İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
Emperyalist-kapitalist
sistem a¤›r hasta
“Önce flunu anlayal›m. Bu 50 y›lda, hatta
muhtemelen 100 y›lda bir yaflanabilecek bir
olay” diyor Amerikan Merkez Bankas› Eski Baflkan› Greenspan. Emperyalizmin 1929 Buhran›’ndan
beri geçirdi¤i en büyük ikinci krizi, burjuva ekonomistler de dahil kabul etmeyen pek kalmad›.
Emperyalizmin bafl aktörü konumundaki ABD
ekonomisinin resesyona girmesi, bankac›l›k sektörünü etkileyerek finansal krize neden olmufl
durumda. Pefli s›ra gelen, tarihi en az yüzy›ll›k
dev yat›r›m bankalar›n›n birbiri ard›na çöküflü ve
ard›ndan Amerikan Merkez Bankas›’n›n yüz milyarlarca dolarl›k kurtarma operasyonu… Peki
ya sonuç? Görünüfle bak›l›rsa ABD ekonomisine durmadan serum ba¤layan FED’in de piyasada
güveni sars›lm›fl ve üretti¤i çözümler sorunu giderek t›rmand›rm›fl durumda.
❐ Sayfa 8
Zaman, tek yumruk
tek barikat
olma zaman›d›r!
Türk egemen s›n›flar› aras›nda uzunca zamand›r süren hegemonya çat›flmas›, yeni gözalt›lar ve
tutuklamalar eflli¤inde sürüyor gibi görünse de,
çat›flman›n taraflar›n›n çoktan uzlaflt›¤›na dair veriler, a¤›r basmaya bafllad› bile.
Faflist TSK’n›n, ilk bafllarda sahip ç›km›yor gi-
bi göründü¤ü eski generallerini ziyaret edifliyle
birlikte daha da netleflen uzlaflma e¤ilimi, ard› ard›na gerçekleflen tahliyelerle somut bir hal ald›.
Sistemin kendi içindeki “uçlar›” temizleme ve de
kontrgerillay› yeniden yap›land›rmaya dönük çabalar› ise, alt kademelerdeki kontra-faaliyetçilere
dönük operasyonlarla sürüyor.
Esas soperasyonun, baflta Kürt Ulusal Hareketi olmak üzere, devrimci ve ilerici güçleri hedefledi¤ini ise yaflanmakta olan geliflmeler san›r›z
yeterince gösteriyor.
❐ Sayfa 9
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 27
*Y›l:1* 3-16 Ekim 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Desa’da onlar›n bir
amac› var!
Sansürlü h›rs›zl›k, tezkereli demokrasi
Egemen s›n›flar›n her gün birbirlerini yeni yolsuzluklarla, rüflvetle suçlamas› halk›m›z› flafl›rtmamaktad›r. Çünkü bu
düzen soyguna, ya¤maya, h›rs›zl›¤a dayanmaktad›r. Tüm yolsuzluklar gibi bugün ortaya ç›kan h›rs›zl›klar› da
sansürlenecek, egemenler kartlar›n› birbirine gösterip “ifllerine” bakacaklard›r. Bunun yan›s›ra demokrasi 盤›rtkanl›¤›yla
baflta Kürt halk› olmak üzere emekçilere yönelik sald›r›larda kolkola yürüyeceklerdir. T›pk› önümüzdeki günlerde yeni
bir sald›r› için Meclis’ten geçirecekleri tezkere gibi... Yani sansürledikleri h›rs›zl›klar›yla ve tezkereledikleri demokrasiyle
düzenin çark› iflleyecek. Ta ki biz ezilenler buna dur deyinceye kadar!
29 Nisan’dan bu yana ifle geri dönmek için iflten at›ld›klar› Desa fabrikas›n›n önünde direnen deri iflçilerini 25 Eylül’de ziyaret eden Türk-‹fl
‹stanbul
Adalet mi?
kaybetti¤i 19 Aral›k operasyonuyla ilgili
cilerince “sözün bitti¤i yer” olarak ta-
davalar devam ediyor.
havas›nda, hava sald›r›lar›ndan sonra
yaflanan operasyonla ilgili dava ise so-
bafllat›lan kara harekat›n›n 25. harekat
nuçland›. Çanakkale A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen davan›n 16 Eylül’de
yap›lan duruflmas›nda “suçlu” bulunamad› ve operasyonda yer alan tüm kamu
görevlilerinin beraatine karar verildi.
❐ Sayfa 7
Irena Fernandez
Develi’nin yollar›
çöpçülere kapal›
25.09.2008 tarihinde Manisa’n›n
oldu¤u itinayla unutturulmufl, bunun
Saruhanl› ilçesine ba¤l› Develi köyün-
son olmayaca¤› ak›llara getirilmemeye
den Ankara’ya gelen köylüler, köyleri-
çal›fl›lm›flt›. Üstelik bunun için koflullar
ne yap›lacak kat› at›k bertaraf tesisini
zaten öncesinden haz›rlanm›flt›. Cum-
ve ürünlerinin para etmemesini meclis
huriyet Mitingleri yerini “Kürd’e ölüm
önünde protesto etti. Köylüler, mu-
mitingleri”ne b›rakm›flt› bile.
halefeti sar›, hükümeti ise k›rm›z› kart
göstererek protesto etti. ❐ Sayfa 5
Bayra¤›n› kap›p sokaklara f›rlayan in-
tutukland›
❐ Sayfa 4
lar›n› ifade etti.
bir edilmiflti. Akabinde büyük bir tören
Çanakkale E Tipi Hapishanesi’nde
ve
formu bileflenleri dayan›flma duygu-
20 hapishaneye ayn› anda düzenle-
Oramar bask›n›, egemen s›n›f temsil-
Platformu
Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Plat-
Ayn› hesap, ayn› sald›r›
nen ve 28 devrimci tutsa¤›n yaflam›n›
fiubeler
san kalabal›¤› histerik bir ruh haliyle
Bak›n flu konuflana!
hayk›r›rken, ölüm istediklerinin fark›n-
Prf. Dr. ‹rena Fernandez, hükümet
da de¤illerdi belki. ‹flte böyle bir at-
aleyhinde “yalan-yanl›fl haber yazd›¤›
ve yayd›¤›” gerekçesiyle, 10 Eylül
mosferde bafllat›lan operasyonlar›n bu-
Ergenekon davas› nedeniyle tu-
2008 Çarflamba sabah›, Malezya hükü-
gün geldi¤i nokta çok aç›kt›r. Soruna
tuklan›p F tiplerine konulanlardan
meti taraf›ndan tutukland›. Malezya’da
salt askeri bakanlara, “ordu gidecek ve
Kuddusi Okk›r hayat›n› kaybedince
Yer: Bitlis’in Mutki ilçesi, Tarih: 8 A¤ustos 2008
yok edecek” diyenlere, çok k›sa ve öz
buralar› bir kere daha hat›rlar oldu-
‹nsanl›¤›n öldü¤ü bu an’da T. Kürdistan›’na savafla
giden asker, gerillan›n cans›z bedeni üzerinde zafer edas›yla çektirdi¤i bu “Asker Hat›ras›” ile insanl›¤› bir kez daha öldürdü¤ünün fark›nda m›d›r?
bir flekilde de olsa net bir cevab›m›z
lar. Oysa Kuddusi Okk›r’dan önce
Tenaganita Kad›n Gücü’nün kurucusu-yöneticisi ve ILPS’nin kurucu
üyelerinden. 30 y›ldan beridir Malezya’da göçmenlerin ve kad›nlar›n haklar› için aktif mücadele etmekteydi.
Yazmak bir
eylemdir...
Halk kitlelerine bilinç tafl›ma araçlar›ndan biri olan
yaz›l› ajitasyon ve propaganday› önemsemek ve kullanmak ideolojik bir tutumdur.
❐ Sayfa 2
medya kalemflörleri için bir anlam ifa-
❐ Sayfa 6
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Kriz var kriz var,
emperyalizm bunal›mda
Sistemin krizi karfl›s›nda mücadelemizi
büyütelim!
Sayfa 3
betmifl ama hiçbiri burjuva-feodal
kolay anlamalar› için: TSK yenilmifltir.
❐ Sayfa 12
‹flçi köylü’den
birçok insan F tiplerinde hayat›n› kay-
vard›r, hem de onlar›n dilinden, daha
Sayfa 4
de etmemiflti.
❐ Sayfa 7
Pusula
Evrensel Bak›fl
Duruflunu sa¤lamlaflt›rarak katk›n› art›r
Baflka bir dünya mümkün,
ama nas›l?
Sayfa 11
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Tahta kasalar›n alt›nda ezilen
hayatlar...
3-16 Ekim 2008
işçi-köylü’den
Yazmak ideolojik, politik, kolektif
bir eylemdir...
Yaz(ma)mak ideolojik bir eylemdir!
‹flçi emekçi y›¤›nlar›n sosyal haklar›n›n tamamen ortadan kald›r›lmaya çal›fl›ld›¤› bir dönemdeyiz.
SSGSS ad› alt›nda emekçi kesimlere
dayat›lmaya çal›fl›lan yasan›n, özellikle de a¤›r çal›flma koflullar› alt›nda, düflük ücretlerle çal›flmaya mahkûm edilen kesimlerin yaflamlar›n›
daha da zorlaflt›raca¤› kesin.
Ancak flu da zaten bir gerçek ki,
bu yasan›n hayata geçirilmesinden
önce de, birçok ifl kolunda çal›flan
emekçiler, uzun y›llar boyu herhangi bir sosyal güvenceleri olmadan ve de oldukça a¤›r çal›flma koflullar›nda çal›flmak zorunda b›rak›lmaktalar.
Sosyal güvenceden yoksun çal›flt›rman›n en yayg›n olarak hayata geçirildi¤i ifl kollar›ndan biri de sebze-meyve halleri.
Yafllar› 12-13’ten bafllayan çok
say›da emekçi, sebze-meyve hallerinde yaflam mücadelesi veriyor.
Neredeyse tamam› sigortas›z çal›flt›r›lan bu iflçilerin büyük bölümü
Kürt iflçiler.
‹stanbul’daki en büyük meyvesebze hallerinden biri de, Kozyata¤›’nda bulunan hal. Buras› yaklafl›k
on y›l önce Cevizli’den buraya tafl›nd›. Eski halin yerinde ise flu s›ralar, lanse edildi¤i biçimiyle, “Dünyan›n en büyük Adalet Saray›”n›n inflaat› sürüyor. Halin Cevizli’den, daha küçük bir alandaki Kozyata¤›’na
tafl›nmas›, birçok iflçinin iflinden olmas›n› da beraberinde getirmiflti o
dönem.
Ancak Kozyata¤›’ndaki halin de
bir süre sonra baflka bir yere, büyük bir ihtimalle Pendik/Kurtköy’e
tafl›nma ihtimali oldu¤u, yak›nda inflaat›n›n tamamlanaca¤› söyleniyor.
Hal iflçilerinin içinde bulunduklar› a¤›r çal›flma koflullar›n› bir de onlardan dinlemek üzere, Kozyata¤›
Hal’ine gittik.
bet etmeyi kabul ediyor. Ancak zaman› s›n›rl›, çünkü hemen geri dönüp, baflka bir kamyonun mal›n› tafl›mak zorunda. Ad›n›n Eflref Türko¤lu oldu¤unu ö¤reniyoruz. Halde çal›flan iflçiler genelde Mufllu olmas›na karfl›n, Türko¤lu Bayburtlu.
15 y›ld›r halde çal›flt›¤›n› söylüyor.
Çal›flma koflullar›n› ve de özellikle
sigortal› olup olmad›¤›n› soruyoruz.
“Ne gezer” diyor ve devam ediyor:
“sigorta yok, ald›¤›m›z günlük
ücretle de evi zar zor geçindiriyoruz. Çal›flma koflullar› çok a¤›r.
Gece on ikide gelip sabah yine
12 civar› ancak eve gidebiliyoruz.
Patronlar bizim s›rt›m›zdan, yani
hamallar›n s›rt›ndan para kazan›yor.”
Neden sigortal› olmad›klar› sorumuzu: “Patronlar sadece kendi
akrabalar›n› sigortal› yap›yor.
Biz sigorta deyince, hemen uzak
duruyorlar bizden” sözleriyle yan›tl›yor. Halde toplam 193 yaz›hane
oldu¤unu ve bunlar›n her birinde en
az 4 sigortas›z iflçinin çal›flt›¤›n› söylüyor. Bu da yaklafl›k 800 sigortas›z iflçi anlam›na geliyor.
Sigortadan denetim gelmesi durumunda, burada ba¤›ms›z ve yevmiyeli çal›flt›klar›n› söylemeleri isteniyormufl kendilerinden. Kabz›mal-
r›n› Mert, Arhat,
Mehmet ve Metin
olarak veriyorlar.
Mert 7 y›ld›r halde
çal›fl›yormufl, Metin
ise 11 y›ld›r. Di¤erlerinin çal›flma süreleri de yine 6-7
y›l aras›nda de¤ifliyor. Çok genç olan
bu iflçilerin, birço¤u gibi 12-13 yafllar›nda burada çal›flmaya bafllad›klar›n› ö¤reniyoruz. Dördü de, çal›flma koflullar›n›n a¤›rl›¤›ndan ve de
sigortas›z çal›flt›r›lmaktan flikayetçi.
Mert’e göre bunun çözümü, kendi
deyimiyle, do¤u illerine ifl olanaklar› yarat›lmas›ndan geçiyor. “Buradaki rezalet ve pislik çal›flma
koflullar›ndan ancak böyle kurtulabiliriz” diyor.
Mehmet ise, çal›flma koflullar›n›n
çok a¤›r olmas›ndan, fiziksel y›pranman›n üst boyutlarda yaflanmas›ndan kaynakl›, on y›l sonra art›k bu
ifli yapacak güçte olamayacaklar›n›
söylüyor ve “‹nsan›n hayat›n›
mahveden bir ortam” diyor. A¤abeyleri de bu ifli yap›yormufl. Hemen hepsi kalabal›k nüfuslu aileler
ve evde sadece bir-iki kiflinin çal›flt›¤›n›, bunun da geçinmeye yetmedi¤ini söylüyorlar.
Halde daha çok say›da iflçiyle k›sa sohbetler yap›yoruz. Ancak büyük ço¤unlu¤u sorular›m›z› yan›tlay›p hemen oradan ayr›lmak istiyorlar. Bu s›rada gözleri etraf› tar›yor. Patronlar›n kendilerini görüp görmedi¤ini anlamaya çal›fl›yorlar.
Dükkânlar›n içindeki iflçiler ise konuflmaktan tamamen kaç›n›yorlar. ‹fllerini kaybetme korkusu hepsinin gözlerinden okunuyor. Halin tafl›nma durumunun oldu¤unu bir kez de iflçilerden ö¤reniyoruz. Bu durumdan tedirginler. Çünkü yeni hale
arabac› olarak tabir edilen ve haldeki iflçilerin büyük ço¤unlu¤unu oluflturan iflçilerin girmesi yasaklanacakm›fl. Bu da yüzlerce insan›n iflsiz kalmas› anlam›na geliyor. Yani iflçileri,
sigortas›z ve a¤›r çal›flma koflullar›n›n yan› s›ra, iflsiz
kalma kayg›s› sarm›fl durumda.
Yaflamlar›, günde 12 saatten fazla, dolusunu-boflunu tafl›mak
zorunda kald›klar› tahta sand›klar›n alt›nda ezilmekle geçen, tafl›d›klar› yük boylar›n›n iki kat›ndan fazla olan bu iflçilerin büyük bölümü kendilerini “gurbetçi iflçi” olarak tan›ml›yor. Gurbetçilerin büyük bölümünün, “Bakkalköy”de oturdu¤unu söylüyorlar. Buralarda tuttuklar› gecekondulardan oluflan bekâr evlerinde, yaklafl›k on kiflinin bir arada yaflad›¤›n› söylüyorlar. Yerleflik olanlar›n ço¤unun ise, Sultanbeyli’de oturdu¤unu ö¤reniyoruz.
‹fl
flç
çilerin büyük k›sm›
gurbetçi...
Halin önü manav, market vb. iflletmelere ve de pazardaki tezgâhlar›na mal almaya gelenlerin araçlar›yla dolu. Halden mal alma ifllemi, gece yar›s› bafll›yor.
Bunun için de hal çal›flanlar› gece en geç 24.00 civar›nda hale geliyorlar.
‹flçilerin kimi kamyonlarla gelen
mallar› kabz›mal›n dükkân›na indiriyor ya da mal almaya gelenlerin
mallar›n› yüklüyor. Bir de sat›n al›nan mallar› tekerlekli el arabalar›yla
kamyonlara tafl›yanlar var. Halin d›fl›na park etmifl arabalara mal tafl›yanlarla karfl›lafl›yoruz ilk önce.
“Hakk›m›z› gizlice örgütlenerek arayabiliriz”
Mal› boflaltm›fl ve hale geri dönen, el arabal› bir iflçiye yaklafl›p,
kendimizi tan›t›yoruz. Ayr›ca hal iflçilerine yönelik ç›kart›lan, Partizan
imzal› bildiriden veriyoruz kendisine. Bildiriye flöyle bir göz at›p, soh-
lar›n iflçi yükünün s›f›r oldu¤unu
söylüyor ve “Çok büyük haks›zl›k
var. Kime sorsan lanet okuyor”
diyor.
Bu durumdan kurtulman›n yolunun ne oldu¤unu sordu¤umuzda ise
“Burada bize önderlik edecek
kimse yok. Böyle birileri olsa,
hakk›m›z› arar›z. Gizlice toplan›r›z bir yerde, örgütleniriz ve tüm
bu haks›zl›klara karfl› ç›kar›z” diyor.
“‹nsan›n hayat›n› mahveden bir ortam”
Türko¤lu yan›m›zdan ayr›lmak
üzere müsaade istiyor. Biz de halin
içine do¤ru ilerliyoruz. Hale girdi¤imizde, mal indirme, yükleme, araçlara tafl›ma gibi, hummal› bir koflturmacaya flahit oluyoruz.
Halin içinde yürürken, arabayla
mal tafl›yan birkaç genç iflçiye yaklafl›p, sohbet etmeye bafll›yoruz.
Hepsi Mufllu olan genç iflçiler adla-
“Meslek yok, mecburen
bu ifli yap›yoruz”
Halde karfl›laflt›¤›m›z bir baflka
iflçi ise, Mehmet Kartal. Kartal
da Mufllu ve 8 y›ld›r bu ifli yap›yor.
Günlük kazanc›n›n idare etti¤ini
söylüyor. Ancak sigortas› ve herhangi bir güvencesi olmad›¤›n› da
ekliyor. ‹fl koflullar›n›n oldukça a¤›r
olmas›n›n kendilerinde çeflitli hastal›klara yol açt›¤›n› belirtiyor ve
“Ne yapars›n, meslek yok, mecburen bu ifli yap›yoruz” diyor.
O s›rada yan›m›za yafl› küçük bir
iflçi yaklafl›yor. Ad› Y›lmaz Tu¤rul. Y›lmaz henüz 13 yafl›nda ve o
da Mufllu. ‹lkokul beflinci s›n›fa kadar okumufl ve iki y›ld›r halde çal›flt›¤›n› söylüyor. ‹stanbul’a geleli de
zaten iki y›l olmufl. 7 kardefllermifl
ve geçim s›k›nt›s›ndan dolay› okuyamam›fl. Y›lmaz hale gece 3 gibi geldi¤ini ve ö¤len 12’ye kadar çal›flt›¤›n› söylüyor. Halde kendisinin d›fl›nda babas› da çal›fl›yormufl. Ve babas›n›n 15 yafl›ndan beri halde çal›flt›¤›n› söylüyor.
Babas› tüm bu y›llar boyunca sigortas›z çal›flm›fl. Yeflil kartlar› varm›fl ve tek sosyal güvencelerinin bu
oldu¤unu belirtiyor. Asl›nda halde
çal›flmak istemedi¤ini, ancak kalabal›k nüfusa bakabilmek için, babas›na
destek olmak zorunda kald›¤›n› söylüyor. Bu arada Y›lmaz’›n Kürt sorununa duyarl› oldu¤unu da ö¤reniyoruz. DTP’nin kapat›lma davas›ndan ve kapat›lmamas› gerekti¤inden
söz ediyor. Haldeki iflçilerin tamam›na yak›n›n›n Kürt, iflverenlerin
ço¤unun ise Türk oldu¤unu söylüyor ve “Kürtler daha çok bile¤iyle çal›fl›yor” diyor.
Bu arada birkaç pazarc› yan›m›za
geliyor ve bizim Kürt sorunundan
konufltu¤umuza kulak misafiri olunca, onlar da sohbete kat›l›yor. Onlara da bildiriden veriyoruz. Bildirinin
alt›ndaki imzaya bak›p “Haa Partizanm›fl” diyorlar ve yaklafl›mlar›
daha s›cak oluyor. Haldeki ve pazardaki çal›flma koflullar›na de¤indi¤imiz, ayaküstü sohbetin ard›ndan,
“Kolay gelsin” deyip ayr›l›yorlar.
Haldeki iflçilerle sohbetimizi bitirip, tekrar d›flar› ç›k›yoruz. D›flar›da yine birkaç “arabac›” ile sohbet
etmeye çal›fl›yoruz. Arabas›na y›¤d›¤›, boyunun birkaç kat› bofl tahta
sand›klar› çeken genç bir iflçi, tüm
di¤erlerinin dile getirdi¤i sorunlardan bahsediyor. Yan›m›za bir kaç
genç iflçi daha geliyor. O s›rada tahta kasalar› tafl›yan iflçinin tafl›d›¤› kasalar›n bir k›sm› devriliyor. Kasalar›
birlikte arabas›na yükleyip, vedalafl›yor ve yanlar›ndan ayr›l›yoruz…
(Kartal)
‹ddias›nda oldu¤umuz dünyay› de¤ifltirme mücadelesi için kitleleri bilinçlendirmek, kazanmak, sürekli kitle ile iç içe, iletiflim halinde
olmak gerekir. Bu, proleter ideolojinin gereklili¤idir. S›n›f mücadelesine tüm benli¤iyle kat›lanlar kazanman›n, iktidar olman›n tüm araçlar›n› en fazla ve en iyi flekilde kullanmay› bir görev sayarlar. Dolay›s›yla halk kitlelerine bilinç tafl›ma araçlar›ndan biri olan yaz›l› ajitasyon ve propaganday› önemsemek ve kullanmak da ideolojik bir tutumdur. S›n›f› ve müttefiklerini örgütlemede gerekli araç ve yöntemlerden kimini küçümsemek, yok saymak ya da kendini bunlar›n d›fl›nda tutmak asl›nda kendi ideallerinin, neyi neden istedi¤inin yeterince fark›nda olmamak demektir.
Kimileri “ben eylem insan›y›m, yaz›y› baflkalar› yazs›n” gibi cümleler kurarak ideolojik planda yetersiz kavray›fllar›n› da ortaya
koymufl olur. Zira yazmak da bir eylemdir ve di¤er eylemlerle ayn› amac› tafl›r: de¤ifltirmek! Yazmak da –bir üretim flekli
olarak- politikalar›m›z› kitleye tafl›ma biçimlerinden biridir. Dolay›s›yla bunu yapmay› istememek kendisiyle çeliflmek olacakt›r bir devrimci için. Oysa yazmak, aflkas›na havale etmek bir yana zevkle yapmay›
arzulad›¤›m›z bir çal›flma olmal›d›r… Öte yandan baflkas› yaps›n mant›¤› burjuvaziye aittir. Onlar üretmezler, emek harcamazlar; en sevdikleri fleylerde bile bu böyledir. Mesela çiçekleri severler ama onlarla ilgilenmez, bahç›vana yapt›r›rlar bak›m›n›, çocuklar›n› severler
ama do¤du¤u andan itibaren dad›lara vs. havale ederler. Bizim sevgimiz, burjuvazinin “sevgisinden” çok farkl›d›r. Halk sevgisi ile dolu
olan, emek harcamaktan da kaç›nmazlar. Aksine bunu büyük bir
zevkle yaparlar. Çünkü, bir proleter devrimci için mutluluk
çal›flmakt›r, üretmektir.
Kimileri de yazman›n gereklili¤ini savunmakla beraber “ben yapamam”, “gerekli teorik bilgi ve deneyimim yok” vb. gerekçeler s›ralamaktalar. Bu da ideolojik aç›dan tart›fl›lmas› gereken bir
yaklafl›md›r. Devrimciler asla tatminkar de¤ildir. Bilim der ki her
fley sürekli geliflir, de¤iflir; demek oluyor ki her fleyin daha iyisi ve fazlas› mutlaka vard›r. Böyleyken “yapamam”, “yetmem” demek, ne
kadar bilimsel ve gerçekçidir? Bu, de¤iflme-de¤ifltirme gücünü kendinde görmemektir. Evet, insanlar baz› fleyleri yapma becerisine sahip olamayabilirler do¤al olarak, bunu “kabul etmeliyiz”. Fakat bununla birlikte flunu da kabul etmeliyiz ki; di¤er tüm yapabiliyor oldu¤u fleyler gibi, flu an yapamad›klar›n› da yapar hale gelebilirler. Bu, istek ve emek ile mümkündür. Cevheri ortaya ç›karmak için topra¤›
kaz›mak gerekir. ‹ste¤i ve eme¤i do¤uran fley ise bilinçtir. Hedef ve duruflunun bilincinde olanlar›n kazanamayaca¤› ve gelifltiremeyece¤i bir beceri de yoktur… Sorun, bilinç ve irade sorunudur.
K›sacas› yazmak ideolojik bir eylemdir. Yazmak için gerekli/yeterli siyasal ve teknik birikime sahip olamayabilir insanlar; bu anlafl›labilir ve de giderilebilir/giderilmesi zorunlu bir eksikliktir. Yazmamak veya gereksizli¤ini vs. savunmak, “teorisini yapmak” ise kabul
edemeyece¤imiz, bize ait olmayan bir tutumdur. Kolektifin bilinçli
parças› olan hiç kimse birikimlerini kendine saklamay›, kendisinin
–dolay›s›yla kolektifin- geliflimini s›n›rlamay› ve politikalar›m›z› daha
genifl kitlelere tafl›may› reddetmez. Aksi, kiflinin kendisiyle –idealleriyle- çeliflmesidir.
‹ktidar› almak, halk iktidar› kurmak iddias›nday›z. Bu iddiay› gerçe¤e dönüfltürecek olan do¤ru politikalard›r. Fakat politikalar›n do¤rulu¤u kadar onlar›n kitlelere tafl›nmas›, kitlelerce benimsenmesi de
hayati önemdedir. Bu politikalar› yaz›l› olarak kitlelerle buluflturmak
da politik bir faaliyettir do¤al olarak… Mesela, bir alandaki faaliyetçilerin ani bir geliflmeye karfl› inisiyatif kullan›p tav›r almas› gerekti ve bu faaliyetçiler konuya dair do¤ru politikalar belirleyebilmifl,
do¤ru çözümleyebilmifl olsun, fakat bir bildiri dahi kaleme alma yetene¤inden yoksunlar! Görülüyor ki bu yetene¤in olmay›fl› bir anda o
do¤ru çözümlemeyi ifllevsiz k›lacakt›r. Bu, elbette raz› olamayaca¤›m›z bir tablodur.
Öte yandan bu yazma çabas›, politik gerilik –politikaya ilgisizlikkonular›ndaki sorunlar›n çözümüne de katk› sunacakt›r. Zira yazmak,
bir incelemeyi, araflt›rmay›, gözlemlemeyi, tart›flmay› ve yorumlamay› gerektirir. Yazmak; ö¤renirken ö¤retmek, ö¤retirken ö¤renmektir. Yazan kifli, bunu iyi bir flekilde yapmak için soru sorma,
sorgulama, düflünsel derinlik yakalama, okuma ihtiyac› hissedecektir.
Zaten bunlar olmaks›z›n yeterli, tatmin edici bir ürün ortaya ç›kmaz.
Bu flekilde bir çal›flma bir taraftan kitlelere daha yo¤un ve yayg›n politika tafl›mada, di¤er taraftan da yazanlar›n politik seviyesini yükseltmede etken olacakt›r.
Ortak amaçlar için bir araya gelenler aç›s›ndan, kim(ler)in neyi
yapt›¤›na bakmaks›z›n, her yap›lan kolektiftir. Buna, isterse bafltan sona tek bir kifli taraf›ndan üretilmifl olsun, yazmak da dahildir. Zira genel hedefin gerçekleflmesinde gerekliliklerden birisidir o. Ve bu iflle
profesyonel ilgilenenler d›fl›ndaki herkes veya ço¤unluk bu konuda
asgari miktarda da olsa üretti¤inde politik zenginlik ve ortamda yarat›lm›fl olacakt›r.
Yazarken konu belirleme ve plan oluflturma aflamalar›n› mümkünse ortak yapmak daha iyi, sistemli, iç mant›¤› tutarl› yaz›lar üretilmesine, böylece yazan kiflinin de becerisini daha h›zl› gelifltirmesine
oldukça katk› sunacakt›r; ortak akl›n tasar›m› daha yüksek nitelikli yaz›lar yarat›lmas›n› sa¤lar. Ayr›ca yaz›ya birlikte de¤erlendirerek
elefltiri ve önerileri alarak en son halini vermek de kolektif bir çal›flmad›r ve yap›lan›n en güzelini yapmay› sa¤lamakla kalmaz, canl› bir
politik ortam, olaylara genifl ve de¤iflik aç›lardan bakabilme, ortak
üretmenin güzelli¤ini tatmay› getirir… Duygu ve düflünce dünyas›n›
zenginlefltirir.
İşçi-köylü 3
3-16 Ekim 2008
Politika gündem
Münazara müsveddeleri ve ç›kar çat›flmalar›...
25 Eylül’de Meclis’te gerçekleflen “tart›flmamünazara komedisi” de hükümetteki partiyle hükümete
aday partinin
önde gelenlerinin halka iletebilecekleri somut
tek bir mesajlar›
olmad›¤›n›, baflta olanlarla baflta olmak isteyenlerin her ikisinin de ya¤mac›lar›, soyguncular› temsil etti¤ini bizlere
baflka bir aç›dan
göstermektedir.
Sistemin temsilcilerinin durumlar›n›n hiç iyi olmad›¤› ve gelece¤i de parlak görmedikleri her
geçen gün daha net flekilde anlafl›lmaktad›r. Bunu bir yandan halka
yönelik hiç ara vermeyen hak
gasplar›ndan, zamlardan, s›n›r içi
ve ötesi askeri operasyonlardan
vb. görmek mümkünken öte yandan kendi içlerindeki kavgadan anlayabiliyoruz.
Egemen s›n›flar›n kendi
içinde farkl› ç›kar gruplar›n›n
çat›flmas› son y›llarda hiç ara
vermeden, farkl› düzey ve çeflitlilikte devam etmektedir.
Daha öncesinde Genelkurmay
Baflkanl›¤› e-muht›ralarla hükümet
üzerinde etkide bulunmaya çal›fl›p
hakim s›n›flar içindeki muhalefete
öncülük ederken klikler aras› mücadelenin geldi¤i aflamada ve emperyalistlerin müdahalesiyle ön
plana yarg› geçmifl, AKP, kapatma
davas› üzerinden uzlaflmaya davet
edilmifltir. Kapatma davas›n›n ard›ndan ise yaklafl›k 7 y›ld›r ana
muhalefet partisi olma iddias›yla
meclis koltuklar›na kurulmufl bulunan ve hareketsizli¤i ile elefltirileri üzerinde toplayan CHP bir
anda öne ç›kt› ve muhalefet partisi gibi davranmaya bafllad›.
Gerek dünya çap›nda gerekse
de ülkemiz dahilinde sistemin içinden geçti¤i kritik süreçte ekonomik krizin yan› s›ra Ortado¤u,
Kafkaslar ve Balkanlar gibi emperyalistler aras› çat›flmalar›n yo¤unlaflt›¤› bölgelerle do¤rudan iliflki
içinde olan Türk egemen s›n›flar›na yüklenen yeni misyon göz önüne al›nd›¤›nda AKP hükümetinin
efendilerinden ald›¤› deste¤i sürdürdü¤ü ve ordunun da bu süreçte hükümet ile iflbirli¤ini kabul etti¤i anlafl›lmaktad›r. Yine faflizmin
bir numaral› sorun olarak gördü¤ü Kürt ulusal sorununa yönelik
sistemin sundu¤u “çözüm”ün bir
aya¤› olan s›n›r içi ve ötesi operasyon meselesi ile yerel seçimlerde DTP’nin yenilgiye u¤rat›la-
S›n›fsal Yaklafl›m
KR‹Z VAR KR‹Z VAR,
EMPERYAL‹ZM BUNALIMDA!
‹ster do¤rudan temsilcisi, ideologu konumunda olup da kalemi/mikrofonu eline als›n, isterse
de “sol liberal” cenah›n bin bir türlü rengine bürünerek ayn› kulvardan seslensin, karfl›-devrimci koronun yaflanan son büyük mali kriz
karfl›s›ndaki durumu, krizden de
beterdir. Duruma iliflkin, “kapitalizm budur, krizlerle yol al›r, yenilenir, daha da güçlenerek yoluna
devam eder” söylemleri, umars›z
bir tanr›ya yakar›fl seremonisine
dönüflmüfltür.
Nafiledir, çünkü kapitalizmin
yoluna bir biçimde devam ediyor
olmas› yenilendi¤i anlam›na gelmemektedir. Nafiledir, çünkü sistemin güçlenmesine yetecek iç dinamikler, yani dünya ölçe¤inde
önemli yaflamsal kaynaklar›n ve
do¤an›n bizatihi kendisi kurutulma,
tüketilme aflamas›na do¤ru sürüklenmektedir. Nafiledir çünkü, krizden ç›k›fl için gerek merkezin içinde gerekse de d›fl›nda k›sa ve orta
vadede sa¤lanabilecek birliklerin
ömrü tart›fl›l›r hale gelmifltir.
2007’nin yaz aylar›nda ABD’nin
konut kredileri (mortgage) ve vas›fs›z kredi (subprime credit) piyasalar›nda bafl gösteren krizin, 2008
bahar›nda Amerika’da Bear Stearns, ‹ngiltere’de Northern Rock
bankalar›n›n kurtar›lmas›na uzanan
bir boyut almas›, “neo-liberal politikalar›n iflas›”, “küreselleflmenin
sonu” gibi nitelemelerle karfl›lanm›flt›. Bu kötümser yorumlara karfl›n, “devletin” istisnai müdahale
hakk›ndan bahisle, borsalar›n yeniden sa¤lanan “istikrar”›na dikkat
çeken merkez sözcüleri, “her fley
yolunda, pani¤e gerek yok” mesaj›
vermifllerdi.
Ne var ki, daha 6 ay dolmadan
hiç bitmeyen çalkant›lar daha büyük bir dalga ile önce Freddie Mac
ve Fannie Mae adl› ipotek flirketlerinin fon idaresinin kamulaflt›r›lmas› ard›ndan da 158 y›ll›k yat›r›m
bankas› Lehman Brothers ve Merrill Lynch’in iflas›n› gündeme getirdi. Bunlara dünyan›n en büyük sigorta flirketi AIG’in 85 milyar dolar nakit aktar›larak (hisselerinin
yüzde 79’u al›narak) devletlefltirilmesi eklenince bütün manflet ve
yorumlar, yüzy›l k›yaslamal› “deprem” ve “kriz” nitelemeli yap›lmaya baflland›. Nitekim, konunun
do¤rudan muhatab› art›k bizzat
ABD baflkan›yd› ve Bush, neredeyse gün içerisinde birkaç kez demeç
verir hale geldi. Bu, 11 Eylül’den
sonra ilk kez yaflan›yordu…
Krizin boyutlar›n› iflin içindeki/bafl›ndaki kiflilerin demeçlerinden anlamak da mümkündür. ABD
Merkez Bankas› eski Baflkan› Alan
Greenspan, “Önce flunu anlayal›m.
Bu 50 y›lda, hatta 100 y›lda bir yaflanacak bir olay, devam› gelecektir.”
derken; halefi Ben Bernanke, “Kri-
rak Ulusal Mücadelenin askeri ve
legal alanlarda zay›flat›lmas› stratejisi hesaba kat›ld›¤›nda ordu ile
hükümetin karfl› karfl›ya gelmeyi
tercih etmemesi anlafl›l›rd›r.
Bununla birlikte yeni Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un
göreve gelmesiyle birlikte kamuoyuna aç›klad›¤› ve hiçbir özgünlü¤ü olmayan “aç›l›mlar” incelendi¤inde ve orduya “yak›n” kalemlerin yazd›klar› ele al›nd›¤›nda üzerinde durulan, hükümetin yolsuz-
Resmi siyasetin
düzeysizli¤i
Her iki taraf›n her gün birbirlerini yeni yolsuzluklarla, rüflvetle
suçlamas› halk›m›z› flafl›rtmamaktad›r. Emekçi halk›m›z da do¤rudan gözlemleriyle fark›ndad›r ki
bu düzen soyguna, ya¤maya,
h›rs›zl›¤a dayanmaktad›r. Rüflvet vermeden ifl yapt›rman›n
mümkün olmad›¤›n›, bürokratik
ifllemlerde “tan›d›¤›n, hemflerinin”
olmas›n›n avantaj getirdi¤ini,
luklar üzerinden teflhir edilip y›prat›lmas›, tarikat ve dini vak›flar›n
ekonomik gücüne dikkat çekilip
bunun engellenmesi gerekti¤i vurgusunun yap›lmas› da dikkate de¤erdir. Bu “takti¤in” aç›klanmas›n›n pefli s›ra hem Do¤an Grubunun hem de CHP’nin Deniz Feneri, fiaban Diflli ve çeflitli belediyelerin ve önde giden AKP’lilerin
yolsuzluklar›n› ard› ard›na aç›klamaya bafllamas› flafl›rt›c› de¤ildir.
Hemen hepsi bir kaç y›l önce yap›lan yolsuzluklar›n neden bugün
piyasaya sürüldü¤ü sorusunun
bunlar göz önüne al›nmadan anlafl›lmas› mümkün de¤ildir.
emekçiler haricinde kimsenin vergisini yasal mevzuata uygun ödemedi¤ini küçük çocuklar dahi bilmektedir. Dolay›s›yla AKP’nin
baflkan yard›mc›lar›n›n, belediye
baflkanlar›n›n nüfuzlar›n› belirli
sermaye çevreleri, yak›nlar› ve
kendileri için kullanmalar› ve soygundan, ya¤madan pay talep etmeleri flafl›rt›c› de¤ildir. Düzenin
gerçekli¤idir, çürümüfllü¤ünün
göstergesidir. AKP’yi suçlayan
CHP’nin hiç de masum olmad›¤›n›,
CHP’lilerin de h›rs›z oldu¤unu anlamak için yaln›zca AKP’ye yak›n
medyan›n yay›nlad›¤› belgelere ihtiyaç yoktur, bu zaten CHP’nin
uzun y›llar süren ömrüne tan›kl›k
zin seyri en kötümser tahminleri bile
aflm›flt›r” fleklinde aç›klama yapm›flt›r. IMF Baflkan› Dominique Strauss-Kahn’›n yorumu da onlar› destekleyen içeriktedir: “Küresel krizin
henüz ortas›nday›z, daha da kötü
günler yaflanabilir.” (15.09.08)
Resmi olarak 700 milyar dolar,
gayr›-resmi birkaç trilyon dolar
destek ç›k›larak, holdingleri saran,
borsalar› sarsan, kredi piyasalar›n›
allak bullak eden ve daha önemlisi
büyük bir spekülasyon dalgas› ile
güvensizlik yayan “kriz havas›”
giderilmeye çal›fl›lmaktad›r. ‹lk elde
yap›lan kamulaflt›r›lmalar›n “as›l y›k›m/çöküfl”ü önlemek için yap›ld›¤›n› aç›klayan bizzat kendileridir.
Yeni müdahaleler ile oluflturulacak
“fon sistemi”nin k›sa vadede dahi
etkili sonuç verece¤i tart›flmal›d›r.
“Daha kötü günler”den bahsedenlerin kayg›lar› bu manada yabana
at›lacak gibi de¤ildir. Ancak baflka
reçeteleri de kalmam›flt›r. Kapitalizmin, efendilerince/patronlar›nca
çarelerin tükenmedi¤i bir düzen
olarak nitelenmesinin aksine, somutta görüldü¤ü gibi, “çaresizlik
ve acz sistemi” oldu¤u aç›kt›r.
Neden ve nas›l krize sürüklenildi¤ine dair çok çeflitli görüfller
ortaya at›l›r, tart›fl›l›rken, sorun en
fazla serbest piyasa ya da “küreselleflme”ye fatura edilerek sistemin
“namusu” kurtar›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Konut kredileri piyasas›
ile bafllayan, yat›r›m flirketleri, arac› kurumlar, sigorta devleri, yat›r›m bankalar›na –vd. bankalar- uzanan ve reel sektörlere s›çramas›
(General Motors ve Ford’un 10
milyarlarca kredi talebi) kaç›n›lmaz
olan kriz, dönem politikalar›yla
izah edilip tart›fl›lacak bir kriz de-
¤ildir. Bunun 1929 ile k›yasland›¤›
üzere; 1987, 1999 ve 2001 ile devam›ndakilerden de a¤›r biçimde
küresel ölçekli etkilere sahip yap›sal bir a¤›rl›¤› bulunmaktad›r.
Azami kâr h›rs›yla iflleyen kapitalist sömürü mekanizmas›, sürekli
biçimde yaratt›¤› üretim fazlas› ile
kriz ve bunal›mlar›n maddi temellerini oluflturmaktad›r. Meselenin
bir yönü budur. Bu aç›k/kay›p ile
pazarda do¤an kap›flma, iflaslarla
büyümektedir. Di¤er yandan, asalak sistemin özünü oluflturan mali
sermayenin kendi do¤as›na uygun
azg›nlaflmas› neticesinde tam da
sistemin t›kanmas›na çözüm ad›na
yaratt›¤› devasa spekülatif piyasa,
kontrol edilemeyen bir “yok edici”ye dönüflmektedir.
Durum, finansal krizin emperyalist merkezlerdeki patlama ve
geliflim flekli itibar›yla böyledir ama
sorunun esas parametrelerini tart›flan ve kapitalist sistemin “y›k›m” ve “iflas›”na dair as›l verilerle ilgili tart›flma yürüten yoktur.
Kapitalist sistemin kendi kurumlar›nda su yüzüne ç›kan, d›fla vuran
ar›zalar bafl gösterdi¤inde, yolunda
gitmeyen durumlar olup da “kâr
makineleri”, “para basma tankerleri” bat›nca “kriz”den söz edilmektedir. Bunun bir kriz oldu¤u do¤rudur ancak, bu boyutta abart›lmas›nda faturan›n her dönem oldu¤u
üzere halklara ödetilmesi planlar›
oldu¤u gerçe¤i unutulmamal›d›r.
Emperyalist-kapitalist sistem,
as›l gittikçe ço¤alan aç ve yoksul
nüfus oran› nedeniyle krizdedir.
Bu durum çeliflkileri keskinlefltirmekte, s›n›f kavgas›n› büyütmektedir. Sistem, hiçbir ülkede burjuva
manada dahi demokratik sistemi
eden halk›m›zca bilinmektedir.
‹flte bu gerçeklik içinde karfl›m›za ç›kan bir di¤er olgu da resmi-legal siyasetin ülkemizdeki
düzeysizli¤idir. Herhangi bir burjuva devletinde dahi benzeri belgeler a盤a ç›kt›¤›nda istifa etme,
yarg›ya gitme gibi prosedürler uygulanmas›na karfl›n bizim ülkemizdeki siyasi gelenek, hakk›nda hangi
iddialar ortaya at›l›rsa at›ls›n, nas›l
büyük bir h›rs›z ve soyguncu oldu¤u ortaya ç›karsa ç›ks›n kimsenin koltu¤unu b›rakmaya yanaflmad›¤› ve piflkince ortaya ç›karak
karfl›s›ndakinin h›rs›zl›¤› üzerinden
kendini meflrulaflt›rd›¤› bir gelenektir. Bu nedenledir ki kimsenin istifa etmemesi halk›m›z› flafl›rtmamaktad›r.
Bununla birlikte karfl›l›kl› iddialar› sunan taraflar›n düzeysizli¤i
iddia sahiplerinin hakaretlerinden
ve argo sözcüklerinden de anlafl›lmaktad›r. Küfürler o kadar rahat
ifade edilmektedir ki böyle giderse Baflbakan›n aç›klamalar›n›n çocuklar›n uykuda oldu¤u saatlerde
yay›nlanmas› zorunlulu¤u do¤acak
gibi görünmektedir. Mikrofonu
kapan herkesin fleref ve namustan
bahsedip karfl› taraf› bundan mahrum olmakla suçlamas› da asl›nda
her iki tarafta da noksan olan erdemleri ortaya sermektedir. Ülkenin gerçek sorunlar›na somut
cevaplar getirecek politikalar› olmad›¤› ve var olan çürümüfl düzenin çöplü¤ünde eflelendikleri için
k›sa süre içinde kabak tad› veren
karfl›l›kl› suçlamalar›n ve delillerin
bir anlam› kalmamaktad›r.
