surdurulebilir-is-odulleri-2015

Transkript

surdurulebilir-is-odulleri-2015
ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM
PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK
- ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR
HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK
- SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA
İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB
- YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK
- COCA-COLA İÇECEK
- ESAN - MERCEDES-BENZ
- PHILIPS - ŞEKERBANK
- SEM PLASTİK - SUNAR GRUP
Geleceğe
Umutlu Bakmamızı
Sağlayacak
- TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDESSürdürülebilir
İşGRUP
Modeli
Örneği
BENZ - PHILIPS12
- ŞEKERBANK
- SEM PLASTİK - SUNAR
- TOFAŞ - TSKB
- YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU
EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK
- SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG
- ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA
İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB
- YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK
- COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP
- TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDESBENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU
EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN
- MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG
- ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA
İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB
- YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP - TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK
- COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-BENZ - PHILIPS - ŞEKERBANK - SEM PLASTİK - SUNAR GRUP
- TOFAŞ - TSKB - YAŞAR HOLDİNG - ANADOLU EFES - ARÇELİK - COCA-COLA İÇECEK - ESAN - MERCEDES-
FİNALE KALAN VE ÖDÜL ALAN
BAŞARILI SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞ MODELLERİ
2
Giriş: İş Dünyasında Sürdürülebilir Dönüşüm İçin
4
3.2.1 Başla! Coca-Cola İçecek
6
7 Adımda Proaktif Enerji ve Karbon Yönetimi – TOFAŞ
8
Aile Çiftçiliği Bankacılığı: Tweet Köy Projesi – Şekerbank
“Sürdürülebilir İş Ödülleri 2015”
Sosyal Etki Yönetimi Kategorisi / Finalist
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / Ödül Sahibi
Sürdürülebilirlik İletişimi / Ödül Sahibi
10
Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE) Geri Dönüşüm Tesisleri – Arçelik
12
Çanakkale Şehitlik Anıtı-Barışı Aydınlatmak – Philips Türkiye
14
Doğuya Ayçiçeği Doğuyor – Sunar Grup-Elita Gıda
16
Gelecek Turizmde – Anadolu Efes
18
Karbon-Nötr Projesi – TSKB
20
Otobüs Fabrikasında Atık Yönetimi – Mercedes-Benz
22
Sera Gazı Azaltım Projesi – Yaşar Holding
24
Sıfır Karbon Salımlı Sürdürülebilir Maden Stok Sahası – Esan
26
Yakıt Tasarruflu Uçak İçi Servis Tabağı-JEFER – Sem Plastik
Atık Yönetimi Kategorisi / Ödül Sahibi
Sürdürülebilirlik İletişimi / Finalist
Çeşitlilik ve Dahil Etme Kategorisi / Ödül Sahibi
İşbirliği Kategorisi / Ödül Sahibi
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / Finalist
Atık Yönetimi Kategorisi / Finalist
Karbon ve Enerji Yönetimi / Finalist
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / Finalist
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / KOBİ / Ödül Sahibi
*Projeler alfabetik olarak sıralanmıştır.
ARALIK 2015 1
İş Dünyasında Sürdürülebilir Dönüşüm İçin
“Sürdürülebilir İş Ödülleri 2015”
Sürdürülebilirlik Akademisi’nin düzenlediği ve 2014 yılında ilki verilen “Sürdürülebilir İş
Ödülleri”, yılın başarılı sürdürülebilir iş modellerini ödüllendirerek iş dünyasına örnek oluşturmayı
hedefleyen öncü bir çalışma. 2015 yılında yeniden düzenlenen yarışmanın sonuçları, 8-9 Ekim
tarihlerindeki Yeşil İş: Sürdürülebilir İş Zirvesi’nde açıklandı. Bu yıl finale kalan ve ödül alan
projelerden 12 sürdürülebilir iş modelini sayfalarına taşıyan bu özel ek, sürdürülebilir dönüşüme
giden yolda iyi örnekleri göstererek atılan adımların hızlanmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından
bu yıl ikinci kez verilen “Sürdürülebilir
İş Ödülleri”, bildiğiniz gibi, önemli etkiler
yaratmış kurumların sosyal, ekonomik
ve çevresel konulardaki projelerini öne
çıkarmayı ve başarılı projeleri geniş
kitlelerle paylaşarak bu projelerin rol model
olmasını sağlamayı hedefleyen öncü bir
çalışma. Sürdürülebilir iş dönüşümünü
teşvik etmek amacıyla, işbirliğinden atık
yönetimine, tedarik zinciri yönetiminden
çeşitlilik ve dahil etmeye kadar sekiz ana
kategoride başvuru kabul eden Ödüller tüm
2 ARALIK 2015
sektörlere de açık. Dönüşümün yalnızca
büyük ölçekli firmalar ile değil, küçük
ölçekli sosyal girişimlerin de katkılarıyla
gerçekleşeceğine inanan Akademi, bu
doğrultuda, KOBİ’leri de alt kategori olarak
değerlendirme sürecine dahil ediyor.
Kimler Başvurabilir?
Sürdürülebilir İş Ödülleri’ne başvuru
yapan kuruluşlar Türkiye’de sürdürülebilir
gelecek hedefi ile yeni ekonominin örnek
lider kuruluşları arasında yer alıyor ve
Türkiye’de diğer kuruluşlara model teşkil
edecek projelerini kamuoyuyla paylaşıyor.
Aynı zamanda, Türkiye’de sürdürülebilir iş
modellerinin gelişmesine ve değişimin ivme
kazanmasına katkıda bulunuyor.
Sürdürülebilir İş Ödülleri’ne merkezi ve/
veya işletme yeri Türkiye sınırları içerisinde
bulunan tüzel kişiliğe sahip KOBİ’ler (1-250
çalışan) ve büyük ölçekli (250’den fazla
çalışan) işletmeler başvurabiliyor.
Sürdürülebilir İş Ödülleri yalnızca özel
sektör başvurularına açık. Bu nedenle
kamu kurumları, sivil toplum örgütleri
(dernek, vakıf vb.) ve akademik kurumlar
ödül başvurusunda bulunamıyor. Ancak
bu kurumların özel sektör işbirliği ile
gerçekleştirdikleri projeler, proje paydaşı
şirketin başvurusu ile dolaylı olarak
ödül kapsamına alınıyor. Uygulamaya
geçmemiş, tamamen proje aşamasında
olan başvurular değerlendirmeye
alınmazken birden fazla kategoriye başvuru
yapılabiliyor.
Sürdürülebilir İş Ödülleri 2015’te, Tedarik
Zinciri Yönetimi, Karbon ve Enerji Yönetimi,
Su Yönetimi, Atık Yönetimi, Çeşitlilik
ve Dahil Etme, İşbirliği, Sosyal Etki ve
Sürdürülebilirlik İletişimi olmak üzere
sekiz ödül kategorisinde 5’i KOBİ olmak
üzere toplam 40 proje finale kalmaya hak
kazandı. 3’ KOBİ olmak üzere toplam 11
şirketin sürdürülebilir iş modelleri ise ödüle
layık görüldü.
Sürdürülebilir bir dönüşümün iyi
Jüri Üyeleri
Atila Uras - UNDP
n Prof. Dr. Ali Ergur
Galatasaray Üniversitesi
n Prof. Dr. Barbaros Gönençgil
İstanbul Üniversitesi
n Gökmen Argun - UNDP
n Prof. Dr. Güler Aras
Yıldız Teknik Üniversitesi
n Prof. Dr. Melsa Ararat
Sabancı Üniversitesi
n Murat Sungur Bursa
Sürdürülebilirlik Akademisi
n Murat Yeşildere
Egon Zehnder, Istanbul
n
Prof. Dr. Nilgün Cılız
Boğaziçi Üniversitesi
n Prof. Dr. Pınar Mengüç
Özyeğin Üniversitesi
n Sevinç Onay
Sürdürülebilirlik Akademisi
n Prof. Dr. Sondan Durukanoğlu
Sabancı Üniversitesi
n Dr. Tamer Atabarut
Boğaziçi Üniversitesi
n Prof. Dr. Volkan Ediger
Kadir Has Üniversitesi
n Dr. Yılmaz Argüden
Global Compact
n
örnekleri görünür kılmakla hızlanacağına
olan inançla hazırladığımız bu özel
ek, Sürdürülebilir İş Ödülleri 2015’te
farklı kategorilerde finale kalan ve ödül
alan projelerden 12 “Sürdürülebilir İş
Modeli”ni sayfalarına taşıyor. Projelerin
kapsamı ve uygulaması, iş süreçleri ile
entegrasyonu, proje sonuçları ve süreçte
karşılaşılan zorluklarla ilgili ayrıntılı
bilgileri bulabileceğiniz sayfalarımızın
sürdürülebilirlik konusunda yeni ilhamlar
vermesi dileklerimizle…
Ayrıntılı bilgi için: http://
surdurulebilirisodulleri.com
ARALIK 2015 3
SOSYAL ETKİ YÖNETİMİ
Sosyal Etki Yönetimi Kategorisi / Finalist
3.2.1 Başla! – Coca-Cola İçecek
Gençler Harekete Geçiyor
Coca-Cola İçecek’in 2013 yılında başlattığı 3.2.1 Başla! Sosyal Sorumluluk Programı, gençlerin
fiziksel aktiviteye katılımını artırmak amacıyla hayata geçirildi. 2014-2015 eğitim-öğretim
yılında İstanbul, Mersin, Bursa, Sakarya/Sapanca, Van, Ordu, Hatay ve Erzincan illerinden
toplam 72 ortaokul ve lisede uygulanan programla 18 farklı branşta 80 bin saatin üzerinde
aktivite gerçekleştirildi. Programın bu eğitim-öğretim döneminde, 10 ile yayılması ve 100 bine
yakın gencin harekete geçirilmesi hedefleniyor.
Gençlerin aktif yaşam konusunda
farkındalıklarının artırılması; gençlerde
yaşam boyu spor yapma alışkanlığının ve
kültürünün geliştirilmesi amacıyla
Coca-Cola İçecek tarafından 2013 yılında
hayata geçirilen 3.2.1 Başla! Sosyal
Sorumluluk Programı, 2014-2015 eğitimöğretim yılının sonunda yaklaşık 50 bin genci
daha aktif ve daha sağlıklı bir yaşam için
harekete geçirdi.
Program, beden eğitimi öğretmenlerini,
gençlerin okul saatleri içinde ve dışında
fiziksel aktivitelere katılımlarını teşvik
edecek ve katılım zamanlarını artıracak
fikirlerini projelendirmeleri konusunda
cesaretlendirmeye yönelik olarak tasarlandı.
Beden eğitimi öğretmenleri, gençleri fiziksel
aktiviteye yönlendirecek proje fikirleri
ve okullarının ihtiyaçları doğrultusunda
programa gönüllü olarak başvuruda bulundu.
Beden eğitimi öğretmenlerinin liderliğinde
geliştirilen ve hayata geçirilen projeler
desteklenerek okullarda dış mekan oyun
alanları ve iç mekan aktivite alanları
oluşturuldu, okullara spor ekipmanları
sağlandı. Sadece 2014-2015 eğitim
yılında okullara 85 adet iç ve dış mekan
aktivite alanı kazandırıldı, 2.809 adet
spor malzemesi ve 58 adet spor ekipmanı
bağışlandı.
4 ARALIK 2015
Basketboldan Bocce’ye,
İstanbul’dan Irak’a
Hayata geçirilen projeler doğrultusunda
gençler; atletizm, jimnastik, masa tenisi,
basketbol, voleybol, dans, step, korfbol,
bocce, okçuluk, hentbol, badminton gibi
birçok farklı aktiviteye aktif olarak katılmaya
başladı. Sadece 2014-2015 eğitim-öğretim
yılında 18 farklı branşta 80 bin saatin
üzerinde aktivite gerçekleştirildi. Program,
2014-2015 eğitim-öğretim yılında İstanbul,
Mersin, Bursa, Sakarya/Sapanca, Van,
Ordu, Hatay ve Erzincan illerinden toplamda
72 ortaokul ve lisede uygulandı.
2014 yılında Mersin’de desteklenen 22
proje okulundan yaklaşık 1000 gencin
katılımıyla Mersin Üniversitesi tesislerinde
“Fiziksel Aktivite Şenliği” düzenlendi.
Şenlik kapsamında gençler akranlarıyla bir
araya geldi ve bir tam gün boyunca 12 farklı
oyun istasyonunda aktivitelere ve oyunlara
katıldı, yıl boyunca uygulamış oldukları
projeleri doğrultusunda gösteri maçları
ve dans performansları sergiledi. Şenlik
boyunca “hareket mutluluktur” diyen
gençler, her gün en az 60 dakika hareket
etmenin önemine dikkat çekti.
