İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
‹flçi direniflleri
sürüyor
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 29
*Y›l:2* 31 Ekim-13 Kas›m 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Sendikaya üye oldu¤u ve sendikal
faaliyet yürüttü¤ü için iflten at›larak
greve bafllayan DESA iflçilerinin
grevinin yan›s›ra birçok iflçi direnifli
daha zor koflullar alt›nda devam
ediyor. Yaklafl›k 3 aydan beri at›ld›¤›
fabrikan›n önünde direniflini sürdüren, ifline sendikal› ve sosyal haklar›n›
kazanm›fl olarak geri dönünceye kadar direnifle devam etmeye kararl›
olan Emine Aslan’›n kitle örgütleri ve
s›n›f dostlar› taraf›ndan sahiplenilmesi
direnifli kamuoyuna tafl›rken DESA
patronu da bir o kadar rahats›z olmufl görünüyor
.❐ Sayfa 4
Katilleri devletten, krizi
emperyalizmden biliriz!
Ziraat
mühendislerine
yeterlilik s›nav›
Ekonomik krizin yükü emekçi halk üzerindeki etkisini
zamlarla, iflten atmalarla iyiden iyiye hissettiriyorken, di¤er
yandan iflkence ve katliam haberleri de yo¤unluk kazan›yor.
Süreç daha çok Engin Çeber ve Ahmet Özkan’lar›n
katledilmesine gebedir. Ancak kendileri de görmektedir ki,
onlar sald›rd›kça yang›n büyümektedir. Emperyalistlerin,
krizlerini bizim üzerimize yüklemelerine izin vermeyelim!
Bu krizi biz yaratmad›k, yükünü de biz çekmeyece¤iz!
Kampanyadan
notlar...
Devrimci ve sosyalist bas›n halka,
emekçilere gerçekleri anlatma, bilinçlendirme sürecinde hepimizin en önemli araçlar›ndan durumunda. Bu arac›m›z› daha
nitelikli hale getirmek ve kolektif bir ürün
olarak kitlelere sunmak için bafllatt›¤›m›z
kampanyam›z çerçevesinde birçok bölgede gerçeklefltirilen toplant›lar, buluflmalar
ve da¤›t›mlar oldu. Yap›lan sesli da¤›t›mlarda gazetemizin kitlelerin sesi oldu¤u vurgulanarak kitlelere kendi seslerine sahip
ç›kmalar› vurgusu yap›ld›.
‹flçilerin direnifllerini, köylülerin sorunlar›n›, isyanlar›n› yans›tan gazetemizin kitlelere ulaflmas› çok önemlidir. Ancak bu
olursa ajitasyon-propaganda ve örgütlenmenin tüm ayaklar› sa¤lanm›fl ve faaliyet
ileri bir noktaya tafl›nm›fl olacakt›r.
Bizler kitlelere gitti¤imizde ve onlara
politikalar›m›z› götürdü¤ümüzde bunun
verimini almaktay›z. .
❐ Sayfa 9
‹flçi köylü’den
Gücünü kitlelerden alan...
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odas›, zirai mücadele bayii olarak görev
yapmak isteyen Ziraat Mühendislerine
yönelik olarak, Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›’n›n 11 Ekim 2007 tarihinde yay›mlad›¤› yönetmelikle getirdi¤i s›nav
uygulamas›n›n 4 Ekim 2008 tarihinden
itibaren uygulamaya bafllamas›n›n hukuka ve bilime ayk›r› oldu¤unu belirterek, yürütmenin durdurulmas› talebiyle
Yarg›tay’a baflvurdu.
❐ Sayfa 5
Bir sefer, bir hezimet ve Erdoğan
Bezelê bask›n›yla hali haz›rda
cekti. Nitekim Amed, Do¤ube-
me kin kusan flehre girerken yo¤un
flaflk›na dönmüfl Türk hâkim s›n›f ve
yaz›t, Siirt, Hakkari, Nusaybin,
gaz kokusunu hissedebilmifl midir,
temsilcileri, mevcut acz hali içinde,
Mersin sokaklar› hükmünü ver-
hissetmiflse ne düflünmüfltür bile-
“çareyi” Abdullah Öcalan’a fiziki
miflti.
meyiz. Bildi¤imiz bir fley varsa,
sald›r›da bulmakla, bir kez daha ça-
Bilhassa Amed’te bu hükmün
resizliklerini sergilemifl oldular.
baflka bir anlam› daha vard›r: Erdo-
A¤›r tecrit koflullar› alt›nda günün
¤an yaklaflan yerel seçime yönelik
her an›nda ve her noktadan kame-
bir sefere daha ç›km›flt›r. “Paflas›-
rayla izlenen Öcalan’a yönelik bu
n›n baflbakan›” Erdo¤an, söyleye-
sald›r›ya yan›t hiç de gecikmeye-
cek yeni bir sözden yoksun, fafliz-
o da, ipli¤i pazara ç›km›fl bir
sahtekar›n, riyakar, utanmaz
Hangi biri
münferit?
konuflmalar›na art›k kendisinin de inanmad›¤›d›r.
❐ Sayfa 6
Küçük üreticiler, krize yine
hazırlıksız yakalandı
28 Eylül 2008 tarihinde Derbent
Mahallesi’nde Yürüyüfl dergisi da¤›t›rken gözalt›na al›n›p tutuklanan Engin Çeber götürüldü¤ü ‹stinye Polis
Karakolu ve Metris Hapishanesi’nde
gördü¤ü iflkencelerden dolay› 9
Ekim’de yaflam›n› yitirmesinin ard›ndan Adalet Bakan›’nin sözde özür töreninden sonra yaflananlar davletin
gerçek yüzünü teflhir etmeye yetiyor.
❐ Sayfa 7
Tefeci tüccar sömürüsü alt›nda, küçük birimlerde, modern teknolojik yöntemlerden uzak flekilde
üretim yapan köylülü¤ün yaflam düzeyinin gelifltirilmesi, tar›m›n gelifliminin önündeki engellerin kald›r›lmas›, tar›ma yönelik bilimsel yaklafl›mlara paralel
sanayinin öne ç›kar›lmas› ve gelifltirilmesi amaçl› politikalar›n gündemleflmemesi sürekli tüketen, d›fla
ba¤›ml› ve emperyalizm sayesinde iktidar›n› sürdüren asalak s›n›flar›n gerçekli¤i göz önüne al›nd›¤›nda
flafl›rt›c› de¤ildir.
❐ Sayfa 8
Kampanyam›z›n her bir alanda nas›l hayat bulaca¤›n› belirlemek
için düzenledi¤imiz okur toplant›lar›n› Bursa, Ankara, Erzincan, Dersim, Malatya,
Diyarbak›r ve Çukurova’da
gerçeklefltirdik.
❐ Sayfa 2
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Karakolda çakald›lar, zindanlarda s›rtlan; Amed’de kedi
olurlar, Dersim’de tavflan!
Süreç ve DDSB’nin
önemi
Sayfa 3
Sayfa 4
Evrensel Bak›fl
Pusula
Kitleler örgütlü çizgiyle
kazan›l›r!
Sayfa 11
Yoksullar faturay›
ödememekte kararl›
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Memleketten bir okul manzaras› ve
velilerin kazanma süreci
2008/2009 e¤itim ö¤retim y›l›n›n bafl›nda okullar›n aç›lmas›yla
birlikte çeflitli konularda birçok yerde eylemler gerçeklefltirildi. Bu
eylemlerin bir tanesi de, okullar aç›l›nca tadilata giren okullar› protesto için oldu. Gazi ‹lkö¤retim Okulu, bu sorunu yaflayan okullardan birisi ve aileler çeflitli eylemler yaparak ma¤duriyetlerinin giderilmesi yönünde kazan›mlar elde etmifl durumda.
E¤itim sorunlar› denince akla s›rf
müfredat gelmemeli. Oraya gelinceye
kadar o kadar çok sorun var ki, müfredat bunlar›n yan›nda ayr›nt› gibi kal›yor.
Okulu ve ö¤retmeni olmayan köyler,
ö¤renci izdiham› olan s›n›flar, her an
çökecek, üstünde çat›s› dahi olmayan
“aç›k hava” okullar›, 12 Eylül AFC’si
yönetimindeki üniversiteler, e¤itime ayr›lan ancak e¤itimin bir türlü yüzünü
göremedi¤i, ak›beti “meçhul” bütçeler
bunlardan sadece bir kaç tanesi.
Gazi Mahallesi’nde bu örneklere
s›kça rastlamak mümkün. 2008/2009
e¤itim ö¤retim y›l›n›n bafl›nda okullar›n
aç›lmas›yla birlikte çeflitli konularda birçok yerde eylemler gerçeklefltirildi. Bu
eylemlerin bir tanesi de, okullar aç›l›nca
tadilata giren okullar› protesto için oldu. Gazi ‹lkö¤retim Okulu, bu sorunu yaflayan okullardan birisi ve aileler
çeflitli eylemler yaparak ma¤duriyetlerinin giderilmesi yönünde kazan›mlar elde etmifl durumda.
Bu kazan›mlar› yerinde görmek için,
kendileriyle görüflmek üzere okulu ziyaret ettik ve yaflananlar› bir de as›l mücadele sahiplerinden dinleyelim istedik.
20 Ekim Pazartesi günü, bir hafta
bafl› günü ziyaret ettik tadilatta olan
Gazi ‹lkö¤retim Okulu’nu. Burada
1500’den fazla ö¤rencinin ayn› anda e¤itim görebilmek için, servislerle baflka
bir okula gitmesi gerekiyor. Servislerin
ayr› bir hikâyesi var, al›nana kadar epey
u¤raflt›rm›fl velileri. Bir ö¤retmenle
sohbet etmek istiyoruz, isim vermek istemeyerek düflüncelerini ifade ediyor;
“Bu uygulamalar›n yanl›fll›¤›n› belirtmek için özel bir çabaya gerek
yok, yap›lan yanl›fll›klar ortada zaten.” Okulun her taraf›na iskele kurulmufl halini foto¤raflamak istiyoruz, içeriden birisi “çekmeyin yasak!” diyor.
Kim yasaklad› diye sorunca, “Müdür,
yetkili firma” diye bafltan savma cevaplar veriyor.
Ö¤renciler güçlendirme çal›flmalar›
nedeniyle, fiehit Temel ‹lkö¤retim
Okulu’na gidiyorlar. Toplant› yapmak
üzere okula giden velilerle birlikte okula vard›¤›m›zda, fiehit Temel ‹lkö¤retim
Okulu’nun, Okul Aile Birli¤i’nin de imza
toplayarak ‹lçe Milli E¤itim Müdürlü¤ü’ne gidece¤ini ö¤reniyoruz. Onlar
da zaten s›k›fl›k olan okulun, tadilat nedeniyle gelen ö¤rencilerden dolay› iyice
s›k›flmas›ndan flikâyetçiler. Bir süre bekledikten sonra aileler toplant› için ayr›lan odada biraraya geliyorlar ve servislerle ilgili sorunlar›n› dile getirmeye
bafll›yorlar. Herkesin tafl›maya müsait
yeni araçlar istemesinden dolay›, eski
araçlara kimsenin binmek istemedi¤ini,
daha önce atlat›lan kaza risklerinden
sonra bunu kabul etmeyeceklerini belirtiyorlar. Bir süre daha devam eden
tart›flmalar›n ard›ndan aileler bütün arabalar›n tafl›maya uygun derecelerde olmas› için bask› yapma karar› al›yorlar.
Araç floförlerinin de haz›r bulundu¤u
toplant›da, araçlar konusunda mutabakata var›l›yor. Sorunlar›n tart›fl›lmas›
bitti¤inde veliler, derse giren ö¤rencilerin boflaltt›¤› koridorlardan ç›karak, yar›n yeni bir servis kuyru¤unda görüflmek üzere da¤›l›yorlar.
Gazi ‹lkö¤retim Okulu’nda yaflanan s›k›nt›lara iliflkin, Okul Aile
Birli¤i Baflkan› Asker Akkoç, Yaflanan sorunlar› genel olarak flöyle anlat›yor; “Okulumuz, ‹lçe Milli E¤itim Müdürlü¤ü taraf›ndan güçlendirme karar›
al›nd›¤› için, sene bafl›ndan bu yana tadilatta. Bu binalar 25 y›ll›k ve depreme
karfl› dayan›kl› de¤iller. Halen devam
eden bu çal›flmalardan dolay› çocuklar›m›z farkl› okullara gidiyorlar. Ö¤rencilerin nakilleri farkl› okullara yap›ld›¤›
s›rada, GOP ‹lçe Milli E¤itim Müdürü
Ahmet Hac›o¤lu, taraf›ndan otobüs
ihaleleri yap›ld›. 125.000 YTL’lik bir
ihale bu. Normalde, ö¤renci tafl›yan
araçlar›n en fazla 6 yafl›nda olmalar›
gerekirken, bize verilen araçlar nereden baksan›z 30 senelik araçlard›r.”
“Çocuklar›m›z›n can
güvenli¤i tehlikedeydi!”
Akkoç, ‹lçe Milli E¤itim Müdürü’nün, “Bizim elimizden bir fley
gelmez. MEB taraf›ndan verilen
talimatlar do¤rultusunda bu uygulamalar yap›l›yor” fleklinde savunma
yapt›¤›n› anlat›yor. Araçlar›n eski olmas›ndan kaynakl› birkaç kez frenleri patlayarak kaza tehlikesi atlatt›klar›n› ve
velilerin çocuklar›n›n can güvenli¤i için
ciddi derecede endiflelendi¤ini vurguluyor. ‹l ve ‹lçe Milli E¤itim ile görüfltüklerini, Okul Müdürü’nün birçok yerle
görüfltü¤ünü, ancak sonuç alamad›klar›n› ifade ediyor. Görüflmelerden sonuç
ç›kmay›nca Okul Aile Birli¤i’nin eylem
karar› ald›¤›n› belirten Asker Akkoç,
“Çocuklar›m›z›n nakil edildi¤i okula, yani bizim okulumuza 3 km uzakl›¤›ndaki
okula, yaklafl›k 2 bin veli ve ö¤renci ile
birlikte yürüyüfl yapt›k. Bakanl›ktan, ‹lçe
Milli E¤itim Müdürlü¤ü’nden, bizim okulun müdürünü arayarak, ‘durdurun, engelleyin, ö¤rencilerin yürümesine izin
vermeyin’ fleklinde talimatlar ya¤d›rd›lar. Buna ra¤men bizi engelleyemediler
ve yürüdük. Bu eylemimizden sonra
yetkili makamlar ça¤›rarak görüfllerimizi
al›p taleplerimizi dinlediler ve sorunu
çözeceklerine dair vaatlerde bulundular. Bir hafta, 10 gün 15 gün beklememize ra¤men gene bir sonuç alamad›k.”
Eylem s›ras›nda polisin, sivil ve resmi olarak y›¤›nak yapt›¤›n›, akrep ve
panzerlerle ciddi bir flekilde psikolojik
bask› oluflturuldu¤unu ifade ediyor Akkoç. Ayr›ca vaatler vererek zamana
yaymay› ve velilerin birlikteliklerinin da¤›lmas›n›, “eylem yaparak da bir fley elde edemedik” havas›yla örgütlülü¤ün
da¤›lmas›n› bekledikleri çok aç›k diyor.
‹kinci bir eylem karar› ald›klar›nda, veli-
31 Ekim-13 Kasım 2008
işçi-köylü’den
Gücünü kitlelerden alan
gazetemizin kampanyas›
üzerine...
Gazetemizi genifl kitleler içinde tan›tma, okur say›s›n› art›rma,
niteli¤ini yükseltme hedefiyle bafllatt›¤›m›z kampanyam›z›n
her bir alanda nas›l hayat bulaca¤›n› belirlemek için düzenledi¤imiz okur toplant›lar›ndan yedisi daha Bursa, Ankara, Erzincan, Dersim, Malatya, Diyarbak›r ve Çukurova’da gerçekleflti. Geçti¤imiz y›l birçok ilde yapt›¤›m›z okur toplant›lar›nda okurlar›m›z›n önerisi
üzerine flekillenen kampanyan›n belirli bir içerikle
derinlefltirilmesinin ard›ndan yeniden okurlar›m›za giderek kampanyay› detayland›rmak ve somutlamak hedefimizdi ve flu ana kadarki toplant›larda
bu yönlü verimli ad›mlar att›¤›m›z da aç›kt›r.
lerin görece umutsuzlu¤a düfltü¤ünü,
yetkililerin bir fley yapmamas› karfl›s›nda baflka bir ç›kar yol olmad›¤› için, eylemin gereklili¤inin kaç›n›lmaz olarak
görüldü¤ünü belirtiyor. Ve bu eylemle
de çocuklar›n› okula göndermeme karar› ald›klar›n› ifade ediyor. “Sadece 510 ö¤renci vard› okula giden, onlar da
yayan gitmifllerdi. 1 saat okulda kald›ktan sonra eylemi duyup onlar da boykota kat›ld›lar ve evlerine döndüler. Bu
arada ‹lçe Milli E¤itim Müdürlü¤ü, ö¤retmenleri ve okul müdürlerini devreye
sokarak, bizimle görüflmek/pazarl›k
yapmak istediler. Biz de en demokratik
hakk›m›z› kulland›¤›m›z›, çocuklar›m›z›
k›r›k dökük arabalarla göndermeyece¤imizi belirttik” diyor.
Eylemin baflar›s›
Durumun ciddiyetini anlayan ‹lçe
Milli E¤itim Müdürü’nün birebir olaya el
atmas›, yap›lan örgütlü eylemlerin ne
kadar sars›c› bir yerde durdu¤unun ve
sisteme karfl› güç oldu¤unun göstergesidir. Eylemin ard›ndan yaflananlar› flöyle anlat›yor: “GOP ‹lçe Milli E¤itim Müdürü Ahmet Hac›o¤lu, hemen telefon
açarak ve gelerek, ‘yar›n 30 tane araç
göndeririz hiçbir fley yapmay›n’ dedi.
Gerçekten de hemen ertesi sabah 30
araç gönderdiler. Biz de otobüs floförleriyle bir toplant› alarak, bu kadar arac›n çok oldu¤unu, fazlas›n›n izdihama
neden olaca¤›n› söyledik. Bize 15 arac›n
yetece¤ini, özürlü çocuklar›m›z için de
ayr› bir servis olmas› gerekti¤ini söyledik ve orada resmi bir anlaflma yapt›k.”
Ahmet Hac›o¤lu’nun, “toplant›da”,
“müsait de¤il” bahaneleriyle görüflmedi¤i velileri, bu eylemler sonunda bizzat
kendisi aramas› ve otobüslerle birlikte
flube müdürlerini göndermesi, eylemin
kazan›mlar›ndan olarak görülüyor.
Tüm bu yaflananlar, Okul Aile Birli¤i
öncülü¤ünde belli bir bilinç oluflmas›na
neden olmufl durumda. Veliler, kazan›mla sonuçlanan eylemlerinin örgütlü
hareket etmekten kaynakl› oldu¤unu
anlayarak birli¤i tebrik ederek, bundan
sonraki süreçte de bu tavr›n korunmas›
yönünde ortaklafl›yorlar. Servis sorunu
belli bafll› küçük eksiklikleriyle çözülmüfl durumda. Veliler okullarda aidat
ödüyorlar ve bunlar asgari ücretle geçinmek zorunda olan emekçiler için ek
mali külfet demek. Bu tadilat çal›flmalar›ndan sonraki gündemlerinde bu durum için bafllat›lacak bir imza kampanyas› var. Bu katk› paylar›n›n MEB taraf›ndan karfl›lanmas› gerekti¤i konusunda
talepleri olacak.
“Ba¤›fl” ad› alt›ndan toplanan bu
paralar›n, emekçilerden çal›nana paralar oldu¤unu belirten Akkoç, tüm
velilerin bu durumdan flikâyetçi oldu-
¤unu vurguluyor.
“Kazan›mlar örnek oldu”
Gazi ‹lkö¤retim Okulu’nun kazand›¤› baflar› di¤er okullara da örnek olmufl ve s›n›flar›n kalabal›klaflmas›na iliflkin imza kampanyalar› düzenlemeye
bafllam›fllar.
Akkoç, Gazi ‹lkö¤retim Okulu Aile
Birli¤i olarak di¤er okullar›n aile birlikleriyle biraraya gelerek ortak hareket
etmek için görüflmeler bafllatacaklar›n›
ifade ediyor. Ayr›ca, bu durumun sistem sorunu oldu¤unu, sadece velilerin,
aile birliklerinin ya da müdürlerin bir
fley yapamayaca¤›n›, onun için ortak
hareket etmek gerekti¤ini ifade ediyor.
Baflbakan Tayyip Erdo¤an’›n “e¤itimde patlama yaflanan bir dönemdeyiz” aç›klamas›na iliflkin Akkoç’un de¤erlendirmesi “yalan söylüyorlar” fleklinde.
Son olarak genel bir de¤erlendirme
yapmas›n› istedi¤imiz Gazi ‹lkö¤retim
Okulu, Okul Aile Birli¤i Baflkan›
Asker Akkoç, flunlar› belirtti: “Bu sorunlar sadece Gazi’nin sorunu de¤ildir,
genel sorunlard›r. Türkiye’de bir ilk
olaca¤›n› umdu¤umuz çal›flmalar›m›z
var. Bizim en demokratik hakk›m›za
polis, panzer y›¤›na¤› yap›larak karfl›l›k
veriyor. Orada 1500 veli, 1500 ö¤renci
var ve biz demokratik hakk›m›z› kullan›yoruz. Bu mücadelemizi genellefltirece¤iz ve çal›flmalar›m›z› sadece burayla s›n›rl› b›rakmayaca¤›z. Tüm devrimci ve
sosyalist bas›n› bu konuda duyarl› olmaya ça¤›r›yoruz. Herkes kendi üstüne
düfleni yaparsa bu sorunlar› çok aza indirmifl oluruz. Buradan sizin arac›l›¤›n›zla ça¤r›m›zd›r, herkesin elini tafl›n alt›na
sokmas› gerekiyor. Devrimci bir durufl
sergilenmesi gerekiyor. Ülkemizde bir
ezen bir de ezilen s›n›f var. Biz ezilenlerin baflkald›r›s› ezenleri rahats›z ediyor
ve bize bask› yap›yorlar. Bizim de y›lmadan mücadele etmemiz gerekiyor.”
Yapt›¤›m›z söyleflinin ard›ndan, bu
konuda ç›kan bir haberin yanl›fll›¤›n› düzeltmek istediklerin ve söz konusu düzeltmeyi yay›nlamam›z konusunda yard›mc› olmam›z› rica ediyorlar. Asker
Akkoç, “bizim yapt›¤›m›z ilk eylemimizde Evrensel Gazetesi’nde bir yaz› ç›kt›.
Yaz›y› gerçekten be¤endik. Okul sorunlar›na de¤inen güzel bir yaz›yd›. Yaz›n›n
yanl›fll›k olan k›sm› ise, ‘velilerin imza
toplad›¤› ve okul müdürüne verdi¤i’,
okul müdürünün de o imzalar› almay›p
att›¤›, fleklindeki ifadeler yanl›flt›r. ‹mza
gelse ilk olarak bize geliyor. Geçen y›l
bir imza kampanyam›z olmufltur, onu
da gerekli yerlere ulaflt›rd›k. Bizim ricam›z bu gibi konularda sorunun muhatab›yla görüflürlerse daha az yanl›fll›k
olur.”
(‹stanbul)
Ö¤renciler okul için eylem yapt›
Gaziantep’in fiahinbey ilçesine ba¤l› ‹ncirlikaya Mahallesi’nde okul isteyen
ö¤renci ve veliler eylem yapt›. 1999 y›l›nda Gaziantep Büyükflehir
Belediyesi taraf›ndan imar edilen mahalleye 9 y›ld›r okul yap›lmam›fl.
Aileler çocuklar›n›n flehir merkezinde tafl›mal› e¤itim görmelerinin
kendilerine ve ö¤rencilere hem maddi hem manevi zarar verdi¤ini ve
söz verilen okulun yap›lmas›n› istediklerini belirtiyorlar. “E¤itim
hakk›m›z söke söke al›r›z”, “Okul yolunda ölmek istemiyoruz”,
“700 ö¤renciyiz ama okul yok” sloganlar›yla eylemi tamamlad›lar.
(H. Merkezi)
Geçti¤imiz dönem düzenledi¤imiz okur toplant›lar›nda bulufltu¤umuz yüzlerce okurumuzun önerileri, yorumlar›, elefltirileri gazetemiz için oldukça de¤erlidir. Birbirinde ba¤›ms›z olarak ifade edilen düflünceler okur-gazete
iliflkisinin gelifltirilmesinde ve gazetemizin içerik
ve biçimsel olarak daha ileriye tafl›nmas›nda, elefltiri ve özelefltirilerin yap›lmas›nda ve yoldafll›k iliflkilerinin gelifltirilmesinde önemli deneyimler kazanmam›z› sa¤lam›flt›.
Gazetemiz, Yeni Demokratik Devrimin hedefleri ve program› çerçevesinde devrimci mücadelemizin siyasi çizgisini
yaymada ve politikalar›m›z› aktarmada önemli bir iflleve
sahiptir. Bir örgütlenme arac› olarak devrimci düflüncelerle yeni tan›flan insanlar›n örgütlülü¤e do¤ru ad›m atmas›nda, dünyaya yeni bir pencereden bakmas›nda küçümsenmesi mümkün olmayan bir araçt›r. Gazetemiz ayn› zamanda devrimcilerin siyasi e¤itimine de yard›mc› olmaktad›r. S›radan burjuva-feodal medyada oldu¤u gibi belirli ç›kar gruplar›n›n savunusunu yapmamaktad›r. Son
süreçte burjuva-feodal medyaya bizzat Genelkurmay
Baflkan› taraf›ndan verilen “gazetecilik dersi” ve ard›ndan
kulak çekme pratikleri sonucu medya kurulufllar›n›n derhal nas›l hizaya girdiklerine ve Baflbu¤’un ifade etti¤i
“do¤ru tarafa” geçtiklerine tan›k olduk. Onlar zaten
“do¤ru taraftayd›” ancak arada bir ayar yap›lmas› gerekiyordu ve bu ayar da yap›lm›flt›. Çünkü onlar güçlerini bu
iktidar sahiplerinden almaktad›rlar. Bizler ise gücümüzü
holdinglerden veya reklam veren sermaye gruplar›ndan
de¤il halktan ve devrimden almaktay›z. Devasa medya
holdinglerinin yan›nda küçücük bir su damlas› gibi duran
devrimci yay›nlar›n gerçek gücünü de burada aramak ve
gelifltirmek gerekir.
Tiraj› en yüksek olan bir gazetenin okurlar›n›n mahalle mahalle, ev ev gezip gazetesini da¤›tt›¤›na tan›k olunmufl mudur? Ancak gazetemizin okurlar›, bunu her say›da yapmaktad›r. Çabam›z bu a¤› gelifltirmek, okurlar›m›z›n gazetemizi kitlelere daha fazla ulaflt›rmas›n›n önemini anlatmakt›r. ‹flte bu yüzden de tüm okurlar›m›z› da¤›t›mlar›n
d›fl›nda/ötesinde bir gazete de bir baflkas› için almaya ça¤›r›yoruz. Bir gazete de okuldaki s›ra arkadafl›n
için, bir gazete de kap› komflun, bir gazete de çal›flt›¤›n iflyerindeki mesai arkadafl›n vb. için al›n diyoruz. Bu flekilde, ad›m ad›m geliflecek, güçlenecek ve
daha fazla kitleye ulaflabilecektir gazetemiz, dolay›s›yla
düflüncelerimiz, ideallerimiz...
K›sacas› anlafl›lmas› gereken odur ki; ba¤›ms›z, halka dayanan, sistemle ideolojik-politik bir ba¤› bulunmayan, devrimci, gerçeklere dayanan bir yay›n çizgisi izledi¤i için okurlar›yla iliflkisi de müflteri-sat›c›
iliflkisi de¤il yoldafll›k iliflkisidir. Dolay›s›yla okurlar›m›z›n elefltirileri, katk›lar› muazzam öneme sahiptir ve
okurlar›m›z›n gazeteden beklentilerinin yan› s›ra gazetemizin de okurlar›m›zdan beklentileri bulunmaktad›r. Gazetemizin, sesimizin yeni insanlara ulaflmas› için
da¤›t›lmas›, canl› ve renkli bir yay›n olabilmesi için
yaz›, haber vb. ile beslenmesi, daha nitelikli bir hale gelmesi için de de¤erlendirilmesi oldukça
önemlidir.
Yine bir di¤er önemli nokta da kampanyam›z›n süreç içinde
geliflen tüm gündemlerle birlikte ele al›nmas›d›r. Ülke ve
dünya gündeminden kopuk hiçbir kampanyan›n
baflar› flans› yoktur. Kürt illeri yang›n yerine dönmüflken, ekonomik kriz nedeniyle halk›m›z›n s›rt›na bir yük
daha biniyorken, ö¤renci gençlik ’80 kal›nt›s› YÖK’ün kurulufluna haz›rlan›yorken gazetemizin kampanyas›n› bu
gündemlerden soyutlayarak ele almak hem olanakl› hem
de do¤ru de¤ildir. Bunun araçlar›n› yaratmak mümkündür.
Çünkü gazetemiz ‹flçi-köylü imha ve inkâra u¤rayan Kürt
halk›n›n sesidir, yoksullukla bo¤uflan emekçilerin sesidir, gelece¤i elinden al›nan halk gençli¤inin sesidir. Bunun yan› s›ra bir di¤er yan› ise ülke ve dünya gündemlerinin yo¤unlu¤u kampanyay› yürütmemenin de bir gerekçesi olamaz. Ülke gündemi, bizim gibi faflist diktatörlükle yönetilen tüm ülkelerde her daim yo¤undur. Zaten bu olgu,
gazetemizin de¤erini daha bir anlaml› k›lmaktad›r.
İşçi-köylü 3
31 Ekim-13 Kasım 2008
TC’nin Kürt halk›na ve silahl›
güçlerine karfl› yürüttü¤ü imha ve inkar siyaseti bütün fliddetiyle devam
ediyor. fiiddetin dozu artt›kça gerillan›n direnifli ve Bezele Karakolu
bask›n› örne¤inde de görüldü¤ü gibi,
ülkenin siyasal gündemini belirleyen
gerilla eylemlerinde de art›k görülüyor. Kürt ulusal sorununda yok sayma, yok etme politikas›n›n d›fl›nda
baflka bir yol izlemeyen TC, Ulusal
Hareket’e, kendisini savunmas›ndan
baflka bir seçenek b›rakmamaktad›r.
Dolay›s›yla Ulusal Hareket’in ‹mral›
sürecinden sonra ortaya koymufl oldu¤u stratejik hedefinde herhangi
bir de¤ifliklik olmamas›na ra¤men sistemin inkarc›, imhac› siyaseti gerillay› daha aktif bir tutum içine
itiyor. Ve önümüzdeki süreçte de bu
çat›flmalar daha da fliddetli bir karaktere bürünecektir. ‹çte ve bölgedeki
geliflmeler bunu göstermektedir.
ABD’nin
yönlendirmesiyle
TC’nin, Barzani ve Talabani ile kurdu¤u resmi iliflki, ABD aç›s›ndan
Irak’›n “istikrar›” veya ABD’nin Irak
Kürdistan›’ndaki Kürt güçleriyle sürdürdü¤ü iliflkinin TC cephesindeki
pürüzlerinin giderilmesi anlam›na geliyor. TC ise bu iliflki sayesinde Ulusal Harekete karfl› savafl›n› daha genifl güçlerin deste¤iyle yürütmeyi
planl›yor. Yani, taraflar kendi ç›karlar› için PKK hareketi üzerinde pazarl›klar yürütüyor. Bu tabi ki yeni bir
durum de¤il. Ama bunun yeni olmamas›, Kürt Ulusal Hareketi için yaratm›fl oldu¤u/olaca¤› tehlikeleri
azaltm›yor.
fiöyle bir tarihi haf›zam›z›
yoklayal›m; Kürt halk› aras›ndaki
birli¤i bozan, aralar›ndaki güvensizli¤i
derinlefltiren olaylar›n bafl›nda emperyalistlerin ve bölgedeki gerici
devletlerin yönlendirmeleriyle Kürtler aras›nda yarat›lan çat›flmalar geliyor. “Böl yönet”, “çat›flt›r zay›flat”, “tecrit edip yaln›zlaflt›r” siyaseti Kürt topraklar›nda ço¤u zaman hayat bulmufltur.
Bu anlam›yla TC ile Barzani
aras›nda bafllat›lan son görüflmeler yeni tehlikelerin iflareti
niteli¤indedir. Bu tehlikeli geliflmeleri belli yönleriyle PKK hareketi
de öngörmüfltü. Son kongrelerinde
“Ulusal Birli¤e” yap›lan vurgular›,
Irak Kürdistan›’ndaki Kürt önderlik-
lerine dönük yap›lan ça¤r› ve uyar›lar› bu temelde okumak gerekir. Bundan sonra da bu yönlü ça¤r›lar tekrarlanabilir. Ama ABD’nin Irak’taki
bozgunu, Barzani ve Talabani’nin s›n›fsal karakterleri, emperyalizmle
olan iliflkileri, bölgedeki faflist ve gerici devletlerin mevcut pozisyonlar›
için yaratm›fl olduklar› tehlike vb.
leri, yaklaflan yerel seçimlere ba¤layarak DTP’yi suçlamaktad›r. Yani,
söylenmek istenen fley; “DTP kaybetti¤i halk deste¤ini yeniden
kazanmak için fiili bir çat›flmada medet umuyor.” Tabii ki bu
de¤erlendirmeler yürütülen devlet
terörünü gizleme, suçlunun suçunu
örtme çabas›ndan baflka bir fley de-
sözcüsü partiler ›rkç›l›k ve flovenizm
konusunda tam bir yar›fl içindedir.
Süreç ve
devrimci tutum
Yukar›da alt›n› çizdi¤imiz gibi,
egemen s›n›flar›n sözcüleri “terörizme karfl› mücadele” ad› alt›nda baflta
Kürt halk› olmak üzere tüm emekçi-
Kürt
topraklar›ndaki
son geliflmeler
üzerine
E¤er bugün Kürt ulusal sorunu gündemin
bafl s›ras›n› meflgul ediyorsa ve egemen s›n›flar›n iç ve d›fl politikalar›nda bu sorun önemli
bir noktay› teflkil ediyorsa, bizim soruna yaklafl›m›m›z, bu konuda izleyece¤imiz takti¤in
bu somut durumla uyumlu olmas› gerekir.
faktörlerden dolay› bütün ça¤r›lar›
yan›ts›z b›rakacaklard›r. PKK’yi
“tecrit edip yaln›zlaflt›rma” siyasetine de belli oranda destek sunacaklard›r. Bilindi¤i gibi, Barzani daha
önceleri de TC’den ald›¤› destek veya TC güçleriyle birlikte PKK’ye karfl› yürütülen operasyonlara dahil olmufltu. Bu operasyonlar›n askeri aç›dan sonuçsuz kald›¤› bilinmektedir.
Ancak askeri aç›dan baflar›s›z
kalan bu operasyonlar, Kürt
halk› aras›nda varolan güvensizliklerin derinleflmesi noktas›nda önemli tahribatlara yol açm›flt›r. En az›ndan Türkiye’deki
Kürt bas›n›nda bu güçlere dair yap›lan de¤erlendirmeleri çok yak›ndan
bilmekteyiz. Benzer yaklafl›mlar›n di¤er taraftan da olaca¤› aç›kt›r. Dolay›s›yla de¤erlendirmeleri hep ortaya
ç›kan askeri sonuçlara göre yapmamal›y›z. Daha da önemlisi bu “böl
yönet” , “çat›flt›r zay›flat” karfl›-devrimci siyasetinin, ezilenlerin birli¤i
üzerinde yaratm›fl oldu¤u tahribatlar› de¤erlendirmelerimizde asla gözard› etmememiz gerekir.
Yukar›da dikkat çekti¤imiz tehli-
S›n›fsal Yaklafl›m
KARAKOLDA ÇAKALDIRLAR,
Z‹NDANLARDA SIRTLAN;
AMED’DE KED‹ OLURLAR,
DERS‹M’DE TAVfiAN!
Ne kendileri ne de efendilerinin
hiçbir konuda hesaplar› tutmuyor… Ne büyük projeleri, ne de k›sa vadeli programlar› yürüyor. Büyük iddialarla yapt›klar› ç›k›fllar, daha birkaç ad›m atmadan fiyaskoyla
sonuçlan›yor. Krizden krize sürükleniyor, bunal›m içerisinde debeleniyorlar…
Bu yüzden çareyi daha fazla sald›rgan politikalar üretmekte, tehdit
ve flantaja baflvurmakta buluyorlar.
Tam da bu nedenle fliddetin dozu
art›yor, emperyalist ve faflist terör
mekanizmas› azg›n biçimde devreye
sokuluyor. Ezilen halk ve uluslar›n
direnifli yang›n› büyütüyor, gökyüzünü k›z›llaflt›r›yor…
Göreve bafllad›¤›nda her fleye
hâkim ve kendinden emin havalarda
yola koyulan, özellikle de medyayla
iliflkilerde medeni pozlar tak›nan
“Baflbu¤’un; Bezele bask›n›yla ilgili Taraf gazetesinde yay›nlanan haberler üzerine düzenledi¤i befli bir
yerdelik bas›n toplant›s›yla sergiledi¤i tablo, eylemin bilançosunu resmetmekten baflka, maskenin çok
erken düflmesini de anlat›yordu.
“Hizaya gelin” komutuna ilk yan›t› veren ortak da gere¤ini yapmak
üzere yola koyulmakta gecikmedi.
keli iflaretler belirlemesini de bu anlay›fl çerçevesinde ele almak gerekir.
TC’nin bu yönlü giriflimi, PKK’nin
gelifltirdi¤i gerilla savafl›n›n yaratm›fl
oldu¤u bas›nc›n do¤al bir sonucu
olarak okunmal›d›r. Dün “Afliret
Reisi” diye afla¤›lad›klar› Barzani ile,
temsilcileri vas›tas›yla görüflüyorlarsa bu yeni bir durumdur. Yani, TC
Politika gündem
Bir yandan ‹mral›’da Öcalan’a yönelik bask› ve sald›r›lar yo¤unlafl›rken,
di¤er yandan Amed ve Dersim’e
yönelik geziler ile nab›z yoklama
turlar›na kalk›flma gafletine düflüldü.
Bunlar ya ne yapt›klar›n› “bilmiyorlar”, ya da gerçekten yeterince
halk daya¤› yememifllerdi.
Sadece Tayyip’i özel olarak karfl›lamaya haz›rlanan Amed de¤il bütün Kürt illerinde günlerce, Baykal
ve Bahçeli faflistlerinin deyimiyle
“kitlesel ayaklanma” gerçekleflti, günlük yaflam felç oldu. Ama
do¤rusu özel konu¤u nedeniyle
Amed bir baflkayd›. Bush bile Ba¤dat’a daha rahat ve güvenli sokulabilmiflti. Ayn› tablo, dibinde bomba
aranan Munzur görüntüleriyle Dersim’de de yafland›…
Uza¤a gitmeye gerek yok, Oramar (Da¤l›ca) bask›n›n›n ard›ndan
gerçekleflen “s›n›rl›” s›n›r ötesi harekât Zap direnifli ile yan›tlanm›fl,
ABD ile “mükemmel” bir iliflki
kuruldu¤u ilan edilmifl, Kandil ve di¤er kamplar›n sürekli hava sald›r›s›na u¤rat›ld›¤› bir süreç bafllat›lm›flt›.
‹fllerin yolunda gitmedi¤i, “kat›l›mlar› önleyemiyoruz, esas sorun burada”
tarz›nda verilen beyanlarla ortaya
serildi¤inde, kamuoyu, bu sürecin
imha ve inkâr siyasetine destekçi, yatakç› ar›yor. Bu ayn› zamanda
ABD’nin “PKK bizim de Irak’›n
da düflman›d›r” tezi üzerinde pratik tutumlar gelifltirme plan›d›r-ad›m›d›r. E¤er TC karfl› tarafta bu politikas›na hizmet eden iflaretler almam›fl olsayd›, böyle bir yönelim içine
girmezdi. Bu, kendileri aç›s›nda oluflan iç ve d›fl koflullar› en iyi flekilde
de¤erlendirme, “Kürt Sorunu
yoktur, terör sorunu vard›r” gibi
uyduruk tezlerini en vahfli biçimde
hayata geçirme çabas›d›r.
A. Öcalan’›n avukatlar›n›n yapt›¤›
aç›klamada da görülece¤i gibi, d›flar›da yürütülen sald›r›lar›n bir benzeri
de ‹mral›’da yap›lmaktad›r. Tüm
bunlar bize, her cephede sald›r›
ve kuflatma politikas›n› göstermektedir. Yerel seçimler öncesi
operasyonlar›n daha da s›klaflmas›,
en küçük demokratik tepkiye karfl›
gösterilen devlet terörü bir kiflinin
ölümüne, onlarca yurtseverin tutuklanmas›na yol açt›. Egemen s›n›f sözcüleri, medyas› bu anti-demokratik
uygulamalara karfl› gösterilen tepki-
¤ildir. Ama flu da bir gerçek ki; her
çat›flman›n, her olay›n belli siyasal
sonuçlar› olacakt›r. Devletin psikolojik üstünlü¤ü ele geçirme ve bunu
yerel seçimlerle taçland›rmak için
yürüttü¤ü kapsaml› sald›r›lar çok
farkl› sonuçlara yol açabilir. “Bask›lar direnmeye yol açar” esprisi
burada DTP lehine somut bir olguya
dönüflebilir. Amed ve Dersim belediye baflkanl›klar›n› hayal edenler,
Kürt illerinde ellerinde olan yerel
yönetimlerin bir bölümünü de kaybedebilirler.
Di¤er faflist burjuva partilerin ise
bu konudaki umutlar› önemli oranda
tükenmifl durumdad›r. Onlar tüm
umutlar›n› ›rkç›-floven politikalardan
etkilenmifl olan kitlelere ba¤lam›fl
durumdalar. Deniz Baykal ve Devlet
Bahçeli ikilisinin son yap›lan gösterilerde kolluk güçlerinin izlemifl olduklar› tutumlar› yetersiz gören ve
bundan dolay› AKP’yi suçlayan yaklafl›mlar› yaln›z faflistlerin sahip oldu¤u
ruh halinin göstergesi de¤il, ayn› zamanda da ›rkç›l›k ve flovenizmde etkilenmifl olan kitlelerin deste¤ini alma çabas›d›r. K›sacas›, egemen s›n›f
bir aldatmaca oldu¤unu sezmeye
bafllam›flt›.
