Gıda lupe fiyaskolara

Transkript

Gıda lupe fiyaskolara
!
!
!
!
rbsUvm!.!Uvsrvmj!
!
!mfrtjlpoj!
!
!
GÜRCÜCE - TÜRKÇE
SÖZLÜK
İNDEX
Gürcüce
a
b
g
d
e
v
z
T
i
k
l
m
n
o
p
Türkçe
A
B
G
D
E
V
Z
T
İ
K.
L
M
N
O
P.
Sayfa no.
1
19
27
53
77
83
87
91
93
99
113
117
161
171
177
J
r
s
t
u
f
q
R
y
S
C
c
Z
w
W
x
j
h
J
R
S
T.
U
P
K
Ğ
KŞ
Ç
TS
DZ
TSC.
H.
C
H
185
187
193
231
237
251
259
267
271
277
295
305
311
315
327
331
339
341
Sözlükte geçen kısaltmalar
------------------------------(B) Bağlaç
(ASK)
(E) Edat
(BOT)
(İ)
İsim
(GEO)
(F) Fiil
(KİM)
(S) Sıfat
(MAT)
(Z) Zarf
(MİT)
(EK) Ek
(SAY)
(GR) Gramer
(TIP)
(ZM) Zamir
(ÜN) Ünlem
Askeri
Botanik
Geometri
Kimya
Matematik
Mitoloji
Sayı
Tıp
a
aaleba (f) tutuşturmak, tahrik etmek,
(i) ateşleme,tutuşturma, kontak, marş
aba (ün) öyleyse, pekala, haydi
abazana (i) banyo
abaznis miReba (f) banyo yapmak
zRvis abazana (i) deniz banyosu
abazi (i)20 kapiklik para birimi
abano (i) hamam meabanoe hamamcı
abanozi (i) abanoz ağacı
abargeba (f) toparlamak, alderman,
taşınma hazırlığı
abaJuri, Sugfari (i) abajur
abga (i) heybe
abdaubda (i) abuksabuk
abedi (i) 1. kav, çürük tahta 2. zırva,
kopuk, (genç gangaster)
abezari (s) yorucu, sıkıcı, usandırıcı
(i) kızgın, yorgun, bezgin
abzaci (i) paragraf
abzeka (f) burnu havada olmak, birşeyi
diklemek
abi (i) hap
ablabuda (i) örgü, dokunmuş kumaş, ağ
abneulad (z) şaşkınca
abneuli (s) şaşkın
abonementi (i) sezonluk bilet, abone
bileti
abonenti (i) abone
abra
(i) levha, tabela
abreSumi (i) ipek meabreSume (i) ipekçi
meabreSumeoba (i) ipekçilik
abreSumis Wia (i) ipek böceği
abreSumsaqsovi qarxana (i) ipek
fabrikası
absolituri (s) tam, bütün, eksizsiz,
kesin, kati, mutlak
abstraqtuli ganyenebuli (s) soyut,
kuramsar, güç anlaşılır
abstraqcia (i) ayırma, soyutlama
aburZgnili (s) mat, donuk, karma
karışıklık
abuCad agdeba (i) ihmal, boşlama ,
değer vermeme, savsaklama (f) ihmal
etmek, değer vermemek, savsaklamak
abjari (i) zırh, zırhlı araç
agaraki (i)yazlık , villa türü ev
agdeba (f) yukarıya atıvermek, fırlatmak,
ageba (f) dizmek, diklemek, kurmak, inşa
etmek , yapı oluşturmak
agebuli (s) dizilmiş, dikili, kurulu, inşa
edilmiş, yapılmış
agegmva (f) planlamak (i) plan
agenti (i) acente, vekil
agentura (i) acenta, büro, ajans, aracı
ager (z) işte burada
agvisto (i) ağustos
agzneba (i) heyecan, telaş, kışkırtma (f)
telaşlan(dır)mak, heyecanlan(dır)mak,
kışkırtmak
agleja (f) sökmek, kökünü kazımak
agoreba (f) yuvarla(n)mak
agraruli (s) zirai, tarımsal
agre (z) şöyle, böyle
agreTve (z) de, dahi, da, hemde, üstelik,
agresia (i) tecavüz, saldırı
agresiuli (s) kavgacı, saldırgan
agresori (i) saldırgan, mütecaviz
agrileba (f) serinle(t)mek
agronomi (i) ziraat uzmanı
agronomia (i) ziraat
agronomiuli (s) zirai
aguri (i) tuğla
aguris qarxana (i) tuğla fabrikası
adaTi (i) adet, töre, anane, örf, görenek
adamiani (i) insan, adam, kul
adamianuri (s) insani
adamianoba (i) insanlık, insancıllık
adamis droindeli (s) insanlık
tarihindeki, insanliğa ait, eski tarzda
adgil-adgil (z) yer yer, şurda burda
adgili (i) yer dabadebis adgili
doğum yeri
adgilze ...nın yerine, yerinde
adgilkomi (öz.i) bölgesel sendika
komitesi
adgil-mamuli (i) baba ocağı, malmülk, arsa
adgilmdebareoba (i) durum, konum,
yer, mevki
adgilobrivi (s) yerli, yerel
adgilobrivi mcxovrebi (i) yerli halk
adgilobrivi jarebi (i) yerleşik
ordular, yer değiştirmeyen askerler
adgilobrivi dro (I) yerel saat
adgoma (f) kalkmak, (i) kalkma
adevneba (f) takip etmek, izlemek, riayet
etmek
advilad (z) kolayca, kolaylıkla
advilad gasagebi (s) kolay anlaşılır
advili (s) kolay
adideba (i) nehrin kabarması, taşması (f)
kabarma, taşma
adiutanti (i) emir subayı
administratori (i) yönetici idareci
administraciuli (s) yönetim ile ilgili,
yönetimsel, idari
admirali (i) amiral
adre (z) erken, eskiden, önceleri
adrianad erkenden
adresati (i) adres
adreuli (s) erken, eskiye ait, ilk
adrindeli (s) erken olan, önceki, ilki
aduReba (f) kaynatmak, kaynamak (i)
kaynama
aduRebuli (s) kaynatılmış
aerodromi (i) hava meydanı
aeronvati (i) havacı,pilot
aeroplani (i) havaalanı
aeroplanidan gadmosxma (f)
havaalanından çıkmak (yanlışlıkla)
aerostati (i) balon
aerostatebis Robura balonların
önlüğü
avad hasta
avad gaxdom (f) hasta olmak
avadmyofi (s) hasta
avadmyofoba (i) hastalik
avadmyofuri (s) hastalık ile ilgili
avaza
(i) pars, panter
avazaki (i) haydut, eşkiya
avazakoba (i) hırsızlık, soygun, eşkiyalık
avazakuri (s) korsanca
avangardi (i) elebaşı, öncü, öncü kolu
avansi (i) avans, depozit
avardna (f) yukarıya fırlamak, aniden
çıkmak
avaria (i) kaza, bozulma, kırılma,
parçalanma
avguli (s) kötü, hınzır, hain, günahkar,
kötü kalpli
avguloba (i) kötülük, hınzırlık, hainlik,
kötü kalplilik
avdari kötü hava durumu
aveji (i) mobilya
avejeuloba (i) mobilya
avzniani (s) sara hastalığına yakalanmış
avTvisebiani (s) kötü niyetli, kötü kalpli
avi (s) çok kötü, hain, günahkar, fena,
kinli
aviatori (i) pilot, havacı
aviacia (i) havacılık
avi zne (i) hastalık, bulantı, kusma, kötü
hissetme,sara
aviamzidi uçak, hava taşıyıcısı
avianaRmi (i) havadan denize atılan
torpido, havadan denize atılan mayın
avla-dideba (i) mal, mülk, arazi, servet
avseba (f) doldurmak, dolmak (i)
dolma,doldurma
avto, avtomobili (i) otomobil,
motorlu araç
avtobiografia (i)
otobiyografi,özgeçmiş
avtobusi (i) otobüs
avtografi (i) imza
avtomati (i) otomatik telefon,
otomasyon
avtomaturi (s) otomatik
avtomaturi Tofi (i) makinalı tüfek,
otomatik tüfek
avtomaturi iaraRi otomatik silah
avtnomiuri (s) otonomik
avtori (i) yazar, müellif
avtoriteti (i) otorite, eleştirmen
avtoritetuli (s) otoriteli, eleştirsel
avtoroba (i) yazarlık
avSara (i) yular, idam ipi
azerbaijaneli (i) azeri
azerbaijanuli azerice
azerbaijani (i) azerbaycan
azerbaijanis azerbaycana ait
azia (i) asya mcire azia küçük asya
wina azia ön asya
azizi (s) lezzetli, nefis, ince, zarif
aziuri (s) asyalı, asyaya ait, doğulu
aznauri (i) soylu, asilzade
aznauroba (i) asillik, kibarlık
aznauruli (s) soyluca, asilce
azoti (i) azot, nitrojen
azri (i) düşünce fikir
azriani (s) zeki, akıllı, akla uygun
azris gamoTqma (f) fikrini söylemek
düşüncesini dışa vurmak
azrovneba (i) düşünce
aTaseuli (i) tabur
aTasi (s) bin
aTasnairi (s) binlerce, çok çeşitli
aTaswlovani (s) binlerce yıllık
aTdRiuri (i) on günlük
aTeizmi (i) ateizm, tanrı tanımazlık
aTeisti (i) ateist, tanrı tanımaz
aTeuli (i) onlu,on
aTvalwuneba (f) sevmemek,
hoşlanmamak
aTviseba (i) algı (psikolojik)
aTi sayı, on meaTe onuncu
aTisTavi (i) ustabaşı
aTleTiva
hafıf atletizm
aTmaneTiani
on manetlik, on rublelik
aTwiladi (s) ondalık kesir, çok küçük
parça, kırık
ai işte
aivani (i) balkon
airadi (s) gaz gibi, gaz şeklinde
airi (i) gaz
airTavdasxema
ansızın bulutlanmak
airiani (s) gaz gibi, gaza benzer, gazlı
airwinaRi (i) gaz maskesi
airmetri (i) gaz saati
airzomi (i) gaz saati
airqarxana (i) gaz üretim fabrikası
aisi (i) gün doğumu, gün ağarması,
şafak
akademia (i) akademi
akademikosi (i) akademi üyesi,
akademisyen
akademiuri (s) akademik
akankaleba (f) titremek
akacia (i) akasya
akenkva (f) (pamuğu) didmek, gagalamak
akvani (i) beşik
akviateba (f) tesbit etmek, saptamak,
sabitlemek
akviatebul (s) sabit, oynamaz
akviatebuli azri sabit fikir
akvra (f) yapıştırmak, marizlemek,
dövmek
aki (b) oysa, fakat, ama, hani
akideba (f) yüklemek
akinZva (f) bağlamak, sargı sarmak,
ciltlemek
akldama (i) mezar, türbe, kabir
akleba (f) yıkmak, harap etmek,
mahvetmek
aklebuli (s) yıkılmış, mahvedilmiş,
harap
akonva (f) bağlamak, demetlemek,
sarmak
akrefa (f) toplamak, biriktirmek, bir
araya getirmek
akri (i) dönüm, ing.dönümü (0.40
hektar)
akrZalva (f) yasaklamak (i) yasak,veto
akrZaluli (s) yasaklı, yasaklanmış
akuzativi-braldebiTi brunva (gr) -i
hali
akumulatori (i) akümülatör, güç
kaynağı
akustikuri (s) akustik, ses düzeni,
yankılanım
akuwva (f) doğramak, kıymak
akuwuli (s) doğranmış, kıyılmış
alag-alag
yer yer, şurda burda
alageba (f) yerleştirmek, yerli yerine
koymak
alagi (i) yer
alagmva (f) dizgin geçirmek, zaptetmek,
tutmak, bastırmak (i) sınırlılık
alalbedze rastgele
alali alal marTali (s) doğru,
gerçek, haklı, insaflı, adil
alami (i) sancak, bayrak
alafi (i) yem
alayafis karebi, kiSkari (i) büyük
kapı, bahçe kapısı, ana giriş
albaT (z) belki, herhalde
albaToba (i) olasılık, ihtimal
albaneTi (i) arnavutluk
albaneli (i) arnavut
albanuri ena (i) arnavutca
albaTobis Teoria varsayım teorisi
albomi (i) albüm, not defteri
algebra (i) cebir
algebruli (s) cebirsel
alegoria (i) içinde karekterin
anlatıldığı öykü
alegoriuli (s) karakteristik, mecazi,
hikaye yoluyla anlatım
alersi (f) okşamak, öpmek (i) okşayış,
öpüş
alersiani (s) okşayıcı, tatlı,duygulu
alvis xe (i) kavak ağacı
ali (i) 1-alev, 2-denizkızı cecxlis
ali ateş alevi
aliaqoTi (i) karışıklık, telaş
alioni (i) tan, gün ağarması
alisferi (s) al, kırmızı
alkk genç koministler derneği
alkoholi (i) alkol
almanaxi (i) almanak
almasi (i) elmas
alokva (f) yalamak
alpuri (s) alp dağlarına ait ve dair
alubali (i) vişne
alublis xe (i) vişne ağacı
aluCa (i) erik, kuru üzüm
alRo (i) güzel koku, parfüm
alRos aReb (f) güzel koku duymak
alya (i) kuşatma garSemortyma (f)
kuşatmak
alyis Smortyma (f) kuşatmak
am (z) bu
amagi (i) endişe, merak
amave (s) işte bu, aynı
amaze bunun üzerine, bunun hakkında,
bununla ilgili
amaT bunlara
amala (i) amele, hizmetçi, muhafız,
maiyet
aman bu
amanaTi (i) emanet, paket, koli
amao (s) boş, faydasız, maalesef
amaod (z) boşuna, faydasızca
amaoeba (i) nafilelik, kendini
beğenmişlik, kibir
amas buna
amas garda bundan başka amasTanave
bununla
amas winaT bundan önce
amasobaSi bu arada
amaRam (z) bu gece
amaRelvebeli (s) heyecanlı, heyecan
verici
amaRelvebeli SemTxveva harekete
geçiren olay
amaRleba (f) yükselmek, yükseltmek,
kaldırma (i) yükselme, takva
amayad (z) gururla
amayi (s) gurur
amaSi bunun içinde, bunda
ambavi (i) haber, olay ambis miReba haber
almak
amboxeba ayaklanma, isyan
amboxebis Caqroba (f) ayaklanmayı
bastırmak
ambulatoria dispanser (amerika tipi)
amgvarad (z) bu şekilde, bu yolla
amgvari (s) bu şekil, bu gibi, örneğin
amdenad (s) bu kadar
am dros o zamanda,bu zamanda
amerika (i) amerika
amerikis SeerTebuli Statebi
amerika birleşik devletleri
amdeni bu kadar
amieridan (z) bundan sonra, bundan
böyle
amierkavkasia (i) transkafkasya
amiT bununla
amindi (i) iklim
amis bunun
amis gamo bu nedenle
amisTana (s) bunun gibi, buna benzer
amisi bunun
amitom bu nedenle, çünkü
amkinZveli (i) ciltçi
amkrefi (i) toplayıcı, alıcı (borç)
amnairad (z) bu türden, bu yoldan, bu
şekilde
amnairi (s) bu türde, bu şekilde
amobugva (f) yanmak, yakmak
amagdeba (f) dışarı fırlatmak (yukarıya)
amodeba (f) alttan tutmak, alttan
kavramak
amodena bu kadarlık
amovardna (f) sıçramak, fırlamak,
çıkmak
amovleba (f) kalan pisliği çalkalayıp
atmak
amovseba (f) doldurmak
amozneqili (s) dış bükey
amoTreva (f) yukarıya sürütmek
amoTxra (f) kazımak (i) kazıma
amokrefa (f) toplamak, toparlamak (i)
kitaptan alıntılar yapmak
amolageba (f) dışa almak
amomavali (s) (güneş, ay) doğan
yükselen,yükseliş
amomrTveli (i) anahtar
amomrCevel (i) seçici, seçmen
amomRebi (i) sökücü, çıkarıcı (alet)
amomSrali (s) kurumuş, kurutulmuş,
kuru
amomwvari (s) yanmış, yakılmış, yanık
amomwovi (s) emici, emilmiş
amomwuravi (s) süzücü (i) süzgeç, filtre
amomWreli (i) kesici
amonabeWdi (i) baskı,etki, izlenim, kanı,
fikir,
amonaweri (i) yazılmış, özet, alıntı
yapılmış yazı
amonaWeri (i) parça, kırıntı
amonTxeva (f) fışkırmak (jeolojik),
kusmak
amooxvra (f) iç çekmek (i) iç çekme
amoJleta (f) katletmek (i) katliam
amorecxva (f) yıkamak (dışa doğru)
amorTva (f) kontak çevirmek
amorCeva (f) seçmek (i) seçim
amorCeuli (s) seçilmiş
amosvla (f) yaylaya çıkmak, gün
doğması
amosunTqva (f) son nefesini vermek,
ölmek, (i) son nefes
amotana (f) yukarıya getirmek
amotivtiveba (f) yüzeye gelmek, yüzeye
çıkmak
amofareba (f) gizlemek, siper etmek,
barındırmak
amofxeka (f) (kaşıkla) kazımak, sıyırmak
amoqargva (f) nakış işlemek (i) nakış
amoReba (f) çıkarmak (birşeyi)
amoyvana (f) birini yukarıya çıkarmak
amoyra (f) boşaltmak (yukarıya)
amoSeneba (f) duvar örmek, bina etmek
amoSifrva (f) bir şeyin şifresini çözmek
amoSla (f) çözmek, listeden çıkartmak,
silip yok etmek
amoSroba (f) kurumak, kurutmak (i)
kuruma kurutma
amocana (f) bilmeceyi bilmek, bilmece
çözmek
amoZraveba (f) hareket ettirmek,
oynatmak
amoZroba (f) sökmek, yolmak, çekip
çıkartmak
amoweva (f) yukarıya çekmek
amowera (f) kopya etmek, aynını yazmak
amowva (f) yakmak
ampartavan (s) mağrur, gururlu, kibirli
amJamad (z) şimdi, şu anda, bu anda,
şimdilik, halen
amrigad (z) böylece, bu şekilde
amtani (s) dayanan (acıya), dayanıklı,
sert, katı
amtanianob (i) dayanıklılık, sertlik,
katılık
amfiTeatri (i) amfi-tiyatro
amRvreva (f) bulanmak
amRvreuli (s) bulanmış, bulanık
amSenebeli (i) inşa eden, inşaatçı
amwvanebul (s) yeşillenmiş, yeşil
amwe (i) kaldıraç, yük asansörü
amwyobi (i) müzik aleti ayarlayıcısı
amwvanebuli yeşillenmiş
amxanagi (i) arkadaş, yoldaş, meslektaş,
kuma, ortak, eş
amxanagoba (i) arkadaşlık, yoldaşlık,
kumalık, ortaklık
amxanaguri (s) arkadaşca
amxedreba (f) kışkırtmak,
heyecanlandırmak, provake etmek
an (b) veya, yahut
anabeWdi (s) basılı, ciltli
anazdeuli (s) ansızın, aniden, birden
anazRaureb (f) telafi etmek, tazmin
etmek (i) tazmin,telafi
analizi (i) analiz (kimya), bir cümle
veya kelimeyi gramere göre tahlil etmek
analizuri (s) analizle ilgili
analogia (i) benzerlik, örnekleme, kıyas
analogiuri,Tanagvari (s) benzer, aynı
olan
analebi (i) sicil, kayıt
anarekli (i) tepki, yansı, yansıma
anaricxi gadaricxva (i) hesap etmek,
saymak
anatomia (i) anatomi
anatomiuri (s) anatomi ile ilgili
anawyobi (i) kompoziyon, beste, eser,
bileşim
anbani (i) alfabe
anbanuri (s) alfabetik
angareba (i) kazanç, kar sağlamak
angariSi (f) hesaplamak, hesap etmek
angariSi (i) hesap, hesaplaşma, fatura,
masraf, gider
angariSian (s) ekonomik, iktisadi, sağ
görülü, tedbirli, tutumlu, idareli
angariSianoba (i) iktisat, ekonomi,
tutum
angelozi (i) melek
angina (i) anjin
anglo-saqsonuri (s) anglo sakson
angreva (f) bozmak, tahrip etmek
andaza (i) atasözü
andamati (i) mıknatıs
anderZi (f) vasiyet etmek (i)
vasiyetname
anekdoti (i) fıkra
anTeba (f) yakmak (lambayı) (i) yakma
anTebuli (s) yakılmış (lamba)
anTologia (i) seçme yazılar, dermece
ankara, sufTa (s) temiz, taze, yeni,
dinç
ankesi (i) olta
anketa (i) anket
anomalia (i) kural dışılık, sapkınlık,
anormallik
anonimuri (s) anonim, isimsiz, ortak
antikuri (s) antik, çok eski
antireligiuri (s) din dışı
antisanitaruli (s) delice, akıl dışı
anu (b) yada, veya, yoksa
anugeSeba umutlandırmak
anCxli (s) karaciğerden hasta olan,
safralı, huysuz, titiz
anZa (i) direk, gemi direği, anten direği
anwli (i) yıldın otu, mürver ağacı
aorTqleba (f) buharlaşmak (i)
buharlaşma
aoxreba (f) yıkımak, mahvetmek tahrip
etmek (i) yıkma, mahvetme, tahrip
apaTia (i) duygusuzluk, ilgisizlik
aparati (i) alet, aygıt
apki (i) zar
aplodismenti (i) alkış
apologia (i) özür
apostrofi (i) apostrof, virgül, kesme
işareti
aprili (i) nisan
ar (ek) yok, değil
ar aris yoktur, değildir
ara hayır, yok
arabi (i) arap
arabuli (s) arapça
arabunebrivi (s) doğal olmayan, yapay
aragonieri (s) makul olmayan, akılsız
aragulwrfeli (s) samimi olmayan,
riyakar, iki yüzlü
aradamakmayofilebeli (s) memnunluk
vermeyen, kafi olmayan, sudan
araviTari hiçbirşey
aravin hiçkimse
araTiTi (i) yüzük parmağı
araki (i) hikaye, masal,efsane
aralegalur (s) yasa dışı
aramarTali yanlış,doğru değil
aramed (b) ama, fakat, aksine, bilakis
aramc..Tu değilse..de
aramc bu değil
aranormaluri (s) normal olmayan
araorganuli (s) organik olmayan,
inorganik
araoficialuri(s) resmi olmayan
arapirdapiri (s) dosdoğru olmayan,
dolaylı, indirekt
araproporciuli (s) oransız,
nisbetsiz
araJani (i) süt başı, yoğurt kaymağı
araraoba (i) hiçlik, yokluk
arasapatio saygı değer olmayan
arasasurveli (s) istenmeyen, arzu
edilmeyen
arasgziT, araviTar SemTxvevaSi
hiçbir şekilde
arasdros,arasod es (s) hiçbir zaman,
asla
arasruli (s) eksik, bitmemiş
araswori (s) doğru olmayan, yanlış
araferi (z) hiç, hiçbirşey
araqaTgamoleuli (s) bitmiş, tükenmiş,
bitkin
arayi (i) rakı, votka, brandi
arCveulebrivi (s) olağan olmayan,
alışılmamış, yadırganan
araxelsayreli (s) başkalarına oranla
avantajlı olmayan, uygunsuz, elverişsiz
arbena (f) koşarak yukarı çıkmak
ardadegebi (i) tatil, dinlence
are (i) alan, saha, yer, bölge
areva (f) karıştırmak, karmak
arev-dareva (f) karıştırmak, karışıklık
yaratmak (i) karışıklık
arekvla (f) yansıtmak, düşünmek (i)
yansıtma
aremare (i) çevre, yöre, mahalle, konu
komşu
areul-dareuli (s)
karıştırılmış,karışık,dağınık
areul-dareuloba (i) karışıklık
areuli karışık,dağınık
areuloba karışıklık,dağınık
ariergardi (i) artcı, muhafız, bekçi,
koruma
ariTmetika (i) aritmetik
ariTmetikuli (s) aritmetiksel
aris vardır
armia (i) ordu wiTeli armia kızıl ordu
armiis biujeti askeri bütçe
arnaxuli (s) duyulmamış, görülmemiş
arsad (z) hiçbir yerde, hiç bir yere
arseba (i) varlık, yaratık, olmak
arsebiTi (s) esaslı, gerçek, önemli,
gerekli
arsebiTi saxeli (i) isim
arseboba (f) var olmak, yaşamak (i)
varoluş
arsebuli (s) var olan, mevcut
arsenali (i) arsenal, silah ve cephane
deposu
arsi (i) varlık, yaratık
arteli (i) genel iş kurulu
artikli (i) makale, madde
artileria (i) topçu sınıfı
artilerist (i) topçu
artisti (i) artist, aktör
arqaizmi (i) arkaizm akımı
arqauli (s) eski, eskimiş,modası
geçmiş
arqeologia (i) arkeoloji
arqeologiuri (s) arkeolojik
arqivi (i) arşiv
sahelmwife arqivi (i) devlet arşivi
arqiteqtur (i) mimar
arqiteqtura (i) mimarlık
arqtikuli (s) kuzey kutbuna ait bölg
aryisxe (i) huş ağacı
arSia (i) kenar, sınır, bordür
arCeva (f) seçmek (i) seçme,seçim
arCevani seçenek
arCvi (i) dağ keçisi
arc-arc ne-nede
arc erTi hiçbiri
arwivi (i) kartal
arxeinad (s) sessizce, korkusuzca,
serbestçe
arxi (i) ark, kanal, hendek
asaki (i) yaş, çağ
asanTi (i) kibrit
asaxva (f) resmetmek, resmini yapmak,
göstermek, temsiletmek, tasavvur etmek
(i) resim,tasvir
ase (z) böyle
aseTi (z) böylesi, bunun gibisi
aseuli (i) (askeri) bölük
asvla (f) yukarı çıkmak, tırmanmak, (i)
yukarı çıkış, tırmanış
asi (sayı) yüz mease yüzüncü
askili (i) yabani gül
asli (i) kopyası
aso (i) 1-harf 2-uzuv,dal
asoTamwyobi (i) dizgici, mürettip
asomTavruli ana harfler
asparezi (i) faaliyet alanı, meslek hayatı
aspeqti (i) görünüş, bakım, yön
aspiranti (i) istekli aday
asruleba (f) yapmak, yerine getirmek,
ifa etmek (i) ifa gerçekleştirme
astronomi (i) astronomi
astronomiuli (s) astronomik
asuli (i) kız evlat, kız
aswlovani (s) yüz yıllık, asırlık
atami (i) şeftali
atana (f) 1-kaldırmak, yükselmek
tutmak, yük.taşımak 2-katlanmak,
tahammül etmek
atestati (i) bonservis, belge
atestacia (i) tasdik, nitelendirme
atireba (f) ağlatmak, ağlamaya
başlamak
atlasi (i) 1-saten kumaş, ipek kumaş
2-harita, atlas
atmosfero (i) atmosfer
atmosferul(s) atmosfere ait
atonuri (s) gönül alıcı
atuzva (f) yapışmak, takılmak
auarebeli (s) çokluk, bolluk, zenginlik
auzi (i) havuz
auditoria (i) dershane
aurzauri (i) karışıklık, şaşkınlık,
mahcupluk
autaneli (s) çekilmez, dayanılmaz
automatiuri otomatik
auCqarebeli (s) yavaş, acelesiz
aucilebeli acil,önemli
aucileblad acilen, mutlaka
auwereli (s) anlatılmaz, tanımlanamaz,
yazılamaz
auxsneli (s) anlaşılmaz, esrarengiz,
açıklanamaz
afeTqeba (f) patlatmak, çürütmek,
patlamak (i) patlama infilak
afTari (i) sırtlan
afTiaqi (i) eczane meafTiaqe eczacı
aforiaqeba (f) karıştırmak, dağıtmak,
rahatsız etmek
aforizmi (i) aforizm
afra (i) yelken
afrena (f) uçmak
afrialeba (f) telaşla işe girişmek
afrika (i) afrika
afxazeTi (i) abhazya
afxazi, afxazuri (i) abaza, abazaca
aq (z) burada, buraya
aq ar yofna burda olmamak
aq yofna burada olmak
aqedan buradan
aqa-iq şurda, burda
aqamde buraya dek, buraya kadar
aqauri (s) yerel, yöresel,buralı
aqedan (z) buradan
aqeT (z) buraya, bu tarafa
aqlemi (i) deve
aqsioma (i) belit, aksiyom, tarife
aqti (i) anlaşma, belge
aqtivi (i) aktif, aktifler
aqtivoba,aqtiuroba (i) aktivite, aktif
olmak
aqtiuri (s) aktif olarak
aqtualoba (i) aktüalite, güncellik
aqtualuri (s) aktüel
aRar,aRara hiç yok, hiç değil
aRaravin hiç kimse
aRarasodes hiçbir zaman,asla
aRgva (f) yaşamı silip süpürmek,
varlıkları yok etmek
aRgzneba (f) heyecanlandırmak, telaşa
düşürmek, kışkırtmak (i) heyecan telaş
aRdgena (f) yeniden kurmak,
iyileştirmek
aReb-micem (i) alışveriş
aReba (f) (elle) almak (i) alım
aRebuli (s) alınmış
aRelveba (f) heyecanlanmak, rahatsız
etmek, tahrik etmek (i) heyecan, tahrik
aRviraxsnili (s) idaresi zor, afacan,
azgın
aRviri (i) gem, yular
aRzrda (f) büyümek, büyütmek,
yetiştirmek (i) büyüme, büyütme,
yetiştirme
aRTqma (f) söz vermek (i) söz, vaat
aRiareba (f) itiraf etmek, kabul etmek,
günah çıkartmak, itiraf (i) itiraf, kabul
aRkveTa (f) bastırmak, zorla tutmak,
zaptetmek (i) bastırma, zapt, örtbas etme
aRlumi (i) gösteriş, gösteriş, alay, geçit
töreni, gezinti yeri
aRma yukarıya (yokuş)
aRma-daRma yukarı-aşağı
aRmavali (s) doğan, artan, yükselen
aRmavloba (i) yükselme, doğma
aRmarTva (f) dikilmek, kalkmak (i)
kalkma, dikilme
aRmarTi (i) yokuş, tırmanma, çıkış
aRmatebiTi xarisxi eşsiz derece
aRmaSenebeli (i) yapıcı, kalkındırıcı
aRmafrena zeSTagoneba (i) esin, ilham,
telkin, ilham kaynağı
aRmaSfoTebeli (s) korkunç, iğrenç,
şaşırtıcı
aRmgznebi,amgznebi (s) uyarıcı, tahrik
edici (i) uyaran, kışkırtan
aRmzrdeli (i) büyüten, yetiştiren,
eğiten
aRmzrdelobiTi (s) eğitici, eğitsel
aRmosavleTi (i) doğu, şark
axlo aRmosavleTi (i) yakın dogu
Soreuli aRmosavleTi (i) uzak doğu
aRmofxvra (f) oynaşmak, oynayıp
sıçramak
aRmoCena (f) bulmak, keşfetmek (i) buluş
aRmoceneba (f) filizlenmek, çimlenmek
(i) filizlenme, çimlenme
aRmricxvel (i) kayıt memuru,teyp
yargıç, hakim
aRmSenebel (i) yapıcı, inşa edici,
kalkındıran
aRmSenebloba (f) yapıcı olmak, yapıcılık
aRmZvreli (i) kışkırtıcı, heyecan verici
aRnagoba (i) dokuma, örgü, yapı,
kuruluş
aRniSvna (f) göstermek, anlamına
gelmek, -in belirtisi olmak, belirtmek (i)
belirtme
aRorZineba (f) yeniden hayat vermek,
canlandırmak (i) canlandırma
aRorZinebis xana (i) yeniden doğuş,
rönesans
aRrialeba (f) kükremek,gürlemek
aRricxva (f) hesaplamak (i) hesaplama,
hesap, sayma
aRsavse (s) dolu
aRsareba (i) itiraf, kabul, günah
çıkartma
aRsasruli (i) 1-son, 2-ölüm
aRsaniSnavi kayda değer
aRtaceba (f) sevinmek, zevk almak,
coşmak (i) sevindirme, takdir
aRtacebuli (s) heyecanlı,coşkun
aRfrTovaneba (f) ilhametmek,
esinlenmek, canlandırma (i) ilham, esin,
canlandırma
aRfrTovanebuli (i) ilham, esin
kaynağı, canlandırma
aRqma (f) görmek, anlamak, algı, seziş
aRSfoTeba (f) hiddetlenmek,
öfkelenmek (i) hiddet, öfke
aRSfoTebuli (s) hiddetli, öfkeli, dargın
aRZvra (f) soruyu ileri sürmek
aRwera (f) 1-tanımlamak,
vasıflandırmak, 2-nüfus saymak, tarif
etmek (i) 1-tanımlama,
vasıflandırma, 2-nüfus sayımı,
tarif
aRWurva (f) silahlanmak, silahlandırmak
(i) silahlanma, silahlandırma
ayeneba (f) bir yerden kimseyi kaldırmak
ayvaveba (f) çiçeklenmek, çiçek açması
(i) çiçeklenme, çiçek açma
ayvavebuli (s) çiçeklenmiş, çiçek
açmış
ayvana (f) birini yukarı bir yere
götürmek, benimsemek kabul etmek (i)
benimseme, kabul
Svilad ayvana (f) evlatlığa kabul
etmek
ayvireba (f) bağırarak ağlamak, feryat
etmek (i) feryat
ayudeba (f) bir şeyi karşıya diklemek,
dikiltmek
aSeneba (f) inşa etmek, kurmak
aSkara (s) aşikar
aSkarad (s) aşikare
aSenebuli (s) inşa
edilmiş,dikiltilmiş,kurulmuş
aSveba (f) çözmek, koyvermek,
bırakmak, serbest bırakmak
aSvera (f) elini, parmağını uzatmak, oy
kullanmak
aSla (f) karışıklık yaratmak, karıştırmak
(i) midede hazımsızlık
aSmorebuli (s) küflü, bayat, havasız,
küf kokulu
aCrdili (i) hayalet, hortlak, gölge
aCqareba (f) süratlenmek, hızlanmak (i)
acele
aCqarebuli (s) süratlenmiş, hızlanmış,
acele
acaxcaxeba (f) titremek, (i) titreme
acdena (f) kötü bir atış yapmak, hedefi
vuramamak (i) kötü atış, hedef şaşırma
acileba (i) meydan okuma, davet
acma (f) dizmek, ipliğe dizmek
acoceba (f) tırmanmak
acra (f) aşı vurmak, aşılamak (i) aşı
acrili (s) aşılı
acremleba (f) gözleri yaşarmak
aZgereba (f) kalp atışı, kalp vuruşu
olmak
aweva
(f) yukarıya çekmek, kaldırmak
yuris aweva (f) kulak kabartmak
aweuli (s) 1-kaldırılmış 2-terfi
ettirilmiş
awewili (s) karıştırılmış, güçleştirilmiş
awmyo (gr) şimdiki zaman
awona (f) tartmak
awonil-dawonili 1-inceden tartılmış 2üzerinde uzun uzun düşünülmüş
awyveta (f) kaymak, kaçmak,
kaydırmak, kaçırmak
awyoba (f) 1-dizmek, 2-akort etmek 3arabayı toplamak
aWara (i) acaristan
aWaris avtonomiuri respublika (i)
acara otonom-muhtar cumhuriyeti
aWareli (i) acara insanı
aWaruli (i) acara dili
aWra (f) 1-(süt) kesilmek, 2-(bir şeyi)
kesmek
aWreleba (f) alacalanmak
aWrelebuli (s) alacalanmış, alacalı,
benekli, rengarenk
axalgazrda (s) genç
axalgazrdoba (i) gençlik
axalgazrdobis saerTo Soriso dRe
uluslar arası gençlik günü
axalTaoba (i) yeni akım, yeni nesil
axalTaxali (i) yepyeni, yenilik
axali (s) 1-yeni 2-taze siaxle ;yenilik
axaluxi elbise eteğinin kenarlarının
geçilmesi
axalSeni (i) sömürge, koloni
axalSobili (s) yeni doğmuş (bebek)
yeni doğan
axalwveuli (i) acemi er
axalwveulTa swavleba (i) acemi er
eğitimi
axela (f) gözleri fal taşı gibi açılmak,
gözlerini açmak
axveva (f) sarmak, bağlamak (i) sarma,
bağlama
axia onun hizmetkarıdır, emrindedir
axirebuli (s) hayalperest, kaprisli,
tuhaf
axla (z) şimdi
axlad henüz,henüz şimdi,daha yeni
axlave şimdiden, hemen şimdilik
axlamdeli (s) şimdiki, modern
axlave şimdilik
axlo, axlos (z) yakın
axlo-maxlo bu yakınlarda, yakın
axlobeli (s) yakın, akraba
axmaxi (s) ahmak, uzun boylu, beceriksiz
axovani (s) iri yapılı, heybetli
axsna (i) 1-izah, açıklama 2-çözme (f) 1açıklamak, izah etmek 2.çözmek
axsnili (s) 1-çözülmüş (ip) 2çözümlenmiş, izah edilmiş
axtoma (f) hoplamak, zıplamak
ajanyeba (i) isyan, ayaklanma (f) isyan
etmek, ayaklanmak
ajanyebuli (s) ayaklanmış
aha (ün) işte bu, haydi
b
baasi (f) ile konuşmak, sohbet etmek
görüşmek (i) konuşma görüşme
babua (i) dede, büyükbaba
baga (i) yemlik (ahırda) sabavSvo baga
(i) kreş
bagaJi (i) bagaj
bage (i) dudak, kenar, uç
bagiri (i) ip, halat, kablo
bagismieri (s) labial
badali (i) bedel, benzer, eşit, aynı
badagi üzüm pekmezi, marmelat
bade (i) ağ, tor, file
badragi (i) konvoy, muhafız, maiyet
badrijani (i) patlıcan
badura (i) retina (anot.)
bavSvi (i) çocuk
bavSvoba (i) çocukluk, çocukluk çağı
bavSvuri (s) çocukça
baza (i) kaide, temel, esas, dip, baza
bazari (i) çarşı, market, alışveriş
merkezi
bazisi (i) kaide, temel, ana prensip,
baza
bazroba (i) panayır, pazar yeri
baTqa buTqi gıcırdamak
baTqi (i) ateş, alev, kıvılcım (f) yaylım
ateşi etmek
bairaRi (i) bayrak
bairaRebiT signilisicia (i) bayrakla
işaret vermek
baiyuSi (i) baykuş
baki yayla ahırı
bakuni (f) ayağını yere vurmak, basmak
(i) ayak sesi, yürüme sesi
balani (i) vücutdaki tüy, saç tüyü, kıl,
tel
balaxi (i) ot sabalaxo otlak balaxbulaxi ot
baleti bale
bali (i) kiraz
baliSi (i) yastık
baliSispiri (i) yastık yüzü
balkoni balkon
balniani (i) tüylü, kıllı
balRami (i) irin
balRi (i) bebek, çocuk; çocukça hareket
eden kimse
balRoba (i) bebeklik devresi, çocukluk,
çocukça davranmak
balRuri (s) çocukça, çocuğa ait
bamba (i) pamuk
bambuki (i) hint kamışı, bambu
bana (f) yıkamak, yıkanmak (i) yıkama,
yıkanma
banaki (i) kamp (f) kamp kurmak
banaoba (f) yıkamak, yıkanmak (i)
yıkama, yıkanma
bangi (i) afyon
banda (i) takım, zümre, bando, şerit,
bant, kordele, sargı,
bandi (i) sargı, bağ, bandaj
banditi (i) eşkiya, gangster
bani (i) mani (cevap), bas
banki (i) banka, bank, kenar, kıyı
baJi (i) vergi, resim, külfet, gümrük
baraTi (i) harf, mektup, not, işaret,
ferman
baraki (i) kulübe, asker barakası
baraqa (i) bereket, bolluk
baraqala (i) ünlem, aferin! bravo!
baraqiani (s) bereketli, bol, verimli
barbarosi (i) barbar, vahşi, yabani
barbarosoba (i) barbarlık, vahşilik,
yabanilik
barbarosuli (s) barbarca, vahşice,
yabanice, insanlık dışı
barbaci (i) sendeleme, baş dönmesi
bargi (i) eşya, bagaj, her türlü menkul
eşya
barem bari, hiç değilse
barva; dabarva (f) (belle) bellemek
bari (i) 1.(alet) bel 2.düzlük, vadi
barikadi (i) barikat, siper
barkali (i) kalça (sığır vs.)
barometri (i) barometre, hava basınç
ölçüsü
bartyi (i) yavru (küçük hayvanların ses
çıkaranı, fare vs.)
barZayi (i) but, oyluk
basri (s) keskin, sivri, zeki, açıkgöz,
istekli, çok dikkatli
bataria (i) batarya, pil, akümülatör
bati (i) kaz
batkani (i) kuzu
batoni (i) ağa, bay, bey, efendi
batonkacuri (s) derebeyine ait,
derebeyi gibi
batonoba (i) sahiplik, sahip olma (f)
sahip olmak
batonymoba (i) kölelik
baqani (i) platform, yüksekce yer
baqia (i) övünen kimse
baqiaoba (f) övünmek, kendini metetmek
baqteria (i) bakteri, mikrop
baqteriologi (i) bakteriyolog
baqteriologia (i) bakteriyoloji
baqteriologiuri (s) bakteriyolojik
baWia tavşan yavrusu
baRi (i) bahçe (büyük)
baRlinjo (i) tahtakurusu, tahta biti
baRCa (i) bahçe, bostan
bayayi (i) kurbağa
baZva (f) taklit etmek (i) taklit
bawari (i) ip, halat
bgera (i) hece, ses
be (i) emanet, depozito
bebera (s) eski, ihtiyar, yaşlı
bebia (i) nine, büyük anne
bebia qali (i) ebe
begara (i) hizmet, vazife samxedro
begara askeri görev
bedi (i) talih, baht, şans, kısmet
bediswera (i) yazgı
bedkruli (s) mutsuz, üzüntülü
bednierad (z) mutlulukla
bedniereba (i) talih, şans, mutluluk
bednieri (s) bahtiyar, bahtlı, mutlu
bedSavi (s) kadersiz, yoksul, biçare, sefil
bevri (s) çok
bevrjer çok kere
beiTali (i) baytar, veteriner
bela bela, felaket
beladi (i) önder, lider
belorusi belorusyalı
belorusia belorusya
belorusiis belorusyanın
benzini (i) benzin, petrol
berva (f) şişirmek
beri (i) ihtiyar (erkek), rahip
berketi (i) manivela, manivela kolu
bertyva (f) silkmek, silkelemek
berZeni (i) rum, yunan
berZnuli (s) rumca, yunanca
berwi (s) kısır hayvan
beReli (i) ambar
beRura (i) serçe
beCavi (s) merhamet uyandıran, acınacak
halde olan
beci (s) ileriyi göremeyen, miyop
bewveuli (i) kıl cinsi, kürk çeşidi
bewvi (i) kıl, tüy
bewviani (s) kıllı ubewvo; (s) kılsız
beWdva, dabeWdva (i) basma, tabetme (f)
basmak, tabetmek
beWedi (i) yüzük, mühür, damga
beWi (i) omuz, destek olan şey
(anatomik)
bejiTi (s) çalışkan, gayretli
bejiToba (i) çalışkanlık, gayretlilik
behemoTi (i) timsah
bza (i) kutu
bze (i) saman
bzeka (f) burnu dik olmak, dik tutmak
bzinva (f) parıldamak, parlamak, göze
çarpmak (i) parlama, parıldama
bziki (i) eşek arısı
bzriala (i) üst, tepe, zirve, doruk, baş
bia (i) ayva
bibilo (i) horoz ibiği
bibini (f) salmak, meylettirmek
bibliografi (i) bibliografyacı
bibliografia (i) bibliografi
bibliografiuli (s) bibliografik
biblioTeka (i) kitaplık, kütüphane
biblioTekari (i) kütüphane müdürü,
kütüphane memuru
biTumad (s) toptan, tamamı, hepsi,
bileTi (i) bilet, giriş kartı laTariis
bileTi; piyango bileti
biliki (i) çığır, patika, keçi yolu
bina (i) bina, daire, ev
binadari (i) kiracı, misafir, pansiyoner
binadroba (i) oturma, ikamet, ev,
mesken
bindi (i) alacakaranlık, başarının
sönmesi
bind bundi karanlık
biografia (i) biyografi
biologi (i) biyolog
biologia (i) biyoloji
biologiuri (s) biyolojik
birTvi (i) tahıl tanesi, çekirdek içi, iç,
atom taneciği
biuro (i) büro, yazıhane, acenta
biurokrati (i) kırtasiyeci, devlet
dairesinde memur olan kimse,
biurokratia (i) bürokrasi, devlet
dairelerine mahsus, formaliteler
biurokratiuli (s) bürokrasiye ait,
bürokratik, devlet dairesine ait
biusti (i) büst, heykel
biujeti (i) bütçe, stok
bicola (i) yenge (amca hanımı)
biZa (i) amca (mamiT); dayı (dediT)
biZaSvili (i) amcazade, amcaoğlu,
amca kızı, dayı kızı, dayı oğlu kuzen
biZgi (f) itmek, dürtmek, sürmek, sevk
etmek
biZia (i) amca
biWi (i) oğlan
biWgi (i) direk, dayanak
blagvi (s) (aletlerde) kör, kesici
olmayan
blindaJi (i) (askeriyede) siperlerde zırh
levhası
blokada (i) abluka
blokadis garRvev (f) ablukayı yarmak
bloknoti (i) bloknot, not defteri
blomad (z) bolca
blu (i) kekeme, kekeleyen kimse, pepe
kimse
bluza (i) bluz
blukuni (f) pepelemek, kekelemek (i)
kekeleme
bneda (f) bayılmak, sara tutarak düşmek
bnediani (i) baygın, saralı
bnela karanlık var
bneli (s) karanlık
boboqroba (i) fırtına, bora, şiddetli öfke
(f) fırtına patlamak
bogano (s) evsiz, barksız
bodva (f) çıldırmak, sayıklamak (i)
sayıklama, çıldırma
bodiSi (i) özür, pardon bodiSs vixdi
özür dilerim
bodiSis moxda (f) özür dilemek
boTli (i) şişe
bolva (i) dumanlama, tüttürme (f)
sigara içmek
boli (i) duman
bolo (i) son, nihayet, kuyruk (kuşun)
bolos sonunda bolosda bolos en
sonunda
boloki (i) turp
bolosarTi (i) son ek
bolqvi (i) çiçeksoğanı, soğan, ampul,
elektrik lambası
bolqvovani (s) soğan gibi köklü olan,
soğanı olan
bolSevizacia (i) bolşevikleştirme
bolSevizmi (i) bolşevizm
bolSeviki (i) bolşevik
bolSevikuri (s) bolşevikçe
bombi (i) bomba bombva (f) bombalamak
bombis CamoRdeba (f) bomba atmak
bombva (f) bombalamak
borani (i) kayık, sandal geçiş yeri
borbali (i) tekerlek
borboti kızgın
borkili (i) pranga
borkilis dadeba (f) prangaya vurmak
boroteba (i) kalleşlik, kötülük, fenalık,
fesatlık
borotad gamoyeneba (i) suistimal,
kötüye kullanma
boroti (s) kalleş, kötü, fesat, garezkar
borotmoqmedeba (s) alçaklık, çapkınlık,
serserilik
borotmoqmedi (i) alçak adam, çapkın
adam, serseri
borcvi (i) tepe, tepecik
borcviani (s) tepeli, yokuş
borZiki (i) düşecek gibi olma,
tökezleme, dil sürçmesi, yanlışlık, hata,
yanılgı
boseli (i) ahır
bostani (i) bostan mebostne bostancı
bostneuli (i) sebze bostneuleba
sebzegiller
boqauli (i) polis memuru
boqlomi (i) asma kilit
boZeba (i) bağış, teberru
boZebuli (s) bağışlanmış, verilmiş,
teberru edilmiş
boZi (i) direk, sütun
boWko (i) tel, iplik, lif
boxoxi (i) kafkasyalılara özgü deri
kasket
bJutva (i) loş kızıllık
brazi (i) öfke, hiddet
braziani (s) öfkeli, hiddetli
braldeba (f) iftira etmek, (i) iftira
braldebiTi brunva -i hali
braldebuli (s) iftiraya uğrayan
brali (i) kusur, kabahat, es Cemi
bralia bu benim suçum
bralmdebeli (s) iftiracı
brbo (i) kalabalık, izdiham, insan yığını
brendi (i) viski
brewauli (i) nar
brigada (i) tugay, liva
brigadiri (i) tuğbay; albayla
tuğgeneral arasında bir rütbe
brinjao (i) bronz, tunç
brinji (i) pirinç
briyvi (i) kaba adam
brma (s) kör sibrmave; körlük
broli (i) billur
brtyeli (s) ince, yassı ve ince
brtylad (z) incelmiş, inceltilmiş
olarak
bruneba (gr) ..nin hali
brunva (f) 1.dönme, döndürme, çevirme,
çevrim, 2.(gr) -nin hali
bruciani axlomxedveli (s) gözlerini
kısarak bakan, yan bakan, şaşı olan,
yakın gören
brZaneba (i) buyruk, emir, buyurma,
emretme (f) buyurmak, emretmek
brZanebis gacema (f) emir vermek
brZanebiTi kilo emirvaki olarak,
(dilbilgisinde) emir tonu
brZanebuleba (i) buyuru, emir, talimat
brZeni (i) hikmet sahibi olan kişi, (s)
ağırbaşlı, akıllı
brZola (i) cenk, savaş, savaşma,
mücadele (f) savaşmak, mücadele etmek
brZolisunariani (i) savaş kabiliyeti
xelCartuli brZola yakın çarpışma
brZolis msvleloba savaşın gidişatı
brZolebSi gamobrZmedili jarebi
savaş tecrübeli yetişmiş askerler
brZolis unarianoba sınırlı hareket
etme ehliyeti
brZolis yaimiT damTavreba (s)
berabere bitmiş oyun veya savaş
brZolisunarianoba (i) kavga, dövüş,
savaş ehliyeti, müdahale kabiliyeti,
savaşın önemi
brZolis raioni savaş bölgesi
brZolis veli savaş alanı
brZolisvelze napovni qoneba savaş
alanında elde edilen ganimet
brZolaSi miRebuli warmatebis
niSnebi savaşlarda kazanılan başarı
nişanları
brZolis mogeba (f) savaş kazanmak
brZolidan gamosvla (f) savaştan
çıkmak, geri çekilmek
brwyinva (f) parlamak, (i) parlama
mbrwyinavi (s) parlayan, ışıldayan
brwyinvale (s) parlak brwyinvaleba
parlaklık
brWyali (gr) tırnak işareti, pençe
bu (i) baykuş (s) baykuş gibi
bugva (f) yanmak, yakmak,yanıyor gibi
olmak
bude (i) 1.yuva (kuş), 2.kutu, 3.gözlük
v.s. çantası
budobi (i) kat, tabaka, daldırma
buzi (i) sinek
buzankali büyük ısırgan sinek
buzRuna (i) homurdanma, halinden
şikayet, söylenme
buzRuni (i) söylenme, şikayet etme (f)
söylenmek, homurdanmak
buki (i) 1.kovan, 2.boru
bulbuli (i) bülbül
bulvari (i) bulvar, cadde
bulioni (i) et veya balık suyu
bumberazi (i) dev, dev gibi insan
bumbuli (i) ince tüy
bunagi (i) in, mağara, sığınak, küçük oda
bundovani (s) loş, donuk, sönük, bulanık,
belirsiz
buneba (i) tabiat, doğa
bunebismetyveleba (i) doğa bilimi,
tabiat tarihi
bunebismetyveli (i) doğa bilimcisi
bunebrivad (z) tabii, doğal olarak
bunebrivi (s) tabii, doğal
buraxi (i) bir tür içki
burbuSela (i) yontu, çenti, budanmış,
şekil verilmiş
burTaoba (f) top oynamak
burJua (i) burjuva murJuasia (i)
burjuvazi
burTi (i) top burTis TamaSi (f) top
oynamak
burTula (i) küçük yuvarlak kürecik,
(kanda) alyuvarlar, akyuvarlar
burusi (i) sis, duman, pus
burRva (f) (matkapla) delmek, (i) delme
burRi (i) matkap
burRuli (i) bulgur
burji (i) burç, inşaat iskeletinde direk,
sütun
butbuti (f) lakırdıyı gevelemek,
mırıldanmak (i) mırıldanma
bufeti (i) büfe, bar
buqi (i) kar, kar gibi bir şey, kar yağışı
buqsiri (i) çekme halatı
buRalteri (i) muhasip, defter tutan
buRraoba boğanın ayakları ve boynuzu
ile eşelenmesi
buCqi (i) çalı buCknari; (i) çalılık
buSti (i) hava kabarcığı, köpük
buxari (i) şömine, ocak, baca
bRavili (f) bağırmak (sığır), (i) sığırın
bağırtısı
bRvera (f) ters ters bakmak, parıldamak
bWoba (f) düşünmek; ölçülmek, üzerinde
durmak (i) istişare, şura, müzakere
g
gaazrianebuli (s) akıllı, zeki, bilinçli
gaaTkeceba (f) on katına çıkarmak
arttırmak
gaaTkecebuli (s) on kat, on misli fazla
gaafTreba (f) fevkalade sinirlenmek,
çok sinirlenmek (i) sinirlenme, öfke
gaafTrebuli (s) gazaba gelmiş,
fevkalade sinirli
gaaxalgazrdaveba (f) gençleşmek (i)
gençleşme
gaaxleba,banaxleba (f) yenilemek,
onarmak restore etmek (i) yenileme,
onarma,
restorasyon
gabaaseba (f) sohbet, havadan sudan
konuşmak
gabaTileba (f) feshetmek, kaldırmak,
iptal etmek (i) iptal, fesih
gabatoneba (f) sahiplenmek, egemen
olmak
gabatonebuli (s) sahiplenilmiş, hüküm
süren
gabedva (f) cesaret etmek (i) cesaret
gabedniereba (f) mutlu etmek
gabeduli (s) cesaretlı
gabeduloba (i) cesaret
gaberva (f) şişirmek (i) şişirme
gaberili (s) şişirilmiş, şişmiş
gabertyva (f) silkeleyerek boşaltmak
gabzarva (f) yarmak, çatlatmak, kırmak
gabzaruli (s) yarık, çatlak
gabinZureba (f) pisletmek, kirletmek
gabma (f) tuzağa düşürerek bağlamak
gabneva (f) dağıtmak, saçmak, yaymak
(i) dağılım, yayma
gabolili (s) dumanlı, tüten, duman
dolu
gaborotebuli (s) gücendirilmiş,
sinirlendirilmiş
gabrazeba (f) kızmak, öfkelenmek (i)
kızma, öfkelenme
gabrazebuli (s) kızgın, öfkeli
gabrueba (f) şaşırtmak, afallatmak,
sersemletmek, uyuşturmak
gabruebuli (s) şaşkın, sersem, uyuşuk
gabruneba (f) çevirmek, döndürmek
gaazrianebuli (s) ışık saçan, parlak
gaganiereba (f) genişlemek, genişletmek
gaganierebuli (s) genişlemiş,
genişletilmiş
gagdeba (f) kovmak, savmak, (okuldan)
atmak
gageba (f) anlamak, bilmek,öğrenmek
gagebineba anlatmak, bildirmek,
(i)anlama, bilme, öğrenme
gagebuli (s) anlaşılan,anlaşılmış olan
gagzavna (i) gönderme, yollama (f)
göndermek, yollamak
gagzavnili (s) gönderilmiş
gagiJebuli (s) şaşkın, şaşırmış
gagleja (f) sökmek (i) sökme
gagoneba (f) 1. işitmek, 2. itaat etmek,
duymak, söz dinlemek
gagoreba (f) yuvarlamak, yuvarlanmak
gagrZeleba (i) devam, devam etme,
uzatma (mecazi) (f) devam etmek,
uzatmak
gaguliseba (f) sinirlenmek, kızmak,
hiddetlenmek
gadabeWdva (f) (matbaa) yeniden
basmak, yeniden tab etmek
gadabireba (f) ayartmak, kandırmak,
yoldan çıkarmak
gadabijeba (f) adım atmak
gadabma (f) bağlamak, birleştirmek (i)
kavrama (tek.)
gadabruneba (f) (öbür tarafa) çevirmek
(i)çevirme
gadabuguli (s) örtülmüş
gadagdeba (f) buradan o tarafa atmak
gadagvareba (f) bozulmak, dejenere
olmak, (i) neslin bozulması
gadagvarebuli (s) bozuk, dejenere,
olmuş olan
gadagzavna (f) göndermek,havale etmek,
nakletmek (para) (i) gönderim, havale,
nakil
gadadgma (f) sırasını yada yerini
değiştirmek,bir pozısyonda yeri almak (i)
yer değiştirme,
yer alma
gadadeba (f) 1. tehir etmek (süre) 2.
bulaştırmak
gadadnoba (f) eritmek, erimek
gadavardna (f) düşmek
gadazidva (f) taşımak, nakletmek (i)
taşıma, nakil
gadaTargmna (f) tercüme etmek
gadaTargmnili (s) tercüme edilmiş
gadaTvaliereba (f) gözden geçirmek,
elden geçirmek (i) gözden geçirme, elden
geçirme
gadaTvalierebuli (s) gözden
geçirilmiş, elden geçirilmiş olan
gadaTqma (f) inkar etmek, yalanlamak
gadaTxra (f) (toprağı) kazmak
gadaTxrili (s) kazınmış
gadakeTeba (f) yeniden yapmak
gadakeTebuli (s) yeniden yapılmış
gadakecva (f) katlamak (i) katlama
gadakveTa (f) kesişmek, geçit yapmak (i)
kesişme, kavşak, geçit
gadakvra (f) 1. kaplamak 2. kamçılamak
3. sert içki içmek
gadakvriT laparaki (f) imalı
konuşmak, üstü kapalı konuşmak
gadakvrili (s) kaplanmış, kaplı
gadakideba (f) 1. (bir şeyi) asmak, 2.
üzülmek, üzmek, telaşa kapılmak, telaş
etmek
gadakiTxva (f) tekrar okumak (i)
okumanın tekrarlanması
gadalaxva (f) yenmek, hakaret etmek (i)
hakaret
gadamdebi (s) bulaşıcı
gadamdebi (i) bulaşıcı, enfeksiyon
gadamzadeba (f) yeniden nitelendirmek,
sınırlamak (i) yeniden nitelik kazandırma
gadamuSaveba (f) yeniden üzerinde
çalışmak, yeniden yapmak
gadamcemi (s) veren, yayınlayan (i)
göndermeç, radyo vericisi
gadamweri (i) bir yerden alıntı yaparak
yazan, kopya eden
gadamwyveti (s) karar vermede etkili
olan, nihai
gadanacvleba (f) yerini değiştirmek,
nakletmek (s) çok fazla harcanmış (i)
aşırı masraf,
sarfiyat
gadarbena (f) koşmak (i) koşu
gadargva (f) (fidanı) dikmek (i) dikim
gadareva (f) karıştırmak, çıldırmak
gadareuli (s) çılgın, mecnun, deli
gadarecxva (f) yıkamak (bir şeyi) (i) bir
şeyi dışardan yıkayış
gadarqmeva (f) isim vermek,
isimlendirmek
gadarCeva (f) seçmek, ayıklamak
(yeniden)
gadarCena (f) kurtarmak, kurtulmak (i)
kurtuluş
gadarCenili (s) kurtarılmış, kurtulmuş
gadasaxadi (i) 1. vergi, borç 2. başından
geçecek olay
gadasaxleba (f) göçmek, göçürmek,
sürmek
gadasaxlebuli (s) göçmüş, yerleşmiş,
sürgün edilmiş
gadasvla (f) geçmek (i) geçiş
gadasvla akrZalulia (i) geçiş yasaktır
gadasinjva (f) tekrar gözden geçirip
düzeltmek
gadasma (f) yerini yada sırasını
değiştirmek (i) yer değişimi
gadasrola (f) terk etmek, vaz geçmek,
üzerine atılmak
gadasxma (f) 1. dokmek, akıtmak, 2.
karaya çıkarmak, çıkış
gadatana (f) 1. (birşeyi) o tarafa
geçirmek, taşımak, nakletmek 2.hastalığa
dayanmak
gadataniTi mniSvnelobiT (s) mecazi,
simgesel
gadataniTi mniSvnelobiT (s) mecazi,
simgesel
gadatrialeba (f) devirmek, devrilmek
(i) devirme, devrilme
gadaudebeli (s) ivedi, acil, çok önemli
gadafareba (f) örtmek, siper etmek,
siper olmak, korumak (i) örtme, siper
olma
gadafaseba (f) fiyat koymak, değer
biçmek (yeniden) (i) değer biçme
gadafentva (f)beyazlatmak
gadafiqreba (f) düşünmek, tereddüt
etmek, duraklamak (i) tereddüt
gadafrena (f) karşıya uçmak (i) uçuş
gadafxeka (f) (camdaki boyayı)
kazımak, sıyırmak
gadaqceva (f) 1. dökmek 2. değiştirmek,
dönüştürmek (i) 1. dönüşüm, değişim 2.
dökme
gadaReba suraTis gadaReba (f) resim
çekmek aslis gadaReba (f) fotokopi
çekmek
gadaRvra (f) dökmek, boca etmek
gadaRma (s) karşı, karşıda
gadayeneba (f) 1. işinden, görevinden
çıkarmak, azletmek 2 -in yerini almak, in yerine
geçmek, geçirmek
gadayvana (f) (canlı hakkında) o tarafa
geçirmek, bir yere geçirmek, nakletmek
gadayra (f) dökmek (taneli), saçmak
yaymak
gadaSeneba (f) yıkıp-yokedip yeniden
inşa etmek
gadaSla (f) (kitabı) açmak (i) açış
gadaCveva (f) alıştırmak, alışkanlık
kazandırmak
gadacema (f) 1. yayınlamak 2. vermek,
iletmek (i) 1. yayın 2.iletim, nakil
gadacvla (f) değiştirmek (i) değişim,
değiştirme
gadacileba (f) geç kalmak, vadesi
geçmek (i) vadesi geçmiş
gadacma (f) giydirmek, giysisini
değiştirmek, giymek
gadaweva (f) hafifçe yatırmak,durumu
değiştirmek
gadawera (f) (bir yerden) yazmak, alıntı
yapmak, kopya etmek
gadawyveta (f) karar vermek, halletmek
gadawyvetileba (i) karar
gadaWarbeba (f) bir şeyi gereğinden fazla
yapmak, haddini aşmak (i) haddi aşma
gadaWra (f) 1. kesmek, 2. sorunu
halletmek
gadaxarjva (f) harcamak,
harcayıvermek, israf etmek
gadaxatva (f) (resim) çizmek (i) çizim
gadaxda (f) ödemek (i) ödeme
gadaxdili (s) ödenmiş
gadaxedva (f) bir yerden aşağıya
bakmak, gözden geçirmek (metni) (i)
gözden geçirme
gadaxveva (f) yoldan bir tarafa dönmek
(i) dönemeç, yol ayrımı
gadaxveva (f) kucaklaşmak (i)
kucaklaşma
gadaxra (f) saptırmak, çevirmek,
çelmek, sapmak, ayrılmak (i) sapma,
ayrılık
gadaxurva (f) örtmek, kapatmak (i)
örtme , kapatma
gadajgufeba (f) guruplamak (i)
guruplama
gadia (i) hemşire, dadı
gadideba (f) artmak, çoğalmak (i) artış,
çoğalma
gadmocema (i) bize doğru yayınlamak,
ecdattan naklolunan, hikaye etme
gadnoba (f) erimek, eritmek (i) erime,
eritme
gaelveba (f) şimşek çakmak (i) şimşek
çakması
gaerTianeba (f) birleşmek, birleştirmek
(i) birleşme, birleşttirme
gaerTianebuli (i) birleşmiş, birleşik
gaerianebuli erebi birleşmiş milletler
gava (i) ata ait eşya
gavardna (i) 1. elden düşürmek 2. silah
patlamak 3. gök gürlemesi
gavarjiSeba (f) alıştırma tekrarı yapmak
(i) alıştırma tekrarı
gavla (f) geçmek
gavla,gaseirneba (f) bir yerden geçmek
gavleba (f) 1. çizmek 2. niyet etmek,
niyetinde olmak 3. yok etmek
gavlena (i) tesir, nüfuz (f) tesir etmek,
nüfuz etmek
gavleniani (s) etkili, nüfuzlu
gavliT (z) çizerek, niyet ederek,
geçerek gavlenis moxdena (f) tesir
altında bırakmak
gavrceleba (f) yaymak, sermek (i)
yayma
gavrcelebuli (s) yayılmış, serilmiş,
yayınlanmış (radyo, televizyon)
gavrcobili winadadeba (s) karmaşık,
birleşik, girift cümle
gavseba (f) doldurmak (i) dolum
gavsebuli (s) doldurulmuş,dolu
gazafxuli (i) ilkbahar, bahar
gazafxulze baharda
gazeTi (i) gazete
gazepireba (f) ezberlemek (i) ezber
gazviadeba (f) abartmak, mübağala
etmek (i) abartma, mübağala
gazviadebuli (s) abartılmış, mübağalalı
gazi (i) 1. gaz (bütan) 2. maşa, kerpeten
gaziareba (f) paylaşmak (fikri,eşyayı)
gazidva (f) taşımak, nakletmek (i)
taşıma, nakil
gazomva (f) ölçmek (i) ölçüm
gazrda (f) büyümek, büyütmek,
yetiştirmek, eğitmek
gaTaveba (f) bitirmek, tamamlamak (i)
bitirme, tamamlama
gaTavebuli (s) bitmiş, tamamlanmış
gaTamaSeba (f) oynaşmak, oynamak
(lotarya v.s.)
gaTanabreba,gaTanasworeba (f)
düzeltmek, düzenlemek, denkleştirmek,
aynı seviyeye
çıkarmak
gaTboba (f) ısınmak, ısıtmak (i)
ısınma,ısıtma
gaTelva (f) ayakla çiğnemek
gaTelili (s) ayakla çiğnenmiş
gaTeTreba (i) ağarma, ağartma (f)
ağarmak, ağartmak
gaTeTrebuli (s) ağarmış, ağartılmış,
beyazlatılmış
gaTeneba (f) gün ağarmak, sabah olmak
(i) gün doğumu
gaTvaliswineba (f) sezmek, önceden
görmek, tedbirli olmak (i) ön sezi
gaTvaliswinebuli (s) sezilmiş, tedbir
alınmış
gaTiSva (f) (radyoyu) kapatmak,
ayırmak (i) kapatma, ayrım
gaTla (f) soymak, yontmak
gaTxoveba (f) (kız) evlenmek, kocaya
gitmek
gaTxovili (s) evlenmiş, kocaya gitmiş
gaTxra (f) (toprağı) kazmak (i) kazı,
harfiyat
gaiafeba (f) ucuzlamak, ucuzlatmak
gaisad gelecek yıl
gaiZvera (mecazi) ihtiyar tilki, kurnaz
herif
gakafva (f) budamak, yol açmak
gakeTeba (f) yapmak
gakeTebuli (s) yapılmış, yapılı
gakveTa (f) teşrih etmek (i) teşrih
gakveTili (i) ders, konu
gakvirveba (f) şaşırmak, hayret etmek (i)
şaşırma, hayret
gakvirvebis niSani şaşkınlık ifadesi
gakvra (f) dikilmek, durmak, destekle
durmak, direkte durmak
gakvriT (s) dikkate alınmaya değmez,
hafif
gakicxva (i) ayıplama, kınama (f)
ayıplamak, kınamak
gakritikeba (f) durum
değerlendirmesi yapmak, eleştirmek
galavani (i) çit, bahçe duva
galamazeba (f) güzelleştirmek,
güzelleşmek
galanZRva (f) sövmek, küfür etmek,
azarlamak (i) sövme, sövgü, küfretme,
küfür, azar
galaxva (f) vurmak, dövmek, çırpmak
galerea (i) galeri
galesva (f) 1. bilemek 2. çırpmak
(ayranı) (i) bileme, çırpma
galewva (f) harman etmek, dövmek (i)
harman, harmanlama
galia (i) kafes, hücre
galoba (f) ötmek (i) ötüş
galurjeba (f) mavileşmek
gamagreba (f) sağlamlaştırmak,
sağlamlaşmak, tahkim etmek, takviye
etmek,
kuvvetlendirmek
gamagrebuli (s) sağlamlaştırılmış,
muhkim, kuvvetlendirilmiş, takviyeli
gamagrilebeli (s) serinletici
gamagrilebeli sasmeli serinletici
içecek
gamadidebeli (s) büyütücü, mübalağacı,
partavsız
gamaerTianebeli (s) birleştirici,
birleştiren
gamalebiT (z) aceleyle, acele ederek
gamanadgurebeli omi bitmeyen savaş
gamanadgurebeli (i) muharip, takip
aracı, takip uçağı (s) takipçi
gamanadgurebeli razmi (i) muharip
bölük, filo
gamanadgurebeli TvTmfrinavi (i) takip
uçağı
gamargvla (f) yabani otları temizlemek,
yararsızları ayıklayıp atmak (i) ayıklama,
temizleme
gamarTva (f) düzeltmek, doğrultmak
gamarTleba (f) haklı çıkartmak,
isbatlamak, mazur göstermek (i) haklı
çıkarma,
haklı çıkma
gamarTlebuli (s) haklı, isbatlanmış
gamartiveba (f) basitleştirmek,
kolaylaştırmak (i) basitleştirme,
kolaylaştırma
gamartivebuli (s) basit, sade
gamarjveba (i) galebe, zafer, yengi (f)
yenmek, galebe çalmak
gamarjvebiT mSvidobiT hoşçakal,
allahaısmarladık
gamarjvebuli (s) muzaffer, galip
gamarjoba merhaba, nehaber, iyi günler
gamaspinZleba (f) ev sahipliği yapmak,
ağırlamak, ikramda bulunmak (i) ev
sahipliği,
ağırlama, ikram
gamasworebeli (s) düzelten,
doğrultan,doğrulayan
gamasworebeli saxli (i) islah evi
gamaxvileba (f) bilemek
gamaxvilebuli (s) bilenmiş, keskin
gambedavi (s) cesur, atılgan, küstah
gambedaoba (i) cesaret, küstahlık
gabeduli (s) cesaretli, cesur
gaubedavi (s) cesaretsiz
gamge (i) müdür, yönetmen
gamgeoba (i) yönetim, idare
gamgzavreba (f) hareket etmek, gitmek
ayrılmak (i) hareket ediş, kalkış ayrılış,
gidiş
gamgoni (s) acemi, çömez, çırak
gamdidreba (f) zenginleşmek,
zenginleştirmek (i) zenginleşme
gamdidrebuli (s) zenginleşmiş, zengin
gameoreba,ganmeoreba (f) tekrarlamak (i)
tekrar
gamefeba (f) kral olmak, krallık haline
gelmek
gamvleli (i) geçen, geçip giden
gamzeureba (f) havalandırmak (i)
havalandırma
gamziri (i) geniş cadde, bulvar
gamzrdeli (i) büyüten (çocuğu), dadı
gamTbari (s) ısınmış, ısıtılmış
gamijvna (f) sınırlandırmak, sınır
çekmek (i) sınırlandırma, sınır çekme
gamo sebep, neden, ...den dolayı, ...nin
yüzünden
gamoangariSeba (f) hesaplamak (i)
hesap, hesaplama
gamoaSkaraveba (f) açığa vurmak,
meydana vermek, göstermek
gamobrZmeda (i) sertleştirme, pekiştirme
gamobrZmedili (s) sert, sertleştirilmiş,
pekişmiş, pekiştirilmiş
gamogdeba (f) (bize doğru) dışarıya
atmak (okuldan)
gamogzavna (f) (bize doğru) göndermek
(i) gönderme
gamogzavnili (s) (bize doğru)
gönderilmiş, havale
gamodareba (s) havanın açması,
berraklaşması (i) açık hava, berraklaşma
gamogoneba (f) uydurmak, icat etmek
gamogonili (s) uyduruk, icat edilmiş
gamodgoma (f) 1. yararlı olmak, kullanışlı
olmak 2. peşinden gitmek, peşinden
koşmak
gamodevneba (f) takip etmek
gamovardna (f) 1. dışarıya fırlamak 2.
dışarı düşmek
gamovla (f) yanına uğramak
gamovleba (f) yıkamak, durulamak
gamovlena (f) göstermek, sergilemek,
açıklamak
gamozrda (f) büyütmek, yetiştirmek
gamoTqma (i) söyleme biçimi, tabir, ifade,
deyim (f) ifade etmek, söylemek
gamoTqmuli (s) söylenmiş, söylence
gamoTxoveba (f) kocaya gelmek,
ayrılmak
gamoketva (f) kilitlemek
gamokveba (f) beslemek, destek olmak,
bakıp büyütmek
gamokvleva (f) araştırmak, soruşturmak
(i) araştırma, soruşturma
gamokideba (f) 1. asmak (dışarı) 2.
peşine takılmak
gamokiTxva (f) sormak, soruşturmak
gamokleba (f) hesaptan çıkarmak (i)
çıkarılan miktar, sonuç
gamoklebiT kısaltarak, kısaca,bazı
şeyleri hariç tutarak
gamolaparakeba (f) konuşmak, tartışmak,
karara varmak, başlamak
gamoleva (f) bitirmek, boşaltmak,
tüketmek
gamomgonebeli (s) uyduran, mucit, kaşif
gamometyveleba (f) kaydadeğer bulmak,
kati olmak
gamometyvelebiTi (s) etkileyici, göze
çarpan, manalı,ehemmiyetli
gamomkvlevi (i) müfettiş, denetimci
gamomJRavneba (f) açığa vurmak,
meydana vermek,ortaya koymak, teşhir
etmek (i) teşhir
gamomuSaveba (f) çalışmak, üretmek,
kazanmak
gamomSvidobeba (f) vedalaşmak (i) veda
gamomcdeli (i) 1. sınava giren kişi 2.
araştırmacı
gamomcemeli (i) yayınlayan
gamomcemloba (i) yayın, yayınevi
gamomcxvari (s) pişmiş (ekmek)
gamomwvevi (s) kışkırtıcı, muhalif, karşı
gamomxatveli (i) resim yapan, ifade
eden, açıklayan, ortaya koyan, meydana
veren
gamonaklisi (i) istisna
gamonaxva (f) aramak, bulmak, yeni bir
yol bulmak
gamoricxva (i) hariç tutma, çıkarma (f)
hariç tutmak, çıkarmak
gamorkveva (f) incelemek, araştırmak (i)
araştırma, inceleme
gamorCeva (f) seçmek, ayıklamak
gamorCena (f) 1. idareli kullanmak, 2.
atlamak, ihmal etmek, kaçırmak
gamorCenili (s) atlanan, ihmal edilen,
kaçırılmış, unutulan
gamosadegi (s) uygun
gamosaTxovari (s) veda kabilinden
gamosarCleba (f) araya girmek, aracılık
etmek
gamosasvleli (i) çıkış, çıkış yeri,çıkış
noktası
gamosasvleli dRe çıkış günü, tatil
günü, dinlenme günü
gamosaxva (f) resmetmek (i) resim, imaj
gamosaxleba (f) yerleşmek,yerleştirmek,
göç etmek (i) yerleşme yerleştirme, göç
etme,
göç ettirme
gamosveneba cenaze alayı, tören alayı
gamosvla, gasvla (f) 1. çıkmak (dışarı)
2. ortaya çıkmak 3.konuşmaya çıkmak
(i) kendini kabul ettirme,
görünme,ortaya çıkma
gamosyidva (f) bize satılmak, rehinden
geriye almak
gamosworeba (f) düzeltmek,
doğrulamak, doğrultmak (i) düzeltme
gamosworebuli (s) düzeltilmiş,
doğrulanmış, düzgün
gamotana (f) (cansızlar hakkında) den
getirmek
gamotaceba (f) (kız) kaçırmak,kapmak
(i) kapma, kaçırma
gamotexa (f) (dal) 1. kırmak 2. zorla
alma, gasbetmek
gamotoveba (f) kaçırmak, atlamak,
bırakmak, yapmamak, ihmal etmek
gamotydoma (f) itiraf etmek, (i) itiraf,
günah çıkarma
gamotyueba (f) kandırmak, dolandırmak
gamouvali (s) umutsuz, deliye dönmüş
gamouTqmeli (s) söylenemeyen,
açıklanamayan
gamoukvleveli (s) keşfedilmeyen,
araştırılmayan
gamourkveveli (s) kesin olmayan,
belirsiz
gamousadegari (s) yararsız, ıskarta,
kullanışsız
gamoucdeli (s) tecrübesiz
gamoucxadebloba (i) açığa vurulmama
gamofena (i) sergi, teşhir salonu (f)
sermek, teşhir etmek
gamofitva (f) bitirmek, tüketmek (i)
bitkinlik
gamofxizleba (f) ayrılmak,
sarhoşluktan çıkmak
gamoqandakeba (f) heykel yapmak (i)
heykeltraşlık
gamoqvabuli (i) mağara
gamoqveyneba (f) yayınlamak, (i) yayın
gamoqomageba (f) aracılık etmek, araya
girmek
gamoRviZeba (f) uyanmak
gamoyeneba (i) kullanış, kullanma, tatbik
(f) kullanmak, tatbik etmek, uygun
düşmek
gamoyenebiTi (s) kullanışlı, uygulamak,
uygun düşürerek
gamoyvana (f) 1. (canlılar hakkında)
çıkarmak 2. çözmek (bilmece)
gamoyofa (f) 1. bölmek, bölünmek 2.
ayrılmak, kopmak
gamoyra (f) (bir şeyleri) dışarı atmak,
kovmak
gamoSveba (f) 1. (hayvanı) çözmek 2.
salmak, serbest bırakmak 3. üretmek 4.
çıkarmak
(i) çıkarma, ihtihsal salma
gamoCeka (f) yumurtadan çıkarmak,
çıkmak
gamoCena (f) görünmek (i) görünüş
gamoCenili (s) görünen, meşhur, iyi
bilinen
gamocana (i) bilmece, bulmaca
gamocda (i) imtihan, sınav, sınama (f)
imtihan etmek, sınamak
gamocdileba (i) 1. görgü 2. tecrübe
gamocdili (s) 1. görgülü 2. tecrübeli
gamoucdeli (s) 1. görgüsüz 2.
tecrübesiz
gamocema (i) neşir, yayın, baskı,
yayınlama, neşretme (f) yayımlamak,
neşretmek
gamocemuli (s) yayınlanan,
yayınlanmış
gamocvla (f) değiştirmek (i) değiştirme,
değişme
gamocvlili (s) değiştirilmiş, değişmiş
gamocla (f) boşaltmak
gamocnoba (f) bilmeceyi çözmek,
keşfetmek (i) ip ucu, cevap,karşılık
gamococxleba (f) dirilmek, diriltmek,
canlandırmak (i) diriltme, canlandırma
gamocxadeba (f) ilan etmek,bildirmek (i)
ilan, bildiri, beyanname
gamocxoba (f) pişirmek
gamoZaxeba (f) çağırmak (i) çağrı
gamoZaxili (s) çağrılmış, yankı, çağrılı
gamoZieba (f) incelemek, araştırmak (i)
inceleme, araştırma
gamowera (f) abone olmak, kayıt olmak
gamowveva (f) 1. davet etmek 2.
kışkırtmak
gamowyoba (f) ayarlamak, uymak, uygun
olmak, uydurmak
gamoWra (f) kesmek (kumaş)
gamoxarSva (f) haşlamak, pişirmek (i)
haşlama, pişirme
gamoxatva (f) resim çizmek, belli etmek,
tasvir etmek
gamoxda (f) distile etmek, imbihten
geçirek arıtmak (rakıyı)
gamoxmaureba (f) ses vermek, cevap
vermek, karşılık vermek
gamoxtoma (f) (bize doğru) hoplamak
gamoRavneba sırrı açığa vurmak
gamravleba (i) 1. çoğalma,artma 2.
çarpma (f) 1. çoğalmak,artmak 2.
çarpmak
gamravlebuli (s) 1.çarpılmış 2.
