Sinopale - beral madra
Transkript
Sinopale - beral madra
“Kar amacı gütmeyen Sinopale süresince yayınlanan bir bienal gazetesidir.” sayı: 2/2 SİNOPALE 4 BAĞLAMINDA SİYASAL VE DÜNYANIN ÇOCUK GÖLGELERİ EKONOMİK KRİZLER ÇAĞINDA KÜRESEL Pınar Saatçi KÜLTÜR VE SANATIN İŞLEVİ Beral Madra Küresel kültür sanat endüstrisinin küresel siyasal olaylar ve ekonomideki konumunun giderek yükseldiği bir dönemde yaşıyoruz. İnsanlara zihinsel açılım ve daha iyi yaşam biçimleri için isteklendirme veren bir hizmet sektörü olarak kültür ve.. Syf. 3 Sinop Bianeli kapsamı içinde kendine kocaman bir yer edinmiş ‘Çocuk Günleri’nin hikayesinden bahsetmeye girişivermek üzereyim. Bu hikayenin bizzat kahranlarından biri olarak anlatacağım. Aslında ‘Yaratıcı Drama’ uygulaması ile herbirimizin kahraman olmaktan başka yolu yoktu. Atölyelerimizin ana başlığı ‘Tasarım ve Drama Atölyesi’ iken bu eşsiz yöntemle yol almak kaçınılmazdı. Syf. 4 SİNOPALE SİNOPLULARI ULUSLARARASI SANAT ÇEVRE Sİ İLE BULUŞTURUYOR . Büyük serginin açılışı 24 Ağustos cuma günü saat 19.00’da Tarihi Sinop Cezaevi’nde 4. Uluslararası Sinop Bienali yoğun etkinlik programıyla kentin kültürel hayatını hareketlendirmeye devam ediyor. Her yaştan Sinoplunun ilgiyle izlediği ve katıldığı atölye çalışmaları, performanslar, sunum, konuşma ve film gösterimleri 26 Ağustos’a kadar devam edecek. Bienal programı çeşitli ülkelerden gelen sanatçı ve küratörlerle çok boyutlu bir kültürel İŞBİRLİĞİ VE BİR SERGİYİ HAYAL ETMEK Aslı Çetinkaya karşılaşma, etkileşim ve paylaşım mümkün kılarken, kentin farklı mekanlarının olağan işlevleri dışında deneyimlenmesini sağlıyor. Ağustos başından bu yana farklı ülkelerden sanat insanları şehrin sosyal dokusu içine sızarak, hem üretecekleri yapıtlar için araştırmalar yaptı hem de beklenmedik çeşitlilikte bir kültürel alış verişi yaşadılar. Bu yazıyı yazdığım sırada Sinop Bienali için kente gelen sanatçılardan bir kısmı henüz sergileyecekleri işlerini tamamlamamışlardı; Syf. 8 Sinopale’nin kentlileri parçası olmaya davet eden ilk etkinliği Amsterdam’dan Kuntsfaktor’un ‘Sanat Mikser’ performans projesiydi. Yerel amatör tiyatro grubuyla yaptıkları atölye çalışmasının ardından, Kemalettin Sami Paşa Spor Salonu’ndaki İŞLERE DAİR BAZI NOTLAR gösterileri kalabalık izleyici ilgisiyle karşılandı. Dimitrina Sevova Bienalin bir parçası olan serginin berrak bir şekilde ifade edilmesi nasıl Kente ilk gelen sanatçılardan Polonya’da yaşayan Monika Drozynska’nın farklı kentlerde sürdürdüğü projesi için eli iğne olur ve değişik coğrafyalardan gelen sanatçıların ve küratöryel takımın iplik tutabilen kadın ve erkekler sanatçının gezdirdiği kumaşı üzerine öfkelerini dile getiren kelimeler işlediler. potansiyeli nasıl gelişir? Syf. 10 Quynh Dong ses ve performans projesi için Sinoplu beş genç müzisyenle çalışmaya başladı. Daha sonra tesadüfen HARİTA SAHANIN KENDİSİ DEĞİLDİR Elke Falat inopale ekibine katılmam istendiğinde bundan oldukça memnun oldum ve gururlandım. O güne kadar Sinopale’ye ilişkin duyduğum her şeyi beğenmiştim. Syf. 12 SİNOPALE’DEN SİNOPSİS’E BİLDİRİYORUZ Işın Önol Sinopsis’in bu sayısı basıldığında sanatçılar Sinopale 4 kapsamında ürettikleri islerini tamamlamış olacaklar. Syf. 14 seçtiği, karşılaştığı Sinoplularla projesini genişletti. İnsanlardan kendileri için özel bir anlam taşıyan şarkıları söylemelerini istedi ve bunları kaydetti. Bu performansların bazıları için hazırladığı ‘video klipler’ ve canlı sahne performansları 25 Ağustos’ta Atatürk heykelinin karşısındaki Küçük Liman’da de izlenebilecek. İtalyan kürator ve sanatçılar Francesco Bertele’nin projesi için Sinoplu genç gönüllüler Boyabat’tan 200kg toprak getirdiler. Bir sonraki aşamada hep beraber ıslatıp, ezerek bir çamur kitlesi yaratacaklar. Bakalım ortaya ne çıkacak… Zürih ve New York’ta yaşayan sanatçı Karen Geyer iskeledeki işi ‘Güneş Saati’ni üretirken, saat kollarının gölgeleri doğrultusunda yürürken karşılaştığı kişilerle bir sözlü tarih çalışması başlattı. Sinopla ilgili bireysel anlatılardan, hatırlananlardan oluşturduğu yapıtı da Sinopale sergisinde görülebilecek. Küratörler Dimitrina Sevova ve Elke Falat’ın 19 ve 20 Ağustos’ta Pervane Medresesi’nde düzenledikleri, uluslararası AÇIK VE PARLAK BİR GÜNDE FIRTINA Sean Kelley “Daha fazla Türk fıkraları dinlemeliyim.”diyor sanatçı Ashley Hunt içkiler ve Sinop limanına nazır akşam yemekleriyle ilgili. Syf. 19 sanatçıların video işlerinden oluşan film gösterimleri Sinoplulardan yoğun ilgin gördü. Syf.2 sinopale.org 2 Gösterimlerden önce ve sonra izleyiciler küratörlere filmler ve seçkiyi oluştururken başvurdukları kavramsal çerçeve hakkında sorular yönelttiler. Medrese geç saatlere kadar kültürel sohbetlerin mekanı oldu. Öte yandan hemen her gün Arkeoloji Müzesi bahçesinde düzenlenen sanatçı ve küratörlerin birer saatlik sunum ve tartışmalardan oluşan ‘Sinopale Akademi’ de etkinliğin bilgi paylaşımı ve ortak fikir üretimi egzersizlerine olanak sağlıyor. Hafta içinde Sinopale ilk polisiye deneyimini yaşadı. Sinop sokaklarında ufak bir kutuyla dolaşıp isteyenlerin ellerini kutuya sokup, pozlandırarak fotogramlar üreten Vietnam asıllı Zürih’te yaşayan sanatçı Cat Tuong Nguyen, para karşılığı oyun oynattığı şikayetiyle polis nezaretine alındı. Daha sonra yaptığının izleyici katılımına dayalı bir sanat eseri olduğunu izah edilince tatsızlık uzamadan sona erdi. Emniyet müdürlüğündeki polislerin de eserin oluşumda katkı sağladığını düşünebiliriz belki de! 21 Ağustos akşamı eski Hal Binası ilgi çekici bir performansa ev sahipliği yaptı. ABD’li sanatçı Ashley Hunt, 2005 yılında New Orleans’ı yerle bir edern Katrina kasırgası sonrası ürettiği dökümanterde ve eşlik eden sunum performansında kentin, kentlilerin ve cezaevindekilerin karşı karşıya kaldığı adaletsizlikleri ele alıyordu. Direnç Erşahin’in başarılı simultane tercüme desteğiyle oldukça kalabalık bir izleyici kitlesine ulaşmayı başaran performansı hararetli bir soru cevap bölümü takip etti. Şimdi tüm bu çalışmaların sonuçları sergilenecek. “Gölgenin Bilgeliği: Bozulmuş Bilgi Çağında Sanat” başlıklı büyük sergi 24 Ağustos 2012 Cuma günü Tarihi Sinop Cezaevi’nde açılacak. Açılış törenine tüm Sinoplular davetli. Sanat Mikser gösterisinde Türk ve Hollandalı genç yetenekler. Benim İçin Sinopale... ...Sinop’un hak ettigi degeri, kültür ortamını, belki geçmişlerdeki güzeliklerini kavuşturacak bir etkinlik. Hale Oğuz ....Birlik ve beraberliğin, sergilendiği, çok güzel bir etkinliktir. Payende Görgün ...Ev, Sinopale benim icin sanat, Sinopale benim için performans. Burçak Konukman ...Yazları değerli ve hareketli geçiren bir etkinlik. Derya Öznur Özdemir ...Çağdaş sanatı herkese tanıtmak demektir. Annica Bauer ...Çok güzel bir şey. Buraya geldim, acayip güzel şeyler yapıyoruz. Çok tatlı insanlarla tanıştık. Özelikle de yabancılar da cok tatlı ofisin köpeği Gölge de cok tatlı! Aysenur Saatçi ...Çok eğlenceli bir yer. Yeni insanlarla tanışıyoruz çok güzel, herkese tavsiye ediyorum! Ömer Erol ...Yeni insanlarla tanışıp, şevk ile çalışmak. Barış Yavuz ...Bütün şehrin iletişim kurduğu hem güzel, hem yararlı bir etkinlik. Mahir Namur sinopale.org SİNOPALE 4 BAĞLAMINDA SİYASAL VE EKONOMİK KRİZLER ÇAĞINDA KÜRESEL KÜLTÜR VE SANATIN İŞLEVİ BERAL MADRA K üresel kültür sanat endüstrisinin ve müzelerinin açılması, depolardaki işleyişiyle kendisini kanıtlamış bir etkinlik küresel siyasal olaylar ve koleksiyonların kitlenin önüne çıkarılması, olarak öne çıkmaktadır. ekonomideki konumunun sanat üretimi ve tüketiminin özel sektör giderek yükseldiği bir dönemde yaşıyoruz. için bir saygınlık ve tanıtım aracı olması, SİNOPALE, 2005’den bu yana şu işlevleri İnsanlara zihinsel açılım ve daha iyi yaşam yerel ve uluslar arası kültür/sanat hizmet yerine getirmektedir: biçimleri için isteklendirme veren bir hizmet sektörünün yükselişi (küratörler) ve -Sinop’u Karadeniz bölgesinin tarihsel ve sektörü olarak kültür ve sanat endüstrisi sanat piyasasının fuar ve müzayedeleri güncel coğrafi stratejik bir kenti küresel çok yönlü bir zihinsel üretim ve açılım, kültür endüstrisinin yatırımcı lehine sanat ve kültür haritasına yerleştirmiştir; zengin bir görsel üretim ve kitlenin katılımını güçlenmesinin göstergeleridir. 