enerji sektörümüzün pozitif görünümü

Transkript

enerji sektörümüzün pozitif görünümü
editör
Bu defa da “Merhaba sevgili okurlarımız, bu sayımızda da y
EK­SEN
Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Ad›­na im­ti­yaz sa­hi­bi ve So­rum­lu Ya­z› ‹fl­le­ri Mü­dü­rü
Tu­ran Türk­men tu­ran@ek­senltd.com
Ge­nel Ya­yın Yö­net­me­ni: Prof. Dr. Ya€­mur De­niz­han de­niz­han@bo­un.edu.tr
Rek­lam ve Halk­la İlişki­ler Md.: Bir­sen Sal­man bir­sen@ek­senltd.com
Ya­yın Ku­ru­lu:
Prof. Dr. Ab­dül­ka­dir Er­den / At›­l›m Üni­ver­si­te­si Mekatronik Müh.Böl.Bşk.
Prof. Dr. Me­tin Gö­ka­flan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Ga­lip Can­se­ver / Y.T.Ü. Elek­trik Elek­tro­nik Müh. Fak. Dek.
Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@ek­sen­med­yag­rup.com
Ya­yın Da­nış­man­la­rı:
Prof. Dr. Ali­nur Bü­yü­kak­soy / Geb­ze ‹le­ri Tek. Ens. Rek.
Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl.
Prof. Dr. Er­sin Tu­lu­nay / OD­TÜ
Prof. Dr. Gök­sel De­mi­rer / OD­TÜ Çev­re Mü­hen­dis­li­€i
Prof. Dr. Gü­ven Ön­bil­gin / 19 Ma­y›s Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Mü­bec­cel De­mi­rek­ler / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Mu­am­mer Er­mifl / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Sa­vafl Ay­berk / Ko­cae­li Ü. Çev­re Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Tun­cel Öz­den / TÜ­B‹­TAK Enst. Ana­liz Lab. Böl. Bflk.
Prof. Dr. U€ur Çel­tek­li­gil / Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Se­ta Bo­gos­yan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl.
Prof. Dr. Yu­suf Tan / Bo­€a­zi­çi Ü. Me­di­cal En­gi­nee­ring
Prof. Dr. Ke­mal Leb­le­bi­ci­o€­lu / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Doç. Dr. ‹. Hak­k› Çav­dar / Ka­ra­de­niz Tek­nik Ü.
Doç. Dr. Yu­suf A. Us­ka­ner / Öz­çe­lik A.fi.
Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl.
Yrd. Doç. Dr. Si­bel Ulu­da€ De­mi­rer / Çan­ka­ya Ü. End. Müh. Böl.
Dr. Meh­met Çe­vik / Dal En­gi­nee­ring
Dr. Müh. Ah­met Din­çer / Bosch Rex­roth A.fi.
Sevtap İnan / Sie­mens
M. Cenk Ceylan / Rock­well Oto­mas­yon
Levent Fadıloğlu / Schnei­der
Cen­giz Me­riç / Hi­pafl
Emin Ol­cay / Ak­bil A.fi.
Çağrı Hekimoğlu / Esit
Gök­tu€ Gür / Schnei­der
H. Cen­giz Ce­lep / En­tek Otomasyon
Ha­san Bas­ri Ka­ya­k›­ran / Emf Motor
‹b­ra­him Er­kan Ye­nel / Norm Ener­ji
‹s­ma­il Obut / Hid­ro­ser
Mahmut Bertan / We­id­mül­ler
Ni­ya­zi Sa­r›­ma­den / Me­del
Oral Av­c› / Pio­mak
Öz­kal Gü­ner / Schnei­der Elec­tric
Se­dat Sa­mi Öme­ro€­lu / E3Tam
Gökhan Yücel / Phoe­nix Con­tact
fiah­nur Aga­ik / GSD
Osman Kutan / ABB
Ta­lat Av­c› / P›­nar Müh.
T. Ha­kan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk.
Tun­cay Soy­dafl / Fes­to
Ya­vuz Ço­pur / Pilz
Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik
Tolga Bizel / Mitsubishi Electric
Hakan Aydın / Mitsubishi Electric
Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik
Tunç Atıl / HKTM
Tek­nik Edi­tör:
Edi­tör:
Gra­fik Ta­sa­rım:
Emeç Erçelik editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Alper Öz editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Taluy Denizhan info@ek­sen­med­yag­rup.com
Şükran Pala sukran@ek­sen­med­yag­rup.com
Ülgen Güneş ulgen@ek­sen­med­yag­rup.com
Artun Armutcu artun@ek­sen­med­yag­rup.com
Esra Satır esra@ek­sen­med­yag­rup.com
Reklam Koordinatörü:Ca­hi­de Av­flar De­mir
ca­hi­de.av­sar@ek­sen­med­yag­rup.com
Turan Türkmen
Halkla İlişkiler
ve Tanıtım:
Onur Narinoğlu onur@ek­sen­med­yag­rup.com
Abo­ne ve Ma­li İşler: Şerife Yılmaz finans@ek­sen­ltd.com
Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@ek­sen­med­yag­rup.com
Tem­sil­ci­lik­le­ri­miz:
Ne­jat Cofl­kun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹N­G‹L­TE­RE in­fo@ne­jat­de­sign.co.uk
Me­tin Ya­vuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - AL­MAN­YA me­tin.ya­[email protected]
‹z­mir Tem­sil­ci­li­€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30
Mer­kez: EK­SEN Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Mefl­ru­ti­yet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440
Be­yo€­lu-‹s­tan­bul / TÜRKİYE
Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24
E-ma­il: in­fo@ek­sen­med­yag­rup.com www.ek­sen­med­yag­rup.com
Bas­kı: Doğa Basım
Yıl­lık abo­ne­lik: 100.- TL.
Yıl­lık yurt­dışı abo­ne­lik: 100 Eu­ro
En­düs­tri ve Oto­mas­yon Yay­g›n sü­re­li bir ya­y›n­d›r, Ay­da bir ya­y›n­la­n›r
Der­gi­miz­de yer alan ilan­la­r›n so­rum­lu­lu­€u ilan ve­ren­le­re, ma­ka­le­ler­de­ki
fi­kir­ler ve yo­rum­lar ya­zar­la­r›­na ait­tir.
Tüm hak­la­r› Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k’a ait olup, izin­siz kul­la­n›­la­maz ve ya­y›n­la­na­maz.
Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k; ba­s›n ve ya­y›n­c›­l›k il­ke­le­ri­ne uy­ma­y› ta­ah­hüt eder.
ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ
ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ÜYESİDİR.
13
TEKNOLOJİDE YENİLİKLER
TEORİ ve UYGULAMALAR
■ Buck
28
Çevirici İçin PID Kontrolör Tasarımı
■ F28335
DSP ile Doğru Akım Motorunun
Hız ve Konum Denetimi
■ Direksiyonda Kimse Yok:
Hayatımızı Yöneten Algoritmalar
50
ÜRÜN ve UYGULAMALAR
Bosch Rexroth
Akıllı Yazılım Fonksiyonları,
Üretkenliği Artırır Ve Know-How’ı Korur
■ Rexroth’un
■ Liman
Pilz
Lojistiğinde Yeni Standartlar
Phoenix Contact
Makine Üzerinde
Çok-İstasyonlu Operasyon
Esnek, Ekonomik ve Güvenilir
Netes
■ Fluke Dört Kanal ScopeMeter®
190 Serisi II Tanıtımı El tipi Skop
Performansının Çıtası Artık Daha
Da Yüksek!
■ Doğrudan
34
SÖYLEŞİ
“Türkiye Pazarı, Otomasyon Alanında
Halen Emekleme Evresinde.”
NACHI
■ “Bugünün Mükemmeli, Yarının Eksiğidir!”
E3TAM - ENOSAD
■
■ voestalpine
Böhler Welding Olarak,
Türkiye’de Operasyonlarımızı Büyütüyoruz
Böhler Welding Türkiye
96
Dosya ve Makale
■ Otomasyon,
Yeni Sanayi Devrimlerine
Zemin Hazirlıyor!
■ Enerji
■ Enerji
Sektörümüzün Pozitif Görünümü
Sektörümüzün Negatig Görünümü
■ Otomasyonsuz Fabrika Olmaz,
Peki Güvenliksiz Otomasyon Olur Mu?
■ Omron
Nx-Güvenlik Genişletilebilen,
Bağımsız Güvenlik Kontrolör Ailemiz
■ Schunk
Silindirik Parçalar için Pensli Ayna Modülü
120
ÜRÜNLER
■ Turck
Analog Sinyaller İçin Ultra
Kompakt Blok I/O
■ Pilz
Powerlink Bağlantısına Sahip PNOZmulti 2
■ Omron
Omron, Cp1 Plc Serisi İçin Yeni
Analog Ve Sıcaklık I/O Ünitelerini
Piyasaya Sürüyor
■ Bexkhoff
Pc Tabanlı Kontrol Ve Xts İle Kaynak
Tasarrufu Sağlayan Paketleme
■ Beckhoff
Beckhoff’un Ethercat I/O Sistemi
Genişliyor: Yeni I/O Çözümü
Orta Ve Yüksek Hacimli Üretim
Yapılan Standart Uygulamalarda
Verimi Arttırıyor
■ BR
Otomasyon
B&R Başarılı Power Panel Hmi Ailesini
Genişletiyor
144
HABERLER
■
■
■ KROHNE
“Sıcaklık Ölçüm Ürünleri” Seminerleri, Kocaeli ve Ankara’da
Gerçekleştirildi
■ Omron,
Mart Ayında İstanbul’daki
WIN Otomasyon veDubai’deki MEE
Fuarında…
■ Yüksek
Ölçü Aletlerinde Güvenlik
MAKELSAN, LevelUps Serisi
KesintisizGüç Kaynağı ile
13.TESİD Yenilikçi Ürün
Ödülünü aldı
Pilz Academy
Eğitimleri WIN
Otomasyon Fuarı’nda
■
Kaliteli Sürgü-Ray Üretimi
■
Viko’dan Üniversite Öğrencileri İle
Sinerji Buluşması...
Teori ve Uygulamalar
ENDÜSTRİ OTOMASYON
13
Teori ve Uygulamalar
14
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teori ve Uygulamalar
ENDÜSTRİ OTOMASYON
15
Teori ve Uygulamalar
16
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teori ve Uygulamalar
Teori ve Uygulamalar
ENDÜSTRİ OTOMASYON
21
Teori ve Uygulamalar
22
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teori ve Uygulamalar
ENDÜSTRİ OTOMASYON
23
Teori ve Uygulamalar
24
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teori ve Uygulamalar
Teknolojide Yenilikler
28
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teknolojide Yenilikler
ENDÜSTRİ OTOMASYON
29
Teknolojide Yenilikler
Teknolojide Yenilikler
30
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teknolojide Yenilikler
ENDÜSTRİ OTOMASYON
31
Söyleşi
“Türkiye Pazarı, Otomasyon Alanında Halen
Emekleme Evresinde.”
Birçok farklı alanda faaliyet göstermekte olan Nachi Europe GmbH, Türkiye’de
de etkin bir satış ağına sahip. Biz de Robot Departmanı Satış Müdürü Sayın
Oğuz Sert ile hem Nachi’nin konumu hem Türkiye’deki sanayi ve mühendislik
altyapısı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
E&O: Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Nachi’deki konumunuzdan bahsedebilir misiniz?
Oğuz Sert: NACHI firmasında Robot Departmanı Satış
Müdürü olarak görev almaktayım.
E&O: Okuyucularımıza Nachi’den bahsedebilir misiniz?
Oğuz Sert: NACHI firması 1928 yılında Toyama /
Japonya’da kurulmuş bir teknoloji firmasıdır. Birçok
sektör ve alanda üretimi vardır. Bu ürünlerin başlıcaları, hidrolik ekipmanlar, kesici uç ve matkap ekipmanları, rulman, özel çelikler ve robotlar olarak sıralayabiliriz.
E&O: Geniş bir ürün yelpazesine sahipsiniz. Ürünlerinizle hangi sektörlere hitap ediyorsunuz?
Türkiye’de verilen eğitim kalitesinin Dünya
ile rekabette yer alabilmesi için, eğitim ve
endüstriyel kurumların daha iç içe çalışmaları gerektiği inancındayım.
34
Oğuz Sert: Ürünlerimiz otomotiv, demir çelik, metal işleme, hidrolik iş makineleri, gıda, medikal vb. gibi sektörlere hitap etmektedir.
E&O: Yeni alanlara, sektörlere girmeyi planlıyor musunuz?
Oğuz Sert: NACHI firmasının hedeflerinde her zaman
yeni sektörlerde yer almak bulunmaktadır. Bu felsefe
ile her zaman, potansiyel gördüğümüz sektörlerle ilgili
çalışmalar yapmaktayız. Firma olarak her zaman kendimizi geliştirmeye çalışırız.
E&O: Çalışanlarınızın eğitim profiline dair bilgi verebilir
misiniz? Türkiye’de verilen mühendislik eğitimini Dünya
ile rekabete girişebilmek için yeterli görüyor musunuz?
Oğuz Sert: Çalışanlarımızın eğitim profilleri, yüksekokul ve üniversite mezunlarından oluşmaktadır. Şirket
içi eğitimlerimiz düzenli olarak yapılmaktadır. Bu sebeple çalışanlarımızın okudukları okuldan aldıkları eğitimin üzerine firmamızda aldıkları eğitimlerle hem kişisel gelişimleri hem de firmamız gelişimi açısından gerekli görmekteyiz. Türkiye’de verilen eğitim kalitesinin
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Söyleşi
Dünya ile rekabette yer alabilmesi için, eğitim ve endüstriyel kurumların daha iç içe çalışmaları gerektiği
inancındayım. Okullarda alınan eğitimlerin sadece teoride kalmamalı.
E&O: Araştırma Geliştirme, sadece yetişmiş eleman değil yetişmiş elemanlara gerekli alt yapıyı sunmayı da gerektirir. Türkiye’de AR-GE imkânlarına dair neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye pazarı, otomasyon alanında hâlen
emekleme evresinde. İleride ülkemizin daha
büyük yatırımlara açık bir ülke olmasından
dolayı, çok büyük potansiyelin var olduğunu
düşünüyoruz.
Oğuz Sert: Türkiye’de firmalar artık Ar-Ge’nin firmanın
geleceği için ne kadar önemli olduğunu görmeye başladılar. Bu sebeple artan AR-GE yatırımları ve devletimizin bu konuda firmalara verdiği desteklerle bu yatırımlar daha da ivme kazandı. Bu sürecin devam etmesi tek temennimiz.
E&O: Mühendislik eğitimi ve ülkenin AR-GE imkânlarına
bakınca, üniversiteler ile işbirliği yapmayı düşündünüz
mü? Sık dillendirilen üniversite-sanayi işbirliği çalışmaları kapsamında da projeleriniz oluyor mu?
Oğuz Sert: Özellikle robot bölümü olarak bu alanda çalışmalarımız oluyor. Eğitim kurumları için özel robot
eğitim setleri sunuyoruz. Üniversitelerden gelen etkinlik talepleri ile ilgili olarak da her zaman Nachi firması
olarak olumlu yaklaşıp mutlaka yer almaya çalışıyoruz.
E&O: Dünya’nın farklı ülkelerinde yer alan bir firma olarak diğer ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye pazarının ne
gibi avantajlarınız dezavantajlarınız oluyor?
Oğuz Sert: Türkiye pazarı, otomasyon alanında hâlen
emekleme evresinde. İleride ülkemizin daha büyük yatırımlara açık bir ülke olmasından dolayı, çok büyük
potansiyelin var olduğunu düşünüyoruz. NACHI Japonya da bu konuda bizimle aynı görüşte ve Türkiye’ye
ayrı bir önem veriyorlar.
E&O: İstanbul yaklaşık bir ay içinde iki önemli fuara ev
sahipliği yapıyor, WIN Metal İşleme Fuarı ve WIN Otomasyon Fuarı. Fuarların hem şirketler açısından hem
ülke pazarı açısından önemine dair düşünceleriniz nelerdir?
Oğuz Sert: Türkiye’de kaynak ve otomasyon fuarı denilince akla gelen tek isim WIN fuarlarıdır. Bu alanda çalışma yapan her firma WIN fuarlarında mutlaka
yer almak istiyor. WIN fuarlarının ülkemiz sanayisine
kattıkları azımsanamaz. Katılımcı her firma sundukla-
rı çözümlerle uygulamalarla doğru müşteriye bu fuarlar sayesinde ulaşabiliyor. Bize göre en etkili pazarlama stratejisi WIN fuarlarıdır.
E&O: Dünya “Endüstri 4.0” ya da telaffuz edilen bir diğer
adı ile “e-F@ctory”, sanayi devriminin sürecinin içinde
artık. Endüstri 4.0’a dair görüşleriniz nelerdir?
Oğuz Sert: 3. sanayi devrimi olan Elektronik kullanımından sonra 4. Sanayi Devrimi ile bilgisayarlaşma ve
ileri teknoloji kullanımının gelmesi kaçınılmaz bir durumdu. 4. Sanayi Devrimi’nin ülkemizde de etkilerini
kısa zamanda görebileceğimizi ve bunun üretim sanayimize olumlu etkilerinin olacağını düşünüyoruz.
E&O: Ürün çeşitliliğinize ve niteliklerine bakınca, Nachi ürünleri ve çözümleri ile Endüstri 4.0’a hazırdır diyebilir miyiz?
Oğuz Sert: NACHI firması 4. Sanayi Devrimi’nde yer
alma planını uzun zaman önce başlatmıştı. Firmamız
bu ve bundan sonraki tüm gelişmeleri yakından takip
ederek, kendini geliştirmeyi ilke edinmiştir.
E&O: Eklemek istedikleriniz var mı?
Oğuz Sert: Nachi firması olarak bizlere bu çalışmada
yer verdiğiniz için teşekkür ederiz.
E&O: Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Nachi Europe GmbH’yi yakından tanıyalım:
Ana şirket olan Nachi-Fujikoshi, 1928 yılında kurulmuş
olup, bugün çok çeşitli alanda üretim yapmaktadır. Bu
alanlar, aletler, makine takımları, ultra-hassas takım-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
35
Söyleşi
lar, güç tasarrufu ve otomasyonlu üretim hatları için
üretilmiş robotlar gibi ürünleri içermektedir. Rulmanlar ve hidrolik ekipmanlar gibi basit ürünler ise diğer
örneklerdendir. Şirketin uzmanlık alanı, özel çelik ve
ısıl işlem ekipmanları gibi ürünlere kadar uzanmaktadır. Nachi-Fujikoshi, sanayi için vazgeçilmez teknolojileri ve ürünleri, geniş kapsamlı bir şekilde sağlamaktadır. Nachi-Fujikoshi´nin Avrupa Pazarı için ana çalışma üssü, Avrupa’da anahtar stratejik bölgesi olan,
Almanya’da kurulu Nachi Europe’tur. 1967’de kurulduğundan beri, Nachi Europe GmbH, Avrupa’nın çeşitli yerlerine tüm Nachi ürün serisini dağıtmak için ana
dağıtım bölge avantajına sahiptir.
sasiyet makineleri, giyotinler ve robotlar yer almaktadır. Bu ürünler pek çok farklı elektronik aygıtlar ve teçhizatlarda kullanılmaktadır. Video kameralar, TV setleri ve birçok ürünle optik haberleşme sistemleri ve sabit sürücüler için manyetik kafa imalatında elektronik
sektöründe ultra-hassas makinelerimiz kullanılmaktadır. Nanometre olarak DVD aygıtları için lenslerle birlikte sayısal kameralar için kalıplar ve TV setleri için
sıvı kristal elemanlar için montaj parçaları tedarik etmektedir. Ayrıca, TFT monitör imalatı için temiz-oda
(toz ve bakteriden arındırılmış ortamda) robotlar üretmektedir. Bu robotların özelliği yüksek kalitede çalışma ortamı sağlamaktır.
Nachi Europe GmbH, Fransa, İtalya ve İspanya gibi
ülkelerdeki satış üsleri ile, satış ağını her geçen gün
güçlendirmekte; bu amaçla, anında tedarik ve yoğun
destek hizmetleri sağlamak için çalışmaktadır. Nachi
Europe GmbH, küresel çapta sınaî müşterilerine yenilikçi ürünler ve hizmetler sunmakta ve sınaî transmisyon imalat, vinç, madencilik ve kâğıt sektörüne özel
önem vermektedir. Kapsamlı bir ürün evraklarıyla ve
etkin hizmetlerle, Nachi Europe GmbH transmisyon
imalatı alanında tercih edilen iş arkadaşları olmaktadır.
Nachi Europe GmbH, müşterilerinin ihtiyaçlarına uyarlanmış çözümler de geliştirmektedir. Otomotiv sektörüne motorlu araçlar ve parçalar tedarik eden Nachi
Europe GmbH bu sektörde dünya çapında en büyük
pazar payına sahiptir. Bu iş sektöründeki ana ürünler
arasında montaj hatları ve tekli motorlu araç parçaları
yer almaktadır. Montaj hatları normal istihdam sayısını azaltmaktadır. Burada farklı görevler yapabilen, yani
kaynakçı robotlar, boya püskürten robotlar ve montaj
yapan robotlar imal edilmektedir. Motorlu araç parça
sektöründe rulmanlar, yataklar, klima sistemleri için
özel rulmanlar, dişli ve motorlu parçalar ve debriyaj
rulmanları yer almaktadır. Nachi Europe GmbH’nın robotları iş süreçlerinin farklı safhalarını yani kaynak işlerinde, boya püskürtme ve montaj işlemlerini basitleştirmekte ve hızlandırmakjadır. Nachi Europe GmbH,
uluslararası makine imalat sektöründe de karar verici
bir rol oynamaktadır.
Transmisyon imalatı, vinç sanayisi, madencilik ve
kâğıt sanayi alanlarında alet üretiminde küresel lider
şirket olarak, Nachi Europe GmbH, ferdi müşteri ihtiyaçlarına uyarlanmış çözümler oluşturmaya azimlidir. Dört sanayi sektörü alanında ürünlerin ana grubu, rulo rulman ve bilyeli rulmanlardır. Dünya çapında
her tip bilyeli rulmanlar en yüksek yük kapasitede ve
uzun hizmet ömürlüdür. Yük kapasitesi ve mukavemet
alet ve makinelere uyumludur. Nachi Europe GmbH,
iş elektroniği sektöründe de hayli aktiftir. Bu iş sektöründeki ürünleri arasında değişik görevler yapan has-
36
Burada vinçler ve kazıcılar için hidrolik parçaların montajına ağırlık verilmiştir. Hidrolik elemanlar altında, tekerlekli motorlar, salınımlı motorlar ve değişken pistonlu pompalar yer almaktadır. Salınımlı motor ,aşırı derecede yüksek güvenirliği ile düzgün çalışır. Değişken ayarlı, pistonlu yekpare ve yer tasarruflu pompalar, ergonomik tasarımlıdır. Bundan başka, pistonlu pompalar çift hacimlidirler. Tekerlekli motorlar, pistonlu pompalar kadar yekpare ve yer tasarrufu sağlar.
Ayrıca, bu motorlar aşırı yüksek hızda ve performansta
çalışabilirler. Nachi, ayrıca, inşa teçhizatı için, örneğin
kazıcılar ve vinçler için, önemli parçalar imal etmektedir. Yukarıda bahsedilen salınımlı motorlar da burada
kullanılmaktadır.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Söyleşi
“Bugünün Mükemmeli, Yarının Eksiğidir!”
Dergimizin bu ayki sayısında, Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği
(ENOSAD)’nin kurucu üyelerinden ve şuan ki yönetim kurulu başkanı Sedat
Sami Ömeroğlu’yla bir söyleşi gerçekleştirdik. Sanayi, teknoloji, Endüstri
4.0, Türkiye’nin bu alanlarda nerede olduğu konuları ve Aralık ayında ilki
düzenlenen, İleri Endüstriyel Otomasyon Kongre ve Sergisi’ni konuştuk.
E&O: Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Sedat Sami Ömeroğlu: Elektrik-Elektronik Mühendisiyim. Uzun zamandır mühendis olarak çalışıyorum.
ENOSAD kurucu üyelerinden biriyim. Son iki dönemdir yönetim kurulu başkanıyım. Meslek hayatım boyunca biraz da tesadüfler sonucu hep ileri teknoloji içeren
uğraşlar içerisinde oldum. Hala daha bu heyecanlı sürecin içerisinde olmaya devam ediyorum. Bu yorucu
olmakla birlikte heyecanlı bir süreç benim için
“Bu aşamada akıllı makineler üretilmeli, üretimler de başladı diyebiliriz. Bilişim teknolojileri ve makinelerdeki bu gelişim devam ettikçe
üretim tesisleri de aynı şekilde gelişecektir.”
E&O: Sanayi hiçbir zaman yerinde sayan bir yapı olmadı,
sürekli kendini geliştirmenin yollarını aradı. Bu aşamaya
gelene kadar alınan yol nasıldı?
Sedat Sami Ömeroğlu: İlk Sanayi Devrimi İngiltere’de
Watt’ın 1700’lü yılların sonlarında birim yakıtla dört
40
kat daha fazla üretim yapabilen buharlı kondansatörü
bulmasıyla başladı. Bu sayede artan verim yanında buhar makinasının fiziksel boyutlarının küçülmesi Sanayide bir devrimi başlatmıştır. Bu dönemdeki lokomotif
sektör tekstil alanındaydı. 1900lü yılların başında ise
Amerika’da, Henry Ford adındaki bir otomobil üreticisi seri üretim bant sistemini geliştirdi. Ford un hedefi
fabrikadaki her çalışanın araba sahibi olabileceği kadar
ucuza otomobil üretmekti. Buradaki yöntem seri bandın üzerindeki her çalışanın bir kendi işinde uzmanlaşıp sürekli o işi yapmasıydı. Bunun sonucunda 875
USD olan T Model otomobilin fiyatı 375 USD gibi radikal bir ucuzlama gerçekleşti. Ford’un bu dönemde rakiplerine karşı 10 000 adetlik satış rakamına geçtiği
söylenmektedir. Öte yanda büyük bilim adamı Nilolay
TESLA’nın alternatif akımı bulması ve buna bağlı olarak alternatif akım ile çalışan motoru geliştirmesi de
sanayiye çağ atlatan çok önemli bir aşama olmuştur.
Bu gelişmelerin tümü Endüstri devrimi 2.0 olarak tanımlanmaktadır. Gelişen süreç içinde özellikle yarı ilet-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Söyleşi
ken teknolojilerindeki gelişmeler ( Bell laboratuvarlarından Shotky ve iki arkadaşının geliştirdiği Transistorun, Vakum tüpün yerini alması, sonrasında Chip (yonga) devrelerin geliştirilmesi vb) ardından 1945’lerde
Bilgisayar (ENIAC) askeri amaçla kullanıma girmesi
ve yazılım (BASIC) kavramının akademik düzeydeki ilk
adımları sonrasında hızla gelişmesi, hatta Robot konusunun devreye girmesi gibi radikal gelişmelere paralel
olarak 1970 li yıllarda PLC cihazları üretimde otomatik kontrol amaçlı devreye girdi. Bu sayede endüstriyel üretimde yeni üretim biçimleri şekillenmeye başlamıştır. Bu gelişmeler tarihsel süreçte günümüze kadar devam eden Endüstri devrimi 3.0 ı tarif etmektedir.
E&O: Teknolojik gelişime bağlı olarak Endüstri 4.0 adın-
“Sadece başarılardan değil, başarısızlıklardan da ders almalıyız. Akıllı insan başkalarının
yaptıklarından ders alandır.”
da yeni bir sanayi devriminden bahsediliyor. Bu aşamada bizleri neler bekliyor?
Sedat Sami Ömeroğlu: İİlk üç sanayi devriminden
sonra bilişim teknolojilerinin gelişmesi, Bunlara paralel olarak robotlarının haberleşme teknolojilerinin geliştirilmesi, çok katmanlı yongalar, Internet, gömülü
yazılım vb daha birçok parametrenin geliştirilmesi gibi
etkiler sonucu bu gün ileri düzeyde kontrol sağlayabilen sistemler geliştirilmektedir. Bu gelişmelere hergün
bir yenisi eklenmektedir. Endüstri 4.0 olarak adlandırılan süreç işte tam da bu tür gelişmeleri ifade ediyor.
Süreç bütün hızıyla devam ediyor. Artık ileri Endüstriyel otomasyon teknikleriyle Akıllı makinalar, Akıllı Fabrikalar dönemi başlamıştır.
Amerikalılar bu sistemlere Siber Fizik Sistemler demektedir. Tabii Bilişim teknolojileri ve makinelerdeki
bu gelişim ayrıca IoT ( İnternet of Things / Nesnelerin
Interneti) olarak tarif edilmektedir. Bu süreç olağanüstü bir hızla gelişmektedir Makinelerin her bir bileşeninin kendi IP si ile tanımlandığı ve bu parçaların birbiriyle haberleşerek kararlar alıp uygulayıp kendi kendini denetleyebileceği üretim tesisleri devrinin tam arifesindeyiz. Siber Fizik Sistem alt yapıları üzerine şekillenecek yeni makinalarda
- Yapay zekâ,
- Yapay görme,
- Esnek Yazılım,
- Uzaktan erişim ve kontrol
- Akıllı sensörler
- Yeni kompozit malzemeler
- ROBOT lar
- vb
ana bileşenlerden oluşacak. Yeni nesil üretimlerde bu
sayede insanın karar verme yetisinin belirleyici rolü
kalmayacak gibi gözükmektedir. Bazı ülkelerde bu birer devlet politikası haline getirilmiş durumda. Örneğin
ABD de 2010’da, Almanya’da 2012’den itibaren devlet
ve özel sektör bu alanda çalışmalara başladı. Endüstri
4.0’ı “Bir Adam Bir Makine Bir Fabrika” olarak tanımlıyorum. Ben yerel ve uluslararası anlamda birçok meslektaşımla yaptığım söyleşilerde bunun kabul gördüğüne şahit oldum. Bu hızla gidilirse Endüstri 1.0 dan
buyana gelişen süreçteki hıza bakarak Endüstri 5.0’ın
15 yıl içinde gerçekleşebileceği gibi bir öngörüde bulunabiliriz.
E&O: Türkiye bu devrimin neresinde yer alacak?
Sedat Sami Ömeroğlu: Otomasyon çok önemli yerlere gelecek, ülkeler buna uyum sağlamak zorunda. Eğer
Türkiye bu gelişmeleri ciddiye almayıp mevcut üretim
teknikleri ile devam etmeyi tercih ederse dünya pazarı
ile rekabet şansı kalmayabilir. Çünkü yeni üretim sistemleri ile kısa sürede kârı ve kalitesi daha yüksek üretim yapılabilecekler. Ürün fiyatları şimdinin çok altında olacaktır. Üretim maliyetleri açısından satış yapma
şansımız ne yazıkki genel anlamda çok azalacaktır. Bu
durum bizi daha çok dışa bağımlı bağımlı hale getirebilir. Türkiye bu süreci başındayken yakalamak zorundadır. Artık geçmişteki gelişmelerde olduğu gibi bunu
da kaçırmak gibi bir lüksümüz yok. İnşaat sektörüne
bağımlı büyümek artık mümkün değil. Akıllı makineler
üreterek ve kullanarak ve elbette ihraç da ederek büyüme hedeflenmesi gerekiyor. Dünyada teknolojimiz
sayesinde saygın bir yer edinmememiz için hiç bir sebep yok. Bu konuda Siyasi erkin bakışı ve doğru kararlarla
desteklemesi STK ların bu konuda ortak çalışmaları gelecek
ENDÜSTRİ OTOMASYON
41
Söyleşi
adına belirleyici olacaktır. Bunu yapabiliriz. Ben demekten vaz geçip biz diyebilmenin yollarını yaratmalıyız.
Yakın zamanda bir seçim dönemine giriyoruz. Bu konulara yakın, bilgi sahibi bizi anlayabilecek insanların önemli yerlere gelebilmesi sesimizi duyurabilmemiz adına ve geleceğin şekillenmesi adına son derece önemlidir. Önerilerimizi dikkate alan STK lara önem
veren insanların bürokratik anlamda da önemli yerlere
gelmesi en önemli beklentilerimizin başında gelmektedir.
E&O: ENOSAD olarak otomasyon konusunda farkındalık
yaratabilmek adına neler yapıyorsunuz?
Sedat Sami Ömeroğlu: ENOSAD bu konuda Türkiye’de
önemli çalışmalar yapan bir platform. Bünyesinde Endüstri 4.0 konusunda katma değer üretebilecek firmaları barındırıyor. ENOSAD olarak Endüstri 4.0 adına bilinç oluşturmak üzere Aralık 2014 de İleri Endüstriyel
Otomasyon Teknolojileri adı altında bir kongre düzenleyerek çok önemli bir adım attık. Hatta aldığımız bilgiler doğrultusunda bu kongre ve sergi Avrupa’da pek
çok ülkeden de öncedir. Daha önce de belirttiğim gibi
pek çok şirketimiz End 4.0 kavramının bilincinde ve
gerçekleştirebilme kabiliyetindedir. Amacımız tarafların Akademiler de dahil bir araya gelmesidir. ENOSAD
42
ın Akademik kurulu bu amaçla yapılandırılmıştır. Ortak projeler yaratabilmek için siyasi erkin bizlere destek olmasını bekliyoruz.. Bunu gerçekleştirmek için temaslarımız sürüyor ve sürecek. Ne istediğimizi bilirsek önümüzde bir engel kalmayacağına inanıyorum.
Yeter ki birbirimize güvenelim. Türkiye’deki sanayicilerin yerli teknoloji şirketlerini sabırla ve planlı olarak
desteklemeleri, dışarıdan daha ucuza alırım düşüncesinden vazgeçilip yeni ufuklar yaratabilecek yerli şirketlerin önünü açmaları ve bu yaklaşıma destek vermeleri zorunluluktur. Sadece devletten beklemek çok
doğru değil. Bu bilincin yaratılması şarttır. Bu konuda Makine üreticilerinin de ENOSAD çatısı altında kümelenmeleri yerinde bir yaklaşım olur düşüncesindeyim. Ne kadar çok üyemiz olursa bizim bu alanda bilinç oluşturmak için yapabileceğimiz etkinlik düzeyi de
o kadar artar. Küçük şirket destek politikasının yeniden gözden geçirilmesi, birleşmelerin özendirilmesi
çok etkin bir yapısal gelişim sağlayacaktır.
E&O: İleri Endüstriyel Otomasyon Kongresi ve Sergisi’ni düzenlediniz. Kongreye değinebilir miyiz?
Sedat Sami Ömeroğlu: Düzenlediğimiz “İleri Endüstriyel Otomasyon Kongresi ve Sergisi” Türkiye’de ve
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Söyleşi
Avrupa’da bu çerçevede düzenlenen ilk kongre olma
özelliğini taşıyor. Bunu daha önce de belirtmiştim.
Kongre sonrası geri dönüşler oldukça olumluydu. Burada özellikle sponsorlarımıza ve destek veren, emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkürlerimiz tekrar tekrar sunuyorum. Tabii ne kadar iyi yapmış olursak olalım bugünün mükemmeli, yarının eksiğidir. Aslında biz
ne kadar iyiydi dersek diyelim bu dünü referans aldığımızdandır. Sonraki kongreyi bu yılki bakış açısı ile organize edersek eksik kalır. ENOSAD’ın daha mükemmelini yapabileceğine inancım tamdır.
E&O:Üniversiteler bu alanda ne konumda bulunuyor? Yeterli teorik alt yapıyı karşılamak üzere ortak çalışma platformu kurulabiliyor mu?
Sedat Sami Ömeroğlu: Ülkemizdeki en önemli sorunlardan biri Üniversite-Sanayi işbirliğidir. Günümüzde artık disiplinler arası çalışmak şarttır. Hiçbir disiplin tek başına
yeterli olamaz. Beraber ve verimli şekilde çalışmanın yollarını üniversitelerimizle birlikte mutlaka bulmalı ve geliştirmeliyiz. Bu yaklaşımın üniversitelerde öğretilmesi de tavsiyelerimiz arasındadır. Verimli olmanın en önemli parametrelerinden biri, zamanı etkin kullanmaktır. En iyi
okullardaki öğrenci arkadaşlarımız, sınavda birim zamanı
en verimli şekilde kullandıkları için oradalar. Ancak yazık
ki aynı performansı iş hayatında göremiyoruz. Çünkü ara-
da geçen üniversite zamanında bu özelliklerinden uzaklaşıyorlar ve ne yazık ki bu da iş hayatlarına yansıyor. Zamanın
doğru kullanımı gelecek nesiller için ciddi önem derecesindedir.Türk gençlerinin rasyonel düşünme kabiliyetinde olması mutlaka gerekiyor. Çevresel bilgileri alıp onlar içinde dağılmak yerine asıl bilgiye ulaşabilmeliler. Türkiye’deki
üniversitelerin TALEBE yetiştirmeleri gerekir. Daha açık
olarak bilgi talep eden, yani bilgiyi isteyen, arayıp bulan,
araştıran, soran geçlerimiz olmalıdır. Genç arkadaşlar analiz ve sentez yapabiliyor, Farklı bakmayı biliyor olmalıdırlar. Öğrenci tanımı bütün bu söylediklerimi ne yazık ki tanımlayamıyor.
E&O:Eklemek istedikleriniz var mı?
Sedat Sami Ömeroğlu: Bizim bu ülkeye karşı sorumluluklarımız var, çevreye, dünyaya karşı sorumluluklarımız var.
Bunların farkında olmamız gerekiyor. Tabiata karşı bir saygımız olmalı. Birbirimizle birlikte yaşıyoruz ve buna mutlaka saygı duymalıyız.
Sadece başarılardan değil, başarısızlıklardan da ders
almalıyız. Akıllı insan başkalarının yaptıklarından da
ders alandır. İnsanlar artık birbirlerinin gözlerine bakmıyor. İletişimde beş duyumuzu kullanabiliyor olmamız lazım. Bunu sevgili genç meslektaşlarıma bir küçük öğüt
olarak iletmek isterim
ENDÜSTRİ OTOMASYON
43
Söyleşi
voestalpine Böhler Welding Olarak,
Türkiye’de Operasyonlarımızı Büyütüyoruz
Bu ay voestalpine Böhler Welding Türkiye Genel Müdürü Sayın Tanju Bilgen ile bir
söyleşi gerçekleştirdik. voestalpine Böhler Welding, 85 yılı aşkın bir süredir alışılagelmiş
tüm birleştirme kaynak yöntemleri için kaynak dolgu malzemelerinin yenilikçi tedarikçisi
olarak tanınan ve özel olarak orta ile yüksek alaşımlı malzeme derecelerine odaklanmış
birleştirme kaynağı alanında küresel liderlerin arasında bulunan bir şirketler grubu. Biz de
bu söyleşimizi voestalpine Böhler Welding Türkiye’yi daha yakından tanımak için yaptık.
E&O: Önce sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Böhler’den ve
Böhler’deki konumunuzdan bahsedebilir misiniz?
Tanju Bilgen: 1986 senesinde Marmara Üniversitesi
İktisat Bölümü’nden mezun olduktan sonra İstanbul
Üniversitesi’nde İşletme yüksek lisansı yaptım. İş hayatıma ilk olarak 1987 de Böhler’de başladım. İlerleyen yıllarda sektörün önemli firmalarında genel müdürlük yaptım. 2014 yılının Nisan ayından itibaren ise
voestalpine Böhler Welding Türkiye Genel Müdürü olarak görev yapıyorum. 1926 yılından bugüne ürünleri
ve çözümleriyle hizmet veren voestalpine Böhler Welding, 1963 yılından itibaren Türkiye’de hizmet vermeye başladı. voestalpine Böhler Welding markası altında
birleştirme, bakım onarım kaynağıyla ve lehimlemeyle ilgili kaynak sarf malzemelerinin tüm çeşitleri mevcut. voestalpine Böhler Welding’in tarihi aslında olduk-
46
ça eski. 1870 yılında Albert ve Emil Böhler, satın aldıkları farklı çelik üreticilerini Viyana’da kendi şirketleri
üzerine devrederler. Satış, organizasyon ve lojistik becerilerini 1894 yılında Kapfenberg Styria’da potalı çelik
fabrikası satın alarak sağlarlar. Tesisi modernleştirir,
ürün yelpazesini genişletir ve üretimi artırırlar. Böhler isminin koyulmasıyla da çok kısa bir süre sonra ‘en
iyi özel çelikler’ olarak anılmaya başlanır. Bugün bünyesindeki Böhler, UTP ve Fontargen markalarıyla voestalpine Böhler Welding olarak, dünyadaki ilk beş büyük
kaynak firmasından bir tanesi. Günümüz itibarıyla yarım milyar Euro’dan fazla iş hacmine sahip bir kuruma
dönüşmüş bulunuyor.
E&O: Böhler, Türkiye’de nasıl bir pazar konumuna sahip?
Tanju Bilgen: Böhler Welding, satış kanalları ve ofisleriyle beraber 28’den fazla ülkede mevcudiyetini
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Söyleşi
“Ürünlerimiz her zaman amaca, projeye yönelik, formülleri gereken çözüme göre üretilmiş bize özel ürünler. Tailor-Made yani “Terzi işi” tanımlaması buradan geliyor. Hiçbir
ürünümüz standardize edilmiş ürün değil.”
sürdürüyor. Türkiye, bu ülkelerdeki marketler arasında
en dikkat çeken birkaç ülkeden bir tanesi. Türkiye pazarının koşulları ve atmosferi, firmanın büyümesi için
çok uygundu. Bu sebeple Türkiye pazarına girildi. Buradaki yatırımlarımızı artırmak istiyoruz. 1963’ten beri
Türkiye’de lisanslı üretim ve distribütör faaliyetlerimiz
var. Türkiye’deki mevcut ofisimizi ise yedi yıl önce kurduk. Geçtiğimiz Nisan ayında voestalpine Böhler Welding Türkiye Genel Müdürü olmamla birlikte Türkiye’de
büyüme kararı alındı.
Bu kararı olanca gücümle destekliyorum. Bildiğiniz gibi
Türkiye, gerçekten yatırım yapılabilir bir ülke konumunda. Türkiye’de endüstriyel altyapımız çok kuvvetli. Biz de voestalpine Böhler Welding olarak Türkiye’yi,
altyapımızı ve bilgimizi aktarabileceğimiz ve kazanımlar sağlayabileceğimiz bir ülke olarak görüyoruz. Bu
sebeple de Türkiye’de operasyonlarımızı büyütüyoruz.
E&O: Ürünleriniz sanayinin her alanında kullanılabilecek ürünler. Türkiye’de hangi sektörlere hitap ediyorsunuz?
Tanju Bilgen: Türkiye’deki ilk odaklandığımız alan, tamir ve bakımdır; birleştirme kaynağı olarak. Bununla birlikte, petrokimya ve enerji sektörü de önem taşıyor. Türkiye’de bunların yanı sıra yol, almayı hedeflediğimiz ‘özlü tellerimiz’ var. Bu ürün gamımızla ilgili Avrupa’da yeni bir fabrika satın aldık. Özlü telde bir
numarayız, diyoruz. Bu ürün, enerji kazanımı, zaman
tasarrufu, hızlı kaynak yapma, kaynağın çok daha kaliteli olması, hidrojenin düşük olması gibi birçok kazanım sağlıyor.
“Bildiğiniz gibi Türkiye, gerçekten yatırım
yapılabilir bir ülke konumunda. Türkiye’de
endüstriyel altyapımız çok kuvvetli. Biz
de voestalpine Böhler Welding olarak
Türkiye’yi, altyapımızı ve bilgimizi aktarabileceğimiz ve kazanımlar sağlayabileceğimiz bir ülke olarak görüyoruz. Bu sebeple de
Türkiye’de operasyonlarımızı büyütüyoruz.”
E&O: Türkiye’deki pazarı, iş yaptığınız farklı sektörleri de göz önünde bulundurunca, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tanju Bilgen: Çevre ülkeler içinde Türkiye çok hızlı
büyüyen bir ülke. Biliyorsunuz ki Türkiye her ülkeden
müşteri çeken bir pazar. Bu çevre ülke kaldıracını biz
bilgi teknolojisi sayesinde çok olumlu bir şekilde kullanabiliriz. Çevre ülkelerdeki müşteriler Türkiye’ye gelip bizden gereken bilgiyi sağladığında ülke pazarında
kalıcı oluyor, bu da bizim seviyemizi yukarıya çıkartıyor. Özellikle Türkiye kaynak sektörü bu şekilde gelişecek. Bizim de Türkiye’ye gelmemiz çok büyük bir katkı;
çünkü voestalpine Böhler Welding dünyadaki ilk beş liderin arasında yer alıyor.
E&O: Böhler’de Ar-Ge süreci nasıl işler? Dünya genelinde ve Türkiye özelinde Ar-Ge’ye yapılan yatırımlardan
söz edebilir misiniz?
Tanju Bilgen: Türkiye’de yok ama dünyanın birçok
noktasında Ar-Ge merkezlerimiz var. Türkiye’ye de
dünya üzerindeki tecrübelerimizi, bilgi birikimimizi aktarıyoruz. Bir işi yaptığımız zaman ortaya çıkan neticeler tecrübeyi oluşturur. Bu tecrübeyi merkeze bildirip
kendi içimizde sirkülasyonunu sağlıyoruz, böylece bilgi birikimimiz sürekli artıyor.
Bizim en büyük sorunumuz bilgi birikiminin sağlanmaması. Herkes bir şeyler yapıyor ama bu bilgi birikmiyor, başkalarına aktarılmıyor. Ürünlerimiz her zaman
ENDÜSTRİ OTOMASYON
47
Söyleşi
amaca, projeye yönelik, formülleri gereken çözüme
göre üretilmiş bize özel ürünler. Tailor-Made yani
“Terzi işi” tanımlaması buradan geliyor. Hiçbir ürünümüz standardize edilmiş ürün değil. Organik olarak büyümeyi yeğleyen bir şirketiz. Markamızı piyasaya yayıyoruz, ardından da pazardaki hâkimiyetimizi
artırıyoruz.
“Özlü telde bir numarayız, diyoruz. Bu ürün,
enerji kazanımı, zaman tasarrufu, hızlı kaynak yapma, kaynağın çok daha kaliteli olması, hidrojenin düşük olması gibi birçok kazanım sağlıyor.”
E&O: Satıştan sonra da teknik destek veriyor musunuz?
Müşterileriniz ile satış öncesi ve sonrası nasıl hizmetler veriyorsunuz?
