savunan adam

Transkript

savunan adam
01-15 MART 2016
\\ www.212haber.com //
Yıl:6
Sayı: 96
SENİ ÇOK ÖZLEDİK
SAVUNAN ADAM
Fiyatı: 1
‘İman varsa
imkânda vardır’
Vefatının 5. sene-i
devriyesinde Milli Görüş
Lideri merhum
Prof. Dr.
Necmettin Erbakan
hocamızı rahmet ve
minnetle anıyoruz.
Mekânı cennet olsun.
68%$7
‘Postmodern darbe 28 Şubat’ Başakşehir Belediyesi’nin düzenlediği panelde tartışıldı. Prof. Dr. Şefik Dursun şunları kaydetti:
“28 Şubat tehlikesi kıyamete kadar sürecek. Bu Hak ile batılın
mücadelesidir. Buda bize sorumluluklar yüklüyor. Hak yolundan ayrılırsak başımıza büyük felaketlerin geleceğini de bilmeliyiz. Aslında ne zaman millet olarak kendimize gelmeye başladıysak, ne zaman onurlu bir millet olarak yaşamaya başladıysak
o zaman dış güçler Türkiye’deki maşalarını kullanmaya başladı.”
FIRSAT BULDUKÇA BÜYÜYEN CANAVAR
<$ĝ,1'$ idam ile yargılanan Yazar Yakup Köse
ise süreci şu cümlelerle anlattı: “Bugün Mısır’da
28 Şubat başarılı olmuştur, bugün Suriye’de
28 Şubat başarılı olmuştur. O zaman 28 Şubat
dediğimiz bu şey kendini sürekli yenileyen, fırsat
buldukça da büyüyen bir canavardır. Bizim 28
Şubat’a küresel manada bakmamız lazım. İşte bu
yüzden yeni anayasa ve büyük Türkiye diyoruz.”
Î19’DA
‘Aziz öğretmen
Necmettin Erbakan’
'œ1<$<,doğup büyüdüğümüz köyün
dışına taşıdığın dersin heyecanla sürüyor.
Dünya ve İslam kelimelerini birleştirdiğin, bize ‘İslam’ın dünyası, Hakk’ın gücü’
dediğin, kim kimdir diyerek başladığın,
büyütülmüş küçükleri, küçük tutulmuş
büyükleri teşhir ettiğin, cebimize, cüzdanımıza sızmış yılanları, beyinlerimizi
kemiren mikropları bize gösterdiğin
dersin sürüyor. Î 8
NUREDDİN YILDIZ’IN YAZISI
Türkiye’nin ilk milli ve yerli karakteri
Necmettin’in
Dünyası
+œ.œ0(7ï1 Başbakanı ve Mil-
li Görüş lideri merhum Prof. Dr.
Necmettin Erbakan’ın çocukluğu,
vefatının beşinci yılında hikâyeleştirildi.
“Necmettin’in
Dünyası” çocuk
hikâyeleri serisi,
Erbakan’ın hayatından gerçek bilgiler
doğrultusunda kurgulandı. Î 2
Erbakan’ı doğru anlamak
+$<$7$çılgınca baktığım lise çağlarımda Naim Abi’yle Erbakan Hoca’nın
İslam Dünyası’ndaki konumunu tartışırdık. O beni Erbakan Hoca’nın tüm
dünya liderliğine ikna etmeye
çalışırken ben ise Hoca’nın
basit cümlelerine takılmıştım. Î 4
HALİT BEKİROĞLU YAZDI
Gazihalep direnirken
<$./$ĝ,. 5000 yıllık tarihiyle
dünyanın en kadim şehirlerinden
biri olan Halep 2011’de başlayan
iç savaşla birlikte büyük bir yıkıma uğradı. Hergün şehre yönelik
onlarca hava saldırısı, şehrin tarihi dokusunu biraz daha eritirken
yüzbinleri aşan can kayıplarına
yenilerini ekliyor.
*(‡7ïÝï0ï= haftalarda, belgesel-haber çalışması için gittiğim
Halep’te direnişin çok zor şartlar
altında da olsa devam ettiğine şahit oldum. Esasında 2012’den 2015
Ekim’ine kadar Halep’te -acımasız
hava saldırıları- dışında durum bu
kadar kötü değildi. Î 21
IOSB Meslek Lisesi’nden
güreşte büyük başarı
YENİ ŞAFAK MUHABİRİ CİHAT
ARPACIK GAZETEMİZ İÇİN YAZDI
1 milyon metrekarelik
Î 20
yaşam vadisi
%$57,1Ȃ'$ düzenlenen 1516 yaş Okullarası Türkiye
Gençler Grekoromen Güreş
Turnuvası’nda İBBSK Başakşehir Güreş’in pehlivanlarının eğitim gördüğü İOSB
Meslek Lisesi takım halinde
Türkiye Şampiyonu oldu. 45
ilden 225 sporcunun katıldığı
şampiyonada pehlivanlar 10
sıklette 2 altın, 1 gümüş ve
4 bronz madalya kazanarak
okullarını başarıyla temsil
ettiler.
2
01-15 MART 2016
G Ü N DEM
www.212haber.com
Necmettin Erbakan’ın çocukluğu hikâyeleştirildi
Necmettin’in Dünyası
5
+œ.œ0(7ï1 Başbakanı ve Milli Görüş lideri
merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın çocukluğu hikâyeleştirildi. Vefatının beşinci yılında çıkan
“Necmettin'in Dünyası” çocuk hikâyeleri serisi,
Erbakan'ın hayatından gerçek bilgiler doğrultusunda kurgulandı. Seride, “Necmettin ve Mestan”,
“Necmettin ve Hediye Koç”, “Necmettin Otomobil Yapıyor”, “Bahçede Kurulan Devlet” başlıklı
hikayeler yer alıyor. Her biri 16 sayfadan oluşan
hikâyelerin son bölümlerinde ise çocukları bilgilendirecek ve eğlendirecek boyama, fark bulmaca,
labirentler yer alıyor. “Türkiye'nin ilk milli ve yerli
karakteri” sloganıyla satışa sunulan hikâyelerde,
mücadele azmi, çalışkanlık, dürüstlük, milli ve
manevi değerlere vurgu yapıldı.
54. Hükümetin Başbakanı ve Milli Görüş lideri merhum Prof. Dr. Necmettin
Erbakan’ın çocukluğu, vefatının beşinci yılında hikâyeleştirildi. “Necmettin'in Dünyası”
çocuk hikâyeleri serisi, Erbakan'ın hayatından
gerçek bilgiler doğrultusunda kurgulandı.
MİLLİ GAZETE ANKARA
BÜROSU’NDAN TEMİN
EDİLEBİLECEK
Kitapların tanıtımı için www.necmettinindunyasi.com isimli internet sitesi hazırlandı. İnternet
sitesinde, hikâye özetlerinin yanı sıra oyunlar,
boyamalar ve videolara da yer verildi. Kitapları
okuyan çocukların yorumlarına da sitede yer verildi. Çocukların, “Otomobil hikâyesini çok sevdim”,
“Ben de otomobil yapacağım”, “Babam bana 'en
kısa sürede beraber bir otomobil yapalım' dedi”
şeklindeki yorumları dikkati çekti. Kitap almak isteyen okuyucular için sitede online satış bölümü de
yer aldı. Toplu satışlar içinse kitaplar, Milli Gazete
Ankara Bürosu’ndan temin edilebilecek.
TÜRKİYE'NİN
İLK MİLLİ
VE YERLİ
KARAKTERİ
4
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
Öğrenci yurdunda
Erbakan'ı
doğru anlamak
trafo yangını
korkuttu
HALİT BEKİROĞLU
halitbekiroğ[email protected]
doğru anlamıș olmayız. Erbakansız
Ak Parti’yi de doğru anlamıș olmayız.
Ve Erbakansız Tunus-Mısır ve Ortadoğu’daki gelișmeleri de eksik anlamıș
oluruz…
Hayata çılgınca baktığım lise çağlarımda Naim Abi’yle Erbakan Hoca’nın
İslam Dünyası’ndaki konumunu tartıșırdık. O beni Erbakan Hoca’nın tüm
dünya liderliğine ikna etmeye çalıșırken
ben ise Hoca’nın basit cümlelerine
takılmıștım. Kitaplar deviriyordum ve
kitaplardaki güzel cümlelerle Hoca’nın
espriye boğulmuș konușmaları arasında bir türlü uzlașı sağlayamıyordum…
Lise son sınıfta Faik Abi girdi devreye
ve yolumuz Balgat’ta tipik pansiyon formatında düzenlenmiș Eğitim
Merkezi’nde kesiști Erbakan Hoca’yla. Çılgın bir adamla tanıștım o gün.
Olabildiğince otoriter, olabildiğince
devrimci…
“Bir numara olacaksınız! Her ne iș
yapıyorsanız yapın ve her ne iș yapacaksanız yapın bulunduğunuz ortamın
dominantı olacaksınız! Dağdaysanız
çoban, köydeyseniz muhtar, okuldaysanız sınıf bașkanı…”
“Sağlık için günde șu kadar saat
uyumalı…” direktifleriyle tanıșmamıștık, deli kanımızla çılgınlar gibi bütün
dünya (hem de yarından da yakın)
bizim olacakmıșçasına oradan oraya
koșturuyorduk. Hem büyüklerimizin
hem de bizim kușağın fitilini ateșliyordu
Erbakan Hoca…
Hoca sadece mücadele fitilini ateșlemekle kalmayıp tüm yașamımızın
programını olușturmaya çalıștı. Belki
birileri bunu bir tür mühendislik olarak
değerlendirecek ama insafla 30-40 yıl
öncesinin konjonktürüne dönülebilse,
sesini çıkartamayan ve kendini gizlemek
için kırk takla atan bir kitleye verilen
mesajın büyüklüğüyle karșılașılacak…
İlmi salt rızık endișesiyle öğrenen
Babam, bir gün șehre gelen “Erbakan
isimli zat”ı dinleyerek hayatını anlamlandırmıștır. Cumhuriyetle sindirilmiș
sessiz çoğunluğun ses vermesini sağlayandır Erbakan. Bugünlerde özgürce
Gazze için Mısır için ses verebilen
toplulukların mimarıdır O…
Adalet hakkı teslim etmekse; en büyük
adaletsizlik de bir sürecin kurucularını
es geçmektir. Veya bir bașka açıdan
bakarsak; birkaç eksiklik üzerinden
bir değeri yok saymaktır. Erbakansız
Türkiye’deki İslamcıların/dindarların
siyasi-sosyal-ekonomik mücadelelerini
En son birkaç yıl önce görüștüğümüzde
de Hoca’dan yine Balgat’ta dillendirdiği
cümleleri duydum. “Cihad bir vakitle
sınırlı değildir! Ömrün sonuna kadar
verilmesi gereken bir mücadeledir! Ve
cihad, artık/boș zamanlarda verilmesi
gereken bir uğraș değil, en verimli
vakitlerimizdeki çabalarımızdır…”
Küreselleșen çağı önceden öngörmüșçesine her bir organizasyona sınırlar
aștırandır Hoca. Kırgızistan’da ilk adil
düzen uygulamalarını, Pakistan’la,
Mısır’la tecrübe paylașımını böyle okumalı. Avusturya’ya, Kanada’ya, Güney
Afrika’ya uzanmayı böyle görmeli, son
on yıldaki daralmaya rağmen…
Hoca’da hiçbir șey değișmedi yașı
dıșında. Değișimin tabulaștırıldığı bir
çağda O ısrarla ve inatla değișmiyordu. Değișime kapalı olmak bir eleștiri sebebiyse savunularında sebat etmek de bir
kararlılık göstergesiydi.
Hoca kırk yılı așkın mücadelesinde
fiziksel ve fikirsel anlamda yalnızlığıyla
imtihan olurken biz de tarihe yön veren
bir mücadele adamına hakkını teslim
edip etmemekle imtihan oluyoruz.
Birçok kıymet, yitirildikten sonra
anlașılır. Erbakan’ın yanlıșlıkları O’nun
hakkını teslim etme haksızlığına sürüklememeli bizi.
%$+‡(/ï(9/(5
'( özel bir okulun bahçesinde bulunan trafoda yangın çıktı.
Okulun yurdunda bulunan öğrenciler
tahliye edildi. Yangın, Yenibosna Çobançeşme Mahallesi, Fatih Caddesi üzerinde
bulunan özel bir okulda meydana geldi.
Görgü tanıklarının ifadesine göre, okulun
yurt bölümünün bahçesinde bulunan trafoda patlama oldu. Patlamanın ardından
trafodan dumanlar yükselmeye başladı.
Yetkililerin ihbarı üzerine olay yerine çok
sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangın
nedeniyle elektrikleri kesilen yurttaki
350 öğrenci hemen tahliye edildi. Olay
yerine gelen itfaiye ekipleri yanan trafoya
müdahale etti. Olay yerinde bir ambulans
da hazır bekletildi. Yangını kontrol altına
alan itfaiye ekipleri soğutma çalışması
yaptı. Yangının söndürülmesinin ardından
öğrenciler tekrar yurda alındı. Yangınla
ilgili soruşturma başlatıldı. //
Bir gün gelecek hepimiz O’nun için
“çığırlar açan idealist bir insandı!”
diyeceğiz, son tahlilde…
• ÖNDER Genel Bașkanı Halit
Bekiroğlu’nun Erbakan Hoca'nın
vefatından 10 gün önce 17.02.2011
tarihinde Moskova Havaalanı’nda
kaleme aldığı ve Timeturk sitesinde
yayınlanan yazısı…
Bu kadarına da
pes dedirten hırsızlık
%(</ï.'œ=œ
1'( bir marketler zincirinin
şubesine giden kadın, başka bir şubeden
görevlendirildiğini söyleyerek kasaya oturdu.
Çalışanların dikkatsizliğinden faydalanan kadın, 4 saat çalıştığı marketin kasasından bin 800
TL'yi çalıp kayıplara karıştı. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, şüpheli bir süre
markette kasiyer gibi çalışıyor.
Ürünleri kasadan geçiriyor,
müşterilere para üstü
veriyor. Sürekli etrafı
kontrol eden kadın,
marketteki yoğunluk
azaldığı sırada kasadaki
paraları toplayıp cebine
koyuyor ve dışarı çıkıyor.//
www.212haber.com
G Ü N DEM
Etiyopya’ya İHH’dan
acil yardım
Kuraklıktan en fazla etkilenen bölgelerinin başında gelen
Etiyopya’nın Afar bölgesi ve Somali genelinde 10 milyondan fazla insanı etkileyen kuraklık nedeniyle İHH bölgeye acil yardım ulaştırdı.
K
85$./,.7$1 en fazla etkilenen bölgelerinin başında gelen Etiyopya’nın Afar
bölgesi ve Somali genelinde 10 milyondan fazla insanı etkileyen kuraklık
nedeniyle İHH bölgeye acil yardım
ulaştırdı.
Bu kapsamda Etiyopya’nın Somali
bölgesinin başkenti Jigjiga’ya bağlı
Awroble Köyü’nde ilk etap çalışmaları
kapsamında 400 aileye gıda yardımları yapılarak ailelerin bir aylık gıda
ihtiyacı karşılandı. İçinde 5 litre yağ, 25
kg. un ve 25 kg. pirinçten oluşan gıda
paketleri İHH ekibi ve İHH’nın yerel
partner kurumu OWDA tarafından
ailelere ulaştırıldı.
Yetersiz yağışlar nedeniyle hasat
mevsiminin kötü geçtiği bazı bölgelerde, halkın gıda krizi ile karşı karşıya
kaldığı Etiyopya ve Somali’ye giden
İHH ekipleri bölgelerde incelemerde
bulundu.
Yetersiz yağışlar nedeniyle kuraklık
görülen bölgelerde göletler ve kuyular kururken halkın suya ulaşımı da
zorlaşmış durumda. Geneli hayvancılıkla geçinen bölgelerde susuzluk
hayvan stoklarının azalmasına ve hasat
döneminin de de verimsiz geçmesine
sebep oluyor. Yaşanan kuraklığın halkı
gıda krizi ile karşıkarşıya bıraktığı
Etiyopya’da durum kritik seviyeye gelirken beklenen yağışların düşmemesi
halinde durumun daha da kötüleşmesinden endişe ediliyor.
Bölgeye ulaşan İHH ekipleri kuraklıkla ilgili bölgede çalışmaya ve durum
tespiti yapmaya devam ediyor. İlgili
ekibimizin raporları doğrultusunda
bölgelerde yardım çalışmaları devam
edecek. //
01-15 MART 2016
5
6
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
15 yeni trafoyla kesintisiz
enerjiye kavuştu
Kendileri minik
başarıları büyük oldu
Türkiye Güreş Federasyonu ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından organize edilen okullar arası
11-12 yaş grekoromen güreş İstanbul İl Şampiyonası'nda Çatalca İstanbul Ticaret Odası Ortaokulu birinci olurken, İBB Başakşehir güreş antrenörlerinden Cemal Bakır, Fatih Bakır, Serkan Özden ve Sadin Bakır’ın çalıştırdığı Şair Erdem Beyazıt Ortaokulu ise ikinciliği elde etti.
T
œ5.ï<( Güreş Federasyonu ve
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
organize edilen okullar arası 11-12
yaş grekoromen güreş İstanbul İl
şampiyonası Bağcılar Olimpik Spor
Salonu'nda yapıldı. İstanbul'da
bulunan 22 okuldan 100 sporcunun
katıldığı şampiyonada Başakşehir
güreş antrenörlerinden Cemal
Bakır, Fatih Bakır, Serkan Özden ve
Sadin Bakır’ın çalıştırdığı güreşçiler şampiyon olmak için minderde
kıran kırana güreştiler. 10 sıklette 4
altın, 3 gümüş ve 7 bronz madalya
kazanarak okullarını başarıyla temsil ettiler. Dereceye giren sporculara
madalyaları, antrenörleri, beden eğitimi öğretmenleri ve sporcu aileleri
tarafından verildi. Şampiyonada 24
puan toplayan İBB Şair Erdem Beyazıt Ortaokulu ikinci oldu. İkincilik
kupası Türkiye Güreş Federasyonu
İstanbul İl Temsilcisi Halil İbrahim
Oktay tarafından okul adına antrenör Cemal Bakır’a verildi.
Madalya kazanan güreşçiler ise
şöyle:
ALTIN
Dokka Zourbekov
Berat Keskin
Ömer Faruk Çağlayan
Akraman Ahmedoğlu
GÜMÜŞ
Mikail Göksu
Sefa Soylu
Ahmet Berat Kulaz
BRONZ
Eren Kozarva
Gökhan Dincel
Hasan Abdulsamedov
Nurettin Koç
Çağrı Kulaç
Muhammet Emin Koç
Salih Özgün
OKUL SIRALAMASI
Çatalca İstanbul Ticaret
Odası Ortaokulu
İBB Şair Erdem Bayazıt
Ortaokulu
Evliya Çelebi Ortaokulu
%(</ï.'œ=œBelediyesi Fen İşleri Müdürlüğü, Boğaziçi Elektrik Dağıtım
A.Ş.(BEDAŞ) ile birlikte çalışarak, 4 ay
içerisinde ilçenin enerji sorununa büyük
ölçüde çözüm getirdi. Vatandaşların gündelik
yaşamda, mağdur olmadan sağlıklı enerji
kullanımını sağlamak adına hızla çalışmalar
gerçekleştiren ekipler, ilçeye 15’in üzerinde trafo merkez tesisi kazandırdı. Alt yapı
yatırımlarına ilk olarak Gürpınar ve Dereağzı
Mahalleleri’nden başlandı. Trafolara bağlı
olmak üzere kablolar tesis edildi. 500’ün üzerinde sokak aydınlatma direği dikilerek devreye alındı, geceleri karanlık olan mekânlar
ışıl ışıl oldu.
