146 6,50 tl eylül 2010

Transkript

146 6,50 tl eylül 2010
ÖNCE
YIL: 19
ISSN 1301-4978
SAYI: 146 6,50 TL EYLÜL 2010
EDİTÖRDEN
Dünyamız doğal kaynaklarıyla, bilimin ve teknolojinin sağladığı kazanımlarla
insanlığın gelişimi için yeni fırsatlar sunarken, bir yandan da demografik değişimler, iklim, çevre ve güvenlik alanlarındaki endişe veren gelişmelerin doğurduğu sorunlarla yüz yüze gelmektedir.
Yenileşim bu ortamda hem rekabetçi olabilmenin, hem de sorunlara karşı insanlığın ortak ideali olan barış ve refah içinde yaşamın ana itici gücü olarak
ortaya çıkmaktadır.
KalDer referans yönetim ve değerlendirme modeli olarak her kesimden kuruluşa önerdiği EFQM Mükemmellik Modeli’nin yenileşim ve yaratıcılığı temel bir
mükemmellik kavramı olarak ele almasından yola çıkarak 19.Kalite Kongresi’nin
ana temasını “Yenileşim Yönetimi” olarak belirledi. Bu sene özel oturum konuşmacılarımız CISCO Systems Küresel Operasyonlar Strateji Planlama Başkan
Yardımcısı Inder Sidhu, Innovation Resources Başkanı Robert Tucker ve Principled Innovation LLC’in Başstratejist ve Kurucusu Jeff De Cagna bizlerle olacak.
A.Hamdi Doğan “Görüş” köşesinde fikir ve yorumlarını bizimle paylaştı.
“Türkiye’nin vizyonu yenileşim olmalıdır” başlığını taşıyan makalesinde, Doğan, yenileşim konusuna değinerek, yenileşim
(İnovasyon) kültürü’nün henüz gelişmekte
olduğu ülkemiz için yaratıcı düşüncelerin yaşama yansımasının iyileşmeye açık alanımız
olduğunu belirterek, genç nüfusa sahip diğer
ülkeler için de yenileşimin bir fırsat olduğunu
vurguluyor.
Neslihan Cingi
Yenileşim
Yönetimi
Bu sayımızda dosya köşemizde keyifle okuyabileceğiniz ve sizlere yeni bakış açıları kazandıracağına inandığımız isimler ve konular
var; “Mükemmellik ve Yenileşimin Yönetimi”
yazısı ile KalDer’in yenileşim konusuna bakış açısını anlatan KalDer Başkan Danışmanı İrfan Onay, Genç İnovatif Girişimcilik Projesi, Avrupa Yenileşim Raporu, “Yenileşim için yeni bir yol: Kümelenme” yazısı ile İzmir Ticaret Odası Burcu
Bilir, HP’nin “Eğitim’de İnovasyon Fonu”, Zihni Sinir karakterinin yaratıcısı İrfan
Sayar, vb..gibi önderlerin yorumlarını keyifle okuyacağınızı umuyoruz.
Ulusal Kalite Hareketi köşemizde ise, “Rekabet ortamında fark yaratabilmek”
diyen MAN Kamyon ve Otobüs Garanti Hizmetleri Yöneticisi Duygu Ünlü ve
“Değişimin Yönetilmesini” vurgulayan Fillo Kargo İnsan Kaynakları Eğitim ve
Kalite Müdürü Mihrimah Yıldırım ile yaptığımız röportajları da okuyabilirsiniz.
8-10 Kasım tarihlerinde düzenlenecek 19.Kalite Kongresi’nin ayrıntılarını bir
sonraki sayımızda paylaşıyor olacağız. Kongremize katılım ve ayrıntılar için
www.kalitekongresi2010.org adresine başvurabilirsiniz.
Sevgilerimle,
Kurumsal Sponsorlar
Önce Kalite’146 Eylül 2010
3
içindekiler
ÖNCE
YIL: 19
Görüş
SAYI: 146 6,50 TL EYLÜL 2010
8
Türkiye'nin vizyonu
yenileşim olmalıdır
A. Hamdi Doğan
KalDer Yönetim
Kurulu Başkanı
ISSN 1301-4978
12 Mükemmellik
ve Yenileşimin
Yönetimi
İrfan Onay
KalDer Başkan
Danışmanı
16 19. Kalite Kongresi
Özel Konuşmacıları
18 19. Kalite Kongresi
Programı
20 Avrupa
Ulusal Kalite Hareketi
Şube Haberleri - Ankara
Şube Haberleri - İzmir
Şube Haberleri - Eskişehir
48 Değişimin
52 13. Kalite
54 1 Nolu F Tipi
55 KalDer Eskişehir
yönetilmesi
Mihrimah Yıldırım
Fillo Kargo İnsan
Kaynakları Eğitim ve
Kalite Müdürü
Çemberleri
Paylaşım
Konferansı 14
Ekim’de!
Cezaevi bir ilki
gerçekleştiriyor…
55 Ulusal Kalite
Şube Haberleri - Bursa
TMME
50 Ulusal Endeks 0,5
puanlık artışla
75,6 olarak
gerçekleşti
53 KalDer Bursa
Şubesi faaliyetleri
4
Yenileşim Raporu
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Şubesi Üyeleri
İftar Yemeğinde
Buluştu
Hareketi
Katılımcıları ve
Kalite Ödülü
Sahipleri
Deneyimlerini
Paylaştı
KalDer’den Haberler
2011 Yılı
Ödül Süreci
Değerlendirici
Başvuruları
Başladı!
56 KalDer, İstanbul
Valisi Hüseyin Avni
Mutlu'yu ziyaret
etti
AB destekli,
Türkiye'de Kalite
Altyapısının
Güçlendirilmesi
Projesi başladı
Mükemmellik Yolculuğu
KalDer Adına Sahibi
A. Hamdi Doğan
Genel Yayın Yönetmeni
ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Neslihan Cingi
22 Genç İnovatif
34 Porof. Zihni Sinir
ile yenileşim
üzerine
Girişimçilik Projesi
42 Kurumsal
24 Almanya'nın
yenileşimde 60 yılı
36 Kadınların en
büyük tutkularına
yenileşim ve çevre
yön veriyor
28 Yenileşim için
yeni bir yol:
Kümelenme
Burcu Bilir
İzmir Ticaret Odası
32 HP’nin “Eğitim’de
İnovasyon Fonu”
Meyvelerini
Veriyor
Alp Halil Yörük
İletişim ve Kamu
İlişkileri Direktörü
Siemens A.Ş.
Editör
Ayşe Uyguner
[email protected]
Ulusal Kalite Hareketi
Teknik Yönetmen
Tevfik Fikret Çalışkan
38 Kısa... Kısa...
[email protected]
Yenileşim Turu
2. Editör
Burçin Yeşiltepe
40 2025’te internette
neler değişecek?
44 Rekabet ortamında
Müze
iletişimde kalite
Yayın Kurulu
A. Hamdi Doğan
Prof. Dr. Ali Rıza Kaylan
İrfan Onay
Özlem Yüzak
Vedat Çakmak
Gezi
fark yaratabilmek
Duygu Ünlü
MAN Kamyon ve
Otobüs Ticaret A.Ş.
Garanti Hizmetleri
Yöneticisi
Yönetici Kitaplığı
64 İnovasyonla
Başarıyı Yakalayan
Türkler
[email protected]
Sayfa Düzeni
Reyhan Yalpur
[email protected]
İdare Merkezi
Türkiye Kalite Derneği
(KalDer)
Centrum İş Merkezi, Aydınevler Sanayi
Cad. No: 3 Küçükyalı 34854 İstanbul
Tel: 0 216 518 42 84
Faks: 0 216 518 42 86
www.kalder.org [email protected]
Yapım
Mavi Tanıtım ve İletişim
Rasimpaşa Mah. Ayrılıkçeşme Sok.
No:122 Yeldeğirmeni Kadıköy İstanbul
Tel: 0 216 418 59 31 pbx
58 Tarihe ışık tutan
1001 İcat
62 Yenileşimin
ve ekolojinin
buluştuğu şehir:
MASDAR
Sabancı
Üniversitesi
‘Araç Kutusu’
ile şirketleri
inovasyona
çağırıyor
www.mavitanitim.com.tr
Baskı
Özgün Ofset. Tic. Ltd. Şti.
Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21
4. Levent 34418 İstanbul
Tel: 0 212 280 00 09
Önce Kalite Dergisi, Türkiye
Kalite Derneği tarafından ayda bir
yayınlanır.
Ulusal-Türkçe-Aylık-İlmi
ISSN: 1301-4978
Önce Kalite’146 Eylül 2010
5
İstanbul Merkez
EFQM Mükemmellik • 2010 Modeli (4-25-26 Ekim2010)
Ye
ni
KalDer-Genel Katılıma Açık Eğitimlerinden bazıları
9 ana kriterden oluşan Model; müşteri, çalışan ve toplum mutluluğunun;
stratejilerin; çalışanların, kaynakların ve süreçlerin etkili bir liderlik yaklaşımı
ile yönlendirilerek sağlanabileceği ve kurumların ve kuruluşların mükemmel
iş sonuçları elde edeceği mantığı üzerine kurulmuştur. EFQM Modeli’ni bir
özdeğerlendirme aracı olarak benimseyen kurum ve kuruluşlar uygulama
sonuçlarını gözden geçirerek kuvvetli yönlerini ve iyileştirmeye açık alanlarını belirlemekte, bu doğrultuda hazırladıkları eylem planları ile yönetim
yaklaşımlarını iyileştirme fırsatı elde etmektedir.
Mükemmel Yönetim: Liderlik (18-19 Ekim 2010)
Eğitimin amacı, katılımcıları iş yaşamının en önemli unsurlarından biri olan
yönetim ve liderlik kavramı hakkında bilgilendirmek ve bir liderin sahip olması gereken nitelik ve yetkinlikler konusunda bilgi sunmaktır.
Problem Çözme Teknikleri (20-21 Ekim 2010)
Eğitimin amacı, işletmelerde geçici önlemlerle giderilmeye çalışılan kronik
problemleri çözebilmek için gerekli olan sistematiği ve teknikleri kullanılabilir hale getirmek ve katılımcılara etkin ekip çalışmalarının nasıl yapılacağını
göstermektir.
Çevre Mevzuatında Atık Yönetimi (22 Ekim 2010)
Katılımcıların, atık yönetimi konusundaki mevzuat ve sanayideki atık yönetimi uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamak amaçlanmıştır.
Yalın Üretimde Hızlı Tip Dönme (23 Ekim 2010)
Sürekli akışa ait üretim sistemlerine geçerek, kitle üretimlerinden daha küçük şarjlarda üretim yapabilmek, üretim süreçlerindeki esnekliği artırarak
süreçlerdeki tip dönme kayıp zamanları (tip dönme işlemindeki kayıplar için
geçen zamanı) azaltmak.
İzmir Şubesi
Yalın Altı Sigma Farkındalık Eğitimi * (4 Ekim 2010 )
Yalın 6 Sigma, bir şirketin iş süreçlerini hatalardan arındırarak mükemmel
hale getirmeyi, veya ihtiyaç duyulduğunda yeni bir süreç tasarlamayı mümkün kılan; istatistiksel analizlere ve verilere dayalı, modern yönetim ve karar
verme araçlarının kullanımına imkan sağlayan, tanımlı adımları ve kuralları
olan bir yönetim ve iş yapış modelidir. Yalnızca süreç iyileştirme aracı olarak
kullanıldığı gibi, tüm organizasyonda topyekün kültürel dönüşüm yaratacak,
organizasyonu bir üst seviyeye taşıyacak bir değişim altyapısı olarak da ele
alınabilir.
*Borusan Akademi ile yapılan işbirliği kapsamında gerçekleştirilmektedir.
Yalın 6 Sigma – Farkındalık Eğitimi (9 Ekim 2010)
Stres Başarıya Nasıl Dönüştürülür (14 – 15 Ekim 2010)
Yalın 6 Sigma felsefesi tanıtılarak; hem bir süreç iyileştirme/yaratma aracı,
hem de bir yönetim felsefesi olarak modern iş hayatında nasıl kullanılabileceği konusunda fikir verilecektir. Borusan Grubu’nun değişim yönetimi deneyimlerini paylaşılacaktır.
Katılımcılar, kurum yönetici ve çalışanlarının iş yaşamlarında vazgeçilmez
unsurlardan biri olan stresle baş edebilme ve stresi başarıya dönüştürebilme
ile ilgili yöntem ve teknikler hakkında bilgi sahibi olabilecekler.
İnsan Kaynakları Yöneticiliği Gelişim Programı
Eskişehir Şubesi
(2-3-9-10-16 Ekim 2010)
ISO 14001 Kuruluş İçi Çevre Denetçisi Eğitimi (30 Eylül 2010)
İnsan kaynakları yöneticiliği gelişim programının amacı, katılımcılara insan
kaynakları yönetiminin temel fonksiyon, kavram ve uygulamalarını aktarmaktır. Program insan kaynakları yöneticilerinin, yönetici adaylarının, insan
kaynakları uzman ve çalışanlarının yönetimdeki etkinliklerini geliştirmeyi
ve bu alanda asgari düzeyde bir donanıma sahip olmasını hedeflemektedir.
Program aynı zamanda insan kaynakları yönetiminin kurumsal ölçekte dizaynı için gerekli işlemleri ve adımları aşamalı ve uygulamalı bir perspektifte
öğrenebilme olanağı yaratmaktadır.
Ekolojik denge ve çevre koruma bilinci toplumun tüm kesimlerinin uymak
zorunda olduğu ahlaki, sosyal ve anayasal sorumluluğumuzdur. Bu eğitimle
Çevre Yönetim Sistem Denetimi’nin ISO 14001 sisteminin bir parçası olduğunu göstermeyi; eğitime katılanların, kendi kurumlarında çevre sistemlerini
sorgulamalarını ve sistematik bir yaklaşımla çevre sistemlerini iyileştirmelerini ve bu bağlamda yapılacak pratiklerle denetçileri yetiştirmeyi hedeflemekteyiz.
Takdir-Tanıma Ödüllendirme Sistemleri (21-22 Ekim 2010)
EFQM Kurumsal Sosyal Sorumluluk Eğitimi (14-15 Ekim 2010)
Takdir Tanıma ve Ödüllendirme Sistemleri eğitiminin hedefi katılımcılara takdir tanıma sistemlerine dayalı ödüllendirme modellerini tanıtmak ve
bu alandaki uygulamaları aktarmaktır. Eğitim ayrıca çeşitli örnek olaylarla
katılımcılara işletmelerindeki uygulamaları için ipuçları sağlamayı hedeflemektedir.
Gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamalarından ödün vermeksizin şu anki
paydaşların ihtiyaçlarını karşılayacak Kurumsal Sosyal Sorumluluk çalışmaları uzun vadede kuruluşlara yarar sağlayacaktır. Bu eğitimle Kurumsal
Sosyal Sorumluluk kavramının anlaşılması ve kuruluşlarda içselleştirilmesi
amaçlanmaktadır. Paydaşların beklentilerinin analizi, KSS kapsamında risk
değerlendirmesi, EFQM’in KSS Çerçevesinin anlaşılması, kuruluşlarda kullanımı ele alınacak; grup çalışmaları ile kavramların iş ortamlarında uygulanması için yetkinlik kazanılması sağlanacaktır.
Poka Yoke Çalıştayı (16 Ekim 2010)
Katılımcılar eğitimin sonunda Poka Yoke tanımı, uygulama alanları ve yöntemi hakkında bilgi sahibi olacaklardır. Katılımcılar ürün, hizmet ve iş süreçlerinde yaşadıkları sorunların, düşük maliyetli hata önleyici düzenekler ile nasıl
Sıfır Hata şartlarının sağlanacağı konusunda bilgilendirilecekler; örneklerle
ve gerçek problem çözümleri ile “kusur-önleme” düzenekleri oluşturma becerisi kazanacaklardır.
EFQM Mükemmellik Modeli - 2010 (28 Ekim, 25-26 Kasım 2010)
Ye
Bursa Şubesi
ni
Ankara Şubesi
Ulusal Kalite Hareketi’ne (UKH) yönelik temel bilgilerin de paylaşıldığı bu
eğitimde özdeğerlendirme çalışmalarını başlatmayı, Ulusal Kalite Ödülü
ve/veya Avrupa Kalite Ödülü süreçlerinde yer almayı planlayan kurum ve
kuruluşların yönetici ve çalışanlarına EFQM Mükemmellik Modeli’nin temel
kavramları, model kriterleri, RADAR puanlama yöntemi aktarılacaktır.
KalDer 2010 yılı 2.yarı Genel Katılıma Açık Eğitim Programı için lütfen web sitemizi ziyaret ediniz.
GÖRÜŞ
Türkiye'nin vizyonu
yenileşim olmalıdır
A. Hamdi Doğan
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
T
ürkiye küreselleşme sürecinin başladığı 1990 yılların başından bu yana yalnızca içe dönük ekonomik ve sosyal göstergeleri açısından değil, küresel
ölçekte yerini ve hedeflerini belirlemeye çalışan
bir ülke görünümündedir.Bu önemli bir değişimdir.Türkiye küresel gelişim sürecinde bir yer edinme çabasındadır.
Vizyonun ana teması, “Yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve
rekabete hazır bir toplumun oluşturulmasıdır.’’
2023 yılı vizyonunda; Cumhuriyetin 100’üncü yılında;
l
Bilim ve teknolojiye hakim,
l
Teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen,
l
Teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneğini kazanmış bir refah toplumu
olma,
öngörüsü ortaya konmuştur. (Tübitak)
Bu nasıl gerçekleşecektir?
Mükemmel kurum ve kuruluşlar, mükemmel toplumlar
sürekli öğrenme, sürekli iyileştirme ve sürekli yenileşim
fırsatlarını kovalayan ve sonuçta değişimi gerçekleştirenlerdir.
8
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Bütün ülkeler ve büyük kurumsal yapılar küreselleşme süreci içerisinde politik, ekonomik ve teknolojik açıdan birbirine
bağlılıklarını artırmışlardır.
Türkiye bu süreçte AB ile yakınlaşarak, Avrupa ve Asya ile
Ortadoğu arasında bir merkez rol üstlenerek stratejik önemini derinleştirmek ve yaygınlaştırmak çabasını göstermiştir.
Türkiye’nin dünya koşullarında yerini belirlerken önemli göstergelerden biri de rekabet edebilirlik düzeyidir.
133 ülke arasında 61. sırada yer almaktayız. Bu olumsuz
gösterge Türkiye’nin büyüyen nüfusuna, ekonomisine ve
stratejik önemine karşın gelişmenin sürdürülebilirliğini etkileyebilecek bir göstergedir. Sürdürülebilir büyümeyi engelleyen faktörler arasında “altyapı” önemli bir yetersizliği
yansıtmaktadır. 133 ülke arasında bu kriterde de 105. sırada bulunmaktayız.
BM İnsani Gelişme Endeksi göstergesinde (2007) Türkiye
182 ülke arasında 79. sıradadır. 1968 yılında 152.
sıradaydı.1998’de 85. sıraya yükselmişti.
Türkiye’nin 10. büyük ekonomi olma hedefi, bazı göstergelerde hızlı bir gelişme sürecine girilmesi ve bunun sürdürülür olmasını sağlamak ile olanaklıdır.
2023 vizyonunu Türkiye’nin dünya
koşullarında yerini konumlandırırken,
dünyadaki gelişmelerden ayrı
değerlendirmek mümkün değildir. Dünya bir
değişim yaşıyor. Değişim dalgaları birbirinin
ardına geliyor ve gelecektir. Bu eğilimleri ve
yönelimleri yakalayamazsak sürdürülebilir
bir büyümeyi de sağlayamayız.
2023 vizyonunu Türkiye’nin dünya koşullarında yerini konumlandırırken, dünyadaki gelişmelerden ayrı değerlendirmek mümkün değildir.
Dünya bir değişim yaşıyor. Değişim dalgaları birbirinin
ardına geliyor ve gelecektir. Bu eğilimleri ve yönelimleri
yakalayamazsak sürdürülebilir bir büyümeyi de sağlayamayız.
Bu süreçte düne kadar hiç gündemde olmayan küresel tehditleri karşılamak durumundayız. Genel tanımı ile ÇEVRE
bunun en önemli faktörlerinden biridir. Bu bağlamda
KYOTO sözleşmesi bağlayıcı hükümlerini 2012’den itibaren gösterecektir.
Yenileşim de herkesin parlak bir örnek olarak sunduğu,1968
de 3M’in Post-it buluşundan bu yana örnekler öylesine çoğaldı ve yaratılan değerler öylesine katlanarak büyüdü ve
hızlandı ki yenileşim en çok kullanılan sözcüklerden biri ve
izlenen yöntem oldu. Bugün 3G ile henüz tanışırken, 4G
seçeneği ortaya konuverdi.
Pek çok işletme liderlik ve risk alma özelliklerini kullanarak
günümüzün önemli dev şirketlerini yarattılar. Zaman ve gelişmeler bazen öylesi bir kavşakta çakışır ki, ortam adeta
beklentiyi yaratır.
Malcolm Gladwell ‘’Outliers-Çizginin Dışındakiler’’adlı kitabında, bazı insanların neden daha başarılı olduklarını
sorgularken yetenek, fırsat, zaman gibi olguların bir araya
gelmesi yanı sıra önemli bir bulguya da dikkat çekmiştir.
“10 Bin Saat Kuralı” Bill Gates, Paul Allen, Beatles bu kuralın şöhretlerinden sadece bir kaç örnektir. Başarının ardında
uzun bir çalışma saatinin varlığı ve gerekliliği ortaya konmaktadır.
Yaratıcı düşünceler ve Türkiye’nin vizyonu
Yenileşim (inovasyon), yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet), veya sürecin; yeni bir
pazarlama yönteminin; ya da iş uygulamalarında, işyeri
organizasyonunda veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin uygulanmasıdır.” (Oslo kılavuzu)
Yenileşim (İnovasyon) kültürünün henüz gelişmekte olduğu
ülkemiz için Yaratıcı düşüncelerin yaşama yansıması iyileşmeye açık alanımızdır. Genç nüfusa sahip, dinamik ülkeler
için yenileşim bir fırsattır.
Türkiye’nin küresel ekonomide teknolojileri iyi uygulayan ülkeden, teknolojileri yaratan ülke sınıfına geçmesi
önemlidir.
Bugün ihracatımızın içinde yüksek teknojili ürünlerin payı
Önce Kalite’146 Eylül 2010
9
GÖRÜŞ
Yenileşim (inovasyon), yeni veya
önemli ölçüde değiştirilmiş ürün
(mal ya da hizmet), veya sürecin;
yeni bir pazarlama yönteminin; ya da iş
uygulamalarında, işyeri organizasyonunda
veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel
yöntemin uygulanmasıdır.”
Güney Kore’de öğrenme süreci ile başlayan bilgi birikimi
önce mevcut ürünlerde değişiklik döneminin ardından yeni
ürün geliştirme ile Samsung dünya markası olmuştur. İrlanda da Endüstriyel Kalkınma Ajansı IDA süreci yönetmiştir.
Finlandiya 1990 da % 20’ye ulaşan işsizlik ve tarım ile ormancılık ağırlıklı yapıdan 20 yılda Nokia ile iletişim sektöründe yakaladığı yenileşim atağı ile 1985’te 10.470 dolar
olan fert başı Milli Geliri 2004’de 29 bin dolara çıkartmıştır.
Dünyada 700’ün üstünde CEO Yenileşim’i en önemli konu
olarak görmektedir.Bir başka araştırmaya göre şirketlerin
cirolarının % 75’inden fazlası son birkaç yıl öncesine kadar
piyasada var olmayan ürün ve hizmetlerden oluşmaktadır.
Bütün başarılı yenileşim ülke modellerinde;Devlet
Firmalar-Üniversiteler ve Araştırma kurumları üçgeni
vardır. Politikaları oluşturan, yürüten, koordine eden bir
çatı kurum vardır. Ülkenin Ulusal ve Küresel Yenileşim
Sistemi kurulmuş ve tanımlanmıştır. Türkiye bunu başarmak durumundadır.
Türkiye’nin Vizyonuna açılan bir pencere
19. Kalite Kongresi
% 5.1 dir.Bu değer AB de % 21.5 dır. Kapatılması gereken
büyük bir fark vardır.
Değerlendirilmesi tartışılmakla beraber her yıl yayınlanan
Avrupa Yenileşim Endeksinde (Europeans Innovation Scoreboard) Türkiye 27 AB ülkesi ardında yer almaktadır. Sonuç 2009 yılı içinde değişmemiştir.
10
Türkiye’nin gelişim sürecinde “Yenileşimin Yönetimi”
önemli kilometre taşlarından biridir. KalDer bu aşamada
8-9-10 Kasım tarihlerinde 19. Kalite Kongresi’nde bu ana
tema çerçevesinde konuyu tartışacak. Dünyadaki ve ülkemizdeki iyi örnekleri paylaşacak ,yöntemleri uzmanlar ve
uygulayıcılardan dinleyecek. Robert Tucker ve Jeff de Cagna gibi ünlü konuşmacıların yanı sıra Inder Sidhu gibi ünlü
teknoloji şirketlerin (Cisco) yöneticileri ve ABD başta olmak
üzere bir çok ülke Yenileşim Kurumlarının Direktörleri bizlerle olacaktır. Türkiye yenileşim rüzgarını kuvvetle duyacağı bir kongre ile tanışacaktır.
l
Yenileşim öğrenilir mi?
l
Süreçleri nelerdir?
Son yıllarda Ar-Ge çalışmalarına verilen destekler artmıştır.
Patent gibi yaratıcı çıktı göstergelerinde artışlar olmasına
karşın yeterli olmanın çok gerisindeyiz. Teknoparkların gelişim sürecinde fiziksel yapılanma ötesine geçebilen başarı
öykülerimiz henüz ortada yok. Üniversite- sanayi işbirliğinde yıllardır zorlama ve sürdülebilir olmayan az sayıda
projemiz var. Tasarım da başarılı örneklerimiz artıyor. Ama
maalesef yaygın değil ve süreklilik taşımıyor.
l
İcat etmek bir ayrıcalık mıdır ?
Yenileşim politikalarının belirlenmesi ülkeden ülkeye farklılık göstermekle beraber genel bazı özellikleri taşırlar. İyi
örnekler arasında 1990’lı yıllarda Japonya’da başlayan “sürekli iyileştirme” Kaizen yaklaşımı Toyota ve Komatsu firmalarına dünya pazarlarında rekabet gücü kazandırmıştır.
Sorular çok ! Yanıtlar da öyle.
19.Kalite Kongresi yanıtlarınızı bulacağınız ortamdır.KalDer
geleneksel kongrelerine yeni bir tema ile yeni teknolojilerin
uygulanacağı bir yeni sunum tekniğini de sizlerle tanıştırarak ortamınıza renk katacaktır. ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
l
Ar-Ge ile yenileşim farklı mı ?
l
İşletmelerde yenileşim sistemi nasıl çalışıyor ?
l
Yenileşim ortamı nasıl yaratılmalıdır ?
l
Sektörlerden örneklerle yenileşim platformları
Dünyamız doğal kaynaklarıyla, bilimin ve teknolojinin sağladığı kazanımlarla insanlığın gelişimi için yeni fırsatlar sunarken,
bir yandan da demografik değişimler, iklim, çevre ve güvenlik alanlarındaki endişe veren gelişmelerin doğurduğu sorunlarla
yüz yüze gelmektedir.
Yeni sorun ve fırsatlara çözüm üretmek ise kamu yönetimleri, sivil toplum kuruluşları ve özel kesim için oluşturulması ve
geliştirilmesi gerekli bir yeterlilik ve beceri unsuru olmuştur.
Yenileşim bu ortamda hem rekabetçi olabilmenin, hem de sorunlara karşı insanlığın ortak ideali olan barış ve refah içinde
yaşamın ana itici gücü olarak ortaya çıkmaktadır.
Yenileşimde başarılı ülkelerin yaşam boyu öğrenme ve araştırma-geliştirme alanlarında anlamlı harcamalarının yanında,
insan kaynaklarının geliştirilmesinde, yeni teknoloji, ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi ve benimsenmesinde birçok yöntem
ve aracı başarı ile kullandıkları gözlenmektedir.
Teknolojik yenileşimin ve araştırma – geliştirme’nin yanı sıra birçok ülke ve kuruluş yenileşimde tasarım yetkinliğinin de
temel bir rekabet unsuru olduğunu kavramış ve tasarıma ilişkin ölçütleri de yenileşim göstergelerine eklemişlerdir.
KalDer referans yönetim ve değerlendirme modeli olarak her kesimden kuruluşa önerdiği EFQM Mükemmellik Modeli’nin
yenileşim ve yaratıcılığı temel bir mükemmellik kavramı olarak ele almasından yola çıkarak 19. Kalite Kongresi’nin ana temasını “Yenileşim Yönetimi” olarak belirlemiştir.
Amacımız kamu, özel kesim ve STK’lardan yönetici ve uzmanların öncü yaklaşımları ve uygulamaları tartışmaları, sorgulamaları ve kendi kuruluşları için yeni düşünceler geliştirmeleridir.
Ana tema, küresel, bölgesel ve ülke düzeyinde, uygulamacılar, uluslararası uzmanlar ve Türkiye’nin fikir önderleri tarafından
ele alınacaktır.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
11
YENİLEŞİM
İrfan Onay
KalDer Başkan Danışmanı
Mükemmellik ve
Yenileşimin Yönetimi
U
luslararası ticaret kurallarındaki ve haberleşme
teknolojilerindeki gelişmelerin rekabet koşullarında yarattığı olumlu/olumsuz etkiler yenileşimin kuruluşa yön verme ve beklenen başarıları
gerçekleşmede öne çıkmasına yol açtı. İnsanların gereksinmeleri artar ve çeşitlenirken, çevre ve doğal kaynakların
