İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın

Transkript

İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ/34
KÜÇÜK EV ALETLERİNDE ÜRETİM ÜSSÜ
ÇİN DEĞİL ÇERKEZKÖY OLACAK
Bosch ve Siemens markalarının üreticisi BSH,
küçük ev aletleri üretimi için, Çerkezköy
fabrikasında yeni yatırım yapacağını, bu
ürünlerin Avrupa pazarı için 2011 yılından
itibaren Türkiye'de üretileceğini açıkladı.
Böylece, tüketim trendlerinde hızlı değişiklik
olan ürün gruplarında pek çok sektörde
Türkiye'nin Çin'in tahtını sallayarak yeni
üretim üssü olacağı tezini doğrulayan bir
yatırım haberi daha gelmiş oldu.
BSH, yatırım planıyla 3 yıl içinde
istihdamını bin kişi artırmayı planlıyor
BSH Ev Aletleri İcra Kurulu Başkanı Norbert
Klein, önümüzdeki 5 yıl içinde yüzde 16
büyümesini bekledikleri küçük ev aletleri
sektörünü artık odak noktaları olarak
belirlediklerini belirterek, "Yatırımı Çin'de de
yapabilirdik ama biz Çerkezköy'ü tercih ettik.
Türkiye'deki fabrikamızın kapasitesini 4
milyon adetten 5.5 milyon adete
çıkartacağız. Tüm küçük ev aletlerini
Çerkezköy'de üreteceğiz. Örneğin aniden
mavi renkli ütüler trend haline geliyor, bunu
Çin'den getirene kadar sürecin gerisinde
kalınıyor. Türkiye üretim kalitesi ve hızı ile
bizim için büyük avantaj yaratacak" diye
konuştu. Klein yüzde 30-40'lık kapasite artışı
planı paralelinde lojistik yatırımlarını da
artıracaklarını belirtti. Gelecek yıl için 140
milyon liralık yeni yatırım öngördüklerini
söyleyen Norbert Klein, küçük ev aletleri
üretimi için Çerkezköy'deki fabrikalarının
yanında 100 bin metrekarelik bir arsa
aldıklarını bildirdi.
Türkiye en önemli 3'üncü ülke
BSH Ev Aletleri Çerkezköy'deki üretim
tesislerinde 2011'in ikinci yarısından itibaren
küçük ev aletleri üretmeye başlayacak. Klein,
2010 yılını değerlendirdiği ve önümüzdeki yıl
beklentilerine ilişkin düzenlediği basın
toplantısında, BSH Grubu'nun Avrupa
pazarının lideri, tüm dünyada ise 3. en büyük
beyaz eşya üreticisi olduğunu, 13 ülke ve 41
fabrikada üretim yaptıklarını, Türkiye ekibi
olarak elde ettikleri başarılarla Almanya ve
Çin'den sonra BSH Grubu'nun büyük önem
verdiği ve yatırımlarında öncelik vereceği ilk
3 ülke arasına girmeyi başardıklarını söyledi.
03 OCAK 2011
Klein, 2009 yılının 3. çeyrek sonuçlarına
kıyasla bu yılın aynı döneminde yatırım
tutarlarının yüzde 258 gibi rekor bir artışla
55 milyon 150 bin TL'ye ulaştığını, yılsonuna
dek yaptıkları toplam yatırımın ise Çerkezköy
fabrikalarını gelecek yıllarda yepyeni bir
boyuta taşıyacağını söyledi.
BSH Ev Aletleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. olarak
ana markaları Bosch ve Siemens, özel
markaları Gaggenau ve yerel markaları
Profilo ile Türkiye beyaz eşya sektörünün
lider şirketlerinden biri olduklarını belirten
Klein, buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi ve
bulaşık makinesi üreten 4 fabrikalarında
yaklaşık 4 milyon birim kapasiteyle üretim
yaptıklarını kaydetti.
Beyaz eşya fiyatları 2007 seviyesinde
En fazla kar elde eden ülkelerden birinin
Türkiye olduğunu, bu sayede yüksek
yatırımları Türkiye'ye çekmeyi başardıklarını
ifade eden Klein, euronun yılı 2 liradan
kapatacak olmasının, ihracatlarının yüzde 60
olduğu düşünüldüğünde, ciro ve ihracata
olumlu yansıdığını söyledi.