Bu flartlar alt›nda 25 Eylül’de
Meclis’te gerçekleflen “tart›flmamünazara komedisi” de hükümetteki partiyle hükümete aday partinin önde gelenlerinin halka iletebilecekleri somut tek bir mesajlar› olmad›¤›n›, baflta olanlarla baflta olmak isteyenlerin her ikisinin de
ya¤mac›lar›, soyguncular› temsil etti¤ini bizlere baflka bir aç›dan göstermektedir. Meseleyi ilginç, heye-
koruyamad›¤› için bunal›mdad›r.
Özellikle 11 Eylül’den sonra Bat›
ülkelerinde dahi temel hak ve özgürlük alanlar›nda ciddi oranda k›s›tlamalara gitmifl, sosyal ve ekonomik haklar› büyük çapl› budam›flt›r. Yar›-sömürge ve sömürgelerde rejimlerin tümü daha gerici
ve otoriter bir yap›ya kavuflturulmufl, halk muhalefeti üzerindeki
bask› ve terör üst düzeyde art›r›lm›flt›r.
Emperyalist-kapitalist sistem,
yak›n süreçteki son derece iddial›
hamlelerinde yaflad›¤› hüsran nedeniyle krizdedir. Sistemin önderi
ABD emperyalizmi, y›llar›n projesi
BOP’u da devreye soktu¤u 11 Eylül sonras› “anti-terör” savafllar›
dizisinin ilk iki iflgalinde hempalar›yla birlikte duvara çarpm›flt›r.
Daha ötesi, Ortado¤u’da büyük bir
nefret ve öfke biriktirmifl, bu birikim dalga dalga yak›n bölgelere yay›lm›flt›r. Dünyada anti-emperyalist
dalga ve ulusal-sosyal kurtulufl mücadeleleri bak›m›ndan durum elbette ki bundan ibaret de¤ildir.
Güneydo¤u Asya, Hindistan, Nepal ve Latin Amerika’daki durum
karfl›-devrimciler için derin bir bunal›m sebebidir.
Emperyalist-kapitalist sistem,
kendi içerisindeki dengelerde yaflad›¤› “yeni” geliflmeler nedeniyle
krizdedir. O nedenle son finansal
kriz daha sanc›l› yaflanmaktad›r.
Ne G-8’ler süreci, ne NATO’ya
eskisi gibi yön verilebilmektedir.
fiangay ‹flbirli¤i Örgütü, Rusya önderli¤inde bölgesellik ve dayan›flma
gibi “iddias›z” vas›flardan ar›nma
yolunda mesafe almaktad›r. Son
Gürcistan sorunu ve Akdeniz-Karadeniz’de yaflanan karfl›l›kl› savafl
canl› ve izlenebilir k›lmak için günlerce medyan›n yapt›¤› reklama,
münazaray› bir boks maç›na dönüfltüren tasvirlere ve “hakaret etmeyeceksiniz, sayg›l› olacaks›n›z” gibi
bir çocu¤un dahi kabullenemeyece¤i uyar›lar› sineye çeken kifliliklere
ra¤men bu kötü komedinin ciddi
bir etki yaratmad›¤›, medyay› dahi
tatmin etmedi¤i ortaya ç›km›flt›r.
Her iki partinin bu at›flmada öne ç›kard›klar› unsurlar›n›n da Kürt kökenli olmalar›
da meselenin bir di¤er ilginç
yan›d›r. Bu kötü komedide, münazara müsveddesinde rol verilen
siyasilerin Kürt kökenli olmalar›
ve tüm çabalar›na karfl›n sistem
taraf›ndan mimli say›lmalar› da sistemi anlamak isteyenlere yeni veriler sunmaktad›r. K›l›çdaro¤lu’nun Dersim’deki ailesinin tehdit edilip Ermeni kökenli olup olmad›klar›n›n incelenmesi düzenin
çirkefli¤ini örneklemektedir.
AKP’nin T. Kürdistan›’na yönelik
politikalar›nda aktif flekilde yer
alarak faflizmin sad›k bir hizmetçisi
olan, askeri operasyonlar› destekleyen ve Kürt ulusunun en temel
haklar›n›n gasp edilip bask› ve iflkence görmesinde rol alan Dengir Mir Mehmet F›rat’›n mirlikten bahsedip sayg› talep etmesi
büyük bir aymazl›kt›r.
Hayali ihracat, uyuflturucu kaçakç›l›¤›, vergi kaçakç›l›¤›, siyasi
bask› ve tehdit bu düzen içinde
gündelik uygulamalardand›r.
Kimse için de flafl›rt›c› de¤ildir.
Halk›m›z›n gerçek sorun ve gündemleri farkl›d›r ve oldukça fazlad›r. ‹flsizlik, yoksulluk, ekonomik
kriz ve geleceksizlik sorunlar› her
geçen gün derinleflmektedir. Bu
nedenle söz konusu münazara komedileriyle uzun üre gündemi
meflgul etmek ve halk›m›z› oyalamak mümkün de¤ildir. Ekonomik kriz dünya çap›nda derinlefltikçe ülkemizdeki etkileri de artacak, siyasi kriz de
buna paralel derinleflecektir.
gemisi gösterileri ile “so¤uk savafl”
polemikleri dikkate de¤erdir. Nihayet, son finansal kriz vesilesiyle
AB’nin önde gelen isimlerinden
Merkel’in ABD’yi aç›ktan suçlayan
demeçler vermesi, s›n›rlar› zorlayan boyutlardad›r…
Emperyalist-kapitalist sistemin
çöktü¤ü ya da bütünüyle iflas etti¤inden elbette söz edilemez ancak,
kapitalizmin insanl›¤a vaatleri ve
sosyalizmle yap›lan k›yaslar ba¤lam›nda “iflas›” hiç kuflkusuz ortadad›r. Bunu resmen belgeleyecek
ve bu insanl›k düflman› sistemi tarihin çöplü¤üne havale edecek olan
proletarya önderli¤inde devrimler
olacakt›r. Gelinen aflamada yaflananlar, gerek dünya panoramas›
gerekse de sistemin kendi içerisinde yaflananlar önemli göstergeler
sunmaktad›r. Daha önemlisi bu
koflullar önemli f›rsatlar da yaratmaktad›r.
Bu f›rsatlar sistemin teflhiriyle
birlikte, emekçi halklara daha fazla
yüklendikçe çeliflkileri derinlefltirecek olan egemenlerle yürütülecek olan mücadelede, yeni mevzilerin kazan›lmas› için olanaklar›n
ço¤ald›¤› anlam›ndad›r. Tek g›dalar›, yegâne enerjileri emekçiler olan
emperyalistler dünyan›n dört bir
yan›nda halklara daha fazla yönelmenin haz›rl›¤› içerisindedir. Onlar› her türlü kriz ve bunal›mdan
ister “bar›fl” ister “savafl” ile ç›karacak tek güç halklarda bulunan
“insan” potansiyelidir. Ancak onlar›n hakk›ndan gelecek olan tek
güç de odur. Tarih bunu göstermifl, bunu kan›tlam›flt›r.
Günümüz prati¤i de giderek
artan oranda bu gerçe¤i kan›tlamaktad›r…
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
Zorlu çal›flma flartlar›na ra¤men
asgari ücret alan, y›llard›r maafllar›na
zam yap›lmayan, zorunlu mesailere
b›rak›lan Düzce’deki Desa Deri iflçileri koflullar›n› de¤ifltirmek için Deri‹fl Sendikas›’na üye olmufltu. Fabrikas›nda sendikal örgütlülükten haberdar olan Desa patronu iflçilerin sendikadan istifa etmesini sa¤lamaya çal›flm›fl ancak baflaramay›nca 41 iflçinin
ifline 29 Nisan’da son vermiflti. Sendikal örgütlülü¤ün anayasal bir hak oldu¤unu bilen ve bu hakk›n› ›srarla elde etmek isteyen Desa Deri iflçileri
29 Nisan’dan beri fabrikalar›n›n
önünden ayr›lmayarak direnifle bafllam›fllard›. ‹flçilerin direnifline destek
vermek için Türk-‹fl fiubeler Platformu ve Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu 25 Eylül günü ‹stanbul’dan yola ç›kt›. Düzce Organize Sanayi Bölgesi giriflinde araçlar› durduran jandarma kimlikleri toplayarak GBT’ye tabi tuttu.
Ö¤len saatlerinde Desa Deri
önünde bekleyen direniflçi iflçilerle
“Desa iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Uzlaflma de¤il mücadele”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› ile yaklafl›k
100 kifli bulufltu. ‹flçiler ad›na bir aç›klama yapan Deri-‹fl Sendikas› Genel
Baflkan› Musa Servi Desa patronunun
uzlaflmaz tutumu nedeniyle yaklafl›k 5
ayd›r iflçilerin birçok zorluk yaflad›¤›n› belirtti. Sendikal örgütlülü¤ün
önündeki engellere dikkat çeken Ser-
Desa’da onlar›n bir amac› var
vi, sendika üyeliklerinde noter onay›n›n çok ciddi bir sorun oldu¤unu ve
bunun gibi pek çok sorunun mücadele eden kesimlerin bir araya gelmesiyle afl›labilece¤ini söyledi.
Biz de ‹flçi Köylü gazetesi olarak
platformlarla birlikte Desa Deri iflçileriyle dayan›flma eylemine kat›larak
iflçilerle sohbet ettik. Direnifle bafllad›klar› günden bu yana yaflad›klar› s›k›nt›lar ve direnifllerinin gidiflat› üzerine sohbet etti¤imiz iflçiler Düzce gibi demokratik mücadelelerin geri oldu¤u bir yerde mücadele etmenin
hem hakl› gururunu hem de zorluklar›n› yafl›yorlar.
- Kaç gündür fabrika önünde
bekliyorsunuz?
Gülhan Akyüz: 150 günü geçti
burada bekliyoruz. Ç›kt›¤›m›z günden
beri de kap›da bekliyoruz, içeriye girebilmek için.
- Ne tür zorluklar yafl›yorsunuz?
- ‹flten ç›kar›ld›¤›m›zdan beri kazanc›m›z yok. Maddi-manevi her türlü zorlu¤u var, flartlar›m›z a¤›rlafl›yor.
Ailelerimiz karfl› ç›k›yor, bofluna gidiyorsunuz diye. Düzce halk› bilinçsiz
sendika konusunda. Çünkü sendikan›n ne oldu¤unu bilmiyorlar. Bilmedikleri için bofluna geliyoruz zannediyorlar ama bizim bir amac›m›z var.
Sendikalaflma faaliyetlerinden
dolay› 26 May›s’ta iflten ç›kar›lan
Unilever iflçilerinin, fabrika önünde
gerçeklefltirdikleri direnifl sürüyor.
Direniflin 121. gününde ziyarete
gitti¤imiz iflçiler, patronun uzlaflmaz
tutumuna karfl›n, ilk günkü kararl›l›kla direndiklerini vurguluyorlar.
‹çerde çal›flan iflçilerin deste¤i
sürmesine karfl›n, patronun direnifli k›rmak için gerçeklefltirdi¤i giriflimlerin de devam etti¤ini
belirterek; okullar›n aç›lmas›, Ramazan gibi gündemlerin, direniflin
kamuoyunda yer bulmas›n› ve destek ziyaretlerini azaltt›¤›n› söylüyorlar. Ancak ayn› zamanda bu durumun önümüzdeki günlerde afl›laca¤›na inand›klar›n› da sözlerine
ekliyorlar.
Ziyarete gitti¤imizin ertesi günü, direniflteki iflçilerle dayan›flma
temelinde bafllat›lan “5 YTL’ni
paylafl” kampanyas› çerçevesinde
UNO’da
“performans
düflüyor!”
Tek-G›da ‹fl’e üye olan sendikal› iflçilerin, patron yanl›s› Öz-G›da-‹fl’e üye yap›lma
çabalar›na karfl› ç›kan, Tek-G›da ‹fl üyesi iflçilerin iflten ç›kar›lmalar›yla birlikte bafllatt›klar› direnifl sürüyor.
Yaklafl›k bir ayd›r devam eden direnifle
iliflkin, direniflin 22. gününde görüfltü¤ümüz,
direniflçi iflçilerden Cem Kaya, iflten ç›ka-
Emekçinin Gündemi
Sistemin krizi karfl›s›nda
mücadelemizi büyütelim!
Bugün ABD’de esas yüzünü
gösteren ancak küresel çapta yaflanmamas› mümkün olmayan
kriz, çok aç›k olarak kapitalist
sistemin iflas›n› göstermektedir.
Krizden kimsenin etkilenmemesi
mümkün de¤ilken, bizim gibi ülkelere yans›malar› ise daha fliddetli olacakt›r.
Emperyalist-kapitalist sistem
kuflkusuz ki yaflad›¤› bu krizi atlatmak için mevcut ekonomik
kay›plar›n›n faturas›n› kendini yeniden yap›land›rmak üzere
emekçi halklara ödeteceklerdir.
Sonuçta ben buraya bafl koymuflum
sonucunu görmek istiyorum.
- Sendikal› olma ihtiyac› nereden do¤du?
- Uzun süredir burada çal›fl›yordum. Buradan önce sendikal› bir iflte
çal›fl›yordum ben. Sendikan›n faydalar›n› da biliyorum. ‹flçinin haklar›n› nas›l savundu¤unu biliyorum. Oysa burada
435 milyona çal›fl›yoruz ama d›flar›yla
ba¤lant›n kesiliyor,
sosyal hayat›n olmuyor, faturan› bile
ödemeye gidecek
vaktin olmuyor. Birilerine para vererek
ödettirmen gerekiyor. Ald›¤›n para ortada, hiçbir fleye yetmiyor yani.
-Direnifliniz süresince neler yapt›n›z ve iflçilerden
destek ald›n›z m›?
- Kad›n arkadafllardan çok destek
al›yoruz. Kad›n olmak çok daha zor
tabiî ki erke¤e göre. Çünkü bizim takip etmemiz gereken evimizde ifllerimiz/sorumluluklar›m›z var. Onlar› bir
kenara itip buraya gelmeye çal›fl›yoruz. Onlar da bizi daha iyi anlad›klar›
için kad›n olarak daha çok destek veriyorlar. Bizim iflimiz daha zor yani
erkeklere göre.
Sendika, anayasal bir hak oldu¤u
için bekliyoruz. ‹çeride üyeliklerimiz
devam ediyor. Ev ev dolafl›yoruz, arkadafllar›m›z var, onlar› üye yap›yoruz.
Hakk›m›z› da beraber
savunuruz!
- Kaç y›ld›r çal›fl›yorsunuz Desa
Deri’de? Neler yaflad›n›z bu süreçte?
Nuray Öztürk: 7 senedir burada çal›fl›yorum. Eflim 12 yafl›ndan be-
ri burada çal›fl›yor. Çal›fl›yoruz ama
elimizde hiçbir birikim yok. Sendikaya üye olal›m, sendikal› çal›flal›m istedik. En az›ndan hakk›m›z› biliriz diye
düflündük. Ama bir hafta bile durdurmad›lar bizi. Eflimle beni ayn› gün att›lar. Jandarma geldi buraya, organizeye sokmadan götürdüler, bize fabrika önünde beklemenin suç
oldu¤unu söylediler. 1-3 y›l
aras› hapis cezas› var dediler.
25 milyar para cezas› veririz
dediler. Biz gittik ifade verdik,
geldik. Yapt›¤›m›z›n suç olmad›¤›n› biliyoruz, sadece hakk›m›z› ar›yoruz.
- Kad›n olman›z nas›l
karfl›lan›yor?
- Yoldan geçerken “Aaa
bayanlar da varm›fl burada” diyorlar. Sonra aileden “sen bir
bayans›n otursana evinde, kocan gitsin sadece” diyorlar.
Ama öyle de¤il asl›nda. Biz beraber evlili¤e gittiysek beraber
hakk›m›z› da savunuruz.
Bu maafl neye yeter?
- 29 Nisan’dan bugüne kadar
nas›l geldi¤inizi anlat›r m›s›n›z?
Hakan Evlio¤lu: Asgari ücretle
430 milyona çal›fl›yoruz. 200 milyon
kira veriyorum. Geri kalan para 230
milyon. Evliyim ve yetmiyor. 19 ayd›r
buraday›z, zam yap›lm›yor. Çal›flma
koflullar› zor, her akflam mesai yapt›r›l›yor. Yine ald›¤›m para 500 milyonu bulmuyor. Sendikaya üye olal›m,
iflimizden de olsak bizden sonra kalanlar rahat eder diye düflündük. ‹flten nas›l kovuldu¤umuzu bile anlamad›k.
- Direnifliniz boyunca ne gibi
bask›larla karfl›laflt›n›z?
- Patrondan ziyade jandarman›n
bask›s› oldu. Oturuyoruz, kalk›yoruz
bak›yoruz jandarma geliyor. Toparlan›n gidin diyor bize. Biz de gitmeyece¤iz diyoruz. O zaman sizi alaca¤›z
diyorlar. Ne yapacaks›n›z diye soruyoruz. ‹fadenizi alaca¤›z diyorlar. Tamam deyip kendimiz gidip ifade veriyoruz. ‹flte 3-4 defa böyle oldu. Yollar› kesiyorlar, sokmuyorlard› bizi
buraya. Sonra baflkanlar savc›l›kla konufltular. Olay› düzelttiler iflte, yaklafl›k 3 aydan beri kimse gelmiyor buraya.
- ‹çerdeki iflçilerle iliflkileriniz
nas›l, destek veriyorlar m› size?
- Bir ya¤c› grup var, bir ortada
kalm›fl grup var, bir de sendikal› grup
var. Patron hepsini korkutuyor. ‹flten
at›lacak korkusuyla sendikal› olanlar
sesini ç›karm›yor. Buran›n ço¤u insan› sendikay› bilmiyor. Hatta gelip ne
yap›yorsunuz burada diyorlar. F›nd›¤a m› gidiyorsunuz diye soruyorlar.
Bunlarla karfl›lafl›yoruz. (‹stanbul)
Unilever iflçileri: “Atefl düfltü¤ü yeri yakmas›n!”
E-Kart patronu
grev k›r›c›l›¤›
yap›yor
E-Kart iflçilerinin sendikalaflma nedeniyle iflten ç›kar›lmalar›n›n ard›ndan
bafllatt›klar› grev sürüyor. Grevdeki iflçileri bir kez daha, grevin 101. gününde
ziyaret ediyoruz. ‹flçiler hemen sohbetin bafl›nda, üyesi olduklar› Bas›n-‹fl Sendikas›’n›n iflyerinde yetki almas›na karfl›n sendikay› fabrikaya sokmama tavr›n›
koruyan E-kart patronunun, ifle yeni iflçiler alarak grev k›r›c›l›¤› yapt›¤›n› söylüyorlar.
‹flçiler iflten ç›kar›ld›klar›nda 64 kifli
olan fabrikadaki iflçi say›s›, bugün 135’e
ç›km›fl.
‹çerdeki sendikalaflma faaliyetinin
bugünlerde dura¤anlaflt›¤›n› söyleyen
iflçiler, bunu yeni giren iflçilere ba¤l›yorlar ve bunlarla patron aras›nda ifle girerken bir anlaflma yap›lm›fl olabilece¤ine dikkat çekiyorlar. Bu süre içinde
sendikal› olanlar aras›nda bile, patronun
bask›lar›na dayanamay›p, sendikadan istifa edenler olmufl.
E-Kart iflçileri grevlerini ilk günden
beri 24 saat boyunca sürdürdüklerini
ve önümüzdeki günlerde kazan›mla sonuçlanma ihtimalinin hayli yüksek oldu¤unu söylüyorlar. Grevin kamuoyuna
daha fazla yans›t›lmas› noktas›nda herhangi bir giriflim veya proje olup olmad›¤› sorumuzu ise, kendilerinin sendikaya, daha fazla kamuoyu oluflturmaya
dönük bir dizi teklif götürdükleri, sendika yönetiminin ise “de¤erlendirece¤iz” dedi¤i ve bu nedenle de, sendikadan ç›kacak karar› bekledikleri biçiminde yan›tl›yorlar.
(Kartal)
3-16 Ekim 2008
Sadece geri b›rakt›r›lm›fl ülkelerde de¤il geliflmifl bütün kapitalist ülkelerde de iflçi s›n›f› ve
emekçilerin sosyal haklar›na yönelik sald›r›lar giderek artacakt›r.
Sosyal güvenlik, çal›flma saatlerinin art›r›lmas›, sigortas›z kaçak
çal›flt›rma ile bafllayan sald›r› süreci özellefltirme ile en yüksek
boyutta sürdürülmektedir. Bu
boyut, mevcut krizle birlikte büyüyecektir. Yeni sald›r›da baflta
iflten ç›karmalar olmak üzere düflük ücret, sosyal haklar›n azalt›lmas› artarak sürecektir. ‹flçi ve
yap›lacak olan DESA ziyaretinde
yer alacaklar›n› da vurgulayan ayn›
iflçiler, bu tür dayan›flmalar›n tüm
direnifller aç›s›ndan önem tafl›d›¤›n›
da belirtiyorlar.
Önümüzdeki günlerde ifle iade
ve ifl kolu davalar›n›n duruflmalar›n›n yap›laca¤›n› söyleyen Unilever
iflçileri, kamuoyunun deste¤ini bekliyor ve diyorlar ki: “Buradaki kazan›m iflçi s›n›f›n›n kazan›m› olacakt›r. Duyarl› kamuoyu ve emek ör-
r›lan 11 kifliyle bafllayan direnifle kat›lan iflçilerin say›s›n›n 8’e düfltü¤ünü belirterek,
ancak bu azalmaya karfl›n, direnifle devam
eden kendilerinin, içerde çal›flan ve zorla
Öz G›da-‹fl’e üye yap›lan iflçilerle tek tek
görüflmeye ve onlar› Öz G›da-‹fl’ten istifa
ederek, Tek G›da-‹fl’e üye yapmaya ikna etmeye çal›flt›klar›n› söyledi. Sözlerine “Görüfltüklerimizin neredeyse tümü, Öz
G›da-‹fl’e üye olduklar›na piflman olduklar›n› dile getiriyorlar” fleklinde
devam eden Kaya, direniflin ilk günlerinde
yanlar›nda bulamad›klar› Tek G›da-‹fl yöneticilerinin de bu süre içinde direnifle sahip ç›kmaya bafllad›¤›n› belirterek sendika yöneticilerinin “belirleyici olan sizin tavr›n›z”
dedi¤ini vurguluyor.
Kaya, bu süre içinde iflten ç›karmalar›n
da sürdü¤ünü aktar›yor. En son 3 kifli daha
iflten ç›kar›lm›fl. Bunlar›n ç›kar›lma gerekçesi de yine kendilerine yönelik oldu¤u gibi
“performans düflüklü¤ü” olarak getirilmifl.
Kaya, bayram arifesinde yine fabrika
önünde olacaklar›n› ve içerde çal›flan arkadafllar›na fleker da¤›tarak, dikkatlerini çekmeyi düflündüklerini aç›kl›yor.
(Kartal)
emekçiler için bu nedenle sald›r› merkezi ve hedefi aç›kça
görülmelidir. Hedef kapitalizmdir. Bu kadar a盤a ç›kan
hedefe karfl› bütün gücümüzle
örgütlenmeliyiz.
Bu durumun ülkemizde yans›mas›n›n çok az olaca¤›n› söyleyen baflbakan ise halk›n gözüne
bakarak yalan söylemektedir.
Ancak meselenin baflbakan›n
söyledi¤i gibi olmad›¤› baflta Tofafl olmak üzere birkaç iflkolunda
iflçi ç›karmalar›n gündeme gelmesiyle görülmeye baflland›. Tofafl, sözleflmeler sürerken 6 gün
üretim yapmama ve 2000 kifliyi
iflten ç›karma karar›n› kamuoyuna aç›klad›. Bu durum dahi her
fleyi anlatmaya yeter düzeydedir.
1 Ekim’de yürürlü¤e giren
Genel Sa¤l›k Sigortas› sald›r›s›n›n
gütleri gerek bizim direniflimizi gerekse tüm direniflleri her yerde
gündeme getirmeli. Atefl düfltü¤ü
yeri yakmamal›. Her koyun kendi
baca¤›ndan as›lmamal›. Günümüz
koflullar›nda ‘ben bafl›m›n çaresine
bakar›m’ denecek bir durum yok.
Örgütlenmek tek çaredir. Örgütlü olman›n gücünü T‹S görüflmelerinde görüyoruz. Ancak bir
araya gelip, ad›m atarsak kazan›m
olur.”
(Kartal)
Tek G›da-‹fl Sendikas›’na
ba¤l› YÖRSAN iflçilerinin direniflini k›rmak için, polis, Bal›kesir Valili¤i’nin emriyle direnifl yerini panzerlerle iflgal
etti. Gerekçe olarak direnifl
yerinin okula yak›n oldu¤unu
ve ö¤rencilerin psikolojisinin
bozuldu¤unu söyleyerek Bal›kesir Valili¤i ve Susurluk Kaymakaml›¤›’n›n emri ile direnifle müdahale edeceklerini belirtti. Bunun üzerine polis iflçilerin fabrika önüne gelmesini
engellemeye çal›flt› ve fabrika
önüne gelen iflçileri de uzaklaflt›rd›. ‹flçiler direnifllerini
çevrede bulunan bir kahvehanede devam ettirmekteler.
Tek G›da-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Mustafa Türkel
yapt›¤› aç›klamada 402 YÖRSAN iflçisinin aileleriyle birlikte Aral›k 2007’den beri sürdürdü¤ü eylemlerinin hukuk
d›fl› bir biçimde Bal›kesir Valili¤i ve Susurluk Kaymakaml›¤›’n›n engeline tak›ld›¤›n› söyledi. “Ö¤rencilerin psikolojisinin bozuldu¤u” gibi hiçbir
mant›ksal ve hukuki temele
dayanmayan bir gerekçeyle
üyelerinin fabrika önündeki
eylemlerinin, panzer ve polis
barikat›yla engellendi¤ini, iflçilerin s›¤›nd›klar› kahvehaneye
adeta hapsedildi¤ini söyledi.
Daha sonra Tek G›da-‹fl Ege
Bölge Temsilcisi Gürsel Köse, polisin bu tutumunun iflçilerin mücadele azmini kamç›lad›¤›n› belirterek, “biz tekrar
fabrika önüne gidece¤iz ve direniflimiz devam edecektir”
dedi.
(H. Merkezi)
YÖRSAN
direnifline
komik
sald›r›
ard›ndan iflten ç›karmalar, k›dem
tazminatlar›n›n ortadan kald›r›lmas› ve Sendikalar Kanunu ile
Grev ve Lokavt Kanunu bu krizin faturas› olarak biz iflçi ve
emekçilere yans›t›lacakt›r.
Kriz döneminde iflçi s›n›f› örgütleri ya mevcut örgütlülüklerini daraltan, tasfiye eden bir süreç yaflayarak kapitalizmin kendini yeniden yap›land›rmas› sürecini kolaylaflt›racak ya da örgütlenmesini geniflletip gelifltirerek daha ileri kazan›mlar› da yaratarak
yürüyecektir.
Bu noktada esas mesele bu
süreçlerde iflçi s›n›f›n›n ne kadar
örgütlü oldu¤u ve sürece karfl›
ne kadar/nas›l mücadele ederek
örgütlenece¤idir. ‹çinde geçti¤imiz süreç bunun için oldukça
avantajl›d›r. Bu süreçten avantaj-
l› ç›karak kazan›mlar› ve örgütlülü¤ümüzü
gelifltirmek
biz
DDSB’lilerin iflçi s›n›f›n› ve
emekçiler içinde örgütleme konusundaki duruflumuza paralel
gerçekleflecektir. Bu, bizim için
tarihi bir sorumluluk olarak
alg›lanmal›d›r. Bu, bizim siyasi
olarak kapitalizmi teflhir etmede
en olanakl› sürecimiz olarak alg›lanmal›d›r. Süreç genifl iflçi ve
emençilerin
örgütlenmesiyle
aç›ktan karfl›lanmal›d›r. Süreci
mücadelenin yükseltilece¤i süreç
olarak görmeliyiz. Bunun için
herkesi mücadeleye yükseltmeye ça¤›r›yoruz. Bu, iki s›n›ftan birinden yana olman›n zorunlulu¤u
oldu¤u zamand›r. Bu, ait oldu¤umuz s›n›ftan (proletaryadan) yana oldu¤umuzu gösterme zaman›d›r.
Ça¤r› merkezi iflçileri
direniflte kararl›
TELEKOM bünyesindeki Ça¤r› Merkezi’nden iflten at›lan iflçiler, 3 hafta önce bafllatt›klar› direnifli, yeni biçimlere
büründürerek, sürdürme karar›ndalar. Ça¤r› iflçilerinin direnifli 20’li günleri geçmifl bulunuyor. ‹flçiler mesai saatleri
içinde ça¤r› merkezinin önüne ast›klar›, taleplerini içeren
pankart›n önünde oturuyorlar. Direniflin 21. gününde görüfltü¤ümüz direniflçi iflçilerden Tuncay Gülhan, üyesi
olduklar› Bas›n-‹fl Sendikas› Genel Merkezi’nin bu süre
içinde devreye girdi¤ini ve sorunu çözmeye çal›flt›¤›n› dile
getiriyor. Durumun önümüzdeki günlerde netleflece¤ini
belirten Gülhan, anlaflma sa¤lanamad›¤› takdirde, yeni eylem biçimlerinin gündeme gelece¤ini vurgulad›. Düflündükleri eylem biçimlerinden birinin de açl›k grevi oldu¤unu
belirten Gülhan, direniflin ilk haftas›ndan sonra böyle bir
eylem biçimi düflündüklerini, ancak sendikan›n devreye girmesiyle, bu düflüncelerini ertelediklerini söyledi. Sendika
bunun için “henüz erken” yaklafl›m› getirmifl ve patronlarla görüflmenin yollar› zorlanmaya bafllam›fl. Gülhan, anlaflma sa¤lanamad›¤› takdirde nas›l bir eylem plan› hayata geçirilece¤inin k›sa sürede netleflece¤ini söylüyor ve tüm kamuoyunu direnifllerine sahip ç›kmaya ça¤›r›yor. (Kartal)
İşçi-köylü 5
3-16 Ekim 2008
İşçi/köylü
Akkuyu
Karakuyu olmas›n!
Tersanelerde çözüm de¤il,
çözümsüzlük üretiliyor
Kurals›z çal›flma koflullar›na
ba¤l›, ifl cinayetleri ile gündeme
gelen Tersanelerde sular durulmak bilmiyor. Onlarca iflçinin can›na mal olan tersanelere dönük
“önlemler” çözüme de¤il, çözümsüzlü¤e hizmet ediyor.
En fazla ifl cinayetinin yafland›¤› tersanelerden DESAN ve
Onur Grup tersanelerine dönük kapatma karar› al›nmas› da
yine ayn› çözümsüzlü¤ün ürünü
olarak ortaya ç›km›flt›r. Geçici
olarak, 10 günlü¤üne kapat›lan iki
tersanede 37 maddelik eksik tespit edildi¤i aç›kland›. Bu eksiklerin ne derece giderilece¤i, kurals›zl›¤›n ortadan kalk›p kalkmayaca¤› ise belli de¤il. Çünkü bugüne
kadar birçok tersane göstermelik denetimlerin ard›ndan k›sa sürelerle kapat›lm›fl ve aç›ld›ktan sonra ayn› kurals›zl›k sürmüfltü.
Filika cinayetinde
tutuklamalar
Kum torbas› yerine konan üç
iflçinin filikan›n düflmesi sonucu
yaflamlar›n› yitirmesinden k›sa bir
süre sonra “gerçek suçlular”
bulundu!
Gisan Tersanesi’nde gerçekleflen olay›n ard›ndan yürütülen soruflturma sonucunda, ölümlerdeki sorumluluklar› flüphe götürmeyen iki müdürün yan› s›ra,
kontrolör firmada çal›flan iki mühendis, “Görevi ihmal ve ölüme sebebiyet verme” suçlamas›yla tutuklanarak, Maltepe
Hapishanesi’ne kondu. Limter-‹fl
Sendikas› ve Gemi Mühendisleri
Odas›, mühendislerin günah keçisi yap›ld›¤›n› aç›klayarak, patronlar›n yerine mühendislerin tutuklanmas›n› protesto etti. Tutuklananlar yap›lan itiraz sonucunda
bir hafta sonra serbest b›rak›ld›lar.
Limter-‹fl yöneticisinin
direnifli sürüyor
Sendikac› kimli¤inden dolay›
çal›flt›¤› Dearsan Tersanesi’nden at›lan Limter-‹fl yöneticisi
Levent Akhan, tersane önünde
gerçeklefltirdi¤i ifle geri dönme
mücadelesini sürdürüyor.
Direniflin 14. gününde ziyaret
etti¤imiz Akhan, iflten ç›kar›lma
sürecini flöyle aktard›: “20 A¤ustos günü yaflanan bir ifl kazas›n›
sendikaya bildirmemi iflten atma
gerekçeleri aras›nda say›yorlar.
Tersaneleri askeri bir bölge gibi
gizlili¤e büründürmek istiyorlar.
Biz tersanede 4-5 kifliyiz sendikal
faaliyet sürdüren, bunu biliyorlar.
‹lk olarak beni ç›kard›lar. Ben direnifle geçince, flimdilik di¤erlerini
ç›karmaya cesaret edemiyorlar.”
Direnifle bafllad›¤› günlerde
tafleron kendisiyle görüflmüfl ve
baflka bir tersanede kendisine ifl
bulma vaadinde bulunmufl. Akhan, bunun direnifli bitirmeye
dönük bir hamle oldu¤unu söylüyor. ‹fle geri al›nmas›n›n “kötü
örnek” olaca¤› söylenmifl kendisine.
Akhan ifle geri dönene kadar
mücadeleyi sürdürmekte kararl›
oldu¤unu söyleyerek, kamuoyunu da deste¤e ça¤›r›yor.
(Kartal)
‹flçilerle dayan›flma mevsimi de¤il!
Köylüler yol kesti
Günden güne azg›nlaflan faflist sistem kendi ç›karlar› için hiç düflünmeden insanlar› ölüme sürüklüyor. Bunun bir örne¤i de 22 Eylül Pazartesi
günü Gaziantep’in fiehitkâmil ‹lçesi’ne
ba¤l› Cerityeniyapan köylülerinin
Adana-Gaziantep kara yolunu kapatmas› ile gözler önüne serildi. Cerityeniyapan köyüne yap›lmas› beklenen
tafl ocaklar›na Orman Bakanl›¤›’n›n
ruhsat vermesi ile birlikte köylüler
kara yolunu 1 saatli¤ine trafi¤e kapatt›lar. Tafl oca¤›n›n faaliyete geçmesinin
ard›ndan meyve a¤açlar›n›n kurudu¤unu, köyün toz içinde kald›¤›n› ve dinamit sesi nedeniyle sürekli korku yaflad›klar›n› söyleyen köylüler, “Mal›m›z› ve sa¤l›¤›m›z› gasp edenlere
karfl› gerekirse can›m›z› vererek
mücadele edece¤iz” diyerek yolu
yeniden trafi¤e açt›lar. (H. Merkezi)
Develi’nin yollar›
çöpçülere kapal›!
25.09.2008 tarihinde Manisa’n›n Saruhanl› ilçesine ba¤l› Develi köyünden
Ankara’ya gelen köylüler, köylerine yap›lacak kat› at›k bertaraf tesisini ve
ürünlerinin para etmemesini meclis
önünde protesto etti.
Meclis’in Çankaya kap›s›na ç›plak
ayakla gelen köylüler, yanlar›nda getirdikleri domates ve m›s›r gibi sebzeleri
yola döktüler. “Develi’nin yollar›
çöpçülere kapal›” yaz›l› pankart tafl›yan köylüler, “Hükümet gitsin bu ifl bitsin”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek” sloganlar› att›.
Temsili imam eflli¤inde, “Hakk›m›
helal etmiyorum-Mefta köylü”, “Beni
avuç açarak öldürdünüz” yaz›l› tabutlar
tafl›yan köylüler, yanlar›nda getirdikleri
süpürgelerle kald›r›mlar› süpürdü. Köylüler, muhalefeti sar›, hükümeti ise k›rm›z› kart göstererek protesto etti. Polisin uyar›s› üzerine Meclis önünden Milli
Egemenlik Park›’na yürüyen grup, burada bir süre oturduktan sonra, geldikleri
otobüse binerek ayr›ld›.
(Ankara)
Mevsimlik iflçilerin çilesi
sadece göçebe çal›flma yaflamlar›ndan, yar› aç, yar› tok üç
kurufla çal›flt›r›lmalar›ndan veya yollarda ölmelerinden/öldürülmelerinden kaynaklanm›yor. Kimi zaman kimliklerinden, kimi zaman giydiklerinden ya da söylediklerinden de
kaynaklan›yor. Bu kadar lanetlenmifl gözle bak›lan mevsimlik Kürt iflçilerin çilesine yeni
bir boyutu ise, Turgutlu Belediye Baflkan› Mustafa
Serhat Orhan getirdi. Meclis Baflkan› Bülent Ar›nç’›n
geçti¤imiz günlerde bir köylüyü azarlad›¤› Manisa, provokatör bürokratlardan daha çok
çekecek gibi. Bu bask›lara karfl›l›k Manisal› köylülerin mitingleriyle, dayan›flma eylemleriyle daha çok gündeme gelmesi ve egemenlerin “bafl›n›
a¤r›tmas›” çok zor bir öngörü
olmas› gerek.
Manisa’daki, Turgutlu
Gündelik ‹flçilerle Dayan›flma Derne¤i’nin düzenlemek istedi¤i “fiahiya Afltiyê” adl› etkinli¤e Turgutlu
Belediye Baflkan› Mustafa
Serhat Orhan’›n, “6 Kürt
bir araya geldi mi slogan atar
ve huzursuzluk ç›kar, provokasyona vesile olur” diyerek
izin vermedi. Gündelik iflçilerin evlerine dönüfl yapmaya
haz›rland›¤› bu günlerde, Turgutlu Gündelik ‹flçilerle Dayan›flma Derne¤i, sezonu, dü-
zenlemek istedi¤i “fiahiya Afltiyê” adl› etkinlikle kapatmak
istedi. Ancak etkinlik Turgutlu
Belediyesi ve Kaymakaml›¤›’n›n engeline tak›ld›. Derne¤in Baflkan› Cevher Özdemir, etkinlik için Turgutlu
Kaymakaml›¤›’na ve Belediyesi’ne baflvurduklar›n›, ancak
etkinli¤in Turgutlu Belediye
Baflkan› Mustafa Serhat
Orhan taraf›ndan “Kürtlerin bir araya gelmesiyle
provokasyon olur” gerekçesiyle engellendi¤ini belirtti.
Özdemir, tar›msal üretimin
yo¤unlaflt›¤› bahar ve yaz döneminde tar›mda mevsimlik
iflçi olarak çal›flmak için çeflitli
bölgelere giden 100 binlerce
mevsimlik iflçinin yasal güvenceden yoksun olarak 18 YTL
karfl›l›¤›nda günde yaklafl›k 1213 saat günefl alt›nda çal›flt›r›ld›¤›n› söyledi.
“Evet, biz Kürt’üz
ve yoksuluz”
Mevsimlik iflçilerin çilesi
kat ettikleri yollardan uzun.
Ekonomik sorunlar›n yan›nda
sosyal bask›lara da maruz kalan mevsimlik iflçiler, devletin
›rkç›l›¤›ndan en çok etkilenen
kesimlerden biri de ayn› zamanda. Diyarbak›r D‹HA’ya
aç›klama yapan tar›m iflçilerinin söyledikleri yaflananlara
son ve çarp›c› örneklerden sadece birisi. Yorumsuz bir flekilde siz okurlar›m›za sunuyoruz.
Diyarbak›r’›n Ç›nar ‹lçesi’nden Sakarya’ya 7 çocu¤u
ile birlikte f›nd›k toplamaya giden Hafiye Demir anlat›yor;
“Her y›l f›nd›k iflçilerinin topland›¤› Köpek Meydan›’nda çad›rlar›m›z› kuruyorduk. Ancak
bu y›l ‘çevre kirlili¤i ve gürültü
ç›kart›ld›¤›’ gerekçesiyle o alan› da yasaklad›lar. Kentten 5
kilometre uzakl›kta bir da¤›n
yamac›nda çad›rlar›m›z› kurduk, ne su ne elektrik ne de
banyo ve tuvalet vard›.”
Ali Kara; “Sakarya’ya gittikten sonra ‘18 YTL’ye çal›flanlar kals›n di¤erleri gidebilir’
tehdidiyle karfl› karfl›ya kald›k.
Tekrar geri dönebilecek yol
param›z›n da olmad›¤›n› gören
iflverenler bu kez bask›y› di¤er
y›llara oranla daha da çok art›rd›. Sanki iflçiler rehinmifl gibi toprak sahipleri sürekli havaya atefl aç›yordu. Bizi neredeyse silahla çal›flt›r›yorlard›.
Korkudan tuvalet ihtiyac›m›z›
bile karfl›lamaktan çekinir hale
gelmifltik.”
Mahmut Tekin; “Traktör ve kamyon kasalar›na sanki
hayvan bindirir gibi iflçileri bal›k
istifi fleklinde bindiriyorlard›.
Sesini ç›kartan ve itiraz eden
ifle götürülmezdi. ‹fli b›rakan kifli ise çal›flt›¤› günlerin eme¤inin
karfl›l›¤›ndan da olurdu. Evet,
biz Kürt’üz ve yoksuluz, ama
onursuz, hayvan ve haysiyetsiz
de¤iliz. Kimsenin onurumuzu
ayaklar alt›na almas›na da müsaade etmeyiz.”
‹sa Sönmez; “Okullar
aç›lmas›na ra¤men ifli b›rakam›yorduk. Çünkü param›z› ifl
sonu vereceklerdi. Ve flu an 3
çocu¤umun okul kayd›n› yenilemem gerekiyor. Nas›l yapaca¤›z onu düflünüyorum. 2 ay
boyunca eflim ve çocuklar›mla
birlikte onca rezalete karfl› sadece 2 bin YTL alabildik.”
(H. Merkezi)
Metal patronlar›nda
T‹S öncesi kriz bahanesi
2008-2010 Metal ‹flkolu’ndaki toplu sözleflme görüflmelerinin devam etti¤i bu dönemde Metal patrornlar›, krizi bahane ederek, kendi lehine bir toplu
sözleflmeyi imzalay›p, sömürü zulümünü devam ettirmek istiyorlar. Bunu Bursa’da Tofafl, Renault,
Bosch gibi kimi iflyerlerinde geçici iflçilerin sözleflmelerinin uzat›lmamas›, ücretsiz izinlerin kulland›r›lmas›, iflten ç›karmalar gibi yöntemlerle bugün uygulamaktad›rlar.
Bununla iflçilerin üzerinde bask› uygulayarak iflçilerin direnifl ve mücadele iradelerinin önüne geçmek istiyorlar.
Patronlar›n bu oyunlar›na karfl› Birleflik Metal ‹fl Sendikas›
Bursa fiubesi örgütlü olduklar› iflyerleri önünde bas›n aç›klamalar› yaparak hem patronlar›n bu uygulamalar›n›, hem de
Türk Metal Sendikas›’n›n gerici tutumunu iflçilere duyurarak
ayd›nlatmaya çal›flmaktad›r.
Daha önce Gramener Fabrikas›, 26 Eylül günü de
Prysmian Fabrikas› önünde iflçilerin kat›l›m›yla bas›n aç›klamas› yapt›. Birleflik Metal ‹fl Bursa fiube Baflkan› Ayhan
Ekinci yapt›¤› aç›klamada, “Patronlar bir taraftan ‘sözleflme
imzaland›, yüzde flu kadar’ gibi söylentilerle, iflçilerin birli¤ini bozmaya, direncini k›rmaya çal›fl›yorlar, di¤er taraftan
kriz var, iflinizi korumaya bak›n, taleplerinizden vazgeçin diye sindirme harekat› sürdürürken di¤er taraftan sendika orduyla ortal›klarda dolaflan 25 y›ll›k güvenilir tafleronu Türk
Metal’i de kullan›yorlar” dedi. Ekinci Türk Metal Sendikas›
Tofafl, Renault, Bosch gibi iflyerlerinde yürütülen bu uygulamalara karfl› ses ç›kar›lmad›¤›n› belirtirken, sermaye ile el
ele, maliyetlerin afla¤›ya çekilmesini destekledi¤ini söyledi.
