beytullah ta ben 16 baskı.fh9

Transkript

beytullah ta ben 16 baskı.fh9
cengiz numanoðlu
16. BASKI
VESVESELER, KALBÝNDE ÎMÂNI SÖNDÜRMESÝN;
SEN ÖLÜMÜ ÖLDÜR KÝ; O SENÝ ÖLDÜRMESÝN..
EY ÝNSAN ! YALNIZLIKTAN ÞÝKAYET ETME SAKIN;
ÖYLE BÝR DOSTUN VAR KÝ; ÞAH DAMARINDAN YAKIN..
KULU KUL EYLEYEN, BÝL KÝ ÇUL DEÐÝL;
RÜTBELERÝ ALLAH VERÝR, KUL DEÐÝL..
DÜNYA MÜSLÜMANLARI, KUR’ÂN’LA YÜZLEÞMEDEN,
HÝÇ KÝMSE ARAMASIN, HÜSRANA BAÞKA NEDEN...
HAKK’A TESLÝM OLSUN, YETER KÝ BEDEN;
DÝLEKÇELER, GERÝ DÖNMEZ SECDEDEN..
YA ALLAH’A BAÞ EÐER, HÝÇ KÝMSEYE EÐMEZSÝN;
YA HERKESE BAÞ EÐER, HÝÇBÝR ÞEYE DEÐMEZSÝN.
YA ALLAH’A BAÞ EÐER, ÖZGÜRLÜÐE KOÞARSIN;
YA NEFSÝNE BAÞ EÐER, KÖLE GÝBÝ YAÞARSIN.
CENGÝZ NUMANOÐLU
16. BASKI
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
BÝSMÝLLÂHÝRRAHMANÝRRAHÎM
Þüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynaðý olarak insanlar için
kurulan ilk ev (mâbet), Mekke’deki (Kâbe)dir.
ÂL-Ý ÝMRÂN / 96
BEYTULLAH
MADDE GÖZÜYLE BEYTULLAH:
Üzerinde sim iþlemeli siyah örtüsüyle, dört duvardan oluþan,
sâde bir taþ bina...
MÂNÂ GÖZÜYLE BEYTULLAH:
Yeryüzünde yapýlan ilk mâbed...
Allah’ýn (C.C.) yücelik ve mânevi güzelliklerle donattýðý, dörtbin
yýldan beri insanlarýn akýn akýn kendisine koþtuðu, mübârek ve
mu’cize bir mâbet...
Hz. Muhammed (S.A.V.) çaðý insanlýðý için, namaz ve dua
kýblesi...
Ýbâdetlerin Allah (C.C.) katýna yükseldiði bir cazibe merkezi...
Ruhaniyette, Îlahî Aþk’ýn doruklara çýktýðý bir þölen yeri...
Selâm saðnaklarý altýnda, insanlarýn günahlardan arýndýðý,
güvencede olduðu, bereket ve hidâyet kaynaðý bir mânâ mekaný...
Hacc ve umre ibadetlerinin ana rüknü olan Tavaf’ýn yapýldýðý,
Allah’ýn Evi...
Ne mutlu, Beytullah’ý görme saadetine erip, O’na madde
gözüyle deðil, sayýsýz mânâ sýrlarýný yakalamaya çalýþarak, kalp
gözüyle bakanlara...
Eminim ki, bu kitap sayýsýz mânâ sýrlarýný yakalamanýzda
sizlere bir çok ipuçlarý verecektir.
Prof. Dr. Mehmet Emin AY
U.Ü. Ýlahiyat Fakültesi
Öðretim Üyesi
RÜTBE
Rütbe var; yazýlýr mezar taþýna,
Zaman sellerinde, aþýnýr gider.
Rütbe var; yazýlýr Cennet Arþýna,
Sonsuzdan sonsuza, taþýnýr gider.
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
Orda apaçýk ayetler (ve) Ýbrahim’in makamý vardýr. Kim oraya girerse; o
güvenliktedir. Ona bir yol bulup, güç yetirenlerin Ev’i haccetmesi Allah’ýn
insanlar üzerindeki hakkýdýr. Kim de küfre saparsa, kuþku yok Allah âlemlere
karþý (müstagni olan) muhtaç olmayandýr.
Âl-i imran/97
BEYTULLAH’TA BEN
Bir sancak altýnda kaç milyon insan,
Ne tenleri benzer, ne dilde lisan...
Olmuþlar... Tek yürek, tek bedende can;
Ýnsanlýðý gördüm.. Beytullah’ta ben...
Yedi baðýn gülü, ayný destede
Yetmiþiki millet, ayný listede,
Kaç milyon “Âmin” der, ayný bestede;
Tevhîd’le haþroldum.. Beytullah’ta ben...
Sînelerde alev, ne kül ne duman,
Dillerde bir soru: “Vuslat ne zaman?”
Cehennem söndürür, böylesi îman...
Aþk ne imiþ gördüm.. Beytullah’ta ben..
Okyanuslar aþmýþ, gelmiþ nicesi,
Aç susuz, uykusuz, gündüz gecesi...
Her nefes, dilinde Kur’ân hecesi;
Sevdâlýlar gördüm.. Beytullah’ta ben...
Rabb’in o davetli misafirleri;
Doldurmuþ, Mekke’de her karýþ yeri.
Dillerinde dinmez, “LEBBEYK” sesleri,
Arþ’a yollar gördüm.. Beytullah’ta ben..
Bir damla misâli, kapýlmýþ sele;
Zengin, fakir, paþa, nefer elele...
Yanyana secd’eder, sultanla köle;
Mahþerle tanýþtým.. Beytullah’ta ben...
Kimi görmez gözü, elinde âsâ;
Lâkin, kalp gözünü açmýþ devâsa..
Yüzünde tebessüm, ne gam, ne tasa,
Döner durur gördüm.. Beytullah’ta ben...
Kimi, ayaðýnda yarým çarýðý;
Kaç yerinden kanar, topuk yarýðý..
Meðerse; kefenmiþ baþta sarýðý,
Ne âþýklar gördüm.. Beytullah’ta ben...
1
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
Ýnsanlara haccý ilan et, gerek yaya olarak, gerekse uzak yollardan
develer üzerinde... sana (Kabe’ye) gelsinler.
Hac/27
Baktým.. Sofrasýnda, nice melekler;
Bir tas zemzem suyu, kuru ekmekler,
Gözleri Kâbe’de iftarý bekler,
Tokluðuma yandým.. Beytullah’ta ben...
Bir zerre gözü yok, dünya aþýnda,
Âhir rýzkýn arar, harman baþýnda,
Rabb’in nazarýný, Kâbe taþýnda;
Gören gözler gördüm.. Beytullah’ta ben...
Kimi bahardadýr, görmemiþ yazý,
Kiminin geçiyor, Mevlâ’ya nazý;
Kýlýnýr Kabe’de vedâ namazý,
Ýmrendim.. El açtým, Beytullah’ta ben...