Tanju Bilgen: Bizim hizmetimiz temel olarak teknik
destek sağlamaya dayalıdır. Biz ürün değil bir çözüm
paketi sunuyoruz. Bunun için üretimin her aşamasında, bir çözüm ortağı olarak müşterimizin yanındayız.
E&O: “Endüstri 4.0” ya da “e-F@ctory” olarak adlandırılan yeni sanayi devrimine dair görüşleriniz nelerdir?
48
Tanju Bilgen: Önce üretim, sonra satıştan önce planlama, sonra talep edilen miktar kadar üretmek ve satış. Bu zincirleme süreç, firmaları çok büyük kaynak
israfından koruyacaktır. Endüstri 4.0 ile bu entegrasyon amaçlanıyor. Bizce Endüstri 4.0, iddia edildiği gibi
daha az işgücü değil, daha etkin üretim demektir. Endüstri 4.0 devrimiyle, kaynakların çok daha etkin kullanımı mümkün olacaktır. Bunun için bilişim dünyası ve
iletişim fırsatları inanılmaz imkânlar sunuyor. Bilişim
bir araçtır. Amaç ise kaliteyi ve etkinliği artırmaktır.
E&O: Son olarak, eklemek istediklerinizi alabilir miyiz?
Tanju Bilgen: Bilgi birikimi ve bilginin paylaşımı ile ülkemizde ve dünyamızda daha mutlu bir yaşam ortaya koyma imkânımız var. Bunun için bundan sonraki
dönemde, herkesi, bilgilerini paylaşacakları konferans,
seminer, panel gibi organizasyonlarda bir araya getirmeye çalışacağız. Hedefimiz, dünyamız için hep “bir
adım ileride olmak”.
“Bizce Endüstri 4.0, iddia edildiği gibi daha
az işgücü değil, daha etkin üretim demektir. Endüstri 4.0 devrimiyle, kaynakların çok
daha etkin kullanımı mümkün olacaktır.”
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Fluke Dört Kanal Scopemeter® 190 Serisi II Tanıtımı
El Tipi Skop Performansının Çıtası Artık Daha da Yüksek!
Netes
www.netes.com.tr
■ 20 yıl önce, cesur ve öncü çabaların sonucu olarak osiloskop laboratuardan çıkarılıp piyasaya sürüldü. Zor çalışma şartları altında, örneğin, fabrikadayken veya köprüde yukarıdayken kullanmanız için, el
tipi sürümler daha kolay, daha hafif ve dayanıklı hale
getirildi. Test araç üreticisi olan Fluke, orijinal ScopeMeter® ile ölçüm devrimine öncülük etmiş (Ayrıca
bkz. ‘Karşılaştırmalı değerlendirmenin evrimi’) ve bu
el tipi endüstriyel skop için standartları yükseltmiştir.
Bu skop, etkin sorun giderme ve bakım ekiplerinin kullandığı başlıca destek cihazı olmuştur.
Dört kanal ScopeMeter® 190 Serisi II
En son çıkan Fluke ScopeMeter 190 Serisi II cihazlarıyla artık çıta daha da yükseklerde. Bu cihazlar, değişken
hızlı motor sürücüleri, üç fazlı güç, hidrolik konumlandırma, robotik sistemler ve diğer karmaşık endüstriyel
kontrol cihazlarını araştırmak için tam dalgalı dört giriş
kanalı sağlar. Bu sistemlerde sorun giderme de artık çok
daha basit. Giriş sinyalleri, çıkış sinyalleri ve geri besleme aynı anda görüntülenirken, geçici akımlar ve yansımalar yakalanır. İki kanaldan dört kanala geçiş, bu dayanıklı cihazların çalışma sahalarını büyütmüş, hatta onları tekrar laboratuara bile getirmiştir! Ancak, sahada son
söz yine en yeni nesil ScopeMeter cihazınındır. Orijinal
50
190 Serisi’nin bilinen kullanıcı arabirimiyle ve mevcut
100 MHz veya 200 MHz bant genişliği seçeneği bulunan
yeni dört kanallı ScopeMeter cihazları, toza ve su sıçramasına karşı korumada IP 51 derecesi taşıyan ilk cihazdır. Yani, zorlu ve kirli endüstriyel koşullarda güvenle kullanılabilirler. Ayrıca, 1000V CAT III ve 600V CAT
IV ortamlarında kullanıldığında, güvenlik değerinde kendi sınıfında birincidir.
Kategori III ve IV çalışma ortamlarında, endüstriyel makine ve güç elektronikleri genelde kalıcı olarak kurulduğu
için, kullanıcı güvenliği Fluke’un asıl önceliğidir. Bu nedenle 190 Serisi II ve problarında IEC 61010 güvenlik değerlerinden hiçbir şekilde taviz verilmemiştir.
Peki; boyutunu, ağırlığını veya güç tüketimini çok
arttırmadan Fluke, ScopeMeter cihazının kapasitesini nasıl iki katına çıkardı?
Yenilikçi güç yönetimi
Peki; boyutunu, ağırlığını veya güç tüketimini çok arttırmadan Fluke, ScopeMeter cihazının kapasitesini nasıl iki
katına çıkardı? Ana performans sürücülerinin, bant genişliği ve hafıza derinliği olduğu Ar-Ge’de tezgah osilos-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
kopları dışında, endüstriyel el tipi skoplara, yenilikçi güç
yönetimi gerekir. Bu nedenle, ScopeMeter cihazının muhafazası yalıtılmış olduğundan fanlar ve ızgaralar tozlanmaz ve nemlenmez. Ayrıca pilin ilettiği her watt saat, şarj
başına çalışma süresini uzatmak için gereklidir. Fluke,
bu güç sınırlaması durumunun üstesinden, büyük ölçekli özel entegre devreyle geldi (ayrıca bkz. panel ‘Tek çipli
tipi osiloskop arayışı’).
lanır. Diğer küçük ama takdir edilen iyileştirmelerin içinde, montaj özelliğini arttırmak için standart ‘tripod’ dişli
parçası ve geliştirilmiş taşıma şeridi vardır. Ayrıca, süre
ölçümlerinde skop tek başına bırakıldığı zaman, dizüstü bilgisayarlarda kullanıldığı gibi hırsızlığı önleyen Kensington kilidine sahip taşınabilir tek cihazdır.
Süre ölçümlerinde skop tek başına bırakıldığı zaman,
dizüstü bilgisayarlarda kullanıldığı gibi hırsızlığı önleyen Kensington kilidine sahip taşınabilir tek cihazdır.
ScopeMeter cihazının başarısı için, kullanıcı arayüzünün pratik ve kolay öğrenilebilir olması çok büyük
önem taşıdı. Özellikle çok düşük frekanslı sinyallerde otomatik tetikleme gerekliydi ve bu sebeple de4
Connect and View™ oluşturuldu.
“190 Serisi II cihazlarında yapılan diğer bir gelişme ise,
pillerin kolayca değiştirilmesi için kapak takılmasıdır. Toz
ve suya karşı dayanıklı olması için orijinal 190 ScopeMeter cihazında olmayan pil kapağı, kullanıcıların sahada pil değişimi yapabilme isteği üzerine 190 Serisi II cihazına takılmıştır. 4800 mAh Lityum iyon pil, şarj edilmeden tam vardiya boyunca (7 saate kadar) çalışacak gücü
ScopeMeter cihazına sağlar. Ancak, bazen daha uzun saatler boyunca çalışması gerekebilir. Yani, yedek pil kullanabilirsiniz.
Donanım iyileştirmelerine ek olarak, endüstriyel ekipmanlarının sorun gidermesini kolaylaştırmak için yazılım
fonksiyonları da düzenlenmiştir. Burada verilen örnekte,
100 ekran tekrarı gösterilmiştir. Böylece kullanıcı, hızlı
geçişleri veya kolayca gözden kaçan sinyal anormalliği ile
ilgili geçmişe dönük veri alabilir. Anlık tetikleme için Connect & View™, uzun süreli analizler için ScopeRecord™
ve verilerin grafik gösterimi için TrendPlot™ gibi firmanın
favori markaları da doğal olarak dahil edilmiştir.
Giriş kanalları neden izole edilir?
Yüksek gerilimleri analiz etmek için kullanılan bir endüstriyel skoba, birbirinden izole edilmiş, tam dalgalı giriş kanalları gerekir. Bu; kullanıcıyı, test edilen ekipmanı ve cihazın kendisini korumak için gereklidir. Fluke 190 Serisi
II cihazının aksine tezgah skoplarında bulunan topraklama giriş bağlantılarının hepsi ortaktır ve elektrik şebekesine bağlıdır.
Bu nedenle de, yüksek ve düşük gerilim sinyallerinin
kombinasyonlarında çalışıldığında potansiyel olarak tehlikeli olabilir. Endüstriyel uygulamalarının birçoğunda,
dalgalı gerilimlerin tam analizi için kanalların izole edilmesi de gerekir. Gerçek dalgalı değerlere ulaşmayı sağlayan tam dalgalı girişleri elde etmek ve fazladan farklı
problar kullanmadan kullanıcıyı korumak için ScopeMeter, optik ve galvanik yalıtım bileşenleri (sırayla yüksek ve
düşük frekans sinyalleri için) kombinasyonunu kullanır.
Kullanıcı önerileriyle şekillendirilen kullanıcı arabirimi
Fluke, kullanıcıları dinlediğinden en yeni modellerini başka yönlerde de geliştirebilmiştir. Tipik ScopeMeter kullanıcıları, tipik tezgah osiloskop kullanıcıları değildir, bu
nedenle otomatik tetikleme gibi özellikler son derece faydalıdır. Orijinal 190 Serisi kullanıcı arabirimi, kullanıcılarla etkileşime girerek geliştirilmiştir.
Bu nedenle Fluke 190 Serisi II, tanınan ve güvenilen düzenini korur ancak, aydınlatmalı tuşlar ve daha büyük ve
daha parlak ekran gibi nitelikli iyileştirmelerden de fayda-
ScopeMeter cihazının bilgisayara veya dizüstüne bağlanma yöntemi de değiştirilmiştir. 190 Serisi II gerçek standart olan USB ile bellek cihazları için mini USB arabirim
portu ve standart USB portunu içinde barındırır. Fluke
View yazılımını kullanarak dalga biçimi veri noktalarını,
ekran kopyalarını ve cihaz ayarlarını saklamak veya aktarmak ve ayrıca, dalga biçimlerini, ekran kopyalarını ve
cihaz ayarlarını indirmek için daha iyi kullanımını sağlar.
Cihaza bağlı olan potansiyel tehlikeli yüksek gerilimlerden kullanıcıyı ve bilgisayarı korumak için bu USB portlar izole edilmiştir.
Günümüzün endüstriyel kontrol sorunları için hazır ve
güvenli
Endüstriyel uygulamaların birçoğunda enerji tüketimini azaltmak için çeşitli hızlı sürücülerin ve yenilenebilir enerjide güç redresörlerinin kullanımının artması gibi
faktörler, endüstriyel bir osiloskop için dört kanalı gerekli
hale getirmiştir. Yine aynı şekilde, ana endüstriyel uygulamalarında PLC’ler, I/O cihazları ve sensörleri gibi oto-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
51
Ürün ve Uygulamalar
masyon bileşenlerinin kullanılmasının yaygınlaşması, sorun giderme konusunda sınırları zorlar. Fluke ScopeMeter 190 Serisi II, bu makalede daha önce bahsedilen uygulamalarda ve ana endüstriyel uygulamalarında, osiloskopun güvenli çalışması ihtiyacını karşılar.
Karşılaştırmalı değerlendirmenin evrimi
Fluke, ScopeMeter 90 Serisi’ni 1991 yılında piyasaya sürdüğünde, el tipi osiloskop kategorisini etkili bir biçimde
oluşturdu ve ‘hareket halinde’ dalga biçimi analizine yeni
bir tanımlama getirdi. Bu dayanıklı, pille çalışan cihazlar
ortaya çıkmadan önce taşınabilir skoplar, tezgaha bağlı
akrabalarıyla hala yakın bir ilişki içerisindeydiler. Ana şaltere bağlı olan bu ağır cihazlar, zorlu endüstriyel ortamlarda kullanılamıyordu.
kanalın dört analog - dijital dönüştürücüye ihtiyacı vardır. Ayrıca, iki kanaldan daha fazla güç tüketirler. Ancak,
el tipi skop, yaklaşık yedi watt güç tüketimiyle sınırlıdır.
İlginç bir şekilde, bu sınırlama, daha uzun pil ömrü için
değil (bu da dikkate alınmasına rağmen), endüstriyel ortamlarda toz ve nemden korumak için yapılır. Bu, soğutma ızgaralarının veya havalandırma fanlarının kullanımını yasaklar. Bu sorunu ortadan kaldırmak için Fluke, Uygulamaya Özgü Entegre Devre’ye (ASIC) başvurdu. Tek
çipe ne kadar fonksiyon eklenebilirse, devre o kadar etkin güçlü olur.
Sağlamlaştırılmış bir skop yapma fikri, bir sözleşmeden
doğmuştur. Bu sözleşmeye göre, Kuzey Denizi’nde osiloskop gereken bir petrol sondaj platformuna ölçüm cihazı kurulacak ve devreye alınacaktı. Sondajın çalışmadığı her saat, birkaç yüz bin dolar maliyetinde olduğu için,
işi yapmak için çok kısa bir zaman vardı. Böyle hata kaldırmayacak bir çalışma yerinde, kırılması kolay bir tezgah cihazına bel bağlamak potansiyel olarak da pahalı bir
riskti.
Böylece seksenli yıllarda, düz, düşük güçlü LCD ekranlar, hem ticari hem de teknik olarak el tipi skobu elverişli hale getirirken, Fluke ve Philips’in işbirliği yapması bu skobun geliştirilmesi için gereken sinerjiyi sağladı.
Endüstriyel kullanıcı tamamen farklı bir dünyada çalıştığı
için tasarımına, klasik Ar-Ge tezgah osiloskoplarına göre
farklı bir bakış açısıyla yaklaşıldı. Çoğu zaman sahada ve
ana şalterden uzakta olduğu için, sorun gidericiler, cihazı
kurup çalıştırırken büyük bir zaman baskısı altında kalırlar. Aralıkları ve tetiklemeyi ayarlamak için çok az zaman
vardır. Yani, ScopeMeter cihazının başarısı için, kullanıcı arayüzünün pratik ve kolay öğrenilebilir olması çok büyük önem taşıdı. Özellikle çok düşük frekanslı sinyallerde otomatik tetikleme gerekliydi ve bu sebeple de Connect and View™ oluşturuldu. Düğmeler de, eldivenli ellerle kullanılabilir olmalıydı ve tabii ki her şarjdan sonra
cihazın makul sınırlar içerisinde çalışma süresi olmalıydı. Orijinal 90 Serisine, 1997 yılında 120 Serisi katıldı ve
iki sene sonra da iki kanallı 190 Serisi orijinal 90 Serisinin yerini aldı. Renkli ekran 2001’de geldi ve şimdi 2010
yılında, son çıkan dört kanallı Fluke ScopeMeter 190 Serisi II bir kez daha çıtayı yükseltti.
Tek çipli el tipi osiloskop arayışı
ScopeMeter cihazları için Fluke, endüstriyel osiloskop
kullanıcıları için çok önemli olan kullanım kolaylığından
ve güç yönetiminden, cihaz sağlamlığından veya kullanıcı güvenliğinden taviz vermez. Ancak, iki kanallı cihazdan dört kanallıya geçiş farklı bir iddiada bulunur. Dört
52
Birçok çiple veya farklı bileşenlerden oluşan normal bir
elektronik devrede, bileşenler arasındaki bağlantıda fazla enerji kaybı yaşanır. Bu enerji ısı olarak yayıldığı için
devre, toza karşı yalıtılmış bir kutunun içinde tek kelimeyle kavrulur. Entegrasyonun başka faydaları da vardır.
Bunlardan biri, işlevsel bloklar arasında potansiyel sinyal
bozulmalarının durması ve mekanik kontakların sayısının
azalması sayesinde daha güçlü bir performans sergilemesidir. Bu ikisi, darbe veya titreşim yüzünden potansiyel bir arıza kaynağıdır. Bileşen sayısı azaltıldıkça, üretim
daha güvenilir hale gelir ve bitmiş bir ünitenin kompakt
boyutlarına da katkıda bulunur. Henüz gerçekten tek çipli bir cihaz olmamasına rağmen ScopeMeter 190 Serisi
II cihazının, dört dalgalı kanalı ve ayrıca dört multimetreyi, dijital belleği ve işleme devrelerinin çoğunu birleştiren benzersiz bir ASIC birimi vardır. Entegrasyon seviyesi açısından, muhtemelen dünya üzerinde bu yıl yapılan en karmaşık 10 tasarımdan biridir. 7 W sınırlamasını
karşılayan, IP 51’i uyumlu olan ve endüstriyel skop kullanıcısının ihtiyacı olan performansı ileten dört kanallı ScopeMeter cihazını geliştirmek ASIC olmadan, son derecede zor olurdu.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Liman Lojistiğinde Yeni Standartlar
Pilz
www.pilz.com/tr
■ Pilz’in PSS 4000 Otomasyon sistemleri Khalifa Limanında konteyner yük aktarmalarını izlemektedir
Küresel konteyner trafiğinde zaman para demektir;
kısa yükleme/boşaltma zamanları maliyetleri düşürmektedir. Abu Dabi Emirliğindeki Khalifa Limanı akıllı yükleme işlemlerinin navlun ve konteyner gemileri
için bekleme sürelerini nasıl düşürdüğünü göstermektedir. Temel olarak modern bir konteyner limanı karmaşık bir üretim tesisinden pek farklı işlemez, bu yüzden dışarıda kullanılan kendisini endüstriyel çevrede
kanıtlamış Pilz’in PSS 4000 otomasyon sistemi burada yer almıştır. PSS 4000, liman operasyonunun çeşitli bölümlerinde etkin, otomatik süreçler sağlar ve aşırı
iklim koşulları altında insan ve makinenin birlikte güvenli bir şekilde çalışabileceğini garanti eder.
Khalifa Limanı, Birleşik Arap Emirlikleri: Yeni liman 2012
yılı sonunda açılmıştır ve yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Kule yüksekliğindeki vinçler dev konteyner gemilerini iki kilometre uzunluğundaki rıhtım yanındaki arazi boyunca yükleyip boşaltmaktadırlar. Çok yönlü liman istif taşıyıcıları sevkiyat konteynerlerini tanımlanmış trans-
fer noktalarına doğru veya bu noktalardan başka yerlere doğru taşırlar. Otomatik istif vinçleri konteynerleri
alır ve bunları geçici depolama alanlarına iletirler. Daha
sonra çağrı geldiğinde bunları çok kısa bir süre içinde
HGV’lere yüklerler.
Açık denize doğru yaklaşık dört kilometre genişleyen
yeni konteyner limanı yetkililerin yabancı ziyaretçilere
göstermekten keyif aldıkları bir amiral gemisi projesidir.
Tesis Abu Dabi ve Dubai şehirlerine eşit uzaklıkta bir konumda ve 50 kilometre kareden daha geniş bir alan üzerinde bulunmaktadır ve çöl kumları arasına kurulmuş Kizad Endüstriyel Bölgesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Proje
Abu Dhabi Ports Company (ADPC) şirketi tarafından yönetilmekte ve bölgenin gelişmişliğinin korunmasına destek sağlaması amacını taşımaktadır. Khalifa Limanı bölgenin en önemli konteyner limanı olması amacıyla kurulmuştur, 16 metreye kadar su çekimi hattı bulunan gemiler buraya demirleyebilirler. Körfezdeki yıllık ortalama
sıcaklık 26,5 derecedir; çoğu zaman bu değer gölgede 40
derece sıcaklığın epey üzerine çıkabilmektedir. Çalışma
ve çevresel koşullar kesinlikle aşırı olarak nitelendirilebilir. Vinç operatörleri merkezi bir kontrol istasyonunda
Abu Dabi Emirliğindeki Khalifa Limanı temel olarak karmaşık bir üretim tesisi gibi işlemektedir. Pilz’in PSS 4000
otomasyon sistemi tüm emniyetle ilgili fonksiyonları ve aynı zamanda geniş alana yaygın vinç sistemi üzerindeki otomasyon verilerini izlemektedir.
54
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
oturmaktadır mFakat Khalifa Limanının Abu Dhabi’nin ilhamını sergilediği başka bir yönü bulunmaktadır: Modern
terminal yükleme işlemlerinde, kontrol ve emniyet alanlarında en son teknolojileri kullanmaktadır. Lojistik prosedürler büyük oranda otomatik hale getirilmiştir, insanlı
ve insansız taşıma sistemleri el ele işbirliği yapmaktadır;
lojistik süreçlerin bölümleri bilgisayarlar ve ekranlar yoluyla bir merkezi kontrol istasyonundan kontrol edilmekte ve izlenmektedirler. Terminalin arızasız veya kazasız
işlemesini sağlamak amacıyla cereyan etmekte olan her
şeyi göz altında tutacak ve tehlike anında hızlı ve düzgün
bir şekilde tepki verecek entegre bir kontrol, otomasyon
ve emniyet çözümüne gereksinim duyulmaktadır.
İnsanlı yükleme ve boşaltma vinçlerinin tersane yanında
ileri teknolojiye dayalı birleşimi, tesisin merkez alanındaki mobil taşıma sistemleri ve otomatik yönlendirmeli istif vinçleri HGV’lerin ve gemilerin hızlı ve sorunsuz bir
şekilde yüklenmesini ve boşaltılmasını garanti altına alır.
Konteyner alanında her bir blok hem deniz tarafında hem
de kara tarafında olmak üzere bir istif vinci içermektedir,
bunlar ortak paylaşımlı raylar üzerinde hareket etmektedirler. Kara tarafı istif vinçleri HGV’leri yükler ve boşaltır; deniz tarafı vinçleri iç bloktaki konteynerleri geri dönüşe hazır şekilde hareketli mekik ünitelerine hazırlamaktadır. Bunlar konteynerleri rıhtım yakınındaki arazide bulunan yükleme vinçlerine nakleder.
Pilz’e ait PSS 4000 otomasyon sistemleri içindeki
PSSuniversal PLC kontrol sistemleri sistemin her alanda başarılı unsurlarıdır ve konteyner aktarma limanları gibi geniş alana yaygın yükleme sistemlerinde olduğu gibi geniş tesisler için de uygundur.
Güvenilir ve ileri teknoloji ürünü vinç otomasyonu
esastır
TMEIC Cooperation şirketi Khalifa Limanında bulunan vinçlerin otomasyonu için görevlendirildi. TMEIC
otomasyon, yürütme sistemleri, motorlar ve endüstriyel kontrol teknolojisi sektörlerinde uluslararası düzey-
de çözümler sunmaktadır. Şirketin West Virginia (ABD),
Roanoke’de bulunan malzeme yükleme bölümü vinç
kontrol ve terminal otomasyon çözümleri alanında önde
gelen tedarikçilerden biridir.
Abu Dhabi Ports Company ihaleyi otomasyon ve emniyete yönelik yenilikçi ve esnek bir sistem talep ederek vermiştir. Diğer otomasyon cihazlarıyla iletişim kurma yetisinin yanında Ethernet yoluyla emniyete ilişkin iletişime
yönelik seçenek bir diğer gereksinimi oluşturmaktaydı.
TMEIC mevcut kontrol kavramlarını ve aşırı iklim koşulları altında dahi Ethernet yoluyla iletişim yetisine sahip ileri teknoloji ürünü onaylanmış emniyet sistemleri arayışını gözden geçirmeye karar vermiştir. “TMEIC şartnamelerin konvansiyonel teknoloji kullanılarak karşılanamayacağını neredeyse anında fark etmiştir. Pilz tam emniyetli bir otomasyon tedarikçisi olarak emniyet çözümleriyle ilgili zaten tanınmaktaydı, böylelikle mevcut sözleşmeler TMEIC’in Pilz otomasyon sistemleri PSS 4000’den haberdar olmasını sağladı.
SafetyNET p ile hızlı, emniyetli iletişim
PSS 4000 monitörleri rıhtım yanı arazi vinçleri üzerindeki tüm emniyetle ilgili işlevlere sahiptir. PSS 4000 otomasyon sistemleri donanım ve yazılım bileşenleri, ağ cihazları ve gerçek zamanlı Ethernet SafetyNET p arasındaki koordineli karşılıklı etkileşimi garanti eder. Kontrol fonksiyonlarının çevresel cihazlara sürekli dağıtımı ve
devri, sistemin geniş bir proje yelpazesini konvansiyonel çözümlere kıyasla daha kolay ve daha fazla esneklikle uygulamak üzere kullanılabileceği anlamına gelmektedir. Merkezi bir kontrol sistemine sahip olmaktansa merkezi bir proje içinde bir modüler kullanıcı programı elverişli hale getirilmiştir. Bu durum tüm proje genelinde basit ve standart hale getirilmiş kullanımı mümkün kılmaktadır. Sistem endüstriyel sektörlerin en geniş yelpazesinde yaygın durumda çok sayıda uygulamada kendini ispat
etmiştir; şimdi karmaşık, açık hava lojistik sistemlerinde
de kullanılmaktadır.
Konteyner tesisinin merkez bölümünde 15 bloğun her
biri bağımsız bir PSSuniversal PLC kontrol sistemiyle donatılmıştır. Bu kara tarafında bulunan bir klimalı kontrol
ENDÜSTRİ OTOMASYON
55
Ürün ve Uygulamalar
kabini içine yerleştirilmiştir. Deniz tarafında PSSuniversal I/O Uzak İstasyonla donatılmış ayrıca bir klimalı kabin de bulunmaktadır. Her bir PSSuniversal PLC monitör
alanı için tüm emniyetle ilgili fonksiyonları izler, örneğin;
E-DURDURMA, emniyet kapıları, konum izleme, ışık perdeleri ve tarayıcılar, ayrıca karşılık gelen imkanları da açmaktadır. Dijital girdiler ve çıktılar da röle kontakları gibi
kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak, her bir vinç bir PSSuniversal I/O Sistemiyle donatılmıştır.
Modern kontrol kavramı ileri teknoloji ürünü Ethernet
teknolojisine dayanmaktadır. Tüm kontrol bileşenleri ve
video verileri bir cam fiber omurga üzerinde akmaktadır.
Sonuç olarak tüm bilgilere her yerden ulaşılabilmektedir.
Gerçek zamanlı Ethernet SafetyNET p emniyetle ilgili ağa
yönelik, kontrol verilerinin, arızalara karşı emniyetli verilerin güvenli değişimi ve eşzamanlılığı için protokol olarak kullanılmaktadır ve aşağıdakini ifade etmektedir: Her
biri PSSuniversal PLC kontrol sistemi ve üç IO kafa modülü içeren bireysel bloklar kontrol istasyonuna emniyetli bir Ethernet bağlantısıyla bağlanmaktadır. Her bir vinç
kontrol istasyonundan manuel olarak kullanılabilmektedir. Emniyetli seçim ve E-DURDURMA sinyalleri kontrol
istasyonu ve vinç arasında vincin acil bir durumda durdurulabilmesini sağlamak amacıyla karşılıklı olarak verilmelidir.
Otomasyon ve Emniyet tek bir sistemde
PSS 4000 otomasyon sistemi emniyet ve otomasyon verilerini tüm sistem boyunca işlemektedir: Kontrol sistemi tüm girdileri okur ve durumu EGD protokolü (Ethernet Küresel Veri) yoluyla daha üst kontrol sistemine ile-
tir. PLC kontrol sistemi kendi kontrol programını işler
ve daha sonra bilgiyi EGD protokolü yoluyla daha sonra
otomasyon çıktılarını buna göre açan PSSuniversal PLC
kontrol sistemine yönlendirir. TMEIC Malzeme Yükleme
Satın Alma Müdür Javier Rizo “Başlangıçta bizler sadece emniyetle ilgili sinyalleri PSS 4000 otomasyon sistemi yoluyla işlemek istemiştik. Fakat böylesine esnek bir
sistemde elverişli olan çeşitli seçenekleri fark ettiğimizde
otomasyon I/O’ları aynı zamanda PSS 4000 yoluyla uygulamaya karar verdik. Bu bir avantajdı çünkü zaten sınırlı tutulmuş kontrol kabinlerine daha da fazla IO modülleri eklemeye gerek yoktu. Böylece sonuç olarak para ve
alan kazandık” dedi. Tesis kapsamlı testler tamamlandıktan sonra operatöre zamanında teslim edildi; o zamandan
beri yüksek verimlilik ve emniyetle başarıyla çalışmaktadır. TMEIC ve Pilz liman lojistiğine yeni standartlar getiren gerçekten yenilikçi bir çözüm yaratmak için birlikte
çalışmışlardır. Javier Rizo “PSS 4000 otomasyon sistemiyle başta tasarladığımızdan çok daha fazlasını elde ettik. Sonuç büyük bir başarıdır” diye konuştu.
İleri düzeyde girişimlerin görünümleri
Bu türün ileri düzeydeki projeleri İspanya ve Avustralya’da
gerçekleştirilmektedir. Burada da PSS 4000 ile çözümün
özel istekleri karşıladığı görülmektedir. Javier Rizo “Pilz
otomasyon sistemi PSS 4000 için pek çok diğer uygulama alanını şimdiden hayal edebiliyorum. Gelecekte de
daha fazla modayı belirleyen daha fazla sayıda projeyi uygulamak için birlikte çalışacağımızı varsayıyorum” diye
ifade etti. Yeni uygulama alanları açan, büyümeyi meydana getiren ve müşteriler için gerçek katma değer yaratan
bu gibi ortaklıklardır.
PSSuniversal PLC kontrol sistemleri esnektir, Abu Dabi’de bulunan tersane yanı vinç sistemi üzerinde emniyetle
ilgili olan ve olmayan verileri işlemektedir.
56
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Tek Bir Tedarikçiden Komple Enerji Yönetimi Sistemi
Endress Hauser
www.tr.endress.com
■ Endress+Hauser TS EN ISO 50001’e uygun enerji
izleme sistemlerini komple bir çözüm olarak sunarken aynı zamanda firmalara özel, profesyonel proje
desteği de sağlamaktadır. Enerji izleme sistemleri için
gerekli tüm ölçüm cihazlarını temin etmenin yanı sıra,
elde edilen bilgilerin yönetimi ile enerji verimliliğinin
sağlanması, haberleşme konusundaki uzmanlığı ile
bilgilerin müşterilerin sistemlerine entegre edilmesi
konusunda dünya genelinde hizmet vermektedir.
Ethernet, OPC ve endüstriyel haberleşme sistemleri üzerinden yapılmaktadır.
Sadece ölçüm cihazlarını değil, yardımcı cihazları ve
hizmetleri tamamen kapsayan eksiksiz ve firmalara özel
enerji çözümleri sunar.
Enerji maliyetlerinizi azaltan anahtar teslim çözümler
Prosese özel ana performans göstergeleri kullanılarak
sistemlerin sürekli takip edilebilmesi operatörlere, denetleyicilere ve yöneticilere bilgi sağlar ve gerçek bir enerji yönetimini mümkün kılar. Hassas ölçüm sistemleri, danışmanlık
ve servis olanaklarıyla birleştiğinde başarının anahtarı
haline gelir.
Enerji maliyetlerinin düşürülmesindeki en temel gereklilik
güvenilir enerji ölçümüdür. Buhar, basınçlı hava, ısıtma,
soğutma, elektrik, gaz ve yağ tüketimlerinin kayıt edilmesinden önceki ön şart en hassas şekilde ölçümlerinin
yapılmasıdır. Ölçüm sonuçları tamamen kullanılan sensörlere ve standartlara uygun hesaplamalarla elde edilen
parametrelere bağlıdır. Yanlış bir ölçüm cihazı kullanılması
veya gaz ve buhar uygulamalarında basınç, sıcaklık kompanzasyonu yapılmaması yüksek ölçüm hatalarına neden
olmaktadır.
Endress+Hauser enerji izleme sistemleri, elektrik ve gaz
ölçümlerinin, kayıt cihazlarının, enerji hesaplayıcılarının ve
farklı ölçüm noktalarının problemsiz bir şekilde aynı sisteme entegre edilmesini garanti eder. Veri iletimi
58
Avantajları
- Enerji maliyetlerini sürdürülebilir bir şekilde azaltılması
- TS EN ISO 50001’e göre enerji yönetimi sistemi uygulaması
- Hassas ölçüm teknolojisi aracılığıyla enerji kullanımı takibi
- Otomatik enerji raporu oluşturma ve analizi
-Üretim proseslerinin optimizasyonu ve ekipman
verimliliğinin artırılması.
Bunları biliyor musunuz?
- On yıllık bir dönem boyunca hava kompresörlerinin
toplam operasyon maliyetlerinin %75’ini elektrik
gideri oluşturur
- Basınçlı hava borusunda oluşan 3 mm’lik bir kaçak
yılda 640 EUR (750 USD) değerinde enerji kaybına
neden olur
- Gereksiz her bir bar basınç için basınçlı hava maliyeti
yaklaşık %9 artar
- Basınçlı hava dağıtım sistemlerinde ekonomik operasyon için önerilen maksimum hız 6 ila 10 m/sn olup,
buhar borularında bu rakam 25 m/sn’dir
- Eskimiş buhar veya sıcak su dağıtım şebekelerindeki
kaçaklar enerji maliyetlerini %50’ye kadar artırabilir
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Verileriniz Güvende Mi?
Rockwell
www.rockwellautomation.com/tur/
■ Ortak bir ağ teknolojisi, yükseltilmiş bir kontrol
sistemi ve derinlemesine koruma stratejisi, Bağlantılı
İşletmeler mimarisinin kilit taşlarıdır. Bu, yöneticilerin
yeni fırsatları algılamalarını sağlar ve ortak bir altyapı
inşa edilmesine yardımcı olur.
Nesnelerin İnterneti (Internet of Things (IoT)) döneminde, endüstride neredeyse ufku sonsuz hale gelmiş
akıllı teknolojilere, mevcut Ethernet Internet altyapısı
içerisinde birbirleriyle haberleşebilen akıllı sensörler
entegre ediliyor. Bu sayede işletmeler daha üst düzey
bir işbirliği kurup karmaşık prosesleri daha iyi anlayarak
operasyonlarını geliştirebiliyor ve karşılarında olağanüstü
bir potansiyel değer söz konusu oluyor.
Bu fırsat farklı endüstrilere yayılmış durumda çünkü
sağlanan değer büyük oranda akıllı teknolojilerden gelen
verilerin anlamlı bilgiler haline dönüştürülmesinden
ibaret. Bu da tüm işletme genelinde yöneticilere operasyon sürecini daha iyi takip edebilme, piyasanın ve işin
taleplerine daha hızlı cevap verebilme ve yeni inovasyon
fırsatları eşliğinde verimsiz noktaları bertaraf edebilme
kabiliyeti kazandırıyor.
Bu yapı Rockwell Automation tarafından ‘Entegre
İşletme’ olarak tabir ediliyor. IoT teknolojisi, Almanya,
Çin ve Amerika hükümetlerinin ilgili Endüstri 4.0
(Industrie 4.0) programı, Çin’in Akıllı Üretim 2025 (China
Intelligent Manufacturing 2025) ve Akıllı Üretim Liderliği
Koalisyon (Smart Manufacturing Leadership Coalition)
programlarının temelini oluşturuyor.
Bağlantılı İşletmeler yapısı da tüm bunları tamamlayıcı
nitelikte. İşletmeler, değer zincirleri ve müşteriler ekseninde akıllı teknolojilerin birbirine bağlanması ve meydana gelen entegre geribildirimin işletme verilerine
dönüştürülerek performansın iyileştirilmesini hedefler.
Bağlantılı İşletmeler kavramı birbirine entegre olan,
optimize edilmiş ve sadece makine ve ekipman düzeyinde değil aynı zamanda tüm kurum ve tedarik zinciri genelinde güvenli olan endüstriyel operasyonlardan
meydana gelmektedir. Doğru bir mimariyle birbirine
entegrasyonu sağlanmış olan bir işletme, bulut(cloud),
mobilite(mobility) ve büyük veri(big data) gibi teknolojileri
kullanarak global operasyonlar, sistemler ve kullanıcılar
arasında bağlantı ve ortak çalışma sağlar. İlk olarak,
ortak altyapı kurulmasına yardımcı olan ve doğru bir
mimari çerçevesinde entegre edilmiş bir işletme ortaya
çıkaran üç temel teknoloji parametresine odaklanacağız:
ortak IP-tabanlı bir ağ teknolojisi, yükseltilmiş bir kontrol
sistemi ve ileri güvenlik yaklaşımı.
Ortak Ağ Teknolojisi
IoT’den azami verimi elde etmek için bir makine, ekipman , tesis içerisindeki cihazların birbirleriyle ve ayrıca
işletmenin sisteminde yer alan bileşenlerle ya da işletme
düzeyinde haberleşebiliyor olması gereklidir. Bu da,
standart Ethernet IP (İnternet Protokolü) tabanlı, kombine ve basite indirgenmiş bir ağ bağlantı teknolojisi
kullanılarak sağlanabilir.
Neden IP?
Çünkü bir işletmenin tüm kademelerinde yer alan
insanlar, ekipmanlar ve sistemler genelinde pürüzsüz
bağlanılabilirlik sağlayan basit bir haberleşme yolu
sunmaktadır. Öte yandan özel ya da hazır ağ teknolojileri ağ yapınızı kısıtlayabilir ve karmaşık hale getirebilir çünkü verileri istenen noktalara aktarabilmek
için ağ geçitleri veya özel ağ cihazları gerektirebilir.
Dünyanın lider endüstriyel Ethernet ağlarından biri olan
EtherNet/IP™, standart, üzerinde herhangi bir değişiklik
yapılmamış Ethernet IP teknolojileri kullanarak hem
üretim hattında hem de işletme genelinde açık ve
kısıtlanmamış bağlanılabilirlik yaratılmasına yardımcı
olmaktadır.
Özel ve hazır ağlarda görülen birçok kısıtlamayı
ortadan kaldırarak tasarımdaki karmaşanın azaltılmasını
sağlar. Aynı zamanda hem endüstriyel hem de ticari
IP cihazlarının pürüzsüz bir şekilde entegre olmasını
sağlayarak endüstriyel operasyonlara daha ileri esneklik
kazandırır ve veri toplama süreçlerini basite indirger.
Yükseltilmiş Kontrol Sistemi
Günümüzde faaliyet gösteren birçok endüstriyel altyapı,
IoT’a uyumlu şekilde tasarlanmış değildir. Modern
endüstriyel ekipmanlara bağlı durumdaki yaşlanan ticari
sistemler ya da yaşlanan ekipmanlara bağlı durumdaki
modern ticari sistemler ciddi riskler arz edebilir. Bunlar
arasında veri iletiminin sekteye uğrayarak proseslerde
değişiklikler yaratması ve ürünün teknik özelliklerini
bozması, kaliteyi düşürmesi ve üretimde kesintilere
yol açması sayılabilir. Diğer eski sistemler de gittikçe
entegrasyon ve verimliliğin ve güvenliğin geliştirilmesi
noktasında zorluklar çıkarmaktadır. Kurumların
ekipmanlarını ve sistemlerini enformasyona dayalı modern bir yapıya kavuşturmaları için önlerinde net bir fırsat
yer almaktadır. En ileri teknolojili ekipmanların ve kon-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
59
Ürün ve Uygulamalar
trollerin altyapısında Ortak Endüstri Protokolünü (CIP™)
kullanan EtherNet/IP gibi açık, endüstri standardında
teknolojiler yatmaktadır. Ethernet/IP, motor yol vericisi
ve sensör gibi cihazları kontrol cihazlarına ve makineoperatör arayüzlerine bağlayarak kurum ağına verileri
kolaylıkla aktarabilmektedir.
Bu sistem, işletme düzeyindeki BT ile tesis düzeyindeki
endüstriyel kontrol teknolojisi arasında hayati bir bağ
kurarak ağı daha yönetilebilir bir hale getirmekte ve
daha fazla bilgi paylaşımı sağlayarak daha ileri bir takip
yapılmasına ve sağlıklı karar alınmasına olanak vermektedir.
Buna ek olarak yaşlanan sistemler ve ağlar, arızalardan
ve buna bağlı olarak yaşanan teslimat kayıpları, hurda, ek
işçilik, müşteri kaybı ve güvenlik problemleri gibi olumsuzluklar nedeniyle toplam maliyette büyük çaplı artışlar
doğurabilmektedir. Sistemlerinizin modernize edilmesi
bu durumların olasılığını minimize ederek verimlilikte
artış ve maliyette netlik sunabilir.
Kapsamlı Koruma
Tesisi ve üretim hattını böyle bir entegre sisteme dahil
ederek fayda sağlama yanında süreç hem kötü niyetli
hem de kaza anlamında dahili ve harici tehditler olarak
ciddi bir risk de arz etmektedir. Endüstriyel güvenlik,
tek başına duran eğreti bir çözümden ziyade bütün bir
sistem olarak uygulanmalıdır.
Enstitütüsü (NIST) Özel Yayını 800-82’de ve Amerika
Ulusal Güvenlik Bakanlığı INL/EXT-06-11478 sayılı raporunda tavsiye edilmektedir.
IoT’den Tam İstifade Edilmesi
Tüm operasyonlarınız genelinde verileri sorunsuz
ve güvenli bir şekilde paylaşabilecek altyapıyı
oluşturduğunuzda, IoT ile birlikte gelen çeşitli yenilikçi ve güçlü teknolojilerden istifa edebilirsiniz. Bu
teknolojilerı şöyle sıralayabiliriz:
Bulut Bilişim ve Sanallaştırma: Bulut bilişim ve
sanallaştırma teknolojisi iş verimliliğini ve zekasını
geliştirmektedir. Örneğin tesis dışı bir bulut bilişim
platformu, ekipman üreticisinin uzaktan izleme, hata
bulma ve öngörücü analiz gibi gelişmiş hizmetler vermesini sağlayarak duruş süresinin ve bakım maliyetlerinin
azaltılmasına yardımcı olabilir.
Sanallaştırma, yazılım ile donanım arasındaki bağı kopararak üreticilerin ve endüstriyel işletmecilerin, işletim
sistemini veya yazılımı değiştirmeden donanımı yükseltmesine olanak vermektedir. Bu durum bir yandan uygulama ömrünü arttırırken diğer yandan da sunucuların konsolide edilebilmesini, sistem kararlılığının arttırılmasını
ve donanım bakım maliyetlerinin düşürülmesini
sağlamaktadır.
Günümüzde var olan risklerin kapsamı ve bununla
birlikte aralıksız bir yeni tehdit akışının söz konusu
olması, Bağlantılı işletmeler bünyesinde güvenliğin
sağlam ve farklı cephelerde tehditleri durdurabilen bir
nitelikte olmasını gerektirmektedir.vvz z zvvMesela ağın
güçlendirilmesi ile ağ erişimini kontrol ederek Bağlantılı
işletmeler genelinde bağlantı güvenliği sağlanırken, izinsiz müdahale algılama sistemi ile sistemde Logix kontrol
cihazı gibi bir bileşene yapılan müdahale algılanabilmekte
ve kayıt altına alınabilmektedir.
İçerik koruma sistemi ile varlıklardaki fikri mülkiyeti
koruyan belli unsurlara erişim kısıtlanabilmekte, uygulama erişim kontrolü ile bir otomasyon sistemi içerisinde
kimlik doğrulama ve izin verme süreçleri yönetilebilmektedir.
Sonuç olarak, endüstriyel varlıkların korunmasında dahili
ve harici güvenlik tehditlerini kapsayan derinlemesine
güvenlik stratejisinin benimsenmesi tavsiye edilmektedir. Derinlemesine güvenlik yaklaşımı kapsamında izin ve
prosedürler, fiziksel yapı, ağ ve bilgisayar güçlendirme,
uygulama ve cihaz güvenliği bileşenleri yer almaktadır.
Derinlemesine güvenlik stratejisi IEC 62443 standartları
(eski adıyla ISA 99), Ulusal Standartlar ve Teknoloji
60
Mobilite:
Mobilite, üretim hattı ve saha çalışanlarına akıllı telefonlar, tabletler ve diğer akıllı cihazlar üzerinden eş
zamanlı, içeriğe dayalı bilgiler sunabilmektedir. Görev
tabanlı uygulamalar sayesinde işbirlikçi ortamlar ve bilgi
paylaşımı sağlanmaktadır.
Nasıl ki cep telefonlarımız üzerinden günlük yaşamımızda
önemli hava, trafik veya yol bilgilerine anlık erişim
sağlayabiliyorsak, mobilite de, gerek üretim hattında
gerekse ofiste ya da evde olsun tüm çalışanların iş,
üretim ve tedarik zinciri ile ilgili bilgilere anlık olarak
erişebilmesini sağlamaktadır.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Büyük Veri:
Hiçbir sektörde endüstriyel operasyonlarda olduğu kadar
büyük miktarda veri üretilmemektedir. Örneğin bir petrol
platformu her gün bir terabaytın üzerinde veri üretmektedir. Bu veriler sayesinde yöneticiler, göze çarpmayan verimsiz noktaları farkedebilmekte, verimi, makinelerin aktif
çalışma sürelerini ve ürün kalitesini arttırabilmektedir.
Temel Performans Göstergeleri (TPG) panolarında veriye
dayalı analizler eş zamanlı olarak görülebilmekte, diğer
eş zamanlı verilerle bir arada ve ayrıca geçmiş performans verileriyle karşılaştırmalı olarak görüntülenebilmektedir. Veriler aynı zamanda Web tabanlı raporlar
haline getirilerek kurum geneline güvenli bir şekilde
yayılabilmektedir.
Değeri Yakalamaya Hazır Mısınız?
Her köklü teknoloji değişikliği heyecan ve fırsat yaratır
ama bunun yanında korku ve tereddüt de meydana getirir.
Bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak için Rockwell Automation
beş aşamalı bir Entegre İşletme Uygulama Modeli (www.
rockwellautomation.com/go/maturity) geliştirmiştir. Bu
model, hem teknolojide hem de kurum kültüründe etkin
değişim sağlamak adına gerekli olan tedbirleri ve en
başarılı uygulamaları ana hatlarıyla açıklamaktadır:
Aşama 1: Değerlendirme
Aşama 2: Güvenli Hale Getir ve Yükselt - Ağ ve Kontroller
Aşama 3: İşletme Verileri - Tanımla ve Organize Et
Aşama 4: Analizler
Aşama 5: İşbirliği
Herkes, Uygulama Modeline kendilerine en uygun olan
aşamada dahil olacak ve kendi ihtiyaçları ve altyapıları
çerçevesinde belirlenen bir hızda ilerleyecektir. En önemlisi de bu endüstriyel devrime kısa süre içerisinde dahil
olmanız.
