bir popüler kültür ürünü olarak asmalı konak dizisinin yöre turizmine

Transkript

bir popüler kültür ürünü olarak asmalı konak dizisinin yöre turizmine
BİR POPÜLER KÜLTÜR ÜRÜNÜ OLARAK ASMALI KONAK
DİZİSİNİN YÖRE TURİZMİNE ETKİSİ
Araş. Gör. Birsen ŞAHİN*
Araş. Gör. Tuğça POYRAZ*
Araş Gör. Pınar ÖKTEM*
Araş. Gör. Ayşe ŞİMŞEK*
ÖZET
Çalışmanın ana amacı, Asmalı Konak dizisinin yöre turizmi üzerindeki etkisini
saptamaktır. Buna bağlı olarak Asmalı Konak dizisinin beğenilme nedenleri ve izleyici
konumunda olan kişilerin turist konumuna geçişini sağlayan nedenlerin incelenmesi de
çalışmanın diğer amaçlarını oluşturmaktadır. Bu doğrultuda turistlerden, yerli halktan ve
ticaretle uğraşanlardan, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği yoluyla veri toplanmıştır.
Nitel bir araştırma olan bu çalışmada; dizinin beğenilme nedenleri için Gramsci’nin
popüler kültür yaklaşımından ve Baudrillard’ın simülasyon kuramından; izleyicilerin dizi
mekanını ziyaretleri için yine Baudrillard’ın simülasyon kuramından ve modern turizm
açıklamalarından yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda, dizinin her kesimden izleyiciye
hitap etmesini sağlayan konular ve karakterler içermesi, izleyicilerin özlemini duydukları
unsurları bu karakterlerle bir arada sunması ve mekanın otantik olmasının dizinin
beğenilme nedenleri arasında en etkili unsurlar olduğu görülmüştür. izleyicilerin turist
konumuna geçişleri üzerinde ise dizinin beğenilme nedenlerinin yanı sıra, dizinin
çekildiği mekanın otantik olması ve kullanılan çekim tekniği ile bu mekanın ön plana
çıkarılmasının etkili olduğu anlaşılmıştır. Bölgede yaşayanlardan edinilen veriler ise,
dizinin bölge turizmini en az iki kat arttırdığı şeklindedir.
Anahtar Sözcükler: Popüler Kültür, popüler ikon, simülasyon, turizm, modern turizm
_________________________________________
*Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
ABSTRACT
The overall aim of the study is to identify the effects of TV serie “Asmalı
Konak” on tourism activities of the region. The other aims of the study are to determine
the reasons for its high ratings and for its positive effects on the region’s tourism. The
data were obtained using semistructured inretviev techniques. The sample of the study
included local people including those dealing with commercial activities. The reasons for
the serie’s high ratings are analysed using Gramsci’s popular culture approach and
Baudrillard’s simülation theory. The findings of the study which has a qualitative
approach has high ratings since it adresses people from diffrent social backgrounds and it
includes authentic topics and settings. Data obtained from local people show that “Asmalı
Konak” increased the tourism activities of region twice.
Keywords: Popular culture, popular icon, simulation, tourism, modern tourism
1. GİRİŞ
Uzun insanlık tarihi boyunca değişik toplum tipleri ortaya çıkmış ve bu toplum
tiplerinin hepsi zaman içinde değişime uğramıştır. Ancak 18.yüzyılda gerçekleşen sanayi
devrimi ve buna paralel olarak gelişen modern toplumun ortaya çıkardığı; teknolojik,
ekonomik , sosyal, siyasal ve kültürel alandaki değişmeler ve bu değişmelerin yaşanma
hızı hiçbir toplumda bu derece süratle gerçekleşmemiştir. Kimilerinin modern toplum,
kimilerininse post-modern toplum olarak adlandırdığı ve küreselleşme tartışmalarının
yaşandığı günümüz toplumunda ise; kitle iletişim araçlarının özellikle son yirmi yıl
içinde büyük bir hızla yayılışı ve gelişimi ile değişimin hızı özellikle kültürel alanda daha
da artmıştır. Kitle iletişim araçlarından televizyonun, en uzakta yaşananları bile
insanların evinin içine taşıması ve en ucuz eğlence araçlarından biri olması, onun kültürel
değişme üzerindeki etkisini daha da arttırmıştır. Küreselleşme ve küreselleşmenin
oluşmasında etkili olduğu kabul edilen kitle iletişim araçları; özellikle de televizyon,
toplumsal değişme üzerinde başlangıçta homojenleştirici bir etkiye sahip olmuş, daha
sonraki süreçte ise, sıradanlaşma, yabancılaşma ve güvensizlik gibi duyguların ortaya
çıkışı ile kimlik bunalımına yol açmıştır. Yaşanan bu sorunlarla birlikte küreselleşme
yoğun eleştiriler almış ve beraberinde getirdiği bu eleştiriler sonucunda, farklılıklara
dayanan yerelleşmenin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bütün bu gelişmeler sonucunda kültürel alanda yaşanan bu hızlı değişim ve
özellikle de küreselleşme-yerelleşme tartışmaları nedeniyle sosyologlar
“kültür”
çalışmalarına daha fazla yer vermişlerdir ve “popüler kültür” çalışmaları da bunlardan
birisidir. Popüler kültür çalışmaları; popüler kültürü, insanları güdüp-yönetme
çerçevesinde değerlendiren ve bunun kültür endüstrisi tarafından oluşturulduğunu
savunan Frankfurt Okulu, popüler kültürü endüstri devriminden sonra folklorik anlamda
halk kültürü yerine, gündelik hayatın ve halka ait olanın sunulması olarak değerlendiren
kültürelci yaklaşım ve popüler kültürü karşıt baskılar ve eğilimler tarafından biçimlenen
“güç
alanı”
ilişkileri
olarak
ele
alan
Gramsci’nin
yaklaşımı
doğrultusunda
gerçekleşmektedir.
Türkiye’de
de
özellikle
1990’lı
yıllarda
özel
televizyon
kanallarının
yaygınlaşması ile kültürel alanda yaşanan değişmeler artmış ve popüler kültür tartışmaları
yoğunluk kazanmaya başlamıştır. Başlangıçta daha çok popüler kültür ürünlerinden
yabancı dizilerin yayınlandığı televizyon kanallarında, daha sonraları yerli dizilere de yer
verilmiş ve özellikle popüler kültür ürünlerine olan ilginin artması nedeniyle hem bu
dizilerin sayılarında, hem de izlenme oranlarında artış gözlenmiştir. Günümüzde ise,
hangi kanalı açsak genellikle birkaç konu etrafında şekillenmiş yerli diziler karşımıza
çıkmaktadır. Bunlardan bazıları “Dadı”, “Charli”, “Çifte Bela” gibi yabancı yapımların
benzerleri şeklinde hazırlanmış yapımlarken, bazıları da daha çok Türkiye’ye özgü
olayların ele alınması doğrultusunda hazırlanmış yapımlardır. Son günlerde ise özellikle
ağalık dizilerinin izlenme oranları oldukça yükselmekte ve konuları ağalık olan çok
sayıda dizi yayınlanmaktadır.
Kent yaşamının beraberinde getirdiği; yapaylıktan, sıradanlıktan ve duygusuz
ilişkilerden bunalan insanlar, geleneksel ilişkilerin sunduğu sıcaklığı ve duygusallığı bu
durumdan kaçış olarak görmekte ve buna yakın temaları olan yapımlar dikkatlerini
çekmektedir (Kara 2002). İşte bu noktada da ağalık dizilerinin izlenme oranları
artmaktadır. Bu dizilerde işlenen ağa tipi 1980 öncesinde işlenen sert, acımasız, cahil ve
her durumda halkı ezen ağa tipinden ziyade, kimi zaman duygusal, kimi zaman
beceriksiz, kimi zaman modern, kimi zamansa duyguları altında ezilen biraz da acınası
tipler şeklinde sunulmaktadır (Çubukçu 2002).
Yukarıda kısaca özelliklerinden söz ettiğimiz ağalık dizilerinden biri olan Asmalı
Konak dizisinin yöre turizmine etkisinin incelendiği bu çalışmada, üç amaç söz
konusudur. Bunlardan ilki; bir popüler kültür ürünü olarak izleyicilerin Asmalı Konak’ı
beğenme, ikincisi seyircilerin Asmalı Konak mekanını ziyaret etme nedenlerinin
saptanmasıdır. Araştırmanın üçüncü amacı ise, beğenme ve ziyaret etme doğrultusunda
dizinin yöre turizmi üzerinde yarattığı etkinin belirlenmesidir. Bu doğrultuda bölgeye
gelen turistlerin, yerli halkın ve ticaretle uğraşanların demografik özellikleri, diziyi
beğenme nedenleri ve turistlerin Asmalı Konak mekanını ziyaret nedenleri incelenmiştir.
Çalışma, beğenilen ve izlenme oranları yüksek olan başka diziler olmasına rağmen
Asmalı Konak’ın turizm üzerinde etkili olması ve Türkiye’de bu tarz olgulara pek sık
rastlanmaması nedeniyle önemlidir. Dizinin beğenilme ve dizi izleyicilerinin Asmalı
Konak mekanını ziyaret etme nedenlerinin incelenmesi, hem popüler kültür ürünü olarak
dizilerin seyahat etme isteği uyandırmaları konusunda popüler kültür çalışmalarına, hem
de ülkede yerli turizmin geliştirilmesi yolunda turizm çalışmalarına sağlayacağı katkı
açısından da önem arzetmektedir.
2. Kavramsal ve Kuramsal Çerçeve
Asmalı Konak dizisinin yöre turizmi üzerindeki etkisi, dizinin beğenilerek
izlenmesi ile bağlantılıdır. Farklı sınıflardan izleyici kitlesi olan ve bu farklı sınıfların her
birine hitap ederek, onların beğenisini toplayan dizinin bu özelliği, popüler kültür
kuramlarından Gramsci’nin farklı sınıflara ait özelliklerin bir pazarlık alanında sunulması
yani, farklı sınıfları karşı karşıya getirerek onları çatıştırmak yerine, aralarında uzlaşım
alanı sağlanmasını içeren yaklaşımını hatırlatmaktadır. Ayrıca gerçeklikte farklı sınıflar
gibi sunulan, fakat bir gerçeklikten yoksun olan bu sınıf tiplemelerinin dizide yeniden
üretilmesi ise Baudrillard’ın simülasyon kuramını hatırlatmaktadır. Çünkü dizide
gerçeklikte karşılığı olmayan; modern ağa, sınıfsal özellikler ve bunların yaşamlarının,
insanların özlem duyduğu (gündelik hayatın sıkıcılığı, yapaylığı ve bunalımından
kaçarak, geleneksel ilişkilerin sıcaklığı ve doğallığını yaşamak gibi) unsurların da
eklenmesiyle bir bütün içinde modeller aracılığıyla yeniden üretilmesi ve mutluluk
peşinde koşan insanlara, geçici bir süre de olsa mutluluk verilmesi sağlanmıştır. Bunlar
dizinin beğenilme nedenleri üzerinde etkili olurken, modernleşme ve kentleşmenin
beraberinde getirdiği; kirlilik, yapaylık, duygusallığın azalışı ve farklılıkların yerini
homojenleşmenin alışı ile insanların yaşadıkları yabancılaşma ve kimlik bunalımından
kaçış için, öz değerlere ve otantik olana ulaşma isteği de seyircinin dizi mekanını görmek
için seyirci konumundan turist konumuna geçişi üzerinde etkili olmaktadır. Bu durum
günümüzde modern turizmin en belirgin istek uyandırıcı faktörlerindendir. Bütün bunlar
sonucunda, otantik mekanlarda çekilen ve konu açısından da benzer nitelikler taşıyan
diğer bir çok dizinin değil de, Asmalı Konak dizisinin turizmi etkilemesinin iki nedeni
olduğunu düşünmekteyiz. Bunlardan ilki seyircilerin özdeşim kurabilecekleri ve özlemini
duydukları karakterleri birlikte sunması; ikincisi ise modernlik ve kentleşmenin
yapaylığından uzaklaşmayı sağlayan geleneksel ilişkilerin sıcaklığını, otantik fakat her
türlü lüksün yaşandığı bir mekanda (ki bunların hiçbirinin gerçeklikte karşılığı yoktur)
sunmasıdır.
Burada öncelikle çalışmada kullanılacak kavramlar ve bunlara yönelik geliştirilen
kuramlar, daha sonra ise bunlardan yararlanarak oluşturduğumuz kuramsal çerçeve
açıklanacaktır.
2.1. Kavramlar
2.1.1. Popüler Kültür ve Popüler İkon
Günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan popüler kültür[1] kavramı, küreselleşme
ve yerelleşme tartışmaları doğrultusunda; yabancılaşmadan, sıradanlıktan, sahte ve
gerçek olmayan ilişkilerden bunalan günümüz insanının yaşadığı kimlik bunalımından
kurtulmak amacıyla; duygusallığın, doğallığın, otantikliğin olduğu mekanlar ve
toplumlara ilgi duymaya başlaması ve bu ilginin zamanla bahsedilen unsurları barındıran
nesnelerin tüketimine dönüşmesi ile etkinlik kazanmıştır. Popüler kültürün günümüzdeki
kullanımı dışındaki anlamı ise eski tarihlere dayanmaktadır.