Kiminde kalmamýþ, derman bacakta;
Ýki büklüm yürür, gitmez kucakta...
Erimiþ.. Kaybolmuþ.. Cenâb-ý Hakk’ta,
Pervaneler gördüm.. Beytullah’ta ben...
O kambur sýrtýnda, eski torbasý,
Torbasýnda sanki, Cennet urbasý..
Hele bir, kýyamda var ki durmasý;
Göz göz oldum, doldum.. Beytullah’ta ben..
Bin rütbeyi, bir secdede atlayan,
Bir secdeyi, yüzbinlere katlayan,
Bu kârýný meleklerle kutlayan,
Ne tâcirler gördüm.. Beytullah’ta ben...
Hacerü’l-Esved’de adýn yazdýran,
Îman pençesinde, nefsi ezdiren,
Yücelen ruhuna, Arþ’ý gezdiren,
Ne veliler gördüm.. Beytullah’ta ben...
Unutmuþ... Dünyanýn vefâ derdini,
Yýkmýþ... Kalbindeki, riyâ bendini,
Öyle teslim etmiþ, Hakk’a kendini;
Canda Cânân gördüm.. Beytullah’ta ben...
2
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
Hani Ev’i (Kâbe’yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kýldýk
“Ýbrahim’in makamýný namaz yeri edinin” Ýbrahim ve Ýsmail’e de “Ev’imi
tavaf edenler, îtikafa çekilenler ve rükû ve secde edenler için temizleyin”
diye ahid verdik.
Bakara/125
-IIBir sevdâ seli var, Safâ Merve’de;
Damlalar köpürmüþ, vecde girmede.
Nice peygamberler, nice zirvede;
Durup bakar gördüm.. Beytullah’ta ben...
Ýbrahim Makâmý, sultan sofrasý;
Sunulur herkese, bir kevser tasý...
Bir cennet þöleni, perde arkasý,
Ne sahneler gördüm.. Beytullah’ta ben...
Melekler almýþlar, þölenden payý;
Sarmýþlar, Kâbe’de bütün semayý.
Kalem anlatamaz, bu içtimayý,
Âciz bir kul oldum.. Beytullah’ta ben...
Kaç yerden açýlmýþ, gökte kapýlar;
Ardýnda saraylar, zümrüt yapýlar,
Vâdeleri sonsuz, nice tapular;
Elden ele gördüm.. Beytullah’ta ben...
Durdum da, tavâfý seyrettim hayran;
Gördüm: Bir kâinat misâli devran...
Hangisi melektir, hangisi insan?
Þaþýrdým çok zaman.. Beytullah’ta ben...
Bir saðnak misali, selâm yaðmuru,
Gönüller yýkanmýþ, kalpler dupduru.
Ýhlâs ateþinde, nice hamuru;
Piþiyorken gördüm.. Beytullah’ta ben...
Yaþ desem.. Yaþ deðil, gözlerden akan,
Bir sel ki; günahlar bendini yýkan...
Kâbe göklerinden, semaya çýkan;
Merdivenler gördüm.. Beytullah’ta ben...
Daðlar, taþlar, secde gelmiþ kavrulur,
Kum tanesi, “Allah” diye savrulur...
Göz nereye baksa, Rahman’ý bulur,
Ne zikirler duydum.. Beytullah’ta ben...
3
HADÝS-Ý KUDSÎ
Her kim beni evimde (Kabe’de) Yahut Mescid-i Resullullah’ta, yahut da
Mescid-Ý Aksa’da ziyaret eder ve ölürse þehit olarak ölür.
Þehü’l-Ehadisü’l Kudsiyye s:186
Ter döktüm.. Susadým, nefsimden yana,
Baþkasý bir lezzet vermedi bana;
Dediler: “Bu zemzem, þifadýr cana”
Ýçtim kana kana.. Beytullah’ta ben...
Mescid-i Haram’da dokuz minâre;
Diyor ki: “Bendedir, gaflete çâre”
Bir günde beþ kere, yürek bin pâre;
Ezanlar dinledim.. Beytullah’ta ben...
Bir mânâ sarayý, Mescid-i Haram;
O ne ince nakýþ, o ne ihtiþam..
Her kalbe, Muhammed Aleyhisselâm;
Bin taht kurmuþ gördüm.. Beytullah’ta ben...
Vah ki bana! bunca yýldýr gülmezdim,
Gözlerimden böyle yaþlar silmezdim.
Vah ki bana! huþû nedir bilmezdim;
Tattým o lezzeti.. Beytullah’ta ben...
Yýllar geçti, aramakla özümü;
Dünya malý, kör etmiþti gözümü,
Unutmuþtum, “Kâlû Bel┠sözümü;
Gör ki hatýrladým.. Beytullah’ta ben...
Çekildi kapýmdan, þeytân-ý kebir,
Çekildi kanýmdan, zorbalýk cebir,
Ne bir hased kaldý, ne gurur kibir;
Yerle yeksan oldum.. Beytullah’ta ben...
Bir zaman derdim ki: “Yâ Rabbî neden,
Bir daha istiyor, bir kere giden?”
Meðer bilemezmiþ, insan gitmeden;
Aldým cevabýmý.. Beytullah’ta ben...
Gördüm ki; bu dünya bir oyalanma,
Hâlime bakýp da, mutluyum sanma.
Bedenim, Kâbe’den, uzakta amma;
Gönlümü býraktým.. Beytullah’ta ben...
4
KUR’AN DÝYOR KÝ
Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarýcýlar olarak göndeririz.
Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur. Onlar üzüntü de
çekmeyecekler.
EN’ÂM / 48
HADÝS-Ý ÞERÝF
Ýnsanlarýn günahça en büyüðünü iþleyen, Arafat’ta vakfe yaptýðý
hâlde, Allah’ýn kendisini maðfiret (af) etmediðini zanneden kimsedir.
Kutü’l Kulub s:243
EY! BEYTULLAH YOLCUSU
Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Fazilet zengini;
Meleklere vermedi, Rabb’im senin dengini.
Ah! Bir görsen yüzünün, o nurânî rengini;
Ne mutlu ki, en kârlý ticaret þimdi senin;
Karþýlýðý yüzbindir, Kâbe’de bir secdenin..
Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Davetli misâfir;
Nebîler sana yoldaþ, Peygamberler müzâhir.
Darlýk yüzü yok artýk, sana dünya ve âhir;
Arafat müjdesinden, þüpheye düþme sakýn;
Yeniden doðmuþ gibi, olacaðýn gün yakýn...
Bekliyor þimdi seni, bir sabýr imtihaný;
Önce kendi içinde gizlenen nefsi taný.
Öfke ve isyan ile, sevindirme þeytaný;
Kazanmak istiyorsan, Mina’daki savaþý;
Ýbrahim gibi fýrlat, elindeki her taþý...