Bölgesel bir Türk şirketi olan ve
operasyonlarını Türkiye dahil 10 ülkede
sürdüren Coca-Cola İçecek (CCİ), 3.2.1
COCA-COLA İÇECEK
Başla! Sosyal Sorumluluk Programı’nı
sadece Türkiye’de değil, Mercy Corps
işbirliğinde Pakistan ve Irak’ta, 2015
itibarıyla da Kazakistan’da uyguluyor.
Pakistan ve Irak’ta toplamda 46 okula,
Kazakistan’da ise 19 okula ulaşıldı.
Çalışanlardan Gönüllü Katılım
Program, Coca-Cola’nın global sağlık
taahhütlerini ve faaliyet gösterdiği tüm
ülkelerde fiziksel aktivite programlarını
destekleyerek toplumların daha aktif
olmalarına katkıda bulunma hedefini
destekliyor. Program sadece CCİ’nin
değil, aynı zamanda Coca-Cola sisteminin
sürdürülebilirlik stratejisiyle de entegre bir
şekilde sürdürülüyor. 2015 yılında
Coca-Cola Avrasya ve Afrika Grubu
tarafından düzenlenen Sürdürülebilirlik
Ödülleri’nde uluslararası jürinin yaptığı
değerlendirme sonucunda CCİ,
sürdürülebilirlik alanında gerçekleştirdiği
örnek çalışmalar nedeniyle, 84 ülkedeki
şişeleyiciler arasında, “En Başarılı
Şişeleyici” seçilerek, büyük ödülü kazandı.
CCİ ayrıca, aktif yaşam kategorisinde
3.2.1 Başla! Programı ile “Mükemmellik”
ödülüne layık görüldü.
3.2.1 Başla! Programı, 2015 yılında
Türkiye’de çalışanlarının ve bayilerinin
de katılımıyla güçlendi. İstanbul’da iki
okul, çalışan bağışlarıyla desteklenirken,
CCİ çalışanları bu okullarda düzenlenen
aktivitelere gönüllü olarak katılım
sağladı. Bunun yanı sıra, İstanbul ve
Aksaray’dan birer okul CCİ Bayileri
tarafından desteklendi ve bu okulların tüm
ihtiyacı CCİ bayileri tarafından karşılandı.
Bayi çalışanları okulları ziyaret ederek
aktivitelere katıldı.
Hedef 10 İl, 100 Bin Genç
Okullarda uygulanan projelerin gençlerin
fiziksel ve sosyal gelişimi üzerindeki etkisini
ölçümlemek amacıyla akademisyenler
tarafından programın pilot uygulama
dönemi olan 2013-2014 eğitim-öğretim
yılında yürütülen saha araştırması
sonucunda, gençlerin %92’sinin proje
faaliyetlerine düzenli olarak katıldığı,
%80’inin ise 3.2.1 Başla! sayesinde daha
çok hareket etmeye başladığı sonucuna
varıldı. Araştırma bulguları, 3.2.1 Başla!
Programı’ndan faydalanan gençlerin
%98’inin fiziksel ve sosyal gelişimine
katkıda bulunulduğunu gösterdi.
Programın 2015-2016 eğitim-öğretim
yılında Türkiye’de 10 ile yaygınlaşması,
100’ün üzerinde okula destek verilerek
projenin yaygınlaştırılması ve toplamda
100 bine yakın gencin harekete geçirilmesi
hedefleniyor.
Akademisyenler
tarafından programın
pilot uygulama
dönemi olan
2013-2014
eğitim-öğretim
yılında yürütülen saha
araştırması sonucunda,
gençlerin %92’sinin
Yarışmacı Değil, Katılımcı Anlayış
proje faaliyetlerine
Yapılan ölçümlemeler, program süresince
düzenli olarak katıldığı,
gençlerin beden eğitimi derslerine ve ders dışı
%80’inin ise 3.2.1 Başla!
aktivitelere ilgi ve motivasyonunun oldukça
sayesinde daha çok
yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Ancak
hareket etmeye başladığı
sınav hazırlıkları ve diğer branş derslerinin
sonucuna varıldı.
veliler nezdinde de daha öncelikli olması,
öğrencilerin fiziksel aktiviteye katılabilecekleri
zamanların azalmasına neden olabiliyor. Bu
sebeple, velilerin fiziksel aktivitenin önemi
konusunda bilgilendirilmesi ve veli katılımlı
etkinliklerin düzenlenmesiyle bu konudaki
zorlukların daha hızlı aşılması hedefleniyor.
3.2.1 Başla!, beden eğitimi derslerinde ve
ders dışı sportif faaliyetlerde yarışmacı ve
rekabetçi bir anlayıştan ziyade katılımcı
bir yapı oluşturulmasını ve aktivitelere
tüm gençlerin dahil edilmesini hedefliyor.
Programa dahil olan okullarda geleneksel
yarışmacı yaklaşım aşılarak, beden eğitimi
öğretmenlerinin liderliğinde katılımcı yeni bir
yapı kurulmaya çalışılıyor.
ARALIK 2015 5
KARBON VE ENERJİ YÖNETİMİ
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / Ödül Sahibi
7 Adımda Proaktif Enerji ve Karbon Yönetimi – TOFAŞ
Sağlam Adımlarla Enerji Verimliliğine
TOFAŞ, 2011 yılından itibaren Dünya Klasında Üretim (WCM) metodolojisinin bir parçası
olarak devreye alınan 7 Adımda Proaktif Enerji ve Karbon Yönetimi ile yeni yatırımlardan
mevcut tesislere, tüm süreçlere entegre edilerek standart ve etkili bir iyileştirme sistematiği
oluşturuldu. Yöntem sadece şirketin sınırlarında bırakılmayarak tüm değer zincirini kapsayacak
şekilde yaygınlaştırıldı. Basit, yalın ve proaktif yaklaşımıyla model, tüm büyük ve küçük ölçekli
şirketlerde uygulanabilir olma özelliğine de sahip.
TOFAŞ’ta 7 Adımda Proaktif Enerji
ve Karbon Yönetimi; 2011 yılından
itibaren Dünya Klasında Üretim (WCM)
metodolojisinin bir parçası olarak devreye
alındı. Bu yönetim sisteminin kullanılmaya
başlanmasıyla birlikte, enerji verimliliği ve
karbon emisyonu azaltımı faaliyetlerinde
öncelikli alanların tespiti, enerji kayıplarının
sınıflandırılması ve önceliklendirilmesi
esasları dikkate alınmaya başlandı. Bu
sistematik yaklaşım, yeni yatırımlardan
mevcut tesislere, tüm süreçlere entegre
edilerek standart ve etkili bir iyileştirme
sistematiği oluşturuldu.
ISO 50001 Enerji Yönetim Standardı ile
tam uyumlu bir yönetim sistematiği olan 7
Adımda Proaktif Enerji ve Karbon Yönetimi,
seragazı emisyonlarının yönetiminde,
ISO 14064 Sera Gazları Hesaplama ve
Denetim Standardı’nın gerekliliklerini
sağlamada da tam performans gösteriyor.
TOFAŞ bu kapsamda, seragazı emisyonlarını
Scope 1, Scope 2 ve Scope 3 düzeyinde
hesaplıyor ve yetkilendirilmiş kuruluşlara
doğrulatıyor.
240 Enerji Verimliliği Projesi Hayata Geçti
7 Adımda Proaktif Enerji ve Karbon
Yönetimi’nin devreye girdikten sonra
aktif olarak etkilediği 2012 yılında, enerji
6 ARALIK 2015
verimliliği faaliyetlerinde %9,3 verimlilik elde
edildi. Takip eden 2013 ve 2014 yıllarında
sırasıyla %6,5 ve %11,7’lik iyileşmeler
sağlandı. Yapılan bu çalışmalar, seragazı
emisyonlarına da olumlu şekilde yansıdı ve
2011 yılında 0,508 ton CO2e/oto olan salım
değeri, 2014 yılı sonunda 0,476 ton CO2e/oto
olarak gerçekleşti.
2014 yılında, ısıl kaçaklara yönelik
uygulamalar, atık ısı geri kazanımı, soğutma,
gün ışığından azami yararlanılan aydınlatma
otomasyonları, basınçlı hava kaçaklarının
azaltılmasında lokalizasyon ve otomasyon
sistemleri, enerji tüketimi korelasyon ve
optimizasyonu, izolasyon malzemelerinin
kullanımı konularında 111 yeni enerji
verimliliği projesi hayata geçirildi. 2013 yılının
son çeyreğinde devreye alınan diğer projelerle
birlikte 2014 yılına etki eden toplam enerji
verimliliği projesi sayısı 240’a ulaştı.
7 Adımda Proaktif Enerji ve Karbon Yönetimi,
sadece şirketin sınırlarında bırakılmayarak
tüm değer zincirini kapsayacak şekilde
yaygınlaştırıldı. Basit, yalın ve proaktif
yaklaşımıyla model, tüm büyük ve küçük
ölçekli şirketlerde uygulanabilir olma
özelliğine sahip. Dünya Klasında Üretim
(WCM) metodolojisini temel alan sistemin
en önemli özelliklerinden biri, İş Güvenliği,
Finans (maliyet ve kayıp analizleri), Sürekli
TOFAŞ
İyileştirme Yaklaşımı (ileri problem çözme
teknikleri), Otonom ve Profesyonel Bakım,
Kalite, Lojistik, Yeni Ürün ve Tesis Yatırım
Süreçleri, Çalışan Gelişimi ve Farkındalık
Faaliyetleri, Çevre gibi üretim ve yönetimsel
süreçlerle entegre edilmiş olması.
Yönetim Metodolojisinin 7 Aşaması
Yönetim metodolojisi, adım bazlı
olarak yapılan analizler ve yönetimsel
yaklaşımlardan oluşuyor. Adımlara özetle
bakılacak olursa;
1. Odaklanılacak Enerji Vektörünün
ve Model Alanın Seçimi: Kullanılan
tüm enerjiler, kullanım tipine göre
sınıflandırılarak ikincil enerji vektörleri
tanımlanır. İzleme ve ölçüm sistemleri
sayesinde en çok tüketilen enerji vektörü
ve tüketildiği yer belirlenerek model alan
seçimi yapılır.
2. İnceleme: Model alandaki tüm
ekipmanlar kapasite, güç, adet ve tip
olarak listelenir. Bu listede yer alan en
büyük potansiyel enerji tüketimine sahip
ekipmanlar öncelikle takip altına alınır.
3. Ölçüm-Eğitim-Denetleme: Enerji
tüketimlerinin üretime göre sabit ve
değişken miktarlarını tespit etmek için
ekipman bazlı ölçümler yapılır.
4. Analiz: Yapılan ölçümlere
istinaden tespit edilen enerji kayıpları,
sınıflandırılarak yedi tip ana enerji kaybı
altında gruplandırılır.
5. Karşı Tedbirlerin Alınması: 4. adımda
belirlenen enerji kayıplarını ilgili birimine,
ikincil enerji tipine ve kayıp miktarına göre
listeleyerek önlem alma ve proje geliştirme
fazına başlanır. Geliştirilen projeler
uygulamaya dönüştürülerek kayıplar
elimine edilir.
6. Standartlaştırma: Karşı tedbirlerle elde
edilen başarılı sonuçlar, tekrarlanabilir iş
modelleri ya da prosedürlerle standart hale
getirilir.
7. Yaygınlaştırma: Standartlaştırmadan
itibaren elde edilen know-how benzer
alanlarda da kullanılmak üzere
yaygınlaştırılır. Bu yaygınlaştırma hem
periyodik değerlendirme, gözden geçirme
ve denetlemeler aracılığıyla hem de
gelecek projelerde proaktif bir yaklaşım
sergileyerek, kaybı oluşmadan yok etmek
için özel tasarlanmış MP Formlar ile ilgili
Teknoloji, Proje ve Ar-Ge departmanlarını
bilgilendirme şeklinde gerçekleştirilir.
A Listesine Giren İlk Şirket
TOFAŞ, bu çalışmaların pozitif sonuçları
olarak 2014 yılında, uluslararası
değerlendirme kuruluşu EIRIS’in
(Empowering Responsible Investment)
Borsa İstanbul bünyesinde yaptığı
değerlendirmede BIST Sürdürülebilirlik
Endeksi’ne giren 15 Türk firması arasında
yer aldı. Bunun yanında Karbon Saydamlık
Projesi (CDP) Performans Liderliği
Endeksi’nde A listesine giren ilk Türk
şirketi oldu.
2015 yılında, CDP kapsamında, “İklim
Değişikliği” yanında “Su” programına
da yanıt verildi. Ayrıca yapılan kapsamlı
çalışmalar sonucu, lojistik faaliyetler
kaynaklı emisyonların hesapları yapılarak
ISO14064 Scope 3 doğrulaması yapıldı.