Bu dönem, Türkiye Kürdistan›’nda eylem ve direnifllerin, operasyon ve sald›r›lar›n t›rmanmas›na
tan›k olundu. Faflist diktatörlük bask› ve terörü ülke çap›nda yo¤unlaflt›rmaya bafllad›. Provokasyonlar ard› ard›na geldi. Yasaklamalar, tutuklamalarla birlikte, DTP’ye yönelik
kampanyaya h›z verildi. Bezele
bask›n› bu savafl ve direnifl döneminin zirvesidir. “Beli k›r›ld›”, “sadece
uzaktan kumandal› eylem yapabiliyor”, “bir-iki kifliyle ifl yap›yor” vb. denilen Kürt Ulusal Hareketi karfl›s›nda sa¤lanmak istenen psikolojik üstünlük faaliyetinin çökmesidir.
Bu eylem, bütün çabalara, tehdit ve flantajlara karfl›n burjuva
medyada belli bir tart›flma bafllatt›.
Geri bir zeminde ve yanl›fl sonuçlar› içeren boyutlar tafl›sa da, egemen
söylemle çat›flan ve dayat›lan tarz›
sorgulayan görüfller ileri sürüldü.
Resmi aç›klamalara güvensizlik ifade
eden düflüncelere yer verildi. Bu
kafa kar›fl›kl›¤› ve kaos uzun bir zamand›r ilk kez yaflan›yordu. Daha
önemlisi, devam eden haftalarda
meydana gelen geliflmeler, ibrenin
daha çok AKP-TSK aleyhine dönmesine neden oldu.
Bunda, Engin Çeber’in poliste
bafllayan Metris’te devam eden iflkencede alçakça katledilmesi olay›n›n kamuoyuna yans›mas› vesilesiyle, son dönemde polisin “alt›n y›llar›na” döndü¤ü gerçe¤inin ay›rt›na var›lmas› ve unutturulmaya çal›fl›lan “hapishanelerdeki tecrit
ve iflkence gerçe¤i”ne dair ortal›¤a saç›lanlar önemli bir rol oynad›.
Bir di¤eri, hiç kuflkusuz Öcalan’a
yönelik sald›r› ve iflkence politikas›yd›. Pek tabii ki bunun karfl›s›nda
Kürt ulusundan halk›m›z›n yüz binlerle sokaklara, alanlara ç›karak,
çok çeflitli eylemlerle büyük bir sahiplenme iradesi sergileyerek
gösterdi¤i tepkiydi.
Durum komprador patron-a¤a
devleti aç›s›ndan her bak›mdan sarpa sarmaktad›r. Üst üste “terör
zirvesi” toplam›fllar, konuyu
MGK’da tart›flm›fllar, iflin içinden ç›kamay›nca sorunu komisyon ve kurullara havale ederek “çözmüfl”lerdir. Ölümden öte köy
yoktur. Katliam, bask› ve terörün
dozu alabildi¤ince art›r›lacakt›r. ‹fllerin daha da ç›kmaza girmesi belli
bir kesim için anlam ifade etmemektedir. Bu bir savaflt›r ve sonuna
kadar ne gerekiyorsa yapacaklard›r.
Ancak, emperyalistlerin çeflitli hesaplar› gere¤i baflka planlar›n parças› olanlar, süreci farkl› bir yöne kanalize etme gayretindedir. Aralar›ndaki çat›flma ve çeliflki de bu yüzden
yaflanmaktad›r.
Di¤er yandan emperyalist-kapitalist sistemdeki ekonomik krizin
Türkiye’de alaca¤› boyut, baflka bir
ifadeyle getirece¤i y›k›ma iliflkin,
patron kulüpleri temsilcilerinden
gelen uyar› ve öneriler do¤rultusunda at›lacak ad›mlar belirlenmeye
çal›fl›lmaktad›r. S›n›f hareketini küçümseyerek pervas›zca dillendirilen, “en büyük risk k›dem tazminatlar›”, “ya iflten atmalar olacak ya da yeni esnek çal›flma uygulamas›na herkes
uyacak” desturlar›, ‹flsizlik Sigortas›’n› kullanma hesaplar›, iflten atma
planlar›, flimdiden bir dizi fabrikada
bafllat›lan ücretsiz izin uygulamalar›
ve çal›flma koflullar›n›n a¤›rlaflt›r›l-
Her cephede savafl
lere, devrimcilere, komünistlere
karfl› sald›r›lar›na bütün fliddetiyle
devam ediyorlar. Sokakta kurflunlama, hapishanede öldürme, iflkence
olaylar› gündemi daha çok iflgal etmeye bafllad›. Egemenler bu karfl›
devrimci sald›r›lar›na meflruluk kazand›rmak için yeni yasal düzenlemeler yapmaktad›rlar.
Elbette ki sald›r›lar yaln›z bununla s›n›rl› de¤il, daha genifl kapsaml›d›r. Dünyada yaflanan ekonomik
krizin, bizim gibi ba¤›ml› ülkelerdeki
sonuçlar›n›n daha da tahripkâr olaca¤› kesindir. Bunun böyle olaca¤›n›
tüm üretenler süreç içinde yaflayarak göreceklerdir. Di¤er bir ifadeyle, ekonomik kriz yolsuzlu¤u, yoksullu¤u daha da derinlefltirecektir. Çünkü, toplumdaki
yozlaflma, ahlaki çürüme burjuva
egemen sistemin yoz kültüründe
bencil-bireyci yaflam tarz›ndan ba¤›ms›z de¤ildir. Dolay›s›yla bizler
gündemimize yolsuzlu¤u, yoksullu¤u
almak zorundad›r.
Bugün Kürt ulusuna karfl› imha
ve inkâr siyasetinde ›srar edenler,
baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm
mas›, “sald›r›lar›n/savafl›n” bafllad›¤›n› göstermektedir.
Yerel seçimlere 5 ay kala AKP
hükümeti köfleye s›k›flm›flt›r. Tayyip, gizli kapakl› girdi¤i Amed ve
Dersim’de zor bela toplanan bir-iki
yüz kifliye iki dakikadan fazla konuflamadan kaç›p gitmifltir. “Kriz bizi
etkilemez.” diye dursun, borsa ve
döviz piyasas› allak bullak olmufl,
reel sektör çoktan sars›nt›ya girmifl,
ekonomiye hükmeden patronlar›n
uyar› ve talimatlar› do¤rultusunda
kendi bakanlar› pefl pefle tekzip demeçleri yay›nlamaya bafllam›flt›r. ‹flbirlikçi konfederasyonlardan medet
umanlar, krizin boyutlar›n› hesaplayamaman›n faturas›n› bu alanda ortaya ç›kacak devinim ve direniflle de pahal› ödeyecektir.
Çaresizlikleri teslimiyeti de¤il
daha fazla sald›rganl›¤› getirecektir.
At›lan her geri ad›m, ileriye do¤ru
yap›lmak istenen hamle için tahkimat ve zaman kazanma hedeflidir.
Düflmandan merhamet ve iyi niyet
bekleyenler, s›n›f olgusunu ihmal
etmekle büyük bir hataya düflerler
ki en büyük yan›lg› odur. Adalet Bakan›’n›n Engin Çeber’in katledilmesi
nedeniyle diledi¤i özür, olay›n kamuoyunda belgelenerek teflhir olmas› karfl›s›nda yap›lmak istenen bir
manevradan ibarettir. Binlerce katliam ve cinayet gerçeklefltirip, bir
tanesinden özür dileyerek kendilerini temize ç›karma kurnazl›¤› bunlara mahsustur. Kald› ki onun da
gere¤ini yapmamak için (katiller ve
iflkencecilerin cezaland›r›lmas› bak›m›ndan) ellerinden gelen bütün çabay› gösterecekleri kesindir.
Süreç daha çok Engin Çeber ve
Ahmet Özkan’lar›n (Do¤ubeya-
emekçileri yoksullu¤a ve sefalete
sevk edenlerdir. Düflman ortakt›r.
Buna karfl› mücadelenin de ortak
olmas› gerekir. Bugün “terörizme
karfl› mücadele” ad› alt›nda durmadan “terör zirvesi” yapanlar›n tek
derdi ezilenlerin hakl› ve meflru bir
zeminde gelifltirdikleri mücadeleyi
bo¤makt›r. O halde biz de tüm
enerjimizi bu karfl› devrimci sald›r›lara karfl› mücadelede yo¤unlaflt›rmal›y›z. Bunun için en genifl birlikteliklere önem vermeliyiz. Zulüm ve
zorbal›¤› hedefleyen her baflkald›r›ya omuz vermeliyiz. Kavgan›n öznesi, örgütleyicisi olmal›y›z.
Bu mücadelede taktiklerimizi
belirlerken, içinde geçti¤imiz süreci,
gündemi belirleyen öncelikleri ve
buna karfl› varolan görevlerimizi
do¤ru alg›lamal›y›z. E¤er bugün Kürt
ulusal sorunu gündemin bafl s›ras›n›
meflgul ediyorsa ve egemen s›n›flar›n iç ve d›fl politikalar›nda bu sorun
önemli bir noktay› teflkil ediyorsa,
bizim soruna yaklafl›m›m›z, bu konuda izleyece¤imiz takti¤in bu somut durumla uyumlu olmas› gerekir.
Bunun pratik karfl›l›¤› fludur: Kürt halk›na dönük yürütülmekte olan imha ve inkar siyasetine
karfl› tereddütsüz bir tutum tak›nmakt›r. Bu konuda Kürt Ulusal Hareketi ile bir dayan›flma içinde olmakt›r. Bu yönlü k›rda ve flehirlerde
at›lan pratik ad›mlar oldukça önemlidir. Ba¤›ms›z tutum, ba¤›ms›z çizgi
ortak pratik hareketleri d›fltalamaz.
Bilakis onu içerir.
Yeniden tekrarlamakta yarar
görüyoruz. Bu somut duruma göre
taktik yönelimi belirlemek genel politikalar›m›za hizmet eder niteliktedir. Stratejimize hizmet eden bu
takti¤i yarat›c› ve militan bir tarzda
uygulamak; merkezi görevimize, kitle çal›flmas› perspektifimize olumlu
katk›lar sunacakt›r. Kitlelerin politikaya ilgilerinin artt›¤›, egemen s›n›flar ile ezilen Kürt ulusu ve di¤er
emekçiler aras›ndaki çeliflkilerin k›z›flt›¤› bir ortamda, do¤ru araç ve
yöntemlerle, ›srarl› bir temelde sürece müdahale etmek her bak›mdan
kavray›fl›m›z›n derinleflmesine, kitle
ba¤lar›m›z›n geliflmesine ve militan
bir çizginin yaflama geçirilmesine
büyük katk›lar sunacakt›r.
z›t, 20.10.08) katledilmesini getirecektir. Faflist diktatörlü¤ün polisleri, jandarma ve gardiyanlar›, gözalt›nda, zindanlarda ve sokaklarda; iflkenceyle, kurflunla daha çok devrimciyi, yurtseveri ve ilericiyi katletmek zorundad›r. Son haftalarda
oldu¤u gibi de¤il gençler, 10-15 yafl›nda yüzlerce hatta binlerce çocuk,
70-80 yafl›ndaki insanlar da tutuklanmal›d›r… Sald›rd›kça görüyorlar
ki yang›n daha da büyümektedir…
Yang›n›n kendili¤inden reflekslerle büyümesi, etki-tepki yasas›na
göre flekillenmesi baflka bir fley,
do¤ru bir yöne sevk edilip zalimlerin flatolar›n› kuflatmas›n› sa¤layarak
kal›c› hasarlar b›rakmas› baflka
bir fleydir. Daha önce de de¤iflik vesilelerle vurgulad›¤›m›z gibi sorun
buradad›r. Bunun damarlar› s›n›f
mücadelesinin geliflen süreciyle birlikte daha belirgin biçimde ortaya
ç›km›flt›r. Bu damarlar› t›kayan ideolojik ve siyasal mikroplar›n böylesi
koflullarda alt edilmesi de daha elveriflli hale gelmifltir.
Tarihsel f›rsatlar›n cömertli¤i,
çözüm yollar›na ulaflmada kolayl›k
sunmalar›ndan ötürüdür. Bunun yolu hiç tereddütsüz s›n›f savafl›m›na
at›lmak ve ön safa geçmekte karfl›l›¤›n› bulur. S›n›f bilinci, an›n savafl deneyimi içerisinde çözüm yollar›n›
ve günün do¤ru politikalar›n› flekillendirecektir. Marksist ideolojiyi bilimsel niteli¤e kavuflturan, Leninizm
ve Maoizm evresinde nitel seviyelere s›çratan yolculuk böylesi aflamalardan geçmifltir. ‹brahim yoldafl›n
k›sa ama komünizmde köfle tafl›
olan yaflam öyküsü de bu derinlik
içerisinde proletarya partisine programatik temel kazand›rm›flt›r…
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
31 Ekim-13 Kasım 2008
Dayan›flma direnifli büyütüyor!
Sendikaya üye oldu¤u ve sendikal faaliyet yürüttü¤ü için iflten at›larak greve bafllayan DESA iflçisi Emine Aslan’a destek
vermek için Almanya Tekstil ‹flçileri
Sendikas› üyeleriyle birlikte ‹stiklal Caddesi’nde bulunan DESA bulunan ma¤azaya
giden TEKS‹F üyesi 2 iflçi gözalt›na al›nd›.
14 Ekim 2008 tarihinde ö¤len saatlerinde yabanc› sendikac›larla birlikte ma¤aza yetkilileriyle görüflmek isteyen iflçiler ve gazeteciler ma¤aza
müdürünün engellemesiyle karfl›laflt›.
Sendika üyeleri yetkililerle görüflmeden ma¤aza önünde ziyarete iliflkin
bir aç›klama yaparak sendikal örgütlülü¤ün önündeki engellerin kald›r›lmas›n› istedi.
Aç›klamay› okuyan Yrd. Doç. fiule
Daldal, Alman sendika üyelerinin yapt›¤› ziyaretin DESA iflçilerine destek
amaçl› oldu¤unu ve bundan sonra da Alman iflçilerin DESA iflçilerine destek vermeye devam edece¤ini belirtti. Aç›klama
sonras› ma¤aza müdürünün flikâyeti üzerine ma¤aza önüne gelen polisler, TEKS‹F
üyesi Sedat Kaya ve Asalettin Aslan’›
gözalt›na alarak Beyo¤lu Emniyet Müdürlü¤ü’ne götürdü.
DESA Direnifliyle Dayan›flma ‹s-
tanbul Kad›n Platformu üyeleri ve
çok say›da kad›n da, sendikac›lar›n gözalt›na al›nd›¤› DESA’n›n Beyo¤lu ma¤azas›n›n önünde 18 Ekim günü bas›n aç›klamas› yaparak Emine Aslan ve DESA’da direnifle devam eden iflçilere destek verilmesi
ça¤r›s› yapt›-
lar.
“Novamed’de kazand›k, DESA’da da kazanaca¤›z” pankart›n› açarak “Eme¤imiz, bedenimiz, kimli¤imiz bizimdir”, “Örgütlenme hakk›m›z
engellenemez”, “Jin, jiyan, azadi” dövizlerini tafl›yan kad›nlar “Emine Arslan
yaln›z de¤ildir”, “DESA sendika düflman›d›r”, “Yaflas›n kad›n dayan›flmas›”
sloganlar›n› atarak aç›klama yapt›lar.
Aç›klamay› okuyan Yasemin Öz, DESA iflçilerini yaln›z b›rakmayacaklar›n› belirterek, “Düzce’de sendikal
örgütlenmenin bafl›n› çeken
fabrikada çok düflük ücretle
çal›flt›ktan sonra evde de ücretsiz çal›flan ve tarlada f›nd›k toplamaya giden kad›n
iflçilerin yan›nday›z” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan kad›nlar, DESA ürünlerini
boykot etmeye ça¤›ran bildirileri ma¤aza önünde da¤›tt›lar.
Yaklafl›k 3 aydan beri
at›ld›¤› fabrikan›n önünde
direniflini sürdüren, ifline
sendikal› ve sosyal haklar›n› kazanm›fl olarak geri
dönünceye kadar direnifle devam etmeye
kararl› olan Emine Aslan’›n kitle örgütleri
ve s›n›f dostlar› taraf›ndan sahiplenilmesi
direnifli kamuoyuna tafl›rken DESA patronu da bir o kadar rahats›z olmufl görünüyor. Öyle ki Aslan’›n henüz 11 yafl›nda
olan k›z› Hatice Aslan evinin önünde oy-
narken 19 Ekim günü motosikletli bir kifli
taraf›ndan kaç›r›lmaya çal›fl›ld›.
Konuyla ilgili 22 Ekim’de bilgi veren
Emine Aslan motorun tutukluluk yapmas›
üzerine k›z› Hatice’nin kaçabildi¤ini söylerken bu olay›n asl›nda kendisini y›ld›rmak
amaçl› oldu¤unun fark›nda oldu¤unu söyledi. Çocuklar›n›n gelece¤i için mücadele etti¤ini de söyleyen Aslan, kendisine korkutmak ve gözda¤› vermek istediklerini, ancak
bu tür sald›r›lara karfl›n hakl› davas›ndan
vazgeçmeyece¤ini söyledi.
Deri-‹fl Sendikas› da, Emine Arslan'›n ailesine yönelik sald›r› hakk›nda suç duyurusunda bulundu. Bak›rköy Adliyesi önünde
bir araya gelen Deri ‹fl üyeleri ad›na aç›klama yapan Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi Düzce'de 179, Sefaköy'de 122 gündür ifle
sendikal› dönme talebiyle bafllatt›klar› direniflin sürdü¤ünü söyledi. Desa patronunun
üyelerini rüflvetler ile sendikadan istifaya
zorland›¤›n› belirten Servi, üyeleri üzerinde
bask›lar›n artt›¤›n› da sözlerine ekledi.
Servi’nin bu davran›fllar›n kabul edilemez oldu¤unu belirtmesinin ard›ndan
sendika yöneticileri ve üyeleri Desa
patronu hakk›nda Bak›rköy Adliyesi'ne suç
duyurusunda bulundu.
(‹stanbul)
Ankara Üniversitesi’nde
yemekhane iflçileri kazand›
Unilever iflçileri ilk
kazan›mlar›n› elde etti
Aylar önce sendikal› olduklar› için iflten at›lan
TÜMT‹S üyesi iflçilerin
geçti¤imiz günlerde
görülen ifle geri dönüfl
için açt›klar› dava, iflçilerin kazan›m›yla sonuçland›.
Unilever iflçileri aylard›r süren direnifllerinde ilk hukuksal kazan›m› elde ettiler.
Unilever Firmas›’n›n Çipa ve fiimflek depolar›nda çal›flan ve aylar önce
sendikal› olduklar› için iflten at›lan
TÜMT‹S üyesi iflçilerin geçti¤imiz günlerde görülen ifle geri dönüfl için açt›klar› dava, iflçilerin kazan›m›yla sonuçland›.
‹fl Mahkemesi, yap›lan son duruflmada, iflten atmalar›n sendikal örgütlülükten kaynakland›¤›n› ve sendikal› olman›n anayasal bir hak oldu¤unu belirtti. Patronun mahkeme karar›na uymas›
durumunda, 22 iflçinin ifle dönmesi gerekiyor. Gebze 2. ‹fl Mahkemesi’nde iflçiler lehine sonuçlanan davaya göre,
patronlar, iflbafl› yapt›rmamalar› durumunda iflçilere 4 ayl›k tazminat ve 12
ayl›k maafl cezas› ödeyecekler. TÜMT‹S Sendikas› taraf›ndan, karar›n ard›ndan yap›lan aç›klamada, Unilever’de,
27 May›s’tan bu yana verilen hakl› mü-
cadelenin kazan›mla sonuçland›¤›na
yer verilerek, direnifle kat›lan iflçilere
ve destek veren tüm kurumlara teflekkür edildi.
Unilever’de geçti¤imiz Mart ay›nda
bafllayan sendikal çal›flmay›, patronlar›n
haber almas›yla birlikte önce 6 iflçi, daha
sonra 25 May›s’ta da 81 iflçi iflten at›lm›fl,
at›lan iflçiler 27 May›s’ta direnifle bafllam›flt›. Bu süre içinde direnifl, içeride çal›flan iflçilerin de deste¤ini alm›flt›.
‹fle iade davas›nda elde edilen bu
kazan›mdan sonraki günlerde, 20 Ekim
günü direniflteki iflçileri ziyaret eden
uluslararas› bir heyet ziyaretin ard›ndan yapt›¤› aç›klamada, Unilever iflçilerinin direniflini yurtd›fl›nda da duyuracaklar›n› ve bu yönlü bir kampanya yürüteceklerini aç›klad›.
Patron mahkeme karar›na karfl›n
uzlaflma yönünde bir ad›m atmad›¤›
için, Unilever iflçilerinin fabrika önündeki bekleyiflleri hala sürüyor.
(Kartal)
Emekçinin Gündemi
Önümüzdeki süreç ve DDSB’nin önemi
Kabul edelim ya da etmeyelim bugün insan olarak yaflad›¤›m›z koflullardan flikâyetçiyiz.
Günlük yaflam›m›zdan sosyal yaflam›m›za, çal›flt›¤›m›z iflten aile
iliflkilerimize, k›sacas› tüm yaflamsal alanlar›m›zda flu ya da bu
oranda flikâyetlerimizin giderek
artt›¤›n› söylemek abart›l› olmayacakt›r.
Baflta Kürt halk›na karfl› inkar
ve imha politikas› olmak üzere,
emekçilere karfl› kriz gerekçesiyle devam eden neo-liberal politikalar daha da artmaktad›r. Bu süreçte iflten ç›karmalarla iflsizli¤in
artaca¤›, her gün yeni zamlarla
yaflam›n biraz daha çekilmez ola-
ca¤›, köylünün ürününün elde
kald›¤› ve kalaca¤›, üniversitelerde e¤itimin daha da yozlaflt›r›ld›¤›, sa¤l›kta ise 1 Ekim’de bafllayan
yeni düzenlemeyle art›k paras›
olan›n tedavi oldu¤u bir sürecin
tüm faturas› emekçi halka ç›kar›lmaya çal›fl›l›yor. Bu yetmiyormufl
gibi, kriz bahane edilerek yak›nda
k›dem tazminatlar›n›n da kald›r›lmas› hedeflenmekte.
Asl›nda bu sorunlar karfl›s›nda bugün istenilen düzeyde bir
örgütlülü¤ün karfl› koyamamas›
ya da etkili olmamas›n›n nedeni
uzun y›llard›r sistemin iflçi ve
emekçilere karfl› sürdürdü¤ü
ideolojik tasfiye sald›r›s›d›r. Bu
Talepleri kabul edilene kadar
boykot eylemini sürdürece¤ini bildiren Üniversite
Meclisi, bu kararl›l›¤›n› boykot eylemine devam ederek gösterdi.
Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde,
tafleron TADAL yemek flirketinin yaz döneminde çeflitli gerekçeler göstererek 4 iflçiyi k›dem
tazminatlar›n› ödemeksizin iflten ç›karmas›n› ve
bir k›s›m iflçiyi de sürgün etmesini protesto
eden yemekhane iflçileri ve üniversite ö¤rencileri bafllatt›klar› boykotun 5. gününde Cebeci
Kampüsü’nde yürüyüfl eylemi gerçeklefltirdi.
Yemekhane iflçileri, fakülte çal›flanlar›,
D‹SK/OLEY‹S temsilcileri ve ö¤rencilerin de
kat›l›m›yla oluflturulan Ankara Üniversitesi
Meclisi “Ankara Üniversitesi’nde taleplerimiz kabul edilene kadar menüde boykot
var” pankart›n› aç›p bir yürüyüfl gerçeklefltirerek boykotun taleplerini aç›klad›.
Üniversite Meclisi taleplerini flu flekilde
aç›klad›:
1- Tafleron TADAL’›n iflten ç›kard›¤› iflçilerin tamam›n›n yeniden ifle al›nmas› ve iflsiz kald›klar› süredeki kay›plar›n›n telafi edilmesi,
2- ‹flçilerin sürgün edilmesine son verilmesi,
3- ‹flçilere haftal›k 45 saatlik çal›flman›n d›fl›nda yapt›klar› fazla mesailerin ücretlerinin
verilmesi, zorla fazla mesai yapt›rma uygula-
sald›r›larla öncelikle iflçi ve
emekçilerin s›n›f örgütleri da¤›t›ld› ya da etkisizlefltirildi. Bugün
bu etkisizlefltirmenin sonuçlar›
ile karfl› karfl›ya bulunmaktay›z.
Bunun için de yürütülecek mücadelede bu aya¤› gideremez
isek karfl› koyufllar›n uzun vadede s›n›fa kazand›raca¤› fazla bir
fley olamayacakt›r.
Bu nedenledir ki yap›lmas›
gereken, öncelikle bu sald›r›lara
karfl› ortak mücadele hatt›n›n
örülmesidir. Bu mücadele cephesi içinde de iflçi ve emekçilerin
kendi kurumsal yap›lar› güçlendirilmelidir. Bu süreçler ayn› zamanda bunu yap›laca¤› süreçler
olmal›d›r.
‹flçi ve emekçilere yönelik
sald›r›lar karfl›s›nda mücadele
eden Devrimci Demokratik Sen-
mas›na son verilmesi,
4- ‹flçilere yönelik, küçümseyici ve onu k›r›c› davran›fllara son verilmesi,
5- Bu y›l yap›lacak yemek ihalesinin flartnamesinde, iflçilerin ifl güvencelerinin ve insanca
yaflayabilecekleri ücret almalar›n›n aç›kça düzenlenmesi,
6- Kaliteli, sa¤l›kl› ve doyurucu yemek verilmesi.
Bu talepler kabul edilene kadar boykot eylemini sürdürece¤ini bildiren Üniversite Meclisi, bu kararl›l›¤›n› boykot eylemine devam ederek gösterdi. Yemekhane iflçilerinin ifl b›rakt›¤›,
hiçbir ö¤rencinin yemekhanede yemek yemedi¤i, sendika taraf›ndan Yemek Kumpanyas›
ad›yla alternatif yemekhane oluflturuldu¤u Ankara Üniversitesi’nde boykotun fakülte fakülte
yay›lmaya, destek bulmaya bafllamas›yla TADAL flirketi, iflçilerin tüm taleplerini kabul etti¤ini aç›klad›. Yemek flirketine karfl› kazan›lan bu
zafer, iflçi ve ö¤renciler aras›nda coflku ve sevinç yarat›rken, süreç, kazan›mlar için kararl›
ve birleflik bir mücadelenin önemini bir kez daha gösterdi.
(Ankara)
dikal Birlik anlay›fl› bu süreçte
kendisini de eksiklerini tamamlayarak daha güçlü olarak sürece
müdahale edebilmeyi hedeflemektedir.
Bu anlamda bugün önüne
koydu¤u program kurultay›n›
olabildi¤ince genifl kesimlerin
tart›flaca¤› ve katk›lar›n›n al›naca¤› bir süreç olarak düflünmeliyiz.
Bu anlamda bu program etraf›nda buluflan tüm DDSB’liler ile
tüm devrimci, demokrat ve
yurtsever dostlar›m›z›n da tart›flmaya açt›¤›m›z program›m›za sunacaklar› katk›lar› olaca¤›na inan›yoruz. Bu katk›lar› ç›karmay›
düflündü¤ümüz DDSB Kurultay›na Haz›rl›k Bülteni’nde sunmalar›n› bekleriz. Kurultay›n amac› ve
hedefleri ise bültenin ilk say›s›nda önümüzdeki günlerde ortaya
konulacakt›r.
Sonuç olarak; ‹flçi s›n›f›n›
örgütleme arac› olan bu kurultaya tüm kesimlerden emekçiler,
kad›nlar, gençler ile s›n›ftan yana
herkesin sunaca¤› bir katk› oldu¤unu düflünüyoruz. Bu çal›flma
ayn› zamanda bizim eksiklerimizi
görmemizi de sa¤layacakt›r. Sonras›nda hedeflerimizden bir tanesi de mutlaka Devrimci Demokratik Sendikal Birli¤imizi kurumlaflt›rmak olmal›d›r. Kurultay
öncesindeki çal›flmalar›m›z, kurultay an› ve bülten çal›flmam›z
bafll› bafl›na politik süreçlerdir ve
bu süreçlere tüm DDSB’lilerin
aktif bir flekilde kat›l›m› sa¤lanmal›d›r. Önceki süreçlerimizde
eme¤i bulunan herkesin bu sürece de katk›lar›n› sunmalar›
önemlidir.
Sendikaya
“gürültü kirlili¤i”
cezas›
Bursa Valili¤i kendi devletinin yasalar›n› dahi hiçe sayarak faflist uygulamalar›na devam
ediyor. Bursa Büyükflehir Belediyesi’nin kuruluflu olan Bursa Ulafl›m Afi’den ihale ile Evin
Tafl›mac›l›k Afi adl› tafleron firmaya devredilen
sar› belediye otobüs floförleri TÜMT‹S’e üye
olduklar› için iflten at›lm›fllard›. fioförler, 150
gündür sendikal› olarak ifllerine geri dönmek
için mücadelelerini sürdürüyorlar.
Sendikan›n ve floförlerin bu onurlu mücadelesi baflta Belediye Baflkan›’n› ve Bursa Valili¤i’ni rahats›z etti¤i için “gürültü kirlili¤i” yapt›klar› gerekçesiyle ve “kamu güvenli¤ini tehlikeye at›yor” denilerek 1248 YTL idari para
cezas› kesildi. Eylem devam etti¤i takdirde bu
ceza 6.428 YTL’ye ç›kart›lacak.
Valili¤in bu uygulamalar›na karfl› TÜMT‹S Genel Sekreteri Gürel Y›lmaz ve
fiube Baflkan› Ahmet Güllü yapt›klar›
aç›klamalarda “Bu hukuksuz bir uygulamad›r.
Biz bu cezay› dikkate almad›k, eylemlerimizi
devam ettiriyoruz. Alk›fl olmadan, slogan at›lmadan konuflma yap›lmadan eylem olur mu?”
dediler.
(Bursa)
BEDAfi’ta tafleron
iflçiler ifl b›rakt›
BEDAfi’ta çal›flan tafleron iflçiler, BEDAfi
yönetiminin keyfi uygulamalar› nedeniyle 21
Ekim 2008 tarihinde ifl b›rakma eylemi gerçeklefltirdi. Yaklafl›k 60 tafleron iflçisinin kat›ld›¤› ifl
b›rakma eyleminin BEDAfi’›n Avc›lar ve di¤er
iflletmelerine de yay›laca¤›n› belirten iflçiler,
talepleri kabul edilene kadar eylemlerine devam edecekleri uyar›s›n› yapt›lar.
‹flçiler ad›na gazetecilere aç›klama yapan
Küçükköy BEDAfi ‹flyeri Temsilcisi ‹mam
Balsever, tafleronlaflt›rman›n Türkiye’de iflçilerin bafl›na neler getirdi¤ini Tuzla örne¤inden
gördüklerini söyleyerek, kendilerinin de ayn›
yola sürüklenmesine izin vermeyeceklerini belirtti.
(‹stanbul)
Ankara
Büyükflehir’den
zam üstüne zam...
Ekme¤e, suya, do¤algaza üst üste yapt›¤›
zamlarla tepki toplayan Ankara Büyükflehir
Belediyesi, bir y›l içinde ulafl›m ücretlerine
ikinci kez zam yaparak halk› isyan ettirdi. 15
Ekim Çarflamba gününden itibaren uygulanan
fiyatlara göre, özel halk otobüsleri, EGO ve
metro indirimli ulafl›m ücreti 120 YKr’den,
140 YKr’ye; tam bilet ücretleri de 150 YKr’den 170 YKr’ye ç›kar›ld›. Dolmufl seferlerinde
ise en k›sa mesafe 170 YKr, uzun mesafe ise 2
YTL oldu. Ulafl›m ücretlerine bu kadar s›kl›kla
zam yap›lmas›na Ankaral›lar “Melih Gökçek
bizi evimize hapsetmek istiyor” fleklinde
tepki verdi.
Emekçiler, zamlar›n geri
al›nmas› talebiyle yürüdü
Ulafl›m ücretlerine % 13 oran›nda zam yap›lmas› emekçileri harekete geçirdi. 10 Ekim
Cumartesi günü ö¤len saatlerinde, TMMOB
Ankara ‹l Koordinasyon Kurulu (‹KK) ile
KESK Ankara fiubeler Platformu öncülü¤ünde
K›z›lay’da bir araya gelen emekçiler “Ulafl›m
zamm› geri çekilsin” pankart› ve dövizlerle
Ankara Büyükflehir Belediye Baflkanl›¤›’na do¤ru yürüyüfle geçtiler. Çeflitli sloganlarla yürüyen kitleyi, polis Atatürk Bulvar› girifline barikat kurarak engellemeye çal›flt›. Yap›lan görüflmeler sonunda kitlenin Belediye önüne yürümesine izin verildi. Burada aç›klamay›, KESK
Ankara fiubeler Platformu Dönem Sözcüsü
Hasan Karakaya yapt›. Karakaya, Gökçek’in
on y›l önce yap›lan petrol fiyatlar›ndaki art›fl›
bahane ederek bir y›l içinde ikinci kez ulafl›ma
zam yapt›¤›n› söyleyerek, “petrol fiyatlar›nda
art›fl” gerekçesinin hiç inand›r›c› olmad›¤›n›,
petrolün varil fiyat›n›n 75 dolar seviyesine
düfltü¤ünü belirtti.
Elektrikte zamm›n, özellefltirmelerle birlikte ayl›k tarifeye ba¤land›¤›n›, Haziran’da do¤algaza zam yap›ld›¤›n›, sa¤l›k standartlar›na uygunlu¤u hala tart›flma konusu olan Ankara suyunun May›s ay›nda itibaren % 4.5 oran›nda
zamland›¤›n› hat›rlatan Karakaya, yeni tarifeye
göre bir kiflinin ayl›k ulafl›m ücretinin 100
YTL’yi buldu¤unu, tüm bunlara ra¤men memur maafllar›na ise sadece % 4 art› 4.5 oranlar›nda zam yap›ld›¤›n› söyledi.
(Ankara)
İşçi-köylü 5
31 Ekim-13 Kasım 2008
İşçi/köylü
Ziraat Mühendislerine “yeterlilik s›nav›” engeli
iraat Mühendisleri Odas› Baflkan› Gökhan Günayd›n, yönetmenli¤e gerekçe
olarak sunulan zirai mücadele ilaçlar›n›n kontrollü kullan›m› sa¤lanmas›n›n da
do¤ru olmad›¤›n› iddia etti. Günayd›n bu iddialar›na gerekçe olarak sektörün genel görünümünü anlatt›.
Z
TMMOB Ziraat Mühendisleri
Odas›, zirai mücadele bayii olarak görev yapmak isteyen Ziraat
Mühendislerine yönelik olarak,
Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤›’n›n
11 Ekim 2007 tarihinde yay›mlad›¤› yönetmelikle getirdi¤i s›nav
uygulamas›n›n 4 Ekim 2008 tarihinden itibaren uygulamaya bafllamas›n›n hukuka ve bilime ayk›r›
oldu¤unu belirterek, yürütmenin
durdurulmas› talebiyle Yarg›tay’a
baflvurdu. Ziraat Mühendisleri
Odas› Baflkan› Gökhan Günay-
d›n, yönetmenli¤e gerekçe
olarak sunulan zirai mücadele ilaçlar›n›n kontrollü
kullan›m›n›n sa¤lanmas›n›n
da do¤ru olmad›¤›n› iddia
etti.
Günayd›n bu iddialar›na
gerekçe olarak sektörün
genel görünümünü anlatt›.
‹flte yap›lan aç›klamadan baz› bölümler;
* Avrupa Birli¤i’nde yasaklanm›fl olan 134 zirai mücadele ilac›n›n aktif maddesi Türkiye’de
halen ruhsatl› olarak sat›lmaktad›r.
* Zirai mücadele teknik talimatlar› y›llard›r güncellenmemekte; yanl›fll›k ve eksiklikler,
sektörü ve uygulay›c›lar›n› güç
durumda b›rakmaktad›r.
* Sahte ve kaçak ilaç sat›fllar›n›n, sektörün yasal sat›fllar›n›n %
5’i boyutuna ulaflt›¤› tahmin edil-
mektedir.
* Türkiye’den ihracata giden
tar›m ürünlerinde zaman zaman
belirlenen limitlerin üzerinde kal›nt› tespit edilmekte ve bu ülkelere giriflleri yasaklanmaktad›r.
* Yafl sebze ve meyvenin %
95’inin tüketildi¤i yurt içinde son
derecede yetersiz denetim ortamlar›nda, uzman› olmayan kifliler taraf›ndan gerçeklefltirilen
yanl›fl uygulamalar, halk sa¤l›¤›n›
aç›kça tehdit etmektedir.
Aç›klaman›n devam›nda, bu
tablonun tüketici yarar›na de¤ifltirilmesinin, zirai mücadele alan›n›n tek uzman mesle¤i olan ziraat mühendislerinin bilimsel çal›flmalar›yla mümkün olabilece¤i,
ancak Bakanl›¤›n, koydu¤u s›nav
uygulamas›yla mühendisleri kendi
alanlar›ndan uzaklaflt›rmaya, dahas› mesleklerini yapamaz duruma getirmeye çal›flt›¤› vurguland›.
“Yetkin mühendislik”,
kim için ne için?
‹nflaat Mühendisli¤i alan›nda
bafllayan ve zamanla di¤er mühendislik alanlar›n› da kapsayan,
ö¤rencilerin mezun olduktan
sonra kendi alanlar›nda “yetkinleflmelerini” hedefleyen yasal düzenleme, daha önce de gündeme
gelmifl ve tepkilerle karfl›laflm›flt›.
Bu düzenlemeye göre inflaat mühendislerinin alanlar›ndan mezun
olduktan sonra kendi ifllerini yapabilmeleri için “yetkinlik” sertifikas› almalar› gerekmektedir.
Bunun için de bir uzman kurum ya da iflletmede düflük ücretle en az befl y›l süreyle staj
e¤itimi almalar›, bu e¤itimin so-
nunda s›nava girmeleri gerekmektedir. Mühendislerin “yeterlilik” s›nav›n› geçememeleri ise yaflamlar› boyunca sermayeye ucuz
iflgücü olarak kalmalar› anlam›na
gelmektedir. Patron örgütleri,
mühendislik alanlar›nda daha fazla uzmanlaflma, daha nitelikli
emek iddias›yla hareket ederken
ilgili mühendislik odalar›, sermayenin kendi ihtiyac›n› karfl›layabilecek ve ayn› zamanda eme¤e ba¤›ml›l›¤›n› da azaltacak nitelikte
ve yo¤unlukta emek kayna¤› sa¤lamaya çal›flt›¤›, bunun ö¤renciler
aç›s›ndan sonu gelmeyen bir
maraton, kurslara para, s›navlar ve ucuz iflgücü olarak
kalma anlam›n› tafl›d›¤›n› savun(Ankara)
maktad›rlar.
Tütündeki kota
üreticilerin
belini büktü
Hatay’›n Yaylada¤› ilçesinde tütüne konulan
kotayla birlikte ekim yapamayan köylüler, tütün
yerine bu¤day ekmeye bafllad›.
D‹HA’ya konuyla ilgili aç›klama yapan köylüler yaklafl›k 10 y›l öncesine kadar köylünün serbestçe ekimini yapt›¤›n› ve tütünden iyi para kazand›¤›n› söylediler. Geçmiflte 10-15 ton y›ll›k tütün eken köylülerin bugün bu üretiminin 200300 kiloya düflürüldü¤ünü kaydeden köylüler, tütün ekim kotas›n›n çok komik kilolara düflmesine ra¤men, kimi köylülerin halen üretime devam
etti¤ini dile getiriyor.
Bir köylünün 200 kilo tütünden y›lda bin 100
YTL para kazand›¤›n› vurgulayan üretici köylülerden Ufuk Mansur flunlar› söyledi: “Ben y›llard›r tütün ekiyordum. Ama devletin ald›¤› karar gere¤i tütün ekimi zorlaflt›. fiimdi kara kara
ne yapaca¤›m› düflünüyorum. Baz› vatandafllar ise
bu¤day ekmeye bafllad›. Ancak bu¤day ekimi için
buralar çok elveriflli de¤il.”
(H. Merkezi)
Tafleron
flirketler
kap› d›flar›
Birleflen iflçiler yenilmez...
Sendika üyesi olduklar› için
Temmuz ay›nda iflten at›lan Çapa T›p Fakültesi Hastanesi personeli seslerini duyurabilmek,
hastane çal›flanlar›n›n ve hastalar›n sürdürdükleri direnifllerine
sahip ç›kmas›n› istemek için 14
Ekim 2008 tarihinde hastane
bahçesindeki Monoblok önünde
toplanarak Rektörün haks›z tutumundan vazgeçmesini istediler. SES üyesi sa¤l›k emekçileri,
“Sa¤l›k ifli ekip iflidir”, “Ekipte
var›z, dönerde yokuz”, “Eflitlik
ve adalet istiyoruz”, “‹nsanca
yaflamak istiyoruz” sloganlar›yla
hastane bahçesinde yürüyüfl düzenledi.
Yürüyüflün ard›ndan Çapa
T›p Fakültesi Dekanl›¤›’na gelen
emekçiler burada alk›fllarla Rektörü protesto etti. SES Aksaray
fiube Baflkan› Songül Beydilli
yürüyüfl esnas›nda 1 Ekim itibariyle yürürlü¤e giren SSGSS ile
hastalar için paran kadar tedavi,
sa¤l›k personeli için ise performansa dayal› ifl güvencesiz sosyal haklar› elinden al›narak çal›flma koflullar› dayat›ld›¤›na dikkat
çekerek, sa¤l›k hizmetlerinde y›k›m› amaçlayan bu yasan›n bir
an önce kald›r›lmas› gerekti¤ini
söyledi.