Yakýnda giyeceksin, beyaz ihramlarýný;
Çözeceksin ölümün, ölümsüz sýrlarýný.
Býraktýn.. Gidiyorsun, iþte bütün varýný;
Sana hüzün vermesin, çoluk çocuk ve eþin,
Beytullah’ta bekliyor, milyonlarca kardeþin..
5
HADÎS-Ý KUDSÎ
Ey kullarým! Sizden evvelkiler ve sonrakiler, bütün insanlar ve cinler
bir yerde toplanýp benden hâcet dileyecek olurlarsa, ben de herkesin
hâcetini yerine getirirsem bu, benim mülkümden ancak iðne denize
daldýrýldýðýnda onun denizden azalttýðý kadar azaltýr.
Riyâzü’s-Sâlihîn Trc. 1/46
Kâbe’yi ilk gördüðün, o muhteþem anda sen;
Nasýl bir vecd içinde, ürpereceksin bilsen.
Ne tende can kalacak, ne dünyada bir hissen;
Unutma ki makbûldür, o anda tüm dilekler,
Etrafýnda, pervane misâlidir melekler...
Kalkýnca gözlerinden, asýrlarýn perdesi;
Bir yanda çýnlayacak, Bilâl’in yanýk sesi,
Bir yanda sahâbenin, meleklerle secdesi,
Resûl’ü göreceksin, mihrâbýnda Kâbe’nin;
Þâhidi olacaksýn, daha nice sahnenin.
Hâcer’i göreceksin, koþtururken Merve’de,
Ýbrahim, insanlara haccý haber vermede,
Âdem’i göreceksin, o Cebel-i Rahme’de;
Açtýkça göreceksin, o gönül gözlerini;
Arafat kumlarýnda, Peygamber izlerini...
Ey! Beytullah yolcusu, tevekkül âbidesi;
Söküp attýn içinden, artýk hevâ hevesi.
Þimdi “zikrullah” diyor, bedenin her zerresi;
Var git artýk rehberin, Ýlâhî Kelâm olsun
Gurbet elden sýlaya, binlerce selâm olsun...
6
HADÎS-Ý ÞERÝF
Muhakkak Allahü Teâlâ Arafat ehlini maðfiret etmiþtir. Onlarýn kul
haklarýna da kefil olup öder. O gün Cenab-ý Hak semai dünyaya tenezzül
buyurur.
Kitabü’l-Hitâb s.187
ARAFAT’TA SÖZ VERDÝM
Mevlâ’ya duâ ettim, kolay kýldý iþimi;
Kucakladým Kâbe’de, üç milyon kardeþimi..
Býrak artýk, ey þeytan! býrak artýk peþimi;
Arafat’ta söz verdim, Cenâb-ý Allah’a ben...
Kefen misâli beyaz ihramlara sarýndým,
Kanat kanat, melekler gölgesinde barýndým,
Nefsin bataklýðýnda, hevâlardan arýndým,
Arafat’ta söz verdim, Cenâb-ý Allah’a ben...
Dilde Kur’ân elde mey, ikiyüzlü yaþamam,
Çaðdaþlýðý saptýrýp, þer peþinden koþamam,
“Hoþgörü” diye diye, dalâlete düþemem;
Arafat’ta söz verdim, Cenâb-ý Allah’a ben...
Milyonlarca bedeni, kuþatýrken çöl yeli,
Milyonlarca sînede, titrerken gönül teli,
Milyonlarca gözlerden, akarken tevbe seli,
Arafat’ta söz verdim, Cenâb-ý Allah’a ben...
Nûra bulanmýþ eller, semâlarý delerken,
Rabbim, kul defterinden, günahlarý silerken,
O þeytan ki; nefretle neþterini bilerken,
Arafat’ta söz verdim, Cenâb-ý Allah’a ben...
Öyle bir aþkla yandým, güneþ sönse sönemem,
Gökler tersine dönse, Hakk yolundan dönemem
Îman tahtýna çýktým.. Ölüm ne ki!. Ýnemem,
Arafat’ta söz verdim, Cenâb-ý Allah’a ben...
Tok sofrada aç durmak, zor gelse de nefsime;
El açmam mâsivâya, leke sürmem neslime,
Tertemiz dönmek için, toprak olan aslýma,
Arafat’ta söz verdim, Cenâb-ý Allah’a ben...
7
HADÎSLER
Muhakkak günahlardan bir kýsým günahlar var
ki, onlarý Arafat’ta vakfeden baþka hiçbir þey sildiremez.
Kutü’l - Kulûb
Arefede vakfe yapýp da, Allah günahýmý affetmedi
zannýnda bulunmaktan daha büyük günah olmaz.
Hadis-iÞerîf
Arafat’ta vakfe yapan kiþinin haccý tamam
olmuþtur.
Künuzü’l - Hakâik
Benim bu mescidimdeki bir namaz diðer
mescidlerdeki namazdan bin defa efdaldir. Ancak
Mescid-i Haram müstesnadýr. Mescid-i Haramdaki
(Kâbe) bir namaz, diðer mescitlerdeki namazlardan
yüzbin defa efdaldir.
Miþkatü’l - Mesabih
Bir kulun Allah’ýn rýzâsýna en yakýn olduðu an
secdede bulunduðu zamandýr. Orada çok dua ediniz.
Riyâzü’s - Sâlihin Trc. 3/33
Aziz ve Celil olan Allahü Teâlâ muhakkak ki,
Rüknü Esvedi (Haceri Esved) kýyamette bâs edecek,
onun gören gözü ve konuþan dili olacak, ihlâs ile onu
istilam edenin lehine þahitlik edecek.
Ýbni Abbas (r.a.)
Ne zaman Rüknü Yemaniye gelsem, muhakkak
Cebrail'i orada ayakta görüyorum, istilam edenler için
istiðfar ediyor.
Ata
Bu beyt islamiyetin rüknüdür. Her kim Hac veya
Umre için memleketinden çýkarsa onu Allah garanti
eder. Eðer ruhunu alýrsa Cennete sokar. Eðer
memleketine döndürürse sevap ve ganimetle döndürür.
Hazreti Câbir (r.a.)
Kim ki, beni vefatýmdan sonra ziyaret ederse,
hayatýmda iken ziyaret etmiþ gibidir.
Keþfü’l - Hafa 2/250
8
HÝRA DAÐI’NDA...
Bir sabah... Ansýzýn, tanla beraber;
Kuþattý ruhumu, bir miski amber...
Gönül penceremden, Yüce Peygamber;
Muhammed’i gördüm, Hira Daðý’nda...
Açýldý.. Bindörtyüz yýl ötelerde;
Semâvi sahnede, ilâhî perde..
Bir anda belirdi, Cibril göklerde,
Taþlar nûr kesildi, Hira Daðý’nda...
