montesquıeu(1689-1755)

Transkript

montesquıeu(1689-1755)
5/7/16
LİBERALİZM
(Unsurları)
—
—
—
—
—
—
—
—
—
—
—
LİBERAL DÜŞÜNCE
MONTESQUIEU(1689-1755)
—
—
—
—
—
3
Bireycilik
Özgürlük (hukuka bağlı özgürlük)
Şüphecilik
Moral otonomi
Akıl
Eşitlik (hukuki eşitlik, siyasi eşitlik, fırsat eşitliği)
Hoşgörü
Rıza (yönetilenlerin rızası)
Kuvvetler ayrılığı
Çoğulculuk
Anayasacılık
MONTESQUIEU
Charles-Louis de Secondat Baron de la Brede et de Montesquieu
Fransız düşünür, hukukçu ve siyaset adamı
Çalışmalarında insanlığın başına gelebilecek en kötü şeylerden
birisi olarak gördüğü despotizmden kaçınmak için toplumsal
güçler arasında nasıl bir denge kurulabileceği düşüncesi üzerine
yoğunlaşmıştır.
Soylu ve zengin bir ailenin çocuğudur. Babasının ve amcasının
ölümleri üzerine La Brede ve Montesquieu şehirlerinin baronu
olur
Aristokrasinin haklarını monarşiye karşı savunması ve Krala karşı
parlamentoyu savunmasıyla ön plana çıkmıştır
—
—
—
En önemli eserleri “Acem Mektupları” , “Romalıların Büyüklüğü
ve Düşüşü Üzerine Düşünceler” ve“Yasaların Ruhu Üzerine”
Acem mektupları: İki İranlının Fransa ve Avrupa üzerine
gözlemlerin anlatıldığı eserde Avrupa uygarlığı ve kendi
ülkesinin bir eleştirisidir. Akla güven ve kurumların eleştirisi
Yasaların Ruhu Üzerine:
Bu kitabında ve Romalılarla ilgili
kitabında da bu sefer insan dışı öğelerin devletlerin
oluşumuna olan etkilerini inceler. Bu incelemeler üzerinden
Fransız monarşisine tavsiyelerde bulunur
4
1
5/7/16
MONTESQUIEU
—
—
—
—
MONTESQUIEU
Başta kıta Avrupa'sı olmak üzere bir çok ülkeye seyahatler
düzenler. Bir ara İran’da da bulunmuş
Özellikle İngiltere’nin siyasal sisteminden çok etkilenir ve
daha sonraki çalışmalarında buradaki gözlemlerini aktarır
Öteki aydınlanma düşünürlerinin (Rousseau, Locke vb)
özgürlük ve devlet sorununu kafalarında canlandırdıkları
“doğa hali” ilkesi üzerinden geliştirdikleri “doğal haklar”
öğretisi yerine kurumları ön plana çıkarır
Montesquieu’ya göre özgürlükler önündeki en büyük engel
Fransız monarşisinde halk ile kral arasında kalan tampon
kurumların kaldırılmasından ortaya çıkmaktadır.
5
—
—
—
— Halkın mı yoksa “geleneksel kurumlar” olan aristokratların mı?
— Kendisin bir aristokrat olduğunu hatırlayın
6
MONTESQUIEU
MONTESQUIEU
— Çalışmalarında “yasaların ruhunu(özünü)” araştırır
— Anayasalar, siyasal kurumlar, kanunlar vb. hangi çevresel koşulların
ürünüdür
— Çevresel etkenlere verilen bu değer esasında yeni değil.