karşılaştığı tehditler yenileşimi sadece iş çevrelerinin değil
kamu yönetimi ve STK ların da gündemlerinin en üst sıralarına yükseltti . Öte yandan her alanda üretilen bilginin ve
bilgi paylaşımının son yıllardaki olağanüstü artışı yeni ürün
ve hizmetler yanında iş modelleri, ve süreç yönetiminde de
yaratıcı fikirlerin uygulama alanlarına aktarılmasında geniş
olanaklar sunar duruma geldi.
Sistemli yaklaşımlarla paydaş beklentilerinin karşılanıp
aşılması, yüksek düzeyde performans gerçekleştirilmesi ve
sürdürülebilmesini amaçlayan mükemmellik hareketi de
bu gelişmelerden etkilendi. Yenileşim böylece yönetim bilimleri ve sistemlerinin önemli bir alanı olarak algılanmaya
başlandı.
12
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Yenileşim ve yaratıcılık her zaman Avrupa Kalite Yönetim
Vakfı-EFQM Mükemmellik Modelinin mükemmelliği arayan
kuruluşlarda aradığı temel özelliklerden birisi idi. Bildiğimiz
gibi Model esas olarak öngörülebilir bir gelecek için başarılı
kuruluşların ortak özelliklerinin tanımlandığı “Temel Kavramlara dayanıyor. 2010 yılı öncesi temel kavramlar listesinde “Sürekli Öğrenme, Yenileşim ve İyileştirme” temel
kavramlardan birisi olarak açıklanmıştı. Modelin 2010 da
güncellemesinde bu kavram çok daha açık, ve yönlendirici
biçimde “ Yaratıcılık ve Yenileşimi Besleme” olarak aşağıdaki gibi tanımlandı;
“Yaratıcılık ve Yenileşimi Besleme: Mükemmel kuruluşlar; paydaşlarının yaratıcılıklarını harekete geçirerek
sürekli ve sistematik yenileşimle artan değer ve performans düzeyleri yaratır”.
Modeli açıklayan kitapta bu kavramın uygulamada fırsatların nasıl belirleneceği, stratejilerin oluşturulacağı, çalışanlar ve diğer paydaşlarla bu doğrultuda nasıl çalışılacağı,
süreçlerin yenileşimci olma yönünde nasıl tasarlanacağı,
YENİLEŞİMİN 8 DALGASI
özet olarak yenileşimi destekleyen bir çalışma kültürü, ve
sistemli yönetim ortamının nasıl yaratılacağı konusunda
açıklamalara yer verilmiştir.[1]
“Temel Kavramlar” ın bütünsellik içinde yorumlanması gerektiğinden yenileşim ve yaratıcılık diğer temel kavramların
da kapsadığı bir eylem alanı olarak algılanmalı; Örneğin liderler vizyon ve misyon belirlerken, toplumun ve çalışanların algılarını öğrenirken, yenileşim için sistemler kurar, çalışanlara cesaret verip, kaynaklar ayırırken belirleyici roller
üstlenmektedir. Benzer biçimde müşteriler için değer yaratırken, çalışanlarlarla başarma kavramını yaşama geçirirken, süreçlerle yönetirken ve işbirlikleri oluştururken
yenilikçi yaklaşımların ve uygulamaların değerlendirilmesi
kuruluşların mükemmellik yolundaki konumlarını gösterecektir. Son olarak “Sürdürülebilir bir gelecek için sorumluluk alma” olarak ifade edilen ve mükemmel kurumlardan
sosyal sorumluluk alanında da öncü ve etkin uygulamalar
bekleyen temel kavram da başlıbaşına yenileşimi gerekli
kılan ve yeni fırsatların araştırılmasına yol açan bir kavram
durumuna geldi.
KRİTERLER ve YENİLEŞİM
Mükemmellik Modeli 2010 temel kavramlarda önemle altı
çizilen “yenileşim ve yaratıcılık” konularını da tüm kriterlerin ilgili başlıklarına taşıyarak özdeğerlendirme çabalarında
yön gösterici oldu.
YENİLEŞİM RADARI
Çoğunuzun bildiği gibi RADAR (Sonuçlar-YaklaşımlarYayılım-Değerlendirme ve İyileştirme) mantığı ve yöntemi
başlı başına bir planlama yaklaşımı olmanın yanında sık kullanıldığı biçimi ile Mükemmellik Modeli kriterlerinin tutarlı
biçimde puanlanması olanağını yaratmaktadır. Kapalı bir
sürekli iyileşme döngüsü olarak RADAR da 2010 yılı Model
güncellenmesini destekleyecek biçimde gözden geçirilmiş
ve “Değerlendirme ve Gözden Geçirme” boyutu, 2010’da
“Değerlendirme ve İyileştirme” olarak adlandırılarak kuruluşları değerlendirmeler sonucunda somut iyileştirmelere
yönlendirmeyi hedeflenmiştir.
“Değerlendirme ve İyileştirme” boyutunun unsurları olarak
ölçmenin yanı sıra öğrenme etkinlikleri gerçekleşirken yaÖnce Kalite’146 Eylül 2010
13
YENİLEŞİM
yecanlı çalışmalarını kaotik bir ortamda yürütürken, kimileri ayrıntılı yönetmeliklerle tanımlanmış katı süreçler izleyerek yaratıcılığı tehlikeye atmaktadır. Önerilen uygulama ise
iki uç yaklaşımın dengelenmesi ile yenileşim yatırımlarının
kazanımlarını artırmaktır.
Nereden başlamalı?: Liderlerin yenileşimin kuruluş için
anlamını, ne kadar risk alabileceklerini tanımlamaları daha
sonra asgari kontrol, çalışanların özendirilmesi, risk yönetimi gibi yönetim yaklaşımlarının yaşama geçirilmesi öneriliyor.
ratıcı fikir ve yaklaşımların geliştirileceği mekanizmaların
mevcudiyeti öğrenme ve yaratıcılık unsuru ile, yenileşim
çabaları ise yenileşim ve iyileştirme unsuru ile değerlendirilmektedir.
YENİLEŞİM ÇERÇEVESİ [2]
Avrupa Kalite Yönetim Vakfı-EFQM uzmanlardan oluşan bir
ekiple daha önceden gerçekleştirdiği kapsamlı bir kıyaslama çalışmasının bulgularından da yararlanarak Mükemmellik Modeli’nin yapı ve dinamiklerine uyumlu bir “Çerçeve”
geliştirmiştir. 39 Sayfalık bu kitapçıkta Mükemmellik Modelinin 9 ana kriteri alt başlıklar halinde kapsanarak önemli
unsurlar belirtilmiştir. Örneğin “Politika ve Strateji” kriteri
için çok sayıda söz konusu olabilecek özelliğin sıralandağı
üç alt başlık şunlardır;
lYeni fikir ve fırsatlar sürekli taranır ve ilgilenilecek olanlar tanımlanır,
l
Ümit verici ve dengeli yenilik öncelikleri araştırılır ve belirlenir,
l
Yenileşimin stratejik yönetimi yönetim sisteminin tamamı ile bütünleşmiştir.
Kriter açıklamalarından önce ise yenileşim konusundaki çok
değerli uzmanlık birikimi aşağıdaki soruların yanıtları etrafında anlatılmaktadır:
Yenileşim nedir?; Yeni fikirlerin ürün ve hizmetlerdeki
teknik değişikliklerin yanında süreçler, sistemler, hatta toplumsal ilişkileri değer yaratan biçimde dönüştürmesi çerçevede yenileşim olarak tanımlanıyor.
Yenileşimden kimler yararlanıyor?; Kuruluşun kendisi,
müşterileri, çalışanları ve toplum yenileşim yolu ile yaratılan değerlerden farklı biçimlerde yararlanmaktadır,
Yenileşimin zorlukları nelerdir?: Kuruluşlar yenileşim
alanında başarılı olmak için etkinlik alanının da zorladığı
farklı yaklaşımlar uygulayabilmektedir. Kimi kuruluşlar he14
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Yenileşim Çerçevesi’nin bu kapsamı ile değişik biçimde
yararlanılabilecek bir kaynak olduğunu düşünüyoruz;
l
Yenileşim ekiplerinin fikirlerin yaşama geçirirkenki kilometre taşlarında kendilerini değerlendirmeleri,
l
Yenileşim ekipleri ve yöneticilerinin sorumluluklarının
tanımlanması,
l
Lider ve çalışanların yenileşim yetkinliklerinin geliştirilmesi,
l
Tedarikçi yada işbirliği yapılan kuruluşların yenileşim yeteneklerini değerlendirmek ve geliştirilmesi,
lKuruluşun yenileşim kapasitesinin değerlendirilmesi ve
stratejik plan için girdi sağlamak için.
KalDer YENİLEŞİM DESTEKLERİ
Yenileşim Çerçevesi’nin sağladığı yukarıdaki olanakların
yanında KalDer yenileşim alanında eğitimler ve çalıştaylar
düzenleyerek ülke ve kuruluşlarımızın başarılarına destek
olmaya çalışmaktadır:
Yenileşimin 8 Dalgası: Kalıcı yenileşim kapasitesi oluşturmak için oluşturulması ve geliştirilmesi gereken 8 temel
alanın açıklanması; geleceği algılamak, liderlik, değerlendirme, yenileşim stratejileri, ekip oluşturma, yeni fikir üretme,
proje yönetimi ve deneyimlerden öğrenme.
LaSalle Matrisleri ile öneri geliştirme: Ekip halinde, ürünler, hizmetler, süreçler ve yepyeni fırsatlar için yeni fikirler
yaratma süreci,
Muhteşem Yedili: Yedi yaratıcı sorun çözme, yeni fikirler
üretme aracı.
Beklentimiz başta UKH üyeleri, tüm üyelerimizin ve ülkemizin her kesimden kuruluşunun kurumsal mükemmellik
yolunda yenileşim yetkinliklerini geliştirerek sorunlara çözüm bulması, yeni gelişme fırsatları yakalaması ve dünya
ölçeğinde başarılar yakalamaları. ç
[1]: EFQM Mükemmellik Modeli-2010 : KalDer Yayınları
[2] : EFQM Framework for Innovation :EFQM yayınları;2005
KALİTE KONGRESİ
19. Kalite Kongresi Özel Konuşmacıları
9 Kasım 2010 - INDER SIDHU
CISCO SYSTEMS
Küresel Operasyonlar Strateji ve Planlama Başkan Yardımcısı
Inder Sidhu, Cisco’da Küresel Operasyonlar, Strateji ve Planlama’dan sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Sidhu, Cisco İşletme Komitesi üyeliğinin yanı sıra, Çin,
Hindistan, Brezilya, Meksika ve Orta Doğu ülkeleriyle ilgilenen gelişmekte olan Ülkeler
Konseyi’nin de Eş Başkanı’dır.
2010 yılında, New York Times, Wall Street Journal, USA Today ve Amazon.com’un en
çok satanlar listesine giren Doing Both: How Cisco Captures Today’s Profit & Drives
Tomorrow’s Growth kitabını çıkarmıştır. Bu kitapta, Sidhu; iş dünyasındaki yaygın
ikileşimleri (dikotomi) tanımlamış, başarılı şirketlerin bir şeyi kazanmak için diğer
şeylerden vazgeçme durumundan nasıl sakındıklarını incelemiş ve bunun yerine
ikisini de gerçekleştirerek (doing both) nasıl büyük değerler kazandıklarını anlatmıştır.
Bu çerçeveyi kullanarak Cisco’nun istikrarlı yüksek performansına ve yenileşim başarılarına eşsiz bir bakışla yaklaşmıştır.
2006’dan 2009’a kadar Sidhu, Cisco’nun toplam gelirinin yarısını temsil eden Enterprise
Business Council’in Eş Başkanlığını yapmıştır.
1995 yılında Cisco bünyesinde çalışmaya başlayana kadar Inder Sidhu, satış, hizmet, iş
geliştirme, ileri mühendislik hizmetleri gibi sektörlerde başkan yardımcısı, genel müdür
seviyesinde lider pozisyonlarda bulunmuştur.
Cisco’dan önce Sidhu, uluslararası bir danışmanlık şirketi olan McKinsey & Company’de,
Intel ve Novell’de çalışmıştır.
Sidhu öğretim üyesi olarak Harvard Business School, Standford Üniversitesi ve California
Üniversite’sinde dersler vermektedir.
Inder Sidhu, lisans öğrenimini Delhi’deki Hindistan Teknoloji Enstitüsü’nde elektrik mühendisliği üzerine almış, Massachusetts Üniversitesi’nde elektrik ve bilgisayar mühendisliği konusunda ve Pensilvanya Üniversitesi Wharton School of Business’ta işletme yönetimi konusunda yüksek lisans yapmıştır. Ayrıca Harvard Business School İleri Yönetim
Teknikleri Programı’nı başarıyla bitirmiştir.
10 Kasım 2010 - ROBERT B. TUCKER
The Innovation Resources Başkanı
Robert B. Tucker, The Innovation Resources’un Başkanı ve aynı zamanda uluslararası
düzeyde tanınmış bir yenileşim uzmanıdır. Los Angeles California Üniversitesi’nde
öğretim görevlisi olarak bulunmuştur. 1986’dan bu yana danışmanlık ve çeşitli
kongrelerde konuşmalar yapmaktadır. Fortune 500 listesinde bulunan en az 200 firma için
konuşmalar gerçekleştirmiştir.
Zamanın 50 yenileşim lideriyle yaptığı görüşmelerden oluşan ‘‘Winning the
Innovation Game’’ isimli ilk kitabını 1986’da yayınlamıştır. Bu kitaptan sonra; 13 dile
çevrilen ve “en çok satanlar” listesine giren “Managing Future: 10 Driving Forces of Change
for the New Century” kitabını çıkarmıştır. En çok tanınan kitabı olan “Driving Growth
Through Innovation”da 23 öncü şirketin iyi uygulamalarını okuyucularla paylaşmış ve bu
kitabın 2008 yılında güncellenmiş baskısı yayınlanmıştır.
Tucker’ın yazıları, sık sık Journal of Business Strategy & Leadership ve Harvard
Management Update dergilerinde yer almaktadır. PBS ve CBS’te televizyon programlarına
katıldığı gibi, CNBC’nin ‘‘The Business Innovation’’ programında konuk olarak yer almıştır.
Çığır Açan Sonuçlar ve Sürdürülebilir Büyüme için Yenileşim
24 yıldır süregelen bir araştırmaya dayanan bu dinamik sunum kapsamında
küresel yenileşim gurusu ve bestseller yazarı Robert B. Tucker, bizi dünyanın en yenileşimci
şirketlerinin bazılarının perde arkasına doğru bir tura çıkaracak. Onların güçlü büyüme,
kar ve rekabet üstünlüğüne ilişkin yenileşim stratejilerini keşfedeceksiniz. Ayrıca herhangi
bir kuruluşta kendi çalışmalarınızda kullanabileceğiniz alışılmadık yöntemler öğrenecek
ve çığır açan sonuçlar elde edeceksiniz.
16
Önce Kalite’146 Eylül 2010
10 Kasım 2010 - JEFF DE CAGNA
Principled Innovation LLC’in Baş Stratejist ve Kurucusu
Jeff De Cagna, Principled Innovation LLC’in baş stratejisti ve kurucusu ve kuruluşlar için
önemli bir yenileşim lideridir. 10 yılı aşkın bir süre yönetici olarak çalışan De Cagna 2002’de
Principled Innovation LLC’yi kurarak diğer firmaların, gelecek hakkında daha verimli
düşünebilme kapasitelerini ortaya çıkarmalarına yardım etmektedir. Kuzey Amerika’da
olduğu kadar Dünya’nın başka birçok yerinde kuruluşlara danışmanlık yapmaktadır.
Ayrıca bir yazar ve konuşmacıdır.
Jeff De Cagna, “The Center for Association Leadership” yönetim kurulu üyeliği görevini
sürdürmektedir. ASAE ve Merkezin Araştırma ve Finans Komitesi üyesidir. Ayrıca Association
Forum of Chicagoland, American Mensa, Board Source, Special Librarires Association veWorld
Future Society’nin üyesidir.
We Have Always Done It That Way: 101 Things About Associations We Must Change kitabını
yazan “5 Bağımsız Düşünür”den biridir. Jeff De Cagna, John Hopkings Üniversitesi’nden
mezun olmuş, Harvard Üniversitesi’nde yüksek lisans derecesini almış, MIT Sloan School
of Management’tan yenileşim ve strateji (yöneticilik) sertifikası almıştır.
Küresel Yenileşim Ruhu
Uzun bir süre büyüme çizgisi izleyebilen bir şirket kurmak, liderler için hiç bu kadar zor
olmamıştı. Bugün çok daha karmaşık bir iş ortamında yaşıyoruz ve sürekli artan değişim
oranı her yerde derin bir toplumsal dönüşüm yaratmakta. Fakat dünyanın ileri gelen
şirketleri, küresel yenileşim ruhunu sahiplenerek geleceğe hazırlanıyorlar.
Belirsizlik ve büyüme fırsatıyla aynı anda karşı karşıya gelinen zorlu ekonomik koşullarda
bile, yenileşimle paydaşlara yeni ve köklü değerler yaratmak gelişim için vazgeçilmez bir
unsurdur. Hizmet ettiğiniz insanlar için göze çarpan bir marka oluşturmak için şirketinize
küresel yenileşim ruhunu nasıl getirebileceğinizi öğrenin.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
17
KALİTE KONGRESİ
19. Kalite Kongresi Programı
9 Kasım 2010
REKABET GÜCÜ VE
YENİLEŞİM POLİTİKALARI
Ulusal rekabet gücü ve kamu politikaları
Hükümetlerin yenileşim politikalarının etkinliği
Değişim dinamikleri, uzgörü çalışmaları, eğilimlerin
izlenmesi
Yenileşim için kamu-özel kesim işbirliği
SEKTÖREL YENİLEŞİM: OTOMOTİV
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
SEKTÖREL YENİLEŞİM: HİZMET/FİNANS
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
DIŞ DEĞERLENDİRME
KalDer,EFQM Mükemmellik Modeli ve RADAR değerlendirme ölçütlerine uygun
özdeğerlendirmenizi yapıyor
Kapsamlı bir şekilde raporluyor
Gelişim yol haritalarınızın oluşturulmasına
destek veriyor
Dış Değerlendirme hizmeti almış kuruluşların
deneyimleri ve kazanımları
YENİLEŞİM YÖNETİMİ, BİLİŞİM VE
İNTERNETİN ROLÜ
İnternette yaratıcılığın/yenileşimin paylaşımcı/
kollektif yapılanması
“Semantik Web” Anlayan Makineler
İnternette suni zeka uygulamaları: düşünene ve
fikir geliştiren makineler
İnternette sosyal iletişim
İnternetin düşünme sistemlerimize etkileri
İnternette gözetim, denetim ve yasaklama
uygulamaları
TÜRKİYE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ
ENDEKSİ
Ölçülebilir müşteri memnuniyeti
Müşteri memnuniyetinde süreklilik
İyi uygulamalar ve başarı hikayeleri
*KalDer, program üzerinde değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
18
Önce Kalite’146 Eylül 2010
YENİLEŞİM İÇİN DESTEK YAPILARI ve
KURUMLAR
Yenileşimci kümeler, teknoloji parkları
Bölgesel Kalkınma Ajansları
Kuluçka merkezleri temel başarı gerekleri, melek
sermaye
Başarı hikayeleri, zorluklar ve çözümleri
ULUSAL KALİTE HAREKETİ
İyi uygulamalar paylaşım platformu
Kurumsal dönüşümün yol haritası
Mükemmellik Modeli ile özdeğerlendirme
Rekabet ve başarı
YENİLEŞİM İÇİN TASARIM KAPASİTESİ
Krizden çıkışta tasarım
Yenileşim döngüsünde tasarımın yeri
KOBİ’ler için tasarım desteği, etkileşim tasarımı
Yerel kültürel birikimden tasarımda yararlanma
AÇIK YENİLEŞİM VE ORTAK YARATIM
Açık yenileşimin yarattığı fırsatlar
Zorluklar nedir nasıl aşılabilir?
Uygulamadan öğrendiklerimiz
ARGE VE YENİLEŞİM
AB 2020 stratejisi ve CIP Programı
Yenileşim açısından temel teknolojilere bakış
KOBİ’ler için olanaklar
SEKTÖREL YENİLEŞİM: İNŞAAT
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
TÜRKİYE VATANDAŞ MEMNUNİYETİ
ENDEKSİ
YENİLEŞİM İKLİMİ: KÜLTÜR, LİDERLİK
VE İK YÖNETİMİ
Amerika Vatandaş Memnuniyeti Endeksi (ACSI)
Uluslararası/ülkelerarası kıyaslamalar
Türkiye’de vatandaş memnuniyeti ölçümünün gerekliliği
Yenileşim için olumlu sosyolojik ve kurumsal kültürün
bileşenleri, kurumsal yenileşim kültürümüzü anlamak, kültürel ortamı etkileme ve iyileştirmenin yolu,
yordamı
Yenileşim için uzgörü ve vizyon, yenileşimci liderlerin
yetkinlikleri, yenileşim için değişim yönetimi
Çalışanların yenileşim stratejisini sahiplenmesi, bireylerin özendirilmesi, gelişimi ve desteklenmesi,
yenileşime dost çalışma ortamı
STRATEJİDEN PAZARA: ÜRÜN/HİZMET
GELİŞTİRME
Yeni ürünler için “ufuk taraması”
Eğilimler ve müşteri beklentilerinin ürün/hizmete
yansıtılması
Kilit tedarikçilerle ilişkiler
Değer zinciri, değer yönetimi
Onay süreçleri
Alet kutusu (TRIZ, Kalite evi, DMIAC…)
SEKTÖREL YENİLEŞİM: SAĞLIK
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
10 Kasım 2010
KURUMLARDA SORUN ÇÖZME
KAPASİTESİ YARATMAK VE GELİŞTİRMEK
Sorun çözme kapasitesinin (SÇK) önemi
SÇK öğeleri
İş dünyası,medya, bilim ve kültür, kamu kesimlerinde
SÇK ve SÇK ile kazanılabilecekler
SEKTÖREL YENİLEŞİM: GIDA
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
YENİLEŞİM VE ÖĞRENME
Eğitim sisteminin yenileşimi destekler biçimde gözden
geçirilmesi
Yaşam boyu öğrenme programları ve yenileşim
Yenileşim için üniversite tasarımı
Eğitimde yenileşim örnekleri, eğitim reformu
Teknoloji destekli öğrenme
SEKTÖREL YENİLEŞİM: YEREL YÖNETİMLER
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
YENİLEŞİM ÖLÇÜTLERİ VE
DEĞERLENDİRME YÖNTEMLERİ
EFQM Yenileşim Çerçevesi, girdiler ve sonuçlar
Türkiye İmalat Sanayiinde Yenileşim Araştırması
Şirketlerde yenileşimin etkinliği:
Kritik başarı faktörleri, kilit performans göstergeleri,
süreç ölçütleri vb.
ULUSAL KALİTE ÖDÜLÜ
Güncellenen EFQM 2010 modelinin
getirdikleri ve yeni yaklaşımlar
Modelin
EFQM,
KalDer,
Değerlendirici
ve Değerlendirilen Kuruluşlar açısından
ele alınması
Paydaşların EFQM 2010 modelinden beklentileri
Mevcut durum,uygulama süreci ve gelecek
planları
SEKTÖREL YENİLEŞİM: TURİZM
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
SEKTÖREL YENİLEŞİM: LOJİSTİK
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
ÖZEL OTURUM
Küresel Yenileşim Ruhu
Belirsizlik ve büyüme fırsatıyla aynı anda karşı
karşıya gelinen zorlu ekonomik koşullarda bile,
yenileşimle paydaşlara yeni ve köklü değerler
yaratmak gelişim için vazgeçilmez bir unsurdur.
Hizmet ettiğiniz insanlar için göze çarpan
bir marka oluşturmak için şirketinize küresel yenileşim ruhunu nasıl getirebileceğinizi
öğrenin.
SEKTÖREL YENİLEŞİM: PERAKENDE
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
SEKTÖREL YENİLEŞİM: TEKSTİL
Ne Yaptık?
Nasıl Yaptık?
Nerede Zorlandık?
Neler Öğrendik?
*KalDer, program üzerinde değişiklik yapma hakkını saklı tutar.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
19
YENİLEŞİM
Avrupa
Yenileşim Raporu
AB Komisyonu
tarafından açıklanan
“Avrupa Yenileşim
Puan Tablosu 2009” raporuna
göre, Türkiye inovasyonda
Avrupa’nın en alt sıralarında
yer alıyor, bu alanda öncü
durumundaki ülkelere
yetişme hızında ise umut
veriyor.
da iş uygulamalarında, işyeri
organizasyonunda veya dış
ilişkilerde yeni bir organizasyonel
yöntemin ortaya konulması”
şeklinde tanımlanan yenileşimde
içinde bulundukları durum incelenip
sıralama yapıldı.
A
lİnovasyon performansları AB
27 ülkeleri ile diğer tümünden
oldukça yukarıda bulunan
Danimarka, Finlandiya, Almanya,
İsveç, İsviçre ve İngiltere bu alanda
lider.
vrupa Birliği Komisyonu
tarafından, Ortak
Araştırma Merkezi
ve Sussex, Londra,
Urbino, Leiden üniversitelerinin
katkısıyla Maastricht Ekonomik
ve Sosyal Araştırma ve Eğitim
Merkezi’ne hazırlatılan Avrupa
Yenileşim (İnovasyon) Puan Tablosu
2009 raporu açıklandı. Raporda
AB üyesi ülkelerle Hırvatistan,
Sırbistan, Türkiye, İzlanda, Norveç
ve İsviçre’nin “Yeni veya önemli
ölçüde değiştirilmiş ürün (mal
ya da hizmet) veya sürecin; yeni
bir pazarlama yönteminin; ya
20
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Türkiye üst sıradakilerin peşinde
Raporun “İnovasyon Performansının
Karşılaştırmalı Analizi” bölümünde
ülkeler şöyle anlatıldı:
l
İnovasyon lideri ülkeleri izleyen
Avusturya, Belçika, Kıbrıs Rum
Kesimi, Estonya, Fransa, İzlanda,
İrlanda, Lüksemburg, Hollanda
ve Slovenya’nın performansları
liderlerin altında ama AB 27
ortalamasının üzerinde ya da ona
yakın.
l
Çek Cumhuriyeti, Yunanistan,
Macaristan, İtalya, Litvanya,
Malta, Norveç, Polonya, Portekiz,
Slovakya ve İspanya ortalama
seviyedeki inovasyoncular,
performansları AB’nin altında.
l
Bulgaristan, Hırvatistan,
Latvia, Romanya, Sırbistan ve
Türkiye inovasyonda yukarıdaki
ülkeleri yakalama (catchingup) grubundaki ülkeler.
İnovasyon performansları AB 27
ortalamasının bir hayli altında
olsa da bu performanslar AB 27
ülkelerinin ortalaması karşısında
zaman içinde artmaktadır.”
Hırvatistan, Letonya, Romanya,
Sırbistan, Türkiye
Raporda Türkiye ve benzer ülkelerin
“insan kaynaklarında inovasyon”
alanında AB ortalamasının
altında bulundukları, ekonomik
büyümelerinin ise ortalamanın
üstünde oldukları kaydedildi.
Raporda Türkiye’nin durumu
hakkında şöyle denildi: “Avrupa’nın
inovasyon liderlerini ‘yakalamak’
için çalışan’ grupta bulunan
Türkiye’de inovasyon performansı,
AB ülkeleri ortalamasının oldukça
altında, iyileşme hızı ise AB 27
ülkelerinden üç kat daha fazla.
Türkiye'de Yenileşim
ÇIKTILAR
Ekonomik Etkiler
Firma Yatırımları
SONUÇLAR
Finansman ve Destek
0.00 0.10 0.20 0.30 0.40 0.50 0.60 0.70
Ülkenin ortalama performansıyla
kıyaslandığında göreceli güçlü yönleri
‘Finans ve Destek’, ‘İnovasyoncular’
ve ‘Ekonomik etkiler’, göreceli
zayıflıkları ise ‘İnsan kaynakları’,
‘Firma yatırımları’ ve ‘Üretilen iş’
alanları olarak belirlendi.
Geçen beş yılda ‘İnsan kaynakları’,
‘Finans ve destek’, ‘Firma yatırımları’
ve ‘Üretilen işler’ alanları; özellikle
bilim ve mühendislik ile sosyal
ve insani bilimler alanlarındaki
mezunlarda (yüzde 17.2), Hayat
boyu öğrenimde (yüzde 13.1), Özel
kredilerde (yüzde 17.3), İş âlemi
Ar-Ge harcamalarında (yüzde 28.5)
ve Avrupa Patent Ofisi patentlerinde
(yüzde 15) güçlü büyümenin sonucu
olarak inovasyon performansında
iyileşmenin ana sürükleyicileri
olmuştur. Diğer inovasyon
alanlarında performans küçük
adımlarla artmıştır.”
0.700
AB inovasyon raporunda ölçülen
alanlar şu anlama geliyor:
İnsan Kaynakları: Yüksek vasıflı
ve eğitimli kişilerin iş alanında
bulunabilirliği.
Finans ve Destek: Hükümetlerin
inovasyon etkinlikleri için desteklerini
ve inovasyon projeleri için finasman
bulunabilmesi durumu.
Firma Yatırımları: İnovasyon
üretmek için firmaların yaptığı
