abändern değiştirmek Abänderung (F.) değişiklik, değişiklik yapma

Transkript

abändern değiştirmek Abänderung (F.) değişiklik, değişiklik yapma
abändern değiştirmek
Abänderung (F.) değişiklik, değişiklik yapma
Abänderungsklage (F.) değişiklik davası
Abandon (M.) bırakma
abandonnieren bırakmak
abberufen azletmek, almak
Abberufung (F.) azletme, azil
abbrechen bırakmak, kesmek, yıkmak
Abbruch (M.) bırakma, kesme, yıkma
abbuchen kaydetmek
Abbuchung (F.) borç kaydı, hesaben tasil
ABC-Waffe (F.) A.B.C. Silahı
ABC-Waffen (F.Pl.) A.B.C. Silahları
abdanken saltanatı terk etmek
Abdankung saltanatın terki
abdingen kabul etmemek, terketmek
aberkennen kaldırmak
Aberkennung (F.) kaldırma, ıskat
aberratio (F.) ictus (lat.) saldırının sapması
Abfall (M.) çöp, döküntü, atık
Abfallbeseitigung (F.) çöplerin yokedilmesı, çöplerin tasfiyesi
Abfallentsorgung (F.) çöplerin zararsız duruma getirilmesi
Abfertigung (F.) muamele, işlem, yollama
abfinden tazminat vermek, tazmin etmek
Abfindung (F.) tazminat
Abfindungsguthaben (N.) tazminat bedeli
Abfindungsvereinbarung (F.) tazminat anlaşması
Abgabe (F.) veriş, verme
Abgabenordnung (F.) veriş düzen, veriş sistem
Abgabenüberhebung (F.) miktarından fazla vergi alınması
Abgas atık gaz
Abgasuntersuchung (F.) atık gaz tahkikatı
abgeleitet türevsel
abgeleiteter Eigentumserwerb (M.) türevsel mülkiyet iktisabı
Abgeordnete (F.) parlamenter (Sb.), milletvekili
Abgeordnetenbestechung (F.) milletvekiline rüşvet verme
Abgeordnetenhaus (N.) parlamento
Abgeordneter (M.) parlamenter (Sb.), milletvekili
abgeschlossen kapanmış, bitirmiş
abhandenkommen elden çıkmak, kaybolmak
abhängig bağımlı
Abhängigkeit (F.) bağımlılık
Abhängigkeitsverhältnis (N.) bağımlılık ilişkisi
abheben kaldırmak, çekmek
Abhebung (F.) çekme
abhelfen çare bulmak, çare olmak, karar düzeltmek, yardımcı olmak
Abhilfe (F.) yardım
abholen toplamak, teslim almak
abhören izinsiz dinlemek, gizli dinlemek
Abhören (N.) izinsiz dinleme, gizli dinleme
Abhörgerät (N.) izinsiz dinleme cihazı
Abitur (N.) olgunluk sınavı, bakalorya
Abkommen (N.) anlaşma, kontrat, sözleşme
Abkömmling (M.) füru, altsoy
Abkömmlinge (M.Pl. bzw. F.Pl.) fürular, altsoylar
Abkunft (F.) menşe, köken, kaynak
Abkürzung (F.) kestirme, kısaltma
Ablass (M.) düşürme, indirme, af
Ablauf (M.) son
ablehnen reddetmek, kabul etmemek
Ablehnung (F.) reddetme, kabul etmeme
ableiten çıkarmak
abliefern teslim etmek
Ablieferung (F.) teslim
ablösen ayırmak, yerine geçmek
Ablösung (F.) ayırma, yerine geçme, tazminat, miktar
Ablösungsrecht (N.) iştira hakkı
abmachen anlaşmak, sözleşmek
Abmachung (F.) anlaşma, sözleşme
abmahnen uyarmak, ihtar etmek
Abmahnverein (M.) uyarı derneği
Abnahme (F.) azalma, azaltma, teslim alma
abnehmen azalmak, azaltmak, teslim almak
Abnehmer (M.) alıcı, müşteri
Abnehmerin (F.) alıcı, müşteri
abnorm anormal
abnutzen aşınmak, eskimek, yıpranmak
Abnutzung (F.) aşınma, eskime, yıpranma
Abolition (F.) takipsizlik, ortadan kaldırma
Abonnement (N.) abonman, abone
abonnieren abone olmak
abordnen bir işe tayin etmek
Abordnung (F.) heyet, delegasyon
abrechnen hesaplaşmak, ödeşmek
Abrechnung (F.) hesap, hesaplaşma, ödeşme
Abrechungsstelle (F.) tasfiye bürosu
Abrede (F.) yadsıma, anlaşma, inkar
abreden yadsımak, anlaşmak, inkar etmek
Abrogation (F.) kaldırma, ilga etme
abrogieren kaldırmak, ilga etmek
Abruf (M.) isteme, talep etme
abrufen istemek, talep etmek
Absage (F.) iptal
absagen iptal etmek
Absatz (M.) bent (1), fıkra, satış, mahreç
abschaffen kaldırmak, feshetmek
Abschaffung (F.) kaldırma, fesih
abschieben sınırdışı etmek, ülkeden sürmek
Abschiebung (F.) sınırdışı etme, ülkeden sürme
Abschlag (M.) kesinti, indirim
Abschlagszahlung (F.) kısmen ödeme, taksit
abschließen bitirmek, kapamak, tamamlamak
abschließend kestirme, kati, son
Abschluss (M.) bitirme, kapama, kapanış
Abschlussfreiheit (F.) kapanış serbestisi
Abschlussprüfer (M.) kapanış denetçisi
Abschlussprüfung (F.) kapanış denetimi
Abschlussvertreter (M.) kapanış temsilcisi
Abschlussvertreterin (F.) kapanış temsilcisi
Abschlussvollmacht (F.) kapanış vekaleti
Abschlusszwang (M.) kapanış zorunluluğu
Abschnitt (M.) kesim, bölge, parça
abschöpfen massetmek, soğurmak, tahsil etmek
Abschöpfung (F.) massetme, soğurma, tahsil etme
abschrecken korkutmak
Abschreckung (F.) korkutma
abschreiben amorti etmek, çıkarmak, kopya etmek
Abschreibung (F.) amortisman, çıkarma, kopya
Abschreibungsgesellschaft (F.) amortisman şirketi
Abschrift (F.) suret
absenden göndermek
Absender (M.) gönderen
Absenderin (F.) gönderen
Absenz (F.) yokluk, gıyap, bulunmazlık
absetzen amorti etmek, satmak, indirmek
Absetzung (F.) amortisman, satma, indirme
absichern emniyete almak, korumak
Absicht (F.) niyet, amaç, hedef
absichtlich niyetli olarak, kasten
Absichtserklärung (F.) niyet beyanı, niyet mektubu
Absichtsprovokation (F.) niyetli provokasyon, niyetli kışkırtma
absolut mutlak, salt
absolute Fahruntüchtigkeit (F.) mutlak araç sürmeye elverişsizlik
absolute Mehrheit (F.) mutlak ekseriyet, mutlak çoğunluk
absoluter Revisionsgrund (M.) mutlak revizyon sebebi, mutlak revizyon nedeni
absolutes Fixgeschäft (N.) mutlak sabit işlem, mutlak sabit muamele
absolutes Recht (N.) mutlak hukuk, mutlak hak
Absolution (F.) günahlarını affetme
Absolutismus (M.) mutlakiyet
absolvieren mezun olmak, bitirmek
absondern tecrit etmek, ayırmak
Absonderung (F.) tecrit, ayırma, ayrılık
Absonderungsrecht (N.) tecrit hukuku, ayırma hukuku
absorbieren soğurmak, massetmek
Absorption (F.) soğurma, massetme
Absorptionsprinzip (N.) soğurma ilkesi, massetme ilkesi
absperren kapamak, kesmek
Absprache anlaşma, danışma
abstammen soyundan çıkmak
Abstammung (F.) nesep, soy
Abstand (M.) ara, mesafe
abstellen bırakmak, durdurmak, kesmek, yere koymak
abstimmen oy kullanmak, uyum sağlamak
Abstimmung (F.) oy kullanma, oylanma, uyum sağlama
abstrahieren soyutlamak
abstrakt soyut
abstrakte Normenkontrolle (F.) soyut norm denetimi
abstraktes Gefährdungsdelikt (N.) soyut tehlike suçu
Abstraktion (F.) soyutlama, genelleştirme
Abstraktionsprinzip (N.) soyutlama prensipi, genelleştirme prensipi
abstreiten inkar etmek, itiraz etmek
Abt (M.) manastır başrahibi
Abtei (F.) manastır
Abteilung (F.) bölüm, kısım, şube
Äbtissin (F.) manastır başrahibi
abtreiben aldırmak
Abtreibung (F.) aldırma
Abtreibungsmittel (N.) aldırma aracı, aldırma maddesi
abtretbar temlik edilebilen, temlik edilebilir
abtreten temlik etmek, istifa etmek, çekilmek
Abtretung (F.) alacağın temliki, devir
Abtretungsempfänger (M.) temellük eden
Abtretungsempfängerin (F.) temellük eden
Abtretungserklärung (F.) temlik beyanı
Abtretungsformular (N.) temlik örneği
Abtretungsurkunde (F.) temlikname
Abtretungsverbot (N.) temlik yasağı
Abwasser (N.) atıksu, lağım suyu
abwegig yanlış, sapık
Abwehr (F.) savunma, müdafaa, korunma
abwehren savunmak, müdafaa etmak, korunmak
abweichen sapmak, farklı olmak
abweichend farklı, ayrı, değişik
abweichende Meinung (F.) farklı düşünce, farklı görüş
abweichendes Verhalten (N.) farklı davranış, farklı hareket
abweisen reddetmek, kabul etmemek
Abweisung (F.) reddetme, kabul etmeme
abwerben ayartmak, kandırmak
Abwerbung (F.) ayartma, kandırma
abwerten devalüe etmek, değerini, düşürmek
Abwertung (F.) devalüasyon, değer düşürümü
abwesend gaip, yok, dalgın
Abwesende (F.) gaip, yok, dalgın
Abwesenheit (F.) gıyap, yokluk, bulunmazlık
Abwesenheitsverfahren (N.) gıyap yöntemi, gıyapta yargılama
abwickeln tasfiye etmek, halletmek, çözmek
Abwicklung (F.) tasfiye, halletme, çözme
abzahlen taksitle ödemek, vadeli ödemek, itfa etmek
Abzahlung (F.) taksitle ödeme, vadeli ödeme, itfa
Abzahlungskauf (M.) taksitle satınalma
Abzahlungskredit (M.) taksitle ödeme kredisi
abzeichnen vize etmek, belli olmak
abziehen iskonto etmek, çıkarmak, indirmek
Abzug (M.) iskonto, çıkarma, indirim
Acht (F.) dikkat, sürgün
achtlos dikkatsiz
Achtung (F.) dikkat, itibar, saygı
ad hoc (lat.) bu amaçla, ani
adäquat uygun
Adel (M.) aristokrasi, asilzade, yüksek soylu
adeln zadegan sınıfına sokmak, asalet unvanı vermek
Adelsstand (M.) aristokratlık
Adhäsion (F.) yapışma
Adhäsionsverfahren (N.) şahsi hak davası
Adjutant (M.) yaver, emir subayı
Adjutantin (F.) yaver, emir subayı
Administration (F.) idare, müdüriyet, amirlik
administrativ idari, mülki
Administrativenteignung (F.) idari istimlak, yönetimce kamulaştırma
Admiral (M.) amiral
Admiralin (F.) amiral
adoptieren evlat edinmek
Adoption (F.) evlat edinme
Adoptivelter (M. bzw. F.) evlat edinen baba, evlat edinen ana
Adoptiveltern (Pl.) evlat edinen ana baba
Adoptivkind (N.) evlat edinilen çocuk, evlatlık
Adressat (M.) gönderilen, adres sahibi
Adresse (F.) adres
adressieren adreslemek
Advokat (M.) avukat
Advokatin (F.) avukat
Affekt (M.) ani heyecan
Affektionsinteresse (N.) meraklı alakası, yapmacık alaka
Affektionswert (M.) meraklısı için arzettiği kıymat, manevi değer
Affidavit (N.) affidavit, yeminli teminat, yeminli ifade
affirmativ doğrulayıcı, destekleyici, olumlu, müspet
Affront (M.) hakaret, tahkir
Afrika (N.) afrika
Agende (F.) ajanda, andaç
Agent (M.) acente, ajan, muameleci, temsilci
agent provocateur (M.) (franz.) ajan provokatör, kışkırtıcı ajan
Agentin (F.) acente, ajan, muameleci, temsilci
Agentur (F.) acenta, ajans, mümessillik, temsilcilik
Aggression (F.) saldırı, tecavüz
aggressiv saldırgan, tecavüz edici
aggressiver Notstand (M.) saldırgan sıkıyönetim, saldırgan acil durum, saldırgan buhran
agieren hareket etmek, davranmak
Agio (N.) acyo, ikramiye
Agrarrecht (N.) tarım hukuku
Agreement on Trade-related Aspects of Intellectual Property Rights (TRIPS) TRIPS
Agrément (N.) agreman
Ahn (M.) cet, dede
ahnden cezalandırmak, intikam alma
Ahndung (F.) cezalandırma, intikam, yaptırım, müeyyide
Ahne (F.) nine
Ahnfrau (F.) nine
Aids (N.) aids
Akademie (F.) akademi
akademisch akademik
akademischer Grad (M.) akademik derecesi, akademik ünvanı
Akklamation (F.) aklama, onay, alkış
Akkord (M.) akort
Akkordlohn (M.) akort ücreti
akkreditieren akreditif etmek
Akkreditierung (F.) akreditif açma, kredi verme
Akkreditiv (N.) akreditif
Akontozahlung (F.) akont, alel hesap
Akt (M.) eylem, fiil, işlem, muamele
Akte (F.) dosya, senet, yazı
Akteneinsicht (F.) dosyayı inceleme
aktenkundig dosyada kayıtlı
Aktenlage (F.) dosya durumu
Aktenvermerk (M.) dosya kayıtı, dosya notu
Aktenversendung (F.) dosya göndermesi, dosya postalaması
Aktenvortrag dosya konuşması, dosya demeci
Aktenzeichen (N.) dosya işareti
Aktie (F.) hisse senedi
Aktienbuch (N.) hisse senedi kitabı
Aktiengesellschaft (F.) hisse senedi şirketi, anonim şirket
Aktiengesetz (N.) hisse senedi yasası
Aktieninhaber (M.) hisse senedi sahibi
Aktieninhaberin (F.) hisse senedi sahibi
Aktienrecht (N.) hisse senedi hukuku, şirket hukuku
Aktion (F.) aksiyon, eylem
Aktionär (M.) aksiyoner, hissedar
aktiv aktif, faal
Aktiva (N.Pl.) aktifler, varlıklar
aktives Wahlrecht (N.) aktif seçim hakkı, aktif seçim hukuku
Aktivlegitimation (F.) dava ehliyeti
Aktivschuld (F.) aktif borç
Aktivum aktif
Aktivvertretung (F.) aktif temsil
aktuell aktüel, şimdiki
Akzept (N.) kabul (Sb.), akseptans
akzeptabel kabul edilebilir, uygun
Akzeptant (M.) kabul eden, muhatap
Akzeptanz (F.) akseptans
akzeptieren kabul etmek
Akzessorietät (F.) bağımlılık
akzessorisch bağımlı
Akzise (F.) vergi, oktruva
Alarm (M.) alarm
Alarmanlage (F.) alarm tesisatı, alarm kuruluşu
Albanien Arnavutluk
alias alias, namı diğer
Alibi (N.) alibi
Aliment (N.) nafaka
Alimentation (F.) nafaka
Alimentationstheorie (F.) nafaka kuramı
Alimente (F.) nafaka
aliud başka, diğer, aliud
Alkohol (M.) alkol
Alkoholdelikt (N.) alkol etkisi altında işlenen suç
Alleineigentum (N.) yalnız mülkiyet
Alleinvertriebsvereinbarung (F.) tek yetkili distribütörlük anlaşma
allgemein genel
allgemeine Geschäftsbedingung (F.) genel işlem şartı
allgemeine Geschäftsbedingungen (F.Pl.) genel işlem şartları
allgemeine Gütergemeinschaft (F.) genel mal birliği
allgemeine Handlungsfreiheit (F.) genel hareket serbestisi
allgemeine Staatslehre (F.) genel devlet eğitimi
allgemeine Wahl (F.) genel seçim, genel oylama
allgemeiner Rechtsgrundsatz (M.) genel hukuk ilkesi
allgemeiner Schaden (M.) genel hasar, genel zarar
allgemeiner Studentenausschuss (M.) genel yüksek okul öğrencisi encümeni
allgemeiner Teil (M.) genel kısım, genel parça
Allgemeines Abkommen genel anlaşma, genel sözleşme, genel kontrat
allgemeines Gesetz (N.) genel kanun, genel yasa, genel kuram
allgemeines Gewaltverhältnis (N.) genel iktidar ilişkisi, genel erk ilişkisi
Allgemeinverbindlichkeit (F.) genel borç, genel yükümlülük, genel taahhüt
Allgemeinverfügung (F.) genel tasarruf
Allgemeinwohl (N.) genel refah, genel hayır
Allianz (F.) ittifak
Alliierter (M.) müttefik
Allmende (F.) baltalık
Allod (N.) elmenlik, zilyedlik
Allonge (F.) ek (Sb.), eklenti (Sb.), takma (Sb.)
alltäglich güncel
Alm (F.) yayla
alma mater (F.) (lat.) üniversite
Almosen (N.) sadaka, hayır
Alpe (F.) tepe, dağ
Altenteil (M.) iaşe, ibate, besleme, barındırma
Altenteilsrecht (N.) iaşe hukuku, ibate hukuku
Alter (N.) yaş, yaşlılık
alternativ alternatif (Adj.), seçenek (Adj.)
Alternative (F.) alternatif (Sb.), seçenek (Sb.)
Alternativobligation (F.) alternatif obligasyon, alternatif borç
Altersgrenze (F.) yaş haddi, yaş sınırı
Altershilfe (F.) yaşlılık yardımı
Alterspräsident (M.) yaş başkanı, yaş amiri
Alterspräsidentin (F.) yaş başkam, yaş amiri
Altersruhegeld (N.) yaşlılık aylığı
Altersteilzeit yaşlılıkta kısmi zamanlı çalışma
Altersversorgung (F.) yaşlılık bakımı, emeklilik
Ältestenrat (M.) ihtiyarlar heyeti
ambulant ayakta, seyyar, gezgin
Amendement (N.) değişiklik önergesi, tadilname
Amerika (N.) Amerika
Amnestie (F.) af
amnestieren affetmek
Amok (M.) gözü dönmüş bir hal
Amortisation (F.) itfa
amortisieren itfa etmek
Amsterdamer Vertrag amsterdam sözleşmesi
Amt (N.) görev, makam, memuriyet, ofis
amtieren görevli olmak
amtlich resmi (Adj.)
amtliches Wertzeichen (N.) resmi evrakı naktiye
Amtmann (M.) müdür
Amtmännin (F.) müdür
Amtsanmaßung (F.) yetki gasbı, resmi memuriyetin gasbı
Amtsanwalt (M.) resmi avukat
Amtsanwältin (F.) resmi avukat
Amtsarzt (M.) resmi doktor
Amtsärztin (F.) resmi doktor
Amtsblatt (N.) resmi gazete
Amtsdelikt (N.) resmi suç
Amtsermittlungsgrundsatz (N.) resmi soruşturma ilkesi, resmi soruşturma esası
Amtsgericht (N.) yerel mahkeme
Amtshaftung (F.) resmi sorumluluk
Amtshilfe (F.) resmi yardım
Amtshilfeersuchen (N.) resmi yardım isteği
Amtsperiode (F.) görev süresi
Amtspflegschaft resmi bakım
Amtspflicht (F.) resmi görev
Amtspflichtverletzung (F.) resmi görev ihlali
Amtsträger (M.) makam sahibi, nüfuz sahibi
Amtsträgerin (F.) makam sahibi, nüfuz sahibi
Amtsvergehen (N.) resmi görev ihlali, resmi görev kusuru
Amtsverschwiegenheit (F.) görevden ötürü sır saklama
Amtsvormundschaft (F.) resmi vesayet
Amtswalter (M.) makam sahibi
Amtswalterin (F.) makam sahibi
Amtszeit (F.) görev süresi
an Zahlungs Statt ödeme yerine
analog kıyasla, kıyas yoluyla
Analogie (F.) kıyas, benzetme, analoji
Analogieschluss (M.) kıyasla sonuca varma
Analogieverbot (N.) kıyas yasağı
Anarchie (F.) anarşi, kargaşa
anarchisch anarşist (Adj.), kargaşacı (Adj.)
Anarchist (M.) anarşist (Sb.), kargaşacı (Sb.)
Anarchistin (F.) anarşist (Sb.), kargaşacı (Sb.)
Anathema (N.) aforoz
anberaumen saptamak, tespit etmek
anbieten arz etmek, satışa sunmak
Anbot (N.) teklif, arz
ändern değiştirmek, düzeltmek
Änderung (F.) değişiklik, düzeltme
Änderungskündigung (F.) değiştirileceğini ihbar, değiştirileceğini bildirme
androhen ihtar etmek, tehdit etmek
Androhung (F.) ihtar, tehdit
aneignen benimsemek, ihraz etmek
Aneignung (F.) benimseme, ihraz
Anerbe (M.) mirascı
Anerbin (F.) mirascı
anerkennen kabul etmek, tanımak
Anerkenntnis (F.) kabul (Sb.), tanıma, rıza, takdir
Anerkenntnisurteil (N.) ikrar üzerine hüküm
Anerkennung (F.) kabul (Sb.), tanıma, rıza, takdir
Anfall (M.) mirasın intikali, mirasın geçmesi, tevarüs
anfallen tahakkuk etmek, çıkmak
Anfang (M.) başlangıç, açılış
anfänglich başta, başlangıçta, ilkin
anfängliche Unmöglichkeit (F.) başlangıç imkansızlığı
anfechtbar iptal edilebilir, bozulabilir
Anfechtbarkeit (F.) iptal edilebilirlik, bozulabilme
anfechten itirazda bulunmak, reddetmek
Anfechtung (F.) itiraz, ret
Anfechtungsgesetz (N.) itiraz kanunu
Anfechtungsklage (F.) itiraz davası, iptal davası
anfordern istemek, talep etmek
Anforderung (F.) isteme, talep
Anfrage (F.) soru, müracaat, baş vurma
anfragen sormak, müracaat etmek, baş vurmak
Angabe (F.) veri, bilgi, tarif, beyan
angeben söylemek, bildirmek, tarif etmek, beyan etmek
angeblich sözde olan, sözümona
Angebot (N.) arz, sunu, icap, teklif
angehören ait olmak
angehörig ait
Angehörige (F.) ait olan
Angehöriger (M.) ait olan
Angehörigkeit (F.) ait olma
Angeklagte (F.) suçlandırılan, itham edilen
Angeklagter (M.) suçlandırılan, itham edilen
Angelegenheit (F.) iş, husus, konu, mesele
angemessen uygun, layik
Angeschuldigte (F.) sanık, maznun, suçlandırılan
Angeschuldigter (M.) sanık, maznun, suçlandırılan
angestellt memuriyete alınmış, işe alınmış
Angestellte (F.) memur
Angestelltenversicherung (F.) memur sigortası
Angestellter (M.) memur
angloamerikanisches Recht (N.) anglo-amerikan hukuku
angreifen saldırmak, dokunmak
Angreifer (M.) saldıran, dokunan
Angreiferin (F.) saldıran, dokunan
angrenzen sınırdaş olmak
Angriff (M.) saldırı, dokunuş
Angriffskrieg (M.) tecavüzi harp
Angriffsnotstand (M.) tecavüzi sıkıyünetim
Anhalt (M.) belirti, ipucu, dayanak
Anhang (M.) ek (Sb.), ilave (Sb.), hısım (Sb.)
anhängen eklemek, bağlamak
anhängig rüyet halinde
anheben kaldırmak, yükseltmek
anheften yapıştırmak, çengellemek
anhören dinlemek, ifade almak
Anhörung (F.) dinleme, ifade alma
Anklage (F.) iddia, şikayet
Anklagebank (F.) sanık sırası
Anklageerhebung (F.) dava ikamesi
Anklageerzwingung (F.) iddia zorlaması
Anklagemonopol (N.) iddia tekeli
anklagen suçlamak, itham etmek
Ankläger (M.) davacı
Anklägerin (F.) davacı
Anklagesatz (M.) iddianame
Anklageschrift (F.) iddianame
ankündigen bildirmek, ihbar etmek
Ankündigung (F.) bildiri, ihbar
Anlage (F.) yatırım, kuruluş, sabit sermaye
Anlagevermögen (N.) sabit varlıklar
Anlandung (F.) karaya çıkarma
Anlass (M.) vesile, neden (Sb.), sebeb
anlegen yatırım yapmak, yatırmak
Anleihe (F.) borçlanma, borç alma, istikraz
Anlieger (M.) aynı sokakta oturan
Anliegerin (F.) aynı sokakta oturan
anmelden müracaat etmek, beyan etmek, bildirmek
Anmeldung (F.) müracaat, beyan, bildirme
Anmerkung (F.) not
Annahme (F.) kabul (Sb.), teslim, tasvip, akseptans
Annahmeverzug (M.) kabul gecikmesi, kabul temerrütü
annehmen kabul etmek, teslim almak
annektieren ilhak etmek
Annex (M.) teferruat, eklenti, ilave (Sb.)
Annexion (F.) ilhak
Annexkompetenz (F.) teferruat yetkisi
annullieren iptal etmek, fesih etmek
Annullierung (F.) iptal, fesih
anonym anonim, adsız
anordnen sıralamak, tayin etmek, talimat vermek
Anordnung (F.) sıra, tayin, talimat
anormal anormal
anpassen uydurmak, uyarlamak
Anpassung (F.) uyum, uyarlama
Anrechnung (F.) mahsup, takdir
Anrecht (N.) hak
anregen uyandırmak, teşvik etmek
Anregung (F.) uyandırma, teşvik
ansässig mukim, oturan, yerleşmiş
Anschein (M.) görünüş
anscheinend görünürde
Anscheinsbeweis (M.) görünüşte delil
Anscheinsgefahr (F.) görünüşte tehlike
Anscheinsvollmacht (F.) görünüşte temsil yetkisi
Anschlag (M.) değer biçme, ilan, afiş, vurma
anschlagen değer biçmek, vurmak, yapıştırmak
anschließen bağlamak, birleşmek
Anschluss (M.) bağlantı, müteakip
Anschlussberufung (F.) müteakip tayin
Anschlusskonkurs (M.) müteakip iflas
Anschlusspfändung (F.) müteakip haciz
Anschlussrevision (F.) müteakip denetim, müteakip reviyzon
anschuldigen suçlamak
Anschuldigung suçlama
Anschwemmung (F.) aluvyon
ansetzen eklemek, tespit etmek, kararlaştırmak
Ansicht (F.) manzara, görünüm
Ansichtssendung (F.) gözden geçirmek için gönderilmiş örnek
Anspruch (M.) hak, talep, dava
Anspruchsgrundlage (F.) hak temeli, talep temeli, dava temeli
Anspruchskonkurrenz (F.) hak rekabeti, talep rekabeti, dava rekabeti
Anstalt (F.) kurum, müessese
Anstand (M.) edep, terbiye
ansteigen yükselmek
anstellen istihdam etmek, işe almak
Anstellung (F.) istihdam etme, işe alma
Anstellungsbetrug (M.) istihdam dolandırıcılığı
Anstieg (M.) yükselme, çoğalma, artış
anstiften sebeb olmak, yol açmak, kışkırtmak
Anstifter (M.) önayak
Anstifterin (F.) önayak
Anstiftung (F.) kışkırtma, tahrik
Anteil (M.) pay, hisse
anteilig pay başına, nispeten
Anteilschein (M.) pay senedi, hisse senedi
Anteilseigner (M.) hissedar, hisse sahibi
Anteilseignerin (F.) hissedar, hisse sahibi
Antidiskriminierung (F.) anti ayrım, anti tefrik
Antinomie (F.) antinomi, çatışkı
Antisemitismus (M.) antisemitizm
antizipieren öncelemek, öne almak
Antrag (M.) dilekçe, istida, başvurma, müracaat
Antragsteller (M.) dilekçe sahibi, davacı
Antragstellerin (F.) dilekçe sahibi, davacı
Antwort (F.) cevap
antworten cevap vermek, cevaplandırmak
anvertrauen teslim etmek
anwachsen artmak, birleşmek
Anwachsung (F.) artma, birleşme
Anwalt (M.) avukat
Anwältin (F.) avukat
Anwaltschaft (F.) avukatlık
Anwaltsgebühr (F.) avukatlık ücreti
Anwaltsgehilfe (M.) avukatlık yardımcısı
Anwaltsgehilfin (F.) avukatlık yardımcısı
Anwaltskammer (F.) avukatlık meclisi
Anwaltsnotar (M.) avukatlık noteri
Anwaltsprozess (M.) avukatlık davası
Anwaltstarif (M.) avukatlık tarifesi
Anwärter (M.) aday, namzet
Anwärterin (F.) aday, namzet
Anwartschaft (F.) adaylık
Anwartschaftsrecht (N.) beklenen hak
anweisen havale etmek, emir vermek, tahsis etmek
Anweisender (M.) havale eden, emir veren, tahsis eden
Anweisende (F.) havale eden, emir veren, tahsis eden
Anweisung (F.) havale, emir, tahsis
anwendbar kullanabilir, uygulanabilir
anwenden kullanmak, uygulamak
Anwender (M.) kullanan, uygulayan
Anwenderin (F.) kullanan, uygulayan
Anwendung (F.) kulanma, uygulama
anwerben işe almak, iş vermek
Anwesen (N.) mülk, emlak
anwesend hazır, bulunan
Anwesender (M.) hazır olan, bulunan
Anwesenheit (F.) hazır olma, bulunma
anzahlen pey vermek, ön ödeme yapmak
Anzahlung (F.) pey akçesi, ön ödeme
Anzeichen (N.) iz, belirti
Anzeige (F.) ihbar, ilan, reklam
anzeigen ihbar etmek, ilan etmek, reklam yapmak
Anzeigepflicht (F.) ihbar yükümlülüğü
anzeigepflichtig bildirilmesi zorunlu
Apanage (F.) apanaj
apostolisch papa ile ilgili
Apotheke (F.) eczane
Apotheker (M.) eczacı
Apothekerin (F.) eczacı
Appellation (F.) temyiz, istinaf
Appellationsgericht (N.) temyiz mahkemesi
appellieren başvurmak
Approbation (F.) ruhsat, izin
approbieren ruhsat vermek, izin vermek
äquivalent eşdeğerli
Äquivalenz (F.) eşdeğerlik
Äquivalenztheorie (F.) eşdeğerlik prensibi
Arbeit (F.) iş, çalışma, içşilik, emek
arbeiten iş yapmak, çalışmak
Arbeiter (M.) işçi (Sb.), emekçi (Sb.)
Arbeiterin (F.) işçi (Sb.), emekçi (Sb.)
Arbeitgeber (M.) işveren, patron
Arbeitgeberanteil (M.) işveren payı
Arbeitgeberin (F.) işveren, patron
Arbeitgeberverband (M.) işverenler birliği
Arbeitnehmer (M.) işalan, işverilen, işçi (Sb.)
arbeitnehmerähnlich işalan benzeri
Arbeitnehmererfindung (F.) işçinin teknik buluşu, işçinin ihtiraı
Arbeitnehmerhaftung (F.) işçi sorumluluğu
Arbeitnehmerin (F.) işalan, işverilen, işçi (Sb.)
Arbeitnehmerüberlassung (F.) taşaronluk
Arbeitsamt (N.) çalışma dairesi
Arbeitsbereitschaft (F.) çalışma istemi
Arbeitsbewilligung (F.) çalışma müsaadesi
Arbeitsdirektor (M.) çalışma amiri
Arbeitsdirektorin (F.) çalışma amiri
Arbeitseinkommen (N.) çalışma karşılığı
Arbeitsentgelt (N.) çalışma karşılığı, iş bedeli
Arbeitsförderung (F.) çalışma teşviği
Arbeitsgericht (N.) çalışma mahkemesi
Arbeitskampf (M.) çalışma ihtilafı
Arbeitskraft (F.) çalışma gücü
Arbeitslohn (M.) çalışma ücreti
arbeitslos işsiz (Adj.)
Arbeitslosengeld (N.) işsizlik tazminatı
Arbeitslosenhilfe (F.) işsizlik yardımı
Arbeitslosenversicherung (F.) işsizlik sigortası
Arbeitsloser (M.) işsiz (Sb.)
Arbeitslosigkeit (F.) işsizlik
Arbeitsmündigkeit (F.) çalışma erginliği
Arbeitsprozess (M.) çalışma süreci
Arbeitsrecht (N.) çalışma hukuku
arbeitsrechtlich çalışma hukukuna göre
Arbeitsschutz (M.) çalışma güvenliği
Arbeitssicherheit (F.) çalışma güvenliği
Arbeitssicherheitsgesetz (N.) çalışma güvenliği kanunu
Arbeitsstätte (F.) çalışma yeri
arbeitsunfähig çalışamaz
Arbeitsunfähigkeit (F.) çalışamazlık
Arbeitsunfall (M.) çalışma kazası, iş kazası
Arbeitsverhältnis (N.) çalışma ilişkisi
Arbeitsvermittlung (F.) iş bulma, işçi bulma
Arbeitsvertrag (M.) çalışma sözleşmesi
Arbeitsverwaltung (F.) çalışma müdürlüğü
Arbeitszeit (F.) çalışma saatleri
Arbeitszeitsrechtsgesetz (N.) çalışma süresi yasası
Arbeitszeugnis (N.) çalışma belgesi
Arbitrage (F.) arbitraj, tahkim
archaisch arkaik
Architekt (M.) mimar
Architektenrecht (N.) mimarlık kanunu
Architektin (F.) mimar
Archiv (N.) arşiv
Arglist (F.) desise, hile
arglistig dessas, hilekar
arglistige Täuschung (F.) hile ile aldatma, desise aldatma
arglistiges Verschweigen (N.) hile ile gizleme, desise gizleme
arglos saf
Argument (N.) tanıt, delil
argumentieren deliller getirmek
Argwohn (M.) kuşku
Aristokrat (M.) aristokrat
Aristokratie (F.) aristokrasi
Aristokratin (F.) aristokrat
arm fakir, yoksul
Armee (F.) ordu
Armenrecht (N.) yoksullar hukuku
Arrest (M.) haciz, tevkif, gözaltı, nezaret, kısa hapis
arretieren haciz ettirmek, tevkif etmek
arrha (F.) (lat.) pey akçesi
arrondieren toparlatmak
Arschloch (N.) aşağılık herif
Art (F.) çeşit, tür, cins, tarz, nevi
Artenschutz (M.) çeşitlerin korunması
Artikel (M.) makale, yazı, madde, eşya
Arznei (F.) ilaç, tıbbi ecza
Arzneimittel (N.) ilaç, tıbbi ecza
Arzneimittelgesetz (N.) ilaç kanunu
Ärztekammer (F.) doktor meclisi, hekim meclisi
Arzt (M.) doktor, hekim
Ärztin (F.) doktor, hekim
ärztlich tıbbi
Arztrecht (N.) doktor kanunu, hekim kanunu
Asien Asya
asozial toplum düzenine uymayan
Asperation (F.) artırma, teşdit
Aspirant (M.) aday
Aspirantin (F.) aday
Assekuranz (F.) sigorta, taahhüt işleri
Assessor (M.) yargıç muavini
Assessorin (F.) yargıç muavini
Assistent (M.) asistan, yardımcı
Assistentin (F.) asistan, yardımcı
Assoziation (F.) ortaklık, bağlılık
assoziieren ortak olmak, bağlamak
Asyl (N.) sığınma, barınak
Asylant (M.) sığınmacı
Asylantin (F.) sığınmacı
Asylrecht (N.) barınma hakkı
Aszendent (M. bzw. F.) üstsoy hısımı
Aszendenten (M.Pl. bzw. F.Pl.) üstsoy hısımları
Aszendentin (F.) üstsoy hısımı
Aszendenz (F.) üstsoy hısımlığı
Atom (N.) atom
Atomgesetz (N.) atom hukuku
Atommüll (M.) atom atığı
Attaché (M.) ataşe
Attentat (N.) suikast
Attentäter (M.) suikastçı
Attentäterin (F.) suikastçı
Attest (N.) doktor raporu
Audienz (F.) huzura kabul
aufbewahren saklamak, muhafaza etmek
Aufbrauchsfrist tüketme süresi
aufdecken örtüsünü kaldırmak, açığa vurmak
Aufenthalt (M.) oturma, ikamet, kalış
Aufenthaltserlaubnis (F.) oturma izni
Aufenthaltsgenehmigung (F.) oturma izni
Aufenthaltsort (M.) oturma yeri
auferlegen yüklemek
auffordern davet etmek çağırmak, talep etmek
Aufforderung (F.) davet, cağrı, talep
Aufgabe (F.) görev, ödev, bırakma, terk
aufgeben yollamak, göndermek, bırakmak, terketmek
Aufgebot (N.) resmi ilan, toplanma
Aufgeld (N.) acyo, zam
aufheben kaldırmak, iptal etmek, feshetmek
Aufhebung (F.) kaldırma, iptal, fesih
Aufhebungsvertrag (M.) fesih akdi
aufhetzen kışkırtmak, tahrik etmek
Aufhetzung (F.) kışkırtma, tahrik
aufklären aydınlatmak, bilgi vermek
Aufklärung (F.) aydınlatma, bilgi
Aufklärungspflicht (F.) aydınlatma vazifesi, bilgi vazifesi
Aufklärungsquote (F.) aydınlatma kotası, bilgi kotası
Auflage (F.) baskı, şart, vergi
auflassen ferağ etmek, devir etmek, temlik etmek, çıkarmamak
Auflassung (F.) ferağ, devir, temlik
Auflassungsvormerkung (F.) ferağdan men şerhi
Auflauf (M.) kalabalık, sufle
auflaufen birikmek, oturmak, vurmak
auflösen bozmak, sona erdirmek, feshetmek
auflösende Bedingung (F.) bozucu şart, sona erdirici koşul
Auflösung (F.) bozma, sona erdirme, fesih
aufopfern feda etmek
Aufopferung (F.) fedakarlık, feda
Aufopferungsanspruch (M.) fedakarlıktan dolayı tazminat hakkı
Aufopferungstheorie (F.) fedakarlık kuramı
aufrechenbar takas edilebilir
aufrechnen takas etmek
Aufrechnung (F.) takas
Aufrechnungslage (F.) takas hali
Aufruf (M.) davet, çağrı, apel, celp
aufrufen davet etmek, çağırmak
Aufruhr (M.) kargaşalık, ayaklanma
Aufrührer (M.) baş kaldıran
Aufrührerin (F.) baş kaldıran
aufschieben talik etmek, ertelemek, geciktirmek
aufschiebende Bedingung (F.) taliki şart
aufschiebende Wirkung (F.) taliki hüküm
Aufschub (M.) tehir, erteleme, geciktirme
Aufseher (M.) gözcü, gardiyan
Aufseherin (F.) gözcü, gardiyan
Aufsicht (F.) denetim, kontrol
Aufsichtsbehörde (F.) denetim mercii
Aufsichtspflicht (F.) denetim yükümlülüğü
Aufsichtsrat (M.) denetim kurulu
aufspüren bulmak
Aufstand (M.) ayaklanma
aufstellen düzenlenmek, koymak, dikmek
Aufstellung (F.) düzenlenme, döküm, tablo
aufteilen bölmek, paylaşmak, taksim etmek
Auftrag (M.) sipariş, ödev, vazife
Auftraggeber (M.) sipariş eden
Auftraggeberin (F.) sipariş eden
Auftragnehmer (M.) sipariş alan
Auftragnehmerin (F.) sipariş alan
Auftragsangelegenheit (F.) sipariş sorunu
Auftragsbestätigung (F.) sipariş onaylaması
Auftragsgeschäft (N.) sipariş görevi
Auftragsverwaltung (F.) sipariş yönetimi
Aufwand (M.) harcama, masraf
Aufwandsentschädigung (F.) harcama ödeneği, masraf ödeneği
aufwenden harcamak, masraf etmek
Aufwendung (F.) harcama, masraf
Aufwendungserstattung (F.) harcama ödeneği, masraf ödeneği
aufwerten değerini yükseltmek
Aufwertung (F.) değer yükseltme
aufwiegeln kışkırtmak
aufzeichnen not etmek, kayıt etmek
Aufzeichnung (F.) not, kayıt
Augenschein (M.) görünüş, mahallinde keşif
Augenzeuge (M.) görgü tanığı
Augenzeugin (F.) görgü tanığı
Auktion (F.) müzayede, açık artırma
Auktionator (M.) müzayedeci
Auktionatorin (F.) müzayedeci
ausbilden eğitmek, geliştirmek
Ausbildende (F.) eğitmen
Ausbildender (M.) eğitmen
Ausbildung (F.) eğitim
Ausbildungsförderung (F.) eğitim yardımı
ausbleiben gelmemek, olmamak
Ausbleiben (N.) gelmeme, olmama
ausbrechen kaçmak, çıkmak
Ausbruch (M.) kaçma, çıkma
ausbürgern uyrukluktan çıkarmak, yurttaşlıktan çıkarmak
Ausbürgerung (F.) uyrukluktan çıkarma, yurttaşlıktan çıkarma
ausdrücklich kesinlikle
Ausdrücklichkeitsgebot (N.) açıklık şartı
auseinandersetzen tartışmak, münakaşa etmek
Auseinandersetzung (F.) tartışma, münakaşa
Ausfall (M.) dökülme, kesilme
Ausfallzeit (F.) işlememe süresi
ausfertigen tanzim etmek
Ausfertigung (F.) tanzim
ausforschen soruşturmak, biliştirmek
Ausforschung (F.) soruşturma, biliştirme
Ausforschungsbeweis (M.) soruşturma kanıtı, biliştirme kanıtı
Ausfuhr (F.) ihraç, dışsatım
ausführen ihraç etmek, yapmak
Ausfuhrerlaubnis (F.) ihraç lisansı
Ausführung (F.) icra, yürütme
Ausführungsgesetz (N.) icra hukuku
Ausführungsverordnung (F.) icra yönetmeliği
ausfüllen doldurmak
Ausfüllungsbefugnis (F.) doldurma lisansı
Ausgabe (F.) dağıtma, baskı, harcama
ausgeben dağıtmak, baskı yapmak, harcamak
ausgeübter Gewerbebetrieb (M.) yürütülen ticari işletme
Ausgleich (M.) düzleme, denkleştirme, takas
ausgleichen düzlemek, denkleştirmek
Ausgleichsabgabe (F.) takas harcı
Ausgleichsanspruch (M.) takas talebi
Ausgleichsaufgabe (F.) takas görevi
Auskunft (F.) danışma, malumat
Auskunftsklage (F.) danışma şikayeti
Auskunftspflicht (F.) danışma yükümlülüğü
Auskunftsverweigerungsrecht (N.) bilgi vermekten çekinme hakkı, açıklama hakkı
ausladen boşaltmak
Auslage (F.) harcama, masraf
Ausland (N.) yurtdışı, dış ülke
Ausländer (M.) yabancı (Sb.)
Ausländerin (F.) yabancı (Sb.)
Ausländergesetz (N.) yabancılar yasası
Ausländerrecht (N.) yabancılar kanunu
ausländisch yabancı (Adj.)
Auslandsdelikt (N.) yabancı memlekette işlenen suç
auslegen sermek, döşemek, kaplamak
Auslegung (F.) yorum
ausleihen ödünç vermek, ödünç almak
ausliefern geri vermek, iade etmek, teslim etmek
Auslieferung (F.) geri verme, iade etme, teslim
Auslieferungshaft (F.) geri verme amacı ile tutukluluk
Auslieferungsverbot (N.) geri verme yasağı
Auslieferungsvertrag (M.) geri verme kontratı
ausloben ilan suretiyle vaadetmek
Auslobung (F.) ilan suretiyle yapılan vaad
auslosen kur’a çekmek
Auslosung (F.) kur’a çekme
Ausnahme (F.) istisna
Ausnahmegericht (N.) istisna mahkemesi
Ausnahmezustand (M.) sıkı yönetim
ausreichend yeterli, yetecek kadar
Aussage (F.) ifade
Aussageerpressung (F.) ifade şantajı
aussagen ifade etmek, ifade vermek
Aussagenotstand (M.) tanıklıkta zaruret hali
Aussagepflicht (F.) tanıklık zorunluluğu
Aussageverweigerungsrecht (N.) ifade vermekten çekinme hakkı
ausschlagen reddetmek, kabul etmemek
Ausschlagung (F.) ret
ausschließen hariç bırakmak, iskat etmek
ausschließlich hariç olarak, münhasır
ausschließliche Gesetzgebung (F.) münhasır yasama yetkisi
Ausschließung (F.) hariç bırakma, iskat
Ausschluss (M.) hariç bırakma, iskat
Ausschuss (M.) kurul, heyet, komisyon
Außenbereich (M.) dış alan, dış çevre
Außenminister (M.) dışişleri bakanı
Außenministerin (F.) dışişleri bakanı
Außenministerium (N.) dışişleri bakanlığı
Außenprüfung (F.) dış denetim
Außenvollmacht (F.) dış yetki
Außenwirtschaft (F.) dış ekonomi
Außenwirtschaftsrecht (N.) dış ekonomi hukuku
außer dışında, başka
außer Kraft setzen hükümsüz kılmak
außerehelich evlilik dışı
außergerichtlich mahkeme dışı
außergewöhnlich olağanüstü
äußern belirtmek
außerordentlich olağanüstü
außerordentliche Kündigung (F.) olağanüstü fesih
außerordentliches Rechtsmittel (N.) olağanüstü kanun yolu
Äußerung (F.) söz, ifade
aussetzen bırakmak, terk etmek, ara vermek
Aussetzung (F.) bırakma, terk etme, ara verme
Aussiedler (M.) göçmen
Aussiedlerin (F.) göçmen
aussondern ayırmak, ayıklamak, elemek
Aussonderung (F.) ayırma, ayıklama, eleme
aussperren lokavt etmek
Aussperrung (F.) lokavt
ausspielen çekilmek, atmak, düşürmek
Ausspielvertrag (M.) piyango sözleşmesi
aussprechen telaffuz etmek, söylemek
Ausstand (M.) grev
ausstatten donatmak, döşemek
Ausstattung (F.) donatım, döşeme
ausstehend tahsil edilmemiş, askıda kalan
ausstellen keşide etmek
Aussteller (M.) keşideci
Ausstellerin (F.) keşideci
Ausstellung (F.) keşide
Aussteuer (F.) çeyiz
Austausch (M.) değiştirme, mübadele
austauschen değiştirmek, mübadele etmek
Austauschpfändung (F.) ikameli haciz
austreten ayrılmak, çekilmek
Austritt (M.) ayrılma, çekilme
ausüben kullanmak, yapmak, icra etmek
Ausübung (F.) kullanma, yapma, icra etme
Ausübungsermächtigung (F.) kullanma yetkisi
Ausverkauf (M.) tasfiye satışı
Auswahl (F.) seçme, tercih etme
auswählen seçmek, tercih etmek
auswandern göç etmek, göçmek
Auswanderung (F.) göç
Auswanderungsbetrug (M.) göç etme dolandırıcılığı
auswärtig dış (Adj.), yabancı (Adj.)
auswärtige Angelegenheit (F.) dışişleri sorunu
auswärtige Angelegenheiten (F.Pl.) dışişleri sorunları
auswärtiger Dienst (M.) dış hizmet
ausweichen yol vermek, çekinmek
Ausweis (M.) kimlilik belgesi
ausweisen sınırdışı etmek, kimlik bildirmek
Ausweismissbrauch (M.) sahte kimlik kullanma
Ausweispflicht (F.) kimlilik vazifezi
Ausweisung (F.) sınırdışı etme
auswirken sonuçlanmak, etkilemek
Auswirkung (F.) sonuç, etki
auszahlen ödemek, tediye etmek
Auszahlung (F.) ödeme, tediye
Auszubildende (F.) çırak, öğrenci
Auszubildender (M.) çırak, öğrenci
Auszug (M.) taşınma, göç, suret
authentisch mevsuk, sağlam
authentische Interpretation (F.) mevsuk yorum, sağlam yorum
Auto (N.) otomobil, araba
Autobahn (F.) otoyol
Automat (M.) otomat
Automatenmissbrauch (M.) otomat dolandırıcılığı
automatisch otomatik
autonom özerk
Autonomie (F.) otonomi, özerklik
Autopsie (F.) otopsi
Autor (M.) yazar
Autorin (F.) yazar
autorisieren yetkilemek
Aval (M.) aval
Avis (M.) ihbar, haber
Axiom (N.) aksiyom, belit
Baden (N.) Baden
Baden-Württemberg (N.) Baden-Württemberg
Bagatelldelikt (N.) önemsiz suç, kolay suç
Bagatelle (F.) önemsiz, kolay
Bagatellsache (F.) önemsiz şey, önemsiz iş
Bahn (F.) hat, yol, demiryolu
Bahnpolizei (F.) demiryolu zabıtası
Baisse (F.) düşüklük, alçalma
Bande (F.) çete, güruh, şebek
Bandendiebstahl (M.) çete halinde hırsızlık
Bandit (M.) haydut, şaki
Banditin (F.) haydut, şaki
Bank (F.) banka
Bankakzept (N.) banka kabulü
Bankbürgschaft (F.) banka kefaleti
Bankeinlage (F.) banka mevduatı
Bankenaufsicht (F.) bankalar denetimi
Bankenpfandrecht (N.) bankalar rehin hakkı
Bankgarantie (F.) banka garantisi
Bankgeheimnis (N.) banka sırrı
Bankgeschäft (N.) banka işlemi
Bankier (M.) banker
Bankierin (F.) banker
Bankkonto (N.) banka hesabı
Banknote (F.) banknot
Bankomat (M.) bankamatik
Bankrecht (N.) bankacılık hukuku
bankrott iflas etmiş
Bankrott (M.) iflas
Bankrotteur (M.) iflas eden, müflis
Bankrotteurin (F.) iflas eden, müflis
Bann (M.) aforoz
Bannkreis (M.) sihir dairesi
Bannmeile (F.) sihir çevresi
bar nakit, peşin
Bargebot (N.) nakit teklifi, para teklifi
Bargeld (N.) nakit para
Barkauf (M.) nakit alım
Barscheck (M.) açık çek, para çeki
Barzahlung (F.) nakden ödeme
Basiszinssatz taban faiz oranı
Bataillon (N.) tabur
Batterie pil, batarya
Batterieverordnung pil yönetmeliği, batarya yönetmeliği
Bau (M.) yapı, inşaat, imar
Bauaufsicht (F.) yapı denetimi, inşaat denetimi
Bauer (M.) çiftçi, köylü
Bäuerin (F.) çiftçi, köylü
Bauernbefreiung (F.) çiftçi kurtarması
Bauernkrieg (M.) çiftçi savaşı
Bauernkriege (M.Pl.) çiftçi savaşları
baufällig harap, yıkkın
Baufreiheit (F.) yapı serbestisi
Baugenehmigung (F.) yapı ruhsaatı, inşaat izni
Baugesetzbuch (N.) yapı kanunu, inşaat kanunu
Baugestaltungsrecht (N.) yapı planlaması hukuku
Bauherr (M.) yapı sahibi, inşaat sahibi
Bauherrin (F.) yapı sahibi, inşaat sahibi
Baukosten (F.Pl.) yapı masrafları, inşaat masrafları
Baukostenzuschuss (M.) yapı masrafları için mali yardım
Bauland (N.) arsa, parselli arazi
Baulandsache (F.) arsa işi, arsa meselesi
Baulast (F.) inşaat vergisi
Baulastenverzeichnis (N.) inşaat vergisi listesi
Bauleiter (M.) şantiye şefi, inşaat şefi
Bauleiterin (F.) şantiye şefi, inşaat şefi
Bauleitplan (M.) nazım imar planı
Bauleitplanung (F.) nazım imar planlaması
Baumangel (M.) yapı kusuru, inşaat kusuru
Baumeister (M.) mimar
Baunutzungsverordnung (F.) yapı kullanması yönetmeliği
Bauordnung (F.) yapı yönetmeliği, inşaat yönetmeliği
Bauordnungsamt (N.) yapı yönetmeliği dairesi
Bauordnungsrecht (N.) yapı yönetmeliği hukuku
Bauplan (M.) yapı planı, inşaat planı
Bauplanung (F.) yapı planlaması, inşaat planlaması
Bauplanungsrecht (N.) yapı planlaması hukuku
Bauplatz (M.) yapı yeri, inşaat yeri
Baupolizei (F.) imar polisi, yapı polisi, inşaat polisi
Bauprozess (M.) imar davası, yapı davası, inşaat davası
Baurecht (N.) imar hukuku, yapı hukuku, inşaat hukuku
baureif inşaata olgun
Bauschein (M.) yapı ruhsatiyesi
Bausparkasse (F.) yapı tasarruf sandığı
Baustellenverordnung (F.) yapı yeri kararnamesi, şantiye kararnamesi
Bauträger yapı örgütü
Bauüberwachung (F.) yapı denetimi, inşaat denetimi
Bauwerk (N.) yapı, inşaat
Bayer (M.) Bavyeralı (Sb.)
Bayerin (F.) Bavyeralı (Sb.)
bayerisch bavyeralı (Adj.)
Bayern (N.) Bavyera
beabsichtigen niyet etmek, niyetlenmek
beachten riayet etmek, uymak
Beachtung (F.) riayet, uyma
Beamtenbestechung (F.) memura rüşvet verme
Beamtenhaftung (F.) memurun sorumluluğu
Beamtenrecht (N.) devlet memurları hukuku
Beamter (M.) memur
Beamtin (F.) memur
beanspruchen iddia etmek, istemek
beanstanden itiraz etmek, kınamak
bearbeiten işlemek, muamele etmek
Bearbeitung (F.) işlem, muamele
beaufsichtigen gözetmek, kontrol etmek
beauftragen tevkil etmek, vekillik vermek
Beauftragte (F.) tevkil edilen, vekillik verilen, vekil, görevli
beauftragte Richterin (F.) naip hakim
Beauftragter (M.) tevkil edilen, vekillik verilen, vekil, görevli
beauftragter Richter (M.) naip hakim
bebauen işlemek, sürmek
Bebauungsplan (M.) imar planı
Bedarf (M.) ihtiyaç, gereksinim
Bedenken (N.) tereddüt, kararsızlık
bedeuten anlamı olmak, demek
Bedeutung (F.) anlam, mana
bedienen hizmet etmek, kullanmak
Bedienstete (F.) hizmetli
Bediensteter (M.) hizmetli
Bedienung (F.) hizmetçilik, kullanma, servis
Bedienungsanleitung (F.) kullanma tarifesi
bedingen gerektirmek, sebeb olmak
bedingt şarta bağlı, şartlı, koşullu
bedingte Schuldfähigkeit (F.) şarta bağlı kusur ehliyeti
bedingte Verurteilung (F.) şarta bağlı mahkumiyet
bedingter Vorsatz (M.) şarta bağlı kast
Bedingung (F.) koşul, şart
bedingungsfeindlich koşula düşmanca
Bedingungsfeindlichkeit (F.) koşula düşmanlık
bedrohen tehdit etmek
Bedrohung (F.) tehdit
Bedürfnis (N.) ihtiyaç, gereksinme
Bedürfnisprüfung (F.) ihtiyaç incelemesi
bedürftig yoksul
Bedürftigkeit (F.) yoksulluk
beeiden yemin etmek, yeminle teyit etmek
beeidigen yemin etmek, yeminle teyit etmek
Beeidigung (F.) yemin etme, yeminle teyit etme
beeinflussen etkilemek, tesir etmek, nüfuz kullanmak
Beeinflussung (F.) etkileme, tesir etme, nüfuz kullanma
beeinträchtigen halel vermek
Beeinträchtigung (F.) halel, ihlal
beenden bitirmek, sona erdirmek, tamamlamak
beendeter Versuch (M.) bitirmiş deneme
beendigen bitirmek, sona erdirmek, tamamlamak
Beendigung (F.) bitirme, sona erdirme, tamamlama
beerdigen gömmek, toprağa vermek
Beerdigung (F.) gömme, cenaze
Beerdigungskosten (Pl.) cenaze masrafları
befähigen muktedir kılmak
Befähigung (F.) yetenek, ehliyet
Befähigungsnachweis (M.) yeterlik belgesi, ehillik belgesi
befangen taraf tutan, sıkılgan
Befangenheit (F.) taraf tutma, sıkılganlık
befassen uğraşmak, uğraştırmak
Befehl (M.) emir
befehlen emir vermek, emretmek
befolgen uymak, riayet etmek
befördern taşımak, nakletmek
Beförderung (F.) taşıma, nakliye
Beförderungsvertrag (M.) taşıma sözleşmesi, taşıma mukavelesi
befragen sormak, sorguya çekmek
befreien kurtarmak
Befreiung (F.) kurtarma, muafiyet
Befreiungsvorbehalt (M.) muafiyet ihtirazi kaydı
befriedigen sevindirmek, tatmin etmek
Befriedigung (F.) sevindirme, tatmin
befristen mühletini tayin etmek, süre koymak
befristet vadeli
Befristung (F.) müddet tayini, süre koyma
Befugnis (F.) yetki, salahiyet
befugt yetkili (Adj.), salahiyetli (Adj.)
befürworten tavsiye etmek, desteklemek
Befürwortung (F.) tavsiye, destek
begabt yetenekli (Adj.), hünerli
Begabtenförderung (F.) yetenekli teşviki
begebbar tedavül yeteneğine göre
begehen işlemek, irtikap etmek
begehren talep etmek, istemek
Begehren (N.) talep, istem
Begehung (F.) işleme, irtikap, icra
Begehungsdelikt (N.) icrai suç
beglaubigen onaylamak, tasdik etmek
Beglaubigung (F.) onaylama, tasdik
Beglaubigungsschreiben (N.) itimatname
Beglaubigungsvermerk (M.) onaylama şerhi, tasdik şerhi
begleichen ödemek
Begleittat (F.) müterafık eylem, müterafık suç
begnadigen affetmek
Begnadigung (F.) af, affetme
begrenzen sınırlamak, tahdit etmek
begrenzt sınırlı, tahditli
Begriff (M.) terim, kavram
Begriffsjurisprudenz (F.) terim hukuku ilmi
begründen gerekçelendirmek, sebep göstermek
Begründer (M.) gerekçelendiren, sebep gösteren
Begründerin (F.) gerekçelendiren, sebep gösteren
begründet gerekçeli, gerekçelendirilmiş, esaslı
Begründetheit (F.) gerekçenin olması, gerekçelilik
Begründung (F.) gerekçe, sebep gösterme
begünstigen kayırmak, iltimas etmek
begünstigender Verwaltungsakt (M.) kayırıcı idari işlem
Begünstigte (F.) lehdar
Begünstigter (M.) lehdar
Begünstigung (F.) kayırma, iltimas
behandeln muamele etmek, elden geçirmek
Behandlung (F.) muamele, elden geçirme, işlem
behaupten iddia etmek
Behauptung (F.) iddia, sav
Behelf (M.) geçici çare
beherbergen barındırmak
Beherbergung (F.) barındırma
beherrschen hakim olmak, kontrol etmek
Beherrschung (F.) hakim olma, kontrol
Beherrschungsvertrag (M.) kontrol sözleşmesi
behindern engellemek, engel olmak
behindert sakat (Adj.), özürlü (Adj.)
Behinderte (F.) sakat (Sb.), özürlü (Sb.)
Behindertentestament (N.) sakatlık mirası
Behinderter (M.) sakat (Sb.), özürlü (Sb.)
Behinderung (F.) sakatlık, özür
Behinderungswettbewerb (M.) sakatlık rekabeti, sakatlık yarışması
Behörde (F.) makam, resmi daire
beibringen getirmek, irad etmek
Beibringung (F.) getirme, irad
beiderseitiges Handelsgeschäft (N.) iki taraflı ticari işlemi
beifügen eklemek, ilave etmek
Beigeladene (F.) davet edilen
Beigeladener (M.) davet edilen
Beigeordnete (F.) seçilmiş belediye memuru
Beigeordneter (M.) seçilmiş belediye memuru
Beihilfe (F.) yardım, yataklık
beilegen iliştirmek, eklemek
Beilegung (F.) iliştirme, ekleme, sulh
Beirat (M.) müşavir, kurul
Beischlaf (M.) cinsel birleşme, fuhuş
beischlafen cinsel birleşmek
Beisichführen üstünde bulundurma, taşıma
Beisitzer (M.) naip, üye, aza
Beisitzerin (F.) naip, üye, aza
Beistand (M.) destekleme, yardım, müzaheret
Beitrag (M.) aidat, katılma payı
beitreiben tahsil etmek, zorla tahsil etmek
Beitreibung (F.) tahsil, icrai takibat
beitreten katılmak, iştirak etmek
Beitritt (M.) katılma, iştirak
beiwohnen katılmak, hazır bulunmak
Beiwohnung (F.) katılma, hazır bulunma
bejahen evet demek, kabul etmek
Bekanntgabe (F.) bildirme
bekanntgeben bildirmek
bekanntmachen ilan etmek, duyurmak
Bekanntmachung (F.) ilan, duyurma
bekennen itiraf etmek, tarafını tutmak
Bekenntnis (N.) itiraf, tarafını tutma, din
Bekenntnisfreiheit (F.) din özgürlüğü
Bekenntnisschule (F.) din okulu
beklagt davalı (Adj.)
Beklagte (F.) davalı (Sb.)
Beklagter (M.) davalı (Sb.)