AKP’li belediyeler çal›flanlar›na
oruç bask›s› yap›yor
Tüm Bel-Sen Ankara 2 No’lu
fiubesi, 18.09.2008 tarihinde
bir bas›n toplant›s› düzenleyerek AKP’li Keçiören, Alt›nda¤, Mamak ve Yenimahalle
belediyelerinde oruç tutmayan personele geçen y›llarda
oldu¤u gibi yine bask› yap›lmaya devam edildi¤ini bildirdi. Keçiören Belediye Baflkan›
Turgut Alt›nok göreve geldi-
¤inden bu yana, ilçe halk›na ve
esnafa yönelik bask›, tehdit,
dayak ve silahl› sald›r› gibi pek
çok olay yafland›¤›n› belirten
fiube Baflkan› Sat› Burunucu
Çal›, 14 y›ld›r oldu¤u gibi bu
Ramazanda da belediye çal›flanlar›n›n yararland›¤› yemekhaneler ve çay ocaklar›n›n
`Tadilat var` gerekçesiyle kapat›larak, oruç tutmayan be-
lediye çal›flanlar›n›n cezaland›r›ld›¤›n› ifade etti. Çal› “bu uygulamalar yaln›zca Keçiören
Belediyesi ile s›n›rl› de¤ildir.
Yemekhanesi kapanmayan
belediyelerde ise yeme¤in kalitesi düflürülmekte, iftardan
kalma yemekler belediye personeline ö¤len yeme¤i olarak
sunulabilmektedir. Mamak ve
Yenimahelle Belediyelerinde
yemekhane ve çay ocaklar›
aç›k olmas›na karfl›n yeme¤in
kalite ve çeflidinde düflme görülmektedir” dedi. Ramazan
ay› içinde oruç tutan halka iftar çad›r› kuruldu¤unu kaydeden Çal›, belediye yemekhanelerinde de belediye bütçesinden karfl›lanan iftar yemeklerinin çeflitli kesimlere verildi¤ini söyledi.
(Ankara)
Mersin’de nükleer santral kurulmas›na izin veren yasay› geçen y›l büyük bir mitingle protesto
eden Mersin’in duyarl›, devrimci, demokrat, ilerici
ve yurtsever halk› mücadelesini sürdürüyor. ‹mza
kampanyalar›yla, protesto eylemleriyle, afifllerle s›k
s›k “Nükleere Hay›r” fliar›yla protestolar yaparak
hükümete uyar›larda bulunan Mersin Nükleer
Karfl›t› Platform bafllatt›¤› imza kampanyas›n› bir
protesto eylemiyle sonland›rd›.
22 Eylül günü Mer-‹n ‹fl Merkezi önünde toplanan Mersin Nükleer Karfl›t› Platform (NKP) bileflenleri ve eyleme kat›lan halk “Nükleer enerji
ölüm demektir”, “Akkuyu, Karakuyu olmas›n”,
“Akkuyu Çernobil olmayacak” sloganlar› eflli¤inde yürüyüfle geçti. Yürüyüfl s›ras›nda konuflan
SES Mersin fiube Baflkan› Y›lmaz Bozkurt, emperyalist ülkelerin tehlikeli ve zehirli nükleer enerji
santral projesini Mersin’in Akkuyu beldesine tafl›mak istediklerini, AKP Hükümeti’nin de bu kirli
amaca hizmet etti¤ini söyledi.
Yürüyüflün ard›ndan AKP ‹l Binas› önünde bir
araya gelen grup ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan
Mersin NKP Dönem Sözcüsü Sabahat Arslan
ise, tüm dünyada nükleer santrallerden vazgeçilirken, AKP Hükümeti’nin Türkiye’yi nükleer pazara
açmak istedi¤ini ifade etti. Aç›klaman›n ard›ndan
kitle sloganlarla eylem alan›n› terk ettiler. (Mersin)
Kad›köy Belediyesi’nde
direnifl kazand›
Kad›köy Belediyesi iflçileri, T‹S görüflmelerinde
7 ayd›r anlaflma sa¤lanamamas› üzerine 17 Eylül tarihinde greve ç›kt›lar. Genel-‹fl Sendikas›’na üye çal›flanlar›n, sendika öncülü¤ünde gerçeklefltirdi¤i
grev, ayn› gece yap›lan anlaflma sonucunda, ertesi
gün sona erdi.
830 iflçi, 17 Eylül sabah› saat 08.00’de Belediye
önüne gelerek, “Bu ifl yerinde grev var” pankart› asarak, ifl b›rakt› ve grev önlüklerini giyerek,
grev nöbetine bafllad›.
Belediye binas› önünde bir aç›klama yapan
Genel-‹fl 1 Nolu fiube Baflkan› fiahan ‹lseven,
Kad›köy Belediyesi yönetiminin, çal›flanlara % 1
zam ve k›dem tazminat›nda ise 30 kurufl art›fl
teklif etti¤ini vurgulayarak, bunun kabul edilemez
oldu¤unu söyledi. Konuflmas›nda ayr›ca greve gitmekten çekinmediklerini de belirten ‹lseven, sözlerine “Hakl› oldu¤umuz mücadelemizi kazanaca¤›z” diyerek devam etti.
‹lseven’in konuflmas› s›ras›nda “‹flçi burada
baflkan nerede?”, “Yaflas›n grev!”, “Yaflas›n dayan›flma” sloganlar› atan iflçiler, Belediye önünde
beklemeye koyuldular.
‹flçilerin bu kararl› tutumu, Kad›köy Belediyesi
yönetimini geri ad›m att›rmakta gecikmedi. Grevin
ilk günü akflam saatlerinden itibaren Belediye Baflkan Yard›mc›s› ile Genel-‹fl yöneticileri aras›nda bafllayan T‹S pazarl›¤›, gecenin geç saatlerinde var›lan
anlaflmayla sonuçland›. ‹flçilerin talep etti¤i % 10
zamm›n kabul edilmesinin yan› s›ra, bir iflçinin günlük ücreti 66 lira olarak belirlenirken, sözleflmenin
ikinci y›l›nda verilecek zamm›n miktar› da % 8 olarak kabul edildi. Talepleri kabul edilen iflçiler 18 Eylül sabah erken saatlerde belediyeye ast›klar› grev
pankart›n› indirerek iflbafl› yapt›lar ve böylece Kad›köy Belediyesi’nde direnifl kazanm›fl oldu. (Kartal)
Belediye iflçilerine sald›r›
Hatay’›n Samanda¤ ilçesinde belediye iflçileri
tam maafl almak için belediyede yapm›fl olduklar›
eylemde sald›r›ya u¤rad›lar. 16 Eylül Sal› günü maafllar›n› tam almak için Samanda¤ Belediyesi’nin
ikinci kat›nda vezne önünde oturan belediye iflçilerine planl› bir flekilde d›flar›dan gelen 20 kiflilik
grup sald›r›da bulundu. Yap›lan sald›r›da birçok iflçi
a¤›r flekilde yaraland›. Sald›r›n›n ard›ndan belediye
önünde Genel-‹fl Sendikas›n›n yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda; “fiu bilinsin ki hiçbir güç, hiçbir sald›r›
hakk›m›z› istemekten bizleri al›koyamayacakt›r. Samanda¤ belediye iflçileri iki defa ma¤dur edilmifltir.
‹ki defa hakk› gasp edilmifltir. Birincisi yasal olan
tam maafl hakk› ödenmemesidir. ‹kincisi ise bu sald›r›n›n sorumlusu Belediye Baflkan Vekilidir” denildi. Yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan sald›ran kifliler hakk›nda Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›na suç duyurusunda bulunuldu. (Samanda¤ ‹K okurlar›)
‹flçiler haklar›n› arad›lar
Mersin Liman›nda 16 Eylül günü A kap›s›
önünde bir eylem gerçekleflti. MIP olarak sat›n
al›nan ve daha sonra tafleron firmalara devredilen
liman içi ifl sahalar›nda faaliyette bulunan yaklafl›k
200’ün üzerinde iflçi bar›nd›ran tafleron firmalar›n
iflçilere maafllar›n› ve sosyal haklar›n› vermemeleri
üzerine iflçiler ifl b›rakma eylemi yapt›lar. Att›klar›
sloganlarla liman yönetimini protesto ederek taleplerinin yerine getirilmesini istediler. Maafllar›n›n
zaman›nda ödenmedi¤ini, alt› ayda bir maafllar›na
yans›t›lmas› gereken zamm›n da yap›lmad›¤›n› söyleyen iflçiler, ulafl›m konusunda da s›k›nt› yaflad›klar›n›, servis imkânlar›ndan yeterli düzeyde yararlanamad›klar›n› ifade ederek, yaflanan sorunlar›n
k›sa sürede çözülmesini istedi.
(Mersin)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
Oramar bask›n›n›n üzerinden yaklafl›k bir y›l geçmifl bulunuyor. Resmi
kay›tlara göre 25.si olan s›n›r ötesi
operasyonun üzerinden de 7 ay gibi
bir süre geçti. Nitekim Oramar bask›n›, egemen s›n›f temsilcilerince “sözün
bitti¤i yer” olarak tabir edilmiflti. Akabinde büyük bir tören havas›nda, hava
sald›r›lar›ndan sonra bafllat›lan kara
harekat›n›n 25. harekat oldu¤u itinayla unutturulmufl, bunun son olmayaca¤› ak›llara getirilmemeye çal›fl›lm›flt›.
Üstelik bunun için koflullar zaten öncesinden haz›rlanm›flt›. Cumhuriyet
Mitingleri yerini “Kürd’e ölüm mitingleri”ne b›rakm›flt› bile.
Bayra¤›n› kap›p sokaklara f›rlayan
insan kalabal›¤› histerik bir ruh haliyle hayk›r›rken, ölüm istediklerinin
fark›nda de¤illerdi belki. Hatta öyle
ki, ölümü bizzat getirmeye yeltenenler, getirenler alk›fllanabilirdi. ‹flte
böyle bir atmosferde bafllat›lan operasyonlar›n bugün geldi¤i nokta çok
aç›kt›r. Soruna salt askeri bakanlara,
“ordu gidecek ve yok edecek” diyenlere, çok k›sa ve öz bir flekilde de
olsa net bir cevab›m›z vard›r, hem
de onlar›n dilinden, daha kolay anlamalar› için: TSK yenilmifltir.
Devletin
“Gündem”i
“Alternatif”siz
bir “Gelecek”
Ülkede Özgür Gündem Gazetesi’nin kapat›lmas›n›n ard›ndan
yay›mlanan Alternatif Gazetesi
de kapat›ld›. Son olarak ç›kart›lan
Gelecek Gazetesi de gazetemiz
yay›na haz›rland›¤› s›rada kapatma
sald›r›s› ile karfl›laflt›. ‹stanbul 9.
A¤›r Ceza Mahkemesi taraf›ndan
1 ay süreyle kapat›lan Alternatif
Gazetesi’ne birçok demokratik kitle örgütünden destek geldi. Bir y›l
içerisinde 30 civar›nda kapatma vb.
sansür bask›s›yla karfl› karfl›ya kalan
yurtsever bas›n, tüm bask›lara ra¤men, taviz vermeden politikalar›n›
yay›mlamaya devam ediyor.
Alternatif ile ayn› zamanda K›z›llaflan Özgür Halk dergisi de “Örgüt propagandas› yapt›¤›” iddias›yla kapat›ld›. Adana’da Azadiya
Welat Gazetesi de polis taraf›ndan
bas›larak, gazete çal›flan› Ferit Köylüo¤lu ve D‹HA muhabiri Murat
Kolca gözalt›na al›nd›. Azadiya
Welat’›n A¤r› çal›flan› Rahmi
Özen de hakk›nda tutuklama karar›
oldu¤u gerekçesiyle tutukland›. Yaflananlar›n ard›ndan birçok ilde kitlesel
gazete sat›fllar›, bas›n aç›klamalar› vb.
eylemliklerle sansür protesto edilerek, yurtsever bas›n halk taraf›ndan
sahiplenildi.
Bunlardan birisi de 27 Eylül günü 12.30’da, ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde yap›lan bas›n aç›klamas›yd›.
Aç›klamaya, tarihten bugüne uzana
sansür ve bask›n›n, 90’l› y›llardan bu
yana tarif edilemez boyutlara geldi¤i
vurgulanarak baflland›. ‹HD fiube
Sekreteri Abdulbaki Bo¤a okudu¤u aç›klamada Alternatif Gazetesi ve Özgür Halk Dergisi hakk›nda verilen 1 ayl›k kapatma karar›n›n düflünce ve ifade özgürlü¤üne bir
sald›r› oldu¤unu ifade etti.
Aç›klamada Alternatif Gazetesi
ad›na da bir konuflma yap›ld›. Alternatif ad›na konuflan Y›lmaz Sezgin,
Kürt bas›n›n›n tarihi boyunca bask›lara maruz kald›¤›n›, Genelkurmay’›n
tezkere uzatmas›n›n gündemde oldu¤u bir süreçte, bu sald›r›lar›n artmas›n›n flafl›rt›c› olmad›¤›n› dile getirdi.
Gazetemiz, ‹flçi-Köylü de çeflitli
bask› ve engellemeyle karfl›laflmaktad›r. Örne¤in Sincan Hapishanesi‘nde
tutsaklara son bir y›ld›r 1–2 say› hariç
hiçbir yay›n verilmemifl, sansürü tecritle birlikte katlayarak uygulam›fllard›r. Gazetemizin son iki say›s›na
toplatma karar› gelmifltir. “TKP/ML
T‹KKO üyesi bir flah›sla yap›lan
röportaj” bahane gösterilerek uygulanan toplatma karar›, mücadelenin
ivme kazanmas› durumunda sansürün
daha da artaca¤›n›n göstergesidir.
(H. Merkezi)
Ne var ki, mesele onlar›n, faflizmin bilumum temsilcilerinin aldatmaya çal›flt›¤› gibi tek bafl›na askeri
de¤ildir. Üstelik sorun tek bafl›na
PKK de de¤ildir. Sorun komprador
burjuvazi ve büyük toprak a¤alar›n›n bölgesel ç›karlar›d›r. TC, bölgede ABD’ye uflakl›ktaki baflat rolünü,
ileri karakol pozisyonunu kimseyle
paylaflmaya yanaflmak istemiyor.
Irak Kürdistan› bölgesel yönetimi
üzerinde tahakküm kurma çabas›
söz konusudur. Barzani ve Talabani
ile iflbirli¤i bu k›stas›n önüne geçmemekte, dahas› bu k›stas›n bir gere¤i
olmaktad›r. Yeri gelmiflken, Barzani
ve Talabani için ayr› bir parantez açmak kaç›n›lmaz oluyor: Henüz geçen y›la kadar özellikle Kerkük konusunda “Kerkük Kürtlerindir” diyen I. Kürdistan› egemenlerinin bugün ne kadar egemen oldu¤u bir
kez daha görülmüfltür. fiafl›rt›c› olmamakla beraber, TC ile operasyona bizzat dahil olma düzeyinde olmasa da iflbirli¤i yapan Kürt egemenlerinin ayn› göreve amade olmad›klar›n› kim iddia edebilir?
Bölgesel ç›karlar karfl›s›nda, PKK,
TC için en büyük tehdit dersek abart-
3-16 Ekim 2008
Ayn› hesap
ayn› sald›r›
m›fl olmay›z. Suriye’yi de sayarsak
dört ülke s›n›rlar›nda savaflan büyük
gerilla gücü ve buna paralel muazzam
kitle deste¤iyle Kürt Ulusal Hareketi,
emperyalist güçlerin bölgeye iliflkin
planlar›nda hesaba katmay› asla ihmal
etmeyece¤i bir harekettir. Vaziyet
böyle olunca, hele ki Kürdistan co¤rafyas›n›n en büyük parças› TC taraf›ndan ilhak durumunda s›n›rlar dahilinde olmas› do¤all›¤›nda TC’yi tedirgin etmektedir. Yani sadece ülke
içinde de¤il ülke d›fl›nda da TC
için büyük tehlike PKK’dir.
Büyük olas›l›kla bir y›l daha uzat›lacak olan tezkereyle birlikte 26.
s›n›r ötesi operasyon gerçeklefltirilecek. Elbette TSK ve devletin di¤er
kesimleri bu operasyonlarla Kürt
Ulusal Hareketini bitiremeyeceklerinin fark›ndad›rlar. Yukar›da da de¤inmeye çal›flt›¤›m›z gibi sorun bu
de¤ildir tek bafl›na. Hem PKK’nin
en büyük gücü ne Kandil’dedir
ne de Zap’ta. Esas savafl T.
Kürdistan› da¤lar›ndad›r.
DTP’nin
kapat›lma davas›
Tezkerenin Meclis’te görüflülece¤i günlerde (gün demek daha
do¤ru olur, çünkü halka karfl› savaflta egemen s›n›f klikleri kendi aralar›ndaki dalafl› bir tarafa b›rak›r, acilen sald›r›n›n gere¤ini yerine getirmeye çal›fl›rlar) ve akabinde Anaya-
sa Mahkemesi de DTP’ye yönelik
aç›lan kapatma davas›n› görüflecek.
Bu durum tesadüf olmaktan uzakt›r.
Çünkü ulusal sorun ülke gündemini
iflgal etmeye daha uzun bir süre devam edecektir. Çünkü TC kendini
özellikle bu sorun üzerinden var etmektedir. Çünkü Baflbu¤ ve öncellerinin dedi¤i “her alanda mücadele”nin do¤al bir gere¤idir bu.
Yüzde onluk seçim kotas›, seçim
çal›flmalar›na dönük engelleme, provokasyon ve binbir türlü ayak oyunuyla faflizm d›fl› bir sesin Meclis kürsüsünden dillendirilmesini engellemeye
çal›flan faflizm, bir kez daha ayn› oyunu
sergiliyor. Ayn› oyun, çünkü gelifltirece¤i baflka bir taktik kalmam›flt›r.
Mesele temel bir mesele olunca faflizmin sald›r›lar› her yerde ve
her boyutta gerçeklefliyor. Gerçek
muhalif kesimler bir bir, s›ras› geldikçe susturulmaya çal›fl›l›yor. ‹flte
Alternatif gazetesi de bir kez daha
engellenmifl oldu. fiafl›ram›yoruz.
fiafl›ram›yoruz çünkü, tam bu sat›r›
al›rken kaleme Alternatif çizgisinde
yay›n yapan Gelecek gazetesine de
bir ayl›k yay›n durdurma cezas›n›n
verildi¤ini ö¤reniyoruz. S›n›r ötesi
operasyon boyunca onlarca defa
engellenen di¤er özgür bas›n yay›nlar› gibi Gelecek de engelleniyor.
Sistem h›zl› çal›fl›yor!
Sesimizi bo¤mak
istiyorlar
Sesimizi bo¤mak istiyorlar. Anadilimizde hayk›rd›¤›m›z sesimizi sessizlik içinde bo¤mak istiyorlar. Oysa bu bizim en do¤al hakk›m›zken,
her talep ediflimizde karfl›laflt›¤›m›z
tek muhatap silahl› olmak zorunda
nedense! Bu kadar do¤al bir hakk›m›z› savunurken dahi polis copuyla,
karakolla tan›flmay›, bir kez daha tan›flmay› bize reva görüyorsan›z, biz
yüzümüzü dönece¤imiz yeri elbette
iyi bilece¤iz.
“Gençli¤i kazanmaya” niyetlenmifl Baflbu¤’un bu niyetini kursa¤›nda b›rakmaya biz niyetlenmekle kalmayaca¤›z.
Gemlik Tuncelililer Derne¤i orman yang›nlar›na dur dedi
Gemlik Tuncelililer Dayan›flma
Yard›mlaflma ve Kültür Derne¤i’nin Kad›n Komisyonu üyeleri
Tunceli’de güvenlik gerekçe gösterilerek ormanlar›n yak›lmas›na
tepki gösterdi. Baflta Tunceli olmak üzere Türkiye’nin dört bir yan›nda bafl gösteren orman yang›nlar›na dikkat çekilirken, omuz
omuza mücadele ça¤r›s›nda bulunuldu ve Gemlik’te bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Bas›n aç›klamas› öncesi Gemlik’teki tüm yöre dernekleri, sendikalar ve siyasi partiler
gezilerek bas›n aç›klamas›na ve beraberinde düzenlenen imza kampanyas›na destek istendi. Dernek
Baflkan› Yusuf Topcu ve yönetim
kurulu üyelerinin de haz›r bulundu¤u eylem 21 Eylül 2008 Pazar
günü Dereboyu Mevkii Taflköprü’de yap›ld›.
Derne¤in kad›n komisyonu
üyesi Zercan Özdemir taraf›ndan okunan bas›n aç›klamas›nda,
gerekçe ne olursa olsun hiç kimsenin veya hiçbir kurumun ormanlar› yakmak için hakl› bir gerekçesinin olamayaca¤› vurguland›. Özdemir, “Türkiye’de do¤aya bu sald›r›y› gerçeklefltiren kesim ve kifliler
olmufltur, olmaktad›r. Tunceli’de
güvenlik gerekçesiyle yak›lan ormanlar bilinçli bir flekilde kamuoyuna yans›t›lmamaktad›r. Baz› orman yang›nlar›na karfl› tedbir al›n›rken, Tunceli’de yak›lan ormanlara karfl› ses ç›karmamak ikiyüzlüce davranmak demektir. Biz Tunceli’de yaflanan ve bölge genelinde
do¤a katliamlar›na dönüflen bu eylemlere karfl› yetkilileri göreve ça¤›r›yoruz” dedi.
Orman yang›nlar› ve çevre fe-
DTP’ye dokunma!
Anayasa Mahkemesi taraf›ndan
hakk›nda aç›lan kapatma davas›nda 16 Eylül 2008 tarihinde sözlü
savunma yapan DTP’yi binler yaln›z b›rakmad›. Yerel seçimler öncesi DTP’nin kapat›lmas› için giriflimlerini h›zland›ran AKP’nin
DTP’yi kapatarak DTP taban›ndan
oy toplayaca¤› hayalinin gerçekleflmesine izin vermeyece¤ini söyleyen binler alanlarda DTP’ye sahip ç›kt›. Demokratik kitle örgütlerinden ayd›n ve sanatç›lara kadar genifl bir yelpazenin sahip ç›kt›¤› DTP’nin kapat›lmas› için aç›lan
mahkeme ertelendi.
* 16 Eylül 2008 tarihinde
MKM’li Kürt sanatç›lar DTP hakk›ndaki kapatma davas›ndan vazgeçilmesi gerekti¤i aç›klamas›n›
yapt›lar.
* Demokratik kitle örgütleri
taraf›ndan oluflturulan DTP Kapat›lamaz ‹nisiyatifi 16 Eylül 2008 tarihinde ‹stanbul Makine Mühendisler Odas›’nda bas›n toplant›s›
düzenleyerek DTP’nin kapat›lmas›n›n adaletsizlik oldu¤una dikkat çekti.
* 16 Eylül günü DTP Eflbaflkan›
Ahmet Türk’ün Ankara’da sözlü
savunma yapt›¤› s›rada Diyarbak›r’da binlerce kifli Da¤kap› Meydan›nda “Ba¤›ms›z Halk Mahkemesi” kurdu. Birçok yerden
gruplar halinde meydana do¤ru
yürüyen kitle “DTP siyasi irademizdir”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” sloganlar› ile alanda birleflti.
* fi›rnak’ta DTP ‹l binas› önünde bir araya gelen yüzlerce kifli
Cumhuriyet Meydan›’na yürüdü.
Yürüyüfl s›ras›nda “Bask›lar bizi
y›ld›ramaz”, “Gençlik Apo’nun
fedaisidir”, “Me sond daye flehida em leflkeren Apo ne” sloganlar› at›ld›.
* DTP Van ‹l binas› önünde
toplanan yüzlerce kifli Sanat Soka¤›’na yürüdü. Sanat Soka¤›nda yap›lan iki dakikal›k oturma eyleminin ard›ndan bas›n aç›klamas› okundu.
* DTP Hakkâri ‹l binas› önünde toplanan yaklafl›k 5 bin kifli
Hakkâri Belediyesi’ne kadar
“AKP flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “Öcalan siyasi irademizdir”,
“fiehit namirin” sloganlar›n› att›.
* DTP A¤r› ‹l binas› önünde
bir araya gelen kitle Saat Kulesi’ne
yürüdü.
* Mersin’de DTP Mersin il örgütü binas› önünde bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamaya Partizan, SDP, 78’liler Derne¤i,
‹HD, MKM-DER, Akdeniz Göç
Der, Halkevleri, KESK ve birçok
demokratik kurum destek verdi.
Aç›klamay› DTP il yöneticisi Ramazan Ekinci okudu. DTP’nin
kapatma davas›n›n hukuki de¤il siyasi oldu¤unu savunan Ekinci, Yarg›tay Cumhuriyet Baflsavc›s›’n›n
ileri sürdü¤ü 141 gerekçeden
127’sinin ifade özgürlü¤ü çerçevesinde de¤erlendirilmesi gereken,
üye ve yöneticilerin yapt›¤› aç›klamalar oldu¤unu söyledi.
* Bingöl, Gaziantep, Urfa, ‹zmir, Manisa, Adana, Mersin, ‹skenderun, ‹stanbul, Ayd›n, Malatya,
Erzurum, Mufl, Denizli ve birçok
ilde oturma eylemleri, yürüyüfl ve
bas›n aç›klamalar›yla protesto edilerek DTP’ye sahip ç›k›ld›.
(H. Merkezi)
laketlerini durdurmak için tüm kurum ve kurulufllar› duyarl› olmaya
ça¤›rd›klar›n› kaydeden Zercan
Özdemir, bu mücadeleye hep birlikte omuz verilmesi gerekti¤ini dile getirerek, bafllatt›klar› imza
kampanyas›na herkesi destek olmaya ça¤›rd›.
(H. Merkezi)
Art›k ci¤erlerimizi yakmay›n
Her askeri operasyon sonras›
devletin ‘av’dan eli bofl dönen ordusunun gerillan›n alan›n› daraltmak için özellikle Türkiye Kürdistan›’nda ormanlar› atefle vermesi
on y›llard›r uygulan›yor. Yaz aylar›nda artan askeri operasyonlar sonras› s›kça yaflanan bu durumda bölge
halk›n›n ve kitle örgütlerinin müdahalelerine ra¤men yang›nlar söndürülmedi¤i gibi müdahale etmek isteyen ve bunun u¤rafl›n› veren insanlar gözalt›na al›narak sindirilmeye çal›fl›l›yor. Son olarak
fi›rnak Merkeze ba¤l› Aket
Köyü civar›nda bulunan ormanl›k
alanlarda ç›kan yang›n, köylülerin
ekili alanlar›na da s›çrat›lmaya çal›fl›ld›. Yang›n› kendi imkânlar› ile
söndürmeye çal›flan köylüler
“Tankla tüfekle y›llarca bu
halk› sindirmeye çal›flt›lar,
flimdi de bölgenin do¤as›n›
katlediyorlar. Marmara’da
Antalya’da orman yand›¤›nda ‘Ci¤erimiz yan›yor’ diyor-
lar. Onlar insan da biz de¤il
miyiz?” diye isyan ediyorlar.
fi›rnak Cumhuriyet Meydan›’nda 16 Eylül DTP’nin kapat›lmamas› için yap›lan bas›n aç›kla-
mas›na kat›lan Aket köylüleri bir
yandan partilerinin kapat›lmamas›n› isterken di¤er yandan yang›na
müdahale edilmemesine tepki
gösterdiler. Aç›klaman›n ard›ndan aralar›nda DTP ‹l yöneticilerinin de bulundu¤u yaklafl›k 20 kiflilik bir grup dolmufla binerek
yang›n› söndürmek için köye gitmek istedi. Araç köy yoluna sapt›¤›nda arac› durduran askerler,
dönüflte verilmek üzere kimliklere el koydu.
fi›rnak Çevre Platformu
da konuyla ilgili 16 Eylül 2008 tarihinde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla
Cudi Da¤›’nda bafllayan yang›na
müdahale edilmemesine sert tepki gösterdi. Platform ad›na aç›klamay› yapan Genç-Der Baflkan›
Hüseyin Birlik, çevre hakk›n›n
çi¤nendi¤ini söyledi” dedi.
(H. Merkezi)
Her yerde anadilde e¤itim talebi
TZPKurdi’nin Kürtlerin anadilde e¤itim hakk›n› elde edebilmesi için bafllatt›¤› “Êdi Bes e anadilimde e¤itim istiyorum” kampanyas› Türkiye Kürdistan›’n›n
birçok ilinde mitingler, yürüyüfller, Kürtçe ders anlat›m› ve kültürel etkinliklerle devam ediyor.
Yap›lan etkinliklere imha ve inkar politikas› etraf›nda yaklaflan
devletin tutumu
yine sald›r› oldu.
Kimi bölgelerde
engellemeye çal›fl›rken engelleyemedikeri yerlerde ise baflta
çocuklar olmak
üzere birçok insan tartakland›.
* 22 Eylül tarihinde kampanya kapsam›nda
Mardin,
Van,
Adana ve Diyarbak›r’da anadil talebiyle yürüyüfl yapan binlerce kifli, devletin Kürtlerin yükselen sesine kulak vermesini istedi. Yap›lan aç›klamalarda ise Kürtlerin
kendi dillerine sahip ç›kmad›klar›
takdirde asimilasyon politikalar›n›n önüne geçilemeyece¤ine vurgu yap›larak, Kürtçe’nin yok olmamas› için Kürtlerin kendi televizyonlar›n› dinlemesi, gazetesini
okumas› ve çocuklar›yla Kürtçe
konuflmas› ça¤r›s› yap›ld›.
* Mardin’in K›z›ltepe ‹lçesinde
binlerce
kifli
anadil talebi ile
23 Eylül günü
yürüyüfl düzenledi.
* 24 Eylül
2008 tarihinde
DTP Gaziantep
‹l binas› önünde
bir araya gelen
yüzlerce kifli
Yeflil Su Park›’na do¤ru yürüyüfl yapt›. Yürüyüflten sonra
ilkö¤retim ö¤rencisi bir k›z
çocu¤u Kürtçe
bas›n aç›klamas›n› okudu.
* 24 Eylül’de Diyarbak›r Sanat
Soka¤›’nda sembolik olarak Kürtçe ders verildi. TZPKurdi aktivistlerinin düzenledi¤i Kürtçe
derse etkinli¤ine Diyarbak›r Bele-
diye Baflkanlar› ve demokratik
kitle örgütü temsilcileri kat›larak
destek verdi.
* fi›rnak’›n Cizre ‹lçesi’nde
anadil talebiyle 25 Eylül’de düzenlenen yürüyüfle kat›ld›klar› için 9
kifli gözalt›na al›nd›. Mahkemeye
sevkedilen 9 kifli daha sonra serbest b›rak›ld›.
* Mersin’de anadil talebiyle 25
Eylül’de düzenlenen yürüyüflün
tamamlanmadan polisler taraf›ndan engellenmesi 5 mahallede
protesto edildi. Gençler, çöp
konteyn›rlar›yla ana caddeleri
trafi¤e kapatt›. Eylemler sokak
aralar›nda yer yer polisle çat›flmalarla devam etti.
* Van’da anadil talebiyle 25
Eylül 2008 tarihinde yap›lan bas›n
aç›klamas›n›n ard›ndan 5 kifli gözalt›na al›narak adliyeye götürüldü. 4 kifli serbest b›rak›l›rken 1
kifli tutukland›.
Mersin’de ise yap›lan anadil
eylemlerinde 12 yafl›ndaki M.K.
adl› bir çocuk polisler taraf›ndan
dövüldü. Kafas›na sert bir cisimle
vurulan çocuk ‹HD Mersin fiubesi’nde bas›n aç›klamas› yaparak
polislerden flikayetçi oldu.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 7
3-16 Ekim 2008
F Tipi hapishaneleri savunmaktan kendini alamayan, sayfalar›nda
befl y›ld›zl› otel olarak yans›tanlar›
bugünlerde bir dert sarm›fl durumda!
Ergenekon davas› nedeniyle
tutuklan›p F tiplerine konulanlardan Kuddusi Okk›r hayat›n› kaybedince buralar› bir kere daha hat›rlar oldular. Oysa Kuddusi Okk›r’dan önce birçok insan F tiplerinde hayat›n› kaybetmifl ama hiçbiri burjuva-feodal medya kalemflörleri için bir anlam ifade etmemiflti.
çok tutsak a¤›r sa¤l›k sorunlar›yla
duvarlar›n ard›nda yavafl yavafl ölüme sürükleniyor.
Bunlar görülmüyor, haber yap›lm›-
yor. fiener Eruygur düflüp hastaneye kald›r›l›nca f›rt›na kopar›l›yor.
Bu f›rt›nay› koparanlardan biri de
Hür-
!
a
n
a
fl
u
n
o
k
u
fl
n
›
k
Ba
Halkın gündemi
riyet yazar› Y›lmaz Özdil.
Y›lmaz Özdil 21 Eylül 2008 tarihli yaz›s›nda fiener Eruygur’un
durumuna ne kadar üzüldü¤ünü
dile getiriyor ve Erbakan’› tahliye edenlerin Eruygur’u tahliye
etmemesini elefltiriyor. Sonra
da diyor ki; “... bu ay›pla yaflayaca¤›z.” Oysa bunu söyleyen kifli ve
çal›flt›¤› medya kuruluflu y›llard›r
bu “ay›pla” yafl›yor zaten. F tiplerindeki sorunlara, a¤›r sa¤l›k sorunu yaflayan tutsaklara gözünü, kula¤›n› kapatarak yap›yorlar bunu.
Hapishanelerde yaflanan sorunlar› ne kadar dile getirip çözümü yönünde çaba gösterdiler ki
bugün ç›k›p fiener Eruygur üzerinden insanlar›n vicdanlar›na sesleniliyor? Bu tamamen bir aldatmacad›r. Bugüne kadar neredeydiniz diye sormak gerekiyor. Gelin
insanl›k dersi vermeye kalkan Y›lmaz Özdil’in insanl›¤›n›n hangi durumlarda ayakland›¤›na bakal›m?
Mesela gerilla cesetlerinin uzuvlar›
B›rakal›m 1-2 y›l öncesini çok
yak›n dönemde Ali Çekin adl› 77
yafl›nda bir tutsak, tedavi edilmedi¤i için hayat›n› kaybetti. Hala 70-80
yafl›nda ve a¤›r sa¤l›k sorunlar› bulunan tutsaklar var. Erol Zavar adl› tutsak say›s›z ameliyat geçirmifl
durumda. ‹smet Ayaz ve Nesimi Kalkan çölyak hastas› olmalar›na ra¤men ne tedavileri yap›l›yor
ne de tahliye ediliyorlar. Daha bir-
kesilip üzerlerine bas›larak foto¤raf çektirilirken mi ya da katledilen
gerillalar›n bedenleri bile ailelerine
verilmezken mi? Kürt çocuklar›na
d›flk› yedirilirken mi, kad›n-çocuk
demeden katledilirlerken mi, 70’lik
dedelere iflkence yap›l›rken mi? Elbette hiçbiri.
Hapishanelerde hayat›n› kaybeden yüzlerce insan bile Y›lmaz
Özdil’in insanl›¤›n›n ayaklanmas›na
yetmemifl olacak! O, paflas› rahats›zlan›nca “insanl›¤›n›” herkese kan›tlamaya çal›fl›p, herkesi de insanl›¤›n› kan›tlamaya davet ediyor.
“Ey millet” diyor “hapishanelerde hayat›n› kaybeden, kaybetme
durumu olan onlarcas›, yüzlercesi
beni ilgilendirmiyor. Ama paflam›n
burnu kanarsa ortal›¤› aya¤a kald›r›r›m.”
B›rakal›m bu ay›pla yaflamaya
devam etsin Y›lmaz Özdiller. Ama
baflkalar›n› kendileri gibi olmaya
davet ettiklerinde de sessiz kalmam›z› beklemesinler!
Maltepe Hapishanesi’nde çocuklara iflkence
‹stanbul fiubesi’nden
Avukat Ahmet Tamer’in Bianet’e verdi¤i bilgiye göre
‹stanbul, Maltepe L Tipi Hapishanesi’ndeki çocuk tutsaklar birçok iflkenceye maruz kal›yorlar. Baflta F
tipleri olmak üzere ülkemiz hapishanelerinde fiziki ve psikolojik iflkence
devletin vazgeçilmez olarak gördü¤ü
teslim alma, siliklefltirme politikalar›ndan biri olarak sürekli gündemdeki yerini koruyor. Çocuk olmala-
‹HD
r›ndan kaynakl› yaflad›klar› yaln›zl›k
hissinin de getirdi¤i “çaresizlikle”
yaflad›klar›n› kamuoyuna duyurma
konusunda yeterli bir çaba gösteremeyen çocuk tutsaklar›n bu durumundan faydalanan hapishane yönetimleri ve gardiyanlar birçok çocuk
üzerinde özellikle cinsel taciz ve tecavüzde bulunuyor.
‹HD ‹stanbul fiubesi ad›na hapishanede bir ön inceleme yapan Ahmet Tamer, çocuklar›n yaln›zken ve
Kürtçe
konuflmaya
görüfl engeli
F Tiplerinde tecrit ve tredman her
geçen gün artarak devam ediyor. ‹çerde
tutsaklar›n yaflad›¤› bir dizi sorunun d›fl›nda ziyarete gelen tutsak yak›nlar› da
ayn› sorunlarla yüz yüze geliyor. Tecrit
koflullar›n›n her geçen gün a¤›rlaflt›¤› Sincan F Tipinde sorunlara her gün bir yenisi ekleniyor. Bunlardan en sonuncusu,18.09.2008 tarihinde, Sincan 2 Nolu F
Tipi Hapishanesi’ndeki abisi Yusuf Koyuncu’nun ziyaretine giden Gürhan Koyuncu’nun, Kürtçe konuflmak isteyince
gardiyanlar taraf›ndan zorla d›flar› ç›kar›lmas› oldu.
Gardiyanlar›n konuflma s›ras›nda gelip “Burada Kürtçe konuflmay›n” uyar›s›nda bulundu¤unu belirten Koyuncu,
“Ben de ‘konuflaca¤›z, neden Kürtçe konuflmayal›m ki’ fleklinde konufltum” dedi.
Koyuncu, gardiyanlar›n hiç Türkçe bilmeyenlerin Kürtçe konuflmas›na izin vereceklerini ancak Türkçe bilenlerin
Türkçe konuflmak zorunda oldu¤unu
söyledi¤ini belirtti. Koyuncu, bütün itirazlar›na ra¤men, görüflmelerinin yar›da
kesildi¤ini ve görüflmeden ç›kar›ld›klar›n›
dile getirdi. Yaflananlara bir anlam veremedi¤ini söyleyen Koyuncu, Kürtçe konuflmaya izin verilmemesini anadiline yap›lan bir sald›r› olarak de¤erlendirdi.
(Ankara)
kamera olmayan mekanlarda gardiyanlarca iflkenceye u¤rad›klar›n›, ko¤ufl de¤ifltirme taleplerine fliddetle
yan›t verildi¤ini, bu nedenle ayr›ca
kendilerine zarar verdiklerini ifade
etti.
Maltepe L Tipi Hapishanesi’nde
acilen çözülmesi gereken sorunlar
olarak baflta fliddetin kald›r›lmas›n›n
gerekti¤ini söyleyen Tamer, sorunlar›n› dile getirdiklerinde, kavga ettiklerinde, kendilerine zarar verdik-
lerinde dayak yiyen çocuklar›n sürekli kayg› ve korkuyla yaflad›klar›n›
belirtti.
Tamer çocuklarla ve avukatlarla
yapt›¤› görüflmelerden ç›kard›¤› sonuçlar› flu flekilde ifade etti:
“En çok psikolojik olarak sorunlu, risk alt›ndaki çocuklar fliddet görüyor. Bu çocuklar kapal› bir yerde
bulunmaktan dolay› kendilerine zarar veriyor. Psikolojik tedavi verilmesi gerekirken fliddet görüyorlar.
Ancak yeni gelenlere de ortama
uyum sa¤lamalar› için ‘hofl geldin’
fliddeti uygulan›yor.”
Tamer, 14 kiflilik ko¤ufllarda kalan, ortak alanda haftada bir saat
spor haklar› olan, iki haftada bir sinemaya gidebilen, zaman zaman düzenli olmayan okuma yazma kursu
verilen çocuklar›n yaflad›klar› ko¤ufltaki 14 kifli d›fl›nda kimseyle görüfltürülmeyerek tecritin baflka bir biçimini yaflad›klar›n› belirtti. (‹stanbul)
‹HD’den hasta tutsaklarla dayan›flma
okurken hissettiklerimizi tarif etmemiz, yaflad›klar›n›n onlara nas›l ac› ve ›zd›rap verdi¤ini anlamamak mümkün de¤ildir” dedi.
‹stanbul
Genel Merkezi ve flubeleri,
hapishanelerde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sorunlar›na dikkat
çekmek amac›yla her ay bir mahkûma gönderdikleri mektuplar›n 8’incisini Ad›yaman E Tipi Hapishanesi’nde 15 y›ld›r
tutuklu bulunan çölyak hastas› ‹smet
Ayaz’a gönderdi.
‹HD
lah Gül’ün daha önce yapt›¤› kendisine
hiçbir hükümlünün dosyas›n›n gelmedi¤i
aç›klamalar›n›n gerçe¤i yans›tmad›¤›n› ifade
etti. Saliho¤lu, “Ayaz sadece kuru ekmek ve
patatesle g›da ihtiyac›n› giderebiliyor. Cumhurbaflkan›’n›n bunu duymas›n› istiyorum”
dedi.
Diyarbak›r
Ankara
Ankara K›z›lay PTT önünde bir araya
gelen ‹HD Merkez ve Ankara fiube yöneticileri aç›klama yapt›. ‹HD Genel Sekreteri Sevim Saliho¤lu, mektup gönderme etkinliklerinin 3 ay daha devam edece¤ini belirterek, Cumhurbaflkan› Abdul-
Büyük Postane önünde biraraya gelen
‹HD ve Tutuklu Aileleri ile Yard›mlaflma ve
Dayan›flma Derne¤i (TUHAD-DER) üyeleri ad›na, ‹HD Diyarbak›r fiube Sekreteri Burhan Zoro¤lu aç›klama yapt›. Zoro¤ul, “Bu ülkede cezaevinde olmak çok zor.
Tutuklular›n bize gönderdi¤i mektuplar›
Okurlar›m›za polis tacizi
Merhaba, Biz Gazi Mahallesi’nden 16 ve 21
yafllar›nda iki bayan olarak yaflad›¤›m›z olay› sizlerle paylaflmak istedik. 10-11-12 Eylül günlerinde gerek bayan olmam›zdan gerekse devrimci
olmam›zdan kaynakl› TC’nin polisleri taraf›ndan
y›ld›rma, korkutma ve y›pratma sald›r›lar›na maruz kald›k. 10 Eylül günü eski karakol civar›nda
gazetemizin da¤›t›m›n› yaparken bir polis arabas›
yan›m›za yaklaflt›. Biz gazetemizi verirken polis
gözünü bizden ay›rm›yordu. Biz de di¤er mahalleden ç›k›p da¤›t›ma devam ettik. 11 Eylül günü
K›br›s Caddesi bölgesinde da¤›t›m yapt›k. Bu kez
2 akrep ile bir sivilin bizi görmesi üzerine caddeden bir kez daha geçtiler. Arac›n bize do¤ru geldi¤ini görünce bölgeden ayr›ld›k. 12 Eylül günü
ise Son Durak bölgesinde yine beraber da¤›t›m
yaparken gazete vermek için girdi¤imiz dükkan-
da sivil polis, d›flar› ç›kt›¤›m›zda iki olmufllard›.
Birbirlerine kafa sallad›ktan sonra telsizlerini ç›kart›p bizi tarif etmeye bafllad›lar. Da¤›t›m boyunca gözlerini üzerimizden hiç ay›rmad›lar ve
her yapt›¤›m›z telsizle bildirdiler.
Bizler bunlar›n bizleri y›ld›rmak ve korkutmak amac›yla ve gazetemizi kitlelere ulaflt›rma
çabam›z› engellemek için yap›ld›¤›n› biliyoruz.
Bunlar, devrimcilere, düzene ve zulme karfl› ç›kan herkese tam bir terör estirmekteler. Ancak
bilsinler ki, estirdikleri o ufak rüzgar bizden hiçbir fley almad› ve almayacak. Ayn› zamanda sergiledikleri y›ld›rma, korkutma ve y›pratma politikalar› ne bizi y›prat›r ne de korkutur. Aksine bizi daha güçlü hale getirir. Bunlar› bilmelerini isterim.
(Gazi Mahallesi’nden ‹K okurlar›)
‹HD ‹stanbul fiubesi, Galatasaray Lisesi önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›.