değişik yatırımların sahası.
Bağlantı ve Girişimcilik: Girişim
ve işbirliğinde, inovasyon firmaları
arasında ve kamu sektörü ile yapılan
girişim ve işbirliği çabaları.
Üretilen İşler: İnovasyon sürecinde
üretilen fikri mülkiyet haklarının
düzeyi.
Yenileşim: Piyasaya inovasyonların
sunan firmaların sayısı.
-4%- 2% 0% 2% 4% 6% 8% 10%1 2%14%
Ekonomik Etkiler: İnovasyonun
istihdam, ihracat ve inovasyon
etkinliklerine bağlı satışlarda elde
ettiği başarı.
Genel Durum
Rapora göre, son istatistikler AB’nin
inovasyonda ABD’yi, inovasyon
performansında ise diğer ülkeleri
yakalamakta güçlükle karşı karşıya
bulunduğunu gösteriyor. Rapor
Avrupa’da daha fazla inovasyona
gereksinim duyulduğunu belirtirken,
“2008’den bu yana birçok AB 27
devleti inovasyon performanslarını
düzenli bir şekilde iyileştirdi.
Ancak ekonomik kriz bu süreci
engelledi. İnovasyonda ABD’nin
gerisinde bulunan Avrupa ülkeleri,
Brezilya, Rusya, Hindistan ve
hızlı iyileştirmelere karşın Çin
gibi ülkelerin açık farkla önünde
bulunuyor.ç
Avrupa Yenileşim Tablosu
0.600
0.500
0.400
0.300
0.200
0.100
0.000
RS TR BG LV HR RO LT PL HU SK MT IT GR ES NO PT CZ SI EU CY IS EE NL FR IE BE LU AT DK UK DE FI SE CH
Önce Kalite’146 Eylül 2010
21
YENİLEŞİM
Genç İnovatif
Girişimçilik Projesi
Türk Eğitim Derneği (TED)
koordinatörlüğünde,
Türkiye’nin birçok
bölgesinden yaklaşık
30 okulun katılımı ile
Technopolis Türkiye ve
Uluslararası Eğitim ve
Kaynak Ağı (International
Education and Resource
Network) danışmanlığında
yürütülen Genç İnovatif
Girişimcilik Projesi’nin
nasıl hayata bulduğunu
aktarıyoruz.
P
rojenin temelinde; Türk
gençliğinin yaratıcılığının
desteklenmesi, yeniliğin
öneminin vurgulanması,
sürdürülebilir bir ekonominin
oluşması için yenilikçi tabanlı
girişimcilikle ilgilenen gençler
yetiştirmek yer almaktadır.
Projenin ana hedefi ise, gençlerin
inovasyon kültürüne sahip, güçlü
bir ekonominin dinamosu olan
inovasyona dayalı girişimciliğe
yatkın bireyler olarak yetişmelerini
sağlayarak ülkemizin gelişmesi ve
kalkınmasında anahtar rol oynayacak
inovasyon konusunda toplumda
farkındalık yaratmak ve inovasyon
kültürünü oluşturabilmektir.
Proje sonunda elde edilmesi
beklenen çıktılar
l Lise öğrencilerinin ve eğitimcilerin
inovasyonun ve inovasyona dayalı
22
Önce Kalite’146 Eylül 2010
girişimciliğin önemi ve iş planı
oluşturma konusunda bilgi sahibi
olmaları,
l
Bu bilgiyi yaymak üzere gerekli
donanımı kazanmaları,
l
Şirketlerin ve üniversite
öğrencilerinin katılımı ile sinerji
yaratılması,
l
Ebeveynlerin de işbirliğinin
sağlanması ile başarı oranının
yükseltilmesi,
l
Öğrencilerin diğer derslere olan
ilgilerinin arttırılması (matematik,
fen dersleri, yabancı diller, vs. gibi),
l
Öğrencilerin geleceğe yönelik
kariyer planlarını geliştirmeleri,
l İnovasyon ve inovasyona
dayalı girişimcilik konularında
Türkiye’deki okullar arasında
ve Türkiye’deki okullarla ABD
okulları arasında yeni işbirliklerinin
oluşturulması,
l
Türkiye’de ilk defa lise
öğrencilerine yönelik inovatif
girişimcilik konulu eğitim içeriğinin
hazırlanacak olmasıyla milli
eğitim sistemine önemli bir katkı
sağlanması,
l
Toplum genelinde konuyla ilgili
farkındalık yaratılması
Bu amaç çerçevesinde izlenecek ana
adımlar ve eğitimin kapsamı ise şu
şekildedir:
1. Eğitim ve öğretim dönemi
boyunca, öğrencilerin inovasyon
ve inovasyona dayalı girişimciliğin
öğretmenlerinin desteğiyle gerçek
hayattan örneklerle öğrenmeleri,
l
Uzmanların ve farklı sektörlerde
faaliyet gösteren başarılı
girişimcilerin okulları ziyaret
ederek bilgilerini ve “inovasyona
dayalı girişimcilik” deneyimlerini
öğrencilerle paylaşmaları,
l
Öğrencilerin, inovatif firmaları
ziyaret ederek girişimcileri
işyerlerinde görmeyi tecrübe
etmeleri,
2. Eğitim ve öğretim döneminde,
ekipler halinde,
l
Dönemde kazanılan bilgi altyapısı
ile inovasyon fikirleri geliştirip iş
planı oluşturmaları,
l
Öğrencilerin iş planlarını genel
katılıma açık final etkinliğinde
sunmaları,
l
Final etkinliğine, ABD’den katılımcı
öğrenci ve uzmanların davet
edilmesi,
l
Projeyi tanıtıcı web sitesinin
yeniden yapılandırılması,
l
Projenin etkin bir şekilde
tanıtılması ve toplumda konuyla
ilgili farkındalık yaratılması
amacıyla bir iletişim stratejisinin
yürütülmesi.ç
Proje hakkında detaylı bilgi için:
http://www.gencgirisim.biz
YENİLEŞİM
Binek otomobillerindeki
yolcu hücresinden Airbus
380’e, sinek kovuculardan
bilgisayarlı tomografiye:
Alman buluşları onlarca
yıldır gelişimin önünü açıyor.
Üstelik bunu pek çok farklı
şekilde gerçekleştiriyor.
ALMANYA’NIN
60 YILI
1950Alfred Kärcher Avrupa’nın
gelecek vaat eden basınçlı buhar
temizleyicisi DS 350’yi (ilk basınçlı
sıcak su temizle­yicisi) geliştirmeyi
başardı.
1950Stihl firması dünyanın ilk
tek kişilik benzinli testeresini
pazara sürdü. Her ne kadar 16
kiloluk ağırlığıyla taşıması pek
kolay değildiyse de Stihl BL,
Şuab Bölgesi’nin bu firmasına
günümüzdeki dünya pazarı
liderliğinin temellerini sağladı.
1952 Avusturya kökenli mühendis
Béla Barényi Daimler-Benz firması
için yolcu hücresi prensibini geliştirdi.
Arabanın ön ve arka kısımları esnek
olduğu takdirde çarpışma anında
sürücünün üzerine binen kuvvetin
azaldığını keşfetti. Yolcu hüc­resi
1952’de patent aldı ve Barényi pasif
güvenliğin öncülerinden biri haline
geldi.
24
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Béla Barényi
Daimler-Benz
firması için yolcu
hücresi prensibini
geliştirdi.
1955Dünyanın ilk bilgisayarı 1941
yılında Berlinli mucit Konrad Zuse
tarafından geliştirilmişti. Zuse,
efsanevi Z3’ün 14 yıl ardından seri
üretim için uygun bir model olan
Z11’i tanıtacak noktaya ulaşmıştı.
1955İlaç firması Merck, Gerobion
ile ilk geriatrik karışımı piyasaya
sürdü. Böylece Merck günümüzün en
önemli tıbbi alanlarından biri sayılan
geriatri için erkenden harekete
geçmiş oldu.
1958Wankel motorlarının ilki
olan DKM54 (döner pistonlu
motor) üretildi. Yapboz ustası Felix
Wankel’in buluşu sarsıntısız sürüş
sağlayarak günümüze kadar Mazda
RX-8 gibi spor araba­larda yüksek hız
yapmayı olanaklı kıldı.
1958 Bayer’e bağlı Drugofa firması
sivrisinek ve kenelere karşı koruma
sağlayan AUTAN’ı piyasaya sürdü.
Başlangıçta losyon olarak hazırlanan
ürün zaman içerisinde sprey ve
kalem formatında da üretildi. Dünya
Sağlık Örgütü günümüzde dahi
AUTAN’ın hammaddesini öneriyor.
Dünyaca tanınan bu madde bugün
bir Amerikan şirketi SC Johnson
tarafından pazarlanıyor.
1958Artur Fischer tarafından
bulunan kancalı dübel prensibi basit
olduğu kadar da dahiyane: Bir dübelin
içine bir vidayı sabitlerken küçük
tırnaklar da yanlara doğru alçılıyor ve
duvara sıkı sıkıya oturuyor. Böylelikle
dübelin vidayla birlikte dönmesi
engellenmiş oluyor.
kavramını ilk kez tanıttıysa da
başarısızlığa uğradı. Fakat bundan
kırk yıl sonra tasarımcılar “Maltese
Falcon” yatını onun ekolojik DynaRigg-Kavramına dayandırdılar.
1967Daha az atık, daha az tüketim:
Bosch D-Jetronic ile modern benzinli
motorların temelini attı. Dünya
çapındaki ilk elektronik benzin
püskürtme sistemi, seri üretilen
kişisel otomobiller grubunda ilk
olarak bir Volkswagen’da kullanıldı.
1969İşadamı Eugen Lägler
buluşlarıyla zemin taşlama
yönteminde devrim yaptı. 1969’un
ünlü HUMMEL’i bugün de dünyada
en çok satılan parke spiral makinesi.
1960Karl Storz’un “soğuk ışık
kaynağı” buluşu endoskopi sırasında
cam lifi üzerinden gönderilen ışık
sayesinde insan bedeninin net
görüntüsünü alma olanağı yarattı.
Soğuk ışık tekni­ğinin geliştirilmiş
olması bugün uygulanan “minimal
invaziv cerrahi”nin de önünü açtı.
1962Walter Bruch tarafından
geliştirilen PAL tekniği, Federal
Almanya’da renkli televizyona
geçişi mümkün kıldı. PAL sistemi
renkleri mükemmel derecede aslına
uygun yansıtan bir uygulama olarak
Avrupa’da ve Asya, Afrika ve Güney
Amerika’nın neredeyse bütün
ülkelerinde kabul gördü.
1963Şeker hastalığının tedavisinde
önemli bir gelişmeyi sağlayan
Aachenlı kimyager Helmut Zahn,
insülinin ilk sentetik üretimini
gerçekleştirdi.
1965Doğu Alman matbaa
makineleri üreticisi Planeta, çok
1969Jürgen Dethloff ve Helmut
Göttrup’un patentini aldığı “ayırt
edici şalter” bir dünya kariyerini
başlattı. Çip kartı olarak uygulanan
bu buluş olmadan bugünkü dünyayı
düşünmek mümkün değil.
Dünyanın ilk
bilgisayarı 1941
yılında Berlinli
mucit Konrad
Zuse tarafından
geliştirilmişti.
elemanlı yapım tekniğine dayalı
ilk tabaka ofset baskı makinesini
yapan şirket. Variant 4’ün yapımında
uygulanan model, yeni tabaka ofset
baskı makinelerinde standartlaştı.
Planeta bugün Koenig & Bauer
şirketler grubuna, dünyanın en büyük
matbaa makineleri üreticilerinden
biri olan firmaya bağlandı.
1967Wilhelm Prölss 20 knot
hızındaki büyük yük gemilerinin
dahi 50 dereceye kadar rüzgara
karşı yelken açabileceklerine
inanıyordu. 1967 yılında Hamburg
Üniversitesi’nde Dyna-Rigg-
1973Aachen Üniversitesi’nin
araştırmacıları zamanın
ilerisindeydiler. Bugün otomotiv
sektörünün hakim akımı haline
gelen hibrid motorların uygulamada
ortaya çıkmasından çok önce benzin
ve elektriği bir arada kullanan ilk
motoru geliştirmişlerdi.
1974Telefaksın arkasındaki firma
olan Infotec, Almanya’da ileri
teknolojiler alanında başarılı. Infotec
Avrupa çapında ilk faks aletini
piyasaya sürdü.
1976Makine fabrikası “Böhler
und Weber” (bugünkü adıyla
Böwe Systec) erken dönemlerde
sektöre yeni standartlar getirdi.
Büro makineleri sektöründe faaliyet
gösteren şirket 1976 yılında saatte
12.500 adetle dünyanın en hızlı
zarflama sistemini tanıttı.
1976Bauer firması BG 7 ile ilk
Önce Kalite’146 Eylül 2010
25
YENİLEŞİM
büyük ölçekli matkap aygıtını
geliştirdi. Derin delme işlemlerinde
(örneğin açık denizlerde rüzgar
enerjisi santrali için temel açılması
gerektiğinde) büyük matkaplar
merkezi eleman. Bauer Maschinen
bugün derin delme aygıtları
üretiminde dünya lideri.
1976Max Planck Enstitüsü’nde
çalışan araştırmacı Erwin Neher
ve Bert Sakmann “patch clamp”
yöntemiyle, hücre iletişiminde
çok sayıda bilmeceyi çözdüler. Bu
gelişmeden yarar sağlayan alanlardan
biri nörobiyoloji.
1976Darmstadt kentinde bulunan
Merck firması daha 1904 yılında
akışkan kristali piyasaya sürmüştü.
1976 yılında bu maddenin kimyasal
ve optik özellikleri sayesinde yüksek
görüntü kalitesi veren LCD ekran­ları
geliştirmek mümkün oldu.
1979Alman firmaları Hamburg’ta
dünyada yolcu taşımacılığına dönük
ilk manyetik raylı treni tanıttılar;
trenin rayla temas etmeden hareket
ettiği bu sistem günümüz hızlı
trenlerinin öncüsüydü.
1978 Christiane Nüsslein-Volhard
ABD’li Eric Wieschaus’la birlikte,
meyve sineği drosophila üzerinden
“gradyant kuramı”nı geliştirmeye
başladı. Araştırmacıların vardığı
sonuçlar insan genetiği için de
önemli nitelikteydi.
1980 Dornier firması ilk olarak çığır
açıcı bir buluş olan böbrek taşı kırma
aygıtını geliştirildi. Buluşun özelliği:
Bugün daha da geliştirilmiş olan bu
sistem sayesinde böbreğin içindeki
taş, dalga etkisiyle parçalanıyor.
Böylece hastaların cerrahın
neşterinden kurtulması mümkün
oluyor.
1981Daha 1971 yılında MercedesBenz gelecek vaat eden bir hava
26
Önce Kalite’146 Eylül 2010
yastığı testi gerçekleştirmişti. Ama
ürünün piyasaya sürülmesi kolay
olmadı. 1981’de artık o notaya
gelinmişti: Mercedes-Benz S sınıfına,
özel donanım olarak hava yastığı
kondu. Bugün bu güvenlik sistemi
teknik standartlar arasında yer alıyor.
1984 Sunta tabakalar hesaplı ve
çevre dostu mobilya üretimine
olanak tanıdı, çünkü hızarlardan
çıkan talaş kullanılarak üretilebi­
liyordu. Siempelkamp’ın ContiRoll
baskı makineleri sayesinde özellikle
sağlam suntalar üretilebildiğinden
firma bugün dünya çapında bir marka
haline geldi.
1985Manyetik rezonans
tomografisi sayesinde omurların,
beynin, kalbin ve başka organların
ayrıntılı görüntüsünü elde
etmek mümkün hale geldi.
Bunun uygulanabilmesi Jens
Frahm’ın 1985’te geliştirdiği Flash
görüntüleme yöntemiyle mümkün
oldu.
1987Siemens, Permasyn motoruyla
denizaltıların hareket sisteminde
atılım yaptı. Bu motor kendinden
öncekilerden belirgin biçimde daha
sessiz, daha küçük ve daha hafif.
1987 Müzik dosyaları, ses
kalitesinde düşme olmadan
sorunsuzca nasıl sıkıştırılabilir? Ses
dosyası sıkıştırma sistemi MP3’le. Bu
yenilikçi çözümü ilk olarak Karlheinz
Brandenburg’un başında olduğu
Erlangen Fraunhofer Enstitüsü’nün
uzmanları tanıttı.
1988 Birbirinden bağımsız ve hemen
hemen eş zamanlı olarak Fransız
Albert Fert ve Alman Peter Grünberg,
dev manyetik direnç efektini buldu:
Gigabyte boyutlarında hard disk
yapılmasına olanak veren büyük
buluştu bu.
1993Bilim dünyası hidro floro kloro
karbonun (HCFC) ozon tabakası
için ne kadar tehlikeli olduğunu
anladıktan sonra, hummalı şekilde
çözümler arandı. Saksonyalı firma
Firma Foron ve Greenpeace hızlı
bir sonuç aldı: HCFC kullanmayan
ilk buzdolabı olan çevre dostu
“Greenfreeze”i tanıttılar.
1994Daimler, NECAR 1’le yakıt
hücreli ilk otomobili tanıttı. O
zamandan beri Stuttgartlı firma bu
ekolojik tekniğe bir milyar Avro’dan
fazla para yatırdı ve yakıt hücreli
otomobilde dünyadaki en büyük filo
olarak 100 test aracına sahip.
1995 Optimal güvenliği temsil eden
üç harf: Bosch çığır açıcı bir buluş
olan elektronik stabilite programını,
kısaca ESP’yi geliştirdi. Bir otomobil
kontrolden çıktığında sistem tek tek
uygulanan frenlerle aracı tekrar hızla
kontrol altına alıyor. ESP bugün tüm
dünyada benimsenmiş durumda.
1995Büyük traktör üretiminde
bugün Avrupa’nın en başarılı firması
olan Fendt’in Vario 900 serisinin
ilk örneği “Modell 926”ydı. 260
beygirlik Vario 926’un harika tarafı,
kendi dönemi için benzeri olmayan
basamaksız vites sistemiydi. Onun
ardılı Vario 936 dünyanın en hızlı ve
en verimli traktörü olma başarısını
yakaladı.
1998Daha sonra Nobel Ödülü
alacak olan Theodor Hänsch
tarafından bulunan “frekans tarağı
tekniği”, yüksek kaliteli ölçüme
olanak tanıyan bir yöntem. Yöntemin
sansasyonel yararları, atom
analizinden evrenin araştırmasına
kadar uzanıyor.
1996Endüstri robotlarının PC
tabanlı kumandasını geçekleştiren
Augsburglu firma Kuka Robot Group,
robotların çalışmasında yazılım,
kumanda ve mekaniğin hassas
birlikteliğini geliştirme yönünde çok
önemli bir adım attı.
1997Otto Bock Healthcare'nin
geliştirdiği C-Leg ile ilk kez tamamen
mikro işlemci üzerinden yönlendirilen
diz eklemini tanıttı. Özel başarılı
bir tasarımla üretilen protez doğal
yürüyüşe yakınlığıyla göz dolduran
bir ürün.
1999 Stefan Hell, STED
mikroskopunu ilk olarak deneysel
olarak gerçekleştirdi ve tıpta yeni
umutların doğmasına yol açtı.
2008 yılında bu mikroskopla hücre
yaşamını nano çözünürlükte filme
alma başarısını gösterdi.
2002ThyssenKrupp’un, TWIN
asansörlerinde her asansör
boşluğunda üst üste gelen iki kabin
birbirinden bağımsız olarak farklı
katlara inip çıkabiliyor. Böylece kısa
sürede yüzde 40 daha fazla insan
istedikleri yere ulaşabiliyor.
2003SARS kısaltmasıyla tanınan
kuş gribi dünyada ölümlere ve büyük
korkuya yol açtı. Hastalıkla mücadele
önemli bir gelişmeyi Hamburg’taki
Bernhard Nocht Enstitüsü’nün
araştırmacıları, SARS’a yol açan
virüsü belirleyerek gerçekleştirdi.
2004 Siemens, SOMATOM
Sensation 64 ile dünyanın en hızlı
bilgisayar tomografisini tanıttı.
Ama sadece hızda değil görüntü
kalitesinde ve ayrıntı kesinliğinde
de SOMATOM Sensation 64 kendi
alanında yeni standartlar getirdi.
2005Göklerin devi 27 Nisan
2005’te ilk uçuş denemesini başarıyla
gerçekleştirdi. Airbus A380 dünyanın
en büyük yolcu jeti – aynı zamanda
da Avrupa’nın ortak bir projesi ve
Alman teknolojisinden geniş ölçüde
yararlanıyor.
2007Liebherr’den yolların cüsseli
aracı LTM 11200-9.1. Saatte 75 km
hız yapabilen ve 202 ton kaldırabilen
yüksek performanslı teleskobik
vinç dünyadaki en hızlı vinç olarak
piyasaya çıktı. Teleskobik yöntemle
açılan kolları 100 metrelik bir rekor
uzunluğa ulaşıyor. Ayrıca vinç kolu
otomatik olarak istenen uzunluğa
getirilebiliyor.
2009 Avrupa uzay teleskopları
Herschel ve Planck 14 Mayıs 2009’da
uzaya fırlatıldı. Güvertede yerini
alan Alman tekniğiyle o günden
beri evrenin mükemmel görüntüleri
dünyaya ulaşıyor.
2010 Volkswagen 2009’da
yarattığı model dizisi BlueMotion
Technologies’le New York
International Auto Show’da World
Green Car Award’ı kazandı. Bu ödül,
düşük emisyonlu tüketimi taltif
ediyor.ç
Johannes Göbel
Kaynak: Magazine-Deutschland
Önce Kalite’146 Eylül 2010
27
YENİLEŞİM
Burcu Bilir
İzmir Ticaret Odası
Yenileşim için yeni bir yol:
Kümelenme
B
ir araya gelmek ve birlikte çalışmak, neredeyse
her zaman ve her konuda verimli bir yöntemdir.
Bu nedenle hepimiz eğitim ya da iş hayatında bir
küme, grup ya da ekip çalışması içerisinde bulunmuşuzdur. Günümüzde ise bu tür çalışmaları sadece bizlerin değil, işletmelerin de kullandığını görüyoruz. Bir grup
içerisinde yer alan işletmeler, kendi güçlerinin yanında
grubun gücünden de yararlanıyor. Çünkü, hızla gelişen teknoloji ve ticaretin değişen kuralları işletmeleri de daha iyi,
daha yenilikçi, daha verimli olmaya zorluyor.
Bu noktada en önemli sorun değişimi yönetebilmek. Yeni
trendleri takip eden, küresel düşünen işletmeler faaliyetlerini sürdürürken; çağın gerisinde kalan, vizyonu dar işletmeler piyasadan silinip gidiyor.
28
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Değişimi yönetebilmek, rakiplerinin arasından sıyrılmak
için de inovasyon yani yenilikçilik şart.
Son yıllarda inovasyon ve kümelenme terimlerini sıkça duyuyoruz.
lİnovasyon tüm sektörlere yönelik bir ifade iken,
l
Kümelenme bir sektöre/alana odaklanıyor ve o sektördeki/alandaki inovasyon sisteminin verimli hale gelmesini
hedefliyor.
Kümelenme kavramı bilinenin aksine sadece aynı iş kolunda faaliyet gösteren firmaların aynı coğrafi bölgede yoğunlaşmasını ifade etmiyor.
Belirlenen sektörün “inovasyon sistemi”nin (İşletmeler, tedarikçiler, üniversiteler, araştırma kurumları, fon sağlayıcı-
lar, kamu kurumları, STK’lar, müşteriler gibi) tanımlanması
ve iyi işler hale getirilmesi üzerine yürütülen projeleri de
içeriyor.
Kümelenme: Nerede ve Nasıl?
1990’lı yıllarda Porter tarafından ortaya atılan kümelenme
çalışmalarının başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya genelinde yaygın bir uygulama alanı var.
Kümelenme çalışmalarında belki de en önemli nokta; doğru
kümenin ve doğru sektörün seçilebilmesi.
Örneğin; tekstil sektöründe bir küme çalışması için ihracat
ve pazarlama yönü güçlü oyuncular gerekir iken, nanoteknoloji alanı için mutlaka güçlü bir Ar-Ge oyuncusu gerekli.
Kümelenme faaliyetinin karar vericiler ve politika yapıcılar
tarafından benimsenmesi de şart.
Kümeye katkı sağlayabilecek kuruluşların sürekli iletişim ve
işbirliği halinde de olması gerekli.
Kısaca, kümelenme çalışması çıktıları uzun vadede alınacak,
yatırım ve emek gerektiren bir iş.
Başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünya genelinde yaygın
bir uygulama alanı var.
Birçok ülke kümelenme politikası uygulayabilmek için projeler geliştirmekte ve kümelenmeyi ekonomi politikalarının
temeline oturtmakta.
l
Amerika ve AB gibi ülkeler kümelenme yaklaşımını yeni
teknolojilerin geliştirmesi amacıyla kullanırken;
l
Hindistan, Meksika gibi ülkeler endüstriyel rekabet gücünü ve ihracat kalitesini artırma ve yeni pazarlara girme
amacıyla kullanmaktadır.
Kümelenmenin bilinen en güzel örneği ise; Kaliforniya’daki
Silikon Vadisi.
l
Almanya otomotiv,
l
Norveç deniz taşımacılığı,
l
Japonya elektronik eşya,
l
İtalya hazır giyim ve ayakkabı,
Bu ülkeler başta işgücü maliyetleri olmak üzere çeşitli
dezavantajlara sahip olmalarına rağmen başarılı küme çalışmaları sayesinde dünyada rekabet edebilir hale gelmişlerdir.
Bu da kümelenmenin içinde bulunduğu ülkeye sağladığı
faydalar yanında, başarılı olduğu takdirde uluslararası arenada önemli bir rekabet kozu olduğunu göstermekte.
Kümelenme: Faydası Ne?
Kümelenmenin kendi içindeki firmaya, bulunduğu bölgeye
ve ülkeye sağladığı faydalar da oldukça fazla.
l
Bölgede sektörle ilgili bütün ilgili parçaların bir arada bulunması,
l
Kümenin tarafları arasında bir öğrenme ortamı yaratması,
l
Firmaların tüm noktalara erişimde zaman ve kolaylık
elde edilmesi,
l
Firmaların en iyi bildikleri işe yoğunlaşmalarını sağlaması,
l
Firmaların çok da iyi olmadıkları işlerle vakit kaybetmelerini engellemesi,
l
Birlikte çalışmaktan kaynaklanan ortak başarı,
l
Tedarik zincirinin kısalması,
l
Kalifiye işgücüne ulaşma kolaylığı,
l
Firmaların Ar-Ge ve inovasyon maliyetlerinin düşmesi ve
l
Başarılı kümelerin ülke çapına yayılarak teknoloji transferi sağlaması gibi.
Ülkemizde Durum
Ülkemizde birlikte çalışma kültürünün en yaygın örnekleri; organize sanayi bölgeleri ve teknoparklar. Kümeler ve
kümelenme kavramı ise son yıllarda revaçta. Ülkemizde
politika bağlamında henüz kümelenmelere özel bir yasal
çerçeve bulunmadığı gibi kümelenme politikalarının ve faaliyetlerinin düzenlendiği belli bir politika alanı da yok.
Ülkemizde kümelenme pilot çalışmaları ilk kez Competitive
Advantage of Turkey (CAT) grubu tarafından başlatılmış. Bu
alanda gönüllü bir kuruluş olarak çalışan CAT grubu daha
sonra Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK)
adıyla bir sivil toplum kuruluşu kimliği kazanmış.
Ülkemizdeki kümelenme çalışmalarının öncelikle turizm,
tekstil, bilişim, gıda, otomotiv, finans ve inşaat sektörlerinde ön plana çıktığı görülmekte. Kümelenme projelerine
verilecek en iyi iki örnek; Denizli’deki tekstil ve Bursa’daki
otomotiv sektörleri. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın da kümelenme ile ilgili projeleri devam etmekte.
Türkiye’nin küme haritasını çıkaran Dış Ticaret Müsteşarlığı, 32 sektörde birbiriyle ilişkili sektörlerin kümelendiğini
tespit etmiş. Pilot uygulama için bunlardan 10’una yol haritası çizmiş.
Bunlar; Ankara İş ve İnşaat Makineleri İş Kümesi, Ankara
Yazılım İş Kümesi, Bodrum Yat İmalatı İş Kümesi, Denizli ve Uşak Ev Tekstili İş Kümesi, Eskişehir, Bilecik, Kütahya
Seramik İş Kümesi, İzmir Organik Gıda İş Kümesi, Konya
Otomotiv Yan Sanayi İş Kümesi, Manisa Elektrik Elektronik
Ürünler İş Kümesi, Marmara Otomotiv İş Kümesi, Mersin
Tarım ve Gıda İş Kümesidir.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
29
YENİLEŞİM
Öyle ki bazı kurumlarda tüm hedef “kümelenmek” haline
gelmiş.
Oysaki kümelenme rekabet gücünün artırılması için sadece
bir araç. Dünyadaki başarılı kümelenme örnekleri incelendiğinde, birkaç uç örnek haricinde, sanayi kümelenmelerinin
kendiliğinden oluştuğu gerçeğiyle karşı karşıya kalıyoruz.
Önemli olan doğru sektörün seçimi ve uygun politikalarla
genişlemesinin sağlanması.
Dünyada oldukça başarılı örnekleri görülse de kümelenme
ülkemiz için henüz yeni bir kavram.
Bu kümeler içinde ise;
l
Girişimcilik ortamı açısından Ankara Yazılım Kümesi
avantajlı.
l
Marmara Otomotiv, Manisa Elektrikli ve Elektronik Ürünler, Seramik Kümesi ile Ankara Yazılım’ın rekabet kalitesi