—
Her ülkenin siyasal yapısı ve kanunları kendine özgü olur ise:
1. Evrensel bir en iyi yönetim tarzından bahsedilemez. Farklı
ülkeler farklı şekilde yönetilebilirler (görecelik)
kurumlar, geleneksel
yönetim biçimi o ülkenin koşullarına en uygun olandır
(muhafazakar düşünce). Geleneksel yasalar ve yönetim tarzı
bir ülke için en iyisi ise onlar üzerinde yapılacak herhangi bir
devrim ve değişiklik iyi sonuçlar vermeyecektir
3. Yasa koyucu mümkün mertebe geleneklere ve göreneklere
uygun yasalar geliştirmelidir
Aristoteles döneminden devam eden bir inanıştır. (Kuzey, güney,
orta kuşak iklimlerinin insanlarının farkları)
— Montesquieu’ya göre kuzeyin sert insanları güneyin yumuşak
fıtratlı insanlarını boyunduruk altına almıştır
— İklim ve coğrafyanın yanı sıra din, gelenek ve ekonomi gibi
unsurlarında yasaların oluşumu etkilediğini ileri sürmüştür
— Her ülkenin yasalarının , anayasasının, siyasal kurumlarının
yukarıda sayılan unsurların durumuna göre belirleneceğini ifade
etmektedir.
7
Siyasal sorunları kurumsal, çevresel ve geleneksel koşullarla
açıklamaya çalışmasından dolayı ilk siyaset bilimci olarak
kabul edenlerde vardır.
Diğer taraftan Montesquieu’nun “halk ile kral arasında kalan
tampon kurumlar” tanımı üzerinden esasında aristokrasiyi ve
soyluları kastettiğini iddia ederek eleştirenler bulunmaktadır.
Burada temel soru “kimin özgürlüğü”sorusudur?
2. Her ülkedeki geleneksel yasalar,
8
2
5/7/16
MONTESQUIEU
—
—
—
—
MONTESQUIEU
— İngiltere’de geleneksel ve feodal güçler parlamentoda temsil
Yönetim biçimleri:
Gönlünü Antik Yunan ve Roma Cumhuriyetlerine
kaptırmıştır: Halkı “siyasal erdem” sahibi, siyasal olaylar
hakkında bilgili ve ilgili
Kendi zamanındaki cumhuriyetlerde böyle bir siyasal erdem
yok bu nedenle o dönemdeki gibi özgürlüklerde yok
Ancak “siyasal erdem” kolay sağlanamayacağına göre
İngiltere’deki gibi yönetimin doğru olarak örgütlenmesi
yoluyla inşa edilecek bir siyasal sistemde özgürlükler yeniden
canlanabilir umudunu taşımakta
9
ediliyor.
— Meclis bir danışma organından çok bir yasama organı gibi
dolayısıyla krala karşı özgürlükler savunuluyor.
— Fransa’da ise ar acı kurumlar (soylular, feodal beyler, kent-kasaba
komünleri vb.) iptal edildiği nden özgürlük ler kral tarafından
kolaylıkla sınırlandırılabiliyor
— Aristokrat ve soylular yönetimindeki ara kurumları da kapsayacak
şekilde özgürlüklerin korunabileceği bir yöntem olarak İngiliz
yöntemini beğenmiştir. İngiliz anayasası üzeri nden Fransa’ya
model geliştirmeye çalışmıştır (bir sıkıntı var mı bu durumda??)
10
MONTESQUIEU
—
MONTESQUIEU
Yönetim biçimleri
—
— Cumhuriyet: Monarkın bulunmadığı, demokrasi aristokrasi
— İngiliz anayasasındaki yasama ve
yürütmenin ayrılığının
despotluğu önleyeceği düşüncesinde
— İngiliz anayasasını n yanı sıra Roma’dan beri dile getirilen “kar ma
anayasa” “karma yönetim” fikirlerinden de etkilenmiştir.
— Kuvvetler ayrılığı fikri daha sonra burjuva devrimleri başarılı
olunca oldukça rağbet görmüş Fransa, ABD anayasalarında
(yasama, yürütme, yargı) şeklinde yer alacaktır.
— Günümüzde halen 1982 anayasası dahil pek çok ülkenin
anayasasında bu hükümler yer almaktadır.
karışımı bir yönetim. Uyrukların siyasal erdemine dayanı r.