“Hasta tutuklular serbest b›rak›ls›n”
pankart› açan ‹HD’liler ad›na ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Av. Gülseren Yoleri, konuflma yapt›. Yoleri, ‹smet Ayaz’›n,
doktorlar›n “cezaevi koflullar› ölümcül
risk tafl›yor” uyar›lar›na ra¤men tahliye
edilmedi¤ine dikkat çekti. Yoleri, Ayaz’›n
yazd›¤› mektupta sa¤l›k sorunlar›n›n tahammül edilemez boyutlara geldi¤ini belirtti.
Aç›klaman›n ard›ndan, Galatasaray Postanesi’nden Ayaz’a mektup gönderildi.
‹zmir
Konak Eski Sümerbank önünde biraraya gelen ‹HD ‹zmir fiubesi üyeleri, bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD ‹zmir fiube
Baflkan› Ahmet Alagöz, ba¤›fl›kl›k sistemi iflas eden hükümlü Ayaz’›n s›k s›k komaya girdi¤ini belirterek, “Cezaevlerinde yaflanan tüm bu olumsuz uygulamalar, bu ülkenin ay›b›d›r. Eflit sa¤l›k ve eflit adalet talebiyle ‹smet Ayaz’›n tedavisi yap›lana kadar serbest b›rak›lmas›n› istiyoruz” dedi.
Siirt ve Batman’da yap›lan eylemlerde
devletin politikalar› protesto edildi.
(H. Merkezi)
Esnafa yönelik gerici
sald›r›lar sürüyor
Daha önce Ankara Keçiören’de bir büfe
sahibinin içki satt›¤› gerekçesiyle, zab›talar taraf›nda sald›r›ya u¤ramas›n›n ard›ndan bu kez
Çankaya’da ayn› sebeple bir market sald›r›ya
u¤rad›.
Müslüm Göksu, sabaha karfl› marketine
üç kiflinin girdi¤ini markette al›flverifl yapmakta
olan müflterileri taciz ettikten sonra kendisine
“mübarek günde niye içki sat›yorsun?”
diyerek sald›r›da bulunduklar›n›, marketini da¤›tt›klar›n› ve yard›mc›s›n› darp ederek bo¤az›na b›çak dayad›klar›n› anlatt›.
Ankara’da Keçiören’de ortaya ç›kan ve
kendilerine “A tak›m›” diyen Keçiören Belediye Baflkan› Turgut Alt›nok destekli içerisinde zab›talar›n, polislerin ve sivil insanlar›n
bulundu¤u, semt halk›na ve küçük esnafa korku salan çete, özellikle esnaf› haraca ba¤lamas›
ve içki satan yerlere yönelik bask› ve sald›r›lar›yla ad›n› duyurmufltu. Keçiören’de yaflanan
sald›r›dan sonra benzer bir olay›n da Çankaya’da yaflanmas› esnaf› tedirgin etti. Keçiören
esnaf›, bu sald›r›n›n sadece bas›na yans›yan bir
örnek oldu¤unu gerçekte ise sald›r› ve bask›n›n sistematik olarak sürdü¤ünü belirtmiflti.
(Ankara)
Tecavüzcü
polis-hâkim el ele
Gözalt›nda yo¤un iflkencelere maruz kalan
ve tecavüze u¤rayan say›s›z devrimci kad›ndan
biridir Muhabbet Kurt. MLKP davas›ndan
gözalt›na al›narak tutuklanan Muhabbet Kurt
10 y›ld›r yarg›lan›yor. Gözalt›na al›nd›¤›nda tecavüze u¤rayan Muhabbet Kurt ç›kar›ld›¤›
mahkemede iflkence alt›nda ifade verdi¤ini belirterek polisler hakk›nda suç duyurusunda bulunmufltu. Suç duyurusunu yineledi¤i duruflmada mahkeme hâkimi taraf›ndan “Polisler ifade almak için mi yoksa zevk için mi yapt›lar” fleklinde i¤renç sorular sorulan Muhabbet Kurt’un avukat› Ercan Kanar, Çapa T›p
Fakültesi Psikotravma Merkezi’ne sevk edilmesini istemifl ve bu talep uzun zaman geçti¤i
gerekçesiyle reddedilmifltir. Kanar bu karar›n
Avrupa ‹nsan Haklar› Sözleflmesi’ne ayk›r› oldu¤unu söyleyerek Anayasa Mahkemesi’ne
gönderilmesini istemifl ve bu talep de mahkemece reddedilmifltir.
(H. Merkezi)
Tecridi ak›l alm›yor!
Tecrit koflullar› alt›nda insana her türü iflkencenin uyguland›¤› hapishanelerde insanlar›n
her türlü sosyal yaflamdan kopartma politikas›
sistemli bir flekilde devam ediyor. Bunun bir
örne¤i de Adana Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’nde gerçekleflti. 9 ayd›r tutuklu bulunan Rasim Aflan’›n kardefli Ferzande Aflan kardeflinin akli dengesinin bozuldu¤unu ve Adana Ruh
ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi’ne yat›r›ld›¤›n›
belirtti. Hem sinirsel rahats›zl›¤› hem de mide
ülseri olan kardeflinin ayn› zamanda Hepatit B
hastas› oldu¤unu belirten Ferzande Aflan kardeflinin ziyaretlerde kendilerini dahi tan›mad›¤›n›, sa¤l›k durumunun her geçen gün daha kötüye gitti¤ini söyledi.
(H. Merkezi)
Adalet mi? Buraya hiç u¤ramad›
20 hapishaneye ayn› anda düzenlenen ve 28 devrimci tutsa¤›n yaflam›n› kaybetti¤i 19 Aral›k operasyonuyla
ilgili davalar devam ediyor.
Çanakkale E Tipi Hapishanesi’ne
19 Aral›k 2000’de gerçeklefltirilen
operasyonda üç devrimci tutsak öldürülmüfl, bir tutsak da operasyonu
protesto etmek için kendini yakm›flt›.
Son olarak Çanakkale E Tipi Hapishanesi’nde yaflanan operasyonla ilgili dava sonuçland›. Çanakkale A¤›r
Ceza Mahkemesi’nde görülen davan›n 16 Eylül’de yap›lan duruflmas›nda
“suçlu” bulunamad› ve operasyonda
yer alan tüm kamu görevlilerinin beraatine karar verildi.
Operasyonda yer alan 563 “güvenlik” görevlisi hakk›nda Sultan Sar›,
Fahri Sar› ve ‹lker Babacan’› öldürdükleri iddias› ile aç›lan davada san›klar›n “bu suçlar› ifllediklerine dair
mahkûmiyetlerine yeter, kesin
ve inand›r›c› deliller elde edilemedi¤i” gerekçesiyle beraatlerine
karar verildi.
Dava devam etti¤i sürece Ölüm
Orucu direniflinde yaflam›n› yitiren
11 tutsak hakk›nda aç›lan dava, 6136
say›l› Ateflli Silahlar Kanunu’na Muhalefet edildi¤i gerekçesiyle aç›lan 2 dava ve hapishane idaresine karfl› silahl›
isyan gerçeklefltirdikleri iddias›yla
aç›lan dava zaman afl›m› nedeniyle or-
tadan kalkt›. Mahkeme ayr›ca, adresleri tespit edilememesi nedeniyle savunmalar› al›namayan 61 san›¤›n ayr›
bir dosya ile yarg›lanmas›na karar
verdi.
A¤›r Ceza Hakimli¤i dört insan›n
yaflam›n› yitirdi¤i operasyonda faili
bulam›yor! Acaba bu dört insan hayat›n› nas›l kaybetmifl olabilir? Mahkemenin buna verdi¤i bir cevap olmal›.
Siz, hapishanede dört duvar aras›nda
tutulan tutsaklara operasyon düzenleyeceksiniz ve bunun sonucunda hayat›n› kaybeden dört insan›n faili olmayacak… Devletin “Hikmetinden
sual olunmaz” adaleti böyle bir fley
olmal›…
İşçi-köylü 8
Halkın Gündemi
3-16 Ekim 2008
Emperyalist-kapitalist sistem a¤›r hasta
“Önce flunu anlayal›m. Bu
50 y›lda, hatta muhtemelen 100
y›lda bir yaflanabilecek bir olay”
diyor Amerikan Merkez Bankas›
Eski Baflkan› Greenspan. Emperyalizmin 1929 Buhran›’ndan beri
geçirdi¤i en büyük ikinci krizi, burjuva ekonomistler de dahil kabul
etmeyen pek kalmad›.
Emperyalizmin bafl aktörü konumundaki ABD ekonomisinin resesyona (ekonomik durgunluk) girmesi, bankac›l›k sektörünü etkileyerek finansal krize neden olmufl
durumda. Pefli s›ra gelen, tarihi en
az yüzy›ll›k dev yat›r›m bankalar›n›n
birbiri ard›na çöküflü ve ard›ndan
Amerikan Merkez Bankas›’n›n
(FED) yüz milyarlarca dolarl›k kurtarma operasyonu… Peki ya sonuç? Görünüfle bak›l›rsa ABD
ekonomisine durmadan serum
ba¤layan FED’in de piyasada güveni
sars›lm›fl ve üretti¤i çözümler sorunu giderek t›rmand›rm›fl durumda. Krizin merkezi ABD oldu¤undan ABD ekonomisine gözlerimizi
çevirmek ve neler oldu¤una bir
bakmak konuyu aç›klay›c› olacakt›r.
Ne oldu da kriz bu boyuta ulaflabildi ve dünyay› etkisine almaya
bafllad›? Krizin ABD ile s›n›rl› olmad›¤›n›, flimdilik de olsa emperyalist devletleri (‹ngiltere, Japonya, Euro bölgesi ekonomileri)
etkisi alt›na alabildi¤i bir dönemdeyiz. K›sa bir zaman içerisinde “geliflmekte olan ülkeler” statüsündeki ülkemizi de etkisi alt›na almaya
bafllayaca¤› çeflitli ekonomistler taraf›ndan dile getirilmektedir. Hatta
krizin yans›malar›n› flimdiden TOYOTA ve TOFAfi fabrikalar›n›n
üretime 2 hafta ara verdiklerini
aç›klamalar›nda görmek mümkün.
Bu finans sorununu gösteren
somut bir olgudur.
2003-2007 y›llar› aras›nda dünya ekonomisi 40 y›ld›r görmedi¤i
bir büyüklük olan yüzde 4.55 ile
üst üste 5 y›l büyüyebildi. Bir anlamda küresel ekonominin “lale
devri” yafland›. Büyümeyi ise “geliflmekte olan ülkeler” yaparken bu
büyümeye Türkiye de dahildi. Geliflmekte olan ülkeler geliflmifl ekonomilere nazaran 3 kat daha h›zl›
büyüdü.
vs.) tüm dünyay› istila etmifl olmas›
denge unsuru oldu. Bir anlamda
Çin ve Hindistan enflasyonist etkiyi dezenflasyon ihraç ederek
bertaraf etti. fiöyle ki, Çin ve Hindistan’la rekabet eden di¤er ülkelerdeki mal ve hizmet üreticileri,
maliyetlerindeki büyük art›fla ra¤men ürün fiyatlar›n› art›ramad›.
Çünkü di¤er ülkeler Çin ve Hindistan’la rekabet edebilmek için
kâr marjlar›ndan yemek zorunda
kald›lar.
Petrol ve g›da
fiyatlar›ndaki rekor
yükseliflin nedenleri
Geliflmekte olan ekonomilerin
çok h›zl› büyüyüflü g›da ve enerji
talebinde büyük bir fiyat art›fl›na
neden oldu. Bu ülkelerdeki tüketim harcamalar›nda g›dan›n en baflta yer al›yor olmas› ve yine bu ülkelerdeki petrol talebinin büyümeye ba¤l› olarak artmas› fiyatlar›n
yeni rekorlar k›rmas›na yol açt›.
Petrol fiyatlar›n›n birbirini tetikleyen iki nedene ba¤l› olarak
zirveleri yakalad›¤› söylenebilir. Birincisi; dolar›n düflük faiz ile gide-
Ekonomik durgunluk
ve finansal kriz,
iki büyük girdap!
ABD ekonomisinin iki temel
sorunundan birisi ekonomik
durgunluk (resesyon), di¤eri ise
küresel sistemdeki finansal krizdir. Birbirine ba¤l› bu iki argümanda resesyon, finansal sistemdeki
krizin derinleflmesine neden olmakta, finansal sistemdeki kriz ise
ekonomik durgunlu¤u etkilemekte,
kredi maliyetlerinin artmas›na, bununla beraber likidite sorununa
yol açmakta ve bunun da sonucunda kolay kredi (para) bulamayan
sanayiciler oldukça zorlanmaktad›r. Bulsalar dahi kredi maliyetleri oldukça yüksek olmaktad›r. fiu
anda üretim yavafll›yor ve ekonomik tablo ülkemiz için de giderek
kötülefliyor.
ABD ekonomisi 2008 y›l›n›n
bafl›ndan beri her ay sürekli istihdam kaybediyor. Emek piyasas›
ciddi bir flekilde bozuldu. ABD’de
2008 y›l›n›n bafl›ndan beri ilk 5 ayl›k dönemde istihdam kayb› yaklafl›k olarak 324 bin olarak dile getirilmiflti. ABD’de iflsizlik oran›nda
eflik seviye yüzde 5.6 olarak kabul
edilmekteyken daha May›s ay› sonunda 5.5 seviyesine ulafl›lm›flt›. ‹flsizlik al›p bafl›n› gidiyorken üstüne
bir de ekonomiyi kötü etkileyen
enflasyonist bask›lar ciddi bir
sorun yaratmaya bafllad›. Enflasyonun temel niteli¤i ise talep kaynakl› de¤il esas›nda maliyet kaynakl›
olmas›yd›. G›da ve enerji fiyatlar›ndaki enflasyonu ise Çin’den gelen
ucuz mallar ve Hindistan’dan gelen
“ticarete konu olan” hizmetlerin
(muhasebe, biliflim, ça¤r› merkezi
re enerjiyi yüzde 50 daha fazla verimli kullan›yorken, “geliflmekte
olan ülkeler” yüzde 20 daha fazla
verimsiz kullan›yorlar. Bu da petrol fiyatlar›n›n artmas›nda önemli
bir etken.
G›da fiyatlar›ndaki art›fl›n temel
nedenlerine gelinirse bunun bafll›ca
unsurlar› flunlard›:
1- Dolar›n de¤er kayb›n›n emtia piyasalar›n› vurmas›,
2- Petrol fiyatlar›n›n art›fl›na
ba¤l› olarak alternatif ürünlerin
(biyoyak›t) ön plana ç›kmas›yla
ya¤l› tohumun kullan›lmaya bafllanmas› ve g›da fiyatlar›n› yükseltmesi,
3- Petrolün tar›msal üretim
girdilerinin bafl›nda geliyor oluflu
(traktör, biçerdöver vs.) üretim
maliyetlerini etkilemesi,
4- FED’in faiz indirmesi sonras›
düflen hazine faizlerinden memnun
olmayan fonlar›n bu¤day ve pirinç
kontratlar›nda spekülatif hareketler yapmas›,
5- Dünya genelinde yaflanan
kurakl›k etkisi nedeniyle tar›msal
üretimi düflürmesi gibi sayabilece¤imiz bafll›ca nedenler g›da fiyatlar›n›n artmas›nda bafll›ca etken oldu.
ülkeler de yabanc› sermayenin
kaçmamas› için faizlerini art›rmak
durumunda kald›lar. Tayyip Erdo¤an’›n ekonomik durumla ilgili bakanlarla yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda
“Merkez Bankas›’n›n faizleri art›raca¤›n› umuyorum” demesi gayet
anlafl›l›rd›.
Avrupa’da ekonomik
durgunluk bafl gösterdi
Avrupa krizden ciddi flekilde
etkilenmeye bafllad›. Avrupa’da
kredi hacminde ve maliyetler noktas›nda ciddi sorunlarla bo¤uflmaya
bafllad›. Ayr›ca Avrupa’n›n en büyük üç pazar› ‹ngiltere, ABD ve Japonya ekonomileri giderek yavafll›yordu. Petrol fiyatlar› ayn› zamanda Avrupa’y› da vuruyordu.
Avrupa bankalar› da krizden oldukça etkileniyorlard›. Ve sonuçta
Avrupa ekonomisi de yavafllamaya
bafllad›. ‹ngiltere resesyona girmek
üzere ve Danimarka da s›rada duruyor, Almanya ekonomisi en çok
daralan Avrupa ülkesi durumunda.
Sonuçta Avrupa Merkez Bankas›
(ECB) da faiz art›r›m›na gitmek zorunda kald›.
Üretimin yavafllamas›n›n iflsizli¤i do¤urmas› kaç›n›lmaz. Görülüyor ki, emperyalistler yaflad›klar› krizin yüklü faturas›n› yine bizim gibi yar› sömürge ülkelere ç›karmaya çal›flmaktalar.
rek de¤er kaybetmesi. ‹kincisi;
düflük faizlerin yaratt›¤› emtia (ticari mallar›n tümü. G›da, enerji
vs.) piyasalar›ndaki spekülasyon
petrol fiyatlar›n› art›ran bafll›ca etkenlerdi. OPEC’in belirtti¤i gibi
petrolün fiziksel arz›nda ve fiziksel
talebinde hiçbir sorun yaflanm›yorken petrol fiyatlar›n›n dolar üzerinden fiyatlanmas› ve spekülatif
aç›klamalar petrol fiyat›n›n rekor
seviyeleri görmesine yol açt›. Oysaki piyasada yeteri kadar petrol
vard›.
Petrol fiyatlar›ndaki art›fl›n bir
di¤er nedeni ise az önce bahsetti¤imiz gibi 2003-2007 y›llar› aras›nda dünya ekonomisinin y›lda ortalama yüzde 4.5 gibi çok yüksek bir
de¤erle büyüyor olmas› (son 40
y›lda görülmemifl bir büyüme h›z›)
ve büyümeye ba¤l› olarak da artan
talebin petrol fiyatlar›n› etkilemesiydi. Petrol talebi ise Almanya, Japonya ve ABD gibi emperyalist
devletlerden de¤il, “geliflmekte
olan” ülkelerden gelmekteydi. Bunun nedeni ise emperyalistlerin sanayiyi do¤u ülkelerine kayd›rmalar›yd›.
Enerji verimlili¤i aç›s›ndan da
yar›-sömürge ülkeler enerjiyi verimsiz ve müsrif kullan›yorlar. Emperyalist ekonomiler 1970’lere gö-
Maliyet enflasyonu
ekonomik dinamikleri
sars›yor
G›da fiyatlar›ndaki enflasyonun
etkisini daha iyi görebilmemiz için
baz› oranlara baflvurmak yararl›
olacakt›r. IMF’nin yapt›¤› hesaplara
göre 2006 y›l›ndaki global enflasyon de¤eri yüzde 3.4 iken, bunun
yüzde 27’sini g›da fiyatlar›ndaki art›fl sa¤lad›. 2007 y›l›na gelindi¤inde
ise global enflasyon yüzde 3.9’a
ç›km›fl ve bunun daha yüksek bir
de¤erle yüzde 45’i g›dadan kaynaklanm›flt›. G›da enflasyonunun en
fazla “geliflmekte olan ülkeler” kategorisini etkilemesi di¤er deyiflle
ülkemizi etkilemesi kaç›n›lmaz oldu. Nedeni ise bu ülkelerin geliflmifl ülkelere göre, tüketimdeki harcamalarda g›dan›n ön
planda yer al›fl›yd›.
Enflasyonist etkiler nedeniyle
en geliflmifl emperyalist devletler
raydan ç›kmamak için faiz art›rmak
durumunda kald›lar. Bozulan ekonomik dinamikleri iyilefltirmek için
bu kaç›n›lmazd›. Ayn› etki ülkemiz
için de geçerli olmak durumunda
oldu¤u için faiz art›r›m› ülkemiz
için çok daha sorunlara yol açmaya haz›rd›. Çünkü yabanc› sermaye
ak›m›n› emperyalist devletler faiz
art›rarak kendi merkezlerine do¤ru çekmeye bafllay›nca bizim gibi
Mortgage flirketleri
ve bankalar girdab›n
içine düfltü
Buraya kadar bahsettiklerimiz
küresel boyutlu bir krizi anlat›yor. Oysa ABD çok ciddi baflka
sorunlarla da bo¤uflmak zorunda
kald›. ABD’de patlak veren kredi
krizi, Mortgage sisteminin çöküflü ve sonras›nda bankalar›n krizden ciddi flekilde etkilenmesiyle
bafllad›. ‹flte bu kriz küresel ekonominin ana tetikleyicisi oldu.
“Konut nedeniyle dünya
krize girer mi?” diye flafl›ranlar
olacakt›r. Ama görülmektedir ki
kriz eskiden beri vard› ve Mortgage sisteminin çöküflü, krizi derinlefltiren ana etken oldu. Peki, sistem nas›l çal›fl›yordu?
ABD’de yaflayanlar do¤ru düzgün herhangi bir gelir göstermeksizin, hatta peflinat dahi ödemeksizin al›m güçlerinin ötesinde ev sat›n almaya bafllad›lar. Ev alanlar›n
birço¤u kredi taksitlerini düzgün
ödeyebilecek bir gelir düzeyine sahip de¤illerdi. Tabii burada önemli
bir risk söz konusuydu, fakat
ABD’de hiç durmadan yükselen
konut fiyatlar› (ta ki 2002 ve 2006
aras›nda) sistemin bu flekilde gidece¤i beklentisi insanlar›n akl›n› bafltan çeliyordu. 100 bin dolarl›k evi
alan seneye evini 120 bin dolara
sat›p kâr elde ediyor ve al›m gücü
yarat›yordu. Yaln›z bir y›l sonra
100 bin dolara al›nan ev 80 bin
dolara düflünce ifller sarpa sard›.
100 bin dolar› kapatmak gerekiyordu. Bu esnada evi satmak zararl› olaca¤›ndan kimse evi satmak
istemedi. Mecburen her ay banka
kredisini geri ödemeye devam etmekten baflka çare yoktu. Ve sonuçta kredi taksitleri geri ödenemedi ve baflar›lamad›. Burada konut fiyatlar›n›n düflmesine neden
olan temel unsur az önce anlatmaya çal›flt›¤›m›z küresel krizin kendisinde gizliydi. Enflasyonun talepte de¤il maliyette yaflanmas› konut maliyetlerini do¤rudan etkiledi. Konut maliyetleri
art›nca ev fiyatlar› da artm›fl, do¤al›nda talep de azalmaya bafllam›flt›.
‹nsanlar art›k eskisi gibi konut talep edemediler. Sonuç olarak konut talebinde yaflanan daralma
sonras› konut fiyatlar› giderek düfltü. Ancak sorun sadece krediyi geri ödeyemeyen Mortgagezedelerden kaynaklanm›yordu. Esas
burada bankac›lar ve arac› kurumlar geri ödenemeyen konut kredilerine dayand›rd›klar› birçok enstrüman› birbirlerine ve “piyasa profesyonellerine” satm›flt›! En altta
bafllayan yang›n yukar›da depremlere yol açt›. Geri ödenemeyen
kredilere dayand›r›lan birçok türev
enstrümanlar›n›n fiyatlar›n›n çok
sert bir flekilde düflmesi bu enstrümanlara yat›r›m yapanlar›n hanesine çok büyük zararlar yazd›rd›.
T›pk› fazla yem kurcalayan bir bal›k gibi, daha fazla kâr hesab› yapanlar zokay› yuttular.
Sonuçta Mortgage kredisi veren 250’den fazla flirket iflas etti.
A¤ustos 2007’den beri ABD’de
batan banka say›s› 13’e ç›kt›. Sadece 2008’de batan banka say›s› son
Lehman Brothers ile birlikte 11’e
yükseldi. Ve en son 700 milyarl›k
“Kurtarma Plan›” ABD Kongresi’ne sunuldu. Toplant›ya girmeden
önce ABD Baflkan› Bush ekonomik
göstergeye iliflkin net aç›klamalar
yapmak zorunda kalm›flt›: “Ciddi
bir ekonomik kriz içindeyiz. Umudum k›sa bir süre içinde uzlaflmaya
varmak.” (Radikal, 27/09/2008)
Krizin etkisi ABD d›fl›nda baflta
Avrupa, ‹ngiltere ve Japonya ekonomilerini etkiliyorken “geliflmekte olan ülkeler” kategorisinin bu
süreçte fazla dayanamayaca¤› ortadayd›. Büyüme rakamlar› Türkiye’nin de dahil oldu¤u bu kategoriyi etkilemeye bafllad›. Devlet Bakan› fiimflek “Dünya ekonomisi yavafllayacak, yavafll›yor. Türkiye de
bir süreli¤ine potansiyelinin alt›nda
bir büyüme gösterecek” aç›klamas›n› yap›yordu.
(www.ntvmsnbc.com, 22/09/2008)
Eczac›bafl› Bafl Ekonomisti Erkin fiahinöz ise daha net bir ifadeyle “Üç ve özellikle dördüncü çeyrekle birlikte geliflmekte olan ülkelerdeki büyüme h›zlar›n›n da ciddi
flekilde düflmeye bafllad›¤›n› görece¤iz. Örne¤in Türkiye. Geçen
hafta aç›klanan ikinci çeyrek büyüme rakamlar› bunu teyit etti...” diyordu (Para Dergisi,14-20 Eylül tarihli say›).
Kriz dalgas›nda
Türkiye nerede?
Türkiye, ekonomisiyle emperyalistlere ba¤›ml›, enerji ve sermaye ithal eden bir ülke konumunda.
D›flar›ya aç›kl›¤› ise iki kolda, biri
ticaret di¤eri ise finans kanal›. Türkiye’nin 2007 y›l› sonu itibariyle ticaretteki aç›kl›k oran› yüzde 38.5
iken, finansal aç›kl›k oran› yüzde
89 düzeylerinde. Buradan ç›kan
sonuç Türkiye ekonomisinin a¤›rl›kl› olarak finansal kanaldan etkilenece¤ini gösteriyor. ABD’nin Türkiye ihracat› içindeki pay› ise oldukça düflük. Ticaret kanal› olarak
ise Türkiye’nin yönü Avrupa’ya
do¤ru. Son 12 ayda toplam yap›lan
ihracat›n yüzde 55’i Euro Bölgesi
ekonomilerine yap›lm›fl. Yani Avrupa’ya. Di¤er yandan Euro Bölgesi ekonomilerinin önümüzdeki dönemlerde ciddi bir flekilde yavafllayaca¤› art›k kesin durumda. Bu da
Türkiye’nin ihracat›n› ciddi flekilde
etkilenmesini gündeme getiriyor.
Avrupa’da otomobil sat›fllar›
son sekiz ayda yüzde 3.9 oran›nda
azald›. (www. ntvmsnbc. com,
18/09/2008) TOFAfi Avrupa’da yaflanan ekonomik durgunluk nedeniyle Ramazan Bayram› öncesi 3 ifl
günü ve sonras›nda 3 ifl günü daha
üretime ara verece¤ini aç›klad›.
Toyota ise Avrupa’da yaflanan daralma nedeniyle ‹ngiltere ve Türkiye’de üretimi yavafllatma ve iflçi ç›karma karar› ald›. (ntvmsnbc,
11/08/2008)
Bu yaflananlar Türkiye ekonomisinin verdi¤i ilk tepkilerdir. Türkiye’nin finansal aç›kl›k oran› ise ticaret aç›kl›k oran›ndan çok daha
fazla. Türkiye’nin büyüme rakamlar›n›n ortalama yüzde 7.5’leri yakalamas›ndaki esas faktör finans kanal›ndan kaynakl›yd›. Türkiye görülmektedir ki çok yüklü miktarda
d›fl finansman ihtiyac› duyan bir ülke konumunda. Veriler ›fl›¤›nda küresel sermaye ak›m›n› kontrol
eden emperyalist ülkeler özellikle
ABD’nin finansman ihtiyac› düflünüldü¤ünde (FED, yabanc› sermayeyi çekebilmek için faiz art›rd›)
Türkiye’ye akan paran›n kurumas›na yol açacakt›r. Hâl böyleyken cari a盤›n› yabanc› yat›r›mlarla kapatmaya çal›flan ülke konumunda
olmam›zdan kaynakl› ileride ciddi
borçlanmalara gebe olundu¤u görünmektedir. Bununla ilgili ‹fl Bankas› Ersin Özince “Uzun vadeli d›fl
borç bulmak neredeyse imkâns›z,
k›sa vadeli kaynak bulmak ise zorlaflt›.” (Radikal, 24/09/2008) Garanti Bankas› Genel Müdürü Ergun
Özen “ABD’de faiz yükselecek ve
fonlar›n büyük k›sm›n› çekecek. Bizim gibi ülkeler bu nedenle cari ifllemler a盤›n›n finansman›nda zorlanabilir. Fonlar geliflmifl ülkelere
kayabilir. Bunun için s›k› para ve
maliye politikas› son derece önem
kazan›yor” (Radikal, 23/09/2008)
demektedir. Eski Hazine Müsteflar›
Mahfi E¤ilmez ise “Bugün art›k
ekonomi politikas› denildi¤inde
yaln›zca iç vergilerle oynamak ve
faizleri etkilemekten baflka pek bir
politika seçene¤i akla gelmiyor”
(Radikal.23/09/2008) derken Türkiye’nin elinde vergi ve borçlanmaktan baflka çare olmad›¤›na iflaret ediyordu. Sabanc› Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Güler Sabanc› ise “Benim beklentim hiç bir
fley eskisi gibi olmayacak” derken
önümüzdeki sürecin, Baflbakan Erdo¤an’›n “Türkiye bu krizi asgari
etkiyle aflacakt›r” dedi¤inin tersine
hiç de öyle olmad›¤›n› itiraf ediyordu. Bu durumda Türkiye’nin
elinde bir seçenek kal›yor o da
IMF’den borç almak. Bu nedenle
IMF ile görüflmelerin bitmek üzere
oldu¤unu Baflbakan Erdo¤an bakanlarla yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda
dile getirmiflti. Türkiye’yi art›k
yüksek enflasyonun bekledi¤i biliniyor. Keza yap›lan do¤algaz ve
elektri¤in ard› arkas› kesilmiyor.
G›da fiyatlar› ise sürekli t›rman›flta.
Üretimin yavafllamas›n›n iflsizli¤i
do¤urmas› kaç›n›lmaz. Görülüyor
ki, emperyalistler yaflad›klar› krizin
yüklü faturas›n› yine bizim gibi yar›
sömürge ülkelere ç›karmaya çal›flmaktalar. Emperyalistler küresel finans sistemini kontrol ederek korunmaya çal›fl›rken, sömürge ve
yar› sömürge ülkeler borç sarmal›nda debelenip duruyor. Halk›m›z›n yaflam koflullar› ise giderek kötülefliyor. Daha fazla vergi, daha
fazla iflsizlik, daha fazla yoksulluk,
daha fazla sosyal adaletsizlik önümüzdeki günlerde bizi bekliyor.
(Bu yaz›da Para Dergisi yazar›
Erkin fiahinöz’ün “Dünya’da Neler
Oluyor” adl› makalesinden yararlan›lm›flt›r.)
İşçi-köylü 9
3-16 Ekim 2008
Halkın Gündemi
Zaman, tek yumruk
tek barikat olma zaman›d›r!
Türk egemen s›n›flar› aras›nda
uzunca zamand›r süren hegemonya çat›flmas›, yeni gözalt›lar ve tutuklamalar eflli¤inde sürüyor gibi
görünse de, çat›flman›n taraflar›n›n çoktan uzlaflt›¤›na dair veriler, a¤›r basmaya bafllad› bile.
Faflist TSK’n›n, ilk bafllarda sahip ç›km›yor gibi göründü¤ü eski
generallerini ziyaret edifliyle birlikte daha da netleflen uzlaflma
e¤ilimi, ard› ard›na gerçekleflen
tahliyelerle somut bir hal ald›. Sistemin kendi içindeki “uçlar›” temizleme ve kontrgerillay› yeniden
yap›land›rmaya dönük çabalar› ise,
alt kademelerdeki kontra-faaliyetçilere dönük operasyonlarla sürüyor.
Ancak büyük gürültü kopart›larak bafllat›lan Ergenekon operasyonlar›n›n, hiç kimsenin beklentilerini karfl›lamayaca¤›n› da bir
kez daha vurgulamak gerekiyor.
Esas sindirme-ezme-yok etme
operasyonunun, baflta Kürt Ulusal
Hareketi olmak üzere, devrimci
ve ilerici güçleri hedefledi¤ini ise
yaflanmakta olan geliflmeler san›r›z
yeterince gösteriyor.
Özellikle de Kürt Ulusal
Hareketi’ne dönük imha-inkar
sald›r›lar›n›n iyice t›rmanmakta oldu¤u bir süreçten geçmekteyiz.
Bu t›rman›fl›n, önümüzdeki günlerde Meclis’e getirilecek olan
tezkereyle birlikte daha da üst
boyutlara ç›kaca¤›na kesin gözüyle
bakabiliriz.
‹mha-inkar sald›r›lar›
boyutlan›yor
17 Ekim’de süresi dolacak
olan s›n›r ötesi tezkerenin, 7
Ekim’de TBMM’nin 3. yasama y›l›nda uzat›lmas› gündemde.
Geçti¤imiz y›l 22 Temmuz’da
yap›lan genel seçimlerden sonra,
hükümetin kurulmas›n›n ard›ndan,
tart›flmal› Cumhurbaflkanl›¤› seçimi gerçeklefltirilmifl ve hemen
akabinde, TBMM’nin, ilk ciddi faaliyeti olarak, s›n›r ötesi operasyon ve tezkere gündeme al›nm›flt›.
S›n›r ötesi operasyonu öngören
tezkere, 15 Ekim’de Meclis’e sunulmufl ve tezkere 19 karfl› oya
karfl›n, 507 oyla onaylanm›flt›.
Bunu takip eden günlerde ise,
TSK birlikleri Irak Kürdistan›’na
dönük yo¤un bir bombard›man
bafllatm›flt›. Tezkerenin onaylanmas›, TSK ile AKP aras›nda, genel
seçimler öncesi yaflanan, e-muht›raya dayal› çat›flman›n ard›ndan,
bir anlaflma yap›ld›¤›n›n da somut
iflareti oluyordu ayn› zamanda.
TSK zaten genel seçimler öncesinde de, uzunca süre s›n›r ötesi
tezkere için bast›r›yor ve de s›n›r
ötesi operasyonlar›, s›kça tehdit
unsuru yap›yordu.
Eski Genelkurmay Baflkan› Büyükan›t döneminde iyice k›z›flan
bu sürecin, halefi Baflbu¤’un görev
süresinde de ayn› biçimde ve hatta t›rmanarak sürece¤inin iflaretleri ise, Baflbu¤’un daha göreve geldi¤i günlerde verilmiflti.
‘90’l› y›llar boyunca, Kürt illerinde gerçeklefltirilen imha-inkar
sald›r›lar›n›n bafl sorumlular›ndan
biri olan Baflbu¤’un, imha-inkar
sald›r›lar›na daha da h›z verildi¤i
bir dönemde göreve getirilmifl olmas› da bir tesadüf de¤ildir.
K›sacas›, Baflbu¤ gibi bir
kontr-generalin genel kurmayl›¤›
döneminde, yeni yasama y›l›nda
Meclis’e getirilecek olan s›n›r ötesi tezkeresi, imha-inkar sald›r›lar›n›n daha da boyutlanaca¤› anlam›na gelmekte.
S›n›r ötesi tezkerenin uzat›lmas› çabalar›n›n, Türk egemen s›n›flar›n›n tüm emekçi halk kesimlerine dönük sald›r› çabalar› gibi,
emperyalistlerin bölgesel projelerinden ba¤›ms›z olmad›¤›n› da yine
bir kez daha bu vesileyle tekrarlamak gerekmekte.
Kafkaslar’da henüz durulmayan hegemonya çat›flmalar›, bölgenin emperyalist ç›karlara göre yeniden flekillendirilmesi projelerine
de h›z verilmesini gerektiriyor.
Projelerin hayata geçirilme aflamas› ise, tarihin en büyük krizi denilen ekonomik krize paralel olarak
geliflmekte. Siyasal krizden ba¤›ms›z olmayan ekonomik krizi aflmaya dönük son bir y›ld›r art›r›larak
al›nan “önlemlerin”, krizi daha da
derinlefltirmekten baflka bir ifle
yaramamas›, her kriz döneminde
oldu¤u gibi, halklara dönük askeri
sald›r›lara a¤›rl›k verilmesini de
beraberinde getirmekte. Bölgede-
ki kaos ortam› art›r›larak, bu kaos
ortam›n›n, emperyalistlerin lehine
iflletilmesi düflünülmekte.
Gerek emperyalist güçlerin
gerekse uflak-iflbirlikçilerinin, kaos
ortam› yaratarak, emekçi y›¤›nlara
dönük, iflgal, katliam, imha, inkar
ve sosyal y›k›m getirmenin ad›
olan “terörle mücadele”ye, son
dönemde daha bir s›k› sar›lmalar›n›n nedeni de yine derinleflen
krizde aranmak zorunda.
Türk egemen s›n›flar›n›n, ›srarla yok saymaya çal›flt›¤› krizin ülke
komprador burjuvazisinin eteklerini tutuflturmaya bafllad›¤› ise,
özü toplumsal muhalefeti sindirmeye ve de toplumsal muhalefetin en ileri unsurlar› olan devrimcilere ve ilericilere dönük yeni
sald›r›lar›n planlanmas› ad›na gerçeklefltirilen “terör zirveleri” ve
süresi uzat›lmaya çal›fl›lan tezkere
özgülünde ayan beyan görülmekte. S›n›r ötesi operasyonlar› da
kapsayan, “terörle mücadele”
konseptinin mimarlar› emperyalistler ise, yine bu süreçte de
uflaklar›na yol göstermekte.
Kim kime neden/nas›l
destek oluyor?
Rusya ile yaflanan Kafkaslar çat›flmas›yla birlikte, bölgedeki cepheyi sa¤lama alma giriflimlerine h›z
veren ABD emperyalizmi, Rusya’n›n etki alan›n› daraltmak için,
bir yandan Rusya ile iliflkileri iyi
olan ülkeleri, ‹ran örne¤inde oldu¤u gibi, ya hedefte tutmay› sürdürmekte ya da Ermenistan
meselesinde yafland›¤› gibi yan›na
çekme çabas›na girmekte. Bu çabalar›nda ise bir kez daha en büyük deste¤i Türk egemen s›n›flar›ndan almakta, bunun için de
karfl›l›kl› ziyaretler birbirini izlemeyi sürdürmekte.
Bu ziyaretlerden biri de Eylül
ay›n›n ortalar›nda, ABD Genelkurmay Baflkan› Oramiral Michael G. Mullen taraf›ndan gerçeklefltirildi. G.Mullen, Genelkurmay Baflkan› Baflbu¤ ile görüfltü.
Yaklafl›k dört saat süren görüflmenin ard›ndan kamuoyuna
yap›lan aç›klamada ise, görüflmenin merkezinde PKK oldu¤u belirtildi. Bu görüflmeden birkaç gün
önce de, Baflbakan Erdo¤an ile
görüflen Mullen’in, “Bölgede
Türkiye’nin deste¤ine ihtiyac›m›z var” türünden bir aç›klama yapt›¤› biliniyor. Bu deste¤in
ne oldu¤u ise zaten uzunca zamand›r s›r olmaktan ç›km›fl durumda. Ama yine de tekrarlamak
gerekirse, bu destek çok aç›k ki,
Türk egemen s›n›flar›n›n, bölge
halklar›na dönük iflgal, katliam ve
de ülkelerin ya¤ma-talan›na ortak
olmas›ndan baflka bir anlam tafl›mamakta. Baflbu¤ ile yap›lan görüflmenin ard›ndan Mullen’in, PKK
ile mücadele ve s›n›r ötesi operasyonlar konusunda “deste¤imiz
sürecek” dedi¤i de yine görüflmeye iliflkin yap›lan aç›klamalar aras›nda yer ald›.
Öyle anlafl›l›yor ki, Türk egemen s›n›flar›, bir koyup-üç alma
hesaplar› içinde, verdikleri deste¤in karfl›l›¤›n›, bir kez daha Kürt
halk›na dönük imha-inkar sald›r›nda ellerinin serbest b›rak›lmas›
olarak almak istemifller. ABD emperyalizmi öncülü¤ündeki emperyalist güçler, bölgede ciddi bir askeri güç olan PKK’ye dönük imha
sald›r›lar› için zaten uzunca zamand›r yeflil ›fl›k yakma politikas›
izlemekteler.
PKK karfl›s›nda TSK’n›n gerilla
karfl›s›nda asl›nda a¤›r yenilgiler
ald›¤›n› onlar da çok iyi bilmekteler. Ancak hem kendi denetimlerinde olmayan askeri bir gücün
bölgedeki ç›karlar›n› tehdit etmesinden, hem de bu operasyonlarla
TSK’n›n zay›flat›lmas›n›n ifllerine
gelmesinden ve daha bir dizi ç›kar
hesaplar›ndan kaynakl› PKK’ye
dönük operasyonlara yeflil ›fl›k
yakmaktan geri durmamaktalar.
Askeri operasyonlar›n artmas›yla
birlikte, TSK’n›n silahlanmaya daha fazla a¤›rl›k vermesi ve silahlanman›n a¤›rl›kl› olarak bölgedeki
çat›flmalar› k›z›flt›ran emperyalist
güçlerce sa¤lanmas› da, bu deste¤in nedenleri aras›nda say›labilir
pekala.
Tüm bu geliflmelerden hareketle, önümüzdeki sürecin özelde
Kürt halk›na genelde ise ülke
emekçi halk›na dönük daha kapsaml› sald›r›lar› da beraberinde
getirece¤ini söyleyebiliriz. Gerillaya dönük imha sald›r›lar›nda, geçmiflte oldu¤u gibi çekilen “hat›ra foto¤raflar›” ise,
vahfletin ald›¤› ve daha da
alaca¤› boyuta iflaret etmektedir. Faflizmin vahfletinin tüm
toplumsal muhalefeti içine alarak
sürdürülmeye çal›fl›laca¤›n› da yine
yaflanan geliflmelere bakarak söyleyebiliriz.
Bu gerçeklik karfl›s›nda önümüzde duran en acil görev, toplumsal muhalefetin tüm güçlerini,
bu topyekün sald›r›lara karfl› tek
yumruk-tek barikat bir mevzilenifle geçirmek olmal›d›r. Bu görev
özellikle de devrimci ve komünist
güçlerin ertelenemeyecek görevi
olarak önlerinde durmaktad›r.
Enerji fiyatlar›, büyük bir rant kayna¤› haline geldi!
Yaflam› kolaylaflt›ran ve ayn› zamanda zorunlu bir ihtiyaç olan
enerjinin insanlar taraf›ndan kullan›lma tarihi; ateflin keflfedilifline kadar götürülebilir. Fakat enerjinin
farkl› kaynaklar kullan›larak elde
edilmesi ve günlük yaflam›n her alan›na girmesi; kapitalizmin geliflimiyle birlikte önceki biny›llar›n toplam›ndan çok daha h›zl› olmufltur.
Sanayinin-teknolojinin olmazsa olmaz›d›r, enerji! Üretimin ve hayat›n her alan›nda enerjiye olan bu
ba¤›ml›l›k; kapitalistlerin afl›r› kâr
h›rs›yla birleflince u¤runa savafllar
ç›kart›lan, toplumlar›n yaflam›n› y›kan-mahveden bir biçime girmifltir.
Üretim sürecinde çok önemli
bir girdi olan enerjinin kaynaklar›n›
ve nakil yollar›n› kendi denetimleri
alt›nda tutmak isteyen farkl› emperyalist gruplar›n savafllar›-çat›flmalar›; yeryüzünün her köflesinde
yaflanmaktad›r. Son y›llarda bu çat›flmalar› daha da k›z›flt›ran etkenlerden biri de fosil menfleli enerji
kaynaklar›na art›k y›llarla ömür biçilmesidir. Enerji kaynaklar›ndaki
bu k›s›tl›l›¤›n di¤er bir etkisi de, kapitalistlerin alternatif oluflturmaya
zorunlu kalmalar›d›r.
Enerji tekelleri, spekülasyonlarla milyarlarca dolar
kazand›lar
Yar›-sömürge, yar›-feodal ülkeler, ekonominin di¤er tüm alanlar›nda oldu¤u gibi enerji politikalar›nda da tamam›yla emperyalistlere
ba¤›ml›d›rlar. Bu ba¤›ml›l›k sadece
enerji kaynaklar›na sahip olmayan
ülkeler için de¤il, en zengin kaynaklara sahip olanlar için de geçerlidir. Genel olarak petrol üreticisi
ülkelerin sanayileri geri b›rak›lm›flt›r ve hatta nükleer teknolojiyi gelifltirmekle övünen ‹ran’da petrolü
iflleyebilecek sanayi dahi yoktur.