daha yüksek.
l
Sadece İzmir Organik Gıda İş Kümesi, yol haritasına yerel
piyasalara yönelik faaliyet hedeflerini koymuş durumda.
l
Talep şartları açısından en avantajlı küme Konya Otomotiv Parça ve Aksamları.
l
Ulaşım altyapısı açısından Mersin Tarım ve Gıda ile İzmir
Organik Gıda kümeleri önde.
l
İklim ve doğa şartları açısından en avantajlı küme ise Seramik Kümesi.
Ülkemizde birçok avantaja sahip kümelenme çalışmaları
mevcut iken, kümelenme konusunda bazı eksiklikler de yok
değil.
l
Destek mekanizmalarının eksikliği,
l
Şirketler, kamu kuruluşları, üniversitelerden oluşan üçlü
sarmalın verimsiz çalışması,
l
İşbirliği ile iş ortaklığına dair iş kültürünün azlığı,
l
Kümelenme kavramının henüz iyi anlaşılamamış olması
gibi unsurlar karşılaşılan zorluklardan birkaçı.
Ülkemizde kümelenme çalışmalarının başarısı için kümelenmeye olan ilginin ortak bir anlayışa dönüştürülmesi gerekiyor.
Sonuç olarak;
Hızla gelişen teknoloji bireyleri, işletmeleri ve ülkeleri değişime zorluyor.
Rekabetin çetin bir hale geldiği günümüz ekonomik koşullarında küresel eğilimleri takip eden ve yerelden kopmayan
bir anlayış kazandırıyor.
İnovasyon, kümelenme ve işbirliği başarının ve kalkınmanın
anahtarı.
30
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Bu kapsamda ülkemizin kümelenme politikasının acilen hayata geçirilmesi gerekmekte.
l
Kümelenmenin önemi ve sağladığı yararlar farkındalık
çalışmalarıyla KOBİ’lerimize anlatılmalı,
l
Bunu izleyerek öncelikli sektörler seçilmeli ve kümelenmenin getireceği avantajlar vurgulanmalı,
l
Firmalara Ar-Ge’nin rekabet için zorunlu bir çalışma olduğu anlatılmalı,
l
Kümelenme çalışmalarının maddi olarak desteklenmesi
için fonlar oluşturulmalı,
l
Kümelenme konusunda gerekli hukuksal ve yönetsel kural ve sistemler oluşturulmalıdır.
Bu uygulamalar sonucunda ülkemizin teknolojik ve ar-ge
faaliyetlerinin daha etkin ve iddialı yapıldığı bir ülke olarak
dünya pazarındaki yerini alması kaçınılmaz olacaktır.
Ancak; kümelenmeye dayalı bir girişim başlatırken unutulmaması gereken nokta, bu yaklaşımın her şeye ilaç olmadığıdır.
Bu yeni iktisadi düzende, bilgiyi en iyi yöneten, insan kaynağını en iyi kullanan ve sürekli olarak güçlendiren, inovasyonu tüm faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline getiren
işletmeler rekabet edebilecektir. ç
Kaynakça
lRekabet Yolculuğunda Yeni Pusulamız: Kümelenme, Arife Yılmaz, www.
iconomy.org
lBir Kümenin Nesi Var Kümelenmenin Sesi Var, Gülizar Büyükkara, www.
bilgicagi.com
lEn Popüler Kalkınma Modeli: Kümelenme, Arda Mutlu, www.yenilesim.
org
lwww.referansgazetesi.com, Haziran 2009
lİzmir Kümelenme Stratejisinin Geliştirilmesine Yönelik Araştırmalar Sonuç
Raporu, İzmir Kalkınma Ajansı, Şubat 2010
lTürkiye’de Yerelleşme Ve Rekabet Gücü: Kümelenmeye Dayalı Politikalar
Ve Organize Sanayi Bölgeleri, Esen Çağlar, Türkiye Ekonomi Politikaları
Araştırma Vakfı
lBölgesel İnovasyon Merkezleri:Türkiye İçin Bir Model Önerisi,Şirin Elçi, İhsan Karataylı,
YENİLEŞİM
HP’nin “Eğitim’de
İnovasyon Fonu”
Meyvelerini Veriyor
HP’nin nitelikli
teknoloji profesyoneli
yetiştirilmesine
destek olma hedefiyle
Orta Doğu ve Afrika (EMEA)
bölgesindeki üniversitelerde
başlattığı “Eğitimde
İnovasyon 2009 Fonu"
girişimleri, fondan yararlanan
üniversitelerde sonuçlarını
vermeye başladı.
D
ünyada yüksek nitelikli
teknoloji profesyonellerine
olan talep gün geçtikçe artıyor. Öğrencileri ileri teknoloji alanında diploma alabilecekleri nitelikli programlara çekmek ve
buralardan mezun etmek de zorlu bir
görev haline geliyor. HP’nin nitelikli
teknoloji profesyoneli yetiştirilmesini özendiren “Eğitimde İnovasyon
2009 Fonu” kapsamında geçtiğimiz
sene, Orta Doğu ve Afrika (EMEA)
Bölgesi’nden başvuruda bulunan 50
eğitim kurumu içinden dört Türk
üniversitesinin her biri 100 bin ABD
Doları değerindeki fonu ve bir Türk
akademisyen de HP Laboratuvarları
İnovasyon Araştırmaları Ödülü kazanmıştı. HP Türkiye Genel Müdürü
Serdar Urçar, bu dört üniversitede
gerçekleştirilen eğitim projelerinin
sonuçlarını görmek üzere üniversitelere ziyaretlerde bulunuyor.
Özellikle mühendislik ve bilgi
teknolojileri alanında uzman yetiştirilmesini özendiren HP Eğitimde
32
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Inovasyon Fonu, eğitim ve öğrenim
deneyimini etkin bir teknoloji kullanımıyla harmanlayarak öğrencilerin
akademik başarısını olumlu yönde
etkiliyor ve sonuçta aranan nitelikte
teknoloji profesyonellerinin yetişmesine katkıda bulunuyor. 2009 yılında
projeleriyle fondan yararlanmaya hak
kazanan; Boğaziçi üniversitesi, İnönü
Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi
ve Selçuk Üniversitesi’nin projeleri
de bu hedef doğrultusunda akademisyenler tarafından tasarlanan etkin
eğitim modellerini kapsıyor.
Eğitime her zaman önem veren ve
çeşitli sosyal sorumluluk projeleriyle
eğitime katkıda bulunan HP Türkiye, geleceğe ışık tutan bu vizyonu
doğrultusunda hayata geçirdiği
“Eğitimde İnovasyon 2009" fonu
girişiminin katettiği mesafeyi, basın
mensuplarıyla paylaştı. Boğaziçi
Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği
Binası’nda gerçekleştirilen toplantıya;
HP Türkiye Genel Müdürü Serdar
Urçar, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Kadri Özçaldıran ile Boğaziçi
Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Levent Akın katıldı.
Boğaziçi Üniversitesi’nin Eğitimde
İnovasyon 2009 fonu girişimi kapsamında gerçekleştirdiği “Mühendislik
Derslerinde Sınıfta Tasarım” projesi
HP teknolojileriyle öğrenim ortamlarının iyileştiğini ortaya koydu.
Güçlü bir tasarım becerisi gerektiren mühendislik derslerinin sınıfiçi
faaliyetlere katılımla etkin hale
getirilmesini sağlayarak öğrencilerin
tasarım becerilerini geliştirmelerini
hedefleyen proje hakkında bilgi veren
Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Suzan
Üsküdarlı: “Bilgisayar Mühendisliği’ne
gelen öğrencilerin bir çoğu daha
önce programlama yapmamış oluyor.
Bölümde her sene 350 öğrenciye
verdiğimiz temel lisans dersi olan
“Programlamaya Giriş” kapsamında
öğrenciler, bilgisayar dillerini, programlamayı ve tasarım yapmayı aynı
anda öğrenmek durumunda kalıyorlar. Teorik ders anlatım formunda
öğrenciler derste öğrendiklerini
uygulamaya geçiremedikleri için, öğrencilerin konuyu anlayıp anlamadıklarını ölçümleyemiyorduk. Bu sene,
HP Tablet PC’ler üzerinde öğrencilerle eş zamanlı bir biçimde tasarım ve
uygulamaları gerçekleştirerek hangi
noktalarda hatalar yapıldığını sınıf
içerisinde anlık olarak tespit edip eksikleri sınav öncesinde giderebilecek
pilot bir çalışma yapılmıştır. Eğitim
kalitesinin artması için mühendislik
derslerinde kullanabileceğimiz açık
kaynak kodlu uygulamaların artmasını arzu ediyoruz.”dedi. HP Türkiye
Genel Müdürü Serdar Urçar “Mühen-
düzenlediği bir program kapsamında
verdiği HP Laboratuvarları İnovasyon Araştırmaları Ödülü’nü bir Türk
profesör kazandı. 28 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen ödül programına, 200 üniversiteden 450'yi aşkın
teklif sunuldu. Yapılan değerlendirme
sonucu, 34 üniversiteden 41 proje seçildi. Ülkemizden Yrd. Doç. Dr. Alper
HP Eğitimde İnovasyon Fonu Hakkında
HP EMEA bölgesi inceleme komisyonu tarafından yapılan değerlendirmeler
sonucunda toplam 16 ülkeden 50 proje teklifi fondan yararlanmaya hak kazanmıştı.
Hak kazanan proje teklifleri arasında Türkiye’den Boğaziçi, Selçuk, Pamukkale
ve İnönü üniversitelerinden gönderilen 4 teklif de yer almıştı. Fondan yararlanma
hakkını kazanan 50 eğitim kurumu içindeki bu dört Türk üniversitesinin her biri,
toplam değeri yaklaşık 100.000 ABD doları (yaklaşık 75.500 Avro) olan fonun yanı
sıra, projeye destek olarak kullanılmak üzere araştırma lideri için ayrılan 10,000 dolar
tutarındaki nakit fon da gerektiği takdirde, ithalat masraf ve vergilerinin yanı sıra
projeyle ilgili diğer harcamaları karşılamak üzere kullanılabiliyor.
dislik Derslerinde Sınıfta Tasarım”
projesinin başarısını kutlayarak: “HP
olarak, bu tür projeleri, teknoloji
alanında uzman sayısının artmasına
katkıda bulunacağı için desteklemeye devam ediyoruz, Türkiye’de dört
üniversitede bu hedefimizin hayata
geçmiş olmasından gurur duyuyoruz .
Türkiye’yi EMEA Bölgesinde gerçekleştirilecek diğer eğitim ve inovasyon
programlarına da dahil ederek, ülke
ekonomisinin kalkınmasında kritik
role sahip olan teknoloji profesyoneli
sayısının artmasını sağlamak en büyük dileğimiz. HP kurum olarak tablet
PC’leri eğitim ve sağlık sektöründeki
kalitenin artırılması için konumlandırıyor, bu konuda da bölgesel olarak
sonuç alıyor olmaktan da memnuniyet duyuyoruz” dedi.
HP Laboratuvarları İnovasyon
Araştırmaları Ödülü ve Yrd. Doç.
Dr. Alper Şen
HP’nin Ekim 2008'de dünya çapında
Şen de 41 araştırma ödülünden birini
almaya hak kazandı.
Yaklaşık 3 yıl boyunca Palo Alto’daki
HP Labs ile satınalma ihale süreçleri
ve tedarik zinciri yönetimi üzerine
çalışmalar yürüten Yrd. Doç. Dr.
Alper Şen, EMEA bölgesinde sadece 7
ülkeden 41 kişiye verilen bu ödülün
sahibi oldu. Ödül programı kapsamında “Satınalma Sözleşmeleri ve
İlgili İhale Süreçlerinin Tasarımı ve
Analizi” konulu ortak bir araştırma
projesi yapan Alper Şen, HP ve diğer
birçok organizasyonun satın alma
kararlarını daha iyi verebilmesi için,
satın alma sözleşmelerinin ve bu
sözleşmeleri yüklenecek tedarikçilerin seçiminde kullanılan ihalelerin
birlikte tasarımını amaçlayan matematiksel modeller geliştiriyor. Ayrıca
projenin sonunda satın alma süreçlerini yöneten insanlara yardımcı olabilecek yönetimsel çıkarımlar bulmayı
ve bu konudaki akademik literatüre
katkı sağlamayı amaçlıyor. ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
33
YENİLEŞİM
Cep telefonunuz çaldığında uyaran mesaj kedisi, saçları ortadan
ayıran tarak, mum söndürme makinesi, protestocu kalemlik, çay
poşeti sıkma makinesi, güneş
pilli uçak, ters yürüyen takunyalar Zihni Sinir’in “proce”lerinden
bazıları... Mizah dergisi Gırgır’ın
sayfalarında bir çizgi kahraman olarak doğan Zihni Sinir ve
“proce”leri, yıllar sonra gerçek
hayatta kullanılabilecek ürünler
olarak karşımıza çıktı.
Size hem bilim adamı hem mizahçı hem mucid diyorlar. Siz kendinizi nasıl adlandırıyorsunuz?
Sanatçı... Keskin ayırımlar yapmada tıkanıyorum. Bir şeyi
kolaylaştırmak için bu tür ayrımlar yapılıyor ama sonuçta
hepsi birbiriyle çok bağlantılı. Bir olay yaşanıyor ve farklı
bir kameradan olayı izleme ihtiyacı hissediyorsa insanlar,
yani gerçekliği başka açılardan görmek istiyorlarsa o zaman Zihni Sinir onu gösteriyor. Yani bilime sanata diğer
konulara birlikte bakabilen başka bir kamera diyebiliriz.
Yıllar önce mizah dergisi Gırgır’da bizlerle buluşan Zihni Sinir karakterinin yaratıcısı İrfan Sayar, “proce”lerini
Taksim’deki atölyesinde meraklılarıyla buluşturuyor.
Z
ihni Sinir yıllar önce doğan ve her zaman popüler olan bir kahraman. Bugüne kadar nasıl kalabildi?
Gırgır dergisindeki karikatürlerle popülerleşmeye başladı önce, sonra
ben mizah dergilerinde çizmeyi bırakıp üç boyutlu çizimlere başlayınca bu sefer yeni bir alan açılmış oldu. Hayal dünyasıyla gerçek dünya, sanatla
fonksiyonel ürünler arasındaki özellikler sorgulanabilir oldu. Son dönemlerde de
Türkiye'de yenilikçilik, yaratıcılık konularının ön plana çıkmasıyla bir kahraman
olarak başka açılardan yerini buldu. Aslında üç boyutlu çalışmaları başlatırken,
çemberi çok geniş tutmaya çalışmıştım. Bu geniş alan içerisinde çeşitli tecrübelerle hem konuyu irdelemek hem de gelecek olan cevaplar doğrultusunda yeni
şeyler yapmayı sürdürüyorum.
34
Önce Kalite’146 Eylül 2010
İrfan Sayar
Manisa'da doğan İrfan Sayar, çocukken,
çiftçi olan anne ve babasıyla köye
gittiğinde, şehirden götüremedeği
oyuncaklarının yerine köyde çamur,
ahşap gibi malzemeler kullanarak kendi
oyuncaklarını üretmeye başladı. Bir
süre sonra gerçek oyuncaklardan kendi
yaptıklarından aldığı keyfi almadığını
fark etti. İşte bir yaratıcılık öyküsü böyle
başladı.
Manisa Lisesi'nin ardından Güzel Sanatlar
Akademisi Yüksek Dekoratif Sanatlar
Bölümü, Sahne ve Görüntü Sanatları
İhtisas atölyesinden mezun oldu.
Akademinin ikinci sınıfındayken Oğuz Aral
ile tanıştı. 1975 yılında Gırgır dergisinde
profesyonel olarak karikatür çizmeye
başladı. Bu arada Porof. Zihni Sinir tipini
yarattı. (30 Ocak 1977). Beş arkadaşı
ile birlikte "Mikrop" karikatür dergisini
Türkiye’nin genç girişimcilerine ve KOBİ’lerine neler
önerirsiniz?
Önereceğim yegane şey “yılmamak” olabilir. Çünkü, zaten
ne kadar elverişli bir ortamda
olursak olalım ilk hareket çoğunlukla olumsuz olacaktır.
Muhakkak aksilikler çıkabilecektir. Çünkü birşeyi düşünce
platformundan gerçek hayata
taşırken inatla olayın üzerine
gitmek gerekiyor. Zaten geçmişte buluşların oluşumuna
baktığımızda da hep bunu görüyoruz.
çıkardı. Sonra "Hıbır" dergisi yönetiminde
bulundu. Hayal Mahsulleri Ofisi adıyla
bir şirket kurarak, "RR-Resimli Roman"
dergisi çıkardı. Karikatür ve heykel
çalışmalarında bulundu.
Arnavutköy'deki atölyesinde buluşların
üç boyutlularını üretmeye başladı.
wwww.zihnisinir.com sitesini yayına
açtı. Vizontele filminin baş karakterinin
bisikleti, atölyesi ve çeşitli elektronik
ve mekanik aletlerini tasarladı.
Arnavutköy'deki atölyesini Taksim'de
Lamartin Caddesi'ne taşıdı. Atölye, ofis ve
gösteri salonu olan yeni mekanına 2005
yılında Porof Vecafe kısmını ekledi.
Kurumlara ve minik öğrencilere yönelik
Atölye çalışmalarını başlattı. 2008
yılında da seri üretim atölyesini kurdu.
TÜBİTAK'ın Bilim ve Teknik dergisinde
Porof. Zihni Sinir sayfasını çizdi.
Web sitenizde yer alan Zihni Sinir Üniversitesi nasıl çalışıyor?
İnternetin yeni başladığı dönemlerden beri Zihni Sinir sitesi var (www.zihnisinir.
com). Orada sanal bir üniversite bulunuyor. Üye olanlar imajlarını da ekliyorlar.
Herkes bir karakter yaratmış oluyor. Orada da Zihni Sinir bakış açısında olduğu
gibi gerçeklikle oyun birbirine girmiş halde. Aynı alt yapıyla gerçekten bir sanal
üniversite oluşturulabilir. Çok gelişmiş bir teknik altyapısı var okulun. Bir Zihni
Sinir Parası var mesela bütün kayıplar kazançlar doğrudan rakamsal hale dönüşüyor. Dolayısıyla sınavda aldığınız puan aslında para. Herkesin kasası var, birbirlerine havale gönderebiliyorlar. İmaj ve metin yükleyebiliyorlar. Çok kapsamlı,
kaybolunabiliyor içinde.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
35
YENİLEŞİM
Kadınların en büyük
tutkularına yenileşim ve
çevre yön veriyor
Geliştirdiği ürünleri
ile topluma
sosyal, çevresel ve
ekonomik anlamda değer
kazandırmaya devam eden
beyaz eşya sektörü şirketi
BSH Ev Aletleri’nin, evdeki
yaşam tarzlarımızı ve değişen
alışkanlıklarımızı belirlemek
üzere düzenlediği anket
sonuçlandı.
T
üketicilerin küçük ev aleti satın alırken en çok neye önem
verdiklerini çarpıcı bir şekilde
ortaya koyan 3.691 kişinin
katıldığı “Durma, Keşfet Kendini” adlı
anket, kadınların % 55’inin ev aleti
alırken en çok yeniliğe önem verdiğini ortaya koydu. Öte yandan kadınların % 20’si çevreye değer katan
teknolojileri tercih ederken, %17’si
ürünlerin ekonomik olup olmadığına
dikkat ediyor, % 8’i ise tasarım ve
şıklığa önem veriyor.
Türkiye’de Bosch, Siemens, Profilo ve
Gaggenau markalarıyla tüketicilerine
sosyal, çevresel ve ekonomik anlamda değer kazandıran ürünler geliştiren BSH Ev Aletleri A.Ş. ailesinin “en
küçük yapı taşları” olan küçük ev
aletlerine yönelik bir anket düzenledi.
Anket, değişen “eğilimler” ve “yaşam
tarzlarına” dair önemli bilgilerin yanı
sıra küçük ev aletleri pazarının bugününe ve geleceğine ışık tutan bilgileri
de ortaya koydu.
Çağdaş ürünler tüketicinin yalnız
aklına değil, duygularına da
hitap ediyor
Günümüzde küçük ev aletleri, tüketicilerin yaşama bakışını ve tercihlerini
yansıtmakta önemli rol oynuyor.
Değişen eğilimlerle birlikte tüketiciler
artık evde daha çok zaman geçiriyorlar, evlerinde yemek pişirmeyi tercih
36
Önce Kalite’146 Eylül 2010
ediyorlar, dolayısıyla da evlerine
daha çok özen gösteriyorlar. Öte
yandan çalışan, şehirli insanlar için ev
işlerini hızlı yapabilmek de önemli bir
ihtiyaç!
Bu nedenle tüketiciler, artık pratik
olduğu kadar birden fazla ihtiyaca
çözüm sunacak kaliteli ürünleri talep
ediyor. Kurulduğu günden bu yana
tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de
de tüketici alışkanlıklarındaki değişimleri çok yakından takip eden
BSH Ev Aletleri, tüketici ihtiyaçlarına
yönelik olarak, daha pratik ama aynı
zamanda mükemmel sonuçları beraberinde getiren ürünler sunuyor.
Geçtiğimiz günlerde BSH tarafından
tüketici alışkanlıklarını ve değişen
trendleri belirlemek üzere düzenlenen bir anket, hem pratik hem de
çok yönlü olan bu ürünlere olan ilgiyi
ortaya koyuyor.
Kadınlar, en çok yenileşimci ve
çevreci ürünleri tercih ediyor
Tüketicilerin küçük ev aleti satın
alırken en çok neye önem verdiklerini belirlemek üzere 3.691 kişinin
katılımıyla düzenlenen “Durma,
Keşfet Kendini” adlı anket, kadınların
%55’ini (2.021 kişi) küçük ev aleti
satın alırken en çok yenileşime önem
verdiğini gösteriyor. Bu da her sene
cirosunun %3’ünü Ar-Ge yatırımlarına ayıran BSH’ın yıllardır bu alanda
yaptığı çalışmalarda ne kadar haklı
olduğunu kanıtlıyor.
Öte yandan kadınların %20’si (742
kişi) küçük ev aleti satın alırken
çevreye değer katan teknolojileri
tercih ediyor. Bu da çevre bilincinin
ülkemizde her geçen gün daha da
yaygınlaştığını gösteriyor. Evlerde
sarf edilen elektriğin %65’inin ev
aletleri kaynaklı olduğu göz önüne
alındığında Türk kadınlarının çevreyi
öncelik olarak belirlemesinin önemi de daha iyi vurgulanmış oluyor.
Kadınların yenilikçi yaklaşımların
Tüketicilerin küçük
ev aleti satın alırken
en çok neye önem
verdiklerini belirlemek üzere
3.691 kişinin katılımıyla
düzenlenen “Durma,
Keşfet Kendini” adlı anket,
kadınların %55’ini (2.021
kişi) küçük ev aleti satın
alırken en çok yenileşime
önem verdiğini gösteriyor.
ardından en çok tercih ettiği çevreci
yaklaşımlar, BSH’ın bir kez daha sürdürülebilirlik ve enerji verimliliğinde
başarılı ürünlerinin tüketici ihtiyaçlarıyla ne denli örtüştüğünü kanıtlıyor.
BSH, kahve makineleri ve mutfak
robotları gibi akıllı çözümleri ile hem
çevreye hem de topluma değer katan
teknolojileriyle kadınların ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap veriyor. Son
yıllarda BSH, enerji sarfiyatını tüm
ürünlerinde önemli oranlarda azaltarak tüketicilerin bu duyarlılıklarına
tercüman oluyor.
Kadınların yenileşimci ve çevreci
yaklaşımların ardından üçüncü sırada
ürünlerin ekonomik değeri geliyor.
Türk kadınlarının yaklaşık %17’si
(629 kişi) küçük ev aletlerini seçerken
ekonomik olup olmadıklarına dikkat
ediyor, öte yandan tasarım ve şıklık
299 kişi ile son sırada yer alıyor.
3.691 kişinin katıldığı “Durma, Keşfet
Kendini” isimli anket, BSH Ev Aletleri
A.Ş.’nin değişen alışkanlıklarımız ve
önceliklerimiz doğrultusunda ihtiyaçlarımıza net bir şekilde cevap verdiğini ortaya koyuyor. Küresel ısınma
ve dünya nüfusundaki artışa paralel
olarak, enerji tasarrufu ihtiyacının da
giderek arttığı bilincinde olan BSH,
sadece günümüzü değil geleceğimizi
de iyileştiren teknolojiler üretmeye
devam ediyor. BSH, üç ana kavramı
olan sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve yenileşim tutkusundan vazgeçmeden tüketicilerinin ihtiyaçlarını en
iyi şekilde karşılayan ve hayatımıza
keyif katan ürünleriyle hem eğilimleri
belirliyor, hem de yaşam tarzlarımıza
yön veriyor.
Anketten “gülümseten
gerçekler”
Amacı, kadınların dünyasına dair
sırlara ışık tutmak olduğu kadar
gülümsetmek de olan “Durma, Keşfet
Kendini” adlı anket ortaya koyuyor ki
kadınlar sanıldığı kadar pırlanta düşkünü değil. “Eşiniz/sevgiliniz önemli
bir yıldönümünde pırlanta yerine
hangisini alsa onu kafasında paralayacak kadar kızmazsınız?” sorusuna
kadınların %39’u (1.463 kişi) “Yeter
ki düşünsün, küçük bir tost makinesi
bile beni mutlu eder” cevabını vermiştir. İkinci sırada ise yine çevreci
görüş var: Birbirinden leziz yemekleri
çok kısa sürede hazırlamayı sağlayan
enerji tasarruflu bir mutfak robotu…
Öte yandan olur da Türk kadınları bir
adaya düşerse çoğunluk (1.193 kişi)
adada kendilerine efsane bir Formula
1 pilotu ve onun hızına yetişirken
bile harika görünecek saçlar için
süper hızlı bir saç şekillendirici tercih
ediyor. Neredeyse bir o kadar Türk
kadını (1.098 kişi) ise ünlü bir İngiliz
şef ile çok fonksiyonlu bir katı meyve
sıkacağını adaya götürmeyi istiyor.
Üçüncülüğü dünyanın en hızlı yüzücüsü ve onun yakalayacağı balıklarla
hazırlanacak süper yemekler için özel
bir ocak göğüslerken son sırayı Brezilyalı bir futbolcu ve tropik kokteyller hazırlayacak blender alıyor.
Türk kadınlarının hayallerini süsleyen
küçük ev aletleri ise tek dokunuşla
saçlarında harikalar yaratacak bir saç
şekillendirici ve yemeğin pişme durumuna göre renk değiştiren ocak...ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
37
YENİLEŞİM
Kısa... kısa...
yenileşim turu
Ge, Avrupa’nın ‘Yenileşim
Barometresini’ Açıkladı
Tofaş ve Vodafone’dan
‘yenileşimci’ işbirliği
TOFAŞ’ın tüm kurum içi mobil telefon, sabit telefon ve internet bağlantılarını birbirine mobil platform üzerinde entegre eden çözüm sayesinde hem tasarruf imkanı sağlanırken aynı zamanda iletişim hızı ve çalışan verimliliğinde de
artış sağlandı. Tofaş CEO’su Ali Pandır, “Vodafone Türkiye
ile ortak projemiz, diğer bilgi üretimi için yapılan yatırımlarımız; Ar-Ge çalışmalarımız, firma düzeyinde teknoloji ve
yenileşime yaptığımız yatırımların bir başka değerli adımını
temsil etmektedir. Kulvarlarında ezber bozan TOFAŞ ve Vodafone Türkiye’nin ülkemizde bir ilk olarak ön plana çıkan
inovatif işbirliğinin, örnek olacağına inanıyoruz.” dedi.
Volkswagen 2010 Yenileşim Ödülü
Otomotiv tedarik sanayinde faaliyet gösteren Standart
Profil yenileşim çalışmalarının sonucu olarak Volkswagen
2010 ödülünü aldı.
Başarılı KOBİ’lere ödül
İstanbul Ticaret Odası’nın KOBİ’leri yüksek katma değer
üretmeye teşvik etmek amacıyla 2004 yılından beri düzenlediği ‘Başarılı KOBİ Yarışması’nın bu yılki ödül töreni İTO
Meclis Toplantısı’nda gerçekleştirildi.
Altı kategoride verilen ödüllerden Teknoloji ve Yenileşim
Kategorisinde ise Teknoloji ve İnovasyon kategorisinde
birinci, dünyanın en büyük foto-voltaik sistemini yapan
Bisam Cephe Sistemleri Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
oldu.
38
Önce Kalite’146 Eylül 2010
General
Electric
(GE),
Avrupa
Birliği’ndeki inovasyon politikaları ile ilgili bağımsız bir araştırma niteliğindeki ‘GE Yenileşim
Barometresi’nin sonuçlarını yayınladı. Brüksel’deki 240 fikir lideri
arasında yapılan Araştırma, Avrupa Parlamentosu Üyesi (MEP) Sean
Kelly’nin ev sahipliğinde Brüksel’de
gerçekleştirilen etkinlikte Araştırma,
İnovasyon ve Bilimden sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi Maire Geoghegan-Quinn tarafından lanse