TANITIM:
Derinlemesine güvenlik yaklaşımı kapsamında izin ve
prosedürler, fiziksel yapı, ağ ve bilgisayar güçlendirme,
uygulama ve cihaz güvenliği bileşenleri yer almaktadır.
Cisco, Internet of Things platformunun önümüzdeki 10
yıl içerisinde özel sektörde 14 trilyon $’lık potansiyel
ticari kıymet yaratacağını ve bu kıymetin yüzde 27’sinin
imalat ve üretim sektörlerinde olacağını tahmin etmektedir.
Rockwell
Automation
tarafından
geliştirilmiş
olanBağlantılı İşletmeler Uygulama Modeli (Connected
Enterprise Maturity Model), hem teknolojiler hem de
kurum kültürleri içerisinde etkin değişim yaratmak için
gerekli olan tedbirleri ve en başarılı uygulamaları ana
hatlarıyla açıklamaktadır.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
61
Ürün ve Uygulamalar
Mitsubishi Electric smartRTU
Mitsubishi Electric
www.mitsubishielectric.ae/turkey
– Q-Serisi bazlı smartRTU
■ - Nedir?
– RTU “Remote Terminal Unit” Uzak Terminal Ünitesi.
– FX-, L- or Q-Serisi Mitsubishi Electric PLC’ler ile tandem çalışabilir.
– Akıllı Haberleşme Modülü (RTU Modem).
-Hangi uygulamalarda kullanılabilir?
– Petrol & Gaz (Boru hatları, Kuyu toplama ağları)
– Güç Dağıtımı (smart grid, Alt şebeke otomasyonu)
– Su & Atık Su (Pompa istasyonları, kuyular, depo
yönetimi)
– Altyapı (tüneller, kanallar, Cep telefonu şebeke
istasyonları)
- Çeşitleri?
– FX-bazlı smartRTU
RTU-Modem
– L-Serisi bazlı smartRTU
Mitsubishi Electric’ten yeni RTU Modulü (smartRTU)
-Kompakt boyut(sadece 90 x 90 x 90 mm)
-Düşük Enerji İhtiyacı (only 12W)
-Standart tüm SCADA protokollerine uygun:
-DNP3 (incl. WITS extensions)
-IEC 60870-5 (101 / 104 / 1032)
-Gerekli tüm saha protokollerine uygun:
-IEC 618502 –automate substations, Smart Grid
-Modbus, Profibus-DP, CC-Link, DeviceNET, ..
-Mitsubishi PLC’lerinin endüstriyel seviye sağlamlığı ile
gelişmiş haberleşme yeteneklerini birleştirir.
64
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
- Çoklu WAN data backhaul kanalları birbirlerini yedekleyebilirler:
-Mobil ağlar (2G – EDGE/GPRS and 3G – UMTS/HSDPA)
-PSTN veya Radio modem (Harici modem)
-Ethernet
-«Sıfır Ayar» Devreye alma: Sisteme eklenirken atılan
resetten sonra tüm konfigürasyon vePLC program
dosyalarını otomatik import eder.
- Uzaktan yönetime maksimum odaklanma:
-Uzaktan PLC program müdahalesi ve haberleşme, data
adresleme , parametre yönetimi
-Yaşam döngüsü boyunca destek konsepti ve 100’lerce
sitede destek ağı.
-Kaydet & ilet, SCADA bağlantısının kopması durumunda
data kaydını hafızada tutma
-Küçük veya büyük ölçek uygulamalar (10 – 1000 Giriş/
Çıkış ve gerekli ise backup), ATEX desteği
-Ağır hava şartlarına uygun kalıpları mevcuttur. (-40°C /
+70°C arası)
smartRTU Kullanım Alanları
Su & Atıksu
smartRTU’ların sağladıkları…
-Güvenli su toplama ve dağıtma
-Dağıtılmış varlıkların efektif yönetimi
-En aza indirgenmiş enerji tüketimi
-Tümsel pompa istasyonlarının takibi- kuyular, filtre/dağıtım
istasyonları, depolar, tanklar flow-metreler vs.
-Su haberleşme ağının şirket ağına entegrasyonu
Petrol & Gaz
smartRTU’ların sağladıkları…
-Optimum petrol gaz kuyu saha performansı
-Gerçek zamanlı boru hattı operasyon yönetimi
-AGA-seviye ölçüm
-Büyük ölçek ağlarda bile insan gücü tasarrufu
-Küçük-büyük ölçekli uygulamalar (10 - 1000 Giriş Çıkışlar)
-Küçük-büyük ölçekli ağlar (Tek-Yüzlerce kuyu arası ağlar)
Güç Dağıtım
smartRTU’ların sağladıkları…
-Sağlam ve güvenli altistasyon otomasyonu
-Eski ekipmanın en yeni jenerasyon IEDS’ler ile entegrasyonu
-Hata tespit ve önleme
-Güvenli ve siber korumalı haberleşme
-Smart Grid ‘e hazır T&D ağları
Altyapı
smartRTU’ların sağladıkları…
-Yüksek dayanıklılık ve yeterlilik. Uzak kara-demir-su ve
tünel yolları için
-Harici Sensörler, CCTV, Trafik ışıklarının entegrasyonu
-Backup’lı, Siber-Güvenlikli haberleşme
-Yükseltilmiş altyapı kullanım performansı ve güvenliği
Petrol & Gaz için Fonksiyon Blokları
-AGA3 (DP cell) mass-flow ölçümü
-AGA7 (Turbine meter) mass-flow ölçümü
-AGA8 Gaz yoğunlaştırma doğrulaması
-NX19 Yoğunlaştırma doğrulaması
Uygulamalar için Özel Fonksiyon Blokları – FAZ 1
- Su & Atık Su Endüstrisi için Destek
–Asansör Pompa Fonksiyon Bloğu (FB)
–Boru doldurma FB
–Valf koruması sorgulama FB
–Pompa sonu eğim tanıma
–Pompa blokaj ve haddeleme kontrol FB
-Petrol Gaz Endüstrisi için Destek
–AGA3 (2000) Gas Mass Flow
–AGA7 (2006) Gas Mass Flow
–AGA8 (1994) Gas Compressibility Correction
–NX19 (1963) Gas Compressibility Correction (for legacy
support)
–API21.1 Compliant Gas Flow Calculations
-Elektrik Dağıtım & Alt Şebeke Otomasyon Desteği
– Anahtarlama cihazı FB (Devre Kesici / Ayıracı)
– Transformatör FB
– Elektrik Şebeke FB
ENDÜSTRİ OTOMASYON
65
Ürün ve Uygulamalar
Petrol ve Yakıt Uygulamaları İçin
Yüksek Çözünürlüklü Kızılötesi Denetim
Netes
www.netes.com.tr
■ Programlanmamış üretim aksamaları milyonlara mal
olabilir. Petrol ve yakıt endüstrisinde çalışan profesyoneller, güvenlikten ödün vermeksizin tesisin sürekli ve
stabil bir biçimde çalışmasını sağlamanın çok önemli olduğunu bilir. Aynı zamanda üretimin sorunsuz devam etmesini sağlamak ve yasal gereklilikleri karşılamak için
düzenli bakım, potansiyel sorunların hızlı bir şekilde tespiti ve net belgelemenin çok önemli olduğunu da bilirler.
Petrol ve yakıt uygulamaları için çok amaçlı bir izleme
ve sorun giderme aracı
Termal görüntüleme cihazları petrol ve yakıt endüstrisinin çok çeşitli denetim ve sorun giderme faaliyetlerini destekleyen çok yönlülüğü, hassasiyeti ve kullanışlılığı sunuyor. İster karada ister denizde, ister akıntı yönünde veya akıntıya karşı olsun, termal görüntüleme cihazları çok çeşitli ekipman ve proseslerin belirgin yüzey sıcaklıklarının iki boyutlu temsillerini yakalamanıza olanak
sağlar. Yüzeylere dokunmadan ve prosese ara vermeden
bu proses ekipmanlarının, aynı zamanda boru ve tanklardaki sızıntıların da ısı görüntülerini toplayabilirsiniz. Bu
denetimden gelen görüntü ve ölçümler, sorunları erken
bir safhada hızla belirlemenize yardım edebilir.
Ancak termal görüntüleme cihazlarının hepsi aynı değildir. Fluke Uzman Serisi ürün grubunun bir parçası olan
yeni Fluke TiX1000, TiX660 ve TiX640 termal görüntüleme cihazları, güvenli bir mesafeden önemli bilgileri toplamanıza olanak sağladıkları için petrol ve yakıt endüstrisinde idealdir. Bu da, üretime ara vermeden ve sıcak çalışma izni almak zorunda kalmadan, ekipmanı veya sorunlu noktaları denetlemek için bu kameraları sık sık kullanabileceğiniz anlamına gelir. Bu Fluke Uzman Serisi
termal görüntüleme cihazlarındaki Standart 32x zoom ve
isteğe bağlı telefoto objektifler, ısı anormalliklerini hızla
belirleyebilmeniz için, 100 fit uzaktaki hedeflerin yüksek
çözünürlüklü görüntülerini net bir ayrıntı seviyesiyle birlikte alacak güce sahipler.
İlk ON
Uzman Serisi termal görüntüleme cihazları için Petrol
ve yakıt denetim uygulamaları
1. Ücra alanlar/kompresör istasyonları
2. Kuleler, yanan bacalar ve hava arıtıcıları
3. Buhar kapanları, sızıntılar, kat. cracker degradasyon
4. Açık deniz platformlarındaki yatay alevler
5. Üst sürücüler
6. Tank seviyesi
7. Elektrik sistemleri
8. Ekipman izleme
9. Motorlar ve tahrikler
10. Yataklar
Hızlı denetim ve sorun giderme
Petrol ve yakıt üretim ortamları fazlasıyla zorlayıcı olabilmektedir. Ürünlerin tehlikeli yapısı, sıcak, nemli, tozlu ve
aşındırıcı koşullar ve optimumun altındaki ışıklandırma
şartları, denetimcileri görevlerini hızlı bir şekilde tamamlayıp alandan ayrılmaya itmektedir. İkinci bir teftiş yapmak
zorunda kalmamak veya yetersiz görüntülemenin sonuçlarıyla baş başa kalmamak için, kullandığınız termal görüntüleme cihazının potansiyel sorunları erkenden belirlediğinden emin olmanız gerekmektedir. İşte yüksek çözünürlüklü görüntüleme, uzun mesafe hassasiyeti, termal hassaslık, gelişmiş odaklama sistemleri, esnek görüntüleme seçenekleri ve diğer yenilikçi özelliklerle donatılmış yeni Fluke Uzman Serisi termal görüntüleme cihazları işte bu yüzden bu ortamlara uygundur. Güvenli bir mesafeden çalışarak, ayrıntılı sıcaklık bilgileri sağlayan ultra yüksek çözünürlüklü görüntüler almanızı sağlarlar. Bu performansı bu ka-
Depolama tanklarının aşınma veya Bacaları ve alevleri yerden kolayyapısal bütünlüğünü değerlendire- ca denetleyebilirsiniz.
bilirsiniz.
68
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Petrol ve yakıt tesislerinin büyük
elektrik altyapılarıını izleyebilirsiniz.
Ürün ve Uygulamalar
dar uzun bir mesafeden sundukları için, çok sayıda tırmanış
yapmak zorunda kalmadan ve üretimi durdurmaksızın, yeterince yakına gidemeyeceğiniz bölgeleri denetlemenizi sağlarlar. İşte bu kameraların zaman, enerji ve duraklama süresinden kazanmanızı sağlayacakları bazı inceleme alanları:
- Ücra alanlar/kompresör istasyonları: Bu ücra bölgeler, otobanlar ve çalışma koşulları hakkında sürekli olarak veri ileten hücresel kulelerle bölgesel işletme merkezlerine bağlanmıştır. Gevşek bağlantılarır ve diğer zayıf bağlantıları kontrol etmek için 180 fitlk kulelere tırmanmak yerine, teknisyenler bu TiX Serisi termal görüntüleme cihazlarındaki 32x
zoom özelliğini veya bir telefoto ya da süper telefoto objektifini kullanarak, bu bölgeleri yerden, hızlı, güvenli ve doğru
bir şekilde inceleyebilirler.
- Kuleler, yanan veya buhar çıkaran bacalar ve hava temizleyiciler performanslarını değerlendirmek için yerden
kolaylıkla taranabilmektedir.
- Buhar tuzakları, beton fırınları gibi erişilmesi güç bölgelerdeki sızıntılar ya da sıvı katalitik cracker’lerin
(kat. cracker) degradasyonu. Bu termal görüntüleme cihazlarını erişilmesi güç hedeflere yönlendirebilir ve geniş, 5,6
inçlik eklenebilir LCD ekranı resmi görebileceğiniz bir konuma çevirebilirsiniz.
- Açık deniz platformlarında yatay alev denetimi. Uzun mesafelerde yüksek çözünürlük
ve yakınlaştırma özellikleriyle, açık deniz alevini platformdan
veya helikopterden inceleyebilirsiniz.
Yüksek kare yenileme özellikleri, alevin yanmak üzere olduğunu gösterebilecek ani ve hızlı sıcaklık değişimlerini
belirlemenize yardımcı olur.
- Üst sürücü denetimi. 32x zoom özelliğiyle, petrol sondaj
platformuna tırmanmak yerine üst sürücüyü yerden
inceleyebilirsiniz. Eğilebilir renkli viewfinder özelliği, güneş
ışığında dahi net bir görüntü sağlar.
- Tank seviyesinde denetim. Fluke TiX1000 termal görüntüleme cihazının yüksek tanımlı özelliklerine sahip
geniş açılı objektif kullanarak, tank seviyelerini uzaktan hızlı
bir şekilde tarayabilirsiniz.
Yakıt yükleme veya boşaltma. Bu Uzman Serisi kameraları,
boruları taramak için uzaktan kullanabilirsiniz.
Uzak mesafe dış denetimlere ek olarak, bu Fluke TiX serisi
termal görüntüleme cihazlarını
bir rafinerideki standart ekipmanlara belirli bir mesafeden
sorun giderme uygulamak için
kullanabilir ve sıcak çalışma izni almak veya yüksek gerilime
yaklaşmak zorunda kalmazsınız.
-Elektrik sistemlerinin denetimi. Bu termal görüntüleme cihazları, gevşek ve oksitlenmiş bağlantılardaki potansiyel sorunları, elektriksel dengesizlikleri, arıza yapan transformatörleri ve anahtarlama tesislerini ve motor kontrol merkezlerindeki arızaları belirlemenize yardımcı olur. Geniş 5,6 inç
arka aydınlatmalı ekranla, resimleri optimum olmayan ışık
koşullarında dahi net bir şekilde görüntüleyebilirsiniz.
- İzleme. Refrakter ekipmanlarda, ısıtıcılarda, kazanlarda,
fırınlarda, ısı değiştiricilerde, buhar hatlarında ve tuzaklarında, proses ve güvenlik vanalarında, buhar türbinlerinde,
proses hatlarında ve mekanik döner ekipmanlardaki (hem
tesiste hem sahada) sorunları belirlemeye yardımcı olur.
-Motor ve sürücülerin kontrolü. Bu Fluke TiX termal görüntüleme cihazlarını, aşağıdakilere yönelik düzenli
denetimlerde kullanabilirsiniz:
– Motorların ve ilgili panel ve denetimlerin fazla sıcak çalışıp
çalışmadığını belirlemek
– Arıza yapan spesifik bileşenleri takip etmek
– Elektrik kaynağındaki faz dengesizliği, kötü bağlantılar ve
anormal ısınmayı denetlemek
- Yatakları denetleme.
Mevcut çalışma sıcaklıklarını kıyaslama değerleriyle karşılaştırmak ve potansiyel arızaları önlemek için daha
oluşmadan belirlemek üzere, yatakların ve mahfaza sıcaklıklarının iki boyutlu ve yüksek çözünürlüklü kızılötesi
görüntülerini alın.
Fluke Connect® kablosuz özellikleriyle kaynaklarınızı katlayın
Fluke Connect mobil uygulamasıyla, Fluke Uzman Serisi termal görüntüleme cihazından alınan görüntüleri ve ölçümleri, Fluke Connect mobil uygulaması bulunan tüm akıllı telefonlara gerçek zamanlı olarak iletebilirsiniz. ShareLive™ video görüşmesindeki herkes sizin sahada gördüğünüz görüntü ve ölçümleri uzaktan görebildiği için, sonuçları ekip
üyeleriyle paylaşmak da kolaydır. Bu da sorularınızın anında yanıtlanmasına veya anında onay almanıza ve onarımları hızlandırmanıza yardımcı olur. Aynı zamanda görüntü ve
ölçümleri akıllı telefonunuzdan güvenli Fluke Cloud™ içindeki EquipmentLog™* geçmişine kaydedebilir ve tüm yetkili kullanıcıların kolayca erişmesini sağlayabilirsiniz. Bu şekilde gerçek zamanlı ölçümleri başlangıç verileriyle karşılaştırarak sorunları belirleyebilir ve hızlı bir şekilde daha iyi kararlar alabilirsiniz. Aynı zamanda Fluke termal görüntüleme
cihazlarında bulunan SmartView® yazılımını kullanarak bulgularınızı termal görüntüler, gözle görülebilir ışık görüntüleri ve karıştırılmış görüntüler içeren bir raporda belgeleyebilir
ve bulduğunuz sorunları ileterek onarım önerebilirsiniz.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
69
Ürün ve Uygulamalar
Wintec Teknolojisi “Endüstri 4.0”ı Fethediyor
Wenglor
www.wenglor.com
■ Bir sensör, üç dil: wenglor’un yeni “Wintec” yüksek performanslı mesafe sensörleri, gelecekteki akıllı otomasyon sistemleri için gerekli olan tüm ekipmanlar ile donatılmıştır.
Kombinasyonel üç farklı endüstriyel ethernet teknolojisi ile, yenilikçi Wintec Teknolojisi OY2TA104P0150
sensörünü Endüstri 4.0 uygulamaları için çığır açan bir
sensör haline getirmektedir. Bu zeki ürün, performansındaki verimliliği, kalitesindeki güvenilirliği ve yenilikçi ağ iletişimi ile betimlenmektedir.
Wenglor Ar-Ge direktörü Dr. Ing. Alexander Ohl ürün
ile ilgili şu açıklamayı yapmaktadır. “Tüm bu özellikler gelecekte yoğun rağbet göreceği için, biz bu özellikleri tüm müşterilerimize bugünden sunmaktayız”.
wenglor’ un öncü ürünü pazar içerisinde ProfiNET, EtherCAT, EtherNet/IP protokolleri ile kullanılabilen tek ürün
konumundadır. Bu sensörler aktif olarak haberleşebilirken, sistem tarafından ayrı ayrı tanınabilirler (CP44) ve
böylelikle “Endüstri 4.0” ün en yüksek rahatlık mertebesine ulaşılmış olur. Ancak üstün haberleşme yetenekleri
yanında, ödüllü WinTec teknolojisi ile OY2TA104P0150
sadece kendine özgü özellikleri olan bir sensör durumuna getirmektedir.
Dr. Ohl “Son derece eğimli, siyah ve parlak objelerin ölçümü yıllardır wenglor’ un başarılı olarak gerçekleştirdiği
çekirdek alanlardan biridir ve bu durum, tüm dünya üzerindeki uygulamalarda artarak devam etmektedir” şeklinde sözlerine devam etmektedir. Dahası, 0.1 ile 10.1 metre gibi geniş ölçüm aralığı olan sensör, modern otomasyon sistemlerindeki karışık bir çok algılama ve ölçüm uygulamalarında rahatlıkla kullanılabilmektedir.
70
Teknik karekteristik özelliklerinin genişliği ve işlevleri, bu
yüksek performanslı mesafe sensörüne yüksek performanslı yetenekler kazandırmaktadır: Entegre PoE arayüzü, kablolamadaki yüksek maliyetleri düşürürken, kompakt gövde yapısı (81 x 55 x 30 mm) ile de kolay ve yer
kaplamayan montaj olanakları tanımaktadır.
Hazırlanmış web sunucusu ile tüm sensör fonksiyonlarına her yerden ulaşılabilmesi sayesinde yerden bağımsız hata teşhisi yapılabilmektedir. Güvenilir tak ve çalıştır
fonksiyonu ve OLED ekranı ile de kullanıcıya son derece
kolay kullanım sunulmaktadır. Dr. Ohl “Tek ve kompakt
bir gövdede toplanan tüm bu özellikler uluslararası olarak belirleyici niteliktedir ve pazardaki etkimizi de sürekli
olarak devam ettirecektir.” şeklinde öngörmektedir Sonuç olarak, tüm bu özellikler ile bu eşsiz ürün wenglor’un
“Endüstri 4.0” ürün yelpazesine uymaktadır ve daha da
ötesinde yüksek performans özelliklerine muazzam bir
genişlik katmaktadır.
WinTec yüksek mesafe sensörleri şu şekilde hazır olarak sunulmaktadır, OY2TA104P0150P (ProfiNET), OY2TA104P0150C (EtherCAT) ve OY2TA104P0150E (EtherNet/IP).
Kısaca Önemli Noktalar:
- ProfiNET, EtherCAT veya EtherNet/IP
- Aktif haberleşme yeteneği ve sistemde algılanabilme
(CP44)
- WinTec teknolojisi
- Kompakt Gövde
- Tak ve çalıştır fonksiyonu
- Power-over-Ethernet (PoE)
- Hata tanımlamak için Web Sunucusu
- OLED ekran
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
Doğrudan Makine Üzerinde Çok-İstasyonlu Operasyon
Esnek, Ekonomik ve Güvenilir
Phoenix Contact
www.phoenixcontact.com.tr
Doğrudan modern bir kullanıcı arayüzü tasarımına sahip makinedeki çalışma modları, Phoenix Contact’ın her bir
gelecek çözümünün parçalarıdır.
■ Yüksek bir standartlaştırma düzeyiyle daha düşük
maliyetler
İşletim cihazlarından cazip görselleştirmeler ve modern
bir arayüz tasarımı, endüstriyel otomasyonda kullanım
alanı bulmuştur. Aynı şekilde, kullanıcının saha düzeyinde çok istasyonlu işletim için esnek konseptlere duyduğu arzuya da yanıt vermiştir. Ve sofistike, kullanıcı-dostu
arayüzlere sahip daha büyük ekranlara olan yönelim artmaya devam etmektedir. Bunun nedeni, günden güne
daha da karmaşıklaşan makine ve sistem mühendisliğindeki üretim yapılarının kolay anlaşılır bir şekilde eşlenme gerekliliğidir.
Bu nedenle, uniform olarak donatılmış güçlü işletim istasyonları, düşük maliyetler ve yüksek standartlaştırma
düzeyi bakımlarından doğru donanımın seçilmesi kadar
önemlidir. Designline ürün ailesiyle Phoenix Contact, cazip tasarımları, yüksek performanslı donanımları ve aynı
zamanda tek ve çok mod destekleri nedeniyle dikkat çeken tamaman kapalı bir muhafaza (IP65 koruma sınıfı)
içerisinde endüstriyel PC’ler sunmaktadır. Portico iletim
yazılımıyla birlikte, kullanıcılar donanım ve yazılım maliyetlerini düşüren, düzgün standartlar sağlayan ve uzun
mesafeler üzerinden bile kullanılabilen esnek işletim ve
görselleştirme çözümleri yaratabilirler.
74
Otomatikleştirilmiş üretim sistemlerinin sanayi sektöründe
kullanıldığı yerlerde tesis-içi işletim ve proseslerin görselleştirilmesi giderek artan bir önem kazanmaktadır. Bununla
birlikte, doğrudan makine/sistem üzerine monte edilen konseptlerin kullanımı ve aynı zamanda büyük ölçekli uygulamalar veya üretim hücreleri için tipik çok-istasyonlu işletim,
kullanılan donanım ve yazılım (kılavuz görüntü) konusunda
artan talepler oluşturmaktadır.
Bu yüzden, zor endüstriyel koşullara dayanma yeteneğiyle birlikte görüntü öğelerini ve kontrol esnekliğini yapılandırmak da mümkün olmalıdır. Ayrıca, donanım ve yazılım
ekonomik olmalı, az yer tutmalı ve güvenilir şekilde çalışmalıdır. Son derecede önemli bir konu ise, işletimi basit ve
eğitim gerekliliklerini asgari düzeyde tutmak için uniform
görselleştirme gereklidir. Phoenix Contact, Ethernet-tabanlı
masaüstü iletim çözümü Portico ile, esnek işletim konseptlerini mümkün kılan ve aynı zamanda görüntü verisinin iletimi için düşük maliyetli standart donanım ve IP-tabanlı protokoller kullanan bir yazılım sağlamaktadır. Tamamen kapalı bir muhafazaya (IP65 koruma sınıfı), cazip bir tasarıma,
yüksek performanslı donanıma ve çoklu dokunma desteğine sahip, Designline ürün ailesinden endüstriyel PC’lerle
birlikte, işletim ve görselleştirme için sezgisel çözümler
doğrudan makine üzerinde uygulanabilmektedir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
16 taneye kadar Client PC’ye bağlanma
Ethernet, IP protokolü ve Uzak Çerçeve Arabellek Protokolü (Remote Framebuffer Protocol - RBF) üzerine inşa edilen Portico, sunucu bilgisayardaki ekran içeriğini yakalar ve
Ethernet yoluyla bunları Windows işletim sistemleri (Windows CE, XP, 7, XP Embedded 2009, veya Embedded Standard 7) üzerinde çalışan bir veya daha fazla Client PC’ye iletir. Bu, basit bir noktadan-noktaya bağlantıdan (tek masaüstü) 16 taneye kadar Client PC’nin (çok sayıda masaüstü)
bağlanmasına kadar pek çok sayıda farklı yaklaşımı mümkün kılmaktadır. Temel prensip inanılmaz derecede basittir: RFB sunucu, bir “sözde” masaüstü sağlar. Bu, örneğin,
uzaktan kontrol panosunda kurulan bir endüstriyel PC üzerinde ilgili uygulamalarla birlikte çalışan bir grafik çalışma
ortamı demektir. RFB Client PC, genellikle operatörün Client PC’si üzerinde bir masaüstü görevi görür, (klavye girişleri, fare hareketleri ve tıklamalar gibi) kullanıcı verilerini alır
ve oradaki iş ortamını yönetmek için RFB sunucusuna iletir.
Portico, kullanıcının istemesi durumunda mesafeye bakmaksızın, üstelik iyi bir fiyata çok istasyonlu işletim sağlamaktadır.
Minimum donanım gereklilikleri
Portico’nun bitmap-tabanlı grafik bellekle (Çerçeve arabellek) çalışması nedeniyle, yazılım herhangi bir Windows sisteminde (örneğin, Windows 7’de) kullanılabilir. Ekran içeriği bitmap’ler olarak iletilir ve Client PC sadece ilgili değişiklikleri alır. Bu, iletilecek veri hacmini ve gereken bellek kapasitesini azaltır; yani Client PC donanımının, RAM ve CPU
performansı bakımından sadece minimum gereklilikleri karşılaması gerekir. Böylece düşük maliyetli Client PC’ler kullanılabilir. Ayrıca, Client PC ile sunucu PC arasında hızlı veri
değiştokuşu sağlanır. İlave olarak, RFB bağlantılarının durumsuz (stateless) olması, eşlik eden oturumu kaybetmeksizin bağlantıyı kesmeyi veya RFB Client PC’sini değiştirmeyi mümkün kılar.
Standartlaştırılmış iş ortamı
Portico, makinenin veya sistemin planlanması ve bakımı
için birkaç avantaj sağlar. İlk olarak, görselleştirme gibi uygulamaların sadece sunucu PC’ye kurulması gerekir. Yazılım artık Client PC üzerinde çalışmaz. Yani, uygulama birkaç operatör istasyonu istese bile lisans maliyetleri asgari
düzeyde tutulur. Ayrıca, her Client PC’nin sunucuya erişme-
si ve sadece bir yazılım sürümü alması nedeniyle, tüm Client PC’lerde standartlaştırılmış bir çalışma ortamının mevcut olması, proseste bakım işlemini kolaylaştırmaktadır. İlave olarak, Ethernet’in kullanılması Web-tabanlı Client PC kurulumuna izin vermektedir. İstemcinin sadece burada ağa
bağlanması gerekir. Bir USB bellek gibi ilave kayıt ortamı
yoluyla yerinde kurulum gerekli değildir. Böylece, sorumlu elemanlar üretim binasında uzun mesafeler katetmek zorunda kalmazlar.
Sınırlı işletim izinleri
Bununla birlikte, endüstriyel uygulamalar durumunda, makineyi veya sistemi aynı zamanda işleten birkaç kullanıcı olmaması sağlanmalıdır. Müstakil işletim istasyonlarının birbirlerinin görüş alanı dahilinde olmamaları halinde bu durum bilhassa önemlidir. Bu amaç için, Portico’daki bir uzlaştırma programı, herhangi bir verili zamanda bir Client PC
tarafından sadece bir cihazın işletilmesini sağlar. Diğer Client PC’ler, işletim izinlerini etkin Client PC’den istemelidir.
Bu durumda bu Client PC, izinleri verme veya isteği geri çevirme kararı alabilir. İlave olarak, sunucu PC’ye örneğin bakım amaçları için menü ayarları yoluyla özel işletim izinleri
de verilebilir. Tüm menü ayarları, hem Client PC hem de sunucu PC üzerinde bir parolayla emniyete alınabilir. Bu, kurulan bağlantıların korunmasını ve işletim izinlerinin değiştirilmemesini mümkün kılar. İstemci PC’lerin yapılma şekilleri nedeniyle, kullanıcı gerçekte sunucu PC’nin masaüstünde olduğunu fark etmez. Diğer taraftan, ilgili bağlantı yoluyla üretim kontrol seviyesinden itibaren alan seviyesine kadar
tam erişime sahip olur.
Designline ürün ailesinin dokunmatik panelleri, VESA
100 standardı yoluyla veya doğrudan makine üzerinde bir
destek kolu / destek kullanarak esnek şekilde monte edilebilir.
100 metreye kadar iletim mesafeleri
Doğrudan makine üzerinde işletim, donanım konusunda
özel talepler yaratır. Örneğin, ağır titreşimler oluşursa, korunmuş bir alanda gerçek kullanıcı arayüzünden ayrılmış bir
kutu PC kurulumunu gerektiren uzak çözümler sıklıkla kullanılır. Bununla birlikte, kutu PC ile kullanıcı arayüzü arasında
ENDÜSTRİ OTOMASYON
75
Ürün ve Uygulamalar
Hem
VGA veya DVI yoluyla geleneksel görüntü iletimi hem de
USB yoluyla temas iletimi birkaç metreyla sınırlandırılır; bu nedenle bu görev için uygun değillerdir. Bununla
birlikte, Portico’nun kullanılması, iki ünite arasında 100
metreye kadar mesafelerin katedilmesini mümkün kılar.
maksimum köprülenebilir mesafeye riayet edilmelidir.
Portico, verinin sadece bir işletim istasyonundan girilebilmesi için işletim izinleri atanmasını güvenli ve
kolay hale getirir.
İletim yazılımının birçok avantajı, zaten IP65 koruma sınıfına sahip yeni Panel PC Designline serisinin geliştirilmesinde kullanılmıştır. Mevcut birçok konfigürasyon opsiyonu sayesinde, eğer sadece bir uzak işletim istasyonuna
ihtiyaç varsa, endüstriyel PC’ler ince Client PC çözümleri
şeklinde birleştirilebilirler. Sunucu PC’leri olarak yapılandırılmaları halinde, kullanıcı ilgili tüm uygulamalara erişime sahiptir. Designline PC’ler, kullanıcıların, kendi mevcut uygulamaları henüz hareket kontrolünü desteklemese
bile, yeni çalışma modlarını destekleyen donanımları kullanabilmeleri için hem tekli hem çoklu dokunmatik ekran
sunmaktadır. Bu, hem planlama doğruluğunu artırmakta
hem de hareketlere bağlı olarak çalışma modlarını geliştirmek için gereken zamanı sağlamaktadır.
Montajı ve bakımı kolay
Designline ürün ailesindeki dokunmatik paneller aynı zamanda IP65 sınıfı tamamen kapalı bir alüminyum muhafaza ile donatılmış olup, bundan böyle makine üzerine ilave
bir muhafaza veya kontrol panosu monte edilmesi gerekmemektedir. Cihazların arkasında, örneğin, bir destek koluna veya doğrudan makine veya sistem içindeki bir desteğe bağlanmalarını mümkün kılan bir VESA 100 delik dizaynı vardır. Endüsti PC’lerinin ilave bir avantajı da küçük boyutlarıdır. Bu serideki ürünler sadece 60 milimetre derinliğe sahiptir. Sonuç olarak, büyük yerleşik muhafazalar ve
iki çalışan tarafından montaj bundan böyle gerekli değildir
ve böylece montaj maliyetleri büyük ölçüde azaltılmaktadır. İlave olarak, Designline cihazları özellikle Intel’in uzun
vadeli yol haritasına ait yüksek verimli işlemcilerle çalışır.
Bu, uyumlu fonksiyonlara sahip bir endüstriyel PC’nin birkaç senelik bir sürede teslim edilebilmesini sağlar. Sonuç
olarak, ekipman modifikasyonları nedeniyle sürekli yazılım
ayarlamaları artık gereksizdir. Bununla birlikte, beklemede olan bir görüntü güncellemesi veya başka değişiklikler
varsa, monitör gerekli tüm montaj ve bakım ölçümlerini iki
servis kapağı yoluyla yapabilir. Alt tarafta yer alan bir kapak, örneğin, Ethernet veya USB portu gibi arayüzlere erişim sağlar. Eğer servis gerekirse, veri belleği ve CMOS bataryası ikinci kapak yoluyla kolayca ve hızlı bir şekilde değiştirilebilir. Veriyi üçüncü taraflarca çalınmaya karşı korumak için, veri belleği aynı zamanda özel bir anahtar kullanılarak da kilitlenebilir.
Portico ile, hem 16 taneye kadar Client PC li müstakil işletim ve izleme konseptleri hem de basit tekli masaüstü çözümleri mümkündür.
76
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
IoT ve Endüstri 4.0’da İlerleme Kaydeden
Mitsubishi Electric’ten, 9 Milyon Dolarlık Tasarruf
Mitsubishi Electric
www.mitsubishielectric.ae/turkey
■ Gelecek Nesil Fabrika Otomasyon Sistemlerinin
Geliştirilmesine Yönelik MitsubishiElectric ve Intel
İşbirliği
Pilot Program, Endüstriyel Ortamlarda Uçtan Uca IoT
Avantajlarını Gözler Önüne Seriyor
YENİ ÖZELLİKLER
- Mitsubishi Electric ve Intel, nesne iletişimi (IoT) ve
geniş kapsamlı veri analitikleri ile fabrika otomasyonu
(FA) sistemlerini geliştirmek için işbirliğinde bulundu ve
sonuçlar alınmaya başlandı.
- Mitsubishi Electric ve Intel, Intel’in Malezya’da bulunan
ve IoT’nin sağladığı avantajlara sahip üretim tesisinde
uygulanacak pilot program üzerinde işbirliği yaptılar.
Söz konusu pilot uygulama, gelişmiş ekipman çalışma
süresi, yüksek gelir ve verimlilik, önleyici bakım faaliyetleri olanağı ve düşük aksam arıza oranı ile sonuçlandı.
- Pilot program sonucunda Intel’in, maliyet önleme ve
gelişmiş karar verme mekanizmaları sayesinde 9 Milyon
Amerikan Doları tutarında tasarruf yaptığı kaydedildi.
78
- Mitsubishi Electric ve Intel, 2015 yılında ürünün
kullanıma sunulmasını amaçlıyor.
Uyguladıkları pilot programdan son derece başarılı
sonuçlar alan Mitsubishi Electric ve Intel, IoT teknolojileri ve Intel’in Malezya’daki üretim tesisinde uygulanan program ışığında, gelecek nesil fabrika otomasyonu
(FA) sistemlerigeliştirmek adına yeni bir işbirliği ilişkisi
kurduklarını açıkladılar.
Söz konusu pilot program, Intel’in Nesnelerin İnterneti
(IoT) konusunda çözüm üretme uzmanlığı ile Mitsubishi
Electric’in “e-F@ctory” otomasyon yeterliliklerini
birleştirerek önceden kestirilebilir arıza gibi yenilikçi
fonksiyonlar aracılığıyla üretkenliğin arttırılmasına
odaklanılan bir fabrika ortamında IoTteknolojisinin
avantajlarını göstermektedir.
Mitsubishi Electric’in uyguladığı “e-F@ctory” sistem
çözümü; düşük maliyet, yüksek verimlilik ve kusursuz
uyum özellikleri sayesinde Intel firmasına 9 Milyon
Amerikan Doları tasarruf sağlamasına neden oldu.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
IoT ve Geniş Kapsamlı Veri Kullanımı
Mitsubishi Electric ve Intel firmaları, işbirliği kapsamındaki
ilk faaliyet olarak Intel’in Malezya’daki pilot üretim tesisindeIoT ve geniş kapsamlı veri çözümlerini uyguladılar.
Intel, C Kontrolörü şeklinde adlandırılan ve Mitsubishi
Electric’iniQ Platformundan temin edilen Intel® Atom™
işlemci tabanlı IoT ağ geçidini kullanarak analitik
sunucusuna yönelik verileri güvenli bir biçimde toplayıp
depoladılar. Ardından elde edilen veriler, kurumsal bir
veri aktarım merkezi kuruluşu olan ClouderaEnterprise*
bünyesinde bulunan, açık kaynaklı R istatistiği dilini
kullananbir analitik yazılımı olan RevolutionAnalytics’in
Revolution R Enterprise yazılımı ile işlendi.
Intel’in Montaj ve Test Grubu bünyesinde başkan
yardımcısı ve genel müdür olarak görev alan Robin
Martin: “Malezya’da gerçekleştirilen veri madenciliği ve
analitik pilot çalışmalar, Intel tabanlı IoT ürün ve teknolojisi sayesinde Intel’in üretim tesisi için büyük bir değer ve
avantaj sağlamıştır.”ifadelerine yer vermiş ve eklemiştir:
“Mitsubishi Electric ile birlikte imza atılan bu işbirliği
ve pilot uygulama sayesinde, önleyici analitik olanaklar
ile birlikte gelecek nesil fabrika otomasyon sistemleri
geliştirebilmek adına her iki şirketin teknik bilgi, donanım
ve teknolojisini birleştireceğiz. Bu sayede diğer şirketler
de fabrika operasyonlarında IoT çözümünün sağlayacağı
avantajlardan faydalanabileceklerdir.”
Söz konusu çözüm, ekipman bileşenlerinin çalışma
süreleri arttırdı, kabul edilebilir ünitelerin yetersiz şeklide
yanlış sınıflandırmasını en aza indirgeyerek gelir ve
üretkenliği bir üst seviyeye taşıdı, önleyici bakım faaliyetlerine olanak tanımış ve bileşen arızalarını azalttı.
Uygulamanın ilk sonuçları gösterdiği üzere, maliyetten
kaçınma ve üst düzey karar verme mekanizması sayesinde 9 Milyon Amerikan Doları tutarında tasarruf edildiği
saptandı.
Mitsubishi Electric şirketinde Fabrika Otomasyon
Sistemleri kıdemli yardımcı grup başkanı Masayuki
Yamamoto: “Söz konusu IoT projesinde Mitsubishi
Electricile Intel arasındaki işbirliği, operasyon
performansını iyileştirilebilmesi için yarı iletken üretim
hatlarından elde edilen alan verilerinin toplanmasına
ve analiz edilmesine olanak tanımakla birlikte daha
sürdürülebilir bir toplum için enerji tasarrufu yapılmasını
sağlamıştır.” açıklamalarında bulunmuş ve sözlerini şu
şekilde noktalamıştır: “Intel-Mitsubishi Electric ortaklığı
ile geliştirilen ve yüksek performans ile optimize bakım
fonksiyonları için geniş kapsamlı veri analizlerini optimize veri toplama ve işleme faaliyetleri ile birleştiren
bu çözümden diğer üreticilerin de faydalanacağına
inanıyoruz.” 15-17 Ekim tarihlerinde Japonya, Tokyo
BigSight’ta düzenlenen 2014 Japonya IoTtemalı ticaret fuarı kapsamında Intel firmasına ait stantta canlı
gösterim yapıldı ve ürünün ticarileştirilme tarihinin 2015
olmasına karar verildi.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
79
Ürün ve Uygulamalar
Ultrasonic Mic+ Sensör Ailesi
Yorum Otomasyon
www.yorum-automation.com
■ Ultrasonic Sensörler tıpkı yunuslar ve yarasalar gibi
cisimleri çıkarttıkları yüksek frekanslı ses dalgalari yardımı ile algılarlar, Mic+ sensörlerde doğadan aldığı bu fikir ile M30 gövde içerisinden beş değişik model ile farklı mesafeler farklı çözünürlükler sunarak, zor algılanan
cisimlerin kolayca algılanabilmesini sağlar. Ultrasonik
sensörler insan kulağının duyamayacağı yüksek frekanslı
ses dalgaları yayarlar ve bir objeden yansıyan bu ses dalgalarının sensöre geri dönme süresini ölçerler. Bu ultrasonik sensörler, bir cismin, hiçbir temas olmaksızın, algılanmasında veya mesafesinin ölçülmesindeki yeteneklerini çok farklı uygulamalarda göstermiştir. Zorlu çevre
şartları altında, geniş bir yelpazedeki maddeleri ve renkleri etkileyici bir şekilde algılayabilirler.
20 yılı aşkın süredir microsnic’ in sürdürdüğü yenilikçi ürün politikası sayesinde çeşitli uygulama potansiyellerine cevap verebilir ve geleneksel performans ölçütlerini aşabilirsiniz. Daha detaylı olarak incelersek Ultrasonik sensörler düzenli aralıklar ile kısa, yüksek frekanslı
ses dalgaları yayarlar. Bu ses dalgaları havada ses hızıyla
yol alırlar. Ses dalgaları bir cisimle karşılaştıkları zaman,
akis (yankı) sinyali olarak sensöre geri yansırlar, ses dalgalarının sensörden yayılması ile sensöre geri dönmesi
arasındaki zaman farkından yararlanılarak cismin uzaklığı hesaplanır.
Mesafe ölçümünün ses dalgalarının yoğunluğu yerine
yolculuk süresiyle hesaplanması, arka plandaki müdahalelerin engellenmesi konusunda ultrasonik sensörleri
mükemmel bir seçim haline getirmektedir. Ses dalgalarını yansıtan her madde, rengi ne olursa olsun, ultrasonik sensörler tarafından algılanabilir. Transparan maddelerin veya çok ince folyoların algılanması ve mesafe ölçümü ultrasonik sensörler ile çok kolay bir şekilde yapılabilir. microsonic ultrasonik sensörler ile 20mm ile 10M
arasındaki mesafeleri yüksek hassasiyet ile ölçebilirsiniz.
82
Kirli veya sisli ortamlarda bile 0.025mm ile 0.18mm arasında hassasiyet sunabilen MIC+ Serisi sensörler dâhili
ekran ve dahili sıcaklık kompanzasyon sistemi sayesin-
de daha kararlı ve daha kolay uygulanabilir şekilde tasarlanmıştır. Sıvı dolu bir deponun seviye kontrolü, rulolar
arasında hareket eden kumaşın sarkma kontrolü, ilaç şişelerinin doluluk kontrolü, şeffaf şişelerin sayımı, cam
makinalarında, renk ve şekilden bağımsız camın algılanmasında, tozlu ortamlarda seviye kontrolü, rulo açma ve
sarma makinelerinde çap kontrolü, boru çekme makinalarında dış çap kontrolü gibi uygulamalar microsonic
sensörler ile yapılabilir. Mic+ sensörler dört değişik çıkış tipinde tasarlanmıştır; tek dijital çıkış , iki dijital çıkış
, analog çıkış(0-10Vveya4-20ma) , analog ve dijital çıkış,
Bu sayede uygulama gereksinime göre en doğru çıkış tipini seçimini yapmak kolaylaşmıştır. Tüm sensör ayarları dahili ve kolay okunabilen ekran ve tuş takımı ile yapılabilmektedir.
Bu ekran üzerinde anlık mesafe de gösterilebilir. Ekran,
ayarların kolaylıkla yapılabilmesi için tasarlanmış, menüler ekranda kendini anlatır biçimde ifade edilmiştir. Çıkışlar ve analog değer ayarları ekran üzerinden mesafe cinsinden girilerek ayarlanabilir. Sensör üzerindeki 3 renkli
Led gösterge ise o anki sensörün çıkış durumlarını gösterir. Yazılımsal olarak Mic+ serisi ne eklenmiş olan filt-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
reler ve fonksiyonlar uygulamamızı tam kontrol altına almamızı sağlar. Seviye kontrolü yapacağınız depo ya da
havuz dalgalı ise bu mesafe olarak sürekli değişken bir
değer verir ama pratikte bizin seviyemiz dalganın en üst
düzeyi olmalıdır, mic+ sensörünüzü en üst dalgayı algılatabilirsiniz. Ya da içinde karıştırıcı bulunan tankın kontrolünde karıştırıcıyı dikkate almaması için bu işlem için
özel olarak yazılmış filtreyi uygulayabilirsiniz. Analog çıkışlı mic+ sensörler hem 0-10V hem de 4-20ma kullanılabilir sensör bu seçimi istenirse otomatik olarak yapabilir.
Analog çıkış belli bir aralıkta ayarlanabileceği gibi yükselme ve alçalma yönü de yine cihaz üzerindeki ekrandan yapılabilir. Yan yana çalışma özelliği sayesinde 10
adet sensörü bitişik şekilde kullanabilirsiniz. Kendi aralarında senkronize olan sensörler ses dalgalarını aynı anda
yayarak çok daha geniş alandan ölçüm yapmanızı sağlar.
“Multiplex” özelliği sayesinde Mic+ sensörler Sıra ile çalışarak yakınındaki diğer Mic+ sensörlerden etkilenmez
ve onların seslerini duymazlar, bunun için yapmanız gereken 5 numaralı pinlerini birbirlerine bağlayıp ayar menüsünden “multiplex” özelliğini seçmek. “teach-in” otomatik öğrenme modu; bu özellik sayesinde analog ve dijital çıkışların aktif olma mesafelerini ayarlayabilir algılanacak cismi doğrudan sensörünüze tanıtabilirsiniz. Fark-
lı uygulamar içinde esnek yapıda olan MIC+sensorler
Aralık(window) veya yansıtıcı modunda kullanabilirsiniz.