çoğalmış
gamrudeba (f) eğrilmek, eğmek,
bükmek, bükülmek
gamudmebuli (s) devamlı, sürekli, sabit
gamflangveli (i) savurgan
gamyidveli (i) satıcı
gamyoli (i) refakat eden, rehber
gamyofi (i) bölen (mat.) mezhepci (din)
gamcemloba (s) hainlik
gamcemi (i) hain
gamcilebeli (i) uğurlayan, rehber,
refakatçi
gamZle (s) dayanıklı, güçlü
gamZleoba (i) dayanıklılık, güçlülük
gamZRoli (i) lider, idareci
gamwvaveba (f) ağırlaştırmak,
kötüleştirmek, şiddetlendirmek (i)
ağırlaştırma, şiddetlendirme
gamwvavebuli (s) ağırlaştırılmış,
abartılmış, kötüleştirilmiş
gamwvaneba (f) yeşilleşmek (ağaç, çim )
gamWvirvale (s) şeffaf, saydam
gamWriaxi (i) medyum, falcı
gamWriaxoba (i) sızma, nüfuz etme
gamxdari (s) soyulmuş, zayıf
gamxela bir sırrı ifşa etmek
gamxiaruleba (f) eğlenmek,
neşelenmek,eğlendirmek, güldürmek
gamxmari (s) kuru, kurutulmuş
gamxneveba (f) cesaretlendirmek, teşvik
etmek (i) teşvik,cesaret verme
gan tarafından, sebepten
gana yahu
ganadgureba (f) tahrip etmek (i) tahrip
etme, tahrip
ganazebuli (s) nazik, narin, ince yapılı,
hassas, nefis, leziz, kibar
ganaTeba (f) aydınlanmak, aydınlatmak
(i) gün ağarması, aydınlanma
ganaTleba (i) öğrenim, tahsil
ganaTlebis ministri eğitim bakanlığı
ganaTlebuli (s) eğitim görmüş, aydın
ganakveTi (i) ücret (maaş), maaş miktarı
ganapira (i) hudut dışı, kenar mahalle
ganaCeni (i) hüküm, yargı, karar,
mahkumiyet
ganawesi (i) sıralı, intizam, nizam
ganawileba (f) dağıtmak, yaymak (i)
dağıtma, yayma
ganawilebuli (s) paylaştırılmış,
dağıtılmış, yayılmış
ganaxleba (f) yenilemek, restore etmek
(i) yenileme, restorasyon
ganaxlebuli (s) yenilenmiş, restoreli
gangaSi (i) alarm
gangeb (z) kasıtlı, bilerek, mahsus
gandevna (f) sürgün etmek, sürmek (i)
sürgün
gandevnili (s) sürülmüş, sürgün edilmiş
ganebivreba (f) bozmak, berbat etmek
ganebivrebuli (s) bozulmuş, berbat
edilmiş
ganedi (i) genişlik, serbestlik
ganviTareba (i) inkişaf, gelişme,
kalkınma (f) inkişaf etmek, gelişmek,
kalkınmak
ganviTarebuli (s) gelişmiş, kalkınmış
ganzogadeba (f) genelleştirmek (i)
genelleştirme
ganzrax (s) kasıtlı, bilerek, mahsus
ganzraxva (f) planlamak, düzenlemek (i)
plan, proje
ganTavisufleba (f) bağımsızlaştırmak,
özgürleşmek, (i) özgürlük, bağımsızlık,
kurtarış
ganTesva (f) kalburdan geçirmek, elemek
(i) eleme
ganTiadi (i) tan, gün ağarması, şafak
ganTqmuli (s) söylenmiş, rivayet
edilmiş, tanınmış, bilinen
gani (i) en ugano ensiz
ganiaveba (f) harmanlamak (tahıl vs),
ayırmak, ayrıştırmak
ganiaraReba (f) silahsızlanmak (i)
silahsızlanma
ganieri (s) enli, geniş
gankarguleba (i) emir, buyruk, ferman
gankerZoeba (f) özelleştirmek, ayırma,
izole etme
gankveTa (i) otopsi
gankicxuli (s) kovulmuş, serseri,
kanunsuz
gankurneba (f) tedavi etmek, iyileştirmek
(i) tedavi, iyileştirme
gankurnebuli (s) tedavi edilmiş,
iyileştirilmiş
ganmavlobaSi (ed)esnasında, zarfında,
süresince, boyunca
ganmanaTlebeli (i) eğitimci, öğretici
ganmanawilebeli (s) paylaştıran,
dağıtan
ganmarteba (i) açıklama, izahat
ganmartebiTi (s) açıklanmış, izah
edilmiş
ganmartoeba (f) inzivaya çekilmek,
emekli olmak (i) yalnızlığa çekilme
ganmartoebuli (s) inzivaya çekilmiş
ganmasxvavebeli (s) başkalaştıran,
değiştiren, ayıran, karakteristik özellik
ganmeoreba (f) tekrarlamak (i) tekrar
ganmeorebiTi (s) tekrarlayarak, tekrar ile
gantkiceba (f) sağlamlaştırmak,
kesinleştirmek, pekiştirmek (i)
kesinleştirme,
sağlamlaştırma, pekiştirme
ganrisxeba (f) kızmak, kızmış olmak
ganrisxebuli (s) kızgın
ganoyiereba (f) gübrelemek
gansazRvreba (f) toplumlaşmak (i)
toplumlaşma
gansazogadoebuli toplumlaşmış,
sosyalleşmiş
gansazRvra (f) 1. sınırlamak 2.
tanımlamak
gansazRrvreba (i) tanımlama
gansazRvrebiTi (s) sınırlayarak,
tanımlayarak
gansazRvruli (s) 1. sınırlanmış 2.
tanımlamış
gansakuTrebiT (z) özellıkle
gansakuTrebuli (s) özel
gansacdeli (i) tehlike, tehlikeli
gansacvifrebeli (s) şaşırtıcı, hayret
verici
gansaxiereba (f) kişileştirmek,
şahıslaştırmak (i) kişileştirme
gansaxierebuli (s) kişileştirilmiş,
şahıslaştırılmış
gansvenebuli (s) ölü (i) rahmetli,
cenaze
gansxvaveba (f) başkalaşmak, değişmek,
ayırmak, ayırt etmek (i) değişme,
farklılaşma
gansxvavebuli (s) başkalaşmış, ayrılmış,
ayırt edilmiş
gantvirTva (f) yüklemek (i) yükleme
gantoleba (f) eşleşmek, eşleştirmek,
düzeltmek, tesviye etmek
ganuviTarebeli (s) gelişmemiş, geri
ganuzomeli (s) ölçüsüz
ganukurnebeli (s) tedavi olmaz, iflah
olmaz
ganurCevlad (s) aldırışsız, ilgisiz,
kayıtsız, tarafsız, önemsiz, vasat, şöyle,
böyle
ganusazRvreli (s) sınırsız
ganuyofeli (s) bölünemez
ganuwyveteli (s) devamlı
ganuwyvetliv (z) kopmadan, devamlı
olarak, sürekli
ganuxorcielebeli
(s)gerçekleştirilemez, imkansız
ganyenebuli (s) soyut, kuramsar, güç
anlaşılır
ganStoeba (i) dallanma, kollara ayrılma,
branşlaşma
gancalkveveba (f) yalnızlaşmak, yalnız
bırakmak (i) yalnızlaşma
gancalkevebuli (s) yalnız kalan, yalnız
bırakılan
gancda kötü bir şey hissetmek
gancvifreba (f) sürpriz yapmak,
şaşırtmak (i) şaşkınlık
gancvifrebuli (s) şaşırtıcı, sürpriz
gancxadeba (i) ilan, demeç, rapor, (f)
ilan etmek
gancxromiT mutlulukla,memnuniyetle
ganZi (i) define
ganZreva (f) ortalığı hareketlendirmek,
canlılık getirmek, ortalığı telaşa vermek
ganwiruli (s) hükümlü
ganwyobileba (i) olumsuz düşünme,
kötümser düşünme, ruhsal gerginlik
ganxeTqileba (i) bölünme, ihtilaf, ayrılık
ganxilva (f) alıştırma yapmak, çalışmak
(i) alıştırma, çalışma
anxorcieleba (f) gerçekleştirmek,
hayata geçirmek (i) gerçekleşme
ganxra (i) 1. eğilim, yönelim 2. eğilme
ganjina (i) 1. raf 2. kütüphane 3. kapaklı
dolap,gardrop
gaorkeceba (f) iki katına çıkarmak,
katlamak (i) çiftleme, ikileme
gaorkecebuli (s) iki katına çıkarılmış,
çiftleşmiş
gaoflianeba (f) terlemek
gaoceba (f) hayret etmek, şaşırmak,
hayrette bırakmak, şaşırtmak
gaocebuli (s) hayret eden, şaşıran,
şaşkın
gaoxreba (f) bozmak, yıkmak, harap
etmek,tahrip etmek (i) bozma, yıkma,
tahrip
gaparva (f) 1. çalmak 2. kaçırmak,
kaçmak, kurtulmak (i) çalma,kaçış
gaparsva (f) traş etmek (i) traş
gaparsuli (s) traş edilmiş (kişi),
kırpılmış (koyun)
gapartaxebuli (s) terk edilmiş, ıssız,
virane
gapoba (f) (ağacı) yarmak
gaJleta (f) katliam yapmak, katletmek,
imha etmek, yok etmek (i) katliam,imha
gaJRenTa (f) doyurmak, doyum
noktasına getirmek, doldurmak (i)
aktarma, doldurma
gaJRenTili (s) doyurulmuş, doymuş,
doyum noktasına gelmiş (çözeltinin)
doyum
noktasına gelmesi
garaJi garaj
garbena (f) gözünün önünden kaçmak,
gözünün önünden geçmek (i) koşarak
geçme
gargari (i) kayısı
garda dışında, başka
garamavali (s) geçişli fiil
gardatexa ani değişim
gardauvali (s) geçişsiz fiil
garaqmna (f) yenilik yapmak, yeniden
düzenlemek (i) reform
gardacvaleba (i) ölme, vefat (f) ölmek,
vefat etmek
gardacvalebuli (i) ölü
gardigardmo (s) çaprazlama, çapraz
gare,garegani (s) dış
garegani (s) dış taraf
garegnoba (i) dış taraflılık
garedan (z) dışardan
gareT (z) dışarı, dışarda, dışarıya
garekani (i) kitap kapağı, kitap kabı
garekva (f) 1. silkelemek 2. araç sürmek
garemo (i) etraf, çevre
garemoeba (i) ahval, durum, koşul,
şartlar
garemoebiTi (s) çevresel, etrafın
yarattığı koşul
garemocva (i) etrafı kuşatma, kuşatma
garemoculi (s) çevrelenmiş, kuşatılmış
gareubani (i) kenar mahalle, dış semt
gareuli (i) yabani, vahşi
gareSe (s) dışında
garecxva (f) yıkamak (i) yıkama
garecxili (s) yıkanmış
garToba (i) eğlence, eğlenme,
eğlendirme (f) eğlenmek, eğlendirmek
garTuleba (f) karıştırmak,
güçleştirmek (i) karıştırma, güçleştirme
garigeba (f) bahsetmek, müzakere
etmek
gariJraJi (i) tan, gün ağarması, şafak
gariyva (f) karaya çıkmak
gariyuli (s) dışarı atılmış, dışarı
çıkartılmış
garicxva (f) hariç tutmak, kovmak (i)
hariç tutma, kovma
garicxuli (s) kovulmuş, hariç
tutulmuş
garkveva (f) araştırmak, incelemek,
soruşturmak (i) araştırma, inceleme,
soruşturma
garkveviT (z) araştırarak, inceleyerek,
soruşturarak, açığa çıkararak
garkveuli (s) araştırılmış, incelenmiş,
ayrılmış
garnizoni (i) garnizon
garsi (i) sarma, örtme, sargı
gartyma (f) darbe vurmak (i) darbe
garRveva (f) atılım yapmak, ilerlemek (i)
atılım, başarı (teknolojik)
garSemo (z) aşağı yukarı, yaklaşık,
etrafında, civarında, çevresinde
garSemortyma (f) kuşatmak, kuşatılmak
(i) kuşatma, kuşatılma
garSemortymuli (s) kuşatılmış
garCeva (f) seçmek, ayıklamak, analiz
etmek, sınıflandırmak (i) analiz,
sınıflandırma,
seçme
garja (f) zahmet çekmek, didinmek (i)
didinme, emek, zahmet
gasagebi (i) anlaşılır, açık ve net
gasavali (i) masraf, gider, sarfiyat
gasamarTleba (f) yargılamak, hakkında
karar vermek
gasamarTlebuli (s) yargılanmış,
karara varılmış
gasamrjelo (i) ödül, mükafat, karşılık,
bedel, tazminat (olumlu ve olumsuz)
gasamxedroeba (f) ordulaştırmak, askeri
kuvvet oluşturmak (i) ordulaşma
gasaocari (s) şaşılacak, hayret edilecek
şey, şaşırtıcı
gasarTobi (s) eğlencelik, eğlendirici
gasarjeba emek sarfetmek
gasasvleli (s) geçecek yer, geçit, yol,
çıkış yolu
gasaqani (s) 1. salıncak 2. saha, alan,
faaliyet alanı
gasaRebi (i) anahtar
gasaweba (f) satmak, (i) satış, market,
bakkal
gasayidi satılacak şey, satılık
gasayofi (i) (mat.) bölünen (s)
bölünebilen
gasacvleli değiştirilecek şey
gasawvevi wvevandeli askerlik
hizmetine çağrılma, askerliğe uygun
olma, askerlik
yaşında olma
gasawvevi asaki (f) askerlik çağında
olmak
gasaWiri (i) lazım olan, istenen
gaseirneba (f) gezinmek, gezinti yapmak
(i) gezinti, gezinme
gasesxeba (f) ödünç vermek-almak (i)
ödünç alış-veriş
gasveneba (i) cenaze töreni, cenaze alayı
gasvla (f) 1. (bir yerden) geçmek 2.
dışarı çıkmak
gasvrili (s) çamurlu, kirli
gasiveba (f) şişmek, kabarmak, şişirmek
(i) şişme , şişirme
gasinjva (f) 1. denemek 2. muayene
etmek 3. yemeği tatmak
gasisxlianebuli (s) kanlanmış,kanlı
gaskdoma (f) çatlamak, patlamak,
çatlatmak, patlatmak
gasma (f) altını çizmek, belirtmek,
vurgulamak (i) belirti, vurgu, işaret
gasresa (f) ezmek, sıkıştırmak (i) ezme,
sıkıştırma
gasresili (s) ezilmiş (i) ezik
gasrola (f) 1. (top, tüfek) atmak, ateş
etmek 2.çok ani dışarı fırlamak (i) atış
gastumreba (f) 1. borç ödemek, 2.
göndermek, yolcu etmek
gasuli (s) geçmiş, gitmiş, geçen
gasufTaveba (f)
temizlemek,temizlenmek (i) temizlik
gasuqeba (f) şişmanlamak (i) şişmanlama
gasuqebuli (s) şişmanlamış
gaswvriv (z) boyunca
gasworeba (f) düzeltmek (i) düzeltme
gasworebuli (s) düzelmiş, doğrulmuş
gaswreba (f) geride bırakmak, önüne
geçmek (yürürken)
gasxvla (f) budamak, filizlemek
gatana (f) bir şeyi kaldırıp bir yere
götürmek, yurt dışı nakliyatı (i) taşıma,
nakliyat
gatareba (f) geçirmek dros gaTareba
vakit geçirmek
gataceba (f) 1. alevlenmek 2.
coşkunluk, can atmak 3. aşka gelmek 4.
taşımak, kaçırmak
gatena (f) taşımak, top silahını taşımak,
doldurmak (i) taşıma, doldurma
gatenili (s) doldurulmuş, şarj edilmiş
gatexa (f) kırmak
gatexili (s) kırılmış, kırık
gatitvleba (f) soyunmak, çıplak
olmak, soyulmak çıplak bırakmak
gatitvlebuli (s) soyunmuş, çıplak
gatrialeba (f) geriye dönmek, fırıldak
gibi dönmek, ani dönüş
gatyaveba (f) deri yüzmek
gauareseba (f) bozmak, kötüleştirmek,
değerden düşürmek (i) bozulma,
değerden,
düşürme, düşme
gaubedavad (s) cesaretsizce, yüreksizce
gaubedavi (s) kararsız, tereddütlü,
cesaretsiz, yüreksiz
gaugebari (i) anlaşılmaz, karışık, açık
ve net olmayan
gaugebroba (s)
anlaşılmazlık,anlaşmazlık, anlamazlık
gaugonari (s) 1. söz dinlemez, itaatsiz
2. işitilmemiş,duyulmamış
gauvali (s) geçilmez, geçit vermez
gauTvaliswinebeli (s) beklenmedik,
unulmadık, gayri melhuz
gauTleli yetişme tarzı olarak kötü
terbiye almış, kaba, yontulmamış
gauToeba (f) ütülemek
gauTxovari (s) bekar, bayan, kız
gaumarjos (s) yaşasın, çok yaşa!
gaumaZRari (s) doymaz, aç gözlü,
doyumsuz
gaumjobeseba (f) geliştirmek,
düzeltmek, ıslah etmek (i) iyileşme,
düzelme
gaunaTlebeli (s) eğitimsiz, cahil
gaupirovneba (s) kişiliksiz (i)
kişiliksizleşme, kişiliksizlik
gaurkveveli (s) okunaksız,
araştırılamaz, incelenemez
gausworebeli (s) düzelmez
gautaneli (s) güvenilmez , hilekar
gauformebeli (s) resmi olmayan
gaufrTxilebeli (s) tedbirsiz
gaufrTxilebloba (i) tedbirsizlik
gauqmeba (f) iptal etmek, kaldırmak (i)
iptal
gauqmebuli (s) iptal edilmiş
gauqrobeli (s) söndürülemez, sönmez,
yatıştırılamaz, giderilemez
gauyofeli (s) bölünmez (fiz, mat)
gafantva (f) dağıtmak, dağılmak,
saçmak,dağılmak, yayılmak
gafantuli (s) dağınık, saçılmış,
yayılı,saçılı
gafarToeba (f) genişlemek, genişletmek
(i) genişleme
gafarToebuli (s) genişlemiş,
genişletilmiş
gafiTreba (f) yüzünün rengi uçmak,
sararmak, rengi atmak, solmak
gaficva (i) grev, grev yapma (f) grev
yapmak
gaflangva (f) zimmetine para geçirmek,
çalmak, israf etmek (i) zimmete para
geçirme,
israf
gaflanguli (s) zimmete geçirilmiş,
israf edilmiş
gaformeba (f) 1. biçim vermek
şekillendirmek 2. resmileştirmek
gafrena (f) uçmak (bir tarafa)
gafrTxileba (f) uyarmak, ikaz etmek,
tembih etmek (i) uyarı, ikaz, nasihat
gafurCqvna (f) çiçek açmak (i) çiçek
açımı
gafuWeba (f) bozmak, ihlal etmek (i)
bozma, ihlal
gafuWebuli (s) bozulmuş, bozuk
gafcqvna (f) kabuğunu soymak, derisini
yüzmek (i) soyma, yüzme
gafxviereba (f) çapalamak (i)
olgunlaşma , olgunlaştırma
gaqaneba (f) 1. ansızın harekete geçmek
2. sallamak, salınmak (i) sallama salınma
gaqarveba (f) yok etmek, yok olmak,
dertlerden kurtulmak
gaqvaveba (f) taşlaşmak, taşa
dönüşmek, taş haline koymak (i) taşa
dönüşme, sertleşme
gaqvavebuli (s) taşlaşmış
gaqiraveba (f) kiralamak, kiraya vermek
gaqroba (f) 1. söndürmek 2. yok etmek,
bitirmek, yok olmak
gaqurdva (f) soygun yapmak, soymak
gaqurduli (s) soyulmuş, soyguna
uğramış
gaReba (f) (kapı vb) açmak, açılmak
gaRebuli (s) açılmış gamRebi açan
gaRviveba (f) kavgaya tutuşmak,darbe
vurmak (i) kavga, döğüş, darbe
gaRviZeba (f) uyanmak, uyandırmak (i)
uyanma, uyandırma
gaRizianeba (f) gücendirmek,
sinirlendirmek (i) gücendirme,
isimlendirme
gaRimeba (f) gülümsemek (i) gülümseme
gaRma karşıda, karşı, nehrin karşısı
gaRmerTeba (f) ilahlaştırmak, tapınmak,
ilahlaşmak (i)tapma, ilahlaşma,
ilahlaştırma
gaRrmaveba (f) derinleştirmek (i)
derinleştirme
gaRrmavebuli (s) derinleştirilmiş
gayvana (f) 1. biryere götürmek (birini),
yürütmek, rehberlik etmek
gayviTleba (f) sararmak
gayvlefa (f) soymak, çalmak, yolmak,
kendi menfaatleri doğrultusunda
kullanmak
gayidva (f) satmak, satılmak (i) satış,
satma
gayinva (f) donmak, dondurmak (i)
donma, dondurma
gayinuli (s) donmuş, donuk
gayola (f) arkadaşlık etmek, yolcu
etmek, uğurlamak
gayofa (f) bölmek, taksim etmek (i)
bölme, taksim etme
gayofili (s) bölünmüş
gayofiTi (s) bölü, taksim (bağ.)
gayra (f) dışarı atmak, kapı dışarı etmek,
boşamak, (i) başama, kapı dışarı etme
gayuCeba (f) sakin durmak (i) sakin
huzurlu
gaSaveba (f) 1. kararmak 2. karşı oy
vermek
gaSalaSineba (f) rendelemek
gaSeneba (f) bahçe inşa etmek, bitkiyi
canlandırmak
gaSeSeba (f) şaşırtmak, şaşırmak,
afallatmak (i) şaşırtma, afallatma,
şaşırma
gaSeSebuli (s) şaşkın, afallamış
gaSveba (f) çözmek, boşamak, yol
vermek
gaSveleba (f) kavgacıları ayırmak
gaSvera (f) çıkıntı çıkarmak, bir şeyi
uzatmak, burun yapmak
gaSiSvleba (f) açmak, soymak,
çıkarmak, çıplak bırakmak, soyunmak (i)
soyma çıplak
bırakma, soyunma
gaSiSvlebuli (s) açık, çıplak
gaSla (f) açmak (kitabı) (i) açış
gaSlili (s) açık (kitap)
gaSmagebuli (s) öfkeli, şiddetli, kızgın,
azgın, kudurmuş
gaSoltva (f) kırbaçlamak, kamçılamak,
şiddetle çarpmak, dövmek, hicvetmek,
yermek,
azarlamak
gaSoreba (f) ayırmak, ayrılmak,
uzaklaşmak, uzaklaştırmak (i)
ayırma,ayrılma
gaSroba (f) kurumak, kurutmak (i)
kuruma, kurutma
gaSxlarTva (f) düşmek
gaCanageba (f) yıkmak, harap etmek,
mahvetmek, yoketmek (i) yıkım
gaCarxva (f) 1. çark etmek 2. bilemek
(çarkta)
gaCaReba (f) yakmak, tutuşturmak,
yanmak, tutuşmak, parlamak (i)
yakma,yanma
gaCena (f) yaratmak, meydana getirmek,
oluşturmak (i) yaradılış
gaCereba (f) durmak, durdurmak (i) 1.
durak 2. durma, durdurma
gaCxera (f) saplamak, saplanmak,
koymak (dibine)
gaCxreka (f) kurcalamak, aramak,
araştırmak, didik didik aramak (i)
kurcalama, araştırma,
didik didik etme
gancalkeveba (f) ayırmak, izole etmek
(i) ayırma, izole etme
gacamtvereba (f) paramparça etmek
gacdena (f) dersi asmak, çalışmaktan
kaçmak (i) kaçınma
gacema (f) 1. dağıtmak, tasnif etmek,
sıralamak 2. ihanet etmek (i) dağıtım ,
hıyanet
gacemuli (s) armağan edilmiş, verilmiş
gacveTa (f) aşınmak, aşındırmak,
eskitmek (i) aşınma, aşındırma
gacveTili (s) aşınmış, yıpranmış,
eskimiş
gacvla (f) değiştirmek (i) değişim
gacieba (f) soğuk almak (i) soğuk
algınlığı
gaciebuli (s) soğuk almış, üşütmüş,
soğumuş, soğuk
gacileba (f) yolcu etmek
gacineba (f) gülmek
gacnoba (f) 1.tanışmak, tanıtmak 2.
bildirmek, haber vermek (i) tanışma,
haberleşme
gacofeba (f) şiddetli öfkeye kapılmak
gacofebuli (s) çok kızgın, çıldırmış
gacra (f) elemek (i) eleme
gacrili (s) elenmiş
gacxeleba (f) ısıtmak, ısınmak (i)
ısınma, ısıtma
gacxovelebuli
(s) hayata
döndürülmüş, canlandırılmış, canlanmış
gaZarcva (f) soygun yapmak (i)
hırsızlık, soygun
gaZeveba (f) sürmek, sürgün etmek,
kovmak, defetmek (i) sürgün, kovma
gaZevebuli (s) sürgün, kovulmuş
gaZvireba (f) pahalanmak, pahalılaşmak
(i) pahalanma,pahalılık
gaZleba (f) dayanmak tahammül etmek
(i) tahammül gamZle dayanıklı
gaZliereba (f) kuvvetlenmek (i)
kuvvetlenme, takviye
gazlierebuli (s) kuvvetlenmiş,
takviyeli
gaZneleba (f) zorlaşmak, zorlaştırmak,
sıkıntı çekmek
gaZroba (f) 1. -in derisini, kabuğunu
yüzmek,-in kabuğunu soymak 2.
elbiselerini
çıkarmak, soyunmak
gaZRola (f) kılavuzluk etmek, yol
göstermek
gaZRoma (f) doymak, doyurmak (i)
doyma, doygunluk
gawamebuli (s) eziyetli, işkence edici
gawafva eline çabuk, tez olma
gawafuli (s) tezcanlı, eline çabuk,
becerikli
gawbileba (f) reddetmek, kabul
etmemek (i) red, inkar
gaweva (f) 1. çekmek 2. taşımak
(sürüyerek)
gawera (f) 1. kaydetmek, kaydolmak 2.
hastaneden çıkmak
gawewili (s) karmaşık, karışık
gawvaleba (f) işkence etmek,
uğraştırmak (i) işkence
gawvalebuli (s) işkenceli, uğraşılı,
zahmetli
gawveva (f) 1. dışarı cağırmak 2. orduya
çağrılmak (vatani görev)
gawvrTnili (s) eğitilmiş, terbiye
edilmiş, evcil
gawiTleba (f) kızarmış, kızıl renk almak
gawiTlebuli (s) kızarık, kızarmış,
kızıl
gawiwmateba kızmak, öfkelenmek
gawmenda (f) silmek, temizlemek wmenda
(f) silmek, silip temizlemek
gawmendili (s) silinmiş, temizlenmiş
gawodeba (f) el uzatmak, el vermek
gawurva (f) süzmek, (i) süzme
gawyveta (f) 1. koparmak (bağı) 2. halkı
katletmek
gawyroma (f) kızmak, azarlamak,
öfkelenmek, darılmak gamwyrali dargın
gaWaRaraveba (f) bozlaşmak,
bozlaştırmak, kırlaşmak
gaWaRarebuli (s) bozlaşmış, kırlaşmış,
kır, boz
gaWedva (f) tıka basa dolmak, tıka basa
doluluk, dolma hali
gaWedili (s) tıka basa dolmuş, tıklım
tıklım
gaWeneba (f) dört nala koşmak
gaWvartluli (s) duman kokusu
sinmiş
gaWianureba (f) güçleşmek,
güçleştırmek, karıştırmak, karma karışık
hale getirmek
gaWimva (f) uzatmak, sürdürmek
büyütmek, genişletmek (i) uzatma,
genişletme
gaWirveba (f) zorlanmak, sıkıntılı olmak,
istemek, ihtiyaç duymak
gaWirvebuli (s) zorlanmış, sıkıntılı,
ihtiyaçlı
gaWra (f) kesmek (i) kesme
gaWuWyianeba (f) kirletmek, kirlenmek (i)
kirlilik, pislik
gaWyleta (f) ezmek, üzerinden geçmek
(i) ezme
gaWyletili (s) ezilmiş
gaxazva (f) çizmek, altını çizmek (i)
çizim
gaxareba (f) 1.sevinmek 2.fidan tutmuş
olmak (i) 1.sevinme 2.fidanın tutması
gaxdoma (f) 1. bir aşama sonucu olmak
2. yakışmak, yaraşmak, açmak, zayıf
yetişmek
gaxedva (f) bakmak (dışarı)
gaxednili (s) evcil, ehil, uysal
gaxeva (f) yırtmak, yırtılmak
gaxeTqa (f) 1. yarmak, doğramak,
bölmek, ayırmak, yarılmak 2. ödü
kopmak
gaxeuli (s) yırtılmış, yırtık
gaxveva (f) sarmak
gaxvretili (s) delinmiş, delik
gaxizvna (f) kaldırmak, alıp götürmek,
(engel, şüphe etmek vs.) ortadan
kaldırmak,
bertaraf etmek
gaxmaureba (f) ses vermek, sesini
duyurmak, yayınlamak, (i) yayın, tanıtım
gaxmoba (f) kurutmak, kurumak (i)
kuruma, kurutma
gaxrwna (f) ayrıştırmak, çürütmek,
bozmak (i) çürümüş, bozuk, kokuşmuş
gaxrwnili (i) hovarda, çapkın
gaxseneba (f) hatırlamak, anmak (i)
hatırlayıp anma
gaxsna (f) 1. açmak 2. çözmek(problemi)
3. çözmek (çözeltiyi)
gaxumreba (f) şakalaşmak, (i) şaka
gaxuneba (f) rengi uçmak, solmak (i)
renk uçması, solma
gaxunebuli (s) 1. cansız, canlılığını
yitirmiş 2. solgun,soluk
gaxureba (f) kızdermak (yüksek ısı) (i)
kızdırma, kızgınlaştırma
gaxurebuli (s) kızdırılmış (yüksek ısı),
hararetli
gajavreba (f) kızdırmak, sinirlendirmek,
kızmak, sinirlenmek
gajiuteba (f) inat etmek, ısrar etmek
gajoxva (f) dövmek, kırbaçlamak (i)
dövme, kırbaçlama
gdeba (f) -in üzerine yuvarlanmak,
atılmak
gegma (i) plan
gegmiani (s) planlı, sistematik
gegmianoba (s) planlılık
gedi (i) kuğu
gezi (i) doğrultu, yön
gemi (i) gemi, vapur
gemis tgirTi (i) gemi yükü kargo
mebadrage gemi (i) konvoy gemisi
gemo, gemovneba (i) tat
gemrieli (s) tatlı, lezzetli, nefis
genezisi (i) orjin, kaynak, çıkış noktası
generali (i) general armiis
generali orgeneral
general leitenanti (i) tüm general
general maiori (i) tuğ general
generalisimusi (i) baş komutan
generaluri (s) genel
generaluri Stabi (i) genel kurmay
generloba (s) generallik
genetika (i) genetik
genetikuri (s) genetik
genialuri (s) üstün kabiliyetli,
fevkalade yetenekli
geniosi (i) gen
genetivi, naTesavobiTi brunva genetif,
yakınlık hali (ismin)
geografi (i) coğrafyacı, coğrafya
bilimcisi
geografia (i) coğrafya
geografiuli (s) cağrafik
geodezia (i) jeodezi, yeryüzünu ölçme
bilgisi
geologi (i) jeolog, ilgili bilim adamı
geologia (i) jeoloji
geologiuri (s) jeolojik
geometria (i) geometri
geometriuli (s) geometrik
geri (i) üvey, öz olmayan
germania (i) almanya
germaneli (i) alman
germanofili (s) alman taraftarı,
almancı, alman düşkünü, alman fanatiği
(alman olmayanlar için
kullanılır)
germanuli (s) almanca
germanuli ena alman dili, almanca
gerundi (i) fiilden türetilmiş isim
gesli (i) zehir
gesliani (s) zehirli
gvalva (i) kuraklık, susuzluk
gvalviani (s) kurak, susuz
gvami (i) ceset
gvardia (i) koruma, muhafız (mecazi,
kapı kulu)
gvardiis kavaleria (i) ev bekcisi
gvari (i) 1. soyadı 2. fiilin etken yada
edilgen şekli
gvarjila (i) (kimya) güherçile, bir azot
türevi
gveleSapi (i) ejder, ejderha
gveli (i) yılan
gverdi (i) 1. sayfa 2. taraf, yan,
bitişiklik, yanıbaşı
gverdiTi, gverdisa (s) yanı başında,
yanında olarak
gverdis wavla (f) yokuş çıkmak
gvian (s) geç
gviani (s) geç kalmış
gvimra (i) eğrelti otu, büyük serhas
gvirabi (i) tünel, metro
gvirgvini (i) 1. taç 2. çelenk
gvirila (i) papatya
gvriti (i) kaplumbağa
gza (i) yol
gzadagza (z) yol boyunca
gzavna (f) göndermek
gzaTa saministro ulaştırma bakanlığı
gzatkecili oto yol, transit yol
gzajvaredini (i) kavşak, dört yol ağzı
gzisgakafva (f) yol açmak
gidi rehber
gizgizi kuvvetli ateşin çıkardığı ses
gineba (f) sövmek, küfretmek,
aşağılamak (i) küfür, sövme, aşağılama
giJi (i) deli sigiJe delilik
girao (i) rehin, teminat
girvanqa (i) ingiliz para birimi (paund)
giSeri (i) kehribar rengi
glaxa,glaxaki (s)değersiz, noksan,
silik, bakımsız
glexi,glexkaci (i) köylü
glexoba (i) köylülük, cahillik
glexuri (s) köylü biçimi, cahilce
gleja (f) sökmek, kökünü kazımak
gliseri (i) kevgir
globusi (i) küre, dünya
glova (f) müteessir etmek, üzmek,
müteessir olmak, üzülmek
gluvi (s) düz, düzgün, pürüzsüz, sakin
gmiri (i) kahraman, batır, alp Sromis
gmiri (i) iş kahramanı
gmiroba (i) kahramanlık
gmiruli (s) kahramanca
gmoba (f) ayıplamak, kınamak, suçlamak
(i) suçlama, ayıplama, kınama
gobi (i) tekne
gogirdi (i) (kimya) kükürt
gogirdmJava (i) (kimya) sülfirik asit
gogo (i) kız
gogona (i) küçük kız (şımartarak,
okşayarak)
gogra (i) kabak
godeba (i) ağlama, sızlama, feryat figan
goliaTi (i) dev
goliaTuri (i) devasa, çok büyük
gombeSo (i) kara kurbağası
gomuri (i) ahır
gonze moyvana (f) aklı başına gelmek,
kendini toparlamak, kendine gelmek
goneba (i) zihin, zeka
gonebamaxvili (s) nükteli, zarif,
nüktedan, hazırcevap, espirili
ginieruli (s) zihinsel, zekice
gonieri zihinli, zeki
gons mosvla (f) aklı başına gelmek
gonji (i) çirkin, kötü
gora (i) dağ
goraki (i) tepecik, tümsek
goreba (f) yuvarlamak (i) yuvarlama
goWi (i) burtlak, domuz yavrusu
gradacia (i) derece, ölçek, skala,
gösterge
gramatika (i) gramer, dil bilimi
gramatikuli (s) gramatik, dil bilimsel
grami (i) gram
granati (i) el bombası
grafi (i) kont (asalet ünvanı)
grafika (i) grafik sanatı
grafikuli (s) grafik olarak, grafik
gragvinva (i) gök gürültüsu, gümbürtü
grdemli (i) örs
grexa (f) bükmek, burmak
grexili (s) bükülmüş, burulmuş,
sarılmış, dolanmış,bükük
griali (i) çatırtı, şangırtı, gürültü
grigala (i) yelkovan kuşuna benzer bir
çeşit deniz kuşu
grigali (i) kasırga, hortum
grila hava, serın
grili (i) gölge, serinlik
grova (i) yığın, küme, topluluk
groveba (f) toplamak, biriktirmek,
kolleksiyon yapmak
groSi (i) eski ingiliz gümüş parası (4
gemlik)
grZedi (i) uzunluk, mesafe (coğrafi)
grZelvadiani (s) uzun vadeli
grZelTmiani (s) uzun saçlı
grZeli (s) uzun
grZelkuda grZelkudiani (s) uzun
kuyruklu
grZneuli (i) sihirbaz, büyücü
grZnoba (f) duymak, hissetmek (i)
duygu, duyma, his ugrZnobeli
duygusuz, hissiz
grZnobiereba (i) duygusallık, hissiyat
grZnobieri (s) duygulu, hisli
gube (i) su birikintisi, gölcük
guguli (i) guguk kuşu
guguni (i) gürültü
guda (i) şarap tulumu, hayvan
derisinden yapılmış tulum şeklinde şarap
kabı
gudanabadi (i) alet edevat çantası
guTani (i) kutan, saban, pulluk
guTnisdeda (i) çiftçi, köylü
guladi (s) yürekli, cesur, korkusuz,
atılgan
guladoba (i) yüreklilik, cesaret,
korkusuzluk
gulaRma bir yere, bir şeye sırtını dönme
gulaxdili (s) dürüst, saf, samimi, açık
sözlü
gulgamgmiravi (s) yürek parçalayıcı,
üzücü
gulgatexili (s) kalbi kırık, hayal
kırıklığına uğramış
gulgrili (s) kalbi soğuk, serin kanlı,
soğuk kanlı
gulgriloba (i) kalpten soğuma, serin
kanlılık, soğuk kanlılık
guldadebiT (z) samimi olarak, gayretle
guldasmiT (z) dikkatle
guldaudebeli (s) yerinde durmayan
gulTbili (s) sıcak kanlı, sıcak kalpli,
samimi, candan, nazik, lutufkar
gulTmisani (i) sihirbaz, falcı, medyum
guli (i) 1.kalp, yürek 2.merkez, orta
ugulo kalpsiz
guliTadi (s) kalpten, yürekten,
samimiyetle
gulisamrevi (s) yürek bulandıran,
iğrenç
gulis gamwyalebeli (s) zahmetli,
usandırıcı, sıkıntılı
gulis gatexa (f) kalp kırmak, hayal
kırıklığına uğratmak (i) kalp kırma
gulis gawyaleba (f) taciz etmek,
kızdırmak
gulisTvis, gulisaTvis ...nin hatırı
için, ...nin için
gulis manki kalbin organik hastalığı
gulis mogeba (f) gönül almak,
kandırmak
gulis mosvla (f) sinirlenmek, kızmak
gulispiri (i) 1.çocuk önlüğü 2.askerin
kalkanı
gulisreva (f) mide bulanmak (i)
bulanma, bulantı
gulistkena (f) kederlenmek, üzülmek
gulistkivili (s) yürek sancısı, keder,
üzüntü, acı
gulis fancqaliT (z) kalp atışıyla,
sabırsızca, heyecanla
gulisficari
gulis Sewuxeba (i) kalbin sıkışması
gulis wasvla (i) baygınlık
gulis cema,gulis Zgera (i) çarpıntı,
kalp atışının sıklaşması
guliswyroma (i) öfke, hiddet
gulkeTili (i) iyi kalpli, centilmen,
sevimli, kibar
gulkeTiloba (i) iyi kalplilik,
centilmenlik, sevimlilik, kibarlık
gulmaviwyi (s) unutkan
gulmaviwyoba (i) ununtkanlık
gulmarTali (s) doğru kalpli, doğru
gulmkerdi (i) 1.sandık, kutu, dolap,
2.göğüs kafesi
gulmodgine (i) gayretli, çaba
gulmokluli (s) umutsuz, bezgin
gulmosuli (s) kızgın, öfkeli
gulmtkivneuli (s) duyarlı, hassas,
halden anlar, sevimli
ulmtkivneuloba (i) hassasiyet,
duyarlılık, sevimlilik
gulnakluli (s) dargın,
memnuniyetsiz
gulnatkeni (s)yürekten acılı, üzüntülü,
kırgın, üzgün
gulubryvilo (i) saf, toy
gulubryviloba (i) saflık, toyluk
guluxvi (s) cömert, yüce gönüllü
gulficxi (s) ihtiraslı, tutkulu, şiddetli,
ateşli, çabuk kızan
gulqva (s) vahşi, gaddar, kalpsiz, taş
kalpli
gulRia (s) açık kalpli, açık sözlü,
samimi
gulSematkivari (s) gönülden
yaralayan, merhametli, müşfik
gulSematkivroba (i) merhamet, acıma,
şefkat, kalp kırma
gulSemzaravi (s) korkunç, dehşetli
gulSemoyrili (s) istekli, arzulu (f)
kendinden geçmek (i) baygınlık, bayılma
gulCaxveuli (s) içine kapanık
gulcivi (s) aldırışsız, ilgisiz, tarafsız,
soğuk yaradılışlı
gulwiTela (i) şakrak kuşu (zoolojik)
gulwrfeli (s) samimi, işten, candan,
açık sözlü
gulwrfeloba (i) samimiyet, içtenlik,
candanlık, açık sözlülük
gulxeldakrefili (s) işsiz, avare,
aylak, haylaz
gumbaTi (i) kubbe
gunda (i) 1.topak, yumru, 2.kart topu
guneba (i) tabiat, mizaç, huy, keyif, hal
guria (i) hristiyan gürcistan, gurya
guruli (s) guria dili
guSagi (i) gözcü, nöbetçi, bekçi,
muhafız
guSin (z) dün guSiRam dün akşam
guSindeli dünkü
guSinwin evvelki gün, önceki gün
_
d
da (i) kız kardeş uprosi da abla
da ve (bağlaç olarak)
daavadeba (f) hastalanmak (i) hastalanma
daavadebul (s) hasta, rahatsız, keyifsiz,
bulantılı, hastalanmış
daavadmyofeba (f) hastalanmak, hasta
olmak
daarseba (f) kurmak, tesis etmek,
temelini atmak
daaxloeba (f) yakınlaşmak,
yaklaştırmak, yaklasmak
daaxloebiT (z) yaklaşık olarak
daaxloebuli (s) yakınlaşmış olan,
yakın, bitişik
daba (i) kasaba, ilçe
dabadeba (i) doğum, doğma, doğurma
dabadebiT (z) doğurarak, doğumla
dabali (s) alçak sidable (i) alçaklık
dabana (f) yıkamak (i) yıkama
dabanakeba (f) kamp kurmak,
konaklamak
dabanakebuli konaklamış, konaklanmış
dabandeba (f) para yatırmak (i) yatırım
dabareba (f) tembihlemek, emniyet
etmek, tevdı etmek (i) tevdı, emniyet
etme
dabaRi (i) işlenmiş deri
dabaRxana (i) tabakhane, deri fabrikası
dabarva (f) topragı kazmak, kazı
yapmak (i) harfiyat, kazı
daegvra (f) vergi koymak,
vergilendirmek (i) vergi, vergilendirme
dabegrili (s) vergiye tabi, vergiye tabi
tutulmuş olan.
dabezReba (f) haber vermek, ihbar
etmek, bilgi vermek (i) malumat, bilgi,
haber, mesaj
dabereba (f) ihtiyarlamak, ihtiyarlatmak,
yaşlanmak.
daberebuli (s) ihtiyarlamış,
ihtiyarlatılmış
daberva (f) esmek, üflemek
dabertyva (f) düşürmek, silkmek,
silkelemek
dabeWdva (f) basmak (matbaa), tab
etmek, (i) basım, baskı
dabeWdili (s) basılmış (matbaada),
basılı
dabejiTebiT (z) ikna ederek, kandırarak
dabinaveba (f) yerleşmek,yerleştirmek
iskan etmek
dabla (z) aşağı, aşağıya, aşağıda
dablobi (i) düz arazi, alcak ova
dabma (f) bağlamak, bağ ile tutturmak
dabmuli (s) bağlanmış, bağlı,tutulu
dabneva (f) saçmak, dağıtmak, dağılmak,
yayılmak, sıkıntıda olmak
dabneleba (f) karanlık basmak (i)
karanlık basma, kararma
dabnelebuli (s) karanlık, kararmış
daboloeba (f) sona ermek, son bulmak
(i) sona erme, son bulma
daboloebuli (s) sona ermiş, sona
erdirilmiş, sonuç
dabraleba (f) suçlamak, itham etmek (i)
iftira, itham
dabrkoleba (f) engellemek, mani
olmak (i) mani olma, engelleme
dabrmaveba (f) gözünü almak,
kamaştırmak, (i) kamaştırma, kamaşmaç
dabruneba (f) avdet etmek, dönmek,
iade etmek, geri vermek (i) avdet, dönme
dabrunebuli (s) dönmüş olan, dönük
dabrZaneba (f) oturmak, yerini almak
dabudeba (f) yuva yapmak (i) yuva,
yuvalanmak
daburuli (s) örtülmüş orman, sık
orman
dagdeba (f) yere atmak (i) yere atış
dageba (f) sermek, yaymak, yayılmak
dagegmva (f) planlamak (i) plan
dagva (f) süpürmek
dagvianeba (f) gecikmek, geç kalmak,
geciktirmek
dagvianebuli geç kalınmış olan, geç
dagbirgvineba (f) taç giymek, taç
giydirmek (i) taç giyme, hükümdarlık
dagzavna (f) göndermek (i) gönderme
dagiraveba (f) rehine koymak, malını
veya canını tehlikeye atmak
dagleja (f) sökmek, kökünü kazımak
daglejili (s) sökülmüş, kökü
kazınmış
dagmoba (f) suçlamak, azarlamak,
sorumlu tutmak (i) ayıplama, suclama,
azar
dagrexa (f) burmak, bükmek, burulmak,
bükülmek
dagroveba (f) toplamak, toparlamak, (i)
toplama, toparlama
dagrovili (s) toplu
dagrZeleba (f) uzatmak (i) uzatma
dagubeba (f) set yapmak, baraj yapmak
kapamak (i) baraj yapma, çekme
dadableba (f) alçalmak, alçaltmak (i)
alçaltma, alçalma
dadablebuli (s) alçaltılmış, alçalmış,
alçak
dadastureba (f) tasdik etmek, teyit
etmek, doğrulamak, (i) tasdik teyid
dadaRva (f) işaretlemek, belirlemek
dadgenileba (i) resmi emir, irade, karar,
hüküm, kararname
dadgenili (s) kurulmuş,
konumlandırılmış
dadgma (f) kurmak (sofrayı), sahneye
koymak (oyunu)
dadgmuli (s) kurulmuş, oturtulmuş,
yerleştirilmiş
dadgoma (f) durmak
dadeba (f) koymak
dadebiTad (z) olumlu olarak, olumlu
dadebiTi (s) olumlu
dadebuli (s) koyulmuş, yerleştirilmiş,
koyulu
dadevneba (f) takip etmek, izlemek,
kovalamak
dadeq dur!
dadnoba (f) erimek, eritmek (i) erime
dadumeba (f) sır saklamak (i) sessizlik,
sukut, zikretmeyiş, ketumiyet
dae (f) izin vermek, müsaade etmek,
izin, müsade
dava (i) dava, münakaşa, tartışma
davaleba (f) mecbur bırakmak, zorunlu
kılmak (i) yükümlülük, ödev, görev
davalebuli (s) minnettar, mecbur,
yükümlü, mükellef
davalianeba (i) sorumluluk, mesuliyet,
taahhüt, borç, yüklemek, isnat etmek
davardna (f) düşmek, dökülmek,
çökmek, kapanmak (i) düşüş, düşme,
sukut, çökme
davarcxna (f) saç taramak (ı) tarama
davTari (i) not defteri, muhtıra defteri
daviwroeba (f) daralmak, daraltmak (i)
daralma, daraltma
daviwroebuli (s) daralmış, daraltılmış,
dar
daviwyeba (f) unutmak (i) unutulma,
unutma
daviwyebuli (s) unutulmuş, kaybolmuş
davla (i) hatıra, yadigar, begüzar
davleba (f) tutmak, yakalamak
dazamTreba (f) kışlamak, kışı geçirmek
dazareleba (f) zarar vermek, zarar
görmek
dazareba (f) tembelce vakit geçirmek,
tembelleşmek
dazga (i) tezgah
dazela (f) oğusturmak, sürtmek,
aşındırmak
dazepireba (f) öğrenmek, ezberlemek
(i) ezber
dazverva (f) pusuya yatmak,
gözetlemek (i) istihbarat, haber, malumat
dazianeba (f) ziyan etmek, zarar vermek,
sakat etmek (i) zarar, ziyan verme
dazogva (f) biriktirmek, tasarruf etmek
(i) tasarruf
dazusteba (f) kesinleştirmek
dazRveva (f) sigortalamak (i)
sigortalama, taahüt etme, taahüt
dazRveuli (s) sigortalı
daTanxmeba (f) anlaşmak, anlaşmaya
varmak (ı) antlaşma
daTariReba (f) tarih koymak
daTariRebuli (s) tarih koyulmuş
daTesva (f) ekmek (tohum)
daTesili (s) ekilmiş, ekili
daTvaliereba (f) gözlemek, teftiş
etmek, muayene etmek (i) gözleme, teftiş
daTvi (i) ayı
daTvla (f) saymak (i) sayma
daTvuri (s) ayı cinsinden, ayı gibi
daTla (f) dilmek (i) dilme
daTmoba (f) vermek, teslim etmek
(toprağı), vazgeçmek
daTroba (f) sarhoş olmak, çok içmek
daTuTqva (f) haşlamak, kaynar su veya
buhardan geçirmek (i) sıcak suda yada
buharda
haşlama
daTqma söz vermek.
daTxovna (f) işten çıkarmak, yol
vermek, azletmek (i) yol verme, işten
cıkarma
daTxra (f) gözünü oymak
daimedeba (f) umutlandırmak, umut
vermek
daintereseba ilgi duymak, ilgilenmek
(birisine)
dakaveba (f) işgal etmek, meşgul etmek,
tutuklamak, tevkif etmek tutmak
dakavSireba (f) bağlantılı olmak,
bağlantıya geçmek, bağlanmak,
bağlamak
dakakuneba (f) tıklatmak (kapıyı) (i)
tıklama
dakanoneba (f) kanunlaştırmak,
yasallaştırmak (i) yasallaşma,
yasallaştırma
dakargva (f) kaybetmek, yitmek,
kaybolmak (i) kayboluş, kaybetme
dakarguli (s) kayıp, yitik
dakepva (f) kıymak (et ve benzeri),
dogramak küçük parcalara ayırmak
dakepili (s) küçük parçalara bölünmüş,
kıyılmış,doğranmış
dakereba (f) üzerine dikmek, yamamak
(i) yamama
dakerebuli (s) üzerine dikilmiş,
yamanmış, yamalı
daketva (f) kilitlemek, kapatmak (i)
kilitleme, kapatma
daketili (s) kilitli, kapalı
dakveTa (f) teklif etmek, sipariş etmek,
emir vermek (i) düzen, nizam, sıra, emir,
yönerge
dakvirveba (f) yerine getirmek,
gözlemek, teftiş etmek (i) teftiş, gözden
geçirme
dakvirvebuli (s) gözetlenmiş,
gözlenmiş, teftiş edilmiş
dakvla (f) boğazdan kesmek, (hayvanı)
boğazlayarak öldürmek, gırtlaklamak
dakvneseba (f) inlemek
dakvra (f) müzık aleti çalmak, çarpmak,
vurmak maTraxis dakvra kamçı çalmak
salamuris dakvra kaval çalmak
damkvreli (i) çalan, çalgıcı
dakideba (f) asmak
dakidebuli (s) asılmış,asılı
dakiTxva (f) sorgulamak (i) sorgu,
sorgulama
dakiTxuli (s) sorgulanmış
dakisreba (f) üzerine atılmak,
yüklenmek
daklaknili (s) yılankavi, dalgalı,
dolambaçlı
dakleba (f) eksilmek, eksiltmek,
azaltmak
daklebuli (s) eksilen, eksik, azalmış,
az
dakluli (s) kesilmiş, boğazlanmış,
öldürülmüş
dakmayofileba (f) memnun kalmak,
memnun etmek, tatmin etmek, doyurmak
(i) memnun kalma, tatmin olma,
doyma
dakmayofilebuli (s) memnun
dakuntruSeba hoplamak, zıplamak
dakoJrili (s) yer altında ve
bombalara karşı takviye edilmiş, tuzak,
ağ
dakocna (f) öpmek
dakoWleba (f) topallamak, aksamak
dakrZalva (f) gömmek, defnetmek (i)
gömme, degin
dakrZaluli (s) gömülmüş,
defnedilmiş
dakuntuli ağır yavaş, aheste
dalageba (f) herşeyi yerli yerine
koymak, yerleştirmek
dalaqi (i) berber dalakoba(i) berberlik
daleva (f) içmek
dalewva (f) kırmak, parçalamak,
uymamak
dalewili (s) kırılmış, parçalanmış,
yarık, kırık
dalocva (f) dua etmek (birine),
kutsamak (i) dua
dalpoba (f) çürümek, çürütmek (i)
çürüme
damaarsebeli (i) kurucu, yapıcı, ortaya
koyan.
damagreba (f) sertleştirmek,
sağlamlaştırmak, takviye etmek (i)
sertleştirme,
sağlamlaştırma, takviye
damadasturebeli (s) tanıklık eden,
tanık, tastik eden
damadleba (f) iftira etmek, sitem etmek,
ayıplamak, kınamak
damakavSirebeli (s) bağlantı kurduran,
bağlayıcı, birleştirici
damakmayofilebeli (s) memnuniyet
verici, hoşnut edici, tatminkar
damakmayofileblad (z) memnuniyetle
damalva (f) gizlemek, gizlenmek (i)
gizleme, gizlenme
damaluli (s) gizli, gizlenmiş, saklı
damamtkicebeli (s) inandırıcı, tastık
ettıren.
damamSvidebeli (s) sakinleştirici,
yatıştırıcı
damamcirebeli (s) rezil eden, rezil,
rezalet, küçük düşmüş
damamZimebeli (s) ağırlık koyan, ağırlıklı
damarTeba (f) başına gelmek, bulaşmak,
bulaştırmak, başına getırmek
damarileba (f) tuzlamak
damarilebuli (s) tuzlanmış, tuzlu.
damarcxeba (f) yenilmek, mağlup olmak
(i) yenilgi, mağlubıyet, yenilme
damarcxebuli (s) yenilen, yenilmiş,
mağlup
damarwmunebeli (s) inandıran,
inandırıcı, ikna eden, ikna edici
damarxva (f) gömmek (i) gömme
damateba (f) ilave olmak, artmak,
toplamak (mat.) (i) toplama(mat.)
damatebiTi (z) ilave olarak, artı, toplam
olarak
damatebiTad (s) ilaveli, artılı, toplam
damatkbobeli (s) çok sevindirici,
kendinden giçirici
damatyvevebeli (s) cezbedici, çekici,
hoş
damaxasiaTebeli (s) karakteristik,
diğerlerinden ayırtedici özelliği olan
damaxinjeba (f) çarpıtmak, kırmak,
eğmek, bükmek (i) çarpıtma, kırma,
eğme
damaxinjebuli (s) çarpık, bükük, eğri
damaxsovreba (f) hatırlamak,anmak (i)
anma
damajerebeli (s) inandıran, inandırıcı,
kna edici
dambaCa (i) tabanca
dambla (i) felç, inme, nüzül
dambladacenuli (s) felçli
damblis dasema (f)felç inmek
damdableba (f) alçaltmak, alçalmak,
azaltmak (i) alçalış, azaltma
damdureba (f) kavga etmek, çekişmek
(i) yanlış anlama, anlaşmazlık
damduRvra (f) kaynar su ile haşlamak,
kaynatmak
damegobreba (f) arkadaş olmak,
arkadaşlık kurmak
damzadeba (f) hazırlamak, hazırlanmak
(i) hazırlık
damzadebuli (s) hazırlanmış, hazır
damzogveli (s) idareli, tutumlu, verimli
damzogveloba (i) idare, tasarruf,
ekonomi
damzRvevi salaro (i) sosyal sigorta
bürosu
damTavreba (f) bitmek, bitirmek,
tamamlamak
damTavrebuli (s) bitmiş, tamamlanmış
damTvrali (s) sarhoş, içkili
damTqnareba (f) esnemek
damTxveva (f) tesadüf etmek, denk
gelmek (i) tesadüf, rastlantı
damizneba (f) hedeflemek, nişan almak
(i) hedef, nişan
damiznebis wertili nişan noktası,
hedef (i) birleşme, takviye
damkvidreba (f) birleştirmek, birleşmek,
takviye etmek
damkvreli (i) çalgıcı, sarsıcı
mekanizma
damkvreloba (f) çalgıcılık yapmak,
çarpma, çalma işlevi
damkrZalavi (s) hazin, kasvetli, cenaze
alayı, cenaze töreni
damxreZalavi biuro (i) cenaze işleri
bürosu
damlagebeli (i) hizmetçi, hizmetkar
damnaSave (s) kabahatli, suçlu
damokidebuli winadadeba bağımlı
cümlecik
damnaSauloba suçluluk
damokidebuleba (i) bağımlılık, bağlılık
damokidebuliSc bağlı, bağımlı
damokleba (f) kısalmak, kısaltmak
damoneba (f) esir olmak, esir almak (i)
esaret, kölelik
damonebuli (s) esir, köle
damorCileba (f) gem vurmak,
dizginlemek (i) gemleme, dizginleme
damorCilebuli (s) fethedilmiş,
zaptedılmiş
damoukidebeli (s) bağımsız, müstakil
damoukidebloba (i) bağımsızlık,
istiklal
damoyvreba ilgi kurma, alakalandırma
dampali (s) çürük sidample (i)
çürüklük
dampyrobeli dampyrobi fatih, galip
damJaveba (f) ekşimek, surat asmak,
gevşemek
damrbevi (i) sinsi sinsi dolaşan (f) sinsi
damrgvaleba (f) yuvarlaklaştırmak (i)
yuvarlak hale getirme
damrgvalebuli (s) yuvarlaklaştırılmış,
yuvarlak
damrigebeli (i) öğretmen, hoca, okul
müdürü
damrigeblobiTi (s) ahlaka ait, ahlaki
damsaxureba (f) hak etmek, layık olmak,
(i) haketme, layık olma
damsaxurebuli (s) hak eden, layık olan
damsgavseba (f) benzemek, andırmak (i)
benzeyiş, andırma
damswre (f) şahitlik, tanıklık etmek (i)
şahit, tanık
damsxvreva (f) ezmek, parçalamak,
kırmak
damsxvreuli (s) kırık, ezik,
parçalanmış
damtarebeli (i) seyyar satıcı, gezginci
damsjeli (s) haklı veya haksız çıkartan,
cezalandıran, cezai
damsjeli eqpedicia ceza heyeti
damowmeba (f) şahitlik etmek
damtvreva (f) yıkmak, kırmak
damtvreuli (s) yıkılmış, kırık, yıkık,
kırılmış
damtkiceba (f) ispat etmek,
doğruluğunu tastik etmek (i) münakaşa,
muhakeme, delil, tez
damkicebuli (s) ispat edilmiş,
kanıtlanmış
damunjeba (i) dilsizlik, dilin tutulması
damuqreba (f) azarlamak, tehdit etmek
(i) tehdit, azar
damuSaveba (f) toprağı işlemek, incelikle
işlemek, özenle işlemek (i) işleme
damuSavebuliSc üzerinde çalışılmış,
işlenmiş
dafrTxoba (f) korkutmak, dehşete
düşürmek, dehşete düşmek
damfrTxali (s) korkmuş, ürkmüş,
dehşet içinde
damfuZnebeli kurucu, tesis edici,
oluşturucu, tayin edici
damqancveli (s) yorucu, sıkıcı,bezdirici
damRupveli (s) boğan, boğucu, yıkıcı,
imha edici, tahrip edici (i) tahrip, yıkım
damyareba (f) kurmak, tesis etmek (i)
kurma tesis etme
damyarebuli (s) kurulmuş, tesis, tesis
edilmiş.
damynoba (f) aşı yapmak, aşılamak
damynili aşı yapılmış, aşılmış, aşılı
damSeva (f) açlıktan ölmek veya
öldürmek, çok açlık çekmek, yoksulluk
çekmek
damSveneba (f) düzenlemek, dekore
etmek, süslemek, donatmak
damSvideba (f) teskin etmek, yatıştırmak,
yatışmak (i) teskin yatışma
damSvidebuli (s) sakin, durgun
damCagvreli (i) zulmeden, ezen, zalim
damcveli (i) bekçi, koruyucu
damcireba (f) utandırmak, küçük
düşürmek, rezil etmek, hakaret etmek (i)
utandırma,
rezil etme
damcirebuli (s) rezil olmuş, hakaret
edilmiş, küçük düşürülmüş
damZimeba (f) ağırlaşmak, hamile kalmak
damZimebuli (s) ağırlaşmış, hamile
damzrali (s) buz tutmuş, donmuş
damwerloba (i) yazım, edebiyat
damwvari (s) yanık, yanmış
damwifeba (f) (meyva) olgunlaşmak
damwifebuli (s) olgunlaşmış, olgun
(meyva)
damwyebi (i) başlayan, başlangıç
damwyvdeva (f) hapsetmek, zindana
atmak (i) hapıs etme
damwyvdeuli (s) mahpus
damWknari (s) soluk
damWleveba (f) zayıflamak, zayıflatmak
(beden)
damWlevebuli (s) zayıflamış,
zayıflatılmış, zayıf
damxmare (i) yardımcı, asistan
damxmare zmna (i) yardımcı fiil
damxoba (f) yıkmak, düşürmek, yere
devirmek (i)yıkmak, harap etme
damxrCvali (s) boğulmuş
damjerebeli, damjere (s) itaatli
dana (i) bıçak
danadgari (i) bitki, ot
danazogi (i) biriktirilen para, tasarruf,
birikinti
danakargi (i) ziyan, zarar, hasar, kayıp
danaklisi (i) yokluk, kıtlık, kayıp,
zarar
danaleqi (i) kar ve yağmurun yere
düşmesi, yağış, yağış miktarı
danamati (i) ilave kısım, ek, ilave, tali
danamdvilebit (z) gerçek olarak,
gerçekleştirerek, doğrulayarak
danamva (f) nemlenmek, rutubetlenmek,
ıslanmak, hafifce ıslatmak
dananeba (f) teessüf etmek, acımak,
elemlenmek, pişmanlık duymak
danaoWebuli (s) buruşuk, kırışık
danapirebi (s) söz verilmiş, vaat
edilmiş, söz, vaat
danarTi (i) ilave, ek
danarCeni (i) geriye kalan, kalıntı
danarcxeba (f) aşağı atmak
danaRvlianeba (f) gamlanmak,
tasalanmak
danaRvlianebuli (s) gamlı, kederli
danaRmva (i) mayınlamak
danaRmuli (i) mayınlı
danayva (f) dövmek, havanda ufalama
danayili (s) dövülmüş, ufalanmış
danayreba (f) bir şeye alışmış olmak
danaSauli (s) kabahat, suç
udanaSauloa kabahatsiz, suçsuz
danaZleveba (f) bahse girmek
danawevreba (f) parçalamak, uzuvlara
ayırmak, analiz etmek (i) analiz
danaSileba (f) paylaşmak, dağıtmak,
parçalara ayırmak (i) paylaşma
danaxva (f) görmek
danaxveba (f) göstermek, gösterilmek
daingra yıkıldı (duvar vb)
dangreva (f) yıkmak, yıkılmak, tahrip
etmek (i) yıkım, tahrip
dangreuli (s) yıkık, harap
dandoba (f) güvenmek, itimat, etmek,
esirgemek, vazgeçmek
danebeba (f) teslim etmek veya olmak (i)
teslimiyet
danergva (f) (fideyi) dikmek, gömmek,
bir fikri yerleştirmek (i) dikim,
propaganda
danTeba (f) yakmak, ateşlemek,
tutuşturmak
daniSvna (f) nişanlamak, yavuklamak,
tayin etmek, belirlemek (i) nişan,
belırleme
daniSnuleba (f) tayin, tahsis.rol
daniSnuli (s) nişanlanmış,
işaretlenmiş, belirlenmiş
daobeba (f) küflenmek, kokuşmak
daobebuli (s) küflü, kokuşmuş
daobleba (f) yetim kalmak, öksüz
kalmak
daoblebuli (s) yetim, öksüz, kimsesiz
dapataraveba (f) küçül(t)mek,
ufal(t)mak, azal(t)mak (i) küçül(t)me,
ufal(t)ma
dapatarabebuli (s) küçül(tül)müş,
ufal(tıl)mış, azal(tıl)mış
dapatimreba (f) tevkif etmek,
tutuklamak, hapis etmek (i) tevkif, tevkif
etme,
tutuklama, hapıs etme
dapatimrebuli (s) tevkif edilmiş,
tutuklanmış, hapis edilmiş
dapatiJeba (f) davet etmek, (i) davet,
davetiye, çağrı
dapatiJebuli (s) davetli
dapirdapireba (f) karşılaştırmak
dapireba (f) söz vermek, niyet etmek,
sözleşmek (i) söz, sözleşme,.niyet
dapirebuli (s) sözlü
dapirobebuli (s) uygun bir duruma
getirilmiş, şarta bağlı
dapirispireba (f) mukayese etmek,
karşılaştırmak
dapirispirebuli (s) karşılıklı,
karşılaştırılmış, mukayeseli
dapoba (f) yarmak, doğramak
daproeqteba (f) tasarlamak (i) plan,
proje, taslak çalışması, model, tasarı
dapyroba (f) fethetmek, zaptetmek (i)
fetih, fethetme, zaptetme
dapyrobili (s) fethedilmiş, zaptedilmiş
daJangva (f) paslanmak, paslatmak
daJanguli (s) paslı, paslatılmış
daJeJili (s) dövülmüş, mağlup,
kullanılmış, hırpalanmış
daJineba (f) ısrar etmek, sebat etmek
daJinebiT (z) ısrarla, üzerinde durarak,
inatla, devamlı olarak
daJinebuli (s) ısrar eden, inatçı
darazmva (f) birleştirmek, ittifak
ettirmek, (i) birleşme, ittifak
darazmuli (s) birleşmiş, birleşik
daraxuneba (f) gümbürtüyle kapıyı
vurmak
daraji (i) bekçi, muhafız, koruma,
muhafaza
darajis movalobani muhafaza
görevi
darajoba (i) bekçilik, bekçilik etme, (f)
bekçilik etmek, muhafızlık yapmak
darbazi (i) koridor, hol, dehliz, salon
darbazoba (i) ziyaret, görüşme
darbeva (f) harap olmak, harap etmek (i)
harabiyet
darbileba (f) yumuşatmak, gevşetmek,
teskinetmek (i) yumuşatma,
sakınleştirme, teskin
dargva (f) (fidan) dikmek
darguli (s) (fidan) dikilmiş
dargi (i) dal, kol, şube
dardi (i) dert, keder, acı
dardiani (s) dertli, kederli, acılı
dardimandi cömert, gamsız
darekva (f) telefon etmek, zil çalmak,
çan çalmak (i) telefon etmek, zil çalma,
çan çalma
daretianeba (f) hissizleştirmek,
uyuşturmak (i) hissizleştirme, uyuşturma
darTva (f) katmak, ilave etmek, ip
eğirmek
dari (i) hava
darigeba (f) öğüt vermek, dağıtmak,
paylaştırmak, yaymak (i) öğüt, nasihat,
dağıtım
dariSxana (i) arsenik, sıçan otu
dariCini (i) tarçın, tarçın ağacı
dartyma, gartyma (f) vurmak
darqmeva (f) isim vermek
darRveva (f) kırmak, parçalamak,
yıkmak, imha etmek
darCena (f) kalmak
darwmuneba (f) kabüllenmek, ikna
olmak, ikna edilmek, inanmak, ikna
etmek
(i) inanma, inandırma
darwmunebuli (s) ikna olmuş,
kabüllenmiş, ikna edilmiş, inanmış,
inandırılmış
dasabami (i) başlangıç noktası, kaynak,
orjin
dasabuTeba (f) kanıtlamak, göstermek,
delillendirmek (i) kanıt, delil
dasabuTebuli (s) ispatlanmış,
doğruluğu tesbit edilmiş
dasagmobi (s) ayıplamaya layık,
kabahatli, mesul
dasavleTi (i) batı, garp
dasavluri dasavleTisa (s) batılı,
garplı,batıya ait
dasavleTidan (z) batıdan
dasavluri (s) batıya göre
dasaTaureba (f) hak kazandırmak, yetki
vermek
dasaTaurebuli (s) haklı, yetkili
dasakeci (s) katlanacak şey
dasakuTreba (f) almak, kendine mal
etmek, tahsis etmek, ayırmak (i) tahsis,
alma
dasalevi (i) içki, içecek, meşrubat
dasanaxavi (s) görülür, görünür, açıkseçik
dasamareba (f) bozmak, yıkmak,
bozulmak
dasasvenebeli saxli (i) dinlenme evi,
dasasrul (z) sonunda, sonda, nihayet
dasasruli (i) bitiş, son, sıfır noktası,
netice
dasaflaveba (f) (ölüyü) gömmek,
defnetmek
dasaflavebuli (s) gömülmüş,
defnedilmiş
dasayrdeni (i) destek, dayanak
dasayrdeni punqti destek noktası
dasaSvebi moedani topraklama, arazi,
kurmaya elverişli alan
dasaSleli (s) açılacak şey, açılırkapanır
dasaCuqreba (f) ödüllendirmek (i)
mükafat, ödül
dasaCuqrebuli (s) ödüllü
dasaZraxi (s) ayıplamaya layık,
kabahatli, özürlü, kusurlu
dasawyisi (i) başlangıç, başlangıç
noktası
dasxelebuli (s) adlandırılmış, isim
verilmiş
dasaxiCreba (f) bir tarafını kesip sakat
etmek (i) sakat etme
dasaxleba (f) yerleşmek (i) yerleşme,
iskan etme
dasaxlebuli (s) göçmüş, yerleşmiş,
yerleştirilmiş, iskan edilmis
dasajerebeli (s) inanılacak şey, olası,
muhtemel
dasetyva (i) zarar, ziyan, hasar, dolu
yağması (f)dolu yağmak
dasveleba (f) ıslanmak, ıslatmak
dasveneba (f) dinlenmek, dinlendirmek
(i) ara, fasıla, süre, dinlence, tatil
dasvra (f) sıvamak, bulaştırmak (i)
sıvama, bulaştırma
dasi (i) örgüt, takım
dasiveba (f) şişmek, şişirmek (i) şişme,
şişirme
dasizmreba (f) rüyalanmak, rüye
görmek
dasisxlianebuli (s) kanlanmış, kanlı
daskvna (i) son, sonuç, netice, karar, son
kısım
daskvnis gamotana (f) bitirmek, son
vermek, bir karara varmak
dasma (f) koymak, yerleştirmek
dasruleba (f) bitirmek, sonuca varmak,
bitmek, tamamlamak
dasrulebuli (s) tamamlanmış, bitmiş
dasta (i) deste, paket, koli
dasuraTvba (f) resimlemek, resimle
açıklamak, resim etmek
dasuraTebuli (s) resimlenmiş,
resimlendirilmiş, resimlerle açıklanmış
dasusteba (f) zayıflamak, zayıflatmak
(i) zayıflama
dasustebuli (s) zayıflatılmış,
zayıflamış
dasufTaveba (f) temizlemek,
temizletmek
daswreba (f) şimdi olmak, yetişmek,
hazır bulunmak, yardım etmek iştırak
etmek
dasxma (f) (sıvı) dökmek, akıtmak,
topluca oturmak
dasxmuli (s) dökülmüş, akıtılmış
dasja (f) cezalandırmak (i) ceza,
cezalandırma sikvdiliT dasja idam
etmek
dasjili (s) cezalandırılmış
datanjva (f) işkence, eziyet etmek (i)
işkence
datanjuli eziyetli
dataceba (f) yağma, talan etmek (i)
yağma,talan
dateva (f) içermek, içine almak,
kapsamak
datena (f) şarj, dolmak, doldurmak
datvirTva (f) yüklemek (i) yükleme
datvirTuli (s) yüklenmiş, yüklü
dativi datif
dativi,micemiTi brunva ismin -e hali
datkboba (f) zevk almak, beğenmek,
hoşlanmak, mest olmak (i) zevk
alma,beğenme,
hoşlanma, mest olma
datoveba (f) bırakmak, terk etmek
datovebuli (s) terk edilmiş, bırakılmış
datrabaxeba (f) övülmek, kendini
methetmek
datrialeba (f) ansızın dönmek
datusaReba (i) tutuklama, tevkif, hapis
(f) tutuklamak, hapis etmek
datuqsva (f) azarlamak,
datyveveba (f) cezbetmek, büyülemek,
esir almak, hapis, tutukluluk yakalamak,
esir almak (i) hapsetme, esir
alma
datyvevebuli (s) büyülü, cezbedilmiş,
esir, tutuklu
dauboloebeli (s) bitmez, tükenmez
daubrkolebeli (s) engellenemez
daubrkolebliv (s) engellemeden
daugvianeblad (s) geç olmadan, hemen
daudegari (s) kararsız, sebatsız, dönek,
vefasız
daudevari (s) dikkatsiz, ilgisiz, kayıtsız
daudevroba (i) ihmal, gaflet,
ihmalkarlık
dauviwyari (s) unutulmaz
dauzogveli (s) ihtiyatsız, tedbirsiz,
basiretsiz, tasarruf etmeyen
dauToeba (f) ütülemek
daukiTxavad (s) izinsiz, ruhsatsız,
icazetsiz, sormadan
daukmayofilebeli (s) memnuniyetsız
daumarcxebeli (s) yenilgisiz,yenilmez
daumTavrebeli (s) bitirilemeyen,
tamamlanamayan, bitmez-tükenmez
daumorCilebeli (i) itaatsiz, asi,
başkaldıran
daumsaxurebeli (s) haksız, layık
olmayan
daumuSavebeli (s) üzerinde
çalışılmayan, işlenmemiş
daumWknari (s) solmayan
daundobeli (s) güvenilir olmayan,
güvensiz, güvenilmez
daupatiJebeli (s) davetli olmayan,
davetsiz
dausrulebeli (s) sonsuz, ebedi,
ölümsüz
dausruleblad (z) durmadan, bitmek
tükenmek, bilmeden
dauswrebelikswavlebac öğrenim
görmemiş
dausjelad (z) cezasını çekmeden
dausjeli (s) cezalandırılmamış
daufasebeli (s) değer verilmeyen,
değersiz
daufasebloba (i) değer vermeme,
degersizlik
daufleba (i) üstünlük, maharet,
hakimiyet (f) itaat ettirmek, hakim olmak
dauRala,vi (s) yorulmaz, yorulmak
bilmez
dauyovnebeli (s) derhal olan, elde
mevcut, vasıtasız, durmayan
dauyovnebliv (z) durmadan
dauSvebeli (s) kabul olunmaz, uygun
görülmez
dauSnoeba (f) çirkinleşmek
dauSreteli (s) tükenmez, tüketilmez,
arkası alınmaz
daucavi (s) gizlenemez, beklenemez,
korunamaz
daucveli (z) korunmadan, muhafızsız,
beklemeden, müdafaasız
daucxromeli (s) devamlı, aralıksız,
fasılasız, sonsuz, ebedi
dauZinebeli (s) uykusuz, uyanık,
tetikte
dauZleveli (s) yenilmez, mağlup
olmaz, yılmaz
dauZlureba (f) zayıf düşürmek,
zayıflatmak, takatını kesmek
dauZlurebuli (s) zayıf düşmüş, cılız,
takatsız
dauwmendeli (s) temizlenmeyen,
silinmeyen, kirli, pis
dauwynarebeli (s) istikrarsız,
sükunetsiz, huzursuz
dauWknobeli (s) solmayan
dauxuravi (s) örtüsüz, çatısız
daujerebeli (s) 1.inandırıcı olmayan,
samimiyetsiz, 2. itaatsiz
dafa (i) kara tahta (sınıfta), levha
dafantva (f) dağılmak, dağıtmak
dafantuli (s) dağılmış
dafareba (f) gizlemek, gizletmek, siper
etmek, korumak
dafarva (f) gizlemek, gizletmek, borç
ödemek
dafaruli (s) gizlenmiş, gizletilmiş,
ödenmiş borç
dafarcxva (f) tırmık çekmek,
hırpalamak, eziyet etmek
dafaseba (f) değer vermek, paha biçmek
(i) deger biçme
dafacureba (f) acele etmek-ettirmek,
sıkıştırmak, hızlandırmak, harekete
gecirmek
dafeTeba (f) korkutmak, dehşete
düşürmek
dafena (f) döşemek, sermek, yaymak
dafenili (s) döşeli, serili, yayılı
daferfvla (f) yakıp kül etmek
dafiqreba (f) düşünmek, fikir yürütmek
dafiqrebuli (s) düşünceli, dikkatli,
üzerinde düşünülmüş olan
daficeba (f) and içmek, and içirmek,
yemin etmek
dafleTa (f) yırtmak, yarmak, yırtılmak,
yarılmak
dafleTili (s) yırtık, yarık
dafna (i) defne ağacı dafnis foToli
defne yaprağı
dafrTxoba (f) korkutmak, dehşete
düşürmek
dafurTxeba (f) tükürmek
dafuSva (f) düzülü bir şeyi bozmak
dafqva (f) öğütmek, ezmek, bilemek
dafquli (s) öğütülmüş, ezilmiş
dafSvna (f) ufalamak (mısırı),
ufalanmak, parçala(n)mak
dafxaWna (f) kaşımak, tırmalamak,
cızmek
daqadneba (f) tehdit etmek
daqaneba (i) iniş
daqancva (f) yorulmak, bitkin düşmek
daqanculi (s) bitkin
daqvemdebareba tabii bir hale koymak (i)
doğallaştırma
daqvemdebarebuli winadadeba bağımlı
cümlecik
daqvriveba (f) dul kalmak
daqiraveba (f) kiralamak, kiraya vermek
(i) kiralama
daqiravebuli (s) kiralanmış
daqneva (f) (elini) sallamak
daqorwineba (f) evlenmek, evlendirmek
daqorwinebuli (s) evli
daqroba (f) sönmek, söndürmek (i)
sönme, söndürme
daqsaqsuli (s) dağılmış, ayrılmış
daqucmaceba (f) parçalamak (i)
parçalama
daqceva (f) (sıvı) dökmek, göz yaşı
dökmek, yuvanın bozulması, ailevi
felaket
daqceuli (s) yıkık, perişan, tahrip
edilmiş, harap
daRameba (f) akşam olmak, karanlık
basmak
daRaribeba (f) fakirleşmek,
fakirleştirmek
daRvra (f) dökmek, boşaltmak (kan, göz
yaşı)
daRvremili (s) karanlık, kasvetli,
sıkıcı
daRvrili (s) dökülmüş (kan, göz yaşı)
daReWva (f) çiğnemek
daRi (i) yanık, yanma
daRla (f) yormak, yorulmak
daRlili (s) yorgun, yorulmuş
daRliloba (i) yorgunluk
daRma (s) aşağıya, aşağıda
daRmarTi (i) iniş aşağı, aşağı yokuş
daRoneba (f) üzmek, müteessir etmek,
elem vermek, üzülmek, kederlenmek
daRonebuli (s) kederli, üzgün, mahsun
daRrialeba (f) gümbürdemek,
kükremek
daRunva (f) bükülmek, eğilmek
daRupva (f) boğmak, boğulmak,
batırmak
daRupuli (s) boğulmuş, batırılmış
daRweva (f) başından savmak
dayabuleba (f) razı olmak, kabul etmek
dayeneba (f) durmak, durdurmak
dayvaveba (f) sevimlileşmek,
nazikleşmek
dayvana (f) azaltmak, indirmek,
küçültmek, kırmak
dayvanili (s) azaltılmış
dayvedreba (f) azarlamak, ayıplamak (i)
azar, sitem
dayvireba (f) bağırmak
dayivleba (f) ötmek
dayovneba (f) geciktirmek, tehir etmek,
yavaşlamak
dayolieba (f) kabul etmek, razı olmak
(i) ahenk, uyum
dayofa (f) bölmek (i) bölme
dayofili (s) bölünmüş
dayra (f) dökmek (birşeyin üzerine)
(taneli)
dayrdnoba (f) dayanmak, kendini
dayamak, karşı durmak
dayrili (s) dökülmüş (taneli)
dayrueba (f) sağırlaşmak,
sağırlaştırmak, sağır etmek (i) sağırlaşma
dayuCeba (f) yatışmak, yatıştırmak,
sakinleşmek
daSaveba (f) suç işlemek, incitmek,
canını yakmak, acıtmak
daSena (f) bombalanma, bombalanmak
(i) bombalanma
daSeneba (f) süper bina inşa etmek (i)
süper yapı, çok iyi yapı
daSveba (f) inmek, alçalmak, çökmek,
kabul etmek, itiraf etmek
daSineba (f) korkmak, korkutmak
daSinebuli (s) korkmuş, korkutulmus
daSla (f) açmak,analiz etmek,
ayrıştırmak, vazgeçirmek, caydırmak (i)
analız
caydırma, ayrıstırma
daSoreba (f) ayrılmak, ayırmak (i)
ayrılıs, ayrılık
daSoSmineba (f) yatışmak, yatıştırmak,
sakinleş(tir)mek
daSxamva (f) zehirlemek, zehirlenmek
daCagvra (f) sıkmak, sıkıştırmak, baskı
yapmak, eziyet etmek, zulmetmek
daCagruli (s) bastırılmış, sıkıştırılmış,
zulmedilmıs, eziyet edilmis
daCaCanakeba dermansız düşmek
daCena (f) izlemek, izini araştırıp bulmak
daCexva (f) doğramak (odun)
daCveva (f) alışmak, alıştırmak
daCirqeba (f) cerahat toplamak (i) irin,
cerahat
daCirqebuli (s) yaralanmış, cerahat
toplamış
daCioqeba (f) diz çökmek, diz üstü
oturmak (i) diz çökme
daCrdilva (f) gölgelemek,
gölgelenmek
daCrdiluli (s) gölgelenmiş
daCumeba (f) sessiz olmak
daCqareba (f) acele etmek (i) acele
daCxavleba (f) miyavlamak
daCxvleta (f) hafifçe delmek, iğne
veya diken sokmak
dacarieleba (f) boşaltmak, boşalmak
dacda (i) bekle(t)me (f) bekle(t)mek
dacema (i) düşme, saldırı, çökme (f)
düşmek, hücum, saldırmak, çökmek
dacva (f) müdafaa etmek, savunmak,
korumak
dacveTa (f) aşındırmak, yıpratmak,
aşınmak
dacveTili (s) aşınmış, yıpranmış,
pejmurde, kılıksız
dacvena (f) (yaprak) dökülmek
dacileba (f) uğurlamak, ayırmak,
ayrılmak (i) ayrılık
dacinva (i) gülüş, alay (f) gülmek, alay
etmek
dacla (f) boşalmak, boşaltmak, içmek,
kan kaybetmek
daclili (s) boşaltılmış, boş
dacoba (f) tıkamak, tıkama
dacotaveba (f) azalmak, azaltmak
daculi (s) korunmuş, muhafaza
edilmiş, tıkanmış, tıkanılmış
dacxuneba (f) ısıtmak, kızdırmak,
ısınmak, sıcağa maruz kalmak
dacxeba (f) dövmek, vurmak, yenmek
dacxroma ansızın üzerine çullanmak
daZabuli (s) gergin
daZabuloba (i) gerilim, gerginlik,
tansiyon
daZabuneba (i) zulüm, baskı (f) baskı
yapmak, zulm etmek, eza yapmak
daZaleba (f) zorlamak, zorunlu kılmak
(i) zorlama, zorunluluk
daZaxeba (f) çağırmak
daZgereba (f) çatmak, uğraşmak, karşı
durmak
daZena (f) katmak, ilave etmek, eklemek
daZveleba (f) eskimek, eksitmek
daZvelebuli (s) eskimiş, eskitilmiş,
eski
daZvra (f) hareket ettirmek, hareket
etmek
daZineba (f) uyumak, uyutmak, uykuya
dalmak
daZleva (f) galip gelmek, yenmek, alt
etmek
daZleuli (s) üstün gelen, galip
da-Zma (i) kız ve erkek kardeş
daZmareba (f) ters dönmek
daZmobileba (f) kardeşlik olmak (i)
kardeşlik oluş
daZraxva (f) iftira atmak veya namusuna
leke sürmek (i) iftira, lekeleme
daZroba (f) diş çıkarmak
daZroma (f) dolaşmak, gezinmek,
gayesizce
daZruli (s) hareket ettirılmiş, hareket
halinde, hareketli
dawebeba (f) yapıştırmak (i) yapıştırma
daweva (f) indirmek, azaltmak,
eksiltmek, yetişmek (hareket halinde)
dawera (f) yazmak (i) yazım
dawerili (s) yazılmış, yazı
daweseba (f) gelenekleştirmek,
yasallaştırmak (i) yasallaşma,
yasallaştırma
dawesebuleba (i) müessese, daire
dawesebuli (s) gelenekleşmiş,
yasallaştırılmış, yasal
daseuli (s) indirilmiş, eksilmiş, düşük,
yetişmiş, yetişilmiş
dawva (f) yakmak, yanmak
dawvena,dawola (f) yatırmak, yatmak
dawvrilebiT dawvrilebiTi cnogebi
ayrıntılar, tafsilatıyla, ayrıntısıyla,
mufassalan
dawinaureba (f) ilerlemek, terfi ettirmek
(i) terfi, ilerleme
dawinaurebuli (s) ilerlemiş, terfi etmiş
dawmenda (f) silmek, temizlemek
dawuneba (f) reddetmek, kabul etmemek,
seçip bir tarafa atıvermek (i) red
dawunebuli (s) reddedilmiş, atılmış
dawurva (f) süzmek, sıkmak (i) sıkma,
süzme
dawuruli (s) süzülmüş, sıkılmış
dawyeba (f) başlamak, başlatmak (i)
başlangıç
dawyebiTi skola ilkokul
dawyebiTi (s) başlangıç, ilk, temel
dawyebuli (s) başlanmış
dawyevla (i) beddua, lanetleme (f)
beddua etmek, ilenmek, lanetlemek
dawyevlili beddualı, ilençli, lanetli
dawyluleba (f) cerahat toplamak (i)
cerahat toplama, irin toplama
dawynareba (f) istikrarlı olmak,
sakinleşmek, yatışmak
dawynarebuli (s) istikrarlı, huzurlu,
sakin, sessiz
dawyoba (f) yerleştirmek, düzmek
dawyobili (s) yerleşik, düzenli
daWedva (f) çakmak, nallamak, çakılı
daWedili (s) çakılmış, nallanmış, çakılı
daWera (f) tutmak, yakalamak
daWerili (s) yakalanmış
daWimva (f) germek (i) gerginlik,
tansiyon
daWimuli (s) gergin, tansiyonlu
daWimuloba gerginlik, tansiyon
daWkvianeba (f) akıllanmak, tecrübe
kazanmak
daWkvianebuli (s) akıllanmış, tecrübeli
daWknoba (i) solma, (f) solmak
daWmuWna (f) buruşturmak, karıştırmak,
örselemek
daWmuWnuli (s) buruşuk, karışık
daWra (f) kesmek, yaralamak,
yaralanmak (i) kesme, yaralama
daWrili (s) kesilmiş, yaralı
daWyletili (s) ezilmiş
daxazva (f) çizmek
daxamxameba (f) göz kırpmak, göz
kırparak işaret etmek
daxarisxeba (f) ayırmak, ayıklamak,
sınıflandırmak
daxarjva-xarjva (f) harcamak, sarf
etmek
daxasiaTeba (f) karakteristik özellik
göstermek (i) karakter, özellik
daxatva (f) resim çizmek (i) resim
çizimi
daxatuli (s) çizilmiş resim
daxedva (f) bakmak (üstte)
daxeva (f) yırtmak, geri çekilmek (i)
yırtma, geri çekilme
daxeTqeba (f) yarmak, yarılmak
daxelovneba (f) beceri kazanmak
daxelovnebuli (s) becerikli
daxerxva (f) testere ile biçmek
daxerxili (i) biçilmiş
daxveuli (s) sargıya sarılmış
daxvdoma daxvedra (f) karşılamak (i)
karşılama
daxveva (f) sarmak (saçı), makaraya
sarmak (i) sarma
daxveleba (f) öksürmek
daxvewili (s) parlatılmış, cilalanmış,
perdalılanmış
daxvna (f) (toprağı) sürmek
daxvra (f) kemirmek, ısıra ısıra yemek
daxvreta (f) delmek, silahla vurmak,
kurşunlamak (i) delme, silahla vurma
daxvretili (s) delinmiş, delik, silahla
vurulmuş, kurşunlanmış
daxizvna (f) uzaklaşmak, çekilmek
daxlarTva (f) dolaştırmak,
karmakarışık etmek (i) mania, engel
daxli (i) sayıcı, sayaç
daxmareba (f) yardım etmek,
yardımlaşmak (i) yardım damxmare
yardımcı
daxmarebiT (z) yardımlaşarak
daxocva (f) silinmek, yok olmak, yok
etmek, öldürmek, katletmek
daxra (f) eğmek, eğilmek, bükmek,
bükülmek
daxrCoba (f) boğmak, boğulmak
daxsna (f) çözmek, kurtarmak, fidye ile
kurtarmak, günahını bağışlatmak
daxsomeba (f) hatırlamak
daxunZluli bol verimli,çok vermiş
meyva
daxurdaveba (f) parayı bozmak (i) para
bozma
daxurva (f) kapamak, örtmek, örtünmek
(başlık) giymek
daxuruli (s) kapalı, başlıklı
daxuWva (f) gözleri yummak
daxuWuWeba (f) kıvırmak,bukle bukle
yapmak,
daxuWuWebuli (s) kıvırcık, kıvrımlı,
kıvrık
dajavSna (f) ihtiyaten saklamak,
depolamak
dajavSnuli (s) saklanmış, depolanmış
dajarimeba (i) para cezası, cezalanma,
penaltı (f) para cezasına mahkum etmek,
cezalandırmak, penaltı vermek
dajarimebuli (s) cezalandırılmış, cezalı
dajaxeba (f) çarpmak, tokuşmak
dajgufeba (f) gruplamak (i) gruplama
dajdoma (f) oturmak
dajereba (f) inanmak, inandırmak, ikna
etmek (i) ikna
dajildoeba (f) ödüllendirmek (i)
ödüllendirme, ödüllü, ödüllendirilmiş
dajildoebuli (s) cilveleşmiş olan,
cilveli
dgami (i) eşya, mefruşat, mobilya
dgoma (f) ayakta durmak (i) ayakta duruş
dguSi (i) piston
deba (f) koymak
debuleba (i) nizam, kanun, yasa
deda (i) anne, ana, yoğurt mayası
dedaazri (i) ana fikir
dedaberi (i) ihtiyar kadın
dedakaci (i) kadın, evin reisi veya
büyüğü olan kadın, hanım
dedakacuri dişil
dedali (i) ferik, henüz yetişmiş tavuk,
dişi, kadın
dedamTili (i) (gelin için) kaynana
dedamiwa (i) yeryüzü
dedani (i) temel, ana, esas
dedaqalaqi (i) başkent
dedi,! dediko! dedilo! (i) anne!,
anneciğim!
dedinacvali (i) analık, üvey ana
ded-mama (i) ana baba, ebeveyn
dedoba (i) annelik, anne olmak
dedobili (i) analık dedasamSoblo
anayurt
dedobrivi anne olarak annelikle ilgili,
anneye özgü
dedofala (i) oyuncak bebek, kukla
dedofali (i) çariçe, (duvaklı) gelin
devi (i) dev, dev gibi, iri
devna (f) zulm etmek, baskı yapmak,
sıkıştırmak (i) zulüm, baskı
devneba (f) bakmak, gözetlemek,
izlemek, takip etmek
dezertiri (i) asker kaçağı
dazerteroba (f)askerden kaçmak, asker
kaçağı olmak
dezi (i) mahmuz
deida (i) teyze
deidaSvili (i) teyzezade, kuzen
dekemberi (i) aralık ayı
dekeuli (i) dişi dana, düve
dekoracia (i) dekorasyon
dekoratiuli (s) dekoratif
delegati (i) temsilci, delege, murahhas
delegacia (i) delegasyon
demobilizacia (i) seferberliğin
bitmesi, asker terhisi
demokratia (i) demokrasi
demokrati (i) demokrat
demokratiuli (s) demokratik
demonstracia (i) nümayiş, gösteri
demonstraciuli (s) gösteri
mahiyetinde
dena (f) akmak (i) akım
denadi (i) akıcı,akışkan
denadoba (s) akıcılık, seyyal oluş
deni (i) akım
denTi (i) toz, pudra, barut
depeSa (i) telgraf
deputati (i) milletvekili, parlamenter
derefani (i) koridor
despani (i) büyükelçi
desanti (i) karaya çıkma, çıkarma
detaluri (s) detaylı, ayrıntılı
deteqtivi (i) dedektif, arama cihazı,
dedektör
defeqtiani (s) eksik, noksan, kusurlu
defeqturi (s) kusurlu, sakat, eksik
deficiti (i) hesap açığı, zarar,ek
deficituri (s) eksik, hesap açığı
diagrama (i) diyagram
diadi (s) büyük, kocaman
dialeqti (i) diyalekt, şive, lehçe, ağız
dialeqtikuri (i) diyalektik, şivesel,
yöresel
dialeqtologia (i) diyalektoloji
dialeqtologiuri (i) diyalektolojik
dialogi (i) diyalog
diamati diyalektik materyalizm
aiametraluri (i) diyametrik
diasaxlisi (i) ev kadını
diaci (i) kadın
diacuri (s) kadınsı, kadın gibi
diax (z) evet
didad (z) büyükçe
didaqtika (i) didaktik
didaqtikuri (s) didaktikçe
didgula (s) gururlu, kıvançlı
didguloba (i) gururluluk, kıvanç
duyma
dideba (i) büyüklük, şan, şöhret, ün
didebulad (z) büyükce, muhteşem,
görkemli
didebuli (s) büyük, muhteşem,
görkemli
dideda (i) büyük ana, büyük anne, nine
didi (s) büyük, iri, geniş
didmpyrobeluri (s) emperyalizme ait,
sömürgeci
didsulovani (s) cömert, eli açık
didsulovneba (i) cömertlik, eli
açıklılık
didZali çok fazla, pek çok
didxans uzun süre
divani (i) divan, kanepe, sedir
divizia (i) bölme, taksim, ayırma
dizeli dizel
dilas sabahları
dila (i) sabah
dilaadrian sabah erken
dilandeli (s) sabahki
dilaobiT sabahleyin, sabahtan,
sabahları
dinamikuri (s) dinamik
dinastia (i) hükümdar sülalesi, hanedan
dinastiuri (s) hükümranca
dingi (i) hayvanın uzun burnu,
böceklerde hortum
dineba (f) akmak (i) akım
dinjad (z) sakince, heyacan
göstermeden, sessizce
dinji (s) sakin, durgun, sessiz
diplomati (i) diplomat
diplomatia (i) diplomasi
diplomatiuri (s) diplomatik
diplomi (i) diploma
direqtori (i) direktör, müdür
diriJabli (i) idare edilebilen, güdümlü
disimilacia (s) iki yüzlülük
disko (i) plak, disk
disputi (i) kavga, tartışma, münakaşa
(f) tartışmak
disciplina (i) disiplin
disciplinis darRveva disiplini
bozmak
disciplinis damrRvevi disiplini
bozan
diswuli (i) kız kardeşten yeğen
disSvili kız kardeşten yeğen
difTongi (i) iki seslinin bir hece
halinde kaynaşması
dnoba (f) erimek
dnobadi (s) eriyen, eriyik
do (i) yayık ayranı
dogmati (i) doğma
dovlaTi (i) bolluk, servet, zenginlik
dovlaTiani (s) servetli, zengin
dokumendaluri (s) dökümantal,
belgesel, yazılı
dokumenti (i) döküman, belge
doli (i) davul
medole (i) davulcu
done (i) seviye, hiza, standart
dorbli (i) salya, tükrük
dorbliani (s) ağızından salya akıtan,
salyalı
doqi (i) testi
doqtori (i) doktor
doylapia (i) ahmak veya budala kimse
drama (i) drama
dramatuli (s) dramatik, heyecanlı
dramaturgi (i) dramatist - oyun veya
piyes yazarı
dramaturgia (i) tiyatro eseri yazma
sanatı
drednouti (i) (ask.) ağır kruvazör
dreka (f) bükmek, kıvırmak, eğmek
drekadi (s) elastiki, eğilebilen,
bükülebilen
drekadoba (i) elastiklik
dro (i) zaman, çağ, vakit
drogadasuloba (f) zamanı geçmek
drodadro (z) zaman zaman
droeba kısıtlı zaman
droebiTad (z) zamanla
droebiTi (s) geçici, iğreti
droebiTi zavi (i) geçici antlaşma
droze (z) zamanında
drouli (s) sürekli
droSa (i) bayrak, alem
duduki (i) düdük, boru, çubuk
duduni (i) mırıldanma, mırıltı,
söylenme (f) söylenmek
duma bazı koyunlarda görülen tok
kuyruk
dumili (i) sessizlik, sükut, konuşmayış,
sükunet
dune (s) yumuşak, eğilip bükülen,
gevşek, yavaş
duned (z) yavaşça
durbindi (i) dürbün
durgali (i) marangoz, doğramacı,
dülger
duqani (i) dükkan meduqane dükancı
duReba (f) kaynamak, kaynar gibi
köpürmek
dulili (i) kaynama, kaynar
duSmani (i) düşman
dRe (i) gün
dRegamoSvebiT (z) her günden sonra,
günlük
dRegrZeli (s) uzun gün, uzun süredir
duran, uzun
dRegrZeloba (i) uzun ömürlülük
dRevandeli (s) bugünkü
dReidan bugünden itibaren
dRemde bugüne kadar
dRemokle (s) kısa gün, kısa ömürlü,
günü az, kısa
dReoba, dabadebis dRe (i) doğum günü
dRes (z) bugün
dResaswauli (i) bayram
dRe da Rame (i) gündüz ve gece,gün
dRveba (f) (sütü) dövmek, çalkalamak
dRiTi dRe her gün
dRisiT (z) gündüz, gündüzleyin
dRis wusrigi günlük düzen
dRiurad (z) günlük olarak
dRiuri hatıra defteri, günlük, yevmiye,
günlük ücret, günlük harçlık
e
ebraeli (i) israilli, yahudi, musevi.
ebraeloba (i) yahudilik, musevilik.
ebrauli (s) ibranice, yahudice,
musevice
eg (zm) şu, bu
egeb egebis (z) belki, olabilirki
egeTi (s) böyle, öyle, bu gibi
eger (s) orada eger-eger şurda, burda
egvipte (i) mısır (ülke)
egvipteli (i) mısırlı
egzemplari (i) kopya, suret, örnek
egzom (z) bu kadar, çok fazla
egzotikuri (s) egzotik
egoizmi (i) bencillik
egoisti (i) bencil
egoisturi (s) egoistik, bencilce
egre (z) bu şekilde, bu yolda, böylece
egreT Sodebuli böyle bilinen, böyle
tanınan
edemi (i) hz. adem as, cennet
evakuacia (i) boşaltma, tahliye etme (f)
boşaltmak, tahliye etmek
evkalipti (i) okaliptüs ağacı
evolucia (i) gelişme
evoluciuri (s) gelişmeyle ilgili
evropa (i) avrupa
evropuli (i) avrupalı
evfonia (i) ses ahangi.
ezo (i) avlu
eTeri (i) eter
eTerovani (s) eterik, eterli
eTika (i) ahlak
eTikuri (s) ahlaki
eTnografia (i) etnografya
ekali (i) diken
ekvatori (i) ekvator
ekvatoruli s) ekvatorik
ekvivalenti (i) karşılık, bedel
ekvivalenturi (s) bir bedele karşılık
eklesia (i) kilise
ekliani (s) dikenli
ekonomia (i) iktisat, tutum
ekonomisti (i) ekonomist, iktisatçı
ekonomiis gaweva f) ekonomik
davranmak, tasarruf etmek, biriktirmek
ekonomiuri (s) ekonomik
ekrani (i) ekran, perde (sınema)
elami (s) eğri gözlü
elastikuri (s) elastik
elda (i) dehşet, korku
eldanakravi (s) korkmuş, ürkmüş olan
elegia (i) mersıye
elegiuri (s) mersiye türünden
eleT meleT orda burda, yer yer
elementaruli (s) ilk, temel, basit, sade
elementi (i) element
elenTa (i) dalak
eleqtrizacia elektrizasyon
eleqtriuli elektrikli
eleqtrofikacia (i) elektrikleme
eleqtroba (i) elektriklilik
eleqtrogadacema elektrik verilişi
eleqtrogaTboba elektrikli ısıtma
eleqtroganaTeba elektrikli aydınlatma
eleqtrogayvanileba elektrik servisi
eleqtrodeni elektrik akımı, elektrik
enerjisi
eleqtromavali elektrikli lokomotif
eleqtromatarebeli (i) elektrikli tren
eleqtronaTura (i) elektrik lambası
eleqtroni (i) elektron
eleqtrosadguri (i) elektrik santralı
eleqtroteqnika (i) elektroteknik
elektrik mühendisliği.
eleqtroteqnikosi (i) elektrik
mühendisi
eleqtroteqnikuri (i) elektroteknik
eleqtroRumeli (i) elektrikli soba
elva (i) şimşek, yıldırım
elvare (s) parlak, açık, berrak
elvareba (f) parlamak, ışık saçmak, (i)
parlak, seçkin
elvisebri ışık gibi hızlı
elifsi (i) elips
elifsuri (s) elips şeklinde
elferi (i) hafif renk, renk çeşidi
elCi (i) elçi
empiriuli (s) deneysel, tecrübeye
dayanan
emiri (i) emir (hükümdar)
ena (i) 1. dil, 2. lisan
enablu (i) kekeme kimse, pepe kimse
enaTmecniereba (i) dil bilimi
enaTmecnieri (i) dil bilimci
enamWevri (s) etkili konuşan, dokunaklı
enamWevroba (i) etkileyicilik,
dokunaklılık
enaClungoba (i) dilin tutulması
enaClungi (s) dili tutulmuş
energetikuli (s) faal, enerjik,
çalışkan, kuvvetli, yorulmaz
energia (i) enerji
energiuloba (i) enerjiklik
energiulad (z) enerjik olarak
energiuli (s) enerjik, faal, gayretli,
dinç, kuvvetli
enTuziazmi (i) şevk, gayret, istek,
heves, sanat aşkı
enTuziasti (i) şevkli, taşkın ve
hararetli kimse, aşırı taraftar
enis amodgma (f) dillenmek, konuşmaya
başlamak
enkenisTve (i) eylül
enciklopedia (i) ansiklopedi
enciklopediuri ansiklopedik
enZela (i) kardelen
eparqia (i) rum ortodoks kilisesinde
piskoposluk bölgesi
epigrama (i) nükteli kısa şiir, hicviye
epizodi (i) hadise, olay, vaka, fıkra
epizoduri (s) ayrı ayrı olaylardan
meydana gelmiş, fıkra kabilinden
epiTeti (i) lakap, hakaret veya
hoşnutsuzluk belirten söz
epikuri (i) epik, destan, destansı
epilogi (i) son söz, hatime, son, nutkun
son kısmı
episkoposi (i) piskopos
epistole (i) mektup, nağme, risale
epitafia (i) mezar kitabesi, bu tarzda
yazılan manzum veya düz parça
epoleti (i) apolet
epopea (i) destan şeklinde yazılmış şiir,
epik şiir
eposi (i) destan, manzum hikaye
epoqa (i) devir, çağ, çığır, tarih, zaman
eJvani (i) çan
era (i) tarih, devir, çağ
erbo (i) yağ
erbo-kvercxi (i) yağda yumurta (omlet)
erdo topraktan yapılmış ev
eretikosi (i) sapık
eretikosoba (i) sapık düşünce, sapıklık
erTad (z) birlikte, beraber
erTadgiliani (s) aynı yer
erTaderTi (s) sadece yalnız, tek
erTbaSad (z) birden bire, ansızın
ergTvari (s)1. aynı tip, benzer 2.
monoton, tek düze
erTgvaroba (i)1. aynı tiplik 2.