VOLTAJLAR YÜKSELDİ
BEDAŞ ekipleriyle birlikte belediye bünyesinde oluşturulan elektrik büro çalışanları koordineli olarak çalışmaları yürüttü ve elektrik
kesintisini sık sık yaşayan bölgeler öncelikli
olarak sağlıklı enerjiye kavuşturuldu. Dereağzı Mahallesi’nde Halaskargazi ve Onurlu
Sokak, Gürpınar Mahallesi’nde Görgü Sokak,
Kavaklı Mahallesi’nde İstanbul Caddesi,
Ayazma Caddesi, Demokrasi Caddesi ve
Sahil Mahallesi’nde Kocatepe Caddesi’nde
7 adet trafo merkez tesisi devreye alındı. Bu
bölgelerde voltaj düşüklüğü tamamen ortadan kalktı.//
www.212haber.com
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
7
Kenya’da 6 güne
59 ameliyat sığdırdı
Kenya’ya 6 günlük şifa yolcuğuna çıkan Yeryüzü Doktorları, gece-gündüz görev yaparak çoğu ağır vakalardan oluşan 59 ameliyatı başarıyla gerçekleştirip, 249 hastayı da muayene ettiler.
K
(1<$Ȃ<$uzman ürologlardan oluşan,
aralarında Prof. Dr. İhsan Karaman’ın da
bulunduğu 7 kişilik Gönüllü Sağlık Ekibi
ile giden Yeryüzü Doktorları, 308 hastayı
daha sağlığına kavuşturdular. Yeryüzü
Doktorları, Tawfiq ve Seyyidah Fatıma
Hastanelerinde, üroloji alanında komplike ve ağır vakalar olarak kabul edilen 59
ameliyatı sabah saatlerinde başlayıp gece
geç saatlere kadar ameliyathanede kalarak gerçekleştirdiler. Yeryüzü Doktorlarının Üroloji Sağlık Kampı kapsamında
ameliyat edilen çoğu yoksul Kenyalı
hastaların tümü taburcu edildi.
Personel yetersizliğinden dolayı yeterli
sayıda ürolog bulunmayan Kenya’da
yaşayan üroloji hastaları için Sağlık
Kampı düzenleyen Yeryüzü Doktorları,
sağlık kampı boyunca günde 10 hastayı
ameliyat edip, her biri saatlerce süren
59 komplike ameliyatı başarıyla tamamladılar. Yeryüzü Doktorları Gönüllüsü
Prof. Dr. İhsan Karaman’ın başkanlığında Malindi ve Mombassa’da üçer gün
görev yapan gönüllü doktorlar, muayene
ve ameliyatların yanında; aynı zamanda yerel sağlık personeline de çeşitli
uygulamalı eğitimler verdiler. 4 Ürolog, 1
anestezi uzmanı, bir hemşire ve bir proje
yöneticisinden oluşan 7 kişilik gönüllü
ekibin, uzun ve aktarmalı yolculuktan
sonra ulaştıkları Kenya’da, iki saatlik dinlenmeden sonra ameliyatlara başladıklarını kaydeden Prof. Dr. İhsan Karaman; 6
güne 59 önemli ameliyat sığdırdıklarını,
sabah 9 da girdikleri ameliyatları akşam
saat 22.00’da sonlandırdıklarını belirtti.
Komplike ve ağır vakalar olarak kabul
edilen ameliyatların hepsinin de başarılı
geçtiğini vurgulayan Karaman, tüm hastaların taburcu edildiğini söyledi. Prof.
Dr. Karaman, ekibin çok yorulduğunu,
Kenya basınının kendilerine yoğun ilgi
gösterdiğini de belirterek “Yorulduk ama
halkın teşekkürleri ile uğurlanmamız, 59
hastanın sağlığına kavuşması yorgunluğumuza değdi. Yolculuğumuzdan mutlu
döndük.” dedi.
YERYÜZÜ DOKTORLARI VE
TİKA’DAN AMELİYAT CİHAZI
Gönüllü Sağlık Ekibi, Kenya Sağlık
Kampı sırasında, Yeryüzü Doktorları ve
TİKA tarafından alınan üroloji ameliyat
cihazını da Tawfig Hastanesi’ne hediye
etti. Ayrıca hastanede görev yapan ürolog
ve cerraha da cihazın kullanımı hakkında eğitim verildi.
Yeryüzü Doktorları ve TİKA, 2011
yılında Mombassa’daki Seyyidah Fatıma
Hastanesine de bir endoskopik üroloji
cihazı hediye etmişti.
8
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
‘Aziz öğretmen
Necmettin Erbakan
Türkiye'nin önde gelen alim ve davetçilerinden Nureddin Yıldız, vefatının 5. Sene-i devriyesinde rahmet
ve özlemle andığımız Milli Görüş Lideri merhum Prof.Dr.Necmettin Erbakan hocamızı böyle anlattı.
A
]L]¶ÞUHWPHQ
Başlattığın ders sürüyor; sen önceki
öğretmenlerin diyarında olsan da dersin
sürüyor.
Dünyayı, doğup büyüdüğümüz köyün
dışına taşıdığın dersin heyecanla sürüyor.
Dünya ve İslam kelimelerini birleştirdiğin, bize ‘İslam'ın dünyası, Hakk'ın gücü'
dediğin, kim kimdir diyerek başladığın,
büyütülmüş küçükleri, küçük tutulmuş büyükleri teşhir ettiğin, cebimize, cüzdanımıza sızmış yılanları, beyinlerimizi kemiren
mikropları bize gösterdiğin dersin sürüyor.
Sen, önceki öğretmenlerin diyarında olsan
da dersin sürüyor…
Hocalığın ebedileşti senin…
Asırlar boyunca asırda bir gelenler gibi,
ümmilere kitap okutma hırsıyla gecesini
gündüz yapanlar gibi, büyük yaşayıp büyük
ölmek için zahmette rahmet görenler gibi,
kayaları oyup yazıyı nakışlaştıranlar gibi,
kendisine iş olarak ‘yapılamaz/yapılmasın'
denen işleri seçenler gibi; bir Hızırlık görülüp anlamsız/desteksiz bakışlar arasında iş
gören, gördüğü işi sadece Rabbine göstermekle yetinenler gibi sen de derin dersler
verdin… Sen önceki öğretmenler diyarında
olsan da dersin sürüyor…
Sen tektin, tek yaşadın, tek anılacaksın
inşallah.
Elinde tebeşirle yolları aşındıran öğretmen… Kalabalığı da heyecanı da kendinden öğretmen… İşi kadar sabır üreten,
zamana zaman katan öğretmen… Sen aziz
yaşadın, aziz kalacaksın.
Kürsülerden söylenemeyeni söyleyerek,
faize, zulme, Siyonizm'e, sömürüye, BM'ye,
AB'ye, asıl anlamlarını yükleyerek gafleti
gidermeyi vazife edindin; mazluma güç,
sömürülene basiret kazandırdın. Dünyayı
henüz köyleşmeden köy gibi gördün. Köyün suni ağalarını köylerinin meydanında
dolaşamaz hâle getirdin. Seni anlayan var
mı yok mu ona bile aldırmadan yürüdün, yürümenin yetmediği yerde koştun.
Yürüyerek, koşarak ders yapan öğretmen
oldun…
Çocuklarınıza müşteriniz
gibi davranın!
Yazının bașlığı sanırım her șeyi anlatıyor. Fazla
söze çok hacet yok. Ama yinede biraz daha
akılda kalıcı olsun diye ayrıntıya gireceğim. Bu
yazımızda müșterilerimizden ve çocuklarımızdan bahsedeceğim.
Müșterilerimiz kurumumuzun veli nimetidir.
Bașka bir bakıșla aslında kurumun ortağıdır;
iș ortağı. Ve müșterileri kazanmak zordur.
Reklam ve tanıtım yaparsınız, kuruma girmesini sağlarsınız, hizmetinizi anlatırsınız, ikna
edersiniz ve müșteriniz olurlar…
Müșterinin devamlılığını sağlamak bir o kadar
zordur. Hizmette kusur etmemeye çalıșırsınız,
verdiğiniz sözleri tutarsınız, sözleșme șartlarını yerine getirirsiniz. Ve süreç karșılıklı memnuniyet olduğu sürece devam eder. Çünkü
müșteri kurumun devamlılığı ve geleceği için
önemlidir… Müșteri için de kurum.
Sen umut dersi verdin. Olmazları olduran,
kölelik elbisesi giydirilmişlere efendilik
cübbesi giydiren, işçilere patronluk yolu
açan, hocaları imamlaştıran, köyleri şehirleştiren, dağıtılmışları birleştiren, ülkeciklerden ülke kurduran, düşünmeyi, yürümeyi, koşmayı öğreten bir öğretmen oldun…
Peki ya çocuklarımız! En değerli varlıklarımız,
geleceğimiz ve her șeyimiz. Onlar bizim evlerimizdeki misafirlerimizdir. Üniversite, bazen
lise ya da evlilik ile bașlar ayrılık ve bir ömür
boyu devam eder. En devamlı misafirlerimiz,
aynı zamanda hayat ortaklarımızdır. Bu ortaklık doğum ile bașlar ve ölünceye kadar devam
eder. Çünkü bu ortaklık ilk gönülde bașlar.
Sen mücahit bir öğretmensin; her mücahit gibi sen de kıskanıldın ama haset seni
eritmedi.
Anne ve babalıktan istifa etmek ve ayrılmak
gibi bir șansınız yoktur. Onlar sizin kader ortağınız ve aynı zamanda size bahședilmiș bir
emanettir. Emanet diyince zaten söz biter bizde… Bize emanet edilmiș ve bizim kader ortağımız olan bu misafirlerimize, ișyerlerimizde
müșterilerimize gösterdiğimiz sabrı ve ilgiyi
gösteriyor muyuz?
Aziz öğretmen!
Sen, ilk öğretmenlerin diyarında ol. Yesrib'i
Medineleştirenlerin yanında ol. Sen,
mazlumlarla, miskinlerle haşrol. Sen tek
başına bir ümmet olanlarla ol. Ayıplayanın ayıplamasından yılmayanlarla, Allah'ı
yanında bildiği için dik duranlarla ol. Sen
orada onlarla ol…
BAŞKAN AYDIN KAMERA
KARŞISINA GEÇTİ
[email protected]
Uzun yıllardır özel sektörde, kendi ișimizde
çalıșıyorum, eğitim sektöründe. Kurumun
içerisine giren her kiși misafirimiz olduğu için
gelenek ve göreneklerimizden öğrendiğimiz
hassasiyeti onlara hissettirmeye çalıșmıșızdır.
İster velimiz olsun, ister olmasın.
Cihadı sen koymadın; senden önce de cihat
vardı elbette. İlk mücahit değilsin. Ama yaşadığı çağın cihadını ilan eden sen oldun.
Cihadı bildin, öğrettin, yaşattın, cihat ettin.
Mala cihat ettirdin, fabrikaya cihat ettirdin.
Oteller cihatla tanıştı senin zamanında. Sahillerde cihat, salonlarda cihat konuşuldu.
Seyit Çavuş'un güllesini kaldırırken sen, cihadı Seyit Çavuş'la bitirip gömmüş olanlar
seni anlamadı ama sen yine de cihat bilen
bir kuşağın önündeki öğretmen oldun…
Dersin sürecek, ekolün ölmeyecektir.
MUSTAFA
TEZCAN
NUREDDİN YILDIZ
• Kurumunuzu tercih etsinler diye telefonda
ya da yüz yüze döktüğümüz dilleri onlara
da kullanıyor muyuz?
• Geçiștirmeden ayırdığımız uzun vakitlerden onlarda nasibini alıyor mu?
• Randevu verip, hatta telefonun takvimine
yazıp, randevu saatini kaçırmayıp, görüșmeye önceden hazırlanıp gidiyoruz. Aynı
planlama ve hassasiyeti onlarda hissedebiliyor mu?
• Kurumunuzdaki iç müșteriler (çalıșanlar),
ya da dıș müșterilerle yașadığınız bir takım
sıkıntı ve gerginliklerin faturasını onlar mı
ödüyor yoksa?
• Aramızda yaptığımız sözleșme maddelerine uymuyor muyuz yoksa? Annelik ve
babalık sözleșmesi. Bu sözleșme karșılıklı
elbette, her iki tarafında uyması gerekenler
var.
Çocuk penceresinden; hayırlı, faydalı bir evlat; anne baba tarafından ise iyi bir eğitim
fırsatı, ahlaki açıdan örnek bir ebeveyn…
‘Kendimi oynadım’
=(<7ï1%8518 Belediyesi Gençlik Merkezi’nin (ZEYGEM)
yaz kampı ile ödüllendirdiği öğrenciler, bir araya gelerek
onlarca kısa filme imza attı. Zeytinburnu Belediye Başkanı
Murat Aydın da, senaryosunu ve çekimlerini liseli öğrencilerin üstlendiği kısa filmlerden birinde rol alarak gençlere
destek vermeyi ihmal etmedi. Gençlerin sosyal farkındalık
oluşturup çevre duyarlılığını arttırmak ve seslerini daha geniş
kitlelere duyurmak için hazırladıkları kısa filmde kendisini
oynayan Aydın, gençlerle birlikte çevre sorumluluğuna dikkat
çekti.
Gençlerden teklif geldiğinde tereddüt etmeden kabul ettiğini
ifade eden Aydın, “Bizlere de ilham kaynağı oldular, İnşallah
Çanakkale’de her sene kamp yapmaya devam edeceğiz. Bizim
amacımız; gençlere hizmet etmek ve onları yarınlara hazırlayabilmek. Gençlerden teklif getirdiler. Ben de oynadım.
Ama kendimi oynadım bu kısa film farklı bir duygu oldu
benim için. Aslına sinemaya ilgiliyim ama daha çok oynamaya değil güzel oynayanları izlemeye” diye konuştu.//
Hayatta her șey bizim kontrolümüzde değil.
Yavrularımız henüz bizde misafir iken onlara
müșterilerimiz gibi davranmayı ihmal etmeyelim lütfen…
www.212haber.com
İMTİYAZ SAHİBİ
Erne Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti.
GENEL MÜDÜR
Halil Gölve
GENEL KOORDİNATÖR
Erol Çakır
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Abidin Koçoğlu
YAYIN DANIŞMANI
Necmettin Çakmak
Emre Ustaosmanoğlu
Metin Öztürk
HUKUK DANIŞMANLARI
Av. Adem Yıldırım
Av. Ömer Geyik
GÖRSEL YÖNETMEN
Ümit Atıcı
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN
Adres: Deposite AVM A-1 Blok Kat: 3 No: 304
Başakşehir/İstanbul • Telefon: (0 212) 486 39 36
Web: www.212haber.com • e-mail: [email protected]
Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah.
29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/A41
Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL Tel: (212) 454 30 00
Gazetemiz basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur.
Reklamların sorumluluğu reklam verene aittir.
GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR
10
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
‘Idealist olursanız
başarılı olursunuz’
BİHADER’in organize ettiği ‘ Kariyer Buluşmaları’ kapsamında Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen programın konuğu ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu oldu. Gençlerle deneyimlerini paylaşan ve idealist olmalarını söyleyen Bekiroğlu, “ İdealist olursanız başarılı olursunuz. Bir zamanlar simit satan ve ayakkabı boyayan öğrenci bugün Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığını yapıyor.” dedi.
B
MERVE KALAYCI
ï+$'(5Ȃï1 organize ettiği ‘ Kariyer
Buluşmaları’ kapsamında Emin
Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen programın konuğu Önder Genel Başkanı Halit Bekiroğlu oldu.
Gençlerle deneyimlerini paylaşan
ve idealist olmalarını söyleyen Bekiroğlu, “ İdealist olursanız başarılı
olursunuz. Bir zamanlar simit
satan ve ayakkabı boyayan öğrenci
bugün Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığını yapıyor.” dedi.
BİHADER Genel Başkanı Kamber
Çal, 212 Haber Gazetesi Yayın
Danışmanı Necmettin Çakmak
ve Mehmet Emin Saraç İHL Okul
Müdürü Vedat Karabayır’ın katıldığı söyleşide Bekiroğlu, hayatta
başarılı olmanın ipuçlarını öğrenciler ile paylaştı. Öğrencilere en
az bir dil bilmelerini tavsiye eden
Bekiroğlu, bunun yetmeyeceğinin
de altını çizdi. Bir derdi olduğunu
ifade eden Bekirolu şunları söyledi;
“Bu rahatlığı bir daha asla göremeyeceksiniz. Lisedeki hayatınızı üniversite ortamında özleyeceksiniz.
Üniversite bittikten sonrada üniversite yıllarınızı özleyeceksiniz.
Keşke dil problemini halletseydim
diyeceksiniz. Derdim var söylüyorum ve söylediklerimin önemsenmesini isterim. Bunları yaşayan
bir ağabeyiniz olarak söylüyorum.
Keşke ben doğu batı klasiklerinin
hepsini lisede bitirseydim diye-
ceksiniz. Sizin yapmanız gereken
derslerinizde çok iyi olmak, çok iyi
Arapça öğrenmek, çok iyi İngilizce
öğrenmek. Mutlaka kitap okuyun.
Ders kitaplarından bahsetmiyorum onları zaten okuyorsunuz.
Kitap okursanız zihniniz açılır,
büyük düşünürsünüz.”
“BEŞİKTEN MEZARA
KADAR İLİM ÖĞRENİNİZ”
Bingöl İmam Hatip’te eğitim
gördüğü dönemlerde duvarda
okuduğu iki cümleden bahseden
Halit Bekiroğlu, bütün yazıların Mustafa Kemal Atatürk’ e ait
olduğunu düşündüğünü söyledi.
Bekiroğlu, “Duvarda bulunan
iki cümle… Biri, ‘ Kitap en iyi
dosttur.’ Ama itiraf etmeliyim
o zaman bana saçma geliyordu.
Tacikistan’a gittim. Dil bilmiyorum, çevrem yok. Orada kitabın en
iyi dost olduğunu gördüm. İkinci
yazı, ‘Beşikten mezara kadar ilim
öğreniniz… Bu yazının altında
kime ait olduğu yazmıyordu.
Bende bütün yazıların Mustafa
Kemal Atatürk’e ait olduğunu
düşünüyordum. Sonra medresede
okurken bir hadis kitabında bu
yazıyı gördüm. Kariyer olarak neyi
seçersek seçelim. Beşikten mezara
kadar ilimle meşgul olmak zorundayız. Bu yüzden bugünlerimizden
pişmanlık duymayacağımız şekilde
yaşayalım. Okuyalım, yazalım, şiir
denemeleri yapalım.”dedi.
Kayaşehir Kapalı
Pazar kuraları çekildi
Küçük erkekler
%$ĝ$.ĝ(+ï5 Belediyesi’nin her mahalleye bir kapalı Pazar projesi kapsamında
hayata geçirilen Kayaşehir Fuar ve Sergi
Alanının stant kuraları çekildi. Başakşehir
Emin Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kura çekimine çok sayıda Başakşehirli katıldı. İstanbul 17.Noter huzurunda
çekilen kurada Fuar ve Sergi Alanındaki 348
adet Gıda-408 adet Tekstil standının hak
sahipleri belli oldu. 33.352,17 m2’lik alanda
kurulan kapalı pazar ilçe sakinlerine modern, konforlu bir alışveriş sunacak. Market
arabaları, deneme kabinleri, mescit, asansör,
yürüyen merdiven ve 63 araçlık esnaf
otoparkının da yer alacağı kapalı pazarda
ısıtma sistemi de yer alıyor.//
‘Başkanlık Kupası’ başladı!