Petrol ve do¤algazda, dünyan›n genelinde sadece birkaç flirketin ad›
geçmektedir. Kâr oranlar›n›n düflmesinden dolay› sanayi sermayesinden ziyade borç sermayesi biriktirmenin yaratt›¤›, içinde bulundu¤umuz kriz sürecinde enerji tekelleri
yapt›klar› spekülasyonlarla milyarlarca dolar kazanm›fllard›r. Petrol,
do¤algaz, g›da ürünleri gibi tüketilmesi-kullan›lmas› zorunlu olan
alanlarda yap›lan spekülasyonlarla,
burjuvazinin krizden do¤an zararlar›na halk›n açl›¤› ve sefaleti üzerinden karfl›lamaya çal›flt›¤›na bir kez
daha tan›k oldu. Bu nedenle son
aylarda dünyan›n her yerinde g›dadan ulafl›ma, iletiflime, giyime her
alanda fiyat art›fllar› görülmektedir.
Pahal›l›kla ilgili genel çerçeve bu
iken, her ülkenin ekonomik yap›s›n›n özgüllükleri de devreye girmektedir. Biz de flimdi elektrik
zamlar›n›n nedenlerini bu genel
çerçeveye ek olarak Türkiye’nin
enerji-elektrik politikalar› düzleminde incelemeye çal›flaca¤›z.
“Elektrik paras›” ad›
alt›nda gerçeklefltirilen
soygun
Befl y›l boyunca elektri¤e zam
yapmamakla övünen AKP hükümeti son 8 ay içinde konutlarda %
60’a, sanayide % 50’ye varan oranda zam yapm›flt›r. Yap›lan zamlarla
birlikte Türkiye OECD ülkeleri
aras›nda en pahal› elektri¤i kullanan ikinci ülke olmufltur. Türkiye
elektri¤i OECD ülkelerinin ortalamas›na k›yasla % 62 oran›nda daha
pahal› kullanmaktad›r. Di¤er ülkelerle yap›lan bu karfl›laflt›rmalar
dahi yap›lan zam miktar›n›n bu kadar fahifl oranda olmas›n›n nedeninin; AKP hükümetinin her f›rsatta
ifade etti¤i gibi petrol ve do¤algaz
fiyatlar›ndaki art›fl olmad›¤›n› gös-
terir. Di¤er ülkelerle Türkiye aras›nda oluflan bu fark Türkiye’deki
sermaye gruplar›n›n elde etti¤i
dünyan›n en yüksek rant›ndan
baflka bir fley de¤ildir.
1980’li y›llarda bafllayan özellefltirmeler (sermaye gruplar›na peflkefl çekmeler) elektrikte TEK’in
parçalanmas›yla bafllad›. 20 y›ll›k
özellefltirme sürecinde en fazla
özellefltirme ise AKP döneminde
yap›lm›flt›r. Enerji kurumlar› da
bundan nasibini alm›flt›r.
2002 y›l›nda ç›kar›lan Elektrik
Piyasas› Yasas› ile kamunun tüm
yat›r›mlar› durdurulmufl, özel sektörün yat›r›m yapmas› beklenmifltir. Fakat özel sektör yap›lan teflvikleri, çeflitli vergilerden muaf tutulmalar› k›sacas› kendilerine yap›lan peflkefl oran›n› yetersiz bulduklar› için y›llarca hiçbir yat›r›m yapmad›lar. En son 2006 y›l›na gelindi¤inde elektrik üretme kapasitesiyle-tüketilen aras›ndaki fark kapanma noktas›na yaklaflm›flt›r. ‹flte bu
süreçte Dengeleme ve Uzlaflt›rma Yönetmeli¤i (DUY) denilen borsa sistemi devreye girmifl ve
baz› aylarda maliyetinin 10 kat›na
ulaflacak flekilde otoprodüktörlerden elektrik al›nm›flt›r. Devlet eliyle yürütülen bir karaborsa sistemi
d›fl›nda son sekiz ay içinde Ergenekon davas› tüm televizyon ve gazeteleri kaplarken; farkl› zamanlarda
geçirilen yasalarla TEDAfi’tan iflletme hakk›n› devralan flirketlere; da¤›t›m, iletim ve perakende sat›fl hizmeti bedelini faturaya yans›tma
hakk› verildi. Maliyet bazl› elektri¤e
dünyan›n en yüksek vergisini (Türkiye’de % 18.5, ‹spanya % 4.9, ‹ngiltere % 3.1) ödeyen Türkiye halk›na
bir de özellefltirme bedelleri ödettirilmektedir. Maliyet bazl› fiyatland›rmada ise elektri¤e her üç ayda
bir, do¤algaza ise ayl›k zam yapma-
n›n önü aç›lm›flt›r. Son birkaç ayda
yaflananlardan görüldü¤ü gibi bu
uygulamayla zam için sistem jet gibi
ifllerken, fiyat düflürmelerde ka¤n›
gibi ifllemektedir.
Fakat bu yasalar da sermayeyi
yeterince tatmin etmedi ki; 2002
y›l›nda ç›kar›ld›¤›ndan bu yana tam
sekiz kez de¤ifltirilerek Meclis’ten
geçirilmifltir. Yasan›n özünü EMO
Yönetim Kurulu Baflkan› Musa
Çeçen flu sözlerle çok do¤ru bir
flekilde ifadelendirmifltir: “Elektrik
piyasas› yasas› ile özel sektörün
santral kurmas› için maliyetleri kamunun bir biçimde üstlenece¤i görülen ihaleler düzenlenmesi öngörülmektedir… Yasa ile kamuya yat›r›m yap›lmayan ama flirketlere kamunun kaynak aktard›¤› bir enerji
piyasas› büyütülmek istenmektedir…” Yasa ile mera ve orman
alanlar› hiçbir k›s›tlama olmadan
özel sektöre aç›lm›fl, yeni vergi
muafiyetleri getirilmifl ve elektrik
enerji fonundan flirketlere kulland›r›lan kaynaklar›n fatura yoluyla tahsilat›ndaki faiz ödemeleri silinmifltir!! Yasa ile tan›nan ayr›cal›klar
bunlarla s›n›rl› de¤ildir ama yazd›klar›m›zdan da özel flirketlerin
elektrik piyasas›na girerken do¤ru
düzgün bir bedel ödemediklerini
aksine onlara peflkefl çekilen iflletmelere ek olarak halk›n vergileriyle
oluflturulmufl kamu kaynaklar›ndan
verildi¤i aç›kt›r.
Elektrik piyasas›n› burjuvazinin
“gönül rahatl›¤›yla” yat›r›m yapaca¤›
ölçüde kârl› hale getiren bu yasalardan sonra, da¤›t›m flebekeleri
için yerli-yabanc› birçok tekelin
ihalelere yo¤un ilgi gösterdi¤ini görüyoruz. Ayr›ca Koç, Sabanc›, Sanko, Zorlu, Do¤an gruplar› baflta olmak üzere irili ufakl› birçok holding enerjiye yo¤unlaflacaklar›n› duyurmufllard›r. Yine ayn› çerçevede
nükleer santrallerle ilgili yasan›n ç›kart›ld›¤› unutulmamal›d›r!
Özcesi, elektri¤in piyasalaflt›r›lmas› sürecinde
sermaye gruplar›na
çekilen peflkefllerin
faturas›n› halk›m›z
ödemektedir. Bu
fatura bazen maliyetlerin 10–15 kat›na kadar ulaflmaktad›r. Bunun
d›fl›nda Türkiye’deki enerji politikas›n›n tamam›yla
emperyalist ülkelere ba¤l› olmas›n›n
yaratt›¤› sonuçlar›
da halk›m›z yaflamaktad›r. En pahal›
enerji kaynaklar›ndan biri olan do¤algaz kullan›lmaktad›r. Enerji maliyeti hidrolikte 0.1
cent, kömür, linyit vb.lerinde 2
cent iken do¤algazda 4 cent’tir. En
baflta buradan bir fiyat art›fl› söz
konusu olmaktad›r. Sonras›nda ise
al›nan vergiler, DUY denilen borsada oluflan fahifl fiyatlar, özellefltirme bedelleri, spekülatörlerin petrol-do¤algaz fiyatlar›nda oluflturduklar› köpük eklenince; Türkiye
halk› dünyan›n en pahal› elektri¤ini
kullanan ikinci ülke durumuna geliyor!
AKP’nin enerji politikas›,
emperyalizmin enerji
politikas›d›r
Uygulanan enerji politikalar›yla
sanki kendilerinin hiç ilgisi yokmufl
gibi davranan AKP hükümeti tüm
bu gerçekleri gizleyerek petrol-do¤algaz fiyatlar›n›n arkas›na saklanmaktad›r. Ayr›ca her zamanki “ka-
ranl›kta kalmama” masal›yla özellefltirmelerin ve nükleer santrallerin yap›m› meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Türkiye; hem fosil menfleli
enerji kaynaklar› aç›s›ndan hem de
yenilenebilir enerji kaynaklar› aç›s›ndan kendi kendine yetebilir durumdad›r. Geçen y›l Meclis’ten geçen ama veto yedi¤i için halen bekletilen Petrol Yasas›n›n ç›kar›lma
sürecindeki tart›flmalarda görüldü¤ü gibi; Türkiye’de sadece flimdiki
fiyatlarla ç›kar›lmas› kârl› olmayan
5–6 bin metre derinlikte petrol
mevcuttur. Ama tüm bunlar›n kullan›m› emperyalizme kölece ba¤›ml›
bir sistem içerisinde kâr-zarar
denklemiyle kâr›n sürekli a¤›r basmas›yla ilgilidir. Yani bu sistem içerisinde halk›n ihtiyaçlar›n› göz önüne alan bir çözümün oluflmas›
mümkün de¤ildir.
Kaynaklar: Cumhuriyet Enerji
Dergileri
İşçi-köylü 10
Gerilladan...
3-16 Ekim 2008
TKP/ML T‹KKO gerillalar›yla söylefli...
Atefl k›v›lc›mdan ç›kar... -7-
ATEfi KIVILCIMDAN ÇIKAR...-7Aç›klama; Elimize e-posta kanal›yla gelen yaz›y› güncelli¤inden ve haber
de¤eri tafl›d›¤›ndan dolay› yaz› dizisi halinde yay›ml›yoruz.
mas›na yönelik özgün politikalar ve yöntemler
gelifltirmelidir. Elbette bu politikalar›n yaflam
bulmas›nda bizim yetmezliklerimize karfl› verece¤imiz savafl›n boyutu, süreklili¤i belirleyici
olacakt›r.
Savafl›m›z kad›n› özgürlefltirmek iddias›ndad›r ayn› zamanda
- Bir kad›n olarak sizi gerillaya getiren
nedenlerden bahseder misiniz?
Ayfer: Partimiz kuruluflundan bu yana
Halk Savafl› stratejisini benimsemifl, egemenlerin ideolojik-politik ve askeri sald›r›lar› karfl›s›nda dümen k›ran birçok sosyal-ulusal kurtulufl hareketlerinin aksine silahl› mücadelede
›srar›n› sürdürmüfltür. Partimiz aç›s›ndan savaflmak ya da savaflmamak varl›k yokluk sorunudur. Ancak tarihimiz bize oldukça yetersiz
kald›¤›m›z› göstermektedir. Dönem dönem
belli ç›k›fllar yakalansa da esasta savafl› büyütemedi¤imiz ve kitlesellefltiremedi¤imiz ortadad›r. Partimizin gerçeklefltirdi¤i 8. Konferans›n önümüze koydu¤u görevler de esasta bu
eksendedir.
Bugün konferans›m›z›n ça¤r›s›na bir yan›t
olarak görülmelidir. Ancak sorun sadece burada olmak de¤ildir. Sorun genifl halk y›¤›nlar›n›; iflçileri, iflsizleri, köylüleri ve halk gençli¤ini örgütlemek ve savaflt›rmakt›r.
Savafl›m›z tüm ezilenlere özgürlük, ba¤›ms›zl›k ve eflitlik getirme iddias› tafl›maktad›r.
Savafl›m›z ayn› zamanda kad›n› özgürlefltirme iddias› tafl›maktad›r. Ben de bir
kad›n olarak bu iddiaya inand›¤›m ve bu iddian›n bir parças› olmak gerekti¤ini düflündü¤üm için buraday›m.
Özel mülkiyetin ortaya ç›kmas›yla birlikte
kad›n düflürülmüfl, toplumsal yaflamdan, üretimden kopar›larak bilinci, iradesi k›r›lm›fl,
zevk ve sömürü arac› haline getirilmifltir. Kad›n›n toplumun ona biçti¤i bu misyonu reddederek devrimci mücadelede, savaflta yerini almas› tüm bu nedenlerden kaynakl› önemli ancak yetersiz bir ad›md›r. Yetersizdir çünkü
gerek egemenlerin ezilenlere yönelik çok
yönlü sald›r›lar›, gerekse bu sald›r›lara yan›t
olamayan Partimizin içinde bulundu¤u durum,
kad›nlara çok daha fazla sorumluluk yüklenmektedir. Bende bu sorumlu¤u yerine getirmek için buraday›m.
- Gerilla savafl›n›n ifade etti¤iniz temelde kad›ndan bekledikleri nelerdir biraz
daha açar m›s›n›z? Ve kad›n gerilla savaflta ne gibi konularda zorlanmaktad›r?
- Savafl›n sadece bir militan› olan kad›nlara
de¤il, savafl›n yasalar›n› kavrayan, günümüzde
ald›¤› biçimi yorumlayabilen, savafl› yönetebilecek, komutanlaflan kad›nlara ihtiyaç vard›r.
‹deolojik-politik-örgütsel önderlik görevini
omuzlama cüretini gösteren kad›nlara ihtiyaç
vard›r.
Düflman›n atefl üstünlü¤ü karfl›s›nda gerillan›n esnek, inisiyatifli ve hareketli yap›s› gerillaya belli avantajlar sa¤lar. Ancak kad›n toplumsal flekilleniflinden kaynakl› bu hareket tarz›na erke¤e nazaran daha zor uyum sa¤lar. Yine düflman olgusunun yan› s›ra do¤a koflullar›n›n zorluklar›, gerilla yaflam›n›n fiziksel güç
gerektiren görevleri, kad›n›n fiziksel olarak
belli zorlanmalar yaflamas›na neden olmaktad›r.
Bu zorluklar da kad›n›n kendini ortaya
koymas› ve gelifltirmesi noktas›nda tutuk kalmas›na yol açmaktad›r. Partimizin tarihi de bu
gerçekli¤i yans›tmaktad›r. Maalesef kad›n önderlerimizin, kad›n komutanlar›m›z›n say›s› oldukça azd›r. Elbette gerek partimizde gerekse
di¤er devrimci hareketlerde destanlaflan kad›nlar›m›z olmufltur. Ancak sürecimizin ihtiyac› olan fley, tek tek kahramanlaflan kad›nlar
de¤il, esasta kad›n›n bir bütün olarak geliflebilmesidir.
Partimiz bu sorunun çözümünü tek bafl›na
kad›nlar›n tek tek iradelerine b›rakmamal›, kad›n›n gelifliminin önündeki engellerin kald›r›l-
Birli¤in komutan› ile röportaj
- Bölgede düflman›n operasyonlar› yo¤un, askeri anlamda düflman›n gerillaya
yönelik nas›l bir yönelimi var?
Muharrem: Bilindi¤i gibi bölgede düflman operasyonlar› belli dönemler daha fazla
yo¤unlaflmakla birlikte bir süreklilik arz etmekte. Düflman gerilla mücadelesini bitirmek
istemektedir. Ancak bunu baflarman›n çok
zor oldu¤unu kavram›fl durumdad›r. Bugünkü
genel yönelimi gerilla savafl›n›n kabul edilebilir
fliddet düzeyine çekilmesi ve marjinallefltirilmesidir.
TC ordusu ülkede özelde de PKK’nin yürüttü¤ü gerilla savafl›yla ciddi bir deneyim kazanm›flt›r. Düflman gerilla savafl› karfl›s›nda
bofl durmam›fl ve savafltan ö¤renmifltir. Yani
savafl hem gerilla mücadelesini gelifltirmifl, yeni deneyimler kazand›rm›fl hem de düflman›
gelifltirmifltir. Bugün düflman bu deneyimleri
pratiklefltirmektedir. Düflman›n son dönem
uygulad›¤› tarza bakt›¤›m›zda gerilla tarz›n›
kulland›¤›n› görmekteyiz. Eskisi gibi say›ca kalabal›k bir güçle hareket etmiyor, az say›yla
hareketli birliklerle yöneliyor. Pusu ve nokta
bask›nlar› düflman›n son dönem daha çok tercih etti¤i ve sonuç ald›¤› sald›r›lard›r. Tüm
bunlarda sonuç almas› gerillan›n aç›k vermesindendir. Gerilla ne kadar ilkeli olur, aç›k
vermezse düflman o oranda sonuç alamaz. ‹stedi¤i biçimi kullans›n. Gerilla avantajlar›n› iyi
kullan›rsa daima bir ad›m öndedir.
Düflman›n son dönem kulland›¤› teknikten
de bahsedebiliriz.
Düflman operasyonlarda havan, tank,
kobra helikopterlerini yo¤un kullanmaktad›r.
Bu teknik araçlar› operasyonlarda kullan›rken
bazen de psikolojik olarak gerillay› y›pratmak
amaçl› kullanmaktad›r. Buna karfl› gerilla tedbirlidir. Ve düflman›n hava sald›r›s› bofla ç›kmaktad›r.
Düflman flunu iyi biliyor; savafl› kitle deste¤ini arkas›na alan güç kazanacakt›r. Bu kapsamda düflman kitleye kendini flirin göstere-
cek pratiklere girmektedir. Bunlar sa¤l›k taramas›, yoksul ailelere yard›m vs. Bu yard›mlar›n amac› devleti, askeri flirin göstermek, yeni
iflbirlikçiler yaratmakt›r. Ekonomik olarak zor
durumdaki köylüleri düflürerek iflbirlikçilefltirmekte ve istihbarat amaçl› kullanmaktad›r. Yine Dersim halk›n›n ayd›n, haks›zl›¤a karfl› koyan özelli¤ini k›r›p parçalamak amaçl› toplumu
yozlaflt›rma çabas› tüm h›z›yla sürmektedir.
Birahaneler hem içki hem de fuhufl merkezleri olarak kullan›lmakta. Esrar ve uyuflturucu
gibi ba¤›ml›l›k yapan tüm maddelerin kullan›m›
J‹TEM unsurlar› taraf›ndan yayg›nlaflt›r›lmakta.
Düflman tüm bunlar› Dersim halk›n› böl-parçala-yönet planlar› kapsam›nda uygulamaktad›r. K›sacas› Dersim halk›n› maddi manevi
yönden kuflatma alt›na almaya çal›flmaktad›r.
Düflman bu politikalar›nda k›smi oranda da
olsa baflar› sa¤lam›flt›r. Bunda devrimci hareketin bölgedeki zay›fl›¤›, kitlelerle olan ba¤›n
zay›fl›¤› etkilidir.
Düflman›n ’94 süreçlerinde çokça baflvurdu¤u bir yöntem de gözalt›nda kay›plar ve cinayetlerdi. Bugün bölgede kitleye gözda¤›
vermek amaçl› cinayetler devam etmektedir.
Dersim halk› bu gerçe¤i iyi bilmektedir. TC
bunu bilinçli bir politika olarak uygulamaktad›r. Geçmiflte çeflitli suçlara kar›flan çete
mensubu unsurlar tekrar TC ordusuna dâhil
edilmifltir. Bu da TC’nin önümüzdeki sürece
iliflkin nas›l bir politika izleyece¤inin göstergedir. Daha fazla kan, daha fazla zulüm olarak
halk›m›za dönecektir.
- Askeri anlamda nas›l bir politik yöneliminiz var?
- Dersim’in Partimiz tarihinde önemli bir
yeri vard›r. Yine Dersim ve Türkiye Kürdistan› Türkiye devrimi aç›s›ndan birincil bölge olarak Partimiz taraf›ndan tespit edilmifltir. Bu
tespit Partimizin 8. Konferans›’nda da de¤iflmemifl, do¤rulu¤una bir kez daha vurgu yap›lm›flt›r. Do¤al›nda yönelimimiz de bu yönlü
Her ad›mda yoldafllarla
birlikte...
- Yoldafllar›nla birlikte ava gittin. Av
esnas›nda yoldafll›k duygular›n›n yo¤un
yafland›¤› bir prati¤iniz olmufl. Bu esnada
yaflad›¤›n duygular›n› anlat›r m›s›n?
Munzur: O uçuruma t›rman›rken yükseklik korkumun oldu¤unu, hem de kar ya¤›fl›n› hiç hesaba katmad›m. Hiç fark›na varmadan 150 metre kadar ç›km›fl›m. Bir ara afla¤›ya bakt›¤›mda çok yükse¤e ç›kt›¤›m› fark ettim. Afla¤›ya bakt›ktan sonra telaflland›m. Yukar› hamle yapmak istiyorum ama bir türlü
yapam›yorum. Hava da aç›kt›. Ve düflman›n
olas› hava sald›r›lar›n› da düflünüyordum. Tam
ne yapaca¤›m› düflünürken bir yoldafl›m›n arkamdan ba¤›rd›¤›n› gördüm. Yüzümdeki telafl
ifadesi bu sesten itibaren yerini sevince b›rakt›. Yoldafll›¤›n de¤erini bu do¤a koflullar›nda
ne kadar önemli oldu¤unu tekrar anlad›m.
Yoldafl›m beni o halde görünce kendi hayat›n› riske atarak gelip önce beni telafltan kurtarmak için teselli etmeye çal›flt› ve etti de.
Y›llar›n verdi¤i tecrübeyle beni uçurumdan
kurtard›. Nereye basaca¤›m›, nereyi tutaca¤›m› söyledi. Böylece ç›kt›m o uçurumdan.
lard›. Çok iyi, de¤erli biri oldu¤unu, ondan
çok fley ö¤rendiklerini söylemifllerdi.
- Yaz faaliyetinde baz› operasyonlara
da tan›kl›k ettiniz. Silah›n›z› göstermenizle
düflman askerinin mevziyi terk edip kaçt›¤›n› söylüyor yoldafllar… Siz ne diyorsunuz?
Munzur: Bir T‹KKO gerillas› böyle bir
f›rsat› kaç›rmaz indirirdi düflman›. Ancak düflman bazen böylesi durumlarda flaflk›na dönebiliyor. ‹nanc›n, gönüllülü¤ün olmad›¤› yerde
böylesi durumlar çok garip gelmiyor. Bizim
en önemli avantaj›m›z elbette ki savafl›m›z›n
gönüllü neferleri oluflumuzdur. Bir de ideoloji devreye giriyor burada. Bir devrimciyle,
k›z›l ordu savaflç›s›yla düflman ordusunun savaflç›s› aras›ndaki fark ortaya ç›k›yor. Bir T‹KKO gerillas› böyle bir f›rsat› kesinlikle kaç›rmazd›. Ama düflman askeri o panikle silah›n›tesisat›n› b›rak›p kaçt›. Biz tüm bunlar› halktan duyuyoruz. Düflman›n kendisi anlatm›fl. ‹flte aram›zdaki nitelik fark›na güzel bir örnek.
‹flçi ve köylünün silah
tutan elleriyiz!
- Daha öncesinde o uçurumda bir PKK
gerillas› da kay›p flehit düflmüfl. Sizin de o
gerillan›n düfltü¤ü yeri görünce çok duyguland›¤›n›z› söylediler. O esnadaki duygular›n›z› yaflad›klar›n›z› bize de anlat›r
m›s›n›z?
Munzur: fiehit düflen PKK gerillas›n›n ad›
Çiya’yd›, Hewal Çiya… Eski bir gerillaym›fl.
PKK’li arkadafllar içinde do¤ayla en hafl›r-neflir olan, tafllar›-kayalar› en çok seven, hiç
korkmadan uçurumlardan kayan bir arkadaflm›fl. Ancak ne yaz›k ki kayalardan düflerek flehit düflmüfl. Tan›yan yoldafllar onu anlatm›fl-
- Yeni bir gerilla olman›za ra¤men bir
kaç operasyon atlatt›n›z. Mehtap Kara
yoldafl›n flehit düfltü¤ü çat›flmada siz de
vard›n›z. Hem yeni bir gerilla olmak, hem
de yan›bafl›n›zda bir yoldafl›n›z›n flehit
düflmesi sizde nas›l bir etki yaratt›?
Halil: Bizim en büyük iddiam›z T‹KKO
savaflç›lar› olarak, iflçinin ve köylünün silah tutan elleri olmakt›r. Tam da bunun için buraday›z ve savaflmaktay›z. Dolay›s›yla bunun için
flehit düflüyoruz. Ve dün oldu¤u gibi bugün de
bedeller ödüyoruz. Sevda (Mehtap Kara) yoldafl, ezilen tüm halk›n özgürlük ve ba¤›ms›zl›¤›
için silah elde toprakta tohum, devrime hasat
olmak için flehit düflen bir halk savaflç›s›d›r.
Kavgam›za inanç, beynimize bilinç ve yar›n›m›za umut olan son flehidimizdir. Bu anlamda birçok etki yaratt› benim üstümde. Bir savaflç› için en zor fley yoldafl›n›n flehit düflmesidir. Günün yirmi dört saatini paylaflt›¤›n, tüm
olacakt›r. Bölgeden çeflitli nedenlerden dolay›
on y›l gibi uzun bir süre uzak kald›k. Bugün
devrim davas›nda ileri bir mevzimizi yeniden
kazanmak ilk hedefimizdir. Bu süreci örerken
Partimizin geçmifl pratiklerde yapt›¤› yanl›fllar›
da mahkûm edip bu pratiklerden do¤ru dersler ç›karm›fl olmak bizleri daha da güçlendirmifltir. Bölgedeki öncelikli görevimiz Partimizin yoklu¤unda zay›flayan devrimci otoritesini
yeniden tesis etmektir. Bunu da kitlelerle zay›flayan ba¤lar›m›z› güçlendirerek ve halk›m›z›n
bo¤az›na yap›fl›p kan›n› emen asalaklar›na hak
ettikleri cevab› vererek gerçeklefltirece¤iz.
Kan emicilerin inlerinde rahat uyuyamayacaklar›na, halka vurulan her fiskenin hesab›n›n sorulaca¤›na, yapt›klar›n›n yanlar›na kalmayaca¤›na olan inanc›m›z tamd›r. Bu süreçte yaflanan eylemsizlik ya da dura¤an gibi görünen süreç bunlar› yapmayaca¤›m›z anlam›na gelmemektedir. Ordumuz bunlar›
yapacak ve süreklilefltirecek güçtedir.
Baz› devrim y›lg›nlar›n›n ve inançs›zlar›n gerilla
için söyledikleri yalanlar kendilerini bo¤acakt›r. Gerilla devrim yolunda ‹brahim’in
çizgisinde, silah›n›n arkas›nda, düflman
namlunun ucundad›r. Bunu herkes böyle
bilmelidir. Bölgede di¤er bir hedef ise kendi
halk›na, kendi insan›na ihanet edip onurunu
parayla satan ihanetçi ve iflbirlikçilerdir. Girdikleri bu yanl›fl yoldan ve düflman›n çanak yalay›c›l›¤›ndan ve kap› köpe¤i olmaktan vazgeçmelidirler. Bu konuda tavr›m›z nettir. Halka
düflmanl›k yapanlar gerillan›n hedefindedir ve
bundan kurtulamayacaklar›n› iyi bilmelidirler.
Halka ihanetin sonu ölümdür.
Bir gerilla özgürlük tutkusuna s›k› s›k›ya ba¤l› olmal›d›r.
Halk› özgürlefltirdi¤i oranda
kendisinin de o zaman gerçek özgürlü¤ü yakalayaca¤›n›
bilmelidir. Politik olmal›d›r.
Savafl›m›z›n politik amaçl› oldu¤unu bilmelidir. Fedakâr
olmal›d›r. Zorluklar karfl›s›nda y›lmamal›d›r. Zorluklar
gerillan›n yaflam›n›n bir parças›d›r. Zorluklar mevcut
devlet zorbal›¤›n›n bitmesiyle bitecektir.
Kararl›l›k, ak›lla birlefltirilmifl bir cesaret; düflüncede, harekette esneklik vb. belirtilen bu
özelliklere çok fley eklenebilir. Bunlar bir gerilla için olmazsa olmaz özelliklerdir. Günceli
takip etmeyen, politikaya ilgisiz, düflman›n› takip etmeyen, kendini yenilemeyen bir gerilla
geliflemez. Ve zamanla çürür.
Geçmifl hatal› anlay›fllardan biri de ben savafl›r›m diyerek düflman›n politikalar›na, güncel geliflmelere ilgisiz kal›nm›flt›r. Bu anlay›fl
zaman içinde salt askeri bak›fl aç›s› ve çete
ideolojisinin geliflmesine ve hatta darbecili¤e
kadar varm›flt›r. Niçin savaflt›¤›n› halka anlatamayan, onlar› örgütleyemeyen bir gerilla zamanla kitleden kopmaya ve giderek çeteleflmeye mahkûmdur. Parti tarihimizde bunun
örnekleri de vard›r. Savafl, politikan›n fliddet
araçlar›yla yap›lmas›d›r. Yani savafl›m›z›n politik hedefleri vard›r. Bunu unutmak gerilla için
ölümdür.
- Bir gerilla prototipi nas›l olmal›? Bir
gerillada aranan özellikleri anlat›r m›s›n›z?
- Gerillay› baz› anlay›fllar gibi mükemmellefltirmek do¤ru de¤ildir. Biz fokocu de¤iliz.
Halk Savafl› veriyoruz. Bu halk›n savafl›d›r. Tüzü¤ümüzde bu düzene kini olan, örgüt disiplinini kabul eden ve savaflmak isteyen her birey
T‹KKO saflar›nda savaflabilir anlay›fl› yer almaktad›r. Gerilla düzenin yaratt›¤› kifliliklerden
kopman›n ve özgürleflmenin yeridir. Gerilla
özgürlüktür. Gerilla özgürlük tutkusudur.
- Siz hem Karadeniz’de faaliyet yürüttünüz hem de Dersim’de yürütüyorsunuz.
‹ki bölge aras›nda nas›l bir fark var? Hem
co¤rafik hem de kitle temelinde...
Muharrem: Türkiye Kürdistan›’n›n ülkemiz devrimindeki önemi ve bu konudaki Partimizin yaklafl›m› bilinmektedir. Bu de¤erlendirme neden Dersim sorusunu da cevaplamaktad›r. Dersim ve Karadeniz’i de¤erlendirmek için öncelikle bu bölgelerin tarihlerine
girmek gerekir. Dersim tarihi ezilen ulus ol-
zorluklara beraber gö¤üs gerdi¤in yoldafl›n›
kaybetmek en ac› duygudur.
Sevda yoldafl, genelde mücadelemiz aç›s›ndan, özelde ise gerilla faaliyeti aç›s›ndan çok
büyük bir öneme sahiptir. Kavgam›z› zor dönemlerden bugünlere tafl›yan, yarat›lm›fl olan
de¤erlerimize de¤er katan, devrimin en büyük
kalesi olan da¤lar› k›z›llaflt›ran de¤erli yoldafllar›m›zdand›r. Bunun yan› s›ra düflman karfl›s›ndaki duruflun ve mücadeleye olan inanc›,
kavgadaki ›srar›, bir T‹KKO gerillas›n›n nas›l
mücadele etmesi gerekti¤ini, nas›l savaflmas›
gerekti¤ini ve de nas›l flehit düflülmesi gerekti¤ini ö¤retti bize. Ve Sevda yoldafl›m›z›n ö¤rettikleriyle yolumuza daha kararl› ve daha
inançl› devam ediyoruz.
- fiehit düflen yoldafllar›n bilincinizde
bir s›çrama yaratt›¤›n› ifade ettiniz.
TKP/ML T‹KKO’nun Mehtap Kara gibi
yüzlerce flehidi var. fiehitler hesap sorma
bilinci konusunda neyi ifade ediyor?
Halil: Evet, halk›n kurtulufl mücadelesinde yüzlerce flehit verdik. Halk›n özgürlük ve
ba¤›ms›zl›k mücadelesinde flehit düflen her
yoldafl›m›z›n, dökülen her damla kan›m›z›n
hesab›n› sorduk ve soraca¤›z. Bu noktada
Partimiz TKP/ML’nin ayn› zamanda ordumuz
T‹KKO’nun net bir karar› vard›r. Bu karar biz
T‹KKO savaflç›lar›n›n önlerindeki görevlerden
bir tanesidir. MEHTAP KARA yoldafl›m›z›n da
hesab›n› soraca¤›z. fiuna da vurgu yapmak istiyorum Partimiz TKP/ML sadece flehit düflen
yoldafllar›m›z›n de¤il, ayn› zamanda ezilen, sömürülen hor görülen yok say›lan ve katledilen, ezilen ulus ve halk›n da hesab›n› sormufltur/soracakt›r da. Hesap soruculuk noktas›nda bir fleye aç›kl›k getirmek istiyorum; bizler
hesab› sadece silahla de¤il as›l bilincimizle sorar›z. Sömürü devletini yok edecek en
büyük silah bilincimizdir. Bundand›r ki
düflman bize azg›nca sald›rmakta, bizi bilincimizden uzaklaflt›rmaya çal›flmakta. Yani ayn›
zamanda bilinçli olmam›zla hesap sormal›y›z.
Bitti
mas›ndan kaynakl› sürekli merkezi otorite taraf›ndan bir bask› ve katliama maruz kalm›flt›r.
Osmanl› tarihinde Dersim’e 28 sefer düzenlenmifl bu 28 seferde de Dersim yak›l›p y›k›lm›flt›r. En son 38 isyan›nda 60 bin Dersimli
katledilmifltir. Tüm bu seferler, katliamlar
Dersim halk›na diz çöktürememifl, muhalif
kimli¤ini bast›ramam›fl aksine daha da körüklemifltir. Ve düflmana “Dersim’e sefer olur
zafer olmaz” dedirten bir tarih yaratm›flt›r.
Dersim hâkim s›n›flarla bar›fl›k yaflamam›fl ve
muhalif kimli¤ini korumufltur. Bugün de bu
muhalif kimli¤ini korumaktad›r. Bu duruflunda
belli bir zay›flama olsa da esasta düzenle çeliflkisi keskindir. Bu muhalif kimlik Partimizin
ve devrimci hareketin de etkisiyle yeterli olmasa da kendilerini devrimci demokrat kimlikle ifade etmifltir. Bu u¤urda binleri aflk›n
o¤ul ve k›zlar›n› bu davada flehit ve tutsak
vermifltir. Karadeniz Dersim’e göre de¤erlendirildi¤inde düzenle çeliflkileri olmas›na ra¤men bu çeliflkiler Dersim gibi keskin de¤ildir.
Bu da bir yerde do¤ald›r. Ayr›ca demokratik
bilinç, hak alma bilinci çok geliflkin de¤ildir.
Yaflad›klar›n› kan›ksama var. Bu alanda devrimci hareketin ve mücadelenin zay›fl›¤› da
önemli bir etkidir. fiu da bir gerçektir ki devrim mücadelesi ülkenin her yan›nda ayn› düzeyde bir geliflim göstermeyecektir. Baz› bölgeler daha ilerdeyken baz› bölgeler daha geriden gelecektir. Dünya devrimlerinde de bu
böyle olmufltur.
İşçi-köylü 11
3-16 Ekim 2008
Tuzla Köprüsü’nde
dört karanfil
Onuru ve erdemi kuflanarak direnifli
seçenler her daim gerçe¤i hayk›rmaya
devam edecek, k›z›l karanfiller gibi bir
bir topra¤a düflseler de…
K›r›lan bir dal de¤ildi
S›k›lan bir kurflun hiç de¤il
Dört yi¤it yürekti kopar›lan
Dört can yoldafl›yd›
Rüzgâr de¤ildi
Dört bir yandan savrulan
Ya¤an kurflun ya¤muruydu
Tuzaklardan estirilen ölümdü
Cemal Saim
7 Ekim 1988’de ülkemizde yine bir katliam haberi gazete manfletlerine düfltü.
‹stanbul Valili¤i’ne bask›n, Ordu karargâh›na sabotaj, Emniyet Müdürlü¤ü’ne
bombal› eylem ve Kad›köy Emniyet Amiri’ne suikast haz›rl›¤›nda olduklar› iddialar›yla/gerekçeleriyle dört insan sokak ortas›nda öldürülüyordu.
Araçlar› durdurularak üzerlerine 300
kurflun ya¤d›r›lan bu “tehlikeli” insanlarla ilgili olarak kamuoyuna aç›klama yapan ‹stanbul Emniyet Müdürü Hamdi Ardal›, k›rm›z› renkli, Alman plakal› arac›n ‹zmit yönünden ‹stanbul’a gelip eylem yapaca¤› istihbarat›n› ald›klar›n›, arac›n içindeki
befl kiflinin polisin “dur” ihtar›na uymayarak
çat›flmaya girdi¤ini, bunun sonucu olarak
dört “teröristin” ölü ele geçirildi¤ini ve vur
emrini kendisinin verdi¤ini aç›klad›. Zaten
“ölü yakalananlardan” Reha fien’in Almanya’da T‹KKO içinde görev ald›¤› polis taraf›ndan “biliniyordu”. Arac›n içindeki(!)
bomban›n etkisiz hale getirilmesi için bomba imha ekibi olay yerine ça¤r›ld›. Ancak
araçta bomba yoktu. Tuzla’da polis taraf›ndan etkisiz hale getirilenlerin K›rflehir Hapishanesi’nden firar edenler oldu¤unu aç›klayan ‹çiflleri Bakan› da yüreklere su serpmiflti(!) Ülke kamuoyu polisin yürüttü¤ü bu
operasyonla büyük bir facian›n efli¤inden
dönüldü¤ü(!) haberleri ile kayn›yordu. Polis
t›pk› öncekiler gibi yine son anda “yetene¤ini” kullanarak ülkenin gelece¤ini kurtarm›flt›(!)
Tüm bu haber bombard›man›ndan geriye ‹smail Hakk› Adal›, Kemal So¤ukp›nar, Reha fien ve Fevzi Yalç›n’›n delik deflik edilmifl, kanlar içindeki görüntüsü
ve say›s›z soru kald›.
“Yalan söylüyorsa haber
spikerleri yalan söylüyorsa gazeteler...”
Arac›n k›rm›z› renkli ve Alman plakal›
oldu¤u istihbarat› polis için “yeterli” ise ayn› gün yüzlerce insan katledilmekten flans
eseri kurtulmufl olmal›yd›. Demek ki bu ülkede insanlar›n yaflam flans› “ihbar edilen”
rengin kendi arac› ile uyumlu olma oran›
kadarm›fl. Arac›n içindeki beflinci kifliye ait
hiçbir bilgi kamuoyuna yans›mad›. Beflinci
kiflinin sald›r›dan kurtulma olas›l›¤›n›n olmad›¤› kabul edilirse böyle bir kifli hiçbir zaman var olmam›flt›. Ya büyük ve sansasyonel eylem haz›rl›¤›ndaki insanlar›n araçlar›ndan dört küçük tabancan›n ç›kmas› nas›l
aç›klanabilir? Peki, yaflanan büyük çat›flman›n izlerine neden hiçbir yerde rastlanm›yordu? Görgü tan›klar›n›n arac›n yavafllad›¤›
ve sa¤a çekerek durdu¤u anlat›mlar›na ne
demeliydi? Arac›n tavan›n›n bile kurflun izleri ile dolu olmas›, amac›n içindekileri öldürmek oldu¤unu göstermiyor muydu?
Reha fien’le ilgili olarak yurtd›fl›nda
T‹KKO üyesi oldu¤u iddialar› Reha fien’in
polis kayd›n›n olmamas› ile çeliflmiyor mu?
Kald› ki kayd›n›n olmas› bir insan›n kurflunlanarak katledilmesi için gerekçe midir?
Katledilen devrimcilerin K›rflehir Hapishanesi’nden firar ettikleri iddias›na ne demeli?
Neresinden bak›lsa yalan ve sahtekârl›k
dolu bu haberlerin/iddialar›n elle tutulur
hiçbir yan› yoktu. Polis insanlar›n gözü
önünde dört devrimciyi kurflun ya¤muruna
Pusula
Duruflunu sa¤lamlaflt›rarak katk›n› art›r!
Her devrimci faaliyet ve pratik,
ideolojik-politik-örgütsel ve önderlik boyutuyla de¤erlendirilip do¤ru
sonuçlar ç›kar›ld›¤› oranda bir sonraki devrimci faaliyetin baflar›l› örgütlenmesinin zemini güçlenmifl
olur. De¤erlendirilip-sorgulanmayan, olumsuzluklar› mahkum edilmeyen de¤erlendirme sonucunda
do¤ru sonuçlar ç›kar›lmayan her
pratik faaliyet, her çal›flma kendini
tekrar etmekten kurtulamaz. Her
tekrar, geliflimin de¤il duraklaman›n ve gerilemenin ad›d›r. Tekrara
dönüflen her pratik, geliflimi ve
ilerlemeyi s›n›rland›rm›fl küçük
burjuva yaflam›n ve çal›flma
al›flkanl›klar›n›n ad›d›r. Bilinir
ki küçük burjuva al›flkanl›klar
(tekrarlar) yeniyi de¤il eskiyi
temsil eder. Devrimci faaliyet ve
prati¤in tekrara de¤il yenili¤e, duraklamaya de¤il geliflmeye, kaybetmeye de¤il kazanmaya ihtiyac› vard›r. Dolay›s›yla her devrimci faaliyet
ve pratik mutlaka de¤erlendirilmeli-
dir. Ertelenen “unutulan”, ihmal edilen her de¤erlendirme ve sorgulama
prati¤i, örgütsel gerilemenin ve duraklaman›n ad› olur. Devrimci faaliyet içindeki her pratik de¤erlendirilmeli, her komitenin ve militan›n duruflu, çaba ve katk›s›, baflar› ve baflar›s›zl›¤› sorgulanmal›d›r. Üstlenilen
görev ve sorumluluklar›n ne kadar›n›n yap›ld›¤› ve nas›l yerine getirildi¤i mutlaka sorgulanmal›d›r. Her bir
devrimci prati¤in ve görevin sorumlusu olan her militan›n devrimci prati¤i (ideolojik-örgütsel-önderlik)
boyutuyla sorgulan›p de¤erlendirilmedi¤inde, elefltirilip yanl›fllar› mahkum edilmeden, baflar›lar› olumlanmadan, örgütlenecek olan “yeni”
bir pratik, tekrar›n di¤er bir ad›
olur. Bu durum yeni bir olumsuz ve
baflar›s›z çal›flmay›/prati¤i yaratan
zemin olacakt›r. Örgüt biliminde
devrimci faaliyet ve pratiklerin sorgulanmas› ve denetlenmesi esast›r.
Denetlenip/sorgulanmayan, de¤erlendirilip/hesab› sorulmayan her
tutarak katletmiflti. Ard›ndan da yine insanlar›n gözünün içine baka baka yalan haberlerini bas›na servis etmiflti.
12 Eylül Askeri Faflist Cuntas› ile ülkenin her kar›fl topra¤›n› kana bulayan egemenlerin aç›k katliamlar›na, yarg›s›z infazlar›na yeniden bafllad›¤› Tuzla katliam› ile ortaya ç›km›fl oldu. Ayd›nl›k yar›nlara, güzel
günlere, eflitli¤e ve özgürlü¤e düflman zeba-
Kavga okulu
niler yine ifle sar›larak dört devrimcinin kan›na girdiler. Elbette bu son olmayacakt›.
Bu bir bafllang›ç idi, arkas› da gelecekti. Çifte Havuzlar, 12 Nisan, gözalt›nda infazlar,
Lice, Cizre, hapishane katliamlar›…
“Demokrasi ve insan haklar›ndan” geçilmeyen ülkemizde bundan ne anlafl›ld›¤› Tuzla Köprüsü’nde yaflananlarla birlikte yeniden an›msat›ld› emekçilere. Dört iflçi bask›
ve sömürünün olmad›¤›, insanca yaflanabilecek bir dünya istedikleri için kurfluna dizildi.
Elleriyle yaflam› yaratan, ona flekil veren bu
canlar bunun bedelini hayatlar›yla ödediler.
Ba¤›ms›z, özgür bir ülke isteyen devrimcilerin dünyan›n dört bir yan›nda karfl›laflt›klar›
tablo bu kez de Tuzla’da yafland›.
Dersimli polis bir baban›n çocu¤u olan
‹smail Hakk› Adal› mücadeleye lise y›llar›nda bafllam›flt›. Derslerinde oldukça baflar›l› olan Adal›, 7–8 ay hapishanede tutsakl›k
yaflam›fl, tahliye olduktan sonra mücadeleye kald›¤› yerden devam etmiflti. Çal›flt›¤›
konfeksiyon atölyesini iflletiyordu.
