Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif Yöntem Olan

Transkript

Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif Yöntem Olan
Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif
Yöntem Olan Resim Çizme Yoluyla İncelenmesi
Dilek ŞEN BEYTUT*, Bahire BOLIŞIK**,
Ufuk SOLAK***, Umut SEYFİOGLU****
ÖZET
Amaç: Hastaneye yatmanın çocuğun gelişimi üzerinde çeşitli olumsuz etkileri vardır. Araştırma,
çocuklarda hastaneye yatmaya bağlı olabilecek psikolojik sorunları, hastane hakkındaki duygularını
resim çizme yönetimiyle tanımlamak amacıyla yapılmıştır.
Yöntem: Araştırmaya, bir Üniversite Hastanesinin Çocuk Sağlığı Kliniğine daha önce hastane
deneyimi olmayan akut bir nedenle yatırılmış 20 çocuk ve aynı kliniğe kronik bir hastalığı nedeniyle
yatırılmış 20 çocuk seçilmiştir. Hastanede yatan çocukların ve ailelerinin özelliklerine benzer
özellikler taşıyan, daha önce hastanede yatmamış 20 sağlıklı çocuk da kontrol grubu olarak
belirlenmiştir.
Bulgular: Araştırma kapsamına alınan çocukların yaş ortalaması 10.5±1.25’dir. Çocukların çizdikleri
resimlerde, akut hastalığı olanlarda anksiyete %92.9, kronik hastalığı olanlarda depresyon %57.1 ve
düşük benlik saygısı %53.8 oranında olduğu belirlenmiştir. Çocukların resimlerindeki renk seçimleri
incelendiğinde akut grupta yer alan çocukların %73.3’ünün sıcak renkler kullandığı bulunmuştur.
Kronik hastalığı olan çocukların %61.5’inin hastaneyi olumsuz biçimde çizdiği saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Resim Çizme, Hastaneye yatma, Çocuk,
ABSTRACT
A Study of the Influences of Hospitalization on Children through Drawing
as a Projective Method
Objectives: Hospitalization has a variety of adverse effects on the development of children. This study
was particularly carried out in order to define the potential psychological problems that may have
resulted from the hospitalization processes and feelings of the children about the hospital environment
through drawing.
Methods: The study sample consisted of a test group which included 20 children with acute health
problems who had been hospitalized in a pediatric clinic of a university hospital and 20 children with
chronic health problems who had been hospitalized in the same clinic. The control group, on the other
hand, included 20 healthy children with similar characteristics with regard to personal and parental
history who have never been hospitalized.
Results: The average age of the participant children was 10.5±1.25. After an evaluation of the
drawings of the children, the most common emotional reactions were found to be anxiety (92.9%) for
the children with acute health problems, and depression (57.1%) and lower levels of self-esteem
(53.8%) for the children with chronic health problems. Regarding the color choices in the drawings, it
was found that 73.3% of the children with acute health problems preferred warm colors. It was noted
that 61.5% of the children with chronic health problems drew hospital environment as unfavorable
places.
* Arş. Gör.Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
**Yrd.Doç.Dr.Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
**Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi
*** Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
36. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009
Key words: Drawing, Hospitalization, Children.
GİRİŞ
Hastaneye yatmanın çocuğun gelişimi üzerinde çeşitli olumsuz etkileri vardır. Çocuk için hastalık ve
buna bağlı olarak hastaneye yatma onu korkutan, rahatsız eden ve hoş olmayan bir deneyimdir.
Hastaneye yatmış bir çocuk hastalık ile mücadele ederken tedavilerin yan etkileri, acı verici işlemler,
ailesinden, oyun arkadaşlarından, okul çevresinden ayrılmanın verdiği anksiyete ile mücadele etmek
zorundadır (Çakıroğlu 1991).
Araştırmacılar, çocuklarda hastaneye yatmaya bağlı gelişen anksiyete, korku, endişe, ajitasyon,
sinirlilik, gerilim ve kaygı gibi olumsuz duygulara daha çok odaklanmıştır (Thompson ve Venon 1993;
Goodman 2001). Çalışmaların bir kısmında ise araştırmacılar çocukların yaşadığı hastane deneyiminin
kendilerine güvenlerini artırdığını, streslerini kontrol etmede daha başarılı olduklarını belirtmiştir
(O’Conner-Von 2000).