Belang (M.) menfaat, yarar, önem
belasten tahmil etmek, yüklemek, kaydetmek
belastend kayıtlayıcı
belästigen rahatsız etmek, sarkıntılık etmek
Belästigung (F.) rahatsız etme, sarkıntılık
Belastung (F.) takyit, kayıtlama, tahmil
Belastungszeuge (M.) kamu tanığı, kamu şahidi
belaufen baliğ olmak, tutmak
Beleg (M.) belge, vesika
belegen (Adj.) belgelenmiş
belegen (V.) belgelemek
Belegenheitsgrundsatz (M.) dava konusu şeyin bulunduğu yer esası
beleglos belgesiz
belehren öğretmek, hakkı ihtar etmek
Belehrung (F.) öğretme, hakkı ihtar etme
Belehrungspflicht (F.) hak öğretme yükümlülüğü, malumat verme yükümlülüğü
beleidigen hakaret etmek, tahkir etmek
Beleidigung (F.) hakaret, tahkir
beleihen ikraz vermek, ödünç para vermek
Beliehene (F.) ikraz verilen, ödünç para verilen
Beliehener (M.) ikraz verilen, ödünç para verilen
bemessen (V.) takdir etmek, değerlendirmek
Bemessung (F.) takdir, değerlendirme
Bemessungsgrundlage (F.) matrah
beneficium (lat.) (N.) hayır
Benehmen (N.) davranış, hareket
Benelux-Staat (M.) Benelux Devleti
Benelux-Staaten (M.Pl.) Benelux Devletleri
benutzen yararlanmak, faydalanmak, kullanmak
Benutzer (M.) yararlanan, faydalanan, kullanan
Benutzung (F.) yararlanma, faydalanma, kullanma
Benutzungsgebühr (F.) yararlanma ücreti
Benutzungsordnung (F.) yararlanma düzeni
Benutzungsverhältnis (N.) yararlanma oranı
Benutzungszwang (M.) yararlanma mecburiyeti, kullanma mecburiyeti
Benzin (N.) benzin
beobachten gözlemek
beraten (Adj) danışmış
beraten (V.) danışmak
Berater (M.) danışman
Beraterin (F.) danışman
Beratung (F.) danışma
Beratungszimmer (N.) danışma odası
berauben mahrum etmek, yoksun bırakmak
berechnen hesaplamak
berechtigen yetkilemek
Berechtigte (F.) hak sahibi (Sb.), yetkili (Sb.)
Berechtigter (M.) hak sahibi (Sb.), yetkili (Sb.)
Berechtigung (F.) hak, yetki
Bereich (M.) alan (1), saha
bereichern artırmak, zenginleştirmek
Bereicherung (F.) artırma, zenginleştirme
Bereicherungsabsicht (F.) zenginleştirme niyeti
Bereicherungsanspruch (M.) zenginleştirme hakkı
bereinigen kaldırmak, gidermek
Bereinigung (F.) kaldırma, giderme
bereit hazır, niyetli
Bereitschaft (F.) hazır olma, niyetli olma, nöbet
Bereitschaftspolizei (F.) nöbetçi kolluk
bereuen pişman olmak
Berg (M.) dağ, tepe
Bergarbeiter (M.) maden işçisi, madenci
Bergarbeiterin (F.) maden işçisi, madenci
Bergbau (M.) madencilik
Bergelohn (M.) kurtarma ücreti
bergen kurtarmak, çıkarmak
Bergrecht (N.) maden hukuku
Bergregal (N.) maden hakları
Bergwerk (N.) maden, maden ocağı
Bergwerkseigentum (N.) maden mülkiyeti
Bericht (M.) rapor, anlatı, bildiri
berichten rapor vermek, anlatmak, bildirmek
Berichterstatter (M.) raportör üye
Berichterstatterin (F.) raportör üye
berichtigen düzeltmek
Berichtigung (F.) düzeltme
Berliner Testament (N.) birbirine bağlı vasiyetname, Berlin Vasiyetnamesi
Bern (N.) Bern
Berner Übereinkunft (F.) Bern Sözleşmesi
berücksichtigen gözönüne almak
Beruf (M.) gözönüne alma
berufen (V.) atamak, nasbetmek
beruflich mesleki
Berufsausübung (F.) meslek icrası
Berufsbeamter (M.) meslek memuru
Berufsbeamtin (F.) meslek memuru
Berufsberatung (F.) meslek danışmanlığı
Berufsbildung (F.) meslek öğretimi
Berufsfreiheit (F.) meslek icra serbestisi
Berufsgenossenschaft (F.) meslek sendikası
Berufskrankheit (F.) meslek hastalığı
Berufsrichter (M.) meslekten hakim
Berufsrichterin (F.) meslekten hakim
Berufsschule (F.) meslek okulu
Berufsunfähigkeit (F.) mesleği icra edemezlik
Berufsunfähigkeitsversicherung (F.) mesleği icra edemezlik sigortası
Berufsverband (M.) meslek birliği
Berufsverbot (N.) meslek tatili cezası
Berufswahl (F.) meslek seçimi
Berufung (F.) istinaf, atama
Berufungsfrist (F.) istinaf müddeti
Berufungsgericht (N.) istinaf mahkemesi
Berufungsverfahren (N.) istinaf usulü
berühmen iddia etmek
Besatzung (F.) işgal
Besatzungsgebiet (N.) işgal bölgesi
Besatzungsgewalt (F.) işgal gücü
Besatzungsmacht (F.) işgal kuvveti
Besatzungsrecht (N.) işgal hukuku
Besatzungsstatut (N.) işgal statüsü
Besatzungszone (F.) işgal bölgesi
beschädigen zarar vermek, hasara uğratmak
Beschädigung (F.) zarar verme, hasar
beschaffen (V.) tedarik etmek, temin etmek
beschaffen (Adj.) vasıflı, nitelikli
Beschaffung (F.) tedarik, temin
Beschaffungsschuld (F.) tedarik kusuru
Beschaffungsverwaltung (F.) tedarik yönetimi
beschäftigen istihdam etmek, çalıştırmak
beschäftigt meşgul, işi olan
Beschäftigung (F.) istihdam, çalıştırma
Beschäftigungspflicht (F.) istihdam mükellefiyeti
Bescheid (M.) karar, emir, ihbar
Bescheidungsurteil (N.) ihbar kararı
bescheinigen belgelemek
Bescheinigung (F.) belge
beschimpfen sövmek
Beschimpfung (F.) sövme
Beschlag (M.) haczedilen mallar, nallama, nallar
Beschlagnahme (F.) zabt, zabit
beschlagnahmen zaptetmek, zaptolmak
beschleunigen hızlandırmak
beschleunigt hızlandırılmış
beschleunigtes Verfahren (N.) hızlandırılmış yargılama
beschließen karar vermek
Beschluss (M.) karar
beschlussfähig nisabı haiz
Beschlussfähigkeit (F.) karar yetersayısı
beschlussunfähig nisabı haiz olmayan
Beschlussverfahren (N.) karara bağlanan dava
beschränken sınırlamak, tahdit etmek
beschränkt sınırlı, tahditli
beschränkte Haftung (F.) sınırlı sorumluluk
beschränkte persönliche Dienstbarkeit (F.) sınırlı şahsi irtifak hakkı
beschränktes dingliches Recht (N.) mülkiyetten gayri ayni hak
Beschränkung (F.) sınırlama, tahdit etme
beschreiben tarif etmek
Beschreibung (F.) tarif
beschuldigen isnad etmek, yüklemek
Beschuldigte (F.) sanık, maznun
Beschuldigter (M.) sanık, maznun
Beschwerde (F.) itiraz, şikayet
Beschwerdeführer (M.) itiraz eden, şikayetçi
Beschwerdeführerin (F.) itiraz eden, şikayetçi
Beschwerdeverfahren (N.) itiraz usulü
beschweren itiraz etmek, şikayet etmek
beseitigen ref etmek, kaldırmak
Beseitigung (F.) ref, kaldırma
Beseitigungsanspruch (M.) tecavüzün ref’ini dava hakkı
besetzen işgal etmek
Besetzung (F.) işgal, terkip, oluşum
Besitz (M.) zilyedlik, elmenlik
Besitzdienerin (F.) zilyedlik yardımcısı
besitzen zilyed olmak
Besitzentziehung (F.) zilyedliğin gasbı
Besitzer (M.) zilyed, elmen
Besitzergreifung (F.) elkoyma
Besitzerin (F.) zilyed, elmen
Besitzkehr (F.) zilyedliğin istirdadı
Besitznahme (F.) ele geçirme
Besitzrecht (N.) mülkiyet hakkı
besitzrechtlich mülkiyet hakkına göre
Besitzschutz (M.) zilyedliğin korunması
Besitzstand (M.) zilyedlik statüsü
Besitzsteuer (F.) zilyedlik vergisi
Besitzstörung (F.) zilyedliğin ihlali
Besitztum (N.) mal, mamelek
besolden ücret vermek, maaş vermek
Besoldung (F.) ücret (Sb.), maaş
Besoldungsdienstalter (N.) kıdem
Besoldungsordnung (F.) ücret düzeni
besondere özel olarak
besonderer Teil (M.) özel parça
besonderes Gewaltverhältnis (N.) özel kuvvetler ilişkisi
besorgen sağlamak, tedarik etmek
Besorgnis (F.) endişe
Besorgung (F.) sağlama, tedarik
bessere daha iyi
bessern iyileştirmek, düzeltmek
Besserung (F.) iyileştirme, düzeltme
bestallen atamak, tayin etmek
Bestallung (F.) atama, tayin
Bestand (M.) mevcudiyet, mevcudat
Bestandskraft (F.) mevcudiyet gücü
Bestandsschutz (M.) mevcudiyetin korunması
Bestandteil (M.) unsur, öge
bestätigen teyit etmek, doğrulamak, onamak
Bestätigung (F.) teyit, doğrulama, onama
Bestätigungsschreiben (N.) teyit mektubu
bestechen rüşvet vermek
bestechlich rüşvet alan, mürtekib
Bestechlichkeit (F.) rüşvetçilik
Bestechung (F.) rüşvet
bestellen ısmarlamak, sipariş vermek
Bestellung (F.) ısmarlama, sipariş
besteuern vergilendirmek
Besteuerung (F.) vergilendirme, tarh
bestimmen belirlemek, tayin etmek
bestimmt belirli, tayin edilmiş
Bestimmtheit (F.) katiyet, belirlilik
Bestimmtheitserfordernis (N.) katiyet gereği
Bestimmtheitsgebot (N.) belirlilik şartı
Bestimmtheitsgrundsatz (M.) belirlilik ilkesi
Bestimmung (F.) belirleme, tayin
bestrafen cezalandırmak
Bestrafung (F.) cezalandırma, mücazat
bestreiten inkar etmek
besuchen ziyaret etmek
Besuchsrecht (N.) ziyaret hakkı
betagen ertelemek
Betagung (F.) erteleme
betäuben uyuşturmak, bayıltmak
Betäubung (F.) uyuşturma, bayıltma
Betäubungsmittel (N.) uyuşturucu madde
Betäubungsmittelgesetz (N.) uyuşturucu maddeler kanunu
beteiligen (sich) katılmak, iştirak etmek
Beteiligte (F.) katılan, iştirak eden
Beteiligter (M.) katılan, iştirak eden
Beteiligung (F.) katılma, iştirak
Beteiligungsdarlehen (N.) katılma ödüncü
betrachten bakmak, görmek
Betrachtung (F.) bakış, görüş
Betrachtungsweise (F.) bakış tarzı
Betrag (M.) tutar, bedel, miktar
betreiben işletmek, takip etmek
betreten (V.) girmek
betreuen bakmak, korumak
Betreuer (M.) müşavir, sorumlu
Betreuung (F.) bakım, koruma
Betreuungsverein müşavir derneği
Betrieb (M.) işletme, faaliyet, yürütme
Betriebsanlage (F.) işletme kuruluşu
Betriebsausgabe (F.) işletme gideri
Betriebseinnahme (F.) işletme geliri
Betriebsgefahr (F.) işletme tehlikesi
Betriebsprüfung (F.) işletme denetimi
Betriebsrat (M.) işletme temsilciliği
Betriebsrente (F.) işletme emekliliği
Betriebsrentengesetz (N.) işletme emeklilik kanunu
Betriebsrisiko (N.) işletme riski
Betriebsschutz (M.) işletme emniyeti
Betriebsstörung (F.) işletme arızası
Betriebsübergang (M.) işletme geçişi
Betriebsvereinbarung (F.) işletme sözleşmesi
Betriebsverfassung (F.) işletme anayasası
Betriebsverfassungsgesetz (N.) işyerleri esas örgüt yasası
Betriebsversammlung (F.) işletme toplantısı
Betriebswirtschaft (F.) işletme ekonomisi
betrinken sarhoş olmak
Betrug (M.) dolandırıcılık
betrügen dolandırmak
Betrüger (M.) dolandırıcı
Betrügerin (F.) dolandırıcı
betrügerisch dolanlı
betrunken sarhoş
Bettelei (F.) dilencilik
betteln dilenmek
Bettler (M.) dilenci
Bettlerin (F.) dilenci
Beugemittel (N.) zecri tedbir, zorlama tedbir
beugen eğmek, bükmek, zorlamak, ihlal etmek
beurkunden düzenlemek, tanzim etmek
Beurkundung (F.) düzenleme, tanzim
beurlauben izin vermek
Beurlaubung (F.) izin verme
beurteilen takdir etmek, değerlendirmek
Beurteilung (F.) takdir, değerlendirme
Beute (F.) ganimet, iğtinam
bevollmächtigen vekillik vermek, yetki vermek
Bevollmächtigte (F.) vekil, mümessil
Bevollmächtigter (M.) vekil, mümessil
Bevollmächtigung (F.) vekillik verme, yetki verme
bevorrechtigt rüçhanlı, öncelikli
bewähren doğruluğunu göstermek, ertelemek
Bewährung (F.) doğruluğunu gösterme, tecil, erteleme
Bewährungshelfer (M.) tecil yardımcısı
Bewährungshelferin (F.) tecil yardımcısı
Beweggrund (M.) saik, güdü
beweglich menkul (Adj.), taşınır (Adj.)
bewegliche Sache (F.) menkul eşya
Beweis (M.) delil, ispat, kanıt
Beweisaufnahme (F.) delillerin toplanması
beweisen ispat etmek
Beweiserhebung (F.) delillerin iradı
Beweiserhebungsverbot (N.) delillerin toplanması yasağı
Beweiserleichterung (F.) ispatın kolaylaştırılması
Beweisführung (F.) delil gösterme
Beweisgrund (M.) gerekçe
Beweisinterlokut (N.) delillerin ara kararı
Beweiskraft (F.) ispat kuvveti
Beweislast (F.) ispat yükü
Beweislastumkehr (F.) ispat yükü tersi
Beweismittel (N.) deliller
Beweissicherung (F.) delil tespiti
Beweisstück (N.) delil
Beweisverfahren (N.) delillerin toplanması usulü
Beweiswürdigung (F.) delillerin takdiri
bewerben (sich) başvurmak, müracaat etmek
Bewerber (M.) başvuran, müracaat eden
Bewerberin (F.) başvuran, müracaat eden
Bewerbung (F.) başvurma, müracaat
bewerten değerlendirmek
Bewertung (F.) değerlendirme
bewilligen kabul etmek, onamak
Bewilligung (F.) kabul (Sb.), onama
bewusst bilinçli, şuurlu
bewusste Fahrlässigkeit (F.) bilinçli ihmal
bewusstlos bilinçsiz
Bewusstlosigkeit (F.) bilinçsizlik
Bewusstsein (N.) bilinç
Bewusstseinsstörung (F.) şuur bozukluluğu
bezahlen ödemek, tediye etmek
Bezahlung (F.) ödeme, tediye
bezeugen tanıklık etmek, şahadet etmek
bezichtigen isnad etmek, yüklemek
Bezichtigung (F.) isnad, yükleme
beziehen almak, istinat etmek, taşınmak
Beziehung (F.) alma, istinat etme, taşınma, ilişki
Bezirk (M.) bölge, mıntıka
Bezirksamt (N.) bölge memuriyeti
Bezirksgericht (N.) bölge mahkemesi
Bezirkshauptfrau (F.) kaymakam
Bezirkshauptmann (M.) kaymakam
Bezirksnotar (M.) bölge noteri
Bezogene (F.) muhatap
Bezogener (M.) muhatap
Bezug (M.) ilgi, alma
Bezugnahme (F.) istinat etme, dayanma
Bezugsrecht (N.) yeni pay alma hakkı
Bibliographie bibliyografya
Bibliothek (F.) kütüphane
bieten sunmak, vaat etmek
Bigamie bigami
Bilanz (F.) bilanço, denge
Bilanzrecht (N.) bilanço hukuku
bilateral iki taraflı
Bildschirmtext ekran metni
Bildung (F.) teşkil, kurma
Bildungsverwaltungsrecht (N.) teşkil yönetimi hukuku
billig ucuz
billigen uygun görmek
Billigkeit (F.) hakkaniyet
Billigung (F.) icazet
binden bağlamak, ilzam etmek
bindend bağlayıcı
Bindung (F.) bağ, ilzam
Bindungswirkung bağlayıcı etki
binnen içinde
Binnenhandel (M.) iç ticaret
Binnenmarkt (M.) iç piyasa
Binnenschifffahrt (F.) iç sularda seyrüsefer
Bischof (M.) piskopos
Bischöfin (F.) piskopos
Bistum (N.) piskoposluk
Bitte (F.) rica, dilek
bitten rica etmek, dilemek
Blankett (N.) açığa imza
Blankettgesetz açığa imza yasası
Blankettmissbrauch (M.) açığa imzanın kötüye kullanması
blanko blanko (Adj.), beyaz (Adj.), açık (Adj.)
Blankogeschäft (N.) açık iş
Blankoindossament (M.) beyaz ciro
Blankoscheck (M.) açık çek
Blankovollmacht (F.) açık yetki
Blankowechsel (M.) açık kambiyo senedi
Blankozession (F.) açık temlik
Blasphemie (F.) tanrıya küfretme
Bleiberecht (N.) oturma hakkı, kalma hakkı
Blockade (F.) blokaj, abluka
blockieren abluka etmek
Blockwahl (F.) blok seçimi
Blödmann (M.) salak, manyak, budala
Blutalkohol (M.) kandaki alkol
Blutprobe (F.) kan nümunesi
Blutrache (F.) kan gütme
Blutschande (F.) fücur
Blutsverwandtschaft (F.) kan hısımlığı
Boden (M.) toprak, yer, arazi
Bodenkredit (M.) gayrimenkul karşılığı kredi
Bodenordnung (F.) toprak düzeni
Bodenrecht (N.) toprak hukuku
Bodenreform (F.) toprak reformu
Bodenschatz (M.) doğal kaynağı
Bodmerei (F.) deniz ödüncü mukavelesi
Böhmen (N.) Bohmte
Bombe (F.) bomba
Bon (M.) fiş
bona fides (lat.) (F.) iyiniyet, hüsnüniyet
Bonität (F.) kalite, bonitas, ödeme gücü
Bonus (M.) ikramiye
Bord (N.) borda
Bordell (N.) genelev
borgen ödünç vermek, ödünç almak
Börse (F.) borsa
Börsengesetz (N.) borsa kanunu
Börsenmakler (M.) borsa simsarı
böser Glaube (M.) kötü niyet, suiniyet
bösgläubig kötü niyet sahibi, suiniyet sahibi
böswillig kötü niyetle, suiniyetle
Bote (M.) ulak, sai
Botin (F.) ulak, sai
Botschaft (F.) büyükelçilik, sefaret, haber
Botschafter (M.) büyükelçi, sefir
Botschafterin (F.) büyükelçi, sefir
Boykott (M.) boykot
boykottieren boykot etmek
Brand (M.) yangın, yanma
Brandenburg (N.) Brandenburg
Brandmauer (F.) yangın duvarı
Brandschutz (M.) yangın korunması
Brandstifter (M.) kundakçı
Brandstifterin (F.) kundakçı
Brandstiftung (F.) kundaklama
Brauch (M.) adet, töre, örf
brauchen ihtiyacı olmak, gereksemek
Braut (F.) gelin
Bräutigam (M.) damat
brechen bozmak, kırmak
Bremen (N.) Bremen
brevi manu traditio (F.) (lat.) kısa elden teslim
Brief (M.) mektup
Briefgeheimnis (N.) mektubun gizliliği
Briefgrundschuld (F.) ipotekli borç senedi
Briefhypothek (F.) ipotekli borç senedi
Briefmarke (F.) posta pulu
Briefwahl (F.) mektup yoluyla seçim
Brigade (F.) tugay
Bruch (M.) bozma, kırma
Bruchteil (M.) şayi, kısım, parça
Bruchteilseigentum (N.) şayi mal, şüyulu mülkiyet
Brüssel (N.) Brüksel
Brüsseler Vertrag (M.) Brüksel Sözleşmesi
brutto brüt
Buch (N.) defter, kitap
Bucheintragung (F.) deftere yazma
buchen rezerve ettirmek
Buchführung (F.) muhasebe, saymanlık
Buchgeld (N.) kaydı para
Buchhalter (M.) muhasip, sayman
Buchhalterin (F.) muhasip, sayman
Buchhaltung (F.) muhasebe, saymanlık
Buchhypothek (F.) tapuda kayıtlı ipotek
Buchung (F.) muhasebe, saymanlık, kayıt
Buchwert (M.) kayıtlı değer, defter değeri
Budget (N.) bütçe
Budgetrecht (N.) bütçe yetkisi
Bulgarien Bulgaristan
Bulle (F.) papa’nın fermanı
Bulletin (N.) bülten
Bund (M.) federal devlet, birlik, konfederasyon
Bundesamt (N.) federal daire
Bundesangelegenheit (F.) federal mesele
Bundesangestelltentarifvertrag (M.) (BAT) federal müstahdem toplu iş sözleşmesi
Bundesanstalt (F.) federal kurum
Bundesanwalt (M.) federal savcı
Bundesanwältin (F.) federal savcı
Bundesanwaltschaft (F.) federal savcılık
Bundesanzeiger (M.) federal gösterge
Bundesarbeitsgericht (N.) federal iş mahkemesi
Bundesaufsicht (F.) federal hükümetin yasaların yürütülmesi ile ilgili olarak eyatler
üzerindeki denetimi
Bundesaufsichtsamt (N.) federal hükümetin yasaların yürütülmesi ile ilgili olarak eyatler
üzerindeki denetim dairesi
Bundesauftragsverwaltung (F.) federal vekalet yönetimi
Bundesausbildungsförderungsgesetz (N.) federal meslek eğitim teşvik yasası
Bundesautobahn (F.) federal otoban
Bundesbahn (F.) federal demiryolları
Bundesbank (F.) federal banka
Bundesbaugesetz (N.) federal yapım yasası
Bundesbeamter (M.) federal memur
Bundesbeamtin (F.) federal memur
Bundesbeauftragte (F.) federal görevli
Bundesbeauftragter (M.) federal görevli
Bundesbehörde (F.) federal makam
Bundesbodenschutzgesetz federal toprağın korunması yasası
Bundesdisziplinarordnung federal disiplin cezaları yönetmeliği
Bundesfernstraße (F.) federal şehirlerarası karayolu
Bundesflagge (F.) federal bayrak
Bundesgebiet (N.) federal bölge
Bundesgebührenordnung (F.) für Rechtsanwälte avukatlar için federal ücret tarife
yönetmeliği
Bundesgericht (N.) federal mahkeme
Bundesgerichtshof (M.) federal yargıtay
Bundesgesetz (N.) federal kanun
Bundesgesetz gegen den unlauteren Wettbewerb (N.) haksız rekabete karşı federal kanun
Bundesgesetzblatt (N.) federal gazete
Bundesgesetzgebung (F.) federal yasama yetkisi
Bundesgesundheitsamt (F.) federal sağlık kurumu
Bundesgrenzschutz (M.) federal sınır koruma teşkilatı
Bundeshandelskommission (F.) federal ticaret kurulu
Bundeshaushalt (M.) federal bütçe
Bundesheer (N.) federal ordu
Bundesimmissionsschutzgesetz federal hava kalitesinin korunması yasası
Bundesjustizministerium (N.) federal adalet bakanlığı
Bundeskabinett (N.) federal kabine
Bundeskanzler (M.) başbakan
Bundeskanzleramt (N.) federal başbakanlık
Bundeskanzlerin (F.) başbakan
Bundeskartellamt (N.) federal kartel dairesi
Bundesknappschaft (F.) federal madenciler birliği
Bundeskriminalamt (N.) federal kriminal dairesi
Bundesland (N.) federal eyalet
Bundesminister (M.) federal bakan
Bundesnachrichtendienst (M.) federal istihbarat servisi
Bundesnaturschutzgesetz federal doğa koruma yasası
Bundesnotarkammer (F.) federal noterlik meclisi
Bundesnotarordnung (F.) federal noterlik kanunu
Bundesoberbehörde (F.) federal üst makam
Bundespatentgericht (N.) federal patent mahkemesi
Bundespolizei (F.) federal polis
Bundespost (F.) federal posta
Bundespräsident (M.) federal cumhurbaşkanı
Bundespräsidentin (F.) federal cumhurbaşkanı
Bundespräsidialamt (N.) federal cumhurbaşkanlığı
Bundesrat (M.) federal konsey
Bundesrechnungshof (M.) federal sayıştay
Bundesrecht (N.) federal hukuk
Bundesrechtsanwaltsgebührenordnung (F.) federal avukatlık ücreti nizamnamesi
Bundesrechtsanwaltsordnung (F.) federal avukatlık kanunu
Bundesregierung (F.) federal hükümet
Bundesrepublik (F.) federal cumhuriyet
Bundesrichter (M.) federal hakim
Bundesrichterin (F.) federal hakim
Bundesseuchengesetz (N.) federal bulaşıcı hastalıklar yasası
Bundessozialgericht (N.) federal sosyal mahkeme
Bundessozialhilfegesetz (N.) federal sosyal yardım yasası
Bundesstaat (M.) federal devlet
bundesstaatlich federal
Bundesstaatlichkeit (F.) federal devletlik
Bundesstraße (F.) federal karayolu
Bundestag (M.) federal meclis
Bundestreue (F.) federal devlet yararına hareket prensibi
Bundesurlaubsgesetz federal izin yasası
Bundesverfassung (F.) federal anayasası
Bundesverfassungsgericht (N.) federal anayasa mahkemesi
Bundesversammlung (F.) federal kurultay
Bundesversicherungsanstalt (F.) für Angestellte müstahdemler için federal sigorta kurumu
Bundesversicherungsaufsichtsamt federal sigorta denetimi dairesi
Bundesverwaltung (F.) federal idare
Bundesverwaltungsgericht (N.) federal idare mahkemesi
Bundeswaldgesetz (N.) federal orman kanunu
Bundeswehr (F.) federal ordu
Bundeswehrverwaltung (F.) federal ordu yönetimi
Bundeszentralregister (N.) federal adli sicili
Bundeszentralregistergesetz (N.) federal adli sicil kanunu
Bundeszwang (M.) federal zorlama
Bürge (M.) kefil
bürgen kefil olmak
Bürger (M.) yurttaş
Bürgerin (F.) yurttaş
bürgerlich medeni
bürgerlicher Tod (M.) medeni ölüm
Bürgerliches Gesetzbuch (N.) medeni kanun
bürgerliches Recht (N.) medeni hukuk
Bürgermeister (M.) belediye başkanı
Bürgermeisterin (F.) belediye başkanı
Bürgerrecht (N.) medeni hak
Bürgerversammlung (F.) belediye toplantısı
Bürgin (F.) kefil
Bürgschaft (F.) kefalet
Büro (N.) büro, ofis
Bürokratie (F.) bürokrasi
Buße (F.) ceza, kefaret
büßen cezasını çekmek, ödemek
Bußgeld (N.) kefaret parası
Büttel (M.) mübaşir, muhzir
case-law (N.) (engl.) olaylar hukuku, örnekler hukuku
causa (F.) (lat.) illet
cessio (F.) (lat.) devir, temlik
Chance (F.) fırsat, şans, talih
Chancengleichheit (F.) fırsat eşitliği
Charta (F.) antlaşma, misak
chartern kiralamak
Chartervertrag (M.) çarter sözleşmesi
Chemiewaffenübereinkommen kimyasal silahlar sözleşmesi
Chemikalie (F.) kimyasal madde
Chemikaliengesetz (N.) kimyasal madde kanunu
Chipkarte (F.) çip kartı
Christ (M.) hıristiyan (Sb.)
christlich hiristiyan (Adj.)
cif cif, sif
CISG (N.) (Convention on contracts for the international sale of goods) CISG
clausula (F.) rebus sic stantibus (lat.) durumda değişiklik ortaya çıkmaması koşulu
Clearing (N.) kliringi takas
CMR (N.) (Übereinkommen über den Beförderungsvertrag im internationalen
Straßengüterverkehr) CMR
CNUE (F.) Europäischer Verband der Notare avrupa noterler birliği
Code civil (franz.) (M.) sivil hukuk
Code de commerce (franz.) (M.) Code de commerce
Code pénal (franz.) (M.) Code pénal
codex (M.) (lat.) codex, kanunname
Commision (F.) Internationale de l’Etat civile (CIEC) Commision Internationale de l’Etat
civile
commodum (N.) (lat.) zarar, commodum
compensatio (F.) lucri cum damno (lat.) kazançla zararın denkleştirilmesi
Computer (M.) bilgisayar
Computerbetrug (M.) bilgisayar dolandırıcılığı
Computersabotage (F.) bilgisayar sabotajı
condicio (F.) sine qua non (lat.) kendisinden vazgeçilmez koşul
contra legem (lat.) kanuna aykırı
Convention on contracts for the international sale of goods (CISG) Convention on
contracts for the international sale of goods
Copyright (N.) copyright, çoğaltma hakkı
corpus (N.) delicti (lat.) suç konusu
Coupon (M.) kupon
Cousin (M.) amca oğlu, dayı oğlu, hala oğlu, teyze oğlu
culpa (F.) in abstracto (lat.) soyut kusur
culpa (F.) in contrahendo (lat.) akit sırasında kusur
culpa (F.) in eligendo (lat.) ağır savsama
Dachgesellschaft (F.) şemsiye şirket
Damnationslegat (N.) yükümlülük yükleyen vasiyet
damnum (lat.) (N.) zarar
Darlehen (N.) ödünç, kredi
Darlehensgeschäft (N.) ödünç verme işi
Darlehensvertrag (M.) ödünç sözleşmesi
darleihen ödünç vermek
Dasein (N.) bulunma, gelmiş olma
Daseinsvorsorge (F.) bulunma tedbiri
Datei (F.) dosya
Daten (N.Pl.) bilgiler, veriler
Datenabgleich bilgilerin karşılaştırılması
Datenbank (F.) bilgi bankası
Datenschutz (M.) bilgilerin korunması
Datenschutzbeauftragter (M.) bilgi koruma görevlisi
Datenschutzbeauftragte (F.) bilgi koruma görevlisi
Datenveränderung (F.) bilgilerin değiştirilmesi
Datenverarbeitung (F.) bilgiişlem
Datum (N.) tarih
Dauer (F.) süre, müddet
Dauerarrest (M.) sürekli hapis
Dauerauftrag (M.) sürekli emir, açık emir
Dauerdelikt (N.) sürekli suç, mütemadi suç
dauern sürmek, devam etmek
dauernd sürekli, devamlı, mütemadi
Dauerschuldverhältnis (N.) sürekli borç ilişkisi
de facto fiilen, bilfiil, fiili
de iure hukuken, hukuki
de lege ferenda (lat.) olması gereken hukuk bakımından
de lege lata (lat.) yürürlükteki hukuk bakımından
Debatte (F.) tartışma, görüşme
Debet (N.) borç
Debitor (M.) borçlu
Debitorin (F.) borçlu
decken örtmek, kapamak, korumak
Deckung (F.) örtme, kapama, koruma, siper
Deckungsverhältnis (N.) örtme ilişkisi, örtme oranı
Deckungszusage (F.) örtme sözverisi, kapama sözverisi
defensiv savunmalık, tedafüi
defensiver Notstand (M.) savunmayı gerektirici zorda kalma
definieren tanımlamak
Definition (F.) tanımlama
Defizit (N.) açık (Sb.), noksan (Sb.)
degradieren rütbe indirmek
Deich (M.) set, bent (2)
Deichrecht (N.) set hukuku, bent hukuku
Dekan (M.) dekan
Dekanat (N.) dekanlık
Deklaration (F.) deklarasyon, bildirim
deklaratorisch açıklayıcı, izhari
deklarieren deklare etmek, bildirmek
Dekonzentration (F.) taksimat, bölümleme
Dekret (N.) kararname
Delegation (F.) delegasyon, murahhaslar heyeti
delegieren delege atamak, göndermek
Delegierte (F.) delege, murahhas
Delegierter (M.) delege, murahhas
Delikt (N.) suç, haksız fiil
Deliktsbesitzer (M.) fuzuli şahil
Deliktsbesitzerin (F.) fuzuli şahil
deliktsfähig haksız fiile ehliyetli
Deliktsfähigkeit (F.) haksız fiile ehliyet
Deliktsrecht (N.) haksız fiil hukuku
Delinquent (M.) haksız eylemde bulunan, suçun faili
Delinquentin (F.) haksız eylemde bulunan, suçun faili
Delirium (N.) sabuklama
Delkredere (N.) dükruvar
Demagoge (M.) demagog
Demagogin (F.) demagog
Demarche (F.) demarş, girişim
Dementi (N.) yalanlama, tekzip
dementieren yalanlamak, tekzip etmek
Demission (F.) çekilme, istifa
Demokrat (M.) demokrat
Demokratie (F.) demokrasi
Demokratieprinzip (N.) demokrasi prensibi
Demokratin (F.) demokrat
demokratisch demokratik
Demokratisierung (F.) demokrasileşme
Demonstrant (M.) gösterici
Demonstrantin (F.) gösterici
Demonstration (F.) gösteri
demonstrativ açık (Adj.), açıkça göstererek
demonstrieren göstermek, gösteri yapmak, yürüyüş yapmak
Demoskopie (F.) demoskopi
DENIC DENIC
Denkmal (N.) anıt, abide
Denkmalschutz (M.) anıtların korunması
Denunziant (M.) gammaz, ihbarcı
Denunziantin (F.) gammaz, ihbarcı
Denunziation (F.) gammazlık, ihbarcılık
denunzieren gammazlamak
Departement (N.) il, vilayet, bakanlık
Deponie (F.) çöplük
deponieren bırakmak, yatırmak, tevdi etmek
Deportation (F.) sürgün, nefy
deportieren sürmek, nefyetmek
Depositar (M.) saklayıcı, müstevdi
Depositen (N.Pl.) tevdiat, mevduat
Depositenzertifikat (N.) tevdiat sertifikası
Depositum (N.) saklatım, vedia
depositum (N.) irregulare (lat.) düzensiz saklatım, usulsüz tevdi
Depot (N.) portföy, depo
Depotgeschäft (N.) portföy işi
Deputat (N.) ayni ücret
Deputation (F.) delegasyon
Deputierte (F.) delege
Deputierter (M.) delege
deregulieren bozmak
Deregulierung (F.) bozma
Dereliktion (F.) mülkiyetin terki
Derivat (N.) türev
derivativ türevsel
derivativer Eigentumserwerb (M.) fer’i mülkiyet iktisabı
Derogation (F.) hukuk kuralının diğer bir hukuk kuralının yerine geçmesi
derogieren hükümsüz kılmak
Deserteur (M.) asker kaçağı
Deserteurin (F.) asker kaçağı
desertieren askerden kaçmak
Designation (F.) gösterme, öngörme
designieren göstermek, öngörmek
deskriptiv tasviri
deskriptives Tatbestandsmerkmal (N.) suçun fiili unsuru
Despot (M.) despot
Despotie (F.) despotluk
Despotin (F.) despot
despotisch despotça
Destinatär (M.) muhatap, tesellüm eden
Destinatärin (F.) muhatap, tesellüm eden
Deszendent (M.) füru, altsoy
Deszendentin (F.) füru, altsoy
Deszendenz (F.) zürriyet, artgelenler
detachiert ayırılmış, tefrik edilmiş
detachierte Kammer (F.) ayırılmiş daire, ayırılmış meclis
Detektiv (M.) detektif
Detektivin (F.) detektif
Detektor (M.) detektör
Detention (F.) haiz olma
Deutsche (F.) alman
Deutsche Demokratische Republik (F.) (DDR) Alman Demokratik Cumhuriyeti
Deutsche Welle alman dalgası
Deutscher (M.) alman
Deutscher Gewerkschaftsbund (M.) (DGB) alman sendikalar birliği
Deutsches Reich (N.) Alman Devleti
Deutsches Richtergesetz (N.) alman hakimler kanunu
Deutschland (N.) Almanya
Devise (F.) döviz, parola
Devisen (F.Pl.) döviz
Devisengeschäft (N.) döviz işlemi
Devisenmarkt (M.) döviz piyasası
Devisenreserve (F.) döviz ihtiyatı
Devisenreserven (F.Pl.) döviz ihtiyatları
Devolution (F.) intikal, geçme
Devolutionsrecht (N.) intikal hukuku, geçme hukuku
Devolutiveffekt (M.) karar verme yetkisinin temyiz merciine geçmesi
Dezentralisation (F.) ademi merkeziyet
dezentralisieren ademi merkezileşmek
Dezernat (N.) şube, masa
Dezernent (M.) şube müdürü, masa müdürü
Dezernentin (F.) şube müdürü, masa müdürü
DGB (M.) (Deutscher Gewerkschaftsbund) Alman Sendikalar Birliği
Diakon (M.) diyakoz
Diakonin (F.) diyakoz
Diakonisse (F.) hemşire
Diät (F.) huzur hakkı
Diäten (F.Pl.) huzur hakları
Dichotomie (F.) suçların ikiye bölünmesi
Dieb (M.) hırsız, sarık
Diebin (F.) hırsız, sarık
Diebstahl (M.) hırsızlık, sırkat
dienen hizmet etmek
dienendes Grundstück (N.) hizmet eden taşınmaz
Diener (M.) hizmet eden
Dienerin (F.) hizmet eden
Dienst (M.) hizmet, görev
Dienstalter (N.) kıdem
Dienstaufsicht (F.) hiyerarşik kontrol
Dienstbarkeit (F.) irtifak
Dienstbezug (M.) maaş
Dienstbote (M.) hizmet eden, ulak
Dienstbotin (F.) hizmet eden, ulak
Diensteid (M.) hizmet yemini
Diensterfindung (F.) işçinin teknik buluşu, işçinin ihtiraı
Dienstflucht (F.) firar
Dienstgeheimnis (N.) memurluk sırrı
Dienstgrad (M.) rütbe
Dienstherr (M.) mülki amir
Dienstherrin (F.) mülki amir
Dienstleistung (F.) hizmet verme
Dienstleistungsfreiheit (F.) hizmet verme serbestisi
Dienstleistungsmarke (F.) hizmet markaları
dienstlich resmi (Adj.)
Dienstrecht (N.) hizmet hukuku, görev hukuku
Dienstsiegel (N.) hizmet mühürü
Dienststelle (F.) hizmet yeri, görev yeri
Dienstvereinbarung (F.) hizmet anlaşması, görev anlaşması
Dienstvergehen (N.) hizmet suçu, görev suçu
Dienstverhältnis (N.) hizmet ilişkisi, görev ilişkisi
Dienstvertrag (M.) hizmet akdi, görev akdi
Dienstvorgesetzte (F.) hizmet amiri, görev amiri
Dienstvorgesetzter (M.) hizmet amiri, görev amiri
Dienstweg (M.) hiyerarşik yol
Dienstzeit (F.) hizmet süresi, görev süresi
dies interpellat pro homine (lat.) dies interpellat pro homine
Dietrich (M.) maymuncuk
diffamieren iftira etmek
Diffamierung (F.) iftira, iftira etme
Differenz (F.) fark
Differenzgeschäft (N.) fiyat farkı üzerine yapılan vadeli alışveriş
differenzieren fark gözetmek
Differenzierung (F.) fark gözetme
Differenzierungsklausel (F.) fark gözetme şartı
Diktator (M.) diktatör
Diktatorin (F.) diktatör
Diktatur (F.) diktatörlük
dilatorisch geçici, erteleyici
dilatorische Einrede (F.) geçici defi
Ding (N.) ayn, nesne, şey
dinglich ayni, nesnel
dingliche Belastung (F.) ayni tahmil
dingliches Recht (N.) ayni hak
Diözese (F.) piskoposluk
Diplom (N.) diploma
Diplomat (M.) diplomat
Diplomatie (F.) diplomasi
Diplomatik (F.) belge öğretimi
Diplomatin (F.) diplomat
diplomatisch diplomatik (Adj.)
diplomatische Beziehung (F.) diplomatik ilişkiler
Diplom-Wirtschaftsjurist diplomalı ekonomi hukukçusu
direkt vasıtasız, doğru
direkte Stellvertretung (F.) vasıtasız temsil
direkte Steuer (F.) vasıtasız vergi
direkter Verbotsirrtum (M.) vasıtasız yasakta yanılma
direkter Vorsatz (M.) vasıtasız kast
Direkterwerb (M.) vasıtasız iktisap
Direktion (F.) yönetim
Direktionsrecht (N.) yönetim yetkisi
Direktive (F.) direktif
Direktmandat (N.) vasıtasız vekalet
Direktor (M.) direktör
Direktorin (F.) direktör
Direktversicherung (F.) vasıtasız sigorta
Dirne (F.) orospu, fahişe
DIRO (Deutsche und internationale Rechtsanwaltsorganisation) alman ve uluslararası
avukat örgütü
Disagio (N.) disacyo
Diskont (M.) iskonto
diskontieren iskonto etmek
Diskontsatz (M.) iskonto haddi
diskriminieren ayırım gözetmek, fark gözetmek
Diskriminierung (F.) ayırım gözetme, fark gözetme
Dispens (M.) hususi müsaade
dispensieren hususi müsaade etmek
disponieren (über) düzenlemek, kullanmak
Disposition (F.) tertip, durum
Dispositionsmaxime (F.) tertip ilkesi
dispositiv tamamlayıcı, ihtiyari
dispositives Recht (N.) tamamlayıcı hukuk, ihtiyari hukuk
Disput (M.) bilimsel tartışma, münakaşa
Disputation (F.) bilimsel tartışma
Dissens (M.) uzlaşmazlık
Dissertation (F.) doktora tezi
Dissident (M.) muhalif
Dissidentin (F.) muhalif
Distinktion (F.) ayırma
Distrikt (M.) bölge
Disziplin (F.) disiplin
Disziplinargericht (N.) disiplin mahkemesi
disziplinarisch inzibati
Disziplinarmaßnahme (F.) disiplin cezası
Disziplinarrecht (N.) disiplin cezaları hukuku
Disziplinarverfahren (N.) disiplin cezaları usulü
Diversion (F.) diversyon
Dividende (F.) dividant
Division (F.) tümen
DNA-Analyse DNA-analizi
Dogma (N.) dogma, akide
Dogmatik (F.) doğmatik
Doktor (M.) doktor
Doktorand (M.) doktorasını yapmakta olan öğrenci
Doktorandin (F.) doktorasını yapmakta olan öğrenci
Doktorin (F.) doktor
Doktorprüfung (F.) doktora sınavı
Doktrin (F.) doktrin
Dokument (N.) doküman, belge
Dokumentenakkreditiv (N.) vesikalı akreditif
Dokumentenkette (F.) (Dokumentenkette in Großbritannien) doküman sırası
dolmetschen tercüme etmek, çevirmek
Dolmetscher (M.) tercüman
Dolmetscherin (F.) tercüman
dolos kasten
dolus (M.) (lat.) kast, kasıt
dolus (M.) directus (lat.) aracısız kast
dolus (M.) eventualis (lat.) ihtimali kast
dolus (M.) generalis (lat.) genel kast
dolus (M.) indirectus (lat.) dolaylı kast
dolus (M.) malus (lat.) hile, dolan
dolus (M.) subsequens (lat.) sonradan kast
Dom (M.) katedral, kubbe
domain (F.) domain
Domäne (F.) devlet arazisi
Domkapitel (N.) katedral toplantısı
Doping doping
Doppelbesteuerung (F.) çifte vergi
Doppelehe (F.) bigami
Doppelname (M.) çifte isim
Doppelstaatsangehörigkeit (F.) çifte vatandaşlık
doppelt çift, çifte
Doppelversicherung (F.) çifte sigorta
Dotation (F.) ödenek, tahsisat, bağış, donatım
dotieren bağışlamak, donatmak
Doyen (M.) (franz.) doyen
Doyenin (F.) doyen
Dozent (M.) doçent
Dozentin (F.) doçent
drakonisch sert, sıkı, şiddetli
Drang (M.) güdü, baskı
Draufgabe (F.) pey akçesi
Drei-Elemente-Lehre (F.) üç unsur öğretisi
Dreifelderwirtschaft (F.) tarlada üç ekim değiştirme usulü
Dreißigster (M.) otuzuncu kişi
dringend acele, acil
dringlich müstacel, ivedi
dritte üçüncü
Dritte (F.) üçüncü kişi
Dritter (M.) üçüncü kişi
Drittschuldner (M.) hacizde üçüncü kişi
Drittschuldnerin (F.) hacizde üçüncü kişi
Drittschutz (M.) üçüncünün korunması
Drittwiderspruchsklage (F.) müdahale yoluyla dava
Droge (F.) uyuşturucu, narkotik madde
Drohbrief (M.) tehdit mektubu
drohen tehdit etmek
drohend tehdit eden, tehditkarane
Drohung (F.) tehdit, korkutma
Drohung (F.) mit Gewalt şiddetle tehdit
Druck (M.) basım, tabı
drucken basmak, tab’etmek
Drucksache (F.) basılmış şey, matbua
Druckschrift (F.) basılmış yazı, matbua
Druckwerk (N.) basılmış eser
Dualismus (M.) ikici görüş, ikicilik, düalizm
dualistisch ikici görüşlü, ikiciliğe göre
Duell (N.) düello
dulden müsamaha etmek, gözyummak
Duldung (F.) müsamaha, gözyumma
Dumping (N.) damping
dunkel karanlık
Duplikat (N.) düplikata
durchführen icra etmek, yürütmek
Durchführung (F.) icra etme, yürütme
Durchführungsverordnung (F.) tatbikat kanunu
Durchgang (M.) geçit, transit
Durchgangserwerb (M.) transit iktisap
Durchgriffshaftung (F.) ortağın şahsi sorumluluğu
Durchschnitt (M.) ortalama, vasat
durchschnittlich ortalama, vasati
Durchschnittsmensch (M.) ortalama insan
durchsuchen aramak
Durchsuchung (F.) arama
dürftig kifayetsiz, yetersiz, fakir
Dürftigkeit (F.) kifayetsizlik, yetersizlik, fakirlik
Dürftigkeitseinrede (F.) terekenin kifayetsiz olduğu defi
dynamisch dinamik
dynamische Rente (F.) endeksli emeklilik
Dynastie (F.) hanedan
e. V. (M.) (eingetragener Verein) tescilli dernek
ebenbürtig küffü, dengi
Ebenbürtigkeit (F.) küfüv, denklik
echt hakiki (Adj.), doğru (Adj.), gerçek (Adj.)
echte Urkunde (F.) hakiki belge
echtes Unterlassungsdelikt (N.) hakiki ihmal
Echtheit (F.) doğruluk
e-commerce (N.) (engl.) e-commerce
ECTS (N.) European Credit Transfer System (europ.
Prüfungsnotenanrechnungssystem) avrupa sınav notu mahsup sistemi
ECU (M.) (European Currency Unit) Avrupa Para Birimi
edel asil
Edikt (N.) emirname, kararname
Ediktalzitation (F.) davetiyenin asılması
Edition (F.) ibraz, bası, baskı
Editionspflicht (F.) ibraz mükellefiyeti
EDV (elektronische Datenverarbeitung) (F.) elektronik bilgiişlem, EDV
Effekt (M.) etki, tesir
Effekten (M.Pl.) menkul kıymetler, esham, tahvilat
effektiv efektif, etkin
Effektivklausel (F.) efektif kayıt, efektif şart
Effizienz (F.) etkinlik
EG (F.) (Europäische Gemeinschaft) Avrupa Topluluğu
Ehe (F.) evlenme, evlilik
Eheaufhebung (F.) evlenmenin feshi
ehebrechen zina yapmak
Ehebrecher (M.) zani (Sb.), zina yapan (Sb.)
Ehebrecherin (F.) zaniye (Sb.), zina yapan (Sb.)
ehebrecherisch zina yapan (Adj.)
Ehebruch (M.) zina
Ehefähigkeit (F.) evlenmeye ehliyet
Ehefrau (F.) kadın, eş
Ehegatte (M.) koca, eş
Ehegattenerbrecht (N.) eşler miras hukuku
Ehegattenunterhalt (M.) eşler nafakası
Ehegattin (F.) kadın, eş
Ehegesetz (N.) evlenme kanunu
Ehehindernis (N.) evlenme engeli
ehelich nesebi sahih, sahih nesepli
ehelichen evlenmek
Ehelicherklärung (F.) nesebin tashihi kararı
Ehelichkeit (F.) sahih nesep, nesebin sıhhati
Ehelichkeitsanfechtung (F.) nesebin reddi
Ehelichkeitserklärung (F.) nesebin tashihi kararı
Ehemann (M.) koca, eş
Ehemündigkeit (F.) evlenmeye erginlik
Ehename (M.) evlenme soyadı
Ehenichtigkeit (F.) evlenmenin butlanı
Eherecht (N.) evlenme hukuku
Ehescheidung (F.) boşanma
Eheschließung (F.) evlenme
Eheverbot (N.) evlenme yasağı
Ehevermittler (M.) evlenme tellalı
Ehevermittlerin (F.) evlenme tellalı
Ehevermittlung (F.) evlenme tellallığı
Ehevertrag (M.) evlenme sözleşmesi
Ehre (F.) haysiyet, namus, şeref
Ehrenamt (N.) fahri görev
ehrenamtlich fahri, onursal
Ehrenbeamter (M.) fahri, memur
Ehrenbeamtin (F.) fahri, memur
Ehrendoktor (M.) fahri doktor
Ehrendoktorin (F.) fahri doktor
Ehrengericht (N.) haysiyet divanı
Ehrenrecht (N.) haysiyet hakkı
Ehrenstrafe (F.) haysiyet suçu
Ehrenwort (N.) haysiyet sözü, şeref sözü
Ehrverletzung (F.) haysiyeti bozma
eichen (V.) ayar edip damgalamak
Eid (M.) yemin
Eidesmündigkeit (F.) yemine erginlik
eidesstattlich yemin yerine
eidesstattliche Versicherung (F.) yemin yerine temin etme
Eifersucht (F.) kıskançlık
eifersüchtig kıskanç
eigen kendi, özel
Eigenbedarf (M.) şahsi ihtiyaç
Eigenbesitz (M.) asli zilyedlik
Eigenbesitzer (M.) asli zilyed
Eigenbesitzerin (F.) asli zilyed
Eigenbetrieb (M.) reji
eigener Wirkungskreis (M.) kendi nüfuz sahası, özel nüfuz sahası
eigenes Kapital kendi sermaye, özel sermaye
Eigengeschäftsführung (F.) işlerin şahsi idaresi
Eigengesellschaft (F.) şahsi şirket
eigenhändig kendi eliyle
Eigenhändler (M.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar
Eigenhändlerin (F.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar
Eigenheim (N.) asli ev
Eigenkapital (N.) özsermaye
Eigenmacht (F.) gasp
Eigenname (M.) kendi isim
Eigenschaft (F.) vasıf, özellik
Eigentum (N.) mülkiyet, iyelik
Eigentümer (M.) malik, iye
Eigentümerin (F.) malik, iye
Eigentumsaufgabe (F.) mülkiyetin terki
Eigentumsbindung (F.) mülkiyetin bağlanması
Eigentumsschutz (M.) mülkiyetin korunması
Eigentumserwerb (M.) mülkiyet iktisabı
Eigentumsstörung (F.) gayrimenkule tecavüz, mülkiyete tecavüz
Eigentumsübertragung (F.) mülkiyetin devri
Eigentumsverlust (M.) mülkiyetin ziyaı
Eigentumsvermutung (F.) mülkiyetin karinesi
Eigentumsvorbehalt (M.) mülkiyetin muhafazası
Eigentumswohnung (F.) apartman dairesi
eignen uymak
Eignung (F.) uygunluk
Einbahnstraße (F.) tek yönlü yol
einbenennen çağırmak, davet etmek
einberufen çağırmak, davet etmek
einbeziehen dahil etmek, içine almak
Einbeziehung (F.) dahil etme, içine alma
einbrechen zorla girmek
Einbrecher (M.) zorla giren
Einbrecherin (F.) zorla giren
einbringen getirmek, irad etmek
Einbringung (F.) getirme, irad etme
Einbruch (M.) zorla girme
Einbruchsdiebstahl (M.) kapalı yere girilerek işlenen hırsızlık
einbürgern vatandaşlığa almak
Einbürgerung (F.) vatandaşlığa alma
eindringen girmek
Einfuhr (F.) dışalım, ithal
einführen sokmak, ithal etmek
Einführung (F.) sokma, ithal etme
Einführungsgesetz (N.) bir kanunun uygulanmasını düzenleyen kanun
Eingabe (F.) verme, dilekçe
eingeben vermek
eingehen girmek
eingerichteter Gewerbebetrieb (M.) kurulmuş ticari işletme
eingetragen tescilli, müseccel, kaydedilmiş
eingetragene Genossenschaft (F.) tescilli kooperatif
eingetragener Verein (M.) tescilli dernek
eingreifen müdahale etmek, el atmak
Eingriff (M.) müdahale, el atma
Eingriffskondiktion (F.) müdahale istirdat davası
Eingriffsverwaltung (F.) müdahaleci idare
einhalten riayet etmek, uymak
Einhaltung (F.) riayet etme, uyma
einheimisch yerli
Einheit (F.) birlik, vahdet
einheitlich tekdüzen, yeknesak
Einheitliche Europäische Akte (F.) tekdüzen avrupa dosyası
einheitliches Kaufrecht (N.) tekdüzen alım hakkı
Einheitlichkeitswille (M.) tekdüzenlik onamı
Einheitsstrafe (F.) tekdüzen ceza
Einheitstäter (M.) tekdüzen fail
Einheitswert (M.) tekdüzen değer
einig birleşik, hemfikir
einigen birleştirmek, uzlaşmak, anlaşmak
Einigung (F.) birleşme, uzlaşma, anlaşma
Einigungsstelle (F.) uzlaşma yeri
Einigungsvertrag (M.) uzlaşma sözleşmesi
Einkammersystem (N.) tek meclisli hükümet sistemi
Einkauf (M.) satın alma
einkaufen satın almak
Einkaufskommission (F.) alım komisyonu
Einkaufspreis (M.) alış fiyatı
einklagen dava etmek
Einkommen (N.) gelir
Einkommensteuer (F.) gelir vergisi
Einkommensteuergesetz (N.) gelir vergisi kanunu
Einkunft (F.) kazanç, irat
einladen davet etmek, çağırmak
Einladung (F.) davet, çağrı
Einlage (F.) apor, başlangıç sermayesi, mevduat
einlassen cevap vermek, içeri almak, kabul etmek
einlegen başvurmak, müracaat etmek
Einleger (M.) başvuran, müracaat eden
Einlegerin (F.) başvuran, müracaat eden
einliefern teslim etmek
Einmanngesellschaft (F.) tek kişilik şirket
einmischen karışmak, müdahale etmek
Einmischung (F.) karışma, müdahale
Einnahme (F.) alma, içine alma
Einnahmen (F.Pl.) gelirler, varidat
einnehmen almak, içine almak
Einrede (F.) defi, savu
einreichen vermek, ibraz etmek
einreisen girmek
einrichten kurmak, yapmak
Einrichtung (F.) kuruluş, yapım
einschlägig ilgili, alakalı
einschließen dahil etmek, içermek
Einschließung (F.) dahil etme, içerme
einschränken sınırlamak, kısıtlamak
Einschränkung (F.) sınırlama, kısıtlama
einschreiben kaydetmek, yazmak
Einschreiben (N.) kaydetme, yazma
einschreiten harekete geçmek, müdahale etmek
Einschreiten (N.) harekete geçme, müdahale etme
einsehen incelemek, idrak etmek
einseitig tek taraflı, bir taraflı
einseitig verpflichtend tek taraflı zorunlu
einsetzen atamak, nasbetmek, tayin etmek
Einsetzung (F.) atanma, nasbetme, tayin etme
Einsicht (F.) idrak, tetkik, inceleme
einsichtsfähig idrak kabiliyetli, tetkik kabiliyetli
Einsichtsfähigkeit (F.) idrak kabiliyeti, tetkik kabiliyeti
einsperren hapsetmek, alıkoymak
Einsperren (N.) hapsetme, alıkoyma
Einspruch (M.) itiraz
Einspruchsgesetz (N.) itiraz yasası
einstehen kefil olmak, garanti etmek
einstellen durmak, işe almak
Einstellung (F.) durdurma, işe alma
Einstellungsbeschluss (M.) durdurma kararı, işe alma kararı
einstweilig geçici, muvakkat
einstweilige Anordnung (F.) geçici karar
einstweilige Verfügung (F.) geçici tedbir
einstweiliger Ruhestand (M.) geçici emeklilik
Eintrag (M.) tescil, kayıt
eintragen tescil etmek, kaydetmek
Eintragung (F.) tescil, kaydetme
Eintragungsbewilligung (F.) tescilin kabulü
Eintragungsfähigkeit (F.) tescil ehliyeti
eintreiben birleştirmek, almak
eintreten girmek, başlamak
Eintritt (M.) giriş, başlama
Eintrittsrecht (N.) giriş hakkı
einverleiben eline geçirmek, ilhak etmek
Einverleibung (F.) eline geçirme, ilhak
Einvernahme (F.) sorgulama, sorguya çekme
einvernehmen sorgulamak, sorguya çekmek
Einvernehmen (N.) itilaf, anlaşma
einverstanden razı (Adj.), kabul (Adj.)
