buradan - Türk-Alman Üniversitesi

Transkript

buradan - Türk-Alman Üniversitesi
TAÜ
haber
!
BÜLTEN
MAYIS/2015
NRW-Bilim Bakanı
Schulze'nin TAÜ
Ziyareti
Rektör Yardımcısı
Öksüzoğlu ile
röportaj
Eğitim ve Bilim Alanındaki
Türk-Alman Prestij Projesi 5 Yaşında
Türkiye ve Almanya’nın yüksek öğrenim alanında geliştirdiği işbirliğinin sembolü
olacak bir proje olmak üzere Alman ve Türk Cumhurbaşkanları Christian Wulf ile
Abdullah Gül tarafından 22 Ekim 2010 tarihinde ilk yapı taşı konan Türk-Alman
Üniversitesi neredeyse beş yılını geride bıraktı. Bir üniversite için çok kısa olan
bu sürede sadece bizlere duyulan güven değil, aynı zamanda her iki ülke
kamuoyunun TAÜ’den beklentileri de arttı. Özgün eğitim konsepti, seçkin
kadrosu ve iki güçlü akademik geleneğin birikimi ile yoluna devam eden TAÜ,
2014 Türk-Alman Eğitim, Araştırma ve Yenilik Yılı’nın da ilgi odağı oldu.
1
NR.01
Genel Koordinatör
İzzet Furgaç ile
samimi bir söyleşi
Federal Almanya
Eğitim ve Araştırma
Bakanı Johanna
Wanka için TürkAlman Üniversitesi
iki ülkenin bilimsel
işbirliği
kapsamındaki en
önemli projelerinden
birisi
MAYIS/2015
TAÜ
haber
!
Türk-Alman Üniversitesi Adına Sahibi
Prof. Dr. Halil Akkanat
Yayın Yönetmeni
Yrd. Doç. Dr. Ünal Bilir
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Tamer Tekgül
Muhabirler
Gülten Kılınç
Nihan Uzunoğlu
Bu Sayıdaki Fotoğraflar
Gülten Kılınç
Ünal Bilir
Hüsnü Yavuz Aytekin
Gülsüm Şahan
Almancadan Çeviri
Hüsnü Yavuz Aytekin
Tacettin Kutay
2
NR.01
01
!TAÜ
haber
Önsöz
Sevgili TAÜ Ailesi,
İki ülkenin yüksek öğrenim alanında geliştirdiği işbirliğinin sembolü olacak bir proje
olmak üzere Alman ve Türk Cumhurbaşkanları Christian Wulf ile Abdullah Gül
tarafından 22 Ekim 2010 tarihinde ilk yapı taşı konan Türk-Alman Üniversitesi
neredeyse beş yılını geride bıraktı. Söz konusu proje omuzlarımıza yalnızca büyük
beklentileri karşılama sorumluluğu yüklemekle kalmamış; aynı zamanda
potansiyelimize ve geleceğimize duyulan güveni de ortaya koymuştur. Bizlere karşı
duyulan bu güvenin büyüklüğü nispetince büyük başarılar ortaya koymak ve bu
güveni boşa çıkarmamak misyonu omuzlarımıza yüklenmiş bulunuyor.
Henüz kuruluş ve eğitime başlama safhasında sahip olduğumuz imaj şaşırtıcı
derecede olumludur. Öyle ki, eğitim-öğretim faaliyetlerimizin başladığı 2013-2014
güz döneminde gerek Almanya'dan gerekse Türkiye'den seçkin akademisyenlerin
büyük teveccühü ve Üniversitemizde görev alma istekleriyle karşılaştık.
Akademisyenlerin ve öğrencilerin Üniversitemize göstermiş oldukları bu büyük
ilginin Üniversitemiz kampüsüne gelmeleri ile birlikte küçük bir hayal kırıklığına
dönüştüğünün farkındayız. Zira Üniversitemiz henüz geçici binalarında bulunmakta
ve kampüs inşaatımız bütün bürokratik zorluklarına rağmen devam etmektedir. 3
!TAÜ
haber
Mimar Hilmi Güner'in tasarımları temelinde başlayan kampüs inşaatımızda modern
derslik ve laboratuvarlarımızın yapımı sürmekte ve 2019 yılı itibariyle 120 bin
metrekarelik modern bir kampüse kavuşma hedefimize doğru ilerlemekteyiz.
Yabancı Diller Yüksekokulumuzun inşaatı halihazırda başlamış bulunmaktadır.
Akabinde fakültelerin, diğer dersliklerin, teknik ve sosyal merkezler ile
kütüphanenin bulunduğu çeşitli birimlerin inşaatı başlayacaktır. 2017 yılı itibariyle
Rektörlük binası, kongre merkezi ve teknoloji parkından oluşan son bölümün
yapımı planlanmıştır.
TAÜ fiziksel gelişimine paralel olarak idari ve akademik anlamda da gelişimini
sürdürmektedir. Bochum Ruhr Üniversitesi ve Darmstadt Teknik Üniversitesi de
konsorsiyumumuza dahil olmuş durumdadır. Hem çalışmalarımızda bizlere eşlik
eden partner üniversitelerimizi çalışmalarımız hakkında bilgilendirebilmek hem de
kurumsal iletişimimizi güçlendirmek için aylık olarak TAÜ/haber’i yayınlamaya
başlamış bulunuyoruz. Bültenimizin yayınlanmasına nezaret eden Kültür ve Sosyal
Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ünal Bilir sahip olduğu bilimsel
birikimin yanı sıra; televizyon, yazılı medya ve fotoğrafçılık alanındaki sektörel
tecrübeleri ile bizlere büyük katkı sağlamaktadır. Yıllık olarak matbu hale
getireceğimiz bu bülten ile TAÜ ailesini önemli ziyaretler, kurumsal gelişim,
bilimsel organizasyonlar, öğretim elemanlarımızın önemli yayınları ve elbette
öğrencilerimizin başarı hikayelerinden haberdar etmeyi amaçlamaktayız. Zaman
içinde güncel konulara ilişkin uzman bilim insanlarımızın kaleme aldığı makaleleri
de bülten dahilinde yayınlamak arzusundayız. Bültenimiz aracılığıyla bir yandan
kurum içi iletişimi kolaylaştırmayı amaçlarken diğer yandan Üniversitemizin
çalışmalarını ve hedeflerini bilim, ekonomi ve siyasal kamuoyuna ilk elden
duyurmayı amaçlamaktayız.