Popüler kültür kavramının tanımları ve popüler kültür kavramına yönelik
kuramsal açıklamalar[2], popüler kültüre olumlu yaklaşım, olumsuz yaklaşım ve
Gramsci’nin yaklaşımı doğrultusundadır.
Gramsci’nin yaklaşımı popüler kültüre olumsuz yaklaşan Frankfurt Okulu[3] ile
popüler kültüre olumlu yaklaşan Kültürelciliği birleştirmiştir. Buna göre popüler kültür
ne yapısalcıların gördüğü gibi halkın kültürel deformasyonu ne de kültürelcilerin gördüğü
gibi kendini doğrulama, kendini yapma olarak görülür. Popüler kültür, karşıt baskılar ve
eğilimler tarafından biçimlenen “güç alanı” ilişkileri olarak nitelenir. Burada kültürel ve
ideolojik pratikler kapitalist toplumdaki iki ana sınıf arasındaki düşmanca ilişkiler
arasında ele alınır. Bu düşmanca sınıf ilişkileri en son karar verici ufku şekillendirir ki
kültürel ve ideolojik analiz bu ufuk içinde yapılır. Bu ufuk Gramsci’nin klasik Marxist
ideoloji görüşüne getirdiği revizyona da sınır çizer. Önceki Marxist gelenekte sınıflar
arasındaki kültürel ve ideolojik ilişkiler egemenlik ilişkisi içinde incelenirken, Gramsci
kapitalizm içindeki mücadelenin egemenlikten çok hegemoni için mücadele olduğunu
ileri sürer. Ona göre burjuvazi, burjuva ideolojisinin karşıt sınıfın kültürleri ve değerleri
içinde bulduğu yer ölçüsünde hegemoni kurabilir. Burjuva egemenliği, işçi sınıfının
kültürünü değiştirerek veya onu yok ederek değil; işçi sınıfının burjuva kültürü ile birlik
olmasıyla güvence altına alınabilir. Böylece hem burjuva hem de işçi sınıfı kültürleri
tamamiyle birbirine karşıt iki grup olarak düşünülmez. Yani popüler kültür, ne egemen
ideolojiyle çatışan, empoze edilmiş kitle kültüründen ne de karşıt kültürlerden oluşmaz.
Popüler kültür iki sınıf arasında pazarlık sahasıdır. Bu sahada egemen ve alttaki karşıt
kültürel, ideolojik değerler ve elemanlar farklı karışımlar içinde bulunurlar. Bir kültürel
pratik kendi politikasını sanki alnına yazılmış gibi kendisi taşıyamayıp, o pratiğin siyasal
fonksiyonu, belli bir ortamda diğer pratiklerle anlamlandırılması sonucu olarak içinde
yazıldığı toplumsal ve ideolojik ilişkilere bağlıdır. Kültürel pratiklerin siyasal ve
ideolojik eklemleri sabit değil, değişkendir (Alemdar, Erdoğan 1994:104-107, 2000:8 ve
Özbek 2000:66-69).
Asmalı Konak izleyicilerinin tüketim davranış tarzını (Bahar fuları, Sümbül
hanım eşarbı satın almaları gibi) açıklamak için kullanacağımız “popüler ikon” kavramını
ise kısaca şöyle özetleyebiliriz.
Popüler kültür ve popüler ikonolojimodern bir olgu değildir. Bunlar insanlık tarihi
boyunca vardır. Yunanca “eikon” kökünden gelen ikon sözcüğü, kendisine eleştirilemez ,
tartışılamaz bir değer anlamı verirken, kuşkusuz bir saygı ve sadakatle bağlanılan şeyi
isimlendirir. İnsanlığın eski tarihlerindeki ilkel dinlerde kutsal şeyler, tılsımlar, büyü
işaretleri ya da büyülü olduğu sanılan şeyler, putlar, tapınmak için yapılan heykeller,
resimler sonraları tanrıyı, tanrı elçilerini, azizleri hatırlatması için yapılan tasvirler,
simgeler kısacası dinsel yönden kutsal sayılan şeyler “ikon” olarak adlandırılmıştır.
Fakat,
popüler
kültür
konuları
üzerine
düşünen
çağımız
düşünürlerinin
kavramlaştırdıkları “popüler ikon” ya da “pop-ikon” dinsel olmayan; laik fakat fanatik
bir sadakati, tartışılmaz bir bağlılığı, bu bağlılıklardan oluşan insan gruplarına üyeliği
ifade eden takıları, rozetleri, eşyayı, sloganı, şarkıları, müzikleri, fotoğrafları...vb
adlandırır. Popüler ikonolojinin, seçkinler kültürünü yozlaştırıcı ve folk kültürünü yok
edici etkileri söz konusudur ve bu, günümüzde hızlı iletişim çağı ile kitle iletişim araçları
teknolojisinin etkisiyle gittikçe hızlanmaktadır. Sinema ve televizyon en başından beri
ikonlar üretmekte ve özellikle telkin altında kalmaya yatkın insanları bu modellere
bezemeye ve ikonlarını kutsallaştırmaya yöneltmektedir. Sinemada, televizyonda,
stadyumda, podyumda, ses dünyasında, basında üretilen, ikonlaştırılan kişiler ve onları
simgeleyen çeşitli araç ve gereçlerin hepsi ikonolojinin ürünüdür. Bütün bunların altında
görünmeyen bir ikona ticareti ve ikona endüstrisi vardır (2001:2-3).
2.1.2. Simülasyon
Modern topluma geçiş ve teknolojinin gelişimine paralel olarak, kitle iletişim
araçları hızla yaygınlaşmış ve günümüz insanının dünyanın herhangi bir yerinde olan bir
olaydan anında haberdar olmasına olanak sağlamıştır. İnsanların dünyadaki bütün
değişmelerden anında haberdar olması ve bütün gerçeklere kolayca ulaşabilmesi
noktasında, modern toplumların yaşamlarını açıklamak amacıyla farklı düşünceler ortaya
atılmıştır ki Baudrillard’ın “simülasyon kuramı” da bunlardan birisidir.
Baudrillard’a göre modern toplumlar bir simülasyon dünyasında yaşamaktadırlar. En
güçlü sanayiinin iletişim sanayi olduğu günümüz toplumunun, kendine özgü bir ahlakı,
değer yargıları ve inanç sistemleri olmadığı için, bunlar kendinden önce gelen düzenden
ödünç alınmaktadır. Çünkü modern toplumlar eski verilerin yerine konulabilecek hiçbir
yenilik sunmamıştır. Bu nedenle eski sistemden kalan verilerin tümü simülasyon (TV,
sinema, medya..vb) yoluyla yeniden insanlara sunulmaktadır (Adanır 2000:36).
Bir köken ya da bir gerçeklikten yoksun (gerçeklikte karşılığı olmayan) ve
gerçeğin yerini alan bir gerçeğin yani simülakrın modeller aracılığıyla türetilmesine
simülasyon yani hiper-gerçek[4]denilmektedir. Merkezde bulunan gerçek ve onun etrafını
çevreleyen düşsellik artık ortadan kalkmış, onların yerine; merkezde simülakr yani
gerçeklikte karşılığı olmayan gerçek ve etrafında ise simülakrın modeller aracılığıyla
türetildiği simülasyon yani hiper-gerçek yer almıştır (Baudrillard 1998:11-12).
Hiper-gerçek gerçeğin tüm göstergelerine sahip, gerçeğin tüm aşamalarına kısa
devre yaptıran kusursuz, programlanabilen, göstergeleri kanserli hücreler gibi çoğaltarak
dört bir yana savuran bir makinedir. Bundan böyle her türlü düşsel ve gerçek ayrımından
yoksun, yalnızca yinelenebilen bir yörüngeye sahip modeller ve farklılık simülasyonu
üretiminden ibaret bir hiper-gerçekten söz edebiliriz. Bu durumda gerçek bir daha asla
geri dönmeyecektir (Baudrillard 1998:13); yani hiper gerçekliğin olduğu yerlerde neyin
gerçek neyin gerçek olmadığı ve sunulanların bir bütün olarak gerçekliği yansıtıp
yansıtmadığı arasındaki fark silikleşmiştir.
Artık günümüzde bir kutbu diğerinden ayırabilmemizi sağlayacak hiçbir şey
kalmamıştır. Sanki ikisi akıl almaz bir şekilde birbirine geçmiş, o geleneksel iki kutuptan
biri, diğeri tarafından emilmiş gibidir. Bu bir implosion’dur yani için için kaynama,
patlama diyebileceğimiz bir şekilde bir kutbun diğeri içinde erimesi olayıdır ve
simülasyon da zaten bu noktada devreye girmektedir. Çünkü çizgisel süreklilik ve
diyalektik bir kutuplaşmadan yoksun bırakılmıştır. Bu sistemde herhangi bir olay ya da
eylemin nasıl ortaya çıktığını izleyecek olursak, simülasyonun saptırdığı bir ortamda her
türlü determinizasyonun buharlaştığını, her eylemin herkesin işine yarayarak sonunda
tüm kılıklara bürünerek ortadan kaybolduğunu görürüz. Çünkü simülasyonun en belirgin
özelliği, en önemsiz olguları bile kapsayan gerçeğin yerini almış modellerden oluşmasıdır
ve burada önce modeller vardır. Bir bomba gibi yörüngeye yerleştirilen bu modeller
olayın gerçek çekim merkezini oluşturur ve bu yüzden olguların kendilerine özgü bir
rotaları yoktur. Modeller kesiştiğinde ortaya olgular çıkar ve ortaya çıkan tek bir olgunun
tüm modellere ait olabilmesi mümkündür. Modelle olgunun birbirine karıştırılması
sonucunda ise olgular hakkında akla gelebilecek her türlü yorumun yapılması söz
konusudur ve bu yorumların hepsi bir olgunun tüm modellere ait olabilmesi durumunda
gerçektir (Baudrillard 1998:29-30,49); yani bir olgunun ortaya çıkmasında bir çok model
etkili olduğu için, o olgu hakkında bir çok model dahilinde açıklama yapılabilir. Yapılan
bu açıklamalar kullanılan modellerden herhangi birisine uyduğu sürece gerçektir ve bu
durumda bunlardan birisi diğerinden daha gerçektir denilemez.
2.1.3. Turizm ve Beğeni
Turizm olgusu[5] çok eski tarihlere dayanmaktadır; gerçi o dönemlerde
gerçekleşen turizm faaliyeti içerik
açısından günümüz turizmini tam olarak
karşılamıyorsa da, bir seyahat olgusunun varlığı, o tarihlerde de turizmin olduğunun
işaretlerindendir.
Özellikle son yirmi yıldır yaşanan küreselleşme-yerelleşme tartışmaları diğer
alanlarda olduğu gibi, turizm alanında da değişikliklere neden olmuş ve çevresel
duyarlılığın artması, kültürlerin, kimliklerin ve yerel olanın önem kazanması turizm
etkinliklerinde farklılaşmalara yol açmıştır (Urry 1999:191-192, Crick 2002:114).
Turizmin oluşumuna sağlayan unsurlardan, istek unsurunu ortaya çıkaran
koşullarda değişme olmuştur. Kültürel dönüşlülük içinde, gerçeğin görsel biçimde
yeniden sahneye konabileceği daha genel süreçlerin bir bölümü haline gelmiş olan turist,
bir duyarlılığı örneklemek amacıyla, uygun mekanlar, imajlar ve anlatımlar peşine
düşmüştür. Burada aranılan şey, yaşam biçiminin diğer özelliklerinde olduğu gibi yaşama
şekilleriyle ilgili malzemelerdir. Bunun bulunması içinse, tüketim kültürünün söylemsel
çelişkilerinden bazılarının sihirli bir biçimde görselliğe dönüştüğü bir hiper-gerçeklik
oluşturmak amacıyla diğer kültürler yağmalanır. Bu süreç içinde kitlesel moda etkin hale
gelir ve kitlesel moda; Baudrillard’ın tanımladığı şekliyle hiper-gerçekliğe dönüşün bir
sonucu olan gösterge bilimsel bir karmaşa rejimi anlamına gelir. Burada duyarlıklar yine
de kuramın dikte ettiği kadar rastlantısal ve değişken değildir ve bu açıdan bir yeniden
bölgeselleştirme sürecinin önerildiğine dikkat edilmesi yararlı olacaktır. Bu düşünce iki
konuyu birleştirmektedir. Bunlardan birincisi, kültürel bölgenin kurumlarının tümünün
yeni yorum ve anlayışlara açık olduğu, ikincisi ise kültürün toplumsal etkileşim yoluyla
devamlı olarak yeniden oluşturulduğudur (Chany 1999:146-147). Burada önemli olan,
turistlerin içinde bulundukları aynılaşmış ve yabancılaştıkları mekanlardan kaçışlarını
sağlayacak, ayrıca onların ilgisini çekecek otantik ortamların oluşturulmasıdır. Bu
görünüşte gerçek ve otantik ortamlara Eco (1986), “hiper-gerçeklikte seyahatler” adını
vermiştir.