Küçük ülkeler
— Monarşi: Mutlak monarşiden farklı olarak bir tür meşruti
monarşiyi (parlamenter monarşi) amaçlar. Bu yönetimde kralla
halk arasında aristokratlar, komünler vb aracılar bulunur.
Soyluların onur duygusuna dayanır. Orta büyüklükte ülkeler
— Despotluk: Mutlak monarşi. Halk ile kral arasında aracı
kurumlar ın bulunmadı ğı, kralın yasalara bağlı olmadı ğı keyfi bir
yönetim tarzı. Uyrukların korkak veya köle ruhlu oluşuna
dayanır. Büyük ülkeler.
11
KuvvetlerAyrılığı
12
3
5/7/16
JOHN STUART MILL (1806-1873)
—
—
—
—
—
—
—
—
—
—
—
JOHN STUART MILL
İngiliz düşünür ve siyasetçi
Faydacılık okulunun kurucusu Jeremy Bentham ve bu okulun ileri gelenlerinden
babası James Mill tarafından yetiştirildi
Daha 3 yaşındaYunancayı 8 yaşında Latinceyi öğrendi
Çocuk yaşta eğitimde önemli mesafeler aldı
Sonra milletvekilliği de yaptı
Liberal düşüncenin önemli savunucularından
Faydacılık okulunda yetişti ama yazınları onu aşmıştır
Faydacılığın yanında Alman Romantik felsefesi, Comte pozitivizmi ve
Tocqueville’in çoğulcu yaklaşımından etkilendi
Hiçbirine tam teslim olmadı
Olumlu taraflarını alarak bütüncül bir felsefeye ulaşmaya çalıştı
Farklı hatta çelişen kaynaklardan faydalandığı için kimilerince “tutarsız” ve
“sistemsiz” bir felsefe geliştirmekle eleştirildi
13
— Faydacılık Anlayışı
— Bentham’a şiddetli eleştiriler yöneltir
— Bentham
— felsefesinin temeli insandaki evrensel “haz” ve “elem” güdülerine dayanır
— İnsanın tüm davranışları insanda motor gibi bulunan haz ve elem güdülerinin
etkisi altındadır
— Temeli insan bedeni olduğu için her yerde durum aynıdır
— Toplumsal iyi ve doğrunun ölçüsü de haz ve elem
— Peki insanlar arasında değişen haz ve elemde kimin haz ve elemini referans
alacağız?
— Bentham’ın cevabı “çoğunluğun”
— Çoğunluğun kabul ettiği değerler ahlaken ve hukuken doğru olan değerlerdir
— Devletin varlık nedeni de çoğunluğun tercihini esas alarak bireylere mutluluk
sunmaktır
— Yani devlet, çoğunluğun yararı doğrultusunda hareket eden bir kurumdur
14
JOHN STUART MILL
JOHN STUART MILL
— Faydacılık Anlayışı
—
—
—
—
—
Liberal düşünceye katkısı özgürlük konusundaki çalışmasıyla olmuştur
Toplumun bütünü değil tek tek birey önemli
Toplumsal gelişme ve mutluluk ancak bireysel gelişme ve mutlulukla mümkün
Bireyleri özgür olmayan toplum gelişemez ve medeniyetin bir unsuru olamaz
Hem kişisel hem toplumsal gelişmenin yolu özgürlükten geçer
Özgürlük, salt yarar sağlayan bir değer değil
Özgürlük aynı zamanda ahlaki ve insani açıdan da gerekli bir değer
Düşünce ve ifade özgürlüğü, bugün kestiremeyeceğiniz kadar yararlı sonuçlarını
bugün olmasa bile ileride mutlaka gösterir
— Bu bakımdan düşünceyi ve ifadeyi susturmak insanlığa en büyük kötülük
— Bugün tehlikeli kabul edip susturduğumuz düşünce gerçekte belki de en doğru
düşüncedir ve insanlığa yarar sağlayabilir
— Örneğin Hz. İsa, getirdiği fikirlerden dolayı çarmıha gerildi ama bugün milyarlar
onun yolunu takip ediyor