Hastalık ve hastaneye yatma okul çağı çocuğu için çok değerli olan bağımsızlığını, arkadaşlarıyla olan
ilişkilerini, okul ve oyun aktivitelerini engellemektedir. Okul çağı çocuğu hastane ortamında çok önem
verdiği arkadaşlarını ve sosyal aktivitelerini özler, aynı zamanda ebeveynlerinin yanında olmasını
ister, fakat bağımlı görünmekten korktuğu için ebeveynlerinin yanında istemek onu rahatsız eder
(O’Conner-Von 2002).
Çocuk hemşireliğinde amaç; aile ve toplum içinde çocuğun fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden
sağlık ve esenliğini koruma, geliştirme, hastalık durumunda ise iyileştirmeye yönelik kapsamlı
hemşirelik bakımı vermektir. Çocuk hemşiresi; çocuğun erişkinden farklı fiziksel, fizyolojik ve
psikolojik özellikleri bulunduğunu, algılama sürecinin henüz tam gelişmemiş olduğunu fakat devamlı
bir gelişme gösterdiğini, hastalığı algılama ve hastalığa tepkisinin, kronolojik yaş ve gelişimsel
özelliklerine göre farklılık gösterdiğini bilmelidir. Çocuğa aile merkezli bakım verilmesi gerektiğini
bilmeli, yaş ve gelişim düzeyine göre sözel ve sözel olamayan iletişim tekniklerini kullanabilmelidir
(Al-Ma’atiah ve Gharaibeh 1996; Brown ve Fosket 1999; Okuyucu ve ark 2003; Park 2004).
Çocukla iletişim kurarken, çocukla hastanede çalışan tüm sağlık profesyonelleri gibi hemşireler de
resim çizdirme yönetimi kullanabilir. Çocuğun neden hasta olduğu ya da hastaneye yattığı konusunda
çok az bilgisi vardır ve sormaya korkabilir. Çocuk gelişimsel özelliği gereği hastalığı ile ilgili her şeyi
tam olarak anlamadığı için zihnindeki boşlukları fantezilerle doldurabilir (Çavuşoğlu 2001).
Resim çizme, çocukların konuşma kabiliyetlerini arttırır. Çocukları duygusal olarak etkileyen olayları
aktarmada sözel ifadeden daha etkili bir yoldur. Gross ve Haynes (1998) resmin çocuklarla sözlü
iletişimi kolaylaştırıp kolaylaştırmadığını bulmak için bir dizi çalışma yürütmüştür, resim çizmenin
çocukların iletişim becerilerini, duygularını ve algılarını arttırdığını bulmuşlardır. Konuşurken resim
çizme fırsatı verilen çocuklar, sadece sorulan sorulara cevap veren çocuklara göre daha fazla bilgi
vermişlerdir. Çalışmanın ikinci kısmında, çocuklara iki prosedür birlikte uygulanmış ve resim çizmesi
istenilen çocukların daha çok şey ifade ettiği belirtilmiştir. Hasta çocuğa hastalığı hakkında veya
hastanede yatma hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, belki cevap veremez ama resim çizme yoluyla
durumu resmedebilir (Stuyck 2003).
Yetişkinlere göre duygusal durumlarını sözel olarak daha sınırlı bir biçimde ifade eden çocuklarda
projektif yöntem olan resmin kullanılması önerilmektedir (Clatworthy, Simon ve Tiedeman 1999).
Çocukların çoğunluğunun resmi sevmeleri ise bu tekniğin kullanımını kolaylaştırır (Yavuzer 2003).
Brinkman’ın (2004) yaptığı çalışmada astımı olan çocuklara resimle hastalıklarını tarif etmeleri
söylenmiş. Tarif eden çocuklar göğüslerinin üzerinde ağırlık, suyun altında nefeslerini kesen bir el
resmi çizmişleridir. Başka çocuk ise, göğsünü sarmış ve nefes almasını engelleyen bir canavar
çizmiştir.
Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…37
Çocukların duygularını algılarını anlamlandırmak için projektif bir teknik olan resim çizdirme Pediatri
kliniklerinde çalışanlar tarafından sık kullanılan bir yöntemdir (Johonson 1990). Ancak ülkemizde bu
yöntemin kullanımı çok yaygın değildir. Genellikle psikologlar veya ruh sağlığı hekimleri tarafından
tanıya yardımcı yöntem olarak kullanılmaktadır. Araştırma, çocuklarda hastaneye yatmaya bağlı
olabilecek psikolojik sorunları, hastane hakkındaki duygularını resim çizme yönetimiyle tanımlamak
ve çocuklardan veri toplarken resim çizme yönteminin kullanılmasını sağlamak amacıyla yapılmıştır.
MATERYAL ve METOT
Tanımlayıcı nitelikte olan araştırma, Nisan 2004-Nisan 2005 tarihleri arasında bir Üniversite
Hastanesinin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğine daha önce hastane deneyimi olmayan akut bir
hastalık nedeniyle yatırılmış 20 çocuk ve aynı kliniğe kronik bir hastalık nedeniyle yatırılmış 20 çocuk
çalışmaya alınmıştır. Hastanede akut ve kronik hastalığı nedeniyle yatmış çocukların ve ailelerinin
sosyodemografik özelliklerine benzer özellikler taşıyan, daha önce hastanede yatmamış 20 tane de
sağlıklı çocuk araştırmanın örneklemine alınmıştır. Araştırmanın verileri öncelikle hastanede yatan
çocuklardan toplanmıştır.
Çocuklarla yüz yüze görüşülerek sosyo-demografik verileri alınmış daha sonra çocuklara resim kağıdı
ve 12 renk kuru boya kalemi verilerek “hastane” deyince akıllarına gelen ilk şeyi çizmeleri istenmiştir.
Çocukların çizdikleri resimler iki klinik psikolog tarafından yorumlanmıştır. Resimler, şu yedi madde
esas alınarak yorumlanmıştır (Tablo I).
Tablo I. Resimlerin Yorumlandığı Maddeler
Anksiyete
Agresyon
Depresyon
Benlik
Saygısı
V
V
V
V
Y
V: Var Y: Yok
T
Y
T
Y
T
Y
Renk
Seçimi
T
V
Y
Hastane
İmajı
T
V
Y
T
T: Tutarsız
Verilerin yorumlanması esnasında tutarsız veriler değerlendirmeye alınmamıştır.
Verilerin toplanması için etik kurullardan, hastane başhekimliğinden yazılı, çocuklar ve ailelerinden
sözlü onam ve izin alınmıştır.
Araştırmanın verileri sayı ve yüzde, ki-kare ile değerlendirilmiştir.
BULGULAR ve TARTIŞMA
Araştırma kapsamına alınan hastanede yatan hastalardan kronik hastalığı olan çocukların yaş
ortalaması 10.7±1.03, akut hastalığı olan çocukların yaş ortalaması 10.3±1.03, daha önce hiç
hastanede yatmamış çocukların yaş ortalaması 10.5±1.23 olarak belirlenmiştir. Kronik hasta grubunda
bulunan çocukların %70’i kız, akut hasta grubunda bulunan çocukların %75.0’i kız, sağlıklı grupta
bulunan çocukların %60.0’ı kızdır. Yaş (F=0.657, p=0.526>0.05)
ve cinsiyet (χ²=1.078,
p=0.583>0.05) özelliklerine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır.
Hastanede yatan çocukların tanılara göre dağılımları incelendiğinde; kronik hastalığı olan çocukların
%40’ı kronik böbrek hastalığı tanısı ile %30’u diğer kronik hastalık tanıları (talasemi, astım, epilepsi,
VUR (vezikoüretral reflü), kas hastalıkları) ile %20’si kronik karaciğer hastalığı, %10’u kronik kalp
hastalığı tanısı ile hastanede yatmakta olduğu saptanmıştır. Akut hastalığı olan çocukların %65’i tetkik
amacıyla, %20’si ateşli hastalık ( üst solunum yolu enfeksiyonu, idrar yolu enfeksiyonu, romatizmal
ateş) nedeniyle, %10’u diğer akut gelişen hastalıklar nedeniyle hastanede yattığı belirlenmiştir.
38. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009
Tablo II. Çocukların Çizdikleri Resimlere Psikologlar Tarafından Yapılan Yorumların Ortak
Sonuçlarının Dağılımı
KRONİK
AKUT
N=20*
n=20*
SAĞLIKL
I
TOPLAM
n=60
n=20*
Anksiyete
Agresyon
Depresyon
Benlik
Saygısı
Renk
seçimi
Hastane
imajı
S
%
S
%
S
%
S
%
Var
14
82.4
13
92.9
9
69.2
36
81.8
Yok
3
17.6
1
7.1
4
30.8
8
18.2
Var
4
26.7
3
23.1
3
17.6
10
22.2
Yok
11
73.3
10
76.9
14
82.4
35
77.8
Var
8
57.1
7
43.8
3
23.1
18
41.9
Yok
6
42.9
9
56.3
10
76.9
25
58.1
Yüksek
6
46.2
3
30.0
7
77.8
17
53.1
Düşük
7
53.8
7
70.0
2
22.2
15
46.9
Sıcak
9
56.3
11
73.3
10
71.4
29
48.3
Soğuk
7
43.8
4
26.7
4
28.6
16
26.7
Olumlu
5
38.5
7
41.2
6
46.2
18
41.9
Olumsuz
8
61.5
10
58.8
7
53.8
25
58.1
χ²=2.535
p=0.282
χ²=0.38
p=0.826
χ²=3.252
p=0.197
χ²=0.813
p=0.125
χ²=1.224
p=0.542
χ²=0.163
p=0.922
* Bir resimde her iki psikologun bulgular konusunda yaptıkları çelişkili yorumlar tutarsız olarak
değerlendirilmiş, tutarsız veriler çıkarılarak analiz yapılmıştır. .
Hastanede yatan ve sağlıklı çocukların çizdikleri resimlerin psikologların yaptığı yorumlardan çıkan
ortak sonuçlara göre resimlerdeki anksiyete bulgusu hastanede yatan ve kronik hastalığı olan
çocukların %82.4’üde, hastanede yatan akut hastalığı olan çocukların %92.9’unda, sağlıklı çocukların
%69.2’sinde saptanmıştır. Gruplar arasında resimlerdeki anksiyete bulgusu açısından istatistiksel
olarak anlamlı fark bulunmamıştır (χ²=2.535, p=0.282) (Tablo II).
Literatür bilgisi göz önüne alındığında anksiyete; nedeni bilinmeyen, içten gelen, belirsiz, korku,
kaygı, sıkıntı, kötü bir şey olacakmış endişesi ile yaşanan bir bunaltı duygusudur ve birçok durumdan
etkilenir (Özpoyraz 2005). Hastaneye yatmaya bağlı anksiyete yaşanabileceği gibi toplumda yapılan
çalışmalarda da çocuklarda %5-18 oranında anksiyete görüldüğü bildirilmiştir (Yorbık 2005).
Araştırmada kronik hastalığı bulunan çocukların resimlerinde anksiyete bulgusuna yönelik daha
belirgin işaretler verdiği görülmektedir. Abdi ve arkadaşları (2004) yaptığı çalışmada anksiyetesi
yüksek olan çocukların resimlerinde kırmızı rengi daha fazla kullandığını, kalemi daha çok
bastırdığını belirtilmiştir. Çalışmada resimlerdeki renk seçimi de incelenmiş, sıcak renkleri en çok
anksiyetesi en yüksek grup olan akut hastalığı bulunan çocukların kullandığı belirlenmiştir.
Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…39
Resim 1: 12 yaşında Kız. Hastaneye akut bir nedenle yatırılmış.
Çizilen resimlerdeki agresyon bulgusu incelendiğinde, hastanede yatan kronik hastalığı olan
çocukların %73.3’ünde, akut hastalığı olanların %76.9’unda ve sağlıklı çocukların %77.8’inde,
agresyon bulgusuna rastlanmamıştır. Gruplar arasında çocukların çizdikleri resimlerdeki agresyon
bulgusu açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır (χ²=0.38, p=0.826) (Tablo II).
