iyileştirilmemesi, hizmet kalitesini
düşürür, kullanıcının ihtiyacını
karşılayamaz hale getirir. Özellikle
veri trafiği katlayarak artmaktadır. Bu
nedenle, işletmecilerin yatırımlarının
artması önemli. Kullanıcıların, kullanım
miktarlarındaki bu artışlar karşısında
ödedikleri faturalar, 8-10 sene
öncesine göre ARPU değerleri düştüğü
için daha düşüktür. Bu da zaten
kullanımı artıran etkenlerden biridir.”
Madreport’un bu çeyrekte yayınladığı
konular arasında global ve Türk mobil oyun
sektörü araştırması ve Türk oyun sektörünün önde gelen şirketlerinin görüşlerine
yer verilirken, uygulama geliştirme dilinin
seçimine, Türkiye Bankalar Birliği 20112012 raporlarında yer alan mobil bankacılık istatistikleri karşılaştırmasına, müzik
kategorisindeki uygulamaların gidişatına,
MessageMe ve WhatsApp karşılaştırması
gibi gerek akıllı telefon ve tablet kullanıcılarını gerekse sektörü ilgilendiren birçok
konu yer alıyor.
Türkiye’de akıllı telefon
kullanım oranı yüzde 19
Geçtiğimiz haftalarda ünlü araştırma şirketi
Nielsen tarafından yayınlanan ‘Mobil Tüketici: Küresel Bakış’ isimli rapor ise mobil
cihazların kullanımı hakkında önemli bilgiler içeriyor. Türkiye ile birlikte toplam 10
ülkeyi kapsayan raporda mobil cihaz kullanım tercihlerinin gelir düzeyi ile doğrudan
orantılı olduğu görülüyor. ABD, İngiltere,
Güney Kore gibi gelişmiş ülkelerdeki akıllı
telefon (Smartphone) kullanım oranı yüzde
50’leri çoktan geçmiş durumda. Gelişmekte olan Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi
ülkelerde ise bu oran yüzde 50’nin altında.
Akıllı telefon özelliğine sahip olmayan temel özelliklere sahip cep telefonu (Feature
Phone) kullanım oranı Hindistan’da yüzde
80, Rusya’da yüzde 51, Türkiye’de ise yüzde
61 olarak açıklandı. Akıllı telefon olarak
kabul edilmeyen ancak multimedya özelliklere sahip telefon (Multimedia Phone)
kullanımı, araştırma yapılan 10 ülkenin
8’inde yüzde 10 seviyelerinde iken bu oran
Türkiye’de yüzde 20, Brezilya’da ise yüzde
21 seviyesine yükseliyor.
temmuz’13
49
Avşar Özgen
ÖZEL DOSYA
ÖZEL DOSYA
[email protected]
Geleceğimize
Yön Verecek Cihazlar
Bilgi akışının kalbi, işletmelerin veri güvenliği ve paylaşımı
konusundaki yegane dostu sunucular günden güne gelişmeye
devam ediyor. Peki, bu cihazların önemi yeteri kadar göz önün
de bulunduruluyor mu?
‘ın katkılarıyla hazırlanmıştır.
S
unucu herhangi bir ağ yapılandırması üzerinde ( bu ağ internet
veya şirketlerin lokal ağı olabilir)
bir veriyi kullanıcılara, tanımlanan başka
sunuculara veya sistemlere aktaran aynı
zamanda bu verileri paylaştıran ve dağıtan
donanım ile birlikte yazılımlardan oluşan
sistem bütünlüğüne verilen genel isimdir.
Tüm bunları herhangi bir bilgisayarda da
yapılabilir, peki ya sunucunun farkı nedir?
Bir sunucuyu kişisel bir bilgisayardan ayıran
temel özellik ağa bağlı olmasıdır. Kişisel
bilgisayarda ağa bağlı olabilir fakat ağa bağlı
olmadığı zamanlarda istediğiniz uygulamaları
üzerinde çalıştırmanın mümkündür. Sunucu
da ise işler tamamen farklı. Sunucular ağa
bağlı olmadıklarında çalışmaları gerekmeyen
50
temmuz’13
birer bilgisayardı. Tamamen ağa bağımlıdırlar
ve üzerindeki uygulamaların hemen hemen
hepsi ağ üzerinden başka sistemleri erişilmesi
için yapılandırılmış ve kesintisi halinde size
para kaybettirecek sistemlerdir. Bunun yanı
sıra sunucular 7/24 hizmet verecek şekilde
yapılandırılmışlardır. Normal sistemlerin
günlük çalışma saati 10 – 12 saati geçmezken
sunucular birkaç yıl yeniden başlatılmadan
çalışmak için tasarlanırlar. Tabii ki sunucu
deyinde aklınıza donanımsal açıdan üstün bir
sistem aklınıza geliyor olabilir. Bu bir bakıma
doğru bir tanımlama, fakat sunucu üzerindeki
uygulamalar olmaksızın donanımın bir anlamı
olmaz. Bir sunucu donanım ve yazılımlardan
oluşan bir sistemdir ve donanımların hem
kendi arasında hem de yazılımlarla sorunsuz
bir şekilde çalışması ve sunucunun türüne
göre performans göstermesi beklenir.
Neden Sunuculara İhtiyacımız
Var?
Sunuculara olan ihtiyaç ağ sistemlerinin ilk
kullanılmaya başladığı günden bu yana sürüyor. Şöyle bir düşünün günümüzce sıkça kullandığımız internet üzerinde dahi milyonlarca
sunucu bulunmakta. 2011 yılında yapılan
araştırmaya göre sadece Google’ın dünyada
900.000 adetin üzerinde sunucusu bulunuyor.
Google’ı Microsoft takip ediyor. Microsoft’unda
dünya üzerinde 520.000’in üzerinde sunucusu
var. Listenin üçüncü sırasında ise HP/EDS
yer alıyor. Bu firmalarında toplamda dünya
genelinde 380.000’in üzerinde sunucusu bu-
ÖZEL DOSYA
lunmakta. Bu sunucular yaptıkları işlere göre
farklılık gösteriyorlar. Sunucuların üzerinde
çalıştırdığımız programlar istediğimiz türde
veri akışını sağlayarak bizlere yaptığımız iş
çerçevesinde yardımcı olmak için yapılandırılıyor.
Günümüzde bir bilgisayarın olmadığı işletme
nerdeyse yok. Eğer işletmenin boyutu küçük
çaplı değilse bu işletmenin kullandığı en az
bir sunucu buluyor. Sunucular vasıtasıyla
işletmeler bilgilerini merkezi bir veya biden
fazla noktada saklayabiliyorlar. Bu bilgilerde
yine sunucular vasıtasıyla istenilen terminal
veya sistemlere doğrudan veya dolaylı olarak
yönlendirilebiliyor. Bu tarz bir işletmede
çalışıyorsanız ağınızın tam merkezinde
sunucunuz veya sunucularınız yer alacaktır.
Merkez kavramını mesafe olarak düşünmeyin.
Ağ yapılarında mesafe gözetmeksizin hareket
edilebiliyor.
Günümüzde kullanılan sunucu türlerine baktığımızda karşımıza uzunca bir liste çıkıyor.
Bu ı uygulama sunucuları, katalog sunucuları, iletişim sunucuları, hesap sunucuları,
veritabanı sunucusu, faks sunucuları, bulut
sunucuları, dosya sunucuları, oyun sunucuları ve mobil sunucuları. Gördüğünüz gibi
nerdeyse teknolojiyi kullandığımız her alanda
sunucuları kullanıyoruz. Sunucu ihtiyacımız en
basit bir bankacılık işleminde bile hat safhada
yer alıyor.
Sunucular Donanım Özelliklerine
Göre İsimlendiriliyor
Genel olarak sunucuları üç farklı kategoride
toplayabiliriz. Bunlar Rack Mounted sunucular,
Blade sunucular ve masaüstü bilgisayarlara
benzer yapıdaki standart sunucular. Günümüzde en çok kullanılan sunucular arasında
yer alan Rack Mounted sunucular az yer
kaplamasıyla öne çıkıyor ve bu tarz sunuculara özel olarak geliştirilmiş raf sistemleri içerisinde çalıştırılıyorlar. Bu raf sistemleri Rack
Mounted sunucuların kesintisiz performans
ağlaması için üretiliyor ve geliştiriliyorlar.
Rack Mounted sunucular 1U, 2U, 4U gibi
ifadelerle tanımlanıyor. 1U’da yer alan U harfi
Unit’in kısaltması. Unit ise Türkçede Ünite
anlamına geliyor. 1U, 2U, 4U’nun anlamı da 1
ünite, 2 ünite ve 4 ünite kasa anlamında kullanılıyor. 1U ve 2U kasalar ufak yapıda oldukları
için gelecekte kullanıcılara güncelleme için
sorun yaratabiliyorlar. Bu yüzden genellikle
3U’dan başlayan kasalar tercih ediliyor. Rack
Mounted sunucuların içerisinde yer aldığı raf
sistemi 42U’ya kadar destek sunuyor. 1U’yu
1 birim kabul edersek tek bir Rack Mounted
rafı 42 birim desteğe sahip. Bu tarz sunucular
genellikle orta ve büyük işletmelerin ihtiyaçla-
rını karşılamak için kullanılıyor. Datacenter’lar
tarafından da az yer kapladığı için tercih
edilen bu sunucu türü fiyat açısından standart
sunuculara göre biraz maliyetli.
Teknoloji Sunucular Üzerinden
Dağılıyor
Yukarıda da belirttiğimiz gibi dünya üzerinde
milyonlarca sunucu var bu sunucuların çoğu
internet üzerinde faal olarak kullanılıyor.
Her ne kadar işlemeler sunucularını kendi
özel ağları üzerinde yapılandırmak istese de
gelişen ve yenilen teknoloji buna izin vermiyor.
Kullanıcılar mobil cihazları üzerinden de
verilerine ulaşmak istiyor ve bu durum sunucuların internet üzerinden erişebilir olmasına
neden oluyor. İnternet üzerinden erişim ise
büyük güvenlik açıklarına yol açabiliyor. Teknolojiyi her yerde kullandığımız günümüzde
sunucular sayesinde teknolojinin nimetlerinden faydalansak da güvenlik konusunda
atmamız gereken birçok adım var. Özellikle bu
tarz yatırım yapan şirketlerin bilgi güvenliğini
yatırımlarının ilk sırasına oturtması gerekli.
Yapılan araştırmalara baktığımızda 2012 –
2017 yılları arasında Global IP trafiğinin (
sabit ve mobil) üç katına çıkacağını ve yıllık
1.4 zetabite (yılda bir trilyon gigabitten fazla)
olacağını öngörülüyor. 2012 yılında toplam
2,3 milyar internet kullanıcısı vardı ve bu
rakam dünya nüfusunun (7,2 milyar) yüzde
32’sine denk geliyordu. Tabii ki önümüzdeki
günlerde gerçekleşecek bu büyük artış sunucu
sayısını da olumlu yönde etkileyecek. Hatta
cihazların internet üzerine yaptıkları bağlantı
konusundaki araştırma önümüzdeki günler
için bizlere daha fazla ışık tutabilir. Global ağ
bağlantısı (sabit/mobil kişisel cihazlar, M2M
bağlantılar ) 2012 -2017 yılları arasında 12
milyardan 19 milyara çıkacak. Tüm bu olumlu
öngörüler gelişen teknolojinin bir artısı olarak
yansıtılıyor. Kullanılan teknolojiler sunucular
üzerinden dağıtıldığı için, sunucular performans dışında insanlara teknoloji dağıtan
cihazlar olarak da karşımıza çıkıyor.