Reha fien, Uflakl›yd›. 15 y›l Almanya’da
iflçi olarak çal›flt›. AT‹K içinde faaliyet yürüttü.
Fevzi Yalç›n, Elaz›¤’da dünyaya gelmifl,
fiiflecam fabrikas›nda çal›flm›fl, birçok grev
deneyimi yaflam›fl bir iflçiydi. ’80 darbesinden sonra aran›r duruma düflmesine ra¤men mücadeleden vazgeçmedi. Bir ihbar
sonucu tutsak düfltü. Gördü¤ü a¤›r iflkenceler karfl›s›nda ‘ser verip s›r vermeme’ gelene¤ini yaflatt›. 4 y›ll›k tutsakl›ktan sonra
mücadeleye kald›¤› yerden devam etti.
Sivas Zaral› olan Kemal So¤ukp›nar
floförlük yapan bir emekçiydi. ’80 darbesi
ile y›lg›nl›k kol gezerken mücadeleye sar›lan neferlerden biriydi.
Onuru ve erdemi kuflanarak direnifli seçenler her daim gerçe¤i hayk›rmaya devam
edecek, k›z›l karanfiller gibi bir bir topra¤a
düflseler de…
1990 y›l›n›n sonlar›na do¤ru Ortado¤u’da savafl rüzgârlar›n›n esmesi sonucu Türk
devleti Irak s›n›r›na y›¤›nak yapm›fl Adana’daki ‹ncirlik Üssünden kalkan uçaklar Irak’›
bombalam›fllard›.
Bu geliflmeler üzerine Proletarya Partisi, olas› bir TC-Irak savafl›nda “Haks›z savafl› hakl› iç savafla çevirme” ilkesi do¤rultusunda güçlerini daha yo¤un olarak gerillada toplamaya bafllad›. Eli silah tutan, sa¤l›¤› elveriflli ve Proletarya Partisinin otoritesini
tan›yan birçok faaliyetçi bu ça¤r›ya yan›t olarak Halk Ordusu’na kat›ld›. TMLGB’de örgütlü olan Medet Hoflafç›, Y›lmaz Talayhan, Halil Erciyas ve Ayhan Altunbafl da bu
ça¤r›ya yan›t verenlerdendi.
Di¤er birliklerle buluflmak üzere Dersim’in Pülümür ilçesi k›rsal›nda bulunan gerillalar konaklad›klar› çevrede bir hain taraf›ndan ihbar edildiler. Bulunduklar› birlikte yeterli silah bulunmayan gerillalar çat›flmaya giremeden 3 Ekim 1990’da katledildiler. ‹hbarc› daha sonra Halk Ordusu gerillalar› taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›.
r› art›rmay› sadece pratik görevleri
yerine getirmekle s›n›rland›ramaz, ayn› zamanda dikkat ve ilgisini, bilgi ve becerisini, örgütleme ve
yönetme yetene¤ini de art›rmal›d›r.
Çünkü devrimin, usta ve yetenekli
yöneticilere ve baflar›l› önderlere
ihtiyac› vard›r. Devrimin usta yöneticileri ve örgütleyicileri s›n›f savafl›m›n›n prati¤ine ve ihtiyac›na en ileri
düzeyde yan›t›n ad›d›r. Onlar›n varl›¤› ve say›s› artt›kça devrimin ve
partinin her alanda örgütleme düzeyi ve niteli¤i artacakt›r.
Nas›l ki partiyi ve de faaliyetlerini s›n›f mücadelesinin seyrinden, özelliklerinden, içinde bulundu¤u koflullardan ayr› de¤erlendirmek Marksizm’in ruhuna
ayk›r›ysa ayn› flekilde kadro ve militanlar› da üstlendikleri görev ve sorumluluklar›ndan, örgütledi¤i pratik
faaliyetlerin sonuçlar›ndan kitle ve
yoldafllar›yla kurdu¤u iliflkinin niteli¤inden ayr› ele almak da örgütleme
biliminin ruhuna ayk›r› olur.
Sorgulanmas› ve sorulmas›
gereken en önemli soru fludur;
Militanlar partinin-örgütün görev ve
sorumluluklar›n› yerine getirmek
için ne kadar isteklidir? Üstlendi¤i
görev ve sorumlulu¤u ne kadar ve
nas›l yerine getirmektedir? Üstlen-
Halil ‹brahim Kater
Diyarbak›r’da dünyaya gelen Halil ‹brahim
Kater, maddi s›k›nt›lardan dolay› yoksulluk içinde büyüdü. Daha çocuk denilebilecek yaflta tan›flt› devrimci düflüncelerle. ‹zmir Buca Lisesi’nde liseli gençlik
içinde faaliyet yürüttü. Gençli¤in antiemperyalist eylemlerinin yan› s›ra Orhan Bak›r’›n hapishaneden kaç›r›lmas›
eyleminin de içinde görev ald›. Halkla
çok s›cak iliflkiler kuran Halil ‹brahim
Kater, Siverek ve yöresinde faaliyet yürüttü. Buradaki gerilla birimi içinde yer
ald›. Ekim 1980’de Urfa Siverek’te bir ev
toplant›s›nda dikkatsizlik sonucu meydana gelen bir kaza kurflunuyla topra¤a
düfltü.
Veli, Meral ve
Zeynep Kahraman
Veli Kahraman, 16 yafl›ndaki k›z› Meral
Kahraman ve 22 yafl›ndaki k›z› Zeynep
Kahraman Dersim’in Çemiflgezek ilçesine ba¤l› Do¤an köyünde ulusal hareketin
o dönem girdi¤i yönelimin sonucu olarak
öldürüldüler. Proletarya Partisi’nin taraftarlar› olan Kahraman ailesinin bu fertleri ölümsüzler kervan›nda yerlerini ald›lar.
Kemal Özgül, Salih Kaynar,
Abdullah Y›ld›r
10 Ekim 1984’te Malatya Kürecik Harunufla¤› köyü do¤umlu Kemal Özgül, Salih
Kaynar ve Abdullah Y›ld›r Fransa’da ›rkç›
faflistler taraf›ndan katledildiler.
Kemal Y›ld›r›m
1931 y›l›nda Erzincan Tercan’da dünyaya
geldi. Zonguldak maden ocaklar›nda bir
süre çal›flt›ktan sonra 1967 y›l›nda Almanya’ya gitti. Herkesin zengin olma hayalleriyle gitti¤i Almanya’da o devrimci
saflarda aktif mücadele içerisine girdi.1976 y›l›nda AT‹F’in kurucular› aras›nda yer ald›. AT‹F’in d›fl›nda di¤er federasyonlar›n oluflumunda da rol oynad›.
Osman Day› olarak tan›nan Kemal Y›ld›r›m, 5 Ekim 1991’de yakaland›¤› hastal›k
sonucu yaflam›n› yitirdi.
Pülümür flehitleri
pratik, her görev kendili¤indencili¤in ve baflar›s›zl›¤›n yeni bir ad› olur.
S›n›f bilinçli her proleter ve her
militan de¤erlendirme ve sorgulama
bilincini (bunlar s›n›f bilincinden ba¤›ms›z de¤ildir) gelifltirmek ve de¤erlendirme toplant›s›ndaki katk›s›n› art›rmak zorundad›r. O sadece
kendisinin içinde oldu¤u devrimci
görev ve prati¤in direkt sorumlusu
de¤ildir. O ayn› zamanda faaliyet alan›nda örgütlenen her
devrimci faaliyet ve prati¤in
sonuçlar›ndan, baflar› ve baflar›s›zl›¤›ndan, olumlu ve olumsuzlu¤undan da sorumludur.
Dolay›s›yla s›n›f bilinçli proleterlerin-militanlar›n her toplant›da düflünsel (gözlemleme- de¤erlendirme
-sorgulama- elefltirme- tan›ma- anlama- önerme- olumlama- motive
etme- mahkum edip- yarg›lamaolumsuzlama- bilgilenme- sonuçlar
ç›karma vb.) katk›lar›n› art›rmas› gerekti¤i gibi toplant›n›n sa¤l›kl› de¤erlendirilip baflar›yla sonuçlanmas› için
de sorumlulu¤unu art›rmas› flartt›r.
Sadece devrimci faaliyetin pratik sonuçlar› boyutuyla de¤il düflünsel de¤erlendirme/sorgulama/sonuçlar ç›karma boyutuyla da sorumlulu¤unu
ve katk›s›n› art›rmal›d›r.
S›n›f bilinçli proleterler baflar›la-
Kavgada
ölümsüzleflenler!
Mustafa Tekin
Dersim’in Naz›miye ilçesine ba¤l› Pane
(Bostanl›) köyünde dünyaya geldi. Kod
ad› Özkan olan Mustafa Tekin 6 Ekim
1987’de Edirne’de Meriç Nehrini geçmeye çal›fl›rken bo¤ularak yaflam›n› yitirdi.
Aslan Y›ld›z
Proletarya Partisi taraftar› olan Aslan Y›ld›z,
Dersim Ovac›k Karao¤lan köyünde dünyaya geldi. 1994 y›l›n›n Ekim ay›nda kontrgerilla taraf›ndan kaç›r›larak katledildi.
di¤i görev karfl›s›ndaki duruflu ciddi
ve güven verici midir? Halka ve yoldafllar›na yaklafl›rken onlarla diyalog
kurarken nas›l bir tarz izlemektedir?
Üstlendi¤i görevi yerine getirirken ne kadar özenli ve dikkatli, ne kadar gönüllü ve isteklidir? ‹flini yaparken ne kadar
yo¤unlafl›yor? Üstlendi¤i görevi
sonuna kadar tamamlay›p, yerine
getiriyor mu? Yoksa bahaneler s›ralay›p yapmas› gereken iflini ertelemekte ve savsaklamakta, ya da bafllad›¤› ifli yar›m m› b›rakmaktad›r?
Emek karfl›s›ndaki duruflu nas›ld›r?
Partinin, devrimin, halk›n de¤erlerini nas›l korumakta ve
onlar› nas›l kullanmaktad›r?
Onlar› gözü gibi koruyup korumakta m›d›r? Dikkatli özenli mi davranmaktad›r? Yoksa tüketici-da¤›t›c›,
da¤›n›k-savurgan bir flekilde mi davranmaktad›r?
Bir gününü nas›l de¤erlendirmektedir? Planl›-programl› m› yaflamakta? Düzenli ve s›k› m› çal›flmakta yoksa da¤›n›k düzensiz mi yaflay›p
çal›flmaktad›r? Günlük kaç sayfa
okuyup-kaç sat›r yaz› yazmaktad›r?
Faaliyet yürüttü¤ü alanda halkla düzenli ve sürekli bir devrimci iliflki
içinde midir? Onlara politik bilinç
tafl›y›p onlarla canl› politik ba¤lar
kuruyor mu? Yoksa tek bir emekçinin kap›s›n› bile çalm›fl de¤il midir?
Yoksa zaman›n›n önemli bir bölümünü uyuyup, TV izleyip, gevezelik
yap›p, plans›z-programs›z bir flekilde
bofla m› harcamaktad›r? Bu ve buna
benzer sorulara verilecek her yan›t
her bir militan›n s›n›f mücadelesi ve
halk karfl›s›ndaki duruflunu, onun niteli¤ini ve s›n›fsal özelli¤ini belirler.
Bir ya da birkaç günlük yaflama
bak›larak bir militan›n nas›l, hangi
(proleter-küçük burjuva) tarzda yaflad›¤›n› anlamak, ö¤renmek mümkündür. Günlük yaflam, devrimci
yaflam›n önemli bir turnusoludur.
Gün içinde ne kadar süre halk›ndevrimin-partinin sorunlar› ve görevleri üzerinde düflünüyor-çal›fl›yor-kafa yoruyor-görev ve sorumluluklar› yerine getirmek için çal›fl›yor? Düflünce ve duygu dünyas›n›n
ne kadar›n› halk-devrim-partinin
sorunlar› ve görevleri kaplamaktad›r? Bu ve benzeri sorular mutlaka
sorulmal›, sorgulan›p ö¤renilmeli ve
mutlaka militanlar faaliyetleri içinde
görev ve sorumluluklar›yla birlikte
de¤erlendirilip, denetlenmelidir.
Devrimin, halk›n, yoldafllar›n sorunlar›na, yaflam›na ne kadar vak›f olunursa, çözüm için aray›fllar o kadar
gerçeklerle uyumlu olur.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
3-16 Ekim 2008
Kad›n sorunu komünistlerin sorunudur, devrim sorunudur!
Edilgenli¤in ilac›
eylem midir?
Kad›n›n edilgenli¤inin, ataerkil düzenin sonucu olarak hayat›n tüm
alanlar›ndan d›fllanmas›ndan kaynakland›¤›n› tekrar hat›rlayal›m. Burada
“tüm alanlar” sözünün alt›n› özellikle
çizmek gerekiyor. Bafllang›çta, üretim
faaliyetinin d›fl›nda tutulan kad›n, bunun ürünü olarak düflünsel hayat›n da
d›fl›na sürülmüfltür. Ve bunlar sürekli
karfl›l›kl› olarak birbirini do¤urur; fiziksel edilgenlik düflünsel edilgenli¤e
neden olurken, düflünsel edilgenlik de
mevcut edilgenli¤in devam›n› ve derinleflmesini sa¤lar.
Öyleyse daha önce bahsetti¤imiz
nedenlerle pratikten uzak tutma/durma veya güvensiz, kayg›l› vb. daha yo¤un gir(dir)ilen pratiklerin sorunu
çözmeyece¤i aç›kken, tek bafl›na daha
yo¤un ve radikal pratiklerin de çözmeyece¤i bir o kadar aç›kt›r. “Daha
fazla aktivite” anlay›fl›, sorunu
tam olarak kavramayan erkek
egemen düflünüfltür. Ve ayn› zamanda bu düflünüflü de perdeler. Bununla beraber, sorunu kad›nlarla s›n›rlamak anlam›na gelir ki –görebilenler için- erkek egemen düflünüflün su
yüzüne vurmas›d›r bu.
Kad›nlar›n gelifliminin, özgürlü¤ünün daha aktif olmas›yla mümkün
olaca¤› sav›na genellikle gerilla kad›nlar örnek verilir. Gerillada kad›n›n özgürleflti¤i, eflitlendi¤i de vurgulan›r. Bu, kimi noktalar›yla k›smi do¤rular tafl›makla beraber, esasta yüzeysel ve yanl›fl bir yaklafl›md›r. Mekan
bir d›fl etkidir. Hiçbir sorunun çözümü, tek bafl›na koflullara ve
mekana ba¤lanamaz. Tüm hücrelere kadar ifllemifl erkek egemenli¤i
ile kapsaml› bir hesaplaflma yap›lmadan, bilinçler de¤iflmeden mekanlar›n
de¤iflmesi ayn› sorunun farkl› koflullar
alt›nda, çeflitli biçimlere bürünerek
devam etmesi d›fl›nda bir anlam tafl›maz. Aksi do¤ru olsayd›, Amazon gerilla birlikleri kurarak sorunu bir ç›rp›da kökünden çözmek pekala mümkün olurdu! Bu sav› öne sürenlerin,
en az erkek komutan oran›nda kad›n
komutan›n varl›¤›ndan da bahsediyor
olmas› gerekirdi. Ya da uzun y›llar
birçok alanda say›s›z görevi tüm zorluklar›yla birlikte yüklenmifl kad›nlar›m›z›n, bugün daha farkl› konumlarda
bulunmas› gerekirdi. Fakat durum hiç
de böyle de¤il; tüm yönetici kademelerde kad›nlar›n çok az (baz›lar›nda
hiç!) oldu¤u bilinen bir gerçek. Tüm
bunlar da gösteriyor ki, pratik
ve daha fazla pratik, tek bafl›na
edilgenli¤in ilac› de¤ildir, olmam›flt›r, olamaz. Pratikle birlefltirilen teoriye, eylemle kaynaflt›r›lan bilince ihtiyaç vard›r.
d›n sorununu kavram›fl, aflm›fl olduklar›n› iddia ederek, Lenin’in bu ifadesinin kendileri için geçerli olmad›¤›
yan›lg›s›na kap›l›rlar. Bu yan›lg›lar›n
nedeni, genelde, konuya ortalaman›n/genelin üstünde ilgi ve duyarl›l›k
göstermeleridir. Mesela, edilgenli¤i
önemser, kad›n devrimcileri elefltirir
ve daha etkin olmalar›n› tüm içtenlikleriyle dilerler. Fakat, tabi dilemekle olsayd› devrimci saflarda
de¤il, tekkelerde, dilek a¤açlar›n›n bafl›nda bulunurduk... Kad›n
sorununu “kavram›fl”, “aflm›fl” bu ki-
de “durum nedir?”, “niye yap›lmad›?”,
“böyle bir hedefimiz vard›, ne oldu?”
vs. diye sormuyor!
S›kl›kla tüm sorunlar›n, çözümlerinin örgütlü olarak ele al›nmas›yla
mümkün oldu¤u vurgulan›r. Ancak
kad›n sorunu –erkek egemenli¤i- söz
konusu oldu¤unda bu genel do¤ru
unutulur; sorun, dolay›s›yla çözüm bireylere, kad›nlara yüklenir. ‹flte ataerki’nin “aflm›fllar” taraf›ndan sergilenen
resmi!
Burada flunu belirtmeliyiz ki, sorunun esas yaflayanlar› çözümde de
çok daha fazla etkin olmas› için ataerki, kapsaml› bir flekilde sorgulanmal›,
elefltirilmeli ve onunla sürekli bir mücadeleye hesaplaflmaya girilmelidir.
Bu hesaplaflma düflünsel ve pratik olmal›d›r. Ataerkiden bahsederken binlerce y›ll›k kökleri olan bir olgudan bahsediyoruz. Karfl› koyuflumuz, soruna gelifltirece¤imiz politikalar da köklü ve radikal olmal›d›r;
her fleyden önce de somut olmal›d›r.
Tekrar flunu hat›rlatal›m, kad›n
mücadelesi oldukça zorludur, hayat›n
her alan›na ve an›na ifllenmifl, sinmifl
fliler, sorunu da çözümü de erkek
egemenli¤inin örgütlü yaflam içindeki
can damarlar›n› görmezler.
Bir örnek daha verelim; kad›n faaliyetçilerin yo¤un oldu¤u bir alanda
“bu alanda özel olarak kad›n çal›flmas›n›n da yap›lmas›” önerisinde bulunan faaliyetçi (bir kad›nd›r tabi ki o!)
“tamam” yan›t›n› al›r. Ne kadar güzel
de¤il mi? Hay›r de¤il! Çünkü yan›t›n
devam› flöyle: “Sen yap!”. “Hay›r”
denmiyor ama bir kifliye yüklenerek
dolayl› bir hay›r denmifl oluyor. Herhangi bir örgütlenme, komite, plan
vs. oluflturulmadan s›yr›l›n›yor; bir bilinmeze havale ediliyor... Sonucu tahmin etmek güç de¤il; birkaç toplant›
d›fl›nda hiçbir fley yap›lam›yor. Kimse
esas paya sahiptirler. Öte yandan, sorunun bireylere ya da tümden kad›nlara havale edilmesini do¤rulamaz bu.
Kad›n sorunu kad›nlar›n sorunu
de¤ildir; örgüt ve devrim sorunudur, komünistlerin sorunudur.
Slogan›n “kad›n olmadan devrim olmaz” k›sm›n› hat›rlayal›m. Devrim hedefi olanlar›n kad›n sorununun çözümünü kad›nlara y›kmas›, ataerki’nin
devrimci saflardaki bir izdüflümü de¤il
de nedir?
ataerki, varl›¤›n› sürdürmede ›srarl›
bir direnç gösteriyor ve gösterecektir. Bu sorun, ancak, en az onun ›srar› kadar ›srarl› bir çaba ile çözülebilir.
Bilinç ve eylemle afl›labilir. Kad›n sorununun bir devrim ve parti sorunu yani komünistlerin sorunu
oldu¤u kavranmal›d›r... Diyalekti¤i
kad›n sorununda da iflletmeliyiz. Çeliflkinin özgünlü¤ünden bahsediyoruz.
Kad›nlar›n özgün kiflilik ve psikolojileri vard›r; erkeklerle birmifl gibi ele
al›namazlar. Özgün sorunlar, özgün
politikalar ve örgütlerle çözülece¤inden, birçok alanda ve konuda oldu¤u
gibi bu konuda da özel örgütlenmelere gitmek bir zorunluluktur. Her komitenin görevlerinden biri de bu so-
Kad›nlar›n sorunu!
fiu ana kadar sayd›¤›m›z ve de sayamad›¤›m›z çeflitli erkek egemen düflünüfl ve davran›fl biçimlerini hiç de
üstüne al›nmayan ve böylece erkek
egemen düflünüflün bir baflka versiyonunu sergileyen az›nsanmayacak bir
kitle de var ne yaz›k ki! “Yaflad›¤›m›z
toplumun kimi olumsuz izlerini üzerimizde tafl›r›z” do¤rusu, kad›n sorunu/erkek egemenli¤i söz konusu oldu¤unda üzerinden atlan›r... Komünist partileri önderli¤inde devrimin
gerçekleflti¤i ülkelerde ve güçlü birçok KP’de bile, bu ilerlemelere paralel-ayn› oranda geliflmeler kaydedilmemifltir kad›n sorununun çözümünde. O avantajl› koflullarda dahi birçok
sanc›s› yaflanan erkek egemen düflünüflün, mevcut durumumuzda çok
daha yo¤un ve yak›c› oldu¤u görülmese bile, sadece basit, kaba bir
mant›k yürütmeyle bu sonuca rahatl›kla var›labilir. Ama var›lam›yor, ataerkil, tam kendine uyan flekilde ›srarla sorunu görmemek için ayak diriyor. Egemenli¤i u¤runa içindeki
o kötü erke¤e s›k›ca sar›l›yor.
Mant›k ve gerçekler, erk’in körlefltiricili¤i sayesinde görünmez
oluyor... Burada onlara en iyi yan›t›
Lenin’in sözleriyle verelim: “Komünisti biraz kaz›, alt›ndan bir filisten ç›kar.”
Kimileri, kendilerinin asl›nda ka-
Öyleyse...
“Kad›n olmadan devrim olmaz,
devrim olmadan kad›n kurtulmaz” ise,
daha fazla kad›n›n mücadele içine çekilmesi, mücadele içinde olanlar›n da
“Özgürlük, özgürlük mücadelesiyle kazan›l›r”
9 May›s 1976 tarihinde, kapat›ld›¤› Stammheim Hapishanesi’ndeki
hücresinde “intihar etti¤i” iddia etti¤i iddia edilen, RAF’›n önder kadrolar›ndan ve kurucular›ndan Ulrike Meinhof, içinde bulundu¤umuz
Ekim ay›n›n 7’sinde, 1934 y›l›nda,
Almanya’da dünyaya geldi.
Lise e¤itiminden sonra Almanya/Marburg’da Felsefe, Pedagoji,
Sosyoloji ve Alman Filolojisi e¤itimi
alan Meinhof, daha ö¤rencilik y›llar›nda Almanya’n›n silahlanma politikalar›na karfl› gerçeklefltirilen eylemlerin içinde yer ald›. 1960 y›l›nda ise, Hamburg’da ç›kan politik
dergi “Konkret”te (Somut) çal›flmaya bafllad›. Bir süre sonra,
derginin siyasi çizgisiyle yaflamaya
bafllad›¤› fikir ayr›l›klar›ndan dolay›,
dergiden ayr›ld›.
Meinhof sonraki y›llarda giderek daha radikal-devrimci bir hatt›
benimsemeye bafllad› ve 1970’lerin
bafl›nda, bir ma¤azay› kundaklama
iddias›yla hapiste bulunan Andreas
Baader’in kaç›r›lmas›n› organize etti ve Baader’le birlikte yeralt›na çekildi. Bu süreçte Andreas Baader,
Gudrun Enslin ve Holger Meins gibi devrimci isimlerle birlikte,
“RAF”’› (Rote Armee Fraktion–K›-
z›l Ordu Fraksiyonu) kurdu.
Tüm dünyada yükselifle
geçen devrimci dalgaya paralel
olarak Almanya’da da ortaya
ç›kan bu devrimci yükselifl,
özellikle de silahl› mücadele,
Alman devletini panikletmekte
gecikmedi.
Ayn› y›llarda RAF’›n önder
kadrolar›na dönük adeta bir
“cad› av›” bafllat›ld› ve bu süreçte baflta Meinhof ve Baader
olmak üzere, çok say›da RAF
kadrosu faflist Alman devleti
taraf›ndan yakalanarak, a¤›r
tecrit koflullar›n›n hüküm sürdü¤ü hapishanelere konuldu.
RAF tutsaklar› içinde bulunduklar› a¤›r tecrit koflullar›n› protesto etmek için, 1973 y›l›nda ilk
açl›k grevlerini gerçeklefltirdiler.
1974 y›l›nda tekrar açl›k grevine giden tutsaklardan Holge Mains,
zorla beslenme uygulamas›
sonucunda yaflam›n› yitirdi.
Ancak Mains, faflist Alman devletinin katletti¤i ilk devrimci de¤ildi.
Ayn› y›llarda çok say›da devrimci,
Alman devletinin “terörle mücadele” politikas› sonucu katledilecekti.
Bunlar›n en tart›flmal› olanlar›
ise, Meinhof’la bafllayan, Stammheim Hapishanesi’ndeki “intihar” vakalar›yd› hiç kuflkusuz.
Stammheim Hapishanesi’nde o
güne kadar görülmedik bir tecrit
alt›nda tutulan Ulrike Meinhof’un,
9 May›s 1976 tarihinde, tutuldu¤u
hücrede “intihar” etti¤i aç›klamas›
yap›ld›. Ancak daha aç›klama yap›l›r
yap›lmaz, “intihar” iddias› üzerinde
flaibeler oluflmufltu.
Ne avukatlar› ne taraftarlar› ne
de özellikle k›z kardefli, Meinhof’un
intihar etti¤i iddias›na inanm›fllard›.
Meinhof’un cenaze töreni büyük
bir kitle gösterisine dönüfltü. Ard›ndan ba¤›ms›z bir komisyon oluflturularak, “intihar” iddialar›n›n ger-
çe¤i yans›tmad›¤› ispatlanmaya çal›fl›ld›. Araflt›rma sonuçlar›, olay›n intihar olmad›¤›na, Meinhof’un hücresinde katledildi¤ine iflaret ediyordu. Ayr›ca araflt›rmalar s›ras›nda ilginç bulgulara da ulafl›l›yordu. Örne¤in, gizli servis elemanlar›n›n ve de Alman Ordusu’nun üst düzey temsilcilerinin,
politik tutsaklar›n kald›¤› bölüme
sistematik “ziyaretler” gerçeklefltirdi¤i, bu ziyaretlerin büyük bölümünün ise, do¤rudan tutsaklar›n
bulundu¤u bölüme aç›lan, gizli bir
kap›dan yap›ld›¤› bilgilerine ulafl›l›yordu. Alman devleti ise Meinhof’un ölümünü akli dengesinin yerinde olmad›¤› gerekçesine dayand›rmaya çal›fl›yor, bunu da Meinhof’un ilk gençlik y›llar›nda geçirdi¤i bir beyin ameliyat› üzerinden
gerçeklefltirme gayreti güdüyordu.
Bu gayret, yoldafllar› ile aras›n›n iyi
olmad›¤›, ideolojik ayr›flmalar yafland›¤› gibi iddialarla da beslenmeye çal›fl›l›yordu.
Ancak Meinhof hücresinde “intihar” etti¤i iddia edilen tek politik
tutsak olmayacakt›. 18 Kas›m
1977’de Anderas Baader ve Jan
Carl Ruspe hücrelerinde silahla vurulmufl olarak bulunacaklar, ayn›
tarihte Gudrun Ensslin’in de hücresinde kendini ast›¤› iddia edilecekti.
Faflist Alman devleti RAF militanlar›n› sadece katletmekle yetinmeyecekti. Meinhof’un cesedi, beyni ç›kar›lm›fl olarak ailesine teslim
edilecek, yap›lan itirazlar sonucu,
ancak geçti¤imiz y›llarda “kay›p”
olan beyin ailesine geri iade edilecekti. Meinhof’a dönük, ölümünden sonra bile gerçekleflen sald›r›,
sadece bununla da s›n›rl› kalmam›flt›. Mezar tafl›na yaz›lan “Özgürlük
özgürlük mücadelesiyle gelir”
fliar› da, mahkeme karar›yla mezar
tafl›ndan silinecekti. Çünkü bu fliar,
topluma “terörist” olarak lanse
edilen Meinhof’un gerçek kimli¤ini
yans›t›yordu. Saklamaya, ortadan
kald›rmaya çal›flt›klar› da buydu.
Onun devrimci kimli¤i!
Halklara dönük sald›r›lar›n “terörle mücadele” ad› alt›nda yo¤unlaflt›¤› günümüzde, emperyalist-faflist Alman devleti, devrimcilere
dönük, RAF militanlar› özgülünde
geçmiflte yürüttü¤ü karalama, halktan soyutlama kampanyalar›n›, yine
RAF üzerinden yeniden bafllatm›fl
bulunuyor. RAF militanlar›n›n “intihar” etti¤i fikrini pekifltirmek için
yalanc› tan›klar bulunuyor, filmler
çekiliyor, eski devrimci art›klar›n›n
a¤z›ndan baflta Meinhof ve Baader
olmak üzere, devrimciler karalanmaya çal›fl›l›yor. Çünkü onlar da art›k biliyorlar ki, gittikçe daha genifl
y›¤›nlar, “Özgürlük özgürlük
mücadelesiyle gelir” fliar›n› kendilerine rehber ediniyor!
run olmal›, her toplant›n›n de¤iflmeyen gündem maddelerinden biri olmal›d›r, en üstten en alta kadar...
Unutulmamal›d›r ki burada devrim
sorunundan bahsediyoruz, komünistler bu nedenle daha sistemli daha
at›lgan olmal›; kal›plar›, genel geçer
yüzeysel yaklafl›mlar› de¤ifltirmelidir...
De¤iflmez e¤itim konular›ndan biri de
bu olmal›d›r. “Pozitif ayr›mc›”
ad›mlar at›lmal›d›r.
Kad›n sorunu özel, örgütlü, hedefli ele al›nd›¤›nda ayn› zamanda kitleselleflme, kadro yetifltirme, militanlaflma, politik seviyenin art›r›lmas› vb.
bir dizi temel sorunda da ciddi geliflmelerin kaydedilece¤i, devrime daha
h›zl› ulafl›laca¤› aç›kt›r. Aksi ise, devrimin bir hayal olarak kalmas› demektir; zira “kad›n olmadan devrim olmaz”. Bugün egemenler, feministler,
ulusal hareket ve küçük burjuvazi bu
soruna kendi çaplar›nda önemle e¤iliyorlar. S›n›f düflmanlar›m›z ve çeflitli
burjuva-küçük burjuva ak›mlar bu
arenay› doldururken, komünistlerin
ise sorunu önemseyifl aç›s›ndan daha
onlara bile yaklaflamam›fl olmas› da
ayr›ca üzerinde durulmas› gereken
önemli bir ironi...
Edilgenlik kad›n sorunu/erkek
egemenli¤i aç›s›ndan oldukça önemli
sorunlardan biri. Edilgenli¤in k›r›lmas›
ataerki’ye vurulacak büyük bir darbe
olacakt›r. Fakat, unutulmamal›d›r ki
kad›n sorununun sadece bir parças›d›r edilgenlik ve bu derece yo¤un
varl›k göstermesi de genel anlamda
kad›n sorununa yaklafl›m›m›zla ilgilidir. O nedenle erkek egemenli¤ine/kad›n sorununa dair bilinci ve mücadeleyi de her zaman canl› tutmal›y›z. Clara Zetkin “kad›nlar› da bilinçli üyeler olarak devrime katmak ve e¤itmek için çaba göstermeyen tüm yoldafllar›, devrimin bilinçli baltalay›c›lar› olarak adland›r›yorum” diyor... Egemen s›n›flar
devrimi baltalama iflini oldukça iyi yap›yorlar, bu ifli onlara b›rak›p, bizler
devrimi büyütmeye çal›flal›m!
Bir ‹K okuru
‹MA Yönetim Kurulu üyesi,
Prf. Dr. ‹rena Fernandez tutukland›
Prf. Dr. ‹rena Fernandez, hükümet aleyhinde “yalan-yanl›fl haber yazd›¤› ve yayd›¤›”
gerekçesiyle, 10 Eylül 2008 Çarflamba sabah›, Malezya hükümeti taraf›ndan tutukland›. AT‹K Kad›n Komisyonu taraf›ndan yap›lan yaz›l› aç›klamada Fernandez’in yaflam›ndan bahsedilerek tutuklanmas› k›nand›. “Fernandez’in çal›flmalar› Malezya hükümetini rahats›z etti ve hakk›nda tutuklama karar› ç›kart›ld›. Malezya hükümeti Fernandez’i tutuklayarak onu susturup/ sindirmeye, cesaretini k›rmaya çal›flmakta. Sadece onu mu?
Malezya halk›na da gözda¤› vererek, yükselen mücadeleyi bast›rmay› hedefliyor” denilen aç›klama “AT‹K Kad›nlar Komisyonu
ad›na Malezya hükümetinin ‹rena Fernandez
özgülündeki bask› ve sindirme politikalar›n›
fliddetle k›n›yoruz” sözleriyle sona eriyor.
Türk-‹fl bünyesinde yap›lan bir araflt›rma, sendikalar›n karar alma mekanizmas›n›n en üst noktas› olan genel merkez yönetimlerinde kad›nlar›n söz sahibi olmad›¤›n› ortaya koydu. Araflt›rmaya göre, Türk-‹fl’e ba¤l› 35 sendikada sadece üç kad›n
genel merkez yöneticili¤i yap›yor.
Türk-‹fl’te yönetici kad›n sendikac›lar›n yüzde 45.4’üne denk gelen büyük k›sm›
iflçilikten sendikac›l›¤a geçiflte efl ve aileleri taraf›ndan destekleniyorlar. Ancak kad›nlar›n sendikalarda yönetim mekanizmas›nda yer almalar› erkek egemen bir yap›ya sahip olan sendikalarda, erkeklerin sahip olduklar› karar ve yetki gücünü kad›n
meslektafllar›yla paylaflmak istememeleri nedeniyle engelleniyor. ‹flçilikten sendikac›l›¤a geçiflte efl ve
aileleri taraf›ndan
engellenmeyen
kad›n sendikac›lar›n yüzde 21.6’s›n›n erkek meslektafllar› taraf›ndan engellendi¤inin ifade edildi¤i araflt›rma sonuçlar›
asl›nda di¤er konfederasyonlarda farkl›l›k göstermiyor. D‹SK ve KESK’e ba¤l› sendikalar›n yönetim kadrolar›nda da kad›nlar›n az›nl›kta kald›¤› önemli bir gerçek. D‹SK
ve Türk-‹fl’e oranla KESK’te durum biraz daha iç aç›c› olmas›na ra¤men dünya ortalamas› olan % 46.2 oran›n› yakalam›fl de¤il. SES ve E¤itim-Sen ve ba¤l› bulunan flubelerde kad›n sendikac›lar›n yer ald›¤› KESK’in ‹stanbul fiubeler Platformu Dönem
Sözcülü¤ü gibi önemli bir görevi üstlenmifl bir kad›n sendikac› d›fl›nda KESK henüz
dünya ortalamas›n› 14.6 gibi bir oranla geriden takip ediyor.
Sendikalarda
kad›n›n ad› bile yok!
‹rena Fernandez kimdir?
Anne-babas› ‹ngiliz ‹mparatorlu¤u taraf›ndan Malezya’da tar›mda çal›flt›r›lmak için
getirilmifl bir göçmen k›z›. Göçmen, üstelik
de göçmen kad›n olman›n zorluklar›n› bir
bütün olarak yaflad›. Malezya’da Tenaganita Kad›n Gücü’nün kurucusu-yöneticisi ve
ILPS’nin kurucu üyelerinden. 62 yafl›nda ve
ciddi sa¤l›k sorunlar› olmas›na ra¤men, 30
y›ldan beridir Malezya’da göçmenlerin ve kad›nlar›n haklar› için aktif mücadele etmekteydi.
Malezya hükümetinin tüm sindirme politikalar›na, sald›r›lar›na ra¤men o, 30 y›ld›r
ezilenlerin, yoksullar›n, göçmenlerin ve Malezya kad›nlar›n›n umudu olmaya devam etti.
Tüm bask›lara ra¤men y›lmadan Malezya hükümetinin politikalar›n› teflhir etti. 2005’te,
alternatif Nobel Ödülleri olarak bilinen
Do¤ru Yaflam Ödüllerine lây›k görüldü.
15 Haziran 2008’de Hong Kong’ta, ‹MA
Kurulufl Kongresi’nin aç›l›fl konuflmas›n›
yapan Fernandez, Malezya’da kad›nlar›n tek
bafl›na seyahat etmesini engelleyen yasaya
itiraz edenlerin ve bu yasan›n geri çekilmesi
için yo¤un mücadele edenlerin de bafl›nda da
yer al›yordu.
İşçi-köylü 13
3-16 Ekim 2008
Dünya
Romanya Yeni Komünist Partisi’nin Kafkaslar’a
ilifl
flk
kin aç›klamas›*
Emperyalist
savafl
flllara
ve ifl
flg
gale
karfl
fl››
yürüyüfl
Afganistan 7, Irak iflgali 5.
y›l›na girerken, bu ülkelerin
halklar› üzerinde zulmün ve
bask›n›n hiç eksik olmad›¤›
bir gerçektir. ‹flgaller, fiili olarak askeri güç bulundurmak
ve belli alanlar› kontrol alt›nda tutmak d›fl›nda emperyalistlerin hanesine baflar› ve
kazan›m noktas›nda hiçbir
getiri sa¤layamam›flt›r. Bu
andan sonra da iflgalciler bataktan kurtulma ve süreci en
az zararla kapatman›n hesab›ndalar.
Tüm bu sald›r›lara karfl›
20 Eylül’de Avrupa’n›n birçok yerinde düzenlenen yürüyüfllerin biri de Stuttgart’ta yap›ld›. 6 bine yak›n
kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfle bizler de AT‹F olarak kat›ld›k.
“Emperyalist savafla ve
iflgallere karfl›” pankart›m›z
ve birçok bayrak ve dövizimizle yürüdük. Birçok örgütün ve kurumun kat›ld›¤› yürüyüflte özellikle Alman askerinin Afganistan’daki say›s›n›n art›r›lmas›na yönelik tepkilerin yo¤un oldu¤u görüldü.
(Stuttgart AT‹F)
Ancak, ayn› zamanda Amerikan
emperyalizmi de dünyaya egemen
olma arzusundad›r, kâr ve açgözlülü¤e dayanan bugünkü sistemde sadece; savafl›n geri say›m› olabilir ve
bugün de bunu görmekteyiz. Ulus-
y›llar›n derin krizini geride b›rak›p,
yeni bir büyük-kapitalist s›n›f› ve
zengin bir oligarfli yaratm›flt›r. Bu
oligarfli karfl›l›¤› olan Amerikan oligarflisi gibi, yay›lmay› arzu etmekte
ve bunun sonucu olarak Rusya (RusAl, Evraz, Norilsk vb. flirketler arac›l›¤› ile) Do¤u Avrupa’n›n veya Orta Asya’n›n ya da Afrika’n›n yoksul
ülkelerine ve düflük ölçekte de olsa
bat›l› zengin ülkelere sermaye ihraç
eden önemli bir ülke olmufltur. Rus
kapitalistlerinin, Amerikal›lardan
sonra ikincilik rolü oynama gibi bir
niyetler yoktur...
Romanya Yeni Komünist Partisi, Abhazya ve G. Osetya ayr›l›kç›
bölgeleri için, Rusya ve Gürcistan
aras›nda aç›k savafla dönüflen, Kafkaslardaki artarak devam eden
uzun süreli düflmanl›klardan kayg›
duymakta ve k›nad›¤›n› ifade etmektedir.
Bugünkü savafl, emperyalist
merkezler aras›ndaki çeliflkilerin yani, bölgesel ve dünya çap›nda egemenlik için çat›flan kapitalist güçler
aras›ndaki çat›flmalar›n ifadesi olarak tan›mlanmal›d›r. Amerikan emperyalizmi, Sovyetler Birli¤i’nin da¤›lmas› ile beraber ortaya ç›kan yeni kapitalist Rusya’n›n zay›fl›¤›n› f›rsat bilerek Kafkaslarda, Balkanlarda
ve Orta Asya’da egemen olmaya
dönük ad›mlar atm›flt›r...
Fakat son y›llarda Rusya 90’l›
lararas› kapitalizm bir kez daha, insanl›¤› emperyalistler aras› savafl›n
girdab›na sürükleyecek bir çat›flman›n efli¤inde bulunmakta.
Bugünkü savafl›n sorumlular›n›n
Amerikan ve Rus emperyalistlerinin
Uluslararas› iflçi s›n›f› ve tüm
dünya komünistleri kararl› ve etkin bir flekilde bu emperyalist savafla karfl› durmal›d›r.
Fafl
fliizme geçit yok!
Neo faflist “Pro Köln” inisiyatifinin, uluslararas› faflist bir eylem
olarak planlad›¤› ve tüm Avrupa genelinde yapt›¤› ça¤r›yla gerçeklefltirilmek istenen “anti-‹slam” konferans›, binlerce anti-faflistin eylem
yapmas› üzerine, daha bafllamadan
polis taraf›ndan yasaklanmak zorunda kald›. Polis taraf›ndan yap›lan
aç›klamada, yasaklama nedeni “güvenli¤in sa¤lanamamas›” gösterildi.
Irkç›l›¤a, faflizme ve her türden
ayr›mc›l›¤a karfl› biraraya gelen antifaflistler, erken saatlerden itibaren
konferans›n yap›laca¤›, “Heumarkt”
çevresindeki sokak ve caddeleri iflgal ettiler. Böylece faflistlerin konferans bölgesine gelmesini engelleyen
anti-faflistler, geçmeyi baflaran 50
kadar faflistin etraf›n› kuflatt›lar ve
böylece etkinli¤in yasaklanmas›n›
sa¤lad›lar.
Burjuva medya ise, bir kez daha
“görevini” yerine getirerek, konuyu
çarp›tt› ve olay› “fliddet yanl›s› otonomlar” olarak verdi. Polis sözcüsü
ise, faflistlerin toplanma hakk›n›n
zorla engellenmesinin “kabul edilemez” oldu¤unu söyledi.
Oysa faflistler daha Köln’e girdikleri andan itibaren, taksiler kendilerini tafl›mak istememifl, hiçbir
otobüs flirketi onlar› kentte gezdirmeye yanaflmam›flt›. Sonunda polis
taraf›ndan bir otele götürüldüklerinde ise, otele girdikten 20 dakika
sonra odalar›n› boflaltmak zorunda
kalm›fllard›.
20 Eylül’de gerçekleflen eylemde
oldu¤u aflikard›r. Aç›kças› bugün
karfl› karfl›ya oldu¤umuz, 100 y›l önce, 1. Dünya Savafl›’n›n patlak vermesinin öngününde olanlar›n tekrar›d›r. ABD yüzy›l öncesinin ‹ngiltere’sine, Rusya ise Almanya’ya benzemektedir...
Uluslararas› iflçi s›n›f› ve tüm
dünya komünistleri kararl› ve etkin
bir flekilde bu emperyalist savafla
karfl› durmal›d›r. Dünya iflçi s›n›f› neden ne olursa olsun hiçbir flekilde
bugünkü emperyalist savafl›n taraflar›ndan birini tercih etmemelidir. Enternasyonal proletarya ve komünist
hareket kararl› ve etkin bir biçimde
her iki tarafa karfl› durmal›d›r.
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
*Yaz› 20 Eylül 08 tarihli YKP
(M-L)’nin gazetesi “Proletarya Bayra¤›”ndan Türkçe’ye çevrilmifltir.
tafl›nan pankartlarda, halklar›n kardeflli¤ini içeren sloganlar›n yan› s›ra,
“Tüm faflist örgütler yasaklans›n” sloganlar› yer al›rken, eyleme
çok say›da ilerici-devrimci kurum ve
baflta AT‹K olmak üzere, çok say›da
göçmen örgütü de kat›l›m sa¤lad›.
Eylemde at›lan sloganlar ise flunlard›: “Anti-‹slam Kongresine ve
faflizme hiçbir yerde geçit verme!”, “Bütün faflist partiler ve örgütler kapat›ls›n!”, “Emperyalizme, faflizme ve her türden gericili¤e hay›r!”, “Yaflas›n enternasyonal dayan›flma ve halklar›n kardeflli¤i!”