— İnsanlar farklı sosyo-kültür el ş artlarda yaş adık lar ına v e fa rklı d eneyi mlere s ahip
olduklarına göre doğal olarak daha farklı zevklere sahiptirler
— Hatta insanda ahlaki değerler maddi fayda sağlayan değerlerden
daha üstündür
— “Doymuş bir apt al o lmaktans a, ölüm e m ahkum olmuş b ir Sokrates o lmayı t erc ih
ederim” der
—
Özgürlük
—
—
—
—
—
—
—
—
Mill’de zevk ve elem kavramlarını önemser
Ancak toplumsal ve siyasi sonuçları itibariyle Bentham’dan köklü biçimde
ayrılır
bu anlayışa 2 noktada eleştiri yöneltir
1.Hazların evrensel ve materyal oluşu fikri
2.Çoğunluğun tercihi ilkesi fikri
— Tek kişinin tercihi bile kendi içinde geçerli vedeğerli
— Çoğunluğun yararını esas alarak azınlığı bastıramayız
— Bu insanlığa yapılacak en büyük kötülük
15
16
4
5/7/16
JOHN STUART MILL
—
JOHN STUART MILL
Özgürlük
—
— Toplumun hem kurucu gücü hem de değişim dinamiği insan zihnidir
— Zihnin ürünü olan düşünce ve bunun özgürce ifadesi ve tartışılması, toplumun
—
—
—
—
—
—
—
—
—
19
— Özgürlüğe modern dünyada 2 tehdit var
— Kamuoyu baskısı
— Sınırlandırıcı yasalar
— Yaşadığı dönemde çoğunlukçu demokrasi, çoğunluğu sağlayan
ve tarihin değişim gücünü oluşturur
Bu nedenle düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlandırılması kabul edilemez
Ancak eylem özgürlüğü ile ilgili bir sınır vardır
İnsan davranışlarını 1- “kendini” ilgilendiren 2- “başkasını” ilgilendiren
davranışlar olarak 2’ye ayırır
Kendini ilgilendiren davranışlarda insan kendisinin efendisi ve yegane egemendir
Kendisiyle ilgili tüm kararları verebilir
Buna karışma ve müdahale hakkı kimsede yok
Başkasını ilgilendiren davranışlarda ise başkasına zarar verecek noktaya gelinceye
kadar özgür olunmasını savunur
Eylem özgürlüğünün sınırı, başkasının özgürlüğünün tehlikeye düştüğü noktadır
Bu tehdit ancak somut bir tehdide dönüştüğü zaman sınırlandırılabilir
17
Özgürlük
kamuoyunun sesine daha fazla kulak vermekteydi
— Bu nedenle, çoğunlukçu kamuoyunun azınlıkta kalan düşünceler
üzerine kurduğu baskıyı modern dünyayı bekleyen tehlike
olarak görür
18
JOHN STUART MILL
JOHN STUART MILL
— Özgürlük
— Faydacılık okulunun etkileri bazı özgürlük konusundaki düşüncelerine
yansımıştır. Özgürlük konusunda Locke gibi liberallerden ayrılır
— Klasik liberaller “başkasının özgürlüğü tehlikeye düşmedikçe insana
müdahale edilmemeli” der
— Mill ise özgürlüğü “insanın talep ettiği şey” olarak tanımlar
— Bu tanım müdahaleye kapı açar
— Özgürlüğün bir boyutu insanın talep ettiği ancak elde edemediği şey
ise, birinin bunu o insana vermek için için müdahalesi meşru hale
gelir
— Örneğin köprüden karşıya geçmeye çalışan biri sağ salim geçmek
istiyor. Ama köprünün çökeceğini biz biliyorsak ona müdahale ederek
köprüyü kullanmasına izin vermeme hakkına sahibiz
— Benzer şekilde medeni olmayan bir toplumu medenileştirmek için
ona müdahaleyi meşru görür (istibdada kapı açar)
— Demokrasi Anlayışı
— Demokratik sistemi hararetle savunur
— Özgürlüğü mümkün kılan siyasi sistem= liberal demokratik sistem