Einverständnis (N.) razı (Sb.), kabullenme
Einwand (M.) itiraz, iddia, sav
Einwanderer (M.) yurtiçine göç eden
Einwandererin (F.) yurtiçine göç eden
einwandern yurtiçine göç etmek
Einwanderung (F.) yurtiçine göç etme, iç göç
einweisen sevk etmek, göndermek
Einweisung (F.) sevk etme, gönderme
einwenden itiraz etmek
Einwendung (F.) itiraz
einwilligen muvafakat etmek, onamak
Einwilligung (F.) muvafakat, onama
einwirken tesir etmek, etkilemek
Einwirkung (F.) tesir etme, etki
Einwohner (M.) sakin
Einwohnerin (F.) sakin
einzahlen mahsuben ödemek, yatırmak
Einzahlung (F.) mahsuben ödeme, yatırma
Einzelhaft (F.) hücre hapsi
Einzelhandel (M.) perakende
Einzelkauffrau (F.) gerçek kişi tacir
Einzelkaufmann (M.) gerçek kişi tacir
einzeln münferit, tek
Einzelrichter (M.) münferit hakim, tek hakim
einziehen tahsil etmek, müsadere etmek
Einziehung (F.) tahsil, müsadere
Einziehungsermächtigung (F.) tahsil yetkisi
Eisenbahn (F.) demiryolu
elektrisch elektrikli
Elektrizität (F.) elektrik
elektronisch elektronik
elektronische Datenverarbeitung (F.) (EDV) elektronik bilgiişlem
Elter (F. bzw. M.) ana, baba
elterlich anababa ile ilgili
elterliche Gewalt (F.) velayet hakkı
elterliche Sorge (F.) velayet
Eltern (Pl.) anababa, ebeveyn
Elternzeit (F.) anababa zamanı
E-Mail E-Mail
Emanzipation (F.) özgür kılma, emansipasyon
emanzipieren özgür kılmak
Embargo (N.) ambargo
Embryo (M.) oğulcuk, embriyon
emeritieren emekliye ayırmak
emeritiert emekliye ayrılmiş
Emigrant (M.) yurtdışına göç eden
Emigrantin (F.) yurtdışına göç eden
Emigration (F.) yurtdışına göç etme, dış göç
emigrieren yurtdışına göç etmek
Emission (F.) ihraç, çıkarma, emisyon
emittieren ihraç etmek, çıkarmak
Empfang (M.) teslim alma, kabzetme
empfangen (V.) teslim almak, kabzetmek
Empfänger (M.) gönderilen, alıcı
Empfängerhorizont (M.) gönderilen çevreni
Empfängerin (F.) gönderilen, alıcı
Empfängnis (F.) gebe kalma
Empfängnisverhütung (F.) gebeliğe karşı korunma
Empfängniszeit (F.) gebe kalma müddeti
empfangsbedürftig varması gerekli
Empfangsbedürftigkeit (F.) varma gerekliliği
empfehlen tavsiye etmek
Empfehlung (F.) tavsiye
Ende (N.) son, hitam
Endurteil (N.) son karar
Energie (F.) enerji, cereyan
Energieentziehung (F.) enerji çalma, cereyan çalma
Energierecht (N.) enerji hukuku, cereyan hukuku
Energieversorgungsunternehmen (N.) enerji temini kuruluşu
England (N.) İngiltere
Enkel (M.) torun
Enkelin (F.) torun
Enklave (F.) yabancı topraklarla kuşatılmış bölge
Enquête (F.) araştırma, soruşturma, anket
Enquêtekommission (F.) araştırma komisyonu, soruşturma komisyonu
Enquêterecht (N.) araştırma hakkı, soruşturma hakkı
enteignen kamulaştırmak, istimlak etmek
Enteignung (F.) kamulaştırma, istimlak etme
enterben mirastan iskat etmek
Enterbung (F.) mirastan iskat
entfalten gelişmek, açmak
Entfaltung (F.) gelişme, açılma, inkişaf
entfernen uzaklaştırmak, uzaklaşmak, çıkartmak
Entfernung (F.) uzaklaştırma,uzaklaşma, çıkartma
entfremden yabancılaştırmak
Entfremdung (F.) yabancılaştırma
entführen kaçırmak
Entführer (M.) kaçıran
Entführerin (F.) kaçıran
Entführung (F.) kaçırma
entgangen kaçırılmış
entgangener Gewinn (M.) kaçırılmış kazanç
Entgelt (N.) ödeme, tazmin etme
entgelten ödemek, tazmin etmek
Entgeldfortzahlung ücret ödemeye devam
Entgeltfortzahlungsgesetz (N.) ücret ödemeye devam kanunu
enthaften (V.) çıkarmak, işten çıkarmak, salıvermek
Enthaftung (F.) çıkarma, işten çıkarma, salıverme
enthalten (V.) ihtiva etmek, içermek
Enthaltung (F.) ihtiva etme, içerme
enthaupten başını kesmek, başını uçurmak
Enthauptung (F.) başını kesme, başını uçurma
entkolonialisieren (V.) sömürgesizleştirmek
Entkolonialisierung (F.) sömürgesizleştirme
entlassen (V.) çıkarmak, işten çıkarmak, salıvermek
Entlassung (F.) çıkarma, işten çıkarma, salıverme
entlasten aklamak, ibra etmek
Entlastung (F.) aklama, ibra
Entlastungsbeweis (M.) sanık lehindeki delil
entleihen ariyet almak, ödünç almak
entmündigen hacretmek
Entmündigung (F.) hacir
Entnahme (F.) alma
entnazifizieren nazilikten tecrit etmek
Entnazifizierung (F.) nazilikten tecrit
entnehmen almak, çıkarmak
entschädigen tazmin etmek, tazminat ödemek
Entschädigung (F.) tazminat, ödence
Entscheid (M.) karar
entscheiden karar vermek
Entscheidung (F.) karar
Entscheidung der Europäischen Gemeinschaft avrupa topluluğunun kararı
Entscheidungsgrund (M.) gerekçe, gerektirici neden
Entscheidungssammlung (F.) karar toplaması
entscheidungsunfähige Geschworene (F.) karar veremez jüre
entscheidungsunfähiger Geschworener (M.) karar veremez jüre
entschließen kararlaştırmak
Entschließung (F.) karar
Entschluss (M.) karar
entschuldigen affetmek, özür dilemek
entschuldigender Notstand (M.) affeden ıztırar
Entschuldigung (F.) af, özür, mazeret
Entschuldigungsgrund (M.) af nedeni, özür nedeni
entsorgen atıkları toplayıp imha etmek
Entsorgung (F.) atıkların toplanıp imha edilmesi
entwenden çalmak
Entwendung (F.) çalma
entweren terk etmek, bırakmak
entwerfen çizmek, hazırlamak
Entwerung (F.) terk, bırakma
entwickeln kalkınmak, geliştirmek
Entwicklung (F.) kalkınma, geliştirme
Entwicklungskriminalität (F.) kalkınma suçları
Entwurf (M.) tasarı, layiha
entziehen geri almak, elkoymak
Entziehung (F.) geri alma, elkoyma
Entziehungsanstalt (F.) tecrit kurumu
Entzug (M.) geri alma, elkoyma
Enumeration (F.) tadad, sayma
Enzyklika (F.) papa’nın fermanı
Enzyklopädie (F.) ansiklopedi
Erbausgleich (M.) mirasta denkleştirme
Erbausschlagung (F.) mirasın reddi
Erbbaurecht (N.) üst hakkı
erbbiologisch ırsi biolojik
Erbe (M.) mirasçı
Erbe (N.) miras
Erbeinsetzung (F.) mirasçı atanması
erben miras kalmak
Erbengemeinschaft (F.) miras ortaklığı
Erbenhaftung (F.) mirasçıların sorumluluğu
Erbfolge (F.) mirasta halefiyet
Erbin (F.) mirasçı
Erblasser (M.) mirasbırakan
Erblasserin (F.) mirasbırakan
erblich irsi, kalıtsal
Erbpacht (F.) irsi hasılat icarı
Erbrecht (N.) miras hukuku
Erbschaft (F.) miras
Erbschaftsanspruch (M.) miras hakkı
Erbschaftsbesitzer (M.) miras sahibi
Erbschaftsbesitzerin (F.) miras sahibi
Erbschaftserwerber (M.) mirası iktisap eden
Erbschaftserwerberin (F.) mirası iktisap eden
Erbschaftskauf (M.) miras hisselerinin satışı
Erbschaftsklage (F.) miras davası
Erbschaftsteuer (F.) miras vergisi
Erbschein (M.) mirasçılık belgesi
Erbschleicher (M.) miras hilekarı
Erbschleicherin (F.) miras hilekarı
Erbteil (M.) miras payı
Erbunfähigkeit (F.) miras yeteneksizliği
Erbvertrag (M.) miras mukavelesi
Erbverzicht (M.) mirastan feragat
ereignen (sich) olmak, vaki olmak
Ereignis (N.) olay, vakıa
erfahren (V.) öğrenmek, muttali olmak
Erfahrung (F.) öğrenme, muttali olma, deneyim
erfassen kaydedilmek, sayılamak
Erfassung (F.) kaydedilme, sayılama
erfinden ihtira etmek, icat etmek
Erfinder (M.) ihtira eden, icat eden
Erfinderin (F.) ihtira eden, icat eden
Erfindung (F.) ihtira, icat
Erfolg (M.) netice, sonuç, başarı
Erfolgsabwendung (F.) netice önlemesi
Erfolgsdelikt (N.) neticesi harekete bitişik olmayan suç
Erfolgshaftung (F.) netice sorumluluğu
Erfolgshonorar (N.) başarıya bağlı ücret
erfolgsqualifiziertes Delikt (N.) müterakki suç
Erfolgsunrecht (N.) neticesi harekete bitişik olmayan haksızlık
erforderlich gerekli, gereken
Erforderlichkeit (F.) gerek
erfordern istilzam etmek, gerektirmek
Erfordernis (N.) şart, koşul
erfüllbar gerçekleşebilir
Erfüllbarkeit (F.) gerçekleşme
erfüllen ifa etmek, yerine getirmek
Erfüllung (F.) ifa, yerine getirme
Erfüllungsbetrug (M.) ifa hilesi, yerine getirme hilesi
Erfüllungsgehilfe (M.) yardımcı kişi, muavin şahıs
Erfüllungsgehilfin (F.) yardımcı kişi, muavin şahıs
Erfüllungsgeschäft (N.) ifa muamelesi
Erfüllungsort (M.) ifa yeri
Erfüllungsübernahme (F.) ifa devralma
Erfüllungsverweigerung (F.) ifa çekinmesi
ergänzen bütünlemek, tamamlamak
ergänzend bütünleyici, tamamlayıcı
ergänzende Vertragsauslegung (F.) bütünleyici sözleşme yorumu
Ergänzung (F.) bütünleme, tamamlama
Ergänzungspflegschaft (F.) munzam kayyımlık
Ergänzungsurteil (N.) munzam hüküm
Erhalt (M.) koruma, muhafaza, alma
erhalten (V.) korumak, muhafaza etmek, almak
erheben açmak, ikame etmek
erheblich önemli, mühim
Erhebung (F.) açma, derleme
erhöhen artırmak, yükseltmek
Erhöhung (F.) artırma, yükseltme
erinnern ihtar etmek, hatırlamak, uyarmak
Erinnerung (F.) ihtar, hatırlama, uyarma
erkennen idrak etmek, görmek, tanımak
Erkenntnis (F.) idrak etme, karar, hüküm
Erkenntnisverfahren (N.) yargılama usulü
erklären beyan etmek, açıklamak, anlatmak
Erklärung (F.) beyan, açıklama, anlatma
erkundigen bilgi almak
Erkundigung (F.) bilgi alma
Erlass (M.) ibra, kesme, verme
erlassen ibra etmek, kesmek, vermek
erlauben izin vermek, müsaade etmek
Erlaubnis (F.) izin, müsaade
Erlaubnisirrtum (M.) mazeret sebebinin hukuki sınırlarında yanılma
Erlaubnistatbestandsirrtum (M.) mazeret sebebinin tipik koşullarında yanılma
erläutern izah etmek, açıklamak, anlatmak
Erläuterung (M.) izah, açıklama, anlatma
erledigen çözmek, halletmek
Erledigung (F.) çözüm, halletme
Erlös (M.) semen, hasılat
erlöschen düşmek, sönmek
Erlöschen (N.) düşme, sönme
erlösen kurtarmak
Erlösung (M.) kurtarma
ermächtigen yetkilendirmek, mezun kılmak
Ermächtigung (F.) yetki, mezuniyet
Ermächtigungsgesetz (N.) yetki kanunu
Ermächtigungsgrundlage (F.) yetki temeli
ermahnen ihtar etmek, uyarmak
Ermahnung (F.) ihtar, uyarma
ermäßigen indirmek, tenzil etmek
Ermäßigung (F.) indirim, tenzilat
ermessen takdir etmek, uygun görmek
Ermessen (N.) takdir, uygun görme
Ermessensmangel (M.) takdir hatası
Ermessensmissbrauch (M.) takdir yetkisini kötüye kullanma
Ermessensnichtgebrauch (M.) takdir yetkisini kullanmama
Ermessensreduzierung (F.) takdir yetkisinin sınırlanması
Ermessensüberschreitung (F.) yetki aşımı
Ermessensunterschreitung (F.) takdir yetkisine ulaşamama
ermitteln tahkik etmek, keşfetmek, tesbit etmek
Ermittler (M.) tahkik eden, keşfeden, tesbit eden
Ermittlung (F.) tahkik, keşfetme, tespit
Ermittlungsbeamter (M.) tahkikat memuru
Ermittlungsbeamtin (F.) tahkikat memuru
Ermittlungsrichter (M.) tahkikat hakimi
Ermittlungsrichterin (F.) tahkikat hakimi
Ermittlungsverfahren (N.) hazırlık soruşturması
ernennen tayin etmek, atamak
Ernennung (F.) tayin, atama
Ernennungsurkunde (F.) tayin belgesi
eröffnen açmak
Eröffnung (F.) açılış
Eröffnungsbeschluß (M.) açılış kararı
Eröffnungsbilanz (F.) açılış bilançosu
Eröffnungsverfahren (N.) açılış soruşturması
erörtern müzakere etmek, görüşmek
Erörterung (F.) müzakere, görüşme
erpressen şantaj yapmak
Erpresser (M.) şantajcı
Erpresserin (F.) şantajcı
erpresserisch şantajla ilgili
Erpressung (F.) şantaj
erregen uyandırmak, heyecanlandırmak
Erregung (M.) uyandırma, heyecanlandırma
erringen kazanmak, elde etmek
Errungenschaft (F.) müktesep mal
Ersatz (M.) yedek, tazminat, karşılık
Ersatzdienst (M.) sivil hizmet
Ersatzerbe (M.) yedek mirasçı
Ersatzerbin (F.) yedek mirasçı
Ersatzfreiheitsstrafe (F.) para cezası yerine çektirilen hapis cezası
Ersatzgeschäft (N.) yedek iş
Ersatzvermächtnis (N.) yedek mirasçı tayini
Ersatzvornahme (F.) yedek icra
Ersatzzeit (F.) yedek zaman
Ersatzzustellung (F.) muhataptan başkasına yapılan tebliğ
Ersatzzwangshaft (F.) zorlama parası yerine zorlama tutuklaması
erscheinen hazır bulunmak, gelmek, çıkmak
Erscheinen (N.) hazır bulunma, gelme, çıkma
Erscheinung (F.) görüntü, yayımlanma
Erschleichen (N.) hile ile elde alma
erschließen açmak, faydalanmak, yararlanmak
Erschließung (F.) açma, faydalanma, yararlanma
erschöpfen tüketmek, bitirmek
Erschöpfung (F.) tüketme, bitirme
ersetzen ikame etmek, kaim olmak
Ersetzung (F.) ikame, kaim olma
erstatten ita etmek, ödemek, vermek
Erstattung (F.) ita, ödeme, verme
Erstattungsanspruch (M.) ita hakkı
ersuchen talep etmek, istemek
Ersuchen (N.) talep, istek
ersuchte Richterin (F.) istinabe olunan hakim
ersuchter Richter (M.) istinabe olunan hakim
Ertrag (M.) irat, gelir
Ertragshoheit (F.) irat egemenliği
Ertragsteuer (F.) irat vergisi
erwachsen (Adj.) yetişmiş, ergin
Erwachsene (F.) yetişkin
Erwachsener (M.) yetişkin
erwägen düşünmek, tezekkür etmek
Erwägung (F.) düşünme, tezekkür
Erwerb (M.) iktisap, edinme, kazanma
erwerben iktisap etmek, edinmek, kazanmak
Erwerber (M.) iktisap eden, edinen, kazanan
Erwerberin (F.) iktisap eden, edinen, kazanan
erwerbslos işsiz (Adj.)
erwerbstätig kazanç sahibi (Adj.), çalışan (Adj.)
Erwerbstätigkeit (F.) kazanç getiren bir işte çalışma, hırfet
erwerbsunfähig malül
Erwerbsunfähigkeit (F.) sürekli iş göremezlik, malüllük
Erwerbsverbot (N.) iktisap yasağı
Erwiderung (F.) cevap, yanıt
Erzbischof (M.) başpiskopos
erzeugen üretmek, istihsal etmek
Erzeugnis (N.) ürün, istihsal
erziehen eğitmek
Erziehung (F.) eğitim
Erziehungsbeistand (M.) eğitim kayyımı
Erziehungsbeiständin (F.) eğitim kayyımı
Erziehungsgeld (N.) eğitim parası
Erziehungshilfe (F.) eğitim yardımı
Erziehungsmaßnahme (F.) eğitim önlemi
Erziehungsurlaub (M.) eğitim izni
erzwingbar zorla alınabilir
erzwingen zorla almak, zorlamak
Erzwingung (F.) zorlama (Sb.)
Esel (M.) eşek
Estland Estonya
Estoppel (N.) çelişik davranış yasağı
Etat (M.) bütçe
ethisch ahlaki
Ethik (F.) ahlak
ethnisch etnik
Ethos (M.) ahlak
EU (F.) (Europäische Union) Avrupa Birliği
Eugenik (F.) Erbgesundheitslehre irsiyet sağlığı öğretisi
Eur-Lex eur-lex
Eurokorps (N.) eurokorps
Europa (N.) Avrupa
europäisch avrupalı
Europäische Akte (F.) avrupa evrakı
Europäische Atomgemeinschaft (F.) avrupa atom enerjisi topluluğu
Europäische Gemeinschaft (F.) (EG) Avrupa Topluluğu
Europäische Gemeinschaft (F.) für Kohle und Stahl avrupa kömür ve çelik topluluğu
Europäische Gemeinschaften (F.Pl.) Avrupa Toplulukları
Europäische Investititonsbank (F.) avrupa yatırım bankası
Europäische Konvention (F.) zum Schutz der Menschenrechte und Grundfreiheiten
avrupa insan hakları komisyonu
Europäische Sozialcharta (F.) avrupa sosyal şartı
Europäische Union (F.) avrupa birliği
Europäische Universität (F.) avrupa üniversitesi
Europäische Wirtschafts- und Währungsunion avrupa ekonomik ve para birliği
Europäische Wirtschaftsgemeinschaft (F.) avrupa ekonomik topluluğu
Europäische Zentralbank avrupa merkez bankası
Europäischer Gerichtshof (M.) avrupa adalet divanı
Europäischer Gerichtshof (M.) für Menschenrechte avrupa insan hakları divanı
Europäischer Rat (M.) avrupa konseyi
Europäischer Verband der Notare CNUE (F.) avrupa noterler birliği
Europäischer Wirtschaftsraum (M.) avrupa ekonomik yeri
Europäisches Gemeinschaftsrecht (N.) avrupa topluluğu hukuku
Europäisches Parlament (N.) avrupa parlamentosu
europäisches Recht (N.) avrupa hukuku
Europäisches Unionsrecht (N.) avrupa birliği hukuku
Europäisches Währungssystem (N.) avrupa para sistemi
Europarat (M.) avrupa konseyi
Europarecht (N.) avrupa hukuku
Europawahl (F.) avrupa seçimi
European Credit Transfer System (ECTS) (europ. Prüfungsnotenanrechnungssystem)
avrupa sınav notu mahsup sistemi
European Currency Unit (N.) (ECU) avrupa birimi
Europol europol
Euthanasie (F.) ötenazi
evakuieren boşaltmak
Evakuierung (F.) boşaltma
evaluieren (V.) değerlendirmek
Evaluation (F.) değerlendirme
evangelisch protestan
eventual ihtimali
Eventualaufrechnung (F.) icabı halinde talep
Eventualmaxime (F.) yığılma prensibi
Eventualvorsatz (M.) ihtimali kast
evident açık (Adj.), belli (Adj.)
Evidenz (F.) açıklık, bellilik
Eviktion (F.) zapt, el koyma
Evokationsrecht (N.) davet hakkı
EWIV (F.) (Europäische Wirtschaftliche Interessenvereinigung) avrupa ekonomik
menfaat örgütü
ex lege (lat.) kanundan dolayı
ex nunc (lat.) şimdiden sonra
ex officio (lat.) re’sen
ex tunc (lat.) geçmişe etkili
Examen (N.) sınav, imtihan
exceptio (F.) (lat.) defi, savu
exceptio (F.) doli (lat.) hile defi
exekutieren infaz etmek, yürütmek, idam etmek
Exekution (F.) infaz, yürütme, idam
Exekutionstitel (M.) infaz ünvanı, infaz sıfatı
exekutiv yürütme erkine göre
Exekutive (F.) yürütme erki
Exequatur (N.) tenfiz kararı
exhibitionistische Handlung (F.) açıkça utanmazca hareketler
exhumieren öleni mezardan çıkarmak
Exhumierung (F.) ölünün mezardan çıkarılması
Exil (N.) sürgün
Existenz (F.) geçim, varlık
Existenzminimum (N.) asgari geçim düzeyi
existieren var olmak, mevcut olmak
Exklave (F.) yabancı devlet ülkesiyle çevrilmiş ülke parçası
exklusiv özel
Exkommunikation (F.) aforoz
exkommunizieren aforozlamak
Exkulpation (F.) borçtan kurtarma, aklama
exkulpieren borçtan kurtarmak, aklamak
Exmatrikulation (F.) kaydın silinmesi
exmatrikulieren kaydı silmek
Experte (M.) uzman, eksper
Expertensystem (N.) uzman sistemi
Expertin (F.) uzman, eksper
explodieren patlamak
Explosion (F.) patlama
Export (M.) ihracat
exportieren ihraç etmek
expressis verbis (lat.) açıkça, sarahaten
extensiv geniş, kapsamlı
exterritorial ülke dışı
Exterritorialität (F.) ülke dışılık
extrem aşırı
Extremismus (M.) aşırıcılık
Extremist (M.) aşırıcı, ültra
Extremistin (F.) aşırıcı, ültra
Exzess (M.) aşma, tecavüz
Fabrik (F.) fabrika
Fabrikant (M.) fabrikatör
Fabrikantin (F.) fabrikatör
Fabrikation (F.) fabrikasyon
Fabrikationsfehler (M.) fabrikasyon hatası
Fach (N.) göz, bölme, raf
Fachanwalt (M.) uzman avukat
Fachanwältin (F.) uzman avukat
Facharbeit (F.) vasıflı iş
Facharbeiter (M.) vasıflı işçi
Facharbeiterin (F.) vasıflı işçi
Fachaufsicht (F.) idari denetim
Fachbereich (M.) uzmanlık alanı
Fachfrau (F.) uzman
Fachhochschule (F.) meslek yüksek okulu
Fachmann (M.) uzman
Fachschaft (F.) meslek örgütü
Factoring (N.) factoring
facultas (F.) alternativa (lat.) hıyar hakkı
fähig ehil, yetenekli (Adj.)
Fähigkeit (F.) ehliyet, yetenek
fahnden taharri etmek, arama yapmak
Fahndung (F.) taharri, arama
Fahndungsschreiben (N.) taharri yazısı, arama yazısı
Fahne (F.) sancak, bayrak
Fahnenflucht (F.) askerden kaçma
fahnenflüchtig askerden kaçan
Fähnrich (M.) subay adayı
Fahrbahn (F.) yol
fahren sürmek, kullanmak
Fahrer (M.) sürücü, kullanan
Fahrerflucht (F.) sürücünün kaçması
Fahrerlaubnis (F.) sürücü belgesi
Fahrhabe (F.) menkul (Sb.)
Fahrkarte (F.) bilet
fahrlässig taksirli, ihmalkar
Fahrlässigkeit (F.) taksir, ihmal
Fahrlässigkeitsdelikt (N.) taksirli suç
Fahrlehrer (M.) sürücülük öğretmeni
Fahrlehrerin (F.) sürücülük öğretmeni
Fahrnis (F.) menkul (Sb.)
Fahrschein (M.) bilet
Fahrt (F.) yolculuk, gidiş
Fahrtenbuch (N.) yolculuk kitabı
Fahruntüchtigkeit (F.) araç sürmeye elverişsizlik
Fahrverbot (N.) araç sürme yasağı
Fahrzeug (N.) araç, taşıt
Fahrzeughalter (M.) araç işleten
Fahrzeughalterin (F.) araç işleten
fair adil, adaletli
Fairness (F.) adalet
Faksimile (N.) tıpkıbasım, faksimile
faktisch fiili
faktische Gesellschaft (F.) fiili şirket
faktischer Vertrag (M.) fiili sözleşme
Faktor (M.) faktör
Faktum (N.) vakıa, olgu
Faktura (F.) fatura
Fakultät (F.) fakülte
fakultativ ihtiyari
Fall (M.) olay, hal, durum
Fallgerechtigkeit (F.) somut olay yargısı
fällig vadesi gelmiş, muaccel
Fälligkeit (F.) vade, muacceliyet
Fälligkeitsklausel (F.) vade kaydı, muacceliyet
Fallrecht (N.) olay hukuku
Fallsammlung (F.) olay toplaması
falsch yanlış, sahte
Falschaussage yanlış beyan
Falschbeurkundung (F.) yanlış belgeleme, sahte belgeleme
Falscheid (M.) yanlış yemin, sahte yemin
fälschen taklit etmek
Fälscher (M.) taklitçi
Fälscherin (F.) taklitçi
Falschgeld (N.) yanlış para, sahte para
Falschheit (F.) yanlışlık, sahtekarlık
Falschlieferung (F.) yanlış teslim, sahte teslim
Falschmünzer (M.) kalpazan
Falschmünzerin (F.) kalpazan
Fälschung (F.) yanlışlık, sahtekarlık
Familie (F.) aile
Familienbuch (N.) nüfus aile kayıt tablosu, aile cüzdanı
Familienfideikommiss (M.) aileye ait olan meşruta
Familiengericht (N.) aile mahkemesi
Familiengesellschaft aile ortamı
Familienhilfe (F.) aile yardımı
Familienname (N.) soyadı
Familienrecht (N.) aile hukuku
Familiensache (F.) aile konusu, aile meselesi
Fang (M.) yakalama
Fangprämie (F.) yakalama primi
Faschismus (M.) faşizm
fassen almak, yakalamak
Fassung (F.) alma, yakalama
Faustpfand (N.) teslim şartlı rehin
Faustrecht (N.) zorla hak alma
Fehde (F.) düşmanlık
fehlen eksik olmak, bulunmamak
Fehler (M.) suç, kusur
fehlerhaft suçlu, kusurlu (Adj.)
Fehlerhaftigkeit suçluluk, kusurluluk
Fehlgeburt (F.) düşürülen çocuk
Fehlurteil (N.) yanlış karar
Feier (F.) tören, bayram
Feiertag (M.) bayram günü
feilbieten satışa çıkarmak
feilschen pazarlık etmek
Feind (M.) düşman
Feindin (F.) düşman
feindlich düşmanca
Ferien (Pl.) tatil
Feriensache (F.) adli aravermede görülecek dava ve iş
fern uzak
Fernabsatz (M.) telekomünikasyon üzerine sürüm ve satış
Fernabsatzvertrag (M.) telekomünikasyon üzerine sürüm ve satış sözleşmesi
Fernkommunikationsmittel (N.) şehirlerarası iletişim aracı
Fernmelderecht (N.) telekomünikasyon hukuku
Fernmeldewesen (N.) telekomünikasyon
Fernsehen (N.) televizyon
Fernsehrecht (N.) televizyon hukuku
Fernsprecher (M.) telefon aygıtı
Fernstraße (F.) karayol
Fernunterricht (M.) açıköğretim
fertig hazır, tamam
fertigstellen hazırlamak, tamamlamak
Fertigstellung (F.) hazırlama, tamamlama
Fessel bağ, kelepçe
fest sağlam, sıkı, kesin
Festgeld (N.) sabit faizli vadeli mevduat
Festhalten (N.) sıkı tutma
Festnahme (F.) tutuklama, yakalama
festnehmen tutuklamak, yakalamak
Festpreis (M.) sabit fiyat
festsetzen tayin etmek, belirlemek
Festsetzung (F.) tayin, belirleme
feststellen tespit etmek, saptamak
Feststellung (F.) tespit, saptama
Feststellungsklage (F.) tespit davası, saptama davası
Festung (F.) kale, hisar
feudal feodal
Feudalismus (M.) feodalite
Feuer (N.) yangın, ateş
Feuerversicherung (F.) yangın sigortası
Feuerwehr itfaiye
Fideikommiss (M.) meşruta
fiduziarisch inançlı, fidüsiyer
Fiktion (F.) varsayım, uydurma, fiksiyon
Filiale (F.) şube
Filmrecht (N.) film hukuku
final son, final
Finanz (F.) maliye
Finanzamt (N.) maliye dairesi
Finanzausgleich (M.) mali denge
Finanzen (F.Pl.) mali durum
Finanzgericht (N.) maliye mahkemesi
finanziell mali
finanzieren maliye etmek
Finanzierung (F.) maliye etme
Finanzminister (M.) maliye bakanı
Finanzministerin (F.) maliye bakanı
Finanzmonopol (N.) mali tekel
Finanzplanung (F.) mali planlama
Finanzrecht (N.) mali hukuk
Finanzverfassung (F.) mali anayasa
Finanzverwaltung (F.) mali idare
Findelkind (N.) terkedilmiş çocuk
finden bulmak
Finder (M.) bulan
Finderin (F.) bulan
Finderlohn (M.) bulana ikramiye
Finger (M.) parmak
Fingerabdruck (M.) parmak izi
fingieren uydurmak, düzmek
Firma (F.) firma, ticarethane
fischen balık tutmak
Fischer (M.) balıkçı
Fischerei (F.) balıkçılık
Fischereirecht (N.) balıkçılık hakkı
Fischerin (F.) balıkçı
fiskalisch miri, mali
Fiskus (F.) hazine
fix kesin
Fixgeschäft (N.) kesin vadeli işlem
Fläche (F.) alan (1)
Flagge (F.) bayrak
flexibel esnek, oynak
fliehen kaçmak
Flotte (F.) donanma
Flucht (F.) kaçma
flüchtig sein kaçak olmak
Flüchtling (M.) mülteci
Fluchtlinie (F.) kaçma hattı
Flug (M.) uçma
Flugblatt (N.) el afişi
Flugschrift (F.) el afişi
Flugzeug (N.) uçak
Flur (F.) arazi
Flurbereinigung (F.) arazi toplulaştırması
Flurstück (N.) kadastro adası
fob (free on board) fob, gemide teslim
Föderalismus (M.) federalizm
föderalistisch federe
Föderation (F.) federasyon
Folge (F.) sonuç
folgen takip etmek
Folgerecht (N.) takip hakkı
Folter (F.) işkence
foltern işkence etmek
Fond (M.) arka taraf, arka plan
Fonds (M.) fon
fordern talep etmek, istemek
fördern teşvik etmek, istihraç etmek
Forderung (F.) talep, istem
Förderung (F.) teşvik, istihraç
Forderungsabtretung (F.) talep temliki
Forderungsanmeldung (F.) talep başvurması
Forderungspfändung (F.) talep hacizi
Forderungsrecht (N.) talep hakkı
Forderungsübergang (M.) talep deviri
Forderungsverkauf (M.) talep satışı
Forderungsverletzung (F.) talep ihlali
Förderungsverwaltung (F.) teşvik yönetimi
forensisch adli, yargısal
Form (F.) şekil, biçim
formal şekli, biçimsel
Formalbeleidigung (F.) şekli hakaret, biçimsel hakaret
Formalie (F.) formalite
Formalismus (M.) formalizm
Formalität (F.) formalite
Formel (F.) formül
formell şekli, biçimsel
formelle Rechtskraft (F.) şekli hüküm
formelle Verfassung (F.) şekli anayasa
formelles Recht (N.) şekli hukuk
Formfreiheit (F.) şekil serbestisi
Formkauffrau (F.) tüzel kişi tacir
Formkaufmann (M.) tüzel kişi tacir
Formular (N.) formüler
formulieren formüle etmek
Formulierung (F.) formüle etme
Forst (M.) orman
Förster (M.) ormancı
Försterin (F.) ormancı
fortbilden tamamlanmak, olgunlaşmak
Fortbildung (F.) tamamlanma, olgunlaşma
fortführen devam etmek
Fortführung (F.) devam
fortgesetzt devam eden
fortgesetzte Gütergemeinschaft (F.) devam eden mal ortaklığı
fortgesetzte Handlung (F.) devam eden müteselsil suç
fortsetzen devam etmek
Fortsetzung (F.) devam
Fortsetzungsfeststellungsklage (F.) aleyhine itiraz olunan idari işlemin hukuka aykırılığını
tespit davası
forum (N.) (lat.) yargı yeri, forum
Foto (N.) foto
Fotorecht (N.) foto hakkı
Fracht (F.) yük, kargo
Frachtbrief (M.) taşıma senedi
Frachtführer (M.) taşıyıcı
Frachtführerin (F.) taşıyıcı
Frachtgut (N.) yük, kargo
Frachtvertrag (M.) yük sözleşmesi
Fragebogen (M.) soru kağıdı
fragen sormak
Fragestunde (F.) soru saati
Fraktion (F.) fraksiyon
Franchisegeber (M.) franchise veren
Franchisegeberin (F.) franchise veren
Franchisenehmer (M.) franchise alan
Franchisenehmerin (F.) franchise alan
Franken (M.) İsviçre frankı
frankieren pullamak
franko parasız
Frankreich (N.) Fransa
Frau (F.) kadın
Frauenhaus (N.) kadın evi
free on board (fob) fob, gemide teslim
frei serbest (Adj.), özgür
frei Haus masrafsız eve teslim
freiberuflich serbest meslekle ilgili
Freibetrag (M.) serbest meblağ
Freibeuter (M.) korsan
Freibeuterin (F.) korsan
freibleibend yükümsüz
Freibrief (M.) serbest mektup
freier Beruf (M.) serbest meslek
Freiexemplar (N.) bedava nüsha
Freifrau (F.) barones
Freigabe (F.) serbest bırakma
Freigang (M.) serbest gezme
Freihafen (M.) serbest liman
Freihandel (M.) serbest ticaret
freihändig pazarlıkla
freihändiger Verkauf (M.) pazarlıkla satış
Freiheit (F.) serbesti, özgürlük
freiheitlich liberal (Adj.)
Freiheitsberaubung (F.) özgürlükten yoksun kılma suçu
Freiheitsentziehung (F.) özgürlüğü bağlama
Freiheitsstrafe (F.) özgürlüğü bağlayıcı ceza
Freiherr (M.) baron
Freikirche (F.) serbest kilise
freilassen serbest bırakmak
Freilassung (F.) serbest bırakma
Freimaurer (M.) farmason
Freimaurerin (F.) farmason
freisprechen beraat ettirmek
Freisprechung (F.) beraat ettirme
Freispruch (M.) beraat
Freistaat (M.) cumhuriyet
freistellen muaf tutmak, bırakmak
Freistellung (F.) muaf tutma, bırakma
Freistellungsanspruch (M.) muaf tutma hakkı
Freitod (M.) intihar
freiwillig ihtiyari, istekli
freiwillige Gerichtsbarkeit (F.) ihtiyari yargı
freiwillige Versicherung (F.) ihtiyari sigorta
Freizeichnungsklausel (F.) muafiyet şartı
Freizeit (F.) boş zaman
freizügig serbestçe
Freizügigkeit (F.) serbest dolaşım
fremd yabancı (Adj.)
Fremdbesitz (M.) fer’i zilyedlik
Fremdbesitzer (M.) fer’i zilyed
Fremdbesitzerexzess (M.) fer’i zilyedlik tecavüzü
Fremdbesitzerin (F.) fer’i zilyed
Fremde (F.) yabancı (Sb.)
Fremdenrecht (N.) yabancılar hukuku
Fremder (M.) yabancı (Sb.)
Fremdkapital (N.) yabancı sermaye
Freude (F.) sevinç, neşe
Freudenhaus (N.) genelev
Freudenmädchen (F.) fahişe
Freundschaftsvertrag (M.) dostluk sözleşmesi
Frevel (M.) suç, cürüm, günah
freveln suç işlemek
Frevler (M.) suç işleyen
Frevlerin (F.) suç işleyen
Friede (M.) barış
Friedensbruch (M.) barışı bozma
Friedensrichter (M.) barış hakimi
Friedensrichterin (F.) barış hakimi
Friedensvertrag (M.) barış sözleşmesi
Friedhof (M.) mezarlık
Frist (F.) müddet, önel
fristlos müddetsiz, önelsiz
Fristsetzung (F.) müddet koyma, önel koyma
Fristverlängerung (F.) müddeti temdit etme, öneli temdit etme
Fronde (F.) muhalefet, hükümet aleyhtarı
Frucht (F.) semere
Fruchtgenuss (M.) intifa hakkı
Frühgeburt vakitsiz doğum
führen yönetmek, idare etmek
Führer (M.) yöneten
Führerin (F.) yöneten
Führerschein (M.) şoför ehliyetnamesi
Führung (F.) yönetim, idare
Führungszeugnis (N.) yönetim kağıdı
Fund (M.) buluntu
Fünfprozentklausel (F.) yüzde beş şartı
fungibel misli
fungieren görev yapmak
Funk (M.) telsiz
funken telsizle bildirmek
Funktion (F.) görev, fonksiyon
Funktionär (M.) görevli
Funktionärin (F.) görevli
funktionell görevsel, fonksiyonel
funktionelles Synallagma (N.) bir borcun yerine getirilmesini iddia etme hakkının diğer bir
borcun yerine getirilmesine bağlı olması
Furcht (F.) korku
Fürsorge (F.) yardım, itina
Fürsorger (M.) yardım eden, itina eden
Fürsorgerin (F.) yardım eden, itina eden
Fürsprache (F.) şefaat
Fürsprecher (M.) şefaatçı
Fürsprecherin (F.) şefaatçı
Fürst (M.) prens
Fürstentum (N.) prenslik
Fürstin (F.) prenses
furtum usus (M.) (lat.) kullanma hırsızlığı
Fusion (F.) birleşme, tevhit
fusionieren birleşmek, tevhit etmek
Fusionskontrolle (F.) füzyon kontrolü, birleşme kontrolü
Fuß (M.) ayak
Fußgänger (M.) yaya
Fußgängerin (F.) yaya
Fußgängerzone (F.) yaya yolu
Futter (N.) yem
Futtermittel (N.) yem maddesi
Gabe (F.) armağan, yetenek
Gage (F.) ücret (Sb.), aylık (Sb.)
Galgen (M.) darağacı
Ganove (M.) düzenbaz, hırsız
Garage (F.) garaj
Garant (M.) garantör
Garantenpflicht (F.) garantör mecburiyeti
Garantenstellung (F.) garantör durumu
Garantie (F.) garanti
Garantiefrist (F.) garanti süresi
Garantiegeschäft (N.) garanti işlemi
garantieren garanti etmek
Garantievertrag (M.) garanti sözleşmesi
Garantin (F.) garantör
Garde (F.) hassa askeri
Garten bahçe
Gas (N.) gaz
Gast (M.) misafir, konuk
Gasthaus (N.) otel, lokanta
Gasthof (M.) otel, lokanta
Gastrecht (N.) otel hakkı, misafir hakkı
Gastronomie (F.) otelcilik
Gaststätte (F.) otel, lokanta
Gastwirt (M.) otelci
Gastwirtin (F.) otelci
GATS (engl.) (General Agreement on Trade in Services, Allgemeines Abkommen über
den Handel mit Dienstleistungen) GATS
Gatte (M.) koca, eş
Gattin (F.) kadın, eş
Gattung (F.) cins, nevi
Gattungskauf (M.) cins satımı, nevi satımı
Gattungsschuld (F.) cins borcu, nevi borcu
Gau (M.) bölge, eyalet, mıntıka
Gauner (M.) düzanbaz
Gaunerei (F.) düzanbazlık
Gaunersprache (F.) argo
Gebärde (F.) jest, el kol işareti
gebären doğurmak
Gebaren (N.) tavır, hareket
Gebäude (N.) bina
geben vermek
Gebiet (N.) bölge, arazi
gebieten emretmek, hükmetmek
Gebietshoheit (F.) bölge egemenliği
Gebietskörperschaft (F.) bölge kurumu
Gebot (N.) şart, kural, buyruk
Gebotsirrtum (M.) şart hatası, kural hatası
Gebrauch (M.) kullanma, istimal
gebrauchen kullanmak, istimal etmek
Gebrauchsanweisung (F.) kullanım tarifesi
Gebrauchsgegenstand (M.) kullanım şeyi
Gebrauchsmuster (N.) kullanım örneği
Gebrauchsvorteil (M.) kullanım yararı
gebrechlich zayıf, sakat
Gebrechlichkeit (F.) maluliyet, sakatlık
Gebühr (F.) ücret (Sb.), harç
gebührenfrei ücretsiz
Gebührenordnung (F.) ücret tarifesi
gebührenpflichtig ücretli
gebunden bağlı, mülzem
gebundene Verwaltung (F.) bağlı yönetim
Gebundenheit (F.) bağlılık, mülzemiyet
Geburt (F.) doğum
Geburtenbuch (N.) doğum sicili
gebürtig doğumlu
Geburtsname (M.) doğum adı
Geburtsurkunde (F.) doğum belgesi
Gedanke (M.) düşünce, fikir
Gedankenfreiheit (F.) düşünme özgürlüğü
Gefahr (F.) tehlike
Gefahr (F.) im Verzug gecikmede tehlike
gefährden tehlikeye düşürmek
gefährdet tehlikede
Gefährdung (F.) tehlikeye düşürme
Gefahrengrenzwert tehlike marjinalı
Gefahrenzulage (F.) iş riski zammı
gefährlich tehlikeli
gefährliche Körperverletzung (F.) tehlikeli yaralama
Gefahrstoffverordnung (F.) tehlikeli madde nizamnamesi
ZZZGefälle (N.)
gefällig nazik, sevindirici
Gefälligkeit (F.) hatır, iyilik
Gefälligkeitsverhältnis (N.) hatır ilişkisi
gefangen tutuk (Adj.), mahpus (Adj.)
Gefangene (F.) tutuklu (Sb.), mahpus (Sb.)
Gefangenenbefreiung (F.) firara neden olmak
Gefangenenmeuterei (F.) mahpusların ayaklanması
Gefangener (M.) tutuklu (Sb.), mahpus (Sb.)
Gefangennahme (F.) tutulma
Gefangenschaft (F.) tutukluluk, mahpusiyet
Gefängnis (N.) hapishane
Gefängnisstrafe (F.) hapis cezası
gefügig muti, başeğen
gegen karşı, aykırı
Gegenanspruch (M.) karşı talep
Gegenbeweis (M.) karşı ispat
Gegendarstellung (F.) düzeltme, yalanlama
Gegenforderung (F.) karşı istem
Gegenleistung (F.) karşı edim
Gegensatz (M.) aykırılık, uymazlık
Gegenschluss (M.) aksi ile kanıt, tersiyle isbat
Gegenseite (F.) karşı taraf
gegenseitig karşılıklı
gegenseitiger Vertrag (M.) karşılıklı akit
gegenseitiges Testament (N.) karşılıklı vasiyetname
Gegenseitigkeit (F.) karşılıklılık
Gegenstand (M.) konu
gegenstandslos konusuz
Gegenstandslosigkeit (F.) konusuz kalma
Gegenstandswert (M.) konunun değeri
Gegenstimme (F.) karşı oy
Gegenüberstellung (F.) yüzleştirme
Gegenversprechen (N.) karşı sözveri
Gegenwart (F.) huzur, vicah
gegenwärtig hazır bulunan, halen mevcut
gegenwärtige Gefahr (F.) mevcut tehlike
Gegenzeichnung (F.) tasdiken imza etme
Gegner (M.) hasım
Gegnerin (F.) hasım
Gehalt (N.) maaş
Gehaltsexekution (F.) maaşın haczi
Gehaltspfändung (F.) maaşın haczi
geheim gizli
Geheimbund (M.) gizli cemiyet
Geheimdienst (M.) gizli istihbarat servisi
geheime Wahl (F.) gizli seçim
geheimer Vorbehalt (M.) gizli çekince
Geheimnis (N.) gizlilik, sır
Geheimpolizei (F.) gizli polis
Gehilfe (M.) yardımcı kişi
Gehilfin (F.) yardımcı kişi
Gehirn (N.) beyin
Gehör (N.) dinlenme
gehorchen dinlemek, itaat etmek
gehören ait olmak
gehorsam itaatkar
Gehorsam (M.) itaat
Gehorsamspflicht (F.) itaat mecburiyeti
Gehweg (M.) yaya yolu
Geisel (F.) rehine
Geiselnahme (F.) rehine alma
Geisterfahrer (M.) ters istikamette araç süren kimse
Geisterfahrerin (F.) ters istikamette araç süren kimse
geisteskrank akıl hastası
Geisteskrankheit (F.) akıl hastalığı
Geistesschwäche (F.) akıl zayıflığı
geistig aklen, fikri
geistiges Eigentum (N.) fikri mülkiyet
geistlich dini, ruhani
Geistliche (F.) din adamı
Geistlicher (M.) din adamı
Geld (N.) para
Geldbetrag (M.) para tutarı
Geldbuße (F.) para cezası
Geldersatz (M.) nakden iade
Geldfälschung (F.) paralarda sahtekarlık
Geldforderung (F.) para alacağı
Geldkarte para kartı
Geldrente (F.) para emekliliği
Geldschein (M.) para kağıdı
Geldschuld (F.) para borcu
Geldstrafe (F.) para cezası
Geldstück (N.) maden para, sikke
Geldwäsche (F.) kara paranın aklanması
Geldwäschegesetz (N.) kara para kanunu
Geldwert (M.) para değeri
gelegen uygun, yerinde
Gelegenheit (F.) fırsat
Gelegenheitsgesellschaft (F.) fırsat ortaklığı
Gelegenheitstäter (M.) fırsat bulup suç işleyen fail
Gelegenheitstäterin (F.) fırsat bulup suç işleyen fail
gelegentlich arasıra
Geleit (N.) refakat, kafile
geloben sözvermek, vaad etmek
Gelöbnis (N.) sözveri, vaad
gelten yürürlükte olmak, geçerli olmak
geltend yürürlükteki, geçerli
Geltung (F.) yürürlük, geçerlilik
Geltungsbereich (M.) yürürlük alanı, geçerlilik alanı
Gelübde (N.) adak, vaad
Gemahl (M.) koca, eş
Gemahlin (F.) kadın, eş
Gemarkung (F.) sınır, hudut
gemein genel
Gemeinde (F.) belediye
Gemeindebeamter (M.) belediye memuru
Gemeindebetrieb (M.) belediye işletmesi
Gemeindedirektor (M.) belediye amiri
Gemeindedirektorin (F.) belediye amiri
gemeindefreies Gebiet (N.) belediyesiz bölge
Gemeindegebiet (N.) belediye bölgesi
Gemeindegericht (N.) belediye mahkemesi
Gemeindeordnung (F.) belediyeler kanunu
Gemeinderat (M.) belediye meclisi
Gemeinderecht (N.) belediye hukuku
Gemeindesatzung (F.) belediye tüzüğü
Gemeindesteuer (F.) belediye vergisi
Gemeindeverband (M.) belediye derneği
Gemeindeverfassung (F.) belediye anayasası
Gemeindevorstand (M.) belediye idare kurulu
gemeine Gefahr (F.) genel tehlike
Gemeineigentum (N.) kollektif mülkiyet
gemeines Recht (N.) genel hak
Gemeingebrauch (M.) kollektif kullanılma
gemeingefährlich genel tehlike yaratan
gemeingefährliches Mittel (N.) genel tehlike yaratan madde
Gemeingut (N.) kollektif mülkiyet
Gemeinkosten (F.Pl.) kollektif masraflar
gemeinnützig toplum yararına
gemeinsam ortak (Adj.), müşterek (Adj.)
gemeinsamer Markt (M.) ortak pazar
gemeinsamer Senat (M.) ortak kurul
gemeinsames Recht (N.) ortak hukuk
Gemeinschaft (F.) topluluk, birlik
gemeinschaftlich ortak (Adj.), müşterek (Adj.)
gemeinschaftliches Testament (N.) ortak vasiyetname
Gemeinschaftsaufgaben (F.Pl.) eyaletlerin ve federal devletin ortak ödevi
Gemeinschaftseigentum (N.) ortak mülkiyet
Gemeinschaftsgut (N.) ortak mallar
Gemeinschaftsmarke topluluk markası
Gemeinschaftsrecht (N.) topluluk hukuku
Gemeinschaftsschule (F.) topluluk okulu
Gemeinschaftsunternehmen (N.) ortak girişim
Gemeinschaftswert (M.) topluluk değeri
Gemeinschuldner (M.) müflis
Gemeinschuldnerin (F.) müflis
Gemeinwohl (N.) ortak esenliği
gemischte Schenkung (F.) karma bağışlama
gemischter Vertrag (M.) karma sözleşme
Gen (N.) gen
genehm uygun, makbul
genehmigen izin vermek, müsaade etmek
genehmigtes Kapital (N.) izin verilmiş sermaye, müsaade edilmiş sermaye
Genehmigung (F.) izin, müsaade
General (M.) general
Generalamnestie (F.) genel af
Generalanwalt (M.) genel avukat
Generalbundesanwalt (M.) federal başsavcı
Generalbundesanwältin (F.) federal başsavcı
Generaleinwilligung (F.) genel muvafakatname
Generalin (F.) general
generalisieren genellemek
Generalklausel (F.) genel şart, genel hüküm
Generalkonsens (M.) genel muvafakatname
Generalprävention (F.) genel önleme
Generalsekretär (M.) genel sekreter
Generalsekretärin (F.) genel sekreter
Generalstreik (M.) genel grev
Generalversammlung (F.) genel kurul
Generalvollmacht (F.) genel vekaletname
generell genel
genetisch genetik
genetisches Synallagma (N.) bir borcun doğmasının diğer bir borcun doğmasına bağlı olması
Genf (N.) Cenevre
Genfer Konvention (F.) Cenevre Mukavelesi
Genom (N.) genom
Genosse (M.) arkadaş, yoldaş
Genossenschaft (F.) kooperatif (Sb.)
genossenschaftlich kooperatif (Adj.)
Genossin (F.) arkadaş, yoldaş
Genozid (M.) soykırımı, katliam
Gentechnik (F.) gen teknolojisi
genügend yeterli
Genugtuung (F.) manevi tazminat
Genus (N.) cins
Genuskauf (M.) cins alımı, nevi alımı
Genuss (M.) keyif, yararlanma, intifa
Genusschuld (F.) cins borcu
Genussmittel (N.) keyif verici madde
Genussrecht yararlanma hakkı, intifa hakkı
Gepflogenheit (F.) alışkanlık, teamül
gerade Linie (F.) doğru çizgi
Gerät (N.) alet
Gerätesicherheitsgesetz (N.) alet emniyet kanunu
gerecht adil, uygun, haklı
gerechter Krieg (M.) adil savaş, haklı savaş
gerechter Preis (M.) adil fiyat, uygun fiyat
gerechtfertigt haklı
Gerechtigkeit (F.) adalet
Gericht (N.) mahkeme
gerichtlich adli, mahkemece
gerichtliche Verfügung (F.) adli karar
Gerichtsassessor (M.) hakim yardımcısı
Gerichtsassessorin (F.) hakim yardımcısı
Gerichtsbarkeit (F.) yargı
Gerichtsdiener (M.) mübaşir
Gerichtsdienerin (F.) mübaşir
Gerichtsferien (Pl.) adli araverme
Gerichtshilfe (F.) adli yardım
Gerichtshof (M.) adalet divanı
Gerichtskasse (F.) mahkeme veznesi
Gerichtskosten (F.Pl.) mahkeme masrafları
Gerichtskostenvorschuss (M.) mahkeme masrafları avansı
Gerichtsordnung (F.) mahkeme düzeni
Gerichtsreferendar (M.) adli stajyer
Gerichtsreferendarin (F.) adli stajyer
Gerichtsschreiber (M.) adli yazıcı
Gerichtsschreiberin (F.) adli yazıcı
Gerichtssprache (F.) adli dil
Gerichtssprengel (M.) adli daire
Gerichtsstand (M.) mahkeme yeri
Gerichtsverfahren (N.) mahkeme usulü
Gerichtsverfassung (F.) yargılama teşkilatı
Gerichtsverfassungsgesetz (N.) yargılama teşkilatı kanunu
Gerichtsverhandlung (F.) yargılama
Gerichtsverwaltung (F.) adli yönetim
Gerichtsvollzieher (M.) icra memuru
Gerichtsvollzieherin (F.) icra memuru
Gerichtswesen (N.) mahkeme hususiyeti
gering düşük, az, hafif
geringfügig önemsiz
geringstes Gebot (N.) en düşük teklif
gesamt genel, tüm, cümle
Gesamtakt (M.) genel muamele
Gesamtgläubiger (M.) genel alacaklı, tüm alacaklı
Gesamtgläubigerin (F.) genel alacaklı, tüm alacaklı
Gesamtgläubigerschaft (F.) genel alacaklılık, tüm alacaklılık
Gesamtgut (N.) ortak mal
gesamthänderisch elbirliği
Gesamthandseigentum (N.) elbirliği mülkiyeti
Gesamthandsgemeinschaft (F.) elbirliği ortaklığı
Gesamtheit (F.) genellik, ortaklılık
Gesamthochschule (F.) genel yüksekokul
Gesamthypothek (F.) genel ipotek, ortak ipotek
Gesamtprokura (F.) genel temsil, ortak temsil
Gesamtschuldner (M.) genel borçlu, tüm borçlu
Gesamtschuldnerin (F.) genel borçlu, tüm borçlu
gesamtschuldnerisch dayanışmalı, müteselsil
Gesamtschule (F.) genel okul
Gesamtsteuerung (F.) genel yönlendirme, genel kullanma
Gesamtstrafe (F.) genel ceza
Gesamtvertretung (F.) genel temsil
Gesamtvollstreckung (F.) genel icra
Gesamtvorsatz (M.) genel maksat, genel kasıt
Gesandte (F.) elçi
Gesandter (M.) elçi
Geschädigte (F.) mağdur, kıygın
Geschädigter (M.) mağdur, kıygın
Geschäft (N.) ticaret, işlem, iş
geschäftlich ticari
geschäftsähnliche Handlung (F.) ticari benzeri işlem
Geschäftsanteil (M.) ticaret payı
Geschäftsaufsicht (F.) ticaret kontrolü
Geschäftsbedingung (F.) ticaret şartı
Geschäftsbericht (M.) ticaret raporu
Geschäftsbesorgung (F.) ticaret sağlanması
Geschäftsbesorgungsvertrag (M.) ticaret sağlanması sözleşmesi
Geschäftsbetrieb (M.) ticari işletme
Geschäftsbrief (M.) ticari mektup
geschäftsfähig ticari ehliyetli
Geschäftsfähigkeit (F.) ticari ehliyet
Geschäftsführer (M.) ticari yönetmen
Geschäftsführerin (F.) ticari yönetmen
Geschäftsführung (F.) ticari yönetim
Geschäftsführung (F.) ohne Auftrag vekaletsiz ticari yönetim
Geschäftsgebrauch (M.) ticari kullanma
Geschäftsgeheimnis (N.) ticaret sırrı
Geschäftsgrundlage (F.) ticaret temeli
Geschäftsherr (M.) ticaret sahibi
Geschäftsherrin (F.) ticaret sahibi
Geschäftsherrnpflichtverletzung (F.) ticaret sahibinin borçlarını ihlal etmesi
Geschäftsjahr (N.) hesap yılı
Geschäftsmäßigkeit (F.) ticari ölçülülük
Geschäftsordnung (F.) ticari yönetmelik
Geschäftsraum (M.) ticaret yeri
Geschäftsstelle (F.) ticaret yeri
Geschäftsträger (M.) maslahatgüzar
Geschäftsträgerin (F.) maslahatgüzar
geschäftsunfähig ticari ehliyetsiz
Geschäftsunfähigkeit (F.) ticaret ehliyetsizliği
Geschäftswert (M.) ticaret değeri
Geschäftswille (M.) ticaret isteği
Geschäftszeit (F.) ticaret zamanı
geschehen yapılmak, vuku bulmak
Geschehen (N.) yapılma, vuku bulma, olay
Geschenk (N.) hediye
Geschichte (F.) tarih
geschichtlich tarihsel
Geschlecht (N.) cins, nesil, aile
geschlechtlich cinsel
Geschlechtstrieb (M.) cinsiyet meyli
Geschlechtsverkehr (M.) cinsel birleşme
Geschmacksmuster (N.) zevk örneği
Geschoss (N.) mermi, kat
Geschwader (N.) filo
Geschwindigkeit (F.) sürat, hız
Geschwister (N.) kardeşler
Geschworene (F.) jüre, halktan hakim
Geschworenenbank (F.) jüre sırası
Geschworenengericht (N.) jürili mahkeme
Geschworenenprozess (M.) jürili dava
Geschworener (M.) jüre, halktan hakim
Geselle (M.) kalfa
Gesellin (F.) kalfa
Gesellschaft (F.) şirket, ortaklık, toplum
Gesellschaft mit beschränkter Haftung (F.) limited şirket
Gesellschafter (M.) ortak (Sb.), şerik (Sb.)
Gesellschafterin (F.) ortak (Sb.), şerik (Sb.)
Gesellschafterversammlung (F.) ortaklar toplantası
gesellschaftlich sosyal, toplumsal
Gesellschaftskapital (N.) ortaklık sermayesi, şirket sermayesi
Gesellschaftsrecht (N.) ortaklar hukuku, şirketler hukuku
Gesellschaftsregister (N.) ortaklar sicili, şirketler sicili
Gesellschaftsschuld (F.) şirketin borcu
Gesellschaftsvermögen (N.) şirket malları
Gesellschaftsvertrag (M.) şirket mukavelesi
Gesellschaftszweck (M.) şirketin amacı
Gesetz (N.) kanun, yasa
Gesetz gegen Wettbewerbsbeschränkungen rekabet kısıtlamasına karşı kanunu
Gesetz über die Internationale Rechtshilfe in Strafsachen (N.) ceza işlerinde milletlerarası
istinabe kanunu
Gesetz über die Konvention zum Schutze der Menschenrechte und Grundfreiheiten (N.)
insan haklarını ve ana hürriyetleri korumaya dair sözleşme üzerine kanun
Gesetz zur Bekämpfung der Geschlechtskrankheiten (N.) zührevi hastalıklarla mücadele
kanunu
Gesetzblatt (N.) kanun dergisi
Gesetzbuch (N.) kanun kitabı, yasa kitabı
Gesetzentwurf (M.) kanun taslağı
Gesetzesanalogie (F.) kanuni kıyas
Gesetzesänderung (F.) kanun değişikliği
Gesetzeseinheit (F.) kanun birimi
gesetzesfrei kanunsuz
gesetzesfreie Verwaltung (F.) kanunsuz yönetim
Gesetzesinitiative (F.) kanun teklifi
Gesetzeskonkurrenz (F.) kanun telahuku
Gesetzeskraft (F.) kanun kuvveti
Gesetzesrecht (N.) kanun hukuku
Gesetzessammlung (F.) kanun derlemesi
Gesetzesumgehung (F.) kanuna karşı hile
Gesetzesvorbehalt (M.) kanunda yazılı durumların saklı tutulması
Gesetzesvorlage (F.) kanun tasarısı
gesetzgebend yasama (Adj.), teşrii (Adj.)
gesetzgebende Gewalt (F.) yasama erki, teşrii kuvvet
Gesetzgeber (M.) yasakoyucu
Gesetzgeberin (F.) yasakoyucu
Gesetzgebung (F.) yasama (Sb.), yasa koyma
Gesetzgebungsverfahren (N.) yasaların yapılması
Gesetzgebungszuständigkeit (F.) yasama yetkisi
gesetzlich kanuni, yasal
gesetzliche Erbfolge (F.) kanuni mirasçı
gesetzliche Richterin (F.) kanuni hakim
gesetzliche Vermutung (F.) kanuni tahmin
gesetzliche Vertreterin (F.) kanuni temsilci
gesetzlicher Richter (M.) kanuni hakim
gesetzlicher Vertreter (M.) kanuni temsilci
gesetzliches Erbrecht (N.) kanuni miras hukuku
gesetzliches Pfandrecht (N.) kanuni rehin hakkı
gesetzliches Schuldverhältnis (N.) kanuni borç ilişkisi
gesetzliches Zahlungsmittel (N.) kanuni ödeme aracı
gesetzmäßig kanuni, yasal
Gesetzmäßigkeit (F.) kanunilik, yasallık
gesetzwidrig kanuna aykırı
Gesetzwidrigkeit (F.) kanuna aykırılık
Gesicht (N.) görüm (Sb.), yüz (Sb.)
Gesichtspunkt (M.) noktai nazar, bakış açısı
gesiegelt mühürlü, damgalı
Gestaltung (F.) şekil verme, edim
Gestaltungsakt (M.) inşai muamele
Gestaltungsklage (F.) inşai dava
Gestaltungsrecht (N.) inşai hak
Gestaltungsurteil (N.) inşai hüküm
geständig ikrar eden, itirafçı
Geständnis (N.) ikrar, itiraf
gestatten izin vermek, müsaade etmek
Gestattung (F.) izin, müsaade
gestehen ikrar etmek, itiraf etmek
Gestehungskosten (F.Pl.) maliyet masrafları
Gesuch (N.) talep, istem
gesund sağ, sıhhatlı
Gesundheit (F.) sağlık, sıhhat
Gesundheitsamt (N.) sağlık memurluğu
Gesundheitsbeschädigung (F.) sağlık ihlali
Gesundheitsverletzung (F.) sağlık ihlali
Gesundheitswesen (N.) sağlık hizmetleri
Gesundheitszerstörung (F.) sağlık ihlali
Getreide (N.) hububat
getrennt ayrı
Getrenntleben (N.) ayrı yaşama
Getto (N.) sınırlı yahudi mahallesi
Gewähr (F.) teminat, imanca
gewähren vermek
gewährleisten tekeffül etmek, garanti etmek
Gewährleistung (F.) tekeffül, garanti etme
Gewahrsam (M.) nezaret, emanet
Gewahrsamsbruch (M.) nezaret bozması, emanet bozması
Gewalt (F.) kuvvet, cebir, şiddet
Gewaltenteilung (F.) kuvvetler ayrılığı
Gewalthaber (M.) kuvvet sahibi
Gewalthaberin (F.) kuvvet sahibi
gewaltsam cebri, kuvvet kullanarak, zorla
gewaltsame Körperverletzung (F.) cebri müessir fiil
Gewalttat (F.) şiddet eylemi
gewalttätig şiddete eğilimli
Gewalttätigkeit (F.) şiddet eylemi
Gewässer (N.) sular
Gewässerschutz (M.) suların korunması
Gewehr (N.) tüfek
Gewerbe (N.) faaliyet, sanat
Gewerbeaufsicht (F.) faaliyet kontrolü, sanat kontrolü
Gewerbeaufsichtsamt (N.) faaliyet kontrol memurluğu, sanat kontrol memurluğu
Gewerbebescheinigung (F.) faaliyet belgesi, sanat belgesi
Gewerbebetrieb (M.) ticari işletme
Gewerbefreiheit (F.) faaliyet serbestisi, sanat serbestisi
Gewerbegebiet (N.) faaliyet bölgesi, sanat bölgesi
Gewerbegericht (N.) asliye ticaret mahkemesi
Gewerbeordnung (F.) faaliyet düzeni, sanat nizamnamesi
Gewerbepolizei (F.) faaliyet polisi, sanat polisi
Gewerberaum (M.) faaliyet bölgesi, sanat bölgesi
Gewerberaummietrecht (N.) faaliyet bölgesi kira hukuku
Gewerbesteuer (F.) faaliyet vergisi, sanat vergisi
gewerbetreibend meslek icra eden (Adj.)
Gewerbetreibende (F.) esnaf (Sb.), meslek icra eden (Sb.)
Gewerbetreibender (M.) esnaf (Sb.), meslek icra eden (Sb.)
Gewerbeuntersagung (F.) faaliyetin men’i, sanatın men’i
Gewerbezentralregister (N.) faaliyet merkez sicili, sanat merkez sicili
gewerblich sınai, ticari
gewerblicher Rechtsschutz (M.) sınai hak korunması
gewerbsmäßig profesyonel, meslek olarak, ticari olarak
Gewerke (M.) paydaş
Gewerkin (F.) paydaş
Gewerkschaft (F.) sendika
Gewerkschafter (M.) sendikacı
Gewerkschaftler (M.) sendikacı
Gewerkschaftlerin (F.) sendikacı
gewerkschaftlich sendikal
Gewicht (N.) ağırlık, tartı
gewillkürt iradi, isteyerek
Gewinn (M.) kar, kazanç
Gewinnanteil (M.) kar payı, kazanç payı
gewinnen kazanmak
Gewinnermittlung (F.) kar tahkiki
Gewinnrechnung und Verlustrechnung (F.) kar hesabı ve zarar hesabı
Gewinnspanne (F.) kar haddi
Gewinnzusage (F.) kar vaadi
gewiss emin, gerçekli
Gewissen (N.) vicdan, duyunç
Gewissensfreiheit (F.) vicdan özgürlüğü
Gewissheit (F.) kesin bilgi
Gewohnheit (F.) alışkanlık
gewohnheitsmäßig itiyadi
Gewohnheitsrecht (N.) örf hukuku, adet hukuku
Gewohnheitsverbrecher (M.) itiyadi suç işleyen
Gewohnheitsverbrecherin (F.) itiyadi suç işleyen
gewöhnlich olağan, mutad
Gier (F.) hırs
Gift (N.) zehir
giftig zehirleyici
Gilde (F.) lonca
Giralgeld (N.) kaydi para
Giro (N.) ciro
Girokonto (N.) virman hesabı
Girovertrag (M.) takas sözleşmesi
Glaube (M.) inanç
glauben inanmak
Glaubensfreiheit (F.) inanç özgürlüğü
glaubhaft inandırıcı
Gläubiger (M.) alacaklı (Sb.)
Gläubigeranfechtung (F.) alacaklı itirazı
Gläubigerin (F.) alacaklı (Sb.)