monotonluk
erTgzis (z) bir defa, bir zamanlar
erTgulad (z) vefalı, sadık, güvenilir
erTguleba (i) vefalılık, sadıklık,
güvenirlilik
erTguli (s) sadık, sadakatli, güvenilir
erTdroulad (z) aynı zamanda, anında
erTdrouli (s) aynı zamanın
erTdrouloba (s) aynı zamanlılık
erT-erTi onlardan biri
erTeuli (i) birlik, ünite, birim
erTi (say) bir
erTianoba (i) birlik, teklik
erTi da igive aynısı, aynı, tıpkısı
erTiorad (z) ikiye katlı, çiftleyerek
erTisamad (z) üçleme, üçleyerek
erTixnisa (s) aynı çağda, yaşıt
erTliandagiani (s) tek hatlı, tek yönlü;
tek açıdan değerlendiren
erTluliani Tofi (i) tek namlulu
tüfek
erTmaneTi birbirini, birbirlerini
erTmmarTveli tek kişilik yönetici
eTmmarTveloba tek kişilik idare
erTmarcvlovani (s) tek heceli
erTmniSvnelovani (s) anlamdaş, aynı
anlamlı
erTnairad (z) aynı şekilde, aynı
biçimde, eşit
erTnairi (s) aynı şekilde, eşit, aynı
erTnaxevari bir buçuk
erToba (i) birlik, birleşme
erToblioba (i) karıştırma, birleştirme,
bileşim, uyuşma, kaynaşma
erTpirovnulad (z) kişisel olarak
erTpirovnul (s) tek yanlız, ayrı, başlı
başına (i) fert, kimse, şahıs, tane
erTsa da imave dros aynı zamanda
erTsarTuliani (s) tek katlı (bina)
erTsaxeoba (s) tek düzelilik,
monotonluk
erTsulovani (s) aynı fikirde
erTsulovnad (z) aynı fikirle
erTsulovneba (i) aynı fikir olmak
erTferi (s) tek renk, tek renkli
erTferovani (s) tekdüze, monoton,
sıkıcı
erTferovneba (i) monotonluk,
tekdüzelik
erT wams bir saniyede, bir anda
erTwliani yaşıt
erTxel (z) bir kez, bir zamanlar
(masallarda)
erTjer bir kez
erTxel da samudamod bir kez ve
daima
erTxmad (s) tek seslilik, aynı fikirlilik
eri (i) millet, ulus
erovneba (i) millet, milliyet, vatandaşlık,
milli özellikler
erovnuli ulusal, milli
erovnuli himni ulusal marş
erovnuli droSa (i) ulusal bayrak
erotizmi erotizm, aşk
erotika erotik, aşka dair
erudicia (i) çok geniş ve çeşitli bilgi,
okuma ve araştırma ile edilen bilgi
es (zm) bu
ese igi (zm) demek oluyorki, örnek
olarak
eseni (zm) bunlar
esTetika (i) estetik
esTetikuri (i) estetistik
eskadroni (i) takım, sürü, bölük, tabur,
alay,
eskizi (i) taslak
espaneTi (i) ispanya espaneli (i)
ispanyalı
esperanto (i) esperant
espanuri (s) ispanyolca
estoneTi (i) estonya
estoneli (i) estonyalı
estonuri (i) estonca, eston dili
estrada (i) düz catı sahanlık
etapi mesafe, aşama, derece
etiketi (i) etiket
etimologia (i) etimoloji
etimologiuri (s) etimolojik
etiudi (i) etüt çalışması, taslak
etli (i) 1. kep, takke, kasket, başlık 2.
kale, şato, hisar, (satranç kale)
euli (i) fakir, yoksul, muhtaç, zayıf,
zavallı, biçare
efeqti (i) efekt, sonuç, etki, gösteriş
efeqtiani (s) efektli, etkili, gösterişli
efeqturi (s) efektif, etkili
eqvsdRiuri altı günlük
eqvsTiTa (s) altı parmak
eqvsi (sayı) altı
eqvsmuxliani (s) bir mısra beyit
eqvstomeuli (s) altı ciltli
eqimbaSi (i) doktor taslağı, şarlatan
eqimi (i) hekim, doktor
eqimoba (i) hekimlik, muayene, tedavi
eqskursanti (i) gezgin
eqskursia (i) gezınti, seyahat
eqspeditori (i) belge, vesika, senet,
delil,
eqspedicia (i) 1. acele 2. sefer, gezi
heyeti
eqsperimentatori (i) deneyimli,
tecrübeli
eqsperimenti (i) deney, tecrübe, deneme
eqsperimentuli (s) deneysel, tecrübeye
dayanan
eqsperti (i) eksper, usta uzman
eqspertiza (i) ekspertiz, tahmin, fikir,
muayene, yoklama, taktir
eqsploatacia (i) isletme istismar etme
eqsploatatori (i) işleten, istifade
eden
eqsploatatoruli (i) işletme
kabilinden
eqsponati (i) sergi (hukuk) mahkemeye
veya hakimlere ibraz olunan vesika veya
delil
eqsporti (i) eksport, nakliyat
eqspresi (i) ekspres, tren
eqspresionizmi (i) ekspresionizm (sanat)
ifadecilik akımı
eqspresiuli (s) anlamlı, manalı,
dokunaklı, etkileyici, tesir edici
eqspromtad (z) irticalen, hazırlıksız
olarak, ani olarak
eqspromti (s) hazırlıksız
eqstazi (i) dalınç, esrime, vecit hali,
ruhun yücelmesi, kendinden geçme
eqsterni (i) ekstern, dışardan gelen
öğrenci
eqstraqti (i) çıkarma, çekme,
söyletme, itiraf ettirme, seçme
eqstraqtuli (s) çıkarılabilir, çıkarıcı,
çıkarsamalı
eqscesi (i) aşırılık, ifrat, fazlalık
eSeloni (i) (ask) kademe, diziliş
eSelonis ufrosi (ask) takım
komutanı
eSvi (i) fil dişi
eSmaki (i) 1. şeytan, iblis 2. kurnaz insan
eSmakuri 1. şeytani, şeytanca 2.
kurnazca
eSmakoba (i) 1. şeytanlık 2. kurnazlık
eSxiani (s) çekici, alımlı
eSxianoba (i) çekme gücü, çekicilik,
alımlılık, cazibe
eWvi (i) şüphe, kuşku, zan
eWviani (s) 1. şüpheci 2. kıskanç
eWvianoba (i) kıskançlık, güvensizlik
şüphecilik (f) kıskanmak, şüphelenmek
eWvis mitana (f) şüphelenmek
eh (ün) öyle mi? ya! eh!
v
va (ün) ey, oh, ah, of, vah, ya, acayip!
hayret!
vagoni (i) vagon
vada (i) süre, müddet, vade
vadagasuli (s) vadesi geçmiş
vadagadacilebuli (s) vadesi geçmiş
vazi (i) üzüm kütüğü, asma çubuğu,
asma
vazna (i) fişek, foto, film kutusu
vai! vaime vay bana, vay anasına, vah vah
vaiTu eğer, yoksa
vake (i) ova, düz alan
valdebuleba (i) ödev, görev
valdebuli (s) minnettar, mecbur
vali (i) borç, mecburiyet, ödev, görev
valuta (i) nakit para, revaç, geçerlik,
sürüm
vaJi (i) 1. oğlan 2. oğul vaJiƒSvili
oğul
vaJkaci (i) yiğit, mert, er
vaJkacoba (i) delikanlılık, yiğitlik,
mertlik
vaJkacurad (z) delikanlıca, yiğitce,
mertce
vaJkacuri (s) cesur, yürekli, yiğit
varami (i) talihsizlik, bedbahlık, kaza,
bela, felaket
varaudi (i) zan, tahmin, kıyas,
varsayım, hipotez, faraziye
varaudiT (z) farz olunduğu gibi, güya
vargisi, vargebuli (s) uygun,
münasip, yerinde
vargisoba (i) liyakat, uygun ve yerinde
oluş, uygunluk
vardi (i) gül vardnari güllük
vardisferi vardiani (i) gül gibi
pembe
vardna (i) düşüş, düşme, sükut, iniş,
yıkılma, çökme (f) düşmek,dökülmek,
yağmak
varia (i) piliç
varskvlavi (i) yıldız
varcli (i) hamur teknesi, yalak, derin
yer
varcxna (f) saç taramak
varjiSi (i) alıştırma
varjiSoba (i) beden eğitimi çalışması,
(f) cimnastik yapmak
vasali (i) vasal, biat eden kimse, tebaa,
kul, hizmetli, köle
vasaluri (s) derebeyine tabi kimse,
derebeyine ait
vaqsi (i) ayakkabı, soba vb boyası
vaSa (ünlem) yaşa! diye bağırmak
vaSli (i) elma
vaci (i) keçi, teke (astr) oğlak burcu
vaWari (ı) tüccar
vaWroba (i) ticaret
vaWrobis saministro ticaret bakanlığı
vaWruli (s) ticarete ait, ticari
vaxSami (i) akşam yemeği
vaxSmoba (f) akşam yemeği yemek
vedreba (f) dua etmek, niyaz etmek,
yalvarmak (i) dua, niyaz, rica, ibadet
yakarış
vedro (i) ağaç kova
veeberTela (s) kocaman, iri yarı
veziri (i) vezir
veli (i) çayır, kır, otlak, mera, tarla,
oyun sahası
velodromi (i) bisiklet yolu, bisiklet
pisti
velosipedi (i) bisiklet
veluri (s) vahşi, yabani, medeniyet
görmemiş
veluroba (i) yabanilik, vahşilik, vahşet
venaxi (i) bağ, üzümlük
ventilatori (i) vantilatör
ventilacia (i) havalandırma
ver, vera (z) yapabilememe yardımcı
fiili
veragi (s) vefasız, sadakatsiz, hain
veragoba (i) vefasızlık, hıyanet
veraviTari (zm)hiç, asla, hiçbir suretle
veravin (zm) hiç kimse
verasodes (z) hiçbir zaman, asla
veraferi (zm) hiçbir şey
verbali, zmnisebri (s) söze ait, sözlü,
şifahi, kelimesi kelimesine, aynen,
versad (z) hiçbir yerdeö hiç bir yere
versaidan (zm)hiçbir yerden
versaiT (zm) hiçbir yere
versi (i) 107 km'lik rus uzunluk ölçüsü
(eski)
versifikacia, leqsTawyoba (i) şiir
yazma sanatı
vertikaluri (s) dikey, düşey
vercxli (i) gümüş
vercxliswyali (i) civa
verZi (i) koç
verxvi (i) engerek yılanı
veterinari (i) baytar, veteriner
veterinaria veterinerlik bilimi
veterinaluri veterinerliğe ait
vaci (i) keçi, teke (astr) oğlak burcu
vefxvi (i) kaplan
vefxistyaosani kaplan postlu şovalye
veqili (i) avukat, dava vekili
veqsili (i) poliçe, tahvil
veSapi (i) ejderha, canavar
vidre (zm) (e) (b) önde, önden, önce,
evvel, daha önce, daha, kadar, kıyas
içinde
viza vize
viTareba (i) hal, durum, husus
viTom sanki
vin (zm) kim
vinaidan (b) çünkü
vinaoba (i) kimlik bilgileri
vinicobaa (i) durum, vaziyet, hal,
mesele, problem
vinme (zm) kimse, hiç kimse, her hangi
biri
vinc kimki, ki o
violino (i) violin
virTagva,virTxa (i) iri fare, sıçan
viri (i) eşek viroba eşeklik
vis (zm) kime, kimi, kim
visi (zm)kimin
vitrina (i) camekan, vitrin
viRac, viRaca kimse, birisi, her hangi
biri
viwro (s) dar, sınırlı
viwrooba (i) darlık, incelik, sınırlılık
vleba (f) tutmak, yakalamak, zapt
etmek, eli ile okşamak
vneba (i) ihtiras, tutku, aşk, şiddet
vnebiTi gvari fiilin edilgen hali
vodevili (i) vodvıl, yergili balad
vrceli (s) geniş, engin, vasi, çok
büyük, külliyetli
z
zavi (i) huzur, sükun, rahat, barış, hazar,
sulh, saldırmazlık
zavis dadeba barış akdi yapmak
zambara (i) yay, zemberek, yaylanma
zambariani (s) yaylı, yay gibi,
droebiti zavis Sewyveta (i) barış
anlaşmasını yenileme
zambaxi (i) zambak
zamTari (i) kış zamTrobiT (i) kışın
zangi (i) zenci
zanduki (i) sandık, kasa
zanti (s) ağır yürür veya hareket eder,
uyuşuk, tembel
zarali (i) zarar, ziyan
zarbazani (i) top (silah)
zari (i) 1. zil, çan 2.büyük üzüntü,yas,
dehşet, korku
zarmaci (s) tembel, aylak, boş
zafrana (i) safran, crocus sativus çiçeği
zafxuli (i) yaz
zafxulobiT (z) yazın (mevsim), yazları
ze, zed üstünde, hakkında, -de
zebunebrivi (s) doğa üstü, tabiat üstü,
harikulade, mucizevi
zeg (z) ertesi gün, yarından sonra
zegavlena (I) tesir etme, sözünü
geçirme, nüfuz, baskı, tesir, hüküm
zegani (i) dağlık, yayla, plato
zeda (s) yukarıki, yukardaki
zedamxedveli (s) müfettiş, kontrolör
zedamxedveloba (i) müfettişlik
zedaperangi gömlek
zedapiri (i) yüz, düzey, satıh, üst,
yüzey
zedafena (i) zenginler sınıfı, sosyal yada
ekonomik üstünlüğü olan sınıf
zedgamoWrili benzer, hayali
zedized üstüste
zedmeti (s) artık, fazla, daha fazla
zedmeti Rirebuleba oldugundan
daha fazla deger verme
zedmiwevniT (z) tam, tamam, tamamen,
aynen, kesin olarak
zednadebi (i) fatura, gönderilen mal
zednaSeni (i) ilave kat
zedsarTavi saxeli (i) sıfat
zedsiZe (i) iç güvey
zevidan yukarıdan
zeviT (z) yukarı, yukarıya, yukarıda,
üzeri, üzerine
zevidan (z) yukarıdan, yukardan
zeviTken (z) yukarıya doğru
zeze dik, dik durarak
zeTi (i) yağ (sıvı)
zeTiani (s) yağlı
zeTisxili (i) zeytin
zeimi (i) zafer alayı, zafer, başarı,
muvaffakiyet
zeimoba kutlamak
zeinkali (i) çilingir
zekacuri (s) insan üstü
zela (f) yoğurmak, masaj yapmak
zemdgomi (s) emir, direktif, kararname
zemoaRniSnuli (s) çok anılmış,
tanınmış
zemoaRwerili (s) anılmış
zemodan yukarılardan
zemodasaxelebuli çok anılmış,
tanınmış
zemoT (z) yukarıda, yukarıya
zemoTqmuli (s) ileri gelen, anılmış
zemoqmedeba (i) nüfuz, baskı, tesir,
hüküm
zemoxsenebuli (s) çok anılmış,
tanınmış
zepirad (z) ezberden, sözlü olarak
zepiri (s) ezber, sözlü
zerele (s) yüzeyde kalan, satha yakın
veya satıhta olan yüzeysel, üstün körü
zereled (z) görünüşte, üstün körü bir
şekilde
zeSTagoneba (i) ilham etme, esinleme,
vahiy etme, telkin etme
zeSTagonebuli (s) ilhamlı, esinli,
telkinli
zeca (i) gök, sema,cennet
zecieri (s) göğe ait, semavi, kutsal,
ilahi göksel
zewari (i) çarşaf
zvavi (i) çığ, heyelan
zverva (f) casusluk etmek, gözetlemek,
keşfetmek
zvini (i) yığın
zvirTi (i) dalga, dalgalanma
ziani (i) ziyan, zarar
ziareba (i) cemaat, duygu ve düşüncede
birlik şarap içme ve yeme ayini, ilişki,
paylaşım
zidva (f) taşımak (çekerek,asılarak)
zizRi (i) nefret, tiksinme
zizRiT (z) iğrenerek, tiksinerek
zmna (i) fiil
zmnizeda (i) zarf
zmnisarTi (i) zarf
zmniswini(i) fiil ön eki
zmuili (f) böğürmek (i) böğürme
zne (i) huy, tabiat, mizaç
znedacenuli (i) faişe, orospu
znedacenuloba (i) faişelik, fuhuş, kötü
maksada veya işe kullanma
zneoba (i) ahlak
zneobrivi (s) ahlaki
zneqa (f) kıvırmak, bükmek, eğmek, yola
getirmek
zogadad (z) genellikle, genel olarak
zogadi (s) genel, yaygın
zogadsaganmanaTleblo genel eğitim ve
öğretim
zogan bazı yerde, orda burda
zogva (f) 1. ekonomi yapmak, iradareli
kullanmak, masrafı kısmak, 2.
kıymamak,
canını bağışlamak
zogi zogierTi (z) bazı
zogjer (z) ara sıra, arada sırada, bazan
zodi (i) külçe
zoziniT (z) yavaş yavaş, ağır ağır
zoli (i) duzensiz boylalı,çizgi
zoliani (s) intizamsız çizgilerle
boyanmış, yol yol
zoma (i) ölçü
zomva (f) ölçmek
zomierad (z) ölçülü olarak, ılımlıca,
orta yollu
zomieri (s) ölçülü, ılımlı,orta
zomiereba ölçülülük, ılımlılık
zona (i) kuşak, yöre, bölge
zonari (i) sicim, sarma, sarılış, ipliğin
karışık dolaşması
zoologia (i) hayvan bilimi, zooloji
zoologiuri parki (i) hayvanat
bahçesi
zoologiuri (s) hayvan bilimi ile ilgili
zooparki (i) hayvanat bahçesi
zonari (i) örgü, saç örgüsü, şerit
zrda (f) büyütmek (i) büyütme
zrdili, zrdilobiani (i) edepli,
nazik, nezaketli
zrdiloba(i) nezaket, incelik, kibarlık
zrunva (f) merak etmek, endişe etmek,
ilgilenmek, alakadar olmak, özel bir ilgi
duymak
(i) ilgi, alaka,şefkat
zuzuni (f) vızıldamak, fısıldamak,
fısıldayarak konuşmak (i) vızıltı,
dedikodu, söylenti
zuTxi (i) mersin balığı
zumfaras qaRaldi zımpara kağıdı
zurgi (i) 1. arka, 2. sırt
zurgidan Tavdasxma (f) arkadan
saldırmak
zurgis Seqceva (f) başka tarafa
yöneltmek, kovmak, dönüp gitmek,vaz
geçmek
zurgs ukan sırtın arkası
zurmuxti (i) zümrüt
zusti (i) kesin, şüphesiz, tam, doğru
zRapari (i) masal, hikaye
zRapruli (s) efsanevi, hayali, acaip,
garip
zRarbi (i) kirpi
zRva (i) deniz
zRvaosnoba (i) deniz yolculuğu,
denizcilik
zRvari (i) nihayet, had, hudut, sınır
zRvis ZaRli (i) köpek balığı
zRmartli (i) töngel, muşmula
zRude (i) parmaklık, tahta perde
zRurbli (i) eşi
T
Tavgadasavali macera, baştan geçen
olay, hatıralar
Tavganwirva (i) fedakarlık, feragat
Tavganwiruli (s) özverili, feragatli
TavdadebiT, Tavdadebulad (z)
sadakatle
Tavdadebuli (s) sadık,bağlı
Tavdadebuloba (i) bağlılık, sadakat
Tavdapirveli (s) ilk, birinci, başta
Tavdasxma (i) akın, saldırı (f)
saldırmak,akın etmek Tavdamsxmeli (i)
akıncı
TavdauWereli (z) zaptedilemeyen,
ölçüsüz
Tavdacva (i) nefsi müdafa, kendini
savunma
Tavdacvis saministro savunma
bakanlığı
TavianTi (s) kendilerinin, kendileri
Tavidan (i) baştan, başlangıçtan
Tavidan bolomde baştan sona kadar
Tavis droze tam zamanında
Taviseburi (s) özel
TavisTavad (s) kendisi, bağımsız olarak
TavisTavadi (s) kendi kendisi, bağımsız
Tavis mokatuneba (f) yalandan yapmak,
kendini gibi göstermek, taklit etmek
Tavis mokvla (f) kendini öldürmek,
intihar etmek (i) intihar
Tavis moyra (f) birik(tir)mek, yığılmak
Tavisuflad (s) özgürce, rahat duruş
(askeri)
Tavisufali (s)özgür
Tavisufleba (i) özgürlük
Tavis Sefareba (f) kendini korumak,
gizlemek, siper almak
Tavis Sewirva (i) kendini feda etme,
kendini kurban etme
Tavis Svela (f) kendini kurtarmak
Tavminebebuli (s) terkedilmiş, ıssız
Tavmoyrili (s) toplanmış, toparlanmış,
bir yerde birikmiş
Tamjdomare (i) reis, başkan
Tavmjdomareoba (i) reislik, başkanlık
Tavsamtvrevi (s) şaşırtıcı, esrarlı,
anlaşılmaz
Tavsaxuri (i) kapak, başlık
Tavqve (z) aşağı, aşağıya, aşağıda
TavSesafari (i) kendini koruyacak,
sığınak, barınak, siper (askeri)
TavSesafaris ageba (f) sığınak
oluşturmak, sığınak yapmak
TavSi ilk başlarda
TaTbiri (i) meclis, divan, konsey
TanamgrZnobi (i) taraflar, sempatizan
Tanamdeboba (i) iş verme, istihdam,
memuriyet, vazife, iş
TanamebrZoli mücadele arkadaşı,
yoldaş, muharebe arkadaşı askerlik
arkadaşı
Tanamedrove (i) çağdaş, muasır, asri
Tanamedroveoba çağdaş, modern,
medeni
Tanamemamule (i) vatandaş, yurttaş,
hemşehri
TanaSemwe (i) yardımcı asistan
Tanrigi (i) sınıf, kategori, rütbe
Tanxa (i) toplam, tutar, kapital, miktar,
yekün
Tanxmoba (i) anlaşma, uyuşma,
onaylama, mütabakat
TareSi (i) akın, hücum, baskın
TaRliTi (s) suni, yapay, taklitvari
TeTrgvardieli (i) beyaz muhafız
Tematika (i) vazife
Tematikuri (s) görev icabı
Temi (i) cemiyet, topluluk
Temuri (s) sosyal, toplumsal
TvalTvali (f) izlemek, gizlice
gözetlemek
Tvalis axveva
kgadataniTi mniSvnelobiTc (i) hile,
aldatma, dolandırıcılık
Tvalis devneba (f) gözetlemek,izlemek
TviTmaswavlebeli (i) kendi kendini
eğitme el kitabı
TviTmoqmedeba (i) kendi kendine hareket
etme
TviTmoqmedi (s) kendi kendine faaliyet
gösterme
TviTmoZravi (s) otamatik, kendi
kendine hareket eden
TviTmfrinavi (i) uçak, saieriSo
TviTmfrinavi saldırı uçağı moieriSo
TviTmfrinavi savaş uşağı
TviTmsvleli (s) kendi kendini sevk
eden
Tvla (f) saymak (i) sayım
Tofi (i) tüfek
Tofis srola (f) tüfeği ateşlemek
Tofxana (i) askeri techizat deposu,
cephanelik
Tofiswamali (i) barut
Txrili (i) kazılmış, hendek, siper
Txroba (i) ifade, demeç, rapor
i
ia (i) menekşe
iagundi (i) kıymetli taş, cevher
iadoni (i) bülbül türünde küçük, hoş
ötümlü kuş
iavnana (i) ninni
ialaRi (i) yaylak
ialqani (i) yelken ialqaniani gemi
yelkenli gemi
iambi (i) birincisi kısa ikincisi uzun iki
heceli vezin şekli
ianvari (i) ocak (ay)
iaponeli (i) japon
iaponia (i) japonya
iaponuri (s) japonca
iara (i) yara, bere, gönül yarası, ceriha
iaraRi (i) 1. silah 2. alet
iaraRis gawmenda (f) silah temizlemek
iaraRis dayra (f) silah bırakmak,
teslim olmak
iarliyi (i) yafta, etiket, nitelendirici
isim veya cümlecik
iasamani (i) leylak ağacı veya çiçeği
iataki (i) döşeme, taban
iatakqveSa (s) hasır altı edilmiş, gizli,
mahrem
iafad (z) ucuzca
iafeturi
iafi (s) ucuz
iafoba (i) ucuzluk
iaffasiani (s) ucuz değerde, ucuz
igav-araki (i) masal, efsane
igavTmwerali (i) masal, hikaye ve
efsane yazarı
igavi (i) ramiz ve kinayeli hikaye,
kinaye
igi, is (zm) o
igive aynı, benzer
igiveoba (i) özdeşlik, ayniyat, benzerlik
igini, isini (zm) onlar
idayvi (i) dirsek
idea (i) ideal, fikir, düşünce, görüş
ideali (i) ideal, ülkü
idealizacia (i) idealizm, ülkücülük
idealisti (i) idealist, ülkücü
idealuri (s) ideal olan, ülküsel
identuri (s) tanımlı, tanımlanmış
ideologi (i) ideolog, fikir üreten
ideologia (i) ideoloji, fikirler bütünü
ideologiuri (s) ideolojik, düşünsel
ideuri (s) idealistik, ideale göre doğru
olan
idilia (i) köy hayatını idealleştirip
tasvir eden kısa şiir veya düz yazı
idiliuri (s) pastoral, saf ve sevimli
idiomi (i) deyim, tabir, şive, lehçe,
üslup
idiomatikuri (s) belirli deyimlere ait,
şivesel
idioti (i) idyot, aptal kimse
idiotizmi (i) aptallık, ahmaklık
idumali (i) gizli, sakli, mahrem
iRlia (i) koltuk (kol altı)
ieri (i) anlam, mana, tesir, etki
ieriani (s) anlamlı, manalı, dokunaklı,
tesir edici, etkili
ieriSi (i) atak, taarruz, saldırı
ieriSze gadasvla (f) atağa geçmek,
saldırmak, hücum etmek
ieriSze gadasvlis dro atağa geçme
zamanı, hücum anı
ivlisi, mkaTaTve (i) temmuz
ivnisi, TibaTve (i) haziran
izoTermuli (s) izotermal, eş
sıcaklıksal
izolatori (i) izolotör, yalıtkan
izolacia (i) izolasyon, yalıtım
izolireba (f) izole etmek, yalıtmak
izolirebuli (s) izole edilmiş,
yalıtımlı
iisferi (s) mor
ilaji sabır, dayanıklılık
ilajgawyvetili (s) zayıf, dayanıksız
iluzia (i) illizyon, göz boyama
iluminacia (i) aydınlatma, yaldızlama
ilustracia (i) örnek resimleme, izah
edici resimleme
ilustrirebuli (s) açıklayıcı, izah
edici, resimli, tanımlı
im kSc, iman (zm)o (iman: hikaye hali)
imavdrouli (s) aynı zamanda, aynı
anda
imave aynı
imaT (zm) onlar, onlara (hikaye hali)
imaTi (zm) onların
imas (zm) onu (bazan ona)
imgvari (s) o şekil, o şekilde, bu gibi
imdenad (z) o kadarlık, o kadar fazla
imdeni (z) o kadar
im dRes o gün
im dros o zaman
imdroindeli o zamanın, o zamanki
imedi (i) umut, ümit
imedgacruebuli pişmanlık
imedovneba (f) ümit etmek, umutlanmak,
ummak, beklemek
imediani (s) sadık, emniyetli, güvenilir
imereli (i) imeretiden, imeretili
imeruli (s) imereti dili, imer dili
imTaviTve başından beri, başlangıcından
beri
imiT onunla
imis (s) onun
imisTana (s) onun gibi
imisi onun
imitom (b) o nedenle, çünkü
imnairi (s) o şekilde, o gibi
imperatori (i) imparator
imperai (i) imparatorluk
imperializmi (i) emperyalizm,
sömürgecilik
imperialisti (i) emperyalist,
sömürgeci
imperialisturi (s) emperyalistik,
sömürgesel
importi (i) ithalat
impresionizmi (i) impresionizm, sanatta
akım türü, ifadecilik
impulsi (i) itici kuvvet, sevk, tahrik,
tesir, ani his, dürtü, saih
inadiani inatlı, dik kafalı
ingliseli (i) ingiliz (i) kırmızı ceket,
palto
inglisi (s) ingiltere
inglisuri (s) ingilizce
indauri (i) hindi
indeqsi, saZiebeli fihrist, dizin
individi (i) tek, yalnız, ayrı, başlı
başına, ferdi, bireysel, kimse,birey
individualoba (i) ferdiyet, hususiyet,
kişisellik
individualuri (i) ferdi, bireysel,
ferdiyete ait
indo-evropuli (s) hint-avrupalı
indoeTi (i) hindistan
induri (s) hintçe
industria (i) sanayi endüstri
industrializacia (i) endüstrileşme,
endüstrileştirme
industriuli (s) endüstriye ait,
endüstriyel
inercia (i) atalet, süre, durum
invalidi (i) hükümsüz, batıl
inventari (i) envanter defteri
inversia (i) ters dönme, altüst olma, ters
çevirme
iniciali (i) kelimenin ilk harfi, kıta
başındaki büyük harf
iniciativa (i) insiyatif, öncelik, şahsi
teşebbüs
iniciatori (i) başlatan kimse,
düzenleyen kimse, organizatör
inJineri (i) mühendis
inspeqtireba denetlemeye, teftişe tabi
tutmak
inspeqtori (i) müfettiş
inspeqcia (i) teftiş, yoklama
instancia (i) örnek, misal
instinqti (i) içgüdü
instimturad (z) içgüdüsel olarak
instinqturi (s) içgüdüye ait, içgüdüsel
instituti (i) enstitü
instruqtori (i) öğretmen, eğitmen,
okutman, rehber öğretmen, müşavir
instruqcia (i) öğretme, öğretim,
eğitim, bilgi verme
instruqciuli (s) öğretici, eğitici
inscenireba (f) dramatize etmek,
sahneye koymak
inteleqti (i) zeka, akıl, zihin, akıllı
kimse
inteleqtualurad (z) entellektüelce,
zekice, akıllıca
inteleqtualuri (s) entellektüelce,
akla ait, çok akıllıca
inteligenti (i) eğitimli, tahsilli, aydın
kimse
inteligenturi (s) eğitimli, tahsilli,
kültürlü, aydın
inteligencia (i) aydınlar, münevverler
zümresi, istihbarat
intendanti (i) iaşe ve levazımat
bölümü
intensivoba (i) yoğunluk, yoğuşma,
hiddetlenme
intensiuri (s) şiddetli, bir noktada
toplanmış, yoğun, derin
internirebuli (s) göz altına alınmış,
hapsedilmiş, alıkonulmuş
interpredacia (i) yorum, tefsir, izah,
mana (f) manasını izah etmek,
yorumlamak
interesi (i) ilgi, alaka, merak
internacionali (i) enternasyonal,
uluslararası
internacionalizmi (i)
enternasyonalizm
internacionalisti (i)
enternasyonalist
internacionaluri (s) enternasyonal
intimuri (s) içten, yürekten, candan
intimuroba (i) teklifsiz dostluk, sıkı
dostluk
indonacia (i) konuşma şekli, şive, ses
tonunun yükselip alçalma şekli
intriga (i) entrika, desise, hile
intrigani (i) entrikacı, hileci
intrigis mowyoba (f) entrika çevirmek,
hile yapmak, düzenbazlık yapmak
intuicia (i) sezme, sezgi
infeqcia (i) enfeksiyon, bulaşıcı
hastalık, bulaşma
infeqciuri (s) enfeksiyonla ilgili,
bulaşıcı
infinitivi (i) (gr) mastar
informacia (i) danışma, bilgi alma,
mesaj
informatori (i) haberci, istihbaratçı
informireba (f) bilgi vermek, haber
vermek, söylemek, bildirmek
incindenti (i) olay, hadise, vaka
inCi binCi hiçbirşey
iodi (i) iyot (kimya)
ioli (s) yol-yordam, kolaylık
ionja (i) yonca
iorRa (i) avare gezinen kimse
ipodromi (i) hipodrom, yarış alanı
irani (i) iran
iranuli (s) farsça
irgvliv (z) hakkında, üzerine
iremi (i) geyik, karaca
iribad (z) dolaylı olarak
iribi (s) dolaylı
irlandia (i) irlanda
irlandieli (i) irlandalı
ironia (i) alay, kinaye,
ironiulad (z) alayla, dalga geçerek
ironiuli (s) inceden inceye alay eden,
alaylı
is, igi (zm) o
isari (i) ok, saatte yelkovan ve akrep
ise (z) öyle
ise rom öyleki
isev (z) gene, yine
iseTi, iseTive, iseTnairi (s) öyle,
öylesi
iseTnairad (z) öylesine
isec öylede
isini (zm) onlar
ispanaxi (i) ıspanak
islandia (i) izlanda
islandieli (i) izlandalı
isteria (i) isteri, sinir bozukluğu
isterika isterik, sinir bozukluğu
isterikuli (s) isterikle ilgili, isterikçe,
sinirsel
isteriuli (s) isterikçe, sinirsel
istoria (i) tarih, geçmiş, mazi
istorikosi (i) tarihçi
istoriuli (s) tarihsel, tarihi
istoriuli materializmi tarihi
materyalizm
italia (i) italya
italieli (i) italyan
italiuri (s) italyanca
iubilari meşhur bir kimsenin jübile
yapması
iubile (i) jübile
iumori espiri anlayışı, mizah
iuridiuli (s) tüzel, adli, yargıya yada
yargıçlığa ait
iuristi (i) hukukçu, avukat
iusticia (i) adalet, hakkaniyet
iusticiis saministro adalet
bakanlığı
ifani (i) kül
iq (z) orada, oraya
iqamde oraya kadar
iqauri oralı
iqac oradada
iqidan oradan
iqiT öteye
iqiT-aqeT öteye-beriye, ileri-geri
iqneb, iqneba (z) belki, olur, olabilir
iRbali (i) saadet, mutluluk, yazgı
iRlia (i) koltuk altı
iSviaTad (z) nadiren, seyrek olarak
iSviaTi (s) nadir, seyrek
iSviaToba (i) nadirlik, seyreklik
iZuleba (f) zorlamak, mecbur etmek, (i)
zorlama
iZulebuli (z) mecbur bırakılmış,
mecbur kalmış
iZulebiT jarSi gawveva (f) zorunlu
askerliğe çağırmak
iWvi (i) şüphe, tereddüt, itimatsızlık
ixvi (i) ördek
ijara (i) kullanım, kiracılık, kiralama,
kirayla tutulmuş mülk
k
kaba (i) elbise, entari, fistan
kabineti (i) kabin, çalışma odası
kadeti (i) deniz veya askeri okul
talebesi
kadniereba (i) cüret, küstahlık
kadreba (f) 1. layık görmek, yakıştırmak
2. cesaret etmek 3. arzu istek
kadrebi (i) kadro, kadrolar, çerçeve,
plan
kaeSani (i) can sıkıntısı
kavaleria (i) atlı asker, süvari, süvari
alayı
kavaleristi (i) süvari askeri
kavi (i)1. kanca, çengel 2. ağaç, saban
kavkasia (i) kafkasya
kavkasieli (i) kafkasyalı
kavkasiuri (i) kafkaskaya özgü
kavSirgabmuloba (i) bağlantı, iletişim
kavSirgabmulobis saministro (i)
iletişim bakanlığı
kavSiri (i)1. bağlantı 2.iletişim 3. ilişki
4. bağlaç 5. (f) çevrimde olmak
kazmva (i)1. eyerlemek (atı) 2. ciltlemek
(kitap) (askeri)
kazmulsityvaoba (i) edebiyat, güzel
yazılar
kaTedra (i) riyaset makamı, kürsü
kakabi (i) çil, civciv
kakali (i) ceviz kaklis xe (i) ceviz
ağacı
kakani (f) guluklamak (tavuk)
kakao (i) kakao
kakvi (i) kanca, çengel
kakuni (f) çarpmak, vurmak, çalmak (i)
vurma, darbe, vuruş
kala (i) teneke, kalay, çinko
kalaTa (i) sepet
kalaTburTi (i) basketbol
kalami (i) kalem
kalapoti (i) 1. kanal 2. şekil
kalatozi (i) taşcı, duvarcı
kalendari (i) takvim
kalva (f) kalaylamak (i) kalaylama
kalTa (i) kucak dolusu
kalia (i) doğuda görülen büyük çekirge
kaligrafia (i) hattatlık
kalmaxi (i) alabalık
kalmis mosmiT bir kalemin vuruşuyla
kalmistari (i) kalem sapı
kalo (i) harman yeri, düzlük
kalooba (f) harman yapmak
kaloSebi (i) lastikler
kama (i) dere otu
kamaTeli (i) oyun zarları
kamaTi (f) müzakere etmek, görüşmek (i)
müzakere, görüşme
kamara (i) tonoz, kemer (yapıda), kubbe
kameCi (i) manda
kamkami (f) kıvılcım saçmak,parıldamak
(i) parıldama, parıldama
kampania (i) sefer, savaş, seferberlik
kanafi (i) kendirotu, kenevir
kandidati (i) namzet, aday, talip
kani (i) 1. deri, cilt 2. kabuk 3. kitap
kabı, kapak, örtü
kankali (i) titreyiş, titreme (f) titremek
kankledoba (i) sukut, nezaketle
reddetme, menfi cevap
kanonzomiereba (i) usul, prensip, asıl,
esas, prensiplendirmek, ölçü koyma,
kural
gereğince hareket etme
kanonzomieri (i) prensip, kanun, kaide
kanonTa krebuli (i) kanunlar dergisi
kanoni (i) kanun, yasa
kononisgareSe (i) kanun dışı
kanonierad (z) kanuni olarak
kanoniereba (i) kanunilik, yasallık
kanonieri (s) kanuni, yasal
kanoniT (z) kanunla, kanuni olarak
kanonmdebeli (i) kanun koyucu, yasama
görevini yapanlar
kanonmdebloba (i) kanun koyma,
yasama görevi
kanonproeqti (i) senet, çek, hesap,
fatura
kaprali (i) onbaşı
kantikuntad (z) nadiren, seyrek, pek
az, seyrek olarak
kantora (i) ofis, büro
kanfeti (i) çikolata, şekerleme, tatlı
cinsi
kanqveSa (s) deri altına ait
kancelaria (i) temyiz mahkemesi,
mahkeme (ingiltere de)
kanWi (i) dizden aşağı olan, bacağın ön
tarafı
kapasi (s) ters huylu, kavgacı, huysuz
hırçın
kapiki (i) kapik, (rus para birimi)
kapitali (i) kapital, stok, sermaye
kapitalizmi (i) kapitalizm
kapitalisti (i) kapitalist
kapitalisturi (s) kapitalistce
kapitaluri (s) kapitalle ilgili, esas,
başlıca, cismani, mevcut, tam
kapitani (i) kaptan
kapitulacia (i) kapitülasyon,
yabancılara mahsus imtiyaz
kaJi (i) 1. çakmak taşı 2. renkli taş, ateş
taşı
karabadini (i) sağlık el kitabı
karada (i) dolap (dolap)
karavi (i) çadır
karaqi (i) tereyağı
kargad (z) iyice
karga xans uzun süre
kargi (s) iyi
kardali (i) bakraç, küçük kazan
kardinali (i) kardinal, asıl, ana, baş
kardinaluri (s) asıl, ana, baş, merkezi
karelia karelya cumhuriyeti
kari (i) 1. kapı 2. kısım
karikatura (i) karikatür
kariskaci (i) padişah nedimi, yaver,
dalkavuk, yardakçı
kar-midamo (i) bilhassa çiftlikte ev ve
müştemilatı, malzemesi
karnaxi (i) yazdırma, dikte, imla
kartofili (i) patates
kartofilis sanTeli (i) patates mumu
karWapi (i) tek direkli yelken gemisi,
küçük harp gemisi
kaspiis zRva (i) hazar denizi
kasri (i) fıçı
kata (i) kedi
kataTagvopana kedi fare oyunu
katalogi (i) katalog
katarRa (i) kadırga, büyük sandal
katastrofa (i) afet, felaket, bela
katastrofuli (s) felaketli, felaket
getiren
kategoria (i) kategori, cins
kategoriulad (z) kategorik, cins
olarak
kategoriuli (s) kategorik, cinsle ilgili
kateri (i) buharla işleyen sandal
katleti (i) pirzola, külbastı
katorRa ağır hapis
katorReli (i) mahkum, mahpus
katorRuli (s) ağır ve sıkıcı nahoş iş
kafva (f) budamak (i) budama
kaSkaSa (s) parlak, ışıltılı, çok güzel
kaSni (i) boyun atkısı
kaSkaSi (f) parlamak, ışıldamak (i)
parlaklık, ışıltı
kaSxali (i) set, su bendi, barajı, su
haznesi
kacTmoyvare (i) insan canlısı
kacTmoyvareoba (i) hayırseverlik
kaci (i) kişi, adam
kacismkvleli (i) katil
kaciWamia (i) insan yiyen, yamyam
kaciWamiaoba (f) yamyamlık, insan
yemek
kacoba (i) erkeklik, adamlık
kacobrioba (i) insanlık, beşeriyet
kacuri (s) erkekçe, adamca, insanca
kawrva (f) tırmalamak, kaşımak, tahriş
etmek
kaWkaWi (i) saksağan
kaxeTi (i) kaheti
kaxeli (i) kahetili
kaxuri (s) kahetye özgü
kbena (i) ısırma
kbeCa (f) dişlemek, ısırmak
kbilbagismieri bgera diş gıcırtısı
kbili (i) diş
kbilis eqimi (i) diş hekimi
kbilis fxvnili (i) diş fırçası
kedeli (i) duvar
kevi ağaç sakızı, sakız
keTeba (f) yapmak, etmek
keTilgoniereba (i) basiret, ihtiyat, göz
açıklığı
keTilgonieri (s) zihinli, ihtiyatlı,
basiretli, açık göz
keTildReoba (i) iyi gün, mutlu gün,
refah
keTilzneoba (i) olumlu dvranış,
olumluluk
keTili (s) iyi, hoş, tatlı, iyimser, iyi
niyetli, nazik
keTilis msurvei iyi dilek dileyen,
arkadaş, dost, iyi niyetli
keTilmsurveloba (f) iyi dilek dilemek,
dostça davranmak, iyi niyetli olmak
keTilmezobluri (s) iyi komşu gibi
keTilis yofa gakeTeba (f) iyi şeyler
yapmak, etmek
keTilismyofeli (i) velinimet, hayır
sahibi
keTilmowyoba halkın refahı refah
düzeyi
keTilmowyobili (s) güzel
organizasyon, iyi düzenleme
keTilsaimedo (s) güvenilir, sağlam,
sadık
keTilsindisieri (s) insaf sahibi, doğru
çalışan, vicdanlı
keTilSobileba (i) asalet, kibarlık
keTilSobili (s) asil, necip, alicenap,
yüksek
keTilxmovaneba (i) tatlı ses, hoş telaffuz
keTri (i) cüzzam hastalığı, miskin
hastalığı
kerTovani (s) cüzzamlı, cüzama ait
keisari (i) kayzer
kekluci (s) cilveli, şuh, nazlı
keklucoba (f) nazlanmak, cilvelenmek,
flörta etmek, (i) cilve, flört, naz
ken doğru
kenkva (f) (yemi) gagalamak
kenkra (i) çilek ve kiraz gibi etli ve zarlı
kabuksuz tane
kenti (i) tek sayı (2 ile bölünmeyen)
kentad yalnızca, tek başına
kenwero (i) üst, tepe, en yüksek yer
kenWi (i) çakıl taşı, yuvarlak ufak taş
kenWisyra (i) oy pusulası (f) pusula ile
oy vermek
kepva (f) kesmek, balta ile yarmak
kesmek, dilmek, bölmek (i) kesme,
dilme, bölme
kera (i) ocak, fırın
kerva (i) dikiş, dikme (f) dikmek
keramika (i) seramik
keramikuli (s) seramik, seramikten
kerpTayvanismcemeli (i) puta tapan
kimse, putperest
kerpTayvanismcemloba (f) puta tapmak
kerpi (i) put, mabut, çok sevilen kimse
veya şey
kerZi (i) aş, yemek, öğün
kerZo (s) özel, kendine ait, şahsi
keti (i) sopa, deynek, çomak
kefa (i) kafanın arka kısmı, ense
kecva (f) katlamak, sarmak
keci (i) güveç, çömlek, bileki, toprak
çanak
kexi (i) eyer kaltağı
kvadrati (i) metrekare
kvadratuli (s) dört köşe, dört köşeli,
alan (mat.)
kval da kval (z) izleyerek
kvali (i) iz
kvalifikacia (i) ehliyet, liyakat, vasıf,
nitelik, meziyet
kvalificiuri (s) ehliyetli, liyakatlı,
vasıflı
kvamli (i) duman
kvamliani (s) dumanlı
kvamlsadeni (i) baca
kvamZi (i) 1. düğüm 2. bağ, şerit, kuşak,
kayış bilhassa, ukde
kvartali (i) dörtte bir, çeyrek
kvartaluri (s) dörtte biri, çeyrek
kvarcxlbeki (i) kayde, esas, temel
kvaxi, gogra (i) helvacı kabağı
kvaxe (s) olgunlaşmamış, ham, kemale
ermemiş, gelişmemiş
kvdoma,mokvdoma (f) ölmek
kveba (f) beslemek, beslenmek
kvebis saministro (i) gıda işleri
bakanlığı
kverTxi (i) çubuk, değnek, asa
kveri (i) bisküvi, kraker, simit
kverna (i) sansar, samur
kvercxi (i) yumurta
kvercxisdeba (f) yumurtlamak
kvesi (i) çakmaktaşı
kvexna (f) övünmek, kurulmak, kendini
methetmek (i) öğünme
kvexnia (s) övünen, tefahür eden
kviparosi (i) selvi, selvi ağacı
kvira (i) 1. pazar günü 2. hafta
kvreuli,yovelkvireuli (s) haftalık
kvirti (i) tomurcuk, gonca
kvici (i) tay, sıpa
kvlav (z) tekrar, yine, bir daha
kvlavindeburad öncelikle, öncelikli
kvleva (f) tahkik etmek, tetkik etmek,
araştırmak, aramak, yoklamak
kvleva-Zieba (i) tahkik, teftiş, soruşturma
kvnesa (f) inlemek, figan etmek (i) inilti,
figan
kvneta (f) tıkır tıkır parçalamak
ki (z) tabi, evet, peki
ki (b) fakat, ise
kibe (i) merdiven
kibo (i) kanser, yengeç
kide (i) uç, son sınır, kenar, bordür
kidev hem de, ayrıca
kidev (z) daha, yine
kivili (i) bağırma, çağırma (f)
ağlamak, feryat etmek
kiTxva (i) 1. okuma 2. soru (f)1. okumak
2. sormak
kiTxviTi nacvalsaxeli soru zamiri
kiTxviTi niSani soru işareti
kilo (i) 1. kilogram 2. ruhsal durum 3.
şive, ağız, lehçe 4. nağme melodi 5. ses
tonu
kilogrami (i) kilogram
kilokavi (i) lehçe, şive
kilometri (i) kilometre
kinaRam (z) az kalsın, hemen hemen
kinematografia (i) sinema makinası,
sinema fotograf makinası,
kinematografiuli sinema, tografik
kinklaoba (f) münakaşa etmek,
reddetmek (i) kavga, münakaşa, çekişme
kino (i) sinema, sinema salonu, gösteri
salonu
kinogadaReba (f) film çekmek
kinomsaxiobi (i) sinema artisti
kinosuraTi (i) afiş
kinowarmoeba (i) sinemacılık, sinema
endüstrisi
karkaJi piyaz
kiri (i) kireç
kiriani (s) kireçli
kirqva (i) kireç taşı
kirwyvla (f) taş vs. ile döşemek
kiseri (i) boyun
kiskisi (f) seslice gülmek, kahkaha
atmak (i) kıkırdama
kitri (i) salatalık, hıyar
kicxva (f) suistimal etmek, kötüye
kullanmak, azarlamak, paylamak
klakna (f) bükmek, sarmak, burmak,
burkmak, döndürmek (i) büküş
klaknili (s) bükük, sarılmış, burulmuş
klanWi (i) pençe tırnağı
klasgareSe okul saatleri dışında
klasTa brZola sınıf mücadelesi
klasi (i) sınıf
klasikosi (i) klasikçi
klasikuri (s) klasik
klasifikacia (i) tasnif etme, sınıflara
ayırma
klasobrivi (s) sınıfsal
klde (i) kaya
kldovani, kldiani (s) kayalık
kleba (f) aza(l)tmak, eksi(l)tmek,
alça(l)tmak, küçü(l)tmek, indirmek
klimati (i) iklim
klimatologia (i) meteoroloji
klimaturi (s) meteorolojik
klinika (i) klinik
klinikuri (s) klinik
klite (i) kilit, anahtar
klubi (i) kulüp
kmara (z) yeter, kafi
kmayofaze myofi (i) uşak, hizmetçi
kmayofileba (i) memnunluk,
memnuniyet, kıvanç
kmayofili (s) memnun
knavili (i) kedi miyavlaması (f)
miyavlamak
kneina (i) prenses
kninobiTi (s) küçük, ufak, mini (i)
küçültme
knuti (i) kedi, tavşan vs. yavrusu
kobra (i) sazan balığı
kodala (i) ağaçkakan kuşu
kovzi (i) kaşık
kozaki (i) deve yavrusu
koka (i) su testisi, çömlek
kokarda (i) rozet veya düğme, kokart
kokispiruli wvima (i) sağanak halinde
yağan yağmur
kokori (i) gonca
kolba (i) sert cevap
koleqtivi (i) kollektif, toplu
koleqtivizacia (i) kollektivizm,
toplulaştırma, birleştirme
koleqtiurad (z) kollektif olarak,
topluca
koleqtiuri (s) kollektif, toplu
koleqtiurmeurneoba toplu ziraat
koleqtiuroba (i) kollektivizm
koleqcia (i) kolleksiyon
kolmeurne (i) ziraatçı (kollektif)
kolmeurneoba (i) ziraatçilik (kollektif)
kolonia (i) koloni, sömürge
kolonizatori (i) koloni halinde
oturan kimse
kolonizatoruli (s) sömürgesel
kolonizacia (f) bir mıntıkaya gayri
kanuni insanlar vs. yerleştirmek
kolonizireba (f) koloni tesis etmek
kolonisti (i) kolonide oturan kimse,
yerleşimci
koloriti,elferi (i) mübalağa, renkli
süs, renk cümbüşü
kolofi (i) küçük sepetçik, kutuluk
kolxelSekruleba (i) toplu anlaşma,
toplu ittifak
kombaini (i) 1. biçer döğer makinası 2.
birleş(tir)mek
kombali (i) kısa kalın sopa, çomak, asa
kombinacia (i) kombinasyon,
birleş(tir)me
kombinireba uzlaşmak, ittifak kurmak,
düzenle(n)mek
kombosto (i) lahana
kombosti (i) komposto
komedia (i) komedi
komediuri (s) komik
komendandi (i) kumandan
komendatura (i)komutan karargahı
komentari (i) yorum açıklama
komikuri (s) güldürücü, komik
kominterni (i) moskova'nın
enternasyonal sosyalist birliği
komisari (i) komiser (sovyetlerde)
komisariati (i) levazım, ordunun iaşe
şubesi, erzak, yiyecek, içecek
komisia (i) komisyon
komkavSireli (i) genç kominist
komkavSiri (i) genç kominist cemiyeti
komkavSiruli (i) genç kominist
komiteti (i) komite aRmasrulebeli
komiteti kurucular heyeti
komli (i) avlu
kompartia (i) kominist parti
kompasi (i) kumpas
kompensacia (i) denkleme, tazminat,
bedel, karşılık
kompensireba (f) ödemek, bedelini
vermek, karşılığını yapmak
kompetenturi (s) ehliyetli, kabiliyetli,
selahiyetli, kifayetli
kompetencia (i) yetki, yeterlilik, hak ve
selahiyet, vazife
kompilacia (i) derleme
kompilireba (f) telif etmek, derlemek
kompilatori (i) müellif, derleyen
kompiuteri bilgi sayar
kompleqsi (i) kompleks, birleşim,
karışım
kompleqsuri (s) kompleksçe, birleşik,
karışık
kompleqti (i) komple, bütün, takım,
seri, gurup
kompoziti (i) bileşim, terkip, alaşım
kompozitori (i) bestekar, müellif
kompozicia (i) kompozisyon, sanat
eseri, beste
komponenti, Semadgeneli (i) parça,
unsur
kompoti (i) komposto
komuna (i) ahali, halk
komunaluri (s) ilkel, toplumsal
komunari bir komünist veya buna
benzer cemiyetin azası
komunisti (i) komünist
komunisturi (s) komünistçe, bolşevik
komunisturi akademia kominizm
akademisi
komunisturi internacionali
kominist internasyonal
komSibia (i) ayva
kona (i) deste, bohça, buket
kongresi (i) kongre, amerikada millet
meclisi
kondaxi (i) fıçı, dipçik, alay konusu
kimse
konduqtori (i) konduktör
konverti (i) zarf, mektup zarfı
konkretulad (s) realite olanrak,
aşikare, somut olarak, belirli olarak
konkretuli (s) somut, belirli
konkretuloba (i)somutluluk,
belirlilik
konkurenti (i) rakip, rekabet eden
konkurencia (i) müsabaka, yarış,
mücadele, rekabet
konkurenciis gaweva (f) müsabaka
etmek, yarışmak, rekabet etmek
konkursi (i) müsabaka, yarışma,
rekabet
konservatizmi (i) muhafakazarlık
konservatori (i) konservatör,
muhafazakar (ingilterede)
konservatiuli (s) muhafazakar,
ihtiyatkar
konservatoria (i) konservatuvar,
musiki veya sanat okulu
konspeqti (i) özet, öz, kısaca
konspeqturi (s) kısaca verilen, özet
konspiratori (s) fesatçı, gizli fitne
kuran, suikast tertipleyen
konspiracia (i) fesat maksadıyla
kurulan ittifak, suikast, fitne
konspiraciuri (i) gizli suikast örgütü
konstitucia (i) 1. anayasa 2.oluşum
yapılanma
konstituciuri (i) esasi, fıkri, tabii,
sıhhi, anayasal
konstruqcia (i) bina etme, yapı, bina
konsuri (i) konsolos
konsultacia (i) danışma, sorma,
müraacat etme
konsultanti (i) danışma,
konsultasyon, muayene
kontrasti (i) tezat, karşıtlık, zıtlık
kontrahenti (i) müteahit
kontrdazverva (i) gizli haber alma
servisi, istihbarat örgütü
kontribucia (i) yardım, bağış, katkı,
iştirak, vergi
kontrieriSi (i) karşı atak
kontrnaRmosani (i) torpido botu,
muhrip, torpil gemisi
kontroli (i) kontrol, yoklama
kontroliori (i) kontrolör, müfettiş
kontrrevolucia (i) karşıdevrim
kontrrevolucioneri (i) karşı
devrimci
kontrrevoluciuri (i) karşı
devrimsel
konduzia (i) savaştan ileri gelen ruhsal
çöküntü
konusi (i) koni, dondurma külahı,
kozalak
konusuri (s) konik, külah şeklinde
konferencia (i) konferans, müzakere,
toplantı, kongre
koncentracia (i) toplanma, yoğunluk
koncentruli (s) merkezleri aynı, ortak
merkezli, merkezi
koncerti (i) konser
koncefcia (i) idrak, kavrayış,
fikir,düşünce,görüş, kavram
koncxi (i) (coğrafik) burun
kooperacia (i) kooperatifleşme, iş
birliği, el birliği
kooperaciuli (s) birlikte çalışan, iş
birliği etmesini seven, birlikte
kopi (i) yumru, yağ bezesi, kist
kopiti; ifna (i) dişbudak ağacı
kopwia (s) şıklık, züppelik
kordi (i) otlak, çimen, sürülmemiş yer
korespondenti (i) muhabir, muhbir
korespondencia (i) haberleşme,
mektuplaşma
koreqtori (i)düzeltici, müşahhis
koreqtura (i) prova kağıdı
koreqturuli (s) düzeltme babından
korkoti döğülmüş buğday tanelerinin
sütle haşlanması ile yapılan gürcü yemeği
korpusi (i) 1. heyet 2. kolordu 3. yapı,
bina
korZi (i) dışa büyüme, artma, gelişme
kosmetika (i) kozmetik, güzellik ve
makyajla ilgili
kosmetikuri (s) kozmetik,
güzelleştirici
kosmografia (i) kozmografi
kosmografiuli (s) kozmografik
kosmosi (i) kainat, uzay, alem
kostiumi takım elbise
kotriali (f) 1. itip düşürmek,
devirmek 2. sendelemek
kofo (i) loca, sandık, kutu
koRo (i) sivrisinek
koSki (i) kule, kale, hisar
kocna (i) öpüş, öpme (f) öpmek
koconi (i) ateş, yangın, parıltı
kowaxuri (i) diken üzümü
koWi (i) eklem, mafsal
koWli (s) aksak, topal
koWloba (f) aksamak, topallamak (i)
aksama, topallama
koxi (i) dolu tanesi, dolu yağmuru
koxta (i) şık, züppe
koxtakoxtaoba (i) züppelik, şıklık
kravi (i) kuzu eti, kuzu, yumuşak huylu
kimse
krazana (i) eşek arısı
kramiti (i) kiremit, fayans, çini
kraWuni (i) gıcırtı, diş gıcırdaması (f)
gıcırdatmak
kreba (i) toplantı
krebiTi saxeli (i) birleşik isim
krebuli (i) 1. toplantı 2. cilt 3. yasa
kitabı
kreiseri (i) kruvazör, devriye gezen
polis arabası
krematoriumi (i) ölü yakma yeri
kremacia (i) ölü yakma
kremli (i) kremlin
krefa (f) toplamak
kreWa (f) 1. kırpmak, kırparak kesmek 2.
diş gıcırdatmak
krToma (f) başlamak, başlatmak, acı
duyulacak diye korkmak çekinmek,
ürkmek
kriali (f) parlamak, parıldamak
krialosani (i) tesbih
krivi (i) boks
krizisi (i) buhran, kriz
krinti (i) sızlanma, şikayet
kriJangi (i) hasis, cimri adam, pinti
kriJangoba (i) cimrilik, hasislik
kristali (i) kristal
kristaluri (s) kristalize
kristalografia (i) kristaloografi
kriteriumi (i) kriter, ölçü
kritika (i) tenkit, eleştirme
kritikosi (i) tenkit eden, eleştirmen
kritikuli (s) tenkitli, kritik
krulva (f) beddua etmek, lanetlemek
kruli (s) lanetlenmiş, uğursuz,lanetli
krunCxva (i) çırpınma, kıvranma, sinir
büzülmesi
kruxuni (f) inlemek, inildemek,
sızlanmak
kruxi (i) kurkuk, kuluçkaya yatan tavuk
ku (i) kaplumbağa
kubi (i) 1. küp 2. imbik
kubikuri metri (i) metreküp
kubo (i) tabut
kuburi (s) küp biçiminde olan, kübe
ilişkin, kübik
kudabzika (s) övüngen, palavracı
kudabzikoba (i) övünme, caka, gösteriş
kudi (i) kuyruk
kudiani (s) kuyruklu (i) büyücü,
sihirbaz
kudiani varsklavi (i) kuyruklu yıldız
kudraWa küçük çapkın, küçük
dolandırıcı
kuzi (i) hörgüç, kambur, tepecik
kuziani (s) kambur
kuTvnileba (i) sahiplik, bulundurma,
anlamı verme
kuTvnilebiTi nacvalsaxeli (gr)
iyelik zamiri
kuTvnili (s) sahip
kuTxe (i) bucak, köşe
kuTxuri (s) 1. yöresel, taşralı 2. köşeli
kulaki (i) rusyadaki zengin çiftçiler
kulakoba (i) rusyadaki zengin çiftçi
sınıfı
kulakuri (s) rusyadaki zengin çiftçiler
kulinaria (i) aşçılık
kulinariuli (s) ahçılığa ait, mutfağa
ait
kultura (i) kültür
kulturuli (s) kültürel
kululi bukle
kumSva (i) 1. sözleşme,mukavele, kontrat
2. baskı,
kumSvadoba (i) 1. sıkıştırılabilirlik 2.
sözleşme, mukavele yapabilirlilik
kunTi (i) adale, kas
kuntruSi (f) zıplamak
kunZi (i) kütük, engel, blok
kunZuli (i) ada
kunWuli (i) köşe başı, dönemeç
kupati (i) sucuk, sosis
kupleti (i) beyit
kupri (i) katran
kurdReli (i) tavşan
kurTxeva (f) kutsamak, takdis etmek (i)
kutsama, takdis, hayır dua
kurka (i) çekirdek
kurorti (i) kaplıca, ılıca
kursebi (i) okul, kurslar
kursi (i) kurs
kursivi italyan tipi, italyan stili
kursiviT italyan tipiyle, italyan stiliyle
kustaruli (i) ev imalatı, evde yapılan,
el işi
kuStad (z) huysuzca
kuSti (s) huysuz, ters, suratsız
kuWi (i) mide, kursak
kuWmaWi (i) bağırsaklar
kuW-nawlavi (i) bağırsaklar
l
labialuri, bagismieri (s) dudaklara
ilişkin
labializacia, gabagismieriba (i)
dudaklarla söylenen (b,p,f,m,v,w vs.)
labirinTi (i) labirent, içinden çıkılmaz
durum, girintili boşluk
laboranti (i) laborant
laboratoria (i) laboratuvar
lagami at yularında ağıza vurulan
demirden yapılmış, gem
lavaSi (i) gürcü ekmeği, tokat
laviwi (i) köprücük kemiği
lazaTianad (z) iyi, hayırlı, iyice,
adamakıllı, pek çok
lazareTi (i) hastane
lazieri (i) şah (satrançta)
lazRandara (i) şakacı, muzip, şen,
neşeli, ahbap, geveze
lazRandaroba (f) şaka etmek,
şakacıktan söylemek (i) şakalaşma
laTinurad (z) latince olarak
laTinuri ena (i) latince, latin dili
lali (i) yakut, yakut rengi, parlak
kırmızı renkli taş
lalisferi (s) yakut rengi, koyu
kırmızı
lamazad (z) güzelce, iyice
lamazi (s) güzel, hoş, iyi
lambaqi (i) fincan tabağı
lami (i) yapışkan çamur, salyangozun
sümüğü
lamiani (s) çamurlu, yapışkan, sümüklü,
nahoş, pis
lamis (z) hemen hemen, adeta,
neredeyse, az kalsın
lampa (i) lamba
landi (i) gölge, hayal, hayalet
lanCa (i) taban, pençe
lanZRva (f) kötüye kullanmak, hor
kullanmak, küfretmek, azarlamak (i)
kötüye kullanma,
suistimal, küfür, azarlama
laparaki (i) konuşma, görüşme (f)
konuşmak, görüşmek
laplapi dumansız ateşin alevi
laJvardi (i) gök mavisi
lari (i) ip, sicim, şerit, kordon, tel
lartya (i) fışkın, sepet yapımında
kullanılan eğilip bükülebilen ince ağaç
dalı
latani (i) tünek, çubuk
lataria (i) eşya piyangosu
latvia (i) latvia cumhuriyeti
latviuri (s) latvia dili
lafani (i) ıhlamur ağacı
lafi (i) çamur, kir
lafSa (i) kısırlaştırılmış (iğdiş) beygir
laqa (i) leke, nokta, benek, yer
laqi (i) vernik, cila, lake
laqia (i) uşak, dalkavuk, asalak
laqioba (i) kölelik, aşağılık, zillet, köle
gibi davranış
laqlaqi (f) sohbet etmek
laquci (i) yaltaklanma, dalkavukluk (f)
yaltaklanmak, fazla övmek
laRi (s) hür, özgür, boş, serbest
layboba (f) sohbet etmek
laye kvercxi toplama yumurta
layuCebi (i) solungaçlar
laSqari (i) ordu
laSqroba (i) sefer, mücadele, savaş
(ask) (f) savaş açmak
laSqruli (s) askeri, savaşla ilgili
laCari (i) korkak, namert, alçak
laCroba (i) korkaklık, namertlik,
alçaklık
laCruli (s) korkakça, namertçe,
alçakça
lawiraki (i) tırmık, ateş karıştırma
demiri
laxvari (i) mızrak, kargı
lajeba (f) adım atmak, yürüyüp gitmek,
basmak, çiğnemek, binmek
laji (i) adım, ayak izi, sesi, girişim,
önlem, tedbir
lboba (f) hafifçe ıslatmak, yumuşatmak
lega (s) gri, kurşuni, kır, kırlaşmış
legaluri (s) yasal olan, yasal
legenda (i) efsane, masal, hikaye,
birşeye övgü olarak yazılan yazı
legendaruli (s) efsanevi, ünlü, dillere
destan
legioni (i) (ask) alay, lejyon, kalabalık,
sürü
leibi (i) şilte
leitenanti (i) teğmen
lekverTxi, wvivsakravi (i) çorap bağı,
lastiği, jartiyer
lekvi (i) yavru köpek, enik
lekuri lezgi dansı
lenineli (i) leninist
leninizmi (i) leninizm
lenti (i) kordela, şerit, yazı makinası
şeridi, nişan, dizginler
lerwami (i) sopa, değnek, baston, kamış
lesva (f) bilemek
leqsTwyoba (i) şiir yazma sanatı, nazım
yapma
leqsi (i) şiir, mani, nazım
leqsika (i) kısa sözlük, tüm sözcük ve
deyimler
leqsikografia (i) leksikografi
leqsikoni (i) sözlük, lügat
leqsikuri (s) sözlüğe ait, sözlüğe bağlı
leqtori (i) konferansçı, okutman,
doçent
leqcia (i) konferans, ders, okuma
leRvi (i) incir
leSi (i) ceset, ölü, hayvan leşi
leCaqi (i) tülbent, peçe, yaşmak, örtü
lewva (f) kırmak, kesmek, harman
dövmek, (i) harman
liandagi (i) parmaklık, trabzan,
küpeşte
liberali (i) liberal
liga (i) dernek, cemiyet, birlik, lig
erTaAliga ulusal lig
lideri (i) lider
liTografia (i) lithografi, taş basma,
taş baskısı
liTografiuli (s) lithografik, taş
basımı
liToni (i) metal madeni
likvidacia (i) likidasyon, işi kapatma,
tasfiye
lila (i) çivit, mavi
liliputi (i) ufacık, cüce
limonaTi (i) limonata
limoni (i) limon
lingvisti (i) dil bilimci
lingvistika (i) dil bilim
lirikosi (i) şair (lirik)
lirikuli (s) lirik şiir
literatori edebi şahsiyet
literatura (i) edebiyat
literaturuli (i) edebi
litva (i) litvanya
litveli, litvuri litvanyalı, litvanca
litoni (s) basit, kolay, yalın, sade,
tabii, alelade, saf
litri (i) litre
lifti (i) asansör
liclici suyun parıltısı, ışıltısı
lmobieri (s) yumuşak kalpli
lmobiereba (i) yumuşak başlılık
lobio (i) fasulye
logariTmi (i) logaritma
logariTmuli (s) logaritmik
logika (i) mantık
logikurad mantıken
logikuri (s) mantıki
logini (i) döşek, yatak
lodi (i) büyük kaya, büyük taş
lodini (i) bekleme, umutlanma (f)
beklemek, umut etmek
loTi (i) ayyaş, içkici, sarhoş
loToba (i) ayyaşlık, içkicilik, sarhoşluk
lokva (f) yalamak (i) yalama
lokokina (i) salyangoz
lomTevza (i) (hayvan) mors, deniz ayısı
lomi (i) aslan
lorwo (i) mukus, sümüksü şey
lorwovani, lorwoiani (s) sümüksel,
sümük salgılayan
lotbari (i) kondüktör, orkestra şefi,
biletçi
loqo (i) at balığı
loqoria (i) salyangoz
loya (i) yanak
loyawiTela (s) kızıl yanaklı, yanakları
kızarmış olan
locva (i) dua, dua etme, ibadet (f) dua
etmek, ibadet etmek
lpoba (f) çürümek
ltolvili (i) mülteci
ludi (i) bira
ludsaxdeli qarxana (i) bira fabrikası
lukma (i) lokma
lula (i) fıçı, varil
lursmani (i) çivi, mıh
lurjTvala (s) mavi gözlü
lurji (s) mavi
luqi (i) bal mumundan yelken
luRluRi (f) mırıldanmak, ağızında
gevelemek
luwi (i) çift, karı koca, eş
lxena (i) teselli
lxini (i) şölen, ziyafet, yortu, bayram
lxoba (f) (kar-buz) erimek, eritmek (i)
karların erimesi, buzların çözülmesi
m
mabezRari (i) muhbir, jurnalcı
mabezRebeli (i) muhbir (ihbarcı),
jurnalcı
maboloebeli (s) sonuç, final
magaliTad mesela, örneğin
magaliTi (i) misal, örnek
magan (zm) o
magari (s) sert, sağlam, güçlü
magari Rvino sert şarap
magas (zm) ona (yanındakine)
magi (zm) o (yanındaki)
magida (i) masa
magier, magivrad (z) yerinde, yerine
magierad (z) yerinde, yerine
magieri (i) halef, varis, ardıl
magivrad kzc nin yerine
magiT onunla (yanındaki ile)
maginebeli (i) küfürbaz, kabadayı,
serseri
magisTana (s) onun gibi (yanındaki)
magisi (s) onun (yanındaki)
magistrali (i) anahtar, anahat, esas
magistraluri (s) ana, asıl, esas
magniti (i) manyeto
magnituri (s) manyetik
magodena fazlaca, fazla olarak, okadar da
çok
magrad (z) sertçe, sağlamca, sıkıca,
kuvvetlice
magram (b) fakat, ama, lakin
mada (i) afiyet, iştah, istek, arzu, şehvet
madani (i) maden cevheri
madianad (z) afiyetle
madli (i) sevap, hayır
madliani (s) sevaplı, hayırlı
madlieri (z) şükran dolu, müteşekkir
madlis trialeba huzurun ve
mutluluğun bulunması
madloba (i) teşekkürler
madlobis gadaxda (f) teşekkür etmek
madlobeli (s) müteşekkir
madlobeli var teşekkür ederim
maerTi (i) gramerde ilgi
mavzoleumi (i) anıt mezar, türbe
mavTuli (i) tel mavTulis Robura tel
avla, tel engeli
mavne (s) zararlı, fena, ziyan verici
mavnebeli (i) zarar verici, harabiyete
sebep olan, zararlı
mavnebloba (i) enkaz, yıkıntı, yıkıcılık
mavnebluri (s) zararlı, ziyan veren
mazara (i) pelerin
mazeg yarından sonra, ertesi gün
mazli (i) kayın birader
mazlis coli (i) elti, kayın birader eşi
mazra (i) mezra, mıntıka, bölge, havali,
kaza, sancak, mahalle
mazuTi (i) mazot
maT (zm) onlara
maTgani onlardan biri
maTara (i) matara
maTematika (i) matematik
maTematikosi (i) matemetikçi
maTematikurad (z) matematiksel olarak
maTematikuri (s) matematiksel
maTi (s-zm) onların
maTlafa (i) maşrapa
maTraxi (i) kamçı
maTxovari (i) dilenci, meteliksiz kimse
maTxovroba (f) dilenmek, sadaka
istemek
maTxovruli (s) dilenciye yakışır
şekilde, dilenciye verir gibi
maimuni (i) maymun
maimunoba (f) kurnazlık yapmak, taklit
yapmak
maimunuri (s) maymunca, taklitvari,
kurnazca
maimunisa (s) maymunca, taklitvari,
kurnazca
mainc bari, hiç değilse, yinede
maiori (i) binbaşı general maiori (i)
tuğgeneral
maisi mayıs pirveli maisi bir mayıs
maisoba mayıs gününü kutlamak
maiZulebeli (i) ısrarcı, zorlayan,
tahrikçi, teşvikçi,
makavSirebeli (s) bağlaç
makaroni (i) makarna
make (s) gebe, fikir dolu
makedonia (i) makedonya
makrateli (i) makas
malamo (i) merhem
malaria (s) sıtma
malariani (s) sıtmalı
male (z) çabuk, kısa süre sonra, pek
yakında
malva (f) saklamak (i) saklama
malviT (z) gizleyerek, gizlilikle
malimal (z) sıklıkla, sık sık
malulad (z) gizlilikle, gizlice
maluli (s) kapaklı, yedek, saklı
malxazi (s) neşeli, şen, hoş, neşe saçan,
şakacı, canlı
mama (i) baba
mamakaci (i) er, erkek
mamakacuri (s) erkekçe, erkeksi
mamali (i) horoz
mamamTavari (i) ata, dede, cet
mamamTili (i) kayın baba, kaynata (gelin
için)
mamaqaqeuli (s) büyük babaya ait,
atalardan gelen
mamasaxlisi (i) jüri başkanı, usta başı,
kalfa, vaiz
mamacad (z) yiğitçe, erkekçe, cesurca
mamaci (s) yiğit, cesur
mamacoba (i) yiğitlik, cesurluk
mamacuri (s) yiğit, cesur
mamida (i) hala
mamidaSvili (i) hala oğlu-kızı (kuzen)
maminacvali (i) üvey baba
mamiseuli (s) babaya ait, babaya
mahsus, babaya yakışır
mamis mkvleli (i) baba katili
mamis saxeli (i) baba adı
mamobili (i) babalık, çocuğu kendi
evinde evladı gibi büyüten adam
mamobrivad (z) babacan, baba gibi
mamobrivi (s) babaya ait, babaya
mahsus, babaya yakışır
mamoZravebeli Zala hareket gücü
mamravli (i) çoğaltan, etkileyen
mamrobiTi (s) erkeksi, erkeğe ait
mamrobiTi sqesi erkek cinsi
mamaul-deduli (s) ecdattan kalan, ata
yadigarı
mamuli (i) vatan, yurt, ana yurt, ana
vatan
mamxilebeli (i) araştırıcı, dedektör
man (zm) o (hikaye hali)
manaTobeli bombi ışık bombası
manaTobeli SuSxuna aydınlatma fişeği
manam (z) -e deyin, -e dek, -e kadar, olana
kadar
mand (z) oraya, orada
mandarini (i) mandalina
mandati (i) vekalet, emir, emirname,
güdüm, manda
mandili (i) büyük mendil, bohça,
ispanyol kadınlarının kullandığı baş örtü
mandilosani (i) bayan, hanım efendi
manevrireba (f) manevra yapmak
manevruli omi hareketli savaş
maneTi (i) manet (rus para biriminin
gürcistandaki ismi ruble)
manifestacia (i) gösteri, sergi, isbat,
delil
manifesti (i) tebliğ, bildiri
maniSnebeli (i) belirteç, işaret, ibre,
göstergeç
manki (i) kusur, noksan, eksiklik, günah,
kötü adet
mankieri (s) ters, aksi, huysuz, sapık,
ahlaksız
mantia (i) manto, pelerin, kadın robu,
harmani
manuskriqti, xelnaweri (i) bir eserin
metni, müsvette, el yazması kitap
manqana (i) araba, makina, motor,
lokomotif
manqanaTmSenebloba (i) araba yapımı
manZili mesafe, uzaklık
manWva (f) surat asma, yüz ekşitmek (i)
surat asma, yüz ekşitme
manjuria (i) mançurya
maJalo (i) yaban elması
maragi (i) biriktirilmiş, stok
marad (z) herzaman, daima, ebediyen,
hep
maradmwvane (s) her zaman taze,
yaprağını dökmeyen yeşil bitki
marani (i) şarap mahseni
marao (i) fan, yelpaze,
margaliti (i) inci
margalitis marcvali (i) inci parçası,
inci tanesi
marganeci (i) manganez (maden)
margebeli (s) kullanışlı
margvla (f) zararlı şeyleri defetmek,
yararsız otları temizlemek
margili (i) kazık
mardad (z) çabukça
mardi (s) çabuk, acele
marTali (s) doğru, haklı, gerçek
marTebuli (s) münasip, layık, yakışır,
uygun
marTva (f) yönetmek, hüküm sürmek,
idare etmek, tahakküm etmek
marTveli yöneten, idare eden,
hükmeden
marTla? gerçekten?, sahiden?