Popüler Sunucu Türleri
Dünya genelinde kullanılan internet ağın
yaygınlaşmasıyla birlikte sunucuların önemi
bir kat daha arttı. Artık kurumlar verilerine
veya istedikleri kurumsal işlemlere internetin
bağlı olduğu her yerden ulaşabiliyorlar. Bu
durum sunucu türlerinin de çeşitlenmesine ve
gelişmesine neden oldu. İsterseniz günümüzde popüler olarak kullanılan sunucu türlerine
ve işlevlerine kısaca göz atalım.
Donanım bazında düşündüğünüzde sunucuların hemen hemen hepsi işlevsel açıdan
birbirine benzer. Sunucuları donanımsal özelliklerinin dışında birbirinden ayıran özelliklerin başında üzerindeki uygulamalar geliyor.
Sunucu üzerindeki uygulamalar sunucunun
yapacağı işleri belirleyen temel taşlarının
başında geliyor. Günümüzde en çok kullanılan
sunucu türlerinin başında Web sunucuları
var. Bu sunucular internetin yaygınlaşmasıyla
birlikte kullanıcılara Web hizmetlerini sunmak
için tasarlanıyorlar. Bu sunucular üzerinde
http protokolünden tutun da VOIP ve FTP’ye
kadar birçok uygulama çalıştırılabiliyor. Bir
diğer sunucu türü de Uygulama sunucuları. Bu
sunucular genellikle kurumlara hizmet veren
sunucular ve üzerlerinde web tabanlı hemen
hemen her türlü uygulamanın yanı sıra oyun
temmuz’13
51
ÖZEL DOSYA
Öncelikler, Sorunlar ve Beklentilere
Karşı Entegre Bilişim Çözümleri
1990’ların başından günümüze, bilişim teknolojilerinin çok hızlı bir
şekilde tüm üretim ve iş süreçlerinde yaygın olarak kullanılması ve
iletişim olanaklarının bunlara paralel olarak geometrik şekilde artması;
tüm endüstrilerde değişen iş modelleri, hızlanan süreçler, ürün/hizmetlerin artan rekabet nedeni ile daha hızlı kullanıma sunulması zorunluluğu buna bağlı tüm kaynakların çok daha etkin şekilde planlanması
zorunluluğu sonuçlarını doğurmuştur.
Günümüzde yaşanmakta olan iş katmanındaki öncelik ve sorun alanları
aşağıda belirtildiği şekilde sınıflandırılabilir;
- İnovasyonun arttırılması
- Yeni pazarların yaratılması
- Müşteri memnuniyetinin arttırılması
- Maliyet avantajının arttırılması
- Hızlı karar alabilme ve uygulayabilme
Yukarıda belirtilen iş öncelikleri ve sorun alanlarına karşın bilişim
katmanında ise aşağıda belirtilen sorun alanları yer almaktadır;
- Mevcut veri merkezlerindeki karmaşa
- Toplam bilişim verimliliğinin arttırılması
- İlk alım ve işletim maliyetlerinin azaltılması
- İdame maliyetleri ve idameye ayrılan kaynakların azaltılması
- Var olan kaynakların sistemin idamesi yerine işe odaklı inovasyona
kaydırılması
- İş sürekliliğinin sağlanması (sunulmakta olan servislerde kesinti,
güvenlik açıkları)
- Entegrasyon riskinin ortadan kaldırılması veya ciddi oranda azaltılması
Her iki katmanda yer alan öncelikler ve sorunlar arasında mevcut
bilişim teknolojilerinin kısıtları, büyük hızla artan uygulama sayısı, uygulamaya konulan çözümlerdeki yönetilmesi gereken bileşenlerin ve bu
bileşenleri üreten üreticilerin sayısı, uyulması zorunlu olan standartlar
ve kurallar göz önüne alındığında gittikçe artan ve kapatılması gittikçe
zorlaşan bir aralık oluşmaktadır.
Genel olarak yukarıda tanımlanan aralığın kapatılması amacıyla temel
olarak aşağıda belirtilen teknoloji eğilimlerinin tüm endüstrilerde artan
oranda kabul gördüğü gözlenmektedir;
- Teknoloji yenileme, yüksek oranda atıl kaynakların etkin kullanımı için
konsolidasyon ve sanallaştırma – Yüksek işlem gücüne sahip bütünleşik
ve esnek sanallaştırma, hızlı onay süreci ve dinamik ölçeklendirme
- Mevcut yatırımın çok hızlı değişen teknolojiye yapılacak yatırımlara
hazır olması, esneklik ve çeviklik. Yapılan yatırımın örneğin Bulut
İşleme hazır olması
- Daha az alanda, daha az enerji tüketimi – dinamik güç yönetimi sağlayan daha az yer kaplayan çözümler
- Karmaşıklaşan tüm bilişim alt yapısının (yazılım, sunucu, veri depolama ve iletişim-ağ donanımları) entegrasyon ve entegrasyona bağlı
riskleri asgariye indirecek çözümler
- Kaynakların hızlı, çevik ve etkin yönetimi – Yazılım ve donanım ürünleri ile servislerin tek bir araç ile yönetilebilmesi, performans ölçümleme, darboğazların anlık takibi
- Kurumun iş gereksinimlerine uygun ve iş sürekliliği temelinde sağlanacak destek hizmeti
52
temmuz’13
Oracle
ve “Sun
Microsystems”
birleşmesi ve
son dönemde
gerçekleştirilen kritik firma
satın alımları ile
endüstride uçtan
uca çözüm portföyüne sahip
tek
İlteriş Şule
Oracle Doğu Avrupa/Bağımsız Devletler Topluluğu Donanım
Ürün Yönetim Direktörü
üretici konumuna gelen Oracle’ın tüm belirtilen pazar dinamikleri ile
birebir örtüşen sistem stratejisi kısaca “En iyi toplam sahip olma maliyeti ile en yüksek performans sağlayan, sadeleştirilmiş entegre bilişim
çözümleri sunmak” olarak özetlenebilir.
Bu strateji çerçevesinde Oracle’ın, belirtilen teknolojik gereksinimleri
karşılayacak tam entegre çözümlerden, geleneksel veri merkezlerinde
yapı taşları olarak kullanılmak üzere en iyi ürünlere kadar sahip olduğu
sistem çözüm portföyü temel olarak üç alanda yoğunlaşmaktadır ;
- Dikey olarak yazılım katmanından, sunucu, ağ ve veri depolama katmanına kadar tam entegre edilmiş yatay ve dikey olarak ölçeklendirilebilen, endüstrideki her türlü iş yükü ve iş sürekliliği için, sadece Oracle
yazılım ürünleri değil tüm Solaris uyumlu yazılımların konsolidasyonu,
sanallaştırılması ve bulut işlem de dahil olmak üzere, bütünleşik “Engineered” Sistemleri ürün ailesi,
- Farklı kurumsal iş gereksinimleri için önceden test edilmiş, ölçeklendirilmiş ve çok hızlı hizmete sunulabilen endüstrideki en geniş optimize
çözümler ailesi (Siebel CRM, PeopleSoft, İçerik Yönetimi, VeriTabanı,
SAP ERP vb gibi 16 adet civarı kurumsal iş gereksinimleri ile örtüşen
optimize çözümler). Oracle’ın optimize ürün ailesini benzerlerinden
ayıran en önemli özellik, ilgili çözümün müşteride en etkin nasıl
kurulup uygulama sürecini belirten çözüm dokümanları ile müşteride
ilgili çözümün oluşturulması yerine, ilgili optimize çözümün üretim aşamasında oluşturularak müşteride “tak-çalıştır” şeklinde hizmet verecek
şekilde sunulmasıdır.
- Ve son olarak da geleneksel veri merkezi gereksinimleri için benzerlerinin en iyisi “best of breed“ sunucu, veri depolama, yedekleme ürünleri
ile sunucu ve ağ sanallaştırma çözümlerini ürün portföyünde bulundurmaktadır.
“Engineered System”ler lehine değişmesi sürecinde, yakın gelecekte su-
ÖZEL DOSYA
nucu ve işlemcilerin sahip olacağı olası özelliklere ışık tutacağı düşüncesiyle Oracle’ın sunucu ve işlemcilerini farklılaştıran bazı özelliklerin
listelenmesi yararlı olacaktır;
- Oracle endüstride 5 yıllık işlemci, sunucu ve işletim sistemi yol haritasını halka açık olarak belirten tek şirkettir,
- Oracle olarak gerek halka açık sunucu/işlemci yol haritamızda gerek
ise yeni duyurulan “T5/M5” işlemcili sunucularımızın duyurusu
sırasında vurgulandığı gibi, her 2 yılda işlemcilerimizin hızının 2 kat
arttırılması hedeflenmektedir, (Mevcut hali ile T5 ve M5 sunucularımız
SpecInt, TPC-C, TPC-H, SAPS gibi endüstri standardı ”benchmark” da
dahil olmak üzere 18 adet ”benchmark” dünya rekoruna sahip olup
aynı sınıftaki diğer ürünlere göre 3 ile 12 kat arasında fiyat performans
avantajı sunmaktadır (1)),
- Bu hız ve kapasite artışının fiziksel olarak işlemcinin hızının, çekirdek
sayısı ile aynı anda işleyebileceği işlem sayısının arttırılması, tampon
bellek alanın arttırılması veya geçmişte diğer bazı üreticiler tarafından
gerçekleştirilmeye çalışıldığı gibi salt işlemcinin saat frekans hızının
arttırılması ile sağlanamayacağı açıktır.
Oracle’ı diğer üreticilerden ayıran en önemli husus bu değişimin sadece
işlemcinin, sunucunun ve işletim sisteminin özelliklerinin iyileştirilmesi/geliştirilmesi ile değil sunucu ve sunucu üzerinde çalışan yazılımların
bir bütün olarak tasarımın ilk aşamasından itibaren değerlendirilmesidir. Örnek olarak “T serisi” işlemcilerimizin 2. jenerasyonundan bu
yana tüm “T serisi” ve “M5 serisi” işlemcilerimizde endüstrideki en fazla
sayı olan 16 adetten fazla kripto işlevleri gömülü olarak gelmektedir. Bu
sayede dosya sistemi veya herhangi şifreleme işlemi yükü yazılım veya
daha özel donanım üzerinden alınmakta, tüm şifreleme ve çözme işlemi
işlemci üzerinde gerçekleştirilmektedir. “T/M serisi” işlemcilerimiz ile
şifreleme işlemleri benzerlerine göre %30 ile 800% arasında daha hızlı
gerçekleştirilebilmektedir (2).
