ziraat fakültesi dergisi - Gaziosmanpaşa Üniversitesi

Transkript

ziraat fakültesi dergisi - Gaziosmanpaşa Üniversitesi
GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ
ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
Journal of the Agricultural Faculty
of Gaziosmanpasa University
ISSN: 1300 – 2910
CİLT: 24
SAYI: 1
YIL: 2007
Sahibi
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Adına
Prof.Dr. Kadir SALTALI
Dekan
Yayın Kurulu
Prof.Dr. Kemal ESENGÜN
Prof.Dr. Sabri GÖKMEN
Prof.Dr. Gazanfer ERGÜNEŞ
Doç.Dr. Zeliha YILDIRIM
Yrd.Doç.Dr. Metin SEZER
Yayına Hazırlayan
Yrd.Doç.Dr. Murat SAYILI
BU SAYIDA HAKEMLİK YAPAN BİLİM ADAMLARI
Prof.Dr. Bahri KARLI
Prof.Dr. Fikret DEMİR
Prof.Dr. Hasan YILMAZ
Prof.Dr. İbrahim YILDIRIM
Prof.Dr. Kamuran GÜÇLÜ
Prof.Dr. Metin GÜNER
Prof.Dr. Osman KARKACIER
Prof.Dr. Ö.Faruk TAŞER
Prof.Dr. Sabri GÖKMEN
Prof.Dr. Serra HEPAKSOY
Prof.Dr. Yaşar AKÇAY
Doç.Dr. Ahmet YILDIRIM
Doç.Dr. M.Ali SAKİN
Doç.Dr. M.Emin BARIŞ
Doç.Dr. Resul GERÇEKÇİOĞLU
Doç.Dr. Sibel Göktaş MANSUROĞLU
Doç.Dr. Vedat CEYHAN
Doç.Dr. Yakup ÖZKAN
Yrd.Doç.Dr. Halil KIZILASLAN
Yrd.Doç.Dr. Metin AKAY
Yrd.Doç.Dr. Murat SAYILI
Yazışma Adresi
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanlığı
(Yayın Kurulu Başkanlığı)
60240 Taşlıçiftlik Yerleşkesi – TOKAT
Dizgi ve Baskı: GOÜ Matbaası, 60240 Taşlıçiftlik Yerleşkesi - TOKAT
GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ
YAYIN VE YAZIM KURALLARI
A. YAYIN KURALLARI
1. GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisinde, tarım bilimleri alanında öncelikle orijinal araştırmalar ile
özgün derlemeler, kısa bildiri ve editöre mektup türünde Türkçe ve İngilizce yazılar yayınlanır.
2. Yapılan çalışma bir kurum/kuruluş tarafından desteklenmiş ya da doktora/yüksek lisans tezinden
hazırlanmış ise, bu durum ilk sayfanın altında dipnot olarak verilmelidir.
3. İlk başvuruda eser, biri orijinal ve üçü yazar isimsiz olmak üzere toplam dört kopya halinde,
imzalanmış “Telif Hakkı Devri Formu’’ ile birlikte Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Yayın Kurulu Başkanlığı’na gönderilmelidir.
4. Hakemler tarafından yayınlanmaya değer bulunan ve son düzeltmeleri yapılarak basılmak üzere
yayın kuruluna teslim edilen makalelerin basım ücreti ve posta giderleri makale sahiplerinden
alınır. Bu ödeme yapılmadan makalelerin son şekli teslim alınmaz ve basım işlemlerine geçilmez.
5. Basımına karar verilen ve düzeltme için yazarına gönderilen eserde, ekleme veya çıkartma
yapılamaz.
6. Yayına kabul edilen makalelerin son şekli, bir disket ile birlikte bir nüsha halinde
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın Kurulu Başkanlığına iletilir. Yayın süreci
tamamlanan eserler geliş tarihi esas alınarak yayınlanır.Yayınlanmayan yazılar iade edilmez.
7. Bir yazarın derginin aynı sayısında ilk isim olarak bir, ikinci ve diğer isim sırasında iki olmak
üzere en fazla üç eseri basılabilir.
8. Dergide yayınlanan eserin yazarına 10 (on) adet ücretsiz ayrı baskı verilir.
9. Yayınlanan makalelerdeki her türlü sorumluluk yazar(lar)ına aittir.
10. Hakemlere gönderilme aşamasından sonra iki defa makalesini geri çeken araştırıcıların
makaleleri bir daha dergide yayınlanmaz.
11. Yukarıda belirtilen kurallara uymayan eserler değerlendirmeye alınmaz.
12. Hazırlanan makaleler, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi Yayın Kurulu
Başkanlığı, 60250 TOKAT adresine gönderilmelidir.
B. YAZIM KURALLARI
1. Dergiye gönderilecek eser, A4 (210 x 297 mm) boyutundaki birinci hamur kağıda üst 3.5, alt 2.5,
sol 3.0, sağ 2.5 ve cilt payı 0 cm olacak şekilde, makale başlığı, yazar ad ve adresleri, özet, abstract,
anahtar kelimeler ve keywords bölümleri tek sütun halinde; metin ve kaynaklar bölümü ise ortada
0,5 cm boşluk bırakılarak 7,5 cm’lik iki sütun halinde hazırlanmalıdır. Makaleler, Word 7 kelime
işlemcide, Times New Roman yazı tipinde ve tek satır aralığı ile yazılmalı ve makale toplam 10
sayfayı geçmemelidir.
2. Makale başlığı (Türkçe ve İngilizce) kısa ve konuyu kapsayacak şekilde olmalı, kelimelerin baş
harfi büyük olmak üzere küçük harflerle, 13 punto ve bold olarak yazılmalıdır. Yazar adları makale
başlığından sonra bir satır boş bırakılarak 11 punto ile kelimelerin baş harfi büyük olacak şekilde
yazılmalıdır. Yazar adları ortalı yerleştirilmeli ve ünvan kullanılmamalıdır. Adresler kelimelerin ilk
harfi büyük olacak şekilde adların hemen altında ortalı olarak 10 punto olarak yazılmalıdır.
Makalelerin metin bölümlerindeki ana başlıklar ile alt başlıklar numaralandırılmalıdır (1. Giriş,
2. Materyal ve Metot, 3. Bulgular ve Tartışma, 3.1. Tane Verimi vb.).
Başlıklar paragraf başından başlamalı, kelimelerin ilk harfi büyük olmak üzere küçük harfle
yazılmalıdır. Tüm başlıklar bold olmalıdır. Başlıklarda üstten bir satır boş bırakılmalıdır. Parağraf
girintisi 0.75 cm olmalıdır.
3. Dergiye gönderilecek eser özet, abstract, giriş, materyal ve metot, bulgular ve tartışma, sonuç,
teşekkür (gerekirse) ve kaynaklar bölümlerinden oluşmalıdır. Makalelerin metin bölümleri tek satır
aralığında ve 11 punto olarak yazılmalıdır.
4. Özet ve abstract 200 kelimeyi geçmeyecek şekilde 10 punto ve bir aralık ile yazılmalıdır. Türkçe
yazılan makalelerde İngilizce, İngilizce yazılan makalelerde de Türkçe özetin başına eserin başlığı
aynı dilden yazılmalıdır. Beş kelimeyi geçmeyecek şekilde Türkçe özetin altına anahtar
kelimeler, İngilizce özetin altına da keywords yazılmalıdır.
5. Eserde yararlanılan kaynaklar metin içinde yazar ve yıl esasına göre verilmelidir. Üç veya daha
fazla yazarlı kaynaklara yapılacak atıflarda makale Türkçe ise ‘ark.’, İngilizce ise ‘et al.’
kısaltması kullanılmalıdır. Aynı yerde birden fazla kaynağa atıf yapılacaksa, kaynaklar tarih
sırasına göre verilmelidir. Aynı yazarın aynı tarihli birden fazla eserine atıfta bulunulacaksa, yıla
bitişik biçimde ‘a, b’ şeklinde harflendirme yapılmalıdır. Yararlanılan eserlerin tümü ‘Kaynaklar’
başlığı altında alfabetik sıraya göre numarasız ve 9 punto olarak verilmelidir.
Yararlanılan kaynak makale ise;
Avcı, M., 1999. Arazi Toplulaştırmasında Blok Öncelik Metodunu Esas Alan Yeni
Dağıtım Modeline Yönelik Bir Yaklaşım. Türk Tarım ve Ormancılık Dergisi, 23, 451-457.
Yararlanılan kaynak kitap ise;
Düzgüneş, O., Kesici, T., Kavuncu, O., ve Gürbüz, F., 1987. Araştırma ve Deneme
Metotları (İstatistik Metotları II). Ankara Üniv. Zir. Fak. Yay. No. 1021, 381 s., Ankara.
Yararlanılan kaynak kitaptan bir bölüm ise;
Ziegler, K.E. and Ashman, B., 1994. Popcorn. in: Specialty Corns. Edited Arnel R.
Hallauer. Publ. By the CRS Press, 189-223.
Yararlanılan kaynak bildiri ise;
Uzun, G., 1992. Türkiye’de Süs Bitkileri Fidanlığı Üzerinde Bir Araştırma. Türkiye I.
Ulusal Bahçe Bitkileri Kongresi, 13-16 Ekim 1992, İzmir, Cilt 2: 623-628.
Anonim ise;
Anonim, 1993. Tarım istatistikleri Özeti. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik
Enstitüsü,Yayın No:1579, Ankara.
İnternet ortamından alınmışsa;
http://www.newscientist.com/ns/980228/features.html
olarak verilmelidir.
6. Çizelge halinde olmayan tüm görüntüler (fotoğraf, çizim, diyagram, grafik, harita vb.) şekil
olarak adlandırılmalı ve ardışık biçimde numaralandırılmalıdır. Her bir çizelge ve şekil metin
içinde uygun yerlere yerleştirilmeli, açıklama yazılarıyla bir bütün sayılıp üst ve altlarında bir satır
boşluk bırakılmalıdır.
Şekil ve çizelgeler iki veya tek sütun halinde verilebilir. Ancak genişlikleri, tek sütun
kullanılması halinde 15 cm’den, iki sütun olması durumunda ise 7.5 cm’den fazla olmamalıdır.
Şekil ve çizelge adları şekillerin altına, çizelgelerin ise üstüne, ilk kelimelerin baş harfi büyük
olacak şekilde küçük harf ve 9 punto ile yazılmalıdır. Çizelge ve şekil içerikleri en fazla 9 punto,
varsa altlarındaki açıklamalar 8 punto olmalıdır.
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
Bahçe Bitkileri Bölümü
Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve
Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi……………………………………………………………..
Y.EDİZER, T.BEKAR
1
Peyzaj Mimarlığı Bölümü
Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği…………
M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN
9
Tarım Makineleri Bölümü
Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi
E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU
19
Tarla Bitkileri Bölümü
Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi……
O.DÜZDEMİR, C.AKDAĞ
27
Tarım Ekonomisi Bölümü
Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı……………………………………………………..
A.YULAFÇI
35
Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri……………….
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
43
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik
Analizi………………………………………………………………………………………………….
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
51
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun
Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması……………………………………….
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
63
GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 1-8
Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.)
Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi
Yemliha Edizer
Tuba Bekar
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, 60240, Tokat
Özet: Bu araştırma, 2004-2005 yıllarında Tokat Merkez ilçede yetiştirilen 10 yerli elma çeşidinin (Tavar,
Yağlıkızıl, Arapkızı, Elifli, Demir, Yer Elması, Ekşi Elma, Gelin Elma, Alyanak ve Pehrizoğlu), fenolojik ve
pomolojik özelliklerinin belirlenmesi ve çeşitlerin genetik kaynak olarak korunması amacıyla yapılmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre; çeşitlerde tam çiçeklenme 9- 25 Nisan tarihleri arasında, meyvelerin
olgunlaşması 26 Temmuz- 25 Eylül tarihleri arasında olmuştur. Çeşitlerin ortalama meyve ağırlıkları 48 g
(Yer elması)-311 g (Alyanak ); suda çözünebilir kuru madde miktarı %9 (Arapkızı)- %16 (Gelin elma) ile
titre edilebilir asitlik ise 4,02 g/l (Yer Elması)-10.72 g/l (Tavar) arasında saptanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Tokat yöresi, pomoloji, fenoloji, yerel elma çeşitleri
Determination Phenological and Pomological Characteristics of Some Local
Apple (Malus communis L.) Cultivars Grown in Tokat Province
Abstract: This study was carried out on 10 local apple cultivars (Tavar, Yaglikizil, Arapkizi, Elifli, Demir,
Yer Elmasi, Eksi Elma, Gelin Elma, Alyanak ve Pehrizoglu) in the central province of Tokat, Turkey, in
2004 and 2005. The aims of the study were to determine the phenological and pomological characteristics
and to protect these cultivars as genetical sources. According to observations, the full blooming occured
between April 9th and April 25th and the fruits were harvested between July 26th and September 25th in all
cultivars. The average fruit weights were between 48 (for Yer Elmasi) and 311 g (for Alyanak). Average total
soluble solid ranged between 9 (for Arapkizi) and 16 % (for Gelin) while the highest of titrable acidity was
observed between 4,02 g/l in Yer Elmasi cultivar and 10,72 g/l in Tavar cultivar.
Key words: Tokat region, pomology, phenology, local apple cultıvars.
1. Giriş
Ülkemiz diğer tarım ürünlerinde olduğu
gibi meyvecilik yönünden de gen merkezi
durumunda olup, birçok meyve tür ve çeşidi
bakımından oldukça zengindir (Özbek, 1978).
Birçok meyve türünün anavatanı olan veya
anavatanları arasında yer alan ülkemiz, elmanın
da anavatanları arasında gösterilmektedir
(Ülkümen, 1938; Özbek, 1978).
Dünya üzerinde sekiz ayrı anavatan
bölgesi (gen merkezi) belirlenmiştir. Bu
anavatan bölgelerinden Çin, Orta Asya ve
Yakın Doğu elmanın gen merkezi olarak
gösterilmektedir. Bu gen merkezlerine, değişik
tür ve çeşitlerin yayılma alanını teşkil eden
Kuzey Amerika’yı da eklemek mümkündür
(Özbek, 1978).
Türkiye’de Kuzey Anadolu ile İç Anadolu
arasındaki geçit bölgede yer alan Kocaeli,
Kastamonu, Amasya, Tokat; Güney Anadolu ile
İç Anadolu Bölgesi arasındaki geçit bölgede yer
alan Isparta, Burdur, Denizli; Marmara
Bölgesinde yer alan Bursa, Balıkesir ve
Çanakkale; kurak iklime sahip olan İç Anadolu
Bölgesinde bulunan Karaman, Niğde, Nevşehir,
Konya Ereğlisi’nin dere, ırmak ve göl
kenarlarında ve vadilerde özel iklim koşulları
altında, kültürel önlemlerin yardımı ile elma
yetiştiriciliği yapılmaktadır (Özçağıran ve ark.,
2004).
Dünyada elmanın da içinde yer aldığı
yumuşak çekirdekli meyve türlerinin üretim
alanı 7 287 210 ha olup, 75 315 918 ton’luk
üretimi vardır. Elma 5 428 069 ha’lık alanda ve
57 938 065 ton’luk üretimiyle grup içerisinde
%76.93’lük oranı ile birinci sırayı alırken,
dünya meyve üretimi içerisindeki payı %
9.48’dir. Bu oranıyla dünyada en fazla üretilen
meyve türleri içerisinde Yağlık Palmiye
sayılmazsa elma dördüncü sırada yer alır.
Dünyada en fazla elma üretiminin yapıldığı
ülkeler; Çin, A.B.D., Fransa, İran, Polonya ve
Türkiye’dir (Anonim, 2004).
Türkiye’nin 2003 yılı elma üretimi
2 500 000 ton ve üretim alanı 108 600 ha’dır.
Yumuşak çekirdekliler üretimimizin %
83.89’unu elma oluşturur (Anonim, 2004).