Gläubigerversammlung (F.) alacaklılar toplanması
Gläubigerverzug (M.) alacaklının direnmesi
glaubwürdig itimada şayan, güvenilir, inanılır
Glaubwürdigkeit itimada şayan olma, güvenilir olma, inanılır olma
gleich eşit, müsavi
gleichartig aynı neviden
gleichartige Tateinheit (F.) aynı neviden fikri içtima
Gleichartigkeit (F.) aynı neviden olma
Gleichbehandlung (F.) eşit muamele
gleichberechtigt eşit haklara sahip olan
Gleichberechtigung (F.) eşit haklara sahip olma
gleiche Wahl (F.) aynı seçim
gleichgültig kayıtsız, ilgisiz
Gleichgültigkeit (F.) kayıtsızlık, ilgisizlik
Gleichheit (F.) eşitlik, müsavat
Gleichheitsgrundsatz (M.) eşitlik esası
gleichwertig eşit değerli
gleichzeitig aynı zamanda
gleiten kaymak
gleitende Arbeitszeit (F.) kayan iş zamanı
Gleitklausel (F.) eşel mobil kaydı
global global
Globalzession (F.) global temlik
Glück (N.) şans, talih, mutluluk, saadet
Glücksspiel (N.) kumar
Glücksvertrag (M.) baht ve tesadüfe bağlı mukavele
GmbH (F.) limited şirket
Gnade (F.) bağışlama, af
Gnadenakt (M.) bağışlama
Gnadenerweis (M.) bağışlama
Gnadenfrist (F.) bağışlama müddeti
Gold (N.) altın
Goldparität (F.) altın paritesi
goodwill (M.) hava parası
Gott (M.) tanrı, ilah
Gottes Gnade (F.) tanrının rahmeti
Gotteslästerung (F.) tanrıya küfretme
Gouverneur (M.) vali
Gouverneurin (F.) vali
Grad (M.) derece
gradual tedrici
Gradualsystem (N.) tedrici sistem
graduieren diploma yapmak
Graduierter (M.) diplomalı
Graf (M.) kont
Gräfin (F.) kontes
Granate (F.) obüs, mermi
Gratifikation (F.) ikramiye, özence
gratis bedava, parasız
grausam acımasız, gaddar
Grausamkeit (F.) acımasızlık, gaddarlık
greifen tutmak, yakalamak, başvurmak
Gremium (N.) kurul, heyet
Grenze (F.) sınır, hudut
grob ağır (Adj.), kaba
grobe Fahrlässigkeit (F.) ağır ihmal
grober Unfug (M.) gürültü patırtı, ağır yaramazlık
grober Unverstand (M.) ağır akılsızlık
Gros (N.) büyük kısım
groß büyük
Großbritannien (N.) Büyük Britanya
großer Senat (M.) büyük kurul
Großhandel (M.) toptancılık
Großhändler toptancı
Großhändlerin (F.) toptancı
Großstadt (F.) büyükşehir
Grube (F.) (Mine) çukur
Grund (M.) arazi (Sb.), taşınmaz (Sb.), sebep (Sb.), neden (Sb.)
Grundabtretung (F.) arazinin terki
Grundbesitz (M.) mülk, emlak
Grundbesitzer (M.) arazi sahibi
Grundbesitzerin (F.) arazi sahibi
Grundbuch (N.) tapu
Grundbuchamt (N.) tapu dairesi
Grundbuchauszug (M.) tapu sicili
Grundbucheintragung (F.) tapuya tescil
Grundbuchordnung (F.) tapu sicil tüzüğü
Grundbuchverfügung (F.) tapu sicil egenimi
Grunddienstbarkeit (F.) arazi irtifak hakkı
Grundeigentum (N.) arazi mülkiyeti
Grundeigentümer (M.) arazi sahibi
Grundeigentümerin (F.) arazi sahibi
gründen kurmak, tesis etmek
Gründer (M.) kurucu (Sb.), tesis eden (Sb.)
Gründerin (F.) kurucu (Sb.), tesis eden (Sb.)
Grunderwerbsteuer (F.) arazi alım vergisi
Grunderwerbsteuergesetz (N.) arazi alım vergisi kanunu
Grundgehalt (N.) asli maaş
Grundgesetz (N.) temel yasa, anayasa
Grundherr (M.) arazi sahibi
Grundherrin (F.) arazi sahibi
Grundkapital (N.) esas sermaye
Grundlage (F.) esas, temel
Grundlagenwerk (N.) esas işletme, temel işletme
Grundlohn (M.) asıl ücret
Grundpfand (N.) arazi rehni
Grundpfandrecht (N.) arazi rehin hakkı
Grundpflicht (F.) arazi mecburiyeti
Grundrecht (N.) esas hak, temel hak
Grundrechtsfähigkeit (F.) esas haklara yetenek, temel haklara yetenek
Grundrechtsmündigkeit (F.) esas haklara erginlik, temel haklara erginlik
Grundrechtsschranke (F.) esas hak sınırlaması
Grundrente (F.) toprak ranti
Grundrente (F.) asli rant
Grundsatz (M.) ilke, prensip
Grundschuld (F.) ipotekli borç
Grundschuldbrief (M.) ipotekli borç senedi
Grundsteuer (F.) arazi vergisi
Grundstück (N.) arazi (Sb.), taşınmaz (Sb.)
Grundstückseigentum (N.) arazi mülkiyeti
Grundstückskauf (M.) arazi satımı
Grundstücksrecht (N.) arazi hukuku
Grundstücksregister (N.) arazi sicili
Grundstückszubehör (N.) arazi teferruatı
Gründung (F.) kuruluş, tesis
Gründungsfreiheit (F.) kuruluş serbestisi
Gründungsgesellschaft (F.) kuruluş halinde şirket
Gründungsvertrag (M.) kuruluş sözleşmesi
Grundurteil (N.) esas karar
Grundvertrag (M.) esas mukavelename
Grundwehrdienst (M.) askerlik hizmeti
Gruppe (F.) grup
Gruppenfreistellung (F.) grup muafiyeti
Gruppenwahl (F.) grup seçimi
Guerillakämpfer (M.) gerilla savaşçısı
Guerillakämpferin (F.) gerilla savaşçısı
Guerillera (F.) gerillacı
Guerillero (M.) gerillacı
Guillotine (F.) giyotin
gültig geçerli
Gültigkeit (F.) geçerlilik
Gunst (F.) teveccüh, iltifat
günstig elverişli, müsait
Günstigkeitsprinzip (N.) elverişlilik prensibi, müsaitlik prensibi
Gut (N.) mal, mülk
Gutachten (N.) rapor, bilirkişilik, bilirkişi raporu
Gutachter (M.) bilirkişi (Sb.)
Gutachterin (F.) bilirkişi (Sb.)
Güte (F.) kalite, vasıf, nitelik
gute Dienste (M.Pl.) iyi hizmetler
gute Sitte (F.) iyi ahlak
gute Sitten (F.Pl.) iyi ahlaklar
guter Glaube (M.) iyi inanç
Güterabwägung (F.) mal tartması, mal ölçmesi
Güterfernverkehr (M.) malın şehirlerarası ulaşımı
Gütergemeinschaft (F.) mal ortaklığı
Güterkraftverkehr (M.) mal ağır trafiği
Güterrecht (N.) mal rejimi
Gütertrennung (F.) mal ayrılığı
Güteverfahren (N.) sulh teşebbüsü
Güteverhandlung (F.) sulh teşebbüsü
Gutglaubensschutz (M.) iyiniyetin korunması
gutgläubig iyiniyetli
gutgläubiger Erwerber (M.) iyiniyetli iktisap eden
gutgläubige Erwerberin (F.) iyiniyetli iktisap eden
gutgläubiger Erwerb (M.) iyiniyetli iktisap
Guthaben (N.) alacak
Gutschein (M.) matlup fişi
Gutsherr (M.) mal sahibi
Gutsherrin (F.) mal sahibi
Gymnasium (N.) lise
Haager Kaufrechtsübereinkommen (N.) Lahey Satın Alma Hakkı Sözleşmesi
Haager Landkriegsordnung (F.) Lahey Kara Savaşı Talimatnamesi
Habe (F.) mamelek
Haben (N.) alacak, matlup
Habgier (F.) açgözlülük, tamah
Habilitation (F.) doçentlik sınavı
habilitieren doçentlik sınavını vermek
Hafen (M.) liman
Haft (F.) tutukluluk, mevkufiyet
haftbar tazmin ile yükümlü, zamin
Haftbefehl (M.) tutuklama müzekkeresi
haften sorumlu olmak, mesul olmak
Haftgrund (M.) tutuklamanın sebebi
Haftpflicht (F.) mali sorumluluk
Haftpflichtversicherung (F.) mali sorumluluk sigortası
Haftprüfung (F.) tutukluluk halinin incelenmesi
Haftstrafe (F.) hapis cezası
Haftung (F.) sorumluluk, mesuliyet
haftungsausfüllende Kausalität (F.) tazmin olunacak zarara ilişkin illiyet
Haftungsausschluss (M.) sorumluluktan bağışıklık
haftungsbegründende Kausalität (F.) sorumluluk doğuran illiyet
Haftungsbeschränkung (F.) sorumluluğun sınırlanması
Haftungsrecht (N.) sorumluluk hukuku
Hafturlaub (M.) hapis izni
Hagel (M.) dolu
Hagelschaden (M.) doludan doğan zarar
Hagelversicherung (F.) doluya karşı sigorta
Halbwaise (M.) öksüz, yetim
Halde (F.) yığın
Hälfte (F.) yarı
halten tutmak, durmak, bulundurmak
Halten (N.) tutma, durma, bulundurma
Halter (M.) işleten
Halterin (F.) işleten
Hammelsprung (M.) parlamentoda evet, hayır ve çekimser işaretli kapılardan geçerek
yapılan oylama
hamstern istifçilik etmek
Hand (F.) el
Handel (M.) ticaret, tecim
Händel (M.Pl.) ticaret, tecim
handeln ticaret yapmak, hareket etmek
Handeln (N.) ticaret yapma, hareket etme
Handelnde (F.) ticaret yapan, hareket eden
Handelnder (M.) ticaret yapan, hareket eden
Handelsabkommen (N.) ticaret anlaşması
Handelsbilanz (F.) ticaret bilançosu
Handelsbrauch (M.) ticari teamül
Handelsbuch (N.) ticari defter
Handelsembargo (N.) ticari ambargo
Handelsgericht (N.) ticaret mahkemesi
Handelsgeschäft (N.) ticari iş
Handelsgesellschaft (F.) ticaret şirketi
Handelsgesetzbuch (N.) ticaret kanunu
Handelsgewerbe (N.) ticari sanat
Handelskammer (F.) ticaret odası
Handelskauf (M.) ticari satım
Handelsmakler (M.) ticaret işleri tellalı
Handelsmündigkeit (F.) ticari ehliyet
Handelsrecht (N.) ticaret hukuku
Handelsregister (N.) ticaret sicili
Handelsrichter (M.) ticaret hakimi
Handelsrichterin (F.) ticaret hakimi
Handelssache (F.) ticaret işi
Handelsverkehr (M.) ticari münasebetler
Handelsvertrag (M.) ticaret sözleşmesi
Handelsvertreter (M.) acente
Handelsvertreterin (F.) acente
Handgeschäft (N.) elden yapılan işlem
Handkauf (M.) elden satış
Händler (M.) satıcı, tüccar
Händlerin (F.) satıcı, tüccar
Handlung (F.) eylem, fiil
Handlungsbevollmächtigter (M.) ticari vekil
Handlungseinheit (F.) eylemin tek oluşu
handlungsfähig eylem ehliyetli, fiil ehliyetli
Handlungsfähigkeit (F.) eylem ehliyeti, fiil ehliyeti
Handlungsfreiheit (F.) eylem serbestisi, fiil serbestisi
Handlungsgehilfe (M.) eylem yardımcısı, fiil yardımcısı
Handlungsgehilfin (F.) eylem yardımcısı, fiil yardımcısı
Handlungshaftung (F.) eylem sorumluluğu, fiil sorumluluğu
Handlungsobjekt (N.) eylem konusu, fiil konusu
Handlungsort (M.) eylem yeri, fiil yeri
Handlungspflicht (F.) eylem mecburiyeti, fiil mecburiyeti
Handlungsstörer (M.) eylem mütecavizi, fiil mütecavizi
Handlungsstörerin (F.) eylem mütecavizi, fiil mütecavizi
Handlungsunrecht (N.) eylem haksızlığı, fiil haksızlığı
Handlungsvollmacht (F.) eylem yetkisi, fiil yetkisi
Handlungswille (M.) eylem niyeti, fiil niyeti
Handschelle (F.) kelepçe
Handschenkung (F.) elden bağışlama
Handschrift (F.) el yazısı
handschriftlich el yazısı ile
Handwerk (N.) sanat, zanaat
Handwerker (M.) sanatkar, zanaatçı
Handwerkerin (F.) sanatkar, zanaatçı
Handwerksinnung (F.) sanat anlamı
Handwerkskammer (F.) sanat meclisi, zanaat meclisi
Handwerksordnung (F.) küçük sanatlar nizamnamesi, zanaat düzeni
hängen asmak
Hansestadt (F.) eski Hansa’yı teşkil eden kentlerin her biri
Häresie (F.) dinde sapkınlık
hart sert, katı
Hass (M.) nefret
häufig sık sık, çok defa
Häufung (F.) yığılma, birikme
Haupt- esas
Hauptaktionär (M.) esas hissedar
Hauptaktionärin (F.) esas hissedar
Hauptantrag (M.) esas dilekçe
Hauptforderung (F.) esas alacak
Hauptintervention (F.) esas katılma
Hauptmangel (M.) esas eksiklik
Hauptmann (M.) yüzbaşı
Hauptpflicht (F.) esas yükümlülük
Hauptsache (F.) esas mesele
Hauptsacheklage (F.) esasa dair dava
hauptsächlich esas itibariyle
Hauptsatzung (F.) esas nizamname
Hauptstadt (F.) başkent
Hauptstrafe (F.) esas ceza
Haupttäter (M.) esas fail
Haupttäterin (F.) esas fail
Haupttermin (M.) esas sözlü yargılama günü
Hauptursache (F.) esas neden
Hauptverfahren (N.) esas soruşturma
Hauptverhandlung (F.) esas yargılama
Hauptversammlung (F.) esas kurul
Hauptversammlungsbeschluss (M.) esas kurul kararı
Hauptzeuge (M.) esas şahit
Hauptzeugin (F.) esas şahit
Haus (N.) ev, hane, konut
Hausarbeit (F.) ev işi
Hausarrest (M.) evde göz hapsi
Hausdurchsuchung (F.) ev arması
Hausfriede (M.) ev dokunulmazlığı
Hausfriedensbruch (M.) ev dokunulmazlığını bozma
Hausgehilfe (M.) ev hizmetçisi
Hausgehilfin (F.) ev hizmetçisi
Hausgemeinschaft (F.) ev topluluğu
Haushalt (M.) bütçe, ev topluluğu
Haushaltsgesetz (N.) bütçe kanunu
Haushaltsgrundsatz (M.) bütçe prensibi
Haushaltsplan (M.) bütçe
Haushaltsrecht (N.) bütçe hukuku
Haushaltsvorlage (F.) bütçe tasarısı
hausieren ayakta satmak
Hausierer (M.) ayak satıcısı
Hausiererin (F.) ayak satıcısı
häuslich evine bağlı
Hausmeister (M.) kapıcı
Hausmeisterin (F.) kapıcı
Hausrat (M.) ev eşyası
Hausratsteilung (F.) ev eşyasının taksimi
Hausratsverordnung (F.) ev eşyası düzeni
Hausratversicherung (F.) ev eşyası sigortası
Hausse (F.) yükselme
Haussuchung (F.) evlerde arama
Havarie (F.) avarya
Hebamme (F.) ebe
heben tutmak, kaldırmak
Heer (N.) ordu
Hegemonie (F.) hegemonya
hegen yapmak, korumak, bakmak
hehlen yataklık etmek
Hehler (M.) yataklık eden
Hehlerei (F.) yataklık
Hehlerin (F.) yataklık eden
heil sağ, sağlam
Heilanstalt (F.) ıslah kurumu, sanatoryum
heilen ıslah etmek, düzeltmek
Heiliger Stuhl (M.) kutsal sandalye
Heilkunde (F.) tıp, hekimlik
Heilmittelwerbegesetz ilaç reklamı yasası
Heilung (F.) ıslah, düzeltme
Heim (N.) ev, yurt
Heimarbeit (F.) evde yapılan iş
Heimarbeiter (M.) ev işçisi
Heimarbeiterin (F.) ev işçisi
Heimat (F.) yurt, vatan
heimatlos yurtsuz, vatansız
heimatlose Ausländerin (F.) yurtsuz yabancı, vatansız yabancı
heimatloser Ausländer (M.) yurtsuz yabancı, vatansız yabancı
Heimatvertriebene (F.) sürgün
Heimatvertriebener (M.) sürgün
Heimfall (M.) eski sahibine intikal
Heimgesetz (N.) yurt kanunu
heimlich gizlice
Heimstätte (F.) aile yurdu
Heimtücke (F.) saffetinden istifa etme
heimtückisch saffetinden istifa ederek
Heirat (F.) evlenme
heiraten evlenmek
Heiratsbuch (N.) evlenme sicili
Heiratserlaubnis (F.) evlenmeye izin
Heiratsurkunde (F.) evlenme kağıdı
Heiratsvermittler (M.) evlenmelerde aracılık eden
heißen talimat vermek, emir vermek, adlandırmak, adı olmak
Heizkostenverordnung (F.) ısıtma masrafları yönetimi
Hektar (M.) hektar
helfen yardım etmek, yardımcı olmak
Helfer (M.) yardımcı
hemmen engellemek
Hemmung (F.) engelleme
Henker (M.) cellat
Henkersmahlzeit (F.) veda yemeği
herabsetzen tenkis etmek, indirmek
Herabsetzung (F.) tenkis, indirme
heranwachsen yetişmek, gelişip büyümek
Herausgabe (F.) iade, geri verme, teslim
Herausgabeanspruch (M.) istihkak iddiası, istihkak davası
herausgeben iade etmek, geri vermek, teslim etmek
Herausgeber (M.) iade eden, geri veren, teslim eden
Herausgeberin (F.) iade eden, geri veren, teslim eden
herausverlangen istihkak iddiasında bulunmak
Herberge (F.) ev, konut
Herde (F.) sürü
hergebrachte Grundsätze (M.Pl.) geleneksel ilkeler, geleneksel prensipler
hergebrachter Grundsatz (M.) geleneksel ilke, geleneksel prensip
Herkommen (N.) gelme
Herkunft (F.) menşe, kaynak
herleiten getirmek, sevk etmek
Heroin (N.) eroin
Herold (M.) münadi
Herr (M.) bay
herrenlos sahipsiz
Herrin (F.) bayan
Herrschaft (F.) hakimiyet, egemenlik
Herrschaftsrecht (N.) hakimiyet hakkı
Herrschaftsvertrag (M.) hakimiyet sözleşmesi
herrschen hakim olmak, egemen olmak
herrschende Lehre (F.) hakim olan öğreti
herrschende Meinung (F.) hakim görüş
herrschendes Grundstück (N.) hakim gayrimenkul
Herrscher (M.) hükümdar
Herrscherin (F.) hükümdar
herstellen yapmak, üretmek
Hersteller (M.) yapımcı, üretici
Herstellerin (F.) yapımcı, üretici
Herstellung (F.) yapım, üretim
Herstellungsklage (F.) üretim davası
Herz (N.) kalp
Herzog (M.) dük
Herzogin (F.) düşes
Herzogtum (N.) dukalık
Hessen (N.) Hessen
hetzen kışkırtmak
heucheln taslamak, kandırmak
Heuer (F.) tayfa ücreti
Hexe (F.) cadı, büyücü kadın
Hexenprozess (M.) cadı davası
Hierarchie (F.) hiyerarşi
Hilfe (F.) yardım
hilfeleisten yardım etmek, yardımcı olmak
Hilfeleistung (F.) yardım etme, yardımcı olma
hilflos yardımsız, çaresiz
Hilflosigkeit (F.) yardımsızlık, çaresizlik
Hilfsantrag (M.) ihtimali talep
Hilfsbeamter (M.) yardımcı memuru
Hilfsbeamtin (F.) yardımcı memuru
Hilfsbegründung (F.) yardım gerekçesi
Hilfsgutachten yardım raporu
hindern engellemek
Hindernis (N.) engel
hinken topallamak
hinkend topal
hinkendes Inhaberpapier (N.) eksik nama yazılı senetler
hinreichen vermek, uzatmak
hinreichend yeterli, kafi
hinrichten idam etmek
Hinrichtung (F.) idam
hinterblieben hayatta kalmış
Hinterbliebene (F.) hayatta kalan
Hinterbliebener (M.) hayatta kalan
hinterlegen tevdi etmek
Hinterleger (M.) tevdi eden
Hinterlegerin (F.) tevdi eden
Hinterlegung (F.) tevdi
Hinterlist (F.) desise, hile
hinterlistig dessas, hileci
hinterziehen kaçırmak
Hinterziehung kaçırma
Hinweis (M.) işaret, gösterme
Hinweispflicht işaret mecburiyeti, gösterme mecburiyeti
Hirn (M.) beyin
Hirntod (M.) beyin ölümü
Hirte (M.) çoban, papaz
Hirtenbrief (M.) piskopozun çıkardığı bildiri
historisch tarihsel, tarihi
hoch yüksek
Hochachtung (F.) saygı
hochdeutsch alman yazı dili
Hochschulassistent (M.) yüksek okul asistanı
Hochschulassistentin (F.) yüksek okul asistanı
Hochschuldozent (M.) yüksek okul doçenti
Hochschuldozentin (F.) yüksek okul doçenti
Hochschule (F.) yüksek okul
Hochschulgrad (M.) yüksek lisans
hochstapeln dolandırmak
Hochstapler (M.) dolandırıcı
Hochstaplerin (F.) dolandırıcı
höchste en yüksek, en büyük, azami
Höchstgebot (N.) en yüksek teklif
Höchstgericht (N.) yüksek mahkeme
höchstpersönlich bizzat, kendi, şahsen
Höchstpreis (M.) en yüksek fiyat
Hochverrat (M.) vatana ihanet
Hochverräter (M.) vatana ihanet eden
Hochverräterin (F.) vatana ihanet eden
Hochzeit (F.) düğün
Hof (M.) çiftlik, saray, avlu
Hofamt (N.) çiftlik dairesi, saray dairesi
Hofrat (M.) çiftlik müşaviri, saray müşaviri
Hoheit (F.) hakimiyet, egemenlik
hoheitlich mülki, ülkeye ait
Hoheitsakt (M.) hakimiyet tasarrufu
Hoheitsgewalt (F.) hakimiyet kudreti
Hoheitsgewässer (N.) hakimiyet suları
Hoheitsrecht (N.) hakimiyet hakkı
Hoheitszeichen (N.) milli amblem
höhere Gewalt (F.) zorlayıcı nedenler, mücbir sebepler
Hohlmaß (N.) istiap
Hohn (M.) istihza, alay
Holding (F.) holding
Holdinggesellschaft (F.) holding şirketi
Hölle (F.) cehennem
holographisch el yazısı ile
holographisches Testament (N.) el yazısı vasiyetname
Homosexualität (F.) homoseksüalite
homosexuell homoseksüel
Honorar (N.) ücret (Sb.), visite, şerefiye
Honorarprofessor (M.) fahri profesör
Honorarprofessorin (M.) fahri profesör
honorieren ücretini vermek, ödemek
honoris causa (lat.) fahri
hören duymak
Hörensagen (N.) kulakten duymuş olma
hörig köle (Adj.)
Hörigkeit (F.) kölelik
Horizont (M.) ufuk, çevren
horizontal yatay
Hospital (N.) hastane
Hospitant (M.) stajyer
Hospitantin (F.) stajyer
huldigen biat etmek
Huldigung (F.) biat
Hund (M) köpek
hundert yüz (Adj.)
Hundertschaft (F.) yüz kişilik birlik
Hundesteuer (F.) köpek vergisi
Hure (F.) orospu, fahişe
hüten bakmak, nezaret etmek
Hüter (M.) bekçi, çoban
Hüterin (F.) bekçi, çoban
Hygiene hıfzıssıhha
Hymne (F.) milli marş
Hypothek (F.) ipotek
Hypothekenbank (F.) ipotek bankası
Hypothekenbrief (M.) ipotekli rehin senedi
Hypothekenpfandbrief (M.) ipotekli rehin senedi
Hypothekenübernahme (F.) ipoteğin devralınması
Hypothese (F.) varsayım, faraziye
IAO uluslararası çalışma örgütü
IAS (F.) International Accounting Standards uluslararası muhasebe standartları
IATA (F.) International Air Transport Association uluslararası havalimanı örgütü
ICAO uluslararası sivil havacılık örgütü
ICC (F.) uluslararası ticaret odası
ideal ideal, ülküsel
Ideal (N.) ülkü
Idee (F.) fikir
ideell düşüncel, manevi
identifizieren kimliği belirlemek
identisch mutabık, uygun
Identität (F.) kimlik, hüviyet
Ideologie (F.) ideoloji
Idiot (M.) aptal, bunak
Idiotie (F.) aptallık, bunaklık
Idiotin (F.) aptal, bunak
illegal kanuna aykırı
Illegalität (F.) kanuna aykırılık
illegitim gayrimeşru
im Zweifel şüphe halinde
immanent mündemiç, içinde olan
immanente Grundrechtsschranke (F.) mündemiç esas hak sınırlaması
Immaterialgut (N.) gayrimaddi mal
immateriell gayrimaddi
immaterieller Schaden (M.) gayrimaddi zarar
Immatrikulation (F.) üniversiteye kayıt
immatrikulieren üniversiteye kayıt etmek
immobil gayrimenkul (Adj.), taşınmaz (Adj.)
Immobiliarzwangsvollstreckung (F.) gayrimenkul malların haczi
Immobilie (F.) gayrimenkul mal, emlak
Immobiliensteuer (F.) gayrimenkul mallar vergisi, emlak vergisi
immun dokunulmaz, bağışık
Immunität (F.) dokunulmazlık, bağışıklık
imperativ emredici, buyurucu
imperatives Mandat (N.) emredici vekalet, buyurucu vekalet
Imperialismus (M.) emperyalizm
impfen aşılamak
Impfschaden (M.) aşı zararı
Impfschein (M.) aşı belgesi
Impfung (F.) aşı
Impfzwang (M.) aşı olma zorunluluğu
Import (M.) ithal, dışalım
Importeur (M.) ithalatçı
Importeurin (F.) ithalatçı
importieren ithal etmek
Impressum (N.) impressum
in dubio pro reo (lat.) şüphe sanığın lehine yorumlanır
in flagranti (lat.) suçüstü
Inauguration (F.) tören yapma
Inbegriff (M.) en son derece, doruk
inbegriffen dahil
Inbetriebnahme (F.) işletme, işlemeye başlama
Indemnität (F.) ceza bağışıklığı
Index (M.) endeks
Indexklausel (F.) eşel mobil şartı
Indien Hindistan
Indigenat (N.) uyrukluk, tabiiyet
Indikation (F.) endikasyon
indirekt dolaylı, endirekt
indirekte Stellvertretung (F.) dolaylı temsil
indirekte Steuer (F.) dolaylı vergi
indirekter Verbotsirrtum (M.) dolaylı yasakta yanılma
indirekter Vorsatz (M.) dolaylı dolus
Individualarbeitsrecht (N.) bireysel iş sözleşmesi hukuku
Individualrechtsgut (N.) kişi varlığı hakları
individuell bireysel, ferdi
Individuum (N.) birey, fert
Indiz (N.) emare
Indizienbeweis (M.) emarelere istinaden sübut bulma
indizieren işaret etmek
Indossament (N.) ciro
Indossant (M.) ciranta
Indossantin (F.) ciranta
Indossat (M.) lehine ciro yapılan kimse
Indossatar (M.) lehine ciro yapılan kimse
Indossatarin (F.) lehine ciro yapılan kimse
Indossatin (F.) lehine ciro yapılan kimse
Industrie (F.) sanayi, endüstri
Industrie- und Handelskammer (F.) sanayi ve ticaret odası
Industriegebiet (N.) sanayi bölgesi
industriell sınai
infam alçak, rezil
Infamie (F.) haysiyetsizlik
Infanterie (F.) piyade
Inflation (F.) enflasyon
Informant (M.) muhbir, ihbarcı
Informantin (F.) muhbir, ihbarcı
Informatik (F.) bilgiişlem
Information (F.) bilgi, enformasyon, haber
informationell bilgisel
Informations- und Kommunikationsdienstegesetz bilgi ve iletişim servisi kanunu
Informationsfreiheit (F.) bilgi edinme serbestisi, haber alma serbestisi
Informationssystem (N.) bilgi sistemi
informell şekli olmayan, biçimsel olmayan
informieren bilgi vermek, haber vermek
Infrastruktur altyapı
Ingenieur mühendis
Ingerenz (F.) müdahale, karışma
Inhaber (M.) hamil, sahip, zilyed
Inhaberaktie (F.) hamile yazılı hisse senedi
Inhaberin (F.) hamil, sahip, zilyed
Inhaberpapier (N.) hamile yazılı senet
Inhaberscheck (M.) hamile yazılı çek
Inhaberschuldverschreibung (F.) hamile yazılı tahvil
Inhaberzeichen (N.) hamile yazılı işaret
inhaftieren tutuklamak, tevkif etmek
Inhaftierte (F.) tutuklu (Sb.), mevkuf (Sb.)
Inhaftierter (M.) tutuklu (Sb.), mevkuf (Sb.)
Inhaftierung (F.) tutuklama, tevkif etme
Inhalt (M.) mündericat, içerik, konu
Inhaltsfreiheit (F.) hukuki işlemin içeriğini serbestçe belirleme özgürlüğü
Inhaltskontrolle (F.) konuyu denetleme
Initiale (F.) ilk harf
Initiative (F.) insiyatif, öncecilik
Initiativrecht (N.) yasa önerme hakkı, kanun teklifi hakkı
Injurie (F.) hakaret, tahkir
Inkasso (N.) ahzükabz, kabız
Inkassomandat (N.) ahzükabz, ahzükabza yetki
Inkassozession (F.) ahzükabza yetkinin temliki
inklusiv dahil olarak
inkognito tanınmamış, kendini tanıtmadan
inkompatibel birleşmez, bağdaşmaz
Inkompatibilität (F.) birleşmezlik, bağdaşmazlık
inkompetent yetkisiz, salahiyetsiz
Inkorporation (F.) katma, ilhak
inkorporieren katmak, ilhak etmek
Inkrafttreten (N.) yürürlüğe girme, kesinleşme
Inland (N.) yurtiçi, ülke içi
inländisch iç, milli
innehaben haiz olmak, elde bulundurmak
Innehaber (M.) haiz olan, elde bulunduran
Innehaberin (F.) haiz olan, elde bulunduran
Innehabung (F.) haiz olma, elde bulundurma
Innenbereich (M.) iç bölge
Innengesellschaft (F.) ortakların birbiriyle olan ilişkisinden mevcut şirket
Innenminister (M.) içişleri bakanı
Innenministerin (F.) içişleri bakanı
Innentendenz (F.) iç eğilim, iç temayül
Innenverhältnis (N.) iç ilişki, iç münasebet
Innenvollmacht (F.) iç yetki, iç salahiyet
innere iç
innere Verwaltung (F.) iç yönetim
Innung (F.) lonca, esnaf loncası
inoffiziell resmi olmayan, gayriresmi
inquirieren araştırmak, soruşturmak
Inquisition (F.) araştırma, soruşturma
Inquisitionsprozess (M.) engizisyon davası
Insasse (M.) içinde bulunan, yolcu
Insassin (F.) içinde bulunan, yolcu
Insemination (F.) dölleme, tohumlama
Inserat (N.) ilan
Insichprozess (M.) davacı ve davalının bir olduğu dava
Insiderhandel (M.) işin iç yüzünü bilen kimseden ticaret
Insider (M.) işin iç yüzünü bilen kimse
Insiderin (F.) işin iç yüzünü bilen kimse
Insignie (F.) nişan, alamet
Insignien (F.Pl.) nişanlar, alametler
Insinuation (F.) tebliğ
insinuieren tebliğ etmek
insolvent aciz (Adj.)
Insolvenz (F.) aciz (Sb.), acz (Sb.)
Insolvenzanfechtung aciz itirazı
Insolvenzgericht (N.) aciz mahkemesi
Insolvenzgesetz aciz kanunu
Insolvenzgläubiger (M.) acizde alacaklı
Insolvenzgläubigerin (F.) acizde alacaklı
Insolvenzmasse (F.) aciz kitlesi, aciz masası
Insolvenzordnung (F.) aciz kanunu
Insolvenzplan (M.) aciz planı
Insolvenzrecht (N.) aciz hukuku
Insolvenzverfahren (N.) aciz davası
Insolvenzverwalter (M.) aciz idarecisi
Insolvenzverwalterin (F.) aciz idarecisi
Inspekteur (M.) müfettiş, denetmen
Inspekteurin (F.) müfettiş, denetmen
Inspektion (F.) teftiş, denetleme
inspizieren teftiş etmek, denetlemek
Installateur (M.) döşeyici, tesisatçı
Installateurin (F.) döşeyici, tesisatçı
instandhalten korumak, iyi durumda bulundurmak
instandsetzen onarmak, tamir etmek
Instanz (F.) merci, derece
Instanzenweg (M.) mercilere başvuru yolu
Instanzenzug (M.) mercilerin sırası
Institut (N.) kurum, enstitü
Institution (F.) atama, tayin
institutionell kurumsal
institutionelle Garantie (F.) kurumsal güvence
instruieren direktif vermek
Instruktion (F.) direktif, talimat
Instruktionsfehler (M.) direktifte hata, talimatta hata
Instrument (N.) alet, araç
Insubordination (F.) itaatsızlık, sözdinlemezlik
Integration (F.) bütünleşme, kaynaşma, entegrasyon
integrieren bütünleşmek, kaynaştırmak
Integrität (F.) bütünlük, dürüstlük
Interesse (N.) menfaat, yarar, çıkar
Interessenkollision (F.) menfaat uyuşmazlığı
Interim (N.) ara, fasıla
international uluslararası, milletlerarası
internationale Handelskammer (F.) uluslararası ticaret odası
internationale Organisation (F.) uluslararası örgüt
internationale Zuständigkeit (F.) uluslararası yetki
Internationaler Gerichtshof (M.) uluslararası adalet divanı
internationaler Seegerichtshof (M.) uluslararası deniz mahkemesi
Internationaler Strafgerichtshof uluslararası adalet divanı
internationales Einheitskaufsrecht (N.) uluslararası tekdüzen alım hukuku
internationales Privatrecht (N.) uluslararası özel hukuk
internationales Recht (N.) uluslararası hukuk
internieren tutuklamak, tevkif etmek
Internierung (F.) tutuklama, tevkif etme
Interpellation (F.) gensoru
Interpellationsrecht (N.) gensoru hakkı
Interpol (F.) İnterpol
Interpolation (F.) metne parçalar ekleme, metne ilave
Interpretation (F.) yorum, tefsir
interpretieren yorumlamak, tefsir etmek
Interregnum (N.) geçici hükümet
Intervenient (M.) müdahil
Intervenientin (F.) müdahil
intervenieren müdahale etmek
Intervention (F.) müdahale
Interventionsklage (F.) müdahale davası
Interzession (F.) borca katılma
Intestaterbfolge (F.) kanuni mirasçı
intim özel, cinsel
Intimität (F.) özellik, cinsellik
Intimsphäre (F.) özel hayatın gizliliği
Invalide (M.) malul (Sb.), sakat (Sb.)
Invalidenversicherung (F.) malullük sigortası
Invalidin (F.) malul (Sb.), sakat (Sb.)
Invalidität (F.) maluliyet, sakatlık
Inventar (N.) envanter
Inventur (F.) envanter çıkarma
investieren yatırım yapmak, yatırmak
Investition (F.) yatırım
Investitur (F.) vazifeye nasp ve tayin etme
Investment (N.) yatırım
Investmentfonds (M.) yatırım fonu
Investmentgesellschaft (F.) yatırım ortaklığı
invitatio (F.) ad offerendum (lat.) icaba davet, öneriye çağrı
Inzest (F.) fücur
ipso iure (lat.) hukuken
Irre (F.) deli, budala
irreführen aldatmak, kandırmak
Irreführung (F.) aldatma, kandırma
Irrenanstalt (F.) tımarhane
Irrer (M.) deli, budala
irreversibel temyiz edilemez
Irrtum (M.) hata, yanılma
irrtümlich hatalı, hataen
ISBN uluslararası standart kitap numarası, İSBN
ISDN bütünleşmiş dijital telekomünikayon şebekesi, İSDN
Islam İslam, Müslümanlık
Italien (N.) İtalya
ius (N.) (lat.) hukuk, hak
IWF (M.) uluslararası para fonu
Jagd (F.) avlanma, av avlama
Jagdausübungsrecht (N.) avlanma hakkı, avlanma yetkisi
jagdbar avlanabilir
Jagdbezirk (M.) avlak, av alanı
Jagdgenossenschaft (F.) av kooperatifi
Jagdpacht (F.) avlak kiralama
Jagdrecht (N.) av hukuku, av hakkı
Jagdschein (M.) av tezkeresi
Jagdwilderei (F.) kaçak avlanma
jagen avlamak
Jäger (M.) avcı
Jägerin (F.) avcı
Jahr (N.) yıl, sene
Jahr und Tag yıl ve gün
Jahresabschluss (M.) mali yıl hesaplarının kapanışı
Jahresbericht (M.) yıllık rapor
Jahresbilanz (F.) yıllık bilanço
Jahresmiete (F.) yıllık kira
jährlich yıllık, senevi
Jude (M.) Yahudi
Judikat (N.) hüküm
Judikation (F.) hüküm verme, yargılama
Judikative (F.) yargı erki
Judikatur (F.) yargısal kararlar
Jüdin (F.) Yahudi
Jugend (F.) gençlik
Jugendamt (N.) gençlik kurumu
Jugendarbeit (F.) gençlerin çalışması
Jugendarbeitsschutz (M.) genç işçilerin korunması
jugendgefährdend gençlik için tehlikeli
jugendgefährdende Schrift (F.) gençlik için tehlikeli yazı
Jugendgericht (N.) gençlik mahkemesi
Jugendgerichtsgesetz (N.) gençlik mahkemeleri kanunu
Jugendhilfe (F.) gençlere yardım
Jugendkriminalität (F.) gençlerde suçluluk
jugendlich genç, gençlikle ilgili
Jugendliche (F.) ergenlik çağında genç
jugendliche Straftäterin (F.) genç suç faili
Jugendlicher (M.) ergenlik çağında genç
jugendlicher Straftäter (M.) genç suç faili
Jugendrichter (M.) gençlik mahkemesi yargıcı
Jugendrichterin (F.) gençlik mahkemesi yargıcı
Jugendschutz (M.) gençliğin korunması
Jugendschutzrecht (N.) gençliğin korunması hakkındaki hukuk
Jugendstrafanstalt (F.) gençlik cezaevi
Jugendstrafe (F.) gençlik cezaevinde infaz olunan ceza
Jugendstrafrecht (N.) gençlik ceza hukuku
jung genç, taze, yeni
Jungfernrede (F.) ilk konuşma
Jungfrau (F.) bakire
Junggeselle (M.) bekar
Junker (M.) derebeyi, genç asilzade
Junkertum (N.) derebeylik
Junktim (N.) bağlantı
Junktimklausel (F.) bağlantı kuralı
Junta (F.) cunta
Jura (N.) hukuk
juridisch hukuki, hukuksal
Jurisdiktion (F.) yargı, mahkemeler uygulaması
Jurisprudenz (F.) hukuk ilmi
Jurist (M.) hukukçu
Juristentag (M.) hukukçular kongresi
Juristerei (F.) hukukçuluk
Juristin (F.) hukukçu
juristisch hukuki, hukuksal
juristische Ausbildung (F.) hukuki eğitim
juristische Person (F.) hukuki kişi
Jury (F.) jüri
Jus (N.) hukuk
Justitiar (M.) hukuk müşaviri, hukuk danışmanı
Justitiarin (F.) hukuk müşaviri, hukuk danışmanı
Justiz (F.) adliye, yargı, adalet
Justizausbildung (F.) adliye eğitimi, yargı eğitimi
justiziabel yargılanabilir
Justizminister (M.) adalet bakanı
Justizministerin (F.) adalet bakanı
Justizmord (M.) adli hata sonucu verilen ölüm cezası
Justizverwaltung (F.) adli yönetim
Justizverwaltungsakt (M.) adli yönetim işlemi
Justizverwaltungsgesetz (N.) adli yönetim kanunu
Justizvollzugsanstalt (F.) adli infaz kurumu
Justizwachtmeister (M.) adli zabıta
Justizwachtmeisterin (F.) adli zabıta
Kabel (N.) halat, kablo
Kabinett (N.) bakanlar kurulu, hükümet, kabine
Kabinettsbeschluss (M.) bakanlar kurulu kararı
Kabinettsvorlage (F.) hükümet tasarısı
Kabotage (F.) kabotaj
Kabotagefreiheit kabotaj serbestisi
Kadett (M.) askeri okul öğrencisi
kaduzieren hükümsüz kılmak, iptal etmek
Kaiser (M.) imparator
Kaiserin (F.) imparatoriçe
kaiserlich şahane
Kaiserreich (N.) imparatorluk
kalendarisch takvime göre
Kalender (M.) takvim
Kalkulation (F.) hesap, tahmin
Kalkulationsirrtum (M.) hesap hatası
kalkulieren hesaplamak, tahmin etmek
Kammer (F.) oda, daire, meclis
Kämmerer (M.) hazinedar
Kämmererin (F.) hazinedar
Kampagne (F.) kampanya
Kampf (M.) savaş, mücadele, kavga
kämpfen savaşmak, mücadele etmek
Kanal (M.) kanal, suyolu
Kandidat (M.) aday
Kandidatin (F.) aday
Kandidatur (F.) adaylık
kandidieren aday olmak
Kannkaufmann (M.) ticaret siciline kaydı şart olmayan tacir
Kannkauffrau (F.) ticaret siciline kaydı şart olmayan tacir
Kannvorschrift (F.) tamamlayıcı hüküm, ihtiyari hüküm
Kanon (M.) düstur, kural
Kanone (F.) top, as
kanonisch katolik kilisesine ilişkin
kanonisches Recht (N.) katolik kilisesinin hukuku
Kanton (M.) kanton
Kanzlei (F.) kalem odası, ofis
Kanzler (M.) başbakan, şansölye
Kanzleramt (N.) başbakanlık, şansölyelik
Kanzlerin (F.) başbakan, şansölye
Kapazität (F.) kapasite
Kapelle (F.) küçük kilise
Kaperei (F.) korsanlık, denizde zapt
kapern zaptetmek, ele geçirmek
Kapital (N.) sermaye, anapara, kapital
Kapitalanlage (F.) sermaye yatırımı, yatırım
Kapitalanlagebetrug (M.) yatırım dolandırıcılığı
Kapitalanleger (M.) sermayedar, yatırımcı
Kapitalanlegerin (F.) sermayedar, yatırımcı
Kapitalanteil (M.) sermaye payı
Kapitalbildung (F.) sermaye birikimi
Kapitalerhöhung (F.) sermaye artırımı
Kapitalertrag (M.) sermaye kazancı
Kapitalertragsteuer (F.) sermaye kazançları vergisi
Kapitalgesellschaft (F.) sermaye şirketi
Kapitalherabsetzung (F.) sermayenin azaltılması
kapitalisieren anamallaştırmak, paraya çevirmek
Kapitalismus (M.) anamalcılık, kapitalizm
Kapitalist (M.) kapitalist (Sb.), anamalcı (Sb.)
Kapitalistin (F.) kapitalist (Sb.), anamalcı (Sb.)
kapitalistisch kapitalist (Adj.), anamalcı (Adj.)
Kapitalmarkt (M.) sermaye piyasası
Kapitalverbrechen (N.) ağır cürüm, ağır suç
Kapitalverkehr (M.) sermaye hareketleri
Kapitalverkehrsfreiheit (F.) sermaye hareketleri serbestisi
Kapitalverkehrsteuer (F.) sermaye hareketleri vergisi
Kapitän (M.) kaptan
Kapitänin (F.) kaptan
Kapitulation (F.) kapitülasyon, yabancı ayrıcalığı
kapitulieren teslim olmak
Karat (N.) kırat, ayar
Kardinal (M.) kardinal
Karenz (F.) mahrumiyet, yoksunluk
Karenzentschädigung (F.) rekabet yasağına uyma tazminatı
Karenzzeit (F.) rekabet yasağının geçerli olduğu süre, bekleme süresi
Karte (F.) kart
Kartei (F.) fiş takımı
Kartell (N.) kartel
Kartellbehörde (F.) kartel makamı
Kartellgesetz kartel kanunu
Kartellrecht (N.) kartel hukuku
Kartengeld kart parası
Karzer (M.) hapis odası
Kaserne (F.) kışla
Kaskoversicherung (F.) kasko sigortası
Kassation (F.) bozma, iptal kararı
kassatorisch bozucu, iptal edici
Kasse (F.) kasa, vezne
Kasse gegen Faktura fatura karşılığı peşinat
Kasse gegen Verladedokumente vesaik karşılığı vesinat
Kassenarzt (M.) sağlık sigortaları sözleşmeli hekimi
Kassenärztin (F.) sağlık sigortaları sözleşmeli hekimi
Kassiber (M.) gizli mektup
Kassier (M.) veznedar, kasa memuru
kassieren iptal etmek, tahsil etmek
Kassierer (M.) veznedar, kasa memuru
Kassiererin (F.) veznedar, kasa memuru
Kaste (F.) kast
Kastration (F.) hadımlaştırma
kastrieren hadımlaştırmak
Kasuistik (F.) kazuistik
Kataster (M. bzw. N.) kadastro
Katasteramt (N.) kadastro dairesi
Katastrophe (F.) afet, felaket
katholisch katolik
Kauf (M.) satın, satın alma, alış, alım
Kauf (M.) auf Probe tecrübe şartıyla satım
Kauf (M.) nach Beschreibung tarif üzerine satım
Kauf (M.) nach Muster numune üzerine satım
kaufen almak, satın almak
Käufer (M.) alıcı
Käuferin (F.) alıcı
Kauffrau (F.) tacir, tüccar
Kaufmann (M.) tacir, tüccar
kaufmännisch ticari
kaufmännisches Zurückbehaltungsrecht (N.) ticari hapis hakkı
Kaufmannsgericht (N.) tacir mahkemesi
Kaufpreis (M.) semen, satış parası
Kaufrecht (N.) alım hakkı, satın alma hakkı
Kaufschein (M.) alışveriş belgesi
Kaufvertrag (M.) satış sözleşmesi
kausal nedensel, illi
kausale Handlungslehre (F.) nedensel eylem öğretisi
Kausalgeschäft (N.) nedensel işlem
Kausalität (F.) nedensellik, illiyet
Kausalzusammenhang (M.) neden-sonuç ilişkisi, illiyet bağı
Kautelarjurisprudenz (F.) genel işlem şartlarını düzenlemeye çalışan hukuk dalı
Kaution (F.) kefalet, teminat, güvence
kennen bilmek, tanımak
kennen müssen bilmesi gerekirlik
Kenntnis (F.) bilgi, bilme
Kenntnisnahme (F.) bilgi edinme, öğrenme
Kerker (M.) zindan
Kette (F.) zincir, sıra, dizi
Kettenarbeitsverhältnis (N.) zincirleme hizmet ilişkisi
Ketzer (M.) rafızi, kafir
Ketzerei (F.) rafızilik
Ketzerin (F.) rafızi, kafir
keusch iffetli
kidnappen fidye almak için insan kaçırmak
Kidnapper (M.) fidye almak için insan kaçıran
Kidnapperin (F.) fidye almak için insan kaçıran
Killer (M.) katil
Killerin (F.) katil
Kind (N.) çocuk
Kindererziehung (F.) çocuk eğitimi
Kindergeld (N.) çocuk parası
Kinderhilfe (F.) çocuk yardımı
Kindesentziehung (F.) çocuk kaçırma
Kindeskind (N.) torun
Kindesraub (M.) çocuk kaçırma
Kindestötung (F.) çocuk öldürme
Kindesunterhalt (M.) iştirak nafakası
Kindschaft nesep
Kiosk (M.) büfe
Kirche (F.) kilise
Kirchenbuch (N.) kilise kitabı
Kirchengemeinde (F.) kilisenin cemaati
Kirchenrecht (N.) kiliseler hukuku
Kirchenstaat (M.) Vatikan
Kirchensteuer (F.) kiliseler vergisi
Kirchenvertrag (M.) kiliseler sözleşmesi
Kirchenverwaltung (F.) kiliseler yönetimi
kirchlich kiliseye değin, kiliseyle ilgili
Kittchen (N.) kodes
klagbar dava edilebilir
Klage (F.) dava
Klageänderung (F.) davanın ıslahı
Klageantrag (M.) dava dilekçesi
Klageart (F.) dava çeşiti
Klagebefugnis (F.) dava yetkisi
Klagebegehren (N.) dava talebi
Klagebegründung (F.) davanın dayandığı sebepleri gösterme
Klageerhebung (F.) dava açma
Klageerweiterung (F.) davanın genişletilmesi
Klageerwiderung (F.) davaya cevap
Klagefrist (F.) dava açma süresi
Klagegrund (M.) dava sebebi
klagen dava etmek
Klagenhäufung (F.) dava yığılması
Kläger (M.) davacı
Klägerin (F.) davacı
Klagerücknahme (F.) davayı geri alma
Klageschrift (F.) dava dilekçesi
klar açık (Adj.), sarih (Adj.), berrak (Adj.)
Kläranlage (F.) arıtma tesisi
klären aydınlatmak, temizlemek, çözmek
Klasse (F.) sınıf, zümre, mevki
Klassenjustiz (F.) sınıf adliyesi
Klassenkampf (M.) sınıf mücadelesi
klassifizieren sınıflamak, sınıflara ayırmak
klauen çalmak, aşırmak
Klausel (F.) kayıt, şart, koşul
Klausur (F.) kapalılık
Kleinod (N.) mücevher
Kleinstaat (M.) küçük devlet
Klempner (M.) tenekeci, muslukçu
Klempnerin (F.) tenekeci, muslukçu
Kleptomane (M.) çalma hastası, kleptoman
Kleptomanie (F.) çalma hastalığı, kleptomani
Kleptomanin (F.) çalma hastası, kleptoman
klerikal ruhani, medreseli
Kleriker (M.) din adamı
Klerus (M.) papazlar sınıfı
Klient (M.) müvekkil
Klientel (F.) müvekkiller
Klientin (F.) müvekkil
Klinik (F.) klinik
Kloster (N.) manastır
Knappe (M.) madenci, maden işçisi
Knappin (F.) madenci, maden işçisi
Knappschaft (F.) madenciler birliği
Knast (M.) kodes
Knebel (M.) ağız tıkacı
knebeln tıkamak
Knebelung (F.) tıkama
Knecht (M.) köle (Sb.), uşak (Sb.), serf (Sb.)
Knechtschaft (F.) kölelik
Knowhow (N.) know-how
koalieren koalisyon kurmak
Koalition (F.) koalisyon
Koalitionsfreiheit (F.) sendikal özgürlük
Koalitionsregierung (F.) koalisyon hükümeti
Kodex (M.) yasa kitabı
Kodifikation (F.) kanunlaştırma
kodifizieren kanunlaştırmak
Kodizill (N.) vasiyetname eki
Kognat (M.) ana tarafından akraba
Kognatin (F.) ana tarafından akraba
Koitus (M.) cinsel birleşme, cinsi münasebet, fuhuş
Kokain (N.) kokain
Kollation (F.) karşılaştırma
Kollege (M.) meslektaş
kollegial arkadaşça
Kollegialbehörde (F.) toplu daire
Kollegialgericht (N.) toplu mahkeme
Kollegialorgan (N.) toplu organı
Kollegin (F.) meslektaş
Kollegium (N.) kurul, heyet
kollektiv kollektif (Adj.)
Kollektiv (N.) kollektif (Sb.)
Kollektivarbeitsrecht (N.) toplu iş hukuku
Kollektivbeleidigung (F.) toplu hakaret
Kollektiveigentum (N.) toplu iyelik
Kollektivschuld (F.) toplu suçluluk
Kollektivvertrag (M.) toplu sözleşme
kollidieren çatışmak
Kollision (F.) çatışma, ihtilaf
Kollisionsnorm (F.) kanunlar ihtilafı kural
Kollisionsrecht (N.) kanunlar ihtilafı hukuku
kolludieren gizli anlaşmak
Kollusion (F.) gizli anlaşma
Kolonie (F.) sömürge, müstemleke
Komitee (N.) komite
Kommandeur (M.) komutan
kommandieren kumanda etmek, emretmek
Kommanditgesellschaft (F.) komandit şirket
Kommanditist (M.) komanditer
Kommanditistin (F.) komanditer
Kommandeurin (F.) komutan
Kommentar (M.) yorum, şerh, açıklama
Kommentator (M.) yorumcu
Kommentatorin (F.) yorumcu
kommentieren yorumlamak, şerhetmek, açıklamak
kommerziell ticari, tecimsel
Kommilitone (M.) öğrenim arkadaşı
Kommilitonin (F.) öğrenim arkadaşı
Kommissar (M.) komiser
Kommissariat (N.) komiserlik
Kommissarin (F.) komiser
kommissarisch istinabe olunan, istinabe yoluyla
Kommission (F.) komisyon
Kommission (F.) der europäischen Union Avrupa Birliği Komisyonu
Kommissionär (M.) komisyoncu
Kommittent (M.) müvekkil
Kommittentin (F.) müvekkil
Kommorientenvermutung (F.) birlikte ölüm karinesi, bir anda ölmüş sayılma
Kommorient (M.) birlikte ölmüş sayılan
Kommorientin (F.) birlikte ölmüş sayılan
kommunal beledi, belediyeyle ilgili
Kommunalaufsicht (F.) belediyelerin denetimi
Kommunalrecht (N.) mahalli idareler hukuku
Kommunalverfassung (F.) mahalli anayasa
Kommunalverfassungsklage (F.) mahalli anayasa davası
Kommunalverwaltung (F.) mahalli idare, yerel yönetim
Kommunalwahl (F.) mahalli seçim, yerel seçim
Kommune (F.) komün
Kommunikation (F.) haberleşme, iletişim
Kommunismus (M.) komünizm
Kommunist (M.) komünist (Sb.)
Kommunistin (F.) komünist (Sb.)
kommunistisch komünist (Adj.)
Kommunistisches Manifest (N.) komünist beyanname, komünist bildirge
kommunizieren haberleşmek, lituryaya katılmak
Kompendium (N.) kısa kitap, kompendyum
Kompensation (F.) takas, telafi
kompensieren takas etmek, telafi etmek
kompetent yetkili (Adj.), yetenekli (Adj.)
Kompetenz (F.) yetki, yetenek
Kompetenzkompetenz (F.) yetki yetkisi
Kompetenzkonflikt (M.) yetki uyuşmazlığı
Kompilation (F.) derleme
kompilieren derlemek
Komplementär (M.) komandite
Komplementärin (F.) komandite
komplex kompleks (Adj.)
Komplex (M.) kompleks (Sb.)
Komplize (M.) suç ortağı
Komplizin (F.) suç ortağı
Komplott (N.) komplo, gizdüzen
Komposition (F.) kompozisyon
Kompromiss (M.) uzlaşma, anlaşma
Kondiktion (F.) haklı bir sebep olmaksızın zenginleşmeden doğan hak
Kondition (F.) şart, koşul
Kondominat (N.) ortak egemenlik
Kondominium (N.) kondominyum, ortak egemenlik
Konferenz (F.) konferans, toplantı
Konfession (F.) mezhep
Konfiskation (F.) müsadere, zoralım
konfiszieren müsadere etmek
Konflikt (M.) uyuşmazlık, ihtilaf
Konföderation (F.) konfederasyon
konform uygun, mutabık
Konfusion (F.) alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi
Kongregation (F.) ruhaniler meclisi
Kongress (M.) kongre
Kongressabgeordnete (F.) kongre üyesi
Kongressabgeordneter (M.) kongre üyesi
König (M.) kral
Königin (F.) kraliçe
königlich şahane
Königtum (N.) krallık
Konklave (N.) papayı seçmek için toplanan kardinaller meclisi
konkludent sonuç doğurmaya yönelik
konkludentes Handeln (N.) hukuki sonuç doğurmaya yönelik hareket
Konklusion (F.) vargı, sonuç çıkarma
Konkordat (N.) konkordat
konkret somut
konkrete Normenkontrolle (F.) somut norm denetimi
konkretes Gefährdungsdelikt (N.) somut tehlike suçu
Konkretisierung (F.) somutlaştırma
Konkubinat (N.) istifras
Konkubine (F.) metres
Konkurrent (M.) rakip
Konkurrentenklage (F.) rakibin davası
Konkurrenz (F.) rekabet, yarışma
konkurrieren rekabet etmek, yarışmak
konkurrierend rekabet eden, yarışan
Konkurs (M.) iflas
Konkursanfechtung (F.) iflasta iptal davası
Konkursantrag (M.) iflasın açılması için dilekçe
Konkursforderung (F.) iflasta alacak
Konkursgläubiger (M.) iflasta alacaklı
Konkursgläubigerin (F.) iflasta alacaklı
Konkursgrund (M.) iflas sebebi
Konkursmasse (F.) iflas masası
Konkursstraftat (F.) iflas konusu ile ilgili suç
Konkursverfahren (N.) iflas tasfiyesi
Konkursverwalter (M.) iflas müdürü
Konkursverwalterin (F.) iflas müdürü
Können (N.) bilim, yetenek
Konnossement (N.) konşimento
Konrektor (M.) müdür muavini
Konrektorin (F.) müdür muavini
Konsens (M.) mutabakat, uygunluk
konsensual rızaya bağlı
Konsensualvertrag (M.) rızaya bağlı akit
konservativ tutucu, muhafazakar
konservieren korumak, banta almak
Konsignation (F.) ankonsinyasyon
Konsistorium (N.) yönetim makamı
Konsolidation (F.) konsolidasyon, birleşme
konsolidieren konsolide etmek
Konsorte (M.) suç ortağı, paydaş, yoldaş
Konsortin (F.) suç ortağı, paydaş, yoldaş
Konsortium (N.) konsorsiyum
Konspiration (F.) fesat
konspirieren fesat çıkarmak
Konstitution (F.) anayasa, yapı
Konstitutionalismus (M.) meşrutiyet
konstitutionell meşruti
konstitutiv kurucu (Adj.), ihdasi (Adj.)
Konstruktion (M.) yapım, inşaat
Konstruktionsfehler (M.) inşaat hatası
konstruktiv yapıcı, inşai
konstruktives Misstrauensvotum (N.) yapıcı güvensizlik oyu
Konsul (M.) konsolos
Konsulat (N.) konsolosluk
Konsulent (M.) hukuk müşaviri
Konsulentin (F.) hukuk müşaviri
Konsulin (F.) konsolos
Konsultation (F.) danışma, istişare
Konsum (M.) tüketim
Konsument (M.) tüketici
Konsumentin (F.) tüketici
Konsumgenossenschaft (F.) tüketim kooperatifi
konsumieren tüketmek
Konsumtion (F.) karma suç, hafif suçların ağır suçun içinde erimesi
Kontakt (M.) temas
Konterbande (F.) harp kaçağı
Konterrevolution (F.) karşı devrim
kontinentaleuropäisches Recht (N.) kıta avrupa hukuku
Kontingent (N.) kontenjan
Konto (N.) hesap
Kontoauszug (M.) hesap ekstresi, hesap özeti
Kontokorrent (N.) cari hesap, hesabı cari
Kontokorrentkredit (M.) cari hesap kredisi
Kontostand (M.) hesap durumu
kontrahieren sözleşme yapmak, düelloya davet etmek
Kontrahierungszwang (M.) sözleşme yapma zorunluluğu
Kontrakt (M.) kontrat, sözleşme
Kontribution (F.) alacak, aidat
Kontrolle (F.) kontrol, yoklama, egemen olma
Kontrolleur (M.) kontrolör
Kontrolleurin (F.) kontrolör
kontrollieren kontrol etmek, yoklamak, egemen olmak
Kontrollrat (M.) kontrol meclisi
kontumazial gaip
Kontumazialverfahren (N.) gaiplerin muhakemesi
Konvent (M.) toplantı, içtima (Sb.)