Bültenimizin yayın hayatına başlaması vesilesiyle her geçen gün büyüyen ve gelişen
ailemizin her bir ferdine yorulmak bilmez çalışmaları ve motivasyonları için
teşekkürlerimi sunmak isterim. Ancak sizin yardımlarınızla TAÜ'yü küresel ölçekte
uluslararası bilimsel işbirliğinin bir numunesi haline getirebiliriz!
En derin saygı ve selamlarımla...
Prof. Dr. Halil Akkanat
Rektör
4
Türk ve Alman Bakanlardan
TAÜ’ye büyük ilgi
2014 Türk-Alman Eğitim, Araştırma ve Yenilik Yılı Kapanış Konferansı Ankara Meyra
Palace’da yapıldı. 2014 yılı boyunca iki ülke arasında Ar-Ge, eğitim ve bilimsel işbirliği
konularında gerçekleştirilen projelerin değerlendirildiği, yeni işbirliği perspektiflerinin ele
alındığı konferansa T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile Federal Almanya
Eğitim ve Araştırma Bakanı Johanna Wanka’nın yanı sıra Türkiye ve Almanya’dan çok
sayıda bilim insanı katıldı. TÜBİTAK Eski Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak’ın açılış
konuşması ile başlayan konferans, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile Federal
Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Prof. Dr. Johanna Wanka’nın konuşmaları ile devam
etti.
5
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık‚ bilim yılı kapsamında Türkiye-Almanya
arasında yapılan işbirliği çerçevesinde 200’den fazla etkinlik yapıldığını, pek çok bilim
insanının Almanya'ya gittiğini veya Türkiye'ye geldiğini, aradaki ilişkilerin güçlendiğini,
araştırma merkezleri arasında daha güçlü bir işbirliği kurulduğunu söylerken; ‘bilim
yılı içerisinde Türkiye'de Türk-Alman Üniversitesi açıldığını ve eğitime başladığını’ da
sözlerine ekledi.
Federal Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanı Prof. Dr. Johanna Wanka ise yaptığı
konuşmada Türk-Alman Üniversitesi’ne özel bir yer ayırırken; ‘TAÜ’nün Türkiye ve
Almanya arasında yapılan bilimsel işbirliği kapsamındaki en önemli projelerden biri
olduğunu’ ifade etti. Konuşmaların ardından Türk-Alman Bilim Yılı Sergisi’ni gezen iki
bakan, Türk-Alman Üniversitesi Tanıtım Standını da ziyaret etti.
TAÜ Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat ve Genel Koordinatör Prof. Dr. İzzet Furgaç’tan
kurumsal gelişim ve devam eden kampüs inşaatı hakkında detaylı bilgi alan Fikri Işık ve
Johanna Wanka, kurumsal gelişim aşamasında karşılaşılan sorunların çözümü için daha
fazla destek sözü verdi.
Bilim Yılı kapsamında gerçekleştirilen en iyi uygulama örnekleri ile ‘Ufuk-2020
Programlarında Türk-Alman İşbirliği’ olanaklarının da tartışıldığı konferansa TAÜ
Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat ve Genel Koordinatör Prof. Dr. İzzet Furgaç’ın yanı sıra
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Efe Çaman, öğretim üyeleri
Doç. Dr. Ruhet Genç, Yrd. Doç. Dr. Ünal Bilir, Yrd. Doç. Dr. Nilgün Yüce ile Arş. Gör.
Tacettin Kutay ve Basın ve Halkla İlişkiler Biriminden Gülten Kılınç katıldı.
6
!TAÜ
haber
NRW-Bilim Bakanı Svanja Schulze
TAÜ’yü ziyaret etti
Almanya‘nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Bilim, Araştırma ve Yenilik Bakanı Svanja
Schulze Üniversitemizi ziyaret etti ve yapılmakta olan yeni kampüs inşaatı hakkında bilgi
aldı. Ziyaretinde Alman Bakana Prof. Dr. Ruth Hagengruber (Paderborn Üniversitesi), Prof.
Dr. Ute Klammer (Duisburg-Essen Üniversitesi), Prof. Dr. Uwe Koreik (Bielefeld
Üniversitesi), Prof. Dr. Hans Peter Mansel (Köln Üniversitesi), Prof. Dr. Rıza Öztürk
(Bielefeld Meslek Yüksekokulu), Prof. Dr. Hacı Halil Uslucan (Duisburg-Essen
Üniversitesi) ile bakanlık yetkilileri Dirk Meyer, Hermann Lamberty, Heidi Cordier eşlik
etti.
Bakan Schulze’nin Üniversitemizi ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren TAÜ
Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat Türk-Alman Üniversitesi ile Alman Üniversiteleri
arasındaki işbirliğinin önemine değindi. Svanja Schulze ise daha güçlü bir iletişim ağı
kurulması yönünde fikir birliği içinde olduklarını belirtirken, TAÜ’deki eğitimin teorik
bilgi ve uygulama açısından yeni katılacak akademik personel ile daha da kuvvetleneceğini
ifade etti. TAÜ Genel Koordinatörü Prof. Dr. İzzet Furgaç da yeni açılacak fakülteler ile
TAÜ’de verilen eğitimin Türk-Alman endüstrisindeki ihtiyaçları karşılaması yönünde
önemli bir mesafenin alınacağını ifade etti.
7
TAÜ haber
KPMG ve Siemens
TAÜ’nün Yeni Uygulama Ortakları
İşbirliği yapmak üzere bir süredir görüşmelerin sürdüğü KPMG’den şirket ortağı
Ergün Kış, Kıdemli Müdür Jörg Hashagen ve İnsan Kaynakları Müdürü Elif
Yıldırımbulut Üniversitemiz Rektörü Prof. Halil Akkanat ve Genel Koordinatör Prof.
İzzet Furgaç’ı ziyaret ederek TAÜ ve KPMG arasında aktif işbirliklerinin yakın
zamanda başlamasında mutabık kaldı.
Siemens CFO’su Thomas Kolbinger ve KPMG yöneticisi Ergün Kış ile Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. R. Mustafa Öksüzoğlu’nun yaptığı görüşmelerde ise TAÜ’nün
İşletme, Endüstri Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliği alanlarında KPMG şirketi
ile lisans eğitiminde uygulama, endüstri stajı ve lisans sonrası çalışmalar konusunda
ortak işbirliği yapılmasına karar verildi. KPMG İnsan Kaynakları Müdürü Elif
Yıldırımbulut ile işbirliği görüşmelerinin devamı kapsamında İşletme Bölümü
müfredatında bulunan derslerde uygulamaların, Endüstri Mühendisliği Bölümü
müfredatında bulunan Muhasebe dersinin uygulamalarının ve Bilgisayar
Mühendisliği Bölümü müfredatında bulunan Sistem Güvenliği dersinin
uygulamalarının Türk- Alman Üniversitesi öğretim üyeleri ve KPMG firmasının
uzmanları tarafından ortak olarak yürütülmesi öngörüldü. Ziyaret sırasında
Üniversitemiz öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Müge Klein ve Yrd. Doç. Dr.