Ýndikçe kubbeden, selâm selleri;
Deryâlara döndü, Mekke çölleri...
Rabb’imin ikrâmý Cennet gülleri,
Buram buram tüttü, Hira Daðý’nda...
Süzüldü semâdan, envâi renkler;
“Ýkr┠sesleriyle, çýnladý gökler,
“Muhammed” diyordu, bütün melekler;
Bir mûcize gördüm, Hira Daðý’nda...
Baþladý son mesaj, ilk hecesinden;
Kur’ân’dý bu inen, Cibril sesinden
Yüce kâinatýn, Efendisinden,
Âyetler dinledim.. Hira Daðý’nda...
Artýk.. Hak bâtýldan süzülüyordu,
Tüm kara düðümler, çözülüyordu,
Hakk Yolu, bir daha çiziliyordu,
Güneþ son kez doðdu.. Hira Daðý’nda...
Ayrýldý.. Hayýr, þer, helâl ve haram;
“Kurtuluþ” diyordu, Ýlâhî Kelâm..
Seslendi, Muhammed Aleyhisselâm;
Bütün insanlýða.. Hira Daðý’nda...
Dedi: “bu son kitap, sonrasý mahþer,
Kur’ân’ýn yolunda, ne þeytan ne þerr,
Son defa buluþtu, ilimle beþer;
Cehâlet gömüldü.. Hira Daðý’nda...
9
N’T-I ÞERiF
Arþ’ýn kubbelerine, adý nûrla yazýlan,
Ýsmi; semâda “Ahmed”, yerde “Muhammed” olan,
Yedi katlý göklerde, Hâk Cemâli’ni bulan,
Evvel-Âhir yolcusu, Yâ Hazreti Muhammed.
Saðnak nûr yaðmurlarý, inerken yedi kattan,
O gece, Sendin gelen, ezel kadar uzaktan,
Melekler, her zerreye, müjde verirken Hâkk’tan;
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
Güneþler, o gecenin, nûruna secd ederken,
Yýldýzlar, meþk içinde, kâinat vecd ederken,
Bütün hamd ü senâlar, Yüce Rabb’e giderken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
Kâbe’de þirk taþlarý, putlar yere dönerken,
Cehâlet bayraklarý, birer birer inerken,
Bin yýllýk, küfr ateþi, ebediyyen sönerken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
O gece, Sâve Gölü, mûcizeyle kururken,
Kisra Saraylarýnda, sütunlar savrulurken,
Arz’dan Arþ’a, Âlemler, rahmetini bulurken,
O gece, Sendin gelen, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; doðum kundaðý, ak bulutla örülen,
Doðar doðmaz, “Allah’a secde” emri verilen,
Alnýnda, âlemlere rahmet tâcý görülen,
Kâinat Efendisi, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; asâletine, ezelden hükmedilen,
Tertemiz rahimlerle, lekesiz soydan gelen,
Beþerî þüpheleri, Kur’ân ilmîyle silen,
Seçilen sevgilisin, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; büyük yargýda, þefaat müjdecisi,
Bunca âciz beþerin, Mahþer günü bekçisi,
Sen ki, Kur’ân þahidi, Allah’ýn son elçisi,
Kurtuluþ habercisi, Yâ Hazreti Muhammed.
10
Sen ki; Âdem neslini, uçurumdan döndüren,
Zûlüm sancýlarýný, þefkatiyle dindiren,
Ýnkâr yangýnlarýný, irfânýyla söndüren,
Âlimlerin sultaný, Yâ Hazreti Muhammed.
Sen ki; güzel huylarýn, ahlâkýn meþ’alesi,
Sabýr doruklarýnda, beþerin en yücesi,
Senin Cennet mekânýn, fakirlerin hânesi,
Gönüller hazinesi, Yâ Hazreti Muhammed.
Câhiliye devrini, kapatan, ulu Sultan,
Þefaatin, Allah’a yalvaran kolu Sultan,
Rabb’imin, en sevgili, en yakýn kulu Sultan,
Melekler Sana hayran, Yâ Hazreti Muhammed.
Sana þâhid, sonsuzlar, ezelden beri her an,
Sana þâhid, âyetler, her zerre ve her mekân,
Senden uzak kalmaya, nasýl dayanýr ki can?
Sen, her canda Cânânsýn, Yâ Hazreti Muhammed.
Mîraç gecesi, bir bir, açýlýyorken gökler,
Seni selâmlýyorken, her katta peygamberler,
Öyle bir an geldi ki; durdu bütün melekler,
Hakk’a yalnýz yürüdün, Yâ Hazreti Muhammed.
Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin,
Dünya’da dönmeyen dil, mahþerde ne söylesin,
Allah, bütün beþeri, ümmetinden eylesin,
Sancaðýnýn altýnda, Yâ Hazreti Muhammed.
Hâkk ile kul vuslatý, o ilâhî düðünde,
Hiç kimseden kimseye, fayda olmayan günde,
Hasatlarý, has tartan, o terâzi önünde,
Noksanlarý baðýþlat, Yâ Hazreti Muhammed.
Bu îmân meþ’alesi, hiç sönmeden yanacak,
Ümmetin, Seni her an, mahþeredek anacak,
Gönül tortularýmýz, nûr’unla paklanacak,
Andýmýza þâhid ol, Yâ Hazreti Muhammed.
Biliriz ki; hükmü yok, bu dünya nîmetinin,
Gönüldür sermayesi, âhiret servetinin,
Sana, Salât ve Selâm, gönderen ümmetinin,
Cennetler þâhidi ol, Yâ Hazreti Muhammed.
(SALLALLÂHÜ ALEYHi VE SELLEM)
11
KUR’AN DÝYOR KÝ:
Þu insanlar çarçabuk geçen dünyayý seviyorlar da, önlerindeki
çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar.
ÝNSAN / 27
ÖLMEDEN ÖLENE, ÖLÜM BÝR ÞÖLEN,
ÖLÜMÜ ÖLDÜRÜR, ÖLMEDEN ÖLEN...
ALLAH’IN RIZASI YOKSA
NE FAYDA!
Tut ki; som altýndan, saraylar kursan,
Tarihin tahtýnda, heybetle dursan,
Çað deðil, çaðlara mührünü vursan;
Allah’ýn rýzâsý yoksa ne fayda!.
Her gün, Kârun kadar servete batsan,
Her gün, milyonlara kazan kaynatsan,
Þu dünyayý parmaðýnda oynatsan;
Allah’ýn rýzâsý yoksa ne fayda!.
Cenâzende insan seli aksa da,
Tüm ozanlar, sana aðýt yaksa da,
Nesiller lahdine çelenk taksa da;
Allah’ýn rýzâsý yoksa ne fayda!.
NE DÝYECEKTÝR?
Diyorlar ki; tanrý Allah demektir,
Oysa.. tanrýlar çok, Allah’sa tektir.