Sürdürülebilirlik yaklaşımına son derece
önemli katkısı bulunan bu yönetim sistemi
ve diğer süreçlerin entegrasyonu ile ilki
2014 yılında yayımlanan sürdürülebilirlik
raporunun ikincisi de bu yol yayımlandı. 7
Adımda Proaktif Enerji ve Karbon Yönetimi
sonucunda elde edilen sonuçlar, bu yılki
raporda yer buldu.
7 Adımda Proaktif Enerji
ve Karbon Yönetimi’nin
devreye girdikten sonra
aktif olarak etkilediği
2012 yılında, enerji
verimliliği faaliyetlerinde
%9,3 verimlilik elde
edildi. Takip eden 2013
ve 2014 yıllarında
sırasıyla %6,5 ve
%11,7’lik iyileşmeler
sağlandı.
ARALIK 2015 7
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLETİŞİMİ
Sürdürülebilirlik İletişimi / Ödül Sahibi
Aile Çiftçiliği Bankacılığı: Tweet Köy Projesi – Şekerbank
Şekerbank, Tweet’leri Gerçek Sahiplerine Ulaştırdı
Şekerbank’ın üretimin sürdürülebilirliği için çiftçiler toprağını, köyünü bırakıp gitmesin
diye Kasım 2014’te başlattığı “Aile Çiftçiliği Bankacılığı” projesi, tarımsal üretimin
artırılmasına ilişkin farkındalığın yükseltilmesini hedefliyordu. Projenin reklam kampanyası
kapsamında #senbırakıpgitmediye etiketiyle atılan 10 binin üzerindeki paylaşım,
Twitter’ı neredeyse hiç kullanmayan çiftçilere ulaştırıldı. Proje için 17 köy “tweet köy”e
dönüştürüldü. Twitter mesajları tabelalara bastırıldı; köylerin en merkezi yerlerine,
evlerin ya da çeşmelerin duvarlarına asıldı.
Kuruluş amacı tarımın finansmanı olan
Şekerbank, üretimin sürdürülebilirliği için
çiftçilerin toprağını, köyünü bırakıp gitmemesi
amacıyla Kasım 2014’te “Aile Çiftçiliği
Bankacılığı” projesini başlattı. Bankanın
sürdürülebilir kalkınma misyonunun bir
devamı olarak tarımsal üretimin artırılmasına
ilişkin farkındalığın yükseltilmesini
hedefleyen proje ile tarımın önemini kentli
insanın gündemine taşıyan Şekerbank,
projenin reklam kampanyası kapsamında
#senbırakıpgitmediye etiketiyle atılan 10
binin üzerindeki paylaşımı, Twitter’ı neredeyse
hiç kullanmayan çiftçilere ulaştırdı. Sosyal Medya ve Açık Hava Bir Arada
Büyük ilgi gören ilk reklam kampanyasına
verilen desteği çiftçilere göstermek için
yapılan ikinci reklam filmi “tweet köy”
kapsamında, sosyal medya ve açık hava
mecrası birlikte kullanılarak tweet’ler gerçek
sahiplerine, yani çiftçilere ulaştırıldı. Twitter
mesajları tabelalara bastırıldı; köylerin en
merkezi yerlerine, evlerin ya da çeşmelerin
duvarlarına asıldı. Böylece, Twitter’ı
neredeyse hiç kullanmayan çiftçilerin
kendileri için atılan destek mesajlarını
görebilmeleri sağlandı.
Proje için 17 köy belirlendi. Bu köyler “tweet
8 ARALIK 2015
köy”e dönüştürüldü. Projenin reklam
kampanyası kapsamında gidilen köylerde
çiftçilerden alınan yorumlar, yapılan işin
önemini bir kez daha ortaya koyarak,
tarımın yalnızca çiftçi için değil, herkes için
önemli bir konu olduğunun altını çizdi.
Sosyal medya kanallarında paylaşılan yeni
reklam filmi, Twitter’da 465 binden fazla
kez görüntülendi. Facebook’ta 700 binden
fazla kişiye ulaşırken, yaklaşık 215 bin kez
izlendi. YouTube’da ise 500 bine yakın
görüntülenme alarak 200 bin civarında kişi
tarafından izlendi.
Yerel Üretim İçin Aile Çiftçiliği
Şekerbank’ın yaptığı araştırmalar, tarımın
ayakta kalabilmesi ve yerel üretimin artması
için aile çiftçiliğinin devam etmesinin
büyük önem taşıdığını ortaya koyuyor. “Aile
Çiftçiliği”, sadece çiftçilerin değil, bizlerin,
çocuklarımızın geleceğinin teminatı olarak
kentli insanın odağında da yer alıyor.
Şekerbank, bu iletişim kampanyasıyla da
oluşturulan bilinç sayesinde iş hedeflerine
ulaşmada ve tarım bankacılığı konusundaki
öncü algısının pekişmesine fayda sağladı.
“tweet köy” projesi, kısa sürede elde
ettiği başarı ile birçok ödüle de layık
görülmüştür. Proje, yaratıcı iletişim alanında
ŞEKERBANK
dünyanın en önemli festivali olarak kabul
edilen Fransa’daki 62. Cannes Lions
Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nin “Açık
Hava” kategorisinde Bronz Aslan ödülü
aldı.
2015 Kristal Elma Türkiye Reklam
Ödülleri Yarışması’nda 3 kristal elma ve bir
gümüş ödüle layık görülen proje, Golden
Drum’ın “Direct” kategorisinde gümüş
ödülün, Sürdürülebilirlik Akademisi’nin,
alanında örnek olan kurumları
ödüllendirmek amacıyla bu yıl ikincisini
düzenlediği “Sürdürülebilir İş Ödülleri”nin
“Sürdürülebilirlik İletişimi” kategorisinde
de ödülün sahibi oldu.
Sosyal medya kanallarında paylaşılan yeni reklam filmi, Twitter’da 465 binden fazla kez görüntülendi.
Facebook’ta 700 binden fazla kişiye ulaşırken, yaklaşık 215 bin kez izlendi. YouTube’da ise 500 bine
yakın görüntülenme alarak 200 bin civarında kişi tarafından izlendi.
ARALIK 2015 9
ATIK YÖNETİMİ
Atık Yönetimi Kategorisi / Ödül Sahibi
Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE) Geri Dönüşüm Tesisleri – Arçelik
Arçelik A.Ş. Sektöründe İlk Geri Dönüşüm Tesisleriyle
Atık Yönetiminde de Öncü
Arçelik A.Ş. , Eskişehir ve Bolu’da kurduğu Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE) geri
dönüşüm tesisleriyle Türkiye’de kendi sektöründe bir ilki gerçekleştirerek hem üretici olup
hem de AEEE geri dönüşüm tesisi kuran ilk ve tek şirket oldu. İki tesisin 2014 yılında faaliyete
geçmesinden itibaren ilk altı ay içinde piyasadan toplanan 100 bin adet yüksek enerji tüketen
eski ürünlerin geri dönüştürülmesi ile ülkemize 6 rüzgâr türbininin üreteceği enerji kadar
tasarruf sağlandı. 2015 yılında da aynı çizgide çalışmaya devam ediliyor.
Tüm iş süreçlerinde “Sürdürülebilir Gelişim”
odağı ile hareket eden, kaynakların
verimliliği ve sürdürülebilirliği konusuna üst
seviyede hassasiyet gösteren, sektöründe
Türkiye’nin lideri ve Avrupa’nın 3. büyük
beyaz eşya şirketi olan Arçelik A.Ş.,
“Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu”
kapsamında ürünlerinin doğaya geri
kazandırılmasını ve birer kaynak olarak
değerlendirilmesini teşvik ediyor. Bu amaçla
Arçelik A.Ş. 2014 yılında Eskişehir ve
Bolu’da uluslararası standartlara uygun kendi
geri dönüşüm tesislerini kurarak, Türkiye’de
Atık Elektrikli ve Elektronik Eşya (AEEE)
yönetimi uygulamalarının başlatılmasında
sektöre liderlik etti ve yönetmeliğin
uygulanmasında diğer üreticilere öncü
ve örnek oldu. Arçelik A.Ş., bu alanda
yürüttüğü çalışmalarla Sürdürülebilirlik
Akademisi tarafından Kasım 2015
tarihinde gerçekleştirilen “Sürdürülebilir İş
Ödülleri”nde, “Atık Elektrikli ve Elektronik
Eşyalar (AEEE) Yönetiminde Lider Şirket”
projesiyle, Atık Yönetimi Kategorisi’nde
birinciliğe layık görüldü.
Türkiye’nin En Büyük Yenileme Hareketi
Arçelik A.Ş., “Dünyaya Saygılı, Dünyada
Saygın” vizyonu ile Eskişehir ve Bolu’da
kurduğu AEEE geri dönüşüm tesisleriyle
10 ARALIK 2015
Türkiye’de kendi sektöründe bir ilki
gerçekleştirdi; hem üretici olup hem de AEEE
geri dönüşüm tesisi kuran ilk ve tek şirket
oldu.
Eskişehir’deki tesiste, AEEE Yönetmeliği’ndeki
1. kategoride bulunan buzdolabı, soğutucular
ve iklimlendirme cihazları geri dönüştürülüyor.
Bu tesis, eski buzdolaplarında bulanan,
ozon tabakasına zarar veren ve sera etkisine
katkı potansiyeli 15’in üzerinde olan CFC’li
(kloroflorokarbon) gazları kapalı sistemle
toplayabilen Türkiye’deki ilk geri dönüşüm
tesisi olma özelliğini taşıyor. Bolu’daki tesiste
ise 2. kategorideki büyük beyaz eşyalar ile
6. kategorideki küçük ev aletlerinin geri
dönüşümü gerçekleştiriliyor.
Arçelik A.Ş., 2014 yılında AEEE’ lerini
toplayarak doğaya ve ülke ekonomisine
kazandırılması amacıyla “Doğaya Dönüş
Başlasın” sloganıyla Türkiye’nin En Büyük
Yenileme Hareketi’ni hayata geçirdi. Bu
kampanyanın hazırlıkları esnasında Arçelik
A.Ş.’nin birçok farklı departmanı görev aldı.
Ürünlerin toplanması ve geri dönüşüm
tesislerine gönderilmesi aşamasında
sistematik uygulamaları yaygınlaştırmak üzere
yetkili servisler ve bayiler ile atık yönetimi
konularında görevli personellere eğitimler
verildi. Bununla birlikte müşteriler için AEEE
Yönetmeliği hakkında bilgilendirici broşürler
ARÇELİK
hazırlandı ve bayilere gönderildi. Tüm süreç
akışı, Arçelik A.Ş. tarafından hazırlanan AEEE
yazılım sistemi üzerinden takip edilerek kayıt
altına alındı.
Değiştirme kampanyasında Arçelik ve
Beko bayileri ile yetkili servisler tarafından
müşterilerden toplanan AEEE’ler geri
dönüştürülmek üzere lisanslı tesislere
gönderildi. Gerçekleştirilen satış kampanyalarıyla
geri dönüşüm teşvik edilirken, sürdürülebilir iş
modelleri üretiliyor. Tesislerde geri dönüştürülen
AEEE’lerden elde edilen malzemeler, “Kaynak
Verimliliği” kavramına uygun olarak ekonomiye
kazandırılıyor.
Kaynak Verimliliği ile
Ekonomiye Katkısını Sürdürüyor
Arçelik A.Ş. kurduğu çevre mevzuatına uygun
ve modern tesislerde, çevre ve insan sağlığına
zarar vermeden AEEE’lerin geri dönüşümü
gerçekleştirerek, Türkiye’deki geri dönüşüm
sektörünün de kalitesinin artırılmasına ve bu
alanda istihdam sağlanmasına destek veriyor.
2014 yılında iki tesisin faaliyete geçmesinden
itibaren ilk altı ay içinde 100 bin adedin
üzerinde ürünün geri dönüşümü tamamlandı.
Bu işlemlerle, yüksek enerji tüketen eski
ürünlerin şebekeden elektrik tüketmesinin
önüne geçilmesi ile toplamda her biri 2,5
Megawatt gücünde 6 rüzgâr santralinin yıllık
enerji üretimine eşdeğer tasarruf elde edilerek,
ülke ekonomisine katkı sağlanmış oldu. 2015
yılında da aynı çizgide çalışmaya devam ediliyor.
Arçelik A.Ş., Eskişehir ve Bolu’daki geri
dönüşüm tesisleri ve e-atık yönetim sistemi
ile ilgili yaptığı çalışmalar sonucunda, Mart
2015 tarihinde İstanbul Elektrikli ve Elektronik
Atık Zirvesi’nde Türkiye’de bir ilk olarak e-atık
yönetimi bilinirliğini artırmak için verilen ‘E-atık
Kahramanı Ödülü’ne layık görüldü.