Eco otantik ortam olarak adlandırılan bu tür yerlerin dış görünüşlerinin
orijinalinden daha “gerçek” göründüğünü belirtmektedir. Örneğin Disneyland bize
teknolojinin,
doğanın
sunabileceğinden
daha
fazla
gerçeklik
sağlayabileceğini
göstermektedir. Çünkü bu tür simüle edilmiş gerçeklik, insanları pek çok kültüre ait
göstergelere ve imajlara bakma konusunda yüreklendirmekte ve bu durum, küresel
minyatürleştirme de denilen, en aşırı biçimde “zaman-mekan sıkışması” ile olanaklı hale
gelmektedir (Urry 1999:203-204). Günümüz turizminde en etkili faktörlerden birisi
haline gelen bu durum insanların otantik olana yönelişlerine hız kazandırmıştır.
Bu konu üzerine eğilen Mac Cannell ise, turistlerin otantik olanı aradığını; ancak
bakışların yöneltildiği insanların, meraklı turistleri uzaklaştıran yapay yerler kurmaya
başlamalarından dolayı, otantik olanı bulmanın mutlaka başarısızlıkla sonuçlandığını ileri
sürmektedir. Bu ise bir taraftan otantik olanı arayan ve bunun gerçekliğine inanan ve
bunun böyle olmadığını gördüğü zaman hayal kırıklığına uğrayan turist modelini ortaya
çıkarırken, diğer taraftan otantik olanın aslında kurgusal olduğunu bilen, bununla
karşılaştığı zaman hayal kırıklığı yaşamayan ve bunu bir oyun olarak algılayıp onun
parçası olmak isteyen turist modelini ( post-turisti) ortaya çıkarmaktadır (Urry 1999:191192).
Burada açıklamamız gereken bir diğer kavram ise Bourdieu’nun Kantçı estetikten
yararlanarak oluşturduğu “beğeni” kavramıdır. Çünkü genellikle kültür turizmini tercih
eden kişilerin ve örneklem grubunun bulundukları sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel
seviyenin tespiti oldukça önemlidir.
Bourdieu’ya göre beğeniler farklılıkların kaçınılmaz suretle pratikte tasdik
edilmesidir. Beğeni tarzlarını oluşturan kriterler Kantçı estetik ile Kantçı estetiğe karşıt
estetik unsurlardır. Corrigan’a göre Kantçı estetik unsurlar; yüksek kültürel sermaye, elit
kültür, ince ruhla işlenmiş ve soyut ayrım,düşünce merkezlilik, gruba ait, anlaşmaya
dayalı ve biçimsel temsildir. Burada zarif ayrım ve gizli/saklanmış formların okunması
için sosyalleşme ve öğrenme gereklidir ve tercih edilen resim ise, trafik kazasıdır. Kantçı
estetiğe karşıt olan unsurlar ise; düşük kültürel sermaye, popüler kültür, anlık ve
ertelenemeyen hazlar, beden merkezlilik ve doğanın direkt olarak temsilidir. Herhangi
birisinin gösterdiği şeyle direkt olarak okunabilir ve burada tercih edilen resim, güneş
batması ve birincil ilişkilerdir. Bu ifade edilen kriterler ya da bilişsel yapılar, bireyler
tarafından sosyal alanlarda tüketim ile dışa vurulur. Bilişsel yapılar sınıfsal yapının
ayrımının temel formlarıdır (Zorlu 2002:33-34).
2.2. Kuramsal Çerçeve
“Bir popüler kültür ürünü olarak Asmalı Konak’ın Yöre Turizmine Etkisi” adlı
çalışmamızda, sosyolojik bir olgu olarak karşımıza çıkan Asmalı Konak dizisinin yöre
turizmine etkisinin incelenmesi için, öncelikle dizinin beğenilme, daha sonra ise
seyircilerin Asmalı Konak’ı ziyaret etme nedenlerinin incelenmesi gerekmektedir.
Dizinin beğenilme nedenlerini şu şekilde sınıflandırabiliriz:
1. Neredeyse her kesimden seyirciye, kendilerini özdeşleştirebilecekleri karakterler
sunması,
2. Seyircilerin özlemini duyduğu unsurları barındırması ve otantik bir mekanda
çekilmesi.
Bunlardan ilki için popüler kültür kuramlarından Gramsci’ci yaklaşımdan
yararlanılacaktır. Bu yaklaşım popüler kültür ürününü; karşıt baskılar ve eğilimler
tarafından biçimlenen “güç alanı” ilişkileri ve bunlar arasındaki pazarlık alanı olarak
sunmaktadır. Bunun anlamı karşıt sınıflar arasında ortak bir alanın yaratılmasıdır ki
günümüz insanının hoşuna giden ve herkesin kendisini bulduğu durumlar da bu
doğrultuda gerçekleşmektedir. Kadın-erkek eşitsizliği, zengin- fakir, eğitimli-eğitimsiz
ayrımı ...vb gibi durumlara bu şekilde çözüm getiren popüler kültür ürünleri izleyiciler
tarafından beğenilmektedir. Çünkü her kesimden insana kendilerini özdeşleştirecekleri
karakterleri ve bu karakterlerin ait olduğu sınıfları bir uzlaşım alanı içinde sunmaktadır.
Bunlardan ikincisi için ise, modernleşmeyle ortaya çıkan ve küreselleşmeyerelleşme tartışmaları doğrultusunda önem kazanan; geleneksel ilişkilere ve yaşamlara
özlem duyma olgusundan yararlanılacaktır. Duygusallığın yerini mantığın aldığı, birincil
ilişkilerin azaldığı, yabancılaşmanın ve kimlik bunalımının yaşandığı kent toplumundan
kaçarak; duygusallığın, sevginin ve otantik olanın var olduğu geleneksel ilişkileri yaşama
isteğinin yoğunluk kazanması durumu, ülkemizde genellikle kentleşmenin geliştiği
yerlerde görülmektedir. Bunlardan farklı olarak ülkemizde özlem duyulan bir başka unsur
ise, genellikle diğer gelişmekte olan ülkeler için de geçerli olan; gelişmiş ülkelere
özellikle de Amerika’daki yaşama duyulan özlemdir. Dizinin Amerika’da başlaması bu
özleme; geleneksel ilişkiler ise yukarıda belirttiğimiz, modernleşmenin ve kentleşmenin
görüldüğü bütün toplumlarda ortaya çıkan özleme yanıt vermektedir. Dizide sınıflar arası
karşıtlığın uzlaştırılması ve geleneksel ilişkiler ile modern ilişkilerin bir araya getirilmesi
sonucunda; seyircilerin özlem duydukları unsurları, kendilerini özdeşleştirdikleri
karakterlerde
bulmaları sağlanmaktadır. Fakat uzlaştırma ve özlenen unsurların
karakterlere eklenmesi sonucunda ortaya çıkan bu sınıfların ve karakterlerin gerçeklikte
tam bir karşılığı yoktur; olaylar da bu olmayan gerçeklikten modeller aracılığı ile
türetilmiştir. Bu ise Baudrillard’ın simülasyon kuramına benzemektedir. Çünkü Seymen
ağanın ailesi, ev çalışanları ve onların yaşamları; gerçeklikte karşılığı olmayan fakat
dizide gerçeklik olarak ele alınan modern ağalığa dayanılarak, modeller aracılığıyla
türetilmiştir. Bu nedenle Seymen ağa ne modern ne de gelenekseldir, o her ikisinden de
bazı özellikler taşımaktadır. Birden fazla modelin çakışması sonucunda ortaya çıkmıştır
ve onun hakkında söylenecek her şey, bu modellere ait olmak koşuluyla gerçektir. Dizide
buna benzer diğer oluşumlar ise şunlardır. Kamusal alandaki güç mücadelesinde birbirine
karşıt durumda bulunan sınıflar arasında bir uzlaşım alanı sağlanmış, çatışma ile birinin
diğerine üstün gelme çabası yerine, bunların birbirini tanımaları ve ortak yaşam alanı
kurmaları doğrultusunda bir yaşam modeli sunulmuştur. Kadınlarla erkekler arasındaki
güç mücadelesi ve kadınların bu mücadelede daha zayıf konumda olması durumu, dizide
erkek egemen yapının Sümbül hanım tiplemesiyle, kadınların egemen ya da söz sahibi
olduğuna yakın bir kurgulayış ile; işverenle çalışan arasındaki mücadele işverenle
çalışanın (Seymen ağa ve ailesi ile ev çalışanlarının) dost şeklinde sunulması ile; kültürel
seviyesi yüksek olan kesimle, düşük olan kesim arasındaki güç mücadelesi ise aralarında
yakınlık, kültürel seviyesi düşük olanın (Kahya’nın) zekiliği, sorunlara akılcı çözümler
getirmesi ve hatta bunlardan bir kısmının kültürel seviyesi yüksek olanla duygusal ilişki
yaşaması (Ali bey ile Piraye hanım aşkı ) ile uzlaştırılmıştır ve bütün bunların
gerçeklikte tam olarak karşılığı yoktur. Bu nedenle Asmalı Konak dizisi için tam olarak
ne gerçekçidir, ne de gerçekçi değildir diyemeyiz. O farklı yorumlara açıktır.
Seyircilerin Asmalı Konak’ı ziyaret etme nedenlerini ise şu şekilde
sınıflandırabiliriz:
1. Diziyi beğenme ve onun çekildiği ortamda bulunma isteği
2. Turistlerin otantik olanı arayışı.
Bunlar için ise yukarıda sıraladığımız dizinin beğenilme nedenlerinin
açıklanmasında yararlanılan kuramlar ile günümüz turizminin istek oluşturma
faktörlerinden yararlanılacaktır. Yukarıda da açıklandığı üzere, modernleşme ve
kentleşme
sonucunda
günümüzde
turistlerin
büyük
bir
kısmı
otantik
olana
yönelmektedirler. Turistlerin, hem kendilerini özdeşleştirdiği, hem de özlemini duyduğu;
duygusallık, içtenlik, gerçek sevgi, sıcak ilişkiler, otantisite gibi unsurları bir arada
bulduğu mekanlar, öncelikle tercih ettikleri mekanlardır. Çünkü turistler böylece bir taşla
iki kuş vurmuş olmaktadırlar. Fakat burada önemli olan, sadece popüler kültür ürünü olan
ya da sadece turizme istek oluşturmaya çalışan yapımlarda bu etkinin görülmemesidir.
Asmalı Konak bu ikisini iç içe sunmaktadır.
Çalışmanın kuramsal çerçevesinde kullanacağımız diğer kavram ise “popüler
ikon”dur. İzleyicilerin Asmalı Konak’a ilişkin Bahar fuları, Sümbül hanım eşarbı, Asmalı
Konak kaseti almaları durumuna ilişkin açıklamalar için popüler ikon tüketimi
kavramından yararlanılacaktır. Ayrıca, dizi mekanını ziyarete gelen turistlerin, popüler
kültür ürünü tüketicilerinin genellikle kültürel sermayesi düşük kişiler olduğunu belirten
Baurdieu’nun beğeni kavramında olduğu gibi, kültürel sermayelerinin düşük kişiler
olduğunu düşünmekteyiz.
3. Metod
3. 1. Örneklem ve Veri Toplama Teknikleri
Nitel bir çalışma olan bu araştırma;
- Asmalı Konak dizisinin beğenilen yönleri
- Asmalı Konak seyircisinin Asmalı Konak mekanını ziyaret etme nedenleri ve
- Asmalı Konak’ı ziyaret eden seyircilerin yöre turizmi üzerindeki etkilerinin
betimlenmesi doğrultusunda yapılmıştır.
Araştırmada, hem dizi mekanını ziyarete gelen turist evreninin saptanmasının güç
olması nedeniyle bir temsiliyet sorunu yaşamamak, hem de araştırılan konu hakkında
ayrıntılı bilgi alınması açısından çalışmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği
uygulanmıştır. Araştırma örneklemi turistler, yerli halk ve bölgede ticaretle uğraşanlar
olmak üzere üç gruptan oluşmaktadır. Örneklem grubu; cinsiyet değişkenine göre
seçkisiz yöntemle seçilmiş 80 turist; Asmalı Konak’a çok yakın ve daha uzak yerlerde
oturmaları dikkate alınarak cinsiyet değişkenine göre seçkisiz yöntemle seçilmiş 30 yerli
halk ve uğraştıkları iş alanlarını dikkate alarak önce küme örnekleme daha sonra ise
bunların içinden seçkisiz yöntemle seçilen 30’u ticaretle uğraşan kişi olmak üzere toplam
140 kişiden oluşmaktadır.