Konvention (F.) sözleşme
Konvention (F.) zum Schutz der Menschenrechte insan haklarını korumaya dair sözleşme
konventional sözleşmesel
Konventionalscheidung (F.) sözleşmeli boşanma
Konventionalstrafe (F.) cezai şart
Konversion (F.) değiştirme, çevirme
Konvertibilität (F.) konvertibilite
Konzentration (F.) toplanma, yığma
Konzentrationslager (N.) temerküz kampı
konzentrieren toplanmak, yığmak
Konzern (M.) konzern, şirketler grubu
Konzernrecht (N.) konzern hukuku
Konzession (F.) imtiyaz, ayrıcalık, ruhsat
Konzessionär (M.) imtiyaz sahibi
Konzessionärin (F.) imtiyaz sahibi
konzessioniertes Gewerbe (N.) imtiyaz suretiyle verilen bir sanat
Konzessionsabgabe (F.) imtiyaz verme
Konzil (N.) konsil
kooperieren işbirliği yapmak
kooptieren yeni üyeleri seçmek
Kopf (M.) baş, kafa
köpfen başını kesmek, başını uçurmak
Kopfsteuer (F.) baş vergisi
Kopie (F.) kopya
kopieren kopya çekmek
Körper (M.) beden, vücut, gövde
körperlich bedensel, bedeni
körperliche Misshandlung (F.) cismen eza verme
Körperschaft (F.) kurum, dernek, tüzel kişilik
Körperschaft (F.) des öffentlichen Rechts kamu tüzel kişiliği
körperschaftlich kurumsal
Körperschaftsteuer (F.) kurumlar vergisi
Körperverletzung (F.) cismani zarar, bedensel zarar, müessir fiil
Korporation (F.) kurul, korporasyon
korrekt doğru
korrespektiv ortak, müşterek (Adj.)
korrespektives Testament (N.) ortak vasiyetname, müşterek vasiyetname
Korrespondenz (F.) yazışma, mektuplaşma, muhaberat
Korrespondenzgeheimnis (N.) haberleşme sırrı
korrigieren düzeltilmek, tashih etmek
korrumpieren kötü yola sürüklemek
korrupt yiyici
Korruption (F.) yolsuzluk, yiyicilik, rüşvetçilik
kostbar kıymetli
Kostbarkeit (F.) kıymetli eşya
kosten masraf etmek
Kosten (F.Pl.) masraflar, giderler
Kostendeckung (F.) masrafların karşılanması
Kostenentscheidung (F.) masraflar konusunda verilen karar
Kostenersatz (M.) masrafların tazminatı
Kostenfestsetzung (F.) masrafların tayini
Kostenfestsetzungsbeschluss (M.) masrafların tayin kararı
kostenlos masrafsız, bedava
Kostenrechnung (F.) masrafları gösterir hesap özeti
Kostenrecht (N.) masraflar hukuku
Kostenvoranschlag (M.) keşif bedeli
Kraft (M.) kuvvet (Sb.), güç (Sb.), eleman (Sb.)
kraft Gesetzes kanun gereğince
Kraftfahrt (F.) motorlu araç trafiği
Kraftfahrtversicherung (F.) motorlu araç trafiği sigortası
Kraftfahrzeug (N.) motorlu araç, motorlu taşıt
Kraftfahrzeugbrief (M.) motorlu araç sahiplik belgesi
Kraftfahrzeughalter (M.) motorlu aracın işleteni
Kraftfahrzeughalterin (F.) motorlu aracın işleteni
Kraftfahrzeugkennzeichen (N.) motorlu araç plakası
Kraftfahrzeugsteuer (F.) motorlu araç vergisi
Kraftfahrzeugversicherung (F.) motorlu araç sigortası
kraftlos kuvvetsiz, güçsüz
Kraftloserklärung (F.) iptal kararı
Kraftverkehr (M.) motorlu araç trafiği
Kraftverkehrsordnung (F.) motorlu araç trafiği nizamnamesi
krank hasta
Krankengeld (N.) hastalık parası
Krankenhaus (N.) hastane
Krankenkasse (F.) sağlık sigortaları kurumu
Krankenpflege tıbbi bakım
Krankenschein (M.) sağlık sigortası belgesi
Krankenversicherung (F.) hastalığa karşı sigorta
Krankheit (F.) hastalık
Kranzgeld (N.) çelenk parası
Kredit (M.) kredi, itibar
Kreditbetrug (M.) kredi dolandırıcılığı
Kreditbrief (M.) kredi mektubu
kreditfähig borçlanma ehliyetli
Kreditgeber (M.) kredi veren
Kreditgeberin (F.) kredi veren
Kreditinstitut (N.) kredi kurumu
Kreditkarte (F.) kredi kartı
Kreditkauf (M.) kredili satım
Kreditnehmer (M.) kredi verilen
Kreditnehmerin (F.) kredi verilen
Kreditschädigung (F.) kredinin zararı
Kreditsicherung (F.) kredinin korunması
Kreditvermittlung (F.) kredi aracılığı
Kreditvermittlungsvertrag (M.) kredi aracılık sözleşmesi
Kreditvertrag (M.) kredi sözleşmesi
Kreditwesen (N.) kredi işleri
Kreditwucher (M.) murabaha, tefecilik
kreditwürdig kredi açılabilir
Kreis (M.) bölge, daire, çevre
Kreisausschuss (M.) ilçe idare kurulu
kreisfrei bölgesiz
Kreisgericht (N.) bölge mahkemesi
Kreislaufwirtschaftsrecht dairesel akım ekonomik hukuku
Kreisordnung (F.) bölge düzeni, daire düzeni
Kreistag (M.) bölgeler genel kurulu
Kreisverfassung (F.) bölge anayasası
Kreuz (N.) haç, salib
kreuzen kavuşturmak, melezleştirmek, çapraşmak
Kreuzung (F.) kavşak, kavuşturma, melezleştirme, çarpışma
Kreuzverhör (N.) çapraz sorgu
Krida (F.) iflas
Krieg (M.) savaş, harp
Kriegsdienst (M.) milli savunma hizmeti
Kriegsdienstverweigerung (F.) milli savunma hizmetinden kaçınma
Kriegserklärung (F.) savaş ilanı
Kriegsgefangene (F.) tutsak, esir
Kriegsgefangener (M.) tutsak, esir
Kriegsgefangenschaft (F.) tutsaklık, esaret
Kriegsgericht (N.) savaş mahkemesi
Kriegsrecht (N.) savaş hukuku
Kriegsverbrechen (N.) savaş suçu
Kriegswaffe (F.) savaş silahı
Kriegswaffenkontrollgesetz (N.) savaş silahlarını kontrol yasası
kriminal kriminal
kriminalisieren kriminalize etmek
Kriminalistik (F.) kriminalistik
Kriminalität (F.) suçlar, suçluluk
Kriminalpolizei (F.) kriminal polis
Kriminalprognose kriminal tahmini
Kriminalprozess (M.) kriminal yargılaması
Kriminalsache (F.) kriminal mesele
Kriminalstatistik (F.) kriminal istatistik
kriminell kıyacıl, suçlu, suç işleyici
kriminelle Vereinigung (F.) kıyacıl örgüt
Kriminologe (M.) kriminolojist, suçbilimci
Kriminologie (F.) kriminoloji, suçbilim
Kriminologin (F.) kriminolojist, suçbilimci
kriminologisch kriminolojik, suçbilimsel
Kroatien Hırvatistan
Kronanwalt (M.) baş avukat
Kronanwältin (F.) baş avukat
Krone (F.) taç
krönen tacını giydirmek
Kronrat (M.) (Kronrat in Großbritannien) bakanlar kurulu
Krönung (F.) taç giyme
Kronzeuge (M.) pişmanlıktan yararlanan iddia tanığı
Kronzeugin (F.) pişmanlıktan yararlanan iddia tanığı
Kulanz (F.) kolaylık gösterme, hatırını kırmama
Kulpakompensation (F.) ortak kusurda takas
Kultur (F.) kültür, ekin
Kulturhoheit (F.) kültür egemenliği
Kulturverwaltungsrecht (N.) kültür idaresi hukuku
Kumulation (F.) yığılma, toplanma
Kumulationsprinzip (N.) hakiki içtimada her suç için ayrı ceza verilmesi sistemi
kumulativ yığışımlı, toplanmış
kumulative Kausalität (F.) yığışımlı illiyet, yığışımlı nedensellik
kumulative Schuldübernahme (F.) borca katılma, borca iştirak
kumulieren yığılmak, toplanmak
kündbar ihbarlı, bozulabilir
Kunde (F.) haber, bilgi
Kunde (M.) müşteri
kundig bilen, bilir, deneyimli
kündigen ihbar etmek, bildirmek
Kündigung (F.) ihbar, bildirme
Kündigungsfrist (F.) ihbar öneli, ihbar müddeti
Kündigungsgrund (M.) ihbar nedeni
Kündigungsschutz (M.) ihbar korunması
Kundin (F.) müşteri
künftig gelecekteki, ilerdeki
Kunst (F.) sanat
Kunstfehler (M.) mesleki hata
Kunstfreiheit (F.) sanat özgürlüğü
Künstler (M.) sanatçı
Künstlerin (F.) sanatçı
künstlich yapay, suni
Kunstverwaltungsrecht (N.) sanat idaresi hukuku
Kupon (M.) kupon
Kuponprivatisierung (F.) kupon özelleştirme
Kuppelei (F.) muhabbet tellallığı, fuhşiyata tahrik
kuppeln bağlamak, çöp çatmak
Kuppler (M.) randevucu
Kupplerin (F.) randevucu
Kuratel (F.) vesayet, kayyımlık
Kurator (M.) vasi, kayyım
Kuratorin (F.) vasi, kayyım
Kuratorium (N.) vasilik, kayyımlık
Kurfürst (M.) elektör
Kurie (F.) papa hükümeti
Kurier (M.) kurye, özel ulak
Kurierin (F.) kurye, özel ulak
Kurs (M.) rayiç, sürüm değeri, fiyat
kurz kısa
Kurzarbeit (F.) kısa mesai
Kurzarrest (M.) kısa hapis
kürzen kısaltmak, azaltmak, azalmak
Kurzvortrag kısa brifing
Küste (F.) kıyı, sahil
Küstengewässer (N.) karasuyu
Küstengewässer (N.Pl.) karasuları
Kux (M.) maden hissesi
laden yüklemek, davet etmek
Laden (M.) dükkan, satış yeri
Ladenangestellte (F.) dükkanda müstahdem, satış memuru
Ladenangestellter (M.) dükkanda müstahdem, satış memuru
Ladendieb (M.) dükkan hırsızı
Ladendiebin (F.) dükkan hırsızı
Ladendiebstahl (M.) dükkan hırsızlığı
Ladenschluss (M.) dükkanın kapanma saati
Ladeschein (M.) taşıma senedi
lädieren zarara uğratmak
Ladung (F.) yükleme, yük, davet
laesio (F.) enormis (lat.) gabn-i fahiş
Lager (N.) ardiye, kamp, depo
Lagergeschäft (N.) ardiye işlemi
Lagerhalter (M.) ardiye sahibi
Lagerhalterin (F.) ardiye sahibi
Lagerhaus (N.) ambar
lagern ambarlamak, depolamak
Lagerschein (M.) ardiye senedi
Lagervertrag (M.) ardiye mukavelesi
Laie (M.) özengen, meslekten olmayan, halktan olan
Laienrichter (M.) halktan olan hakim
Laienrichterin (F.) halktan olan hakim
Laiin (F.) özengen, meslekten olmayan, halktan olan
Land (N.) arazi, toprak, ülke, eyalet
Landesarbeitsgericht (N.) eyalet iş mahkemesi
Landesbank (F.) eyalet bankası
Landesbehörde (F.) eyalet makamı
Landesgericht (N.) eyalet mahkemesi
Landesgesetz (N.) eyalet kanunu
Landesgesetzgebung (F.) eyalet mevzuatı
Landeshauptfrau (F.) eyalet başbakanı
Landeshauptmann (M.) eyalet başbakanı
Landesherr (M.) eyalet sahibi
Landesherrin (F.) eyalet sahibi
Landeskirche (F.) eyalet kilisesi
Landesplanung (F.) eyalet planlaması
Landespressegesetz (N.) eyalet basın kanunu
Landesrecht (N.) eyalet hukuku
Landesregierung (F.) eyalet hükümeti
Landessozialgericht (N.) eyalet sosyal mahkemesi
Landesstrafrecht (N.) eyalet ceza hukuku
Landesverfassung (F.) eyalet anayasası
Landesverrat (M.) vatana ihanet
Landesverräter (M.) vatan haini
Landesverräterin (F.) vatan haini
landesverräterisch hain (Adj.)
Landesverwaltung (F.) eyalet idaresi
Landeszentralbank (F.) eyalet merkez bankası
Landfriede (M.) ülkede barış
Landfriedensbruch (M.) ülkede barışı bozma suçu
Landgericht (N.) eyalet mahkemesi
Landkreis (M.) eyalet ilçesi
Landrat (M.) kaymakam
Landrätin (F.) kaymakam
Landratsamt (N.) kaymakamlık
Landschaft (F.) manzara, görünüm
Landschaftsverband (M.) yüksek belediyeler birliği
Landstraße (F.) karayolu, şose
Landstreicher (M.) serseri
Landstreicherin (F.) serseri
Landtag (M.) eyalet parlamentosu
Landwehr (F.) eyalet korunması
Landwirt (M.) tarımcı, ziraatçı, çiftçi
Landwirtin (F.) tarımcı, ziraatçı, çiftçi
Landwirtschaft (F.) tarım, ziraat, çiftçilik
Landwirtschaftskammer (F.) tarım dairesi
Landwirtschaftsrecht (N.) tarım hukuku
Langfinger (M.) hırsız
Lärm (M.) gürültü
Last (F.) yük, yükümlülük, borç
Lastenausgleich (M.) yükümlülüklerin çözümlenmesi
lastenfrei takyitsiz, ipoteksiz
Laster (N.) kötülük, kötü ahlak, kamyon
lästern kötülemek, küfretmek
Lästerung (F.) kötüleme, küfretme
lästig rahatsız edici, sıkıcı
Lastschrift (F.) borç kaydı
Lastschriftanzeige (F.) borç kaydı ihbarı
Lauf (M.) mecra, işleme, yürüme, namlu
Laufbahn (F.) kariyer, meslek
laufen yürümek, koşmak, işlemek
Laufzeit (F.) süre
leasen finansal kiralamak
Leasing (N.) finansal kiralama
leben yaşamak
Leben (N.) yaşama, hayat, can
Lebensalter (N.) yaş
Lebenserfahrung (F.) yaşam deneyimi, hayat tecrübesi
Lebensgefahr (F.) yaşamsal tehlike, hayati tehlike
Lebensgemeinschaft (F.) yaşam birliği, hayat birliği
lebenslang ömür boyu, müebbed
lebenslänglich ömür boyunca, müebbeden
Lebenslauf (M.) yaşam öyküsü, hayat hikayesi
Lebensmittel (N.) gıda maddesi
Lebensmittel (N.Pl.) gıda maddeleri
Lebensmittelrecht (N.) gıda maddeleri hukuku
Lebenspartnerschaft (F.) yaşam ortaklığı, hayat ortaklığı
Lebensstrafe (F.) yaşam cezası, hayat cezası
Lebensversicherung (F.) yaşam sigortası, hayat sigortası
ledig bekar
legal kanuni, yasal
Legaldefinition (F.) kanuni ıstılah, yasal terim
Legalenteignung (F.) kanunen istimlak, yasal kamulaştırma
Legalisation (F.) onaylama, tasdik, legalizasyon
legalisieren onaylamak, tasdik etmek
Legalisierung (F.) onaylama, tasdik
Legalität (F.) kanunilik, yasallık
Legalitätsprinzip (N.) kamu davasının mecburiliği prensibi
Legalservitut (F.) kanuni irtifak hakkı, yasal irtifak hakkı
Legalzession (F.) kanuni temlik, yasal temlik
Legat (M.) elçi
Legatin (F.) elçi
Legation (F.) elçilik
Legationsrat (M.) elçilik meclisi üyesi
Legationsrätin (F.) elçilik meclisi üyesi
Legationssekretär (M.) elçilik sekreteri
Legationssekretärin (F.) elçilik sekreteri
legislativ yasama (Adj.), teşrii (Adj.)
Legislative (F.) yasama erki, teşrii kuvvet
Legislaturperiode (F.) yasam dönemi, teşrii devre
legitim nesebi sahih, meşru
Legitimation (F.) yetki, salahiyet
Legitimationspapier (N.) kimlik ispat edici evrak, hak sahipliğini ispat edici evrak
legitimieren yetki vermek, salahiyet vermek
Legitimierung (F.) yetki verme, salahiyet verme
Legitimität (F.) meşruiyet, hukuk düzenine uygunluk
Lehen (N.) ikta, tımar
Lehrauftrag (M.) öğretim görevi
Lehrbeauftragter (M.) öğretim görevlisi
Lehrbeauftragte (F.) öğretim görevlisi
Lehre (F.) öğreti, doktrin, çıraklık
lehren öğretmek
Lehrer (M.) öğretmen
Lehrerin (F.) öğretmen
Lehrfreiheit (F.) öğretim özgürlüğü
Lehrling (M.) çırak
Lehrstuhl (M.) kürsü
Leib (M.) vücüt, beden, gövde
Leibesfrucht (F.) cenin
Leibesstrafe (F.) vücüt cezası, beden cezası
Leibrente (F.) ömür boyunca gelir
Leiche (F.) ölü, ceset
Leichenöffnung (F.) otopsi, fekkimeyyit
Leichenschau (F.) ölünün muayenesi
Leichnam (M.) ölü, ceset
leicht hafif, kolay
leichtfertig düşüncesiz
Leichtfertigkeit (F.) düşüncesizlik
Leihe (F.) ariyet
leihen ödünç almak, ödünç vermek
Leihhaus (N.) ikraz müessesesi
leisten ödemek, ifa etmek, hizmet vermek
Leistung (F.) ödeme, ifa, hizmet, eda, edim
Leistungsbescheid (M.) ödeme emri
Leistungsgefahr (F.) borcu yerine getirmenin tehlikeye düşmesi
Leistungsinhalt (M.) ödeme içeriği
Leistungsklage (F.) eda davası
Leistungskondiktion (F.) eda dolayısıyla istirdat davası
Leistungskontrolle (F.) eda denetimi
Leistungsort (M.) ödeme yeri
Leistungsschutzrecht (N.) ödeme koruyucu hakkı
Leistungsstörung (F.) yolsuz ifa
Leistungsurteil (N.) eda kararı
Leistungsverwaltung (F.) hizmet verici idare
Leistungsverweigerung (F.) edimden kaçınma
Leistungsverweigerungsrecht (N.) edimden kaçınma hakkı
Leistungsverzug (M.) direnme, temerrüt
Leistungswucher (M.) ödeme gabini
Leistungszeit (F.) ifanın zamanı
leiten yönetmek, idare etmek
leitend yönetici (Adj.), idare edici (Adj.)
leitende Angestellte (F.) yönetici kadro görevlisi
leitender Angestellter (M.) yönetici kadro görevlisi
Leiter (M.) yönetmen, idare eden, müdür
Leiterin (F.) yönetmen, idare eden, müdür
Leitsatz (M.) düstur, kural
Leitung (F.) yönetim, idare
Leitung (F.) und Überwachung (F.) von Unternehmen ortaklığın yönetimi ve gözetimi
Leitungsrecht (N.) yönetim hakkı, idare hakkı
Leitzins (M.) güdümlü faiz
Lektor (M.) lektör
Lektorin (F.) lektör
lenken yönetmek, direksiyon kullanmak
lernen öğrenmek
Lesbierin (F.) sevici olan
lesbisch sevici
lesen okumak
Lesung (F.) okuma
letter (M.) of intent niyet beyanı
letzte son
letzter Wille (M.) son arzu
letztes Wort (N.) son kelime
letztwillig vasiyet yoluyla
letztwillige Verfügung (F.) vasiyetname
leugnen inkar etmek
Leumund (M.) şan, ün
Leumundszeugnis (N.) hüsnühal kağıdı
Leutnant (M.) teğmen
Leutnantin (F.) teğmen
Lexikon (N.) sözlük
liberal liberal (Adj.), erkinci (Adj.)
Liberale (F.) liberal (Sb.), erkinci (Sb.)
Liberaler (M.) liberal (Sb.), erkinci (Sb.)
Liberalismus (M.) liberalizm
Liebhaber (M.) sevgili
Liebhaberin (F.) sevgili
Liebhaberwert (M.) seven değeri
Liechtenstein (N.) Liechtensteın
Lieferant (M.) müteahhit
Lieferantin (F.) müteahhit
liefern teslim etmek, vermek, sağlamak
Lieferschein (M.) teslim ordinosu
Lieferung (F.) teslim, verme, sağlanma
Lieferzeit (F.) teslim zamanı
liegen olmak, bulunmak, yatmak
Liegenschaft (F.) akarat, taşınmaz mal, gayrimenkul mal
Liga (F.) lig
limitieren sınırlamak
limitiert sınırlı
limitierte Akzessorität (F.) sınırlı bağımlılık
Linie (F.) çizgi, hat, soy
Liquidation (F.) tasfiye
Liquidator (M.) tasfiye memuru
Liquidatorin (F.) tasfiye memuru
liquide likit, ödeme gücü olan
liquidieren tasfiye etmek
Liquidität (F.) likidite
Liquiditätsreserve (F.) likidite yedeği
List (F.) hile, düzen, tuzak
Liste (F.) liste
Listenpreis (M.) liste fiyatı
Listenwahl (F.) listeli seçim
listig kurnaz, hileci
Lizentiat (M.) lisans sahibi
Lizentiatin (F.) lisans sahibi
Lizenz (F.) lisans
Lizenzgeber (M.) lisansör, lisans veren
Lizenzgeberin (F.) lisansör, lisans veren
Lizenzgebühr (F.) redevans
lizenzieren lisans vermek
Lizenznehmer (M.) lisansiye, lisans alan
Lizenznehmerin (F.) lisansiye, lisans alan
Lobby (F.) baskı grubu
Lobbyist (M.) kulişçi
Lobbyistin (F.) kulişçi
Logik (F.) mantık
logisch mantıklı, mantıksal
Lohn (M.) ücret (Sb.)
Lohnfortzahlung (F.) ücret ödemeye devam
Lohnhandwerker (M.) ücretli sanatkar
Lohnhandwerkerin (F.) ücretli sanatkar
Lohnpfändung (F.) ücretin haczi
Lohnsteuer (F.) ücret vergisi
lokal mahalli, yerel
Lokaltermin (M.) mahallinde keşif, mahallinde muayene
Lombard (M.) lombart
Lombardkredit (M.) lombart kredisi
Lombardsatz (M.) lombart haddi
London (N.) Londra
Londoner Schuldenabkommen (N.) londra borçlar sözleşmesi
Lord (M.) lort
Lordkanzler (M.) (Lordkanzler in Großbritannien) lort başbakanı
Lordkanzlerin (F.) (Lordkanzlerin in Großbritannien) lort başbakanı
Lordoberrichter (M.) (Lordoberrichter in Großbritannien) lort baş hakemi
Lordoberrichterin (F.) (Lordoberrichterin in Großbritannien) lort baş hakemi
Los (N.) kur’a, hisse
löschen terkin etmek, silmek
Löschung (F.) terkin, silme
Löschungsanspruch (M.) terkin hakkı
Löschungsbewilligung (F.) terkin kabulü
Lösegeld (N.) fidye, kurtarmalık
losen çözmek, almak, ayırmak
Lotterie (F.) piyango
Lotto (N.) loto
loyal bağlı, sadık
Lücke (F.) açık (Sb.), boşluk (Sb.)
Luft (F.) hava
Luftfahrzeug (N.) hava aracı
Luftrecht (N.) hava hukuku
Luganer Gerichtsstands- und Vollstreckungsübereinkommen Lugano Yetki ve İcra
Sözleşmesi
lügen yalan söylemek
Lügendetektor (M.) yalanı saptama makinası
Lügner (M.) yalancı
Lügnerin (F.) yalancı
Lust (F.) şehvet, neşe
Lustmord (M.) şehveti tatmin için adam öldürme
Luxus (M.) lüks
lynchen linç etmek
Lynchjustiz (F.) linç usulü
Maastrichter Vertrag Maastricht Sözleşmesi
Machenschaft (F.) desise
Macht (F.) güç (Sb.), iktidar (Sb.), imperium (Sb.)
Machtpyramide (F.) güç ehramı
Mafia (F.) mafya
Magazin (N.) fişek haznesi, depo, şarjör, dergi
Magister (M.) master
Magistrat (N.) magistra, belediye idare kurulu
Magistratsverfassung (F.) belediye anayasası
Magnifizenz (F.) rektör, muazzamlık
Mahnauftrag (M.) ihtar vekaleti, hatırlama vekaleti
Mahnbrief (M.) ihtarname, hatırlama mektubu
mahnen ihtar etmek, hatırlamak
Mahngericht ihtar mahkemesi
Mahnschreiben (N.) ihtarname, hatırlama yazısı
Mahnung (F.) ihtar, hatırlama
Majestät (F.) haşmet, ululuk, majeste
Majestätsbeleidigung (F.) haşmet hakareti, ululuk tahkiri
Major (M.) binbaşı
Majorat (N.) ekber evlat hakkı
Majorin (F.) binbaşı
Majorität (F.) çoğunluk, ekseriyet
Makler (M.) simsar, tellal
Maklerin (F.) simsar, tellal
Maklervertrag (M.) simsarlık sözleşmesi, tellallık sözleşmesi
mala fides (lat.) (F.) kötüniyet, suiniyet
Manager yönetici (Sb.), menecer (Sb.)
Mandant (M.) müvekkil, vekalet veren
Mandantin (F.) müvekkil, vekalet veren
Mandat (N.) vekalet, görev, manda
Mandatar (M.) vekil, mandater
Mandatarin (F.) vekil, mandater
Mangel (M.) eksiklik, noksan (Sb.), yokluk, kusur, ayıp
Mangelfolgeschaden (M.) ayıptan doğan dolaylı zarar
mangelhaft fena (Adj.), ayıplı (Adj.), sakat (Adj.), kusurlu (Adj.)
mangelhafter Titel (M.) fena sıfat, fena başlık
Mängelrüge (F.) maldaki ayıbın ihbarı
Mangelschaden (M.) ayıptan doğan zarar
Manie (F.) mani, tutku
Manifest (N.) beyanname, bildirge
Mantel (M.) toplam, palto, manto, pardesü
Mantelkauf (M.) şeklen mevcut bir sermaye şirketinin satın alınması
Manteltarifvertrag (M.) genel toplu iş sözleşmesi
Manufaktur (F.) manifaturacılık, fabrika
Marine (F.) bahriye, deniz kuvvetleri
Marke (F.) marka, alamet
Markenartikel (M.) markalı mal
Markengesetz marka yasası
Markenrecht (N.) marka hukuku
Markenware (F.) markalı mal
Marketing (N.) pazarlama
Markt (M.) piyasa, pazar, çarşı, borsa
Marktführer (M.) piyasa lideri, pazar lideri
Marktführerin (F.) piyasa lideri, pazar lideri
Marktordnung (F.) piyasa düzeni, pazar düzeni
Marktpreis (M.) piyasa fiyatı
Marktrecht (N.) piyasa hukuku, pazar hukuku
Marktwirtschaft (F.) piyasa ekonomisi
Marschall (M.) mareşal
Marschallin (F.) mareşal
Marter (F.) işkence
martern işkence etmek
Maschine (F.) makine
Maschinenversicherung (F.) makineler sigortası
Masochismus (M.) mazohizm
Maß (N.) ölçü, had, sınır, derece
Massaker (N.) katliam, kıyım
Masse (F.) masa, kitle
Massegläubiger (M.) masanın alacaklıları
Massegläubigerin (F.) masanın alacaklıları
Massekosten (F.Pl.) masanın masrafları
Masseschulden (F.Pl.) masanın borçları
Masseverbindlichkeit (F.) masanın yükümlülüğü
Masseverwalter (M.) masanın yöneticisi
Masseverwalterin (F.) masanın yöneticisi
Maßnahme (F.) tedbir, önlem
Maßnahmerecht (N.) tedbir hakkı, önlem hakkı
Maßregel (F.) tedbir, önlem
Material (N.) malzeme, gereç
Materialismus (M.) maddecilik, materyalizm
materiell maddi
materielle Rechtskraft (F.) maddi anlamda kesin hüküm
materielle Verfassung (F.) maddi anayasa
materieller Schaden (M.) maddi zarar
materielles Recht (N.) maddi hukuk
Mätresse (F.) metres
Matriarchat (N.) anaerkillik, ana hakimiyet
Matrikel (F.) kütük, sicil
Matrose (M.) tayfa
Matrosin (F.) tayfa
Matura (F.) olgunluk sınavı, bakalorya
Maut (F.) müruriye, geçme
Maxime (F.) ilke, prensip
Mecklenburg-Vorpommern (N.) Mecklenburg-Vorpommern
Mediation aracılık, arabuluculuk
Mediatisierung (F.) mutavaat, itaat etme
Medien (N.Pl.) medya, iletişim araçları
Medium (N.) aracı, medyum
Medizin (F.) tıp, ilaç
medizinisch tıbbi
Medizinproduktegesetz tıbbi ilaçlar yasası
Medizinrecht tıp hukuku
Medizinstrafrecht (N.) tıp ceza hukuku
Meer (N.) deniz
Mehrheit (F.) çoğunluk, ekseriyet
Mehrheitsbeschluss (M.) çoğunluk kararı, ekseriyet kararı
Mehrheitsbeteiligung (F.) pay çoğunluğu ile iştirak
Mehrheitswahl (F.) çoğunluk sistemine göre seçim
Mehrheitswahlrecht (N.) çoğunluk sistemi
Mehrstaater (M.) çok milliyetli kişi
Mehrstaaterin (F.) çok milliyetli kişi
mehrstufig çok kademeli, çok basamaklı
mehrstufiger Verwaltungsakt (M.) çok kademeli idari işlem
Mehrtäterschaft (F.) çok faillik
Mehrwert (M.) katma değer
Mehrwertsteuer (F.) katma değer vergisi
meiden sakınmak, gitmemek
Meineid (M.) yalan yere yemin
meineidig yalan yere yemin eden
Meinung (F.) düşünce, fikir, kanı, görüş, hüküm
Meinungsäußerung (F.) düşüncenin açıklanması, fikir beyanı
Meinungsfreiheit (F.) düşünce özgürlüğü, fikir özgürlüğü
Meistbegünstigung (F.) en çok kayırma, en çok gözetme
Meistbegünstigungsklausel (F.) en çok kayırılan ülke kaydı
meiste en çok, ekseriya
Meister (M.) usta
Meisterin (F.) usta
Meisterprüfung (F.) ustalık sınavı
Meisterstück (N.) ustalıklı iş
Meistgebot (N.) en yüksek teklif
melden ihbar etmek, bildirmek, kendisini bildirmek
Meldepflicht (F.) bildirme zorunluluğu
meldepflichtig bildirilmesi zorunlu
Meldewesen (N.) ikamet mahiyeti
Meldezettel (M.) ikamet belgesi
Memorandum (N.) muhtıra
Menge (F.) miktar, kitle, kalabalık, sürü
Mensch (M.) insan, adam
Menschenraub (M.) insan kaçırma suçu
Menschenrecht (N.) insan hakkı
Menschenwürde (F.) insan haysiyeti, insan onuru
menschlich insani, beşeri
mental zihni, akli, fikri
Mentalreservation (F.) zihni kayıt
Merchandising (N.) merchandising
merkantil ticari
merkantiler Minderwert (M.) ticari eksik değer
Merkantilismus (M.) merkantilizm
merken farkına varmak, anlamak
Merkmal (N.) unsur, nitelik
Messe (F.) fuar, panayır
messen ölçmek
Methode (F.) yöntem, metod
Methodenlehre (F.) yöntembilim, metodoloji
Methodik (F.) yöntem, metod
methodisch yöntemli
Methodologie (F.) yöntembilim, metodoloji
Meuchelmord (M.) alçakça katil
Meuchelmörder (M.) alçakça katil
Meuchelmörderin (F.) alçakça katil
meucheln alçakça katletmek, alçakça adam öldürmek
Meuterei (F.) ayaklanma
Meuterer (M.) ayaklanan
Meutererin (F.) ayaklanan
meutern ayaklanmak
Miete (F.) kira
mieten kiralamak
Mieter (M.) kiracı
Mieterhöhung (F.) kira artırma
Mieterin (F.) kiracı
Mieterschutz (M.) kiracının korunması
Mietgericht (N.) kira davasının yetkili mahkemesi
Mietpreisbindung (F.) kira bedelini bağlamak
Mietrecht (N.) kira hukuku
Mietsache kiralanan
Mietshaus (N.) kira evi
Mietskaserne (F.) kira kışlası
Mietspiegel kira cetveli
Mietverhältnis (N.) kira ilişkisi
Mietvertrag (M.) kira sözleşmesi
Mietwagen (M.) kiralık araba
Mietwohnung (F.) kiralık konut
Mietwucher (M.) kirada murabaha
Mietzins (M.) kira
mild hafif, az, yumuşak
mildern hafifletmek, azaltmak, azalmak, yumuşatmak
Milderungsgrund (M.) hafifletici sebep
Milieu (N.) ortam, çevre
Militär (N.) askerlik, ordu
militärisch askeri
Militärverordnung (F.) askeri kararname
Miliz (F.) milis
mindere daha az
Minderheit (F.) azınlık, ekalliyet
Minderheitsbeteiligung (F.) pay azınlığı ile iştirak
minderjährig reşit olmayan, ergin olmayan, küçük
Minderjährigkeit (F.) reşit olmayış, ergin olmayış, küçüklük
mindern indirmek, tenzil etmek, azaltmak, azalmak
Minderung (F.) indirme, tenzil, azaltma, azalma
Minderwert (M.) eksik değer
Mindestgebot (N.) en düşük teklif
Mindestkapital (N.) en az sermaye
Mindestlohn (M.) en az ücret
Mindestreserve (F.) munzam karşılık
Mindeststrafe (F.) en hafif ceza
Mineralöl (N.) petrol
Mineralölsteuer petrol vergisi
Minister (M.) bakan, vekil
Ministerialblatt (N.) bakanlık sayfası
ministeriell bakanlıktan çıkan
Ministerin (F.) bakan, vekil
Ministerium (N.) bakanlık, vekalet
Ministerpräsident (M.) başbakan, başvekil
Ministerpräsidentin (F.) başbakan, başvekil
Ministerrat (M.) bakanlar kurulu
minorenn reşit olmayan, ergin olmayan, küçük
Minorennität (F.) reşit olmayış, ergin olmayış, küçüklük
Minorität (F.) azınlık, ekaliyet
Mischehe (F.) eşlerin değişik mezheplerde olduğu evlilik
mischen karıştırmak, karışmak
missachten riayet etmemek, uymamak
Missachtung (F.) riayet etmeme, uymama
missbilligen tasvip etmemek, kınamak
Missbilligung (F.) tasvip etmeme, kınama
Missbrauch (M.) kötüye kullanma, aşma
missbrauchen kötüye kullanmak, aşmak
Missbrauchstatbestand (M.) kötüye kullanma tipikliği, aşma tipikliği
Missetat (F.) kötülük, hayırsızlık
Missgeburt (F.) hilkat garibesi
misshandeln kötü davranmak, fena muamelede bulunmak
Misshandlung (F.) kötü davranma, fena muamele
missio (F.) canonica (lat.) kilise misyonu
misstrauen güvenmemek, şüphe etmek
Misstrauen (N.) güvensizlik, şüphe
Misstrauensvotum (N.) güvensizlik oyu
Missverständnis (N.) yanlış anlama
missverstehen yanlış anlamak
Mitarbeit (F.) işbirliği, ortak çalışma
Mitarbeiter (M.) iş arkadaşı, eleman
Mitarbeiterin (F.) iş arkadaşı, eleman
Mitbesitz (M.) ortak zilyetlik
Mitbesitzer (M.) ortak zilyet
Mitbesitzerin (F.) ortak zilyet
Mitbestimmung (F.) yönetime katılma
mitbestrafte Nachtat (F.) ortak cezalandırılan hükümden sonra işlenen suç
Mitbürge (M.) birlikte kefil
Mitbürgin (F.) birlikte kefil
Mitbürgschaft (F.) birlikte kefalet
Miteigentum (N.) müşterek mülkiyet
Miteigentümer (M.) hissedar
Miteigentümerin (F.) hissedar
Miterbe (M.) birlikte mirasçı
Miterbengemeinschaft (F.) miras ortaklığı
Miterbin (F.) birlikte mirasçı
Mitgift (F.) drahoma
Mitglied (N.) üye, aza
Mitgliedschaft (F.) üyelik, azalık
Mittäter (M.) müşterek fail, ortak eylemci
Mittäterin (F.) müşterek fail, ortak eylemci
Mittäterschaft (F.) suça iştirak
Mitteilung (F.) bildirme, ihmal, tebliğ
Mittel (N.) araç, vasıta, madde
mittelbar dolayısıyla, dolaylı, aracılı
mittelbare Besitzerin (F.) dolayısıyla zilyet
mittelbare Falschbeurkundung (F.) dolayısıyla resmi belgede sahtecilik
mittelbare Staatsverwaltung (F.) dolayısıyla devlet idaresi
mittelbare Stellvertretung (F.) dolayısıyla temsil
mittelbare Täterin (F.) dolayısıyla fail, manevi asli fail
mittelbarer Besitz (M.) dolayısıyla zilyetlik
mittelbarer Besitzer (M.) dolayısıyla zilyet
mittelbarer Schaden (M.) dolayısıyla zarar
mittelbarer Täter (M.) dolayısıyla fail, manevi asli fail
mittelbarer Zwang (M.) dolayısıyla zor, dolaylı zor
Mitunternehmen (N.) birlikte ortaklık, birlikte şirket
Mitunternehmer (M.) birlikte ortaklı, birlikte yüklenici
Mitunternehmerin (F.) birlikte ortaklı, birlikte yüklenici
Mitverschulden (N.) ortak kusur
Mitwirken (N.) katılma, iştirak
Mitwirkung (F.) katılma, iştirak
mitwirkungsbedürftig katılmaya ihtiyacı olan
mitwirkungsbedürftiger Verwaltungsakt (M.) katılmaya ihtiyacı olan idari işlem
Mitwirkungspflicht (F.) katılma zorunluluğu, iştirak zorunluluğu
Möbel (Pl.) möble
mobil seyyar
Mobiliar (N.) mobilya, mefruşat, döşeme
Mobiliarsicherheit (F.) mobilya emniyeti, mobilya güvenliği
Mobilie (F.) menkul (Sb.), taşınır (Sb.)
Mobilien (Pl.) menkuller, taşınırlar
modus (lat.) (M.) tarz
mogeln oyunda aldatmak
möglich olanaklı, olabilir, mümkün
Möglichkeit (F.) olanak, imkan
Monaco Monaco
Monarch (M.) kral, hükümdar
Monarchie (F.) kraliyet, monarşi
Monarchin (F.) kraliçe, hükümdar
monarchisch kraliyetçi
monarchisches Prinzip (N.) kraliyetçi prensip
Monarchismus (M.) kraliyet
Monat (M.) ay
monatlich aylık (Adj.), ayda bir (Adj.)
Mönch (M.) rahip, keşiş
Monismus (M.) tekçilik, monizm
Monogamie (F.) monogami, tekevlilik
Monokratie (F.) monokrasi (Sb.)
monokratisch monokrasi (Adj.)
Monopol (N.) tekel, monopol
monopolisieren tekelleştirmek, monopolleştirmek
Montanunion (F.) avrupa kömür ve çelik topluluğu
Moral (F.) ahlak, maneviyat
moralisch ahlaki, manevi
Moratorium (N.) moratoryum
Mord (M.) nitelikli adam öldürme, katil, cinayet
morden nitelikli adam öldürmek, katletmek
Mörder (M.) katil
Mörderin (F.) katil
Mordlust (F.) adam öldürme şevki
Mordversuch (M.) nitelikli adam öldürmeye kalkışma
Morphium (N.) morfin
Moslem (M.) müslüman
Moslemin (F.) müslüman
Motiv (N.) saik, güdü
Motivirrtum (M.) saikte hata
Müll (M.) çöp, atık
Müllabfuhr (F.) çöplerin kaldırılması
multilateral çok taraflı
Multimedia multimedya
multinational çok uluslu
München (N.) Münih
Münchener Abkommen (N.) Münih Sözleşmesi
Mund (M.) ağız
Mündel (N.) vesayet altındaki kimse, korumlu
Mündelgeld (N.) vesayet altındaki kimsenin parası, korumlunun parası
Mündelsicherheit (F.) vesayet altındaki kimsenin emniyeti, korumlunun emniyeti
mündig reşit, ergin
Mündigkeit (F.) rüşt, erginlik
mündlich sözlü, şifahi, kavli
mündliche Verhandlung (F.) sözlü yargılama
Munition (F.) cephane
Münzdelikt (N.) sikke suçu
Münze (F.) sikke, madeni para
Museum müze
Muster (N.) numune, örnek, eşantiyon
mustern yoklamak, gözden geçirmek, teftiş etmek
Musterprozess (M.) pilot dava
Musterung (F.) yoklama, askerlik yoklaması
Mustervertrag (M.) iltihaki akit, tip sözleşme
mutmaßen tahmin etmek, sanmak, zannetmek
mutmaßlich tahmin edilen, sanılan, zannedilen, olası
mutmaßliche Einwilligung (F.) tahmin edilen muvafakat, tahmin edilen onama
Mutter (F.) ana, anne
Muttergesellschaft (F.) ana şirket, ana ortaklık
Mutterrecht (N.) anaerkil aile
Mutterschaft (F.) analık
Mutterschaftsgeld analık parası
Mutterschaftsurlaub (M.) gebelik izni
Mutterschutz (M.) analığın korunması
mutwillig niyetli olarak, kasten
nach sonra, göre, gereğince
Nachbar (M.) komşu
Nachbarin (F.) komşu
Nachbarklage (F.) komşu hakkının korumasına ilişkin dava
Nachbarrecht (N.) komşuluk hukuku
nachbessern düzeltmek, ıslah etmek
Nachbesserung (F.) düzeltme, ıslah
Nachbürge (M.) kefile kefil
Nachbürgin (F.) kefile kefil
Nachbürgschaft (F.) kefile kefalet
Nacheile (F.) sıcak takip
Nacherbe (M.) namzet mirasçı
Nacherbin (F.) namzet mirasçı
Nacherbschaft (F.) namzet miras
Nachfolge (F.) halefiyet, ardıllık
Nachfolger (M.) halef, ardıl
Nachfolgerin (F.) halef, ardıl
Nachfrage (F.) talep, arama
Nachfrist (F.) mehil, önel
nachgiebig tamamlayıcı, emredici olmayan, ihtiyari
nachgiebiges Recht (N.) tamamlayıcı hukuk, emredici olmayan hukuk
Nachkomme (M.) füru, altsoy
Nachlass (M.) tereke, kalıt, miras, indirim
nachlassen bırakmak, indirim yapmak
Nachlassgericht (N.) tereke mahkemesi
Nachlassgläubiger (M.) terekedeki alacaklı
Nachlassgläubigerin (F.) terekedeki alacaklı
nachlässig ihmalci, özensiz, dikkatsiz
Nachlässigkeit (F.) ihmalkarlık, özensizlik, dikkatsizlik
Nachlassinsolvenzverfahren (N.) terekenin aciz usulü
Nachlasskonkurs (M.) terekenin iflası
Nachlasspfleger (M.) terekede kayyım
Nachlasspflegerin (F.) terekede kayyım
Nachlasspflegschaft (F.) tereke kayyımlığı
Nachlassrecht (N.) mirasbırakanın hukuku
Nachlassverbindlichkeit (F.) terekenin borcu
Nachlassverwalter (M.) tereke idarecisi
Nachlassverwalterin (F.) tereke idarecisi
Nachlassverwaltung (F.) tereke idaresi
Nachlieferung (F.) sonraki mal teslimi
Nachnahme (F.) ödeme, ödemeli gönderi
Nachname (M.) soyadı
Nachrede (F.) gıybet, kötüleme, çekiştirme
Nachricht (F.) haber, mesaj, ihbar
Nachschuss (M.) ek olarak sermaye koyma
Nacht (F.) gece
Nachtarbeit (F.) gece işi, gece çalışması
Nachtat (F.) hükümden sonra işlenen suç
Nachteil (M.) zarar, dezavantaj, sakınca
Nachtrag (M.) ek (Sb.), ilave (Sb.), zeyil (Sb.)
nachträglich daha sonraki, sonradan verilen, lahik olan
nachträgliche Unmöglichkeit (F.) akit yapıldıktan sonra imkansızlık
Nachtragsanklage (F.) ek iddianame
Nachtragshaushalt (M.) katma bütçe, mülhak bütçe
Nachvermächtnis (N.) namzet tayin eden vasiyet
Nachversicherung (F.) ek sigorta, munzam sigorta
Nachwahl (F.) ara seçim, kısmi seçim
Nachweis (M.) ispat, kanıt, beyyine
nachweisen ispat etmek, kanıtlamak
nachzahlen ek ödemek, sonradan ödemek
Nachzahlung (F.) ek ödeme, sonradan ödeme
nahe yakın
Naheverhältnis (N.) yakın ilişki
Name (M.) ad, isim
Namensaktie (F.) nama yazılı hisse senedi
Namensänderung (F.) adın değişmesi, ismin değişmesi
Namenserteilung adın verilmesi, ismin verilmesi
Namenspapier (N.) nama yazılı senet
Namensrecht (N.) ad üzerindeki hak
nasciturus (M.) (lat.) cenin
Nation (F.) millet, ulus
national milli, ulusal
Nationalbewusstsein (N.) milli şuur
Nationalfarbe (F.) milli renk
Nationalgefühl (N.) milli duygu
Nationalhymne (F.) milli marş
Nationalismus (M.) milliyetçilik
nationalistisch milliyetçi
Nationalität (F.) tabiiyet, uyrukluk, ulus topluluğu
Nationalrat (M.) milli meclis
Nationalsozialismus (M.) nasyonal sosyalizm
nationalsozialistisch nasyonal sosyalist
Nationalstaat (M.) milli devlet
Nationalsymbol (N.) ulusal simge
Nationalversammlung (F.) millet meclisi
NATO (F.) (North Atlantic Treaty Organization) Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü
Natur (F.) doğa, tabiat, nitelik
Naturalherstellung (F.) aynen iade
Naturalisation (F.) vatandaşlığa alınma, telsik
naturalisieren vatandaşlığa alınmak, telsik etmek
Naturallohn (M.) ayni ücret, ayni yardım
Naturalobligation (F.) doğal borç, tabii borç
Naturalrestitution (F.) aynen iade
Naturalwirtschaft (F.) doğal ekonomi
natürlich doğal, tabii
natürliche Person (F.) gerçek kişi, hakiki şahıs
Naturrecht (N.) doğal hukuk, tabii hukuk
Naturschutz (M.) doğayı koruma, tabiatı koruma
ne bis in idem (lat.) aynı eylemden dolayı hiç kimseye birden fazla ceza verilemez
Neben- ek (Adj.), yanına, yanında, başka
Nebenabrede (F.) zeyilname, sözleşme eki
Nebenamt (N.) ek görev, yan görev
Nebenbestimmung (F.) ek şart, fer’i şart
Nebenfolge (F.) ek sonuç, fer’i sonuç
Nebenintervenient (M.) ek davacı, fer’i davacı
Nebenintervenientin (F.) ek davacı, fer’i davacı
Nebenintervention (F.) üçüncü şahsın müdahalesi, fer’i müdahale
Nebenklage (F.) müdahale yoluyla dava, kamu davasına katılma
Nebenkläger (M.) müdahil, davaya katılan
Nebenklägerin (F.) müdahil, davaya katılan
Nebenkosten (F.Pl.) fer’i masraflar
Nebenpflicht (F.) fer’i borç
Nebenrecht (N.) fer’i hak
Nebenstrafe (F.) fer’i ceza
Nebenstrafrecht (N.) fer’i ceza hukuku
Nebentäter (M.) feran zimethal
Nebentäterin (F.) feran zimethal
Nebentätigkeit (F.) ek faaliyet
Nebenverdienst (M.) ek kazanç
Nebenvereinbarung (F.) ek anlaşma
negativ menfi, eksi, negatif
Negativattest (M.) menfi test
negative Koalitionsfreiheit (F.) menfi sendikal özgürlüğü
negative Publizität (F.) menfi açıklık
negatives Interesse (N.) menfi menfaat
negatives Schuldanerkenntnis (N.) menfi borç ikrarı
negatives Tatbestandsmerkmal (N.) menfi tipiklik unsuru
Negativtestament (N.) menfi vasiyetname
negatorisch menfi, olumsuz
negatorischer Anspruch (M.) menfi hak
nehmen almak
Nehmer (M.) alan (2)
Nehmerin (F.) alan (2)
Neigung (F.) eğilim, meyil
Nennbetrag (M.) itibari kıymet, nominal değer
nennen anmak, belirtmek, adını vermek
Nennkapital (N.) itibari sermaye, nominal sermaye
Nennwert (M.) itibari kıymet, nominal değer
neppen kazıklamak
netto net, safi
Netzgeld şebeke parası
Netzvertrag (M.) şebeke akdi
Netzwerk şebeke
neu yeni
neutral tarafsız, bitaraf
Neutralität (F.) tarafsızlık, bitaraflık
Neuwahl (F.) yeni seçim
nicht değil, yok
Nichtanzeige (F.) einer geplanten Straftat planlanan suçu bildirmeme
nichtberechtigt hak sahibi olmayan (Adj.), yetkisi olmayan (Adj.)
Nichtberechtigte (F.) hak sahibi olmayan (Sb.), yetkisi olmayan (Sb.)
Nichtberechtigter (M.) hak sahibi olmayan (Sb.), yetkisi olmayan (Sb.)
Nichte (F.) kız yeğen
Nichtehe (F.) batıl evlenme, nikâhı batıl
nichteheliche Lebensgemeinschaft (F.) nikâhsız yaşama, evlenmeden birlikte yaşama
Nichtehelichkeit (F.) sahih olmayan nesep
Nichterfüllung (F.) ifa edilmeme, yerine getirmeme
Nichterfüllungsschaden (M.) müspet zarar
nichtig batıl, hükümsüz
Nichtigerklärung (F.) butlan kararı
Nichtigkeit (F.) butlan
Nichtigkeitsbeschwerde (F.) butlan itirazı
Nichtigkeitsklage (F.) butlan davası
Nichtleistung (F.) ödememe, ademi ifa
nichtöffentlich gizli, kamuya açık olmayan
nichtrechtsfähig medeni haklardan istifade ehliyeti olmayan
Nichtregierungsorganisation (F.) hükümetten olmayan organizasyon
nichtstreitig barışçı, çekişmesiz
Nichtvermögensschaden (M.) manevi zarar, gayrimaddi zarar
Nichtzulassung (F.) kabul etmeme
niederlassen yerleşmek
Niederlassung (F.) yerleşme, şube
Niederlassungsfreiheit (F.) yerleşme özgürlüğü
Niedersachsen (N.) Aşağı Saksonya
niederschreiben kaleme almak
Niederschrift (F.) tutanak, zabıtname
niedrig alçak, düşük, basık
niedriger Beweggrund (M.) alçak saik, alçak güdü
Nießbrauch (M.) intifa hakkı
Nießbrauchsberechtigte (F.) intifa hakkı sahibi
Nießbrauchsberechtigter (M.) intifa hakkı sahibi
Nikotin (N.) nikotin
nominal itibari, nominal, saymaca
nominaler Schaden (M.) itibari zarar
nominell itibari, nominal, saymaca
nominieren aday göstermek
Nominierung (F.) aday gösterme
nomos kanun, yasa, düzen
Nonne (F.) rahibe
Nordrhein-Westfalen (N.) Kuzey Ren Vestfalya
Norm (F.) norm, kural, kaide
Normadressat (M.) alıcı
Normadressatin (F.) alıcı
normal olağan, normal
normativ kuralcı, normatif
Normativbestimmung (F.) normatif nitelikli şart
normatives Tatbestandsmerkmal (N.) suçun kanuni unsuru
Normenkollision (F.) norm çatışması
Normenkontrolle (F.) norm denetimi
Normenkontrollverfahren (N.) normların denetimi usulü
Normerlassklage norm ibrası davası
North Atlantic Treaty Organization (N.) (NATO) Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü
Not (F.) sıkıntı, müzayaka
Notar (M.) noter
Notariat (N.) noterlik
notariell noterce
Notarin (F.) noter
Note (F.) nota, not, banknot
Notenbank (F.) milli banka
Noterbe (M.) mahfuz hisseli mirasçı
Noterbin (F.) mahfuz hisseli mirasçı
Notfall (M.) zaruret hali, zorunluluk durumu
Notfrist (F.) kesin mehil, kesin süre
Nothilfe (F.) acil yardım, ilk yardım
notieren kote etmek, not etmek, not almak
Notierung (F.) kotasyon, kote etme
Notifikation (F.) bildirim, haber verme
notifizieren bildirmek, haber vermek
nötig gerekli, gereken
nötigen ikrah etmek, icbar etmek, zorlamak
Nötigung (F.) ikrah, icbar etme, zorlama (Sb.)
Notlage (F.) müzayaka hali, darda kalma
notorisch bilinen, maruf
Notstand (M.) ıztırar, zorda kalma
Notstandsgesetzgebung ıztırar yasaması
Notstandsklage (F.) ıztırar davası
Notstandsverfassung (F.) olağanüstü hal kanunu
Nottestament (N.) sözlü vasiyetname
Notverordnung (F.) kanun hükmünde kararname
Notvorstand (M.) geçici yönetim kurulu
Notweg (M.) lüzumlu geçit
Notwehr (F.) meşru müdafaa
Notwehrexzess (M.) haklı savunma sınırının aşılması
Notwehrprovokation (F.) meşru müdafaaya tahrik
Notwehrüberschreitung (F.) haklı savunma sınırının aşılması
notwendig zorunlu, zaruri, gerekli, gereken
notwendige Streitgenossenschaft (F.) zorunlu dava arkadaşlığı
notwendige Verteidigerin (F.) zorunlu savunma vekili
notwendige Verteidigung (F.) zorunlu savunma
notwendiger Verteidiger (M.) zorunlu savunma vekili
Notwendigkeit (F.) zorunluluk, zaruret, gereklilik
Notzucht (F.) cebren ırza geçme
Novation (F.) yenileme, tecdit
Novelle (F.) değişik yasa
novellieren değişiklik yapmak, yenilemek
Novellierung (F.) değişiklik yapma, yenileme
Novize (M.) mürit
Novizin (F.) mürit
nullum crimen (N.) sine lege (lat.) kanunsuz suç olmaz
numerisch sayılı, sayısal, nümerik
numerus clausus (lat.) (M.) kapalı adet, sınırlı sayı
Nummer (F.) sayı, numara
Nuntius (M.) nons, papa’nın elçisi
Nurnotar (M.) yalnız noter
Nurnotarin (F.) yalnız noter
nützen kullanmak, yaramak
Nutzen (M.) fayda, yarar
nützlich faydalı, yararlı
nützliche Verwendung (F.) faydalı masraf
Nutzniessung (F.) intifa hakkı
Nutzung (F.) istifade, faydalanma, yararlanma
Nutzungsänderung (F.) istifade değiştirmesi
Nutzungsausfall (M.) istifade zararı
Nutzungsentschädigung (F.) istifade ödencesi
Nutzungsrecht (N.) istifade hakkı
Obacht (F.) dikkat
Obdach (N.) mesken, barınak
obdachlos meskensiz, konutsuz
Obdachlosenasyl (N.) darülaceze
Obduktion (F.) otopsi
Oberbundesanwalt (M.) federal başsavcı
Oberbundesanwältin (F.) federal başsavcı
Oberbürgermeister (M.) büyükşehir belediye başkanı
Oberbürgermeisterin (F.) büyükşehir belediye başkanı
obere yüksek, üst, üstteki
Obereigentum (N.) mülkiyet hakkı
Oberfinanzdirektion (F.) maliye başmüdürlüğü
Obergericht (N.) yüksek mahkeme
Oberhaus (N.) lordlar kamarası
Oberkreisdirektor (M.) kaymakam
Oberkreisdirektorin (F.) kaymakam
Oberlandesgericht (N.) yüksek eyalet mahkemesi
Oberrichter (M.) yüksek eyalet hakimi
Oberrichterin (F.) yüksek eyalet hakimi
Oberst (M.) albay
Oberstadtdirektor (M.) belediye müdürü
Oberstadtdirektorin (F.) belediye müdürü
Oberster Gerichtshof (M.) Yüce Divan
oberstes Bundesgericht (N.) en yüksek federal mahkeme
Oberverwaltungsgericht (N.) yüksek idare mahkemesi
Obfrau (F.) başkan, sözcü, reis
Obhut (F.) himaye, koruma
Objekt (N.) obje, nesne
objektiv objektif, nesnel
objektive Bedingung (F.) der Strafbarkeit cezalandırılabilmenin maddi koşulu
objektive Unmöglichkeit (F.) objektif imkansızlık
objektives Recht (N.) objektif hukuk
objektives Tatbestandsmerkmal (N.) suçun maddi unsuru
objektives Verfahren (N.) objektif usul
obliegen düşmek, uhdesinde olmak
Obliegenheit (F.) yükümlülük, mükellefiyet
obligat borçlandırıcı, zorunlu
Obligation (F.) borç, borç ilişkisi, tahvil
Obligationenrecht (N.) isviçre borçlar kanunu
obligatorisch mecburi, zorunlu
Obligo (N.) yüküm, yükümlülük, mükellefiyet
Obmann (M.) başkan, sözcü, reis
Obrigkeit (F.) hükümet
Observanz (F.) mahalli teamül
Ochlokratie (F.) oklokrasi
Oder-Neiße-Linie (F.) Oder-Neıße-Hattı
OECD (F.) (Organization for European Economic Cooperation) Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Örgütü
offen açık (Adj.)
offenbar açık (Adj.), aşikâr (Adj.)
offenbaren açıklamak, ifşa etmek
Offenbarung (F.) açıklama, ifşa, açığa vurma
Offenbarungseid (M.) açıklama yemini
Offenbarungspflicht (F.) açıklama zorunluluğu
offene Handelsgesellschaft (F.) kollektif şirket
offenkundig bilinen, maruf
offenkundiger Mangel (M.) bilinen eksiklik
öffentlich resmi (Adj.), kamuya açık (Adj.), açık (Adj.)
öffentliche Aufgabe (F.) resmi görev
öffentliche Beglaubigung (F.) resmi tasdik
öffentliche Dienstbarkeit (F.) resmi irtifak
öffentliche Klage (F.) kamu davası
öffentliche Last (F.) kamu yükümlülüğü
öffentliche Meinung (F.) kamunun görüşü
öffentliche Sache (F.) kamu malı, kamu meselesi
öffentliche Sicherheit und Ordnung (F.) kamu güvenliği ve düzeni
öffentliche Urkunde (F.) resmi belge
öffentliche Versteigerung (F.) açık artırma
öffentliche Verwaltung (F.) kamu idaresi
öffentlicher Belang (M.) kamu menfaatı
öffentlicher Dienst (M.) kamu hizmeti
öffentlicher Glaube (M.) kamu itimadı
öffentliches Gut (N.) kamu malı
öffentliches Interesse (N.) kamu yararı
öffentliches Recht (N.) kamu hukuku
öffentliches Testament (N.) resmi vasiyetname
öffentliches Wohl (N.) kamu esenliği
Öffentlichkeit (F.) açıklık, kamu, aleniyet
öffentlich-rechtliche Streitigkeit (F.) idari uyuşmazlık, idari dava
öffentlich-rechtliche Verwahrung (F.) idari saklatım, idari vedia
öffentlich-rechtlicher Vertrag (M.) kamu hukuku akdi
offerieren teklif etmek, önermek
Offerte (F.) teklif, icap
office de lutte antifraud (OLAF) dolandırıcılıkla karşı mücadele makamı
Offizial (M.) kilise yargıcı
Offizialverfahren (N.) re’sen hareket usulü
offiziell resmi (Adj.)
Offizier (M.) subay, zabit
Offizierin (F.) subay, zabit
offiziös yarı resmi
Ohrfeige (F.) tokat, şamar
ohrfeigen tokatlamak
Okkupation (F.) işgal
okkupieren işgal etmek
Ökologie (F.) çevrebilim, ekoloji
ökologisch çevrebilimsel, ekolojik
Ökonomie (F.) iktisat, ekonomi
ökonomisch iktisadi, ekonomik
oktroyieren empoze etmek, zorla kabul ettirmek
Ökumene (F.) hıristiyanların tümü
ökumenisch evrensel
OLAF (office de lutte antifraud) dolandırıcılığa karşı mücadele makamı
Oligarchie (F.) oligarşi
Oligokratie (F.) oligokrasi
Oligopol (N.) oligopol
Ombudsfrau (F.) kamu denetçisi, ombudsman
Ombudsmann (M.) kamu denetçisi, ombudsman
Onkel (M.) amca, dayı
Onomasiologie (F.) onomasyoloji, isim öğretisi
Operation (F.) ameliyat, harekat, operasyon
operieren ameliyat etmek, harekatta bulunmak
Opfer (N.) mağdur, kurban, kıygın
Opferentschädigung (F.) mağdur olanlara tazminat ödenmesi
Opfergrenze (F.) fedakarlığın sınırı
opfern feda etmek
Opferschutz (M.) mağdurun korunması
opponieren muhalefet etmek, karşı çıkmak
opportun uygun, münasip, müsait
Opportunist (M.) fırsatçı
Opportunität (F.) fırsatçılık
Opportunitätsprinzip (N.) dava ikamesi muhtariyeti prensibi
Opposition (F.) muhalefet
oppositionell muhalif
Oppositionsklage (F.) muhalefet davası
Oppositionspartei (F.) muhalefet partisi
Option (F.) opsiyon, seçim hakkı
Optionsschein opsiyon senedi
Orden (M.) tarikat
ordentlich adi, olağan, düzenli
ordentliche Gerichtsbarkeit (F.) adli yargı
ordentliche Kündigung (F.) adli ihbar
ordentlicher Rechtsweg (M.) adli yargı yolu
Order (F.) emir, buyruk
Orderklausel (F.) emre kaydı
ordern ısmarlamak
Orderpapier (N.) emre yazılı senet
ordinär kaba, alçak
Ordinaria (F.) ordinaryüs
Ordinarius (M.) ordinaryüs
ordnen düzenlemek, tanzim etmek
Ordnung (F.) inzibat, düzen, nizam
Ordnungsbehörde (F.) polis, zabıta
Ordnungsgeld (N.) inzibati mahiyette hafif para cezası
ordnungsgemäß usulü dairesinde
ordnungsgemäße Buchführung (F.) usulü dairesinde saymanlık
Ordnungshaft (F.) inzibati mahiyette hafif hapis
Ordnungsmittel (N.) inzibati ceza
Ordnungsrecht (N.) genel güvenlik ve kamu düzeni hukuku
Ordnungsstrafe (F.) inzibati ceza
ordnungswidrig genel düzene aykırı
Ordnungswidrigkeit (F.) genel düzene aykırılık
ordre (M.) public (franz.) kamu düzeni
Organ (N.) organ, uzuv
Organhaftung (F.) organ sorumluluğu
Organisation (F.) örgüt, organizasyon
Organisation (F.) für Sicherheit und Zusammenarbeit in Europa (OSZE) Avrupa
Güvenlik ve İşbirliği Örgütü
Organisationsklausel (F.) organizasyon kaydı
Organisationsmangel (M.) organizasyon eksikliği
organisieren örgütlemek, organize etmek
organisierter Streik (M.) organize grev
Organismus (M.) organizma
Organleihe (F.) kurum ariyeti
original asıl (Adj.), özgün, orijinal, orjinal
Original (N.) asıl (Sb.)
originär asli, özgün
originärer Eigentumserwerb (M.) asli mülkiyet iktisabı
Ort (M.) yer, mahal, çevre
orthodox mutaassıp, ortodoks
örtlich yerel, mahalli
örtliche Zuständigkeit (F.) yer itibariyle yetki
Ortsbeirat (M.) mahalli müşavir
Ortsgericht (N.) mahalli mahkeme
Ortskrankenkasse (F.) mahalli sağlık sigortaları kurumu
ortsüblich yerel töre ile belirlenen
Ortsverzeichnis (N.) mahalli liste
Ortszuschlag (M.) mesken zammı
Osten (M.) doğu
Österreich (N.) Avusturya
Ostvertrag (M.) doğu sözleşmesi
Ostverträge (M.Pl.) doğu sözleşmeleri
Ostzone (F.) doğu bölgesi
outsorcing (N.) outsorcing
Pacht (F.) kira, ürün kirası
pachten kiralamak
Pächter (M.) kiracı
Pächterin (F.) kiracı
Pachtkredit (M.) kira kredisi
Pachtverhältnis (N.) kira ilişkisi
Pachtvertrag (M.) kira sözleşmesi
Pachtzins (M.) kira
pacta sunt servanda (lat.) ahde vefa
pactum (N.) de non petendo (lat.) dava etmeme şartı
Pairing (N.) (parlamentarische Stimmrechtsbeschränkungsvereinbarung) pairing,
parlamenter oy hakkını kayıtlama sözleşmesi
Paket (N.) paket, koli
Pakt (M.) sözleşme, anlaşma
Palast (M.) saray
Pandekte (F.) pandekt hukuku
Pandekten (F.Pl.) pandekt hukuku
Panzer (M.) zırh, tank
Papier (N.) kağıt, varaka
Papiergeld (N.) kağıt para
Papst (M.) papa
Paragraph (M.) madde
Paraphe (F.) parafe
paraphieren parafe etmek
Paraphierung (F.) parafe etme
Parentel (N.) zümre, mirasta derece
Parität (F.) parite, eşitlik
paritätisch pari passu, eşit olarak
parken park etmek
Parken (N.) park etme
Parkplatz (M.) park yeri, otopark
Parlament (N.) parlamento, millet meclisi
Parlamentarier (M.) parlamenter (Sb.), milletvekili
Parlamentarierin (F.) parlamenter (Sb.), milletvekili
parlamentarisch parlamenter (Adj.), parlamentolu
Parlamentarischer Rat (M.) parlamento meclisi
Parlamentarismus (M.) parlamentarizm
Parlamentsanklage (F.) parlamento davası
Parlamentsgebäude (N.) parlamento binası
Partei (F.) parti, taraf
Parteiänderung (F.) dava konusunun devri
Parteiantrag (M.) dava konusunun dilekçesi
Parteienfinanzierung (F.) siyasal parti finansmanı
Parteienstaat (M.) partiler devleti
Parteigenosse (M.) parti yoldaşı
Parteigenossin (F.) parti yoldaşı
parteiisch taraf tutan
parteilich taraf tutan
Parteilichkeit (F.) taraf tutma
Parteiprozess (M.) avukat zorunluluğu olmayan dava
Parteivereinbarung (F.) tarafların sözleşmesi
Parteivernehmung (F.) tarafların sorgulanması
Parteiverrat (M.) tarafa ihanet
Parteiwechsel (M.) parti değiştirme
partiarisches Darlehen (N.) katılma ödüncü, iştirak ödüncü
partiarisches Verhältnis (N.) katılma payı, iştirak payı
partiell kısmen (Adj.), kısmi (Adj.)
