“Çocuklarda Parmak Emme,Tırnak Yeme Ve Alt Islatma” Çocuklarda

Transkript

“Çocuklarda Parmak Emme,Tırnak Yeme Ve Alt Islatma” Çocuklarda
“Çocuklarda Parmak Emme,Tırnak Yeme Ve Alt Islatma”
ANAOKULU REHBERLİK SERVİSİ
VELİ BÜLTENİ
ŞUBATŞUBAT- 2009
1
ÇOCUKLARDA PARMAK EMME VE TIRNAK YEME
Öncelikle tırnak yeme davranışını parmak emme davranışından ayırmamız gerekir. Parmak
emme, belli bir yaşa kadar davranış bozukluğu olarak değerlendirilmezken, tırnak yeme hangi
yaşta ortaya çıkarsa çıksın davranış bozukluğu olarak değerlendirilmektedir.
Emme refleksi doğumdan itibaren başlar. Bebek yaşamak için emmek zorundadır.
Annesinden emdiği süt, hem yemek hem de içmek ihtiyacını karşılamaktadır. Bebek eline
geçen her şeyi ağzına götürür. Çünkü emmek beslenmenin de ötesinde bir alışkanlık halini
almıştır. Bu alışkanlığını terk edip, kaşıkla beslenmeye geçmesi kolay değildir. Bunun için
zamana ihtiyacı vardır.
Sevgi ve güven eksikliği olan, memeden erken koparılan, ek besine zorlanan çocuklarda
parmak emme davranışı görülme olasılığı çok yüksektir. Parmak emen çocuğa baskı yapmak,
parmağına acı sürmek, eline eldiven geçirmek ve korkutmak çözüm getirmediği gibi,
alışkanlığı daha da pekiştirir.
Parmak emme, normal çocuklarda herhangi bir psiko-patolojik etken olmaksızın 3-4 yaşlarına
kadar görülen bir olgudur. Çocuklarda parmaklar dışında; dudaklarını, elbisesinin eteğini ve
mendilinin, yastığının, yorganının ucunu veya benzer eşyayı emme davranışına da
rastlanabilmektedir. Anne-baba parmak emmeyi fazla önemsememeli, çocuğu parmak
emerken gördüğünde uyarmamalı, bunun zararlı ve kötü bir alışkanlık olduğunu söyleyerek
çocuğun suçluluk duygusuna kapılmasına yol açmamalıdır. Bilakis, bunun kötü bir alışkanlık
olmadığını, istediği taktirde bırakabileceğini, bunu yapacak güçte bir çocuk olduğunu
söyleyerek cesaretlendirmek gerekir.
Hangi durumda önlem almak gerekir?
* Parmak emme alışkanlığının gün içinde de sürekli olması.
* 4 yaştan sonra da aynı sıklıkla devam etmesi.
* Çocuğun başka aktiviteler yapmaktansa parmak emmeyi tercih etmesi.
* Aile fertleri dışında kişilerin yanında da parmak emmeyi devam ettirmesi.
* Sosyal ortamlarda, anaokulu vb. uyku vakti dışında parmak emmesi.
* Çocukta ek olarak konuşma ve iletişim problemleri olması.
* Diğer davranış ve duygusal problemlerin birlikte olması.
* Yaşıtları ile birlikte olmaktansa parmak emmeyi tercih etmesi.
Parmak emmek dişleri nasıl etkiler?
Ebeveynler parmağını emen çocukların, çene kemikleri ve dişleri üzerindeki etkilerini
düşünerek endişeye kapılabilir. Parmak emme, alt ve üst dişlerin geri itilmesine sebep
olabilmektedir. Parmak emmenin dişleri ne kadar etkilediği, parmak emme süresine ve en
önemlisi parmağın ağızdaki duruşuna bağlıdır.
Süt dişlerinde oluşan bu değişiklik 6 yaşından sonra çıkan asıl dişleri etkilememektedir.
Ancak parmak, emzik emme alışkanlığı devam edecek olursa henüz gelişmekte olan kas ve
kemik yapıları üzerine basınç uygulayarak dişlerin yer değiştirmesine yol açabilir. Bu
durumda üst ön dişler öne, alt ön dişler ise geriye doğru eğilir ve alt ve üst ön dişler arasında
2
açıklık meydana gelir. Alışkanlıktan vazgeçilirse bu açıklık kapanır.
Parmak emme alışkanlığı gece uyurken de devam ederse daha etkili olur ve bunun sonucunda
üst çenede darlık (V şeklinde bir çene kavisi) meydana gelebilir.
Parmak emme alışkanlığı karşısında anne babanın yapacağı en sağlıklı
yaklaşım nedir?