*$=ï260$13$ĝ$ Belediyesi tarafından düzenlenen
‘Başkanlık Kupası’ Futbol Turnuvası Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Bekir
Servet Bakırcı’nın da katıldığı bir törenle Gaziosmanpaşa
Stadyumu’nda başladı. İlçedeki 20 ortaokulun 5. ve 6. sınıflarında eğitim gören öğrencilerinden oluşan toplam 20 takımdan oluşan ekipler turnuvada mücadele edeceği turnuvanın
açılışına katılan Başkan Usta, öğrencilerle şakalaşarak sohbet
etti. Başkan Usta turnuvanın ilk maçına çıkan öğrencilere
başarı dileklerinde bulunurken, karşılaşmaların centilmenlik
ve sporun ruhuna yakışır bir mücadele atmosferinde geçmesi temennisinde bulundu. Bir süre maçları da izleyen Başkan
Usta, öğrencilerin aileleriyle de sohbet etti.//
Başakşehir Zabıtasından
Taekwondo’da büyük başarı
%$ĝ$.ĝ(+ï5Belediyesi Zabıta Müdürlüğü personeli, Osman Karadağ,
TURKISH OPEN 2016 / Uluslararası
Türkiye Açık Taekwondo Turnuvası’nda
Bronz madalya kazandı. Türkiye
Taekwondo Federasyonu tarafından
Antalya’da düzenlenen müsabakalara 70 ülkenin yaklaşık 1800 sporcu
katıldı. 3.TURKISH OPEN uluslararası
Taekwondo Turnuvas’ında rakiplerini
yenerek finale kalan Başakşehir Zabıta
personeli Karadağ, final müsabakalarında da başarı elde ederek üçüncü oldu.
Başakşehir’e bronz madalya ile dönen
Karadağ’ın hedefi Dünya Şampiyonluğu, “12 yılı aşkın süredir Taekwondo
ile ilgileniyorum. Başakşehir’de Zabıta
Müdürlüğündeki işim bittikten sonra akşamları iki üç saat bir kulüpte
çalışıyorum. Bu turnuva için üç aydır
hazırlanıyorum. İlçeme ve Başakşehir
Belediyesine böyle bir başarı
kazandırdığım
için mutluyum.
Amacım Milli
bir sporcu
olarak ülkemi
Avrupa ve
Dünya’da
temsil ederek,
başarılara imza
atmaktır.”//
‘NAMAZ KILMAYAN İMAM HATİPLİ,
İMAM HATİPLİ DEĞİLDİR’
Öğrencilere idealist olmaları gerektiğini
söyleyen Halit Bekiroğlu, hayatta başarılı
olmanın ipuçlarını verdi. Bekiroğlu “ Bir;
idealist olacağız. Büyük düşüneceğiz ve
hangi işi seviyorsak o işin en iyisi olmak
yolunda gayret edeceğiz. Simit satan,
ayakkabı boyayan, sizin yaşlarınızda İmam
Hatip’te okuyan bir öğrenci, bugün bu
ülkede Cumhurbaşkanlığı yapıyor. Ama
sizin yaşlarınızdayken bir ideali vardı o
Cumhurbaşkanının. İki; kitap okuyacağız.
İmam Hatipli ruhuna ve kimliğine sahip
olmak için çok okumak gerekiyor. Üç;
her birimiz bir sanat dalıyla uğraşacağız.
Gerekirse idarecileri zorlayacağız. Bağlama, Ney, resim, fotoğraf… Muhakkak
biriyle ilgileneceğiz. Dört; bir spor dalıyla
uğraşacağız. Beş; namaz… Dinin direği
namazdır. Namaz kılmayan İmam hatipli
İmam hatipli değildir.”şeklinde konuştu.
www.212haber.com
ï–<.œ
/
1
ï
7
6
ï
/
ï
)
'
'$1
$
ï
=
,
5
$
=
<$
,5$1
'
1
$
/
8
*
'8<
0(6$-
01-15 MART 2016
11
‘Şehit olan çocuklarımız
en büyük öykümüzdür’
Zeytinburnu Belediyesi
tarafından düzenlenen
Uluslararası Öykü Festivaline katılan Filistinli öykü yazarı Ziad
Khaddash, Filistin'deki
çatışmalarda hayatını
kaybeden çocuklar için
duygulandıran bir mesaj vererek, "Şehit olan
çocuklarımız aslında
en büyük öykümüzdür
ve bu öyküyü yazmaya
devam edeceğiz."dedi.
=
G Ü N DEM
(<7ï1%8518Belediyesi tarafından
düzenlenen Uluslararası Öykü Festivali
kapsamında Türkiye'den ve dünyadan
birçok ünlü öykücü Zeytinburnu'nda
bir araya geldi. 16-20 Şubat tarihleri
arasında düzenlenen festivalin kapanışı Zeytinburnu Kültür ve Sanat
Merkezi’nde gerçekleştirildi. Türkiye'de
bir ilk olarak gösterilen festival
boyunca okur-yazar buluşmaları,
öykü tiyatrosu, öykü okumaları, hayal
kurma atölyesi ve öykü yarışmaları gerçekleştirildi. Festivalde, İngiltere, İran,
Bosna Hersek, Ürdün, Bulgaristan,
Filistin, Azerbaycan ve Makedonya’dan
gelen konuk yazarlar, Türkiye’den
okuryazarlarla buluşma fırsatını yakaladı. Festivalin kapanış programında
Öykü Yarışması’nda dereceye girenlere,
ödülleri Zeytinburnu Belediye Başkanı
Murat Aydın ve konuklar tarafından
verildi.
Ülkesinde Arapça öğretmenliği yaptığını söyleyen Filistinli öykücü Ziad
Khaddash, Filistin'deki öğrencilerinin
de öyküler yazdığını ifade ederek,
“Filistin'de 50 öğrencim var ama
oradaki olaylardan dolayı 30 öğrencim
kaldı hayatta. Şehit olan çocuklarımız
aslında en büyük öykümüzdür ve bu
öykümüzü yazmaya devam edeceğiz.
Filistin'de hayatta kalan öğrencilerime
İstanbul'dan kucak dolusu selamlar götüreceğim. Filistin'de hayatını
kaybeden şehitlerimizi ise öyküler
anlatarak, onların destanlarını yazarak
ölümsüzleştireceğiz.”dedi.
Metrelerce yüksekte
tamirat
6ï/ï95ïȂ'( özel bir sitede yaşanan
olayda, kopan su giderini tamir
etmek için 10 katlı binanın çatısından
iple aşağı sarkan 2 işçi yürekleri ağza getirdi. Güvenlik tedbirlerinin alınmasına
rağmen işçilerin metrelerce yükseklikte
çalışmaları korkuttu. Yalnızca çatıya
bağlı olan ipleriyle havada kalan işçilerin
ölümle dansı görenleri şaşkına çevirdi.//
12
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
Tarlabaşı değil
Kayabaşı!
TOKİ'nin Kayabaşı'nda satışa çıkardığı iki arsanın ihalesini de Makro İnşaat kazandı.
Şirket, 2.3 milyar liraya iki arsayı da aldı. Başakşehir bölgesinde uzun yıllardır proje geliştirdiklerini söyleyen Makro İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Uyan, bölgede ilk defa
TOKİ ihalesini aldıklarını söyledi. Uyan, “Bölgede çok ciddi bir müşteri portföyümüz var.
Her iki araziyle ilgili de güzel projeler geliştirdik.” dedi.
B
yor. Arazi Kayabaşı'nda 3'üncü Köprü
bağlantı yolu güzergâhında, Atatürk
Havalimanı'na 17, yeni havalimanına
20 kilometre uzaklıkta. Ayrıca projenin
uygulanacağı alan Olimpiyat Stadı,
Şehir Hastanesi ve Başakşehir'e komşu.
51 bin metrekarelik alanda, kişi başına
36 metrekare yeşil alan sunulacak proje
depreme dayanıklı inşa edilecek. Günlük enerji ve ısı ihtiyacının büyük bir
kısmı güneş enerjisinden elde edilecek
biçimde tasarlanacak.
$ĝ%$.$1/,. Toplu Konut İdaresi
(TOKİ), İstanbul Başakşehir Kayabaşı
876 ada 1 ve 2 parselde 'Arsa Satış
Karşılığı Gelir Paylaşımı' modeliyle
satışa sunduğu iki arsa ihalesinin
ikinci oturumu tamamlandı. Her iki
parsel için çıkılan ihalede en yüksek
teklif Makro İnşaat'tan geldi. Sabah'ın
haberine göre: İlk ihalede 1 milyar
285 milyon lira teklif eden şirket, dün
yapılan ikinci ihale için ise 1 milyar
20 bin lira önerdi. Toplam 2.3 milyar
liraya ihaleyi kazanan şirket İdare
payı geliri olarak da yaklaşık 500
milyon lira teklif etti.
İKİNCİ OTURUMDA
FİYAT ARTTI
İstanbul Başakşehir Kayabaşı 876
ada 1 parselde satışa sunulan arsanın
ihalesinin ilk oturumuna 11 firma
katılmış ve toplam gelirde en yüksek
teklif 281 milyon TL olmuştu. İhalenin
ikinci oturumda ise firmalar ihaleyi
alabilmek için tekliflerini arttırdı.
İkinci parselde yer alan 50 bin metrekarelik arsanın ilk oturumuna 13 firma
BÖLGEYİ İYİ BİLİYORUZ
Başakşehir bölgesinde uzun yıllardır
proje geliştirdiklerini söyleyen Makro
İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ercan
Uyan, bölgede ilk defa TOKİ ihalesini
aldıklarını söyledi. Uyan, "Bölgede çok
ciddi bir müşteri portföyümüz var.
Her iki araziyle ilgili de güzel projeler
geliştirdik" dedi. Yaşanabilir projeler
yaptıklarını dile getiren Uyan, yeni
projelerin de karma olacağını söyledi.
ARİS GRAND
TOWER’DA ÖN
TALEP DÖNEMİ
BAŞLADI
110 milyon tl’lik
yatırım
$5ï63$5. projesinin ardından,
Esenyurt’taki ikinci projesini hayata
geçiren Zerka İnşaat, Kaymakçı İnşaat,
Nihal İnşaat ve Gürboğan İnşaat Ortak
Girişimi, Aris Grand Tower ile bölgeye
nitelikli bir proje daha kazandırıyor. 310
konut ve 18 ticari üniteden oluşan Aris
Grand Tower’ın mimarisinde Çamoğlu
Mimarlık’ın imzası bulunuyor.
44 bin metrekare inşaat alanına sahip
proje 110 milyon TL’lik yatırımla hayata
geçiriliyor. 4 bin metrekaresi sosyal donatı ve peyzaj alanlarına ayrılarak ferah
bir yaşam alanı oluşturulan projede,
kapalı yüzme havuzu, fitness merkezi, sauna ve sosyal donatı alanları yer
alıyor.
Farklı büyüklüklerde, alternatif daire
seçeneklerinin yer aldığı projede 1+1,
2+1 ve 3+1’den oluşan üç tip daire seçeneği sunuluyor. Projede 1+1 daireler
70 metrekareden 84 metrekareye, 2+1
daireler 106 metrekareden 125 metrekareye kadar değişiklik gösterirken, 3+1
daireler 170 metrekare genişliğe sahip.
ÖN TALEP AVANTAJINA EK 0
FAİZLİ 36 AY VADE FIRSATI
Aris Grand Tower’da 229.000 TL’den
başlayan cazip fiyatlarla daire sahibi
olunurken, alternatif ödeme planlarıyla
da ödeme kolaylığı sağlanıyor. Anlaşmalı bankalar aracılığıyla uygun oranlarla kredi kullanılabilen projede ayrıca;
yüzde 25 peşinat ile proje bünyesinde
de sıfır faizle 36 aya kadar vadelendirme
fırsatı sunuluyor. İnşa çalışmalarının
başladığı projede teslimler ise 2018
yılının Mayıs ayında yapılacak.. //
katılırken, ikinci oturumda firma sayısı
7'ye düştü. En yüksek idare payı geliri
ise 306 milyon TL ile Makro İnşaat'tan
geldi.
EN BÜYÜK UYDUKENT
PROJESİ
İhale alanı Türkiye'nin en büyük
uydukent projesi olarak dikkat çeki-
Bahçekent’in yeni yüzü
Evalpark Istanbul
Evalpark İstanbul, Bahçekent bölgesinde hayata geçiyor. İnşa çalışmalarının başladığı projede Eval İnşaat, Mart ayında düzenlenecek lansman öncesi ön talep toplanmaya başladı.
(9$/ï1ĝ$$7 şimdi de Bahçeşehir’e komşu
Bahçekent bölgesinde ‘‘Evalpark İstanbul’’
projesini hayata geçiriyor. Eval İnşaat, tüm
hazırlıklarını tamamladığı Evalpark İstanbul
projesini Mart ayı içerisinde lanse edecek. İki
etaptan oluşan ve ilk etabında 382 konut ve
12 ticari ünitenin yer alacağı proje, bölgenin
en büyük yatırımları arasında öne çıkıyor.
TEM Otoyolu’nun yanı başında yer alan ve
merkezi lokasyonuyla yatırımcısına kolay
ulaşım imkânı sunan proje, yüzde 70’i yeşile
ayrılmış yaşam alanlarıyla dikkat çekiyor. 1+1
2+1 ve 3+1 olmak üzere üç farklı daire tipinin
yer aldığı Evalpark İstanbul’da konut alıcıları
için alternatifli seçenekler sunuluyor. Projede daireler 72 metrekareden başlayıp 160
metrekareye kadar çıkıyor. İki etaptan oluşan
projenin ilk etabında 382 residence daire ve
11 adet cadde mağazalarından oluşmaktadır.
YÜKSEK STANDARTLARDA BİR YAŞAM
Eval İnşaat Proje Satış Koordinatörü Asım Arvas, “Evalpark
İstanbul projemiz için yoğun bir
çalışma temposuna girdik ve her
detayı için özenle çalıştık. Tasarımı ve mimarisiyle beklentileri
tam anlamıyla karşılayacağımız
projemizde birinci sınıf malzeme
kullanılıyor. Projeyi Bahçeşehir’e
komşu Bahçekent’in en değerli
noktalarından birinde geliştirdik
ve bu proje bölgeye katma değer
katacak. Her gün değer kazanan
bir bölgede yer alan projemizde
konut alanlar bugünün ve yarının
kazananı olacak. Projenin yüz-
de 70’ini sosyal donatı ve peyzaj
alanlarına ayırarak ferah bir yaşam
alanı oluşturuyoruz. Şuan ön talep
toplama sürecinde olduğumuz
projemizi Mart ayında satışa sunacağız.” dedi.
CAZİP FİYATLAR,
ALTERNATİFLİ ÖDEME
SEÇENEKLERİ
Evalpark İstanbul’da 219.600
TL’den başlayan cazip fiyatlarla
daire sahibi olunurken, alternatif
ödeme planlarıyla da ödeme kolaylığı sağlanıyor. Yüzde 35 peşinat
ile Eval İnşaat bünyesinde 36 aya
kadar da vadelendirme yapılabiliyor. //
İSPARK Portekiz’e çıkarma yaptı
'œ1<$kentlerine model
olan İSPARK, otopark
alanında gelişen teknolojileri
yerinde inceleyerek hizmet
kalitesini artırmaya devam
ediyor.
İSPARK, otopark sistemlerini
incelemek üzere EMPARK
şirketinin davetlisi olarak
Portekiz’in Lizbon kentine
ziyaret gerçekleştirdi.
Genel Müdür Nurettin Korkut,
İBB İştirakler Koordinasyon
Müdürü Hasan Yılmaz ve
İSPARK yetkilileri ile birlikte yapılan ziyarette, otopark
işletmeciliğinde kullanılan
teknolojiler, parkomat uygulamaları ve Lizbon kentinin
ulaşım altyapısı konusunda incelemeler yapılarak EMPARK
yetkilileri ile fikir alışverişinde
bulunuldu.
LİZBON BELEDİYE
BAŞKANINA ZİYARET
Portekiz’e yapılan ziyarette Lizbon Belediye Başkanı
Fernando Medina İSPARK
heyetini makamında kabul etti.
Yapılan görüşmede İstanbul’da
İSPARK tarafından uygulanan
model ile ilgili Medina’ya bilgi
veren Genel Müdür Nurettin
Korkut; Güvenle Park Güler
Yüzle Hizmet sloganı ile 2005
yılından bu yana İstanbul’da
otopark hizmeti veriyoruz.
Yeni teknolojileri ve sektörde
yaşanan gelişmeleri İstanbul’da
hayata geçirdiğimiz projeler ile
halkımıza sunuyoruz. Uyguladığımız sistem Türkiye’de ve
Dünya’da birçok belediye için
model oldu. Dedi.
Başkan Medina İstanbul’a sık
sık geldiğini ve harika bir şehir
olduğunu ifade ederken, Lizbon
ile İstanbul’un birbirine çok
benzediğini belirtti. Lizbon’a
ait parklanma stratejilerini
paylaşan Medina daha sonra
İSPARK yetkililerine tarihi
belediye binasını gezdirdi.
İSPARK’ın Lizbon’da otopark
uygulamalarını incelemek
üzere gerçekleştirdiği ziyaret
Portekiz basınında da yer aldı.
Diário de Notícias gazetesinde
yer alan haberde İSPARK’ın
İstanbul’da uyguladığı model
ve gerçekleştirdiği Portekiz
ziyaretine yer verildi.
www.212haber.com
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
13
EMİN BATUR
[email protected]
Benim evim egenin
karanlık sularıdır
Sen
akșam evine dönerken
Ben
akșam evimden uzaklașıyorum
Dünyanın en büyük
et restoranı açıldı
Dünyanın en büyük et restoranı olan Nevada Steakhouse, Başakşehir'de hizmet vermeye başladı. Restoran etin özelliklerinin yanında bünyesinde barındırdığı ilklerle de dikkat çekiyor.
,
ĝ$'$0, Uysal Canal’ın sahibi
olduğu Başakşehir'de 6 bin 500
metrekarelik alana kurulan
Nevada Steakhouse dünyanın
en büyük et restoranı ünvanını
elinde bulunduruyor . Ayrıca
restoran içerisinde bulunan,
özel olarak biberonla beslenen Japon koi balıkları, cuma
günleri mescitte cuma namazı
kılma imkanı, bayan müşteriler
için Türkiye’de ilk defa uygulanan bayan vale hizmeti, barbekü için özel olarak tasarlanan
localarıyla, kendi ürettikleri ve
satışa çıkardıkları birçok özel
ürün ve uygulamalarla dikkat
çekiyor.
Restoran koordinatörü ve şefi
Şevki Güdücü, ''15 milyon
TL’ye yakın bir yatırımımız
oldu. Yaklaşık 110 personelimiz
çalışıyor. Salonumuz 3 katlı ve
6 bin 500 m2'lik alana sahip.
Alanımızda Guinness Rekorlar
Kitabı’na başvurduk ve sonucunu bekliyoruz. Etin kalitesinde
ve lezzetinde iddialıyız. Ette
sınır yok, her çeşit eti misafirlerimize sunuyoruz. Muhteşem
lezzetlerimizle herkesi bekliyoruz. Steakhouse dışında zeytinyağlılarımız, şarküterimiz, taze
hazırlanan tatlılarımız, salata
çeşitlerimiz bulunuyor ve kendi
ekmeğimizi kendimiz burada
üretiyoruz'' dedi.
Türkiye'de bir ilk olarak bayan
müşteriler için bayan valenin
hizmet verildiğini vurgulayan
Güdücü, "Türkiye'de ilk ve sadece bizde bulunan bayanlara
özel bayan vale hizmetimiz var.
Bayan müşterilerimiz Kankey
Otomotiv bünyesindeki bayan
vale görevlilerimiz tarafından
karşılanıyor ve araçlarını park
etmelerinde yardımcı olunuyor. Bu özelliklerimizin yanı
sıra müşterilerimizin salonda
gezmesi için İstanbul konsepti kapsamında Fatih Sultan
Mehmet Köprüsü, Boğaziçi
Köprüsü, Anadolu ve Avrupa
yakası gibi kısımlarımız var''
dedi. Güdücü, ilginç tasarımıyla dikkat çeken restoranda
bulunan balıkları ise özel
olarak biberonla beslediklerini
ve bu durumun misafirlerin
çok ilgisini çektiğini sözlerine
ekledi.
mücadelesi
Turnuvada Esenler'de eğitim gören, 9-16 yaş
grubundan toplam 150 sporcu kıyasıya yarıştı. Rakipleri karşısında başarı elde etmek
isteyen tüm öğrenciler, zorlu mücadeleler
verdi. Rakiplerini bir bir eleyenler çeyrek
final, yarı final ve final heyecanı yaşadılar.