Yaptığımız çalışmanın nitel bir araştırma olması nedeniyle, araştırma sorularının
açık uçlu şekilde hazırlanması uygun görülmüştür. Çalışmanın araştırma soruları ise
şunlardır:
1. Dizinin beğenilen yönleri nelerdir?
2. Dizi seyircisi, dizinin çekildiği mekana neden gitmek istemektedir?
3. Dizinin çekilmesinden sonra bölge turizminde ne tür değişiklikler olmuştur?
Yukarıda belirtilen araştırma soruları doğrultusunda turistlerle yapılan
görüşmelerde; turistlerin dizi hakkındaki düşünceleri, diziyi beğenme ve dizi mekanını
ziyaret etme nedenleri, dizideki karakterlerle özdeşim kurma durumu, tatillerini geçirmek
üzere Asmalı Konak’ın bulunduğu bölgeyi seçmeleri üzerinde dizinin etkisi, dizide
gösterilen mekanlar ve anlatılanlar doğrultusunda oluşan beklentilerinin gerçekleşip
gerçekleşmediği üzerinde durulmuştur. Yerli halk ve ticaretle uğraşanlarla yapılan
görüşmelerde ise; dizi hakkındaki düşünceleri, diziyi beğenme nedenleri, dizideki
karakterlerle özdeşim kurup kurmadıkları, dizideki görüntüler hakkındaki düşünceleri ve
Asmalı Konak dizisinin yayınlanmasından sonra yöre turizminde bir değişiklik olup
olmadığı ve varsa bu değişikliklerin neler olduğu üzerinde durulmuştur.
3.2. Veri Analiz Teknikleri:
Bu çalışma var olanın tespit edilmesini amaçlayan durum saptayıcı yani
betimleyici bir çalışmadır. Yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinin uygulandığı
çalışmada, ses kayıt cihazının kullanıldığı görüşmeler deşifre edilmiş ve elde edilen
verilerin bir kısmı sınıflandırılarak SPSS’e (sosyal bilimler için istatistik programına)
girilmiş ve bunlardan bir kısmının frekans (f), yüzde (%) ve çapraz tabloları
oluşturulmuştur.
4. Araştırma Verilerinin Analizi ve Bulgular:
Araştırma
verilerinin
analizi
başlangıçta
belirlenen
araştırma
soruları
doğrultusunda; örneklemin genel özellikleri, dizinin insanlara çekici gelen yönleri, dizi
seyircisinin dizinin çekildiği mekana gitme nedenleri ve dizi seyircisinin dizi mekanını
ziyaretinin yöre turizmine etkisi doğrultusunda yapılmıştır. Bunlardan örneklemin genel
özellikleri ile dizinin insanlara çekici gelen yönlerinin analizi için “turist”, “yerli halk” ve
“ticaretle uğraşanlar”ın; dizi seyircisinin dizi mekanını ziyaret etme nedenleri için
“turistler”in ve dizi seyircisinin; dizi mekanını ziyaretinin yöre turizmine etkisinin analizi
için “yerli halk” ve “ticaretle uğraşanlar”ın yarı yapılandırılmış görüşmeleri
kullanılmıştır.
4.1.Örneklemin Genel Özellikleri
Burada, örneklemi oluşturan turist, yerli halk ve ticaretle uğraşanların; cinsiyet,
yaş, eğitim, yaşadığı yer, medeni durum ve meslek gibi nitelikleri ile Asmalı Konak
dizisini izleyip izlememe durumu ele alınmıştır.
4.1.1. Örneklemin Demografik Özellikleri
Örneklemde yer alan turistlerin % 48.7’si erkeklerden, %51,3’ü ise kadınlardan
oluşmaktadır. Bu grubun yaş dağılımına bakıldığında; % 12.5’i 15-19, % 15’i 20-24,
%17.5’i 25-29, %17.5’i 30-34, %11.2’si 34-40, %10’u 40-44, %5’i 45-49, %3.8’i 50-54,
%5’i 55-59 ve %2.5’inin 60-64 yaş grubu içinde olduğu görülmektedir. Turistlerin eğitim
durumuna göre dağılımlarına bakıldığında ise; %5’inin ilkokul mezunu, %10’unun
ortaokul mezunu, %3.7’sinin orta okul dengi meslek okulu mezunu, %5’inin ilköğretim
mezunu, %30’unun lise mezunu, %3.8’inin lise dengi meslek okulu mezunu ve
%42.5’inin ise yüksek okul-üniversite mezunu olduğu görülür. Turistlerden %3.8’i
ilçede, %18.8’i şehirde, %76.1’i büyük şehirde ve %1.3’ü ise yurt dışında yaşamaktadır.
%46.3’ü bekar olan turistlerin, %50’si evli, %2.5’i boşanmış ve %1.2’sinin ise eşi
ölmüştür. Turistlerin meslek grupları tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. Turist Örneklem Grubunun Mesleklere Göre Dağılımı
Meslek Grupları
A Meslek Grubu: Üst düzey yöneticiler, iş adamları, serbest meslek sahipleri
B Meslek Grubu: Orta düzey yöneticiler, doktorlar, avukatlar, mühendisler,
öğretim üyeleri
C Meslek Grubu: Danışmanlar, uzmanlar, öğretmenler, araştırma görevlileri, esnaf
D Meslek Grubu: Nitelikli işçiler, teknisyen, sekreter, memur
E Meslek Grubu: Niteliksiz işçiler
F Meslek Grubu: Emekliler, ev kadınları, öğrenciler, işsizler
Toplam
Frekans
(f)
9
15
18
8
30
80
Yüzde
(%)
11.25
18.75
22.5
10
37.5
100
Örneklemde yer alan ticaretle uğraşanların ise; % 96.7’si erkeklerden, % 3.3’ü
kadınlardan oluşmaktadır. Bu grubun yaş dağılımına bakıldığında, % 10’u 20-24, %
6.7’si 25-29, % 6.7’si 30-34, % 13.3’ü 34-40, % 36.7’si 40-44, % 6.7’si 45-49, % 10’u
50-54, % 6.7’si 55-59 ve % 3’ünün de 60-64 yaş grubu içinde olduğu görülmektedir.
Ticaretle uğraşanların eğitim durumuna göre dağılımı ise; %16.7 ilkokul mezunu, %20
ortaokul mezunu, %50 lise mezunu ve %13.3 yüksek okul-üniversite mezunu şeklindedir.
Ticaretle uğraşanlardan % 3.3’ü kasabada, % 96.7’si ilçede yaşamaktadır. Ticaretle
uğraşanların %13.4’ü bekar, %80’i evli, %3.3’ü boşanmış ve %3.3’ünün ise eşi ölmüştür.
Yaptıkları işe bakıldığında ise; %6’sının antikacı, %6’sının market sahibi, %6’sının
gümüşçü, %6’sının halıcı, %6’sının hediyelik eşya satıcısı, % 6’sının kasetçi, %6’sının
otel sahibi, % 6’sının pastane sahibi, % 6’sının restoran sahibi, % 6’sının cafe sahibi,
%6’sının tekel bayi, %6’sının tur firması sahibi, %3’ünün bar işletmecisi, %3’ünün
benzin istasyonu sahibi, %3’ünün büfe sahibi, %3’ünün cep telefonu bayii, %3’ünün
konfeksiyoncu ve %3’ünün taksici olduğu görülmektedir.
Örneklemde yer alan yerli halkın; % 56.7’si erkeklerden, % 43.3’ü ise
kadınlardan oluşmaktadır. Bu grubun yaş dağılımına bakıldığında, %10’u 15-19, %
56.7’si 20-24, %6.7’si 25-29, % 6.7’si 30-34, % 3.3’ü 34-40, %10’u 40-44, % 3.3’ü 4549 ve % 3.3’ünün de 55-59 yaş grubu içinde olduğu görülmektedir.Yerli halkın eğitim
durumuna göre dağılımına bakıldığında ise; %16.7’sinin ilkokul mezunu, % 13.3’ünün
ortaokul mezunu, % 3.3’ünün ilköğretim mezunu, %50’sinin lise mezunu ve %
16.7’sinin ise yüksek okul-üniversite mezunu olduğu görülür. Yerli halkın % 93.3’ü
ilçede, % 6.7’si’ ise şehirde yaşamaktadır. Yerli halkın % 60’ı bekar, %40’ı evlidir.
Bunların meslek grupları ise tablo 2’de verilmiştir.
Tablo 2: Yerli Halk Örneklem Grubunun Mesleklere Göre Dağılımı
Meslek Grupları
A Meslek Grubu: Üst düzey yöneticiler, iş adamları, serbest meslek sahipleri
B Meslek Grubu: Orta düzey yöneticiler, doktorlar, avukatlar, mühendisler,
öğretim üyeleri
C Meslek Grubu: Danışmanlar, uzmanlar, öğretmenler, araştırma görevlileri, esnaf
D Meslek Grubu: Nitelikli işçiler, teknisyen, sekreter, memur
E Meslek Grubu: Niteliksiz işçiler
F Meslek Grubu: Emekliler, ev kadınları, öğrenciler, işsizler
Toplam
Frekans
(f)
3
-
Yüzde
(%)
10
-
3
9
2
13
30
10
30
6
44
100
4.1.2. Asmalı Konak Dizisini İzleme Durumu
Örneklemimizi oluşturan turistlerin, %98.9’u diziyi sürekli izlediğini, %1.1’i ise
vakit buldukça izlediğini belirtmiştir. Yerli halkın %100’ü diziyi sürekli izlediğini
belirtirken, ticaretle uğraşanların %86.7’si sürekli izlediğini, %10’u vakit buldukça
izlediğini ve %3.3’ü ise izlemediğini ifade etmiştir.
4.2. Dizinin Beğenilen Yönleri:
Burada dizinin çekici gelen yönleri ile özlem uyandırma, özdeşim kurma
özellikleri ve dizinin gerçekçiliği yönünde elde edilen verilerin analizi yapılmıştır.
4.2.1. Dizinin Çekici Gelen Yönleri
Turist Örneklemi İçin:
Görüşülen turistlerin yarıdan biraz fazlası ( yaklaşık %60’ı) dizinin çekici gelen
yönünün dizinin konusu olduğunu, geriye kalanlardan büyük kısmı (yaklaşık %20’si)
dizinin çekildiği mekan olduğunu, diğerleri ise (yaklaşık % 6’sı) oyuncuların, (yaklaşık
% 6’sı) arkadaşlarla hoşça vakit geçirme olanağı sağlamasının, ( yaklaşık % 4’ü) dizinin
çekimlerinin ve (yaklaşık % 4’ü) dizinin müziği olduğunu belirtmişlerdir.
Dizinin konusunu çekici bulanların da konuyu çekici bulma nedenleri birkaç
kategoriden oluşmaktadır. Bunlar; yaşanan aşklar, aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik,
toplumun değerlerini yansıtması ve senaryoda aradıkları her şeyin olması şeklindedir.
Görüşülen turistler bu konuyu şöyle ifade etmişlerdir.
“ Dizinin bana en çekici gelen yönü Seymen ve Bahar aşkı, böyle
bir aşk
yaşamak isterdim” (Ev hanımı, 35-39 yaş arası).
“ Aşk, hayat, sevgi” ( Tezgahtar, kadın, 15-19 yaş arası).
Görüldüğü gibi bu konuda alınan cevaplar genellikle kısa ve net bir şekilde “aşk”
olarak ifade edilmiştir ve konunun çekiciliğine ilişkin cevapların yarısına yakını da bu
doğrultudadır. Aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik konusunda alınan cevaplardan ise
birkaç tanesi şöyledir:
“Sevgiye önem veren bir insanım, aile içi ilişkilerin güçlü olması
ve sevginin olması benim için çok önemli, bunlar güzel şeyler”
(Muhasebeci, erkek, 20-24 yaş arası).
“Konusu enteresan geliyor ve insanların birbirlerine bağlı
olmaları çok
güzel.” ( Bankacı, kadın, 25-29 yaş arası).
Yine bu konuda alınan cevaplar genellikle kısa ve net bir şekilde, aile içindeki bağlılık
ve sıcaklığın olmasının çekici geldiği yönündedir. Toplumun değerlerini yansıtmasını ise
örneklemden iki kişi şu şekilde ifade etmişlerdir:
“ Her şey çok doğal, sanki gerçek hayat gibi” (Biyolog, kadın, 3034 yaş arası)
“Memleketimi yansıtıyor, bir ailenin yaşadığı bütün duygular
mevcut” (Dış ticaret uzmanı, erkek, 30-34 yaş arası).
Dizinin konusunu çekici bulma nedeninin dizide canlandırılan yaşamın,
Türkiye’nin değişik kesimlerinden unsurlar içermesi ve senaryonun her konuya
değinmesi olduğunu belirten turistlerden birkaç tanesi şunları söylemiştir:
“Dizide aradığım her şey var, hatta aramadığım da. Böyle olunca da dizi
haliyle çekici geliyor” (Doktor, erkek, 40-44 yaş arası).
“ Dizide aşk, sevgi, bağlılık, maddi imkanlar, lüx var, ağa bile
var; yani her şey var” (Ev hanımı, kadın, 30-34 yaş arası).