Bugün tanrý diyen, yarýn kabirde,
Rabbi sorulunca, ne diyecektir?
12
HÝCRET ETSEM BENÝ DE
ALIR MISIN MEDÝNE?...
Ey!. Münevver Medîne, Ey!. Gönüller beldesi,
Ey!. Devri cehâletin, mahkûmiyet belgesi.
Çýnlýyor göklerinde, her an Muhammed sesi.
Gör ki, yine dünyada, zulümler var bu dine,
Hicret etsem beni de, alýr mýsýn MEDÎNE?..
Susadým þefkatine, yine gönlümde serâb,
Sustu rahlede bülbül, bahçede güller harâb,
Dünyaya hükmediyor, yine zillet ve þarâb;
Gör ki, nice âlimler, nifak soktu bu dîne,
Hicret etsem beni de, alýr mýsýn MEDÎNE?..
Merhametin kendi yok, dillerde kaldý adý;
Yeryüzü bir toz duman, kim suçludur, kim kadý!..
Doðruyu Allah için, söyleyen kul kalmadý,
Gör ki, bühtan ediyor, yedi düvel bu dîne,
Hicret etsem beni de, alýr mýsýn MEDÎNE?..
Bir yanda din tâciri, arkadan vurur beni,
Bir yanda zorbalarýn, hiç kýzarmayan teni.
Elden ele geziyor, dinde reform bülteni;
Bilirim ki! Bu cür’et, revâ deðil bu dîne,
Hicret etsem beni de, alýr mýsýn MEDÎNE?..
Çöktü insan fýtratý, payandalar yetmiyor,
Ekranlarda çýðlýklar, kulaðýmdan gitmiyor,
Soygun, talan, cinâyet, “çaðdaþlýkla” bitmiyor;
Nesiller küstürüldü, çaðlar üstü bu dîne;
Hicret etsem beni de, alýr mýsýn MEDÎNE?..
Ey!. Mübârek Medîne, Fahri Âlem beldesi,
Kardeþliðin, barýþýn, adâletin simgesi,
Çýnlasýn göklerinde, salât üs selâm sesi.
Ben ki; kâlû belâda, teslim oldum bu dîne,
O yemyeþil kubbene, beni de al MEDÎNE...
13
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
l Nefsanî arzulara, (özellikle) kadýnlara, oðullara, yýðýn yýðýn biriktirilmiþ
altýn ve gümüþe, salma atlara, saðmal hayvanlara ve ekinlere karþý düþkünlük
insanlara çekici kýlýndý. Bunlar, dünya hayatýnýn geçici menfaatleridir. Halbuki
varýlacak güzel yer, Allah’ýn katýndadýr.
l (Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ
sahipleri için Rableri yanýnda, içinden ýrmaklar akan, ebediyyen kalacaklarý
cennetler, tertemiz eþler ve (hepsinin üstünde) Allah’ýn hoþnutluðu vardýr.
Allah kullarýný çok iyi görür.
ÂL-Ý ÝMRÂN / 14-15
MAHÞERDE KUR’ÂN’LA
HAÞREYLE BENÝ...
Ýstemem dünyanýn, tâcý tahtýný;
Muradým: almaktýr kul berâtýný.
Affýnla tanýdým, Yüce Zâtýný;
Sen ki, baðýþlarsýn, Rabb’im diyeni,
Mahþerde Kur’ân’la haþreyle beni...
Ne kadar vursam da, nefsimi taþa,
Sabrýný vermezsen, çýkamam baþa.
Sen affetmedikçe, ibâdet boþa,
Bilirim.. Seversin, Sen de seveni;
Mahþerde Kur’ân’la haþreyle beni...
Neyleyim, Zâtýndan baþka sýrdaþý,
Lûtfuna kör bakan, gözdeki yaþý.
Neyleyim, aþkýnla eðilmez baþý;
Sonsuz rahmetinle tanýdým Seni;
Mahþerde Kur’ân’la haþreyle beni...
Senden geldim, yine dönüþüm Sana,
Þükrümü kabul et, verdiðin cana.
Dünyalar bir yana, rýzân bir yana;
Yüce Kur’ân’ýnla tanýdým Seni;
Yâ Rabbi.. O’nunla haþreyle beni...
ÂMÝN
14
BÝR GÝZLÝ KÝBÝR
Zengin olsan, hayýrlarda yarýþsan,
Âlim olsan, ilimlerle barýþsan,
Yiðit olsan, gazalara karýþsan,
Secde yoksa eðer, bil ki bedende,
Bir gizli kibir var, ille de sende...
Câmiler yaptýrsan, köprüler kursan,
Taþýný, altýnla tartýya vursan,
Vakýf kapýsýnda, bir ömür dursan;
Secde yoksa eðer, bil ki bedende;
Bir gizli kibir var, ille de sende...
Kur’ân’ý okuyup, yazsan ezbere,
Þöhretin tez varsa, gittiðin yere,
“Kalbim temiz” desen, günde bin kere,
Secde yoksa eðer, bil ki bedende;
Bir gizli kibir var, ille de sende...
ÇALINIRKEN DAVULLAR
Ýki günlük yol için, hemen sývanýr kollar;
Ve iðneden ipliðe, hazýrlanýr bavullar.
Bir yol var ki; hazýrlýk düþünülmez nedense,
Musalla taþlarýnda, çalýnýrken davullar..
ELBETTE
Dinde zorlama yoktur;
Ýnsan hürdür elbette.
Ýster dünyada piþer,
Ýsterse âhirette...
15
KUR’AN OLMASAYDI
NE YAPARDIM BEN?.
O’nunla pakladým, kalbimi kirden,
O’nunla arýndým, gizli kibirden,
O’nunla açýldý, ufuklar birden,
Cehâlet yaramý, O’nunla sardým;
Kur’ân olmasaydý, ben ne yapardým?..
Þu nankör nefsimden, neler çekti can,
Her türlü þehveti, süsledi þeytan.
Kör karanlýklarda, kaybolduðum an,
Sesime ses verdi, tuttu elimden;
Kur’ân olmasaydý, ne yapardým ben?..
O’nunla çevirdim, Hakk’a yüzümü,
Açtým.. Âlemlere, gönül gözümü.
O’nda duydum, “Kâlû bel┠sözümü,
Fýtratýn sýrrýna, O’nunla vardým;
Kur’ân olmasaydý, ben ne yapardým?..
Türbelere bez baðladým, mum yaktým,
Falcýlara gaybý sordum, fal baktým,
Nazar dedim, kapýlara nal çaktým;
Hiç haberim yoktu, þirkten küfürden;
Kur’ân olmasaydý, ne yapardým ben?..
Çöllerde O’nunla vakfeye durdum,
Þeytanýn þerrine, tuzaklar kurdum,
Fitneyi her yerde, O’nunla vurdum;
Ruhumu bataktan, çekip çýkardým;
Kur’ân olmasaydý, ben ne yapardým?..