edildi.
Kilit bulguların bazıları
l
Araştırmaya katılanların yüzde 90’ı, inovasyonun daha
rekabetçi ve yeşil bir ekonomi yaratmak için temel bir
araç olduğunu düşünmektedir
l
Yüzde 86’sı, inovasyona yatırım yapmanın AB’nde iş
gücü yaratmak için en iyi yol olduğunu düşünmektedir
l
Yüzde 91’i, AB’nin, inovasyon ürünlerinin ve hizmetlerinin benimsenmesinin hızlandırılması için yapısal fonlar
kullanmasını istemektedir.
l
Yüzde 78’i, gelişmiş bir inovasyon politikasıyla desteklenmesi halinde Enerji endüstrisinin en çok iş yaratacak
sektör olduğunu düşünmektedir; Sağlık sektörü yüzde 66
ile ikinci ve Telekomünikasyon da yüzde 57 ile üçüncü
konumdadır.
l
Yüzde 83’ü daha inovatif bir Avrupa geliştirmek için
Kamu/Özel Sektör Ortaklıklarının esas olduğunu düşünmektedir.
l
Katılanların sadece yüzde 41’i mevcut fikri mülkiyet
hakkı düzenlemelerinin inovasyonun AB’nde serpilmesi
için yeterli olduğunu düşünmektedir.
Yenileşim herkesin işidir
İnşaat malzemeleri sektörünün gerçek gücünü ortaya
koyabilmeyi ve sektörde güç birliğini sağlamayı hedefleyen İMSAD, Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörlüğü iş birliğiyle girişimciliğin önemli bir fonksiyonu
olan “İnovasyon” kavramına yönelik pratik ve uygulamaya dönük bir çalışma toplantısı (workshop) düzenliyor.
Eczacıbaşı Holding İnovasyon Koordinatörü Ata Selçuk’un
koordinatörlüğünde gerçekleşecek olan toplantı, 28 Eylül
2010 günü 09.00–17.00 saatleri arasında The Marmara
Oteli Taksim’de yapılacak. İki bölüm halinde düzenlenecek
toplantı, ‘Hiç bitmeyen yolculuk: İnovasyon’ ve ‘Mavi Okyanus Stratejisi’ başlıkları altında düzenlenecek.
Sun Express’den yenilleşimci yıkama
SunExpress, yenilikçi uygulamalarıyla çevreyi koruyor
ve yeni motor yıkama sistemiyle kirli suyun aprona sızmasını engelleniyor. Ayrıca yeni yöntemle uçak temizliğinde yıkama yerine silme medoduyla yılda bin 500
ton su tasarrufu sağlanıyor.
SunExpress, geliştirdiği yenilikçi uygulamalarla operasyonel
verimliliğini artırırken çevrenin korunmasına yönelik önemli adımlar da atıyor. ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi sertifikasına sahip olan firma, uçak motorlarının temizlenmesi
esnasında kirli suyun aprona dökülmesini engelleyen yeni
bir sistemi hayata geçirirken gövde temizliğinde yıkama
yerine dış silme yöntemini geliştirerek, yılda yaklaşık bin
500 ton su tasarrufu sağlıyor. SunExpress’in İzmir Adnan
Menderes Havalimanı’ndaki hat bakım departmanı, tamamen kendi imkanlarıyla uçak motorlarlarının temizliği esnasında egzost ve VBV portlarından çıkan kirli suyun aprona dökülmesini önleyen bir motor yıkama aparatı geliştirdi.
DHMİ’nin onayından sonra Türkiye`de ilk kez SunExpress
tarafından kullanılmaya başlanan kapalı devre motor yıkama sistemiyle atık sular, çevre kuralları dahilinde tasfiye edilerek çevrenin korunması yönünde önemli bir katkı
sağlandı.
Coca-Cola’nın büyümesinde
yenileşimin payı...
Coca-Cola Türkiye, 2010’u yenileşim yılı ilan ederek,
yaz döneminde maden suyu kategorisine girdi.
Böylece, alkolsüz içecek sektörünün yüzde 90’ını oluşturan tüm kategorilerinde aktif oyuncu olan Coca-Cola
Türkiye’nin yeni ürünlerle birlikte toplam 8 kategoride 15
markası oldu. 3 markasının altında geliştirdiği 11 yeni ürünle 4 adım atan şirket, Doğadan markası ile sıcak bitki ve
meyve çayını soğuk içecek olarak üretirken, Damla Minera
markası ile maden suyu kategorisine girdi. Cappy Çilekli Limonata ile gelişen bu kategoriye yenilik getirilirken, Cappy
Ramazan Şerbeti ile Ramazan ayına özel bir ürün geliştirildi.
Nissan’ın yeni kampanyasında
‘yenilikçilik’ vurgusu
Bu yılın başında, anti-fren kilinde ve gaz pedallarındaki
hatadan ötürü arabalarını piyasadan çekmesi sebebiyle
Toyota’nın yaşadığı PR felaketinin ardından, Nissan, “her
şey için inovasyon” teması üzerine kurulmuş bir kampanya
yürütmeye hazırlanıyor.
GSO’nun ‘Sanayi Başarı Ödül Töreni’ için
başvurular başladı
Gaziantep Sanayi Odası(GSO) tarafından düzenlenecek ve
değişik kategorilerde ödüllerin verileceği 2010 yılı `Sanayi
Başarı Ödül Töreni` için başvurular başladı. Düzenlenecek
ödül töreninde, Türkiye`nin 1000 büyük sanayi kuruluşları
arasına giren Gaziantepli firmaların yanı sıra, üretim faaliyetlerinde markalaşma, Ar-Ge ve inovasyon konusunda başarılı çalışmalar yapmış ve yapmakta olan firmalar ile ulusal
ve uluslararası çapta ödüle layık görülen kuruluşlar ödüllendirilecek. GSO’dan yapılan açıklamada, markalaşma, Ar-Ge
ve inovasyon konularında çalışmalar yürüten firmaların ya
da şahısların yaptıkları çalışmaları değerlendirmek üzere
GSO’ya bildirmeleri istendi.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
39
YENİLEŞİM
2025’te internette
neler değişecek?
Cisco’nun
gerçekleştirdiği
‘Gelişen İnternet’
araştırması önümüzdeki
15 yıl içerisinde internetin
nasıl şekilleneceğini ortaya
koyuyor. Günümüzün 3
trilyon dolarlık pazar
büyüklüğüne sahip internet
dünyasını gelecekte, gelişen
pazarlardaki henüz internetle
tanışmamış olan yaklaşık 3
milyar kişinin şekillendireceği
öngörüsünde bulunuluyor.
C
isco, günümüzde 2
milyar kullanıcısıyla 3
trilyon dolarlık pazar
büyüklüğüne sahip
olan internetin 2025 yılında nasıl
büyüyeceğini ortaya koyan “Gelişen
İnternet” adlı raporunu yayınladı.
Senaryo planlaması konusunda
çalışan Monitor Group’un iştiraki
Global Business Network’ün
(GNB) de imzasını taşıyan bu
araştırmada önümüzdeki 15 yıl
içerisinde internetin potansiyelinin
son noktasına varıp varmayacağı
sorgulanıyor. Her ne koşulda
olursa olsun gelecekte internetin
araştırma sonucunda internetin
geleceğine dair dört değişik senaryo
ortaya konarak farklı potansiyel
yollar açıklanıp detaylandırılıyor.
Altyapı yatırımları, yeni fiyatlama
modellerine müşteri geri dönüşleri
ve teknolojiyi kabullenme gibi kritik
faktörlerin etkilerinin ele alındığı
bu senaryolardan üçünde geleceğe
yönelik risk ve fırsatların altı
çizilirken, ilk senaryoda ise internetin
bugünkü hızla genişlemesinin
sürebileceği öngörüsüne yer veriliyor.
yolunu belirleyecek itici güçlerin
ve belirsizliklerin araştırıldığı bu
araştırmada tüm dünya nüfusunun
internete bağlı olması durumunda
küresel refahı, iş üretimini, eğitimi
ve sosyal etkileşimi artırabileceğine
dikkat çekiliyor.
Sabater, “Bu yeni kitle halihazırdaki
2 milyar kullanıcıdan çok farklı
olacak. Küresel iş modelleri ve
ulusal politikalar eski beklentilere,
davranışlara, tavırlara, tercihlere ve
başarılara dayandırıldığı takdirde
çökebilir ve başarısız olabilirler” diye
konuşuyor.
Bir yılı biraz aşkın süre içinde
toparlanan veriler ve yapılan
röportajlarla tamamlanan bu
40
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Gelecekte internetle tanışması
beklenen 2 veya 3 milyarlık
yeni kullanıcı kitlesinin büyük
bir bölümünün gelişmekte olan
piyasalardan olacağına dikkat
çeken raporun eş yazarı ve Cisco
Gelişmekte Olan Piyasalar Strateji ve
Ekonomi Direktörü Enrique Rueda-
Rapora büyük katkıda bulunan
GBN’nin kurucu ortağı Peter
Schwartz ise, “Biz geleceği öngöremeyiz
ama 2010 yılında internet bağlantılı olarak
yapılan tercihlerin ister istemez uzun
soluklu sonuçlar doğuracağını biliyoruz. Bu
senaryoların bugünün kararlarının geleceği
nasıl etkileyeceği konusunda teknoloji
ve siyaset gruplarının stratejik iletişimini
tetikleyeceğini umuyoruz” diyor.
Disiplinler arası bir ekip tarafından yürütülen
bu araştırma, internetin geleceğine damga
vuracak şu beş ana bulguya dikkat çekiyor:
İnternete bağlı pazarlardaki en büyük
büyüme günümüzün yüksek gelirli
veya “gelişmiş” ekonomileri dışında
gerçekleşecek.
İnternetin küresel yönetimi büyük oranda
değişmeyecek.
"Dijital yerlilerin" internet ile bağları önceki
nesillere göre önemli ölçüde farklı şekillerde
olacak.
Q klavye internetin ana arayüzü olmaktan
çıkacak.
Tüketiciler internet bağlantısı için çok farklı
ödeme yollarını seçebilecek. Sabit fiyatlı
ödeme seçenekleri giderek azalacak.
İnternetin geleceğini etkileyecek
değişimlerin ne yönde olacağına yönelik
birçok belirsizlik bulunmasına karşın
rapor gelecekte şu dört farklı senaryonun
yaşanabileceğini ortaya koyuyor:
DEĞİŞKEN SINIRLAR: Gelecekte internetin
daha yaygın ve dağınık biçimde olacağını
öngören bu olumlu senaryoya göre
teknoloji, internete bağlanmayı ve cihazları
daha da düşük maliyetli hale getirecek
ve dünya çapındaki talepler hızlı biçimde
karşılanabilecek.
GÜVENSİZ BÜYÜME: Hükümet ve
uluslararası kuruluşların önleyici
yeteneklerine karşı gelmek için yapılan
acımasız siber saldırılar ve kullanıcıların aşırı
güvenlikten sıkıldığı bir internet ortamının
gelişeceğinin öngörüldüğü bu senaryoda
güvenli alternatiflerin ortaya çıkacağı, ancak
çok pahalı olacağı belirtiliyor.
YERİNE GETİRİLMEYEN VAADLER:
Ekonomik durgunluğun süregeldiği bir
dünyada internetin yayılımının azalacağının
düşünüldüğü bu senaryoda korumacı
politikaların ağ teknolojilerinin gelişimini
engelleyeceği ve bunun da ekonomik
zayıflığı artıracağı kaydediliyor.
YOĞUN İLGİ: İnternetin kendi başarısının
kurbanı olacağının öngörüldüğü bu
senaryoda ise IP bazlı hizmetlere olan aşırı
talebin darboğazlar yaratacağı ve beklentiler
ile gerçek internet kullanımı arasında büyük
uçurumlar yaratacağına işaret ediliyor. ç
Gelecekte internetle tanışması beklenen 2 veya 3 milyarlık yeni kullanıcı kitlesinin büyük bir bölümünün gelişmekte olan piyasalardan
olacağına dikkat çeken raporun eş yazarı ve Cisco Gelişmekte Olan
Piyasalar Strateji ve Ekonomi Direktörü Enrique Rueda-Sabater, “Bu yeni kitle
halihazırdaki 2 milyar kullanıcıdan çok farklı olacak. Küresel iş modelleri ve
ulusal politikalar eski beklentilere, davranışlara, tavırlara, tercihlere ve başarılara dayandırıldığı takdirde çökebilir ve başarısız olabilirler” diye konuşuyor.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
41
MÜKEMMELLİK YOLCULUĞU
Kurumsal
iletişimde kalite
Alp Halil Yörük
İletişim ve Kamu İlişkileri Direktörü
Siemens A.Ş.
Y
aklaşık 8 yıl önce iş süreçlerimizi gözden geçirirken, iletişim gibi son derece esnek ve disiplinler
arası bir alandaki iş verimliliğinin artırılmasının
belli araçlara ve sistemlere bağlı olmadan mümkün olamayacağını gördük. Bu çıkarımdan hareketle şirketimizin de kurumsal düzeyde benimsediği yaklaşım olan
"EFQM Mükemmellik Modeli”ni iletişim alanında uygulamaya karar verdik ve Siemens Kurumsal İletişim Bölümü olarak
mükemmellik yolculuğumuza başladık.
Çalışmalarımız kapsamında iletişim bölümü olarak düzenli bir şekilde her yıl vizyon, misyon ve stratejilerimizi ekip
olarak hep birlikte değerlendirdik. Bunları şirketimizin stratejileri ve iş hedefleri doğrultusunda yeniledik ve bir sonraki yıl için yeni hedeflerimizi belirledik. Bunun yanında
yine mükemmellik anlayışımız doğrultusunda iletişimimizi
42
Önce Kalite’146 Eylül 2010
“Stratejik İletişim Süreci” çerçevesinde gerçekleştirmeye
başladık. "EFQM Mükemmelik Modeli”nin belirlediği 9 kriter doğrultusunda kendimizi liderlik, strateji, müşteriler,
paydaşlar, çalışanlar ve bu konulardaki tüm çalışma ve iyileştirmelerimizin sonuçları alanlarında değerlendirip, eksik
noktalarımızı belirledik. Mükemmellik döngüsünün temel
dayanaklarından birisi olan iyileştirme çalışmalarına yönelik projelerimizle eksik noktalarımızı tamamlamaya gayret
ettik. Bu değerlendirmeler ve iyileştirmelerin sonunda yönetim, iş ve destek süreçlerimizin her biri için somut ve ölçülebilir kriterler belirleyerek tüm süreçlerimizi ölçümledik.
Bütün bu çalışmaları düzenli olarak yapmak tabii ki bizde ve
paydaşlarımızda büyük bir kültür değişimi yarattı. En önemli
ve bizi motive eden noktalardan bir tanesi de yıllar içinde
bu kültür değişiminin sürekli ve sürdürülebilir olduğunu görmek ve yaşamak oldu. Bunu başarmanın en önemli adımı
her aşamada stratejimizle aktivitelerimizin her zaman aynı
doğrultuda olmasını sağlamaktı.Bu aynı zamanda bizi her
yıl vizyonumuza biraz daha yaklaştırırken, misyonumuzun
genişlemesini sağladı ve daha fazla sorumluluk alabildik. Za-
Alp Halil Yörük
man içerisinde en başta belirlediğimiz stratejik iletişim planı,
basın ilişkileri, iç iletişim /liderlik iletişimi, imaj yönetimi/
reklam ve online iletişim, organizasyon yönetimi süreçlerimizin yanı sıra pazarlama iletişimi, kamu ilişkileri gibi temel
iş alanlarını da kurumsal iletişim şemsiyesi altında toplarken zorlanmadık, süreç entegrasyonumuzu yılların verdiği
mükemmellik anlayışı ve süreç yaklaşımımızla hızlı ve etkin
bir şekilde gerçekleştirdik.
Sorumluluk alanımızı genişletmenin yanı sıra zaman ve iş
verimliliği, kalite felsefesi ile birleşince iç müşteri memnuniyetimiz önemli ölçüde arttı. Birkaç yıl içerisinde iç müşteri
memnuniyetinde 9. sıradan 1. sıraya kadar yükseldik ve lider
konumumuzu korumayı başardık. Bu da biz ve paydaşlarımız
için “Mükemmellik Yaklaşımı”nın en somut ve değerlendirilebilir sonuçlarından bir tanesi oldu.
TED Ankara Koleji ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mekteb-i Mülkiye) mezunu olan Alp Halil Yörük iş
hayatına Koçbank’ta (Yapı Kredi) hazine departmanında
başladı. Sırasıyla Merchant Bank (Deutsche Bank) ve Merrill
Lynch’te çalıştıktan sonra hazine bölümünü kurmak üzere
Siemens’in bünyesine katıldı. Beş yıl hazine bölümünü yönettikten sonra halen yürütmekte olduğu İletişim ve Kamu İlişkileri bölümünün direktörlüğünü üstlendi. Şirket bünyesinde
kurulan Mevzuata Uyum (Compliance) Kurulunun da üyesi
olan Yörük, Siemens AG’nin dünya çapında görevlendirilmiş
belirli sayıdaki Çeşitlilik (Diversity) Elçilerinden birisidir. Görevi gereği şirketi iş örgütlerinde ve sivil toplum örgütlerinde
temsil etmekte olup Troia Vakfı’nın yönetim kurulu üyesi ve
Propeller Derneğinin de denetim kurulu üyesidir. Gençlerin
gelişiminde aktif sorumluluk üstlenmek üzere gerek uluslar
arası, gerek yerel ölçekte tüm mentorluk programlarında gönüllü olan Yörük, evli ve iki çocuk babasıdır.
Bir iletişim bölümünde “Mükemmellik Yaklaşımı” nı hayata
geçirmenin diğer bir ölçülebilir sonucu da her ne kadar ön
plana çıkartmak konusunda temkinli de olsak her yıl belir-
Mükemmellik yaklaşımını benimseyecek
ekiplere verilebilecek en önemli tavsiye,
mükemmelliği kısa vadede ulaşılacak bir
hedef olarak değil, bir yolculuk olarak algılayıp, bunu kişisel ve bölümsel bazda
hayata adapte edebilmek ve günlük hayatımızda da işlerimizi yaparken bu anlayışla çalışmaktır.
lediğimiz, özdeğerlendirme puanı hedeflerimiz oldu. Bu 8
yıllık zaman zarfında özdeğerlendirme puanımızın her yıl
gözle görülür bir şekilde artması iletişim ekibi olarak motivasyonumuzu çok olumlu şekilde etkiledi. 8 yıllık bir sürede
başlangıç puanı 156 olan bir olgunluk düzeyini 573 seviyesine çıkartmayı başardık, hedefimiz ise önümüzdeki yıl 600
baremini aşmak ve ödüle başvurabilecek kriterleri sağlamak.
Her ne kadar Kalite Ödüllerinde kurumsal bölüm kategorisi
olmasa da bunun önümüzdeki yıllarda “Operasyonel Birim”
kategorisinin yeniden tanımlanması ile ödül kategorisi olarak ekleneceğine inanıyoruz.
İletişim gibi esnek ve disiplinler arası bir konuya mükemmellik anlayışıyla yaklaştığınızda bu konuyu tüm kriterler
bazında somut olarak değerlendirme fırsatı yakalanabiliyor.
Bu bir yandan hedef kitle ile gerçekleştirilen iletişimin etkinliğini artırırken, bir yandan da hem departmanda hem de
paydaşlarda bir kültür değişimi yaratıyor. Strateji ve vizyon
odaklı bir yaklaşım benimsendiğinden stratejiden sapmamayı sağlıyor ve bu da iletişim mesajlarının hedef kitlelerine
çok daha etkin ve sürdürülebilir şekilde ulaştırılmasına neden oluyor. Zaten iletişimin de ana hedefi bu.
Herşeyden önce başarılı bir takım çalışması gerekiyor ve
iletişimde mükemmellik yolculuğu mutlaka kararlılık gerektiriyor. Ki bu yaklaşım ekip içerisinde bir kültür haline gelebilsin ve ekibe sonradan katılan kişiler ya da süreçler kolayca
sisteme ve bu kültüre entegre olabilsin. Kültür oluşturmak
da zaman ve kararlılık meselesi. Mükemmellik yaklaşımını
benimseyecek ekiplere verilebilecek en önemli tavsiye, mükemmelliği kısa vadede ulaşılacak bir hedef olarak değil, bir
yolculuk olarak algılayıp, bunu kişisel ve bölümsel temelde
hayata uyarlayabilmek ve günlük hayatımızda da işlerimizi
yaparken bu anlayışla çalışmaktır. Ancak bu şekilde elde edilen başarılar uzun soluklu ve sürdürülebilir olabilecektir. ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
43
ULUSAL KALİTE HAREKETİ
Rekabet ortamında
fark yaratabilmek
Duygu Ünlü
MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.
Garanti Hizmetleri Yöneticisi
44
Önce Kalite’146 Eylül 2010
K
alite faaliyetlerinizden
bahseder misiniz?
Şirketimizin kalite
faaliyetleri, sağlam
temellere dayalı kalite yönetim
sistemimiz kapsamında
yürütülmektedir. Toplam kalite
felsefesi üzerine kurulu, müşteri
odaklı yönetim sistemimizin
esaslarından olan müşteriyi anlamak,
ihtiyaçlarını belirlemek ve bu
ihtiyaçları karşılamak için stratejiler
oluşturmak amacıyla düzenli olarak
müşteri memnuniyeti analizleri
gerçekleştirmekte ve sonuçlarını
titizlikle değerlendirmekteyiz.
Sürekli iyileştirmeyi hayat felsefesi
haline getirmiş çalışanlarımızın
yaratıcı fikirleri ile oluşturulan
çözümler sayesinde müşteri
memnuniyeti ölçümlerinde her
geçen gün daha iyiye giden sonuçlar
elde etmekteyiz. Son dönemde
gerçekleşen ölçüm sonuçlarına göre
%84 müşteri memnuniyeti puanı
ile Türkiye genelinde çok önemli
bir yer elde ettik. Bu çerçevede
başarıyla tamamladığımız önemli
projeler arasında, müşteri ilişkileri
yönetimimizde kaliteyi arttırmada
büyük katkı sağlayan SBYS (Satış Bilgi
ve Yönetimi Sistemi) projemiz yer
almaktadır. Bu proje, gerçekleştirildiği
kuruma ve ekonomiye katkısı,
analizin ve uygulamanın kalitesi
gibi kriterleri esas alan, Yöneylem
Araştırması Derneği (YAD) tarafından
düzenlenen “En iyi Endüstri
Mühendisliği, Yöneylem Araştırma
Projesi ve Uygulaması Yarışması”nda
büyük ödüle layık görülmüştür.
Periyodik olarak gerçekleştirdiğimiz
bayi ve servis denetimleri ile
personelimize vermiş olduğumuz
satış ve servis eğitimleri hizmet
kalitesini arttırma yönündeki önemli
uygulamalarımızdandır.
Müşteri istekleri, şirket politikalarımız
ve hedeflerimiz ile uyumlu süreçlerin
oluşturulması ve yönetimi de anahtar
kalite faaliyetlerimiz arasında yer
almaktadır. Her sürecimiz için
tanımlanmış performans göstergeleri
ve bir süreç sorumlusu mevcuttur.
PUKÖ döngüsü kapsamında
gerçekleşen çalıştaylarda süreçlerin
performansı gözden geçirilerek
gerekli iyileştirmeler yapılmaktadır.
Tüm bu faaliyetlere yön veren
vizyon sahibi liderlerimiz ve toplam
kalite bilincine sahip çalışanlarımızın
katkıları ile sürekli yükseliş gösteren
bir başarı grafiği elde etmekteyiz.
Ulusal Kalite Hareketi'ne katılma
fikri nasıl doğdu?
Ulusal Kalite Hareketlerinde
temel alınan EFQM Mükemmellik
Modeli konusunda eğitim
almış, hatta Türkiye’de ve
benzer modelde Amerika’da
değerlendirici görevlerinde yer almış
yöneticilerimiz bulunmaktadır. Bu
modeli benimsemiş kuruluşların
elde ettiği kazanımlar bizzat
gözlemlenmiş ve aynı yaklaşımın
şirketimizde de uygulanması isteği ve
alt yapısı oluşmuştur.
Bu alt yapı ile meydana getirdiğimiz,
toplam kalite felsefesine dayalı
yönetim sistemimizin, EFQM
mükemmellik modeline paralel
uygulamalara sahip olduğunu
düşünüyoruz. Şirket vizyonu
doğrultusunda oluşturulan şirket
hedeflerini kişisel hedeflerle
ilişkilendirmiş, sonuç odaklı
politikalarımızla mükemmelliğe
doğru ilerlediğimize inanıyoruz.
Mükemmelliğin bir hedef değil, bir
yolculuk olduğunun farkındalığıyla
“şu an neredeyiz” ve “daha iyiye nasıl
ulaşırız” sorusunu daima kendimize
sormaktayız. Model çerçevesinde
bulunduğumuz konumu belirlemek
için, Ulusal Kalite Hareketleri
kapsamındaki özdeğerlendirme de
şirketimizin önem verdiği bir araçtır.
Bu özdeğerlendirme sonuçlarının,
gelecekteki uygulamalarımıza
çok önemli katkılar sağlayacağına
inanmaktayız.
Ortaya çıkan bu ilgi ve ihtiyaçlar
sonucunda, Ulusal Kalite
Hareketleri’ne dahil olmaya hazır
olduğumuza inanarak KalDer ile
iyi niyet sözleşmesini imzaladık.
Başta mükemmelik proje ekibimiz
olmak üzere, tüm çalışanlarımızın
desteği ve Türkiye genelindeki
diğer organizasyonlara da örnek
oluşturabileceğini umduğumuz
uygulamalarımız ile gelecekte Kalite
ödülünü kazanmayı hedeflemekteyiz.
Kalite yolculuğunda geçirdiğiniz
evreleri ve kaydedilen aşamaları
anlatır mısınız?
Kalite yolculuğumuz, MAN
Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.
olarak ayrı bir yönetim sistemi
kurma gerekliliği ile başlamıştır.
Burada, sürekli iyileştirmeyi
benimsemiş kurum kültürü ve bu
kültürün oluşturulmasında çok
önemli yeri olan vizyon sahibi
liderlerimizin verdiği destek
yadsınamaz. Sistemi oluştururken
hedefimiz, ISO kalite belgesini
almaktan çok daha fazlasıydı. Konu
Önce Kalite’146 Eylül 2010
45
ULUSAL KALİTE HAREKETİ
hakkında bilgi ve deneyime sahip
çalışanlarımızdan oluşan bir proje
takımı kurduk. Ekibimiz, sorumluluk
alanlarındaki uygulamaları yine
PUKÖ döngüsü çerçevesinde
geliştirerek, liderlerimizin de
desteğiyle sürdürülebilirliğini sağladı.
Devamında, daha önce bir kısmından
bahsettiğim faaliyetler birbirini takip
etti. Kazanmış olduğumuz bu ivme
ile şimdiki hedefimiz, müşterilerimiz
için daha farklı değerler oluşturmak
ve mükemmellik yolculuğunda
ilerlemektir. Bu amaçla da Ulusal
Kalite Hareketleri içinde yerimizi
almış bulunuyoruz.
KalDer’in çalışmalarını nasıl
buluyorsunuz?
Türkiye’de kalite bilincinin
geliştirilmesi yönünde KalDer’in
göstermiş olduğu çabaları ve
kurumlara verdiği desteği takdirle
karşılıyoruz. Şirket olarak, Türkiye’de
kalite bilincinin arttırılması
konusunda KalDer’in misyonuna
elimizden gelen katkıyı sağlamaya
devam edeceğiz. Dileğimiz, bu
olanaklardan daha çok kurumun
faydalanmak istemesi ve dünya
sınıfı Türk şirketlerinin sayısının
artış göstermesi ile yaşam kalitesi
yükselen ulusumuzun beklenen refah
seviyesine ulaşmasıdır.
Ülkemizde mükemmellik
anlayışının gelişmesi için
vereceğiniz tavsiyeler var mı?
Kalite anlayışının gelişmesi için,
müşteri odaklı politikalara ve
toplam kalite yönetimi felsefesinin
kurum kültürüne yerleştirilmesine
ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.
Bütün bunlar, şüphesiz, üst
yönetimlerin çalışmalara tam
desteği ile gerçekleşebilmektedir.
Burada söz konusu olan, alışılmış
yöneticilik kavramı yerine vizyon
sahibi liderlik anlayışıdır. Geleceğin
liderlerinin yetiştirilmesi stratejik
46
Önce Kalite’146 Eylül 2010
yatırımlardandır. Diğer bir konu ise
sistemsel bakış açısıdır. Bilindiği
gibi günümüzde kalite konusunda
faydalanabileceğimiz birçok araç ve
yöntem mevcuttur. Bu yöntemleri
uygulayan her şirketin istenilen
sonuçlara ulaşamamasındaki
etkenlerinden biri, sistemsel bakış
açısının eksikliğidir. Önemli olan,
kurumların kaliteye sistemsel bakış