Partikularrecht (N.) yer itibariyle sınırlı hukuk
Partner (M.) ortak (Sb.), şerik (Sb.)
Partnerin (F.) ortak (Sb.), şerik (Sb.)
Partnerschaft (F.) ortaklık, iştirak
Partnerschaftsbuch ortaklık kitabı
Partnerschaftsgesellschaft ortaklık şirketi
Parzelle (F.) parsel
parzellieren parsellemek
Pass (M.) pasaport
Passierschein (M.) geçiş belgesi
passiv pasif (Adj.), edilgen (Adj.)
Passiva (N.Pl.) pasifler
passives Wahlrecht (N.) seçilme hakkı
Passivlegitimation (F.) pasif husumet
Passivum (N.) pasif (Sb.)
Passivvertretung (F.) muhatap temsilciliği
Passpflicht (F.) pasaport zorunluluğu
Passrecht (N.) pasaport hukuku
Pastor (M.) rahip
Pastorin (F.) rahip
Pate (M.) vaftis babası
Patenschaft (F.) vaftis babalığı
Patent (N.) patent, berat
Patentamt (N.) patent dairesi
Patentanwalt (M.) patent avukatı
Patentanwältin (F.) patent avukatı
Patentgericht (N.) patent mahkemesi
Patentgesetz (N.) patent yasası
patentieren patent vermek
Patentinhaber (M.) patent sahibi
Patentinhaberin (F.) patent sahibi
Patentrecht (N.) patent hukuku
Patentverletzung (F.) patentin ihlali
Patient (M.) hasta
Patientin (F.) hasta
Patin (F.) vaftis anası
Patrimonium (N.) babanın miras payı
Patron (M.) koruyan, hami
Patronat (N.) koruma, himaye
Patrone (F.) fişek, mermi
Patronin (F.) koruyan, hami
Pauschale (F.) götürü, kabala
Pause (F.) ara, fasıla, mola
Pazifismus (M.) pasifizm
Pension (F.) emeklilik, emekli maaşı
pensionieren emekliye ayırmak
Pensionsfond (M.) emeklilik fonu
peremptorisch hak düşürücü, ıskat edici
peremptorische Einrede (F.) daimi defi, kati defi
Periode (F.) dönem, devre
periodisch dönemsel, devresel
perpetuatio (F.) fori (lat.) yetkinin devam etmesi
Person (F.) kişi, şahıs, kimse
persona (F.) ingrata (lat.) istenmeyen kişi
persona (F.) non grata (lat.) istenmeyen kişi
Personal (N.) personel, kadro
Personal Computer personel bilgisayar
Personalakte (F.) özlük dosyası
Personalausweis (M.) kimlik cüzdanı
Personalfolium (N.) mal sahipleri sayfası
Personalie (F.) açık kimlik
Personalien (F.Pl.) açık kimlik
Personalinformationssystem (N.) personel enformasyon sistemi
Personalität (F.) şahsilik
Personalitätsprinzip (N.) şahsilik ilkesi
Personalkörperschaft (F.) kamu kurumu
Personalkredit (M.) kişisel kredi
Personalstatut (N.) şahsi statü
Personalunion (F.) kişisel birlik
Personalversammlung (F.) personel toplantısı
Personenbeförderung (F.) yolcu taşıma
Personenbeförderungsrecht (N.) yolcu taşıma hukuku
Personengesellschaft (F.) şahıs şirketi
Personenrecht (N.) kişinin hukuku
Personenschaden (M.) yaralanma veya ölüm
Personenstand (M.) kişisel durum
Personenvereinigung (F.) kişisel birleşme
Personenversicherung (F.) kişisel sigorta
persönlich kişisel, bizzat, şahsi, şahsen
persönliche Haftung (F.) kişisel sorumluluk
persönlicher Strafaufhebungsgrund (M.) kişisel cezayı kaldıran neden
persönlicher Strafausschließungsgrund (M.) kişisel cezayı (önceden) kaldırıcı neden
persönliches Erscheinen (N.) bizzat hazır bulunma
Persönlichkeit (F.) kişilik, şahsiyet
pervers sapık
Petition (F.) dilekçe, arzuhal
Petitionsausschuss (M.) dilekçe komisyonu, arzuhal encümeni
Petitionsrecht (N.) dilekçe hakkı, arzuhal hakkı
petitorisch dilekçeli
petitorischer Anspruch (M.) dilekçeli hak, dilekçeli alacak
Petschaft (F.) mühür
Pfand (N.) sağlanca, rehin
pfändbar haciz edilebilir
Pfandbrief (M.) rehinli tahvil
Pfandbriefinhaber (M.) rehinli tahvil sahibi
Pfandbriefinhaberin (F.) rehinli tahvil sahibi
pfänden haczetmek, haciz koymak
Pfandgläubiger (M.) mürtehin, rehin alacaklısı
Pfandgläubigerin (F.) mürtehin, rehin alacaklısı
Pfandleiher (M.) rehin karşılığı ödünç veren kimse
Pfandleiherin (F.) rehin karşılığı ödünç veren kimse
Pfandnehmer (M.) rehin karşılığı ödünç veren kimse
Pfandnehmerin (F.) rehin karşılığı ödünç veren kimse
Pfandrecht (N.) rehin hakkı
Pfändung (F.) haciz
Pfändungsbeschluss (M.) haciz kararı
Pfändungspfandrecht (N.) hacizde rehin hakkı
Pfandverkauf (M.) merhunun satılması
Pfarre (F.) papazlık makamı
Pfarrer (M.) papaz
Pfarrerin (F.) papaz
Pflanze (F.) bitki, nebat
Pflanzenschutz (M.) bitkilerin korunması
Pflege (F.) bakım, iaşe
Pflegeelter (M. bzw. F.) evlat edinen baba, evlat edinen ana
Pflegeeltern (Pl.) evlat edinen ana baba
Pflegekind (N.) evlatlık
Pflegemutter (F.) evlat edinen ana
pflegen bakmak
Pfleger (M.) bakıcı, kayyım
Pflegerecht bakım hukuku
Pflegerin (F.) bakıcı, kayyım
Pflegevater (M.) evlat edinen baba
Pflegeversicherung (F.) bakım sigortası
Pflegling (M.) evlatlık
Pflegschaft (F.) bakımcılık, kayyımlık
Pflicht (F.) yükümlülük, mükellefiyet, zorunluluk
Pflichtenkollision (F.) görev uyuşmazlığı
Pflichtenverhältnis (N.) görev ilişkisi
Pflichtexemplar (N.) kütüphane örneği
Pflichtteil (M.) mahfuz hisse
Pflichtteilsberechtigter (M.) mahfuz hisseli
Pflichtteilsberechtigte (F.) mahfuz hisseli
Pflichtteilsrestanspruch (M.) mahfuz hisse yasal hakkı
Pflichtverletzung (F.) görevin ihmali
Pflichtversicherung (F.) zorunlu sigorta
Pflichtverteidiger (M.) tayin edilmiş müdafi
Pflichtverteidigerin (F.) tayin edilmiş müdafi
Pfründe (F.) arpalık
Pfund (N.) yarım kilo, libre, lira
physisch fiziki, fiziksel, bedensel
Pirat (M.) korsan
Piratensender (M.) korsan radyo
Piratin (F.) korsan
Pistole (F.) tabanca
plädieren konuşmak
Plädoyer (N.) son defa söz alarak mütalaa ve iddiaların beyanı
Plagiat (N.) çalıntı, intihal
Plagiator (M.) başkasının eserini çalan, intihal eden
Plagiatorin (F.) başkasının eserini çalan, intihal eden
plagiieren başkasının eserini çalmak, intihal etmek
Plakette (F.) plaket
Plan (M.) plan, cetvel
planen planlamak
Planfeststellung (F.) plan tespiti
Planfeststellungsbeschluss (M.) plan tespit etme kararı
Plangewährleistungsanspruch (M.) plan garanti etme hakkı
Planstelle (F.) kadro
Planung (F.) planlama
Planwirtschaft (F.) plan ekonomisi
Platz (M.) yer, mekan
Platzgeschäft (N.) yerinde işlem
plausibel inanılır
Plebiszit (N.) halk oylaması, plebisit
plebiszitär halk oylaması yoluyla
plebiszitäre Demokratie (F.) halk oylaması yoluyla demokrasi
Pleite (F.) iflas, batkınlık
Plenarausschuss (M.) içtihadı birleştirme kurulu
Plenum (N.) genel kurul, plenum
Plombe (F.) kurşun damga
plombieren kurşunlamak
Plünderer (M.) yağmacı, çapulcu
Plündererin (F.) yağmacı, çapulcu
plündern yağma etmek
Plünderung (F.) yağma, çapulculuk
Pluralismus (M.) çoğulculuk, plüralizm
Plutokratie (F.) plütokrasi
Pogrom (N.) kıyım, pogrom
Police (F.) poliçe
Politik (F.) politika, siyaset
Politiker (M.) politikacı, siyasetçi
Politikerin (F.) politikacı, siyasetçi
politisch siyasal, politik
politische Verdächtigung (F.) politik şüphelenme, politik suçlama
Politologie (F.) politoloji
Polizei (F.) polis, zabıta
Polizeichef (M.) polis şefi, polis başkanı
Polizeichefin (F.) polis şefi, polis başkanı
polizeilich polisçe
polizeiliche Generalklausel (F.) polisin genel yetkisi
Polizeiordnung (F.) polis düzeni
Polizeirecht (N.) polis hukuku
Polizeistaat (M.) polis devleti
Polizeistunde (F.) meyhane ve lokanta gibi yerlerin kapanma saati
Polizeiverfügung (F.) polis egenimi
Polizeiverordnung (F.) polis yönetmeliği
Polizeiverwaltung (F.) polis yönetimi
Polizeivollzugsdienst (M.) polis infaz görevi
Polizist (M.) polis memuru, zabıta memuru
Polizistin (F.) polis memuru, zabıta memuru
polygam poligam (Adj.)
Polygamie (F.) poligami (Sb.), çokevlilik (Sb.)
Polygraph yalanı saptama makinası
Pontifikat (N.) papalık süresi
Popularklage (F.) kamu davası
Pornographie (F.) pornografi, edepsizce yayım
pornographisch pornografik, edepsizce
Porto (N.) posta ücreti
positiv müspet, olumlu, pozitif
positive Forderungsverletzung (F.) borcun müspet ihlali
positives Interesse (N.) müspet zarardan doğan menfaat
positives Recht (N.) müspet hukuk
Positivismus (M.) positivizm
Post (F.) posta
Postamt (N.) postane
Postanweisung (F.) posta havalesi
Postgeheimnis (N.) haberleşme sırrı
Postgesetz posta kanunu
Postkarte (F.) posta kartı
postlagernd postrestant
Postleitzahl (F.) posta kodu
Postscheck (M.) posta çeki
Postulationsfähigkeit (F.) dava açma ehliyeti
postulieren talep etmek, istemek
postum doğuştan yetim, ölümünden sonra
potent güçlü
potentiell gizil, potansiyel
potentielles Unrechtsbewusstsein (N.) gizil haksızlık bilinci, potansiyel haksızlık bilinci
Potsdamer Abkommen (N.) Potsdam Sözleşmesi
Präambel (F.) başlangıç, dibace, preamble
Präfekt (M.) vali
Präfektin (F.) vali
pragmatisieren asaleten tayin etmek
Pragmatisierung (F.) asaleten tayin
Präjudiz (N.) ön karar, emsal karar
Präklusion (F.) hakkın düşmesi
Praktik (F.) yöntem, hile
Praktikant (M.) stajyer
Praktikantin (F.) stajyer
Prämie (F.) prim
Prämienanleihe (F.) primli tahvil
Pranger (M.) teşhir direği
Prärogative (F.) ayrıcalık, imtiyaz
Präses (M.) başkan, reis
Präsident (M.) başkan, reis
Präsidentin (F.) başkan, reis
Präsidialdemokratie (F.) başkanlık hükümet sistemi
Präsidialrat (M.) başkanlık meclisi
Präsidin (F.) başkan, reis
Präsidium (N.) başkanlık, reislik
Präsumption (F.) karine
Prätendent (M.) bir hak iddia eden
Prätendentenstreit (M.) iddia davası
Prätendentin (F.) bir hak iddia eden
Prävarikation (F.) tarafa ihanet
Prävention (F.) önleme
präventiv önleyici
präventives Verbot (N.) önleyici yasak
Praxis (N.) büro, muayenehane, uygulama, pratik
Präzedenz (F.) öncelik
Präzedenzfall (M.) emsal
Präzedenzregel (F.) öncelik kuralı
Preis (M.) fiyat, ödül
Preisausschreiben (N.) ödüllü yarışma
Preisbindung (F.) narh
Preisempfehlung (F.) fiyat önerisi
Preisgabe (F.) ifşa, açıklama
preisgeben ifşa etmek, açıklamak
Preisgefahr (F.) fiyat tehlikesi
Preisklauselverordnung fiyat kaydı yönetmeliği
Preistreiberei (F.) vurgunculuk, ihtikar
Premierminister (M.) başbakan
Premierministerin (F.) başbakan
Presse (F.) basın, matbuat
Pressedelikt (N.) basın suçu
Pressefreiheit (F.) basın özgürlüğü
Presserat (M.) basın komisyonu
Presserecht (N.) basın hukuku
Preussen (N.) Prusya
Priester (M.) papaz, rahip
Prima-facie-Beweis (M.) görünüşte delil
Primat (M.) öncelik, üstünlük
Prime Rate (N.) (engl.) prime rate
Primogenitur (F.) ekber evlat hakkı
Prinz (M.) prens
Prinzessin (F.) prenses
Prinzip (N.) prensip, ilke, esas, kural
Prinzipal (M.) müessese sahibi
Prinzipalin (F.) müessese sahibi
prinzipiell prensip olarak, ilke olarak, esas olarak, kural olarak
Prior (M.) manastır, başrahip
Priorität (F.) öncelik, üstünlük
Prioritätsprinzip (N.) öncelik prensibi
Prise (F.) ganimet, iğtinam
privat özel, hususi
Privatautonomie (F.) sözleşme özgürlüğü, akit serbestisi
Privatç (M.) özel doçent
Privatdozentin (F.) özel doçent
Privateigentum (N.) özel mülkiyet
privatisieren özelleştirmek
Privatisierung (F.) özelleştirme
privativ alıcı (Adj.), kaldırıcı (Adj.)
privative Schuldübernahme (F.) borcun yüklenilmesi
Privatklage (F.) şahsi dava, kişisel dava
Privatkläger (M.) şahsi davacı
Privatklägerin (F.) şahsi davacı
Privatrecht (N.) özel hukuk
Privatschule (F.) özel okul
Privatstrasse (F.) özel yol
Privaturkunde (F.) özel evrak, adi senet
Privatversicherung (F.) özel sigorta
Privileg (N.) ayrıcalık, imtiyaz
privilegieren ayrıcalık yapmak
privilegiert ayrıcalıklı, imtiyazlı
privilegierte Straftat (F.) ayrıcalıklı suç
Probe (F.) deneme, örnek
Probezeit (F.) deneme süresi
Produkt (N.) ürün, mamul, mahsul
Produktfehler ürün hatası
Produktsicherheitsgesetz (N.) ürün emniyet yasası
Produktwarnung (F.) ürün uyarısı
Produzent (M.) üretici
Produzentenhaftung (F.) üretici sorumluluğu
Produzentenleasing (N.) üretici kiralaması
Produzentin (F.) üretici
produzieren üretmek
Professor (M.) profesör
Professorin (F.) profesör
Professur (F.) profesörlük
Prognose (F.) öngörü, tahmin
Programm (N.) izlence, program
Progression (F.) artan oran
progressiv artan oranlı, müterakki
Prokura (F.) vekalet, ticari temsilcinin yetkisi
Prokurator (M.) vekil
Prokuratorin (F.) vekil
Prokurist (M.) ticari mümessil
Prokuristin (F.) ticari mümessil
Proletarier (M.) proleter
Proletarierin (F.) proleter
Prolongation (F.) uzatma, temdit
prolongieren uzatmak, temdit etmek
Promotion (F.) doktora
Promotionsverfahren (N.) doktora yöntemi
promovieren doktor ünvanı almak
Promulgation (F.) yayım, ilan
Properhändler (M.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar
Properhändlerin (F.) kendi nam ve hesabına iş gören tüccar
Proportion (F.) orantı
proportional orantılı
Proporz (M.) nisbi temsil
Propst (M.) başpapaz, piskopos
Prorogation (F.) erteleme, talik
Prostituierte (F.) fahişe
Prostitution (F.) fahişelik, fuhuş
protegieren himaye etmek, kayırmak
Protektorat (N.) himaye altındaki devlet, mahmi
Protest (M.) protesto
protestieren protesto etmek
Protokoll (N.) tutanak, zabıt
Protokollant (M.) tutanak katibi, zabıt katibi
Protokollantin (F.) tutanak katibi, zabıt katibi
protokollieren tutanağa geçirmek, tutanağa yazmak
Provinz (F.) vilayet, taşra
Provision (F.) komisyon, komisyon ücreti
Provokateur (M.) kışkırtıcı, provokatör
Provokation (F.) kışkırtma, tahrikat
provozieren kışkırtmak, tahrik etmek
Prozedur (F.) usul, yöntem
Prozent (N.) yüzde
Prozess (M.) dava, yargılama
Prozessagentin (F.) dava acentesi
Prozessagent (M.) dava acentesi
Prozessanwalt (M.) dava avukatı
Prozessanwältin (F.) dava avukatı
Prozessbevollmächtigte (F.) davavekili
Prozessbevollmächtigter (M.) davavekili
prozessfähig davaya ehil
Prozessfähigkeit (F.) davaya ehliyet
Prozessformular dava formüleri
Prozessführung (F.) dava takibi
Prozessgebühr (F.) dava harcı
Prozessgericht (N.) dava makamı
Prozesshandlung (F.) dava, yargılama
Prozesshandlungsvoraussetzung (F.) dava koşulları, yargılama koşulları
prozessieren dava açmak
Prozesskosten (F.Pl.) dava giderleri
Prozessordnung (F.) dava düzeni
Prozessrecht (N.) dava hukuku
Prozesstaktik (F.) dava taktiği
Prozesstrennung (F.) davaların ayrılması
prozessual dava ile ilgili, yargılama ile ilgili
prozessunfähig davaya ehliyeti olmayan
Prozessurteil (N.) usule ilişkin karar
Prozessvergleich (M.) davada sulh
Prozessvertrag davada anlaşma
Prozessvollmacht (F.) dava vekaletnamesi
Prozessvoraussetzung (F.) dava şartı
prüfen sınav yapmak, muayene etmek, denetlemek
Prüfer (M.) sınav yapan, muayene eden, denetçi
Prüferin (F.) sınav yapan, muayene eden, denetçi
Prüfling (M.) imtihan veren, aday
Prüfung (F.) sınav, muayene, imtihan, denetim
Prüfungsordnung (F.) sınav yönetmeliği
prügeln dayak atmak, dövmek
Pseudonym (N.) müstear ad, takma ad
Psyche (F.) ruh
Psychiatrie (F.) ruh hekimliği, psikiyatri
psychisch ruhsal, ruhi
Psychologie (F.) ruhbilim, psikoloji
Psychopath (M.) ruh hastası, psikopat
Psychopathie (F.) ruh hastalığı, psikopati
Psychopathin (F.) ruh hastası, psikopat
psychopathisch ruh hastalıklı
Psychose (F.) ruhsal bozukluk, psikoz
Psychotherapeutengesetz ruhsal tedavi mütehasısı yasası
Psychotherapie (F.) ruhsal tedavi, psikoterapi
publik herkeşçe bilinir
Publikum (N.) halk, dinleyiciler, seyirciler
Publizität (F.) açıklık, aleniyet
Publizitätsprinzip (N.) açıklık ilkesi, aleniyet prensibi
Puff (M.) genelev
Punktation (F.) belirleme, tayin
Putativgefahr (F.) mevhum tehlike, varsayılan tehlike
Putativnotstand (M.) mevhum ıztırar, varsayılan zaruret hali
Putativnotwehr (F.) mevhum meşru müdafaa, varsayılan haklı savunma
Putsch (M.) komplo, darbe, hükümet darbesi
putschen komplo kurmak
Qualifikation (F.) yeterlik, kalifikasyon
qualifizieren nitelendirmek, vasıflandırmak
qualifiziert nitelikli, mevsuf, vasıflı
qualifizierte Mehrheit (F.) nitelikli çoğunluk
qualifizierte Straftat (F.) nitelikli suç
qualifizierter Versuch (M.) nitelikli teşebbüs
Qualität (F.) nitelik, kalite
Quartal (N.) üç aylık süre
quasi adeta, sanki
Quasidelikt (N.) şibih suç, haksız fiil benzeri
Quasikontrakt (M.) şibih akit, sözleşme benzeri
quasinegatorisch şibih önleyici
Quasisteuer (F.) şibih vergi
quasivertraglich şibih sözleşmesel
Quästur (F.) defterdarlık, quaestorluk
Quelle (F.) kaynak, memba
Quellensteuer (F.) stopaj
Querulant (M.) nizacı, uyuşmazlık yanlısı
Querulantin (F.) nizacı, uyuşmazlık yanlısı
Querulanz (F.) resmi makamları ve adli organları boşyere işgal etme
querulieren mızmızlanmak
quittieren imzasiyle onaylamak, ayrılmak
Quittung (F.) makbuz, alındı
Quorum (N.) yetersayı, nisap
Quote (F.) oran, nispet, pay
Quotenaktie buçuklu lot
Rabatt (M.) indirim, tenzilat
Rache (F.) öç, intikam
rächen öç almak, intikam almak
Rädelsführer (M.) elebaşı
Rädelsführerin (F.) elebaşı
radikal radikal, köklü
Radikalismus (M.) radikalizm, köktencilik
Rahmen (M.) çerçeve
Rahmengesetzgebung (F.) çerçeve mevzuat
Rahmenkompetenz (F.) çerçeve yetki
Rahmenrecht (N.) çerçeve hukuk
Rahmenvorschrift (F.) çerçeve hüküm
Rakete (F.) füze, roket
randalieren gürültü patırtı etmek
Rang (M.) sıra, derece, rütbe
Rangordnung (F.) sıra, tertip, hiyerarşi
Ranke (M.) dalavere
Ränkeschmied (M.) entrikacı
Rapport (M.) rapor
Räson (F.) akıl, us
Rasse (F.) ırk
Rassendiskriminierung (F.) ırk farklılığı gözetme
rassisch ırksal, ırki
Rassismus (M.) ırkçılık
rassistisch ırkçı (Adj.)
Raster (N.) yatay ve dikey hatlar sistemi
Rasterfahndung (F.) arşiv araştırması
Rat (M.) öğüt, nasihat, tavsiye, meclis
Ratenkauf (M.) taksitle satım
Ratenzahlung (F.) taksitle ödeme
Raterteilung (F.) öğüt verme, nasihat verme
Räuber (M.) haydut, soyguncu, eşkiya
Räuberin (F.) haydut, soyguncu, eşkiya
räuberisch haydutça
räuberische Erpressung (F.) haydutça şantaj
räuberischer Diebstahl (M.) haydutça hırsızlık
Raubmord (M.) soygun ve nitelikli adam öldürme suçlarının fikri içtimaı, hırsızlık için adam
öldürme
Raubüberfall (M.) soygunculuk, karmanyola
Rauch (M.) duman
rauchen tütmek, duman çıkarmak, kullanmak
Rauchverbot (N.) sigara içme yasağı
raufen dövüşmek, boğuşmak, kavga etmek
Raufhandel (M.) dövüşme, boğuşma, kavga
Raum (M.) yer, çevre, mahal, oda
räumen kiracı çıkartmak, boşaltmak, gidermek
Raumordnung (F.) çevre düzeni
Raumplanung (F.) çevre planlaması
Räumung (F.) kiracı çıkartma, tahliye, boşaltma
Räumungsklage (F.) kiracı çıkartma davası, tahliye davası
Räumungsverkauf (M.) tasfiye satışı
Rausch (M.) sarhoşluk
Rauschgift (N.) uyuşturucu madde, narkotik
Razzia (F.) arama tarama, baskın
Reaktion (F.) reaksiyon, tepki, gericilik, irtica
reaktionär gerici (Adj.), irticai (Adj.)
Reaktionär (M.) gerici (Sb.), irticai (Sb.)
Reaktionärin (F.) gerici (Sb.), irticai (Sb.)
Reaktionszeit (F.) reaksiyon zamanı
real gerçek (Adj.), hakiki (Adj.), reel (Adj.)
Realakt (M.) maddi fiil
Realfolium (N.) arazi sayfası
Realgemeinde (F.) ayni belediye
Realinjurie (F.) fiilen hakaret
Realkonkurrenz (F.) gerçek içtima, hakiki içtima
Realkontrakt (M.) ayni akit
Realkörperschaft (F.) ayni dernek
Realkredit (M.) ayni kredi
Reallast (F.) gayrimenkul mükellefiyeti
Realrecht (N.) ayni hak
Realunion (F.) gerçek birlik
Realvertrag (M.) ayni akit
Rebell (M.) başkaldıran, ayaklanan, isyan eden
rebellieren başkaldırmak, ayaklanmak, isyan etmek
Rebellin (F.) başkaldıran, ayaklanan, isyan eden
Rebellion (F.) başkaldırma, ayaklanma, isyan
Rechenschaft (F.) hesap
Rechenschaftslegung (F.) hesap verme
Rechenschaftslegungspflicht (F.) hesap verme zorunluluğu
rechnen hesap etmek, saymak
Rechnung (F.) hesap
Rechnungshof (M.) sayıştay
Rechnungsjahr (N.) hesap yılı
Rechnungslegung (F.) hesap verme
Rechnungsprüfer (M.) muhasebe denetçisi
Rechnungsprüferin (F.) muhasebe denetçisi
Rechnungsprüfung (F.) muhasebe denetimi
Recht (N.) hukuk, hak, yetki, salahiyet
rechtfertigen haklı çıkarmak, gerektirmek, mazeret göstermek
Rechtfertigung (F.) haklı çıkarma, gerektirme, mazeret, özür
Rechtfertigungselement (N.) mazeret unsuru
rechtlich hukuki, hukuksal, hukuken
rechtliche Einwendung (F.) hukuki itiraz
rechtliches Gehör (N.) hukuki dinlenme
rechtliches Interesse (N.) hukuki yarar
rechtlos haksız, kanundışı
Rechtlosigkeit (F.) haksızlık, ademi ehliyet
rechtmäßig meşru, hukuk düzenine uygun
Rechtmäßigkeit (F.) meşruiyet, hukuk düzenine uygunluk
Rechtsakt (M.) kural işlem, hukuki işlem
Rechtsakte (F.) der Europäischen Gemeinschaften avrupa toplulukların hukuki dosyası
Rechtsakzeptanz (F.) hukuk kabulü
Rechtsanalogie (F.) hukuksal benzetme, hukuki kıyas
Rechtsanspruch (M.) yasal hak
Rechtsanwalt (M.) avukat
Rechtsanwältin (F.) avukat
Rechtsanwaltsfachangestellter (M.) avukat yardımcısı
Rechtsanwaltsfachangestellte (F.) avukat yardımcısı
Rechtsanwaltsgehilfe (M.) avukat yardımcısı
Rechtsanwaltsgehilfin (F.) avukat yardımcısı
Rechtsanwendung (F.) hukuken uygulanması, hukuken tatbiki
Rechtsaufsicht (F.) idari denetim
Rechtsausschuss (M.) idari kurul
Rechtsausübung (F.) hak kullanma
Rechtsbegriff (M.) hukuk kavramı
Rechtsbeistand (M.) hukuki müşavir
Rechtsberater (M.) hukuk danışmanı
Rechtsberatung (F.) hukuk danışmanlığı
Rechtsbeschwerde (F.) hukuk itirazı
Rechtsbeugung (F.) itisaf
Rechtsbindungswille (M.) hukuken bağlayıcı istek
Rechtsblindheit (F.) hukuki cehalet
Rechtsdogmatik (F.) hukuk doğmatiği
Rechtseinheit (F.) hukuk birliği
Rechtserwerb (M.) hak kazanma
rechtsfähig tüzel kişiliğe sahip olan
rechtsfähiger Verein (M.) tüzel kişiliğe sahip olan dernek
Rechtsfähigkeit (F.) hak ehliyeti
Rechtsfolge (F.) hukuki sonuç
Rechtsfolgenirrtum (M.) hukuki sonuçlarda yanılma
Rechtsfolgenverweisung (F.) hukuki sonuçlara işaret etme
Rechtsfolgewille (M.) hukuki sonuca varma iradesi
Rechtsgang (M.) hukuki yol
Rechtsgebiet (N.) hukuk dalı
Rechtsgeschäft (N.) hukuki işlem
rechtsgeschäftlich hukuki işlem ile ilgili
rechtsgeschäftliches Schuldverhältnis (N.) hukuki işlem ile ilgili borç ilişkisi
rechtsgeschäftsähnliche Handlung (F.) hukuki işlem benzeri eylem
Rechtsgeschichte (F.) hukuk tarihi
rechtsgestaltend hukuk yaratıcı
Rechtsgrund (M.) hukuki sebep
Rechtsgrundlage (F.) hukuki dayanak
Rechtsgrundsatz (M.) hukuk ilkesi
Rechtsgrundverweisung (F.) hukuki sebebe işaret etme
Rechtsgut (N.) kişi varlığı hakları
Rechtsgutachten (N.) fetva
Rechtshandlung (F.) hukuki fiil
Rechtshilfe (F.) hukuki yardım
Rechtsinformatik (F.) hukuki bilgi-işlem
Rechtsinstitut (N.) hukuk kurumu
Rechtsirrtum (M.) hukuki hata
Rechtskraft (F.) kesinlik, kesin hüküm
rechtskräftig kesin, kesinleşmiş
Rechtslage (F.) hukuki durum
Rechtsmangel (M.) hukuki eksiklik
Rechtsmedizin (F.) adli tıp
Rechtsmissbrauch (M.) hakkın kötüye kullanılması
Rechtsmittel (N.) kanun yolu, yasa yolu
Rechtsmittelbelehrung (F.) kanun yolu hakkının öğretilmesi
Rechtsmittelgericht (N.) itiraz mahkemesi
Rechtsnachfolge (F.) ardıl, halef
Rechtsnachfolger (M.) ardıl, halef
Rechtsnachteil (M.) hukuki zarar
Rechtsnorm (F.) hukuk normu
Rechtsobjekt (N.) hakkın konusu
Rechtsordnung (F.) hukuk düzeni
Rechtspersönlichkeit (F.) tüzel kişilik
Rechtspflege (F.) yargı, kaza
Rechtspflicht (F.) hukuki zorunluluk
Rechtsphilosophie (F.) hukuk felsefesi
Rechtspolitik (F.) hukuk politikası
Rechtspositivismus (M.) hukuk pozitivizmi
Rechtspraxis (F.) hukuki uygulama
Rechtsprechung (F.) yargısal karar, yargı
Rechtsquelle (F.) hukukun kaynağı
Rechtsreferendar (M.) hukuk stajyeri
Rechtssatz (M.) hukuk kuralı
Rechtsschöpfung (F.) hukuk yaratma
Rechtsschule (F.) hukuk ekolü
Rechtsschutz (M.) hakkın korunması
Rechtssicherheit (F.) hukuk güvenliği
Rechtssoziologie (F.) hukuk sosyolojisi
Rechtssprache (F.) hukuk dili
Rechtssprichwort (N.) hukuk konulu atasözü
Rechtsstaat (M.) hukuk devleti
Rechtsstaatsprinzip (N.) hukuk devleti ilkesi
Rechtsstreit (M.) hak uyuşmazlığı, dava
Rechtssubjekt (N.) hukuk süjesi
Rechtssymbol (N.) hukuk sembolü
Rechtssystem (N.) hukuk sistemi
Rechtstatsachenforschung (F.) hukuki olay araştırması
Rechtstitel (M.) hukuk sıfatı
Rechtsübergang (M.) hakkın intikali
Rechtsübertragung (F.) hakkın devri
Rechtsunsicherheit (F.) hakkın güvensizliği
rechtsunwirksam hukuken geçersiz
Rechtsvereinheitlichung (F.) hukuk tekdüzenliği
Rechtsverfolgung (F.) hakkın takibi
Rechtsvergleichung (F.) hukuk düzenlerini karşılaştırma
Rechtsverhältnis (N.) hukuki ilişki
Rechtsverkehr (M.) hukuki ilişkiler
Rechtsverletzung (F.) hakkın ihlali
Rechtsverlust (M.) hakkın kaybı
Rechtsvermutung (F.) hak karinesi
Rechtsverordnung (F.) kararname
Rechtsverweigerung (F.) ihkakı haktan istinkaf
Rechtsvorgänger (M.) öncül
Rechtswahl (F.) yargı seçimi
Rechtsweg (M.) yargı yolu
Rechtswegzulässigkeit (F.) yargı yolu cevazı
rechtswidrig hukuka aykırı
Rechtswidrigkeit (F.) hukuka aykırılık
Rechtswissenschaft (F.) hukuk bilimi
Rechtszug (M.) derece
Rediskont (M.) reeskont
redlich namuslu
Redlichkeit (F.) namusluluk
Reduktion (F.) indirme, azaltma, azalma
reduzieren indirmek, azaltmak, azalmak
Reede (F.) demir yeri
Reeder (M.) donatan
Reederin (F.) donatan
Reederei (F.) donatma iştirakı
Referat (N.) bölüm, rapor, brifing
Referendar (M.) stajyer
Referendum (N.) halkoyu, referandum
Referent (M.) bölüm uzmanı, raportör
referieren rapor vermek
Reform (F.) reform, ıslahat
reformatio (F.) in peius (lat.) aleyhe bozma
Reformation (F.) yenileme, islah, reformasyon
reformieren yenilemek, islah etmek
Regel (F.) kural, kaide, norm
Regelbedarf (M.) normal durumda gerekli geçim ihtiyacı
Regelbeispiel (N.) kurallaşmış örnek
regeln düzeltmek, düzenlemek, kontrol etmek
Regelstrafe (F.) kural cezası
Regelung (F.) düzenleme, tanzim, çözüm
Regelungsverfügung düzenleme egenimi
Regelunterhalt (M.) iştirak nafakası
Regent (M.) kıral naibi
Regie (F.) tekel idaresi, reji
Regiebetrieb (M.) reji
regieren yönetmek, hüküm sürmek
Regierung (F.) yönetim, hükümet
Regierungsbezirk (M.) mahalli eyalet hükümetinin yetki çevresi
Regierungsrat (M.) mahalli hükümet meclisi
Regierungsvorlage (F.) hükümet tarafından sunulan kanun tasarısı
Regime (N.) rejim
Regiment (N.) alay
Region (F.) bölge
regional bölgesel
Register (N.) sicil, kütük
Registratur (F.) sicil dairesi, arşiv
registrieren kaydetmek, tescil etmek
Regress (M.) rücu
Regulation (F.) düzenleme, tanzim
regulieren düzenlemek, tanzim etmek
Regulierung (F.) düzenleme, tanzim
Rehabilitation (F.) memnu hakların iadesi, saygınlığın geri verilmesi
rehabilitieren memnu hakları iade etmek, saygınlığı geri vermek
Reich (N.) devlet
Reichsgericht (N.) devlet makamı
Reichsgesetz (N.) devlet kanunu
Reichsgesetzblatt (N.) devlet kanunlar dergisi
Reichskanzler (M.) devlet başbakanı
Reichspräsident (M.) devlet başkanı
Reichsrat (M.) devlet meclisi
Reichsregierung (F.) devlet yönetimi
Reichstag (M.) devlet günü
Reichsverfassung (F.) devlet anayasası
Reife (F.) olgunluk
Reifeprüfung (F.) olgunluk sınavı, bakalorya
rein net, halis, saf, temiz
Reingewinn (M.) net kâr
Reinvermögen (N.) özvarlık
Reise (F.) seyahat, yolculuk
Reisebüro seyahat acentası
Reisegewerbe (N.) seyyar satıcılık
Reisekosten (F.Pl.) seyahat masrafları
Reisekostenrecht (N.) seyahat masrafları hukuku
reisen seyahat etmek, yolculuk etmek
Reisepass (M.) pasaport
Reiserecht (N.) seyahat hukuku
Reisescheck (M.) seyahat çeki
Reiseversicherung (F.) seyahat sigortası
Reisevertrag (M.) seyahat sözleşmesi
reiten ata binmek
Reitweg (M.) ata binme yolu
Reklamation (F.) itiraz
reklamieren itiraz etmek
Rekrut (M.) acemi er
Rektapapier (N.) nama yazılı senet
Rektor (M.) rektör
Rektorat (N.) rektörlük
Rekurs (M.) basit itiraz
Relation (F.) ilişki
relativ oransal, nisbi
relative Mehrheit (F.) oransal çoğunluk
relative Unwirksamkeit (F.) nisbi butlan
relatives Recht (N.) nisbi hak
Relegation (F.) üniversiteden ihraç
relegieren üniversiteden ihraç etmek
relevant önemli, mühim
Relevanz (F.) önem
Religion (F.) din
Religionsfreiheit (F.) din özgürlüğü
Religionsgesellschaft (F.) dini cemaat
Religionsunterricht (M.) din dersi
Rembourskredit (M.) rambursman kredisi
Remittent (M.) lehdar
Remonstration (F.) emre karşı memurun şikayeti
Remonstrationspflicht (F.) emre karşı memurun şikayet zorunluluğu
Rendite (F.) getiri, gelir
Rente (F.) emeklilik, gelir
Rentenanspruch (M.) emekliğe hak
Rentenrecht (N.) emeklilik hukuku
Rentenversicherung (F.) emeklilik sigortası
Rentner (M.) emekli
Reparation (F.) savaş zarar giderimi, harp tazminatı
Reparatur (F.) onarım, tamir
reparieren onarmak, tamir etmek
Repatriierung (F.) vatana iade etme
repetieren bütünlemek, ikmal etmek
Repetitorium (N.) bütünleme dersi, ikmal dersi
Replik (F.) replik
Repräsentant (M.) temsilci
Repräsentantenhaus (N.) temsilciler meclisi
Repräsentation (F.) temsil
Repräsentationsprinzip (N.) temsil esası
repräsentativ temsili
repräsentative Demokratie (F.) temsili demokrasi
repräsentieren temsil etmek
Repressalie (F.) zararla karşılık verme, mutalebei bizzarar
Repression (F.) zorlayıcı durum
repressiv zorlayıcı, zecri
repressives Verbot (N.) ağır yasak
reprivatisieren yeniden özelleştirmek
Reprivatisierung (F.) yeniden özelleştirme
Republik (F.) cumhuriyet
Republikaner (M.) cumhuriyetçi (Sb.)
republikanisch cumhuriyetçi (Adj.)
Requisition (F.) istimval
Reservation (F.) saklatım, vedia, çekince
Reserve (F.) yedek, ihtiyat
reservieren yer ayırtmak
Reservierung yer ayırtma
Reservist (M.) redif
Residenz (F.) rezidans
Resolution (F.) karar
resolutiv bozucu, infisahi
Resolutivbedingung (F.) bozucu şart, infisahi şart
resozialisieren yeniden topluma kazandırmak
Resozialisierung yeniden topluma kazandırma
Ressort (N.) özel kalem, yetki alanı
Rest (M.) kalan, artık
restitutio (F.) in integrum (lat.) eski hale getirme, eski halin iadesi
Restitution (F.) iade, geri verme
Restitutionsklage (F.) iade davası
restlich kalan, geri kalan
restriktiv sınırlayıcı, tahdidi
Restschuldbefreiung (F.) kalan borçtan kurtarma
Retention (F.) hapis, alıkoyma, alıkonulma
Retentionsrecht (N.) hapis hakkı
Retorsion (F.) mukabelei bilmisil
Retraktrecht (N.) yakın hısımlık hakkı
Reue (F.) pişmanlık, nedamet
Reugeld (N.) cayma akçesi, zamanı rücu
revidieren tadil etmek, değiştirmek
Revier (N.) bölge, alan (1), çevre, karakol
revisibel temyizi kabil, temyiz edilebilir
Revision (F.) temyiz, yeniden inceleme
Revisionsgericht (N.) temyiz mahkemesi
Revisionsgrund (M.) temyiz sebebi
Revolution (F.) devrim, ihtilal
Rezeption (F.) kabul (Sb.), benimseme
Rezess (M.) geriçekilme, cayma, mukayese
rezipieren kabul etmek, benimsemek
reziprok karşılıklı, mütekabil
reziprokes Testament (N.) karşılıklı vasiyetname
Reziprozität (F.) karşılıklık, mütekabiliyet
Rheinland-Pfalz (N.) Rheinland-Pfalz
Rhetorik (F.) balagat, retorik
Richtbeil (N.) cellat satırı, giyotin
richten yönetmek, tevcih etmek
Richter (M.) hakim, yargıç
Richteramt (N.) hakimlik görevi
Richteramtsanwärter (M.) hakimlik görevine aday
Richteramtsprüfung (F.) hakimlik görevine sınav
richterlich hakim tarafından, hakimce
richterliche Haftprüfung (F.) yargısal denetim, kazai murakabe
Richterprivileg (N.) yargısal ayrıcalık
Richterrecht (N.) yargısal hukuk
Richterschaft (F.) hakimlik
Richterspruch (M.) hakim kararı
richtig doğru
Richtlinie (F.) yönetmelik, talimatname, yönerge
Richtstätte (F.) yönetme yeri
Richtung (F.) yön, istikamet
Rigorosum (N.) doktora sınavı, doktora imtihanı
Risiko (N.) riziko, zarara uğrama tehlikesi
Risikoübernahme (F.) rizikonun devralınması
Ritter (M.) şövalye, derebeyi
Rittergut (N.) şövalye malı
Robe (F.) cüppe
Rohstoff (M.) hammadde
Rolle (F.) rol, kütük, sicil
römisch romalı
römisches Recht (N.) Roma hukuku
rot kırmızı
Rotation (F.) rotasyon
Rotte (F.) takım, güruh
Rubrum (N.) rubrum, yazı başlığı
Rück- rücua
Rückbürge (M.) rücua kefil
Rückbürgschaft (F.) rücua kefalet
rückerstatten geri vermek, iade etmek
Rückerstattung (F.) geri verme, iade
Rückfall (M.) tekerrür, nüks
rückfällig mükerrir
rückfordern geri istemek, istirdat etmek
Rückforderung (F.) geri isteme, istirdat
Rückgewähranspruch (M.) geri verme hakkı
Rückgewährschuldverhältnis (N.) geri verme borç ilişkisi
Rückgriff (M.) müracaat, başvurma
Rücklage (F.) yedek, ihtiyat
Rücknahme (F.) geri alma
Rückruf geri çağırma, cayma
Rückseite (F.) arka tarafı, arkası
Rücksicht (F.) gözetme, göz önüne alma
rücksichtslos saygısız, aldırmaz, düşüncesiz
Rückstellung yedek, ihtiyat
Rückstellungen (F.Pl) yedekler
Rücktritt (M.) cayma, dönme, çekilme, istifa
Rücktritt (M.) vom Versuch teşebbüsten dönme, vazgeçme
Rücktrittsrecht (N.) cayma hakkı, dönme hakkı
Rückversicherung (F.) reasürans, mükerrer sigorta
rückwirkend geçmişe etkili, makabline şamil
Rückwirkung (F.) geçmişe etki, makable şümul
Rückwirkungsverbot (N.) geçmişe uygulama yasağı
Rückzahlung (F.) geri ödeme
Ruf (M.) saygınlık, itibar
Rufmord(M.) aleni iftira
Rüge (F.) azar, itiraz, ihbar
rügen azarlamak, ayıplamak
Ruhe (F.) dinlenme, istirahat, rahat
Ruhegehalt (N.) emeklilik maaşı
ruhen dinlenmek, istirahat etmek
Ruhen (N.) des Verfahrens davanın durması
Ruhestand (M.) emeklilik, tekaüd
Ruhestandsverhältnis (N.) emeklilik ilişkisi
Ruhestörung (F.) rahat bozma, sükuneti ihlal
Rumänien Romanya
Rundfunk (M.) radyo
Rundfunkfreiheit (F.) radyo ile yayın serbestisi
rüsten silahlanmak
Rüstung (F.) silahlanma
Rüstungsindustrie (F.) harp sanayii
Saarland (N.) Saarland
Saat (F.) ekin, tohum, tohumluk
Sabotage (F.) sabotaj, baltalama
sabotieren sabote etmek, baltalamak
Sachbearbeiter (M.) memur, görevli
Sachbearbeiterin (F.) memur, görevli
Sachbeschädigung (F.) mala zarar verme, nası ızrar
Sache (F.) şey, mal, nesne, konu, mesele
Sacheinlage (F.) ayın sermaye
Sachenrecht (N.) eşya hukuku
Sachgesamtheit (F.) fiili bütünlük
Sachherrschaft (F.) bir şey üzerinde tasarruf sahibi olma
Sachinbegriff (M.) fiili bütünlük
Sachkunde (F.) konu itibariyle bilgi
Sachkundiger (M.) konu itibariyle bilgi sahibi kimse
Sachlegitimation (F.) davada sıfat
sachlich maddi, nesnel
sachliche Zuständigkeit (F.) madde itibariyle yetki
Sachmangel (M.) ayıp
Sachsen (N.) Sachsen
Sachsen-Anhalt (N.) Sachsen-Anhalt
Sachurteil (N.) esasa ilişkin karar
Sachverhalt (M.) olay
Sachversicherung (F.) mal sigortası
sachverständig bilirkişi (Adj.)
Sachverständige (F.) bilirkişi (Sb.)
Sachverständigengutachten (N.) bilirkişi raporu, bilirkişilik
Sachverständiger (M.) bilirkişi (Sb.)
Sachvortrag (M.) mal brifingi
Sachwalter (M.) mal idarecisi
Sachwalterin (F.) mal idarecisi
Sachwucher (M.) mal gabni
Sachzusammenhang (M.) maddi bağlantı
Sackgasse (F.) çıkmaz sokak
Sadismus (M.) sadizm
Sakrament (N.) kutsal tören
Sakrileg (N.) mukaddesata karşı saygısızlık
Säkularisation (F.) laikleştirme
säkularisieren laikleştirmek
saldieren açığı kapatmak
Saldo (M.) bakiye
Sammelladung (F.) toplu yük
sammeln toplamak
Sammelwerk (N.) seçme ve toplama eser
Sammlung (F.) külliyat, koleksiyon, toplama, derleme
sanieren düzenlemek, modernleştirmek
Sanierung (F.) düzenleme, modernleştirme, imar, onarım
Sanktion (F.) yaptırım, müeyyide
sanktionieren yaptırım etmek, müeyyide etmek
Satisfaktion (F.) manevi tazminat
Satz (M.) cümle, oran, yüzde, takım
Satzung (F.) anatüzük, esas mukavele
satzungsgemäß yönetmeliğe göre, tüzüğe uygun
Säumnis (F.) gıyap, gaiplik, yokluk
schaden zarar vermek
Schaden (M.) zarar
Schadensersatz (M.) zararın tazmini
Schadensersatzanspruch (M.) tazminat hakkı
Schadensfreiheitsrabatt (M.) zarar özgürlüğü indirimi
Schadensversicherung (F.) zarara karşı sigorta , hasara karşı sigorta
schädigen zarar vermek
Schädiger (M.) zarar veren
Schädigerin (F.) zarar veren
schädlich zararlı
schädliche Neigung (F.) zararlı eğilim
Schadloshaltung (F.) zararsız tutma
Schaffner (M.) biletçi, kondüktör
Schaffnerin (F.) biletçi, kondüktör
Schafott (N.) idam platformu, giyotin
Schalter (M.) gişe
Schande (F.) ayıp, rezalet, alçaklık
Schändung (F.) ırza geçme, kirletme, bozma
Schankkonzession (F.) içki satma ruhsatı
Scharfrichter (M.) cellat
Schatz (M.) define
schätzen tahmin etmek, değer biçmek
Schatzfund (M.) define bulma
Schatzkanzler (M.) define başkanı
Schätzung (F.) tahmin, değer biçme
Scheck (M.) çek
Scheckgesetz (N.) çek kanunu
Scheckkarte (F.) çek kartı
scheiden boşanmak
Scheidung (F.) boşanma
Schein (M.) görüntü, görünüş, muvazaa, belge
Scheinbestandteil (M.) fiktif unsur
Scheinehe (F.) muvazaalı evlenme
Scheinerbe (M.) muvazaalı mirasçı
Scheinerbin (F.) muvazaalı mirasçı
Scheingericht (N.) görünürde mahkeme
Scheingeschäft (N.) görünürdeki anlaşma
Scheinkauffrau (F.) görünürde tüccar
Scheinkaufmann (M.) görünürde tüccar
Scheintod (M.) yalancı ölüm
Scheinurteil (N.) görünürde karar
Scheinvollmacht (F.) muvazaalı vekalet
scheitern başarısızlığa uğramak
Scheitern (N.) der Ehe evlilik birliğinin sarsılması
Schelte (F.) azar
schelten azarlamak
schenken bağışlamak, hediye etmek
Schenker (M.) bağışlayan, hediye eden
Schenkerin (F.) bağışlayan, hediye eden
Schenkung (F.) bağışlama, hediye
Schenkung (F.) von Todes wegen ölüme bağlı bağışlama
Schenkungsempfänger (M.) bağışlanan, hediye alan
Schenkungsempfängerin (F.) bağışlanan, hediye alan
Schenkungsteuer (F.) intikal vergisi
Scherz (M.) şaka
Schicht (F.) vardiya, tabaka, takım
Schichtarbeit (F.) vardiyalı çalışma
schicken göndermek, yollamak
Schicksal (N.) kader, talih
Schieber (M.) vurguncu, kaçakçı
Schiebung (F.) vurgunculuk, kaçakçılık, muvazaa, gizli anlaşma
Schiedsfrau (F.) hakem
Schiedsgericht (N.) hakem mahkemesi
Schiedsgerichtsordnung (F.) tahkim yönetmeliği
Schiedsgutachter (M.) hakem bilirkişi
Schiedsgutachterin (F.) hakem bilirkişi
Schiedshof hakem divanı
Schiedsklausel (F.) hakem şartı
Schiedsmann (M.) hakem
Schiedsrichter (M.) hakem
Schiedsrichterin (F.) hakem
Schiedsspruch (M.) hakem kararı
Schiedsstelle (F.) hakemlik yeri
Schiedsvereinbarung hakemlik sözleşmesi
Schiedsvertrag (M.) hakemlik sözleşmesi
schießen ateş etmek
Schiff (N.) gemi
Schiffbruch (M.) deniz kazası
Schifffahrt (F.) gemicilik
Schifffahrtsgericht (N.) gemicilik mahkemesi
Schiffspfandrecht (N.) gemi rehni hukuku
Schikane (F.) sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması
Schikaneverbot (N.) sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkın kullanılması yasağı
schikanieren sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkı kullanmak
schikanös sırf başkasına zarar vermek amacıyla hakkı kullanan
schikanöse Prozessführung (F.) sırf başkasına zarar vermek amacıyla hak kullananın dava
takibi
Schilling (M.) şilin
schimpfen küfretmek
schinden eziyet vermek
Schinder (M.) eziyet veren
Schirmherr (M.) hami, koruyan
Schirmherrin (F.) hami, koruyan
Schirmherrschaft (F.) himaye, koruma
Schisma (N.) ayrılma, itizal
Schizophrenie (F.) şizofreni
Schlag (M.) vuruş, darbe, çarpma, atma, inme
Schlagbaum (M.) bariyer, sınır, hudut
schlagen vurmak, darp etmek, çarpmak, atmak, inmek
Schläger (M.) vuran, darp eden
Schlägerei (F.) kavga, dövüşme
Schlägerin (F.) vuran, darp eden
Schlampe (F.) fahişe, pasaklı kadın
schlecht fena (Adj.), kötü
Schlechterfüllung (F.) fena ifa
Schlechtleistung (F.) fena eda
Schleppnetzfahndung sürütme yoluyla arama
Schlesien (N.) Silezya
Schleswig-Holstein (N.) Schleswig-Holstein
schlichten arabulmak, uzlaştırmak
Schlichter (M.) arabulan, uzlaştıran
Schlichterin (F.) arabulan, uzlaştıran
Schlichtung (F.) arabulma, uzlaştırma
Schlichtungsstelle (F.) arabulma yeri, uzlaştırma yeri
schließen kapamak, akdetmek
Schließung (F.) kapama, akdetme
Schlot (M.) baca
Schluss (M.) son, bitiş, kapanma, sonuca varma
Schlüssel (M.) anahtar
Schlüsselgewalt (F.) eşin birliği temsil yetkisi
schlüssig isabetli, sonuca varıcı
schlüssiges Handeln (N.) hukuki sonuç doğurmaya yönelik hareket
Schlussurteil (N.) son karar
Schlussverkauf (M.) mevsim sonu satışı
Schlussvortrag (M.) son defa söz alarak mütalaa ve iddiaların beyanı
Schmerz (M.) ağrı, sancı, acı
Schmerzensgeld (N.) tinsel ödence, manevi tazminat
Schmierer (M.) rüşvet veren
Schmiergeld (N.) rüşvet parası, rüşvet
Schmuggel (M.) kaçakçılık
schmuggeln kaçırmak
Schmuggler (M.) kaçakçı
Schmugglerin (F.) kaçakçı
Schock (M.) şok
Schöffe (M.) fahri üye, onursal üye
Schöffenbank (F.) toplu asliye bankası
Schöffengericht (N.) toplu asliye mahkemesi
Schöffin (F.) fahri üye, onursal üye
Scholle (F.) kesek, toprak
schonen esirgemek, korumak
Schonzeit (F.) av mevsimi dışı zaman
schöpfen yaratmak
Schöpfung (F.) yaratma
Schornstein (M.) baca
Schornsteinfeger (M.) baca temizleyicisi
Schornsteinfegergesetz (N.) baca temizleyicisi yasası
Schornsteinfegerin (F.) baca temizleyicisi
Schranke (F.) bariyer, sınır, hudut
schrecken korkutmak
schreiben yazmak
Schreiben yazma
Schrein (M.) kutu, sandık
Schrift (F.) yazı
Schriftführer (M.) yazı işleri müdürü
Schriftführerin (F.) yazı işleri müdürü
schriftlich yazılı
schriftliches Verfahren (N.) yazılı yargılama yöntemi
Schriftsatz (M.) layiha, yazılı dilek
Schriftwerk (N.) yazılı yapıt
Schuld (F.) borç, suç, kusur, taksir
Schuldanerkenntnis (F.) borcun tanınması
Schuldbeitritt (M.) borca katılma
schulden borçlu olmak
schuldenfrei borcu olmayan
Schuldentilgung (F.) borç itfası
schuldfähig kusur ehliyetine sahip
Schuldform (F.) kusur şekli
schuldhaft kusurlu (Adj.)
schuldig kusurlu (Adj.), suçlu (Adj.)
Schuldige (F.) kusurlu (Sb.), suçlu (Sb.)
Schuldiger (M.) kusurlu (Sb.), suçlu (Sb.)
Schuldinterlokut (N.) kusur hakkında ara kararı
schuldlos kusursuz, suçsuz
Schuldner (M.) borçlu
Schuldnerin (F.) borçlu
Schuldnerverzeichnis (N.) borçlular listesi
Schuldnerverzug (M.) borçlunun direnmesi
Schuldrecht (N.) borç hukuku
Schuldschein (M.) borç senedi
Schuldspruch (M.) mahkumiyet hükmü
Schuldübernahme (F.) borcun yüklenilmesi
Schuldumschaffung (F.) illi tecdit
schuldunfähig kusur ehliyeti olmayan
Schuldverhältnis (N.) borç ilişkisi
Schuldverschreibung (F.) tahvil
Schuldzinsen (M.Pl.) borç faizi
Schule (F.) okul, mektep
Schüler (M.) okul öğrencisi, mektep talebesi
Schülerin (F.) okul öğrencisi, mektep talebesi
Schulgewalt (F.) okul şiddeti, okul yetkisi
Schulpflicht (F.) okula gitme zorunluluğu
Schulung (F.) ders, öğretim, eğitim
schummeln hile yapmak, aldatmak, kopya çekmek
Schund (M.) değersiz şey
schürfen araştırmak, sıyırmak
Schuss (M.) ateş, atış, şut, iğne
Schusswaffe (F.) ateşli silah
Schutt (M.) moloz, yapı döküntüsü
Schutz (M.) koruma, himaye
Schutzbereich (M.) koruma alanı, güvenlik bölgesi
Schutzbriefversicherung koruma mektubu sigortası
Schütze (M.) nişancı
schützen korumak, himaye etmek
Schutzfrau (F.) koruyan
Schutzgelderpressung (F.) haraç şantajı
Schutzgesetz (N.) koruma yasası
Schützin (F.) nişancı
Schutzmann (M.) koruyan
Schutzmaßnahme (F.) koruma tedbiri, himaye tedbiri
Schutzpflicht (F.) koruma zorunluluğu
Schutzzoll (M.) koruyucu gümrük vergisi
Schwager (M.) enişte, kayın
Schwägerin (F.) yenge, baldız, görümce
Schwägerschaft (F.) dünür hısımlığı
schwanger gebe, hamile
Schwangerschaft (F.) gebelik
Schwangerschaftsabbruch (M.) çocuk düşürme
Schwangerschaftsunterbrechung (F.) çocuk düşürme
Schwarzarbeit (F.) kaçak, iş
Schwarzarbeiter (M.) kaçak işçi
Schwarzarbeiterin (F.) kaçak işçi
Schwarzfahren biletsiz yolculuk
Schwarzgeld (N.) kara para
Schwarzhandel (M.) karaborsa
Schwarzhändler (M.) karaborsacı
Schwarzhändlerin (F.) karaborsacı
Schwarzkauf (M.) karaborsa
Schwarzmarkt (M.) karaborsa
schweben askıda olmak
schwebend askıda olan
schwebende Unwirksamkeit (F.) askıda olma
Schwebezustand (M.) askıda olma durumu
schweigen susmak
Schweigen (N.) susma
Schweigepflicht (F.) susma zorunluluğu
Schweiz (F.) İsviçre
Schweizerisches Zivilgesetzbuch (N.) isviçre medeni kanunu
schwer ağır (Adj.), zor (Adj.), güç (Adj.)
Schwerbehinderte (F.) tam özürlü
Schwerbehinderter (M.) tam özürlü
Schwerbeschädigte (F.) malul gazi
Schwerbeschädigter (M.) malul gazi
Schwere (F.) ağırlık, zorluk, güçlük
Schwere (F.) der Schuld kusurun özel olarak ağırlığı
schwere Brandstiftung (F.) ağır kundaklama
schwere Körperverletzung (F.) ağır müessir fiil
Schwerpunkt (M.) ağırlık merkezi
Schwert (N.) kılıç
Schwester (F.) kızkardeş, hemşire
Schwiegerelter (M. bzw. F.) kaynata, kaynana
Schwiegereltern (Pl.) kaynata kaynana
Schwiegermutter (F.) kaynana, kayınvalide
Schwiegersohn (M.) damat
Schwiegertochter (F.) gelin
Schwiegervater (M.) kaynata, kayınpeder
Schwindel (M.) yalan söyleme, dolandırıcılık
schwindeln yalan söylemek, dolandırmak
schwören yemin etmek
Schwur (M.) yemin
Schwurgericht (N.) ağır ceza mahkemesi
See (F.) deniz, göl
Seegericht (N.) deniz mahkemesi
Seeherrschaft (F.) deniz egemenliği
seelisch ruhsal
seelischer Schmerz (M.) ruhsal ağrı, ruhsal acı
Seemann (M.) denizci
Seeräuber (M.) deniz haydutu
Seeräuberin (F.) deniz haydutu
Seerecht (N.) deniz hukuku
Seeweg (M.) deniz yolu
Seite (F.) yan, taraf, sayfa
Seitenlinie (F.) yansoy, civar
Seitensprung (M.) baştan çıkma, zina
Sekretär (M.) sekreter
Sekretariat (N.) sekreterlik
Sekretärin (F.) bayan sekreter
Sekte (F.) değişik mezhebe katılanların topu
Sektion (F.) bölüm, kısım, otopsi
Sektor (M.) sektör
selbständig serbest (Adj.), kendi hesabına çalışan (Adj.)
Selbständige (F.) serbest meslek sahibi (Sb.), kendi hesabına çalışan (Sb.)
Selbständiger (M.) serbest meslek sahibi (Sb.), kendi hesabına çalışan (Sb.)