Buna benzer yazılım katmanında gerçekleştirilecek bazı işlevlerin
gelecekteki işlemcilerimizde gömülü olarak bulunması amaçlanmaktadır. Yakın gelecekte, örneğin veri tabanı sorgulama hızlandırıcısı, Java
uygulamaları hızlandırıcısı (garbage collection), veri sıkıştırma/açma
gibi işlevlerin yeni nesil işlemcilere gömülmesi planlanmaktadır,
- Mevcut hali ile “T5” ve “M5” işlemcilerimizin sahip olduğu çekirdek
ve her bir çekirdeğin aynı anda işleyebileceği işlem parçalarının sayısı
yanında işlemcinin çalıştırılan uygulamaya bağlı olarak çekirdek veya
işlem parçası önceliklendirilmesi dinamik olarak “T4”, “T5” ve “M5”
işlemcilerimiz ile gerçekleştirilebilmektedir,
- Yine, yeni duyurulan “T5” ve “M5” işlemci tabanlı sunucularımızda
ilgili sunucunun tükettiği güç, mevcut olan işlemci, çekirdek, işlemciler
arası veri yolu veya giriş-çıkış yuvalarının iş yüküne bağlı olarak dinamik veya kurumunun iş yüküne bağlı olarak bir model çerçevesinde
yönetilebilmektedir,
- Tüm “T5” ve “M5” işlemci tabanlı sunucularımızın tümünde etkin
kaynak kullanımı ve iş gereksinimleri doğrultusunda bulut işlem gereksinimlerini uygulayabilmek amacıyla ek bedel gerektirmeyen esnek
sanallaştırma teknolojileri bütünleşik olarak sunulmaktadır.
Sunulan sanallaştırma teknolojileri, işlemci çekirdeğindeki bir işlem
parçacığı (thread) seviyesine kadar kullanıcıya sanallaştırma olanağı
sağlamaktadır.
Ayrıca hem “T5” hem de “M5” sunucularımızda iş gereksinimlerine
bağlı olarak dinamik sunucu kaynaklarının (işlemci, çekirdek, işlemci
parçacığı (thread), ağ kaynakları, bellek gibi sistemin tüm fiziksel
kaynakları) farklı sanal sunucular arasında aktarımı gerçekleştirilebildiği gibi fiziksel veya sanal sunucular arasında canlı sunucu aktarımı
yapılabilmektedir.
- Yeni nesil sunucuların değerlendirilmesinde kolaylıkla göz ardı edilen
diğer önemli bir husus ise işletim sistemidir. Oysa yukarıda belirtilen
tüm yeni gelişmeleri sunucular üzerinde çalışacak uygulamaların
kullanımına sunacak, tüm bu kaynakları etkin şekilde kullanacak olan
katman işletim sistemidir. İşte bu nedenle hem “RISC” hem de “X86”
tabanlı sunucularda çalışabilen “Oracle Solaris 11” dünyadaki ilk bulut
işleme hazır işletim sistemi olarak (sunucu, ağ ve veri depolama sanallaştırma becerisi, sanal sunucuların sadece okuma olarak yaratılabilmesi, bu sanal sunucular üzerindeki işlemcilerde bütünleşik şifreleme
modülü ile şifrelenebilmesi sayesinde bulut güvenliğinin tam olarak
sağlanabilmesi özellikleri ile), bir önceki jenerasyona göre neredeyse
tümü ile yeniden yazılmış ve en az 5-8 kat oranında performans iyileştirilmesi sağlanmıştır,
“Solaris 11”, endüstride benzersiz olarak onbinin üzerinde işlemci
parçası (thread) desteklemekte olup, yüzlerce sanal sunucu, sisteme
nerdeyse hiçbir yük (%1-2) getirilmeden saniyeler düzeyinde yaratılıp
servise sunulabilmektedir,
Ayrıca yukarıda belirtilen yazılım ve donanımın birlikte tasarlanması
prensibi çerçevesinde “Solaris 11”, Oracle veri tabanı için benzerlerinde
olmayan bazı özellikler içermektedir. Bunlara örnek olarak “Solaris 11”
sayesinde “Oracle VTYS”nin “System Global” alanının dinamik olarak
değiştirilmesi sayesinde veritabanın 8 kata kadar daha hızlı başlatılabilmesi, “Oracle RAC Kernel Mode” hızlandırması, “Oracle RAC Lock Management System”inden gelen kilit (lock) isteklerinin “Solaris” tarafından
karşılanması ile %30-40 oranında daha az gecikme (latency) ve %20 ye
kadar daha fazla çıktı sağlanması verilebilir.
- Oracle sunucu ve işlemcilerini benzerlerinden farklılaştıran dolayısı ile
endüstride yakın gelecekte deneyimleyeceğimiz yeni nesil işlemci ve sunuculara örnek olacak özelliklerin sayısı çoğaltılabilir. Ancak son olarak
daha önce değişen iş gereksinimlerinde belirtilen tüm Oracle sistem çözümlerinin gelecekteki değişimlere ve bulut işleme hazır olduğunun bir
göstergesi olarak yukarıda belirtilen tüm çözümlerin ve sanallaştırma
da dahil olmak üzere özelliklerin tek bir ara yüzden yönetilebildiğinin
de belirtmesi faydalı olacaktır.
Kısacası yakın gelecekte, şu anda bütünleşik (engineered) sistemlerde
olduğu gibi Oracle ile başlayan, sunucu ve işlemcilerde, pazarın gereksinimlerine dikkate alan ve her katman için izole ürünler üretmek yerine
her katmanda ve katmanlar arasında birbirleri ile uyumlu çalışmak
üzere tasarım sürecinin en başından itibaren bu uyumu gözeten uygulamanın diğer üreticiler tarafından da izleneceği düşünülmektedir.
temmuz’13
53
ÖZEL DOSYA
GÖRÜŞ
“Şirketlerin Yeni Trendi Veri
Merkezleri”
Günümüzde veri merkezleri, gerek daha fazla sistemle
çevrimiçi çalışma ihtiyacı, gerekse daha fazla veriyi
değerlendirip anlamlandırma ihtiyacı nedeniyle ciddi bir
baskı altında bulunuyor. Bu baskılar temel olarak daha
düşük alanda daha yüksek performans gereksinimi, daha
düşük karmaşa ve buna bağlı azalan maliyet, daha az risk
ve kesintisiz çalışma beklentisi olarak karşımıza çıkıyor.
Oracle olarak, analiz evi “Quocirca” ile üçüncüsünü
yaptığımız “Oracle Next Generation Data Center Index”
çalışması, “EMEA” bölgesinde 17 ülke ve 950'den fazla
veri merkezindeki güncel trendleri gözlemleyip, paylaşma
imkanı sağladı. Bu çalışmadaki önemli bulgulardan biri, iş
dünyasındaki hızlı büyüme baskısına uyum gösterecek
altyapı yatırımlarını değerlendiren kurumların, veri
merkezindeki işlemci kullanım oranına çok daha fazla
önem verdiğini göstermesi oldu. Öyle ki, 1 yıl önce yapılan
araştırmada, şirket dışı kaynak kullanımı konusunda daha
fazla odaklanan şirketlerin, şimdi daha çok kendi veri
merkezlerinin güçlendirilmesi için yatırımlara yönlendikleri
görüldü. Bir yıl önce kendine ait bir veri merkezi olan kurum
sayısı 26% iken bu yıl 41%'e çıkmış durumda; dış kaynak
ve iç kaynakları karmaşık kullanan kurumların sayısının
da geçen araştırmaya göre 56%'den 34%'e gerilemiş
olduğunu görüyoruz.
Bütün bu bulgular da gösteriyor ki, konsolidasyon veri
merkezleri için çok ciddi bir trend. Veri merkezlerinin
barometresi sayılan işlemci kullanım oranının 51% altında
tutulabilmesi artık çok daha önemli.
Nisan ayında duyurmuş olduğumuz T5/M5 SPARC sunucu
ailesi ile kurumların bu sorunlarına artık çok daha rahat
çözüm sağlamaktayız. Hem 8cpu'ya ölçeklenebilen T5-8
mimarisi hem de 32 cpu'ya ölçeklenen M5 mimarisiyle,
geçmiş yüksek ölçeklenebilir mimarimize göre 10 kat daha
yüksek performans sağlanabilmesi, tüm kurumların toplam
sahip olma maliyetlerini düşürme konusunda ciddi fırsatlar
sağlamaktadır.
Yeni SPARC temelli sunucularımızla, özellikle son 4-5
yıl içerisinde “best of breed” yaklaşımıyla, düşük alım
maliyeti olduğu düşünülen altyapılara yatırım sonucunda
hızla artan sunucu sayıları ile enerji gereksinimi, kesintisiz
çalışabilirlik, sistem yönetimi, yama takibi, sanallaştırma
maliyetleri gibi konularda bunalmakta olan kurumlar için
çok ciddi rahatlama yaratabilecek teknolojileri duyurmuş
olduk. 18 ayrı dünya rekoruna imza atan yeni nesil SPARC
işlemcilerle, aynı zamanda, sistem yönetimi, sanallaştırma
ve bulut altyapısı için gerekli tüm yazılımların bedelsiz olarak
sağlanıyor olması da bir başka önemli avantaj. Böylelikle,
kurumların sonraki yıllarda bütçelerini tüketen yazılımlar için
gizli maliyet kalemlerini yok etmekteyiz.
Oracle'ın duyurmuş olduğu yeni nesil SPARC işlemcileri,
aynı zamanda yazılım ve donanım olarak bütünleşik
mimariyi “Engineered Systems“ tercih eden ve daha
yüksek en uygun şekle sokma hedefi olan kurumlar için
54
temmuz’13
SERDAR SAYAR
Oracle Orta Asya ve Türkiye’den Sorumlu Donanım
Satış Direktörü
“SPARC SuperCluster” modeli ile de kullanıma sunulabiliyor.
Bu sayede, ölçeklenebilen tüm platformlarda en yeni
teknolojilerin kullanılabiliyor olması nedeniyle kurumlara
büyük bir esneklik avantajı sağlayabilmekteyiz.
Endüstrideki en hızlı işlemciyi duyurarak, rakip teknolojilere
göre veri tabanı ile Java uygulamalarında fiyat performans
olarak 7 ile 12 kat arasında bir iyileştirme sağlayabilmekte,
veya bir diğer anlatımla aynı veri merkezini çok daha ufak
bir alana ve çok daha düşük maliyetle kurabilmekteyiz.
Bunun yanı sıra, kullanıcılarımızın, Oracle'ın SPARC
işlemcisindeki AR-GE yatırımları sayesinde önümüzdeki
jenerasyonda tümüyle hayata geçireceğimiz Oracle
yazılımlarını silikona taşıma vizyonuyla, sonraki nesil
“SPARC chip”leri ile Java ve “Oracle Database” yazılımlarını
daha da hızlı çalıştırmalarını hedeflemekteyiz. Böylelikle
performans liderliğimizi uzun süre korumayı ve endüstrideki
diğer sunucular ile aradaki performans farkını giderek
açmayı hedeflerken, kullanıcılarımızın yatırımlarının uzun
vadeli korunabilmesi için çalışmaktayız.
ÖZEL DOSYA
ve bu tarz programlar da çalıştırılabiliyor.
Sunucu türleri arasında yer alan bir diğer
sunucu ize Özel sunucular. Bu tarz sunucular
genellikle dosya, veritabanı ve yazıcı sunucusu
olarak kullanılıyorlar. Son günlerde popüler
olmaya başlayan sunucu türleri içerisinde
medya sunucular yer alıyor. İnternetten video
izleme oranlarının artmasıyla birlikte medya
sunucuların sunduğu hizmetler çeşitlenmeye başladı. Asil işleri video ve müzik akışını
sağlam olan bu tarz sunucular yakın süre
içerisinde daha fazla işlevsellik sunacaklar.
Kurumların en fazla kullandığı sunucular
arasında yer alan türlerin başında e-posta
sunucuları yer alıyor. Kurumların yazışmalarını düzenleyen bu sunucu türü hayatımızın
vazgeçilmez bir parçası. Tabii ki sunucu türleri
sizlere yukarıda verdiğimiz bu kısa liste ile
sınırlı değil. Bunların yanı sıra performans
sunucuları, enerji verimliliği için geliştirilen
sunucular, blade sunucular, mobile sunucular
ve bulut bilişim çözümleri de yer alıyor.
