MISIR`IN SİYASAL HARİTASI - KLU

Transkript

MISIR`IN SİYASAL HARİTASI - KLU
MISIR’IN SİYASAL
HARİTASI
GÖKHAN BOZBAŞ
Kırklareli Üniversitesi
Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
MISIR’IN SİYASAL HARİTASI
HAZIRLAYAN
GÖKHAN BOZBAŞ
Kapak Fotoğrafı
http://www.cbsnews.com/
Kırklareli Üniversitesi Kültür Merkezi A Blok 39100
Kırklareli / Türkiye
Tel: 0 (288) 212 96 82 - 166
Faks: 0 (288) 212 23 59
E-Posta: [email protected]
Web: http://acm.kirklareli.edu.tr
Afrika Araştırmaları Merkezi Afrika Analiz No: 02
© Kırklareli Üniversitesi Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi yayınlarının tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir.
G. Bozbaş. (2013). Mısır’ın Siyasal Haritası. Kırklareli Üniversitesi
Afrika Araştırmaları Merkezi Afrika Analiz No: 02. Kırklareli.
İÇİNDEKİLER
Giriş………………………………………………………………..1
İslamcılar…………………………………………………………..2
Seküler Partiler……………………………………………………2
Devrimci Genç Gruplar…………………………………………..3
Devrik Hükümet Kalıntıları……………………………………...3
Mısır Derin Devleti………………………………………………..4
Kırklareli Üniversitesi
Afrika Araştırmaları Merkezi
Afrika Analiz
Analiz No: 02
30/05/2013
MISIR’IN SİYASAL HARİTASI
Giriş
Gökhan BOZBAŞ
Araştırma Görevlisi
25 Ocak Devrimi ile
ülkedeki milyonlarca
insan, artık yalnızca
otuz yıldır devam etmekte olan bir Mübarek iktidarına değil,
bununla birlikte daha
önce Sedat, Nasır ve
de Hidiv sülalesindeki gibi diktatörlere
karşı isteyip de gösteremedikleri tepkiyi
ortaya koymuşlardır.
Mısır’da yaşanan olaylar incelendiğinde kesin olan bir şey varsa o da ülkenin
Hüsnü Mübarek’in devrilmesi ile birlikte gerçekten tarihi bir dönüm noktasından geçtiğidir. 25 Ocak Devrimi ile ülkedeki milyonlarca insan, artık yalnızca otuz yıldır devam etmekte olan bir Mübarek iktidarına değil, bununla
birlikte daha önce Sedat, Nasır ve de Hidiv sülalesindeki gibi diktatörlere
karşı isteyip de gösteremedikleri tepkiyi ortaya koymuşlardır. Bu çerçevede
belki de yarım kalan 1919 halk devriminin bir nevi tamamlanmasıydı bu sokağa dökülmeler. O halde bu iki yılı aşkın süre bize ne göstermiştir?
Mısır’da son iki yılda halk tam dört kez sandık başına geçmiştir Aslında bu
son dört seçimin genel bir analizi bile ülkeyi takip edeler için çok büyük bir
gösterge olmakla birlikte, her seferinde dünya kamuoyunu şaşırtan ve dikkatlerin burada yoğunlaşmasına sebep olan sonuçları İslamcıların başarısında
görmek gerekir. Ülkede yapılan seçimleri/referandumları kısaca özetlemek
gerekirse, bunların birincisi Mübarek’in geri çekildiğini açıklamasının hemen ardından gerçekleşen anayasa değişiklik paketidir. 19 Mart 2011’de
yapılan anayasa reformu ile 1981’dekinden sonra ilk defa anayasada bu kadar köklü bir değişikliğe gidilmiş ve özellikle İslamcılar için “olmak” ya da
“olmamak” anlamına gelen bir referandum ile bu değişiklik %77 oranında
bir destek bulmuştur.