Selbstanzeige kendini bildirme
Selbstauflösung (F.) kendine dağılma
Selbstauflösungsrecht (N.) kendine dağılma hakkı
Selbstbehalt (M.) katılma payı
Selbstbelieferung (F.) kendisine gönderme
Selbstbelieferungsklausel (F.) kendisine gönderme kaydı
Selbstbestimmung (F.) kendi kaderini tayin
Selbstbestimmungsrecht (N.) kendi kaderini tayin hakkı
Selbstbindung (F.) kendi kendini bağlama
Selbsthilfe (F.) kendiliğinden hak alma
Selbsthilferecht (N.) kendiliğinden hak alma hakkı
Selbsthilfeverkauf (M.) kendiliğinden hak alma satışı, kendi başına satma
Selbstmord (M.) intihar
Selbstmörder (M.) intihar eden
Selbstmörderin (F.) intihar eden
Selbstorganschaft (F.) kendi başına korporasyon
Selbstschuldner (M.) müşterek müteselsil borçlu
Selbstschuldnerin (F.) müşterek müteselsil borçlu
Selbstverteidigung (F.) kendi kendini savunma
Selbstverwaltung (F.) özerklik
Selbstverwaltungskörperschaft (F.) özerk kurum
Semester (N.) sömestr
Seminar (N.) seminer
Senat (M.) senato, kurul
Senator (M.) senatör
Senatorin (F.) senatör
Sequester (M.) yediemin
Sequesterin (F.) yediemin
sequestrieren el koymak
Sequestration (F.) cebri idare
Servitut (F.) irtifak hakkı
Session (F.) oturum, celse
Seuche (F.) bulaşıcı hastalık, epidemi
Sex (M.) cinsellik, seks
Sexualdelikt (N.) cinsel suç
sexuell cinsel, cinsi
sexuelle Handlung (F.) cinsel münasebet
sexueller Missbrauch (M.) cinsel bakımdan istismar
Sezession (F.) ayrılma
Sheriff (M.) şerif
sicher emin, kesin, kati
Sicherheit (F.) güvenlik, emniyet
Sicherheitsleistung (F.) güvence, teminat
Sicherheitsrat (M.) güvenlik kurulu
Sicherheitsverwahrung (F.) güvenlik saklatımı
Sicherheitsvorschrift (F.) güvenlik hükmü
sichern güvence altına almak, emniyet altına almak
Sicherstellung (F.) güvence altına alma, emniyet altına alma
Sicherung (F.) güvence, teminat
Sicherungsabrede (F.) güvenlik vermek üzere mukavele
Sicherungsabtretung (F.) güvenlik vermek üzere temlik
Sicherungsbetrug (M.) güvenlik hilesi
Sicherungseigentum (N.) güvenlik iyeliği
Sicherungsgeschäft (N.) güvenlik işlemi
Sicherungsgrundschuld (F.) güvenlik olarak verilen ipotekli borç
Sicherungshypothek (F.) güvenlik ipoteği
Sicherungsverfahren (N.) güvenlik tedbiri muhakemesi
Sicherungsvertrag (M.) güvenlik sözleşmesi
Sicherungsverwahrung (F.) müşahade altında tutma
Sicht (F.) görülme, görünüş
Sichtvermerk (M.) vize
Sichtwechsel (M.) görüldüğünde ödenecek poliçe
Sichverschaffen kendisine sağlama
Sieg (M.) yengi, zafer, galibiyet
Siegel (N.) mühür, kaşe
Siegelbruch (M.) mühür bozma suçu
siegeln mühürlemek
Signatur im, imza, işaret
simultan aynı zamanda olan, eşzaman
Sippe (F.) aşiret, asabe
sistieren karakola sevk etmek, tutuklamak
Sistierung (F.) karakola sevk, tutuklama
Sitte (F.) ahlak, teamül, örf, adet
Sittengesetz (N.) ahlak yasası
sittenwidrig ahlaka aykırı
sittlich ahlaki
Sittlichkeit (F.) ahlak
Sittlichkeitsdelikt (N.) genel ahlaka karşı suç
Sitz (N.) merkez, koltuk, yer
Sitzung (F.) oturum, celse
Sitzungsperiode (F.) toplantı dönemi
Sklave (M.) köle (Sb.), esir (Sb.)
Sklavin (F.) köle (Sb.), esir (Sb.)
Skonto (N.) iskonto
Skriptum (N.) yazı
Slowakei Slovakya
Smog (M.) dumanlı sis
sofort ivedilikle, derhal, hemen
sofortig acele, ivedi, derhal
sofortige Beschwerde (F.) acele itiraz
sofortige Verfolgung (F.) acele izleme
Software (F.) yazılım
Sohn (M.) oğul
Solawechsel (M.) emre muharrer senet
Sold (M.) asker ücreti
Soldat (M.) asker, er
Soldatenmeuterei (F.) askerlerin ayaklanması
Söldner (M.) ücretli asker
Solidarhaftung (F.) dayanışmalı sorumluluk
solidarisch dayanışmalı, müteselsil
Solidarität (F.) dayanışma, tesanüt
Solidaritätsbeitrag (M.) dayanışma aidatı, tesanüt aidatı
Soll (N.) borç, zimmet, plan
solvent ödeme gücü olan
Solvenz (F.) ödeme gücü
Sommer (M.) yaz
Sommerzeit (F.) yaz saati
Sonder- özel, hususi
Sonderabfall (M.) özel atık
Sonderausgabe (F.) özel nüsha
Sonderbehörde (F.) özel daire
Sonderdelikt (N.) mahsus suç
Sondererbfolge (F.) tüm olmayan ardıllık
Sondergericht (N.) istinai mahkeme
Sondergut (N.) özel mal
Sonderrecht (N.) imtiyaz, ayrıcalık
Sonderverbindung (F.) özel bağlantı
Sondervermögen (N.) özel mallar
Sonderverordnung (F.) özel yönetmelik
Sondervotum (N.) özel oy
Sonntag (M.) pazar günü
sonstiges Recht (N.) diğer hukuk
Sorge (F.) dert, endişe, sıkıntı, özen
sorgen bakmak, endişelenmek
Sorgfalt (F.) özen, dikkat
sorgfältig özenli, dikkatli
Sorgfaltspflichtverletzung (F.) özen zorunluluğu ihmali
Sorte (F.) çeşit, cins, türlü
Sortenschutz (M.) çeşitlerin korunması
souverän egemen, hakim
Souverän (M.) hükümdar
Souveränität (F.) egemenlik, hakimiyet
Sowjetunion (F.) Sovyetler Birliği
Sozia (F.) ortak (Sb.), şerik (Sb.)
sozial sosyal, içtimai
Sozialarbeiter (M.) sosyal hizmetler uzmanı
Sozialarbeiterin (F.) sosyal hizmetler uzmanı
Sozialauswahl sosyal seçme
soziale Frage (F.) sosyal sorun
soziale Indikation (F.) sosyal endikasyon
sozialer Wohnungsbau (M.) sosyal konut yapımı
Sozialethik (F.) sosyal ahlak
Sozialgericht (N.) sosyal mahkeme
Sozialgesetzbuch (N.) sosyal güvenlik kanunu
Sozialgesetzgebung (F.) sosyal güvenlik kanunu
Sozialhilfe (F.) sosyal yardım
sozialisieren toplumsallaştırmak
Sozialisierung (F.) sosyalizasyon
Sozialismus (M.) sosyalizm
Sozialist (M.) sosyalist (Sb.)
Sozialistin (F.) sosyalist (Sb.)
sozialistisch sosyalist (Adj.)
Sozialleistung (F.) sosyal hizmet
Sozialleistungsanspruch (M.) sosyal hizmet hakkı
Sozialleistungsquote (F.) sosyal hizmet oranı
Sozialpartnerschaft (F.) toplu iş sözleşmenin ortaklığı
Sozialpflichtigkeit (F.) sosyal zorunluluk
Sozialplan (M.) sosyal plan
Sozialrecht (N.) sosyal hukuk
Sozialrente (F.) sosyal emeklilik
sozialschädlich sosyal zararlı
Sozialschädlichkeit (F.) sosyal zarar
Sozialstaat (M.) sosyal devlet
Sozialstaatsprinzip (N.) sosyal devlet ilkesi
Sozialversicherung (F.) sosyal sigorta
Sozialversicherungsanspruch (M.) sosyal sigortalar hakkı
Sozialversicherungsbeitrag (M.) sosyal sigortalar primi
Sozialversicherungsträger (M.) sosyal sigortalar kurumu
Sozialversicherungswahl sosyal sigorta seçimi
Sozialverwaltungsrecht (N.) sosyal idare hukuku
Sozialwohnung (F.) sosyal konut
Sozietät (F.) ortaklık, şirket
Soziologie (F.) sosyoloji
Sozius (M.) ortak (Sb.), şerik (Sb.)
Sparbuch (N.) tasarruf cüzdanı
Spareinlage (F.) tasarruf mevduatı
sparen tasarruf etmek, biriktirmek
Sparer (M.) tasarruf sahibi
Sparerin (F.) tasarruf sahibi
Sparkasse (F.) tasarruf sandığı
Sparkonto (N.) tasarruf hesabı
Spediteur (M.) taşıma işleri komisyoncusu
Spediteurin (F.) taşıma işleri komisyoncusu
Spedition (F.) taşıma, nakliye
Speditionsvertrag (M.) taşıma sözleşmesi, nakliye sözleşmesi
Spekulant (M.) vurguncu, spekülatör
Spekulantin (F.) vurguncu, spekülatör
Spekulation (F.) vurgunculuk, spekülasyon
spekulieren düşünmek, ummak, borsada oynamak
Spende (F.) bağış, iane
spenden bağışlamak
Spender (M.) bağışlayan, iane veren
Spenderin (F.) bağışlayan, iane veren
sperren engellemek, kapamak, bloke etmek
Sperrgebiet (N.) tahdit edilmiş saha
Sperrstunde (F.) kapama saati
Sperrung (F.) engel, kapama, blokaj, abluka
Spese (F.) masraf, harcama
Spesen (F.Pl.) masraflar, harcamalar
Spezialhandlungsvollmacht (F.) özel münasebet vekaletnamesi
Spezialist (M.) uzman, mütehassıs
Spezialistin (F.) uzman, mütehassıs
Spezialität (F.) özellik, hususiyet
Spezialprävention (F.) özel önleme
speziell özel, hususi
spezielles Schuldmerkmal (N.) özel kusur unsuru
Spezies (F.) parça, cins, tür
Speziesschuld (F.) parça borcu
Spezifikation (F.) niteliklerin belirtilmesi, spesifikasyon
Spezifikationskauf (M.) tahsis kaydı ile satım
Spezifizierung (F.) niteliklerin belirtilmesi, spesifikasyon
Sphäre (F.) küre, çevre, saha, alan (1)
Spiel (N.) oyun
spielen oynamak
Spion (M.) casus (Sb.)
Spionage (F.) casusluk
spionieren casusluk etmek
Spionin (F.) casus (Sb.)
Spital (N.) hastane
Spitzel (M.) muhbir, ihbarcı
Sponsor (M.) sponsor
Sponsorin (F.) sponsor
Sport (M.) spor
Sprache (F.) konuşma yeteneği, dil
sprechen konuşmak
Sprecher (M.) konuşmacı, sözcü, spiker
Sprecherausschuss (M.) konuşmacı kurulu
Sprecherin (F.) konuşmacı, sözcü, spiker
Sprengel (M.) daire, bölge
Sprengstoff (M.) patlayıcı madde, bomba
Spruch (M.) karar, hüküm
Spruchkörper (M.) karar mercii
Sprungrevision (F.) atlama yoluyla temyiz
Spur (F.) iz, zerre
Staat (M.) devlet
Staatenbund (M.) devletler konfederasyonu
staatenlos tabiiyetsiz (Adj.), uyruksuz (Adj.)
Staatenloser (M.) tabiiyetsiz (Sb.), uyruksuz (Sb.)
Staatennachfolge (F.) devletler ardıllığı
staatlich devletçe, devlet tarafından
staatliche Bankenaufsicht (F.) devlet banka denetimi
Staatsangehörige (F.) vatandaş
Staatsangehöriger (M.) vatandaş
Staatsangehörigkeit (F.) vatandaşlık
Staatsanwalt (M.) savcı
Staatsanwältin (F.) savcı
Staatsanwaltschaft (F.) savcılık
Staatsaufsicht (F.) devlet denetimi
Staatsbürger (M.) vatandaş
Staatsbürgerin (F.) vatandaş
Staatsbürgerschaft (F.) vatandaşlık
Staatsbürgschaft (F.) devlet kefaleti
Staatsdienst (M.) devlet hizmeti
Staatsform (F.) devlet şekli
Staatsgebiet (N.) devlet ülkesi
Staatsgeheimnis (N.) devlet gizliliği
Staatsgerichtshof (M.) devlet mahkemesi, yüce divan
Staatsgewalt (F.) devlet iktidarı
Staatsgliederung (F.) devlet tablosu
Staatsgrenze (F.) devlet sınırı
Staatshaftung (F.) devletin sorumluluğu
Staatskanzlei (F.) devlet ofisi
Staatskasse (F.) devlet hazinesi
Staatskirche (F.) devlet kilisesi
Staatskirchenrecht (N.) devlet kilise hukuku
Staatskommissar (M.) ajan, görevli
Staatskommissarin (F.) ajan, görevli
Staatslehre (F.) devlet öğretisi
Staatsmann (M.) devlet adamı
Staatsnotstand (M.) sıkıyönetim
Staatsoberhaupt (M.) devlet başkanı
Staatspartei (F.) devlet partisi
Staatspräsident (M.) devlet başkanı
Staatspräsidentin (F.) devlet başkanı
Staatsprüfung (F.) devlet sınavı
Staatsräson (F.) hikmet-i hükümet
Staatsrecht (N.) kamu hukuku
Staatsreligion (F.) devlet dini
Staatsschuldenrecht (N.) devlet borçları hukuku
Staatsschutz (M.) devlet güvenliği
Staatssekretär (M.) müsteşar
Staatssekretariat müsteşarlık
Staatssekretärin (F.) müsteşar
Staatssymbol (N.) devlet sembolü
Staatsvertrag (M.) antlaşma, sözleşme
Staatsverwaltung (F.) devlet idaresi
Staatsvolk (N.) vatandaşlar, yurttaşlar
Staatszweck (M.) devlet amacı
Stab (M.) maiyyet, hükümet, yönetici kadro
stabil istikrarlı, sağlam
Stadt (F.) şehir, kent
Stadtamt (N.) şehir görevi
Stadtdirektor (M.) şehir yönetmeni
Stadtdirektorin (F.) şehir yönetmeni
städtisch şehirle ilgili, kentsel
Stadtplanung (F.) şehir planlaması
Stadtrat (M.) belediye meclisi, belediye meclisi üyesi
Stadträtin (F.) belediye meclisi üyesi
Stadtrecht (M.) şehir hukuku
Stadtsenat (M.) şehir kurulu
Stadtstaat (M.) şehir devleti
Stamm (M.) kabile, soy, nesil
Stammaktie (F.) adi hisse senedi
Stammeinlage (F.) koyulan sermaye
stammen gelmek, çıkmak
Stammkapital (N.) esas sermaye
Stand (M.) durum, hal, vaziyet
Standard (M.) standart
Standesamt (N.) evlendirme memurluğu
Standesbeamter (M.) evlendirme memuru
Standesbeamtin (F.) evlendirme memuru
Standesrecht (N.) evlendirme hukuku
Standgericht (N.) divanı harp
ständig daimi, devamlı, sürekli
Standort (M.) bulunduğu yer
Standrecht (N.) sıkıyönetim
Station (F.) istasyon, gar
Statistik (F.) istatistik, sayıbilim
Stätte (F.) yer, sahne, alan (1)
statthaft caiz olan
Statthaftigkeit (F.) caiz olma
Statthalter (M.) vali
Statthalterin (F.) vali
Status (M.) statü, durum, hal
status (M.) quo (lat.) statüko, mevcut durum
Statusprozess (M.) nesep davası
Statut (N.) kanun, yasa, statü
Statutenkollision (F.) kanunlar çatışması
Stau (M.) durma, tıkanma
Steckbrief (M.) yakalama müzekkeresi
stehlen çalmak
steigern artırmak, çoğaltmak
Stelle (F.) yer, daire, iş, kadro
Stellenvermittlung (F.) iş bulma servisi
Stellung (F.) konum, mevki, durum
stellvertretend muavin, temsilen
stellvertretendes commodum (N.) muavin commodum, muavin menfaat
Stellvertreter (M.) temsilci, mümessil
Stellvertreterin (F.) temsilci, mümessil
Stellvertretung (F.) temsil
Stempel (M.) damga, kaşe, mühür
Stempelgebühr (F.) damga ücreti
Stempelmarke (F.) damga pulu
stempeln damgalamak
Sterbebuch (N.) ölüm kütüğü
Sterbegeld (N.) ölüm yardımı ödeneği, cenaze yardımı
sterben ölmek, vefat etmek
Sterbeurkunde (F.) ölüm ilmühaberi
steril kısır, steril
Sterilisation (F.) kısırlaştırma, sterilizasyon
sterilisieren kısırlaştırmak, sterilizasyon etmek
Steuer (F.) vergi, dümen, direksiyon
Steuerbefreiung (F.) vergiden bağışık tutma
Steuerbehörde (F.) vergi dairesi
Steuerberater (M.) vergi danışmanı
Steuerberaterin (F.) vergi danışmanı
Steuerbescheid (M.) vergi ihbarnamesi
Steuerbevollmächtigte (F.) vergi vekili
Steuerbevollmächtigter (M.) vergi vekili
Steuerbilanz (F.) vergi bilançosu
Steuererklärung (F.) vergi beyannamesi
Steuererlass (M.) vergi tenzili
Steuerflucht (F.) vergiden kaçma
steuerfrei vergiden bağışık
Steuerfreibetrag (M.) vergiden muaf meblağ
Steuergeheimnis (N.) vergi mahremiyeti
Steuerhinterziehung (F.) vergi kaçırma
steuerlich vergi ile ilgili
Steuerpflicht (F.) vergi yükümlülüğü
steuerpflichtig vergi yükümlüsü (Adj.)
Steuerpflichtige (F.) vergi yükümlüsü (Sb.)
Steuerpflichtiger (M.) vergi yükümlüsü (Sb.)
Steuerrecht (N.) vergi hukuku
Steuerrichtlinie (F.) vergi yönetmeliği
Steuersache (F.) vergi işi
Steuerschuld (F.) vergi borcu
Steuerstrafrecht (N.) vergi cezaları hukuku
Steuersystem (N.) vergi sistemi
Steuertabelle vergi tablosu
Steuerveranlagung vergi tarhı
Steuervergünstigung (F.) vergide istisna
Stichtag (M.) gün, son gün, valör
Stichwahl (F.) balotaj
Stiefbruder (M.) üvey kardeş
Stiefelter (M. bzw. F.) üvey baba, üvey anne
Stiefeltern (Pl.) üvey baba anne
Stiefkind (N.) üvey evlat
Stiefmutter (F.) üvey anne
Stiefschwester (F.) üvey kızkardeş
Stiefsohn (M.) üvey oğul
Stieftochter (F.) üvey kız
Stiefvater (M.) üvey baba
Stift (N.) vakıf, yurt, manastır
stiften vakfetmek, kurmak
Stifter (M.) vakfeden, kuran
Stifterin (F.) vakfeden, kuran
Stiftung (F.) vakıf
still sessiz, gürültüsüz
stille Gesellschaft (F.) sessiz ortaklık
stillschweigend üstü kapalı, zımni
Stillstand (M.) durma, tatil
Stillstand (M.) des Verfahrens yargılamanın durması
Stimmabgabe (F.) oy verme, rey verme
Stimme (F.) oy, rey, ses
stimmen oy vermek, rey vermek
Stimmenmehrheit (F.) oy çoğunluğu
Stimmenthaltung (F.) çekimserlik
Stimmrecht (N.) oy hakkı, rey hakkı
Stimmzettel (M.) oy pusulası, rey pusulası
Stipendium (N.) burs
Stockwerk (N.) kat
Stoff (M.) madde, kumaş
stören elatmak, tecavüz etmek, rahatsız etmek
Störer (M.) elatan, tecavüz eden, rahatsız eden
Störerin (F.) elatan, tecavüz eden, rahatsız eden
stornieren iptal etmek
Storno (N.) iptal
Störung (F.) bozukluk, arıza
Strafanstalt (F.) ceza kurumu, cezaevi
Strafantrag (M.) yakınma, şikayet
Strafanzeige (F.) suç ihbarı
Strafarrest (M.) ceza hapsi
Strafaufhebungsgrund (M.) cezayı kaldıran neden
Strafaufschub (M.) cezanın ertelenmesi, cezanın tehiri
Strafaussetzung (F.) cezanın tecili, cezanın ertelenmesi
strafbar cezayı gerektirici, cezayı müstelzim
Strafbarkeit (F.) cezayı gerektirme, cezalandırabilirlik
Strafbarkeitsirrtum (M.) cezayı gerektirme yanılması
strafbedrohte Handlung (F.) cezalandırabilir fiil
Strafbefehl (M.) ceza kararnamesi
Strafbestimmung (F.) cezanın belirlenmesi
Strafe (F.) ceza, ukubet
strafen cezalandırmak
Strafgefangene (F.) hükümlü (Sb.), mahpus (Sb.)
Strafgefangener (M.) hükümlü (Sb.), mahpus (Sb.)
Strafgericht (N.) ceza mahkemesi, ceza hakimliği
Strafgesetz (N.) ceza kanunu, ceza yasası
Strafgesetzbuch (N.) ceza kanunu
Strafherabsetzung (F.) cezayı azaltma
Strafkammer (F.) ceza dairesi
Sträfling (M.) hükümlü (Sb.), mahpus (Sb.)
straflos cezasız
Strafmaß (N.) cezanın kapsamı, cezanın miktarı
Strafmaßrevision (F.) tayin edilen cezayı temyiz
Strafmilderung (F.) cezayı azaltma
Strafmilderungsgrund (M.) cezayı azaltıcı neden
Strafprozess (M.) ceza muhakemesi, ceza yargılaması
Strafprozessordnung (F.) ceza muhakemeleri usulü kanunu
Strafrahmen (M.) cezanın sınırları
Strafrecht (N.) ceza hukuku
strafrechtlich cezasal, cezai
Strafrechtsentschädigung ceza hukuku ödencesi
Strafregister (N.) sabıka sicili
Strafrichter (M.) ceza hakimi
Strafrichterin (F.) ceza hakimi
Strafsache (F.) ceza işi
Strafschärfung (F.) cezayı şiddetlendirme
Strafschärfungsgrund (M.) cezayı ağırlatıcı neden
Strafsenat (M.) ceza kurulu
Straftat (F.) suç
Straftatbestand (M.) suçun unsurları
Straftäter (M.) suç faili, suç işleyen
Straftäterin (F.) suç faili, suç işleyen
strafunmündig ergin olmayan
Strafunmündigkeit (F.) ergin olmayış
Strafurteil (N.) mahkumiyet hükmü, mahkumiyet ilamı
Strafvereitelung (F.) cezasız kalmaya yol açma suçu
Strafverfahren (N.) ceza yargılaması, ceza muhakemesi
Strafverfolgung (F.) ceza takibi
Strafversprechen (N.) ceza vaadi
Strafverteidiger (M.) müdafi, savunma vekili
Strafverteidigerin (F.) müdafi, savunma vekili
Strafverteidigung (F.) müdafaa, savunma
Strafvollstreckung (F.) ceza infazı
Strafvollstreckungsordnung (F.) cezaların infazı hakkında kanun
Strafvollzug (M.) ceza infazı
Strafvollzugsanstalt (F.) ceza infaz kurumu, cezaevi
Strafvollzugsbeamter (M.) ceza infaz memuru
Strafvollzugsbeamtin (F.) ceza infaz memuru
Strafvollzugsgesetz (N.) cezaların infazına dair tüzük
Strafvorschrift (F.) cezai hüküm
Strafzumessung (F.) cezanın tayini
Strafzweck (M.) cezanın amacı
Strand (M.) deniz kıyısı, plaj
Strandgut (N.) denizin attığı enkaz
Strang (M.) ip, kayış
strangulieren boğmak
Straße (F.) yol, karayolu, sokak, cadde
Straßenbau (M.) yol yapımı, karayolu yapımı
Straßenbaubehörde (F.) yol yapımı makamı, karayolu yapımı makamı
Straßenbaulastträger (M.) yol yapımı hamalı
Straßenraub (M.) yol keserek adam soyma, yol kesme suçu
Straßenrecht (N.) yol hukuku
Straßenverkehr (M.) trafik
Straßenverkehrsbehörde (F.) trafik tescil ve denetleme dairesi
Straßenverkehrgesetz (N.) karayolları trafik kanunu
Straßenverkehrsordnung (F.) karayolları trafik yönetmeliği
Straßenverkehrsrecht (N.) trafik hukuku
Straßenverkehrs-Zulassungs-Ordnung (F.) karayolları trafik tescil yönetmeliği
Streich (M.) şaka, oyun, muziplik
streichen silmek, çizmek
Streife (F.) devriye, kol
Streifenwagen (M.) devriye arabası
Streik (M.) grev
Streikbrecher (M.) grev kırıcısı
Streikbrecherin (F.) grev kırıcısı
streiken grev yapmak
Streikrecht (N.) grev hakkı
Streit (M.) çekişme, tartışma, dava
streiten çekişmek, tartışmak, dava açmak
Streitgegenstand (M.) dava konusu
Streitgenosse (M.) dava arkadaşı
Streitgenossenschaft (F.) dava arkadaşlığı
Streitgenossin (F.) dava arkadaşı
streitig çekişmeli, tartışmalı, davalı (Adj.)
streitige Gerichtsbarkeit (F.) çekişmeli yargı
Streitigkeit (F.) uyuşmazlık, çekişme
Streitverkündung (F.) davanın ihbarı
streng dar, sert, sıkı
Strengbeweis (M.) kesin delil, kanuni delil sistemi
strenges Recht (N.) dar hukuk
strittig çekişmeli, tartışmalı, davalı (Adj.)
Strohfrau (F.) kukla kadın
Strohmann (M.) kukla adam
Strom (M.) cereyan, akım, elektrik
Stromeinspeisungsgesetz (N.) cereyan iletmesi yasası
Stück (N.) parça, adet, kalem
Stückaktie parça hisse
Stückschuld (F.) parça borcu
Student (M.) yüksek okul öğrencisi
Studentenschaft (F.) yüksek okul öğrencilerin tümü
Studentenwerk (N.) yüksek okul öğrencilerin yapıtı
Studentin (F.) yüksek okul öğrencisi
Studienordnung (F.) öğrencilik düzeni
studieren yüksek okulda öğrenim yapmak, okumak
Studierende (F.) yüksek okulda öğrenim yapan
Studierender (M.) yüksek okulda öğrenim yapan
Studium (N.) yüksek öğrenim
Stufe (F.) basamak, derece, rütbe, merhale
stumm dilsiz
Stunde (F.) saat, ders
stunden önellendirmek, mühlet vermek
Stundung (F.) önellendirme, mehil
subaltern madun, aşağı derecede bulunan
Subhastation (F.) cebri artırma
Subjekt (N.) özne, süje
subjektiv sübjektif, öznel
subjektive Unmöglichkeit (F.) sübjektif olanaksızlık
subjektiver Tatbestand (M.) sübjektif tipiklik
subjektives öffentliches Recht (N.) sübjektif kamu hukuku
subjektives Recht (N.) sübjektif hukuk
subjektives Rechtfertigungselement (N.) sübjektif mazeret unsuru
subjektives Tatbestandsmerkmal (N.) sübjektif tipiklik unsuru
subjektives Unrechtselement (N.) sübjektif haksızlık unsuru
Subordination (F.) bağımlılık
subsidiär tali, ikinci derecede, yardımcı
Subsidiarität (F.) talilik, ikinci derecede olma, yardımcılık
Subsidie (F.) destek, yardım, muavenet
Subskription (F.) abonman
Substitut (N.) kaim şahıs
Substitution (F.) ikame, temsil
Subsumtion (F.) altlama
Subunternehmer (M.) taşeron, alt işveren
Subunternehmerin (F.) taşeron, alt işveren
Subvention (F.) devletin parasal yardımı, sübvansiyon
subventionieren para ile desteklemek
suchen aramak
Sucht (F.) iptila, düşkünlük, tiryakilik
suggestiv telkin edici
Sühne (F.) kefaret, ceza
Suizid (M.) intihar
Sujet (franz.) (N.) konu, mevzu
Sukzession (F.) ardıllık, halefiyet
sukzessiv ardışık, ard arda gelen
summarisch kısa, özetlenmiş, mücmel
Summe (F.) bedel, tutar, miktar, toplam, mecmu
Sünde (F.) günah, suç
Superintendent (M.) başpapaz
Superintendentin (F.) başpapaz
Surrogat (N.) kaim olan mal
Surrogation (F.) kaim olma, ardıllık
suspekt şüpheli (Adj.)
suspendieren işten el çektirmek, askıya almak, ertelemek
Suspendierung işten el çektirme, askıya alma, erteleme
Suspension (F.) işten el çektirme
suspensiv taliki, erteleyici
Suspensivbedingung (F.) taliki şart
Suspensiveffekt (M.) taliki hüküm
Suzeranität (F.) yarı egemen devlet üzerindeki egemenlik
Syllogismus (M.) tümden gelim, talil
Symbol (N.) simge, sembol
Synallagma (N.) akitten doğan borçların karşılıklı bağımlılığı
synallagmatisch karşılıklı, tam iki taraflı
Syndika (F.) hukuk danışmanı, hukuk müşaviri
Syndikat (N.) hukuk danışmanlığı, hukuk müşavirliği, sendika
Syndikus (M.) hukuk danışmanı, hukuk müşaviri
Synode (F.) ruhani meclis
System (N.) sistem, rejim
Systematik (F.) sınıflama, bölümleme
systematisch sistemli, yöntemli
systematische Interpretation (F.) sistemli yorum, yöntemli yorum
Tabelle (F.) cetvel, çizelge, tablo
Tag (M.) gün, yevm
Tagedieb (M.) tembel (Sb.), avare (Sb.)
Tagegeld (N.) bir günlük harcırah
Tagelohn (M.) gündelik
Tagelöhner (M.) gündelikçi
Tagelöhnerin (F.) gündelikçi
tagen toplanmak
Tagesgeld (N.) ihbarsız mevduat
Tagesordnung (F.) gündem
Tagesordnungspunkt (M.) gündem maddesi
täglich günlük, yevmiye
Tagung (F.) toplantı
Tagungsort (M.) toplantı yeri
Taktik (F.) taktik
Talar (M.) cüppe
Talon (M.) talon
Tante (F.) hala, teyze, yenge
Tantieme (F.) kazanca bağlı ücret
Tara (F.) dara
Tarif (M.) tarife, toplu iş sözleşmesine ilişkin
tariflich tarifeye göre
Tarifpartner (M.) toplu iş sözleşmesinin tarafları
Tarifrecht (N.) toplu iş sözleşmesi hukuku
Tarifverhandlung (F.) toplu pazarlık
Tarifvertrag (M.) toplu iş sözleşmesi
Taschendieb (M.) yankesici, cepçi, kapkaççı
Taschendiebin (F.) yankesici, cepçi, kapkaççı
Taschengeld (N.) cep harçlığı
Tat (F.) eylem, fiil, suç
Tatbestand tipiklik, unsurlar, suçun tipi
Tatbestandsirrtum (M.) suçun şartlarında yanılma
Tatbestandsmerkmal (N.) tipiklik unsuru
Tatentschluss (M.) eylem kararı
Täter (M.) fail
Täterin (F.) fail
Täterschaft (F.) faillik
Täterschaftsrecht (N.) faillik hukuku
Tatherrschaft (F.) suçun egemenliği
tätig faal, etkin, çalışan (Adj.)
tätige Reue (F.) faal nedamet
Tätigkeit (F.) faaliyet, çalışma
Tätigkeitsdelikt (N.) neticesi harekete bitişik suç
Tatinterlokut (N.) fiil hakkında ara kararı
tätlich eylemli, fiili
Tätlichkeit (F.) eylem, fiil
Tatmehrheit (F.) hakiki (Sb.), içtima (Sb.)
Tatort (M.) eylem yeri, suç yeri
Tatsache (F.) olgu, vakıa
Tatsachenirrtum (M.) olayda yanılma
tatsächlich gerçek (Adj.), hakiki (Adj.), nesnel (Adj.)
tatsächlicher Schaden (M.) gerçek zarar
Tatstrafrecht (N.) suçun ceza hukuku
Tatumstand (M.) suçun şartı
Tatumstandsirrtum (M.) suçun şartında yanılma
taub sağır
taubstumm sağır-dilsiz
Taufe (F.) vaftis
taufen vaftis etmek
tauglich elverişli, sağlam
Tauglichkeit (F.) elverişlilik, sağlamlık
Tausch (M.) değiştokuş
tauschen değişmek
täuschen aldatmak, hile yapmak, kandırmak
Täuschung (F.) aldatma, hile, kandırma
taxativ tadadi, sayımsal
Taxe (F.) takse, tarife, rayiç
Taxi (N.) taksi
taxieren değerlendirmek, takdir etmek, tahmin etmek
Technik (F.) teknik (Sb.)
technisch teknik (Adj.)
Technischer Überwachungsverein (M.) teknik denetleme örgütü, tüf
Teil (M.) kısım, pay, parça, hisse
Teilakzept (N.) kısmi kabul
teilbar taksim edilebilir, bölünebilen
teilbare Leistung (F.) taksim edilebilir eda
Teilbesitz (M.) kısmen zilyedlik
Teileigentum (N.) kısmi mülkiyet
teilen taksim etmek, paylaşmak, bölmek
Teilgläubiger (M.) kısmi (Sb.), alacaklı (Sb.)
Teilgläubigerin (F.) kısmi alacaklı
Teilgläubigerschaft (F.) kısmi alacaklılık
Teilhaber (M.) hissedar
Teilhaberin (F.) hissedar
Teilhaberschaft (F.) hissedarlık
Teilleistung (F.) kısmi eda
Teilnahme (F.) katılma, iştirak
Teilnehmer (M.) katılan, iştirak eden
Teilnehmerin (F.) katılan, iştirak eden
Teilnichtigkeit (F.) nisbi butlan
Teilrechtsfähigkeit (F.) kısmi hak ehliyeti
Teilschuld (F.) kısmi fiil
Teilschuldner (M.) kısmi fail
Teilschuldnerin (F.) kısmi fail
Teilschuldnerschaft (F.) kısmi faillik
Teilung (F.) taksim, paylaşma, bölüşme
Teilungsanordnung (F.) taksim kararı
Teilungsklage (F.) taksim davası
Teilunmöglichkeit (F.) taksim olanağı
Teilurteil (N.) taksim kararı, kısmi hüküm
teilweise kısmen (Adj.), kısmi (Adj.)
Teilzahlung (F.) kısmen ödeme
Teilzahlungsabrede (F.) kısmen ödeme mukavelesi
Teilzeitarbeit (F.) kısmi zamanlı çalışma
Teilzeitwohnrecht kısmi zamanlı sükna hakkı
Telefax (N.) telefaks
Telefon (N.) telefon
Telegramm (N.) telgraf
Telekommunikation (F.) telekomünikasyon, uziletişim
Telekommunikationsgesetz telekomünikasyon yasası
Teleologie (F.) teleoloji, erekbilim
teleologisch teleolojik, gai
teleologische Auslegung (F.) amaçsal yorum, gai yorum
teleologische Reduktion (F.) amaçsal indirgeme, gai irca
Teleshopping (N.) teleshopping
Tendenz (F.) eğilim, temayül
Tendenzbetrieb (M.) eğilim işletme
Tenor (M.) söz, fıkra, anlam, meal, lafız
Termin (M.) tayin edilen gün, belirlenen gün, duruşma, görüşme, vade
Termineinlage (F.) vadeli mevduat
Termingeschäft (N.) vadeli işlem
terminieren gün tayin etmek, gün belirlemek, vade koymak
territorial ülkesel, ülkeye değin
Territorialitätsprinzip (N.) mülkilik ilkesi
Territorialstaat (M.) mülkilik devleti
Territorium (N.) mülk arazisi, ülke toprakları, devlet toprağı
Terror (M.) terör, tedhiş
Terrorismus (M.) terörizm, tedhişçilik
Terrorist (M.) terörist, tedhişçi
Terroristin (F.) terörist, tedhişçi
Test (M.) deneme, sınama, test
Testament (N.) vasiyetname, vasiyet ile tasarruf
testamentarisch vasiyetname yoluyla
Testamentseröffnung (F.) vasiyetnamenin açılması
Testamentsvollstrecker (M.) vasiyeti tenfiz memuru
Testamentsvollstreckerin (F.) vasiyeti tenfiz memuru
Testamentvollstreckung (F.) vasiyetin tenfizi
Testat (N.) vize, teyit mektubu
Testator (M.) vasiyet eden, teyit mektubu veren
Testatorin (F.) vasiyet eden, teyit mektubu veren
testieren vasiyet etmek, vasiyet yoluyla tasarruf etmek
testierfähig vasiyet yoluyla tasarrufa ehliyetli
Testierfähigkeit (F.) vasiyet yoluyla tasarrufa ehliyet
Testierfreiheit (F.) vasiyet yoluyla tasarrufta bulunma serbestisi
Text (M.) metin
Textverarbeitung (F.) metin işlemesi
Theater (N.) tiyatro
Theaterrecht tiyatro hukuku
Thema (N.) konu, mevzu
Theokratie (F.) teokrasi
Theologie (F.) teoloji
Theorie (F.) kuram, teori
Therapie (F.) tedavi, terapi
These (F.) sav, tez
Thron (M.) taht
Thronrede (F.) taht sözü
Thüringen (N.) Thüringen
Tier (N.) hayvan
Tierhalter (M.) hayvan sahibi
Tierhalterin (F.) hayvan sahibi
Tierhüter (M.) hayvan bakıcısı
Tierhüterin (F.) hayvan bakıcısı
Tierkörper (M.) hayvan kadavrası
Tierkörperbeseitigungsrecht (N.) hayvan kadavralarının imhası hukuku
Tierquälerei (F.) hayvanlara eziyet etme
Tierschutz (M.) hayvanları koruma
tilgen ödemek, itfa etmek
Tilgung (F.) ödeme, itfa
Tilgungsrate (F.) ödeme taksiti
time-sharing (N.) tıme-sharing
Titel (M.) başlık, ünvan, sıfat, senet
Titelschutz (M.) başlıkların korunması
Tochter (F.) kız
Tochtergesellschaft (F.) yavru şirket
Tod (M.) ölüm, vefat
Todeserklärung (F.) gaiplik kararı
Todesstrafe (F.) ölüm cezası, idam cezası
Todesvermutung (F.) ölüm karinesi
Todeszelle (F.) idama mahkum olanların konulduğu hücre
tödlich öldürücü, ölüme yol açan
Toleranz (F.) hoşgörü, müsamaha
Tortur (F.) işkence
tot ölü
töten öldürmek
Totgeburt (F.) ölü doğan çocuk
Totschlag (M.) niteliksiz adam öldürme
Totschläger (M.) katil, kurşun topuzlu sopa
Totschlägerin (F.) katil, kurşun topuzlu sopa
Tötung (F.) öldürme, katil
Tötung (F.) im Straßenverkehr trafikte öldürme
trachten elde etmeye çalışmak, kastetmek
Tradition (F.) gelenek
Traditionspapier (N.) ciro edilebilir senet
Transfer (M.) transfer
transferieren transfer etmek
Transformation (F.) dönüşüm
Transformationsgesetz (N.) dönüşüm yasası
transformieren dönüştürmek
Transfusion transfüzyon
Transit (M.) transit
Transplantation (F.) organ nakli
transplantieren organ nakletmek
Transport (M.) taşıma, nakil
transportieren taşımak, nakletmek
Trassant (M.) keşideci
Trassantin (F.) keşideci
Trassat (M.) muhatap
Trassatin (F.) muhatap
Tratte (F.) poliçe
trauen güvenmek, nikâhlamak
Trauung (F.) evlenme akdi, nikâh
Trauzeuge (M.) evlenme tanığı, nikâh şahidi
Trauzeugin (F.) evlenme tanığı, nikâh şahidi
Traveller (M.) seyahatçı, yolcu
Travellerscheck (M.) seyahat çeki
trennen ayırmak, ayrılmak
Trennung (F.) ayırma, ayrılma
Trennungszulage (F.) ayrılık zamı
treu sadakatlı, sadık, bağlı
Treu (F.) und Glauben (M.) doğruluk, dürüstlük
Treubruch (M.) sadakatsızlık, vefasızlık
treubrüchig sadakatsız, vefasız
Treubruchstatbestand (M.) sadakatsızlık tipikliği
Treue (F.) sadakat, bağlılık
Treuhand (F.) yedieminlik, vesayet
Treuhänder (M.) yediemin, güvenilir kişi
Treuhänderin (F.) yediemin, güvenilir kişi
treuhänderisch inançlı, itimada dayalı
treuhänderische Besitzerin (F.) inançlı zilyed
treuhänderischer Besitzer (M.) inançlı zilyed
Treuhänderschaft (F.) yedieminlik, vesayet
Treuhandgesellschaft (F.) inançlı işlem
Treuhandkonto (N.) yedieminlik hesabı
Treuhandschaft (F.) yedieminlik, vesayet
Treuhandverhältnis (N.) yedieminlik ilişkisi
Treunehmer (M.) yediemin, güvenilir kişi
Treunehmerin (F.) yediemin, güvenilir kişi
Tribunal (N.) mahkeme
Tribut (M.) haraç
Trieb (M.) irade
Triebtäter (M.) iradesini kontrol edemeyen fail
Triebtäterin (F.) iradesini kontrol edemeyen fail
trinken içmek
Trinkgeld (N.) bahşiş
TRIPS (Agreement on Trade-related Aspects of Intellectual Property Rights) TRIPS
Trödelvertrag (M.) eskici sözleşmesi
Trunkenheit (F.) sarhoşluk
Trunkenheit (F.) im Straßenverkehr trafikte sarhoşluk
Trunksucht (F.) ayyaşlık
Trust (M.) tröst
Tschechien (N.) Çek Cumhuriyeti
Tücke (F.) kötülük, hile
Tun (N.) icabi hareket
Turnus (M.) nöbet, münavebe
Tutor (M.) danışman
Tutorin (F.) danışman
TÜV (M.) teknik denetleme örgütü
Typ (M.) tip, örnek
Typengenehmigung (F.) tip izni
Typenverschmelzungsvertrag (M.) tiplerin birleşmesi sözleşmesi
Typenzwang (M.) tip zorunluluğu
Tyrann (M.) despot, tiran
Tyrannin (F.) despot, tiran
übel kötü, fena (Adj.), rahatsız
Übel kötülük, fenalık, rahatsızlık
Übeltäter (M.) kötü niyetli kimse, suçlu
Übeltäterin (F.) kötü niyetli kimse, suçlu
üben alışmak, alıştırmak
überantworten teslim etmek
Überbau (M.) üstyapı, taşkın inşaat
überbauen üzerine inşaat yapmak, taşkın inşaat yapmak
Überbringer (M.) getiren, ulak, sai
Überbringerin (F.) getiren, ulak, sai
übereignen devretmek, temlik etmek
Übereignung (F.) devretme, temlik
übereinkommen sözleşmek, mukavele akdetmek, uzlaşmak
Übereinkommen (N.) sözleşme, mukavele, uzlaşma
Übereinkunft (F.) sözleşme, mukavele, uzlaşma
Überfall (M.) başkasının mülküne düşme, baskın
überfallen başkasının mülküne düşmek, baskın yapmak
überführen göndermek, sevk etmek
Übergabe (F.) teslim, tevdi
Übergang (M.) geçme, intikal
übergeben (Adj.) teslim edilmiş
übergeben (V.) teslim etmek
übergesetzlich yasaüstü, kanunlar üstü
übergesetzlicher Notstand (M.) yasaüstü zorda kalma
Überhangmandat (N.) fazla vekalet
überholen geçmek, elden geçirmek
überlassen (Adj.) temlik edilmiş, bırakılmış, terkedilmiş, devredilmiş
überlassen (V.) temlik etmek, devretmek, bırakmak, terketmek
Überlassung (F.) temlik, devretme, bırakma, terk
überleiten geçirmek, iletmek
Überleitung (F.) geçiş, intikal
Überleitungsvertrag (M.) geçiş sözleşmesi
Übermaß (N.) aşırı ölçü, ifrat, aşırılık
Übermaßverbot (N.) aşırı ölçü yasağı
Übernahme (F.) devralma, teslim alma, deruhte
übernehmen devralmak, teslim almak, deruhte etmek
Überprüfung (F.) gözden geçirme, denetleme
überschießen hedefi aşmak
überschießende Innentendenz (F.) hedefi aşan iç eğilim
überschreiten aşmak, geçmek
Überschreitung (F.) aşma, geçim
Überschrift (F.) yazı başlığı, matlap, manşet
Überschuldung (F.) aşırı borçlanma, fazla borçlanma
Überschuss (M.) artık kalan, artık para
Übersicherung aşkın sigorta
überstimmen oy çokluğu ile yenmek
Überstunde (F.) fazla çalışma saati
Überstunden (F.Pl.) fazla çalışma saatleri
übertragbar devredilebilir
übertragen (Adj.) devredilmiş, temlik edilmiş, yüklenmiş, nakledilmiş
übertragen (V.) devretmek, temlik etmek, yüklemek, nakletmek
übertragener Wirkungskreis (M.) devredilmiş nüfuz sahası
Übertragung (F.) devir, temlik, yükleme, nakil
übertreten (V.) kabahat işlemek
Übertretung (F.) kabahat
überwachen denetlemek, gözlemek
Überwachung (F.) denetim, gözetim
überweisen aktarmak, nakletmek
Überweisung (F.) hesap aktarması, hesap nakli
Überweisungsbeschluss (M.) aktarma kararı
überzeugen ikna etmek, inandırmak
Überzeugung (F.) ikna etme, kanaat, inanç
Überzeugungstäter (M.) inanç ve görüşleri nedeniyle suç işleyen
Überzeugungstäterin (F.) inanç ve görüşleri nedeniyle suç işleyen
überziehen hesabı aşmak
Überziehung (F.) banka avansı
üble Nachrede (F.) gıybet, kötüleme
Übung (F.) alıştırma, talim
Ufer (N.) su kenarı, sahil, kıyı
Ultimatum (N.) ultimatom
ultra-vires-Lehre (F.) tüzel kişiliği sınırlama öğretisi, ultra vires öğretisi
umbringen öldürmek
umdeuten değişik yorumlamak, değişik anlam vermek
Umgangsrecht çocukla şahsi münasebette bulunmak hakkı
umgehen çekinmek, kaçamak yolu ile kurtulmak
umgehend ivedilikle, derhal, hemen, gecikmeden
Umgehung (F.) çekinme, kaçamak yolu ile kurtulma
Umgehungsgeschäft (N.) mevsuf muvazaa
Umkehr (F.) dönüş
umkehren dönmek, çevirmek
Umkehrschluss (M.) aksi ile kanıt, tersiyle isbat
Umlage (F.) dağılım, dağıtım, harcamalara katılma payı
Umlauf (M.) tedavül, dolaşım
umlaufen tedavül etmek, dolaşmak
Umlaufverfahren (N.) cari dava
Umlaufvermögen (N.) cari varlıklar
umlegen dağılmak, dağıtmak
Umlegung (F.) dağılım, dağıtım
Umsatz (M.) satış
Umsatzsteuer (F.) gider vergisi
umsonst parasız, bedava
Umstand (M.) durum, hal
umwandeln değiştirmek, tebdil etmek
Umwandlung (F.) değiştirme, tebdil
Umwelt (F.) çevre
Umweltinformationsgesetz (N.) çevre bilgisi yasası
Umweltrecht (N.) çevre politikası
Umweltschaden (M.) çevre zararı
Umweltschutz (M.) çevre korunması
unabdingbar değiştirilemez, emredici, buyurucu
unabhängig bağımsız
Unabhängigkeit (F.) bağımsızlık
unabwendbar önlenemez
unabwendbares Ereignis (N.) önlenemez olay
unbefugt yetkisiz, salahiyetsiz
unbenommen önyargısız, tarafsız
unbescholten sabıkasız
unbeschränkt sınırsız, tam
unbestimmt belli olmayan, belirsiz
unbestimmter Rechtsbegriff (M.) belli olmayan hukuk kavramı
unbeweglich taşınmaz (Adj.), yerinde sabit olan (Adj.)
unbewegliche Sache (F.) taşınmaz mal
unbewusst bilinçsiz, şuursuz
unbewusste Fahrlässigkeit (F.) bilinçsiz savsama
unbillig hakkaniyete aykırı
Unbilligkeit (F.) hakkaniyete aykırılık
unbotmäßig itaatsız, serkeş
unecht gerçek olmayan (Adj.), sahte (Adj.)
unechte Gesamtschuld (F.) gerçek olmayan borçlular arasında teselsül
unechte Rückwirkung (F.) gerçek olmayan geçmişe dokunma
unechte Urkunde (F.) sahte belge
unechtes Sonderdelikt (N.) gerçek olmayan mahsus suç
unechtes Unterlassungsdelikt (N.) gerçek olmayan ihmali suç
unehelich nesebi sahih olmayan, gayri meşru
Unehelichkeit (F.) sahih olmayan nesep, gayri meşruluk
uneigentlich mecazi
uneigentlicher Werklieferungsvertrag (M.) mecazi işletme teslimi sözleşmesi
unentgeltlich parasız, bedava
Unentgeltlichkeit (F.) parasız olma, bedava olma
unerlaubt haksız (Adj.), yasak (Adj.)
unerlaubte Handlung (F.) haksız fiil
unerlaubtes Entfernen (N.) vom Unfallort kaza yerinden kaçma
unfähig yeteneksiz, ehil olmayan, ehliyetsiz
Unfähigkeit (F.) yeteneksizlik, ehliyetsizlik
Unfall (M.) kaza
Unfallhaftpflichtrecht (N.) kaza mali sorumluluk hukuku
Unfallverhütung (F.) kazaların önlenmesi
Unfallversicherung (F.) kaza sigortası
unfreiwillig istemeksizin, istemiyerek
Unfug (M.) muziplik, yaramazlık
ungeboren doğmamış
Ungebühr (F.) vor Gericht mahkemeyi tahkir
ungehorsam sözdinlemez, itaatsız
Ungehorsam (N.) sözdinlemezlik, itaatsızlık
ungerecht adaletsiz
ungerechtfertigt haksız, haksız olarak
ungerechtfertigte Bereicherung (F.) sebepsiz zenginleşme
Ungerechtigkeit (F.) adaletsizlik
ungesetzlich yasadışı, kanundışı
Unglück (N.) kaza
Unglücksfall (M.) kaza
ungültig batıl, hükümsüz
Ungültigkeit (F.) butlan, hükümsüzlük
Ungültigkeitserklärung (F.) iptal, iptal kararı
Unidroit (N.) Internationales Institut zur Vereinheitlichung des Privatrechts (in Rom)
uluslararası özel hukuku birleştirme kurumu
Uniform (F.) resmi elbise, üniforma
Union (F.) birlik
universal evrensel, külli
Universalerbe (M.) tek varis
Universalität (F.) evrensellik
Universalrechtsgut (N.) tüm kişi varlığı hakları
Universalsukzession (F.) tüm ardıllık, külli halefiyet
Universität (F.) üniversite
Unkenntnis (F.) bilmeme, bilmemezlik, haberdar olmama
unkörperlich maddi olmayan, manevi
Unkosten (F.Pl.) masraflar
unlauter haksız
unlauterer Wettbewerb (M.) haksız rekabet
unmittelbar doğrudan doğruya, dolaysız
unmittelbar bevorstehend doğrudan doğruya yaklaşan
unmittelbare Stellvertretung (F.) doğrudan doğruya temsil
unmittelbare Wahl (F.) doğrudan doğruya seçim
unmittelbarer Besitz (M.) doğrudan doğruya elmenlik
unmittelbarer Schaden (M.) doğrudan doğruya zarar
Unmittelbarkeit (F.) doğrudan doğruyalık
unmöglich imkansız, olanaksız
Unmöglichkeit (F.) olanaksızlık, imkansızlık
unmündig ergin olmayan, reşit olmayan, küçük
Unmündigkeit (F.) ergin olmayış, reşit olmayış, küçüklük
unparteiisch tarafsız, bitaraf
unparteilich tarafsız, bitaraf
Unparteilichkeit (F.) tarafsızlık, bitaraflık
unrecht haksız
Unrecht (N.) haksızlık
Unrechtsbewusstsein (N.) haksızlık bilinci
unredlich yolsuz, doğruluğa sığmayan
unregelmäßig düzensiz, usulsüz
unregelmäßige Verwahrung (F.) düzensiz saklatım, usulsüz tevdi
unrichtig doğru olmayan, yanlış
Unrichtigkeit (F.) doğru olmama, yanlışlık
Unschuld (F.) masumluk, suçsuzluk
unschuldig masum, suçsuz
Unschuldsvermutung (F.) masumluk karinesi
unstatthaft caiz olmayan
Unstatthaftigkeit caiz olmama
untätig işsiz (Adj.), tembel (Adj.)
Untätigkeit (F.) işsizlik, tembellik
untauglich elverişsiz, askerliğe yaramaz
untauglicher Versuch (M.) eksik teşebbüs
Unterausschuss (M.) alt komisyon, tali encümen
unterbrechen ara vermek, tatil etmek, tehir etmek
Unterbrechung (F.) ara verme, tatil, tehir
unterbringen yerleştirmek, yatırmak, barındırmak
Unterbringung (F.) yerleştirme, yatırma, barındırma
unterdrücken gizlemek, bastırmak
untere altındaki, aşağıdaki
Untereigentum (N.) zilyedlik hakkı
untergeben emri altında bulunmak
untergeordnet ikinci derecede olan
Unterhalt (M.) nafaka, infak
unterhalten beslemek, bakmak, tutmak
Unterhaltsanspruch (M.) nafaka hakkı
Unterhaltspflicht (F.) nafaka yükümlülüğü
Unterhaltsrecht (N.) nafaka hukuku
Unterhaltsvorschuss (M.) nafaka öndeliği
Unterhaus (N.) avam kamarası
unterlassen (Adj.) ihmal edilmiş
Unterlassen (N.) ihmal, kaçınma, savsama
unterlassen (V.) ihmal etmek, kaçınmak, savsamak
Unterlassung (F.) ihmal, kaçınma, savsama
Unterlassungsanspruch (M.) müdahalenin men’ini isteme hakkı
Unterlassungsdelikt (N.) ihmali suç
Unterlassungsklage (F.) elatmanın kaldırılması davası
unterliegen kaybetmek, bağlı olmak
Untermiete (F.) alt kira
Untermieter (M.) alt kiracı
Untermietvertrag (M.) alt kira sözleşmesi
Unternehmen (N.) ortaklık, girişim, teşebbüs
Unternehmenstarifvertrag (M.) ortaklık toplu iş sözleşmesi
Unternehmensverbund (M.) ortaklık bileşimi
Unternehmer (M.) girişimci, yüklenici, işadamı
Unternehmerpfandrecht (N.) girişimci rehin hakkı
Unterpächter (M.) kiracının kiracısı
unterrichten ders vermek, öğretmek
untersagen yasaklamak, men’etmek
Untersagung (F.) yasaklama, memnuiyet
unterscheiden ayırmak
Unterscheidung (F.) ayırma
Unterschied (M.) fark
unterschlagen (Adj.) zimmete geçirilmiş
unterschlagen (V.) zimmete geçirmek
Unterschlagung (F.) basit zimmet, zimmet suçu
Unterschlagung (F.) öffentlicher Gelder zimmete kamu paraları geçirme
unterschreiben imzalamak
Unterschrift (F.) imza
untersuchen soruşturmak, araştırmak, tahkik etmek
Untersuchung (F.) soruşturma, araştırma, tahkik
Untersuchungsausschuss (M.) soruşturma komisyonu
Untersuchungsgefangene (F.) tutuklu (Sb.)
Untersuchungsgefangener (M.) tutuklu (Sb.)
Untersuchungsgrundsatz (M.) re’sen araştırma ilkesi
Untersuchungshaft (F.) tutukluluk
Untersuchungsrichter (M.) soruşturma hakimi
Unterversicherung (F.) eksik sigorta
unterzeichnen imzalamak
Unterzeichnung (F.) imzalama
Untreue (F.) emniyeti kötüye kullanma
unveräußerlich temlik edilemez
unvereinbar bağdaşmaz, uyuşmaz
Unvereinbarkeit (F.) bağdaşmazlık, uyuşmazlık
Unverjährbarkeit (F.) zamanaşımına uyruk olmazlık
unvermeidbar kaçınılmaz, mübrem
unvermeidlich kaçınılmaz, mübrem
Unvermögen (N.) güçsüzlük, olanaksızlık
Unverstand (M.) akılsızlık
unvertretbar misli olmayan
unvertretbare Sache (F.) misli olmayan şey
unverzüglich gecikmeksizin
unvollkommen eksik, nakıs
unvollkommene Verbindlichkeit (F.) eksik borç
unvordenklich ezelden beri
unvordenkliche Verjährung (F.) ezelden beri zamanaşımı
unvoreingenommen önyargısız, objektif
Unvoreingenommenheit (F.) önyargısız olma, objektif olma
unwahr yalan (Adj.)
Unwahrheit (F.) yalan (Sb.)
unwesentlich önemsiz
unwiderruflich dönülemez
unwirksam hükümsüz, hukuken geçersiz
Unwirksamkeit (F.) hükümsüzlük, hukuken geçersizlik
unwissentlich bilmiyerek
Unwissenheit (F.) bilmeme, bilmemezlik, haberdar olmama
unwürdig layik olmayan
Unwürdigkeit liyakatsizlik
Unzucht (F.) fuhuş
unzüchtig hayasız, edepsiz
unzulässig caiz olmayan
Unzulässigkeit (F.) caiz olmama
unzurechnungsfähig doğruyu yanlıştan ayıramayan
Unzurechnungsfähigkeit (F.) doğruyu yanlıştan ayıramama
unzuständig yetkisiz, yetkili olmayan
Unzuständigkeit (F.) yetkisizlik, yetkili olmama
unzuverlässig güvenilmez
Unzuverlässigkeit (F.) güvenilmezlik
Urabstimmung (F.) grev oylaması
Urheber (M.) asli fail, yazar
Urheberbenennung (F.) eser sahibinin belirtilmesi
Urheberin (F.) asli fail, yazar
Urheberpersönlichkeitsrecht (N.) manevi haklar
Urheberrecht (N.) fikri hukuk, telif hakkı
urheberrechtlich fikri hukuka göre
Urheberrechtsgesetz (N.) fikir ve sanat eserleri kanunu
Urkunde (F.) senet, evrak, belge, vesika
Urkundenbeweis (M.) yazılı ispat belgesi
Urkundendelikt (N.) evrakta suç
Urkundenfälschung (F.) evrakta sahtekarlık
Urkundenprozess (M.) evrak davası
Urkundenunterdrückung (F.) senetlerin gizlenmesi
urkundlich senetli, evrakta müstenit
Urlaub (M.) izin
Urlaubsanspruch (M.) izin hakkı
Urlaubsgeld (N.) izin parası
Urne (F.) kül kavanozu, oy sandığı
Urproduktion (F.) ilk üretim
Ursache (F.) neden (Sb.), sebep, illet
ursächlich nedensel, sebebe bağlı, illi
Ursächlichkeit (F.) nedensellik, sebebe bağlılık, illiyet
Ursprung (M.) asıl, kaynak, başlangıç
ursprünglich asli, ilkel
ursprüngliche Unmöglichkeit (F.) asli imkansızlık
Urteil (N.) hüküm
urteilen hüküm vermek, karar vermek
Urteilsformel (F.) hüküm fıkrası
Urteilsgründe (M.Pl.) hüküm sebepleri
Urteilstenor (M.) hüküm fıkrası
Urteilsverkündung (F.) hükmün tefhimi
Urteilsvollstreckung (F.) hükmün infazı
Usance (F.) ticari teamül
usurpieren gaspetmek
Utilitarismus (M.) yararcılık
Vakanz (F.) münhal kadro
Valuta (F.) yabancı ülke parası, döviz
Vasall (M.) vasal
Vater (M.) baba
Vaterland (N.) anayurt
väterlich baba gibi, babadan kalma
väterliche Gewalt (F.) babaerkillik
Vaterschaft (F.) babalık
Vaterschaftsanerkenntnis (N.) babalığın tanınması
Vaterschaftsanerkennung (F.) babalığın tanınması
Vaterschaftsanfechtung (F.) babalığın reddi
Vaterschaftsklage (F.) babalık davası
Vaterschaftsvermutung (F.) babalık karinesi
Vatikan (M.) Vatikan
Vatikanisches Konzil (N.) Vatikan Konsili
VELKD (F.) Vereinigte evangelisch-lutherische Kirche Deutschlands Almanya ProtestanLüteriyen Birleşik Kilisesi
verabreden sözleşmek, kararlaştırmak, anlaşmak, randevulaşmak
Verabredung (F.) sözleşme, kararlaştırma, anlaşma, randevu
Verabredungsgefahr (F.) sözleşme tehlikesi
verabschieden vedalaşmak, izin vermek
verächtlichmachen aşağılamak
verändern değiştirmek, değişmek
Veränderung (F.) değiştirme, değişiklik, tebdil
veranlagen salmak, tarh etmek
Veranlagung (F.) salma, tarh
verantwortlich sorumlu, mesul
Verantwortlichkeit (F.) sorumluluk, mesuliyet
Verantwortung (F.) sorumluluk, mesuliyet
verarbeiten işlemek
Verarbeitung (F.) işleme
veräußern devretmek, temlik etmek
Veräußerung (F.) devretme, temlik
Veräußerungsverbot (N.) devretme yasağı, temlik yasağı
verbal sözlü, şifahi
Verbalinjurie (F.) sözle hakaret, sövme
Verband (M.) birlik, federasyon
Verbandsklage (F.) müşterek hak davası
Verbandskompetenz (F.) birlik yetkisi
Verbandskörperschaft (F.) birlik derneği
Verbandsstrafe birlik cezası
Verbandstarifvertrag (M.) işçi sendikası ve işveren sendikası arasında yapılan toplu iş
sözleşmesi
verbannen sürgüne göndermek
Verbannung (F.) sürgün
verbergen gizlemek, saklamak
verbessern düzeltmek, iyileştirmek
Verbesserung (F.) düzeltme, iyileştirme
verbieten yasaklamak, men etmek
verbinden birleştirmek, tevhid etmek, bağlamak
verbindlich bağlayıcı
Verbindlichkeit (F.) borç, yükümlülük, bağlayıcılık
Verbindlichkeiten (F.Pl.) borçlar, yükümlülükler, bağlayıcılıklar
Verbindung (F.) birleştirme, tevhid
verborgen gizli, saklı
verborgener Mangel (M.) gizli ayıp
Verbot (N.) yasak (Sb.), mümanaat
verboten yasak (Adj.), memnu
Verbotsirrtum (M.) yasakta yanılma, hukuki yanılma
Verbrauch (M.) tüketim, istihlak
verbrauchbar tüketilebilen, tüketilebilir
verbrauchbare Sache (F.) tüketilebilir şey
verbrauchen tüketmek, istihlak etmek
Verbraucher (M.) tüketici
Verbrauchergeschäft (N.) tüketici işlemi
Verbraucherin (F.) tüketici
Verbraucherinsolvenz tüketici aczi
Verbraucherkredit (M.) tüketici kredisi
Verbraucherschutz (M.) tüketiciyi koruma
Verbraucherschutzgesetz (N) tüketiciyi koruma kanunu
Verbrauchsgüterkauf (F.) tüketim malları satımı
Verbrauchsteuer (F.) tüketim vergisi
Verbrechen (N.) cürüm, cinayet, suç
Verbrecher (M.) cürüm işleyen, cani
verbrecherisch cinai, caniyane
Verbund (M.) bileşim, terkip
verbürgen garanti etmek, kefalet altına almak
verbüßen ceza çekmek
Verdacht (M.) şüphe, kuşku
verdächtig şüpheli (Adj.)
verdächtigen şüphelenmek
Verdächtigter (M.) şüpheli (Sb.)