Resim çizme konuyla ilgili olan davranışı uygun bir biçimde su yüzüne çıkmasına neden olur, böylece
sağlık profesyonelleri sorunlu çocuğa yardım etmede hız kazanmış olurlar. Bir çizim gelişimsel,
emosyonel ve zihinsel gelişim hakkında bilgi verir, saklı travmaların, belirsiz ve çelişkili duyguların
ve algıların net olarak ortaya çıkmasını sağlamaya yardımcı olur (Malchiodi 2001).
Kronik hastalığı olan çocukların resimlerinde agresyonun bulgusunun özellikle sağlıklı ve akut hasta
gruba göre daha yüksek oranda görülmesi, kronik hasta çocukların hastanede yaşadıklarına karşı daha
yoğun öfke duyduklarını düşündürmektedir.
Resmin bir diğer yönü de çocukların resim yaparken agresyon gibi duygularının azalmasıdır. Çocuk
resim yaparken duygularını dışa vurmakla birlikte, duygusal rahatlığa da erişir. Araştırmada
resimlerde agresyonun bulgusunun üç grupta ta düşük oranlarda görülmesi, resim yapmanın
çocukların üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğunu düşündürmektedir. Resimlerde agresyon bulgusu yoğun
karalamalar, bastırılmış yarım bırakılmış çizgilerle, sayfanın tümünü kaplayan büyük resimlerle,
dişlerin çizilmesiyle tanımlanabilir (Dizman, Gültekin ve Akyol 2005; Saydam 2004).
40. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009
Resim 2: 11 yaş Erkek. Kronik bir hastalık nedeniyle hastanede yatıyor.
Resimlerdeki depresyon bulgusu incelendiğinde; hastanede yatan ve kronik hastalığı olan çocukların
%57.1’sinde depresyon bulgusuna rastlanmış, hastanede yatan ve akut hastalığı olan ve sağlıklı
çocuklarda kronik hasta çocuklara göre resimlerinde daha az oranda depresyon bulgusu saptanmıştır.
Gruplar arasında çocukların çizdikleri resimlerdeki depresyon bulgusu açısından anlamlı fark
bulunmamıştır (χ²=3.252, p=0.0.197) (Tablo II).
Hastanede yatan çocukların yaşadıkları yaygın psikolojik bozukluklar arasında depresyonu saymak
mümkündür (Goodman 2001). Aysev ve arkadaşlarının (1994) yaptığı “Kronik Böbrek Yetmezliği
Olan Çocuklarda Psikososyal Değerlendirme” isimli çalışmasında kronik böbrek yetmezliği olan
çocuklarda sağlıklı çocuklara göre daha fazla depresif belirti bulguya rastlandığı belirtilmiştir. Tükbay
ve arkadaşlarının (2000) yaptığı çalışmada epileptik çocuklarda nonepileptik çocuklara göre depresyon
puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu belirtilmiştir.
Depresyon süreci içindeki çocuk kendini kimi zaman rahatlamış, kimi zaman da bunalımlı
hissedebilmektedir. Ruh hali sürekli iniş ve çıkışlar gösterir (Miller 2002). Bu nedenle çocuklara bir
kere çizdirilen resimle depresyon bulgusu hakkında kesin yorum yapılması oldukça zordur.
Hastanede yatan ve sağlıklı çocukların çizdikleri resimlerdeki benlik saygısına yönelik bulgular
incelendiğinde hastanede yatan kronik hastalığı olan çocukların %53.8’inin benlik saygısının düşük,
hastanede yatan akut hastalığı olan ve sağlıklı çocukların benlik saygılarının kronik hastalığı olanlara
göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Gruplar arasında çizdikleri resimlerdeki benlik saygısı
açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır (χ²=0.813, p=0.125) (Tablo II).