marTlac (z) gerçektende
marTleba (f) haklı çıkarmak,
suçsuzluğunu isbat etmek (i) haklı
çıkarma veya çıkma,
aklanma
marTlmadidebeli (s) ortodoks
marTlmorwmune (s) ortodoks
marTlmadidebloba (s) ortodoksluk
marTlmsajuleba (i) adalet, hak,
hukuk
marTlmsajuli (s) adil, eşit
marTlwera (i) imla, doğru yazım
marili (i) tuz
mariliani (s) tuzlu, etkili konuşma,
dokunaklı
marilwyali (i) tuzlu su, turşu,
salamura
marka (i) damga saposto marka posta
pulu
marmaladi marmelat
marmarilo (i) mermer
marselieza (i) marsilya
martviloba, mowameoba (i) şehitlik,
şehit olma
marti (i) mart
martivad (z) sade, basit olarak
martivi (s) sade, basit
martivi winadadeba basit cümle
marto (s) yalnız, tek
martoka (s) yalnız, bekar
martoxela (s) yalnız başına
martooba (i) yalnızlık
martooden (z) sadece, yalnızca
marula (i) yarış, koşu
marqsizmi (i) marksizm
marqsisti (i) marksist
marqsistulad gamobrZmedili yoldaş
marqsistuli (s) marksistçe
marSali (i) mareşal
marSi (i) asker i yürüyüş, marş
marSloba (i) mareşal gemisi
marSruti (i) yol, güzergah, rota
marCieli (i) falcı
marCieloba (i) falcılık
marcvali (i) tane, tohum, zerre, hece,
en ufak ayrıntı
marcvalTgayofa (f) hecelemek,
hecelere ayırmak
marcvleuli (i) hububat
marcvlovani (s) heceye veya hecelere
ait, hecelerden ibaret
marcxena (s) sol
marcxi (i) hata, başarısızlık, fiyasko,
yenilgi
marcxnidan soldan
marcxniv (z) sola
marwuxi (i) cımbız, maşa
marwyvi (i) çilek
marxva marxiloba (f) oruç tutmak,
perhiz yapmak
marxili (i) özellikle yük taşımaya
mahsus büyük kızak
marjani (i) mercan
marjve (s) çabuk, acele, atik, tetik,
uyanık
marjved (z) çabukça, atiklikle, uyanıkça
marjvena (s) sağ
marjvniv (z) sağa
marjnis kunZulebi mercan adası
mas (zm) ona, onu (-e hali: o)
masa (i) parça, top, kütle, külçe, yığın,
çokluk, hacim, cisim
masala (i) materyal, malzeme, araç
gereç
masiamovnebeli (s) işgüzar
masivi (i) blok, dağ kitlesi
masiuri (s) ağır, iri cüsseli, iri yapılı,
kitle halinde
maslaaTi (i) konuşma
masobrivi (s) kütle, yığın, çokluk, küme
masqinZeli ev sahibi, ziyafet veren
kimse
masqinZloba (i) ev sahipliği, ikramda
bulunma, ağırlama
masStabi (i) ölçek, skala
mas ukan (z) -den beri
maswavlebeli (i) öğretmen
maswavlebluri (s) mürebbiyeye ait,
özel ders
masxara (i) soytarı, dalkavuk, şakacı
masxrad agdeba (f) komiğine gitmek,
gülünç bulmak
masxroba (f) şaka yapmak, latife
yapmak (i) şaka, latife, nükte
matarebeli (i) tren
mateba (f) ileve etmek, arttırmak,
artmak, çoğalmak, çoğaltmak (i) artma,
arttırma,
çoğalma, çoğaltma
material (i) madde, kumaş, bez
materializmi (i) materyalizm
materialisturad (z) materyalistçe
materialisturi (s) materyalistçe
materialuri (s) fiziksel, paraya ait,
finansal
matiane (i) vakayi name, tarihi kayıt
matli (i) solucan, kurt
matriarqati (i) ana erkil
matrikuli (i) sertifika, kayıt
matyli (i) yün
matyuara (s) yalancı
matyuaroba, tyuili (i) yalancılık,
yalan
maudi (i) kumaş, örtü
mauwyebeli (i) haber götüren kimse,
kurye, maaş veya ücret bordrosu
mafraSa (i) portmanto, vestiyer
maqebeli (i) öven, metheden, şükreden
maqo (i) mekik
maqsimaluri maksimum olarak, en
fazla
maqsimumi (i) maksimum, en fazla, en
yüksek değer
maRazia (i) mağaza
maRalaRmatebuleba(i) ekselans, sefir
veya vekile verilen ünvan, haşmetmahap
maRalgvarovani (s) asil, soylu, alicenap
maRali (s) yüksek, asil, soylu, yüce, ulu
maRalkeTilSobileba (i) tapınma,
ibadet, aşırı sevgi veya hürmet gösterme
maRalfardovani (s) yüksek uçan,
mübalalı, abartılı
maRaro (i) maden ocağı, çukur
maRviZara çalar saat
maRla (z) yukarıda, üstte, yüksekte
maRlobi (i) yükseklik, yüksek yer
mayari iyi adam, güvey
mayvali (i) böğürtlen
mayurebeli (i) seyreden kimse, seyirci
maS (z) netice olarak, binaenaleyh
maSasadame (z) netice olarak
maSa (i) maşa
maSveli rgoli (i) can kurtaran simidi
maSveli gemi (i) kurtarma gemisi
maSveli jari (i) takviye kuvvet,
ihtiyat askeri, ihtiyat kuvveti
maSvrali (i) ağır işçi, zor işte çalışan
kimse
maSin (z) o zaman
maSina makine
maSindeli o zamanki
maSinve (z) hemen, derhal, o anda
maSinac o zamanda
maSinc o zamanda
maCvenebeli (i) rehber, gösterge
maCvi (i) porsuk, porsuk kürkü
maCvzRarbi (i) oklu kirpi
macTunebeli (s) ayartıcı, çekici
macTuri (i) teşvik eden, baştan çıkartan,
ayartan
macTuroba (i) günaha teşvik etme veya
olunma, günaha teşvik edici şey veya
kimse
macivari (i) buzdolabı
macocxlebeli (s) diriltici, canlandırıcı
macxovari (i) mesih, isa
maZebari (i) safkan köpek
maZiebeli (i) araştıran, arayan, yoklayan
kimse, araştırmacı
maZRari (s) tok
mawanwala (i) serseri, avare
mawarmoebeli (i) üretici
mawoni (i) yoğurt
mawyevari (s) lanetli
mawyenari (s) kötümser, korkak, kötü
duygu ve düşünceyle dolu
maWankali (i) muhabbet tellalı,pezevenk
maWankloba (f) pezevenklik etmek,
muhabbet tellallığı yapmak (i) muhapbet
tellallığı
maWari (i) taze şarap
maxaTi (i) çuvaldız
maxarobeli (i) iyi haber götüren kimse,
müjdeci
maxe (i) tuzak
maxvilgoniereba (i) keskin zekalılık,
açık gözlülük
maxvilgonieri (s) keskin zekalı, açık
göz
maxvili (i) kılıç, aksan, şive, vurgu
maxvili (s) keskin, sivri
maxinji (s) körlenmiş, şeklen bozulmuş,
çirkin
maxlobeli (s) akraba, yakın, bitişik
maxloblad (z) samimiyetle, içtenlikle
maxlobloba (i) akrabalık, yakınlık,
samimiyet
maxrCobelaairi (i) boğucu gaz, boğucu
sıcaklık
maja (i) bilek
majis saaTi kol saati
majis cema (i) nabız
majlajuna (i) kabus, karabasan
mahmadi (i) muhammet, mehmet
mahmadiani (i) muhammedi, müslüman
mahmadianoba (i) müslümanlık
mahmadianuri (s) islami, müslümanca
mbaZavi (i) taklitçi
mbaZveli (i) taklitçi
mbeWdavi (i) basımcı, matbaacı, bilgiyi
kağıda geçiren araç, makina
mboba (i) hikaye, haber, beyan
mbrZanebeli (i) emir veren, kumandan,
hükümdar
mburRavi (i) delen, delgeç, sondaj aracı
mgalobeli (i) şarkıcı
mgegmavi (i) plancı
mgeli (i) kurt
mgzavri (i) yolcu, turist, gezgin
mgzavroba (i) yolculuk (f) yolculuk
yapmak
mgznebare (s) ateşli, gayretli, şevkli
mgloviare (s) cenaze törenine ait
mgonia galiba, sanırım
mgosani (i) şair
mgrgvinavi (s) tıkırdayan
mgrZnobiare (s) duygulu, hassas, içli
mdabio (i) halk, avam
mdare (s) düşük kaliteli
mdgari (s) durgun, hareketsiz
mdgmuri (i) misafir, kiracı
mdgomareoba (i) durum, hal, vaziyet
mde, mdis -e kadar
mdebare (s) kain, vaki, bulunan, yer alan,
konumlanan
mdebareoba (s) yer, konum, durum
mdedrobiTi sqesi dişil gen
mdevari (i) kovalayan, peşine düşen,
takip eden, arayan
mdevneli (i) kovalayan, peşine düşen,
takip eden, arayan
mdelo (i) çayır
mdidari (s) zengin, varlıklı
mdivani (i) katip
mdivnoba (i) katiplik
mdinare (i) ırmak, çay, nehir
mdinari (s) akışkan
mdis -e kadar, -e gelinceye kadar
mdogvi (i) hardal, hardal bitkisi
mdovre (s) düz, eşit, musavi, denk,
muntazam, doğru, tarafsız, aynı seviyede
mdovred (z) düz bir durumda, eşit
olarak, tarafsızca
mdumare (s) sessiz, sakin, suskun
mdumareba (i) sessizlik
mduRare kaynar, çok sıcak
me (zm) ben, bana, beni
meabanove (i) hamamcı
mebaRe bahçıvan, bağ bakıcısı
membreSume (i) ipekçi
meabreSumeoba (i) ipekçilik
meaTe (s) onuncu
meaTedi (s) onda bir
meamboxe (i) isyancı, asi
meani (i) doğum müteassısı, ebe
meanoba (i) doğum müteassıslığı, ebelik
mease (s) yüzüncü
measedi (s) yüzde bir
mebaduri (i) balıkçı (ağ ile balıkçılık
yapan)
mebambeoba pamukçuluk, pamuk üretimi
mebarguli (i) hamal
mebaRe (i) bahçıvan, bahçeci
mebaReoba (i) bahçıvanlık, bahçecilik
mebaRCeoba kavun yetiştiriciliği, salatalık
yetiştiriciliği
mebostne (i) bahçıvan, bahçeci
mebostneoba (i) sebzecilik, bahçecilik
mebrZoli (i) savaşçı, şövalye, avcı
uçağı
mebuke (i) gayda, tulum çalan kimse
mebufete (i) barmen
megzuri (i) rehber, rehberlik yapan, yol
gösteren kimse
megobari (i) dost, arkadaş
megobroba (i) arkadaşlık
megobrulad (s) arkadaşça, dostca
megobruli (s) arkadaşça, dostca
megreli (i) laz (hristiyan)
megruli (i) lazca
medali (i) madalyon
medgari (s) kuvvetli, sağlam, sabit,
bükülmez
medgroba (i) sabitlilik, metanet,
sağlamlık, kuvvetlilik
medidurad (z) gururluca, gururla
mediduri (s) gururlu, kibirli, azametli,
onurlu
mediduroba (i) gururluluk, kibirlilik,
övünme
medikamenti (i) ilaç, tedavide kullanılan
madde
medicina (i) ilaç
medroSe (i) bayraktar, sancaktar
meduqne dükkancı
meezove (i) kapıkulu, kapıcı, hizmetkar
meetle (i) arabacı, taksi şoförü, fayton
sürücüsü
meeqvse (s) altıncı
mevaxSe (i) tefeci
mevaxSeoba (i) tefecilik
mevenaxe (i) bağcı, üzüm yetiştiricisi
mevenaxeoba (i) bağcılık, üzüm
yetiştiriciliği
mezobeli (i) komşu
mezoblad (z) komşu olarak, komşu
komşuya
mezobloba (i) komşuluk
mezoblurad (z) komşu olarak, komşu
komşuya
mezobluri (s) komşu olarak, bitişikce
mezRaqre (i) masalcı
mezRvauri (i) denizci, gemici
meTambaqoeoba (i) tütün yetiştiriciliği
meTauri (i) komutan, lider, (gazete)
başlık
meTauroba (f) komuta etmek,
hükmetmek (otorite olarak) (i) komuta
etme, hakimiyet,
yöneticilik
meTevze (i) balıkçı
meTerTmete (s) onbirinci
meTeqvsmete (s) onaltıncı
meTvalyure (i) müfettiş, gözlemci,
denetleyici
meTvalyureoba (i) müfettişlik,
gözlemcilik, denetleyicilik
meTodi (i) metod, düzen, yöntem,
sistem
meTodika (i) metod, düzen, yöntem,
sistem
meTodisti (i) metodist, düzenci,
sistemci
meTodiuroba (i) meteodiklik,
sistemcilik, nizamcılık, düzencilik
meTodurad (z) metodik olarak
meTodologia (i) metodoloji, metod
bilimi
meTodologiuri (s) metodolojik
meToduri (s) metodik
meTodkabineti (i) nizam kurulu,
düzenleme kurulu, nizam kabinesi
meToTxmete (s) ondördüncü
meTormete (s) onikinci
meTuluxe (i) su taşıyıcı
meisre (i) demiryolu makascısı, işaretçi
mekare (i) kaleci
mekobre (i) korsan
mekobreoba (i) soygunculuk, yağmacılık
mekuboe (i) tabutçu, tabut yapan kimse
mekurdRleoba (i) tavşancılık, tavşan
yetiştiriciliği
mekuWnave (i) kahya, ambar memuru
(ask) levazım çavuşu levazım subayı,
depocu,
ambarcı
mela (i) tilki
melia (i) tilki
melani (i) mürekkep
melanqolia (i) melankoli, kara sevda
melanqoliuri (s) melankolik, kara
sevdalı
meleqse (i) şair
meliTone (i) metalci, metal işcisi
meliskuda (i)
melogine (i) yatalak kadın, lohusa
melodia (i) melodi, parça, nağme,
akort, ezgi
melodiuri (s) melodik, ahenkli,
müzikal, nağmeli, akortlu
melodrama (i) melodrama
meloti (s) kel
memamule (i) mal sahibi, toprak sahibi,
yurdun sahibi
memanqane (i) makinist, makine kullanan
kimse
memarcxene (s) solcu
memarcxeneoba (i) solculuk
memarjvene (s) sağcı
memarjveneoba (i) sağcılık
memarxule (i) oruç tutan, oruçlu,
perhizli
mematiane (i) tarih kaydeden kimse,
vakai nüvis
mematlia (i) düzen, oyun, hile,
hilekarlık, tuzak
memindvre (i) çiftçi, ziraatçi
memindvreoba (i) çiftçilik, ziraat
memijnave (s) bitişik, hem hudut, yakın
memkvidre (i) varis, mirasçı
memkvidreoba (i) veraset, miras, kalıt
memkvidreobiTi (s) ecdada ait, ecdattan
kalmış, yadigar, miras kalmış kalıtsal
memkvidreobiT miRema (f) miras kalmak,
miras almak
memuarebi (i) hatıralar
menave (i) sandalcı, kayıkçı
menavTe (i) petrol tüccarı, petrol satıcısı
menaxire (i) çoban
menaxSire (i) kömürcü, kömür satıcısı,
kömür tüccarı
menSeviki (i) menşevik
menSevikuri (s) menşevikce
meoTxe (s) dördüncü
meoTxedi (s) dörtte bir, çeyrek
meomari (i) savaşçı
meoradi (s) ikincil, yarı, tali
meore (s) ikinci
meorexarisxovani ikinci kalite,
önemsiz
meormoce (s) kırkıncı
meoce (s) yirminci
meocnebe (i) hayalperest, hayalci
meojaxe ev bark sahibi
meqatrone (i) patron, şef
mequre (i) ekmekçi, fırıncı
mere (z) sonra
merme (z) sonra
merve (s) sekizinci
mervedi (s) sekizde bir
meridiani (i) meridyen
mermis gelecekte, geleceğe ait
merqani (i) tahta, kereste, ağaç, odun
meryevi (s) sabit olmayan, sallanan,
titrek, düzensiz, değişken, kararsız
meryeoba (f) tereddüt etmek, duraklamak
(i) tereddüt, duraklama
meryevi Wari (i) gönülsüz asker
mercxali (i) kırlangıç
merZeve (i) sütçü
merxi (i) sıra, bank, tezgah
mesaaTe (i) saatçi, saat tamircisi
mesazRvre (i) sınır korumacısı
mesakuTre (i) patron, iş sahibi, işveren
mesame (s) üçüncü
mesamedi (s) üçte bir
mesangre (i) lağımcı, kazmacı, istihkam
neferi
mesaflave (i) mezarcı
mesaqonle (i) sığırcı, sığır üreticisi,
besici
mesaqonleoba (i) besicilik
mesayvire (i) borucu, boru çalan kimse,
tellal
mesaWe (i) serdümen, dümenci
meseri (i) parmaklık, tahta perde, çit
mestvire (i) gayda çalan kimse, kavalcı,
tulum çalan kimse
metad (z) fazlaca, çok fazla
metadre (z) özellikle, bilhassa
metalurgiuli (s) metalorjik
metafizika (i) metafizik, fizik ötesi
metafora (i) mecaz
metaforuli (s) mecazi
meteorologiuri (s) meteorolojik
meti (z-s) artık, ziyadesiyle, daha fazla
metive (i) salcı, sal kullanan, sal satan
metismetad (z) çok fazla olarak,
ziyadesiyle, son derece
metismeti (s) çok fazla, aşırı
metiCara (i) birden zengin olan kimse,
sonradan görme, zıpçıktı, girişken, girgin
metoqe (i) rakip
metoqeoa (i) rekabet
metri (i) metre
metrikuli (s) metrik
metrikuli mowmo (i) doğum raporu
metro metroqoliteni yeraltı
demiryolu
metsaxeli (i) lakap, takma ad
metyeveoba (i) ormancılık
metyveleba (i) dil, konuşma, söz, söylev
metyvelebis nawili cümlenin öğesi
meurme (i) şoför, kaptan, antranör
meurne (i) çiftçi
meurneoba (i) ziraat, çiftçilik
meufe (i) lort, efendi, sahip, mal sahibi
meuRle (i) eş, karı ve kocanın
birbirlerine göre durumu
mefe (i) kral
mefoba krallık, yönetim, hükümranlık (f)
krallık yapmak
mefurne (i) ekmekçi, fırıncı
mefutkre (i) arıcı
mefutkreoba (i) arıcılık
meqanizacia (i) mekanizma
meqanizmi (i) mekanizma
meqanika (i) mekanik
meqanikosi (i) mekanikçi, operatör
meqanikuri (i) mekanikce
meqarxne (i) fabrikacı, değirmenci
meqvabe (i) kazancı, tencereci
meqoTne (i) çömlekçi, saksıcı
meqrTame i) rüşvet, rüşvetçi
meqrTameoba (i) rüşvetçilik (f) rüşvet
vermek
mequde (i) fesçi, şapkacı
meRvine (i) şarapçı
meRvineoba (i) şarapçılık
meRore (i) domuzcu
meRoreoba (i) domuzculuk
meSveli (s) yardımcı
meSveli gmna yardımcı fiil
meSveobiT (s) vasıtası ile
meSvide (s) yedinci
meSuSe (i) camcı, sırcı
meCeqme (i) çizmeci, ayakkabıcı
meCvidmete (s) onyedinci
mecadine (s) (derste) çalışkan, dikkatli,
gayretli
mecadineoba (f) ders çalışmak (i)
çalışma, gayret
mecamete (s) onüçüncü
mecniereba (i) bilim
mecnieri (i) alim, bilgin, bilim adamı
mecnieruli (s) bilimsel
mecxvare (i) koyun çobanı
mecxvareoba (i) koyunculuk, koyun
besiciliği
mecxoveleoba (i) hayvancılık
mecxramete (s) ondokuzuncu
mecxre (s) dokuzuncu
mecxredi (s) dokuzda bir
meZebari (i) tazı, av köpeği, araştırıcı, iz
süren kimse
meZroxe (i) sığırcı, sığır yetiştiricisi
mewaRe (i) ayakkabıcı
mewveli Zroxa sağılan inek
mewvrilmane (i) seyyar satıcı, gezici
esnaf
mewisqvile (i) değirmenci
mewyeri (i) çığ, daglardan yuvarlanan
kar kümesi, heyalan
meWeWi (i) siğil
meWurWle (i) çömlekçi, saksıcı
meWurWleoba (i) çömlekçilik
mexanZre (i) itfaiyeci
mexdacemuli (s) gök gürültülü
mexi (i) gök gürlemesi, gök gürültüsü
mexileoba (i) meyvecilik, meyve
yetiştiriciliği
mexotbe (i) şair, lirik yazım, gazel,
kaside şairi
mexre (i) öküz bakıcısı, besicisi,
yetiştiricisi
mexsaridi (i) ışın demeti, aydınlık
hüzmesi, ışık hüzmesi
mexsiereba (i) hafıza
mexuTe (s) beşinci
mexuTedi (s) beşte biri
mejinibe (i) seyis, uşak
mejoge (i) çoban, önder, klavuz
mzad (z) hazır, tamam mudam mzad her
zaman hazır
mzadyofna hazır olmak
mzadeba (i) hazırlama, (f) hazırlamak
mzareuli (i) aşçı
mzareuloba, kulinaria (i) aşçılık
mze (i) güneş
mzeTunaxavi (s) güzel
mzera (f) bakmak, dikkatle bakmak
mzesumzira (i) ay çiçeği, güne bakan
mzveravi (i) anten, haber alıcı, alıcı,
keşifçi
mzveravi TiviTmfrinavi (i) devriye
uçağı
mziani (s) güneşli, aydınlık
mzidavi (i) taşıyıcı
mziTevi (i) kabiliyet, istidat
mzisamosvla (i) güneşin doğması (f)
güneş doğmak
mzis Casvla (i) güneşin batması
mzis dabneleba (i) güneşin kararması
mziuri (s) güneşli
mzrunavi (i) vekil, mutemet, yediemin,
mütevelli
mzrunveli (i) vekil, mutemet,
yediemin, mütevelli, müze müdürü
mzrunveloba (i) endişe, merak, gaile,
dikkat, ihtimam, tedbir, koruma, müze
müdürlüğü
mTa (i) dağ
mTagoriani mTiani (s) dağlık
mTagrexili (i) dağ silsilesi, sıra dağ
mTavari (i) şef, amir, reis, en önemli,
başlıca
mTavari Zalebi (ask.) ana kuvvetler
mTavarsardali (i) başkomutan
mTavroba (i) hükümet
mTargmneli (i) çevirmen, mütercim
mTeli (s) bütün, tüm
mTvare (i) ay
mTvariani (s) mehtaplı
mTvariani Rame mehtaplı gece
mTvaris Suqi (i) ay ışığı
mTvrali (s) sarhoş, çakır keyif
mTiani (s) dağlık
mTagoriani (s) dağlık
mTibavi (i) biçici (ot)
mTieli (i) dağlı
mTleli (i) oymacı, hakkak
mTlad (z) tamam, hepsi, büsbütün
mTlianad (z) tamamı, hepsi, büsbütün
mTliani (s) tam, bütün
mTlianoba (i) bütünlük, tamlık
mTqmeli (i) söyleyici, anlatımcı,
demeçci
mTqnareba (i) esneme (f) esnemek
mTxzveli (i) yazar, hikayeci, romancı
mialerseba (f) okşamak, kucaklamak
miaxloeba (f) yaklaşmak
mibareba (f) teslim etmek (okula),
emanete bırakmak
mibaZva (i) taklit etme, sahtesini yapma
(f) taklit etmek, kopyasını yapmak
mibegva (f) boncukla süslemek, boncuk
dizmek
mibma (f) bağlamak (oraya), tutturmak,
takmak
mibmuli (s) bağlanmış (oraya),
tutturulmuş
mibruneba (f) dönmek (oraya), çevirmek,
döndürmek
migdeba (f) atmak (oraya), bırakmak
migdebuli (s) atılmış (oraya),
bırakılmış
migeba (f) cevap vermek, karşılık vermek
migebeba (f) ras gelmek, karşılamak,
tesadüf etmek
migzavna (f) göndermek (oraya)
migneba (f) bulmak, keşfetmek
midamo (i) yöre, civar, çevre
midgma (f) kurmak, diklemek (oraya)
mideb-modeba (f) teklifsizce konuşmak,
gevezelik etmek, samimi konuşmak,
dedikodu yapmak
midevneba (f) takip etmek, izlemek,
yetişmeye çalışmak
midrekileba (i) meyil, eğim, eğilim
mier (e) -den, tarafından
miviwyeba (f) unutmak (orada)
miviwyebuli (s) unutulmuş (orada),
unutulan
mivlineba (f) göndermek, sevk etmek (i)
gönderme, sevk etme, sevk
mivlinebuli (s) gönderilmiş, sevk
edilmiş
mizandasaxuloba (i) nesnel, somut,
tarafsız
mizani (i) maksat, amaç, erek, ödev,
niyet, hedef tahtası, hedef
mizanSi moxvedra (f) tam isabet etmek
mizanSeuwoneli (s) uygunsuz,
yakışıksız
mizanSewonili (s) uygun, yakışıklı
mizezi (i) sebep, neden
mizeziT şu sebeple, şu sebepten
mizezobrivi (s) sebep teşkil eden,
nedeni olan, nedensel, bir sebep belirten
mizezobrioba (i) sebepsellik,
nedensellik
mizidva (f) taşımak (oraya), cezbetmek
miziduloba (i) cazibe, çekici oluş,
alımlılık
miT onunla
miTviseba (f) benimsemek, zimmete
geçirmek, (i) benimseme, zimmete
geçirme
miTi (i) efsane, mit, hayali kimse veya
şey
miTiTeba (f) işaret etmek, göstermek (i)
işaret, gösterme
miTologia (i) mitoloji, efsane
miTologiuri (s) mitolojik, efsanevi
miTuri (s) efsane kabilinden, mite özgü,
hayali
miTqamoTqma (i) boş konuşma, rivayet,
şayia
miTxoveba (f) evlenmek, evlendirmek,
birleşmek, birleştirmek
mikavSireba (f) bağlantı kurmak,
lehimlemek
mikereba (f) dikmek (oraya)
mikvra (f) yapıştırmak, bağrına basmak
mikibul-mokibuli qasuxi kaçamak
cevap
mikideba (f) asmak, takmak, sarkıtmak
mikiTxva (f) araştırmak, soruşturmak
mikroskoqi (i) mikroskop
mikroskoquli (s) mikroskopik
mikrofoni (i) mikrofon
mikuTvneba (f) kendine maletmek, tahsil
etmek, zimmete geçirmek (i) tahsilat,
zimmete
geçirme, tahsil etme
milageba (f) yerine koymak,
düzenlemek
milaki (i) çubuk, kamış, boru
milaquceba (f) yaltaklanmak, yağ
çekmek, dalkavukluk etmek, gururunu
okşamak
mili (i) boru, çubuk, mil hesabı ile
uzaklık
miliardi (i) milyar
miligrami (i) miligram
milimetri (i) milimetre
milioni (s) milyon
milicia (i) milis
milicieli (i) er, milis
milocva (i) tebrik, kutlama, (f)
kutlamak, tebrik etmek
miluleba (f) şekerleme yapmak,
uyuklamak, kestirmek, tavşan uykusuna
yatmak
milulva (f) şekerleme yapmak,
uyuklamak, kestirmek, tavşan uykusuna
yatmak
milursmva (f) mıhlamak, çivilemek, sıkı
sıkı bağlamak, kavramak
mimagreba (f) bağlamak, açılmayacak
suretle kapatmak, sürmelemek, tutturmak
(i) bağlama, tutturma
mimalva (f) saklamak (oraya),
saklanmak, gizlemek, gizlenmek
mimarT (e) -e doğru, doğrultusunda,
tarafına doğru
mimarTebiTi (s) bağıntılı, bağlı, ilişkin,
dair
mimarTva (f) baş vurmak, müracat
etmek, nutuk, hitabe
mimarTuleba (i) doğrultu, yön
mimarTuli (s) doğrultulmuş,
yönlendirilmiş
mimateba (f) ilave etmek (oraya) (i) ilave,
ek
mimatebuli (s) ilave edilmiş (oraya),
ilaveli
mimbaZveli (i) taklitçi, sahtekar
mimbaZveloba (i) taklitçilik, sahtekarlık
mimbaZvelobiTi (s) taklitle, sahteyle
mimdevari (i) partizan, taraftar, hayran,
mürit
mimdinare (s) akıcı, akışkan
mimdinareoba (i) akış, akışkanlık
mimzidveli (s) çekici, alımlı
mimzidveloba (i) büyü, sihir, muska,
çekicilik, alımlılık
mimino (i) atmaca
mimndobi (s) güvenilir, itimat edilir
mimniWebeli (i) veren, bağışlayan kimse
mimomxilveli (i) eleştirmen, tenkit
yazarı
mimosvla (f) gidip-gelmek, dolaşmak
mimoxilva (f) yeniden gözden
geçirmek, incelemek, dikkale muayene
etmek, teftiş etmek
(i) inceleme, muayene, teftiş,
eleştiri
mimsgavseba (f) benzemek, benzetmek (i)
benzeme, benzetme
mimtani (i) taşıyan, götüren
mimRebi (i) alıcı
mimReoba (i) (gramer) ortaç, (sıfat- fiil)
mimyoli (s) uysal, mazlum
mimcemi (i) verici, veren
mimwodebeli (i) müteahit, taahhüt eden
mimxdomi (s) zeki, akıllı, anlayışlı,
kıvrak zekalı
mimxdomeloba (i) marifet, yaratma
yeteneği
mimxroba (f) bir araya getirmek,
birleştirmek, gidip birleşmek, kavuşmak,
-e katılmak
mina (i) cam, sırça
minanqari (i) mine, diş minesi
mananqriani (s) mineli
mindoba (f) emanet etmek,
görevlendirmek, emniyet etmek,
güvenmek
mindobiloba vekaletname, yetki,
ruhsat, arama emri
mindori (i) düzlük, vadi, alan
minerali (i) mineral
mineraluri wylebi menba suları
mineralogia (i) mineraloji
minimaluri (s) asgari
minimumi (i) minumum, asgari, en az
ministri (i) bakan, vekil, nazır
miniWeba (f) hüküm vermek, karar
vermek, (i) hüküm, karar
minusi (i) eksi işareti, olumsuz miktar
miqarva (f) sürünmek, sessizce
sokulmak, çalmak, aşırmak
miqatiueba (f) davet etmek (i) davet
miqatiJebuli (s) davetli (oraya)
miqyroba (f) kulak vermek
mirbena (f) koşmak (oraya)
mirekva (f) mermiyi sürmek
mirTmeva (f) hediye sunmak, yemek
sunmak
mis (zm) onun
misakuTreba (f) zimmetine para
geçirmek, (i) zimmete para geçirme
misalmeba (f) selamlamak (i) selamlama
misamarTi (i) adres
misasalmebeli, misaloci (s) kutlama
kartı
misaRebi (i) resepsiyon, bekleme odası
misaRebi (i) sınava giriş yeri
misaxvdomi (s) belli, açık, anlaşılabilir
miseva (f) saldırmak, (köpekler) hücum
etmek
misvla (f) varmak, gitmek (oraya)
misvla-mosvla (i) gidip-gelmek, ilişki
kurmak, ilişki
misi (s) onun
misianebi dost çevresi (onun), kendi
insanları
misuli (i) varmış olan, gitmiş olan
(oraya)
misresa (f) bastırmak, sıkıştırmak, sıkıp
suyunu çıkarmak
miswrafeba (f) şiddetle istemek, -e can
atmak, (i) istek, arzu
miswreba (f) vaktinde varmak,
yakalamak, yetişmek
misxali (i) dört gramlık ağırlık ölçüsü
birimi, miskal
misja (f) mahkum etmek, karar vermek,
cezalandırmak
mitana (f) bir şeyi götürmek (oraya),
teslim etmek, dağıtmak (i) teslim,dağıtım
miteveba (f) kusura bakmamak, mazur
görmek (i) mazeret, özür, bahane
mitkali (i) pamuk bezi
mitingi (i) miting
mitra (i) piskoposluk tacı
mitroqoliti (i) ana kentli, başkentli
başpiskopos, metropolit
mitoveba (f) terk etmek, bırakmak,
vasiyatname ile bırakmak
mitovebuli (s) terk edilmiş, bırakılmış
mityueba (f) cezbetmek, ayartmak (i)
cezbetme, ayartma
miudgomeli (s) etkilenmez, sarsılmaz,
varılamaz, yanına girilemez, tarafsız
miudgomloba (i) tarafsızlık, yansızlık
miuvali (s) zapt olunmaz, yenilmez
miukarebeli (s) yanaşılmaz,
yanaşılamaz, dokunulmaz
miundobeli (s) güvenilmez, güven
verici olmayan
miutevebeli (s) bağışlanamaz, hoş
görülemez, uygunsuz, yakışıksız,
yakışmaz,uymaz
miuRebeli (s) kabul edilmez, caiz değil
miuRweveli (s) erişilmez, elde
edilemez, ele geçirilemez, varılamaz
miuCveveli (s) alışık olmayan,
alışılmamış, alışılmadık
miuwvdomeli (s) ulaşılmaz, varılmaz,
erişilmez
miuxedavad -e rağmen, buna rağmen
miuxvedreli (s) kalın kafalı
mifareba (f) örtmek, kapamak,
gizlemek, saklamak, korumak
mifereba (f) okşamak (i) okşama,
okşayış, sevme
mifrena (f) uçmak (oraya)
mifuCeCeba (f) basmak (ayakla),
çiğnemek
miqarva (f) saçmalamak, saçma sapan
konuşmak
miqiraveba (f) kiralamak
miqceva kulak vermek, dikkat etmek
miReba (f) (mektup, yemek, ilaç vb)
almak, kabul etmek
miRweva (f) meydana getirmek,
başarmak, tamamlamak, bitirmek (i)
başarı, eser,
kahramanlık
miyvana (f) birini götürmek, refakat
etmek
miyola (f) takip etmek, izlemek, riayet
etmek
miyrdnoba (f) dayanmak, katlanmak
miSeneba (f) ilave inşaat yapmak
miSveba (f) yaklaşmaya izin vermek
miSveleba (f) kurtarmak, yardım etmek
(i) yardım
miCveva (i) alışkanlık, alışma, alıştırma
(f) alışmak, alıştırmak
miCveuli (s) alışık
miCmani (i) deniz asteğmeni
miCneva (f) iyice düşünmek, saymak,
telakki etmek
miCqmalva (f) gizlemek, saklamak, gizli
tutmak, çiğnemek
micema (f) vermek, ses vermek, soruya
cevap vermek
micemiTi brunva ismin i hali
micvaleba (f) ölmek (i) ölüm
micvalebuli (s) cenaze, ölü
miZineba (f) uykuya dalmak
miZRvna (i) teklif, arz (f) satışa sunmak,
teklif etmek
miZRvnili (s) adanmış, ithaf edilmiş
miwa (i) toprak, yeryüzü
miwaTmoqmedeba (i) tarım, çiftçilik
miwaTmoqmedi (i) çiftçi
miwaTmflobeli (i) toprak sahibi
miwaTmflobeloba (i) toprak sahibliği
miwa-wyali ülke, bölge, arazi
miwebeba (f) yapıştırmak, (i) yapıştırma
miweva (f) öteye çekmek (i) çekme
miwer-mowera (f) yazışmak,
mektuplaşmak
miwera (i) dip not, not
miwvdoma (f) varmak, gelmek, ulaşmak,
yetişmek, dokunmak, tesir etmek
miwveva (f) davet etmek, çağırmak (i)
davet, çağrı
miwvena (f) yaslanmak (kısa süre için)
miwieri (s) dünyaya ait, yeryüzüne ait,
dünyasal
miwis mzomeli (i) arazi ölçücüsü
miwis mTxreli (i) toprak kazıcısı,
amele
miwisferi (i) toprak rengi
miwis muSa (i) tarım işçisi
miwisqveSa (s) toprak altı
miwisZvra (i) zelzele, deprem
miwodeba (f) sunmak, arz etmek, vermek
miwola (f) dayanmak, dayamak
miwona (f) tartılma, tartmak, (i) tartı
miwuri (i) çamurdan kulübe, toprak evi
miWedva (f) çakmak (oraya), çivilemek,
mıhlamak
miWeneba (f) sekerek koşmak, zıplayarak
koşmak (i) sekme, zıplama
miWra (f) kesmek
miWyleta (f) ezmek
mixaki (i) karanfil
mixakisferi (s) kahverengi
mixedva (f) bakmak (o tarafa)
mixedviT (z) -e göre, buna göre
mixvdoma (f) anlamak, sanmak, tahmin
etmek (i) anlayış, anlama, tahmin
mixvedra (f) tahmin etmek, zannetmek
(i) tahmin, zan
mixvedrili (s) hünerli, marifetli,
kıvrak zekalı
mixveta (f) sıyırmak, süpürmek
mixveul-moxveuli (s) dolambaçlı,
yılankavi
mixla (f) vurmak, çarpmak, (saat)
çalmak-gibi, tıklamak
mixla-moxla (i) ezme, sıkma, tazyik,
izdiham
mixra-moxra (i) yürüyüş, tur
mixtoma (f) saldırmak, hücum etmek, (i)
saldırı, taarruz
mixurva (f) örtmek, kapatmak, kapamak
(i) örtme, kapama
mixuruli (s) örtülü, kapalı
mijaWva (f) zincirlemek
mijaWvuli (s) zincirlenmiş
mijna (i) arazi ölçümü, arazi incelemesi,
teftiş
mijnuri sevgili
mijnuroba (i) aşk, sevgi, düşkünlük
mka (i) biçme (f) biçmek
mkalavi (i) kalaycı
mkafio (s) temiz, açık
mkafiod (z) açıkca, net bir şekilde
mkacrad (z) erkekçe, delikanlıca
mkacri (s) sert, haşin, acımasız, inatçı
mkbenari (i) ısırgan, ısırıcı bit
mkeravi (i) terzi
mkerdi (i) göğüs, bağır, döş
mkvaxe (s) ham, gelişmemiş, pürüzlü,
pürtüklü, engebeli, kaba dokunmuş
mkvdari (s) ölü
mkveTrad (z) keskince
mkveTri (s) keskin, sivri
mkvexara (i) övünen kimse, övüngen,
övünçlü
mkvidri (i) öz, yerli, doğuştan
mkvircxlad (z) çabucak, çevikçe
mkvircxli (s) çabuk, çevik
mkvlevari (i) müfettiş
mkvleli (i) katil
mkvleloba (i) cinayet, suikast
mkvrivi (s) elastiki, esnek
mkiTxavi (i) falcı
mkiTxaoba (i) falcılık
mkiTxveli (i) okuyucu, okuyan birisi,
okutman
mklavi (i) kol
mklavmagari (s) sağlam, güçlü, kuvvetli
mkrefavi mkrepeli (i) toplayıcı
mkrTali (s) solgun, soluk
mkurnali (i) şifacı, iyileştirici, fiziksel
şifa
mkurnaloba (f) tedavi etmek, (i) tedavi
mlaSe (s) tuzlu, tuzlanmış
mlesavi (i) bıçak bileyici
mlewavi, mlewveli (i) harmancı
mliqvneli (i) dalkavuk
mliqvneloba (i) yaltaklanma,
dalkavukluk
mlocveli (i) duacı, dua eden, ibadet
eden
mmarTveli (i) yönetici, idareci, müdür
mmarTveloba (i) idarecilik, yöneticilik
mmaCi (i) evlenme ve nüfus memurluğu
mnaTvleli (i) vaftizci
mnaTobi (i) yıldız, ışık saçıcı
mnaxveli (i) ziyaretçi, misafir, seyirci
mngreveli (i) madenci, kazıcı, çıkarıcı
mne (i) kahya
mniSvneli (i) payda
mniSvneloba anlam, mana, ehemmiyet,
önem
mniSvnelobani önemli, ehemmiyetli
moagarake (i) yazlıkta oturan kimse,
yazlıkçı
moadgile (s) yerli, bedel, vekil
moadgileoba (i) yerlilik, ikame, yerine
koyma
moazrovne (i) düşünür, filozof
moalerse okşayıcı, hoş, sevgi dolu, tatlı
moamze (i) anlatan, aktaran, haberin
kaynağı
moangariSe (i) muhasip
moangariSeoba (i) muhasiplik
moarSiye (i) aşık, sevdalı, düşkün,
meraklı
moaxle (i) kadın hizmetçi, uşak
moaxloeba (f) yaklaşmak, yanaşmak,
müracaat, (i) yaklaşma, yaklaşım
moajiri (i) trabzan, parmaklık, parapet,
mobana (f) yıkamak
mobezreba (f) bezmek, bıkmak,
bezdirmek, bıktırmak
mobezrebuli (s) bezmiş, bezdirilmiş,
bıkkın, bezgin
moberva (f) şişirmek
mobilizacia (i) seferberlik
mobilizeba (i) silah altına alma, savaş
haline geçme, seferber etme
mobinave (i) kiracı, pansiyoner
mobma (f) bağlamak
mobneva (f) saçmak, serpmek, dağıtmak,
dağılmak
mobruneba (f) dönmek (bu tarafa) (i)
dönüş
mobuzRune (s) huysuz, somurtkan
mobrZaneba (f) gelmek, buyurmak
mobRauWeba (f) yakalamak, kavramak,
elinde sımsıkı tutmak
mogeba (f) kazanmak, kaplamak,
kaldırım vs. döşemek
momgebiani (i) piyango bileti
mogerieba (f) geri itmek, püskürtmek,
nezaketsizce ret etmek
mogvareba (f) kararlaştırmak, halletmek,
yatıştırmak (i) karar, hal
mogvarebuli (s) halledilmiş
mogvianibiT (z) gecikmiş olarak
mogzauri (i) yolcu
mogzauroba (f) seyahat etmek, yolculuk
yapmak, (i) yolculuk, seyahat
mogleja (f) sökmek (topraktan)
mogoneba (f) hatırlamak, uydurmak
mogonili (s) uydurulmuş, uyduruk
mogrexa (f) burmak, eğirmek, bükmek
mogroveba (f) toplamak, biriktirmek,
kolleksiyon yapmak (i) toplama,
toparlama
mogrovili (s) toplanmış, biriktirilmiş,
toplu
mogrZo (s) uzunluğu genişliğinden
fazla, uzun
mogubeba (f) zapt etmek, tutmak, bent
baraj ile tutmak
moda (i) moda, biçim, tarz
modgma (i) tür, soy, nesil
modgoma (f) kıyıya yanaşmak
modeba (f) tutmak, takmak, ateş almak,
ateşlemek
modeli model
modernuli modern
modreka (f) eğmek, bükmek
moduneba (f) zayıflatmak
modunebuli (s) zayıf, zayıflatılmış
moedani (i) meydan, alan
moelvare (s) parlak, ışıltılı
movale (i) borçlu
movaleoba (i) vazife, ödev, mecburiyet,
yükümlülük
movercxvla (f) gümüşlemek, gümüş
kaplamak, sırlamak
movla (i) bakım, gözetme, bakma,
dönme, dolanma (f) bakmak, gözetmek
movlena (i) ortaya çıkma, görünme, hal
ve tavır
mozaika (i) mozayik
mozardi (i) genç, yeni yetme
mozela (f) yoğurmak
mozveri (i) tosun, boğa
moziare (i) iştirak eden, iştirakçi
mozomva (f) ölçmek
mozrdili (s) yetişkin, ergin
moTave (i) kışkırtıcı, ele başı
moTaveba (f) bitirmek, sona erdirmek
moTavebuli (s) bitmiş, bitik
moTavseba (f) koymak, yerleştirmek
moTamaSe (i) oyuncu
moTbo (s) sıcakca, ılık
moTeTro (s) beyazımsı
moTibva (f) biçmek
moTmena (f) çekmek, katlanmak,
dayanmak, sabretmek
moTmineba (i) sabır, sabretme (f)
sabretmek
moTminebiT (z) sabırla
moToxna (f) çapalamak
moTreva (f) sürütmek (bize doğru)
moTuTqva (f) haşlamak, kaynar su yada
buhar ile temizlemek, ısıtmak
moTqma (f) ağlamak, sızlamak, yas
tutmak (i) ağlama, sızlama feryat, figan
moTxovna (f) istemek, talep etmek
moTxovnamde genel dağıtım
moTxovnileba (i) istek, talep, rağbet
moTxra (f) kazmak, (i) kazı
moTxroba (i) hikaye etme, hikaye (f)
hikaye etmek
mokavSire (i) bağlaşık, müttefik, ortak,
birleşmiş, birleşik
mokazmva (f) kuşamak, kuşanmak,
düzenlemek, düzenlenmek
mokazmuli (s) giyinik, kuşanık, düzenli,
askeri hizaya getirmek
mokazmuloba (i) giyinme, kuşanma
mokakva (f) eğmek, bükmek
mokakuli (s) eğilmiş, eğik, bükük
mokalaTeba (f) kuluçkaya yatmak
mokalva (f) kalaylamak, (i) kalaylama
mokaluli (s) kalaylanmış, kalaylı
mokaSkaSe bol ışıklı
mokamaTe (i) aleyhtar, muhalif, hasım,
rakip
mokarnaxe (i) suflör
mokbeCa (f) ısırmak (i) ısırma, lokma
mokvdoma (f) ölmek
mokeTe (i) iyi niyetli, dost
mokeTeba (s) iyileşme, kendine gelme
mokveTa (f) başını kesmek, dişleri
üstüste getirmek
mokvla (f) öldürmek
mokideba (f) dokunmak, tutmak, sırtına
yüklenmek, ateşi yakmak, tutuşturmak
mokiTxva (i) selam, öpme
mokirwyvla (f) kaldırım döşemek (i)
kaldırım döşeme
mokle (s) kısa simokle (i) kısalık
mokled (z) kısaca
mokleba (f) azaltmak, azalmak,
küçültmek, indirmek
moklevadiani (s) kısa süreli
mokle winda kısa çorap
mokle xniT kısa süreyle
mokluli (s) öldürülmüş, ölü
mokrefa (f) toplamak
mokrive (i) boksör
mokrZalebiT (z) saygıyla
mokuzuli (s) eğri, kıvrık
mokumSva (f) bastırmak, sıkıştırmak, -e
basmak, sıkmak
mokurcxlva (f) koşmak, seyirtmek,
çekip çevirmek, akıtmak,
mola (i) molla, hoca, sofu
molalva (f) mermiyi ağzına vermek,
namluya mermi sürmek
molandeba (i) hayalet, hortlak, gölge,
hayal
molaqarake (s) konuşmacı, konuşkan
molaqarakeba (i) müzakere
molare (i) kasiyer
molaRuri (i) sarı asma (hayvan)
molaybe (i) geveze, boşboğaz
molekula (i) molekül
moli (i) ot, çimen
moliquli (s) kaygan, kaypak,
güvenilmez
molodini (i) bekleme, umut
molurjo (s) mavimsi
molocva (f) tebrik etmek, (i) tebrik,
kutlama
molxena (f) neşelendirmek
momabezrebeli (s) yorucu, sıkıcı,
bıktırıcı
momadliereba (f) tatlı sözle kandırmak,
gönlünü yapmak, dil dökmek
momavali (s) gelecek zaman, gelecek,
istikbal
momakvdavi (s) ölmekte olan, sona eren,
solan
momakvdinebeli (s) öldürücü
momarageba (f) sağlamak, temin etmek,
önceden hazırlamak (i) temin etme,
sağlama
momaragebis ufrosi levazım subayı
momarTva (f) saat kurmak
momaswavebeli (i) müjdeci, haberci
momarjveba (f) uydurmak, uyarlamak,
adapte etmek, tatbik etmek (i) adapte
etme,
uydurma, tatbik
momarjvebuli (s) ayarlanmış, adapte
edilmiş, tatbik edilmiş
momateba (f) artmak, arttırmak (i) artış,
artma
momatebuli (i) artmış, arttırılmış
momdevno (s) aşağıdaki, müteakip, ertesi,
takip eden
momgebi (i) galip, kazanan
momdureba (f) ağız dalaşı yapmak,
atışmak, çekişmek
momenti (i) an, lahza xelsayreli
momenti fırsat
mometebulad (z) ilaveli olarak,
enfazlası, abartılısı
momvleli (i) bakıcı, dadı, hasta bakıcı,
hemşire
momzadeba (f) hazırlamak,hazırlanmak,
(i) hazırlık
momzadebuli (s) hazır, hazırlanmış
momTabare (i) göçebe (s) göçebe gibi
momTabareoba (f) göçmek (i) göçebelik,
göçebe yaşam
momTmeni (s) sabırlı, sebatlı
momTxrobi (i) hikaye anlatıcısı
momizezeba (f) açıklamak, izah etmek,
(i) izah
momijnave (s) bitişik komşu, yakın
momka (f) biçip kaldırmak, biçici (i) hasat
momkeli (i) biçici, hasatçı
momJavo (s) ekşice, mayhoş
momravleba (f) artmak, arttırmak,
çoğalmak, çoğaltmak, çarpmak (mat.)
(i) çoğalma, (mat.) çarpma
momrgvaleba (f) yuvarlaklaştırmak,
eğmek (i) yuvarlama, yuvarlaklaştırma
momrgvalo (s) yuvarlak biçimde,
dairesel
momrigebeli (i) arabulucu, aracı
momsaxureba (f) memuriyet etmek,
hizmet etmek, (i) memuriyet, hizmet
momsvleli (i) gelen, ziyaretçi
momtani (i) getiren, taşıyan, hamil
momuSave (i) çalışan, işçi
momqancavi, momqancveli (s) yorucu,
bıktırıcı
moqmedi (i) aktör
momRerali (i) şarkıcı
momyvani (s) getiren, (i) sürücü, rehber,
orkestra şefi
momCivani (s) şikayetçi, davacı
momcemi (i) veren, verici
momwamlavi (s) zehirli, öldürücü
momwaro (s) acımsı
momwesrigebeli (i) düzenleyen,
ayarlayıcı, düzengeç, regülatör
momwvano (s) yeşilimsi
momwifeba (f) olgunlaşmak (meyva),
olgunlaştırmak, vadesi gelmek
momwyobi (i) organizatör, ayarlayan
momWirne (s) tutumlu
momWirned (s) tutumluca
momWirneoba (f) tutumlu olmak, (i)
tutumluluk
momxiblavi (s) sihirli, büyüleyici, çok
hoş
momxmare (i) yardımcı, asistan
momxmarebeli (i) tüketicÿ, kullanıcı,
kullanan
momxre (i) taraftar, yandaş, partizan,
yoldaş
momxsenebeli (i) muhabir, muhbir
momjadoebeli (s) büyüleyici, sihirli
mona (i) köle, eser
monagvianeba (f) kirletmek, pisletmek, (i)
kirletme, kirletiş, pisletme
monadire (i) avcı
monazoni (i) rahibe
monazonoba (i) manastır hayatı yada
sistemi
monazonuri (s) sofu, kendini manastıra
adamış
monaTesave (i) akraba, talukat
monaTvla (f) vaftiz etmek,
hristiyanlaştırmak (i) vaftiz,
hristiyanlaştırma
monaTluli (s) vaftiz edilmiş
monakveTi (i) kesik, pay, hisse
monanieba (f) pişmanlık duymak (i)
pişmanlık
monaqovari (i) edinim, edinilen bilgi,
hüner, kazanç, kazanım
monarCeni (i) kalan, artan, kalıntı
monarqi (i) monarşi, hükümdarlık
monarqiuli (s) monarşik, hükümdarlık
yönetimi
monasteri (i) manastır
monacemebi (i) veriler, bilgi
monacvleoba (i) değişme (flolojide),
nöbetleşe değiştirme
monawile (i) iştirakçi, katılımcı, üye,
ortak
monawileoba (i) katılma, iştirak etme,
üyelik
monawileobis miReba (f) kabul etmek,
katmak, üye almak, bünyesine almak,
katılmak
monaxva (f) aramak
mondomeba (f) istemek, dilemek
moneleba (f) hazmetmek, sindirmek (i)
hazım, sindirim
monoba (f) kölelik, esirlik
monoTveizmi (i) tek tanrıcılık
monoliTuri (s) büyük, yekpare,
homojen, sapma göstermeyen
monologi (i) monolog, kendi kendine
konuşma
monoqolia (i) monopol, tekel, eser
monoqoliuri (s) monopolik, tekelci
montiori (i) montür, toplayıcı
monuri (s) kölelere özgü, köle gibi
monRoli (i) moğol
mooqroveba (f) yaldızlamak, altın
yaldızla kaplamak
mooqruli (s) yaldızlanmış, yaldızlı
mooxreba (f) harap etmek, tahrip etmek
(i) harap etme, tahrip etme
moqarva (f) çalmak, hırsızlık etmek
moqarviT (z) çalarak
moqarsva (f) traş etmek, traş olmak (i)
traş
moqarsuli (s) traş olmuş, traşlı
moqaruli (s) çalıntı, çalınmış
moqatiJeba (f) davet etmek (i) davet
moqirdaqire (s) aksi, zıt, karşı, muhalif
moqkureba (f) iftira etmek, kara çalmak
moqoveba (f) elde etmek, kazanmak (i)
edinme
moqyroba (f) muamele etmek,
davranmak, tedavi etmek (i) muamele,
tedavi, ameliye
morali (i) ahlak, anlayış
moraluri (s) ahlaki
morbena (f) koşup gelmek
morbenali (i) koşucu
morbileba (f) yumuşatmak,
tatlılaştırmak
morgeba (f) seçip ayırmak, seçmek
morgvi (i) top, yumak, küre, tekerlek
göbeği, kilise avlusu
moreva (f) karıştırmak, harekete
geçirmek, fethetmek, zaptetmek, yenmek
morevi (i) girdap, anafor, körfez
morekva (f) silkelemek, çırpmak
(meyvayı)
morTva (i) bezeme, süsleme, bezenme,
dekorasyon, (f) dekore etmek, bezemek
morTuli (s) süslenmiş, bezenmiş,
dekorlu
morTuloba (i) süslenme, bezenme,
dekorasyon
mori (i) kütük, kiriş, mertek
morige (i) görev başında, nöbette,
görevli, nöbetçi
morigeba (f) aracılık etmek,
arabuluculuk yapmak (i) uyuşma,
anlaşma
morigebiT (z) sırasıyla, taksit taksit
morigeoba (f) görevde olmak, görev
başında olmak, (i) nöbetçilik
morigi sıradaki
morideba (f) sakınmak, korunmak,
dikkat etmek
moridebulad (z) çekinerek, sakınarak,
alçak gönüllülükle
moridebuli (s) çekingen, mütevazi,
alçak gönüllü
morieli (i) akrep
mortiri (i) havan, dibek, havan topu
moruxo (s) grimsi, kır
morfologia (i) morfoloji
morfologiuri (s) morfolojik
morCena (f) iyileşmek, iyileştirmek,
tedavi etmek, kurtarmak, kurtulmak (i)
iyileşme,
kurtarma
morCileba (i) boyun eğme, teslim olma,
itaat, arz
morCili (s) itaatlı, razı, mütevazi
mocla boş vakit, müsait zaman
morcxvad (z) alçak gönüllülük, tevazu,
sadelik, ılımlık, utangaçlıkla
morcxvi (s) utangaç, sıkılgan, çekingen
morcxvoba (i) sıkılganlık, utangaçlık,
çekingenlik
morwmune (i) inanan, inançlı, imanlı
morwyva (f) sulamak (i) sulama
mosagonari (s) hatırlanacak şey,
unutulmaz
mosavali (i) mahsul, ürün, hal, husus,
şans, başa gelen olay
mosavleli (s) dolaşık, dolambaçlı
mosavliani (s) meyva veren, verimli
mosavlianoba (i) verimlilik
mosazreba (f) iyice düşünüp taşınmak,
hesaba katmak (i) enine boyuna düşünme
mosazRvre (s) sınırdaş (i) sınır
muhafaza
mosakiTxi (i) hediye, armağan
mosalodneli (s) beklenen, ihtimal
dahilindeki
mosamarTle (i) yargıç, hakim
mosamzadebeli (s) hazırlanacak şey
mosamsaxure (i) memur, görevli,
hizmetçi
mosarTavi (i) düzenlenecek, süslenecek
şey, eyer kolanı, sırt kolanı
mosarCle (i) savunucu, kovucu
mosaubre (i) bir başkasıyla konuşan
kimse, muhatap
mosawvevi (s) davet
mosawvevi baraTi (i) davatiye
mosaxvevi (i) dönüş, kavis, viraj
mosaxle (i) oturan, sakin, meskun ahali
mosaxleoba (i) ahali, nüfus
mosaxmari (s) kullanışlı
mosaxnavi (s) sürülecek yer, sürülebilir
mosawevi Tambaqo içilecek tütün
Tambaqos mosawevi otaxi sigara içme
odası
mosawoni (s) beğenilecek türde, hoş
moseirne (s) yürüyen, yürüyebilen
mosveneba (f) dinlenmek (i) dinlenme
mosvla (f) gelmek, ulaşmak (i) gelme,
ulaşma
mosisxle mteri kan düşmanı
mosiyvarule (s) seven, müşfik, şevkatli
moskovi (i) moskova
moskovuri (s) moskovaya ait,
moskovalı
mosmena (f) dinlemek (i) dinleme
msmeneli (i) dinleyici
mosqoba (i) yok etme, yok olma (f)
mahvetmek, yok etmek, mahvolmak, yok
olmak
mosulelo (s) aptalca, ahmakca,
aptalımsı
mosuli (i) gelen, gelmiş olan (s) dinç,
kuvvetli
mosuliereba duyguların ve anlamların
yitirilmesi, aptallaşmak, sersemlemek
mosurveba (f) arzu etmek, dilemek
mosurne (s) istekli, hevesli
mosqo (s) kalınca, irice, şişmanca
mosyidva (f) rüşvet vermek (i) rüşvet
moswavle (i) öğrenci, talebe, kursiyer
moswreba (f) vaktinde varmak, yetişmek
moswrebulad (z) başarı ile, başararak
moswrebuli qasuxi yerinde cevap
mosxma (f) verim almak (meyva),
giymek, takınmak
motana (f) (bir şey) getirmek, (i) teslim
etme, getirme
motanili (s) getirilmiş, taşınmış
motaceba (f) kapıp götürmek, cebren
kaçırmak (i) kapma, götürme, cebren
kaçırma
moteveba (f) affetmek, bağışlamak (i) af,
bağış
motexa (f) kırmak
motexili (s) kırık
motexiloba (i) kırıklık, kırma, kırılma
motivi (i) dürtü, güdü
motivtive (s) yüzen, gezici, sabit
olmayan
motori (i) motor
motorizeba (f) motor ile teçhiz etmek
motrialeba (f) etrafından dönmek, (i)
etrafından dönme
motrfiale (i) hayran, meraklı, aşık
motyueba (f) aldanmak, aldatmak,
hilekarlık yapmak, yalan söylemek, (i)
yalan,
hile, aldatma
motyuebuli (s) aldanmış, aldatılmış
momtyuebeli (s) aldatan, aldatıcı
mougvarebeli (s) bozuk, düzensiz
moudrekeli (s) eğilmez, bükülmez,
boyun eğmez, kararında dönmez
mouTmeneli (s) sabırsız, tez canlı,
hoşgörüsüz
mouTmenlad (z) sabırsızlıkla
mouTmenloba (i) sabırsızlık
mouleveli (s) bitmez, tükenmez,
yorulmaz
moulodnelad (z) ansızın, beklenmedik
bir anda
moulodneli (s) beklenmedik, ani
moulodneloba (i) birdenbire, ansızın,
aniden
moumzadebeli (s) hazırlanmamış,
hazırlıksız
moumwifebeli (s) olgunlaşmamış, ham,
gelişmemiş
mouravi (i) koruyucu, hami, velinimet,
koruyucu ermiş
mouridebeli (s) yüzsüz, arsız
mourideblad (z) yüssüzce, arsızca,
hayasızca
mousavliani (s) verimsiz
mousavlianoba (i) verimsizlik
mousavloba (i) yokluk, kıtlık
mousvenari (s) dinlenmeyen, durmayan
mousvenroba (i) dinlenmeme, telaş
mousyidveli (s) rüşvet yemeyen,
dürüst
moufiqrebeli (s) düşüncesiz,
ihtiyatsız, aceleci
moufiqreblad (z) düşünmeden,
düşüncesizce, ihtiyatsızca, aceleyle
moufiqrebloba (i) düşüncesizlik,
acelecilik, ihtiyatsızlık
mouqancveli (s) yorulmak bilmez
mouqancveloba (i) yorulmama,
yılmama
mouqneli (s) sakar, beceriksiz, hantal,
biçimsiz, kaba, patavatsız
mouqneloba (i) hantallık, beceriksizlik,
sakarlık
mouSoreblad (z) uzaklaşmadan,
devamlı olarak
moucleli (s) meşgul
moucleloba (i) meşguliyet
mouwesrigebeli (s) düzeni bozan, alt
üst eden
mouwyobeli (s) organize edilmemiş,
düzenlenmemiş, ayarlanmamış
mouxdeli rZe kaymaklı süt
mouxerxebeli, mouxeSavi (s)
beceriksiz, sakar, biçimsiz, hantal,
sıkıntılı
mofardageba (f) halı döşemek
mofareba (f) örtmek, gizlemek,
korumak, (i) örtme, gizleme, koruma
mofena (f) sermek, serilmek, yaymak,
yayılmak (örtü)
mofereba (f) okşamak, öpmek
mofermkrTalo (s) renksiz, solgun
mofiqreba (f) düşünmek, hesaba
katmak, incelemek
mofWqrebuli üzerinde düşünülmüş,
hesap edilmiş
mofrena (f) uçmak, uçup gelmek (i)
uçuş
moqalaqe (i) hemşehri, vatandaş, sivil
şahıs, şehirli
moqalaqeoba (i) vatandaşlık
moqalaqeobrivi (s) medeni, devlete ait,
sivil
moqandake (i) heykeltraş
moqancva (f) yorulmak, bitkin düşmek
moqanculi (s) yorgun, bitkin
moqanculoba (i) yorgunluk, bitkinlik
moqarguli (s) nakışlı, işlenmiş
moqiSqe (i) yarışmacı, rakip
moqmedeba (f) hareket etmek, işlemek,
davranmak (i) hareket, faaliyet, iş, fiil,
aktivite
moqmedebiTi grunva aktif fiil çekimi
moqmedi (s) aktif, faal
moqmedi armia muharebe ordusu, harp
kuvvetleri
moqneva (f) savurmak (kılıç), sallanmak,
salınmak, kanat çırpmak (i) vuruş, darbe
moqnili (s) elastiki, esnek
moqniloba (i) esneklik, elastiklik
moqsova (f) örmek (i) örme
moqsovili (s) örülmüş, örgü
moqceva (f) davranmak, yapmak (i) fiil,
hareket, faaliyet, denizin kabarması,
alışkanlık, değişim
moRalate (i) kalleş, hain
moRalaturi (s) kalleşçe, haince
moRvawe (i) teşvikçi, kurucu, elebaşı,
menejer saxelmwipo moRvawe devlet
adamı
sazogadoebrivi moRvaweoba
toplumsal faaliyet
moRvaweoba (i) iş, hareket, faaliyet
moRrublva (f) bulutlanmak
moRrubluli (s) bulutlu
moRrubluloba (i) bulutluluk, havanın
kapanması
moRunuli (s) eğri, kıvrık, bükük
moRuSuli (s) karanlık, kasvetli,
mahsun, endişeli, asık suratlı, küskün,
kapanık
moyvana (f) (canlı) getirmek, klavuzluk
etmek, öncülük etmek
moyvanili (s) getirilmiş, biçimli,
endamlı
moyvaruli (s) seven, müşvik, şevkatli
(i) amatör, meraklı
moyviTalo (s) sarımsı, sarımtırak
moyme (i) genç adam
moyola (f) anlatmak, birine eşlik ederek
yürümek
moSavo (s) siyahi
moSeneba (f) ekip-biçmek, toprağı
işlemek, yetiştirmek, geliştirmek
moSvebuli gevşek, bol
moSiveba (f) acıkmak
moSivebuli (s) acıkmış olan, aç
moSinaureba (f) evcilleştirmek,
ehlileştirmek (i) evcilleştirme,
ehlileştirme
moSiSi (s) korkak, sıkılgan, ürkek
moSla (f) şaşırtmak, karıştırmak (i)
şaşırtma, karıştırma
moSoreba (f) uzaklaşmak,
uzaklaştırmak, (i) uzaklaşma,
uzaklaştırma
moSorebiT (z) uzak, uzakça
moSxamva (f) zehirlemek (i) zehirlenme
moCveneba (f) hayal görmek
moCvenebiTi ieriSi (ask.) göstermelik
taarruz
moCxubari (s) kavgacı, tartışmacı,
dövüşçü
mocda (f) beklemek
mocekvave (i) folk dansçısı, dansçı
mocema (f) vermek
mocemuli (s) verilmiş olan
mocvi (i) dağ çileği, karamuk
mocile (i) rakip
mocileba (f) ayırmak, bölmek, başından
atmak
mocimcime (s) pırıl pırıl ve titrek (göz)
mociquli (i) havari, misyoner, haberci,
kurye
mocla (i) boş zaman bulma
moclili (s) özgür, bağımsız, boş
zamanı olan
moculoba (i) beden, hacim, boy, cüsse
mocurave Suqura (i) ışıkların yüzmesi,
ışık dansı
mocxari (i) kuş üzümü
moZvelebuli (s) eskimeye yüz tutmuş,
eskimiş,eski
moZme (s) kardeşlik
moZravi (s) hareket eden, oynak, gezici,
seyyar, hareketli
moZraoba (f) devinmek, kımıldamak,
hareket etmek, hareketlilik, trafik akımı
moZule (i) nefret eden, kin güden
moZuleba (f) -den nefret etmek,
istememek, sevmemek, hoşlanmamak
moZRvari (i) öğretmen, usta öğretici
moZRvreba (i) öğretme, öğretim,
öğretmenlik, ders, öğreti
mowadinebuli (s) özenli, çalışkan,
gdyretli, dikkatli
mowame (i) tanık, şahit, tanıklık
mowamluli (s) zehirlenmiş
mowafe (i) göz bebeği, küçük öğrenci
moweva (f) içmek (sigara), yaklaşmak,
çekmek
moweriloba (i) emir mahiyetindeki
yazı, reçete
mowesrigeba (f) düzenlemek, tanzim
etmek, tasnif etmek (i) tanzim, tasnif
mowveva (i) davet etme, çağrı (f) davet
etmek, çağırmak
mowvela (f) süt sağmak
mowvelili (s) sağılmış
mowveuli (s) davetli, çağrılı
mowiTelo (s) kırmızımsı
mowinaaRmdege (i) karşıt, karşı, hasım,
düşman
mowinave (i) ilerici, terfi etmiş olan,
öncü, öndeki, önceki
mowinave nawilebi öncü birlikleri
mowifuli (s) olgunlaşmış (meyve)
mowiweba (i) derin saygı, hürmet,
saygıyla eğilme
mowiwebiT (z) derin bir saygıyla
mowme (i) şahit, tanık
mowmenda (f) silmek, temizlemek
mowmoba (i) diploma, sertifika, belge,
ilmuhaber
mowodeba (f) yalvarmak, baş vurmak (i)
ilan, bildiri
mowola (i) sıkıştırma, baskı, tazyik,
yaslanma, dayama, dayanma
mowoneba (f) beğenmek, hoşlanmak
mowyale (s) nazik, şefkatli, iyi kalpli
mowyaleba (i) teveccüh, lütuf, yardım,
sadaka
mowyalebis da (i) hemşire
mowydoma (f) hamle yapmak, yerinden
olmak, taşmak, saldırmak
mowyena (i) sıkılma, içe kapanma
mowyenili (s) sıkılmış, sıkkın
mowyeniloba (f) sıkılmak, sıkkınlık
mowyveta (f) yarıda kesmek, ara vermek
(işe), koparmak (çiçek)
mowyoba (f) düzenlemek, organize
etmek, ayarlamak
mowyobili (s) düzgün, ayarlı, organize
edilmiş, dekorlu
mowyobiloba (i) düzgünlük, ayarlılık,
dekorluluk, mobilyayla döşeme
mowyureba (f) susamak
mowyurebuli (s) susamış, susuz, kurak
(toprak)
moWadrake (i) satranç oyuncusu
moWera (f) sıkmak, yakalamak
moWidave (i) güreşçi, pehlivan
moWideba (f) yakalamak, kavramak, sıkı
sıkı tutmak
moWikWike (s) geveze, cıvıl cıvıl
moWkvianeba (f) akıllanmak, aklı başına
gelmek
moWra (f) kesmek, iftira etmek, iftira
edilmek, namusuna leke sürülmek,
namusuna leke sürmek
moWrili (s) kesik, kesilmiş
moxazuloba (i) dış hatlar, çevre
moxalva (f) fındıklı pasta yapmak,
tatlandırmak
moxalise (s) gönüllü
moxaliseTa armia gönüllüler ordusu
moxaliseoba (i) gönüllülük
moxarulivar memnun oldum
moxarSva (f) haşlamak, haşlanmak,
pişirmek
moxarSuli (s) haşlanmış, pişmiş
moxda (f) açmak (başı), dilemek (özür)
moxdena (f) etkilemek, söz geçirmek,
üzerinde nüfuzu olmak
moxdenili (s) zarif, şık, kibar, narin
noxdeniloba (i) zariflik, şıklık, kibarlık
moxdoma (f) olmak, vuku bulmak,
tesadüf etmek, başına gelmek
moxedva (f) bakmak (geriye), etrafa
bakınmak
moxele (i) işçi, müstahdem, memur
moxerxeba (f) becermek, başarmak,
idare etmek, bir çaresini bulmak (i)
becerme, beceri
moxerxebulad (z) becererek, becerikli
bir şekilde, ustaca
mouxerxebeli (s) beceriksiz
moxerxebuli (s) akıllı, becerikli, çevik
moxerxva (f) testere ile biçmek
moxetiale (i) serseri
moxveva (f) dönmek, sararak sıkıştırmak,
sarmak, sarılmak
moxvedra (f) isabet etmek, rastgele
bulmak, karşılaşmak
moxvedreba (f) vurmak, çarpmak,
(hedefe) isabet ettirmek, (i) isabet
moxveWa (f) kavramak, kapmak, ele
geçirmek
moxvna (f) toprağı sürmek, (i) toprağı
sürme
moxiblva (f) büyülemek, hayran
bırakmak (i) büyüleme, hayran bırakma
moxibluli (s) büyülenmiş, hayran,
büyülü
moxmareba (f) yardım edilmek, yardım
etmek, kullanmak (i) yardım kullanma
moxocva (f) silip süpürmek (burnu)
moxra (f) eğmek, bükmek
moxrakva (f) (kızgın yağda) kızarmak,
kızartmak
moxrakuli (s) kızartılmış, kızarmış,
kavrulmuş
moxrili (s) eğilmiş, bükülmüş
moxseneba (f) anmak, haber vermek,
anlatmak (i) rapor, söylenti, haber
moxsenebiTi baraTi (i) not, nota,
muhtıra, tezkere, mektup
moxsna (f) çözmek,
moxurva (f) örtmek (kapıyı), bedenini
örtmek, giyinmek
moxuceba (f) kocamak, ihtiyarlamak
moxucebuloba (i) yaşlılık, ihtiyarlık
moxuci (s) ihtiyar, kocamış
mojadoeba (f) büyülemek, cezbetmek
mojadoebuli (s) büyülü, cezbedilmiş
mojamagire (i) çiftçilikle uğraşan kimse
mojdoma (f) yanına oturmak
mojobineba (f) iyileşmek, kendine
gelmek (i) iyileşme, kendine gelme
mJava (i) asit
mJave (s) ekşi
mJauna (i) rıhtım, gemi havuzu
mJRavneba (f) ifşa etmek, herkese
yaymak
mJReri (s) tınlayan, çın çın öten,
tantanalı
mravalgvari (s) çok şekilli, muhtelif,
farklı
mravalgzis (z) defalarca, bir çok kez
mravalgzisi (s) sık sık olan yada geçen
veya görülen
mravali (s) çok fazla, sayısız
mravalkuTxedi (i) çokgen
mravalmarcvlovani (s) çok heceli
mravalmxrivi (s) çok yönlü
mravalnairi (s) çok çeşitli, muhtelif,
farklı
mravalJamieri (i) sıhhatine içmek
mravalricxovani (s) çok sayılı,
muhtelif, müteaddit, katmerli, kalabalık
mravalsarTuliani(s) çok katlı
mravalsityvaoba (i) çok sözlülük,
gevezelik, ıntıab
mravaltanjuli (s) çok acı çekmiş,
çok acılı
mravalferi (s) çok renkli
mravalferovani (s) çok renkli
mravalZarRva (i) bir çeşit meyveli
ağaçlandırma alanı
mravalwertili (i) çok nokta (nokta
nokta)
mravalwlovani (s) çok yaşlı, yıllar
öncesine ait
mravaljer çok kez
mravlobiTi ricxvi çoğul sayılar,
çoğulluk
mrgvali (s) yuvarlak
mrevli (i) bir papazın ruhani bölgesi,
mahalle, bir kiliseye mensup cemaat
mrecxavi (i) yıkayıcı (çamaşır),
çamaşırcı kadın
mrewveli (i) fabrikatör, imalatçı,
yapımcı
mrewveloba (i) endüstri, sanayi
çalışkanlık, gayret
mrisxane (s) korkunç, dehşet veren, pek
çok, aşırı, müthiş
mrisxaneba (i) büyük korku, dehşet,
yılgı, yıldırıcı adam, baş belası, afacan
mricxveli (i) kaydedici, numeratör
mrude xazi (i) kavis, eğri
mruded (z) eğrice, eğri olarak
mrude (s) eğri, çarpık
mruSi (s) zampara, eşini aldatan
mruSoba (i) eşini aldatma, zina,
zamparalık
mrCeveli (i) danışman, akıl hocası,
müşavir
msazRvreli (i) sıfat, nitelik, sembol,
simge, vasıf
msaxiobi (i) aktör, aktris
msaxioba (i) aktörlük
msaxuri (i) hizmetçi, uşak
msaji (i) yargıç, hakim, hakem, bilirkişi
msgavsad (z) benzer olarak
msgavseba (f) benzemek, andırmak, (i)
benzerlik, benzeyiş
msgavsi (s) benzer, benzeyen
msvleloba (i) geçit töreni, kafile, alay,
tören alayı
msmeli, loTi (i) ayyaş, içkici, sarhoş
msmeneli (i) dinleyici
msoflio (i) dünya, cihan, alem
msoflmxedveloba (i) dünyanın şeyini
bilme
msroleli (i) atıcı, atan, ateş eden,
silahşör, nişancı
msubuqad (s) hafifce
msubuqi (s) hafif
msubuqi mrwevelobis saministro (i)
hafif sanayi bakanlığı
msunagi (s) obur, doymak bilmez, aç
gözlü
msunagoba (i) oburluk, doymazlık, aç
gözlülük
msurveli (s) istekli, arzulu
msuqani (s) şişman
msuye (s) memnun edici, kandırıcı,
doyurucu
msxali (i) armut
msxverqli (i) kurban, adak
msxvili (s) koyu, kesif, sık, kalın, sisli,
bulanık
msxvifexa saqoneli (i) (çoğ) sığırlar
msxvreva (i) kırma, parçalama, yıkma,
(f) kırmak, parçalamak, yıkmak,
mahvetmek
msxlis xe (i) armut ağacı
msxmoiare (s) meyva veren, yemiş
veren, verimli, mahsuldar
msjavris dadeba (f) mahkum etmek,
hakkında hüküm vermek, karar vermek
msjeloba (i) müzakere, görüşme,
münakaşa, (f) müzakere etmek
mtanjveli (i) eziyetçi kimse, işkence
aleti, (s) dayanılmaz, eziyetli
mtarvali (i) zalim, cebbar, zorba,
gaddar, hilkat garibesi, canavar
mtacebeli (i) kapan, kaçıran, yabani
yaratık, (s) yırtıcı
mtacebloba (f) kapmak, kaçırmak,
yağmalamak, aç gözlülük etmek
mtacebluri (s) yağmacı, yırtıcı
mtevani (i) üzüm salkımı
mteri (i) düşman
mtris sangrebidan gamorekva (f)
düşmanı ininden çıkarmak, yerinden
etmek
mtroba (i) düşmanlık
mtveri (i) toz
mtvirTi (i) yük
mtvirTavi (i) yükleyici, loder
mtvreva (i) kırma, parçalama, yıkma (f)
kırmak, parçalamak, yıkmak
mtvriana (i) çiçeklerde erkeklik uzvu,
ercik (bot)
mtirala (i) ağlamaklı, (s) gözleri yaşlı
mtirali (s) ağlayan
mtkaveli (i) karış (elde)
mtkivneuli (s) ıstıraplı, zahmetli, üzücü,
kederlendirici
mtkice (s) sabit, değişmez, dönmez,
muhkem, metin
mtkiceba (f) kanıtlamak, ispat etmek,
doğruluğunu tesbit etmek
mtkiced (z) katiyetle, kuvvetle,
kesinlikle
mtredi (i) güvercin
mtroba (i) düşmanlık, husumet, kötü
niyet besleme, muhalefet
mtruli (s) düşmana ait, düşmanca,
düşmanlık gösteren, saldırgan
mtyuani (s) yanlış, haksız, ters, saptırıcı
muguzali (i) alevli odun parçası,
meşale, kundakçı
mudam (z) daima, her zaman, hep
mudara (f) dilenmek, sadaka istemek, (i)
dilenme
mudmivi (s) değişmez, sürekli, devamlı,
sabit, daimi
mudmivoba (i) değişmezlik, süreklilik,
devamlılık
muzaradi (i) zırhlı başlık, miğfer
muzeumi (i) müze
muli (i) görümce
mumli (i) tatarcık
muniani (s) kel
muni (i) kel
munji (i) dilsiz, suskun
munjoba dilsizlik
mura (s) kahverengi, kahve renkli, esmer
derili, güneşten yanmış
muraba (i) reçel
murva (f) tütmek, duman çıkartmak,
sigara içmek
muri (i) kurum
muriani (s) isli, kurumlu
muryani (i) kızıl ağaç, akça ağaç
musaifi (i) konuşma, laf, lakırtı, söz,
boş laf
musika (i) müzik
musikaluri (i) müzikal
musikosi (i) müzikci
musris-gavleba (f) harap etmek,
mahvetmek, yıkmak, yok etmek, imha
etmek
muqara (i) tehdit, tehlike
muqTad (z) bedava, parasız, cabadan
muqTamWameli, muqTaxora (i) asalak,
parazit
muqTi (s) bedava, parasız, sebepsiz,
keyfi, asılsız
muqi (s) koyu renk
muyaiTad (z) gayretle
muyaiTi (z) gayretli, çalışkan
muyaiToba (i) gayret, çalışma, tatbik
muSa (i) amele, işçi, çalışan
muSaTa (s) çalışkan
muSaki (i) işçi
muSaoba (f) çalışmak, (i) çalışma
muSaxeli (i) insan kuvveti, işçi sayısı,
personel
muStari (i) müşteri
muSti (i) yumruk
muSti-krivi (i) kavga, dövüş, savaş,
muharebe, mücadele
mucela (i) dizanteri, kanlı basur, kanlı
ve sancılı ishal
muceli (i) karın
muclis tifi (i) bağırsak humması,
tifo
muclis Wia (i) bağırsak kurdu
muwuki (i) sivilce, kabarcık, püstül,
sivilceye benzer benek
muwukiani (s) sivilceli
muWa (i) avuç dolusu erT muka fkvili
bir avuç un
muxa (i) meşe
muxanaTi (s) haince, hain,güvenilmez,
korkulur, tehlikeli
muxanaToba (i) vefasızlık, hainlik, ihanet
muxanaTuri (s) vefasız, sadakatsiz, hain
muxTali (i) hain kimse, vatan haini
muxTloba (i) vefasızlık, hainlik, ihanet
muxli (i) diz, satır başı
muxlobriv (s) paragrafla, paragraf
paragraf, yazıyı paragraflara ayırma
muxluxi (i) tırtıl, kurt, çelik zincirle
işleyen traktör
muxnari (i) meşelik
muxruWi (i) çengel, firen
muxudo (i) bezelye, (bot) bezelye
türünden herhangi bir sebzenin içi,
nohut,
mfarveli (i) hami, koruyucu
mfarveloba (f) korumak, muhafaza
etmek, saklamak, himaye etmek
mflobeli (i) mal sahibi, huk zilyet,
malik sıfatıyla tasarruf eden kimse
mfrinavi (i) kanatlı hayvan, pilot,
havacı, uçan cisim
mfSvinavi (s) ıslıklı, ıslık gibi ses
çıkaran
mqadagebeli (i) vaiz, vaaz eden, öğüt
veren
mqirdavi (i) alaycı, alay eden
mqone (i) mal sahibi, huk zilyet, malik
sıfatıyla tasarruf eden kimse
mqsoveli (i) örücü
mquxare-taSi yüksek sesle alkış
mRebavi (i) boyacı
mRelvareba (i) heyecan
mRelvare (s) heyecanlı, heyecan verici,
tahrik eden
mRera (i) şarkı söyleme
mRvdeli (i) keşiş, papaz
mRvime (i) mağara, in
mRviZare (s) uyanık
mRvreva (f) bulanmak, bulandırmak,
çamurlamak
mRvrie (s) bulanık, çamurlu
mRrRneli (i) kemirici, kemirgen
(hayvan)
myari (s) katı, sağlam, som, pek sıkı,
yoğun, kesiksiz, bütün tam
myesi (i) (anat) veter, kiriş, adele
myvirala (s) gürler şekilde, gümbürtülü
bağıran, haykıran
myvlefeli (i) sömüren veya istismar
eden kimse, işleten kimse
myvlefeloba (i) kendi çıkarına
kullanma, sömürme, istismar
myidveli (i) alıcı (müşteri)
mynoba (f) aşılamak (ağaç), (i) (bot) aşı
myofadi dro gelecek zaman
myrali (s) kötü kokan, pis kokan
myudro (s) sakin, durgun,dingin, sessiz
myudrod (z) sakince, heyecan
göstermeden, sessizce
myudroeba (i) sessizlik, sukunet, asayiş
mSenebeli (i) yapıcı, inşaatçı, müteahhit
mSenebloba (i) inşaat, yapı, bina
mSveleli (i) yardımcı, muavin,
hizmetçi, asistan
mSveneba (i) güzellik, çarpıcılık,
büyüleyicilik, hoşluk
mSveniereba (i) büyüleme, cazibe,
güzellik, hoşluk
mSvenieri (s) güzel, latif, hoş, zarif,
büyüleyici
mSvenivrad (z) cana yakın olarak,
zarifce, büyüleyerek
mSvidad (z) sakince, heyecan
göstermeden, sessizce
mSvidi (s) sessiz, sakin, rahat, tatlı, uslu,
yumuşak huylu
mSvidoba (i) barış, huzur dila
mSvidobisa iyi sabahlar saRamo
mSvidobisa
iyi akşamlar
mSvidobianad (z) barışla, huzurla,
sessizce
mSvidobiani (s) hayırlı, huzurlu, sakin,
sessiz
mSvidobianoba (i) barış, hayır, huzur,
istikrar
mSvidobiT elveda
mSvidobismoyvare (s) barışsever
mSvildi (i) kavis, yay kuşağı,
boyunduruk
mSvild-isari (i) yaylı ok
mSieri (s) aç SimSili açlık
mSiSara (s) korkak, tabansız, ödlek
mSobeli (i) aile üyesi, aileden
mSoblebi (i) aile üyeleri, yaşlılar,
büyükler
mSobiare doğurgan
mSobiaroba (i) doğurganlık
mSobliuri (s) doğuşa ait, doğuş
gününe ait, doğuş yerine ait
mSrali (s) kuru
mSromeli (i) çalışan (s) çalışkan,
emekçi
mCagvreli (i) baskıcı, zalim, gaddar
mCagvreloba (i) zulüm, baskı, eza, cefa
mCate (s) hafif, eksik, önemsiz, yükü
hafif, az, ufak
mCqefare (s) şevkli, gayretli, ateşli,
hararetli, coşkun
mCxavana (i) miyavlayan
mcdari (s) yanlış, yanlış fikre dayanan,
hatalı
mcdaroba (i) yanılma payı, yanılma,
yanılgı, yanılabilirlik
mcenare (i) bitki
mcenareuli (s) bitkisel
mcenareuloba (i) bitkisellik, bitki
mcveli (i) bekçi, muhafız, koruma
mcivana (s) soğukça, soğuk, buz gibi
mciremniSvnelovani (s) az önemde,
önemsiz
mcirericxovni (s) az sayıda, az, kıt, dar
mcirewlovani (s) az yaşlı, genç
mcodne (s) usta, becerikli, uzman, ehil
(i) uzman, exper, bilirkişi
mcocavi (s) sürüngen
mcuravi (i) yüzücü
mcxovrebi (i) ikamet eden, oturan,
meskun, ahali
mcxunvare (s) yanan, yakıcı, sıcak
mZarcveli (i) hırsız, haydut, şaki, yol
kesen kimse
mZarcveloba (i) hırsızlık, adam soyma
mZafri (s) sert, şiddetli, haşin, fazla
ciddi, kasvetli
mZebneli (i) arayıcı, araştırıcı
mZevali (i) rehine, tutsak
mZvinvrea (s) şiddetli, hiddetli, sert,
vahşi, öfkeli, hararetli şevkli, ateşli
mZvinvareba (i) şiddet, sertlik, vahşet
mZvinvared (z) şiddetle, sert bir şekilde
mZivebi (i) tesbih
mZime (s) ağır (i) virgül
mZime mrewveloba ağır sanayi
mZimed (s) ağırca
mZinara (s) uyuşuk, uykusu basmış
mZinare (s) uykulu, (i) uyuyan,
uyumakta olan
mZlavri (s) kuvvetli, kudretli, yetki
veya nüfusu olan
mZleosnoba (i) atletizm, sporculuk
mZovri (s) leş, pis kokmuş
mZravi motor
mZRoli (i) şoför, sürücü, önder, öncü
mware (s) acı simware acılık momwaro
acımsı
mwarmoebeli (i) üretici, fabrikatör,
meydana getiren kimse, yapımcı,
prodüktör
mwarmoebloba (i) verimlilik
mwevari (i) tazı
mwerali (i) yazar, şair
mweri (i) böcek, haşere
mwvadi (i) kebap
mwvave (s) yakıcı, yanıcı
mwvalebeli (i) uğraştırıcı, yorucu,
eziyet veren
mwvane (s) yeşil
mwvanili sebze
mwveleli, mwvelavi (i) süt sağan kimse
veya araç
mwveli (s) yanıcı, yakıcı
mwvervali (i) tepe, doruk, zirve
mwvrTneli (i) talimci, terbiye edici,
antrenör
mwife (s) olgun, olgunlaşmış (meyva)
mwkrivi (i) sıra, saf, dizi
mwmendeli (i) silici, temizleyici
(ayakkabı-baca)
mwnili (i) turşu
mwoliare (i) yatan, uzanmış olan
mwuTxe (s) tuzlu
mwuxare üzgün, üzüntülü, kederli
mwuxareba (i) yas, elem, acı, üzüntü,
keder
mwuxri (i) alaca karanlık, akşam üzeri
mwyalobeli (s) canayakın, şirin,
hoşsohbet, merhametli
mwyemsi (i) çoban
mwyeri (i) bıldırcın
mwyerCita (i) tarla kuşu, baştan kara
mwyobrad (z) düzenli, sıra ile, yolunda,
usule göre
mwyobri (i) formasyon, (ask) birlik,
tertip ve düzen
mwyrali (s) öfkeli, hiddetli, kızgın
mwyurvale (s) susamış, kurak (toprak)
mWadi mısır ekmeği
mWameli (i) yiyici
mWedeli (i) demirci, nalbant
mWedloba (i) demircilik, nalbantlık
mWevrmetyveleba (i) etkili ve güzel söz
söyleme sanatı
mWevrmetyveli (s) hitabet yeteneğine
sahip, açık ve düzgün (ifade)
mWidro (s) sıkı, gergin, akmaz, sızmaz,
su geçirmez, dar, sıkışık, sımsıkı
mWidrod (z) sıkıca, dar
mWle (s) zayıf (hayvan)
mWreli (s) keskin, sivri
mxazveli (i) teknik ressam
mxazvelobiTi geometria tasarı,
geometri
mxali karnıbahar
mxarbeWganieri (i) geniş omuzlu
mxarbeWi (i) omuz
mxarbeWiani (s) omuzlu
mxardamxar (s) yan yana, omuz omuza
mxare (i) taraf, yön, memleket, diyar,
yöre
mxareTmcodneoba (f) arazi çalısması,
arazi hakkında çalışma
mxari (i) omuz
mxaris daWera (f) yardım etmek, destek
sağlamak, bakmak, beslemek (i)
destek, yardım,
bakım, besleme
mxatvari (i) ressam, sanatkar
mxatvroba (i) ressamlık
mxatvrulad (z) ressamca, sanatkarane
mxatvruli (s) sanat yönü olan, estetik
güzelliğe sahip, sanatsal
mxdali (s) korkak, ödlek, alçak ve
yüreksiz (i) korkaklık, alçaklık
mxdaloba (i) korkaklık, alçaklık,
namertlik
mxedarTmTavari (i) (ask.) amir, armanın
en üst kısmı en yüksek rütbede olan
mxedari (i) süvari, asker
mxedveloba (f) görme kuvveti, görme
hissi, görüş, görünüş
mxedvelobiTi (s) görme duyusuna ait,
optik, görülebilir, görünüş olarak
mxedroba (i) kara ordusu, ordu, askeriye
mxedruli (s) askeri, askerliğe veya
savaşa ait
mxevali (i) köle, esir, cariye, halayık
mxerxavi (i) bıçkıcı
mxeci (i) açgöz, doymak bilmez
mxecoba (i) açgözlülük, vahşilik,
hayvanlık
mxecurad (z) açgözlüce, vahşice,
hayvanca
mxecuri (s) açgözlü, vahşi, hayvani,
yabani
mxvneli (i) tarla süren, tarla sürücüsü
mxiarulad (z) neşeyle, keyifle, zevkle,
(argo) ibne
mxiaruleba (i) neşelenme, eğlenme,
şenlik (f) neşelenmek, neşelendirmek,
eğlenmek,
eğlendirmek
mxiaruli (s) şen, keyifli, canlı, neşe
verici, keyiflendirici
mxileba (f) soymak, tecrit etmek,
yoksun bırakmak, mahrum etmek (i)
tecrit
mxne (s) cesur, yürekli, yiğit
mxneoba (i) cesaret, kahramanlık,
yiğitlik, gösteriş, ihtişam
mxolod (z) ancak, sadece
mxoloobiTi ricxvi (s) tek, (gr) tekil
mxsneli (i) kurtarıcı
mxurvale (s) kızgın sıcak, hararetli
mxcovani (s) yaşlı (i) muhterem, saygı
değer
mjdomare (s) dışarı çıkmayan, yerleşik,
oturmuş, oturan
mjili (i) yumruk
mjobineba (f) yeğlemek, tercih etmek,
daha çok beğenmek, daha üstün olmak
n
naadrevi (z) erkenden
naavadmyofari (s) yeniden eski halini
almış olan, iyileşmiş
naambobi(s) söylenen, nakledilen, hikaye
edilen, anlatılan, ifade edilen
naanderZevi (s) miras
nabadi (i) fötrlü manto
nabeWdi (s) basılı, tab edilmiş
mabiWvari (i) piç, nikahsız doğan çocuk
nabiji (i) adım, basamak, kademe,
derece
nabijiT (z) adım adım, derece derece
nabrZanebi (s) emir, emredilen
nagavi (i) süprüntü, çöp, toz
nagvis yuTi (i) çöp kutusu
nageboba (i) inşaat, yapı
nagvianevi (s) geç, gecikmiş, ağır, yavaş
nagleji (i) sökük (ağaç)
nagulisxmevi (s) varsayılan, zannedilen
nadavli (i) ganimet, yağma, çapul,
kazanç, ödül
nadimi nadimoba (i) şölen, ziyafet
nadiri (i) av monadire avcI
monadireoba avcılık
nadiroba (i) avla(n)ma (f) avla(n)mak
naduRi (s) kaynar
naerTi (i) birleşik, birleşme yeri, kavşak
navaraudevi (s) varsayılan, farz olunan,
güya olan
navardi (f) spor yapmak, sıçramak
navaWri (i) alış veriş yapılan, satın
alınan şey
navTi (i) gaz yağı, petrol
navTqura (i) gaz sobası, gaz yağı ile
çalışan soba
navi (i) kayık, bot manave kayıkçı
navmisadgomi (i) rıhtım
navsadgomi (i) iskele
mavsadguri (i) liman
nazad (z) nazikçe, hassasiyetle
nazi (i) nazik, ince, şevkatli, hassas
nazmnari (s) söze ait, sözlü, şifai
naTargmni (s) tercüme, çeviri
naTeba (f) ışımak, aydınlatmak,
aydınlanmak
naTeli (s) aydın, ışıklı, berrak, anlamlı
naTesavi (i) akraba, hısım
naTesaoba (i) akrabalık, hısımlık
naTesaobiTi brunva ismin hallerinden
yakınlık hali
naTesauri (s) alakası olan, akraba olan
naTesi (i) ekilen, ekilmiş, etkili
naTvla, monaTvla (f) vaftiz etmek (i)
vaftiz etme
naTlad (z) aşikar olarak, açıkça,
anlaşılan
naTlia (i) vaftiz anne, vaftiz baba
naTlideda (i) vaftiz anne
naTlimama (i) vaftiz baba, manevi baba
naTloba (i) vaftiz
naTura (i) lamba, kandil
naTqvami (s) söylenmiş, söylence,
söylenen
maTxovari (s) ödünç alınan
nair-nairad (z) çeşitli, çeşitli olarak,
farklı farklı
nair-nairi (i) çeşit çeşit, farklı farklı
nakadi (i) akan, akıntı
nakaduli (i) derecik, küçük akarsu
nakarnaxevi (s) dikte edilmiş,
yazdırılmış
nakbeni (s) ısırık, ısırılmış
nakeli (i) (hayvan) gübre
nakeri (i) dikik, dikilmiş, dikiş yeri
nakeci (i) kat, katlanmış, kat kat,
katlamalı
nakvalevi (i) ayak izi, eser, nişan
nakveTi (i) 1. arsa, parsel 2. parça, kısım
nakiani (i) artık yıl, dört yılda bir gelen,
366 günlük sene
nakiTxi (s) tahsil görmüş, okumuş,
münevver, edip
naklebi (s) eksik, kifayetsiz, yetersiz,
ehliyetsiz
nakleboba (i) eksiklik, noksanlık,
ihtiyaçlık
nakli (i) kusur, noksan, eksiklik
naklisi ender, az bulunan, az
nakluli (s) kusurlu, sakat, eksik,
noksan
nakluloba (i) eksiklik
nakrebi (s) toplu (gurup)
nakuw-nakuwad (s) param parça
nalesi (s) bilenmiş, keskinleşmiş
naleqi (i) (kimyada) çökertilmiş,
çökelmiş, çökelik
nali (i) at nalı
nalia (i) seren, anbar
nalisebri nal biçimi, nal şeklinde
nalogi gümrük
namalavad (z) gizlice, el altından
namalavi (s) gizli, saklı, esrarlı, mahrem,
sır
namarxulevi (s) oruçlu, perhizli
namati (i) ilave, ek, artık
namgali (i) orak
namdvilad (z) gerçekten, sahiden
namdvili (s) gerçek, hakiki, orjinal,
doğru
nametani, nametnavad (z) ziyadesiyle,
aşırı derecede, fazlasıyla, daha fazla
namTavni (i) yüzde, yüzdelik, yüzde oran,
nispet, kar
nami (i) çiğ
namiani (s) çiğle kaplı
namoqmedari
(s) tamamlanmış,
bitmiş, yapılmış, olmuş
namravli (i) çoğaltılmış, çarpılmış,
çarpma sonucu (mat)
namsxvrevi (i) kıymık, ince ve ufak, top
mermisi parçası, bomba parçası
namtvrevi (s) küçük parça, kırıntı,
parça, çentik
namusiani (s) namuslu, şerefli unamuso
(s) namussuz, şerefsiz
namusi (i) şeref, onur, namus
namusianoba (i) namusluluk, şereflilik,
onurluluk
namuSevari (i) çalışılmış, işlenmiş,
üretilmiş
namqeri (i) kar yığını
namyeni (i) aşı
namyo (s) geçmiş, geçen, olmuş, sabık
namyo dro geçmiş zaman
namyo gangrZobiTi şimdiki zaman
hikayesi
namyo sruli mişli geçmiş zaman
namceci (i) kalıntı, kalıntılar
namcxvari (i) hamur işi, bisküvi, pasta
namZinarevi (s) uykusu gelmiş, uykulu,
uyuşuk, tembel, uyuklatıcı
nana (i) ninni
nanatri (s) özlenen, hasret duyulan,
istenilen, arzu edilen
nangrevebi (i) harabeler, yıkıntılar
nanina (i) ninni, ninniye benzer parça,
ara nağmesi
naosnoba (i) gemi seferi
naoWi (i) elbise kırması, kıvrım, pile, ütü
izi
naperwkali (i) kıvılcım, pırıltı
napiri (i) kıyı, deniz kıyısı
napovni (i) bulunmuş, buluntu
naprali (i) delik, boşluk, çukur,
uçurum, toprak çatlaması
nargavi (i) dikilmiş (fide), fidanlık
nargizi beyazımsı veya sarımsı
çiçekleri olan bitki, nergis
nardad parça başı işi
narRi (i) tavla oyunu, tavla oyununda
yenmek özellikle mars etmek
nardi samuSao (i) parça başı iş, götürü
iş
narevi (i) karışık, karıştırılmış
narecxi (i) yıkanmış
narTi (i) pamuk veya yün ipliği,
bükülmüş iplik
nari (i) dikenli ot
narinji (i) turunç
narkvevi (i) deneme yazısı, taslak
narma (s) kaba, saba
narnari (s) düz, pürtüksüz, pürüzsüz
narCeni (i) artık, arta kalan, çöp, atık
nasesxebi (s) ödünç, borç verilen
nasvami (s) içkili, ayyaş
naskvi (i) düğüm, rabıta, bağ, küme
naswavli (s) öğrenilmiş, eğitim görmüş,
aydın
natamali küçümseyici ifade
natexi (s) kırılmış, kırık, parça, kırıntı
natvra (f) özlemek, arzu etmek, istemek
(i) hasret, arzu, istek
natvriTi-kilo şart kipi
nati (i) dağ keçisi derisi
natkeni-adgili nazik konu, acıyan
nokta
naturaluri (s) doğal, tabii
nafici (s) yeminli
nafleTi (i) parça, döküntü, kırıntı
nafoti (i) yonga
nafqvavi (i) öğütülmüş, un ufak olmuş
nafxaWni (i) tırnak izi
naqargi (i) nakış, işleme, süs
naqebi (s) methedilen, övülen
naqiravebi (s) kiralanmış, kiralık,
kiralanan
naqsovi (s) örülmüş, örgü
naqurdali (s) çalınmış, çalıntı
naRara (i) boru, çalgı, çalgı borusu
naRdi angariSi kesin hesap
naRebi (i) kaymak, krema, kremalı
naRveli (i) 1. gam, tasa, keder, 2. safra
naRverdali (i) kor, köz, sönmekte olan
ateş
naRvinevi (s) sarhoş, içkili
naRvlianad (z) hazin bir şekilde, elemle
naRvliani (s) kederli, elemli, hazin
naRvloba (f) keder vermek,
kederlenmek, ızdırap vermek, üzülmek
(i) yas, keder, acı
naRmi (ask) mayın, sabit torpil
naRmi wyalqveSa (i) denizaltı mayını
naRmi mocurave (i) su üstü mayını
naRmis Cawyoba (f) mayınlamak
naRmosani (i) torpido, torpido bot,
mayınlayıcı destroyer
naRmuri-Robura (i) mayın tarlası
naRrZobi (i) çıkık
nayari (i) yığın
nayva (f) vurmak, dövmek, havanda
dövmek
nayvavilari (s) çiçek bozuğu, çapur
nayidi (s) satın alınmış
nayini (i) dondurma, buz
naymevi (i) eski köle, sabık köle
nayofi (i) 1. sonuç (bölmede) 2. verim,
ürün
nayofierad (z) yeterli miktarda,
verimlilikle
nayofiereba (i) yeterlilik, verimlilik
nayofieri (s) verimli, bereketli, münbit,
yaratıcı
naSieri (i) yavru
naSeni (s) inşa edilmiş
naSvilebi (s) evlatlık
naSTi (i) artık, kalıntı, artan şey
naSovni (s) elde edilmiş, kazanılmış,
ulaşılmış
naSromi (i) üzerinde çalışılmış,
çabalanmış, uğraşılmış
naSuadRevs (z) öğleden sonra
naCvenebi (s) gösterilen, belirtilen
naCuqari (s) hediye edilen, hediye
naCqarevad (z) acilen, hemen, çabukcak
naCqarevi (s) acil, çabuk
nacadi (s) tecrübe edilmiş
nacari (i) kül
nacarqeqia (i) boş gezen kimse, haylaz
herif
nacemi (s) dövülmüş, hırpalanmış
nacvalsaxeli (i) zamir
nacvami (s) giyilmiş
nacvlad (z) yerine
nacionaluri (s) ulusal, milli
nacnobi (i) tanıdık, bildik
nacnoboba (i) tanıdıklık, ahbaplık
nacriani (s) küllü
nacrisferi (i) kül rengi, gri
nacumciresoba etnik azınlık
naZaladevi (s) zoraki, sıkıntılı
naZaladevad (z) zorlamayla, zorlayarak
naZarcvi (i) ganimet,yağma, (s) çalıntı
naZvi (i) köknar ağacı
naZvnari (i) köknarlık alan
naZiralebi (i) tortu, telve
naZraxi (s) ayıp, utanç verici, çirkin, yüz
karası
nawamebi (s) işkence görmüş, azap
çekmiş
nawarmi (i) ürün, mahsul, hasılat
nawarmoebi (i) eser, yapıt (s) türeyen,
üretilen
nawevari (i) (kim) damıtık madde
naweri (s) yazıt, yazı
nawiburi (i) dikiş, dikiş yeri
nawilaki (i) küçük kısım, tanecik, (gr)
edat, takı
nawili (i) kısım, bölüm, hisse, parça
nawil-nawilad parça parça, yer yer
nawilobriv (z) kısmen, kısmi, bir
dereceye kadar
nawlavi (i) bağırsak
nawnavi (i) örgü, saç örgüsü, şerit,
kurdele, bant
nawoli (i) yatılmış yer
nawrTobi (s) tuzlanmış
nawyalobevi (s) bahsedilmiş,
bağışlanmış
nawyeni (s) üzgün, kırgın, kızgın
nawyveti (i) koparılmış, yarıda kesilmiş
bölüm
nawyvet-nawyvetad kopuk kopuk
naWeri (i) parça
naWrobiT perakende olarak satmak
naWuWi (i) kabuk
naxazi (i) çizilmiş, diyagram, plan,
çizim
naxarSi (i) haşlanmış, haşlama
naxarji (i) harcanmış, masraf
naxati (i) çizilmiş, resim
naxevari (s) yarı, yarım
naxevarkunZuli (i) yarımada
naxevarsfero (i) yarı küre
naxevarwre (i) yarım daire
naxerxi (i) bıçkı tozu, talaş
naxva (i) görme, ziyaret (f) görmek,
ziyaret etmek
naxvamdis görüşmek üzere
naxveli (i) salya, tükrük
naxvreti (i) delik
naxiri (i) hayvan sürüsü, sürü, küme
naxmari (s) kullanılmış
naxnavi (s) sürülmüş toprak
naxtomi (i) atlama, sıçrayış, atılış,
fırlayış, yükseliş
naxuli (s) buluntu, görülen
naxSirbadi (i) (kim) karbon
naxSiri (i) kömür
najaxi (i) nacak
ngreva (f) bozmak, yıkmak
ndoba (f) güvenmek (i) güven, güvenme
ndoma (f) istemek, arzu etmek (i) istek,
arzu
neba (i) izin
nebadarTva (f) izin almak
nebadarTuli (s) izinli, müsaadeli
nebadaurTveli (s) izinsiz, müsaadesiz,
kanuna aykırı
nebarTva (i) izin, ruhsat, müsaade
nebarTvis micema (f) izin vermek,
müsaade etmek, ruhsat vermek, yol
vermek
nebayofloba (i) gönüllülük
nebayoflobiT (z) gönüllü olarak
nebayoflobiTi (s) gönüllü
nebisyofa (i) irade, vasiyetname,
gönüllü olma
nedleuli, nedleuloba (i)
hammadde, çiğ madde
nedli (s) çiğ, ham, soğuk, taze
neitraliteti (i) tarafsızlık
neitraluri (s) tarafsız, rengi belli
olmayan, nötr
nekerCxali (i) isfendan, akça ağaç, bu
ağacın sert kerestesi
neki (i) el ve ayağın küçük parmakları
nekni (i) kaburga kemiği
nela (z) yavaşça, yavaş yavaş
nelTbili (s) ılık
neli (s) yavaş
nel-nela (z) yavaş yavaş, yavaşça
nemsi (i) iğne
nergva (f) fide dikmek
nergi (i) fide
nervi (i) sinir
nerviuloba (i) sinirlilik (f) sinirlenmek
nerviuli (s) sinirli
nerwyvi (i) salya, kusmuk
nesvi (i) kavun
nestari (i) arı iğnesi, zehirli iğne,
ısırgan tüyü, iğneli söz
nesti (i) rutubet, nem, buğu
nestiani (s) yaş, rutubetli, nemli
nesto (i) burun deliği
neta, netavi keşke, acaba, eğer
nefe (i) damat, nişanlı güvey
neSti (i) çağ, fosil, lat
nexvi (i) hayvan tersi, pislik, gübre
niadagmcodneoba (i) toprak bilimi, tabiat
bilgisi
niadagi (i) toprak, ülke, gelişme ortamı,
yer
niadag (s) daima, her zaman niadagdRe
hergün
niavi (i) batıdan esen hafif ve ılık
rüzgar, meltem, sabah rüzgarı
niangi (i) timsah
niaRvari (i) sel,çok hızlı akıntı
niaxuri (i) sap, kereviz
niblia (i) idpinoz sokak
nigozi (i) cevız ağacı, ceviz
nivTi (i) eşya, araç, şey
nivTierad (i) materyal kaynakça, araç
olarak
nivTiereba(i) madde, cevher, cisim,
konu, iş, mesele
nivTieri (s) maddi, cismani, önemli,
gerekli
nikapi (i) çene
nikrisi, nikrisis qari (i) gut
hastalığı, damla, illeti
nimuSi (i) örnek, model, numune
niori (i) sarımsak
niJara (i) lavabo, lağım, bulaşık çukuru
nirma norm
nisia (i) kredi, güven, itimat, emniyet
niskarti (i) gaga
nisli (i) sis
nisliani (s) sisli
nifxavi (i) don, kilot
niRabi (i) maske, kamuflaj (f)
maskelemek
niSaduri (i) nişadır
niSani (i) 1. nişan, emare, belirti, işaret
2. hedef, atış nişanı 3. (ask.) rozet, nişan
niSanSi - amoReba (f) hedefe doğru
çevirmek (mermi, söz veya iş) nişan
almak
niSneba (f) işaret vermek, göz kırpmak
(i) işaret, göz kırpma, işaret etme
niSnva (f) 1. anlam vermek 2.
nişanlamak
niSnoba (i) nişanlanma
niCabi (i) kürek
niCbis mosma (f) kürek kullanmak, kürek
çekmek
niWi (i) kabiliyet, yetenek, hüner
niWieri (s) kabiliyetli, yetenekli,
hünerli, zeki
nixri (i) kurulda alınan karar, kurul
kararıyla belirlenen fiyat
noemberi (i) kasım
novela (i) kısa roman, kısa hikaye
nomeri (i) numara
norvegia (i) norveç
norvegieli (s) norveçli
norvegiuli (s) norveçce
norCi (s) genç
notebi (i) müzik, nota, müzik ilmi
notio (s) yaş, rutubetli, nemli
noqari (i) tezgahtar, satış elamanı
noyiereba (i) verimlilik, mahsullülük
(toprak)
noyieri (s) verimli, mahsullü (toprak)
noyivroba (i) besleyicilik
noxi (i) halı, kilim vb.
nu (gr) olumsuzluk eki nulaparakob
lütfen konuşma
nugeSi (i) teselli, avunç
nugeSismcemeli (i) rahatlatıcı şey, teselli
edici kimse veya şey
nugeSiscema
(i) rahatlama, teselli,
teselli etme (f) teselli etmek, rahatlatmak
nuTu? (b) eğer? değilse? yoksa? sahiden
de?