— Sadece demokratik bir yönetim içinde bireyler kendi iyilerini ve
çıkarlarını arama özgürlüğüne sahip olabilir
— Toplumsal mutluluk ve zenginlik tek tek bireylerden geçtiğine göre
— Demokratik sistem, hem zenginlik hem mutluluk oluşturabilen tek
sistem
— Hava canlılar için ne ifade ediyorsa; siyasi özgürlük de insanlar için o
anlam ifade ediyor
— Siyasi özgürlükse sadece buna müsait olan siyasi sistem olan
demokraside var
20
5
5/7/16
JOHN STUART MILL
JOHN STUART MILL
— Demokrasi Anlayışı
— İnsanlar demokratik sistem içinde kendi çıkarlarını gözeterek tercihte
bulunuyorlarsa da
— Onları toplumun tümüne karşı sorumlu tutan ahlaki sorumlulukları
var
— Bir toplumun demokrasiye yönelmesiyle siyasi sistem düzensizliğe ya
da anarşiye doğru yol almaz
— Aksine çeşitlilik içinde karşılıklı rızaya dayalı dinamik bir ahenk ve
birliktelik oluşturur (Alexis de Tocqueville den esinlenerek)
— Buradan hareketle toplumsal çeşitliliğin ve farklılığın önemine vurgu
yapar
— Özgürlük ancak çeşitliliğe açık bir toplumda yaşatılabilir
— Toplumun tek bir sese ve renge dönüştürüldüğü yerde özgürlüğün de
yeri yok
— Demokrasi Anlayışı
— Kadınların seçme ve seçilme hakkını desteklemiştir. Bu konuda
yazdığı Kadınların İkinciliği adlı kitabıyla aktif destek vermiştir.
— Eşit oy hakkı yerine “çoğul oy” ilkesini savunmuştur. Eğitimli
eğitimsiz eşit olmamalı demektedir.
— Klasik liberallerin aksine, bazı noktalarda devlet müdahalesini gerekli
görür
— Hem bireyi özgürleştirmek ve medenileştirmek hem de
demokrasinin niteliğini geliştirmek üzere devlete görev verir
— Devletin, ekonominin yanı sıra eğitime de el atmasını ister
— Kitlelerin eğitim düzeyini yükseltme görevi devletin
— Ekonomi ve eğitim konusunda devlet müdahalesine kapı aralamasına
rağmen özgürlük konusundaki tutumuyla liberal gelenek içinde yer
almayı hak eden filozoftur
21
22
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
(1899-1992)
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
— Liberalizmin 20. asırdaki en önemli savunucusu
—
— Viyana doğumlu İngiliz kökenli
— Negatif özgürlük-Pozitif özgürlük ayrımı
— Klasik liberaller negatif özgürlük ister
— Hiçbir dışsal aktörün insan üzerine müdahil olmaması, insanın kendi
kendinin efendisi olmasını anlatır
— İnsanı kendi kendiyle baş başa bırakır
— Pozitif özgürlük
— İnsana müdahale ederek özgürlüğünü sağlamayı öngören bir
düşüncedir
— Eğitim, kültürleşme ve sosyalleşme yoluyla bireyin kapasitesini
geliştirmeyi, onu aktif ve katılımcı bir sosyal aktör haline getirmeyi
öngörür
— Bu fikirleri kullanan Hayek kendi özgürlük tanımını iki kavramı
açıklayarak tanımlar:
— Avusturya’da, İngiltere’de ve ABD’de dersler verdi
— İktisatçı, hukukçu ve siyaset bilimci
— Liberal iktisadın inişe geçtiği 1930’lardan 1992 yılına kadar devletçi
ekonomiye karşı şiddetli muhalefet etmiştir
— Serbest piyasayı savunmuştur
— Faşizm ve sosyalizm gibi totaliter sitemlere muhalif
— 1974 Nobel Ekonomi ödülünü almıştır
— Klasik liberal çizgidedir ama bazı fikirleri muhafazakarlarla aynı paralelde