Beydilli’nin ard›ndan aç›klama
yapan Belediye-‹fl 5 No’lu fiube
Baflkan› Nihat Altafl da bilim
yuvas› s›fat›yla görev yapan bir
üniversitenin sa¤l›k çal›flanlar›n›n
sosyal ve ekonomik haklar›n›n
da¤›t›m›nda adaleti gözeten kurumlar olmas› gerekti¤ini söyledi. Y›llard›r kölelik koflullar›nda
çal›flt›r›lan ve sadece anayasal
haklar› olan sendikaya üye olma
hakk›n› kulland›¤› için türlü bahanelerle iflten at›lan iflçilerin bir
an önce ifllerinin bafl›na geçmelerinin gerekti¤ini söyledi.
(‹stanbul)
Telekom iflçileri:
“Telekom elini
ekme¤imden çek!”
Telekom’a ba¤l› tafleron Assitt firmas›
bünyesindeki Ça¤r› Merkezinden ç›kar›lan
iflçilerin bafllatt›¤› eylem açl›k grevine evrilerek sürüyor. 19 A¤ustos tarihinde iflten
ç›kar›lan 11 iflçi, 7 Eylül’den itibaren oturma eylemine bafllad›lar. Ancak patronun
aradan geçen süre içerisinde herhangi bir
görüflme ve anlaflmaya yanaflmamas› üzerine, iflçiler Ça¤r› Merkezi önünde gerçeklefltirdikleri eylemlerini, 22 Ekim itibariyle açl›k grevine dönüfltürdüler.
Ça¤r› Merkezi’nden at›ld›klar› için direnifle geçen iflçiler, çal›flma koflullar›n›n
düzeltilmesi ve iflten at›lan iflçilerin ifle geri dönmesi talepleriyle bafllat›lan eylemin
açl›k grevine dönüflmesi vesilesiyle bir de
bas›n aç›klamas› yapt›.
21 Ekim günü saat 16.00’da gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas›ndan önce, direniflteki iflçiler ve de destek için gelen kitle,
ça¤r› merkezinin yak›n›nda bulunan
“Centrel Hospital” önünde toplanarak,
yürüyüfle geçti. Çeflitli dövizler tafl›yan
kitle, yürüyüfl s›ras›nda s›k s›k “Kurtulufl
yok tek bafl›na ya hep beraber ya
hiçbirimiz”, “Assitt iflçisi yaln›z de¤ildir”,
“‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek”
vb. sloganlar att›.
Yürüyüfl, Ça¤r› Merkezi önünde sonlan›rken, burada kitleye hitaben bir bas›n
aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay› direniflteki
iflçilerden, Özgür Çataltepe yapt›. Çataltepe aç›klamas›nda, taleplerini aç›kça
ortaya koyduklar›n›, ancak flirket yöneticilerinin kendileriyle görüflmediklerini belirtti. ‹flçiler olarak tutunduklar› tek dal›n
çal›flt›klar› iflleri oldu¤unu da ifade eden
Çataltepe, iflten ç›kar›ld›klar› için zorluklar yaflad›klar›n›, bu süreçte evlerindeki
baz› elektronik malzemeleri bile satmak
zorunda kald›klar›n›, kredi kartlar›n›n limitinin bitmesi nedeniyle evlerine gelen hacizleri engelleyemediklerini de söyledi.
Çataltepe, 5 günlük açl›k grevi bafllatacaklar›n› ve bu 5 günlük sürecin flirket
yetkilerine karfl› bir uyar› oldu¤unun alt›n›
çizerek, “Kuruma bu kadar emek vermifl
ve yasal hakk›n› kullanm›fl kiflileri kimse
bu kadar kolay hayat s›n›rlar› d›fl›na atma
hakk›na sahip de¤ildir. Ve biz bu haks›zl›¤a
boyun e¤ecek kifliler de¤iliz” dedi.
Çataltepe ayr›ca, 21 ayd›r ücretlerine
zam yap›lmad›¤›n› ve 24 saat yüksek radyasyon alt›nda, 8 buçuk saat bilgisayar
karfl›s›nda göz, kulak ve beden sa¤l›klar›-
n›n yok edildi¤ini de sözlerine ekledi ve
12 ayr› vardiya karfl›l›¤›nda sadece 630
YTL ald›klar›n›, bunun kabul edilemeyece¤ini belirtti.
Çok say›da sendika ve kurumun da
destek verdi¤i aç›klama, at›lan sloganlarla
sona erdi.
(Kartal)
Sendikaya üye oldular, ifllerinden at›ld›lar!
Bursa Organize Sanayi Bölgesinde kurulu olan Alman emperyalizminin flirketi
CONTITECH Lastik San. Tic. Afi’de
çal›flan iflçiler sendikaya üye oldular ve ard›ndan da ifllerinden at›ld›lar.
Emperyalistler bizim gibi ülkelerde sermaye yat›r›m› yaparak, hem ucuz hammadde, hem pazarlama sorununu çözüyorlar
ama en önemlisi de ucuz iflgücünü sa¤l›yorlar. Bu flirketler, kendi ülkelerinde bir
iflçiye vermek zorunda
olduklar› ücretle bizim
gibi ülkelerde en az 5-6
iflçi çal›flt›rabilmektedirler. Bu kadar yo¤un sömürünün oldu¤u bir
yerde, iflçiler de çal›flma
koflullar›n› iyilefltirmek
amac›yla Petrol-‹fl
Sendikas›’na üye olunca, patron ekonomik
krizi bahane ederek
sendikal çal›flman›n öncülü¤ünü yapan 18 iflçiyi iflten ç›kartt›.
Petrol-‹fl Bursa fiubesi, 21 Ekim günü
fabrikan›n önünde iflten ç›kart›lan iflçilerle
birlikte yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile patronun yasa d›fl› tutumunu k›nayarak 15.30
vardiyas›ndan ç›kan iflçilere seslendi ve arkadafllar›n›n bu onurlu mücadelesine destek istedi.
fiube Baflkan› yapt›¤› aç›klamada “pat-
ron iflçileri sendikal örgütlülükten de¤il,
ekonomik krizden dolay› iflten ç›karmakta
oldu¤unu söylemektedir. Bu do¤ru de¤il.
Yaklafl›k 250 çal›flan içinden seçilenlerin
hemen hepsi sendikalaflma faaliyetini sürdüren etkin üyelerimizdir” dedi.
Sendikaya üye olduklar›ndan dolay› iflten ç›kart›lan bir iflçi de geliflmeleri flöyle
özetledi:
“‹fl koflullar›m›z zorlaflt›r›lm›flt›. Çal›flt›¤›m›z yer sa¤l›k aç›s›ndan kötü, kulland›¤›m›z malzemeler genelde zehirli uçucu
maddelerdi. ‹çerde ç›kan duman da zehirlidir. Biz bu koflullar› de¤ifltirmek için sendikaya üye olduk. Ancak patron sendikaya
üye oldu¤umuzu ö¤renince ço¤unlu¤u sa¤lamam›z› engellemek için sendikal mücadelenin öncülü¤ünü yapan 18 kifliyi iflten ç›kartt›. Sendikal› olmak kanuni hakk›m›z,
ancak patronlar kanunsuzluk yap›yor. Biz
bu onurlu mücadeleyi sonuna kadar sürdürece¤iz.”
(Bursa)
D‹SK’e ba¤l› Dev Sa¤l›k-‹fl, SES Bursa fiubesi ve Bursa Tabip Odas› Uluda¤ Üniversitesi Hastanesi önünde tafleron flirkette çal›flan
yüzlerce sa¤l›k çal›flan› ile birlikte tafleronlaflt›rmaya ve sa¤l›¤›n ticarilefltirilmesine karfl› bas›n
aç›klamas› yaparak uygulamalar› protesto etti.
22 Ekim günü hastane önünde çeflitli sloganlar atarak eylemi bafllatan kurumlar ad›na Fikret
Sar›güllü bas›n aç›klamas›n› okudu.
Sar›güllü sa¤l›k alan›nda son on y›ld›r hayata
geçirilen piyasalaflt›rma uygulamalar›n›n, sa¤l›¤›
temel bir insan hakk› olmaktan ç›kart›p, al›n›p sat›lan bir piyasa mal›na dönüfltürdü¤ünü belirtti.
“Uluda¤ Üniversitesi Sa¤l›k Uygulama ve Araflt›rma Merkezinde ayn› ifli yapan sa¤l›k çal›flanlar›n›n
bir k›sm› memur statüsünde, ama hasta bak›c›,
t›bbi sekreter, teknisyen olarak çok düflük ücretlerle ve ifl güvencesiz çal›flt›r›lmaktad›r” diyen Sar›güllü’nün ard›ndan Dev Sa¤l›k-‹fl Genel Baflkan›
Arzu Çerkezo¤lu söz alarak tafleron sistemini
ve sa¤l›¤›n paral› hale getirilmesini elefltirdi. Çerkezo¤lu bu uygulamalara karfl› örgütlü mücadele
edilmesi gerekti¤ini de ifade etti.
(Bursa)
‹skenderun
E¤itim-Sen’de
etkinlik
5 Ekim Dünya Emekçi Ö¤retmenler Günü
vesilesiyle 6 Ekim 2008 Pazartesi günü saat
18.00’de E¤itim-Sen ‹skenderun fiubesinde k›sa
bir etkinlik gerçeklefltirildi. Etkinlik flube temsilcilerinin konuflmalar›yla bafllad›. Temsilciler konuflmalar›nda mücadelenin bitmedi¤ini dile getirdi. Yap›lan konuflmalardan sonra emekli olan ö¤retmenlere birer plaket verildi. Ard›ndan ö¤retmenlerin kendi aralar›nda yapt›klar› konuflmalardan sonra etkinlik sona erdirildi.
(‹skenderun YDG)
Bas›n
toplant›s›na
faflist bask›n
Hatay’›n Samanda¤ ilçesine ba¤l› Tekebafl› Beldesi sakinlerinin beldede kurulmak istenen rüzgar
enerji santrallerinin kald›r›lmas› için düzenledikleri
bas›n toplant›s›n› basan AKP’li Belediye Baflkan› ‹rfan Bal›kç› temsil etti¤i kesimin halk›n sa¤l›¤› noktas›ndaki anlay›fl›n› da ortaya koydu. Bask›n s›ras›nda
ç›kan gerginlikte köylülerin protestosu ile karfl›laflan
Bal›kç› toplant› salonunu terk etmek zorunda kald›.
Toplant›da bir konuflma yapan Tekebafl› Beldesi Belediye Meclis Üyesi Fikret Ifl›k, rüzgar
enerji santralinin yerleflim alanlar›nda olmamas›
gerekti¤ini, tesislerin beldedeki verimli topraklara
ve canl› hayvan türlerine zarar verece¤ini söyledi.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
31 Ekim-13 Kasım 2008
Bir sefer, bir hezimet ve Erdo¤an
Bezelê bask›n›yla hali haz›rda flaflk›na dönmüfl Türk hâkim s›n›f ve
temsilcileri, mevcut acz hali içinde,
“çareyi” Abdullah Öcalan’a fiziki sald›r›da bulmakla, bir kez daha çaresizliklerini sergilemifl oldular. A¤›r tecrit
koflullar› alt›nda günün her an›nda ve
her noktadan kamerayla izlenen Öcalan’a yönelik bu sald›r›ya yan›t hiç de
gecikmeyecekti. Nitekim Amed,
Do¤ubeyaz›t, Siirt, Hakkari, Nusaybin, Mersin sokaklar› hükmünü
vermiflti.
Bilhassa Amed’te bu hükmün baflka bir anlam› daha vard›r: Erdo¤an
yaklaflan yerel seçime yönelik bir sefere daha ç›km›flt›r. “Paflas›n›n baflbakan›” Erdo¤an, söyleyecek yeni
bir sözden yoksun, faflizme kin kusan
flehre girerken yo¤un gaz kokusunu
hissedebilmifl midir, hissetmiflse ne
düflünmüfltür bilemeyiz. Bildi¤imiz
bir fley varsa, o da, ipli¤i pazara
HPG flehidi
topra¤a verildi
Bingöl’ün Karacehennem bölgesinde ç›kan çat›flmada yaflam›n› yitiren
HPG’li Mehmet Gül (Bahtiyar Cilo), Van’da binlerce kiflinin kat›l›m›yla
topra¤a verildi.
Bingöl Devlet Hastanesi’nden al›nan cenaze gece geç saatlerde Van’a
getirildi. Cenazenin birçok noktada
bekletilerek geciktirilmesi üzerine,
Gül’ün ailesinin bulundu¤u Erek Mahallesi’nde biraraya gelen binlerce kifli
gösteri düzenledi. Saatlerce süren
gösteride s›k s›k “fiehit namirin”,
“Katil Erdo¤an” sloganlar› at›ld›. Yürüyüfle mahalle sakinleri de alk›fl ve
z›lg›tlarla destek verirken, yüzleri kapal› gençler yolu trafi¤e kapatt›.
Kitlenin yürüyüfle geçmesi ve baz›
yollar›n trafi¤e kapat›lmas› üzerine cenazenin merkeze gerilmesine izin verildi. Cenaze binlerce kifli taraf›ndan
karfl›land›. Evinin önüne getirilen cenaze ön saflar›nda yüzleri kapal› ve ellerinde meflalelerin bulundu¤u gençlerin
olufltu¤u bir yürüyüflle fiabaniye Mezarl›¤›’na götürüldü ve burada defnedildi.
(H. Merkezi)
Halklar›n
kardeflli¤i yürüyüflü
Ege Üniversitesi’ndeki devrimci,
demokrat ve yurtsever ö¤renciler, artan ›rkç›-faflist sald›r›lara ve estirilmek
istenen floven dalgaya karfl› üniversite
içinde bir yürüyüfl düzenledi.
16 Ekim Perflembe günü Edebiyat Fakültesi önünde biraraya gelen
ö¤renciler, Ö¤renci Çarfl›s›’na kadar
yapt›klar› yürüyüflün ard›ndan bir bas›n aç›klamas› yapt›. Bas›n aç›klamas›nda, geçti¤imiz dönemlerde gerek Ege
Üniversitesi’nde gerekse de di¤er üniversitelerde yaflanan faflist sald›r›lara
de¤inen üniversite ö¤rencileri, faflistlerin tüm bu sald›r›lar›nda karfl›lar›nda
devrimci, demokrat ve yurtsever ö¤rencileri bulduklar›n›, dün oldu¤u gibi
bugün de halklar üzerine kin kusmalar›na izin vermeyeceklerini, Kürt halk›na yönelik imha ve inkara, flovenizme
karfl› bulunduklar› her alanda halklar›n
kardeflli¤i fliar›n› yükselteceklerini söylediler. Ö¤renciler, yapt›klar› bas›n
aç›klamas›n›n ard›ndan sloganlar eflli¤inde tekrar Edebiyat Fakültesi’nin
önüne yürüdüler.
(‹zmir)
ç›km›fl bir sahtekar›n, riyakar,
utanmaz konuflmalar›na art›k
kendisinin de inanmad›¤›d›r.
Erdo¤an, gericili¤in ve faflizmin bir
sözcüsü olarak öylesine utanmazd›r
ki, konuflmas› s›ras›nda önünde duran
çelik perdenin izah›n› yapmay› bile
gerek görmemifltir. Halbuki al›fl›ld›k
olan, konuflurken havas›na hava katan
jestleri, mimikleri Amed konuflmas›nda yoktur. Kas›mpaflal› edas› yerini
flaflk›nl›¤a ve bir dolu z›rvaya b›rakm›flt›r.
Kapal› kepenkler, kitlesel protestolar, çat›flmalar “Daha yola ne kadar devam edilebilir ki?” diye
sordurtmufltur mutlaka kendisine.
Nedir ki, faflizm kâr h›rs›n›n hoyratl›¤›d›r ve ak›ls›zl›k do¤urur. Bu ak›ls›zl›k halini göremeyecek kadar kör
eder ve reayan›n akl› hesaba kat›lmaz. ‹flte Erdo¤an bu tipik mant›ks›zl›k haleti ruhiyesinde kitlenin öfkesini
bertaraf etme iddias›nda tek söz bile
söyleyemez. “Diyarbak›r’› yönetenlerin çöp arabalar›, temizlik
iflçileri yok mu? ‹flte halk›m gereken dersi vermeli…” derken
basitlefltikçe basitleflmifltir. Tüccar
zihniyeti “demem o ki, mevcut
belediye iyi çal›flm›yor. Seçim
vakti hesap sorun. Siz bize oy
verin”e varm›flt›r. Basitli¤in ötesinde
diz boyu ciddiyetsizliktir bu. Çünkü
bu sözler söylenirken dahi, kitleler
protesto halindedir. Protestonun
hedefindeki ise Erdo¤an flahs›nda TC devletidir. Diyarbak›r halk›
kimi hedefe koyaca¤›n› iyi bilmektedir.
Kendince mevcut yerel yönetime
yüklenmeye çal›flan Erdo¤an, ‹stanbul
projeleriyle beraber TRT’de günde
12 saat Kürtçe yay›n yap›laca¤›n› da
“müjde”liyordu. Oysa Erdo¤an’›n
sözcülü¤ünü yapt›¤› ayn› devlet, daha
dün, çok dilli belediyecilik uygulamas›ndan dolay› Suriçi Belediye Baflkan›
Abdullah Demirbafl’› görevden alm›flt›. Diyarbak›r Barosu Baflkan›
Sezgin Tanr›kulu hakk›nda, Kürtçe ajanda bast›rd› diye soruflturma
açm›flt›r. B›rakal›m çocuklara takt›¤›m›z Kürtçe isimlere, park, bahçe, sokaklara verilmek istenen isimlere,
Kürtçe çiçek isimlerine dahi tahammülsüz bir devlettir söz konusu olan.
Protestolar› görmezden gelmifl
gibi yaparak yola devam diyen Erdo¤an Dersim’de alm›flt›r ki solu¤u,
Dersim’in cevab›, Amed’le ayn›d›r.
“Buradan bize ekmek ç›kmaz”
diye düflünmek zorunda b›rak›lan Erdo¤an, nihayet seyahatini tamamlam›flt›r. Söyleyecek pek sözü yoktur
ya, yine de ayn› cümleleri sarf etmeye devam etmifltir; “Kardefl kavgas› ç›karmak niyetinde bunlar.
Çocuklar› kullanmakta bir sak›nca göremeyecek kadar gözleri dönmüfl.” Yine ayn› laflar, üstelik
koro halinde söylenmifltir. Geçti¤imiz
günlerde hafif bir yalpalamayla hizay›
bozan medya da, durmas› gerekti¤i
yerin bilincinde koronun bafl›n› çekmifltir.
Birincisi, Kürt illerindeki hiçbir
çat›flman›n hedefinde siviller yoktur.
‹kincisi, madem ço¤unlu¤u çocuktur, kapal› kepenklere ne diyorsunuz? Tehdit sonucu kapal› deniliyorsa, neden esnaflar hakk›nda soruflturma aç›l›yor?
Üstelik, “Kad›n da olsa, çocuk
da olsa gereken yap›lacakt›r” diyen ve uygulayan bir gözü dönmüfllük içindeyken egemenler, ölen çocuklar›n hesab›n›n sorulaca¤›n› hesap
etmiyor mu? Onlar›n buna cevab› ne
olursa olsun, net olan bir fley vard›r:
Bu kitlesel eylem dalgas›, tek bafl›na Abdullah Öcalan’› sahiplenmek
de¤ildir. Ulusal bask›ya, sömürüye,
kader olarak dayat›lan yoksullu¤a, iflkenceye, katliamlara karfl›, bunlar›
yaratan bu köhne düzene karfl› bir
serh›ldand›r esas›nda. Bu Erdo¤an
için çok önemli olan belediyeleri kazanma çabalar›na net bir cevapt›r.
“Diyarbak›r kalesinden notlar”
düflmüfltür tarih sayfalar›na.
Dersim’deki yozlaflt›rmaya
kad›n gerillalar›n ortak yan›t›
Elimize e-mail yoluyla
ulaflan Türkiye Komünist
Partisi/Marksist
Leninist
Dersim Bölge Komutanl›¤›
imzal› bildiriye göre Türkiye
‹flçi Köylü Kurtulufl Ordusu
kad›n gerillalar› ile YJA Star
gerillalar› yapt›klar› ortak
eylemle Dersim’deki yozlaflmaya karfl› durduklar›n› ve
duracaklar›n› gösterdiler. “Dersim’de fuhufl amaçl› birahanelerde ve herhangi bir yerde kad›n
çal›flt›r›lmas›na geçit vermeyece¤iz” denilerek bafllayan bildiri
“Fuhufl ve uyuflturucu trafi¤inin
döndü¤ü birahaneler, yozlaflt›rma, muhalif ve siyasal duruflundan koparma sald›r›lar›n›n bafll›ca
merkezleri aras›nda yer almaktad›r... Özellikle Dersim il merkezinde ve Pertek ilçe merkezinde
aç›lan birahaneler bu yönlü
önemli ifllevler görmektediler”
fleklinde devam ediyor.
Gerillalar yapt›klar› aç›klamada ayr›ca ilk olarak 2005 sonu
2006 bafllar›nda yöneldiklerini ve
Dersim il merkezindeki bir birahaneye dönük eylemlerle bu sald›r›lara geçit vermeyeceklerini
ilan ettiklerini, ancak belli geri
ad›mlar›n olmas›na ra¤men halen
kad›n çal›flt›ran, fuhufl yapt›ran
birahanelerin mevcut oldu¤unu
vurgulad›lar.
“Bundan kaynakl› izlemeye
Dersim’de ormanlar yan›yor!
Y›llard›r uygulad›¤› orman yakma politikas›ndan bir fley kaybetmeyen faflist ordudan Dersim’de yanan ormanl›k
alanlar›n hesab›n› baflta
Dersim halk› olmak üzere kendisine insan›m
diyen herkesin sormas›
gerekmektedir.
Yaz mevsiminde ülkemizde
burjuva medyan›n en çok gündemini meflgul eden konulardan birisidir orman yang›nlar›.
Hemen hemen her gün TV haberlerinde, gazete küpürlerinde özellikle Akdeniz ve Ege
bölgesinde ç›kan orman yang›nlar› ile ilgili haberler yer almaktad›r. Haberler flu flekilde
bafllamaktad›r: “Türkiye’nin
kalbi ormanlar yan›yor!”
Asl›nda TC devleti, kalemflorlu¤unu yapan burjuva-feodal
medya arac›l›¤›yla timsah gözyafllar› dökmektedir yanan ormanlarla ilgili. Çünkü yanan ormanlar›n nedeni, bir süre sonra turistik bölgeler olmas› itibariyle aç›lan ihalelerde kendisini
ele vermektedir. Bu anlamda
asl›nda dökülen gözyafllar›n›n
birer aldatmaca oldu¤u, ormanlar› rant alan› olarak gördü¤ü ortaya ç›kmaktad›r. Bu
vesileyle asl›nda kendisini temize ç›karmaya çal›fladursun, Akdeniz’de ve Ege’de gündemleflen orman yang›nlar›n›n yan›s›ra baflka alevler de bölgedeki
ormanlardan yükselmektedir.
Buralarda devlet kendi yakt›¤›
ormanlar›n haberlerini b›rak›n
gündemlefltirmeyi, yanan ormanlar› söndürmek isteyen
köylüleri ve orman görevlilerine “sizi de oraya gömeriz”
diyerek müdahale etmektedir.
Daha geçen y›l A¤ustos
ay›nda TC ordusu ile T‹KKO
ve PKK gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flma sonras› Dersim
Hozat’a ba¤l› Kinzir ormanlar›
bizzat ordu taraf›ndan yak›lm›fl
ve söndürmek isteyenlere müdahale edilmifltir. Günlerce süren yang›n, gerillalar›n 11 saat
süren çat›flmas› sonucu di¤er
yerlere s›çramas› engellenerek
söndürülmüfltür. Bu y›l da Dersim’de orman yakma konusunda çal›flmalar›ndan taviz vermeyen kolluk güçleri yine Hozat’a
ba¤l› Dereköy mevkiinde bulunan ormanl›k alan› iki sefer atefle vererek yakm›flt›r. Geçti¤imiz aylarda bölgenin en önemli ve kendilerince en güvenli
gördükleri ve 38 Dersim Katliam› s›ras›nda kurulan Amutka
Karakolu’na PKK gerillalar› taraf›ndan yap›lan sald›r› eylemi
sonras› verdi¤i kay›plara tahammül edemeyerek hemen
yan›bafl›nda bulunan ve eylemin
yap›ld›¤›n› düflündü¤ü tepeler-
deki Dereköy bölgesi ormanl›k
alan› ilki A¤ustos ay› ortas›nda,
hemen oras› söndürüldükten
sonra bir baflka noktas›n› da
Eylül ay› bafl›nda havan at›fllar›yla atefle verip yakm›flt›r.
Yang›nlara dur demek
insanl›k görevidir!
Y›llard›r uygulad›¤› orman
yakma politikas›ndan vazgeçmeyen faflist ordudan Dersim’de yanan ormanl›k alanlar›n hesab›n› baflta Dersim halk› olmak üzere kendisine insan›m diyen herkesin sormas› gerekmektedir. Duyarl›
insanlar bu konuda seslerini
ve 盤l›klar›n yükseltilebilirse
ormanlar bu kadar kolay yak›lamaz.
(Dersim’den do¤al muhabir)
‹çerenköy halk›
zamlara, yoksullu¤a,
sefalete “dur” dedi!
‹çerenköy Halk Platformu 19 Ekim günü
Sabit Pazar önünde bir eylem yaparak, son
dönemde yap›lan zamlar› protesto etti. Partizan, DTP, ESP, EMEP ve Pir Sultan Abdal
Kültür ve Dayan›flma Derne¤i vd. kurumlar›n yer ald›¤› eylemde yap›lan aç›klamada, halk
dayat›lan sefalete ve yoksullu¤a sessiz kalmamaya ça¤›r›ld›.
Eylemde kitle ad›na yap›lan aç›klamada, uzun
süredir yap›lan zamlar›n, iflsizlik ve yoksullu¤un
kader olmad›¤› belirtildi ve sistemin adalet terazisinin bozuk oldu¤u vurguland›.
Aç›klama, ç›kart›lan yasalarla sa¤l›k kurumlar›nda paran kadar sa¤l›k anlay›fl›n›n hakim k›l›nd›¤›n›n vurgulanmas›yla devam etti ve “Paran kadar oku, paran kadar yafla, paran kadar insan muamelesi gör diyorlar” denildi. Egemenlerin ›srarla sürdürdü¤ü haks›z savafla da dikkat çekilen aç›klamada, askeri harcamalara ayr›lan milyonlarca dolarla yoksullu¤un ortadan kald›r›labilece¤i ifade edildi. Aç›klama mücadeleyi
büyütme ça¤r›s›yla sona erdi.
Aç›klama sona erdi¤i s›rada eylem yerine gelen ve de kitleye müdahale etmeye çal›flan polise, aç›klama s›ras›nda eylem yerinde bulunan bir
avukat›n müdahale etmesi üzerine k›sa süreli bir
tart›flma yafland›. Kitle alk›fl ve ›sl›klarla polisi
protesto ederek da¤›ld›.
(Kartal)
Gebze’de yozlaflma karfl›t› halk toplant›s›
Gebze /Ulafltepe’deki Hürriyet
Mahallesi halk›, mahallelerinde son
dönemlerde iyice yükselifle geçen
uyuflturucu, çeteleflme vb. yozlaflmaya karfl› çözüm üretmek üzere
biraraya geldi. Mahalle halk›n›n biraraya gelmesini h›zland›ran geliflme
ise, mahalle halk›ndan birinin k›sa
bir süre önce mahalledeki çeteler
taraf›ndan darp edilmesi oldu. Çetenin bölgeyi adeta mekan eyledi¤i
bir pozisyonun yaflanmas›, söz konusu darp etmeyi takiben, yine mahalledeki bir f›r›n›n ayn› çete üyeleri
taraf›ndan kurflunlanmas›, barda¤›
tafl›ran son damla olmufl adeta.
24 Ekim tarihinde, akflam saatlerinde bir araya gelen mahalle halk›n›n toplant›ya ilgisinin oldukça yo¤un oldu¤u gözlendi. Yaklafl›k 70 kiflinin kat›ld›¤› toplant› ise, mahalle
muhtar›n›n ve de mahallede faaliyet
sürdüren devrimci ve demokratik
kurumlar›n ça¤r›s›yla örgütlendi.
Yap›lan konuflmalarda, birbirine
komflu olan insanlar aras›nda iletiflimin ortadan kalkt›¤›na, bu iletiflimsizli¤in ise gençli¤in yozlaflmas›na
ald›¤›m›z yozlaflt›rma ve çürütme
yuvalar›na karfl› Bölge Komutanl›¤›m›za ba¤l› TKP/ML T‹KKO
kad›n gerillalar› ve YJA STAR
güçleri olarak yönelme karar› ald›k. Bu çerçevede Pertek’teki
Munzur Birahanesi’ne bombal›
bir eylem düzenlendi. Gerçeklefltirdi¤imiz eylem cinsel sömürü üzerinden gerçeklefltirilmeye
çal›fl›lan yozlaflt›rma sald›r›lar›na
bir yan›tt›r” fleklinde devam
aç›klaman›n sonunda gerillalar,
birahane sahiplerini uyar›rken
halk›m›za da “Oyuna gelme, seni
yozlaflt›rmaya çal›flan kifli ve kurumlara karfl› tav›r al. Bunlar›
teflhir et. Unutma ki; sofrandaki
ekme¤i çalanlar, kalan k›r›nt›lar›
çocuklar›n›n hakk›n› buralarda
harcatarak seni teslim almay›,
yozlaflt›rmay› hesapl›yor. Buna
izin verme” dediler.
Yerel kaynaklardan ald›¤›m›z
bilgilere göre geçti¤imiz günlerde de Pertek’te bulunan Saray
Birahanesi’ne bombal› bir sald›r›
düzenlendi.
katk› sundu¤una de¤inildi.
Mahallede bulunan yöre derne¤i benzeri oluflumlar›n ifllevsizli¤inin de yozlaflmaya büyük katk› sundu¤u da yine yap›lan konuflmalarda
de¤inilen noktalardan biri oldu.
Halk toplant›s›, örgütlenmenin
önemi de dahil, birkaç çözüm önerisinin getirilmesiyle devam etti. Bu
çözüm önerileri aras›nda, daha s›k
bir araya gelerek, sorunlar›n tart›fl›lmas›, mahalle sakinlerinin kendi
aralar›ndaki iliflkileri gelifltirmesi gibi öneriler yer al›rken, çeteleflme
ve yozlaflma içinde olan gençlerle
ve aileleriyle görüflme, ancak bu
görüflmenin aileleri ve gençleri teflhir edecek biçimde de¤il, dar bir
komisyonla yap›lmas› fikri de yine
çözüme dönük öneriler aras›nda
yer ald›. Toplant› bir sonraki toplant›ya daha genifl kat›l›m›n sa¤lanmas› temenni ve hedefinin dile getirilmesiyle sona erdi.
Toplant›da, tüm bu tablo karfl›s›nda neler yap›labilece¤ine dönük
somut öneriler ve çözüm yollar› oldukça eksik kalsa da, halk›n çeteleflmeye karfl› bir durufl sergilemesi aç›s›ndan oldukça önemli bir geliflme
olarak görülmesi gerekmektedir.
(Kartal)
İşçi-köylü 7
31 Ekim-13 Kasım 2008
Halkın gündemi
Hangi biri münferit?
28 Eylül 2008 tarihinde Derbent Mahallesi’nde Yürüyüfl dergisi
da¤›t›rken gözalt›na al›n›p tutuklanan
Engin Çeber götürüldü¤ü ‹stinye
Polis Karakolu ve Metris Hapishanesi’nde gördü¤ü iflkencelerden dolay›
9 Ekim’de yaflam›n› yitirmiflti. Hapishanede bir devrimcinin iflkenceyle
öldürülmesinin duyulmas›yla birlikte
kamuoyunda genifl yank›lar uyand›ran Çeber cinayeti sonras› Adalet
Bakan› Mehmet Ali fiahin, Çeber ai-
lesinden “özür” dileyerek sorumlular›n ortaya ç›kar›l›p cezaland›r›laca¤›n› söyledi. Kimi çevreler taraf›ndan samimi bir itiraf olarak de¤erlendirilen özrün hemen ertesinde Çeber’in ölümüne iliflkin bafllat›lan soruflturmalar›n seyri ise hükümetin
ikiyüzlülü¤ünü gösterdi.
Çeber’le birlikte gözalt›na al›n›p
tutuklanan arkadafllar›n›n, onunla ayn› hapishanede kalan adli tutuklular›n
verdi¤i ifadeler sonras›nda a盤a al›-
Eylemler devam ediyor
Mersin’de TAYAD’l› Aileler 20
Ekim Pazartesi günü Tafl Bina önünde bu durumu aç›klamak amac›yla
bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Aileler ad›na bas›n aç›klamas›n› okuyan Hasan Biber, “Bugün 20
Ekim, tam 8 y›l önce idi. 20 Ekim
2000’de ülkemiz hapishanelerinde
tüm siyasi tutsaklar açl›k grevine
bafllam›flt›. Nedeni; F Tipi hapishanelerde ‘Tecrit’di… En son olarak
‹stanbul Sar›yer’de Ferhat Gerçek için adalet istemiyle Yürüyüfl
dergisini da¤›t›rken Engin Çeber
üç arkadafl›yla birlikte gözalt›na
al›nm›flt›r. Bu gözalt›nda, karakolda
bafllayan iflkence hapishanede de
devam etmifltir. Hapishanede devam eden iflkence sonucundan kaynakl› Engin Çeber beyin kanamas›
geçirerek hayat›n› kaybetmifltir…”
diyerek hapishanelerdeki keyfi uygulamalar›n›n son bulmas› gerekti¤ini belirtti.
Eylem de s›k s›k “Adalet Bakan› sözünü tutsun”, “Engin Çeber’in katili AKP iktidar›d›r”, “Engin Çeber ölümsüzdür” vb. sloganlar at›larak eyleme alk›fllarla son
verildi.
(Mersin)
nan 19 gardiyan, avukatlar›n tüm taleplerine ra¤men “yeterli delil toplanmad›¤›” gerekçesiyle hala tutuklanmad›. ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’nün Çeber’i ölüme götüren ‹stinye Polis Karakolu’nda müfettifller taraf›ndan (polis müfettiflleri) yapt›¤›
“bilimsel incelemeler” sonucunda
karakolda “herhangi bir kötü muamele ve iflkence izine rastlanmad›¤›” yönünde raporlar düzenlenerek “kademeli ve orant›l› güç”
kullanan polis(imiz) kamuoyu vicdan›nda aklanmaya çal›fl›ld›. Ayn› müfettifller Çeber’in iflkenceyle öldürüldü¤ünün kan›t› olan ‹stinye Devlet
Hastanesi ve fiiflli Etfal Hastanesi’nden al›nan 3 raporda da “iflkence
veya kötü muamele” tespiti olmad›¤›n› alt›n› çize çize vurguluyorlar.
Ayr›ca soruflturmaya Bak›rköy Cumhuriyet Baflsavc›l›¤› taraf›ndan gizlilik karar› da konuldu.
Görünen o ki bu davan›n bir an
önce gündemden düflmesi için gereken ne varsa yap›lmaya çal›fl›l›yor. Zira yine bir polis kurflunuyla sakat kalan Ferhat Gerçek’in hesab›n› sormak ve hedef gözeterek at›fl yapan
polislerin tutuklanmas›n› istedi¤i için
öldürülen Engin Çeber’le ilgili yap›lan
her haber, sorulan her soru baflka
bir iflkenceyi ortaya ç›kar›yor.
Çeber’in ölümünün üzerinden 15
günü aflk›n bir zaman geçti. Sadece
bu 15 gün içerisinde yaflananlar iflkencenin münferit olmad›¤›na dair
baflka söze gerek b›rakm›yor. Kar-
tal’da iflletti¤i kafeden içti¤i çay›n paras›n› ödemeden ç›kan polisi uyard›¤› için bir ekip otosu polisten dayak
yiyen kafe sahibi komaya girdi. Günlerce hastanede kalan genç hakk›nda
soruflturma bafllat›ld›. Ba¤c›lar’da
yoldan al›nan Ahmet Laçin götürüldü¤ü Ba¤c›lar Polis Karakolu’ndan
iki gün sonra hastaneye kald›r›ld›. Beyin kanamas›ndan dolay› yaflam›n› yitiren Laçin için Ba¤c›lar Emniyeti kaçarken düfltü¤ü aç›klamas›n› yapt›.
Hortum Süleyman lakapl› az›l› faflistin komiserlik yapt›¤› dönemde
ünlenen Beyo¤lu (Taksim) Polis Karakolu iflkence konusunda en iyi çal›flan yerlerden biri oldu. Festus
Okey’in öldürülmesiyle de gündeme
gelen karakola götürülen 4 genç
arand›¤› söylenen arkadafllar›n›n yerini söylemesi için saatlerce dövüldü.
Mardinli Mehmet Cirik’in kendisine kimlik soran polislerce gözalt›na al›narak götürüldü¤ü karakolda
gördü¤ü iflkenceler sonucu dala¤›
patlayarak ameliyata al›nd›.
Yine kimli¤ini bilmedi¤i bir kifli taraf›ndan b›çaklanan 16 yafl›ndaki KK
flikâyetçi olmak için gitti¤i Taksim
Polis Karakolu’nda üzerine köpek
sald›rt›larak dövüldü. Polisin tartaklad›¤› bir kifliyi görüntüleyen NTV
muhabiri ayn› karakola götürülerek
ayn› muameleyi gördü. Gümüflsuyu
Mahallesi’nin muhtar› olan Çi¤dem
Nalbanto¤lu’na kimlik kontrolü s›ras›nda “daha nazik konuflun” dedi¤i
için 2’si kad›n 20 polis taraf›ndan
meydan daya¤› at›ld›.
‹flkenceye “s›f›r tolerans” tan›yaca¤›n› iddia eden hükümet, bu söylemin alt›n› demokrasiye s›f›r tolerans
diye dolduruyor kuflkusuz. Son 2 haftada yaflanan ve sadece bas›na yans›yan yan›yla verebildi¤imiz bu tablo
çok flafl›rt›c› olmasa gerek. ‹flkencecilerin korundu¤u, haklar›nda aç›lan soruflturmalara gizlilik karar› kondu¤u,
davalar›n›n ise zamanafl›m›na u¤rat›ld›¤›, iflkence yapan›n tespit edilmesi için
bürokratik engeller konuldu¤u memleketimizde u¤rad›¤› iflkencelerden
dolay› sakat kalanlar›n, katledilenlerin
cezaland›r›ld›¤›yla ilk defa karfl›laflm›yoruz. Son olmayaca¤›n› da biliyoruz.
Böylesi bir gerçekli¤in fark›nda
olan Adalet Bakanl›¤› bunun üzerinden de durumu lehlerine çevirmek
için her zaman oldu¤u gibi ka¤›t üzerinde kalacak giriflimlerde bulundu.
Çeber’in ölümü üzerinden duyulan
derin üzüntülerle birlikte sözde ‘iflkencenin önlenmesi’ni sa¤layacak
olan yasal düzenlemeler yap›ld›. ‹flkence gören kim olursa olsun tazminat davas› aç›p hakk›n› arad›¤›nda es
kaza mahkemeyi kazan›rsa, ödemeyi
kendisine iflkence yapanlardan alacak. Anayasan›n 129. maddesinde yap›lan bu düzenleme ile iflkence yapan
yapt›¤›n›n bedelini ödemifl, iflkence
gören ise “hakk›n›” alm›fl olacak deniliyor. Do¤all›¤›nda hem iflkencenin
hesab› sorulmufl oluyor, hem de iflkencenin devletle iliflkilendirilmesinin önü tamamen kapat›lm›fl oluyor.
Ne bu düzenlemenin ne de yap›lacak
herhangi baflka bir düzenlemenin katillerden hesap sor(a)mayaca¤› tarihimizden bize bir ders. Bu tarihten onlara kalansa giderek yak›nlaflan sonlar›ndan kurtulamayacak olmalar›.
Sincan 1 No’lu F Tipi’nden K›r›kkale’ye sürgün sevk!
Ali Gülmez K›r›kkale
F Tipi Hapishanesi’ne sürgün edildi
Hapishaneler;
hak ihlalleri
ihmaller ve
yeni ölümler…
‹HD Ankara fiubesi Cezaevi
Komisyonu 15 Ekim tarihli aç›klamas›nda hapishanelerdeki hak
ihlallerine de¤indi. Komisyon üyesi Fatma Y›lmaz taraf›ndan
okunan aç›klamada, yasalar›n keyfi
bir flekilde uyguland›¤›, Ergenekon
davas›n›n “hasta tutsaklar›n›” serbest b›rakan yasal dayana¤›n, adli
ve siyasi tutsaklara iflkence, dayak ve ölüm olarak döndü¤ü
belirtildi.
Engin Çeper’in katledilmesine
de¤inilen aç›klamada hapishanelerde yaflanan hak ihlalleri flu flekilde özetlendi:
“Orman kanununa muhalefet”
suçuyla hapishanede tutulan Duran Do¤an sa¤l›k kurullar›n›n
“infaz karar›n›n 1 y›l süreyle
durdurulmas›” karar›na ra¤men
Adli T›p Kurumu’nun, sa¤l›k kurulu raporunu onaylamamas› nedeniyle tahliye edilmemifltir. Tutuklu bulundu¤u 9 ay süresince
Bypass ve 3 kez anjiyo olan Do¤an tutuklanmadan önce de akci¤er, kalp ve böbrek yetmezli¤i
hastal›klar›ndan tedavi görmüfl, 2
Ekim 2008’de hapishanede yaflam›n› yitirmifltir.
Ayn› flekilde; Bolu Hapishanesi’nde bulunan Mehmet Ali Çelebi ise Wernike Korsakof
hastas› ve ileri derecede flizofrendir. Bak›rköy Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastanesi’nde ileri derecede flizofren tan›s› konulan
Çelebi, yaflam›n› tek bafl›na sürdürecek durumda de¤il, kendisine
ve yan›ndakilere zarar verme riski
tafl›yor. Buna ra¤men 8 ayd›r Adli
T›p Kurumu’ndan kendisine bir
cevap gelmemifl, kaderine terk
edilmifltir.
Y›lmaz aç›klaman›n devam›nda; “Sa¤ ald›¤›n› iflkenceyle öldüren, hasta tutuklusunun tedavisini
engelleyerek ölümüne neden
olan, görüfle giden ailelere sald›ran bir adalet sistemiyle karfl›
karfl›yay›z” dedi.