nuli sıfır
nuravin (zm) hiç kimse
nuraferi(zm) hiçbir şey
nurc ...nurc ne, ..nede
nusxa (i) maaş veya ücret bordrosu, liste
nusxuri uso (i) küçük harf
nuSi (i) badem nuSis xe badem ağacı
nZreva (i) sarsıntı, sarsma, silkeleme,
zelzele (f) sarsmak, silkelemek
njRreva (f) çalkalamak, silkelemek,
sarsmak (i) çalkantı, sarsıntı
o
obi (i) küf, küflülük,
obieqti (i) şey, madde, nesne, obje
obieqturi (s) tarafsız, objektif, peşin
hüküm beslemeyen
obloba (i) yetimlik
rbobis qseli örümcek ağı
obmokidebuli (s) küflü, küf bağlamış
oboba (i) örümcek
oboloda (s) yetim, öksüz,ağaçtan tel
odalı ev
odenoba (i) nicelik, miktar, adet
odenobiTi (s) nicel, sayısal
odes (z) ne zaman, ne vakit, tahmini
zaman
odesme bazı zaman, bir zaman, ilerıde,
zamanla
odesRac (z) bir kere, bir defa, bir
vakitler, hemen, derhal
odnav (z) az,ince.hafif,emniyetsiz
oTxiani dörtlü
oTxasi dörtyüz
oTaxi (i) oda
oTlo ToTlo hassas, yumuşak, narin
oTxi dört
oTxkuTxedi (s) dört köşe, kare
oTxmocdaaTi doksan
oTxmoci seksen
oTxfexi dört ayak
oTxSabaTi (i) çarşamba
oTxjer dört kez
oinbazi (i) hokkabaz
oinbazoba (i) hilekarlık, oyunbazlık,
elçabukluğu, sihirbazlık
oini (i) hile, oyun, desise, dolap
oiea (i) okyanus, derya, umman, sonsuz
şey veya miktar
okupanti (i) saldırgan, istilacı,
mütecavüz
okupacia (i) iş, güç, meşgale,
meşguliyet
olqi (i) il, vilayet, yetki alanı, bölge,
ilçe, kaza
omamdeli (s) savaş öncesine ait, savaşa
kadar olan
omi (i) savaş msoflio omi dünya
savaşı omi zRvaze deniz savaşı omis
dawyeba
savaşın başlaması omis Semdeg
savaş sonrası omis winadroindeli
savaş öncesi
omi mokliulTa sia savaşta
ölenler listesi omSi omis warmoeba harp
etmek omSi
gamobrZmedili savaş yorgunu
samamulo omi vatanperverane savaş
omianoba (i) savaş süresi, savaş boyunca
omoba (f) savaşmak
omonimi (i) eş sesli,adaş
onkani (i) vana, zarp musluğu, valf,
musluk, tıkaç
opera (i) opera
operacia (i) operasyon, işlem, ameliyat
operaciis gakeTeba (f) ameliyat etmek,
operasyon yapmak
operaciuli (s) işlevsel, ameli
opozicia (i) muhalefet, karşıtlık, zıtlık,
mücadele, karşı durma
opoziciuri (s) muhalif, karşı, zıt
oponenti (s) karşıki, karşı, karşıt, zıt
oportunisti (i) oportünist, fırsatçı
kimse
oportunistuli (s) oportünistce,
fırsat kollayarak
oraguli (i) somon balığı
oradgiliani (s) çifte vatanlı, iki yerli
orazrovani (s) çift manalı, başka
manayada gelebilen, müphem, şüpheli
orazrovnoba (i) belirsizlik, müphemlik,
iki anlamlılık, muğlaklık
oranJerea (i) limonluk
orasi sayı iki yüz ( 200 )
oratori (i) hatip, nutuk çeken kimse
orbi (i) yarısı arslan ve yarısı kartal
farzolunan ejderha (mito.)
orbita (i) yörünge, çember, anat, göz
çukuru
organ (s) iki yere, iki tarafa
organizatori (i) organizatör
organizatoruli (s) organizasyon
organizacia (i) organizasyon
düzenleme
organizebuli (s) düzenlenmiş,
intizama sokulmuş, örgütlenmiş, teşekkül
edilmiş
organizmi (i) organizma
organo (i) uzuv, organ
organuli (s) organik, yaşayan, canlı
organuli qimia organik kimya
orgvarad (z) iki taraflı, iki kollu, iki
kısımlı, bilateral, ikişekilde
orgvari (s) iki kat, iki misli, çift, iki
kısımlı
orgzis (z) iki kere, iki defa
orgzisi (s) iki kat, iki misli,
tekrarlamış
orginaluri orjinal, gerçek, sahici
orgulad (z) içten pazarlıklıca, iki
yüzlüce
orguli (s) sadakatsiz, iki yüzlü, içten
pazarlıklı
orguloba (I) iki yüzlülük, içten
pazarlılık, sadakatsızlık
ordeni (i) nişan
ordenosani (i) nişan taşıyan, nişan
sahibi, nişan alan
orderi (i) hukuki tebligat belgesi,
liyakat belgesi
orenovani (s) iki dil bilen, iki dilli
oreuli (i) ikişer, çift
orTa brZola (i) düello, karşılıklı
çarpışma (iki kişi arasında)
orTava, orTavini (s) iki başlı
orTiTi (i) çatal, yaba
orTografia (i) ortografi, imla, yazım
orTografiuli (s) ortografik, imhalı
orTqlmavali (i) lokomotif, buharlı
makina
ori iki
oriani (i) ikili, çift, zayıf, not
originali (i) orjinal, esas, asıl ilk
originaluri (z) orjinal
orive (i) ikisi
oriode sityviT sözün kısası
orkecad (z) iki misli, iki kat, ikili, çifte,
ikişer ikişer, çift çift
orkeci (s) çift, iki, iki parçadan oluşan
orkvireuli (i) onbeş gün, iki hafta
orklasiani (s) iki sınıflı
orliandagiani rkinigza çift hatlı
demir yolu
orluliani (s) çift kasnaklı, çift
silindirli, top veya tüfek namlusu
ormagad (z) iki misli, iki kat, çift
ormagi (s) çift, iki misli
ormarcvlovani (s) iki heceli, iki heceli
sözcük
ormo (i) çukur
ormocdaaTi 50 (sayı)
ormoci 40 (sayı)kırk
ormxrivi (s) karşılıklı, iki taraflı,
müşterek, ortak
ormwkrivad moewyveT (emir) iki sıra
olun, ikişerli sıra olun
ornairi iki çeşit
orni iki adet, iki tane, iki
or-ori ikişer
orpiri (s) çift yüzlü, çift taraflı, çift
ağızlı,(i)iki yüzlü
orpiroba (i) iki yüzlüluk, riyakarlık,
hislerini saklama
orsarTuliani (s) iki katlı
orsuloba (s) gebelik
orsuli qali (i) gebe, hamile kadın
orferovani (s) çift renkli
orfexa (s) iki ayaklı
orSabaTi (i) pazartesi
orSauriani (i) madeni para, on kapiklik
orcvladi ki şekilde olan değişken
orcxobila (i) bisküvit, çörek,
kremasız pasta
orwertili (i) iki nokta üst üste
orwliani (s) iki yıllık, iki yaşında
orWofi (s) kararsız, mütereddit,
duruksun, ikircimli
orWofoba (f) tereddüt etmek,
duraksamak, lafını şaşırmak (i)
kararsızlık
orWofulad (z) kararsızca, tereddüt
ederek, duraksayarak, lafını şaşırarak
orxmovani (i) bir hece teşkil eden iki
sesli harf
orjer (z) ikikez
oseTi (i) osetya
osi (i) osetyalı
osmaleTi (i) osmanlı ülkesi osmauli
(i) osmanlı
ospi (i) mercimek
ostati (i) usta
ostatoba (i) ustalık
ostaturad (s) ustaca
ostaturi (s) ustaca
osuri (s) oset dili
oteli otel
oficeri (i) memur, subay, polis
memuru,sazRvao oficeri (i) deniz
subayı
oficialuri (s) resmi, opicialuri
cnoba (i) resmi bilgi
oficialurad (s) resmi olarak
oficianti (i) garson
ofli (i) ter
ofliani (s) terli
oflis modena (f) terlemek
ofofi (i) çavuşkuşu, hüdhüd
oqmi konferans tutanağı, oturuma ait
tutanak, toplantı tutanağı, iddianame,
suçlama, tutanak
oqro (i) altın
oqrosi (s) altına ait, altın gibi, altın
benzeri
oqromWedeli (i) kuyumcu
oqrosferi (s) altın sarısı
oqtomberi (i) ekim, ekim ayı
oqtombris revolucia ekim devrimi
oRondac (z) birtek, eşsiz, biricik,
sadece
oRondki şu şarttaki, şartıyla, eğer, şu
şartla
oRroCoRro (s) düz olmayan, pürüzlü,
eşit olmayan, inişli çıkışlı
ocdaaTi 30 (otuz) sayı
oceuli (i) askeri müfreze, takım
oci 20 (sayı) yirmi
ocneba (i) düşunceye dalma, hayal
kurma hülyalanma
ocneba (f) düşünceye dalmak, hayal
kurmak, hülyalanmak (i) hayal, hülya
oxvra (f) iç çekmek, ah etmek,
uğuldamak
oxra (i) kırmızı veya sarı renkli bir çeşit
demir cevheri
oxraxuSi (i) maydanoz
oxunji (i) şakacı kimse, latifeci kimse
oxunjoba (i) şaka, latife, nükte, şaka
mevzuu (f) latife yapmak, şakalaşmak
oxSivari (i) buhar, buğu
ojaxi (i) aile, familya, ocak, ocak başı,
ocak önü
ojaxis kaci (i) ailenin erkeği evin
erkeği
ojaxoba (i) ev halkı, aile, eş
ojaxuri (s) ailevi, eve ait, evcil
ojaxuri mdgomareoba ailevi durum
ojaxuri saqmeebi aile işleri
ojaxuri usiamovneba ailevi
huzursuzluk
oh (ün) oh, ah
p
paemani (i) randevu, buluşma vaadi
paeqroba (f) tartışmak, münakaşa etmek,
çok düşünmek
pavilioni (i) büyük çadır, çadır gibi
şey
paTosi (i) merhamet ve sempati gibi his
uyandırma
pai (i) pay, hisse
paiki (i) (satrançta) piyon, piyade,
paytak
paketi (i) paket
palata (i) oda, yatak odası, özel oda
(hastanede)
palata ticaret odası
palo (i) kazık
palto (i) palto
pamidori(i) domates
panaSvidi (i) mersiye, ağıt, anma,
cenaze marşı, ölüye okunan dua, fatiha
samoqalaqo panaSvidi şehrin cenaze
işleri servisi
panika (i) panik
panikuri (s) panik halinde, panik, hissi
veren
panta (i) yabani armut
panRuri (i) tekme, tepme, çifte
panRuris amokvra (f) tekme atmak (i)
tekmeleme
papa (i) dede, büyükbaba
papanaqeba (i) ısı, hararet, sıcaklık
papi (i) papa, ortodoks papazı
papis papa (i) ata, cet
papirosi (i) cigara, sigara
paragrafi (i) paragraf, satırbaşı
paraziti (i) parazit, asalakça
parazituli (s) parazitik, asalak
paraleli (i) paralel
paralelizmi (i) paralellik
paraleluri (s) paralel
paraskevi (i) cuma günü
paraSuti (i) paraşüt
paraSutisti (i) praşütçü, paraşütle
atlayan ve sıçrayan kimse
parva (f) çalmak, aşırmak, çaktırmadan
almak (i) çalma, aşırma
parizeli (i) parisli
parizi (i) paris
parizuli (s) parise ait, parise özgü
parikmaxeri (i) berber, erkek kuaförü
parki (i) 1. fasulye salkımı 2. park 3.
koza 4. kese, torbacık
parkuWi (i) tehlikeli, şans işi
parlamentaruli (s) parlementer
parlamenti (i) parlamento
paroli (i) parola
parsva (i) traş (f) traş olmak
partaqtivi kpartiuli aqtivic parti
iç tüzüğü
partbileTi kpartiuli bileTic
(i) partili kartı
parteri (i) tiyatroda ilk ve ikinci sıraya
ait koltuk
partia (i) 1. parti, fırka 2. oyun 3. set
( oyunda )
partizani (i) partizan, partili, gerilla
partizanuliomi (s) gerilla savaşı
partizanoba (i) partizanlık, tarfgirlik
partiuloba (i) parti üyeliği
partmuSaoba kpartiuli muSobac
(i) partisel çalışma
partorgikpartiuli organizatoric
(i) partili organizatör
partiuli muSaki (i) partiye çalışan,
partide görevli
partyriloba kpartiuli yrilobac
(i) parti kongresi
pasivi (i) sorumlu, yükümlü
pasiuri (s) pasif, aktif olmayan
pasiuroba (i) tesirlere karşı
hareketsizlik, inkıyat, pasiflik
pasporti (i) pasaport
pasuxi (i) cevap
pasuxis micema (f) cevap vermek,
cevaplamak
pasuxisgebaSi micema
(f)kovuşturmak,dava açmak (i)
kovuşturmak dava açma
pasuxismgebeli (s) sorumlu, mesul,
tabii olan, uysal
pasuxismgebloba (i) sorumluluk,
mesuliyet, uysallık, tabıı olma
pataki (i) rapor, teblığı takrir
patara (s) küçük
pataraobidanve çocukluk devresinden
itibaren, çocukluk devresinden beri
patarZali (i) gelin
patieba (i) af, affetme (f) affetmek, af
dilemek
pativi (i) hürmet, saygı
pativismcemeli (i) hayran olan, aşık,
tapan, ibadet eden
pativiscema (i) saygı, hürmet (f) saygı
göstermek, hürmet etmek
pativsadebi hürmete layık, muteber,
mazur görülecek olan, haklı çıkarılacak
olan
pativcemuli (s) hürmetli, saygın,
şerefli, sayın, hatrısayılır, muhterem
pativmoyvare (s) hırslı
pativmoyvaleora (i) hırslılık, hırs
patimari (i) tutuklu, esir, mahkum
patimroba (i) hapsolma, hapsetme,
tutukla(n)ma
patiosani (s) efendi, dürüst, saygı değer
patiosnad (z) doğru, dürüstçe,
namusluca, hilesizce, açık kalplilikle
patiosneba (i) doğrululuk, namusluluk,
efendililik, dürüstlük
paTiJi davetiye
patrioti (s) vatanperver, vatanını
seven kimse
patriotizmi (i) vatanperverlik, yurt
sevgisi
patriotuli (s) vatanperverane
patroni (i) iye, sahip, patron, mülk
sahibi
patronoba çıkmak, sahiplenmek
patruqi (i) fitil, lamba veya mum fitili
paqTi (i) anlaşma, sözleşme
Tavdasxmelobis pakTi saldırmazlık
paktı
pawawina (s) küçücük, minik, minnacık,
ufacık
pedagogi (i) pedagog, çocuk eğitimcisi,
öğretmen
pedagogika (i) pedagoji, çocuk eğitimi
bilimi, eğitim bilimi
pedagogiuri (s) pedagojik
pensia (i) emeklilik
pensioneri (i) emekli
pepela (i) kelebek
perangi (i) gömlek, atlet, çamaşır
perangis amxanagi don, kilot
periodi (i) periyot, çağ, devir, süre
perioduli (s) periyodik, süreli
perifraza (i) dolaylı sözlerle ifade,
anlatma
perpendikularuli (s) şakuli, dikey,
amudi
personali (i) personel, eleman, kadro,
mahiyet
perspeqTiva (i) perspektif, üç boyutlu
görünüş, geleceğin görünüşü, görünüş
manzara
peSvi (i) avuç dolusu, bir avuç
pianino (i) piyano
piesa (i) piyes, oyun
pikireba (f) pike uçuşu yapmak, dalmak
(i) pike uçuşu, dalış
mopikire yumbarmSeni pike uçuşu ile
bombalayan
pilpili (i) biber, biber fidanı, kırmızı
biber
pioneri (i) (ask) istihkam eri, öncü
pionerTa banaki öncü kampı
pionerrazmi (i) asker, müfreze kolu,
öncü müfreze kolu
pionerxelmZRvaneli (i) yol gösteren
kimse, lider, öncü
piradad (z) doğrudan, özel, kişisel, şahsi
olarak
piradi (i) personele özel, bireysel, ferdi,
kişisel
piradoba (i) ferdiyet, başkasına
benzemeyiş, hususiyet, kişisellik
bireysellik
piramiduli (s) piramitik
piraRma sırt üstü
pirbade (i) örtü, maske, perde, bahane
pirdapir (s) dosdoğru, direkt, karşı,
karşıya, yüz yüze
pirdapiri (s) dosdoğru taraf, karşısı
pirdapiri mniSvlobiT (z) kesinlikle,
şiddetle
pirvandeli (s) ilk, asıl, başlıca, temel
pirvelad (z) ilk olarak
pirveldawyebiTi (s) başlangıç
itibariyle, temel
pirveldawyebiTi skola ilk okul
pirveli ilk, birinci
pirvelmaisoba (i) bir mayıs şenliği
pirveloba (i) birincilik, ilk olma
durumu
pirvelyofili (s) asıl, eski, kadim, ilk,
evelki, iptidai, eski usül, orjinal
pirvelwyaro (i) asıl, esas, menşe,
memba, kaynak, başlangıç
pirvelxarisxovani (s) birinci kalite,
birinci sınıf, üstün
pirTa nacvalsaxeli şahıs zamiri
piri (i) 1. ağız 2. şahıs 3. taraf 4. suret
5. kıyı
piriani (s) iman sahibi,bir dine
inananlar, sözüne güvenilir, itimatedilen
pirisaxe (i) yüz
piris gadaReba (f) kopyalamak,
suretini çıkarmak (i) kopyalama, suret
çıkarma
piris dabana (f) yüz yıkamak (i) yüz
yıkama
pirispir yüzyüze
piris Rebineba (f) kusmak istifra etmek
(i) kusma, istifra
piriqiT bilakis, aksine
pirmoTne (i) ikiyüzlü, riyakar
pirmoTneoba (i) ikiyüzlülük
pirmoTneobiT (s) riyakarlıkla, riyayla
pirmSo (i) ilk doğan, ilk evlat
pirmsuqani (s) şiman suratlı
pirnaTlad (z) dürüstçe, samimi olarak
pirnaklizmna gayri şahsi fiil, şahsa ait
olmayan fiil
piroba (i) şart, koşul, sözleşme, söz
verme
pirobebi (i) hudutlar, süre, vade, hat,
terim
pirobiT (z) şartı ile, şartlı olarak
pirobiTi (s) şarta bağlı, şartlı
pirovneba (i) şahıs, kimse, adam, fert,
kişilik, şahsiyet
pirovnuli (s) şahsa ait, özel, zati,
bireysel, kişisel
pirsabani (i) el yüz yıkanan yer, lavabo
pirsaxoci (i) havlu
pirsukan (f) birinden yüz çevirmek
piruTvneli (s) bitaraf, tarafsız, adil
piruTvneloba (i) tarafsızlık, adilik
pirutyvi (i) sığır, mal, çiftlik
hayvanları
pirferi (i) ikiyüzlülük, riyakarlık,
riyakar
pirferoba (f) iki yüzlü davranmak
pirqve altüst, tepetaklak, yüzü koyun
pirquSad (z) asık suratla, somurtkanca
pirquSi (i) somurtkan, asık suratlı
pirSavi (s) suçlu
pirSi Tqma (f) yüzüne karşı söylemek
pirwavardnili mamaa babasına
benzeyen, şeklen babasının aynısı olmak
pirwmindad (z) tamamen, bütün bütün
pirxmeli (s) zayıf, cılız, yağsız, etsiz
pitna (i) nane
pkureba (f) serpmek, saçmak, üstüne su
vs. serpmek (i) serpme, serpinti
plakati (i) ilan levhası, etiket, afiş,
yafta
plaJi (i) plajö kumsal, sahil
planeta (i) seyyare, gezegen, planet
planeri (i) kayan, akıp giden, planör,
motorsuz teyyare
plastiki plastik
plastikuri (i) plastik
platina (i) platin
platonuri (i) eflatun veya felsefesine
ait, platonik
platforma tren istasyonu
placdarmi (i) köprübaşı mevzii
plackarti önceden ayrılmış yer
plombva (f) diş doldurmak, kaplamak,
kurşun kaplamak
plombi (i) doldurma, kaplama (diş)
plusi (i) ilavesi ile, fazlasıyla
poba (f) balta ile kesmek, doğramak,
kıymak (i) balta veya satır darbesi
poezia (i) nazım, şiir sanatı
poema (i) şiir, manzume
poeti (i) şair, ozan
poetika (i) şiir veya şairliğe ait, şairane
poeturi (s) şiirsel
povna (f) bulmak keşfetmek (i) buluş,
bulma, keşif
pozitiuri (i) pozitif, artı, olumlu
pozicia (i) pozisyon, vaziyet, hal,
durum, mevzi, mevki
poziciis SenarCuneba durumu
muhafaza etmek
poziciuri, sapoziwio istikrar
verilmiş, sabitlenmiş, siperlerle muhafaza
edilmiş
polaruli (s) kutba ait, kutbi, kutupta
veya civarında bulunan
polamiva (i) polemik, karşı tarafı
yanıltmak için söylenen söz, münakaşa
polemikuri (s) münakaşalı
poligoni (i) poligon
poligrafiuli (s) çok şekilli, çok
grafikli
poliklanika (i) çeşitli hastalıkların
tedavisine mahsus hastane, poliklinik
poliklinivuri (s) polikliniğe ait,
polikliniği ilgilendiren
politbiuro politbüro
politekonomia (i) iktisat ilmi
politeqnikumi (i) politeknik
politeqnikuri (s) politekniğe ait
politika (i) politika, siyaset
politikuri (i) politik, siyasi
politkatorReli (s) siyasi suçlu,
siyasi mahkum
politmuSaki politikacı, politik iş yapan
politsammarTvelo hükümet, politik
idare, reis ve vekilleri
politcodna politika bilimi
policia (i) polis
policieli (i) polis, zabıta memuru
policiuri (i) polis, polis idaresi
polki (i) (ask) alay
polkovniki (i) (ask) albay
poloneTi (i) polonya, lehistan
polonuri (i) polonya dili
polusi (i) polonyalı
pontoni (i) duba, tombaz, köprü dubası
popularoba (i) popülerlik, halk
tarafından tutulma, rağbet
popularuli (s) popüler, herkesçe
sevilen
portreti (i) portre, resim, tasfir
portfeli (i) evrak çantası
portmani (i) cüzdan
poxieri (s) doğurgan, bereketli, verimli
pranWva (f) kırışmak, yüzünü
buruşturmak, yüzünü ekşitmek (i)
davranış tavır,
duruş, gösteriş
pranWia (i) yapmacık tavırlı kimse,
numaracı, şaşırtıcı sual veya mesele
prasa (i) pırasa
praqtika (i) pratik, uygulama
praqtikanti (i) stajyer
praqtikosi (i) pratisyen, uygulamacı,
uygulama işçisi
praqtikuli (s) pratik olarak,
uygulamaya dönük, uygulamalı
prezidenti (i) cumhurbaşkanı
prezidiumi (i) prezidyum, başkanlık
divanı, konsey
pzidentoba (i) reistlik, riyaset,
cumhurbaşkanlığı, başkanlık
premia (i) ödül, mükafat, ikramiye
premiis miReba (f) ödül almak
premiera (i) bir piyesin ilk defa
oynanması, başoyuncu
premieri (i) başbakan
preparati (i) hazırlama
preparatori (s) hazırlayan, hazırlayıcı
presa (i) basın, matbuat
prespapie (i) kayıtları yerinde tutmak
için üzerine konulan taş veya maden
parçası
prestiJi (i) prestij, saygınlık
pretendenti (i) yalandan yapan,
numaracı
pretenzia (i) iddia, hak davası
pretenziis gancxadeba (f) yapar gibi
görünmek, gösteriş yapmak, taklit
yapmak
prepiqsi (i) önek, kelimenin başına
ilave olunan edat
precedenti (i) emsal, numune, örnek,
misal
priali (f) parıldamak, parlamak, göze
çarpmak, ışıldamak (i) parıltı, ışıltı
privilegia (i) ruhsat, imtiyaz, müsaade
privilegiuri (s) ruhsatlı, imtiyazlı,
ehliyetli
prizmuli (s) prizmatik, memşura ait,
menşur şeklinde
primitiuli (s) iptidai,eski ilk, basit
kaba eski usul
primitiulad (z) iptidai şekilde, pek
basit olarak
primitiuloba (i) eskilik, iptidar hal
principi (i) prensip, ilke
principulad (z) prensip olarak, ilkeye
göre
principuli (i) prensipli, ilkesel, ilkeli
problema (i) problem, sorun, mesele
problematuri (s) şüpheli, meçhul,
proplemli
programa (i) program
progresi (i) ilerleme, ileri gidiş,
yükselme
progresuli (s) terakki eden, ileri
giden, ilerlemekte olan, ilerici
produqti (i) ürün, hasılat, mahsül
produqtiuli (s) üretime ait, üretimsel
produqtiuloba (i) verimlilik
produqcia (i) üretim
proeqti (i) proje, plan, tasarı
proeqtis Sedgana (f) proje yapmak,
planlamak, tasarlamak
provizori (i) eczacı
provincia (i) vilayet, il, eyalet
provincializmi (i) taşralılık, dar
kafalılık
provincieli (i) taşralı, eyaletli, dar
düşünceli
provinciuli (s) eyalete ait, taşraya ait
provokacia (i) provakasyon, hareket
geçirme, kışkırtma, tahrik
provokaciuli (s) tahrik edici,
kışkırtıcı
provokatori (i) provakatör, kışkırtıcı
proza (i) nesir
prozaikosi (i) nesir yazan, yazar
prozauli (s) nesir kaidelerine uygun,
sıkıcı, maddi, cansız, airane olmayan
prokurori (i) müddeiumumi
proletari (i) proleter, işçi sınıfı, işçi
sınıfına mensup
proletariati (i) eski romada emeği
ile geçinen sınıf, işçi sınıfı, proloterya
prologi (i) mukaddeme, ön söz, ön
söz
propaganda (i) propaganda, çoğaltma,
yayma
propagandisti (i) propagandacı,
yagaracı
propeleri (i) pervane ileriye yürüten
şey, uçak veya vapur pervanesi
proporcia (i) tenasüp, nispet, oran,
hisse
proporciulad (z) nispeten, ona göre
proporciuli (i) mütenasüp, tenasüpe
ait, nisbi, oransal
proporciuloba (i) mütenasiplik,
oranlılık, nisbilik
prospeqti (i) cadde
proJeqtori (i) projektör, ışıldak
protesti (i) protesto, itiraz
profaqtivi (i) sendika
profbileTi (i) sendika kartı
profesia (i) uzmanlık, meslek
profesionali (i) profesyonel, uzman
profesiuli (s) profesyonel, mesleki
profkavSiri (i) sendika (teşkil etme uzuvlaşma)
profesori (i) profesör
profilaqtika (i) hastalıktan korunma
veya korunma usulü
profilaqtikuri (s) hastalıktan
koruyan, koruyucu
profmuSaki (i) sendikaya bağlı işçi,
sendikalı
procenti (i) faiz, yüzdelik, yüzde
procentiani (s) faizli, yüzdeli
procesi (i) ilerleme, gidiş, hareket
procesia (i) alay, zuhur, ortaya çıkma
punqti (i) nokta, sivri uç, puan,
parağraf, madde, maksat
punqtualuri (s) her şeyi dakikası
dakikasına yapan, dakik, muntazam
punqtuacia (i) noktalama
puradi (i) misafirperver, ikram seven
puradZviri(s) paraya haris, tamahkar
puri (i) ekmek (buğday)
pureuli ekin
puris mcxobeli (i) fırıncı
pur-marili (i) misafirperverlik, ziyafet,
şölen
pwkari (i) hat, çizgi, satır
axali pwkariT dawyeba yeni bir
prağraf açmak
J
Jaketi ceket
Jami (i) zaman, şimdi amuamad (z)
şimdilerde, bu günlerde, bu zamanlarda
Jangbadi (i) oksijen
Jangva (i) pas, paslanma
Jangi (i) pas
Jangiani (s) paslı
Janri (i) çeşit, nevi, tür
JivJivi (f) cıvıldamak (i) cıvıltı
Jivil-xivili (i) ses, gürültü, patırtı,
yaygara
Jini (i) merak, saçma arzu, kapris, heves
Jiniani (s) kaprisli, meraklı, gel geç,
maymun iştahlı, tuhaf
Jinianoba (i) meraklılık, kaprislilik,
maymun iştahlılık, tuhaflık
Jirafi (i) zürafa
Jiuri (i) jüri
Jleta (f) katliam etmek, kırıp
öldürmek, (i) katliam
Jolo (i) ağaç çileği, ahududu
Jonva (f) iyice ıslatmak, suda ıslatıp
bırakmak, sırıl sıklam etmek
Jriamuli (f) gürültü patırtı yapmak (i)
gürültü, patırtı, şamata
JrJola (f) titremek, (i) titreme
Jruanteli (i) ufak, parça
Jurnali (i) dergi
Jurnalisti (i) gazeteci, gazete
muharriri, muhabir
Jurnalistika (i) gazetecilik
JRaruni (i) patırtı, takırtı, gürültü (f)
patırtı yapmak iaraRis Jraruni silah
sesleri
JRera (f) ses çıkartmak, seslendirmek.
(i) ses çıkartma, seslendirme
r
ra (zm) ne
ragind bununla birlikte, her nasılsa
radgan, radganac (b) çünkü, şu nedenle,
şu nedenleki
radiaqtivoba (i) radyoaktivite
radiaqtiuri (s) radyoaktif
radikali (i) radikal, kökten, esasi
radikaluri (i) radikal, radikalce,
radikal biçimde, esasi, ehliyetli, elverişli
radio (i) radyo
radio Suqura radyo ışını
radiogadamcemi (i) radyo yayıncısı
radiogadacema (i) radyo yayını
radiograma (i) radyogram, telgraf
radiokavSiri (i) radyo ile iletişimi
radiomimRebi (i) radyo alıcısı
radiomoyvaruli (i) amatör radyocu
radiosadguri (i) radyo istasyonu
radiotelegrafi (i) telsiz-telgraf
radiotelefoni (i) telsiz-telefon
radioteqniki (i) radyoteknik
radiuwyeba (i) radyo yayını
radioqseli (i) yayın merkezi (radyo)
radisti (i) telsiz operatörü, telsiz
kullanan kimse
radiusi (i) yarım, kutur
raza (i) kanca şeklinde şey, başı kıvrık
çoban değneği, piskopos asası
razmi (i) ayırma, ayrılma, çıkarma,
müfreze, tayfa, mürettebat (ask) bölük,
birlik
raTa (i) bunun için, bundan dolayı
ra Tqma unda tabii, ne demek
raiaRmaskomi (i) mıntıka, bölge, havali,
icra heyeti
raime (zm) birşey
raindi (i) silahşör, şövalye (sir), ismin
önüne konulan saygı ifadesi
raindoba (i) şövalyelik, silahşörlük
payesi
raindulad (z) şövalyece, şövalyeye
yakışır
rainduli (s) şövalyece, mertçe,
cömertçe, alicenap
raioni (i) ilçe, kasaba, bölge, havali,
ülke
raionuli (i) mıntıkaya ait, bölgesel
raketa (i) roket
raki (b) çünkü, nitekim, mademki
rakraki (f) çağlamak, şırıldamak (i)
çağlama, şırıldama
rakuni (f) vurmak, çarpmak, tıkırdamak
(i) vurma, çarpma, tıkırdama
ramc (b) şey, ne
ramdenad (z) kaça
ramdeni (b) kaç, ne kadar, kaç para
ramdenime (s) birkaç
ramdenimejer, ramdenjerme bir kaç
kere, bir kaç kez
ramdeni wlis xarT? kaç
yaşındasınız?
ramdenic ne kadarda, kadar
ramdenjer kaç kere, kaç kez
ramdenjerme bir çok kereler, bir çok
defa
ra Rirs wigni? kitap kaç para
rame (b) hiç bir şey
ramenairad (z) bir yolla, her nasılsa, bir
şekilde
ranairad (z) ne türde, nasıl, ne şekilde
ranairi (b) ne tür, ne, nasıl
rangi (i) derece, mertebe, tabaka
randa (i) rende
randva (f) rendelemek
raoba (i) cevher, asıl madde, cisim,
hülasa, öz, kuvvet
raodenoba (i) çokluk, miktar, büyük
miktar, meblağ, yekün
raodenobiTi (s) kemiyete ait, çokluğa
bağlı olan, miktarla ilgili
ras (zm) neyi, neye
rasa (i) ırk, soy, nesil
rasakvirvelia şaşırtıcı, hayret verici,
hayret, tabiki
rasac (b) ne, ne ki?, ...şey
rasobrivi (s) ırka mahsus, ırki
rasobrivi Teoria
ırksal teori
ratom (z) niçin, neden
ratomnac ara niçin değil
ratomRac şu sebepten ötürü
rafa (i) pencere eşiği
raRac, raRaca (b) bir şey, bir parça şey
raRacnairad (z) bir yolla, her nasılsa
raSi (i) yarış atı
rac (b) ki o
rac ufro hernekadar
racionaluri (s) rasyonel, akıllıca,
mantıki
rawams olur olmaz, yapar yapmaz (gelir
gelmez)
raxaruxi (i) abuk subuk konuşma
rbeva (f) harap etmek, yıkılmak, iflas
ettirmek
rbena (f) koşmak
rbili (s) yumuşak
rgva (f) (fide) dikmek (i) dikim
rgoli (i) daire, çember, halka
realizacia (i) realizm, gerçekleştirme,
hayata geçirme
realizmi (i) realizm, fark etme,
gerçekleştirme
realisturi (s) realistçe, gerçeğe
uygun, mantıki
realuri (s) reel, gerçek, asıl, mantıki
reaqcia (i) reaksiyon, tepki, aksi tesir,
karşılık
reaqcioneri (i) mürteci, gerici, irtica
yanlısı
reaqciuli (s) reaktif, gerici, mürteci,
irtica yanlısı
regveni (s) ahmak, kolay öğrenmez,
kalın kafalı
registracia (i) kaydetme, tescil
registraciaSi gatareba (f)
kaydetmek, deftere geçirmek, tasnif
etmek,
dosyaya geçirmek
reglamenti (i) nizam, tanzim, kanun,
talimat, as tüzük, tasnif, kayıt
regresi (i) geri gitme, gerileme, irtica,
mülteci
regresuli (s) geriye doğru giden,
irticai
regularuli (s) muntazam, nizamlı,
usule uygun
regulatori (i) regülatör, düzenleyici,
ayarlayıcı, dağıtıcı
redaqtori (i) yayımlayan, yazı işleri
müdürü, editör
redaqcia (i) yazı işleri müdürlüğü,
müdür odası
reva (f) karıştırmak gulis reva mide
bulantısı
revizia (i) teftiş, yoklama, muayene
reviziis gakeTeba (f) teftiş etmek,
yoklamak
revizori (i) müfettiş, tetkik memuru,
kontrol memuru
revolveri (i) revolver (6 mermili),
tabanca
revolucia (i) inkılap, devrim
revoluciamdeli (s) inkılap öncesine
ait, devrimden önce
revolucioneri (i) inkılapçı, devrimci
revoluciuri (s) devrimsel, değiştirici
rezervi (i) rezerv, yedek olarak
saklanan şey, ağız sıkılığı
rezini (i) lastik, silgi
rezinisa (s) lastik, kauçuk
rezolucia (i) eritme, hal
rekva (f) 1. telefon etmek 2. el sallamak
3. meyve çırpmak 4. zil çalmak
(i) 1. telefon etme 2. el sallama
3. meyva çırpma 4. zil çalma
rekvizicia (i) talep, resmi emir, el
koyma, müsadere etme
reklama (i) reklam, ilan
rekomendacia (i) tavsiye, sitayiş,
tavsiyename, referans, takdim
rekomendaciis micema (f) tavsiye
etmek, takdim etmek
rekonstruqcia (i) tekrar inşa, yeniden
yapılan şey, yeniden yapılanma
rekordi (i) plak, rekor
religia (i) din
religiuri (s) dini
reliefi (i) kabartma
reliefuri (s) kabartmalı, kabartma
relsi ray
remedasi (i) kızıl haç, ilk yardım
remonti (i) tamir, onarım
reorganizacia (i) yeniden teşekkül,
yeniden oluşum
reorganizeba (f) yeniden teşkil etmek
repeticia (i) piyes veya musiki provası
repetitori (i) çalıştırıcı, antrönor,
sınava hazırlayan hoca
represia (i) zapt etme, baskı, bastırma,
hapsetme
represiuli (s) zaptedici, bastırıcı,
baskıcı
reJimi (i) 1. rejim, yönetim şekli 2.
perhiz
reJisori (i) rejisör, yapımcı, sahneye
koyan
respublika (i) cumhuriyet
respublikeli (i) cumhuriyet vatandaşı
respublikuri (s) cumhuriyetle ilgili,
demokratik
restorani (i) restorant, lokanta
retis dasxma (f) şaşırmış olmak, ne
yapacağını bilemez durumda olmak
reforma (i) reform, yenilik, değişim
reformatori (i) reformcu, yenilikçi,
değişimci
recenzenti (i) eleştirmen, eleştiri
recenzia (i) tekrar gözden geçirme,
eleştirme, tenkit
recenzireba (f) tenkit etmek, eleştirmek
recepti (i) reçete
recxva (f) (çamaşır, bulaşık) yıkamak
(i) yıkama
rehani (i) reyhan
rva (sayı) sekiz
rvaasi (sayı) sekiz yüz
rvajer sekiz kez
rveuli (i) defter
rTva (f) eğirmek
rTveli (i) bağ bozumu
rTuli (s) karışık, muğlak şey, karışmış
riggareSe sıra dışı
rigze sırada, sırasında
rigi (i) sıra, dizi, hat wesrigi (i)
düzen, intizam, tertip, usul, yol
rigianad (z) sırasıyla, sıralı olarak,
düzenli
rigiani (s) sıralı, doğru, dürüst,
namuslu, edepli, terbiyeli, uygun
rigiTi (s) alışılmış olan, sıradan, tipik,
adi
rig-rigad, rigrigobiT sıra sıra
ride (i) örtü, perde, maske, yaşmak,
peçe
riT neyle
riTime bir şeyle
riTma (i) kafiye, uyak, şiir
riTmva (f) kafiyeli şiir yazmak, kafiyeli
olmak
riJraJi (i) şafak, alacakaranlık
risTvis (s) neden? niçin?
riski risk
risxva (i) gazap, öfke, kızgınlık
ritmi (i) ritim, vezin, ahenk
riye kıyı, bordür
riyis qva (i) kaldırım taşı, bordür taşı
ricxvi (i) sayı, adet
ricxviT sayıyla
ricxviTi saxeli (i) sayılar
rkali (i) çekirge
rkina (i) demir
rikina betoni betonarme
rkinigza (i) demiryolu
rko (i) dağ fıstığı
rogor (z) nasıl, ne şekilde
rogori (b) nasıl, nasıl bir şey
rogorme (z) bir yolla, her nasılsa, bir
şekilde
rogorRac (z) bir kere, bir zaman, bir
şekilde
rogorc (b) gibi
rodemde, rodemdis ne zamana kadar
rodesac (b) ... zaman, iken
rodi ne zaman
rodindeli ne zamanki
rodini (i) havan, dibek, havan topu,
bina için kullanılan harç
rodis ne zaman, ne vakit
rodisme bazen, bazı gün
roiali (i) (büyük) piyano roalze
dakvra piano çalmak
roli (i) rol rolis Sesruleba rol
almak, icra etmek
rom ki, eğer, bir şey yapmak için
romaeli (i) romaya veya romalılara ait,
romalı
romani (i) roman
romansi (i) destansı, şiirsel şarkı, roman
gibi aşk macerası
romantizmi (i) romantizm, şairanelik,
duygusallık
romantikosi (i) romantik, romantist,
içli, duygusal
romauli (i) romalı, roma dili
romeli (b) hangi, ki o, hangisi
romelime, romeliRac (b) bazısı, hiç
biri, bazı, hiç
romi (i) roma
romlis visi hangisinin, kimin
royio tyvia (i) serseri kurşun
roSva (f) çıldırmak, çılgınca bağırıp
çağırmak, sayıklamak
roWo (i) karatavuk, orman tavuğu diye
bilinen bir kuş, keklik
rto, toti (i) branş, dal, kol, şube
ru (i) çay, su akıntısı, su kanalı
ruka (i) harita
ruseTi (i) rusya
rusi (i) rus
rusuli (s) rusça
rumineTi romanya
rumineli romanyalı
ruminuli romanca
ruxi (s) boz, gri
rujva (f) yakmak, hafifçe ateşe vermek,
kavur(ul)mak
rqa (i) boynuz
rqena (f) tos vurmak, toslamak,
boynuzlamak
rqisebri (s) boynuz gibi, boynuzlu,
boynuzdan
rqosani (s) boynuzlu, uçları boynuz
gibi sivri olan
rRveva (f) 1.yıkmak, kırmak, tahrip
etmek 2. yırtmak, karnını delmek
(i) 1. yıkma, tahrip 2. yırtma
ryeva (f) sarsmak, çalkalamak, titretmek,
silkelemek (i) sarsma, çalkalama
rCeva (i) tavsiye, öğüt, nasihat (f)
tavsiye etmek, öğütlemek, nasihat etmek
rCena (f) besle(n)mek (i) besle(n)me
rCeuli (s) seçilmiş, seçmen
rcxila (i) gürgen ağacı, kayın ağacı
rZali (i) yenge, gelin
rZe (i) süt
rZiani (s) sütlü
rweva (f) salla(n)mak, beşik sallamak (i)
salla(n)ma
rwmena (f) inanmak, inanç getirmek (i)
inanma, inanç, iman
rwmuneba darwmuneba (f) inanmak, ikna
olmak/etmek, razı olmak/etmek (i) ikna,
razı olma, inanma
rwmunebuli (s) inanan, ikna olan
rwyeva (f) kusmak (i) kusma
rwyva (f) (toprağı) sulamak (i) sulama
rwyili (i) bit yavrusu, yavşak
rxeva (f) sallanmak, sarsılmak (i)
sallantı, sarsıntı
rxeviTi (s) tereddütlü
rjuli (i) din, inanç, iman
s
saabazano (i) banyo
saagarako adgili (i) yazlık, tatil
beldesi
saagento (i) acentalık
saagitacio (s) çalkantılı, heyecanlı,
tahrik edici
saadgilmamulo (s) memlekete dair,
baba ocağına ait
saadreo (s) erken olan, erkenci
saavadmyofo (i) hastane
saaviacio baza,saaviatio
skola,saaviatio qarxana (i) havaüssü,
havacılık okulu,
uçak fabrikası
saavtoro honorari yazarın ücreti
saaznauro (s) asil, necip, asilzade
saaTi (i) saat (zaman) saat (alet)
saaTobiT (z) saatli olarak
saalerso (s) nazik, kolay üzülür, kolay
incinir, ufak şeyden acır, zayıf
saamkinZao saxelosno (i) cilt yapılan
yer, cilthane
saamo, saamuri (s) tatlı, hoş, güzel,
mutlu
saamqro (i) dükkan, mağaza, atölye
saamSeneblo, saaRmSeneblo (s) yapısal,
bina veya inşaat ile ilgili
saamwyobo (i) matbaa bürosu, ofisi
saamxanago (s) dostluğa özgü, arkadaşa
yakışır şekilde
saanbano (s) alfabetik
saangariSe,saangariSo (i) hesap
makinası, hesapla ilgili, matematiksel
saarako (s) uydurma, mübalağalı,
efsanevi, inanılmaz, manasız
saarsebo (s) hayati, hayata ait, hayat
için lüzumlu
saartilerio (s) harp silahlarına özgü,
topçulukla ilgili, top sınıfı
saartilerio momzadeba bombardıman
hazırlığı
saartilerio skola harp okulu
saarqeologio (s) arkeolojik
saarqivo (s) arşive ait
saarqiteqturo (s) mimari
saarSiyo (s) amatörce
saarCevno,saarCevno ubani (s) seçime
ait, seçim bögesi
saatestacio (s) tasdik kabilinden
saafTiaqo maRazia (i) eczane
saaqao bu dünyanın, bu dünyaya ait
saaqto zala meclis salonu, kongre
toplantı salonu
saaRricxvo baraTia kart, kayıt formu
saaxalwlo yeni yıla ait
saaxalwlo saCuqari (i) yeniyıl
hediyesi
sababi (i) bahane, neden, fırsat, sebep
sabado (i) kat, tabaka, tarh
sabavSvo saxli çocuk yuvası
sabavSvo baRi çocuk bahçesi
sabavSvo oTaxi çocuk odası
sabazro (s) market, alışveriş yapılan
büyük dükkan
sabalaxo (i) otlak, çayır
sabanao kostumi banyo elbisesi,
bornoz
sabani (i) yorgan
sabaJo (i) gümrük
sabargo vagoni (i) eşya vagonu
sabaguli avtomobili (i) kamyon, yük
arabası
sabatono (s) derebeyine ait, sahip
olunacak olan
sabatonymo (i) esaret, kölelik, işe veya
vazifeye bağlanmak
sabediswero (s) kaçınılmaz, yazgısal,
kadere ait
sabednierod (z) mutluluk için,
mutluluğa
sabeiTlo (s) baytarlıkla ilgili, hayvan
doktorluğuna ait
sabeli (i) ip, halat, urgan
saberveli (i) körük, akciğer
sabeWdavi dazga matbaa tezgahı
sabeWdi manqana matbaa makinası
sabileTo salaro (i) bilet gişesi
sabinao sakiTxi (i) konut, yerleşim,
mesken sorunu
sabiujeto (s) bütçeye ait, bütçe ile
ilgili
sabiujeto weli bütçe yılı, mali yıl
saboloo (s) sonuncu, nihai, temel
sabolood (z) sonuç olarak
sabraldebo (s) suçlayıcı, itham edici
sabraldebo oqmi (i) iddianame, dava
açma, töhmet
sabralo (s) zavallı, acınacak halde
olan, garip
sabralod (z) acıyarak, acıklı
sabrunavi Tanxi döner sermaye
sabrZanebeli (i) oturma ev, mesken,
yer, ikemetgah
sabrZolo (s) savaşla ilgili, mücadeleye
ait
sabudari (i) yuva, kuş yuvası
sabuTi (i) belge, senet, döküman
sabuqsiro gemi (i) römorkör, yedek
çeken gemi
sabWo (i) sovyet, şura, meclis
umaRlesi sabWo, sabZeli yüksek
sovyet
sabWoTa (s) sovyetlerin, sovyetlere özgü
sabWoTa mTavroba sovyet hükümeti
sabWoTa kavSiri sovyetler birliği
sabWoTa meurneoba sovyet ziraati
sabWoTa socialisturi
restublikaTa kavSiri (i) sscb
sabWouri (s) sovyet, sovyetlerden olan,
sovyetvari
sagadarCevno (i) tekrar seçilen
sagadarCevno kampania seçim
kampanyası
sagazafxulo (s) ilkbaharla ilgili
sagazafxulo ardagebi bahar tatili
sagazeTo kioski (i) gazete bayii
sagazeTo qaRaldi (i) gazete kağıdı
sagalobeli (i) ilahi, dini musiki, marş
sagamomgeneblo (s) hünerli, marifetli,
usta, zeki
sagamomZieblo komisia soruşturma
komisyonu
sagamocdo (s) imtihanla ilgili, sınavla
alakalı, sınav için
sagangaSo (s) ikaz edici,uyarıcı
sagangebo (s) olağanüstü, fevkalade
sagangebod (z) kasten, mahsus, bile bile
sagani (i) nesne, şey, obje
saganmanaTleblo (s) tedrisi, öğretici
saganZuri (i) hazine, para hazinesi,
define
sagareo (s) dış, harici, yabancı
sagareo vaWrobis saministro dış
ticaret bakanlığı
sagareo saqmeTa saministro dışişleri
bakanlığı
sagareubno (s) şehir dışıyla ilgili olan,
kenar semt
sagastrulo mogzaureba (i) tur,
dolaşma, gezi, seyahat
sagaficvo komiteti grev komitesi
sagegmo (s) plan, planla ilgili
sagegmo ganyofileba (i) planlama
bölümü
sagvareulo mamuli (i) atayurdu
sagzali azık, yolluk, yol erzağı
sagzao (s) yolla ilgili
sagzao xarjebi yol masrafları
sagzuri (i) izin, müsaade
saginebeli (s) ağzı pis, ağzı bozuk
sagiJeTi (i) tımarhane, delilerin
barındığı yer
saglexo (s) köye ait, köylüye ait,
kabaca
sagmiro (s) kahramanca, kahraman gibi,
kahramanlıkla ilgili
sagnobrivi (s) maksada ait, afaki,
hakiki, objektif
sagnobrivi gakveTili (i) numunesi
gösterilen bir madde hakkında ders
sagrZnobi (s) hassas, duygulu, çabuk
müteessir olan
sagubari (i) su bendi, baraj
sagulebeli (i) farz edilen, zannedilen,
kıyas edilen, zannolunduğu gibi
varsayılan
sagudisxmo (s) önemli
sagundo (s) koroya ait
saguSago (i) (ask.) karakol
saguSagoebis Semowmebo merkezi
karakolların kontrolu
sad (z) nerede, nereye
sada, ubralo (s) alçak gönüllü, şafdil,
sade, gösterişsiz, basit
sadad (z) basitçe, sadelikle, tevazulukla,
alçakgönüllükle, sadece, ancak
sadave (i) dizgin
sadavo (s) inkarı mümkün, tartışılır,
münakaşalı, şüpheli, meçhul
sadamdis,sadamde nereye kadar
sadarajo (i) mevzi, askeri karakol
sadarbazo (i) ziyaret salonu
sadarbazo baraTi ziyaret kartı
sadarbazo oTaxi salon
sadauri nereli
sadafi (i) sedef
sadac (z) ki orada
sadgisi (i) biz (alet)
sadgomi (i) ikametgah, konut, oturma
yeri, sığınak
sadguri (i) durak, istasyon
sadezinfeqcio kamera dezenfeksiyon
odası
sadekoracio (i) dekoratif, süsleme,
bezeme ile ilgili
sademonstracio (s) ispat kabilinden,
gösteren, gösteri mahiyetinde
sadeputato (s) milletvekili ile ilgili
sadili (i) öğlen yemeği
sadiloba (f) öğlen yemeği yemek (i)
ögle yemeği yeme
sadiplomo Sroma diplomatik çaba
sadireqtivo (s) emir mahiyetinde,
emirle ilgili, idari
sadiskusio (s) tartışılır, sanılması
gerek, şüpheli
sadme (s) bir yerde, bir yere, hiçbir
yerde, hiçbir yere
sadnobi Rumeli eritme kazanı
sadoqtoro (s) doktorluğa ait,
doktorluğu ilgilendiren, doktorluk
sadoqtoro xarisxi (i) doktora,
doktorluk payesi
sadurglo marangoz atelyesi
saduRari (i) tencere, kazan
sadRac (z) ki o yer
sadRegrZelo (i) kadeh kaldırma
sadRegrZelos daleva (f) şerefe içmek
sadReisod bugün için, günlük,
günübirlik
sadResaswaulo (s) bayrama ait,
festivale ait, şenlikle ilgili durum
sadRvebeli (i) yayık, yayığa benzer şey
saegebiso (s) muhtemelen
saevakuacio hospitali bölge
hastanesi
saeklesio (s) kilise, kiliseye ait
saelCo (i) sefarethane, elçilik
saenaTmecniero (s) dilbilimleri ile ilgili,
dil bilimsel
saerTo (s) genel, umumi
saerTaSoriso (s) uluslararası
saerTod (z) genel olarak
saerTo sacxovrebeli (i) yurt
saero (s) ulusal, milli
saeskizo (s) taslak kabilinden, yüzeysel,
eksik
saestrado msaxiobi farklı aktör
saeqimo (s) tıbbi
saeqskursio biuro seyahat acentalığı
saeqskursio baza seyahat merkezi
saqspedicio (s) gönderilen, seferi,
sevkedilen
saeqspedicio razmi ask. sevk edilecek
birlik
saeqsporto (s) ihraç edilir, ihraç malı
saeSmako (s) şeytani, şeytanca, kurnazca
saeWvo (s) şüphe verici, şüpheli,
müphem
savalalo (s) matemli, keder ifade
eden, ağlanacak, ağlanacak hal, acıklı
savalalod (z) ağlanacak halde,
acınacak halde
savaldebulo (s) vazifeli, görevli,
mecburi
savaraudo (s) zanlı, kıyasla, farzedildiği
gibi
savarcxeli (i) tarak
savarZeli (i) koltuk
savarjiSo (i) alıştırma
savaWro (s) ticari
savaWro warmomadgenloba ticari
temsilcilik (sscb için)
savaxSo (s) piyasa değerinden yüksek,
fahiş faiz alan, fahiş
savele artileria sahra topçusu
savele zarbazani askeri silah
savele hospitali (i) ambulans
savele saguSago sahra karakolu
savele sasamarTlo sahra mahkemesi
savele yarauli ileri karakol
savele samzareulo seyyar mutfak,
sahra mutfağı
savenaxe (i) bağ, üzüm bağı
saventilacio (s) hava veren,
vantilatör, fan
saveterinaro (s) veterinerlikle ilgili
savse (s) dolu, dolmuş olan
savsebiT (z) doluca, dopdolu, dolu
olarak
sazavo (s) rahat, sakin, mülayim, asude,
uysal
sazavo xelSkruleba barış antlaşması
sazamTro (i) karpuz, kışlık
sazamTro sporTi kış sporu
sazaralo (s) zararlı
sazareli (s) korkunç derecede, pek
çok, acayip, korkulacak
sazafxulo ardadegebi yaz tatili
sazeimo (s) heybetli, temkinli, resmi,
debdebeli, azametli
sazeinklo çilingir atelyesi, dükkanı, iş
yeri
sazeTe (i) yağlama cihazı, yağdanlık
saziano (s) zararlı, fena, ziyan verici
saziaro (s) umumi, müşterek, bayağı,
ortak
sazizRari (s) iğrenç, çirkin, kötü, pis
sazizRrad (z) iğrençce
sazizRroba (i) iğrenme, iğrençlik
sazogado (s) toplumsal, genel, halka
ait, sosyal
sazogadod (z) genellikle, genel olarak,
sosyal
sazogadoeba (i) cemiyet, topluluk,
toplum
sazogadoebrivi (s) halka ait, aleni,
umumi, herkese ait, sosyal, toplumsal
sazagadoebrivi azri toplumsal kanaat,
kamuoyu
sazogadoebrioba (i) aynı yerde
yaşayan, aynı ahvalde yaşayan zümre,
cemaat
sazomi (i) ölçü aleti, mezro
sazrdo (i) yiyecek, gıda, maişet, nafaka
sazrdooba (f) beslenmek (i) gıda,
beslenme
sazrunavi (i) endişe, merak, sıkıntı,
dert, ızdırap, üzüntü
sazRapro (s) masalvari, masallara ait,
efsanevi
sazRvao, sazRvaosno (s) gemiciliğe
ait, denizci
sazRvao qveiTi (i) deniz kuvvetleri
sazRvargareT (z) yurt dışı, yurt dışında
sazRvargareTeli (i) yurt dışından kişi,
yabancı
sazRvargareTuli (s) ecnebi, yabancı
sazRvari (i) sınır, hudut
saTadarigo (s) ihtiyaten, başka zaman
için saklanan veya saklanmış, yedek
saTadarigo nawilebi yedek parça
saTave (i) başlangıç, kaynak, esas, asıl
saTavso (i) kab, zarf
saTakilo (s) şayanı takbih,
ayıplanmağa müstehak
saTaTbiro (s) istişari, görüşmelere ait
saTamaSo (i) oyuncak
saTanado (s) münasip, layık, yakışır,
uygun, sabit, tam
saTanadod (z) münasip suretle,
hakkıyla, haklı olarak, uygun olarak
saTauri (i) kitap adı, başlık, lakap,
ünvan, isim
saTbobi (i) ısıtmaya yarayan
saTbobi xelsawyo ısıtma aracı
saTadarigo jarebi (ask) ihtiyat
kuvveti, yedek kuvvet
saTburi (i) limonluk
saTeatro (s) tiyatroya ait, temsili,
yapmacık, sahte
saTevzao (s) özel yerlerde balık tutma
hakkı, balıkçılığa ait
saTemo (s) halka ait, cemaata ait
saTesi manqana (i) tohumlama makinası
saTesle (s) tohumluk, tohum
saTvale (i) gözlük
saTibi (i) tırpan, orak, biçme aleti
saTibi monqana (i) biçer döver
saTiTaod birer birer birbiri ardına
saTiTe (i) yüzük, dikiş yüzüğü
saTno (s) faziletli, doğru ve dürüst
saTnoeba (i) hassasiyet, fazilet, iyi ahlak,
doğruluk, meziyet
saTuTi (s) nazik, kibar
saTuo (s) şüpheli, muğlak, meçhul,
müphem, kararsız
saTqveno size göre, size uygun
saTxovari (i) rica, dilek, niyaz,
temenni, istirham, revaç, talep
saidan, saidanac nerden, nereden, ki
oradan
saidumlo (s) gizli, saklı, özel, zata
mahsus
saidumlod (z) gizlice, saklı olarak
saidumloeba (i) bilinmeyen meçhul
şey, sır, bilinmezlik, gizlilik
saidumloebis gacema sırları açığa
vurmak
saieriSo signali (i) (ask.) hücum
işareti
saiT, saiTken (z) nereye, ne tarafa doğru
sailustracio (s) tarif eden, tasvir
edici
saimedo (s) güvenilir, sadık, emin,
güvenilir kimse, itimata layık
saimporto saqoneli ithal malı
ainventaro aRwera (s) müfredat,
demirbaş eşya listesi, envanter
saini sahan
sainJinro (i) mühendislik
sainuinero (s) mühendisliğe ait
saintereso (s) ilginç
sainteresod çok iyi
sainformacio (s) danışmanlık, bilgiyle
ilgili, haberle ilgili
saistorio (s) tarihi
saiubileo krebuli kilisede toplanan
para
saiqio (i) ahiret, öbür dünya
saijaro gadasaxadi kira bedeli
saijaro xelSkruleba kira antlaşması
sakadrisad (z) layık olarak, müstehak
olarak
sakadrisi (s) layık, müstehak, yakışır,
değerli
sakavSiro (s) müttefik, hısım, akraba,
bağlaşık
sakamaTo (s) tartışılır, şüpheli, inkar
edilir
sakani (i) hücre, koğuş (hapishane)
sakanonmdeblo (s) kanuni, kanun koyan
sakancelario nivTebi (i) kırtasiye
gereçleri, yazı eşyası
sakasacio sasamarTlo temyiz
mahkemesi
sakace (i) sedye
sakacobrio insanlığa ait, insanlığa özgü
sakdesi sovyet telgraf acentası
sakenki (i) yiyecek (kanatlıgiller için)
sakeravi (i) dikilecek şey, dikişle ilgili
sakeravi manqana dikiş makinası
saketi (i) kilit, anahtar, silahın emniyet
kilidi
sakvalifikacio komisia yeterlilik
komisyonu
sakvamle (i) baca, boru
sakvebi (i) besin, gıda, yiyecek (çiftlik
hayvanları için)
sakidi (i) askı
sakvebi (s) besleyici
sakvirveleba (i) şaşırtıcılık,
süpriz,mucize
sakvirveli (s) şaşırtıcı, hayret verici,
görülmeye değer, süpriz
sakvlevi instituti bilimsel araştırma
enstütüsü
sakiTxavi wigni okuma kitabı
sakiTxi (i) sorun, mesele
saklavi etlik sığır, besili sığır
saklaso oTaxi (i) sınıf, dershane
sakmao (s) yeterli, elverişli, uygun,
münasip, tatmin edici
sakmaod (z) kafi derecede, yeteri kadar,
oldukça
sakmarisi (s) yeterli, kafi, tatmin edici
sakmeli (i) buhur, tütsü
sakolmeurneo bazari yiyecek pazarı,
hal
sakolonizacio (s) sömürgelik,
sömürgeyle ilgili kimse, koloniye ait
sakomisio kantora iş acentası
sakonditro (i) şekerleme imalathanesi,
tatlıcı, şekerlemeci
sakonkurso (s) yarışma mahiyetinde,
rekabet ederek
sakonkurso gamocdebi yarısma sınavı
sakonservo qarxana (i) konserve
fabrikası
sakonsultacio (s) tavsiye niteliğinde,
akıl öğreten, öğüt veren, müşavirlik
sakoncerto zala (i) konser salunu
sakoncerto pianino piyano konseri
sakoreqtoro furceli (i) matbaa
pruvası, baskı levhası
sakravi (i) çalgı, müzik aleti
sakuTari (s) hususi, kendisine ait, şahsi,
özel
sakuTreba (i) hususiyet, kendisine ait
olma, özel olma
sakurnebeli (s) şifa veren ilaç, tıbbi
sakurorto sammarTvelo sağlık ve
dinlenme merkezi idaresi
sakuWnao (i) kiler, ambar, sandık odası
salaTa (i) salata
salami (i) selam, selamlaşma,
selamlama
salamis micema (f) selam vermek
salamuri (i) boru, kaval, düdük, içi boş
çalgı borusu
salanZRavi (s) ağzı bozuk, küfürbaz,
yolsuz, fesatçı
salaparako (s) konuşma diline ait,
sözlü, konuşulan, konuşulacak olan
salaro (i) gişe
sabileTo salaro bilet gişesi
Semnaxveli salaro emanet gişesi
salaSqro (s) askeri yürüyüşle ilgili
salaSqro karavi sahra çadırı
salaSqro samzareulo seyyar mutfak
salaSqro wesi yürüyüş düzeni
salaSqro simRera askeri marş
saRdaTi (i) asker
salesi qva (i) bileme taşı
salewi manqana (i) harman makinası
saliTografio (s) taş basmalı resım
salikvidacio komisia tasfiye
komisyonu
sali klde (i) kaya, uçurum, sarp
kayalık
saliteraturo (s) edebi
saloki TiTi (i) işaret parmağı
saCvenebi TiTi (i) peçete
salte (i) çember, kasnak
samagaliTo (s) örneklik, model
samagaliTod (z) örnek olarak
samagierod -nin yerine
samagieros mizRva (f) dengi ile
karşılamak, misilleme yapmak, karşılık
vermek
samadlobeli (s) müteşekkir, minnettar,
memnun
samaiso dResaswauli mayıs bayramı
samalavi kadgilic gizlenme yeri
samalario (s) ısıtma ile ilgili
samamaco (s) cesur, yürekli, yiğit,
kahraman
samamulo (s) yerli, tabi, doğal,
yurtsever, vatanperver
samandato komisia vesayet komisyonu
samani (i) hudut işareti, sınır taşı
samanqano satraqtoro sadguri
motorlu araçlar durağı
samaradiso (s) daimi, sürekli, aralıksız,
müebbet
samaradisod hep
samare, samarxi (i) mezar, kabir, türbe
samarTali (i) yargıç, kanuni, asil, adli
samaorTalSi micema (f) mahkemeye
vermek
samarTebeli (i) ustura, traş makinesi
samarTlianad (z) adaletli olarak
samarTliani (s) adaletli, yasal, kanunen
samarTlianoba adaletlilik, yasallık,
kanunilik
samarile (i) tuzluk
samarcxvino (s) ayıp, utanç verici,
çirkin, yüz karası
samarcxvino boZi (i) teşhir cezası
samarcxvinod (z) utandıracak şekilde
samasi (sayı) üçyüz
samaswavleblo oTaxi (i) eğitim odası,
dershane
samasxarao (s) sahte, taklit, oyunbaz,
şakacı
samaxsovro (s) hatırlanan, unutulmaz,
hatıra
samaxsovrod hatırlamak için, hatıra
olarak
samajuri (i) bilezik
samahmadiano (s) islami
samgvarad (z) üç şekilde, üçlü olarak
samgvari (s) üç şekil, üçlü, üç kat, üç
misli
samgzavro matarebeli (i) yolcu tireni
samgzis üç kez, üç zamanlı
samgle ormo (i) kurt kapanı, tuzak
samgloviaro (s) kederli, üzgün,
mahsun, yaslı, hazin, acıklı
samdivno (i) sekreterlik
samdivno (i) müdüriyet, müdüriyet
personeli
samduravi (i) hoşnutsuzluk,
memnuniyetsizlik, dargınlık
sameano instituti (i) ana sağlık
merkezi
sameba (i) üçlü birlik, üçlü ilah, teslis,
teslisi temsil eden simge
samegobro (z) dostçasına, dostane,
dostça
samediatoro sasamarTlo şikayet
mahkemesi
samedicino (s) tedaviye ait, tıbba ait,
tıbbi, iyileştirici, tedavi edici
samezoblo (s) komşuya yakışır, dostça,
komşuyla ilgili
samelne (i) hokka, mürekkep kutusu
samenovani (s) üç dilli, üç dil bilen kimse
samermiso (s) gelecek, istikbal
sametyvelo organoebi konuşma organı
sameuli, samiani (sayı) üçlü
sameurneo (s) ekonomik
samefo (i) kırallık
samecniero (s) bilimsel
samecniero sakvlevi instituti
bilimsel araştırma enstütüsü
samzadisi (i) hazırlama, hazırlık,
hazırlanan şey, hazırlayan şey
samzareulo (i) mutfak, aş evi
samTavro (i) başlıca
samTamadno saqme (i) madencilik, maden
kazma, askeriyede mayın dökme
samTviani (s) üç aylık
samTiTi (i) diğeren, yaba (üç parmaklı)
samToinJineri maden mühendisi
sami (sayı) üç
samiani (s) tatmin edici, memnunluk
verici puan
samivlinebo fuli seyahat harçlığı
samikitno (i) meyhane, kahvehane,
kıraathane
saministro (i) bakanlık, bakanlıkla
ilgili
samiode (i) aşşağı yukarı, 3'e yakın
samisamarTo magida adres bürosu
samiwaTmoqmedo (s) tarımsal, zirai,
çiftçiliğe ait
samijnuro (s) aşikane, ateşli, şehvetle
ilgili
samkauli (i) süsleme, donatma,
dekorasyon, mücevher, mücevherat
samkeli manqana (i) biçerdöver
samkerde (i) göğüs zırhı, göğüslük
samkervalo (s) dikilmiş, dikilecek olan
şey
samkervalo saxelosani terzi dükkanı
samkiTxvelo (i) okuma yeri, kitaplık,
kütüphane
samkiTxvelo zala okuma salonu
samkuTxedi (i) üçgen
samkuTxiani (s) üç köşeli
sammarTvelo (i) adliye, idare
sammarcvliani, sammarcvlovani (s) üç
heceli kelime
sammoqmedebiani piesa üç perdelik oyun
samnairad (z) üç türde, üç şekilde
samnairi (s) üç çeşit, üçlü
samneo nawili malzeme kısmı
samoTxe (i) cennet
samorigeo kcxrilic (i) görev nöbeti,
görev listesi
samoseli,samosi (i) elbise, esvap, giysi
samoqalaqo (s) vatandaşlar ile ilgili,
medeniyet, uygarlık
samoqalaqo omi uygarlık savaşı
samoci (sayı) altmış
samoZrao (s) sürülen, itilen, tahrik
edilen, sevk edilen, hareket kabilinden
samravli (i) (matematik) çarpılan
samrevlo (s) mahalli, dar fikirli,
mahdut görüşlü
samreklo kiliseye ait çan kulesi
samrecxao (i) çamaşırhane,
kurutemizleme
samrewvelo (s) endüstriyel, sınai
samrewvelo da safinanso gegma
endüstriyel ve finansal plan
sam-sami üçer üçer
samsarTuliani (s) üç katlı
samsaxurebrivi (s) resmi, memuriyete
ait, memura yakışır, iş icabı
samsaxuri (i) hizmet, iş, görev, vazife
samsaxuridan gadadgTma istifa etmek
samsxverplo kurban kesme yeri
samtro (s) düşmana ait, düşmanca,
düşmanlık gösteren, saldırgan
samudamo (s) ebedi ve ezeli, başı ve sonu
olmayan, sürekli, baki, ölümsüz
samudamod sonsuza kadar, hep, ebediyen
samusiko (s) müzikal
samuSao (i) iş, görev, vazife ile ilgili
samuSao dRe iş günü
samfa (s) üç misli, üç kat
samferovani (s) üç renkli
samfexi (i) üç ayak, üç ayaklı, saç ayak,
sehpa
samflobelo (i) mülk, mal, arazi,
memleket, nüfus sahası, saha, alan
samRebro boyacı dükkanı, boyacı
samRvdeloeba (i) ruhban sınıfı, rahipler
zümresi, hıristiyan din alimleri
samyaro (i) dünya, alem, cihan
samynobi (s) aşılama, aşı
samyofeli (i) ikametgah, oturma, ev,
mesken, ikametgah süresi
samyura (i) yonca
samSabaTi (i) salı
samSabaTobit salı gününde, salı günleri
samSvidobo (s) sakin, yumuşak, aklı
başında, uysal
samSvidobo molaparakeba barış
görüşmeleri
samSobiaro saxli doğum evi
samSoblo (i) yurt, vatan
samZimari (i) şevkat, merhamet, acıma,
sevecenlik
samZimo (s) zorla, kuvvetle, hızla,
sertlikle, güçlükle, sıkıca, katı, sert
samwerlo (s) kitaba veya edebiyata ait,
edebiyatla ilgili, edebi
samwliani (s) üç yıllık, üç yaşında
(bitki)
samwuxaro (s) üzüntü verici, üzücü
samwuxarod maalesef
samwyobro meTauri (i) çizgi, yol, hat,
ip, sicim, iplik, savunma hattı, saf, sıra
samwyoboro mecadineoba (ask.) talim
samWedlo (i) demirci ocağı, demirhane,
demir yapım yeri
samxazvelo oTaxi (i) çizim odası
samxareo (s) bölgesel, mıntıkaya ait
veya özgü
samxari (i) ikindi
samxreebi (i) kayış, şerit, hat, atkı
samxariRlie (i) kılıç kayışı
samxatvro akademia resim akademisi
samxedro moqmedebis ganaxleba savaş
ortamının ortaya çıkması
samxedro wesebi askeri merasim
samxedro eSmakoba harp hilesi
samxedro TamaSi askeri oyun
samxedro sazRvao floti askeri filo
samxedro saWurveli askeri depo
samxedro TviTmfrinavi askeri uçak
samxedro bemi askeri gemi
samxedro (s) ordu, askeri
samxedro kanonTa krebuli askeri
anlaşma
samxerxao qarxana (i) bıçkıhane
samxece (i) yabani hayvanlar
kolleksiyonu, hayvanat bahçesi
samxiarulo (s) sevindirici, neşeyle
dolu
samxilebeli (s) suçlanan, itham edilen
samxreT-aRmosavleti,
samxretarmosavluri (i) güney doğu
samxreT-dasavleTi,
samxreTdasavleTuri (i) güney batı
samxreTeli (s) güneyli
samxreTi (i) güney
samjer üç kez
sanagve (i) toz, toz halinde herhangi bir
madde
sanadiro (s) av
sanaTuri lamba,aydınlık veren
sanam, sanamde (z) -e kadar, -e gelinceye
kadar, zamana kadar
sanaosno (s) savaş gemilerine ait, deniz
eri, bahriyeli
sanapiro (i) kıyı, set, bent, rıhtım, iskele
sanapiri zoli kıyı hattı, sınır
memleket
sanardo samuSao (i) parça başı, iş
sanatoriumi (i) sanatoryum
sanatreli (s) özlenen, istenilir, arzu
edilir, makbul, hoş
sanaqebod (z) övgüsel, övgüye değer
sanaRmo aparati (i) torpido kovanı
sanaRmo navi muhrip
sanaRmo kreiseri mayın gemisi
sanaRmo omi mayın savaşı
sanacvlod dönüşüm,degiştirerek,
değişerek, nöbetleşe
sanacre (i) küllük
sanaZleo (i) bahis, iddia
sanaZleos dadeba bahse girmek
sanaxavad misvla (f) görmeye gitmek,
ziyaret etmek
sanaxaoba (i) Görme, manzara, görünüş
sanaxevrod yarım, yarımca, yarı yarıya
sangari (i) sığınak, istihkam, siper
sandali (i) sandal, çarık, mes
sando (s) güvenilir, sadık, emin
sandomiani (s) hoş, tatlı, uygun, güzel,
alımlı, cazip, şirin, canayakın
sanelebeli (i) (tuz, salça, biber, hardal
gibi) yemeğe çeşni veren şeyler
sanerge (i) fidelik, fide, fidanlık
sanetaro (s) neşe dolu
sanTeli (i) mum
saniavebeli (i) buğdayı savurup
tanelerine ayıran makina
sanimuSo (s) örnek alınacak, tavsiyeye
değer, örnek oluşturan, model
sanitari (s) tedaviye ait, tıbba ait,
tedavi edici, muntazam, tezkereci
sanitaria (i) sağlık, şartlanma, hıfsı
sıha, sağlık kuruluşu
sanitaruli (s) sağlıkla ilgili, sıhhi
sanitaruli ilk yardım çantası
sanovage (i) erzak, azık, yiyecek
santimentaluri (s) duygulu, duygusal,
içli, hassas, iğrendirici
santimetri (i) santimetre
sanugeSo (s) teselli edici
saolqo (s) bölgesel, mıntıkaya ait veya
özgü
saomari moqmedeba düşmanlık,
husumet, savaş, çarpışmalar
saoperacio oTaxi operatör odası,
ameliyat odası
saorganizacio sakiTxebi
organizasyonla ilgili problemler
saocari (s) acaip, garip, yabancı
saocnebo (s) rüya ile ilgili, dinlendirici,
teskin edici, hayali
saocrad (z) şaşırtıcı bir şekilde,
fevkalade
saocreba (i) harika, mucize, alışılmamış
türden, şaşırma, hayal etme
saojaxo (s) ailevi, evcil, ehil
sapalne (i) bohça, denk, çıkın, yük, sırt
çantası
saparikmaxero berber dükkanı
sapasuxo (s) cevabi, cevap mahiyetinde
sapatimro (i) hapishane
sapatio (s) onursal, muteber,
muhterem, namuslu
sapatio yarauli ihtiram kıtası
sapirvelmaiso dresaswauli bir mayıs
bayramı
sapirfareSo tuvalet
sapnva (f) sabunlamak, sabun sürmek
sapnisa (s) sabun gibi
sapolicio ubani polis bölgesi
saponi (i) sabun
sapremio fondi pirim, ikramiye,
birikmiş para
saproeqto (s) planlı, tasarlamalı
sapyari (i) sakat insan, malül
sapyrobile (i) hapishane, cezaevi,
tevkifhane
saJurnalo (s) gazetecilikle ilgili
saraindo (s) şövalyeye ait, şövalyece,
şövalyeye yakışır
sarbieli (i) çayır, kır, otlak, mera,
tarla, alan, oyun sahası
sargebeli (i) yararlı, faydalı, kullanışlı,
uygun, elverişli
sargebloba (f) faydalanmak,
yararlanmak
sargebloba (i) yararlılık, faydalılık,
kullanışlılık, elverişlilik, uygunluk
sardali (i) serdar, başkomutan
sardlis adiutantebi personel
kadrosu
sardafi (i) bodrum, mahzen Rvinis
sardafi şarap mahzeni
sardloba (i) serdarlık, başkomutanlık
saredeqcio (s) baş makale
sarevela balaxi (i) yabani ot
sarevi (i) karıştırıcı, mikser
sarevizio (s) düzeltilen, yenilenen,
değiştirme veya değişim ile ilgili
sarekomendacio baraTi tavsiye
mektubu, bonservis
saremonto saxelosno onarımhane,
tamirhane
sareceli (i) yatak, karyola, divan
sarecxi (i) çamaşır, çamaşırhane
sarewi, sarewao (i) zanaat, el sanatı,
esnaf, hüner, meleke, marifet
sarTavi dazga eğirme bükme tezgahı
sarTi (i) (gr.) ek, takı
sarTuli (i) kat
sari (i) kazık
sarkazmi (i) iğneleyici, küçümseyici
söz, acı söz
sarke (i) ayna
sarkiani, sarksebri (s) aynalı, ayna
gibi
sarkinigzo xazi demiryolu hattı
sarkmeli düşer pencere, düşer pencere
menteşesi
sartyeli (i) kuşak, kemer, bağ, bölge,
alan
sarfa (i) fayda, kar, kazanç, istifade,
menfaat
sarfiani (i) faydalı, karlı, menfaatli,
kazançlı
sarqveli (i) vana, valf, subap, ventil
sarCevi (i) indeks, fihrist, içindekiler
sarCeli (i) talep, istek, hak, iddia
sarCeni (i) başkasının yardımı veya
desteğine ihtiyacı olan
sarCo (s) geçim, nafaka, maişet,
geçinme
sarCuli (i) astar, iç kaplaması
sarZeve (i) süt tesdisi, süt çömleği
sarZlo (i) nişanlı kız, gelinlik kız
sarwmuno (s) güvenilir, emin
sarwmunoeba (i) din, inanç, iman, sadakat
sarwyavi (i) sulama arac ve gereci (s)
sulayıcı, sulama ile ilgili
sasa (i) damak
sasadilo (i) yemek odası, yemekhane
oficeri sasadilo subay yemekhanesi
sasaklao (i) mezbaha, kasaphane
sasamarTlo (i) mahkeme
sasamarTlos aRmasrulebeli
mahkeme üyeleri
sasapalne (i) hayvan, bilhassa dört
ayaklı iri hayvan, yük hayvanı
sasapne,firutyvi (i) sabunluk, sabun
kutusu
sasargeblo (s) faydalı, yararlı,
kullanışlı, işe yarar
sasamsaxuro ZaRli (i) haber götüren
köpek
sasaubro (s) konuşmayla ilgili,
diyologla ilgili, muhabbetle ilgili
sasaubro ena konuşma dili
sasaflao (i) mezarlık
sasaqmebili (i) müshil
sasaqonlo matarebeli canlı hayvan
götüren tren, mal treni
sasacilo (s) eğlenceli, komik,
güldürücü, gülünç
sasaxelo (s) ünlü, meşhur, mağrur,
tanınmış, şanlı
sasaxelod (z) şanla, şerefli olarak,
şerefle
sasaxle (i) saray
saseiro (s) hoş, eğlendirici
sasveni niSnebi noktalama işaretleri
sasiamovno (s) hoş, memnuniyet verici
sasignalo sadguri işarette durulan
yer, belirli durak yeri
sasignalo cecxli işaret ateşi
sasignalo sinaTle işaret farı
sasikvdilo (s) ölümlü, geçici, fani,
insanı beşeri, öldürücü, amansız
sasikvdilod (z) ölümcül olarak,
ölümüne
sasiminde (i) mısır ambarı
sasircxo (s) utanç verici
sasiyvarulo (s) aşikane, ateşli,
şehvetle ilgili olan
sasicocxlo (s) hayata ait, hayati,
hayat değerinde
sasiZo (i) talip, bir kıza talip erkek
sasixarulo (s) sevindirici, neşe verici
sasmeli (i) içecek, içki
sasmel-saWmeli yiyecek, içecek
sasmisi (i) su bardağı
sasoeba (i) gayretli çalışma, gayret,
gayretkeşlik
sasomixdili (s) hayal kırıklığına
uğramış, hevesi kırık, cesareti kırık
sasoflo (s) kırsal, köye ait, köy
hayatına ait
sasoflo-sameurneo (s) tarımsal, zirai,
çifçiliğe ait
sasoflo-sameurneo instituti ziraat
enstitüsü
sasowarkveTileba (i) yeis, üzüntü,
keder
sasowarkveTili (s) ümitsiz, çaresiz,
çaresizlikten deliye dönmüş
sasporto moedani sportif alan
sasroli bade (i) ağ
sasroli iaraRi (i) ateşli silah
sastambo dazga (i) matbaa tezgahı,
baskı makinası
sastveni (f) ıslık çalmak, ıslık gibi
ötmek, ıslık gibi vızlayarak geçmek
sastikad (z) zalimane, insafsızca
sastiki (s) zalim, gaddar, insafsız,
merhametsiz
sastikoba gaddarlık, zulüm
sastiki ieriSi hücum, saldırı
sastiki winaaRmdegoba nefesli çalgılar
sastumro (i) otel, motel
sasule (i) boğaz, gırtlak
sasuliero seminaria (i) ruhban okulu
sasurvela (s) arzu edilen, istek
duyulan, cazip, çekici
sasursaTo maRazia alışveriş merkezi,
dükkan
sasursaTo sawyobi yiyecek anbarı,
ardiye
sasufeveli (i) cennet, aden, cennnet
bahçesi, cennet gibi yer
sasuqi (i) gübre
sasuqis Setana (f) gübre katmak,
atmak (i) gübreleme
sasyideli (i) ödeme
sasceno (s) sahneye yakışır, aktörce,
sahneye ait
saswavlebeli (i) okul umaRlesi
saswavlebeli yüksek okul
saswavlo nawili öğrenim bölümü
saswavlo weli eğitim yılı
saswavlo moedani çalısma alanı
saswavlo TviTmfrinavi uçuş eğitimi,
planörü
saswaulTmoqmedi (i) harika çalışma,
ölçerek düşünerek çalışma
saswauli (i) harika, mucize, keramet
saswori (i) tartı, dengeleyen, eşitleyen
saswrafo (s) hızlı, çabuk, seri, tez,
süratli
saswrafo daxmareba ilk yardım
saswrafod (z) hızlıca, çabukça, serice
sasjelad ceza olarak
sasjeli (i) ceza, penaltı
satana (i) şeytan, iblis, kötü adam
satanjveli (s) ızdırap çektiren,
zahmetli, meşakkatli
satacuri (i) kuş konmaz
sataxto (i) metropolitan
sataxto qalaqi tahtlığın bulunduğu
şehir, başkent
satevari (i) kama, hançer, bıçak
satelegrafo (s) telgrafla ilgili
satelefono (s) telefonla ilgili
saterminologio (s) teknik terimler,
terminolojik
satexi (i) kırma aparatı
satvirTo gemi yük gemisi
satira (i) hiciv, taşlama, yergi, yerme,
hiciv söyleme
satirali (s) ağlanacak şey, acınacak
durum
satirikosi (i) taşlama yazarı, hicivci
satiruli (s) hiciv niteliğinde
satitulo (s) başlık, kitap başlığı,
ünvan
satkivari (i) hastalık, rahatsızlık, ağrı,
sızı
satranzito saqoneli transit mallar
satranslacio xazi geçirme, nakil,
gönderme sistemi
satransporto kantora (i) sevkiyat
acentası, ambar
satransporto TviTmfrinavi nakliye
uçağı
satraqtoro qarxana traktör fabrikası
satrfialo (s) aşikane, ateşli, sevgili,
tatlı, şirin
satrfo (i) aşık, seven kimse, yar, dost,
aşkla ilgili
satusaRo (i) hapishane, cezaevi,
tevkifhane
satyeo (s) ormana ait, ormanlara ait,
ormanda yaşayan yada bulunan
saubari (i) sohbet, konuşma, muhabbet
(f) sohbet etmek
saubedurod (z) talihsizce, ne yazıkki,
maalesef
sauzme (i) kahvaltı
sauzmoba (f) kahvaltı etmek
saukeTeso (s) en iyi
saukeTeso msroleli en iyi atıcı
(nişancı)
saukune (i) yüzyıl, asır
saukuno (s) edebi ve ezeli, başı ve sonu
olmayan, daima baki, ölümsüz, yüz yıllık
saukunod (z) ebediyen, daima,hep
saukunoebrivi (s) ebedi, ezeli, başı ve
sonu olmayan
saunje (i) hazine, para hazinesi,
biriktirilmiş şey, define
sauravi (i) para cezası
sauri yastık yüzü
saurTierTo (s) karşılıklı
saucxoo (s) mucize gibi, hayret verici,
mükemmel
saucxood (z) mucizevi, mükemmelen
sauwyebo (s) kısımlara ait, bölümlere ait,
daireye ait, şube
safabriko komiteti fabrika idaresi
safanti küçük içinde patlayıcı madde
olmayan tüfek saçması, kurşun menzili,
erim atım
safari (i) örtü
safasuri (i) paha, fiyat, kıymet, değer,
mükafat
safaRaraTo zeTi (i) hint yağı
safeTqeli (i) şakak
safeiqro (s) dokuma, tekstil, dokuma
işlerine ait
safeni (i) yaygı, kilim benzeri şeyler,
örtü,yatak takımı
saferfle (i) sigara tablası, kül tablası
safexuri (i) basamak, ilerlemek için
aşama
safinanso (s) finansal, parasal kaynak
saflavi (i) gömüt, kabir, mezar
saflavis qva (i) mezar taşı
safosto gemi (i) posta gemisi
saflavisa mezara ait
safosto yuTi posta kutusu
safosto qaRaldi mektup kağıdı
safosto ganyofileba posta bölümü
safrTxe (i) tehlikeli, tehlike, tehlikeye
maruz kalış
safrTxobela (i) bostan korkuluğu,
hırbani kılıklı kimse, korkuluk
safrangeTi (i) fransa
safuari (i) maya, bira mayası,
coşkunluk veren, köpük
safule (i) cüzdan, para kesesi
safutkre (i) arı kovanı
safuZveli (i) esas, kök, ana, temel
safuZvlianad (z) tamamen, büsbütün,
adamakıllı, enikonu, tam
safuZvliani (s) esaslı, muntazam, katı,
sağlam
safqvavi (i) öğütülecek zahire
saqarTvelos komunismuri partia
gürcistan kominist partisi
saqaTme (i) kümes
saqalaqTaSoriso telefoni araç
telefonu, şehirler arası telefon
saqalaqo (s) şehre ait, belediyeye ait
saqalo (s) kadın gibi, kadınsı, kadına
yakışır
saqaneli (s) rakkas, salıncak
saqargavi (i) nakış, işleme, süs
saqarTvelo (i) gürcistan
saqarTvelos gürcistanın
saqdesi gürcistan telgraf acentesi
saqebi, saqebari (s) övgüye değer,
takdire layık
saqeifo adgili eğlence
saqveyno (i) alenilik, aleniyet, herkes
tarafından bilinen
saqveynod (z) alenen, açıkça, herkesin
önünde
saqme (i) iş, dava, iddia
saqmeba (f) kusmak, çıkartmak,
püskürtmek, saçmak, savurmak (i) kusma
saqmeTa mmarTveli ofisin yöneticisi
saqmianad (z) faal olarak, aktif olarak
saqmiani (s) faal, çalışkan, işleyen, aktif,
meşgul, enerjik
saqmianoba (i) çalışma, işleme, iş
saqmis mwarmoebeli (i) katip, yazman,
yazıcı, sekreter
saqmis warmoeba sekreterin işi,
sekreterlik,iş mektupları yazmak
saqmosnoba kısıtlı çalışma
saqmro (i) nişanlı, sözlü (erkek)
saqoneli (i) sığır, mal, meta
saqonelmcodneoba ticaret bilimi
saqorwilo (s)
düğün/nikah/evlilik/evlenme töreni ile
ilgili
saqsovi dazga (i) örgü tezgahı
saqristiano (i)
hıristiyanlık/hıristiyanlarla ilgili
saqcieli (i) işleme, faaliyet, davranış,
tutum
saRaTas Zili (i) uyuşukluk
saRamo (i) akşam saRamo mSvidobisa
iyi akşamlar
saRamos, saRamoTi akşamları,
akşamleyin
saRamoobiT akşam üzeri, akşamleyin,
akşamları
saRamo Jams (i) akşam vakti, akşam
üzeri
saRamuri (s) geceye ait, geceye özgü
saRebavi (i) boya
saRvTo (s) kutsal, mukaddes, mübarek
saRvine (s) şarapla ilgili, şaraba ait
saRvine Wika şarap bardağı
saRi (s) sağlıklı, sağlam, aklıselim
saRiazri aklıselim düşünce
saRad moazrovne (s) aklı başında, salim
fikirli
saRore (i) domuz bölgesi, domuz yeri
sayane (i) tarla alanı, tarla olabilecek yer
sayaraulo (i) karakol, saat kutusu
saydari (i) kilise
sayelo (i) yakalık, gerdanlık, kuşak,
halka, tasma
sayvavile (i) çiçeklik, çiçek alanı
sayvareli (s) sevgili, yar, yavuklu (i)
seven, aşık
sayveduri (i) sitem, eleştiri, azarlama,
ayıplama
sayveduris gamocxadeba sitemini açığa
vurmak, azarlamak, ayıplamak
sayveduris Tqma (f) sitem etmek,
ayıplamak
sayviri (i) fabrika sireni, bir çeşit
nefesle çalınan perdesiz çalgı, boru
sayinule (i) buz kutusu, dondurucu
saylapavi (i) yutaç, yutak, boğaz
saylapavi mili boğaz (yutma organı)
saymawvilo seni çocuk hastalığı
sayoveldReo (s) günlük
sayovelTao (s) genel, evrensel, ortak,
yaygın
sayovelTao savaldebulo samxedro
begara (i) mecburi askerlik
sayofacxovrebo pirobebi hayat
şartları
sayrdeni (i) dayanak, yardım, destek,
payanda
sayuradRebo (s) dikkat
çekici,önemli,dikkate değer
sayure (i) küpe
sayurebeli (i) gösteri, temsil, tiyatro
oyunu, piyes
saSarvle (i) pantolonluk, kumaş
saSaqarlamo (i) şekerleme, şekerler,
şekerci dükkanı, şekercilik
saSaqre (i) şekerlik
saSemodgomo (s) sonbaharlık, sonbaharla
ilgili
saSemosavlo gadasaxadi ürün vergisi
saSeni masala inşaat malzemeleri
saSeno tam sana göre
saSvebi (i) müsade, ruhsat, yol tezkeresi,
geçiş izni
saSvilosno (i) döl yatağı, rahim
saSinao (s) evle ilgili saSinao
davaleba (i) ev ödevi
saSineleba (i) dehşet, terör
saSineli (s) korkulacak şey, korkunç,
dehşetli
saSinlad (z) korkunç olarak, korkunçca
saSiSi (s) korkunç, tehlikeli
saSiSroeba (i) korkaklık, tehlike
saSleli (i) tellak, masajcı
saSobao (s) isanın doğumu ile ilgili
saSo (i) döl yatağı, rahim
saSovari (i) kazanç, kar, artma
saSrobi qaRaldi kurutma kağıdı
saStato, StatSi myopi hizmetliler,
kadro, maiyet
saSualeba (i) çarearaç, vasıta saarsebo
saSualebani yaşamak için gerekli
şeyler (vasıtalar)
saSualebiT (z) çare olarak, vasıtayla, nin sayesiyle
saSualo (s) orta, saSualo skola
ortaokul
saSualod (s) şöyle, böyle, vasat, orta
halli
saSurveli (s) gıpta edilen, imrenilecek
saCaie (i) çay deposu
saCemo (s) bana göre, bana uygun
saCeCeli (i) yün tarağı, tel tarak
saCeCi (s) didilecek şey, didmeye
yarayan araç
saCvenebeli (s) işaret eden, gösteren
saCvenebeli TiTi işaret parmağı
saCveneblad göstermek için, göstermek
amacıyla
saCveno (s) bize göre, bize uygun
saCivari (i) şikayet nedeni, şikayet, dert
saCivris wigni şikayetname
saCoTiro (s) korkunç, iğrenç, şok etkisi
yapan
saCuqari (i) armağan, hediye
saCqaro (s) acil, acele, çabuk, üstün
körü
saCqarod (z) acil olarak, aceleyle
saCxreki (i) ocak demiri, ocak yakmada
kullanılan demir
saCxubari (s) soruşturulabilir,
tartışılabilir, kuşkulu
sacavi (i) sayvan, kulübe, mahzen,
ambar wignsacavi (i) kütüphane
sacalfexo gza (i) patika
sacdeli (s) deneye dayanan, tecrübeyle
kazanılan, deneylerde kullanılan
sacdel-saCvenebeli deneyle
kanıtlanabilir, deneyle gösterilebilir
sacekvao (s) dansla ilgili sacekvao
skola dans okulu
saceri (i) elek
sacecxluri (i) buhurdan, buhurdanlık
sacexveli (f) sallanmak, salınmak
sacvali (i) çamaşır
sacivi (gürcü yemeği)
sacinari komik, gülünç
sacilobeli (s) tartışılır, kuşkulu, kesin
olmayan
sacnobaro wigni tanıtım kitabı
sacobi (i) tıkaç
sacodavad (z) acınacak halde, zavallıca,
talihsizce, sefaletle, ızdırapla
sacodavi (s) acınacak halde, zavallı,
talihsiz, fakir, garip, sefil, bedbaht
sacodaoba (i) zavallılık, talihsizlik,
sefalet
sacole (i) gelin, evlenmek üzere olan
kız, nişanlı kız
sacolqmro (s) evliliğe ait, karıkocalığa ait
sacoxneli (i) geviş, geviş getirmeyle
ilgili
sacoxni (s) çiğnenen şey, tükürük
çıkarmak için çiğnenen şey
sacuravi (s) yüzmeye yada yüzücülüğe
ait
sacxi (i) merhem
sacxovrebeli farTobi yaşam süreci
saZageli (s) nefret verici, iğrenç, alçak,
rezil
saZaglad (z) nefretle, iğrenerek, alçakca
saZagloba (i) nefret, iğrenme, tiksinme
saZiebeli (i) indeks, içindekiler
saZrkveli (i) temel, ana, esas
saZmo, Zmuri (s) kardeşlik, kankardeşi
saZnelo (s) zor, sıkı
saZovari (i) otlak, çimen
saZraxisi (s) ayıp, utanç verici, yüz
karası
saZulveli (i) nefret edilecek olan,
iğrenç
sawadeli (i) dilek, arzu, istek
sawamlavi (i) zehirleyen madde,
zehir,ağı
sawarmo (i) girişim, teşebbüs, üzerine
alma
sawarmoo praqtika endüstri tecrübesi,
sınai eğitimi
sawebeli (i) yapıştırıcı
sawevro bileTi üyelik bileti sawevro
gadaxadi üyelik aidatı
saweri (i) yazı ile ilgili
sawer-kalami (i) yazı kalemi
saweri magida yazımasası
saweri manqana daktilo
sawvavi (i) yakacak, yakıt
sawvavi zeTi kalorifer yakıtı
sawveli furi (s) sağmal inek
sawvimari (i) yağmurluk
sawvrilmano savaWro (i) az ölçekli
ticaret, dükkan
sawigne ganjina (i) kitaplık, kitap rafı
sawinaaRmdego (s) karşıt, zıt
sawindari (f) pey, depozıto, kefil,
teminat
sawnaxeli (i) şaraplık üzümü sıkma yeri
veya aparatı
sawoli (i) yatak, karyola
sawilo oTaxi yatak odası
sawoni (i) tartı, tartı aleti, tartılacak şey
sawuri (i) süzgeç
sawuri qaRaldi filtre kağıdı
sawyavi ölçü, miktar, herhangi bir ölçü
sistemi (f) ölçmek, tartmak
sawyali (s) zavallı, talihsiz, sefil
sawyao (i) ölçü, miktar, herhangibir ölçü
sistemi
sawyeni (i) çirkin, iğrenç, kötü üzücü,
yakışmaz, hakaret edici
sawyisi (i) kaynak başlangıç, köken
menşe, asıl, sebep, esas
sawylad (s) merhametle
sawyobi (i) ambar, ardiye, depo
saWe (i) dümen, dümen takımı
(denizcilikte)
saWirboroto sagiTxi hararetli,
güncel sorun
saWiro (s) gerekli, lüzumlu, lazım
saWiroeba (i) ihtiyaç, gereklilik
saWmeli (i) yemek, yiyecek (s)
yenilebilir, yenilen
saWmlis mosanelebeli (s) hazma ait,
hazmettirici, midevi
saWurveli (i) silah, silahlandırılma
saWurisi (i) hadım, hadım ağası
saxazavi (i) cetvel
saxazino (s) devlete ait, resmi, siyasi
saxalxo (s) milli, halka ait, ulusal
sasaxlo sasamaTlo halk mahkemesi
saxamebeli (i) nişasta
saxanZro razmi (i) itfaiye birliği
saxarato (i) tornacılık, torna dükkanı
saxarato dazga (i) torna tezgahı
sasarbielo (s) gıpta edilen, istenilen,
güzel, iyi
saxareba (i) incil, dört incilden biri, iyi
haber, müjde
saxarjo fuli harçlık (para)
saxatavi (i) çizilecel, resmedilecek
saxe (i) yüz,
lamazi saxis (s) güzel yüzlü
saxedari (i) merkep, eşek
saxeebiani (s) süslü, şekillenkirilmiş,
maskelenmiş
saxeiro (s) karlı, faydalı, avantajlı,
yararlı
saxelgami resmi yayın, devlet yayını
saxelganTqmuli (s) tanınmış, ünlü
saxelgatexili (s) adı kötüye çıkmış,
rezil, kepaze
saxeldaxelod (z) aceleyle, çabucak
saxeldebuli (s) ismen varolan, sözde
birinin ismini taşıyan, önemsiz
saxeldobr (z) ancak, hemen-hemen,
şöyleki, yani, kısaca, demekki
saxelzmna (i) (gr) mastar
saxeli (i) isim
saxelis gatexa (f) iftira atmak,
birisinin adını kirletmek
saxelis darqmeva (f) isim vermek,
isimlendirmek
saxelmoxveWili (s) tanınmış, ünlü,
meşhur
saxelmZRvanelo (i) test-okul-çalışmaders kitabı
saxelmwifo (i) devlet, memleket
saxelmwifoebrivi (s) resmi, milli,
devlete ait
sahelmwifo vali milli borç
saxelmwifo moRvawe devlet adamı
saxelmwifo kontroli devlet
kontrolu
saxelo (i) elbise kolu,yen,manşon
saxelobiTi brunva (gr) ismin halleri
saxelovani (s) ünlü, şanslı
saxelosno (i) imalathane, atölye
saxelosno saswavlebeli endüstri
okulu
saxeluri sap, kulp
saxelwodeba (i) adlandırma
saxeoba (i) görünüş, gösteriş, suret, yüz,
sima, çehre, bakış, görüş, nazar
saxerxi (i) bıçkıhane
saxesxvaoba (i) değişiklik, farklılık,
karışım
saxecvla (i) değişiklik, düzeltme,
başkalaşma (f) değiştirmek, başkalaşmak
saxecvlili (s) değiştirilmiş,
başkalaştırılmış
saxexi (i) rende
saxvaliod yarın için, yarına
saxvevi masala (i) giyim-kuşam
malzemesi
saxvewari (s) ricacı, niyaz eden,
yalvaran
saxvreteli (i) matkap, delme aparatı
saxviTi (s) mecazi, simgesel, tasviri
saxviTi xelovneba taklidi sanat
saxifaTo (s) tehlikeli
saxinkaro büfe
saxkomsabWo sovyet halk komitesi
komiserliği
saxli (i) ev dasasvenebeli saxli
dinlenme yeri sacxovrebeli saxli
mesken
saxlis mmrTveli evi idare eden
kimse,kahya
saxlis patroni ev sahibi
saxl-kari (i) kapı-baca
saxloba (i) aile, eş, karı-koca
saxlSi (s) evde saxlSi wasvla eve
gitmek
saxmari (s) kullanışlı, faydalı
saxnavi (i) sürülebilir, sürmeye elverişli
saxnav-saTesi (i) sürülüp ekilecek olan
saxnisi (i) saban, pulluk
saxotbo (s) öven, övücü, övme
kabilinden
saxre (i) anahtar, şalter, demir yolu
makası
saxrCobela (i) darağacı
saxsari (i) mafsal, eklem, mal, mülk,
varlık, nafaka
saarsebo saxsari nafaka, geçim
saxsenebeli (i) söylenen, ifade edilen,
ima edilen, bahsedilecek olan
saxsovari (s) hatırat
saxsovrad (i) hatıra olarak
saxumaro (s) eğlenceli, şakacı, neşeli
saxuravi (i) dam, çatı, örtü
saxuroTmoZRvro (s) mimari
sajavrebeli (i) kızılacak, sinirlenecek
şey, sıkıntı
sajarimo (s) cezaya ait, cezai
sajaro (s) orduyla ilgili, aleni.açık
sajarod (z) alenen, açıkca, herkezin
önünde
sajdomi (i) oturak, oturma yeri
sajdoma cxeni binek atı
sajinibo (i) ahır, ahırdaki atlar
sahaero (s) havadar, havayla ilgili
sahaero floti (i) hava filosu
sahaero Tavdasxma (i) hava saldırısı
sahaero Tagdacva (i) hava savunması
sdeq! dur!