2000’ler -Kavramsal çerçeveleri, demokratik işleyişi, sağlayan bir algılama, tüketim ve istihdam AB’nin genişleme ve kültürel bütünleşme çoklu işbirlikleriyle ve yöntemleriyle büyük alanı yaratarak öne çıkıyor. Ülkelerin politikası çerçevesindeki siyasal ve kentlerde gerçekleşen bienallerin karşısına kültür politikaları, küresel rekabette etkin ekonomik ilişkiler sanatın ve kültürün akışını kitleyle yakın etkileşimli, yerel kaynakları bir işlev taşıyor. Türkiye’de gerçekleştirilen büyük ölçüde değiştirdi. Süreç 90’larda ve sorunları irdeleyen, sanatçılarla kitleyi Sinopale4 türünde uluslararası sanatçıları tam anlamıyla bireysel bir etkileşim ağı buluşturan bir model oluşturmuştur; ve sanat uzmanlarını buluşturan etkinlikler üzerinden başlayarak özellikle özel müzeler, -Bienallere katılan yüzlerce uluslararası bu bağlamda değerlendirilmesi gereken güzel sanatlar fakülteleri, sanatçı girişimleri sanatçı ve sanat uzmanı ve bu kişilerin siyasal-ekonomik ve kültürel etkinliklerdir. ve kültür sivil örgütler gibi çoğunlukla AB ülkelerinin diplomatik temsilcileri Sinop’u, Tarihsel, modern ve post-modern tarafından mali destek sağlanan kurumlarla kültür ve turizm açısından tanımış ve süreçleriyle Türkiye’ye özgü bir yakın ilişkide başladı. Etkileşim çoğunlukla tanıtmıştır; çağdaş kültür ve sanat yoğunlaşması küresel ekonomi ve siyaset süreci ile -Sinop halkı, Sinopale4 etkinlikleri dolayısıyla gerçekleşirken bu yoğunlaşma 1990’lardan doğru orantılı olarak sürdürülebilmekteydi; uluslararası sanat üretimlerini görmek, bu yana Türkiye’nin bulunduğu bölgeyi de böylece kültür bağımsızlığına ve özerkliğine izlemek, yorumlamak, bunları üretenlerle etkilemektedir. Bu süreçte küresel kültür aynı zamanda da özel sektörün ilgisine buluşmak, konuşmak gibi Türkiye’de hiçbir ve sanat sanayinin gerekleri olan Kültür kavuşmuş oldu. Sinopale bu değişimleri ve kentin sahip olmadığı bir ayrıcalığa ve kurumları arasında yönetişim, sivil toplumun bu olanakları zamanında değerlendiren bir belleğe sahip olmaktadır; kültür endüstrisi içindeki güçlü konumu, etkinlik olarak öne çıkıyor. -Sinop’u 20.yy boyunca bir “cezaevi” yaratıcı insanı destekleyen altyapılar, kenti olarak belirleyen genel algıyı kültürel mirasın geleceğe bozulmadan Gerçekte 2000’lerin ilk on yılında bu değerlendirerek ve bu geçmişin gelecek taşınması ve kent dokusu ile insan yaşamı jeopolitik bölgede yaşayan kişiler olarak için yararlı bir bellek olarak kabullenilmesini arasında uyumlu ilişkinin sağlanması gibi dünyayı acımasızca iki farklı dinsel gruba sağlamak için “cezaevi” ve bulunduğu alanın bir dizi ilkenin özellikle sanatçılar ve sanat ayıran ve ekonomiyi borsa adı altında nasıl bir değişim geçirmesi konusunda uzmanlarının gerçekleştirdiği Sinopale açıkça formüle eden küresel politikayı halkı ve yöneticileri bilinçlendirmek ve gibi etkinlikler dolayısıyla yerleştiğini edilgen bir biçimde izlemekteyiz. 20.yy bilgilendirmek üzere sergiler, açık oturumlar, izlemekteyiz. boyunca Türkiye’nin içinde ve komşularında seminerler düzenlemiştir. farklı demokrasi dönemlerinde yaşayan 1980’lerde Türkiye’nin devlet odaklı topluluklar kendi düşüncelerini, önerilerini Sinopale4, Sinop’un bu bölgedeki ve küresel kültür endüstrisi, liberal kapitalizme yahut itirazlarını dile getiremediler, sessizce kültür ve sanat sanayindeki konumu için geçiş, uluslararası iletişim ve etkileşim beklediler. Günümüzde bu halklar ucu bir altyapı hazırlamıştır. Sinop halkının ağlarının etkisi ve diğer toplumsal siyasal iç savaşa kadar uzanan çeşitli muhalefet bu altyapıyı benimsemek ve korumak, etmenlerin etkisiyle gücünü yitirmeye türleriyle kaderlerini değiştirmek istiyorlar. yönetimlerin de bu altyapıyı, özenle başladı; Türkiye’nin kültür kenti olma özelliği Bu yeni sürecin başında en çok göze oluşturulmuş ilke ve amaçları değiştirmeden Ankara’dan İstanbul’a geçti. 1980’deki çarpan eleştiri ve itiraz ise meydan okuyan geliştirmek gibi bir sorumluluğu oluşmuştur. askeri müdahaleye ve anti-demokratik sanat yapıtlarıyla olayların düzenini Sinop’un önünde bu bağlamda çok önemli anayasaya karşın, sanat ve kültür üretiminin irdeleyen, siyasal-toplumsal-ekonomik bir olanak vardır: Tarihsel Sinop Cezaevi’nin giderek özgürleşmesi, bağımsızlaşması düzenleri sıkı bir elekten geçirip irdeleyen boşaltıldığından bu yana gündemde olan ve çeşitlenmesi ilginçtir. Özellikle çeşitli yorumlayan sanatçılardan geldi. Bugün, Karadeniz bölgesi için uluslararası kültür ve yaratıcılık alanlarındaki (tasarım, grafik, Güney Kafkasya, İran ve Orta Doğu’nun sanat merkezine dönüştürülmesi projesi, görsel sanatlar ve performans sanatları) sanatçılarının söylemleri ve yapıt üretimleri AB fonları dolayısıyla da daha gerçekçi bir kutuplaştırıcı Modernist kalıntılardan ve 20.yy tarihine (kolonyalizm ve uluslaşma), sürece girmiştir. Bu proje, halkın ve yerel biçimcilikten kurtulma, Post-modernizmin sosyolojik ve antropolojik gerçeklere, gizli yönetimlerin iradesi ve desteğiyle en kısa yeşermesi ve teknoloji ve bilimden ve uç kültürlerin tezahürlerine, kültürel zamanda gerçekleştirilmelidir. Sinopale4, kaynaklanan yeni görsel estetiklerin politikalara ve bu bölgelerdeki farklı bu merkez kurulduktan sonra bu kentte ortaya çıkışı bunun göstergeleridir. Bu Modernizmler içindeki aydınlanmanın nasıl bir uluslararası iletişim ve etkileşim açıdan bakıldığında Sinopale, bu yapının değişik düzlemlerine ayna tutmaktadır. AB gerçekleşeceğinin bir modelidir. Bizler bu İstanbul dışında da kurulmasına örnek kültür odaklarının bu bölgelerdeki sanat modeli bugüne dek uygulayarak görevimizi oluşturmaktadır. ve kültüre ilgisi yalnız pazarlama amaçlı yaptık; şimdi bizler özverili çalışmamızın bu değildir: Söz konusu aynada gördüklerine cezaevinin uluslararası bir sanat ve kültür 90’lardaki küreselleşme rüzgârları ilgiyle bakıyorlar, çünkü o aynada kendi merkezine dönüşmesiyle karşılığını almış Türkiye’ye de ulaştı. Özellikle Türkiyeli söylemlerinin eleştirisini de görüyorlar olacağız. Sanatçılar ve sanat uzmanları göçmenlerin çoğunlukta olduğu AB ve tabii isterlerse özeleştiri yapabiliyorlar. olarak hiçbir zaman yitirmediğimiz ülkeleriyle başlayan sanat ve kültür ilişkileri Sinopale, ilk etkinlikten günümüze bu umudumuz ve direncimizle bu sonucu Avrupa aydınlarının ilgisini Türkiye’ye gerçeklerin bilincinde olan sanatçıları bekliyoruz. çekti. Modernizmin yalıtılmışlığından ve ve uzmanları davet ederek, gerçekleri, içedönüklüğünden küreselliğin birlikteliğine değişimleri ve gelişmeleri tartışmaya açtı. ve dışadönüklüğüne geçiş yaşanmaya başladı. Şirketlerin sanat ve kültür merkezleri Beral Madra 2006’Dan Bu Yana Sinopale Ekibi Adına SİNOPALE, söz konusu süreçte ilkeleri ve 3 sinopale.org 4 PINAR SAATÇİ DÜNYANIN ÇOCUK GÖLGELERİ Merhaba! Sinop Bienali kapsamı içinde Farklı kalıpların dışına çıkma, ana yoldan deneyimli bir lider/eğitmen eşliğinde kendine kocaman bir yer edinmiş ‘Çocuk ayrılma, alışılmış düşünce zincirlerinden yürütülürken kendiliğine (spontaniteye), Günleri’nin hikayesinden bahsetmeye kurtulma ve üretici düşünce zincirlerini şimdi ve burada ilkesine, - mış gibi yapmaya girişivermek üzereyim. Bu hikayenin bizzat kullanma, boşlukları, rahatsız edici ya dayalıdır. Ve yaratıcı drama, oyunun genel kahramanlarından biri olarak anlatacağım.. da eksik öğeleri sezip, bunlar hakkında özelliklerinden doğrudan yararlanır.’ Aslında ‘Yaratıcı Drama’ uygulaması ile düşünceler geliştirme, varsayımlar kurma, (Adıgüzel,2010. s. 56) herbirimizin kahraman olmaktan başka yolu bunları deneme, gerektiğinde değiştirme yoktu. Atölyelerimizin ana başlığı ‘Tasarım ve gibi özelliklere sahiptir. (Adıgüzel Ömer, Kavramlara kuş bakışı baktıktan sonra, bu Drama Atölyesi’ iken bu eşsiz yöntemle yol Eğitimde Yaratıcı Drama, 2010 natural yay. 5 gün içinde nereden yola başlayıp nereye almak kaçınılmazdı. s. 24) vardık şimdi bu hikayeyi anlatma vakti: Sinop Bianeli ‘Sinopale’nin ana başlığı: Nedir ‘Yaratıcı Drama’ ? Yaratıcı Dramayı ise kafada bir karışıklığa Dünyanın Bilgeliği. Çocuk atölyelerimizde Önce yaratıcılığı irdeleyelim ; önceden izin vermemek için ansiklopedik bir de buradan yola çıkarak dünyanın kurulmamış ilişkiler arasında ilişkileri tanımlamayla ifade edelim: Yaratıcı gölgesine oturmaya karar verdik, bir grup kurabilme, böylece yeni düşünce şeması Drama; bir grupla ve grup üyelerinin çocuk! Bu hoş serinliğin derinliğinde içinde, yeni yaşantılar, deneyimler, yeni yaşantılarından yola çıkarak, bir amacın, uzanıp, gölgesinden dünyayı seyreylemeye düşünceler ve yeni ürünler ortaya düşüncenin, doğaçlama, rol oynama (rol başlamaktı hevesimiz. Dünyayı uzaktan koyma yetisidir. (Landau’dan akt. San, 1985, s.10) alma) vd. tekniklerden yararlanarak canlandırılmasıdır. Bu canlandırma süreçleri seyretmek çocuk aklıyla tam da aklı selimlikti. Tersine çevrilivermiş gibiydi. sinopale.org 5 Diyeceğim o ki; Sinopale Çocuk Atölyeleri dünyanın gürültüsünden uzaklaşıp dünyayı parmağının ucuyla küçük bir hareketle nasıl fır döndürebilirdi aklında, bu düşünceyle çıktı yola. Yeni baştan boyamaya, boncuklar kurdelalar takmaya karar verdi dünyaya. Bunun için Sinop Eski Tekel Binası şimdinin Yaşlılar Evi’nde bir gölge bulup kendimize , çocuklarla buluştuk bir çemberde. Öncelikli cümlemiz ‘kendine izin ver’ idi. İsimlerimize bir devinim verdik ve bunu zincirleme ritimlerle canlandırarak hafızalara kaydettik. Buradan bedenimizin bize verdiği devinim ve ritimleri gruplara ayrılarak ‘yaşayan heykeller’e dönüştürerek bir form verdik. Bu formları da isimlendirip Sinop’un hangi yerlerine yerleştireceğimize karar verdik. Dünya ve gölge oyunu oynayıp uzaya doğru yolculuğa başladık ve bu yolculukta dünyanın gölgesini bulup orada yeni bir dünya nasıl kurabiliriz konusunda konuştuk, tartıştık ve ayağa kalktık. Bu dünyada insanlar konuşmayacaktı; renklerle ve devinimleriyle anlaşacaklardı. O halde devinimleri ve renkleri ne olmalıydı? Bu sürece başlamamız ise daha önce yapmış olduğumuz devinimlerden de yardım alarak ellerimize rengarenk kumaşları, tülleri, derileri, boyaları, iğne ve ipliği alıp işe koyulmak oldu. Sonuç; düşünme - hayal kurma - devinme bitmeyecek ama biz yeni ülkemizin yeni kostümleriyle ve yepyeni devinimlerimizle 5 günümüzün sonuna gelecektik. Ece Denizci ile hazırladığımız iplerle sahne konseptinde mini bir defile ve performanslarımızla bu yeni dünyanın sesini gözlerimizden duyurduk.. Carl Jung (İsviçreli psikanalist 1875 – 1961); ‘Yaratıcılık aklımızın değil, oyun oynama becerimizin sonucudur.’ der. Bizler ise oyunla aklımıza, bedenimize yaptığımız yolculuğu şimdilik tamamladık. Bir daha ki Sinopale günlerinde tüm çocuklarla oyun oynayabilmek dileğiyle… sinopale.org 6 Sizce tasarım ne demekmiş? Rengarenk ve parıldıyor. Sadece düzgün ve güzel olan değil. sadece Kırmızı kendimize ait fikirlerle, hayal gücümüzle pembe –turuncu yepyeni oluşturduğumuz şeyler. yeşil –yumuşak ve tüylü Hiçbir yerde olmayan şeydir. pamuk gibi yumuşacık Bazı şeyler karışık olmasına rağmen güzel eğlence dolu jöle gibi yumuşacık görünmeye başladı. Sanırım bu tasarımdı. GİZEM GÜNDOĞDU Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var Dünyanın gölgesinde oturup yeniden mı? dünya kurmaya karar verdik dediniz. Öğretmenlerimiz çocuk psikolojisinden Dünyanın gölgesinde oturup yeniden anlıyorlar ve çok iyiler. Onlara çok teşekkür dünya kurmaya karar verdik dediniz. Yeni ederiz. dünyadan bahseder misiniz? Dünyamızda yeni ülkeler var. Bu ülkelerde İyi ki böyle bir etkinlik var ; yine olacak mı? yaşayanlar konuşarak değil hareket ederek Yaz tatilimde çok güzel anılarım oldu. Çok anlaşıyorlar. teşekkür ederiz. Dilsiz ülkeler. Ben de yeni şeyler yaratabiliyormuşum, Sinopale Çocuk Atölyeleri’nin Mavi ağaçlar, pembe güneş var. dans edebiliyormuşum. Çok teşekkür çocuklarından Gizem Gündoğdu , bizim Herkes birbirini seviyor ve barış içinde ederim. için atölye katılımcısı arkadaşlarıyla bir yaşıyorlar. Sinop’ta da böyle etkinlikler olunca çok röportaj yaptı. Bakalım çocuklar bu 5 Herkes çevreyi seviyor ve koruyor. mutlu oluyorum. Bizler de katılabiliyoruz. günü nasıl değerlendirmişler. Herşeye birlikte karar veriyorlar. Defile ve gösteri yapacağımız için çok Gizem : Sinopale çocuk Tasarım ve Drama Sinopale Çocuk atölyelerine katılamayan Atölyesinde neler yaptık, neler paylaştık arkadaşlarınıza neler söylemek istersiniz? anlatalım mı? Eğer bize katılabilselerdi çok eğlenirlerdi. İsimlerimizi eğlenceli hareketlerle söyledik Yeni fikirler söylerlerdi. ve bu hareketlerle küçük bir dans hazırladık. Arkadaş ortamı çoğalırdı ve onlarda oyun Bir sürü müzik dinledik ve müziklerle oynayabilirler bizimle drama yapabilirlerdi. hayaller kurup figürler bulduk bu figürlerle Kendilerine izin vermeyi öğrenirlerdi, dans hazırladık. güvenleri artardı. Uzaya gittik ve uzayda dünyanın gölgesini Başarılı olacaklarını görürler, çünkü oyun bulup oturduk. ve orada yeniden dünya oynamak yeni kıyafetler yapmak çok yaratmaya karar verdik. bu dünyada eğlenceli. heyecanlıyız. yaşayan insanlara da kıyafetler yaptık. Ellerimiz meşhur oldu. Atölyede yaptıklarımızı düşündüğünüzde, Yeni arkadaşlar edindik,. bu çalışmanın hepsini hangi renkle ifade Emek verdik, paylaşımı öğrendik ve edersiniz ve dokusunu nasıl tanımlarsınız? tasarımlar yaptık. Sizi çok seviyoruz öğretmenlerimiz. Herkese çok teşekkür ederim arkadaşlar... sinopale.org 7 SİNOPALE AKADEMİ: Sanat, Felsefe ve Yaşam Üzerine Sohbetler Sinopale Akademi, 1324 Agustos arası ,Üretici Sanatçı Platformu olarak gerçekleştirildi. Seminerler ve söylevler, bütün Sinopale etkinlikleri, Sinop dışından gelen insanların ve yerel insanların gönüllü çalışmalarıyla yapıldı. Açık hava eğitim etkinlikleri, Arkeoloji Müzesi’nin bahcesindeki ağaçların gölgesinde, hoş bir atmosferde yapıldı. Sanatçıların ve küratörlerin konuşmaları; bireysel gelişim çalışmaları, sanatçıların küratöryel seçimleri ve felsefe üzerineydi. Bu geniş konu alanı, birçok dinleyiciye zevk verdi. sinopale.org SERGİ ÜZERİNE 8 KÜRATÖRLERDEN İŞBİRLİĞİ VE BİR SERGİYİ HAYAL ETMEK ASLI ÇETİNKAYA B u yazıyı yazdığım sırada Bu sene Sinopale sergisinde gölge ve aciliyet taşıyan sorunlara dikkat Sinop Bienali için kente gelen kavramını, barındırdığı kuvvetli referanslarla çekeceklerini düşünerek bir araya gelmeye sanatçılardan bir kısmı henüz bir metafor olarak ele alan işler olduğu davet ettiğim sanatçıların üretimlerini birkaç sergileyecekleri işlerini tamamlamamışlardı; gibi, sanatsal sunum esnasında gün sonra Sinopale sergisinde görmeyi üretim süreçleri devam eden işler söz kurgulanabilecek, deneyimsel ve görsel heyecanla bekliyorum. konusu. Hatta yapıtları hazır olanlar da bir bileşene dönüştüren yapıtlar da yer belki bunların tam olarak nerede ve ne alıyor. Kavramsal metinde de yer alan ve nsel İnal’in ‘Özgürlüğü elinden alınan şekilde yerleştirileceğini bilmiyorlardı. aydınlık-karanlık, ışık-gölge ikili kavramlarının vatan çocuklarının cezası bittiği zaman Kalabalık bir grup küratörün belirli bir oldukça doğrudan biçimde çağrıştırdığı, topluma yararlı olacak kimseler halinde kavramsal çerçeveyi yorumlayıp davet bulunduğumuz coğrafyayı da devamlı yetiştirilmesi lazımdır’ isimli yerleştirmesi ettikleri sanatçı ve eserlerden oluşacak bir aciliyetle ilgilendiren meseleler ise 300 civarında kendi ürettiği seramik bir sergi hakkında kesinlikle konuşmak, enerji ve kalkınma politikaları, ekolojik tabancalardan oluşuyor. Bembeyaz önceden hesap yapmak zaten olanaksız, hassasiyetler ve sürdürülebilirlik. ‘Gölgenin seramik tabancaların 50 tanesi geçtiğimiz ama daha iyisini yapabiliyoruz; bir sergiyi bilgeliği’ başlığı benim için bir anlamda, hafta sanatçının Sinoplu çocuklarla yaptığı hayal etmek. Böylesi bir belirsizlik, sergi global ölçekte belirlenen politikaların etkileri atölye çalışmasında, çocuklar tarafından hakkındaki ‘karanlık noktalar’, uluslararası bir sonucunda, gündelik yaşamımızı, dolaysız boyandı. Atölye sırasında sanatçının verdiği sanat etkinliği için çekinip, endişe edilecek biçimde bizleri ilgilendirecek şekilde ortaya yönlendirme, tabancaların belirli işlevsel bir durum değil mi? Hayır değil, çünkü çıkan problemler karşısında sadece felç bölümleri gözetilerek ‘süslenmemesi’, Sinop’taki etkinliğin ortaya çıkarılış şekli, edici, bireysel bir endişe duymak yerine bunların birer yüzey olarak düşünülüp süreci ve ‘ruhu’ açısından bakıldığında belirli sorumluluk almak, tüketim mantığının üzerlerine çeşitli hayallerin, imgelerin bir yöntem ve üretim tercihinin kaçınılmaz egemenliğini, yaşadığımız hayat biçimini ‘resmedilmesi’ni içeriyordu. Gerçek yansıması. Bu bienali diğerlerinden cesaretle sorgulamak, kaybolan ya da silahlardan kalıplar hazırlanarak üretilen ve farklılaştıran özelliklerinden biri her neo-liberal politikalarla uzun zamandır ağırlıklarıyla da neredeyse gerçek nesneye aşamasında işbirliğine, yerel bağlamla yok edilmeye çalışılan toplumsallık fikrini eş değer olan tabancalar, hem kullanılan çalışmaya, sosyal bilgi ve araştırmaya dayalı canlandırmaya çalışmak demek. malzemedeki saptırmayla hem de çocuklar üretimi desteklemesi. Bunlar da zaman, tarafından müdahale edilerek algımıza sabır ve merak gerektiren çabalar. Ayrı ayrı Yukarıdaki paragraflarda andığım çalışma yabancılaştırılıyor. Çocuk Islahevinin her bir sanatçı ve yapıt böyle bir yükümlülük önceliklerini benimseyeceklerini, kavramsal küçük, kapalı mekanlarının birinde yerden taşımasa da, Sinopale toplumsal olarak çerçeveyi Sinop’a ait yerel bilgi eşliğinde tavana kadar bütün duvarı kaplayacak angaje bir sanat etkinliği. yorumlayıp, bu coğrafyayı ilgilendiren tabancalardan, renklendirilmiş olanları bir sinopale.org 9 araya gelerek hayali bir geçiti çağrıştırıyorlar. döngüsel bir etkinlik; halen oluşum süreci Alanya L tipi cezaevinde mahkumlar devam etmekte olan bir iş. Farklı kentlerde tarafından yapıldığı bilgisi de eklenince Daha önceki işlerinde de haritalarla ve son olarak da Sinop’un çeşitli yerlerinde yapıtın referans katmanları artıyor. çalışan Sümer Sayın Sinop’un coğrafi katılımcılar, çoğunlukla kamusal mekanlarda konumu ve kendine has özellikleri üzerine kumaşın üzerine öfke duydukları kişi Ortaklaşa çalışıp üreten sanatçılar Volkan düşünerek ve bir detayı, İnceburun’un ve olaylarla ilgili kelimeleri teyelleyerek Kaplan ve Erdem Şentürk de Sinop’ta biraz açığındaki adacığı büyüteç altına işlemeye davet edildiler. Bu üst üste biriken, ürettikleri iki işi sergileyecekler. İlki, alarak yola çıkıyor. Coğrafya, harita ve farklı dillerdeki öfke sözcükleri okunamaz etkinliğin gerçekleşeceği hapishane içinde konum Sinop deyince zihinde ilk canlanan hale geldiklerinde, neredeyse soyut bir kurulacak kültürel bir hapishane. Sanatçılar kavramlardan. Sanatçının kendisine ve bize dokumaya, duvar halısına dönüştüğünde misina ile oluşturulacak bir koza yapının heyecan veren fikri bir ‘land art/arazi sanatı’ sona erecek. Sinopale’de büyük kumaşın bir iç duvarlarını Sinop’tan topladıkları kentin projesine dönüşmek üzereydi. Ne kadarının görseli ve Sinop’ta 100’e yakın kişinin renkli kimliğini temsil ettiği düşünülen nesne ve gerçekleştiğini ancak sergi açıldığında iplerle işleme oturumlarını içeren bir video figürlerin fotoğrafları bu kozanın duvarlarını anlayacağımız ‘Kaçış Adası’nı yarımadayı