(Ankara)
17 Temmuz Cuma günü Sincan 1
No’lu F Tipi Hapishanesi’nde, a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet hükümlüsü olarak 10 y›ld›r tutsak olan Ali Gülmez, bulundu¤u hücreden apar topar al›narak K›r›kkale F Tipi Hapishanesi’ne zorla sevk edildi. Keyfi gerekçelerle ailesiyle görüfltürülmeyen
Ali Gülmez ile görüflen Av. Ali Haydar Hakverdi’den edindi¤imiz bilgile-
re göre; K›r›kkale Hapishanesi’ne giriflte önce zorla ç›r›lç›plak soyulmufl,
kollar› bükülerek hücreye kadar
yerlerde sürüklenmifl, kendisine hakaret edilmifl, insanl›k onuruyla ba¤daflmayan bu uygulamaya karfl› direnmesinin üzerine fiziki iflkenceye
maruz kalm›flt›r. Keyfi bir flekilde K›r›kkale’ye sürgün edilen Gülmez’in
flu ana kadar eflyalar› kendisine verilmedi¤i gibi ailesiyle de görüfltürülmemifltir. Geçti¤imiz y›l aç›lan K›r›kkale F Tipi Hapishane’sine daha önce de PKK tutsaklar› zorla sürgün
edilerek fiziksel ve psikolojik iflkenceye maruz kalm›fllard›.
Ailesi sevk edildi¤i tarihten itibaren tüm giriflimlerine ra¤men Ali
Gülmez ile görüfltürülmemifltir. K›r›kkale’ye giden Selvi Gülmez orada
yaflad›klar›yla ilgili gazetemizi bilgilendirdi.
Devlet baba de¤il
zulüm baba!
Haberi ald›klar›nda ilk ifl olarak
avukatlar› aram›fllar ve ard›ndan k›z
kardefli ve de o¤lunun vasisi Sevim
Kalman’la birlikte yola ç›km›fllar.
Bundan sonras›n› ise flu sözlerle aktar›yor Gülmez Ana: “K›r›kkale’ye
var›nca önce savc›ya ç›karak görüfl
izni istedik. Ancak savc› vasinin belki görüflebilece¤ini, benim görüflemeyece¤imi söyledi. Elimize bir ka¤›t
vererek, bizi hapishaneye yollad›.
Sincan Kad›n Hapishanesi’nde
sa¤l›k sorunlar› devam ediyor
Sincan Kad›n Hapishanesi
Tutsak Partizanlar yazd›klar›
bir mektupla yaflad›klar› hak
ihlallerini kamuoyuyla paylaflt›lar.
“Yaflad›¤›m›z en önemli hak gasplar›n›n bafl›nda
sa¤l›k sorunlar› ve tedavi
olmam›z›n önünde ç›kar›lan engeller geliyor” diyen
tutsaklar flöyle devam ettiler;
“Herhangi bir rahats›zl›¤›m›z
oldu¤unda revire ç›kmak, hastaneye sevk ettirmek ve nihayetinde muayene olabilmek
bütün aflamalar›yla iflkenceye
dönüfltürülüyor biz tutaklar
için. Yüzlerce tutsa¤›n bulundu¤u hapishanede revirde genelde doktor bulunmuyor.”
29 Eylül tarihinde yaflad›klar› bir örne¤i bizlerle
paylaflan tutsaklar flöyle dediler; “9 günlük bayram tatili
öncesi 29 Eylül sabah› Birgül Uzun adl› arkadafl›m›z›n
hücresinde rahats›zland›¤›n›;
bilincini yitirdi¤ini, halisünasyon gördü¤ünü, gardiyanlar›
görünce 盤l›k att›¤›n›, yan›nda bulunan arkadafla da sald›rmaya çal›flt›¤›n› ö¤rendik.
Görevlileri ça¤›rarak doktora ç›kar›lmas›n› istedik. ‹dare, tatil oldu¤u için doktor
bulamayacaklar›n› söyledi.
Bunun üzerine nöbetçi müdürün gelmesini ve arkadafl›m›z›n acilen hastaneye götürülmesi gerekti¤ini söyledik.
Müdürün de hapishanede
bulunmad›¤›n›, ulaflamayacaklar›n› vs. söylediler. Bütün hücreler olarak müdür
gelene ve arkadafl›m›z hastaneye götürülene kadar kap›lar› döverek protesto ettik.
Akflama do¤ru müdür geldi.
Ve bütün gün Sincan’da bulunamayan doktor getirildi.
Ancak revirde bir i¤ne yap›larak doktor taraf›ndan ‘numara yap›yor’ fleklinde teflhis(!) de konularak arkadafl›-
m›z hücresine geri getirildi
ve ç›r›lç›plak oldu¤u halde
‘kimseye zarar vermesin’ diye tek kiflilik hücreye kilitlendi. Hasta bir insan› bu flekilde ç›r›lç›plak vaziyette
hücreye kilitlemenin insanl›k
d›fl› oldu¤unu, arkadafl›m›z›n
bir an önce hastaneye götürülmesini ve tedaviye bafllanmas›n› isteyerek herhangi bir
fley yafland›¤›nda ya da tek
bafl›na hücrede kendine zarar verdi¤inde sorumlusunun hapishane idaresi olaca¤›n› söyledik. Durumun ciddiyetini nihayet anlayan(!)
hapishane idaresi Uzun’u
hastaneye götürdü ancak bu
kez de tatil oldu¤u için ve
gerekli bölüm olmad›¤› için
hastane kabul etmedi tekrar
hapishaneye getirildi. Birkaç
kez hastaneye götürüldükten sonra ancak flizofren
teflhisi konularak tedaviye
bafllanabildi.…”
Hapishaneye vard›¤›m›zda asker ad›m›z› ve kime geldi¤imizi sordu. Elindeki listeye göre o¤lumun görüflü
varm›fl o gün. Saat iki oldu¤unda içeri girdik, ad›m›z› yazd›rd›k. Biz tam
görüfle girece¤iz diye beklerken, o¤lumun görüflünün Perflembe günü
oldu¤u söylendi. O gün ise günlerden Sal›yd›. O s›rada biz o¤lumun
çok kötü dövüldü¤ünü de ö¤renmifltik. K›r›kkale’ye getirildi¤inde, ç›r›lç›plak soymak istemifller, o da karfl›
ç›k›nca kollar›n› arkaya bükerek,
saçlar›n› yolarak fliddet uygulam›fllar.
O¤lumu dövdükten sonra ayakkab›
ve üst aramas›na karfl› ç›kt›¤› için
giysilerini vermemifller. Giysilerini
istedi¤inde ise, ‘makineden (X Ray
cihaz›) geç verelim’ demifller. O da
kabul etmeyince öylece içeri atm›fllar. Perflembe günü hapishaneye gitmeden önce savc›l›¤a giderek suç
duyurusunda bulunduk ve hapishaneye gittik, tekrar ismimizi yazd›rd›k. Bu defa da bize o¤lumun hastaneye götürüldü¤ü ve 29 Ekim’de görüfl oldu¤u söylendi, yine gidece¤im.
O¤lum tek kiflilik tecrit koflullar›nda
kal›yor, havaland›rmaya bile tek ç›kar›yorlarm›fl.
Ana babalara ve de tüm ailelere
buradan sesleniyorum: Mücadele
eden çocuklar›na gerek içerde gerekse d›flar›da sahip ç›ks›nlar. Devlet
baba demesinler, zulüm baba desinler. Bu devlet babal›¤› hak etmiyor!”
Gebze Hapishanesi’nde
yurtsever tutsaklara sald›r›!
Son süreçte bilinçli olarak
t›rmand›r›lan ›rkç›-flovenist
dalga, hapishanelerde de zaman zaman devrimci ve yurtsever tutsaklara sözlü ve fiili
sald›r› boyutuna gelmektedir. Bundan önce de benzer
provokatif tutumlarla k›flk›rt›lan adli tutuklular, baz› hapishanelerde devrimci tutsaklara fiziki sald›r›larda bulunmufllard›.
Bugün de ‹mral› Hapishanesi’nde A. Öcalan’a fiziki
iflkence yap›lmas›n› protesto
eylemlerinin her geçen gün
yayg›nlaflmas› karfl›s›nda çaresizleflen devlet, intikamc›
bir anlay›flla hapishanelerdeki
tutsaklara sald›r›da bulunuyor. Bu durumun son örne¤i
de Gebze M Tipi Hapishanesi’nde yafland›. 21
Ekim’de ziyarete giden aileler
olay› flöyle anlatt›lar; “Baz›
adli tutuklular ana maltaya
kadar ç›karak tutsaklara sald›rd›. PKK tutsaklar›n›n bu-
lundu¤u ko¤ufllara kadar giden ve gardiyanlardan kad›n
tutsaklar›n bulundu¤u ko¤ufllar›n anahtarlar›n› almaya çal›flan adli tutuklular hiçbir en-
gelle karfl›laflmadan(!) mazgal
kap›s›n› aç›p kad›n tutsaklara
ellerindeki bݍak vs. ne varsa
sald›rm›fl, ko¤ufl camlar›n›
k›rm›fllard›r.”
Hapishane yönetiminin ve
görevli gardiyanlar›n bu sald›r›y› nas›l engelleyemediklerini, faflist adli tutuklular›n b›çaklar› nas›l olup da ele geçirdiklerini ve bu katliam girifliminde bulunurlarken kimler-
den cesaret ald›klar›n› sormak gerekiyor. Tutsaklar›n
can güvenli¤inden sorumlu
bulunan hapishane idaresinin
faflist adli tutsaklar› cesaretlendiren, sald›r›lar›na zemin haz›rlayan bir tutum
içine girdi¤i yaflananlardan
ortadad›r.
Sald›r›ya u¤rayan tutsaklar›n aileleri 22 Ekim
günü ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde bir aç›klama yaparak olay hakk›nda bilgi
verdiler ve sald›r›y› protesto ettiler. Aç›klaman›n
ard›ndan aileler, 24 Ekim Cuma günü de Sultanahmet Adliyesi’nde suç duyurusunda
bulundular.
Ayn› hapishanede tutuklu
bulunan TKP/ML tutsaklar›
da yazd›klar› mektupta, sald›r›n›n d›flar›daki sald›r›lar›n bir
parças› oldu¤una de¤inerek
olay› protesto ettiklerini ifade ettiler. (Partizan fiehit
ve Tutsak Aileleri)
İşçi-köylü 8
Halkın Gündemi
31 Ekim-13 Kasım 2008
Küçük üreticiler krize yine haz›rl›ks›z yakaland›!
Sanayinin komprador niteli¤i özellikle 2001 krizinden sonra daha da belirgin flekilde ortaya ç›km›fl, bugünkü
sonuçlar›n a¤›rl›¤› bu nedenle daha da artm›flt›r.
Referans Gazetesi’nin 15 Ekim
tarihli bafll›¤› gitgide derinleflen kriz sürecinde; ezen s›n›flar›n kay›plar›n› nas›l
karfl›lamay› düflündüklerini en aç›k haliyle göstermekteydi. Gazetenin bafll›¤›
“Dünya para krizinde, Türkiye ise
f›nd›¤› 3 milyar YTL gömüyor!” .
Yani maliyetini dahi karfl›lamayan f›nd›k
fiyat› verildi¤i s›n›f itibariyle “bofla gitmifl!” say›l›yor. Onlar için “bofla gitmeyen, gömülmeyen” ödeme t›pk›
2001’deki kriz örne¤inde Türkiye’de ve
flimdi dünya genelinde görüldü¤ü gibi,
açgözlü, kumarbaz, asalak sömürücülere
giden parad›r.
Bakmay›n flimdi TÜS‹AD yetkililerinin ve çeflitli sermaye gruplar›n›n “önlem al›nmad›!” 盤›rtkanl›klar›na... Erdo¤an geçen y›l bu zamanlarda TÜS‹AD
Baflkan›n›n önünde sözünü vermiflti:
“Ayaklar›n›z›n alt›ndaki tafllar› temizleyece¤iz!” demiflti. Gerçekten
de SSGSS yasas›, ‹stihdam Paketi bu
kapsamda ç›kart›l›p yürürlü¤e kondu.
Ama Erdo¤an ödevlerini (Sendikalar
Yasas›, Ticaret Kanunu gibi) yetifltiremedi, flimdi azar iflitmesinin nedeni de
bu. IMF ile ba¤lar›n aral›ks›z bir flekilde
sürdürülmesi, AB ile müzakerelerin
h›zland›r›lmas› iflleri sürüncemede b›rak›ld›. Ödevlerini yetifltiremedi¤i veya
gere¤ince yapamad›¤› için sermaye
gruplar› her ne kadar flimfleklerini hükümete yöneltseler de; y›llard›r AKP
eliyle gayet baflar›l› bir flekilde uygulanan “yap›sal uyum” programlar›yla tüm
sektörlerde (sanayi-tar›m-hizmetlerde)
emekçiler eskiden sahip olduklar› birçok haktan mahrum bir flekilde piyasa
koflullar›na (kurtlar sofras›na) b›rak›lm›fl durumdad›r.
“Yap›sal uyum” program›n›n özü; tar›mda d›fla ba¤›ml›l›¤› art›rmakt›r!
Özellikle 2000 sonras›nda; “Yap›sal
Uyum” ad› alt›nda Türkiye’de tar›m
sektörü emperyalist politikalara uygun
flekilde yeniden yap›land›r›lmaya bafllanm›flt›r. Bu sürecin amac›; bilim ve
teknolojinin
geliflimiyle
birlikte
GDO’lar (Geneti¤i De¤ifltirilmifl Organizmalar) da dahil olmak üzere emperyalist ülkelerde oluflan tar›m ürünü
stoklar›n›n bizim gibi ülkelere pazarlanmas›n›n önündeki tüm engellerin kald›r›lmas› ve tar›mda, g›dada, hayvanc›l›kta yani beslenme zincirinin
her aflamas›nda d›flar›ya ba¤›ml›l›¤›n sa¤lanmas›d›r.
Bunlar› yapabilmek için; köylüye
yönelik olan tüm destekler devlet taraf›ndan t›rpanlanmaya baflland›. 2000 y›l›nda 6 milyar dolar düzeyinde olan tar›msal destekler 2005 y›l›na gelindi¤inde 1.5 milyar dolar civar›na düfltü. Tar›m sektörünün GSMHy’a katk›s› %
11.5 oldu¤u halde; tar›ma verilecek
destek % 1 olarak s›n›rlanm›flt›r. Fakat
verilen destekler bu oran› dahi bulmamakta ve ortalama % 0.75 civar›nda
kalmaktad›r. Oysaki emperyalist ülkelerde tar›mdan elde edilen gelirin en az yar›s› tar›ma geri dönmektedir.
Tar›ma destek bu kadar azalm›flken;
tar›msal girdilerdeki fiyat art›fl› rekor
denecek seviyededir. Ziraat Mühendisleri Odas›’n›n verilerine göre temel bir
girdi olan üre fiyat›n›n 2000-2005 aras›ndaki art›fl› % 354’tür. Tar›mda kullan›lan elektrikte verilen desteklerin
2003 y›l›nda kald›r›lmas›yla birlikte fiyatlar % 34.4 artm›flt›r. (TZOB Baflkan›n›n aç›klamalar›ndan, 29.09.08 Milliyet)
Desteklerin bu flekilde kald›r›lmas›,
girdi fiyatlar›n›n fahifl oranlarda artmas›
köylünün önünde sadece iki seçenek b›rakm›flt›r: Birincisi tar›mla u¤raflmay›
b›rakmak, ikincisi tefeci-tüccara, bankaya borçlanmak. Her iki “seçenek” de
ülkemizde yaflam bulmufltur. Tar›mda 5 y›l
içinde 3 milyonu aflk›n istihdam kayb› olmufltur. fiehirlerde bunu karfl›layabilecek
bir sanayi olmad›¤› için iflsizlik son y›llarda
h›zla artm›flt›r. Tefeci-tüccara, özel bankalara borçlananlar›n durumu ise gitgide daha kötüye gitmektedir.
Köylünün tefeciye, özel
bankalara borcu
katlanarak art›yor!
Programla birlikte birlik ve kooperatiflere verilen kredi deste¤i kald›r›lm›flt›r. Ve bu kurumlar piyasa oran›n›n üstünde faiz almak zorunda b›rak›lm›fllard›r. Bunun sonucunda birliklerin hemen
hepsi kapanma noktas›na gelmifl, baz›lar›
kapanm›flt›r. Böylece köylünün birliklerden uygun koflullarla kredi alma imkân›n›n önü kesilmifltir.
Yine 1999 ile birlikte Ziraat Bankas›’n›n (ZB) köylüye, tar›m sektöründe
kredi vermesi yasakland›. 3 y›ll›k bir geçifl sürecinden sonra ZB’nin özellefltirilmesi hedeflendi. Bu süreç içerisinde
özel bankalar devreye sokuldu. Sözleflmeli çiftçilik yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›ld›.
Hedeflenen zamanda ZB özellefltirilemeyince; al›c›lar›na çekici hale getirebilmek için yeniden yap›land›r›lmaya baflland› ve tekrar kredi ifline sokuldu. Bu
operasyonlarla ZB pazar pay›n› % 50
oran›nda özel bankalarla paylafl›r hale
getirildi.
Ancak ZB’nin verdi¤i kredilerin ni-
teli¤i de de¤iflmifl durumdad›r. ZB, daha çok “geliflen ve gelece¤i parlak görülen
alanlara özel kredi” sa¤lamas› dolay›s›yla
(organik tart›m, süt hayvanc›l›¤›, serac›l›k) genele hitap etmekten uzaklaflt›.
(31. 01. 07, Dünya Gazetesi) ZB’nin, bu
y›l veya gelecek y›l özellefltirilmesi hedefleniyordu. Kriz dolay›s›yla özellefltirmenin ertelenebilece¤i aç›kland›.
Gelinen aflamada üretici borçlar›n›n sadece % 10’u Ziraat Bankas›’nad›r. Di¤er borçlar tefecilere,
tüccarlara ve özel bankalarad›r.
Tar›m›n; tamam›yla piyasan›n iflleyifline b›rak›lmas›nda yaflananlar bununla
s›n›rl› de¤ildir. 2006 y›l›ndan itibaren
devletin % 50’lik prim deste¤iyle yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›lan tar›m sigortas›; köylüler için di¤er bir sorundur. Sigorta yapt›rabilmek için Çiftçi Kay›t
Sistemi’nde (ÇKS) yer almak, modern
üretim tesislerine sahip olmak gibi küçük üreticinin alt›ndan kalkamayaca¤›
koflullar aranmaktad›r. Bununla birlikte
bu y›l ç›kar›lmak istenen kanuna göre,
sigorta kapsam›nda olan (yang›n, heyelan, sel, f›rt›na, dolu vb.) zararlar için
devlet art›k yard›m yapmayacak.
(16.04.08, Dünya Gazetesi)
SSGSS yasas›n›n en çok etkiledi¤i
kesimlerden biri de köylülerdir. Asgari
ücretin üçte bir oran›n›n üstünde gelir
sahibi olanlar›n prim ödemesi zorunlulu¤u köylüleri vurmaktad›r. Paralar›n›n
Küçük üreticilerin örgütlenece¤i
kurumlar› oluflturmak zorunluluktur
Sadece küçük bir parças›n›
çizdi¤imiz
bu
tablodan da anlafl›laca¤› üzere
dünya genelinde yaflanan krizin
etkileri tamamen
yaflanmaya bafllad›¤›nda en fazla etkilenecek kesimlerden biri küçük üreticiler olacakt›r. 2001 krizinden
sonra birçok köylü borcunu ödeyemedi¤i için topra¤›na, evine el konulmufltur. Ki o
süreçte mevcut olan borçlar hem daha azd›, hem de
daha çok devlet kaynakl› oldu¤u için popülist uygulamalar
neticesinde bir k›sm› “af”
kapsam›na al›nm›flt›.
fiimdiyse AB ülkeleri taraf›ndan ortak olarak
batmaktan son anda kurtar›lan Dexiabank’›n Denizbank’›
ve Fortisbank tar›m
alan›nda
Ziraat
Bankas›’ndan sonra en
çok kredi veren banka
durumundad›rlar.
Kredilerin ödenme zamanlar›
geldi¤inde veya geri ça¤r›lma durumunda baflta Ege Bölgesi olmak
üzere birçok köylünün topra¤›n›
kaybedece¤i, evini-yurdunu terk
etmek zorunda kalaca¤› aç›kt›r.
Say›s› giderek artmakta olan hastanede
rehin kalmalar, hastanenin içine al›nmamalar köylüler aç›s›ndan da boyutlu bir
flekilde yaflanacakt›r.
Ülkemizde küçük üreticilerin
örgütlenip seslerini duyurabilecekleri, yaflanan ve yaflanabilecek
sald›r›lar karfl›s›nda örgütlü ve
güçlü bir flekilde durmay› sa¤layabilecekleri örgütlülüklerin olmas›
flartt›r.
ellerine ancak hasat zamanlar›nda geçmesi, düzenli gelirlerinin olmamas›,
olan gelirin de düflük olmas› nedeniyle
köylülerin düzenli prim ödemesi imkâns›zd›r. Buna göre yaklafl›k 3 milyon
köylünün sa¤l›k güvencesi olmayacak.
(22.03.08 Cumhuriyet Gazetesi, A. Aysu’nun aç›klamalar›)
Avrupa Birli¤i’ne uyum süreci ad› alt›nda tar›mda çal›flan nüfusun ve ekonomide tar›m›n pay›n›n düflürülmesi yönlü
dayatmalar planl› ve bilimsel bir program›n noksanl›¤› nedeniyle büyük ve karmafl›k sorunlar›n ortaya ç›kmas›na sebep
olmaktad›r. ‹spanya, Yunanistan, Hollanda, Fransa gibi AB’nin tar›msal üretim
aç›s›ndan geliflkin ülkelerinin pazarda yeni bir rakip istememesinin de etkisiyle
ülke gerçekli¤i gözönüne al›nmadan dayat›lan bu uygulamalar hükümet taraf›ndan sadakatle yerine getirilirken milyonlarca ailenin yaflam flartlar›n› zorlaflt›rmaktan öteye bir anlam tafl›mamaktad›r.
Tefeci tüccar sömürüsü alt›nda, küçük birimlerde, modern
teknolojik yöntemlerden uzak flekilde üretim yapan köylülü¤ün yaflam düzeyinin gelifltirilmesi, tar›m›n gelifliminin önündeki engellerin kald›r›lmas›, tar›ma yönelik bilimsel yaklafl›mlara paralel sanayinin öne ç›kar›lmas› ve gelifltirilmesi amaçl› politikalar›n gündemleflmemesi sürekli tüketen, d›fla
ba¤›ml› ve emperyalizm sayesinde iktidar›n› sürdüren asalak s›n›flar›n gerçekli¤i göz önüne al›nd›¤›nda flafl›rt›c› de¤ildir. Bu nedenledir ki ülkenin geliflimini-kalk›nmas›n›,
halk›n refah düzeyinin artmas›n› sa¤la-
yacak bilimsel politikalar›n hayat bulmas› sorunu devrim sorunu ile bire bir
iliflkilidir.
Ülkemizde önemli sorunlardan
biri de tar›mdan kopan nüfusun
flehre geldi¤inde istihdam edilememesi, bu ak›fla paralel bir sanayileflmenin gerçekleflmemesidir.
Bu genel do¤ru, içinden geçti¤imiz kriz
döneminde daha da belirgin hal gelmektedir. B›rakal›m çöküntüye u¤rat›lan tar›mdan kopan nüfusun flehirlerde ifl bulmas›n›, hali haz›rda büyük bir kitlenin iflsiz oldu¤u flehirlerde de fabrika ve atölyelerden kitlesel iflten ç›karmalar yaflanmakta ve s›n›fsal çeliflkiler daha da keskinleflmektedir.
Sanayinin komprador niteli¤i özellikle 2001 krizinden sonra daha da belirgin flekilde ortaya ç›km›fl, bugünkü
sonuçlar›n a¤›rl›¤› bu nedenle daha da
artm›flt›r.
2001 krizinin ard›ndan yaklafl›k iki
kat›na f›rlayan ve o dönemden bu yana
bu seviyede kalan iflsizlik oran›n›n daha
da artaca¤›, 2001 krizinden sonra % 30
düflen reel ücretlerin daha da azalt›lmaya çal›fl›larak sömürü oran›n›n daha da
yükseltilece¤i öngörülmesi mümkün
gerçeklerdir.
Hükümette geçirdi¤i 5.5 y›l içinde
d›fl borç stokunu tüm cumhuriyet tarihi boyunca biriken borç kadar art›rarak
130 milyar dolardan 265 milyar dolara
ç›karan AKP’nin yönetiminde mevcut
küresel krizden sert bir flekilde etkilenece¤imiz aç›kt›r. Yoksullu¤un, sefaletin daha da artaca¤› bu dönemde sistemin sald›rganl›¤› ve hak gasplar› da pekiflecektir. Buna karfl› iflçiler ve köylüler baflta olmak üzere tüm emekçi kesimlerin ortak mücadele etmesinin
önemi oldukça büyüktür.
¤u’ya yeni bir biçim verme çabalar›
olarak tek tarafl› bir ABD hegemonyas›na dayal› Yeni Dünya Düzeni kurma kapsam›nda Büyük Ortado¤u Projesi içerisinde TC’ye önemli bir rolün
biçildi¤ini ifade ediyor. Bahsetti¤imiz
dönemsel boyut ve konjonktürel durumdan kast›m›z› buradan ç›karmak
daha da mümkündür.
Hal böyleyken, Türkiye’nin D›flifllerinden Sorumlu Bakan›n›n GK’da
nas›l bir politika izleyeceklerine iliflkin
soruya NTV yay›n›nda verdi¤i “Bizim
özgün bak›fl›m›z çok önemli burada.
Bize oy veren ülkelerin ço¤unun beklentisi de bu. Pek çok konuda inisiyatif gelifltiren, ortaya kendi teklifini koyan ve pozitif yaklafl›mlar›yla çözüm
üreten bir ülkeyiz” fleklindeki yan›t›
pek de objektif görünmemektedir!
Bu ifadeler sadece TC’nin yukar›da
bahsetmeye çal›flt›¤›m›z gerçekli¤ini
somut durumun çok ötesini ifade
eden kavramlar kullan›larak çarp›tmay›, yar›-sömürgelik durumlar›n›n
bu noktada gözlerden kaç›r›lmaya çal›fl›lmas›n› ifade ediyor.
Bu eksende bak›ld›¤›nda TC’nin
“uluslararas› etkinli¤inin artaca¤›” ve
benzer nitelikteki söylemler, D›fliflleri
Bakan› Ali Babacan’›n ifade etti¤i noktalardan de¤il, lakin flu anlam›yla do¤rudur. Türk egemen s›n›flar› emperyalizmin, özellikle de ABD emperyalizminin ç›karlar› için daha fazla çal›flacak, daha çok “laf” söylemek durumunda kalacakt›r. Unutulmamal›d›r ki
üyelik geçici, uflakl›k bakidir/s›n›rs›zd›r! Bu çerçevede 2009 y›l›n›n Ocak
ay›nda bafllayacak iki y›ll›k geçici üyelik süresi olabildi¤ince etkin kullan›lmaya bak›lacakt›r.
Tarlas›ndan kopan köylü
nerede ifl bulacak?
Üyelik geçici, uflakl›k bakidir!
Türkiye’nin Birleflmifl Milletler
Güvenlik Konseyi (BM-GK) geçici
üyeli¤ine iki y›ll›k süreçle kabul edilmesinin ard›ndan TC’nin “uluslararas› planda artan öneminin tan›nmas›”,
“a¤›rl›¤›n›n göstergesi” vb. içerikte tan›mlama/aç›klamalar yap›larak yar›sömürgelik kimli¤inin üzeri örtülmeye, bununla TC’nin “büyük devlet”,
“kilit ülke”, “bölgesel de¤il, küresel
aktör” oldu¤u anlat›lmaya, di¤er bir
ifadeyle “kan›tlanmaya” çal›fl›lmaktad›r. Bahsedildi¤i anlam›yla de¤il, yaln›z
Türk egemen s›n›flar› aç›s›ndan d›fl
politikadaki “stratejik” misyonu boyutuyla uyumlu olmas› bak›m›ndan
“önemli” bir sonuçtur! Aç›k olan, bu
sonucun de¤ifltiremeyece¤i gerçeklik
ise fludur; yar›-sömürgelik koflullar›na
tam uyumluluk, hizmet etmede problemsiz olmak...
fiunlar› hat›rlamakta fayda var.
Birleflmifl Milletler 51 ülke taraf›ndan,
1945’te ABD’nin San Francisco eyaletinde kurulmufl, flimdi üye say›s›
192’ye ç›km›fl, “So¤uk Savafl” dönemine uygun olarak kurulan ç›karlar›yla uyuflmayan kararlar› tan›mayan emperyalistler taraf›ndan yönetilen bir
kurumdur.
Türkiye’nin iki y›l süreyle geçici
üye olarak seçildi¤i BM-GK ise, BM
bünyesinde kurulan di¤er komisyon-
lardan farkl› olarak ba¤lay›c› kararlar
alabiliyorken, di¤er komisyonlar›n
kararlar› tavsiye niteli¤i tafl›yabilmektedir.
BM-GK’n›n 5 daimi, 10’u geçici
toplam 15 üyesi bulunmaktad›r. ‹lk
GK’da 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl›n›n galip ülkeleri ABD, Fransa, Britanya, Sovyetler ve bir de Çin’den oluflan
beflli yer almaktayd›. BM’nin genifllemesi de¤iflen ihtiyaçlar-koflullar nedeniyle bu çekirdek yap› bozulmadan
GK 15 üyeli¤e ç›kar›lm›flt›r. Daimi
üyelik için herhangi bir seçim usulü
bulunmamakta, geri kalan üyeler BM
bünyesinde, tüm üye ülkelerin kat›l›m›yla yap›lan seçimlerle, geçici sürelerde olmak kayd›yla üye seçilmektedir. Bu anti-demokratik sistem içerisinde kararlar›n daimi 5’li üye ülkeler
ekseninde ç›kmas›/oluflturulmas› elbette sürpriz de¤il! Bu aç›dan “normal” olaca¤› gibi herhangi bir konu bu
daimi üye 5 emperyalist ülkenin birinden dahi veto yese (Kyoto Protokolü
gibi) karara ba¤lanmas› sorunlu bir hale gelmektedir. Bu durum Konsey’in
kimin güvenli¤inden sorumlu oldu¤u
sorular›n› da akla getirir –ki bu, mekanizman›n var olan sorunlu bir yap›sal
gerçekli¤i olarak karfl›m›za ç›k›yor.
En son 1961’de GK geçici üyesi
olan Türkiye’nin bugüne kadar geçici
üye olamamas›n›n nedeni 63’te K›br›s’ta yaflanan kanl› olaylar olarak
gösterilse de yar›-sömürgelerin bu
noktada pek “flans›” bulunmad›¤› biliniyor. Özellikle, Türkiye gibi jeopolitik, jeo-stratejik konumu önemli olan
yar›-sömürge ülkelerin ancak dönemsel boyutta, Konjonktürel aç›dan
rol biçildi¤i durumlarda “flanslar›”
olabilmektedir.
192 üyenin 151’inin oyunu alan
TC’nin bu üyelik için her türlü yola
baflvurdu¤u, yoksul Kara Afrika ülkelerine kimi ad› san› duyulmam›fl ada
devletlerine gösterilen “nezaket”ten
anlafl›labilir. Öyle ki Somali’de soyk›r›mdan sorumlu tutulan, aç›kl›kla
pençeleflen milyonlar› geçen say›da
Afrikal›n›n kan›n›n eline bulaflt›¤› Somali Devlet Baflkan›n› iyi a¤›rlam›fl,
“resmi ziyaret” kaidelerinde kusur
edilmemiflti. Yine baz› Afrika ülkelerinin borçlar›n›n üstlenilmesi, rüflvetlerin da¤›t›lmas› bu geçici üyelik için
yapmad›klar› bir fleyin kalmad›¤›n›
gösteriyor.
Türkiye’nin BM-GK geçici üyeli¤i
için bu tür yollara kendili¤inden baflvurmas›, ekonomik bak›mdan emperyalizme ba¤›ml›, sözde siyasal ba¤›ms›zl›¤› bulunan bir yar›-sömürge olmas› boyutuyla pek inand›r›c› de¤ildir. Bu
tür geliflmeleri yar›-sömürge olarak
Türkiye’nin jeopolitik, jeo-stratejik
konumunun emperyalistler aç›s›ndan
bu siyasal konjonktürde öneminin artmas› temelinde ele almal›, resmi daha
iyi görebilmek için, genel planda emperyalistler aras› çeliflkilere, siyasalpolitik iklimin yap›s›na bak›lmal›d›r.
Ortado¤u’da Irak’ta yo¤unlaflan
savafl›n Afganistan’a kayd›r›lmas›, Gürcistan’›n Güney Osetya’ya sald›rmas›,
buna paralel Rusya’n›n sert karfl›l›k
vermesi sonucu ç›kan “küçük çapl›”
savafl›n Kafkaslarda sular› ›s›tmas›,
ABD emperyalizminin Rusya’y› kuflatmaya yönelik hamleleri, kapitalist
ekonominin dikifl tutmuyor durumda
oluflu, dünya siyasal hegemonyas›n›n
a¤›rl›k merkezinin iklim de¤iflikli¤ine
zorlanmas›, dünya pazarlar›n›n yeniden paylafl›l›yor olmas› bak›m›ndan
anlaml›d›r. Böylesi siyasal konjonktürle iliflkilendirildi¤inde TC’nin BM-GK
geçici üyeli¤ine seçilmesini daha akla
yatk›n bir yere oturtabiliriz.
Son süreçte Türkiye’nin bölgesel
konumuyla uyumlu olarak daha da ifllevlendirilmeye çal›fl›ld›¤› ‹slam Konferans› Örgütünün bafl›na getirilmesi,
Ermenistan’la iliflkiler gelifltirilmesi,
Gürcistan G. Osetya savafl›n›n, RusyaGürcistan savafl›na dönmesinin ard›ndan “Kafkas Birli¤i” ad› alt›nda bir
projeyle ortaya ç›kar›lmas›, Ortado-
İşçi-köylü 9
31 Ekim-13 Kasım 2008
Kampanyadan notlar
‹flçilerin direnifllerini, köylülerin
sorunlar›n›, isyanlar›n› yans›tan gazetemizin
kitlelere ulaflmas› çok önemlidir
Ancak bu olursa ajitasyon-propaganda ve örgütlenmenin tüm
ayaklar› sa¤lanm›fl ve faaliyet ileri bir noktaya tafl›nm›fl olacakt›r.
Devrimci ve sosyalist bas›n halka,
emekçilere gerçekleri anlatma, bilinçlendirme sürecinde hepimizin en
önemli araçlar›ndan durumunda. Bu
arac›m›z› daha nitelikli hale getirmek
ve kolektif bir ürün olarak kitlelere
sunmak için bafllatt›¤›m›z kampanyam›z çerçevesinde birçok bölgede gerçeklefltirilen toplant›lar, buluflmalar ve
da¤›t›mlar oldu. Yap›lan sesli da¤›t›mlarda gazetemizin kitlelerin sesi oldu¤u vurgulanarak kitlelere kendi seslerine sahip ç›kmalar› vurgusu yap›ld›.
‹flçilerin direnifllerini, köylülerin
sorunlar›n›, isyanlar›n› yans›tan gazetemizin kitlelere ulaflmas› çok önemlidir. Ancak bu olursa ajitasyon-propaganda ve örgütlenmenin tüm ayaklar› sa¤lanm›fl ve faaliyet ileri bir noktaya tafl›nm›fl olacakt›r.
Bizler kitlelere gitti¤imizde ve onlara politikalar›m›z› götürdü¤ümüzde
bunun verimini almaktay›z.
Bursa
5 Ekim günü Bursa’da gerçeklefltirdi¤imiz toplant›da kampanyam›z›n nerede, nas›l örgütlenece¤i, kampanya materyallerinin nas›l ele al›naca¤› ve nas›l sonland›r›laca¤› üzerine
somut kararlar al›nd›. Gazetemizin
demokratik devrimin asgari program›n› daha nitelikli bir flekilde savunmas› ve devrimden ç›kar› olan tüm
kesimlerin ilgisini çekebilecek bir düzeye ç›kar›lmas›n›n önemi üzerinde
duruldu. Yine polemik yaz›lar›n›n si-
yasi e¤itim aç›s›ndan önemi ve kad›n
sayfas›n›n daha nitelikli hale getirilmesi üzerine vurgular yap›ld›. Okuyucu say›s›n› artt›rma ad›na gazetelerin yayg›n flekilde ücretsiz da¤›t›lmamas› gerekti¤i, yay›n›m›z› içeri¤ini anlatarak tan›tmam›z›n gereklili¤i üzerinde duruldu.
Adana
12 Ekim’de Adana’da gerçeklefltirdi¤imiz toplant›da Adana ve
Mersin’den gelen okurlar›m›zla verimli ve canl› bir tart›flma yapt›k.
Daha çok genç okurlar›m›z›n yer ald›¤› toplant›da, kampanya do¤rultusunda somut hangi çal›flmalar›n yap›laca¤›
üzerine kararlar al›nd›. Esas meselenin örgütlenme sorunu oldu¤u, insanlar› örgütlemede sorunlar yafland›¤›,
bu nedenle gazete da¤›t›mlar›n›n da
ço¤u alanda sadece da¤›tmaktan öteye gidemedi¤i, örgütlenmeye dönüfltürmede zorluklarla karfl›land›¤›, bunda da esas nedenin da¤›t›m› yapan
okurlar›m›z›n yaflad›¤› politik yetersizlik oldu¤u vurguland›. Yay›na hak
etti¤i de¤eri vererek, toplu flekilde
okuyarak ve içeri¤inin tan›t›larak bu
sorunun afl›labilece¤i belirtildi.
Toplant›n› ilk bölümünde farkl›
alanlardan gelen okurlar›m›z yay›n›
da¤›tma, besleme vb. konularda düflünce, elefltiri ve önerilerini sundular.
‹kinci bölümde ise kampanyan›n
nas›l örgütlenece¤i üzerine kararlar
al›nd›. Gazete kampanyas›n›n yaz dö-
neminin ard›ndan okullar›nda aç›lmas›yla birlikte yeniden toparlanmada ve
kitlelerin artan ilgisine cevap olabilmede etkili flekilde kullan›labilece¤i
üzerinde duruldu. Faaliyetimizin bulundu¤u her alanda gazete da¤›t›m›n›
artt›rmak ve koordine olarak merkezi çal›flmalar yap›lmas› kararlaflt›r›ld›.
Yine düzenli gazetemizi alan herkesle
okur toplant›lar› yapman›n verimli
olaca¤› ifade edildi.
Ankara
Ankara’da 19 Ekim günü yapt›¤›m›z toplant›da da gazetemizin bafllatm›fl oldu¤u kampanya üzerine görüfl
al›flveriflinde bulunduk. Okurlar›m›zla
birlikte yapt›¤›m›z kahvalt›n›n ard›ndan gerçeklefltirdi¤imiz toplant›da
kampanyan›n amac›, hedefleri konusunda konufltuk.
Gazetemizin nitelik sorunundan
maddi sorununa kadar bir dizi konuda yapt›¤›m›z konuflmalarda herkesin
üzerine sorumluluklar düfltü¤üne dikkat çekildi. Herkesin yapabilecekleri
üzerinden yap›lan konuflmalarda bu
s›n›rlar› zorlaman›n da gereklili¤i üzerinde duruldu.
Erzincan
Okurlar›m›zla toplant›y› 20 Ekim
Pazartesi günü gerçeklefltirdik. Genifl
okur kitlesinden çok gazetemizin da¤›t›m›n› yapan okurlar›m›z›n kat›ld›¤›
toplant›da kampanyan›n nas›l bir ihtiyac›n ürünü olarak ortaya ç›kt›¤›, ege-
menlerin bas›n-yay›m alan›na verdi¤i
önem üzerinde sohbet edildi.
Sohbetimizin ana ekseni eksiklerimizi, yetersizliklerimizi nas›l bir çal›flman›n içinde aflabilece¤imiz üzerinden flekillendi. Da¤›t›m yapan okurlar›m›z karfl›laflt›klar› birçok prati¤i örnek vererek konunun derinlefltirilmesini sa¤lad›lar.
Malatya
Malatya’da 25 Ekim’de yap›lan
okur toplant›s›yla kampanyam›z› bafllatt›k. Toplant›da devrimci ve sosyalist bas›n›n önemi üzerine tart›flt›k.
‹çinden geçti¤imiz süreçte halka,
devrimci, demokrat ve komünistlere
yönelik ciddi ve kapsaml› sald›r›lar artarken kitlere gitmenin önemi kendini her zamankinden daha fazla dayat›yor. Kitlelerle politik ba¤lar kurmam›z›n önemli araçlar›ndan biri olan yay›nlar›m›z›n okunmas›, da¤›t›lmas›, yay›nlar›n çeflitli konularda beslenmesi,
düzenli ç›kabilmesi için ekonomik olarak desteklenmesi gerekti¤ini tart›flt›k. Yap›lan tart›flmalardan sonra yay›nlar›m›z› sahiplenme noktas›nda her
okurumuzun daha fazla çaba sarf etmesi gerekti¤ini kararlaflt›rd›k. Toplant›ya yeteri kadar okurlar›m›z› katamad›¤›m›zdan ve kampanyay› yerelimize nas›l uygulayaca¤›m›z› somut
olarak belirlemek için bir toplant› daha yapmay› düflünüyoruz.
Burada YDG’nin komisyonlar›
arac›l›¤›yla kampanyam›z› yürütece¤iz.
Her komisyon kampanyay› nas›l iflleyece¤ini belirleyecek ve böylece kampanyam›z› kendi çal›flmalar›yla birlefltirmifl olacaklar.
(Malatya’dan bir ‹K okuru)
Amed
Bizler Amed’ten ‹-K okurlar› olarak gazetemizin bafllatt›¤› kampanya
ile ilgili olarak düflüncelerimizi sizinle
paylaflmak istiyoruz.
Kampanyan›n duyurulmas› ile beraber Amed ‹K okurlar› olarak buna
dair ne yapaca¤›m›z› konuflmak için
bir araya geldik. Gazetemizin kampanya ile beraber önüne koydu¤u daha genifl kesimlere ulaflmak, daha fazla haber ak›fl›n›n sa¤lanmas›, daha nitelikli bir hale dönüfltürülmesi hedeflerine yönelik alan›n gerçekli¤i do¤rultusunda neler yapabilece¤imizi asgari
oranda tart›flt›k.
