Temel Bulgular 2005
Transkript
Temel Bulgular 2005
Temel Bulgular 2005 Transatlantik Egilimler 2005 Metodoloji: TNS Opinion & Social bu kamuoyu arastirmasini Polonya, Slovakya ve Türkiye hariç olmak üzere diger ülkelerde bilgisayar-destekli telefon mülakatlariyla gerçeklestirmistir. Anilan üç ülkede telefon ile mülakat saglikli bir örnekleme çesitleme si saglayamadigindan yüz yüze mülakat metodu tercih edilmistir. Tüm ülkelerde 18 yas ve üzerindeki kadin ve erkeklerden rastgele 1000 kisi seçilerek bu çalisma yapilmistir. Mülakatlar 30 Mayis 2005 ile 17 Haziran 2005 tarihleri arasinda gerçeklestirilmistir. Arastirmaya katilan 11 ülkenin her birinde toplam ulusal örnekleme dayali sonuçlarin % 95 oraninda güvenilir oldugu ve örnekleme ve diger rastgele hatalara bagli hata marjinin arti eksi % 3 oldugu söylenebilir. Avrupa’nin tamami için örnekleme dayali sonuçlarda hata marji arti eksi % 1 olarak belirtilebilir. Arastirmaya katilan 11 ülkede anketlere yanit verenlerin ortalamasi % 24,6 olarak ifade edilebilir. Avrupa çapindaki rakamlarin agirliklari her ülkedeki yetiskin nüfus esasinda belirlenmistir. 2004 ve 2005 Avrupa 9 ortalamasi (EU9) Fransa, Almanya, Italya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Slovakya, Ispanya ve Ingiltere’den alinan yanitlari temsil etmektedir. Avrupa 10 (E10) ortalamasi ise yukarida sayilan ülkeler ile birlikte Türkiye’den alinan yanitlari temsil etmektedir. 2002 Avrupa ortalamasi (EU6) Fransa, Almanya, Italya, Hollanda, Polonya ve Ingiltere’den alinan yanitlar ile olusturulmustur. Avrupa – 7 ortalamasi olarak da bilinen 2003 Avrupa ortalamasi ise belirtilen ülkelere ek olarak Portekiz’den de alinan yanitlar ile olusturulmustur. Sunum kolayligi saglamasi açisindan EU6 ve EU7 ortalamalari metin boyunca Avrupa 9 ortalamasinin bir parçasi olarak listelenmistir. Aksi belirtilmedikçe metinde geçen karsilastirilmali veriler Transatlantik Egilimler 2003 – 2004 ve/veya Worldviews 2002 çalismalarindan alinmistir. Üçüncü Bölüm : Demokrasinin Tesvik Edilmesi George W. Bush, ikinci döneminin açilis hitabinda “ülkemizde özgür yasamin devam edebilmesi için baska ülkelerdeki özgürlük savasindaki basariya giderek artan bir sekilde bagli hale gelmektedir” sözleri ile demokrasinin tesvik edilmesi hedefini dis politikanin odak noktasina yerlestirmistir. Demokrasinin tesvik edilmesinin kökleri yirminci yüzyila, bilhassa savas sonrasi Avrupa’nin yeniden yapilandirilmasina yönelik Marshall Yardimi’na kadar gitmektedir. Soguk Savasin sona ermesinin ardindan, AB’nin genisleme politikasi Orta ve Dogu Avrupa ülkelerinde yeni demokrasilerin kurulmasinda etkili bir rol oynamistir. Irak’a iliskin devam eden karisiklik ve umut veren parlamento seçimlerine ragmen Irak’ta devam eden siddet olaylari ve Bush Yönetiminin politikalarinin temelini anlama ve destekleme konusunda akillarda soru isaretleri yaratmaktadir. Amerikali ve Avrupalilarin demokrasinin tesvik edilmesi hedefine yönelik genel tavirlarinin yaninda ne oranda desteklediklerini ortaya koymak üzere seçimlerin izlenmesinden tutun askeri müdahaleye kadar farkli politika seçeneklerinden