İkinci seçim ise Kasım 2011 ile Ocak 2012 arasında üç aşama ve iki turlu bir
şekilde gerçekleştirilmiştir. Bu seçimlerde İslamcılar toplam %73’lük bir oy
ile sandıktan çıkarak herkesin dikkatini çekmiştir. Artık sorulan soru devrim
değil, Mısır’ın geleceği konusundaki endişelerdi. Ülke sanki birden rota değiştirmişti, birçok gözlemci ve batılı çevrelerce bu durum artık Arap Baharı
olarak değil Arap Kışı olarak gösterilmeye başlandı. Üçüncü seçim ise 2012
yılının ortalarında Mayıs ve Haziran aylarında devlet başkanını seçmek için
gerçekleştirildi.
SAYFA 2
Mısır halkı son olarak
2012’nin Aralık ayında
yine aynı yılın Ekim
ayında parlamentodan
geçen yeni anayasayı
onaylamak için sandık
başına gitti ve
İslamcıların genel
anlamda mutabık
oldukları anayasa %
63’lük bir oy alarak
kabul edildi.
Bu seçimleri de, İslamcıların desteklediği aday Muhammed Mursi, ikinci
turda devrik yönetimin son başbakanı Ahmet Şefik’e karşı %52’lik gibi bir
oyla kazandı. Mısır halkı son olarak 2012’nin Aralık ayında yine aynı yılın
Ekim ayında parlamentodan geçen yeni anayasayı onaylamak için sandık
başına gitti ve İslamcıların genel anlamda mutabık oldukları anayasa %
63’lük bir oy alarak kabul edildi. Ülke bu sene içerisinde öncelikle, belirlenen ilk takvime göre Nisan sonu itibari ile yeni parlamentosunu seçmek
için sandık başına gidecekken çıkan bazı sistemsel sorunlar nedeniyle seçimler yıl sonuna ertelendi. Yapılacak bu yeni seçime gidilirken ülkede
yüzü aşkın siyasi parti bulunmaktadır. Ülkede bugüne kadar bu seçimlere
giren siyasal oluşumları genel olarak nasıl sınıflandırabiliriz? Şimdiye
kadar İslamcıların bu kadar net başarılar kazanmasına karşın ülkede diğer
grupların temsil oranı nedir ve hangi gruplarca temsil edilmektedir? Şimdi
sırasıyla bu grupları tanıyalım.
İslami partiler:
2011 yılının Kasım ayında seçim yapıldığında en az bir düzine parti kendisini İslamcı olarak nitelemekteydi ve bu sayının önümüzdeki süreçte artacağı kesindir. Bu partileri üç ana grupta inceleyebiliriz. Bunların en önemlisi ve en köklüsü seksen beş yıllık geçmişe sahip Müslüman Kardeşler
grubunun siyasi uzantısı olan Özgürlük ve Adalet Partisi’dir. Parti, seçimlerden yaklaşık %47 oy almış ve parlamentodaki koltukların %60’ına sahip
olmuştur. İkinci olarak ise; yapılan seçimlerden ana muhalefet partisi olarak çıkan Selefi gruplar gelmektedir. Selefi gruplar içerisinde ilk göze batan parti en-Nur partisi olmuşken, bu yılın başlarında partide bölünmeler
yaşanmıştır. Son İslamcı grup olarak, önceleri Müslüman Kardeşler’den
kopmuş ve parti programını AK Parti’den almış, başını el-Vasat partisinin
çektiği reformcu İslamcıları zikredebiliriz. Bu grup içerisinde el-Vasat partisi ile birlikte el-Hadara Partisi ve el-Islah Partisi bulunmaktadır. Bu grup
yapılan seçimlerde on iki milletvekili çıkarmış ve diğerlerine nispeten oldukça geride kalmıştır. Bunların yanında seçimlere girmemiş fakat önümüzdeki seçimlere girmesi beklenen Sûfî gruplar da bu İslâmcılar arasında
sayılabilir.
Seküler Partiler
Mısır’da seküler gelenek Türkiye’de olduğundan çok daha eskilere dayanmaktadır. Mısır’da 1919 Devrimi’nin akabinde 1952 yılına kadar sürecek
seküler ve çok partili bir hayat başlamıştır. Bu dönemin en etkin partisi ise
el-Vefd partisi olmuştur. Parti Mübarek döneminde Yeni el-Vefd partisi
olarak kurulmuş ve seküler geleneğin en başat temsilcisi olmuştur. Seküler
gruplar seçimlere Ulusal Kurtuluş Cephesi olarak girmişlerdir. Bu grup
seçimlerde yaklaşık % 20’lik bir oy almış ve İslamcı olmayan sandalyelerin yarısını Yeni el-Vefd partisi almıştır.