Şirket Haziran 2015 tarihinde ise, uluslararası
yatırımcıların yakından takip ettiği MSCI’ın
Global Sürdürülebilirlik Endeks Serilerinde
‘AA’ notu ile yer aldı. Arçelik A.Ş.’ nin bu
başarılarında Eskişehir ve Bolu’da bulunan,
Türkiye’nin uluslararası standartlara uygun,
sektöründeki ilk geri dönüşüm tesislerindeki
faaliyetlerinin önemli katkısı bulunuyor.
Arçelik, kurduğu geri
dönüşüm tesislerinde,
özellikle eski ve
yüksek elektrik
tüketen CFC’li
buzdolaplarının da
geri dönüşümü ile sera
gazı emisyonlarının
azaltımını sağlıyor
ve bu yolla ülkemizin
iklim değişikliği ile
mücadelesine de katkı
veriyor.
ARALIK 2015 11
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLETİŞİMİ
Sürdürülebilirlik İletişimi / Finalist
Çanakkale Şehitlik Anıtı-Barışı Aydınlatmak – Philips Türkiye
Tarihe Işık Tutmak
Philips Türkiye’nin Çanakkale Şehitlik Anıtı-Barışı Aydınlatmak projesi, Çanakkale Savaşları’nda
hayatını kaybeden 253 bin Türk askerin anısına yaptırılan ve sadece kentin değil, tüm
ülkenin simgesi haline gelen Çanakkale Şehitleri Anıtı’ndaki eserlerin tanıklık ettiği tarihi,
LED aydınlatma sistemleri ile destekleyerek etkili bir algı yaratmayı amaçlıyor. Aydınlatma
sonrası gece hem Anıt ve çevresindeki doğal güzellikler güvenlik altına alındı hem de ziyaretçi
sayısında büyük oranda artış oldu.
Çanakkale Şehitlik Anıtı-Barışı
Aydınlatmak projesi, 1915 yılında I. Dünya
Savaşı sırasında Çanakkale Savaşları’nda
hayatını kaybeden 253 bin Türk askerin
anısına yaptırılan ve sadece kentin değil,
tüm ülkenin simgesi haline gelen Çanakkale
Şehitleri Anıtı’ndaki eserlerin tanıklık
ettiği tarihi, LED aydınlatma sistemleri
ile destekleyerek etkili bir algı yaratmayı
amaçlıyor. Hedef, gündüz görülen ihtişamın
gece de ortaya çıkarılması, şehitliğin
güvenliğinin sağlanması ve bölgenin akşam
da rahatça gezilebilmesi. Proje uygulaması
tamamlandıktan sonra şehitliğe ve bölgeye
olan ilginin hem ulusal hem de global çapta
artması için yürütülen iletişim çalışmalarıyla,
Çanakkale Savaşları’nın 100. yıldönümünde
dünyanın dört bir yanından gelen
ziyaretçilere anıtın önemi vurgulandı.
Topyekûn Aydınlatma
Dört sütun üzerine oturtulan abidenin
dört ayağında sekiz rölyef bulunuyor.
Denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını,
karaya bakan dört tanesi de kara
savaşlarını anlatırken uzaktan bakıldığında
Mehmetçiğin M harfi şeklinde görünen
anıtın tavanına, mozaikten Türk bayrağı
işlenmiş.
12 ARALIK 2015
Proje kapsamında, abidenin 40 metre
uzunluğundaki dört ayağının her bir yüzü
RGB LED ışık kaynaklı Color Reach Powercore
LED projektörlerle aydınlatıldı. Ayrıca, anıtın
dört bir yönündeki solda kalan ayaklarına
Türk bayrağı, sağdaki ayaklarına ise Mustafa
Kemal Atatürk’ün resimleri ProFLood Gobo
ile yansıtıldı. Dört ayağın üstünü kapatan
mozaik Türk bayrağı ise beyaz ışık veren
Deco Flood projektörlerle vurgulandı. Tören
alanından abideye giden sağlı-sollu yürüyüş
yolunun kenarlarında bulunan ağaçlar ise
Color Burst Powercore armatürlerle aydınlatıldı.
Böylece ağaçlar gece çekici bir hal alırken
artık karanlıkta yürüyen yayalara da rehberlik
ediyor. Tüm bunların yanında abide ile tören
alanı arasında da bir bağ kuruldu. “Yaralı
asker ve Mustafa Kemal Çanakkale’de” anıtı,
doğal beyaz LED ışık kaynağına sahip Ew
Compact Reach Powercore armatürlerle dört
bir yönden, 45 metre uzunluğunda Çanakkale
Savaşları’nda kahramanlık olaylarını anlatan
rölyef ise karşıdan belli aralıklarla Ew Blast
Powercore armatürlerle aydınlatıldı. Koyu
renge sahip oldukları için akşam saatlerinde
neredeyse görünmez olan bu eserler etkili
bir şekilde vurgulanarak ortaya çıkarıldı.
Şehit Kabirleri arasında yükselen ve kubbeli
bir yapıya sahip Türk Bahçesi’nin ortasında
PHILIPS
bulunan cam miğferin içine geniş açılı RGB
Color Blast Powercore yerleştirilerek renk
değiştiren ışıklı bir küre haline getirildi. Işıklı
miğfer ile şehitlerin ruhlarının sembolize
edilmesi amaçlandı.
Medyada Yüksek Görünürlük
Tüm bu aydınlatma sistemlerinin montajları
tamamlanıp bölge projeye uygun şekilde
aydınlatıldıktan sonra iletişim çalışmalarına
başlandı. Öncelikle, proje Philips Global
Marka Kampanyası’na dahil edilip
kampanyanın odak noktası haline getirildi.
Sunay Akın ile bir tanıtım filmi çekilip tüm
Philips Global ve YouTube kanallarında
paylaşıldı. Filmin 162 saniyelik kısa
versiyonu da Aralık 2014’te vizyona giren,
Russell Crowe, Yılmaz Erdoğan ve Cem
Yılmaz’ın başrolde oynadığı, Çanakkale
Savaşları’nı anlatan Oscar ödüllü Son Umut
(Water Diviner) filmi öncesi gösterime girdi.
2015’te, özellikle 18 Mart döneminde
aydınlatılmış Çanakkale Anıtı’nın görselleri
Kelebek kapak sayfası, Hürriyet Çanakkale
eki, Hürriyet online giriş sayfası, Hürriyet
akıllı cihazlar ve android aplikasyonları giriş
görüntüleri, önde gazetelerde ve Capital
dergisi Çanakkale ekinde yayınlandı. Online
olarak Picenta Network ile çalışılarak
100’den fazla önde gelen internet sitesinde
bir hafta boyunca Çanakkale isminin çıktığı
her yerde aydınlatılmış anıtın görselinin
görüntülenmesi sağlandı. 18 Mart tarihinde
Ahmet Yeşiltepe’nin hazırladığı ve NTV’de
yayınlanan “Çanakkale 7 İnsan 7 Öykü”
isimli belgesel sırasında 162 saniyelik film
tek reklam olarak yayınlandı.
Ziyaretçi Sayısında Büyük Artış
Aydınlatma sonrası gece hem Anıt ve
çevresindeki doğal güzellikler güvenlik
altına alındı hem de ziyaretçi sayısında
büyük oranda artış oldu. Geceleri de güvenli
bir şekilde ziyarete açık olan Anıt, 18
Mart Çanakkale Savaşları Anma Törenleri
sırasında Türkiye’den ve dünyanın dört
bir yanından gelen ziyaretçileri ağırladı ve
ulusal-uluslararası TV yayınlarında aydınlığın
ve barışın sembolü haline geldi. O dönemde
yapılan iletişim çalışmalarıyla 3,3 milyon
kişiye “Aydınlık Çanakkale Anıtı” ile ulaşıldı.
YouTube’da yayınlanan Çanakkale’nin
aydınlatması hikayesi ve Sunay Akın’ın
bunun için yazmış olduğu şiir 2 milyondan
fazla kere izlendi. Tüm dünyadaki Philips
çalışanlarıyla paylaşılan Global Marka
Kampanyası tanıtım filminde anıt ve Türk
Bayrağı’na özel yer verildi.
Aydınlatma çalışanları için Çanakkale’ye
ziyaret düzenlenerek, ışığın etkisinin
önemi bir kere daha vurgulandı. İletişim
kampanyası sonrası Bingöl’deki bir köy
okulunun öğretmeni şirketle temasa
geçerek çocukların Çanakkale’yi ziyaret
etmek ve tarihimizi burada öğrenmek
istediklerini belirtmiş. Tüm bunların
yanında Şehitlik Anıtı, Çanakkale
Boğazı’ndan geçen gemilere ışığıyla
rehberlik ederek deniz feneri görevi de
görmeye başlamış.
LED İle Gelen Katma Değer
Anıtı en doğru şekilde aydınlatabilmek,
bir yandan sadeliğini bozmamak,
bir yandan da önemini ve ihtişamını
vurgulamak arasında bir denge kurulmasını
gerektirdiğinden armatür montajları
yapılırken tarihi ve manevi değeri çok
yüksek olan abideye ve eserlere zarar
vermemek adına büyük gayret gösterilmiş.
Sabaha kadar devam eden çalışmalar
sırasında çevrenin çok karanlık olması ve
abidenin şehir merkezine olan uzaklığı da
çalışma şartlarını zaman zaman zorlaştıran
faktörler arasında yer almış.
Tüm iletişim çalışmalarında markanın ve
ürünlerin ön plana çıkmasından ziyade,
yapılan bu aydınlatmanın insanların
hayatına ve değerlerine kattığı anlamın
vurgulanması için büyük bir titizlikle
çalışılmış. LED’ler, uzun ömürleri sayesinde
kasti olarak kırılmadıkları takdirde, uzun
yıllar anıtın ihtişamını aydınlatarak, o
bölgeye değer katmaya devam edecek.
Akşamları temin edilecek güvenlik ekibi
ile de aydınlatma armatürlerinin, bölgede
bulunan tarihi yapıların ve ziyaretçilerin,
güvenliği ve sürdürülebilirliği sağlanacak.
Geceleri de güvenli bir
şekilde ziyarete açık
olan Anıt, 18 Mart
Çanakkale Savaşları
Anma Törenleri sırasında
Türkiye’den ve dünyanın
dört bir yanından gelen
ziyaretçileri ağırladı ve
ulusal-uluslararası TV
yayınlarında aydınlığın
ve barışın sembolü haline
geldi.
ARALIK 2015 13
ÇEŞİTLİLİK VE DAHİL ETME
Çeşitlilik ve Dahil Etme Kategorisi / Ödül Sahibi
Doğuya Ayçiçeği Doğuyor – Sunar Grup-Elita Gıda
360 Derece Sürdürülebilirlik
Tarıma dayalı sanayi alanında faaliyet gösteren Sunar Grup’un bitkisel sıvı yağlar, yemeklik ve
endüstriyel margarinler alanlarında üretim ve satış yapan grup şirketlerinden Elita Gıda’nın
Doğuya Ayçiçeği Doğuyor projesi, ayçiçek tarımını farklı bölgelerdeki çiftçilere tanıtmayı
hedefliyor. Bu sayede, bu illerdeki refah seviyesinin yükseltilmesi, atıl arazilerin tarıma
kazandırılması, Türkiye’nin en büyük ithal kalemlerinden birinin yurt içinde üretilerek dış ticaret
açığının kapatılması ve temel gıdaya daha makul fiyatlarda erişim sağlanması amaçlanıyor.
Sunar Grup beş farklı şirketiyle altı farklı
sektörde faaliyet gösteren, tarımsal sanayiye
dayalı, gücünü topraktan alan bir şirketler
grubu. Sunar Mısır; nişasta ve nişasta
bazlı ürünler, Elita Gıda; Sunar raf grubu
markasıyla bitkisel sıvı yağlar ve Sunar
Profesyonel markasıyla ev dışı tüketime
yönelik B2B margarinler, Sunar Özlem; un
ve hayvan yemi, NÇS taze meyve üretimi
ve satışı gerçekleştiriyor. Tüm bu ürünlerin
yurtdışı pazarlama faaliyetleri de Sunar
Pazarlama tarafından yürütülüyor.
Sunar’la Doğuya Ayçiçeği Doğuyor projesi
2012 yılında, pilot uygulaması olan Sunar’la
Muş’a Ayçiçeği Doğuyor ile başlamış.
Ancak projenin ilk fikri, 2011 yılında, cari
açığın azaltılmasına yönelik tedbirlerin,
özellikle de şirketin ithal kalemlerinden
olan yağlı tohum üretiminin artırılmasının
ele alındığı bir istişare toplantısında ortaya
çıkmış. Toplantının ardından, alınması
gereken ilk aksiyonun yağlı tohum üretimine
açılabilecek yeni bölgelerin araştırılması
olmuş ve Muş ili ve çevresindeki ovaların
ayçiçek tarımına uygun olduğu tespit
edilmiş.
Türkiye’de halen 4-5 milyon hektar atıl arazi
mevcut. Bu arazilerin büyük bir kısmı Orta
14 ARALIK 2015
Anadolu ve Doğu Anadolu’da bulunuyor.