Örneklemi oluşturan kişilere, ağalık sistemini yansıtan diğer dizileri izleyip
izlemedikleri ve Asmalı Konak’ın onlardan farklı olup olmadığı konusunda görüşleri ise
yine bize dizinin beğenilme nedenleri konusunda fikir vermektedir.
Örneklemi oluşturanların % 3.9’u Kırık Ayna’yı, % 46.3’ü Zerda’yı, % 12.5’i
Kırık ayna ve Zerda’yı ve %37.5’i ise diğer dizileri izlemediğini belirtmektedir. Kırık
Ayna ve Zerda dizilerini izlediğini belirten kişilerin tamamı, Asmalı Konak dizisini
onlardan daha çok beğendiklerini ve bu dizinin onlardan neredeyse tamamen farklı
olduğunu ifade etmişlerdir. Asmalı Konak’ın bu dizilerden farklı buldukları yönler ise
benzerdir. Şöyle ki, Kırık Ayna ve Zerda’nın ağalık sistemini daha fazla yansıtması ve bu
nedenle de bu dizilerde şiddet, kumalık ve törelerin daha egemen olması, Asmalı
Konak’la diğer iki dizi arasındaki en önemli farklılık olarak gösterilmektedir. Asmalı
Konak’ın günümüze daha yakın olması ve ilişkilerin daha sıcak olması ise onun diğer
dizilerden farklı olan bir diğer yönüdür. Oldukça düşük oranlara sahip olmasına rağmen,
belirtilen diğer farklılıklarsa Asmalı Konak’ın ilk, diğerlerinin Asmalı Konak’ın taklidi
olması ve Asmalı Konak’ın müziği ile çekimlerinin daha iyi olmasıdır.
Yerli Halk Örneklemi İçin:
Görüşülen yerli halkın büyük bir kısmı( %70’i) dizinin çekici gelen yönünün;
dizinin yörede çekilmiş olması olduğunu belirtmişlerdir.
“ Bu yörede çekildiği için dizi bana çekici geliyor.” ( Veteriner,
erkek,
30-34 yaş arası).
“ Bu bölgeyi biz oradan daha iyi görme ve tanıma fırsatı
buluyoruz. Ben burada oturmama rağmen Peribacaları, Avanos’u çok iyi
bilmiyorum. Dizi ile tanıma fırsatım oluyor”
( Züccaciyeci, erkek, 15-19 yaş arası).
Kendilerine dizinin yörede çekilmiş olması dışında dizide çekici buldukları unsurları
belirtmeleri istendiğinde ise, bu sefer örneklemin tamamına yakını dizinin konusunu
çekici bulduklarını belirtmişlerdir.
Dizinin konusunu çekici bulanların konuyu çekici bulma nedenleri birkaç kategoriden
oluşmaktadır. Bunlar turistlerde olduğu gibi; yaşanan aşklar, aile içindeki sevgi, birlik ve
beraberlik, toplumun değerlerini yansıtması ve senaryoda aradıkları her şeyin olduğu
şeklindedir ki bunlardan da dizinin aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik ile toplumun
değerlerini yansıtması diğerlerine göre daha fazla vurgulanmıştır. Bu kategorilerde yer
alan açıklamalardan birkaç tanesi şöyledir:
“ Ailedeki sıcaklık ve saygı insanı çekiyor” (Zabıta, erkek, 30-34 yaş arası).
“ Aile ilişkileri çok güzel” ( Ev hanımı, kadın, 40-44 yaş arası).
“ Toplumumuzun örf, adetlerini yansıtıyor” ( Öğrenci, erkek, 15-19 yaş
arası).
Görüldüğü üzere yerli halkın diziyi çekici bulma nedenlerinden ilki; dizinin
Ürgüp yöresinde çekilmiş olması, ikincisi ise konusudur.
Örneklemi oluşturan kişilerin, ağalık sistemini yansıtan diğer dizileri izleyip
izlemedikleri ve Asmalı Konak’ın onlardan farklı olup olmadığı konusunda görüşleri ise
şu şekildedir.
Örneklemi oluşturanların % 30’u Kırık Ayna’yı, % 30’u Zerda’yı, % 6.7’si Kırık
Ayna ve Zerda’yı ve %33.3’ü ise diğer dizileri izlemediğini belirtmektedir. Kırık Ayna
ve Zerda dizilerini izlediğini belirten kişilerin tamamı, Asmalı Konak dizisini onlardan
daha çok beğendiklerini ve bu dizinin onlardan neredeyse tamamen farklı olduğunu ifade
etmişlerdir. Asmalı Konak’ı, bu dizilerden farklı buldukları yönler ise benzerdir. Şöyle
ki, Kırık Ayna ve Zerda’nın ağalık sistemini daha fazla yansıtması ve bu nedenle de bu
dizilerde şiddet, kumalık ve törelerin daha egemen olması, Asmalı Konak’la diğer iki dizi
arasındaki en önemli farklılık olarak gösterilmektedir. Asmalı Konak’ın günümüze daha
yakın olması ve ilişkilerin daha sıcak olması ise onun diğer dizilerden farklı olan bir diğer
yönüdür. Oldukça düşük oranlara sahip olmasına rağmen, belirtilen diğer farklılıksa
Asmalı Konak’ın bölgenin doğal güzelliklerini daha iyi yansıtmasıdır.
Ticaretle Uğraşan Örneklem İçin:
Görüşülen örneklemin (örneklemden bir kişi diziyi izlemediği için bu konuda 29
kişinin görüşlerinin analizi söz konusudur) büyük bir kısmı (%72’si) dizinin çekici gelen
yönünün; dizinin yörede çekilmiş olmasının olduğunu belirtmişlerdir.
“ Yörede çekilmesi çekici.Yöreyi yansıtıp reklam yaptığı için
diziye minnettarız” ( Gümüşçü, erkek, 40-44 yaş arası).
“ Bölgeyi içermesi çekici, coğrafi mekanı iyi yansıtıyor; bizim de
bu bölgede görmediğimiz yerler var. Onları da görüyoruz. Hem tanıdık
birilerini sürekli figüran olarak görüyoruz. Sonraki bölümde kimi
göreceğiz diye merakla izliyoruz.” ( Restoran sahibi, erkek, 40-44 yaş
arası).
Dizinin yörede çekilmiş olması dışında dizide çekici buldukları unsurları
belirtmeleri istendiğinde ise, bu sefer örneklemin tamamına yakını yerli halkta olduğu
gibi dizinin konusunu çekici bulduklarını belirtmişlerdir.
Dizinin konusunu çekici bulanların konuyu çekici bulma nedenleri birkaç
kategoriden oluşmaktadır. Bunlar; aile içindeki sevgi, birlik ve beraberlik ile toplumun
değerlerini yansıtması şeklindedir. Bu kategorilerde yer alan açıklamalardan birkaç tanesi
şöyledir:
“Aile içi ilişkiler sıcak, Sümbül hanım ailesine düşkün ve aileyi toparlayıcı” (Otel
işletmecisi, erkek, 55-59 yaş arası).
“ İlişkilerin sıcak olması ve bizim toplumumuzu yansıtması güzel. Mutlu bir yuva
var” ( Hediyelik eşya satıcısı, erkek, 30-34 yaş arası).
Ticaretle uğraşanların da yerli halk gibi diziyi çekici bulma nedenlerinin başında,
dizinin yörede çekilmiş olması gelmektedir. İkinci etken ise dizinin sıcak ve birbirine
bağlı aile tipi ile toplumu yansıtmasıdır.
Örneklemi oluşturan kişilerin, ağalık sistemini yansıtan diğer dizileri izleyip
izlemedikleri ve Asmalı Konak’ın onlardan farklı olup olmadığı konusunda görüşleri ise
şu şekildedir.
Örneklemi oluşturanların % 25’i Kırık Ayna’yı, % 17’si Zerda’yı, % 21’i Kırık
Ayna ve Zerda’yı ve % 37’si ise diğer dizileri izlemediğini belirtmektedir. Kırık Ayna ve
Zerda dizilerini izlediğini belirten kişilerin büyük bir kısmı, Asmalı Konak dizisinin
onlardan neredeyse tamamen farklı olduğunu ifade ederken, görüşülenlerin küçük bir
kısmı ise Asmalı Konak dizisinin de diğerlerinin de doğuyu anlatan diziler oldukları ve
aralarında bir farklılık bulunmadığını ifade etmiştir. Görüşülenlerin tamamı ise Asmalı
Konak’ı daha çok beğendiklerini söylemişlerdir. Asmalı Konak’ı, bu dizilerden farklı
buldukları yönler ise benzerdir. Şöyle ki, Kırık Ayna ve Zerda’nın ağalık sistemini daha
fazla yansıtması ve bu nedenle de bu dizilerde şiddet, kumalık ve törelerin daha egemen
olması, Asmalı Konak’la diğer iki dizi arasındaki en önemli farklılık olarak
gösterilmektedir. Asmalı Konak’ın günümüze daha yakın olması ve ilişkilerin daha sıcak
olması ise onun diğer dizilerden farklı olan bir diğer yönüdür. Oldukça düşük oranlara
sahip olmasına rağmen, belirtilen diğer farklılıklarsa Asmalı Konak’ın bölgenin doğal
güzelliklerini daha iyi yansıtması ve çekim ekibinin daha iyi olmasıdır.
4.2.2. Karakterlerle Özdeşim Kurma
Turist örneklemini oluşturan
kişilerin %14.5’i dizide kendilerine yakın
hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri bir karakter olmadığını belirtirken, geriye
kalanların tamamı kendilerine yakın hissettikleri ve özdeşim kurdukları karakterler
olduğunu belirtmişlerdir.
Yerli halk örneklemini oluşturan kişilerin % 23.3’ü dizide kendilerine yakın
hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri bir karakter olmadığını belirtirken, geriye
kalanların tamamı kendilerine yakın hissettikleri ve özdeşim kurdukları karakterler
olduğunu belirtmişlerdir.
Ticaretle uğraşanlar örneklemini oluşturan kişilerin % 53.8’i dizide kendilerine
yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri bir karakter olmadığını belirtirken,
geriye kalanların tamamı kendilerine yakın hissettikleri ve özdeşim kurdukları karakterler
olduğunu belirtmişlerdir.
Ticaretle uğraşanların kendilerini yakın hissettikleri ya da özdeşim kurdukları bir
karakter olmamasının nedeni olarak; kendilerinin ne oradaki çalışan hizmetlilere ne de
ağaya yakın bir hayatları olduğunu, ayrıca öyle kalabalık bir aileye, anaerkil yapıya ve
modern ilişkilere (aşk, gezme, yurt içi ve dışı bağlantı, eğitim) sahip olmadıklarını
belirtmişlerdir. Aslında onların yaptığı bu açıklamalar, hem turist hem de yerli halkın
büyük bir çoğunluğunun dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da kendilerini
özdeşleştirdikleri bir karakter olmasına rağmen, ticaretle uğraşanlarda bu oranın yarıya
yakın olmasının da açıklamasını oluşturur.
Özdeşim kurulan ve kendine yakın hissedilen karakterler konusu ise; (kendilerine
yakın hissettikleri veya özdeşim kurdukları karakterler olduğunu belirten) turistler, yerli
halk ve ticaretle uğraşanlar arasında farklılaşmaktadır. Turistlerin büyük bir kısmı
kendilerini Seymen ve Bahara, yerli halkın büyük bir kısmı Dicle, Bekir Kirve ve
Salih’e, ticaretle uğraşanlar ise daha çok Seymen’e yakın hissettiklerini ve kendilerini
özdeşleştirdiklerini belirtmişlerdir. Turistler, dizide kendilerine yakın hissettikleri ya da
kendilerini özdeşleştirdikleri Seymen’in sevdiklerini sahiplenmesi ve onları koruması,
maddi durumunun iyi olması nedeniyle istediğini yapabilmesi ve Bahar’a olan gerçek
aşkı; Bahar’ın ise prensipli, doğal, çılgın olması ve Seymen’e olan gerçek aşkı nedeniyle
onları kendilerine yakın hissettiklerini belirtmişlerdir. Yerli halk dizide kendilerine yakın
hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri Dicle’yi yöreye uygun ve herkese akıl
veren birisi olması nedeniyle; Salih’i alt sınıfı ve onların mücadelesini temsil etmesi
nedeniyle ve Bekir Kirve’yi de güvenilir ve işini iyi yapan birisi olması nedeniyle
kendilerine yakın hissettiklerini belirtmişlerdir. Ticaretle uğraşanlar ise dizide kendilerine
yakın hissettikleri ya da kendilerini özdeşleştirdikleri Seymen’i; iyi bir iş adamı olması,
sevdiklerini koruması, maddi durumunun iyi olup, istediğini yapabilmesi ve olaylara
gerçekçi yaklaşımı nedeniyle kendilerine yakın hissettiklerini belirtmişlerdir. Görüşülen
turistlerden bir kaçının bu konudaki ifadeleri şu şekildedir:
“ Seymen, güçlü, çok seven ve ailesini kollayan bir erkek “ ( İşletmeci,erkek,
30-34 yaş arası).