hangilerini desteklediklerini anlamak için sorular sorduk. Ayni zamanda demokrasinin tesvik edilmesi hedefine verilen destegin Çin gibi ABD ve Avrupa’nin stratejik ve ekonomik çikarlari olan ülkeleri de kapsayip kapsamadigini da ortaya koymaya çalistik. AVRUPALILAR DEMOKRASININ TESVIK EDILMESI HEDEFINI AMERIKALILARDAN DAHA FAZLA DESTEKLIYOR AB’nin rolü diger ülkelerde demokrasinin kurulmasina yardim etmek olmali mi seklindeki soruya Avrupalilarin büyük çogunlugu (% 74) bu görüsü desteklediklerini belirtmistir. Ancak ayni soru ABD için Amerikalilara yöneltildiginde Amerikalilarin % 51’i bu görüsü paylasmistir. Amerika Birlesik Devletlerinde belirtilen görüsler siyasi görüs açisindan incelendiginde belirgin bir ayrim göze çarpmaktadir: Cumhuriyetçilerin % 76’si demokrasinin tesvik edilmesini desteklerken, bu oran Demokratlarda % 43’tür. Bu konuda Cumhuriyetçilerin görüsleri Demokratlara kiyasla Avrupalilarin görüsüne daha yakindir. (bkz. Tablo 8 & Tablo 9) DEMOKRASININ TESVIK EDILMESINDE TERCIH “YUMUSAK GÜÇ” KULLANIMINDAN YANADIR Amerikali ve Avrupalilara demokrasinin tesvik edilmesinde alti politika seçeneginden hangilerini destekledikleri sorulmustur. Bu seçenekler sunlardir: seçimlerin izlenmesi; sendika, insan haklari kuruluslari ve dini kuruluslar gibi bagimsiz gruplarin desteklenmesi; siyasi yaptirimlar uygulanmasi; ekonomik yaptirimlar uygulanmasi; muhaliflerin desteklenmesi ve askeri kuvvet gönderilmesidir. Atlantik’in her iki yakasinda da verilen destek eylemin sertligi ve müdahaleci karakteri arttikça destek azalmistir. Seçimlerin izlenmesi seçenegi hem Avrupalilardan (% 83) hem de Amerikalilardan (% 68) en yüksek destegi alirken, askeri müdahale seçenegi ayni sekilde hem Avrupalilardan (% 32) hem de Amerikalilardan (% 39) en düsük destegi almistir. Amerika Birlesik Devletlerinde her iki siyasi parti de daha yumusak güç seçeneklerini tercih ettiyse de, askeri müdahaleye verilen destek Cumhuriyetçilerde (% 57) Demokratlarin (% 29) neredeyse iki kati kadardir. (bkz. Tablo 10 & Tablo 11) AVRUPALILAR VE AMERIKALILAR ÇIN’DE INSAN HAKLARI KONUSUNDA MUTABIK Avrupa ve Amerika ekonomik çikarlarinin bulundugu Çin gibi ülkelerde, insan haklarinin savunulmasi gibi, demokrasinin tesvik edilmesini de destekliyor mu? Çin ile ekonomik iliskileri derinlestirme çabasi içinde olan Avrupa ve Amerika, Çin’de insan haklari konusunun dikkate alinmasi gerektigi hususunda ayni görüstedir. Atlatik’in her iki yakasinda da – Amerika (% 52) ve AB (% 54) - küçük bir farkla birlikte insan haklari ihlalleri nedeniyle Çin ile ekonomik iliskilerin sinirlandirilmasi gerektigi görüsü hakimdir. (bkz. Tablo 12) Dördüncü Bölüm : Ikinci Bush Döneminde Amerika Birlesik Devletleri Amerika Birlesik Devletleri’nde Baskan Bush’un yeniden seçilmesinin ardindan Avrupa’nin ABD’yi anlamakta yasadigi zorluklar devam edecek gibi görünürken, ABD içerisinde Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasindaki farkli görüslerin devam edip etmeyecegi merak konusu olmustur. Bu kaygilar, Demokratlarin Cumhuriyetçilere kiyasla Avrupalilarla daha benzer görüsler tasidigini tespit ettigimiz, Transatlantik