DBKP (M-L)-K›z›l Bayrak Genel Sekreteri katledildi
Geçti¤imiz Temmuz sonlar›nda
polisin aç›klamas›yla ortaya ç›kan
habere göre Do¤u Bengal Komünist
Partisi-K›z›l Bayrak Genel Sekreteri
Dr. Mizanur Rahman Tutul,
Dakka yak›nlar›nda bulunan Naogaon bölgesinde ç›kan çat›flma sonucu
katledildi. Polisin yapt›¤› aç›klamaya
göre, Tutul’un da aralar›nda bulundu¤u bir grubun toplant› yapt›klar›
alan bas›lm›fl ve özel birimlerle
(RAB) komünistler aras›nda ç›kan
çat›flma sonucu Tutul öldürülmüfltür. Fakat Tutul’un annesinin daha
katledilmeden yapt›¤› aç›klama ise
polisin iddialar›n› yalanlamakta. Annesi, o¤lunun sa¤ olarak yakaland›¤›n›, sorgulama sonucunda ise katledildi¤ini belirtti.
Genel
Sekreter
Tutul’un
katledilmesini baflta Asya Komünist
partileri ve örgütleri olmak üzere
Bangladefl’te bulunan insan haklar›
örgütleri yapt›klar› aç›klamalarla k›nad›.
1959 y›l›nda do¤an Tutul, illegal
faaliyete geçmeden önce doktorluk
mesle¤ini yürütüyordu. 2006 y›l›nda
katledilen parti sekreterinden sonra
katledildi¤i güne kadar bu görevi yürütüyordu.
Bangladefl, Asya’n›n en yoksul
ülkesi. Bir tarafta milyonlarca yoksul yaflarken, di¤er taraftan ise küçük bir az›nl›k ülkenin zenginliklerini
paylaflmakta. ‹ktidarlar›n› korumak
isteyen bu küçük az›nl›k, sahip oldu¤u mafya, devlet ve askerin zoruyla
genifl halk y›¤›nlar›n› sürekli bask› al-
t›nda tutmaya çal›flmakta. Bu bask›ya karfl› ise özellikle ülkenin do¤u
bölgesinde Maoist hareketin etkisinde geliflmekte olan bir silahl› mücadele bulunmakta. Halk›n isyan›n›
tetiklemesinden korkulan bu silahl›
mücadeleyi bast›rmak için ise komünist önderler ve devrimciler katledilmekte.
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
‹sviçre’de iflçi s›n›f› ve emekçilere yönelik sald›r› ve hak gasplar›na
en fazla maruz kalan göçmen emekçilere dönük sald›r›lara karfl› durmak ve kamuoyunda duyarl›l›k yaratmak amac›yla 13 Eylül 2008 tarihinde bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Yürüyüfle yaklafl›k
2.500 kifli kat›ld›.
“K⤛ts›zlar” diye nitelendirilen, kal›c› bir oturum iznine
sahip olmayan göçmenlere oturum
hakk›n›n tan›nmamas›n› protesto
etmek amac›yla “Bleibe Recht”
ad› alt›nda oluflturulan Platform ta-
raf›ndan düzenlenen yürüyüfle,
‹DGP bileflenlerinden ‹T‹F de aktif
bir flekilde kat›ld›. Yeni göçmenlik
ve iltica yasalar›yla sald›r›lar›n›
art›ran ‹sviçre tekelci sermayesi,
Evrensel Bak›fl
Baflka bir dünya mümkün, ama nas›l?
“Baflka bir dünya mümkün”
slogan› etraf›nda toplanan “sosyal
hareketler”, 17-20 Eylül tarihleri
aras›nda, Avrupa merkezli olarak
bir kez daha biraraya gelerek, dünya
meselelerini “tart›flt›lar”!
Avrupa Sosyal Forumu olarak
gerçeklefltirilen faaliyet bu y›l ‹skandinavya’n›n Malmö kentinde organize edildi. Toplant› için yola ç›kanlar,
kendi anlat›mlar›na göre, Malmö’ye
vard›klar›nda hayli hayal k›r›kl›¤›na
u¤ram›fllar. Kentin hiçbir yerinde
sosyal foruma iliflkin ne bir afifl, ne
bir iflaret, hiçbir ize rastlanmad›¤›ndan “yak›n›l›yor” bu anlat›mlarda.
‹skandinavya’n›n “sosyal demokrat”
hükümeti “ne yapacaksan›z gözlerden ›rak yap›n, fazla ortal›kta dolaflmay›n” yaklafl›m› sergiledi¤i için, sosyal forumcular da buna
uygun hareket etmek zorunda kalm›fllar!
Forumdaki tart›flmalar, 10 ana
temada gerçeklefltirilmifl. Ve bu tart›flmalara iliflkin forumun bitiminde
yap›lan aç›klamalara, yay›nlanan belgelere bakt›¤›m›zda görüyoruz ki,
sosyal forumcular dünya meselelerini yine bir kez daha, gerçek zemininden kopararak ele alm›fllar. Bu
gerçeklikten uzak ele al›fl ise beraberinde yine çözümü de¤il, çözümsüzlü¤ü getirmifl. Böylece
sosyal forumcular (her defas›nda oldu¤u gibi) bu birkaç günde “sosyalleflmenin”, -(kendi anlat›mlar›yla)
kahve sohbetlerinde yeni arkadafll›klar kurman›n ötesine geçememifller.
Sosyal forumlar›n, bunlara yön
veren anlay›fltan kaynakl› olarak, bunun, yani “sosyalleflmenin” ötesine
geçemeyece¤i ise, daha önceki toplant›lar sonras› yap›lan de¤erlendirmelerde, forumun savunucular›-kat›l›mc›lar› taraf›ndan da dile getirilmiflti. Son gün yap›lan yürüyüflte de-
flarj olmufllu¤un verdi¤i “hazla” (veya gazla) yaz›lan-çizilenler de, forumun bugün halklar›n karfl› karfl›ya
oldu¤u sald›r›lar› bertaraf edecek
bir yönelimi önüne koy(a)mad›¤› (ve
de koyamayaca¤›) gerçekli¤ini gizleyemiyor. Toplant›n›n sonucunda ortaya ç›kan 4 maddelik sonuç bildirgesi, NATO’ya, BM’ye, iklim de¤iflikliklerine karfl› protesto gösterileri örgütleme hedefinden baflka bir
vaatte bulunmuyor. “‹nsan haklar›”
ve “bar›fl” söylemlerinin s›kça yer
ald›¤› forum aç›klamalar› ise, bunlar›n nas›l tesis edilece¤ine, örne¤in
bar›fl›n nas›l gelece¤ine ve de kiminle nas›l bir bar›fl sorular›na dair somut bir cevap içermiyor, mu¤lâk bir
“mücadele etmek” yaklafl›m›n›n
ötesine geçemiyor.
Oysa Ortado¤u’daki iflgallerin
de tart›fl›ld›¤› iddia edilen forumun
topland›¤› günlerde, emperyalist iflgallerin giderek daha genifl bir co¤rafyaya yay›lmaya çal›fl›ld›¤›na flahit
oluyoruz.
Kimlerin yapt›¤› noktas›ndaki flaibeler hala ayd›nlat›lmam›fl olan, ancak tüm bulgular›n CIA’n›n parma¤›n› iflaret etti¤i 11 Eylül sald›r›lar›n›n
Filipinler-Quenzon City’deki üniversitede, 200 akademisyen ve çal›flan, ald›klar› düflük ücretleri protesto etmek için eylem yapt›. Maafllar›na % 10 zam isteyen üniversite
çal›flanlar›, iki ay önce de ayn› taleple protesto eylemi gerçeklefltirmifl ve kendilerine ücret art›fl› sözü verilmiflti. Üniversite çal›flanlar›, verilen sözün yerine getirilmemesi üzerine tekrar eylem yapt›.
BANGLADEŞ
Bangladefl’te dinmek bilmeyen eylemler
ve grevler nedeniyle tekstil fabrikalar›n›n etraf›, askerler ve polisler taraf›ndan kuflat›ld›.
Böylelikle grevlerin engellenmesi hedeflenirken, tüm bu yo¤un bask›lara karfl›n grevlerin
önüne geçilemiyor. Grev ve eylem dalgas›n›n
en somut nedenini ise, durmak bilmeyen fiyat art›fllar› oluflturuyor. Fiyat art›fllar› ise,
tekstil sektöründe çal›flanlar›n % 90’›n› oluflturan kad›n iflçilerin yeterince beslenememesini getirmekte, kad›n iflçiler açl›k s›n›r›n›n
alt›nda yaflamaya mahkum edilmekte.
ENDONEZYA
Endonezya’da faaliyet gösteren PT Adetex firmas›nda çal›flan 300 kad›n iflçi, y›ll›k
primlerinin kesintisiz ödenmesi için greve
ç›kt›lar. Firma Nisan ay›nda 800 çal›flandan
300’ünün primlerinde % 50 kesinti yapm›fl ve
yasalara ayk›r› olarak, alacaklar› primin sadece yar›s›n› ödemiflti.
İRAN
‹ran hapishanelerindeki Kürt politik tutsaklar 25 A¤ustos’tan bu yana süresiz açl›k
grevindeler. PKK ve PJAK davas› tutsaklar›
“Yaflamak direnmektir” fliar›yla gerçeklefltirdikleri açl›k greviyle birlikte en baflta da,
8 Kürt gazeteci ve insan haklar› savunucusunun idamlar›n› engellemeyi hedefliyorlar.
Tutsaklar ayr›ca, Urmiye, Kirmanflan,
Tahran ve di¤er kentlerdeki hapishanelerde
tutsaklara dönük gerçekleflen iflkenceleri
protesto ediyorlar. Avrupa’n›n birçok kentinde de, tutsaklar›n açl›k greviyle dayan›flma amac›yla çok say›da eylem gerçeklefltirilmekte.
MAKEDONYA
Bu gerçekli¤i gündemine alan
federasyonumuz ‹T‹F, platformun
düzenledi¤i yürüyüfle güncel pankart›, ILPS-AT‹K ve IMA (Uluslararas› Göçmenler Birli¤i) flamalar›yla
aktif kat›l›m sa¤lad›. Yürüyüfl boyunca Almanya’da
uluslararas› hukuka ayk›r› bir flekilde tutuklanan
Önder Dolutafl’la ilgili AT‹K taraf›ndan ç›kar›lan broflürler de da¤›t›ld›.
‹T‹F (‹sviçre Türkiyeli ‹flçiler Federasyonu)
kk›”
“Herkese oturma ha
yerli ve göçmen iflçi s›n›f›n› karfl›
karfl›ya getirmekte, ›rkç› yönelimini, uygulad›¤› politikalarla kitlelere
kan›ksatmaya çal›flmakta ve bu
do¤rultuda ciddi sonuçlar da almaktad›r.
FİLİPİNLER
hemen ard›ndan, sald›r›lar›n sorumlusu oldu¤u iddia edilen El Kaide’yi
ortadan kald›rma iddias›yla iflgal edilen Afganistan iflgali, giderek Pakistan s›n›rlar›n›n içine kaymaya bafllam›fl bulunuyor.
Kafkaslar’da k›z›flan hegemonya
çat›flmalar›na paralel olarak geliflen
bu durum, kaybedildi¤i tüm yetkili
a¤›zlardan itiraf edilen iflgal politikas›n›n, ABD’de iyice dibe vuran ekonomik krize ba¤l› olarak, son bir can
havliyle denecek biçimde geniflletilmeye çal›fl›ld›¤›n› gösteriyor.
ABD emperyalizmi, “terörle
mücadele” konseptinin bölgedeki
en s›k› müttefiki konumundaki Pakistan’a dönük, uzunca süredir gündeme getirdi¤i müdahale tehditlerini hayata geçirir bir görüntü çiziyor.
ABD emperyalizminin, Afganistan’daki iflgal güçlerine oldukça “zor
anlar” yaflatan Taliban’›n, Pakistan
topraklar›ndan beslendi¤i gibi bir iddiayla, son günlerde birbiri ard›na
gerçeklefltirdi¤i bombard›manlarda
ise yine masum halk katlediliyor.
ABD’nin, Pakistan s›n›r bölgelerini Afganistan savafl›n›n uzant›s›
olarak ilan etmesiyle yo¤unluk kaza-
Makedonya hükümetinin, IMF ve DB’n›n
zoruyla ç›karmaya çal›flt›¤› yeni ifl yasas› çal›flanlar ve ba¤l› olduklar› sendikalar taraf›ndan protesto ediliyor. Özellikle de Makedonya Metal ‹flçileri Sendikas› SIER, hükümetin yeni yasa önerisine karfl› bir dizi grev
ve eylem karar› ald›. Yeni yasa, çal›flanlar›n
y›ll›k ücretli izinlerini 26 günden 20 güne çekerken, ifl sözleflmelerinde de bir dizi hak
gasp›n› içeriyor.
VİETNAM
Vietnam’›n Danang kentinde faaliyet
gösteren giyim fabrikas› Valley View’de çal›flan 1400 kad›n iflçi, 11 Eylül’den beri grevde. Kad›n iflçiler fiyat art›fllar›n› protesto etmenin yan› s›ra, yemek üretlerinin art›r›lmas›n› talep ediyorlar. Ayr›ca Ho fii Minh kentinde bulunan Daewoong giyim firmas›n›n
400 kad›n iflçisi de ücret art›fl› talebiyle greve ç›kt›. ‹flçilerin ayl›k ücretleri sadece 56
ABD Dolar›.
nan süreç, ABD iflbirlikçisi Pakistan
yönetimini, kendi halk›n›n gözündeki meflrutiyetini yitirmeme çabas›na
ve de buna ba¤l› olarak, ABD’ye
“kafa tutma” pozisyonuna itti. Ancak bu “kafa tutma” pozisyonu, Pakistan’›n 11 Eylül’ü olarak adland›r›lan, yüzden fazla insan›n yaflam›n› yitirdi¤i, yüzlercesinin de yaraland›¤›
Marriot oteli patlamas›yla tekrar
de¤iflikli¤e u¤ramakta gecikmedi.
Olay›n akabinde, ABD beslemesi
“bay yüzde 10” Zerdari, daha önceleri oldu¤u - ve de efli Benazir
Butto- gibi, terörizmle mücadelenin öneminden ve ABD olmadan bu
savafl›n kazan›lamayaca¤›ndan söz
etmeye bafllad›.
“ABD’nin gerçek niyeti ne?” gibi
bir soruyu da beraberinde getiren
bu son duruma iliflkin ise çok say›da
yorum ortada dolaflmakta. Bu yorumlardan yabana at›lmayacak olanlardan biri, ekonomik-siyasal krizin
içinde debelenen ABD’nin, Pakistan’da ülkenin nükleer silahlar›na el
koymas›n› dünyan›n gözünde hakl›
gösterecek düzeyde bir istikrars›zl›k
yaratmaya çal›fl›yor olmas›. ‹kinci teoriye göreyse, NATO’nun Avrupa-
Atlantik bölgesinin ötesine geçerek
Asya’da Çin s›n›r›na kadar uzanan
kal›c› bir varl›k oluflturmay› amaçlamas›. Bu durumun, Pakistan ve Afganistan halklar› baflta olmak üzere,
bölgedeki di¤er ülkeler ve halklar
aç›s›ndan kabul edilebilir olmamas›
halinde ise (ki olmayaca¤› kesin)
NATO’nun “bir güvenlik unsuru” olarak varl›¤›n› meflrulaflt›rmak
için tüm bölgede sürekli bir savafl ve
kargafla ortam› yaratmaya çal›flacak
olmas›. Bu arada ABD’nin, Pakistan’dan birkaç küçük devletçik daha
yaratma amac› güttü¤ü de yine varsay›mlar aras›nda.
K›sacas›, emperyalistlerin hegemonya mücadelesine ve de ya¤ma
ve talan›n art›r›lmas›na dayal› iflgal
savafllar›, halklar›n baflka bir dünya
yaratma mücadelelerini de tetikleyerek geniflleme e¤ilimi gösteriyor.
Halklar›n kan-can pahas›na yürüttü¤ü bu mücadeleler ise asl›nda, “baflka bir dünya mümkün” fliar›n›, salon
toplant›lar›na, halklar›n mücadelelerini de sistem içine hapsetmeye çal›flan anlay›fllara, baflka bir dünyan›n
nas›l yarat›laca¤›n› da gösteriyor.
Tabii görmek isteyenlere!
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
3-16 Ekim 2008
Sirkeci hamallar›ndan bugüne; Bir direnifl öyküsü...
çi-köylü, emekçi ve devrimciler dara¤açlar›nda iflkencehanelerde can
vermektedir. Bu zulüm f›rt›nas›nda
her fleye ra¤men direnifl bir köz olarak da olsa yanmaya devam edecektir. Devrimci tutsaklar isyan›n rengini unutmaz, unutturmaz.
‹flçilerin ellerinde
koca bir dünya…
Direnifl ve mücadele her daim
zulme u¤rayan, bask› gören emekçilerin yüre¤inde ve bilincinde boy
vermifltir.
Osmanl›’n›n sömürüsü alt›nda
inleyen yoksul köylüler toprak talebi ile defalarca bafl kald›rm›fl, fieyh
Bedrettinlerle Baba ‹shaklarla zalimlere korku salm›flt›r. Osmanl›’da sanayinin geliflmesi ile birlikte yo¤un
bir sömürüye maruz kalan iflçiler
tüm engellemelere ra¤men birçok
grev ve direnifl örgütlemifltir. Bask›n›n ve zulmün oldu¤u yerde direnifl
de filizlenmekte boy vermektedir.
Tarihimiz, iflçi s›n›f›n›n daha iyi
bir yaflam için mücadele verdi¤i çok say›da örnekle doludur.
Sömürüye karfl› eme¤ini savunan iflçiler ard›llar›na mücadele gelene¤i
b›rakt›.
Sirkeci hamallar›n›n
yürüdü¤ü yoldan…
1872’de Sirkeci’de ifl b›rakarak
greve giden Sirkeci hamallar›n›n tafl›d›¤› direnifl meflalesi 1876’da binlerce
tramvay iflçisinin elindeydi bu defa.
1900’lerle birlikte iflçi cemiyetlerinde yaflanan art›fl ile direnifl ve örgütlülük bilinci daha genifl bir kesime
ulaflt›. Cumhuriyetin kurulmas› ile
birlikte birçok demiryolunda yaflanan grev ve direnifllere, tütün iflçilerinin mücadelesine azg›nca sald›ran
Kemalistler, iflçi s›n›f› hareketine
a¤›r darbeler indirdi.
1940’l› y›llara kadar sessiz kalan
iflçi s›n›f› hareketi II. Paylafl›m Savafl›’n›n ard›ndan k›p›rdanmaya bafllad›.
On y›llar›n biriktirdi¤i öfke patlamak
üzeriydi. Dipten gelen dalga kendini
yüzeyde hissettirmeye bafllam›flt›.
1950’li y›llarla birlikte iflçi direnifllerindeki ciddi art›fl art›k “herkesin”
dikkatini çekiyordu. 1960’larda Kavel Direnifli ile önemli bir dönemeç al›nm›fl, iflçi s›n›f›n›n sendikal
örgütlenmesinde önemli kazan›mlar
elde edilmiflti. ‹flçi s›n›f› kendi kahredici gücünün fark›na var›yordu art›k.
Çoktand›r hareketin içinde kavga bayra¤›n› yükselten G›slaved lastik iflçileri de bir ad›m daha ileri ç›kar. 12 Ekim 1970’te oturma eylemi
düzenler. Ve fabrikay› iflgal ederler.
Eyleme sald›ran polis iflçileri zorla
d›flar› ç›kar›r. Yaflanan direnifl s›ras›nda bir iflçi polis taraf›ndan katledilir, 50 iflçi yaralan›r. Ancak bu kavga burada kalmayacakt›r…
Gençlik hareketi ile birleflen,
onunla kaynaflan iflçi s›n›f› hareketi
meydanlar› sars›yordu. ‹flçi s›n›f›n›n
yüre¤ini ve bilincini coflkulu bir rüzgârla dolduran bu hareket zalimlere
so¤uk terler döktürüyordu. Buna daha fazla “sessiz” kalamazlard›. Ve hemen hareket geçerler; 71 darbesi ile
postal izleri fabrikalarda boy gösterir.
‹flçi s›n›f›na ›fl›k tafl›yanlar öldürülür, dara¤açlar›nda salland›r›l›r önce.
Öncüler imha edilerek iflçi s›n›f›na,
emekçilere gözda¤› verilir. Ancak
askeri cunta; öfkesini, ac›s›n› on y›llard›r içinde tafl›yan iflçi s›n›f› ve
emekçileri susturmay› baflaramaz.
Cuntaya ra¤men s›n›f sokaklara yeniden dökülür.15-16 Haziran’da tarihe silinmeyecek bir direnifl b›rak›r.
Korku çemberine
inat...
G›slaved iflçilerinin direnifli 12
Mart faflist cuntas›na ra¤men sürer.
Cuntan›n ard›ndan sessizli¤i ilk bozan yine onlar olur. ‹lk grev 1974 y›l›nda G›slaved iflçileri taraf›ndan Lastik-‹fl Sendikas›’n›n öncülü¤ünde
gerçeklefltirilir.
Art›k buz k›r›lm›fl yol aç›lm›flt›.
1972 y›l›nda Sümerbank’a ba¤l›
226 ma¤azada toplam 1300 iflçiyi
kapsayan grev karar› al›n›r. 13 Ekim
1972’de ‹stanbul, ‹zmir, Bursa, Bal›kesir ve Konya’daki 20’yi aflk›n Sümerbank ma¤azas›nda kademeli olarak grev uygulamas›na geçilir. 8 gün
devam eden grev kazan›mla sonuçlan›r. Tez Büro-‹fl’in öncülü¤ünde Garanti Bankas›’nda greve ç›k›l›r. 46 iflyerinde yaklafl›k 900 iflçinin, Eylül
1976’da bafllatt›¤› grev, 4 Ekim
1976’da kazan›mla sona erer.
Ard›ndan 80 darbesi ile iflçi s›n›f›n›n barikat barikat çat›flarak kazand›¤› haklar› gasp edilir. Ülke adeta
bir cehenneme dönüfltürülür.
Hapishaneler dolup taflmakta, ifl-
80’lerin ortas›ndan itibaren iflçi
s›n›f› biriktirdi¤i öfkesini direnifl ve
grevlerle ad›m ad›m alanlara tafl›r.
Ulusal kurtulufl hareketinin 84’te
yapt›¤› ç›k›fl ile da¤ bafllar›nda direnifl
ateflleri yak›l›r.
‘89 bahar eylemleri ile gündeme
tüm a¤›rl›¤›n› koyan iflçi s›n›f› yeniden sahnededir art›k.
90’l› y›llar boyunca grevlerle hak
ve özgürlükleri için, insanca yaflanacak bir ücret için iflçi s›n›f› mücadele
mevzilerini doldurur. Kamu emekçileri de bu kavgada art›k daha güçlü
var›m diyordu bu y›llarda. 2000’li y›llara gelindi¤inde iflçi s›n›f› hareketinde yaflanan ciddi düflüfl dikkatleri çeker. Direnifl yine parça parça yaflanan grevler ve ifl b›rakma eylemlerinde yaflayacakt›r.
‹flçi s›n›f›, tarihi boyunca say›s›z
yenilgi alm›fl ancak hiçbir zaman mücadeleden vazgeçmemiflti. Yenilgilerin yan›s›ra zafer ve kazan›mla sonuçlanan çok say›da direnifl ve grev
deneyimi de yaflam›flt›.
Köz harlan›yor….
Direnifl meflalesi flimdi Antalya
Organize Sanayi Sitesi’nde kurulu
bulunan Novamed fabrikas›nda çal›flan kad›n iflçilerin elindeydi.
‹flçiler insanca yaflam koflullar›
ve yaflanabilir bir ücret için sendikaya üye olarak direnifle geçti.
Petrol-‹fl Sendikas›’na üye olan
82’si kad›n 84 iflçinin 448 gün süren
direnifli zaferle sonuçland› ve patron
sendikay› kabul etmek zorunda kald›.
Türkiye’de organize sanayi bölgelerinde gerçeklefltirilerek zaferle
sonuçlanan ilk grev olma özelli¤i tafl›yan Novamed direnifli kad›nlar›n
direnifli ile ad›n› duyurdu. 82 kad›n
ve iki erkek iflçi tüm bask›lara ve engellemelere ra¤men direnifli kararl›l›kla sürdürüp sendikal› oldu.
‹flçi s›n›f› zafer hanesine Novamed’i de ekleyebilirdi flimdi.
Türk Hava Yollar› ile Hava-‹fl
Sendikas› aras›nda yürütülen Toplu
‹fl Sözleflmelerinin t›kanmas› ve sendikan›n direnifl karar› almas› ile s›n›f
hareketi yeniden grevi ancak bu defa daha genifl bir kesimle tart›flmaya
bafllad›. Aradan birkaç ay geçmeden
özellefltirilerek uluslararas› bir flirkete sat›lan Türk-Telekom ile Ha-
ber-‹fl Sendikas› aras›nda yap›lan görüflmelerin anlaflmazl›kla sonuçlanmas› üzerine Haber-‹fl Sendikas› da
16 Ekim 2007’de grev ilan etti.
26 bin 680 çal›flan›n Haber-‹fl
Sendikas›’nda örgütlü bulundu¤u
Türk-Telekom’da bafllayan grev, ülke gündemine bomba gibi düfltü.
Türk-Telekom tarihindeki bu ilk
grev ile haberleflme sistemleri
önemli oranda felç oldu. Cep telefonlar› flebekesi, internet ulafl›m› büyük oranda zay›flad›.
Greve egemenlerin tepkisi gecikmedi. Birçok ilde tafleronlar› fiber
optik kablolar› keserken suçüstü yakalayan iflçiler sald›r›ya u¤rad›. Gözalt›na al›nan iflçiler “vatana ihanet”
iddias› ile tutukland›. 44 gün süren
grev iflçi s›n›f›na önemli bir moral
kayna¤› oldu.
Çeflitli illerde sendikalar›n gerçeklefltirdi¤i eylemlerle dayan›flmada
bulundu¤u grev, egemenlere korku-
lu anlar yaflatt›. Grev, tüm karalamalara ra¤men kamuoyunun yo¤un
deste¤i ile kazan›mla sonuçland›.
Çin Devrimi’nin en önemli dönemeçlerinden birini oluflturan
Uzun Yürüyüfl tarihte efli benzeri
görülmemifl bir harekât olarak haf›zalara kaz›nd›.
Çin Komünist Partisi’nin önderli¤inde geliflen Çin Devrimi’nin geliflip güçlenmesi ve kurtar›lm›fl bölgeler infla etmesi Çin egemenlerine
kâbus dolu günler yaflat›yordu.
Çin’in toprak a¤alar›n›n ve
kompradorlar›n›n sözcüsü
Çan Kay-fiek Çin Komünist Partisi’nin önderli¤inde genifl halk y›¤›nlar› ile
kaynaflan ve gücünü giderek art›ran K›z›l Ordu’yu
yok etmek için haz›rl›klara
giriflti.
K›z›l Ordu’nun üslendi¤i Kiangsi’deki kurtar›lm›fl
alanlara kontrgerilla sald›r›lar› ile bafllat›lan harekât,
zaman içinde büyük bir kitle katliam›na dönüfltü. On
binlerce köylünün evleri
yak›ld›. Kurtar›lm›fl alanlar›n etraf›ndaki tüm köyler boflalt›ld›.
ÇKP, Mao’nun itirazlar›na ra¤men K›z›l Üsleri terk etmek yerine
geri çekilmeden, alan› koruma stratejisi izleyerek Çan Kay fiek’in güçleri ile savaflt›. Ancak say›ca üstün ve
ikmal sorunu olmayan Çan Kay
fiek’in ordusu K›z›l Ordu’nun etraf›n› kuflatm›flt›.
K›z›l Ordu çemberi yarmak ve
imhadan kurtulmak için bir harekât
düzenlemek zorunda kald›. 120 bin
kiflilik K›z›l Ordu ve on binlerce
köylünün kat›ld›¤› yürüyüfl böylece
bafllam›fl oldu. Baflkan Mao Çin
Devrimi’nin anahtar› konumundaki
K›z›l Ordu’nun korunmas› için böyle bir harekât› zorunlu görüyordu
Böylece tarihe flanl› Uzun Yürüyüfl olarak geçecek ve Çin Devrimi’nin en önemli kilometre tafllar›ndan birini oluflturacak olan yürüyüfl
bafllam›fl oldu. Uzun Yürüyüfl ile K›z›l Ordu karla örtülü da¤lardan,
stratejik geçitlerden, aman vermez
›rmaklardan geçti ve daha önce ayak
Biz buraday›z,
gelece¤imiz için
Türk-Telekom’la canlanan atmosfer Sosyal Güvenlik Yasa Tasar›s›’n›n Meclis’e gelmesi ile daha da
›s›nd›.13–14 Mart’ta Türkiye’nin
dört bir yan›nda soka¤a dökülen on
binler gelece¤ine sahip ç›kaca¤›n›
hayk›rd›. 6 Nisan’da Kad›köy’de iflbirlikçi, sar› sendika a¤alar›na ra¤men toplanan 50 bin kifli “Biz buraday›z” diyordu.
GSS’nin yaratt›¤› atmosfer içinde
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ile
görüflmelerin t›kanmas› üzerine Belediye-‹fl Sendikas› grev karar› ast›.
Belediye-‹fl Sendikas›’na üye binlerce iflçi, elektrikten suya, do¤algazdan ulafl›ma kadar yap›lan zamlara
ra¤men iflçilere zam yap›lmamas›n›
protesto etti.
Edirnekap›’dan Büyükflehir’e yürümek isteyen iflçilere polis sald›rd›
birçok iflçi yaraland›. Polis engeline
ra¤men iflçiler yürüyerek Büyükflehir’in önüne geldi ve grev karar›n› ast›. Yapt›klar› eylemlerle greve haz›rlanan iflçiler, Büyükflehir Belediyesi’ne
geri ad›m att›rmay› baflard›. 4 bin iflçiyi kapsayan görüflmeler son y›llar›n
en iyi T‹S’ini imzalanmas› ile sonuçland›. Ard›ndan grev karar› asan
Genel-‹fl Sendikas›’n›n talepleri de
kabul edilerek kazan›mla sonuçland›.
Direnifl atefli, kazan›mla sonuçlanan birçok mücadelenin morali ile
yanmaya devam ediyor. ‹flçi s›n›f›,
flimdi Unilever, Uno, E-Kart’ta gelece¤ine dört elle sar›l›yor, DESA, TEGA, Yörsan’da direnifl türküleri söylüyor. T›pk› daha önce yapt›¤›
gibi...
sürüklendi, karl› da¤larda buz kesti,
çat›flmalarda öldürüldü, açl›k, yorgunluk ve hastal›ktan yaflam›n› kaybetti.
K›z›l Ordu’nun Zunyi’ye
ulaflmas› ile sona eren yürüyüfl,
K›z›l Ordu’nun büyük bir yenilgiyi büyük bir zafere dönüfltürmesine tan›k oldu. K›z›l Ordu
Uzun Yürüyüfl boyunca yaratt›¤›
kahramanl›klarla Çin
halk›n›n büyük sayg›s›n›
kazand›. Yol boyunca
siyasi çal›flmalar›n› aksatmayan K›z›l Ordu, bu kaç›fl› büyük bir propaganda arac› haline getirmeyi baflard›. Uzun Yürüyüfl boyunca K›z›l Ordu geçti¤i 12 eyalet
boyunca köylülere kendini tan›tt›,
onlar›n sorunlar›n› dinledi. Uzun
Yürüyüfl K›z›l Ordu’nun Çin halk› ile
etle t›rnak gibi bütünleflmesine büyük hizmet etti. ‹syan ve direnifl tohumlar›n› her ad›mda Çin halk›n›n
bilincine ekti. Tüm bunlar›n yan›nda
Çin Devrimi’nin gerçek önderlerini
de ortaya ç›kard›. Okuma yazmas›
olmayan binlerce Çin köylüsü bu
yürüyüfl boyunca ald›¤› görevlerde
siyasi olarak geliflerek Çin Devrimi
boyunca birçok önemli sorumlulu¤a
geldi.
Yürüyüfl, Baflkan Mao’nun
Halk Savafl› stratejisinin do¤rulu¤unu gösterdi, onun önderlik
yeteneklerini a盤a ç›kard›.
Uzun Yürüyüfl ile Çin Devrimi Baflkan Mao’nun stratejisi do¤rultusunda geliflim kaydetmeye bafllad›. Baflkan Mao’nun önderli¤inde Çin Devrimi’nin en önemli dönemeçlerinden biri haline geldi.
..
Bir tohum makinesi.
bas›lmayan topraklar› katetti. Yaklafl›k 12.500 km’lik, yani yaklafl›k Pekin
ile Paris aras›ndaki bir mesafeyi yürüyerek geçti.
Yolculuk boyunca do¤an›n zorlu
koflullar›n›n d›fl›nda ayn› zamanda
Çan Kay-fiek’in sürekli takibi ve sald›r›lar› ile mücadele etmek zorunda
kald›.
Ekim 1934’ten 1935’e kadar süren yürüyüfl boyunca K›z›l Ordu büyük kay›plar verdi. 120 bin kifli ile
bafllayan yürüyüflün sonunda K›z›l
Ordu’nun gücü 20 bine düfltü. On
binlerce K›z›l Ordu eri ›rmaklarda
Kültür-sanat
Gazetecilik Ödülleri Apê Musa’dan
Diyarbak›r’›n Seyrantepe Semti’nde 20 Eylül 1992 tarihinde kurflunlanarak öldürülen Gazeteci-Yazar Musa Anter için her y›l verilen gazetecilik
ödülleri 16. y›l›nda memleketi Nusaybin’de bir törenle sahiplerine verildi.
Ödül töreni, yak›n arkadafllar›n›n
anlat›m› ile Apê Musa’n›n hayat›n› anlatan ve Cihan fien taraf›ndan kaleme al›nd›¤› “Araf” isimli oyunun prömiyeri ile bafllad›. Ayd›n Orak taraf›ndan sahnelenen oyunda Apê Musa’n›n görüntülerinin yer ald›¤› sinevizyon gösterimi de sunuldu.
Tiyatro ve sinevizyon gösteriminin
ard›ndan 2008 Musa Anter ve Özgür Bas›n fiehitleri Ödülleri, yar›flmada
dereceye girenlere verildi. Düzenlenen yar›flmada ödüllerini alan gazeteciler, Apê Musa’n›n kalemini yerde b›rakmayacaklar›n› belirtti. Apê
Musa flahs›nda yaflam›n›
yitiren tüm gazeteciler
ve demokrasi flehitleri
ad›na sayg› duruflu ile
bafllayan törenin aç›l›fl›n›
yapan Azadiya Welat Gazetesi köfle yazar› Adil
Zozanî’nin konuflmas›n›n ard›ndan
desteklerinden dolay› Nusaybin Belediye Baflkan› Mehmet Tanhan’a teflekkür plaketi verildi. Yap›lan konuflmalar›n ard›ndan yar›flmada dereceye
girenlere ödülleri verildi. Kürtçe habercilik dal›nda “Gaziyên dewletê
bi komkirina çopê debara xwe
dikin” adl› haberiyle birinci olan D‹HA muhabiri M. Ali Ertafl’a ödülünü
Kürt Enstitüsü Baflkan› Sami Tan verdi. Türkçe haber dal›nda 27 Temmuz’da ‹stanbul Güngören’de meydana gelen ve baflta AKP hükümeti ve di¤er yetkililer ile medyan›n daha ilk
günden PKK’ye mal etti¤i patlaman›n
ard›ndaki gerçekleri a盤a ç›karan haberleri nedeniyle D‹HA muhabirlerinden F›rat Ça¤›n, Uygar Gültekin
ile Evrensel Gazetesi muhabiri Ceren
Saran’a ödülünü DTP Eflbaflkan› Emine Ayna verdi. Foto¤raf dal›nda Pafla
‹mrek, karikatür dal›nda Mehmet
Ali Günefl de ödüllerini alk›fllar eflli¤inde ald›.
(H. Merkezi)
Munzur Çevre Derne¤i çevresine
sahip ç›k›yor
28 Eylül Pazar günü, çevre sorunlar›n› ele ald›¤› bir dayan›flma gecesi düzenledi. “Munzur vadisi
milli parkt›r, dokunulmas› yasakt›r”, “Munzur’da, Bergama’da ve
Kazda¤lar›nda siyanürlü alt›n iflletmecili¤ine hay›r”, “Nükleer enerji
kullanmaktansa mum ›fl›¤›na raz›y›z” vb. pankartlar›yla salon süslendi. Etkinlik, Munzur’un do¤al tarihi ve direnifl gelene¤ini anlatan bir sinevizyonla bafllad›. Sinevizyonun ard›ndan, hükümeti elefltiren ve çevre
sorunlar›na de¤inen küçük bir skeçle
etkinli¤e devam edildi. ‹lk olarak sanatç› Muzaffer Acar sahne ald›. Ard›ndan Munzur Çevre Derne¤i
Baflkan› Ali Barmagiç bir konuflma yapt›. Barma¤›ç konuflmas›nda,
Kemal Dervifl döneminde ç›kart›lan
yasalara de¤inerek maden yasas›n›n
sermayeye milli de¤erlerimizin peflkefl çekildi¤ini belirtti. Ard›ndan,
Çan Belediyesi Baflkan› Ali Sar›bafl da bir konuflma yaparak çevre
sorunlar›na de¤indi ve mücadelenin
daha genifl kesimleri kapsayan DKÖ
ile birlikte yap›lmas› gerekti¤ini belirtti. Sonras›nda sahne alan Sait
Usat türkülerini seslendirdi. Bergama Köylülerinin sözcüsü Oktay
Konyar bir konuflma yapt›.
Konyar’›n ard›ndan sanatç›lar
sahne almaya devam ettiler. Etkinlikte sahne alan sanatç›lar: Mehmet
Ekinci, Yeninur Ada, P›nar Sa¤,
Enver Çelik, Taner Özdemir, Tolga Sa¤ ve Erdal Erzincan’d›. Geceye Partizan, Mercan Vadisi Yar›mkaya Köy Derne¤i, Tunceli milletvekili fierafettin Halis mesaj gönderdi.
(‹stanbul)
K›z›ldere halk›, gerici ve
yoz kültüre karfl› birleflti!
Giderek daha genifl halk kesimleri, egemenlerin, emekçi y›¤›nlar› teslim alman›n bir arac› olarak, y›llardan beri bilinçli bir biçimde empoze etmeye çal›flt›¤›, gerici
ve yoz kültüre karfl› harekete geçiyor ve bu harekete geçmenin
sonucunda, bir dizi eylem ve etkinlik gerçeklefltiriliyor. Tokat’›n
Almus ilçesine ba¤l› K›z›ldere köylüleri de, 20 Eylül’de Sar›gazi Do¤anlar Dü¤ün Salonu’nda yapt›klar› bir geceyle, gerici ve yoz kültüre karfl› birlefltiler. “Gerici ve
Yoz Kültüre Karfl› 1. Halk
fienli¤i” ad› alt›nda gerçekleflen
gecenin amaçlar›ndan biri de, yoksul üniversite ö¤rencilerine burs
sa¤lamak olarak aç›kland›.
Saat 20.00 civar›nda bafllayan
geceye, K›z›ldere köylülerinin yan› s›ra, çok say›da kurum da ilgi
gösterdi. Özellikle de Sar›gazi
bölgesinde oturan Partizan kitlesinin yo¤un bir kat›l›m sa¤lad›¤›
gecede, Partizan-‹flçi Köylü stand›
aç›larak, propaganda yap›lmas›n›n
yan› s›ra, kitap ve gazete sat›fl› yap›ld›.
Etkinlik, flenli¤i organize eden
“Ataköy (K›z›ldere) Beldesi
Kültür ve Dayan›flma Derne¤i” ad›na, Dernek Baflkan› Bedri
Arslan’›n yapt›¤› konuflmayla
bafllad›. Arslan’›n, gecenin anlam
ve önemini vurgulayan konuflmas›n›n ard›ndan, belde baflkan› Ali
Gökçe söz ald›.
Konuflmalar›n ard›ndan Grup
Gölgedekiler, fiükrü Cömert,
Hülya Gökçe, Fevzi Kurtulufl birer dinleti verdiler. Sar›gazi EMEP
ilçe örgütü, DTP ve çok say›da
kurum geceye mesaj gönderirken, geceye Sar›gazi Partizan
kitlesi ad›na da bir mesaj verildi.
Gecede en son Kardefl Türküler sahne ald›. Birbirinden güzel ezgileri, Kürtçe, Türkçe,
Arapça, Ermenice, Lazca ve Romence seslendiren Kardefl Türküler, büyük bir be¤eniyle dinlenirken, kitle söylenen hareketli
parçalar eflli¤inde halaya durdu.
K›z›ldere köylülerinin bu anlaml›
etkinli¤i, geleneksel olarak ilan
edilen flenli¤in bir sonraki y›l, daha kapsaml› gerçeklefltirilmesi temennisiyle sona erdi.
(Kartal)
İşçi-köylü 15
3-16 Ekim 2008
Bir zekây› e¤itmeden önce, iradeyi
e¤itmek gerekir. (Anonim)
Yaflama ›fl›k tutan sözler...
Susman›n gücüne inan›yorum. Bu konuda saatlerce konuflabilirim. (George Bernard Shaw)
Baflkalar›n› kötülemek için yap›lan dedikodudan duyulan zevk, baflkalar›n›
düflürdü¤ümüz ölçüde kendimizi
yükseltti¤imizi sanmakt›r. (René
Descartes)
Dedikoducu, tüccar gibi ald›¤› laf› hemen
satmak zorundad›r. (John Jewel)
A¤lay›p s›zlayarak hiçbir fley yapmadan bir köflede oturmak, Darwin’in
söyledi¤i gibi irademizin zay›flamas›na neden olur. (Dale Carnegie)
Gazete/Okur
Halihaz›rda var olan türler, türlerin
en güçlüsü de¤ildir, en zekisi de de¤ildir, de¤iflime en çok ayak uydurabilenlerdir. (Charles Darwin)
Küçük bir fikrin hayata geçirilmesi,
hayata geçirilmemifl dahiyane bir fikirden daha iyidir. (James Worsham)
H›zland›kça aya¤›n›z› sakatlama ihtimali artar ama bir yerlere varabilme
flans›n›z da artar. (F. Ketterin)
Zor bir ifli geciktirmek, onu imkans›z
bir ifle dönüfltürmektir. (George
H. Lorimer)
MEB’in ders kitaplar›n› polis mi yaz›yor?
Yeni bir e¤itim ö¤retim y›l›n›n
bafllamas›yla Milli E¤itim Bakanl›¤›
taraf›ndan okullarda ücretsiz olarak da¤›t›lan ders kitaplar›n›n içeri¤i de ortaya ç›kmaya bafllad›. Bilimsel hiçbir niteli¤i bulunmayan
milli tarih anlay›fl›n›n ideolojiyle
yo¤rulmufl gerici floven yap›s›,
kendini ders kitaplar›nda sat›r aralar›na gizlenmifl ideolojisiyle hissettiriyor. Bu konuda en aç›k örnek; TC ‹nk›lâp Tarihi ve Atatürkçülük ders kitab›d›r.
Bu ders kitab›nda, emperyalizme, kapitalist sömürüye karfl› olmak “terör örgütlerinin” kendini
ifade etme biçimi olarak say›lmakta, emperyalizm-kapitalizm karfl›tl›¤› do¤rudan “terörle” iliflkilendirilerek genç ö¤rencilerin zihinleri
buland›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Yine bir baflka “terör kriteri” olarak
kitapta; “‹nsan eme¤inin
önemsenmedi¤ini öne sürerler” ifadesi kullan›larak emek sömürüsüne karfl› ç›kmay› da “te-
rör” kapsam›na almaktad›r.
Bilim ve bilgi içermesi gereken
ders kitaplar›n›n, özellikle okullar›n yeni bafllad›¤› dönemlerde
kampüs kap›lar›nda, kay›t yerlerinde polis taraf›ndan da¤›t›lan ve
gençlere “okullardaki terör örgütleri”ne karfl› uyan›k olmay› “öneren” broflürlerde kullan›lan ifadeyle benzerlik tafl›mas› dikkat çekti.
Yine kitab›n içinde yer alan bir karikatür de gençlere emperyalizme
karfl› ç›kmalar› durumunda bafllar›na gelecekleri iflaret etmektedir.
Bu karikatürde Bush taraf›ndan
devrilen Saddam heykeline yer verilmektedir. Bush muzaffer bir
edayla gülümsemekte, kendisine
karfl› ç›kacaklar›n durumu ise y›k›lan Saddam heykeliyle simgelenmektedir. Bu örnekler e¤itim
sisteminin egemenler taraf›nda nas›l kullan›ld›¤›n›, emperyalizme ba¤›ml› resmi ideolojinin cenderesine sokulan ö¤rencileri ne flekilde
yetifltirmek istediklerini göster-
Magazin devrimcili¤i!