yer alacak. kaplayacak. yaratmayı amaçlayan ve bunu kentin turizm Hande Varsat’ın sergideki iki işinden İkinci yapıtta sanatçılar kütüphanede potansiyelini büyütecek heyecan verici bir ilki ‘Tarafsız Geçit’ gelenek kavramına rastladıkları, harf devrimi ardından Sinop’ta proje olarak tanıtan girişim haberleriyle odaklanıyor. Bu geçitin her iki tarafı, yayımlanan bir gazete duyurusundan ilişkilendirmeden izlemek olanaksız. geleneksel dantel motiflerinlerinden yola çıkıyorlar: “Harflarımızı 10 gün içinde Genç sanatçı Alpin Arda Bağcık’ın, isimlerini oluşan parçalı ayna yüzeylerden yapılmış. öğrendik. Bu günlük şunları sıraya koyup antipsikotik ilaçlardan alan tuvalleri ve Belli bir mesafeden bakıldığında ortaya şöyle doya doya seyredelim”. Hapishanenin kartpostallar halinde basılan kurgulanmış çıkan motifler, yakınlaşıldığında boşluklara, çeşitli duvarlarından, basitçe bir kalemi kağıt fotoğrafları, hem psikiyatrik hastalıklara ait yansımalara ve yeni optik bağıntılara üzerine sürterek kopyaladıkları harflerden bozulmuş bir gerçeklik algısını çağrıştırırken, dönüşüyor. İkinci işte de perfore edilerek bir alfabe oluşturuyorlar. Bu alfabeyi, hem de o bozulmuş gerçekliğin çeşitli ortaya çıkarılmış motifler ve sözcükler ve çocuk ıslahevinin girişinde hemen solda, nükleer, ekolojik, kimyasal felaketlerle ortaya yine geleneksel olana kuvvetli göndermeler Atatürk’e atfedilen - İnsel İnal’ın işinin de çıkacak yaşam koşullarını yansıtacağı, yer alıyor. Motifler nesli tükenmek üzere ismini oluşturan – cümlenin hemen altına distopik bir tahayyül olarak da okunabilir. olan yerel floraya ait kum zambaklarından, yerleştiriyorlar ; doya doya seyredilmek Monika Drozynska’nın ‘Stich yourself/ kelimeler ise bir çoğu çoktan unutulan üzere... Kendin(i) dik’ izleyicinin katılımı ve el Sinop halkına özgü söz dağarcığından işiyle bir dokuma oluşturmayı amaçlayan alınmış. Bu zanaatin kendisinin de örneğin kanalla ana karadan kopararak, bir ada sinopale.org SERGİ ÜZERİNE 10 KÜRATÖRLERDEN İŞLERE DAİR BAZI NOTLAR DIMITRINA SEVOVA B ienalin bir parçası olan serginin iletişim kurmaya yer yaratan spontane Dong, Sinop’taki bir başka performansında, berrak bir şekilde ifade edilmesi karşılaşmayı vurgulayabileceğimiz daha Osmanlılardan günümüze değişen farklı nasıl olur ve değişik coğrafyalardan fazla kamusal alana ihtiyacımız var. Bizim kayıt ana müzisyen grubuyla beraber gelen sanatçıların ve küratöryel takımın asıl endişemiz kısa ömürlü ve süreç odaklı söylüyor. potansiyeli nasıl gelişir? Sergi, ilk bakışta sanatsal biçimler ve sanatın üretken, yaratıcı sanat dünyasının haritasında önemsiz ve manevi doğasına yatırım yapan geçici Karen Geyer, süreç ve bağlama yönelik işi gibi gözüken bir yerde- başkentten durum ve koşulları hakkında ve de bilginin için Diyojen’e Saygı ismini seçti. Sanatçı uzakta, bütün alçakgönüllülüğüyle sosyal üretimindeki sanatın ve sanatın derhal kamusal alana bir nesne yerleştirdi – coğrafyasını sunan, halkla etkileşimli ve oluşan estetik algısının nasıl görüneni ve Sinop merkezinde sahilde, bulunmuş ticari amaç gütmeyen karakterli bir Bienali görünmeyeni tekrar dağıttığı ve ortak malzemelerden üretilmiş, işleyen bir güneş olan ve farklı dillerin birbirleriyle olan deneyim ve duyuyu taşıdığı hakkındadır. saati. Bu, zaman ve mekan ilişkisi ve güneş etkileşimlerinden doğan çeviriyle ilgili Akademinin ötesinde araştırma, direk sokak saatinin kolları (gölge) tarafından çizilen potansiyeli olan bu yer için oluşturuldu. üzerinden, gerçekleştirici tarafları, ağaçların zaman aksları üzerine çok katmanlı, rizom Sanatın dili bizi birbirimize çeviren araçtır altında herkes için bir akademi… Bunun gibi yapı için bir başlangıç noktası oluşturuyor. ve sergiyi de enerjilerin takımyıldızlarının cümleler Sinopale 4’ teki bilgi üretiminin Sinoplulardan kişisel hikayeler toplayarak birbirleriyle çapraz bir şekilde değişim içinde bir parçası ve de bienalin “birlikte çalışmak’ oluşturduğu ses yerleştirmesi için çok olan çok sayılı bir vücut olarak görebiliriz. sloganı toplu öğrenme sürecinin düzensiz uygun bir kavramsal yapı sağlıyor. Her Bienal biçimi tekrar edilebilirliliği ve geçiciliği bir şekli olarak ortaya çıktı.” (Floarian gün güneş saatinden başlayarak, gölgenin ile sadece alıcılarına bir haberci olarak Schneider) Bu bir yandan sanatın ayırıcı doğrultusunda yürüyor ve sözlü tarih değil, aynı zamanda deneyimlerini başka bir çizgi değil de sosyal bir süreç olmasına söyleşisi yapmak için Sinop’ta yaşayan yerlere taşıyıp izleyicilerini güçlendiren, dayanırken, diğer yandan da sanat ve birini buluyor. Güneş saatindeki ‘en erken’ müşterek bilgi kurup, izleyicilerini serbest yaşam arasında olan, profesyonel sanatçı ve gölgeyle başlayıp, bir saat boyunca gölge bırakan ve yeni bir halk yaratan format seyircisi arasında yaşanan ikiye bölünmenin doğrultusunda yürüyerek. olarak da seyircilerine konuşur. Bienalin çift üstesinden gelmeye dayanıyor. Bu sebeple karakteri vardır: sanat ve sanat uygulamasını şunlara dikkat edilerbilir ki sanat alanında; Sanatçı, anlatı ve belgesel arasındaki merkezden çevreye doğru bir şekilde teşvik lokal bir görüntüyü küresel bir görüntüyle pratiklerle deneyimden kaynaklanan eder ve bu bir yandan yeniden dağıtmak, karşı karşıya getirmenin geçerliliği anlamını bilginin şiirsel biçimde altüst edici gücünü sanat bilgisini dengeleyip sanattan keyif kaybediyor; sanatın mutenalaştırmanın açığa çıkarıyor. Halk kütüphanesinde bir almak anlamına gelirken, diğer yandan taşıyıcısı olarak aldığı eleştirilerin bir kısmı da ses yerleştirmesi biçimindeki karmaşık da kentsel bir yeri küresel bir bağlamda bilgiye—sanatçıların yeni bilgi biçimleri icat yapıtı, Sinop’un sözlü tarih haritası olarak kıymetlendirmek demektir. Bizim amacımız ettikleri bir güç alanı olarak— öncelik vermek anlaşılabilir. Zaman ve mekanın arasındaki usta bir öyküleme inşa etmek değil, daha için meşruluğunu kaybediyor ve marjinalize karmaşanın koreografisine işlenmiş ziyade gezgin sanatçı maceraları ve yerel ve edilmiş bilgiyi yeni değer ve takas şekline kahramanların ve öykülerin coğrafi turist seyirciler arasında yöreselden kültürler getiriyor. durumunun altını çizmek üzere, hafızanın arası bir karışımın olacağı bir yer açmaktır. ağıyla ve anlatısal düzenle gündelik Amèlie Brisson-Darveau’nun “Git ama olanın ritmini ve kentteki sosyal bağların 4. kez düzenlenen Sinopale için yapılan geri döneceğinden emin ol” adlı eseri iki çokluğunu yakalıyor. serginin ana temasıyla birlikte, yer ve yerleştirmeden oluşuyor. Sanatçının iki misafirperverliliğin sığınak oluşturduğu, yerleştirmesinin altında yatan asıl mesele ve Petra Köhle ve Nicholas Vermot Petit- kendini ve kamusal alanını güncel sanat ilgi de vücudun ve hareketin haritasal dizilişi. Quthenin projesi “Exercice d’Isolation uygulamalarına açan halktan kaynaklanan, Gölgenin akışkan ve soyut şeklillerinden (Duyuru Sistemi/ Hoparlör)” uzun konu ile coğrafik yerleştirilmişliğin sanatçı asla kullanılamaz olan ve sonradan zamandır üzerinde çalıştıkları arşiv ve arasındaki iletişimin doğrudan ortaya yere monte ettiği kıyafetler dikti ve böylece teknolojinin, daha spesifik olursak fotoğrafın, çıkarttığı çok sayıda soruyu gündeme seyircilerin kendi yansıyan gölgelerinin kısa arşivlemenin süreciyle nasıl bağlantılı getirmemizi sağlıyor. Bu sorular arasında, sureliğine kıyafetlerle üst üste gelmesinden olduğunu ve arşivleme uygulamalarındaki sanatın toplum içinde değer ve bilgeliği oluşan kıyafet bedenlerini deneme seçimleme mekanizmasına nasıl belirli nedir, nasıl deneyimler taşır sorusu da sürecine davet edildiği neşeli bir ortam kuralları yüklediğini araştıran projenin vardır. Sanat bir lüks olarak kalmaz, yaratılmış oldu. Korkularımızı desteleyen devamı niteliğindedir. Arşiv sisteminin gelenekleri doğrulayıp ayrıcalıklı çevreleri eski efsanelerden ve dünya edebiyatından içindeki ve dışındaki mekansal ilişkiler teselli etmez. Sanat günümüzde aynı kayıp gölgeler üzerine dört hikayeden ilham nasıl organize edilir? Bunların genel yapısı ışımayan, yansıtmayan, kendine bakan alarak oluşmuş bu sağlam yerleştirme özellikle bir nesneyle nasıl bağlantılıdır? gölgelerin bilgeliği gibi “aura’sız eşsizlik” boşluğu akustik olarak kaplıyor ve yerdeki [1] olarak görünebilirken, aynı zamanda kıyafet-gölgelerle birleşiyor. ufkunu ve coğrafi tarifini kaybeden görüş Sanatçıların işleri kamusal alanda araştırmaya dayalı, “objet petit a”- nesne ve merceklerin teknolojilerinin ve özgün Quynh Dong’un “Sesini Duyayım” küçük a’yı (ulaşılmaz arzu nesnesi) bulmak öznelliklerin üretimiyle iletilen, iletişimde projesi topluma yönelik bir iş. Sanatçının için yerel çevreyle oranın sosyal-politik görülen duyuların yozlaşmasının aksine performansında ortaya çıkan ve tekrar eden koşullarını göz önünde bulunduran yeni çoğalan oynak öznelliklere, etkinliklerin modellerden bir tanesi de her birimizin ıssızlaştırma çalışmalarıdır. Seçilen nesne, sergilenebilen taraflarına, cemiyetlerin katkı virtüöz gibi olduğu. Sanatçı değişik müzik yerini değiştirmek için ağ iletişimsel ve katılımlarına olanak sağlıyor. çalışmaları, performanslar, ve dört