Turnuvada aileleri de çocuklarını yalnız
bırakmadı ve heyecanlarına ortak oldular. "Okullar Arası Satranç Turnuvası"nın
sonunda dereceye giren sporculara kupa
ve madalyalarının yanı sıra çeşitli hediyeler de verildi. Turnuva sonunda şampiyon
Ayvalıdere İlkoukulu'ndan, ikinci Kemer
İlkokulu'ndan, üçüncü ise Yunus Emre
İlkokulu'ndan çıktı.//
(6(1/(5
'( eğitim gören 150 öğrenci,
"Okullar Arası Satranç Turnuvası"nda
mücadele etti. Dereceye girenler, kupa ve
madalyaya uzandılar. "Spor ile Hayata İlk
Adım" projesi kapsamında düzenlenen
satranç turnuvası ile çocukların küçük yaşta
spora ilgilerinin arttırılması amaçlanıyor.
Proje kapsamında Esenler Belediyesi Sosyal
Yardım İşleri Müdürlüğü bünyesinde faaliyet
gösteren Esenler Spor Kompleksi ve Yüzme
Havuzu'nda "Okullar Arası Satranç Turnuvası" düzenlendi.
Bu akșam așabilecek miyiz?
Sıkıntılarımızı
Kavușabilecek miyiz?
Sen çocuklarına
Ben meçhule
Kurtarabilecek miyiz?
kör trafikten
Sen arabanı
karanlık sulardan
Ben çocuklarımı
Biliyor musun?
Ben de senin gibiydim
Trafikte
Akșam eve dönerken
Ağzım zehir gibi küfür dolardı
Șam’da Bağdat’ta Halep’te
BAYANLARA ÖZEL
BAYAN VALE HİZMETİ
Okulların satranç
Senin derdin trafik
Benim derdim Ege’nin karanlık suları…
Arkadașlarla bir araya gelip
Kahkahalar eșliğinde bacağım büyüklüğündeki balığı
Yemeğe çalıșır
bitiremezdik
Yarısı çöpe giderdi
Garson
Arta kalan ekmeğin içiyle
Masamızı silerdi.
Uzay mekiği gibi
zabıta aracı
%(<2Ý/8 Belediyesi tarafından İstiklal
Caddesi’nde kullanılmak üzere alınan
elektrikli zabıta aracı vatandaşların yoğun
ilgisini gördü. Araca binmek isteyen bir öğrenci
ise "Bana bunu verseler Formula’yı kazanırım"
dedi.
Daha önce İstiklal Caddesi’nde tek tekerle
görev yapan zabıta ekipleri, şimdi adeta uzay
mekiğine benzeyen elektrikli araçla İstiklal
Caddesi’nde görev yapıyor. Şarj edildiğinde
100 km gidebilen, saatte 80 km hıza çıkabilen
araç, 2,3 m uzunluğa, 1,19 m genişliğe sahip,
aracın kapıları ise yukarı doğru açılıyor. İstiklal
Caddesi’nde görev yapan zabıta ekipleri, vatandaşın yoğun ilgili karşısında caddede güçlükle
ilerliyor. Vatandaşların tepkisi ise zabıta ekiplerini şaşkına çeviriyor. Turistler araçla fotoğraf
çektirmek için adeta yarışırken, Seyhan Özkır
isimli vatandaş, "Beyoğlu’na yakışır bir araç
olmuş. Çok beğendik. Beyoğlu Belediyesi güzel
hizmetler yapıyor" dedi. Araca binip gezmek
isteyen bir öğrenci ise "Bana bunu verseler
Formula’yı kazanırım" diye konuştu. //
Ve bunu biz normal görürdük
Sizinkiler bazen itiraz eder:
‘’Yapmayın! Yazıktır! Günahtır!’’
Derlerdi
‘’Nimettir bu!’’ derlerdi
Hakkınızı yemeyelim
‘’Sizinkiler’’ yere düșen ekmeği öper bașına koyar
bize sitem ederdi
Siz ‘’Yapmayın!’’ dedikçe bizim garson bir yandan
ekmekle masayı siler
Bir yandan laf yetiștirirdi
‘’Bir çuval un ne kadar biliyor musun?’’
!!!...
‘’İki dinar hacı iki…’’
!!!...
Șimdi anlıyoruz o nimeti neden öpüp bașınıza koyduğunuzu
Var mı faydası bilmiyorum
Bilin kıymetini
Vatanınızın
Ekmeğinizin
O kör trafiğinizin
Çocuklarınızın
Akșam eve kavușma sevincinizin
Ele güne muhtaç olmayıșınızın
‘‘Nan-ı Azizinizin’’
14
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
Tuvalet eğitimine erken başlamak
kabızlık nedeni olabilir
OYUNU BIRAKMAMA İSTEĞİ
ÇOCUĞU KABIZ YAPIYOR
Çocuklarda kronik kabızlık çok sık
görülen problemlerden biridir. Kabızlık;
dıșkılama sıklığında azalma, sert veya
ağrılı dıșkılama (barsak hareketi) olarak
tanımlanır. 1-4 yaș arasındaki çocuklar genellikle günde 1-2 kez ve yüzde
90’ından fazlası en geç günașırı dıșkılar.
Çocuktaki kabızlık sorununu gidermek
için kronik kabızlığın nasıl geliștiğini
anlamak gerekir. Çünkü çocuklarda
kabızlığa birçok faktör neden olabilir. Ama
genellikle geçici olmakla birlikte görülen
en sık nedenler erken tuvalet eğitimi (
her çocuğun tuvalet eğitimi yașı farklıdır.
Çocuğun kendini hazır hissetmeden tuvalet eğitimine bașlanmamalıdır) ve diyet
değișiklikleridir. KRONİK KABIZLIK BAȘKA
SORUNLAR DOĞURABİLİR
• Çocuklarda kabızlık genellikle geçici
ve önemsiz bir durum olarak görülür.
Ancak kronik kabızlık bașka sorunları
doğurabilir( anal fisür, kanama, kaka
kaçırma vb) veya altta yatan bașka bir
hastalığın belirtisi( metabolik hastalıklar, barsağın sinir hücrelerinin bulunmaması, barsak tıkanıklığı vb.) olabilir.
Bu nedenle iki haftayı geçen kabızlığa
ateș, kusma, dıșkıda kan, karın șișliği,
kilo kaybı, anüs (makat) çevresinde
ağrılı yırtıklar, barsağın anüsden dıșarı
çıkması gibi bașka bulgular da eșlik
ediyorsa, doktora bașvurmak gerekir.
AĞRI ÇEKMEMEK İÇİN KAKASINI
TUTABİLİR
• Kronik kabızlığın ilk nedeni ağrılı
barsak hareketleridir. Böyle durumlarda
çocuk, ağrıyı yașamamak için kakasını
tutmayı öğrenir. Acele bir barsak hareketi olduğunda birkaç dakika kaslarımızı sıkarak acil durum geçene kadar
bunu erteleyebiliriz. Erișkinler uygunsuz her durumda barsak hareketini
engelleyebilirler ancak erișkinler durum
uygun olduğunda en kısa zamanda
tuvalet gereksinimlerini tamamlamak
gerektiğini anlayabilirler. Ağrı korkusu
nedeniyle barsak hareketini engelleyen
bir çocuk bunu tekrar tekrar yaparak dıșkılamayı engeller. Dıșkılamayı
engellemek için bacaklarını çaprazlar,
kalçalarını sıkar ve yüz ifadesi değișir.
Bunun dıșında çocuklar birçok nedenle
dıșkılamayı geciktirirler. Oyunu bırakmak ve evden farklı bir yerde tuvalete
gitmek istememe gibi nedenler, bunların arasında yer alabilir.
TUVALET KONTROLÜ OLMAYAN
ÇOCUĞU CEZALANDIRMAYIN
• Dıșkılamayı geciktirme durumlarında;
çok miktarda sert gaita rektumda
birikir. Zaman içinde rektum genișler
ve gerilmeye daha az duyarlı hale gelir.
Dıșkı parçaları ayrılır ve çocuk farkında
olmadan çamașırına geçer. Bu farkında
olmadan dıșkı kaçırma nedeni ile iç
çamașırının lekelenmesi durumudur.
Bazen kolon kasıldığında, sıvı gaita
rektumdaki sert gaita çevresinden
fıșkırılarak kabızlığı olan çocuğun
ishali olduğu izlenimini verir. Kabızlık
ve sonrasında gelișen gaita kaçırmada
çocukların kaka kontrolü yoktur, bunun
için suçlanıp cezalandırılmamaları
gerekir. Bu nedenle utanırlar, kirli çamașırlarını saklamaya çalıșırlar ve koku
diğer aile fertlerini rahatsız ettiği halde
iç çamașırlarını değiștirmek istemezler.
Bașka çocukların alay etmesi nedeniyle
veya utandıkları için okula gitmek de
istemezler.
BESLENME ȘEKLİ KABIZLIĞI
ETKİLİYOR
• Kabızlığın birçok nedeni bulunuyor.
Bunlardan biri erken tuvalet eğitimi. Bu
dönem, çocukla anne-baba arasında bir savaș haline gelebilir. İstemli
tutma giderek istemsiz bir alıșkanlığa
dönüșebilir. Beslenme șekli de kabızlığı
etkileyen durumlar arasında görülüyor.
Diyetteki değișiklikler, lif bakımından
zengin gıdaların tüketilmemesi, tam
sıvı diyetten katı gıda içerikli rejime
Çocuk Cerrahi Uzmanı
Dr. Pelin Nigar Oğuzkurt
Medical Park Bahçelievler Hastanesi
Kabızlık bebeklik ve çocukluk
çağının da en sık görülen
sorunlarından biri. Çocuğun
oyunu bırakmama isteğinden,
strese, yanlış beslenmeden
erken tuvalet eğitimine kadar
birçok sebebi bulunuyor. Lif
bakımından zengin yiyecekleri
tüketmek gerektiğini belirten
Medical Park Bahçelievler
Hastanesi Çocuk Cerrahi
Uzmanı Dr. Pelin Nigar
Oğuzkurt, “Kabızlığın önüne
geçmek için çocuğun tuvalette
oturması sağlanmalı. Ilık
bir banyo ya da içecekler
dışkılama hissini arttırır.
Kabızlık sonrasında da çocuk
istemsiz olarak kakasını
kaçırabilir. Böyle durumlarda
çocuğun cezalandırılmaması
lazım” dedi ve bilinmesi
gerekenleri şöyle sıraladı:
geçilmesi kabızlığın nedenleri arasında
gösterilebilir. Öte yandan yolculuk,
stres gibi rutin değișiklikler, ilaçlar, inek
sütü alerjisi ve aile öyküsü de kabızlıkla
ilișkili olabilir. Neden ne olursa olsun
ayrıntılı bir öykü taraması gerekir.
Kabızlığın ne zaman bașladığı, günlük
aktiviteleri, önceki ve șimdiki tuvalet
www.212haber.com
alıșkanlığı, dıșkılama sıklığı, dıșkının
șekli, kanama olup olmadığı, kullandığı
ilaçlar, diyetinin ayrıntıları öğrenilmelidir. Muayenede karında șișlik, kitle
veya yumru, makatın yerleșimi, çatlak
olup olmadığı görülür. Buna ek olarak
makattan muayene yapılarak kanama
olup olmadığı kontrol edilir. Karının
radyolojik görüntülenmesi, tıkanıklık
durumu ve dıșkının yerleșimi ve miktarı
hakkında bilgi verir. Bu bulgulara göre
daha ileri tetkikler ve incelemeler
gerekip gerekmediğine karar verilir.
KABIZLIĞIN TEDAVİ ȘEKİLLERİ
Rektumu Boșaltmak:
Bağırsaktaki büyük sert dıșkı yumușatılıp
küçültülerek atılması sağlanır. Ağızdan alınan dıșkı yumușatıcılar dıșkıya su çekerek
ișlev görürler ve alıșkanlık yapmazlar. Kana
geçmezler ve bağırsakta uzun süre kalmazlar. Nadir olarak aynı zamanda lavman
veya fitil kullanılabilir. Bunlar sadece kalın
bağırsağın alt kısmındaki dıșkıyı yumușatarak temizlenmesini sağlar. Çocuk çok
șiddetli kabızsa kısa süreyle hastaneye
yatırılması ve özel boșaltıcı lavmanların
yapılması gerekebilir.
Rektumu Boș Tutmak
Her ne kadar 2-3 günde bir barsak
hareketi olması normal sayılsa da kronik
kabızlığı olan çocukların tedavisi için
amaç bu değildir. Bu çocukların günlük
dıșkılamaları olması, rektumda tekrar dıșkı kütlesi birikmemesi açısından dıșkılamanın günlük, yumușak ve ağrısız olması
gerekir. Günlük barsak hareketlerinin
olması rektumda tekrar dıșkı birikmesini
önler, kalın bağırsağın normal șekle ve
kas tonuna gelmesini sağlar. Bağırsak
çalıștırıcılarla amaçlanan hedef, yakalanmaya çalıșılır. Bu çalıștırıcıların dozu her
çocuğa göre farklıdır yakın izlemle çocuk
için doğru ve yeterli doz ayarlanabilir.
Amaç günde bir veya iki yumușak dıșkılamayı sağlamaktır. Çalıștırıcıların alımını
kolaylaștırmak içim meyve suyu ile karıștırılabilir. Kabızlığı yenmek için tedavi alan
çocukların ailelerinin yaptığı en büyük
hata bunları hızlı azaltmak veya kesmektir. Sorun kalmadığında, çalıștırıcının dozu
1-2 haftada bir yüzde 25i azaltılır. Eğer
tekrar ağrısı olursa veya günlük dıșkılama
durursa daha önceki doza dönülür.
MUSTAFA
SABRİ BEȘER
[email protected]
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
Sancı sadece
panellerde mi?
Karakterimizi bașkalarının belirlediği bir dünyada,
kendimiz olamayacağımıza göre elbette ki onu
belirleyen insanlar olmadan da yapamayız.
İnsan olmanın ve İslam olmanın bedelsiz olmayacağını idrak etmeliyiz artık
Daha öncede söylemiștim; 15 sene geriye gidelim, meydanlardaki ahlaksızlık bu kadar diz boyu
değildi.
Meydanlar, kafeler, eğlence yerleri Müslüman’ca
yașamayanlarındı. Birileri bunu fark etti.
Sonra İngiliz Lordunun dediğini yapmaya karar
verdiler.
“Türklerin ellerinden Kur'an-ı Kerim'i alın kadınlarının da bașlarını açın, bakın nasıl çözülüyorlar
ve bizim istediğimiz hamur șekline dönüyorlar…”
Önce biz Müslümanların cebine para koydular.
Meydanlara, cebimizdeki paranın vermiș olduğu
özgüven ile çıkmaya bașladık.
Sonra güzel ülkeme Dünyaca ünlü kafe markalarını getirip “sözde yatırım”la cadde bașlarına ve
en güzel yerlere açtılar.
Önce sadece mağaza görünümünde olan bu kafeler sonrasında sokaklara tașmaya bașladı, yeni
akım bistro algısı ile.
Sebebi yoldan geçenler görsünler ve imrensinlerimrendirsinler diye.
Artık genç Müslüman yeni bir kültüre kapı açtı.
Gençlerimiz kafeleri doldurmaya bașladı.
Özellikle benim yașadığım ilçe de Müslümanların
yașantıları da gençliği de farklı bir kültür ekolünün içerisinde boğulmakta.
Boğulmakta lakin “heyhat ki ne heyhat” ilçemizin
büyükleri hiç hayıflanmamakta.
Bașakșehir ciddi manada yozlașma içerisinde. Ve
maalesef bizler seyirciyiz.
28 Șubat hassasiyeti açısından Belediyemiz güzel bir panel sundu bizlere lakin salonun ancak
3/1’i doluydu.
Ve neredeyse genç nesil hiç yok denecek kadar
azdı.
Oysa bu panelin muhatapları 28 Șubatı yașamıșlar değil yeni nesil gençlik olmalıydı.
Bașta tabi biz ebeveynlere iș düșüyor ama Belediyemiz bu konuda afiș, resim ve reklam haricinde bir eylem yapmadı nedense.
Oysa bir hafta öncesinden en azından bu zengin ilçenin zengin gençliği üzerine çok daha cezp
edici çalıșmalar yapılarak katılımcı hedefinin
gençler olması için gayret göstermeliydiler.
Belediyedeki büyüklerimize inșallah bir daha ki
sefer için hatırlatma olsun bu yazımız.
Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı
Sayın Haluk Dikbaş bey’in
ILIK BALLI SU İÇİRİN
* Tuvalet eğitimi almıș çocukların tuvalette oturması
sağlanmalı.
* Yemeklerden ve özellikle de sabah kahvaltısından sonra tuvalet eğitimi veya oturma için en iyi
zamandır. Çünkü dolu mide çoğu insanda dıșkılama
ihtiyacı hissettirir
* Ilık içecekler bağırsak hareketlerini artırır. Ilık ballı
su verilebilir.
* Ilık bir banyo sonrası tuvalette oturmak dıșkılama
hissini arttırır.
* Küçük çocukların tuvalette rahat oturmaları için
ayaklarının altına küçük bir tabure veya yükseltici
koyulması ve dizlerinin kalçadan hafif yukarda
olması yararlıdır.
* Çok küçük çocukların lazımlık kullanması veya
tuvalette yüzlerini duvara dönmeleri daha rahat
oturmalarını sağlar.
Birkaç yazımda daha önce yazdığım, birçok yerde de dile getirdiğim bir hocamın sözünü yeniden
buraya almak mecbur bırakıyor beni;
“Batı meyhanelerde vakit geçirdiği zaman İslam
alemindeki gençler kütüphanelerde sayfalarla
hașır neșirdi. Șimdi Müslüman gençler kahvehaneler ve lüks kafelerde ama batı laboratuar ve
kütüphanelerde.! “
Bașakșehirde ki her bir kafe nerdeyse gecenin
ilerleyen saatlerine kadar kızlı erkekli gruplarla
dolu.
Diyet Yapmak
Kabızlık yapan yiyecek yoktur. Lif bakımından zengin
ve fakir yiyecekler vardır. Bu nedenle yeterli lif miktarı
olan besinlerin verilmesi gerekir. Lif en çok meyvelerde, sebzelerde ve arpa, buğday ve mısır gibi tahıllarda bulunur. Erișkinler günde 25-30 gr lif almalıdır,
çocuklarda lif gereksinimi yașa göre değișir. Çocuğun
lif gereksinimi yıl olarak yașına 5 eklenerek gram cinsinden bulunur. Bir diğer önemli noktada ise yeterli sıvı
almayı sağlamaktır. Diyet alıșkanlığı sağlıklı ve hayat
boyu kullanılacak bir alıșkanlık olmalı.
Bașakșehir gençliği hayatlarını biraz daha hızlı
tüketiyorlar.
ismini verdikleri 4. evlatlarının dünyaya
teşrif ettiğini büyük bir mutlulukla öğrenmiş
bulunmaktayız.
Yavrumuza bereketli ömür diliyoruz. Rabbimiz
merhametini üzerinden esirgemesin. Salih
kullardan eylesin. Annesine-babasına,
milletimize ve ümmete hizmet edecek hayırlı
evlat olmayı nasip etsin. Bu vesileyle Dikbaş
ailesini tebrik ediyor, Cenab-ı Hak’tan bol
çocuklu, bol torunlu sağlıklı günler diliyoruz.
Öyle zannediyorum ki bu gençlerimiz farklı ilçelerden gelen gençler değil. Varsa misafirler hariç
hepsi bu güzide ilçenin gençliği.
Kendi adıma da Müslüman gençlik adına da
üzülmemek elde değil.
Nasihati sevmeyen ve nasihatten kaçan bir toplum haline geldik. Nasihat hatalarımızın devam
etmemesi için uyarılar.
Hataları kabullenemeyen toplum olarak nasihatten ve hayretten uzak yașantı içindeyiz.