Reflektörlü modun bir eklentisi olan cam modunda ise
doğru boydaki şişelerin ölçümünü yapabilirsiniz. Reflektörlü ultrasonik bariyer uygulamasında özel bir yansıtıcıya ihtiyaç duymadan algılanması zor olan cisimleri algıyabilirsiniz. 0-10 V ve 4-20 mA analog çıkışlı sensörler
ile 0,025 mm ile 2,4 mm arası çözünürlükte ölçüm yapabilirsiniz. Etiketleme ve ek yerlerinin algılanması için özel
olarak üretilmiş ultrasonik sensörler ile veriminizi arttırabilirsiniz. Microsonic ultrasonic sensörlerin diğer modelleri hakkında bilgi almak için www.microsonic.de sitesini
ziyaret edebilirsiniz. Burada Dünyanın en hızlı ultrasonic
sensörünü ve çok çeşitli çift plaka algılama özellikli sensörü ile tanışabilirsiniz.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
83
Ürün ve Uygulamalar
Rexroth’un Akıllı Yazılım Fonksiyonları,
Üretkenliği Artırır Ve Know-How’ı Korur
Bosch Rexroth
www.boschrexroth.com.tr
■ Açık Kaynak Mühendisliği sayesinde gelişmiş işlevlere
sahip CNC sistem çözümü IndraMotion MTX
Akıllı fonksiyonlar aracılığıyla ulaşılan daha yüksek bir
üretkenlik, giderek artan bir şekilde takım tezgâhlarının
rekabet gücünü belirliyor. Makine üreticileri de bu yüzden
yeni ve benzersiz fonksiyonlarla başarı sağlamaya
çalışırken, aynı zamanda know-how’larını da koruma
yoluna gidiyorlar. Rexroth bu gereklilikleri, CNC sistem
çözümü IndraMotion MTX’teki fonksiyonel yeniliklerle,
Açık Kaynak Mühendisliği çerçevesinde yerine getiriyor.
Açık Kaynak Mühendisliği ile Rexroth, bileşim teknolojileri otomasyonu alanında oluşan boşluğu kapatarak klasik PLC programlamasını geliştiriyor. Açık standartlar,
yazılım araçları ve fonksiyonel araç kitleri sayesinde mühendislik verimliliğini artırıyor.
Rexroth artık makine üreticilerine bağımsız olarak kendi yazılım fonksiyonlarını oluşturma seçeneği sunuyor ve
böylece tanımlanmış arayüzler aracılığıyla gerçek zamanlı olarak kontrol erişimi sağlamalarını sağlıyor. Bu yüzden CNC uzmanları Açık Kaynak Arayüzü ile birlikte Rex-
roth kontrol ürünleri için yeni bir arayüz teknolojisi sunuyor. OEM’lerin özel fonksiyonlar yaratmalarını ve böylece kendilerini rekabetin önünde tutmalarını sağlıyor. Açık
Kaynak Arayüzü, aynı zamanda akıllı telefonlar ve tabletler gibi cihazların makine konseptlerine sorunsuz olarak
entegre edilebilmesine olanak tanıyor. Bu akıllı cihazlar
için hazırlanan uygulamalar, servis teknisyenlerinin makine analizlerini uzaktan kablosuz yapabilmesine olanak
sağlıyor.
Geniş yelpazedeki fonksiyon araç kiti seçenekleri ile Rexroth, yazılım alanındaki uygulama bilgisini modelleyerek makine üreticilerine sadece parametrelendirmeyi bırakıyor. Hacimsel hataların giderilmesi için oluşturulan yeni IndraMotion MTX vcp fonksiyon araç kiti ile ise
Rexroth’un CNC’si tüm makine parkurundaki mekanik
yanlışlıkları otomatik olarak düzeltiyor. Pozisyon, düzlük,
rotasyon ve diklik sapmalarının üç boyutlu olarak dengelenmesi, büyük hacimli bileşenler söz konusu olduğunda
özellikle bir avantaj olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü sınır
değerleri aşan hatalar, bu tip durumlarda oldukça maliyetli olabiliyor. Gerekli dengeleme değerleri, bir lazer enterfrometre tarafından kaydedilir ve performans
Açık Kaynak Arayüzü, OEM’lerin kendi fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesine ve akıllı telefonlar ve tabletler gibi
cihazların makine konseptlerine sorunsuz olarak entegre edilebilmesine olanak tanır.
86
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
kaybı olmadan süreçte, sistem ofsetlerini kontrol eden
tablolara kaydedilir. Makine alanı ne kadar büyük olursa,
yazılım fonksiyonunun düzeltme etkisi de o kadar önemli olur. IndraMotion MTX vcp, uygulamalardaki hacimsel
doğruluğu %90’a kadar iyileştirilebiliyor. Takım tezgahlarında yazılım fonksiyonlarının öneminin artması, buna
paralel olarak bilgi korunmanın öneminin artması anlamına geliyor. I
ndraMotion MTX şifreleme fonksiyon araç kiti ile, makine
üreticileri ve kullanıcılar artık kullanıcı programlarını izinsiz üçüncü taraf erişimlerine karşı korumak için bir yönteme sahip. Kullanıcılar makinede şifrelenmiş programları seçip çalıştırabilir.
Aynı zamanda program kodu kontrol üzerine, özel bir
okunamaz formatta kaydedilir. Şifreleme ayrıca belirli kontrol donanımlarına da bağlanabilir. Böylelikle şifrelenmiş programlar sadece bir tek makinede çalışır. Şifrelenmiş dosyaların sadece makineye aktarılması yeterlidir. Herhangi bir parametre veya yazılım müdahalesine
gerek yoktur. Makine kullanıcılarına global bir üretim ağı
ile know-how’larını korumak için verimli bir yöntem sunar. Rexroth, makine güvenliği alanında ekonomik verimliliği ve kullanılabilirliği artırmak için ilave seçenekler sunar. CNC sistem çözümü Açık Kaynak Mühendisliği ortamından emniyet fonksiyon modülü ile genişletilmiştir ve
Emniyet PLC SafeLogic’in programlama süresini ve çalışmalarını azaltır.
Çünkü süreç modifikasyonları emniyet kontrolü üzerinde
hiçbir geri bildirim etkisine sahip değildir ve böylece asgari süre ve çaba ile makine üreticilerinin kontrol ünitesinden güvenli tahrike kadar standartlaştırılmış emniyeti gerçekleştirmesini mümkün kılar. Rexroth, kontrol ünitesine entegre edilmiş IndraMotion MTC cta/ega yazılım
yardımcısı ile kullanıcıların artan enerji verimliliği taleplerini karşılar.
Her makine hareketinin süresini ve enerji tüketimini analiz eder. Bu veritabanı daha sonra, bir yandan maksimum
üretkenliği korurken diğer yandan enerji verimliliğini artırmak için programcıların hareket kontrolünü optimize
etmelerine olanak tanır.
Ürün ve Uygulamalar
Mitsubishi Electric FR-A800’le
Maksimum Kullanım Performansı
Mitsubishi Electric
www.mitsubishielectric.ae/turkey
serisi, tesis ve makine aksamı için maksimum kullanım
performansı sağlıyor.
edilmiştir. Söz konusu seri, uluslararası düzenleme ve
standartlara uygun olmanın yanı sıra, en son güvenlik
fonksiyonları ile donatılmıştır.
Entegre PLC fonkisyonları ile bir frekans inverterinden çok daha fazlası. Ayrıca PM IPM Motor sürebilir.
USB’den yedek ve trend alma bakım operasyonlarını
kolaylaştırır. TTL ve SynCos gibi farklı encoder protokolleri ile çalışabilir. Ayrıca IP55 destekli modelleri
de bulunmaktadır.
Mitsubishi Electric, FR-A800 serisi invertörlerile 750 Vat
değerinden maksimum 1 Megavat değerine kadar olan
çıkış aralığına sahip olacak şekilde en son tahrik sistemi
ile donatılmıştır. Söz konusu invertörler aynı zamanda
hem standart asenkron motorlar ile hem de IPM/SPM
motor teknolojileri ile kullanılabilmektedir.
Ultramodern sistem, klasik tesis ve makine
aksamlarında kullanılmak üzere özel tasarlanmış
olup, maksimum çıkış performansı sayesinde artan
etkinlik ve verimlilik özellikleri garanti edilmiştir.
Aynı zamanda firma içinde benimsenen en son
teknoloji konseptleri, tesis verimliliği ile enerji dengesinin optimize edilmesini sağlayacaktır. FR-A800
serisi invertörler, özellikle kullanıcı dostu bir yapıya
sahip olacak şekilde geliştirilmiş olup, çok sayıda
ağ bağlantısına olanak tanımaktadır. FR-A800 serisi,
başarılı FR-A700 serinin geliştirilmesi sonucu elde
USB sunucusu ile USB cihazının fonksiyonları, kullanıcı
dostu bir programlama ve parametrelendirme işlemi, veri
girişi fonksiyonelliğine olanak tanımaktadır. Öte yandan
bu seri, Mitsubishi Electric iQ Works programlama
ortamı ile tamamen entegredir. Dahili işletim paneli ve
çok metinli ekran, ilgili bileşenlerin kolay ve sezgisel bir
biçimde kullanılmasını sağlar.
■ Mitsubishi Electric’in yeni FR-A800 frekans invertörü
Gerçek sensörsüz vektör kontrolü maksimum hız
sağlarken 400 Hz maksimum frekansına kadar tork
kalitesinin elde edilmesine olanak tanımaktadır. Başlatma
Mitsubishi Electric firmasının yeni jenerasyon FR-A800 invertör serisi, özellikle klasik tesis ve makine
aksamlarında kullanılmak üzere tasarlanmış olup, maksimum çıkış ve performansı sayesinde yüksek etkinlik ve
verimlilik garantisi verilmektedir.
90
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ürün ve Uygulamalar
aşaması süresince %250 oranındaki fazla yük kapasitesi,
özellikle zor kullanım koşulları altında güvenli bir işleyiş
sağlayacaktır.
Üç milisaniyeden daha kısa olan minimum terminal
tarama süreleri, olası en hızlı yanıtın verilmesini güvence
altına alacak; 80 milisaniyeden daha kısa olan hız
yükselme süreleri ise maksimum performans ve üst
düzey verimliliği mümkün kılacaktır. Dört farklı fazla
yük senaryosu ideal tesis planlamasına olanak tanırken,
üç adet ek yuva donanımı da olası uygulama çeşitlerini
artıracaktır. PLe/SIL3 değerine kadar olan fonksiyonel
güvenlik, basit acil durum müdahaleleri ile karmaşık
buton aktivasyonları arasında derecelendirilen durumlarda sistemin işlerliğini güvence altına almaktadır.
Yeni invertör serisi CC-bağlantısı, SSCNET, Profibus-DP,
Profinet, Eternet/IP, EtherCAT, LONworks ve Modbus
RTU gibi toplamda on bir farklı ağ bağlantısı seçeneği
sunmakta ve söz konusu ağ bağlantılarının evrensel
düzeyde kullanılmasını sağlamaktadır. Öte yandan
FR-A700 serisine yönelik olarak tamamen geçmişle
bağdaşır yapısı sayesinde bileşenlerin kolaylıkla ve
güvenle değiştirilmesine olanak tanır. Mitsubishi
Electric şirketinin Fabrika Otomasyonu – Avrupa Şirket
Grubu’nda Enerji / LVS / İnvertör departmanının Avrupa
Ürün Müdürü olarak görev yapan OliverEndres, “Tüm
Mitsubishi Electric invertörleri gibi FR-A800 serisi de çok
sayıda koruma, güvenlik ve fazla yük fonksiyonu, üstün
kaliteli ısya karşı dayanıklı kapasitörler, sürekli olarak
yağlanan ve kapsüllenen soğutma fanları ve çift katlı
kontrol ve devre kartları ile birlikte piyasaya sürülmüştür.
Entegre bakım zamanlayıcıları, bileşenlerin yorgunluk
düzeylerini göstermektedir. Tüm bu özellikler, kestirimci
ve koşula dayalı bakım işlevselliklerini hizmetinize sunarak ekipmanın kullanılabilirliğini artırmaktadır” diyerek,
FR-A800 serisi hakkındaki güvenini net biçimde ifade
etmektedir.
Japonya’da bulunan NagoyaWork bünyesinde görev
yapan yaklaşık 5000 personel de, Mitsubishi Electric
tarafından geliştirilen inverörlerin birçok sektörde
kullanılmak üzere yeterli kalite ve güvenilirliğe sahip
olduğunu garanti etmektedir.
Şirketin maksimum kalite ve güvenilirlik düzeyini muhafaza ettiğinden emin olunması için 4000’den fazla test
ve denetim prosedürüne yer verilmiştir. Dünya çapında
ise Mitsubishi Electric firması tarafından geliştirilen
18,000,000’i aşkın invertörün satışı gerçekleştirilmiştir.
FR-A800 serisinin 2014 yılının bahar ayında piyasaya
sürülmesi planlanmaktadır.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
91
Ürün ve Uygulamalar
CC-Link, Alışveriş Merkezlerinde
CLPA TURKEY
www.clpa-europe.com/tr_EU
■ İstanbul’da yeni açılan alışveriş merkezindeki, çevresel (su, kanalizasyon, enerji, aydınlatma, ısıtmahavalandırma-iklimlendirme (HVAC)), güvenlik ve acil
durum kontrolü sağlamak amacıyla geleneksel bir bina
yönetim sistemi (BMS) yerine, CC-Link endüstriyel haberleşme ağı ile bağlanan Endüstriyel Programlanabilir Lojik Kontrolü (PLC) kurulumunu gerçekleştirdi.
Söz konusu karar, farklı üreticilerden temin edilen ekipmanlara yönelik “açık” bağlantı, hızlı kurulum, sorunsuz devreye alma, geniş bir alanda güvenilir performans
ve geleceğe yönelik konfigürasyon ve geliştirmeler bakımından esneklik ihtiyacına dayalıdır.
Bahçeşehir’deki prestijli yeni alışveriş merkezi, Quinn
Corporation şirketinin Türkiye’deki ilk büyük yatırımı
oldu. Mağazaların mümkün olduğu kadar kısa bir süre
içerisinde faaliyete geçmeleri ihtiyacı nedeniyle hızlı kurulum ve su/enerji yönetimi, mühendislik ekibinin ve yönetim merkezinin öncelikleri arasındaydı.
7373 m2’lik bir alanı kaplayan kompleks, mağazaları barındıran üç kata, restoranlara ve sinema salonu ile ticari
ofis katına ve yer altı otoparkına sahiptir. Alışveriş merkezi sabah 10:00 ile akşam 10:00 saatleri arasında açıktır
ve söz konusu süre zarfında operasyonel elverişlilik kritik bir önem arz etmektedir.Alışveriş merkezi kapsamında su ve güç sistemlerinin oldukça güvenilir bir ağa bağlanması ihtiyacı duyulmuştur. Özenle gerçekleştirilen değerlendirme sürecinin ardından açıklığı ve uzun bağlantı
mesafelerine rağmen yüksek hızda operasyon gibi özellikleri nedeniyle CC-Link tercih edilmiştir.
Tüm bina yönetimine ait kontrol sisteminin arkasındaki
mekanizma, son nesil Programlanabilir Lojik Kontrolüdür (PLC). Yüksek hızda çalışan bir kontrolör iki CC-Link
ana modülüne bağlıdır ve bu sayede maksimum operasyon hızına olanak tanınmakla birlikte CC-Link ağı hakkında kesin teşhislere yer verilebilmektedir. Söz konusu
modüller, tesis yönetimine ilişkin elli dört CC-Link istasyonunu kontrol etmekte ve izlemektedir. Kompleks içerisindeki her bir mağaza/outlet birimi bağımsız enerjiye
ve su kontrol sistemine sahiptir ve birimlerin söz konusu
kaynakları tüketim oranlarının fatura hazırlıkları için rapor edilebilmesi amacıyla CC-Link’ten faydalanılmaktadır. Merkezi aydınlatma sistemi ayda 33,000 kWh elektrik tüketmekte ve söz konusu tüketim, yaklaşık 4000 €
tutarına karşılık gelmektedir. Bu yüklü elektrik faturalarına yönelik tasarruflar, alışveriş merkezinin içerisinde bu-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
93
Ürün ve Uygulamalar
lunan ve dağıtılmamış masrafları ortaklaşa karşılayan işletmeler tarafından takdir edilmiştir. Kullanılan aydınlatma enerjisinde sağlanan tasarruf, bir diğer kontrolör kullanımına ve 10 CC-Link istasyonu aracılığıyla tüm aydınlatma sistemini akıllı bir biçimde yöneten CC-Link ağına dayalıdır.
Söz konusu istasyonlar, alışveriş merkezinin beş katı ve
yakın çevredeki aydınlatma bölgelerini kontrol etmekte ve
gerçek zamanlı ihtiyaçlara bağlı olarak aydınlatma bölgelerindeki ışıkları açmakta ve kapatmaktadır. Kullanılmayan ekipmanların hızlı ve otomatik bir biçimde kapatılması, alışveriş merkezinin yıllık aydınlatma maliyetinde
%25’e kadar tasarruf yapılabilmesine olanak tanımakta
ve bir yıldan daha kısa bir süre içerisinde sistem kurulum
masraflarının geri ödenmesini sağlamaktadır.
safesi 1 km olup, söz konusu mesafe ağ seçimini büyük
ölçüde düşürmüştür. CC-Link’i tercih sebebi yapan bir diğer özellik ise iletişimi durdurmak veya engellemeksizin
istasyonları ağa dahil etme ve ağdan çıkarabilme yeteneğidir. Birçok enerji görüntüleme sisteminin geleneksel
kablo tesisatı, kontrol odasına beslenen bağımsız kablolara dayalıdır. Bu amaçla CC’Link’ ten faydalanılması,
toplam kurulum malzeme maliyetlerinden %20’nin üzerinde tasarruf yapılmasına olanak tanımıştır. CC-Link kurulumu ve devreye alma işlemleri oldukça basittir; öyle ki
her iki CC-Link ağının tasarımı, kurulumu ve devreye alınması yalnızca dört ay sürmektedir. Geleneksel teknolojide söz konusu süre altı ayı bulmaktadır.
Mağaza sahiplerinin enerji kullanımlarını fark etmelerini
kolaylaştırmak adına alışveriş merkezindeki her bir mağazada CC-Link’e bağlı bir “mağaza bildirim paneli” teşhir kutusu yer almaktadır. Söz konusu panel, elektrik kredisi yüksek, elektrik kredisi düşük, yedek jeneratör kullanımda, aşırı yüklenme, düşük su kredisi, kredinin üzerinde su kullanımı, genel uyarı ve ana şebeke kontrolü
gibi enerji faaliyetlerini basit bir biçimde göstermek üzere lambalardan faydalanmaktadır.Toplam ağ erişim me-
94
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Dosya: Endüstriyel Otomasyon
OTOMASYON, YENİ SANAYİ DEVRİMLERİNE ZEMİN HAZIRLIYOR!
■ Gelişen elektronik imkânlar ve buna
bağlı olarak güçlenen yazılımsal alt yapı
gün geçtikçe hayatın her aşamasında
olduğu gibi endüstriye de etki etmekte. Otomasyon, endüstriyel kuruluşlar
için artık bir kolaylaştırıcıdan çok
bir ihtiyaç haline gelmiş durumda.
İlk kullanılan basit anlamda taşıma –
götürme makinelerinin çok ötesinde,
mevcut durumu değerlendiren, kendi
kararını verebilen makine yapılarıyla
karşılaşılmaya başlandı. El değmeden
üretim yapan gıda fabrikaları günümüzde oldukça olağan karşılanabilir
durumda. İşte bu gelişmelerin birbirini
güçlendirerek geldikleri aşama otomasyonun da geldiği aşama oluyor. Yani
otomasyon kendi içinde gelişmeye
devam ederken bir taraftan sanayinin her alanında gelişmelere zemin
hazırlamaktadır. Öyle ki otonom
çalışan makineler ve üretimleri mevcut
sanayi modelleri ile açıklanamayacak
noktaya geldiklerinden artık yeni bir
sanayi devriminden bahsediliyor:
Endüstri 4.0 Devrimi. Otomasyonun
bu aşamasında artık kontrol yapıları
ve cihazlar dinamik yapıda olacak,
kendi aralarında, insan yöneticiler ile
96
haberleşebilecek. Böylece üretim ve
zaman optimizasyonu sağlanabilecek.
Burada hep bahsedildiği gibi insan
gücünün kullanımının azaltılmasından
kasıt daha çok fiziksel güç
ihtiyacının çoğunlukla makinelerden
karşılanmasıdır. İnsanlar, kurulacak
bu yeni üretim sistemlerinin yöneticileri ve denetleyicileri olarak üretim tesisindeki varlıklarını devam
ettirecektir diye umuyoruz. Yani
üretim bantlarındaki oyuncuların
artması ile üretim hiyerarşisi yeniden
şekillendirilecektir.
Donanımsal alt yapı yanında bu
gelişmelere etki edecek olan ve bu
donanımlar sayesinde toplanan veriler de olacak. Toplanan verilerin
hacmi ve niteliği o kadar büyüdü ki
“Big Data” denilen bu veri yığınının
sınıflandırılması,
saklanması,
değerlendirilmesi ayrı birer çalışma
alanı oldu. Bu gelişmelerin birbirini
beslediğinden bahsetmiştik. Buna en
iyi örneklerden biri de önceleri sadece
verilerin toplanmasında görevli olan
donanımların yanına artık bu verileri değerlendirip karar vermeye yetkilendirilen yeni donanımlar da yerini
ENDÜSTRİ OTOMASYON
almaya başlayacak, başladı. Daha
çok yazılımsal bir terim olan “Bulut
Bilişim”, artık fabrikalardaki bu verilerin gerektiğinde cihazlara kontrol
işareti üretebilmesi adına depolandığı
yer de olmaya başladı. Internet of
Things (IoT) yapılarının da gelişmesi
ile üretim sistemlerinin yazılım ve
donanımının birbiriyle paslaşmasından
çok, yazılım ve donanımın iç içe olmaya başladığı birbirleri arasında keskin
çizgilerin olmadığı bir yapıya yöneldiği
görülmektedir.
“ULUSLARARASI
İLERİ
ENDÜSTRİYEL
OTOMASYON
KONGRE VE SERGİSİ” BAĞLAMINDA
ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
Türkiye’de özel sektör yatırımları ile
gelişen otomasyon zamanla kamu
nezdinde de destek bulacaktır.
Özellikle bu alanda güçlü sivil toplum
kuruluşları sayılabilecek dernekler
önemli çalışmalar yapmaktadır.
Geçtiğimiz aralık ayında ENOSAD’ın
düzenlediği İleri Otomasyon Kongresi
ve Sergisi kapsamında bir araya gelen
yurtiçi ve yurtdışından katılımcılar,
hem Türkiye özelinde hem Dünya
Dosya: Endüstriyel Otomasyon
genelindeki otomasyon süreçlerini
değerlendirdiler. ENOSAD Yönetim
Kurulu Başkanı Sayın Sedat Sami
Ömeroğlu da açılış töreninde yaptığı
konuşmada kamusal desteğin önemine
değinerek şunları vurguladı, “Aslında
biz teknolojiyle uğraşan, geleceği
düşünen, şekillendirmeye çalışan
bir platformuz. Problemlerimizin
farkında olur ve bunları halledebilirsek biz teknoloji konusunda dünyaya
lider olabiliriz. Özellikle bu konuda
en büyük desteğin Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’ndan geleceğini
umuyoruz, düşünüyoruz ve diliyoruz.” Burada bir ekleme yapalım.
Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri
Dermeğimiz ENOSAD’ın başkanlığını
2. Dönem’inde de başarıyla sürdüren
Sayın Sedat Ömeroğlu, Dergimizin
bu sayısında yayınlanan özel
röportajında ‘Otomasyon’ konusunda
şunları söylüyor: “İlk Sanayi Devrimi
İngiltere’de Watt’ın 1700’lü yılların
sonlarında birim yakıtla dört kat daha
fazla üretim yapabilen buharlı kondansatörü bulmasıyla başladı. Buradaki
makineler daha çok tekstil sanayinde
kullanıldı. 1900lü yılların başında ise
Amerika’da, girişimci Henry Ford ilk
kez seri üretim bantlarını kullandı.
Otomotiv fabrikasında kullanılan ilk
üretim bandındaki hedef fabrikadaki
her çalışanın araba sahibi olabileceği
kadar ucuza otomobil üretmekti.
Buradaki yöntem seri bandın üzerindeki her çalışanın bir kendi işinde
uzmanlaşıp sürekli o işi yapmasıydı.
Öte yanda büyük bilim adamı Tesla’nın
alternatif akımı bulması ve buna bağlı
olarak alternatif akım ile çalışan motoru
geliştirmesi de sanayiye çağ atlatan
önemli bir aşama olmuştur. Endüstri
3.0 olarak adlandırabileceğimiz
üçüncü devrim ise daha çok elektronik
tabanlı gelişmelerle gerçekleşmiştir.
Özellikle yarı iletken teknolojilerindeki gelişmeler büyük rol oynamış ve
1970li yıllarda PLC cihazlarının üretime girmesiyle yeni üretim biçimleri
şekillenmeye başlamıştır. İlk üç sanayi
devriminden sonra bilişim teknolojilerinin gelişmesi, paralelinde ise kontrol mekanizmalarının geliştirilmesi
ve bu temel ile robotlarının devreye
girmesi, haberleşme teknolojilerinin
geliştirilmesi gibi parametreler ile
hala devam eden bir süreç yaşanıyor,
Endüstri 4.0 olarak adlandırılan süreç
de bunu ifade ediyor.
Bu son süreç bütün hızıyla devam ediyor. Üreticiler artık bu sürece uygun
üretim yapmaya, uygun teçhizat üretmeye de yönelmiştir. Bu aşamada
akıllı makineler üretilmeli, üretimler
de başladı diyebiliriz. Bilişim teknolojileri ve makinelerdeki bu gelişim
devam ettikçe üretim tesisleri de
aynı şekilde gelişecektir. Makinelerin
parçalarının birer IP ile tanımlandığı ve
bu parçaların birbiriyle haberleşerek
kararlar alıp uygulayıp kendi kendini denetleyebileceği üretim tesisleri
olacak. Siber Fizik Sistemler olarak
adlandırılan, “IoT” - Internet of Thinks
olarak da bilinen alt yapılar üzerine şekillenecek yeni tesisler. Bu işin
içinde;
ENDÜSTRİ OTOMASYON
- Yapay zekâ,
- Yapay görme,
- Akıllı sistemler,
- Yazılım,
- Akıllı sensörler var.
Artık insanın karar verme yetisinin
ötesinde sistemler var. Bazı ülkelerde bu birer devlet politikası haline
getirilmiş; mesela ABD de 2010’da,
Almanya’da 2012’den itibaren devlet
ve özel sektör bu alanda çalışmalara
başladı. Ben yerel ve uluslararası
anlamda birçok muhatabın da
kabul ettiği şekilde Endüstri 4.0’ı
“Bir Adam Bir Makine Bir Fabrika”
olarak tanımlıyorum. Bu hızla gidilirse Endüstri 5.0, 15 yıl içinde
gerçekleşebilir gibi bir öngörüde
bulunabiliriz.”
Bu
süreçte
Türkiye’nin
yeri
konusunda ise Sayın Ömeroğlu’nun
değerlendirmeleri şöyle: “Otomasyon
çok önemli yerlere gelecek, ülkeler
buna uyum sağlamak zorunda. Eğer
Türkiye bu gelişmeleri ciddiye almayıp
mevcut üretim teknikleri ile devam
etmeyi tercih ederse dünya pazarı ile
rekabet şansı kalmayabilir. Çünkü
yeni üretim sistemleri ile kısa sürede
kârı ve kalitesi daha yüksek üretim
yapılabilecek. Ürün fiyatları şimdinin
çok altında olacak, maliyet ön planda
olacağından satış yapma şansımız
azalacaktır. Hatta yine maliyetten
dolayı bağımlı hale gelebiliriz.
Şunu da belirtmek gerekiyor ki Türkiye
bu süreci başındayken yakalamalı.
Çünkü inşaat ile büyümek artık mümkün değil. Büyümek, ihracat yapmak
97
Dosya: Endüstriyel Otomasyon
ancak üreteceğimiz akıllı makineler ile
olur. Dünyada teknolojimiz sayesinde
saygın bir yer edinmememiz için bir
sebep yok. Bunu yapabiliriz yeter ki
ben demekten vazgeçip biz diyelim!
Oranlarla birbirimizi bölmekten uzak
durmalıyız… ENOSAD bu konuda
Türkiye’de önemli çalışmalar yapan
bir platform. Bünyesinde Endüstri 4.0
konusunda katma değer üretebilecek
firmaları barındırıyor.
ENOSAD olarak Endüstri 4.0 adına
bilinç oluşturmak üzere önemli bir
adım attık. ENOSAD olarak bu işin
içindeyiz ve bunu yapabiliriz. Amacımız
tarafların bir araya gelmesi, bunu
gerçekleştirmek için temaslarımız
sürüyor. Ne istediğimizi bilirsek önümüzde bir engel kalmıyor. Yeter ki
birbirimize güvenelim. Türkiye’deki
sanayiciler birbirini desteklemeli, ucuz
değilse dışarıdan daha ucuza alırım
düşüncesinden vazgeçilip yeni ufuklar
açabilecek yerli üreticilerden tedarik
yapılmalı. Sadece devletten beklememek gerekiyor bu gibi destekleri.
Burada sanayideki üreticilere de
seslenmek gerek, ENOSAD’a üye
olurlarsa fikir olarak, maddi olarak
katkıda bulunmuş olurlar, önümüzü
açmış oluruz. Ne kadar çok üye olursa bizim bu alanda bilinç oluşturmak
98
için yapabileceğimiz etkinlik sayısı da
o kadar artar. Bir reddetme durumu
bulunmadığı sürece, bu alanda çalışan
herkes üyemiz olabilir… Ülkemizdeki
en önemli sorunlardan biri ÜniversiteSanayi işbirliği. Günümüzde artık
disiplinlerarası
çalışmak
şart
olmuştur. Hiçbir disiplin tek başına
çalışamaz. Beraber verimli şekilde
çalışmanın yollarını bilmeli üniversiteliler. Dolayısı ile üniversitelerde bunun
öğretilmesi gerekiyor; Zamanın doğru
kullanımı. Verimli olmanın en önemli
parametrelerinden biri, zamanı etkin
kullanmaktır. En iyi okullardaki öğrenci
arkadaşlarımız, sınavda birim zamanı
en verimli şekilde kullandıkları için oradalar. Ancak yazık ki aynı performansı
iş hayatında göremiyoruz. Çünkü
arada geçen üniversite zamanında bu
özelliklerinden uzaklaşıyorlar. Türk
gençlerinin rasyonel düşünmeyi biliyor olması gerekiyor. Çevresel bilgileri
alıp onlarla dağılmak yerine asıl bilgiye
ulaşabilmeliler. Türkiye’deki üniversitelerin talebeye ihtiyacı var; yani bilgiyi isteyen, arayıp bulan kişilere. Genç
arkadaşlar analiz ve sentez yapabiliyor
olmalı. Farklı bakmayı biliyor olmalı,
sosyal hayat, sahiplenme duygusu
hepsi olmalı…”
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Öte yandan, Kobi Efor sitesinde
yayınlanan bir röportajında, Dünya’da
4. Nesil Otomasyon sürecinin ve
farkındalığının başladığını kaydeden
Sayın Ömeroğlu, “Bir kişi orta boy
ülkeli bir fabrikayı idare edecek noktaya gelecektir. Türkiye de bu durumun
farkında olmalıdır. Çünkü Türkiye, otomasyon kabiliyetinde mükemmel bir
noktadır. Sadece çok fazla fiyat rekabeti sorun olmaktadır” açıklamasında
bulunmuş. Otomasyonunun uygulama-entegrasyon aşamasında sorun
olmadığını ancak yaratış aşamasında
sorun olduğunu dile getiren Sayın
Ömeroğlu, sektöre bu noktada bir
takım destek ve vizyonlar getirilmesiyle Avrupa’nın yakın zamanda
yakalanacağını öngörmüş. Türkiye’nin
otomasyonda potansiyel bir ülke
olduğunu ve sektör kuruluşlarının otomasyona geçmede belli bir aşamayı
geride bıraktığını, ancak fazla fiyat
rekabeti yaşadığını aktaran Sayın
Ömeroğlu, “Türkiye’de bilgiye para
ödemede halen daha direnç var.
Bu noktada çalışmalar yapıyoruz.
Ayrıca sektörün gelişimi noktasında
değerlendirilecek bir takım destek
ve teşvikler var. Ama Türkiye’nin
hedeflerine ulaşması için siyasi
olarak destek ve teşvikleri belli alan-
Dosya: Endüstriyel Otomasyon
lara fokuslamalıdır” demiş. Sektörün
büyüklüğü konusunda da Sayın
Ömeroğlu, kabaca şu hesabı yapmış:
“ENOSAD olarak üyelerimizin bilgilerine ulaşma çalışmalarımız devam
ediyor. Sektörün büyüklüğünü hesaplarken sübjektif bir hesap yapıyoruz.
Türkiye’nin 2023 vizyonuna göre
ihracatımızda hedefimiz 500 milyar
dolar. Bu 500’ün 100 milyar dolarını
ise makine sektörü gerçekleştirecek.
Otomasyon sektörünün sadece
makine sektörüne katkısı yüzde 20-25
aralığındadır. Demek ki sadece makine
sektörü içindeki otomasyonunun
büyüklüğü 25 milyar dolar demektir.
Yurtiçini düşürerek bu rakamı minimum 2 ile çarparsak 50 milyar dolardan bahsedebiliriz. 50 milyar dolar,
gelecek büyüklüktür. Şu an ise sektörün büyüklüğü 25-30 milyar doları
aşmaktadır.”
Kongre ile devam edelim:
Davetli konuşmacılardan olan Makine
Tanıtım Grubu (MTG) Başkanı Sayın
Adnan Dalgakıran, teknoloji kullanımı
ve ekonomik durum üzerinden sektörü değerlendirdi, “Samimi olarak
biz kendi özeleştirimizden başlayalım.
Türkiye’de gerçek mânada bir
sanayi yok. Neyle ihracat yapıyoruz?
Yaptığımız ihracat tamamen ucuz
işgücüne dayalı bir rekabet unsuruyla yapılıyor. Üretimimizin, sanayimizin yüzde 75’i orta düşük ve düşük
teknolojiyle yapılıyoruz. Sadece yüzde
3’ü yüksek teknoloji kullanıyor” dedi.
Japonya ve Güney Kore’nin yüksek
teknoloji ihracatı ile ilgili rakamlar
veren Dalgakıran, “Kendimize gaz
vermekten sıyrılıp da şöyle rakamlara bir bakabiliyor muyuz? Hangi
strateji ile nereye gidiyoruz. Dünya
büyüdükçe Türkiye büyüyecek. Geri
gitmeyecek. Hedefimiz vasat bir ülke
ise kendimizi hiç yormayalım. Zaten
bu kervan böyle gidecek. Almanya’da
6 bin işletme, 400 milyar dolardan
fazla üretim yapıyor. Biz ise, 11 bin
işletme ile 30 bin dolar yapıyoruz.
Otomasyonu bilmeyen, otomasyonu
vurgulamayan bir sektör buralara
gelemez. Kayıt içindeki firmaları kayıt
dışına sömürttüren bir mekanizma
bunun önemli suç ortaklarından biridir. Bu kayıt dışı, çok ciddi şekilde
Türkiye’nin başına beladır. Para kolay
yere kaçar. Sanayideki sermaye hızla
başka alanlara kaçıyor. Çünkü Türkiye
politika olarak rant alanında ekonomisini geliştiriyor. Bunun sonuna geldiğini
ENDÜSTRİ OTOMASYON
görüyoruz. Geldiği zaman bizde takat
kalmıyor” şeklinde konuştu.
Kongrede devleti temsilen katılan
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan
Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu
da konuşmasında bilim, teknoloji ve
otomasyonun önemine değindi.
Otomatik kontrol konusunda çok sayıda
master ve doktora öğrencisi mezun
ettiğini belirten Kavranoğlu, “Sanayici
olmak, girişimci olmak bu memleketin DNA’sına aykırıdır. Bu memlekette
sanayicinin dostu yok. Sanayici, kendi
parasıyla rezil olan insan maalesef.
Bu sisteme diferansiyel bir denklem
olarak bakarsak denklemlerimizin
çözümü tarım, düşük teknoloji, soba
borusu, musluk yapmak sonucu
veriyor. Türkiye’de sistemi düzeltmedikçe istediğiniz kadar teşvik paketi açıklayın, istediğiniz kadar Ar-Ge
desteği açıklayın, istediğiniz kadar
yüksek hayaller kurunuz. Bunların
hiç biri olmaz. Çünkü bunların hepsi
bir sistem meselesidir. Sistemin
performansını arttırmak onun girdilerini değiştirmekle olmaz. Denklemleri
değiştirmedikçe hiçbir şey değişmez”
şeklinde konuştu.
“Bizim Ar-Ge’ye para ayırma problemimiz yok. Biz, Ar-Ge’ye ayırdığımız
99
Dosya: Endüstriyel Otomasyon
parayı verecek kaliteli proje
bulamıyoruz. 180 üniversitemiz var.
Bu kadar üniversite bir yılda desteğe
layık 500 proje üretemiyor. Demek ki
bu üniversite sistemi doğru değil. Yani
böyle bir üniversite sistemi olan bir
ülkede, siz sanayide çalıştıracak kaliteli mühendisi nereden bulacaksınız?
Nasıl proje gerçekleştireceksiniz?
Nasıl kalkınmış bir Türkiye’ye
ulaşacaksınız?” diyen Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof.
Dr. Davut Kavranoğlu, “Ama bizim
hükümet olarak bunu değiştirmek için
ciddi niyetlerimiz var.
Teşvik paketine bir ilave yapıldı. Artık
Türkiye’nin cari açık verdiği, kan
kaybettiği, yüksek teknolojiye dair
konularda nerede yatırım yaparsanız
yapın 5. bölgedeymiş gibi teşvik
alacaksınız. Bu yeni açıklanan bir paket.
Türkiye’de sistemi değişmedikçe
istediğimiz kadar Ar-Ge desteği verelim
istediğimiz kadar teşvik paketi verelim
bir yere varamayız. Söylediklerimizin
hepsinin toplamının teknik tanımı şu:
Türkiye’nin artık bilgi ekonomisine
geçmesi gerekiyor” diye konuştu.
Özelleştirmelerden örnekler veren
Kavranoğlu, “Devlet, bilim ve teknoloji
100
konusunda özel sektöre değil, kendi
eliyle büyüttüğü şirketlere güveniyor. Devlet burada girişimcinin
önünü açmıyor. Bunu konuşuyoruz.
Sistemimizi değiştirmemiz gerekiyor.
Bunu da üniversitelerden başlatmak
gerek. Bu üniversite sistemiyle insan
kalitesinden bahsedemeyiz. Sistemi
değiştirecek olan da biz siyasetçileriz. Hükümetin artık bilim-teknoloji
politikalarını bürokrasiye bırakmaması
gerekiyor. Devletin artık bilim teknolojide oyuncu olmaktan çıkması gerekiyor. Devletin, gölge yaptığı sektör
büyüyemez. Sanayicinin, yatırımcının,
girişimcinin devlette artık bir
muhatabının olması gerek. Biz, bilgi
ekonomisine geçersek bir yere varabiliriz.”
Gelişmekte olan ve bu alanda ciddi
atılımlar yapan Türkiye için otomasyon
kullanımı kaçınılmazdır. Maliyet, enerji
verimliliği, kaynakların efektif kullanımı
ve zamandan tasarruf edebilmek adına
gerekli otomasyon alt yapıları gerek
özel sektör gerek kamu tarafından
desteklenmelidir. Asıl önemli husus,
otomasyona iş güvenliği açısından
da bakılmalıdır. Madenlerde, kimyasal üretim fabrikalarında, inşaat sek-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
töründe çalışanlara yardımcı olabilecek gerektiğinde onların yerine ikame
edebilecek otomasyon yapıları kurmak işçinin güvenliği açısından oldukça önemlidir. Son olarak, ENOSAD
üyesi şirketlerimizden olan Elimko
Elektronik’in Yönetim Kurulu Üyesi
Sayın Malik Avral’ın Şubat 2014 tarihinde Sanayi Gazetesi’nde yer alan
görüşlerini aktaralım.
Dünya otomatik kontrol sektörünü teknolojinin baş döndürücü
gelişmelerinin belirlediğine dikkat
çeken Sayın Malik Aviral, tüm bu
olumlu gelişmelere karşın Türkiye’de
otomasyon sektöründe verimliliğin
artması için daha fazla sayıda fabrika otomasyonuna ihtiyaç olduğunu
söylüyor.
Otomasyon sektöründe 2014 yılının
“parlak bir yıl” olmadığını ifade eden
Aviral, petrol ve metal fiyatlarının
düşmesinin doğru bir analize ihtiyaç duyduğunu belirterek, tüm bu
göstergelerin piyasanın dinamikleri ile
doğrudan ilintili olduğunu dile getiriyor.Türkiye’de inşaat sektörünün
hareketli bir yapıda olduğuna dikkat
çeken Aviral, sürekli bina arzı olduğunu
Dosya: Endüstriyel Otomasyon
ancak tüketimin aynı hızda olmadığı
tespitini yaparak sözlerine şöyle devam
ediyor: “İnşaat sektörü lokomotif gibidir. Bu sektördeki canlılık diğer sektörler üzerinden otomasyon sektörüne
yansır. 2014 yılında inşaat sektörünün
çekebildiği kadar canlılığı otomasyon
sektöründe de izledik. Diğer faktörler
dolaylı olarak zayıf kaldı. Bu nedenle
2014 otomasyon sektörü açısından
pek canlı geçmedi diyebiliriz.”
Otomasyon sektöründe 2015 yılını
da değerlendiren Aviral, bu yılda
verimlilik açısından hızlı bir artış beklemediklerini, 2015’in geçen yılın dinamiklerini takip ettiğini vurguluyor.
2015’te hükümetin verimlilik ile ilgili
teşvik politikalarına yönelik olumlu
gelişmelerin izlendiğini ve gelişmelerin
sektörün verimliliğini etkileyeceğini
ifade eden Aviral, “Verimliliğin artması
için fabrika otomasyonuna ihtiyaç
var. Eski fabrikaların, otomasyon
sistemlerini elden geçirip, daha fazla
ve etkin otomasyona yer vermesi,
otomasyon yatırımı yapması gerekir. Yeni fabrikalarında otomasyon
sistemleri güçlü olmalıdır. Bu verimlilik bayrağı iyi açılabilir, güzel bir
rüzgâr yakalanırsa, 2015’te otomasyon sektöründe bir canlılık görül-
ebilir.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Otomatik kontrol sektöründe Endüstri
4.0’a geçildiğini, bu alanda teknolojinin akıl almaz bir boyutta geliştiğini
aktaran Aviral, “Bunun tüm örneklerini
hem yurt dışında, hem de yurt içinde
görüyoruz. 1970’lerde pnomatik,
hidrolik, cıva genleşmeli, daha çok
mekanik aksamlı, ölçü, kontrol, kayıt
cihazları kullanılırken, artık bugün bilgisayar tekniğinin, yazılım ve donanım
olarak her türlü versiyonunu görüyoruz” diyor.
Elektronik dünyasının çok hızlı bir
gelişim ve değişim içinde olduğunu,
buna ayak uydurmanın kolay olmadığı
bir alanda rekabet etmek durumunda
kaldıklarını belirten Aviral, kullanılan bir
komponentin, ya da tasarım tekniğinin
yerini çok kısa süre içinde bir yenisi
aldığını kaydediyor. Aviral, ” Tek tesellimiz, bu hızlı değişimden tüm dünya
rakiplerimiz de aynı şekilde etkileniyorlar. Hatta biz daha iyi durumdayız
diyebiliriz, çünkü herhangi bir knowhow, lisans antlaşmamız olmadığı
için, yapacağımız değişiklikleri,
geliştirmeleri kimseye sormak, kimseden izin almak zorunda değiliz”
diyerek, sektörün avantajlı yanlarına
ENDÜSTRİ OTOMASYON
da dikkat çekiyor.Bu çerçevede Dünya
piyasalarında küreselleşmenin olumluolumsuz tüm etkilerini hissettiklerini ifade eden Aviral, herkesin herkesten etkilendiği, herkesin üretimini
kullanabildiği bir ortamda sınırların
ekonomik anlamda yok denecek kadar
kalktığını belirtiyor. Türkiye’ye yurt
dışı ürünler girerken, Türkiye’nin de
başka ülkeler için yurt dışı olabildiğinin
altını çizen Aviral sözlerini şöyle
noktalıyor: “Şu anda Elimko, Katar,
Rusya, Bulgaristan, Kuveyt, Birleşik
Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi
ülkelere hem ürün satıyor, hem de
komple anahtar teslimi tesis kuruyor.
Şüphesiz bizden üstün olanlardan etkilenmek, kendi üretim
yeteneklerimizi geliştirmemize, kapasitemizi artırmamıza, kendimizle
rekabet etmemize neden olduğu için
bunda ciddi bir sakınca görmüyorum.
Önemli olan devlet politikalarının iyi
kurgulanması, teşviklerin yerli sanayiyi geliştirici nitelikte olması, ülkemizin yerli üretimine akılcı politikalarla
yol göstermesi, teşvik eder nitelikte
olması gerekir. Yoksa artık ithal ürünlere sınırları kapatarak bir yerlere gelemeyiz.”
101
Dosya: Enerji
ENERJİ SEKTÖRÜMÜZÜN POZİTİF GÖRÜNÜMÜ
■ Önce, bir haber aktaralım. Anadolu
Ajansı’nın Ocak 2015 tarihli haberi,
“Türkiye’nin enerji ithalatı 2014 yılında
bir önceki yıla göre yüzde 1,8 azalarak 54 milyar 906 milyon 87 bin
dolar oldu” başlığını taşıyor. Haberin
devamı şöyle: Türkiye’nin 2014 yılı
enerji faturası belli oldu. Türkiye’nin
enerji ithalatı 2014 yılında bir önceki
yıla göre yüzde 1,8 azalarak 54 milyar
906 milyon 87 bin dolar oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan hesaplamalara göre,
Türkiye geçen yıl toplam 242 milyar
223 milyon 959 bin dolarlık ithalat
gerçekleştirirken, bunun 54 milyar
906 milyon 87 bin dolarlık bölümünü enerji ithalatı olarak özetlenen,
27’nci fasıl olarak adlandırılan “mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların
damıtılmasında elde edilen ürünler,
bitümlü maddeler, mineral mumlar”
oluşturdu. Türkiye’de 2013 yılında 55
milyar 917 milyon dolar olan enerji
ithalatı, geçen yıl 1 milyar dolar (yüzde
104
1,8) azalışla 54 milyar 906 milyon 87
bin dolara geriledi. Enerji ithalatı 21,2
milyar dolarla 2005 yılında son 10 yılın
en düşük seviyesinde gerçekleşirken,
2012 yılında ise 60,1 milyar dolarla
en yüksek düzeye çıktı. Söz konusu
dönemde Türkiye enerji ithalatına
toplamı 425,4 milyar dolar ödedi.