Gün oldu, hicâbý, yerlere çaldým,
Unuttum ölümü, iþrete daldým,
En zorlu günümde, ortada kaldým;
Bir nasuh tevbeyle, doðdum yeniden;
Kur’ân olmasaydý, ne yapardým ben?.
O’na sordum, nefsimdeki riyâyý,
Dünya denen, iki günlük rüyâyý,
O’na sordum, edep ile hayâyý,
Hidâyet harcýmý, O’nunla kardým;
Kur’ân olmasaydý, ben ne yapardým?..
16
Sordum; Ölüm nedir? Dedi; çok yakýn;
Dost’a kavuþmaktýr, hiç korkma sakýn,
Yeter ki; o takvâ tâcýný takýn,
Þükür.. Korkmuyorum, artýk ölümden;
Kur’ân olmasaydý, ne yapardým ben?..
Kaygýlanma dedi, kabirden yana;
Yüce Peygamber’den, müjde var sana;
Cennet bahçesidir, her müslümana;
Yeter ki; sen yürü Nebî izinden,
Kur’ân olmasaydý, ne yapardým ben?..
O’na sordum, dehþetini mahþerin,
O herc ü mercini, göklerin yerin,
O’na sordum, gafletini beþerin,
Zillet zincirini, kýrdým kopardým;
Kur’ân olmasaydý, ben ne yapardým?..
O’nunla terkettim, hevâ hevesi,
O’nunla dost bildim, ilâhî sesi,
O göstermeseydi, gerçek adresi;
Þimdi ben kimbilir, neye tapardým,
Kur’ân olmasaydý, ben ne yapardým?..
Aþk’ý sordum, O’na, Mâþuk’u sordum,
Mescidi Aksâ’da, kýyâma durdum.
Arþ’a secde secde, köprüler kurdum;
Her seher, þâhidler gördüm melekten;
Kur’ân olmasaydý, ne yapardým ben?..
O’nsuz çâre yoktu, hiçbir yâreye,
O’nsuz her yol çýktý, bir harâbeye.
O döndürmeseydi, beni Kâbe’ye;
Kimbilir ben, hangi yöne sapardým,
Kur’ân olmasaydý, ben ne yapardým?..
Ýmâna baþ eðdi, artýk kuþkular,
Allah rýzâsýna döndü coþkular,
Durdu fýrtýnalar, duruldu sular;
Cemâl istiyorum, þimdi Rabb’imden;
Kur’ân olmasaydý, ne yapardým ben?..
(14 Mayýs 1999 Cuma Kudüs)
17
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
Biz seni âlemler için yalnýzca bir rahmet olarak gönderdik.
Enbiya/107
Andolsun, sizin için Allah’ý ve ahiret gününü umanlar ve Allah’ý çokca
zikredenler için Allah’ýn Resulünde güzel bir örnek vardýr.
Ahzab/21
YÂ RESÛLALLAH
Bir zamanlar, hevâlarla doluydum;
Rabb’in bir günahkâr, gâfil kuluydum.
Bir seher rüyamda, çaðrýný duydum;
Koþtum.. Geldim Sana, Yâ Resûlallah...
Gönül gözlerimle, Kur’ân’a daldým;
Daldýkça, hidâyet rýzkýmý aldým,
Nefsi emmâreyi, taþlara çaldým,
Koþtum.. Geldim Sana, Yâ Resûlallah...
Ravzanda kýrk vakit, vecde dalmaya,
Cenneti Âlâ’da, komþun olmaya,
Þefaat müjdemi, elden almaya,
Koþtum.. Geldim Sana, Yâ Resûlallah...
Mescidini kalp gözüyle görmeye,
Minberine, mahcup yüzüm sürmeye,
Kabr-i Saadet’ten, güller dermeye,
Koþtum.. Geldim Sana, Yâ Resûlallah...
Feyzinden aldýðým, yüce ilhamla;
Nûr oldu gözümden, akan her damla.
Dilimde binlerce, salât selâmla,
Koþtum.. Geldim Sana, Yâ Resûlallah...
5 Haziran 1993 Medine
18
CEHÂLET YANGINI
KUR’ÂN’LA SÖNER
Ne ilmî kariyer, ne diplomayla,
Ne altýn madalya, ne bir kupayla
Ne alkýþ, ne tâviz, ne de sopayla;
Sanma ki; bir insan, irfâna döner,
Cehâlet yangýný, Kur’ân’la söner...
Ne þöhret peþinde, bir mâcerayla,
Ne “þov” düðünlerde, akan parayla,
Ne makâm, ne rütbe, ne de sarayla;
Sanma ki; bir insan, irfâna döner,
Cehâlet yangýný, Kur’ân’la söner...
ÖDENMEZ...
Yüz deðil, bin yýlý bulsa da yaþým,
Kalsa da bir ömür, secdede baþým,
Sellere dönse de, þükür gözyaþým;
Ödenmez.. Verdiðin bir nefes bile,
Allah’ým, sýðýndým sana hamd ile...
Hükümdar olsam da, hakça buyuran,
Kelâmýný, yedi iklim duyuran,
Sofralar kursam da, açlar doyuran;
Ödenmez.. Verdiðin bir lokma bile,
Allah’ým, sýðýndým sana hamd ile...
Alsam da ilimden, en büyük payý,
Verdiðin nimete, yetmezdi sayý.
Deniz þöyle dursun, bir tek damlayý;
Yazmak haddi deðil, hiçbir kalemin,
El hamdülillâhi rabb’ül âlemîn!..
19
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
O Kitaptan sana vahyedileni oku ve namazý da kýl.
Çünkü namaz, kötü ve iðrenç þeylerden alýkoyar, Allah’ý anmak elbette
en büyük ibâdettir. Allah yaptýklarýnýzý bilir.
ANKEBUT / 45
SECDEDEN GAYRI
Ýlim kapýsýnda verdim yýllarý,
Dinledim, “Hâkk” diyen âlim kullarý,
Sordum, Dost’a giden bütün yollarý;
Yakýn yok dediler.. Secdeden gayrý...
Ne baðýþ yaptýðýn, vakýf listesi,
Ne de alkýþlarýn esrarlý sesi.
Günde seksen kere, berât müjdesi;
Veren yok dediler.. Secdeden gayrý...
Huþû tüllerinden, kanat açmaya,
Bir lâhzada, yedi semâ geçmeye,
Kevser þerbetini, elden içmeye,
Ruhsat yok dediler.. Secdeden gayrý...
Dedim: yýllar yýlý gönlüm harapta,
Devâ bulamadým, sazda þarapta,
Bir yudum su verin, kaldým serapta;
Pýnar yok dediler.. Secdeden gayrý...