Ama bașarı istiyoruz, mutluluk istiyoruz, huzur
istiyoruz.
Manevi rehberlik yoksunluğu yașayarak ve talip
olduğumuza talebe olmaksızın açlık doyurulmaz.
Âdem dünyaya sıkıntılı, bezgin, moralsiz ve cezaya muhatap olarak gelmiștir.
Nasihate kulak vermediği için. Talibi olmuștur
cennetin ve talebesi olmuștur kirli dünyanın.
“Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler.” Zümer/67 “( Ey Muhammed!) Kullarıma benim
çok bağıșlayan çok merhamet eden
olduğumu, azabımın da elem dolu
azap olduğunu bildir.” Hicr/49-50
Șimdi olsa idi 28 Șubat'ta yapılanlar, o zaman
verilen mücadelenin yanına dahi yaklașamaz
șimdiki gençlik.
Panellerimiz gençliğe yönelik olabilmesi için genç
çağrıșımlar yapılmalı
www.212haber.com
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
‘Yazacak bir hikâyemiz var’
dediler, yazdılar
Zeytinburnu Belediyesi tarafından düzenlenen ve 8'i yurtdışından olmak üzere 34 öykücünün katıldığı
"Uluslararası Zeytinburnu Öykü Festivali" Öykü Yarışması'nın Ödül Töreni ile sona erdi. Festival Onursal Başkanı öykücü Rasim Özdenören, festivali düzenleyen Zeytinburnu Belediyesine teşekkür etti.
=
(<7ï1%8518 Kültür ve Sanat Merkezinde gerçekleşen kapanış programında
konuşan, 2015 Cumhurbaşkanlığı
Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi,
Festival Onursal Başkanı öykücü Rasim
Özdenören, festivali düzenleyen Zeytinburnu Belediyesine teşekkür etti.
Emre'yi, Fuzuli'yi, Baki'yi orijinalinden
okuyamıyoruz ancak aktarıldığı şekilde
okuyoruz. Buna rağmen oradaki o
kültür birikimini, yazar olma hakkını
verebilen kimselerin bütün o kültürel
maziye kendi zihninde tevarüs etmiş
olduğunu görüyorum. Kırılma noktalarına rağmen bu böyledir.
Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın da festivale katılan yerli ve
yabancı öykücülere teşekkür ederek,
"Bütün öykücülerimizi muhabbetle
selamlıyorum. Rabbime şükrediyorum
böylesine güzel bir organizasyonu gerçekleştirmeyi bize bahşetti. Zeytinburnu halkına da çok teşekkür ediyorum
bu işleri yapma yetkisini dördüncü kez
bizlere sundu. Organizasyonda görev
alan, emeği, düşüncesi olan herkese
canı gönülden teşekkür ediyorum" diye
konuştu.
Aydın, festival kapanışında bu yıl
ikincisi düzenlenen "Bilgi Evleri Öykü
Yarışması"nın da ödül töreninin gerçekleşeceğini vurgulayarak, yarışmaya
ilk, orta, lise ve yetişkin kategorilerinde
bin 500 kişinin katıldığını söyledi.
Bilgi Evleri 2. Öykü Yarışmasında
ise Akın Çokuğurluel, Zehra Begüm
Yıldız, İdris Mert birincilik, Kıvılcım
Zafer Ar, Beyzagül Bekçi, Şeyma Korkmaz ikincilik ödülü, Ali Akif Sivrikaya,
Murat Avcu, Zeren Küçükcan üçüncülük ödülüne layık görüldü. Ödüllerini
Başkan Murat Aydın’ın ellerinden alan
bilgi evi üyeleri teşekkür konuşması
yapmayı ihmal etmedi. Dereceye giren
öykülerle oluşturulan bir kitap ise tüm
misafirlere hediye edildi.
Etkinlikte, Rasim Özdenören'in "Sedir
Yaprağı" öyküsü ise metin dramatizas-
Başarı nedir?
Uzmanlar televizyon programlarına çıkarak,
birkaç bașarı hikâyesi anlattıktan sonra hedef odaklı bașarı hayali sunarlar. Klasik bir
cümle gelir peși sıra:” Önce hedef koymakla ișe bașlamalısınız.” Peki, nedir hedef?
Taș bina hayali mi? Gelecek mi?
Benim zamanımda bizler TEOG, SBS, OKS
nedir bilmezdik. Anamız bizi İmam Hatip Ortaokuluna yazdırdıysa lisesinden mezun olmuș olurduk. Allah’tan da öyle olmuș. Okul
yüzü görmemiș annem, benim çocuğuma
yaptığım gibi “Oğlum kalk ders çalıș, bak filanca șu kadar net yapıyor, sen hala yerinde
sayıyorsun” demedi ve hiçbir zaman bugün
kaç net yaptın baskısı altında ders çalıșmadım. Bir kaygım vardı, o da karne. İlkokul
öğretmenime inat her yıl teșekkür veya
takdir alıyordum. Çocuk yașta çocukluğumu
yașıyordum kısacası. Betonarme binaların
arasında sıkıșmıș, eve hapsolmuș, internet,
televizyon bağımlısı, hayattan tat alamayan,
psikolojisi bozulmuș; stres, sıkıntı ve boșluk
içinde durmadan ayılıp bayılan bir çocukluğum olmadı șükürler olsun. Ağaçlara
çıkıyor, dalında meyve koparıyor, oyun oynuyordum. Hayatı cep telefonu ve tabletten
değil; hayatın kendisinden öğreniyordum.
Dertlerimiz, sıkıntılarımız yok muydu? Tabii
ki vardı; ama dertlerimizi psikologa değil,
dostlarımıza anlatıp rahatlıyorduk.
Ve hedefe giden yol: “Günde kaç saat
çalıșmalısınız? Nasıl çalıșmalısınız? Günde
kaç soru çözmelisiniz?”
Uzmanlar hedefe giden yolu bir de klasik
görüntülerle resmederler. Hedef tahtası ve
ona saplanmıș bir ok, yukarı doğru çıkan
merdiven üzerinde bir çocuk, oklar arasında
karar vermek için bașını kașıyan bir genç,
doğa manzarasında gülümseyen insanlar.
İște bu resimler akar, gider.
Bașarı ve kariyer nasıl özetlenir o zaman?
Mutluluktan uçan, hoplayarak sevinen
birkaç kiși; kürsüye çıkan birinci, ikinci ve
üçüncün olduğu ve birincinin kupayı kaldırdığı fotoğraf ve gökyüzüne doğru kollarını
açıp gülümseyen bir insan.
(6(1/(5Belediyesi Sanat Evi (ESEV) tarafından düzenlenen Şehitler Gecesi, Dr.
Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde yapıldı. Dünyanın farklı coğrafyalarında şehit
olanların dualarla anıldığı programa; Mavi
Marmara saldırısında şehit olan İbrahim
Bilgen'in oğlu İsmail Bilgen ve Mavi Marmara gazisi Yavuz Baysan'ın yanı sıra çok sayıda
vatandaş katıldı.
yonu tekniği ile teatral olarak sahnelendi.
Festival kapanış programında Aykut
Ertuğrul, Akif Hasan Kaya, Handan
Acar Yıldız, Abdullah Harmancı, Filip
Mürsel Begoviç, Nenad Joldeski, Ziad
Khaddash ve Mustafa Mestur öykülerini okudu.
Bir de benim hikâyem var tabii ki. İlkokul
öğretmeninin, “Bu çocuğu alın, kaportacıya verin, bana küfür ettirmeyin” dediği
bașarısız bir öğrenci. Kaportacıya verilmeyip
Kur’an kursuna yazdırılan, orada da barınamayan yaramaz bir çocuk. Son çare adam
olur diye İmam Hatip Ortaokuluna gönderilmiș daha sonra kendine gelmiș bir çocuk.
şehit oldu
Geceye katılan Mavi Marmara gazisi Yavuz
Baysan ise konuklara Gazze yolculuklarını ve
10 kişinin şehit olduğu operasyonun detaylarını anlattı. Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya sahip
çıkmayı imanın gereği olarak gördüğünü
ifade eden Baysan, "Mavi Marmara'da, şehit
gibi yaşayanlar şehit oldu. Normalde bir
seste dahi ürperen ve kilolu birisiyim. Ama
İsrail askerilerinin operasyonu sırasında
herhangi bir korkuya kapılmadım. Allah-u
Teala insana güç veriyor. Orada içimizdeki
korkuyu aldı, İsrail askerlerine verdi. Ellerinde silahları olanlar, bizim tekbirlerimiz
karşısında titriyordu" diye konuştu.
"Onlar 'Yazacak bir hikâyemiz var'
dediler, yazdılar ve gelecekte inşallah
yazdıkları okunmaya devam edecek.
Hepsini yürekten tebrik ediyorum"
diyen Aydın, festivalin ve yarışmanın
ileriki yıllarda da sürdürüleceğini
kaydetti.
Bu yıl olduğu gibi her yıl okullar bazında bașarı listeleri yayımlanır. Okullar, TEOG veya
ÖSYM bașarılarını, koca koca pankartlar
hazırlayarak ilan ederler. Özel okullar biraz
daha ileri gidip caddelerin, sokakların ilan
panolarında dereceye giren öğrencilerinin
listelerini ifșa ederler. Broșürler hazırlanır,
kitapçıklar dağıtılır, vesaire vesaire…
Şehit gibi yaşayanlar
Şehitler Gecesi'nde ilk olarak ESEV Koordinatörü Abdülbaki Kömür konuştu. Ankara
ve Diyarbakır'daki terör saldırılarında
hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan
rahmet, ailelerine, yakınlarına ve milletimize
başsağlığı dileyen Kömür, "Bizler, şehitlerimizle gurur duyduk ve duymaya devam
edeceğiz. Zira onlar Cenab-ı Allah’ın övgüsüne mazhar olmuş müstesna kimselerdir.
Cenab-ı Allah, (Allah yolunda öldürülenlere
ölüler demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz) buyurmaktadır.
Şehitlik bu yüzden en yüce makamlardan
biridir. Allah-u Teala, tüm şehitlerimize
rahmet eylesin, cümlesinin mekanı Cennet
olsun" diye konuştu.
Özdenören, "Zeytinburnu Belediye
Başkanımız Murat Aydın Türkiye'nin
en önde gelen başkanlarından ve aynı
zamanda entelektüel de bir belediye
başkanı. Böyle bir festival tertiplemiş
olduğu için kendisini tebrik ediyorum.
Bilebildiğim kadarıyla Türkiye'de ilk
defa uluslararası bir öykü programı ile
karşılaşmış olduk" dedi.
Şiir, roman gibi edebiyat alanlarında
birçok festival yapıldığını fakat uzun
yıllardan bu yana emek verdiği öykü
konusunda ilk kez böyle geniş bir kapsamlı etkinliğe şahit olduğunu, festivale
davet edildiğinde diğer işlerini bir
tarafa bıraktığını aktaran Özdenören,
şunları kaydetti: "Festivale dinleyici
olarak iştirak ettim ve muhtelif alanlarda çok başarılı programlar düzenlendi. Bilindiği gibi Türkiye diğer İslam
ülkelerden farklı olarak çok keskin
kırılma noktalarından geçti. Tanzimat
da bunlardan birisidir. Birinci ve ikinci
Meşrutiyet önemli kırılma noktalarının
diğerleri. Cumhuriyet dönemi de üçüncü bir kırılma noktası olarak önem
taşıyor. Bu kırılma noktalarının her
biri kendine özgü edebiyatını meydana
getirmiş oluyor ama en önemli kırılma
noktası Cumhuriyetle olmuştur. Cumhuriyetle yetişen yazarlar kuşağı bir
bakıma kendi mazisinden koparılmış
bir nesil olarak ortaya çıkıyor. Bir yazar
kendi edebiyat ve tarih mazisinin tamamını zihninde tevarüs etmiş olarak
bugüne gelir. Biz Mevlana'yı, Yunus
15
kapitalist, tertipçi gençler okula gitmediler
mi?
AHMET ÇOȘKUN
İlk soruyla tekrar devam edelim. Bașarı
nedir?
Ders durumu iyi öğrencileri alıp üniversite
hedefine ulaștırmak mıdır bașarı? Bașkasını
geçmek için hedefe giden her yolu mübah
gören anlayıș mıdır? Yoksa zengin olmak
mı? Nedir bașarı ?
Son zamanlarda Milli Eğitim Bakanlığı
yetkilileri müfredat değișikliği konusunda
açıklamalar yapıyor. Müfredatla beraber
aslında zihniyet değișimi de yapmanın vakti
gelmiștir. Her ne kadar Darvinizm müfredattan kaldırılsa da zihinlerde hala saklı.
Tarihten siyasete hayatımızın bir parçası
haline gelmiș aslında. Büyük balığın küçük
balığı yuttuğu dünya anlayıșı, hedefe giden
her yolu mübah gören sapkın fikir, insanı
insanın kurdu gören akıl tutulması, tüm
benliğimizi sarmıșken bașarıdan bahsetmek
ne kadar anlamlıdır sizce.
Günlük hayatta amacının ne olduğunu
dahi kavrayamadığımız Hz. Mevlana’ya
dahi atfederek süslediğimiz Tanrı’yı göğe,
insanı merkeze çeken Hümanizma denilen
zihniyetten kurtulma vakti gelmiștir.
Sağcı-Solcu, Alevi-Sünni, Türk-Kürt kavgalarıyla cedelleșen üniversite gençliği, bașarı
ve hedef odaklı okullarımızda yetișmedi mi?
Nerede medeniyetimizin merhamet adlı
çınarı?
Yıllardır Batı’ya karșı hayran gözlerle bakan,
bilim ve teknikte geri kalmıșlığının nedenini
İslam’da arayan köhnemiș zihniyetin dayatması olan sekülerizm belasından kurtarmak
zorundayız gençlerimizi. Beș vakit yönünü
kıbleye çevirmiș tespih tanelerini sayarak
cennete kavușma özlemiyle yașayan bireyselleșmiș seküler Müslümanları da unutmayalım. “Ey iman edenler, Müslüman olarak
ölünüz; Ey iman edenler, iman ediniz” ilahi
emirlerini kulaklarda çınlatmalıyız.
İllegal örgütlere kaptırdığımız küçücük
çocuklar, bizim okullarımızın sıralarından
geçmedi mi? Özgürlük naraları atıp farklılașmayı hayat tarzı haline getirmiș küresel
Eğitim, okullara bırakılmayacak kadar
önemli bir iștir. Toplumun her kesimi
eğitimin bizatihi içinde olmalıdır. Aileden
meslek örgütlerine, gençlik teșkilatların-
Șayet bașarı test sorularına cevap verip
üniversite kazanmaksa, elinde molotof olan
üniversite gençleri ne anlama geliyor?
İsmail BİLGİN
Yavuz BAYSAN
BABAMIN DUALARI
KABUL OLDU
Mavi Marmara saldırısında şehit olan İbrahim Bilgen'in oğlu İsmail Bilgen de, babasının Gazze yolculuğu öncesinde yaşadıklarını
anlattı. Babasının hayatı boyunca Allah
rızası gözeterek yaşadığını belirten İsmail
Bilgen, "Şehit gibi yaşamadan şehit olunmayacağını babamdan öğrendim. Haksızlığa
karşı sessiz kalmazdı, cevval bir insandı.
Mavi Marmara'ya bindiğinde babamın gazi
veya şehit olarak döneceğini düşünüyordum.
Şehit olmak için hep dua ederdi. Ve Allah,
dualarını kabul etti. İsrail, ahmakça bir saldırı ile Mavi Marmara'ya saldırdı. O saldırıda babam şehit düştü. Tüm şehitlerimizin
ruhları şâd olsun" dedi.//
dan yașlılar meclisine, sivil toplum örgütlerinden basın ve medyaya kadar her kiși,
kurum ve kuruluș ahlaklı birey yetiștirmek
için üzerine düșen görevi yerine getirmek
zorundadır.
Haz ve hız âlemine dalmıș genç zihinleri,
köleleștiğinin bile farkına varmadan özgür
olduğunu, hissettiği internet bağımlılığından
ve uyușturucu denen illetten kurtarmak
üniversite bașarısından daha önemli değil
midir sizce?
Beș șıkkın dıșında hiçbir șey düșünemeyen
boșaltılmıș beyinler; dünya anlayıșı, felsefesi olmayan bireyselleșmiș dimağlar; aileden
ve toplumdan uzak, sorunlu bir gençlikle
karșı karșıyayız. Gençleri kendisinin dahi
farkına varamadığı gizli tuzaktan kurtarmak, öncelikle eğitim camiası olmak üzere
herkesin borcudur. Gençlik teșkilatlarıyla
eğitim öncelenmelidir. Lakin son zamanlardaki gibi gençlik teșkilatları ile yol almak da
mümkün değildir. Dernekler kurup kartvizit
dağıtmakla sorunlar çözülmez. Dokunmak,
hissetmek ve tașın altına elini değil vücudunu koymakla; yani imanla, așkla ve ihlasla
kurulmuș yapılara ihtiyacımız var.
Bașarı, milli ve manevi değerlerine bağlı
gençleri topluma kazandırmaktır. Prof. Dr.
Necmettin ERBAKAN’ın dediği gibi önce
ahlak ve maneviyat.
Milli Eğitim Bakanlığı, sınav bașarısını öncelemek yerine insanı ve eğitimi öncelemelidir. Bu anlamda sadece projelerden ibaret
kalan değerler eğitimi, eğitimin vazgeçilmez
bir unsuru haline getirilmelidir.
16
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
‘Asla eğilmedik’
Bağcılar Belediyesi’nin düzenlediği “Adanmış Ömürler” söyleşi programının bu ayki
konuğu Yeni Akit Yayın Grubu İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu oldu.
B
$Ý&,/$5Belediyesi Mehmet Akif Ersoy
Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen
Demet Tezcan’ın moderatörlüğünü yaptığı
programda konuşan Yeni Akit Yayın Grubu İcra Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu, mesleki tecrübeleri ile anılarını
paylaştı.
28 Şubat sürecinde inananların büyük zulümlere maruz bırakıldığının altını çizen,
ancak tüm bunlara rağmen dik durduklarını asla eğilmediklerini ifade eden Karahasanoğlu, her zaman haklı olanın kazandığına inancını hiç kaybetmediğini ifade etti.
Karahasanoğlu, “Yapılan tüm zulümlere ve
hakaretlere rağmen inancımızı koruduk.
‘Bin yıl sürecek’ denilen 28 Şubat sürecinde
her zaman dik durduk ve zalimlerin karşısında asla eğilmedik. Çünkü her zaman
inananların dualarını ve desteğini yanımızda bulduk.” şeklinde konuştu. Bir süre
önce Akit'e yapılan saldırıyı da hatırlatan
Karahasanoğlu, saldırıyı bir terör örgütünün üstlendiğini ifade etti. Karahasanoğlu,
“Meyve veren ağaç taşlanır” dedi.
Postmodern
darbe tiyatro
sahnesinde anlatıldı
MÜSLÜMAN’IN MÜSLÜMAN’A
ZULÜM YAPMASI ÜZÜCÜ
*(‡7ïÝï0ï= sezon Başakşehir’de sahnelenen ‘Bir Şubat Evi’ tiyatrosu yoğun
ilgi üzerine yeniden sahne aldı. ‘28
Şubat’ sürecinin insan ve toplum yaşamında ortaya koyduğu travmayı anlatan oyun ikinci gösteriminde de yoğun
ilgi gördü. Katılımın ücretsiz olduğu
oyun Başakşehir Emin Saraç Kültür
Merkezi’nde sahnelendi. İki perde
olarak sahnelenen tiyatro oyununu
Yakup Er yazıp yönetti. Gözde Kaya,
Özge Balçın, Akif Kuru, Ufuk Tuncer,
Ferhat Kanat, Can Bıçak ve Hüseyin
Akgün’ün rol aldığı eserde oyuncuların performansı beğeni topladı.