— Bu yüzden bazıları hem liberal hem de muhafazakar bir filozof olarak
kabul eder
23
Özgürlük ve Zorlama
24
6
5/7/16
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
— Özgürlük ve Zorlama
—
— Hayek’e göre 2 özgürlük var
— Bir şeyden özgür olmak (fredoom from)
—
—
— Bir şeye özgür olmak (freedom to)
o Pozitif özgürlüğe kapı açar
—
— 3 özgürlüğün altını çizer: siyasi özgürlük, ekonomik özgürlük ve öznel
—
—
—
—
—
—
—
—
özgürlük
Siyasi özgürlük: bireyin katılımına ve siyasi güç elde etmesine işaret eder
Bu özgürlük anlayışını eleştirir: insanlar siyasi katılma ile bazen Hitler gibi
birini başa getirebilmektedirler
Mal mülk edinme ve ekonomik özgürlüğü de yetersiz görür
Öznel özgürlük: kişinin kendi tutkularının esiri olması
Onun özgürlük anlayışı “bir şeyden özgür olmak” (freedom from) fikrine
dayanır
Yani tam anlamıyla negatif özgürlüğü savunur
25
—
—
—
—
—
Zorlama,kişiye her türlü müdahaleyi ve kısıtlamayı içerir
Kişinin lehine bile olsa kendisine yönelik bir müdahale zorlama anlamına
gelir
Özgürlük,zorlamanın olmayışıdır
Özgürlük: kişinin dış faktörlerin fiziksel ya da psikolojik zorlamasına
maruz kalmaksızın kendi kendinin efendisi olmasıdır
Bu anlamda sivil ve siyasi özgürlük anlamında fark yok
Her ikisi de bireyin dışsal müdahaleye maruz kalmamasına işaret eder
Özgürlük,kolektif bir anlam içermez
Yani özgürlük,bir gruba ya da bir topluma ait değer değildir
Bireye aittir ve birey için gerekli
Özgür olmak için: herhangi bir fiziksel ya da psikolojik engele maruz
kalmaksızın kendi planlarını, tercihlerini, ve seçimlerini gerçekleştirmesi
gerekir
26
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
—
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
Özgürlük ve Zorlama
—
—
—
—
—
—
—
—
27
Özgürlük ve Zorlama
—
Avrupa tarihi özgürlükle tutsaklığın tarihi
Özgür Avrupa için zorlamayı kaldırıcı ekonomik ve siyasi bir anlayışa
sahip olmak gerekir
Siyasi ve ekonomik yaşamın temel amacı, birey üzerindeki zorlayıcı
etkileri kaldırmak olmalı
Her zorlama tümüyleyok edilemesede minimum düzeye indirilmeli
Zorlamanın yoğunlaştığı kurum modern toplumda devlet
Devletin birey üzerindeki etkisi bu nedenle minimuma indirilmeli
Devletin birey lehine olsa bile müdahalesi onun insani kapasitesini
köreltmek veyok etmeklesonuçlanabilir
Bu nedenle de devlet müdahalesi kabul edilemez
Özgürlük ve Zorlama
—
—
—
—
—
—
—
—
Devlet 2 yoldan sınırlandırılmalı
1-Devleti hukukun altına çekerek
2-devleti ekonomik yapının içinden çekip alarak
Bu şekilde devletin birey üzerindeki etkinliğini azaltabiliriz
Hukukla sınırlandırılamayan bir devlete hükmeden yöneticiler bir eşkıya
grubundan farksız
Onlar gibi keyfi ve cebre dayalı biçimde yönetilirler
Müdahaleci ekonomiler yeni bir kölelik sistemi oluşturmakta (KölelikYolu)
Hem sosyalist ekonomileri hem de karma ekonomileri eleştirir
28
7
5/7/16
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
—
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