Egilimler 2004 raporunda yer alan bir dizi soruya dönmemize sebep olmustur. Ikinci dönemin ilk alti ayinda Bush’un baskanligi konusunda Amerikalilar ikiye ayrilmis durumdayken, dis politika alaninda parti baglarina paralel iki farkli görüs söz konusu degildir. Geçmis yillarda oldugu gibi Demokratlarin Birlesmis Milletler gibi uluslararasi örgütlere karsi bakis açisi Cumhuriyetçilere kiyasla daha olumlu ve bu baglamda da Avrupa’ya daha yakindir. Ancak Demokratlar ve Cumhuriyetçiler Amerika Birlesik Devletleri’nin dünyadaki lider konumu ile terörizm ve nükleer silahlar gibi ciddi tehditler hususlarinda ayni görüsleri paylasmaktadir. Üçüncü Bölümde de açiklandigi gibi demokrasinin tesvik edilmesi konusunda Cumhuriyetçilerin görüsleri Demokratlara kiyasla Avrupalilara daha yakindir. AMERIKALILAR 2004 SEÇIMLERINDEN SONRA IKIYE AYRILDI Amerikalilarin % 84’ü Amerika Birlesik Devletleri’nin dünyada güçlü bir lider olmasi gerektigi konusunda hem fikir olmasina ragmen, Baskan Bush’un uluslararasi siyaseti konusunda farkli görüslere sahiptir. 2004 yilinda küçük bir çogunluk (% 51) Baskan Bush’un uluslararasi politikalarini onaylamis, ancak Amerikalilarin % 47’si bu politikalari onaylamamistir. 2005 yilinda bu oranlar neredeyse esit olarak gerçeklesmistir. Amerikalilarin % 48’i söz konusu politikalari onayladigini ve % 49’u da onaylamadigini ifade etmistir. (bkz. Tablo 13) Amerika’daki bölünmüslügün kökleri partizanliga dayanmaktadir. Her iki büyük siyasi parti içerisindeki büyük çogunluklar (Demokratlar % 82 ve Cumhuriyetçiler % 90) Amerika Birlesik Devletleri’nin dünya iliskilerinde liderlik yapmasi gerektigini düsünmektedir. Ancak Baskan Bush’un uluslararasi siyaseti konusunda farkli görüsler hakimdir: Cumhuriyetçilerin % 85’i ve Demokratlarin sadece % 18’i Bush’un uluslararasi siyasetini onaylamaktadir. Bu oranlar 2004 yilinda da ayni sekilde gerçeklesmistir. DEMOKRATLAR VE CUMHURIYETÇILER CIDDI TEHDITLER KONUSUNDA MUTABIK Dis siyaset alanindaki egilimler hususunda Demokratlar ve Cumhuriyetçiler çok ta belirgin bir biçimde birbirlerinden ayrilmamaktadir. Her iki parti de nükleer silahlar ve uluslararasi terörizm gibi “ciddi” tehditlerin yarattigi tehlike konusunda mutakabat var. Ancak Demokratlar, küresel isinma ve AIDS’ten kisisel olarak daha fazla etkileneceklerini düsünmektedir. (bkz. Tablo 14) AB ILE DAHA YAKIN ILISKILER KONUSUNDA PARTILERDE FARKLI GÖRÜSLER HAKIM Demokratlar, Baskan Bush’un transatlantik iliskileri canlandirmaya yönelik politikalarini Cumhuriyetçilerden daha fazla desteklemekte ancak sonuçlarina daha elestirel yaklasmaktadir. Demokratlarin % 67’si AB ile iliskilerin daha yakin olmasi gerektigini düsünürken, bu oran Cumhuriyetçilerde % 34’tür. Ancak iliskilerde yasanan degisiklik konusunda da yine her iki partide farkli düsünceler hakimdir: Cumhuriyetçilerin % 30’u iliskilerin iyilestigini söylerken, bu oran Demokratlarda yalnizca % 13’te kalmaktadir. (bkz. Tablo 15) HER IKI PARTI DE AB’NIN GÜÇLÜ LIDERLIK YAPMASINI ISTEMEKTEDIR Her iki partinin büyük çogunlugu – Demokratlarin % 76’si ve Cumhuriyetçilerin % 69’u – AB’yi küresel