Benlik saygısı kendini olduğundan aşağı, ya da olduğundan daha üstün görmeksizin kendinden
memnun olma durumudur (Yörükoğlu 2003). Erikson, benlik kavramının yaşamın belirli
dönemlerinde durumlara göre değişikliklere uğradığını ileri sürmüştür (Barut ve Ayyıldız 2005).
Çocuğun geldiği aile, ana baba, eğitim düzeyi, meslekleri, ekonomik durumları gibi daha pek çok
şeyden etkilenir (Dizman, Gültekin ve Akyol 2005). Kronik hastalığı olan çocuklarda da benlik
saygısı çocuğun hastalıkla baş etmesine bağlı olarak değişebilir. Tıbbi tedavisini aksatmayan epileptik
çocuklarla, sağlıklı çocukların benlik saygısı açısından karşılaştırıldığı Türkbay ve arkadaşlarının
(2000) yaptığı çalışmada iki grup arasında benlik saygısı açısından anlamlı fark saptandığı
belirtilmiştir.
Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…41
Benlik saygısı çocukların çizdikleri resimlerde figürlerin küçük çizilmesi, özensiz düzensiz
karalamaların yapılması ile tanımlanabilir Bu kriter göz önüne alınarak yorumlanan ve Abdi ve
arkadaşlarının (2004) yaptığı çalışmada bir yıl izledikleri sağır (kontrol) ve cochlear implantı
uygulanmış (vaka) çocuklarda aylara göre çizdikleri resimlerde benlik saygısı incelenmiş, üçüncü ayda
%49.9 oranında resimlerde görülen düşük benlik saygısı, onikinci ayın sonunda %21.5 oranında
görülmüştür. Resim çizme çocukların duygularını ifade etmesini kolaylaştırıp, benlik saygısı gibi
çocuğun kendisi ile ilgili bazı ipuçlarını ortaya koyduğu düşünülmektedir. Yapılan çalışmalardaki
bulgular bu görüşü desteklemektedir (Abdi, Jalili, Tavakoli ve Naderpour 2004; Dizman, Gültekin ve
Akyol 2005; Niolon 2004).
Resim 3: 9 yaş Kız. Kronik bir hastalık nedeniyle hastanede yatıyor.
Çocukların çizdikleri resimlerdeki renk seçimine ilişkin bulgular incelendiğinde hastanede yatan
kronik hastalığı olan çocukların %56.3’ünün, hastanede yatan akut hastalığı olan çocukların
%73.3’ünün, sağlıklı çocukların %71.4’ünün resimlerinde sıcak renkler kullandığı belirlenmiştir.
Gruplar arasında resimlerdeki renk seçimi bulgusu açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmamıştır (χ²=1.224 p=0.542) (Tablo II).
Sıcak renklerin kullanılması olumlu yorumlanırken, sıcak renklerden kırmızının resimlerde yoğun
olarak kullanılması agresyon olarak yorumlanmaktadır. Resimlerde siyah renk korkuyu ve sıkıntıyı,
kırmızı agresyonu, mavi, kahverengi ve turuncu korkuyu, kızgınlığı ve depresyonu anlatır. Eğer
resimdeki her şey kırmızı veya siyahsa bu çocuğun kuşkulu olduğunu gösterir, pembe, kırmızı ve yeşil
birlikte kullanılırsa sağlıklı renkler seçildiği yorumlanır (Drawings 2005).
Burkitt ve Newel’in (2005) yaptığı çalışmada mutlu çocukların resimlerinde sıklıkla sarı ve turuncu
rengi seçtikleri, siyah ve kahverengini mutsuz çocukların tercih ettiği belirtilmiştir.
42. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009
Resim 4: 10 yaş Kız. Hastaneye akut bir nedenle yatırılmış
Çocukların çizdikleri resimlerden algıladıkları hastane imajı incelendiğinde; hastanede yatan kronik
hastalığı olan çocukların %61.5’inin, hastanede yatan akut hastalığı olan çocukların %58.8’inin,
sağlıklı çocukların %58.1’inin çizdikleri resimlerde hastaneyi olumsuz algıladığı saptanmıştır. Gruplar
arasında çizdikleri resimlerdeki hastane imajı konusunda istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunamamıştır (χ²=0.163, p=0.922) (Tablo II).