açısı getirerek, kendilerine uygun
araç ve yöntemlerin entegrasyonuyla
oluşturdukları yönetim sistemleriyle
kalite anlayışını geliştirmek ve
yaygınlaştırmaktır. İşte burada,
toplam kalite ve buna bağlı olarak
mükemmellik modelleri ön plana
çıkmaktadır.
Kalite bilincini oluşturmak ve toplam
kaliteyi yaşam biçimi olarak hayata
geçirmek isteyen şirketlerimiz,
KalDer gibi kuruluşların etkinliklerine
katılım ile diğer organizasyonların
örnek uygulamalarını kıyaslama
fırsatları bulabilirler. KalDer’in
birçok önemli etkinlik ve faaliyetleri
arasında, özellikle Ulusal Kalite
Hareketleri’ni ilgili kurumlara tavsiye
ederim.
Sektörünüzdeki kalite
anlayışının gelişmesi için
neler yapılması gerektiğini
düşünüyorsunuz?
İçinde bulunduğumuz sektör
ne olursa olsun aslında kalite
anlayışının gelişmesi için atılması
gereken adımlar benzerdir. Bu
anlamda, ülkemizde kalite bilincinin
yerleşmesi için yapılması gerekenler
konusundaki düşüncelerimin,
sektörel anlamda da benzer olduğunu
söyleyebilirim. Üretim sektöründe
faaliyet gösteren firmalardan
hastanelere, eğitim kurumlarına
kadar değişik sektörlerdeki
kuruluşların, aynı mükemmellik
modeline göre sistemlerini
geliştirerek başarıya ulaşması da
aslında bunun en güzel kanıtıdır. Bu
sistemlerin oluşturulmasında müşteri
odaklılık, liderlik, veriye dayalı karar
mekanizmaları, herkesin katılımının
sağlanması gibi her sektör için benzer
olan prensipler yer almaktadır.
Şüphesiz ürün kalitesi ve müşteri
beklentilerinde sektörler arası
farklılıklar gözlenmektedir. Bunların
iyi anlaşılması ve beklentilerin
karşılanması gerekmektedir. Fakat,
aynı zamanda, bugün kalitenin
gelmiş olduğu yer düşünüldüğünde,
fark yaratacak uygulamaların,
oluşturulan stratejik ve bütünü
kapsayan sistemlerde yer aldığı bir
gerçektir. Günümüzün rekabetçi
ortamında ancak bu farkı yaratabilen
şirketler yerlerini korumayı
başarabilmektedir. ç
ULUSAL KALİTE HAREKETİ
Değişimin
yönetilmesi
K
Fillo Kargo 7 Ocak 2010
günü Ulusal Kalite Hareketi
İyiniyet Bildirgesi'ni
imzaladı. Fillo Kargo'nun
İnsan Kaynakları Eğitim ve
Kalite Müdürü Mihrimah
Yıldırım, şirketlerindeki kalite
yolculuğunu bizlere aktarıyor.
48
Önce Kalite’146 Eylül 2010
alite faaliyetlerinizden
bahseder misiniz?
2008 yılı sonunda Aras
Lojistik, Aras Kurye ve Fillo
Kargo tüzel kişilikleri devam etse
de Fillo Markası altında tek merkezden yönetilmeye başlandı. 2009’un
başından bu yana her ay büyümeye ve sinerjisini arttırmaya devam
ederken Toplam Kalite Yönetimi
felsefesini benimseyerek Fillo son
iki sene içerisinde kalite konusunda
önemli aşamalar katetti. Öncelikle
tüm yöneticilerin önderliğini yaptığı
Mihrimah Yıldırım
Fillo Kargo İnsan Kaynakları
Eğitim ve Kalite Müdürü
bir değişimle üç ayrı şirketin yönetim süreçleri ve operasyonel süreçleri birleştirildi ve bu değişim ISO
9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi
ile tescil edildi. ISO 9001:2008 Kalite
Yönetim Sistemi haricinde yine Toplam Kalite Yönetiminin bir modeli
olan EFQM Mükemmellik Modeli
doğrultusunda çalışmalar başlatıldı.
Tüm yönetim kadrosu süreç eğitimleri ve model eğitimleri alarak
yapılan işleri sistemsel hale getirmek
için, iyileştirme ve kriter ekipleriyle
çalışmalarımıza başlamış olduk.
Ulusal Kalite Hareketine katılma
fikri nasıl doğdu?
Aras Holding bünyesinde faaliyet
göstermekte olan Fillo; holding
bünyesinde devam etmekte olan
Ulusal Kalite Hareketi çalışmaları
ve KalDer ile yapılan görüşmeler
sonrasında Ulusal Kalite Hareketine
katılma kararını aldık. Değişimi
yönettiğimiz ve sistemleri entegre
ettiğimiz dönemde modelle
tanışmamız başarılarımızın temelini
oluşturacağı bilinciyle KalDer’le
07 Ocak 2010 tarihinde İyi Niyet
Bildirgesi imzalandık.
Mükemmellik yolculuğunda
geçirdiğiniz evreleri ve
kaydedilen aşamaları anlatır
mısınız?
Ulusal Kalite Hareketinde çok
yeni olmamıza rağmen Toplam
Kalite Yönetimi bize yabancı bir
kavram olmadığı için kısa sürede
büyük adımlar atıldı. 2009 yılı
başından günümüze kadar süreçlerin
yönetilmesi ve iyileştirilmesi üzerine
devam eden çalışmalar ile birlikte
Mükemmellik Modeli’ni iş yapma
biçimimiz olarak benimsememiz
sayesinde Değişimin Yönetilmesi
sürecinde yola hazırlıklı çıktık.
Birleşmeden sonra tekrar belirlenen
temel ve destek süreçlerimiz
ile birlikte iyileştirme ve kriter
grupları kuruldu. Çalışanlarımızın
katılımıyla sürekli iyileştirme
felsefesi doğrultusunda çalışmaları
devam ettirdik. ISO 9001:2008
belgesi ile tescil edilen Kalite
Yönetim Sistemimizle 2010 yılında
Mükemmellikte Kararlılık basamağını
atlayarak Mükemmellikte Yetkinlik
başvurumuzu yaptık. Kitabımızı
yazmaya başladığımızda her
çalışanımızın inancı ve heyecanı
sistemlerin yazılması aşamasında
işimizi kolaylaştırdı. Bu uzun
soluklu yolculuğumuzda yaptığımız
özdeğerlendirmelerle iyileştirmeye
FILLO KARGO
1998'de Kargo sektöründe faaliyet
göstermeye başlayan şirketimiz, 2003
yılından itibaren FILLO Kargo olarak, Aras
Holding bünyesinde hizmetlerine devam
etmektedir.
FİLLO 2009 yılında Aras Holding
bünyesinde bulunan ve her biri alanında
uzman olan Fillo Kargo, Aras Lojistik ve
Aras Kurye'nin birleşmesi ile yeniden
yapılanmıştır.
Bu üç kuruluşun gücü, müşterilerinin
tedarik zincirinde daha etkin ve verimli
olmasını sağlayacak hizmetleri rahatlıkla
sunabilecek bir şekilde bir araya
getirilmiştir.
Fillo, hammadde tedarikten ürün
dağıtımına, satış sonrası hizmet
açık alanlarımızı güçlendirerek her
geçen gün mükemmelliğe bir adım
daha yaklaşmaktayız.
KalDer’in çalışmalarını nasıl
buluyorsunuz?
Mükemmellik kültürünün yaşam
biçimi haline dönüştürülmesi
yolunda Gönüllülük değeri ile
hareket etmekte olan bir KalDer;
deneyimli, bilgili ve bu deneyim
ve bilgilerini paylaşmaktan asla
çekinmeyen ekibi ile Türkiye’nin
tamamında çalışmalarına devam
etmekte ve başarıları her platformda
göstermektedir. Mükemmellik
yolculuğumuzda KalDer’i bir yol
arkadaşı olarak görmekteyiz.
Ülkemizde kalite anlayışının
gelişmesi için vereceğiniz
tavsiyeler var mı?
Tüketici tarafından oluşturulan
algının haricinde kalitenin bir iş
yapma biçimi olmasının ve sadece
pazar payı arttırmak gibi hedeflerle
değil felsefe olarak benimsenmesini
desteğinden ters lojistik hizmetlerine
kadar tedarik zincirinin tüm aşamalarında
müşterisinin ihtiyacına özel çözümler
üreten bir firmadır.
Fillo sektör odaklı bir lojistik hizmeti
anlayışına sahiptir. Bu sayede
müşterilerine piyasadaki rekabet
koşullarında avantaj sağlar. Fillo sunduğu
hizmetleri müşterilerinin taleplerine göre
şekillendirebilecektir.
Fillo Kargo'nun hizmetleri:
Kargo Hizmetleri, Şehirlerarası Taşımacılık
(Karayolu) ve Şehir içi Toplama/Dağıtım,
Depolama Hizmetleri, Depo içi Katma,
Değerli Hizmetler, Şehir içi Dağıtım ve,
Taşımacılık Hizmetler, Odaklı/Özel,
Hizmetler, Kurye Hizmetleri.
sağlamak için yapılan çalışmalara
daha fazla değer verilmesi
gerekmektedir. Bu Farkındalığı
yaratmayı amaç edinmiş KalDer’in
yarattığı algının desteklenmesi
ve yaratılan değerin gün geçtikçe
katılımlarla desteklenmesine katkıda
bulunulmalıdır.
Sektörünüzdeki kalite
anlayışının gelişmesi için neler
yapılması gerektiğini düşünüyor
sunuz?
Lojistik sektörünün diğer tüm
sektörlerle olan ilişkisinden dolayı
lojistik sektöründeki anlayış diğer
tüm sektörleri etkilemektedir. İmalat
sanayinde son ürün maliyetinin
ortalama %12’inin taşıma, depolama
gibi lojistik faaliyetlerine ait olması
örneğinde görüldüğü gibi lojistik
sektöründe kalite kavramının
tüm süreçlere yayılması ile hem
mevcut sektörde hem de diğer tüm
sektörlerde rekabet gücü başta olmak
üzere verimlilik ve etkinliğin artması
sağlanabilecektir. ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
49
TÜRKİYE MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ ENDEKSİ
Ulusal Endeks 0,5 puanlık artışla
75,6 olarak gerçekleşti
Türkiye Müşteri
Memnuniyeti Endeksi
2010 yılı 2. çeyrek
ölçümlerinde ambalajlı su,
meyve suları, akaryakıt
istasyonları, havayolları ve
küçük ev aletleri sektörleri
kapsandı. 2009 yılı ölçümleri
ile karşılaştırıldığında, meyve
suları, akaryakıt istasyonları,
havayolları sektörlerinde
müşteri memnuniyeti
artarken, ambalajlı su
sektöründe aynı seviyede
kaldı.
A
CSI (American Customer Satisfaction Index),
National Quality Research Center ve Michigan
Üniversitesi lisansı ve proje yönetim
desteği ile yürütülen Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME)
ile, 2005 yılından beri her 3 ayda
bir, cep telefonundan gıdaya; binek
otomobilden bankacılığa kadar 25’i
aşkın sektörde müşterilerin memnuniyeti ölçülerek, sonuçlar kamuoyunu
açıklanıyor.
En kapsamlı ve örnek uygulama
Türkiye’den
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı
A.Hamdi Doğan, yaptığı açıklamada,
ACSI modeli ile dünyada Amerika dahil 20’yi aşkın ülkede müşteri memnuniyeti endeksinin ölçüldüğünü ve
modelin sahibi olan Amerika’dan
sonra en kapsamlı ve örnek uygulamanın Türkiye’de gerçekleştirildiğini
söyledi.
50
Önce Kalite’146 Eylül 2010
80
79
TMME
78
ACSI
77
76
75
74
74.1
73.5
73
72
74.4
73.8
73.9
Q1
2006
Q2
2006
74.4
74.3
74.9
75.2
74.5
73.9
75.3
74.1
75.2
74.6
74.9
74.3
75.2
75.7
75.1
75
74.7
74.6
76
76.1
76
75.9
75.9
75
75.1
75.1
Q3
2009
Q4
2009
Q1
2010
75.8
75.2
75.2
75.9
75.6
73.4
72.5
71
70
Q4
2005
Q3
2006
Q4
2006
Q1
2007
Q2
2007
Q3
2007
Q4
2007
Q1
2008
Q2
2008
Q3
2008
Q4
2008
Q1
2009
Q2
2009
Q2
2010
Ambalajlı su sektöründe Erikli; meyve suları sektöründe Pınar; akaryakıt
istasyonları sektöründe Opet ve Shell; havayolları sektöründe Türk Hava
Yolları; küçük ev aletleri sektöründe ise Bosch, Beko ve Arçelik müşteri
memnuniyetinde en yüksek puanları alarak birinci oldular.
TMME, kurumsal karne niteliği
taşıyor
TMME ile Türkiye’nin rekabet haritasının çıkarıldığını belirten KalDer
Yönetim Kurulu Başkanı, “TMME
üyelerine iletilen detaylı raporlar
kuruluşlar için hem kendi hem de rakiplerinin durumunu görerek strateji
geliştirebilecekleri bir kurumsal karne
niteliği taşıyor, 5 yıllık bilgilerin de
yer aldığı TMME raporları kuruluşlara,
geçmişle bugünü kıyaslama imkanı
sağlıyor” dedi.
Vatandaş memnuniyeti de
ölçülmelidir
ACSI modeli ile Amerika’da 1993
yılından beri vatandaş memnuniyetinin de ölçüldüğünü ve ölçüm
sonuçlarının performans göstergesi
olarak kullanıldığını belirten Doğan,
Amerika’da vatandaş memnuniyeti
ölçümlerine başlanmadan önce dünyada en iyi 60 modelin incelendiğini,
en güvenilir ve en uygun modelin
ACSI modeli olduğu görülerek uygulamanın başlatıldığını ekledi.
Türkiye’de de vatandaş memnuniyeti
ölçümesinin önemini vurgalayan
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı,
“vatandaş memnuniyeti ölçümü ile
kamu kurumları, öncelik ve hedeflerini tanımlayabilecek ve başarılarını ölçebileceklerdir, vatandaş
memnuniyeti performansına göre
kamu kuruluşlarına kaynak ayrılması
başarılı kurumların desteklenmesini
sağlayacaktır” dedi.
Vatandaş memnuniyeti ölçümleri
için devletin ilgili kurumlarının karar
ve desteğine ihtiyaç duyduklarını
söyleyen Doğan, “Beş yıldır özel
sektörde sürdürdüğümüz Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi
çalışmamız vatandaş memnuniyeti
ölçümlerine temel oluşturacak niteliktedir” dedi.ç
Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi (TMME) 2006-2010 2. Çeyrek TMME Sonuçları
Türkiye Sonuçları
TMME
ABD Sonuçları
200
2007
2008
2009
2010
73.9
74.1
73.4
75.2
75.6
Sektörel Sıralama 1. Çeyrek 2006-2010
Sıra
TMME TMME TMME TMME TMME
Sektör
2006 2007 2008 2009 2010
Sektör
Sektör
Kurum
Marka
1 Ambalajlı Su*
80
80
Pınar
Aroma
Cappy
Dimes
Tamek
İçim
Meyöz
Meysu
Diğer
3 Akaryakıt
İstasyonları
78
Opet
Shell
Petrol Ofisi
BP
Diğer
4 Havayolları
82
82
78
80
80
77
79
79
75
Ölçülmedi
Ölçülmedi
Ölçülmedi
74
73
70
80
79
78
77
72
Su
Meyve Suları
Akaryakıt İstasyonları
Havayolları
Ölçülmedi
Türk Hava Yolları
AtlasJet
Sun Ekspres
Pegasus
Onur Air
Diğer
82
86
83
84
83
75
80
80
84
83
83
82
80
83
79
84
81
82
79
76
76
Ölçülmedi
Ölçülmedi
Ölçülmedi
80
82
86
82
81
81
84
85
77
80
83
82
79
80
79
85
76
79
82
79
82
79
80
83
Ölçülmedi
Ölçülmedi
Ölçülmedi
73
75
77
75
78
Kurum
Marka
2009
2010
75.1
76.1
75.9
ACSI
2006
ACSI
2007
ACSI
2008
ACSI
2009
ACSI
2010
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
71
65
70
63
74
62
76
64
66
ACSI
2006
ACSI
2007
ACSI
2008
ACSI
2009
ACSI
2010
Ambalajlı Su
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Meyve Suları
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
Ölçülmüyor
70
72
77
75
78
Akaryakıt
İstasyonları*
71
70
74
76
Açıklanmadı
79
79
77
77
74
74
78
76
80
77
76
76
76
73
80
71
79
77
73
74
71
70
76
66
Ölçülmedi
Ölçülmedi
Ölçülmedi
68
70
69
66
68
67
68
65
67
80
80
77
74
75
72
77
75
70
68
68
73
65
74
74
67
62
64
62
61
63
63
76
75
69
60
59
61
61
56
62
79
75
62
62
60
54
57
56
64
81
77
68
60
64
59
57
56
66
79
75
71
63
62
62
61
60
Havayolları
Southwest Airlines Co
Diğer
Continental Airlines İnc.
American Airlines (AMR)
Delta Airlines Inc.
US Airways Group Inc.
United Airlines (UAL C.)
Ölçülmedi
Bosch
Beko
Arçelik
Philips
Arzum
Tefal
Braun
King
Sinbo
Diğer
2008
75.3
79
84
83
82
79
79
79
76
77
80
83
82
81
81
80
80
78
74
72
Nortwest Airlines Co.
5 Küçük Ev
Aletleri
2007
74.4
Kurumsal Sıralama 2. Çeyrek 2006-2010
TMME TMME TMME TMME TMME
Sektör
2006 2007 2008 2009 2010
Erikli
Nestle
Pınar
Hayat
Sırma
Aytaç
Damla Su
Diğer
2 Meyve Suları
2006
Sektörel Sıralama 1. Çeyrek 2006-2010
1 Meyve Suları*
80
2 Su*
80
3 Akaryakıt İstasyonları
78
Ölçülmedi
4 Küçük Ev Aletleri
Ölçülmedi
5 Havayolları
Kurumsal Sıralama 2. Çeyrek 2006-2010
Sıra
ACSI
Ölçülmedi
Ölçülmedi
Ölçülmedi
77
82
82
82
81
79
78
77
74
70
73
*Meyve Suları ve Ambalajlı Su sektörleri 2006 yılında Alkolsüz İçecekler kategorisi altında ölçülmüşlerdir.
**Memnuniyet sadece sektör düzeyinde ölçülmüştür.
Önce Kalite’146 Eylül 2010
51
ŞUBELERDEN HABERLER-ANKARA
13. Kalite Çemberleri Paylaşım
Konferansı 14 Ekim’de!
KalDer Ankara
Şubesi tarafından
düzenlenen 13.
Kalite Çemberleri Paylaşım
Konferansı bu sene 14 Ekim
2010 tarihinde ODTÜ Kültür
ve Kongre Merkezi’nde
gerçekleştirilecek.
Ülkemizde kalite çemberleri uygulamalarının yaygınlaştırılması farklı
sektörlerdeki başarılı uygulamaların
ve bilgi birikiminin paylaşılması amacıyla her yıl KalDer tarafından Kalite
Çemberleri Paylaşım Konferansı
gerçekleştirilmektedir. 14 Ekim 2010
tarihinde on üçüncüsü düzenlenecek
olan konferansa, kalite profesyonelleri, kuruluş yöneticileri ve çalışanların oluşturacağı 600 kişilik katılım
beklenmektedir. Konferans bünyesinde bu yıl üçüncü kez, “Kalite Çemberi
Ödülü” verilecektir.
8 Kalite Çemberi Finale Kaldı!
Şubat ayında değerlendirici başvuruları ile başlayan 2010 Yılı kalite Çem52
Önce Kalite’146 Eylül 2010
beri Ödül sürecinde ikinci aşamaya
girildi. 14 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen toplantıda, değerlendiriciler
tarafından sunulan uzlaşım puanları
ışığında 11 başvurunun 8’inin finale
kalmasına ve bu kalite çemberlerine
saha ziyareti gerçekleştirilmesine
karar verildi. Ağustos sonunda biten
saha ziyaretleri sonrasında ödül alacak kalite çemberleri, 14 Ekim 2010
tarihinde gerçekleştirilecek 13. Kalite
Çemberleri Paylaşım Konferansı’nda
açıklanacak. ç
2010 Kalite Çemberi Ödülü Finalistleri
KURUM
ÇEMBER ADI
İnci Akü
Grup Anemon
Schott Orim Cam
Grup Bepanthen
Boytaş Mobilya
Grup Periyod
Boytaş Mobilya
Non-Stop
Odtü Mersin Koleji
Okuyan Çocuk İçimizde Umut
Kordsa Global
Etkin Bakım 2
2 Gizli Firma
KalDer üyelerine 80 TL, diğer katılımcılara 105 TL olan Konferans katılım
bedelleri ve program hakkında detaylı bilgi edinmek ve kayıt yaptırmak
için www.kalder.org adresini ziyaret edebilirsiniz.
ŞUBELERDEN HABERLER-BURSA
KalDer Bursa Şubesi faaliyetleri
2010 Bursa Kalite Ödülü
Deneyim ve Paylaşım
Toplantısı gerçekleşti
Çağdaş kalite anlayışının
yaygınlaşması, kalite çalışmalarının
teşvik edilmesi ve ödüllendirilmesi
amacıyla 1998 yılından bu yana
BUSİAD ve KalDer Bursa Şubesi
işbirliği ile yürütülen Bursa Kalite
Ödül süreci, 16 Eylül 2010 Perşembe
günü yapılan “2010 Bursa Kalite
Ödülü takviminin açıklandığı Basın
Toplantısı” ve ardından gerçekleşen,
2009 Bursa Kalite Ödülü sürecinde
yer alan kurum ve kuruluşların
deneyimlerini aktardığı “Paylaşım
Konferansı” ile başladı. Basın
toplantısında BUSİAD Yönetim
Kurulu Başkanı M. Arif ÖZER,
KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu
Başkanı Emin DİREKÇİ, KalDer Bursa
Şubesi Bursa Kalite Ödülü Yürütme
Kurulu (BKÖYK) Başkanı Sadettin
ÇİÇEK süreç hakkında kamuoyunu
bilgilendirdi. Ardından gerçekleşen
Paylaşım Konferansı’nda 2009 yılında
ödül sürecinde yer alan Makbule
Atadan Anaokulu Müdürü Kezban
ERKEN, Gıda Kontrol ve Merkez
Araştırma Enstitüsü Müdürü Harun
SEÇKİN, Zübeyde Hanım Kız Meslek
Lisesi Müdür Yrd. Emel KARA, Farba
Genel Müdürü Ayhan GÜRBAY ödül
sürecindeki deneyimlerini paylaştı.
Üniversite Öğrencilerine
Yönelik Kalite Personeli
Yetiştirme Programı'nda 5.
Dönem Başlıyor
Uludağ Üniversitesi ve KalDer Bursa
Şubesi işbirliğinde 2006’da başlayan
ve bugüne dek 167 öğrencinin
katıldığı Kalite Personeli Yetiştirme
Programı’nın beşincisi 16 Ekim
2010’da başlıyor.
Kalite anlayışının ülke genelindeki
özel ve kamu kuruluşlarında
yaygınlaştırılması, öğrencilerimizi
TKY konusunda eğiterek iyi bir iş
yaşamına başlamalarını sağlamak
amacıyla gerçekleştirilen programda;
kaliteye giriş ve toplam kalite
yönetimi, kalite araçları ve teknikleri
ve standartlar hakkında bilgiler
veriliyor. Programlar arasında
uzman konuk konuşmacılar yer
alarak deneyimlerini öğrencilerle
paylaşıyor. Eğitmenler; toplam kalite
yolculuğunda tecrübeli kuruluşların
örnek uygulamalarında fiilen yer
alan deneyimleri üst seviyede olan
yöneticiler ve özel sektörü yakından
takip eden Uludağ Üniversitesi’nin
değerli akademisyenlerden oluşuyor.
İş hayatına atılmadan önce katılan
öğrencilerin TKY konusunda
donanımlı olarak mezun olmaları
konusunda avantaj sağlayan
program, ortalama 10 hafta sürecek
ve hafta sonları gerçekleşecek.
Programı bitiren öğrencilere belgeleri
törenle verilecek.
Uludağ Üniversitesi Teknik
Bilimler MYO Mezuniyet
Töreni
KalDer Bursa Şubesi Yönetim
Kurulu Başkanı Emin Direkçi ve
Genel Sekreter Aykan Kurkur 22
Haziran 2010 tarihinde Fethiye
Kültür Merkezi’nde düzenlenen U. Ü.
Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu
mezuniyet törenine katıldı. U. Ü.
Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu
Müdürü Prof. Dr. Rıdvan Ezentaş’ın
daveti ile Emin Direkçi ve Aykan
Kurkur öğrencilere mezuniyet
belgelerinin takdiminde yer aldı
ve öğrencilere bundan sonraki iş
yaşamlarında başarılar dilediler.
Üyelerimizden Presmetal
UKH’ye katıldı
Presmetal yöneticileri Serkan Atay,
Macide Binici, Gözde Deliömeroğlu,
Veysel Sırlı ve Halim Ferik’in
katılımıyla gercekleşen sunumun
ardından Presmetal UKH İyi Niyet
Bildirgesini imzalayarak “Kalite
yolculuğunda ben de varım” dedi. ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
53
ŞUBELERDEN HABERLER-İZMİR
1 Nolu F Tipi Cezaevi bir ilki
Gerçekleştiriyor…
Türkiye’de ilk defa
bir cezaevi kalite
çalışmalarında
KalDer’in profesyonel
tecrübesinden yararlanarak
mükemmellik yolunda önemli
bir adım attı…
1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli
Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu, KalDer
İzmir Şubesi’ne üye oldu ve İyi Niyet
Bildirgesi’ni imzalayarak, Ulusal Kalite Hareketi’ne girdi. 2009 Eylül ayında, Kurum yönetimine atanan Kurum
Müdürü Ayhan ÇAPACI ile geçmişte
yapılan çalışmalar yeniden tanımlandı ve Ayhan ÇAPACI liderliğinde Ceza
İnfaz Kurumları içerisinde daha önce
yapılmamış projeler hayata geçirildi.
Kurum psikoloğu Ece Atalay Telsarar
konuyla ilgili “Kurumumuzda İdari
kadronun değişmesi ile başlayan
kurumsal değişikliğin bir şekilde
değerlendirilmesi gerektiği düşüncesi
ile arayışımızda KalDer’le tanışıp,
değişim ve gelişimimizi sistemli bir
şekilde geliştirmek amacıyla katılmaya karar verdik.” dedi.
Bu projelerle hedeflenen yalnızca
hizmet vermek değil, verilen hizme54
Önce Kalite’146 Eylül 2010
tin kalitesinden ödün vermeyerek
sürekliliğinin sağlanması oldu. Bu
çalışmalar “oluşturulan kalitenin
tescillenmesi ve ölçülebilir hale
getirmesi” düşüncesini doğurdu. Bu
düşünce KalDer İzmir Şubesi ve 1
Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı
Ceza ve İnfaz Kurumu’nun kesişme
noktası oldu. KalDer İzmir Şubesi, 1
Nolu F Tipi Cezaevi’ne mükemmellik
yolculuğunda refakat edecek, ona
yol haritası çizecek ve onu Kalite
Ödülleri’ne hazırlayacak. Bu sayede “Kurumda geliştirmeye çalışılan
programlar sistematik hale gelecek
ve bir standart kazandırılarak, kurum
misyonunu duyurmak konusunda
yardımcı olacak.”
T.C. Adalet Bakanlığı’ndan alınan onayla başlatılan faaliyetler
Türkiye’deki başta F tipi olmak üzere
cezaevlerinin Avrupa standartlarına
getirilmesi konusunda örnek ve daha
önce benzeri olmayan bir çalışma
olacak. 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu ilerleyen günlerde de Türkiye’de bulunan
ceza infaz kurumları içinde farklılığını
ortaya koyarak, yasaların öngördüğü
çerçevede vizyonu ve misyonu ile
örnek ortaya koyarak çalışmalarına
devam edecek.ç
ŞUBELERDEN HABERLER-ESKİŞEHİR
KalDer Eskişehir Şubesi Üyeleri
İftar Yemeğinde Buluştu
Ulusal Kalite Hareketi
Katılımcıları ve Kalite Ödülü
Sahipleri Deneyimlerini Paylaştı
Ege Bölgesi’nde kalite bilincinin
yükseltilmesi ve yaygınlaştırılması,
kuruluşların kalite yönündeki
çabalarının özendirilmesi ve ödüllendirilmesi
amacıyla bu yıl altıncısı düzenlenen
Kazananlar Konferansı 15 Eylül 2010 tarihinde
Kaya İzmir Termal & Convention Oteli'nde
yapıldı.
Ulusal Kalite Hareketi (UKH), KalDer’in başlatmış olduğu
bir Toplam Kalite seferberliği ve ülkemizde daha çok kuruluşun TKY’ni benimsemesi doğrultusunda bir sivil toplum
hareketi yaratma girişimidir. Bu harekete katılan kurum ve
kuruluşlar, EFQM Mükemmellik Modeli ve Özdeğerlendirme eğitimi ile birlikte, TKY çalışmalarında KalDer gibi bir
ortağın rehberlik ve desteğini yanlarına alarak, performanslarını yükseltme olanağını elde etmektedirler. Yerel Kalite
Ödülleri, Bölgemizdeki kurum ve kuruluşların başarılı TKY
çalışmalarını duyurmak, bilgi ve deneyimlerini paylaşmak
ve EFQM Mükemmellik Modeli çerçevesinde değerlendirerek Büyük İşletme ve KOBİ kategorilerinde ödüllendirmek
amacıyla, KalDer İzmir Şubesi öncülüğünde yürütülen bir
etkinliktir. Gerçekleştirilen konferansta önceki yıl KalDer
İzmir Şubesi 2010 yılı ödül sürecinin kazananları, Ulusal
Kalite ödülü kazanan kuruluşlar, Avrupa Kalite Ödülü kazanan kuruluşlar ve KalDer İzmir Şubesi 2010 yılı Ulusal Kalite
Hareketi katılımcıları deneyimlerini paylaştılar. ç
KalDer Eskişehir Şubesi, üyeler arasındaki işbirliği ve kaynaşmayı güçlendirmek amacıyla 6 Eylül 2010 Pazartesi
günü Eskişehir Anemon Otelde bir iftar yemeği düzenledi.
Derneğin seçkin üyelerinin, aynı zamanda Eskişehir ileri