adet yöntemlerden yabancılaştırılmıştır, yani Biz sanat yoluyla olan iletişimin artan video klibinde beraber çalışmak için bir nevi sergi alanına hapsedilmiş ya da öznellik biçimlerine dayandığına inanıyoruz, sokaktan müzisyenler ve performansçılar görüntülenmeye konmuştur. Bu işlem yani, çoğunluğun iyimser yansıması tuttu. Kasabadaki insanların da en sevdikleri nesnenin ve onun tasarımının sade şeklinde karşılıklı ilişkili yaratıcı sosyal şarkıları soylemelerinin istendiği bu işlevselliginin altını çizer. Sanatçıların üretimi- bireylerin çoğunluğu ve onların videolarda, sanatçı performansçılarının yöntemi dikkatlice gerçekleştirilmiş eşitlik ve çoğunluğu kışkırtan üretken hangi kamera açısıyla, hangi sahne yersiz yurtsuzlaştırma sürecinin sinerjiler halinde birlikte olması. Sanat için donanımıyla ve nasıl çekilmekle ilgili sistemini, özyargılayıcı ve özgöndergesel yürümeyi ve yüz yüze temasla hemen istediklerine dikkatlice uyuyor. Quynh uygulamaların kendi yolunu bulduğu aynı sinopale.org 11 zamanda sanat kurumunun ve sergi alanı Sanatçının eseri resimler, şekiller ve yazılar artık imkansız. Ne türlü, hangi teknolojilere inşasının eleştirisel yansımasıdır. Sanatçılar arasındaki cağrışımsal bağlantılar kurmak dayalı ve kimin yararına bir ilerleme için bu süreçlerin belirsiz karakterleri için de yapılmış bir teşebbüs. istediğimiz esas soru. Hassas küresel olmazsa olmaz. Issızlaşmış nesneleri yakın duruma ve karşılıklı bağımlılık koşullarına görüşte gösterseler bile aralarına bir mesafe Tüm bu yapıtlar izleyiciye gölgeyi uygun tamamen yeni teknolojilere koyarlar. Çocuk hapisanesindeki sergi için deneyimlemeyi ve metaforik ve sembolik, ihtiyacımız olduğunu anlamamız gerekiyor. Köhle ve Vermot yerleştirdikleri hoparlörleri temsili ve temsili olmayan olasılıklarını, gayri Küresel ve yerel ölçekte önümüzde duran genel sistemden kopuk bir şekilde maddi üretimin araç ve yollarını, anlam ve problemlerle başa çıkabilmek, insanların olmasa da yakın görüşte sergiliyorlar. değer sistemlerine nasıl girdiğini, görünür ve bilginin ‘genel hareketliliği’, maddi Sadece nesneyi ıssızlaştırmıyorlar, sesi de olan ve olmayanın sistemini nasıl etkilediğini kaynakların ve gayri maddi bilginin aklı hapsediyorlar ve bu sessizliğin sesini sergi tekrar düşünmeye davet ediyor. Bu sergi ile selim yönetimle bütün insanlara daha eşit alanında kendi heykellerini Sinop Duyuru baskın değer tespit koşullarından kaçmaya dağılımı için fırsatlar açacak, yeni enerji ve Sistemine ekleyerek yayıyorlar. ve bunun yerine paylaşma ve ortak olana, yaratıcılık kavramları ve kaynaklarını alış toplumsal işbirliğine güvenmeyi ve ayrıca verişe açmak üzere… İsimsiz 2012’nin anonimliği ve mütevaziliği kaynaklar ve olanaklarımızın küresel altında, Cat Tuong Nguyen’in eski ekonomik krizler içinde belirginleşen [1] Marco Scotini, “Exodus, Uniqueness and hapishanenin sergi alanında gösterilip, çeşitli sınırlarıyla hayatta kalabilme durumunu Multitude,” interview with Paolo Virno, in id., boylardaki gümüş jelatin kağıdı üstünde gözden geçirmek istiyoruz. Kafa yormak Disobedience: an ongoing video archive. olan fosil gibi fotogramlar biçiminde istediğimiz soru, ilerleme taraftarı veya <http://www.disobediencearchive.com/texts/ cisimlenen sosyal heykeli gözler önüne karşıtı olup olmadığımız değil – geri dönmek exodus.html> (accessed 2012-08-04). seriliyor. Sanatçı eski bir karton ile eldeki diğer materyallerden kendisinin yaptığı siyah bir kutu, hareket ettirilen bir lamba, ve fotoğraf kimyasalları kullanarak taşınabilir bir laboratuvar inşa ediyor ve bu donanımla sokağın ortasına dükkan kuruyor. Sanatçının siyah kutusu, kendisinin, yabancıların, ve cesaretlerini toplayıp kendi fotogramlarının çekilme sürecini denemek isteyen sokaktan geçen kişilerin ellerinin buluştuğu yer. Antropolojik tanımlardan kaçan sanatçı, fotogramları ile temsilin izleri yerine vücudun doğrudan izlerini üretmiş oluyor. Riikka Tauriainen’in “Gizli ekonominin gözlemlenmemiş paradigması” isimli yerleştirmesi artistik araştırmaya dayanıyor ve kitaplardan, internetten ve gazete makalelerinden derlenen resimler, yazılar ve şekillerden oluşuyor. Eserin konusunun çerçevesinde ekonomi, gölge ekonomisi, saklı olan birşeyin nasıl ölçülebileceği, sınırlar, işçilik ve sömürücülük üzerine fikirler keşfediliyor. Bu yerleştirme gizli ekonominin varolan izlenim ve tanımlarının yapısını dile getiriyor; ekonomiyi ve gizli ekonomiyi oznellikle ilgili olarak da tartışırken sosyopolitik ve teorik konulara değinen tartışmaları da içinde bulunduruyor. sinopale.org SERGİ ÜZERİNE 12 KÜRATÖRLERDEN HARİTA SAHANIN KENDİSİ DEĞİLDİR ELKE FALAT S inopale ekibine katılmam sürdürme çabasinda. Cansız endüstriyel düştüğü dehşeti ve buna karşi desteği istendiğinde bundan oldukça harabe her hareketi, her sesi bir heyecana konu ediliyor. 12 Eylül darbesi sırasında memnun oldum ve gururlandım. O dönüştürüyor: yakın bir mahalleden gelen belirlenemeyen bir sebeple çikan yangında, güne kadar Sinopale’ye ilişkin duyduğum sesler, uçuşan boş sayfaların hışırtısı, bugün Union Française’ye ait olan, Türkiye her şeyi beğenmiştim. Fakat emin yağmur, delinen bir duvardan gelen ritmik Yazarlar Sendikası’nın arşivleri yok oluyor. olamadığım bir husus vardı: farklı bir çekiç sesleri. Bu senaryo, Fukushima Özlem, yangın nedeniyle bugün elimizde ülkeden gelen, farklı koşullara alışmış ve Depremi’nden hemen sonra Tokyo’nun olmayan telgrafı, Fransızca bilgisiyle yeniden ‘Evet evet’, ‘Tamam tamam’, ve ‘Balık ekmek’ merkezinde yapılan bir yürüyüş ve nükleer gönderiyor. haricinde hiçbir Türkçe söz bilmeyen birisi felaketi haber veren bir son dakikanın olarak, bir sanat etkinliği kapsamında görüntüleriyle bir araya getiriliyor. Alternatif Buna ek olarak Özlem ‘Saklı Kitaplar’ adlı hapishane, nükleer enerji santrali ve füzeler enerji kaynaklarının örneklerini göstermek video çalismasini da bizlere sunacak. gibi konuları nasıl ele alacağımdan tam içinse Reinigungsgesellschaft sanatçı Özlem’in ilkokul ögrencisi olduğu olarak emin değildim. kolektifinin eseri ‘Şehrin Enerjisi’ adlı kısa zamanlarda her ögretim yılı başlangıcı aynı belgeseli göstermeye karar verdim. Grup adet tekrarlanırdı. Özlem okul kitaplarını Sinop’a bir video seçki götürmeye karar Berlin Kreuzberg’teki bir spor salonuyla korumak için kaplarken babası da kendi verdim. Filmlerin bir kısmı nükleer enerjiyle ortak bir çalisma gerçekleştrerek salondaki kitaplarını kaplardı. Fakat babasının amacı ilişkiliyken diğer kısmı da mahpusluk hali bisikletleri bir jeneratöre bağlıyor ve elektrik kitaplarını değil kendisini korumaktı zira üzerineydi. ‘Gölgenin Bilgeliği’ kavramı üretiyorlar. okuduğu kitaplar Türkiye Cumhuriyeti çerçevesinde bu meselelerle ciddi bir Sinopale’nin sergi alanı Tarihi Cezaevi tarafından yasaklanmış eserlerdi. biçimde ilgilenen sanatçıların eserlerini olacağı için alıkonma meselesine dair Almanya’da kaldığı sırada Özlem, Doğu bir araya getirmeye çabaladim. Nükleer eserler de seçkimin bir parçası oldular. Almanya zamanından benzer bir baba- enerjinin hali hazırda tarih olduğunu ve Minna Hint’in belgeseli ‘Hapishane Kuşu’ kız kitap kaplama hikayesine tanıklık geleceğin teknolojisi olarak sunulmasının kafesteki bir kuşu ve hikayesi demir etti. Ne gariptir ki, Doğu Almanya’da büyük bir hata olacağını örnekler parmaklıklar arkasında sonlanan bir kuş yasaklanan kitaplarla Türkiye’de özgürce üzerinden göstermek istedim. Eleonore de avcısını konu alıyor. okunabiliyorken, Türkiye’de yasaklanan Montesquiou’nün Estonya’nın kuzeyinde kitaplar da Doğu Almanya’da özgürce küçük bir şehri konu alan deneysel David Rychs’nin çalismasi, ‘Karşilaşma’, suç çalismasi ‘Sillamäe’ seçkimin ilk parçası işleyen çocuklarin yüksek güvenlikli bir oldu. Sovyet Rejimi esnasında bu küçük ıslahevinde ziyaretini içeren bir belgesel. Sergide Francis Alÿs’in ‘Su Rengi’ adlı şehir ziyaretçilere kapalı gizli bir yerleşimdi: Filmde hapishane koşullarına ilişkin bir eserini gösterecek olmaktan dolayı da askeri endüstri açısından rolü ve nükleer ön bilgi uzun yıllar mahkumiyet sonrası çok memnunum. Trabzon kıyısından araştırmalar nedeniyle haritalarda bile eğitmen pozisyonuna geçen deneyimli doldurduğu bir kova suyu Ürdün Akabe’de yer almıyordu. Seçtiğim bir başka film mahkumlar tarafından veriliyor. Çocuk yeniden denize döken Francis Alÿs, iki farklı Charles Oakley’in Birleşik Krallık nükleer mahkumlar, karşilaşma esnasında kendi renkteki denizin, Karadeniz ve Kızıldeniz, endüstrisinin doğduğu yer Harwell’i ve kişisel hikayelerini merkeze koysalar da sularını birbirine karıştırıyor. füzyon enerji teknolojisinin geliştirildiği tecrübelerine dayanan deneyimlerini Oxfordshire’daki Culham tesisini konu ve gençliklerine dair hayal kırıklıklarını Harita toprağı belirlemediğine göre tüm edinen ‘Yarı-Ömür’ isimli eseri oldu. Her iki dile getiriyorlar: bu yönüyle röportajlar bu farklı fikirlerin bir arada nasıl bir bütün bölgeden örgütlerin de katılımıyla çekilen hayata dair dersler işlevini de görüyorlar. oluşturacaklarını hep birlikte göreceğiz. film, nükleer enerji araştırmalarını tarihsel Bu deneysel çalisma ayrıca, yıllar