Hastane ortamı çocuk için onu korkutan rahatsız eden ve hoş olmayan deneyimleri içerir (Çavuşoğlu
2001). Ayrıca hastane ortamı kontrol duygusunun kaybına yol açar. Akut biçimde hastaneye yatırılmış
hastalar için hastane ortamı bilinmeyenden korkmaya bağlı anksiyeteye dönüşürken, kronik hastalarda
daha önce yaşanmış travmatik olaylar, invaziv girişimler hastaneye yatmaya bağlı stresi doğuracaktır.
Daha önce hastaneye yatma deneyimi yaşamamış çocuklar ise genellikle rutin muayeneleri, aşıları ya
da geçirdikleri hastanede yatmayı gerektirmeyecek hastalıklarda tedavi amaçlı hastaneye gelme ile bu
deneyimi yaşarlar. Bu üç durumda da çocuk ağrılı girişimlerle karşılaşacak, alışık olduğu yaşantısı
kesintiye uğrayacaktır. Resmilerdeki psikologların yorumlarına göre hastane imajı açısından gruplar
arası faklılığın saptanmaması beklendik bir sonuç olduğu düşünülmektedir.
Yazarın Yorumu ve Kullanım Alanı
Çocuklarla çalışan hemşire, çocuğun erişkinden farklı olduğunu bilmelidir. Çocuğun yaş ve gelişim
düzeyine göre sözel ve sözel olmayan iletişim tekniklerini kullanabilmelidir. Çocuklar duygularını
anlatmada çoğu zaman zorlanırlar. Çocuklara kolaylıkla uygulanabilecek olan resim çizme
yönetiminin çocukla çalışan sağlık personeli tarafından kullanılarak hastaneye yatmaya bağlı
anksiyete, agresyon ve depresyon gibi bulguların erken belirlenip ve hastane algısı anlaşılarak
belirlenecek yaklaşımın çocuklar ve sağlık personeli için daha yararlı olacağı düşünülmektedir. Çocuk
hemşirelerinin resim yorumlama ile ilgili alacakları eğitimler sonrasında, bakımı altında olan
çocukların çizdikleri resimleri anlamlandırmalarında daha etkili olabileceği düşünülmektedir.
Çocuklarda Hastaneye Yatma Etkilerinin Projektif…43
Gelecekte planlanacak çalışmalara, verilerin objektif ölçüm araçları ile desteklenmesi, araştırma
örneklem sayısının artırılması, spesifik hastalığı olan çocuklarla çalışılması ve çocuğa birden fazla
resim yaptırılması önerilmektedir.
KAYNAKLAR
Abdi S, Jalili B, Tavakoli H, Naderpour M (2004). Emotional changes in children undergoing
cochlear implantation though evaluation of their drawinngs. Iran J Med Sci, 29(2): 62-66.
Al-Ma’atiah R, Gharaibeh M (1996). Perceptions of Jordanian children about nurses. Pediatr Nurs,
22(2), 126-129.
Aysev A, Kerimoğlu E, Polat S (1994). Kronik böbrek yetmezliği olan çocuklarda psikososyal
değerlendirme, Kerimoğlu E (Ed), Çocuk Psikiyatrisinde Konsültasyon-Liyazon; Ankara, 13-126.
Barut Y, Ayyıldız A (2005). İlköğretim okulu öğrencilerinin özkavram düzeylerinin çeşitli
değişkenlere göre karşılaştırılması. Erişim:23.07.2005.
http://yadem.comu.edu.tr/1stELTKonf/TR_Yasar_Oz_Kavrami.htm
Brinkman J(2005). Art therapy with children-a window to their world 2004. Erişim: 13.06.2005
http://www.uchsc.edu/news/bridge/2004/April/arttherapy.html
Brown JH, Fosket NH (1999). Career desirability: young people’s perception of nursing as a career. J
Adv Nurs, 29(6), 1342-1350.
Burkitt E, Newel T (2005). Effects of human figure type on children’s use of colour to depict sadness
and happiness. International Journal of Art Therapy, 10(1), 15-22
Çakıroğlu S (1991). Pediatrik onkoloji kliniklerinde oyunun önemi, Hemşirelik Bülteni, 5(1), 7-11.