2004 yılında 2 300 000 ton üretim ve 108 900
ha alan; 2005 yılında ise 2 550 000 ton üretim
Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik
Özelliklerinin Belirlenmesi
ve 116 551 ha alan olarak gerçekleşmiştir. 2005
yılı Türkiye elma ihracatı 29 752 ton, ithalatı
ise 3 461 ton olarak gerçekleşmiştir (Anonim,
2006).
Geniş bir meyvecilik kültürüne sahip
ülkemizde, yürütülen pomolojik çalışmalar
sayesinde
çeşitlerin
değerleri
ortaya
çıkarılmaktadır.
Ülkemizde
yetiştirilen
çeşitlerin
tamamı
pomolojik
yönden
incelenememiş, bu nedenle yerel çeşitlerin
değerleri ortaya konulamamıştır (Akça ve Şen,
1990a).
Bu çalışmada, birçok ılıman iklim meyve
türünün gen kaynağı konumunda olan Tokat
ilinde uzun yıllardır yetiştiriciliği yapılan yerel
elma çeşitlerinin bazı fenolojik ve pomolojik
özelliklerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Diğer
yandan, meyvecilik kültürü çok eski olan
Tokat’ta eski bağ evlerinin bahçelerinde
bulunan yerel meyve çeşitleri bu alanların imara
açılmasına bağlı olarak hızlı bir şekilde
kaybolmaktadır. Bu bağ evlerinde yaşamayı bir
kültür haline getiren, Tokat il merkezinde
birçok meyve türünde olduğu gibi elma türünün
de yerel çeşitleri bulunmaktadır. Eski
bahçelerde kaybolmaya yüz tutmuş bulunan
çeşitleri tesbit etmek, bunları deneme materyali
olarak kullanmak ve genetik kaynak olarak
korumak da amaçlarımız arasındadır.
2. Materyal ve Yöntem
2.1. Materyal
Tokat ili Merkez ilçede bulunan yerel elma
çeşitlerinden olan Tavar, Yağlıkızıl, Arapkızı,
Elifli, Demir, Yer Elması, Ekşi Elma, Gelin
Elma, Alyanak ve Pehrizoğlu çeşidi çalışmanın
materyalini oluşturmuş ve araştırma 2004-2005
yıllarında üretici bahçelerinde yürütülmüştür.
Araştırmanın yürütüldüğü yıllardaki iklim
verileri Çizelge 1 ve 2’de; çeşitlerin
meyvelerine ait resimler ise Şekil 1-10’da
verilmiştir.
Çizelge 1. Köy Hizmetleri Tokat Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Meteoroloji İstasyonu 2004 yılına ait iklim elemanları
Meteorolojik Veriler
AYLAR
Ortalama
Maksimum
Minimum
Yağış
Buharlaşma
Nisbi Nem
Sıcaklık (ºC)
Sıcaklık (ºC)
Sıcaklık (ºC)
(mm)
(mm)
(%)
I
2,4
14,4
-21,1
38,0
80,7
II
3,5
23,3
-11,4
26,6
78,8
III
7,3
26,6
-8,8
59,6
72,2
IV
11,3
30,5
-8,3
32,0
4,3
65,2
V
14,9
31,1
0,7
48,0
66,5
74,2
VI
18,7
32,4
6,5
27,2
40,5
78,6
VII
20,6
36,2
7,0
0,4
181,6
68,0
VIII
21,9
36,4
9,9
4,8
130,3
73,6
IX
16,8
33,3
1,1
0,0
89,6
72,8
X
13,2
22,8
-1,4
0,4
76,4
XI
6,8
23,5
-10,4
1,6
82,8
XII
1,7
18,7
-11,6
4,2
87,5
YILLIK
11,6
36,4
-21,1
242,8
512,8
75,9
Çizelge 2. Köy Hizmetleri Tokat Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Meteoroloji İstasyonu 2005 yılına ait iklim elemanları
Meteorolojik Veriler
Ortalama
Maksimum
Minimum
Yağış
Buharlaşma
Nisbi Nem
AYLAR
Sıcaklık (ºC)
Sıcaklık (ºC)
Sıcaklık (ºC)
(mm)
(mm)
(%)
I
3,7
16,7
-10,9
37,2
79,3
II
4,1
16,8
-11,1
35,6
72,1
III
6,6
21,6
-5,7
109,2
76,8
IV
12,3
28,6
-3,6
67,0
76,2
70,5
V
15,2
32,9
0,9
87,6
132,5
83,0
VI
17,9
32,1
5,2
35,2
138,6
75,1
VII
22,6
37,8
9,8
15,6
179,2
68,8
VIII
23,4
38,3
10,4
6,8
153,3
66,3
IX
17,7
32,2
4,8
17,2
7,9
75,4
X
10,9
27,7
-2,1
44,2
87,3
XI
5,9
21,0
-5,4
9,4
89,4
XII
2,3
18,2
-10,7
30,9
84,6
YILLIK
11,8
38,3
-11,1
495,9
687,7
77,4
2
Y.EDİZER, T.BEKAR
Şekil 1. Tavar elma çeşidinin meyve görünümü
Şekil 2. Yağlıkızıl elma çeşidinin meyve görünümü
Şekil 3. Arapkızı elma çeşidinin meyve görünümü
Şekil 4. Elifli elma çeşidinin meyve görünümü
Şekil 5. Demir elma çeşidinin meyve görünümü
Şekil 6. Yer elması çeşidinin meyve görünümü
3
Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik
Özelliklerinin Belirlenmesi
Şekil 7. Ekşi elma çeşidinin meyve görünümü
Şekil 9. Alyanak elma çeşidinin meyve görünümü
2.2. Yöntem
Tomurcukların kabarması, çiçeklenme
başlangıcı, tam çiçeklenme zamanı, çiçeklenme
sonu, tam çiçeklenmeden hasat tarihine kadar
geçen gün sayısı, hasat tarihi, yaprak döküm
tarihi gibi fenolojik özellikler Güleryüz ve
Erçişli (1997), Özçağıran (1978), Akça ve Şen
(1990a), Büyükyılmaz ve ark. (1983), Onur
(1977)’dan yararlanılarak belirlenmiştir.
Meyve ağırlığı, meyve eni ve boyu, meyve
sapı uzunluğu ve çapı, sap çukuru ile çiçek
çukuru genişliği ve derinliği, çekirdek evinin
genişliği ve uzunluğu, tohum sayısı, tohum
ağırlığı, meyve yoğunluğu, şekil indeksi, meyve
zemin ve et rengi, meyve eti sertliği gibi
pomolojik özellikler Oğuz ve Aşkın (1993),
Özbek (1977), Büyükyılmaz ve ark. (1994),
4
Şekil 8. Gelin elma çeşidinin meyve görünümü
Şekil 10. Pehrizoğlu elma çeşidinin meyve görünümü
Akça ve Şen (1990b), Karaçalı (1990),
Westwood
(1978)’dan
yararlanılarak
belirlenmiştir.
Kimyasal özelliklerden suda çözünebilir
kuru madde miktarı (Anonim, 1986), titre
edilebilir asitlik (Anonim, 1972) ve pH tayini
(Cemeroğlu, 1976; Anonim, 1973) yapılmıştır.
Yapılan
gözlem
ve
ölçümler
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Laboratuarında değerlendirilmiştir.
Ayrıca çeşitler; meyve ağırlığı, meyve eni
(çap), meyve eti sertliği, suda çözünebilir kuru
madde ve titre edilebilir asitlik değerleri
bakımından tartılı derecelendirme yapılarak
kıyaslanmış ve üç sınıfa ayrılmıştır.
Y.EDİZER, T.BEKAR
3. Bulgular ve Tartışma
Çalışmaya esas olan yerel çeşitlere ait
fenolojik özellikler Çizelge 3’te, pomolojik
özellikler ise Çizelge 4’te ayrıntılı olarak
verilmiştir.
İncelenen çeşitlerde; çiçeklenmeye ait
fenolojik özellikler
bakımından,
yazlık
çeşitlerin güzlük çeşitlere göre erken
çiçeklendiği ancak yazlık ve güzlük çeşitlerin
kendi aralarında önemli bir farklılık olmadığı
gözlenmiştir. En erken çiçeklenme Yer elması
çeşidinde, en geç çiçeklenme Ekşi elma
çeşidinde gerçekleşmiş diğerleri bu iki çeşit
arasında yer almıştır. Çiçeklenme periyodu 710
gün
arasında
değişmiştir.
Tam
çiçeklenmeden hasat tarihine kadar geçen gün
sayısının, en fazla 159 gün ile Gelin elma
çeşidinde, en az 106 gün ile Alyanak çeşidinde
olduğu tesbit edilmiştir (Çizelge 3). Bu süreler,
özellikle ekoloji ve sıcaklığa bağlı olarak
değişebilmektedir. Örneğin, Djouvinov (2003),
Bulgaristan ekolojik koşullarında, Coop 12 ve
Florina elma çeşitleri için tam çiçeklenmeden
hasat tarihine kadar geçen gün sayılarını,
vegatasyon süresince ortalama olarak ölçülen
20,3-21,1 ºC’ler arasında, sırasıyla 87,8 ve155,8
gün olarak gözlemiştir. Güleryüz ve Ülkümen
(1972) ise Erzincan’da yürüttükleri çalışmada,
yazlık çeşitlerin çiçeklenmeden ağaç olumuna
94-109 günde, kışlık çeşitlerin 143-165 günde,
güzlük çeşitlerin 124-136 günde geldiklerini
tesbit etmişlerdir. Görüldüğü gibi çeşitlerin
özelliklerine göre tam çiçeklenmeden hasat
tarihine kadar geçen gün sayısı farklılık
göstermektedir.
Çizelge 3. Yerel elma çeşitlerinin fenolojik özellikleri
Yapılan Fenolojik Gözlemler
ÇEŞİTLER
T.K.T.
Ç.B.T.
T.Ç.Z.
Ç.S.T.
T.Ç.H.T.K.G.G.S.
Tavar
22.03.05
09.04.05
14.04.05
19.04.05
157
Yağlıkızıl
22.03.05
12.04.05
16.04.05
21.04.05
155
Arapkızı
22.03.05
10.04.05
14.04.05
18.04.05
157
Elifli
22.03.05
09.04.05
14.04.05
19.04.05
157
Demir
28.03.05
11.04.05
16.04.05
21.04.05
155
Yer elması
18.03.05
05.04.05
09.04.05
13.04.05
108
Ekşi elma
27.03.05
18.04.05
21.04.05
25.04.05
150
Gelin elma
22.03.05
07.04.05
12.04.05
15.04.05
159
Alyanak
24.03.05
08.04.05
11.04.05
18.04.05
106
Pehrizoğlu
25.03.05
11.04.05
15.04.05
20.04.05
151
H.T.
18.09.05
18.09.05
18.09.05
18.09.05
18.09.05
26.07.05
18.09.05
18.09.05
26.07.05
18.09.05
Y.D.T
25.11.05
20.11.05
22.11.05
15.11.05
20.11.05
10.11.05
17.11.05
13.11.05
12.11.05
20.11.05
T.K.T.: Tomurcukların Kabarma Tarihi, Ç.B.T.: Çiçeklenme Başlangıcı Tarihi, T.Ç.Z.: Tam Çiçeklenme Zamanı, Ç.S.T.: Çiçeklenme Sonu Tarihi,
T.Ç.H.T.K.G.G.S.: Tam Çiçeklenmeden Hasat Tarihine Kadar Geçen Gün Sayısı, H.T.: Hasat Tarihi, Y.D.T.: Yaprak Döküm Tarihi,
Çizelge 4. Yerel elma çeşitlerinin pomolojik özellikleri
Yapılan Pomolojik
Çalışmalar
Tavar
Yağlıkızıl
M.A. (g)
210,87±29,53
151,54±12,73
M.H. (cm3)
204,50±30,04
146,50±12,03
M.Y. (g/cm3)
1,03±0,02
1,04±0,03
M.E. (mm)
87,38±5,12
74,93±2,20
M.B. (mm)
67,41±3,99
61,84±2,45
Ş.İ.
0,77±0,02
0,82±0,03
M.E.S. (libre)
19,46±1,47
15,88±0,63
M.S.U. (mm)
21,22±2,71
20,18±3,80
M.S.Ç. (mm)
2,65±0,48
2,38±0,18
S.Ç.G. (mm)
37,62±3,59
31,23±2,00
S.Ç.D. (mm)
18,09±1,96
15,99±2,26
Çiç.Ç.G. (mm)
31,33±2,70
26,53±4,16
Çiç.Ç.D. (mm)
14,41±3,45
16,17±1,90
Çek.E.G. (mm)
22,45±2,95
17,41±1,90
Çek.E.U. (mm)
17,67±2,32
17,65±1,72
Toh.S.
7,70±4,32
7,20±1,48
Toh.A. (g)
0,15±0,21
0,37±0,08
ÇEŞİTLER
Arapkızı
183,42±15,36
183,00±17,51
0,93±0,22
79,21±2,23
63,50±3,90
0,80±0,05
21,90±1,81
23,27±4,29
2,52±0,26
32,85±2,74
14,48±1,22
29,17±2,17
16,24±1,51
19,87±3,34
17,33±2,56
6,60±3,95
0,41±0,23
Elifli
142,63±10,70
140,00±10,80
1,02±0,01
68,93±2,77
67,31±3,71
0,98±0,05
21,84±1,35
18,41±2,77
2,98±0,37
29,08±1,32
14,44±1,48
22,92±0,81
12,07±2,58
16,26±1,83
17,80±2,17
7,20±1,87
0,36±0,08
Demir
99,39±7,22
98,50±7,09
1,01±0,03
58,42±1,57
63,61±1,96
1,09±0,04
21,66±1,87
18,18±1,95
2,31±0,19
21,07±1,60
9,60±1,52
20,71±1,17
9,99±1,15
17,82±1,87
18,19±1,75
8,80±1,32
0,48±0,08
M.A.: Meyve Ağırlığı, M.H.: Meyve Hacmi, M.Y.: Meyve Yoğunluğu, M.E.: Meyve Eni, M.B.: Meyve Boyu, Ş.İ.: Şekil İndeksi, M.E.S.: Meyve Eti
Sertliği, M.S.U.: Meyve Sapının Uzunluğu, M.S.Ç.: Meyve Sapının Çapı, S.Ç.G.: Sap Çukuru Genişliği, S.Ç.D.: Sap Çukuru Derinliği, Çiç.Ç.G.: Çiçek
Çukuru Genişliği, Çiç.Ç.D.: Çiçek Çukuru Derinliği, Çek.E.G.: Çekirdek Evi Genişliği, Çek.E.U.: Çekirdek Evi Uzunluğu, Toh.S.: Tohum Sayısı,
Toh.A.: Tohum Ağırlığı, SÇKM: Suda Çözünebilir Kuru Madde, TA: Titre Edilebilir Asitlik
5
Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik
Özelliklerinin Belirlenmesi
Çizelge 4. (Devamı): Yerel elma çeşitlerinin pomolojik özellikleri
ÇEŞİTLER
Yapılan Pomolojik
Çalışmalar
Yer Elması
Ekşi Elma
Gelin Elma
M.A. (g)
48,03±6,74
73,98±5,66
112,86±24,93
M.H. (cm3)
48,00±5,37
69,00±5,68
111,00±25,25
M.Y. (g/cm3)
0,99±0,05
1,07±0,02
1,02±0,02
M.E. (mm)
51,77±2,64
58,70±2,04
63,99±4,84
M.B. (mm)
43,38±2,50
45,95±3,03
65,16±5,75
Ş.İ.