Deniz Herand da Rektör Yardımcısı Prof. Dr. R.Mustafa Öksüzoğlu’na eşlik etti.
8
TAÜ haber
TAÜ Yeni Bir Master Programı Daha Açacak
Yapı Araştırmaları ve Kültürel Koruma
Türk-Alman Üniversitesi Türkiye’nin mimari-kültürel mirasının daha etkin şekilde
araştırılması ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla yapı araştırmaları ve kültürel
miras alanlarında disiplinlerarası eğitim verecek bir yüksek lisans programını hayata
geçirmek i ç i n ilk adımını attı. İlgili programın içerik ve yeterliliklerini
belirlemek amacıyla geçtiğimiz günlerde bir araya gelen Türk-Alman Üniversitesi
yetkilileri ve akademisyenler programın kısa sürede hayata geçirilebilmesi için
çalışmalara başladı. İlki Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şubesi’nde, ikinci ise
Türk-Alman Üniversitesi Beykoz Kampüsü’nde yapılan toplantılara Türkiye ve
Almanya’dan çok sayıda bilim insanı katıldı. Rahatsızlığı nedeniyle toplantıya
katılamayan Türk-Alman Üniversitesi Kültür ve Sosyal Bilimler Fakültesi
Koordinatörü Prof. Dr. Vera Nünning asistanı Corinna Assmann tarafından
temsil edilirken; toplantıya TAÜ Genel Koordinatörü Prof. Dr. İzzet Furgaç ile
TAÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ramis Mustafa Öksüzoğlu’nun yanı sıra
Brandenburg Cottbus Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Klaus Rheidt,
Heidelberg Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Stephan Westphalen, Münster
Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Engelbert Winter, Prof. Dr. Klaus
Zimmermann ile Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyeleri Dr. Ünal Bilir, Dr.
Nilgün Yüce ve Arş. Gör. Hüsnü Yavuz Aytekin katıldı.
9
TAÜ haber
“Yapı Araştırmaları ve
Kültürel Koruma“
başlığı altında açılacak
yeni yüksek lisans
programının Almanya ve
Türkiye’den mezun
öğrenciler için yeni bir
kariyer perspektifi
sunması amaçlanıyor
TAÜ’de yeni açılacak programın şekillenmesine katkı sağlamak amacıyla yapılan
toplantılara Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şubesi Başkanı Prof. Dr. Felix
Pirson da katılırken; ilk toplantıya Enstitü çalışanları Duygu Göçmen ve Berhard
Ludwig’in yanısıra İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Turgut
Saner, Doç. Dr. Zeynep Kuban; Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr.
Christine Bruns-Özgan; Doç. Dr. Arzu Öztürk ile Kadir Has Üniversitesi Öğretim
Üyesi Doç. Dr. Yonca Erkan ve DAAD İstanbul Enformasyon Merkezi Başkanı Dr.
Wiebke Bachmann da görüşleri ile katkı sağlamak amacıyla katıldı. Toplantıda
ağırlıklı olarak yapı tarihi ve araştırmaları alanında deneyimli bir isim olan BTU
Cottbus Öğretim Üyesi Prof. Dr. Klaus Rheidt tarafından hazırlanan eğitim-öğretim
planı (Curriculum) tartışılırken; yeni açılacak programın yapı araştırmaları ve kültürel
koruma (Bauforschung und Kulturerhalt) başlığı altında açılması fikri ağırlık kazandı.
Toplantıların ardından konuya ilişkin bir açıklama yapan Türk-Alman Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Halil Akkanat ‘Üniversite olarak Türkiye’deki mevcut eğitimöğretim programlarının bir yenisini açmak değil, özgün ve kariyer odaklı
programları hayata geçirmek istediklerini’ belirterek; ‘yeni açacakları yüksek lisans
programının yapı araştırmaları ve kültürel mirasın korunması alanlarında önemli
bir boşluğu dolduracağını, mezunlarına etkin bir kariyer perspektifi sunacağını’
ifade etti. Gerek lisans programlarında gerekse lisansüstü programlarında
öğrencilerin mümkün mertebe interdisipliner ve uygulama odaklı bir eğitim alması
için çaba gösterdiklerini belirten Akkanat, “amacımız bilim dünyasına, sektörel
sorun ve gereksinimlere çözüm üretebilecek araştırma ve eğitim programları açmak,
bu programlardan nitelikli mezunlar yetistirmek„ şeklinde konuştu.
10
İşletme Bölümünün Yeni Misafir Öğretim Üyesi
Dr. Christina Carlsen ile
Yüz Yüze
Christina Carlsen
Berlin Hür ve Hamburg Üniversitelerinde İşletme eğitimi gören Dr. Christina Carlsen, Hamburg Para ve
Sermaye Hareketleri Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak çalıştı ve “Şirket Değerlendirme Modellerinin
Randımanı” başlıklı doktora çalışmasını kaleme aldı. Sonraki sekiz sene zarfında Berlin’de bulunan Roland
Berger Strategy Consultants isimli firmada yeniden yapılandırma, RWE Power’da birleşme-satın alma ve RWE
Innogy’de ekonomi hesabı konularında danışmanlık yaptı. Yürüttüğü bu çalışmalara paralel olarak değişik
üniversitelerde öğretim görevliliği de yapan Dr. Carlsen geçtiğimiz Şubat ayından beri Alman Akademik
Değişim Servisi’nin (DAAD) Öğretim Görevlisi Değişim Programı çerçevesinde Türk-Alman Üniversitesi
(TAÜ) İşletme Bölümü’nde Muhasebe ve Finans doçenti olarak görev yapıyor. TAÜ/haber olarak kendisi ile
TAÜ ve İstanbul’a ilişkin izlenimlerini konuştuk.
11
TAÜ/haber: Sizi Hamburg’dan İstanbul Beykoz’a
getiren nedir?