boyu ve kültürel bir filtreden geçirerek irdeliyor. ıslahevinde paralel bir toplumun parçası Lina Selander’in filmi ‘Gerçeğin Bekleme olmuş ve uzun süreli yalıtım sonucu öfke Odası’ Çernobil Nükleer Faciası’nın etki alanı ve farkındalık biriktirmiş bir çocugun içerisinde kalan, çöllesmis şehir Pripyat’ı sesine kulak veriyor: bu sayede, gençlere konu ediyor. Bir çift el bir fotoğraf yığınını hapishane hayatına dair yoğunlaştırılmış karıştırıyor: 4. Reaktörün model çizimleri, bir kurs vermeyi ve olası kötü senaryoların Pripyat’ın yapıları, terk edilmiş ofislerdeki gerçekleşmesine engel olmayı amaçlıyor. kitaplar, boş odalar, çöplüge dönmüş iç Harun Farocki’nin filmi, ‘Hapishane’, mekanlar, Çernobil üzerine bir belgeseli hapishanelerden görüntüler, kurgulanmış yayınlayan bir ekranın fotoğrafları vb. filmlerden ve belgesellerden alıntılar ve Fotoğrafların ve hareketli görüntülerin gözetim kameralarının çekimlerinden tarihleri çakistikça film anlatı, zaman ve oluşuyor. Yeni denetim teknolojilerine, kimlik görüntüler üzerine sorularını dile getiriyor. tespit aletlerine, elektronik kelepçelere ve takip cihazlarına dikkatimizi çekmesinin Doğu Almanya Cumhuriyeti zamanında yanı sıra Farocki’nini eseri, her zaman Stendal’da bir nükleer enerji santrali mahkumlara özel bir ilgi duyan sinema kurulması planlandı ve fakat asla aktif sektörüne de bakmamızı sağlıyor. kılınamadı. Son yirmi yılda, faaliyete Sözünü ettiğim eserlerin yanında Özlem hiç geçmeyen bu santral adım adım Sulak’ı da Sinop’a davet ettim. Kendisi, parçalarına ayrıldı ve Monika Rechsteiner Türkiye Yazarlar Sendikası için, ‘Telgrafın bu yapının mimarisini konu alan bir film Jean Paul Sarte Tarafından Yeniden çekti. Boş santral tam bir sahipsiz toprak: Düzenlenimi’ adlı yeni bir eser üretti. su tarafından yıpratılmış, pas izleriyle Çalismada Sarte’ın 1977’de yolladığı ve dolu, hava koşullarına karşi başkaldırısını Türkiye’de yasaklanan kitaplar nedeniyle okunabiliyordu. sinopale.org 13 sinopale.org SERGİ ÜZERİNE 14 KÜRATÖRLERDEN SİNOPALE’DEN SİNOPSİS’E BİLDİRİYORUZ S inopsis’in bu sayısı basıldığında gelmeden önce yapmaya başladıkları Gerçek adların neden kullanılmadığının sanatçılar Sinopale 4 kapsamında araştırmalar sonucu ulaştıkları bilgi ve nedenlerine işaret eden Gupta, öncelikle ürettikleri islerini tamamlamış görseller üzerine ürettiler. Bu ve benzeri kimliğe ve görünmeyen müelliflik konusuna olacaklar. Sinoplular sekiz yıldır olagelen çalışmaların uzun yıllar boyunca tutarlı bir odaklanmıştır. bu koşturmacaya alışık… Sinopale’nin en şekilde sürdürülmesinin sonucu olarak yeni önemli özelliklerinden biri sanatçıların islerini ve gayri resmi bir tarih bilgisi ve kolektif bir BERND OPPL’un sergideki dikkatin doğrudan doğruya kentin bağlamında bilinç oluştuğunu söylemek mümkün... boşluğu adlı çalışması siyah bir küpten IŞIN ÖNOL üretiyor olmaları. Bu yüzden iki yılda bir oluşuyor. Küpün dörtgen bir açıklık olan Sinoplular, Sinopale‘ye davet edilen sanatçı Liddy Scheffknecht , Untitled (Sinop Kale üst bölümünde dönen bir mimari maket ve araştırmacılar ile atölye çalışmaları, Cezaevi), adlı çalışmasında, kendisi için görüyoruz. Maket art arda bir evin içini ve röportajlar, forumlar, sohbetler, ortak Yusuf Emre Yalçın tarafından çekilen Tarihi dış cephesini gösteriyor. Bu sonsuz iç ve çalışmalar üzerinden sergi ve etkinliklerin Sinop Cezaevi kapısı fotoğrafı üzerinde dış devinimi bir kamerayla belgeleniyor ve üretim süreci boyunca iletişime geçiyorlar. hayali bir döneme ait gölgeleri yansıtıyor. sonuç imgeleri sergide görülen videoya Sergi hazırlıkları tamamlanıncaya dek Fotoğraf ve video sanatçı tarafından yansıtılıyor. dikkatin boşluğu film ve mimari izleyiciler hali hazırda neredeyse tüm birbiriyle çok hassas bir şekilde senkronize arasındaki ilişkileri irdeler. Film bir montajla islerin hazırlanış süreçlerindeki birçok ince hale getirildiğinden, izleyici için fotoğraf ve mimariyi değiştirir ve görüntü kesitlerini ayrıntıya tanık oluyorlar ve sergiyi gezmeye üzerindeki yansıtmayı birbirinden ayırmak seçerek bu medyada yeni bir mimari geldiklerinde bu bildik ayrıntılar sürpriz oldukça güç. Böylece izleyici, sanatçı oluşturur. dikkatin boşluğu süreci tersine formlarda karşılarına çıkıyor. tarafından dikkatlice manipüle edilmiş bir çevirmeyi deniyor ve film montajını mimari tarihle karşılaşır. Fotoğrafa yansıtılan gölge bir model için bir şablon olarak kullanıyor. Türkiye, karmaşık yapısıyla, hem yerli, hem öyle yavaş ve belirsizce hareket etmektedir yabancı sanatçılar için bitmek tükenmez ki, izleyici yavaşça değişmekte olan durağan Andreas (Muk) Haider. Skia adlı kapalı devre bir malzeme kaynağı. Gerek politik, gerek bir imaj karşısında, bir bilmece ile yüz yerleştirmesinde ziyaretçilerin imgeleri tarihsel, gerek görsel, açıdan bir sanatçının yüzedir. Fotoğraf, cezaevinde bilinmeyen yapay gölgeler olarak işliyor. Güneş ışığı üzerinde odaklanabileceği, üzerine tüm bir zamanda bulunmuş olan hayali bir kaç kadar doğal olan ve temelde sürekli insana sanatsal yaşamını adayabileceği çok fazla kimsenin kalmış olan izlerini takip eder. eşlik eden gölge çoğu kez dikkatimizden unsur var. Bu unsurların bir kısmı hayati Gölgeler, cezaevinden bir mahkuma mi aittir kaçar. Fiziksel yapımızın silueti aslında önem taşıyor, üzerinde ortak düşünülmesini insanın kendi dış çizgilerinin düz ve ve acil çözümler üretilmesini gerektiriyor. Evelina Domnitch ve Dmitry Gelfand, cisimsizleştirilmiş özetidir. Skia yerleştirmesi Sinop’ta bu gibi unsurlara, Türkiye ve dünya Kamera Lucida: Sonokimyasal Gözlemevi gölgelerimizin kendi aralarındaki oyununu üzerinde halkın iradesinden bağımsız adlı performansında, suyla doldurulmuş ve mekânda fiziksel yersizleşmemizi bilinçli olarak uygulanagelen politikalara daha transparan bir hazne içinde, ‘ses ışınımı’ adı olarak algılamamızı inceler. Bir kişinin küçük ancak kompakt bir ölçekte tanık verilen olgu aracılığıyla ses dalgaları ışık gölgesi birdenbire özgürleşirse ve yabancı oluyoruz, ve bu sanatçılar için düşünmek, yayılmaları yaratıyor. İzleyici yerleştirmeyi bir özerklik oluşturursa ne olur? Post- öğrenmek, sorgulamak, araştırmak için çevreleyen mutlak karanlığa uyum modern egonun çoğulcu kimlikleri ile bu tür büyük bir kaynak oluşturuyor. Üretilen sağladıktan sonra, ses alanlarının parlayan bir yabancılaşma arasındaki benzerlik nedir? islere bakıldığında bir çoğunun ulaşılabilen kısa süreli şekillerini yazılı kaynaklarla tatmin olmadığını, bu algılamaya başlıyor. Işık yüzden doğrudan sözlü tarih çalışmalarına kaynağı, ses yoluyla başvurduklarını ve kenti röportaj patlayan, içleri Güneş yağmuruna tuttuklarını görüyoruz... Bu üzerindeki sıcaklık yazıyı okuyan Sinoplular içinde kim bilir kaç derecelerine yaklaşan kişi Sinopale etkinliklerine katılan sanatçı hava kabarcıkları ve araştırmacılar tarafından gelen sorulara içinde yükseliyor. değerli yanıtlar vermiş, sözlü tarih yazımına Kuantum tünelinden, katkıda bulunmuşlardır. plazma çekirdek iyonizasyonuna Gölgenin Bilgeliği: Bozulmuş Bilgi Çağında ve hatta baloncuk Sanat sergisinde de sanatçılar islerini füzyonuna kadar bir benzer bir bilgi araştırması üzerinden üretti. dizi ses ışınım teorisiyle Örneğin, sanatçılar arasından Berglind ilgi kuruluyor. Jóna Hlynsdottir, Quynh Dong, Monika BRIGITTA BÖDENAUER , Kısmi Yakınlıklar Drożyńska, Ashley Hunt, Volkan Kaplan & A. SHILPA GUPTA Başka Biri – Takma adla adlı yerleştirmede izleyiciyi Karanlık bir Erdem Şentürk, Petra Elena Köhle & Nicolas yazılmış 100 kitaplık bir kütüphane odada bir masa önünde oturmaya davet Vermot Petit-Outhenin, Sümer Sayın, Karen çalışmasını Sinop Kütüphanesi için üretti. ediyor. Önünüzde karton bir kutu; bunun Geyer, Sinop’a ulaştıkları günden itibaren Gupta, sokakta ve düşsel sınırlarda arzu, arkasında arkadan yansıtılmış bir film var. kendilerini sokaklara atıp yazılar üzerinden din ve güvenlik konularını soruşturan ve Masaya doğru ne kadar eğilirseniz, kutuya ulaşamadıkları, ya da yazılı tarih tarafından irdeleyen etkileşimli video, web sayfası, yansıtılmış olan yanıp sönen imgeyi o kadar manipülasyona uğramamış bilginin izlerini nesneler, fotoğraflar, ses ve kamusal alan rahatlıkla görebilirsiniz. Kısa film sürekli sürmeye başladılar. Quynh Dong, Monika performansları üreten bir sanatçıdır. döner ve bunun sesi film projeksiyonundan Drożyńska, Cat Tuong Nguyen, Hande Başka Biri’nde edebiyatta gölge konusuna yansıyan ışıkla aydınlatılmış devinim Varsat çalışmalarını doğrudan doğruya değinmektedir. Başka Biri 2011’de halindeki nesnelerden çıkar. Bu nesnelerin arayıp buldukları ya da tesadüfen tanıştıkları British Library’de ve Bristol Library’de etrafa yayılan gürültüsüne onların manyetik Sinoplularla beraber ürettiler. Bernd gerçekleştirilmiştir. Sinopale’deki yerleştirme alanının yükseltişmiş sesi eşlik eder. İmge ve Oppl, Liddy Scheffknecht, Özlem Sulak, için Gupta, Tarihi Sinop Kütüphanesi’nden ses kaynağı genellikle gizlidir. Gördüğünüz Riikka Tauriainen ise çalışmalarını Sinop’a takma ad ile yazılmış 100 kitap seçmiştir. şey, tuval üstünde hareket eden gölge sinopale.org 15 oyunu ve soyut desenlerdir. Sesin bir bölümü sanki kutunun içinde yaratılıyormuş gibi duyulurken, bir bölümü dirseklerinizi masaya dayayıp kulaklarınızı kapattığınızda algılanır. Masanın altındaki ses tetikleyiciler masayı bir ses dağıtım yüzeyine dönüştürür. Daha alt düzeydeki frekansları ancak fiziksel olarak masaya yaklaştığınızda, gövdeniz aracılığıyla duyabilirsiniz. İçeride ve dışarıda, uzaklık ve yakınlık, ışık ve karanlık. Aynı sanatçı, açılış gecesinde bir de 12 cm ne kadar uzaktır? İsimli bir performans gerçekleştiriyor. Bu ses performansında film projeksiyonu ışık ve ses yaymak için bir araçtır. Film malzemesi yokken, motorla çalıştırılan nesneler (boş film ruloları, naylon ipler) projektörler ve tual arasına yerleştirilmiştir. Devinim halindeki nesneler ve ışığın gücü sürekli değişirler. BERGLIND JÓNA HLYNSDÓTTIR, Rehber şunları söyletiyor: “Ben fiziksel ve işlevsel Gölgeler ortaya çıkar, birbiriyle örtüşür ve Işık adlı isinde hem sergi mekânında bir bir aletim, ama aynı zamanda kavramsal kaybolurlar. 