Gördüm ki, insanýn iki düþmaný,
Biri kendi nefsi, biri þeytaný.
Dedim: kuþansam mý kýlýç kalkaný?
Silah yok dediler.. Secdeden gayrý...
Yaklaþtým.. Süslü bir, mermer kabire,
Belli ki zenginmiþ.. Dönmüþ fakire.
Fidye var mý? dedim Münker Nekir’e;
Meded yok dediler.. Secdeden gayrý...
Baktým.. Ay yýldýzlar kalmaz zikirden
Var mý dedim sizde, þirk denen kirden?
Dile geldi bütün, Kâinât birden;
Bizde yok dediler.. Secdeden gayrý...
Rahmet çöllerinde, rahlemi kurdum,
Gözlerimde seller, vakfeye durdum,
Safâya, Merve’ye, Kâbe’ye sordum;
Mîrâc yok dediler.. Secdeden gayrý...
20
DAHA KUR’ÂN NE DESÝN!...
Ey insan! Yaþýyorken, hem de Kur’ân çaðýnda;
Çýrpýnýp duruyorsun, cehâlet bataðýnda.
Kalbin katý... Gözün kör... Baþýn kibir daðýnda
Kur’ân sana gel diyor, bak bendedir adresin.
Ey eþref-i mahlûkat!.. Daha Kur’ân ne desin!..
Özgürce seçmen için, iki yoldan birini;
Apaçýk bildiriyor, bütün âyetlerini.
Ya Peygamber, ya þeytan.. Seç diyor rehberini;
Öyle seç ki; sýrattan rüzgar gibi geçesin,
Ýlle þeytan diyorsan.. Daha Kur’ân ne desin!..
Ya Cennet bahçesidir, ya ateþtir o mezar,
Mekân var mý dünyada, öyle derin, öyle dar?
Hiçbir þey yakýn deðil, insana ölüm kadar.
Diyor ki; hesabý var, aldýðýn her nefesin;
Mezarlar konuþurken.. Daha Kur’ân ne desin!..
Malýn, mülkün, þöhretin, dünyada herþeyin var;
Ya dünyadan Rabb’ine, götürecek neyin var?
Bana yeter diyorsan, þu üç günlük îtibar;
Bir dördüncü gün var ki; çok çetindir bilesin,
Bunlar masal diyorsan.. Daha Kur’ân ne desin!..
Âyet diyor ki; eðer , daða inseydi Kur’ân;
Paramparça olurdu.. Dað Allah korkusundan.
Hangi insan durup da, ibret almaz ki bundan?
Sen ki, bir dað yanýnda, ne kadar da cücesin,
Haddini bilmen için.. Daha Kur’ân ne desin!..
O münezzeh ruhundan, ruh vermekle insana;
Eriþilmez bir þeref, bahþetti Allah sana,
Ne kadar sevdiðini, buradan anlasana!
Sen ki; taparcasýna, kendine kul kölesin,
Nefsini put yapana.. Daha Kur’ân ne desin!..
21
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
O gün cehenneme “doldun mu?” deriz. O da “Daha Yok mu?” der.
KAF/30
Þüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateþe sokacaðýz;
onlarýn derileri piþip duymaz hale geldikçe, derilerini baþka derilerle deðiþtiririz
ki acýyý duysunlar! Allah daima üstün ve hakîmdir.
NÝSÂ/56
Ey imân edenler! Eðer Allah’tan korkarsanýz O, size iyi ile kötüyü
ayýrtedecek bir anlayýþ verir, suçlarýnýzý örter ve sizi baðýþlar. Çünkü Allah
büyük lûtuf sahibidir.
ENFÂL / 29
Bir gün var ki; çok yakýn, daðlarýn yürüdüðü,
Göklerin, güneþleri önünde sürüdüðü,
Kâinatý toz duman, dehþetin bürüdüðü;
Kýyâmet senaryosu, oyun deðil bilesin;
Hâlâ ürpermiyorsan.. Daha Kur’ân ne desin!..
O büyük mahkemede, bütün diller susacak;
Konuþacak bu defa, göz, kulak, el, kol, bacak.
Uzuvlar birer birer, haramlarý kusacak;
Açýlacak önünde, defterleri herkesin;
Kendine gelmen için.. Daha Kur’ân ne desin!..
O gün buyruk verenler, buyruða baþ eðecek,
Cehennem öfkesinden, köpürüp kükreyecek,
Ve doldun mu dedikçe, daha yok mu diyecek;
Yandýkça o deriler, deðiþecek bilesin;
Hâlâ secde yok ise.. Daha Kur’ân ne desin!..
Gör ki, dünya sýrtýnda, nice insan taþýyor;
Kimi yaþarken ölmüþ, kimi ölmüþ yaþýyor.
Kimi Arþ-ý Âlâ’ya, dolu dizgin koþuyor;
Ýþte Cennet.. Ýþte sen.. Gayret et ki giresin;
Ey! Eþref-i mahlûkat!.. Daha Kur’ân ne desin!..
22
ÖYLE BiR GÖZYAÞI
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Aklansýn.. Ölümün kara düþleri,
Korkularý, umutlara döndürsün.
Rahmetinle, her damlasý
Cehennemler söndürsün...
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Cennetler berâtý inci damlalar,
Secdelerde seller gibi çaðlasýn.
Etrafýmda haþre kadar melekler,
Sevinçlerle aðlasýn...
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Eritsin.. Buzlarýný gafletin,
Gönül ufuklarý nûra bürünsün.
Açýlsýn da cehlin kara perdesi,
Gerçek görünsün...
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Müjdeler dökülsün, Arþ-ý Âlâdan,
Hidâyet selleri, sineme dolsun.
Her damlasý Mahþer Günü
Þâhidim olsun...
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Esmâ’ndaki ‘Doksandokuz’ aþkýna,
Semâlardan gufranýný indirsin.
Hesap günü, titreþirken Mîzân’da,
Hicâbýmý dindirsin...
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Sabahý beklerken, berzâh gecesi,
Selâm sellerine dönsün köpürsün.
Kabir topraðýmdan, Mahþere kadar,
Azap kirlerini silsin süpürsün...
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Firdevs Göklerinden, nûr saðnaklarý,
Dehþet günü, Sýrât üzre saçýlsýn.
Sekiz yerden, sekiz cennet kapýsý
Bir lâhzada açýlsýn...
Öyle bir gözyaþý ver ki Yâ Rabbî;
Arýtsýn.. Þu nankör nefsi hevâdan,
Bütün zerrelerim, Kur’ân’la dolsun.
Ve Mahþerde, þu tövbekar bedenim,
Þehitlerle haþrolsun...
ÂMiN!
23
SANA MUHTÂCIM,
Dünyayý titreten, fermaným olsa,
Daðlarý delmeye, dermaným olsa,
Baþaklarý altýn, harmaným olsa,
Zümrütle bezense, taht ile tâcým;
O bir nefes için.. Sana muhtâcým..