gelenlerinin katıldığı davette Yönetim Kurulu Başkanı Uz.
Dr. A. Burak Erdinç üyelere katılımları için teşekkür ettiği
bir konuşma yaparken Şube Genel Sekreteri Salih Yalçın,
KalDer Eskişehir Şb.’in 2010 yılında verdiği eğitimler, kurum ziyaretleri ve diğer etkinlikleri hakkında ayrıntılı bir
sunum aktardı.
Gecede KalDer Ailesine yeni katılan Sedef Medya’nın sahibi ve yöneticisi Fatih Sezer’e Katılım Belgesi YK Başkanı
Uz. Dr. A. Burak Erdinç tarafından sunuldu.
Ayrıca gecede KalDer’in 2011 yılı Mayıs ayında düzenleyeceği Kalite Şöleni’nin ana temasını belirlemek üzere
küçük bir anket düzenlendi. İlerleyen saatlerde geniş bir
yuvarlak masa etrafında toplanan üyeler KalDer’in 2011
yılı hedefleri, daha sağlıklı bir yayılım, tanıtım ve eğitim
faaliyetleri için neler yapılabileceği konularında görüş
alışverişinde bulundu. Üyelerden bazıları bu konularla ilgili gönüllü görevler üstlendiler.
Geceden keyifle ayrılan üyeler KalDer’in bu tür etkinliklerle üyelerini daha sık bir araya getirmesi dileğinde bulundular. ç
2011 Yılı Ödül Süreci Değerlendirici Başvuruları Başladı!
Prestijli bir görev olan ödül
değerlendiriciliği için her
yıl düzenlenen eğitimlerin
tarihleri belli oldu.
Ülkemizde ve Ege Bölgesi’nde kalite
bilincinin yükseltilmesi ve yaygınlaştırılması, kuruluşların kalite
yönündeki çabalarının özendirilmesi
ve ödüllendirilmesi amacıyla 2002
yılından bu yana düzenlenen “Ege
Bölgesi Kalite Ödülü” ile kuruluşların
süreçlerinde iyileştirmeye açık alan
olarak belirledikleri konularda yaptıkları ekip çalışmalarının değerlendirildiği “Yılın Başarılı Ekibi Ödülü”nün
değerlendirici başvuruları başladı.
Bu sene değerlendirici eğitimleri
Model ve Vaka eğitimleri olarak iki
bölümde yapılacak.
2011 Yılı Yerel Kalite Ödülleri Değerlendirici Eğitim Tarihleri:
Ege Bölgesi Kalite Ödülü Model
Eğitimi 5–6 Ekim 2010 Vaka Eğitimi
23–24 Kasım 2010
Yılın Başarılı Ekibi Ödülü Model
Eğitimi 7 Ekim 2010, Vaka Eğitimi
25 Kasım 2010 ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
55
KalDer’den Haberler
KalDer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'yu ziyaret etti
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan, KalDer Yönetim Kurulu Üyesi Önder Kıratlılar, KalDer Genel Sekreteri
Selim Güven ve KalDer Ulusal Kalite Ödülü Sorumlusu ve
Üye/Gönüllü İlişkileri Yöneticisi Orhan Argon ile birlikte
30 Temmuz 2010 tarihinde İstanbul Valisi Sn. Hüseyin Avni
Mutlu’yu ziyaret etti.
Doğan, İstanbul Valiliği görevine atanan Sn.Mutlu’yu kut-
ladı. Doğan aynı zamanda KalDer’in gelecek hedef ve stratejilerinden, Valilik ve KalDer arasında olabilecek işbirliğinden, Valiliğin ve bağlı müdürlüklerde (Milli Eğitim) kalite
alt yapısının iyileştirilmesi ve İstanbul Kalkınma Ajansı ile
KalDer’in ortak bir çalışma yapılmasından bahsetti.
Mutlu ise KalDer’in çalışmaları konusundaki takdirlerini ve
elinden gelecek her türlü desteği sağlayacağını ifade etti.ç
AB destekli, Türkiye Kalite Altyapısının
Güçlendirilmesi Projesi başladı
hedef grupları arasında kamu kesimi ve özel sektörün yanı sıra
tüketiciler de bulunuyor.
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ticarette teknik engellerin ortadan kaldırılması ve taraflar arasında malların serbest
dolaşımının sağlanması amacıyla uygulanacak olan Türkiye’de
Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi (TKAG) Projesi başladı. AB
tarafından finanse edilen ve Merkezi Finans ve İhale Birimi
(MFİB)’nin sözleşme makamı olduğu 4.8 Milyon Euro tutarındaki projede kamu kesimini Dış Ticaret Müsteşarlığı, özel
sektörü ise KalDer temsil ediyor. Proje kapsamında metroloji,
standardizasyon, akreditasyon, gibi alanlarda kısa dönem teknik destekler, ülke raporları, laboratuarlar arası karşılaştırma ve
yeterlilik testleri, ve farkındalık yaratma etkinlikleri düzenlecek.
Türkiye’de Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi’nin açılışı
22 Eylül 2010, Çarşamba günü Ankara Sheraton Otel’de düzenlenen törenle gerçekleşti. Açılış törenine Dış Ticaret Müsteşarı
Ahmet Yakıcı, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Müsteşarı
Michele Villani, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.Hamdi Doğan ve MFİB Başkanı Muhsin Altun da konuşmacı olarak katıldı.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen 4.8 milyon Euro tutarında yeni bir proje hayata geçiyor. Ana faydalanıcıları Dış
Ticaret Müsteşarlığı ile KalDer olan Türkiye’de Kalite Altyapısının Güçlendirilmesi Projesi’nin (TKAG) sözleşme makamı ise
Merkezi Finans ve İhale Birimi (MFİB). 27 ay sürecek projenin
56
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Açılış konuşmasını yapan KalDer Yönetim Kurulu Başkanı A.
Hamdi Doğan, “Türkiye ekonomisi uluslar arası, yüksek kalite
beklentili müşterilerin isteklerini karşılamadaki başarısı, başarı ile gerçekleştirdiği yapısal reformlarla mali krizlere ne kadar
dayanıklı olduğunu göstermiş ve bu başarılarını dış satımdaki
sıçramalı artışlarla perçinlemiştir. Yıllık 500 Milyar Dolar gibi
hedefler artık kimseyi şaşırtmıyor. KalDer olarak bu başarının
sürmesi için katma değer payı yüksek, kalitesine güvenilir, yenilikçi ürünleri artan oranlarda uluslar arası pazarlara sunma
yolunda bu projenin de yaşamsal katkısı olacağına inanıyoruz.”
dedi.ç
MÜZE
Tarihe ışık tutan
1001 İCAT
1000 yıllık tarihi süreçte İslam Medeniyetinin dünya
bilim ve teknolojisine yaptığı katkının interaktif olarak aktarıldığı “1001 İcat” adlı sergi, Londra’dan sonra
İstanbul’da açılıyor. Sultanahmet Meydanı’nda 1000 metrekarelik kapalı alanda açılacak olan sergide bilim tarihine ışık tutacak
birçok eserin… yanısıra teknolojinin yardımıyla geçmişe uzanan
sanal tarihi yolculuklar da yapılabilecek. İslam Medeniyetindeki
kültürel ve bilimsel mirasın yeni nesillere en doğru şekilde aktarıldığı sergi, 17 Ağustos’tan itibaren 5 Ekim 2010 tarihine kadar
görülebilecek.
S
ergide, 700-1700 yılları
arasındaki bin yıllık döneme ait, Ortaçağ’da Arap
doktorların, gökbilimcilerin
kullandığı araç gereçten, 13. yüzyılda
bugün Türkiye’de bulunan Cizre’de
yapılmış bir saate kadar bir çok ilginç
tasarım var.
Filli saat, aslında serginin en dikkat
çeken parçalarından. 1206’da tasarlanıp yapılmış olan orijinal saatin
maketi, altı metre yüksekliğinde. Dev
bir fil yontusunun üzerine oturtulmuş
saatin akrep ve yelkovanı ejderhalara
benzetilmiş. Ayrıca saat başlarının
vuruşuyla birlikte hareket eden sarıklı
bir takım robotlar var. Saat, daha
önce antik Yunan’da da kullanılan bir
su düzeneğiyle çalışıyor.
58
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Serginin hem fikren doğuşunda hem
fiilen gerçekleşmesinde önemli rol
oynayan Profesör Salim el Hasani bu
tasarımı şu sözlerle anlatıyor:
“1200’lerde, Türkiye’nin güneyinde; Irak’ın biraz kuzeyinde bulunan
Cizre’de, İsmail Ebul aziz Bin Rezzaz
El Cizirî tarafından tasarlanıp yapılmış. Çeşitli medeniyetlerin, insanlığın gelişmesine katkısını sembolize
ediyor. El Cizirî kendi yaşadığı yerin
doğal ortamında böyle bir hayvan ol-
Sultanahmet Meydanı’nda 1000
metrekarelik kapalı alanda açılan
sergide bilim tarihinin görülebileceği
birçok eserin yanı sıra teknolojinin
yardımıyla sanal tarihi yolculuklar da
yapılabilecek.
mamasına rağmen, saati bir filin üzerine oturtmuş, bu Hint medeniyetini
simgeliyor. Filin karnına yerleştirilen
ve saati çalıştıran su düzeneği antik
Yunanı, inip çıkan ejderhalar Çin’i, sarıklı robotlar İslam dünyasını, kalenin
üzerinde duran Zümrüd-ü Anka kuşu
da antik Mısır medeniyetini temsil
ediyor. Kısacası medeniyetler saati
diyebiliriz buna...”
Profesör Hasani aslında sergilenenlerin “İslam bilimi diye nitelenmesine
de karşı. “Çünkü, bilim bilimdir. Bilimin Hristiyanı, Müslümanı, Yahudisi
olmaz. Müslüman fizik, hristiyan fizik
ayrımı yoktur mesela.” diyor.
“Ama, bizim burada vurgulamak istediğimiz, tarih boyunca, dini inançları
ile bilimsel araştırma arasında herhangi bir çelişki görmemiş çok sayıda
Müslüman bilim adamı olduğudur.
Bilim, Çinli, Hintli, Yunan, Müslüman,
Hristiyan, Musevi herkesçe geliştirilmiş ve birbiriyle uyum içinde alıp
verilmiştir. Bu serginin ana fikri de
bu. O nedenle belki sergiye, “İslamî
bilim” değil, “İslam aleminde bilim”
demek daha doğru olacaktır.”
Serginin bir amacı da genç nesilleri
bilime yönelmeye teşvik etmek, bu
Bilim adamlarının günümüz dünyasının
mühendislik, tıp ve mimarisine
katkılarını interaktif bir şekilde ortaya
koyan ve İslam medeniyetindeki
kültürel, bilimsel mirasın yeni nesillere
en doğru şekilde aktarılmasını
amaçlayan sergi, 17 Ağustos-5
Ekim tarihleri arasında açık kalacak.
İstanbul’dan sonra New York’a taşınacak
‘1001 İcat’, 7’nci yüzyıldan başlayarak
17’nci yüzyıla uzanan bilimsel mirası
gözler önüne seriyor. Lagari’nin roket
gücüne dayanan uçuşları, El-Cezeri’nin
filli su saati, Hezarfen’in yaptığı
kanatlarla uçuşu, Mimar Sinan’ın dehası
ve birçok bilimsel eserin yer aldığı sergi
alanı; ev, elışveriş, okul, hastane, şehir,
dünya ve evrenin temsil edildiği yedi ayrı
bölümden oluşuyor.
Londra’da açık kaldığı süre içinde 400
bin kişi tarafından ziyaret edilen sergi,
Bilim, Teknoloji ve Medeniyet Vakfı
tarafından ALJ Sosyal Sorumluluk’un
sponsorluğunda düzenleniyor. Ücretsiz
olarak gezilebilecek ‘1001 İcat’
kapsamında ayrıca konferanslar da
düzenleniyor.
nedenle eserlerin hem eğitici hem de
eğlendirici olmasına çalışılmış.
Sergilenen Cam imbik, değerli parçalardan biri. Orta Doğu’da türünün
bugüne kadar kalabilmiş en eski
örneklerinden biri olan 10 ila 12.
yüzyıl eseri imbiğin kimyasal damıtma işlemlerinde, özellikle parfüm
üretiminde kullanıldığı düşünülüyor.
Bunlar arasında yıldızların yerlerini
gösteren ve kıblenin yönünün ve
namaz saatlerinin belirlenmesinde
kullanılan bir disk şeklindeki usturlaplar da var. 17. yüzyıldan kalma
Cebir’in tarihini anlatan bir kitap da
Han’ın gururla tanıttığı parçalardan.
“El cebir aslında arapça bir kelime,
dengenin kurulması, denklemin
eşitlenmesi anlamına geliyor. Yazar
John Harris, kitabında nefis bir dille
cebirin nasıl medeniyetten medeniyete geçtiğinin hikayesini anlatıyor.
Hindistan’dan, Farslara, oradan Araplara, giderek Avrupa’ya ve İngiltere’ye
kadar yolculuğunu takip ediyor.”
Peki İslam alemi, nasıl oldu da yüzlerce yıl bilimde oynadığı öncü rolü
kaptırdı? Profesör Salim el Hasani
bilimsel gelişimi bir döngü olarak
tarif ediyor.
“Bilimin tarih içinde, medeniyetler
arasındaki seyahati, tamamen kendine özgüdür. Sıra Avrupa’ya, Avrupa
rönesansına gelmişti bu döngü
içinde. Kuşkusuz tarihin döngülerinin
yanında başka faktörler de vardır ve
uzmanlar bunlar üzerinde durabilir.”
“Ama biz bu sergiyle, yüzlerce yıl
önce sağlanmış ilerlemelerin hala ne
kadar heyecan verici olduğunu, yeni
kuşakların günlük yaşamlarını hala
nasıl etkilediğini, bir yandan onlara
ilham verdiğini bir yandan da başka
kültürleri, halkları ve tarihi daha iyi
anlamalarına yardımcı olduğunu
göstermeye çalıştık.” ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
59
GEZİ
Yenileşimin ve
ekolojinin buluştuğu
şehir: MASDAR
Otomobilin, çevreyi kirleten yakıtların, hava
kirliliği yaratan gazların ve çöplerin olmadığı bir kent
düşünün. Bugünün modern yaşamında bir hayal gibi gözüken
bu düşünce, Abu Dabi’de gerçek
oluyor.
62
Önce Kalite’146 Eylül 2010
A
bu Dabi Emirliği, çöl üzerinde geleceğin ekolojik
kentini inşa ediyor. Yaklaşık 50 bin kişinin yaşayacağı Masdar Şehri’nin altyapısında ve
bu kentte inşa edilecek konutlarda
çevre dostu en son teknolojiler
kullanılacak. Dev projenin maliyeti
ise 22 milyar dolar. Dünyanın altıncı
büyük petrol ihracatçısı olan Abu
Dabi Emirliği, bu maliyeti tek başına
karşılamayacak. Zira, Masdar’daki
konutlar çevreye duyarlı yapılar
olacak. Bu nedenle finansmanın bir
kısmı Kyoto Protokolü’nün de öngördüğü şekilde, emisyon sertifikalarının
satışıyla gerçekleştirilecek. Konutların, 2016 yılından itibaren konfor
içinde yaşamak isteyen alıcılara
sunulması planlanıyor. İngiliz mimarlık şirketinin sahibi Lord Norman
Foster dünyanın farklı ülkelerinden
500 uzmanla, 21’inci yüzyılın ileri
teknolojileri ile donatılmış kentini
inşa etmeye çalışıyor. “Bu şehirle bir
rüya gerçeğe dönüşüyor. Hepimiz iyi
bir yaşam standardı istiyoruz. Yine
hepimiz doğal kaynaklarımızı korumak, çocuklarımız ve torunlarımıza
güzel bir gezegen bırakmak istiyoruz. Projemizin on ilkesi var. Bunlar
arasında sıfır karbon, sıfır atık başta
geliyor. Sürdürülebilirlik dediğimiz
zaman çoğunlukla ihmal edilen adil
ticaret, fırsat eşitliği, sağlık, mutluluk,
bölgesel gelenek ve kültürlere saygı”
diyen Doğal Hayatı Koruma Vakfı
uzmanı Rezzan El Mübarek, bu ilkelerin Masdar şehir projesine rehberlik
ettiğini belirtiyor.
Enerji kullanımında tasarruf
Masdar, yüzde 80 daha az su kullanımı, çöplerin yüzde yüz geri kazandırılması ve karbondioksit salınımının
0 düzeyine indirilmesi ile geleceğin
örnek kenti olmaya aday. Tüm bu
önemli çevre dostu özelliklerinin yanı
sıra mimari olarak şehir geleneksel
Arap şehirlerinin çizgilerini taşıyacak.
Güneş ve rüzgar enerjisi
kullanılacak
Şehirdeki binaların, yeşil alanların
ve su kaynaklarının aşırı sıcaklardan
korunması da akıllıca tasarlanmış
bir mimariyle sağlanacak. Ve tüm
bunların da yine çevreye zarar veren
fosil yakıtlar kullanılmadan yapılması
planlanıyor. Masdar’ın en önemli
artılarından biriyse tüm elektriğin güneş ve rüzgar enerjisinden yararlanılarak üretiliyor olması. Üretim fazlası
şebeke aracılığıyla diğer şehirlere
aktarılabilecek.
Peki bu şehirde insanlar neyle
geçinecek?
“Tüm dünyadan şirketler için burası cazibe merkezi olacak, yatırım
yapmak, burada boy göstermek
isteyecekler. Aynı zamanda bankalar,
finans kuruluşları, Ar-Ge faaliyetleri
geliştirmek isteyen teknoloji şirketler
için de burası önemli bir merkez olacak” diyen Masdar Yönetim Kurulu
Başkanı Sultan El Yaber, Masdar’ın
yenilenebilir enerji sektörü için
katma değer yaratmanın çözümü
olacağını belirtiyor. ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
63
YÖNETİCİ KİTAPLIĞI
Sabancı Üniversitesi ‘Araç Kutusu’
ile şirketleri inovasyona çağırıyor
T
İNOVASYONLA
BAŞARIYI
YAKALAYAN
TÜRKLER
Mediacat Kitapları, 191 sayfa,
2. hamur, ISBN:
9789944383547; Eylül 2007
Kitabı okuduğunuzda her millette
olduğu kadar, Türklerin de ticari
hayatta yenilikçi fikirlerle içlidışlı
olduklarını göreceksiniz. Zaten
Türkler yenilikçi fikir ve farklı
düşünme şeklinin hiç de yabancısı
değil. Her ne kadar kendi keşifleri
olmasa da, icadının üzerinden çok
geçmeden kullanılmaya başlanan
uçak, telgraf, tramvay, radyo ve
son olarak cep telefonu, Türklerin
yenilikçi fikirlere çok çabuk
adapte olduğunu ve inovasyonun
genlerine yerleştiğini kanıtlayan
örneklerdir. Kitapta, yenilikçi
fikirleriyle başarıyı yakalayan
Türk işadamlarının öykülerinin
yanı sıra aynı zamanda işledikleri
“vahim” hatalar nedeniyle yok
olan kimi markaların öykülerini de
bulacaksınız.
64
Önce Kalite’146 Eylül 2010
ÜSİAD-Sabancı Üniversitesi
Rekabet Forumu, şirketler
için ‘İnovasyon Araç Kutusu’
üretti. Uluslararası Rekabet
Stratejileri dizisinin 12’nci kitabı
olan ve Sabancı Üniversitesi Öğretim
Üyesi ve Rekabet Forumu (REF-www.
ref.sabanciuniv.edu) Direktörü Prof.
Dr. Dilek Çetindamar ile Teknolojik
ve Kurumsal İşbirliği Merkezi
(TEKİM-www.tekim.com.tr) kurucu
ortaklarından Elif Baktır tarafından
hazırlanan ‘İnovasyon Araç Kutusu:
Yöneticiler için Teknikler’ isimli kitap
yayımlandı.
Sabancı Üniversitesi,
Türkiye’nin inovasyon yönetimiyle ilgili
ilk kitabını yayımladı. Şirketlere ‘inovasyondan korkmayın’ çağrısı yapan kitapta,
inovasyon süreci örneklerle
anlatılıyor
“İnovasyon Araç Kutusu: Yöneticiler
için Teknikler” isimli çalışma
Prof. Çetindamar ve REF Direktör
Yardımcısı Selçuk Karaata tarafından
basına tanıtıldı. Kitap, inovasyonun
şirketlerde yeşermesi ve kalıcı olması
için yöneticilerin yeteneklerinin
gelişmesine yardım edecek teknikleri
içeriyor.
Rekabetin hızla artarak gittikçe
karmaşık hale geldiği günümüzde
yöneticiler farklı yaklaşımlara ihtiyaç
duyuyorlar. Bu çalışmanın, Türkiye’de
düşünce değişimini gerçekleştirecek
olan yöneticilerin ve girişimcilerin
ihtiyaç duyduklarında yardımına
koşacak bir kaynak, bir “el kitabı”
olmasını hedefledik. Teorik kısımları
mümkün olduğunca kısa tutmaya
çalıştık” dedi.
REF Direktörü Prof. Dr. Dilek
Çetindamar, çalışmayla ilgili olarak:
“Küresel ekonomik kriz, yöneticilere,
ekonomi ve yönetim eğitimiyle
şekillenen düşünce sistematiğinin,
karşılaşılan yönetim sorunlarını
çözmekte yetersiz kaldığını gösterdi.
Kitapta, “inovasyon”, bir fikrin,
“pazarlanabilir bir ürün ya da
hizmete, yeni bir üretim ya da
dağıtım yöntemine ya da yeni bir
toplumsal hizmete dönüştürülme
süreci” olarak tanımlanıyor.
İnovasyonun tanımının da kendi
içinde bir dönüşüm geçirdiğini
vurgulayan yazarlar, “İnovasyon
Araç Kutusu” ile inovasyon konusuna
farklı yaklaşmayı hedeflemişler.
Yazarlar, inovasyonu bir “evrim”,
“öğrenmek, yenilik peşinde sürekli
deneyler yaparak, yeni iş modelleri
aramak ve uygulamak” olarak
tanımlıyorlar. İnovasyona yaklaşımın
2000’li yıllarda ciddi bir değişikliğe
uğradığını, ekonominin ve şirketlerin
artık statik kabul edilmediklerini,
birer canlı organizma gibi sürekli
evrilen, karmaşık ve dinamik işleyişe
sahip olduklarını belirtiyorlar.
Buradan hareketle “açık inovasyon”
kavramını gündeme getiriyorlar.
Açık inovasyon kavramıyla, salt
şirket içinde üretilen bilgi ve
fikirlerden yararlanmak değil, şirket
dışında üretilen bilgilere ulaşıp
bu bilgileri şirket içinde işbirlikleri
aracılığıyla kullanmak, yani
inovasyonu açık bir sistem içerisinde
gerçekleştirmek kastediliyor.
Kitapta, açık inovasyonun en başarılı
örneklerinden biri olarak Procter
& Gamble’ın (P&G) deneyimleri
ele alınıyor. Ar-Ge için yılda 1,8
milyar dolar harcayan ve 8.000
araştırmacı çalıştıran P&G’nin, elde
ettiği buluşların sadece %10’unu
ekonomik değere dönüştürdüğünü
fark edince diğer geri kalan %90’dan
nasıl faydalanacağının yollarını
aramaya başladığı ve şirket-içi ve dışı
ticarileştirme stratejileriyle hareket
ettiği vurgulanıyor.
Kitapta yer alan bir başka önemli
bulgu, OECD üyesi ülkeler arasında
yapılan çarpıcı bir çalışmaya dair.
OECD’nin 1995 verilerine göre,
1970–1995 yılları arasında gelişmiş
ekonomilerdeki büyümenin yarıdan
fazlası inovasyondan kaynaklanıyor.
Bu verilerin de ışığında yazarlar,
inovasyon için gerekli iklimin
sağlanması konusunda makro ve
mikro ölçekte çeşitli programlar
uygulanmasının şaşırtıcı olmadığını
ifade ediyorlar. Son dönemlerde
uluslararası işletme dergilerinde,
yeni bir kademe olarak “İnovasyon
Müdürlüğü”nün haber konusu
olmasını mikro düzeyde, AB’de
yürütülen çerçeve programlarının
odağında inovasyonun olmasını da
makro düzeyde uygulamalara örnek
olarak gösteriyorlar. 2007–2013
dönemlerini kapsayan 7. Çerçeve
programının ana teması da “Rekabet
ve İnovasyon” olarak saptanmış
bulunuyor.
İnovasyon, zamana yayılan
çeşitli aktiviteleri içeren temel
bir yönetsel süreçtir
Yazarlar, inovasyona dair temel
konuları ve yaklaşımlarını ortaya
koyduktan sonra inovasyon
süreçlerini inceliyorlar. İnovasyonun
zamana yayılan çeşitli aktiviteleri
içeren temel bir yönetsel süreç
olduğunu vurgulayarak, bu sürecin
bir şirketin sunduğu ürünlerin,
hizmetlerin, teknolojilerin nasıl
üretildiğini ve nasıl dağıtıldığını
kapsadığını ifade ediyorlar. Bu
tanım çerçevesinde, inovasyon
yönetimi sürecinin, tüm firmalar için
tanımlanabilecek ortak aşamaları
şöyle sıralanıyor:
Arama: Şirket içindeki ve dışındaki
ortamda var olan değişim
potansiyeline dair farklı sinyalleri
algılayabilmek.
Seçim: Şirkete hitap eden teknolojik
ve pazar fırsatlarına dair sinyaller;
firmanın mevcut teknolojik
altyapısı ve şirketin genel stratejisi
çerçevesinde seçim yapmak.
Uygulama: Stratejik seçimlerden
sonra, fikirleri yeni bir ürüne, servise
veya iş modeline dönüştürmek.
Öğrenme: Yeni ürünün, hizmetin
veya sürecin pazarda başarısız olması
durumunda, bunun nedenlerini
araştırarak geleceğe dönük dersler
çıkartmak.
Süreçlerin tanımlanmasının ardından,
her bir sürecin yönetiminde
kullanılabilecek, yöneticilerin
inovasyon yeteneklerinin gelişmesine
yardım edecek teknikler listesini
içeren “araç kutusu” hakkında
detaylı bilgi veriliyor. Kitap, son
dönemde popüler olan inovasyon
kavramı konusunda önerilen çok
sayıda modelin yarattığı karmaşadan
yola çıkarak konuyu basitleştirip,
şirketlerde değişik kademelerde görev
yapan her tür yöneticinin anlayarak
günlük yaşamına uygulayabileceği bir
teknikler listesi sunuyor.ç
Önce Kalite’146 Eylül 2010
65
YÖNETİCİ KİTAPLIĞI
İnovasyon
Girişimcilik Üzerine
Yaratıcı Çalışmalar
Tina L. Seelig, Kuraldışı Yayınları,
2010, ISBN:9752751514
Stanford Üniversitesi’nin
en yaratıcı, ilham verici ve
öğrencileri tarafından çok
sevilen eğitimcilerinden biri olan
Girişimcilik Bölümü Başkanı
Tina Seelig, öğrencilerine okul
dünyasından profesyonel dünyaya
geçiş sürecinde gerekli somut
becerileri kazandıran uygulamaları
sizlerle paylaşıyor.
Kitapta, beklentinin ötesine geçen
deneyleri, ilham veren önerileri,
şaşırtıcı örnekleri, varsayımlara
meydan okuyan başarıları,
ömür boyu yararlı olacak ders
uygulamalarını bulacaksınız.
Eski kuralları aşan ve
potansiyelimizi açığa çıkaran
yeni bir düşünce modeliyle
karşılaşacaksınız.
66
Önce Kalite’146 Eylül 2010
Değişimi Yönetmek
Yaratıcılık ve
Yenilik Bağlamında
Girişimcilik ve KOBİ'ler
Linda Hill, Optimist
Yayın Dağıtım, 2010,
ISBN:6055655310, 96 Sayfa
Grubunuzu Hazırlayın-Belli Bir
Planı Takip Edin-Tepkileri Ele Alın
Yöneticiler, gitgide agresif hale
gelen piyasalarda rekabetçi
kalabilmek için, değişim karşısında
olumlu bir tutum almalıdırlar.
Başarılı yöneticiler, açık bir zihinle
değişimi benimser ve bunu, yeni
fikirler, coşku ve ilerleme için
bir özendirici olarak kullanırlar.
Değişimi Yönetmek’de şunları
öğreneceksiniz:
Değişim çabasının değişik
aşamalarında nasıl iletişim
kurmalısınız.
Değişime karşı olumlu ve olumsuz
tepkileri nasıl önceden görüp
karşılık verebilirsiniz.
Değişimi oluşturmak ve
uygulamak için nasıl bir sistematik
yaklaşım geliştirebilirsiniz.
Rıfat İraz, Çizgi Kitapevi, 2010,
ISBN:9758867474, 274 Sayfa
Yaratıcı olmak ve yenilik
yapmak bir girişimcinin en
temel özelliklerinin arasında yer
alıyor. Günümüzde sürdürelebilir
ekonomik kalkınmanın en önemli
aracı olarak görülen KOBİ'lerin
en önemli özelliği yaratıcı ve
yenilikçi bir düşünce sistemine ve
girişimciliğine sahip olmalarıdır.
KOBİ'lerin sahip oldukları bu
misyonu gerçekleştirebilmeleri;
sürdürülebilir bir yenilikçiliğe sahip
olmalarını zorunlu kılmaktadır.
Sürdürülebilir yenilikçiliğin
gerçekleştirilebilmesi ise,
yaratıcılığın temel bir bir dinamik
olarak değerlendirilmesini ve
önündeki engellerin kaldırılmasını
gerektirmektedir.