Carlsen: Uzunca bir süredir yurtdışında
bulunmuyordum. Son olarak okul döneminde
ABD’de ve yüksek öğrenim için İngiltere’de
bulunmuştum. Hamburg’da yaşamaktan
memnun olmakla birlikte bir değişiklik yapma
zamanının geldiğini düşündüm. Bir arkadaşım
daha önce DAAD Öğretim Görevlisi olarak
Budapeşte’ye gitmiş, bir diğeri de Almanca
öğretmeni olarak İstanbul’da çalışmıştı. İkisi
de tecrübelerinden coşkuyla bahsedince
İstanbul’da DAAD Öğretim Görevlisi olarak
çalışma fikri bana oldukça cazip geldi.
TAÜ/haber: Daha önce Türk kültürü ile bir tanışıklığınız var mıydı, yoksa ilk kez DAAD görevi dolayısıyla
mı bu temas gerçekleşti?
Carlsen: Türk kültürü ile ilk olarak üniversite eğitimim sırasında Berlin’de tanıştım, Türk
arkadaşlarım da vardı orada. Bunun dışında filmler (Fatih Akın da Hamburgludur!) ve tatiller
sayesinde bir tanışıklığım var. Annem-babam ve iki erkek kardeşimle birlikte birçok kez araba
ile Türkiye’ye gelmiştik. Hatta bir seferinde İstanbul’da da kalmıştık ancak üzerinden uzun
zaman geçti. Şimdi DAAD sayesinde tekrar Türkiye’deyim.
TAÜ/haber: İstanbul’da hayat sizce nasıl? Türkçe öğrenmeye başladınız mı?
Carlsen: İstanbul’da hayat... Heyecan verici! Günde beş kez ezan sesini işitmek mesela. Bunun
dışında Almanya’dan hiç alışık olmadığım bir gürültü var burada. Şehrin atmosferi ise oldukça
etkileyici, cıvıl cıvıl, çok canlı, insan kaynıyor. Avrupa yakasından ufkun, Boğaz’ın ve Marmara
Denizi’nin manzarası muhteşem! İki aydan fazla bir zamandır buradayım ama hala heyecan
doluyum. Evet, Türkçe öğrenmeye de başladım. Dönem başında derslere yoğunlaşmam
gerektiği için Mart ayının ortasından itibaren... Türkçe öğrenmek gerçekten zor. “Merhaba,
nasılsın?”dan biraz daha fazlasını biliyorum ama her gün öğrenmem gerekenlere yeni kelimeler
ve dilbilgisi ekleniyor.
TAÜ/haber: Şu ana kadar en çok hangi konuda zorluk çektiniz? Kültürel farklılıkları bariz bir şekilde fark
ettiğiniz hususi bir deneyim yaşadınız mı?
Carlsen: En zor olanı gerçekten dil. İngilizce ile gündelik hayatta anlaşabileceğimi
düşünmüştüm. Ancak vaziyet –en azından Anadolu yakasında- öyle değil. İşaret diliyle
anlaşmak durumundasınız. Çok şanslıyım, Türk arkadaş ve meslektaşlarımdan bu konuda çok
yardım alıyorum. Hususi bir tecrübe? Düşünmem lazım. Türkiye’de fiyat konusunda her
zaman pazarlık yapılıyor. Ben bunu çamaşır makinesi ve buzdolabı satın alırken yapmayı
denedim ama o zaman henüz rakamların dahi Türkçesini bilmiyordum. İkinci el eşya
satıcısının telefon numarasını aldım, akıllı telefon ve google çeviri aracılığıyla fiyat pazarlığı
yaptım. Kısa mesaj yoluyla gerçekten de fiyat konusunda anlaştık, iyi bir fiyatta hatta. Bunun
haricinde Türkler ticaret konusunda oldukça yaratıcı: Her birinin İngilizce konuşan ya bir
12
yakını yahut bir arkadaşı var. Malum şahıs aranıyor, telefonun hoparlörü açılarak masanın
üstüne konuluyor ve konuşmalar tercüme ediliyor. Gayet de güzel işliyor!
TAÜ/haber: TAÜ’deki günlük eğitim hayatını nasıl buluyorsunuz?
Carlsen: Çok iyi. TAÜ, Berlin ve Hamburg’da aşina olduğum gibi büyük derslikleri tıka basa
dolu, tipik bir büyük üniversite değil. Şu anda burada herşey derli toplu ve bu durum okulu
daha cazip hale getiriyor. İnsanlar birbirini tanıyor, kişisel bir ilişki sözkonusu. O bakımdan
buradaki günlük eğitim hayatı oldukça hoşuma gidiyor.
TAÜ/haber: Kişisel olarak TAÜ’nün diğer üniversiteler arasındaki geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Carlsen: TAÜ’nün üstesinden gelebileceği bazı zorluklarla karşı karşıya bulunduğunu
düşünüyorum. Henüz yeni bir üniversite, ancak kanaatimce saygın bir üniversite haline geldi.
Eğitim hayatına henüz yeni başlamasına rağmen kısa bir sürede en iyi öğrencileri kazanmasını
bildi. Bununla beraber TAÜ’den bizim karşılamak zorunda olduğumuz ve aynı zamanda
istediğimiz beklentiler de yok değil. Buradaki atmosfer yeni kurulmuş, katılımcılarının yüksek
motivasyon ve coşkusunun hissedilebildiği bir şirketi andırıyor. Bu şekillendirme tutkusuna
oturmuş yüksek öğretim kurumlarında pek rastlanmaz. Bir inşa faaliyeti yürütmemiz
gerektiğini ve bunu bu motivasyonla başarabileceğimizi görüyorum. Başaracağız da!
TAÜ/haber: Alman akademisyenlere TAÜ’de çalışmalarını tavsiye eder misiniz?
Carlsen: Aslında bu konuda daha önce söylediğim şey geçerli: Oturmuş bir eğitim hayatı yok,
bu aynı anda hem şans hem de risk ihtimalini içinde barındırıyor. Tanınmış bir kürsü, hususi
bir araştırma sahası gibi oturmuş üniversitelerde halihazırda bulunan birçok şeyin üzerinde
çalışılması ve inşa edilmesi gerekiyor. Diğer yandan henüz şekillendirmeye açık bir alan var,
üniversiteye ait teşekküllerin organizasyon ve gelişmesinde faal olarak katkı sağlanabilir.
Bunun dışında TAÜ, sadece büyük üniversitelerin gerçekleştirebildiği bazı yatırımlarda da
bulundu. Yazılı veri bankasına erişim imkanına sahibiz örneğin –kendi öğrenciliğim esnasında
Berlin Hür Üniversitesi’nde veya Hamburg Üniversitesi’nde böyle bir imkana sahip olduğumu
hatırlamıyorum.