Devrimci Genç Gruplar
Nüfusun %50’den fazlasının otuz beşinin altında bulunduğu Mısır’da bulunan bütün partiler ve aktörler, hem devrimin başlamasında hem de yaklaşık
bir buçuk sene süren askerî yönetim esnasında,bu devrimci gençlerin devrimci ruhlarını ve etkilerini gördüler. Mısır’daki 25 Ocak Devrimi aslında
bir gecede tesadüfen ortaya çıkmış bir tepki değildi. Mısır toplumu basınçlı tencere misali, patlamadan önce yaklaşık on yıldır kapağından ses vermekteydi. Özellikle 2007 yılındaki Hamas-İsrail savaşında Refah sınır kapısının kapatılması ve açılmamasına yönelik on binlerin hükümet karşıtı
gösterilerinin kanlı şekilde bastırılması yakın dönemin bu tepkiye dair ilk
örneğidir. Yine 6 Nisan 2008’de Mısır’da grev yapmak isteyen işçileri desteklemek için kurulan 6 Nisan Genç Hareketi Grubu’nun aktiviteleri ve
gösterileri bir diğer örnektir. Bugün Mısır’da faaliyetleri ile meşhur olmuş,
siyasete girmiş, girmemiş birçok genç hareket bulunmaktadır. Bunların en
meşhurları ve liderleri; 6 Nisan Hareketi ile Ahmet Mahir, Vail Ganim adlı
bir genç tarafından Facebook’ta kurulan ve devrim ile birlikte siyasal bir
aktör olan hepimiz Halid Said’iz Grubu, yine değişime vurgu yapan ve
Millî Değişim Birliği adı ile faaliyetlerini sürdüren grup ve son olarak da
kendisi önceleri hem Müslüman Kardeşler hem de 6 Nisan Hareketi mensubu olan İslam Lütfi ve arkadaşları tarafından kurulan Mısırlı Hareket
Partisi. Başkanlık seçimlerinden önce Muhammed Mursi’nin bu hareketlerin liderleri ile tek tek görüşmesi ve 6 Nisan Grubu başındaki Ahmet Mahir’in geçtiğimiz ay bir gün tutuklu kalmasının tüm dünya medyasında haber olarak yayınlanmasının, bu grupların geleceğe olan olası etkilerini anlatabilmek adına yeterli olduğu kanısındayım.
Devrik Hükümet Kalıntıları
Öncelikle devrimin gerçekleştiği dönem ve akabinde gelen süreçte geçmiş
dönem idarecileri ya ülke dışına kaçtılar, ya rüşvet ve görevi kötüye kullanma gibi suçlardan dolayı tutuklandılar yada göz önünden bulunmaktan
itina ile çekinmekteydiler. Fakat özellikle ilerleyen dönemlerde İslamcılar
ve laikler arasında artan rekabetçi ortam onların yavaş yavaş gün yüzüne
çıkmalarına ve beyanlarda bulunmalarına fırsat doğurmuştur. Özellikle
Mübarek döneminin son başbakanı olan Ahmet Şefik cumhurbaşkanlığı
seçimlerine katılmış ve son turda Mursi’ye karşı kıl payı kaybetmiştir.
Bilindiği gibi İslamcı gruplar devrimin ilk dönemlerinde aktif bir rol oyna-
SAYFA 3
Mısır’daki 25 Ocak
Devrimi aslında bir
gecede tesadüfen
ortaya çıkmış bir
tepki değildi. Mısır
toplumu basınçlı
tencere misali,
patlamadan önce
yaklaşık on yıldır
kapağından ses
vermekteydi.