Bu haber tabii ki sevindirici ve sektöre
pozitif bakışın da bir örneği.
Şimdi de Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı’nın “2015-2019 Stratejik
Planı”na bakalım.
Özetle, Türkiye’nin enerji alanındaki
2015-2019 Stratejik Planı’nda yer alan
bazı yenilikler, hedefler, uygulamalar
ve beklentiler şöyle:
- Doğal gaz depolama kapasitesinin
uzun vadede yıllık tüketimin yüzde
20’sini karşılayabilmesini sağlamak
amacıyla gerekli yatırımlar başlatılacak.
Depolama kapasitesi, plan dönemi
sonuna kadar yıllık tüketimin en az
yüzde 10’unu karşılayacak düzeye
çıkarılacak.
- Yerli kömürden üretilen elektrik
ENDÜSTRİ OTOMASYON
enerjisi miktarı dönem sonunda yıllık
60 milyar kWh düzeyine ulaştırılacak.
Mevcut yerli kömür kaynaklarının
elektrik enerjisi üretim yatırımlarına
dönüştürülmesi ve yeni kaynakların
araştırılması sağlanacak.
- Yenilenebilir enerji kaynaklarının
birincil enerji ve elektrik enerjisi arzı
içindeki payı artırılacak. Bu amaçla su,
güneş, rüzgâr, jeotermal ve biyoyakıta
dayalı yatırımlara önem verilmesi
bekleniyor.
- Nükleer enerji, elektrik enerjisi üretim
portföyüne dahil edilecek. Bu konuda
ilk adım, Akkuyu Nükleer Santrali.
Sinop ve yeri henüz belirlenmeyen
ikinci ve üçüncü nükleer santraller de
bunu izleyecek.
- Yurt içi ve yurt dışı ham petrol üretimimizin tüketimi karşılama oranının
yüzde 13.6’ya çıkarılması sağlanacak.
Bu amaçla yeni arama ve üretim faaliyetlerinin hızlandırılması çalışmaları
artarak sürecek.
- Konvansiyonel olmayan yöntemlerle
elde edilebilecek hidrokarbon potansiyelinin (kaya gazı, ikincil üretim vb.)
Dosya: Enerji
ortaya çıkarılması sağlanacak.
- Doğal gaz ithalatında yeni kaynak
ülkeler ve güzergâhlar ilave edilerek
kaynak ülke ve güzergâh dağılımının
dengelenmesi sağlanacak.
- Plan dönemi sonuna kadar doğal
gaz kaynaklı elektrik enerjisi üretiminin
toplam üretim içindeki payının yüzde
38’e indirilmesi sağlanacak. Şu anda
doğalgazın elektrik üretimindeki payı
yüzde 45-55 arasında seyrediyor.
*Nükleer enerjiye ilişkin gerekli mevzuat ve kurumsal altyapı çalışmaları
tamamlanarak gerekli plan ve programlar oluşturulacak.
- Nükleer santrallerde yerli yakıt
olarak kullanılmak üzere uranyum ve
toryum kaynaklarının aranması ve
geliştirilmesi sağlanacak. Bu hedef,
Türkiye’nin elektrik üretim portföyüne
ekleyeceği nükleer santrallerde de
yerlileşmeyi hedeflediğni göstermesi
açısından önemli.
- 2016 yılından itibaren elektrik enerjisinde puant talebin ortalama talebe
oranının düşürülmesini teminen serbest piyasa bazlı talep tarafı katılımı
mekanizması hayata geçirilecek.
- Özelleştirme planı ile uyumlu bir
şekilde, 2019 yılı sonuna kadar kamu
sorumluluğundaki elektrik enerjisi
üretim santrallerinde ihtiyaç duyulan
bakım, onarım, rehabilitasyon ve modernizasyon çalışmaları tamamlanması
sağlanacak.
- Elektrik enerjisi dağıtımında kayıp
kaçak oranının plan dönemi sonuna
kadar yüzde 10’a düşürülmesi
sağlanacak. Türkiye’de kayıp kaçak
oranı halen yüzde 15 ile Avrupa
ortalamasının üzerinde. Özellikle Van
gölü ve Dicle Elektrik Dağıtım bölgelerinde bu oran yüzde 70-80’lerde.
- Yerinde üretimin yaygınlaştırılması
ve 2019 yılı sonuna kadar toplamda
tüketimin en az 1.000 MW’lık kısmının
yerinde üretimden karşılanması
sağlanacak.
- Tüm madencilik işlemlerinin e-Devlet
projesi kapsamında elektronik ortamda
yürütülmesi sağlanacak. Bu konu, yerli
kömür kaynaklarının değerlendirilmesi
hedefine ulaşılması açısından da önem
taşıyor.
- Uluslararası enterkonneksiyon
kapasitesinin 2019 yılı sonuna kadar
2 katına çıkarılması sağlanacak.
Türkiye’nin
halen
Yunanistan,
Bulgaristan, Gürcistan, İran, Irak
ve Suriye ile elektrik bağlantısı var.
En çok ticaret Avrupa komşularıyla
yapılıyor ancak kullanılan kapasite
ENDÜSTRİ OTOMASYON
düşük, ticaret imkânları sınırlı.
- Yabancı ülkelerde hayata geçirilmesi
hedeflenen Enerji ve Tabii Kaynaklar
Ataşeliği uygulamasıyla gelişmelerin
yakından takip edilmesi ve iletişim
kanallarının en üst düzeyde açık
tutulması sağlanacak. Bu konu,
Türkiye’nin son yıllarda büyük önem
verdiği enerji diplomasisi çalışmalarını
kurumsal bir boyuta taşınması
anlamına geliyor.
- Türkiye’deki imalat sanayii altyapısı
göz önünde bulundurularak, enerji
yatırımlarında kullanılan ekipmanlardaki yerli katkı kullanım oranları
arttırılacak. Yerlileştirilecek ekipmanlara yönelik envanter ve ihtiyaç analizi
yapılacak ve yerlileştirmeye ilişkin yol
haritası belirlenecek.
Elektrik
enerjisi
üretim
özelleştirmelerinin açıklanacak plana
uygun şekilde tamamlanması takip
edilecek. EPİAŞ’ın da kurulmasıyla
birlikte enerji piyasaları daha şeffaf,
güvenilir ve izlenebilir hale getirilecek.
- Enerji ve doğal kaynaklar sektöründeki yatırımları teşvik etmek
amacıyla alternatif finansman modelleri geliştirilecek. Enerji dışı doğal
kaynaklara yönelik arama faaliyetlerinin arttırılması sağlanacak.
105
Dosya: Enerji
Bu bölümü, Başbakanlık Kamu
Diplomasisi Koordinatörlüğü sitesinde
yer alan, “Türkiye’nin enerji yatırımları”
verileriyle bağlayalım. Veriler şöyle:
“Doğusunda
enerji
kaynakları
açısından ihracatçı, Batısında ise
ithalatçı ülkelerle çevrili konumdaki
Türkiye, büyüyen ekonomisi, dinamik bir enerji pazarı ve jeostratejik
konumu itibariyle ‘Doğu-Batı/KuzeyGüney Enerji’ güzergâhlarının kesişim
noktasında yer alıyor. Türkiye, mevcut uluslararası boru hatları ile hem
ihtiyaçlarını karşılayıp gelir sağlıyor
hem de enerji kaynaklarının transferine aracılık ederek stratejik önemini
artırıyor…
Türkiye, dünya hidrokarbon rezervlerinin yüzde 70´inden fazlasına
sahip olan Hazar Havzası, Orta
Doğu ve Güney Akdeniz ülkelerine komşu konumda bulunuyor.
Türkiye, bu önemli avantajını, hem
söz konusu kaynaklardan enerji
ihtiyacının bir kısmını karşılayarak
hem de bu zengin kaynakları dünya
pazarlarına ulaştıracak boru hattı
projeleri geliştirerek değerlendirmeyi
amaçlıyor. Türkiye, hayata geçirilecek
uluslararası boru hattı projeleriyle Orta
106
Asya, Hazar ve Orta Doğu bölgelerindeki zengin doğal gaz ve petrol
rezervlerini Avrupa’nın ana tüketim
merkezlerine ulaştıran en önemli enerji
köprülerinden biri olacak…
Son 10 yılda, dünyada doğal gaz ve
elektrik talebinin Çin’den sonra en
fazla arttığı ikinci ülke konumundaki
Türkiye, önümüzdeki dönemde ekonomik ve sosyal gelişme hedeflerine bağlı olarak, enerji talebi artışı
bakımından dünyanın en dinamik
ekonomilerinden biri olmaya devam
edecek.
Türkiye’nin sanayi alanındaki gelişim
ivmesi ve teknolojik imkânlardan
daha çok yararlanması enerji kaynağı
ihtiyacını artırdı. Bu ihtiyaç bağlamında,
Türkiye enerjisinin % 33’ü petrolden,
%28’i kömürden, %29’u doğalgazdan
ve %10’u yenilenebilir kaynaklardan
karşılanıyor. Bu durum Türkiye’nin
kaynak çeşitlendirmesini esas alan
enerji politikalarındaki etkinliğini de
gösteriyor.
Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın
azaltılması,
yerel
kaynakların
kullanımının azami seviyeye yükseltilmesi ve iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerinden yola çıkarak, ulu-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
sal enerji arz portföyünde yenilenebilir
enerji kaynaklarının payını yükseltme ve
enerji sepetine nükleer enerjiyi ekleme
yolunda çalışmalarını da sürdürüyor.
Yenilenebilir enerji bakımından önemli
bir potansiyele sahip olan Türkiye,
jeotermal potansiyeli ile dünyada
7’nci, Avrupa’da ise 1’inci sırada yer
alıyor. Buna ek olarak, hidroelektrik
kaynakları, rüzgâr ve güneş enerjisinin
geliştirilmesine de öncelik veriliyor.
2023’e kadar Türkiye’nin toplam enerji
talebinin yüzde 30’unun yenilenebilir
enerji kaynaklarından karşılanması
öngörülüyor.
Diğer yandan Türkiye, ulusal enerji
bileşenine nükleer enerjinin de eklenmesi için hazırlıklarını sürdürüyor. Bu
çerçevede, 2030’a kadar Türkiye’nin
nükleer enerjide 10 bin MW’lık kurulu
güce ulaşması öngörülüyor.
Bu kapsamda, Rusya ile Akkuyu’da bir
nükleer güç santrali tesisine yönelik
Hükümetlerarası Anlaşma 12 Mayıs
2010’da imzalandı. İkinci nükleer santralin Sinop’ta inşası planlanmakta
olup, ülkemizde 3’üncü bir nükleer
santralin kurulması da öngörülüyor.
Dosya: Enerji
Enerji kaynakları açısından zayıf
bir konumda olan Türkiye, enerji
talep eden bölgeler ile kaynak arzı
sağlayan coğrafyalar arasındaki
stratejik konumundan etkin biçimde
yararlanarak bölgesel ve uluslararası
enerji politikalarının önemli aktörlerinden biri olmayı amaçlıyor. Bu
hedefle Türkiye, hâlihazırda var
olan ve proje/inşa aşamasında olan
petrol-doğalgaz boru hatlarını birer
enerji diplomasisi enstrümanı olarak
işlevselleştiriyor. Bu projeler hem
Türkiye’nin enerji güvenliğine teminat olurken hem de arz sağlayan
ve talep eden ülkelerin ihtiyaçlarına
karşılık veriyor. Türkiye’nin petrolIrak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı
- Irak’ın Kerkük ve diğer üretim sahalarında üretilen ham
petrolün Ceyhan (Yumurtalık) Deniz
Terminaline ulaştırılması amacıyla
inşa edildi.
- 40 inç çapında, 986 km
uzunluğundaki ilk hat 1976 yılında
işletmeye alındı. İlk boru hattına paralel olan ve inşaat çalışmaları 1985’te
başlayan ikinci boru hattı 1987’de
tamamlandı. 46 inçlik bu boru hattı
ile yıllık taşıma kapasitesi 70,9 milyon
tona yükseltildi.
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru
Hattı (BTC)
- BTC ile, başta Azeri petrolü olmak
üzere, Hazar Bölgesi’nde üretilecek petrolün emniyetli, ekonomik
ve çevresel açıdan uygun bir boru
hattı sistemi aracılığıyla Azerbaycan,
Gürcistan üzerinden Ceyhan’a
taşınması ve buradan da tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılması
amaçlanıyor.
- 2006’da işletmeye alınan ve 1076
km’si Türkiye kesimi olmak üzere
toplam 1769 km uzunluğunda olan
boru hattının kapasitesi yıllık 50 milyon ton.
Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru
Hattı (ITG)
- Avrupa Birliği INOGATE (Interstate
Oil and Gas Transport to Europe)
programı kapsamında geliştirilen
Güney Avrupa Gaz Ringi’nin ilk
aşaması olarak Türkiye ve Yunanistan
doğalgaz şebekelerinin enterkoneksiyonunu içeren anlaşma 2003’te
doğalgaz boru hatları Ortadoğu ve
Hazar Havzasındaki ülkelerin daha çok
pazara ulaşması ve Avrupa’nın enerji
güvenliğini sağlaması açısından önem
taşıyor. Türkiye ayrıca bu boru hatları
ile işletim, taşımacılık, pazarlama gibi
başlıklarda gelir elde edebilmenin yanı
sıra uluslararası enerji piyasalarında
söz sahibi oluyor. BOTAŞ tarafından
uluslararası petrol iletim faaliyetleri,
Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı
ve Bakü- Tiflis-Ceyhan Ham Petrol
Boru Hattı (BTC) ile yerine getiriliyor. 2000’den beri Irak-Türkiye Ham
Petrol Boru Hattı üzerinden petrol
taşımacılığı yapılırken, BTC üzerinden
yapılan taşımacılık ise 2006’da başladı.
imzalandı.
- 18 Kasım 2007’de iki ülke
başbakanlarının da katıldığı açılış
töreni ile birlikte Türkiye’den
Yunanistan’a gaz arzına başlandı.
Türkiye’nin enerji diplomasisindeki
yeni hamlesi: TANAP
Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı
Projesi (TANAP) Türkiye’nin Gürcistan
sınırından başlayarak Yunanistan
sınırına uzanacak ve başlangıç olarak
Azerbaycan’ın Şahdeniz Sahasının
2’inci aşamasından üretilecek 16
milyar metreküp doğalgazı taşıyacak.
Toplam yatırım değeri 10 milyar
doların üzerinde olan TANAP’ın,
Türkiye’yi yakın coğrafyasında enerji
politikalarının merkezi yapabilecek bir
potansiyele sahip olması öngörülüyor. Nihai olarak 32 milyar metreküp
kapasiteye ulaşması planlanan boru
hattı, yaklaşık 2.000 km. uzunluğunda
ve 56 inç çapında olacak. TANAP
Sisteminin inşasına 2015 yılında
başlanması ve Şahdeniz Sahasının
2’inci aşama üretimine paralel olarak
2018 yılı sonunda Türkiye’ye ve
2019 yılı içerisinde Avrupa’ya gaz
arzının başlatılması planlanıyor.
Ancak, TANAP’ın potansiyeli sadece
Azerbaycan’ın sağlayacağı doğalgaz
ile de sınırlı olmayacak; proje diğer
Hazar Havzası ülkelerin bu sistem
üzerinden enerji kaynaklarını Batı
ülkelerine pazarlayabilmelerine de
imkân tanıyabilecek.
Türkiye’ye doğalgaz arzı sağlayan
uluslararası hatlar:
1. Rusya – Türkiye Doğalgaz Boru
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ham Petrol Taşımacılığı (Milyon Varil)
Hattı (Batı Hattı)
- Türkiye’ye Bulgaristan sınırında
Malkoçlar’dan giren, Hamitabat,
Ambarlı, İstanbul, İzmit, Bursa,
Eskişehir güzergâhını takip ederek Ankara’ya ulaşan hat 845 km
uzunluğunda.
- 1987’den itibaren, artan miktarlarda
doğalgaz alımına başlandı, 1993’te
maksimum miktar olan 6 milyar m3/
yıl’a ulaşıldı. Daha sonra hattın kapasitesi 14 Milyar m³/yıla yükseltildi.
2. İran – Türkiye Doğalgaz Boru Hattı
- Proje ile başta İran olmak üzere
doğudaki kaynaklardan alınacak
doğalgazın boru hattı ile Türkiye’ye
taşınması amaçlandı.
- 1996’da imzalanan alım-satım
anlaşmasına göre, doğalgaz alımı 3
milyar m3 ile başlayıp, yıllar itibarıyla
artarak plato periyotta 10 milyar m3/
yıl’a ulaşacak.
- Yaklaşık 1491 km uzunluğundaki
hat, Doğubayazıt’tan başlayıp,
Erzurum, Sivas ve Kayseri üzerinden
Ankara’ya uzanıyor. Bir branşman da
Kayseri, Konya üzerinden Seydişehir’e
ulaşıyor.
3. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru
Hattı (BTE)
- BTE, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’nde
bulunan Şah Deniz sahasından
üretilen gazı Türkiye’ye taşıyan, 690
km uzunluğundaki ve 20 Milyar m3
kapasiteli.
- 2005-2007 yılları arasında inşa edilen hat, 2007’ten beri faaliyet gösteriyor.
107
Dosya: Enerji
4. Rusya – Türkiye Doğalgaz Boru
Hattı (Mavi Akım)
- 1997’de BOTAŞ ve Gazexport
arasında imzalanan 25 yıllık Doğalgaz
Alım- Satım Anlaşması kapsamında,
doğalgaz Rusya’dan Karadeniz geçişli
bir hat ile Türkiye’ye ulaşıyor.
- Anlaşmaya göre, doğalgaz sevkiyatı
plato periyotta 16 milyar m3/yıl seviyesine ulaşacak.
Macaristan’ı izleyerek Avusturya’ya
ulaşması planlanıyor. Türkiye’de
ekonomi ve sanayideki gelişime
paralel olarak artan enerji ihtiyacını
karşılamak için hâlihazırda işletmede
olan Yarımca/İzmit, Aliağa/İzmir,
Kırıkkale ve Batman illerinde yer alan
TÜPRAŞ’a ait 4 adet rafinerinin yıllık
toplam ham petrol işleme kapasitesi
28,1 milyon ton.
5. Nabucco Doğalgaz Boru Hattı
Projesi
- Avrupa doğalgaz açığının bir
miktarının Türkiye üzerinden geçecek
boru hatları yoluyla karşılanması
amacıyla
geliştirilen
Nabucco
Projesiyle boru hattının, Türkiye
üzerinden Bulgaristan, Romanya,
Buna ek olarak, İzmir’de Aliağa Petkim
Tesisleri arazisinde yıllık 10 milyon ton
ham petrol işleme kapasitesine sahip
Star Rafinerisi’nin yapım çalışmaları
ise devam ediyor. Türkiye’nin sahip
olduğu rafineri kapasitesi ticari verilere de yansıyor. 2000-2013 yılları
arasında Türkiye üzerinden petrol ve
Toplam Petrol İhracatı
Toplam Petrol İhracatı
108
petrol ürünleri ihracatında büyük bir
artış kaydedildi. Yakın coğrafyadaki
enerji zengini ülkelerin petrol endüstrisi alanındaki eksiklik, Türkiye’nin
sahip olduğu rafineri endüstrisi
imkânlarının ticari potansiyelini ön
plana çıkarıyor. 2000’de 1.324 bin ton
olan toplam petrol ihracatı 2013’te
6 kat artarak 8.452 bin tona çıktı.
Petrol ürünleri ihracatı çoğunlukla
Almanya, İspanya ve Malta’ya
yapıldı. Aynı dönemde ham petrol
ithalatı İran, Irak, Suudi Arabistan,
Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve
Nijerya’dan yapılırken, petrol ürünleri ithalatı ise daha çok Hindistan,
İsrail, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya
ve Rusya’dan yapılıyor. Türkiye, bir
yandan çeşitli proje ve uygulamalar,
Yıl
Toplam Petrol ve Petrol
Ürünleri İhracatı (bin ton)
2000
1.325
2000
21.671
8.622
2001
2.350
2001
23.243
5.792
2002
2.769
2002
23.662
7.535
2003
3.556
2003
24.096
8.112
2004
3.824
2004
23.830
9.715
2005
4.857
2005
23.390
10.404
2006
6.238
2006
23.754
11.811
2007
6.576
2007
23.446
13.018
2008
6.482
2008
21.725
13.951
2009
4.730
2009
16.219
18.116
2010
6.357
2010
16.954
18.343
2011
7.365
2011
18.092
17.989
2012
7.256
2012
19.488
20.197
2013
8.452
2013
18.525
16.516
Yıl
Toplam Petrol ve Petrol
Ürünleri İthalatı (bin ton)
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Petrol Ürünleri İthalatı
(bin ton)
Dosya: Enerji
politika seçenekleri üzerinden küresel enerji diplomasisinin önemli bir
aktörü olmaya çalışırken diğer yandan da enerji güvenliğini sağlamak
için çaba harcıyor.
Türkiye, kaynak çeşitliliğini artırmak
için farklı formlarda enerji kaynaklarına
da yöneliyor. Türkiye, 2010-2014
yılları arasında BOTAŞ üzerinden
çoğunlukla Rusya, Cezayir, Nijerya,
İran ve Azerbaycan’dan doğalgaz ve
sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatı
yaptı. yapıldı. Aynı dönemde ham petrol ithalatı İran, Irak, Suudi Arabistan,
Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve
Nijerya’dan yapılırken, petrol ürünleri ithalatı ise daha çok Hindistan,
İsrail, Bulgaristan, Yunanistan, İtalya
ve Rusya’dan yapılıyor.
Türkiye, bir yandan çeşitli proje ve
uygulamalar, politika seçenekleri
üzerinden küresel enerji diploma-
sisinin önemli bir aktörü olmaya
çalışırken diğer yandan da enerji
güvenliğini sağlamak için çaba
harcıyor. Türkiye, kaynak çeşitliliğini
artırmak için farklı formlarda enerji
kaynaklarına da yöneliyor. Türkiye,
2010-2014 yılları arasında BOTAŞ
üzerinden çoğunlukla Rusya, Cezayir,
Nijerya, İran ve Azerbaycan’dan
doğalgaz ve sıvılaştırılmış doğalgaz
(LNG) ithalatı yaptı.
2000 ile 2014 Yılları Arasında BOTAŞ’ın Doğalgaz ve LNG İthalatı
Yıl
Miktar(9155 kcal/m3)
İthalatın Gerçekleştirildiği Ülke
2000
14.570.272.648
Rusya, Cezayir, Nijerya
2001
16.091.209.015
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran
2002
17.325.727.809
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran
2003
20.829.697.871
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran
2004
21.798.103.883
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran
2005
26.570.877.914
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran
2006
30.220.843.550
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Diğer
2007
35.833.043.550
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer**
2008
37.152.786.635
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer**
2009
33.068.728.018
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer**
2010
31.917.053.793
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan
2011
39.050.706.108
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer**
2012
42.362.615.338
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer**
2013
35.484.024.926
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer**
2014
19.638.269.689
Rusya, Cezayir, Nijerya, İran, Azerbaycan, Diğer**
ENDÜSTRİ OTOMASYON
109
Dosya: Enerji
Enerji Sektörümüzün Negatif Görünümü
■ Dünya Gazetesi’nin Şubat 2015 tarihli, Mehmet Kara imzalı ve “Türkiye,
dünyanın 11’inci en büyük enerji
ithalatçısı” başlıklı haberinin başlangıcı
şöyle: “TMMOB Makina Mühendisleri
Odası Enerji Komisyonu’nun raporuna
göre Türkiye enerjide dışa bağımlı
ülkeler liginin üst sıralarında yer alıyor.
Dünya net enerji ithalatı liginde 11’inci
sırada. Bazı kaynaklarda az sayıda ülkeye bağımlı. Çözüm için ithal kaynaklara dayalı yatırımdan vazgeçilerek
yerli ve yenilenebilir kaynaklara ağırlık
verilmesi öneriliyor. Raporda yer alan
verilere göre 2013’de birincil enerji tüketimi yüzde 0.6 geriledi, ithal
kaynakların oranı 2012’de yüzde 71.5
iken, 2013’te yüzde 73.5’e yükseldi.
2013 yılında yerli kaynakların birincil
enerji tüketimindeki payı yüzde 26,5
oldu.
Tükettiği enerjinin dörtte üçünü ithal
eden Türkiye, enerjide dışa bağımlılığın
en yüksek olduğu birkaç ülke arasında
yer alıyor. Dünya net enerji ithalatı
liginde 11’inci sıradaki Türkiye,
2013 yılı net ithalat rakamlarına göre
doğalgaz ithalatında dünya 5’incisi,
petrol ithalatında dünya 13’üncüsü,
kömür ithalatında dünya 8’incisi, petrol koku ithalatında dünya 4’üncüsü
durumunda…”
Şimdi de habere kaynaklık eden
rapora bakalım. Rapora ilişkin verileri
TMMOB Makina Mühendisleri Odası
şöyle aktarıyor: “TMMOB Makina
Mühendisleri Odası Enerji Çalışma
112
Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz
tarafından hazırlanan ‘Ocak 2015
İtibarıyla Türkiye Enerji Görünümü:
Enerji Politikaları Artan Bağımlılık
Çıkmazında’ başlıklı araştırma raporunun özeti, aşağıda kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır.
Rapor, AKP iktidarının enerji
politikalarını, enerjide büyüyen
sorunları, mevcut yatırımların niteliğini
irdelemekte, ayrıca ‘Türkiye’nin
nükleer enerji santrallerine ihtiyacı var
mı?’ sorusuna yanıt vermekte ve bir
dizi öneriyi kapsamaktadır.
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı
devam etmektedir. Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı’nın (ETKB)
açıkladığı 2013 birincil enerji verilerine
göre ithal kaynakların oranı 2012‘de
yüzde 71,5 iken 2013‘de yüzde 73,5‘a
yükselmiştir. 2013‘te yerli kaynakların
birincil enerji tüketimindeki payı ise
yüzde 26,5 olmuştur. Önümüzdeki
yıllarda bu oranın artmak bir yana
daha da düşmesi söz konusudur. 2014
yılında enerji hammaddeleri ithalatın
54,9 milyar dolar ödenmiştir. Tükettiği
enerjinin yaklaşık dörtte üçünü
dışarıdan ithal eden Türkiye, enerjide
dışa bağımlılığın en yüksek olduğu
birkaç ülke arasında yer almaktadır.
2013 yılı net ithalat rakamları dikkate alındığında Türkiye; doğal gaz
ithalatında dünya beşincisi; petrol
ithalatında dünya on üçüncüsü; kömür
ithalatında dünya sekizincisi; petrol
koku ithalatında dünya dördüncüsü;
ENDÜSTRİ OTOMASYON
son toplamda ise dünya ‘net enerji
ithalatı’ liginde on birinci sıradadır.
EPDK‘dan lisans alan 50.705,25
MW kurulu güçte yatırımlar içinde
Temmuz 2014 itibarıyla, yatırım
gerçekleşme oranı yüzde 35‘in üzerinde olan santral yatırımlarının toplam
santraller içinde payı yalnızca yüzde
18,73‘tür. Gerçekleşme oranı yüzde
10‘un altında olan santrallerin payı
ise yüzde 43,41’dir. Projelerin beşte
biri, yüzde 19,56‘sı, yatırımların
gerçekleşme düzeyi hakkında EPDK‘ya
bilgi vermemektedir. Bilgi vermeyenlerle birlikte, lisans alan enerji santral yatırımlarının, üçte ikisine yakın
kısmının (yüzde 62,97), henüz yatırıma
başlamadığı söylenebilir. Bu oran,
tüm lisanslı santral yatırımları içinde
sırasıyla en büyük paya sahip doğal gaz
santrallerinde yüzde 66,6, HES’lerde
yüzde 60,3, ithal kömürde yüzde 74,9,
RES’lerde yüzde 71,9 düzeyindedir. Bu
veriler, verilen lisansların çokluğuyla
övünen yöneticilerin övünmeyi bırakıp,
bu kadar çok projeye ihtiyaç olup
olmadığı ve gerçekleşmelerin neden
bu denli düşük düzeyde olduğu üzerinde düşünmeleri gerektiğini ortaya
koymaktadır. Sağlıklı bir planlama
yapabilmek için, yatırıma başlamamış,
ÇED uygun belgesi alamamış, toplumsal maliyetleri faydalarından daha
fazla olan ve bölge halkının istemediği
projelerin iptali sağlanmalıdır. Elektrik
üretimi, toptan satışı ve dağıtımında,
rekabet getirileceği gerekçesiyle kamu
Dosya: Enerji
varlığı özelleştirmeler eliyle yok edilirken, dağıtımda tek bir özel sektör
şirketler grubunun, sektörün yüzde
30‘unu kontrol altında tutabilmesi,
rekabet hukukuna uygun görülebilmektedir. Sektöre egemen olan bazı şirket
ve gruplar, dağıtım sektöründe pazar
paylarının yüzde 30 olduğunu, toptan
satış faaliyetlerinde hızla büyüdüklerini ve üretimdeki paylarının hızla
büyüdüğünü övünçle ifade etmektedir.
Belli başlı birkaç grup ve gruba bağlı
farklı şirketler eliyle, sadece elektrik
dağıtımında değil, üretimi ve tedariki
alanlarında da faaliyet göstererek;
yatay ve dikey bütünleşme ile hâkimiyet tesis etmeyi amaçlamaktadır. Kamu
tekeli, yerini, hızla az sayıda özel tekele
bırakmaktadır. Halen iki grubun elektrik dağıtımındaki payı yarıyı aşmıştır.
Ulus ötesi enerji şirketlerinin birçoğu
Türkiye‘de faaliyete başlamış olup, faal
özel sektör şirketleriyle birleşmeler,
devralmalar da gündemdedir. Bu
beklenti, başta EPDK olmak üzere,
sektör yetkililerince de, “enerji sektöründe konsolidasyon olacak” denerek dile getirilmektedir. Serbestleştirme
ve
özelleştirmeler
sonrasında
tarife düzenlemeleri ve kayıp kaçak
oranlarında yapılan değişiklikler ile,
dağıtım şirketlerinin yeni sahiplerinin
kazançlarını artırmalarına olanak
sağlanmıştır. Halen TBMM gündeminde olan ve kayıp-kaçaklarla ilgili
yeni düzenleme ile özel şirketlerin
kazançları ilave bir güvence altına
alınmak istenmektedir. ETKB 20152019 Stratejik Planı, elektrik üretiminde gerçekleşmesi çok zor hedefler
koyarken; Kalkınma Bakanlığı’nca
Kasım 2014’te yayımlanan ‘Yerli
Kaynaklara Dayalı Enerji Üretim
Programı Eylem Planı’ ile çelişkili ve
uyumsuz hedefler öngörüyor.Strateji
Belgesi ise, 2015-2019 döneminde
kurulu güçte yüzde 36 oranında, 8.514
MW’lik bir artış öngörüyor. Strateji
Belgesinin HES’ler için öngördüğü
kurulu güç artışının gerçekleşmesi
için, Temmuz 2014 itibarıyla,
EPDK‘dan lisans alan ve toplam
14.008,45 MW kurulu güçte olan
yatırım aşamasındaki tüm HES projelerinin yüzde 60,88‘inin, önümüzdeki
beş yıl içinde sonuçlanması gerekiyor.
Strateji Belgesi ise, yerli kömüre dayalı
elektrik üretiminde beş yılda yüzde
83 bir artış hedefi koyuyor. Temmuz
2014 itibariyle EPDK‘dan lisans alan
ve toplam 4.892,14. MW kurulu güçte
ENDÜSTRİ OTOMASYON
olan yatırım aşamasındaki tüm yerli
kömüre (linyit, taş kömürü, asfaltit)
dayalı elektrik üretim projelerinin devreye gireceği öngörülüyor. Bu çok zor.
2013’te 32.4 milyar kWh olan kömüre
dayalı elektrik üretimini 60 milyar
kWh’a ulaştırmak, izlenen politikalarla
mümkün değildir.
RES’lerde 2014 sonunda 3 629,70 MW
olan kurulu gücü, Strateji Belgesinde
belirtilen 10.000 MW hedefine
ulaştırmak için, 2015-2019 arasında
her yıl 1.274 MW kapasiteyi devreye
almak gerekecektir. Başka bir deyişle,
önümüzdeki beş yılın her günü ortalama 3-4 MW güçte rüzgâr türbinini
üretime başlatmak zorunluluğu söz
konusudur. Temmuz 2014 itibariyle lisans alan tüm RES’lerin kurulu
gücünün 7.445,05 MW olduğu göz
önüne alındığında, bu projelerin yüzde
87‘sinin beş yıl içinde sonuçlanmasını
öngörmek, imkansız olmasa da
gerçekleşmesi çok güç bir hedeftir.
Yapılan çalışmalara göre ülkemizde
11.000 km² alana tesis edilecek
GES’ler ile 363 TWH elektrik üretmek, çatı uygulamalarıyla bu rakamı
400 TWH‘a çıkarmak mümkündür.
Böyle büyük kapasitede potansiyel
113
Dosya: Enerji
değerlendirmeyi beklerken, 2015’te
izin verilecek GES projelerinin toplamı
600 MW, yeni başvurular için tarih ise
2015 baharıdır. 2019 hedefi ise 3 000
MW ile sınırlı tutulmuştur. Bu tablo,
iktidarın güneş enerjisine ne denli uzak
olduğunu ortaya koymaktadır.”
Son olarak, “Ocak 2015 İtibarıyla
Türkiye Enerji Görünümü: Enerji
Politikaları
Artan
Bağımlılık
Çıkmazında” raporunun “Öneriler”
bölümünü aktaralım:
- Enerjiden yararlanmak temel bir
insan hakkıdır. Bu nedenle enerjinin
tüm tüketicilere yeterli, kaliteli, sürekli,
düşük maliyetli, güvenilir bir şekilde
sunulması, temel bir enerji politikası
olmalıdır.
- Enerji üretiminde ağırlık; yerli, yeni
ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilmelidir.
- Enerji planlamaları, ulusal ve kamusal
çıkarların korunmasını, toplumsal
yararın arttırılmasını, yurttaşların ucuz,
sürekli ve güvenilir enerjiye kolaylıkla
erişebilmesini, çevreye verilen zararın
asgari düzeyde olmasını hedeflemelidir.
- Enerji sektöründe bütünleşik kaynak
planlaması zorunludur. Bu planlama; enerji üretiminin dayanacağı
kaynakların seçimi, enerji tüketim
eğilimlerinin incelenmesi, talep tarafı
yönetim uygulamalarının üzerinde
yoğunlaşma, enerjinin daha verimli
kullanımı, çevreye verilen zararın
asgari düzeyde olması, yatırımın
yapılacağı yerde yaşayan insanların
hak ve çıkarlarının korunması vb.
ölçütleri gözeterek yapılmalıdır.
114
- Planlama çalışmaları katılımcı ve
şeffaf bir şekilde yapılmalı, çalışmalara
ilgili kamu kurumlarının yanı sıra; üniversiteler, bilimsel araştırma kurumları,
meslek odaları, uzmanlık dernekleri,
sendikalar ve tüketici örgütlerinin,
katılım ve katkıları sağlanmalıdır.
- Strateji Belgeleri ve Eylem Planları
tozlu raflarda unutulmak için değil,
uygulanmak için hazırlanmalı, ilgili
tüm kesimler için bağlayıcı ve yol
gösterici olmalıdır. Bu amaçla,
genel olarak enerji planlaması, özel
olarak elektrik enerjisi ve doğal gaz,
kömür, petrol, su, rüzgâr, güneş vb.
tüm enerji kaynaklarının üretimi ile
tüketim planlamasında; strateji, politika ve önceliklerin tartışılıp yeniden
belirleneceği, toplumun tüm kesimlerinin ve konunun tüm taraflarının
görüşlerini ifade edebileceği, geniş
katılımlı bir “Ulusal Enerji Platformu”
oluşturulmalıdır.
- Ülke ölçeğinin yanı sıra, il ve bölge
ölçeğinde de enerji kaynak, üretim,
dağıtım planlaması yapılmalıdır.
- ETKB bünyesinde de bu platformla
eşgüdüm içinde olacak bir “Ulusal
Enerji Strateji Merkezi” kurulmalıdır. Bu
merkezde yerli kaynaklar ve yenilenebilir enerji kaynakları dikkate alınarak,
enerji yatırımlarına yön verecek enerji
arz talep projeksiyonları; beş ve on
yıllık vadelerle, 5, 10, 20, 30, 40 yıllık
dönemler için yapılmalıdır. ETKB,
toplum çıkarları doğrultusunda temel
stratejileri ve politikaları geliştirmek
ve uygulamakla yükümlüdür. ETKB
güçlendirilmeli, uzman ve liyakatli
kadrolar istihdam etmelidir. Güçlü
ENDÜSTRİ OTOMASYON
bir ETKB’nin, ülke çıkarlarına uygun
politikalar geliştirmesi ve uygulaması
sağlanmalıdır.
- Türkiye bugüne kadar enerji ihtiyacını esas olarak yeni enerji
arzıyla karşılamaya çalışan bir politika
izlemiştir. Dağıtımda kaçaklarla birlikte
% 15 civarındaki kayıplar ve nihai
sektörlerde yer yer % 50’nin üzerine
çıkabilen enerji tasarrufu imkânları
göz ardı edilmiştir. Enerji ihtiyacını
karşılamak üzere genelde ithal enerji
kullanılmış ve ithalata dayalı yüksek
maliyetli yatırımlar yapılmış, diğer
yandan enerji kayıpları devam ederek,
enerjideki dışa bağımlılık Türkiye için
ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle bundan sonra izlenmesi gereken
politikanın sloganı ‘talebin yönetilmesi
ve önce enerji verimliliği için yatırım
yapılması, bu yatırımlarla sağlanan
tasarruflar yeterli olmaz ise, yeni enerji
üretim tesisi yatırımı’ olmalıdır.
- Sanayileşme politika ve önceliklerini gözden geçirmek, yarattığı katma
değeri görece düşük, enerji yoğun
sanayi sektörleri (çimento, seramik,
ark ocaklı demir demir-çelik vb.) yerine enerji tüketimi düşük, yaratacağı
katma değeri yüksek ileri teknolojili
sanayi dallarının (elektronik, bilgisayar donanım ve yazılım, robotik,
aviyonik, lazer, telekomünikasyon, gen
mühendisliği, nano-teknolojiler vb.)
gelişimine ağırlık verilmelidir.
•Elektrik üretiminde fosil yakıtların
payını arttırmayı öngören politika ve
uygulamalardan vazgeçilmeli, stratejik ve kurumsal öncelik ve destekler,
yenilenebilir kaynaklara verilmelidir.
Dosya: Enerji
- Enerji sektöründeki faaliyetlerde
planlama gerekliliği kabul edilmeli;
birincil enerji kaynağı kullanımında
dışa bağımlılığın azaltılması, sürdürülebilirlik ve maliyet ve arz güvenilirliği
unsurlarını içermelidir. Gerek kamu
sektörü gerek özel sektör yatırımları
için bu planlamaya uymak zorunluluğu
getirilmelidir. Bu kapsamda ülke,
bölge ve il ölçeğinde kaynaklar
sağlıklı bir şekilde belirlenmeli, enerji
yatırımlarında ithalat faturasını artıran,
dışa bağımlılığı yoğunlaştıran doğal
gaz ve ithal kömür yerine, yerli ve
yenilenebilir kaynakları azami biçimde
değerlendirilmelidir.
- Kamu, elektrik üretim, iletim ve
dağıtım tesislerinin inşası ve işletilmesi
sırasında genel olarak kamu yararının,
hidrolik kaynakların, ekosistemin ve
mülkiyet haklarının kollanması için
gerekli tedbirleri almalı, bu tür tesislerin topluma faydasının azami düzeyde,
maliyetinin de asgari düzeyde olmasını
hedeflemelidir. ETKB ve EPDK, lisans/
ruhsat/izin verecekleri tesislerin topluma faydalarının maliyetlerinden çok
olduğundan emin olmalıdır.
- Kamu, bu izin, ruhsat ve lisansları
özel sermayeli kuruluşlara verirken,
yalnızca ülkenin enerji ihtiyacının
karşılanmasını dikkate almaktadır. Bu
kabul edilemez. İlgili kurumların, bu tür
ayrıcalıkları birilerine verirken toplum
yararını da gözetmesi sağlanmalıdır.
- Bu tür işlem ve düzenlemelerde fayda
maliyet analizi ve etki analizi çalışmaları
yapılmalıdır. Daha açık bir ifadeyle, ilgili kamu otoriteleri, projeleri tüm yönleri ile analiz etmelidir. Başvuran her
projeye lisans verilmemelidir. Doğal
ve toplumsal çevreye etkisi kabul edilebilir sınırlarda olan, teknik, finansal
ve kurumsal açılardan yapılabilir olup,
ülke ekonomisine faydası maliyetinden
daha fazla olan projelere lisans verilmeli, verilen lisanslar da, bu ölçütlere
göre denetlenmelidir.
- Enerji yatırımlarında;
1) Üretim/dağıtım lisansı verilirken,
lisans verme kriterlerini belirlerken
ve herhangi bir lisans başvurusunu
incelerken, aynı konuda birden fazla
lisans başvurusu arasında seçim
yaparken, lisans
konusu
faaliyetlerin uygulanmasını izlerken/
denetlerken,
2) Topluma/kamuya/devlete ait kaynak
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ve zenginlikler (hidrolik, kömür, jeotermal kaynaklar, para, ormanlar, araziler) tahsis edilirken, kullandırılırken,
topluma ait olan kaynaklardan yararlanmada toplum yararı (a.israf edilmeyerek, etkin ve verimli kullanarak;
b. işletme/yararlanma sürecindeki
topluma olan faydaların maliyetlerden
fazla olması sağlanarak ve fayda ve
maliyetleri ilgili kesimler arasında adil
bölüştürme yoluyla) esas alınırken,
3) Enerji yatırımlarının çevresel etkileri
değerlendirilirken,
4) Aynı alanda gerçekleştirilebilecek
birden fazla yatırım seçeneği arasında
bir tercih yapılması gerektiğinde
(örneğin aynı alanda kömür ocağı ile
bir başka tesisin kurulması söz konusu
olduğu durumda),
5) Enerji arzı planlanırken ve enerji
kaynaklarının kullanımına yönelik tercihler yapılırken,
6) Enerji sektörünün ve enerji
ekipmanlarının teşvik sistemlerinde,
enerjinin fiyatlandırılmasında, vergilendirilmesinde, enerji sektörü
yatırımlarının finansmanında toplum
yararının gözetildiği, fayda maliyet
ve etki analizi çalışmaları mutlaka
115
Dosya: Enerji
yapılmalı ve yukarıdaki süreçleri
kapsamalıdır.
- Bu bağlamda toplumsal etki sürecinin
Çevresel Etki Değerlendirmesi mevzuatı
kapsamına alınması, Çevresel Etki
Değerlendirmesi ile birlikte Toplumsal
Etkilerin de değerlendirilebilmesi ve
halkın olumlu ya da olumsuz etkilerden
haberdar olarak yatırım öncesi sürece
ve yatırımın izlenmesi/denetlenmesi
çalışmalarına dâhil edilmesi gerekmektedir. Mevcut yönetmelik, Çevresel
ve Toplumsal Etki Değerlendirme
Yönetmeliği olarak değiştirilmeli,
içeriği de projelerin toplumsal etkilerini ölçmeye ve değerlendirmeye
yarayacak ölçütler ile donatılmalıdır.
- Plansız, çevre ve toplumla uyumsuz yatırım alanlarında yaşayan halkın
istemediği projelerden vazgeçilmelidir.
Verimli tarımsal arazilere, ormanlara,
sit alanlarına santral kurulmamalıdır.
Gerze’deki termik santral, Sinop
ve Akkuyu’daki nükleer santral,
Doğu Karadeniz’deki, Dersim’deki,
Alakır’daki projeler; Türkiye’nin dört
bir yanındaki birçok HES projesi gibi,
halkın istemediği tüm projeler iptal
edilmelidir.
- Enerji sektöründe süregelen ve
sorunlara çözüm getirmediği ortaya
çıkan kamu kurumlarını küçültme,
işlevsizleştirme, serbestleştirme,
özelleştirme amaçlı politika ve
uygulamalar son bulmalı; mevcut
116
kamu kuruluşları etkinleştirilmeli ve
güçlendirilmelidir. Özelleştirmeler
durdurulmalıdır. Enerji üretim, iletim
ve dağıtımında kamu kuruluşlarının
da, çalışanların yönetim ve denetimde
söz ve karar sahibi olacağı, özerk bir
statüde, etkin ve verimli çalışmalar
yapması sağlanmalıdır.
- Bu kapsamda; doğal gaz ve petrol
arama, üretim, iletim, rafinaj, dağıtım
ve satış faaliyetlerinin entegre bir yapı
içinde sürdürülmesi için BOTAŞ ve
TPAO, Türkiye Petrol ve Doğal Gaz
Kurumu bünyesinde; elektrik üretim,
iletim, dağıtım faaliyetlerinin bütünlük içinde olması için de EÜAŞ,
TEİAŞ, TEDAŞ, TETAŞ, eskiden olduğu
gibi Türkiye Elektrik Kurumu (TEK)
bünyesinde birleştirilmelidir.
- Hızla yükselen enerji fiyatları nedeniyle, düşük gelirli grupların çağdaş bir
insan hakkı olan enerjiden yararlanma
imkânlarının yok olduğu göz önüne
alınarak, hane halkı geliri belirli bir
düzeyin altında kalan ailelere, ayda
250 kWh, yılda 3 000 kWh elektrik
ve yılda 1500 m3 doğal gaz bedelsiz
olarak sağlanmalıdır.
- Doğal gaz, petrol, ithal kömür gibi
dışa bağımlı fosil yakıtların enerji
tüketimindeki ve elektrik üretimindeki
payını düşürmeye yönelik politikalar
uygulanmalıdır.