Türkiye’de yıllık yaklaşık 2,7 milyon ton yağlı
tohum ve türevleri üretimi gerçekleştirilirken
6,2 milyon ton ithalat yapılıyor. Bu ithalatın
mali değeri ise 4,3 milyar dolar. Bu illerin
ekilebilir arazilerinin %25’ine ayçiçeği ekimi
gerçekleştirilmesi durumunda Türkiye
ithalatçı konumdan ihracatçı konuma
geçebiliyor. Sunar Grup’un “360 derecelik
sürdürülebilirlik projesi”nin sürdürülebilir
ekonomik kalkınma boyutundaysa, bu
illerdeki refah seviyesinin yükseltilmesi;
atıl arazilerin tarıma kazandırılması ya da
tarım yapılan arazilerde daha verimli ve kârlı
ürünler yetiştirilmesi; tarımın sürdürülebilir
kılınması; Türkiye’nin cari açığını oluşturan
en büyük ithal kalemlerinden birinin
yurt içinde üretilerek dış ticaret açığının
kapatılması ve temel gıdaya daha makul
fiyatlarda erişim sağlanması bulunuyor.
Proje ile, şu anda atıl halde bulunan
yağlı tohum kırım ve bitkisel yağ üretim
tesislerinin yeniden canlandırılmasıyla
istihdama da katkıda bulunulacak. Bunun
kente göçün azaltılması gibi başka yan
faydaları da sözkonusu.
Proje kapsamında, yağlı tohum tarımına
yabancı olan bu bölgelerde hem bu tarımı
SUNAR GRUP
öğretmek ve teşvik etmek, hem de bu
çalışmaları sürdürülebilir tarım ilkeleri
ışığında gerçekleştirmek amacıyla tarla
başı eğitimleri düzenleniyor. Bunun yanı
sıra; bölgedeki tarım ürünü çeşitliliğine yeni
bir ürün eklenmesi ve alternatif bir ürün
geliştirilmesiyle topraktaki zararlı sayısını
azaltma ve toprağın mineral ve inorganik
madde zenginliğini korumaya da yardımcı
olunuyor.
Pilot Proje Süreci
İlk etapta yerel yönetimlerin desteğini
almak amacıyla proje otoritelerle paylaşıldı.
Projenin planlanan hedeflerinden etkilenen
yerel yönetimler her aşamasında projeye
destek verdi. Daha sonra çiftçilerle
köy sohbetleri gerçekleştirildi, istişare
toplantıları yapıldı. Sorunlar, eksiklikler
ve yol haritası bu toplantılarda belirlendi.
Tohum ve tarım alet ekipmanları tedarikinin
sağlanması için bayilik organizasyonu
yapılanmasına katkıda bulunuldu.
Sözleşmeli tarım yapılacak çiftçiler
birebir tespit edilerek örnek ekimler
gerçekleştirildi. Her aşamada tarla başı
eğitimler verilerek en verimli ve doğaya
en zararsız uygulamaların sürece entegre
edilmesi sağlandı. Hasat bayramıyla
beraber de ürün alımları gerçekleştirildi.
Muş’ta projenin başında koyulan hedeflere
ikinci yılın sonunda ulaşıldı ve bu yıl da
Erzurum ve çevresindeki ovalar proje
kapsamına dahil edildi.
İlk etap pilot projeyle bölgede ayçiçeği
tarımının yapılabilirliği ve kârlılığı hakkında
bilinçlendirilen ve sözleşmeli üretim yapan
150 önder kadın ve erkek çiftçi/müstahsil
bulunuyor. Bölgede yapılan anketlerin
sonuçlarına göre bir ailenin nüfusu yaklaşık
olarak 6-8 kişi. Bu sekiz kişiye sağlanan
maddi kaynak sayesinde, toplam hedef
kitle 1200 kişiye ulaşmış durumda. Ayrıca,
şu anda proje kapsamı dışında bulunan
ancak dolaylı yoldan bilinçlenen Ağrı ve
Van’ın ilçeleri, Bitlis ve Elazığ’da da çiftçiler
ayçiçek ekimine başladı. Yani proje tüm
Doğu ve Güneydoğu’ya farklı bir tarım
ürünü anlayışı getirmiş oldu.
Proje başlangıcında Muş ili ve çevresinde
üç farklı lokasyonda toplam 50 bin dekar
arazi üzerine ekim, proje sonrasında ise
7.500 ton hasat yapıldı. Bölgeye toplamda
10 milyon 500 bin lira nakit akışı sağlandı.
Bu da yaklaşık müstahsil başına 70 bin
liraya denk geliyor. Hasat edilen ürünlerin
lojistiği için 375 adet araç çiftçiye ücretsiz
olarak sağlandı. Böylece bölge lojistik
sektörüne yaklaşık 800 bin liralık katkıda
bulunuldu. TÜİK verilerin göre sadece Muş
ilinde projenin başladığı yıldan geçtiğimiz
yıla kadar üretim üç kat artmış, ancak
daha da önemlisi iyi ve sürdürülebilir
tarım uygulamaları sayesinde verim, dekar
başına 110 kilogramdan 230 kilograma
kadar yükselmiş.
Şirketin yürüttüğü araştırmalar sonucunda
diğer yağ sanayicilerinin de projeyi
yakından takip ettiği ve Doğu Anadolu’daki
atıl arazilerin kullanıma açılması için
harekete geçildiği fark edilmiş durumda.
Bunun yanı sıra bölgedeki yerel tarım
makineleri ve aletleri üreticileri, ayçiçeği
tarımına uygun ekipmanları ürün
portföylerine ekledi.
Sürdürülebilirlik çalışmalarını entegre
bir şekilde yürütülen Sunar Grup’ta
her departmandan gönüllü çalışanların
oluşturduğu bir Sürdürülebilirlik ekibi
bulunuyor. Geçen yıl beş yıllık bir
sürdürülebilir kalkınma planı hazırlayan
ekibin odağında bu yıl temiz enerji,
yeşil ofis, mevsimlik tarım işçileri ve
sürdürülebilir hammadde tedariki yer alıyor.
TÜİK verilerin göre
sadece Muş ilinde
projenin başladığı yıldan
geçtiğimiz yıla kadar
üretim üç kat artmış,
ancak daha da önemlisi
iyi ve sürdürülebilir
tarım uygulamaları
sayesinde verim, dekar
başına 110 kilogramdan
230 kilograma kadar
yükselmiş.
ARALIK 2015 15
İŞBİRLİĞİ
İşbirliği Kategorisi / Ödül Sahibi
Gelecek Turizmde – T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı – UNDP – Anadolu Efes
Yerel Kalkınmanın Kaynağı:
Sürdürülebilir Turizm
T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Anadolu Efes
işbirliğiyle 2007 yılında başlatılan Gelecek Turizmde projesi Türkiye’de bulunan alternatif turizm
kaynaklarını korumayı, geliştirmeyi ve yerel kalkınmaya katkı sağlamayı amaçlıyor.
Proje kapsamında sürdürülebilir turizm fikirlerine fon desteğinin yanı sıra eğitim, planlama,
teknik destek, iletişim ve danışmanlık gibi uygulama destekleri de veriyor. Bugüne kadar altı
projeyi destekleyen Gelecek Turizmde yolculuğuna Adana-Saimbeyli, Isparta-Keçiborlu ve
Balıkesir-Edremit’te devam ediyor.
Gelecek Turizmde, T.C. Kültür ve Turizm
Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma
Programı (UNDP) ve Anadolu Efes
işbirliğiyle 2007 yılında başlatıldı. 20072012 yılları arasında Doğu Anadolu Turizm
Geliştirme Projesi (DATUR) kapsamında
Erzurum’un Uzundere İlçesi’nde 20’den
fazla ev pansiyonu ve üç sivil toplum
örgütü kuruldu. Aynı yıllarda 27 ilde
turizm eğitimleri verildi, yerel derneklerin
kurulmasına öncülük edildi. Uzundere
İlçesi, Ekim 2013’te Bakanlar Kurulu
kararıyla Turizm Merkezi ilan edildi. Beş yıl
boyunca kazanılan bu “bölgesel” deneyim
ile proje, 2012 yılında “ulusal” çapa taşındı.
Gelecek Turizmde adı altında kamu, özel
sektör, üniversiteler ve sivil toplumu bir
araya getirerek turizme bir katkı sağlamak
hedefiyle tüm Türkiye’yi kapsadı. Gelecek
Turizmde, Türkiye’de bulunan alternatif
turizm kaynaklarını koruma, geliştirme
ve yerel kalkınmaya katkı sağlama
hedefiyle sürdürülebilir turizm fikirlerine
fon desteğinin yanı sıra eğitim, planlama,
teknik destek, iletişim ve danışmanlık gibi
uygulama destekleri de veriyor.
16 ARALIK 2015
Türkiye’nin Turizm Potansiyeli için Model
Çalışma kapsamında bugüne kadar altı
proje desteklendi, 2015 yılının destek
verilecek projeleri ise Ekim ayında
belirlendi. Anadolu Efes, sürdürülebilirlik
stratejisinin bir uzantısı olarak; toplumsal
gelişim konusunda iyileşme, gelişme ve
kalkınmaya önem vererek; sekiz yıldır
turizmi, 35 yıldır tarımı, 39 yıldır sporu,
23 yıldır tiyatroyu, 28 yıldır da sinemayı
destekliyor. Kurum, bütün iş süreçlerine
entegre ettiği sürdürülebilirlik anlayışının
her alanda devamlılığını sağlıyor, kurumsal
değerlerle harmanlayarak bir çatı altında
topluyor. Türkiye genelinde yoğun ilgi gören
Gelecek Turizmde Projesi de, Türkiye’nin
sürdürülebilir turizm potansiyelini
göstermek için somut etki ve model
yaratılması, gelişimine yönelik kaynakların
harekete geçirilmesi amacıyla yürütülen
faaliyetlerin başında yer alıyor.
Rakamlarla Sosyal Etki
Gelecek Turizmde’nin üç yıllık net çıktıları
ele alındığında, yerel bölgelerde elde edilen
sosyal etki, somut olarak gözlemlenebiliyor:
ANADOLU EFES
Fotoğraf: Emre Yunusoğlu
Bursa’da yürütülen %100 Misia
Projesi’nde 44 kadın eğitim aldı, yaklaşık
25 kadının istihdamı sağlandı. Dokuz
kadının eğitimci olmak üzere yetiştirildiği
Seferihisar Geleneksel Mutfağı’nda
eğitim gören kadınlar, ilçedeki kadınlara
da eğitim vermeye ve eğitimler sayesinde
hazırladıkları ürünleri satmaya başladı.
Mardin Projesi’nde toplam 43 kadın eğitim
aldı ve 22 yataklı iki pansiyonda 16 kadının
istihdamı sağlandı. Malatya’nın Mirası
Aslantepe Projesi’nde 220 kişi eğitim aldı.
Göbeklitepe’de Taş İşçiliği Projesi’nde
altısı kadın 20 kişi taş işçisi olarak yetişiyor.
Gelecek Turizmde projesinin yeni dönem
yolculuğu Adana Saimbeyli’de kelebek
gözlemi yaparak ve ekoturizme dikkat
çekerek, Isparta Keçiborlu’da lavanta ile
kırsal turizme katkı sağlayarak, Balıkesir
Edremit’te ise yöreye özgü yemekler ile
gastronomi turizmini geliştirerek devam
ediyor.
10 İlde Kapasite Geliştirme Seminerleri
Üç yıl süresince alınan başvuruların
çoğundaki projelerin fikir olarak kalması
ve sahip oldukları uygulama zorlukları
nedeniyle, 2015 yılından itibaren Kapasite
Geliştirme Seminerleri düzenlenmeye
başladı. Eskişehir, Çanakkale, Adana,
Muğla, Trabzon, Edirne, Konya, Diyarbakır,
Van ve Kars olmak üzere toplam 10
ilde gerçekleştirilen Kapasite Geliştirme
Seminerleri’nde Gelecek Turizmde 2015
başvuru dönemi öncesinde potansiyel
başvuru sahiplerine proje tanıtılarak
sürdürülebilir turizm konusunda detaylı
bilgilendirme yapıldı ve interaktif bir proje
geliştirme atölyesi düzenlendi. Seminerlere
kamu, sivil toplum kuruluşları, özel sektör
ve üniversitelerden toplam 505 temsilci
katıldı.
Gelecek Turizmde projesinin yeni dönem yolculuğu Adana Saimbeyli’de kelebek gözlemi yaparak ve
ekoturizme dikkat çekerek, Isparta Keçiborlu’da lavanta ile kırsal turizme katkı sağlayarak, Balıkesir
Edremit’te ise yöreye özgü yemekler ile gastronomi turizmini geliştirerek devam ediyor.