0,84±0,03
0,78±0,04
1,02±0,04
M.E.S. (libre)
19,62±2,93
28,15±0,53
27,68±1,11
M.S.U. (mm)
14,20±1,31
13,29±3,00
21,19±3,54
M.S.Ç. (mm)
2,66±0,33
2,81±0,57
2,42±0,33
S.Ç.G. (mm)
22,86±1,29
24,77±2,70
27,28±2,61
S.Ç.D. (mm)
10,46±3,05
8,30±0,73
15,78±2,13
Çiç.Ç.G. (mm)
17,59±2,47
16,92±3,90
21,24±1,82
Çiç.Ç.D. (mm)
10,02±1,32
6,40±0,88
12,79±1,65
Çek.E.G. (mm)
18,98±1,75
17,70±1,50
17,56±3,50
Çek.E.U. (mm)
15,23±1,12
14,92±0,85
15,65±1,26
Toh.S.
7,00±3,50
6,50±1,27
6,90±2,69
Toh.A. (g)
0,35±0,14
0,25±0,05
0,37±0,17
Alyanak
311,02±44,97
309,50±45,00
1,01±3,65
97,50±6,19
72,02±3,04
0,74±0,04
20,56±1,28
21,72±2,62
4,29±0,39
46,14±2,21
18,18±1,24
40,51±4,08
25,47±2,77
30,99±2,78
20,83±1,64
8,00±1,63
0,32±0,20
Pehrizoğlu
160,41±8,11
156,50±7,84
1,03±0,01
70,62±1,74
75,69±1,68
1,07±0,03
18,12±0,83
17,69±3,05
2,72±0,23
28,69±1,21
15,50±1,70
24,42 ±1,96
16,05±1,57
17,11±1,28
19,49±1,18
8,80±1,55
0,40±0,15
M.A.: Meyve Ağırlığı, M.H.: Meyve Hacmi, M.Y.: Meyve Yoğunluğu, M.E.: Meyve Eni, M.B.: Meyve Boyu, Ş.İ.: Şekil İndeksi, M.E.S.: Meyve Eti
Sertliği, M.S.U.: Meyve Sapının Uzunluğu, M.S.Ç.: Meyve Sapının Çapı, S.Ç.G.: Sap Çukuru Genişliği, S.Ç.D.: Sap Çukuru Derinliği, Çiç.Ç.G.: Çiçek
Çukuru Genişliği, Çiç.Ç.D.: Çiçek Çukuru Derinliği, Çek.E.G.: Çekirdek Evi Genişliği, Çek.E.U.: Çekirdek Evi Uzunluğu, Toh.S.: Tohum Sayısı,
Toh.A.: Tohum Ağırlığı, SÇKM: Suda Çözünebilir Kuru Madde, TA: Titre Edilebilir Asitlik
Bulgularımızda meyvelerin hasadına,
yazlık çeşitlerde 26 Temmuz, güzlük çeşitlerde
18 Eylül’de başlanmıştır. En erken yaprağını
döken çeşit Yer elması, en geç döken Tavar
çeşidi olmuştur (Çizelge 3).
Pomolojik özellikler bakımından, en fazla
meyve ağırlığına, meyve hacmine, meyve eni
ve boyuna sahip çeşit Alyanak (sırasıyla;
311,02 g; 309,50 cm3; 97,50 mm; 72,02 mm)
çeşidi, en az Yer Elması ( sırasıyla; 48,03 g;
48,00 cm3; 51,77 mm; 43,38 mm) çeşidi
olmuştur. Diğerleri bu iki çeşit arasında yer
almıştır (Çizelge 4). Edizer ve Güneş (1997),
Tokat
yöresinde
gözlemledikleri
elma
çeşitlerinin meyve ağırlıklarını 71,05 g (Yağlı
Kızıl) ile 218,16 g (Tavar); meyve enini 56,60
mm (Yağlı Kızıl) ile 86,30 mm (Tavar); meyve
boyunu 45,36 mm(Yağlı Kızıl) ile 72,13 mm
(Tavar) arasında belirlemişlerdir. Özkan ve
Celep (1995)’te yine Tokat yöresinde
inceledikleri Tavar, Alyanak I, Alyanak II,
Arapkızı, Gelin Elma, Yağlıkızıl ve Ekşi Elma
gibi mahalli elma çeşitlerinde meyve ağırlığını
89,26 g ile 255,67 g arasında; Oğuz ve Aşkın
(1993), Erciş’te mahalli elma çeşitleri üzerinde
yürüttükleri çalışmalarında, çeşitlerin ortalama
meyve ağırlığını 36,55-145,54 g arasında
olduğunu bildirmektedirler.
Meyve eti sertliği en fazla Ekşi Elma
(28,15 libre) çeşidi, en az Yağlıkızıl (15,88
libre) çeşidi; meyve sapının uzunluğu en fazla
6
Arapkızı (23,27 mm) çeşidi, en az Ekşi Elma
(13,29 mm) çeşidi olduğu; meyve sapının çapı,
sap çukuru genişliği ve çiçek çukuru genişliği
en fazla Alyanak (sırasıyla; 4,29 mm; 46,14
mm; 40,51 mm) çeşidi, en az Demir (sırasıyla;
2,31 mm;21,07 mm; 20,71 mm) çeşidi olduğu;
sap çukuru derinliği, çiçek çukuru derinliği ve
çekirdek evi uzunluğu en fazla Alyanak
(sırasıyla; 18,18 mm; 25,47 mm; 20,83 mm)
çeşidi, en az Ekşi Elma (sırasıyla; 8,30 mm;
6,40 mm; 14,92 mm) çeşidi olduğu
belirlenmiştir. Çekirdek evi genişliği en fazla
olan çeşit Alyanak (30,99 mm) çeşidi, en az
Elifli (16,26 mm) çeşidi; tohum sayısı en fazla
Demir ve Pehrizoğlu (8,80 adet) çeşitleri, en az
Ekşi Elma (6,50 adet) çeşidi; tohum ağırlığı
bakımından en fazla Demir (0,48 g) çeşidi, en
az Tavar (0,15g) çeşidi olduğu saptanmıştır
(Çizelge 4).
Kimyasal özellikleri bakımından, suda
çözünebilir kuru madde miktarı en fazla Gelin
Elma (%16) çeşidi, en az Arapkızı (%9) çeşidi;
pH’ı en yüksek olan çeşit Yer Elması (4,48)
çeşidi, en düşük Arapkızı (2,39) çeşidi; titre
edilebilir asitliği en fazla olan Tavar (10,72 g/l)
çeşidi, en az Yer Elması ve Gelin Elma (4,02
g/l) çeşitlerinin olduğu belirlenmiştir. Edizer ve
Güneş (1997), çeşitlerin suda çözünebilir kuru
madde miktarlarını %10,10 (Yağlı Kızıl) ile
%12,80 (Elifli) arasında; Özkan ve Celep
(1995), SÇKM miktarını %10,30 ile %14,68
Y.EDİZER, T.BEKAR
arasında ve pH’ı 2,92 ile 3.38 arasında tesbit
etmişlerdir. Şen ve ark. (1992), Ahlat’ta mahalli
elma çeşitleri üzerinde yaptıkları analizler
sonunda meyve suyunda pH 3,89 (Kışlık Ekşi
Elma V) ile 5,44 (Pamuk Elma XI) arasında ve
malik asit cinsinden titre edilebilir toplam
asitlik 0,19 g/l (Pembe Elma) ile 0,90 g/l
(Kışlık Ekşi Elma V) arasında bulmuşlardır.
Pırlak ve ark. (1997) Erzurum ilinin Tortum ve
Uzundere ilçelerinden seçilen 10 yazlık elma
tipinde SÇKM miktarını %10,3-13,8 arasında,
malik asit cinsinden toplam asit miktarını 0,191,43 g/100 ml arasında belirlemişlerdir.
Güleryüz ve Ülkümen (1972) ise, SÇKM
miktarını araştırmanın birinci yılında %13,18%18,00 araştırmanın ikinci yılında ise %12,33%16,80 arasında değişiklik gösterdiğini
belirtmişlerdir.
Meyve ağırlığı, meyve eni (çap), meyve eti
sertliği, suda çözünebilir kuru madde ve titre
edilebilir asitlik değerleri üzerine tartılı
derecelendirme yapılarak çeşitler üç sınıfa
ayrılmıştır. Buna göre:
Alyanak çeşidi, meyve ağırlığı; Tavar ve
Alyanak çeşitleri, meyve eni; Ekşi elma ve
Gelin elma çeşitleri, meyve eti sertliği ve
SÇKM miktarı; Tavar, Elifli, Ekşi elma ve
Alyanak çeşitleri titre edilebilir asitlik
bakımından 1. sınıfta yer almaktadır.
Ayrıca TSE Elma Standardına göre yapılan
sınıflandırmada; çap ölçümleri dikkate alınarak
65 mm üstündekiler Ekstra, 60-65 mm arası I.
Sınıf , 55-60 mm arası II. Sınıf olarak
belirtilmiştir (Anonim, 1983). Bu sınıflandırma
değerleri göz önünde bulundurulduğunda;
çeşitlerin ortalama çap değerlerine göre; Tavar
(87,38 mm), Yağlıkızıl (74,93 mm), Arapkızı
(79,21 mm), Elifli (68,93 mm), Alyanak (97,50
mm) ve Pehrizoğlu (70,62 mm) çeşitleri Ekstra;
Gelin Elma (63,99 mm) çeşidi I. Sınıf; Demir
(58,42 mm) ve Ekşi Elma (58,70 mm) çeşitleri
II. Sınıf meyveler grubuna girmiştir. Yer
Elması
(51,77
mm)
çeşidi
ise bu
sınıflandırmaya girecek meyve çapına sahip
bulunmamıştır.
4. Sonuç
Yapılan gözlemler sonucunda Tavar, Ekşi
Elma, Gelin Elma ve Alyanak çeşitlerinde
çekirdek evinin kapalı ve çizgi şeklinde oluşu
ve çekirdeklerin iz şeklinde az sayıda veya hiç
bulunmaması çekirdeksizliğe eğilimli çeşitler
olacağı düşüncesini vermektedir. Bu nedenle,
bu çeşitlerin ve özellikle de Tavar çeşidinin
bundan sonra, bu konuda yapılacak araştırmalar
için materyal olarak kullanılması dikkate değer
bulunmuştur. Ayrıca Ekşi elma çeşidinde
incelenen örneklerin yaklaşık %20’sinde altı
karpele ve Gelin Elma çeşidinde incelenen
örneklerin yaklaşık %20’sinde dört karpele
rastlanması ilgi çekici bulunmuştur.
Yağlıkızıl,
Arapkızı,
Alyanak
ve
Pehrizoğlu çeşitleri periyodisite göstermemeleri
nedeniyle, bunlara ek olarak Tavar çeşidi
albenisinin yüksek olması nedeniyle tercih
edilen çeşitler arasındadır. Yer Elması çeşidi
büyüme gücünün zayıf olması nedeniyle
anaçlık özelliği ön plana çıkarılması gereken bir
çeşit olarak düşünülebilir.
Yapılan bu çalışma mevcut yerel elma
çeşitlerimizi belirlemeyi, bu çeşitlerin fenolojik
ve pomolojik özelliklerini ortaya koymayı ve
genetik
kaynak
olarak
kullanılmasını
amaçlamış ve gözlemlerini yaptığımız bu
çeşitlerden aşı gözleri alınarak MM106 anacı
üzerine aşılanmasıyla genetik kaynak olarak
korunması garanti altına alınmıştır.
Kaynaklar
Akça, Y., Şen, M., 1990a. Van ve Çevresinde Yetiştirilen
Mahalli Elma Çeşitlerinin Morfolojik ve Pomolojik
Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Y.Y.Ü. Ziraat
Fakültesi Dergisi, 1/1: 109-128, Van.
Akça, Y., Şen, M., 1990b. Gürün ve Çevresinde
Yetiştirilen Mahalli Elma Çeşitlerinin Pomolojik
Özellikleri Üzerine Bir Araştırma. Y.Y.Ü. Ziraat
Fakültesi Dergisi, 1/1: 98-108, Van.
Anonim, 1972. Meyve ve Sebze Mamulleri Titre Edilebilir
Asitlik Tayinleri. TS 1125, TSE, Ankara.
Anonim, 1973. Methods of Analysis, International
Federation of Fruit Juice Producers, Eschens.
Anonim, 1983. Elma Standartı. TS 100/Nisan 1983, UDK
634.11, TSE, Ankara.
Anonim, 1986. Meyve ve Sebze Mamulleri Çözünür Katı
Madde Miktarı Tayini. Refraktometrik Yöntem, TS
4890, TSE, Ankara.
Anonim, 2004. www.fao.org. FAO Statistical Databases.
Anonim, 2005. Toprak ve Su Kaynakları Araştırma
Enstitüsü Müdürlüğü, Meteoroloji İstasyonu, İklim
Elemanları, Tokat.
Anonim, 2006. www.fao.org. FAO Statistical Databases,
Agriculture, Agriculture and Food Trade, Apple
Export in the World.
Büyükyılmaz, M., Bulagay, A.N., Burak, M., 1983.
Marmara Bölgesi İçin Ümitvar Armut Çeşitleri. II.
Bahçe Dergisi, 12/2, Yalova.
7
Tokat Merkez İlçede Yetiştirilen Bazı Yerel Elma (Malus communis L.) Çeşitlerinin Fenolojik ve Pomolojik
Özelliklerinin Belirlenmesi
Büyükyılmaz, M., Bulagay, A.N., Burak, M., 1994.
Marmara Bölgesi İçin Ümitvar Armut Çeşitleri. III.
Bahçe Dergisi, 23/1-2, Yalova.
Cemeroğlu, B., 1976. Reçel, Marmelat, Jöle Üretim
Teknolojisi ve Analiz Metotları. Gıda İşleri Genel
Müdürlüğü, Bursa Gıda Kontrol Eğitim ve Araştırma
Enstitüsü Yayınları, No: 5, s: 57, Ankara.
Djouvinov, V., 2003. Results of Phenological Studies on
Scab-Resistant Apple Cultivars, Period of Ripening
and End of Vegetation. Rasteniev’dni Nauki, 40 (5):
415-420.
Edizer, Y., Güneş, M., 1997. Tokat Yöresinde Yetiştirilen
Yerel Elma ve Armut Çeşitlerinin Bazı Pomolojik
Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Yumuşak
Çekirdekli Meyveler Sempozyumu (Bildiriler),
Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma
Enstitüsü, 53-60, Yalova.
Güleryüz, M., Ercişli, S., 1997. Kağızman İlçesinde
Yetiştirilen Mahalli Armut Çeşitleri Üzerinde
Pomolojik Bir Araştırma. Yumuşak Çekirdekli
Meyveler Sempozyumu (Bildiriler), Atatürk Bahçe
Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 37-44,
Yalova.
Güleryüz, M., Ülkümen, L., 1972. Erzincan’da Yetiştirilen
Bazı Önemli Elma ve Armut Çeşitlerinin
Pomolojileri ile Döllenme Biyolojileri Üzerinde
Araştırmalar. Ata.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi, 3/3:
65-92, Erzurum.
Karaçalı, İ., 1990. Bahçe Ürünlerinin Muhafazası ve
Pazarlanması. E.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No:
494, s: 24, Bornova/İzmir.
Oğuz, İ., Aşkın, M.A., 1993. Erciş’te Yetiştirilen Mahalli
Elma Çeşitlerinin Morfolojik ve Pomolojik
Özellikleri Üzerine Araştırmalar. Y.Y.Ü. Ziraat
Fakültesi Dergisi, 3/1-2: 281-298, Van.
Onur, S., 1977. Yerli ve Yabancı Erik Çeşitlerinin Seçimi.
Yalova Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü
Dergisi, 8/1: 57-64, Yalova.
8
Özbek, S., 1977. Genel Meyvecilik. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi
Yayınları, No: 2, s: 386. Adana.
Özbek, S., 1978. Özel Meyvecilik (Kışın Yaprağını Döken
Meyve Türleri). Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No:
128, Ders kitabı: 11, Adana.
Özçağıran, R., 1978. Bazı Can Eriklerinin Döllenme
Biyolojileri Üzerine Araştırmalar. Yalova Bahçe
Kültürleri Araştırma Enstitüsü Dergisi, 9/1-3: 28-31,
Yalova.