TAÜ/haber: Türkiye piyasasında birçok Alman şirketi ve bu şirketlerin şubeleri faaliyet gösteriyor. Bu
bağlamda gelecekteki TAÜ mezunlarının mesleki olanaklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Carlsen: Kanaatimce Alman şirketlerinin Almanca bilen ve Alman üniversitelerinden mezun
olmuş kişilere yönelik yoğun bir talebi var. Bu bağlamda öğrencilerimizin başvuru aşamasında
diğer adaylara nazaran bariz bir avantaja sahip olacakları beklentisi içerisindeyim. Biz İşletme
Lisans Programı’nda bilginin ve uygulamanın bir bütünlük içerisinde olmasına büyük önem
veriyoruz. Bu bütünlük sınıflarımızın mevcudunun da az olması nedeniyle daha kolay
uygulanabilmektedir.
TAÜ/haber: Favori Türk yemeğinizi keşfedip etmediğinizi merak etmeye başladım!
Carlsen: Burada beğendiğim çok şey var. Mesela Türk mezeleri. Et yemiyorum ama vejetaryen
mezelerin arasında muhakkak sevdiğim bir şeyler oluyor. Patlıcanlı, enginarlı yahut deniz
yosunlu yemekler Alman mutfağında çok daha nadir. Bunun dışında balık yemekleri harika.
Baklava ise her zaman tatmaya değer. Kısacası Türkiye’de zayıflamanın mümkün olduğuna
inanmıyorum!
13
TAÜ haber
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ramis Mustafa Öksüzoğlu ile
„My Way/ Benim Yolum“
2015 yılı başında Prof. Dr. Ramis Mustafa Öksüzoğlu ve Prof. Dr. Robert Seckler’in
inisiyatifi ile “My Way/Benim Yolum” isimli akademik ağ hayata geçirildi. Bu proje
ile doğa bilimleri alanında çalışan genç araştırmacı bilim insanlarına teşvik sağlamak
adına önemli bir adım atılmış oldu. Prof. Dr. Öksüzoğlu projenin önemini şu
sözlerle izah ediyor: “TAÜ yeni kurulduğu zaman yeterli sayıda çalışan, özellikle
Almanya’dan yahut Almanca konuşulan başka bir ülkeden gelmiş, tanınmış genç
araştırmacı bilim insanları bulup bulamayacağımız önemli bir sorun teşkil ediyordu.
Gelişme süreci içerisinde iki soru ortaya çıktı: İlki, fakülteleri araştırma faaliyetleri
ekseninde mi düzenlenmeliyiz?
14
TAÜ haber
İkincisi, Fen Fakültesini bütün ayrıntılarıyla nasıl inşa etmeliyiz?” Akabinde teşkil
edilen bir komisyonda -başta Potsdam Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Robert
Seckler ve Max Planck Enstitüsü’nden Prof. Peter Fratzl olmak üzere- Alman
ortaklarla uygulama ağırlıklı bölümler kurulması konusunda karara varıldığını
söyleyen Prof. Dr. Öksüzoğlu, bu kararın alınmasındaki amacın temel bilimler
alanında çalışan genç araştırmacı bilim insanlarına araştırma faaliyetlerine aktif
olarak katılma imkanı sağlamak olduğunun altını çiziyor ve bu tutumun Matematik,
Biyoloji, Kimya yahut Fizik gibi doğa bilimlerinde uygulama talep eden YÖK
tarafından da takdirle karşılandığını ifade ediyor. Projenin beğeni toplamasına karşın
zorluklara da sahip olduğunu ifade eden Öksüzoğlu bu durumu “Sonrasındaki ilk
zorluk bu tasarıya uygun, uygulama eksenli genç araştırmacı bilim insanlarının
Üniversitemize kazandırılması konusunda yaşandı. Almanya’da görüştüğümüz 18
kişilik yüksek lisans ve doktora mezunu bir grup, rahatça araştırmalarına devam
edip aynı zamanda endüstri alanında çalışamayacakları ve Almanya ile olan
münasebetlerini kaybedebilecekleri kaygısıyla Türkiye’ye dönmek istemediklerini
söyleyince projemiz ve TAÜ adına bir boşluğun farkına varmış olduk ve böyle bir
çalışmayı mümkün kılacak bir ağ kurmanın yararlı olacağı kanaatine vardık”
şeklinde özetliyor.
“Kendimize Almanya’da yüksek lisans yahut doktora yapan Türk kökenli bütün genç araş>rmacı bilim insanlarının TAÜ’ye kazandırılması gibi yüksek bir hedef koyduk” R.M. Öksüzoğlu Anselm Geiger ve Türk kökenli Melek Akça Prill projede idari sorumlulukları
üstlenirken, Prof. Dr. Robert Seckler “My Way/Benim Yolum” isimli ağın somut bir
içeriğe kavuşturulması için önemli katkılar sağlar. Hedef ise doğa bilimlerini en yeni
teknoloji bağlamını göz önünde bulundurarak incelemektir. Bu konuda öncelikli
olarak akla gelen ilk sorun araştırmanın hangi pratik uygulama alanında
kullanılacağı meselesi olacaktır.
15
TAÜ haber
Bu durumda TAÜ’de kurulan üç bölüm “Malzeme Bilimi ve Teknolojileri, Moleküler
Biyoteknoloji ile Enerji Bilim ve Teknolojileri” pilot olarak seçilir ve Endüstri,
Teknoloji ve Doğa Bilimleri ile olan bağın daima görülebilir olması planlanır. “Prof.
Dr. Robert Seckler’in de desteği sayesinde tanınmış işbirliği ortakları kazanmış
olduk” diyen Prof. Dr. Öksüzoğlu sürecin devamını şu sözlerle anlatıyor: “Kendisi
mesela -endüstri ile ilişkili doğa bilimleri araştırmalarında tanınmış bir isim olarak
bilinen Berlin Helmholtz Merkezi Müdürü Prof. Dr. Anke Kaysser-Pyzalla ile
irtibata geçmemizi sağlamıştır. Suni kemik gibi biyo-taklit malzemelerin
geliştirilmesinde son derece aktif olan Max-Planck Enstitüsü’nün ve aynı şekilde
biyotıp ve gen teknolojisi alanlarındaki yeni teknolojiler konusunda isim yapan
Fraunhofer Enstitüsü’nün ağımızın üyesi olması bizim açımızdan çok sevindirici bir
durumdur”.
Bu enstitülerle işbirliği içerisinde İstanbul, Potsdam ve Berlin’de çalıştaylar
düzenlendiğini; önemli, dünya çapında tanınan ve herşeyden önce uygulama
temelli bilim insanlarından bir grup meydana getirildiğini söyleyen Prof. Dr.