Ard›ndan 26 Ekim günü gazetemizden bir çal›flan›n da kat›ld›¤› okur
toplant›s› düzenledik.
Yaflanalar muhalif, devrimci bas›n›n üzerindeki bask›lar›n boyutunu
gösteriyor ve bu bask›lar› gö¤üslemek
ad›na harekete geçmemiz gerekti¤ini
de anlat›yor. Bu ihtiyaçtan kaynakl›
gazetemizin var olan sorunlar›n› tek
tek ele alarak her soruna yönelik ne
yapaca¤›m›z üzerinde durduk.
Amed’ten gazetemize daha fazla
haber aktarabilmek için do¤al muhabir olarak birkaç arkadafl›m›z› görev-
lendirdik. Gazetemizi daha fazla insana ulaflt›rmak için belirleyece¤imiz
yerlere de haftada bir gün yayg›n da¤›t›m yapma karar›n› yapt›¤›m›z tart›flmalar sonucu ald›k. Bununla beraber
üniversitede yapt›¤›m›z YDG da¤›t›mlar› ile birlikte gazetemizi de tan›tarak
kampanyam›z› anlat›p, onlar› sürece
dâhil etmeye çal›flaca¤›z. Yurtsever
bas›nla ortakl›¤› zorlayarak kampanyan›n finali olarak, bas›n üzerindeki
bask›lar› konu edinen bir panel fikri
üzerine durduk.
Merkezi düzeyde ç›kan materyallerin (yap›flt›rma, afifl, bildiri) yayg›n
kullan›m› ald›¤›m›z kararlar aras›nda.
Maddi sorunlar›m›z›n çözümüne katk›
sunmak anlam›nda Amed’te bulunan
kitle örgütleri, sendikalarla, çevremizdeki iliflkilerimizle görüflerek gazetemize abone yapmay› karar ald›k.
Yürüttü¤ümüz tart›flmalarda gazetemizi yeterince sahiplenmedi¤imiz
(yeterince okumama, da¤›t›m a¤›n›
dar tutma, haber yapmama) tart›flmalarda yeniden a盤a ç›km›flt›r. Gazetemizi sahiplenmeliyiz çünkü gazetemiz
faaliyetimizin çok önemli bir aya¤›n›
oluflturuyor. Gazetemiz farkl› alanlarda faaliyet yürüten yoldafllar›m›z›n ortak paydas› pozisyonundad›r. Yürüttü¤ümüz faaliyetin gazetemizde yer
almas›yla yay›n›m›z bir araç olarak daha etkin, daha ajitatif, daha somut bir
araç olarak kullan›labilece¤i aflikârd›r.
(Amed’ten ‹K okurlar›)
Bal ar›s› kaçabilir mi çiçekten?
‹zmir ‹K okurlar› olarak ayl›k bir
zaman periyodunu geride b›rak›rken,
kampanya haz›rl›k sürecimizi ve çal›flmalar›m›z› paylaflmak istiyoruz.
Bir haftal›k bir gecikmeyle bafllayan sürecimizde ilkin genel okur
toplant›s› ald›k. Toplant› sonunda al›nan kararlar›n hayata geçirilmesini
takip edecek ve bilgi ak›fl›n› denetleyecek bir komisyonun seçimine gittik. Asgari düzeyde gazetemizin niteli¤ini ve amac›n› kavram›fl her okurun söz konusu çal›flma gruplar›na
kat›lmalar›n›n sa¤lanmas› kararlaflt›r›ld›. Genel okur toplant›s›nda kampanyaya dair niteliksel, niceliksel geliflim ve maddi olarak sahiplenme olmak üzere üç bafll›k alt›nda hedefler
konuldu. Temel sorun olarak belirlenen nitelik tart›flmalar› sonras›nda,
yay›nlar›m›za yönelik çal›flma gruplar›nda flu hedefleri önümüze koyduk:
1- Bulundu¤umuz alanlardaki
okurlarla düzenli yay›n de¤erlendirme toplant›lar› alma ve al›nan kararlar› merkez büroya iletmek,
2- Haber yapma prati¤ini gazete
çal›flan› d›fl›nda okurlara kadar tafl›ma, bu konuda okurlara yard›m etme. Yay›n-okur aras›ndaki yabanc›l›¤›
bu noktada k›rmaya çal›flma ve de
yerel gündemler üzerinden hedef
kitlenin sorunlar›n› do¤rudan yay›nlara yans›tmak,
3- Okurlar›n ilgilendikleri ve ya-
Dersim
Dersim’deki okur toplant›s›n› 22
Ekim günü gerçeklefltirdik. Okurlar›m›z›n önemli bir k›sm›n› liseli gençlerin
oluflturdu¤u toplant›, bas›n alan›nda yaflanan geliflmeler, Genelkurmay Baflkan›’n›n gazetelerin genel yay›n yönetmenleri ile gerçeklefltirdi¤i toplant›lar›n
önemi ve muhalif bas›n›n misyonu üzerinden flekillendi.
Dersim’deki okurlar›m›zla ilk defa
böyle bir toplant› gerçeklefltiriyor olmam›zdan dolay› daha çok gazetemize
dair görüfllerini ald›k. ‹ki haftal›k bir gazetede haberlerin yorum a¤›rl›kl› yaz›lmas› gerekti¤i ve daha az habere yer
verilmesi gerekti¤i yorumlar aras›nda.
Politik de¤erlendirme yaz›lar›na daha
y›nlanmas› durumunda niteli¤e katk›
sunacak yaz›lar yazmalar›n› teflvik etme ve böylece yay›n›m›za yaz› yazan
kifli say›s›n› ço¤altma,
4- Yerellerde kültürel birikim sahibi kiflilerin, belirlenen gündemler
çerçevesinde entelektüel de¤eri yüksek yaz›lar yazmalar›n› sa¤lamak.
5- Gazetenin görsel yönden zenginlefltirilmesi konusunda çevremizde tasar›mla u¤raflan arkadafllar› harekete geçirmek,
6- Gazetenin sanat-edebiyat köflesinin ‹zmir Sanat Komisyonu taraf›ndan beslenmesini sa¤lamak,
Gazetenin tan›t›lmas›, okur say›s›n›n artt›r›lmas› kapsam›nda de¤erlendirilen nicelik tart›flmalar› ile bir
çal›flma program› belirledik. Bu program kapsam›nda:
7- Gazetemizin ç›kt›¤› haftaya
denk düflecek flekilde her iki haftada
bir flehir merkezinin ifllek yerlerinde
ajitasyon içerikli tan›t›m ve da¤›t›m›n›
yapmak,
8- Kampanya boyunca hedef kitlemizin bulundu¤u üç farkl› bölge ve
alanda toplu da¤›t›mlar gerçeklefltirmek; kampanya sonunda bu yeni da¤›t›m alanlar›m›zda asgari düzeyde
kurumsallaflma sa¤lamak,
9- Daha tali planda b›rakt›¤›m›z
ve orta vadede yo¤unlaflmay› planlad›¤›m›z ancak hala da¤›t›mlar›m›za
devam etti¤imiz bölgelerdeki da¤›t›m›
devam ettirmek,
10- Geçmifl dönemde bizlerle
iliflkilenmifl ancak ilkesel olmayan çeflitli konularda uzaklaflm›fl arkadafllar›m›zla yeniden iliflki gelifltirmek ve
gazeteyi düzenli takip etmelerini sa¤lamak,
11- Tüm bu çal›flmalar ile ‹zmir’de da¤›tt›¤›m›z gazete say›s›nda
art›fl› sa¤lamak.
Mali sorunun k›sa vadede çözülecek bir sorun olmad›¤› düflünülmekle birlikte uzun vadede,
al›nan kararlarla belli bir çözümün sa¤lanaca¤› kanaatiyle flu
kararlar› ald›k:
1- Okurlarda gazetenin maddi
külfetinin karfl›lanmas›na yönelik bilinci gelifltirmek,
2- Da¤›t›m› yap›lan gazetelerin
paralar›n›n almaya çal›flmak, bu paralar› ayr› bir fonda toplamak ve merkez büroya göndermek.
3- Abonelik çal›flmalar›n› gelifltirmek; bu kapsamda partilere, kurumlara ve kiflilere gitmek.
4- Büronun temel ihtiyaçlar›n›
gazete sat›fl› d›fl›nda okur yard›mlar›yla sa¤lamak.
Tüm bu kararlarla birlikte Kas›m
ay›n›n ortalar›n da yeni okurlar›nda
kat›ld›¤› genifl bir toplant› al›narak
kampanya çal›flmalar› hakk›nda bilgilendirilmelerin yap›lmas› ve Kas›m
ay›n›n son haftas› “Alternatif Bas›n›n
fazla yer verilmesi gerekti¤i, kültür-sanat yaz›lar›n›n eksik kald›¤› dile getirildi.
Bölgede güçlü ve sayg›n bir Partizan gelene¤inin olmas›ndan yola ç›karak kendimizi daha rahat ifade edebilece¤imiz
bir ismin olmas› öneriler aras›nda. ‹flçiKöylü isminin geçmiflte T‹‹KP revizyonistlerinin kulland›¤› bir isim olmas›ndan
dolay› onlarla kar›flt›r›ld›¤›n› belirten
okurlar›m›z, gazetemizin isminin gelene¤ine uygun olarak Partizan olmas› gerekti¤ini önerdiler.
Dersim gerilla faaliyetinin etkili oldu¤u bölgelerden birini oluflturuyor.
Bölge insan› yaflad›¤› savafl koflullar›n›n
etkisi ile büyük oranda politize olmufl
durumda. Okurlar›m›z, gazetemizde yay›nlanan gerilla röportajlar›n› büyük bir
Toplumsal Ayd›nlanmadaki Rolü”ne
iliflkin bir panelle kampanyan›n noktalanmas›, panelin sergi, müzik vb.
araçlarla zenginlefltirilmesi ve di¤er
devrimci bas›n temsilcilerinin panele
ça¤r›larak fikirlerinin al›nmas›n› kararlaflt›rd›k.
Ayr›ca flehir merkezinde yap›lan
ilk merkezi da¤›t›m›n teknik eksiklikleri ve deneyimsizliklere ra¤men
olumlu geçti¤i söylenebilir. Bunun d›fl›nda farkl› ve oldukça genifl bir bölgedeki merkezi da¤›t›mlar›m›z›n ilkini
oldukça baflar›l› bir flekilde gerçeklefltirdik. Ancak di¤er iki merkezi da¤›t›m›m›z programlama hatalar›m›zdan ve baz› teknik sorunlardan dolay› yap›lamad›. Mali konuda gazete da¤›t›m› için fonu hemen oluflturduk ve
san›r›z uzun bir süreden sonra kendi
alan›m›zdan merkeze gönderece¤imiz ilk gazete paralar› bu kampanyan›n bir sonucu olarak ç›kaca¤a benziyor.
‹zmir’in uzun bir süredir, böylesine hareketli bir çal›flma sürecinin özlemi içerisinde oldu¤unu söyleyebiliriz. Uzun zamand›r gerekli performans› gösteremeyen alan›m›z, üzerindeki ölü topra¤› usulca silkelemeye bafllad› bile. ‹lk ad›mlar›m›z› olumlu att›k. Her bir arkadafl›m›z t›pk› bal
ar›lar› gibi çiçeksiz yaflayamayacaklar›n› bir kez daha anlad›lar. (‹zmir ‹K
okurlar› Kampanya Komisyonu)
ilgi ile takip etmifl çok etkilenmifl. Gazetemizde s›k s›k bu tür yaz› dizilerinin
söyleflilerin gerillan›n yaflam›n› anlatan,
yaz›lar›n olmas› gerekti¤ini dile getirdiler.
Bölgede yaflanan geliflmelerin çok
az bir k›sm›n›n gazetemize yans›d›¤›n›n ve bunun bir eksiklik
oldu¤unun alt› çizildi.
Okur toplant›m›z okurlar›m›zla a¤›rl›kl› olarak okur gazete aras›ndaki iliflkinin önemi
üzerinden yürüyen bir tart›flma
üzerinden flekillendi. Gazetemiz okurlar›m›z›n bulufltu¤u
kendilerini ifade eti¤i, tart›flt›¤›,
beraber sevinip, beraber hüzünlendi¤i, kolektif bir platform
Gülsuyu
Gazetemizin kampanya süreci
içerisinde yapt›¤›m›z ve yapaca¤›m›z çal›flmalar›n yayg›n ve genifl bir
kitle faaliyetinin örülmesine ve daha nitelikli bir gazete ç›kar›lmas›na
önemli katk›lar› olacak ve kuflkusuz
ki, önemli bir rol oynayacakt›r.
Bunun bilincinde olarak, gazetemizin kampanya ile bafllatm›fl oldu¤umuz çal›flmalar›ndan biri olan,
gazete say›s›n›n art›r›lmas›, girilmedik ev, çal›nmad›k kap› b›rak›lmamas›, kitlelerle kucaklafl›lmas›, bütünleflilmesi ve onlar›n temel sorunu olan, sistemin kapsaml› sald›r›lar›n›n bofla ç›kar›lmas› amac›yla mahallemizde çal›flmalar›m›za h›z vermifl bulunmaktay›z.
19 Ekim Pazar günü semtimizde ‹flçi-köylü armal› flapkalar›m›z› takarak, A/P eflli¤inde toplu
bir flekilde sokaklara girerek, bugüne kadar da¤›t›m
niteli¤i tafl›yor. Bu anlam›yla bir bölgede
yapmad›¤›m›z evlerin kap›yaflanan coflku di¤er alanlardaki okurlalar›n› çalarak, gazetemizin
r›m›z› etkileyecek, örnek teflkil edecek,
yayg›n da¤›t›m›n› örgütledeneyim aktar›m›n›n yaflanmas›na katk›
dik. Çald›¤›m›z kap›lardan,
sunacakt›r. Ortak bir ruh flekilleniflin
gazetemizin ismini hiç
bunun artmas› sa¤lanacakt›r.
duymayan insanlarla karfl›laflt›k ve gazetemiz hakk›nda bilgilendirme de yaparak, faaliyeti örmeye
çal›flt›k. Baz› insanlar›n ise
gazetemizin uzun zamand›r gelmedi¤ini söylemeleri ve bundan sonra düzenli olarak getirilmesini
istemeleri, da¤›t›mc›lar›m›za moral kayna¤› oldu.
Ayr›ca toplu da¤›t›mdan
dolay›, “eylem mi var?”
diyenlerle karfl›laflt›k. Fatma Han›m
merkezine indi¤imizde, polislerle
karfl›laflt›k. Polislerin flaflk›n bak›fllar› aras›nda, ajitasyonlu da¤›t›m›m›za
devam ettik.
Daha sonra görüntü almaya çal›flan polislere karfl›, gazetemizi yukar› kald›rarak ve zafer iflaretleri
yaparak da¤›t›m›m›z› sürdürdük.
Egemenlerin gazetemiz üzerindeki,
bask›, yay›n durdurma, toplatma,
kapatma ve gazete çal›flanlar›na aç›lan davalar›n, yap›lan iflkencelerin
bizleri y›ld›ramayaca¤›n›, aksine bu
sald›r›lar karfl›s›nda kararl› duruflumuzu daha güçlü bir flekilde ortaya
koyaca¤›m›z›, iflçinin, emekçinin,
köylünün, Kürt halk›n›n, halk gençli¤inin ve emekçi kad›nlar›m›z›n
susmayan sesi olmaya devam edece¤imizi ajitasyonlarla dile getirdik.
Ayr›ca kampanya bildirilerini de
da¤›tt›k. Son olarak Heykel Meydan›’nda kampanya bildirisi okunduktan sonra, “Devrimci bas›n susturulamaz” ve “Engin Çeber
ölümsüzdür” sloganlar› atarak,
faaliyeti sonland›rd›k.
Sonland›rd›ktan sonra, yapt›¤›m›z faaliyete dair bir de¤erlendirme yapt›k. De¤erlendirmede, toplu, ajitasyonlu da¤›t›m›n, hem faaliyetçiler üzerinde, hem de kitle
üzerinde olumlu etkilerinin oldu¤u
sonucuna vard›k. Kampanya süreci
içerisinde ve sonras›nda yapaca¤›m›z çal›flmalar›m›z›, nitelikli bir boyuta getirmek, faaliyetimizin ç›tas›n›
daha ileriye tafl›mak hedefiyle, bu
bilinçle çal›flmalar›m›z› örmeye devam edece¤iz.
(Gülsuyu’ndan ‹K okurlar›)
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
31 Ekim-13 Kasım 2008
Önümüzdeki dönem tüm dünyada, krizin ve
sonuçlar›n›n do¤uraca¤› büyük sosyal ve siyasal hareketlere gebedir...
Dünya sistemi krizde...
Kriz büyüdükçe büyüyor. Büyüyen kriz, emperyalist ülkelerin oluflturdu¤u birliklerde yer
alan güçlerin aralar›ndaki rekabeti de k›z›flt›r›yor. Örne¤in, AB ülkelerinin, ABD ile aralar›nda
süren rekabete, flimdilerde kendi aralar›ndaki rekabet de eklenmifl bulunuyor. “Krizden kim
daha kârl› ç›kacak ve di¤eri üzerinde üstünlük sa¤layacak?” eksenli bu rekabet, en çokta Almanya ile Fransa aras›nda kendini hissettiriyor.
Dünya devrimcilerinin
ve komünistlerinin bu süreçteki görevi, süreci iyi
bir f›rsat olarak de¤erlendirip, bu hareketlerin içinde öncü pozisyonunda
yer almak, bunlar› birlefltirme çabas›n› da gözard›
etmeden, s›n›fsal rotaya
sokmak ve radikal, devrimci ve güçlü hareketlere dönüfltürmektir.
Mali kriz birbirine rakip
olan emperyalist güçler
aras›ndaki gerilim ve çat›flma potansiyelini de eskisine oranla daha da yükseltmektedir. Ayn› flekilde, krizin atlat›lmas›na hizmet etmesi düflünülen askeri yöntemlerde de önemli bir art›fl›n oldu¤unu söylemifltik.
ABD’nin, mevcut ekonomik dibe vuruflu, önümüzdeki süreçte, geçmifl
y›llara oranla daha yüksek
oranda askeri araçlara baflvurarak aflmaya çal›flaca¤›
bilinmektedir. 1930’lu y›llar›n “Büyük Buhran” döneminde de emperyalist güçlerde ayn› e¤ilim bafl göstermifl ve bu süreç askeri
çat›flmalar› körükleyerek,
bildik II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’na götürmüfltü.
Belki de tahminlerin ötesinde bir h›zla dünyay› sar›p sarmalayan mali kriz, bafll›ca gündem
maddesi olmay› sürdürüyor. Gözler birbiri ard›na yap›lan kriz zirvelerine çevrilmifl, hemen her
kesim, bu zirvelerden ç›kan/ç›kacak olan “kurtarma paketleri”nin krizi hafifletmede ne kadar etkin olup olmayaca¤›n› tart›fl›yor. Her bir
“kurtarma paketine” iliflkin nihai karar› ise, krizin gerçekteki sorumlusu, mali sermaye veriyor.
Onaylanan paketlerin hemen akabinde k›smi bir rahatlama yaflayan para piyasalar›n›n
bu rahatl›¤› uzun sürmüyor. Mali piyasalar›n ç›tas› paketin öncesinden de alt seviyelere düflüyor.
Ve her düflüfl pani¤i biraz daha art›r›yor, yeni paketler ve önlemler devreye girmekte gecikmiyor.
Son birkaç hafta içinde dünyan›n say›l› merkez bankalar›na aktar›lan yüz milyarlarca Dolarlar, Eurolar, piyasalara sürülen s›cak paralar da
yang›n› söndürmüyor. Kriz büyüdükçe büyüyor. Büyüyen kriz, emperyalist ülkelerin
oluflturdu¤u birliklerde yer alan güçlerin
aralar›ndaki rekabeti de k›z›flt›r›yor. Örne¤in, AB ülkelerinin, ABD ile aralar›nda süren rekabete, flimdilerde kendi aralar›ndaki rekabet de
eklenmifl bulunuyor. “Krizden kim daha kârl› ç›kacak ve di¤eri üzerinde üstünlük sa¤layacak?” eksenli bu rekabet, en çok da Almanya ile Fransa aras›nda kendini hissettiriyor. Her
iki Avrupal› emperyalist güç de, birbirine çelme
takarak, di¤erine oranla üstün konuma gelme
yar›fl›n› da uygun koflullar›n olufltu¤unu düflündükleri flu süreçte sürdürüyor.
Yani emperyalist güçler bir yandan “krizden
nas›l ç›kar›z?” hesab› içinde olurken, di¤er yandan da kriz sonras›na yat›r›m yapman›n telafl›n›
da beraberinde yaflamaktalar.
Tüm bunlar olup biterken, aktar›lan milyar
Dolarlar›n-Eurolar›n faturas›n› ödemeleri beklenen emekçilerin tepkileri de büyüyor. Dünyan›n
dört bir yan›nda h›zl› bir yükselifle geçme e¤iliminde olan direnifllerin, eylem ve grevlerin, dahas› ciddi halk ayaklanmalar›n önün kesmeye dönük “önlemler” de art›yor. Özellikle de krizin
merkezi konumundaki emperyalist ülkelerde, ciddi protesto ve karfl› ç›k›fllar›n
önünü kesmek için, durumu tozpembe
göstermeye çal›flan, ciddi bir propaganda
faaliyeti sürdürülüyor. Ancak tüm bu manipülasyonlar›n ifle yaray›p yaramayaca¤› noktas›nda, propaganda sahiplerinin de fazla fikri yok denebilir. Çünkü atefl o kadar büyük ki, sadece
düfltü¤ü yeri yakm›yor!
Kriz en çok emekçileri
vuruyor
Küresel mali kriz, yoksul ülkelerdeki oranda
olmasa da, emperyalist ülkelerin emekçilerinin
de giderek yoksullu¤un ve sefaletin pençesine
itilmesini beraberinde getirmeye bafllam›fl bulunuyor. Mali sermayeyi kurtarmaya dönük önlemlerin faturas›n› ödemeye zorlanan emekçi y›¤›nlar›n yaflam koflullar› emperyalist merkezlerde de giderek zorlafl›yor. Birçok emperyalist ülkede yap›lan istatistikler, sosyal eflitsizli¤in ve
yoksullu¤un san›ld›¤›ndan daha h›zl› bir art›fl gösterdi¤ini ortaya koyuyor. Emekçiler aç›s›ndan en
büyük tehditlerden birini ise flu s›ralar, milyonlarca emekçiyi iflsiz b›rakarak, yoksulluklar›n› da-
ha da derinlefltirecek olan, iflten ç›karmalar oluflturuyor.
Hükümetler, kasalar› boflalan bankalar›n kasalar›na milyarlar ak›t›rken, milyonlarca emekçiyi iflini ve maafl›n› yitirme tehlikesi bekliyor. Onlar›n (emekçilerin) krizden do¤an/do¤acak olan
zarar›n› kimsenin karfl›lamayaca¤› ise kesin.
Krizle birlikte en büyük “yak›nma” otomotiv
sektöründen geliyor. Otomotiv sektöründen
gelen son haberlere bak›l›rsa, krizin çal›flanlar› üzerindeki etkisi, 1929 krizinden
daha boyutlu olacak. O dönemde de milyonlarca emekçi iflini kaybetmiflti.
Tüm büyük otomotiv patronlar›, kârlar›n›n
büyük oranda düfltü¤ü aç›klamalar› yap›yorlar ve
üretime ara verilmesinin yan› s›ra, iflten ç›karma
gibi “önlemlere” baflvuracaklar›n› söylüyorlar.
Otomotiv sektöründeki krizin en çok da lüks
araba piyasas›n› ve seri üretimi vurdu¤u biliniyor.
Porsche, BMW ve özellikle de pahal› spor
arabas› üreticileri, bu lüks otomobilleri, 10 binin
yirmi binin hesab›n› bile yapmayacak kadar büyük servetler kazananlara sat›yorlard›. Mali krizle birlikte bu kesim art›k kendisine yeni lüks arabalar almaktan vazgeçmifl gibi görünüyor.
BMW’nin yan›s›ra, Porsche’nin sürümünde
de bir hayli düflüfl yaflanmakta. Dünya genelinde
% 14’lere varan bu düflüfl, ABD’de, BMW otomobillerde % 25’lere, Porsche’de ise % 44’lere
var›yor. Alman otomobil üreticilerinin sürümdeki düflüflü ise toplam % 27. Dünya çap›ndaki otomobil üreticisi Toyota da, % 32 düflüfl yaflayanlardan.
Düflüfl elbette sadece lüks araba tüketiminde
yaflanm›yor. Normal (ekonomik) arabalar›n sürümünde de çok ciddi düflüfller söz konusu.
Ancak krizin etkileri yeni yeni ortaya ç›kmas›na karfl›n, otomobil üreticilerinin ilk tepkisi,
üretimi durdurma ve iflten ç›karma olmufltur.
Oysa otomobil endüstrisi zaten uzunca zamand›r kapasitenin afl›ld›¤›ndan yak›nmakta. Kriz ise
sadece, çal›flanlar›n direnifllerinden kaynakl› hayata geçirilemeyen planlar›n› hayata geçirme f›rsat› vermifl oluyor.
F›rsat› ilk de¤erlendirenlerden biri ‹sveçli
Volvo firmas› oldu. Volvo 3 bin çal›flan›n› iflten
ç›karaca¤›n› aç›klad›. K›sa süre önceki ç›karmalarla birlikte, bu say› 6 bini bulacak. Volvo’yu ise,
6.500 iflyerini tasfiye edece¤ini aç›klayan Ford izledi. Yine BMW de bu y›l 20- 25 bin daha az araba üretece¤ini aç›klayarak, iflten ç›karmalar›n
sinyallerini verdi. Opel, VW, Daimler gibi üreticiler de yine üretimi azaltacaklar›n› aç›klayarak,
binlerce iflçinin ifline son vermenin ön haz›rl›¤›n›
yapmaktalar.
Kitlesel iflsizlik kap›da
Otomobil endüstrisindeki krizin, beraberinde kitlesel iflten ç›karmalar› getirece¤ine art›k
kesin gözüyle bak›labilir. Otomobil endüstrisinin
çekirde¤ini oluflturan sektörlerde, sadece Avrupa’da 2.1 milyon insan çal›flmakta. Dolayl› sektörleri de hesaba katt›¤›m›zda, 12 milyondan fazla emekçi, yaflamlar›n› otomobil üretimine ba¤l›
sürdürmektedir. Bunun bir de yan sanayi vard›r.
Sadece Almanya’da otomobil tamiri, yedek
parça gibi, otomobil sektörüne ba¤l› küçük iflletmelerde çal›flanlar›n say›s› 468 binden fazlad›r.
Bu iflyerlerinin çal›flan say›s› ortalama 12 kiflidir.
Ve bu küçük iflletmelerin büyük bölümü bugün
krizden dolay› afl›r› borç içindedir.
Büyük otomobil üreticileri de bankalar gibi
hükümetlerden para talep etmekteler. ABD’de
büyük otomobil üreticilerine verilmek üzere ilk
kredi onayland› bile. AB ülkelerindeki üreticiler
ise, ABD’de onaylanan kredinin rekabette eflitsizlik do¤uraca¤›n› iddia ederek, AB’yi s›k›flt›rmaya bafllam›fl bulunmaktalar. “Tasarruflu yeni arabalar üretme” ad› alt›nda talep edilen “yard›m”›n, 40 milyar Euroluk, düflük faizli bir kredi
paketi oldu¤u söyleniyor.
Böylece bir kez daha büyük flirketlerin krizden kârl› ç›kmalar›n›n da önü aç›lm›fl oluyor. ‹flçi
ve emekçilere gelince; hükümetlerin verdi¤i kredilerle krizden zararl› ç›kmay› b›rakal›m, gerçekte kârlar›n› katlayacak olan dev flirketler, krizi
bahane ederek “f›rsat bu f›rsatt›r” deyip, önlerine koyduklar› iflten ç›karmalar› hayata geçirmek-
te tereddüt etmeyecekler. ‹flsiz kalanlar›n iflsizlik
paras› vb. sosyal güvenceleri ise, sermayeye milyarlar ak›tan hükümetler taraf›ndan daha flimdiden kesintiye u¤ramaya bafllam›fl bulunuyor. ‹flçiden fazla kesintinin de gündemde oldu¤u uygulamalar ise, patronun iflçi maliyetini düflürmeyi
amaçl›yor.
Mali kriz ve ABD seçimleri
Dünyan›n dikkatleri, sermayenin iflçi maliyetini düflürme vb. yöntemlerle, sermayenin kâr›na
kâr, iflsizler ordusuna ise milyonlarca yeni “nefer” katacak olan, artan yoksullukla birlikte, en
büyük y›k›m› dünyan›n emekçilerine yaflataca¤›
kesin olan küresel mali krize çevrildi¤i flu s›ralarda, ABD emperyalizminin iflgal savafllar›n› yayma
e¤ilimini h›zland›rd›¤› gözlerden kaçmaya bafllad›
gibi. Oysa ABD emperyalizmi flu s›ralar tüm askeri yenilgisine karfl›n, Irak iflgalini olanca fliddetiyle sürdürmenin yan› s›ra, Afganistan’da ve son
olarak da Pakistan’›n s›n›r bölgelerinde askeri
sald›r›lar›na h›z veriyor.
Pakistan’a dönük sald›r›lar›n giderek daha
fazla say›da sivili hedef almas› ve bu sald›r›larda
yaflam›n› yitirenlerin artmas›, dünya gündeminde
çok da fazla yer bulmuyor. Örne¤in geçti¤imiz
günlerde ABD ordusunun att›¤› roketlerin bir
Kur’an okuluna isabet etmesi sonucunda onlarca
insan yaflam›n› yitirirken, çok say›da insan›n da
a¤›r yaraland›¤› biliniyor.
Bu sald›r› elbette ABD ordusunun Eylül ay›ndan bu yana Pakistan’a dönük gerçeklefltirdi¤i
sald›r›lardan sadece biri. ABD hükümetinin, daha Temmuz ay›nda, Pakistan’a askeri sald›r› düzenlenmesi için gizli bir emir yay›mlad›¤› da, Pakistan’a dönük askeri sald›r›lar›n artmas›yla birlikte, flu s›ralar konuflulan konulardan biri.
Afganistan’da ise, ABD’nin, NATO müttefikleriyle birlikte gerçeklefltirdi¤i sald›r›larda da yine son dönemde oldukça yo¤unluk yaflan›yor.
Bu sald›r›lar›n hedefinde de yine daha çok siviller
bulunuyor. En son gerçeklefltirilen bombal› sald›r›larda çok say›da çocu¤un yaflam›n› yitirmesi de
bu durumun kan›tlar›ndan birini oluflturuyor.
‹nsan haklar› örgütleri NATO birliklerinin
son birkaç y›l içinde, tespit edildi¤i kadar›yla, binin üzerinde sivili katletti¤ini bildiriyor. Bu say›n›n çok daha yüksek oldu¤u ise kesin.
Afganistan’da giderek keskinleflen askeri ve
siyasi durum ise, ABD’deki seçim kampanyalar›n›n en yak›c› noktas›n› oluflturuyor.
Demokratlar›n aday› “de¤iflim” vaat eden
Obama, baflkanl›¤a geldi¤i takdirde, pek bir de¤ifliklik yaratmayaca¤›n›, her f›rsatta Afganistan
iflgalindeki asker say›s›n›n art›r›lmas› gerekti¤ini
söyleyerek, daha flimdiden ortaya koyuyor.
Obama’n›n baflkan yard›mc›s› aday› Biden
de, Obama’n›n seçilmesi durumunda, en geç alt› ay içinde d›fl politikada “oldukça sert önlemler” alaca¤›n›, bu “önlemlerin” ise, Yak›n Do¤u,
Afganistan, Pakistan, Kuzey Kore ve Rusya’y›
kapsayaca¤›n› söyleyerek, Obama’n›n da en az
Bush hükümeti kadar flahin olabilece¤inin “garantisini” daha flimdiden veriyor.
Obama, ‹ran noktas›nda da yine Bush hükümetinin atmaya korktu¤unu söyledi¤i önlemlere
baflvuraca¤›n›, önlem seçeneklerinden birinin de,
‹ran’›n petrol ihracat›n› engellemeye dönük ABD
ambargosu olabilece¤ini belirtmekten kaç›nm›-
yor ve böylesi bir ambargonun beklenen savafl›n
nedenini oluflturabilece¤ini söylemeyi de ihmal
etmiyor. Obama’n›n, Pakistan’a daha fazla say›da
askeri birlik gönderilmesi noktas›nda rakibi
McCain’den daha hevesli oldu¤u da yine seçim
kampanyas› sürecinde ortaya ç›k›yor.
K›sacas›, “büyük umutlar” vaat etti¤i
söylenen “demokrat” Obama’n›n da t›pk›
Bush, McCain vb. gibi, ABD’nin iç ve d›fl
politikalar›n›n, kendi ekonomik ve stratejik ç›karlar› do¤rultusunda gerçek belirleyicileri olan, Amerikan egemen s›n›flar›n›n temsilcisi oldu¤undan kimse art›k flüphe duymuyor.
Çünkü, merkezinde ABD emperyalizminin
mali çöküntüsünün yatt›¤› dünya ölçe¤indeki
krizle birlikte, egemen s›n›flar›n temsilcisi pozisyonundaki tüm siyasi liderlerin, eskisinden daha
sald›rgan ve savafl k›flk›rt›c› bir pozisyona girdikleri biliniyor.
Mali kriz rekabeti k›z›flt›r›yor
Mali kriz birbirine rakip olan emperyalist
güçler aras›ndaki gerilim ve çat›flma potansiyelini de eskisine oranla daha da yükseltmektedir.
Ayn› flekilde, krizin atlat›lmas›na hizmet etmesi
düflünülen askeri yöntemlerde de önemli bir art›fl›n oldu¤unu söylemifltik.
Mesela ABD’nin, mevcut ekonomik dibe vuruflu, önümüzdeki süreçte, geçmifl y›llara oranla
daha yüksek oranda askeri araçlara baflvurarak
aflmaya çal›flaca¤› bilinmektedir. 1930’lu y›llar›n
“Büyük Buhran” döneminde de emperyalist güçlerde ayn› e¤ilim bafl göstermifl ve bu süreç askeri çat›flmalar› körükleyerek, bildik II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’na götürmüfltü.
ABD’deki 2008 Baflkanl›k Seçimleri de iflte
bu koflullar alt›nda gerçekleflmektedir. Koflullar
ise, artan rekabete ve askeri önlemlere iflaret
etmektedir. Bu duruma iliflkin en büyük tehlikelerden biri ise, Obama’n›n Demokrat Partisi’ne
umut ba¤lanmas›nda yatmaktad›r. Amerikan
halk›n›n flu süreçteki savafl karfl›t› duruflunun,
Amerikan emperyalizminin demokrat kanad›
taraf›ndan hedefinden sapt›r›lmas› olas›l›¤›ndan
söz edilmektedir. Ancak bunun tersinin olmas›
ve de Obama’n›n seçimleri kazanmas› durumunda, militarizme ve iflgal savafllar›na karfl›
mücadelenin hedefini Obama hükümetine çevirmesi de yüksek bir olas›l›kt›r. Mevcut krizin
daha da derinleflece¤ine kesin gözüyle bakt›¤›m›zda ise, hedefin sadece Obama hükümetine
de¤il, bir bütün olarak sisteme çevrilece¤ini de
söyleyebiliriz.
Krizin dünya ölçe¤indeki emekçi y›¤›nlar
üzerinde daha flimdiden yaratmaya bafllad›¤› etkiye bakt›¤›m›zda ise, emekçi y›¤›nlar›n hedefinin
sadece ABD’de de¤il, tüm dünyada sisteme yönelece¤ine, tahminden de öte, kesin gözüyle bakabiliriz.
Önümüzdeki dönem, tüm dünyada, krizin ve
sonuçlar›n›n do¤uraca¤› büyük sosyal ve siyasal
hareketlere gebedir. Dünya devrimcilerinin ve
komünistlerinin bu süreçteki görevi ise, süreci
iyi bir f›rsat olarak de¤erlendirip, bu hareketlerin içinde öncü pozisyonunda yer almak, bunlar› birlefltirme çabas›n› da gözard› etmeden, s›n›fsal rotaya sokmak ve radikal, devrimci ve güçlü
hareketlere dönüfltürmektir.
İşçi-köylü 11
31 Ekim-13 Kasım 2008
Aflk›n’a
Kavgada
ölümsüzleflenler!
Devrimci dalgan›n daha alt seviyelerde oldu¤u zamanlarda,
Onlar tarihin iz sürücüleri
Prometeus’un ci¤erin deflen kartaldan beri
bu ac› bu talan
tüm mevsimlerin bereketli çocuklar›
tek tek düflerek ça¤lara
çelik bir çivi gibi çak›ld›lar tarihin ba¤r›na
beynindeki ›fl›¤› iz sürücülerine b›rakarak...
Gayri dur durak yoktu
盤l›k 盤l›¤a y›rt›lan bir gökyüzünün alt›nda
düflündeki özgürlü¤ü dövüfle döken
cenk neferleri
berrak bir suda kulaç atar gibi
tereddütten uzak
gö¤sünde s›rt›nda da¤ gibi
yaralarla y›ld›zlaflt›lar...
Dökülen kanlar›n› b›rakarak iz sürücülerine
güne bakan çiçekleri gibiydiler.
Hep ayd›nl›kt› bafllar›
bilgi denizinde yakamozlar saçarak,
döverek zulmün k›y›lar›n en berrak
köpüklerinde yeni bir dünya b›rakt›lar.
Bu her ça¤da böyleydi böyle olacak
Aflk›n› gözlerinde gizlene izler
flimdi tüm insanl›¤›n gözlerinde gizlidir
yani bu izler yaflam›n ta kendisidir
Aflk›n’›n düflüne ulafl›ncaya dek sürecek
O dalgay› yükseltmektir
as›l zor ve daha güzel olan...
p›lmas› gereken bir fley varsa yap›lmal›, yapmal›y›m” bilinci kafas›nda hâkimdi.
Deniz yoldafl, tüm bu sayd›¤›m ve sayamad›¤›m olumlu özelliklerinden ve
olumsuzluklar›n› giderme çabas›ndan dolay› sürekli geliflim gösterdi.
Devrimcilik
umutlu olmakt›r
(Bir yoldafl›)
Deniz’e
Kimi fabrikada, okulda, gecekondularda,
depremzedelerin, emekçilerin içinde, flehir
askeri örgütlenmesinde; kimisi köylerde,
gerillada... Hepsi de yoldaflt›… Aflk›n, Cafer, Bar›fl, Cem… Birisi de Muharrem
yoldaflt›.
Muharrem (Deniz) yoldafl üniversiteyi
bitirmifl, maden mühendisi olmufltu. Ama
yine de iflsizdi. ‹yi bir ifl bulma olana¤› olmas›na ra¤men o sadece kendi sorunlar›n›
de¤il tüm toplumun sorunlar›n› sahiplendi.
Sadece kendini de¤il halk› düflündü. Çünkü
bu ülkede milyonlarca iflsiz insan vard›. Milyonlarca sömürülen, eme¤inin karfl›l›¤›n›
alamayan iflçi, köylü, emekçi vard›. Milyonlarca insan gecekondularda, sokaklarda
yoksul, aç, sa¤l›ks›z yafl›yordu. Köyler yak›l›yor, insanlar iflkence görüyor, iflkencelerde, da¤larda, zindanlarda, sokak ortas›nda
katlediliyordu. Tüm bunlar ve benzeri onlarca nedenden dolay› de¤ifltirilmeli bu sistem. De¤ifltirmek için mücadele etmeli ve
bedeli neyse ödenmeli. ‹flte hiçbir bedeli
ödemekten çekinmeyen, sadece fiziksel de¤il, tüm benli¤iyle; duygular›, düflünsel ve fiziksel eme¤i ve nihayetinde can›yla kendini
ortaya koymufl olan yoldafllardan biriydi
Muharrem yoldafl.
Gerilla yaflam›nda
Muharrem...
Deniz yoldafl, gerillaya kat›ld›¤› ilk andan itibaren alan›n sorunlar›n› kavramaya
ve çözümler bulmaya yönelik sürekli kafa
yorar, düflünce üretmeye çal›fl›rd›. Çünkü
mücadele ve devrimin yolu konusunda kafas› netti. Günlük, anl›k sorunlarla dünyas›n› daraltm›yor, uzun vadeli ve genifl düflünüyordu.
Gerilla yaflam› çok hareketlidir. Sürekli
bir kofluflturmaca vard›r. Saatlerce yol yürürsün, köylere girersin, düflman operasyonlar›, çat›flmalar, eylemler, güvenlik, nöbet, yemek, yorgunluk, dinlenme, tekrar kofluflturmaca derken h›zla akar 24 saat. Sürekli kofluflturmadan dolay› 24 saat az gelir
gerillaya. Bunun için günün peflinden koflma,
1991’den sonra Almanya’ya babas›n›n
yan›na yerleflti. Proletarya Partisi’nin
düflünceleri ile de burada tan›flt›. Hamburg’da hem okuyup hem de mücadelesini
sürdüren Bar›fl, daha sonra sevdal›s› oldu¤u
alana geldi. 1 Kas›m 1999 tarihinde Tokat’›n
Erbaa ilçesi H›z›ralan Deresi mevkinde
ç›kan çat›flmada flehit düfltü.
Bar›fl Aslan-Cem Ergüldü
1978 y›l›nda Yozgat’›n Sorgun ilçesine
ba¤l› Karabal› köyünde dünyaya gelen Bar›fl
Aslan; 1991 y›l›na kadar bu köyde yaflad›.
1980 y›l›nda ‹zmir’de dünyaya gelen
Cem Ergüldü ise 1996 y›l›nda mücaüdeleyle
tan›flt›. 96 1 May›s ve SAG-ÖO sürecinden
etkilenerek mücadelesine daha s›k› sar›ld›.
1998 y›l›nda mücadelenin flah damar›nda
yer ald›. Zorluklardan y›lmayan yap›s› ile bu
alanda aktif olarak boflalan mevzileri
doldurman›n bilinci ile hareket etti. 1 Kas›m
1999 tarihinde Bar›fl Aslan ile birlikte ölümsüzlü¤e do¤ru yola ç›kt›.