- Enerji girdileri ve ürünlerindeki yüksek vergiler düşürülmelidir. Elektrik
ENDÜSTRİ OTOMASYON
enerjisi fiyatı içindeki faaliyet dışı
unsur olan TRT payı ile artık doğrudan
Maliye’ye aktarılan Enerji Fonu
kaldırılmalıdır.
- Gerek birincil enerji ihtiyacının, gerekse elektrik üretiminin yurt içinden
karşılanan bölümünün azami düzeyde
olmasına yönelik strateji, yol haritası
ve eylem planlarının uygulanmasıyla,
elektrik üretiminde dışa bağımlılığın
azaltılması ve kısa ve orta vadede,
doğal gazın payının % 25, ithal
kömürün payının % 5, yerli kömürün
payının % 25, hidrolik enerjinin
payının % 25, diğer yenilenebilir enerji
kaynaklarının payının % 20 düzeyinde
olması hedeflenmelidir.
Uzun vadede ise fosil kaynakların
payının daha da azaltılması ve elektrik
üretiminin büyük ağırlığının yenilenebilir enerji kaynaklarına dayandırılması
ve nihai hedef olarak yalnızca yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı
amaçlanmalıdır.
- Halen yürürlükte olan “Elektrik
Enerjisi Arz Güvenliği Strateji Belgesi’
uzun vadeli planlar çerçevesinde;
toplumun çıkarları, yukarıdaki hedefler
ve yerli-yenilenebilir kaynaklara öncelik verecek şekilde güncellenerek
uygulanmalıdır.”
Dosya: Otomasyonda Güvenlik
Otomasyonsuz Fabrika Olmaz, Peki Güvenliksiz Otomasyon Olur Mu?
■ Üretim süreçlerinin tamamen otomasyona taşındığı, bunun yanı sıra
üretimden satışa, finanstan stoğa iş
süreçlerinin de e-ortama taşınarak
otomatize edildiği günümüzde, siber güvenlik öne çıkan bir gündem
maddesi. Hem dışarıdan gelen sistemi çökertmeye yönelik saldırılar,
hem de içeriden veri hırsızlığının önlenmesi için siber güvenlik, fabrikaların, şirketlerin ve hatta devletlerin
yatırım kalemleri arasında başı çekiyor.
Siber saldırılar rakip şirketten, ideolojik amaçlı gruplardan ve hatta
sırf eğlence amacıyla saldırı yapabilen genç kuşaktan gelebiliyor. Dolayısıyla İnternet’e bağlı olan, işini e-ortama taşımış, satış değilse
bile tanıtım amaçlı bir İnternet sitesi olan ve makinalar arası iletişimini İnternet tabanlı sağlayan tüm fabrika ve şirketleri ilgilendiriyor. Siber
güvenlikte öne çıkan eğilimlerin başında dağıtık hizmet engelleme diye
tabir edilen “DDoS” saldırıları geliyor. Bu saldırılar şirketlerin İnternet
üzerinden sundukları tüm hizmetleri engelleyerek hem maddi kayba,
hem veri kaybına, hem de itibar kaybına yol açabiliyor. DDoS saldırılarına karşı kurumları koruyan Amerikan menşeili siber güvenlik kuruluşu
Arbor Networks, geçtiğimiz günlerde
118
küresel çapta yürüttüğü bir araştırmanın sonuçlarını yayınladı. Kasım
2013 – Kasım 2014 dönemini kapsayan 10. Yıllık Küresel Altyapı Güvenliği Raporu’na göre, İnternet’e bağlı
olan tüm şirketleri tehdit eden DDoS
saldırıları artıyor.
DDoS’un kurumlar için bir sıkıntıdan
çok daha fazlasını, iş süreklilikleri ve
karlılıklarını tehdit eden bir faktör olduğunu ortaya koyan rapor, 2014’te
saniyede 400 GB’a ulaşan büyüklükte saldırı yaşandığını rapor etti. İnternet servis sağlayıcıları açısından
müşterilerine yönelik DDoS saldırıları bir numaralı operasyonel tehdit
konumuna geldi.
Siber saldırılarla birlikte güvenlik
önlemleri de artıyor
En zorlu siber saldırılar için özel savunma çözümleri sunan Amerikan
siber güvenlik kuruluşu Arbor, kuruluşunun sekizinci yıldönümünde
saniyede 120 terabaytlık trafik istihbaratı elde edebilme kapasitesine
ulaştı. Bu gelişme, hem birey, hem
de kurumların siber tehditlere karşı
daha ilk andan bilgi sahibi olup savunmaya geçebilmesinin önünü açtı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Arbor Networks Türkiye Ülke Müdürü
Serhat Atlı, “Arbor’un saniyede 120
Tb’lık saldırı trafiğini izleme imkanı
sunan ATLAS platformu, hemen yanı
başlarında ve dünya genelinde ne
olup bittiğini anlamak isteyen siber
güvenlik ekiplerine müthiş bir değer
sunuyor. ATLAS üzerinden artık saniyede 120 terabaytlık veri trafiği izlenebilecek, tehdit unsurları henüz
saldırının ilk anından itibaren tespit
edilebilecek.
Bundan 10 yıl önce “deneme – yanılma” yoluyla yapılan amatör saldırıların yerini bugün % 90 oranında
hedef odaklı profesyonel saldırıların
aldığı tespit edildi. Kurbanların üçte
biri DDoS saldırıları sonucunda güvenlik duvarı ve IPS cihazlarının devre dışı kaldığını rapor ederken, buna
karşın nitelikli güvenlik çözümlerinden yararlanılması gerektiği ortaya
çıktı.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Birçok güvenlik çözümünün ‘öngörü’ vaadi var, ancak ATLAS programı
şirketlerin kendi ağlarının yanı sıra
tüm dünyada olup bitene ilişkin ‘öngörü’ sahibi olabilmelerini mümkün
kılıyor.” dedi.
Ürünler
Sek­tör­den Ürün­ler say­fa­la­r› En­düs­tri&Oto­mas­yon der­gi­si­nin üc­ret­siz ürün/hiz­met ta­n›­t›m say­fa­la­r›
olup, en­düs­tri­de kul­la­n›­lan ürün­le­rin ta­n›­t›­m› ama­c›y­la ya­y›n­lan­mak­ta­d›r. ‹l­gi­ni­zi çe­ken ürün ve/
ve­ya hiz­met­ler hak­k›n­da bil­gi al­mak için il­gi­li fir­ma­n›n in­ter­net si­te­si­ni in­ce­le­ye­bi­lir ve­ya fir­ma ile
ba€­lan­t›­ya ge­çe­bi­lir­si­niz.
Omron, Cp1 Plc Serisi Için Yeni Analog Ve Sıcaklık I/O Ünitelerini
Piyasaya Sürüyor
■ Omron, popüler CP1 programlanabilir kompakt kontrol cihazlarının (PLC’ler) çeşitliliğini artırmak için dört
yeni analog I/O ünitesi ve sıcaklık sensörleri ile birlikte
kullanım için özel olarak tasarlanmış iki yeni giriş ünitesini piyasaya sürüyor. Yeni I/O ünitesi 1/12.000 dönüştürme çözünürlüğü sunarak kalite denetimi sistemlerinde kullanılan ölçüm sensörleri ve yüksek hassasiyetli gerilim, basınç ve akış kontrolü uygulaması için
ideal bir çözüm oluyor. Mevcut üniteler arasında dört
analog girişli yalnızca giriş sürümler, dört analog çıkışlı yalnızca çıkış sürümler ve dört analog giriş ve iki
veya dört analog çıkışlı karışık I/O sürümlerdir. Tüm
sürümler, standart akım ve gerilim sinyalleri aralığının
tamamını destekler. Temel elektrik aktüatör sistemlerinin sürücü kontrolü çok sık rastlanan bir gereksinimdir
ve yeni karışık I/O üniteleri, özellikle de yer ve maliyetin
öncelikli olduğu şartlarda ideal bir çözümdür.
Omron’un yeni sıcaklık sensörleri iki farklı sürümde
mevcuttur. Birinde termokupllarla birlikte kullanım için
on iki giriş bulunur ve ekstrüzyon kalıp makineleri ve
büyük ocaklar için kullanıma uygundur. Diğer sürümün
ise ikisinin opsiyonel olarak standart analog giriş (1-5
V, 0-10 V veya 4-20 mA) kullanımı için yapılandırılabildiği dört termokupl girişi bulunur. Bu sürüm, sıcaklık
ve analog algılama işlevlerinin uygun bir maliyetle tek
bir ünitede toplanmasını sağlar. İki ünite de yüksek
doğruluk ve performans sağlar ve Omron’un PID fonksiyon bloğu ve CX Programlayıcısı ile tamamlanarak sıcaklık kontrol sistemlerinin uygulanmasını kolaylaştırır. Omron CP1 kompakt makine kontrol cihazları basitten daha karmaşığa kadar çok çeşitli otomasyon görevlerini yerine getirebilir. Büyük kullanım çeşitliliğine sahip PLC’ler hakkında daha fazla bilgi için http://industrial.omron.eu/cp1 adresini ziyaret edin.
www.omron.com.tr
120
ENDÜSTRİ OTOMASYON
omron
Ürünler
Analog Sinyaller İçin Ultra Kompakt Blok I/O
■ Turck TBEN-S serisi Multiprotokol Blok I/O ürün grubuna evrensel
analog giriş ve çıkışlar da ekledi.
Turck un TBEN-S serisi ürünleri şimdi ultra kompakt gövdeleriyle analog giriş ve çıkış
imkanı da sağlıyor.
Turck ultra-kompakt Ethernet I/O
ürünü TBEN-S serisine dört analog giriş ve dört analog çıkış özelliği ekledi. Analog girişler gerilim ve
akım değerleri yanında PT100 sinyalleri ve millivolt seviyesindeki sinyaller (termokupl ve ölçme köprüleri) gibi dört farklı analog sinyal girişi
için kullanılabilir. Bu durum kullanıcıya sahada esnek hareket etme şansı kazandırır. Önceleri üç ayrı modül
ile yapılan uygulamalar TBEN-S serileriyle tek bir üründe yapılabilmektedir. IP67 koruma sınıfına sahip
ürünler 32x 144mm ölçüleriyle küçük ve kısa bir yapıdadır ve böylelikwww.turck.com.tr
le makina üzerinde montaja kolayca
imkan sağlarlar. -40 ila +70 derece
olarak genişletilmiş sıcaklık aralıklarıyla çok çeşitli uygulamalarda kullanılabilir. Kompakt dizaynına ragmen
haricen bir gateway birimine ihtiyaç
duymadan Profinet, ModbusTCP ve
Ethernet/IP gibi üç ayrı Ethernet tabanlı haberleşme sistemiyle kullanılabilirler. Turck un geliştirdiği Multiprotokol çalışma özelliği sayesinde Startup fazından itibaren hattaki haberleşmeyi algılayarak kullanılan protokole otomatik olarak cevap
verir, hatırlar. Ürün üzerinde entegre bir svwitch ile line topolojiye uygun olarakta çalışabilir. Dört analog
I/O versiyonu yanında dijital I/O seçenekleri de mevcuttur.
turck
Yeni Tektronix Pa4000 Güç Analizörleri
Özellikler
- 1 - 4 Giriş Modülleri uygulamanıza uygun olan çeşitli konfigürasyonları sağlar.
- Talep edilen test ölçümlemeleri için
% 0.04 oranında yüksek doğruluk ölçümleme (basit gerilim & akım doğruluğu).
- Dahili Çift Akım şöntleri ile herbir
modüldeki doğruluğu en üst seviyeye taşıyan, yüksek ve düşük akım ölçümlemeler.
- Benzersiz Spiral ShuntTM dizaynı
akım, sıcaklık ve bunun gibi patentli ölçümlemelerde değişimin üzerinde
denge sağlar.
- Tescilli frekans algılama algoritmaları, gürültülü dalgaformları üzerinde
dahi kaya gibi sağlam bir frekans izlemenizi sağlar.
- Uygulamaya özel test modları, cihaz kurulumu basitleştirir ve kullanıcı hata olasılıklarını azaltır.
- USB Flash belleğe kolay veri transferi veya raporlama ve/veya uzak kontrolleri için remote PC yazılımı.
- Comm portlar, harmonik analizler
gibi birçok standart özellikler upgrade opsiyonlarının maliyetlerini azaltmanızı sağlar.
www.netes.com.tr
netes
■ Yeni Tektronix PA4000 Güç Analizörleri ile yüksek doğruluk oranında, çok kanal gücüyle, enerjik ve verimli ölçümlemeler elde edebilirsiniz.
Tam uyumlu girişler, benzersiz Spiral ShuntTM Teknolojisi ve geliştirilmiş sinyal prosesi, en yüksek 10 değerinde crest faktörü ve yüksek modülasyonlu dalga formları ile yüksek doğruluk oranı sağlar. Çok yönlü
PA4000 kapsamlı güç ölçümlemeleri
yapabilmenizi sağlar. Çift akım şöntleri microwatt’dan kilowatt’a kadar en
uygun çözünürlüğü sağlar. 100.cü
harmoniğe kadar harmonik analizleri
,tork ve hız girişleri ile motor analizleri standart cihaz bünyesindedir. Her
PA4000, çoklu PC arayüzleri, PC yazılımları ve USB flash sürücülerle birlikte size verileri toplama ve analiz etmede yardımcı olacak desteği sağlar.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
121
Ürünler
Omron’un Yeni Röleleri, Güvenliği Kolaylaştırıyor!
■ Sadece üç model ile yeni Omron G9SR serisindeki güvenlik röleleri, bağımsız sistemlerdeki neredeyse
tüm genel kontrol sistemlerinin güvenlik gerekliliklerini karşılar. Esnekliklerini en üst noktaya çıkaran, yerleşik zekaları ile yeni röleler, bir bakışta durum izleme ve
arıza tanısı için LED göstergeler ile birlikte hızlı ve kolay yapılandırma ve özelleştirme için de ön panel DIP
switchleri bulunmaktadır.
Yeni güvenlik röle modüllerinin önemli özellikleri arasında EN/ISO 13849-1 e göre PLe kategorisinde sertifikasyonu, en kısa sürede durdurma için hızlı tepki süresi, yıpranmadan uzun süre çalışma için solid state
çıkışları, kontrol panellerinde yerden tasarruf için kompakt kasa, hızlı ve kolay kurulum için çıkarılabilir yay
tipi terminaller bulunur. Tüm üniteler, standart kontrol
sistemi tarafından kullanılmak üzere tanı bilgileri sağlamak için ek izleme çıkışları ile donatılmıştır.
G9SR ailesindeki ana ünite, sadece 17,5 mm genişliğindedir ve tek veya çift kanallı güvenlik girişlerine ve
çift kanallı solid state güvenlik çıkışlarına sahiptir. Çı-
kışlar 2A dir ve bu özellik büyük iletkenleri bile doğrudan anahtarlamak için ürünü uygun hale getirir. Ana
üniteyi tamamlayan gelişmiş ünite ise 22,5 mm genişliğindedir ve tek veya çift kanallı güvenlik girişleri ile 5
A değerinde çift kanallı güvenlik rölesi çıkışlarına sahiptir.
Giriş genişletmenin gerekli olduğu uygulamalarda, her
gelişmiş ünite, aynı güvenlik fonksiyonu için ek güvenlik girişleri olarak iki G9SR ana üniteye kadar kontrol edebilir.
G9SR ailesindeki genişletme ünitesi ise 22,5 mm genişliğindedir ve 5 A değerinde üç güvenlik rölesi çıkışına sahiptir. Bu çıkışlar, anında çalışma için ya da maksimum 90 saniye gecikme vermek için on altı adımda
ayarlanabilir bağımsız güvenli açma ve kapamada gecikme zamanlayıcıları sağlamak için yapılandırılabilir.
Gelişmiş modüle, anlık bir güvenlik çıkışı ve üç adet
zaman kontrollü güvenlik çıkışı sağlayan üç adete kadar
G9SR çıkış genişletme ünitesi bağlanabilir.
www.omron.com.tr
122
ENDÜSTRİ OTOMASYON
omron
Ürünler
Nx Serisi Giriş/Çıkış Sistemi Artık Ethernet/Ip’ye De Bağlanıyor
■ Ürün ailesine yeni bir kuplörünün eklenmesiyle, NX
serisi giriş/çıkış sistemi artık bütün CJ ve CS serisi
PLC’lerde bununla birlikte EtherNet/IP iletişimini destekleyen başka herhangi bir kontrolör üzerinde kullanılabilir. EtherNet/IP, özel ağ teknolojileri kullanmak
zorunda olmadan, kanıtlanmış ve güvenilir endüstriyel veri iletişimi temin eden standart Ethernet altyapısı
üzerinden CIP™ ileti gönderimini kullanır.
PLC’nizle Uyumlu
Yıllarca, CJ2 serisi PLC’lerimiz, PLC’den PLC’ye veri
bağlantılarını kurmak için entegre EtherNet/IP portlarını kullandı. Artık NX-EIC202 kuplörü aynı ağ üzerinde
giriş/çıkışlar ekliyor. NX serisi giriş/çıkış sistemi, geniş
bir modül yelpazesiyle, CJ2 serisi PLC’lere hassas modülarite, yüksek sinyal yoğunluğu ve uygun soketli giriş/çıkış devresi temin ediyor.
Mevcut CJ2M serisi CPU birimleri, 32 adede kadar giriş/çıkış bağlantısı temin edebilir ve girişleri ve çıkışları bulunan 16 adede kadar giriş/çıkış istasyonunu destekleyebilir. Daha fazla giriş/çıkış kapasitesi için CJ2H
serisi CPU’lara kadar çıkabilir veya bir veya daha fazla
CJ1W-EIP21 iletişim modülüne sahip standart CJ serisi CPU donatabilirsiniz. Bu, port başına 256 adede kadar bağlantı ve 0,5 ms’ye kadar kısa çevrim süresi temin eder.
Emniyet Destekli
Bütün standart NX serisi giriş/çıkış modüllerinin yanında, EtherNet/IP kuplörü, NX-SL3300 emniyet kontrolörünü ve emniyet giriş/çıkış modüllerini destekler. Bunlar bir giriş/çıkış istasyonu içinde, standart PLC sistemi tarafından izlenebilen bir modüler emniyet kontrolörü oluşturur.
Entegre emniyet sistemi bağımsız olarak çalıştığından,
geçerli kılınmış ve onaylanmış emniyet konfigürasyonunuz etkilenmeden standart giriş/çıkışlarda ve kontrol programlarında herhangi bir zamanda değişiklik yapılabilir.
Tak-Çalıştır veya Tam Konfigürasyonlu
Standart giriş/çıkış konfigürasyonları ayrıca ayar gerektirmez; bütün varsayılan ayarlar kabul edilebilir ise,
giriş/çıkış istasyonu kutudan çıktığı haliyle monte edilebilir ve çalıştırılabilir.
Kişisel ayarlar için veya register girişleri ya da emniyet fonksiyonları gibi daha ileri giriş/çıkış birimleri için,
sistem, Sysmac Studio (tam sürüm veya sınırlı ‘giriş/
çıkış sürümü’ lisanslı) kullanılarak doğrudan USB bağlantısı üzerinden konfigüre edilir. Bu, EtherNet/IP tarayıcı için giriş/çıkış boyutu ayarları da temin eder.
www.omron.com.tr
124
ENDÜSTRİ OTOMASYON
omron
Ürünler
Beckhoff’un Ethercat I/O Sistemi Genişliyor:
Yeni I/O Çözümü Orta Ve Yüksek Hacimli Üretim
Yapılan Standart Uygulamalarda Verimi Arttırıyor
■ “Plug & Work” (Tak ve Çalıştır) – Devre Kartları
için Veriyolu Terminalleri
Beckhoff’un yeni EJ serisi “plug-in” (takılabilir) EtherCAT modülleri, büyük ölçekli makine üretiminde,
çok sayıda ortak parçası olan yapılar için verimli bir
çözüm sunarken değişiklikleri yapılandırma imkânını
da koruyor. “Plug-in” modüller, elektronik olarak iyi
bilinen EtherCAT I/O sistemine dayanıyor, tasarımları ise doğrudan devre kartlarına takılmalarına izin
veriyor. Devre kartı, uygulamaya özel bir sinyal dağıtım kartıdır, sinyalleri ve gücü uygulamaya özel konektörler ile kontrolör ve makine modülleri arasında arzu edilen şekilde birbirine bağlamak için kullanılır. Geleneksel elektrik panolarında yaygın olarak
kullanılan, her bir kablonun bağlantısının teker teker
uğraştırıcı bir şekilde elle yapılması, yerini önceden
hazırlanmış kablo demetlerini basitçe yerine takmaya bırakıyor. Birim maliyetler düşürülüyor ve yanlış
bağlantı yapma riski, kodlanmış bileşenlerle en aza
indiriliyor.
Büyük ölçekli makine üretiminde, tasarımı yapılmış
kontrolör konfigürasyonunun tekrar ediliyor olması
önemli bir maliyet oluşturmaktadır. Geleneksel elektrik panosundaki kablolama maksimum esneklik ve genişleme imkanı sunuyor olsa da, temelde birbirinin aynı
olan yüzlerce makinenin üretimi için gerekli bir durum
değildir. Aksine, seri üretim ürünü makinelerin kablo
bağlantılarının elle yapılması yaygın bir hata kaynağıdır
ve işçilik maliyetlerinin yükselmesine neden olur. Yeni
EtherCAT “plug-in” modüller, makinelerin seri üretiminde verimli bir kablo tesisatı çözümü sunuyor. Bir
kombinasyona göre endüstriyel olarak üretilmiş kablo demetleriyle birlikte, kullanıcı ya da Beckhoff tarafından tasarlanmış olan sinyal dağıtım kartı, EtherCAT
“plug-in” modülleri ve makine arasında sinyal dağıtımını ve güç beslemesini sağlar.
Birim ünite maliyeti otomatik olarak üretilen devre
kartları ve kablo demetleri sayesinde azalır. EtherCAT
“plug-in” modüller ve kablo demetlerine ait soketli konnektörler kodlama seçenekleri sunduğu için hatalı kablo bağlantısı riskini en aza indiriyor.
Beckhoff I/O ürün yelpazesindeki fonksiyonel emniyet
çözümleride dahil tüm fonkisyonlar, EJ serisiyle son
derece kompakt bir yapı içinde gerçekleştirilebiliyor.
Kart düzeyinde soketli bağlanabilme özelliği sayesinde,
neredeyse sınırsız bir seçenek kombinasyonu ihtiyaca göre seçilip takılabiliyor. Ayrıca, EtherCAT “plug-in”
modül sisteminin bakımını yapmak kolay çünkü standart, uluslararası kabul görmüş, endüstriyel Ethernet
teknolojileri üzerine kuruludur.
Beckhoff EJ serisi yeni, EtherCAT “plug-in” modüller
montaj ve kablolama maliyetlerini azaltıyor ve standart makinelerdeki esnek
olmayan “kara kutu” çözümlerinin yerine geçiyor.
www.beckhoff.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
beckhoff
125
Ürünler
Yeni Fluke TiX1000 Kızılötesi Kamera
■ Kızılötesi kameraların en yüksek performansa sahip
ailesi ile tahminleri incelemenizden ve analizinizden kaldırın.
Özellikler ;
- Denetimleri güvenli bir mesafeden gerçekleştirin ve
kamera üzerindeki dahili dijital yakınlaştırma özelliğiyle yakın çekim görüntüleri 32 kat büyütün.
- Uygulamanız için en uygun görüntü aktarım protokolünü seçin: Kamera veri bağlantı noktaları: Görüntü
aktarımı: SD kart, USB 2.0 video çıkışı DVI-D (HDMI).
GigE vision ve RS232, 2015 yılında kullanılabilecek.
SmartView® yazılımı: SD kart. USB 2.0, GigE Vision ve
RS232, 2015 yılında kullanılabilecek.
- 8 MP görünür ışık kamera ile en net IR-Fusion® görüntüleri alın.
- Dış mekanda kullanıma yönelik görüntü bulucu ile alan
içi görüntülemede çok yönlü görüntüleme seçenekleri.
- En sık kullanılan özelliklere hızlı erişim için kişiselleştirmeyi sağlayan kullanıcı tanımlı, programlanabilir
düğmeler.
- Gelişmiş uygulamalar için 240 Hz kare hızına alt pencere oluşturulabilen yegane portatif kameralar (ilave seçenek).
Alt pencere nedir?
Ani ve hızlı sıcaklık değişimleri bazı analizlerde çok
önemli bir faktör olabilir. Uzman Serisi kameralar
(TiX1000, TiX660 ve TiX640) isteğe bağlı bir Alt Pencere Oluşturma modu sunar (kamera satın alırken seçilebilir). Bu özellik genellikle sadece soğutulmuş kızılötesi
kameralarda bulunur.
Bu kızılötesi dizilerin kullanılması, kullanıcının ani sıcaklık değişimlerini daha iyi anlayabilmek için saniyede çok sayıda veri karesini belgeleyebilmesini ve analiz
edebilmesini sağlar. Aşağıdaki kare hızları isteğe bağlı
ek özellik olarak mevcuttur:
- Seçenek 1: 640 × 480 (60 fps (saniyedeki görüntü sayısı))
- Seçenek 2: 384 × 288 (120 fps (saniyedeki görüntü sayısı))
- Seçenek 3: 1024 × 96 (240 fps (saniyedeki görüntü sayısı))
Tutarlı olarak odaklanmış görüntülere yönelik en gelişmiş odaklama seçenekleriyle, odaklamada zamandan
tasarruf edin: LaserSharp® Otomatik Odaklama, otomatik odaklama, manüel ve EverSharpçok odaklı kayıt
özellikleri - hepsi tek bir kamerada.
SuperResolution nedir?
SuperResolution, kameradaki çözünürlüğü 4 katına çıkarır. Görüntüleri yakalamadan önce SuperResolution
modunu seçin. Ardından bunları ürünle gelen SmartView® yazılımına aktarın ve 3,145,728 pikseli ortaya çıkarmak ve kızılötesini tamamen farklı bir şekilde görmek
için SuperResolution modunu seçin.
EverSharp nedir?
EverSharp modu, düğmeye basarak farklı odak mesafelerinden birden fazla görüntü yakalamak için odaklama motorunu kullanır. SmartView® yazılımı özel algoritmalar kullanarak birden fazla odak mesafesinden alınan
görüntüleri birleştirir ve ilk odak noktasının ayrıntılarını netleştirmekle kalmayıp, odak noktasının etrafındaki öğelerin odaklamasını da geliştiren bir görüntü oluşturur.
Daha sonra tüm öğeler olağanüstü bir görüntü kalitesiyle sunulduğundan, bu kızılötesi görüntüler çok etkileyicidir. Harika görüntüleri olağanüstü görüntülere dönüştürün. Uygulamalarınız için en iyi opsiyonel objektifi seçin. İlgili ürünlere dair ayrıntılı bilgiye sağdan ulaşın veya tam liste için Modeller ve Aksesuarlar sekmesinin altına bakın.
www.netes.com.tr
126
ENDÜSTRİ OTOMASYON
netes
Ürünler
Nx-Güvenlik Genişletilebilen, Bağımsız Güvenlik Kontrolör Ailemiz
■ Yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi, güçlü, modüler ve kolayca devreye alınabilen bir güvenlik kontrolörü olup, ölçeklenebilme özelliği sayesinde çok çeşitli güvenlik uygulamalarının gereksinimlerine etkin şekilde adapte edilebilir. Genişletilebilir tasarım, sadece
birkaç giriş/çıkış noktası içeren kompakt bir sistemden
256 adede kadar giriş/çıkış noktası gerektiren çok büyük bir uygulamaya kadar yüksek düzeyde ölçeklenebilir bir çözüm sunar.
Yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi:
- Makinenin tamamında veya üretim birimi için tek yazılım aracı olan Sysmac platformuyla uyumludur.
- Güvenlik kontrolü ve standart makine kontrolü arasında uyum ve entegredir.
- Haberleşme ve güvenlik programlama standartları açısından açıktır.
Sonuç, EN 13849-1’e göre PLe seviyesi ve IEC 61508’e
göre SIL3 seviyesi elde eden güçlü ve sağlam bir güvenlik sistemidir. Bu yeni bağımsız güvenlik sistemi, 63
adede kadar kartın bağlanmasına olanak sağlar ve kullanıcıya, projenin ihtiyaçlarına göre güvenlik ile standart
giriş ve çıkışlar arasında ve sayısal ile analog tipler arasında seçim yapma özgürlüğünü sunar. Güvenlik kontrolörü, büyük bir program kapasitesine sahiptir ve mühendislik, devreye alma ve bakım işlerini büyük ölçüde
sadeleştirmek için Otomatik Konfigürasyon Geri Yükleme fonksiyonu gibi yararlı özellikler içerir. Her tip güvenlik cihazına doğrudan bağlantı NX-Güvenlik’nin girişleri, elektro-mekanik switchler, kontaksız kapı switc-
hleri, interlok cihazları, güvenlik paspasları, güvenlik
kenarlıkları, aktifleştirme switchleri, tek ışınlı güvenlik
sensörleri, güvenlik ışık bariyerleri, güvenlik alan tarayıcıları, vs. gibi her tür güvenlik cihazına doğrudan bağlantı desteği sunar. Aynı şekilde, NX-Güvenlik’nin çıkışları, güvenlik röleleri ve güvenlik kontaktörlerinden invertörlere veya güvenlik fonksiyonuna sahip başka cihazlara kadar her tür güvenlik mekanizmasını destekler. Bu yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi, sistem durum bilgisinin tamamını başka cihazlarla paylaşmak için
kullanımı kolay haberleşme platformuu sağlayan iki EtherNet/IP portuna sahiptir.
Sysmac Studio Yazılım Aracı
Yeni NX-Güvenlik bağımsız sistemi, makine tasarımcılarına otomasyon sistemi üzerinde tam kontrol sağlamak
için yaratılmış olan ve tüm Sysmac serisiyle tam uyumlu
olan Sysmac Studio Yazılımını kullanır. Sysmac Studio,
ayrıca, karmaşık bağlantıların konfigüre edilmesine olanak sağlarken programın sadeliğinin korunduğu, kullanıma hazır 46 Güvenlik Fonksiyon Bloğundan oluşan bir
set temin eden bir Güvenlik Lojik Editörü de içerir. Kullanıcı güvenlik program kodunu tekrar kullanabilir veya
diğer projelere/projelerden kolaylıkla aktarabilir. Sysmac
Studio yazılım aracı, konfigürasyon, programlama, simülasyon ve izlemeyi bir araya getirir. Sysmac Studio,
açık programlama standardı IEC 61131-3 ve PLCopen
güvenlik fonksiyon bloklarıyla tam uyumludur. Sysmac,
Omron’un global politikasına paralel olarak, EC Yönergeleri, UL, cULus, , IC, ODVA ve Lloyd’s gibi global standartları karşılar ve TÜV Rheinland onaylıdır.
www.omron.com.tr
128
ENDÜSTRİ OTOMASYON
omron
Ürünler
Silindirik Parçalar için Pensli Ayna Modülü
SCHUNK VERO-S SEZ pensli ayna
modülü özellikle silindirik iş parçalarının işlenmesi için tasarlanmıştır. Modül müşteriye yüksek esneklik sağlamaktadır.
■ İş bağlama teknolojisi ve tutma
sistemlerinde lider SCHUNK; parça
bağlama modüler sistemini, silindirik yapıda parçalar için akıllı pensli aynalar ile genişletmiştir. Borular,
miller ve çeşitli küçük iş parçaları
SCHUNK VERO-S SEZ ile çok kısa bir
sürede kusursuz bir şekilde bağlanır
ve parça beş yüzeyinden optimal bir
erişilebilirlik ile işlenebilir. Bu bağlama sistemi yüksekliği az olan parçalar için de kullanılabilir. Sistemin hızlı bir şekilde kullanıma hazırlanabilmesi, onu takım ve kalıp yapımındaki
piston ve ejektörler gibi çeşitli parçaların işlenmesinde de uygun hale getirir. Sistemin çalışması şu şekildedir; İlk başta hafif ama kuvvetli pensli ayna SCHUNK VERO-S Çabuk Palet Değiştirme Modülüne yerleştirilir.
Ardından, iş parçası bağlanır ve parçayı çeken çene sistemi aktive edilir.
www.tr.schunk.com
Bu yöntemle, maksimum parça bağlama hassasiyeti, mükemmel boyutsal stabilite ve ayarlanabilir derinlik engeliyle iyi bir tekrarlanabilirlik
sağlanmaktadır. Bu düzenekte sistem içindeki soğutucu entegre kanal
ile boşaltılır. Sistem tüm ER pensli
aynalar ile kullanılabilir olduğundan,
kullanıcıya maksimum derecede esneklik sağlar. VERO-S SEZ pensli aynaları, SCHUNK VERO-S NSE plus
138-V1 (ER 32-120 ve ER 40-120)
ve VERO-S NSE mini 90-V1 (ER 25100) Çabuk Palet Değiştirme modüllerine uygunluk göstermektedir. Bu
şekilde bağlanabilecek parça çapı
seçenekleri 2 mm – 20 mm (ER 32120), 3 mm – 26 mm (ER 40-120) ve
1 mm – 16 mm (ER 25-100) olmaktadır. Maksimum bağlama uzunluğu
ise VERO-S SEZ ile 96 mm, VERO-S
SEZ mini ile 85 mm’dir.
SCHUNK
Pc Tabanlı Kontrol Ve Xts İle Kaynak Tasarrufu Sağlayan Paketleme
■ Çok yüksek proses hızı ve hassa-
XTS (eXtended Transport System)
ile birlikte PC tabanlı kontrol, ambalaj malzemesi tasarrufu için yeni
yöntemlerin kapısını açıyor. Gösterilen örnek, yatay ve dikey formlu
doldurma ve kapatma makinelerinin yüksek proses hızı ve hızlı takım
değişimi avantajlarını hiçbir mekanik müdahale olmaksızın bir araya
getiriyor. XFC ve XTS, baskı işaretlerini kapatma giyotini ile senkronize ederek kapatıcıyı ürünün mümkün olduğunca yakınına yerleştirmeyi mümkün kılar.
siyeti ile en az malzeme kullanımı
Ambalaj malzemelerinin üretiminde kullanılan hammadde miktarını
azaltırken en doğru miktarda malzeme kullanımını nasıl sağlarsınız?
Tüm üretim süreçlerinde enerji tüketimini nasıl azaltabilirsiniz. PC
tabanlı kontrol, kaynakların tüketiminde mutlak bir azalma sağlar.
Bu farkı ortaya çıkaran XFC (“eXtreme Fast Control”) teknolojisidir.
100 μs’den küçük I/O cevap süreleri
ile üretim süreçleri olağanüstü hassaslıkla ve tekrarlama doğruluğuyla
kontrol edilir. Hiçbir özel donanıma
gerek olmadan XFC, paketleme makineleri için son derece hızlı ve doğru kontrol çözümleri sunar.
PC ve EtherCAT tabanlı kontrol, daha
kısa çevrim süreli ve daha fazla işlem
hacimli mükemmel senkronizasyowww.beckhoff.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
na sahip süreçleri ve hareket kontrol
dizilerini temin eder. Ambalaj malzemesi üzerindeki baskı işaretlerine hızlı ve hassas cevap verebilen teknoloji
kullanılan malzemeden tasarruf edilmesini sağlar. Örneğin, ilaç paketlemede ürünlerin birbirlerine daha yakın şekilde yerleştirilmesiyle atık miktarının azaltılmasının yanı sıra gereken kapatma filmi miktarı da azaltılmış olur. Kapatma sıcaklığının hassas
kontrol edilmesiyle daha ince plastik
filmlerin kullanımı mümkün olur. Hızlı
ve son derece hassas süreçleri kontrol etme yetenekleri PET şişe cidar
kalınlığını azaltırken, karton kap üretimi sırasında kullanılan kâğıt ve alüminyum miktarını da azaltır. Bu sayede minimum doldurma düzeyine daha
hassas yakınsama elde edilir böylece
yüksek hacimli ürünler paketlenirken
önemli malzeme ve maliyet tasarrufu
sağlanır.
beckhoff
129
Ürünler
Omron Güvenlik Lazer Tarayıcıları, Genişletilmiş Mesafe ve
Ethernet Bağlantısı Sunar
■ Büyük robotik hücreleri koruma, vücut algılama ve
otomatik kılavuzlu araçlardaki çarpışma önleyici sistemlerde kullanım için çok uygun olan Omron’un son
model OS32C-4M güvenlik tarayıcıları, kompakt yapıyı 4 metrelik güvenlik mesafesi, 15 metrelik uyarı alanı
mesafesi ve son derece geniş olan 270º koruma açısıyla
bir araya getiriyor. Yeni nesil tarayıcılar ayrıca Ethernet/
IPTM iletişimini destekleyerek modern otomasyon sistemlerine entegre edilmelerini kolaylaştırmaktadır. Karmaşık güvenlik alanları gerektiren uygulamalarda dahi
hızlı ve kolay kurulum özelliğine sahip OS32C-4M güvenlik tarayıcıları, olağanüstü çok yönlülük ve güvenilirlik sunar. Nesne çözünürlüğü, el, kol ve bacak algılama uygulamalarına uygun olacak şekilde 30, 40, 50
veya 70 mm olarak ayarlanabilir ve kullanıcılar son derece esnek 70 algılama alanına kadar kolaylıkla yapılandırma yapabilir. Ayrıca tozlu ortamlarda güvenli ve güvenilir çalışma sağlayan yeni bir kirlilik toleransı modu
sunulmaktadır.
Kullanıcılar açısından maksimum kolaylık için tarayıcılar ayrı durum göstergeleri içermektedir. Bu göstergeler durum ve hata kodlarının bir bakışta belirlenmesini sağlar ve aynı zamanda korunan alana tüm izinsiz girişlerin yönünü gösterir. OS32C-4M güvenlik tarayıcılarının sunduğu Ethernet/IPTM desteği sistem durumu-
nun, alan durumunun ve ölçüm bilgilerinin otomasyona, programlanabilir kontrolörler ve akıllı insan-makine
arabirimi (HMI) panelleri gibi izleme cihazlarına sunulmasını kolaylaştırır. Bu da acil durdurma durumunda kullanıcıların lokal ağ aracılığıyla nedenini araştırabilecekleri
ve hemen düzeltici faaliyet gerçekleştirebilecekler. Böylelikle maliyeti fazla olan makine arıza süresinin en aza
indirilebileceği anlamına gelir. Tarayıcıların ODVA (Açık
Cihaz Satıcıları Birliği) standartlarına uyum testi yapılmış olup şu anda mevcut olan ODVA-uyumlu otomasyon
ürünlerinin tüm serileriyle uyumluluk sağlanmıştır. Kullanım kolaylığı sağlarken izinsiz değişiklik yapılmasına karşı koruma sağlamak amacıyla OS32C-4M güvenlik tarayıcıları üç farklı kullanıcı erişim seviyesi sunar. Operatör
erişim seviyesi mevcut yapılandırmanın ve durumun izlenmesine imkan tanırken bakım erişim seviyesi yalnızca güenlik ile ilgili olmayan programlama değişikliklerinin yapılmasını sağlar. Parola korumalı süpervizör erişim seviyesi, kullanıcılara tarayıcı yapılandırmasının tüm
yönlerini kontrol etme, izleme ve değiştirme olanağı sunar. Kompakt 104,5 mm’lik profili ve 1,3 kg ağırlığıyla
Omron’un en son model OS32C-4M güvenlik tarayıcılarının alanın çok önemli olduğu uygulamalara dahi yerleştirilmesi kolaydır. Bu tarayıcılar ayrıca enerji tasarruflu
olup çalışma sırasında yalnızca 5 W ve bekleme modunda 3,75 W enerji tüketmektedir.
www.omron.com.tr
130
ENDÜSTRİ OTOMASYON
omron
Ürünler
Kompakt Tasarımla Birlikte Yüksek Performans
■ B&R yeni üç eksenli servo sürücüsünün tanıtımını gerçekleştiriyor
B&R yeni ACOPOS P3 ürününün tanıtımını bu yılki SPS
IPC Drives Fuarı’nda gerçekleştirecek.Litre başına düşen
4 amperlik güç yoğunluğu ile bu yenilikçi sistem makette
var olan entegre güvenlik fonksiyonları ile birlikte piyasada en etkili servo sürücüsü olma konumunda.Daha önceden elde edilemeyen dinamik ve hassaslık: Tüm kontrolör
yapısı için sadece 50 µs’lik örnekleme zamanı.
Kurulum için gerekli olan hacim %69 oranında azaltıldı
ACOPOS P3 modeli 0,6-24 kW arasında bir güç spektrumunda veya 1,2-48 Amper arasında değişen 1,2 veya
3 eksenli servo sürücü çözümleri ortaya koyabilmektedir. Bu modelin 3 eksenli bir servo sürücüsü geleneksek
bireksenli servo sürücüler ile aynı hacmi kaplamaktadır.
Bu durumda tüm elektrik panosu için gerekli olan hacmin
%69 oranında azaltılması anlamına geliyor.
Sanal sensör teknolojisi yeni bir boyuta taşınıyor
Akım, hız ve pozisyon kontrolü için geçerli olan 50 µs’lik
çevrim süresi sanal sensör teknolojisi için yeni imkanlar
sunuyor. Sanal bir motor pozisyon enkoderi, erişilebilirliği arttırmanın yanı sıra enkoder, enkoder kablosu ve servo sürücüsünde değerlendirme birimine olan ihtiyacı or-
tadan kaldırır. Sanal sensör teknolojisi kullanılarak daha
hızlı reaksiyon ve daha hassas bir kontrol işlemi (örneğin Repetitive Control) için diğer özel fonksiyonlar da uygulanabilir.
Geliştirilmiş güvenlik fonksiyonları
ACOPOS P3, otomasyon çözümlerinin tasarlanmasına ve uygulanmasına olanak tanıyarak B&R’nin modüler ve tamamen ölçeklenebilir otomasyon portföyüne tam
olarak uyuyor.Etkin ve güçlü bir otomasyon çözümünün
oluşturulabilmesi için bir Power Panel (HMI + Kontrolcü), bir kaç ACOPOS servo sürücüsü ve X20 I/O modüllerinin kullanılması yeterlidir. Ayrıca isteğe bağlı olarak
SIL3/PLe güvenlik seviyesi ile uyumlu güvenlik fonksiyonları daentegre edilebilir. Safely Limited Torque (SLT)
ve RemanentSafePosition (RSP) fonksiyonları eski ACOPOS modelleri ile karşılaştırıldığında eklenen yeni fonksiyonlardır.Bunlara ek olarak, openSAFETY temelli toplam
14 güvenli hareket fonksiyonu ile olası tüm güvenlik taleplerinin optimal bir şekilde karşılanması mümkündür.
ACOPOS P3, TN, TT, IT ve toprak fazlı TN-S sistemleri
gibi en yaygın ana şebeke güç konfigürasyonlarını desteklediğinden dolayı dünyanın her yerinde kullanılabilir.
Bu durum ayrıca ihtiyaç duyulan diğer tüm makina çeşitlerinin sayısını da düşürmektedir.
B&R’nin ACOPOS P3 ürünü elektrik panosunda kullanılan hacmin %69’a kadar azaltılmasına olanak tanıyor
www.br-automation.com
132
ENDÜSTRİ OTOMASYON
br otomasyon
Ürünler
3D Parça Tutucu Parmakları Web Tasarım Aracı,
SCHUNK’un Web Adresinde
■SCHUNK, Dünya’nın ilk tam otomatik 3 boyutlu parça tutucu parmağı tasarlama çözümü sunan web tasarım aracı
e-Grip’i kullanıcılara sunuyor. En uygun 3D çözümü fiyat
ve teslim süresi seçenekleriyle birleştiren web tabanlı tasarım programı, şimdi www.schunk.com üzerinden ücretsiz olarak ve lisans gerektirmeden kullanılabiliyor. İş bağlama ve tutucu sistemleri yetkin lideri SCHUNK, bu akıllı
yazılım sayesinde müşteriye özel üretilebilen parmaklarının tasarım, teklif ve sipariş sürecini 15 dakikaya indiriyor.
Ekstra bir çizim programı gerektirmeyen ve zaman tasarrufu sağlayan bu yenilikçi yazılım sayesinde kullanıcı, iş
parçasının STEP ya da STL formatındaki dosyasını, parmak uzunluğu, parça tutucunun pozisyonu ve iş parçası
ağırlığı gibi birkaç bilgiyi yükleyerek, tek bir tuşla saniyeler içinde ihtiyaç duyduğu 3 boyutlu dış yüzeye, teslim süresine ve fiyatına ulaşabiliyor. Karmaşık geometride parçaları dahi hızlıca hesaplayabilen e-Grip, parmak tasarımının yanında kullanıcının, iş parçasının, parça tutucunun ve
sistem dizaynında yer alan diğer parçalara ait dış yüzeyin
STL formatında indirmesine ve daha sonra incelemek adına kaydetmesine de olanak veriyor.
Zaman Tasarrufu ve Uygun Fiyat Garantisi
Aşınmaya dayanıklı Poliamid 12 malzemesinden yapılan parça tutucu parmakları hem çok hafif, hem de çok
kısa sürede imal edilebiliyor. Siyah ve beyaz renk seçeneği bulunan bu parmakların, tıbbi ve kimyasal uygulamalarda kullanılabilmesi için de özel bir çözüm üretilmiş ve FDA
onaylı Poliamid 12 seçeneği sunulmuş. Bu malzeme kimyasallara karşı dirençli ve gıdalarla birlikte kullanılmaya uygun olduğundan, zorlu şartlar barındıran ortamlarda güvenle kullanılabiliyor. Oldukça hafif olmasıyla dikkat çeken
bu parmaklar, çevrim süresini kısaltmak ve güç tüketimini
en aza indirmek için ideal.
Küçük boyutlu robotlar ve hızlı çene değiştirme sistemine
sahip parça tutma sistemleriyle uyumlu olan parmaklarla,
saniyeler içinde parça tutucunuzu istekleriniz doğrultusunda yeniden donatmanız mümkün. SCHUNK e-Grip parça
tutucu parmakları, şuan için yanlızca çok amaçlı SCHUNK
parça tutucuları olan PGN+40-125 ve küçük ebatlardaki
MPG+20-64 serileriyle birlikte kullanılıyor olsa da, yakın
gelecekte birçok seriyi kapsaması üzerinde çalışılıyor.