BANA ALLAH’IM YETER
Gökler, parça parça Arz’a dökülse,
Yüce daðlar, köklerinden sökülse,
Yer yarýlsa, okyanuslar çekilse;
Kalbimde ne korku, ne gam, ne keder,
Bilirim ki bana, Allah’ým yeter!...
Yýldýzlar kararýp, güneþler sönse,
Ýsrâfil.. Sûr ile kubbeden inse,
Kabirler boþalýp, tersine dönse,
Kalbimde ne korku, ne gam, ne keder,
Bilirim ki bana, Allah’ým yeter!.
GELME OYUNA
Þeytan der; “Hele dur... Kýz bir evlensin,
Þu oðlan, askere bir gidip gelsin,
Torunlarýn yaþý, biraz yükselsin,
Kâbe kaçmadý ya.. Birgün gidersin,
Namaz borçlarýný, toptan ödersin.”
Akýl der ki; sakýn, gelme oyuna,
Girme.. Þu þeytanýn dümen suyuna.
Ok çýkýnca, geri dönmez yayýna,
Þu andan tezi yok, ver artýk karar,
Bugün, yarýn derken, geç kalmak da var.
24
BIRAKMA BENÝ
‘Hevâ’ya ne kadar, etsem de yemin;
Olmadým bir lâhza, kendimden emin.
Ey! Yüce sahibim, Rabbül Âlemin,
Nefsimle baþbaþa, býrakma beni!.
Son buldu, kibirle büyük savaþým,
Önünde eðildi, o maðrur baþým.
Gördün.. Beytullah’ta seldi gözyaþým,
Rahmetinden mahrum, býrakma beni!.
Kiþi gâfil ise, kelâm nâfile,
Kalpler mutmaindir, zikrullah ile.
Þu fâni dünyada, bir nefes bile.
Kur’ân’dan nasipsiz, býrakma beni!.
Ýbâdet tahtýmdýr, hidâyet tâcým,
Baþka hiçbir tâca, yok ihtiyacým,
Her an, her mekânda Sana muhtâcým,
Kapýnda secdesiz, býrakma beni!.
Artýk avutmuyor, ne söz ne beste,
Emrini bekliyor, ruhum kafeste.
Vuslat kapýsýnda, o son nefeste,
Þehâdetten gâfil, býrakma beni!.
Affýn azâbýndan, bilirim yüce,
Doksan dokuz ismin, dilimde hece.
Sorgu sual, baþlayýnca o gece;
Kabirde cevapsýz, býrakma beni!.
Yaklaþan bir gün var, þartlarý yaman;
Kur’ân der ki, O gün, verilmez aman.
Ey! sýfatý Rahmân, ve Rahîm olan;
Mahþerde gölgesiz, býrakma beni!.
Gerçi söyleyecek, sözüm çoksa da,
Geçtim her birinden, geldim maksada,
Son bir dileðim var, yüzüm yoksa da;
Cemâl’ine hasret, býrakma beni!.
25
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmiþtir
ki, sizin sýkýntýya uðramanýz ona çok aðýr gelir. O, size çok
düþkün, müminlere karþý çok þefkatlidir, merhametlidir.
TEVBE / 128
MUHAMMED KAPISI’NDAN (sav)
Ey! Gönül sofrasýnda, lokmaya muhtac insan,
Haberin yok mu senin, “Muhammed Sofrasý”ndan,
Kim tadarsa dünyada, onun bir lokmasýndan,
Bir daha ayrýlamaz, “Muhammed Sofrasý”ndan.
Ey! Ruhsal sancýlara, hekim arayan insan,
Haberin yok mu senin, o “Muhammed Nûru”ndan,
Gördüm ki; kapatmýþsýn, o gönül pencereni,
Aç ki, dolsun kalbine, o “Muhammed Nûru”ndan.
Ey! Dünya dergâhýnda, rehber arayan insan!
Haberin yok mu senin, “Muhammed kapýsý”ndan,
Var tez çal, o kapýyý, kurtul ölüm yasýndan,
Çünkü, kimse boþ dönmez, “Muhammed Kapýsý”ndan.
KUR’ÂN DÝYOR KÝ:
Îmân edip yararlý iþler yapanlarýn, Rableri tarafýndan hak olarak
Muhammed’e indirilene inananlarýn, günahlarýný Allah örtmüþ ve hallerini
düzeltmiþtir.
Ey imân edenler! Eðer siz Allah’a (Allah’ýn dinine) yardým ederseniz,
O da size yardým eder, ayaklarýnýzý kaydýrmaz.
MUHAMMED /2,7
26
MAL, MÜLK, PARA TUTKUSU, NEFSÝNE GELSE DE HOÞ,
UNUTMA KÝ EY ÝNSAN ! TABUTLARIN ÝÇÝ BOÞ...
ZEKÂTLA ARINMAMIÞ, SERVETÝN CÜMLESÝ KOR,
ZENGÝNLÝÐE SABRETMEK, FAKÝRLÝKTEN DAHA ZOR.
ÝNSAN DOÐMAK, ÝNSANA ÝLÂHÎ BÝR ÝHSANDIR.
ÝNSAN DOÐAN KAÇ KÝÞÝ, ÖLÜRKEN DE ÝNSANDIR ?
ALLAH’TAN KORKANA, ÖLÜM YÂR GELÝR,
ÖLÜMDEN KORKANA, DÜNYA DAR GELÝR...
DOSTU DA DÜÞMANI DA, ÝNSANIN KENDÝSÝDÝR,
YA NEFSÝNÝN KÖLESÝ, YA DA EFENDÝSÝDÝR...
NE BÝR SAVCI KALIRDI, NE BÝR YARGIÇ, NE YASA;
ÞU ÝNSANOÐLU ÖNCE, KENDÝNÝ YARGILASA...
KÝM, ÝSLÂM’A “ÝRTÝC” ÝFTÝRASI ATARSA;
KUR’ÂN’A KULAK VERSÝN, BÝRAZCIK AKLI VARSA...
Cep Tel.: 0533 650 15 83
Kitap istek: 0212 528 19 78
ISBN: 975-6743-03-4
Baský: Furkan Ofset 211 04 04 BURSA Kasým 2007
www.cengiz-numanoglu.com
HEDÝYEDÝR. SATILMAZ

Benzer belgeler

buraya tıklayınız.

buraya tıklayınız. Keşfü’l - Hafa 2/250

Detaylı

gercegin merceginde

gercegin merceginde Sen affetmedikçe, ibâdet boşa, Bilirim.. Seversin, Sen de seveni; Mahşerde Kur’ân’la haşreyle beni. Neyleyim, Zâtından başka sırdaşı, Lûtfuna kör bakan, gözdeki yaşı. Neyleyim aşkınla eğilmez başı;...

Detaylı