seansi (i) seans, ara,fasıla
sevda (i) acı, keder, üzüntü, dert, gam
savdiani (s) kederli, üzgün, gamlı,
dertli, acılı
sezoni (i) mevsim, sezon
sezonuri (s) mevsimlik
seiri (i) tiyatro oyunu, temsil, gösteri,
manzara, görünüm
seirnoba (i) gezme, gezi grubu (f)
gezmek
sekundi, wami (i) saniye, an
seleqcia (i) seçme, seçme parçalar,
seçmeler
seleqciuri, saseleqcio sadguri
tohum ambarı
seli (i) keten
semestri (i) dönem, devre, sömestr
semestruli (s) dönem sonuna ait, yarı
yıllık
seminari (i) öğrencilerin toplu çalışması,
seminer
seminaria (i) okul, papaz okulu (katolik)
seminariuli papaz okulu öğrencisi
senaki (i) hücre, petek gözü, küçük oda,
zindan odası
seni (i) hastalık gadamdebi seni
bulaşıcı hastalık
senis gadadeba (f) bulaştırmak,
geçirmek (hastalık)
sensacia (i) duyma, duyulanma, his,
duygu, heyecan, merak
sensaciuri (s) heyecan yaratan, müthiş,
heyecan verici
separatori (i) seperatör, bölme,
paravan
seri (i) tepe, uzunca ve yaslı dağ
seria (s) seri, bölüm, takım, gurup,
kolleksiyon
seriozulad (z) ciddice, ciddi olarak
seriozuli (s) ciddi, ağır başlı
seriozuloba (i) ciddilik, ciddiyet, ağır
başlılık
seriuli (s) seri halinde, sıra takip
eden, seri
sesia (i) oturum,celse, toplantı,
toplanma süresi
sesxad ödünç olarak, kredili
sesxeba (f) ödünç verme (i) ödünç verme
sesxi (i) ödünç, ödünç alma, kredi
açma, emanet para
setyva (i) dolu (yağan)
seqtemberi (i) eylül
seqtori (i) daire dilimi, bölge, sektör,
kesim
seqcia (i) parça, küçük bölüm, fasıla,
şube, bölge
seqciuri (s) bölgeye ait, bölgesel,
söküp-takılacak şekilde yapılmış
svavi (i) akbaba, açgözlü kişi
svaneTi (i) svaneti bölgesi
svani (i) svan boyuna mensup kişi
svanuri (s) svan dili
sveli (s) ıslak
sveleba (i) ıslanma (f) ıslatmak,
ıslanmak
svetebiani, svetiani (s) sütunlu
sveti (i) sütun
svia (i) şerbetçi otu, maya otu, afyon,
sıçrama, sekme, dans, raks
svla (f) gitmek, yürümek bir yöne
hareket etmek
svra (i) lekeleme, kirletme (f) kirletmek,
lekelemek
sia (i) liste, cetvel, defter, kadro
moklulTa da daWrilTasia ölü ve
yaralı listesi
siiT gamozaxeba yoklama
siave (i) zarar-ziyan, fenalık, kötülük
siamaye (i) gurur, benlik, kibir, kendini
beğenmişlik
siamovneba (i) memnunniyet, hoşnutluk
siamovnebiT memnuniyetle, hoşnutlukla
siaruli (i) yürüyüş, yürüme (f)
yürümek
siaxle (i) yenilik, tazelik, yeni moda
siaxloves (z) yakında, yakın
sibere (i) yaşlılık sibereSi yaşlılıkta
siberwe (i) meyvasızlık, kısırlık,
verimsizlık, faydasızlık
sibejiTe (i) çalışkanlık, gayretlilik
sibinZure (i) kirlilik, paspallık
sibnele (i) karanlık olma hali, karanlık
siborote (i) kötülük, günahkarlık,
hiyanet, kin
sibraze (i) kızgınlık hali, öfke, hiddet
sibraluli (i) acıma, merhamet
sibriyve (i) bilgisizlik, cahillik
sibrmave (i) körlük
sibrtye (i) düzlük, yassılık
sibrZne (i) irfan, akıl, hikmet
sibrZnis kbili akıl dışı
sigane (i) en, genişlik siganiT
enlemesine
sigeli (i) patent, ayrıcalık, kayıt,
tutanak sapatio sigeli (i) diploma
sigiJe (i) delilik, şaşkınlık
siglaxe (i) beceriksizlik, sakarlık
signali (i) sinyal, korna, işaret
sigrile (i) gölge
signalisti (i) bayraktar, sancaktar,
filamacı
sigrZe (i) uzunluk
sigrZe-sigane (i) en-boy
sigrZiv (z) boyunca, müddetince,
boylamasına
sidedri (i) kayın valide (damat için)
sidiade (i) görkemlilik, haşmetlilik
sidide (i) büyüklük
sidinje (i) ciddiyet, ciddilik,
ağırbaşlılık
sivaJkace (i) erkeklik, yiğitlik
siviwrove (i) darlık
sivrce (i) kavramsal olarak genişlik
yada büyüklük
sizarmace (i) tembellik
sizmari (i) düş, rüya
sizuste (i) kesinlik, doğruluk
siTamame (i) cesaret, kahramanlık,
cesurluk
siTbo (i) sıcaklık, ısı
siTeTre (i) beyazlık
siTxe (i) sıvı, mayi, sıvılık, akışkanlık
siiafe (i) ucuzluk
sikeTe (i) iyilik, hayırlılık
sikerpe (i) inatçılık, dik kafalılık,
huysuzluk
sikvdilamde ölene kadar, ölene dek
sikvdili (i) ölüm
sikvdilianoba (i) ölümlülük
sikvdiliT dasja (f) ölümle
cezalandırmak (i) ölüm cezası
sikvdilSemdgomi (i) ölümden sonrası
sikoxtave (i) incelik, kibarlık
sila (i) kum, kumsal, plaj
silis gartyma (deyim) yüze vurmak,
tokat atmak
silamaze (i) güzellik
silaCre (i) korkaklık, korku
silurje (i) mavilik
simagre (i) sertlik, katılık, peklik,
metanet, sağlamlık, kale siper, istihkam,
tahkimat
simamace (i) cesaret
simamri (i) kaynata (damat için)
simarde (i) çabuk davranma, tam
vaktinde, çabukluk, sürat
simarTle (i) gerçek, doğruluk, haklılık
simartive (i) kolaylık, basitlik
limartove (i) yalnızlık, ıssızlık,
tenhalık
simarjve (i) ustalık, maharet, zeka,
beceriklilik
simaRle (i) yükseklik
limaxvile (i) keskinlik, sivrilik
simaxinje (i) çirkinlik
simbolo (i) sembol, amblem, işaret
simdidre (i) zenginlik, servet
simebiani sakravi (i) bir tür telli çalgı
aleti
simetria (i) simetri, bakışım
simetriuli simetrik, bakışık
simTvrale (i) sarhoşluk
simi (i) sicim, ip, şerit, bağ, kordon, tel
simindi (i) mısır
simkacre (i) sertlik, şiddet, ağırlık,
(uslup) sadelik
simkvaxe (i) keskinlik, şiddet, sivrilik
simkvircxle (i) çabukluk, sürat
simkvrive (i) katılık, sağlamlık,
yoğunluk
simokle (i) kısalık
simpatia (i) sempati
simpatiuri (s) sempatik
simptomaturi (s) belirti niteliğinde,
belirtili, belirteç
simptomi (i) belirti, işaretz, alamet
simJave (i) ekşilik, mayhoşluk
simravle (i) çokluk, kalabalık
simrgvale (i) yuvarlaklık
simrude (i) eğrilik
simsivne (i) şişlik, şişmiş yer, ur, şiş
simsubuqe (i) hafiflik
simsuqne (i) şişmanlık
simtkice (i) metanet, sebatlılık,
tahammül, dayanıklılık
simulanti (i) simulatör, taklitçi
simulacia (i) simulasyon, taklit
simulireba (f) benzetmek, herhangibir
eylemi gerçeği gibi taklit etmek
simuxTle (i) vefasızlık, hainlik, ihanet
simfonia (i) senfoni
simfoniuri (s) senfonik
simRera (i) şarkı
simyrale (i) kötü koku
simSveniere (i) tatlılık, şirinlik,
harkuladelik, güzellik
simSvide (i) rahat, rahatlık, barış,
sukunet, sakinlik
simSrale (i) kuruluk
simCate (i) aydınlık
simcire (i) ufaklık, küçüklük, azlık
(kavramsal olarak)
simZafre (i) gaddarlık, zulum, barbarlık
simZime (i) ağırlık
simZlavre (i) güçlülük, kuvvetlilik
simware (i) acı, keder
simwvave (i) yakıcılık, dokunaklılık
simwvane (i) yeşillik
simwife (i) olgunluk (meyva)
simWidrove (i) yoğunluk
simWleve (i) zayıflık
simxdale (i) korkaklık
simxece (i) vahşilik, vahşet, canavarlık,
zulüm, işkence
simxne (i) kuvvet, cesaret, yiğitlik
simxurvale (i) sıcaklık, hararet, ısı
sinaze (i) şevkat, yumuşak yüreklilik,
hassaslık, naziklik
sinaTle (i) nur, aydınlık, ışık
sinamdvile (i) gerçeklik, doğruluk
sinanuli (i) tövbe, pişmanlık, nedamet
sinarnare (i) kolaylık, açıklık,
kolaylaştırılmışlık
sindisi (i) vicdan
sindisis qenjna vicdan azabı
sindisiani, sindisieri (s) vicdan
sahibi, vicdanlı
sindiyi, vercxlis wyali (i) civa
sineste (i) nem, nemlilik, rutubet
sinTezi (i) sentez, birtakım verileri
birleştirerek bir sonuca ulaşma
sinTezuri (s) yapay, sentetik, birtakım
şeylerin birleştirilmesiyle oluşturulmuş
sinTezuri rezini kauçuk yada lastik
silgi
sini (i) tepsi, sini, tabla
sinodi (i) kilise meclisi, meclis
toplantısı
sinonimi (i) sinonim, eş anlamlı
sinonimuri (s) eş anlamlı
sinotive (i) nem, nemlilik, rutubet
sinoyivre (i) besleyicilik, gıdalılık
sintaqsi (gr) sözdizimi, sözdizimi
kuralları
sintaqsuri (s) sözdizimine göre
sinjara (i) deney tüpü, cam tüp
sinjva (i) imtihan, deneme, denetleme
(f) sınamak, denemek, denetlemek
sinji (i) tecrübe, deneme, sınav
sio (i) hafif rüzgar, meltem
sipatarave (i) küçüklük
siraqlema (i) deve kuşu
sirbile (i) yumuşaklık
sirbili (f) koşmak
sirma (i) galon, hacim ölçü birimi (4.54
litre)
sirRme derinlik
sircxvili (i) ar, utanma, utanç, ayıp
sisadave (i) basitlik, sadelik
sisavse (i) doluluk
sisastike (i) şiddet, sertlik
sisaZagle (i) hainlik, alçaklık, canilik
sisawyle (i) zavallılık, talihsizlik
sisvele (i) ıslaklık
sisini (f) ıslık sesi çıkarmak (i) ıslık,
ıslıkla yuhalanma
sispetake (i) kusursuzluk
sisrule (i) bütünlük, tamlık
sisruleSi moyvana (i) yürürlüğe
koyma, uygulatma, icra etme
sistema (i) sistem
sistematizebuli (s) sınıflandırılmış,
düzenlenmiş
sistematika (i) sistem
sistematurad (z) sistematik olarak
sistematuri (s) sistematik, metotlu
sistemaSi moyvana (f) sisteme sokmak,
sistemlemek
sisulele (i) aptallık, salaklık,
sersemlik, akılsızlık
sisuste (i) zayıflık
sisufTave (i) temizlik
sisqe (i) kalınlık
sisqele (i) kalınlık, kesavet, yoğunluk
siswore (i) doğruluk (geo) düzlük,
doğruluk, haklılık
siswrafe (i) tezlik, hız, sürat, çabukluk
sisxli (i) kan sisxlis aleba intikam
almak, hıncını çıkarmak
sisxlis aRreva (i) kan uyuşmazlığı
sisxlis gamoSveba (i) kan kaybetme,
kan akma
sisxlis dena (i) kan akma, kan dökme
sisxlis mimoqceva (i) kan dolaşımı
sisxlismsmeli (s) kan içici, sülük,
fahiş fiyat isteyen, tefeci
sisxlismRvreli (s) kanlı, zalim,
kanlanmış
sisxlis samarTali (i) ceza hukuku,
cürme ait
sisxlis samarTlis damnaSave (i)
suçlu, kabahatli kimse, cani
sisxlis samarTlis saqme (i) ceza
davası
sisxlis Rvra (i) katliam, kan dökme
sisxlis Caqceva (f) kan dökmek, kan
akıtmak
sisxlnakluli (s) kansız
sisxlnakluloba (i) kansızlık
sisxlZarRvi (i) kan damarı
sisxlis wneva (i) kan basıncı tansiyon
simsxo (i) kalınlık, sıklık, koyuluk
sititvle (i) çıplaklık
sitkbo, sitkboeba (i) hoşluk, tatlılık,
sevimlilik
sitlanqe (i) kabalık
siturfe (i) cazibe, çekicilik, güzellik,
alımlılık
sityva (i) söz, kelime, konuşma erTi
sityviT kısaca
sityvis warmoTqma söz söyleme,
konuşma, yapma
sityvis Sesruleba sözünde durma
sityvakazmuli literatura edebiyat
türü
sityvasityviT (z) kelime-kelime
sityvasityviTi (z) kelime-kelime
sityvawarmoeba (f) konuşma yapmak,
nutuk atmak
sityvieri (s) söze ait, sözlü, kelimesikelimesine aynı
siuJeti (i) idare altına alma, hüküm
altına alma, itiat ettirme
siuxve (i) bolluk, çokluk, bereket
sifarTove (i) genişlik
sifaqize (i) temizlik, saflık, duruluk
sificxe (i) kızgınlık, sıcaklık, çabuk
öfkelenme
sifrTxile (i) uyanıklık, dikkatlilik,
tedbir
sifxizle (i) ayıklık, uyanıklık, göz
açıklığı, dikkat
siqalwule (i) kızlık, bakirelik, iffet
siqaCle (s) açık ifade, sözün açığı
siqvrive (i) dulluk siRaribe bakirlik
siRatake (i) yoksulluk, fakirlik, ihtiyaç,
gammazlık
siRrme (i) derinlik siRrmisa (s) derin
siyalbe (i) hile, yalan, dolandırıcılık,
sahtekarlık
siyvaruli (i) sevgi, aşk
siyviTle (i) sarılık, solgunluk,
sönüklük
siymawvile (i) gençlik hali
siyoCaRe (i) cüret, cesaretlilik, yiğitlik
siyrme (i) geçlik
siyrue (i) sağırlık
siSave (i) karalık
siSiSvle (i) çıplaklık, çırıl-çıplak,
anadan doğma
siSore (i) uzaklık, mesafe
siClunge (i) sıkıntı, kasvet
siCume (i) sakinlik, suskunluk, sessizlik,
sükut
siCqariT (z) aceleyle, acilen
sicariele (i) boşluk
sicelqe (i) yaramazlık, kaba şaka,
oyun, hile, düzen
sicive (i) soğuk
sicili (i) gülüş, gülme (f) gülmek
sicotave (i) azlık
sicofe (i) kuduzluk, öfke, hiddet,
delilik, çılgınlık
sicocxle (i) hayat, ömür, yaşam
sicocxlis gawirva bir şeyin yoluna
canını vermek, kurban olmak
sicrue (i) yalan söyleme, aldatma,
yalan söz, yalancılık
sicxade (i) aşikarlık, alenilik
sicxare (i) heyecan, şiddet, ihtiraslık,
çabuk öfkelenme
sicxe (i) sıcaklık, hararet, ısı
sicxis sazomi ısı ölçer, termometre
siZe (i) enişte, damat
siZvele (i) eskilik, antikalık
siZvire (i) pahalılık
siZliere (i) kuvvetlilik, güçlülük
siZnele (i) zorluk
siZulvili (i) nefret, tiksinti, tiksinme
siZunwe (i) hırs, tamah, bir şeye aşırı
düşkünlük
siwiTle (i) kırmızılık
siwminde (i) saflık,temizlik
siwynare (i) huzurluluk, istikrar,
sessizlik, sakinlik, durgunluk
siWabuke (i) gençlik, gençlik hali
siWarbe (i) bolluk, çokluk, büyük servet,
bereket
siWrele (i) karışık renklilik, alacalık,
rengarenklilik
sixarbe (s) aç gözlülük, oburluk, hırs,
iştah
sixaruli (i) sevinç, neşe, zevk
sixaruliT (z) sevinçle
sixSire (i) sıklık
ska (i) arı kovanı
skami (i) sandalye
skeptikuri (s) şüpheli
skvinCa (i) ispinoz, sarı asma kuşu
skvna (f) bağlamak, düğümlemek,
zaptetmek
skivri (i) sandık
skola (i) okul skolis amxanagi okul
arkadaşı
dawyebiTi skola (i) ilkokul
saSualo skola (i) orataokul
slokini (i) hıçkırık, hıçkırık tutması (f)
hıçkırmak
slukuni (i) içini çekerek ağlama,
hıçkırarak ağlama (f) hıçkırarak ağlamak
sma (f) içmek
sasmeli (i) içecek
smena dikkat
smena (f) dinlemek, işitmek (i) dinleme,
işitme
sneuleba (i) hastalık, rahatsızlık
sneuli (s) hasta, fena, kötü, rahatsız
sveli (s) ıslak
soko (i) mantar
soli (i) kama, çivi, takoz, kama
şeklinde şey
solidaroba (i) tesanüd, dayanışma,
ittifak,birlik
solisebri (s) çivi şeklinde, kama
şeklinde
solisebri damwerloba karakteristiği
olan, çivi yazısı
somexi (i) ermeni
somxeTi (i) ermenistan
somxeTis respubleka (i) ermeninistan
cumhuriyeti
somxurs (i) ermenice
soro (i) in, mağara, mağara gibi harap
ve karanlık oda
sofeli (i) köy, taşra
sofleli (i) köylü, taşralı
soflis meurneoba (i) köy ziraati,
çiftçilik
soflis sabWo (i) sovyet köyü
sofluri (s) köylüce, köylü biçiminde,
kaba
socialuri dazRveva sosyal sigorta
socializmi (i) sosyalizm, toplumculuk
socialisturi (i) sosyalist, toplumcu
socialuri (i) sosyal, toplumsal
socialuri uzrunvelyofs
saministro sosyal sigorta bakanlığı
sociologia (i) sosyoloji, toplum
bilimi
sociologiuri (s) sosyolojik
socmSenebloba sosyalist yapı
socSejibreba sosyalist mücadele
soWi (i) köknar
sparsuli (s) farsça
spekulanti (i) vurguncu, fırsatçı
spekulacia (i) spekülasyon, suistimal,
nazariyecilik
spetaki (s) saf, halis, has, temiz
specializacia (i) bir konu hakkında
ihtisas yapmak, ihtisas
specializebuli (s) bir maksat için
yetiştirilmiş, geliştirişmiş, ihtisaslı
specialisti (i) uzman, mütehassıs
specialoba (i) özellik
specialurad (z) özellikle
specialuri (s) özellikli, özel
specifikacia (i) tayin, belirtme
specifikuri (s) spesifik, belirli, özel
specifikuri saSualeba çare, ilaç
spectansacmeli iş pantalonu, iş
elbisesi, iş tulumu, özel giysiler
spilenZi (i) bakır
spilo (i) fil
spoba (f) harap etmek, yıkmak, imha
etmek (i) imha, iptal, yok etme
sporti (i) spor
sresa (f) oğalamak, sürtmek, sürterek
ses çıkarmak
sriala (s) kaypak, hilekar, güvenilmez,
kaygan
sriali (f) kaymak, kayarak gitmek (i)
kayak
srola (f) silah atmak (i) atış srolis
Sewyveta ateş kesmek
srulebiT ara (deyim) birşey değil
sruli (s) tamam, bütün, mükemmel,
bitmiş
sruliad sakavSiro bütün birleşikler
sruluflebSiani (s) tam yetkili,
ehliyetli
sruluflebiani warmomadgeneli
büyükelçi, tam yetkili
sruluflebiani warmomadgenloba
elçilik, tam yetki
srulqmna, srulyofa (f) düzeltmek,
yoluna koymak (i) terakki, ıslah, gelişme
srulqmnili, srulyofili (s)
tamamlanmış, gelişmiş, ıslah edilmiş
srulwlovaneba (i) reşit olma
srute (i) deniz geçidi, boğaz
ssrk (i) s.s.c.b
sr (i) gürcistan cumhuriyeti
(saqarTvelos resfublika)
stabiluri (s) sabit, sarsılmaz
stadia (i) kürsü, konuşmacı kürsüsü,
tiyatro sahnesi
stadioni (i) stadyum
stamba (i) basımevi, matbaa
stamba-liTografia (z) matbaa ve
basımevi
stamburi wesiT (zm) matbaa
kurallarına göre, basım kurallarına göre
standarti (i) standart, norm
standartuli (s) standart, normlara
göre
staJi (i) staj, tecrübe, deneyim, ihtisas,
ehliyet
statia (i) makale monawWnave statia
baş makale
statika (i) statik
statikuri (s) statik
statistika (i) istatistik, istatistik ilmi
statistikuri (s) istatistiğe ait, istatiki
stafilo (i) havuç
stacionaluri (s) sabit, kımıldamaz,
bir kararda kalan
stenograma (i) işaretlerle çabuk yazma
usulü, stenografi ile yazılmış yazı
stenografia (i) stenografi
stereometria (i) stereometri, sıvı
cisimlerin hacmini ölçme usulü yada
aracı
stvena (f) tıslamak, ıslık çalmak (i)
tıslama, ıslık çalma
stviri (i) boru, kaval, pipo, tütün
çubuğu, düdük
stili (i) stil, moda, kılık, tarz
stilisti (i) stilist, modacı
stilistika stilistlik stilistlik bilimi
stilistikuri (s) stilistik
stipendia (i) ücret, maaş, talebeye
verilen burs
stipendianti burslu öğrenci
stiqioni (i) unsur, eleman, cevher, cüz,
esas
stiqiuri (s) esaslı, esasi, ilkel, saf,
halis
stomaqi (i) mide, karın
strategia (i) strateji
strategi (i) strateji uzmanı
strategiuli (s) stratejik
striqoni (i) satır, yazıda
striqon-striqon satır-satır
strofi şiir kıtası
struqtura (i) yapı, bünye, yapılış tarzı
struqturuli (s) yapıya ait, yapısal
studenti (i) öğrenci, üniversite
talebesi
studentoba (i) öğrencilik, öğrenciler
studia (i) stüdyo
stumarTmoyvare (s) misafirperver
stmarTmoyvaruli (s) misafirperver
stumarTmoyvareoba (i) misafirperverlik
stumari (i) misafir, konuk
stumroba (f) misafir olmak, ziyret
etmek (i) ziyaret, misafirlik
subieqti (i) subjekt, özne, fail
subieqturi (s) bir maddeye ait, zati,
şahsi, öznel, içe dönük olarak
subieqturoba (i) subjektiflik, içe
yönelik olma durumu
subtropikuli (s) astropikal, sıcak
bölge sınırındaki yerlere ait
suki (i) etin fileto kısmı, biftek
sul (z) hep
savsebi (z) tamamen, bütün, çok
sul mudam (z) her zaman, daima,
sonsuza dek, hep
sul cota çok az
suladoba (i) beslenen çiftlik hayvanları
sulgrZili (s) cömert, alicenap, necip,
bol, bereketli, iyi kalpli, cömert ruhlu
sulgrZeloba (i) cömertlik, iyi
kalplilik
suldgmuli (s) maişet, geçim yaşama,
hayat tarzı
suleli (i) aptal, sersem
suleluri (s) aptalca, sersemce
sulerTia aynısıdır, farketmez,
tıpkısıdır
suli (i) can, ruh
sulieri (s) canlı, ruh sahibi, ruhi
suliT avadmyofi can halinde
suliko (i) canım, sevgilim
sulis amorTmeva (f) can almak
sulis amoxdoma, sulis daleva (f)
can vermek, ölmek
sulis mobruneba (f) dinlemek, rahat
etmek, ölmek
sulis moTqma (f) nefes almak
sulis xuTva (f) boğulmak (i)
boğulma, tıkanma, nefes alamamak,
tıkanmak
sulmokle (s) çok kısa, alçak, bayağı,
rezil
sulmdabali (s) çok alçak, bayağı, rezil
sulmokleoba (i) alçaklık, adilik,
rezillik
sulmouTqmelad nefes almadan,
dinlenmeden
sulwasuli (s) sabırsız, tez canlı
sulwasuloba (s) sabırsızlık
sulis wasZleva sabredememek
sumbuli (i) sümbül
sunva (f) koklamak (i) koklama
sunTqva (f) nefes almak, solumak (i)
soluma, nefes alma
suni (i) koku
suniani (s) kokulu
sunis dena (i) koku verme, koku yayma
sura (i) testi, sürahi, ibrik
suravandi (i) adi, alçak, iğrenç, iskorpit
suraTebiani (s) resimlere ait, resimli,
resimlerle süslenmiş, resimle süsleme
suraTi (i) resim, portre, tasvir
suraTis gadaReba (f) resim çekmek,
fotoğraf çekmek
surdo (i) nezle
survili (i) arzu, dilek, istek (f)
dilemek, arzu etmek, istemek
surneleba (i) koku, güzel koku, rayiha,
lavanta, esans, parfüm
surnelovani (s) güzel kokulu, bahar
gibi kokulu olan, aromalı
suro (i) sarmaşık bitkisi
sursaTi, sursaT-sanovage (i) yiyecek
maddeleri, erzak, levazım, yemek
sustad (z) zayıfca, eksikce, yetersizce
susti (s) zayıf, dayanıksız
susxva (i) arı vs gibi sokması iğne vs
acıtma, ısırgan, biber vs. ile yakma
susxiani (s) don ve ayaz gibi soğuk,
ayazlı, kırağılı
susxi hafif don, hafif soğuk
suspi çorba
sufTa (s) temiz
sufTad (z) temizce, tertemiz
sufTa wera (i) güzel yazı, hattatlık
sufiqsi (i) ek, kelimenin sonuna
eklenen edat, son ek
sufra (i) sofra sasadilo sufra
yemek masası
sufruli (i) içki içme adabı, içkili
sohbet
suyvela hepsi, herkes
sfero (i) küre, felek, dünya
sferuli (s) küre şeklinde, küresel
sqeli (s) kalın, koyu (sıvı) sisqe
kalınlık, koyuluk
sqelkaniani (s) vurdumduymaz,
duygusuz
sqema (i) sema, proje, tasarı, plan
sqematuri (s)tasarı şeklinde, şematik
sqesi (i) cinsiyet, seks
sqesobrivi (s) cinsiyete ait, cinsi, seksi
sqsobrivi sakiTxi cinsel sorun
sqolio (i) dipnot
scena (i) sahne
scenari (i) senaryo
swavla (f) öğrenmek, mütala etmek (i)
öğrenim, mütalaa
swavla-ganaTleba (i) eğitim-öğretim,
tahsil
swavleba (f) öğretmek (i) öğretim
swavluli (s) bilgin, bilgili, bilim
adamı
sworad (z) doğrusu, haklı olarak,
dürüstce, safca, düz olarak
sworeba (f) doğrultmak, düzeltmek (i)
düzeltme,doğrultma sworeba marcxvniv
(ask) soldan hizaya gir !
swored (z) doğrusu, kesin olarak,
aynen, hakkınız var
swori (s) doğru, düzgün, haklı,dürüst
sworkuTxedi (i) dikdörtgen
sworupovari (s) taklidi yapılamaz,
taklidi olmayan,eşsiz, rakipsiz
sworuflebianoba eşitlik
sworuflebianoba hakların eşitliği
sworxazovani (s) doğru çizgili,düz
çizgi
swrafad (z) çabucak, hızla, süratle
swrafi (s) çabuk, süratli, hızlı
swrafmsroleli hızlı atıcı
sxarti (s) kısa ve manalı, veciz,
vecizeli söz söyleyen, kısa konuşan
sxdoma (i) miting, konferans, oturum,bir
kaç kişinin bir arada oturması
sxeuli (i) vücut, beden, bünye, gövde
sxva (z) başka, ayrı, değişik, farklı
sxvagvarad (z) başka türlü, başka
şekilde
sxvadsxva (s) başka başka, muhtelif,
çeşitli, farklı farklı, değişik, çeşitli
sxvadasxvagvari (s) muhtelif, farklı
farklı, değişik
sxvadasxvagvaroba (i) başkalık, farklılık,
değişiklik
sxvadasxva droisa başka başka zamana
ait, farklı zamanlara ait
sxvadasxvamxrivi (s) çok yön, başka
başka, değişik yollarla işin içinden
çıkabilirlilik
sxvadasxvanairi başka başka şekiller,
muhtelif, çeşitli,türlü türlü, farklı
sxvadasxvanairad (z) başka şekillerde,
farklı farklı, muhtelif olarak, türlü türlü
sxvadasxvaoba (i) başka başkalık,
farklılık, muhtelif, çeşitlilik
sxvadasxva saxisa başka yüzle, farklı
şekilde, bir çok şekilde, çok yönlü
sxvadasxvaferi (s) çok renkli, renk
renk, rengarenk, çeşitli
sxvaTa Soris bu münesebetle, aklıma
gelmişken, sırası gelmişken
sxvanairad (z) başkaca, başka türlü,
başka şekilde
sxvanairi (zm) başka şekil, başka,
diğer, öbür
sxvaoba (i) başkalık, değişiklik, farklılık
sxveni (i) tavan arası, çatı arası oda
sxvisi başkasının
sxvla (f) budamak (i) budama
sxivi (i) ışın, radyoaktif ışın, parıltı,
ışıltı
sxiviani (s) parıltılı, ışıltılı, ışıklı, ışık
saçan
sxleta (f) kaçmak, firar etmek
sxma (f) dökmek, akıtmak, boşaltmak
sxureba (f) serpmek, su vs serpmek
sja-baasi (i) muhakeme, mantıki
neticeler çıkarma, dialog, iki kişi
arasında
geçen konuşma, sohbet
t
tabeli (i) masa, tablo, liste, sicil
tabiki (i) bağlantı civatası
tabula (i) tablo, masa, liste, sicil
taepi (i) mısra, nazım, beyit, şiir kıtası
tavtologia (i) lüzumsuz söz tekrarı,
başka sözlerle aynı şeyi tekrarlama
tavtologiuri (s) lüzumsuzca
takatuki (i) takırdama
talaveri (i) çardak, yazlık ev
talanti (i) allah vergisi, kabiliyet
talaxi (i) çamur, pislik, kir
talaxiani (s) çamurlu, kirli, pis
talRa (i) dalga
talRiani (s) dalgalı
tanadi (s) yakışıklı, biçimli, endamlı
tanadoba (i) yakışıklılık, biçimlilik,
endamlılık
tangaxdili (s) soyunmuş
tandabali (s) alçak boylu
tanvarjiSi (i) beden eğitimi, jimnastik
tanT gaxda (f) soyunmak
tanT Cacma (f) giyinmek
tani (i) vücut, endam, gövde, ten
tanisamosi (i) elbise, giysi
tanki (i) tank, depo
tanksawinaaRmdego iaraRi (i)
tanksavar silahı
tanmorCili (s) normalden küçük, cılız,
cücemsi, cüce gibi, bodurca
tansacmeli (i) elbise, esvap, giysi
tanjva (i) ızdırap, eziyet, ızdırap
çekme, eziyet verme (f) ızdırap
çek(tir)mek,eziyet vermek
tareba (f) 1. (zaman) geçirmek 2. (bir
işi) işlemek, sürdürmek
tari (i) sap (balta), kulp
taro (i) (mısır) koçanı
tarosi (i) iklim, hava durumu
tarxuna (i) tarhun bileşikgillerden
hekimlikte kullanılan ıtırlı (f) ızdırap
çek(tir)mek,
eziyet vermekbir bitki
tartari (i) sohbet, (f) 1. (zaman)
geçirmek 2. (bir işi) işlemek,
sürdürmekhoşbeş,
gevezelik
tafa (i) tava (i) sap (balta), kulp
taqsi (i) taksi (i) (mısır) koçanı
taqti (i) rit (i) iklim, hava durumum,
davranış inceliği, uyum, zamana, mekana
yada
(i) tarhun bileşikgillerden
hekimlikte kullanılan kişiye göre
davranabilme yeteneği
taqtiani (s) ritimli, uyumlu, zamana
göre davranabilen
taqtika (i) taktik taqtikis
ukairatesobiT gamarjveba iyi taktik
kullanarak
yenmek
taqtikosi (i) taktikci
taqtikuri (s) taktikce, taktikli
taSi (i) alkış
taSis dakvra, taSis cema (f)
alkışlamak (i) alkışlama
taSti (i) leğen, yalak, havza, çanak,
taş, havuz
taZari (i) tapınak, mabet, ibadethane,
kilise
taxi (i) vahşi yada ehil erkek domuz,
vahşi yada ehil erkek domuz eti
taxti (i) 1.taht, hükümdarların
oturduğu koltuk, 2.kanepe, sedir, birkaç
kişinin oturacağı
genişlikte koltuk
tba (i) göl, bataklık
tbori (i) gölet, gölcük, küçük göl,
herhangi bir sıvı birikintisi, kirli su
birikintisi
teva (F) tutmak, kavramak, belli bir
biçimde tutmak, içermek içine almak
tevadi (s) geniş, ferah, engin, bol
tevadoba (i) kapasite, hacim, alış
kabiliyeti
tevri (i) çalılık, koru, çengel
telegrama (i) telgraf
telegramis gagzana (f) telgraf
göndermek
telegrafisa(s)telgrafa yada telgraf
metinlerine ait bölüm, telgrafla ilgili
televizori (i) televizyon
televizia (i) televizyon yayını
televizioni (i) televizyon
teleskopi (i) teleskop
telefoni (i) telefon
telefoniT laparaki (f) telefonla
konuşmak
telefonis sadguri (i) telefon santrali
telefiniT daZaxeba (f) telefon çalmak
telefonograma (i) telefon mesajı
temperatura (i) ısı ölçer, hararet
derecesi, sıcaklık
tendencia (i) eğilim, meyil, temayül
teni (i) nem, rutubet, havada bulunan su
buharı
teniani (s) nemli, rutubetli
tenianoba (i) nem, rutubet, su buharı
terasa (i) teras, taraça, set
teritoria (i) ülke, memleket, toprak,
arazi, bölge
teritoriuli (i) araziye ait, karaya
ait, bölgesel
termini (i) müddet, süre, vade, hudut,
hat, sınır, devre, dönem, (matematikte)
terim
terminologia (i) terminoloji
terminologiuri (s) terminolojik
terori (i) terör, anarşi, terörizm
teroristuli aqti (i) terörist
hareketi
terfi (i) taban
teqnika (i) teknik
teqnikosi (i) teknikci, teknisyen
teqnikumi (i) teknik okul
teqnikurad (z) teknikce, teknik olarak,
fenni
teqnikuri (s) teknik
teqnologia (i) teknoloji
teqnologi (i) tekniker, teknisyen
teqnologiuri (i) teknoloji
teqsti (i) metin,tekst
teqstobrigi (s) metne ait, metinde
bulunan, metinsel
tvini (i) beyin
tvirTva (f) yüklemek
tvirTi (i) yük
tivi (i) sal
tivtivi (f) yüzmek, batmamak, su
yüzünde gitmek yada durmak,
yüzdürmek
tiki, tikWora (i) deri şarabı
tikina (i) oyuncak bebek, kukla
tiktiki (f) gevezelik etmek, çocukca
ve safça konuşmak, (i) gevezelik
tili (i) bit
tiliani (s) bitli
tilo kuxeSic (i) çuval bezi, çul
tipi (i) tip
tipiuri (s) tipik
tipuroba (i) tipiklik, tipik olma, tip
olma hali
tirani (i) zalim, gaddar, zorba, tiran
tirania zorbalık yönetimi,zorba
hükümet,
gaddarlık, zulüm, zorbalık
tiranuli (s) gaddarca, zalimce,
acımasız, zalim
tire (i) tire, çizgi
tiria (i) sulu gözlü kimse, ağlamaklı,
yaşlı
tirili (f) ağlamak (i) ağlama, ağlayış
tirifi (i) söğüt
titanuri (s) dev gibi, muazzam
titveli (s) çıplak, açık, yalın, sade,
süssüz, çok az, kıt, silahsız
titini (f) gevezelik etmek,
saçmalamak (i) gevezelik, bos boğazlık,
boş laf
tituli (i) başlık, ad, baş sayfa, lakap,
ünvan, isim
tifi (i) tifüs, lekeli humma muclis
tipi tifo, kara humma
tixri (i) bölme, bölünme
tkbilad (s) şekerli, tatlı, lezzetli, hoş,
taze
tkbileuloba (i) tatlı, şekerleme
tkbili (s) tatlı, şekerli
tkbilmoubari (s) pürüzsüz konuşan,
düzgün konuşan, tatlı dilli
tkboba (f) sevin(dir)mek, zevk
vermek/almak, hoşnut etmek/olmak
tkena (f) ağrımak, ağrıtmak, incitmek,
canını yakmak
tkepna (i) geminin pruvadan bir başka
gemiye çarpması (f) çarpmak (geminin
pruvadan
bir başka gemiye)
tkivili (i) ağrı, sızı, acı Tavis
tkivili baş ağrısı
tlanqad (z) kaba, kabaca, aşağı yukarı,
yaklasık, ana hatlarıyla
tlanqi (s) pürüzlü, pütürlü, cilasız,
kaba, sert, nezaketsiz, aşağı yukarı
tlapo (i) bataklık, çamur
tlinkebis srola (f) tekmelemek, çifte
atmak (i) tekme, topa vuruş, çifte
tokva (f) yerinde duramamak, kıpır
kıpır etmek
tol-amxanagi (i) arkadaş, yaşıt
toli (s) eş, eşit
toloba (i) yaşıtlık, eşit olma hali
tomara (i) çuval
tomi (i) 1.kabile, boy, uruk 2.cilt
pirveli tomi birinci cilt
tomobrivi (s) ırksal, ırkla ilgisi olan,
ırki, kabileye ait
tona (i) ton
toni (i) doğru ses perdesi, tonlama,
seslem, konuşma biçimi, ses tonu
tonuri (s) tonlu, vurgulu
topografia (i) topografi
topografiuli (i) topografik
torola (i) tarla kuşu, çavuskuşu, şaka
tortmani (f) durmadan yürümek yada
aralıksız ayakta durmak
toti (i) budak, dal
trabaxa (i) övünen kimse (s) övüngen,
kendini metheden
trabaxi (f) övünmek, kendini
methetmek
trabaxiT (z) övünerek, övünçle,
kıvançla
trabaxoba (i) övünme, yüksekten atma
tragedia (i) trajedi
tragizmi (i) trajedi
tragikomedia (i) trajikomedi, güldürülü
trajedi
tragikosi (i) trajedi yazarı yada aktörü
tragikul (z) trajikce, trajik olarak
tragikuli (s) trajik
tradicia (i) gelenek, töre, anane,
görenek, adet, sünnet, hadis
tradiciulad (z) geleneksel olarak,
ananevi olarak
tradiciuli (s) geleneksel, ananevi
tramali (i) bozkır, step
tramvai (i) tramvay
transkrifcia (i) kopya etme,
transkripsiyon (radyo,teyp) kaydetme,
kayıt
translacia (i) geçirme, nakil, intikal,
gönderme, taşıma
transporti (i) nakliyat, taşıma, nakil,
taşımacılık
translacia (i) transmisyon, aktarma,
vites, (radyo, tv) yayın
trapecia (i) trapez, jimnastik trapezi
trafareti (i) resim veya marka kalıbı,
delikli kalıp şablon
trafaretuli (s) adi,eskimiş, dile
düşmüş, basma kalıp, kaşarlanmış
traqtati (i) antlaşma, müahede
traqtori (i) traktör
traqtoristi (i) traktörcü, traktör
sürücüsü
triali (f) dönüp durmak, dönmek
tribuna (i) kürsü, platform, tribün
tribunali (i) mahkeme
trigonometria (i) trigonometri
trigonometriuli (i) trigonometrik
trilogia (i) üçlü eser, triloji
triumfi (i) zafer alayı, zarer, başarı,
muvaffakiyet, galebe, zafer sevinci
triumfaluri (s) zafere ait, zafer
kabilinden
tropikuli (i) tropikal
trotuari (i) kaldırım
trusva (f) yanmak, ışık saçmak,
parıldamak, tutuşmak, yakmak,
kavurmak
trfiali (f) sevmek, aşık olmak,
hoşlanmak (i) sevgi, muhabbet, aşk,
trfoba (f) sevmek, aşık olmak
tualeti (i) 1.tuvalet 2.elbise, kıyafet
tubdispanseri (i) verem dispanseri
tuberkulozi (i) tüberküloz, verem
tura (i) çakal, başkasının hesabına
alçakça iş gören kimse
turbina (i) türbin
turfa (i) sevgili, çok hoş, pek cazip
tusaRi (i) tutuklu kimse, esir, tutsak,
mahkum
tutuci (s) sersem, şaşkın, budala,
akılsız, divane, gülünç, saçma, sersemlik
tuqsva (f) azarlamak, tekdir etmek,
paylamak, sitem etmek
tuSi (i) hint/çin mürekkebi
tuxi (i) dudak
tyavi (i) deri, pösteki
tye (i) orman
tyemali (i) can eriği, yabani erik
tyve (i) esir
tyved wayvana (f) esir almak
samxedro tyve askeri esir
tyveoba (i) esirlik, esaret
tyvia (i) kurşun, mermi, saçma
tyviisferi (s) kurşuni rengi
tyviamfrqvevi (i) makinalı tüfek,
mitralyöz
tyvinakravi (s) yaralı (kurşun yarası)
tyiani (s) ormanlık, ağaçlık, ağaç veya
odun cinsinden oduna benzer, ahşap
tyis kaci (i) gulyabani, cin
tyis qaTami (i) dağ tavuğu
tyorcna (f) atmak, fırlatmak, (hayvan)
yavrulamak, (zar) atmak (i) atış, fırlatış
tyuilad (z) boşuna, beyhude
tyuili (i) yalan, aldatma, iftira
tyuilis Tqma (f) yalan söylemek
tyuilubralod (z) boş, beyhude,
nafile, faydasız
tyupi (i) ikiz, çift, çifte
u
uadgilo (s) 1-yersiz, yurtsuz, 2-işsiz,
boş, açıkta
uazro (s) amaçsız, başıboş, duygusuz,
anlamsız, saçma, gülünç
uazroba (i) amaçsızlık, duygusuzluk,
anlamsızlık, saçmalık
uamaTod bunlar olmadan
uamindoba kötü hava
uamravi çok, sayısız
uangariSo (s) hesapsız,ekonamik
olmayan
uangaro (s) tarafsız, menfaat
düşünmeyen
uangaroba (i) tarafsızlık, menfaat
düşüsmeme
uaresi (s) en kötü
uari (i) red, kabul etmeyiş
uarisTqma (f) reddetmek, kabul
etmemek (i) red etme, kabul etmeme,
inkar
uaroba red
uaryofa (i) inkar, inkar etme (f) inkar
etmek
uaryofiTi (s) negatif, olumsuz, işe
yaramayan
uasako küçük, önemsiz, ikincil konu,
yaş almamış
uaRresad (z) son derece, aşırı, sınırsız
uaxloesi (s) yakın, sıkı fıkı, içten, en
yakın
ubadlo (s) eşsiz, emsalsiz, rakipsiz
ubadruki (s) acınacak halde olan,
merhamet uyandıran, acıklı, sefil
miskin
ubani (i) mahalle, mıntıka, bölge
ubaraqo (s) verimsiz, kısır,bereketsiz
ubneli (s) mahalleli
ube (i) 1-göğüs, sine, kucak 2-koy,
küçük körfez
ubedureba (i) belafelaket, şanssızlık,
talihsizlik, uğursuzluk, mutsuzluk
ubeduri (s) bedbaht, mutsuz, şanssız,
talihsiz
ubileTo (s) biletsiz
ubinao (s) evsiz, barksız
ubiwo (s) saf, safi, som, kusursuz,
lekesiz
ubodiSod (z) laubalice, senli benli
olarak
uboloo sonsuz
ubralo (s) basit, sade, süssüz, zararsız,
kolay
ubraloeba (i) basitlik, sadelik, kolaylık,
budalalık, saflık
ugamonaklisod ayrım yapmaksızın,
istisnasız
ugegmo (s) plansız
ugegmoba (i) plansızlık
ugemovnoba (i) tatsızlık, lezzetsizlik
ugemuri (s) tatsız, lezzetsiz
ugvirgvino (s) taç giymemiş, resmi
sıfatı olmayan, taçsız
ugzooba yolsuzluk, doğru yolu
bulamama, kötü yolda olma, ne
yapacağını bilememe
ugzo-ukvlod yol-yordamsızlık
ugnuri aptal
ugrZnobeli (s) duygusuz, anlamsız
ugrZnoblad (z) duygusuzca,
anlamsızca
ugrZnobloba (i) duygusuzluk,
anlamsızlık
ugulebelyofa (f) ihmal etme,
aldırmamak, saymamak, itibar
etmemek
ugulo (s) kalpsiz
uguloba (i) kalpsizlik
ugulod (z) kalpsizce
ugunebod canı sıkkın, neşesiz
ugunuri (s) akılsız, mantıksız, saçma,
budalaca,anlamsız
ugunureba (i) enayilik, akılsızlık, boş
laf, anlamsızlık, budalalıkmantıksızlık
udabno (i) çöl, sahra
udanaSaulo (s) suçsuz, günahsız,
masum
udanaSauloba (i) suçsuzluk,
günahsızlık, masumiyet
udanaSaulod (z) suçsuzca, günahsız
olarak, masumca
udavo (s) davasız, tartışmasız, sorunsuz,
muhakkak, reddedilemez
udardelad (z) dertsizce, dertsiz olarak,
ihmal ederek, düşüncesizce
udardeli (s) dertsiz, dikkatsiz,
ihmalci, kayıtsız, düşüncesiz
udardeloba (i) dertsizlik, ihmalkarlık,
dikkatsizlik, kayıtsızlık, düşüncesizlik
udedmamo (s) anasız-babasız, öksüz ve
yetim
udedo (s) anasız
udidesi en büyük
udidesi siswrafe en hızlı
udisciplino (s) disiplinsiz
udreki (s) sert, haşin, hoşgörüsüz,
eğilmez
udroo (s) zamansız, yerinde ve
zamanında olmadan, münasip
olmayan
udrood (z) zamansız olarak,
münasebetsizce
udReuri (i) düşük, olgunlaşmadan
kurumuş çiçek, prematüre bebek
uebari (s) yeri doldurulamaz, yenisi
tedarik edilemez
ueno (s) dilsiz, dili tutulmuş, sessiz,
suskun
uerTmaneTod birimiz olmadan
uecari (s) rastlantıya bağlı, tesadüfi,
dıştan gelen,ani,umulmadık
uecrad (s) tesadüfen, umulmadık
biçimde, süpriz olarak, aniden
ueWvelad (s) şüphesiz, muhakkak
ueWveli (s) şüphesiz, kesin
uvado (s) vadesiz, süresiz
uvargisi (s) uygunsuz, münasebetsiz,
yanlış, yolsuz
uvici (s) cahil, bilgisiz
uvicoma (i) cehalet, cahillik
uvneblad (z) güvenlikle, emniyetle,
sağlamca
uvnebeli (s) korumalı, zarar görmemiş,
emniyetli, sağ salim
uvnebloba (i) korumacılık, emniyet
uzangi (i) üzengi
uzarmazari (s) kocaman, hadsiz,
hesapsız, tahmin edilemeyen
büyüklükte
uzbekuri (s) özbek
uzenaesi (s) en yüksek, ulu, yüce
uzenaesi sasamarTlo yüksek
mahkeme
uzmad (z) boş mide ile
uzneo (s) ahlaksız, adi, günahkar,
hayırsız
uzneoba (s) ahlaksızlık, adilik,
günahkarlık, hayırsızlık
uzneod (z) ahlaksızca, günahkarca,
hayırsızca
uzomo (s) ölçüsüz, çok büyük, engin
uzomod (z) ölçüsüzce, engince, çok
büyük olarak
uzrdelad (z) kabaca, terbiyesizce
uzrdeli (s) kaba, terbiyesiz
uzrdeloba (s) kabalık, terbiyesizlik
uzrunvelad (z) ihmalkarlıkla, dikkat
etmeden, düşüncesizce
uzrunveli (s) ihmalkar, ilgisiz,
kayıtsız, duygusuz, düşüncesiz
uzrunveloba (i) ihmalkarlık, ilgisizlik
kayıtsızlık, düşüncesizlik
uzrunvelyofa (s) emin, korkusuz,
tehlikeden uzak, kaygısız, kefil,
teminat
uzrunvelyofili (s) emniyetli, emin,
korkusuz, tehlikeden uzak, kefilli
teminatlı
uTavbolo (s) akılsızca ve beyhude,
ahmak, aptal, gülünç
uTavboloba (z) akılsızlık ve
beyhudelik, ahmaklık, aptallık,
gülüçlük
uTavbolod (s) akılsızca, beyhude, nasıl
olursa öyle
uTavo (s) budala, akılsız, kafasız,
beyinsiz, ahmak, başsız
uTanabro (s) eşit olmayan, düzensiz,
oransız
uTanabroba (i) denksizlik, eşitsizlik,
oransızlık
uTanasworo (s) eşitsiz, eşit olmayan,
düzensiz
uTanasworoba (i) eşitsizlik, düzensizlik
uTanxmoeba (i) anlaşmazlık, ahenksizlik,
ihtilaf
uTvalavi (s) sayısız, sayıya gelmez,
hesapsız, pek çok
uTvalo (s) gözsüz
uTvistomo akraba dışı, birbirine
benzemeksizin, soy dışı
uTo (i) ütü
uTmo (s) saçsız, kılsız, tüysüz
uTuod muhakkak, şüphesiz
uTqvenod sizsiz, siz olmadan
uiaraRo (s) silahsız
uimaTad onlarsız, onlar olmaksızın
uimedo (s) umutsuz
uimedoba (i) umutsuzluk
uimisod onsuz
ukamaTod tartışmadan, görüşmeden
ukan (z) geri, arkada, art
ukanasknelad (z) nihayet sonunda
ukanaskneli (i) son, kati, kesin sonuç
ukanaskneli ambebi son haberler
ukan gawveva (f) geriye
çevirmek/çağırmak (i) geri dönüş, geri
çağırma
ukan dadevneba (i) takip etmek, izlemek,
geri çağırma (i) izleme, takip
ukan daxeva
(f) çekilmek, geri
çekilmek, uzaklaşmak, vazgeçmek,
ricat
ukan moxedva geriye bakmak
ukanono (s) kanunsuz, yasa dışı
ukanonoba (i) kanunsuzluk, yasa dışılık
ukanonod (z) kanunsuzca
ukacravad! pardon, afedersiniz!
ukacuri (s) ikamet edilmemiş, ıssız,
boş, tenha,ayak basmamış
ukbilo (s) dişsiz
ukeT, ukeTesad (z) en iyisi, daha iyisi
ukeTesi (i) daha iyisi, en iyisi
ukeTu (b) ise, eğer
ukvalod (s) izsiz, iz bırakmadan
ukvamlo (s) dumansız, duman
çıkarmayan
ukvdaveba (i) ölümsüzlük
ukvdavi (s) ölümsüz
ukvdavyofa (f) ebedileş(tir)mek,
ölümsüzleş(tir)mek, (i)
ebedileş(tir)me,
ölümsüzleş(tir)me
ukve (z) evvelce, şimdiden, halen, zaten,
şimdiye kadar
ukiduresad (z) ziyadesiyle, aşırı
derecede, son derece, çok şiddetli
ukiduresi (s) son derece, aşırı, en uçta
veya kenarda olan, son, şiddetli
ukidures SemTxvevaSi son çare olarak,
başka çare yoksa
ukiduresoba (i) uçsuzluk, nihayetsizlik,
zirve, sınırsızlık
ukiTxavad sormadan
uklaso (s) sınıfsız uklaso
sazogadoeba sınıfsız toplum
uklebliv, uklebad(z) eksiksiz, tam,
bütün
ukmayofileba (i) memnuniyetsizlik,
hoşnutsuzluk
ukmayofilo (s) memnuniyetsiz,
hoşnutsuz
ukmexi (i) edepsiz,terbiyesiz, kaba/adam,
herif, insan
ukraina (i) ukrayna
ukraineli (i) ukraynalı
ukrainuli (s) ukrayna dili
ukugdeba kabul etmemek, ret etmek,
itmek, ıskartaya çıkarmak
ukudo (s) kuyruksuz
ukulturo (s) kültürsüz, kültüre
ihtiyacı olan
ukulturoba (i) kültürsüzlük, kültür
ihtiyacı
ukurnebeli (s) iyi olmaz, şifa bulmaz,
devasız, düzelmez
ukufena (i) aksetme, yansıma, refleks
hareketi
ukuqmedeba (i) tepki, karşı koyma,
tepkime, mükabale, karşılık
ukuqmedi (s) tepkisel, aksi tesir yaratan,
karşıt, gerici
ukuqceva (f) def etmek, geriya atmak,
püskürtmek (i) defetme, püskürtme
ukuqceviTi (s) dönüşlü ukukqceviTi
zmna dönüşümlü fiil
ukuRmarTi (z) ters
ulazaTod (z) çirkince, çirkin yol
ulamazo (s) güzel olmayan, çirkin
ulaparakod (s) konuşmadan,
görüşmeden, şartsız
uleveli, ulevi (i) bitmez, tükenmez
ulvaSi (i) bıyık
ulmobeli (s) merhametsiz, taş yürekli,
kalpsiz
ulmobeloba (i) merhametsizlik
ulmoblad (z) merhametsizce
ulufa (i) kısım, parça, cüz, porsiyon
ulufis fuli tahsisat, istihkak
umagaliTo (s) örneksiz, örneği
olmayan, modelsiz
umaduri (s) nankör, iyilik bilmez
umaduroba (i) nankörlük
umavTulo (i) telsiz,telgraf veya telefon
umal (z) yakında, neredeyse, çarçabuk,
biraz, oldukça
umanko (s) masum, suçsuz, kabahatsiz,
günahsız
umankoeba (i) masumiyet, suçsuzluk,
safiyet, saflık
umarTebulo (s) yakışıksız, edebe
aykırı, edebsiz, hayasız, utanmaz, kaba
umarTebuloba edepsizlik, hayasızlık,
utanmazlık
umaRlesi (s) en yüksek, yüksek, en
mühim umaRlesi saswavlebeli
yüksek okul
umaxvilo (s) aksansız, vurgusuz
umetes SemTxvevaSi (s) en kötü
durumda
umetesad (z) ekseriye, çok kere
umetesoba (i)ekseriyet, çoğunluk, oy
çoğunluğu
umecari (i) cahil kimse
umecreba (i) cehalet, cahillik
umTavresad (z) başlıca, esasen
umTavresi (s) asıl, esas, başlıca, ana
umTvaro (s) mehtapsız, aysız
umi (s) çiğ, pişmemiş
umizezod (z) sebepsizce
umizno (s) gayesiz, sebepsiz, amaçsız,
anlamsız
umiznoba (i) amaçsızlık, gayesizlik,
anlamsızlık
umiwawylo (s) arazisi olmayan, arazisiz,
topraksız
umniSvnelo (s) önemsiz, cüzi
umorCilesad (z) alçak gönüllülükle,
tevazu ile
umoqmedo (s) hareketsiz, atıl,
pasif,cansız, etkisiz, işe yaramaz,
elverişsiz
umoqmedoba (i) hareketsizlik,
faaliyetsizlik, avarelik, elverişsizlik,
etkisizlik
umoZrao (s) hareketsiz
umoZraoba (i) hareketsizlik
umowyalo (s) merhametsiz, amansız,
şefkatsiz
umowyalod (z) merhametsizce,
şefkatsizce
umravlesoba (s) çoğunluk, çokluk,
çoğulluk
umtkivneulo (s) ağrısız
umtkivneulod (z) ağrısızca
umuSevari (s) işsiz, boş
umuSevroba (i) işsizlik
umciresad biraz olsun, az da olsa
umciresoba (i) azınlık, reşit olmama
umcrosi (s) en küçük (yaşça), daha
genç, kıdemsiz, alt, ast
umweo (s) kendisini idare edemeyen,
çaresiz, aciz, kimsesiz
umweoba (i) kendisini idare edememe,
çaresizlik, acizlik, kimsesizlik
umwikvlo (s) saf, safi, son halis, temiz
umwifari (s) olgunlaşmamış, olmamış,
kemale ermemiş
umjobesad (z) daha iyisi
umjobesi (s) daha iyi, daha güzel, tercih
edilen
unagiri (i) eyer
unagiris dadgma (f) eyerlemek
unaklo (s) eksiksiz, tam
unamuso (s) namussuz, dürüst olmayan,
şerefsiz, arsız, vijdansız
unamusoba (i) namussuzluk, şerefsizlik,
arsızlık, vijdansızlık
unari, unarianoba (i) kapasite, yetenek
unariani (s) muktedir, ehliyetli,
kabiliyetli, yetenekli
unayofo (s) verimsiz, faydasız, kısır,
meyvasız
unayofoba (i) kısırlık, meyvasızlık,
verimsizlik
unaxavi (s) görülmedik, görülmez
unaxaoba (s) görülmezlik
ungreTi (i) macaristan
ungruli (i) macar
ungruli ena (i) macarca, macar dili
unda -meli,-malı me unda wavikiTxo
okumalıyım
undo (s) hain,güvenilmez, güven
duyulmaz
undoblad (z) güvenmeden, itimat
etmeden, güvensizce
undobloba (i) güvensizlik, itimatsızlık
unebisyofo (s) zayıf, kuvvetsiz,
mecalsiz, takatsiz
uneblie, uneburi(s) tasarlanmamış,
istemsiz
uneblieT, uneburad(z) istenilmeden
gayri ihtiyari
uniadago (s) sebepsiz, temelsiz, asılsız
univermaRi universaluri maRiziac
(i) büyük mağaza
universaluri (s) evrensel, dünya
çapında, umumi, genel
universaloba (i) evrensellik,
umumiyet, dünya çapında, genel
universiteti (i) üniversite, yüksek
okel, kolej
uniWo (s) kabiliyetsiz, yeteneksiz,
hünersiz
uniWoba (i) kabiliyetsizlik,
yeteneksizlik, hünersizlik
upartio parti üyesi olmayan
upasporto pasaportsuz, kimliksiz
upasuxismgeblo (s) laftan anlamayan,
sorumsuz, mesuliyet duygusu olmayan
upasuxismgebloba(i) laftan anlamazlık,
sorumsuzluk, kişilik sahibi olmama
upatiosno (s) şerefsiz, namussuz,
haysiyetsiz, terbiyesiz
upatiosnod (z) namussuzca, şerefsizce,
haysiyatsizce, terbiyesizce
upatrono (s) sahipsiz, evsiz, yurtsuz,
terkedilmiş
upiratesad tercihen
upiratesoba (i) tercih, tercih hakkı
veya yetkisi
upiratesobis micema (f) tercih etmek,
yeğlemek, daha çok beğenmek
upirvelos yovlisa ilk önce,
hepsinden önce, öncelikli olarak
upiro (s) kişisel olmayan, şahsi
olmayan
upiro zmna fiilin şahıslara göre
olmayan hali, mastar
uprincipo (s) ilkesiz, prensipsiz
uprincipoba (i) ilkesizlik, prensipsizlik
uprocento (s) faizsiz
upuroba ekmek ihtiyacı, yiyecek
ihtiyacı
ura, ulayi (i) damızlık at, aygır
urgebi (s) faydasız, yetersiz, boş, nafile,
elverişsiz, kullanışsız
urdo (i) göçebe, aşiret kalabalık, sürü
urduli (i) sürgü, kol demiri, sürgü
kolu
uremi (i) öküz arabası, kağnı
urTierTdamxmare salaro
yardımlaşma sigortası
urTierTdaxmareba karşılıklı yardım,
yardımlaşma
urTierToba (i) münasebet, alaka, ilgi,
karşılıklılık
urTierTmoqmedeba(i) birbirine tesir
etme,karşılıklı iş
urTxeli (i) porsuk ağacı
uria (i) yahudi
urigo (s) kötü, münasebetsiz,
namussuz, rezil
uriTmo leqsi serbest şiir
uricxvi (s) sayısız
urna (i) ayaklı kavanoz veya vazo,
semaver
uro (i) çekiç
urWo (s) bonnuzsuz, boynuzu olmayan
uryevad (z) katiyetle, kuvvetle,
kesinlikle
uryevi (s) pek, katı, sert, pekişmiş,
sağlam, sabit
uryeoba (s) katılık, sertlik, pekişmişlik,
istiksar, sağlamlık
urCi (s) itatsız, asi, serkeş
urCoba (i) itaatsizlik, boş kaldırma,
serkeşlik
urcxvi, usircxvilo (s) utanmaz,
arlanmaz
urcxvad, usircxvilod (z)
utanmazca, utanmadan,arsızca,
arlanmadan
urwmuno, urjulo (s) dinsiz,
inançsız, imansız (i) inançsız
urwmunoeba (i) inançsızlık, imansızlık
usagno (s) amaçsız, tarafsız, hedefsiz,
konusuz
usazRvro (s) sınırsız
usazRvrod (z) sınırsızca
usaTuo (s) kategorik, kesin, kati
usaTuod (z) elbet, elbette, kesinlikle,
katiyetle
usamarTlo (s) haksız, adeletsiz
usamarTloba(i) haksızlık, adeletsizlik,
insafsızlık, hata, yanlış
usamarTlod (z) haksız olarak,
insafsızca, adaletsizce
usargeblo (s) yararsız, faydasız,
kullanışsız, işe yaramaz, elverişsiz
usasrulo (s) sonsuz, bitmez,
tükenmez, sınırsız
usasrulod (z) sonderece,
sonsuz,sınırsızca
usasyidlod (z) ödemesiz olarak,
bedava
usafoTxo (s) tehlikesiz
usafuZvlo (s) esassız, asılsız, temelsiz
usafuZvlod (z) asılsız ve temelsiz
olarak
usafuZvloba(i) asılsızlık, temelsizlik
usaqmo (i) işsiz, uğraşı olmayan, haylaz,
tembel
usaqmoba (i) işsizlik, başıboşluk,
aylaklık, haylazlık, tembellik
usaqmuri (s) işsiz, başı boş, aylak,
haylaz, tembel
usaSiSro (s) sağlam, emin, emniyetli,
salim, güvenilir
usaxelo (s) isimsiz, imzasız
usaxlkaro (s) evsiz, barksız
usiamovno (s) hoşnutsuz, huysuz
usiamovneba(i) hoşnutsuzluk, sıkıntı
veren şey, baş belası
usinaTlo (s) ışıksız, kör
usindiso (s) vijdansız, utanmaz,
arlanmaz
usindisoba (s) namussuzluk,
vicdansızlık
usindisod (z) utanılacak bir surette,
rezilane, namussuzca
usircxvilo (s) ayıp bilmez, utanmaz,
arlanmaz, yüzsüz
usistemo (s) sistemsiz
usistemod (z) sistemsizce
usisxlo (z) kansız
usityvo (s) konuşmayan, sesiz, sakin
usityvod (z) konuşmadan, sessizce,
sakince
usicocxlo (s) hayatsız, yaşam
olmadan
usixarulo (s) sevinçsiz, sevinmeden,
neşelenmeden
usmel-uWmeli (s) aç
usruli (s) eksik, kusurlu, tamam
olmayan, devam eden
ustabaSi (i) şef, amir, reis (argo) patron
ustari (i) harf, mektup, teskere
usulgulo (s) ruhsuz, kalpsiz
usulguloba (i) ruhsuzluk, kalpsizlik
usulo (s) cansız
ususuri (s) zayıf, kuvvetsiz, mecalsiz,
takadsiz
usufTao (s) hırpani, düzensiz, şapşal
usufTaoba (i) hırpanilik, düzensizlik,
şapşallık
usqeso (s) seksi olmayan, sekssiz
uswavleli (s) eğitimsiz, cahil
uswavleloba (i) eğitimsizlik, cahillik
uswormasworo (s) düz olmayan,
pürüzlü, eşit olmayan
uswormasworoba (i) eşitsizlik, farklılık,
değişebilirlilik
utaqto (s) nezaketsiz, kaba,
patavatsız, zerafetsiz
utaqtod (z) nezaketsizce, patavatsızca,
kabaca
utvino (s) beyinsiz, budala, akılsız,
aptal
utvinoba (i) beyinsizlik, budalalık,
akılsızlık, aptallık
utifari (s) cüretli, atılgan (i) her şeyi
kötü gören, karamsar
utifrad (z) cüretle, atılganlıkla
utkivari (s) ağrısız, sancısız
utolo (s) eşsiz, benzersiz
utyvi (s) dilsiz, konuşamayan, dili
tutulmuş
utyuari (s) 1. itimata layık, güvenilir,
doğru sözlü 2. amirane, yetkili otoriter
uunaro (s) yeteneksiz, kudretsiz,
iktidarsız
uunaroba (i) kabiliyetsizlik,
yeteneksizlik, ehliyetsizlik
uuflebo (s) kanuna aykırı, azılı,
kanunsuz
uufleboba (i) yasa dışılık,
kanunsuzluk
ufali (i) efendi, sahip, mal sahibi,
hakim, yaratıcı, var eden
ufaso (s) değersiz, fiyatı olmayan
ufasod (z) değersizce, parasız, değeri
serbest bırakılarak, bedava
uferulad (z) renksizce, solgunca,
sönükce
uferuli, ufero (s) renksiz, solgun,
sönük uferuli cxovreba renksiz
yaşam
ufexo (s) ayaksız
ufleba (i) kuvvet, yetkili, hak
uflebaayrili (s) yoksun bırakılmış,
mahrum edilmiş
uflebamosili (s) yeterli, işin ehli,
kabiliyetli, yetkili
uflebrivi (s) kanuni, doğru, haklı,
gerçek
uformo (s) şekilsiz, biçimsiz
ufrTo (s) kanatsız
ufro (s) daha fazla
ufrosebi (i) büyükler, atalar, otariteler,
yaşlılar
ufrosi (i) büyük, ata, yaşlı, reis,
başkan, yönetici
ufskruli (i) kanyon, darboğaz, yarık
ufulo (s) parasız, meteliksiz, yoksul
ufuloba (i) parasızlık, para ihtiyacı,
yoksulluk
ufxo (s) maharetsiz, hünersiz beceriksiz
uqvemdebaro winadadeba şahıssız,
cümle
uqmad (z) tembelce, aylakca
uqme (i) tatil, bayram veya yortu günü
uqmoba (i) kutlama, bayram (f)
kutlamak, bayram yapmak
uqmro (s) bekar, evli olmayan (bayan)
uqnara (i) boş gezen kimse
uqonloba (i) varlıksız, yoksulluk,
noksanlık, eksiklik, ihtiyaç
uReli (i) boyunduruk, yük, ağırlık
uReltexili (i) geçit (dağda)
uRvTo (s) dinsiz, dine karşı olan, din
dışı
uRleba (i) (gr) fiil çekimi (f) çekmek
uRirsi (s) layık olmayan, değersiz,
yakışmayan
uRirsad (z) değersizce, yakışmadan,
layık olmadan
uRmerTo (s) allahsız, tanrısız, inançsız,
dinsiz
uRmerToba (i) allahsızlık, tanrısızlık,
ateizm, dinsizlik, inançsızlık
uRono (s) kuvvetsiz, kudretsiz, elinden
hiçbirşey gelmeyen
uRonoba (i) zayıflık, kuvvetsizlik,
iktidarsızlık
uRrani (i) sık çalılık veya ağaçlık
uRrublo (s) bulutsuz
uyairaTo (s) ihtiyatsız, tedbirsiz,
basiretsiz, müsrif
uyoymanod tereddütsüz
uyuradRebo (s) dikkatsiz,aldırış
etmeyen
uyuradReboba (i) dikkatsizlik,
aldırışsızlık
uyuradRebod (z) dikkatsizce,
aldırmadan
uSedego (s) boş, nafile, abes, beyhude
uSemosavlo (s) karsız, yararsız,
kazançsız, gelirsiz
uSemosavloba (i) karsızlık, kazançsızlık,
yararsızlık
uSenod sensiz
uSvelebeli (s) çok iri, kocaman,
cüsseli, muazzam
uSveri (s) yakışıksız, edebe aykırı,
edebsiz, hayasız
uSvilo (s) çocuksuz,
uSviloba (i) çocuksuzluk
uSinaarso (s) boş, anlamsız
uSiSari (s) korkusuz, cesur, yiğit
uSiSrad (z) korkusuzca, cesaretle,
yiğitçe
uSiSroba (i) korkusuzluk, cesur, yiğit
uSiSroeba (i) emniyet, güvenlik, kefalet
uSno (s) çirkin, yakışıklı olmayan
uSnod (z) çirkince, kötü yolla
uSnooba (i) çirkinlik
uSreti (s) tükenmez, tüketilemez
uSualo (s) şimdiki, hazır, derhal olan,
elde mevcut, doğrudan doğruya,
dosdoğru
uSualod (z) hemen, derhal, doğrudan
doğruya
uSfoTveli (s) sakin, yumuşak, uysal,
halim, salim
uCemod bensiz, ben olmadan
uCvevi (s) alışılmışın dışında, genel
olmayan görülmedik, nadir, müstesna
uCvenod bizsiz, biz olmadan
uCveulo (s) görülmedik, nadir
uCinari (s) gözle görülmez
ucbad, uceb (z) birden, ansızın
ucvleli (s) değişmez, değişemeyen
ucilobeli (s)tartışılmaz, söz
götürmez, su götürmez
uciloblad (z) itiraz kaldırmaz
derecede, tartışılmayacak kadar
ucnaurad (z) garip şekilde, tuhaf
biçimde, acayipce
ucnauri (s) yabansı, garip, tuhaf,
acayip
ucnobi (i) tanıdık olmayan, yabancı (s)
bilinmeyen
ucnobeli yabancı, tanıdık olmayan
ucodveli (s) günahsız, suçsuz
ucodinari (s) bilgisiz, cahil
ucodinaroba bilgisizlik, cahillik
ucolo (s) karısız, eşsiz erkek
ucolSvilo (s) çoluk çocuğu olmayan
erkek, bekar
ucxeno (s) atı olmayan, atsız
ucxo (s) yabansı (i) yabancı ucxo
enebi yabancı dille
ucxoeTi yabancı diyar, yurt dışı,
yabancı ülke
ucxoeTSi (z) yurt dışında
ucxoeli (i) yabancı, ecnebi
ucxouri (s) ecnebi, yabancı
uZilo (s) uykusuz
uZiloba (i) uykusuzluk
uZiro (s) tabansız, dipsiz
uZleveli (s) yenilmez
uZleveloba (i) yenilmezlik
uZlureba (i) zayıflık, kuvvetsizlik
uZluri (s) hasta, keyifsiz, zayıf,
kuvvetsiz
uZravad (z) hareketsiz olarak
uZravad yofna (f) yerinde durmak, sabit
kalmak, hareketsiz kalmak
uZravi (s) hareketsiz
uweso (s) kuralsız, töresiz, düzensiz,
usule aykırı, yanlış
uwesoba (i) kuralsızlık, karışıklık,
düzensizlik
uwesrigo (s) karışık, düzensiz, usule
aykırı
uwesrigoba (i) karışıklık, düzensizlik
uwesrigod (z) karışık vaziyette,
düzensiz olarak
uwvero (s) sakalsız
uwvrTneli (i) eğitimsiz
uwigno (s) kitapsız
uwignuri (s) okuma, yazma bilmeyen
uwignuroba (i) okuma yazma bilmezlik
uwin (z) çok önceleri, eskiden
uwinares yovlisa ilk önce, birincil
olarak
uwindeburad vaktiyle, eskiden, eski
zamanlarda
uwindeli (s) çok önceki, sabık,eski,
evvelki
uwmawuri (s) yakışıksız, edebe aykırı,
çirkin
uwminduri (s) pis, kirli, düzensiz
uwminduroba (i) pislik, kirlilik,
düzensizlik
uwyeba (i) ilan, ihbarname, haber, bildiri
uweeba (f) bilgi vermek, haber vermek,
söylemek, iletmek (i) bildiri, ilgi,
haber
uwyveti (s) devamlı, sürekli, fasılasız
uwyvetliv (s) aralıksız, devamlı
uwyinari (s) dokunmaz, incitmez,
zararsız
uwyisi (i) liste, bordro (maaş)
uwylo (s) susuz, kurak, çorak, kuru
uwyloba (i) susuzluk, kuraklık
uWknobi (s) solmaz, rengi, uçmaz
uWkuo (s) akılsız ahmak, aptal, gülünç
(i) deli
uWkuoba (i) akılsızlık, ahmaklık,aptallık
uWmeli (s) yemez, yemeyen, aç
uxaliso (s) isteksiz, gönülsüz
uxalisoba (i) isteksizlik, gönülsüzlük
uxalisod (z) istemeden ,gönülsüzce
uxasiaTo (s) zayıf,karekterli,az
istekli,iradesiz
uxasiaToba zaaf, zaafiyet, iradesizlik
uxeiro (s) hayırsız, kötü
uxeirod (z) hayırsızca, kötü olarak,
kötülükle
uxerxulad rahat, refah isTavs
uxerxulad gZnobda kendini rahatsız
hissediyordu
uxerxuli (s) beceriksiz, biçimsiz,
sıkıntılı, acemi
uxerxuloba (i) beceriksizlik, acemilik
uxeSad (z) kabaca, şımarıkça, saygısızca
uxeSi (s) kaba, şımarık, saygısız
uxeSoba (i) kabalık, saygısızlık,
şımarıklık
uxvad (z) bol bol,bol miktarda
uxvi (s) bol,bereketli,cömert,alicenap
uxilavi (s) görülmez, görünmez, gözle
seçilmez
uxmari kullanılmamış
uxmo (s) sessiz, dilsiz
uxsovari (s) hartırlamaz, anımsamaz,
hatırlanmaz
uxrwneli (s) dürüst, ebedi, bozulmaz
uxrwneloba (i) bozulmazlık, iyi
ahlakını daima koruyabilir
uxucesi (s) yaşça en büyük
ujiSo saf kan hayvan (at) cins
ujra (i) çekmece
ujredi (i) 1-hücre, küçük oda, zindan
2-çekirdek, nüve
ujrediani, ujredovani (s) hücresel
uhaero (s) havasız ubaero sivrce (i)
boşluk
f
fabrika (i) fabrika, imalathane
fabrikati sonuçlanmış üretim
fabula (i) bir piyes veya oyunun planı,
hikaye
faza (i) safha, aşama, evre
faTeraki (i) talihsizlik, kötü şans
fakultatiuri (s) ihtiyari, zorunlu
olmayan, isteğe bağlı
fakulteti (i) fakülte samedicino
pakulteti tıp fakultesi
filologiuri fakulteti eğitim
fakultesi
faifuri (i) çini porseleni
falavani (i) şampiyon
falsifikacia (i) tahrifat
fanatizmi (i) fanatizm
fanatikosi (i) fanatik
fandi (i) kaçınma, kaçamak, baştan
savma, hile
fanduri (i) müzik aleti fandurze
damkvreli panduri çalan çalgıcı
fantazia (i) fantazi, hayal, hülya,
tasavvur, icad kudreti
fantastikuri (s) fantastik, hayali
fantva (f) dağıtmak, yaymak, saçmak
(i) dağıtma, yayma, saçma
fanqari (i) kurşun kalem
fanCaturi (i) yazlık tatil evi, çardak
fanjara (i) pencere
fara (i) çoban
farani (i) fener, gemici feneri,
porojektör
faraja (i) kaput, büyük palto, aba
farga (i) arabayı hayvanlara bağlayan
hareketli kısım
fargali (i) pergel
farda (i) perde
fardagi (i) halı, kilim
fardi (i) pay, hisse
fardis axda perdeyi kaldırmak
fpardis daSveba perdeyi indirmek
farduli (i) ahırda tek at için yapılmış
bölge, satış sergisi
farexi (i) koyun ağılı
farva (f) kapamak, saklamak, örtmek
farTali, farTleuli (i) kumaş,
kumaş malzemeleri
farTo (s) geniş
farTobi (i) alan, parsel sacxovrebeli
farTobi mesken, oda alanı
farTod (z) genişçe
farToliandagiani (i) büyük ölçekli
geniş yol
farTxali (f) çamura veya suya bata
öıka yürümek (i) bata çıka yürüyüş
fari (i) kalkan, siper
farikao parmaklıkla çevirmek (i)
eksrim, kılıç kalkan oyunu
farisebri (s) tiroid farisebri
jirkvali troid bezi
fariseveli (s) iki yüzlü, riyakar
farisevloba (i) iki yüzlülük,
riyakarlık, hislaerini gizleme
farisevlurad (z) iki yüzlü olarak,
riyakarca
farisevluri (s) iki yüzlü
farmacevti (i) eczacı
farsi (i) amiyane, komedi
farulad (s) gizlice, örtülü olarak,
gizlenerek
faruli (s) gizli
farSavangi (i) tavus kuşu
farCa (i) işlemeli kumaş
farcxva (f) sürgülemek (i) yürek
parçalayıcı
farcxi (i) tırmık, sürgü
fasgadaxdili (s) ücreti ödenmiş olan
fasgadaxdili pasuxiT hakkıyla
cevaplayarak
fasgadauxdeli ücreti ödenmeyen
fasdadebiT para tesliminde
fasdakarguli (s) değerini yitirmiş
fasdakleba (i) değer kaybetme, değeri
azalma, düşüş
fasdaudebeli (s) hesaba sığmaz, paha
biçilmez
faseuli (s) değerli
fasi (i) değer, paha, fiat
fasis dedeba değer vermek, saygı
duymak
fasiani (s) fiatlı, değerli, pahalı
fauna (i) bir memleket, bölge yada
devreye özgü hayvanlar topluluğu
fafa (i) yulaf lapası kaçamak
fafari (i) yele, ölülerin ruhu, ruh
fafaxi (i) koyun pöstekisinden yapılan
uzun kafkas şapkası
fafuki yumuşak, nazik
faqizad (z) temiz, zarif olarak,
muntazam
faqizi (s) temiz, derli toplu, düzen
sever, muntazzam, net, dikkatli hassas
nazik
faqsimile (i) faks
faqti (i) fiil, vakıa, olgu, olay, hadise,
keyfiyet
faqtiurad (z) uygulama olarak, hemen
hemen
faqtiuri (s) uygulamalı, ameli, pratik,
kullanışlı, elverişli, becerikli
faqtori (i) faktör, etken, sebep
faSati (i) kısrak
faSvi (i) karın, alt karın
facafuci (i) hışırtı, çıtırtı
facxa küçük ev (söğüt dalından
yapılmış baraka)
federacia (i) federasyon
federaciuli (i) federatif, federal
feTeba (i) ani korku, korku, dehşet,
endişe
feTqebadi (i) patlayıcı
feTqebadi nivTiereba (s) patlar,
patlayıcı
feTqva (f) hızla çarpmak, atmak,
titremek (i) yürek çarpıntısı
feiqari (i) dokumacı
fena (f) kat, tabaka, sargi, katman
fenebad dayofa (f) katmanlara ayırmak
(i) katmanlara ayırma
feodali (s) feodal
feodalizmi (i) feodalizm
feodaluri (s) feodal
feradi (s) renkli feradi liTonebi
metal olmayan gerçler
ferad-feradi (s) renk renk
ferdi (i) yokuş, bayır, yamaç, eğim,
meyil, kenar, yan, taraf, böğür
ferdobi (i) iniş, meyil, yokuş, bayır,
yamaç
fereba (f) okşamak, iyilik, iyi muamele,
iltifat
feri (i) renk
ferismWamela (i) çil
ferma (i) çiftlik, hayvancılık, hara
fermixdili, fermkrTali (s) rengi
kaçmış, soluk
fermkrTaloba (i) solgunluk, beniz
sarılığı
fermweri (i) ressam, sanatkar
ferfli (i) kül
ferSali (i) cerrah doktorun yardımcısı,
yardımcı asistan, elbiseci
ferwasuloba (i) soluk renk, uçuk renk
ferwera (i) ressamlık, nakkaşlık, resim
yapma, boyalı resim
ferxuli (f) halka oluşturarakşarkı
söyleyip dans etme
fesvgadgmuli (z) kökleşmiş, çoktan
yerleşmiş, müzmin, köklü
fesvi (i) kök fesvis gadgma kökleşmek
fetvi (i) darI
fexakrefiT siaruli (i) parmak
ucuyla yürüme
fexburTeli (i) futbolcu
fexburTi (i) futbol
fexdafex ayak ayak, adım adım
fexT gaxda (f) ayağını çıkarmak
(ayakkabı)
fexT Cacma ayağına giymek (ayakkabı)
fexi (i) ayak
fexis TiTi ayak parmağı
fexiT (s) ayakla, yürüyerek
fexisadgili (i) ayakyolu, hela,
aptesthane
fexis adgma ayağa kalkmak,
ayaklanmak, yürümeye başlamak
fexisguli (i) taban, ayak veya
ayakkabı tabanı
fexmardi (s) çabuk, çevik, atik, tetik,
tez
fexmoqceuli (s) çarpık bacaklı, paytak
fexmZime gebe, yüklü
fexsacmeli (i) ayakkabı
fexsawmendi (s) ayakkabı silicisi, hasır,
keçe
fexSiSvela çıplak ayakla
fexSiSveli (s) çıplak ayaklı
fexCacmuli (s) ayakları çıplak
olmayan, giyinik
fTila (i) kenar, kıyı, sahil
fiala (i) tas, leğen, kase, çanak
figura (i) figür, şekil, biçim
figuraluri (s) figüratif, mecazi
fizika (i) fizik
fizikosi (I) fizikçi
fizikuri (s) fiziki, fiziksel
fiziologi (i) fizyolon
fiziologia (i) fizyoloji
fiziologiuri (s) fizyolojik
fizionomia (i) fizyonomi
fizkultura fizikuri kultura
beden eğitimi, kültür fizik, jimnastik
fizkulturuli (i) kültür fiziki,
jimnastikle ilgili
fiTri (i) ökse otu
fila (i) (mutfakta) havan, yassı
kaldırım taşı, mezar taşı
filaqani (i) iri ve yassı kaldırım taşı
filmi (i) 1.harç 2.film xmavani filmi
sesli film
filologia (i) filoloji, dil bilim
filologi (i) filolog, dil bilimci
filologiuri (s) filolojik, dil bilimsel
filosofia (i) felsefe
filosofiuri (i) felsefi
filosofosi (i) filozof
filosofosoba (f) filozofluk yapmak
filtvi (i) akciğer
filtri (i) süzgeç, filitre
filtrSi gatareba (f) filitre etmek,
süzmek veya süzülmek (i) süzme,
süzülme
finaliı (i) final
finansebi (i) parasal kaynaklar, finans,
sermaye
finansTa saministro (i) maliye
bakanlığı
finansuri (s) parasal, finansal, sermaye
cinsinden
fingani ksafinanso gangofilebac
maliye bölümü/dairesi/şubesi
fineTi (i) finlandiya
fineli (i) finli
finia (i) fino köpeği
finuri (s) fince
finjani (i) fincan
firma (i) firma, ticarethane
firuzi (i) firuze, turkuaz, yeşile çalan
açık mavi renk
firfita (i) plak firdita gramofon
fisi (i) sakız, çam sakızı, reçine
fisiani (s) sakız nevinden, sakızlı,
sakızdan çıkan, reçineli
fistoni (i) piston, kapak, başlık
fisunia (i) kedi
fifqi (i) kar lapası, lapa lapa yağan kar
fiqali (i) kaba siyah mermer, arduaz,
kayağan taş
fiqri (i) düşünce, düşünme, fikir (f)
düşünmek
fiqsacia (i) tesbit
fiqsireba (f) sabit kılmak, pekiştirmek,
zaptetmek, oturtmak, bağlamak
fiqcia (i) hayal, hayal mahsulu,
uydurma
fiqciuri (s) uydurma, hayali, aslı
olmayan
fiCxi (i) çalılık, budanmış ince dallar
ficari (i) tahta, tahta döşeme, kalas
fici (i) yemin, adak
ficis miReba (f) yemin almak, yemin
etmek, (ask) tasdik etmek
ficis gamtexi (s) yemin bozan,
yeminden dönen
ficis gatexva (f) yeminden dönmek,
yemini bozmak (i) yemini bozma
ficruli (s) kalın tahta, döşeme
ficis qveS yeminli
ficxi (s) ateşli, coşkun, heyacanlı
fiWa (i) bal peteği
fiWvi (i) çam
fiWvnari (i) çamlık
flavi (i) pilav
flangva (f) emanet para veya mülkü
zimmetine geçirmek, çalmak
flangi (i) yan taraf, yan, kanat, cenah,
kol
flate uçuk toprak parçası
fleqsia (i) bükülme, çevrilme, dirsek,
bükülen yer, katlanan yer
fligeli (i) kanadı kanada benzer,
kanat işini gören şey, kol, yan
flidi (s) habis, alçak adam, yaramaz,
çapkın, hain, dolandırıcı, hain
flidoba (s) alçaklık, hainlik, çapkınlık,
canilik
floba (f) sahip olmak, malik olmak (i)
sahip olma, malik olma
flora (i) bir bölgede yetişen tüm
bitkiler
floti (i) donanma, filo, kafile, grup
samxedro floti (i) askeri donanma
sahaero floti (i) hava filosu
foTlovani (i) yapraklar, yeşillik
foToli (i) yaprak
foladi (i) çelik foladis muzaradi
(i) askerlere ait çelik başlık, miğfer
folklori (i) folklor, halk bilimi
fondi (i) sermaye, mal, para, parasal,
meblağ
fonetika (i) fonetik, ses bilimi
fonetika (s) fonetik
foni (i) ırmağın geçit yeri, yürüyerek
geçilen sığ yer
forToxali (i) portakal
forTxva (f) emeklemek, sürünmek
fori (i) gözenek
forma (i) (ask) üniforma, resmi elbise,
biçim, kalıp, tarz, form, şekil
formalizmi (i) şekil perestlik,
şekilcilik
formalisti (i) şekilci, şekil perestci,
resmiyetci
formaloba (i) resmi olma, resmiyet,
formalite
formalurad (z) resmi olarak,
resmen,usulen
formaluri (s) resmi, usule uygun,
esasi şekli
formati (s) büyüklük, hacim vs.,
kabiliyet vs., derecesi, format
formula (i) formül, reçete
formulireba (f) formüle etmek (i)
formülleştirme
fortefiano piyano
fosta (i) postane, posta saposto
yuti (i) posta kutusu
fostio postayla, posta vasıtasıyla
fostalioni (i) postacı
fostis marka pul
fosfori (i) fosfor
fotokamera resim makinası
fotoaparati (i) fotoğraf makinası
fotografi (i) fotoğrafçı
fotografia (i) fotoğraf
fotografiuli (s) fotoğrafik
fotosuraTi (i) fotoğraf, resim
fotosuraTis gadaReba (f) fotoğraf
çekmek
fofxva (f) emeklemek, sürünmek (i)
emekleme, sürünme
foCi (i) tıraş fırçası
focxveri (i) vaşak, kara kulak
fraza (i) cümle, hüküm, karar, söz,
fıkra
frazeologia (i) cümle tertibi usulü,
ifade tarzı, şive, cümle kitabı
frangi (i) fransız
franguli (s) fransızca
frena (f) uçmak (i) uçuş
frenburTi (i) voleybol
frTa (i) kanat
frTaSesxmuli (s) cesaretli, teşvik
edilmiş
frTebis Sekveca kanatları kırpmak
frTiani (s) kanatlı
frTxilad (z) dikkatle
frTxili (s) dikkatli
frTxoba (f) kor(kut)mak, dehşete
düş(ür)mek (i) kork(ut)ma, dehşete
düş(ür)me
friad (z) çok, çokca,çoklukla, fazla,
çoğunlukla
friadi çok hoşnut edici, kafi
friadosani (s) pek iyi, mümtaz,
kusursuz, mükemmel, eksiksiz
friali (i) hastalık nöbeti, sara
frinveli (i) kuş
fronti (i) ön, cephe frotnis sigrZe
cephe frontze yopna yüz yüze durmak
fronteli (s) ileri mevzi kuvveti,
askeri
frutuni (f) at gibi horuldamak (i) at
gibi horuldama
frqveva (f) göz yaşı dökmek
/akıtmak/yaymak
frCxilebi (i) parentez
fsevdoklasikuri (s) sahte, klasik,
klasik taslağı
fsevdonimi (i) takma ad
fsiti (i) bir çeşit dağ keçisi, dağ keçisi
derisi, güderi
fsiqika (i) insan ruhu, zihni
fsiqikuri (s) insan ruhuna ait, zihne
ait, akıla hastalıkları ile ilgili
fsiqologia (i) psikoloji, akıl
hastalıkları ile ilgili bilim dalı
fsiqologiurad (z) psikolojik olarak
fsiqologiuri (s) psikolojik, akıl
hastalıkları ile ilgili
fskeri (i) dip, alt, oturacak yer, temel,
esas
fugasi (i) madeni kabuk, sert kabuk
fugasuri jurvi madeni kabuklu, sert
kabuklu
fuTa (i) bohça, çıkın, demet, deste,
paket
fuTi (i) 16,38 kilogram ağırlığında bir
rus ağırlık ölçüsü
fuladi (s) paraya ait, sikkeye ait,
maddi, paradan ibare
fuli (i) para
fundamenti (i) temel, esas, zemin, tesis,
müesese
fundamentaluri (s) esaslı, başlıca,
temel, kuvvetli, sağlam, ciddi
funTuSa (i) ekmek somunu, somun,
çörek
funikuliori (i) koblo ile işleyen
demir yolu
funqcia (i) fonksiyon, görev, maksat
funqcionaluri (s) fonksiyonel,
işleyen
funCula (s) tombul, dolgun, şişmanca,
tıknaz
funji (i) traş fırçası
furTxeba (f) tükürmek
furTxi (i) tükrük, salya
furi (i) dana, dişi hayvan yavrusu
furne (i) fırın
furceli (i) 1. yaprak (kitap, gazete) 2.