— Kendiliğinden Düzen
Kendiliğinden Düzen
—
—
—
—
—
Laissez faire anlayışından farksızdır kendiliğinden düzen
Kendiliğinden düzen, herhangi bir planlamanın sonucunda değil,
insanların yoğun ilişkilerinin ve karşılıklı etkileşimlerinin beraberinde
getirdiği bir sonuç
Kendiliğinden düzen insan yaşamının tüm aşamaları için geçerli
Ekonomik yaşamda olduğu gibi siyaset, kültür, sanat, dil, hukuk
alanlarında vehatta ahlaki değerler sistemindegeçerli
Tüm bu yaşam alanlarının kendi haline bırakılmasın ve kendi doğasına
göre şekillenmesine izin verilmeli
— Toplum, kontrol
—
—
—
—
—
edemeyeceğimiz sınırsız sayıdaki karşılıklı ilişki ve
etkileşime dayanan kompleks bir yapıdır
Bu yapıyı bir mühendis gibi planlayıp ayarlayamayız
İnsanların kendi amaçları doğrultus unda tek tek geliştirdikleri ilişkinin
sonucunda toplumun tümü için iyi olan bir düzen kendiliğinden ortaya çıkar
Bireyler kolektif sonucunu düşünerek bir eyleme başlamaz
Fakat müdahale edilmediğinde bireylerin tekil eylemlerinden herkes için iyi
olan genel bir düzen oluşur
Bunun için otorite sahiplerinin sınırsız biçimde yetkilendirilmesine gerek yok
— Toplum kolayca tasarlanıp planlanan bir şey değil
— Esas anarşi ve düzensizlik planlama çabası olursa ortaya çıkar
— Devletin, siyasi otoriteyi kullanarak tüm insanlar üzerinde tahakküm kurması
ve sınırlandırma yapması esas olarak düzensizliğin ve anarşinin kaynağıdır
29
30
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
—
Kendiliğinden Düzen
—
—
—
—
—
—
31
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
—
Kendiliğinden Düzen
—
“kurgulayıcı akıl” projesinekarşıdır
Kurgulayıcı akıl, toplumu cansız bir varlık görür veonu tepeden inmebir
anlayışa dizayn etmeye çalışır
Bu, ahlaken yanlış olduğu gibi sonuçları itibariylede yanlıştır
Bu bazı insanların, siyasi otoritenin gücünü kullanarak toplumsal yaşamı
düzenlemeye, planlamaya çalışması, sınırsız sayıdaki ilişkileri kendi
tercihleri doğrultusunda kontrol altına almaktan başka bir sonuç
doğurmaz
Değişim devrim yoluyla değil, toplumların doğal evrimi içinde
kendiliğinden olmalı
Her toplum doğal evrimi içinde işlevini yitiren kurumları ve değerleri
yenisiyle değiştirerek kademeli bir şekilde değişir (muhafazakar söylemi)
—
—
—
—
—
—
—
—
Planlı ekonomi modelini savunan sosyal adaletçi anlayışa karşı eleştirisi bu
noktada yoğunlaşır
Dağıtımcı adalet adalet getirmediği gibi gerçek anlamda adaletsizliğin de
yolunu açar
Çünkü bu mekanizma bir sınırlama ve zorlamaya dayanır
Bu da hem üretkenliği öldürür hem deadaletsizliğin yolunu açar
Bu nedenle serbestpiyasa ekonomisi üzerinde ısrarla durur
Gerçek adalet piyasadaki ilişkilerin sonucunda ortaya çıkar
Adalet, piyasaya girmeden planlanan bir şey değil, yoğun ilişki yumağının
sonucunda kendiliğinden ortaya çıkan sonuçtur
Adalet anlayışı “hakkaniyet” ilkesinedayanır
Herkes serbest piyasa ekonomisi içinde performansı ölçüsünde hak
ettiğini alamsını öngören adaletanlayışı
32
8
5/7/16