Magazin kelimesi bol resimli
dergi anlam›na gelmekle beraber,
içeri¤i de bu resimdeki kiflilerin,
(genelde de popüler say›lan “kültür öncüleri” olur bunlar) özel hayatlar› ile ilgilidir. Falanca kifli kimle beraber, nas›l yemek yer, ne giyer, ne içer, ne der vs.
Yaflad›¤›m›z co¤rafyada ise bu,
tam bir sorun haline gelmifl durumda. Televizyon yay›nlar›n›n büyük bir bölümünü bunlar oluflturuyor. Sosyal yaflant›n›n çok k›s›tl›
olmas› TV izlemeyi bir “zorunluluk” haline getiriyor. Halk aras›nda da televole kültürü oldukça
seviliyor. Mahalle aras›nda biraraya gelen kad›nlar geçim derdinden
çok Sibel Can’›n çok kilo ald›¤›n›,
kahvelerde erkekler o kilonun
ona yak›flt›¤›n›, gençler ise daha
“sorgulay›c›” yaklafl›p, öncelikle
neden kilo ald›¤›n› sonras›nda da
bu kilolardan hangi diyet yöntemiyle kurtulaca¤›n› konufluyorlar.
Tabii ki yoz kültürün bir sonucudur bu. Devletin sistemli bir flekilde televizyonu büyük bir asimile ve kültür çöplü¤ü olarak kulland›¤› aç›kt›r. Özellikle 12 Eylül
Darbesi sonras› verilen e¤itim sistemiyle insanlar›n sorgulama
mekanizmalar› ifllemez hale getirilmifl ve TV’lerin her eve girmesiyle arabesk hayat tarz› evlerde
bireylere afl›lanm›flt›r. TV filmlerindeki insanlar›n çekti¤i ac›y›,
yoksullu¤u gören kifliler sorgula-
Duyuru
‹nsan Haklar› Derne¤i, hapishanelerde yaflanan sorunlar› çözümüne katk› sa¤lam amac›yla ‹stanbul’dan Ankara’ya bir yürüyüfl düzenleme karar› alm›flt›r. Yap›lacak
olan yürüyüflün organizesi afla¤›da
belirtilmifltir.
1.Gün
9 Eylül Perflembe
Saat 11. 00- Yola ç›k›fl- Galatasaray
Lisesi önü
11. 30- U¤urlama
13. 00- ‹zmit’e girifl, yürüyüfl ve ba-
ma mekanizmalar›n› yitirdikleri
içindir belki, kendi hallerine flükretmifllerdir.
Peki devrimciler cephesinde
bu olay›n yans›malar›n› bulmak
mümkün müdür? Bu kültür yap›s›ndan hiç mi eser yok? Bizler de
bu etkilere maruz kalarak büyüdük. Tabi ki de¤iflip dönüflme evresi bir el ç›rpmas›yla olan bir fley
de¤il. Devrimciler aras›nda da
yapt›klar›yla, yaflamlar›yla ön plana
ç›kan devrimci yoldafllarda da bu
kültürün izlerine rastlamak mümkün. Bilgi-birikimini, hangi gerillan›n nerde nas›l çat›flmaya girdi¤iyle, nas›l flehit düfltü¤üyle, hangi
örgütün liderinin kim oldu¤unu bilerek, nereden bilindi¤i belli olmayan bir y›¤›n ismi akl›nda tutarak,
da¤daki gerilla say›s›n› bildi¤ini ortaya atarak ve birkaç kula¤a hofl
gelen sözle k›s›tl› tutan arkadafllar,
yoldafllar çok. Sadece toplumun kültürünün yans›malar›
de¤ildir bu, devrimci yap›lar›n örgütleme sorunudur asl›nda.
‹brahim Kaypakkaya’n›n hayat›n› bilmek yanl›fl de¤ildir ama
okuyup vay be deyip köfleye çekilmek, sadece onun ve di¤er yoldafllar›n yapt›klar›yla övünmek
yanl›flt›r. Kaypakkaya ve di¤er
devrimci önderler, teori ve pratik için örnek teflkil ederler, övünülmek için de¤il.
(‹zmir’den bir ‹K okuru)
s›n aç›klamas›
14. 00- ‹zmit’ten ç›k›fl
15. 00- Sakarya’ya girifl, yürüyüfl ve
bas›n aç›klamas›
15. 30- Sakarya’dan ç›k›fl
17. 30- Bursa bas›n aç›klamas›, yürüyüfl ve gece konaklama.
2. Gün
10 Eylül Cuma
Saat 08. 00- Bursa’dan ç›k›fl
12. 00- Ankara’ya var›fl, bas›n aç›klamas› ve dosyan›n heyet taraf›ndan
Meclis’e gönderilmesi.
‹letiflim tel: 0-212-2444423
Ümit Efe: 0-535-8478291
Sevim Kalman: 0-535-3494379
BAfiSA⁄LI⁄I
Proletarya Partisi flehitlerinden Zeki Uygun’un ablas› Sevim Uygun yakaland›¤› kanser
hastal›¤› sonucu aram›zdan ayr›lm›flt›r. Ailesine ve
yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Sevim Uygun’un K›rk Yeme¤i 11 Ekim Cumartesi günü saat 13:00’te Garipdede Türbesi’nde
(D›fl Kumsal, Göl Kenar›, Küçükçekmece) verilecektir.
PART‹ZAN
mektedir.
Di¤er bir nokta ise misyonerlikle ilgili verilen bilgidir. Kitab›n
204. sayfas›nda “misyonerler deprem, terör sald›r›s›, açl›k gibi toplumlar› etkileyen olaylar› ç›karlar›
do¤rultusunda kullan›rlar” ifadesine yer verilmektedir. “Hedef Türkiye” bafll›¤› alt›nda misyonerlik faaliyetleri anlat›lmakta ve bu faaliyetlerin tan›m› kuflku b›rakacak
flekilde verilerek “psikolojik savafl”
ders kitaplar›n›n, resmi e¤itim sisteminin ve ideolojisinin ABD merkezli tehdit alg›lar› ve bunlara karfl› psikolojik savafl ifllevi, emek, demokrasi, ba¤›ms›zl›k, insan haklar›
gibi kavramlar›n içinin boflalt›larak
“anti terör” kapsam›nda yeniden
anlamland›r›lmalar› amac›yla bütünleflmifl propaganda ayg›tlar› haline dönüfltürüldüklerini göstermektedir.
(Ankara’dan bir ‹K okuru)
ortam› haz›rlanmaktad›r. Bu durum, milliyetçi floven bir anlay›fl›n aç›k fleklidir. Bununla birlikte
kitapta hiçbir flekilde yard›mlaflmaya, insanlar›n eflit olmas› gerekti¤ine de¤inilmemektedir.
Yine darbelerden, ortaya ç›kan
toplumsal huzursuzluk, terör ve
siyasal karmaflaya birer çare olarak gündeme geldiklerinden söz
edilmekte, el alt›ndan darbe destekçili¤i yap›lmaktad›r. Bu durum
Büyük insanl›k yolsuzlu¤u!
Deniz Feneri’nde ‘Büyük ‹nsanl›k Yard›m›’ yolsuzlu¤unda gün
geçmiyor ki yeni bir skandal yaflanmas›n. Bilindi¤i üzere 200 sayfay› bulan söz konusu davan›n iddianamesinde kurye Mehmet
Gürhan’dan tutun da TC Baflbakan› Erdo¤an’a kadar birçok isim
geçiyor. Elbette ki Deniz Feneri’nin ayd›nlatt›¤› tek yer kurum içi
yolsuzluklar olmuyor. RTÜK Baflkan› Zahit Akman’›n da türlü hileleri gün yüzüne ç›k›yor. ‹ddiaya
göre Akman Ankara’da Armada
adl› bir al›flverifl flirketine ortak.
Bu ifl ortakl›¤› ya Akman taraf›ndan gizlenmifl ve suç ifllemifltir ya
da atamay› yapan iktidar organlar›
taraf›ndan sümen alt› yap›larak
katmerli bir suç ifllenmifltir. AKP
hükümeti döneminde aç›lan bu
derne¤in AKP’ye maddi yard›m
için kuruldu¤u deliller ve tan›klarla
sabit görülmüfltür. Kald› ki Deniz
Feneri’nin Türkiye aya¤›nda yarg›
organlar›n›n hala ifllevsiz kalmas›
da bunun kan›t›d›r.
Gelinen noktaya bakt›¤›m›zda
Türkiye’nin ac›mas›z gerçekleri ile
burun buruna gelmekteyiz. Konuyla ilgili Almanya’da aç›lan dava
sona ermifl ve suçu sabit görülenler mahkûm edilmifltir. Son iki haftal›k toz bulutu çöktükten sonra
görünen manzara fludur:
- Olayla Baflbakan’›n hiçbir ilgisi yoktur!
- Olayla AKP’nin de ilgisi bulunmamaktad›r!
- Alman mahkemeye bask› iddialar› as›ls›z ç›km›flt›r. Baflbakan’›n
Alman Büyükelçisi olay konusunda
hiçbir talebi olmam›flt›r!
- Alman hâkim, Türk bas›n›nda
ç›kan birçok haberin gerçe¤i yans›tmad›¤›n› ve siyasî bask› için kullan›ld›¤›n› söylemifltir.
- RTÜK Baflkan› Zahit Akman’a gelince; Akman, bizzat ve
avukat› vas›tas›yla çeflitli aç›klamalar yapm›fl ve bunlar›n yay›mlanmas› için 7 adet tekzip karar› verilmifltir. Akman bu aç›klamalar›nda, hakk›ndaki iddialar›n itirafç›-sa-
n›¤›n, Alman makamlar›nca da ciddiye al›nmayan mesnetsiz iftiralar
oldu¤unu; bu iddialarla ilgili olarak
hakk›nda hiçbir soruflturma, kovuflturma ve dava aç›lmad›¤›n›; Almanya’ya giriflinin yasaklanmad›¤›n›; Almanya’daki kooperatifin yöneticisi olmad›¤›n›, sadece fahrî
üyesi olarak bulundu¤unu söylemifltir. Akman’›n bu beyanlar›n›n
aksi ispat edilebilmifl de¤ildir!
Tüm bu olaylar zinciri ekseninde yap›lan ve aç›lan her bir gündem siyasi kamplara hizmet etmektedir. Türkiye halk›n›n gündeminde
ise, 6 ay içerisinde sadece elektri¤e
yap›lan % 56’l›k zam gibi açl›k ve
sefalet içerisinde yüzdü¤ü bir ortam vard›r ve bizlerin esas gündemi de bunlard›r. Bizlere dayat›lan
bu medyatik, çekici olaylar zaten
egemenlerin tarihi boyunca varl›¤›n› sürdüregelmifltir. Bizleri aldatan,
hakk›n› aramaya gelince dayak atan
bir zihniyetin nas›l bir yarg›lama yapaca¤› ise bizce malumdur.
(Mersin’den bir YDG’li)
1 May›s’a
kat›lmak da
yasak!
Geçen y›l Mersin’de 1 May›s kutlamalar›na kat›lan liseli ö¤rencilere ceza ya¤d›.
Disiplin Yönetmeli¤i’nde toplu gösteri ve
yürüyüfle kat›lman›n suç olarak görülmesinden kaynakl› Mersin ili içerisindeki eylemlere çeflitli liselerden kat›lan ö¤rencilere cezalar verildi.
26 Eylül günü E¤itim-Sen Mersin fiubesinde, 1 May›s kutlamalar›na kat›ld›klar› gerekçesiyle okuldan uzaklaflt›rma cezas› alan
ö¤renciler hakk›nda al›nan kararlar›n derhal geri çekilmesini isteyen bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. E¤itim-Sen Mersin fiube Baflkan› Ahmet Antmen, 1 May›s kutlamalar›na kat›ld›klar› gerekçesiyle okuldan uzaklaflt›ran ö¤rencilerin durumuna iliflkin yap›lan aç›klamada Türkiye’de son aylarda etkisini art›ran bask›c› uygulamalarla ayd›nlar›n,
bilim insanlar›n›n ve gençlerin hedef haline
getirilmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtti. Antmen
konuflmas›nda flunlar› söyledi:
“Tevfik S›rr› Gür Lisesinden 12, MTSO
Anadolu Lisesinden 8, Dumlup›nar Lisesinden 1, Mehmet Serttafl Anadolu Lisesinden 6, Salim Y›lmaz Lisesinden 3, Nihal Erdem Ticaret Meslek Lisesinden 11, ‹çel
Anadolu Lisesinden 2 kifli olmak üzere,
ö¤rencilerden baz›lar›na uzaklaflt›rma verilmifl ve baz›lar› hakk›nda hala soruflturmalar sürmektedir. Bu konuda ö¤renci ve velilerin hukuk mücadelesini sonuna kadar
destekleyece¤iz.”
O¤lunun kat›ld›¤› kutlamalardan ötürü
uzaklaflt›r›lmas›na tepki gösteren ö¤renci
velisi fiamil Ifl›k Cevahir, kutlamalar gerekçe gösterilerek ö¤renciler hakk›nda bölücülük suçlamas›yla soruflturma bafllat›lmas›n› hukuk d›fl› olarak niteledi.
(Mersin)
“Ulusumuz” kavram› ve anlay›fl
fl››m›z üzerine
Gazetemizde “Sanata bak›fl›m›z, sanat›n ifllevi ya da devrimci elefltiri olarak sanat” bafll›kl› bir
yaz› dizisi yay›nlanm›flt›r. Devrimci
sanat çal›flmas›n›n devrim mücadelesindeki rolü ve sanat›n politik çal›flmadaki ifllevi üzerine ö¤retici olan dizi olumlu bir çal›flmad›r. Ve bu yöndeki tart›flmalar›m›za olumlu bir katk›
sunaca¤› ortadad›r. Bu nedenle konumuz devrimci sanat anlay›fl›m›z üzerine yap›lan bu incelemeyi de¤erlendirmek olmayacakt›r.
Konumuz bu dizide geçen “ulusumuz” kavram›n› tart›flmaya dönük
olacakt›r. ‹flçi Köylü gazetesinin de
gözünden kaçt›¤› ortada olan bu ifadenin yanl›fll›¤›na vurgu yapmak bir
zorunluluktur.
Yay›mlanan dizinin 3. bölümünde
flöyle bir paragraf yer almaktad›r,
“Farkl› uluslar›n kültürleriyle, ulusumuzun ve Kürt ulusunun(abç) kültürleri bir ve ayn› de¤ildir...” (‹K say›.
24; sf. 14)
Aktar›lan bölümün ana fikrinde
yer alan farkl› uluslar›n kültürünün
birbirinin ayn› olamayaca¤› gerçe¤i
ortadad›r ve kat›lmamak mümkün
de¤ildir. Ve konu özgülünde ülkemizde yer alan farkl› uluslar›n kültürleri
de ayn› sosyo-ekonomik koflullar›n
bileflenleri olmalar›na bak›lmaks›z›n
birbirinden ayr›d›r ve böyle olmak
zorundad›r. Tarihsel olarak ulus kavram›n›n tafl›d›¤› özellikler gere¤i bu
BAfiSA⁄LI⁄I
Edirne 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’ne tutuklu bulunan Erol
Engin yoldafl›m›z›n babas› Kahraman Engin yakaland›¤› hastal›k
sonucu vefat etmifltir. Ailesi ve
dostlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.
PART‹ZAN
böyledir.
Bilindi¤i gibi Türkiye iki milliyet ve
birçok az›nl›k milliyetten oluflan bir ülkedir. Türk ve Kürt uluslar› ve bunlar›n d›fl›nda Arap, Laz, Çerkez, Ermeni,
Rum vb. birçok az›nl›k milliyet bu ülkede yaflamaktad›r. Yönetim biçiminin
faflist karakteri, ülke devriminin gündemleri aras›na önemli bir gündem
olarak ezilen ulus/uluslar sorununu da
katm›flt›r. Bu konudaki en ufak bir anlay›fl eksikli¤i faflizmin de¤irmenine su
tafl›maya kadar götürür ki bu bizler
aç›s›ndan asla kabul edilecek bir durum de¤ildir. Özellikle bu konudaki en
berrak teorik ve pratik tarihsel ç›k›fl›n
alt›na imza atan ‹brahim Kaypakkaya
ve onun b›rakt›¤› miras›n devamc›lar›
için bu durum daha somuttur.
Aktar›lan paragrafta geçen “ulusumuz ve Kürt ulusu” ifadesi bu cepheden bak›ld›¤›nda ülkemiz koflullar›
için do¤ru olmayan ve bizlerin kullanmad›¤›, yanl›fl bir anlay›fl› yans›tan bir
ifadedir. Bu ifadede yer alan “ulusumuz” (ki bu ifadede aitlik vard›r) ifadesiyle kastedilen e¤er Türk ulusuysa
saflar›m›zda yer alan yoldafllar›m›z incelendi¤inde bu ifadenin gerçe¤i yans›tmad›¤› görülecektir. Ama esas olan
di¤er yansa bizler için ulusumuz vb.
kavramlar›n yanl›fll›¤›d›r çünkü farkl›
uluslardan iflçi ve emekçilerin ortak
davas› temelinde hareket etmekteyiz.
Elbette mensup oldu¤umuz milliyeti
belirtmek için böylesi ifadeler kullan›labilir. Ya da e¤er bir ülke topraklar›nda böylesi bir homojenlik varsa sadece çeflitli konular için ve farkl› çeliflkilerin çözümü için böylesi bir ifade
kullan›labilir, fakat ça¤›m›zda böyle
bir homojen ülke bulmak da epey
zordur.
Bu yönüyle de¤erlendirildi¤inde
“ulusumuz” ifadesi yaz›da aktar›lmak
istenen konu için kullan›lmas› yerinde
olmayan bir kelimedir. Hemen ard›ndan gelen “Kürt ulusu” ifadesi ise pa-
ragrafa bambaflka bir anlam daha katm›flt›r. Bu ifade ise Kürt ulusunu ötekilefltirmifltir ki bu da bizler aç›s›ndan
her yönüyle daha geri bir ifadedir.
Birden fazla ulus ve az›nl›k ulustan
oluflan ülkemiz iflçi s›n›f›n›n davas›n›
yürüten bizler için Türk ve Kürt uluslar› birbirinden farkl› iki milliyettir. Ve
fakat içlerinden biri veya di¤eri devrimci sanat anlay›fl›m›z› tart›flt›¤›m›z
bir yaz›da “bizim ulusumuz” de¤ildir.
Çünkü bahsi geçen yaz›da kolektifin
görüflleri tart›fl›lmaktad›r. Öte yandan
“ulusumuz ve Kürt ulusu” birarada
düflünüldü¤ünde Demokratik Halk
Devrimi’nin ayr› alanlar› gibi alg›lanmaktad›r.
Tüm bunlar düflünüldü¤ünde birçok yönden ö¤retici olan yaz› dizisinin içeri¤i, tart›flt›¤› konunun d›fl›nda
gölgelenmektedir. E¤er paragrafta anlat›lmak istenen görüfl ülkemizde yaflayan bütün uluslar›n birbirinden
farkl› kültürlerini ö¤renmek ve bunlar
içerisinde ileri olanlar› gelifltirmek ise
bu çok basit bir ifade ile düzeltilebilinir. Yaz›n›n geneli göz önüne al›nd›¤›nda bu ifadenin kullan›lmas›n›n nedeninin esas olarak bir anlay›fl eksikli¤inden kaynaklanmad›¤› hissi uyanmaktayken yanl›fl anlafl›lmalara yer verecek böylesi net ifadelerden kaç›nmam›z ve daha dikkatli davranmam›z
gerekti¤i ise ortadad›r.
‹brahim Kaypakkaya fiafak Revizyonistlerine karfl› yürüttü¤ü ideolojik
mücadelede ulusal sorunun birçok yönüne de¤inmifl ve ifadeler ya da çeflitli
formalüsyonlar üzerine uzun polemik
yürütmüfltür. “HALK HAREKET‹ VE
M‹LL‹ HAREKET” ara bafll›kl› k›s›mda
“oysa halk hareketiyle milli hareket
bambaflka fleylerdir. Halk hareketi her
tarihi dönemde ezilen kitlelerin kendilerini ezen yukar›daki s›n›flara karfl›
hem k›smi talepler u¤runa hem de bizzat yönetici s›n›flar› devirmek için girifltikleri mücadelenin ad›d›r. Halk ha-
reketi ezilen kitlelerin s›n›f hareketidir.” (‹K Seçme Yaz›lar, Umut Yay›mc›l›k sf. 273) demektedir. Aktar›lan k›s›mdan anlafl›laca¤› gibi halk ve ulus
kavramlar› birbirinden farkl› kavramlard›r. Ve halk kavram› genel olarak
ezilen emekçi s›n›flar› tan›mlamak için
kullan›lan bir ifadedir. Ekonomik ve s›n›fsal bir kavramd›r. Bu nedenle t›pk›
“ulusumuz ve Kürt ulusu” ifadesi gibi
“ülkemizde yaflayan halklar” ifadesi de
yanl›flt›r. Çünkü ülkemizde yaflayan
tüm uluslardan iflçi ve emekçiler ayn›
sosyo-ekonomik koflullar›n bileflenidirler. Elbette çeflitli özgünlükler söz konusudur fakat bu asla esas de¤ildir.
Örne¤in T. Kürdistan›’n›n ilhak bir
bölge oluflu çeflitli özgünlükler oluflturmaktad›r. Fakat ülkemizdeki tüm iflçi
ve emekçilerin sorunlar› sosyo-ekonomik koflullar›n ortakl›¤›ndan kaynakl›
esas olarak ayn›d›r.
Bu durumu göz önüne ald›¤›m›zda
Türkiye devrimci hareketi içerisindeki
birçok devrimci örgütün kulland›¤›
ifadeler de bilimsel de¤ildir ve bu konudaki kafa kar›fl›kl›¤›n›n ürünüdür.
Yukar›daki ifadeler göz önüne
al›nd›¤›nda bahsi geçen paragraftaki
ifade ülkemizde yaflayan birden fazla
ulusun oldu¤u ve bu uluslar›n kültürlerinin ulusal özelliklerinden kaynakl›
birbirinden farkl› oldu¤u do¤al olarak
bu durumun yans›mas› olarak halk›m›z›n kültürel özelliklerinde farkl›l›klar vard›r, anlam›n› yans›tacak flekilde
düzeltilmelidir. ‹fade biçimimiz en net
biçimiyle Türk, Kürt ve çeflitli milliyetlerden halk›m›z/Türkiye halk› fleklindedir. Ve ülkemiz koflullar›nda bilimsel ifade biçimi budur.
‹flçi Köylü gazetesi yay›n hayat›nda
devrimci bas›n içerisinde bu bilimsel
bak›fl aç›s›n›n en net savunucular›ndan
biridir. Bu elefltiri yaz›s› da bu gerçekli¤in yaratt›¤› duyarl›l›¤›n ürünüdür.
Yay›n hayat›n›zda baflar›lar dilerim.
(‹zmir’den bir ‹K okuru)
±CMYK
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
Hapishaneler, devrim ile karfl› devrim aras›nda tarih boyunca süren s›n›f
mücadelesinin en s›cak cephelerinden biridir. Emekçi kesimlere dönük ezme-sindirme-teslim alma politikalar›, on y›llard›r
karfl› devrim güçleri taraf›ndan, hapishanelerde en kanl› haliyle, devrimci tutsaklara dönük hayata geçirilir. Devrimci iradenin en ciddi s›nav›n› verdi¤i hapishaneler cephesinde, bu katliam politikalar›
her seferinde devrimci tutsaklar›n ölümüne direnifllerine çarpm›fl ve de karfl›
devrim devrimci iradeyi teslim almay› baflaramam›flt›r.
Bundan tam 10 y›l önce devrimci irade bir kez daha teslim al›nmaya çal›fl›ld›.
Bu defa yer Ankara/ Ulucanlar Hapishanesi ve hedef ise buradaki devrimci tutsaklard›.
Karfl›-devrim Ulucanlar Hapishanesindeki tutsaklara o güne kadar denenmemifl her türden silahla sald›rarak, 10
devrimciyi vahflice katletmifl ve onlarcas›n› ise a¤›r silahlarla yaralam›flt›.
Ancak tüm bu vahfli sald›r›lar, ayn›
zamanda devrimci tutsaklar›n, amans›z
direnifliyle karfl›lanm›flt›. Bu direnifl hapishanelerdeki direnifl gelene¤ini bir ad›m
daha ileri tafl›m›fl, kavga dostlu¤unun en
fedakar örnekleri de yine bu direniflle
birlikte sergilenmiflti. Ulucanlar’da direnifl destan› yazan tutsaklar, aradan geçen on y›l boyunca, unutulmad›lar.
‹stanbul
Her y›l oldu¤u gibi, bu y›l da çeflitli illerde yap›lan Ulucanlar anmalar›ndan biri de, Ümit Alt›ntafl’›n mezar›n›n bulundu¤u Karacaahmet Mezarl›¤›’nda gerçeklefltirildi.
TUYAB taraf›ndan organize edilen anma, 28 Eylül Pazar günü, saat
13.00’da mezarl›k içinde toplanan kitlenin, üzerinde “Ulucanlar Katliam›n› Unutmad›k Unutturmayaca¤›z” yazan bir pankart açarak,
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: SIHHIYE MAH. SÜLEYMAN SIRRI SOK. YUNT AP. NO: 19/7 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: DABAKHANE MAH. TURGUT TEMELL‹ CADDES‹ BARIfi ‹fiHANI KAT: 3 NO: 94
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Kurflflu
unlara karflfl›› halaya duranlar an›ld›
liam sald›r›s›n›n sorumlular› aras›nda
yer alan Yarbay Ali Öz ve ekibine
dikkat çeken Uysal, sald›r› sonras›
aç›lan davalara ra¤men terfi ettirilen
askerlerin kontrgerilla ba¤lant›lar›na
iflaret etti. Eyleme birçok demokratik
kitle örgütü destek verdi.
Bursa
Ümit Alt›ntafl’›n mezar›na do¤ru gerçeklefltirdi¤i yürüyüflle bafllad›.
Mezar bafl›nda yap›lan sayg› duruflunun ard›ndan, TUYAB ad›na k›sa
bir aç›l›fl konuflmas› yap›ld›. Bu konuflman›n ard›ndan, TUYAB ad›na haz›rlanan, ortak metin okundu. Metinde,
Ulucanlar katliam›n›n daha sonraki
dönemde gerçekleflen 19 Aral›k katliam›n›n bir provas› oldu¤u vurguland›
ve Ulucanlar anmas› yap›l›rken, ayn›
zamanda, Diyarbak›r, Buca, Burdur ve
di¤er sald›r› ve katliamlar›n da an›ld›¤›
söylendi.
Eski Ulucanlar tutsaklar› ile flehit
ve tutsak yak›nlar›n›n yapt›¤› konuflmalarla devam eden anma, okunan fliirler ve ezgilerle sona erdi.
* 26 Eylül Cuma günü, ‹HD
‹stanbul fiubesi, Diyarbak›r, Buca
ve Ulucanlar hapishane katliamlar›n›
oturma eylemi ile protesto etti. Galatasaray Lisesi önünde bir araya
gelen ‹HD ‹stanbul fiubesi üyele-
ri, karanfil ve yaflam›n› yitiren tutsaklar›n isimlerinin yaz›l› oldu¤u siyah dövizler tafl›yarak, “Buca, Ulucanlar,
Diyarbak›r’da katledenler yarg›nlas›n” pankart› açt›. Aç›klama yapan ‹HD Cezaevi Komisyonu
Üyesi Sevim Kalman, Türkiye hapishanelerinin tarihinin hep katliam ve
iflkenceler ile an›ld›¤›na vurgu yaparak, “hapishanelerde insanca yaflam
koflullar› y›llarca süren direnifllerle kazan›lm›fl ve her seferinde bask› ve sald›r› politikalar› ile bu haklar geri al›nm›fl, ard› s›ra yeni sald›r› konseptleri
örülmüfltür” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan ‹HD fiubesine dönmek üzere eylem alan›n› terk
eden ‹HD üyeleri polis taraf›ndan
sözlü tacize u¤rad›lar.
Ankara
* 26 Eylül günü “Ulucanlar’›
unutmad›k unutturmayaca¤›zDevrimci irade teslim al›namaz” pankart›yla Ulucanlar Hapis-
hanesi’ne do¤ru sloganlarla yürüyüfle geçen Partizan, BDSP, Al›nteri, DHD, Halk Cephesi, Kald›raç, Odak ve TÜM-‹GD’den oluflan
devrimci ve demokrat çevreler hapishane önünde katliam› lanetleyen
bir aç›klama yapt›lar.
Daha sonra katliamda yaflam›n›
yitiren devrimcilerin aileleri ve avukatlar› süreçte yaflad›klar›n› ve tan›k
olduklar› olaylar› anlatt›lar. Hapishane önüne karanfil b›rak›lmas›yla burada sonland›r›lan eylem Karfl›yaka
Mezarl›¤›’nda yap›lan anmayla sürdürüldü. On devrimcinin yaflamlar› k›saca okundu. Özgür K. Karabulut’un
da mezar›n›n ziyaret edildi¤i anmada
Sultan Karabulut, Özgür ve Önder’in arkadafll›klar›n› anlatt›.
* ‹HD Ankara fiubesi Cezaevi Komisyonu da, Ulucanlar Hapishanesi
önünde bir eylem gerçeklefltirdi. Eylemde Cezaevi Komisyonu ad›na
aç›klamay› Derya Uysal okudu. Kat-
Sosyal Güvenlik mi dediniz?
hükümeti taraf›ndan
sosyal güvenlikte reform iddias› ile yasalaflt›r›lan Soysal
Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›
Kanunu 1 Ekim’de yürürlü¤e giriyor. ‹lk olarak 2004 y›l›nda kamuoyuna yans›yan kanun tasar›s›n›n bir
bölümü 2006 y›l›nda yasalafl›rken
di¤er bölümleri Cumhurbaflkan›n
veto etmesi sonucu yeniden Meclise gelmifl, yo¤un tart›flmalara ve emekçilerin tepkisine
ra¤men Nisan 2008’de Meclis’ten geçmiflti.
Primsiz Ödemeler Kanun Tasar›s›, Sosyal Güvenlik Kurumu Kanun Tasar›s›,
Emeklilik Sigortas› Kanun
Tasar›s› ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Kanun Tasar›s› olmak üzere dört tasar› olarak Meclis’e sunulan Kanun
ile emekçilerin kazan›lm›fl
sosyal güvenlik haklar› ellerinden al›n›yor. Temel sa¤l›k
hakk› gasp edilerek serbest
piyasan›n insaf›na terk ediliyor. Emeklilik yafl› yükseltilerek
mezarda emeklilik dayat›l›yor. ‹flçiye, emekçiye, köylüye paras› kadar
sa¤l›k, paras› kadar sosyal güvenlik
getiriliyor. Emekçilerin birikimleri
ile oluflturulan Sosyal Güvenlik Kurumlar› sermayenin talan›na aç›l›yor.
Emekçilerin 13-14 Mart’ta sokaklarda gerçeklefltirdi¤i eylemlere
6 Nisan’da Kad›köy’de toplanan on
binlere ra¤men yasa tasar›s› yürürlü¤e giriyor.
Tüm bunlar yetmezmifl gibi bu
kanun tasar›s› ile birlikte May›s
2008’de yaslaflan “‹stihdam Paketi” ile gasp edilen haklara ek olarak çal›flanlara ve iflsizlere yalan
umutlarla sald›r›lar yo¤unlaflt›r›l›yor.
SSK, Emekli Sand›¤› ve Ba¤-
AKP
kur’un tasfiye edilmesinde önemli
bir ad›m olan SSGSS ile birlikte çal›flma yaflam› da yeniden düzenleniyor. Esnek üretim hâkim hale getirilmeye çal›fl›l›rken iflçilerin her türlü sosyal güvenlik haklar› ellerinden
al›nm›fl olacak. Dizginsiz sömürü
olarak da adland›r›labilecek esnek
üretim ile iflçiler ihtiyaç oldu¤unda
kullan›lan bir araca dönüflecek. ‹fl
bittikten sonra patronun iflçi ile her
türlü ba¤› da sona erecek.
Kiral›k ev, araba ve iflçi
aran›yor!
AKP, “‹stihdam Paketi” ad›n›
verdi¤i düzenleme ile üretim sürecini ve bunun bir parças› olan iflgücü piyasas›n› bu eksende yeniden
yap›land›r›yor. Bir yandan ülke sanayisi emperyalist flirketlerin tafleronu haline getirilirken di¤er yandan kendi tafleronlar›n› da yarat›p
yayg›nlaflt›r›l›yor. Esnek üretim ve
tafleronlaflt›rma ayn› bütünün parçalar›n› oluflturuyor. AKP’nin haz›rlad›¤› “‹stihdam Paketi” hayata geçirilmeye çal›fl›lan “yeniden yap›land›rma” politikas›n›n uygulanmas›nda
önemli bir basamak.
Haz›rlanan bu pakette patronlar
“Özel ‹stihdam Bürolar›” arac›l›¤› ile iflçi kiralama hakk›n› elde edecekler. ‹flçi kiralama yöntemi esnek
çal›flma yönteminin hayata geçirilmesinde uygulanan yöntemlerden
biridir ve birçok emperyalist ülkede
yayg›n olarak kullan›lmaktad›r. Özel
‹stihdam Bürolar› ile iflçi kiralama
modeli; bafllang›çta siparifle göre
üretim yapan iflyerlerinin acil sipa-
rifllere dayal›, ihtiyaç an›nda ortaya
ç›kan ek iflgücü talebini kolayl›kla
karfl›layabilmesi ve siparifli gerçeklefltirdikten sonra da istihdam yükümlülü¤ünden kolayl›kla kurtulabilmesini sa¤lamak amac›yla ortaya
ç›kt› ve yayg›nlaflt›. Bu yöntemle
patronlar de¤iflen iflgücü ihtiyaçlar›na göre iflçi say›s›n› ayarlama, esnekli¤e kavuflturma imkân›na kavuflarak
sürekli iflçi çal›flt›rman›n getirdi¤i
mali sorumluklardan kurtulacaklar.
‹flçi kiralama yöntemi ile patronlar iflçileri daha kolay ifle alma
ve daha kolay iflten ç›karma hakk›n›
elde ederek ifl güvencesini tamamen ortadan kald›racaklar. ‹flçiler
bu yöntemle tam bir köleye, ‹stihdam Bürolar› köle pazar›na, patronlar da bu köle pazar›nda istedi¤i köleyi seçme hakk›na sahip köle sahi-
bine dönüflecek. Kiralad›¤› iflçiye
karfl› hiçbir sorumluk tafl›mayan
patronlar›n ilgilenecekleri tek fley
bu iflçilerden elde edecekleri art›de¤er olacakt›r.
Pakette yer alan bir di¤er düzenleme de patronlar›n mevcut istihdamlar›na ilave olarak yafl s›n›r›
olmaks›z›n ifle alacaklar› kad›n iflçiler ve 18–29 yafl aras›ndaki gençlerin SSK iflveren primlerinin 5 y›l boyunca kademeli olarak ‹flsizlik Sigortas› Fonu’ndan karfl›lanmas›n›
öngörüyor.
‹flsizlik Sigortas› Fonu kuruldu¤u günden bu yana iflsizlerin bu
fondan yararlanmas› engellendi.
Fonda biriken bu para patronlar›n
ifltah›n› kabartmaya bafllad›. Patronlar›n talebi üzerine AKP ‹flsizlik Fonunu patronlar›n hizmetine sundu.
Patronlar bu sayede ödemeleri gereken SSK primlerinden kurtulacak
ve bu paray› kâr olarak kasalar›na
aktaracak. Bu fonun oluflmas› için,
çal›flan iflçilerin maafllar›ndan düzenli kesintiler yap›lacak. Yani iflçiler üzerinden elde edilen art›-de¤eri art›rmak için bu sefer de fondaki
paras› gasp ediliyor. SSK primleri
fonca karfl›lanacak olan iflçilerin belirlenmesi de tesadüfî de¤ildir.
K›dem tazminat› m›
“Gençlere istihdam yarat›yoruz” ad› alt›nda çal›flma verimlili¤i
en yüksek olan kesim, patronlar›n
hizmetine sunuluyor. Tasar› da
göstermelik olarak yer alan yafl s›n›r› olmaks›z›n kad›n iflçi çal›flt›rmak yerine 18–28 yafl aras› genç
kad›n, erkek iflçileri çal›flt›rman›n
tercih edilece¤i aç›kt›r. Bu düzenleme ile hem patronlar›n ödemesi
gereken primler direkt iflçilere
ödetiliyor hem de gençlere istihdam yarat›yoruz yalan› ile bu kesimin dizginsizce sömürülmesinin
27 Eylül günü Orhangazi Park›’nda Partizan, BDSP, ESP, SODAP, Tuncelililer Kültür ve Dayan›flma Derne¤i taraf›ndan örgütlenen ve SDP’nin de destekledi¤i
bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi.
Aç›klamada Buca, Ümraniye, Diyarbak›r hapishanelerinde gerçeklefltirilen katliamlara vurgu yap›ld›.
Hapishanelerdeki tüm bask›lara,
iflkencelere, katliamlara, F tipi tecrit
ve tredmana karfl› iflçi ve emekçileri,
emekten yana tüm güçleri mücadeleyi büyütmeye ve devrimci tutsaklara sahip ç›kmaya ça¤›ran aç›klama
sloganlarla son buldu.
‹zmir
Eylül ay› içerisine yaflanan Buca,
Diyarbak›r ve Ulucanlar hapishane
katliamlar› anmalar› ‹zmir’de 3 ayr›
eylem ile gerçekleflti.
* Buca hapishanesi katliam›n›n
y›ldönümü olan 21 Eylül günü katliam›n bafllad›¤› saatlerde Buca Hapishanesi önünde bir araya gelen Partizan, Halk Cephesi, ESP, BDSP, Köz,
Kald›raç, Al›nteri ve Mücadele Birli¤i
Platformu bileflenleri anmaya devrim
flehitleri için sayg› durufluyla bafllad›.
Haz›rlanan ortak bas›n metninin
okunmas›n›n ard›ndan katliamda yitirilen devrimci tutsaklar›n an›s›na ha-
pishaneye k›z›l karanfil at›lmas›yla eylem sona erdi.
* Diyarbak›r hapishane katliam›
anmas› ise katliam›n y›ldönümü olan
24 Eylül günü Konak Kemeralt› giriflinde gerçekleflti. Eylemde s›k s›k
“Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlar›
at›ld›.
* 10 devrimci tutsa¤›n katledildi¤i Ulucanlar katliam›n›n anmas› ise
Menemen’in Helvac› köyünde bulunan Habib Gül’ün mezar› bafl›nda
gerçekleflti. Helvac› Köyü’ndeki mezarl›k bafl›nda kortejler oluflturuldu
ve Habib Gül’ün mezar› bafl›na kadar
sloganlar, konuflmalar ile yürüyüfl yap›ld›. Anma etkinli¤i devrim flehitleri
için yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›.
Ard›ndan haz›rlanan ortak metin ve
katliamda yaflam›n› yitiren devrimci
tutsaklar›n hayatlar› okundu. Katliama ve direnifle tan›kl›k eden Filiz
Gülkokuer’in Ulucanlar’daki kararl›l›k ve devrimci dayan›flmaya dair
yapt›¤› konuflman›n ard›ndan haz›rlanan müzik ve fliir dinletileri ile mezar
bafl›ndaki anma bitirildi.
Mezar anmas› sonras› kitlesel bir
flekilde Habib’in Helvac› Köyü’ndeki
ailesi ziyaret edildi. Geçti¤imiz y›l yap›lamayan ziyaretin bu y›l gerçekleflmesi ile bir mevzi daha kazan›ld›¤›n›
belirten aile ile Habib Gül üzerine
yap›lan k›sa bir sohbetin ard›ndan etkinlik sona erdi.
Anma Partizan, BDSP, ESP,
Al›nteri, Mücadele Birli¤i Platformu, Kald›raç ve Köz taraf›ndan
gerçekleflti.
Yüzlerce kiflflii
SSGSS’yi protesto etti
erkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu 1 Ekim’de
yürürlü¤e girecek olan SSGSS
Yasas›’na karfl› 24 Eylül 2008
tarihinde Belediye-‹fl Sendikas›
önünde toplanarak Çal›flma Bakanl›¤›’na ba¤l› Sosyal Güvenlik
Kurumu Bölge Müdürlü¤ü’ne kadar yürüyüfl düzenledi.
Sendikalar, dernekler, odalar,
devrimci 72 kurumun oluflturdu¤u Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu pankart› arkas›nda
yürüyen yüzlerce kifli sloganlarla
yasay› protesto etti.
SGK Bölge Müdürlü¤ü önünde aç›klama yapan KESK fiubeler
Platformu Sözcüsü Hatun ‹ldemir, yasan›n AKP taraf›ndan IMF
direktifleriyle haz›rland›¤›n› söy-
H
koflullar› yarat›l›yor.
Di¤er düzenleme de patronlar›n
ödemesi gereken SSK primlerinin 5
puan indirilmesidir. Bu 5 puanl›k indirimin hazine taraf›ndan karfl›lanmas› sa¤lan›yor. Yasalaflt›r›lan SS ve
GSS ile iflçilerin birçok hakk› gasp
edildi. Emekli olmak için 7200 ifl günü prim ödemek zorunda olan bir
iflçi, düzenli ve aral›ks›z olarak 20 y›l
çal›flacakken 65 yafl›n› doldurmas›
flart› bulunmakta. Bu koflullarda
emekli olmak zaten çok zor iken
birde ifl güvencesinin ortadan kald›r›ld›¤›, esnek üretim, kiral›k iflçi uygulamalar›n›n dayat›lmas›yla flansl›
olanlar›n ancak senede 6–7 ay çal›flabilece¤i koflullarda 7200 günlük
primi doldurmak mümkün olmayacakt›r. K›dem tazminat› hakk›n›n
gasp edilmesi için haz›rl›klar da yap›lmaktad›r. Çal›flanlar›n k›dem tazminatlar›n›n büyük ço¤unlu¤u emperyalist flirketlerden oluflan özel
sigorta flirketlerinin denetimine verilerek bu flirketlere yeni kâr alanlar› yarat›lacak. fiu an flirketlerin
ledi. Bu tür yasalar›n örgütsüz
toplumlarda hayat› üretenlerin
tamam›n›n örgütsüzlü¤e sendikas›zl›¤a mahkûm edildi¤i koflullarda yürürlü¤e girebilece¤ini söyleyen ‹ldemir, “Örgütlü de¤ilseniz
sa¤l›¤›n›zda emeklili¤iniz de ifl güvenceniz de patronlar›n ve onlara arka ç›kan siyasilerin iki duda¤› aras›ndad›r. Milyonlarca kamu
emekçisinin ‘toplu görüflme’ ad›
alt›nda orta oyunu ile oynamalar› AKP hükümeti emekçi s›n›flara olan yaklafl›m›n› bir baflka
pencereden bizlere gösteriyor.
Bu muazzam tepkilere ra¤men
kanunu Meclis’ten geçiren AKP
her zamanki gibi ‘ba¤›r›p 盤›r›p,
susarlar’ diye düflünüyor ama biz
susmayaca¤›z” dedi. (‹stanbul)
bireysel emeklilik sisteminin
büyüklü¤ü 4 milyar dolar civar›ndad›r. Çal›flanlar›n haftal›k çal›flma saatleri normalde fazla mesailer
dâhil 40 saati geçmemesi gerekiyor
iken Türkiye’de imalat sanayinde bu
süre 52 saattir. Ve bu süreye fazla
mesailer dâhil de¤ildir. Bu sektörlerde haftal›k çal›flma süresi 72 saati
bulmaktad›r. Bu flirketlere aktar›lmas› düflünülen k›dem tazminatlar›n›n büyüklü¤ü ise 8 milyar dolar civar›ndad›r.
K›dem tazminatlar›n›n özel flirketlere devri ile patronlar›n kârlar›n› ve sermaye birikimlerini art›rmalar›n›n yolu aç›l›yor.
Yaflanan tüm bu gerçeklere ra¤men AKP, hükümete geldi¤i ilk günden bu yana Türkiye ekonomisinin
büyüdü¤ünün, refah seviyesini artt›¤›n›n propagandas›n› yap›yor. Bahsi
edilen ve sadece zenginleri kapsayan büyüme ve refaha, çal›flanlar›n daha fazla sömürülmesi, ürettikleri art›-de¤ere daha fazla oranda
el konulmas› ile ulafl›ld›¤› ortada.

Benzer belgeler