ARALIK 2015 17
KARBON VE ENERJİ YÖNETİMİ
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / Finalist
Karbon-Nötr Projesi – TSKB
Sıfır Karbon Prensipleriyle Bankacılık
TSKB’nin Karbon-Nötr Projesi hem bankanın operasyonel hizmetlerinden oluşan
elektrik, su, doğalgaz kullanımı, kağıt tüketimi ve CO2 emisyonu gibi iç çevresel
etkilerin ölçümü ve yönetimini, hem de Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişinin
desteklenmesini hedefliyor. Portföyünün %52’si sürdürülebilir yatırımlardan oluşan
bankanın bu alanda sağladığı finansman desteğiyle, iş dünyasının CO2 salımında yıllık
7,2 milyon ton azaltım sağlandı.
TSKB, kurulduğu 1950 yılından bu yana
Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir
büyümesini destekleyen yatırımlara
finansman ve danışmanlık desteği sağlıyor.
Karbon-Nötr Bankacılık projesinin temeli
de, 2005 yılında kurulan Sürdürülebilirlik
Yönetim Sistemi’ne dayanıyor. Bu sistemle,
faaliyetlerinden kaynaklanan çevresel
etkilerini ölçmeye başlayan banka, bunları
azaltacak stratejiler geliştirdi ve yürütülen
çalışmalarla 2006 yılının sonunda, ISO14001
Çevre Yönetim Sistemi Belgesi alan ilk finans
kuruluşu oldu.
İlerleyen yıllarda da karbon ayak izini düzenli
bir şekilde ölçmeye, azaltıcı aksiyonlar
almaya devam edildi. 2008 yılından itibaren
karbon ayak izini yenilenebilir enerji
üretimi yapan firmalardan satın alınan
Gold Standard karbon kredileri ile silmeye
başlayan banka, bu uygulama ile Türkiye’nin
ilk karbon-nötr bankası oldu. TSKB, 2012
yılında sera gazı emisyonlarının kontrol ve
onayına işaret eden ISO14064-1 Sertifikası’nı
alarak bu alandaki taahhüdünü bir üst
seviyeye taşıdı. Ayrıca CDP Türkiye’nin
(Karbon Saydamlık Projesi) paydaşları
arasında yer alarak bu platforma düzenli
olarak raporlama yapmaya devam etti.
18 ARALIK 2015
Sürdürülebilirlik
Tüm İş Süreçlerine Entegre
Karbon-Nötr Bankacılık projesinin
temelini tüm iş süreçlerine entegre edilen
sürdürülebilirlik yaklaşımı oluşturuyor. Bu
yaklaşımın ana başlıkları ise şöyle: Tüm
kredilendirme faaliyetlerinden kaynaklanan
çevresel ve sosyal risklerin sistematik
olarak değerlendirilmesi ve yönetilmesi;
TSKB’nin operasyonel hizmetlerinden
oluşan elektrik, su, doğalgaz kullanımı,
kağıt tüketimi ve CO2 emisyonu gibi iç
çevresel etkilerin ölçümü ve yönetimi;
yenilenebilir enerji, enerji ve kaynak
verimliliği ile çevre yatırımlarının finansmanı
yoluyla Türkiye’nin düşük karbonlu
ekonomiye geçişinin desteklenmesi; tüm
paydaşların sürdürülebilirlik konularında
sürekli bilgilendirilmesi, farkındalık
seviyelerinin artırılması ve katılımlarının
sağlanması; Global Reporting Initiative
(GRI) standartlarında periyodik olarak
sürdürülebilirlik raporu hazırlanması;
ISO14064 kapsamında bankanın karbon
ayak izinin periyodik olarak hesaplanması
ve karbon ayak izinin sıfırlanarak,
sıfır karbon prensipleri ile bankacılık
faaliyetlerinin sürdürülmesi.
TSKB
Sosyal Sorumlulukta Karbon Yönetimi
TSKB, desteklediği
www.cevreciyiz.com ve
www.tskbenerjiverimliligi.com
portalları aracılığıyla iş dünyasında
sürdürülebilirlik uygulamaları
hakkında farkındalığın artırılmasına
çalışıyor. Üniversite öğrencilerine
yönelik sürdürülebilirlik alanında
ilk okuryazarlık programı olan
“Sürdürülebilirlik Atölyeleri”yle de
geleceğin karar vericileri nezdinde
sürdürülebilirlik konusunda bilinç
artırmayı ve farklı perspektiflerden
tartışmalar yapılmasını hedefliyor.
Sıfır karbon konusundaki farkındalığı
artırmak amacıyla son iki yıldır tüm
paydaşlarının bir yıllık bireysel karbon
ayak izini siliyor.
İKSV tarafından düzenlenen İstanbul
Müzik Festivali kapsamında sponsor
olunan konserlerde, konukların
ve sanatçıların ulaşımlarından
kaynaklanan karbon salımlarını
sıfırlıyor, böylece sürdürülebilirliği sanat
alanına da taşımayı hedefliyor.
Karbon-Nötr ile Enerji,
Su ve Kağıt Tasarrufu
Portföyünün %52’si sürdürülebilir
yatırımlardan oluşan bankanın bu
alanda sağladığı finansman desteğiyle
iş dünyasının CO2 salımında yıllık 7,2
milyon ton azaltım sağlandı.
Banka içinde uygulanmaya başlanan
Karbon-Nötr Bankacılık projesiyle
2008-2014 yıllarında; CO2 emisyonu
%40, elektrik tüketimi %25, doğalgaz
tüketimi %32, kağıt tüketimi %27, su
tüketimi %32 oranında azaltıldı.
Banka, ilk kez karbon ayak izini
sıfırlamak ve bunu bir standart
dahilinde (ISO 14064) gerçekleştirmek
istediği sırada Türkiye’de bu alandaki
farkındalığın çok yüksek olmadığını,
danışmanlık ve denetim konularında
da boşluk olduğunu fark etmiş. Bu
nedenle, içinde akreditasyon
ayağı olmayan bir danışmanlık
hizmeti alarak tarafsız bir gözün
karbon envanterini kontrol
etmesini sağlamış. Alınan karbon
kredisinin TSKB adına nasıl
rezerve ettirilebileceği konusunda
da bazı zorluklar ortaya çıkmış.
Bunun üzerine karbon ayak
izinin silinmesi, karbon kredisiyle
doğrulanması ve konunun bir
sertifikayla taçlandırılması için
Hollanda bazlı bir STK’dan
destek alınmış.
TSKB, karbon konusunun
gönüllülük esasından çıkarak
iş dünyasının ajandasına daha
güçlü şekilde girmesinin,
Türkiye’nin sürdürülebilir
kalkınması için oldukça önemli
bir gelişme olacağı inancını
taşıyor.
Banka içinde uygulanmaya
başlanan Karbon-Nötr Bankacılık
projesiyle 2008-2014 yıllarında;
CO2 emisyonu %40, elektrik
tüketimi %25, doğalgaz tüketimi
%32, kağıt tüketimi %27, su
tüketimi %32 oranında azaltıldı.
ARALIK 2015 19
ATIK YÖNETİMİ
Atık Yönetimi Kategorisi / Finalist
Otobüs Fabrikasında Atık Yönetimi – Mercedes-Benz
Dönüşümden Hem Ekonomik Hem Kültürel Fayda
Mercedes-Benz Türk A.Ş. İstanbul tesislerinde 2010 yılında hayata geçirilen Otobüs Fabrikası
Atık Yönetim Projesi ile atık yönetimi süreçleri yeniden yapılandırdı. Metal, ahşap, karton,
naylon, tekstil atıkları ve tehlikeli atıkların da geri kazanıldığı proje sayesinde, 2014 yılı
sonunda finansal artıların yanı sıra, yüksek teknolojik ve ergonomik seviyede bir atık yönetim
sistemi, düzenli atık azaltımı, %83 oranında atık geri kazanımı ile firma kültüründe önemli bir
değişim sağlandı.
Daimler Holding bünyesinde, 4000 araç/
yıllık kapasitesi ile en büyük otobüs
fabrikası olan Mercedes-Benz Türk A.Ş.
İstanbul tesisleri, 2010 yılında hayata
geçirdiği Atık Yönetimi projesiyle atık
yönetim süreçlerini yeniden yapılandırdı.
Bu kapsamda 1 milyon euroluk yatırım ile
son teknolojik donanımlar temin edildi,
süreçler yeniden tanımlandı, atık yönetimi
için yeni bir organizasyon oluşturuldu ve
atık yönetimi bir yönetim kademesi olarak
şirket organizasyonu içinde yer aldı.
2014 sonunda projenin sonuçlarına göre
finansal artıların yanı sıra, yüksek teknolojik
ve ergonomik seviyede bir atık yönetim
sistemi, düzenli atık azaltımı, %83 oranında
atık geri kazanımı, firma kültüründe
değişim ile sürdürülebilirlik ilkelerine tam
uyum sağlandı.
Süreç Nasıl İşledi?
Atık Analizi: Fabrikada oluşan atıklar,
kaynaklandıkları noktalar ve miktarlar
bazında izlendi. Geri kazanılabilir
atıkların büyük oranı metal, ahşap,
karton ve naylondu. Bunların yanı sıra
tekstil atıklarının da ayrı toplanarak geri
kazanımlarının sağlanabileceği tespit edildi.
20 ARALIK 2015
Desentralizasyon: Yeni konsept
çerçevesinde metal, tekstil, karton ve
ahşap atıklarının merkezi atık mahalli
yerine, oluştukları noktada biriktirilerek,
nihai bertaraf için direkt bu noktalardan
alınmaları planlandı. Bu yaklaşım atığın
fabrika içinde taşınması gerekliliğini
ortadan kaldırarak merkezi atık mahallinde
yer kazanılmasını sağladı. Optimizasyona
açık diğer süreçler ise atık lojistiği ve
depolaması olarak belirlendi.
Konteyner sistemi: Atıkların ayrı ayrı
toplanması için geliştirilen konteynerler
çekici ile kolaylıkla çekilebilir ve boyutları
sayesinde imalat hollerine kolaylıkla
yerleştirilebilir özellikteydi. Konteynerler,
pres konteynerlere entegre devirme
ekipmanları tarafından kaldırılıp
elleçlemeye gerek kalmadan preslere
boşaltılabildi.
Atık sahası: Merkezi atık sahasında
atıkların, konteynerlerden elleçlemeye
gerek kalmadan boşaltımı ve geçirimsiz,
hava koşullarından etkilenmeyecek şekilde
düzenli depolanması için temin edilen
pres konteynerler tesis edildi. Kontamine
atıkların depolandıkları pres konteyner tam
sızdırmazlık sağlayarak bu atıkların yasal
MERCEDES-BENZ
mevzuat çerçevesinde depolanmasını
mümkün kıldı.
Süreç ve organizasyon: Sürecin hayata
geçirilmesi aşamasında sekiz kişilik bir ekip
kuruldu.
Ekolojik kazanımlar: Yeni atık yönetim
konsepti ve atık toplama konteynerleri
sayesinde atıkların geri dönüşüm oranı
yükseldi. Toplam atık miktarı ise projenin
hayata geçirildiği yıldan 2014 sonuna
kadar eğitim, teknik yatırımlar, tanımlanmış
süreçler ve yeni organizasyonu içeren
bütünsel bir yaklaşım sayesinde sürekli
olarak azalarak araç başına 3,25 tondan
2,69 tona düştü. Toplam araç başına
oluşan tehlikeli atık miktarı ise beş yıl
içinde 0,40 tondan 0,38 tona indi.
İlk yıl düzenli ve etkin atık ayrımı
neticesinde 0,43t/araç’a yükselen tehlikeli
atık miktarı, sistemin başarı ile yürütülmesi
sonucunda sistematik olarak takip eden ilk
sene %5, ikinci sene %4 ve üçüncü sene
%3 azalarak 0,38 t/araç’a düştü.
Tehlikeli atıklar %99,9 oranında geri
kazanılırken tehlikesiz atıklar da benzer
şekilde düzenli olarak 2,85 t/araç’tan 2,21
t/araca indi. Geri kazanılan tehlikesiz atık
oranı araç başına %75’ten %80’e yükseldi.
Pres konteynerler tüm atıklar için rüzgar ve
diğer hava koşullarından etkilenmeyecek
bir depolama ve taşıma olanağı sağlıyor.
Bu sayede hem atıkların yol açacağı çevre
kirliliği ortadan kalkıyor hem de değerli
maddeler için yüksek bir geri kazanım
oranı sağlanmış oluyor. Desentral atık
mahalleri sayesinde taşıma yollarının
kısalmasıyla sağlanan CO2 emisyonu
tasarrufu ise 57 t/yıl oldu.
tüm çalışanlar atık yönetimi konusunda
eğitildi. Böylece çevre bilinci arttı ve süreç
tüm çalışanlar tarafından benimsendi.