Yaptığı konuşmada Karahasanoğlu’na
teşekkür eden Bağcılar Belediye Başkanı
Lokman Çağırıcı da, toplumun büyük bir
kesiminin onun engin bilgi, birikim ve tecrübesinden yararlandığını ifade etti. Son
yıllarda İslam coğrafyasındaki zulümlere
de değinen Çağırıcı, “Bu zulümler dünya
durduğu sürece olacak. Ama üzücü olan,
acı olan Müslüman'ın Müslüman'a zulüm
yapması İnşallah Rabbim onları da son
buldursun" dedi.
TÜGVA Gençlik Külliyesi’nin temelleri atıldı
şare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, Esenler
Kaymakamı Yüksel Ünal, Esenler
Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu,
Esenler Müftüsü Halil Şekerci, AK Parti
İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Taha
Ayhan, TÜGVA Başkanı İsmail Emanet
ile Esenler Belediye Başkan Yardımcıları
ve vatandaşlar katıldı.
MAYASINDA ŞEFKAT VE
MERHAMET VAR
(6(1/(5 Tekstilkent TÜGVA Gençlik
Külliyesi'nin temeli, AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki,
TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi
Bilal Erdoğan ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu'nun katıldığı
bir törenle atıldı.
Esenler'de gençlerin kendi gelecekleri ile
dünya ve İslâm âlemine katkı sağlamaları amacıyla bir külliyenin inşaatına daha
başlandı. Esenler Belediyesi ve Türkiye
Gençlik Vakfı (TÜGVA)'nın katkılarıyla hizmete girecek Esenler Tekstilkent
TÜGVA Gençlik Külliyesi'nin temel
atma törenine; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili
Mehmet Özhaseki, AK Parti İstanbul
Milletvekili Nureddin Nebati, İstanbul
Valisi Vasip Şahin, TÜGVA Yüksek İsti-
“Bir Şubat Evi” isimli kara komedi,
İmam Hatipli öğretmen ve öğrencilerin
maruz kaldığı baskıları, başörtülü kızlara uygulanan akıl almaz oyunları ve
ikna odalarını örnek bir aile üzerinden
izleyicilere aktardı. Postmodern darbe
olarak nitelendirilen 28 Şubat sürecini
ve dönemin olaylarını belgesel tadında
sahneye taşıyan oyun, dramatik yapısı,
mizahi vurguları ve hicivleri itibariyle
de izleyicinin ilgisini sıcak tutmayı
başardı.//
Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlayan temel
atma töreninde ilk olarak projeye katkı
sağlayan kurum ve kuruluşların temsilcileri söz aldı. Garanti Barter Yönetim
Kurulu Başkanı Coşkun Ergün, Garanti Koza Yönetim Kurulu Üyesi Ergül
Hacım ve Tekstilkent Yönetim Kurulu
Başkanı Şükrü Kulak, külliyenin hayırlı
olmasını dilediler. Gelenek ve geleceğin bir arada yoğrulduğu yeni bir nesil için pek çok yatarım
ve hizmet yaptıklarını ifade eden TÜGVA Başkanı İsmail Emanet, gençlerin
bir araya geleceği, fikir alışverişinde
bulunacağı külliyenin mayasında şefkat
ve merhamet olacağını söyledi.
Esenler Belediye Başkanı Mehmet
Tevfik Göksu da, "Gençlerimiz, bir
araya gelecekleri mekânlara ihtiyaç
duyuyor. Bizlerde yerel yönetimler
olarak gençlerimize mekân üretmemiz
gerekiyor. Üretmediğimiz takdirde,
bugünlerde çocuklarımızın kurda,
kuşa nasıl yem olduklarını görüyoruz. Bunun için çocuklarımıza sahip
çıkmalıyız. Esenler'de her bir köşede
mihmandarhanelerle birlikte gençlik
merkezleri inşa ediyoruz. Ama bunlar
yeterli değil. Üniversiteli öğrencilerimizi misafir edeceğimiz yurtlara
ihtiyaç var. Bugüne kadar 3 tane yurt
açtık. Bugün yeni bir projenin temelini
atıyoruz" dedi.
ÖĞRENCİ YURTLARININ
SAYISI 7'YE YÜKSELECEK
‘TÜGVA Gençlik Külliyesi'nde; 5 bin
kişi kapasiteli bir cami, 210 kişi kapasiteli 2 öğrenci yurdu, Kur'an kursu, spor
tarihin çöplüğüne gönderecektir. Bu
vesileyle Ankara ve Diyarbakır'daki hain
saldırılarda hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum" diye
konuştu. BU TOPRAKLARA
YÜZYILLARDIR
SALDIRIYORLAR
salonları, konferans salonları ve aşevi
bulunacağını belirten Göksu, "Yakın
zamanda temellerini atacağımız yeni
külliyelerle birlikte Esenler'de öğrenci
yurtlarımızın sayısını 7'ye çıkaracağız.
Bu gençlik merkezlerine ihtiyacımız var.
Buralarda yetişecek gençlerimiz, insanlığın vicdanı olacaklardır. Üzerimize
düşen görevi bihakkın yerine getirmek
zorundayız. Bu ülke üzerinde kumpas
kuranlar şunu iyi bilmelidir ki; ne yaparsanız yapın bu milletin inancı, imanı
ve vicdanı asla diz çökmeye müsaade
etmeyecektir. Bu gençler, o kumpasçıları
TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi
Bilal Erdoğan da, sözlerine Ankara ve
Diyarbakır'da şehit olanlara Allah'tan
rahmet dileyerek başladı. Terörü ve arkasındaki güçleri lanetleyen Erdoğan, "Türkiye üzerinde oynanan oyunlar, bugün
buradaki yapılan işin ne kadar önemli
olduğunu bizlere hatırlatıyor. Burada inşa
edilecek caminin kubbesi, tevhid anlayışının simgesi. O kubbenin haşmeti gibi,
dimdik ve hep birlikte ayakta durmanın simgesi. Bu topraklara sadece dün,
bugün değil yüzyıllardır saldırıyorlar. Bir
olmayı, beraber olmayı başarabilirsek
ben inanıyorum ki, bu topraklardaki bu
Müslüman millet, bu mücadeleden alnın
akıyla çıkacaktır. Dünyaya yeniden barış
ve huzur aşılayacaktır" dedi.//
Fun Run Series Başakşehir’den start alacak
ï67$1%8/Büyükşehir Belediyesi
Spor A.Ş.'nin ilgili İlçe Belediyeleri ile işbirliği ile organize ettiği
Türkiye'deki yol yarışı katılımcılarına
alternatif yarış imkanı sunabilmek
ve Türk koşucu sayılarını arttırabilmek amacıyla planladığı 6 etaplık
Fun Run Series (Yol Yarışı Serisi)
Başakşehir’den start alacak. 13 Mart,
Pazar günü Başakşehir Olimpiyat
Stadı’ndan başlayacak yarışma 30
Ekim’de koşulacak etapla son bulacak.
2016 yılında koşulacak olan 6 ayrı
yarış serisinden oluşan projede Üsküdar Belediyesi, Pendik Belediyesi
ve Başakşehir Belediyesi ile işbirliği
yapılıyor. Fun Run Series’in 1. Etabı
olan Başakşehir etabı 13 Mart’ta
başlayacak. Yarışmanın 1. Etabı için
kayıtları başladı. Başakşehir ayağı kayıtları www.funrunseries.org
adresinden online olarak gerçekleşti-
rilebilecek. 1Yarışmanın son başvuru
tarihi ise 29 Şubat. 5K - 10K arası
çeşitli mesafelerde koşulacak her bir
yarışa en az 1000, en fazla 3500 koşucunun katılması planlanıyor. Yarışlar
Elektronik Zamanlama Çipleri ile
ölçülecek. Her bir yarış sonrasında
ilk 3'e giren kadın ve erkek koşucular
ödüllendirilecek olup her bir yarış
etabını tamamlayan koşuculara parçalı madalyaları verilecek. Sporcular
6 yarışı da tamamlamaları halinde
özel tasarımlı "Fun Run Series 2016"
madalyalarını birleştirmeye hak
kazanmış olacak.
Ayrıca 6 yarış sonrasında en iyi
derecelere sahip olup en fazla puanı
toplayarak ilk 3 sırayı alan kadın ve
erkek sporculara özel ödül verilecek.
Koşucuların yarışlarda alacak olduğu
puanlar; 1. 25 puan,2. 15 puan, 3. 10
puan şeklinde sıralanacak.//
Fıtrata uygun
hukuk özgürlüktür
(6(1/(5Belediyesi Kültür İşleri
Müdürlüğü'ne bağlı Şehir Düşünce
Merkezi'nin düzenlediği Şehir Dersleri
programında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Avukat Özlem Zengin "Şehri
Kuşatan Hukuk" konulu seminer verdi.
İtaat ve rıza kavramlarının farkına
değinen Özlem Zengin, "Hayatta bir
şeyi zorla yapmak kadar kötü bir şey
yok. En güzel şey ikna olarak ve rızayla
yapmaktır. Hukuk sistemimizde ve aile
yapımızda 'itaat' kavramı kullanılır. İtaat
kavramının rahatsız edici bir kavram
olduğunu düşünüyorum. Allah ile kul
arasındaki asıl mesele de rıza ile teslim
olmaktır" diye konuştu.
İnsanın hukuk anlayışından bahseden
Zengin şöyle konuştu: "İnsanın hukuk
anlayışı ideal insan arayışıdır. Ne zaman
insanlar fıtratına uygun hukuk yapabilmişlerse gerçek manada bir hukuktan ve
adaletten bahsedebiliyoruz. İnsanların
fıtratına uygun bir hukuk sistemi daha
özgürdür. Hukuk arayışı aynı zamanda
da insanın demokrasi arayışıdır."//
www.212haber.com
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
Beylikdüzü’nün
yerel hafızasını ağırladı
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilçenin belde olduğu dönemdeki eski belediye başkanlarını ve Beylikdüzü’nün ilk ilçe belediye başkanını kahvaltıda ağırladı.
B
(</ï.'œ=œ Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu, ilçenin belde olduğu
dönemdeki eski belediye başkanlarını
ve Beylikdüzü’nün ilk ilçe belediye
başkanını kahvaltıda ağırladı. İlçenin
ilerleyişi, gelişimiyle ilgili bilgiler veren
ve eski başkanların fikirlerini alan
İmamoğlu, başkanların Beylikdüzü’nün
oluşumunun en canlı şahitleri olduğuna
dikkat çekerek fikirlerinden her zaman
faydalanmak istediğinin altını çizdi.
YUSUF
YALÇIN
[email protected]
Eğitim’e Dair…
Merhaba;
Değerli okurlar, eğitim felsefemizin zeminine tüm
yaradılıș özellikleriyle insanı oturmaktan bahsetmiștik ve bu özellikleri bu yazımızda açalım istemiștik.
Kıymetli okurlarım, insanın yaradılıș özelliklerine
verdiğimiz isim bildiğiniz üzere “fıtrat”tır.
Fıtrat kelimesinin sözlük anlamı; ilk yaradılıș hali, temiz ve asli tabiattır. Genel itibariyle insana yaradılıșla
beraber verilen özellikleri ifade eder ve Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de sadece Rum Suresi 30. Ayette
geçer. Özetle; beșeri varlığın, Allah’ın (c.c) yaratma
fiili sonucunda ortaya çıkan saf ve asli halini ifade
eden, ahlak ve psikoloji ile ilgili bir terimdir ve dolayısıyla her insan bir fıtrat üzere yaratılmıștır. Kur’an-ı
Kerim’de ve Efendimizin (salât ve selam O’na olsun)
hadislerinde, insan kișiliğinin çevre etkilerinden bağımsız olarak var olan özünü ve gelișim kapasitesini
belirtmek üzere kullanılmıștır. Her bir insanın geliștirmiș olduğu “kișilik özellikleri” bu fıtrattan beslenir.
Beylikdüzü’nün 3 belde olduğu dönemden bugüne seçilen tüm belediye başkanları aynı masada buluştu.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem
İmamoğlu, Eski Gürpınar Belde Belediye Başkanları Mustafa Göçküncü ve
Velittin Küçük’ü, Kavaklı ve Beylikdüzü Belde Belediye Başkanları Orhan
Tıraşoğlu ve Vehbi Orakçı’yı, Yakuplu
Belde Belediye Başkanı Şanver Çolak
ve Beylikdüzü beldesinin ilçe oluşunun
ardından seçilen ilk Belediye Başkanı Yusuf Uzun’u kahvaltıda ağırladı.
Yakuplu Beldesi Eski Belediye Başkanı
Cemal Karaman'ın farklı bir şehirde
yaşadığı için görüşmeye katılamadığı
buluşmada, İmamoğlu yapımı devam
eden ve yapılacak projelerin detaylarının olduğu sunumu konuklarına
anlattı.
Toplantıda makama her zaman saygı
duyduğunu, seçimle göreve gelmiş ve
belediye başkanlığı yapmış eski başkanların Beylikdüzü’nün yerel hafızası olduklarını vurgulayan İmamoğlu, "Sizler
Beylikdüzü'nün oluşumunun canlı
şahitlerisiniz. Birikimleriniz bizim için
çok kıymetli. Bu nedenle süreci birlikte
istişare ederek yaptığımız ve yapacağımız çalışmaları sizlere sunmak istedim.
17
Eğitimin zeminine insanı oturttuğumuzda da onu
en sağlıklı bir șekilde planlamak ve bu planı yine
en sağlıklı bir șekilde uygulamak için “insanın fıtri özellikleri”ni iyi bilmek ve bunu bir anlığına bile
unutmamak esastır. Eğitim süreçlerinin tamamında,
eğitim yöntemlerinde ve hatta eğitim faaliyetlerinin
organize edileceği mekânlarda fıtratı dikkate almak
zorunluluktur.
Peki, bütün insanlar aynı özelliklere mi sahiptir? Bu
sorunun tabii olarak cevabı “hayır”. Âlemlerin Yabbi
(c.c) Ademoğlunu temelde birçok ortak özellikle yaratmıștır lakin Ademoğluna verilen bașka bir özellik
de “yegâneliktir. Her insanın yegâneliğinin bir sonucu olarak olarak kendine has özellikleri vardır. Bu
özellikler de O’nu “biricik” kılar.
Sizleri ağırlamaktan dolayı büyük mutluluk duydum.Geldiğiniz için teşekkür
ediyorum” diye konuştu. 2014 yerel
seçimlerinin ardından göreve gelmesiy-
le birlikte ilk icraatlarından biri olarak
geçmiş belde ve ilçe belediye başkanları
resimlerinin başkanlık katında oluşturulan bir alana da astıran Başkan İma-
moğlu, buluşma sonunda başkanların
fotoğraflarının ve bilgilerinin yer aldığı
pano önünde günün anısına plaket
takdiminde bulundu.
Efendim ortak yani fıtri özeliklere geri dönecek
olursak-ki bu özellikleri bundan sonraki yazılılarımda sizlerle detaylıca paylașacağım- sırasıyla;
üstünlük (eșrefi mahlûkat), özgürlük, halife, biricik,
irade, temyiz, muhakeme, natık, akıl, ortak duygu ve
adaptasyonu söyleyebiliriz.
Bu özelliklerden bahsedeceğimiz diğer yazımızda
bulușmak üzere hepinizi Allah’a emanet ediyorum.
Sağlıcakla kalın.
18
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
Side’nin ilk Alternatif Turizm Oteli
Side’nin ilk alternatif turizm oteli olan Ottoman, kum plajı, bayanlara özel sektörün en büyük aqua havuzu,
Türk aile yapısının hassasiyetlerine göre geliştirilmiş hizmet kalitesi ile sektörün parlayan yıldızı olmaya aday.
6
ï'(Ȃ'( alternatif turizmin öncü
ismi, bayanlar kompleksinde sektörün en büyük aqua havuzuna
sahip Ottoman Otel, havaalanına
40, Antalya merkeze ise 55 km
kilometre mesafede konumlandırılmış. Side’nin tek Alternatif
Turizm Oteli olan Ottoman
Family Hotel, misafirlerine Türk
ve dünya mutfağından lezzetler de sunuyor. Toplam 1200
metrekarelik kapasiteye sahip
toplantı salonları, bin kişilik
ağırlama kapasitesiyle bölgenin
önemli toplantı merkezlerinden
olan otel, konuklarına her türlü
toplantı, konferans, workshop
ve yönetim seminerleri imakanı
sunuyor. Ottoman Otel her şey
dahil sistemde hizmet veriyor bu
kapsamda misafirlerine sunduğu
diğer öneriler ise şöyle; Sabah,
öğle ve akşam yemekleri açık
büfe, gün boyu kapaksız içecekler.
Şezlong –Şemsiye –Plaj Havlusu,
Hotel genelinde Wİ-Fİ hizmeti.
SİDE’NİN İLK
ALTERNATİF TATİL
MERKEZİ
Ottoman Otel’in Side’nin ilk Alternatif Turizm Oteli olduğunun
altını çizen Ottoman Otel Satış
Pazarlama Müdürü Yaşar Danışman, “ Misafirlerimiz tatillerinde
doyasıya eğlensinler, dinlensinler
ve dolu dolu bir tatil geçirsinler
diye, tesisimizde sağladığımız
her imkânı farklı alternatifleriyle
sunmayı şiar edinerek hizmet
veriyoruz. 6 adet farklı havuzla-
rımızı da bu düşünceler ile tasarladık. Side’nin en büyük bayanlar
kompleksine ve aquaparkına sahip otelimizde, bayan misafirlerimiz çocukları güven içinde eğlenirken kendilerine doyasıya vakit
ayırabilecekler. Side’nin tertemiz
havasını teneffüs ederek, gökyüzünün ve serin suların keyfini
çıkarabilecekleri 3 bin metre kare
alan üzerine kurulu bayanlar açık
havuzumuzda gözlerden uzak
bir şekilde doyasıya yüzebilirler.
Alternatif turizmin en büyük
bayanlara özel SPA merkezinde,
yılın yorgunluğunu atarken ister
Türk Hamamı ve sauna gibi farklı
alternatiflerin keyfini çıkarabilir
ister masaj ile yorgunluklarından
kurtulabilirler. SPA merkezimizde 2 adet vip hamam, 1 büyük
hamam, 4 sauna, 1 buhar odası
26 adet masaj odası bulunuyor.
Konuklarımız Side’nin bayanlara
özel en büyük SPA merkezinde
yılın stresini ve yorgunluğunu
atabilirler. SPA merkezini ailecek
kullanmak isteyen misafirlerimiz
için özel olarak hazırlanan mix
alanlarda ailelerinden ayrılmadan
SPA’nın tadını çıkarma imkânı
da sunuyoruz. Bayan misafirlerimiz, kendilerine özel ayrılmış
kumsalların tadını çıkarabilir,
güneşin, Akdeniz’in ve metrelerce
devam eden kumsalların üzerinde anın mutluluğunu yaşayabilirler. Ayrıca havuz alanından
hiç ayrılmadan sadece bayanlara
özel olarak hazırlanmış mescidimizde misafirlerimiz ibadetlerini
de yerine getirebilirler.” şeklinde
konuştu.//
Ihlas sakinleri yeşil alanlardan
daha fazla yararlanacak
%(</ï.'œ=œ Belediye Başkanı
Ekrem İmamoğlu, uzun yıllardır belediye eli değmemiş İhlas bölgesine göreve geldiğinden
bu yana birçok hizmet getirdi,
yenilikler kazandırdı. İmamoğlu,
son olarak bölgeye yapılacak
yeni çalışmaları istişare etmek
amacıyla İhlas Marmara Evleri
2. Kısım yönetimini ziyaret etti.
Site içerisinde yapılması gereken
peyzaj düzenlemeleri, tamir,
bakım ve onarım işleri istişare
edildi, talepler dinlendi.