Parmak emme, daha çok iki yaşından önce memeden ayrılmakta zorlanan, anneye bağımlı
çocuklarda görülen bir davranıştır. Olayı telaşa kapılmadan sabırla karşılamak ve sürekli
ilgilenmekten kaçınarak, çocuğa bu alışkanlığın bebekçe bir davranış olduğunu, başkalarının
gözüne hoş görünmeyeceğini basit bir dille anlatmaktır. Aile içinde sürekli aynı alışkanlık
konu edilerek dikkatleri çocuk üzerine çekmek, bu nedenle telaşa ve gerginliğe girmek ve
çözüm amacıyla çocuğu sürekli eleştirmek, yanlış anne-baba davranışları arasında sayılır.
Çocuğa yapılan olumlu tavsiye ve açıklamalarla psikolojik açıdan uyumunun sağlanması,
sorunun ortadan kalkmasına neden olabilir. Burada önemli olan, bir gerileme belirtisi sayılan
bu alışkanlığı oluşturan etkenlerin ana-baba tarafından keşfedilerek ortadan kaldırılmasıdır.
Örneğin; yeni bir kardeşin doğumu, çocukta bu tür bir alışkanlığın başlamasına neden
olabilir.Cıvıldayan, emekleyen, parmak emip tırnak yemeye başlayan çocuk, bu tür
bebekleşme hareketleriyle kaybettiği ilgiyi kazanma savaşımına girer. Kardeşin doğumundan
önce çocuğun hazırlanması, kardeşin varlığına karşın çocuğun statüsünün devam edeceği ve
onun yerinin ayrı olduğu konusunda çocuğun ikna edilmesi, kardeşin yardıma muhtaç bir
yakını olması nedeniyle elbirliğiyle ona bakma gereğine çocuğun inandırılması ondaki
gerginliği azaltır. Böylelikle bu gerginlikten kaynaklanan alışkanlıklar da zamanla kaybolur.
Çocuğa uygun dinlenme, geniş ve çeşitli faaliyet olanakları, oyun ortamları meşgul olmak için
olanaklar sağlanmalıdır.
Baskıcı ve otoriter ailelerde çocuğu bu alışkanlığından vazgeçirmek için çoğu anne-babalar
korkutma, eline vurma, ellerini bağlama, parmağına acı sürme, suçlayıcı ifadeler kullanma
gibi sağlıksız ve sonuç getirmeyen yöntemlere baş vurmaktadır. Tırnak yemede de buna
benzer engelleyici yöntemler kullanılmaktadır. En doğru hareket çocukla konuşmak ve
parmak emmenin altında yatan sebebi bulmaya çalışmaktır.
“Tırnak yeme” aslında tırnağı/tırnak etini dişiyle koparma veya kemirme eylemi için
kullanılan bir terimdir. Gerçek anlamda kopardığı tırnağı yiyen çocuk sayısı pek azdır. Tırnak
yeme çocuklar arasında ve ergenliğe geçişte, çok sık görülen bir davranış bozukluğudur.
Tırnak yemeye zemin hazırlayan sosyal ve psikolojik sebepleri :
1— Üzüntü ve sıkıntı
2— Gerilim ve kaygı
3— Öfke ve saldırganlık
4— Korku ve endişe
5— Kardeş kıskançlığı
3
6— Değersizlik ve güvensizlik duyguları
7— Aile huzursuzlukları ve iletişim problemleri
Çok sevdiği büyükannesini, dedesini, oyun arkadaşını veya köpeğini ölüm sebebiyle
kaybeden çocuk, üzüntüye kapılır ve can sıkıntısından tırnak yiyebilir. Aileden birinin
hastalanması, babanın uzun süreli iş seyahatine çıkması, aileye yeni bir kardeşin katılması,
çocuklar arasında ayırım yapılması, aşırı kuralcı ve baskıcı eğitim çocukta gerilim ve kaygı
uyandırarak tırnak yemesine yol açabilir. Okulda arkadaşlarına, evde ailesine kendini doğru
biçimde ifade edemeyen çocuk üzüntü ve sıkıntı duyar. Tırnak yiyerek sıkıntısını açığa vurur.
Herhangi bir sebepten dolayı haksızlığa uğradığını düşünen bir çocuk, haksızlığı yapan
anneye, babaya veya öğretmene kızar; onlara karşı öfke duyar. Öfkesini açıkça dile getirme
cesareti gösteremediği zaman tırnak yiyerek öfkesini kendine yöneltebilir.
Yaptığı yanlış davranışlardan dolayı ailesinden korkan ve devamlı cezalandırılma endişesi
taşıyan çocuk tırnak yiyebilir. Aile içinde yaşanan huzursuzluklar, kavgalar, boşanmalar,
ayrılmalar çocukta gelecek endişesi ve tek başına kalma korkusu uyandırarak, tırnak
yemesine yol açabilir. Okul başarısızlığı, vücut sakatlığı, aileye evlatlık olarak katılma, zekâ
geriliği gibi eksiklikler çocukta öz güven kaybına, kendini değersiz ve aşağı görmesine,
bunun bir yansıması olarak tırnak yemesine sebep olabilir.