İyileşen çalışma koşulları: Atık toplama
konteynerleri ve boşaltım teknolojisi
ile atıkların kişilerle ve çevre ile teması
tamamen engellendi.
Ekonomi: Artan ayrıştırma ve geri dönüşüm
oranı sayesinde yıllık 3000 araç üretimi için
420 bin euroluk tasarruf sağlandı.
Kültür Değişimi: Atık yönetiminin yalnızca
teknolojik yatırımla belli bir noktaya kadar
ilerlemesi mümkün olsa da nihai başarı
insan faktörünün de sürece entegrasyonu
ile gerçekleşti. Yeni bir organizasyon
kademesinin teşkil edilmesi, yönetimin
desteği, oluşan bilinç ve her çalışanın
taahhüttü ile benimsenen atık yönetimi
felsefesi ile sistemin sürekliliği güvence
altına alındı.
Türkiye’de altyapının halen atık yönetimini
profesyonel olarak ele almaya hazır
olmaması nedeniyle yaşanan sorunların
bir kısmı proje kapsamında geri kazanım
firmaları ile yapılan sürekli çalışmalar
sonucunda aşılsa da ülkemizde atık
teknolojilerinin uygulanması, atık lojistiği
ve sistematik geri kazanım ile ilgili problem
genel olarak devam ediyor.
İlk yıl düzenli ve etkin atık
ayrımı neticesinde 0,43t/
araç’a yükselen tehlikeli
atık miktarı, takip eden
ilk sene %5, ikinci sene
%4 ve üçüncü sene %3
azalarak 0,38 t/araç’a
düştü. Tehlikeli atıklar
%99,9 oranında geri
kazanılırken tehlikesiz
atıklar da 2,85 t/araç’tan
2,21 t/araca indi.
Ekonomik Tasarruftan Kültür Değişimine
Proses optimizasyonu: Projenin hayata
geçirilmesinden sonra tüm atık süreçleri
yeniden tanımlanarak belgelendi.
Oluşturulan yeni ekip, tanımlanmış
prosesler ve teknik ekipman sayesinde
hem merkezi atık mahallinde hem de
fabrika içinde düzen ve temizlik belirgin
şekilde arttı.
Çalışanların bilinçlendirilmesi: Yönetici
kademeden taşeron elemanlarına kadar
ARALIK 2015 21
KARBON VE ENERJİ YÖNETİMİ
Karbon ve Enerji Yönetimi / Finalist
Sera Gazı Azaltım Projesi – Yaşar Holding
Sera Gazıyla Topyekûn Mücadele
Yaşar Holding’in Sera Gazı Azaltım Projesi kapsamında, hayvancılıktan gıdaya, kimyadan
turizm sektörüne Topluluk bünyesinde bulunan 10 şirkette 2020 yılına kadar %15 sera gazı
azaltım hedefi belirlendi. Proje sayesinde sera gazı azaltım çalışmalarını tüm iş süreçlerinde
yaygınlaştıran Topluluk, çalışanlarına da eğitim olanaklarıyla farkındalık yaratmada
kayda değer katkılar sundu.
Yaşar Holding bünyesinde, iklim
değişikliğiyle mücadele ve iklim değişikliğine
uyumla ilgili birçok çalışma hayat buluyor.
Uygulamaya konan Sera Gazı Azaltım Projesi
kapsamında da hayvancılıktan gıdaya
kimyadan turizm sektörüne dek Yaşar
Topluluğu bünyesinde bulunan 10 şirkette
karbon ayak izi ve azaltım çalışmaları yapıldı
ve bu alanlarda, yine çalışanlara yönelik
eğitimler gerçekleştirildi. Ayrıca emisyon
azaltım yol haritası hazırlanarak belirlenen
azaltım fırsatlarının değerlendirilmesi
sonrasında, hiçbir kanuni zorunluluk
olmaksızın Holding seviyesinde azaltım
hedefi belirlendi. Standart uygulamaların
üzerindeki bu proje, Türkiye’de öncü
projelerden birisi olarak kabul ediliyor.
Karbon Azaltımı İçin Zincir
Deklare edilen azaltım hedefi doğrultusunda
hesaplamalar her yıl düzenli olarak
gerçekleştiriliyor. Katılımcı bir anlayışla
şirketlerde görevli Karbon Yöneticileri ve
Karbon Uzmanları hesaplamalar için gerekli
verileri bir araya getiriyor ve bu veriler
şirketlerinden sorumlu Karbon Liderleri’ne
iletiliyor. Yapılan hesaplamalar, liderler
tarafından son olarak kontrol edilerek
konsolide edilmek üzere Holding’e aktarılıyor.
Diğer yandan iklim değişikliğinden
22 ARALIK 2015
kaynaklanan risklerin belirlenmesi için
tesislerde risk değerlendirmesi ve uyum
seçeneklerinin olduğu çalışmalar da
sürdürülüyor. Bu doğrultuda farklı lokasyon
ve sektörlerde bulunan tesislerin, iklim
değişikliği senaryolarından nasıl etkileneceği
ve muhtemel riskler değerlendirilerek bu
risklerin bertarafına yönelik uyum önlemleri
tanımlanıyor.
Proje kapsamında üst yönetim ve
ilgili çalışanlara yönelik farklı seviyede
etkinlikler ve eğitimler düzenleniyor.
Holding bünyesindeki bazı şirketlerin
temsilcilerinden oluşan “Sürdürülebilir
Kalkınma Komitesi”, sektördeki iyi
uygulamaları inceleyerek değerlendiriyor.
Sürdürülebilir Kalkınma ve Enerji Komiteleri
azaltım imkanlarının fizibilitesini yaparak,
uygulamaların önceliklendirilmesini sağlıyor.
İş Süreçlerinde Verimlilik ve Tasarruf
Topluluk bünyesinde yer alan ve farklı
sektörlerde faaliyet gösteren 10 şirketi
kapsayacak şekilde 2020 yılına kadar sera
gazı azaltım hedefi %15 olarak belirlendi
ve bu hedef Yaşar 2011 Sürdürülebilirlik
Raporu’nda deklare edildi. Yaşar Holding
tarafından hazırlanan Sürdürülebilirlik
Raporları ve diğer kurumsal raporlarda
hedef tekrarlanıyor ve gerçekleşme oranları
YAŞAR HOLDİNG
şeffaf bir şekilde açıklanıyor. Ortaya konan
hedef, tüm iş süreçlerinde verimlilik ve
tasarruf çalışmalarına ivme kazandırdı.
Sera gazı azaltımına yönelik olarak Yalın 6
Sigma ve Operasyonel Maliyet İyileştirme
projeleri geliştirildi. Çalışanların performans
değerlendirme kriterlerine (KPI) ve tedarikçi,
ekipman seçimine sera gazı emisyonlarıyla
ilgili kriterler dahil edildi.
Bunun yanı sıra Holding düzeyinde sera
gazı emisyonlarının takibi için yeni bir
yazılım çalışması başlatıldı. Söz konusu
yazılım, verilerin kolay ve doğru bir şekilde,
anlık olarak incelenmesini sağlayacak
şekilde tasarlandı.
Holding düzeyinde belirlenen hedef
doğrultusunda yapılan çalışmalar
neticesince 2014 yılı itibarıyla sera gazı
emisyon yoğunluğu %10,94 azaltıldı.
Belirlenen hedefe ulaşmak ve bunun
ötesinde azaltım sağlamak amaçlanıyor.
Bu kapsamda tesislerde iyileştirmeye
açık alanlar belirleniyor ve gerekli görülen
değişiklikler tamamlanıyor.
Çalışmalar Tüm İş Süreçlerinde
Yaygınlaştırıldı
Tüm bu çalışmalar, Yaşar Holding’in
sürdürülebilirlik yaklaşımının çalışanlar
tarafından sahiplenilmesi ve içselleştirilmesi
noktasında da önemli kazanımlar sağladı.
Çalışanların sürdürülebilirlik ekseninde
gerçekleştirilen etkinliklere aktif katılımını
teşvik edecek süreçler ve onlardan gelen
öneriler, değerlendirilerek hayata geçirildi.
Proje boyunca çalışanlara yönelik
eğitimlerin farkındalık yaratmada kayda
değer katkılar sunduğu görüldü. 2014
yılında çalışanlara yönelik 111 bin 804 saat
eğitim gerçekleştirildi; kişi başı eğitim süresi
20 saat oldu.
Çalışanların yanı sıra Topluluk’un diğer
paydaşları da sürdürülebilirlik yaklaşımının
parçası olarak ele alındığından paydaşlara
yönelik eğitim ve organizasyonlar da
gerçekleştirildi.
Proje sayesinde sera gazı azaltım çalışmaları
tüm iş süreçlerinde yaygınlaştırıldı. Satın
alma, tedarikçilerin seçimi, çalışanların
performans değerlendirmesi gibi konularda
emisyonların azaltılmasını bir kriter olarak
değerlendiren Topluluk, tedarikçilerinin
de bu kriteri kendi iş süreçlerinde dikkate
almalarını bekliyor.
Zorluklar Eğitim ve Saha Ziyaretleriyle
Aşıldı
Yaşar Holding’in Sera Gazı Azaltım
Projesi’ni standart uygulamalardan farklı
kılan özelliği projenin nispeten zorluğu.
Farklı sektörlerde faaliyet gösteren
şirketleri aynı hedef etrafında bir araya
getirmenin yanı sıra, gerçekleştirilen yoğun
eğitim programında katılımcıları aynı
dilde birleştirmek projede karşı karşıya
kalınan en büyük zorluklardan biri. Ancak
tekrarlanan eğitimler ve gerçekleştirilen
saha ziyaretleri, sorunun aşılmasına önemli
katkı sağladı.
Bir diğer zorluk ise şirket verilerinin
konsolide edilmesinde yaşandı. Projenin
hedefinin gerçekleşmesi kadar, 10 şirketin
verilerinin bir araya getirilerek sürecin ve
sonuçlarının şeffaf bir şekilde raporlanması
da bir başka önemli zorluk. Ancak gerek
sistemin daha iyi bir altyapıya kavuşması,
gerekse ekip üyelerinin bu alandaki
tecrübeleri, süreç yönetimini kolaylaştırarak
söz konusu zorlukların aşılmasına yardımcı
oluyor.
Satın alma,
tedarikçilerin seçimi,
çalışanların performans
değerlendirmesi gibi
konularda emisyonların
azaltılmasını
bir kriter olarak
değerlendiren Topluluk,
tedarikçilerinin de
bu kriteri kendi iş
süreçlerinde dikkate
almalarını bekliyor.
ARALIK 2015 23
KARBON VE ENERJİ YÖNETİMİ
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / Finalist
Sıfır Karbon Salımlı Sürdürülebilir Maden Stok Sahası – Esan
Kazasız, Verimli ve Bol Güneşli!
Madencilik sektörünün önde gelen kuruluşlarından Esan, Güllük stok sahasının modernizasyonu
ve mekanizasyonu projesi dahilindeki Güneş Enerji Santralı (GES) kurulumuyla, elektrik
enerjisinde dışa bağımlı olmayan, kendi kendine yetebilen ve sıfır karbon salımlı sürdürülebilir
bir stok sahası yarattı. Gerçekleştirilen kapsamlı değişikliklerin entegre hale getirilmesi
ve yaratılan faydanın artırılmasıyla benzerlerinden ayrılan proje ile 25 yıllık projeksiyonda
toplamda 9 milyon 400 bin kilogram karbon salımının önleneceği öngörülüyor.
Endüstriyel hammadde, metalik maden ve
magnezyumdan oluşan ana ürün grupları
ile madencilik sektöründe Türkiye’nin
önde gelen kuruluşlarından olan Esan,
gerçekleştirdiği 1,5 milyon tondan fazla
feldspat ihracatıyla Avrupa’daki lider
feldspat ihracatçılarından biri konumunda.
İhracat faaliyetlerinin büyük kısmını Muğla
ilindeki Güllük Limanı’ndan sağlayan Esan
için, limana 2 kilometre mesafede bulunan,
yılda ortalama 1,4 milyon ton hammadde
elleçleme hacmine ve toplamda 12 bin
metrekare kapalı alana sahip Güllük maden
stok sahası, ihracatın sorunsuz olarak
yürütülebilmesi adına büyük önem arz
ediyor.
Sürdürülebilir kalkınmaya inanan ve
büyük önem veren Esan, işletmelerinde
devamlı olarak kaynak, enerji ve
su verimliliği, yenilenebilir enerji, iş
sağlığı ve güvenliği konularında yoğun
çalışmalar gerçekleştiriyor. Tüm bu
tecrübelerin sonucu olarak ortaya
çıkan Muğla Güllük’teki stok sahasının
modernizasyonunu konu alan proje,
çevresel etkilere ve olası iş güvenliği
sorunlarına bulduğu çözümlerle eşsiz bir
sürdürülebilirlik projesi halini aldı.