Site Başkanı Muzaffer İşcan ile
birlikte siteyi gezen İmamoğlu,
"Bölgede sosyal yaşamın aktif
kılınması adına yönetimle ortak
çalışmalar yapacağız. Spor
okullarından farklı etkinliklere
varıncaya dek site sakinlerinin
yeşil alanlardan daha fazla fayda
sağlayabilmesi için yine yöne-
timle ortak etkinlikler düzenleyeceğiz. Bütün bu çalışmalarla
İhlas bölgesi yıllar sonra nefes
alacak" diye konuştu. Gezi sırasında İhlas Marmara Evleri
2. Kısım site içerisindeki çocuk
oyun gruplarının, futbol sahalarının çevre ve zemin düzenlemesinin yapılması, süs havuzlarının
çevre düzenlemesi, bakımı boya
ve tamirat işlerinin yapılmasına
ve kent mobilyalarının bakımlarının yapılarak kötü durumda
olanların da değiştirilmesi gibi
konular değerlendirildi. Ziyarette, özellikle İhlas Marmara Evleri
2.Kısım sakinlerinin yoğun kullandığı Yaşar Cimilli Camii ve
çevresi için ne gibi düzenlemeler
yapılabileceği de görüşüldü.
Başkan İmamoğlu, site ziyaretin
ardından İhlas Marmara Evleri
1. Kısım sakini emekli müftü
Mehmet Kaya'yı da ziyaret etti.//
G Ü N DEM
www.212haber.com
01-15 MART 2016
19
‘28 Şubat tehlikesi
kıyamete kadar sürecek’
‘Postmodern darbe 28 Şubat’ Başakşehir Belediyesi’nin düzenlediği panelde tartışıldı. Dönemin tanıkları süreci yaşanan hak ihlallerinden örneklerle anlattı. Prof. Dr. Şefik Dursun şunları kaydetti: “28 Şubat
tehlikesi kıyamete kadar sürecek. Bu Hak ile batılın mücadelesidir. Bu da bize sorumluluklar yüklüyor.
Hak yolundan ayrılırsak başımıza büyük felaketlerin geleceğini de bilmeliyiz.”
B
$ĝ$.ĝ(+ï5 Emin Saraç Kültür
Merkezi’nde gerekçeleşen programa Prof.
Dr. Şefik Dursun, Yazar Yakup Köse,
Nuray Canan Bezirgan konuşmacı olarak
katıldı. Moderatörlüğünü Yazar Demet
Tezcan’ın yaptığı panele ilçe sakinleri
yoğun katılım gösterdi. Programın ev
sahipliğini Başakşehir Belediyesi Başkan
Yardımcısı Haluk Dikbaş yaptı.
28 Şubat sürecinin anlatıldığı sinevizyon
gösterisi ile başlayan programın açılış
konuşmasını yapan Yazar Demet Tezcan,
“28 Şubat süreci milletin değer yargılarına inanç yargılarına azmetmiş bir
dönemdir. 19 yılı geride bıraktık maalesef. Bizler 28 Şubatlar bir daha yaşanmasın diye unutturmayacağız. 28 Şubat
binyıl sürmedi, ama bu günlerinde bin
yıl sürmeyeceğini bilerek hazır ve uyanık
olarak durmalıyız. Hafızasız bir nesil
olursak, gençlerimize bu döneme unutmayın demek çok mantıklı olmaz. 28
Şubat Postmodern bir darbeydi, sahnede
görünen aktörleri askerlerdi ama bir de
onu destekleyen bir kadro vardı. O dönem yargı mensuplarının brifing aldığı
bir dönemdi. Bu brifingleri alan her şahıs
da 28 Şubat sürecine destek verdi. 28
Şubat sadece memur kesimine yapılmadı,
sadece öğrencilere yapılmadı. Topyekun
milletin değer yargılarına anlayışına
inancına yapıldı. Allah'a şükürler olsun
bugün onların yargı karşısında olduğunu
görüyoruz. 28 Şubat sadece mağduriyet
dönemi değildir, aynı zamanda şanlı bir
direnişin dönemidir” dedi.
Prof. Dr. Şefik Dursun yaptığı konuşmada şunları kaydetti, “28 Şubat tehlikesi
kıyamete kadar sürecek. Bu Hak ile
batılın mücadelesidir. Buda bize sorumluluklar yüklüyor. Hak yolundan
ayrılırsak başımıza büyük felaketlerin
geleceğini de bilmeliyiz. Aslında ne
zaman millet olarak kendimize gelmeye
başladıysak, ne zaman onurlu bir millet
olarak yaşamaya başladıysak o zaman dış
güçler Türkiye'deki maşalarını kullanmaya başladı. Hepimiz biliyoruz ki başörtüsü yasağı darbelerin hemen arkasından
gelen yasaklar olmuştur. Kenan Evren'in
getirdiği başörtü yasağına rahmetli Özal
durabilmiştir. 2547 sayılı yasaya 23 üncü
madde diye çok önemli bir madde koydurmuştur. Bunun için de çok mücadele
vermiştir.”
28 Şubat sürecinde öğrenci olan Nuray
Canan Bezirgan konuşmasında şunları
dile getirdi,“Postmodern darbe olarak
adlandırılan 28 Şubat sürecinin tekrarlanmaması için o dönemde bize reva
görülen mağduriyetleri anlatmak için
buradayız. O dönem 19-20 yaşlarındaydım, İstanbul Üniversitesi Sağlık Meslek
Yüksek Okulu ikinci sınıfta okuyordum.
Okulum ilk başörtü yasağı uygulamasının yapıldığı yer oldu. Ben kendimi
başörtüsü mağduru olarak görmüyorum.
Sonuna kadar direndik, onlara boyun
eğmedik. Sınıfımı polisler bastığında
başörtülü tek bayan bendim. Öğretmenime bana sınav kağıdı vermesi konusunda
ısrar ettiğim için sınıfa Polisler geldi ve
beni sürükleyerek karakola götürdüler,
çekilen bu görüntüler günlerce televizyonda yayınlandı. Bu, eğer direnirseniz
başınıza bunlar gelirin göstergesiydi.
Hakkımda dava açıldı. Başörtü eylemleri
dinmeye başladığı zaman Vezneciler de
arkadaşımı beklerken polis beni gözal-
tına aldı, ikiz çocuklarıma hamileydim,
polis otosu çok havasızdı. Bir polise
pencereyi açmasını rica ettim. Polis bana
size bu ülkede hava almak bile haram,
dedi. Bu süreçte çocuklarından birini
kaybettim”
‘28 ŞUBAT’A KÜRESEL
MANADA BAKMAMIZ LAZIM’
14 yaşında idam ile yargılanan Yazar
Yakup Köse ise süreci şu cümlelerle
anlattı, “28 Şubat sürecine tanıklık etmiş
olan bizler sizlere bir şeyler verebilirsek
ne mutlu bize. Bugün Mısır'da 28 Şubat
başarılı olmuştur, bugün Suriye'de 28
Şubat başarılı olmuştur. O zaman 28
Şubat dediğimiz bu şey kendini sürekli
yenileyen, fırsat buldukça da büyüyen
bir canavardır. Bizim 28 Şubat’a küresel
manada bakmamız lazım. Hep karşımıza
darbeci anlayış çıkıyor. 28 Şubat sürecinde İmam Hatip öğrencisi olduğum
için 14 yaşında tutuklandım. Yedi gün
terörle mücadelede sorgulandım, ailem
Antalya'da olmasına rağmen ben Aydın
Nazilli E Tipi cezaevine sevk edildim ve
ailem 3 ay benden haber alamadı. İdam
sehpasından inen ben İslam sevdası ve
büyük Türkiye davası için yeniden bu
sehpaya çıkmaya hazırım. Genç yaşamayı sevdiği kadar ahrete de meraklı
olmadığı sürece biz bu ülkede hiçbir şey
kazanamayız. Bugün başörtüsü yasağı
kalktı, bu bizim için bir onurdur. Ama
unuttuğumuz bir şey var, sistem değişmediği sürece darbeci anayasa değişmediği sürece o kürsüye başörtülü oturur
yine mevcut darbeci kanunlarla idam
cezası verir. İşte bu yüzden yeni anayasa
ve büyük Türkiye diyoruz.”
‘BU SÜREÇ BUGÜN
BAŞLAYAN VE BUGÜN
BİTECEK BİR ÇİZGİ DEĞİLDİR’
Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı
Haluk Dikbaş, konuşmacılara teşekkür
ederek, katılımlarından dolayı çiçek
takdim etti. Başkan Yardımcısı Dikbaş
yaptığı selamlama konuşmasında, “Benzetilmeye çalışılan şeye benzemediğimiz
için Tanzimat’tan beri İttihat Terakki ile
başlayan Abdülhamit'in tahttan indirilmesi, Vahdettin'in tahttan uzaklaştırılması, Hilafetin kaldırılması, Harf devrimi, Kılık kıyafet devrimi, ardından bir
Başbakanın % 50’den fazla oy almasına
rağmen darağacına götürülmesi, Kuranı
Kerim'in okutulamaz hale getirilme-
si, Ezanın 10 seneden fazla bir şekilde
halkın istememesine rağmen Türkçe
okutulması, ardından bitmek bilmeyen
darbelerin gelmesi ve 28 Şubat süreci
bugün başlayan ve bugün bitebilecek bir
çizgi değildir. Hocamın dediği gibi hak
ve batıl mücadelesi kıyamete kadar sürecek. Biz kendimizin farkına varmaz isek,
biz evlatlarımıza bu bilinci kazandırmak
isek bazen tahttan indirilen bazen Gezi
Parkı olup karşımıza çıkarlar. Bazen de
içimizdeki hainlere bizi teslim etmeye
çalışırlar. Ben panelimize katılarak bizleri aydınlatan, tüm konuşmacılarımıza ve
bugün aramızda bulunamasa da mesajları ile yanımızda olan Av. Fatma Benli
kardeşimize Belediye Başkanımız Mevlüt
Uysal ve sizlerin adınıza çok teşekkür
ediyorum.”
‘Kaç Müslümanlardan sığın Müslümanlara’
Başakşehir Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin organize ettiği ‘Güzel Müslüman nasıl olunur’ başlıklı söyleşiye Gazeteci-Yazar Ahmet Taşgetiren konuşmacı olarak katıldı.
Taşgetiren, Muhammed İkbal’in ‘Kaç bu Müslüman’lardan sığın Müslüman’lara’ sözünü hatırlatarak güzel Müslüman olmanın önemine dikkat çekti.
MERVE KALAYCI
MEHMET Emin Saraç Kültür
Merkezi’nde düzenlenen söyleşinin
organizatörlüğünü üstlenen Başakşehir
Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri programa yoğun katılım gerçekleştirdi. Okul Müdüresi Fatma Gezici’nin
açılış konuşmasının ardından öğrencilerle
buluşan Ahmet Taşgetiren, “Güzel Müslüman olmak meselesini neden önemsemeliyiz? Çünkü İslam güzel bir dindir. Toplumu güzelleştirir. Allah Güzeldir ve güzel
olanı sever. Ben Müslüman’ım diyenden
daha güzel sözlü kim vardır. İslam ile buluşmak her daim güzelliklerle buluşmak
demektir.”dedi. Son zamanlarda özellikle
İslam’ın teröristlerle bir arada anılmak
istenmesinden duyduğu rahatsızlığı
dile getiren Taşgetiren, terör Müslüman
denkleminin Avrupa’da Müslümanlığın
arttığı dönemlerde, insanları İslam’dan
uzaklaştırmak için kurulduğunu söyledi.
Mehmet Akif Ersoy’un, ‘ Kaç hakiki Müslüman gördümse hep makberdedir, Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir.’
mısralarını hatırlatan Taşgetiren,” Akif ’e
biz varız diyebilmeliyiz.” şeklinde konuştu. Bir kutlu doğum programı yapmanın
biz Peygamber’imize ne kadar benziyoruz
demek olduğunu söyleyen Ahmet Taşgetiren, “Müslüman Müslüman’ın elinden,
dilinden salim olduğu, emin olduğu
kişidir.”diye konuştu. Taşgetiren sözlerine
şunları ekledi; “ Dünyada Müslümanlar
Işid ile gündeme getirilmeye çalışılıyor.
İslam Alemi’nde kanın gövdeyi götürdüğü
bir manzara gösteriliyor. Kuş evleri yapan
bir toplumuz. Yetimin başını okşamayı
ödev edindiren bir Peygamberin ümmetiyiz. Hayvanlara dövmeyi, sövmeyi yasaklayan, ağır yük yüklememeyi söyleyen
bir din İslam. Böyle bir dinin mensubu
terörist olabilir mi?”
hafta sonu kurslarında yaptıkları 45 resimde sergilendi. Resim öğretmeni Berna
Yılmaz özverili çalışmaları ve emekleri
için öğrencilerine teşekkür etti.//
‘YETİŞMİŞ İNSAN
AÇIĞIMIZ VAR’
İslam Âlemi’nin en büyük sorunlarından
birinin yetişmiş insan olduğunu söyleyen
Taşgetiren, bu açığın Osmanlı’dan beri
kapatılamadığını ifade etti. Taşgetiren,
“Osmanlı’da buna adam kıtlığı denilirdi.
Hayat meydan okuma alanıdır. Aziz Sancar Mardin’den çıktı. Bugüne kadar İslam
Coğrafyası’ndan Nobel ödülünü alan kişi
sayısı 4’tür.72 Yahudi Nobel ödülü aldı.
Bizim neyimiz eksik.”dedi.
Programda, Başakşehir Kız Anadolu
İmam Hatip Lisesi 9 ile 10. Sınıf öğrencilerinin ders içi-ders dışı etkinlikleri ve
20
G Ü N DEM
01-15 MART 2016
www.212haber.com
1 milyon metrekarelik
Yaşam Vadisi’ni tasarlayacaklar
M. BAYRAM
AYAZ
[email protected]
twitter.com/mubaay
Derdinmi var
etiketin mi?
Depresyonluyum” ya da “anksiyetem var”
gibi yakınmalar gün geçtikçe artıyor. Gerçekte bu tür bir bozukluğun olup olmadığı
ayrı bir sorun. Fakat bir uzmanın, psikolojik
süreçten geçen kișinin yüzüne "sende șu
hastalık var" șeklinde tanı koymasının,
sağaltım üzerinde ne tür yararı var, pek
anlașılır değil.
Dünyaca ünlü psikiyatr Yalom, Divan adlı
kitabında bu konuya değinir. ‘Bence teșhisin
yeri nedir? Ah, ben bu yeni mezunları bilmez
miyim? Bütün ilaç sektörü ilaçtan ekmek
yiyor tabii. Psikiyatri yayınları teșhisteki
nüanslara dair anlamsız tartıșmalarla dolu;
geleceğin enkazı.’
‘Hiç șunu düșündün mü, bir hastayı ilk gördüğünde teșhis koymak kolay olur ama onu
daha iyi tanıdıkça zorlașır. Bir bașka deyișle
kesinlik (teșhiste kesin yargıya varmak), bilgi
ile ters orantılıdır.’
Beylikdüzü Belediyesi, ilçenin neredeyse tamamını kapsayacak Yaşam Vadisi’nin tasarlanması için Yaşam Vadisi Uluslararası Fikir Yarışması’nı başlattı. İlk etabı tamamlanan yarışmanın 2 gün süren jüri çalışmaları sonucu 46 takımından 5 ekip, ön seçim etabını geçti ve
1 milyon metrekarelik Yaşam Vadisi tasarımı için proje yarışmasına katılmaya hak kazandı.
B
(</ï.'œ=œ Belediyesi’nin başlattığı Yaşam Vadisi Uluslararası Fikir
Yarışması’nın ilk etabı tamamlandı.
Yarışmanın Jüri başkanlığını Fuensanta
Nieto (Nieto Sobejano Arquitectos) yaparken, Profesör Zekai Görgülü (YTÜ),
Belemir Dalokay (Dalokay Design
Studio), Lodewijk Baljon(Lodewijk
Baljon Landschapsarchitecten) ve Sasa
Begovic (3LHD) diğer jüri üyelerini
oluşturdu. 2 gün süren jüri çalışmaları
sonucu 46 takımdan 5 ekip, ön seçim
etabını geçti.
Belirlenen 5 ekibin arasında: Jinhua’da
yapılan “Yanweizhou Parkı” projesi
ile 2015 senesinde Dünya Mimarlık
Festivali’nde dünyanın en iyi peyzaj
projesi ödülü alan ve “The Red Ribbon”
projesi ile 2007 ASLA Onur Ödülü alan
TURENSCAPE işbirliğinde yarışmaya
katılan daha önce Beylikdüzü Köprü Yarışması’nda mansiyon ödülüne
hak kazanan SALON ARCHITECTS
yer alıyor. Benidorm Kıyısı Kentsel
Tasarım Projesi ile 2008 Uluslararası
Mimarlık Ödülünü alan OFFICE OF
ARCHITECTURE IN BARCELONA
(OAB) yer alıyor.
Ayrıca ekibin diğer katılımcıları arasında Uluslararası birçok ödülü olan ve
2013 senesinde “ULI Küresel Mükemmeliyet Ödülü’nü de kazanmış olan
Hollanda’dan KCAP ile işbirliği yaparak
yarışmaya katılan “Bişkek 2040 Kentsel
Gelişim Fikir Yarışması”nda ödül alan
ABOUTBLANK ekibi; 2015 senesinde
Uluslararası Mimarlık Ödülü’nü alan
GRUPO ARANEA ile işbirliği içerisinde katılan Green Good Tasarım ödüllü,
Sagrera Lineal Parkı ile ödül alan
ALDAYJOVER bulunuyor.
Ruhsal sorunlar tıp bilimlerine dahil olduktan
sonra, içi daralan, üzülen, gerilim yașayan
insanlar, hastane, doktor ve ilaçlara muhatap
oldu. Yaklașık bir asır öncesine kadar insanlar bu tür imkanlardan mahrum bir șekilde
dertleriyle hemhal olurlardı!
Doğrusu danıșanlarımı ‘psikolojik bozukluk’
tanılarıyla etiketlemediğimi söylemeliyim.
Bunu bir ilke ve duyarlık olarak görürüm.
Kaygı ve takıntılarla kalbi çalkalanan bir
insanın duygularını kontrol etmesi zordur.
Bunun üzerine bir hastalık tanısı yapmak sorunlu kișiyi kaygısını artırır. Ruhsal sorununu
geçici bir durum sayan kișiye kalıcı bir yafta
ile yașamasına neden olabilirsiniz.
Kanser hastaları direncini kaybetmesin diye
yüzüne teșhis yapılmaz. Fakat ölüm riski az
olan fiziksel hastalıklarda yapılan teșhisin
hastaya söylenmesinde fayda vardır.
Örneğin bir doktor hastasına; "bulgular sonucu ülser ortaya çıktı" dediğinde, hastanın
mutlaka bilmesi gereken bir bilgiyi paylașmıș
olur. Hasta böylece hastalığı tedavi sürecine
girer, koruyucu sağlık tedbirleri alır, diyet
uygular. Tedavi sürecini fiziği üzerinden açık
ve anlașılır bir șekilde takip eder. Kaygı ve
takıntı geliștirmediği müddetçe hastalığa
direnç gösterir.
Yaşam Vadisi projesine çok değer
verdiğini belirten Beylikdüzü Belediye
Başkanı Ekrem İmamoğlu ilk elemeyi
geçen ünlü birçok ekibin yanı sıra katılımcı olan her ekibin çok değerli olduğunu ve uluslararası katılımın bu denli
fazla olmasının Beylikdüzü için çok
büyük bir şans olduğunu dile getirdi.
Hastalığının seyrini ağrı ve ișlev bozukluğu
gibi uyaranlarla kontrol eder. Ruh sağlığı yerinde olduğundan, hastalığı ile ilgili yorumları
afaki değil, eldeki veriler üzerinden olur.
Ancak psikolojik sorunlu kișinin geçirdiği
süreçte ruhsal yapısı çalkantılıdır. Uzmanın
yaptığı tanının danıșana faydası olmadığı gibi
hayat boyu etiketlemesine yol açabilir. Ruhsal bozukluğun uzman tarafından danıșanla
paylașılması, kaygıyı artırabilir. Halbuki tanı
paylașılmadığında, danıșan ne kadar kaygı
yașıyor olsa da yıkıcı bir etki altına girmez.