Tırnak yeme davranışına karşı yapılması gerekenler:
• Üç-dört yaşlarına kadar ortaya çıkan tırnak yeme davranışlarında en etkili yöntem anne-baba
tarafından görmezlikten gelinmesidir. Daha sonra bu alışkanlık devam ederse, bir psikologun
yardımı ile çocuğun uyumsuzluk sebepleri iyice araştırılıp ortaya çıkarılmalı ve çözüm
getirilmelidir.
• Çocuğu azarlamak, korkutmak, ceza vermek gibi zorlayıcı yöntemlerin sonuç getirmediği,
kimi zaman daha ağır duygusal problemlerin ortaya çıkmasına yol açtığı anne ve baba
tarafından bilinmelidir.
• Çocuklar korku, tehdit, kaygı, kıskançlık ve güvensizlik doğuracak durumlardan uzak
tutulmalıdır. Bu nedenle, küçük çocukların şiddet içerikli korku filmleri, bilgisayar oyunları
izlemelerine izin verilmemelidir.
• Çocuk ilgi çekmek veya anne-babasını kızdırmak için parmağını ağzına götürdüğü zaman
görmezden gelinmeli, o mekân terk edilerek çocuk yalnız bırakılmalı, çocuğa hissettirmeden
uzaktan gözlenmelidir. Eğer yalnız kaldığında tırnak yemekten vazgeçmiş ise, alışkanlığın
sebebi dikkat çekmek içindir. Çocuk tırnak yemek için parmağını ağzına götürdüğünde
ilgisini başka tarafa çekmek de etkilidir. Ancak ilgi çekilen şey, tırnak yemekten daha çekici
olmalıdır. “Gel seninle bir oyun oynayalım,” “TV de güzel bir çizgi film izlemeye ne
dersin?,” “Bana bir bardak su getirir misin?” gibi yönlendirmeler çocuğun dikkatini başka
tarafa çekecektir. Sinema veya televizyon izlerken patlamış mısır, kuru yemiş, sakız gibi
ağzını meşgul edecek ve tırnak yemenin yerine geçecek şeyler de işe yarayabilir.
• Çocukları ara sıra başarılarından dolayı ödüllendirme bazı durumlarda yarar sağlayabilir.
Ancak bunun kısıtlı ve uygun şekilde kullanılması gerekir. Aksi takdirde çocuk yeni ödüller
almak için bunu kullanabilir.
4
• Kız çocuklarına düzgün kesilmiş bakımlı tırnakların onu daha güzel gösterdiğini
söylenebilir ve manikür seti alınabilir.
• En akılcı ve kalıcı çözüm, tırnak yemeye yol açan asıl problemi ortaya çıkarmak, çocuğun
problemle yüzleşmesini sağlamak, bu davranışın çok kötü bir alışkanlık olmadığını, eğer
isterse bırakabileceğini telkin etmektir. Çocuk buna inandırıldığı zaman elinden gelen çabayı
gösterecektir.
ÇOCUKLARDA ALTINI ISLATMA SORUNU
Genellikle çocuklar mesane kontrolü gerçekleşinceye kadar, yani ortalama olarak 2-3
yaşlarına kadar geceleri altlarını ıslatırlar. Gündüz kontrol 2 yaş dolaylarında, gece
kontrol ise 3,5-4.5 yaş arasında kazanılır. Çocukların hemen hepsinin idrar ve dışkı
kontrolünü kazandıkları 4 yaşından sonra, hala alt ıslatmanın devam etmesi "
durumu
‘’enuresis"
adını
almaktadır.
Enuresis en sık görülen davranış bozukluğudur ve iki biçimde görülebilmektedir.
Bunlardan ilki, birincil enuresis’dir ki bu, sinir-kas kontrolünün gelişmesindeki gecikmeden
kaynaklanabilir ve doğumdan başlayarak süre gelir. Bu gecikme anne-babanın düzensiz ya da
yetersiz tuvalet eğitiminin bir sonucu olarak da oluşabilir. Birincil enuresis zamanla kaybolur
ve yavaş gelişen bu çocuklar, tuvalet kontrolünde arkadaşlarının seviyesine ulaşırlar.
Birincil enuresis, yatak ıslatma sorununun yaklaşık %75-80’ ini oluşturur.
%25-30 oranındaki enuresis ikincil enuresis adını alır. Bu tür alt ıslatma olayında tuvalet
kontrolü oluştuktan sonra bir gerileme söz konusudur. İkincil enuresis tipik olarak korkular,
yeni bir kardeşin doğumu ya da yeni bir eve taşınma gibi bazı ruhsal gerginlik durumlarında
ortaya çıkar.