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
—
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
— Hukukun Üstünlüğü İlkesi
Hukukun Üstünlüğü İlkesi
—
—
—
—
—
—
—
—
— Yasalar, toplumu tasarlamak veya planlamak işlevi amacıyla yapılmaz
— Yasalar, “ne yapmamız” gerektiğini değil “nasıl yapmamız” gerektiğini
Temel hakların kaynağı doğal hukuktur diyen Locke’a katılmaz
İnsan haklarının kaynağının evrensel hukuk kuralları olduğunu düşünür
Evrensel hukuk kuralları, insanlık tarihinin doğal evrimi içinde gelişmiş
olan normlardır
Bu normlar toplumların gerçekleştirdiği yasalarda somutlaşır
Ancak, yasalar hukuk kurallarını bir kenara bırakamazlar
“yasa” ile “hukuk” arasında ayrım yapar
Yasa= toplumun ihtiyaçlarına göre yapılan düzenlemeler
Hukuk= insanın hak vehukukunu belirleyen genel ilkeler
33
anlatmalı
— Yani yasalar, bireylere belli hedefler, değerler ya da dünya görüşleri dayatan
kurallar olmamalıdır
Özgürlüğün önünü açıcı, özgürlüğü kolaylaştırıcı ilkeler olmalıdır
Yasalar, trafik kuralları gibidir Hayek’e göre
Gideceğimiz noktaya hangi kurallara uyarak varmamız gerektiğini gösterir
Yasalar açık ve net olmalı
Herkes aynı yasadan aynı anlamı çıkarabilmeli
— Yasa ile özgürlük arasında ilişki kurar
— Özgürlüğün yasaların çerçevesi içinde yaşadığını düşünür
— Yasaların özgürlüğün önünü açıcı nitelikte olması gerektiğini söyler
—
—
—
—
—
34
FRIEDRICH AUGUST VON HAYEK
—
Hukukun Üstünlüğü İlkesi
—
—
—
—
—
35
LİBERALLER SONUÇ
—
Devleti sınırlandıran 2 şey
o Serbest piyasa ekonomisi
o Hukukun üstünlüğü
Hukukun üstünlüğü anlayışı, hukuksal prensipleri bir toplumdaki en
üstün değer olarak kabul eder
Bununla birlikte, devlet yöneticilerinin inisiyatifinin yanı sıra, siyasi
kurumları vedeğerleri dehukukun altına çeker
Devlet hukukun üstünde değil aksinealtında yer alır
Hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesi için
— yasalar açık ve net olmalı,
— herkes hukuk önündeeşit olmalı,
— hukuksal kuralların devletin üstündeolması gerekir
—
—
Kısacası liberaller, devletin insan yaşamında olabildiğince az
yer alamsı gerektiğini savunurlar
Toplumsal mutluluk, ahenk ve düzeni: devlet otoritesinde
değil,
Bireylerin tekil eylemlerinin sonucunda ve buna uygun
toplumsal ve ekonomik yapıda ararlar
36
9

Benzer belgeler

AHLAK FELSEFESİ NEDİR

AHLAK FELSEFESİ NEDİR — Peki insanlar arasında değişen haz ve elemde kimin haz ve elemini referans

Detaylı

john stuart mıll düşününde bireyin özgürlüğü

john stuart mıll düşününde bireyin özgürlüğü insanların yoğun ilişkilerinin ve karşılıklı etkileşimlerinin beraberinde getirdiği bir sonuç Kendiliğinden düzen insan yaşamının tüm aşamaları için geçerli Ekonomik yaşamda olduğu gibi siyaset, kü...

Detaylı

HAYEK, Friedrich August von (1899–1992)

HAYEK, Friedrich August von (1899–1992) Kendiliğinden düzen, herhangi bir planlamanın sonucunda değil, insanların yoğun ilişkilerinin ve karşılıklı etkileşimlerinin beraberinde getirdiği bir sonuç Kendiliğinden düzen insan yaşamının tüm ...

Detaylı