Pusula
Kitleler, örgütlü bir çizgiyle kazan›l›r!
Parti, örgütlülük, çal›flma tarz›, demokratik merkeziyetçilik vb. konulara
iliflkin tart›flmalar sürekli gündemimizi
iflgal ediyor. Bu, belli yönleriyle bir
tekrar› da içeriyor. Ama flu da bir
gerçek ki; faaliyetlerimiz devam etti¤i
müddetçe, bu tart›flmalar bir anlamda
kaç›n›lmazd›r. Tart›flmalar›n k›s›r ve
dar bir ortamdan ç›kar›lmas› da tamamen uygulamada elde edilecek baflar›larla mümkündür.
fiöyle ki; parti bilincinde, örgütlülük düzeyinde sa¤lanacak her geliflme,
Bolflevik çal›flma tarz›ndan, demokratik merkeziyetçilik ilkesini uygulamaktan ba¤›ms›z de¤ildir. Tüm bunlar›n,
ad›na lay›k bir tarzda uygulanmas› için
de, ideolojik netlik ve siyasal yetkinlik olmazsa olmazd›r. Örne¤in, zi-
Kavga okulu
hinsel tembelli¤in, tutuculu¤un, statükocu bak›fl aç›s›n›n oldu¤u bir ortamda, yukar›da dikkat çekti¤imiz konular›n hiçbirinde Marksist-Leninist-Maoist
bak›fl aç›s› istenilen düzeyde uygulanamaz. Her fleyden önce, zihinsel
tembellik incelemeyi-araflt›rmay›, günün koflullar›na uygun yarat›c› politikay› uygulamay› yads›r.
Çünkü bu düflünüfl ve flekillenifl tarz›nda, devrimci bir heyecan, devrimci bir
at›l›m ruhu yoktur. Bunlar›n olmad›¤› yerde, sorgulama prati¤i, yarat›c›l›k, fedakârl›k eylemi zay›ft›r. Bunlar›n olmad›¤› yerde, en basit sorunun çözüm tart›flmas›na yeni sorunlar
eklenir. Çünkü sorunlar; ancak zengin
bir bak›fl aç›s›yla donanm›fl, devrimci
iradi bir müdahaleyle çözülür.
günlük, k›sa vadeli düflünme ya da daha çok
askeri ve pratik meseleleri düflünme gibi bir
darlaflma tehlikesi de tafl›r objektif olarak.
Ama Deniz yoldafl, bunun fark›ndayd› ve
yoldafllar›yla tart›flmaya, sohbet etmeye,
okumaya ve yazmaya çal›fl›rd› sürekli.
Köylere gitti¤imizde ya da bir köylüyü
gördü¤ümüzde onlara, köylülerin durumunu, yaflamlar›n›, çeliflki ve sorunlar›n› anlamaya yönelik sorular sorard› ve bunlar
üzerinden propaganda yapard›. Benzeri
yaklafl›mlar› ve özellikleri askeri aç›dan da
gösteriyordu. Düflman› tan›maya, kavramaya ve öneriler, yöntemler sunmaya yönelik
düflünce üretiyor, ayn› zamanda askeri hiçbir prati¤in gerisinde kalm›yordu. Tüm bu
olumlu özellikleri onun k›sa zamanda acemili¤ini, alana yabanc›l›¤›n› atmas›na ve daha
ileri ad›mlar atmas›na neden oldu.
Deniz yoldafl›n öne ç›kan olumsuz özelli¤i ise kalabal›k içinde kendini rahat ifade
edememesiydi. Bunun nedeni, yetiflmifl oldu¤u koflullard›. Kat›-feodal geleneklerin
hakim oldu¤u ailesinde, küçüklerin büyükleri elefltirmek, karfl› ç›kmak, öneri sunmak
bir yana en s›radan bir fleyin konuflulmas›n›n dahi ay›p olarak karfl›land›¤› bir ortamda yetiflmesinin sonucuydu bu. Deniz yoldafl, bu sorunun nedenlerini çözümlemiflti.
Ve aflmak gerekti¤ini biliyordu. Gerillaya
kat›lmadan önce ve gerillada da bu olumsuz yönünü yoldafllar›n›n da yard›m›yla aflmaya çal›fl›yordu. Çünkü bu özellik onun
etkili ajitasyon-propaganda yapmas›n›, kendini iyi ve rahat ifade ederek, çevresindekileri etkilemesini, do¤ruyu hâkim k›lmas›n›
zay›flat›yordu.
Yetiflti¤i bu koflullar onda do¤al olarak
baz› edilgen özellikler de yaratm›flt›. Ama,
bu eksikliklerin fark›ndayd› ve yoldafllar›n
teflviki, yard›m›yla beraber bu yönleriyle
u¤rafl›yordu. Olumlu ad›mlar da atm›flt›.
Fakat bu yanlar› pratik bir edilgenlik de¤ildi asla. Ondan hiçbir zaman “ben yapamam” gibi bir söz duyamazd›k. Çünkü “ya-
Daha sade bir dille ifade edecek olursak; tek bafl›na müdahale
her fley de¤ildir. Önemli olan yerinde ve do¤ru yöntemlerle yap›lan müdahaledir. Bunu yapmak için
de siyasal yetkinlik, örgütsel tecrübe
gereklidir. Günlük devrimci çal›flmalar›m›zda s›kça duydu¤umuz söylemlerden biri de; “Çok geriler, yönlendirmeye ihtiyaçlar› var” vb.dir. Bu demektir ki; sorunlar›n çözümünü asgari
düzeye indirgemek, ileri düzeyde bir
çözüm gücünü yakalamak için devrimci prati¤i içeren devrimci bir e¤itim
gerekli ve zorunludur. Siyasal gerilik,
örgütsel tecrübesizlik ne kaderdir ne
de kazan›lm›fl bir hakt›r. Tam tersine,
devrimci bir militan için de¤ifltirilmesi
ve afl›lmas› gereken engellerdir. Devrimci bir militan, bildikleriyle,
söylenenleri yapmakla yetinemez. Devrimci bir militanla, bir cemaat üyesini ay›ran en temel özellik;
devrimci militan›n halk›n davas›na en
iyi flekilde hizmet etmesi için sürekli
araflt›rmas›, varolanla asla yetinmeme-
Devrimcilik umutlu olmak demektir.
Umutlu olmayan devrimci ve komünist
olamaz. Devrimci olan da umutsuz olamaz. Ama bu umut soyut de¤ildir. Devrimci ve komünistlerin umudunun kayna¤› gerçekçi olmalar›nda yatar. Che’nin
“gerçekçi ol, imkans›z› iste” sözü oldukça güzel bir flekilde özetliyor bunu.
Devrimci ve komünistler sadece olan›
de¤il ayn› zamanda olacak olan› gördükleri için, sadece bu günü de¤il ayn› zamanda yar›n› gördükleri için, sadece görüneni de¤il ayn› zamanda görünenin arkas›ndaki gerçekleri de gördükleri için
umutlu ve diridirler. K›fl›n sonunun bahar, gecenin sonunun sabah, çürümüfl kapitalist-emperyalist sistemin sonunun demokratik halk iktidar›, sosyalizm ve nihayetinde komünizm oldu¤unu bilirler. Bunun için bu düzeni y›kmaya, özgürlük ve
eflitlik dünyas›n› kurmaya cüret ederler.
Devrimci dalgan›n yüksek oldu¤u zamanlarda devrimci olmak, mücadele saflar›na kat›lmak daha kolayd›r. Ama dalgan›n daha alt seviyelerde oldu¤u zamanlarda mücadele etmek, o dalgay› yükseltmektir as›l zor ve daha güzel olan. ‹flte
tam da içinde bulundu¤umuz anda ve durumda oldu¤u gibi. Deniz, Aflk›n, Cafer
yoldafllar gibi. Onlar, yar›nlara umutla ve
gerçekçi bakt›lar, her türlü bedeli ödemeye haz›rd›lar ve ödediler. Ve silah elde, çat›flarak flehit düflerek gösterdiler
halka ve devrime ba¤l›l›klar›n›, güven ve
inançlar›n›.
‹flte bu yüzden gözyafl›, yas yoktu cenaze törenlerinde. Halaylar ve z›lg›tlar
vard›. Kavga ve zafer sloganlar› vard›. Ve
de s›k›l› yumruklar. Ve s›k›l› yumruklar,
mücadelede daha sa¤lam yerlerini ald›lar;
kimisi da¤da, kimisi flehirde. Karanl›¤a bir
›fl›k da onlar yakt›lar. Ve bu hep böyle
ço¤alarak devam edecek, zafere kadar.
Çünkü bedel ödemeden hedefe, savaflmadan zafere ulafl›lamaz.
S›n›f mücadelesi bir denizdir. Tüm flehitlerimiz, flu anki ve yar›nki yoldafllar›m›z da bu denizde bir damla. Onlar›n de¤erini iyi bilelim. Onlar›n tüm olumluluklar›n› kendimizde somutlaflt›ral›m. Onlar›n yerini biz doldural›m. Dolduraca¤›z!
Hiçbir zaman e¤ilmeyen bafl›m›z›, Muharrem, Aflk›n, Cafer yoldafllar›n flahs›nda, tüm komünizm ve devrim flehitlerimiz için bir kez daha sayg›yla e¤iyoruz.
(Bir yoldafl›)
sidir. Bu niteli¤in, bu özelliklerin kayboldu¤u yerde tutuculuk, kendini tekrarlama ve sonuçta umutsuzluk kaç›n›lmaz hale gelir.
Daha da somutlarsak, bugün
karfl› devrimin ideolojik, siyasi, askeri
kuflatmas› alt›nda oldu¤umuz gerçe¤i
herkesçe kabul görmektedir. Bu kuflatmay› yarmak; ideolojik, siyasi, örgütsel netli¤e, birikime ve tecrübeye
sahip devrimin militan ordusunu yaratmakla mümkündür. E¤er mevcut
flekillenifl bu niteli¤e sahip de¤ilse, devrimci çal›flmalar›m›zdaki baflar›s›zl›klar
kaç›n›lmaz olur. Ve yaflanan da budur.
Ve bunu aflmak için Proletarya Partisi’nin sürece dair ortaya koydu¤u
perspektifleri do¤ru alg›lamal›y›z.
Yine s›kça üzerinde durdu¤umuz
sorunlardan biri de, kitle çal›flmas›d›r.
Bu konuda düne göre bugün daha
olumlu iflaretlerden söz edebiliriz. fiimdi temel hedef kitle ba¤lar›n›, zay›flayan
parti otoritesini güçlendirecek devrimci pratik çabalara bir h›z vermektir.
Devrimci pratikte, irade ve eylem
Necdet Oynargül: Balkanlardan Türkiye’ye göç etmifl bir ailenin çocu¤u olarak dünyaya gelen Necdet Oynargül genç yafllarda örgütlenmifl, askeri eylemlerde görevli olarak Okmeydan› ve Alibeyköy’de faaliyet yürütmüfltür.
Kas›m 1980’de M‹T’ten Ahmet Öztürk’ün cezaland›r›lmas›n›n ard›ndan düzenlenen bir operasyonda birkaç yoldafl›yla birlikte tutsak edilir.
Gördü¤ü a¤›r iflkenceleri bofla ç›kartan Oynargül, ‹stanbul’un Ça¤layan semtinde bir gecekonduya götürülerek katledilir.
Hasan Gazo¤lu: Kas›m 1980’de Necdet
Oynargül’ün katledilmesinin ard›ndan yap›lan
operasyonlarda gözalt›na al›nan Hasan Gazo¤lu
Beyo¤lu Emniyetinde iflkencede katledilir.
Osman Özcan Doyuranlar: 12 Eylül öncesi yap›ya her türlü deste¤i sunan, verilen görevleri yerine getiren bir sempatizan olan Doyuranlar 12 Eylül’den k›sa bir süre sonra gözalt›na
al›n›r. Yo¤un iflkenceler alt›nda k›smi olarak çözülse de flehit düflmesinden önce özelefltiri verir. Ancak bu süre içinde tekrar gözalt›na al›n›r
ve Ekim ay› içerisinde iflkencede katledilir.
Nubar Yal›myan: Ermeni milliyetinden
olan Nubar Yal›myan 1957 y›l›nda Mardin’in Silopi ilçesinde dünyaya gelir. Geçim s›k›nt›s› nedeniyle ailesinin ‹stanbul’a yerleflmesi ile birlikte
Surpraç Ermeni Lisesi’ne yaz›l›r. Bir süre matbaada çal›flt›ktan sonra Dericiyan Lisesi’nde ö¤renimine devam eder. 1976 y›l›nda örgütlenen ve
ard›ndan gitti¤i Hollanda’da da faaliyetlerine devam eden Yal›myan, çal›flmalar› ile düflman› rahats›z eder. Bunun sonucu olarak 5 Kas›m
1982’de Hollanda’n›n Utrecht kentinde b›çaklanarak ve kurflunlanarak katledilir. Bugünlerde
göstermelik davalarla yarg›lanan Ergenekoncular›n evlerinde ele geçirilen belgelerde de Nubar
Yal›myan’›n M‹T taraf›ndan katledildi¤i ortaya ç›km›flt›r.
Ali Haydar Aslan: Ali Bom olarak tan›nan
Ali Haydar Aslan 1957 y›l›nda Dersim Mazgirt
Sindam köyünde dünyaya geldi. Gerillada m›nt›ka komutanlar›ndan olan Ali Haydar Aslan 8 Kas›m 1983’te Naz›miye merkezine bombal› pankart asmak isterken bomban›n elinde patlamas›
sonucu flehit düfltü.
Do¤an Erdem: Erzincan Tercan do¤umlu
olan Do¤an Erdem, Bektafl kod ad›yla faaliyet yürütür. Gerilla komutan› Bektafl Kas›m 1984’te Dersim’de 盤 alt›nda kalarak flehit düfler.
Tuncay Çar›kç›o¤lu: 1962 y›l›nda Kastamonu’nda dünyaya gelen Tuncay Çar›kç›o¤lu
1982 y›l›nda ‹stanbul’da Mühendislik Fakültesinde okurken örgütlenir. 1985 y›l›nda ‹stanbul’da
yap›lan bir operasyonda gözalt›na al›n›r. ‹flkencelerden bafl› dik ç›karak mahkemede de düflmana
kök söktürür. ‹ki y›ll›k tutsakl›ktan sonra d›flar›
ç›kt›¤›nda aral›k vermeden mücadelenin s›cak
ba¤r›na koflan Çar›kç›o¤lu, ‹smail Oral’la birlikte
gençlik faaliyetini oluflturan önderler aras›nda da
yerini al›r. Sivas ve Çukurova’da faaliyet yürüten
Çar›kç›o¤lu 1989’da gerilla faaliyetine kat›l›r. 2-3
Kas›m 1992’de Tokat’›n Almus ‹lçesi Ar›su Köyü Eskici Mezras›nda birli¤iyle birlikte düflman›n
att›¤› bir pusuya düflerler. Yaflanan çat›flmada
Tuncay Çar›kç›o¤lu flehit düfler.
Fethiye Batmaz: 1976 y›l›nda Dersim
Ovac›k’a ba¤l› Ada köyünde dünyaya gelir. ‹lkokulu köyünde bitiren Fethiye Batmaz ortaokul
ve liseyi Ovac›k’ta okudu. 1993 Eylül’ünde lisede
okurken gerillaya kat›ld›. 7 Kas›m 1993’te bir savaflç› olarak yürüttü¤ü mücadelede Dersim Hozat’ta ç›kan bir çat›flmada ölümsüzler kervan›na
kat›ld›.
Aslan Y›ld›z: Dersim Ovac›k Karao¤lan köyünde dünyaya gelen Aslan Y›ld›z 1994 y›l›n›n
Ekim ay›nda kontrgerilla taraf›ndan kaç›r›larak
katledilir.
birli¤inde iç zay›fl›klar›n oldu¤u yerde
kitle çal›flmas›n›n ve devrimci sayg›nl›¤›n yara almas› kaç›n›lmaz hale gelir.
Bunlar›n oldu¤u yerde, devrimci çal›flman›n daha büyük zorluklarla karfl›
karfl›ya kalaca¤› aç›kt›r. Bunu aflmak
için, öncelikle tüm faaliyetçilerimizin
böyle bir gerçe¤in varl›¤›n› kabul etmeleri gerekir. Bu gerçe¤in kabulü,
hem bu sonuçlara yol açan nedenleri
a盤a ç›karma görevini önümüze koyacakt›r. Ve hem de görevlerimizi bu objektif gerçeklik ›fl›¤›nda belirleme sorumlulu¤unu dayatacakt›r.
Israr›m›z›n ve hakl›l›¤›m›z›n ideolojik ve teorik temellerini, örgütlü ve çeperimizdeki güçlerden bafllayarak ileri
kesimleri kapsayacak tarzda ortaya koyacak pratik çal›flmalarda yo¤unlaflmal›y›z. Bunun için kafalarda var olan soru
iflaretlerini giderecek derinlikli teorik
yaz›lara, iç e¤itimlere, seminer ve panellere daha bir a¤›rl›k vermeliyiz.
fiu aç›k ki; emperyalist-kapitalist
sistemin içinde bulundu¤u ekonomik
kriz, birçok bölgede yarat›lan haks›z
savafllar, yoksulluk ve iflsizlik gerçe¤i,
onlar›n s›kça sözünü ettikleri “cennet”in nas›l bir cehennem oldu¤unu
bugün genifl y›¤›nlar yaflayarak görüyor. Marksizm’in cenaze törenini yapanlar, bugün Marks’›n hakl›l›¤›ndan
söz ediyorlar. Yani s›n›f mücadelesi
aç›s›ndan devrim ve sosyalizmin propagandas›n› genifl y›¤›nlar içinde yapma
konusunda ortaya ç›kan olumlu iflaretleri do¤ru okumal›y›z.
Tüm bunlar›n baflar›s› için, kolektifin her bak›mdan örgütlenmesi gerekir. Örgüt, örgütlenme yoksa
parti de yoktur demektir. Örgüt,
örgütlülük yoksa ortaya konulan tüm
plan ve programlar›n hiçbir k›ymet-i
harbiyesi yoktur. Bu demektir ki; tüm
çal›flma alanlar›m›zda tek bir insan›m›z› dahi örgütsüz b›rakmamal›y›z. Tabi
ki bunun için kolektif bilincin gereklili¤i, irade ve eylem birli¤inin zorunlulu¤unu kavramak flartt›r. Bu konuda
giderilecek her olumsuzluk, öngörülen
hedeflerin gerçekleflmesine hizmet
edecektir.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
Giyotinin karşısında cesur bir kadın
“Kad›na dara¤ac›na ç›kma
hakk› tan›n›yor; öyleyse kürsüye
ç›kma hakk› da olmal›d›r!”
Frans›z kad›n yazar, feminist ve her türlü haks›zl›¤›n
karfl›s›nda kararl›l›kla mücadele eden Olympe de Gouges, bu
“hakk›n›” Jakobenist darbe
sonras›nda kulland›. Ve polemikleriyle mücadele etti¤i Robespierre onu 3 Kas›m 1793’te
cellad›na teslim etti.
Küçük burjuva bir ailenin k›-
z› olarak do¤an ve kendisine
Marie Gouze ad› verilen Olympe, küçük yaflta evlendi¤i eflinden ayr›ld›ktan sonra gitti¤i
Paris’te ad›n› de¤ifltirmiflti. Kad›n oluflu ve bu nedenle ayr›mc›l›¤a u¤ramas› tüm yaflam›na
damgas›n› vurdu Olympe’nin.
Öyle ki kölelik karfl›t› içerikte
1774’te yazd›¤› oyunu da konusunun yan› s›ra yazar›n›n kad›n
oluflu nedeniyle 1789 Frans›z
Devrimi’nin bafllang›c›na kadar
yay›mlanamad›.
Ancak “eflitlik, özgürlük ve
kardefllik” sloganlar›n›n büyüsüyle kat›ld›¤› Burjuva Demokratik Devrimi’nin de kad›nlar
için kurtulufl olmad›¤›n› k›sa süre içinde gördü, yaflad›. Zira
“Burjuva devrimi, henüz, kad›nlara ve mülksüzlere de demokrasi uygulayacak kadar ‘demokrat’ de¤ildi!” Feminist görüflleri
benimsemesinin en önemli nedeni de buydu. Devrimin 1789
‹nsan ve Yurttafl Haklar› Bildirgesi’nde de kendini bulamayan
31 Ekim-13 Kasım 2008
Olympe, bu bildirgenin hemen
ard›ndan 1791’de Kad›n ve
Yurttafl Haklar› Bildirgesini kaleme ald› ve yay›mlad›.
Onu giyotine götürecek süreç de, her ne kadar feminist
pencereden bakm›fl olsa da
elefltirilerinin hakl›l›¤›n› ortaya
koymufltur. Zira idam gerekçesinde flu sözlere yer verilmiflti:
Olympe de Gouges “kendi cinsine yaraflmayacak flekilde politikayla ilgilendi¤i için ve ölümü
di¤er kad›nlara ibret olsun diye” mahkum edilmiflti.
Devrim sürecinde söyledi¤i
ve yazd›¤› Bildirge’nin de 10.
Maddesini oluflturan “Kad›na
dara¤ac›na ç›kma hakk› tan›n›yor; öyleyse kürsüye ç›kma hakk› da olmal›d›r!” sözü bugün için
de ezilen kad›nlar›n mücadelesinde önemini koruyor. Egemenlerin politikalar›n› uygulad›¤› sürece kad›nlar (Rice, Çiller,
Thatcher örneklerinde oldu¤u
gibi) politika yapabiliyorken, ezilenlerin politikas›n› yapan kad›nlara ise giyotin, iflkence, hapis
cezalar› reva görülüyor.
Bir kad›ndan hem politikleflmesini
“beklerken” hem de politik yönde
gelifltirmek yerine “politika, pratik içinde var edilir” genel belirlemesiyle onlar› sürekli prati¤in içine mi sokuyoruz? Kad›nlar› oldu¤u
gibi mi kabulleniyoruz? Beyinlerinin
s›n›rlar›n› zorlamak için önlerine çeflitli (politik ve pratik) sorunlar›n
çözümünü bulma sorumlulu¤u veriyor muyuz? Veriyorsak, bu yollar›
bulmalar›nda onlara yöntem sunuyor muyuz? Kad›n yoldafllarla konufltu¤umuz konularla erkek yoldafllarla konufltu¤umuz konular aras›nda ne gibi farklar var? Kad›n yoldafllar›m›z›n önüne bir y›¤›n pratik
ifl koyup sonra da politik olarak görevlerini yerine getirmedikleri için
elefltiriyor muyuz?
Sorular çok basit ve komik gibi
görülebilir ama maalesef komik de-
¤il, trajikomik bir yan› var tüm bu
sorular›n. Çünkü, ne yaz›k ki, (bir
önceki yaz›da verilen örneklerde
oldu¤u gibi) efllerini “koruma” içgüdüsüyle davranan erkekler var; ne
yaz›k ki kad›n yoldafllarla sohbeti
ev-aile sohbetini geçmeyen yoldafllar var; ne yaz›k ki kad›n sorumlusuna tek sordu¤u sorusu “ne yiyecez?” olan arkadafllar var... Sadece
kad›n oldu¤u için, karfl›s›ndakinin
sözünü dikkate almamakta direnen
kad›n ve erkek yoldafllar var.
Tüm bu sorulara ve sorunlara
tart›fl›ld›¤›, deneyimlerin paylafl›ld›¤›
durumda onlarcas›n› eklemek mümkün olacakt›r. Ve tüm bunlar çözülmeyi bekleyen soru ve sorunlard›r.
Önceki yaz›n›n bafll›¤›nda oldu¤u gibi bu da kad›n ya da erkek komünistlerin sorumlulu¤undad›r.
(‹stanbul’dan bir ‹K okuru)
Yaflamda ve mücadelede
biz de var›z -2Pozitif ayr›mc›l›¤›n gerekli¤inden
bahsettim. Ancak bunun kad›n meselesinin çözümünün sadece küçük
bir parças› oldu¤unu vurgulamak
gerek. Asl›nda çözümünden de öte,
sadece eflitsizli¤i bir nebze olsun gidermek üzere pansuman da diyebiliriz.
Gerçek bir çözümün, içinde bulundu¤umuz toplumsal gerçeklik
içinde mümkün olmad›¤›n› biliyorum. Ayn› flekilde bu çözüme gidecek yolun nas›l döflenmesi gerekti¤ini, hangi politikalarla bu meseleyi
aflabilece¤imizi, bugünden neler
yapmak gerekti¤ini vs. ancak tart›flarak bulabilece¤imiz de aç›kt›r.
Kuflkusuz kad›nlar›n durumu
yüz y›l öncesiyle karfl›laflt›r›lamaz.
Ancak o günden bugüne kendili¤inden gelmedik. Art›k cad› diye yak›lm›yorsak, lanetli gözüyle görülmüyorsak bunun bir bedeli vard› ve
birçok kad›n (ve de erkek) bu bedeli yaflamlar›yla da ödedi. Pek tabi
ki halimize flükretmiyoruz, flükretmeyece¤iz de! Bu kad›nlardan ö¤renece¤imiz çok fley var. Öncelikle
cüret etmeyi ö¤renmeliyiz. Ortaça¤ karanl›¤›nda kad›nlar da bir
mum yakabilmiflse, bugün aç›s›ndan
(üstelik elimizde MLM gibi bir bilimin yol göstericili¤i de varken) me-
selenin en önemli yanlar›ndan birinin cüret oldu¤u ortaya ç›k›yor. Kad›n oldu¤unu gizleyerek erkeklerin
alanlar› olarak kabul edilen matematikçilerden, yine kad›n olduklar›
için politika yapmas› yasak olan ve
giyotine giden kad›nlara kadar bir
dizi örnek bize cüret etmenin gereklili¤ini gösteriyor.
Çözüm meselesinde yine en
önemli noktalardan biri de meselenin öznesinin biz oldu¤umuz gerçe¤idir. Biz gerçekten bu zincirleri
k›rmak istiyor muyuz? Bunun için
iki kat daha fazla çal›flmak, iki kat
daha fazla çaba sarf etmek, iki kat
daha fazla bedel ödemek gerekti¤ini
bilerek bu zincirleri k›rman›n ad›mlar›n› atacak m›y›z? Yaflamda ve mücadelede biz de var›z demek için
tüm bu s›k›nt›lara gö¤üs germek zorunda oldu¤umuzu görmeliyiz. Tabi
ki kad›n meselesi sadece kad›nlar›n
sorunu de¤ildir. Ancak biz bu soruna el atmad›¤›m›z, kendi sorunlar›m›z› çözmek için ad›m atmad›¤›m›z
sürece gerisinin tali kalaca¤›n› anlamal›y›z.
Yine biz kad›nlara düflen en
önemli görevlerden biri de nas›l ki,
mücadelenin bedelleri karfl›s›nda
eflitiz, o zaman bu mücadelenin
yönlendirilmesinde ve politika-
lar›n belirlenmesinde de eflit olmak için ideolojik-politik ve pratik
olarak da eflit hale gelmek için daha
fazla zaman ve emek harcamal›y›z.
Daha fazla okumal›, daha fazla kafa
yormal›, daha fazla etkin olmaya çal›flmal›y›z. Yüzy›llar›n getirdi¤i aray›
kapatmak için her fleyi herkesten
çok yapmal›y›z.
Yaflad›¤›m›z s›k›nt›lar› dar pratik
içine girerek, iflkolik gibi davranarak
çözmemizin mümkün olmad›¤› ortada. Dar pratik bir süre sonra
(herkesi oldu¤u gibi) kad›n devrimcileri de mücadeleden kopartan bir
unsurdur. Hele bir de politik yetersizliklerin, edilgenli¤in “ifllerin” ard›na gizlenerek yok say›lmas› (gözlerden gizlenmeye çal›fl›lmas›) varsa,
kad›nlar için bu daha da tüketici hale gelmekte. Bir organ›n eksikli¤ini di¤er bir organ›n gidermesi belki anatomik olarak mümkündür. Ancak mücadele aç›s›ndan bakt›¤›m›zda beynin ifllevini ayaklar›n gidermesinin
mümkün olmad›¤›n› rahatl›kla
ve deneyimlerimizle görürüz.
Hele hele de pratikten bahsederken, “ifllerin” ço¤unlu¤unu kad›na
yüzy›llard›r reva görülen ve “angarya” tabir edilen, yemek, temizlik vb.
oluflturuyorsa orada geliflimin önü
zaten bafltan t›kanm›fl demektir.
Yine önemli ve s›kça görülen bir
nokta da, edilgenlik vb. kad›nlar›n
yaflad›¤› s›k›nt›lar› bir derecede aflmay› baflaran kad›nlar›n “erkekleflme” “erkek gibi davranma” e¤ilimi
içine girmesidir. Bizler kad›n›z, geliflmenin tek yolu (hatta hiçbir yolu)
“erkek gibi” davranmaktan geçmemektedir. Bizler, kendi kimli¤imizle,
ama bu kimli¤in geri/gerici yönlerini
birer birer k›rarak geliflebiliriz. Bunu kad›n olarak yapabiliriz ve yapmal›y›z.
Tüm bunlara daha onlarca madde daha eklemek mümkün ve gerekli. Bunu da ancak birlikte bir tart›flma sürecine girerek yapabiliriz.
Son olarak; meselenin öznesinin kad›nlar oldu¤unu söyledik. Ancak bu d›flar›dan bir yard›m yap›lmamas› ya da her fleyi kad›nlar›n
çözece¤i manas›na da gelmiyor. Bu
meselenin çözümünde ortak akl› ve
yolu bulmak durumunday›z. Yukar›daki noktalar›n erkek yoldafllar taraf›ndan da de¤erlendirilmesi gerekir. Örne¤in, iflbölümü yaparken,
“do¤al” bir iflbölümüne mi gidiyoruz pratiklerimizde. Yani pratik
(hatta gerçekten ev iflleri dahil) iflleri kad›nlar›n önüne, politik görevleri erkeklerin önüne mi koyuyoruz?
Üzülmüyorum...
Tecavüzcümle
evleniyorum!
Devlet kurumlar›n›n duyars›zl›¤›
bir kad›n›n daha ölümüne yol açt›
A¤r›’n›n Diyadin ilçesinde yaflayan
Özlem fiahin adl› genç kad›n, 15
Ekim’de sonuçlanan boflanma davas›n›n
ard›ndan silahla öldürülmüfl bir flekilde
Hacvat Köyü yolu üzerinde bulundu. Efli
Mehmet Aslan taraf›ndan öldürüldü¤ü iddia edilen fiahin’in, efli ve kay›npederinin
ölüm tehditleri karfl›s›nda A¤r› Huzurevi,
Do¤ubayaz›t Emniyet Müdürlü¤ü ve
Cumhuriyet Savc›l›¤›’na baflvurarak öldürülmesinden eflinin sorumlu olaca¤›n› bildirdi¤i ortaya ç›kt›.
Özlem’in k›sa hikayesi flöyle;
Özlem fiahin (19), bir y›l önce evlendi¤i Mehmet Aslan’dan boflanmak için 6
ay önce dava açt›. 15 Ekim’de sonuçlanan
davayla birlikte fiahin, eflinden bofland›.
Mahkeme karar›n›n verildi¤i gün fiahin,
Hacvat Köyü yolu üzerinde silahla öldürülmüfl bir flekilde bulundu. 3 ayl›k hamile oldu¤u ö¤renilen fiahin, Karaca Köyü’nde topra¤a verildi.
fiahin’in özgür bir flekilde yaflamak,
çal›flmak istedi¤ini anlatan yak›nlar›, fiahin’in efli Mehmet’in evlenmeden önce
vaat ettiklerini yerine getirmedi¤ini anlatt›. Efli Mehmet’in evlendikten sonra
fiahin’e “Ben 250 koyun alaca¤›m.
Sen de koyunlara bakacaks›n” dedi¤ini öne süren yak›nlar›, fiahin’in bekledi¤i mutlulu¤u evlili¤inde yakalayamad›¤›n›
anlatt›. fiahin’in tüm gününü evde çal›flarak geçirdi¤ini dile getiren yak›nlar›, efli
Mehmet ve kay›npederi Mirbadi taraf›ndan sürekli dayak yemeye bafllad›¤›n› da
öne sürdü.
Bunun üzerine fiahin’in defalarca ailesinden yard›m istedi¤ini anlatan yak›nlar›,
“Özlem’e ailesi sahip ç›kmaya bafllad›.
Ancak daha önce koruculuk yapm›fl olan
kay›npederi Mirbadi Aslan, Özlem’in
ailesinin bulundu¤u yaylay› basarak otlar›n› atefle verdi ve ölümle tehdit etti” iddias›nda bulundu.
fiahin’in yaflad›¤› tüm s›k›nt›lara ra¤men evlili¤ini sürdürmeye çal›flt›¤›n› ancak efli Mehmet ve kay›npederi Mirbadi’nin eve kuma getirmek istemesine karfl› ç›kt›¤›n› anlatan yak›nlar›, “Kumaya
karfl› ç›kan Özlem’i efli Mehmet ve kay›npederi Mirbadi ölümle tehdit etmeye
bafllad›. Özellikle kay›npederi Mirbadi,
Özlem’i ‘Bak kumay› kabul edeceksin. Ben nas›l kuma getirdimse o¤lum da getirecek. Ya da öleceksin’
diyerek tehdit etti. Özlem tehdit üzerine
6 ay önce Do¤ubayaz›t Asliye Hukuk
Mahkemesi’ne baflvuruda bulunarak boflanma davas› açt›” diye konufltu.
Boflanma davas› açt›¤› için Özlem’in
efli Mehmet’in fliddetine maruz kald›¤›n›
öne süren yak›nlar›, bu nedenle Özlem’in May›s ay›nda A¤r› Huzurevi’ne s›¤›nd›¤›n› anlatt›. Yak›nlar›, A¤r› Huzurevi’nde bir ay kald›ktan sonra efli Mehmet’in ikna etmesi üzerine yeniden eve
dönen Özlem’in yine fliddete maruz kald›¤›n› anlatt›.
Bunun üzerine Özlem’in A¤r› Huzurevi’ne, Do¤ubayaz›t ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü’ne ve Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’na
baflvuruda bulunarak, ölümle tehdit edildi¤ini, ölümünden eflinin sorumlu olaca¤›n› bildirdi¤i ortaya ç›kt›. Özlem’in tüm
baflvurular›na ra¤men resmi kurumlar taraf›ndan herhangi bir tedbir al›nmad›¤›
için Özlem boflanma davas›n›n sonuçland›¤› 15 Ekim’de silahla öldürülmüfl bir flekilde bulundu.
DÖKH: “Önlem
almayanlar da
cinayetten sorumludur!”
Hacvat Köyü’nde aç›klama yapan
Do¤ubayaz›t Demokratik Özgür Kad›n
Hareketi (DÖKH) üyeleri, “Özlem fiahin göz göre göre öldürülmüfltür. Önlem almayanlar da bu cinayetten sorumludur. Bu kirli ve ilkel politikay›
nefretle k›n›yoruz. Bizler, kad›nlar olarak
çözümsüz olmad›¤›m›z› bir kez daha belirtiyoruz” dedi.
Kadın tutsaklardan Emine Aslan’a dayanışma kartı
Aylard›r iflten at›ld›¤› fabrikan›n
önünde direniflte bulunan Emine Aslan’a dayan›flma kart› gönderen Sincan
Kad›n Hapishanesi’ndeki Tutsak Partizanlar, yazd›klar› kartta “sömürünün
a¤›r›na maruz kalan kad›nlar, elbette direnifllerin en görkemlisini
yarat›yorlar” dediler.
Partizan kad›n tutsaklar kad›n
emekçileri hor görenlerin ne kadar yan›ld›klar›n› dün Novamed’de gördükleri gibi bugün de Emine Aslan’›n flahs›nda göreceklerine olan inançlar›n› dile
getirdiler.
Diyarbakır’da Kadın Komisyonu’ndan müzik dinletisi
Dicle Üniversitesi Ö¤renci Derne¤i Kad›n Komisyonu, 14 Ekim Sal›
günü Fen-Edebiyat Fakültesi önünde
bir müzik dinletisi verdi. “Li Her
Dere Hunera Sereflgeri” yaz›l›
pankart›n aç›ld›¤› dinletide tüm türküler Kürtçe söylendi. Saat 12.00’de
bafllayan ve yaklafl›k 45 dakika süren
dinletiye yo¤un ilgi oldu. Halaylar›n
çekildi¤i ve coflkulu geçti¤i gözlemlenen dinleti marfllarla son buldu. Dinleti s›ras›nda sivil polisler de kamera
çekimi yaparak bask› uygulamaya çal›flt›.
(Amed YDG)
Kad›n örgütleri, Türk Ceza Kanunu’nda kad›nlar›n
kendisine tecavüz eden kifliyle evlenebilme yafl›n› 14’e
düflürmesine iliflkin yap›lmak istenen düzenlemenin kabul görmemesi için 19 Ekim 2008 tarihinde Taksim
Tramvay Dura¤›’nda toplanarak Galatasaray Lisesi
önüne yürümek istedi. “Tecavüzü yasalaflt›rma,
Meclis’i bafl›n›za y›kar›z” pankart›n› açan kad›nlar,
Galatasaray Lisesi’ne yürümek isterken polis taraf›ndan
engellendi. Polis ve kitle aras›nda k›sa süreli yaflanan
gerginli¤in ard›ndan kad›nlar alk›fl ve z›lg›tlar eflli¤inde
oturma eylemi yapt›. Konuya iliflkin engellendikleri
yerde aç›klama yapan Zelal Yalç›n, “Erkek egemen
sistemin iktidardaki dini muhafazakâr yüzü böyle sonuçlar do¤uracak, bu ucube önerileri ortaya ç›kartm›flt›r. Sorumlular, toplum gerçekli¤i ad› alt›nda bu suçlar›
meflrulaflt›racaklar›na, kad›nlar›n, çocuklar›n güçlendirilmesi ve desteklenmesi için gerekli mekanizmalar›
oluflturmay› hedeflemelidir” dedi.
Kad›n örgütlerinin karfl› ç›kt›¤› bu önerinin, yan›nda
temizlik iflçisi olarak çal›flan kad›n›n 14 yafl›ndaki k›z›na
tecavüz eden Yeni fiafak gazetesi yazar› ve ‹slamc› köfle
yazarlar›n›n “duayeni” olarak adland›r›lan Hüseyin
Üzmez’in ceza almas›n›n önüne geçmek için sunuldu¤unu düflünmek çok mant›ks›z olmasa gerek. Olay›n
ortaya ç›kmas›yla “herkesin sayg› duydu¤u”, “babacan”
olarak tan›nan Üzmez, bir komploya kurban gitti¤ini
iddia ederek, ad›n› temize ç›karmaya çal›flm›flt›. ‹slami
kesimde flok etkisi yaratan bu olay› temizlemek ve bir
an önce kapatmak gerekti¤i konusunda hemfikir olan
AKP’liler de baflta Üzmez a¤abeyleri olmak üzere tecavüzcülerin namusunu kurtarmak için, kad›nlar›n tecavüzcüsüyle evlenme yafl›n› 14’e çekme önerisini sunmufllard›.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 13
31 Ekim-13 Kasım 2008
Dünya
Ortado¤u halklar›n›n ifl
flg
gallere karfl
fl››
öfkesi giderek büyüyor!
Afganistan
Mali kriz içinde debelenen emperyalist merkezlerin, iflgal politikalar› da krize paralel olarak iflas ediyor.
‹flgal edilen ülkelerin halklar› iflgal
karfl›t› direnifllerini ara vermeden
sürdürürken, ayn› politikalar›n hedefindeki di¤er Ortado¤u ülkelerinde
de iflgal provalar› halklar›n direnifllerine çarp›yor.
Irak
Ba¤dat, geçti¤imiz günlerde tarihinin en büyük eylemlerinden birine
sahne oldu. Arap, Kürt ve çeflitli milliyetlerden ve dinlerden milyonu aflk›n Irakl› iflgalcilere karfl› biraraya
geldi.
‹flgali ve de ABD iflgal güçleriyle,
2011 y›l›na kadar Irak’ta onaylayan
anlaflmay› protesto eden Irak halk›,
tüm iflgal güçlerinin, askeri üslerini
de alarak, derhal ülkelerini terk et-
mesini istedi.
Bu muazzam kitlesellikteki eylem,
iflgalcilerin aç›k yenilgiye karfl›n, “direnifli büyük ölçüde k›rd›klar›”
ve “istikrar› sa¤lad›klar›” gibi, Irak
topraklar›nda kal›c›laflmay› hedefleyen aç›klamalar›n›n büyük birer yalandan ibaret oldu¤unu da bir kez
daha göstermeye yetiyordu.
Irak halk›n›n iflgale karfl› direnifli
sürerken, Irak iflçi s›n›f› da, iflgalle birlikte iyice a¤›rlaflan sömürüye karfl›,
çeflitli eylem ve direnifllerle mücadelesini yükseltiyor. Bu eylem ve direnifllerden biri de geçti¤imiz haftalarda
devlete ait tekstil flirketindeki iflçiler
taraf›ndan gerçeklefltirildi. 5.500 iflçi
ödenmeyen maafllar› için sokaklardayd›. Alacaklar› için hükümet üzerinde
bask› kurmaya çal›flan iflçiler, ayr›ca iflyerinin özellefltirilmesinden kayg› duyduklar›n› dile getirmekteler.
Afganistan’da iflgal güçleri taraf›ndan gerçeklefltirilen katliamlar›n say›s› h›zla art›yor.
Afganistan iflgali 7 y›l› geride b›rakmas›na karfl›n burada bir türlü hâkimiyet sa¤layamayan iflgal güçleri iflgaldeki ç›kmazdan kurtuluflun yolunu, sivil halka dönük katliamlar›n› art›rmada buluyor.
‹flgal güçleri bir yandan katliamlar›n› sürdürürken, di¤er taraftan da
Afganistan’da kalma sürelerini uzat›yorlar.