Bu etkenler çocuğun bir süre için daha olgunlaşmamış davranış biçimlerine dönmesine neden
olabilmektedir. Bu gerileme türü, çocuğun annesine olan öfkesinin sembolik bir ifadesi olarak
yorumlanabilir.
Enuresise, sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan, aile içinde yeterli duygusal etkileşimden
yoksun, nörotik ve uyumsuz çocuklarda daha sık rastlanır. Çeşitli ruhsal etkenler enuresisin
oluşumunda başlıca neden olarak sayılabilir. Alt ıslatma sorunuyla çocuğun duygusal dünyası
arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır.
Aşırı sevgi ve hoşgörü, yetersiz ilgi, kıskançlık gibi nedenlerden kaynaklanan bu gerileme
(regression) davranışı, tırnak yeme, parmak emme gibi bir takım başka gerileme
davranışlarıyla, bebeksi hareketleri ya da konuşmaları da beraberinde getirebilmektedir.
Çocuğun duygusal dünyasını büyük ölçüde etkileyen ev ortamı, alt ıslatma konusunda büyük
rol oynamaktadır.
Rahatsızlığın teşhisi için en az 3 ay süre ile haftada en az 2 kez idrar kaçırmanın olması,
toplumsal, okul başarısında düşmeye ve sorunlara yol açması ve kişinin 5 yaşından büyük
olması gerekmektedir. Ayrıca idrar kaçırma durumu başka bir ilacın yan etkisine bağlı
olmamalı, kişide idrar kaçırmaya sebep olabilecek bir hastalık olmadığı tespit edilmelidir
( şeker hastalığı , ürolojik ya da nörolojik hastalıklar gibi).
5
Enuresis riskini arttıran durumlar:
-Yoğun psiko-sosyal sorunlar içinde olan ve olumsuz çevresel koşullarda yaşayan çocuklar.
-Baba ya da annenin boşanma ya da ölüm sonucu kaybı da önemli etkenlerdendir. Özellikle
daha öncesinde idrar kontrolünün sağlandığı çocuklarda sonradan 5-8 yaşları arasında idrar
kaçırma bu nedenle tekrar başlayabilmektedir.
-Davranışsal bozukluklar gösteren çocuklarda mesane kapasitesinin daha sınırlı olduğu ve bu
durumun daha sık gözlendiği saptanmıştır.
-Ailede anne, baba ve diğer akrabaların geçmiş yaşantılarında bu sorun var ise, çocuklarda da
enuresis riski 5-7 kat artmaktadır.
Çocuğunuz geceleri yatağa kaçırdığında nasıl davranmalısınız?
* Öncelikle, beş yaşın altındaki çocukların mesane kontrolünün büyük oranda isteğe bağlı
olmadığını ve yatağa bilerek kaçırmadığını unutmamalısınız.
* Yatağı ıslatan çocuğu asla cezalandırmayın, kızmayın ve utandırmayın. Bunlar HİÇBİR
fayda sağlamaz. Başkalarının da onunla alay etmesine asla izin vermemelisiniz.
* Yatağa kaçırmadan bir "kaza" olarak bahsedin. Çocuğunuza bunu bilerek yapmadığını
bildiğinizi belirtmelisiniz. Zamanla bunun üstesinden geleceğini açıklamalısınız.
* Uykudan önce tuvaletinin olup olmadığını sormalısınız.
* Gece tuvalete gidebilmesi için yeterli ışık bulunduğundan ve pijamasını kolayca indirip
çekebileceğinden emin olmalısınız.
* Çocuğunuz, birkaç ay boyunca geceleri kuru kalır ve daha sonra yatağı ıslatmaya başlarsa
fiziksel bir neden olup olmadığını anlamak amacıyla bu durumu doktorunuza bildirmelisiniz.
K aynaklar
CİVELEK,B., 2-10 Yaş Çocuklar için Hayatı Kolaylaştıran Temel Alışkanlıklar,Epsilon.
YAVUZER, H., Çocuk Psikolojisi, Remzi Kitabevi.
YÖRÜKOĞLU, A.,Çocuk Ruh Sağlığı, Özgür yay.
www.aile.org
www.psikiyatrist.net
www.psikolojievi.com
6

Benzer belgeler

Erken Çocukluk Döneminde Yaşanan Uyum Sorunları

Erken Çocukluk Döneminde Yaşanan Uyum Sorunları rastlanabilmektedir. Anne-baba parmak emmeyi fazla önemsememeli, çocuğu parmak emerken gördüğünde uyarmamalı, bunun zararlı ve kötü bir alışkanlık olduğunu söyleyerek çocuğun suçluluk duygusuna kap...

Detaylı