Bu yılı 2 milyar liranın üzerinde bir ciroyla
kapatmayı düşündüklerini ifade eden Klein,
bu yılın ilk 9 ayında vergi sonrası karın ise
yüzde 9,2 olduğunu belirtti. Türkiye'deki
toplam yatırımlarının 1 milyar euroyu
bulduğunu ifade eden Klein, bir gazetecinin
''Beyaz eşya ürünlerinde 2011'de zam görür
müyüz?'' sorusuna ise, ''Bunu yanıtlamak çok
zor. Enflasyon var ve ham madde fiyatları
inanılmaz derecede yükseldi. Fiyatlarımız ise
kriz öncesinden bile ucuz. Ancak diğer
taraftan da çok yoğun bir rekabet var''
karşılığını verdi.
Tamamı Türk mühendislerce yaratılan
ilk buzdolabı
Klein, bu yılın 9 aylık döneminde yurt içi satış
cirolarının 1 milyar 9 milyon 583 bin lira,
ihracat cirolarının 717 milyon 655 bin lira,
toplam cirolarının 1 milyar 727 milyon 238
bin lira olduğunu bildirdi. Son 2 yılda
Türkiye'ye yaptığı yatırımı yüzde 181 artıran
BSH Ev Aletlerinin, ''dünya şampiyonu''
ürünler yaratacak Ar-Ge ve üretim
çalışmaları ile sektörün geleceğini
şekillendirdiğini ifade eden Klein, ''2008
BEYSAD 1
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ/34
yılından bu yana Türkiye, BSH'ın global ArGe ağının önemli bir parçası haline geldi.
Türkiye, Almanya ve Çin ile beraber BSH
Grubu'nun en önemli projelerini
gerçekleştirmektedir. Bir örnek vermek
gerekirse; şu anda yepyeni bir buzdolabı
platformu geliştirme projesi ile büyük bir
sorumluluk üstlenmiş bulunuyoruz. Tamamı
Türk mühendislerce geliştirilen ilk
buzdolabımız Avrupa'da satışa çıkıyor'' diye
konuştu.
Yeni yıldız kurutma makinesi
Türkiye'de uzun yıllardır en hızlı büyüyen
beyaz eşyanın bulaşık makinası olduğunu
ancak artık pazarda doygunluğun Avrupa
seviyesine eriştiğini anlatan Klein, bundan
sonraki yeni yıldız ürünün kurutma makinesi
olacağını söyledi. "Yeni projelerde evler
küçük, balkon yok. Artık kurutma makinesi
bir ihtiyaç" diyen Kelin, "Bulaşık makinesinde
gördüğümüz patlamayı bundan sonra
muhtemelen kurutma makinesinde
yaşayacağız'' diye konuştu.
Ankastre satışı yüzde 92 artacak
BSH Ev Aletleri İcra Kurulu Başkanı Norbert
Klein, bu yılı 2 milyar liranın üzerinde bir
ciroyla kapatacaklarını düşündüklerini
bildirdi. Klein, Türkiye'de beyaz eşya
sektörünün hacimsel olarak bu yıl yüzde 8-9
büyüdüğünü, en hızlı büyüyen segmentin
gayrimenkule bağlı olarak ankastre
olduğunu, önümüzdeki 5 yıl içinde de beyaz
eşya sektörünün yüzde 18 oranında
büyümesini beklediklerini söyledi. Klein,
BSH'ın çok kuvvetli olduğu ve önem verdiği
ankastre satışlarının önümüzdeki 5 yıl içinde
yüzde 92 büyümesini beklediklerini kaydetti.
Klein Nisan ayında Gaggenau markası için
Saphire binasının 32'nci katında özel bir
showroom ve canlı olarak mutfakta
yemeklerin pişirileceği 'show cooking'
etkinliği düzenleneceğini açıkladı.
PROFİLO, 2011'DE CİROSUNU YÜZDE
30 ARTIRMAYI HEDEFLİYOR
Profilo Satış Direktörü Semih Kuseyri, 2010
yılında yaklaşık 220 milyon avro ciro
yaptıklarını belirterek, "2011 yılında ciromuzu
yüzde 30 artırmayı hedefliyoruz" dedi.