playformda güçlü bir lider olarak görmek istediklerini ifade etmistir. Ancak daha güçlü bir AB’nin Amerika Birlesik Devletleri ile isbirligi mi yapacagi yoksa rekabet mi edecegi konusunda iki partide fikir ayriligi söz konusudur: Demokratlarin çogunlugu (% 55) daha güçlü bir AB’nin ABD ile isbirligi yapacagini düsünürken, Cumhuriyetçiler içerisinde de ayni oranda daha güçlü bir AB’nin ABD ile rekabet edecegini düsünmektedir. Besinci Bölüm : Küresel Sorunlar ile Mücadele Pek çok gözlemci için Amerika Birlesik Devletleri ve Avrupa’yi bekleyen anahtar soru transatlantik iliskilerin canlanip canlanmayacagi degil, aksine ABD ve Avrupa’nin küresel sorunlara karsi birlikte mücadele edip edemeyecegidir. Daha önceki bölümlerde de bahsedildigi gibi Avrupali ve Amerikalilarin büyük çogunlugu AB’nin uluslararasi iliskilerde liderlik rolü üstlenmesini arzu etmektedir. “Süper güç” haline gelen AB, Amerika Birlesik Devletleri ile isbirligi yapar mi? AB’nin uluslararasi platformlara daha fazla dahil olmasiyla NATO’ya karsi tutumu degisir mi? Amerikalilar ve Avrupalilar küresel tehditleri benzer sekilde algilayabilir mi? Amerika Birlesik Devletleri ve Avrupa Iran tarafindan gelen nükleer tehdit gibi kaygi verici konularda mutabik kalabilir mi? AVRUPALILARIN BÜYÜK ÇOGUNLUGU AB’NIN ABD ILE ISBIRLIGI YAPMASINI ISTIYOR Avrupalilarin % 55’i (EU9) güvenlik ve diplomatik iliskilerde daha bagimsiz bir yaklasim tercih etmelerine ragmen bu veri Amerika Birlesik Devletleri ile rekabet etmek istedikleri anlamina gelmemektedir. Diger taraftan elde ettigimiz veriler Avrupalilarin büyük çogunlugunun (% 80) (EU9) daha güçlü bir AB’nin ABD ile rekabet etmesini degil, isbirligi yapmasini arzu ettigini ortaya koymaktadir. (bkz. Tablo 16) ABD VE AVRUPA’NIN ÇOGUNLUGU IÇIN NATO HALEN GEREKLI AB daha küresel bir rol üstlenmeyi düsündügünden, pek çoklari için NATO’nun güvenlik konusunda transatlantik isbirligi için önemli bir konuma sahip olmaya devam edip etmeyecegi merak konusudur. Avrupa ve Amerika Birlesik Devletleri’nde NATO’ya verilen destek halen yüksektir. 2005 yilinda bu destekte hafif bir düsüs yasanmistir (Avrupa’da % 61’den % 56’ya ve ABD’de % 62’den % 60’a gerileme olmustur). Son üç yilda göze çarpan en önemli degisim, Almanya ve Italya’da NATO’ya yönelik azalan destek olmustur. Bu ülkelerde NATO içinn destek sirasiyla 2002 yilinda % 74 ve % 68 iken 2005 yilinda bu rakamlar % 59 ve % 52’ye düsmüstür. (bkz. Tablo 17) AMERIKALILAR TERÖRIZM AVRUPALILAR ISE KÜRESEL ISINMA TEHDIDINDEN DAHA FAZLA ETKILENECEKLERINI DÜSÜNÜYOR Geçmiste yapilan çalismalarda Amerikali ve Avrupalilarin küresel tehditleri önem sirasina göre benzer sekilde siraladiklari görülmüstür. Bu yil ayni tehditlerden kisisel olarak nasil etkilenebilecekleri hususunu arastirdik ve buna yönelik sorular sorduk. Belirgin bir biçimde Amerikalilar terörizmden (% 71 – Avrupalilarda % 53), nükleer silahlardan (% 67 – Avrupalilarda % 55) ve köktendincilikten (% 50 – Avrupalilarda % 40) kisisel olarak daha fazla etkileneceklerini düsünmektedir. Ayrica yine Amerikalilar (% 61) göç hareketlerinden Avrupalilara (% 51) kiyasla kisisel