Yeni Nesil Sunuculara İlk Adım
Gelişen donanım teknolojisi, üzerinde kullanılan yazılım çözümleriyle beraber özellikle iş
dünyasına yönelik yeni ve gelişmiş çözümler
sunuyor. Bunun yanı sıra son dönemde artan
Bulut Bilişim kullanımı ve bunun yanı sıra
sanallaştırma teknikleri yine kullanıcılara
daha fazla verimliliğin kapılarını aralıyor.
2000’li yılların ortalarından sonra başlayan
Sanallaştırma teknolojisinin sunucular üzerinde kullanılması sayesinde sunucularımızdan
aldığımız verim yüzde 90 oranına kadar
arttırıldı. Bu teknoloji öncesinde yaptığımız
yatırımların karşılığında sunuculardan yüzde
10 ila 15 arasında bir verim alırken, Sanallaştırma sayesinde bilinen tüm kurallar yıkıldı
ve yeni bir çağın kapıları da bu sayede Bilgi
İşlem dünyasına açılmış oldu. Sanallaştırmanın şirketlere faydalarına baktığımızda eskiye
göre iş gücü kaybını ve maliyetleri azalttığını
görüyoruz. Bunun yanı sıra yüksek verimlilik
ve esneklik konusunda büyük avantajlar
sağlayan sanallaştırma veri merkezleri için de
altyapı ihtiyacını azaltıyor. Fiziksel sunucuların sayısını azaltarak enerji verimliliğine
de katkıda bulunan sanallaştırma teknolojisi
çevrecilik konusunda da firmalara büyük
katkılar sağlıyor.
İlk etapta sadece donanım özelliklerini kullanarak bir sunucu üzerinde birden fazla sunucu
hizmeti vermeyi amaçlayan sanallaştırma
teknolojileri şimdilerde kullanılacak hizmete
göre farklılaşıyor. Eğer sunucu bir dosya sunucusu olacaksa farklı veya bir web sunucusu
olacaksa farklı sanallaştırma uygulamaları
kullanılabiliyor. Altyapıda kullanılan yazılımlar
aynı olsa da üzerindeki uygulamalar farklılık
gösterebiliyor.
Bulut Bilişimin Popülerliği
Günden Güne Artıyor
Bulut Bilişim teknolojisi birçok kişinin düşüncesinin aksine bir ürün değil hizmet olarak
karşımıza çıkıyor. Geçmiş dönemlerde kullanılan fakat kalıpları farklı olan bu teknoloji son
dönemde sunucular üzerinde sıkça kullanılır
olmaya başladı. Bulut Bilişim servisleri üzerinden verilen hizmetler bir depolama servisi
veya uygulama paylaşımı olarak karşımıza
çıkabiliyor. Tabii ki kullanıcılara sunulan bu
servisler buz dağının sadece görünen yüzü.
Buz dağının görünmeyen bölümünde ise
kurumlara sunulan hizmetleri içeren dev bir
bölüm var. Bu tarz Bulut Bilişim hizmeti farklı
yapılarda farklı amaçlar için kullanılabiliyor.
Son dönemde daha da hızlı gelişen sunucu ve uygulama teknolojileri Bulut Bilişim
hizmetlerinin de yaygınlaşmasında öncü oldu.
Donanım ürünlerinin popülerliğin azalması
ve git gide artan eleman ihtiyacına karşın
Bulut Bilişim servislerinin sunduğu abonelik ve verilen hizmet kadar ödeme mantığı
kurumların fazlasıyla hoşuna gitti. Ayrıca bu
servislerin internet ağı üzerinden kullanılabilir
olması kurumların yaptığı işlemlerde gerçek
zamanlı işlem yeteneklerini sınırlamadan
sonuç almalarını da sağladı. Önümüzdeki
günlerde Bulut Bilişim servislerinin kullanım
oranının katlanarak artması bekleniyor. Tabii
ki bu durum sunucu pazarını da olumlu yönde
etkileyecek. Özellikle mobil pazarda sunucu
ihtiyacı günden güne artıyor ve bu pazara
yönelik yeni sunucu türleri ve uygulamalarda
kullanıcıların beğenisine sunulacak.
Büyük Verinin Derdi Büyük Olur
Dünya çapında yıllık veri hacmindeki büyüme
%59 ve büyümenin artarak devam etmesi
bekleniyor. Bu büyümenin merkezinde hem
geleneksel hem de yeni veri kaynakları yatıyor.
IDC dijital kayıtların bu sene sonunda 1.2
milyon Zetabyte’a ulaşacağını, önümüzdeki 10
sene içinde de 44 katına çıkacağını tahmin ediyor. Verinin üretim hızı, bilgi işlem cihazlarının
artışı ile doğru orantılı ve çılgın bir şekilde
artıyor. Yapısal olmayan verinin artışı beraberinde bunun kullanıldığı alanları da artırıyor.
Üretilen verinin neredeyse %80’i yapısal değil.
Bu yapısal olmayan verilerin çeşitliliği ise parmak ısırtıyor. Akıllı apartman sistemlerinden,
yazıcılara kadar çok çeşitli bir veri sağlayıcı
skalası var. Bu çeşitliliğin ayıklanması, analiz
edilmesi ve farklı dillerde olanların çevrilmesi
gerekiyor. Yapısal olmayan verilen miktarı, hızı
ve çeşitliliği, değer olgusu ile birleştiğinde gerçek anlamına kavuşuyor. Verinin çok değerli
olması ve kuruma katma değer yaratabilmesi
büyük veri trendini önemli kılan yegane şey.
Kurumun karar verme mekanizmasını ve yol
haritasını tamamen değiştirebilecek olan bu
verileri yönetmekten kaçınmak ise ileriye
dönük bir kumardan başka bir şey değil.
En Önemlisi Güvenlik ve
Yedekleme
Hırsızlık, felaketler ya da doğal afetler
sunucuları telef edebilir. Şayet veriler tek
bir sunucuda muhafaza ediliyor ve yedeklenmiyorsa sonu şirket için kötü sonuçlar
doğurabilir. Bu ve bunun gibi durumlara
davetiye çıkarmamak için şirketlerde veri
önceliklendirmesinin yapılması ve ardından yedekli sunucularla çalışılması tavsiye
edilir. Bu ve bunun gibi durumlarda sadece
sunucuların yedeklenmesi verilerinizin
güvenlik altına aldığı anlamına gelmez. O
sunuculara erişim için bağlantı hatlarını da
yedeklemeniz gerekir.
Eğer sunucularınıza internet üzerinden erişiyorsanız saldırılara açıksınız demektir. İnternet üzerinde herhangi bir yerden saldırıya
maruz kalabilirsiniz. Bunun için de sunucu
üzerinde kullandığınız uygulamalara uygun
olarak bir güvenlik firmasının yazılımıyla da
çalışmalısınız. Eğer bu tarz bir çözüm kullanmıyorsanız hemen harekete geçin.
temmuz’13
55
Avşar Özgen
MAKALE
[email protected]
Elektronik Parayla İlgili Yeni
Düzenleme Meclis’ten Geçti
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlarına ilişkin usul ve
esasları belirleyen kanun tasarısı, TBMM’de yasalaştı
S
on yıllarda akıllı telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla hayatımıza
hızla giren alışveriş alışkanlıklarından biri de elektronik ödemeler oldu.
Bugün birçok bankanın akıllı cep telefonları
üzerinden kredi kartı yerine kullanabileceğimiz “akıllı ödeme sistemleri” bulunuyor.
Aslından bu ve buna benzer sistemleri
belki bir süredir kullanıyoruz ancak mevcut
yasalarımızda elektronik paranın kullanımıyla ilgili yasal boşluklar bulunuyordu. Ta
ki geçtiğimiz ay TBMM’den geçen Ödeme ve
Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlarına İlişkin Usul ve Esasları Belirleyen Kanun
Tasarısı’nın yasalaşmasına kadar.
Kanuna göre, sistem, sistem işleticisi
56
temmuz’13
tarafından işletilecek. Sistemin işleyişine ve
sisteme katılıma ilişkin kural ve sözleşmeler
Merkez Bankası’nca çıkarılan yönetmeliğe
uygun olarak sistem işleticisi tarafından
belirlenecek.
Merkez Bankası, sistemlerin sorunsuz ve
kesintisiz işlemesini sağlamak üzere gerekli
düzenlemeleri yapacak.
Sistem işleticisi, düzenleme kapsamında
Merkez Bankası’ndan izin alarak sistem
işletebilecek.
Sistem işleticisinin, anonim şirket şeklinde
kurulması ile nakden ve her türlü muvazaadan ari olarak ödenmiş sermayesinin en
az 5 milyon Türk Lirası olması gerekecek.
Ayrıca, yeterli risk yönetimine sahip olması
ve bilgilerin güvenliği ile güvenilirliğine ve
iş sürekliliğine dair gerekli tedbirleri alması,
sistemin, katılımcıların ve işletim kurallarının düzenlemelere uygunluğunu sağlaması,
pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması
ve tamamının nama yazılı olması istenecek.
Bankanın etkin gözetimini engellemeyecek
şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması, sermayesinde
yüzde 10 ve üzerinde paya sahip olanların ve
kontrolü elinde bulunduranların Bankacılık
Kanunu’ndaki banka kurucuları için aranan
nitelikleri haiz olacak.
Bu hükümler, Çek Kanunu kapsamında çek
takası faaliyetlerini yürüten tüzel kişiye
uygulanmayacak.
Faaliyet izni verilen sistem işleticisi, faaliyete
başladığı tarihten itibaren 10 gün içerisinde
MAKALE
Merkez Bankası’na faaliyete başladığına dair
bildirimde bulunacak.
Merkez Bankası kurulmuş ya da kurulacak
olan sistemlerin kesintisiz işletimini sağlamak üzere gözetim yapacak. Sistem işleticisi,
gözetim kapsamında her türlü kayıt, bilgi ve
belgeyi gizli dahi olsalar Merkez Bankası’nca
belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde
bankaya tevdi edecek ve sistemi bankanın
gözetimine hazır hale getirecek.
Merkez Bankası, tedbirleri ihlalin ağırlığına
göre, sistem işleticisinin sistemden ihracını
isteyebilecek, faaliyet iznini geçici olarak
durdurabilecek. Banka, finansal istikrarı
tehdit edebilecek bir sistemik riskin ortaya
çıkmasını önlemek amacıyla sistem işleticisinin yönetimini geçici olarak devralabilecek.
Transfer Emri
Sistem kurallarında transfer emrinin geri alınamaz hale geldiği an açıkça belirlenecek ve
transfer emri bu andan sonra katılımcı veya
üçüncü bir kişi tarafından geri alınamayacak.
Transfer emrinin sisteme giriş anı sistem
kurallarında belirlenecek.
Katılımcının veya sistem işleticisinin fon
veya menkul kıymet aktarımlarının askıya
alınmasını, bunlara sınırlama getirilmesini veya sürekli olarak durdurulmasını da
içerecek şekilde fon veya menkul kıymetleri üzerinde tasarruf etmesini engelleyen
kanunlarla düzenlenmiş her türlü tedbir ve
karar, sistem işleticisine söz konusu tedbir
ve karara ilişkin tebligat yapıldığı andan
sonra sisteme girecek transfer emirleri için
uygulanacak.