SCHUNK eGrip, tek şekilli kavrama parmakları için tasarım ve sipariş süresini sadece 15 dakikaya
düşürür. Yazılım otomatik olarak tutucu parmaklarının optimal 3D hatlarını oluşturur.
www.tr.schunk.com
134
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SCHUNK
Ürünler
reACTION Teknolojisiyle Ultra Hızlı Otomasyon
■ B&R periferik cihazların çevrim
süresini 1 µs’ye kadar indiriyor
B&R’ın reACTION teknolojisi: Çığır açan 1 µs çevrim süresi standart X67 serisi komponentleri kullanılarak elde ediliyor.
B&R, reACTION teknolojisi sayesinde endüstriyel otomasyon süreçlerindeki çevrim sürelerini 1 µs seviyesine kadar düşürdü. Bu yeni yaklaşım, zamanın kritik olduğu alt proseslerin standart donanımlar (IEC
61131 ile belirtilenler) kullanılarak yönetilmesine olanak sağlıyor.
Aynı zamanda kontrolörün üzerindeki yük azaltılarak maliyet düşürülürken performans optimizasyonu yapılabiliyor. Böylece ilave maliyetler olmadan performansta büyük bir artış
sağlanıyor. Şu ana kadar elde edilen
en hızlı tepki süreleri (giriş sinyalinin
alınması ve çıkış sinyalinin gönderilmesi arasındaki süre) 100 mikro saniyenin altına nadiren inmiştir.
Maliyeti artırmadan yükseltilen
performans
reACTION teknolojisi sayesinde,
fonksiyon blok editöründe oluşturuwww.br-automation.com
lan programlar, X20 ve X67 serilerindeki I/O modülleri üzerinde doğrudan gerçekleştirilir. Bu sayede iç
veri aktarımı (internal data transmission) elimine edilir ve tepki süreleri
1 µs’ye kadar indirilebilir. B&R, Automation Studio 4 geliştirme platformunun avantajlarını kullanarak yazılım modüllerini dağıtılmış donanım
üzerinde paylaştırır ve modüllerdeki lojik bileşenlerin kapasite fazlasının kullanılmasını sağlar. Böylece
dinamik güncellemelerde fonksiyon
blok kütüphanelerinin hafızada tutulması sağlanabilir. Bu kütüphanelerdeki metotlar tıpkı mikrokontrolörün kendi komut seti gibi I/O modülleri üzerinde lokal olarak çalıştırılabilir. Bu sayede zamanın çok kritik
olduğu alt prosesler standart donanımlar kullanılarak gerçekleşebilir.
Özel modüllere ihtiyaç kalmadığı için
maliyet azaltılmış olur. Tüm bunların
yanında network ve kontrolörün üzerindeki yükün de minimuma indirilmesi sağlanır.
br otomasyon
Powerlink Bağlantısına Sahip PNOZmulti 2
■ Konfigüre edilebilir kontrol sistemi PNOZmulti 2 için yeni POWERLINK komünikasyon modülü mevcut. Yeni POWERLINK komünikasyon modülü PNOZmulti2 baz ünitesinin sol taraftan genişletilmesini
ve bir Powerlink ağına bağlanmasını
mümkün kılar. Profibus-DP, EtherCAT, CANopen ve Modbus TCP’nin
yanı sıra bunlar gibi diğer komünikasyon modülleri de mevcuttur.
Powerlink, Ethernet ve veriyolu etki
alanının faydalarını tek bir sistemde
buluşturuyor: kanıtlanmış, dayanıklı CANopen mekanizmalarını içeren
orijinal Ethernet özelliklerine ek olarak gerçek zamanlılık özelliği.
www.pilz.com/tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Bir bakışta avantajlarınız:
- Powerlink ağlarına bağlanma seçeneği (Ethernet üzerinden CANopen
‘ı destekler)
- Daha üst seviye bir Powerlink ana
kontrol sistemi sayesinde
gerçek zamanlı komünikasyon
- Komünikasyon modülleri vasıtası
ile iki yollu sinyalizasyon ve kontrol
- PNOZmulti Konfigürator içerisinde
PVIS teşhis kavramı aktif hale getirilebilir, ayrı müşteri metinleri entegre edilebilir
Tüm makine türleri için dünya çapında emniyet standardı - PNOZmulti 2
ile işinizi sağlama alın.
PILZ
135
Ürünler
İşlem Kontrolü İçin Elde Tutulan Basinç Kalibratörü
■ Yeni AMETEK Crystal Engineering HPC40 Serisi
-20° ile 50°C arasında tam telafili ilk mA akım döngüsü kalibratörüdür
AMETEK Test & Calibration Instruments şirketinin bir
birimi olan Crystal Engineering (www.crystalengineering.net) tarafından, iş sahasında kullanılan bir cihazda ölü ağırlık test cihazı hassasiyeti temin eden, elde tutulan yeni bir basınç kalibratörünün tanıtımı yapılmıştır.
Çok yönlü HPC40 Serisi kalibratör; basınç göstergelerinin, transdüserlerin, ileticilerin, basınç anahtarlarının ve
emniyet valflerinin doğrulanması gibi işlem kontrol uygulamaları için tasarlanmıştır. Sıfır basınçtan (vakumdan) 15000 psi basınca kadar uygun olup, tüm aralıklarda okunan değerin %0.035’i kadar doğruluk temin eder.
Uygulamalar:
- Laboratuar
-Enerji üretimi
-Nükleer enerji
-Otomotiv
-Biracılık
-Kimyasal işleme
-Su arındırma
-Atık su arıtma tesisi
-Gıda İşleme
-İlaç üretimi
-Güvenlik
-Kalite güvencesi
Firmanın bildirdiğine göre HPC40 Serisi, -20° ile 50°C
arasında tam sıcaklık telafili olan dünyanın ilk mA akım
döngüsü kalibratörüdür. Bu özellik, cihazın gerek basınç, gerekse akım, voltaj veya sıcaklık ölçümlerinde
aynı doğruluk seviyesini vermesini sağlar.
Tek bir HPC40 Serisi cihaz tipik olarak birkaç gösterge
veya kalibratörün yerini alabilir. Firma tarafından verilen bilgiler arasında, kalibratörün yeni kullanıcı arayüzlü büyük ve tam renkli ekranı sayesinde HPC40 Serisinin piyasada bulunan kullanımı en kolay basınç kalibratörü olduğu belirtilmektedir. Derin menü yapısı içermeyen tek katmanlı kullanıcı arayüzü, işlerin çabukça ve
kolayca yapılmasına olanak sağlıyor.
HPC40 Serisi, bağımsız bir kalibratör olarak veya AME
TEK basınç üreten ürünleriyle birlikte kullanıma hazır
komple bir kalibrasyon sistemi olarak kullanılabiliyor .
Crystal Engineering, petrol ve doğal gaz, enerji üretimi, atık su, su tedariki, imalat, uçak-uzay ve hava taşıtları bakımı alanlarındaki ölçüm uygulamaları için yüksek doğruluk dereceli, saha sınıfı test ve kalibrasyon
ekipmanı üretir. Yılda 4.2 milyar doları aşna satışlarıyla elektronik alet ve elektromekanik cihazların önde gelen bir global üreticisi durumuna gelen AMETEK Inc.
şirketinin bir bölümü olan AMETEK Test & Calibration
Instruments’ın bir birimidir.
HPC40 Serisi basınç kalibratörleri,
elde tutulan kullanımı kolay bir alette
laboratuar hassasiyeti sağlar.
Yeni HPC40 basınç kalibratörü, aralarında fermentasyonun da bulunduğu işlem kontrol uygulamalarını destekler.
www.icmglobalnews.com
136
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ıcm
Ürünler
Yeni Keithley 2268 Serisi - 850W DC Güç Kaynakları
■ Yeni Keithley 2268 Serisinde 850W gücünde 6 yeni
DC güç kaynağı, otomatik test uygulamaları için en uygun gerilim ve akım çıkış seviyelerini sağlar. Cihazlar,
maksimum 20V, 40V, 60V, 80V, 100V ve 150V değerinde gerilim çıkışlarına karşılık gelen 42A, 21A, 14A,
10.5A, 8.5A ve 5.6A değerinde akım çıkışları sunar.
2268 Serisi güç kaynakları herhangi bir gerilimde, maksimum akımında dahil olduğu herhangi bir akım çıkış
değeri sağlar. Cihazlar, analog ve dijital opsiyonlarının
her ikisini, bir sürü dijital ara yüz opsiyonlarını sağlar,
sabit gerilim(CV), sabit akım(CC) veya sabit güç modlarında çalışabilmesi sayesinde geniş uygulamalar yelpazesine hitap eder. Yüksek verimlilik, başlangıç seviyesi
güç kaynakları, hem güvenilir performanslı ve hem de
uzun ömürlüdürler.
Özellikleri
- 6* 850W modeli ile 20V -150V arası maksimum gerilim çıkışları, 42A - 5.6A arası maksimum akım çıkışları
- Kompakt 1U, yarım raf muhafazası ile en ufak paket en
yüksek gücü sağlar.
- 2*auxiliary çıkışın sürücü veya sinyal veren harici cihazları desteklemesi, sıklıkla ek cihaz ihtiyacı duyulmasına engel olur.
- İzole analog girişler kontrol hat gürültüsünü azaltır.
- Dahili LAN, USB, GPIB, RS-232, RS-485 arayüzleri ve
analog girişlerin tamamı standart
- Sabit gerilim, sabit akım ve sabit güç ayar kontrolü
- Dahili komutları yürütmeyi destekleyen otomatik kontroller (auto sequence) serisi, veri yolu ile iletişim zamanını minimize eder.
- Tek kontrolör arayüzü üzerinden 30’a kadar güç kaynağını kontrol edebilme
- Programlanabilir gecikme süresi ile Foldback modu,
CV ve CC çalışması arasındaki geçişlerin çıkışlarını kapatarak, gerilim veya akım hassasiyeti olan cihazları korur.
- Aşırı gerilim veya düşük gerilim koruması, aşırı akım
koruması, aşırı sıcaklık koruması, çoklu besleme konfigürasyonundaki loop koruması ve donanım çıkışlarındaki kilitlemeler dahil çok sayıda güvenlik tedbiri, yük
ve besleme koruması sağlar.
UYGULAMALAR
- Üretim testleri
- Çevre testleri
- Hızlandırılmış yaşam testleri
- Süreç kontrol sistemleri
www.netes.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
netes
137
Ürünler
Çok Küçük Boyutlarda Maksimum Performans
■ B&R, en son Intel® Atom teknolojisine sahip Panel
PC 2100’ü sunar
B&R’ın tam kapsamlı bilgisayar sistemi olan Panel PC
2100, ultra kompakt gövdesine rağmen olağanüstü
bir performansla çalışıyor. İnovatif tasarımında Intel®
Atom teknolojisinden faydalanan bu yeni sistem üzerindeki geliştirmeler, Embedded Sistemler için belirleyici
kriterler tanımlıyor. Ayrıca ürün üstün bir fiyat/performans oranıyla sunuluyor. Bir Smart Display Link veya
DVI alıcısıyla aynı boyutlardaki bir PC modülü ile donatılmış herhangi bir ikinci nesil ‘Automation Panel’i tam
donanımlı bir Panel PC’ye dönüştürülebiliyor. Bir taşıyıcı kolu üzerine monte edilmiş tamamen kapalı paneller
bile bu dönüşüme uyum sağlayabiliyor.
Ölçeklenebilir ve bakım gerektirmez
Tek, çift veya dört çekirdekli işlemcilerle sunulan Panel
PC 2100’ün işlem gücü tamamen ölçeklenebiliyor. Performansın üst sınırlarındaki cihazlar CoreTM i3 çiplerin
bile performansını geride bırakıyor. Tüm modellerde fan
ya da başka bir dönen bileşen bulunmadığı için herhangi bir bakım gerekmiyor. Ayrıca 2 Gigabit-Ethernet, bir
USB 2.0 ve bir USB 3.0 arayüzü standart olarak geliyor.
Arayüz modüllerinin kullanımıyla POWERLINK veya
CAN gibi Fieldbus bağlantıları ayrıca konfigüre edilebiliyor. 60 GB ve daha üzerinde hafıza imkanı sağlayan
MLC tabanlı kompakt CFast kartlar ise her türlü hafıza
ihtiyacını karşılıyor.
Optimum grafik performansı
Intel® Atom işlemciler tarafından kullanılan grafik motoru CoreTM i teknolojisiyle elde edilmiştir ve Full HD çözünürlük ile çalışabilecek güçlü bir grafik işlem kabiliyeti sağlar. Panel PC 2100 serisiyle bu segmentte ilk kez
DirectX 11 desteği sunuluyor. Böylece SCADA ve diğer
HMI sistemlerindeki grafik yeteneklerinin gelişimi için
birçok imkan sağlanıyor.
B&R’ın Panel PC 2100 için sunduğu PC modülü küçük görünümüne rağmen yüksek işlem gücü sunuyor.
www.br-automation.com
138
ENDÜSTRİ OTOMASYON
br otomasyon
Ürünler
WIN’e Genel Bakış - Kablosuz Bilgi Ağı
■ Makina verimliliğini artırmak aynı zamanda maliyetinizi korumak mı istiyorsunuz, WERMA SIGNALTECHNIK sizin için bu konuda ideal bir çözüm sunuyor.
Kablosuz bilgi ağı (Wireless Information Network)WIN ile makinenizi uzaktan gözlemliyor, arıza durumunda hızlı ve güvenli bir şekilde kontrol edebiliyor, bunun
yanı sıra maliyetinizi koruyarak makine verimliliğinizi
artırabiliyorsunuz.
868 MHz frekansında çalışan ve iletim menzili 300m
olan WIN aşağıdaki özellikleriyle de tercih edilen bir
ürün olmaktadır.
- Ek kablolama olmaksızın merkezi makine izleme:
WIN merkezi görüntüleme ile yaklaşık 50 makineyi değerlendirme performansına sahip basit bir kablosuz dedektör sistemidir. Çevresel koşullardan etkilenmeyen
300m iletim menziline sahip ve 868Mhz frekans bandını
kullanan WIN, size ek kablo gerektirmeden ‘Tak-Çalıştır’
kolaylığı sağlamaktadır.
- KombiSIGN70-71 için uyumluluk ve daha fazla seçenek:
KombiSIGN70-71 modeline kolayca monte ederek makinenizi bilgisayarınızdan rahatça kontrol edebilirsiniz.
WIN takımınızı KombiSIGN70-71 sinyal kulelerine taktığınızda 3 makineyi anında kontrol edebildiğiniz gibi
ihtiyacınız doğrultusunda kontrol ağınızı 50 makineye
kadar genişletebilirisiniz. Her WIN takımı; WIN master
modem, 3 bağımlı birim, USB kablo, tanıtım kitabı ve
bilgisayar yazılımı içermektedir. WIN sistemi KombiSIGN 70-71 için daha fazla seçeneğe de sahiptir.
-Makine işletim sistemi izleme ve analiz etmek için
yazılım:
Yazılım sayesinde kullanıcılar sistemlerini ve makinelerini bilgisayardan kontrol edebilmektedirler. Böylece
oluşan hatalar kontrol edilerek makinenizin ve sisteminizin üreticiliğini ve verimliliğini artırabilirsiniz.
-Hızlı ve kolay montaj:
Yazılımın içerisindeki yönlendirici bilgiler kolay kurulumu sağlamaktadır.
www.protek-teknik.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
protek teknik
139
Ürünler
Fenac Sincos Motorfeedback Enkoderler
■ Motor Pozisyon geribeslemesi için hassas sinus işareti üreten Fenac FNC SC-2048 serisi Optik Encoderler, rotor açısını kontrolcü sisteme en hassas biçimde
iletmek üzere tasarlanmışlardır.Mutlak pozisyon bilgisi
360 derecede 1 tane 1Vpp sinus işareti ile verilirken ,
motor hız bilgisi 360 derecede yine 1Vpp sinus işeretleri ile sağlanmaktadır.
Mutlak pozisyon bilgisini 13 bit hassasiyetler verebilen
FNC SC-2048 Sincos Encoderler , konik milli montaj ile
montaj kolaylığı ve güvenliği sağlamaktadır.Dört bacak
yay sistemi ile encoderin yuvaya montajı da kolay ve
hızlı hale getirilmiştir.
FENAC HABELEŞMELİ MUTLAK ENKODER AİLESİ
Fenac Absolute Encoderler CAN-OPEN, Profibus, Devi-
cenet, SSI, BISS opsiyonları ile üretime geçmiştir.Tek
tur çözünürlük olarak 9-16 bit çözünürlük sağlanmaktadır. ST çözünürlüğün ayarlanması, preset,ölçekleme,
yön değişimi, yazılım ile değiştirilebilen özelliklerdir.
Ürün servo flanş, clamping flanş ve yarım delik opsiyonları ile kullanıcıya mekanik montaj avantajları sağlamaktadır.Yine modüler bus cover yapısı ile haberleşme
protokolünün esnek bir şekilde değiştirilmesini ve gerekli ayarların yapılması esnekliğini sağlamaktadır.
Ürün standart olarak manyetik ve optik olarak üretilmektedir.Ethernet IP ve Ethernet haberleşme protokolleri 2015 yılı içerisinde piyasaya sunulacaktır.Modüler
bus cover yapısı istenirse kablo rekorlu veya M12 konnektörler ile sunulabilir.
www.oshmuhendislik.com.tr
140
ENDÜSTRİ OTOMASYON
osh mühendislik
Ürünler
Bağıl NEM Sensörleri PronemMini – PronemMidi
■ EMKO Elektroniğin üretmiş olduğu Bağıl Sıcaklık ve Nem sensörleri
yüksek kararlılıktaki çıkış seçenekleri
ile bir çok kullanım alanında her 2 çıkış için ayrı ayrı seçilebilir çıkış sinyali ile kolaylık sağlıyor.
www.emkoelektronik.com.tr
- Sıcaklık ve Nem için 2 analog çıkış
- Kalibre edilmiş tek yongalı Sıcaklık
ve Nem sensörü
- Yüksek çıkış doğruluğu
- Uzun kararlılık süresi
- Çıkışlarda düşük ısıl sürükleme
- Küçük ve kullanışlı tasarım
EMKO ELEKTRONİK
Tork Pl Serisi Power Patlaç Vanalar
PL1010 Serisi Dişli, Normalde
Kapalı Patlaç Vana (3/4”...3”)
PL1020 Serisi Uzaktan Kontrollu,
Dişli , Normalde Kapalı Patlaç Vana
(3/4”...3”)
PL1030 Serisi
Rakor Bağlantılı , Normalde
Kapalı
Patlaç
Vana (3/4”...1
1/2”)
PL1050 Serisi
Rakor Bağlantılı
Uzaktan Kontrollu, Normalde Kapalı Patlaç Vana
(3/4”... 1 1/2”)
■ Patlaç valfler, basınçlı havanın hızlı
bir şekilde boşaltılarak, şok hava darbeleri oluşturması istenen sistemler
için tasarlanmıştır. Patlaç valfler de
, iki yollu solenoid valfler gibi çalışır,
fakat solenoid valflerden farklı olarak
giriş ve çıkış bağlantıları arasında 90°
açı oluşturur. Bu nedenle havayı darbe şeklinde gönderme özelliği vardır.
Patlaç Valf, Jet Filtre Valfi adı ile de
tanınır. Patlaç Valfler termik santrallerde ve çimento, boya, yem, beton,
deterjan, seramik, cam ve demir-çelik
sanayinde jet filtrelerde biriken toz
maddelerinin katılaşmasını önlemek
için kullanılır.
q Yüksek debi ve özel diyafram sayesinde toz toplayıcı sistemlerin ihtiyacı
olan özel çalışma sistemini sağlarlar.
q Yüksek akış, uzun kullanım süresi,
çok hızlı açma-kapama özellikleriyle ekonomik ve etkin çözümler sağlarlar.
q Yüksek kaliteli diyaframlar aşınmaya karşı dirençli olup, zor koşullar altında bile uzun çalışma süresi garantisi altındadır.
q Patlaç vanalar, IP 65 koruma sınıfına sahiptir.
q Tek diyafram veya çift diyafram
özelliklerine sahip olup, ¾” , 1”, 1
½” dişli veya rakorlu bağlantı çapları mevcuttur.
q 12VDC-12VAC-24VDC – 24VAC
–48VDC-48VAC- 110VDC - 110VAC
ve 230VAC voltaj değerlerinde çalışabilir.
.Uzaktan kumanda edilebilen çeşitleri mevcuttur.
C95 Patlaç Valf Zamanlayıcısı 8 ,16,
24, 32 Röleli (24V DC , 230V AC)
www.sms-tork.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SMS TORK
141
Ürünler
Dijital Potansiyemetre
■ EPM-3790 ( 77x35mm) / EPM7790 ( 72x72mm)
Motor Hız Kontrolörü için Dijital Potansiyometre. Hız Kontrol Cihazları
için kontrol paneli olarak motor hızını ve yönünü kontrol edilmesi için
tasarlanmıştır. Rampa özelliklere sahip, kolay kullanım ve işlem ile pek
çok uygulamada kullanılabilir.
www.emkoelektronik.com.tr
- Ayarlanabilir SET değerinde çalışabilme
- Rampa özelliği
- Ayarlanabilir nokta pozisyonu
- Motor Hız kontrol cihazları için ileri , geri yön çıkışları ve arıza girişi
- 0/2…10Vdc Voltaj çıkışı veya
0/4…20mAdc akım çıkışı
- -1999…999 arasında ayarlanabilir
gösterge skalası
EMKO ELEKTRONİK
Kompakt ve Yenilikçi
■ Kompakt ve yenilikçi hızlı kurulum özellikleri ile zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan EM270 serisi enerjimetre
Geleneksel çözümlerle kıyaslandığında bu cihaz montaj için oldukça
kısa zaman, daha az kablo ve bağlantı gerektirir. Mevcut Carlo Gavazzi enerjimetreler bir dağıtım kutusundan sağlanan yüklerin tüketimini izlemek için ideal çözümlerdir.
Özellikle EM21-72D, kompakt boyutu ve pazarda tek olan pano montaj veya çıkarılabilir ekranın sayesinde DIN ray montaj seçeneği ile oldukça popülerdir. Kontrol panosu
seri üretiminde, trifaze yükler geleneksel enerjimetrelerle izleneceğinden, bir çok kablolama işlemi yapılmalıdır ve bu uzun montaj süresi ve
ek alan ihtiyacı ortaya çıkarır. Yeni
EM270, Carlo Gavazzi’nin bu sorun
için çözümüdür; EM21 serisinin başarılı tüm özelliklerini geliştirir ve
montaj süresi ve montaj maliyetlerini (kablo ve terminaller) azaltarak işlemi oldukça kolaylaştırır. Tüm bunlar besleme/ölçüm voltajlarının ve
seri bağlantı bus’ının zincirleme dizimi sayesinde olmaktadır. Buna ek
olarak trifaze akım transformatörleri
(farklı devre kesicilerle uyumlu delik
merkezleri ile), mevcut alanın akıllıca ve rasyonel şekilde kullanılmasını sağlar ve RJ11 konektörler sayewww.betaelektrik.com
142
ENDÜSTRİ OTOMASYON
sinde tüm kurulum işlemini hızlandırır. Tüm bunların yanında CT oranının programlanmasına gerek yoktur: parametre kendi kendine programlanır.
Genel teknik özellikleri
EM270
- EN62053-21’in Class 1 (kWh)’e eşdeğerdir (sadece EM270 tabanı)
- Tek gövdede 2 ölçüm: sanal toplama fonksiyonu ile 2 adete kadar trifaze yük
- Tek gövdede 6 ölçüm: 6 adete kadar monofaze yük sistemi
- Sanal ölçüm (2 adet 3 fazın toplamı)
- RS485 port ve 2 pals çıkış (standart)
- Zincirleme dizim bağlantısı
içinRS485 çift port (opsiyonel)
- Koruma sınıfı: IP50
TCD
- EN60044-1’in Class 0,5’(akımlar)
e eşdeğer. (sadece TCD akım transformatörleri)
- Birincil akım 160A,250A veya 630A
- Delik büyüklüğü 15,5x25mm
(160A),
21x25mm
(250A),
31x31mm (630A)
- Delik merkezleri 25cm (160A),
35cm (250A) veya 45cm (630A)
- Birinci akım tanımlı değerin otomatik tespiti
BETA ELEKTRİK
Ürünler
Hassas Uygulamalarınız İçin Optik Yaklaşım
■ Doğrusal ya da döner düzlemlerde hatasız ölçümleme yapılması ürününüzün kusursuzca istediğiniz forma
kavuşması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle
bu sistemlerde Linear ya da Rotativ Encoder kullanımı
ölçümleme açısından zorunlu hale gelmiştir. Manyetik
bant üzerinden programlanabilir manyetik linear enkoderler sürüldüğünde istenilen düzeyde ve istenilen ölçüde kesme, delme, hizalama vb. işlemi sorunsuz bir şekilde yapabilmektesiniz.
Bu sistemlerde en çok dikkat edilen durum sisteminizin çözünürlük ihtiyacıdır. İstediğiniz ölçüm formunun
mm/1000 cinsinden hassasiyeti sisteminizin ihtiyaç
duyduğu linear enkoderi belirlemede sizlere yol gösterecektir. Bu durumda bakıldığında sabit bir hızla linear
enkoderler manyetik bant üzerinde mm/1000 yani 1µm
hassasiyetinde işlem yapabilmektedirler. Ancak sisteminiz bu hassasiyetin de ötesinde nanometreler boyu-
tunda bir hassasiyet istiyorsa o zaman manyetik alan
prensibi ile çalışan bu ürünleri kullanamazsınız. Aynı işlemi üzerinde bulunan lazer okuyucu ve optik bant ile
yapabilen lazer linear enkoderler kullanmak zorundasınız. “ Precision in Motion “ sloganıyla hareketin olduğu endüstriyel uygulamalarda kendini ispatlamış Alman
SIKO firması “ Linear Scale Compact ( LSC20 ) “ lazer
linear enkoderini piyasaya sürdü.Milimetre/20.000 hassasiyetindeki ( 50 nanometre )enkoder kompakt ve sağlam tasarımı sayesinde toz, nem, yağ, sıvı gibi çevresel
etmenlere de geçit vermiyor.
Manyetik linear enkoderlerde sıklıkla karşılaşılan gecikme durumunun ( hysteresis ) lazer linear enkoderde olmadığı ve sistem doğruluğunun 5µm olduğu cihazın performansları arasındadır. Nano düzeyde hassasiyet gerektiren uygulamalarda SIKO ürünü LSC20 enkoderi sorunsuz bir şekilde kullanabilirsiniz.
www.oshmuhendislik.com.tr
ENDÜSTRİ OTOMASYON
osh mühendislik
143
Haberler
KROHNE “Sıcaklık Ölçüm Ürünleri” seminerleri,
Kocaeli ve Ankara’da gerçekleştirildi
leri üretim fabrikasından gelen Mr. Mikael Schiller özellikle sıcaklık ürünlerinin çalışma prensipleri, uygulama
alanları ve endüstride kullanılan standartlar hakkındaki tecrübesini ve teknik bilgilerini tüm katılımcılarla paylaştı. Diğer yandan sıcaklık ölçüm teknolojisinin geldiği
son noktadaki KROHNE ürünleri, katılımcılar tarafından
ilgi ile incelendi. Proses Otomasyon sektörümüze önemli
katkı sağlayarak, sektör çevresinde ilgi ve takdir ile karşılanan KROHNE Academy seminerleri, 2015 yılı Nisan
ve Mayıs aylarında da devam edecek.
■ KROHNE; uzun yıllardır başarıyla gerçekleştirdiği ve
ilgili çevrelerde büyük beğeniyle takip edilen KROHNE
Academy etkinliklerine, 2015 yılında Sıcaklık ölçüm
ürünleri ve uygulamaları ile devam etti.
3 ve 5 Şubat tarihlerinde Kocaeli Ramada Plaza Otel ve
Ankara Limak Ambassadore Otel’de düzenlenen seminerler, Proses Otomasyon sektöründen yoğun katılım ile
gerçekleştirildi. Seminerlerde, KROHNE sıcaklık ürün-
Esit Elektronik, WIN 2015 Uluslararası Endüstriyel
Otomasyon Fuarı’nda Ziyaretçilerini Bekliyor
■ Dünyanın endüstri ve otomasyon konusundaki en
önemli organizasyonlarından olan WIN fuarlarının
İstanbul etabı 19-22 Mart 2015 tarihleri arasında Tüyap
fuar merkezinde gerçekleşecek. Fuarın daimi katılımcısı konumunda olan Esit Elektronik, bu yıl da fuarın
Otomasyon bölümünde müşterileri ve çözüm ortağı
olduğu firmalarla bir araya gelecek.
Esit Elektronik, Bantlı kontrol kantarları (checkweigher)
ve yeni nesil ECI tartı indikatörünün uygulamalı lansmanları ile büyük ilgi toplamayı bekliyor. Yerli ve yabancı katılımcıların büyük ilgi gösterdiği İstanbul etabını,
13-17 Nisan 2015’de Almanya, Hannover’deki fuar takip
edecek. Esit Elektronik, Hannover fuarında da müşterilerine ürünlerinin gelişimini tanıtacak. Esit’in 2012’de
piyasaya sunduğu ve her yıl yeni özellikler ekleyerek
144
2015’e de yeni 1.4 sürümüyle kategorisindeki en iddialı ürün olarak giren Esit ECI tartı indikatöründe reçeteleme ve dolum programlarının yanısıra, dinamik tartım
özelliği de eklendi. Artık checkweigher veya bant kantarı özellikleri de eklenmiş olan ECI, üstün gResolver filtreleme özelliği, 800 HZ ultra hızlı örnekleme gibi önceki
tüm sıradışı özelliklerini de koruyor. 2015 ilk çeyreğinde versiyon 1.4 çıkarmayı hedefleyen Esit, WIN fuarında
3. Salon C230 nolu standında ECI’nin yeni özelliklerini
sunacağı bir uygulama lansmanı yapacak. Endüstrideki
iletişim protokollerinin neredeyse tamamıyla opsiyon
olarak sunulan genişleme kartları vasıtasıyla uyumlu
hale gelmektedir. Yük hücresi çıkışı, Seriport (bilgisayar iletişimi için), USB portu, genişleme portları standart
yapısında mevcuttur.
ECI, V 1.4 yazılımı ile beraber aşağıdaki özelliklere
sahip olacak;
- Bant Kantarı Programı
- Tumba (Silo) Kantarı Programı
- Bantlı Kontrol Kantarı (Checkweigher) programı
- Torbalama Programı
- Dozaj-Reçete Programı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Omron, Mart ayında İstanbul’daki WIN Otomasyon ve
Dubai’deki MEE fuarında…
■ Türkiye’de ve dünyada endüstriyel otomasyon sektörünün öncü firması olarak, sunduğumuz son teknoloji ürün ve hizmetleri daha yakından görmek isteyenleri; 2-4 Mart tarihlerinde Dubai’de gerçekleşecek Middle
East Electricity ve 19-22 Mart tarihlerinde İstanbul’da
gerçekleşecek WIN Otomasyon fuarlarındaki standımıza bekliyoruz.
21 yıldır kesintisiz düzenlenen ve Türkiye endüstrisi için
beklenen bir fuar olan WIN Otomasyon fuarı ile güncel
teknoloji ile ilerleyen ve global olarak da faaliyetlerimizi sürdürürken; otomasyon sistemleri, hareket ve sürücüler, sensör, güvenlik ve komponentte sektöre katmış
olduğumuz yenilikleri, yıllardır geliştirdiğimiz mühendislik çalışmalarını ve çözümlerimizi standımızda sergileyeceğiz. Geçtiğimiz yıl 23 farklı ülkeden 1.950 katılımcının
olduğu ve 77.000 kişinin ziyaret ettği fuar 19-22 Mart
tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde
gerçekleşecek. 3. Salon, D110 numaralı standımızda
olacağız. WIN Otomasyon fuarıyla ilgili daha fazla bilgi
için internet sitesini ziyaret edebilirsiniz. Ortadoğu ve
Kuzey Afrika bölgesi için sektörün en önemli organizasyonlarından biri olan ve bu yıl 40. Yılını geride bırakacak Middle East Electricity fuarında 54 ülkeden 1250’den
fazla katılımcının yer alması bekleniyor. Bu yıl ilk defa
fuardaki yerimizi alırken, sektöre sunduğumuz tüm son
teknoloji ürün ve hizmetleri sergileme şansı buluyoruz.
Fuar 2-4 Mart tarihleri arasında Dubai Dünya Ticaret
Merkezi’nde gerçekleşecek. 4F10 numaralı standımızda
olacağız. Middle East Electricity fuarıyla ilgili daha fazla
bilgi için internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Sektörün Avrasya ve Ortadoğu bölgesindeki 2015 yılının
bu iki önemli organizasyonunda yer alacak Omron; tüm
sektör temsilcilerini son teknoloji ürün ve hizmetleriyle
tanıştırmak için standına davet ediyor.
İNSANA SAYGI ÖDÜLÜ VİKO’NUN…
■ İnsan kaynakları alanındaki başarılı çalışmaları öne
çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla Kariyer.
net tarafından bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen İnsana
Saygı Ödülleri’nden biri de VİKO’nun oldu. İnsan kaynakları alanındaki fark yaran uygulamaları ile birçok önemli başarının sahibi olan VİKO, insana verdiği
değeri bu ödülle bir kez daha kanıtladı.
yan kuruluşlar arasından yaptığı değerlendirmeye göre
verdiği İnsana Saygı Ödüllerinden birisine de VİKO layık
görüldü. Adaya özel başvuru cevaplama oranının yüzde
99,5 olması ve ortalama cevap süresinin ise 3 gün gibi
kısa bir zamanda gerçekleşmesi VİKO’nun rakiplerinden
sıyrılarak Kariyer.net’in “İnsana Saygı Ödülü”nü kazanmasında etkili oldu.
“İnsana Saygı Tüm Süreçlerimizde İçselleştirdiğimiz
Bir Kavram”
İnsana yapılan yatırımın, şirketleri ileriye götürecek
yegane unsurlardan birisi olduğuna dikkat çeken VİKO
İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu
Kutlu “İş yaşamında fark yaratmanın ve sürdürülebilir
başarılar elde etmenin yolu, insana ve kurumsal kültüre verdiğiniz değerden geçmektedir. VİKO da kurulduğu günden bu yana, insana ve kurum kültürünü besleyen etik değerlere verdiği önemle varlığını sürdürmüştür. Kuruluşumuza yapılan her iş başvurusu, insana verdiğimiz değerin ortaya koyduğu sorumlulukla, hassasiyet içerisinde ele alınmakta, titizlikle incelenmekte ve en
kısa sürede cevaplanmaktadır.
Bu yıl 14’üncüsü gerçekleştirilen İnsana Saygı Ödülleri,
Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen bir törenle
sahiplerini buldu. Türkiye’nin en büyük insan kaynakları platformu Kariyer.net’in, başvurularını özenle cevapla-
Kurum olarak içselleştirdiğimiz bu yaklaşımın, İnsana
Saygı Ödülü ile taçlandırılması bizi son derece mutlu
etmiştir. VİKO olarak hepimizi onurlandıran bu ödül,
insan kaynakları alanında kurduğumuz sistemleri daha
üst seviyelere taşımada itici bir motivasyon unsuru olacaktır” dedi.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
145
Haberler
Yüksek Kaliteli Sürgü-Ray Üretimi
■ Teleskopik slayt üreticisi Thomas Regout International,
Turck BL ident RFID sistemi ile bir montaj fabrikası kalite kontrolünü otomatik bir sistem haline getirmiştir.
Otomatik kalite kontrol sistemi entegre etmek amacıyla, Hollanda teleskopik slayt üreticisi Thomas Regout
International malzeme taşıyıcılar için bir tanımlama sistemi ihtiyacı vardı. Turck BL ident RFID sistemi ile tüm
kalite kontrol test sonuçları artık kaydedilebilir. manuel
üretime artık gerek kalmazsın gerekli kalite kontrol süreci daha güvenilir ve verimli hale getirmektedir.
Thomas Regout 1834 Bugün Maastricht Nederlandsche
Spijkerfabriek kurdu, 180 yıl sonra, Thomas Regout
International BV artık mobilya ve diğer uygulamalarda çekmece elemanları için çivi üretmek yerine teleskopik slaytlar üretmektedir. Batı Avrupa’da üretimi canlı
tutmak için bu Hollandalı KOBİ yüksek kaliteli özellikleri olan teleskopik slaytlar üretmeye devam etmektedir.
Zaman harcayan Manuel kalite kontrolü
Daha önceleri her bir ürün hatalara karşı manuel olarak kontrol edilmesi, özellikle mali yönleri dikkate alındığında ideal bir çözüm değildir. Thomas Regout görevli süreç mühendisi Roy Klaassen a göre “Manuel kalite
kontrol zaman alıcıdır. Ayrıca, bir slaytın kalitesi çalışanın değerlendirmesine göre olacağından, sonuçlar çalı-
şandan çalışana veya haftanın günleri arasında değişebilir”. Manuel kontrol olmadan üretim kalitesini izlemek
amacıyla, Klaassen kalite 30 cm den 1 metre ye kadar
olan teleskopik slaytlar için montaj fabrikasını optimize
etmeyi planladı. Süreç mühendisi modernleşme öncesinde durum için “Daha önce biz bir üretim hatası tespit edildiğinde üretim hattını durdurmak zorunda kaldık.
Buda çok üretim zamanına mal olmaktaydı. “ demektedir.
“Aynı zamanda makinelerin kapanması sürecinde yeni
hataları oluşması mümkündü,” diyerek ekliyor Timo
Rutten, INOFIL CEO ve sistem entegratoru , Hollanda
merkezli entegratör, çözüm ve ürün seçimi bulmakta
müşterilerine danışmanlık yapmaca ayrıca seçilen çözümü müşteriye anahtar teslim çözüm olarak tüm programlama ve montajlar dahil teslim etmektedir.
RFID ile kalite kontrol
Teleskobik rayların montaj işlemlerini otomatik şekle
getirmek için , Inofil firması malzeme taşıyıcılar ile RFID
kullanmayı istedi, Bu kullanım şekli ile firmanın montaj
aşamasında hataları tespiti ve üretim süresinin başından sonuna kadar takibini sağlamaktadır. Malzeme taşıyıcısının RFID takibi sayesinde hatalı parçalar montaj
sonunda çıkartılabilmektedir. RFID takip sistemi malze-
Thomas Regout montaj hattı boyunca bulunan 32 malzeme taşıyıcı
146
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
me taşıyıcıları hatalı parçalarının hat sonuna kadar ayrılmasını sağlamakta ve bu şekilde gereksiz adımlara gitmesini engelleyerek kıymetli kaynak, zaman ve enerjinin boşa gitmesini engellemektedir. RFID çözümünün
başka yararı da bize uzun vadeli bir çözüm veriyor olmasıdır. Bir malzeme taşıyıcı hatalı ürünlerin miktarını giderek artıyorsa , bu hatalar çalışanlar tarafından fark edilmesi kolaylaşır ve düzeltilebilir.
BL ident Sistem seçimi
Inofil müşterilerine Turck un BL ident RFID sistemini önermektedir. Çünkü firma daha önceki projelerinde Turck ürünler ile iyi deneyimleri bulunmaktadır. Ve
sonuç olarak Turck RFID sistemi bu güvenin karşılığı
vermektedir. montaj projesinde, 15 tip TB-M30-H1147
okuma-yazma kafaları güvenilir bir şekilde 32 adet taşıyıcılar etiketleri tespit edip okumaktadır.
Tüm veri taşıyıcılar izlenmekte
Operatör ekranı saha operatörlerine tüm istasyonlardan okunan veri taşıyıcılarının durumlarını göstermektedir. Geçmiş görüntüsü ile ayrıca her bir veri taşıyıcısının
geçmiş te meydana gelmiş tüm hataları gözlemlenebilir.
Datanın kendisi bir database de saklanarak bağımsız veri
taşıyıcılarına aktarıla bilinir.
İleriye yönelik planlanan RFID Projeleri
Fabrikadaki diğer üretim sağların modernleşmesi 2016
yılı için planlanmıştır. Bu plan tüm üretim akışının optimizasyonunu kapsamakta ve üretim sahasının büyütülmesi yerine üretim zincirine odaklanmaktadır. Bu RFID
dayalı bir elektronik üretim veri yönetimi sistemi ile
değiştirilecek iş listeleri ve ürün parça listeleri uzun bir
geçmiş ile izleme ve değişim sağlanabilmektedir.
Veri Turck BL67 Ethernet ağ geçidi üzerinden saha PLC
sine Profinet ile yönlendirilir. Inofil denetleyicisi görselleştirme ile birlikte veri kontrolü sağlamaktadır. Siemens
PLC DTM modüllerinin algılanması ile hiçbir problem
olmadan basitçe programlanabilir.
Turck BL67 I/O sistemi, Tüm sensör ve RFID bilgilerini
Profinet üzerinde kontrölere göndermektedir.
Parça taşıyıcılara takılan RFID etiketleri ve mobil EL RFID
okuyucuları ile hemen hemen okuma yazma hata olasılığı sıfırlanmaktadır. Başka bir optimizasyon özelliği delme
ve kesme aletleri tanımlanmasını mümkün kılınmasıdır.
Bu araçların kötüye kullanımlarını engelleyecek ve özel
araçların ömürlerini sürekli olarak izlenmesine olanak
sağlayarak olası beklenmedik hataların önüne geçilebilir.
İşin sonucu olarak ilk üç aylık çalışma çok tatmin ediciydi,
Klaassen üretim mühendisleri ” Şimdi tesiste çok daha
az manuel müdahale var, Üretimde çok daha az sorunlar olmakta ve daha yüksek üretim ve kalite sağlayabilmekteyiz.” demektedir.
Parça taşıyıcılara yerleştirilen RFID etiketleri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
147
Haberler
RenIshaw WIn Otomasyon 2015 fuarında gelişmiş
enkoder ürünlerini sunuyor
■ Renishaw 19 - 22 Mart tarihleri arasında İstanbul
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleştirilecek olan
WIN Otomasyon 2015’te ürünlerini sergileyecek. Salon
2’de bulunan B240 numaralı standa uğrayacak olan ziyaretçiler Renishaw’un hassas pozisyon tespit sistemleri
serisini görecekler.
geri dönüşü olmaksızın anında çalışma, 100 m/s hızlara kadar yüksek hızlı performans, ±40 nm gibi düşük
bir hata değeri (SDE) ve 10 nm’ye varan düşük titreşim (gürültü). Pozisyon bilgisi, hatalı verilerin kontrolöre iletilmesini önlemek amacıyla bir hata işareti koyan,
bağımsız bir pozisyon kontrol algoritması tarafından
sağlanır.
Sonuç, CNC’de işlenmiş parçaların daha iyi yüzeye sahip
olması, daha iyi tarama ve hız kontrolü, pozisyon tutulurken lineer motorlar veya dairesel direk sürücülerde
güvenilir servo stabilitesidir. RESOLUTE şimdi gelişmiş
uygulamalar için ultra yüksek vakum (UHV) ve genişletilmiş sıcaklık aralığı (ETR) uyumlu çeşitleri ile mevcuttur.
Ayrıca WIN Otomasyon Fuarında Renishaw’un lineer ve
döner eksen kompakt optik artımsal (inkremental) enkoderlerini içeren TONiC™ serisi de gösterilecektir.
Pozisyon enkoderlerinde bir dünya lideri olan Renishaw,
dünyanın ilk tek hatlı hassas optik mutlak enkoderi
RESOLUTETM dahil olmak üzere, en son ürünlerini tanıtacaktır. RESOLUTE, dairesel (açılı) konfigürasyonda
36,000 devir/dakikada 32 bit çözünürlük ve lineer formatta 10m uzunluk ve 100 m/s hızlarda 1 nanometre
çözünürlüğe sahiptir. Bu üstün enkoder açıldığında anında pozisyon belirler ve Siemens DRIVE-CLIQ, BiSS®,
FANUC, Mitsubishi ve Panasonic dahil olmak üzere, bir
dizi “açık” ve “patentli” seri protokol ile uyumludur.
WIN Otomasyon Fuarı ziyaretçileri bu sistemin şu avantajlarını öğrenecekler: geniş ayar toleransları, üstün
uzun vadeli güvenilirlik, devreye girdikten sonra referans
148
TONiC okuma kafaları patentli bir optik filtreleme şeması
ve dinamik sinyal işleme özelliklerini kullanırlar. Dinamik
sinyal işleme ile ±30 nm SDE, 0.5 nm’ye varan titreşim
ve 1 nm’ye kadar çözünürlüğe sahip olağanüstü saflıkta
çıkış sinyalleri sağlarlar. Entegre ayar LED’leri de ayrıca
sinyal seviyelerinin görsel bir belirtisi olup, ilave teşhis
araçlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırır.
Tüm TONiC cetvellerinde benzersiz IN-TRAC™ optik
referans noktası vardır. Artımsal kanala doğrudan yerleştirilmiş olan bu nokta, bütün hızlar ve tüm çalışma
sıcaklığı aralığı boyunca fazlanmış olarak kalır. TONiC
serisine yakın geçmişte tercihe bağlı 2 nm ve 1 nm çözünürlük, bir Çift Çıktı (DOP) enkoder arayüzü ve yüksek
hassasiyetli döner eksenler için Renishaw’un Çift Sinyal
Arayüzü (DSi) eklenmiştir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Stefan Hoppe, OPC Başkan Yardımcısı olarak
OPC Derneğine katıldı
■ OPC Derneği, Stefan Hoppe’nin Başkan Yardımcısı
olarak OPC Derneğine katılımını tüm üyelerine ve endüstri profesyonellerine duyurdu. Bu görevde uluslararası bir
bakış açısıyla OPC’yi hem teknik hem de pazarlama
konularında sonraki seviyeye taşımaktan sorumlu olacak. Stefan Hoppe, 2010 yılından beri OPC Avrupa organizasyonunun başkanlığını yaptı ve Avrupa genelinde
birçok başarılı etkinliği gerçekleştirmenin yanı sıra, diğer
endüstriyel konsorsiyumlarla birleşmede katalizör oldu.
Bu birleşmeler, organizasyonların kendi bilgi modelleri
için destekleyici spesifikasyonlar geliştiren OPC çalışma
gruplarının oluşmasını sağladı.
BECKHOFF’da OPC-DA sunucunun gerçekleştirilmesinde görev alan yazılım geliştiricisi olarak çalışmaya başladı. Hoppe daha sonra, bağlantısallık ve gömülü yazılım
ürünleri üzerine odaklı olarak Ürün Müdürü pozisyonunda çalıştı. Endüstriyel Otomasyon ve Bina Otomasyonu
ortamlarında yeni teknolojileri kullanmak gündelik uğraşıydı. Hatta Hoppe’nin evinin akıllı kontrolünde bile OPC
Birleştirilmiş Mimari özelliği etkinleştirilmiş bir Windows
tabanlı gömülü bir cihaz kullanılıyor.