olarak daha fazla etkilenecekleri görüsündedir. Buna karsilik Avrupalilar (% 73) küresel isinma tehdidinden kisisel olarak daha fazla etkileneceklerini düsünmektedir. (Amerikalilar’da bu oran % 64’tür). (bkz. Tablo 18) AMERIKALILAR VE AVRUPALILAR IRAN KONUSUNDA EMIN DEGIL Geçtigimiz aylarda Amerika Birlesik Devletleri ve AB Iran’in nükleer silahlar gelistirmesi olasiligina karsi politikalar gelistirmeye çalismistir. Su an itibariyle Amerika Birlesik Devletleri ve Avrupa’da mevcut politika seçenekleri konusunda bir görüs birligi söz konusu degildir. Avrupalilar diplomatik baski uygulanmasini (EU9 % 41), ekonomik tesvik (EU9 % 30), ve ekonomik yaptirim (EU9 %18) seçeneklerine göre tercih ederken, Amerikalilar her bir seçenek hakkinda esit oranda görüs bildirmektedir (% 25). Her iki ülkede de yalnizca küçük bir azinlik - Avrupa’da % 5 ve Amerika’da % 15 – askeri müdahaleyi desteklemektedir. (bkz. Tablo 19) SONUÇ George W. Bush’un yeniden baskan seçilmesini takip eden alti ay içinde, AB’nin gelecegi ile ilgili içgözlem yaptigi sirada, Amerika Birlesik Devletleri ve Avrupa arasindaki çatlak daha fazla açilmamistir; ancak ABD ve Avrupa’nin birbirine yakinlasmasi da pek çoklarinin umdugundan daha uzun süre alacak gibi görünmektedir. Bush yönetiminin diplomatik açiliminin sonrasinda Avrupa kamuoyunda herhangi bir kipirdanma olmamasi 2005 yilinin basinda elitlerle yapilan zirvelere ek olarak kamuoylarina yönelik kamu diplomasisi yapilmasi gerekliligini ortaya çikarmistir. Kamu diplomasisi alaninda görevlendirilen yeni müstesarin göreve baslamasiyla bu sonbaharda müttefiklere ve baska ülkelere yönelik yeni çabalarin baslamasini olasi kilmaktadir. Yapilan bazi diger anketler Londra’da yasanan bombalama olaylarinin Avrupalilarin terörizm tehdidi konusundaki algilamalarini en azindan geçici de olsa arttirdigini göstermektedir.2 Bu durumun kalici olup olmadigini belirsizligini korurken, iç güvenlik konusunda ABD ve AB arasinda daha yakin isbirligi çabalarinin devam ettigini görmekteyiz. ABD Iç Güvenlik Bakani Michael Chertoff ilk resmi ziyaretini AB Savunma ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana ile görüsmek üzere Brüksel’e yapmistir. Demokrasinin tesvik edilmesi transatlantik iliskilerde isbirligi için en büyük potansiyele sahip alandir. Avrupali seçkinler arasinda elestirilse de, demokrasinin tesvik edilmesine kamuoylarinin verdigi destek ile Atlantik’in her iki yakasinda da ciddi bir mutabakat söz konusudur. Ukrayna ve Lübnan’da meydana gelen siyasi degisiklikler karsisinda ABD ve Avrupa arasindaki uyumlu diplomatik çalisma, anlasma ve isbirligi konusundaki potansiyelin alti çizilmelidir. Avrupalilar Irak’a asker gönderecek gibi görünmese de, ABD ve Avrupa’nin Afganistan, Iran, Orta Dogu ve Çin’de söz konusu olan küresel sorunlara karsi birlikte çalismaya devam edebilmesini umuyoruz. 2 “The Next Target?” (Bir Sonraki Hedef), Economist Dergisi, 16 Temmuz 2005, sayfa 44-45. Bu araştırma, German Marshall Fund of the United States ve Compagnia di San Paolo’nun bir projesidir ve Fundação Luso-Americana ve Fundación BBVA tarafından da destek görmüştür