Özçağıran, R., Ünal, A., Özeker, E., İsfendiyaroğlu, M.,
2004. Ilıman İklim Meyve Türleri (Yumuşak
Çekirdekli Meyveler). Cilt:2, E.Ü. Ziraat Fakültesi
Yayınları, No: 556, Bornova/İzmir.
Özkan, Y., Celep, C., 1995. Tokat İlinde Yetiştirilen Yerel
Elma Çeşitlerinin Pomolojik Özellikleri Üzerine Bir
Araştırma. GOÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 12/1: 8-14,
Tokat.
Pırlak, L., Güleryüz, M., Aslantaş, R., Eşitken, A., 1997.
Erzurum İlinin Tortum ve Uzundere İlçesindeki
Yetişen Yazlık Elma Tiplerinin Seleksiyon Yoluyla
Islahı Üzerinde Bir Araştırma. Yumuşak Çekirdekli
Meyveler Sempozyumu (Bildiriler), Atatürk Bahçe
Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 21-28,
Yalova.
Şen, S.M., Bostan, S.Z., Cangi, R., Kazankaya, A., Oğuz,
H.I., 1992. Ahlat’ta Yetiştirilen Önemli Mahalli
Elma Çeşitlerinin Morfolojik ve Pomolojik
Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma. Y.Y.Ü. Ziraat
Fakültesi Dergisi, 2/2: 53-65, Van.
Ülkümen, L., 1938. Malatya’nın Mühim Meyve Çeşitleri
Üzerinde Morfolojik, Fizyolojik ve Biyolojik
Araştırmalar. Yüksek Ziraat Enstitüsü Çalışmaları,
Sayı: 65, Ankara.
Westwood, M.N., 1978. Temprote-Zone-Pomology
(Pastharvest, Storage and Nutritional Value): 280281.
Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması;
Esendere Kum Ocağı Örneği
M. Engin Kocadagistan1
M. Ilgar Kırzıoğlu2
Beyhan Kocadağistan3
1- Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Erzurum
2- Süleyman Demirel Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Isparta
3- Atatürk Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Erzurum
Özet: Madencilik faaliyetleri, ülkeler açısından önemli ekonomik katkılar sağlamakta fakat ne yazık ki doğal
yapılarını yok etmeye yönelik değişik boyutlarda etkilere de sahip olmaktadır. Açık ve kapalı sistemlerle
yürütülen madencilik çalışmaları, her ikisiyle de tabiat dengesini bozucu, çevreyi kirletici, arazi şeklini
bozucu veya değiştirici ve canlı yaşamına olumsuz etki yapıcı bir özelliğe sahiptir. Buna rağmen, her yıl daha
fazla artan talepler ve ihtiyaçlar nedeniyle vazgeçilmez olan bu faaliyetlerin çevreye yönelik etkilerinin en
aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bunun için hem yasal düzenlemeler
aracılığıyla, yaptırımlar arttırılmalı hem de biyolojik onarım olarak tanımlanan çalışmalara yönelik gerekli
kurumsal ve finansal altyapı oluşturulmalıdır. Bu çalışmada önemli ölçüde doğa tahribatına neden olan bir
işletme konumundaki Esendere Kum Ocakları’na yönelik biyolojik onarım çalışması yapılabilmesi için bir
peyzaj onarım stratejisi önerilmiştir. Bu strateji kapsamında, düzenli bir işletme eşliğinde ekonomik
aktiviteler yürütülürken, onarım ve yeniden doğaya kazandırma çalışmalarının da nasıl yürütülebileceği
üzerinde durulmuştur. Çalışmada, görsel analizler yapılması sonucunda alan kullanım stratejileri belirlenerek,
koruma ve restorasyon çalışmalarına yönelik bir çerçeve hazırlamak ve kum ocağının farklı kesimlerindeki
üretimin peyzaja etkisini tanımlamak amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Kum ocağı, biyolojik onarımı, alan kullanımı, peyzaj, görsel analiz
Regain to the Nature of the Sand Quarry;
The Sample of Esendere Sand Quarry
Abstract: Mining activities contribute greatly to the economies of countries but unfortunately, they
exterminate the existing natural beauty and environmental assets. Conducted by surface and underground
mining systems, both activities ruin the balance of nature, pollute the environment, corrupt or chance the land
shape and show a negative effect on living creatures. However, because of the increasing demand and needs
every year, precautions should be taken minimize the negative effect on the environment of these
unavoidable mining activities. For that, sanctions should be increased through legal arrangements and also
organizational and financial structure for the biological restoration efforts should be established. In this study,
a landscape restoration strategy for biological restoration at Esendere Sand Quarry, a serious nature
destruction site, was prepared. With this project, while the financial activities processed through an organized
management, emphasises was given on how to conduct restoration and nature restoration efforts. The study
aimed to provide a framework for protection and restoration efforts through a land usage strategy by means
of visual analysis and to define landscape impact of extraction on different sections of the quarry.
Keywords: sand quarry; biological restoration; land use; planting, landscape, visual analysis
1.Giriş
Madencilik faaliyetleri dünyanın en eski
endüstrilerinden biridir. Teknolojiyle paralel
olarak madencilik faaliyetleri de gelişmekte,
daha zor şartlar dahi kolaylıkla aşılmaktadır.
Madenlere olan taleplerin artışıyla madencilik
alanlarında da bir genişleme, yeraltı ve açık
işletmeler açısından bir büyüme söz konusu
olmuştur. Bununla birlikte her iki işletme türü
için de daha önceden imkânsız gibi görünen
derinliklere inmek mümkün olmuş, daha geniş
maden çukurları oluşturulmuştur. Bu gelişmeler
aslında madencilik alanına girmemekle birlikte,
çalışma yöntemleri açısından aynı tür
etkinliklerin görüldüğü kum ve taş ocaklarında
da görülmektedir. Günümüzde yaşanan çevre
problemlerinin ana kaynağını, mevcut doğal
dengenin insan eli tarafından bozulması teşkil
etmektedir. Farklı tipte alan kullanımlarıyla
peyzajda da önemli değişiklikler ve zararlar
meydana
gelmektedir.
Genellikle
açık
işletmede, diğer madencilik yöntemlerine
nazaran, daha büyük çevresel bozulma ve
etkilere neden olunmaktadır. Bu faaliyetler
sırasında, işletme sonrası toprak ve çevresi –
özellikleri kısmen bozulmuş da olsa- bir değere
sahiptir. Zira işletme sırasında altındaki
rezervin çıkarılması için kaldırılan bu toprağın
Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği
dökümünün şekillendirilmesiyle, doğal-ekolojik
karakteri, özellikleri, coğrafi yeri, bileşimi
bozulmamakta dolayısıyla da diğer doğal
kaynakları da etkilememekte ve yeniden
kullanılır özelliği de bozulmamaktadır.
Çevrenin ve ekosistemin korunması için bu
faaliyetin
çevre
üzerindeki
etkilerinin
minimuma indirgenmesi veya tamamen ortadan
kaldırılması, onarıma esas olacak kullanım
planlaması ile gerçekleştirilebilir (Evirgen ve
Onacak, 1995). Bu konuda Kirkbride (1995),
Hong Kong adasındaki “Shek O” taşocağı
restorasyonu için toprak ıslahı ve ardından
peyzaj takviyeli bir fizibilite çalışması
hazırlamıştır.
Çalışmasında
taşocağının
üniform-yarım daireler şeklinde, basamak
azaltılması ile düzenlenmesi, bu basamakların
bitkilendirilebilecek şekilde eğimlendirilmesini
önererek 12 yıllık bir plan hazırlamıştır.
İngiltere’de Peak Bölgesi Ulusal Parkı içinde
yer alan Hope Çimento Tesisleri için 1943’de
50 yıllık bir peyzaj planı yapılmıştır (Jarvis,
1995). Yine İngiltere’de Dartmoor Ulusal
Parkı’ndaki Lee Moor Bölgesindeki English
China Clays ve Watts Blake Berane
işletmelerinde, 1951’de tasarlanmış peyzaj
düzenlemelerini de kapsayan bir plan
hazırlanmıştır (Swann, 1995). 1989–1993 yılları
arasında İngiltere’de Berkshire Kontluğu
tarafından kum-çakıl işletmeleri için yerel bir
plan ile, peyzaj ve restorasyon stratejisi
hazırlanmıştır
(Kirkham,
1995).
Yine
İngiltere’de doğayı koruma amaçlı, maden
işlerine yardım amacıyla değerlendirilen bir
nihai proje hazırlanarak Hope ve Tunstead
taşocaklarında uygulanmıştır (Mills et al. 1995).
Bunların yanında Essex, Dartford ve
Gravesen’deki taş ocaklarının alan kullanımı
için proje çalışmaları yapılmıştır (Withycombe,
1995). Malezya’daki Sungei Besi Kalay Madeni
çevresel kirliliğe neden olduğu için bu alana bir
master peyzaj planı geliştirilerek 1995
ortalarında tamamlanmıştır (Austin 1995).
Almanya’da da Karsdorf kasabasındaki
taşocağında peyzaj geliştirme planı yapılmış ve
2013’de tamamlanmak üzere halen devam
etmektedir (Pope, 1995). Martin Duque et al.
(1998), yapmış oldukları çalışmada silis kumu
işletmesinin orijinal mimariye bağlı olarak bir
jeomorfolojik tasarımın, ekolojik ve peyzaj
ıslahının nasıl yapılacağını bildirmişlerdir. Yine
açık işletme ve taş ocakları restorasyonu için üç
boyutlu yapılar ve sanal gösterimlerinin
10
kullanıldığı bir çalışma da yapılmıştır (Pinto et
al. 2002). Ülkemizde yasal zorunluluk olmadığı
için bu tip çalışmalar yapılmamakla birlikte
Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından Garp
Linyitleri İşletmesinde yaklaşık 1000 da döküm
sahasında %90’ı çam, %10’u akasya olmak
üzere ağaçlandırma çalışması yapılmıştır
(Anonim, 1988). Yine Sivrihisar-Kaymaz Altın
Madeni ve çevresindeki doğa onarımı ve alan
kullanım planlaması bu amaca yönelik en
kapsamlı çalışmadır (Başal ark. 1995).
Bu çalışmada açık ocak şeklinde işletilen
kum ocağının bir takım görsel analizlere tabi
tutularak alan kullanım stratejileri belirlenerek,
koruma ve restorasyona yönelik bir planının
hazırlanması ile biyolojik onarım amaçlı peyzaj
planlamasına
hazır
hale
getirilmesi
amaçlanmıştır.
2.Materyal ve Yöntem
Taş ve kum ocaklarında yapılan
faaliyetlerle bozulan alanın iyileştirilmesindeki
ana hedef, etkilenen alanın ekolojik değerini
mümkün olduğu ölçüde geri kazanmak ve
peyzajı onarmaktır. Çalışmada temel materyali,
biyolojik onarıma esas tutulan “Esendere Kum
Ocakları” alanı oluşturmaktadır. 1/25 000
ölçekli topografik harita (Şekil 1), Demirdöven
Barajı sulama projeleri, alanla ilgili fotoğraflar
ve bölgeye ait tarımsal çalışma ve raporlar ile
bu konuda yapılmış çalışmalara ait literatür ise
yardımcı materyalleri oluşturmaktadır.
Şekil 1. Planlama alanının topografyası
Çalışma amacı ve kapsamı belirlendikten
sonra, çalışma alanına ait mevcut verilerin
M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN
analizi ve değerlendirmeleri yapılmıştır. Bunun
için alanın iklim, topografya, su durumu,
mevcut yerleşim, bitki ve yaşam özellikleri ile
kum ocağından çıkarılan malzemenin özellikleri
araştırılarak tanımlanmıştır. Daha sonra kum
ocağının faaliyetlerinin düzenlenmesi için, açık
işletme yöntemine göre, düzenli ve basamak
sistemi ile çalışmalarına devam ettirilmesi
amacıyla plan yapılmıştır. Yapılan bu planla,
hem işletmenin düzenli çalışmasının sağlanması
hem de yapılacak peyzaj planlaması ve
bitkilendirilmesi için onarım çalışmalarına
destek sağlanması planlanmıştır. Görsel
analizlerle alanda, planlamaya destek olacak
mevcut bitki ve peyzaj elemanları ile yeni
oluşturulacak tesis ve elemanların tespiti
yapılmış ve alan kullanım stratejileri
belirlenerek sonrasında koruma ve restorasyona
yönelik kullanım seçeneklerinin belirlenerek
alan
kullanım
kararları
ve
önerileri
gerçekleştirilmiştir. Belirlenen bu yöntemler
ışığında tüm veriler toplanarak bir peyzaj
onarım stratejisi önerilmesi yöntemin ana
aşamalarını oluşturmaktadır.
3. Bulgular ve Tartışma
3.1. Planlama Alanının Tanımı
Planlama alanı, Türkiye’nin doğusunda
Erzurum-Pasinler ovasında yer alan Köprüköy
ilçesi sınırlarında (Şekil 2), bu ilçeye 6 km
mesafedeki Deliçermik Kalpıca Tesislerinin
bitişiğindeki Esendere Kum Ocağı işletmesidir.
Kum ocakları yaklaşık 35 yıldır işletilmekte
olup, çıkarılan malzeme perlit özelliklerine
sahip, bünyesinde SiO2 (%60-70) ve Al2O3
bulunan, kimyasal bileşimi genel olarak
topraklardaki bazı kil minerallerine benzer
özelliklere sahip bir kum türüdür. Bu
özellikleriyle işletilen kum ocağından çıkarılan
kumun yaklaşık %30-40’ını çevre il ve ilçeler
kullanmakta olup, kapasitesi yaklaşık 200-400
m3/gündür. Ocaklar alt ve üst ocak olmak üzere
iki kısımda faaliyet göstermektedir. Alt ocak,
Deliçermik Kaplıca tesisleri’nin hemen
sınırında ve 1700 m kotlarında, üst ocak ise
yaklaşık 300 m daha uzakta ve 1750 m
kotlarındadır.
Pasinler ovası 39°55’- 40°10’ enlem ve
41°35’- 41°55’ boylamları arasında yer alır.
Ova alanı 350 km2, drenaj alanı ise 1420
km2’dir. Ortalama kot 1740 m’dir. Ortalama
eğim ise 0,0068’dir.
ERZURUM
ANKARA
ESENDERE
ÇALIŞMA
ALANI
PASİNLER
PASİNLER
HORASAN
ERZURUM
KÖPRÜKÖY
KÖPRÜKÖY
Şekil 2. Çalışma alanı yer bulduru
Planlama
alanının
güney-doğusunda
yaklaşık 100 yatak kapasiteli 2 otel, kafeterya
ve modern havuzlu termal tesislere, şifalı çamur
havuzuna ve madensuyu kaynağına sahip
Deliçermik Kaplıca Tesisleri ile güneyinde Köy
Hizmetleri Müdürlüğü tarafından oluşturulmuş
sulama ve mesire amaçlı 23 Temmuz Göleti
bulunmaktadır (Anonim, 1971). Özellikle
kaplıca tesislerine yapılan ek tesislerle
kapasitenin
artırılması
ve
göletin
ağaçlandırılması tamamlanmıştır fakat kum
ocağının faaliyetlerini sürdürmesi bununla tezat
teşkil etmektedir. Bu yüzden çalışma alanı
olarak seçilen bölge, üzerinde durulması
gereken bir konumdadır. Kum ocakları; kaplıca
tesisi, gölet ve Esendere köyüne kıyasla daha
yüksek bir konumda olup, peyzaj açısından her
iki kısma da hâkim ve seyir açısından da bir
öneme sahiptir. Planlama alanının eğim haritası
Şekil 3’de, yükseklik analizi Şekil 4’de
verilmiştir.
Planlama alanında karasal iklim hüküm
sürmektedir. Yıllık yağış ortalaması 431,9 mm,
sıcaklık ortalaması +7 °C’dir. Planlama
alanında yükseklikler 1600–1950 m arasında
değişmektedir (Şekil 4). Ovanın drenaj alanı
1750–2000 m arasında olup bu yüksekliklerde
yağış ortalaması 682 mm dir (Anonim, 1971).