Verdächtigung (F.) şüphelenme
verdienen kazanmak, hak etmek
Verdienst (M.) kazanç
Verdienstentgang (M.) kazanç eksikliği
Verdikt (N.) mahkeme kararı
verdingen ihale etmek
Verdingung (F.) ihale (1)
Verdingungsordnung (F.) für Leistungen (VOL) ödemeler için ihale düzeni
verdunkeln karartmak
Verdunkelung (F.) karartma
Verdunkelungsgefahr (F.) delilleri karartma tehlikesi
vereidigen yemin ettirmek, yemin vermek
Vereidigung (F.) yemin ettirme, yemin verme
Verein (M.) dernek, cemiyet
vereinbaren anlaşmak, kararlaştırmak
Vereinbarung (F.) anlaşma, kararlaştırma
Vereinbarungsdarlehen (N.) anlaşma ödüncü
vereinen anlaşmak, kararlaştırmak
vereinfachen basitleştirmek
vereinigen birleştirmek
vereinigt birleşik
Vereinigte Staaten (M.Pl.) von Amerika Amerika Birleşik Devletleri
Vereinigung (F.) örgüt, dernek, teşekkül
Vereinigungsfreiheit (F.) örgütleşme serbestisi
Vereinsfreiheit (F.) derneğin serbestisi
Vereinshaftung (F.) derneğin sorumluluğu
Vereinte Nationen (F.Pl.) (UNO) Birleşmiş Milletler
vereiteln engellemek, mani olmak
Vereitelung (F.) engelleme, mani olma
vererben miras olarak intikal etmek
Verfahren (N.) yöntem, usul, dava
verfahren (V.) hareket etmek
Verfahrensgrundsatz (M.) yöntem esası
Verfahrensmangel (M.) yönteme ait noksanlar
Verfahrensmissbrauch (M.) yöntemin kötüye kullanılması
Verfahrensrecht (N.) yöntem hukuku
verfahrensrechtlich yöntem hukukuna göre
Verfahrensvorschrift (F.) yönteme ilişkin kural
Verfahrensvorschriften (F. Pl.) yönteme ilişkin kurallar
Verfall (M.) düşme, çökme, vade
verfallen (Adj.) düşmüş, çökmüş, vadesi gelmiş
verfallen (V.) düşmek, çökmek, sakıt olmak
Verfallsklausel (F.) hak düşürücü kayıt
Verfallspfand (N.) hak düşürücü rehin
verfassen yazmak, telif etmek
Verfasser (M.) yazar
Verfasserin (F.) yazar
Verfassung (F.) anayasa, esas teşkilat kanunu
Verfassungsänderung (F.) anayasa değişikliği
Verfassungsauslegung (F.) anayasanın yorumu
Verfassungsbeschwerde (F.) anayasa aykırılık itirazı
Verfassungsfeind (M.) anarşist
verfassungsgebend anayasama
verfassungsgebende Gewalt (F.) anayasama erki
verfassungsgemäß anayasal
Verfassungsgericht (N.) anayasa mahkemesi
Verfassungsgeschichte (F.) anayasa tarihi
Verfassungsgesetz (N.) anayasa
Verfassungsgrundsatz (M.) anayasa ilkesi
verfassungskonform anayasaya uygun, anayasal
verfassungskonforme Auslegung (F.) anayasaya uygun yorum
Verfassungskontrolle (F.) anayasal denetim
verfassungsmäßig anayasal, anayasaya uygun
verfassungsmäßige Ordnung (F.) anayasal düzen
verfassungsmäßiger Vertreter (M.) anayasal temsilci
Verfassungsorgan (N.) anayasa organı
Verfassungsprinzip (N.) anayasa prensibi
Verfassungsrecht (N.) anayasa hukuku
Verfassungsschutz (M.) anayasayı koruma
Verfassungsstreitigkeit (F.) anayasa uyuşmazlığı
Verfassungsurkunde (F.) anayasal belge
Verfassungsvorbehalt (M.) anayasa muhafazası
verfassungswidrig anayasaya aykırı
Verfassungswidrigkeit (F.) anayasaya aykırılık
verfolgen koğuşturmak, izlemek, takip etmek
Verfolgung (F.) koğuşturma, izleme, takip
Verfrachter (M.) taşıyan
Verfrachterin (F.) taşıyan
verfügen tasarruf etmek, mutasarrıf olmak
Verfügung (F.) tasarruf, egenim, karar, emir, muamele
Verfügung (F.) von Todes wegen ölüme bağlı tasarruf
Verfügungsbefugnis (F.) tasarruf hakkı
Verfügungsermächtigung (F.) tasarruf yetkisi
Verfügungsgeschäft (N.) tasarruf işlemi
Verfügungsverbot (N.) tasarruf yasağı
verführen kandırmak
Verführung (F.) kandırma
Vergaberecht verme hakkı, tahsis hakkı
Vergehen (N.) cünha
vergelten karşılık vermek, misillemek
Vergeltung (F.) karşılık verme, misilleme
vergesellschaften toplumsallaştırmak
Vergesellschaftung (F.) toplumsallaştırma
vergewaltigen zorla ırza geçmek
Vergewaltigung (F.) zorla ırza geçme
vergiften zehirlemek
Vergiftung (F.) zehirleme
Vergleich (M.) uzlaşma, sulh, karşılaştırma
vergleichen (sich) uzlaşmak
vergleichen karşılaştırmak
Vergleichsmiete (F.) uzlaştırma kirası
Vergleichsordnung (F.) uzlaştırma düzenlemesi
Vergleichsverfahren (N.) uzlaştırma usulü
vergüten ödemek, tazmin etmek
Vergütung (F.) ödeme, tazmin
Vergütungsgefahr (F.) ödeme tehlikesi, tazmin tehlikesi
verhaften tutuklamak, tevkiv etmek
Verhaftung (F.) tutuklama, tevkiv
Verhalten (N.) davranış, hareket
verhalten (V.) davranmak, hareket etmek
Verhaltenshaftung (F.) davranış sorumluluğu
Verhältnis (N.) ilişki, münasebet
verhältnismäßig nisbi, göreceli, izafi
Verhältnismäßigkeit (F.) orantılık
Verhältniswahl (F.) nisbi temsil sistemi yoluyla seçim
Verhältniswahlrecht (N.) nisbi temsil sistemi yoluyla seçme hakkı
verhandeln yargılamak, muhakeme etmek
Verhandlung (F.) yargılama, muhakeme
verhängen ceza vermek, hükmetmek
Verhängung (F.) ceza verme, hüküm verme
verharmlosen tehlikesiz göstermeye çalışmak
Verharmlosung (F.) tehlikesiz göstermeye çalışma
verherrlichen övmek, büyültmek, yüceltmek
Verherrlichung (F.) övme, büyültme, yüceltme
verhindern önlemek, engellemek
Verhinderung (F.) önleme, engelleme
Verhör (N.) istinak
verhören istinak etmek
verhüten önlenmek
Verhütung (F.) önlenme
Verhütungsmittel (N.) gebelik önleyici araçlar
verjähren zamanaşımına uğramak
Verjährung (F.) zamanaşımı
Verkauf (M.) satış, satma, satım
verkaufen satmak
Verkäufer (M.) satıcı
Verkäuferin (F.) satıcı
Verkaufskommission (F.) satış komisyonu
Verkehr (M.) trafik, ulaşım, işlemler, muameleler
verkehren gidip gelmek, işlemek
Verkehrsdelikt (N.) trafik suçu
Verkehrsgeschäft (N.) trafik işi
Verkehrsmittel (N.) trafik aracı
Verkehrspflicht (F.) trafik yükümlülüğü
Verkehrspolizei (F.) trafik memuru
Verkehrsrecht (N.) trafik hukuku
Verkehrsstrafrecht (N.) trafik ceza hukuku
Verkehrsteuer (F.) trafik vergisi
Verkehrsunfall (M.) trafik kazası
Verkehrsunfallflucht (F.) trafik kazası yerinden kaçma
Verkehrsvorschrift (F.) trafik kuralı
Verkehrswirtschaft (F.) trafik ekonomisi
Verkehrszeichen (N.) trafik işareti
Verkehrszentralregister (N.) trafik merkez sicili
verklagen dava etmek
verklaren deniz raporu ibraz etmek
verkünden sözle bildirmek, ilan etmek, tefhim etmek
Verkündung (F.) sözle bildirme, ilan, tefhim
Verkündungsblatt (N.) ilan kağıdı
verladen yüklemek
Verladeschein (M.) yükleme belgesi
Verlag (M.) yayınevi
Verlagsrecht (N.) yayım hukuku
verlagsrechtlich yayım hukukuna göre
Verlagsvertrag (M.) yayım sözleşmesi
verlängern uzatmak, temdit etmek
verlängert uzatılmış, temdit edilmiş
Verlängerung (F.) uzatma, temdit
verlassen (V.) terk etmek, bırakmak
Verlassenschaft (F.) kalıt, tereke
verlautbaren ilan etmek, duyurmak
verlegen (V.) yayımlamak, nakletmek
Verleger (M.) yayımcı
verleihen ariyet vermek, vermek, bahşetmek
Verleihung (F.) ariyet verme, verme, bahşetme
verleiten iğfal etmek, kandırmak
Verleitung (F.) iğfal, kandırma
Verlesung okuma
verletzen bozmak, ihlal etmek, yaralamak
Verletzter (M.) kıygın, mağdur, yaralı
Verletzung (F.) bozma, ihlal, yaralama
Verletzungsdelikt (N.) maddi suç
verleumden iftira etmek
Verleumder (M.) iftiracı
Verleumdung (F.) iftira, iftira etme
verlieren kaybetmek
verloben nişanlamak
Verlöbnis (N.) nişan, nişanlama
Verlobung (F.) nişan, nişanlama
Verlust (M.) kayıp, kaybolma, ziya
vermachen vasiyet etmek
Vermächtnis (N.) vasiyet
Vermächtnisnehmer (M.) lehine vasiyet yapılan
vermählen evlenmek
Vermählung (F.) evlenme
vermeidbar kaçınılabilir
vermeidbarer Verbotsirrtum (M.) kaçınılabilir yasakta yanılma
vermeiden kaçınmak, sakınmak
Vermeidung (F.) kaçınma, sakınma
vermengen birleştirmek, karıştırmak
Vermengung (F.) birleştirme, karıştırma
Vermerk (M.) ibare, not, kayıt, şart
vermessen (V.) ölçümlemek, ölçmek
Vermessung (F.) ölçümleme, ölçme
vermieten kiraya vermek, kiralamak
Vermieter (M.) kiralayan, acir
Vermieterpfandrecht (N.) kiralayanın rehin hakkı
Vermietung (F.) kiraya verme, kiralama
vermindern azalmak, azaltmak
vermindert azalmış, azaltmış
verminderte Schuldfähigkeit (F.) azalmış kusur ehliyeti
Verminderung (F.) azalma, azaltma
vermischen karıştırmak
Vermischung (F.) karıştırma
vermitteln aracı olmak, aracılık etmek
Vermittler (M.) aracı
Vermittlung (F.) aracılık
Vermittlungsausschuss (M.) aracılık kurulu
Vermögen (N.) malvarlığı, servet, mallar, varlıklar
Vermögensbildung (F.) malvarlığı teşkili
Vermögensbildungsgesetz (N.) malvarlığı teşkil yasası
Vermögensdelikt (N.) malvarlığına karşı işlenen suç
Vermögenspflegschaft (F.) malvarlığı kayyımlığı
Vermögensschaden (N.) maddi zarar
Vermögensstrafe malvarlığı cezası
Vermögensteuer (F.) servet vergisi
Vermögensübernahme (F.) malvarlığının devralınması
Vermögensverwalter (M.) malvarlığının yönetmeni
Vermögensverwaltung (F.) malvarlığının yönetimi
Vermögensverzeichnis (N.) malvarlığını gösterir müfredat defteri
vermummen örtülmek
vermuten tahmin etmek, sanmak, zannetmek
vermutlich tahmin edilen, sanılan, zannedilen
Vermutung (F.) tahmin, sanı
vernachlässigen savsamak, ihmal etmek
Vernachlässigung (F.) savsama, ihmal
vernehmen sorgulamak, sorguya çekmek
Vernehmung (F.) sorgulama, sorguya çekme
Vernunft (F.) akıl, us
vernünftig akla uygun, ussal
Vernunftrecht (N.) akıl hukuku
veröffentlichen yayınlamak, neşretmek
Veröffentlichung (F.) yayınlama, neşir
verordnen yönetmek, talimat vermek
Verordnung (F.) yönetmelik, talimatname, nizamname, kararname
verpachten kiraya vermek, kiralamak
Verpächter (M.) kiraya veren, kiralayan
Verpachtung (F.) kiraya verme, kiralama
Verpackung (F.) ambalaj
Verpackungsverordnung ambalaj yönetmeliği
verpfänden rehnetmek, rehin etmek
Verpfändung (F.) rehnetme, rehin etme
verpflichten ilzam etmek, borç altına sokmak
Verpflichteter (M.) yükümlü olan kimse
Verpflichtung (F.) yükümlülük, borç
Verrat (M.) ihanet, ifşa
verraten (V.) ihanet etmek, ifşa etmek
Verräter (M.) hain, gammaz
Verräterin (F.) hain (Sb.), gammaz
verräterisch hain (Adj.)
verrechnen hesaba geçirmek, mahsup etmek
Verrechnung (F.) hesaba geçirme, mahsup
Verrechnungsscheck (M.) takas ve mahsup çeki
verrichten yapmak, yerine getirmek
Verrichtung (F.) yapma, yerine getirme
verrucht alçak, melun, kötü
Versailles (N.) Versailles
Versailler Vertrag (M.) Versailles Sözleşmesi
versammeln toplanmak, toplamak
Versammlung (F.) toplanma, toplantı
Versammlungsfreiheit (F.) toplanma özgürlüğü
Versammlungsgesetz (N.) toplanma yasası
Versammlungsrecht (N.) toplanma hakkı
Versammlungsverbot (N.) toplanma yasağı
Versand (M.) postalama, gönderme, yollama
Versandhandel (M.) postalama suretiyle yapılan satışlar
Versandhaus (N.) postalama evi
versäumen ihmal etmek, kaçırmak
Versäumnis (N.) ihmal, kaçırma, kusur
Versäumnisurteil (N.) gıyabi hüküm, gıyapta verilen hüküm
Versäumnisverfahren (N.) gıyapta yargılama
verschaffen sağlamak, temin etmek
Verschaffen (N.) sağlama, temin etme
Verschaffung (F.) sağlama, temin etme
verschärfen şiddetlendirmek, artırmak
verschenken hediye etmek, bağışlamak
verschieben ertelemek, kaydırmak
verschiffen gemi ile göndermek
verschleiern örtmek, örtünmek
verschleppen adam kaldırmak, uzatma
Verschleppung (F.) adam kaldırma, uzatma
verschleudern maliyetin altındaki fiyattan satmak
Verschleuderung (F.) maliyetin altındaki fiyattan satma
Verschluss (M.) kilit
verschmelzen birleşmek
Verschmelzung (F.) birleşme
verschollen yitik, gaip
Verschollenheit (F.) gaiplik, yitiklik
Verschollenheitsgesetz (N.) gaiplik kanunu
Verschulden (N.) kusur, taksir
verschulden (sich) borçlanmak
verschulden sebep olmak
Verschuldenshaftung (F.) kusur sorumluluğu
Verschuldensvermutung (F.) kusur karinesi
verschwägert sıhri, evlenme sonucu ortaya çıkan
Verschweigung (F.) meskut geçme, susma
verschwenden boş yere harcamak, israf etmek
Verschwendung (F.) boş yere harcama, israf
verschwiegen saklanan, gizlenen
Verschwiegenheit (F.) sır saklama, ketumiyet
Verschwiegenheitspflicht (F.) sır saklama zorunluluğu
verschwören (sich) fesat kurmak
Verschwörer (M.) fesatçı
Verschwörung (F.) fesat
Versehen (N.) yanılma, hata
Versehrtenrente (F.) sakatlık maaşı
versenden göndermek
Versender (M.) gönderen
Versenderin (F.) gönderen
Versendung (F.) gönderme
Versendungskauf (M.) irsal yoluyla satım
versetzen başka yere atamak, terhin etmek
Versetzung (F.) başka yere atama, terhin etme
Versicherer (M.) sigortacı
versichern sigortalamak, doğruluğunu onamak
versichert sigortalı
Versicherung (F.) sigorta, doğruluğunu onama, temin etme
Versicherungsbedingung (F.) sigorta şartı
Versicherungsbetrug (M.) sigortayı dolandırma
Versicherungsbilanz (F.) sigorta bilançosu
Versicherungsfall (M.) sigorta olayı
Versicherungsgesellschaft (F.) sigorta şirketi
Versicherungskarte (F.) sigorta kartı
Versicherungsmakler sigorta prodüktörü
Versicherungsnehmer (M.) sigorta ettiren
Versicherungspflicht (F.) sigorta yükümlülüğü
Versicherungspolice (F.) sigorta poliçesi
Versicherungsprämie (F.) sigorta primi
Versicherungsrecht (N.) sigorta hukuku
Versicherungsschein (M.) sigorta ilmühaberi
Versicherungssteuer (F.) sigorta vergisi
Versicherungssumme (F.) sigorta bedeli
Versicherungsträger (M.) sigorta kurumu
Versicherungsurkunde (F.) sigorta belgesi
Versicherungsvertrag (M.) sigorta sözleşmesi
Versicherungszwang (M.) sigorta zorunluluğu
versiegeln mühürlemek, mühür basmak
Versiegelung (F.) mühürleme, mühür basma
versitzen taşınmaz mülkiyetini zamanaşımı ile kaybetmek
versorgen bakmak, sağlamak, temin etmek
Versorgung (F.) bakım, sağlama, temin
versprechen söz vermek, vaat etmek
Versprechen (N.) sözveri, vaat
Versprechensempfänger (M.) sözverilen, vaat edilen
verstaatlichen devletleştirmek
verstaatlicht devletleştirilmiş
Verstaatlichung (F.) devletleştirme
Versteigerer (M.) müzayedeci
versteigern artırma yoluyla satmak
Versteigerung (F.) artırma
versterben ölmek, vefat etmek
verstorben ölmüş, vefat etmiş
Verstoß (M.) aykırı hareket, aykırı davranma, kovma
verstoßen aykırı hareket etmek, aykırı davranmak, kovmak
verstricken haciz koymak
Verstrickung (F.) haciz konulması
verstümmeln sakatlamak
Verstümmelung (F.) sakatlama
Versuch (M.) kalkışma, teşebbüs
versuchen denemek, tecrübe etmek
vertagen yeni gün belirlemek, ertelemek
Vertagung (F.) yeni gün belirlemesi, erteleme
verteidigen savunmak, müdafaa etmek
Verteidiger (M.) savunma vekili, müdafi
Verteidigerin (F.) savunma vekili, müdafi
Verteidigung (F.) savunma, müdafaa
Verteidigungsfall (M.) savunma durumu
Verteidigungsministerium (N.) savunma bakanlığı
verteilen paylaşmak, taksim etmek
Verteilung (F.) paylaşma, taksim
Vertiefung (F.) kazı, hafriyat
vertikal dikey, amudi
vertikaler Finanzausgleich (M.) dikey mali denge
Vertrag (M.) sözleşme, akit, kontrat
Vertrag (M.) zu Lasten Dritter başkasının fiilini taahhüt
Vertrag (M.) zugunsten Dritter başkası lehine şart
vertraglich sözleşmesel, akdi
Vertragsabschluss (M.) sözleşmenin inikadı
Vertragsauslegung (F.) sözleşmenin yorumu
Vertragsbruch (M.) sözleşmeyi bozma
Vertragsfreiheit (F.) sözleşme özgürlüğü
vertragsgemäß sözleşmesel, akdi
Vertragskarte sözleşme kartı
Vertragspartei (F.) sözleşmenin tarafı
Vertragspartner (M.) sözleşmenin tarafı
Vertragspflicht (F.) sözleşmeden doğan borç
Vertragspflichtverletzung (F.) sözleşmeden doğan borçların ihlali
Vertragsrecht (N.) sözleşme hukuku
vertragsschließende Partei (F.) sözleşen taraf
Vertragsschluss (M.) sözleşmenin inikadı
Vertragsstrafe (F.) cezai şart
Vertragsübernahme (F.) sözleşmenin yüklenilmesi
Vertragsurkunde (F.) mukavelename, sözleşme belgesi
Vertragsverhältnis (N.) sözleşmeden doğan ilişki
Vertragsverlängerung (F.) sözleşmenin uzatılması
Vertragsverletzung (F.) sözleşmenin ihlali
vertrauen güvenmek, itimat etmek
Vertrauen (N.) güven, itimat
Vertrauensarzt (M.) sigorta doktoru
Vertrauensbruch (M.) emniyeti suiistimal
Vertrauensfrage (F.) güven istemi
Vertrauensgrundsatz (M.) itimat prensibi
Vertrauensschaden (N.) menfi zarar
Vertrauensschutz (M.) güvenin korunması
Vertrauensstellung (F.) güven durumu
Vertrauensvotum (N.) güvenoyu
vertraulich güvenli, gizli, mahrem
vertreiben kovmak, satmak
Vertreibung (F.) kovma, satma
vertretbar misli, savunulabilir, haklı bulunabilir
vertretbare Handlung (F.) misli eylem
vertretbare Sache (F.) misli şey
vertreten (Adj.) temsil edilmiş (Adj.), sorumluluğu yüklenilmiş (Adj.), savunulmuş (Adj.)
vertreten (V.) temsil etmek, sorumluluğu yüklenmek, savunmak
Vertretenmüssen (N.) sorumluluğu yüklenmek zorunluluğu
Vertreter (M.) temsilci, mümessil
Vertretergeschäft (N.) temsil işlemi
Vertreterin (F.) temsilci, mümessil
Vertretung (F.) temsil, temsilcilik, mümessillik
Vertretungsmacht (F.) temsil yetkisi
Vertretungswille (M.) temsil iradesi
Vertrieb (M.) sürüm, satış
Vertriebener (M.) sürgün
Vertriebsorganisation (F.) satış organizasyonu
Vertriebsrecht (N.) satış hakkı
verüben işlemek
verunglimpfen hakaret etmek, tahkir etmek
Verunglimpfung (F.) hakaret, tahkir
veruntreuen ihtilas etmek, zimmetine geçirmek
Veruntreuung (F.) ihtilas, nitelikli zimmet
verursachen neden olmak, sebep olmak, sebebiyet vermek
Verursacher (M.) neden olan, sebep olan, sebebiyet veren
Verursachung (F.) neden olma, sebep olma, sebebiyet
verurteilen hüküm giydirmek, mahkum etmek
Verurteilung (F.) hüküm giydirme, mahkumiyet
vervielfältigen çoğaltmak, teksir etmek
Vervielfältigung (F.) çoğaltma, teksir etme
verwahren saklamak, muhafaza etmek
Verwahrer (M.) saklayıcı, müstevdi
verwahrlosen bakımsızlık yüzünden harap olmak
Verwahrlosung (F.) bakımsızlık, sefillik
Verwahrung (F.) saklatım, ida
Verwahrungsbruch (M.) saklatım konusunun ihlali
Verwahrungsvertrag (M.) saklatım sözleşmesi
verwalten idare etmek, yönetmek
Verwalter (M.) idareci (Sb.), yönetici (Sb.)
Verwaltung (F.) idare, yönetim
Verwaltungsakt (M.) idari işlem, idari muamele, idari karar
Verwaltungsbehörde (F.) idari makam
Verwaltungsgebühr (F.) idari işlem harcı
Verwaltungsgemeinschaft (F.) idari topluluk
Verwaltungsgericht (N.) idare mahkemesi
Verwaltungsgerichtshof (M.) yüksek idare mahkemesi
Verwaltungsgerichtsordnung (F.) idari yargılama usulü kanunu
Verwaltungshandeln (N.) idari eylem
Verwaltungskosten (F.Pl.) idare masrafları
Verwaltungsorgan (N.) idare organı
Verwaltungsprivatrecht (N.) idari özel usulü hukuku
Verwaltungsprozessrecht (N.) idari yargılama usulü hukuku
Verwaltungsrat (M.) idare meclisi
Verwaltungsrecht (N.) idare hukuku
Verwaltungsreform (F.) idarenin reformu
Verwaltungsunrecht (N.) idare haksızlığı
Verwaltungsverfahren (N.) idari usul
Verwaltungsverfahrensgesetz (N.) idari usul kanunu
Verwaltungsvermögen (N.) idare malları
Verwaltungsverordnung (F.) yönetmelik
Verwaltungsvertrag (M.) idari sözleşme
Verwaltungsvollstreckung (F.) idari icra
Verwaltungsvollstreckungsgesetz (N.) idari icra kanunu
Verwaltungsvorschrift (F.) yönetmelik
Verwaltungszustellung (F.) idari tebligat
verwandt hısım (Adj.), akraba (Adj.)
Verwandte (F.) hısım (Sb.), akraba (Sb.)
Verwandter (M.) hısım (Sb.), akraba (Sb.)
Verwandtschaft (F.) hısımlık, akrabalık
verwandtschaftlich hısımlığa ilişkin, akrabalığa ilişkin
verwarnen uyarmak, ihtar etmek
Verwarnung (F.) uyarma, ihtar
Verwarnungsgeld (N.) uyarma parası, ihtar parası
verweigern çekinmek, kaçınmak, reddetmek
Verweigerung (F.) çekinme, kaçınma, reddetme
Verweis (M.) kınama, gönderme
verweisen kınamak, göndermek
Verweisungsrecht (N.) kınama hakkı, gönderme hakkı
verwenden kullanmak, istimal etmek
Verwendung (F.) kullanma, istimal
verwerfen reddetmek
Verwerfung (F.) reddetme
verwerten paraya çevirmek
Verwertung (F.) paraya çevirme
Verwertungsverbot (N.) paraya çevirme yasağı
verwesen idare etmek, yönetmek, kokuşmak
Verweser (M.) idareci (Sb.), yönetici (Sb.)
verwirken yitirmek, zayi etmek
verwirklichen gerçekleştirmek, tahakkuk ettirmek
Verwirklichung (F.) gerçekleştirme, tahakkuk ettirme
Verwirkung (F.) yitirme, zayi etme
verwunden yaralamak, incitmek
Verwundung (F.) yaralama, incitme
verzeichnen yazmak, kaydetmek
Verzeichnis (N.) liste, defter, ceride
verzeihen affetmek
Verzeihung (F.) af, affetme
Verzicht (M.) feragat, vazgeçme
verzichten feragat etmek, vazgeçmek
Verzichtserklärung (F.) feragat beyanı
Verzichtsurteil (N.) davadan feragat üzerine verilen hüküm
verzögern geciktirmek, yavaşlatmak
Verzögerung (F.) geciktirme, yavaşlatma
verzollen gümrüklemek
Verzug (M.) gecikme, direnme, temerrüt
Verzugszinsen (M.Pl.) gecikme faizi
Veto (N.) veto
Vetter (M.) kuzen
Vetternwirtschaft (F.) kayırıcılık
Vieh (N.) hayvan
Viehkauf (M.) hayvan alım satımı
Vielweiberei (F.) çok karılılık, çok eşlilik
Vierteljahr (N.) üç ay
vierteljährlich üç ayda bir
Viktimologie (F.) suçtan mağdur olanları inceleyen bilim dalı
Vindikation (F.) istihkak iddiasında bulunma
Vindikationszession (F.) istihkak hakkının devri
vindizieren istihkak iddiasında bulunmak
vinkulieren kayıtlamak
Visum (N.) vize
Vivisektion (F.) hayvan üzerine yapılan teşrih
Vizekanzler (M.) şansölye yardımcısı
Vizekanzlerin (F.) şansöyle yardımcısı
Vizekönig (M.) kral yardımcısı
Vizekönigin (F.) kral yardımcısı
Vizepräsident (M.) başkan yardımcısı
vogelfrei kanundışı
VOL (F.) Verdingungsordnung für Leistungen ödemeler için ihale düzeni
Volk (N.) halk, ahali
Völkerbund (M.) milletler cemiyeti
Völkermord (M.) soykırımı
Völkerrecht (N.) devletler hukuku
Völkerrechtssubjekt (N.) devletler hukuku sujesi
Volksabstimmung (F.) halk oylaması
Volksbank (F.) halk bankası
Volksdemokratie (F.) halk demokrasisi
Volksentscheid (M.) halkoyu
Volkshochschule (F.) gece okulu
Volksschule (F.) ilkokul
Volkssouveränität (F.) ulusal egemenlik
Volksversammlung (F.) halk toplantısı
Volksvertreter (M.) halk temsilcisi
Volksvertretung (F.) halk temsilciliği
Volkswirtschaft ulusal ekonomi
volkswirtschaftlich ulusal ekonomi ile ilgili
vollenden bitirmek, tamamlamak
Vollendung (F.) bitirme, tamamlama
volljährig ergin, reşit
Volljährigkeit (F.) erginlik, rüşt
Vollmacht (F.) yetki, salahiyet, vekalet
Vollmachtsurkunde (F.) yetki belgesi
vollständig tam, eksiksiz
vollstreckbar icra edilebilir
vollstreckbare Urkunde (F.) para borcu ikrarını havi re’sen tanzim edilen noter senedi
Vollstreckbarkeit (F.) icra edilebilirlik
vollstrecken icra etmek, yürütmek
Vollstrecker (M.) icra eden, yürüten
Vollstreckung (F.) icra, yürütme
Vollstreckungsbeamter (M.) icra memuru
Vollstreckungsbefehl (M.) icra emri
Vollstreckungsorgan (N.) icra organı
Vollstreckungsverfahren (N.) icra takip işlemi
Vollstreik (M.) tam grev
Volltrunkenheit (F.) zilzurna sarhoşluk
Vollurteil (N.) tam karar
vollziehen icra etmek, yürütmek
Vollziehung (F.) icra, yürütme, infaz
Vollzug (M.) icra, yürütme, infaz
Vollzugsanstalt (F.) infaz kurumu
Vollzugsbeamter (M.) infaz memuru
Vollzugsbehörde (F.) infaz makamı
Vollzugsdienst (M.) infaz hizmeti
Vollzugspolizei (F.) zabıta
Volontär (M.) stajyer
vorab ilk önce, her şeyden önce
Vorabentscheidung (F.) esas karardan önce verilen karar, ara kararı
Vorabentscheidungsverfahren esas karardan önce verilen karar davası, ara karar davası
Voranfrage (F.) ön soru
vorangegangen önceki
vorangegangenes Tun (N.) önceki hareket
Voranschlag (M.) tahminen takdir
Vorausabtretung (F.) ön devir, peşin devir
Vorausklage (F.) ön dava, peşin dava
voraussehbar önceden kestirilebilir
Voraussehbarkeit (F.) önceden kestirilebilirlik
Vorausvermächtnis (N.) ön vasiyet
Vorauszahlung (F.) peşin ödeme
Vorbedacht (M.) taammüd
Vorbedingung (F.) ön koşul
Vorbehalt (M.) kaydı ihtirazi, muhafaza
vorbehalten (Adj.) saklı, mahfuz
vorbehalten (V.) saklı tutmak, çıkarmamak
vorbehaltlos kayıt dermeyan etmeksizin
Vorbehaltsgut (N.) mahfuz mal
Vorbehaltsrecht (N.) mahfuz hak
vorbereiten hazırlamak
Vorbereitung (F.) hazırlama, hazırlık
Vorbereitungsdienst (M.) hazırlayıcı hizmet
Vorbereitungshandlung (F.) hazırlayıcı davranış
Vorbescheid (M.) ön karar, ön izin
vorbestellen rezervasyonunu yaptırmak
vorbestraft sabıkalı
Vorbeugehaft (F.) önlem olarak tutuklama
vorbeugen önlemek
vorbeugend önleyici
vorbringen irad etmek, söylemek
Vorbringen (N.) irad, söyleme
Vorbürge (M.) ön kefil
Voreid (M.) tanıklıktan önce yemin
voreingenommen önyargılı
vorenthalten (Adj.) alıkonulmuş
vorenthalten (V.) alıkoymak
Vorenthaltung (F.) alıkoyma
Vorerbe (M.) ön mirasçı
Vorerbschaft (F.) ön miras
Vorermittlung (F.) ön tahkikat
Vorfahre (M.) üstsoy
Vorfahrt (F.) ilk geçiş
Vorfall (M.) olay, hadise
Vorfrage (F.) ön sorun
vorführen ihzar etmek, götürmek
Vorführung (F.) ihzar, götürme
Vorgänger (M.) ardıl, selef
vorgehen hareket etmek, harekete geçmek
Vorgehen (N.) hareket etme, harekete geçme
Vorgesellschaft (F.) kuruluş halindeki şirket
Vorgesetzter (M.) amir, mafevk
vorhersehen önceden tahmin etmek
Vorkauf (M.) önalım
Vorkaufsrecht (N.) önalım hakkı
vorladen davet etmek
Vorladung (F.) davet
Vorlage (F.) ibraz, sunma, tasarı, örnek
Vorlageverfahren (N.) ibraz usulü
vorläufig geçici olarak, muvakkat
vorläufige Einstellung (F.) geçici olarak tatil
vorläufige Festnahme (F.) geçici olarak yakalama
vorläufiger Rechtsschutz (M.) geçici olarak hakkın korunması
vorlegen ibraz etmek, sunmak
Vorlegung (F.) ibraz, sunma
Vorlegungspflicht (F.) ibraz yükümlülüğü, sunma yükümlülüğü
vormerken şerh etmek, şerh vermek
Vormerkung (F.) şerh
Vormiete (F.) ön kira
Vormietrecht (N.) ön kira hakkı
Vormund (M.) koruman, vasi
Vormundschaft (F.) korumanlık, vesayet
Vormundschaftsgericht (N.) korumanlık mahkemesi, vesayet mahkemsi
Vornahme (F.) yapma, icra
Vornahmeklage (F.) yapma davası, icra davası
Vorname (M.) önadı
vornehmen yapmak, icra etmek
Vorpfändung (F.) haciz ihbarnamesi
Vorprüfung (F.) ön sınav
Vorrang (M.) öncelik, önce gelme
Vorrang (M.) des Gesetzes kanunun üstünlüğü
vorrangig öncelikle
Vorrat (M.) stok
Vorratsschuld (F.) stokların borcu
Vorrecht (N.) öncelik hakkı, rüçhan hakkı
Vorruhestand (M.) erken emeklilik
Vorsatz (M.) kast
vorsätzlich kasıtlı, kasti
Vorsatzschuld (F.) kast borcu
vorschreiben emretmek, buyurmak
Vorschrift (F.) hüküm, kural
vorschriftsgemäß talimata uygun, talimat dairesinde
vorschriftsmäßig talimata uygun, talimat dairesinde
vorschriftswidrig talimata aykırı
Vorschuss (M.) öndelik, avans
Vorschussleistung (F.) mahsuben verilen para, avans
Vorsitz (M.) başkanlık, reislik
Vorsitzende (F.) başkan, reis
Vorsitzender (M.) başkan, reis
Vorsitzer (M.) başkan, reis
Vorsorge (F.) tedbir
vorsorgen tedbir almak
Vorsorgevollmacht tedbir yetkisi
vorspiegeln gerçek gibi göstermek
Vorspiegelung (F.) gerçek gibi gösterme
Vorspruch (M.) önsöz, başlangıç
Vorstand (M.) yönetim kurulu
Vorstandsvorsitzende (F.) yönetim kurulu başkanı
Vorstandsvorsitzender (M.) yönetim kurulu başkanı
Vorsteher (M.) muhtar
Vorsteuer (F.) indirilebilir vergi, geri alınabilir vergi
Vorstiftung (F.) ön vakıf
Vorstrafe (F.) sabıka
Vortat (F.) hükümden önce işlenen suç
vortäuschen uydurmak
Vortäuschen (N.) einer Straftat suç uydurulması
Vortäuschung (F.) uydurma
Vorteil (M.) avantaj, çıkar, yarar, menfaat, rüşvet
vorteilhaft avantajlı
Vorteilsausgleichung (F.) kazançla zararın denkleştirilmesi
Vorteilsgewährung (F.) çıkar sağlama, rüşvet verme
Vorteilsverschaffungsabsicht (F.) haksız menfaat sağlamak niyeti
Vortrag (M.) brifing, bilgi verme, rapor sunma, açıklama
vorübergehend muvakkat, geçici
Voruntersuchung (F.) ön muayene
Vorurteil (N.) önyargı, peşin hüküm
Vorverein (M.) henüz kişilik kazanmamış dernek
Vorverfahren (N.) ön soruşturma, ön tahkikat
Vorvertrag (M.) ön akit
Vorwahl (F.) ön seçim
Vorwurf (M.) sitem, isnad
vorzeitig erken, vaktinden önce
Vorzug (M.) imtiyaz, ayrıcalık
Vorzugsaktie (F.) imtiyazlı hisse senedi
Votum (N.) oy, rey, mütalaa
vulgär kaba
Wache (F.) nöbet, karakol
Wächter (M.) nöbetçi, koruyucu, bekçi
Waffe (F.) silah
Waffenschein (M.) silah ruhsatnamesi
Waffenstillstand (M.) ateşkes
Wagen (M.) araba, vagon
Wahl (F.) seçim, intihap, oylama
wählbar seçilebilir, seçilme hakkını haiz
Wahlberechtigter (M.) seçme hakkına sahip olan kimse, seçimlik hakkına sahip olan kimse
Wahlberechtigung (F.) seçim hakkı, seçme hakkı
Wahldelikt (N.) seçim suçu
wählen seçmek, müdafi seçmek
Wähler (M.) seçmen, müntehip
Wählerbestechung (F.) seçmene rüşvet verme
Wählernötigung (F.) seçmeni icbar etme
Wählertäuschung (F.) seçmeni aldatma
Wahlgeheimnis (N.) seçim gizliliği
Wahlkonsul (M.) fahri konsolos
Wahlkreis (M.) seçim çevresi
Wahlleiter (M.) seçim yönetmeni
Wahlperiode (F.) seçim dönemi
Wahlpflicht (F.) seçme mükellefiyeti
Wahlrecht (N.) seçme hakkı, seçilme hakkı
Wahlrechtsgesetz (N.) seçme hakkı yasası, seçilme hakkı yasası
Wahlurne (F.) oy sandığı
Wahlzettel (M.) oy pusulası
Wahn (M.) kuruntu, hayal, sayıklama
Wahndelikt (N.) mefruz suç
Wahnsinn (M.) akıl hastalığı, delilik
wahnsinnig akıl hastası, deli
wahr gerçek (Adj.), hakiki (Adj.)
währen sürmek, devam etmek
Wahrheit (F.) gerçek (Sb.), hakikat (Sb.)
Wahrheitsbeweis (M.) iddiada bildirilen vakıanın doğruluğunu ispat
Wahrheitspflicht (F.) olayları eksiksiz ve gerçeğe uygun şekilde açıklama zorunluluğu
Wahrnehmung (F.) algı, farkına varma
Wahrnehmung (F.) berechtigter Interessen haklı menfaatlerin kullanılması
wahrscheinlich olasılı, ihtimali
Wahrscheinlichkeit (F.) olasılık, ihtimal
Währung (F.) para, para birimi
Währungsreserve (F.) para yedeği
Währungsunion (F.) para birliği
Waise (M. bzw. F.) yetim, öksüz
Wald (M.) orman
Wandelanleihe (F.) hisse senedine çevrilebilir tahvil şeklinde istikraz
Wandelschuldverschreibung (F.) konvertibl tahvil
Wandlung (F.) satımın feshi, satımın feshedilmesi
Wappen (N.) arma
Ware (F.) mal
Warenverkehr (M.) mal ulaşımı
Warenverkehrsfreiheit (F.) mal ulaşımı serbestisi
Warenzeichen (N.) marka
warnen uyarmak
Warnung (F.) uyarma, uyarı
Wärter (M.) nöbetçi, koruyucu, bekçi
Wasser (N.) su
Wasserhaushalt (M.) suların idaresi
Wasserrecht (N.) sular hukuku
Wasserverband (M.) sular birliği
Wechsel (M.) poliçe, bono, senet, değiştirme, kambiyo
Wechselbürgschaft (F.) aval
Wechselprotest (M.) poliçe protestosu
Wechselprozess (M.) poliçeye ilişkin dava
Wechselrecht (N.) poliçe hukuku
Wechselreiterei (F.) hatır senetleri alıp verme
Wechselgesetz (N.) poliçe kanunu
Weg (M.) yol, geçit
Wegerecht (N.) geçit hakkı
Wegeunfall (M.) yol kazası
Wegfall (M.) düşme, çökme, kalkma, sukut
Wegfall (M.) der Bereicherung (F.) zenginleşmenin düşmesi
Wegfall (M.) der Geschäftsgrundlage işlem temelinin çökmesi
Wegnahme (F.) alma, söküp alma
Wegnahmerecht (N.) alma hakkı, söküp alma hakkı
wegnehmen almak, söküp almak
Wehrbeauftragter (M.) askerlik görevlisi
Wehrdienst (M.) askerlik hizmeti
Wehrdienstverweigerer (M.) silahlı askerlik yapmaktan kaçınan kimse
Wehrdienstverweigerung (F.) silahlı askerlik yapmaktan kaçınma
wehren (sich) savunmak, önlemek
Wehrgesetz (N.) askerlik yasası
wehrlos müdafaasız
Wehrlosigkeit (F.) müdafaasızlık
Wehrmittel (N.) askerlik aracı, savunma aracı
Wehrmittel (N. Pl.) askerlik araçları, savunma araçları
Wehrpflicht (F.) askerlik mükellefiyeti
Wehrpflichtiger (M.) askerlik yapmakla yükümlü olan kimse
Wehrrecht (N.) milli savunma hukuku
Wehrstrafgesetz (N.) askeri ceza kanunu
Wehrstrafrecht (N.) askeri ceza hukuku
weigern (sich) çekinmek, kaçınmak
Weigerung (F.) çekinme, kaçınma, imtina
Weigerungsklage (F.) çekinme davası, kaçınma davası, imtina davası
Weihe (F.) takdis, kutsama, açılış töreni
Weise (F.) suret, tarz
weisen göstermek, kovmak
Weisung (F.) talimat, direktif, emir
Weisungsrecht (N.) talimat yetkisi
Weisungsverwaltung (F.) talimat yönetimi
weitere Beschwerde (F.) daha itiraz, diğer itiraz
Weitergabe (F.) başkalarına verilme, elden ele verilme
Weltbank (F.) dünya bankası
Welthandelsorganisation (F.) (WTO) dünya ticaret örgütü
Weltkulturerbe (N.) dünya kültür mirası
Weltorganisation (F.) für geistiges Eigentum (WIPO) dünya fikri mülkiyet teşkilatı
Weltpostverein (M.) dünya posta birliği
Weltraum (M.) uzay
Weltraumrecht (N.) uzay hukuku
Weltstrafgerichtshof dünya ceza mahkemesi
Welturheberrechtsabkommen (N.) dünya fikri hukuk sözleşmesi
werben tanıtım yapmak, reklam yapmak, propaganda yapmak
Werbung (F.) tanıtım, reklam, propaganda
Werbungskosten (F.Pl.) tanıtım giderleri
Werk (N.) yapıt, fabrika, işletme, iş
Werklieferung (F.) malzeme ve harcın verilmesi
Werklieferungsvertrag (M.) malzeme ve harcın verilmesi yoluyla imalat anlaşması
Werklohn (M.) iş ücreti
Werkstarifvertrag (M.) işyeri toplu iş sözleşmesi
Werktag (M.) iş günü
werktätig işçi (Adj.), çalışan (Adj.)
Werkvertrag (M.) istisna sözleşmesi
Werkzeug (N.) alet
Wert (M.) değer, kıymet, fiyat, bedel
werten değerlendirmek
Wertesystem (N.) kıymet sistemi
Wertgegenstand (M.) kıymetli eşya
wertlos değersiz, kıymetsiz
Wertpapier (N.) kıymetli evrak
Wertpapierrecht (N.) kıymetli evrak hukuku
Wertrecht kıymetli evraka bağlı hak
Wertsache (F.) kıymetli eşya
Wertschuld (F.) bedeli piyasa değeri üzerinden ödenecek borç
Wertsicherung (F.) kıymet muhafazası
Wertsicherungsklausel (F.) kıymeti muhafaza şartı
Werturteil (N.) değer yargısı
Wertzeichen (N.) değer belirtisi
Wertzeichenfälschung (F.) evrakı naktiye sahtekarlığı
Wesen (N.) nitelik, esas, mahiyet
wesentlich esaslı, önemli, ehemmiyetli
wesentlicher Bestandteil (M.) esaslı unsur
Westeuropäische Union (F.) (WEU) batı avrupa birliği
Wettbewerb (M.) rekabet, yarışma
Wettbewerbsbeschränkung (F.) rekabet sınırlaması
Wettbewerbsrecht (N.) rekabet hukuku
Wettbewerbsverbot (N.) rekabet yasağı
Wette (F.) bahis
wetten bahse girmek
WEU (F.) (Westeuropäische Union) batı avrupa birliği
wichtig önemli, mühim
wichtiger Grund (M.) önemli neden, mühim neden
Widerklage (F.) karşılıklı dava
widerlegen aksini ispat etmek
widerrechtlich hukuka aykırı, haksız
Widerrechtlichkeit (F.) hukuka aykırılık, haksızlık
Widerruf (M.) dönme, rücu
widerrufen (V.) dönmek, rücu etmek
widerruflich dönülebilir, rücu edilebilir
Widerrufsrecht (N.) dönme hakkı, rücu hakkı
Widerrufsvorbehalt (M.) dönme çekincesi, rücu çekincesi
Widerspruch (M.) itiraz, inkar, muhalefet
widersprüchlich çelişik, mütenakız
Widerspruchsbehörde (F.) itirazı incelemeye yetkili olan merci
Widerspruchsklage (F.) itiraz davası
Widerspruchsverfahren (N.) itiraz davası
Widerstand (M.) direnme, direnç, mukavemet
Widerstandsrecht (N.) direnme hakkı
widmen ithaf etmek, adına sunmak
Widmung (F.) ithaf, adına sunma
Wiederaufnahme (F.) yenilenme, iade
Wiederaufnahme (F.) des Verfahrens yargılamanın yenilenmesi
wiederaufnehmen yenilemek, iade etmek
wiederbeschaffen ikame etmek
Wiederbeschaffung (F.) ikame
wiedereinsetzen eski hale getirmek
Wiedereinsetzung (F.) in den vorigen Stand eski hale getirme
wiedergutmachen zararı ödemek, telafi etmek, düzeltmek
Wiedergutmachung (F.) zarar giderimi, telafi etme, düzeltme
wiederherstellen eski hale getirmek, iade etmek
Wiederherstellung (F.) eski hale getirme, iade
wiederholen yinelemek, tekrarlamak
wiederholte Verfügung (F.) yinelenen sınav
Wiederholung (F.) yineleme, tekrarlama
Wiederholungsgefahr (F.) yineleme tehlikesi, tekrarlama tehlikesi
Wiederkauf (M.) tekrar satın alma
Wiederkaufsrecht (N.) tekrar satın alma hakkı
Wiederkehrschuldverhältnis (N.) sürekli borç ilişkisi
wiedervereinigen yeniden birleşmek
Wiedervereinigung (F.) yeniden birleşme
wiederverheiraten yeniden birleşmek
Wiederverheiratungsklausel (F.) tekrar evlenme kaydı
Wiederverlautbarung (F.) tekrar ilan
Wiedervorlage (F.) tekrar sunma
wiedervorlegen tekrar sunmak
wild yabani, vahşi
Wild (N.) av, av hayvanı
Wilddieb (M.) kaçak avcı
wilder Streik (M.) kanunsuz grev
Wilderei (F.) kaçak av
Wilderer (M.) kaçak avcı
wildern kaçak avlanmak
Wildschaden (M.) avın neden olduğu zarar
Wille (M.) istek, irade, arzu
Willenserklärung (F.) istek açıklaması
Willensfreiheit (F.) isteğin muhtariyeti
Willensmangel (M.) istek bozukluğu
Willkür (F.) keyfi hareket, keyfi davranış
willkürlich keyfi, canı istediği gibi
Willkürverbot (N.) keyfi işlem yasağı
Winkel (M.) açı, zaviye
Winkeladvokat (M.) madrabaz avukat
Winzer (M.) bağcı, bağbozucu
WIPO (F.) Weltorganisation für geistiges Eigentum dünya fikri mülkiyet teşkilatı
wirken etkilemek, tesir etmek
wirksam etkin, tesirli
Wirkung (F.) etki, tesir
Wirkungskreis (M.) etki alanı
Wirt (M.) ev sahibi, lokantacı, otelci
Wirtin (F.) ev sahibi, lokantacı, otelci
Wirtschaft (F.) ekonomi, iktisat
wirtschaftlich ekonomik, iktisadi
Wirtschaftlichkeit (F.) ekonomiklik, iktisadilik
Wirtschaftskriminalität (F.) ekonomik suçlar
Wirtschaftslenkung (F.) ekonominin yönlendirilmesi
Wirtschaftsprivatrecht (N.) ekonomik özel hukuku
Wirtschaftsprüfer (M.) denetçi, murakıp
Wirtschaftsrecht (N.) ekonomi hukuku, iktisadi hukuk
Wirtschaftsstrafrecht (N.) ekonomik suçlara ilişkin ceza hukuku
Wirtschaftsunion (F.) ekonomik birlik
Wirtschaftsverfassung (F.) ekonomik anayasa
Wirtschaftsverfassungsrecht (N.) ekonomik anayasa hukuku
Wirtschaftsvertrag (M.) ekonomik sözleşme
Wirtschaftsverwaltung (F.) ekonomik idare
Wirtschaftsverwaltungsrecht (N.) ekonomik idare hukuku
Wirtshaus (N.) meyhane, birahane
wissen bilmek
Wissen (N.) bilme
Wissenmüssen (N.) bilmesi gerekirlik
Wissenschaft (F.) bilim, ilim
wissenschaftlich bilimsel, ilmi
Wissenschaftsfreiheit (F.) bilim özgürlüğü
wissentlich bilerek, kasıtlı
Witwe (F.) dul kadın, muhallefe
Witwenpension (F.) dul kadın maaşı
Witwer (M.) dul erkek
Woche (F.) hafta
wöchentlich haftalık, haftada bir
Wohl (N.) esenlik, selamet
wohlerworben kazanılmış, müktesep
Wohlfahrt (F.) esenlik, selamet
Wohlfahrtsstaat (M.) refah devleti
wohnen oturmak, sakin olmak, ikamet etmek
Wohngeld (N.) sükna parası
wohnhaft sein mukim olmak, oturmak
Wohnort (M.) oturduğu yer, ikametgah
Wohnraum (M.) oturma yeri, süknaya mahsus yer
Wohnrecht (N.) oturma hakkı, sükna hakkı
Wohnsitz (M.) oturma yeri, ikametgah
Wohnung (F.) oturma yeri, konut, sükna
Wohnungsbau (M.) konu yapımı
Wohnungseigentum (N.) konut mülkiyeti
Wohnungsrecht (N.) sükna hakkı
Wohnungsvermittlung (F.) sükna aracılığı
Wollen (N.) isteme
Wort (N.) sözcük, söz, laf, kelime
wörtlich harfiyen, harfi harfine
Wrack (N.) enkaz
Wucher (M.) aşırı yararlanma, gabin
Wucherer (M.) murabahacı, tefeci
Wunde (F.) yara
Würde (F.) onur, haysiyet
Würdenträger (M.) rütbe sahibi
würdigen takdir etmek, değerlendirmek
Würdigung (F.) takdir, değerlendirme
Zahl (F.) sayı, adet
zahlbar ödenebilir, ödenir
zahlen ödemek, tediye etmek
Zahlung (F.) ödeme, tediye
Zahlungsanweisung (F.) ödeme havalesi
Zahlungsbefehl (M.) ödeme emri
Zahlungsbilanz (F.) ödemeler dengesi
Zahlungseinstellung (F.) ödemelerin durdurulması
Zahlungsklage (F.) ödeme davası
Zahlungsmittel (N.) ödeme aracı
zahlungsunfähig ödemeden aciz
Zahlungsunfähigkeit (F.) aciz (Sb.), acizlik (Sb.)
Zahlungsverkehr (M.) ödemeler, transferler
Zahlungsverzug (M.) ödemede gecikme
Zahn (M.) diş
Zahnarzt (M.) diş doktoru
Zapfenstreich (M.) yat borusu
Zaun (M.) parmaklık
Zeche (F.) ocak, masraf
Zedent (M.) alacağı temlik eden, alacağı geçiren
Zeichen (N.) im, belirti, işaret, simge
zeichnen taahhüt etmek, üstlenmek, imzalamak
Zeit (F.) zaman, süre, vakit
Zeitablauf (M.) zamanın geçmesi
Zeitbestimmung (F.) sürenin belirlenmesi, süre koyma
zeitlich zaman bakımından, zaman itibariyle
Zeitlohn (M.) zaman birimine göre ücret
Zeitschrift (F.) dergi, mecmua
Zeitung (F.) gazete
Zelle (F.) hücre, göze
zensieren sansür etmek, not vermek
Zensur (F.) sansür, not
zentral merkezi, orta, başlıca
Zentralbank (F.) merkez bankası
Zentrales Staatsanwaltschaftliches Verfahrensregister savcılığın merkezi yargılama sicili
Zentralisation (F.) merkezileştirme, santralizasyon
zentralisieren merkezileştirmek
Zentralismus (M.) merkezcilik
Zentralregister (N.) merkez sicili
Zentrum (N.) merkez
Zerfall (M.) çözülüm, parçalanma
zerfallen (V.) çözülmek, parçalanmak
zerrütten temelden sarsılmak
Zerrüttung (F.) temelden sarsılma
Zerrüttungsprinzip (N.) temelden sarsılma esası
zerstören tahrip etmek, yıkmak
Zerstörung (F.) tahrip, yıkma
Zertifikat (N.) sertifika, senet, belge
Zession (F.) temlik
Zessionar (M.) temlik olunan kimse
Zeuge (M.) tanık, şahit
zeugen tanıklık etmek, şahitlik etmek
Zeugenaussage (F.) tanık ifadesi
Zeugenvernehmung (F.) tanık dinlenmesi
Zeugnis (N.) tanıklık, şahitlik, karne
Zeugnisverweigerung (F.) tanıklıktan çekinme
Zeugnisverweigerungsrecht (N.) tanıklıktan çekinme hakkı
Zeugung (F.) tanıklık etme, şahitlik etme, üretme, tenasül
Ziffer (F.) rakam, bent (1)
Zigeuner (M.) çingene
Zigeunerin (F.) çingene
Zins (M.) faiz
Zinsabschlaggesetz (N.) faiz alelhesabı yasası
Zinseszins (M.) bileşik faiz
Zinsfuß (M.) faiz oranı
Zinssatz (M.) faiz oranı
Zinsschein (M.) faiz kuponu
Zinsschuld (F.) faiz borcu
Zitat (N.) iktibas
zitieren iktibas etmek
zivil sivil
Zivildienst (M.) sivil hizmet
Zivilehe medeni evlenme
Zivilgericht (N.) hukuk mahkemesi
Zivilkammer (F.) hukuk dairesi
Zivilklage (F.) hukuk davası
Zivilprozess (M.) hukuk yargılaması
Zivilprozessordnung (F.) hukuk muhakemeleri usulü kanunu
Zivilrecht (N.) medeni hukuk
Zivilrichter (M.) hukuk hakimi
Zivilsache (F.) hukuk işi
Zivilschutz sivil koruma
Zivilsenat (M.) hukuk genel kurulu
Zivilverfahrensrecht hukuk muhakemeleri
Zivilverhandlung (F.) duruşma, muhakeme
Zölibat (M. bzw. N.) evlenme yasağı, bekarlık
Zoll (M.) gümrük
Zollbehörde (F.) gümrük makamı
zollfrei gümrüksüz
Zollgebiet (N.) gümrük bölgesi
Zöllner (M.) gümrükçü
Zolltarif (M.) gümrük tarifesi
Zollunion (F.) gümrük birliği
Zone (F.) bölge, mıntıka
Zubehör (N.) eklentiler, teferruat
Zucht (F.) yetiştirme, disiplin
Zuchthaus (N.) ağır hapis
züchtigen uslandırmak, tedip etmek
Züchtigung (F.) uslandırma, tedip etme
Züchtigungsrecht (N.) uslandırma hakkı, tedip hakkı
Zuchtmittel (N.) uslandırma aracı
zueignen kendine mal etmek, ithaf etmek
Zueignung (F.) kendine mal etme, ithaf
Zueignungsabsicht (F.) kendine mal etme niyeti
Zufall (M.) rastlantı, tesadüf
Zugabe (F.) ek (Sb.), üstelik (Sb.)
Zugang (M.) varma, giriş
Zugangsvereitelung (F.) varma engellemesi
Zugangsverzögerung (F.) varma geciktirmesi
Zugeständnis (N.) ödün, taviz
zugestehen kabul etmek, kabul vermek
Zuhälter (M.) pezevenk, kadın tellalı
Zuhälterei (F.) pezevenklik, fahişe dostluğu
Zukunft (F.) gelecek (Sb.)
zukünftig gelecek (Adj.)
zulassen cevaz vermek, kabul etmek
zulässig kabule şayan olan, dinlenilir, caiz
zulässiges Beweismittel (N.) kabule şayan olan sübut vasıtası
Zulässigkeit (F.) kabule şayan olma, dinlenmeye değer olma, caiz olma
Zulassung (F.) kabul (Sb.), dinlenme, akseptans
Zulassungsberufung kabul istinafı
zumessen tayin etmek
Zumessung (F.) tayin
Zuname (M.) soyadı
Zunft (F.) lonca
zurechnen sayışılmak, mahsup etmek
Zurechnung (F.) sayışılma, mahsup
zurechnungsfähig sağduyulu, doğruyu yanlıştan ayırabilir
Zurechnungsfähigkeit (F.) sağduyu, doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği
zurückbehalten alıkoymak
Zurückbehaltung (F.) alıkoyma
Zurückbehaltungsrecht (N.) hapis hakkı
zurückfordern geri istemek
zurückgeben geri vermek
zurücktreten geri dönmek, caymak
zurückverweisen naklen iade etmek
zurückweisen geri çevirmek, reddetmek
Zurückweisung (F.) geri çevirme, ret
zurückzahlen geri ödemek
zurückziehen geri çekmek
Zusage (F.) söz, vaat, kabul (Sb.)
zusagen sözvermek, vaat etmek, kabul etmek
Zusammenarbeit işbirliği
Zusammenhang (M.) bağ, ilişki
zusammenrotten (sich) tecemmu etmek
Zusammenrottung (F.) tecemmu
Zusammenschluss (M.) birleşme, füzyon
Zusatz (M.) ek (Sb.), ilave (Sb.)
zusätzlich ek (Adj.), ilave (Adj.)
Zuschlag (M.) zam, ihale (2)
zuschreiben nemalanmak
Zuschuss mali yardım, sübvansiyon
zusichern söz vermek, vaat etmek
Zusicherung (F.) söz, vaat
Zustand (M.) durum, hal, vaziyet
zuständig yetkili (Adj.), salahiyetli (Adj.)
Zuständigkeit (F.) yetki, salahiyet
Zustandsdelikt (N.) ani suç
Zustandshaftung (F.) durum sorumluluğu
Zustandsstörer (M.) durumu rahatsız eden
zustellen tebliğ etmek
Zustellung (F.) tebliğ, tebligat
Zustellungsurkunde (F.) tebliğ mazbatası
zustimmen onamak, muvafakat etmek
Zustimmung (F.) onama, muvafakat
Zustimmungsgesetz (N.) federal konsey’in onayladığı yasa
zuverlässig güvenilir, inanılır
Zuverlässigkeit (F.) güvenilirlik, inanılırlık
zuwenden bağışlamak
Zuwendung (F.) bağışlama
Zuwendungsverhältnis (N.) havale yapan ile edilen arasındaki ilişki
Zwang (M.) zor (Sb.), zorlama (Sb.), cebir (Sb.), baskı (Sb.)
Zwangshypothek (F.) teminat ipoteği
Zwangslizenz (F.) mecburi lisans
Zwangsmittel (N.) zorlama vasıtası
Zwangsräumung (F.) cebren tahliye
Zwangsvergleich (M.) cebri sulh, konkordato
Zwangsversteigerung (F.) cebri müzayede
Zwangsversteigerungsgesetz (N.) cebri müzayede kanunu
Zwangsverwalter (M.) adli yönetmen
Zwangsverwaltung (F.) adli yönetim
Zwangsvollstreckung (F.) zorla yürütüm, cebri icra
Zweck (M.) amaç, gaye, maksat
Zweckentfremdung (F.) amaç dışı kullanma
Zweckfortfall (M.) amacın kalkması
zweckmäßig amaca uygun, yerinde
Zweckmäßigkeit (F.) amaca uygunluk, yerindelik
Zweckstörung (F.) amaçlı bozma, amaçlı tecavüz
Zweckverband (M.) amaçlı birlik
Zweifel (M.) kararsızlık, tereddüt
zweifelhaft şüpheli (Adj.), meşkuk (Adj.)
Zweigniederlassung (F.) şube
Zweigstelle (F.) şube
Zweikammersystem (N.) çift meclis sistemi
zweiseitig iki taraflı
zweispurig çift hatlı
Zweispurigkeit (F.) çift hatlılık
Zweitbescheid (M.) ikinci ihbarname
Zwilling (M.) ikiz
zwingen zorlamak, buyurmak
zwingend zorlayıcı, buyurucu
zwingendes Recht (N.) buyurucu hukuk
Zwischenbescheid (M.) ara haber
Zwischenprüfung (F.) ara sınavı
zwischenstaatlich devletlerarası, uluslararası
Zwischenurteil (N.) ara kararı
Zwischenverfahren (N.) ara soruşturması
Zwischenverfügung (F.) ara kararı
Zwischenzeugnis (N.) ara karnesi
Zypern (N.) Kıbrıs

Benzer belgeler

abluka Blockade (F.)

abluka Blockade (F.) akli mental akont Akontozahlung (F.) akort Akkord (M.) akort ücreti Akkordlohn (M.) akraba (Adj.) verwandt akraba (Sb.) Verwandte (F.), Verwandter (M.) akrabalığa ilişkin verwandtschaftlich akrabal...

Detaylı