“Seymen güçlü ve maddi olanakları iyi olduğu için istediği şeyi yapabiliyor” ( Öğrenci,
erkek, 20-24 yaş arası).
“Seymen’in Bahar’a karşı saf ve gerçek bir aşk duyması” ( Serbest meslek, erkek, 40-44)
“ Bahar inatçı ve dik başlı, prensiplerinden vazgeçmiyor ve başından beri ailye karşı
direniyor” (İnsan Kaynakları Müdürü, kadın, 25-29 yaş arası).
“ Bahar kendi prensiplerine saygılı, ben de öyleyim” (Öğrenci, kadın, 15-19 yaş arası).
“ Bahar’ın eşine olan müthiş aşkı” (Öğretmen, kadın, 25-29 yaş arası).
Görüşülen yerli halktan bazı kişilerin görüşleri ise şu şekildedir:
“Dicle buraların insanına benziyor, şivesi, komikliği, zekiliği” ( Sekreter,
kadın 20-24 yaş arası).
“Salih, alt sınıfı temsil ediyor ve zenginlerle çelişen davranışlar gösterip,
onlardan korkmuyor” ( Bankacı, erkek, 20-24 yaş arası).
“Bekir kirve, iyi niyetli, güvenilir ve işini iyi yapan birisi; işi dışındaki şeylerle
ilgilenmiyor ve asla ihanet etmiyor” (Zabıta, erkek, 30-34 yaş arası).
Ticaretle uğraşanlardan bir kişi ise şunları söylemiştir:
“Seymen ağa iş veren olarak çok başarılı. Başarılı bir ticaret hayatı var ve duygulardan
çok, mantıkla karar veriyor”( Market sahibi, erkek, 25-29 yaş arası).
4.2.3. Dizide Özlem Duyulan Unsurlar
Turist örneklemimizin %70’i, yerli halk örneklemimizin %71’i, ticaretle uğraşan
örneklemimizin ise %35’i
dizide
yaşananlardan bazılarına özlem duyduğunu
belirtmiştir. Turistlerin özlem duydukları unsurların başında Seymen ve Bahar aşkı
gelmektedir. Özlem duyulan diğer unsurlar ise özlem duyma yoğunluğuna göre; aile
bağlarının güçlü olması ve sıcak bir aile ortamı, Asmalı Konak gibi bir mekanda
yaşamak, o kadar iyi maddi imkanlara sahip olmak ve Seymen ağa gibi bir ağa olmak
şeklindedir. Bu konuyu bir turist şöyle ifade etmiştir:
“Öyle bir aşka özlem duyuyorum, yoksa paramız var Allah’a şükür” ( işletmeci, erkek,
30-34 yaş arası).
Yerli halkın özlem duydukları unsurların başında ise aile bağlarının güçlü olduğu,
sıcak bir aile ortamı gelmektedir. Bunun nedenini ise zor durumda kaldıklarında yardımcı
olacak aile üyelerinin gittikçe azalması ile açıklamışlardır. Yerli halktan bir kadın bu
konuda şunları söylemiştir:
“ Aile ortamlarına özlem duyuyorum. Hepsinin bir arada olması ve bağlılıkları, sevgileri
güzel.”
( Ev kadını, 35-39 yaş arası)
Özlem duyulan diğer unsurlarsa özlem duyma yoğunluğuna göre; Seymen ve
Bahar aşkı ve o kadar iyi maddi imkanlara sahip olmak şeklindedir.
Son olarak, ticaretle uğraşanların özlem duydukları unsurların başında Seymen
ağa gibi bir iş adamı olmak gelmektedir. Özlem duyulan diğer unsurlarsa özlem duyma
yoğunluğuna göre; o kadar iyi maddi imkanlara sahip olmak, Seymen ve Bahar aşkı
şeklindedir. Ticaretle uğraşanlardan birisi bunu şöyle ifade etmiştir:
“Seymen ağa gibi iyi ve başarılı bir işveren ve iş adamı olmak isterdim”
(Müzik market sahibi, erkek, 40-44 yaş arası)
Bu durumda her grubun kendine özgü özlemleri olduğu görülmektedir. Şehrin
duygudan uzak kıldığı yaşamı, ilişkilerin yapaylığı ve kişilerin yabancılaşması nedeniyle
turistlerin özlem duydukları unsurlar olarak; aşk ve aile bağları güçlü ve sıcak bir aileye
özlem duymaları beklenen bir durumdur. Ticaretle uğraşanların da işleri gereği, işini iyi
yapan ve çok iyi kazanan Seymen ağaya özlem ve sonrada güçlü aile ilişkilerine özlem
duymaları beklenen bir durumdur. Yerli halkın ise daha küçük bir yerleşim biriminde
yaşamaları ve şehrin yapaylığından daha uzak olmalarına rağmen özlemini duydukları
unsurlardan, en çok güçlü aile bağları olan sıcak bir aileye özlem duymaları ilginçtir.
Fakat bu durum, birincil ilişkilerin gittikçe azaldığı, sevgi ve bağlılığın yerini mantığın
aldığı günümüz toplumunun küçük yerlerde de artık kendini hissettirdiğinin bir göstergesi
olarak ele alınabilir ki bu durum teorik çerçevede belirtilen; duygusallığa, sevgiye ve
doğallığa olan isteği doğrular yöndedir.
4.2.4. Dizinin Gerçekçiliği
Burada seyircilerin dizinin gerçekçiliği konusundaki görüşlerini saptamak üzere;
dizinin masalsı olup olmadığı, karakterlerin gerçekçi olup olmadığı, dizideki ağa
tiplemesinin, ağalık sistemini yansıtıp yansıtmadığı, Türk toplumunda bu tür ailelerin
olup olmadığı, toplumun örf, adet ve geleneklerini yansıtıp yansıtmadığı ve kahya ile ev
çalışanlarının yaşamlarının gerçekçi olup olmadığı sorularının yanıtlarının analizi
yapılmıştır.
Örneklemimizi oluşturan turistlerin %38.8’i dizinin masalsı, %41.2’si gerçekçi ve
%20’si kısmen masalsı olduğunu belirtirken; yerli halkın % 33.3’ü dizinin masalsı,
%43.3’ü gerçekçi ve %23.3’ü ise kısmen masalsı olduğunu belirtmiş; ticaretle
uğraşanların ise %43.3’’ü dizinin masalsı, %30’u gerçekçi ve %26.7’si ise kısmen
masalsı olduğunu ifade etmiştir. Görüldüğü üzere örneklem gruplarında dizinin tam
olarak masalsı ya da gerçekçi olup olmaması hakkında net bir sonuç çıkmamaktadır.
Turistlerin % 49.5’i, yerli halkın % 46.6’sı ve ticaretle uğraşanların da % 40’ı
Türk toplumunda bu tür ailelerin az olduğunu belirtmiştir. Az olma nedenlerinin başında
lüx yaşamları gelmektedir. Diğerleri ise söylenme yoğunluğuna göre, geniş aile olup,
uyum içinde bulunmaları ve modernlik ile gelenekselliği bir arada yansıtmalarıdır.
Örneklem gruplarının tamamı bu yönde cevaplar vermişlerdir.
Turistlerin % 62’si karakterler gerçeği yansıtıyor, %10’u yansıtmıyor ve % 28’i
de kısmen yansıtıyor derken, yerli halkın % 30’u gerçeği yansıtıyor, % 20’si yansıtmıyor
ve % 50’si de kısmen yansıtıyor demiştir. Ticaretle uğraşanların ise % 25’i gerçeği
yansıtıyor, % 25’i yansıtmıyor ve % 47’si kısmen yansıtıyor derken % 3’ü soruyu
yanıtlamamıştır. Karakterlerin gerçeği yansıtıp yansıtmama durumlarını belirtirken
özellikle Seymen ağa karakterinin gerçekte olmayacağından dolayı dizinin karakterlerinin
gerçeğe uygun olmadığı ya da kısmen uygun olduğu belirtilmiştir. Bu durumda
karakterler kısmen de olsa gerçeği yansıtmaktadır.
Dizideki ağa tiplemesinin ağalığı yansıtıp yansıtmadığı konusunda ise; turistler
ve yerli halkın yarıdan biraz fazlası, ticaretle uğraşanların ise yarıya yakını dizideki
ağanın, ağalık sistemini yansıtmadığını belirtmişlerdir. Turist, yerli halk ve ticaretle
uğraşanlardan oluşan ve dizideki ağalığın ağalık sistemini yansıtmadığını belirten
örneklem grubunun tamamına yakını, bu durumun nedeni olarak; Seymen ağanın modern
bir ağa yani eğitimli, kibar, anlayışlı, çok sert olmayan, tek eşli ve yanında çalışanları
ezmeyen bir ağa olarak karakterize edilmesini göstermişlerdir. Dizinin ağalık sistemini
yansıttığını ya da kısmen yansıttığını belirtenler ise Seymen ağanın her zaman son sözü
söylüyor olması ve çok sayıda koruması, çalışanı olmasını bunun nedeni olarak
belirtmişlerdir.
Dizinin örf, adet ve gelenekleri yansıtıp yansıtmama konusunda ise; turistlerin
%15’i, yerli halkın %3.6’sı ve ticaretle uğraşanların da %8’i dizinin örf, adet ve
gelenekleri yansıtmadığını belirtmiştir. Aile içinde büyüklere saygı, aile üyeleri
arasındaki bağlılık ve sevgi, geleneklere uygun gösterilen unsurların başında gelmektedir
ve örneklem gruplarının (örneklem grubunda dizinin geleneklere uygun olduğunu
belirten kişilerin) tamamına yakını bu yönde cevap vermiştir ve bu konuda turist, yerli
halk ve ticaretlerle uğraşanlar arasında farklılık görülmemiştir. Dizinin gelenekleri
yansıtmadığını belirten yerli halk ve ticaretle uğraşanlar bunun nedeni olarak genellikle
aile bireylerinin içki içmesini gösterirken, turistler geniş aile yaşamı ve ağalığın
sergilenme tarzını göstermişlerdir.
Dizideki kahya ve ev çalışanlarının aile ile ilişkileri ve yaşam tarzlarının gerçekçi
olup olmaması konusunda ise; turistlerin, yerli halkın ve ticaretle uğraşanların yarıya
yakını bunun gerçekçi olmadığını belirtmişlerdir. Bunların yaşam tarzlarını gerçekçi
bulmama nedenleri bütün örneklem grupları için benzerdir ve gerçekçi bulmama
nedenleri, ağanın yanında çalışanlarla bu derece samimi olmayacağı ve onlara bu kadar
iyi davranmayacağı şeklindedir. Örneklemde “Bu dizide sınıflar arası fark silinmiş gibi
sunulmaktadır, fakat gerçekte ne ağalar ne de yanında işçi çalıştıranlar böyle
davranmazlar.” görüşü yaygındır. Bu durumun gerçekçi olduğunu belirten örneklem
gruplarının ise neredeyse tamamına yakını bunun nedeni olarak; uzun süre birlikte
yaşayan insanların aileyle yakınlaşabileceği ve bunların aralarında sınıf ayrımından çok
dostluk olabileceğini belirtmişlerdir.
Bütün bu verilerden anlaşılacağı üzere dizinin gerçekçiliği hakkında net bir şey
söylemek mümkün değildir. Dizi ne gerçekçidir, ne de değildir.
4.3. Seyircilerin Dizi Mekanını Ziyareti
Burada dizi mekanını ziyaret etme nedenlerinin yanı sıra, turistlerin yöreye gelme
şekli ve yörede gezilen yerler ile turistlerin yaptıkları seyahatin beklentilerini karşılama
düzeyine ilişkin verilerin analizi yapılmıştır.
4.3.1. Dizi Mekanını Ziyaret Etme Nedenleri
Burada sadece turist örnekleminden toplanan veriler değerlendirilmiştir. Turistler
dizi mekanını ziyaret etmek istemelerinin en önemli nedeni olarak diziyi sevmelerini ve
neredeyse buna yakın bir oranla da dizi mekanının otantik olmasını göstermişlerdir.
Ziyaret etme nedeninin neredeyse tamamına yakınını oluşturan bu nedenler dışında
sırasıyla; merak, sanatçıları görmek, yakınlarının ısrarı ve gelmişken seti görmek
istemelerini belirtmişlerdir. Bu konuda turistlerden birkaç tanesinin açıklamalarını
verelim.
“ Diziyi beğenerek izliyorum ve dizinin çekildiği ortamı yakından görmek
istedim”
( Doktor, erkek, 35-39yaş arası).
“ Sürekli izliyoruz, konağın yapısı, balkonu dikkatimi çekiyordu, görmek istedim”
( Bankacı, kadın, 25-29 yaş arası).
4.3.2. Turistlerin Yöreye Gelme Şekilleri ve Yörede Gezdikleri Yerler
Görüşülenlerin %65’i yöreye daha önceden de gelmiştir. Tur şirketiyle gelen
turist sayısı çok olmasına rağmen, turun programının zaman ayarlı ve konaklama
sürelerinin kısıtlı olması nedeniyle, görüşülen turistlerden turla gelenlerin oranı oldukça
düşüktür (%17.5). Görüşülenlerin yörede gezdikleri mekanlardan, ilk sırayı tarihi ve
doğal mekanlarla birlikte Asmalı Konak, ikinci sırayı çevre beldeler, üçüncü sırayı ise
eğlence yerleri almaktadır.