12 cm ne kadar uzaktır? Yokluk ses yerleştirmesi üretiyor, hem de izleyiciye bir yapıyım; dahası benim fizikselliğim ve görünmezlik ile ilgilidir. Ses makinalardan elinde lamba ile kentte dolaşmayı öneriyor. zaman içinde yolculuk yaparken, çeşitli gelir ve yer yer yükseltilmiştir. Tıpkı Bu yapıt Sinop kalesi ve tarihi cezaevi için malzemelerin kullanımıyla farklı biçimler oluşturulan gölgeler gibi, ses de ortaya çıkar, yapılmış bir ses yerleştirmesidir. İzleyici alan bir kurgudur. Benim ışığım farklı enerji birbiriyle örtüşür ve kaybolur. Bütün ögeler onlarla yol boyunca konuşacak olan bir biçimleriyle yakılmıştır.” yazılımla denetlenmektedir. 12 cm ne kadar lambayı ödünç alır. Işık cezaevinin yollarında uzaktır? önceden hazırlanmış bir programla görülenleri, tarihi, yerel halktan toplanan ve bir performansla bir yerleştirme olarak öyküleri ve imge üreten mekanizmaları, sunulabilir. görme aletlerini ve diğer makinaları Peter Kutin ile işbirliğiyle gerçekleştirilmiştir. aydınlatır. Sanatçı lambaya dil veriyor ve ona sinopale.org SERGİ ÜZERİNE 16 KÜRATÖRLERDEN İÇİMDEKİ DENİZ Yazan: Bahanur Nasya, Maurice Bogaert ve Yılmaz Vurucu Temmuz’un 15’inde İstanbul’a indik. Esenler Otogarında buluşup, oradan uzun bir yolculuk sonrası Türkiye’nin en kuzey noktasında bulunan Sinop’a doğru yola çikmaya karar vermiştik. Birbirimiz ile daha önceden hiç buluşmamış olmamıza rağmen, Otogar’da birbirimizi tanımamıza, ne inanılmaz sıcak hava, ne etrafımızı cevirmiş kalabalıklar, ne de motor sesleri ile araçlarının güzergahlarını adeta vokal bir senfoni sunarak bağıran şoförler tarafından yaratılan gürültü engel olabildi. Facebook sayesinde birbirimizi tanıyabildik, ama aslında kalabalık arasından terli bir Hollandalıyı bulmak çok da zor olmadı. Sinop’a ulaşmak için çikacagimiz on iki saatlik yolculuk öncesi bir çay içmeye fırsat bulabildik. Sinop’ a vardığımızda bizi Melih Görgün karşıladı. Bize şehri gezdirdi ve hem Sinop ile hem de Sinopale ekibiyle bizi tanıştırdı. Üçümüz için de, yoğun, güzel ve ilham kaynakları ile dolu bir çalisma/kalma dönemi için mükemmel bir başlangıç olmuş oldu. İlk iki hafta boyunca, üçümüz de şehrin her yanını karış karış dolaştık, şehri, çevresini ve tabii ki insanlarını keşfettik. İlk haftamız sonunda şehrin bir parçası haline geldiğimizi anladık zira her yürüyüşe çiktigimizda mutlaka birçok tanıdık ile sokaklarda karşilaşiyor ve ayaküstü muhabbet ediyorduk. Sinop insaninin günlük yaşamını, şehrin güzelliklerinin yanı sıra değişik ve tuhaf sayılabilecek yönlerini de keşfettik. ‘Araştırma’ evresinden sonra bir sonraki adıma geçtik: Çalismalarimizi yapmak ve ayın 23’ünde düzenlenecek olan gösterime hazırlanmak. Ağustosun 1’inden beri Sinopale ofisi tam randımanlı bir şekilde işlemekte ve sanatsal süreç devam etmekte. Sanatçıların, küratörlerin, organizatörlerin ve müthiş gönüllülerin sayısı her gün büyümekte. Sadece 10 gün daha kaldı! çalisip tekne (kotra) yapımında vazife almaya başladı. Ancak Maurice sıkı bir pazarlık yaptı, ve çalismasina karşilık kendi teknesini yapmak için yardım sözü aldı. Bu proje sonrası Maurice, Hollandalı sanatçı Bas Jan Ader’ in 1975 yılında içindeyken kaybolduğu Ocean Wave isimli teknenin yeniden modellemesini yapacak. sinopale.org 17 Maurice’in Çalışmaları mi? ‘Her şey Harika Olacak’, bize sözü yaşadığımız süreç içerisinde önsezilerimizin Sinop’ta misafir sanatçı olarak kaldığı sürece, verilen daha güzel, daha iyi ve aydınlık bir doğru olduğunu gördük. Maurice Bogaert iki ayrı proje üzerinde gelecek hakkında bir proje. ‘Her şey Harika çalisiyor olacak. Bir projesini ‘sanatçı/misafir Olacak’ cümlesini, bir dilek, bir sır, veya bir Belgeselin çekim aşaması iki haftadan işçi’ olarak adlandırdı, diğer projenin adı ise zikir olarak, şehrin reklam panoları gibi fazla sürdü. Hayatını idame ettirebilmek ‘Her şey Harika Olacak’. farklı mecralarından insanlar ile paylaşacak. için deniz’in ısınmasını bekleyip midye Fakat aslında bizim ile konuşan kim? Bu bir çikarmak için gün kollayan bir balıkçının ‘Konuk Sanatçı/Misafir İşçi’ şiir mi? Veya resmi bir duyuru mu? Veya hayatını takip ettik, bize yöresel türküleri Maurice, 10 gün önce, evinden ayrılıp hiç bizim sakin olmamızı isteyen belediyenin bir çalip söyleyen bir grup müzisyeni çektik, bilmediği ve tanımadığı bir yere geldi. İlk açıklaması mı? Sinop’a yakın bir köyde yaşayan bir ailenin hafta içerisinde ilk işini de bulmuş oldu. hayatını takip ettik ve 40 yıldan fazla bir Ülgen Tekne modelleme evinde çalisip Yılmaz ve Bahanur’ un çalışması süre önce denizde olan bir kaza neticesinde tekne (kotra) yapımında vazife almaya ‘İçimdeki Deniz’ hayatları etkilenen bir ailenin hikayesini başladı. Ancak Maurice sıkı bir pazarlık Bölgenin tarihi, mimarisi ve kültürü dinledik… Kısaca, onlar bize evlerini ve yaptı, ve çalismasina karşılık kendi teknesini hakkında yoğun bir araştırma döneminden hayatlarını açtılar, biz de lenslerimizi ve yapmak için yardım sözü aldı. Bu proje sonra, Temmuz’un 15inde bir belgesel filmi f-stoplarımızı açtık, ve düşüncelerini, günlük sonrası Maurice, Hollandalı sanatçı Bas Jan çekmek üzere Sinop’a vardık. Asil amacımız yaşamlarını, umutlarını, düşlerini, hikayelerini Ader’ in 1975 yılında içindeyken kaybolduğu Karadeniz kıyılarındaki gelişmelerin bölge ve dramlarını yakaladık. Amacımız, doğa Ocean Wave isimli teknenin yeniden insanı üzerindeki etkisini ortaya koymaktı. ve deniz ile iç içe yaşamanın nasıl zengin modellemesini yapacak. İki haftalık ön araştırma dönemimiz ve parlak bir kültür oluşturduğunu sonrası bu konuların aslında Sinop halkının göstermek, ve bu kültürün korunması ‘Her şey Harika Olacak’ hikayelerinin ve hayatlarının doğrudan gerektiğini, ve küresel modernizm olarak Sinop içerisinden yürürken veya bisiklet içerisinde yer aldığını fark ettik. Dolayısıyla, tabir edebileceğimiz normlara kurban ile gezerken, Maurice’ in dikkatini çeken Karadeniz’in kıyısında bulunan bir edilmemesi gerektiğini anlatmak. Umuyoruz şeylerden birisi, her yerde karşilaştığı inşaat kasabadaki insanların hikayelerini anlatan ki ‘İçimdeki Deniz’ insanlar ve deniz şantiyeleriydi. Şehrin her tarafında yeni bir belgesel çekmeye karar verdik. Onların arasındaki ilişkiye yönelik değişik bir bakış yollar veya binalar yapılıyordu. Bu alanlar, hikayeleri vasıtasıyla hızla kentleşme, sağlayacaktır. sanki daha iyi, aydınlık bir geleceğin öncüleri dengesiz gelişme, göç ve toplumsal değişim gibi duruyorlardı. Ama gerçekten de öyleler konularının zaten işleneceğini biliyorduk, ve sinopale.org SERGİ ÜZERİNE 18 KÜRATÖRLERDEN CARONTE #1 - L’ İLE FLOTTANTE BİR FRANCESCO BERTELÉ VE EDDİE SPANİER PROJESİ Francesco Urbano Ragazzi 19 Ağustos Günü, saat 14.00’te bir grup İtalyan sanatçı Sinop’a yeni bir heykel diktiler. Hala Kurtuluş Caddesi’ndeki gezintinizde ya da Uluslararasi bienalimiz Sinopale’nin sergi binası Sinop Tarihi Cezaevi’ni ziyaretinizde görmediniz mi? Meraklanmayın! Bu sizin dikkatsizliğiniz değil. Bu muhteşem çağdaş sanat eseri direk olarak açık denize yerleştirildi. Aslında Francesco Bertelé, Francesco Urbano, Francesco Ragazzi ve Eddie Spanier antik Etrurian çamur pişirme tekniğini kullanarak toprağı yüzebilecek hale getirmeyi denediler. I’lle Flottante’ (Yüzen Ada) olarak adlandırılan ve antik-seramik uzmanı Massimiliano Petrini’nin teknik desteği ile yaratılan heykel, suyu emen ve mucizevi bir şekilde batmayan antik bir kayayi temsil ediyor. Bu “icat” denizin dibindeki çekime meydan okuyarak kendisini dikey bir pozisyonda tutuyor ve denizin üstünde yüzüyor. Sinoplu denizcilerin yardımları ve tekneleri ile I’lle Flottante denizin en beklenmedik anda siddetli akıntılara maruz kalan yerine yerleştirildi: ki orada yüzenler sıklıkla cennette suya girdiklerini düşünürler. Fakat gerçekte hayatları denizin akıntısı tarafindan trajik bir sekilde riske atılmaktadır. Bir kez konumlandırıldıktan sonra, çamur kütlesi şimdi birçok heykelin ana işlevini yerine getiriyor; anma, tehlike işaretlerinin salınımı arasında kayıplara bağlılık gösterme ve böyle beklenmedik bir durumda macera kurbanı olanları hatırlama. Bu heykel çagdaş mitolojinin yaşayan ve