Almanya Parlamentosu, Afganistan’daki askerlerin say›s›n›n art›r›lmas›n› ve görev süresinin 14 ay daha
uzat›lmas›n› kabul etti. Parlamentoda
onaylanan tasar›, NATO liderli¤indeki “uluslararas› güç”te görev yapan 3
bin 500 askerin say›s›n›n 4 bin 500’e
ç›kar›lmas›n› da kaps›yor. Savunma
Bakanl›¤›’ndan yap›lan aç›klamada “11
Eylül sald›r›lar›n›n Afganistan’dan
kaynakland›¤›n›n unutulmamas› gerekti¤i ve bu karar›n Afganistan’da istikrar ve bar›flç›l kalk›nmay› destekledi¤i” öne sürüldü. ‹flgal güçlerinin yenilgiye ra¤men Afganistan’da kalma
›srarlar›n› korumalar›n›n bafll›ca ne-
denleri aras›nda ise, buradaki do¤al
zenginliklerin yan› s›ra, iflgal güçlerinin denetimine geçen uyuflturucu oldu¤u biliniyor.
Pakistan
23 Ekim Çarflamba günü Karaçi
sokaklar›nda eylem yapan avukatlar,
ABD’nin Pakistan topraklar›na dönük
askeri sald›r›lar›n› protesto ettiler.
Avukatlar›n eylem yapt›¤› saatlerde
ise, sald›r›lar›n hedefindeki bölgelerde, Pakistanl› direniflçi gruplar ile askerler ve polisler aras›nda fliddetli
çat›flmalar gerçeklefliyordu. Çat›flmalarda en az 12 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤i bildiriliyor. ABD destekli Pakistan birlikleri, haftalard›r Afganistan
iflgaline karfl› olan gruplar taraf›ndan
gerçeklefltirilen direnifle karfl› yo¤un
sald›r›lar gerçeklefltirmekteler. Direniflçilere yönelik gerçeklefltirilen bu
sald›r›lar Pakistan halk›ndaki öfkeyi
daha da büyütüyor.
‹ran
‹ran, flu günlerde çok say›da insan haklar› ihlaliyle gündeme geliyor.
Hapishanelerdeki siyasi tutsaklara
dönük iflkence ve çok say›da hak ihlalinin yan›s›ra, özellikle de çocuk
Göçmenler flehri; Çin’de “toprak reformu”
‹talya
Yak›n zamanda Berlisconi’nin afl›r› ve faflist sa¤la
birlikte iktidar olmas›ndan
sonra yarat›lan ›rkç› histeri, baflta Romanlar› ve göçmenleri hedef alm›flt›. ‹çiflleri Bakan›’n›n da aç›k deste¤i ile Romanlar yaflad›klar› kulübelerden kovulmufl, flehirlerde yaflamalar›na izin verilmemiflti. Romanlarla birlikte ›rkç› propagandan›n di¤er hedefi
olan göçmenler ise bunun
bedelini yeni yeni ödemeye
bafll›yorlar. Geçen ay, Burkino Fasolu bir genç olan
Abdul Vily›m Guibre
Milano tren istasyonu yak›nlar›ndaki bir barda h›rs›zl›k yapt›¤› iddias› ile bar
sahipleri taraf›ndan dövülerek öldürüldü. Yine yak›n
zamanda Ganal› 22 yafl›ndaki Emanuel Bonsu
Foster Parma’da polisle
girdi¤i çat›flmada yaraland›.
Çinli Tong Hongsenk ise
bir grup genç taraf›ndan
feci flekilde dövüldü. Geçen ay olan olaylardan biri
de, alt› Afrikal› göçmenin
Napoli mafyas› taraf›ndan
öldürülmesiydi. Yaflanan
bütün bu olaylar son zamanlarda ‹talya’da ›rkç›l›k
tart›flmas›n›n bafllamas›na
neden oldu. Afl›r› sa¤ ve
hükümet göçmenlere karfl›
önlemlerin art›r›lmas›n› isterken, sol güçler ise ›rkç›l›¤›n tehdit edici boyutlara
ulaflt›¤›n› ve bir fleyler yap›lmazsa yar›n›n daha da
karanl›k olaca¤›n› savunmaktalar. Tart›flmalar devam ederken hükümet,
göçmenli¤e karfl› daha a¤›r
önlemleri içeren yeni bir
yasa tasar›s›n› meclise getirmifl durumda.
Avrupa genelinde yaflanan ›rkç› sald›r› politikalar›
her geçen gün artarak devam ediyor. Ve öyle görünüyor ki yaflanan kriz ve
yoksulluk da sald›r›lar›n artaca¤›na iflaret ediyor.
Kaynak: (Katimerini,
The New York Times)
(Yunanistan’dan
bir ‹K okuru)
Çin “Komünist” Partisi, Merkez Komitesi toplant›s›nda konuflan Baflbakan Hu
Zintao, tar›m alan›nda yeni reformlar›n
yap›laca¤›n› aç›klad›. Deng Sioping ile bafllayan kapitalist infla, flimdi de tar›mda sars›c› “reformlarla” devam ettirilecek. Halen ülke nüfusunun % 55’ini oluflturan
köylüler ile flehirlerde yaflayanlar aras›ndaki gelir fark› % 3.3 dolaylar›nda. “Re-
Emekçilerden güçlü mesaj
21 Ekim Sal› günü gerçeklefltirilen
genel grev ve mitingle Yunanistan emekçileri, ö¤rencileri ve genifl halk katmanlar› hükümetin mevcut ekonomi politikas›n›, bütçeyi, yeni vergi yasas›n› ve
özellefltirmeleri protesto ederek güçlü
bir mesaj verdiler. Yap›lan genel greve,
kamu çal›flanlar›, vergi daireleri, e¤itim
emekçileri, banka ve K‹T çal›flanlar›, bas›n emekçileri, demiryolu, tramvay çal›flanlar› 24 saatlik grevle kat›l›rken, Olimpik ve Aegean Havayolu flirketleri çal›flanlar› da tek uçufl d›fl›ndaki uçufllar› iptal ederek kat›ld›lar. Hastaneler ise acil
bölümler d›fl›nda hizmet vermedi. Banliyö trenleri, otobüsler ve metro ise 3 ve
4 saatlik ifl durdurma eylemi ile genel
greve destek verirken, avukatlar ve mühendisler ise boykot eylemi gerçeklefltirdiler. On binlerce emekçinin kat›ld›¤›
genel grev mitingi, saat 11.00’de, Ati-
Evrensel Bak›fl
Yoksullar faturay› ödememekte kararl›
Dünyan›n en zengin ülkeleri olarak adland›r›lan 7 ülke, acil ve ola¤anüstü toplant›larla, ekonomik krize
karfl› piyasalar› rahatlatacak ve ço¤unlu¤unun batt›¤› art›k kesin olan
bankalara yeni sermaye sa¤layabilme
amaçl› toplant›lar yap›yor art arda.
ABD, Japonya, Almanya, ‹ngiltere,
Fransa, ‹talya ve Kanada’dan oluflan ve G- 7 olarak adland›r›lan bu ülkeler, son toplant›lar›n› Ekim ay› ortalar›nda gerçeklefltirdiler.
Ad›na “Güz Toplant›lar›” denilen buluflma çerçevesinde bir araya
gelen G- 7 ülkelerinin temsilcileri, bu
son ve de acil olarak adland›rd›klar›
toplant›da, befl maddeli bir eylem
plan›n› onaylad›lar. Ancak son dönemde s›kça yafland›¤› üzere, bu yeni
plan›n da krizi atlatmak bir yana, nispi bir rahatlama bile sa¤layamayaca¤›
düflüncesi daha a¤›r bast›.
formla” birlikte, küçük üreticiler sahip olduklar› topraklar› büyük ticari iflletmelere
70 y›ll›¤›na kadar kiralayabilecek. Hükümet böylece büyük kapitalistlerin önünü
açarken, di¤er taraftan da 300 milyon
köylünün, önümüzdeki 20 y›l içinde flehirlere göç etmesine neden olacak. Bu reformun yap›lmas›n›n, en önemli hedefi ise,
her ne kadar aç›kça dile getirilmese de,
“Dünya devleri” krizi, krizin
faturas›n› kendilerine ba¤›ml› ülkelere y›kmadan aflamayacaklar›n›n bilinciyle, G-7 toplant›s›n›n hemen akabinde, aralar›nda Türkiye’nin de bulundu¤u çok say›da ba¤›ml› ülkenin
yer ald›¤› G-20 Grubu’yla biraraya
geldiler. Ve bu biraraya geliflte de yine, zenginlerin nas›l kurtar›laca¤›n›
tart›flt›lar! Çünkü emperyalist sermayenin paçalar›, krizden dolay› iyice tutuflmufl durumda.
Uluslararas› zirvelerin, kriz tehlike çanlar›n› çalmaya bafllamadan önceki dönemlerde sürekli olarak gündemlerine ald›klar› bir konu ise, art›k
neredeyse gündeme bile getirilmez
oldu. Emperyalist zirvelerin gündeminde art›k yer bulamayan bu konu,
“yoksul ülkelere yard›m” meselesinden baflka bir fley de¤il. Emperyalistler yapt›klar› zirvelerde genelde,
na’n›n Pedion Areos Meydan›’nda
bafllad›. ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu
(GSEE) ve Memur Sendikalar› Konfederasyonu (ADED‹)’nin düzenledi¤i miting,
sendika yetkililerinin konuflmalar› ile
bafllad›. Sendikalar cephesinde en kitlesel kat›l›m, liman iflçileri, Olimpik, DE‹
(Elektrik ‹flletmesi) ve belediye temizlik
iflçileri taraf›ndan sa¤land›. Yap›lan konuflmalarda, hükümetin ekonomi politikalar› protesto edilirken, kriz bahane
edilerek tüm yükün emekçilere yüklenmeye çal›fl›ld›¤› ve buna da izin verilmeyece¤i ifade edildi.
Yap›lan konuflmalardan sonra kitle
kortejler halinde yürüyüfle geçti. Kitle
parlamentoya ulaflt›¤›nda at›lan sloganlar›n coflkusu daha da artt›. Akademiya
Meydan›’na ulafl›ld›¤›nda ise polisin
provokatif davran›fllar› sonucu k›sa süreli çat›flma yafland›. Çat›flmalarda alt› kifli
ya¤ma ve talanlarla, iflgal ve katliamlarla açl›¤a sefalete iterek yoksullaflt›rd›klar› ülkelere, daha do¤rusu bu
ülkelerin halklar›na, sözde “yard›mlar” ve bunlar›n miktar›n›, biçimlerini
de görüflürler. Bu yard›mlarda olabildi¤ince cimri davran›ld›¤› ve tüm cimrili¤e ra¤men de, genelde vaat edilen
yard›mlar›n bile ya yap›lmad›¤› ya da
çok az bir miktar›n›n söz konusu ülke
veya ülkelere gönderildi¤i de yard›m
meselesinde bildik bir gerçekliktir.
“Yard›m” ad› alt›nda gerçeklefltirilen faaliyetin gerçekte yard›ma
muhtaç b›rak›lan ülkelerin halklar›na
bir sus pay› olarak verildi¤i, kendilerini açl›¤a yoksullu¤a mahkum edenlere karfl› yükselen öfkeleri nötralize
etme amac› tafl›d›¤› da yine ayr› bir
konudur. Bu yaklafl›m›n özünü ise,
halklar›n sistem karfl›t› mücadelelerini pasifize etmek, sisteme yedeklemek nihayetinde de ortadan kald›rmak oluflturmaktad›r.
Emperyalistlerin ve de onlar›n
uflak-iflbirlikçi tüm yerli uzant›lar›n›n
bu çabalar›nda en büyük deste¤i ise,
STÖ’lerden (Sivil Toplum Örgütleri)
ve de özde onlara yön veren refor-
yafltakilerin idamlar›na iliflkin tart›flmalar kamuoyunda genifl yank› buluyor.
‹flçi s›n›f›n›n da hak alma mücadelesinin giderek yükseldi¤i, çok say›da
grev ve direniflin gündeme geldi¤i
‹ran’da bu defa, ‹ranl› çarfl›c›lar katma de¤er vergilerindeki art›fl› protesto etmek için greve ç›kt›lar. Grev
kuyumcularla bafllad› ve k›sa sürede
hal› ve tekstil tüccarlar›n› da kapsad›.
Bu grevin bask›c›-gerici molla rejimi
aç›s›ndan oldukça tehlikeli oldu¤u
düflünülüyor.
Filistin
Siyonist ‹srail’in Filistin halk›na dönük çok yönlü sald›r›lar› sürerken, Siyonist ordu son dönemde gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar s›ras›nda çok say›da Filistinliyi kaç›rd›. Büyük bölümünü çocuklar›n oluflturdu¤u kaç›r›lan kiflilerin
ise nerede tutulduklar› bilinmiyor.
Siyonist sald›r›lara karfl› direniflini
sürdüren Filistin halk› ise yi¤it bir direniflçisini daha yitirdi. Filistin özgürlük
mücadelesinin önemli isimlerinden Filistin Kad›n Komiteleri kurucusu Maha Nassar, uzunca süredir tedavi
gördü¤ü hastal›¤›na yenik düflerek, 10
Ekim’de yaflam›n› yitirdi.
artan yat›r›mlar ve buna ba¤l› olarak ucuz
ifl gücünü ihtiyac›n›n karfl›lanmas›d›r.
Çin’deki de¤iflimin (kapitalist geri dönüflüm) Sovyetler Birli¤i’nden farkl› bir yol
izlemesi (yani ani ve h›zl› olmas›) de s›n›f
mücadelesinin benzer olmayaca¤›, farkl› ve
fliddetli olaca¤› gözönünde bulundurulursa,
ilerde Çin’de dünyay› etkileyebilecek hareketlenmeleri beklemek hayalperestlik olmayacakt›r. Ki bunun üstüne gelen kapitalist kriz de tuz biber olmakta. (Kaynak:
Frans›z Haber Ajans›, Katimerini)
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
yaralan›rken kitle polisin sald›rgan tutumunu “Polis d›flar›”, “Kahrolsun devlet
terörü” sloganlar› ile protesto etti. Yürüyüfl s›ras›nda polisin bir genci gözalt›na almaya çal›flmas›na liman iflçileri militan bir durufl sergileyerek izin vermediler. Mitinge “S›n›f Yürüyüflü” de kitlesel bir kat›l›m sergiledi. Çeflitli sendikal
örgütlülüklerin de kat›ld›¤› miting yap›lan
yürüyüflün ard›ndan sona erdi.
Atina’da gerçeklefltirilen di¤er bir
eylem ise YKP (Yunanistan “Komünist”
Partisi)’ne ba¤l› PAME taraf›ndan yine
ayr› olarak gerçeklefltirildi. Atina d›fl›nda
da pek çok ilde yap›lan miting ve yürüyüfllere binlerce emekçi kat›larak hükümet politikalar›n› protesto etti.
22 Ekim günü ise serbest meslek çal›flanlar› ma¤azalar›n› bir gün boyunca
kapatarak yeni vergi yasas›n› protesto
ettiler. “Onlar bizi kapatmadan biz kendimizi kapat›yoruz” slogan›yla yap›lan
eylemlere genifl kat›l›m gerçekleflti.
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
mist-revizyonist anlay›fllardan ald›¤›
da yine meselenin bir baflka yan›d›r.
fiimdilerde ise ayn› STÖ’ler, yoksul ülkelere yard›m meselesini gündeme getirerek, yard›mlar›n bir anlamda rafa kald›r›lmas›n› “utan›lacak bir
durum” olarak niteliyorlar. Bu örgütlerden biri, “büyük güçlerin, bankalar›n iflas etmesini önlemek amac›yla
birkaç haftada 1 trilyon dolardan fazla yard›mda bulundu¤unu, ancak yoksul ülkelerin g›da krizinin üstesinden
gelmesine yard›m için bu miktar›n %
1’ini bile bulmaya yanaflmad›¤›n›” söylüyor. Bir di¤eri ise, “dünya bankalar› sermayeyle beslenirken dünyada aç olanlar› beslemenin de
unutulmamas› gerekti¤i” yönlü
aç›klamalar yap›yor.
Benzer aç›klamalar çeflitli istatistikler eflli¤inde, BM’nin “Uluslararas› Yoksullu¤u Ortadan
Kald›rma Günü” ilan etti¤i 17
Ekim’de yap›ld› ve bu aç›klamalarda
dünyada 3 milyar insan›n günlük 2
dolar›n alt›nda bir gelirle yaflad›¤›n›n
ve böylece dünyada 3 milyar kiflinin
“çok yoksul” kategorisinde oldu¤unun alt› çizildi. Yoksul insanlar›n say›-
s›ndaki art›fltan daha vahim olan ve
de son dönemde yay›nlanan çeflitli
araflt›rma raporlar›nda yer verilen bir
di¤er mesele ise, küresel krize paralel olarak yükselifle geçen g›da kriziyle birlikte, 1 milyar insan›n açl›ktan
ölme aflamas›na gelmifl olmas›.
Ancak dünya halklar› sadece açl›kla de¤il giderek daha boyutlu bir
iflsizlikle de bo¤uflmak zorunda. K›sa
bir süre önce, Uluslararas› Çal›flma
Örgütü (ILO) taraf›ndan yap›lan
aç›klamada küresel mali krize ba¤l›
olarak, gelecek y›l›n sonunda dünyadaki iflsiz say›s›n›n 20 milyon artarak,
210 milyona ulaflabilece¤ine yer veriliyor.
Bu durum dünyadaki s›n›f çeliflkilerinin oldu¤undan daha da derinleflmesini de beraberinde getirecektir.
S›n›f çeliflkilerinin derinleflmesinin bir
di¤er anlam› ise, s›n›f mücadelelerinin
yükselifle geçmesidir. Yoksullu¤u, sefaleti, açl›¤› artan, ezilen y›¤›nlar›n art›k “bizi kim kurtaracak?” sorusunu
sormamaya bafllamas›, kurtulufllar›n›n, ne emperyalistlerin ne de onlar›n
payandas› konumundaki STÖ’lerin
de¤il, kendi ellerinde oldu¤unu gide-
MEKS‹KA
Meksika’n›n s›n›r kenti Tijuana’da birkaç gün arayla ç›kan hapishane isyan›nda 19 tutsa¤›n öldü¤ü, 12’sinin yaraland›¤› bildiriliyor.
‹syana iliflkin, Baja California Valisi
Jose Asuna taraf›ndan yap›lan aç›klamada, hapishanede ç›kan isyan›
bast›rmak için gerçeklefltirilen
operasyonda, 19 tutsa¤›n öldü¤ü,
12’sinin ise yaraland›¤› ve böylece
hapishanede “denetimin sa¤land›¤›” belirtildi. Aç›klamada ayr›ca
“tehlikeli” olarak adland›r›lan 200
tutsa¤›n baflka hapishanelere nakledildi¤ine yer verildi. Tijuana’daki
ayn› hapishanede son olaydan birkaç gün önce de yine isyan ç›km›fl
ve kolluk güçlerinin bu isyan› “bast›rma” çabalar›nda 4 tutsak yaflam›n› yitirmiflti.
Ç‹N
Çin’in Fuandong eyaletinde faaliyet gösteren bir oyuncak fabrikas›n›n iflçileri, iflyerlerine dönük
ani kapatma karar›n› protesto ediyorlar. Günlerdir süren eylemlerde yer alan bin kadar iflçi, kapatma
karar›n›n çok ani gerçekleflti¤ini
söylüyorlar ve içeride kalan alacaklar›n› istiyorlar. Çin’de sadece
bu y›l kapanan oyuncak fabrikas›
say›s› 3 bin civar›nda.
ROMANYA
15 Ekim’de eylem yapan binlerce ö¤retmen, maafllar›na zam
talep etmenin yan› s›ra, hükümeti
istifaya ça¤›rd›. Parlamentonun ö¤retmen maafllar›na % 50 zam yap›lmas› karar› almas›na karfl›n, hükümet ödeme gücü olmad›¤›n›
söyleyerek, maafl art›fl›na dönük
karar›n de¤ifltirilmesini istiyor.
H‹ND‹STAN
Hindistan’›n do¤usundaki bir
köye kurulmak istenen çelik fabrikas› köy halk›n›n tepkileriyle karfl›land›. Binlerce köylü üzerinde
“Çelik de¤il, yiyecek istiyoruz!” yaz›l› pankartlarla gerçekleflen eylemlerde, çelik fabrikas› projesini protesto etti. Köylüler tar›m
arazilerini fabrika için vermeye itiraz ediyorlar. Daha önce de Orrisa eyaletinde POSCO adl› çelik iflletmesinin kurulma çabalar›, halk›n
eylemleri sonucu iptal edilmiflti.
KOSOVA
Kosova’da yedi bin hastane çal›flan› ve doktor, 24 saatlik bir grev
gerçeklefltirdi.
Greve giden sa¤l›k çal›flanlar›,
düzenli ücret art›fl› talep etmekte
ve ücretlerine getirilen 44 Euro’luk ikramiye kesintisini reddetmekteler. Eski S›rp eyaletindeki
devlet hastanelerinde düflük ücretin yan› s›ra, oldukça kötü çal›flma
koflullar› hakim.
rek daha çok bilince ç›karmas› demektir. Ezilenler cephesinde dünya
ölçe¤inde yaflanan geliflmeler de bunu kan›tlamaktad›r. Latin Amerika,
Avrupa, Asya ve daha dünyan›n
birçok bölgesindeki halklar›n yükselifli önlenemez eylem ve direniflleri,
Ortado¤u halklar›n›n iflgalcileri bozguna u¤ratmay› sürdüren iflgal karfl›t›
ayaklanmalar›, halklar cephesinde yaflanan geliflmelere ve de sürecin getirdi¤i bilinç s›çramas›na en somut
örneklerdir.
Dünyan›n yoksullar› dünyan›n
zenginlerinin kendilerini kurtarmas›n›
bekleme niyetine de¤iller. Çünkü onlar art›k yoksullu¤u yaratanlar›n, yoksullu¤u ortadan kald›rmayaca¤›n›/kald›ramayaca¤›n›, daha do¤rusu böyle
bir niyetlerinin olmad›¤›n› da efl zamanl› olarak bilince ç›karmaktalar.
Dünyan›n yoksullar› ayn› zamanda
mevcut krizin faturas›n›n da bir kez
daha kendilerine ödetilmek istendi¤inin de fark›ndalar. Ve kurtulufllar›n›
kendi ellerine ald›klar›n›n kan›t› olan
direnifllerle, bu faturay› ödemeyeceklerini, kararl›l›kla ve giderek daha gür
bir sesle hayk›rmaktalar.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
31 Ekim-13 Kasım 2008
Susurluk’tan Ergenekon’a devletin kontrgerilla tarihi
3 Kas›m 1996’da Bal›kesir’in
Susurluk ilçesinde bir kamyonun
Mercedes’e çarpmas› sonucunda
yaflanan kazada ‹stanbul Polis
Okulu Müdürü Hüseyin Kocada¤, Mehmet Özbay sahte kimlikli
Abdullah Çatl› ve Melahat Özbay sahte kimlikli Gonca Us ölürken; DYP fianl›urfa Milletvekili ve
Bucak afliteri lideri Sedat Edip
Bucak yaraland›.
Yaflanan kaza devletin kurdu¤u
çeteleri, bunlarla iliflkilerini ve
kontrgerilla gerçekli¤ini tüm ç›plakl›¤› ile gözler önüne seriyordu. Susurluk”ta yans›yan gerçekler uzun
bir süre ülke gündemini meflgul etti. Halka, emekçilere yönelik birçok katliamda yer alan, örgütleyen,
kontrgerilla elemanlar›, devletin en
önemli kurumlar›n›n bafl›nda bulunan yetkililer ile “büyük” meclisin
vekilleri ayn› arac›n içinde yakaland›. Olaydan sonra yap›lan aç›klamalar dönemin popüler deyimi ile
“olay›n üstündeki de sis perdesinin” aralanmayaca¤›na tam aksine olay›n örtbas edilece¤ine ve sadece bir “demokrasicilik oyunu”
oynanaca¤›na dikkat çekiyordu.
Tansu Çiller’den Mehmet A¤ar’a,
Sedat Bucak’tan Süleyman Demirel’e, birçok etkili isim “vatan için
kurflun atanlar›n da s›kanlar›nda flerefli” oldu¤u söyleminin gölgesinde bundan geri kalmayacak
demeçler verdi. Devrimcilere,
emekçilere, halka kurflun s›kan
mafya ve çete bata¤›na bo¤az›na
kadar bulaflm›fl bu tescilli katiller
bizzat devlet taraf›ndan “akland›”.
Kamuoyunun gözüne sokarcas›na
yaflanan olay, duyarl› (henüz Baflbu¤’un derslerinden geçmemifl) bas›n›m›z›n ilgisini çekmekte gecikmedi. Burjuva-feodal bas›n›n “temiz-objektif habercilik” damar›
kabarm›fl, olayla ilgili her gün yeni
bir bomba haber patlat›rken flimdiki meslektafllar›na tafl ç›karak bir
performans sergiliyordu. Ulusalc›-
Yaflanan kaza devletin kurdu¤u çeteleri, bunlarla iliflkilerini ve kontrgerilla gerçekli¤ini tüm ç›plakl›¤› ile gözler önüne seriyordu. Susurluk”ta yans›yan gerçekler uzun
bir süre ülke gündemini meflgul etti. Halka, emekçilere yönelik birçok katliamda yer
alan, örgütleyen, kontrgerilla elemanlar›, devletin en önemli kurumlar›n›n bafl›nda
bulunan yetkililer ile “büyük” meclisin vekilleri ayn› arac›n içinde yakaland›.
s›ndan liberaline, sol etiketli partileri de aflan bir çerçevede birçok kesim bu iliflkilerin deflifre
edilmesini istedi. Bunun için genifl bir kat›l›mla örgütlenen sürekli ayd›nl›k için bir dakikal›k karanl›k eylemleri bu sürecin bir parças› olarak tarihe geçti. Henüz “iyi çocuk” olduklar›
resmen kabul edilmeyen bu zatlar temiz toplum ça¤r›lar›n›n hedefi haline geldi.
Susurluk’un iyi çocuklar› fiemdinli’de!
9 Kas›m 2005’te Hakkâri
fiemdinli’de Umut Kitapevi’ne
bomba at›lmas›ndan sonra kaçmaya çal›flan PKK itirafç›s›, bombac› Veysel Atefl ve arac›n içindeki iki “güvenlik” görevlisi halk
taraf›ndan suçüstü yakaland›.
Susurluk’ta kamyonun flans
eseri ortaya ç›kard›¤› (emekçiler
için yeni olmayan) gerçekler bu
defa Kürt halk›n›n öfkesi ve tepkisi ile a盤a ç›kt›. Araçta üç kaleflnikof tüfek, 11 flarjör, MKE
yap›m› iki el bombas›, krokiler,
isim listeleri ile jandarmaya ait
çeflitli araç ve gereçler bulundu.
Suçüstü yakalanan bombac›lar
olay yerine gelen “devlet güçlerine” gere¤inin yap›lmas› amac› ile
teslim edildi. Ancak Kürt halk›
evlerini bombalayanlar› yakalaman›n
bedelini ödemeliydi. fiemdinli savc›s›n›n olay yerini inceledi¤i s›rada bir
uzman çavufla ait oldu¤u ortaya ç›kan bir araçtan halk›n üzerine atefl
aç›ld›, olay s›ras›nda iki kifli öldü.
Bunun üzerin fiemdinli halk› soka¤a dökülerek tepkisini gösterdi
esnaf kepenk kapatt›, çocuklar okula gitmedi. Hakkâri ve Yüksekova’da yap›lan eylemlere 40 bin kifli
kat›ld›. Bu eylemlerde halk›n üzerine atefl aç›ld›, üç kifli daha öldürül-
dü. PKK itirafç›s›, jandarma ile çal›flt›¤›n› aç›klad›. “Tesadüfen” olay
yerinde bulunan astsubaylardan Ali
Kaya’n›n Kara Kuvvetleri Komutan› Yaflar Büyükan›t’›n iyi çocu¤u oldu¤u ortaya ç›kt›. “‹yi çocuk” jandarma taraf›ndan “gözetim” alt›na
al›nd›. Olay› araflt›ran ve Yaflar Büyükan›t’›n yarg›lanmas›n› isteyen
fiemdinli Savc›s› meslek hayat›n›n
bu “en büyük hatas›n›” görevine
son verilmesi ile ödedi.
Susurluk’ta demokrasi havarisi
kesilenler bu defa suskundu.
“‹yi çocuklara”
Ergenekon ayar›
Cumhuriyet mitingleri ile meydanlarda boy gösteren emekli generallerin tuttuklar› günlüklerin kamuoyuna yans›t›lmas›yla ad›m ad›m
haz›rlanan atmosfer ile Ergenekon
operasyonunun start› verildi.
Cumhuriyet Gazetesi baflyazar›
‹lhan Selçuk, ‹stanbul Üniversitesi
eski Rektörü Kemal Alemdaro¤lu ve ‹flçi Partisi Genel Baflkan›
Do¤u Perinçek’in gözalt›na al›nmas› ile bafllat›lan süreç birçok
renkli siman›n gözalt›na al›nmas› ile
devam etti. Susurluk’ta ad› geçen
ancak te¤et geçilen Veli Küçük bu
kez “adalet” karfl›s›ndayd›.
CHP’nin avukat›y›m, AKP’nin
savc›s›y›m dedi¤i Ergenekon operasyonunda mafya liderlerinden,
›fl›lt›l› sanat dünyas›na, ö¤retim üyelerinden özel harekâtç›lara birçok
kesimden isim gözalt›na al›nd›.
“Halk› silahl› isyana teflvik ve
terör örgütü kurmak” iddias› ile
aç›lan dava ayn› zamanda yak›n tarihimizin failleri bilinen ancak resmi
olarak ayd›nlat›lmayan birçok katliam›n› da alelacele “aç›kl›¤a” kavuflturmufl oldu. K›sacas› suçlu bulunmufltu! Devletin hesap vermedi¤i
hemen tüm faili meçhul cinayetler,
yarg›s›z infazlar ve kitle katliamlar›
Ergenekon ad› verilen oluflumun
üzerine at›ld›. Emperyalistlerin ihtiyaçlar› ve egemenlerin ç›karlar›
do¤rultusunda kontrgerillaya yap›lan ayar›n önemli bir aya¤› olarak
ortaya ç›kan Ergenekon’la ciddi bir
bilinç bulan›kl›¤› yarat›ld›.
Susurluk’ta “Hiçbir fley eskisi
gibi olmayacak” slogan› ile soka-
¤a dökülen tepkiye ra¤men, kurulan Susurluk Araflt›rma Komisyonu
gözümüzün içine bakarak çal›flmalar›n›n tepedekiler taraf›ndan engellendi¤ini aç›klad›. “Ucu nereye
kadar giderse gitsin” diyenler
ipin kimin elinde oldu¤unda çok iyi
biliyorlard›. Aç›lan onlarca dava ve
deflifre edilen onca bilgiye ra¤men
Susurluk’ta sadece kamyonu kullanan floför tutukland›. Kontrgerillay›
yaratan kurumun onu yarg›lamas›
düflünülemezdi. fiemdinli’de Umut
Kitapevi’nin bombalanmas› olay› ile
kontrgerillan›n s›radan bir örgütlenme olmad›¤› bizzat Genelkurmay Baflkanl›¤› taraf›ndan kontrol
edildi¤i tüm ç›plakl›¤› ile gözler
önüne serildi. Halk›n üzerine atefl
açanlar ordunun en tepesindekiler
taraf›ndan korunuyordu. Kald› ki
bu ve buna benzer oluflumlar›n
hepsi Özel Harekât Daire Baflkanl›¤› taraf›ndan yönetilmekteydi.
fiemdinli’de yaflananlar›n Kürt ulusal sorununun derin izlerini tafl›mas›, beraberinde konuya ilgi gösterenlerin say›s›nda düflmeyi de getirdi. Susurluk’ta “adaletin peflini
b›rakmayaca¤›na ant içenler”,
“temiz toplum” masallar› anlatanlar söz konusu Kürt halk› olunca ortal›ktan kayboldu. Küçük bir
kesim d›fl›nda yaflananlar› gören olmad›. Susurluk’ta soka¤a dökülen
kitlenin fiemdinli’de tepkisiz kalmas› kontrgerillan›n bir devlet örgütlenmesi oldu¤unun teflhirini de s›n›rlad›. Ergenekon’la birlikte yeniden gündeme gelen kontrgerillan›n
bu defa yarg›lanabilece¤i yan›lg›s›,
tepkinin daha da küçülmesinden
güç alarak kitlelerde önemli oranda oluflturuldu. Darbeci TSK (aksi
düflünülemez) darbeci emekli komutanlar›na sahip ç›kt›. Tarihi darbelerle dolu bir kurumdan komutanlar› yarg›lamalar›n› bekleyenler
fena halde yan›ld›. Tüm bunlar›n
gösterdi¤i bir gerçek oldu; Emekçiler hesap soruncaya kadar “iyi çocuklar” ifl bafl›nda kalmaya devam
edecek.
Kültür-sanat
Kızılordu Korosu ve Mehteran Topluluğu aynı sahnede
Ve iflte bu da oldu! K›z›lordu Korosu
Mehteran tak›m›yla ayn› sahneyi paylaflt›.
Sanat›n da bir ideolojisinin oldu¤unun ve
sömürücü egemenlerin elinde herfleyin nas›l da kendi sömürülerini devam ettirmenin bir arac› haline getirebildiklerinin oldukça çarp›c› bir kan›t›d›r yaflanan. K›z›lordu Korusu ve Mehteran Toplulu¤u birlikte
Kremlin Saray›’n›n Konser Salonu’nda 5
bine yak›n Rus ve Türk’e “unutulmaz bir
gece” yaflatm›fllar. K›z›lordu Korosu Ceddin Dede ve Genç Osman marfllar›n›
söylerken Mehteran Toplulu¤u da Kalinka flark›s› ile izleyenleri coflturmufl… Öyle coflmufllar ki, bu konserin Nobel Bar›fl
Komitesi’nin dikkatlerine sunulaca¤› söyleniyor…
“K›z›lordu Korosu”nun ilk icraat› de¤ildir pek tabi ki sergilenen bu kaba güldürü.
Kuruldu¤u ve sosyalizmin yozlaflarak revizyonistleflmesinden önceki süreçte dünyan›n
en sayg›n korolar›ndan biri olan K›z›lordu
Korosu daha önce de ‹stanbul’da verdikleri
bir konserde Tarkan’›n “Oynama fl›k›d›m
fl›k›d›m” parças›n› söyleyerek sahnede
flaklabanl›klar yaparak esasta sosyalizme
karfl› ideolojik sald›r›lar›n bir parças› olmufltu. Hizmet etti¤i ülkesi yozlaflm›flsa
kendilerinin de resmi bir kurum olarak bunun d›fl›nda durmas› beklenemezdi elbette.
Ancak yine de ad›nda dahi kalsa K›z›lordu
Korosu’nu sömürgeci, iflgalci,
halklar›n katliamc›s›, barbar
Osmanl›’n›n Mehteran tak›m›yla ayn› sahnede görmek, emperyalistlerin sosyalizmden hala ne kadar korktuklar›n› ve böylesine ucuz yöntemlere baflvurduklar›n›
göstermesi aç›s›ndan
önemlidir.
Kuruçeflme halk› flenlikte
biraraya geldi!
K›z›lordu’nun gururlu sesi
Büyük Ekim Devrimi’nin ard›ndan
1928 y›l›nda Sovyetler Ordusu K›z›lordu’nun de¤iflik birliklerinden askerlerden
oluflan ve rütbe ayr›m› yapmadan amatör
sanat› gelifltirmek, askerlere moral vermek ve kaliteli müzi¤e ilgilerini çekmek
amac›yla kurulmufltu. Onlar› 2. Emperyalist Paylafl›m Savafl› s›ras›nda cephede,
hastanelerde ya da bar›fl döneminde demiryolu inflas›na kat›lan askerlerin yan›
bafl›nda görmek mümkündü. Paylafl›m Savafl› döneminde 1.500’ün üzerinde gösteri
yapt›klar› kaydedilmifltir. Sovyetler Birli¤i’nin Kuzey Kutbundan Tacikistan çöllerine kadar her bölgeyi ziyaret ettiler,
konserler verdiler.
Yani bu k›sa tarihçeden de anlafl›laca¤›
üzere, K›z›lordu Korosu iflçi s›n›f›n›n ve
ezilenlerin iktidara sahip olduklar› ilk topraklarda s›n›f savafl›n›n, emperyalist sald›rganl›¤a karfl› savafl›n ve sosyalist toplumu
yaratman›n en önemli araçlar›ndan biri
olarak hizmet görmüfltür.
Burjuvinin de¤il, iflçi s›n›f›n›n korosu olarak flekillenmifl, özellikle rütbe
ayr›m›n›n olmay›fl›ndan da anlafl›laca¤› üzere halk için sanat anlay›fl›n›n koro aç›s›ndan geçerli oldu¤u aç›kt›r.
Ve barbarlar›n toplulu¤u:
Mehteran
Oysa ayn› sözleri Mehteran Toplulu¤u
için söylemek mümkün müdür? En bafltan
toplulu¤un kurumsal yap›s›n›n dahi çok
farkl› oldu¤unu söylemek gerekir. fiöyle
ki, “Mehter, bölüklere ayr›l›r, ayn› çalg›
aletini çalanlar, alemdarlar birer bölük
teflkil ederlerdi. Her bölü¤ün ‘a¤a’ tabir
edilen bir âmiri bulunurdu. Davulcubafl›na
ise ‘bafl mehter a¤a’ denirdi. Ayr›ca bir de
Mehterbafl› vard›. ‹kinci bir mehterbafl›
daha vard›r ki, bundan ayr› olup, Saray
Çad›rc›lar›n›n bafl›d›r.”
Bu hiyerarflik yap›y› bir kenara
b›rak›rsak, esas mesele pek tabi
ki bu askeri müzik ve topluluklar›n hizmet ettikleri s›n›flar ve
ideolojidir. Bir yanda iflçi
s›n›f›n›n, ezilenlerin iktidar› olan Sovyetler Birli¤i, di¤er yanda barbar, talanc›,
iflgalci Osmanl›…
Do¤al olarak nitelikleri itibariyle tamam›yla
birbirine z›t iki askeri müzik korosudur,
bugün art›k ayn› sahneyi paylaflacak kadar
ayn›laflm›fl olan…
Sosyalizm hala
korkulu rüyalar›
Kuflkusuz, devrimci niteli¤ini çoktan
kaybetmifl, revizyonizmin galebe çalmas›yla birlikte önce sosyal emperyalizme
ve bugün de en aç›k haliyle emperyalizme evrilmifl olan Sovyetler Birli¤i art›k
yoktur. Ancak görüldü¤ü gibi Sovyetler
Birli¤i’nin temsil etti¤i sosyalizm düflüncesi emperyalistler aç›s›ndan hala korkulu bir rüyad›r. Yoksa neden bu kadar
zahmete girilip flaklabanl›k gösterileri
sunulsun? Yoksa neden zaman›nda dünyan›n en sayg›de¤er korolar›ndan olan
ve Lenin niflan› sahibi bir koro, bu derece yozlaflt›r›ls›n? Sosyalizmin ürünü ve
yaratt›¤› de¤er olan her fleye bu derece
düflmanl›¤›n nedeni sosyalizme duyulan
bu korkudur!
Y›k›m tehdidi ile karfl› karfl›ya olan Buca Kuruçeflme Mahallesi halk› “Y›k›m de¤il çözüm istiyoruz”
flenli¤i düzenledi.
19 Ekim 2008 Pazar günü düzenlenen flenlik, bar›nma hakk›n› konu alan bir forum ile bafllad›. Kuruçeflme Halk ‹nisiyatifi, ÇHD, Limontepe Kondularda
Yaflam Kooperatifi, Ankara Mamak Mahalle Örgütlenmesi, Kadifekale Mahalle Komitesi, Do¤al ve Kültürel
Çevre ‹çin Yaflam Giriflimi gibi kurumlar›n temsilcilerinin kat›ld›¤› forumda deneyimler paylafl›ld›. Kuruçeflme Mahalle ‹nisiyatifi temsilcisi Mürsel Çiftçi gecekondularda yaflayanlar›n y›k›m sald›r›s› haricindeki
gündelik sorunlar›na dikkat çekti ve insana yarafl›r bir
flekilde yaflamak için sürdürdükleri mücadeleyi kararl›l›kla devam ettireceklerini söyledi. fienlik, yap›lan konuflmalar›n ard›ndan Grup Asmin’in müzik dinletisi ve
Tiyatro Evi Kültür Sanat Merkezi’nin haz›rlad›¤› “Hacivat Karagöz y›k›mlara karfl›” isimli tiyatro gösterimi ile devam etti ve haz›rlanan Kuruçeflme y›k›m
belgeseli gösteriminin ard›ndan sona erdi.
(‹zmir)
Belçika’da Halklar›n
Kardeflli¤i Gecesi
12 Ekim 2008 tarihinde Belçika’n›n Liege flehrinde
“Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i Gecesi” düzenlendi. Coflkulu geçen gece, konuklar›n da be¤enisini
kazand›. Etkinlik saat 15.00’te tüm devrim ve demokrasi flehitleri için sayg› durufluyla bafllad›. Programa
Grup Hayk›r›fl, Grup Ç›¤l›k (Hollanda), Grup Ç›¤l›k (Almanya), Grup Dervifl Tiyatrosu, Ermeni
Halk Oyunlar› Ekibi kat›l›rken sinevizyon gösteriminin yan›s›ra konuflmac› olarak da AT‹K temsilcisi
yer ald›. Gece, Belçika’da bir ilk olmas›na ve deneyimimizin olmamas›na ra¤men istenilen flekilde sona
erdi. Ayr›ca geceye Ozan Baran da sesiyle katk›da bulundu.
(Belçika ‹K okurlar›)
İşçi-köylü 15
31 Ekim-13 Kasım 2008
Rakamlarla yoksulluk, iflsizlik...