kanat, tabaka, levha
furcvla yaprakları çevirmek
fusfusa (s) rahat durmaz, daima
kımıldar, meraklı
fusfusi (i) fısıltı (f) fısıldamak,
kımıldamak, taciz etmek
futkari (i) arı
futuro (s) çürük, bozuk, çürümüş,
ahlakça bozuk
fufuneba (i) lüks hayata dalma,
saltanat, ihtişam, debdebe
fuqsavati (s) beyinsiz, kalın kafalı, alık
fuRuro (i) oyuk yer, kovuk yer
(ağaçta)
fuye (s) boş, manasız
fuCeCi mısır talaşı
fuZe (i) kök, temel, asıl, esas
fuZemdebeli (i) ğn ayak olan kimse
fuWad boş yere, nafile, faydasız,
manasız
fuWi (s) boş, faydasız, manasız, nafile,
işe yaramaz
fqva (f) öğütmek
fqvili (i) un
fSati (i) iğde ağacı, yabani zeytin ağacı
fSuta TavTavi dolgun olmayan başak
fSvinvieri (i) emel, iştiyak
fcqvna (f) kabuğunu soymak, kabuğunu
kırmak
fxa (i) hacim, kapasite, verim
fxana (f) kaşımak
fxaWna (f) tırmalamak, pençelemek
fxvieri (s) gevrek, tatlı, yumuşak
fxvna (f) ufaltmak, parçalamak
ufalamak
fxvnili (i) toz, pudra, barut, toz
halinde ilaç
fxizeli (s) ayık, uyanık
fxizlad (s) ayık olarak, uyanık olarak,
dikkatlice
fxiani (s) hünerli, mahir, kurnaz, açık
göz
q
qada (i) çörek, gürcüstana mahsus çörek,
qaageba (f) vaaz vermek, vaaz telkin
etmek (i) vaaz, telkin, nasihat
qavili (i) kaşıntı
qaTami (i) tavuk
qaTinauri (i) sitayiş, meth, iltifat
qaTinauris Tqma iltifat etmek
qaTqaTa çok beyaz
qala (i) kafa tası, kafa kemiği
qalamani (i) hasır ayakkabı, çarık
qalaqgareT şehir dışında, şehir dışına
qalaqeli (i) şehirli
qalaqi (i) şehir deda qalaqi (i) başkent
qalaqis Tavi belediye başkanı
qalaqis sabWo (i) sovyet şehri
qalaqis komendanti (i) şehir komutanı,
garnizon komutanı
qalaquri (s) şehir vari, kasaba,
belediyeye ait
qalaCuna (s) korkak, alçak, yüreksiz
qalbatoni (i) bayan, hanımefendi
qali (i) kadın, eş, kız evladı
qaliSvili (i) kız evlat, kız
qaluri (s) kadınca, kadınımsı, kadına
özgü
qalRmerTi (i) tanrıça
qalwuli (i) kız, bakire, el değmemiş
qalwuloba (i) kızlık, bakirelik
qamari (i) kemer, kuşak, korse, bağ,
kayış
qameleoni (i) bukalemun
qamris Semortyma (f) kemer takmak,
kuşak bağlamak
qanaoba (f) sallanmak (i) salınma
qandakeba (i) heykel
qandara (i) dehliz, tünek
qanobi (i) eyimli yüzey veya hat, bayır,
yokuş, iniş, meyil
qanqara (i) rakkas, sarkaç, saat sarkacı
qancgawyvetili (s) bitkin düşmüş, çok
yorgun
qaosi (i) kaos, karkaşa, karmaşa,
düzensizlik,içinden çıkılmaz durum
qaosuri (s) karma karışık, düzensiz,
nizamsız
qanCi (i) fındık, fıstık, ceviz gibi sert
kabuklu yemiş, somun
qaravani (i) kervan
qarafSuta (s) düşüncesiz, saygısız,
dikkatsiz, pervasız
qarafSutoba (i) düşüncesizlik,
saygısızlık, dikkatsizlik, pervasızlık
qarbuqi (i) kar fırtınası
qargva (f) üzerine nakış işlemek,
süslemek (i) nakış, işleme, süs
qarebi (i) romatizma
qarva (i) kehribar, kehribar rengi
qarvasla (i) kervansaray
qarTuli (i) gürcüce
qarTveli (i) gürcü
qarTuli ena gürcü dili
qari (i) yel, rüzgar
qariani (s) rürgarlı
qaris wisqvili (i) yel değirmeni
qariylapia (i) kargı, mızrak, sivri uç
qariSxala (i) fırtına kuşu
qariSxali (i) fırtına şiddetli
qartia (i) imtiyaz, berat
Tavisuflebis didi qartia 1215 te
ingilterede şahsi ve
siyasi hürriyetleri temin eden
kanun
qarqaSi (i) kılıf, kın
qarcecxlSi güçlük içinde, zorlukla
qarxana (i) fabrika, atölye
qato (i) kepek (kabuk kırıntıları)
qafi (i) köpük
qafuri (i) kafur, kafur ağacı
qafqiri (i) kepçe
qaRaldi (i) kağıt
qaRaldis fuli (i) kağıt para
qaSanuri (i) fayans, çini
qaCali (s) kel, dazlak
qaCloba (i) kellik, dazlaklık,saçsızlık
qeba (i) övgü, methiye, övme (f) övmek,
methetmek
qeba-dideba (i) övme, yüceltme
qedani (i) güvercin (vahşi)
qedi (i) tepe, doruk, zirve, en yüksek
nokta veya derece
qedis moxra
(f) kıvırmak, bükmek,
eğmek, yola gelmek, itaat etmek (i)
boyun eğme,
yola gelme, itaat etme
qedmaRali (s) mağrur, kibirli, kendini
beğenmiş,küstah
qedmaRloba (i) kibirlilik, kendini
beğenmişlik
qeifi (i) 1. içkili, gürültülü eylence,
alem, 2. ruhsal durum, huykarakter
qelexi (i) dümensuyu
qeifad neşeli.eğlenceli
qenjna ksindisisac (i) vicdan azabı
qera (s) sarışın kadın, itfaiyeci (erkek)
qeri (i) arpa
qertli (i) (saçtan dükülen) kepek
qerqi (i) kabuk
qercvla (f) kabuğunu soymak, derisini
yüzmek (i) derisini yüzme, kabuğunu
soyma
qercli (i) ölçek, gösterge, sıkala
qercliani (s) ölçekli
qesatoba (i) parasızlık, fakirlik,
züğürtlük
qeqva (i) kaşınmak, sivri birşey ile
kazmak, toplamak, gagalamak, toplamak
qeCa (i) keçe
qeci (i) uyuz hastalığı
qeciani (s) kaşıntılı, uyuzlu
qva (i) taş
qeabi (i) tencere, kazan
qvakuTxedi (i) köşe taşı, temel taşı
qvamarili (i) tuz taşı
qvanaxSiri (i) taş kömürü
qvasanayi (i) taş dibek, taş havaneli
qvafenili (i) kaldırım,
qveganyofileba (i) taş bölme
qveda (s) aşağı, alt
qvedanayofi (i) alt bölüm
qvedatani (i) iç etekliği, jüpon
qvevidan aşağıdan, alttan
qveviTken,qveviT (z) aşağıya doğru,
aşağıya
qvevri şarap küpü
qveiTad yaya olarak, yürüyerek, piyade
olarak
qveiTi (i) yaya, yaya giden kişi
qveiTi jari (i) piyade, piyade bbirliği
qveiTi jariskaci (i) piyade askeri,
yaya asker
qvekommisia (i) alt komite
qvelmoqmedeba (i) insan severlik, hayır
severlik, merhamet, iyilik
qvelmoqmedi (i) insan sever, hayır sever
qvemdebare (i) mevzu, konu (gram)özne,
fail, tebaa, uyruk
qvemexi (i) silah, top mZime qvemexi ağır
silah savele qvemexi (i) sahra topu
qvemexis
baTqi selam topu
qvemo (s) aşağı, alt, düşük, daha aşağıda
qvemoaRniSnuli (s) aşağıda söylenen,
aşağıda işaret edilen
qvemodan aşağıdan, alttan
qvemodasaxelebuli, qvemomoyvanili,
qvemoxswnebuli (s) aşağıda adı geçen
aşağıda bulunan, aşağıda anılan
qvemoT (z) aşağıda,aşağı,aşağısında
qvemore xelismomweri aşağıda imzası
olan
qvemZromi (i) alçak kimse, sürüngen
hayvan, aşağılık, hilakar
qvena (s) daha aşağı, daha alçak
qveniadagi (i) toprak altı,
qveJangi (i) zehir yerine geçen, zehir
gibi etki yapan, paslanma
qvesadgami (i) yardım, arka, destek
qvesadguri (i) yer altı istasyonu, metro
durağı, ara durak
qvesaTauri (i) alt başlık
qveseqcia (i) alt bölüm
qveskneli (i) cehennem
qveyana, qveyniereba (i) dünya,
memleket, ülke
qveS (z) altında, altta
qveSagebi (i) yatak
qveSevrdomi (i) uyruk, tebaa, bir
devletin yönetimi altında olan kimse
qveSevrdomoba (i) vatandaşlık
qveSidan altından
qveSqveSa alt alta
qvecnobiereba (i) bilinç altı, şuur
qvecnobieri (s) bilinç altında olan, şuur
altındaki
qvewarmavali (i) alçak kimse, aşağılık
sürüngen
qvewyobili winadadeba karmaşık cümle
qvejgufi (i) alt grup
qviani (s) taşlı, taş gibi
qviT (s) fit olma
qviTari (i) fatura irsaliye, teslim, onay,
qviTini (f) hıçkırarak ağlamak (i)
hıckırarak ağlama
qviriTi kxizilalac (i) havyar
qvisli (i) bacanak
qvis mTleli (i) taş yontucusu,
heykeltraş
qvitkiris saxli (i) taştan örme bina,
qviSa (i) kum, çakıllı kum
qviSiani (s) kumlu
qviSnari (i) kumluk
qvija (i) dibek, havan
qvrivi (i) dul
qila (i) küçük toprak kap, göğeç, toprak
kavanoz
qimi (i) borda, borda ateşi, borda topları,
şiddetli hücum
qimia (i) kimya
qmizacia (i) kimyasal işlem
qimikosi (i) kimyacı
qimiuri (s) kimyasal
qimiuri omi (i) kimyasal savaş
qinaqina (i) kinin, kınakına ağacı
qinqla (i) tatarcık
qinqli (i) hafif tüy, kırpıntı, kuş tüyü
qinZi (i) kişniş, kişniş otu
qinZisTavi (i) toplu iğne başı kadar şey
qira (i) kira
qiraoba (f) kiralamak
qirdva (f) alay etmek (i) alay
qirurgi (i) cerrah, operatör
qirurgia (i) operatörlük, cerrahlık
qirurgiuli (s) cerraha veya cerrahlığa
ait, cerrahi
qisa (i) tütün torbası
qiSi (i) engel, mani, fren,qiSis
gamocxadeba engeli bulmak
qiSmiSi (i) kuru üzüm
qiSpoba (f) rakip olmak, rekabet etmek
(i) rekabet
qicvi (i) balık pulu,
qicviani (s) pul pul, pullarla kaplı, pullu
qliavi (i) erik
qlibva (f) eğelemek
qlibi (i) eğe
qlori (i) klor
qmari (i) koca
qmar-Svili (i) koca ve çocuklar, aile
(kadın için)
qmedeba,qmna yapmak
qmnileba (i) yaradılış, hilkat, yaratma,
qmriani (s) evli, kocası olan evli kadın
qnari (i) (müz) harp
qneva (f) attırmak, savurmak, sallamak
(el, şapka, kanat) (i) el sallama, şapka
sallama.
kanat çırpma.
qoba (i) kenar, hudut, sınır.
qoTani (i) çömlek
qola wiwila yeni doğmuş civciv
qolga (i) şemsiye
qomagi (i) patron, mal sahibi,hami
qomagoba (f) korumak, muhafaza etmek,
himaye etmek, patronluk yapmak
qona, qoneba (f) sahip olmak
qondari (i) kekiğe benzer bir çeşit
baharat
qondris kaci (i) cüce, bodur hayvan
veya fidan
qoneba (i) mal, variyet, varlık, mülk,
emlak
qonebrivi (s) birinin mülkü olan,
hususi, mal sahipliğine ait,
qoni (s) yağ (hayvan veya insanda)
qoniani (s) şişman, semiz, yağlı
qori (i) doğan (kuş), atmaca
qorfa (s) taze, yeni,genç
qorwili, qorwineba (i) düğün,
evlenme, izdivaç
qosa (s) sakalsız
qofaki (i) adi köpek, terbiyesiz
qoSebi (i) terlikler, pantuflar
qoSini (i)( tıb) nefes darlığı,astım
qoCora, qoCriani (s) ibikli, taçlı, tepeli,
başlıklı
qoxi, qoxmaxi (i) kulübe, asker barakası
qrestomaTia (i) okuyucu, okur,
düzeltmen,
qrTami (i) rüşvet
qrTamis micema.moqrTamva (f) rüşvet
vermek
qrTamis aReba (f) rüşvet almak
qriste (i) hz. isa
qristiani (i) hıristiyan
qristianoba (i) hıristiyanlık
qristianuli (s) hıristiyan vari
qroba (f) söndürmek, bastırmak, ortadan
kaldırmak, (i) söndürme, bastırma,
yoketme
qrola (f) esmek, üflemek, (i) esinti.
qrolva (f) esmek
qronika (i) tarih, vakayiname, yaşanılan
olayların kayıt edilişi.
qronikuli (s) kronik, müzmin,
süreğen, yaşanılan,devam eden.
qronologia (i) kronoloji, zamanın
belirli devrelere ayrılması.
qronologiuri (s) kronolojik, tarih
sırasına göre
qronometri (i) kronometre
qseli (i) şebeke, ağ örgüsü, yayın
istasyonları şebekesi
qsenoni (i) ambulans, cankurtaran (ask)
qsova (f) (iplik vb ile) örmek, dokumak
(i)örme, dokuma.
qsovili (i) örgü, kumaş
qudi (i) şapka, kasket, başlık, kalpak,
fes, takke, kep.
qudis moxda şapka çıkarmak
quTuTo (i) göz kapağı
qula (i) uç, burun, nokta, gaye,
maksat, belirli yer
qunTruSa kızıl
qura (i) demirci ocağı, demir hane,
demir imalathanesi
qurdbacaca (i) çalınan şeyler, çalıntı
qurdi (i) hırsız,dolandırıcı
qurdoba (i) hırsızlık (f) hırsızlık
etmek,çalmak.
qurdulad (z) hırsızca, çalarak, hırsız
gibi
qurumi (i) papaz, rahip, rahibe
qurqi (i) kürk
qusli (i) ökçe,topuk.
quCa (i) sokak, cadde
quCuri (s) saçma, abes, cüz'i,
önemsiz,adi.
quxili (i) gürleme
qSinva (i) hırıltıyla soluma, hırıltılı
ses(i)hırıltı,hışıltı.
qceva (f) 1 davranmak, idare etmek,
yürütmek 2 döndürmek dönüşmek,
dönüştürmek
değiş(tir)mek tanımlama, çeviri
uyarlama, adapdasyon
qceva (f) (gramer) fiilin,öznenin
kendisine,başkasına veya hiçkimse için
farklı çekimlerin
olması durumu
R
Rala (i) vergi, resim, külfet, yük
Ralati (s) kalleş, hain,ihanet,vefasızlık
Ralatoba (f) kalleşlik, hainlik etmek,
ele vermek, ifşa etmek
RalRa (i) bıldırcın kılavuzu
Rame (i) gece
RamiT geceleyin
Ramis gaTeva gecelemek Ramis ieriSi
gece taarruzu
Ramis gaTeneba geceden gündüze
aydınlanması,aydınlanma
Ramis Teva gecenin geçmesi
Ramis saTevi bir gecelik kiralanan yer
Ramura (i) yarasa
RaJRaJa (s) gül gibi, gül renkli, kırmızı,
kızıl
Raribad (s) yoksulca, yoksul gibi
Raribi (i) yoksul, fukara,fakir
Ratakad (z) kıt olarak, eksik olarak,
yoksullukla
Rataki (s) çok az, kıt, eksik, dar,
sınırlandırılmış, yoksul
Rawvi (i) çene, alt çene
Rebva (f) boyamak, reklendirmek (i)
boyama, reklendirme
Rebineba (f) kusmak, çıkarmak,
püskürtmek, saçmak, savurmak
Rele (i) dere
Relva (f) 1. (deniz) dalgalanmak 2.
heyecana kapılmak (i) 1. dalgalanma 2.
heyecan
Rerbi, gerbi(i) amblem saxelmwipo
gerbi devlet amblemi
Reri (i) parça, bölüm
Rero (i) ağaç gövdesi, sap, kelimenin
kökü
RerRva (f) öğütmek, zulmetmek, ezmek,
dişlerini gıcırdatmak
RerZi (i) dingil, eksen, mil
ReWva (f) çiğnemek (dişiyle) (i) çiğneme
Rvari (i) sel, şiddetli akış
RvarZli (i) kötülük, şirretlik, kin, kötü
niyet
RvarZliani (s) kötü, şirret, hain, kinci,
kötü niyet
RvarZlianoba (i) kötülük, şirretlik,
hainlik, kincilik, kötü niyetlilik,
Rvawli (i) değer, liyakat, meziyet,
fazilet, erdem
Rvedi (i) deri bant, kemer
Rvezeli (i) börek
RvTaeba (i) tanrısallık, tanrılık, tanrı,
ilah, tanrı bilim, ilahiyat
ReTaebrivi (s) ilahi, tanrısal
RvTismetyveleba (i) tanrı bilim, ilahiyat,
teoloji
RvTismSobeli (i) meryem anaya verilen
sıfat (tanrı doğuran)
Rvia (i) ardıç
Rvinisa (s) şaraplı,şarapa ait Rvinis
sardapi (i) şarap mahzeni
Rvino (i) şarap
RviZli (i) karaciğer RviZli Zma öz,
erkek kardeş
Rvra (f) dökmek akıtmak, akmak, sel
gibi akmak, akın etmek
(kan ve gözyaşı)
Ria (i) 1- açık, kapalı olmayan 2- açık
renkli gulRia (s) açık sözlü, tok sözlü
Ria baraTi (i) kartpostal
Rili (i) düğme, gonca
Rilkilo (i) düğme iliği
Rimili (i) gülümseme, tebessüm (f)
gülümsemek
RinRli (i) yumuşak tüy
RinRliani (s) tüylü havlu, tüyümsü, tüy
gibi
Ripi (i) karın, göbek
Ripiani (s) göbekli
Rirebuleba (i) değer, paha zedmeti
ºRirebuli aşırı kıymet verme
Rirseba (f) şeref duymak, lütfetmek,
hürmet göstermek (i) değer,özellik
Rirseulad (z) layıkıyla müstehak
olarak, yakışır şekilde
Rirseuli (s) değerli, layık, müstehak
Rirsi (s) değer, hak ediş, layık oluş
Rirsiani (s) değerli, kıymetli
Rirssaxsovari (s) anılmaya değer,
anılmaya layık
RirsSesaniSnavi (s) muteber, dikkate
değer, göze çarpan
Ritini (i) gıdıklama, (f) gıdıklamak
Rlavi, loqo (i) at balığı
RiRini (i) şarkı söyleme (f) şarkı
söylemek
RmerTi (i) allah, tanrı, ilah
RmeWa (i) yüzünü buruşturma, (f) yüzünü
ekşitmek, yüzünü buruşturmak
Rmuili (f) ulumak, bağırmak,
bögürmek
Robe (i) çit, parmaklık, tahta perde
Roberi tel örgü,avla
Robva (f) çit yapmak
Robura (i) bent
Romi (i) darı
Rone (i) güç, kuvvet
Ronemixdili (s) kuvveti kesilmiş,
bitkin
Ronivrad (z) kuvvetli olarak, kuvvetle
Ronieri (s) güçlü, kuvvetli
RonisZieba (i) ölçü, iş,tesir
Rori (i) domuz
Rormucela (i) obur, doymak bilmez
Rormuceloba (i) oburluk, doymazlık
Roroba (i) domuzluk
Roruli (s) domuzca, domuz gibi
RorRi (f) taş basmak, taşla sıkıştırmak
Rorjo (i) dere iskorpiti veya buna
benzer balık
RoRva (f) sürünmek
Ronji (i) fil vs.nin büyük dişlerinden
herbiri
Rre (i) sel ve yağmur suyu ile açılmış
çukur, dar ve derin bir dere
Rrena (f) ısırmak, hırlamak, koparmak
(köpek)
RreWa (f) sırıtmak, alay etmek
Rriali (f) böğürmek, kükremek,
bağırmak (i) göğürme, kükreme, bağırma
Rrianceli (i) ses, gürültü, patırtı,
şamata
Rrma (s) derin
Rrmad (z) derince, derinliğine, iyice
Rrmad moxucebuli iyice yaşlı
Rrmad pativcemulo sayın bay
Rrmad pativcemuli derin saygı
Rru (i) oyuk, çukur, çökük, kof, içi boş
Rrubeli (i) bulut
Rrubliani (s) bulutlu
Rrublianoba (i) bulutluluk
Rrutuni (f) homurdanmak, hırıldamak
(i) hırıldama
RrRna (f) kemirmek, ısıra ısıra yemek
RrZili (i) zamk, sakız, sakız ağacı
RrZili, RrZoba (f) yerinden çıkarmak,
bozmak (i) yerinden çıkarma, bozma
Ruza (i)gemi demiri, çapa, lenger
Rumeli (i) soba, ocak, fırın
Runva (i) kavis, dönemeç, viraj (f)
bükmek, eğriltmek, kıvırmak
RuRuni (i) güvercin ve kumru ötüşü
(f) güvercin ve kunru sesi çıkarmak
y
yabalaxi (i) kalpak
yabuli (f) kabul etmek, razı olmak, izin
vermek, uygun görmek
yadaRa (i) yasak, yasak emri
yaeni (i) han, ünvan
yavadani (i) cezve
yava (i) kahve
yavari (i) padavra, tahta kiremit
yavarjeni (i) koltuk değneği, destek,
sivri uçlu değnek
yavaxana (i) kafe, kahvehane, kahve
yavis safqvavi (i) kahve değirmeni
yavisferi (s) kahverengi
yazarma (i) kışla
yazarmuli (s) kışlalı, kışlaya ait şey,
kışla benzeri
yazaxi (i) 1. köylü 2.kazak
yaiTani (i) bağ, bağcık, dantela
yaimi (i) berabere bitme yaimiT
gaTaveba (f) berabere kalmak
yairaTi (i) ekonomi, tutum, tasarruf,
idare, kanaat
yairaTiani (s) tutumlu, idareli, hesaplı,
keseye uygun
yalami (i) boya fırçası
yalbi (s) sahte, düzme, taklit
yalbis mqmneli (i) sahtekar, taklitçi
yalibi (i) kalıp, dökme, döküm
yalioni (i) ağızlık
yalyze dgoma (f) şahlanmak, şaha
kalkmak, hoplamak Tmayalyze midgeba
saçlarım
havaya kalkıyor
yamiri (i) işlenmemiş yeni toprak,
keşfedilmemiş topraklar
yana (i) ekin tarlası, alan
yanyrato (i) boğaz, gırtlak
yanCa (i) balıkçıl (kuş)
yanwi (i) boynuzdan yapılmış içki kadehi
yarauli (i) kendini korumak için alınan
pozisyon, nöbet, gözetleme
yaraulis Secvla (i) nöbet değişimi
yarauloba(f) gözetlemek
yaryati (i) leylek
yaryumi (i) kakım, kürkü değerli bir
hayvan
yasabi (i) kasap
yaurma (i) sebzeli yahni
yayani (i) gürültü, patırtı, şamata, velvele
(f) şamata yapmak, gürültü yapmak,
patırtı
yapmak
yayaCo (i) gelincik
yaCaRi (i) haydut, eşkiya
yaCaRoba (f) soymak, çalmak, hırsızlık
yapmak (i) hırsızlık çalma, soyma
yağmalama
yaCaRuri (s) korsanvari, hırsız gibi,
hırsızlığa ait
yaWi (i) bükülmemiş ham ipek
yba (i) çene
ybadaRebuli (s) kötü tanınmış, dillere
düşmüş, namlı
ybayura (i) kabakulak hastalığı
ybedi (i) boşboğaz, geveze
ybedoba (i) boşboğazlık,dedikodu (f)
boşboğazlık etmek, çene çalmak
yda (i) cilt
ydiani (s) ciltli
yeenoba (i) cümbüş, alem
yeli (i) 1. boğaz, kıstak, gırtlak 2. dar
geçit
yeliani Ceqma (i) bot
yelis gamoWra (f) boğazını kesmek,
boğazlamak
yelze dadgoma (f) boğazında kalmak,
tıkanmak
yelstbami (i) gerdanlık
yelsaxvevi (i) boyun bağı
yelwiTela (i) kızıl boğazlı
yelWirveba (i) kızıl hastalığı
yefa (f) havlamak (i) havlama
yeyeCi (i) dangalak, alık, bön, ahmak
kimse, çocuksu kimse
yvavi (i) karga
yvavili (i) 1. çiçek 2. çiçek hastalığı
yvavilnari (i) çiçeklik, çiçek bahçesi
yvavilovani (s) çiçekli, fazla süslü
yvedreba (i) sitem, eleştri, azarlama,
ayıplama
yvela herkes, hep, hepsi, her yvelaze
meti :herşeyden çok, hepsinden fazla
yvelaferi herşey
yvelgan her taraf, her tarafa, her yer, her
yere
yvelganmyopi her yerde olan
yveli (i) peynir
yvelieri (i) et kesimi, apukurya,
cümbüş, alemli günler, apakurya
yveri (i) taşşak
yveruli (i) kısırlaştırılmış horoz, öküz
yviTeli (s) sarı
yvinTva (i) dalma, dalış, pike, (f)
dalmak, daldırmak
yvinCila (i) yavru horoz
yvirili (i) bağırma (f) bağırmak
yvirilis atexa bağırtı koparmak,
bağırmaya başlamak
yvlefa (i) sömürme, işletme, kullanma
(f) kullanmak, işletmek, sömürmek
yidva (i) alım, alma, satın alma (f) almak,
satın almak
yivanaxvela (i) boğmaca
yivili (f) ötmek (horoz) (i) ötme
yinva (f) donmak (i) don, kırağı, ayaz
yinviani (s) donmuş, buzlu, ayaz
yinuli (i) buz
yinuliani (s) buzlu
yinulmtexi (i) buzkıran gemisi
yinulovani okeane (i) kuzey buz denizi
yinulovani xana (i) buz devri
yiJina (f) çağırmak, seslenmek,
bağırmak, haykırmak
yiraze gadasvla (f) düşmek,
devrilmek (i) düşme, yuvarlanma
yirgizuli (s) kırgız
yirimi (i) kırım
yirimuli (s) kırımlı
yiyini (i) karga veya kurbağa sesi (f)
vak vak etmek, gak gak etmek
yiyliyo i) karga, kargagillerden,
kokoriko
ylapva (f) yutmak (i) yutma, yudum,
yutma sesi
ylorti (i) dal, ağacın kollarından her
biri
ylupi yudum
yma (i) köle, orta çağ köylüsü
ymawvili (i) çocuk
ymawvilkacoba (i) gençlik, çocukca
davranış
ymoba (s) kölelik
ymuili (f) (hayvanlar) ulumak,
(insanlar) inlemek, bağırmak
ynosva (f) koklamak (i) koklama
yovelgan tarafa, her yöne, her yer
yovelgvari her şekilde her yoldan
yovel dros (z) her zaman, daima
yoveldRe her gün
yoveldRiuri (s) yevmi, gündelik,
günlük
yovelTvis (z) daima, hep, herzaman
yovelTviurad (z) aylık olarak,her ay
yovelTviuri (i) aylık
yoveli (s) her
yovelkvireuli (s) her hafta için,
haftalık
yovelmxrivi (s) her taraf, çevre, etraf
yovel nabijze her adımda
yovelnairad her şekilde, her türlü
yovelnairi her şekil, her tür, her yol
yovel Jams hiç bir zaman, hiç bir
şekilde
yovel saaTSi (s) her saatte, saatte bir
yovel wams her saniye, her an
yovel wels, yovel wliurad (z) her
yıl, yıllık
yovelwliuri (s) yıllık
yovlisSemZle (s) kadiri mutlak, her
şeye kadir,tam ve mutlak güç
yola (f) sahip olmak (canlıya)
yorani (i) kuzgun, büyük siyah karga
yore taş duvar
yoruli otlak
yofa (i) var oluş, varlık, mevcudiyet,
yaradılış, yapı, insan,beşer
yofacxovreba yaşama biçimi
yofaqceva (i) davranış, tavır
yofili (s) evvelki, eski, geçmiş, sabık
yofna (f) olmak, bulunmak
yoymani (f) tereddütüt etmek,
duraklamak, çekinmek, (i) şüphe,
tereddüt
yoyoCi (s) kibirli, mahrur, azametli
yoyoCoba (i) kibir, kibirlilik, gurur (f)
caka satmak, kibirlenmek
yoCaR (ün) bravo! çok iyi! aferim!
yoCaRad (z) cesurca, yiğitce, korkusuzca,
cürretle, yüreklice
yoCaRi (s) cesur, yiğit, yürekli, korkusuz
yoCi (i) koç
yra (s) atmak, fırlatmak, serpmek,
dağıtmak
yrdnoba, dayrdnoba (f) meyletmek
yriloba (i) kurultay
yrma (i) gençlik, gençlik hali veya vakti
yronti (i) gırtlak
yroyini (f) anırmak, böğürmek (i)
anırma, böğürme
yru (s) sağır
yrud (z) hava veya su
geçirmeden,sıkıca, sıkı, su geçirmez
yru-munji (s) sağır ve dilsiz kimse
yua (i) sırt (baltanın, ekmeğin, kitabın
sırtı)
yua qvitrisa (i) defter koçanı
yuTi (i) kutu sayumbare yuti kumbara
kutusu
yulaba (i) para kutusu, kasa, kese,
kumbara
yulfi (i) ilmek, ilik halkası
yumbara (i) top mermisi, bomba
yumbarSeni (i) bombacı, bomba uçağı
yumbarmtyorcni (i) bomba fırlatan
yumbarebis daSena (f) bombardıman
etmek, topa tutmak (i) bombalama
yumbarebis namtvrevebi (i) bombanın
parçaladığı kırıntılar
yunwi (i) iğnenin deliği, gözü, meyve
sapı
yuradReba (i) dikkat
yuradRebiani (s) dikkatli, saygılı,
nazik
yuradRebis miqceva dikkatini vermek,
dikkat etmek
yuradRebiT (z) dikkatli, dikkatle
yure (i) koy, küçük körfez
yureba (f) bakmak, izlemek
yurebis dacqveta kulakları deldirmek
yuri (i) kulak
yurisgdeba (i) kollama , gözünü
üstünden ayırmama , gözetleme
yurisdagdeba (f) kulak
vermek,dinlemek
yurmaxvili keskin kulak,hassas kulak
yurmoWrili mona (i) esir,köle,cariye
yurZeni (i) üzüm
yurZnis krefa (f) üzüm toplamak
yurZnis mtevani üzüm salkımı
yurZnis wamloba (i) üzüm ilaçlama
S
SabaTi (i) cumartesi
SabaToba (i) resmi olarak verilen tatil,
resmi tatil
SabaSi (i) rahat istirahat, dinlenme,
yatma oturma
Sabi (i) şap
Sabiamani (i) bakır sülfatı
Sablonuri (s) herkezçe bilinen,
malum, adi, basmakalıp
Sadrevani (i) çeşme, pınar, menba,
fıskiye
Savad (i) pürüzlü, kabaca, sertce Savad
naweri kabaca yazılı taslak, müsvedde
Savardeni (i) şahin, doğan
Savgvremani (s) esmer tenli
Savebi (i) matem, yas, SavebiT Semosva
matem tutmak
SavTvala (s) karagözlü
SavTmiani (s) siyah saçlı
Savi (s) kara, siyah, koyu Saviniadagi
kara toprak Savi fuli bakır para
Savi zRva karadeniz
Savi muSa (i) acemi işçi, beceriksiz işçi
Savi Rvino koyu şarap
Savi qva (i) kara taş, manganez,
mangenez filizi
Savkaniani (s) kara, siyah, karanlık,
zenci, kirli
Savrazmeli geniş çaplı tepki (eski
rusyada), gericilik akımı
Savsieli (i) herhangi bir hak veya
menfaatten mahrum eden kişi
Savqliavi (i) kara erik
Sairi (i) mısra, şiir, nazım, beyit
Sairoba (i) şiir, nazım, şiir sanatı
Sakiki (i) yarım baş ağrısı, kuruntu,
merak
SalaSini (i) çınar ağaçı, rende
Saleuli (i) yünlü kumaşlar, yünlüler
Sali (i) şal, omuz atkısı
Sampanuri (i) şampanya
Samfuri (i) şiş
Sandali (i) şamdan
SanTi (i) ateşten kıpkırmızı kesilmiş
demir
Sara, Saragza (i) yol, cadde
Sarada (i) bir çeşıt bilmece,oynanılan
bilmece
Saravandedi (i) ışın, ışık
SaravandediT Semosva (f) hakkında
övgüyle bahsetmek, büyültmek,
yükseltmek
SarbaTi (i) şerbet, şurup
Sarvali (i) pantalon
Sari (i) bahane, manasız, itiraz, kusur
bulma
Saris modeba (f) hukiki işlerde hile
yapmak (i) entrika, desise, hile
Sariani (s) hileli
SariSuri (f) hışırdamak (i) hışırdama
SarJi (i) karikatür, kroki, taslak resim
SarSan bıldır, geçen sene, geçen yıl
SarSandeli geçen yılki
Sauri beş kapik (rublenin yüzde biri)
Saqari (i) şeker Saqris qarxana şeker
fabrikası Saqris fxvnili toz şeker
Saqris
lerwami çubuk şeker Tavi Saqari
şekerkellesi Saqris samtvrevi şeker
maşası
Saqaryinuli (i) akide şekeri
Saqriani (s) şekerli
SaSvi (i) kara bakkal, ardıç kuşu
SaSxana (i) yivli tüfek
SaSxi, lori (i) jambon, pastırma
(domuzun)
Saxti (i) lağım, lağım çukuru
Sahi (i) şah
Seberva (f) üflemek (i) üfleme
Sebindeba karanlık olmak, akşam olmak
Sebma (f) 1. mermiyi ağıza vermek 2.
boyuna birşey takmak 3. dövüşmek,
çarpışmak
Sebmuli (s) koşulmuş at
Sebneva (f) iliklemek, düğme koymak,
asmak, el sıkmak
Sebolva (f) tütsülemek, dezenfekte
etmek (i) tütsüleme, dezenfekte
Seborkva (f) ütülemek
SeboWva (f) bağlamak, zapt etmek
SeboWili (s) bağlı, bağ
Sebraleba (i) merhamet, acıma (f)
(birine) acımak, merhamet etmek
Sebrawva (f) kızartmak, kebap etmek,
kavurmak
Sebrawuli (s) kızartma, kavurma
Sebruneba (f) çevirmek, dön(dür)mek (i)
çevirme, dön(dür)me sityvis
Sebruneba
itiraz, protesto
SebrZoleba (f) mücadele etmek, savaş
açmak, çarpışmak, dövüşmek
SebRalva (f) mukaddesata hürmetsizlik
etmek
Segdeba (f) içeri atmak
Segebeba (f) rast gelmek, tesadüf etmek,
buluşmak, karşılamak
Segvianeba (f) geç almak, gecikmiş
olmak
Segvianebuli (s) gecikmiş,
geciktirilmiş, geç
Segzavna (f) göndermek (içeriye)
Segineba (f) mukaddesata hürmetsizlik
etmek, küfretmek
Segirdi (i) çırak
Segirduli (s) talebeye ait, vesayet
altında olan kimse
Segneba (i) şuur, bilinç (f) bilinçlenmek
Segnebulad (z) bile bile, bilinçli olarak
Segnebuli (s) şuurlu Seugnebeli
şuursuz
Segoreba (f) yuvarlamak (içeriye)
Segroveba (f) yığ(ıl)mak, biriktirmek (i)
biriktirme, yığ(ıl)ma, kolleksiyon
Segrovebuli (s) toplanmış, birikmiş
SegrZneba (f) hissetmek (i) his, duygu
Segubeba (i) su bendi, havuz, su haznesi
(f) set oluşturmak
Segueba (i) uygunluk, intibak, tatbik,
uydurma (f) uydurmak, intibak etmek,
uygulamak
Seguebuli (s) uydurulmuş, uygulanmış
Segulianeba (f) teşvik etmek,
kışkırtmak (i) teşvik, kışkırtma, tahrik
Sedaveba (f) münakaşa etmek, müzakere
etmek
Sedareba (f) kıyaslamak, karşılaştırmak
(i) kıyas, karşılaştırma bağıntı
SedarebiT (z) kıyasla, kıyas ederek (s)
nisbi, kıyasi, bağıntılı
SedarebiTi xarisxi kıyaslı
derecelendirme
Sedarebuli (s) kıyaslanmış, kıyaslı,
nisbi, bağıntılı
Sedgeba (f) ibaret olmak, oluşmak
Sedgena (f) tertip etmek, teşkil etmek,
düzeltmek, şekillendirmek, yazmak
Sedgenili (s) tertip edilen, teşkil
edilen, düzeltilen, şekillenen
Sedgeniloba (i) oluşum, tertip, terkip
Sedgma (f) alta koymak, bir yerin altına
koymak
Sedgoma (f) 1. durmak, mani olmak 2.
üzerine almak, yüklenmek
Sedeba (f) dürtmek, saplamak, dirsek
vurmak, altına koymak, içine koymak
Sedegi (i) netice, sonuç
Sededeba (f) yoğunlaştırmak,
koyulaştırmak (i) yoğunlaştırma,
koyulaştırma
SedRveba (f) yayık dövmek, çalkalamak
(i) yayık ayranı
SeerTeba (i) birleşme, birleştirme, (f)
birleşmek, birleştirmek
SeerTebuli (s) birleşmiş,
birleştirilmiş amerikis Seertebuli
Statebi (a.b.d)
SeeWveba (f) şüphelenmek,
şüphelendirmek
Sevardna (f) içeriye fırlamak, içeriye
hoplamak, içeriye dalmak
Sevedreba (f) dilenmek, sadaka istemek,
yalvarmak
Severcxlili (s) gümüşe benzer,
gümüşlü, gümüş kaplı
Seviwroeba (f) eziyet etmek, zulmetmek
(i) zulüm, işkence
Seviwroebuli (s) zulmedilmiş, işkence
görmüş
Sevla (f) içeriye girmek, uğraşmak (i)
içeri girme, meslek, iş
Sevseba (f) doldurmak, tamamlamak,
tekrar doldurmak (i) doldurma
tamamlama
Sevsebuli (s) doldurulmuş,
tamamlanmış
SezarxoSeba (f) hafif içkili olmak
SezarxoSebuli (s) içkili
Sezidva (f) ithal etmek (i) ithalat
SezizReba (f) iğren(dir)mek, nefret
etmek,hoşlanmak, tiksinmek (i) iğrenme,
nefret
kin, beğenmemezlik
Sezneqili (s) iç bükey
Sezrda (f) birleştirmek, birleşmek,
örmek
SezRudva (f) sınırlandırmak (i)
sınırlama, sınır
SeTavazeba (f) teklif etmek, arz etmek
SeTavseba (f) birleştirmek,
bütünleştirmek (i) birleştirme,
bütünleştirme
SeTanxmeba (i) anlaşma, itilaf (f)
antlaşmak SeTavsebiT muSaob (f) toplu
çalışmak
(i) ekip çalışması
SeTanxmebulad (z) anlaşmalı olarak,
uyumla, ahenkle
SeTanxmebuli (s) uyumlu, ahenkli
SeTboba (f) ısıtmak (i) ısıtma
SeTeTreba (f) beyazlatmak (i)
beyazlatma
SeTeTrebuli (s) beyazlatılmış
SeTviseba (f) asimile etmek,
benimsemek (i) uydurma, benimseme
SeTvisebuli (s) asimile edilmiş,
benimsenmiş, adapte edilmiş
SeTvla (f) haber vermek, bildirmek
SeTreva (f) içeri sürüklemek, çekmek
SeTqmuleba (i) gizli plan, gizli anlaşma,
gizli ittifak
SeTqmuli, SeTqmulebis monawile (i)
süikastçı
SeTxeleba (f) inceltmek, yoğunluğunu
azaltmak
SeTxelebuli (s) inceltilmiş
SeTxzva (f) 1. eser yazmak 2. işlemek,
üretmek, imal etmek
SeTxzuli (s) 1. yazılmış, vücuda
getirilmiş 2. işlenmiş, ürün haline
getirilmiş
SeTxra (f) altını kazımak, temelini
çürütmek
SeiaraReba (f) silahlan(dır)mak,
donatmak (i) silahlanma, donatma
SeiaraRebuli (s) silahlanmış, silahlı
Sekadreba (f) layık görmek, -e
kalkışmak, cesaret etmek
Sekaveba (f) önlemek, alıkoymak (i)
önlem, sınırlama
SekavSireba (f) bağlantı kurmak,
birleştirmek (i) bağlantı, birleşme
SekavSirebuli (s) bağlantılı, birleşik
Sekazmva (f) 1. yiyeceği çeşnilendirmek
2. atı eyerlemek
SekamaTeba (f) tartışmak
SekeTeba (f) onarmak, tamir etmek (i)
tamir, onarım
SekeTebuli (s) onarılmış, tamir edilmiş
Sekerva (f) dikiş dikmek
Sekerili (s) dikilmiş, dikili
SekveTa (i) sipariş, ısmarlama (f) sipariş
etmek, ısmarlamak
SekveTiT damzadeba ölçüsüne göre ve
sipariş üzerine yapmak
SekveTili (s) sipariş edilmiş, sipariş
Sekveca (f) kısaltmak, kesmek, (i)
kısaltma, kesme
Sekvra (f) 1. bağlamak 2. iliklemek 3.
paketlemek (i) bağlama, ilikleme,
paketleme
SekiTxva (i) soru, sual (f) sormak, sual
etmek
Sekonva (f) demetlemek, paketlekmek (i)
demetleme, paketleme
Sekreba (f) toplamak, biriktirmek (i)
toplama, toplanma
Sekrebili (s) toplanmış, biriktirilmiş,
toplu
SekreWa (f) kesmek, (saç) kırkmak
SekreWili (s) kesilmiş, kırılımış
SekrToma (f) ürkütmek, korkutmak
Sekruli (s) sıkıştırılmış, paketlenmiş,
iliklenmiş
Sekruloba (i) peklik,kabızlık
SekumSva (f) sözleşmek, mukavele
yapmak (i) sözleşme, mukavele
SekumSuli (s) sözleşmeli
Selamazeba (f) güzelleştirmek, süslemek
(i) süsleme
Selaparakeba (f) tartışmak, kavga etmek
Selaxva (f) şerefini tehlikeye atmak,
uzlaşmak (s) uzlaşılmış
Selesva (f) sıvamak (i) sıvama
Selesili (s) sıvanmış, sıvalı
Selocva (f) büyülemek, cezbetmek, dua
ile tütsülemek
Semadgeneli nawili (i) birleşen,
bütünü tamamlayan parça
Semadgenloba (i) bütünleşme, uyumlu
bir bütün meydana getirme, eser, heyet
SemaerTebeli (s) birleştirici, bağlayıcı
(i) birleştiren, bağlayan
Semaviwroebeli (i) sıkıştırıcı, zulmeden
(s) sıkışık, zulme uğramış, rahatsızlık
veren
SemakavSirebeli (s) bağlayıcı, ilişkili,
birleştirici
emarigebeli (i) arabulucu, uzlaştırıcı,
yatıştırıcı
Semasmeneli (i) yüklem
Semateba (f) artmak, artırmak (i) ileve,
ek, zam, artış
SemaRlebuli (s) yükselmiş,
yükseltilmiş, yüksek
SemaZrwunebeli (s) korkunç, ürkütücü,
dehşetli
Semawuxebeli (s) yerinde durmaz,
rahatsız edici
Sembralebeli (s) acıyıcı, acıyan,
merhametli, şevkatli
Semgulianebeli (i) yüreklendiren,
cesaret veren, kışkırtan
Semdgeneli (i) yazar, yapımcı
Semdgom (z) sonra
Semdgomi (s) sonrasında, aşağıdaki,
takip eden
Semdegi (s) sonraki, takip eden,
aşağıdaki
Semdeg sonra
Semdegnairad aşağıdaki şekilde,
aşağıdaki gibi
Semecneba (i) kavrama, idrak, algı,
anlama yeteneği, anlayış
Semzadeba (f) hazırlamak (i) hazırlama,
hazırlanma
Semzaravi (s) korkunç, dehşetli
SemzRudveli (s) kısıtlı, sınırlı, tahditli
SemTbari (s) ısınmış, ısıtılmış, sıcak
SemTvisebeli (s) benzeştiren,
benimseyen, özümseyen, asimile eden
SemTxveva (i) kötü olay, kaza, kötü
durum
SemTxveviT (z) kazayla, istemeyerek,
şans eseri
SemTxveviTi (s) tesadüfen, rastgele,
şans eseri, kazayla
Semkvreli (s) bağlayıcı, tutucu (eşyayı)
Semkoba (f) dekore etmek (i) dekorasyon
Semkrebi (i) kolleksiyoncu, biriktiren
SemkrTali (s) ürkmüş, korkmuş, aklı
karışmış, şaşkın
Semkuli (s) dekore edilmiş, dekorlu
Semmowmebeli (s) kontrol edilmiş,
doğrulanmış, araştırılmış, kontrolör
Semnaxveli (i) bekçi, muhafız
Semnaxveli salaro banka Sesxaxveli
salaros wignaki banka defteri
Semobarva (f) etrafını kazımak
Semogleja (f) elbise yıpratmak
Semoglejili (s) yıpranmış, eskimiş,
bitkin
Semodgoma (i) güz, sonbahar
Semodgomaze güzün, sonbaharda
SemoerTeba (f) birleş(tir)mek, toplamak,
bir araya getirmek (i) birleşme toplanma,
bir araya gelme
Semovardna (f) içeriye girmek, içeriye
dalmak, baskın
Semovla (f) 1. dolaşmak 2.içeri girmek
Semovleba (f) 1. kucaklaşmak, sıkmak,
kavramak 2. etrafını çevirmek kuşatmak
Semozidva (f) ithalat dış alım
Semokaveba (f) tutmak, yakalamak,
kuşatmak (i) kuşatma
Semokvra (f) yüzüne vurmak, tokat
atmak
Semokleba (f) azaltmak, eksiltmek,
kısaltmak (i) azaltma, eksiltme kısaltma
SemoklebiT (z) kısaca, özet olarak
Semoklebulad (z) kısaca, özet olarak
Semoklebuli (s) kısaltılmış,
özetlenmişö özet, kısaltma
Semokreba garSemo (f) birleşmek,
toplanmak
Semoqmedi (i) mucit, yaratıcı, yapımcı
Semonaxva (f) saklamak, muhafaza etmek
(i) sakalama, muhafaza etme
Semopareba (f) gizlice sokmak
Semorbena (f) koşarak girmek
Semortyma (f) 1. kuşatmak 2. kuşanmak
(kemer)
Semosavali (i) gelir, irat, varidat,
kazanç
Semosavleli (s) dolambaçlı, dolaşık,
dolaylı
Semosavliani (s) kazançlı
Semosasvleli (i) giriş Semosasvleli
bleti giriş bileti
Semoseva (i) hücum, saldırı istila (f)
saldırmak, istila etmek
Semosva (f) giydirmek, örtmek,
giyinmek
Semosvla (f) 1. girmek 2.
olgunlaş(tır)mak
Semosili giyinik, örtülü
Semosuli qaRaldebis wigni kitap
sayfalarına geçmiş olan
Semotana (f) ithal etmek, içeri getirmek
(i) içeri getirme, ithalat
Semotanili (s) içeriye getirilmiş ithal
edilmiş, ithal mal
Semotareba (f) dolaştırmak, rehberlik
etmek
Semotyueba (f) kandırmak cezbetmek (i)
çekicilik, kandırma
Semofargvla (f) sınırlandırmak (i)
sınırlandırma
SemofleTili (s) yırtılmış,
parçalanmış, yıpranmış, yırtık
Semofrena (f) içeriye doğru uçmak
Semoqmedeba (i) yapma, oluşturma, iş,
faliyet
SemoqmedebiTi (s) yaratıcı, yapıcı
Semoqmedi (i) yaratıcı, yapıcı
SemoRameba (i) akşam olma, akşam
üzeri
SemoReba (f) 1. açmak (bize doğru)
2.takdim etmek
Semoyvana (f) birini içeriye getirmek,
kılavuzluk etmek
Semoyola herhangi biriyle gelmek
Semoyofa (f) itmek, dürtmek, sokulmak
(kendini)
SemoSveba (f) içeri girmesine müsade
etmek
SemoCveva (f) alışmak, bizim olana
alışmış olmak
Semowmeba (f) sınamak, muayene etmek,
kontrol etmek
Semowmebuli (s) sınanmış, muayene
edilmiş, konrol edilmiş
SemoWera (f) örtmek, yaymak (i) örtü,
yaygı
SemoWra (f) 1. saldırmak istila etmek 2.
kırkmak
SemoWritineba bakı vermek, ani bakış
Semoxedva (f) bakmak
Semoxveva (f) 1. sarılmak 2. kucaklamak
3.kuşatmak
Semojdoma (f) çıkıp oturmak, ata yada
taşıta binmek
Semparavi (s) düzgün pürüssüz konuşma,
tatlı dilli
Semrigebeli (i) arabulucu, uzlaştırıcı,
barıştırıcı
Semsrulebeli (i) yapan, yerine getiren
(s) dikkatliö muntazam, icrai
Semsubuqeba (f) hafifletmek,
kolaylaştırmak (i) hafifletme,
kolaylaştırma
Semsubuqebuli (s) hafifletilmiş,
kolaylaştırılmış
Semtevi (s) saldırgan, mütecaviz
Semurva (f) mumyalamak (i)
mumyalama
Semusvra (f) ezmek, parçalamak (i)
ezme, parçalama, yıkım
SemuSaveba (f) plan yada tasarıyı
gerçekleştirmek
SemuSavebuli (s) gerçekleştirilmiş olan
Semfasebeli (i) değer biçen, değer
koyan
SemfuTavi (i) paketleyen, paketçi
Semqmneli (i) yapıcı, oluşturucu, yaratıcı
SemCneva (f) ihbar, ihtar (i) ihtar
SemCneuli (s) ihbarlı, ihtarlı
Semcdari (s) yanlış, hatalı, yanılgı
Semcvleli (s) deyiştiren, deyiştirici,
yerine koyan, bedel, vekil
Semciveba (f) üşümek Semcivda üşüdüm
Semcireba (f) azal(t)mak, eksil(t)mek,
küçül(t)mek, hizmet dışı kalmak
Semcirebuli (s) azalmış, eksilmiş,
küçülmüş, hizmet dışı kalmış
Semweoba (i) yardım
Semwvari (s) pişmiş, kızartılmış,
kavrulmuş, kızartma, kavurma
Semwovi (s) emici
SemWidroeba (f) yoğunlaştırmak,
koyulaştırmak, sıklaştırmak, küçültmek
bir hale
koymak (dairei)
Semxvedri (s) muhalif, aksi, uygun
olmayan Semxvedri gegma karşı plan
Semxvedri
uriSi karşı taruz
Sen (zm) sen, sana, seni Seni senin
SenTan seninle Sengan senden
Senadnobi (i) eritilmiş, eriyik, bileşke
SenaerTi (i) birleşik, bileşke, eriyik
Senakadi (i) refah içinde, zengin, bol
Senakrebi (i) toplantı, birleşme, toplama,
montajlı
Senarevi (i) karışım, harman
SenarCuneba (f) savunmak, korumak, (i)
savunma
Senayreba kahvaltı etmek
Senacvleba (f) vekalet etmek, yerine
geçmek (i) vekil, vekalet
Senaxva (f) 1. (bir yere) saklamak,
gizlemek 2. korumak, muhafaza etmek
Senaxuli (s) 1. saklanmış 2. muhafaza
edilmiş
Sengreva (f) bozmak, kırmak, harap
etmek
Sendoba (f) affetmek, bağışlamak (i) af,
bağışlama
Seneba (i) inşaat, yapı (f), inşa etmek,
oluşturmak
Senebr, SenisTana senin gibisi
Seneburad sence, sana göre, istediğin
gibi
Seneleba (f) gecikmek, geciktirmek,
yavaşlatmak
Seni (s) senin (zm) seninki
SeniRbva (f) sakla(n)mak, kamufle
etmek (i) saklanma, kamufle, etme
maskeleme
SeniRbuli (s) saklanmış, kamufle
edilmiş, maskelenmiş
SeniSvna (f) önemsemek, belirtmek, not
düşmek, fark etmek (i) belirtme,
önemseme
fark etme
SeniSnuli (s) önemsenmiş, belirtilmiş,
not düşülmüş, fark edilmiş
Senoba (i) bina, yapı
SenZreva (f) sarsmak, itmek (i) sarsma,
sarsıntı, çarpışma, darbe
SenjRreva (f) çalkalamak, silkelemek,
sarsmak (i) çalkantı, sarsıntı
Separeba gizlice yapmak
Separva (f) çalmak, aşırmak
Sepireba (f) niyet etmek, söz vermek,
ümit vermek, taahhüt etmek
Sepirispireba (f) yan yana koymak,
sıralamak, (i) yan yana durma
Sepyroba (f) tutuklamak, durdurmak (i)
tutuklama
Serbena (f) koşup girmek
Serbileba (f) yumuşatmak, yatıştırmak
(i) yumuşatma, yatıştırma
Serbilebuli (s) yumuşatılmış, boyun
eğdirilmiş, itaat ettirilmiş
Sereva (f) karış(tır)mak
Serekva (f) içeri sürmek, sokmak
(arabayı)
Sereuli (s) karışmış, karışık
SerTva (f) 1. katmak, karıştırmak (nehir)
2. birleşmek (eşle)
Serigeba (f) barışmak, uzlaşmak (i)
barışma, uzlaşma
Seryeva (f) sarsmak, silkelemek,
çalkalamak (i) sarsıntı, şok, yıkım
Seryeuli (s) kırık, paramparça, yıkık
SerCeva (f) seçmek, (i) seçim
SerCena (f) kendine maletmek, zimmete
geçirmek
SerCeuli (s) seçilmiş, seçkin
Sercxvena (f) utandırmak, çekinmek,
mahçup olmak, rezil etmek
Sercxvenili (s) utanmış, utanan,
mahçup
Serwymuli (s) birleşmiş, ortak
Serwymuli winadadeba birleşik cümle
Serxeva (f) ışık oyunu yapmak
Sesabamisad (s) ona göre, bu nedenle,
karşılıklı olarak, uygun olarak
Sesabamisi (s) uygun yerinde, münasip
Sesabmeli cxeni (i)çekim atı, yük atı
Sesabralisi (z) acınacak halde,
ağlamaklı, kederli
Sesabralisad (zm) acınacak şekilde,
ağlamaklı olarak, kederli şekilde
Sesadgami (i) destek, dayanak, yardım,
durma yeri
Sesavali giriş, tanıştırma, önsöz (s)
tanıtma amacı ile yapılan
Sesakravi (i) bağ, toka, kapı mandalı,
sürgü, fermuar, raptiye
Sesakrebi (i) parça, eşya, haber, fıkra,
ayrıntı (s) toplantı, ahali, ceraat, büzme
Sesakrebi funqdi toplanma noktası
toplantı yeti
Sesamowmebeli (s) incelenerek,
doğruluğu saptanacak olan
SesamCnevi (s) dikkate değer, dikkat
çeken, göze çarpan,
Sesasvleli (i) giriş, giriş yeri
Sesatani (i) katkı, katılacak şey, ücret,
vizite, harç sawevro Sesatyani üyelik
aidatı
Sesatyvisi (s) eşit, müsavi, aynı,(i)
yeterli,uygun,müsait
Sesaferi, Sesaferisi (s) uygun
elverişli
SesaZlebeli (s) ihtimal dahilinde
olan,mümkün olan,mümkün
SesaZlebloba (i) ihtimal, imkan,
olasılık
SesaZloa (z) belki, muhtemelen,
olabilir
Sesaxeb (e) hakkında, dair,ilgili Cems
ƒSesaxeb benim hakkımda
Sesaxedavi (s) yakışıklı, güzel, cazip
Sesaxedaoba (i) çehrenın güzelliği, iyi
görünüş
Sesaxvevi (i) dönemeç, viraj (s)
giyilecek şey
Sesaxvevi masala giysi ƒSesaxvevi
funkti giyinme yeri
Sesaxleba (f) yerleştirmek, yerleşmek,
düzeltmek, ek
Seseva (i) saldırı, istila (f) saldırmak,
istila etmek
Sesveneba (f) dinlenmek,mola vermek (i)
dinlenme, tatil, mola, tenefüs
Sesvla (f) girmek, orduya katılmak
SesTavazeba sunma,verme
Sesiveba (f) şişmek, kabarmak
Sesivebuli (s) şişmiş, şiş, kabarmış
Sesityveba (i) müzakere, görüşme,
münakaşa (f) müzakere yapmak, görüime
yapmak
Sesma (f) içmek, ata binişi
kolaylaştırmak
Sesruleba (f) yerine getirmek, yapmak,
bitirmek (i) yapıp bitirme
Sesrulebuli (s) yerine getirilmiş,
yapımış, bitirilmiş, eser
Sesrutva (f) içine çekmek, emmek,
emilmek işgal etmek (i) içme, emme,
yutma,
işgal etme
SesunTqva (f) nefes alıp vermek (i)
soluma
Sesusteba (f) zayıflamak (i) zayıflama
Sesustebuli (s) zayıflamış, zayıf
Sesqeleba (f) kalınlaştırmak,,
koyulaştırmak (i) kalınlaş(tır)ma,
koyulaş(tır)ma
Sesqelebuli (s) kalınlaştırılmış,
koyulaştırılmış, koyu renkli
Sesyidva (f) piyasa mevcudunun
hepsinni satın almak
Seswavla (f) öğrenmek, haber almak (i)
öğrenim, eğitim, tahsil
Seswavlili (s) öğrenilmiş, öğretilen,
çalışkan, dikkatli
Sesworeba (f) düzeltmek (i) düzeltme
Sesworebuli (s) düzeltilmiş
Sesxma (f) dökmek, akıtmak, boşaltmak
(i) dökme, akıtma, boşaltma
Sesxureba (f) iftira etmek, lekelemek,
çamur atmak, iftira
xotbis Sesxma övmek, meth etmek (i)
övgü, methiye
Setakeba (f) çarpışmak, takışmak,
çatışmak,karakol müsademesi
Setana (f) katmak, ilave etmek, şüphe
etmek, şartlara haiz olmak
Setaneba (f) delip girmek (i) delip girme
Setanili (s) katık, ilave, sokulmuş,
(listeye, kitaba, merasime)
Seteva (f) ilerletmek, taaruz saldırısı (i)
ilerleme, terfi etme
Setrialeba (f) dondürmek, çevirmek
Setyoba (f) farkına varmak, haber
almak, tanımak
Setyobineba (f) bildirmek, haber
vermek (i) bildirme, haber verme
Setyueba (f) kandırmak, aldatmak,
ayartmak, cezbetmek
Seubralebeli (s) acımayan,
merhametsiz,amansız
Seubraleblad (z) acımasızca,
merhametsizce, amansızca
Seugnebeli (s) şuursuz, bilinçsiz,
baygın
Seugnebloba (i) bilinçsizlik, farkında
olmayış
Seudarebeli (s) kıyas kabul etmez,
emsalsiz, eşsiz
Seudrekeli (s) eğilmez,çok sert, inatçı,
sebatlı, bir kararda
Seuvaloba (i) taaruzdan masuniyet,
kişisel dokunulmazlık
SeuzRudavi (s) sonsuz, sınırsız, sayısız,
kısıtsız,
SeuTavsebeli (s) uyumsuz, birbirine
zıt, uyuşmayan
SeuTavsebloba (i) uyuşmazlık,
geçimsizlik, zıtlık, uyumsuzluk
SeuTanaxmebeli (s) uyumsuz, ahenksiz
SeuTanxmebloba (i) uyumsuzluk,
uyuşmazlık, ahenksizlik, uyumsuzluk
SeuTanxmeblad (z) ihtilaflı olarak
SeuiaraRebeli (s) silahsız
Seukavebeli (s) kontrol edilemez, engel
olunamaz
Seukazmavi (s) eyerlenmemiş, eyersiz at
SeumCneveli (s) sezilemez, farkedilmez,
hissolunmaz
SeumCnevlad (z) farkedilmeden,
sezilmeden, hissedilmeden
Seumcdari (s) yanılmaz, şaşmaz, hata
yapmaz
Seunacvlebeli (s) değişmez, devamlı,
yeri doldurulamaz, telafi edilemez
Seupovari (s) inatçı, direngen, dik başlı
(i) inatçılık, dik başlılık
Seupovrad (z) inatla, dik başlılıkla
Seuracxmyofeli (s) çirkin, iğrenç,
yakışmaz, rezilane, onur kırıcı
Seuracxyofa (i) hakaret, aşağılama (f)
hakaret etmek, aşağılamak
Seuracxyofili (s) küskün, darılmış
Seurigebeli (s) uzlaştırılamaz,
barıştırılamaz
Seuryeveli (s) katı, sert, pekişmiş, sıkı,
sabit, sarsılmaz
Seusabamo (s) anlamsız, manasız,
gülünç, saçma, boş söz
Seusabamoba (i) anlamsızlık, manasızlık
delilik, maskaralık
Seusvenebliv dinlenmeksizin
Seusrulebeli (s) yapılamaz, icra
edilemez
Seusrulebloba (i) icra edilemezlik,
yerine getirilemezlik, planın
gerçekleşmesi
Seuswavleli (s) eğitimsiz, bilgisi
olmayan (haberden)
Seusustebeli (s) azalmaz, ufalmaz,
zayıflamaz
Seutyobineblad (z) haber vermeden,
haber almadan Cems Seutyobineblad
haberim olmadan, fikrimi
almadan
Seufasebloba (i) değer kaybetme,
itibarsızlık
Seuferebeli (s) uygunsuz, elverişsiz
Seuferxebeli (s) engellenmemiş,
engellenemez
Seuferxeblad (z) serbestce özgürce,
engel olmadan
SeuSinebeli (s) korkusuz, cesur
SeuSfoTebeli (s) sakin, soğukkanlı,
kayıtsız
SeuCerebeli (s) durmadan, aralıksız
SeuCveveli (s) alışılmadık
Seucdomeli (s) kusursuz, mükemmel,
hatasız
Seucvleli (s) yeri doldurulamayan,
değişmez
SeuZlebeli (s) imkansız, yerine
getirilmesi mümkün olmayan
SeuZlebelia imkansızdır
SeuZlebloba (i) imkansızlık
SeuZlod yofna iyi olmamak
Seuwyvetliv (z) aralıksız, devamlı,
fasılasız
Seuwyveteli (s) kopukluk yapmayan,
koparmayan, aralıksız, devamlı
Seuwynarebeli (s) affedilemez, mazur
göülemez
Seuwyobeli (s) ayarlanmayan,
uyumsuz, ahenksiz
Sefardeba (i) nisbet, oran
SefardebiTi (s) nisbi, izafi, göreceli,
kıyasi
Sefaseba (f) paha biçmek, değer vermek
(i) paha biçme, değer verme
Seferadeba (f) renklendirmek, boyamak
(i) boyama, renklendirme
Seferxeba (f) engellemek, mani
olmak,durdurmak, (i) engel olma
Sefiqrianebuli (s) düşünceli, rahatsız,
sıkıntılı, zahmet içinde
Seficva (f) yemin etmek, andiçmek
Sefrena (f) içeri uçmak
SefuTva (f) ambalaj yapmak,
paketlemek (i) paketleme, ambalaj
yapma (i) denkleştirme
Seqeba (f) methetmek, övmek (i) övgü,
methiye
Seqmna (f) oluşturmak, yapmak,
şekillendirmek (i) oluşturma, yapma
SeRavaTi (i) ayrıcalık, imtiyaz, muafiyet
SeRavaTiani bileTi (i) paso, şebeke,
indirimli bilet
Sreba hafifce açmak
SeRebva (f) boyamak, renklendirmek (i)
boyama, renklendirme
SeRebili (s) boyanmış, boyalı,
renklendirilmiş, renkli
SeRmarTi (i) yokuş
SeRobva (f) kapamak, hapsetmek,
kuşatmak, çevirmek, çitle çevirmek
SeRoneba (f) kederlenmek, içine
kapanmak, hüzünlenmek
SeRweva (f) sinmek içine işlemek, nüfuz
etmek (i) sinme, işleme
Seyeneba (f) durdurmak, altına
yanaşmak, altına yerleştirmek (i)
durdurma
Seyvana (f) birini içeri götürmek,
kılavuzluk etmek, takdim etmek
Seyvareba (f) sevmek, sevdalanmak
Seyvarebuli (s) sevilmiş, sevmiş, aşık,
sevdalı, yavuklu
SeyviTlebuli (s) sararmış
Seyvireba (f) bağırmak
Seyofa (f) itmek, dürtmek, sürmek,
sokmak, kakmak
Seyoymaneba (f) tereddüt etmek,
duraksama (i) tereddüt etme
Seyra (f) içeri atmak, hastalığı
bulaştırmak, rastlamak, karşılaşmak
SeSa (i) odun
SeSveba (f) kabul etmek, içeri almak (i)
içeri kabul etme
SeSineba (f) korkutmak, endişelenmek (i)
korku, kork(ut)ma, endişe
SeSinebuli (s) korkmuş,
korkulu,ürkmüş
SeSla (f) işlerin kötüye gitmesi,
delirmek, çıldırmak
SeSlili (s) şaşkın, deli, beyin hastası
SeSroba kurumaya yüz tutmak
SeSureba (f) gözü kalmak, gıpta etmek,
kıskanmak (i) gıpta etme, kıskanma,
haset etme
SeSfoTeba (f) rahatsız etmek, tedirgin
etmek
SeSxapuneba (f) sirayet ettirmek,
bulaştırmak (su vb.)
SeSxefeba (f) serpmek, saçmak, su
sıçratmak
SeCereba (f) durdurmak, ertelemek,
duraklamak (i) durdurma, duraklama
SeCveva (f) alışmak
SeCveneba (f) lanetlemek (i) lanet,
beddua, küfür
SeCvenebuli (s) lanetli, kanlı
SeCveuli (s) alışık
Secdena (f) baştan çıkarmak, ayartmak
(i) baştan çıkarma, ayartma
Secdoma (i) yanlış, hata, yanılgı
SecdomaSi Seyvana aldatmak, baştan
çıkarmak beWdviTi Secdoma baskı
hatası
SecdomiT (z) yanlışlıkla
Secva (f) kapsamak, içine almak
Secvla (f) değiştirmek, vekalet etmek
(i) yerine koyma, değiştirme, vekil, bedel
Seciveba (f) soğutmak, humma, sıtma,
hararet
Secileba (i) kavga, münakaşa,
tartışma, geçme, aşma (birbirini)
Secodeba (f) acımak, günah işlemek
Secoceba (f) içeri sürünmek,
emeklemek
Secureba (f) yüzmek (içeri) (kayıklarla
olabilir)
SeZageba (f) seslenmek, hoşlanmamak,
nefret etmek
SeZaxeba (f) çağırmak, parola sormak (i)
çağrı, nida, sesleniş
SeZaxili (s) sevinç, hayret nidası, ani
sesleniş
SeZena (f) ele geçirmek, elde etmek,
kazanmak (i) elde etme, kazanma, kazanç
SeZenili (s) kazanılmış, müktesep
SeZleba (f) olabilirlik, mümkün olmak
(i) baht, talih, kısmet
SeZlebisamebr, SeZlebisdagvarad
mümkün olarak, muhtemelen
SeZlebuli (s) zengin, durumu iyi olan
SeZleva (f) sunmak, teklif etmek (i)
teklif, takdim, arz
SeZroma (f) tırmanarak girmek, içeri
sokuklmak (i) tırmanma, sokulma
SeZrwuneba (f) dehşet vermek,
korkutmak
SeZuleba (f) nefret etmek,
hoşlanmamak
SeZRola (f) rehberlik etmek, kılavuzluk
etmek, öncülük yapmak
Seweva (f) içeri sürmek
Sewevna (f) yardım etmek, imdadına
yetişmek
Sewera (f) yazmak (borcu), kaydetmek
(i) borcu vs. kaydetme, kayıt
Sewva (f) kavurmak, kızartmak
Sewveva (f) davet etmek, çağırmak
SewiTleba (f) kızarmak
SewiTlebuli (s) kızarık
Sewirva (f) iane etmek, teklif etmek,
sunmak (i) teklif, bağış, kurban etme,
fedakarlık
Sewiruli (i) teklif, sunulan şey, hediye
armağan
Sewova (f) emmek, içine çekmek (i)
emme, içine çekme
Sewuxeba (f) sık(ıl)mak, düşmanı taciz
etme (i) sıkıntı, dert, endişe
Sewuxebuli (s) sıkkın
Sewyaleba (f) affetmek, bağışlamak (i)
af, bağışlama
Sewydoma (f) durdurmak, duraklamak,
bitmek, sona ermek, kesilmek
Sewyveta (f) kopmak, durdurmak, yarıda
bırakmak, kesmek (i) kesme durdurma
Sewyoba (f) altına koymak, yaymak,
sermek, altına yerleştirmek
SeWma (f) yemek, yutmak, silip süpürmek
SeWmuli (s) yenilmiş, yenik
SeWmuxna (f) kaşlarını çatmak, hiddetle
bakmak
Sexameba (f) birleştirmek, karıştırmak (i)
belirleştirme, bir araya getirme
Sexeba (i) dokunma, temas (f)
dokunmak, temas etmek
Sexedva (i) bakma (f) bakmak erTi
SexedviT ilk bakışta Cemi
SexedulobiT,
ÇCemi azriT benim görüşüm, bana
göre
Sexeduleba (i) manzara,görünüş,
kanaat, fikir, bakış
Sexvdoma (f) rastlamak, karşılamak,
piyango vs isabet etmek
Sexvedoa (f) karşılamak,karşılaşmak
Sexveva (f) sargıyla sarmak, paketlemek,
viraj almak
Sexvewna (f) yalvarmak, dilenmek
Sexla-Semoxla (i) anlaşmazlık,
uyuşmazlık, ihtilaf, uyuşmazlık
Sexorceba (s) şifa vermek, iyilesmek (i)
iyileşme(yarada)
Sexseneba (f) anmak, hatırlatmak (i)
anma, hatırlatma
Sexsna (f) çözmek
Sextoma (f) atlamak, sıçramak,
zıplamak
SexuTva (f) boğ(ul)mak, tıka(n)mak,
nefes almamak
SexuWuWeba (f) bukleleştirmek, saçları
kıvırmak
Sejameba (i) özetlemek, hülasa
etmek(i)özetleme, özet
Sejaxeba (f) çarpışmak, tokuşmak,
vurmak, çarpmak (i) çarpışma
Sejgufeba (f) guruplamak (i)
guruplama
Sejdoma (f) (taşıta) binmek, üzerine
çıkmak
Sejereba (f) memnun etmek, tatmin
etmek, ikna etmek
Sejibreba (f) özenmek, rekabet etmek,
yarışmak, taklit etmek
Sveba (i) neşe, sevinç, memnunluk, zevk,
haz, teselli
SecRiRineba şarkıyla söylemek
Svebuleba (f) bırakmak, terketmek, izin,
hastalık izni
Svebulebis gadacileba izin süresini
aşmak
Sveduri isveçce
Sveicaria (i) isviçre
Sveicareli (i) isviçreli
Sveicaruli (s) isviçreye ait, isviçreli,
isviçre dili
Svela (f) kurtarmak (i) yardım
Sveli (i) dağ keçisi, karaca
Sveuli (s) dikey, düşey, şakuli
Svecia (i) isveç
Svidasi yediyüz (sayı) Svidi dRisa
haftalık Svidi wlisa yedi senelik, yedi
senede bir olan
Svidi yedi
Svidiani (s) yedili
SvidsaaTiani samuSao dRe yedi saatli
iş günü
Svileba, Svilad ayvana (f) evlat
edinmek, evlatlığa kabul etmek
Svilebi (i) çoçuklar, evlatlar
Svili (i) çoçuk, evlat
SvilTaSvili ataların torunu
SviliSvili (i) torun
Svilobili (i) evlatlık
Svria (s) yulaf
STabeWdileba (i) etki, izlenim, intiba,
kanı
STabeWdilebis moxdena etkili olmak
STagoneba (f) önermek, teklif etmek, akla
getirmek (i) önerme,teklif
STamomavali (i) aile üyesi, zürriyet,
çoluk çocuk
STamomavloba (i) gelecek kuşaklar,
evlad
StamomavlobiTi (s) miras olarak
intikal eden, kalıtsal, irsi
STanTqma (f) yutmak içine (i) içine
çekme, yutma
STanTqmuli (s) emici, yutucu
Sie içinde, -de, -da, -ye, -ya
Sig, SigniT içinde, içeri, içeride
SigadaSig şurda burda( içinde), orda
burda
Signeuli, Sigani bağırsaklar
Signidan içinden, içeriden
Sida (s) içsel, dahil,
Sikriki (i) haberci, kurye
Silaflavi (i) sulu yulaf çorbası (etli
yada pirinçli)
SimSili (i) açlık
SimSiloba (f) acıkmak, açlıktan ölmek,
aç bırakmak (i) açlık, acıkma
Sin evde Cem Sin varT biz evdeyiz
Sina (s) iç, dahili, eve ait, ehli, evcil,
yerli
Sinaarsi (i) içindekiler, muhteva, içerik
Sinaarsiani (s) muhtevası olan, içerik
dolu, kapsamlı
Sinagani (s) içsel, dahili,
Sinagan saqmeTa saministro iç işleri
bakanlığı
Sinamosamsaxure (i) hizmetçi, hizmetli,
uşak
Sinamrewveli evde çalışan ev ustası, el
sanatları ustası
Sinamrewveloba evdeki el sanayii, ev
üretimi
Sinamrewveluri ev imalatı, evde
yapılan
Sinamjdomi (i) evde oturan, evde duran
Sinaurebi evdekiler, aile
Sinauri (s) evdeki, eve ait, ehil, yerli
Sinaurulad nezaketsiz, kabaca, sade,
şatafatsızca, samimiyetle
Sinauruli (s) kaba, sade, şatafatsız,
senli, benli
Sinayma (i) hizmetçi
Sindi (i) kızılcık
Sindisferi (s) açık kırmızı
Sinjva (f) muayene etmek, denemek,
sınamak (i) muayene,deneme, sınamak
Sifri (i) şifre Sifris ganyofileba
şifreleme bölümü, kodlama merkezi
SiSveli (s) çıplaklık,çıplak
SiSvel-titveli (s) çıplak,çıplaklık
SiSvlad (z) çıplak olarak, çırılçıplak
SiSvleba (f) kılıncını kınından çıkarmak
SiSi (i) korku, dehşet
SiSina bgera (i) ıslıkvari çıkan ses türü
SiSini (f) cızırdamak, (i) cızırtı
SiSiszari (f) dehşete düşmek
SiSnaWami (s) korkmuş, ürkmüş, korkulu
SiSxini (i) cızırtı, (f) cızırdamak
Skafi dolap
Sla (f) açmak, çözmek, ( yazıyı)
açıklamak, yıkmak (planı)
Slami (i) çamur
Slamiani (s) çamurlu
Smagi (s) deli, çılgın, kızgın, kudurmuş,
çılgın,azgın
Smagoba (f) çileden çık(ar)mak,
çıldı(rt)ma, delir(t)mek, az(dır)mak
Smori (i) küf kokulu,
kokuşmuş,bayat,ekşimiş
Smoriani (s) küflü, bayat, çürümüş,
kokuşmuş
Snoiani (s) güzel, hoş
Soba (f) doğurmak, dünyaya getirmek (i)
doğum kutlu doğum, dünyaya getirme,
yılbaşı
Sobili (s) doğmuş, doğurulmuş
Sovinizmi (i) şovenizm
Sovinisti (is-s) şovenist, şoven
Sovinisturi (s) şovenistce, şövence
Sovna (f) bulmak, kazanmak, elde etmek
(i) bulma, kazanma, elde etme
SoTi puri gürcü ekmeği
Sokoladi (i) çikolata
Solti (i) kamçı darbesi, kırbaç cezası,
kamçı
Soreuli (s) uzak Soreuli
warsulSi çok eskiden Soreuli
aRmosavleTi
uzak doğu
Soriaxlo, Soriaxlos (z) yakınca,
yakın
Soridan uzaktan, uzun mesafeden
Soris arada, arasında sxvaTa Soris
hatırımda iken, ayrıca
Sori uzak
Sorisdebuli (i) (gr) ünlem, nida
Sors uzakta, çok uzakta, belirli bir
mesafede
SorsmWvreteli (s) ön sezili, basiretli,
tedbirli, ferasetli
SorsmWvretloba(i) sağ görü, basiret,
tedbir, ön sezi
Sorsmxedveli (s) uzağı gören, ileriyi
gören
Sorsmxedveloba (i) ileri görüşlülük, ön
sezi
Sotlandia (i) iskoçya
SoSia (i) sığırcık kuşu
Spaleri (i) duvar kağıdı
Srati (i) kesilmiş sütün suyu, serum
Sre (i) katman, tabaka, kat
Sriali (f) şırıldamak, hışırda(t)mak (i)
hışırtı, şırıltı
Sroba (f) kurumak (i) kuruma
Sromis discilina iş disiplini
Sroma dRe iş günü
Sroma (i) emek, çalışma, zahmet (f)
çalışmak, emek sarfetmek, zahmet
çekmek
Sromismoyvare (s) işgüzar, çalışmayı
seven
Sromismoyvareoba (i) işgüzarlık,
çalışmayı sevme
Sromis unari, Sromisunarianoba (i)
tesir, yeterlik, ehliyet, kudret,verim
Sromisunariani(s) tesirli, yeterli,
ehliyetli, verimli
Sromisuunaro (s) sakat, malül
SroSana inci çiçeği, dere kıyılarında
yetişen yabani zanbak
Stabi (i) (askeri)kurmay,karargah
Stati (i) bir müessese vs nin bütün
memurları, devlet, eyalet
StatgareSe (i) lüzumundan fazla,
kadrodan fazla kişi
Steri (i) ahmak, budala, saf dil
Sto, toti (i) dal, kol, şube, branş
Stoebiani (s) dallı, dalları çok, çok
branşlı
Sua (s) orta (i) merkez, ara (z)yarı
Suaguli (i) tam ortası, merkez
SuadRe (i) öğle
SuaTana (s) ortanca
SuaTiTi (i) orta parmak
Suakaci (i) arabulucu, uzlaştırıcı
Suakacoba (i) arabuluculuk
Sualedi (i) aralık, fasıla, mesafe,
müddet
Suamavali (i) arabulucu, uzlaştırıcı
Suamavloba (i) arabuluculuk
Suamdgomloba (i) rica, müdafaa, araya
girme (f) araya gırmek, şefaat etmek
SuaRame (i) gece yarısı
SuaRamisas (z) gecenin yarısında, gece
yarısı
SuaSi ortada
Subi (i) mızrak, kargı
Sublgarecxili (s) arsız, utanmaz,
iffetsiz, açık saçık
Subli (i) alın
Sublmagari (s) kandırılmaz kimse,
muhafazakar, tutucu
Subosani (i) mızraklı, mızrakçı
Suka toprak yol, kır yolu, taşra yolu
Surduli (i) sapan,
Suri, Surianoba (i) gıpta, imrenme,
kıskançlık, haset
Suriani (s) kıskanç, gıpta eden, haset
SurismaZiebeli (i) öç, intikam, kin (s)
intikamcı, kinci
SurisZieba kendi kendine öc almak (i)
öc, intikam, kin
Suqi (i) ışık, ışın, şua
SuqniSani ampül
Suqura (i) fener kulesi
Suqfari (i) gölge, siper, perde
SuRli (i) düşmanlık, husumet
SuSa (i) cam, sırça, şişe
SuSabandi (i) cam tüp
SuSxuna (i) hava fişeği (s) parlak,
aydınlatıcı
SfoTva (i) kızma, öfkelenme,
gazaplanma
SfoTi (i) kızgın, öfkeli
SfoTiani (s) telaşlı, rahatsız, sıkıntılı
Sxami (i) zehir
Sxamiani (s) zehirli
Sxapi (i) duş, hafif yağmur
Sxefi (i) suyun sıçrama sesi
Sxuili gürültü yapma (i) gürültü,
patırtı, velvele, kargaşa
C
Cabareba (f) teslim etmek (i) teslim,
dağıtım
Cabarebuli (s) teslim edilmiş,
dağıtılmış
Caberva (f) üflemek ( içine) (i) üfleme
(içine)
Cabeqdva (f) damga veya nişan basmak,
marka basmak
Cabma CaTreva (f) sürüklemek, sokmak,
çekmek
Cabmuli (s) sürüklenmiş, sokulmuş,
çekilmiş
Cabneleba (f) karanlık basmak (i)
karanlık basma
Cabnelebuli (s) karanlık basmış,
karanlık
CabrZaneba (f) inmek, alçalmak, varmak
Cagdeba (f) 1. aşağıya atmak 2. eline
düşmek, ele geçirmek 3. tehlikeye maruz
bırakmak
Cagvra (f) sıkmak, sıkıştırmak,
zulmetmek, canını yakmak (i) sıkıştırma,
zulüm
Cagzavna (f) aşağıya göndermek
Cagoneba (f) telkin etmek,ileri sürmek,
önermek, ilham etmek, esinlenmek. (i)
telkin,
ilham, teklif, ima, esin
Cagoreba (f) aşağıya yuvarlamak
Cagruli (s) sıkıştırılmış, zulüm altında
kalmış, ezilmiş, işkence görmüş
Cadgma (f) yerleştirmek, koymak,
sokmak (i) yerleştirme, koyma, sokma
Cadgmuli (s) sokulmuş, yerleştirilmiş,
koyulmuş
Cadgoma (f) yola koyulmak, sıraya
koymak, başa almak, rüzgarın durulması
Cadeba (f) içine koymak, sokmak
Cadena (f) bitirmek, başarmak, kabahate
devam etmek
Cadri (i) peçe, yaşmak, örtü, beyaz baş
örtü, namaz bezi
Cavardna (f) aşağı düşmek, borçlu
kalmak
Cavardnili (s) düşmüş, düşük
Cavla (f) geçmek, uğramak
Cavleba (f) tutmak, yakalamak,
zaptetmek (el ile)
Cazneqa (f) kavislendirmek, kavis çizmek
Cazneqili (s) kavisli
CaTvla (f) 1.saymak 2.sınavı geçmek
3.hesaba katmak, düşünmek (i) sınav,
test,
muayene, teftiş
CaTvlema (f) uyuklamak (i) hafif uyku
CaTvliT (z) sayarak, hesaba katarak
xutidan cxra gverdamde CaTvliT 5
den
9 uncu sayfaya kadar
CaTreva (f) aşağı sürüklemek, içeri
sokmak
CaTreuli (s) sürüklenmiş, sokulmuş
Cai (i) çay ÇCais buCqi (i) çay çalısı
Cais plantacia (i) çay fidanlığı CaiT
gamaspinZlebi (i) çay partisi Cinuri
Cai çin çayı ceilonis Cai seylan çayı
Cais servizi (i) çay takımı Cais
finjani (i) çay fincanı Caixana çay evi
Caidani (i) çaydanlık
Cainiki çaydanlık
Cakereba (f) dikmek, üzerine parça
dikmek
Caketva (f) kilitlemek, sürgülemek,
çengel takmak
Caketili (s) kilitli, sürgülü, çengelli
Cakvdoma (f) ölmek, ölüvermek
Cakvirveba (f) düşünceye dalmak,
tasarlamak (i) düşünceye dalma
Cakvirvebuli (s) düşünceli
Cakvla (f) öldürmek, felce uğratmak
Cakvra (f) 1. göz kırpmak, 2. içten
kucaklamak 3.kafaya vurmak
Cakmenda sesini kesmek, sakinleşmek
Cala (i) sap, saman
Calageba (f) yerleştirmek (i) yerleştirme
Calagebuli (s) yerleştirilmiş,
paketlenmiş, toparlanmış
Calaparakeba (f) dile getirmek,
söylemek
Calewva (f) kır(ıl)mak, ezmek,
parçalamak
Calpoba (f) çürümek, bozulmak
Camavali (s) iniş, yokuş aşağı
Camalva (f) saklamak, gizle(n)mek
Camarxva (f) kazmak, gömmek, saklamak
Camarxuli (s) kazılmış, gömülmüş,
saklanmış
Camateba (f) ilave etmek (i) ek, ilave
CamiCi (i) kuru üzüm
Camlagebeli (s) yerleştirici, toparlayan
CamTqnareba (f) esnemek
Camobma (f) asmak
Camobneleba (f) karanlık basmak, güneş
veya ay tutulması (i) karanlık olma
CamobrZaneba (f) misafir gelmek,
gelmek, inmek, alçalmak (i) geliş
Camodeba (f) yıkmak, yere sermek (i)
yıkma, yere serme
Camogleja (f) sökmek, yolmak,
koparmak, kapmak
Camoglejili (s) sökük, yırtık
Camodgma (f) aşağıya koymak,
yerleştirmek
Camodgoma (f) bir tarafa çekilmek, yol
vermek, varmak
Camodnoba (f) 1. erimek, eriyip bitmek,
zayıflamak 2. eritmek
Camovardna (f) aşağı düşmek (bize
doğru)
Camovla (f) bize doğru gelmek, inmek,
uğramak, ziyarete gelmek
CamoTvla (f) birer birer saymak (i)
sayma
CamoTvlili (s) sayılmış, sayılı
CamoTla (f) yontmak
Camokideba (f) asmak (i) asma, takma
Camomxmari (s) incelmiş, zayıflamış,
kurumuş (bitki)
CamonaWrebi(i) ince şerit gibi kesilmiş
veya yırtılmış parçalar (f) parçalamak
Camongreva (f) yıkmak, tahrip etmek,
perişan etmek, al aşağı etmek
Camongreuli (s) yıkık, harabe
Camorbena (f) koşup inmek
Camorecxva (f) yıka(n)mak
CamorTmeva (f) el sıkmak, el koymak (i)
el koyma, el sıkma
CamorTmeuli (s) el konulmuş
Camorigeba (f) sıralamak, dağıtmak,
yaymak (i) dağıtma, sıralama, yayma
CamorCena (f) geri kalmak, arkadan
gelmek
CamorCenili (s) gecikmiş,geri,geride,
eski kafalı
CamorCeniloba (i) gerilik, geride
kalmak
Camosavali (i) iniş yolu, yokuş aşağı
Camosakidi (i) ağaç çivi, askı, asacak,
mandal
Camosvla (f) inmek, inip gelmek
Camosma (f) indirmek, yere koymak,
yolcu indirmek, karaya çıkarmak (i) iniş,
karaya çıkma
Camosrialeba (f) kayarak inmek (i)
kayma
Camosuli (s) gelmiş, inmiş
Camosxma (f) şişeye koymak, dökmek,
boşaltmak (i) şişeleme
Camotana (f) getirmek, indirmek (eşyayı)
Camotanili (s) getirilmiş, indirilmiş şey
Camotareba (f) hizmet etmek, hizmetkar
olmak, kulluk etmek, ibadet etmek,
emrini tutmak,
taşımak, götürmek, nakletmek
Camofareba (f) örtmek, kapamak,
muhafaza etmek
CamofleTili (s) yırtık, kopuk
Camofrena (f) uçup gelmek
Camofxatva (f) tırmalamak (gözlerini)
Camofxeka (f) kazımak, sıyırmak
CamoqveiTeba (f) geri çağırmak,
feshetmek, rütbesini düşürmek
Camoqceva (f) yıkılmak, düşmek,
parçala(n)mak, viran olmak
CamoReba (f) aşağı almak
Camoyalibeba (f) formül şeklinde ifade
etmek, kesinleştirmek (i) formüle etme,
kesinleştirme
Camoyalibebuli (s)
uzuvlaştırılmış,teşkil edilmiş, tertip
edilmiş, teşkilatlandırılmış
Camoyvana (f) birini getirmek, indirmek
Camoyeneba (f) getirmek, başkasının
yerine geçmek, davet etmek
Camoyra (f) aşağı atmak, aşağı saçmak
CamoSveba (f) aşağı çekmek, inmesine
müsaade etmek (i) aşağı çekme, inmesine
müsade etme
CamoSoreba (f) uzaklaştırmak,
uzaklaşmak, ayrılmak (i) ayrılma,
uzaklaşma
Camocvena (f) dökülmek, dökmek (saç,
yaprak v.s.)