Öksüzoğlu ortak hedeflerle alakalı şunları dile getiriyor: “Hep birlikte
kendimize bu enstitülerde yüksek lisans yahut doktora yapan Türk kökenli bütün
genç araştırmacı bilim adamlarının TAÜ’ye kazandırılması gibi ortak bir hedef
koyduk. Şimdiye kadar 40 başvuru gerçekleşti. Hedef kitlemiz sadece genç
yahut danışmanlık yapan deneyimli araştırmacı bilim insanları değil, firmalar da
aynı şekilde ağımıza kayıt olabilirler. Bilim adamları ile şirketler arasında
iletişim ancak bu şekilde sağlanabilir. Bu suretle mezunlar çok iyi iş bulma
olanaklarına sahip olacaklar; zira birinci dönemden itibaren proje eksenli stajlar
yapıp oryantasyon programlarına katılacaklar, devamlı uygulama eksenli
projelerde çalışabilecek ve mezuniyetten sonra bu firmalar tarafından
değerlendirileceklerdir”.
Projenin başarısı için bahsi geçen üç bölüm (Malzeme Bilimi ve Teknolojileri,
Moleküler Biyoteknoloji ile Enerji Bilim ve Teknolojileri) öğrencilerin iki bölümü
beraber bitirebileceği şekilde birbirleriyle kombine edilebilmesi gerektiğini söyleyen
Prof. Dr. Öksüzoğlu “böylece öğrencilerimize geniş bir bilgi dağarcığı aktarırken
onların iş piyasasında ayırıcı vasıflara sahip kişiler haline gelmelerini de sağlamış
olacağız” şeklinde konuşuyor.
Uygulama için teknoloji eksenliliğe uygun 8 yeni birimin neredeyse tamamlanmış
durumda olduğunu söyleyen Prof. Dr. Öksüzoğlu: “Kendi insiyatifimiz ve Alman
ortaklarımızın azimli yardımı ile engelleri arkamızda bıraktık. Ağımızın genişlemesi
ile beraber TAÜ’de yeni istihdamlar yaratma imkanına sahip olduk ve en kalifiye
çalışanları seçebilecek konuma geldik. Halihazırda bize sponsorluk yoluyla destek
olan birçok enerji şirketi bulunmaktadır ve kanaatimce bu konsept ile daha fazla
büyüyüp yeni başarılara imza atacağız. Hatta Rektörümüzün aynı konseptin
TAÜ’deki diğer bölümlerde de uygulanması yönünde düşünceleri var” şeklinde
konuşuyor.
16
Genel Koordinatörümüz
PROF. DR.-ING. İZZET FURGAÇ
TAÜ'nün Konsept ve Organizasyonunu Anlattı
Türk-Alman Üniversitesi’nin kuruluş fikri 8 Mayıs 1957 tarihli, Türkiye ve Almanya arasında imzalanan
bir kültür anlaşmasına dayanıyor. Uzun yıllar devam eden hükümetler arası görüşme ve mutabakatlar
neticesinde,10 Nisan 2010 tarihli özel bir yasayla kurulan Türk-Alman Üniversitesi(TAÜ) kamuoyunda
bilinenin aksine bir devlet üniversitesi. Hem kamuoyunda yanlış bilinenlere bir ışık tutmak hem de TAÜ’nün
kurumsal organizasyon ve koordinasyonu mercek altına almak için Genel Koordinatörümüz Prof. Dr.-Ing.
İzzet Furgaç’a ‘TAÜ’nün nasıl işlediğini’ sorduk ve Almanya ile Türkiye’nin bilim ve yüksek öğretim
alanlarındaki en önemli projelerinden biri olan TAÜ’yü kendisinden dinledik.
“TAÜ esas itibariyle bir Türk devlet üniversitesidir ve özel bazı düzenlemeleri içeren
sözleşmesinin yanı sıra Türkiye’deki yükseköğretim mevzuatına tabidir” diyen Prof. Dr.
Furgaç’a göre bu özel düzenlemeler, TAÜ’nün 32 Alman partner üniversiteyi bir çatı altında
örgütleyen ve başkanlığını Prof. Dr. Rita Süssmuth’un yürüttüğü konsorsiyum tarafından
hayata geçiriliyor. İki uluslu akademik yapı nedeniyle zorunlu olarak ortaya çıkan bu
organizasyonun bir diğer boyutunu da koordinatörlükler oluşturuyor. Fakülte ve bölümlerin
kendi koordinasyonları ise ilgili fakültenin Türk dekanı ve fakültenin Alman koordinatörü
tarafından sağlanıyor. Furgaç’a göre bu akademik yapı sonuç olarak farklı iki sistemin
akademik, bilimsel kazanımlarını en doğru şekilde biraraya getirmenin yolunu açıyor.
17
Prof. Dr. Furgaç’a göre iki uluslu yönetim, Türk ve Alman çıkarlarının koordinasyonu bazı
şansları ve zorlukları da bünyesinde barındırmaktadır. Bilhassa TAÜ’nün kurulması ve büyük
yankı uyandırması sebebiyle ortaya çıkan şanslar. Prof. Dr. Furgaç bu durumu şöyle anlatıyor:
“TAÜ’deki öğretime çok yüksek bir talep var. Bu talebi iki açıdan temellendirebiliriz. Birincisi,
bizim Türkiye’de eğitim dili olarak Almancayı kullanan tek yüksek öğretim kurumu olmamız,
ikincisi ise Almanya’daki eğitim programı ile birebir örtüşen ders içeriklerine ve yöntemlerine
sahip olmamız. Bu iki husus ilgi gruplarımızın tamamı tarafından büyük rağbet görüyor,
bilhassa İstanbul’da yoğunlaşmış bulunan Alman-Türk endüstrisi tarafından”.
Bütün bu hususlara rağmen bilhassa dil ve
kültür farklılıklarından kaynaklanan bazı
zorluklarla karşılaşıldığının altını çizen Prof.
Dr. Furgaç’a göre hem iletişimde hem de
d ü ş ü n c e l e r i n ka r ş ı t a r a f a a k t a r ı l m a s ı
esnasındaki hataları en aza indirmek için hem
öğrenci, çalışan ve akademik personelin hem
de idari personelin Almanca’ya iyi düzeyde
hakim olması ve aynı şekilde birlikte çalışırken
kültür farklılıkların gözönünde bulundurulması
gerekiyor: “Bu konunun tadını kaçırmak
istemiyorum ama çalışma yöntemleri açısından
iki millet arasında bazı farklar var, Almanya’da
doğru bir zamanlama ile çok önceden planlama
gerçekleştirilir, Türkiye’de ise hızlı ve esnek bir
uygulama sözkonusu; bu ve benzeri farklılıkları
törpülemek bizim koordinasyon görevimizin
bir parçası”.