4.3.3. Beklentilerin Karşılanma Düzeyi
Görüşülen turistlerin yarısına yakını Asmalı Konak’ı beklediği gibi bulmadığını
ve hayal kırıklığı yaşadığını; geriye kalanlar ise dizideki kadar canlı olmasa da mekanı
görmekten dolayı mutlu olduklarını, dizideki olayların gözlerinin önünde canlandığını,
böyle bir mekanda yaşamak istediklerini ve nostalji yaşadıklarını belirtmiştir. Hayal
kırıklığına uğrama ve beklentilerine yanıt bulamamalarının nedenlerinin ise: mekanın
dizide göründüğünden daha küçük, daha bakımsız ve cansız olması ile kapıları kilitli
odalara girememe ve o mekanın içinde olamama olduğunu ifade etmişlerdir. Bu konuda
turistlerden ikisi düşüncelerini şöyle ifade etmişlerdir.
“ Mimarisi çok hoş, ilk merdivenlerden yukarı çıktım ve dizideymişim gibi geldi”
( İnsan kaynakları müdürü, kadın, 25-29 yaş arası).
“ Hayal kırıklığına uğradım. Her şey dizidekinden çok farklı”
( Bankacı, erkek, 30-34 yaş arası).
Dizide görülen mekanlarla gerçekte karşılaşılan mekanlar arasında bir farklılık
olup olmadığı sorusuna ise; görüşülenlerin sadece %13.8’i dizidekiyle aynı olduğu
yanıtını vermiştir. Geriye kalanlar dizideki mekanın daha otantik, daha büyük ve daha
canlı olduğunu belirtmişlerdir. Bu konuda iki turistin görüşlerine yer verelim.
“ Küçük, bakımsız hem odaları da göremedik, dizidekiyle uymuyor”
( Serbest meslek, erkek, 30-34 yaş arası).
“ Buradaki her şey daha farklı; daha küçük,özellikle avlu çok küçük”
( Öğrenci, kadın, 20-24 yaş arası).
4.4. Dizinin Turizm Üzerindeki Etkisi
Burada dizi yöre dışında bir yerde çekilmiş olsaydı orayı da ziyaret etmek isteyip
istemeyecekleri, Asmalı Konak’ı görmeyi önceden planlayıp planlamadıkları, Asmalı
Konak dizisi çekildikten sonra yöreye gelen yerli turist sayısında ve niteliğinde bir
değişiklik olup olmadığı ve artan turist sayısının satışlarını etkileyip etkilemediği
sorularına verilen yanıtların analizi yapılmıştır.
Turistlerin büyük bir kısmı (%70), dizi yöre dışında bir yerde çekilmiş olsaydı
oraya gitmek isteyip istemeyecekleri sorusuna, “isterdim” şeklinde cevap vermişlerdir.
İsterdim diyenlerin yarısından fazlası dizi her nerede çekilmiş olursa olsun gideceğini,
geriye kalanlardan büyük bir kısmı turistik bir yer olursa gideceğini, kalanlar ise yolu
düşerse gideceklerini belirtmişlerdir. Bu ise Asmalı Konak ziyaretçilerinin yöreye
gelmelerinin en önemli nedenlerinden birisinin,
Asmalı Konak dizisi olduğunu
göstermektedir.
Görüşülen turistlerden %60’ı Asmalı Konak mekanını görmeyi önceden
planladıklarını, %35’i geldikten sonra karar verdiklerini söylemişlerdir. Bunlardan %5’i
ise Asmalı Konak ziyaretinin tur programında olduğunu belirtmiştir. Buradaki dizi
mekanını görmeyi önceden planladım diyenlerin oranı, yukarıda belirttiğimiz; dizi yöre
dışında çekilmiş olsaydı oraya da giderdim diyenlerin oranına yakındır. Bu da Asmalı
Konak ziyaretçilerinin yöreye gelme nedenlerinin en önemlilerinden birisinin Asmalı
Konak dizisi olduğunu göstermektedir.
Asmalı Konak dizisinin yöre turizmini etkileyip etkilemediği konusunda; yerli
halk ve ticaretle uğraşanların tamamı Asmalı Konak dizisi çekildikten sonra yöreye
gelen yerli turist sayısında patlama olduğunu ve turist sayısının en az iki katına çıktığını
belirtmişlerdir. Yerli halktan iki kişi bu durumu şöyle ifade etmektedir:
“Yerli turistlerin sayısı arttı, şimdiki turistler daha çok Asmalı Konak için
geliyorlar”
( Sekreter, 20-24 yaş arası).
“ Asmalı Konak yöreye maddi, manevi çok şey kazandırdı, artık
her bölgeden ve sınıftan insan geliyor” ( Ana sınıf öğretmeni, kadın, 2024 yaş arası).
Yerli halk ve ticaretle uğraşanlar, Asmalı Konak dizisinin yöreye gelen turistleri
hem nicel açıdan hem de nitel açıdan etkilediğini ifade etmişlerdir. Artık yöreye her
sınıftan turist gelmekte olduğunu, daha önceleri kültürel ve ekonomik seviyesi orta ve
ortanın üstü olan insanların daha fazla geldiğini ifade edenlerin oranı oldukça yüksektir.
Görüşülenlerin az bir kısmı ise diziden sonra kültürel ve ekonomik seviyesi daha üst olan
insanların gelmeye başladıklarını belirtmiştir.
“Dizinin çekilmesinden sonra her gruptan insan gelmeye
başladı, gelen turistlerin sayısı o kadar çok arttı ki sürekli birilerine
Asmalı Konak’ın yerini tarif ediyoruz”
( Cep telefonu bayii, erkek, 20-24 yaş arası).
“ Gelen turist sayısı % 250 arttı, her türden insan geliyor ve ilk
sordukları mekan da
Asmalı Konak oluyor”
( Tekel bayii, erkek, 35-39 yaş arası).
Diziden sonra artan turist sayısının müşterileri üzerindeki etkisi konusunda ticaretle
uğraşanların % 90’ı dizi çekildikten sonra artan turist sayısının satışlarını olumlu yönde
etkilediğini belirtmiştir. % 10’u ise (bunlar daha çok halıcı ve antikacı) pahalı ürünler
sattıkları için, bu durumun satışlarını çok fazla etkilemediğini ifade etmişlerdir. Ayrıca
görüşülen hem yerli halk hem de ticaretle uğraşanların büyük bir kısmı, yöreye kışın çok
fazla yerli turistin gelmediğini; Asmalı Konak dizisiyle birlikte kış turizminde canlanma
olduğunu belirtmişlerdir.
5. Sonuç ve Tartışma
Asmalı Konak dizisinin yöre turizmi üzerine etkisini incelediğimiz bu araştırma,
çalışmanın araştırma soruları olan:
- Dizinin beğenilen yönleri nelerdir?
- Dizi seyircisi, dizinin çekildiği mekana neden gitmek istemektedir?
- Dizinin çekilmesinden sonra bölge turizminde ne tür değişiklikler olmuştur?
doğrultusunda toplanan verilerin analizinden elde edilen bulguların büyük bir
kısmı, teorik beklentilerimizi destekler niteliktedir.
Dizinin beğenilme nedenleri konusunda ulaşılan sonuçlar; turistlerin konuyu, yerli
halk ve ticaretle uğraşanların ise dizinin bölgede çekilmiş olmasını, bunun dışında ise
dizinin konusunu çekici buldukları yönündedir. Hepsinde görülen konunun çekici olması
durumu, konunun çekici bulunma nedenleri doğrultusunda farklılaşmıştır. Konuda
turistler aşkı ve aile içi ilişkileri çekici bulurken, yerli halk ve ticaretle uğraşanlar aile içi
ilişkiler ve toplumu yansıtmasını çekici bulmaktadır. Bu kentte yaşayan insanlarla, daha
küçük yerde yaşayan insanların yaşadıkları arasındaki farklılığın yansımasıdır ve bu
durum her iki grubun da çekici bulduğu unsurların dizide mevcut olduğunu gösterir.
Fakat her bir grubun çekici bulduğu unsur da mutluluğu yansıtmaktadır.
Ayrıca dizideki karakterlerle özdeşim kurduklarını belirten kişi sayısı çok
fazladır. Özdeşim kurulan karakterler, turistlerde daha çok Seymen ve Bahar’ken, yerli
halkta Dicle, Bekir Kirve ve Salih’tir. Görüldüğü üzere, özdeşim kurulan karakter
kişilerin içinde bulundukları ortamla ilgilidir. Dizide her sınıfa hitap eden ve yukarıda bir
kısmı belirtilen karakterler vardır; fakat bu karakterlerin gerçeklikte karşılıkları yoktur ve
özlem duyulan unsurları da içlerine alarak, mutluluk temeli üzerine yapılandırılmışlardır.
Asmalı Konak dizisinin bu kadar çok izlenmesinin ve insanların Konak’ı görmeye
gitmesinin nedenlerinden birisi de budur, yani Türkiye’nin değişik kitlelerine ait olarak
düşünülebilecek, fakat gerçeklikleri olmayan ve özlenen mutlulukları içeren motifler
sunmasıdır.
Görüşülen turistlerin %70’i, yerli halkın %71’i, ticaretle uğraşanların ise %35’i
dizide özlemini duydukları öğeler olduğunu belirtmişlerdir. Burada özlem duyulan
öğeleri içinde aşk ve içten, birbirine bağlı, sıcak aile ilişkileri önceliklidir. Bu durum
sadece ticaretle uğraşanlarda farklılaşmış ve onların dizide kendilerini daha çok ticari
ilişkiler nedeniyle bulduklarını belirtmişler ve bu nedenle de özlemini duydukları şeyin
de Seymen gibi iyi bir iş adamı olmak olduğunu ifade etmişlerdir. Burada çoğunluğun
özlemini duyduklarını belirttikleri; aşk ve sıcak aile ilişkileri, modern toplumla birlikte
bunları yaşayamaz hale gelen insanların aradıkları unsurlardır. Aile içinde saygı, sevgi,
bağlılık, yardım, birlikte yaşama, karşılıksız aşk, yıllarca süren platonik aşk, erkeğin aile
üzerinde koruyucu ve kollayıcılığı...gibi artık modern toplumla birlikte gittikçe kaybolan
değerler burada yeniden üretilmiştir. Ama bunlar asıl bulunduğu dönem ve özelliklerin
sadece yeniden üretilmiş halidir. Bu durum ise küreselleşme-yerelleşme tartışmalarının
yaşandığı günümüz modern toplumunda insanların sevgi, duygusallık ve yerel olana
yönelişi
ve Baudrillard’ın gerçekliği olmayan gerçekliğin, modeller aracılığıyla
türetilmesi açıklamalarını hatırlatmaktadır.
Dizide Türkiye’de yaşayan her kitleye yönelik motiflerin olması onun
Türkiye’nin bir mikro-evreni gibi algılanmasına neden olmaktadır. Örneğin Asmalı
Konak ailesi güneydoğulu bir aile olup; aşiret yapısı ve ağalık düzeninden gelmektedir ve
hala yapabildiğince bunu etnik ve düzen açısından farklı olan İç Anadolu’da devam
ettirmeye çalışmaktadırlar. Evin çalışanları İç Anadolu insanını yansıtırken, Bahar
İstanbul kültürü almış, entelektüel olarak sınıflandırılabilecek bir meslek grubuna
dahildir. Evin gençleri üniversitede okumaktadır ve ev çalışanları maddi durumu ve
eğitim düzeyi düşük olan insanları temsil etmektedir. Dizi işçi sınıfı, eğitimli kesim, genç
ve yaşlı aşıklar, kız-erkek arkadaşlığı, aldatma, farklı şekilde ifade edilen kumalık,
tecavüz, iş ilişkileri, ağalık, şiddet, silah ve güç...gibi her kitleye hitap eden herhangi bir
unsuru içermektedir.
Dizi seyirci üzerinde öyle bir etki yapmıştır ki, artık çevremizde diziye ait ikonları
taşıyan insanlarla karşılaşmaktayız. Görüşülen turistlerin de yarıdan fazlası bu ikonlardan
(Bahar fuları, Sümbül hanım eşarbı, Seymen-Bahar yüzüğü..vb) aldıklarını ya da
alacaklarını belirtmişlerdir. Bahar fularları, Sümbül Hanım eşarpları, Seymen Ağa
tavırları, Asmalı Konak müzikleri gibi bu ikonlar belli bir süre izleyici üzerinde etkili
olmakta ve onların diziyi benimsemelerinin bir sembolü olarak satın alınmaktadır. Bütün
bu ikonlar belli bir süre izleyiciyi etkilemeye devam edecek fakat bir zamanlar etkili olan
“Deli Yürek”’e ait ikonlar gibi onlar da silinecektir. Dizinin yönetmeni Çağan Irmak da
bunu “Bunlar seyirlik şeyler; belli bir süre etkili olduktan sonra kaybolacaklardır.” sözleri
ile ifade etmiştir.