Benzer belgeler

10 Kasım 2010

10 Kasım 2010 insanlığın gelişimi için yeni fırsatlar sunarken, bir yandan da demografik değişimler, iklim, çevre ve güvenlik alanlarındaki endişe veren gelişmelerin doğurduğu sorunlarla yüz yüze gelmektedir. Ye...

Detaylı

2011 Yılı Faaliyet Raporu 2012 Yılı Faaliyet Planı

2011 Yılı Faaliyet Raporu 2012 Yılı Faaliyet Planı 8-9-10 Kasım tarihlerinde 19. Kalite Kongresi’nde bu ana tema çerçevesinde konuyu tartışacak. Dünyadaki ve ülkemizdeki iyi örnekleri paylaşacak ,yöntemleri uzmanlar ve uygulayıcılardan dinleyecek. ...

Detaylı

2012 Yılı Faaliyet Raporu ve 2013 Yılı Faaliyet Planı için

2012 Yılı Faaliyet Raporu ve 2013 Yılı Faaliyet Planı için iş sonuçları elde edeceği mantığı üzerine kurulmuştur. EFQM Modeli’ni bir özdeğerlendirme aracı olarak benimseyen kurum ve kuruluşlar uygulama sonuçlarını gözden geçirerek kuvvetli yönlerini ve iyi...

Detaylı

Altı Sigma - Ambalaj Sanayicileri Derneği

Altı Sigma - Ambalaj Sanayicileri Derneği Yenileşim (İnovasyon) kültürünün henüz gelişmekte olduğu ülkemiz için Yaratıcı düşüncelerin yaşama yansıması iyileşmeye açık alanımızdır. Genç nüfusa sahip, dinamik ülkeler için yenileşim bir fırsa...

Detaylı