TA Ü i l e b i r l i k t e ö z e l l i k l e A l m a n
akademisyenlerin önünde yeni ufuklar açıldığını belirten Prof. Dr. Furgaç, derslerin yüzde
otuzunun Alman personel tarafından verilmesi husunda anlaşma sağlandığını hatırlatarak;
Türkiye’de Almanca bilen akademisyen bulmanın zorluğunu, bu nedenle Almanya’daki Türk
kökenli akademisyenleri kazanmak ve yüksek kalifiye elemanlardan oluşan böyle bir kaynaktan
yararlanmak gibi bir hedefin bulunduğunu ifade ederek şunları kaydediyor: “Bu hedefi
gerçekleştirmek için iki şartı yerine getirmeliyiz: Bir, Türkiye ve TAÜ cazip bir işveren
konumunda olmalıdır. Uzun süren bir kuruluş aşamasından ve Almanca eğitim konusundaki
sıkı tartışmalardan sonra TAÜ’nün çok istikrarlı bir biçimde gelişeceğini düşünüyorum.
‘Almanca’ ayırıcı vasfı Türkiye’deki üniversite hayatı için büyük imkanları içinde taşımaktadır
ve TAÜ endüstri ile işbirliği yapmayı, teori ile pratiği optimal düzeyde birleştirmeyi
başarabildiği takdirde çok büyük başarılara imza atacaktır”.
18
TAÜ haber
DAAD’nin Stajyerleri
Türk-Alman
Üniversitesi'nde
Türk-Alman Üniversitesi’nin Alman Konsorsiyumu içerisindeki en büyük partnerlerinden
birisi olan DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi) 1 Ocak 2015 tarihinde başlatmış
olduğu bir çalışma ile Alman yüksek öğrenim kurumlarında eğitim almakta olan öğrencilere
Konsorsiyum Koordinatörü Prof. Dr. İzzet Furgaç’ın gözetiminde TAÜ'de staj yapabilme
olanağı sunuyor.
Söz konusu stajyerlerin seçiminde Almanca ve Türkçe'ye hakimiyet, idari birimlerde görev
alma deneyimi gibi kriterlere dikkat ediliyor. Stajyerlerden yönetsel alandaki teorik
bilgilerini görev aldıkları idari birimlerde uygulamaya geçirmeleri istenirken; 3-6 aylık bir
görevlendirme süresi zarfında okul yönetimine katkıda bulunmaları bekleniyor. Bunlara ek
olarak Üniversitemizin düzenlediği etkinliklerin hazırlık aşamasında önemli görevler
üstlenen stajyerler, sahip oldukları kültürlerarası birikim ile -Alman hocalarımızın işlerinin
kolaylaştırılmasında olduğu gibi- misafirlerimizle ilgilenilmesi konularında da görev
üstleniyor.
19
TAÜ haber
DAAD ise İstanbul'daki olası zorlukların üstesinden gelmelerini kolaylaştırmak için
stajyerlere burs formatında finansal destek veriyor. TAÜ/haber olarak Nisan ayında
Üniversitemizde staja başlayan Wuppertal Üniversitesi ögrencileri Nihan Uzunoğlu ve
Neslihan Paape ile TAÜ’deki ilk intibalarını konuştuk
Neslihan Paape (23)
“Almanya'da daha önce bir staj sürecini
tamamlamış olmama rağmen Almanya'daki
Ekonomi Bilimleri eğitimimin ardından
Türkiye'ye yerleşmeyi düşündüğüm için TürkAlman Üniversitesi'nde staj yapmayı özellikle
istedim. Bu üniversitenin Türk-Alman arka
planına sahip olması ve ileride bu iki dili
birleştiren bir iş hayatı tasarladığım için
TAÜ’de staj yapma konusunda karar kıldım.
İnsanları, muhteşem çevresi, ortamı ve görev
çeşitliliği ile TAÜ son derece hoşuma gidiyor”
Nihan Uzunoğlu (24)
“Üniversite eğitimim esnasında yurtdışı değişim
programlarına katılma ve Almanya dışında yaşama
fırsatım olmamıştı ve mezuniyetten önce bunu
mutlaka gerçekleştirmek istiyordum. Almanya'da
eğitim hayatım boyunca üniversite kürsülerinde
yardımcı olarak çalıştım ve kendi memleketimdeki
üniversite hayatına sürekli bir ilgi duydum.
Üniversite sonrası akademik kariyer planlarım
sebebiyle TAÜ'ye müracaat ettim. Doğrusu ortam çok
sakin, kampüste herkes birbirini tanıyor. Bu
üniversitede insanlardan birbirine pozitif enerji
geçtiğini hissedebiliyorsunuz, bu sebeple tercihimden
dolayı oldukça memnunum. TAÜ'deki iş ve yaşam
bana büyük bir keyif veriyor!”
20
TAÜ haber
Başarı Öyküsü
Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM'den
Doç. Dr. Elif Nuroğlu'na Makale Ödülü
Doç. Dr. Elif Nuroğlu İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından 6 Mart 2015
tarihinde düzenlenen "Toplumsal Cinsiyet Adaleti" konferansında TAÜ İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesini temsilen "İslami Finans Kurumlarında Kadın Çalışanlara
Yönelik Tutumun Cam Tavan Sendromu Bağlamında Analizi” başlıklı bir tebliğ
sundu. Uluslararası Saraybosna Üniversitesi'nden yüksek lisans ögrencisi Nurgül
Başaran ile birlikte hazırladığı çalışması ile birincilik ödülüne layık görülen
Nuroğlu ödülünü dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın elinden aldı.
21
TAÜ haber
Doç. Dr. Elif Nuroğlu ve
yüksek lisans öğrencisi
Nurgül Başaran’ın birlikte
yaptığı çalışma jüri
tarafından ödüle layık
görüldü.