parıldayan sembolü olarak kalacak. Ile Flottante kesinlikle yıllar boyu yerlilerin ve yabancıların anılarını yaşatacak. Uçup gitmiş olabilirlerdi. Uçağa binmeden bile önce. Rüzgar akıntısının içindeki herkes kocaman bir saç kurutma makinası tarafından dalgalandı. Eğer sadece hava ile dolu olsalardı. Yumurta akı ya da krema gibi içinde çırpılırlardı. Adadan adaya. Adalardan adalara. Terketmenin arayışında. Çırpınmak, sapmak, süzülmek, batmak. Ölmek gibi, düşmemek için. sinopale.org 19 AÇIK VE PARLAK BİR GÜNDE FIRTINA Yazan: Sean Kelley “Daha fazla Türk fıkraları dinlemeliyim.”diyor cinsiyetçilik, homofobi, sanatçı Ashley Hunt içkiler ve Sinop cinsel taciz vs- ama limanına nazır akşam yemekleriyle demokrasiyi onarmak ilgili. “Sanırım daha fazla Sinop fıkraları yerine bu belirtileri dinlemeliyim.” depolar. Amerikada, cezaevi tarihimizi kölelik Hunt, Amerikalı küratörleri Janet Kaplan ve tarihinden, ırk ayrımcılığı Sean Kelley, Türk küratörü Beral Madra ile ve iş gücü istismarından çalışmasını tartışıyor, her fırsatta gülüyor. ayıramazsınız. Yani, Mizahta, yanlış anlaşmalarda ve özellikle son hem sanatçı hem de bir aylarda yanlış çevirilerde anlam bulduğunu eğitimci olarak başka söylüyor. iletişim boyutlarına kolaylık getirmeye ilgi “Çevirilebilen ve çevirilemeyen anlamlarda duyuyorum. Bu, tüm esneklikler yakalamayı seviyorum. stereotiplerin ve politik Kastedilenin ötesinde ne anlam buluyoruz? gündemin ötesinde bir Yanlış anlaşılmalar, bize normal akış içinde boyut.” öngörülmeyen şeyleri vererek, çok üretken olabilirler. Yeni imkanlar yaratırlar ve bu da “Türkiyede, neredeyse bence sanatın ilgili olduğunu düşündüğüm konuştuğum herkesin şeyin bir bölümü.” hapishanelerle son derece kişisel bir bağlantısı Mizah ve yanlış anlaşılmalarla yakından var (politik eylem veya ilgilenen bir sanatçı için siyasal haklardan inançlarından dolayı mahrum edilme, ırkçı politika , değişmez hapse girmiş bir amca, kontrol ve baskı sistemleri dolaylarında bir kuzen, ebeveyn veya kamusal söyleme işaret etmesi şaşırtıcı çocuk) konuşma daha olabilir. Hunt’ın geçen oniki yıl boyunca özel olarak şu şekilde yaptığı çoğu çalışma Amerikalıların ilerliyor”. Oturduğu hapishane düzenleri hakkında ne sessiz restoranı işaret düşündüklerini araştırdı. Dünyanın en ederek: “Hapsedilmeyi yüksek mahkum edilme oranına sahiptir ve tartışabileceğim halka açık mahkumların çoğu fakir kesimlerden ya da ve daha organize bir yer azınlıklardandır. henüz bulamadım. Belki de sanat mekanı bunun “Biz hapishane sistemini sembolik terimlerle, için bir başlangıç noktası gerçek hayatları etkileyen gerçek yerler olabilir.” yerine metafor olarak incelemeyi öğreniriz; çünkü bilgilerimizin çoğunu televizyon ya Sanat çalışmalarında da filmden ediniriz. Politik olarak, insanlar Hunt, belgesel, hapishanelerin onları güvende kıldığını performans, aktivizm ve sanır, fakat kanıtlar bu iddiayı nadiren günlük konuşmadan faydalanılan stratejiler çekiyorlar. Mekanı bu utançla tarif etmenin doğrular. İnsanların hapishanelerle olan kullanmakta. Sanatçı Sinopale 4 için, ve kadınlar için iletişim ve destek alanı ilişkisi daha çok ideolojiktir ve biz çok kendilerini şiddet uygulayan kocalarından yaratarak buna karşı organize olmanın bir nadiren “Hapishaneler aslında neye hizmet veya diğer aile fertlerinden korumak için yolu var mı acaba diye merak ediyorum.” ederler?” diye sorarız. “İşe yararlar mı?”, suç işleyen ve tutuklanan Türk kadınlarının “Çözmek istediğimiz sorunlara yine aynı meselelerini araştırmaya başladı. Bu süreç Hunt, Kaliforniya Sanat Enstitütüsünde yıkıcı sonuçlara mâl olmadan yaklaşmanın onu eski mahkumlarla ve bölgesel olarak bu Fotoğraf ve Medya bölümünde bir yolu var mı?” meseleye işaret etmeye çalışan kadınlarla yönetmenlik yaptığı Los Angelesta görüşmeye yöneltti çünkü hapishane, yaşamaktadır. Son çalışmaları; Par Course: Hunt, hapsedilme konularıyla ilgili zincirin şiddet halkalarından birini Labor Questions ( Taisha Paggett’in konuşmaların Amerikan karakterindeki bir oluşturmaktadır. işbirliğiyle, Hyde Park Art Center) 9 Scripts bozukluğu yansıtmadığını, ama tartışmanın From a nation (Museum of Modern kendi doğasının bozukluğunu yansıttığını “Birbirlerine derin bir sadakat geliştiren Art). Notes on the Emptying of A City düşünüyor.“Hapishaneler, bizim bugün tam anlamıyla yaşamlarını, birbirlerini performansı Sinopale 4’ten önce Los bildiğimiz haliyle, demokrasiye uyumlu mu? daha fazla şiddete karşı savunmak için Angeles Bienali’nde gösterilmişti. Hapishaneler genel olarak demokrasinin riske atan kadınlarla ilgili hikayeler buldum. çok az olduğuna dair belirtileri tedavi Fakat serbest bırakıldıkları zaman, utanç ve etmek için kullanılırlar-yoksulluk, cehalet, travma çok büyük oluyor, dünyadan ellerini OFİSTE BİR GÜN Fotoğraflar: Çağatay Şimşek Bugün de güzel bir çalışmanın sonuna geldik. sinopale.org 21 SOVYET GÜRCİSTAN’IN DERİNLİKLERİNDE: ‘‘Pasaport Fotoğrafları’’ G ülme! Düğmeni ilikle! Gürcistan nüfusunun en az yarısı Sovyet fotoğrafçıları tarafından verilen bu talimatları hatırlıyor. Shalva Alkhanaidze’nin Pasaport Fotoğrafları serisine bakarken bu talimatların izlendiğini anlamak güç. Ciddi bir amaçla çekilen bu resimlerin arka planları da buna ters düşmekte. Yine de fotoğraf çekimlerinin en son hali uygun ve kusursuz gri arka planlı vesikalık pasaport resimleriydi. Bu fotoğraflardaki insanlar muhtemelen çekilen resimlerin ilk hallerini hiç görmediler. Model olarak poz verdiklerinden ve bir gün fotoğraf tarihinin parçası olacaklarından habersizdiler. Fotoğrafçının bilerek mi bütün vücut portrelerini çektigi yoksa o zamanın ekipmanlarının ¾ boyutlarında fotoğraf çekimine izin verip vermediği hala bilinmiyor. En ilginç tarafı bunların son akıbeti: vesikalıklar, sosyal durumları, tarzları, modellerin kişilik ve karakterlerini ve bunun yanı sıra 1955 ve 1956 arasında bu insanlara ait daha başka detayları da ortaya çikartiyor. İlk sergi Gürcistan Open Gallery’de açıldı. Daha sonra fotoğraflar Tiblis’teki Gürcistan Ulusal Müzesinde ve New York’taki Newman Popiashvili Galerisinde sergilendi. unun omşus k ı m a eder. ad nu fark ir bilim u b ğ , u ü t ld s o am ü daha akımlı Bir akş erakını kadar b m e ı n s a in m in ikçe bakma na naz bahçes iç o h lk a a n b i a es otur ahçeyi e, gölg Orada alkıp b dırır. V k n l a a y h r u e bana de da fazla rlı ol, v cı ona a n r a a b Y a i! y lme d en, İçeri ge Gel, şim “ .” yayılırk . n r a e t t ık is c esini nra di şaka incelem ?” ve so lun.” de n u u b s e u t t e iyor m başını bir hizm de ona ster. Gid e ö g lg i ö in g t !“ nezake lladı, ve durma aşını sa a uzak b m e A y . e it g gölg aman, “İyi o z ı. d a anladı. ll a s ttiğini e k r e t in onu ölgesin endim. g n ü g ok etkil i ç s n e e t d r in anır. E için kull hikayes Günlü k Sean kuratör to plantıs Kelle y ı. Meli h’in a n nesi e v yap ımı no kul ve r iyor. L ezzet li! 1 ek lge“ kleştirm ’nin „Gö e gerçe dersen v n k A e n a tm sil e hristi eyi tem Hans C dili gölg r, a z a y u rvea Çünkü son-Da e Bres li é m A Burg Giebichenstein Öğrencileri Hapishanedeki kadın ve erkek mahkumların yaptığı hediyelerin satılması beni çok etkiledi. Objelere dokunmak, onlara özgürlüğü olmayan insanlar tarafından dokunulduğunu bilmek aydınlatıcıydı benim için. Umarım ürettiklerinin karşılığı onlara adil bir şekilde ödenmiştir. Sean Kelley Ashle y Hu n rmot Ko e h le Ve Buradaki fotoğraf meclis yolu üzerindeki şantiyede. Rikka Tauriainen Yoldan geçen insanların fotogramlarını yapıyorum. Cat Tuong Nguyen t Bu Ülgen Ekibinden bir fotoğraf, ben atölyede Bas Jan Aders’ın teknesinin tasarımını yapıyorum: Okyanus Dalgası Maurice Bogaert Sümer Sayın Volkan Kaplan & A. Erdem Şentürk İsimsiz fotomontaj, çamaşır, halılar ve diğer ev tekstilinden oluşan eğlenceli bir kolaj. Bu montajdaki resimler son günlerde otel ve Sinopale ofisi arasında yürürken çekildi. İsimsiz, 2012, fotomontaj Liddy Scheffknecht www.sinopale.org takip etmek için www.facebook.com/sinopale SİNOPSİS YAYIN EKİBİ Koordinatör: Mahir Namur Editör: Annica Bauer Son Okuma: Hale Oğuz Çevirmen: Günizi Tarar, Aslı Çetinkaya, Cemil Hamzaoğlu, İpek Hamzaoğlu Direnç Erşahin, Çiğdem Calap, Nilay Berfu Kaya, Beral Madra Tasarım Konsepti: Umut Südüak Grafik Tasarım ve Uygulama: Ceyda Kalyoncu, Emel Karadeniz, Gülşah Edis Fotoğraflar: İpek Hamzaoğlu, Çağatay Şimşek, Yusuf Emre Yalçın, Güngör Erdem, Sinopale sanatçıları ve gönüllüleri İllüstrasyon: Nihal Senan Tasarım ve Proje Yönetimi: Chameleon Tasarım ve Proje Yönetimi Avrupa Kültür Derneği Sinopale Organizasyon Fenerli Ahmet Sk. Fener Ap. N: 12/1 Feneryolu Kadıköy 34724 Istanbul T: + 90 216 338 33 26 - 338 26 50 F: + 90 216 338 37 06 www.europist.net www.sinopale.org [email protected] Basım Yeri: Şimal Ajans Informal Gorgun Network İncedayi Mh. Görgün Ap. N: 11/1 57000 Sinop T: + 90 368 261 83 75 Matbaacılık, Sinop T: + 90 368 260 59 59 Sinopale Ofisi Meydankapı Mh. İskele Cd. N: 2 Sinop T: + 90 368 210 01 01 MINISTRY OF CULTURE AND MONUMENT PROTECTION OF GEORGIA ANKARA MINISTRY OF EDUCATION, CULTURE AND SPORTS OF AJARA SİNOP DR. RIZA NUR İL HALK KÜTÜPHANESİ a. SEÇKİN TİCARET ⅰ rfan onur