Kuseyri, yaptığı açıklamada, Profilo'nun BSH
03 OCAK 2011
Ev Aletleri‟nin yerel markalarından biri
olduğunu belirterek, BSH'nin üretim
bakımından dünyanın üçüncü, Avrupa'nın ise
birinci firması olduğunu söyledi. 2010 yılının
Profilo için değişim yılı olduğunu ve bu
değişimin başarıyla gerçekleştirildiğini ifade
eden Kuseyri, şöyle konuştu: "Yeniden
yapılanma süreci kapsamında satış ekibimizi
tazeledik. Bayi yapısını da tekrar gözden
geçirdik. 2009 yılında BSH Grubu'nun
Türkiye ve tüm Dünya'daki en karlı yerel
markası olduk. 2010 yılı için yüksek
hedeflerle yola çıktık ve bu hedeflere de
ulaşmayı başardık. 2010 yılında yüzde 40
artışla yaklaşık 220 milyon avro ciro yaptık.
2011 yılında ciromuzu yüzde 30 artırmayı
hedefliyoruz. "Profilo Dayanıklı Ev Aletleri'nin
son iki yıl içinde ürün yelpazesini
zenginleştirdiğini ve pek çok alanda değişim
yaşadığını aktaran Kuseyri, önümüzdeki
dönemde de oluşturdukları sağlam temelli
stratejiler ile sektörün öncü ve güçlü
markalarından biri olmaya devam
edeceklerini belirtti. "Kaliteli ürünlerle
donatılmış, satış ve ürün konusunda eğitilmiş
bayilerimizle tüketicilerimize eskisinden de iyi
hizmet veriyoruz" diye konuşan Kuseyri,
değişim sürecinin 2011 yılında da devam
edeceğini kaydetti.
PERAKENDEDE ‘KONSEPT’ DÖNEMİ
Türk halkı perakendede konsept
uygulamasını sevdi. Türkiye'nin IKEA ile
tanıştığı konsept uygulaması pek çok
perakendecinin yeni mağaza modeli haline
geliyor. Son olarak Yataş ve Arçelik,
ürünlerin raflarda değil mağazada
oluşturulan yaşam alanında sunulduğu
konsept uygulamasına geçti.
Gelişen iş hacmi ve büyüyen oyuncuları ile
ihracat ve iç piyasada önemli bir noktaya
ulaşan perakende sektörü, 'müşteri
memnuniyeti' anlayışıyla kabuk değiştiriyor.
Şu ana kadar pek çok yerli markanın satış
noktası ve bayi sistemi ile sürdürdüğü satış
faaliyetleri 'konsept' mantığı ile yeni bir
noktaya taşınıyor.
Ürünlerin balık istifi sergilendiği raf
sisteminden mağaza içinde oluşturulan
mutfak, oturma odası, banyo gibi yaşam
BEYSAD 2
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ/34
alanlarında sunulduğu sistem son
dönemlerin gözde uygulaması. IKEA,
Samsung ve pek çok teknoloji marketinin
uygulamaya devam ettiği konsept şu anda
farklı markaların da gündeminde. Müşteri
taleplerinde oluşan değişime kayıtsız
kalmayan markalar, konsept mağaza açmaya
başladı. Son olarak Arçelik ve Yataş tüm bayi
ve mağazalarını sadece kendi ürünlerden
oluşan 'konsept' mağazaya çevireceğini
açıkladı.
Alışveriş Merkezi ve Perakendeciler Derneği
Başkanı Mehmet Nane, tamamıyla müşteri
isteklerinden kaynaklı bu durumun
perakendedeki dinamizmi de ortaya
çıkardığını kaydetti.
Değişen istekler doğrultusunda sektördeki
sunum ve konseptlerin zamanla değişime
uğradığını kaydeden Nane, bu durumun
sektördeki rekabetten etkilenmediğini dile
getirdi. Nane, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Müşterinin istediği şekilde mağaza dizaynları
oluşmaya başladı. Bunlar sadece örnek
mağazalar, test mağazaları. Bu, tamamen
pilot mağazanın başarısına bağlı. Herkes
kendisine göre pilot mağaza deniyor. Bunun
amacı müşteriye daha iyi hizmet etme
durumudur. Buna konsept dizayn
diyebilirsiniz. Bunu ürün gamında ya da
mağazacılıkta yapabilirsiniz. Bu yabancı
markaların girişi ile ilgili değil, tamamen
müşterinin talepleri doğrultusunda oluşan bir
olay."