Doç. Dr. Nuroğlu’nun çalışmasında sözkonusu edinilen “Cam Tavan Sendromu”
yüksek nitelikli kadınların niçin üst düzey yönetici pozisyonuna gelmekte
sorunlar yaşayarak orta düzeydeki pozisyonlarda kaldıklarını açıklamaya çalışan
bir teori. Bu teoriye göre Cam Tavan Etkisi ile kadınların yönetici pozisyonlarına
uygunluğu konusunda birtakım klişe ve önyargılar harekete geçirilip
güçlendiriliyor, diğer sonuçlara ise erkeklere göre şekillendirilmiş iş ortamları gibi
formel olmayan ağlara erişimin zorlukları üzerinden varılıyor. Bu zorlukların
şirketlerin organizasyon yapıları ile sıkı sıkıya bağlantılı olduğunun ve kolay fark
edilebilir olmadığının altını çizen Nuroğlu’nun çalışmasının ilk bölümünde
Türkiye'de ve uluslararası arenada yönetici pozisyonunda bulunan kadınlar
ile Cam Tavan Sendromu istatistikler yardımıyla detaylı biçimde inceleniyor.
Türkiye'de faaliyet gösteren çeşitli İslami finans kuruluşlarından 139 kadın ile
görüşerek hazırladığı ampirik kısımda ise anket sonuçlarının analizlerini yürüten
Nuroğlu bu finans kuruluşlarında Cam Tavan’ın varlığına şüpheyle
yaklaşıldığını kaydediyor. Buna göre araştırma sonuçları cinsel ayrımcılık, farklı
roller üstlenme, sosyo-kültürel yapı, klişeler ve organizasyonla ilgili faktörler gibi
cinsiyetleri çağrıştıran beş farklı alt boyutta gruplandırılıyor. Çalışmanın bu
bölümünde ankete katılanların cevapları cinsiyet, yaş, medeni hal, eğitim
seviyesi, iş tecrübesi, iş yerindeki pozisyon gibi değişkenler ve gösterdikleri
farklılık üzerinden değerlendiriliyor.
Araştırma sonuçlarına göre kadınlar iş ve aile hayatı arasında denge kurmak
konusunda daha fazla baskı hissediyorlar, bunun dışında işyerindeki statü ve
destek görme gibi durumlarda erkek meslektaşları tarafından eğitim seviyeleri ve
kabiliyetlerine ters orantılı bir muamele görüyorlar. Bunun dışında hem kadın
hem de erkek katılımcılar ataerkil toplum yapısının, yanlış yahut eksik
yorumlanmış dini normların, siyasi düzenlemelerin aynı zamanda iş hayatını
düzenleyen mevzuatın kadınları olumsuz etkilediği konusunda hemfikirler.
22
TAÜ haber
Üniversitemiz İzmir ve
İstanbul’da tanıtıldı
En iyi öğrenciler
için tanıtım…
23
TAÜ haber
Sen de yıldızlarımızdan
biri ol !
Üniversitemizin 2015-2016 eğitim-öğretim yılı öğrenci tercihlerine ilişkin tanıtım
faaliyetleri başladı. “Sen de yıldızlarımızdan biri ol!” sloganı ile yürütülen tanıtım
faaliyetlerinin ilki İstanbul Erkek
Lisesi’nde yapıldı. Tarihi lisede
yapılan tanıtım etkinliğinde
Üniversitemizi
Mühendislik
Fa k ü l t e s i D e ka n ı Pr o f . D r .
Oğuzhan Çiçekoğlu, Öğretim
Üyeleri
Yrd. Doç. Dr. Can
Büyükbay, Yrd. Doç. Dr. Ünal
Bilir ile Araştırma Görevlileri
Süheyla Ahsen Türkmen, Özgül
Özer ve Memur Lale Kaya’dan
oluşan TAÜ heyeti temsil etti.
Tanıtım faaliyetlerinin ikinci durağı ise Türk-Alman Kültür ve Eğitim Vakfı
(TAKEV) Okullarının İzmir Sahilevleri Kampüsü’nde
düzenlediği II. Alman
Üniversiteleri Tanıtım Fuarı oldu. Almanca eğitim veren TAKEV Fen ve Anadolu
Lisesi öğrencilerinin üniversite seçimine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen fuara
Avusturya ve Almanya’dan 7 üniversite katılırken; Türkiye’den etkinliğe katılan
yegane üniversite Türk-Alman Üniversitesi oldu. Fuarın açılışında bir konuşma
yapan Federal Almanya İzmir Başkonsolusu Thomas Gerlach,
yüksek öğrenimini
Türkiye’de yapmak isteyen öğrencilere Türk–Alman Üniversitesini tavsiye etti.
24
Kalkınma Bakanlığı Yetkilileri
Üniversitemizi Ziyaret Etti
Kalkınma Bakanlığı Eğitim ve Kültür Dairesi Başkanı Mehmet Yavuz ile Eğitim
Sektörü Uzmanları Sema Yiğit, Feray Eldeniz ve Tolga Balcı Türk-Alman
Üniversitesi’ni ziyaret ederek, TAÜ Beykoz Kampüsü’nde inşa edilecek olan
Eğitim ve Araştırma Laboratuvar Kompleksi hakkında bilgi aldılar.
Üniversitemizin merkezi araştırma ve eğitim birimlerinin planlamasından ve
inşaatından sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ramis Mustafa Öksüzoğlu,
TAÜ Genel Koordinatörü Prof. Dr. İzzet Furgaç ve Genel Sekreter Şükrü Gökçek
eşliğinde kampüs alanını gezen yetkililer, akabinde Prof. Dr. Ramis Mustafa
Öksüzoğlu başkanlığındaki üniversitemiz öğretim üyelerinden oluşan bir ekip
tarafından geliştirilen laboratuvar kompleksinin mimari çizim ve tasarımlarını
inceledi. Ziyaretin ardından kısa bir açıklama yapan Rektör Yardımcısı
Öksüzoğlu: “21 yy. eğitim ve araştırma trendlerine uygun olarak geliştirdiğimiz
laboratuvar kompleksini Kalkınma Bakanlığı yetkililerine tanıttık. Bakanlık
yetkilileri ile bu proje kapsamında tasarlanan laboratuvar kompleksinin örnek bir
model olarak kampüsümüzde inşa edilmesi konusunda mutabakata vardık” dedi
ve mutabakat kapsamında inşa edilmesi planlanan projenin mimari çizimleri ile
taslağının Bakanlık yetkililerine teslim edildiğini sözlerine ekledi.
25

Benzer belgeler

2015 yılı idare faaliyet raporu - Türk

2015 yılı idare faaliyet raporu - Türk Fakültesi, Fen Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kültür ve Sosyal Bilimler Fakültesi, Yabancı Diller Yüksekokulu, Fen Bilimleri Enstitüsü, Sosyal Bilimler Enstitüsü ...

Detaylı