Evlilik yıldönümünü özel kılmak isteyen çiftler
Teșhisi paylașmamanın bir sakıncası șu olabilir. Bazen kiși uzmanın yaptığı analizleri ve
içgörü kazandırma sürecine direnir. Örneğin
narsisist kișiliğe sahip bir kiși üzerine toz
kondurmayabilir. Bu durumda farkındalık
olușturmanın bașka yolu kalmaz.
4 yılda bir denk gelen 29 Şubat'ta hayatlarını birleştirmek isteyen Gaziosmanpaşalı genç çiftler, evlendirme dairesinin
yolunu tuttu. Evliliklerini farklı bir tarihe denk getirmek isteyen çiftler, birlikte yaşlanmak için birbirlerine 'evet' dedi.
Modern insan, sağlığı bozulduğunda șu kavramsal șablona uymak zorundadır: Hastane,
doktor, hasta, tahlil, görüntüleme cihazı, tanı
ve ilaç reçetesi. Hasta reçeteyi eline alır ve
adı konulmuș hastalığı ile görevini deruhte
etmenin rahatlığını yașar.
29 Şubat’ı tercih etti
*$=ï260$13$ĝ$ Belediyesi Nikah
Dairesi, 4 yılda bir denk gelen özel bir
güne ve özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
Artık yıl uygulamasıyla Şubat ayının 4
yılda bir 29 çektiği güne nikah tarihlerini
denk getirmek isteyen bazı çiftler, Gaziosmanpaşa Belediyesi'ne başvuru yaptı. Birçok çift bu günde nikah kıymak istemezken ilçedeki 7 çift, hayatlarını birleştirmek
için daha ilginç bir yönteme başvurarak 29
Şubat'ta evlendi. Genç çiftlerin nikahını
Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan
Tahsin Usta kıydı.
Özel tarihte nikah kıymak için evlendirme
dairesine gelen heyecanlı çiftler, karşılarında Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan
Tahsin Usta'yı buldu. Gençlere sürpriz
yapan Başkan Usta, çiftlerin nikahını kıydı.
Nikah defterine imza atan çiftlere evlilik
yolunda öneri ve tavsiyelerde bulunan Hasan Tahsin Usta, evlilik cüzdanını gelinlere
verdi.
HERKESTEN FARKLI
KUTLAYALIM DİYE DÜŞÜNDÜK
Sevda Dalbudak ve Ümit Şahin çifti de 29
Şubat'ta evlenmek için belediyeye başvuran isimler arasındaydı. Heyecanla nikah
masasına oturan çiftler bir ömrü birlikte
geçirmek için birbirlerine 'Evet' dedi.
Evliliklerinin daha anlamlı olması için
bu tarihi seçtiklerini belirten Ümit Şahin,
"Planlı değildi ama özellikle seçtik. Yani 4
yılda bir olsun farklı olsun, herkesten farklı
kutlayalım diye düşündük. Bizim için
değerli bir gün olsun istedik. O nedenle
de bugünü seçtik. Aşk sevgi daha önemli,
evlendiğim için daha karlıyım. Sonuçta
her ay kutlamak ya da 4 yılda bir kutlamak
önemli değil, onunla her gün olduğum için
daha karlıyım" dedi.//
Suriyeli mültecilere
400 bin TL’lik yardım
*$=ï260$13$ĝ$ Belediyesi,
ülkelerinde yaklaşık 5 yıldır
devam iç savaştan kaçarak ilçeye
yerleşen Suriyeli mülteciler ile
ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza
yönelik yardımlarını sürdürüyor. Bu kapsamda bağışçılardan tedarik edilen 400 bin TL
değerindeki bebek maması ve
devam sütünden oluşan yardım
ihtiyaç sahiplerine ve Suriyeli
mültecilere dağıtılmak amacıyla
Gaziosmanpaşa Belediye Başkan
Yardımcısı Zekeriya Eroğlu tarafından teslim alındı.//
Kendilik bilincini kaybetmeyen ruhsal sorun
yașayanların, teșhisin ne olduğunu öğrenmeleri fayda sağlamaz. Uzmanın tanısı ile
kendini etiketleyen kiși, her insanın bașına
gelen sorunu kendisi için bir hastalık semptomu olarak sayar.
Tanısı yüzüne söylendiği halde kendini
etiketlemeyenler de elbette vardır. Etiketleme riskine karșı bu duyarlığı iki tarafında
geliștirmesi gerekir.
Derdi olanın derman bulması mümkündür.
En azından rahatsızlıklar zaman karșısında etkisini yitirir. Kendini ruhsal hastalıkla
etiketleyen kiși ise birlikte yașayacağı bir
takıntı edinmiș olur.
G Ü N DEM
www.212haber.com
01-15 MART 2016
21
Gazihalep direnirken…
Yaklaşık 5000 yıllık tarihiyle dünyanın en kadim şehirlerinden biri olan Halep
2011’de başlayan iç savaşla birlikte büyük bir yıkıma uğradı. Her gün şehre yönelik onlarca hava saldırısı, şehrin tarihi dokusunu biraz daha eritirken yüzbinleri
aşan can kayıplarına yenilerini ekliyor. Esed rejimine bağlı uçak ve helikopterler
ile Rus savaş jetleri Halep’in sivil alanlarına tonlarca ağırlıkta bombalar yağdırıyor.
Y
CİHAT ARPACIK
$./$ĝ,.5000 yıllık tarihiyle dünyanın
en kadim şehirlerinden biri olan Halep
2011’de başlayan iç savaşla birlikte büyük
bir yıkıma uğradı. Hergün şehre yönelik
onlarca hava saldırısı, şehrin tarihi dokusunu biraz daha eritirken yüzbinleri aşan
can kayıplarına yenilerini ekliyor. Esed
rejimine bağlı uçak ve helikopterler ile
Rus savaş jetleri Halep’in sivil alanlarına
tonlarca ağırlıkta bombalar yağdırıyor.
Münih’te ABD ile Rusya arasında varılan
ateşkesle bu saldırılar görece azalsa da
pamuk ipliğine bağlı olan “saldırmazlık
anlaşmasının” yakın bir zamanda bozulacağının öngörülmesi, sivil katliamlarının bu tarz acımasız yöntemlerle devam
edeceğini bize söylüyor.
Geçtiğimiz haftalarda, belgesel-haber
çalışması için gittiğim Halep’te direnişin
çok zor şartlar altında da olsa devam
ettiğine şahit oldum. Esasında 2012’den
2015 Ekim’ine kadar Halep’te -acımasız hava saldırıları- dışında durum bu
kadar kötü değildi. 2011’in Mart ayında
başlayan Suriye direnişine yaklaşık 1 yıl
boyunca tepki vermeyen ve Suriye’nin
devrimci güçlerinin eleştirilerinin hedefi
olan Halep, 2012’nin yaz mevsiminde
ayaklanmaya katıldı. Esed rejimi Halep’i
kaybetmemek için tüm hatlarıyla savunmaya geçse de şehrin yarısının kontrolü
muhaliflerin eline geçti. Esasında Türkiye
için İstanbul neyse, Suriye için de Halep
aynı manaya geliyor. Ülkenin ticaret,
sanayi, kültür ve turizm merkezi olan
Halep’in büyük bölümünün muhaliflerce kontrol edilmesi Suriye İç Savaşı’nın
dönüm noktalarından biri olarak kabul
ediliyor. O süreçten sonra “Devrimin
Başkenti” diye anılan Halep’in muhalif
kontrolünde kalması bazı siyasi ve stratejik nedenlerin dışında psikolojik açıdan
da oldukça önemli.
30 Eylül 2015’de Rus savaş uçaklarının
IŞİD adı altında Suriye silahlı muhalefetini bombalamaya başlaması savaşın
dengelerini kökünden sarstı. Bu tarihten
önce Halep’in tamamını kontrol altına
almak isteyen muhalifler ortak operasyon
odası şemsiyesi altında operasyonlara
başlamış, Fetih Ordusu adı altındaki
askeri koasliyon Cisr eş Şuur ve strejik
önemdeki İdlip kentlerini ele geçirip
rejimin kalesi olarak nitelendirilen ve
Beşşar Esed’in de memleketi olan Lazkiye
önlerine kadar gelmişti. İran’ın dünyanın dört bir yanından devşirip ülkeye
getirdiği Şii lejyonerler, bu koalisyon
karşısında oldukça başarısız bir grafik
çiziyordu. Muhaliflerin tek handikapı,
hava bombardımanlarına karşı savunmasız bir pozisyonda olmalarıydı. Suriye
rejiminin elindeki eski MİG tipi uçaklara
karşı hareket kabiliyeti olan muhalifler,
Moskova’nın Suriye semalarına yönlendirdiği SU tipi gelişmiş savaş aletlerini
bertaraf edecek konvansiyonel donanımdan mahrumdu.
Rusya bu konvansiyonel üstünlüğü çok
iyi kullandı ve önce Bayır Bucak (Türkmendağı) olarak bilinen Lazkiye kırsalında hakimiyetin Esed-İran güçlerine
geçmesini sağladı, böylece Akdeniz
kıyısını güvenlik altına almış oldu. Aynı
şekilde PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’nin
silahlı yapılanması YPG militanlarına
da hava desteği vererek kuzey bölgelerde
ilerlemelerini sağlayan Rusya’nın öncelikli hedeflerinden biri de Suriye savaşının
kilidi Halep oldu.
Rusya-Esed-İran askeri koalisyonun
Halep bölgesindeki ilk hareketlenmeleri, şehri kuşatma altına alma isteklerini
de ortaya çıkardı. Muhaliflerin uzun
bir süredir kuşatma altında tuttukları
rejim yanlısı iki kasaba, Nubul ve Zehra
yönünde rejimin kara birlikleri hareket
etmeden Rus uçakları binlerce füze ve
bombayla bölgeyi büyük bir ateş topuna
çevirdi. Nihayetinde rejimin kara güçleri
iki kasabaya ulaşınca Nubul-Zehra koridoru kapandı ve Halep’in kuzey kırsalı ile
kent merkezindeki irtibat kopmuş oldu.
Aynı zamanda Halep ile Türkiye bağlantısını sağlayan Azez-Halep hattı da kesildi.
Tüm dünyadaki insani yardım kuruluşlarının yardım yolu olarak kullandığı
bu hattın dünya ile bağlantısı koparıldı.
Halep’in Türkiye ile daha doğrusu dış
dünya ile bağlantı kurduğu sadece iki
yoldan birinin kapanması Halep’te Madaya benzeri bir muhasara ihtimalinin
güçlenmesine zemin hazırladı.
Halep’in dünya ile bağlantısı şu an sadece
Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan Halep’e ulaşan yol vasıtasıyla kuruluyor. İşte bu hattan Halep’e doğru yola çıkarken savaşın
dehşetini iliklerimize kadar hissediyoruz.
Bombardıman nedeniyle dümdüz olan
binalar, otobüs iskeletleri ve eşyalarını,
umutlarını ve ülkelerini küçük arabalarının tavanlarına iplerle sıkı sıkıya bağlayarak bilinmezliğie mülteci olmak için
yola çıkan Suriyelilerle karşılaşıyoruz.
Suriye’nin Hatay’a açılan sınır kapısı olan
Bab’ül Hava’da bizi karşılayan Türkmen
Savaşçı Mahir Kemal, Halep’e ulaşmak
için seyahat ettiğimiz 2 saat boyunca
Halep’i ve savaşı anlatıyor: “Halep’in
durumu çok kötü. Ama Allah’a güveniyoruz. Biz zulme karşı çıktık. Askeri olarak
bir denge kalmadı, adam saatte iki bin
füze kadar atıyor, bunun karşısında sadece Allah’a güvenen bir insan durabilir.
Bizim elimizde uçaksavar yok.”
Mahir Kemal’i, bütün bu teslimiyetine
rağmen Halep’in sivil halkının durumu
tedirgin ediyor. Bu tedirginlik dudaklarından, “Belki bir Madaya daha yaşanacak” sözleriyle dökülüyor. Halep’in muhaliflerce kontrol edilen alanlarında şu an
500 bine yakın insan yaşıyor. Bu 500 bin
insan, şehri baştan sona yıkıntıya uğratan
hava saldırılarına rağmen Halep’i terk
etmemekte inat etti. Eğer bir kuşatma
olursa tüm dünyanın gözü önünde büyük
bir açlık krizi başgösterecek. En temel
insani yaşam malzemelerinden mahrum
kalacak olan halk parça parça eriyecek.
Tabii doğal olarak bu krizi ilk olarak
çocukları vuracak. Teknik teçhizat ve
mühimmat eksikliğine rağmen yıllardır
şehri savunan muhalif savaşçıları şu an
kara kara düşündürten işte bu korkunç
ihtimal!
Şehrin kimi mahalleleri tamamen haritadan silinmiş durumda. Siviller şehri terk
etsin diye yapılan bombardıman kimi
semtlerde tek bir sağlam bina kalmayana
kadar sürmüş. Savaş sadece binaları değil
binlerce yıllık tarihi dokuyu da katletmeye devam ediyor. Savaştan bir yıl önce
turistik bir gezi münasebetiyle gittiğim
ve görür görmek hayran kaldığım Emevi
Camii ve Külliyesi, Kapalı Çarşı, Osmanlı
döneminden kalma Adliyye Camii şu
an tanınmaz halde. Tarihi eser kaçakçılardan kurtarılan eserler muhaliflerin
denetiminde koruma altına alınmış.
Emevi Camii avlusundaki taş yerinden
oynatılamadığı için çevresine duvar ören
muhalifler bu taşı da böyle korumaya
çalışıyor.
Halep’te her ne kadar yakıcı bir savaş
sürse de şehirde hala canlı bir hayat var.
Çarşı ve pazarda mallarını satmak için
bağıran esnafın seslerine her an bir bomba gürültüsü karışıyor. Bu durum artık
Halep’in rutini haline gelmiş durumda.
Savaş insanlara bir tür genel kültür de
kazandırmış durumda; artık sıradan bir
Halepli, patlamanın sesinden bombanın
cinsini anlayabilecek kıvama gelmiş.
Gariptir, Halep sokaklarında somurtan
bir tek insana dahi rastlamadım. Röportaj için durdurduğumuz Kürt kızı
Nesrin, “Hayat nasıl gidiyor” sorusuna
uzaklardan patlayan bir bomba eşliğinde
esprili bir şekilde cevap veriyor mesela,
“gördüğün gibi çok normal.” Türkmen
teyze Amine, “Giden gitsin ben şehrimi terk etmeyeceğim, evimi, sokağımı
neden onlara bırakayım” diyerek meydan
okuyor. Arap ayakkabıcı Muhammed,
“Korkan gitsin, vallahi Halep’te öleceğim,
bir yere gitmeyeceğim” diyerek şehri terk
etmeyeceğine dair yemin ediyor.
Şu an askeri gerginlik, Halep’in tek çıkış
yolunu şehrin merkezine bağlayan Kastillo ve Kastillo’yu tutan Handerat’ta yoğunlaşmış durumda. Bu yol Halep’in (dolayısıyla Suriye devriminin) can damarı.
Kastillo’yu savunan Mustafa Abbud yola
tacizlerini sürdüren YPG’lilere oldukça
kızgın olsa da temkini elden bırakmıyor:
“Bizim Kürtlerle hiçbir sorunumuz yok.
Onlar bizim kardeşlerimiz. Aramızda
Kürt mücahidler var. Bizim derdimiz
Rusya ve Esed ile bizi arkamızdan hançerleyen PYD-YPG ile” diyerek o ince
çizgiyi muhafaza peşinde. Savaştan önce
oldukça sade bir yaşantısı olan Mustafa,
sıradan insnaların nasıl birer devrimciye
dönüştüğünü şu sözlerle anlatıyor: “Her
insanın isteyeceği şeyi, özgürlüğümüzü
istedik ama maalesef rejim bunu kabul
etmedi. Bizi silahla vurmaya başladı, gösterileri ve devrimi bastırmak için her şeyi
kullanmaya başladı ama biz devam ettik.
Bütün sloganlarımız özgürlük içindi ve
hepsi barışçıl gösterilerdi. Silah kullanmadık ve niyetimizde silah kullanmak
yoktu. Allah böyle takdir etti. Çocuk, yaşlı, kadınd demeden herkesi vurdular, bizi
silah kullanmaya mecbur bıraktılar. Biz
silah kullanınca onlar bize tank ve uçakla
saldırdılar. Zorba Esed dünyanın her tarafından kiralık katiller getirdi. Uçaklar,
bombalar, füzeler, kurşunlar ve milyonlarca şehid… Biz halkız, ben hayatımda
hiç silah kullanmayı düşünmemiştim.”
22
01-15 MART 2016
G Ü N DEM
www.212haber.com
Merkezefendi Anadolu İHL’de
“kariyer günleri” başladı
Zeytinburnu Merkezefendi Anadolu İmam Hatip Lisesi, daha önce çeşitli üniversitelerle eğitimde işbirliği protokolü imzalayarak üniversiteyi okula taşımak suretiyle akademisyenleri öğrencilerle buluşturduktan sonra şimdi de İmam Hatip Lisesi mezunu, çeşitli alanlarda kariyer yapmış bireyleri okula davet ederek öğrencilerine yol gösteren söyleşiler düzenliyor.
=
(<7ï1%8518 Merkezefendi Anadolu İmam Hatip
Lisesi, daha önce çeşitli üniversitelerle eğitimde
işbirliği protokolü imzalayarak üniversiteyi okula
taşımak suretiyle akademisyenleri öğrencilerle
buluşturduktan sonra şimdi de İmam Hatip Lisesi
mezunu, çeşitli alanlarda kariyer yapmış bireyleri okula davet ederek öğrencilerine yol gösteren
söyleşiler düzenliyor.
Zeytinburnu Merkezefendi Anadolu İmam Hatip
Lisesi Müdürü Ahmet Çoşkun, 11.sınıf öğrencilerine yönelik olarak okul rehber öğretmenleri
tarafından planlanan kariyer günlerinin çeşitli
meslek gruplarından kişilerin davet edilmesiyle
yıl içerisinde etkinliğin devam edeceğini söyledi.
Okulun hedefinin öğrencilerini hayata ve üniversiteye hazırlamak olduğunu dile getiren Ahmet
Çoşkun, “her alanda soran, sorgulayan; sorun
değil çözüm üreten, milli ve manevi değerlerine
bağlı münevver nesiller yetiştirmek için yola çıktıklarını” ifade etti.
Kariyer günleri kapsamında, Zeytinburnu İmam
Hatip Lisesi’nden mezun olan İstanbul Büyükşehir
Belediye Meclis Üyesi Av. Osman Gökçebaş, ZİHMENDER Başkanı Av. Faruk Koç ve THY Houston Müdürü Âdem Ekmekçi okula davet edilerek
mesleki başarı hikâyelerini ve ideal bir imam hatip
neslinin niteliklerine dair görüşlerini aktarmaları
sağlandı.
Kariyer günleri kapsamında, imam hatip liselerimizden mezun olmuş ve farklı yükseköğrenim
programlarını bitirerek mesleklerini başarıyla yürüten davetliler; öğrencilerle buluşarak
onların sorularını cevaplamak suretiyle bilgi ve
tecrübelerini onlara aktarıyor. Böylelikle öğrencilere, meslek seçiminin önemi farklı tekniklerle
vurgulanmış, örnek şahsiyetlerin okula davet
edilmesi ile öğrencilerin tercihlerini daha bilinçli
yapmalarına yönelik bir altyapı sağlanmış oluyor.

Benzer belgeler

Zehirleniyoruz

Zehirleniyoruz Halep’te direnişin çok zor şartlar altında da olsa devam ettiğine şahit oldum. Esasında 2012’den 2015 Ekim’ine kadar Halep’te -acımasız hava saldırıları- dışında durum bu kadar kötü değildi. Î 21

Detaylı

Başakşehir sevdamız

Başakşehir sevdamız görülen bölgelerde göletler ve kuyular kururken halkın suya ulaşımı da zorlaşmış durumda. Geneli hayvancılıkla geçinen bölgelerde susuzluk hayvan stoklarının azalmasına ve hasat döneminin de de ver...

Detaylı