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Yenibosna'da
ilk konsept mağazasını açan Arçelik, toplam
2 milyon TL'lık bütçe ile bin 250 metrekare
satış alanı ile müşterilerine yeni bir deneyim
sunuyor. Sadece Arçelik, Grundig, Beko ve
Sony markalarının yer aldığı bu mağazada
ürünler, raflar yerine mutfak, oturma odası
gibi ortamlarda sunuluyor. Konsept
mağazacılığın bundan sonraki bayi yapılarının
da ana modelini oluşturacağını belirten
Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu,
mevcut bayilerini de metrekare
büyüklüklerine göre konsept mağazacılık
sistemine dönüştüreceklerini aktardı.
03 OCAK 2011
ARÇELİK’DEN AZ ENERJİLİ BUZDOLABI
Arçelik, kendi sınıfında dünyanın en az
elektrik enerjisi tüketen, ilk "A No Frost
buzdolabını" üretti, iki yıl önce kendi sınıfında
dünyanın en az enerji tüketen "A enerji sınıflı
Siyah Orbital"i geliştiren Arçelik, A enerji
sınıfından yüzde 26 daha az enerji tüketen
"A " enerji verimliliğine sahip buzdolabını
geliştirdi. A Siyah Orbital No Frost buzdolabı,
enerji tasarrufu ile sıra dışı tasarımıyla
dikkati çekiyor.
ARÇELİK’İN RAPORUNA
ULUSLARARASI ONAY
Arçelik'in 2008 ve 2009 yıllarına ait
sürdürülebilirlik performansını içeren rapor,
dünyanın öncü şirketlerinin kullandığı
raporlama standardı olan GRI-Küresel
Raporlama Girişimi tarafından onaylandı.
Kendilerini çevreye adadıklarını belirten
Arçelik Genel Müdürü Levent Çakıroğlu,
"Hedefimiz çevresel, sosyal, yönetimsel ve
finansal performansımızı sürekli ileri
götürmek" dedi. Arçelik'in raporu, Türkiye'de
sektöründe GRİ ilkelerine uygun ilk
sürdürülebilirlik raporu olma özelliğini
taşıyor.
SİMFER'DEN YENİ SET ÜSTÜ CAM
OCAK
Otuz üç yıldır Türkiye başta olmak üzere 123
ülkenin farklı yemek pişirme kültürüne göre
fırın üreten Simfer, kullanışlı ve şık tasarıma
sahip 3034 set üstü cam ocağı pazara
sundu. Dayanıklı oluşu kadar dekoratif ve şık
tasarımı ile göz dolduran cam ocak, 2011
yılının iddialı ürünleri arasına girmeye
hazırlanıyor.
İŞ DÜNYASINDAN ‘SANAYİ STRATEJİ
BELGESİ’NE DESTEK
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün‟ün
ocak ayının ilk haftasında açıklanacağını
ifade ettiği Sanayi Strateji Belgesi, sektör
temsilcileri tarafından olumlu bulunurken,
program hazırlığında geç kalındığına işaret
ediliyor. Sektör temsilcileri, belgenin
ekonominin rekabet kapasitesinin
yükselmesine, yüksek teknolojik ürünlerin
BEYSAD 3
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ/34
ihracat payının artmasına ve KOBİ‟lerin
geliştirilmesine katkı yapacağı konusunda
birleşiyor.