Camocla (f) bir tarafa çekilmek
Camococeba (f) sürünerek, kayarak
inmek
Camocureba (f) kayarak inmek,
kay(dır)mak
Camowera (f) yazmak, bir yerden kopya
etmek, suretini almak, hesabı geçmek
CamoWra (f) kesmek (i) kesme, kesiş
CamoWknoba (f) solmak, rengi atmak (i)
solma, sararma, renk atma
Camoxerxva (f) biçmek (i) biçme
Camoxmoba (f) zayıflamak, kurumak
(bitki), bir deri bir kemik kalmak
CamoxrCoba (f) asmak (daraağacına) (i)
asma
CamoxrCobili (s) asılmış, idam edilmiş
(daraağacında)
Camoxsna (f) çözmek, açmak
Camoxtoma (f) aşağı hoplayıp inmek
Camojdoma (f) binmek, oturmak
Camtvreva (f) yıkmak, kırmak
Camqrali (s) sönmüş, sönük, nesli
tükenmiş
CamCa (i) kepçe
Camwareba (f) dünyadan nefret
et(tir)mek, rahatı ve huzuru bozulmak
Camweri (i) kayıt aygıtı
Camwkriveba (f) yazmak, hazırlamak,
tanzim etmek, tasarlamak
CanarTi (i) ekleme, sokulmuş,
sıkıştırılmış, ilave
Canasaxi (i) cenin, döl, dölük, oğulcak,
bir organizmanın ilk teşekkülü
Canaweri (i) kayıt, vesika, sicil defteri,
arşiv, tasdikli suret,
Cangali (i) 1. sofra çatalı 2. elektrik fişi
Cangi (i) cenk, bir çeşit harp
Cangreva (f) yıkmak, kırmak,
parçalamak
Canergva (f) fideyi dikmek, gömmek,
yerleştirmek (i) fide dikimi
CanTa (i) çanta
CanCali (f) zahmetle yürümek,
yorgunlukla yürümek, (i) zahmetli
yürüyüş
CanCqeri (i) çağlayan, şelale
Cabarva (f) gizlice inmek
Carbena (f) koşarak inmek
Cargva (f) dikmek (bitki)
Careva (f) karışmak, araya girmek (i)
karışma, araya girme
Careqi (i) galonun dörtte biri olan hacim
ölçüsü (1,14 litre)
CarTva (f) akım düğmesini açmak, içine
almak
cartuli sityva (i) parantez, ayraç,
ara cümle
Caricxva (f) kaydetmek, listeye
koymak, içine almak (i) katma, kayıt
Caricxuli (s) içine alınmış, katılmış,
kaydedilmiş, kayıtlı
Cartyma (f) vurmak, çarpmak, darbe
indirmek, yumruk atmak, çakmak
CarCena (f) saplamak, sokmak, çakmak
CarCi (i) vurguncu, simsar, resmmiyeti
suistimal eden
CarCo (i) çerçeve
Carxva (f) bilemek, sivriltmek
Carxi (i) çark taşı, biley taşı
Casafreba (i) pusu, tuzak (f) pusu
kurmak, tuzak kurmak pusuda beklemek
Casacmeli (i) giysi
Casaweri wignaki (i) not defteri
Casaxva (f) gebe kalmak, anlamak,
kavramak, idrak etmek,
Casaxleba (f) yerleşmek, evlere asker
yerleştirmek (i) yerleşme
Casveleba (f) ıslanmak, ıslatmak
Casveneba (f) tabutta beklemek, tabuta
koymak
Casvla (f) inmek (i) güneşin batışı
Caskvnili (s) kütüklerle dolu, kısa,
bodur, tıknaz erkek
Casma (f) 1. sokmak, arasına sıkıştırmak
2. hapsetmek, zindana atmak
Casoba (f) çakmak
Casrialeba (f) kayarak inmek (i) kayma
Casuli (s) inmiş olan, varmış olan
CasunTqva (i) solukla içeri çekme,
tenefüs (f) solukla içeri çekmek, tenefüs
etmek
Casuqebuli (s) besili, şişmanlatılmış,
gübreli
Casxdoma (f) yer almak, yer ayırtmak
Casxma (f) dökmek, akıtmak, boşaltmak,
şişelemek (i) dökme, şişeleme
Catana (f) bir şeyi indirmek
Catareba (f) taşımak, nakletmek,
götürmek, sürdürmek, sürüklemek
Cateva (f) koymak, içermek, içine
almak, sığmak
Catena (f) tıka basadoldurmak, tıkamak
Catexa (f) kırmak, yontmak, çentmek
Catexili (s) kırık, kırılmış
Catydoma (f) kırılmak, parçalanmak
Catyueba (f) cezbetmek, ayartmak
Caurevloba (i) başkasının işine
karışmama siyaseti, mudahale etmeme
Cafena (f) sermek, yaymak
Cafvla (f) gömmek
Cafi (i) ölçü (18 litre)
Cafiqreba (f) düşünmek, düşünceye
dalmak, saygılı olmak (i) düşünme, saygı
Cafiqrebuli (s) düşünceli, saygılı
Caflaveba (f) harap etmek, mahvetmek,
yıkmak, yok etmek, imha etmek
Cafloba (f) saplamak, gömmek,
hançerlemek
Cafluli (s) suya batırılmış
Cafrena (f) uçmak, uçarak inmek
CafurTxeba (f) içine tükürmek
CafuSva (f) harap etmek, mahvetmek,
yıkmak, yok etmek, imha etmek
Caqindvra (f) sarkmak, bükülmek, başı
düşmek
Caqindruli, TavCaqindruli (s)
sarkık, halsiz, dermansız, başı düşük
Caqneva (f) el sallamak, el vermek,
tokalaşmak
Caqolva (f) taş atmak, taşa tutmak,
taşlayarak öldürmek
Caqroba (f) sönmek, söndürmek (i)
sönme, söndürme, sakinleşme
Caqsova (f) örmek
CaquCi (i) çekiç namgali da CaquCi
orak- çekiç
CaRmarTi (i) aşağı yokuş, aşağı meyil
CaRrmaveba (f) derinleş(tir)mek (i)
derinleş(tir)me
CaRrmavebuli (s) derinleştirilmiş, derin
CayviTlebuli (s) sararmış, sarımsı,
sarıya dönmüş
CayvinTva (f) suya dalmak, dalmak,
batmak (i) dalış, batış
Caylapva (f) yutmak
Cayofa (f) daldırmak, sokuşturmak,
sıkıştırmak, içine koymak, yerleştirmek
Cayra (f) 1. birşeyin içine dökmek
(taneli) 2. teemel atmak
Cayuryumelaveba (f) suya dalmak,
dalmak, batmak (i) dalış, batış
CaSveba (f) bir şeyi bir yere indirmek, bir
yere almak, gemiyi suya indirmek
CaSla (f) bozmak, yıkmak, harab etmek
(i) kes(il)me, bozulma, çökme, yıkılma
CaSxamva (f) içine zehir katmak,
zehirlemek, zehir içirmek
CaCumeba (f) sesi kesmek, sessiz olmak
CaCurCuleba (f) fısıldamak, fısıltı ile
konuşmak, fısıldaşmak
Cacema (f) hançerlemek, saplamak
Cacvivna (f) yaprak dökümü, dökülmek
Cacieba (f) 1. sık(ıl)mak,
telaşlan(dır)mak 2. serinle(t)mek(i) 1.
telaş, sıkıntı 2. serinlik
Cacineba (f) gülümsemek
Cacma (f) giymek, giyinmek
Cacmul-daxuruli (s) giyinik
( ayakkabı, giysi)
Cacmuli (s) giyinik (beden, ayak)
Cacoceba (f) sürünerek inmek
Cacureba (f) kayarak inmek
CaZineba (f) uyumak, uykuya dalmak
CaZirva (i) suda boğ(ul)ma, batırma (f)
batırmak, suda boğ(ul)mak
CaZiruli (s) batmış, batırılmış
CaZroma (f) sürünerek inmek
Caweba (f) ban(dır)mak, batırmak,
daldırmak (i) banma, daldırma, dalma
Cawebeba (f) yapıştırmak (i) yapıştırma
Cawera (f) yazmak, kaydetmek (i) yazı,
kayıt
Cawvdoma (f) anlamak, idrak etmek,
kavramak, iş ermek (i) anlama kavrama,
idrak etme,
CawveTeba (f) damlamak
Cawvena dawvena (f) yat(ır)mak
Cawixlva (f) tekmelemek (i) tekmeleme,
tepme, çifte atma
Cawola (f) yatmak
Cawyoba (f) koymak, yerleştirmek,
dizmek, kurmak (i) koyma, yerleştirme,
dizme, kurma
CaWideba (f) tutmak, yakalamak,
zaptetmek, yaklaştırmak
CaWra (i) sınavda başarısız olma, deşme,
oyma, kesme
Caxedva (f) aşağı bakmak
CaxlarTva(f) 1.dolaştırmak, karma
karışık etmek (saç-ip) 2.karışıklık içine
girmek,
karıştırmak (işin)
Caxmaxi (i) tüfek horozu, tabanca horozu
Caxmaxis Seyeneba horozu tetiğe almak
Caxsna (f) bağını çözmek, gevşetmek
Caxtoma (i) aşağıya atlatma, içine atlama
Caxuteba (f) kucakla(ş)mak
CaxSoba (f) sıkmak, kavramak, sıkıca
tutmak, kenetlemek
CaxSobili (s) sıkılmış, kenetlenmiş,
sıkıca kavranmış
Cajdoma (f) oturmak, yerini almak
Ceka (f) kuluçka makinası ile civciv
çık(ar)mak
Ceki (i) çek, poliçe
Cem mier benim tarafımdan çCemTan
bana, benimle
Cemi (s) benim (z) benimki
CemTvis benim için
Cemodani (i) bavul
CemCo (i) meyva kabuğu
Cerqezi (i) çerkez
CerCeti (s) sersem, budala, ahmak,
anlayışsız
Ceqma (i) çizme, bot
CeCa (f) giderken dökmek, saçmak (i)
dökme, saçma
Cexa (f) balta ile vurarak kesmek,
yontmak, çentmek (i) vurma, yontma,
çentme
Cexuri (i) çek dili
Cvari (i) paçavra, silgi bezi, çaput,
lapacı
Cveva (f) alışmak, alışkın olmak (i)
alışkanlık
Cven (zm) biz, bize
Cveni (s) bizim (zm) bizimki
CvenTan (z) bize, bizde
Cveneba (f) göstermek (i) gösteri
CvenebiTi (s) gösterere, gösteri usulü ile
Cveuleba (i) alışkanlık
CvenebiTi nacvalsaxeli işaret zamiri
Cveuli alışmış
Cveulebriv (z) geleneksel, yapıla gelen,
genellikle, alışılmış
Cveulebrivi (s) bayağı, adi, sıradan,
genel
Cvidmeti (sayı) on yedi meCvidmete on
yedinci
Cvili (s) nazik, yumuşak huylu, kibar,
tatlı, ılımlı
Cvili (i) minik, küçücük, ufak bebek
Cia (i) cüce, bodur hayvan veya fidan (s)
bodurca, oldukça kısa
Cibuxi (i) çubuk, uzun ağızlık
Civili (f) şikayet etmek (i) şikayet
momCivani şikayetçi
CiTi (i) pamuklu bez, pamuk (amerikan
bezi)
Cinebulad (s) pekala, mükemmelen
Cinebuli (s) mükemmel, kusursuz,
nefis
CineTi (i) çin
Cineli (i) çinli
Cinuri (i) çince
CiraRdani (i) meşale, asetilen lambası
Cirgvi (i) çalı, çalılık, çalıya benzer şey
Ciri (i) hoşaf, kurutulmuş meyve
Cirqi (i) (tıb) cerahat, irin
Cirqiani (s) cerahatlı, irinli
Cirqis mocxeba (f) leke sürmek, rezil
etmek, damgalamak
Cirqmocxebuli (s) rezil olmuş, leke
sürülmüş, damgalanmış
Citbatona (i) saka kuşu, buna benzer
birkaç sarı kuş
Citi (i) kuş Citis rZe kuş sütü
CifCifi (f) mırıldanmak (i) geveleme,
mırıldanma
Ciyvi (i) (tıb) guatr, guşa
CiCaxvi (i) kursak, hayvan midesi
CiCqna (f) dişleri kurcalamak
Cixi (i) içinden çıkılmaz durum,
kördüğüm
cixirtma (i) et veya balık suyu, et
suyuna çorba
cixrixi pamuk işleme makinası
cliqi (i) toynak, toynaklı hayvan ayağı
Cliqiani, Cliqovani (s) çatal tırnaklı,
şeytanca, toynak ayaklı
Clungi (s) ağır, kafası işlemez, kalın
kafalı, anlayışsız
Cmaxva (f) teklifsizce konuşmak, samimi
konuşmak, gevezelik etmek, sohbet
etmek,
gevezilik etmek
Cmaxi (i) saçma şey, boş laf, önemsiz şey
CogburTi (i) tenis
Conguri (i) gürcü müzik aleti, çonguri
ConCxi (i) iskelet, çatı, kuru kemik, leş,
ceset
CorTi (i) tırıs gitmek, koşmak, hızlı
yürümek (i) tırıs, hızlı gidiş,koşuş
Cofura (s) çiçek bozuğu, çopur
CoCva (f) sürünmek, emeklemek (i)
sürünme, emekleme
CoCori (i) tay, sıpa
Coxa (i) ceket, dış yelek, gürcü ceketi
Cra (f) itmek, dürtmek, sürmek
Crdili (i) gölge saCrdilobeli (s)
gölgelik
Crdiliani (s) gölgeli
Crdilo amerika kuzey amerika
Crdilo-aRmosavleTi kuzey doğu
Crdilo-aRmosavleri kuzey doğu
Crdilo-dasavleTi kuzey batı
Crdilo-dasavleTuri kuzey batı
CrdiloeTi (i) kuzey, şimal
CrdiloeTis polusi kuzey kutbu
CrdiloeTis ciali kuzey kutbu fecri
CrdiloeTSi kuzeyde
Crdiloeli (i) kuzeyli
Crdilo kavkasia (i) kuzey kafkasya
CrCili (i) güve
Cumad (z) gizlice, sessizce
Cumad yofna (f) sessiz olmak
Cumi (s) sessizlik, sessiz
CumCuma (s) uslu, yumuşak başlı, alçak
gönüllü, çekingen
Cum-Cumad (z) sessizlikle, sukütla,
sessizce, gizlice
CurCuli (i) fısıltı, fısıldama (f)
fısıldamak
CurCuliT fısıldayarak
Cuqeba (f) bağışlamak, hediye etmek (i)
bağış, hediye
CuqurTma (i) oyulmuş sanat eseri, oyma
CuqurTmiani (s) oymalı
CuxCuxi (i) çağlama, fokurdama (f)
çağlamak, fokurdamak
Cqara (z) çabuk, hızlı, acele
Cqari (s) süratli, hızlı
Cqmalva (f) saklamak, gizlemek (i)
saklama, gizleme
Cqmeta (i) çimdik (f) çimdiklemek
Cxavili (f) miyavlamak (i) miyavlama
Cxaruni (f) takırdatmak, çatırdatmak,
(silahla) yüksek sesle konuşmak (i)
takırdama
Cxvleta (f) delmek, sokmak,
iğnelemek, kurcalamak
Cxikvi (i) kara bakkal kuşu, ala karga
Cxiri (i) çubuk, değnek, baston
Cxreka (f) eşelemek, araştırmak,
yoklamak, didik etmek (i) eşeleme,
araştırma
Cxriali (f) takırdamak, tıkırdamak (i)
boş laf, takırtı
Cxubi (i) kavga (f) kavga etmek
moCxubari (i) kavgacı saCxubari (i)
kavgalı
c
- c, ic, ca, mec wavikiTxav -de,
bende okuyacağım
- Tqvenca sizde mi isic mova oda
gelecek
- c ki, ara Tu is marto, miWsi
megobrebic ki movidnen kendisinin
dışında oğlanın arkadaşları da
geldiler
ca (i) gök
calTvala (s) tek gözlü
cali (i) tek, teki, sureti
calke, cal-calke (z) tek, tek tek, ayrı
ayrı
calkeuli (s) bireysel, ayrı
calmxriv tek yönden
calmxrivi (s) tek yönlü
calmxrivoba (i) tek yönlülük
calobiT (z) perakende olarak
calfexa, calfexi (s) tek ayaklı, tek
ayak
cal-calke (z) tek tek, ayrı ayrı
camds gökyüzüne kadar
cameti (sayı) on üç mecamete on üçüncü
carieli (s) boş sacariele boşluk
carizmi (i) çarlık
carci (i) tebeşir
cacia (s) solak
cacuni kxelisac (i) okşama (eli)
cacxvi (i) ıhlamur, ıhlamur ağacı
caxcaxi (f) titremek, ürpermek (i)
titreme
cbiereba (i) hile
cbieri (s) hileci, hilekar, yalancı
cda (f) 1.test yapmak, sınav yapmak,
deney yapmak denemek 2. çalışmak,
çabalamak,
3. beklemek (i) 1.test, deney,
sınav 2. çalışma, çabalama 3. bekleme
cdena (f) hedefi vuramamak, kaçırmak
cdena (f) aldatmak, yalan söylemek
ceka, centraluri komuteti (i)
merkezi, komite
cekva (i) raks, dans, raksetme
celva (f) biçmek, tırpanlamak (i)
biçme, tırpanlama
celi (i) tırpan
celqi (s) yaramaz, afacan, oynak,
neşeli, (i) erkek tabiyatlı kız
celqoba (f) yaramazlık yapmak,
oynamak (i) oyun, yaaramazlık, şeytanlık
cema (f) dövmek, vurmak, kamçılamak
(i) dövme, vurma, kamçılama
cema-tyepa (f) hırpalamak, dövmek
cementi (i) çimento
centraluri (i) merkezi
centraluri komiteti (i) merkezi
komite
centraluri sokontrolo komisia
(i) merkezi kontrol komisyonu
centri (i) merkez
cerebze Sedgoma parmak uçları
üzerinde durmak
ceremonialuri marSiT gavla
seramonik marşla geçmek (resmi geçiş)
ceri (i) baş parmak
cercvi (i) bakla
ceti (i) rahatsızlık, sinirlilik,
huzursuzluk
ceceba kxelisac (f) el yardımı ile
yürümek veya aramak, el yordamı
cecebiT (z) el yardımı ile
cecxlgamZle (s) ateşe dayanıklı
cecxlgamZle aguri (i) ateşe dayanıklı
tuğla
cecxlgamCeni (s) yangın çıkarıcı
cecxli (i) od, ateş
cecxliani (s) ateşli
cecxlis mokideba (f) ateşi yakmak,
tutuşturmak
cecxlis paras (i) ocak başında, ateş
etrafında
cecxlis siswrafe (s) ateş hızında,
çok süratli, ateş gibi
cecxlis wakideba (f) ateş almak (i)
ateş alma, telaş
cecxlmsroli iaraRi (i) ateşli silahlar
cecxlmtyorcni alevli, alev saçan
cecxlmqrobi (i) ateş söndürücü
cecxlmqrobi razmi (i) itfaiye teşkilatı
cecxlfareSi (i) itfaiye neferi, itfaiyeci
cecxlwamkidebeli (s) ateş yakan,
ateşçi, kundakçı, yangın çıkaran
cexva (f) harman dövmek (i)
harmanlama
cva, dacva (f) beklemek, korumak,
muhafaza etmek
cvaleba (f) değiştirmek, tahvil etmek,
aktarma yapmak
cvalebadi (s) değişir, değişken,
kararsız, sebatsız, şıp sevdi
cvalebadoba (i) değişebilirlik
cvari (i) çiy, şebnem
cveTa (f) eskimek, eskitmek, yıpratmak
(i) yıpratma (elbise)
cvena (f) dök(ül)mek (yaprak, saç, v.s.)
(i) dök(ül)me
cvili (i) mum, balmumu
cvilovani (s) mum gibi, mumdan
yapılmış
cvla, gamocvla (f) değişmek,
değiştirmek
cvlileba (i) değişim, değişiklik, tadilat
cvriani (s) özlü, canlı, sulu (meyva)
cdomili (s) haatalı, yanlış
cduneba (i) günaha teşvik etme, baştan
çık(ar)ma (f) günaha teşvik etmek, baştan
çıkarmak, iğfal etmek
ciali (f) ışık saçmak (i) parlaklık, ışık
demeti
cibruti (i) burgu, matkap
ciga (i) yük taşımaya mahsus büyük
kızak
cida (i) karış, açıklık, inç, mesafe
cieba (f) çok üşümek (i) ateş, humma
ciebiani (s) ateşli, hararetli
cieb-cxeleba (i) ateş, humma, sıtma
civa soğuk var
civi (s) soğuk civi iaraRi yalancı
tabanca
civilizacia (i) medeniyet, uygarlık
cikli (i) devir, devre, yuvarlak şey,
daire
cikloni (i) kasırga, hortum, siklon
ciklonuri (s) kasırga şeklinde, hortum
biçiminde
cikluri (s) devirli, devirsel, yuvarlak
dairesel
cila (i) albümin, yumurtanın beyazı
cilindri (i) silindir şapka, silindir
cilis dawameba (i) sözle iftira (f) iftira
etmek
cilismwamebeli (i) iftira eden kimse,
iftiracı, müfteri
cilismwamebluri (s) iftira kabilinden,
iftira şeklinde
ciliswameba (i) sözle iftira (f) iftira
etmek
cilovani (s) albüminli, yumurta aklı
cimbiri (i) sibirya cimbirisa,
cimbireli (s) sibiryalı
cimcimi (f) donuk ışık yaymak,
parıldamak, parlamak (i) parıldama,
parlama,
parıltı, titrek ışık
cingli (i) yalancıktan, numaradan
ağlama
cinikuri (s) alaycı, mühtehzi, hor
gören, kötü gözle bakan
cirki (i) sirk
cirkuliari (s) daireye ait, daire
şeklinde, dairesel (i) yuvarlak
cisartyela (i) gökkuşağı
ciskari (i) şafak vakti
cisterna (i) sarnıç, mahsen, su deposu
cisferi (s) gök rengi açık mavi, havai
mavi
citata (i) bir eserden bir diğerine
aktarma, iktibas
citrusebi (i) turunçgiller
ciuri (s) göğe ait, semavi, kutsal, ilahi,
göksel
cifri (i) şifre, rakam, şekil
ciyvi (i) sincap
cicinaTela (i) ateş böceği
cicunia (i) kedi yavrusu, pisi
cicxvi ağaç, kepçe
cixe (i) hapisane, zindan, kale miuvali
cixe zapt olunmaz kale, varılmaz kale
cixis galavani (i) kale duvarı
cixe-darbazi (i) kale, şato, hisar
cixesimagre (i) kale, hisar, kermen,
gözetleme kulesi, mustahkem yer
cmacuni (f) kımıldatmak, oynatmak,
haraket ettirmek (dudakla)
cneba (i) fikir, görüş, san, zan
cnoba (f) tanımak (i) bilgi, haber, mesaj,
ruhsat, belge
cnobaTa biuro soruşturma bürosu
cnobari (i) referans, corafya lügatı, cep
rehberi, bonservis
cnobebi (i) malumat, bilgi, haber, mesaj
cnobiereba (i) vicdan, anlam, mana, his,
duygu, anlayış
cnobili (s) malum bilinmiş, tanınmış,
ünlü
cnobismoyvare (s) meraklı
cnobismoyvareoba (i) merak
cidva (i) günah
codvili (s) günahlı, günahkar
ucodvili günahsız
codna (i) bilgi, bilme (f) bilmek
mcodne bilgili, bilen ucodinari bilgisiz,
cahil
coli (i) karı, eş, zevce colis gaSveba
(f) boşanmak
colis SerTva (f) evlenmek (kızla)
coliani (s) evli erkek
colisZma (i) kayınço
colqmroba (i) karı kocalık, evlilik
col-Svili (i) çoluk çocuk, aile
comi (i) hamur
cota (z) az biraz
cotaodeni biraz
cota ram az şey, birkaç şey
cot-cota (i) azar azar
cot-cota, cot-cotati, sotcotaobit (z) azar azar, derece derece,
aşamalı
cofi, cofianoba (s) öfke, hiddet,
delilik, çılgınlık, kudurma
cofiani (s) öfkeli, hiddetli, deli, çılgın,
kuduruk
cocva (i) sürünmek (i) sürünme
cocxali (i) diri, canlı, sağ, tez canlı
cocxali Zala insan gücü
cocxal-mkvdari (s) yarı ölü
cocxi (i) süpürge
cocxlad (z) canlı olarak, parlak
coxna (f) çiğnemek, geviş getirmek (i)
çiğneme, geviş getirme
cra (f) elemek (i) elenme
cremli (i) gözyaşı, yaş
cremliani (s) yaşlı, ağlamaklı, gözü
yaşlı
cru (s) sahte, yapmacık, taklit, yalan (i)
yalancı sahtekar
cruklasikuri (s) sözde klasik, taklit
crumokavSireebi (i) yarı müttefik
crumorwmune (s) batıl itikatlı, boş
şeylere inanan
crumorwmuneoba (i) batıl itikat, hurafe,
boş inanç
crumosaxele (i) hakkı olmadan birşey
isteyen kimse, sahtekar
crumowme (i) yalancı şahit
crupentela (i) yalancı, sahtekar
crurwmena (i) ön yargı, peşin hüküm,
tarafgirlik
cudad (z) kötü, kötü olarak
cudi (s) fena, kötü
culi (i) balta culis tari (i) balta
sapı
curva (f) yüzmek (i) yüzme
curi (i) inek memesi
cuRluti (i) boş gezen kımse, haylaz
cuRlutoba (s) işşiz, aylak (f) boş
gezmek
cqera (s) bakmak
cqvitad (z) çabucak, süratle, hızla, tez
elden, derhal
cqviti (s) çabuk, pratik, süratli
cqrialeba şarıldama
cxadad (i) aşikar, alenen
cxaddeba (f) 1.ortaya çık(ar)mak,
görünemek 2. bildirmek, ilan etmek
cxadi (s) belli, zahir, aşikar, açık
cxadliv (z) hakikat, gerçeklik
cxadyofa (f) kanıtlamak, ispat etmek,
doğruluğunu tesbit etmek
cxare (s) acı, keskin, şiddetli (göz yaşı,
içecek)
cxeba (i) yağla(n)ma (f) yağlamak
(merasim için yağlayarak takdir)
cxedari (i) beden, vücut, ceset, gövde
cxela sıcak var
cxeli (s) sıcak
cxeni (i) at cxenis Zala beygir gücü
cxeniT at ile, atlı
cxenosnebi (i) atlılar, biniciler
cxenosani (i) atlı, binici, suvari
cxenosani jari (i) atlı ordusu
cxenosnoba (i) binicilik
cxvari (i) koyun
cxvira (s) iri burun, kocaman burunlu
cxvir aweuli burnu havada
cxviri (i) burun
cxviris dacemineba (i) aksırık, aksırma
(f) aksırmak
cxvirismieri (s) buruna ait, genizden
veya burundan gelen
cxviria bgera burun sesi
cxvirpirdaSvebuli (s) somurtkan,
asık suratlı, küskün, huysuz
cxvirsaxoci (i) mendil
cxvir-xaxa (i) ağız-burun
cxvris xorci (i) koyun eti
cximi (i) yenmiyecek her türlü yağ
cximiani, cximeuli (s) yağlı, şişman
(motor yada et yağı)
cxoba (f) pişirmek (i) pişirme
cxoveli (i) hayvan
cxovelmoqmedeba (i) faaliyet, fiil, amel,
kuvvet, etki
cxoveluri (s) hayvanca, canavarca
cxovreba (i) hayat, yaşayış (f) yaşamak
cxovrebis aRwera (i) hayat hikayesi,
biyografi, özel yaşam öyküsü
cxoneba (i) kurtuluş, selamet
cxonebuli (s) mübarek, hayır dualı,
takdirli, mesut, bahtiyar
cxra (say) dokuz
cxraasi (say) dokuz yüz
cxrameti(say) on dokuz
cxrili (i) ( tren v.s.) tarife tablosu,
(mektup v.s.) ders proğramı
cxuneba (f) ısıtmak, kızdırmak, ısınmak
(i) ısıtma, ısınma, kızdırma
Z
Zabva (i) germe, gerilme, gerilim
Zabri (i) huni
Zageba (f) kınamak, ayıplamak (i)
kınama, ayıplama
ZagZagi (f) titremek (i) titreme, titreyiş
Zala (i) güç, kuvvet, zor, şiddet
Zaladoba (i) güçlülük, kuvvetlilik, zor,
şiddet
ZaladobiT (z) güçle, kuvvetle, zorla,
şiddetle
Zalauneburad (z) ister istemez, zoraki
Zalaufleba (i) güç, kudret, kuvvet
Zaldataneba (f) bozmak, ihlal etmek,
baskı yapmak, güç kullanmak (i) güç,
zor, şiddet,
ihlal, tecavüz
ZaldatanebiT (z) baskıyla, zorla, şiddet
kullanarak
ZaldatanebiTi (s) şiddetli, sert,
zorlamalı
Zalian, Zalze (z) pek, çok
Zalmomreoba (i) şiddet, sertlik
ZalmomreobiT (z) şiddetle, zorla
ZalmomreobiTi (s) şiddetli, sert, zorlu
Zal-Rone (i) güç, kuvvet
Zamia, Zamiko (i) erkek kardeş
ZarRvi (i) damar, sinir damarı
ZarRviani (s) damarlı
ZarRvmagari (s) güçlü, kuvvetli, sağlam,
sert
Zarcva (i) soygun, soyma, hırsızlık,
yağma (f) soymak, yağmalamak
Zarcva-gleja (i) soygun, yağmalama
Zafi (i) iplik
ZaRli (i) it, köpek
ZaRlurad mokvda (s) köpek gibi öldü
ZaRlyurZena (i) it üzümü, beyaz
çiçekleri ve siyah, zehirli meyveleri olan,
kimi ilaçların
yapımında kullanılan bitki
Zaxili (i) çağırma,bağırma, çağrı (f)
çağırmak, bağırmak
Zaxilis niSani (i) ünlem işareti
Zgera (i) yürek çarpıntısı, nabız
Zgereba (f) hücum etmek, saldırmak,
fırlamak, hamle yapmak
Ze (i) oğul, erkek evlat (soyadında
kullanılır)
Zebna (i) arama (f) aramak, araştırmak
Zegli (i) anıt, abide
Zeli (i) tahta
Zera (i) çaylak
Zerwva (i) model, örnek, modelcilik,
şekilcilik (f) modelini yapmak, modellik
etmek
Zewkvi (i) zincir (saatin)
Zexvi (i) sucuk, sosis, salam
Zvali (i) kemik
Zval-rbilSi gamjdari (s) kökleşmiş
Zvelad (z) eskiden
Zveleburi (s) eskiden olduğu gibi, eski,
kadim
Zveli (s) eski
ZvelisZveli (s) çok eski,
hatırlanmayacak kadar eski
Zvirad (z) 1.pahallıca, kıymetli 2. az
bulunur, nadir
Zviri (s) 1.pahalı, kıymetli 2.az bulunur,
nadir
Zviroba (i) pahallılık, kıymetlilik
Zvirfaseuloba (i) kuyumculuk,
mücevherat, değerli şeyler
Zvirfasi (s) değerli, sevgili Cemo
Zvirpaso sevgilim, kıymetlim
Zvirfasi qva (i) değerli taş
Zvliani, Zvlisa (s) kemikli, kemikleri
görünen, zayıf, kılçıklı
Zvra (f) yerinden çıkma miwis Zvra (i)
deprem, zelzele
Zia (i) amca, dayı
Zieba (f) aramak, araştırmak (i)
araştırma, soruşturma
Zili (i) uyku, uyuklama
Ziras (s) altında, yaya
Zireuli (s) kökten, radikal, köksel,
esasi, temel, kaynak
Ziri (i) 1.dip, alt, temel 2. kök, kökten
3. defter koçanı 4. taban, pençe
(ayakkabı)
ZiriTadi (s) asli, temel, ana, başlıca, en
önemli
Ziris gamoTxra (f) tabanını eşmek,
altını eşmek, temelini çürütmek
Zirkvi (i) kütük
Zirmagara (i) sirpençe çıbanı
Zirs (z) aşağı, aşağı doğru
Zirs daSveba (f) yere sermek, yere
vurmak, inmek (uçak için)
Zirtkbila (i) meyan kökü
Zirfesvianad amogdeba (f) kökünden
sökmek (i) kökünden sökme
ZiZa (i) dadı, süt nine
Zleva (f) vermek
Zlevamosilad (s) zafer kazanmış bir
tavırla, gururla
Zlevamosili (s) zafer kazanmış, galip,
gururlu
Zlier (s) çok, pek, gayet fazla
Zliereba (i) kudret, güç
Zlieri (s) güçlü, kuvvetli
Zlivs (z) güçlükle, zorlukla
ZlivZlivobiT (z) ancak, hemen
hemen, olsa olsa, henüz, güçlükle
Zma (i) kardeş, birader
Zmadi (i) sağdıç
Zmadnafici (i) enişte, bacanak
Zmarva (f) yüzünü ekşitmek
Zmari (i) sirke
Zmis mkvleli (i) kardeş katili
Zmiswuli (i) yeğen
Zmis Svili yeğen
Zmoba (i) kardeşlik, kardeş olma hali
Zmurad (z) kardeşçe
Zmuri (s) kardeşçe
Zna (i) demet, deste
Znelad (z) 1.zorlukla, güçlükle 2.
seyrek, nadir olarak
Zneli (s) güç, çetin, zor
Zova (f) otlamak
Zoveba (f) otlatmak, çobanlık yapmak
ZonZi, ZonZebi (i) paçavralar, eski
kumaşlar
Zravi (i) motor hareket ettirici güç
Zraxva (f) ayıplamak, kınamak (i)
kabahat, ayıplama, kınama
Zroba (i) çekme, çıkarma, seyirme (f)
çekmek, çıkarmak, seyirmek
Zroma (f) sürünmek, sürünerek
ilerlemek, sessizce sokulmak
Zroxa (i) inek
Zroxis sorci (i) sığır eti
Zrwola (f) tirtir titremek (i) titreyiş,
titreme
Zu (i) dişi (kadın)
Zua (i) at kılı
Zu daTvi (i) dişi ayı
ZunZuli (s) hantalca, koşu
Zunwad (s) hasisce, pintice
Zunwi (s) cimri, pinti, hasis
Zunwoba (f) kısmak, azaltmak, daraltmak
ZuZu (i) meme
ZuZus Tavi meme başı
ZuZumwovari (s) 1.meme emen, henüz
emme çağında 2.memeli hayvan
ZuZus woveba (f) meme em(zir)mek
ZRveni (i) armağan, hediye
ZRvna (f) hediye vermek, armağan etmek
ZRola (f) kılavuzluk etmek, götürmek,
rehberlik etmek
ZRoma (f) gidermek, tatmin etmek,
doy(ur)mak (i) doy(ur)ma, doygunluk
w
wabaaseba (f) sohbet etmek (azıcık)
wabarbaceba (f) sendeleyerek yürümek
wabaZva (f) taklit etmek (i) taklit
waberva (f) üflemek (biraz)
wabilwva (f) saygısızlık etmek
(mukaddes bir şeye), küfür
wabli (i) kestane
wablisferi (s) fındık rengi, vişne
çürüğü rengi
waborZikeba (f) tökezlemek, sürçmek
wabrZaneba (f) askeri yürüyüş
wagdeba (f) kapı dışarı etmek, sokağa
atmak, dışarı atmak
wageba (f) kaybetmek (i) kaybediş(oyun
v.s.)
wagebuli (s) kayıp, kaybedilmiş zarar
wagrZeleba (f) uzatmak
wadgoma, wardgoma (f) ortaya çıkmak,
görünmek
wadili (f) istemek, arzu etmek,
dilemek, temenni etmek (i) arzu, istek,
temenni, dilek
wavi (i) vizon kürkü
wavleba (f) ele geçirmek, el koymak
wazneqa (f) eğmek, bükmek, eğilmek,
bükülmek, kıvrılmak
waTvlema (f) uyuklamak, kestirmek
waTla (f) yontmak
waTreva (f) sürütmek
wakereba (f) üzerine dikmek
wakvra (f) dirsekle dürtmek, itmek,
dürtmek
wakideba (f) ateşlemek, tutuşturmak (i)
kavga, atışma, çekişme, bozuşma
wakiTxva (f) okumak
wakiTxuli (s) okunmuş
wakuzva (f) sarkmak, kendini
koyuvermek kambur gibi yürümek
waldi (i) küçük balta
walekva (f) su basmak, istila etmek (i)
su baskını, sel, tufan
walekili (s) su basmış, su baskını
walkoti (i) bahçe, meyva bahçesi
waluRludeba (f) mırıldanmak,
söylenmek, homurdanmak, pepelemek
wamali (i) ilaç
wamateba (f) ilave etmek, katmak,
eklemek (i) katma, ilave, zam
wambaZveli (s) taklitçi
wambaZveloba (i) taklit etme, taklitçilik
wamgleji (i) gaspedici, rüşvet alan,
rüşvet veren
wamdauwum (z) her dakika, her an
wameba (f) 1. eziyet etmek, işkence etmek
2. inanmak
wamebuli (i) şehit (s) devamlı acı çeken,
acılı
wami (i) saniye, an
wamkiTxveli (i) okuyucu
wamlva, mowamlva(f) zehirlemek
wamloba (f) bakmak, tedavi etmek (i)
bakım, tedavi
wamodgoma (f) ayağa kalkmak
wamodeba (f) yakalamak, tutmak
wamovardna (f) sıçrayarak ayağa
kalkmak (i) sıçrama
wamozrda (f) büyümek, yetişmek,
yetiştirmek
wamoTreva (f) sürüyüp getirmek,
taşımak
wamonTxeva (i) kusma
wamoroSva (f) gevezelik etmek, sohbet
etmek
wamosasxami (i) kolsuz manto, pelerin,
üzerine alınacak giysi
wamosvla (f) gelmek
wamosxma (f) arkasına alıvermek,
omuzlarına atmak,örtünmek
wamoqceva (f) devirmek, bozmak (i)
devrilme, devirme, bozma
wamoReba (f) taşımak, nakletmek,
getirmek
wamoyeneba (f) ilerletmek, terfi
ettirmek,geliştirmek, ayağa kalkmak
wamoyvana (f) birini getirmek, birine
rehberlik etmek
wamoyvireba (f) bağırmak, yırtınmak
wamoyola (f) birisi ile beraber gitmek
wamoyofa (f) çıkarmak
wamocdena (f) gizli bir şeyi ağzında
kaçırmak, sır vermek
wamocma (f) giyinmek, üstüne almak,
giyivermek (çabuk)
wamoZaxeba (f) çağırmak, bağırarak
çağırmak (i) bağırma, bağırtı
wamoZaxili (i) çağırma, bağrırma
wamoweva (f) kaldırmak, diklemek,
arkadan yetişmek, terfi et(tir)mek
wamowola (f) yatırmak (kısa bir süre
için)
wamowyeba (f) girişmek (i) teşebbüs
wamoWra (f) problemden, dertten
sıyrılmak
wamoxtoma (f) sıçrayıp çıkmak (i) sıçraa
wamoxurva (f) ört(ün)mek
wamsve, imwamsve tam o anda
wamqezebeli (i) kışkırtıcı
wamyvani (i) birini götüren, rehber
kılavuz (s) kılavuzluk, rehberlik
wamZRvareba (f) tanınma veya açıklama
yoluyla önceden belirtmek
wamZRvarebuli (s) tanınan, belirtilen
wamwami (i) kirpik
wamxdari (s) bozulmuş, mahvolmuş
wanamZRvari (i) tanıma veya açıklama
yoluyla önceden belirten
wanwali (f) sendelemek (i) sendeleme
warbi (i) kaş warbis Sekvra (f)
kaşlarını çatmak
warbSekruli (s) kaşları sarkık, kalın
kaşlı, çatık kaşlı
wargzavna (f) göndermek, yollamak
wargzavnili (s) gönderilmiş
wardgena (f) takdim etmek, sunmak (i)
başlangıç, takdim, sunu
wardgenili (s) takdim edilmiş,
sunulmuş
warTmeva (f) elinden almak, mahrum
etmek (i) alma, mahrum etme
warTmeuli (s) elinden alınmış, mahrum
edilmiş
warmavali (s) geçici, süreksiz, fani,
çabuk geçen
warmarTi (s) putperest, dinsiz, kafir
warmarToba (i) putperestlik, dinsizlik,
kafirlik
warmarTuli (s) putperest, dinsiz, kafir
warmateba (i) başarı, muvaffakiyet (f)
başarmak
warmatebiani (s) başarılı
warmetebis miRweva (f) başarmak
warmatebiT (z) başarıyla
warmatebiTi (s) başarılı
warmodgena (f) temsil etmek, tasavvur
etmek (i) temsil,tasavvur
warmoeba (f) 1. üretmek, imal etmek 2.
oluşturmak, türetmek, çıkarmak (i)
mahsul,
oluşturma, kurma, çıkarma
warmoebuli (s) türemiş,çıkarılan, türev
(gr) 2. üretilmiş, üretilen, çıkarılan,
oluşturulan
warmoTqma (f) söz söylemek, şerefe
kadeh kaldırıken konuşmak
warmomadgeneli (i) temsilci, firma
temsilcisi, vekil, milletvekili, örnek,
model
warmomadgenloba (i) temsil, gösteri,
vekalet, tasvir, temsilcilik
warmosadegi (s) azametli, heybetli
warmosaxva, warmodgena (f) tasavvur
etmek, hayal etmek, farzetmek, sanmak
(i) hayal
etme, farzetme, tasavvur
warmoudgeneli (s) düşünülemez, akla
sığmaz, tasavvur olunamaz, hayret
verici
warmoSoba (f) üretmek, hasıl etmek,
doğurmak (i) nesil, döl, üretim, meydana
getirme
warmtaci (s) çekici, cezbedici,
büyüleyici
warsuli (s) geçmiş, mazi warsuli
dro geçmiş zaman
warRvna (i) tufan, su basması, sel
waryvnili (s) tahrip edilmiş, bozuk,
baştan çıkarılmış, dininden döndürülmüş
warCineba (i) ayırtetme, fark gözetme,
ayırım, fark, üstülük
warCinebiTi (z) mükemmel, harik
warCinebuli (s) kusursuz, eksiksiz,
mükemmel, tam
warwera (i) yazma, kaydetme, kayıt,
kitabe, yazıt (f) kaydetmek, yazmak
warwerili (s) yazılmış, kayıtlı
wasasmeli (i) sürülecek şey, merhem
wasafarebeli (i) örtülecek şey, örtü,
siper, sığınak
wasvla (i) kalkış (f) gitmek, ayrılmak,
kalkmak
wasisianeba (f) (köpeği) birinin üstüne
saldırtmak
waskdoma (f) fışkırmak
wasma (f) sürmek (sıvıyı), yağlamak (i)
yağlama
waugebeli (i) kaybetme olmayan şans
oyunu
watyueba (f) kandırmak,
ayartmak,cezbetmek
waforxileba (f) tökezlemek, sürçmek
waqezeba (f) teşvik etmek, tahrik etmek,
kışkırtmak (i) teşvik, tahrik, kışkırtma
waqceva (f) düşmek, devrilmek
waReba (f) (bir şey) götürmek,
kaldırmak, çıkarmak
waRebi (i) otel hademesi, ayakkabı
temizleyici
waRebuli (s) götürülmüş, kaldırılmış,
çıkarılmış
waRma (i) doğru(ters değil) karşı yön
waRma-ukuRma (z) ters yüz, baş aşağı, alt
üst
wayvana (f) (canlılar için) götürmek,
tutuklamak
wayvanili (s) (canlılar için) götürülmüş,
tutuklanmış, tutuklu
wayola (f) (canlının) yanında gitmek,
peşinden gitmek, evlenmek (kız için)
wayrueba (f) sessiz durmak, sessiz
kalmak
waSla (f) ovmak, silmek (i) ovma, silme
waSlili (s) ovulmuş, silinmiş
waCxubeba (f) kavga etmek, çekişmek,
bozuşmak, atışmak, ağız dalaşı yapmak
waCurCuleba (f) fısıldaşmak
wacxeba (f) değmek (boya vb), yağlamak
(i) yağlama, bulaştırma
waZineba, waTvlema (f) uyuklamak
waweva (f) çıkarmak,kaldırmak,
uzaklaştırmak
warwera (f) yazmak, kaydetmek, (i)
yazma, kaydetme, kitabe, kayıt, yazıt
wawvetianeba (f) bilemek,
keskinleştirmek, sivriltmek
wawvetianebuli (s) keskin, sivri,
bilenmiş
wawyveta, waWra (f) koparmak, baş
kesmek
waxaliseba (f) cesaret vermek, teşvik
etmek, özendirmek, yardım etmek (i)
cesaret verme,
teşvik, özendirme
waxalisebuli (s) cesaret verilmiş,
teşvik edilmiş, özendirilmiş
waxdena (f) berbat etmek, boz(ul)mak,
yıkmak, harap etmek, mahvetmek
waxdoma (f) çirkinleşmek,
biçimsizleşmek
webva (f) yapıştırmak (i) yapış(tır)ma
webo (i) yapıştırıcı
webovani (s) yapışkan
weva (f) içmek (sigara vb), çekmek,
sürüklemek
wevri (i) üye, aza sazogadoebis
wevri cemiyet üyesi
wevroba (i) üyelik, azalık
welTaRricxva (i) kronoloji, zamanın
devirlere ayrılması, hadiseleri tarih
sırasına göre
veren cetvel
weli (i) 1.bel 2. yıl, sene
welis tkivili (i) bel ağrısı, lumbado
weliwadi (i) sene, yıl weliwadis
dro (i) mevsim nakiani weliwadi
(i) artık yıl am weliwadSi bu yıl
wels bu yıl
wera (f) yazmak (i) yazma, yazım
jvaris wera (f) nikahla(n)mak (i)
düğün merasimi pirjvris wera haç
çıkarmak
wera (i) kader, yazgı
wera-kiTxva (i) okuma-yazma
wera-kiTxvis mcodne, wignieri (s)
okuryazar
wera-kiTxvis mcodneoba, wigniereba
(i) okur yazarlık
wera-kiTxvis ucodinaroba,
uwignuroba (s) okur yazar olmamak
wera-kiTxvis codna (i) okuma yazma
bilme
weraqvi (i) külünk
werili (i) mektup, yazı
werilobiT (z) yazışarak
werilobiTi (s) yazıyla
wero (i) turna
wertili (i) 1.nokta (gr), durma süresi
2. nokta, derece duRilil wertili
kaynama noktası gayinvis
wertili donma derecesi sayrdnobi
wertili
destek miktarı dnobis wertili
erime noktası Sexebis wertili ilişki
derecesi
wertil-mZime (i) noktalı virgül
werweta (s) incecik, narin, dal gibi
wesdeba (i) düzenleme, kural, kaide,
kanun, nizam, tüzük, talimatname
wesi (i) kaide, adet, kural, anane, metod,
düzen, nizam, dizin anbanuri wesi
alfabetik
dizin sabrZolo wesi savaş
düzeni
wesierad (z) düzenli olarak, doğru,
geleneksel
wesieri (i) düzenli, doğru, geleneksel
wesiereba (i) düzenlilik, doğruluk,
geleneğe uygunluk
wesrigi (i) düzen, intizam, tertip dRis
wesrigi (i) gündem
wesrigis aRdgena(f) düzen almak
wesrigis darRveva (i) düzen bozmak
wesrigisaken
düzen al!
wes-Cveuleba (i) tören, merasim, ain
weswyobileba (i) düzen, intizam, tertip,
rejim
wewva (f) karıştırmak, düzgünlüğünü
bozmak (saçı)
wva (f) 1.yanmak, yakmak 2.kızartmak,
kavurmak (i) 1. yanma, yanma
2.kızartma
3. kalbine ateş düşmesi
wvaleba (f) uğraşmak, didinmek, cefa,
eziyet görmek, işkence etmek (i) cefa,
eziyet,
işkence, uğraşı
wveva (f) çağırmak, davet etmek
wveTa (f) damlamak (i) damlama
wveTi (i) damla
wvela (f) sağmak (i) sağma, sağım
wveni (i) saf meyva suyu, çorba gibi
türlerin sulu kısmı
wvera (i) bir tür sakallı su balığı
wveri (i) 1.sakal 2.uç,dağın tepesi, zirve,
doruk
wveriani (s) sakallı
wvero (i) zirve, doruk
wver-ulvaSi (i) sakal, bıyık
wveti (i) zirve, uç
wvetiani (s) zirveli, uçlu, burunlu
wveuleba (i) akşam yemeği ziyafeti,
yemek ziyafeti
wvivi (i) incik
wvivsakravi (i) jartiyer, çorap bağı, diz
bağı, çorap askısı
wvilad tam anlamıyla
wvili detay ayrıntı
wvima (i) yağmur wvims, wvima modis
yağmur yağıyor didi wvimaa bardaktan
boşanırcassına yağmur yağıyor
xelovnuri wvima suni yağmurlama
wvimis wyali
yağmur suyu wvimisa yağmurlu
wvimiani (s) yağmurlu, sağnak yağışlı
wvintli (i) burun akması
wvintliani (s) burnu akan
wvlili (i) çok ufak şey, zerre
wvna (f) (saç vs.) örmek (i) saç örgüsü,
örgü
wvniani (s) sulu, katı olmayan
wvrTna (f) alıştırma yapmak, antreman
yapmak (i) alıştırma, antreman,
uygulama
wvrilad (s) küçücük, ufacık, iyice,
tamamen wvrili meurne ufak çiftlik,
işletme
wvrilburJuazia (i) küçük burcuva
wvrili (s) ince, ufak, küçükö küçüçük,
minik wvrili fuli bozuk para
wvrilmani (i) küçücük, önemsiz
wvrilmviliani (i) büyük bir aileye
mensup
wiaRi (i) göğüs, bağır, rahim
dedamiwis wiali hayat yolunda
bunebis wisRSi
açık havada
wignaki (i) kitapcık, broşür ubis
wignaki not defteri
wigni (i) kitap wignis maRazia (i)
kırtasiye, kitapçı wignis garda kitap
dolabı
wigniereba (i) okuma, yazma kabiliyeti,
okur yazarlık
wignieri (s) okur yazar, okumuş
wignsacavi (i) kütüphane
wida (i) cüruf, mucur
wivili (f) çığlık atmak, bağırmak,
feryat etmek (i) çığlık, feryat
wivil-kivili (i) çığlık, feryat
wiTela (i) kızamık
wiTelarmieli kızıl ordu mensubu
wiTelgvardieli kızıl muhafız
wiTeldroSovani kızıl bayraklı
wiTeli (s) kırmızı, kızıl wiTeli zRva
kızıl deniz
wiTeli armia kızıl ordu wiTeli
ploti donanma
wiTeli jvari haç wiTeli droSa
kızıl bayrak
wiTeli gvardia kızıl muhafız
wiTelkaniani (s) kızıl derili
wiTldeba (f) kızılaşmak, kızarmak,
utanmak
wiTelloyeba (s) kırmızı yanaklı, al
yanaklı
wiladi (i) küçük parça, bölüm, kesim,
kesir
wili (i) hisse, pay, parça
wilisyra(f) kura çekmek (i) tasnif etme
win (z) ileri, ön, ileriye, ilerleyen
wina önceki, önde gelen, evvelki
winaaRmdeg (z) -e bakmayarak, -e karşın,
-e rağmen (edat) karşıt, zıt, kaaarşı
winaaRmdegi karşıt, zıt
winaaRmdegobis gaweva (f) karşı koymak
muhalefet etmek (i) karşıtlık muhalefet
karşı koyma
winaTgrZnoba (i) önsezi
winadadeba (i) 1. cümle, cümlacik 2.
teklif 3. sorun, hüküm martivi
winadadeba
basit cümle rTuli winadadeba
bileşik cümle mTavari winadadeba ana
cümle
demokidebuli winadadeba
bağımlı cümle
winadadebis micema (f) teklif etmek (i)
teklif
wina dRe (i) önceki gün
winadRes (z) önceki gün axali wlis
wina dRes yeni yıl arifesi
winaT (z) önceden, bir zamanlar, daha
önce
winaistoriuli (s) tarih öncesi
winakapitalisturi (s) ilk kapital devri
winamavali (s) önceki, evvel,
mukaddem, önde giden, yukaridaki
winamorbedi (i) müjdeci, haberci, öncü
winamZRvari (i) amir, üst, reis, kıdemli
winamZRoli (i) rehber, kılavuz, önder,
lider, komutan
winamZRoloba (f) yol göstermek,
rehberlik etmek, götürmek, idare etmek,
çekmek,
başlatmak, komuta etmek (i)
liderlik, yöneticilik
winandeburad (z) evvelki gibi, önceki
gibi, eskisi gibi
winandeli (s) önceki, daha önceki, eski
winapari (i) ata, köken, cet, dede
winaprebi (i) atalar, soy
wina piri (i) önyüz, çehre, sima, ön
taraf
wina piroba (i) sebep, neden, illet, delil,
tanıt, akıl, fikir
winarevoluciuri (s) devrim öncesi,
devrimden önceki
winarewarsuli namyo;
winarewarsuli miş'li geçmiş zamanın
hikayesi
winasaarCevno (s) ön seçim
winasaarCevno kreba ön seçim toplantısı
winasadResaswaulo bayram veya tatil
öncesi
winasityvaoba (i) önsöz
winaswar (i) mukaddeme kabilinden,
başlangıç suretinde ilk olarak, öncelikle
winaswarTqma (f) önceden haber
vermek, kehanet etmek (i) kehanet,
önceden bildirme
winaswar Setyobineba önceden haber
vermek, önceden bildirmek
winaswarganzraxuli (s) kasden,
teammüden, tasarlanmış
winaswari (i) hazırlayıcı, başlangıç
suretinde, ilk, ön
winaswarmetyveli (i) peygamber, nebi,
kahin
winaswarmetyveleba (i) kehanet,
keramet, ilham, peygamberlik
winaswarmetyveluri (s) kahineye ait,
kehanet veya fala ait, vahiyle gelen
winaRoba (i) mukavemet, direnme, karşı
gelme, muhalefet, direnç
winaRmdegoba pretosto, ayaklanma
winaRobis Zala direnme gücü, direnç
winaSe (z) önde, önce, evvel, daha evvel
winda (i) kısa çorap yeliani winda (i)
çorap
win da ukan ileri geri
windauxedavad (z) dikkatsizce,
pervasızca, uluorta
windauxedavi (s) dikkatsiz, pervasız
windauxedaoba (i) dikkatsizlik,
pervasızlık,delice cesurluk
windawin önceden, daha evvel
windaxedulad (z) sağ görü ile, tedbirli
olarak
windaxeduli (s) sağ görülü, tedbirli
windaxeduloba (i) sağ görülük,
tedbirlilik
windebuli (i) ön takı, ön ek, edat
windebuliani brunva ön ekli çekim
windisCxiri (i) örgü şişi
winidan (z) önceden, önden
winsafari (i) önlük, göğüslük
winsvla (i) ilerleme, ileri gidiş,
yükselme, gelişme, marş
win waweva (f) ilerletmek, ileri
götürmek, terfi ettirmek, fiat yükseltmek
winwkvla (f) lekelemek, kirletmek,
şerefini lekelemek
winwklebi (i) 1.sıçratılmış çamur veya
su, 2. tırnak işareti
winwklebiani (s) lekeli, benekli
wiri, xazi (i) çizgi, hat
wisqvili (i) değirmen
wisqvilis qva (i) değirmen taşı
wifeli (i) kayın ağacı
wiwaka/i (i) biber
wiwviani, wiwvovani (s) kozalak veren,
kozalaklı ağaç
wiwila (i) piliç
wiwila (i) yılan yavrusu
wiwkana (i) baştan kara
wiwkna (f) ot yolmak (i) ot yolma
wiwmati (i) su teresi, tere otu
wixlis kvra (f) tekmelemek, çifte
vurmakk (i) tekmeleme, çifte vurma
wkaruni (f) çalmak, çınlamak (çan v.s.)
(i) (çan, zil veya çıngırak) sesi, çınlama
wkepla, wkepli (i) ince dal, dayak
sopası
wkipurti (i) fiske wkipurtis kvra
fiske vurmak
wkmutuni (f) kesik kesik ve acı acı
haykırmak (i) acı acı haykırma, feryat,
çığlık
wkriala (s) açık, parlak, berrak, temiz,
basiretli, (ses)
wlebi (i) yıllar, bir çok yıl
wlevandeli weli (i) bu yıl
wlis dro mevsim
wlisTavi (i) yıl dönümü
wliuri (i) yıllık wliuri Semosavali
yıllık gelir
wlovaneba (i) yaş, çağ
wmenda (f) temizlemek (i) temizleme
wminda (i) 1.aziz 2. temiz 3. ince 4.
hassas
wmindani aziz, dinsel
wneva (f) sıkmak, ezmek, kısmak (i)
sıkma, ezme, kısma,baskı
wneli (i) ince dal, sürgün çubuk
wnexa (f) baskı yapmak, sık(ıştır)mak (i)
baskı sık(ıştır)ma
wnexi (i) cendere, mengene, şarap
baskısı
wnuli Robe (i) söğütten yapılı, çit veya
kapı, dal çiti
wodeba (i) rütbe
wodebiTi brunva ismin hallerinden,
hitap hali
wodebuli (s) anılan egreT wodebuli
sözde, adlı, anlam
wova (f) emmek (i) emiş
woveba (f) em(zir)mek (meme) (i)
em(zir)me (meme)
wola (f) yatmak, uzanmak (i) yatma,
uzanma
wona (i) tartı, ağırlık (f) tartmak xalisi
wona net ağırlık kuTri wona birim
ağırlık
wonasworoba (i) denge, muvazene
wre (i) daire, çember, halka
wrexa-zi (i) daire çevresi
wrToba (f) sertleştirmek, katılaştırmak
(i) sertleştirme, katılaştırma
wripini (i) ciyak ciyak bağırma,
cırlama, feryat, figan, çığlık
wriuli (s) dairesel, çember biçiminde,
halkalı wriuli brunva dairesel dönüş
wruwuna (i) fare yavrusu, küçük fare
wruwuni (f) bağırmak, cırlamak (i)
feryat, figan, çığlık
wrfeli (s) samimi, candan, açık sözlü
wuTi (i) dakika, an
wuTieri (s) ani, anlık
wuTisofeli (i) geçici hayat, fani
dünya, kısacık ömür
wumpe (i) kirli su birikintisi, çamurlu
gölcük, kumlu harç
wumwuma, asanTi (i) kibrit
wundebuli (i) defolu, üretim hatası
wuni (i) kusur, sakatlık, eksiklik, ayıp,
defo
wunia (i) çabuk midesi bulunan, birşeyi
beğenmez,fazla, titiz
wunismdebeli (s) kusur bulan,
kusurluyu-kusursuzu ayıran, tasnifçi
wurbela (i) sülük
wurva (f) süzmek (i) süzme
wuwki (s) birşeye arzulu, haris, istekli
wuwna (f) em(zir)mek (i) em(zir)me
wuwuni (f) ağlar gibi söylemek,
hıçkırarak ağlamak (i) hıçkırma
wuxandeli ün geceki
wuxel (i) dün gece
wuxili (i) keder, ızdırap, dert, elem,
acı (f) kederlenmek
wyalbadi (i) hidrojen
wyalgamyofi (i) havza, sırt
wyalgauJonavi (s) su geçirmez,
yağmurluk
wyalgaRma (i) suyun karşısı, nehrin
karşısı, nehrin öbür tarafı
wyaldidoba sel
wyali (i) su sasmeli wyali içme suyu
wyalmanki (i) vücudun herhangi bir
yerinde su birikintisi
wyalmcenare (i) su bitkisi, deniz bitkisi,
deniz yosunu
wyaloba (i) muhabbet, şefkat, ihsan,
hayırseverlik, hayır, sadaka
wyalobiT yüzünden, sayesinde, ...den
dolayı
wyalsadeni (i) su akıntısı, su temini
wyalsazomi (i) su ölçümü
wyalsacavi (i) rezervuar, su birikintisi,
baraj, gölet
wyalqveSanavi (i) su altı gemisi, deniz
altı
wyalqveS su altında
wyalwaRebuli (s) suda boğulmuş
wyalwyala (s) sulu, sulak, suyu bol
wyalwyva (i) tonaj, bir geminin taşıma
kapasitesi, yerinde çıkarılma
wyaro (i) 1.pınar 2. kaynak, asıl, menşe
wyaros wyali (i) pınar suyu
wyevla (i) ilenç, beddua, lanet (f)
lanetlemek
wyevla-krulva (f) lanet etmek, beddua
etmek
wyena (f) üz(ül)mek, inciltmek, zarar
vermek (i) üzme, incitme, gücendirme
wyenineba (f) gücen(dir)mek,
darıl(t)mak, onurunu kırmak incitmek (i)
hakaret,
gücendirme, incitme
wyeuli (s) lanetli, beddualı
wyvdiadi (i) karanlık
wyvilad (s) çift olarak, ikili, ikişer
wyvili (s) çift, ikili
wyvil-wyvilad (s) çifter, ikişer
wylebi (i) sular (mineral)
wyliani (s) sulu
wylis xaki (i) su bendi
wylis mili (i) su borusu
wyluli (i) ülser, çıban, yara
wynarad (zm) yavaşça, sessizce
wyanarad susun!
wynari (s) sessiz, sakin,hareketsiz, rahat,
durgun
wyoba (f) kurmak, yerleştirmek (i)
yerleştirme, düzenleme
wyobileba (i) düzen, nizam, sıra, dizi,
usul, yol saxelmwifo wyobileba devlet
düzeni
wyroma (f) çok öfkelenmek,
hiddetlenmek (i) öfke, hiddet
wyurvili (i) susuz(luk), susama
wyurvilis mokla (f) susuzluğunu
gidermek, hareretini öldürmek (i)
susuzluğunu
giderme, hararetini öldürme
W
Wa (i) kuyu
Wabuki (i) genç adam, delikanlı, genç
Wabukoba (s) gençlik, delikanlılık
Wabukuri (s) gençlik dolu, delikanlıca
WaburRili (i) kuyu, sondaj deliği
Wadari (i) bir tür ağaç
Wadraki (i) satranç Wadrakis moTamaSe
satranç oyuncusu
Waki (i) kısrak
Wala (i) koru, ormancık
Wama (f) yemek (i) yeme
Wama-sma (f) yemek, içmek
WanWiki (i) sürgü
WanWrobi (i) bataklık
WanWrobiani (s) bataklık, sulak
WanWuri (i) erik (macar)
Waobi (i) batak, bataklık
Waobiani (s) bataklık, bataklı, sulak
Warbad (z) bol bol
Warbi (s) fazla, lüzumsuz
Warxali (i) pancar Sakris Warxali
şeker pancarı
WaRara (s) kır saçlı, saçları ağarmış
WaRaramosili (i) kır saçlı (yaşlı)
WaRaramoreuli (s) saça kırlar karışmış
WaRi (i) avize
Waxraki (i) sinir büzülmesi
Wedva (f) (nal) çakmak, demir dövmek
(i) (nal) çakma, demir dövme
Weneba (f) fırlayıp koşmak, dört nala
koşmak
Werami (i) kayısı
Weri (i) tavan, çatı
WerqveS (i) tavan altında
Weqa (f) gürlemek, (i) gürleme, gök
gürlemesi
Weqa-quxili (i) gök gürültüsü ve
şimşek çakması
WeSmaritad (z) hakikaten, gerçekten,
doğrulukla
WeSmariteba (i) hakikat, doğruluk,
gerçek
WeSmariti (s) hakiki, gerçek
Wvavi (i) çavdar
Wvali (i) karın ağrısı, birdenbire, nöbet
tarzında gelen ağrılar, sancı
Wvartvla (f) tüttürmek
Wvartli (i) is, baca isi
Wvreta (f) düşünüp taşınmak, gözden
geçirmek
Wia (i) solucan, kurt
Wiamaia (i) hanım böceği, gelincik
böceği
Wiani (s) kurtlu, solucanlı
Wianuri (i) keman benzeri bir alet
(müzik)
WianWvela (i) karınca
Wiaferi (s) lal, açık ve parlak kırmızı
Wiayela (i) toprak kurdu
Widaoba (i) güreş, güreşme (f) güreşmek
Widili (i) dövüş, mücadele, çarpışma,
kavga (f) dövüşmek, çarpışmak
WivWavi (i) karabaşlı, iskete
WikWiki (i) cıvıltı, cıvıldama, (f)
cıvılda(ş)mak
Wilofi (i) hasır
Wilyvavi (i) ekin kargası, gök karga
Wimva (f) fazla germek, zorlamak, tavır
takınmak
WinWari (i) ısırgan otu WinWris cieba
(i) ısırgan ateşi
Wimva (f) germek, zorlamak, tavır
koymak
Wipi (i) göbek
Wirveuli (s) kaprisli, maymun iştahlı,
ani hevesli, sebatsız
Wirveuloba (s) kaprislilik, maymun
iştahlılık, ani heves, sebatsızlık
Wiri (i) bela, musibet, felaket, kaza
Wiriani (s) bulaşıcı melun ve menfur,
belalı, vebalı
Wirisufali (i) ilişki, akraba, çevre,
ilgi, alaka, munasebet
Wirnaxuli (i) ekin, ürün, hasat
Wiqa (i) bardak
Wiqa saini kap, kacak
WiSkari (i) bahçe kapısı
Wixvini (f) kişnemek (i) kişneme
Wkvianad (z) akıllıca, zekice
Wkviani (s) akıllı, zeki
Wkvianoba akıllılık
Wkvianurad (z) akıllıca, zekice
Wknoba (f) rengi atmak, kurumak,
sol(dur)mak
Wkua (i) akıl
Wkuaze SeSla (f) delirmek, çıldırmak
(i) delirme, çıldırma
Wkuaze SeSlili (s) akıldan noksan,
delirmiş, çıldırmış
Wkuamaxvili (s) zarif, nükteli, esprili,
zeki, kurnaz
Wkuamaxviloba (i) zeka, espri,
kaabiliyetlilik, kurnazlık
WkuiT yofna (f) akıllı olmak
Wkuis saswavli aklın öğretisi, öğretici,
ibret verici
Wkuis swavleba (f) akıl öğretmek, akıl
vermek
Wleqi (i) verem
Wleqiani (s) veremli
Wmeva (f) yedirmek, başkasının karnını
doyurmak, beslemek (i) besleme
WmuWna (f) buruşturmak, karmakarışık
etmek
Wogri (i) dürbün savele Wogri (i)
sahra dürbünü
Wori (i) dedikodu, yalan
Worikana (s) dedikodu, skandal
Worikanoba (f) dedikoduculuk yapmak,
koğuculuk (i) dedikoduculuk
Worfli (i) çil, leke, benek
Worfliani (s) çilli, lekeli, benekli
Woti (i) baykuş (kafeste)
Wra (f) 1 kesmek (et,ağaç,saç) 2. para
basmak (i) kesim,para basma,kesme
Wra-kerva kesip dikmek
Wraqi küçük lamba, tütsü lambası
Wreli (s) alaca, karışık renkli
Wriali (i) gıcırtı (f) gıcırda(t)mak
Wriloba (i) yara, bere, gönül yarası
(derin)
WriWina (i) cırcır böceği, küçük çekirge
WriWini (i) çatırtı,çıtırtı (f) çatırdatmak,
çıtırdatmak
WroRa çakır göz
Wuki (i) hindi palazı
Wurvi (i) fırlatıcı atmayla meydana
gelen, mermı
WurWeli (i) bulaşık, kap kacak
WurWleuloba (i) çanak, çömlek
(toprak, çini, metal)
WuWrutana (i) yarık, çatlak,delik
WuWyi (i) çamur, pislik, sulukar
WuWyiani (s) çamurlu, pis, sulu kar
Wyapi (i) sulu çamur, yarı erimiş kar
Wyivili (f) bağırmak, feryat etmek (i)
bağırma, feryat
Wyinti yveli (i) peynir, taze peynir,
ham peynir Wyinti simindi (i) sütlü
mısır
Wyleta (f) ezmek, çiğnemek (ayakla)
Wyumpalaoba (f) çamur veya su
sıçratmak (i) sıçratılmış çamur veya su
x
xabazi (i) ekmekçi, fırıncı
xaverdi (i) kadife, kadife gibi
xaverdovani (s) kadife gibi, yumuşak
xavsi (i) yosun, yosun öbeği
xavsiani (s) yosunlu
xazgasma (f) altını çizmek, vurgulamak
(i) vurgu, altını çizme, önemini belirtme
xazva (f) çizmek, resmetmek (i) çizme,
resmetme
xazi (i) çizgi, hat
xazina (i) hazine, maliye dairesi, define
xazinadari (i) haznedar, veznedar,
kasiyer
xazis gavleba (f) çizgi çekmek
xazis gasma (f) altını çizmek (i)
vurgu,altını çizme
xaTri (s) saygı, itibar, hatır, hürmet
xaTriani (s) hatırlı, saygılı, itibarlı,
hürmetli
xalaTi (i) bluz, bir tür giysi, üstlük
xalasi (s) saf, safi, som, halis, has
xalva (i) helva
xali (i) (tendeki) ben
xalisi (i) sevinç, neşe, heves
xalisianad, xalisiT (z) isteyerek,
seve seve, keyifle, neşeyle
xalisiani (s) hevesli, sevinçli, neşeli,
sevindirici, memnun edici
xaliCa (i) halı
xalxi (i) halk, insan topluluğu
xalxosani (i) halktan biri, halk adamı,
halkçı
xalxuri (s) halk dili, halka ait, halk
biçimi, tanınmış, sevilen, ulusal
xalxuri simRera (i) halk müziği, türkü
xamxami (i) göz kırpma
xan xan (b) bazen...bazen, kah...kah xan
icinis, xan tiris bazen gülüyor,
bazen
ağlıyor xan aq aris, xan iq
bazen burda, bazen orda
xana (i) devir, çağ, dönem, devre
xangamoSvebiT (z) eşit olmayan
zamanda, an be an, düzensiz aralıklarla
xangrZliv, xangrZlivad (z) uzun
süreyle
xangrZlivi (s) uzun,uzun süren, yorucu
xangrZlioba (i) devam, süreklilik, süre
xandazmuloba (i) uzaklık
xandaxan (z) bazen, arasıra,zaman zaman
xani (i) 1.süre, zaman 2.han (ünvan)
xanmokle (s) kısa süreli, geçici, fani,
süreksiz
xanmokleoba (i) kısa sürelilik,
geçicilik, fanilik,süreksizlik
xanSi Sesuli (s) çağına girmiş, yaşını
başını almış, yaşlı, geçkin
xanZari (i) yangın
xanjali (i) kama, hançer
xarabuza (i) bok böceği, (eski mısır)
mukaddes böceği
xarazi (i) kunduracı
xarati (i) tornacı
xaraCo (i) yapı iskelesi
xaraxura (i) çerçöp, süprüntü, döküntü,
değresiz şeyler, lüzumsuz eşya
xarbad (z) aç gözlüce, oburca, harisce
xarbi (s) aç gözlü, haris, tamahkar
sixaxarbe aç gözlülük
xareba (f) bildirmek, ilan
etmek,müjdelemek (i) bildiri, ilan, müjde
xarvezi (i) eksiklik, noksan, kusur
sakatlık
xari (i) öküz, boğa
xarisxi (i) kalite, derece, aşama, rutbe,
mertebe, sınıf
xarisxovani, xarisxobrivi (s) kaliteli
xarki (i) haraç, vergi, takdir, yardım,
iane
xarSva (f) haşlamak, piş(ir)mek (i)
haşlama, piş(ir)me
xarxari (f) kahkaha ile gülmek
xarjva (f) harcamak, masraf etmek,
israf etmek (i) masraf, israf
xarjTaRricxva (i) tahmini hesap,
kabaca değer, kıymet takdiri
xarji (i) harç, masraf, gider saxarjo
masraflık, harçlık
xasiaTi (i) tabiat, mizaç, huy, keyif, hal
xatva (f) resim çizmek (i) resim çizme,
dizayn, resim boyama
xati (i) resim, dini resim, ikona, şekil
xafangi (i) kapan, tuzak, hile, dolap,
xaWapuri (i) börek cinsi, gürcü
böreği,peynirli börek
xaWo (i) kesmik, lor, kesilmiş süt
xaxa (i) boğaz, gırtlak
xaxvi (i) soğan
xaxviani (s) soğanlı
xaxuni (f) ovmak, ovalamak, sürtmek (i)
ovma, sürtme
xaSi (i) işkembe çorbası
xbo (i) buzağı
xe (i) ağaç
xedva (f) görmek, bakmak
xedi (i) manzara,görünüş
xedna (f) dehlemek (atı)
xeva (f) yırtmak
xevi (i) dağ geçiti, boğaz,dar ve derin bir
dere
xevsureTi hevsur bölgesi
xevsuruli (s) hevsur dili
xeivani (i) cadde, iki tarafı ağaçlı yol,
(parkta) dar yol
xeiri (i) kar,kazanç,istifade,yarar, fayda
saxeiro hayırlı uxeiro hayırsız,
yararsız
xekakuna, kodala (i) küçük ağaçkakan
xelada (i) testi
xelaRebuli (s) umursamaz, pervasız,
düşüncesiz, ümitsiz, vahim
xelaxla (z) tekrar, yeniden
xelbargi (i) küçük bavul, küçük bagaj,
yol eşyası
xelborkili (i) kelepçe
xelgarjiloba (i) manuel, elle yapılan,
otomatik olmayan
xelgaSlilad (z) cömertce, el açıklığı
ile
xelgaSlili (s) cömert, eli açık
xelgaSliloba (i) eli açıklığı,cömertlik
xeldaxel (z) derhal, hemen
xelebi aswieT (ünl) eller yukarı xelebi
Sors dokunma
xeleCo (i) keser
xelTaTmani (i) eldiven
xelTgdeba (f) el atmak, yakalamak,
tutmak, kavramak, işgal etmek, gasp
etmek (i) el atma,
yakalama, tutma, kavrama,
işgal etme, gasp
xeli (i) 1.el 2.set, oyun (oyunda)
xelSi Cagdeba (f) elde etmek
xeli (z) defa, kez erTxel birkez
orxel ikikez
xelidan xelSi (s) elden ele
xelis aReba (f) vaz geçmek, terk
etmek, bırakmak
xelis gadasma (f) eliyle okşamak
xelis gamarTva (f) yardım etmek,
kolaylaştırmak
xelisguli (i) avuç içi, el ayası
xelis davleba (f) elini gezdirmek,
eliyle okşamak
xelis dadeba (f) suçla(ndır)mak, itham
etmek
xelis dafareba (f) korumak
xelis daWera (f) eliyle bastırmak
xelis kvra (f) elle itmek, dürtmek
xelis miyofa (f) başlamak
xelis mokideba (f) el atmak, üzerine
almak, girişmek
xelis momarTva (f) yardım etmek, el
vermek
xelis momweri (i) abone
xelis mowera (i) imza, abonelik (f)
imzalamak, abone olmak, üzerine almak
xelis moxveva (f) kucaklamak,
kucaklaşmak
xelis saponi (i) el sabunu, tuvalet
sabunu
xelis taceba (f) tutmak, yakalamak,
kavramak
xelisufali (i) vali, hükümdar,
idareci, amir
xelisufleba (i) iktidar sabWoTa
xelisfleba sovyet iktidarı
xelyumbara (i) bomba, gülle
xelSemwyobi (s) musait, uygun,
muvafık
xelis SeSla (f) mani olmak, engel
çıkarmak
xelis Sewyoba (f) yardım etmek,
desteklemek
xelis CamorTmeva (f) el sıkmak
xelis sleba (f) dokunmak, ellemek
xelixelgayrili (s) el ele
xelmarcxniv (i) sola
xelmarjve (s) hemen, çabuk
xelmarjved (z) çabucak, hemen
xelmarjvniv (i) sağa
xelmeored ikinciye, ikinci defa
xelmisawvdomi (s) erişilebilir,
yaklaşılabilir, yanına varılabilir
xelmokle (s) fakir, yoksul muhtaç,
zavallı, biçare, müflis
xelmokleoba (i) fakirlik, muhtaçlık,
müflislik
xelmomWirne (s) tutumlu, iktisatlı
xelmosaweri (i) imza listesi
xelmowera (i) imza
xelmowerili (s) imzalanmış, imzalı
xelmoWerilad (z) tamahkarlıkla,
harislikle
xelmoWerili (s) haris, tamahkar
xelmZRvaneli (i) lider, rehber, yönetici,
müdür, amir
xelmZRvaneli organo yönetim
kademesi
xelmZRvaneloba (i) liderlik, rehberlik,
yöneticilik partiuli
xelmÜZRvaneloba parti
liderliği
xelmwife (i) kral, devlet başkanı,
hükümdar, imparator, prens
xelnaweri (i) müsvette, el yazması
xeloba (i) meslek, iş, sanat
xelovani (i) ressam, heykeltraş, vb gibi
görsel sanatlar ile uğraşan sanatçı
xelovneba (i) hüner, marifet, ustalık,
sanatkarlık
xelovnebaTmcodneoba (i) güzel sanatlar
eğitimi
xelovnurad (z) yapmacılıkla, suni
olarak, taklitle
xelovnuri (s) yapma, suni, taklid,
sanatsal, sanat eseri
xelosani (i) zenaatkar, sanatkar, işçi,
amele
xelosnoba (i) sanat, meslek
xelosnuri (s) endüstriyel
xelsabani (i) el yıkama yeri
xelsafqvavi (i) el değirmeni
xelsaqme (i) el işi, işleme
xelsayreli (s) el verişli, uygun, yaralı,
faydalı
xelsawyo (i) alet, el aracı, el aleti
xelsaxoci (i) peçete, havlu, peşkir
xeluxlebeli (s) dokunulmamış,
bozulmamış
xeluxlebeli maragi yedek stok
xeluxlebloba (i) dokunulmazlık,
bozulmazlık, muafiyet
xelfasi (i) aylık ücret, maaş, aylık
xelfexi (i) el-ayak
xelfexSekruli (s) eli ayağı bağlı,
sınırlandırılmış
xelqveiTi (s) ikincil, ast, ikinci
derecede
xelqveiToba (i) ikincilik, astlık,
bağlılık, bağlı olmak
xelSekruleba (i) anlaşma, pakt,
mukavele
xelSekrulebis dadeba (f) anlaşma
yapmak (i) anlaşma yapma
xelSemSleli (s) uygun olmayan,
müsait olmayan, elverişsiz, uygunsuz
xelSemwyobi (s) uygun müsait, elverişli,
avantajlı (i) yardımcı, destekleyen
xelSeuxebeli (s) tam, tamam, bütün,
parçalanmamış
xelSewyoba (f) musait olmak,
kolaylaştırmak, faydalı olmak
xelSi Cagdeba (f) ele düş(ür)mek, ele
geç(ir)mek, gasbetmek, işgal etmek
xelCarTuli brZola kıyasıya
çarpışma
xelcarieli (s) eli boş
xelwerili (i) el yazısı, müsfette
xemayvala (i) çalı, böğürtlen
xendro (i) bahçe çileği
xeoba (i) derin vadi, boğaz, iki dağ arası
xepre (s) kaba, aşağılık adi
xirxemali (i) omurga, bel kemiği
xerxemliani (s) omurgalı (hayvan)
xerxva (f) testere ile biçmek
xerxi (i) 1.testere 2. kurnazlık
xetiali (f) gezinmek, başı boş
dolaşmak (i) gezinme, dolaşma
xe-tye (i) kereste
xexva (f) diş fırçalamak (i) diş fırçalama,
oğma, surtme
xexili (i) meyve ağacı
xexilis bali meyve bahçesi
xvadi (i) erkek (kedi yada köpek)
xval (z) yarın
xvalzeviT (z) yarından sornra
xvedri (i) pay, hisse, parça
xvedreba (f) 1.hedefe isabet etmek
2.kısmetine düşmek, payına düşmek
xvevna (f) kucaklaşmak
xvela (i) öksürük
xveleba (f) öksürmek
xveta (f) 1.silip süpürmek 2. bol para
kazanmak (i) silip süpürme
xveuli (s) bükülmüş, burmak, yılan
kavı xveuli kibe sarma merdiven
(helozonik)
xvewi (i) keski, çelik kalem, oyma
kalemi
xvewna (f) dile(n)mek, istemek,
yalvarmak (i) yalvarış, dilenme
xvixvini (f) kişnemek (i) kişneme
xvliki (i) kertenkele
xvna (f) tarla sürmek, çift sürmek (i) çift
sürme
xvna-Tesva (f) ziraat işi yapmak, çiftçilik
yapmak
svneSa (f) iç çekmek, ah etmek (i) iç
çekme, ah etme
xvra (f) kemirmek, çatlamak, yarılmak
xvreli (i) delik, açıklık, ağız
xvreta (f) delmek, sondajlamak (i)
delme, sondaj
xvrinva (f) horlamak, (i) horlama,
horultu
xiblva (i) cazibe, çekicilik, tılsım
xidi (i) köprü
xizani (i) yeni bir yere yerleşen,
göçmen
xizilala (i) havyar
xiznva (f) yeni bir yere yerleşmek, göç
etmek
xiTxiTi (f) kıkır kıkır gülmek (i) kıkır
kıkır gülme
xilbostneuli (i) sebze ve meyva
xili, xileuloba (i) meyva,
meyvacılık, meyva türleri, ürün
xilva (f) görmek, anlamak, farkına
varmak,bakmak
xilvadi (s) görülebilir, görünür, açık,
belli
xilvadoba (i) görünürlük, açıklık
xili (i) meyva
xilnari, xilis baRi (i) meyvalık,
meyva bahçesi
xiluli (s) görünür, açık, belli
xinkali (i) hibe, bağış
xis saxli (i) ahşap ev xis naxSiri (i)
odun kömür
xis (s) ağaçlı, ağaçtan
xifaTi (i) tehlike
xiSti (i) süngü
xiwvi (i) kıymık
xixini (i) boğuk kısık ses, boğuk
konuşma
xlarTva (f) örmek, kıvrım yapmak,
(sac, hasır vs.) (i) örgü, örme
xlarTi (i) sinir ağı, damar ağı
xleba (f) 1.dokunmak, temas etmek 2.
yanında bulunmak, yanında olmak
xleCa (f) yarmak, uzun parçalara
ayrılmak (i) uzun parçalara ayrılma
xma (i) ses, ton, konuşma xma krinti!
susun!
xmis gavrceleba (f) söylenti çıkarmak
xmaamouRebliv (z) sesini çıkarmadan,
sessizce, konuşmadan
xmadabla (s) alçak sesle, düşük tonla
xmali (i) kılıç
xmalSi gamowveva (f) düelloya davet,
teke tek dövüşmek
xmamaRali (s) yüksek sesli, tantanalı
xmamaRla (z) yüksek sesle, gürültüyle
xmamaRla molaparake (i) yüksek sesle
konuşan
xmareba (f) kullanmak (i) kullanış,
kullanma
xmauri (i) gürültü, kargaşa, kavga
xmauriT (s) gürültüyle
xmauroba (f) gürültü yapmak
xmeleTi (i) kara parçası
xmeleTis Wari (i) kara ordusu
xmeli (s) 1.kuru 2. zayıf
xmis gakmenda (f) sessiz olmak, sessiz
kalmak, sesini kesmek
xmis micema (f) oy vermek, (gizli) (i) oy
verme
xmoba (f) 1.kurumak, kuraklaşmak 2.
seslenmek, çağırmak (i) 1. çağırma 2.
kuruma
xmovani (i) sesli harf
xmovani (i) sesli (film), konuşmalı
xnieri (s) yaşını başını almış, geçkin
xnovaneba (i) yaş, çağ, devir, devre
xnuli (i) işlenmiş toprak, sürülmüş
toprak
xolme (b) fakat, ama, lakin, ancak,
halbuki (bunlardan sonra'devamlı'
sözcüğü ile cümle
bağlanır)
xom değilmi, işte xom asea böyle
değilmi
xomaldi (i) gemi, samxedro xomaldi
(i) askeri gemi, harp gemisi
xorbali (i) buğday taneciği
xorTumi (i) hortum, fil hortumu
xorkli (i) pürüz, engebe
xorkliani (s) pürüzlü, engebeli
xorci (i) et sazarbazne xorci
savaşta malzeme gibi harcanan adam
xorciani (s) etli
xorcielad (z) bedensel, bedeni,
cismani, vucuda ait
xorcis mWameli, xorciWamia (s)
etobur
xorcmeti (i) büyüme, gelişme, inkişaf,
yetişme, artma
xorxi (i) boğaz, imik, gırtlak
xorxismieri bgera (s) gırtlağa ait
sesler, gırtlaksı sesler
xotba (i) methiye, övgü
xotbis Sesxma (f) övmek, methetmek
xocva (f) öldürmek, katletmek
xocva-Jleta (i) katliam
xoWo (i) böcek
xoSkakali (s) dolu, dolu tanesi
xoxva (f) sürünmek (i) sürünme
xoxobi (i) sülün
xrakva (f) kavurmak, kızar(t)mak
(tavada )
xrami (i) sel ve yağmur suyu ile açılmış
dere, dar ve derin dere
xramuni (f) çatlamak, yarılmak, kırılmak
xraxni (i) vida
xreSi (i) çakıllı kum
xriki (i) entrika, kurnazlık, şeytanlık
xrinwi, xrinwianoba (i) boğukluk,
kısıklık, boğuk seslilik
xrinwiani (s) boğuk sesli, kısık sesli
xrova (i) hayvan sürüsü, sürü, küme
xrtili (i) kıkırdak
xrtilovani (s) kıkırdaksı
xrCoba (f) boğmak, boğulmak,
bat(ır)mak,nefesını tıkamak
xrColva (f) tütsülemek, tütsülenmek
xrwna (f) baştan çıkarmak, bozmak,
ayartmak (i) rüşvet yeme, bozulma
xseneba (i) anma, zikir (f) anmak,
zikretmek
xsna (f) çözmek, kurtarmak
xsnadi (s) çözünür, çözelti haline
gelebilir
xsnari (i) çözelti, çözüm
xsovna (i) hatıra, anı
xtoma (f) hoplamak, zıplamak, sıçramak
xtunva (f) zıplamak, sıçramak,
hoplamak
xuTasi (say) beşyüz
xuTi (say) beş
xuTiani (i) beşli
xuTmaneTiani (s) beş paralık banknot
xuTsarTuliani (s) beş katlı
xuTqimiani (i) beşgen, beş köşeli yıldız
xuTSabaTi (i) perşembe
xuTwledi (s) beş yıllık
xuTjer (z) beş kez, beşkere
xumara (i) soytarı, dalkavuk, palyaço,
maskara
xumroba (i) şaka, (f) şaka yapmak
xumrobiT (z) şakayla
xundi (i) güvercin yavrusu
xurda (i) bozuk para
xurva (f) örtmek
xurveba (f) kızdırmak,ısıtmak (i)
kızdırma, ısıtma, hararet
xuroTmoZRvari (i) mimar
xuroTmoZRreba (i) mimarlık
xurtkmeli (i) bektaşi üzümü
xurjini (i) sırt çantası
xufi (i) kapak, tepe, zirve, örtü
xucesi (i) papaz, rahip
xucuri (s) kiliseye ait, dini
xuWva (f) gözlerini kapamak
xuWuWi, xuWuWTmiani (s) kıvırcık,
kıvırcık saçlı
xSirad (z) sık sık, sıkca
xSiri (s) sık
j
jagari sert kıl
jaglagi cxeni (i) lağar beygir
jagrisi (i) fırça
jado (i) büyü, sihir
jadosani (i) büyücü, sihirbaz
jadosnoba (f) hokkabazlık yapmak (i)
büyücülük, sihir
jadosnuri (s) büyülü, sihirli,
büyüleyici
javri (i) keder, elem, esef, üzüntü
javris amoyra (f) intikam, almak (i)
intikam alma
javSani (i) zırh,özel şeylerin özel
şeylerle kaplanması
javSniani (s) zırhlı javSiniani
avtomobili zırhlı oto
jalabi, jalaboba (i) aile
jalaTi (i) cellat
jamagiri (i) aylık, maaş
jambazi (i) cambaz, akrobat, soytarı
maskara
jami (i) 1.kase 2. miktar, tutar, yekün,
meblağ
jani (i) kuvvet, kudret, sağlık, sıhhat
janiani (s) sağlıklı, sıhhatli, güçlü,
sağlam
janmrTeli (s) sağ, sağlam, esen,
sağlıklı
janmrTeloba (s) sağlık, sıhhat
janmrTelobis saministro sağlık
bakanlığı
jansaRi (s) aklı başında, alim fikirli,
oturaklı, ağlıklı
jansaRoba (i) sağlık,sıhhat
janyi (i) isyan, ayaklanma
janjloba (f) ayrılamamak,
gidememek, gecikmek, oyalanmak
jara (i) çıkrık,
jari (i) ordu jaris gadasxma ordunun
karaya çıkışı arSi Caricxva (f)asker
olmak, asker kaydetmek
jarima (i) cereme, para cezası, ceza,
penaltı
jariskaci (i) asker jarisgacurad (z)
asker gibi
jafa (i) çalışma, iş, emek, çaba
jayva (i) çakı,
jaSuSi (i) casus
jaSuSoba (i) casusuluk (f) casusluk
yapmak
jaWvi (i) zincir, kolye
jgufi (i) grup
jgufxeli (i) grup lideri, sınıf başkanı
jdoma (f) oturmak
jebiri (i) baraj, bent, set
jeili (s) genç
jeiloba (i) gençlik
jeirani (i) ceylan
jemi (i) marmelat
jer (z) 1.kere,daha 2.henüz
jeri (i) öğün, sıra, kuyruk, dizi
jerovani (s) uygun, münasip, yaraşır
jerjerobiT şimdilik, henüz, hali
hazırda
jejili (i) genç, yetişkin, yeni gelişmiş
jvaredini (s) çapraz şekilli,çapraz
jvari (i) haç, istavroz, çapraz
jvariswera (f) haç çıkarmak (i) haç
çıkarma
jvarosanTa laSqroba (i) haçlı seferi
jvarosani (s) haçlı mensubu
jvarcma (f) çarmıha germek (i) çarmıha
germe
jibe (i) cep
jibrze, jibriT (z) küçük görerek,hor
görmeyle
jildo (i) mükafat, ödül
jinjili (i) çelik yelek
jiriTi, jiriToba (i) cirit oyunu (f)
cirit oynamak
jirki (i) kesilmiş ağaç gövdesi, kütük,
jirkvali (i) bez, beze
jirkvlebiani (s) bezli, bezeli
jiuti (i) ısrarlı, inatçı, dik kafalı
jiutoba (f) ısrar etmek, üstelemek (i)
ısrar, inat, ayak direme
jiqani (i) inek memesi
jiqi (i) beyaz pars, panter
jiSi (i) çeşit, tür, nevi
jiSiani (s) cins (at) safkan
jiSnarevi (s) melez
jixvi (i) avrupaya özgü bir tür öküz
jixuri (i) telefon kulübesi
jobna (f) geçmek, üstün olmak, ilerde
olmak
jogi (i) sürü
jori (i) katır
joxi (i) değnek, asa, sopa
jojo (i) canavar
jojoxeTi (i) cehennem
xurRmuli (i) şehrin yoksul bölgesi
juja (s) bodur, kısa boylu juja kaci
(i)cüce adam
jRabna (f) acele ve dikkatsizce yazmak,
karalamak
h
ha (ün) ah!
eyvah!
haeri (i) hava
haeredrom uçuş alanı, uçma yeri
haerovani (s) havadar
haeroforTi hava limanı
hava (i) iklim
halva helva
hangi (i) nağme
harmonia (i) armoni, uygunluk, uyum
harmoniuli (s) arkonik, uyumlu
he (ün) iyi, pekala, pekiyi
heri, heri (emir) acele, çabuk
hecTari (i) hektar
higiena (i) hijyen, sağlık bilgisi
higienuri (s) hijyenik, sağlığa uygun
higrosqofiuli(s) hidroskopik
hidroaerodromi (i) deniz dibi, deniz
tabanı
hidroelecTrosadguri hidroelektrik
santrali
hidroTviTmfrinavi su planörü
hidromoierise (i) savaş uçağı
hidroflani (i) deniz seviyesi, deniz
sathı
himni (i) marş, ağıt, dini şarkı, ilahi
hiferbola (i) (geo) hiperbol
hifoTeza (i) hipotez, varsayım
ho (zm) evet, öyle
holandia (i) hollanda
holandieli (i) hollandalı
holandiuri (s) hollanda dili,
flamenkçe
horizonTaluri (i) horizantal, yatay,
ufki
horizonTi (i) ufuk, ufuk hattı
hosfiTali askeri hastane mudmivi
hosfiTali genel hastane
humanizmi (i) hümanizm, insan severlik
humaniTaruli (s) insan severlik,
insanlık, severlik
humanuri (s) insani, insancıl,
merhametli

Benzer belgeler