Araştırmada ulaşılan bir başka bulgu ise, görüşülen kişilerin Asmalı Konak’ın
sonrasında ve onun tarzında üretilen Kırık Ayna ve Zerda gibi dizilerin onun taklidi
niteliğinde çekilmiş olduğunu düşünmeleridir.
Dizinin gerçekçi bulunup bulunmadığı konusunda; dizinin masalsı olup olmadığı,
aile yapısının Türkiye’deki aile yapısını yansıtıp yansıtmadığı, karakterlerin gerçekçi
olup olmadığı, örf, adet ve gelenekleri yansıtıp yansıtmadığı ve kahya ile ev
çalışanlarının yaşamlarının gerçekçi olup olmadığı gibi soruların analizi sonucu elde
edilen bulgular ise dizinin gerçekçiliği konusunda net bir sonuç vermemektedir. Çünkü
analiz sonucunda dizinin gerçekçi ve gerçekçi olmayan yönleri neredeyse birbirine eşittir.
Asmalı Konak gündelik hayat mı, ağalık mı, aşiret yaşamı mı, kurgu mu, gerçek mi net
değildir. Dizide hepsine dair öğelere rastlanabilirken, dizi tam olarak hiçbirini de
yansıtmamaktadır.
Asmalı Konak otantik bir mekan. Aynı zamanda doğunun aşiret ve ağalık sistemi
var fakat ağa; istenen, ılımlı, yardımsever bir ağa. Dizideki aşk modern zamanlara özgü
bir aşk fakat geleneksel toplumlardaki kadar saf, içten ve güçlü. Aile ise öyle bir aile ki
buna ne tam geleneksel diyebiliyoruz ne de modern. Çünkü ailede; giyim, konuşma,
eğitim gibi unsurlarda modern öğeler yer alırken, kayınvalide ile birlikte yaşama, evde
daha çok onun sözünün geçmesi ve ağalık sistemi gibi unsurlarda geleneksel öğeler yer
almaktadır. Bu ise bize, Eco’nun “hiper-gerçek seyahati” ya da Baudrillard’ın
“simülasyon kuramı” nı hatırlatıyor. Böylece dizi ne gerçekçidir ne de gerçekçi değildir
sonucuna ulaşmaktayız. Çünkü dizide her şey düşünülmüş, gerçeklikten alınan öğeler,
masalsı bir anlatıma başka öğelerle birlikte ele alınmış ve böylece gerçeklikte karşılığı
olmayan gerçekliğe dayanılarak modeller aracılığıyla türetilmiştir. Bu nedenle, Asmalı
Konak ailesi gerçekte olmayan ama gerçekliğe ait özellikler taşıyan bir ailedir ve kimse
de kesin olarak “böyle bir aile ne var, ne de yok” diyebilir. Farklı modellerden yola
çıkılarak oluşturulan bu aile için, bu modellere ait yorumların hepsi de geçerlidir.
Seyircilerin dizi mekanını ziyaret etme nedenleri konusunda ise; diziyi beğenme
(yukarıda nedenlerini ayrıntılı olarak verdiğimiz) ve dizi mekanının otantik olmasının
dizi mekanını görme isteği duymalarına neden olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu ise teorik
çerçevede de belirttiğimiz gibi, Asmalı Konak izleyicisinin yöreye gitmesi, kendilerini
özdeşleştirdikleri karakterleri ve özlemini duydukları unsurlarla; günümüz turistlerinde
seyahat isteği uyandıran; modern yaşamın getirdiği yapaylıktan ve duygusuz ortamdan
uzaklaşma, otantik olanı yaşama unsurlarını bir arada sunan yapay bir ortamın
oluşturulmuş olmasıdır. Nitekim dizi mekanını ziyaret eden turistlerin yarısına yakının
dizi mekanı konusundaki beklentilerinin karşılanmaması da bunu destekler niteliktedir.
Burada örneklemimizi oluşturan turistlerin durumu, Urry’nin, otantik olanı arayan ve
aradığını bulamayınca hayal kırıklığı yaşayanların modern turist; otantik olanın da
aslında kurgu olduğunu bilen ve onunla karşılaşınca hayal kırıklığı yaşamayanın ise postturist açıklamalarına benzerlik göstermektedir. Fakat burada önemli olan bir başka husus
da, gelen turistlerin yarıdan fazlasının daha önce de turistik amaçlı seyahatlere katılmış
olmalarıdır. Yani örneklem grubumuzun seyahat isteği olan kişiler olması ve dizinin
seyahat etmeye istek uyandıracak unsurları içinde barındırması sonucu seyirciler dizi
mekanını ziyaret etmektedirler.
Ulaşılan sonuçlardan bir diğeri ise kuramsal çerçevede belirttiğimiz Bourdieu’nun
beğeni kavramının turist örneklemimiz için geçerli olmadığıdır. Çünkü Bourdieu’nun
kültürel ve ekonomik sermayeye sahiplik ölçüsünde yaptığı sınıflandırmada, kültürel
sermayesi yüksek olanların daha çok yüksek kültür ürünlerini, düşük olanların ise popüler
kültür ürünlerini tercih ettiklerini savunmaktadır. Oysa incelediğimiz turist örnekleminin
neredeyse yarısı kültürel sermayesi düşük, diğer yarısı ise kültürel sermayesi yüksek
kişilerden oluşmaktadır. Örneklemimizi oluşturan bu kişilerin bir popüler kültür ürünü
olan Asmalı Konak dizisini izlemeleri ve bunun mekanının ziyarete gelmeleri
Bourdieu’nun bu savının bizim örneklem grubumuz için geçerli olmadığını
göstermektedir. Ayrıca burada ilginç olan bir başka husus, kültür turizmini genelde
kültürel sermayesi yüksek kişilerin tercih etmesi durumunun, Asmalı Konak dizisi
izleyicilerinin yöreye gelmeleri ile değişmesidir. Çünkü artık her kültürel düzeyden turist
yöreyi ziyarete gelmektedir.
Dizinin yöreye gelen turist sayısını arttırıp arttırmadığı konusunda, yerli halk ve
ticaretle uğraşanlardan toplanan verilerin analizi doğrultusunda, dizinin yöreye gelen
yerli turist sayısını en az iki kat arttırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Özellikle yerli turistler
tarafından kış turizmi için tercih edilmeyen yöre ve çevresinin dizi çekildikten sonra, yaz
turizmi kadar canlandığı belirtilmiştir. Dizinin, gelen turistleri nicel açıdan olduğu kadar
nitel açıdan da etkilediği ise elde edilen diğer sonuçlardandır. yöreye daha çok sosyoekonomik ve sosyo-kültürel açıdan orta ve ortanın üstü turistler gelirken, dizinin
çekilmesinden sonra artık her sosyo-ekonomik seviyeden turist gelmektedir. Ayrıca
dizinin çekilmesinden sonra yöreye gelen turist sayısının artması ile yörede piyasanın
canlandığı da ulaşılan sonuçlardandır.
KAYNAKÇA
ADANIR, Oğuz. (2000), Baudrillard’ın Simülasyon Kuramı Üzerine Notlar ve
Söyleşiler, İzmir,
Dokuz Eylül Yayınları
APOSTOLOPOULOS, Yorghos. (2002), “Introduction: Reinventing the Sociolosy of
Tourism”,
The Sociology of Tourism- Theoretical and Empirical Investigations, (içinde),
Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew London and New York,
Routledge, 1-12
ALEMDAR, Korkmaz, ERDOGAN, İrfan. (1994), Popüler Kültür ve İletişim,Ankara,
Ümit Yay.
BAUDRILLARD, John. (1998),Simülarklar ve Simülasyon, (Çev. oğuz Adanır),İzmir,
Dokuz
Eylül Yayınları
CHANEY, David. (1999), Yaşama Tarzları, (Çev. İrem Kutluk), Ankara, Dost Kitapevi
COHEN, Crick. (2002), ”The Sociology of tourism: Approaches, Issues and Findings”,
The
Sociology of Tourism- Theoretical and Empirical Investigations, (içinde),
Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew London and New York,
Routledge, 52-75
CRAİK, Jennifer. (1997), “The Culture of Tourism”, Touring Culture: Transformations
of
Travel and Theory (içinde), Chris Rojek, John Urry, London, Routledge, 113-137
CRICK, Malcolm. (2002), “Representations of International Tourism in the Social
Sciences:
Sun, Sex,Sights, Savings and Servility, The Sociology of Tourism- Theoretical and
Empirical Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis,
Andrew London and New York, Routledge, 15-51
ÇUBUKÇU, Aydın. (2002), “Naylon Ağalar”, Evrensel Kültür, Ocak
KARA, Mustafa. (2002), “Kentten Köye Göç”, Evrensel Kültür, Ocak
MCINTOSH, Robert W, GUPTA, Shashikant. (1980), Tourism: Principles, Practices,
Philosophies, Grip
RADİKAL, (18.02.2001), “Gündelik Hayat ve Popüler Kültür”,
http://www.radikal.com.tr
ÖZBEK, Meral. (2000), Popüler Kültür ve Orhan Gencebay Arabeski , İstanbul, İletişim
Yayınları
ÖZDEMİR, Mehmet.(1983), Turizmin Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Yapısına Tesirleri,
Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora Tezi), Ankara
TOSKAY, Tunca.(1983), Turizm-Turizm Olayına Genel Yaklaşım, İstanbul, Der
Yayınları
URRY, John.(2002), “Tourism, Culture and Social Inequality”, The Sociology of
TourismTheoretical and Empirical Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi,
Stella, Yiannakis, Andrew London and New York, Routledge, 115-133
URRY, John. (1999), Mekanları Tüketmek, Çev: Rahmi G. Öğdül, İstanbul, Ayrıntı Yay.
USTA, Öcal. (1988), Turizm, Turizm Olayına ve Türk Turizm Politikalarına Yapısal
Yaklaşım,
İstanbul, Sümbül Basımevi
WANG, Ning. (2000), Tourism and Modernity-A Sociological Analysis,Permagon,
Amsterdam,
An İmprint of Elsevier Science
WATSON, G, Lewelly, KOPACHEVSSKY, Joseph P. (2002), “Interpretations of
Tourism as
Commodity”, The Sociology of Tourism- Theoretical and Empirical
Investigations, (içinde), Apostolopoulos, Yorghos Leivadi, Stella, Yiannakis, Andrew
London and New York, Routledge, 281-297
ZORLU, Abdülkadir. (2002), Tüketici Davranışlarını Etkileyen Sosyo-Kültürel
Faktörler:
Ankara Hipermarketler Örneği, H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış
Doktora Tezi),
http://www.düşünenadam.com.tr/medyatahlil.htm, (21.04.2001) “Popüler Kültür ve
Popüler
İkonoloji”, Düşünen Adam
T.C. Başbakanlık Kadın Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü. (2000), Popüler kültür
Ürünlerinde Kadın İstihdamını Etkileyebilecek Öğeler, Ankara,
[1]
Popüler Kültürü oluşturan kavramlardan popüler; Latince “popularis” ten türeyerek “halka ait” anlamına
gelen hukuki ve siyasal bir terimdir ve günümüzde “insanların çoğu tarafından sevilen ve tercih edilen”
anlamına doğru bir evrim geçirmektedir. Popüler kavramının anlamlarına bağlı olarak popüler kültürün de
iki tanımı söz konusudur. Bu konularda ayrıntılı bilgi için bakınız Alemdar, Erdoğan (1994:99) ve Özbek
(2000:81-82).
[2]
Bu kuramsal açıklamalara genel bir bakış açısı ile yaklaştığımızda, popüler kavramına atfedilen “halka
ait” yaklaşımını benimseyenlerin popüler kültüre olumlu, “yaygın olarak beğenilen, tüketilen” yaklaşımını
benimseyenlerin ise olumsuz bakmakta olduğu sonucuna ulaşırız.
[3]
Frankfurt okulu ve Kültürelcilik hakkında daha ayrıntılı bilgi için bakınız Özbek (2000), Alemdar ve
Erdoğan (1994, 2000).
[4]
Hiper gerçekle ilgili ayrıntılı bilgi için bakınız, Baudrillard (1998:11-12).
[5]
*Turizmin tarihsel süreci, seyahatten turizme geçiş aşaması ve turizmi oluşturan unsurlar için bakınız;
Özdemir (1990:9), Wang (2000:1), Urry (2002:115), Toskay 1983:77-79, 81-83,151-158), Crick (2002:16),
Watson (2002:22), Usta (1988:5), Apostolopoulos (2002:5) ve Cohen (2002:54).
* Çalışma kültür turizmi ile ilgilidir. Kültürel turizm, insanların farklı kültürlerle tanışma, bu kültürler
hakkında bilgi sahibi olma ve ziyaret ettikleri yerlerle empati kurup, dünya kültürünün bir parçası olma
hedeflerini içeren turizm çeşididir (McIntosh 1980:23, Craik 1997:113).

Benzer belgeler