Sanayi dünyası liderleri, Ocak 2011‟in ilk
günlerinde kamuoyuna açıklanması beklenen
“Sanayi Strateji Belgesi (STB)” ne şartlı
güvenoyu vermeye hazırlanıyor. Temel
hedefleri sanayinin rekabet gücünü,
verimliliğini ve bu yolla dünya ihracatındaki
payını artırmak, yüksek katma değer ve
teknolojili üretim kapasitesi ve nitelikli insan
gücüne sahip bir sanayi yapısı oluşturmak
şeklinde belirlenen strateji belgesinde,
sektörü bu hedeflere taşıyacak 72 eylem
içeren, bir plan da yer alıyor.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün,
geçtiğimiz hafta bütçe görüşmelerinde
„belge‟ ile ilgili hazırlıkların tamamlandığını,
kısa süre içinde kamuoyu ile paylaşılacağını
belirtmişti. Planda yer alan bazı eylemler
şunlar: Sanayide girişimcilik eğitimleri, kamu
kurumlarının sanayi hizmetlerinin elektronik
ortama taşınması, bürokrasinin
sadeleştirilmesi, şirket kuruluş işlemlerinin
kolaylaştırılması, özel sektörün mesleki ve
teknik okul girişimlerine izin verilmesi,
KOBİ‟lerin tüm Ar-Ge faaliyetlerinin
desteklenmesi, kaliteli ve güvenli ürün arzına
ilişkin düzenleyici tedbirler, çevirimiçi şirket
işlemleri projesine işlerlik sağlanması,
KOBİ‟lerin finansmana erişimlerini
kolaylaştırmak…
Sanayi Strateji Belgesi‟ni değerlendiren
sanayi sektörü liderleri, temel hedefleri ve
eylemleri olumlu bulduklarını belirttiler.
Değerlendirmelerde, sektörü özellikle yüksek
katma değer ve teknolojili üretime
yönlendirecek hedef ve tedbirler, kuvvetli
destek bulurken, bazı talep ve uyarılar da
dikkati çekiyor. Bunları şöyle sıralamak
mümkün: Strateji belgesi etkin uygulanmalı,
dünya ve Türkiye ekonomisinin değişen
şartları dikkate alınarak her yıl revize
edilmeli, belgenin getirdiği destekler
KOBİ‟lere çok iyi anlatılmalı, uygulama
süreçlerine özel sektörün etkin katılımı
sağlanmalı, OSB‟ler “stratejik sanayi
alanlarına” dönüştürülmeli ve nihayet sanayi
üzerindeki yüksek temel girdi fiyatları ve
03 OCAK 2011
vergi yükünü azaltıcı tedbirler de ihmal
edilmemeli.
Tevfik GÜNGÖR’ün OLAYLARIN
İÇİNDEN Köşesi’nden… 28.12.2010
Ali Mansur (1924) Türkiye'de özel sektörün
ilk kimya tesislerinden biri olan Ege
Kimya'nın kurucusu, Arçelik'in ilk profesyonel
genel müdürüdür. Aile yapısı, eğitimi ve
deneyimi ile ilginç hayat hikayesi bir kitap
haline getirilmiş. Ne yazık ki 200 adet basılan
bu kitabı temin etmek çok zor. Gönül ister ki
kitap çoğaltılsın. Çünkü hem okuması zevkli
hem de içinde ders alınacak çok bilgi var.
Ali Mansur bir İngiliz kimya kuruluşu olan
ICI'nin İstanbul'daki bürosunda satış elemanı
olarak çalışırken, ilk kimya tesisini nasıl
kurduklarını anlatıyor. 1950'li yılların başında
Türkiye'de evlerde kullanılan bakır kapların
sık sık kalaylanması gerekiyor. Kalaycılar,
kalay yaparken nişadır kullanıyor.
Kalaycıların kullandığı nişadırlar çubuk
halinde satılıyor. Nişadır ithalatçısı, sipariş
ettiği nişadırlar çubuk halinde gelecek yerde
toz halinde gelince ne yapacağını şaşırıyor.
Ali Mansur'dan yardım istiyor. Ali Mansur bir
arkadaşı ille bu toz nişadır, yer karosu imal
eden atölyelerin presini kullanarak çubuk
haline getiriyor. Aynı ithalatçının sipariş ettiği
soylum silikat sıvı yerine blok parçalar haline
gelince gene Ali Mansur'u arıyor. Gene
yardım istiyor. Ali Mansur blok halindeki bu
kimyevi maddenin yüksek tazyikli buhar ile
sıvılaştırılabileceğini, bunun için de ufak bir
atölyeye ihtiyaç olduğunu söylüyor.