“OPC, hayatımdaki tutku, OPC UA teknolojisinin, yeni
pazarlarda ve uygulamalarda benimsenmesini artırmak
için çaba gösteriyorum.” – Stefan Hoppe
Stefan Hoppe’nin temel görev alanı, OPC’nin, OPC UA
teknolojili gömülü (Embedded) pazarında başarılı benimsenme sürecinin devamını sağlamanın yanı sıra, OPC’nin
erişimini endüstriyel otomasyonun ötesine, aralarında
bina otomasyonu ve enerjiyle ilgili olan her türlü konunun bulunduğu diğer alanlara doğru genişletmek olacak.
Stefan Hoppe Almanya’da, Dortmund Üniversitesinde
elektrik mühendisliği öğrenimi gördü. 1995 yılında
ENDÜSTRİ OTOMASYON
149
Haberler
ÖLÇÜ ALETLERİNDE GÜVENLİK
■ Yapılan çalışmalarda şebekelerde genelde olması
gereken gerilimden daha yüksek olduğu görülmüştür.
Özellikle geçici rejim değişiklikleri şebekelerde binlerce
volt gerilimin görülmesine neden olmaktadır. IEC tarafından ölçü aletlerinde güvenlik standarttı getirilerek ölçü
aletlerinde kullanılmasında ortaya çıkabilecek tehlikeler
ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. IEC 1010–1 standardının güvenlik kategorileri, aşırı gerilimleri temel alır. Bu
standart çerçevesindeki cihazlar şebekeye olan uzaklıkları ve elektrik dağıtım sistemlerinde oluşan enerji geçişlerini bastırma yeteneklerine göre kategorize edilirler.
Hangi Koruma Sınıfını Seçmeliyim?
Eskiden IEC 348 olarak kullanılan ölçü aletlerindeki
güvenlik standardı 1988 yılında daha gelişmiş olan IEC
61010–1 standardı ile değiştirilmiştir. Yeni standartla
birlikte daha yüksek seviyede güvenlik uygulamaları gelmiştir. Buna göre güvenlik sınıfları CAT I, CAT II, CAT III
ve CAT IV olmak üzere 4 sınıfa ayrılmıştır.
Giderek büyüyen şebekeler, güç elektroniği uygulamalarının giderek yaygınlaşması şebekelerde oluşan geçici rejim değişikliklerinin sayısını ve aralığını artırmıştır.
Oluşan atlama gerilimleri genellikle ölçü aletlerinin arızalanmasında temel etkenlerdendir. Koruma sınıflarının
dayanabilecekleri maksimum atlama gerilimi aşağıdaki
tablodan ulaşabilirsiniz.
Güvenlik Kategorisi
Çalışma Gerilimi (V)
Tepe Darbe Gerilimi
Test Kaynağı (ohm)
CAT I
600
2500
30
CAT I
1000
4000
30
CAT II
600
4000
12
CAT II
1000
6000
12
CAT III
600
6000
2
CAT III
1000
8000
2
CAT IV
600
8000
2
Atlama gerilimlerine göre koruma sınıfları
Sık sorulan bir soru CAT III 1000 V bir ölçü aleti ile CAT
IV 600 V bir ölçü aletinden hangisi seçilmeli ikilemidir.
Burada ölçüm alınacak yerin kaynağa olan uzaklığı baz
alınmalıdır. Kaynağa yaklaştıkça kısa devre akımı yükseleceğinden oluşabilecek kısa devre akımı mutlak suretle
göz önünde bulundurulmalıdır.
Aşağıdaki QR kodu taratarak WAGO 206-816 Multimetre/
pensampermetre videomuzu izleyebilirsiniz.
CAT I, CAT II, CAT III ve CAT IV güvenlik sınıflarının
ayrılması
Buna göre çalışma bölgeniz kaynağa yani şebekeye ne
kadar yakınsa güvenlik sınıfını o kadar yüksek seçmelisiniz. Aşağıdaki tablodan hangi sınıfı seçmeniz gerektiğini görebilirsiniz.
Ölçü aleti güvenlik sınıflarının açıklamaları.
Kategori
150
Özellik
Örnek
CAT IV
Üç fazlı şebeke bağlantıları, herhangi
bir açık hava iletkenleri
Elektrik şebekelerinin alçak gerilme bağlandığı yerler. Elektrik sayaçları, primer
aşırı akım koruma donanımları
CAT III
Üç fazlı dağıtım, tek fazlı ticari
aydınlatma
Kesici ve çok fazlı motorlar Endüstriyel
tesislerde bara ve fiderler.
Aydınlatma tesisleri
CAT II
Tek fazlı bağlı yükler
Cihaz, taşınabilir aletler, ve diğer ev ve
benzeri yükler
CAT I
Elektronik
Elektronik ekipman Korumalı, Ekipman
(kaynak) devrelere bağlı olan önlemler alınır
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
PhoenIx Contact Bayi Toplantısı
■ Phoenix Contact olarak her yıl düzenlediğimiz geleneksel Bayi Toplantısı 14-17 Ocak 2015 tarihleri arasında Baltık ülkesi Letonya’nın başkenti Riga’da gerçekleşti.
Toplantı 2014 senesinin değerlendirilmesi ile başladı,
sonrasında 2015 yılı planları görüşüldü. Toplantının
açılış konuşmasını yapan Phoenix Contact Genel Müdürü
Sayın Gökhan Yücel zorlu ama başarılı bir yılı geride
bıraktıklarını ifade ettikten sonra 2014 yılına ilişkin global ve yerel ekonomik değerlendirmelerde bulundu.
güzelliklerini cömertçe sergilediği Sigulda ve Turaida’ya
da turlar yapıldı, kehribar atölyesi ziyaret edildi. Ayrıca
atış poligonu gezisi ve bobslight outdoor aktivitesi gerçekleştirildi. Tüm bayileri bir araya getiren etkinlik bir
yandan stres atmayı sağlarken diğer yandan Phoenix
Contact camiası mensuplarının birbirlerini daha iyi tanımalarına, takım ve dayanışma ruhunu geliştirmelerine
katkıda bulundu. Bu güzel etkinlikle başlayan yeni yılın
tüm Phoenix Contact ailesi için aynı güzellikte geçmesi
dileklerimiz.
Daha sonra söz alan Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü
Sayın Ayça Gül Lanacı 2014 yılının pazarlama faaliyetleri ile 2015 yılında uygulamayı düşündükleri pazarlama planını açıkladı. Lanacı önümüzdeki yıl pazara sunulacak yeni ürünler konusunda da açıklamalarda bulundu.
Son sözü alan Satış ve Pazarlama Direktörü Sayın Haluk
Şengör 2014 yılı sonuçlarına yönelik analizlerini ve kurumun 2015 yılı beklenti ve hedeflerini duyurdu. Toplantı,
2014 yılında başarılı performans sergileyen bayilere
başarılarından dolayı plaket verilmesiyle son buldu. Dört
gün süren gezide Riga şehir turunun yanı sıra doğanın
ENDÜSTRİ OTOMASYON
151
Haberler
VIKO’DAN ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ İLE SİNERJİ BULUŞMASI…
■ Akademik bilgi birikimini katma değere dönüştürmenin bir yolu da üniversite ve sanayi arasında oluşturulacak iş birliklerinden geçiyor. Üniversitelerde elde edilen
teorik bilgilerin uygulamaya dönüştürülmesine önemli
katkılar sağlayan bu iş birlikleri, öğrencilerin kariyer yolculuğuna da ışık tutuyor. Üniversite & sanayi iş birliğine özel bir önem veren VİKO, bu kapsamda örnek projelere imza atmaya devam ediyor. Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin ufkuna aydınlık katmayı önemli bir
sorumluluk olarak gören kuruluş, son olarak Türkiye’nin
en büyük mühendislik portalı Elektrikport iş birliğiyle
hayata geçirdiği “Sinerji Buluşması” organizasyonu ile
10 farklı üniversiteden öğrencileri endüstriyel tesislerinde ağırladı.
VİKO, genç beyinlerin potansiyellerini ortaya çıkarmak
ve üniversitelerle iş birlikleri oluşturmak amacı ile gerçekleştirdiği projelerin bir yenisini daha hayata geçirdi.
Türkiye’nin en büyük mühendislik portalı olarak faaliyet
gösteren Elektrikport iş birliği ile hayat bulan “Sinerji
Buluşması” adlı program kapsamında; VİKO yöneticileri, akademisyenler ve öğrenciler VİKO endüstriyel tesislerinde bir araya geldi. 10 farklı üniversiteden
öğrencilerin yer aldığı buluşmada VİKO İK ve Kurumsal
Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu, Pazarlama Direktörü
Aysel Özaltınok ile Elektronik AR-GE Müdürü Oktay Nak
kapsamlı birer sunum gerçekleştirdi. Sunumların ardından ise öğrenciler insan kaynakları, pazarlama ve AR-GE
konusunda merak ettikleri tüm konulara interaktif bir
şekilde yanıt buldukları bir workshop’a katıldı. Daha
152
sonra yapılan endüstriyel tesis turunda gençler, son teknolojilerin kullanıldığı üretim sahasını yakından inceleyerek teorik bilgilerini destekleyen önemli bir deneyimi yaşama fırsatı yakaladı. Program, öğrenciler için özel
olarak gerçekleştirilen final kokteyli ile son buldu.
“Öğrencilerin endüstri deneyimlerine katkı sağlamak
bizleri çok mutlu etti…”
Üniversiteler ile endüstri arasında kurulacak bağların önemine vurgu yapan VİKO İnsan Kaynakları ve
Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “Sürdürülebilir
kalkınma için teknoloji üretebilen, anlamlı bilgiye sahip,
eğitimli gençlere ihtiyacımız olduğu bir gerçektir.
Bu yaklaşımdan hareketle VİKO olarak, üniversite-sanayi
iş birliğine daima büyük önem verdik ve bu kapsamda
rol model olmaya gayret gösterdik. Üniversitelerimizin
sanayiden, sanayi kuruluşlarının da üniversitelerimizden daha yetkin olduğu birçok alan var. Bu nedenle üniversitelerdeki mevcut bilgi birikimi ile sanayinin tecrübesinin birleşmesi sonucu ortaya çıkan güç ve sinerjiyi anlamlı çıktılara dönüştürmek gerektiğine inanmaktayız. Bugüne kadar Sakarya Üniversitesi, Kadir Has
Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Marmara Üniversitesi
ve Mimar Sinan Üniversitesi ile çok anlamlı proje iş birlikleri gerçekleştirdik. 10 farklı üniversiteden öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirdiğimiz ‘Sinerji Buluşması’
temalı programda ise öğrencilerimizin farklı bakış açıları kazanmalarına, endüstri deneyimi yaşamalarına katkı
sağlamış olmak bizleri çok mutlu etti.” dedi.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
PIlz Academy Eğitimleri WIN Otomasyon Fuarı’nda
■ Türk Endüstrisinin heyecanla beklediği en önemli organizasyonundan biri olan WIN Uluslararası Endüstriyel
Otomasyon Fuarı bu yıl 19-22 Mart 2015 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek.
Pilz Emniyet Otomasyon Ürünleri ve Hizmetleri bu yılda
fuarda HALL 3 C110’da yerini alacak. Katılımcılara fuar
süresi boyuncaemniyetin önemini ele alan farklı konulardadüzenli olarak eğitimler verecek olan Pilz Academy
ekibi, dört gün boyunca firmaların ihtiyaçları için çözümler sunacak. Bu eğitimler kapsamında değinilecek konular şu şekildedir:
- Neden CE makine emniyeti için yeterli değildir?
- Kontrol sistemi makine emniyeti açısından neden
önemlidir?
- Standart ve Emniyet kontrol cihazları arasındaki farklar nelerdir?
- EN ISO 13849-1’e göre uygunluk doğrulaması neden
önemlidir, nasıl yapılır?
- Işık perdesi montaj mesafesinin önemi nedir? Nasıl ölçülür?
- 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’na uygun risk
değerlendirmesi nasıl yapılır?
- Makinelerde Kilitleme/Etiketleme (LOTO) nasıl uygulanır?
Eğitimlere katılıp sorularınıza yanıt bulabilmeniz için
10:00-18:30 saatleri arasında PilzTürkiye’nin standını
ziyaret edebilirsiniz.
VerbatIm’den 3B yazıcı kartuşu
■ Japon Verbatim şirketi, üç boyutlu yazıcı kartuşu
üretip satmaya başladı. Kaliteli malzemeden üretilen Verbatim 3B yazıcı kartuşları ile daha kaliteli üç
boyutlu baskı yapılabiliyor.
Japon Mitsubishi Chemical Grup bünyesinde yer alan
ve bilgi teknolojileri alanında dünyanın önde gelen tüketim malzemeleri üreticilerinden olan Verbatim, üç boyutlu (3B) yazıcı kartuşu üretmeye başladı. Teknoloji alanında son dönemin güncel konularından olan üç boyutlu yazıcılar ile klasik kağıt çıktılar yerine gerçeğe uygun
üç boyutlu nesneler basılabiliyor. Verbatim, kullanımı giderek artan 3B yazıcılar için kaliteli kartuş üretim
işine girdi. PLA (Polilaktik Asit) malzemesinden üretim
yapan Verbatim, 3B yazıcı kartuşları ile daha tutarlı bes-
leme yapılarak daha düzgün baskılar elde edilebiliyor.
Ayrıca Verbatim 3B kartuşlar insan sağlığına zarar veren
ağır metal vb zararlı maddeler de içermiyor. Kartuşlar
pek çok marka ve model 3B yazıcı da kullanılabiliyor;
uyumluluk yelpazesi oldukça geniş. Uluslararası araştırma kuruluşu Gartner Gorup’a göre 3B baskı sektörü
2014 yılında 669 milyon dolara ulaştı ve giderek daha da
büyüyecek. Önümüzdeki dönemde daha gelişmiş teknolojiye sahip 3B yazıcılar sadece sanayide değil, okullar,
üniversiteler, iş dünyasının yanı sıra evlere de girecek.
Verbatim’in Türkiye distribütörü DataStar, henüz 3B kartuşları Türkiye’de satışa sunmuyor. Pazarın gelişmesine
paralel oluşacak talep doğrultusunda Türkiye’de de satışa sunulabileceği bilgisi veriliyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
153
Haberler
DataStar, AFOX’un Türkiye distribütörü oldu
■ AFOX’un Türkiye distribütörü olan DataStar, AFOX
markalı ekran kartlarının dağıtımına başladı.
DataStar, dünyanın önde gelen ekran kartı üreticilerinden AFOX’un Türkiye distribütörü oldu. AFOX markalı
ekran kartlarının dağıtımına başlayan şirket, hem satış
kanalına hem de tüketicilere kaliteli ve uygun fiyatlı bir
marka daha sunuyor.
DataStar Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Mahmut Ulucan, Hong Kong ve Tayvan merkezli bir şirket olan AFOX’un, son iki yıldır dünya pazarlarında daha aktif olduğunu belirtiyor.
yen Ulucan, “AFOX, Türkiye pazarında etkinliğini artırmak için DataStar’ı tercih etti. Biz de hem bayilerimize hem de tüketicilere yeni bir markayı daha kazandırıyoruz” diyor.
Çin’deki üretim tesisinin yanında Çin ve Tayvan’da iki
Ar-Ge merkezi olan AFOX, hem NVIDIA Geforce hem
AMD Radeon yonga setlerini kullanan ekran kartları üretiyor. 22 ayrı testten geçerek tüketiciye ulaşan AFOX
ekran kartları, kaliteli ve sağlam olmasının yanında
uygun fiyatları ile de dikkat çekiyor.
Bu yıl Batı Avrupa pazarına ağırlık verme kararı alan
şirketin, Türkiye pazarına da önem verdiğini söyle-
MAKELSAN, LevelUps Serisi Kesintisiz Güç Kaynağı ile
13.TESİD Yenilikçi Ürün Ödülünü aldı
■ Three Level Teknolojili Yüksek Verimli “LEVELUPS
Serisi Kesintisiz Güç Kaynağı” ile MAKELSAN, Türk
Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından düzenlenen 13. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülleri Töreninde
“Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü” ‘ne layık görüldü.
TESİD’in kuruluşunun 25. yılında, Işık Üniversitesi
Maslak Kampüsü’nde düzenlenen ödül töreninde
HAVELSAN (Uçuş Görev Planlama Sistemi), ASELSAN
(Yazılım Tabanlı Telsizler ? HF Telsiz Ailesi), AVEA
(Mobil Uzaktan Kontrol Yeteneği) ile ödül alırken,
Yönetim Kurulu Üyeleri ile (Ali Aytemiz, Suat Bilgin,
Hakan Akşehirli) tam katılım gösteren MAKELSAN,
LevelUps Serisi Kesintisiz Güç Kaynağı ile ödülünü
TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C.Müjdat Altay’dan aldı.
Gerçek Three Level Doğrultucu ve Evirici teknolojisine sahip, çıkış güç faktörü (output power factor) 1 olan
Level Ups serisi kesintisiz güç kaynağı ile %96 ya varan
verim ile en üst düzeyde enerji tasarrufu sağlanırken,
çıkış güç faktörü 0,8 UPS lere göre de %25 daha fazla
aktif güç sağlanır.
154
Haberler
AKILLI BİNALAR HAYATIMIZI NASIL DEĞİŞTİRECEK?
■ Otel ve rezidanslardan sonra evlerde de kullanımı
yaygınlaşan akıllı bina uygulamaları yaşam konforunu
arttırmayı hedefliyor.
Akıllı bina otomasyon ve anahtar priz sistemlerinin
güçlü markası Alman menşeili Berker by Hager düzenlediği basın toplantısında Berker Türkiye Genel Müdürü
Medeni Kahraman akıllı bina sektörünün durumunu ve
öngörülerini basın mensupları ile paylaştı. Merak edilen soruları yanıtlayan Berker Türkiye Genel Müdürü
Medeni Kahraman, akıllı bina sistemleri sayesinde günlük hayatta zaman kaybettiren rutin işlemlerin artık
daha pratik bir biçimde gerçekleştirilebileceğini söyledi. Geliştirilen entegre ekranlardan Devlet Meteoroloji
Genel Müdürlüğü sitesinden sağlanan hava raporları,
Trafik Koordinasyonu Merkezi’nden alınan canlı kamera
görüntüleri ve IMKB’dengelen anlık verilerin takip edilebileceğini belirten Kahraman, çeşitli senaryolar ile aydınlatma, ısıtma-soğutma, iklimlendirme ve perde-panjur
gibi yaşam alanlarında bulunan fonksiyonların kolaylıkla
yönetilebileceğini ekledi.
larınızı ödeyebiliyor, tesisatçınıza ulaşabiliyor ya da acil
durumlarda, olası yangınlarda elektrik-doğalgaz kapama gibi özelliklerle de yaşlılar ve bakıma muhtaç olanların da ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyor.” Binalarda
enerji yönetimi ve yaşam konforu alanında entegre
çözümler sunan Berker’in Türkiye pazarında liderliğini yıllık %56 büyüme ile devam ettirdiğinin altını çizen
Kahraman, ‘Türkiye’nin HagerGroup’a bağlı ülkeler arasında akıllı bina otomasyonu satışında dünya üçüncüsü, büyüme oranı ile de dünya birincisi olarak yılı kapattığını’ belirtti.
Avm, otel ve rezidansların akıllı otomasyon sistemlerine
yoğun ilgi gösterdiğini belirten Kahraman, 2015 yılında ev bazında da akıllı sistemlerin kullanımının artacağını ifade etti.
Akıllı bina otomasyonlarının yaşlıların ve bakıma ihtiyacı olan kişilerin de gündelik yaşamlarını kolaylaştıracağını belirten Kahraman şöyle konuştu: “Akıllı bina sistemleri hayallerin gerçeğe dönüştüğü bir teknoloji sunuyor. Evinizdeki dokunmatik panel ile tek noktadan fatura-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
155
Haberler
İstanbul Teknik Üniversitesi
Robot Olimpiyatları (İTÜRO) 2015, 9 - 10 - 11 Nisan’da
İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde!
■ Her yaştan yarışmacının katıldığı, her yıl yerli yabancı
binlerce ziyaretçi ağırlayan İTÜRO bu yıl da katılımcı ve
ziyaretçilerini bekliyor. Öğrenci etkinlikleri arasında saygın bir yere sahip olan İTÜRO için hazırlıklar hız kesmeden devam ediyor. İTÜRO’da 3 gün boyunca yarışmalarla eş zamanlı olarak düzenlenen seminer, söyleşi, panel,
sergiler ve workshoplar ile akademisyen, sanayi katılımcıları ve öğrenciler bir araya geliyor! Bu sayede bilgi ve
deneyim paylaşımı bu alanda çalışmalar yapmakta olan
katılımcılara yol gösterip katılımcıların bakış açılarını
genişletmeyi hedefliyor.
İTÜRO 2015’in Panel – Seminer – Söyleşi Konuşmacıları
Netleşmeye Başladı!
İTÜRO 2015 kapsamında ağırlanacak olan akademisyen Prof. Dr. Giorgio Metta, iCup’ı anlatacak. Prof.
Dr. Giorgio Metta, Cenova’daki Instituto Italiano di
Tecnologia’da yer alan iCub Tesisinde Avrupa Komisyonu
destekli RobotCub projesini yönetmektedir. Aynı zamanda Plymouth Üniversitesi’nde Cognitive Robotics üzerine eğitim vermektedir. İTÜRO 2015 seminer konuşmacıları arasında yer alacak olan Prof. Dr. Vasif Vagifoğlu
Nabiyev , “Oyun Kuramı” üzerine çalışmalarını anlatacak. Prof. Dr. Vasif Vagifoğlu NABİYEV, Karadeniz
Teknik Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam
etmektedir. Uluslararası “Mantıksal Yönetim (Logic
Management)” ve “Yapay Zekâ “ derneklerinin üyesidir. Araştırma alanları Yapay Zekâ, Ayrık Sistemler ve NP
algoritmalarıdır.
156
Autodesk’ten Dijital Tasarım Ödülü
İTÜ Robot Olimpiyatları 2015’in altın sponsorlarından
olan Autodesk, katılacakları yarışmadaki başarı kriterini sağlayan robotlarını Autodesk ürünleri ile 3 boyutlu olarak modelleyen yarışmacılardan dereceye girenleri
“Dijital Tasarım Ödülü” ile ödüllendirecek.
İTÜRO 2015 robot kayıtları Mart ayında açılıyor!
Birbirinden renkli kategorilerde yarışacak robotları harika ödüller bekliyor! Yarışmacı adayları robot kayıtlarını mart ayında yapabilecekler. İTÜRO hakkında daha fazlası için resmi internet sitesi www.ituro.itu.edu.tr ziyaret
edebilirsiniz.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
WILO’NUN YENİ NESİL DALGIÇ MİKSER TEKNOLOJİSİ
MALİYETLERİ EN AZA İNDİRİR
■ Yüksek Teknoloji Wilo Ürünleri ile Yatırımlarınıza
Değer Katın
Pompa sektöründeki standart yaklaşımların ötesine
geçen Wilo, her bir projeyi dikkatle inceleyip dizayna ve talebe göre mikser seçimi yapıyor. Her çalışmasında mutlaka proje bilgilerini kullanan Wilo, “Wilo
Mixer Select” programı yardımı ile müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun mikser seçimini gerçekleştiriyor.
Wilo, işletme ve bakım maliyetlerini en aza indirmek
ve yatırımlara değer katmak için dalgıç mikser teknolojisini tavsiye ediyor.
Günümüzde atıksu arıtma tesislerinin yatırım planlamasında, düşük ilk yatırım maliyetleri dışında işletme
ve bakım maliyetleri büyük rol oynamaktadır. Yapılan
hesaplamalarda bir arıtma tesisinde en büyük gider
kalemlerinin ilk yatırımdan ziyade işletme ve bakım maliyetlerinin oluşturduğu saptanmıştır. İşletme ve bakım
maliyetlerinin %85’ini ise ekipmanların enerji tüketimi
oluşturmaktadır. Genelde havuz büyüdükçe daha büyük
güçte motor seçilmesine yönelik bir eğilim olsa da, enerji verimliliğinin öneminin arttığı günümüzde Wilo daha
akılcı bir yol izlemektedir. Mikserlerin kullanılacağı havuza göre, daha az motor gücüyle optimum itki kuvveti
sağlamak ve enerji tasarrufu elde etmek Wilo’nun öncelikleri arasındadır. Aktif çamur sistemlerinde, havalandırma veya anaerobik sirkülasyon havuzlarında ön görülen mikserlerin seçiminde dikkat edilmesi gereken, mikser kanat çapı ve motor gücünden ziyade havuz geometrisi, ortam şartları ve prosesin devamlılığını sağlayacak olan optimum güçteki mikserin seçilebilmesidir. Bu
nedenle Wilo, piyasadaki standart yaklaşımdan öte, her
bir projeyi dikkatle inceleyip dizayna ve talebe göre mikser seçimi yapar. Wilo, seçim aşamasında mutlaka proje
bilgilerini kullanır ve Wilo Mixer Select programı yardımı ile müşterilerinin ihtiyaçlarına en uygun mikser seçimini gerçekleştirir. Wilo mikserlerinde bulunan kendine
özgü gezegen dişli teknolojisi ve modüler dizayn sayesinde müşteriler, hem yüksek enerji verimliliğine sahip, hem
de uzun ömürlü ürünlere kolayca ulaşabilir. Gezegen
dişlilere sahip motor dizaynı, mikserlerin pervanelerinin devir/dakika hızını düşürüyor, motor torkunu artırıyor ve bu sayede yüksek verimli mikserlere sahip olunuyor. Bu özellik aynı zamanda daha büyük pervane çapları ile çalışabilmeye olanak vererek yüksek itki güçlerine
ulaşılmasını sağlıyor. Prosesin gerektirdiği mikser konfigürasyonunu, geniş ürün yelpazesi ve uygulanan modüler dizayn sayesinde kolayca oluşturabiliyor. Wilo, gerektiğinde mikseri farklı motorlar, dişli kutusu ve kanatlar
ile yeniden dizayn edip müşterisine çözümler sunabiliyor. Bu şekilde güç girişi, sıvı transferi, akışkan hızı ve
oksijen giriş çıkışlarına göre dizayn ve seçimlerin yapıldığı proseslerin daha düzgün işletilebilmesine ve daha
verimli olmalarına katkı sağlanıyor. Yenilikçi, kendi kendini temizleyebilen pervane dizaynı, pervane çapına göre
mümkün olan en yüksek itki değerlerine ulaşmayı sağlamaktadır. Wilo ürünleri, mikserlerin atıksu içerisindeki çalışma ve performans testleri ile ilgili standart olan
ISO 21630’a göre dizayn ediliyor, hem prosese uygun,
hem de en iyi itki gücü/performans oranlarına ulaşabiliyor. Wilo, üç bıçaklı pervane dizaynı sayesinde, müşterilerine, asimetrik akış koşullarına, aktif çamur havuzlarında havalandırma sonucu ortaya çıkan hava duvarlarının oluşturduğu ters itki kuvvetine karşı daha dirençli ve
zorlu operasyon şartlarına uygun mikserler sunabiliyor.
Pompa ve pompa sistemlerinin lider markası Wilo, müşterilerine enerji verimliliği yüksek ve uzun ömürlü, yeni
nesil mikserler sunarak işletme ve bakım maliyetlerini en
aza indiriyor, yatırımlara değer katıyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
157
Haberler
MITSUBISHI ELECRTIC TÜRKİYE, WIN 2015’TE,
e-F@ctory’Yİ TANITTI!
■ Uluslararası bir buluşma noktası olan WIN Eurasia
Metalworking 2015 Fuarı, 12 - 15 Şubat tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Bu
sene 20.’si gerçekleşen WIN Metalworking fuarının 2.
günü olan 13 Şubat’ta düzenlenen Robot Zirvesi’nde
Mitsubishi Electric İş Geliştirme Müdürü Tolga Bizel de
paneldeki yerini alarak, sunumunu gerçekleştirdi.
Her geçen gün Türkiye’deki etkinliklerini arttıran ve bu
artışın paralelinde, Türkiye’deki makine faaliyet alanını da genişleten dünya devi Mitsubishi Electric, WIN
Metalworking Fuarı’nda, fabrika otomasyonu ve CNC
ürünlerini, fuardaki makine firmalarının stantlarında
ziyaretçilere çalışır durumda sundu. Fuarda Mitsubishi
Electric CNC ürünlerinin kullanıldığı çok sayıda takım
tezgâhı, birçok farklı stantta boy gösterdi. Böylece son
kullanıcı geniş bir ürün ailesine bağlı olan bu ürünleri
doğal ortamlarında, çalışır durumda görme fırsatı yakalamış oldu.
Mitsubishi Electric, fabrika otomasyonu alanında kontrolörler, sürücüler, görüntüleme üniteleri, güç dağıtım
ürünleri, güç izleme ürünleri ve işleme makineleri gibi
birçok üründe işinin uzmanı durumunda. Mitsubishi
Electric’in bir diğer uzmanlık alanı ise, endüstriyel
robotlar. Teknoloji düzeyi olarak içinde bulunduğumuz
Endüstri 4.0 Dönemi’nde makineler arası iletişimin rolü
çok büyük. Bunun en önemli yapı taşlarından birisi de
endüstriyel robotlar. Robot Zirvesi’ndeki konuşmasına
iQ Platform ve e-F@ctory sunumuyla başlayan Bizel, bu
158
simülasyon süreçleriyle ilgili bilgiler verdi. Bizel, “Yeni
nesil, bütün fabrika hattını sanal olarak gezebilecek.
Geriye dönerek, her bir parçanın çalışıp çalışmadığını
kontrol edebilecek ve geriye doğru mühendislik yapabilecek. Onlar artık kendi dünyalarında sanal üretim yapılabilecek ve tüm bunlar ortak bir platformda gerçekleştirilecek. Üretim makinesini simüle edip, çalışmasını ve
kaynak kullanımını sanal ortamda test edebilecekler.
Herhangi bir yerdeki elektronik cihaz değiştiğinde, ona
bağlı sistem ve sisteme bağlı yazılımlar da değişecek.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Haberler
Tüm bu taleplere hazır olmamız gerekiyor. Biz Endüstri
4.0’a e-F@ctory diyoruz, onu destekleyen platformumuza da iQ Platform diyoruz. iQ Platform ile e-F@ctory’ye
hazırız” diye konuştu.
Tolga Bizel, sunumunun ikinci kısmında ise daha çok
Mitsubishi Electric’in endüstriyel robotları, robot modelleri ve robotların kullanım alanlarıyla ilgili bilgiler vererek
konuşmasına şu şekilde devam etti, “Mitsubishi Electric,
robotlarının ana parçalarının çoğunu kendisi üretmekte. Bütün robotlar, teslimattan önce detaylı test aşamasından geçmekte ve Mitsubishi Electric’in kendi hatlarında çalışan robotları sayesinde, sürekli olarak güncel kalmakta. Bu güncellemeler, yine Mitsubishi Electric hatlarında test edildikten sonra pazara sunulmakta. Aslında
Mitsubishi Electric, kendisinin de müşterisidir”.
ra ile konveyör takipli ürün kutulama, sensör ile konveyör takipli/takipsiz ürün kutulama, diğer kullanım alanı
ise, makine ekipmanı olarak kullanım; tezgâhlara parça
besleme, tezgâhlarda takım değişimi, paketleme makinelerinde kutulayıcı, düzeltici vb. kullanım. Bir diğer robot
kullanım alanı da robotlu kalite kontrol amacı; hızlı kalite kontrolü, mekanik aksam gereksinimin azaltılması,
kolay adaptasyon, birden fazla ürün için aynı ürün hattı
kullanımı, Cognex işbirliği ile robot programı içinden
kamera kontrolü, kamera programı değiştirme, kameraya veri gönderip, kameradan veri alabilme işlevleri için
Mitsubishi Electric robotları kullanılabilir ve yüksek performans elde edilebilir.
Mitsubishi Electric’in endüstriyel robot olarak iki temel
modeli olduğundan bahseden Bizel, bunların SCARA ve
6 eksenli F robotu olduğunu anlattı. Ayrıca SCARA robotunun RH-3FH ve RH-6FH olarak iki türü bulunduğundan bahsetti. Genel malzeme çevrimi, hassas montaj,
yarı-otomatik üretim hatlarında, yiyecek ve içecek, kozmetik, otomatik üretim hatları gibi kullanım alanlarına
göre bu iki türden birinin veya ikisinin de tercih edilebileceğini belirtti.
Scara
Bizel, Mitsubishi Electric endüstriyel robotlarının kullanım alanlarının, hat içi ve sonu kullanım, makine ekipmanı olarak kullanım, robotlu kalite kontrol amaçlı kullanım olduğundan bahsetti ve detaylarını anlattı: Hat içi
ve sonu kullanım; montaj, boya, makine besleme, parça
işleme, kalite kontrol, ürün sıralama, paletleme, konveyör takibi, ürün takibi, elektronik ürün montajı, kame-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
6 Eksenli F Serisi
159
Haberler
VIKO’DAN PACIFIC SERİSİ;
TERAS VE BAHÇELER ŞİMDİ DAHA GÜVENLİ…
■ Güneş parlak ve sıcak yüzünü göstermeye başladı. Şimdi bahçelerde ve teraslarda hayatın ve mevsimin tadını çıkarma zamanı… Ancak evinizin dışında priz,
elektrik düğmesi vb. bulunuyorsa güvenliği de elden
bırakmayın. Çünkü özellikle bahar aylarında ansızın bastıran yağmurlar, ister bahçenizde çimleri biçiyor ister
keyif çayı içiyor olun hayatınızı tehlikeye atabilir. Elektrik
düğmesi ve priz sektöründe üstün kaliteye sahip yenilikçi
ürünleriyle tanınan VİKO, ıslak ve nemli alanlar için ürettiği Pacific serisi ile önce güvenliğinizi düşünüyor. Eğer
bahçenizde, balkonunuzda, terasınızda ve ıslanma olasılığı bulunan alanlarda kullandığınız priziniz ya da elektrik
düğmeleriniz, güvenliğiniz için yeterli değilse VİKO’nun
güvenli olduğu kadar dekoratif görünümü ile de dikkat
çeken Pacific serisi ile değiştimeniz gerekiyor.
Pacific serisi, kullanım ve montaj açısından da birçok
avantaja sahip. Pacific serisi ürünleri farklı kılan bir diğer
özellik ise patentli özel asimetrik conta sistemi. Asimetrik
conta sistemi ile duvara en yakın noktadan kablo montajı yapılabiliyor. Özel tasarımı ise 3 farklı çapta kablo girişi seçeneği yaratıyor.
Güvenliğiniz her şeyden daha önemli… İşte bu yüzden
VİKO’nun sıva üstü Pacific serisi, hem şık hem kaliteli
hem de güvenli… Tasarımı ile kullanılan alanlara dekoratif bir estetik katan Pacific priz ve elektrik düğmeleri, IP54 özelliği ve özel topraklama sistemi ile sıçrayan
suya olduğu gibi toza karşı da koruma sağlıyor. Bu sayede havuz kenarlarında, teras ya da bahçelerde güvenle kullanılabiliyor. Üstelik modüler tasarımı sayesinde sadece üst kapağını değiştirerek zevkinize ya da kullandığınız alana uygun kombinasyonlar yapmanız mümkün hale geliyor. Yaratacağınız kombinasyonlar isteğinize göre yatay ya da dikey de olabiliyor. Dilerseniz tüm
ürünler tek bir ürünmüş gibi kompakt şekilde bir araya
da gelebiliyor.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
161
Haberler
Geleceğin üretim sistemleri
WIN AutomatIon’da sunulacak
WIN Eurasia Automation fuarı sektör profesyonellerini 19-22 Mart tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre
Merkezi’nde buluşturuyor. Otomasyon, ElektrikElektronik, Hidrolik Pnömatik ve İstifleme-Depolama
konularını kapsayacak fuar, sektörün ticari hacmini
artırmakta büyük rol oynayacak
Hannover Messe Bileşim A.Ş. tarafından organize edilen Avrasya’nın lider inovasyon platformu WIN Eurasia
Automation, Otomasyon (Endüstriyel Otomasyon),
Electrotech (Enerji, Elektrik ve Elektronik), Hydraulic
& Pneumatic (Akışkan Gücü Teknolojileri) ve Materials
Handling (Taşıma, Depolama, İstifleme ve Lojistik) fuarları kapsamında en son teknolojileri bir araya getiriyor. ABD, Almanya, Avusturya, Belçika, Bulgaristan,
Çin, Danimarka, Finlandiya, Güney Kore, Hırvatistan,
Hindistan, Hollanda, Japonya, İngiltere, İran, İtalya,
Macaristan, Portekiz, Romanya, Tayvan ve Türkiye olmak
üzere 21 ülkeden 1581 firma ürünlerini WIN Eurasia
Automation’da sergiliyor. Hannover Messe Bileşim
Genel Müdürü Alexander Kühnel; Türkiye’nin 2023 yılı
500 milyar dolarlık ihracat hedefi içinde makine imalat sektörünün 100 milyar dolara ulaşması için bu fuarların çok büyük önem taşıdığını vurguladı. Kühnel şöyle
konuştu: “Özellikle makine sektöründe araştırma geliştirme, inovasyon gibi konular şirketler için altın değerindedir. Günümüzün hızla gelişen sanayilerin hedefi verimliliği artırmak ve masrafları minimuma düşürmek. Bu bağlamda WIN Eurasia Automation fuarı sunduğu ürün ve
uygulamalarla sektöre yol gösterecek bir fuar. Lider firmaları tek çatı altında bulmak ve işlerine katma değer
sağlayacak çözümleri keşfetmek isteyen sektör profesyonellerine mükemmel bir olanak sunuyor.”
4 FUAR TEK ÇATI ALTINDA
Birbiriyle yakından ilişkili 4 fuar, WIN Eurasia Automation
çatısı altında, geleceğin üretim sistemlerini bir araya
getiriyor. 2023 yılına kadar enerji yoğunluğunun en az
%20 düşürülmesinin ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının %30’a çıkarılmasının hedeflendiği Türkiye’de,
Otomasyon Eurasia fuarı, fabrika, işlem ve endüstriyel
bina otomasyonuna odaklanıyor. Katılımcılar, fabrikalar
için enerji verimliliği ve üretkenlik sağlayacak inovasyon,
komponent ve robotik uygulamalarını fuar boyunca ziyaretçilerle paylaşıyor. Electrotech Eurasia fuarı ise elektrik enerjisi üretim sistemleri, tedariki ve dağıtımı konularına odaklanarak, Türkiye’nin modern enerji sanayilerine yönelik yaptığı yatırımlara paralel firma ve ürünleri bir araya getiriyor. Türkiye’nin 2023 yılına kadar elektrik üretim kapasitesini yaklaşık 40.000 MW’tan 100.000
MW’a yükseltmeyi planladığı göz önünde tutulduğunda,
162
farklı şirket, teknoloji ve deneyimleri bir araya getiren
ve karar alıcılarla buluşturan bu platform büyük önem
kazanıyor. Türkiye’de makine üretim endüstrisi gelişimini sürdürürken, Hidrolik ve Pnömatik Endüstrisi de
bu gelişime eşlik ediyor.Günümüzde dişçilikten otomotive, ağır iş makinalarından yarı iletken üretimine vb. her
sektörde yer alan hidrolik pnömatik sistemleri, sundukları avantajlar ve her geçen gün genişleyen ürün yelpazeleriyle, mühendislerin vazgeçilmez enstrümanları olarak endüstride yer alıyor. Hydraulic& Pneumatic Eurasia
fuarı bu alanda öne çıkan yenilikleri sektör profesyonellerine sunmaya hazırlanıyor. Günümüzde endüstriyel
topluluğun artan ihtiyaçları taşıma, istifleme ve depolama konularındaki çözüm ihtiyacını da arttırıyor. Materials
Handling Eurasia katılımcıları bu ihtiyaçlara göre genişleyen ürün yelpazeleri ile forklift grubu gibi çeşitli ürünlerini fuar boyunca sergiliyor.11 salonda toplam 28.849 net
metrekarede düzenlenen WIN Eurasia Automation, tüm
Avrasya için sektörlerinin en önemli buluşması olarak
öne çıkıyor. Fuar boyunca, Kuzey Afrika’dan (Fas, Tunus,
Cezayir), Yakın ve Orta Asya’dan (Azerbaycan, Gürcistan,
Kazakistan) ve son derece dinamik ekonomik eğilimleri
olan Körfez ülkelerinden her sene birçok ziyaretçi ağırlanıyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sene de Ekonomi
Bakanlığı “Satın Almacı Programı” desteği kapsamında
çeşitli ülkelerden satın almacılar iş bağlantıları kurmak
için WIN Eurasia Automation’da olacak.
PUMP PLAZA iLK DEFA WIN EURASIA 2015‘TE
Pompalar, pompa sistemleri ve bileşenleri alanında
yetkinlik merkezi olan PUMP Plaza
WIN Eurasia etkinliğinde bu yıl ilk defa boy gösteriyor ve
pompa, pompa sistemleri üreticileri ve kullanıcılarını iş
dostu bir atmosferde bir araya getiriyor. Sektörün önde
gelen firmaları Nash Division, ProMinent, Geo Group ve
Hlp group’un kaıtlımıyla 2. salonda konumlanan PUMP
Plaza’nın çevresinde motor, ölçüm teknolojileri, vanalar
ve otomasyon üretimi konularında faaliyet gösteren firmalar yer alıyor. Böylece, fuar kapsamında ziyaretçilerin pompa sistemlerinin tüm bileşenleri hakkında en yeni
gelişmeleri bulabildiği bir ortam yaratılıyor.
ENDÜSTRİYEL ETKİNLİK ZİRVESİ SEKTÖRE IŞIK
TUTACAK
Fuar kapsamında her yıl düzenlenen Endüstriyel
Etkinlikler Zirvesi bu yıl da sektörün sorun ve fırsatlarını
çok sayıda konferans, panel, kurumsal etkinlik ve çözüm
gösterisiyle ele alıyor. Zirve; bilgi paylaşım ve aktarımında da büyük rol oynuyor. Inovatif paylaşımlar, yeni iş
ortakları arayan firmalar ve yeni işbirliklerine imza atmak
isteyenler için etkili bir platform oluşturacak.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yayın Dünyası
Güç Elektroniği
Çeviriciler, Uygulamalar ve
Tasarım
Ya­za­rların›n Ad›: Ned Mohan, Tore M.Undeland,
William P. Robbins
Türkiye’de güç elektroniği sanayii hızlı bir ilerleme göstermiş; kesintisiz güç kaynağı, motor kontrolu,
endüksiyonla ısıtma, elektrikli ev aletleri, otomotiv ve tekstil gibi geniş bir alanda tasarım ve üretim yapan
firmalar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yurtdışından gelen sistemlerin çoğunda güç elektroniği teknolojisi
kullanılmaktadır. Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunlarının belirli bir kısmı bu sektörlerde istihdam edilmektedir.
Güç elektroniği konusu, başta İ.T.Ü. olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversitede çeşitli isimdeki derslerle
öğretilmektedir. Bu derslerin bir kısmı Türkçe olarak verilmektedir. Hangi dilde verilirse verilsin bir Türkçe
kitabın gerek eğitim öğretimde gerekse uygulamalı mühendislikte çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
ISBN: 978-975-8431-99-1
B. Y›­l›: 2003
Say­fa Sa­y›­s›: 896
Fi­ya­t›: 45,00 TL
164
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yayın Dünyası
Otomatik Kontrol Sistemleri
Ya­za­rların›n Ad›: Benjamin Kuo
Genç mühendislerin elinden düşmeyen bu kitabın temel özelliği, geleneksel konuları basit bir dille
ele alması, anlatımını uygulamaya yönelik örneklerle desteklemesi ve her baskıda yeni konuları
bünyesine alarak sürekli güncel kalabilmesidir.
Yaklaşık 50 yıldır kendisini otomatik kontrol sistemlerinin uygulamalarına adamış, tecrübeli bir araştırmacı
ve mühendis Benjamin C. Kuo tarafından kaleme alınmıştır. Yazarın en önemli özelliği bilimsel çalışmaları
yanında, yıllardır sürdürdüğü eğitim hizmetinde otomatik kontrole çok sayıda kitap kazandırmış olmasıdır.
İlk baskısı 1962’de yapılmış olan bu kitap, 60’lı yıllarda mühendislik eğitimine başlayan ve bugüne kadar
aynı yolu izleyen pek çok öğrenciye otomatik kontrolü sevdirmiş, öğretmiş ve çalışma alanı olarak geniş bir
öğrenci kitlesinin otomasyona yönelmesine neden olmuştur.
ISBN: 9789757860945
B. Y›­l›: 2013
Say­fa Sa­y›­s›: 944
Fi­ya­t›: 50,00 TL
ENDÜSTRİ OTOMASYON
165
reklam indeks
i
Firma Adı
No
No
■ İFM
33
■ ABB
3-8-39-45-131
■ ABB
ARKA İÇ KAPAK
■ JUMO
92
■ AKBİL
88
■ KUKA
85
■ AUTOMECHANICA
38
■ KROHNE
57
■ BETA
84
■ LÖSEV
32
■ BETA
ÖN KAPA KATLAMA
■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 37-71-127
■ BR ENDÜSTRİ OTOMASYON
5
■ NATIONAL INSTRUMENTS ÖN İÇ KAPAK
■ BECKHOFF
1
■ MEDEL
■ BONFIGLIOLI
■ CPLA TURKEY
■ DİYAFON
■ EKSEN AJANS
■ EMKO
■ ENOSAD
■ ENDRESS+HAUSER
■ ENTEK
4-10-18
■ NEUGART
17
■ NETES
67
■ OMRON
11
■ PILZ
77
■ PHOENIX CONTACT
73
■ ROBOSAN
53
133
■ REMISHAW
63
19
■ SMS-TORK
12
■ SCHNEIDER
81
103
27
102
72-110
119
20
■ EMİKON ELEKTRONİK
61-83
■ EMİKON OTOMASYON
25
■ ELİMKO
166
Firma Adı
117
■ ESİT
9
■ GMT
■ HALICI ELEKTRONİK
■ SIEMENS
■ SCHUNK
49-95
ARKA KAPAK
■ TÜRKMEN ASANSÖR
80
111
■ WORLDCHEM
26
123
■ WIN 2015
62
■ YAĞMUR FUARCILIK
44
■ HES KABLO
89
■ İTÜRO
66
ENDÜSTRİ OTOMASYON