SAYFA 4
Afrika Araştırmaları
Uygulama ve
Araştırma Merkezi
Müdürlüğü Kırklareli
Üniversitesi Kültür
Merkezi A Blok 39100
Kırklareli / Türkiye
Tel: +90 288 212 96 70
Dahili : 166
Faks:+90 288 212 23 59
mamış, diğer bir ifade ile devrimi onlar başlatmamasına rağmen devrimden
en büyük faydayı temin etmişlerdir. Bu çerçeveden bakıldığında şu anda
eski yönetim taraftarları ülkedeki en büyük devrimciler pozisyonunda olup
İslamcıları karşı devrim yapmakla suçlamaktadırlar. Son olarak Şubat
2013’de eski Milli Demokratik Parti mensuplarının kurulan Mısır Sokak
Partisi çatısı altında toplanacağa benzemektedir .
Mısır Derin Devleti
Mısır’da Derin Devlet kavramı henüz deşifre edilmiş değildir. Fakat devrimden sonra meydana gelen olaylar, devrimin yarattığı ruha ve halkın seçimle iş başına getirdiği parlamentoya karşı bir takım aktörlerin aldığı tavırlar değerlendirildiğinde Mısır Derin Devletindeki en önemli sac ayağının yargı olduğu söylenebilir. Zira yargı seçimle gelmiş bir parlamentoyu
feshedecek kadar ileri gitmiş ve geçtiğimiz Nisan ayında yapılması beklenen seçimlerin belirsiz bir tarihe ertelenmesine sebep olmuştur.
[email protected]
http://acm.kirklareli.edu.tr
Bununla birlikte ikinci ayağını Mısır’ın bürokratik yapısında aramak gerekmektedir. Zira bürokratlar her fırsatta orduyu seçilmiş hükümete karşı
olmaya ve provake etmeye çalışmış fakat bunda henüz tam anlamıyla bir
başarı sağlayamamıştır. Zira kendisi de bürokrat kademelerinden gelen Ali
Selmi 2011 yılının sonlarında hazırladığı bir anayasa taslak metninde orduya çok geniş yetkiler öngörmüş, fakat buna karşı çıkan siyasilerle orduyu
bir anlamda karşı karşıya getirme çabaları sonuçsuz kalmıştır. Derin devlet, iş adamları ve medyayı da arkasına alarak en büyük atak olarak başkanlık seçimlerinde Mursi’ye karşı son başbakan Ahmet Şefik’i desteklemiş ve bu seçimleri sadece %2 gibi bir oranla kaybetmişlerdir.
Görüldüğü gibi Mısır 21. yüzyılda çok büyük bir devrim gerçekleştirerek
fakir ve ultra genç nüfusu için yeni umutları çıkarmıştır. Lakin geçen iki
buçuk yılda yaşananlar, Mısır’da beklenen siyasi düzeni oturtmada gerekli
adımların atılması yönündeki umutları tüketmese de kırmaktadır. Bu yılın
sonlarında yapılması öngörülen seçimler gerçekten ülkenin kaderinin belirlenmesi açısından çok önemli gözükmektedir. Ülke, içinde bulunduğumuz
şu dönemde sürekli olarak siyasi hesap ve ittifak dedikoduları ile çalkalanmaktadır. Seçimlere birkaç büyük ittifakın gireceği az çok belli olmakla
beraber kimin kiminle ittifak kuracağı henüz netleşmemiştir.
ÖZGEÇMİŞ
1981 yılında Afyonkarahisar’da doğdu. Selçuk Üniversitesi İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünden
2004’de mezun olduktan sonra yine aynı üniversitenin Kamu Yönetimi bölümünde yüksek lisansa başladı. Eğitimini tamamlamadan
2005 yılında Almanya’ya giderek aldığı dil eğitiminin ardından
Ruhr Üniversitesinde Siyaset Bilimi ve Oryantalizm alanlarında
yüksek lisans yaptı. 2008 yılında Suriye’de 2 ay ve 2009 yılında
Mısır’da 8 ay kalarak hem Arapça eğitimi aldı ve hem de bölge hakkında araştırmalarda bulundu. 2012 yılında Türkiye’ye dönen Bozbaş, halen Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmakta ve Sosyoloji anabilim dalında doktora yapmaktadır.