Katılımcıya veya sistem işleticisine sistemle
“Elektrik, su ve telefon
gibi düzenli fatura
ödemelerine aracılık
eden banka dışı bazı
kuruluşların hizmetleri
de ödeme hizmeti olarak
kabul edilecek”
bağlantılı olarak verilen teminatlar ile Merkez Bankası’na verilen teminatlar, teminat
sahibinin sisteme ilişkin yükümlülüklerinin
yerine getirilmesi için kullanılacak.
Ödeme Hizmeti
Kanunla, Merkez Bankası’na koruyucu hükümlerden yararlanacak sistemleri belirleme
yetkisi verilirken, belirlediği sistemleri Resmi
Gazete’de kamuya duyurma yükümlülüğü
getiriliyor. Ayrıca ödeme hizmetleri ve ödeme
kuruluşları ayrıntılı olarak belirleniyor.
Ödeme işleminin gerçekleşmesi için belirli
bir ödeme hesabının bulunduğu durumlarda
ödeme hesabına para yatırılabilmesi, ödeme
hesabından para çekilebilmesi ve bu hesapla
ilgili diğer işlemlerin yapılabilmesi için ödeme
hizmeti sağlayıcısı tarafından gerçekleştirilen
tüm faaliyetler, ödeme hizmeti olarak düzenlenecek.
Belirli bir ödeme hesabına bağlı olarak gerçekleşen ve gönderen tarafından verilmiş bir
yetkiye dayanarak alıcı tarafından başlatılan
her türlü doğrudan borçlandırma işlemleri,
banka kartı veya kredi kartı gibi bir ödeme
aracıyla yapılan ödeme işlemleri ile gönderen
tarafından başlatılan para transferi işlemleri,
ödeme hizmetleri kapsamında sayılacak.
Ödeme aracının ihraç ve kabulü ödeme
hizmeti kapsamında yer alacak. Gönderenin
herhangi bir hesaba bağlı olmaksızın alıcıya
veya alıcı adına hareket eden ödeme hizmeti
sağlayıcısına fon aktarması işlemleri para
havalesi olarak tanımlanacak. Elektrik, su ve
telefon gibi düzenli fatura ödemelerine aracılık
eden banka dışı bazı kuruluşların hizmetleri
de ödeme hizmeti olarak kabul edilecek.
Gönderen veya alıcı adına herhangi bir hesap
açılmaksızın gönderenin, alıcıya veya alıcı adına hareket eden ödeme hizmeti sağlayıcısına
fon aktarımı gerçekleştirdiği işlemler, ödeme
hizmeti kapsamında düzenlenecek.
Gönderenin ödeme işlemine ilişkin onayı anılan araçlar ile verdiği ve gönderen ile alıcı taraf
arasındaki fon aktarımının söz konusu araçlar
aracılığıyla bilişim ve elektronik haberleşme
işletmecisi üzerinden gerçekleştiği işlemler de
(mobil ödeme hizmeti gibi) ödeme hizmetleri
arasında sayılacak.
Bilişim ve elektronik haberleşme hizmeti
sunan kuruluşun alıcı ile gönderen arasındaki
ödeme işleminde gönderilen fona işlemin
hiçbir aşamasında sahip olmadığı ve sadece
altyapı hizmeti sunduğu işlemler, ödeme hizmeti kapsamında değerlendirilmeyecek.
Ödeme hizmeti sunan tüm kuruluşlar, “ödeme
hizmeti sağlayıcısı” adı altında toplanacak.
Bankalara ilave olarak elektronik para kuruluşları ve ödeme kuruluşları, ödeme hizmeti
sağlayıcısı olarak tanımlanacak. Bankalar,
elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşları, ödeme hizmeti sağlayıcısı olarak tanımlanacak. Banka ve ödeme hizmeti sağlayıcısı
dışındaki kişiler ödeme hizmeti sunamayacak.
temmuz’13
57
RÖPORTAJ
Ödenmiş Sermayesi En Az Bir
Milyon Lira Olacak
Ayrı Kuruluş İhdasını
İsteyebilecek
Düzenleme kapsamında ödeme hizmetleri
alanında faaliyette bulunmak isteyen ödeme
kuruluşu, BDDK’dan izin alması kaydıyla
faaliyette bulunabilecek. Ödeme kuruluşunda
şu şartlar aranacak:
“Anonim şirket şeklinde kurulması, sermayesinde yüzde 10 ve üzerinde paya sahip olanların ve kontrolü elinde bulunduranların banka
kurucuları için aranan niteliklere sahip olması,
pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve
tamamının nama yazılı olması, nakden ve her
türlü muvazaadan ari ödenmiş sermayesinin
en az bir milyon lira olması, düzenleme kapsamındaki işlemleri gerçekleştirebilecek yönetim, yeterli personel ve teknik donanıma sahip
olması ve şikayet ve itirazlarla ilgili birimleri
oluşturması, yürütecekleri faaliyetlerin sürekliliğine ve ödeme hizmeti kullanıcılarına ilişkin
fon ve bilgilerin güvenliğine ve gizliliğine dair
gerekli tedbirleri alması, BDDK denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı
ve organizasyon şemasına sahip olması.”
Ödeme kuruluşu, ödeme hizmeti sunarken
sadece ödeme işlemi için kullanılıyor olması
şartıyla ödeme hesabı tutabilecek. Ödeme ve
elektronik para kuruluşlarının ödeme hizmeti
ile ilgili olarak aldığı fonlar; mevduat, katılım
fonu veya elektronik para olarak değerlendirilmeyecek.
Ödeme kuruluşu kredi verme faaliyetinde
bulunamayacak.
Ödeme kuruluşunun ödeme hizmeti dışındaki alanlarda faaliyet göstermesi ve bu
faaliyetlerin ödeme kuruluşunun finansal
durumunu veya BDDK’nın ödeme kuruluşunun kanun ve yönetmelik hükümlerine
uygunluğunu izlemesini olumsuz yönde
etkilemesi ya da etkileyebilecek olması durumunda, Kurul ödeme hizmetleri için ayrı bir
kuruluş ihdas edilmesini isteyebilecek.
Ödeme kuruluşunun faaliyet izni; birleşme
veya bölünme gibi ödeme kuruluşunun
hukuki yapısını değiştiren işlemlerde, ödeme
kuruluşunun tüzel kişiliğinin sona ermesi
durumunda, tüzel kişiliğin sona erdiği,
ödeme kuruluşunun faaliyete başladıktan
sonra bir yıl içinde altı aydan uzun süreyle
faaliyette bulunmamış olması durumunda
altı aylık sürenin dolduğu tarihte kendiliğinden sona erecek.
Elektronik Para İhraç Eden Kuruluşlar
Bankalar ve elektronik para çıkarma izni
verilen elektronik para kuruluşları dışındaki
kişilerin, elektronik para ihracı faaliyetinde
bulunmaları yasaklanacak. Elektronik para
ihraç etmek isteyen elektronik para kuruluşu, Kuruldan izin almak kaydıyla faaliyette
bulunabilecek. Kanuna göre, elektronik para
kuruluşunda aranacak şartlar şöyle:
“Anonim şirket şeklinde kurulması, sermayesinde yüzde on ve üzerinde paya sahip
olanların ve kontrolü elinde bulunduranların
58
temmuz’13
“Fonların yatırıldığı
bankalar, elektronik para
kuruluşunca yatırılan
tutar, kullanım süresi
boyunca Merkez Bankası
nezdindeki hesaplarında
bloke edecek”
kurucuları için aranan niteliklere haiz olması,
pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve
tamamının nama yazılı olması, nakden ve her
türlü muvazaadan ari ödenmiş sermayesinin
en az 5 milyon Türk Lirası olması, işlemleri
gerçekleştirebilecek yönetim, yeterli personel
ve teknik donanıma sahip olması, şikayet ve
itirazlarla ilgili birimleri oluşturması, yürütecekleri faaliyetlerin sürekliliğine ve elektronik
para kullanıcılarına ilişkin fon ve bilgilerin
güvenliğine ve gizliliğine dair gerekli tedbirleri alması, Kurumun denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve
organizasyon şemasına sahip olması.”
Elektronik para kuruluşları faaliyetlerini
bankalar aracılığıyla yürütecek.
Elektronik parayı ihraç eden kuruluşun sadece kendi mağaza ağında, sadece belirli bir
mal veya hizmet grubunun satın alınmasında
veya yapılan bir anlaşma sonucunda sadece
belirli bir hizmet ağında kullanılabilen ön
ödemeli araçlar bu düzenleme kapsamı
dışında olacak.
RÖPORTAJ
“Paranın hızlı ve güvenli hareket edebilmesi
düşüncesi, iletişim ve bilgisayar teknolojileri
ile birleşerek ödemeler alanında önemli gelişmelerin
yaşanmasına sebep oldu. Yaşanan gelişmelere paralel
olarak çok çeşitli ödeme yöntemleri ve bu yöntemlere ilişkin
hizmetleri sunan farklı kuruluşlar ortaya çıktı.
Gerek ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemleri
gerekse ödeme yöntemlerinde ortaya çıkan yenilikler
finansal hizmetler alanında rekabetin artmasına, hizmet
kalitesinin yükselmesine, finansal erişimin gelişmesine ve
finansal derinleşmeye önemli katkılar sağlamaktadır. Bütün
bu gelişmelerin ise topyekûn finansal sisteme ve finansal
tüketiciye yarar sağlayacağı açıktır.
Son yıllarda, ödeme sistemlerinin hızlı gelişimi ve hizmetlerin
çeşitlenmesinin de etkisiyle işlem sayısının ve işlem
tutarlarının arttığını görüyoruz. Örneğin, ülkemizin en önemli
ödeme sistemi konumunda olan Elektronik Fon Transfer
Sisteminde - kısa adıyla EFT sisteminde- 2012 yılının
tamamında yaklaşık olarak 33 trilyon Türk Lirası değerinde
işlem gerçekleşti. Bu işlem tutarı, 2012 yılındaki Gayrı Safi
Yurt İçi Hasılamızın yaklaşık 23 katına tekabül etmektedir.
Ödeme sistemlerinin etkin çalışması, finansal istikrar
açısından da büyük önem arz etmektedir. Güçlü bir ödeme
sistemi altyapısına sahip olmayan bir ekonomide, ödemeler
gecikebilir, yüksek maliyetler oluşabilir ve mutabakat riskleri
ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda, ekonominin ya da
finansal sistemin bir bölümünde başlayan sorunlar, süratle
diğer alanlara sirayet ederek istenmeyen gelişmelere yol
açabilir. Bu nedenle, ödeme ve menkul kıymet mutabakat
sistemlerinin güvenli, etkin ve kesintisiz çalışması için bu
sistemlerin tasarımının, işleyişinin ve gözetiminin büyük
titizlikle ele alınması gerekmektedir.
Tüm bu hususlar çerçevesinde, uluslararası uygulamalarla
uyumlu bir şekilde bu alandaki yasal altyapının
güçlendirilmesi ihtiyacı ortaya çıktı.
Teknolojik gelişmelere paralel olarak finansal piyasaların
ve reel sektörün vazgeçilmez bir unsuru olan ve ekonomik
hayatın içinde giderek büyük hacimlere ulaşan ‘para’
taraflar arasında değişik formatlarda transfer edilmektedir.
Mobil iletişim araçları, ATM, internet gibi kanallar
kullanılarak bir kişiden diğer bir kişiye fon gönderilmesi
veya herhangi bir ürün satın alınması uygulamaları gün
geçtikçe daha da yaygınlaşmaktadır. Diğer bir ifade ile
paranın taraflar arasında transfer edilmesini sağlayan
ödeme araçları ve yöntemleri alanında önemli gelişmeler
yaşanmakta ve elektronik ödeme yöntemlerine hızlı bir geçiş
gözlemlenmektedir.