Pasinler ovası akarsular bakımından zengin bir
durumdadır. Drenaj alanından her yönde ovaya
giren yan dereler bir yatakta birleşerek
Köprüköy
ilçesinden
Aras
nehrine
11
Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği
katılmaktadır. Yüzey suları bütün ovayı
kaplayan toprak kanal şebekesiyle sulamada
kullanılmaktadır. Deliçermik ve Kızılçermik
deresi, Köprüköy arkı ve gölet yüzey suları
olarak çevre için yeterli su kaynaklarıdır.
Bölgede yapılacak bitkilendirme için gerekli su
hemen hemen hiçbir ek işlem yapılmadan bu
kaynaklardan sağlanabilecektir.
ÇALIŞMA
ALANI
DELİÇERMİK
3.2. Sörvey ve Çevre Analizleri
Planlama alanı, mevcut özelliklerine göre
birçok konuda görsel değerlendirmeye tabi
tutulmuştur ve bu kapsamda yapılan çalışmalar
aşağıda sıralanmıştır (Şekil 5).
GÖLET
12345-
(Akçaağaç), Pinus sylvestris (sarı çam),
Hippophae rhamnoides (yabani iğde) ve Betula
verrucosa (huş) türü ağaçların ve Berberis
crataegina (kadın tuzluğu), Cornus australis
(kızılcık), Cotoneaster nummularia (dağ
muşmulası), Paliurus aculatus (karaçalı), Rosa
canina (kuşburnu) ve Tamarix parviflora (ılgın)
gibi
ağaçcıkların
varlığı
bölgede
ağaçlandırmanın
mümkün
olacağını
göstermektedir. Ayrıca, Gypsohylla bicolor
(gelin teli), Campanula stevenii (sümbül),
Artemisia spicigera (yavşan otu), Thymus fallax
(kekik), Astragalus aureus (sarı çiçekli geven),
Verbascum oreodoxum (sığır kuyruğu), Iris
taochia (süsen) ve Crocus vernus (çiğdem) gibi
çeşitli türde yer örtücü otsu ve soğanlı bitkiler
bulunmakta olduğu tespit edilmiştir (Davis
1965, Yılmaz and Irmak 2004).
90°-22º eğim
22°- 11º eğim
11°- 8 º eğim
8°- 6 º eğim
6°- 0 º eğim
KÖPRÜKÖY
Şekil 3. Planlama alanının eğim analizi
1800-750 m
ÜST
OCAK
1750-1700 m
ALT
OCAK
1700-1650 m
DELİÇERMİK
1650-1600 m
GÖLET
DERE YATAĞI
BAKI YÖNLERİ
DERE YATAĞI (kuru)
YENİ YOL HATLARI
YOL
GÜZEL GÖRÜNTÜ
SU KAYNAĞI
ÇALIŞMA ALANI SINIRLARI
TEPE
STEP GÖRÜNTÜ
GÖLET ALANI
KÖPRÜKÖY
0
25 km
DRENAJ YÖNÜ
HÂKİM RÜZGÂR YÖNÜ
KAYALIK GÖRÜNTÜ
KAPLICA ALANI
KORUMA AĞAÇLAMASI
ENERJİ NAKİL HATTI
KÖY GÖRÜNTÜSÜ
KUM OCAĞI SINIRLARI
ÇEVREYOLU GÖRÜNTÜSÜ
AÇIK İŞLETME ALANI
TEMEL BAKI YÖNÜ
Şekil 4. Planlama alanının yükseklik analizi
Şekil 5. Planlama öncesi yapılan görsel analizler
Alanda bulunan perlit tabakasını örten
toprağın kalınlığı 70–150 cm arasındadır.
Kaplıca tesisleri civarında görülen Populus sp.
(kavak), Salix sp. (söğüt), Acer negundo
12
* Görüş alanının tek bir noktadan
başlamaması gözlemler sonucunda ortaya
çıkarılmıştır. Çünkü açık işletme sahası diğer
M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN
objelere göre daha yüksek bir konumda olup
tüm bunlara hâkim bir konumdadır. Burada
yapılacak çalışma daha ziyade kum ocağı
işletmesinin
basamaklandırılması
ve
bitkilendirilecek konuma getirilmesidir. Ayrıca,
işletme alanı “şu anki sınırları” ve terk edileceği
zamanki sınırları” olmak üzere ayrı ayrı
düşünülmüştür. 23 Temmuz Göleti ile kaplıca
tesisleri daha alt kotlarda olup bugünkü haliyle
sınır ağaçlandırmasıyla kum ocaklarından
ayrılmış durumdadır. Bu iki tesisin planlamada
kum ocağına yollarla bağlantısının kurulması ve
onarım
planlaması
dışında
tutulması
gerekmektedir. Zira bu bölümlere onarım
gerekmediği görsel analizlerle tespit edilmiştir.
Kızılçermik deresi ayrı özelliklere sahip olup
önerilecek peyzaj projesinde oluşturulacak su
gösterisi için kullanılacak ve onarım yanında
alan kullanımlarından faydalanılacaktır ve
değişik amaçlara hizmet edecektir.
* Planlama alanındaki kayalık bölüm;
kayalık görüntü olarak planlamada mümkün
olduğunca gizlenmesi düşünülmüştür. Esendere
Köyü tarafı; köy manzarası kapsamında
değerlendirilmiş
ve
önerilecek
peyzaj
planlamasında
kum
ocakları
ile
ilişkilendirilmesi için yollarla bağlantıları
kurulmuştur. Step alanlar; step manzarası olarak
ele alınıp bitkilendirilerek onarım planlamasına
katkıları sağlanacaktır. Tepeler; bakı yönü
olarak belirlenmiş ve bunlarla güzel-çirkin
görüntülerin elde edilmesinde yararlanılmıştır.
Peyzaj planlamasında temel bakı yönlerine göre
kurulacak tesis ve bitkilendirme için bu tepeler
baz teşkil edecektir.
* İşletme yönteminden etkilenebilecek alan
sınırları belirlenerek gerekli tedbirlerin alınması
sağlanmıştır. Böylece onarım faaliyetlerinin
sınırları da belirlenmiş olmaktadır. Kum
ocağında dekapaj olmaması ve çok büyük
işletme kapasitesine sahip olmamasından dolayı
eğer düzenli bir işletme yöntemi belirlenip,
basamaklar oluşturulmazsa, kum çıkarılmasıyla
oluşan boşlukların daha fazla büyüyerek
genişlemesi söz konusu olacak ve dolayısıyla
örtü için dışarıdan toprak takviyesi de
gerekecektir. Bu bakımdan da hem çalışma
öncesinde hem de çalışma sırasında ve
sonrasında toprak kaybı olacaktır. Kum
ocaklarının
işletilmesi
sırasında
açılan
çukurların derinlikleri fazla olmayıp tamamen
arazi topografyasından yararlanılmıştır, bu da
genel eğimi değiştirecek derecede değildir.
* Alanın sınırlama, mahremiyet, koruma
ve ağaçlandırma bölgeleri tespit edilmiştir.
Özellikle kum ocaklarının restorasyonu
sonucunda önerilecek peyzaj tesislerinin
bitkilendirmesinde
kaplıca
tesislerinin
mahremiyeti ve koruma stratejisi düşünülmüş,
buna uygun sınırlar belirlenmiştir. Sınırlama ve
mahremiyet açısından Esendere Köyü tarafı ve
step manzarası olarak tespit edilen kısımların
koruma amaçlı ağaçlandırılması planlanmıştır.
Köyün
ortak
merası
ve
tarlalarının
oluşturulacak onarım sahasına yakınlığı
nedeniyle özellikle sınırlama ağaçlandırması
düşünülmüştür.
* Hakim rüzgar yönüne karşı “rüzgar
perdelemesi” için ağaçlandırma planlanmıştır.
* Yüksek tepeler ve hafif yükseltiler bakı
yönlerine temel baz alınmıştır.
* 23 Temmuz göleti ve çevreleri ile
Kızılçermik deresi üzerinde oluşturulması
planlanan mini gölet estetik açıdan ön plana
çıkarılarak planlamaya katılmıştır.
* Enerji hattının planlama alanından
geçiyor olması dikkate alınmıştır.
* Drenaj için kuzeyden güneye eğim
azalışı olması ve iki tepe aralarındaki kuru veya
akan dere yataklarının mevcudiyeti sulama için
bir avantaj olarak düşünülmüştür.
* Planlama alanı güney bakarlı olduğu için
kar açısından da avantajlı konumdadır. Zira tüm
birimler kış mevsiminin bitimiyle kar
birikintilerine maruz kalmayacaktır.
* Onarım sonrasında önerilmesi düşünülen
peyzaj projesinde oluşturulacak spor tesisleri
için de arazi topografyasının uygun yerleri
belirlenmiştir.
* Planlama alanında korunması gereken
doğal alan bulunmadığı da görsel analizler
sonucunda tespit edilmiştir.
3.3. Biyolojik Onarım Projesinin Oluşturulması
Öncelikle planlama alanı kullanım
kabiliyeti açısından, bölgenin ekonomik ve
sosyal açıdan gelişmemiş bir kesimi olması,
burada
bulunan
kaplıca
tesisleri
ve
bünyesindeki “şifalı çamur” açısından yardım
edilmesi gereken bir bölgedir. Bu yüzden
planlamada çevre düzenlemesi ve biyolojik
onarımın yanında güncel yapıya uygun ve
paralel kullanımların getirilmesi de önemlidir.
Planlamada
öncelik,
alan
sınırlarının
belirlenmesidir. Çünkü perlit yatakları çok
geniş bir alana yayılmaktadır. Ama çevresinde
13
Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği
bulunan gölet, kaplıca tesisleri ve civar köylere
ait tarlalar, bu alanın işletmeyle fazla
yayılamayacağını göstermektedir. Yine, açık
işletme nizamnamesine ve kumun özelliklerine
göre, belirlenecek sınırlara kadar basamaklı
sistemle çalışmak şartıyla 1680 m kotuna kadar
inilmesi ve şev açılarının 1/1 (45°) eğimle
hazırlanması hesap edilmiştir (Şekil 6 ve 7).
Bununla birlikte planlamada –özellikle köy
sınırları açısından- bir sınır ağaçlandırması
gerekmektedir. Bu aynı zamanda güvenlik
amaçlı olacağından, seçilen ağaç türüne
özellikle
dikkat
edilmiştir.
Arazinin
değerlendirilmesi, arazi kullanım yöntemi, arazi
değişikliklerinin çeşidi ve ölçeği, kum ocağı
yataklarının işletilmesi, örtü ve atıkların
taşınması, yeniden kullanım için depolanması
da göz önüne alınmıştır (Evirgen ve Onacak
1995). Arazi koruma ve geliştirme açısından
öncelikle mevcutlar incelenmiştir. Bunların
başında işletme tarafından düşünülmeyip,
bundan sonra uyarılar vasıtasıyla korumaya
alınabilecek toprak tabakası gelmektedir. Üst
toprağın ve örtünün değerli kısımlarının
alınması, ileride arazi ve toprak iyileştirmesi ve
yeni
oluşturulacak
alanlar
için
kullanılabilecektir. Bugüne kadar korunamamış
toprakların yerine çevreden toprak nakli de
gerekmektedir. Yüzey drenajının sağlanmasına
paralel olarak temiz su drenaj sistemi de
oluşturulmakta, bunun yanında planlama alanı
civarında bulunan barajın “sol sahil sulama
kanalı” planlama alanı içerisinde yer almakta
olup, projede kullanılacak suya dayalı
aktivitelerin beslenmesi ve sulama suyu da bu
yolla karşılanmaktadır.
Dolguların, çalışma yerlerinin ve eğimlerin
koruyucu toprak tabakası ile kaplanması da
planlanmıştır. Planlama safhasına geçilmeden
önce, doğal ve kültürel peyzaj özellikleri ile
tertip için sağlayacağı imkânların tespiti
yapılmıştır. Bu işlem çıplak gözle ve alanın
çekilen fotoğraflarıyla gerçekleştirilmiş ve
yatırım masrafı yapılması düşünülen bu alanda
en azından bu yatırımı karşılayacak düzeyde
öneriler getirilmesi gerekmektedir. Zira
bitişiğinde bulunan kaplıca tesisleri termal
turizm yanında piknik ve mesire yönünden de
çevre yerleşim yerlerinde önemli bir kapasiteye
sahiptir. Bu gibi konulara yeni kullanım ve
işlevlerin katılabilmesi için bir takım koruyucu
ve geliştirici önlemlerin belirlenmesi de
yapılmıştır. Bundan sonra da, peyzaj
14
düzenlemesinin kaçınılmaz ve asıl detaylarının
bulunduğu rekreasyona yönelik kullanımlar
(korunması gereken toprağın kullanımı,
çıkarma teknikleri, depolanması, verimli
toprağın iyileştirilmesi, eğim ve basamakların
oluşturulması,
yol
güzergâhları,
yenileştirilmeleri veya yeniden inşası, bitki
seçimi, tanımı) ele alınmıştır.
17 30
C’
17 2 0
17 0 0
16 90
1 6 80
17 1 0
B ASAM A KLA R
ÜS T
OCA K
B’
A
ALT OCAK
D E L İÇ E R M İK
A’
B
C
0
Şekil 6. Kum ocaklarının basamaklı
işletilmesi sonucu alacağı son durum
10 km
olarak
1750 m
ESKİ ARAZİ FORMU
C’
1730 m
YENİ OLUŞTURULACAK ARAZİ FORMU
0 20
40
1710 m
60 m
1690 m
1670 m
C
Şekil 7. Kum ocaklarının eski arazi formu ile
basamaklı sistem uygulandıktan sonra alacağı nihai
formu gösteren (C-C’) kesiti
Kum ocaklarında sistemli bir çalışmaya
geçilmesi yapılan arazi çalışmaları sonucunda
ortaya çıkarılmıştır. Bunun için ilk olarak üst
ocaktaki maksimum kot (1760 m) hesaba
alınarak, üretime buradan başlanıp 30 m
inildikten sonra, (Kızılçermik Deresi üzerinde
oluşturulması düşünülen göletin maksimum
M.E.KOCADAĞİSTAN, M.I.KIRZIOĞLU, B.KOCADAĞİSTAN
yüksekliği olan) 1710 m kotuna kadar 10’ar m
yüksekliğinde ve yaklaşık 10 m genişliğinde
basamaklar planlanmıştır. Basamak oluşturması
sırasında alınan toprak depolanacak, gerekirse
iyileştirmesi yapılacaktır. Basamaklar kumdan
ibaret olacağından şev açıları minimum 45°
alınmıştır. Bu şekilde 6 basamakla gerçek
topografyaya ulaşılacak ve 1670 m kotundaki
kaplıca tesisleri de bu sistemden etkilenmemiş
olacaktır. Bu basamak sistemiyle üstten alta
inildikçe hem üretim yapılabilecek, hem de
üstte terk edilen kısımlarda düzenleme ve
bitkilendirme çalışmaları yürütülebilecektir.
Bunu yanında planlama alanı içerisinde bulunan
Kızılçermik deresinin aktığı kayalık bölge,
çirkin görünümün giderilmesi amacıyla
önerilecek proje içerisinde önü set oluşturularak
kesilip yükseklik kazandırılarak, hareketli ve
durgun su gösterisi için planlanmıştır (Şekil 8).
Bu arada basamaklarda bozulan toprak tabakası
için, mevcutların yanında dışarıdan toprak
takviyesi yapılacaktır. Toprak takviyesi
sırasında toprağın statik dengesinin bozulması,
asit-toksin madde oranının artması toprağın
verimliliğini düşüreceğinden mevcutların çok
iyi korunması önerilmiştir (Tüzün, 1995).
Sonuçta
kum
ocağı
işletme
ömrünü
tamamladığında,
biyolojik
onarımı
da
tamamlanmış olacaktır.