Bunun üzerine ithalatçının 2/3, Ali Mansur'un
1/3 pay sahipliği ile Ege Kimya Fabrikası
kuruluyor.
1955 yıllarının döviz kıtlığı ve yüksek gümrük
uygulaması şartlarında tesis farklı konularda
kimyasal üretim gerçekleştirerek büyüyor. O
yıllar Türkiye'de profesyonel yetiştiricinin
öneminin öne çıkmaya başladığı yıllar. Türk
Sevk ve İdare Derneği kuruluyor. Ali Mansur
bu dernekte aktif görev alıyor. Yurtiçi ve
dışındaki eğitim programlarına katılıyor.
Birgün Koç grubundan Arçelik'de genel
müdür olması için teklif alıyor. Arçelik'i
BEYSAD 4
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ/34
kuran, büyüten ve yöneten Lütfi Doruk'un
yerine Arçelik'e genel müdür olarak atanıyor.
Koç Grubu ile 5 yıllık anlaşması olmasına
rağmen 3 yılın sonunda ayrılmaya karar
veriyor. Ayrılma nedenini "Herkesle politik
ilişkiler kuramadığı için Burla ile Beko ve Koç
ile Baba Burla arasındaki kavgaların
ortasında kalması" olarak anlatıyor. Vehbi
Koç'un kalması konusundaki ısrarına rağmen
Arçelik'den ayrılınca yerine Fahir İlker
atanıyor.
Ali Mansur, Ege Kimya'yı birlikte kurduğu
ithalatçı dostu ile anlaşıyor. Şirketteki
ortaklık paylarını eşit hale getiriyorlar. Ve o
da Ege Kimya'ya dönüyor. Bu yazıda sadece
Ege Kimya ve Arçelik bölümünü özetledim.
Ali Mansur'un hayat hikayesi çok ilginç. "Ali
Mansur Kimdir" başlığı ile basılan hayat
hikayesini bulabilenlerin okumasını tavsiye
ederim. Ben Ali Mansur'u ve ailesini kırk
yıldır tanıyorum. İnsan olarak, aile babası
olarak, yönetici ve girişimci olarak
başarılarının farklılığını izleme şansım oldu.
Ali Mansur'a sağlıklı, huzurlu günler
diliyorum.
TAYLAN ERTEN’in Köşesi’nden 29.12.
2010
Sanayici belgesine güvenmek istiyor
Kamu sektörü yatırımları ekonomik ve sosyal
altyapı üzerinde yoğunlaştırılacak. Özel
sektör devletin çekildiği alanlara yatırım için
teşvik edilecek. Savunma, havacılık, makine,
kimya, elektronik, bilişim, biyo- teknoloji
öncelikli sektörler olacak. Bilgi ve teknoloji
yoğun üretim süreçlerinde esnek üretim ve
arz planlama sistemleri yaygınlaştırılacak.
Bilgi ve iletişim sektörlerinde rekabet gücünü
artırıcı tedbirler uygulanacak. Bunlar, Devlet
Planlama Teşkilatı'nın 2003 yılında
hazırladığı, kamuoyuna duyurulan Sanayi
Stratejisi Belgesi'nden özet bilgiler. O
zamanın gazetelerine haber oldu. Üzerinde
konuşuldu, tartışıldı; sonra, bırakın
uygulanmayı, tozlu raflarda unutulup gitti.
DPT'nin belgesi unutulup gitti ama
"Türkiye'nin sanayi stratejisine ihtiyacı var"
cümlesi, iş dünyasının, ilgili bakanların,
bürokratların dilinden hiç düşmedi. 2003'ten
2007 yılına kadar böyle geçti. 2007 yılında
03 OCAK 2011
bu kez AKP'nin hükümet programına girdiği
için gündem tazeledi. Üç yıl sonra da Yüksek
Planlama Kurulu'nda kabul edilecek düzeyde
bir belge ortaya çıkarılabildi.
Kademeli hedefler
Belge kamuoyuna açıklandığında hedeflerini,
içeriğini, kapsamını, uygulama şekil ve
süreçlerini değerlendirmek mümkün olacak.