Çavuşoğlu H (2001). Çocuk Sağlığı Hemşireliği, Bizim Büro Basımevi, Ankara, 47-86
Clatworthy S, Simon K, Tiedeman ME (1999). Child Drawing: Hospital-an instrument designed to
measure the emotional status of hospitalized school-aged children. Journal of Pediatric Nursing, 14(1):
2-9
Dizman H, Gültekin G, Akyol A (2005).Çocukları tanımada resimlerin önemi. Adli Psikiyatri Dergisi,
2(2), 23-30.
Drawings. http://www.ipt-forensics.com/library/images5.htm . Erişim: 28.02.2005.
Goodman RF (2001). Children with chronic illness: the ınterface of medicine and mental health. Child
Study Center, 5(4).
Gross J, Haynes H (1998). Drawing facilitates children’s verbal reports of emotionally laden events. J
Exp Child Psychol, 4:163-179
Johonson BH (1990). Children’s drawings as a projective technique, Pediatr Nurs, 16(1): 11-16.
Malchiodi CA (2001). Using Drawings intervention with traumatized children. Trauma and
Loss:Resarch and Interventions, 1:(1). Erişim: 03.03.2005
http://www.tlcinst.org/drawingintervention.html
Miller JA (2002). Çocuklarda Depresyon. İstanbul: Özgür Yayınları. (Çeviri: Müjde Işık).p.35-38
Niolon R (2204). Notes on projective drawings. Erişim: 09.01.2004 http://www.psychpage.
com/projective/proj draw_notes.html.
O’Conner-Von S (2002). Growth and development of the school aged child. Potts NL, Mandleco BL.
Eds. Pediatric Nursing Caring for Children and Their Families. Delmar Thomson Learning, US, 301.
O’Conner-Von S (2000). Preparing children for surgery: An integrative research review. AORN
Journal, 71(2): 334-343.
44. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:2,Sayı:3.2009
Okuyucu H (2003). Latent dönemde (6-12 Yaş) çocukların hastane ve hemşireyi algılayış
durumlarının incelenmesi. Çocuk Forumu Dergisi, 6(3):34-38.
Özpoyraz N. (2005) Anksiyete Bozuklukları. Erişim: 14.07.2005 http://lokman.cu.edu.tr/psychiatry/
DERSNOT/derskitap/pdf/bolum5.pdf
Park JH (2004). Development of instruments to measure Korean-American and Korean Children’s
emotional reactions to hospitalization. Doctor of Philosophy School of Nursing. Faculty of the
Graduate School of the University of Colorado. United States.
Saydam RB (2004). Çocuk çizimlerinin klinik değerlendirmedeki yeri.Yansıtma, Psikopatoloji ve
Projektif Testler Dergisi, 1 (1-2): 111-124.
Stuyck K (2003). Art therapy helps children affected by cancer express their emotions. Oncology,
48(12): 1-4
Thompson R, Venon D (1993). Research on children’s behavior after hospitalization. Journal of
Development and Behavioral Pediatrics, 14(1):28-35
Türkbay T, Akın R, Sökmen T (2000). Epileptik çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu,
davranım bozukluğu, depresif belirtiler ve kendilik saygısının araştırılması. Klinik Psikofarmakoloji
Bülteni, 10(1): 9-16.
Yavuzer H (2003). Resimleriyle Çocuk. Remzi Kitabevi. İstanbul, 11-67
Yorbık Ö.Çocuklarda Anksiyete Bozuklukları. Erişim: 14.07.2005.
dahilibilimler/cocukruh/anksiyeteboz.HTM.
http://www.gata.edu.tr/
Yörükoğlu A (2003). Çocuk Ruh Sağlığı . Özgür Yayınları. İstanbul, 248.
İletişim adresi:
Araş. Gör. Dilek ŞEN BEYTUT
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 35100 Bornova-İZMİR
Cep Tel: 0505 781 2239
İş Tel: 0232 388 1103 Dahili: 153
Fax: 0232 388 6374
e-mail: [email protected]

Benzer belgeler