Bitkilendirme çalışmalarında, kullanılacak
bitki materyali hem fonksiyonel hem de estetik
yönden
kullanılmıştır.
Bitkilendirmede
kullanılacak örtü toprağının ağaçlandırma için
120-200 cm, tarımsal amaçlar için en az 80-120
cm olması planlanmıştır. Bunların yanı sıra üst
toprak 25-40 cm lik tabakalar halinde yüzeylere
serilecektir (Başal, 1995). Bu süreçte
karşılaşılabilecek süreç, rüzgâr ve su erozyonu
olacağından, bundan korunmak amacıyla bitki
yetiştirilmeye başlanması da önerilmiştir.
Bitkilendirmede gölgelenme, mesire ve piknik
alanları oluşturma, mahremiyet ve sınırlama ile
rüzgâr perdeleme amaçlanarak planlamada
kullanılmıştır. Bunların kullanımlarından önce
hangi iklim koşullarında yetişebildikleri,
çevreye ne kadar uyum gösterebilecekleri,
dikilen bitkinin alan yöneyi, korunmuşluk
durumu da araştırılmıştır. Bu amaçla yörede
yetişen ve iklimine uygun, hızlı büyüyen ve
kullanım amaçlarına uygun türler seçilmiştir.
Ayrıca bitki materyali ve kompozisyonuna
önem verilerek, ölçü, form, renk ve tekstür
özelliklerine
göre
kompozisyonların
oluşturulması düşünülmüştür (Güçlü, 1993).
Bunarlın yanı sıra perlit tabakasının yüzeye
yakın yerlerinde kumu seven bitkilerle ve yer
yer de yükseltilmiş tanklarda bitki yetiştirilmesi
önerilmiştir.
Onarım
planlamasında
ağaçlandırmada grup şekli yoğun olarak
kullanılmış ve gruplar form, norm doku ve renk
özellikleri benzer bitki türlerinden seçilmiştir
(Tanrıverdi 1987, 1973). Bitkilendirmede yöre
iklimine uygun olarak kullanılacak bitkilerden
birkaçının şunlar olması önerilmiştir; ağaç
türleri, Pinus sylvestris, juniperus communis
Nana, Sambucus nigra, Acer negundo, Betula
verrucosa, Salix alba, Populus sp., Ulmus
campastris, Querqus rubra, Fraxinus excelsior,
çalılar, Syringa vulgaris, Rosa canina, Spiraea
vanhouttei, Berberis sp., Cornus sp.,
Cotoneaster bicolor, Juniperus communis,
Forsythia
intermedia,
otsu
bitkilerden,
Campanula stevenii, Anthemis finctorla,
Primula auriculata, Gladiolus atraviolaceus,
Tulipa acuminata, muscari armeniacum (Davis,
1965, Yılmaz and Irmak, 2004). Bunların
yanında Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi
tarafından yöre iklimine özel olarak geliştirilen
uygun çim karışımı kullanılması önerilmiştir
(Tanrıverdi, 1987). Tesviye, reglaj, ortam
iyileştirme, gibi konulara yönelik çalışmaların
da yapılması önerilen projede planlanmıştır.
B’
X’
KÜÇÜK GÖLET
ŞELALE
1700 m
B
DOLGU
1680 m
X
A’
KUM OCAĞININ ÇALIŞILMIŞ BÖLÜMÜ
X’
A
BASAMAKLAR
1700 m
1690 m
1680 m
BASAMAK SİSTEMİ İLE ÇALIŞMA
SONRASI OLUŞACAK YENİ ARAZİ FORMU
SET İÇİN DOLGU
X
KIZILÇERMIK DERESİ
Şekil 8. Oluşturulacak özel su gösterisi ile ilgili (BB’ ve C-C’) kesiti
Bu proje önerilen peyzaj planlamasının bir
parçası olup yapılan çalışmanın sonucunu
ortaya koymak için verilmiştir. Projede mini
havuz olarak planlanmış kısım hariç, sadece
kum ocağının, faaliyetini tamamladıktan sonra
alacağı son şekli ifade etmekte ve
basamaklandırma dışında arazinin doğal
15
Kum Ocağı İşletmesinin Yeniden Doğaya Kazandırılması; Esendere Kum Ocağı Örneği
yapısına dokunulmamaya
planlanması önerilmiştir.
dikkat
edilerek
4. Sonuç
Planlama alanında yapılan görsel analizler
sonucunda işletme yönteminden etkilenebilecek
alanın sınırları belirlenmiştir. Alanın çevresinin
sınırlama,
mahremiyet
ve
koruma
ağaçlandırması bölgeleri tespit edilmiştir.
Özellikle Esendere Köyü tarafının “sınırlama ve
mahremiyet”, step manzarası bölümlerinin
“koruma”
amaçlı
ağaçlandırılması
düşünülmüştür. Hâkim rüzgâr yönüne göre
“rüzgâr perdelemesi” yapılması düşünülmüştür.
Yüksek tepeler ve hafif yükseltiler bakı
yönlerine temel baz alınmıştır. Her iki gölet ve
çevreleri “güzel görünüm” alanları olacağından,
buralarda estetik ön plana çıkarılarak
planlamaya katılmıştır. Büyük gölet aynı
zamanda mesire ve piknik alanı olacağından
ayrıca ağaçlandırma yapılması planlanmıştır.
Drenaj için iki tepe arasındaki kuru veya akan
dere yatakları ile kuzeyden güneye hissedilir bir
eğim azalışı olduğundan çok kapsamlı drenaj
işlemlerine gerek kalmamaktadır. Spor alanı
olarak planlanan kısım, arazi topografyasının bu
bölgede çok uygun olmasından dolayı seçilmiş
ve aynı zamanda gölet, kaplıca tesisleri ve
sosyal tesisler üçgeni içinde yar almıştır.
Kızılçermik deresi önünde set oluşturularak
gölet haline getirilip belirli bir yükseklik
kazandırıldıktan sonra, üzerinden aşırılarak
şelale özelliği kazandırılmıştır.
Nihai projenin oluşturulması, gerekli
araştırmalar, analiz ve değerlendirmeler
sonucunda önerilen alan kullanımlarıyla,
gerçekleştirilmiştir (Şekil 9). Planlama alanında
oluşturulacak yeşil alanlar, alan kullanımlarıyla
ilgili olarak düzenlenmiştir. Kum ocağı
işletilmesi sonrasında bozulan arazi ve
ekosistemin yeniden kazanılması ve oluşan
çevre sorunlarının minimuma indirilmesi,
turizm kompleksine varana dek pek çok yeni
peyzaj tesisinin de çevreye kazandırılması,
ekonomik canlılık ve gelir kazandırılması ve
bunun sonucunda da yapılan bu çalışmaların
yatırım giderlerini de kısa sürede karşılayacağı
gerçeği ile biyolojik onarım planlamasının
önemi ve gerçeği ortaya çıkarılmıştır. Planlanan
projelerin tamamlanması, kum ocaklarının
ömrünü tamamlamasından önce olacaktır.
16
Planlama alanı üzerinde öncelikle biyolojik
onarım sonra da aktif turistik tesis ve
rekreasyon alanları oluşturulması sayesinde bu
ocaklar kirletici olmaktan uzaklaştırılacaktır.
Kullanım dışı kalan maden ocaklarında
yapılan doğa tahribatları işletmelerin terk
edilmesi veya plansız işletilmesi sonucunda
görünüm ve çevre sorunları açısından
problemler yaratmaktadır. Çalışma alanı
bugünkü haliyle önemli bir sağlık turizmi
potansiyeline sahiptir, çevresinde yer alan köy
ve gölet nedeniyle bir biyolojik onarım
çalışmasına
ihtiyaç
duymaktadır.
Kum
ocaklarının inşaat sektörüne katkıları nedeniyle
planlama uzun vadeli düşünülmüş, ömrünü
tamamlamasına dek kademeli ve madencilik
çalışmaları
ile
paralel
yürütülmesi
planlanmıştır. Kaplıca tesisleri, şifalı jeotermal
suyu, çamuru ve madensuyu ile oldukça önemli
özelliklere sahip olup ülke çapında adını pek
duyuramamıştır. Planlanan ve yapılacak
yatırımların tamamlanmasıyla hem adını
duyuracak, hem de turistik kapasite artacak,
aynı zamanda da çevre peyzajı şekillenerek
rekreasyonel açıdan önem kazanacaktır.
Orman
alanları
oluşturularak
hem
ekonomik katkı, hava kirliliğine çözüm, hem de
yeşil alan elde etmek açısından avantajlar
sağlanacaktır. Yapılacak eğlence ve dinlenme
yerleri, parklar ile rekreasyon ihtiyacı
karşılanacak, yeni inşaat alanlarının açılacak
olmasıyla yeni iş imkanlar elde edilecektir.
Oluşturulacak su alanları ile balıkçılık, piknik
alanları ve diğer toplumsal ihtiyaçlara cevap
verilmiş olacaktır. Görülüyor ki, madencilik
çalışmaları peyzajı tamamen değiştirmekte ve
bu yüzden de uzun vadeli ve kapsamlı
planlamalar yapılması gerekmektedir. Ülkemiz
yeraltı kaynakları açısından çok zengin olup bu
çalışmada belirtilen sorunlarla çok sık
karşılaşılacağından, üretim metodu açık işletme
olduğu sürece, üretim yapıldıktan sonra eğer
istenirse, açılan bu alanlar, muhtemel bir gölet
veya havuz haline getirilebilir ve diğer
tesisleriyle önemli bir turizm kompleksi elde
edilebilir.
Bitkilendirme çalışmaları ile bitki seçimi
ve maliyet ile alanın peyzaj planının detayları
da yapılmış olup, bu çalışmada yer
verilmemiştir.
Şekil 9. Önerilen alan kullanımları
Kaynaklar
Anonim, 1971, Hydrogeological survey report of
Pasinler Plain, D.S.İ. Genel Müdürlüğü
Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı, Ankara.
Anonim, 1988. Açık Ocak Kömür Madenciliği, VI. Beş
Yıllık Kalkınma Planı Kömür Özel İhtisas
Komisyonu, Açık İşletme Grubu, Ankara.
Austin, P., 1995, Unlimited restoration landscape
design, Journal of the Landscape Ist., 238: 26-28.
Başal, M., Yılmaz, O., Kurum, E., Akpınar, N., Çabuk,
A., Ekşioğlu, T., 1995, Sivrihisar-Kaymaz Altın
Madeni doğa onarımı ve alan kullanım
planlaması, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Bilimsel Araştırma ve İncelemeler, Ankara, s
790.
Davis, P.H., 1965-1985. Flora of Turkey and East
Aegean Islands, Edinburg Uni. Pres., Edinburg.
Evirgen, M., M., Onacak, T., 1995, Madencilik
faaliyetlerinden sonra çevrenin düzenlenmesi ve
iyileştirilmesi, TMMOB Jeoloji Mühendisleri
Odası Yayınları, Ankara, 21.
Güçlü, K., 1993, Bitki materyali ve kompozisyonu ders
notları, yayınlanmamış.
Güçlü, K., 1993, Geniş yapraklı süs ağaç ve
ağaççıkları, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi
ders notları, Erzurum, 146.
Jarvis, D., 1995, Hope springs eternal, Landscape
Design, Journal of the Landscape Inst., 238: 1013.
Kirkbride, M., 1995, A barren rock, Landscape Design,
Journal of the Landscape Inst.,244: 13-16.
Kirkham, B., 1995, Raising the profile, Landscape
Design, J. of the Landscape Inst., 238: 21-22.
Martin Duque, J., F., Pedraza, J., Diez, A., Sanz, M.A.,
Carrasco, R.M., 1998, A geomorphological design for
the rehabilitation of an abandoned sand quarry in
central Spain, Landscape and Urban Planning, 42: 1-14.
Mills, J., Box, J., Coppin, N., 1995, Natural Legacies,
Landscape Design, Journal of the Landscape Inst., 238,
p 25.
Pinto, V., Font, X., Salgot, M., Tapias, J.C., Mana, T., 2002,
Using 3-D structures and their virtual representation as
a tool for restoring opencast mines and quarries,
Engineering Geology, 63: 121-129.
Pope, S., 1995, Restoring unity, Landscape Design, Journal
of the Landscape Inst., 238: 45-46.
Swann, P., 1995, Planning for the future, Landscape Design,
Journal of the Landscape Inst., 238: 11-13.
Tanrıverdi, F., 1973, Erzurum şehrinin gelişmesinde peyzaj
mimarisi bakımından ele alınması lazım gelen
problemler. Atatürk Üniversitesi yayını, 149.
Tanrıverdi, F., 1987, Peyzaj mimarlığı bahçe sanatının temel
ilkeleri ve uygulama metotları. Atatürk Üniversitesi
yayını, 643.
Tüzün, G., 1995, Açık linyit ocaklarının üretim sonrası
doğaya tekrar kazandırılması; Kilyos-Karaburun
örneği. Tasarıma ve planlamaya ekolojik yaklaşım.
Mimar Sinan Üniversitesi, Şehir ve Bölge Planlama
Bölümü, İstanbul, s. 386-406.
Yılmaz, H. ve Irmak, M.A., 2004. Erzurum kenti açık-yeşil
alanlarında
kullanılan
bitki
materyalinin
değerlendirilmesi, Ekoloji Dergisi, 13, 52, 9-16.
Withycombe, D., Making amends, Landscape Design,Journal
of the Landscape Inst., 238, p 47-49
GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 19-25
Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel
Özelliklerinin Belirlenmesi
Ebubekir Altuntaş
Alper Mutlu
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Makinaları Bölümü, 60240, Tokat
Özet: Ürünlerin taşıma, temizleme-sınıflandırma, işleme ve depolamayla ilgili tarım makinaları tasarımında
tarımsal ürünlerin fiziksel özellikleri önemli bir kriterdir. Bu çalışmada, antepfıstığı (Pistacia vera L.)
kabuklu ve iç meyvesinin bazı fiziksel özellikleri belirlenmiştir. Uzunluk, genişlik, kalınlık ve geometrik
ortalama çap değerleri antepfıstığı kabuklu materyali için sırasıyla 19,81, 10,94, 9,33 ve 12,60 mm ve iç
meyvesi için ise 15,32, 7,64, 7,03 ve 9,71 mm olarak bulunmuştur. Antepfıstığı kabuklu meyvesi için tek
meyve ağırlığı
(0,917 g), küresellik (%63.72), yığılma açısı (16,97°), yığın hacim ağırlığı (539,04 kg/m3),
tane hacim ağırlığı (1050,18 kg/m3), tek meyve hacmi (0,874 cm3), yüzey alanı (5,00 cm2) ve porozite
(%48,62) olarak belirlenmiştir. Antepfıstığı iç meyvesi için tek meyve ağırlığı (0,452 g), küresellik (%60,55),
yığılma açısı (18,34°), yığın hacim ağırlığı (518,82 kg/m3), tane hacim ağırlığı (953,53 kg/m3), tek meyve
hacmi (0,474 cm3), yüzey alanı (2,76 cm2) ve porozite (% 45,55) olarak belirlenmiştir. Araştırmada incelenen
antepfıstığı kabuklu ve iç meyvesinin sürtünme katsayısı değerleri de incelenmiştir. Dinamik sürtünme
katsayısı değerleri, galvaniz metal, sac ve lastik sürtünme yüzeyleri üzerinde antepfıstığı kabuklu meyvesi
için sırasıyla 0,248; 0,317 ve 0,525 ile iç meyvesi için ise 0,321; 0,326 ve 0,798 olarak bulunmuştur. Lastik
sürtünme yüzeyi, hem kabuklu ve iç meyve için en yüksek statik ve dinamik sürtünme katsayısı değeri
verirken galvaniz metal ise en düşük değerleri vermiştir.