Hazırlanan tasarının ödeme yöntemleri ile ilgili en önemli
hedeflerinden biri ise halen ülkemizde herhangi bir biçimde
izin almaksızın ve denetlenmeksizin faaliyet gösteren ödeme
ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin mevzuat çerçevesinin
oluşturulmasıdır.
Tüm bu hususlar çerçevesinde ülkemiz ihtiyaçlarına ilave
olarak Mutabakatın Nihailiği konusundaki Avrupa Birliği
Direktifleri ve uluslararası uygulamalar da dikkate alınarak
Ödeme Sistemleri Kanun Tasarısı hazırlandı. Kanun Tasarısı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan
temel olarak üç ana alanı düzenlemektedir. Bunlar; Ödeme
ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri
ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarından
oluşmaktadır.
Bu kanunla ‘Ödeme kuruluşları’ ile ‘Elektronik para
kuruluşları’ ülkemizde ilk defa yasal olarak tanımlanmaktadır.
Bu kuruluşların Türkiye’de Anonim Şirket şeklinde kurularak
belirli miktarda varlık bulundurmaları sağlanmakta ve anılan
kuruluşlara ilişkin lisanslama, faaliyet alanı ve denetim
gibi alanlar düzenlenerek (Bitcoin gibi organizasyonların)
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan
gerekli izinleri almadan bu alanda faaliyet göstermesi
yasaklanmaktadır.
Ödeme ve elektronik para kuruluşları ile ilgili olarak Tasarı
içerisinde lisanslama ve denetim gibi alanlara ilaveten bu
tür kuruluşlarca toplanan fonların korunmasına ve böylece
anılan faaliyetlerin tüketiciler açısından sorunsuz bir şekilde
sürdürülmesine ilişkin çeşitli hükümler de düzenlenmektedir.
Buna göre Kanunla esas itibarıyla ödeme ve menkul kıymet
mutabakat sistemlerinin lisanslanması ve gözetimi Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası’na verilmektedir. Bu sistemlere
ilişkin diğer ilgili otoritelerin mevzuatla verilmiş yetkilerinin
de devam etmesi düzenlenmektedir. Ödeme ve elektronik
para kuruluşlarının denetimi ve lisanslanması hususları ise
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun yetki ve
sorumluluğuna verilmektedir.”
temmuz’13
59
RÖPORTAJ
Elektronik Para İhracı
Elektronik para ihraç eden kuruluş, aldığı
fon kadar elektronik para ihraç edecek. Bu
kuruluş, elektronik para kullanıcısı tarafından yatırılan fonları gecikmeksizin elektronik paraya çevirerek kullanıma hazır hale
getirecek. Kuruluş, elektronik para ihracı
karşılığında topladığı fonları, bankalar
nezdinde açılacak ayrı bir hesaba aktarmak suretiyle kullanım süresi boyunca
bu hesapta bulundurmak zorunda olacak.
Fonların yatırıldığı bankalar, elektronik
para kuruluşunca yatırılan tutar, kullanım
süresi boyunca Merkez Bankası nezdindeki
hesaplarında bloke edecek.
Kredi verme faaliyetinde bulunamayacak
olan elektronik para kuruluşu, elektronik
parayı elinde bulundurma süresine bağlı
olarak elektronik para hamiline faiz veremeyecek ve herhangi bir menfaat sağlayamayacak. Kurul, elektronik para kuruluşu
tarafından yapılamayacak diğer faaliyetleri
belirlemeye yetkili olacak.
Elektronik para kuruluşlarının elektronik para ihracı karşılığında aldığı fonlar,
mevduat veya katılım fonu olarak kabul
edilmeyecek.
Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının
faaliyetleri BDDK tarafından geçici olarak
durdurulabilecek, faaliyet izinleri iptal
edilebilecek ve bu kuruluşların kabul ettiği
fonlar, fon sahibinin haklarının tazmin
edilmesi ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini teminen kullanılacak.
Kanuna göre, ödeme ve elektronik para kuruluşlarının şubesinde, temsilcisinde veya
dışarıdan hizmet aldıkları kuruluşlarda
denetim yapmaya BDDK yetkili olacak.
Kamu kurum ve kuruluşları, devletin
güvenliği ve temel dış yararlarına karşı ağır
sonuçlar doğuracak hallerle meslek sırrı,
aile hayatının gizliliği, soruşturmanın gizliliği ve savunma hakkına ilişkin hükümler
saklı kalmak kaydıyla, özel kanunlardaki
yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate
alınmaksızın gizli de olsa BDDK tarafından
verilen görevlerle sınırlı olmak üzere, istenecek her türlü bilgi ve belgeyi uygun süre
ve ortamda, sürekli veya münferit olarak
vermek zorunda olacak. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, bağımsız denetime
tabi olacak.
BDDK, bağımsız denetimler de dahil olmak
üzere yapılan denetimler sonucunda tespit
edilen hususlarda gerekli tedbirlerin
alınmasını istemeye, tedbirlerin alınması
için 6 ayı geçmemek üzere makul süre tanımaya, bu süre içerisinde gerekli tedbirler
alınıncaya kadar ödeme kuruluşunun ve
elektronik para kuruluşunun faaliyet iznini
geçici olarak durdurmaya ve ilgili tedbirlerin belirlenen süre içerisinde alınmaması
halinde faaliyet iznini iptal etmeye yetkili
olacak. Ödeme kuruluşu tarafından alınan
fonlarla elektronik para kuruluşunun
elektronik para ihracı karşılığında topladığı
fonlar, BDDK’nın çıkaracağı yönetmelikle
belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde
korunacak.
BDDK, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına, belirleyeceği usul ve esaslara uygun
olarak Merkez Bankası nezdinde teminat
bulundurma yükümlülüğü getirebilecek.
Ödeme ve elektronik para kuruluşla-
rı tarafından kabul edilen fonlar ve bu
fonların tutulduğu hesaplar, kuruluşun
iradi ya da zorunlu tasfiyeye tabi tutulması,
faaliyet izninin iptal edilmesi gibi hallerin
gerçekleşmesi durumunda başka kanunlarda belirtilen önceliklere bakılmaksızın
fon sahiplerinin haklarının tazmin edilmesi
ve düzenlemeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesini teminen
kullanılacak.
Ödeme ve elektronik para kuruluşları, fon
sahiplerinin haklarının tazmin edilmesinden sorumlu olacak. Düzenleme kapsamındaki belgeler ve kayıtlar en az 10 yıl süreyle güvenli ve istenildiği an erişime imkan
sağlayacak şekilde yurt içinde saklanacak.
Banka ve kredi kartlarına ilişkin ödeme sistemleri de düzenleme kapsamında olacak.
Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi
(PTT A.Ş.), BDDK’dan izin almak zorunda
olmayacak ve ödeme kuruluşu olmak için
getirilen şartlardan muaf tutulacak. BDDK,
düzenleme kapsamında yapılacak denetim
sonucunda, PTT A.Ş.’nin ödeme hizmeti
sunma faaliyetlerini geçici veya süresiz
olarak durdurabilecek.
Pay Devrinde İzin Şartı
Belli oranlardaki pay sahipliğinin devrinde,
sistem işleticisi için Merkez Bankası’nın,
ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu için BDDK’nın izni alınacak. Oy hakkını
içeren intifa hakkı tesisi ve sona ermesi,
söz konusu oranlar dahilinde edinim ve
devir sayılacak.
Yönetim kuruluna veya denetim komitesine
üye belirleme imtiyazı veren payların tesisi,
RÖPORTAJ
devri veya yeni imtiyazlı pay ihracı, oransal
sınırlara bakılmaksızın sistem işleticisi için
Merkez Bankası’nın, ödeme kuruluşu ve
elektronik para kuruluşu için ise BDDK’nın
iznine tabi olacak.
Kuruluş sermayesinde yüzde 10 ve üzeri
paya sahip olan tüzel kişilerin kontrolünün el değiştirmesi sonucunu doğuran
pay devirlerinde de sistem işleticileri için
Merkez Bankası’nın, ödeme ve elektronik
para kuruluşları için BDDK’nın izin şartı
aranacak. İzne tabi pay devirlerinde pay
devralacakların, Bankacılık Kanunu’na göre
banka kurucuları için aranan niteliklere
sahip olması şart olacak.
Yaptırımlar
Kanun, düzenlemeye aykırı ödeme hizmeti
sağlayıcısı ve sistem işleticisi olarak faaliyet
gösteren tüzel kişilere idari para cezaları
öngörüyor. Gereken izinleri almadan sistem
işleticisi, ödeme kuruluşu veya elektronik
para kuruluşu gibi faaliyet gösteren, faaliyet gösterdiği izlenimi yaratan, izni iptal
edildiği halde faaliyete devam eden gerçek
kişilerle tüzel kişilerin görevlileri 1 yıldan
3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli
para cezasıyla cezalandırılacak.
Merkez Bankası ve BDDK tarafından yapılan denetim ve gözetim görevlerinin yerine
getirilmesini engelleyen kişiye, 1 yıldan 3
yıla kadar hapis cezası verilecek. Denetim
ve gözetim faaliyetleri kapsamında istenen
bilgi ve belgeleri vermeyen kişi ise 3 aydan
1 yıla kadar hapis ve bin 500 güne kadar
adli para cezasına çarptırılacak.
Sistem işleticisi, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşları, belgelerinde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmaları halinde,
bu belgeleri imzalayan kişiler, 1 yıldan 3
yıla kadar hapis ve 2 bin güne kadar adli
para cezası ile cezalandırılacak. Belgelerin
saklanması ve bilgi güvenliği yükümlülüğüne aykırı davrananlara, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 500 günden 1500 güne kadar
adli para cezası verilecek. Üçüncü kişilerin
ödeme aracı ile ilgili kişisel güvenlik bilgilerine erişimlerinin engellenmesi amacıyla
gerekli önlemleri almayan kuruluşların
görevlileri ve işlemi yapan kişiler, 1 yıldan
3 yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli
para cezası ile cezalandırılacak.
Sistem işleticisinin, ödeme kuruluşunun
ve elektronik para kuruluşunun ortakları,
yönetim kurulu üyeleri ve diğer görevlilere,
bu kuruluşlara ve müşterilerine ait sırları,
görevden ayrılmış olsalar dahi, başkasına
açıklamaları durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ile bin güne kadar adli para ceza-
sı verilebilecek. İletişim araçları vasıtasıyla
sistem işleticisinin, ödeme kuruluşunun
ve elektronik para kuruluşunun itibarını
kırabilecek hususa kasten sebep olanlar ya
da bu yolla asılsız haber yayanlar, 1 yıldan
3 yıla kadar hapis ve bin günden 2 bin güne
kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.
Ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşunun işlemlerinin kayıt dışı bırakılmasından, gerçek mahiyetlerine uygun düşmeyen
bir şekilde muhasebeleştirilmesinden
dolayı, bu belgeleri imzalayan kişi ve kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 2 bin güne
kadar adli para cezası verilecek.
Zimmete Para Geçirmenin Cezaları
Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine
devredilmiş olan ya da koruma ve gözetime
yükümlü olduğu para ya da para yerine
geçen evrak veya senetleri kendisinin ya
da başkasına zimmetine geçiren sistem
işleticisi, ödeme kuruluşu ve elektronik
para kuruluşu yetkili ve görevlileri, 6 yıldan
12 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli
para cezası ile cezalandırılacak.
Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi
halinde, söz konusu kişi ya da kişilere 12
yıldan az olmamak üzere hapis ve 20 bin
güne kadar adli para cezası verilecek. Adli
para cezasının miktarı, ilgili kuruluşun uğradığı zararın üç katından az olamayacak.
Soruşturma başlamadan önce, zimmete
geçirilen paranın aynen iade edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilecek. Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü
olarak, zimmete geçirilen paranın aynen
iade edilmesi halinde, verilecek cezanın
yarısı indirilecek. Bu durumun hükümden
önce gerçekleşmesi halinde, verilecek
cezanın üçte biri indirilecek. Zimmet
suçunun konusunu oluşturan paranın azlığı
nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya
kadar indirilebilecek.
BDDK’nın Yapısı Değişiyor
Kanunda, Merkez Bankası’nın görevleri
arasında bulunan, “kurulmuş ve kurulacak
sistemlerin denetimini sağlayacak düzenlemeleri yapmak” hükmü, “kurulmuş ve
kurulacak sistemlerin gözetimini sağlamak” olarak değiştiriliyor.
Tasarıyla, BDDK’da başkan yardımcısı
sayısı üçten beşe çıkarılacak. Kurulda daire
başkanlıklarının sayısı 20’ye kadar yükseltilebilecek.
Kuruldaki Destek Hizmetleri Daire Başkanlığında 8 müdürlük oluşturulabilecek.
Mevcut kanuna göre en fazla 4 müdürlük
oluşturulabiliyor. Kurul, üyelerin talebi
halinde kurum merkezi dışında yurt içi
temsilciliklerini ilgili üyenin daimi çalışma
yeri olarak belirleyebilecek. Kurumun taraf
olduğu dava ve icra takibi hizmetlerini
yürütmek için sayısı onu geçmemek üzere
sözleşmeli avukat çalıştırılabilecek.
Özel uzmanlık gerektiren ve geçici
nitelikteki işler için, Kamu İhale Kanunu
hükümlerine tabi olmaksızın hizmet satın
alınabilecek.
Kurumun giderlerinin karşılanmasında,
ödeme kuruluşları ile elektronik para
kuruluşlarınca katılma payı adı altında yapılacak ödemeler de kullanılacak. Kanunun
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyette
bulunan sistem işleticileri, sistemlerini,
Merkez Bankası’nca ilgili yönetmeliğin
yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde
kanuna uyumlu hale getirecek.
temmuz’13
61
B
u bölümde birçok farklı segmentten teknolojik ürünü mercek altına
alıyoruz. Bu ürünler arasında Tablet
PC’ler’den tutun da KVM Switch’lere,
işletmelere tasarruf sağlayacak yazıcı
çözümlerinden, müzik keyfini gittiğiniz
her yere taşımanızı sağlayacak bir MP3
oynatıcıya, hatta enerji tasarrufu ve kolay yönetilebilirlik sunan Blade sunuculara kadar birçok ürün bulunuyor.
Deneyimli ve tarafsız IT Advisor Test Merkezi editörleri tarafından her ay piyasaya
yeni sunulan onlarca ürün arasından en dikkat çekicileri sizlerle paylaşıyoruz. Kişilere
ve kurumlara avantaj sağlayacak ürün incelemelerimizle, sizlerin pazardaki son ürünler
hakkında daha fazla bilgi edinmenizi ve ihtiyacınız olan en doğru satın almayı yapabilmenizi amaçlıyoruz. Bilişim dünyasının sürekli bir gelişim sürecinde olduğu şu günler-
de, test merkezimizin incelediği ürünleri yalnızca donanım ürünleriyle sınırlandırmayarak, en son yazılım incelemelerine de IT Advisor Test Merkezi’nde yer veriyoruz.
Bizce hakkında bilgi sahibi olmadığınız ve
size ne sunacağını bilmediğiniz bir ürünü
verimli olarak kullanmanız mümkün değil. IT
Advisor Test Merkezi olarak sizlere, günümüzün en değerli olgusu olan bilgiyi, donanım ve yazılım incelemeleriyle sunuyoruz.
Bu Sayıda Test Ettiklerimiz:
63
64
64
Samsung Galaxy S4
Brother ADS-100
Buffalo LinkStation Live 1TB
62
65
65
i’m Watch
Kyocera Ecosys FS-1040
temmuz’13
Samsung Galaxy S4
Samsung’un Yeni Yıldızı Galaxy S4, Mobil Dünyaya Ayak Bastı!
Bu ay Samsung’un yeni Android amiral gemisi modeli Galaxy S4 test
merkezimizin konuklarından biri oldu. Hakkında uzun zamandan bu
yana spekülasyonlar dönen akıllı telefonun incelemesine tasarımından başlayalım isterseniz. Samsung Galaxy S3 modelinde kullandığı
tasarımın benzerini Galaxy S4 modelinde de kullanmış. Arada bazı
değişiklikler de var, bunlardan bir tanesi kasanın kenarını kaplayan
çerçeve. Bunun yanı sıra kasa plastik malzemeden yapılandırılmış,
fakat bu durum ucuz bir görünüm sunmuyor. Hemen belirtelim
bu plastik malzemenin parlak üst yüzeyi parmak izi tutuyor ve bu
durum görünümde rahatsız edici durumlara yol açabiliyor.
Tasarım genel olarak memnun edici olduğu söylenebilir. Galay S4’ün
asıl vurucu yanları ise donanım özelliklerinde gizli. Telefonda Full HD
Super AMOLED ekran kullanılmış. 441 ppi orana sahip olan ekranda
gecikme, tepkime vermeme gibi sorunlar yok. İzlediğimiz Full HD
videolarda, oynadığımız oyunlarda ekrandan oldukça memnun
kaldık. Ekran performansıyla birlikte diğer donanımsal özellikler ön
planda. S4’te Exynos 5 Octa yongası bulunuyor. 8 çekirdekli yongada
4 çekirdekli Cortex-A15 ve Cortex-A7 işlemci yer alıyor. Her ikisi arasında dinamik olarak iş bölümü yapılıyor. Basit işlerde 1.2 GHz’lik A7
devreye girerken, ağır yüklü işlemlerde ise 1.6 Ghz’lik A15 çalışıyor.
S4 üzerindeki 2 GB’lık bellek telefonun dar boğaz yapmasını engelliyor. Üç çekirdekli PowerVR SGX 544 GPU’su ise genel olarak başarılı
bir performans sunuyor. Galaxy S4’ü çeşitli benchmark ve oyunlarla
test ettik, performans konusunda bizleri memnun ettiğini belirtmemizde fayda var. 16/32/64 GB depolama alanı sunan S4’te 16 GB’lık
sürümde 8 GB’ı kullanıma sunulmuş. Bunun bir eksi olduğunu söylemeliyiz. Galaxy S4’ün donanımsal tarafı dışında yazılımsal kısmı da
ön planda. Mesela internet sayfasına bakıyorsunuz diyelim. Telefon
gözlerinizi takip ederek, sayfadaki sütunu aşağı veya yukarı kaydırabiliyor. Bu özelliği kullanmak istediğinizde ekranda göz işareti çıkıyor
ve yeşil renge dönüyor. Video izlerken kafanızı başka yere çevirdiğinizde S4 videoyu otomatik durduruyor. Ayrıca ekrana dokunmadan
gelen çağrıları sadece tek bir el hareketiyle cevaplayabilirsiniz.
Yazılımsal özellikler kameraya da yansımış 13 megapiksellik arka
kamerada kullanabileceğiniz birçok farklı mod bulunuyor. Mesela bir
kaykaycının hareketlerini tek bir kare içine alarak ilginç bir fotoğraf ortaya çıkartabilirsiniz. Fotoğrafa ses ekleme imkanınız da var.
Kamera modları arasında geçiş ve ara yüz kullanışlı yapılmış. Kamera
ile yaptığımız deneme çekimlerinden memnun kaldık. Ancak az ışıklı
ortamlarda flaşı kesinlikle kullanmak gerekiyor.
2600 mAh batarya normal bir kullanımda 1 günü rahatça çıkartıyor.
Ancak yoğun bir kullanımda bu süre düşüyor. Bataryanın 2 saat
içinde tam şarj olduğunu söylemeliyiz. Telefonda olan ısınmanın ise
normal olduğunu belirtelim. Çıkartılabilir arka kapak, değiştirilebilir
pil ve MicroSD kart desteği ise birçok kullanıcıyı memnun edecek artı
yönlerden.
Teknik Özellikler:
Ekran: 5 inç Super AMOLED Full HD
(1920x1080 çözünürlük, 441 ppi)
İşlemci: 8 çekirdekli Exynos 5 Octa
GPU: Üç çekirdekli PowerVR SGX
544
RAM: 2 GB
Depolama Alanı: 16/32/64 GB
MicroSD Kart Desteği: Var, 64 GB’a
kadar
Batarya: 2600 mAh
Kamera: 13 megapiksel arka
kamera, 2 megapiksel ön kamera
İşletim Sistemi: Android 4.2.2 Jelly
Bean
Boyutlar: 136.6x69.8x7.9 mm
Ağırlık: 130 g
63
www.itadvisor.com.tr
temmuz’13
Brother ADS - 2100
Kurumsal Kullanıma Özel Tarayıcı
Baskı üniteler ile bildiğimiz Brother, bu sefer kurumsal kullanım için
geliştirilen (Single Function Scanner) tarayıcılarla karşımızda. ADS-210
olarak adlandırılan bu yeni ürün 50 sayfalık kağıt tepsisi üzerinde 600
dpi’da tarama yapabiliyor. Dakikada 24 sayfa tarayabilen bu ürün, çift
taraflı tarama özelliği ile 48 resim tarayabiliyor. Birçok veri tipini destekleyen bu ürün, yamuk yerleştirmiş bir kağıdı otomatik olarak düzeltebiliyor. Bu sayede hatalı taramanın önüne geçmiş olunuyor.
Windows, Mac ve Linux sürücülerine sahip olan Brother, Nuance’ın
NewSoft tarama yazılımını da kullanıcısına sunuyor. Windows kullanıcıları beraberinde gelen PDF yazılımı Nuance PDF Converter Professional
7, doküman düzenleme yazılımı Paper Port 12SE ve kartvizit uygulaması Presto! BizCard 6 ile birçok ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Mac
kullanıcılarını da düşünen Brother, Presto! PageManager (Version 9SE)
ve Presto! BizCard 5 yazılımlarını ücretsiz olarak sunuyor.
Uzun lafın kısası. Kolay kurulum özelliklerine sahip bu ürün oldukça
hızlı bir tarama hızını da desteklediğini söylemeliyiz. Tarama kalitesi
oldukça iyi ve buna ek olarak dokümanların USB belleğe direkt olarak
taranabilmesi de cabası. Taranan belgeler isteğe göre E-mail, text, resim
ve PDF olarak da kayıt edilebiliyor. Ürünün ergonomik yapıya sahip
olması ve az yer kaplaması özellikle kurumsal kullanıcıların hoşuna
gidecek bir özellik.