24 ARALIK 2015
Elektrik Enerjisinin Tamamı GES’ten
Güllük stok sahasının modernizasyonu ve
mekanizasyonu projesi dahilindeki Güneş
Enerji Santralı (GES) kurulumuyla, elektrik
enerjisinde dışa bağımlı olmayan ve kendi
kendine yetebilen, sıfır karbon salımlı
sürdürülebilir bir stok sahası yaratıldı. Proje
ile stok sahası konumu optimize edilerek
iş makinesi ve kamyon çalışma mesafeleri
azaltıldı. Kapalı stok sahasına aktarmaların
triper bant ile yapılması sayesinde motorin
sarfiyatı, elleçleme işlemleri ve stok işletme
maliyeti düşürüldü.
Sahada GES kurulması, projenin en vurucu
noktası olarak ortaya çıkıyor. GES sayesinde
mekanizasyonun gerektirdiği elektrik
enerjisi tamamen karşılanıyor. Güneş
panellerinin kapalı stok sahasının çatısına
kurulması sayesinde de güneş panelleri
için hiçbir ek alan kullanımı olmadı.
Kapalı stok sahası ile tozlaşma en aza
indirildi. Saha etrafında oluşturulan
kuşaklama kanalları ile yüzeysel sular
havuzda biriktirildi, biriken suyun fiziksel
çökelmesi ile herhangi bir kimyasal
kullanılmadan doğal arıtma sağlandı.
Biriken su aynı zamanda kamyon
lastiklerinin yıkanması ve sahadaki tozla
ESAN
mücadele amacıyla kullanıldı.
Tesisteki araç trafiğinin azaltılmasıyla da
kaza riski en aza indirildi. Kamyon trafiği ve
yükleme-boşaltma işlemlerinin azaltılması
sebebiyle 365 gün boyunca kamyon
kaynaklı sıfır iş kazası hedefine ulaşıldı.
Ayrıca, projenin uygulanması ile elde edilen
tecrübe ve olumlu sonuçlar ışığında; Esan
Magnezyum Tesisi’nde, tesisin enerji
ihtiyacını karşılamak amacıyla 2.350 KW’lık
güneş enerjisi santralı kuruldu.
10 Bin Metreküp Su Tasarrufu
Karbon, enerji, çevre, iş sağlığı ve
iş güvenliği gibi tüm boyutlardaki
uygulamalarıyla entegre bir inovasyon projesi
olan Güllük stok sahasının modernizasyonu
ve mekanizasyonu projesinin en önemli
katkılarından biri de karbon salımının
azaltılması. Güllük GES’in, 25 yıllık
projeksiyonda toplamda 9 milyon 400 bin
kilogram karbon salımını önleyeceği ve 16.7
milyon kWh enerji üreteceği öngörülüyor.
Ayrıca yeni yerleşim ve kapalı depo triper
bant sistemi ile stoklama sayesinde 50 bin
kg/yıl karbon salımı önlendi.
Projeyle birlikte sahayı çevreleyen
kuşaklama kanalları ve havuz oluşturularak
yüzeysel suların havuzda toplanabilmesi
sağlandı. Proje hayata geçirilmeden önce
tozla mücadele ve araçların yıkanması gibi
faaliyetler için taze su kullanılırken, proje
sayesinde 10 bin m3/yıl taze su kullanımı
önlendi.
Kurulduğu tarihte Türkiye’nin en büyük
kurulu güce sahip çatıüstü santralı olması
sebebiyle kurulum izinlerinin alınması
açısından, kurumların uygulamaları
bilmemesinden ve mevzuattan kaynaklı
sorunlar yaşanmış olsa da proje kapsamında
stok sahasında gerçekleştirilen tüm
değişiklikler ile kaynakların verimli bir
biçimde kullanılması ve çevresel etkilerin
en aza indirilmesi sağlandı. Projeyi
benzerlerinden ayıran en büyük fark ise;
tüm bu kapsamlı değişikliklerin entegre hale
getirilmesi ve yaratılan faydanın artırılması.
GES sayesinde mekanizasyonun gerektirdiği elektrik enerjisi
tamamen karşılanıyor. Güneş panellerinin kapalı stok sahasının
çatısına kurulması sayesinde hiçbir ek alan kullanımı da
gerekmedi.
ARALIK 2015 25
KARBON VE ENERJİ YÖNETİMİ
Karbon ve Enerji Yönetimi Kategorisi / KOBİ / Ödül Sahibi
Yakıt Tasarruflu Uçak İçi Servis Tabağı-JEFER – Sem Plastik
Hafif Tabaklar, Az Salımlı Uçuşlar
Havayolları jet yakıtı egzoz emisyonu sebebiyle dünyanın en büyük karbon emisyon kaynağı.
Uçak ağırlaştıkça emisyon da artıyor doğal olarak. Sem Plastik’in Yakıt Tasarruflu Uçak İçi
Servis Tabağı - JEFER uçaktaki tabakları hafifleterek yakıt tüketimini azaltmayı, böylece karbon
salımını düşürmeyi hedefliyor. JEFER tabakları, muadili olan tabaklardan beş kat daha hafif,
fırında pişirmeye uygun ve daha fazla yenilenebilir hammadde içeriyor.
Dünyanın birçok önde gelen havayolu
firmasına yemek servisinde kullanılan ürün
sağlayan bir firma olan Sem Plastik’in
global ölçekte havayolu uçak içi ikram
ürünleri sektöründe yaklaşık 30 yıllık bir
sektör tecrübesi bulunuyor. Bu nedenle,
müşterilerinin ihtiyaçlarını, gelişmeye
açık noktaları ve sektörel trendleri çok
yakından takip edip, araştırma ve geliştirme
yeteneklerini kullanarak yeni ürünler
tasarlıyor.
Dünya genelinde, havayolu firmaları yakıt
tasarrufu sağlamak ve böylece karbon
salımını azaltmak için ağırlık azaltma
(go light-weight) stratejisi ve buna bağlı
programlar yürütüyor. Karbon salımını
düşürmeyi en önemli kurumsal hedefleri
arasına koyan firmalar, bu hedeflerine
ulaşmak için yapılan faaliyetleri ve
sonuçlarını paydaşlarına bildiriyor. Bu
stratejilere uygun olarak başta uçakların
gövdeleri olmak üzere, uygulanabilen her
araç-gereç için ağırlık azaltma programları
uygulanıyor. Sem Plastik de havayolu
firmalarının bu hedeflerine ulaşmalarına
katkı sağlayacak, geleneksel ağır porselen
yemek tabaklarının yerine kullanılabilecek
çok daha hafif, dayanıklı ve şık ürünler
geliştirmek için çalışmalar yürütüyor.
26 ARALIK 2015
Hafif, Dayanıklı, Şık ve Ekolojik
Hedeflenen ürünün özellikleri şöyle
özetlenebilir: Porselen ürünlere göre daha
hafif; elektrikli fırınlarda içinde yemek
olacak şekilde ısıtılabilen ve fırından
çıktığında başka bir kaba yemeğin nakline
gerek duyulmadan yolcuya serviste
kullanılabilen; kırılmaya ve çizilmeye karşı
yüksek dayanımlı, dolayısıyla daha uzun
ömürlü; bulaşık makinesinde yıkanabilen;
yüzey parlaklığını koruyarak uzun süre
tekrar kullanılabilen; yıkama esnasında
kullanılan deterjanlara karşı dayanıklı; renk,
yüzey parlaklığı ve görünüm açısından şık
ve zarif; üretiminde yenilenebilir hammadde
kaynaklarının da kullanıldığı bir ürün.
Bu hedeflere uygun ürünü geliştirmek
için şirket bünyesinde, Ar-Ge, Tasarım
ve Pazarlama birimlerinden çalışanların
katıldığı bir proje grubu oluşturuldu.
Pegasus Havayolları projeye pilot müşteri
olarak destek verdi. Amerikan petrokimya
devlerinden biri hammadde araştırmaları
konusunda projeye dahil oldu. Ar-Ge
personeli konu ile ilgili ciddi bir literatür
taraması gerçekleştirdi. Dünyadaki
benzer uygulamalar araştırılarak ve bu
uygulamaların geliştirmeye açık yönleri
tespit edildi.
SEM PLASTİK
Hammadde geliştirmesi konusunda da
öncelikle hafif ve fırında kullanıma uygun
tabak için hammadde kompozisyonu
hazırlandı. Bu süreç başarıya ulaştıktan
sonra içeriğinde daha fazla oranda
yenilenebilir kaynak olan geliştirilmiş
hammadde kompozisyonu ile devam edildi.
Son süreçte de çizilmelere karşı dayanıklılık
göstermesi için başka doğal kaynaklar
kompozisyona eklendi ve ürün son haline
geldi.
Yıllık 4.952 Ton Yakıt Tasarrufu
Çalışmalar sonucunda başlangıçta
belirlenen hedeflere ulaşıldı: Bir adet
porselen tabak 512 gram iken kullanıma
sokulan ürün 110 gram. Bir adet tabaktaki
ağırlık tasarrufu net 402 gram. Şayet uçakta
yolcuların %30’una bu şekilde yemek servis
edilirse bir uçuştaki ağırlık tasarrufu 30,15
kilogram oluyor. IATA 2012 verilerine göre
ortalama 1 kilogram fazladan ağırlık için
yıllık ortalama 164,25 kilogram fazla yakıt
harcanıyor. Proje sonucunda ortaya çıkan
ürün ile ortalama yıllık 4.952 ton yakıt
tasarrufu sağlanıyor ve karbon emisyonunun
düşürülmesine ciddi katkı sağlanıyor.
Geliştirilen ürün kırılmalara karşı son
derece dayanıklı. Hem kullanım hem de
yemek hazırlama esnasında oluşabilecek
kırılmalardan kaynaklanan ürün kayıplarını
azaltıyor. Yapılan ölçümlere göre ürünün
kullanım ömrü, muadil porselen ürünlerden
ortalama 1,8 kat daha uzun. Müşterilerin
bu ürünlerden yüzbinlerce kullandığını
düşünüldüğünde, geliştirilen ürün, porselen
ürünleri ikame ederek ürünlerin üretimi için
oluşan emisyonun azaltılmasına da önemli
katkı sağlıyor.
%30 Yenilenebilir Kaynak Kullanımı
Geliştirme projesinin ana hedeflerinden
biri de, daha fazla yenilenebilir kaynak
kullanımıydı. Projenin sonunda, firmanın
hammadde konusundaki paydaşı ile
yapılan çalışmalar neticesinde %30
oranında yenilenebilir kaynak kullanılarak
oluşturulan bir reçete ile üretim yapıldı. Bu
yönüyle proje, sektör için, sürdürülebilirlik
anlamında bir ilk olma özelliği taşıyor.
Ürün geliştirilirken dikkat edilen bir
diğer performans kriteri de yıkama
performansıydı. Dünyadaki benzer
çalışmalarda, özellikle ağır soslu
yemeklerin servisinden sonra tabaklarda
izler oluştuğu ve yıkama sürelerinin
uzadığı ve yıkama sayısının arttığı veya
ürünün tamamen kullanılamaz hale
geldiği ile ilgili veriler var. Bu konuda
yapılan çalışmalarla ürünün yüzeyinde
yemek kalıntılarının ve izlerinin kalması
engellenerek ürünlerin yıkama süreleri
azaltıldı. Bu sayede, su ve kimyasal
kullanımını da düşürüldü. Ayrıca
üretim proses sıcaklıkları benzer
kompozit malzemelerin üretim proses
sıcaklıklarından %10 oranında daha
düşük olduğundan elektrik tüketiminde de
belirgin bir tasarruf sağlandı.
Tüm bu ekolojik hedeflere ulaşırken,
havayolu firmalarının müşterilerine
sundukları ikramların, pişirme ve servis
sıcaklığında herhangi bir değişiklik
olmaması, ayrıca sunum kalitesinin de
artırılması sağlandı.
IATA 2012 verilerine
göre ortalama 1
kilogram fazladan ağırlık
için yıllık ortalama
164,25 kilogram fazla
yakıt harcanıyor. Proje
sonucunda ortaya
çıkan ürün ile ortalama
yıllık 4.952 ton yakıt
tasarrufu sağlanıyor ve
karbon emisyonunun
düşürülmesine ciddi
katkı sağlanıyor.
ARALIK 2015 27
28 ARALIK 2015
“Bu basılı üründe, FSC Sertifikalı, sürdürülebilir kaynaklardan elde edilmiş kağıt kullanılmıştır”

Benzer belgeler

sb`16 brosur-basılı - Sustainable Brands Events

sb`16 brosur-basılı - Sustainable Brands Events görebilmek gerekiyor. Dünya artık farklı unsurların birlikte çalıştığı büyük ve tek bir organizma haline geldi. Sürdürülebilir bir dünyayı mümkün kılmak için odak noktamıza aldığımız bağlantılı ayd...

Detaylı