Anahtar kelimeler: Antepfıstığı (Pistachio vera L.) kabuklu ve iç meyvesi, fiziksel özellikler
Determination of some physical properties of pistacia( Pistacia vera L.) nut and
its kernel
Abstract : To design of equipment to transport, separate, process and store, the physical properties of the
agricultural materials should be known. In this study, some physical properties of pistachio (Pistacia vera L.)
nut and its kernel were determined. The mean values of lenght, width, thickness and geometric mean
diameter were 19.81, 10.94, 9.33, and 12.60 mm for pistacia and 15.32, 7.64, 7.03, and 9.71 mm for its
kernel. The mean single fruit mass, sphericity, angle of repose, bulk and true density, single nut volume,
surface area, porosity values were obtained as 0.917 g, 63.72 %, 16.97°, 539.04 kg/m3, 1050.18 kg/m3, 0.874
cm3, 5.00 cm2 and 48.62 % for nut of pistacia, respectively. The mean single fruit mass, sphericity, angle of
repose, bulk and true density, single kernel volume, surface area, porosity values were obtained as 0,452 g,
60.55%, 18.34°, 518.82 kg/m3, 953.53 kg/m3, 0.474 cm3, 2,76 cm2 and 45.55% kernel of pistacia,
respectively. The mean values of coefficient of dynamic friction against galvanized metal, mild metal and
rubber surfaces were 0.248; 0.317 and 0.525 for nut of pistacia and 0.321; 0.326, and 0.798 for kernel of
pistacia, respectively. The maximum and minimum static and dynamic friction coefficients were found for
rubber surface and galvanized metal, respectively.
Keywords: Pistacia ( Pistacia vera L.) nut and its kernel, physical properties
1. Giriş
Pistacia cinsinin hemen bütün türlerine sert
kabuklu fıstık denirse de bu isim doğru olarak
sadece ‘‘ Pistacia Vera L.’’ türüne verilir.
Pistacia cinsi içerisindeki 10 veya daha fazla
sayıdaki türlerden sadece Pistacia vera L.
(antepfıstığı) ticari alanda değere sahip olup,
kuruyemiş olarak alınıp satılan ve meyveleri
yenen bir ürün olarak kabul edilir. Antepfıstığı,
dünyada kuzey ve güney yarım kürelerinin 3045o paralellerinin uygun mikro klimalarında
yetişmektedir. Ülkemiz, kuzey yarıküresinde ve
fıstığın
gen
merkezi
üzerindedir.
Antepfıstığının kültür formlarının gen merkezi
ise Anadolu, İran, Suriye, Afganistan ve Filistin
olduğu bildirilmektedir. Güneydoğu Anadolu
bölgesi antepfıstığı üretimi bakımından Türkiye
antepfıstığı üretiminin %94,2’sini (32.986 ton)
karşılar. Bölge üretiminin, %80,3'ü (26.498 ton)
ve Türkiye üretimini %75,7 si yalnız Şanlıurfa
ve Gaziantep illerimizden sağlanmaktadır.
Antepfıstığı meyvesi fındık, badem ve yer
fıstığı gibi yağlı meyvelerle mukayese
edildiğinde; protein bakımından %22,6
karbonhidrat bakımından %15,6 ve kalori
değeri bakımından 3250 ile birinci, %54,5 yağ
oranı bakımından fındıktan sonra ikinci sırayı
almaktadır. Bu kadar yüksek besin değeri ve
Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi
çerez olarak her yerde aranılan bir meyve,
ayrıca dünya kültürünün yayıldığı yerlerin
sınırlı oluşu nedeniyle antepfıstığı, iç ve dış
pazarlarda hep alıcı bulabilir duruma gelmiştir.
Günümüzde dünyada yıllık üretimi 250.000
tona ulaşan antepfıstığı, özellikle Türkiye, İran
ve ABD’de yetiştirilmektedir. Ülkemiz
genelinde
56
ilde
üretilmekte
olan
antepfıstığının en yoğun olarak yetiştirildiği il
Gaziantep’tir. 1995 yılı verilerine göre Türkiye
antepfıstığı ağaç sayısı 42,7 milyondur.
Türkiye'de yaygın olarak çeşitleri Siirt, Kırmızı,
Uzun, Halebi ve Ohadi çeşididir (Anonymous,
2007).
Son yıllarda çok sayıda araştırmacı
tarafından örneğin, yerfıstığı kabuklu ve iç
meyvesi (Olajide and Igbeka, 2003; Akcali et
al. 2006; Aydin, 2007), badem ve iç meyvesi
(Aydin, 2003), ’’neem nut’’ (Visvanathan et al.
1996), ’’Raw Cashew nut’’ (Balasubramanian,
2001), kayısı ( Hacıseferoğulları et al. 2007),
fındık (Ozdemir and Akinci, 2004) ve
çamfıstığı (Özgüven and Vursavuş, 2005) gibi
farklı
meyvelerin
fiziksel
özellikleri
incelenmiştir.
Bu çalışmayla, antepfıstığı kabuk ve iç
meyvelerinin bazı fiziksel özelliklerinin (boyut
özellikleri, küresellik, tek meyve ağırlığı, yığın
hacim ve tane hacim ağırlığı, meyve hacmi,
yüzey alanı, porozite, yığılma açısı ile statik ve
dinamik sürtünme katsayıları) belirlenmesi
amaçlanmıştır.
2. Materyal ve Metot
Çalışılan antepfıstığı, Gaziantep ilinden
temin
edilmiştir.
Örnekler
olgunlaşmış
meyvelerden
ve
yabancı
artıklardan
temizlenmesi için elle ayrılmıştır. Çıtlatılmamış
antepfıstığı meyveleri kabuklu ve kabuksuz
olarak kullanılmıştır. Kabuklu materyal, dış
kırmızı renkli kabuklu kısımdan ayrılmış olarak
denemeye alınmış ve iç meyveler aynı kabuklu
meyveden elde edilmiştir.
Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin
mevcut nemi, 105 0C fırında 24 saat etüvde
örnekler kurutularak kuru baza (% k.b.) göre
belirlenmiştir (Suthar and Das, 1996; Özgüven
and Vursavuş, 2005). Üçer tekerrürlü yapılan
denemeler sonucunda, çalışmamızda ortalama
nem içeriği kabuklu ve kabuksuz meyve için %
14,40 ve %9,05 olarak belirlenmiştir.
Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin
fiziksel özelliklerinden boyut özelliği için 100
20
adet rasgele seçilen örneklerin uzunluk, genişlik
ve kalınlıkları 0,01 mm hassasiyetindeki dijital
kumpas ile ölçülmüştür. Antepfıstığı kabuk ve
iç meyvelerinin geometrik ortalama çap (Dg) ve
küresellik (Φ) değerleri aşağıdaki eşitlikler
yardımıyla hesaplanmıştır (Mohsenin, 1970).
Dg = (LWT)1/3
(1)
Φ ={ (LWT)1/3 /L } x 100
(2)
Eşitliklerde; L: uzunluk (mm), W: genişlik
(mm) ve T : kalınlık (mm)’tır.
Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin tek
meyve ağırlıklarının belirlenmesi için 0,001 g
hassasiyetli elektronik tartıdan yararlanılmıştır.
Yığın hacim ağırlığı için hektolitre kabı
kullanılmış; tane hacim ağırlığı ve tohum hacmi
için ise sıvı yer değiştirme metodu
kullanılmıştır. Sıvı yer değiştirme yöntemiyle
tane meyve hacmi ve tane hacim ağırlıklarının
belirlenmesinde tolüen sıvısı kullanılmıştır.
Toluen sıvısı suya göre tohum tarafından daha
az absorbe olma özelliğine sahiptir (Desphande
ve ark. 1993; Suthar ve Das 1996). Yüzey alanı
ve porozitenin belirlenmesi için aşağıdaki
eşitlikler kullanılmıştır.
 = {1- (ρb / ρt ) } 100……………(3)
S =  Dg 2
……….….. (4)
Eşitliklerde; : porozite (%), S: Yüzey
alanı (mm2), ρb: yığın hacim ağırlığı (kg/m3) ve
ρt: Tane hacim ağırlığı (kg/m3) ve Dg:
geometrik ortalama çap (mm)’tır (Olajide and
Ade-Omowaye, 1999; Altuntas et al. 2005).
Yığılma açısının belirlenmesinde, 300 x
500 mm ölçülü boş bir silindir kullanılmıştır.
Silindir düz bir zemin üzerine yerleştirilip
antepfıstığı kabuk ve iç meyveleri örnekleriyle
doldurulmuştur. Daha sonra silindir yavaşça
kaldırılıp bir koni oluşumu sağlanmış, koni
yüksekliği ve çapından gidilerek açı değeri
hesaplanmıştır (Kaleemullah ve Gunasekar,
2002). Antepfıstığı kabuk ve iç meyvelerinin
sürtünme katsayılarının ölçümünde sürtünme
ölçüm düzeneği kullanılmıştır (Şekil 1). Bu
düzenek, metal kutu, sürtünme yüzeyi ve
elektronik üniteden oluşmaktadır. Elektronik
ünite ise mekanik kuvvet ünitesi, elektronik
varyatör, yük hücresi, elektronik ADC (analog
dijital çevirici) kart ile bir bilgisayar
bağlantısından oluşmaktadır. Yük hücresi,
metal kutuya (üstü açık 30x30x30 cm ölçülü)
bir demir çubuk ile bağlıdır. Sürtünme kuvveti
ölçümleri için, metal kutu içindeki antepfıstığı
E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU
kabuklu ve iç meyvesi, sürtünme yüzeyleri
(galvaniz metal, sac ve lastik) üzerinde sabit
0,02 m/s hızla yatay olarak hareket ettirilmiştir
(Özgöz ve ark. 2004) (Şekil 1). Statik ve
dinamik sürtünme katsayısı aşağıdaki eşitlikle
formüle edilebilir:
µ = F / Nf ……………………… (5)
Eşitlikte µ: sürtünme katsayısı, F: ölçülen
sürtünme kuvveti (N) ve Nf ise normal kuvvet
(N) tir.
Yük hücresiyle alınan sürtünme kuvveti
değerleri, ADC kart ile sayısal rakamlara
dönüştürülerek bilgisayara kaydedilmiştir. Elde
edilen ortalama değerler dinamik, maksimum
değerler ise statik sürtünme katsayısı değerleri
olarak kullanılmıştır (Kara ve ark. 1997).
Sürtünme katsayısı değerleri için ölçümler üçer
tekerrürlü, diğer fiziksel özelliklerin ölçümü
için onar tekerrürlü uygulama yapılmıştır.
3. Araştırma Sonuçları
Antepfıstığı kabuk ve iç meyvesi ile ilgili
incelenen tüm fiziksel özellikler, Çizelge 2 ve
4’de verilmiştir. Şekil 2 ve 3 ise antepfıstığı
kabuk ve iç meyvesinin boyut ve ağırlık
dağılımını karakterize etmektedir.
Antepfıstığı kabuklu meyvesi ile ilgili fiziksel
özellikler
Antepfıstığı
kabuklu
meyvesinin
büyüklüğü-nü belirten uzunluk, genişlik ve
kalınlık değerleri sırasıyla, 16,47 - 22,6 mm,
9,50 - 12,46 mm ve 7,36 - 10,52 mm arasında
değişiklik göstermiştir. Tek meyve ağırlığı ise
0,61 – 1,23 g arasında bulunmaktadır. Boyut
dağılımı incelendiğinde antepfıstığı kabuk
meyvesinde, uzunluk değerleri değişimi, örnek
toplamında % 85 oranında 18,16-21,73 mm,
genişlik değerleri % 78 oranında 10,33-11,67
mm arasında, kalınlık değerleri %82 oranında
8,24 – 10,10 mm arasında ve tek meyve ağırlık
değerleri ise %75 oranında ise 0,79-1,08 g
arasında değişmiştir (Şekil 2). Çizelge 1’de
antepfıstığı kabuksuz meyvesinin boyutları
arasındaki korelasyon katsayısı ilişkileri
açıklanmıştır. Uzunluk, genişlik, kalınlık, tek
meyve ağırlığı arasındaki ilişkilere ait
korelasyon katsayısı değerleri (R); L/W, L/T,
L/Dg, L/S ve L/ istatistiksel açıdan önemli
bulunmuştur (p<0.01). L/M arasındaki ilişkiler
istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır.
Antepfıstığı kabuklu meyvesi örnekleri
bazı fiziksel özelliklere ait ortalama ve standart
sapma değerleri Çizelge 2’de verilmiştir.
Antepfıstığı kabuklu meyvesi örneklerinin
geometrik ortalama çap, küresellik değerleri
sırasıyla 11,03–13,91 mm ve %57,84 – 70,09
arasında
değişmiştir.
Kabuklu
meyve
örneklerinin tek meyve hacim değerleri 0,842 –
0,912 cm3 arasında bulunmuştur. Kabuklu
meyve örneklerinin yığın hacim ağırlıkları ve
tane hacim ağırlıkları değerleri, sırasıyla 536,5–
544,0 kg/m3 ile 1006,2–1089,1 kg/m3 arasında
değişmiştir. Kabuklu meyvelerin yüzey alanı ve
porozite ve yığılma açısı değerleri ise sırasıyla,
3,82–6,08 cm2, % 46,43–50,51 ve 15,70–18,78°
arasında değişmiştir. Antepfıstığı kabuklu
meyvesinin statik ve dinamik sürtünme
katsayısı değerleri değişimi farklı sürtünme
yüzeylerine göre Çizelge 2’de görülmektedir.
Buna göre, galvaniz metal, sac ve lastik
sürtünme yüzeylerinde, statik sürtünme
katsayısı değerleri sırasıyla; 0,289; 0,371 ve
0,656 olarak elde edilmiştir. Dinamik sürtünme
katsayısı değerleri ise galvaniz metal, sac ve
lastik sürtünme yüzeylerinde sırasıyla, 0,248;
0,317 ve 0,525 olarak bulunmuştur.
Statik ve dinamik sürtünme katsayısı
değerlerinde en yüksek değer lastik yüzeyde
elde edilirken en düşük değer ise galvaniz sac
yüzeyde bulunmuştur. Antepfıstığı kabuklu
meyveler, lastik sürtünme yüzeyinde daha fazla
tutunurken, galvaniz sac yüzeyde ise daha
parlak ve kaygan bir yüzey olmasından dolayı
daha kolay kayma eğilimi gösterdiği
söylenebilir.
Benzer sonuçlar, yerfıstığı için (Olajide
and Igbeka, 2003; Aydin, 2007), fındık
(Ozdemir and Akinci, 2004) ve çamfıstığı
(Özgüven and Vursavuş, 2005) araştırmacılar
tarafından açıklanmaktadır.
21
Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi
Şekil 1. Sürtünme kuvveti ölçüm cihazının şematik resmi
Meyve sayısı (adet)
35
Uzunluk(L),mm
Genişlik (W), mm
Kalınlık (T), mm
Ağırlık (M), g
30
25
20
15
10
5
0
M, g
0,59-0,69
T, mm
W, mm
L, mm
0,69-0,79
0,79-0,89
0,89-0,99
0,99-1,08
1,08-1,18
1,18-1,28
7,31-7,78
7,78-8,24
8,24-8,71
8,71-9,17
9,17-9,63
9,63-10,10 10,10-10,56
9,44-9,88
9,88-10,33 10,33-10,78 10,78-11,22 11,22-11,67 11,67-12,12 12,12-12,56
16,38-17,27 17,27-18,16 18,16-19,05 19,05-19,95 19,95-20,84 20,84-21,73 21,73-22,63
Boyut ve ağırlık dağılımı
Şekil 2. Antepfıstığı kabuklu meyvesinin boyut ve ağırlık dağılımına ait değerler ( % 14,40 k.b.)