* BM Çal›flma Örgütü’nün yöneticisi
Juan Somavia, küresel krizin 190 milyon
iflsiz say›s›n›, 2009 sonunda 210 milyona
yükseltebilece¤ini söyledi. Somavia ayr›ca, çal›flt›¤› halde günde 1 dolar›n alt›nda
kazanan yoksullar›n say›s›n›n 40 milyon,
2 dolar›n alt›nda kazanan yoksullar›n sa-
Varl›¤›n do¤as›n› tüm farkl› d›flavurumlar›nda analiz etmekle Hegel,
muhtemel olanla gerçek ve zorunluluk ile rastlant› aras›ndaki iliflkiyle ilgilenir. Bu sorunla ba¤lant›l› olarak,
Hegel’in en ünlü ifadelerinden birine
aç›klama getirmek önem tafl›r: “Ussal olan gerçektir ve gerçek olan
ussald›r.” ‹lk bak›flta, bu ifade gizemli hatta idealistçe görünür, Oysa Engels’in aç›klamas› böyle olmad›¤›n›
gösteriyor:
“…1789’da Frans›z monarflisi o kadar gerçekd›fl›yd›, yani tüm zorunluluktan o kadar yoksun, o kadar ak›ld›fl›yd›
ki, Hegel’in her zaman büyük bir coflkuyla sözünü etti¤i Büyük Devrim taraf›ndan y›k›lmak zorundayd›. Bu nedenle
bu durumda, monarfli gerçekd›fl› ve devrim de gerçekti. Böylece, geliflimin ilerleyifli içerisinde, önceleri gerçek olan her
fley gerçekd›fl› hale gelir, zorunlulu¤unu,
varolufl hakk›n›, ussall›¤›n› kaybeder. Ve
can çekiflen gerçekli¤in yerine yeni, yaflayabilir bir gerçeklik geçer; e¤er eskimifl olan, kendi ölümüne direnmeden gidecek kadar zekiyse bar›flç›l olarak,
e¤er bu zorunlulu¤a direnirse zorla…
Hegelci düflünce yönteminin tüm kurallar› gere¤ince, gerçek olan her fleyin ussall›¤› önermesi kendisini bir baflka önerme haline getirir: Var olan her fley yok
olmay› hak eder….”
Verili bir toplum biçimi, kendi
amaçlar›n› baflard›¤› ölçüde, yani üretici güçleri gelifltirdi¤i ve böylece insanl›¤›n geliflimini ilerletti¤i ölçüde
“ussal”d›r. Bunu becerememeye bir
kez bafllad›¤›nda, kendisiyle çeliflki
içerisine sürüklenir, yani ak›ld›fl› ve
gerçekd›fl› hale gelir ve art›k hiçbir
y›s›n›n da 100 milyon artabilece¤ini aç›klad›.
* Türkiye genelinde iflsiz say›s› geçen
y›l›n ayn› dönemine göre 202 bin kifli artarak 2 milyon 353 bin kifliye, iflsizlik
oran› da 0.6 puanl›k art›fl ile yüzde 9.4’e
ç›kt›. Kentsel yerlerde iflsizlik oran› 0.7
puanl›k art›flla yüzde 11.9, k›rsal yerlerde ise 0.2 puanl›k art›flla yüzde 5.6 oldu.
* Zonguldak’ta, Türkiye Taflkömürü
Kurumu’nda (TTK) 3 bin kiflinin istihdam edilece¤i Maden Ocaklar›nda çal›flmak için 6 günde 22 bin 767 kiflinin baflvurdu¤u bildirildi.
* Dünya Sa¤l›k Örgütü’nün haz›rlad›¤› rapor, zengin ülkelerle yoksul ülke-
flekilde var olma hakk› yoktur. Muhtemel varolufl henüz gerçek varolufl de¤ildir. Mant›k Bilimi’nde
Hegel dikkatli bir biçimde, fleylerin,
salt olanakl› olma durumundan, olas›l›k durumuna ve sonra da kaç›n›lmazl›k durumuna geçti¤i sürecin izini sürer. Modern bilimde “olas›l›k” sorunu etraf›nda ortaya ç›kan kafa kar›fl›kl›¤›n› gözönünde tutarsak, Hegel’in
bu konuyu esasl› bir biçimde ele al›fl›n› incelemek e¤itici olacakt›r.
Olanak ve gerçeklik, potansiyel halinde olan fley, kendi içerisinde
en az›ndan varolmas›n› engelleyen
koflullar›n yoklu¤unu bar›nd›r›r. Ancak, soyut olanakla potansiyel aras›nda bir fark vard›r ve bu ikisi s›k s›k
birbirine kar›flt›r›l›r. Soyut ya da biçimsel olanak yaln›zca, özel bir olgu-
De¤erlerimiz ve görevlerimiz
Bu ülkede emek ve devrimci de¤erler hiçbir dönemde bugünkü kadar sald›r›ya maruz kalmam›flt›r.
Ancak fluras› da bir gerçek ki
devrimci de¤erler gönlümüzde
ve bilincimizde yaflamaya devam ediyor.
S›n›f mücadelesinde amaçlanan
hedefe ulaflman›n tek yolu örgütlü
olmakt›r. Örgüt bütün zamanlarda eskimeyen, ifllevi de¤iflmeyen tek silaht›r. Bundan dolay›d›r
ki bütün sömürücü s›n›flar emekçilerin örgütlenmelerini asla istemezler.
Bir yandan da ideolojik çözülmeyi sa¤lamak için s›n›r tan›mazlar.
Bunun örneklerinden biri de 12 Eylül
kuflatmas›d›r. Bu kuflatma esas olarak
iki hedefi amaçl›yordu. Örgütlü toplumsal muhalefeti bast›r ve yabanc›laflt›r. Bast›r›lm›fl muhalefet kendi halinde b›rak›l›rsa yeniden toparlan›r
ancak bast›rmakla beraber yabanc›laflt›r›l›rsa böyle bir ihtimal de bertaraf edilmifl olur. Ve böyle yapt›lar.
lerin vatandafllar› aras›ndaki ortalama
yaflam süresi fark›n›n 40 y›l› bulabildi¤ini
ortaya koydu. Ayr›ca bu farkl›l›klar›n
son 30 y›lda daha da belirginleflti¤inin
alt› çiziliyor. Raporda bu tabloyla ilgili
olarak çarp›c› örneklere yer veriliyor.
Buna göre bu sene do¤um yapacak 136
milyon kad›ndan yaklafl›k 58 milyonu,
do¤um öncesi, do¤um an› ve sonras›n-
Zorunluluk ve rastlant› -1yu d›fllayabilecek herhangi bir
koflulun olmad›¤›n› anlat›r,
onun ortaya ç›k›fl›n› kaç›n›lmaz k›lan koflullar›n varl›¤›n›
kabul etmez.
Potansiyel olan›n gerçek
haline gelmesi için, koflullar›n
özel bir biçimde dizilimi gerekir. Bu basit, lineer bir
süreç de¤il, küçük nicel
de¤iflimlerin birikerek
sonunda nitel sݍrama
üretti¤i diyalektik bir süreçtir. Soyut olan›n tersine
gerçek olanak, onun sayesinde, potansiyel olan›n geçicilik
karakterini yitirece¤i ve gerçek haline gelece¤i tüm gerekli faktörlerin varl›¤›n› tan›mlar. Ve
Hegel’in aç›klad›¤› gibi, bu olanak, ancak bu koflullar var oldu¤u sürece
gerçek kalacakt›r. Bir de¤iflimin kaç›n›lmaz hale geldi¤i nokta, Hegel’in
“dü¤ümlü ölçü çizgisi” olarak bilinen
yöntemiyle saptanabilir. E¤er herhangi bir süreci bir çizgi olarak ele al›rsak, bu geliflim çizgisinde, sürecin ani
ya da nitel bir s›çramaya u¤rad›¤› özel
noktalar oldu¤u görülecektir.
Neden ve sonucu yal›t›k durumlar olarak tan›mlamak kolayd›r. Ama
daha genifl bir anlamda, nedensellik
kavram› çok daha karmafl›k bir hale
gelir. Tekil nedenler ve sonuçlar, nedenin sonuca dönüfltü¤ü uçsuz bucaks›z bir etkileflim okyanusunda kaybolurlar. Basit bir olayda bile onun
K›smen de baflar›l› oldular. Bugün hala emekçi halk›n her kesimine adeta
dayat›lan yabanc›laflt›rma politikalar›
tüm h›z›yla devam etmektedir. Yabanc›laflma ve bozulma bugün öylesine bir hal ald› ki insan›n yaflad›klar›na
ve gördüklerine inanas› gelmiyor.
Bugün geleneklerimize uygun olarak mücadele etmek çok önemli bir
görev olarak önümüzde durmaktad›r. Kimi yolcular yorulduklar›nda
yürümemek için yolu kötülemeye
bafllarlar. Yorulduklar›n› söylemezler. Samimi itiraf onlar›n küçük-burjuva gururuna dokunur. Baflka yolcular› da dönüfle ikna etmeye çal›fl›rlar.
Bu noktada inkârc›l›k karalama ve
suçlama al›r bafl›n› yürür. Bu dedikodular zamanla y›prat›c› olmaya bafllar.
Bafllang›çta bir kifli ve taraf› etkiliyor
veya ilgilendiriyor düflüncesinden hareketle kay›ts›z kal›n›rsa ki –geçmiflten günümüze de¤in böyle oldu- zamanla kangrenleflen bu yanl›fllar birikerek bir tarza dönüflür ve kitleler
yaflad›¤› veya yaflayaca¤› muhtemel
sorunlar›n kayna¤›n›n yanl›fl tarz seçiminden olabilir ihtimalini düflünmezler. Çünkü tarz› besleyen yanl›fl art›k
onlar›n olmazlar› aras›ndad›r. Bugün
inkârc›l›k ve karalama kampanyalar›
küçümsenemez düzeyde kabul görmektedir. Geçmiflin devrimci birikimi çarçur ediliyor. Yaln›z kal›r›m veya benzeri kayg›lar insanlar› tutum almaktan al›koyuyor.
Tüm bunlara karfl› durmak için
sohbetlerimizi ve tart›flmalar›m›z› ideolojik zeminde yapal›m. Elefltirilerimizde k›rmadan, dökmeden, yol gösterici e¤itici ve birlefltirici olma özelli¤ini titizlikle koruyal›m. Bu Partizanlar›n en önemli ay›rt edici özelli¤idir.
Unutmayal›m ki, devrimci yaflam
bir anlamda sorumluluk almakt›r. Y›¤›nlar›n gelece¤inin sorumlulu¤unu
almak ciddi ve a¤›rd›r. Fakat o denli
de onurdur.
(1 May›s Mahallesi’nden
bir ‹K okuru)
Gazete/Okur
“nihai nedenleri”ne do¤ru gitmeye
çal›fl›rsan›z sonsuza yol ald›¤›n›z› görürsünüz.
“Nihai bir neden” oluflturman›n
imkâns›zl›¤› baz›lar›n› “neden düflüncesini” hepten terk etmeye yöneltmifltir. Her fley tesadüfi olarak ele al›n›r. 20. yy.da bu tutum, birçok bilimci taraf›ndan, kuantum fizi¤inin sonuçlar›n›n yanl›fl yorumlan›fl› ve özellikle Heisenberg’in felsefi tutumlar›yla benimsenmifltir. Hegel, yal›t›k bir
neden ve sonuç olma anlam›nda nedensellik diye bir fleyin olmad›¤›n›
aç›klar. Her sonuç bir karfl›-sonuç tafl›r ve her eylem de bir karfl›-eyleme
sahiptir. Yal›t›k neden ve sonuç düflüncesi klasik Newton fizi¤inden miras bir soyutlamad›r, ve zaman›nda
Hegel taraf›ndan elefltirilmifltir.
Zorunlulukla tesadüf aras›ndaki
diyalektik iliflki do¤al seleksiyon
sürecinde gözlenebilir. Bir organizma içindeki rastlant›sal mutasyonlar›n
say›s› sonsuz büyüklüktedir. Ve özel
bir çevrede bu mutasyonlardan biri
organizma aç›fl›ndan kullan›fll›d›r ve
korunur, di¤erleri ise yok olup gider.
Zorunluluk bir kez daha kendisini tesadüf arac›l›¤›yla d›fla vurur. Bir anlamda, dünya üzerinde yaflam›n ortaya ç›k›fl› bir “rastlant›” olarak görülebilir. Yaflam›n ortaya ç›kmas› için,
dünyan›n güneflten kesin olarak belli
bir uzakl›kta bulunmas› ve belli bir
kütle çekime ve atmosfere sahip olmas› gerekti¤i Tanr› taraf›ndan önce-
Okurdan
Merhaba;
Son ‹flçi-köylü say›s› elime geçti,
okudum ve çok memnun oldum.
Hele gazetenin içine bildiri konmas›
çok iyi olmufltu. Onu da okudum.
Gençlerimiz, tüm bask›lara ra¤men bu gazeteyi ev ev gezip bizlere
ulaflt›rmaya çal›flmaktalar.
Biz okurlar da gazetemizi dikkatli okuyup, eksiklerini elefltirip, daha
iyi zeminlere tafl›mak için çaba harcamal›, bunu kendimize görev edinmeli, gazetemize sahip ç›kmal›y›z.
Ben de gazeteyi okurken bir kat-
Okurdan
Merhaba...
‹çinden geçti¤imiz bu günlerde
gazetelerin “3. sayfa haberleri”
olan “cinnet” haberleri hem nicelik
olarak hem de nitelik olarak t›rman›flta. Niteliksel art›fl› insanlar› bu
hale getiren nedenlerde aramak gerekiyor. Nas›l bir ruh hali, bir insan›
annesini-babas›n› do¤ramaya iter?
Bir insan nas›l kundaktaki bebesi de
dahil olmak üzere çolu¤unu-çocu¤unu, kar›s›n›-anas›n›, tüm ailesini
öldürür? Bir baba nas›l 10 ayl›k bebe¤ini internette aç›k art›rmayla sat›fla ç›karabilir? Bunlar insanlar›n çaresizliklerinin ulaflt›¤› boyutu bizlere
gösterirken ayn› zamanda toplumdaki kültürel çürümenin, yozlaflman›n, insan›n kendisine yabanc›laflmas›n›n niteli¤ine dair de ipucu vermektedir.
Sömürü düzeni bir yandan insanlar›n günlük yaflamlar›na bir yandan
da bilinçlerine müdahale ediyor. ‹deolojik yönlendirmeyle, bu düzenin
sürgit devam edece¤i, baflka bir yaflam›n mümkün olmad›¤› insanlar›n
beynine kaz›n›yor. Bu “çaresizlik”,
insan› kifliliksizlefltiren, her türlü yabanc›laflmaya ve yozlu¤a iten sömürü düzeninin bir sonucudur.
‹nsanlar› böylesine çaresizlefltiren ve insanl›¤› bu düzeyde dibe
da herhangi bir sa¤l›k yard›m›ndan mahrum. Hükümetlerin bir y›lda sa¤l›¤a harcad›¤› para ise, birey bafl›na 20 dolar ile
6 bin dolar aras›nda de¤ifliyor. Düflük
ve orta gelirli ülkelerdeki yaklafl›k 6
milyar insan›n yar›s›, sa¤l›k harcamalar›n› sigorta yerine cebinden ödüyor. Bu
da birçok insan› yoksulluk s›n›r›n›n alt›na itiyor.
den buyurulmufl bir fley de¤ildi. Ama,
bu s›ralan›fl koflullar›nda, belli bir zaman diliminde, muazzam say›daki
kimyasal reaksiyondan, yaflam kaç›n›lmaz olarak ortaya ç›kacakt›. Ve yaflam bir kez ortaya ç›kt›¤›nda, art›k
bir rastlant› olmaktan ç›kar ve kendi
içsel yasalar›na göre geliflir.
Bilincin kendisi tanr›sal plandan
de¤il, iki ayakl›l›k “rastlant›”s›ndan
kaynakland›. Bu durufl flekli elleri özgürlefltirmifl ve böylece erken höminidlerin alet yapan bir hayvan olarak
evrimini mümkün k›lm›flt›r. Maymundan ‹nsana Geçiflte Eme¤in Rolü’nde
Engels’in aç›klad›¤› gibi, insan bilincinin üzerinde geliflti¤i zemin buydu.
Bilincin ortaya ç›k›fl› bir rastlant› olarak de¤il, basitten karmafl›¤a ilerleyen ve koflullar› olufltu¤unda daha
yüksek bilinç biçimlerini, ve uygarl›klar› ortaya ç›karacak olan maddenin
evriminin zorunlu bir ürünü olarak
de¤erlendirilmelidir.
Süreçleri ve nedensel iliflkileri tamamen anlafl›lmayan, ve bu nedenle
rastlant›salm›fl gibi görünen birçok olgu olabilir. Bu nedenle bu gibi
olgular pratik amaçlar bak›m›ndan
ancak istatistiksel olarak ele al›nabilir. Ama bu “tesadüfi” olaylar›n alt›nda yine de nihai sonuçlar› belirleyen güçler ve süreçler mevcuttur.
Bizler, diyalektik determinizmin hüküm sürdü¤ü bir evrende yafl›yoruz.
Ve özgürlük: “Özgürlük ve zorunluluk” aras›ndaki iliflki sorunu
Aristoteles taraf›ndan da bilinmekteydi ve Ortaça¤ ulemas› taraf›ndan
bitip tükenmezcesine tart›fl›lm›flt›.
Kant, bunu, çözülmez bir çeliflki ola-
rak sunulan ünlü “çat›flk›lar›ndan” biri olarak kullanm›flt›.
Diyalektik determinizmin mekanik yaklafl›mla, hele kadercilikle hiçbir
ortak yani yoktur. ‹norganik ve organik maddeye hükmeden yasalarla ayn› biçimde insan toplumunun evrimine hükmeden yasalar da vard›r. Tarih
boyunca gözlemlenebilecek olan yap›lar hiç de rastlant› sonucu olan fleyler de¤ildir. Marks ve Engels, bir toplumsal sistemden di¤erine geçiflin son
tahlilde üretici güçlerin geliflimi taraf›ndan belirlendi¤ini aç›klam›fllard›.
Verili bir sosyoekonomik sistem art›k üretici güçleri gelifltirme yetene¤ini yitirdi¤inde zemini devrimci bir
dönüflüm için haz›rlayarak bir krize
girer.
Özgürlük kazan›labilir mi?
E¤er “özgür” eylem ile kastedilen, nedeni ya da belirleyeni olmayan bir
fleyse, böyle bir eylem hiçbir zaman
var olmayacakt›r. Böylesi hayali “özgürlük” tümüyle metafiziktir. Hegel,
gerçek özgürlü¤ün zorunlulu¤un
fark›na var›lmas› oldu¤unu aç›klam›flt›. ‹nsanlar do¤aya ve topluma
hükmeden yasalar› anlad›klar› ölçüde
bu yasalara hükmetme ve onlar› kendi yararlar› için kullanma durumunda
olacaklard›r. ‹nsanl›¤›n özgürleflebilece¤i gerçek nesnel temel, sanayinin,
bilimin ve tekni¤in geliflimi taraf›ndan
at›lm›flt›r. ‹nsan›n özgür gelifliminden
ancak ak›lc› bir toplumsal sistemde gerçekten söz edebilir olaca¤›z.
Engels’in sözleriyle, bu, “insanl›¤›n zorunluluk âleminden özgürlük âlemine
s›çray›fl›”d›r. (Devam edecek)
(Bir ‹K okuru)
k›m olsun diye bu yaz›y› kaleme ald›m. Kampanyan›z› can› gönülden
destekler, hepinize baflar›lar dilerim.
fiu s›ralar T. Kürdistan›’nda bir
savafl var ve bu savafl› burjuva-feodal
medyan›n televizyonlar› “bölücü terör örgütü çocuklar› kullanarak, güvenlik güçlerine karfl› k›flk›rt›yor” diye vererek, halka yalan haber vermektedir. Halbuki patron-a¤a devleti çoluk-çocuk, kad›n demeden herkese savafl açm›flt›r. ‹flçi-Köylü gazetesi olmasa, do¤ru haber nas›l alabiliriz? Bunun için gazetemize sahip
ç›kmak bizlerin görevidir. Burjuvafeodal medya, cezaevinde iflkenceyle
öldürülen devrimcilerden hiç, kendi
aralar›ndaki it dalafl›n› televizyonlarda abarta abarta veriyorlar. Bizler
ise bunu her akflam seyir etmek zorunda b›rak›l›yoruz. Ben en iyi, en
do¤ru haberi ‹flçi-köylü’den alaca¤›m›z› çok iyi biliyorum. Onun için gazetemize sahip ç›kaca¤›z, diflimizi t›rna¤›m›za takaca¤›z ve hem okuyup
hem okutaca¤›z.
Gazetemize destek veren herkese buradan teflekkür ediyor, devrimci selamlar›m› gönderiyorum.
Ayr›ca gece gündüz çal›fl›p, uykusundan kesip gazeteyi da¤›tan
tüm yoldafllara teflekkür eder, hepsinin gözlerinden öperim.
(Gülsuyu’ndan bir ‹K okuru)
iten fley özel mülkiyet düzenidir. Kapitalizmin kriz dönemleri, bireydeki ve toplumdaki yabanc›laflman›n, çürümenin, yozlaflman›n daha çok su yüzeyine ç›kt›¤› dönemlerdir. Bugün emperyalist-kapitalizmin krizi tüm dünyay› etkilemektedir. Ülkemizde de burjuva-feodal
sistemin krizi efendilerininkine paralel olarak derinleflerek devam etmektedir. Çünkü, emperyalizm krizini yar›-sömürgelere y›kar. Onlar
çok daha derin krizlerle bo¤uflur ve
dibe çökerler. Bu nedenle de, iflsizlik, açl›k-yoksulluk, yozlaflma çok
daha büyük olur. Bütün bu yükün
alt›nda kalan insanl›¤›n hali tek tek
örneklerde somut bir flekilde karfl›m›za ç›k›yor. ABD’de 34 yafl›ndaki
Angele Eversole adl› bir kad›n benzin karfl›l›¤›nda istasyon sahibi ile
birlikte oluyorken ülkemizde bir
baba, 10 ayl›k k›z›n› internette zengin ailelere evlatl›k olarak pazarl›yor. Kredi kart› borçlar›n› ödeyemeyen insanlar›n intihar etti¤i, cinnet geçirip ailesini öldürerek intihar etti¤i gibi bir dizi haber gazetelerde her gün görmeye bafllad›¤›m›z
haberler aras›na girmifltir. Ekonomik olarak çöken bireyin hayata tutundu¤u tüm dallar sistemin sömürü çark›n›n difllileri aras›nda yok
edilmifl, anlaml› bir amac› kalmayan
ve kendine dair hiçbir konuda karar
alamayan birey, kendi yok olufluna,
intihara sürüklenmifltir.
Ama insanl›k her türlü vahfletin,
insan ad›na her türlü çürümüfllü¤ün
su yüzüne ç›kt›¤› emperyalist paylafl›m savafllar›n› Sovyet ve Çin devrimleri ile cevaplad›. Bugün kapitalist-emperyalizmin ve her türlü gericili¤in insanl›¤› bir kez daha en dibe
itti¤ini, bitirmeye, yok etmeye ve
böylece sömürülerini daim k›lmaya
çal›flt›klar›n› görüyoruz. Buna insanl›¤›n cevab› bir kez daha devrim
olacakt›r. Bunun için insan olma
onurunu, yard›mlaflmay›, paylaflmay›, insana dair tüm de¤erlere sahip
ç›kmay› mücadelemizin bir parças›
k›lmal›y›z. ‹nsanlar› sakland›klar› yaln›zl›klar›ndan çekip alarak hayat denen kavgayla tan›flt›rmal›y›z.
(Bir ‹K okuru)
Baflsa¤l›¤›
Arkadafl›m›z Engin Çelik’in babas›n› yakaland›¤›
kanser hastal›¤› nedeniyle
kaybettik. Yak›nlar›na ve
dostlar›na baflsa¤l›¤› diliyor, ac›lar›n› paylafl›yoruz.
İşçi-köylü
YDG
±CMYK
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: SIHHIYE MAH. SÜLEYMAN SIRRI SOK. YUNT AP. NO: 19/7 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: DABAKHANE MAH. TURGUT TEMELL‹ CADDES‹ BARIfi ‹fiHANI KAT: 3 NO: 94
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Bush’un Ba¤dat’ta hissettiklerini
Erdo¤an Dersim ve Amed’de anlad›
a¤dat’› ziyaret ederken ABD Baflkan› Bush’un ald›¤› önlemleri alarak iflgalci ordular›n komutanlar›ndan
farkl› davranmayan, gerillan›n olas› sald›r›s›na karfl› helikopterine kobra helikopterle efllik edilen, kara
may›nlar›n›n ard›ndan gerillada deniz may›nlar›n›n da olabilece¤inin verdi¤i korkuyla Munzur Nehri’nin taban›nda sualt› timlerince may›n aramas› yapt›ran, halkla karfl›laflmamak için yollar› boflaltan ve flehir d›fl›ndan otobüslerle partililerini tafl›tan Erdo¤an u¤rad›¤› hezimet karfl›s›nda ne yapaca¤›n› flafl›rd›.
B
Baflbakanl›k Kriz Yönetim Merkezi’ne ba¤l› ‹mral› Özel Güvenlikli Hapishane’de tutulan PKK lideri Abdullah Öcalan’a asker ve
gardiyanlar taraf›ndan yap›lan fiziki
sald›r› bölge illerinde yap›lan çeflitli
eylemlerle protesto edildi. Haberin
duyuldu¤u ilk günden itibaren Türkiye’nin birçok yerinde faflizmi lanetleyen halk, kötü muamelenin sadece
Öcalan’a de¤il bütün Kürt halk›na yap›lm›fl sayd›klar›n› gösterdi.
Amed’de her sokakta barikatlar
kurarak karfl› sald›r› gelifltiren bölge
halk›n›n eylemlerinin yeni bir serhildana dönüflmesinden korkan devlet, kolluk kuvvetleri arac›l›¤›yla kan dökmekten çekinmedi. HPG’nin Bêzelê
bask›n›nda verdirdi¤i kay›plar üzerinden ordunun
prestijinin sars›ld›¤› bir dönemde Öcalan’a sald›rarak
Kürt ulusuna bask›y› sürdürece¤i, inkarda ›srar edece¤i
mesaj›n› veren sisteme karfl›
de¤erlerini sahipsiz b›rakmayan Kürt halk› Hakkari, Van,
Mufl, Bingöl, Urfa, Antep,
fi›rnak, Siirt, Kars, Mersin,
Adana, ‹zmir, ‹stanbul, Dersim,
Elaz›¤, Ankara, Batman, Malatya
ve di¤er birçok ilde polisin hedef gözeterek silah kullanmas›na karfl›n eylemlerle boykot ça¤r›lar› yapt›. Ö¤rencilerin okula gitmedi¤i, eczaneler
d›fl›nda esnaf›n büyük oranda kepenk
kapatt›¤› protestolarda Do¤ubeyaz›t’ta Ahmet Özkan adl› bir genç,
polisin açt›¤› atefl sonucu hayat›n›
kaybetti.
Eylemler, bölge illerinde hayat›
felç etti. Polisin acizli¤ini sergiledi¤i
eylemlerde devlete ait kurumlar
önemli oranda sald›r›ya u¤rad›. Birçok yerde AKP il ve ilçe teflkilatlar›
camlar› k›r›larak, molotoflarla atefle
verildi.
Hal böyle olunca bölge illerini ziyaret ederek bir nevi seçim yoklamas› yapmay› düflünen Baflbakan da,
boynu bükük geri dönmek zorunda
kald›. Erdo¤an’› konuflma yapt›¤› Dicle Üniversitesi’nde ço¤unlu¤u zorla
kat›lan yaklafl›k 100 kifli dinlerken,
Diyarbak›r’a gelmemesi uyar›s›nda
bulunan Dicleli ö¤renciler s›n›flar›
atefle verdi. ‹nsans›zlaflt›r›lan yollarda
büyük koruma önlemleri ile korkusunu aç›k eden Erdo¤an’› Amed’in
çöpleri ve esnaf›n kepenkleri karfl›larken binlerce insan çat›flmalardaki
yerini ald›.
Ba¤dat’› ziyaret ederken ABD
Baflkan› Bush’un ald›¤› önlemleri alarak iflgalci ordular›n komutanlar›n-
dan farkl› davranmayan, gerillan›n
olas› sald›r›s›na karfl› helikopterine
kobra helikopterle efllik edilen, kara
may›nlar›n›n ard›ndan gerillada deniz
may›nlar›n›n da olabilece¤inin verdi¤i
korkuyla Munzur Nehri’nin taban›nda sualt› timlerince may›n aramas›
yapt›ran, halkla karfl›laflmamak için
yollar› boflaltan ve flehir d›fl›ndan
otobüslerle partililerini tafl›tan Erdo¤an u¤rad›¤› hezimet karfl›s›nda ne
yapaca¤›n› flafl›rd›.
‹stanbul
Gaz bombalar›n›n da kullan›ld›¤›
sald›r› s›ras›nda polis 10 kifliyi gözalt›na ald›. Gazi, Kanarya, 1 May›s, Ka¤›thane, Okmeydan›, Alt›nflehir, Ba¤c›lar, Sultanbeyli gibi pek çok semtte
yap›lan yürüyüfllerde molotof kokteylleri at›larak yollar trafi¤e kapat›l-
d›, belediye otobüsleri atefle verildi.
“Ne Ergenekon Ne AKP, Çözüm ‹flçilerin Birli¤i ve Halklar›n Kardeflli¤inde” fliar›yla gerçeklefltirilen mitinglerden biri de 19
Ekim Pazar günü Kad›köy’de yap›ld›.
Polisin, daha kitle alana girmeden,
yürüyüflün önünü keserek yapt›¤›
müdahale, mitingin sonunda gazl› sald›r›ya dönüfltü ve çat›flma ç›kt›.
Pankartlar eflli¤inde Kad›köy ‹skelesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti¤i s›rada
kitlenin yolunu kesen polis, mitingde
tafl›nan flama ve foto¤raflar› gerekçe
göstererek yürüyüflü
durdurdu ve kitleye
müdahale etmek istedi. Burada yaflanan
gerginlik, kitlenin yürümekteki kararl›l›¤›
ve tertip komitesinin
müdahalesi ile sona
erdi.
DTP,
ESP,
‹HD, KESK ‹stanbul fiubeler Platformu, ÖDP, SDP,
EHP taraf›ndan
organize edilen mitingde, Partizan da kat›l›mc› olarak yer ald›.
Amed
R. T. Erdo¤an’›n 20 Ekim Pazartesi günü akademik y›l› aç›l›fl›ndan
kaynakl› Diyarbak›r’a gelece¤i ö¤renildikten sonra, Kürt Halk ‹nisiyatifi,
“Erdo¤an Diyarbak›r’ a al›nmamal›!” fliar›yla Amedlileri eyleme ça¤›rd›. Bu ça¤r›yla beraber Diyarbak›r’
da büyük oranda kepenk kapatma
eylemi gerçeklefltirildi. Kepenk kapatma eylemi yan›nda flehrin birçok
yerinde Tayyip’e “Hofl gelmedin”
mesaj› vermek için atefller yak›larak
eylemler gerçeklefltirildi.
Amed’in Ba¤lar, Suriçi, Cezaevi,
Ofis, Seyrantepe, fiehitlik semtlerinde
yap›lan eylemlerde bizler de YDG’liler olarak Ba¤lar’da yerimizi ald›k.
Kolluk güçleri ile karfl› karfl›ya gelinen
Dersim’de Baflbakan’a protesto
Baflbakan Dersim’e gelmeden bir gün
önce Esentepe Mahallesi’nde gündüz saatlerinde bafllad›¤› söylenen çat›flman›n gece
geç saatlere kadar devam etti¤i ileri sürülerek ortam gerilmeye çal›fl›ld›. Ayr›ca Valilik
ö¤renci ve ö¤retmenlerin Baflbakan’› karfl›lamaya zorla götürmeye çal›flm›flt›r.
Baflbakan’›n Dersim’e geliflini protesto
etmek için toplanan E¤itim-Sen, SES,
D‹SK Genel-‹fl, HKM, Halk Cephesi,
ESP, DHP, DTP ve Partizan
vd. siyasi kurumlar saat 11.00’de
Yeralt› Çarfl›s› üstünde toplanarak bir eylem gerçeklefltirdi.
Kitle sloganlar atarak AKP il
binas› önüne do¤ru yürüyüfle
geçti. AKP binas› önüne gelen
kitle, bas›n aç›klamas› yapt› ve
“Yaflas›n devrimci dayan›flma”, “Dersim faflizme mezar
olacak”, “Katil ABD iflbirlikçi
AKP” sloganlar› eflli¤inde siyah
çelengi b›rakt›. Bas›n metnini
okuyan Hüseyin Tunç, AKP
hükümetinin toplumsal sorunlara dair imha, inkâr ve yok sayma siyasetinde ›srar etti¤ine de¤inerek, onurlu Dersim halk›n›n
bu politikalara taviz vermeyece¤ini söyledi.
Eylem ortak haz›rlanmas›na karfl›n
DTP’li bir grubun kendi sloganlar›n› atarak
eylemin içeri¤ini de¤ifltirmeye çal›flmas› ise
do¤ru bir tutum olmad›.
(Dersim ‹K)
durumlarda, barikatlar kurularak, hava karar›ncaya kadar çat›flmalar sürdürüldü. Çat›flmalar s›ras›nda bir anan›n fistan›n› keserek, eylemcilere “kamuflaj” sa¤lamas›, yine yafll› kad›nlar›n
eylemler s›ras›nda tafl k›rarak eylemcilere “malzeme” haz›rlamalar› ve
yafllar› 5 ile 10 aras›nda de¤iflen yüzü
maskeli çocuklar›n, gaz bombalar›na
ve k›zarm›fl gözlerine ald›rmadan sloganlar atarak panzer tafllamalar›, alanda polisin nerede konumland›¤›na dair eylemcilere istihbarat sa¤lamalar›,
yine evde oturan kad›nlar›n yanan
ateflleri daha da harlamak için damlardan kanepe, odun vb. malzemeleri
atarak destek olmalar›, biber gaz›n›n
etkisini azaltmak için kad›nlar›n eylemcilere limon yetifltirmesi bizleri
oldukça coflkuland›rd›. Çat›flmalar akflama kadar sürdü.
Amed’in birçok bölgesinde süren
çat›flmalar›n yan› s›ra Dicle Üniversitesi’nde de Erdo¤an’›n gelmesine iliflkin ders boykotlar› yap›ld›. Erdo¤an’›n konuflmas› s›ras›nda yüzü maskeli bir gurup Fen-Edebiyat Fakültesi’nin baz› bölümlere molotof kokteyli atarak eylem gerçeklefltirdi. Erdo¤an’a protesto gösterilerinden biri de ö¤retim görevlileri taraf›ndan
gerçeklefltirildi. Yaklafl›k 70 civar›nda
ö¤retim görevlisi Erdo¤an’›n konuflmas› s›ras›nda salonu terk ederek,
d›flar›da bir aç›klama yapt›.
(Amed YDG)
Çukurova
Mersin’in birçok mahallesinde esnaf kepenk kapatma eylemi gerçeklefltirirken Demirtafl, Yenipazar,
Gündo¤du, fievket Sümer gibi mahallelerde zaman zaman çat›flmalar da
yafland›. Günefl ve Yenipazar Mahallelerinde 50 kifli gözalt›na al›nd›. Çat›flmalar esnas›nda 14 yafl›nda bir çocuk polis taraf›ndan dövüldü. A¤›r
yaralanan Ferhat Çiçek hastaneye
kald›r›ld›.
Adana’da da gündüz saatlerinde
Gülbahçe Mahallesi’nde bafllayan
gösterilere polis sert bir flekilde sald›rd›. Sald›r› ve engelleme çabalar›n›n
ard›ndan bafllayan çat›flmalarda iki kifli gözalt›na al›nd›. fiakirpafla Mahallesi’nde ise biraraya gelen yüzlerce kifli yürüyüfl düzenledi. Yürüyüfle polisin panzer ve akrepler eflli¤inde sald›rmas› sonucu bafllayan çat›flmalar
uzun süre devam etti. Eylemde göstericilere onlarca gaz bombas› at›l›rken, göstericiler ise polisi molotofkokteyli ve tafl ya¤muruna tuttu.
Da¤l›o¤lu, Barbaros, Yenibey Mahallelerinde ise biraya gelen yüzlerce
kifli yürüyüfl düzenlemek istedi. Mahallelerdeki birçok noktada atefller
yak›l›rken, barikatlar kuruldu. Yürüyüfllere polisin müdahalesi ard›ndan
mahallelerde çat›flmalar yafland›.
‹zmir
‹zmir Valili¤i’nin 26 Ekim günü
Gündo¤du Meydan›’nda yap›lmak istenen “Halklar›n kardeflli¤i ve demokrasi mitingi”ni çeflitli bahaneler gösterip bir ay süre ile erteleme karar› alarak yasaklamas› üzerine miting ayn›
gün Konak Sümerbank önünde yap›-
lacak bir bas›n aç›klamas›na çevrildi.
Kitle, demir parmakl›klar ile çevrilmifl
Sümerbank önünde topland›. Eylemde DTP Urfa Milletvekili ‹brahim Binici, DTP Bitlis milletvekili Nezir Karabafl söz ald›. Ard›ndan bas›n aç›klamas›n› düzenleyen kurumlar ad›na haz›rlanan ortak metin okundu.
Çankaya’n›n hemen hemen her
yerinde yo¤un bir flekilde y›¤›nak yapan polis, bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndan toplu bir flekilde alan›
terk eden kitleye slogan at›ld›¤› gerekçesiyle sald›rd›. Çevik Kuvvet polislerinin yan›nda sivil polislerin bile
ellerinde coplarla sokak bafllar›n› tuttu¤u eylemde 9 kifli gözalt›na al›nd›,
kafas›ndan ve vücudunun çeflitli yerlerinden yaralananlar oldu.
DTP, Partizan, BDP, Al›nteri,
ESP, SDP, EMEP, ÖDP, Ege 78’liler, ‹zmir Alevi-Der, Köz ve D‹P Giriflimi taraf›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›na Mücadele Birli¤i Platformu ve
Kald›raç da destek verdi. Eylemde
“Ege’de militarizme, ›rkç›l›¤a,
linç kültürüne, flovenizme geçit
vermeyece¤iz” pankart› aç›ld›.
Mardin
Mardin’de ve bütün ilçelerinde aya¤a kalkan halk protesto gösterileriyle olaya taraf olduklar›n› gösterdi. K›z›ltepe’de 19 Ekim 2008’de kitlesel bir yürüyüfl ile Öcalan’a yap›lan iflkence protesto etti. Kitle “TC flafl›rma bizi da¤a ç›karma” vb. sloganlar ile DTP K›z›ltepe ‹lçe binas› önünden
yürüyüfle geçerek AKP ilçe binas›na kadar yürüdü.
As›l infial ise tüm bölgede 21 Ekim 2008 tarihinde yafland›. Erdo¤an’›n
Amed’e gelece¤i gün tüm halk aya¤a kalkt›. K›z›ltepe’de esnaflar kepenk
açmad›, kontaklar kapand› ve ö¤renciler okulu boykot etti. Genifl “güvenlik” önlemlerinin al›nd›¤› ilçede birçok yerde eylemcilerle polis çat›flt›. Daha sonraki günlerde ise gözalt› furyas› bafllad›.
(Mardin YDG)
Sare Dersim serdare hukmat T. Erdo¤an protesto kerd?
Asme payizewerte ra roze
semede (25.10.2008) serdare
hukmat Tayyip Erdo¤an ama
suke Dersim Dersim’de o ki
nêama, her coe de esker panzer helikopter dorme mamiki
guret Roze Yene (24.10.2008)
de nejdia mamekiede perodayis vejiya helikopter wutera fli
heti dewura gaxmut milura
bombe est. tayyipki nêama no
hadisa sewa yenide veja no hadisera tepe dersimde oltac onca ama je 12 Eylül her cae de
esker poles esti bi roze seme’de.
Sare Dersim, zonenoki serdare hukmat Tayyip yeno Dersim, gome Dersim veng da vake bêri no serokvezir AKP porotesto b›ker›me ç›ke AKP
meseliyi Alewi, Kurd ser key ki
amo hukmat hata n›ka eve inkâr ra fli sare Dersim T›rk›-
ye’de zounao ç›ke hem komiya
xo zone xo itiqate xo zouneu
hem ki her waxt lewe çehepcune dero.
Saate 11 (des ju) de komelune Partizan, HKM, Halk
Cephesi, ESP, DHP, EMEP,
E¤itim-Sen,
D‹SK/Genel‹fl, ama telewe DTP zouna caede bi, DTP protesto xo en
zof sevete ‹mrali, Öcalan ser
kerd. Hama axiri no komelu
sere çarsiy bne hard de ama
telewe pankar u doviz kerd ra,
protesto s›fte bi naara tepe fliine soqa¤a huner uzara fli veri
partiye AKP çelenge flae ard,
berd çeveri AKP no ro. Uzade
name sare dersim’ra s›fte serdore DTP d›ma ki Hüseyin
Tunç, hurindie komeline puti
ra qeseykerd. Protesto de hazar (1000) ison est bi. Teyene
slegen›, sare dersim est.
AKP, sereniye 2002’ra hata
n›ka hukmattaro AKP sevete
demokrasi thoo nêkerd, qe
gam nêest.
Tayyip Erdo¤an vano “hukmati ma Dersim re phoflt da c›,
mektep v›rast, benden v›rast.
Tayyip Erdo¤an, hukmati tu nî
v›rest hama ç›nayra v›rast. hukmati tu, mektevi eve asimilasyon ra keni ra, p›rde sevete eskerire v›razeni, bendan ki seveta peyene ma v›raneni.
Bendan ki v›rast, Dersim
m›reno, bendan fermana merdime mao. Hukmati çhemi
Munzur u p›limori’de hot tene
vazeno li bendan b›v›razo eke
bendani inu qedi, Dersim ki
qedino ç›ke çhemi munzur u
p›limori wefliya mao. Wefli ma
ki bendan ra xeneq›no, ma ki
xenekimi.
Sare Dersim, bendan nê-
wazeni. Sevate bendan hukmati AKP, wazenoki Dersim wetera wedaru. Ne ruvel ra sare
Dersim AKP protesto kerd veri bone AKP’de z›rça “munzur’de benden nêwazemi”
Her qom zone xo re esto. zone maki beno v›nd. Qomiya ma
ki beno vind ma k›rmanc›me,
zone ma k›rmanckiya. No ruvel ra ma, wazeme ki mektevu
de domone Dersim zone xo ra
b›wano. Sare Dersim elewiyo
çe cem’de ivadeti xo ane huren. Çe cem, hukmate AKP
hem nasnikeno hem ki welati
elewi Dersim’ra yeno. Sare
Dersim; kamiye xo ra, zone xo
ra, welati xo ra wayir vejiye.
Endi beso va, hukmati AKP’re.
Hukmati AKP hen b›zono
ki “Dersim re sefer beno
zafer nêbeno.”
(Karkere-Dew›z/Dersim)

Benzer belgeler