Teknik Özellikler:
Tarama hızı: Dakikada 24 sayfa
Tarama Çözünürlüğü: 600 x 600 dpi optik
Dubleks tarama: var
PC’den bağımsız çalışma: var
Boyut: 299 x 220 x 179 mm
Ağırlık: 3.3 kg
Buffalo LinkStation Live 1TB
Akıllı NAS Depolama Cihazı
Küçük ofisler için tasarlanan Buffalo LinkStation Live NAS cihazı, kolay
kurulumu ve çeşitli fonksiyonları ile göze çarpıyor. 1 TByte kapasiteli
LinkStation Live bu ay IT Advisor test merkezimizin incelemesi altında. Buffalo’nn yeni nesil NAS cihazı hem ev kullanımı hem de küçük
ofis ortamları için geliştirilmiş bir çözüm. Bu ürüne Web üzerinden
ya da mobil uygulama yardımıyla erişmek mümkün. DLNA destekli
cihazlarla çalışabilen LinkStation Live, yeni nesil televizyon veya bir
PS3 ile de sorunsuzca haberleşebiliyor.
Bu ürünü kurmak için yapmanız gereken tek şey, ortamda bulunan
ağ geçidine bağlamak. Birlikte gelen yazılımlarla bu ürüne anında
www.itadvisor.com.tr
Teknik Özellikler:
Disk adeti: 1
Kapasite: 1 TByte
Bağlantı: Mini USB, IEEE1394a, 2 ×
IEEE1394b, eSATA
Boyut: 36x127x227 mm
Ağırlık: 1.4 kg
Güç tüketimi: 17 Watt
64
temmuz’13
erişebiliyorsunuz. Üründe beğendiğimiz bir özellik Timer özelliği
sayesinde çalışma saatlerini ayarlayabilmeniz. Örneğin gireceğiniz
parametrelerle, ürünü sadece hafta içi çalışır hale getirebilirsiniz.
LinkStation Live, ağ ortamında resim, müzik ve filmleri stream edebiliyor. Buna ek olarak BitTorrent, FTP sunucusu ve web sunucusu olarak
oldukça başarılı bir performans sunuyor. Tabi bu performansı daha
profesyonel NAS cihazları ile karşılaştırmak yanlış olur. Buffalo’nun
bu ürünlerden daha iyi olduğunu söylemeliyiz. Buna karşın kolay
kurulum ve fiyat/performans oranı gerçekten çok başarılı. Ürün ağ
ortamına alışık olmayan kişiler için başarılı bir çözüm oluşturuyor.
i’m Watch
Bir Saatten Çok Daha Fazlası
i’m Watch ile cep telefonunuzu cebinizde, çantanızda veya masanızda bırakıp, gelen aramaları
doğrudan cevaplayabiliyorsunuz. iPhone ve Android telefonlarla uyumlu olan i’m Watch sadece
Bluetooth bağlantısı ile telefonunuza bağlanıyor ve telefon üzerinde yapacağınız birçok işi
sırtlanıyor.
Arayan kişinin ismini ve numarasını göstererek aramalara cevap vermenize, numara çevirerek
veya rehberinizdeki ismi söyleyerek arama yapmanıza, favori şehirlerinizdeki hava durumunu kontrol etmenize ve otomatik olarak senkronizasyon yapmanıza olanak sağlıyor. Üstelik
Facebook, Twitter ve Instagram’da paylaşılan gönderileri kolayca takip edebiliyor ve beğenebiliyorsunuz. i’m Watch, işletim sistemi olarak Android tabanlı i’m Droid 2’yi kullanıyor. 4 GB dahili
depolama alanına sahip ürün sadece 95 gram ağırlığa sahip. Akıllı saatin sahip olduğu i’m Cloud
sistemi sayesine cihaz üzerindeki uygulamaları ve verileri yönetebiliyorsunuz. Bunun dışında
eğlenceli özelliklere de sahip olan i’m Watch üzerinde aramayı reddetmek veya kapatmak için
sadece bileğinizi sallamanız yeterli.
Tüm bunların yanı sıra geliştirilebilir bir altyapı üzerinde i’market özelliğinide sunan saat sayesinde oyunlar, office programları, spor ve fitness’a yönelik bir çok kullanışlı ve keyifli uygulamayı
cihazın üzerine yüklemeniz mümkün. Ayrıca i’mWatch ile kalori sayımı yapabilir ve entegre
Bluetooth teknolojisi sayesinde kalp atış hızı monitörüne, pedometrelere ve diğer alıcılara
bağlanabilirsiniz.
Kyocera Ecosys FS-1040
Giriş Seviyesi Yazıcı Arayanlar Özel
Yazıcılar birçok kişi ya da işletmeler için oldukça önemli ve hazırlanan belgelerin yazdırılması, baskı alınması sağlıyorlar. Çalışma
konusunda ise, tasarruf sağlayan ve hızlı işlem yapan yazıcılar ön
plana çıkıyor ki, Kyocera Ecosys FS-1040 bu konuda genel olarak
başarılı olan bir ürün diyebiliriz.
Kyocera Ecosys FS-1040, genel olarak kurulumu ve kullanması oldukça kolay olan bir yazıcı. Yapmanız gereken sadece USB üstünden
yazıcıyı bağlamaktan ibaret. Bu açıdan baktığımızda kolay kurulumu
ve kullanımıyla Kyocera Ecosys FS-1040 artı bir puan kazanıyor.
Karışık ve işlem yaptıran yazıcılara göre kullanıcıya rahatlık sağlıyor.
Bir kullanıcı için de basit ve hızlı bir kurulum en iyisi.
Lazer bir yazıcı olan Kyocera Ecosys FS-1040 ile yaptığımız denemelerde genel olarak memnun kaldık. Baskı kalitesi ve çalışması bakımından bizleri tatmin ettiğini söylemeliyiz. Ürün dakikada 20 adet
A4 kağıda baskı alabiliyor. Bunun da gayet yeterli bir yazdırma hızı
olduğunu söyleyebiliriz. Şunu da belirtelim bu yazıcı giriş seviyesini
hedef alıyor ve bu segment için kaliteli işler ortaya çıkartıyor. 1200
dpi değerine sahip olan Ecosys FS-1040, ekstra olarak daha sessiz
şekilde çalışabiliyor. Sessiz moda aldığınız zaman etrafı rahatsız
etmiyor. Panelinin kullanımı da oldukça kolay. Genel olarak Kyocera
Ecosys FS-1040 giriş seviyesi bir yazıcı olarak kullanıcıları tatmin
etmeyi başarıyor.
Teknik Özellikler:
Boyutlar: 358 x 262 x 241 mm
Ağırlık: 6.3 kg
İşlemci: ARM926EJ / 390 MHz
Bellek: 32 MB
Stadart Arayüz: USB 2.0
Çözünürlük: 600 x 600 dpi, hızlı
1,200 (1,800 x 600 dpi)
65
www.itadvisor.com.tr
temmuz’13
DENETİM MASASI
Ecevit Bıktım / Genel Yayın Yönetmeni
[email protected] twitter.com/ecevitBIKTIM
2017’de Dünya Nüfusunun
Yarısı İnternete Bağlı Olacak
2012- 2017 yılları arasında global IP trafiğinin üç kat, global mobil
veri trafiğinin 13 kat artacağı öngörülüyor. 2017 yılında İnternet
kullanıcısının sayısı dünya nüfusunun yaklaşık yarısı olması
bekleniliyor
C
isco‘nun açıkladığı Görsel Ağ Endeksi (VNI)
Tahmini (2012-2017) raporu oldukça ilginç
sonuçları da beraberinde getirdi. Önümüzdeki
yıllarda internet kullanıcıları tahmin edemeyeceğiniz kadar
artacağı gibi, internete bağlı olması beklenen cihaz sayısı
2017 yılında 19 milyara çıkacak. Ayrıca raporda 2012 –
2017 yılları arasında Global IP trafiğinin (sabit ve mobil)
üç katına çıkacağını ve yıllık 1.4 Zetabite (yılda bir trilyon
Gigabitten fazla) olacağı da öngörüler arasında yer alıyor.
Raporun detaylarına kısaca göz atacak olursak. 2017 yılı
itibariyle dünyanın tahmini nüfusunun (7,6 milyar) yüzde
48’inden fazla ( 3,6 milyar) internet kullanıcısı olması
bekleniyor. Bu esasında çok ciddi bir artış anlamına geliyor.
Çünkü 2012 yılında toplam 2,3 milyar internet kullanıcısı
vardı. Bu rakam dünya nüfusunun (7,2 milyar) yüzde
32’sine denk geliyordu. Dolaysıyla 5 yıl içinde İnternet kullanıcı sayısı %16 artması öngörülüyor. Rapordaki sonuçlar
sadece bunlarla sınırlı değil. Tüm bunlarla birlikte global ağ
bağlantısının (sabit/mobil kişisel cihazlar, M2M bağlantılar) 2012 - 2017 yılları arasında 12 milyardan 19 milyara
çıkacağı söyleniyor.
Bu da dünyada ortalama sabit geniş bant hızını 2012 2017 yılları arasında 3,5 kat artması ve 11.3 Mbps’den 39
Mbps’ye çıkması anlamına geliyor. Bu tahminin oldukça
etkileyici olduğunu söylemekte fayda var. Ama 2011 –
2012 yılları arasındaki verilere baktığımızda, yüzde 30’luk
bir büyüme gösterdiğini ve 8,7 Mbps’den 11,3 Mbps’ye
çıktığını görüyoruz.
Video Tüketimi Yükselişte
66
2012 yılında internet trafiğinin yüzde 26’sı kişisel bilgisa-
temmuz’13
yarlar haricindeki cihazlar tarafından yaratılıyordu. Ancak
2017 yılı itibari ile bu cihazlar internet trafiğinin yüzde
49’unu kapsaması olası. Kişisel bilgisayarlar tarafından
oluşturulan trafik yüzde 14 (CAGR) artacak. Ancak diğer
cihazların internet trafiğine etkisi bu yıllarda daha hızlı
bir büyüme gösterecek: Televizyon %24; tabletler % 104;
akıllı telefonlar % 79 ve cihazdan cihaza modüller %82
artacağı söyleniyor.
Mobil tarafta ise 2017 yılı itibariyle mobil veri trafiği aylık
11.2 eksabite ulaşması bekleniyor (yıllık 134 eksabit).
Buna ek olarak global mobil veri trafiğinin 2012 - 2017
yılları arasında 13 kat artması muhtemel (Yüzde 66 yıllık
bileşik büyüme oranı).
2017 yılında Wi-Fi ve mobil bağlantılı cihazlar internet
trafiğinin yüzde 68’ini oluşturacaklar. 2017 yılında toplam
IP trafiğinin yaklaşık yarısı kişisel bilgisayar dışındaki
cihazlar tarafından yaratılacak (tabletler, akıllı telefonlar ve
televizyonlar dahil).
Bölgesel Trendler
Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa’da
2012 - 2017 yılları arasında IP trafiği yüzde 20’lik bir yıllık
bileşik büyüme göstererek 3 kat artacağı ön görülüyor.
Ayrıca aynı bölgede mobil veri trafiğinin 2012 - 2017 yılları
arasında 12 kat artması bekleniyor (yıllık bileşik büyüme
oranı yüzde 64). Orta ve Doğu Avrupa’da 2017 yılında
mobil veri trafiği bölgenin 2005 yılındaki tüm internet hacminin 9 katı olacak. 2017 yılında bölgede toplam internet
video trafiği (iş kullanıcısı ve son kullanıcı) tüm internet
trafiğinin yüzde 53’ünü oluşturacak. Bu rakam 2012 yılında yüzde 36’ydı.
ESET
99 %
A
93 %
B
88 %
C
79 %
D
79 %
E
F
G
79 %
77 %
77 %
H
76 %
I
75 %
12
kasım’10

Benzer belgeler