Ama, eldeki özet bilgilerle de bir çerçeve
çizmek mümkün. Özellikle sanayinin
yapılandırılması için kademeli hedefler
belirlendiği anlaşılıyor. Sanayinin rekabet
gücünü, verimliliğini artırmak, yüksek
katmadeğer ve teknolojili üretim süreçlerine
geçmek gibi hedeflerde bir yenilik ve farklılık
yok; genel ve neredeyse her gün, her
düzlemde konuşulan şeyler. Daha doğrusu
bunlar hedef değil amaç tanımlaması. Bunları
genel başlıklar kabul edersek, bir altında
daha somut ve hedef tanımına daha uygun
bir rota çiziliyor: Türkiye'nin mevcut sanayi
yapısında düşük teknolojili alt sektörlerin
yüksek teknoloji ve katmadeğer kademesine
yükseltilmesi; orta ve yüksek teknolojili alt
sektörlerin ise üretim ve ihracat paylarının
artırılması öngörülüyor.
AB sadece istiyor
Strateji belgesi, sadece sanayi sektörünü
yenilemek, ileri yapılara doğru dönüştürmek,
gücünü, niteliğini artırmak gibi "milli"
amaçlar için hazırlanmadı. Mesele sadece bu
olsaydı belki daha birkaç yıl sadece
konuşulmakla kalırdı. Sanayi Strateji Belgesi
Avrupa Birliği'nin üyelik müzakere şartları
arasında yer alıyor. Türkiye'nin üyeliği artık
"ümitsiz vaka" haline gelse de dostlar alış
verişte görsün kabilinden yürütülen fasıl
açma kapama müzakereleri için gerekli.
Sanayi faslının açılabilmesi böyle bir belgenin
hazırlanmasına bağlı. Nitekim, belgenin 72
maddeli "eylem planı" bölümünde "Sanayide
kaliteli ve güvenli ürün arzını sağlayacak
teknik mevzuatın AB müktesebatına uyumu
sağlanacak" hedefi de bulunuyor.
Bu noktada bir durum önem kazanıyor.
Türkiye sanayi stratejisini kendisi için
olduğundan çok AB müktesebatına uyum için
tasarlarken, AB'nin, gelecek 10 yılı planlayan
"Avrupa 2020 Strateji Belgesi"nde ne
Türkiye'den ne üyeliğinden ne de Türkiye'nin
BEYSAD 5
BEYAZ EŞYA YAN SANAYİCİLER DERNEĞİ
HABER BÜLTENİ/34
03 OCAK 2011
ekonomisinden, sanayisinden tek satır var!
Bunu da bir "stratejik not" olarak kayda
alalım.
Güven sorunu
Strateji belgesinin hazırlık aşamalarında
izlenen yol pek açık değil. Sanayi sektörünü
kucaklayan bir çalışma tarzı yürütülmediği,
sektör temsilcilerinin serzenişlerinden
anlaşılıyor. Mesela, Türkiye'nin önde gelen
sanayi havzalarının temsilcileri bu çalışmada
neden yok? Örnek, Adana, Denizli…
Keza organize sanayi bölgeleri, özellikle
işleyenleriyle artık başlı başına birer sektör
konumunda. Strateji belgesi gibi iddialı bir
çalışmada bu bölgelerin görüşleri, talepleri
dikkate alındı mı? Türkiye'de sanayi
sektörünü neredeyse kılcal damarlarına
kadar temsil edebilecek kuruluşlar var;
bunlardan kaçının görüş ve katkılarına
başvuruldu?
Bunlar, sanayi dünyasının kimi liderlerince
dile getirilen sorular. Bir de ciddi bir güven
sorunu var: Sanayi Strateji Belgesi hangi
mekanizmalarla nasıl uygulanacak?
Geçmişteki örnekler gibi bir süre sonra kağıt
üzerinde mi kalacak? Sanayici bu güveni
hissetmek ve uygulamada görmek istiyor.
BEYSAD 6

Benzer belgeler

İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın

İtalya`nın önde gelen gazetelerinden La Repubblica`nın inanılmaz derecede yükseldi. Fiyatlarımız ise kriz öncesinden bile ucuz. Ancak diğer taraftan da çok yoğun bir rekabet var'' karşılığını verdi. Tamamı Türk mühendislerce yaratılan ilk buzdolabı Kle...

Detaylı