Çizelge 1. Antepfıstığı kabuklu meyvesine ait korelasyon katsayıları
Özellikler
Ortalama
L/W
1,814
L/T
2,130
L/M
22,063
L/Dg
1,572
L/S
3,980
0,312
L/
** p<0.01 ns önemsiz
Minimum
1,577
1,790
15,250
1,427
3,553
0,244
Maksimum
2,069
2,586
34,066
1,729
4,742
0,376
Standart sapma
0,118
0,163
3,685
0,064
0,239
0,030
Serbestlik derecesi
98
98
98
98
98
98
Korelasyon katsayı (R)
0,400**
0,364**
-0,043ns
0,781**
0,780**
-0.693**
Çizelge 2. Antepfıstığı kabuklu meyvesi örneklerinin bazı fiziksel özelliklerine ait sayısal değerler
(%14,40 k.b.)
Fiziksel özellikler
Uzunluk, L (mm)
Genişlik, W (mm)
Kalınlık, T (mm)
Geometrik ortalama çap, Dg (mm)
Küresellik, Φ (%)
Tek meyve ağırlığı (g)
Yığın hacim ağırlığı (ρb) (kg/m3)
Tane hacim ağırlığı (ρt) (kg/m3)
Tek meyve hacmi (cm3)
Yığılma açısı (°)
Porozite  (%)
Yüzey alanı, S (cm2)
Galvaniz sac
Sac
Lastik
Ortalama
Minimum
19,81
16,47
10,94
9,50
9,33
7,36
12,604
11,031
63,72
57,84
0,917
0,896
539,04
536,46
1050,18
1006,20
0,874
0,842
16,97
15,70
48,62
46,43
5,00
3,82
Sürtünme Katsayısı (*)
0,248
0,199
0,317
0,244
0,525
0,411
Değerler
Maksimum
22,60
12,46
10,52
13,914
70,09
0,931
544,00
1089,13
0,912
18,78
50,51
6,08
0,289
0,371
0,656
(*) Sürtünme katsayısı değerlerinde ortalama değerler, dinamik, maksimum değerler ise statik sürtünme katsayısı değerleridir.
22
Standart sapma
1,274
0,576
0,639
0,593
2,595
0,129
2,214
41,695
0,035
0,873
2,056
0,467
0,019
0,030
0,056
E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU
Antepfıstığı kabuksuz meyvesi ile ilgili
fiziksel özellikler
Antepfıstığı
kabuksuz
meyvesinin
büyüklüğünü belirten uzunluk, genişlik ve
kalınlık değerleri sırasıyla, 11,76 – 17,79 mm,
6,08 – 8,85 mm ve 5,22 – 9,13 mm arasında
değişiklik göstermiştir. Tek meyve ağırlığı ise
0,25 – 0,64 g arasında bulunmaktadır. Boyut
dağılımı incelendiğinde antepfıstığı kabuk
meyvesinde, uzunluk değerleri değişimi, örnek
toplamında %80 oranında 13,41–16,98 mm,
genişlik değerleri % 77 oranında 6,88–8,53
mm arasında, kalınlık değerleri % 74 oranında
6,34 –8,16 mm arasında ve tek tane ağırlık
değerleri ise %81 oranında ise 0,35–058 g
arasında değişmiştir (Şekil 3). Çizelge 3’de
antepfıstığı kabuksuz meyvesinin boyutları
arasındaki korelasyon katsayısı ilişkileri
açıklanmıştır. Uzunluk, genişlik, kalınlık, tek
meyve ağırlığı arasındaki ilişkilere ait
korelasyon katsayısı değerleri (R); L/W, L/T,
L/Dg, L/ ve istatistiksel açıdan önemli
bulunmuştur (p<0.01). L/M ve L/S arasındaki
ilişkiler
istatistiksel
olarak
önemli
bulunmamıştır.
Antepfıstığı kabuklu meyvesi örnekleri
bazı fiziksel özelliklere ait ortalama ve standart
sapma değerleri Çizelge 4’de verilmiştir.
Antepfıstığı kabuksuz meyvesi örnekleri için
geometrik ortalama çap, küresellik değerleri
sırasıyla 7,66–10,54 mm ve % 54,36 – 71,17
arasında
değişmiştir.
Kabuksuz
meyve
örneklerinin tek meyve hacim değerleri 0,247 –
Meyve sayısı (adet)
45
0,635 cm3 arasında bulunmuştur. Kabuksuz
meyve örneklerinin yığın hacim ağırlıkları ve
tane (gerçek) hacim ağırlıkları değerleri,
sırasıyla 512,66–531,16 kg/m3 ile 922,78–
987,40 kg/m3 arasında değişmiştir. Kabuksuz
meyvelerin yüzey alanı ve porozite ve yığılma
açısı değerleri ise sırasıyla, 1,84–3,90 cm2,
%43,78 – 47,46 ve 17,48–19,14° arasında
değişmiştir. Antepfıstığı kabuksuz meyvesinin
statik ve dinamik sürtünme katsayısı değerleri
değişimi farklı sürtünme yüzeylerine göre
Çizelge 4’de görülmektedir. Çizelgeye göre,
galvaniz sac, sac ve lastik sürtünme
yüzeylerinde,
statik sürtünme katsayısı
değerleri sırasıyla; 0,342; 0,399 ve 0,843 olarak
elde edilmiştir. Dinamik sürtünme katsayısı
değerleri ise galvaniz sac, sac ve lastik
sürtünme yüzeylerinde sırasıyla, 0,321; 0,336
ve 0,798 olarak bulunmuştur.
Statik ve dinamik sürtünme katsayısı
değerleri,
antepfıstığı
kabuksuz
meyve
örnekleri için en yüksek değer lastik yüzeyde
en düşük ise galvaniz metal yüzeyde
bulunmuştur.
Benzer sonuçlar, yerfıstığı için (Olajide
and Igbeka, 2003; Aydin, 2007), badem ve iç
meyvesi (Aydin, 2003), ’’neem nut’’ (
Visvanathan et al. 1996), kayısı (
Hacıseferoğulları et al. 2007), fındık ( Ozdemir
and Akinci, 2004) ve çamfıstığı (Özgüven and
Vursavuş, 2005) araştırmacılar tarafından
açıklanmaktadır.
Uzunluk(l),mm
Genişlik (w), mm
Kalınlık (t), mm
Ağırlık (m), g
40
35
30
25
20
15
10
5
0
m, g
0,337-0,295 0,295-0,352 0,352-0,409 0,409-0,466 0,466-0,523 0,523-0,580 0,580-0,637
t, mm
5,13-5,78
5,78-6,34
6,34-6,95
6,95-7,55
7,55-8,16
8,16-8,77
8,77-9,38
w, mm
6,06-6,47
6,47-6,88
6,88-7,29
7,29-7,71
7,71-8,12
8,12-8,53
8,53-8,94
l, mm
11,63-12,52 12,52-13,41 13,41-14,30 14,30-15,20 15,20-16,09 16,09-16,98 16,98-17,88
Boyut ve ağırlık dağılımı
Şekil 3. Antepfıstığı kabuksuz meyvesinin boyut ve ağırlık dağılımına ait değerler ( % 9,05 k.b.)
23
Antepfıstığı (Pistacia vera L.) Kabuklu ve İç Meyvesinin Bazı Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi
Çizelge 3. Antepfıstığı kabuksuz meyvesine ait korelasyon katsayısıları
Özellikler
L/W
L/T
L/M
L/Dg
L/S
L/
** p<0.01;
Ortalama
Minimum
2,010
2,195
35,144
1,641
5,536
0,252
ns
önemsiz
1,624
1,655
23,064
1,405
4,563
0,165
Maksimum
2,499
2,930
62,323
1,840
7,006
0,320
Standart
sapma
0,166
0,224
7,590
0,077
0,536
0,028
Serbestlik
derecesi
98
98
98
98
98
98
Korelasyon katsayısı (R)
0,532**
0,543**
0,142 ns
0,840**
0,079ns
-0,461**
Çizelge 4. Antepfıstığı kabuksuz meyvesi örneklerinin bazı fiziksel özelliklerine ait sayısal değerler
( % 9,05 k.b.)
Değerler
Fiziksel özellikler
Uzunluk, L (mm)
Genişlik, W (mm)
Kalınlık, T (mm)
Geometrik ortalama çap, Dg (mm)
Küresellik, Φ (%)
Tek meyve ağırlığı (g)
Yığın hacim ağırlığı (ρb) (kg/m3)
Tane hacim ağırlığı (ρt) (kg/m3)
Tek meyve hacmi (cm3)
Yığılma açısı (°)
Porozite  (%)
Yüzey alanı, S (cm2)
Galvaniz sac
Sac
Lastik
Ortalama
Minim
um
15,32
11,76
7,64
6,08
7,03
5,22
9,709
7,66
60,55
54,36
0,452
0,247
518,82
512,66
953,53
922,78
0,474
0,457
18,34
17,48
45,55
43,78
2,76
1,84
Sürtünme Katsayısı (*)
0,360
0,265
0,326
0,289
0,798
0,762
Maksimum
17,79
8,85
9,13
10,54
71,17
0,635
531,16
987,40
0,489
19,14
47,46
3,90
Standart
sapma
1,300
0,631
0,794
3,841
6,52
0,094
5,747
32,420
0,034
0,643
1,843
0,414
0,342
0,399
0,843
0,022
0,028
0,034
(*) Sürtünme katsayısı değerlerinde ortalama değerler, dinamik, maksimum değerler ise statik sürtünme katsayısı değerleridir.
4. Sonuç
Ülkemiz, dünya antepfıstığı üretiminde
önemli bir yere sahiptir. Antepfıstığı içerdiği
kimyasallar ile de önemli bir besin maddesi
olmaktadır. Bu derecede önemli olan
antepfıstığının fiziksel özelliklerinin bilinmesi
bu meyvenin kabuklu ve kabuksuz olarak çeşitli
tarım
makinaları
(taşıma,
temizlemesınıflandırma, işleme ve depolama) tasarımları
için önemlidir. Bu çalışmada belirlenen bazı
özellikler aşağıda özetlenmiştir.
- Antepfıstığı kabuklu meyvesinin uzunluk,
genişlik ve kalınlık değerleri sırasıyla, 19,81;
10,94 ve 9,33 mm ve kabuksuz meyvesinde ise;
15,32; 7,64 ve 7,03 mm olarak bulunmuştur.
- Küresellik değerleri antepfıstığı kabuklu
ve kabuksuz meyvesinde sırasıyla % 63,72 ve
% 60,55 olarak bulunmuştur.
- Hacim ağırlıkları için yığın hacmi ve
gerçek tane hacim ağırlıkları antepfıstığı
kabuklu ve kabuksuz meyvesinde sırasıyla;
539,04 ve 518,82 kg/m3 ile 1050,18 ve 953,53
kg/m3 olarak bulunmuştur.
- Sürtünme katsayısı değerleri statik ve
dinamik olarak antepfıstığı kabuklu ve
kabuksuz meyvesinde lastik yüzeyde en yüksek
ve galvaniz metalde ise en düşük bulunmuştur.
Kaynaklar
Akcali. I.D., A. Ince, and E. Guzel, 2006. Selected
Physical Properties of Peanuts. International
Journal of Food Properties, 9: 25–37.
Altuntas, E., E. Ozgoz, O.F. Taser, 2005. Some
Physical Properties of Fenugreek (Trigonella
foenum-graceum L.) Seeds. Journal of Food
Engineering, 71: 37-43.
Anonymous,
2007.
Antepfıstığı.
http://bilgisitesi.cwrwgl.com/k/antep_fistigi.html.
24
Aydin, C., 2003. Physical Properties of Almond Nut and
Kernel. Journal of Food Engineering, 60: 315-320.
Aydin, C., 2007. Some Engineering Properties of Peanut
and Kernel. Journal of Food Engineering, 79: 810816.
Balasubramanian, D., 2001. Physical Properties of Raw
Cashew Nut. Journal of Agricultural Engineering
Research, 78: 291-297.
E.ALTUNTAŞ, A.MUTLU
Deshpande, S.D., S, Bal, & T.P. Ojha, 1993. Physical
Properties of Soybean Grains. Journal of
Agricultural Engineering Research, 56: 89-92.
Haciseferogullari, H., İ. Gezer, M.M. Ozcan, B.
Muratasma, 2007. Post Harvest Chemical and
Physical-Mechanical Properties of Some
Apricot Varieties Cultivated in Turkey. Journal
of Food Engineering, 79: 364-373.
Kaleemullah, S.,  J.J. Gunasekar, 2002. MoistureDependet Physical Properties of Arecanut
Trues. Biosystem Engineering, 82: 331-338.
Kara, M., N. Turgut, Y. Erkmen, & İ.E. Güler, 1997.
Bazı Taneli Ürünlerin Sürtünme Katsayılarının
Belirlenmesi.
17.
Ulusal
Tarımsal
Mekanizasyon Kongresi, Bildiri Kitabı, 609614, Tokat.
Mohsenin, N.N., 1970. Physical Properties of Plant
and Animal Materials. Gordon and Breach
Science Publishers, New York.
Olajide, J.D., & J.C. Igbeka, 2003. Some Physical
Properties of Groundnut Kernels. Journal of
Food Engineering, 58: 201-204.
Olajide, J.D., & Ade-Omowaye, B.I.O., 1999. Some
Physical Properties of Locust Bean Seed.
Journal of Agricultural Engineering Research,
74 : 213-215.
Olajide, J.O., J.C. Igbeka, 2003. Some Physical
Properties of Groundnut Kernels. Journal of Food
Engineering, 58, 201–204.
Ozdemir, F., I. Akinci, 2004. Physical and nutritional
properties of four major commercial Turkish
hazelnut
varieties .
Journal
of
Food
Engineering, 63,3, 341-347.
Özgüven, F., K. Vursavuş, 2005. Some Physical,
Mechanical and aerodynamic properties of pine
(Pinus
pinea)
nuts.
Journal
of
Food
Engineering, 68:191-196.
Özgöz, E., Ö.F. Taşer, G. Ergüneş, E. Altuntaş, 2004.
Bazı Tarımsal Ürünlerin Fiziksel Özelliklerinin
Belirlenmesi. GOÜ. Bilimsel Araştırma (2001/43
no’lu) proje sonuç raporu. (Yayınlanmamış
Araştırma Projesi).
Suthar, S.H., & S.K. Das, 1996. Some Physical Properties
of Karingda [Citrus lanatus (thumb) mansf ] Grains.
Journal of Agricultural Engineering Research, 65:
15-22.
Visvanathan, R., P.T. Palanisamy, V. Gothandapani, V.
Sreenarayanan, 1996. Physical Properties of Neem
Nut. Journal of Agricultural Engineering Research
63: 19-26
25
GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 27-34
Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre
İnteraksiyonlarının Belirlenmesi*
Oral Düzdemir
Cevdet Akdağ
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, 60240, Tokat
Özet: Genotip x çevre interaksiyonlarını belirlemek amacıyla 14 nohut çeşidi, 2001 ve 2002 yıllarında, dört
farklı çevrede (Tokat-Tahtoba, Tokat-Pazar, Tokat-Zile ve Amasya-Gökhöyük) yetiştirilmiştir. Tarla
denemeleri tesadüf blokları deneme deseninde 4 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Dekara tane verimi
bakımından genotip x çevre etkileşimleri %1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Denemede çevrelerin ortalama
tane verimleri 81.9-191.9 kg/da arasında değişmiş, en yüksek verim Tokat-Tahtoba’da, en düşük verim ise
Tokat-Zile’de 2002 yılında elde edilmiştir. Çeşitlerin tane verimleri 94.9-153.1 kg/da arasında değişmiş, en
yüksek tane verimini Akçin-91, en düşük ise Uzunlu-99 ve Küsmen-99 çeşitleri vermiştir. Tane verimi için
çeşitlerin adaptasyon sınıfları incelendiğinde, Menemen-92, Aziziye-94, Sarı-98, Sıra Nohut ve Konya tipi
genotipleri tüm çevrelere orta, Akçin-91’in tüm çevrelere iyi, İspanyol’un iyi çevrelere orta, Er-99 ile
Gökçe’nin iyi çevrelere iyi, Aydın-92, Damla-89 ve İzmir-92’nin kötü çevrelere orta ve Uzunlu-99 ile
Küsmen-99’un ise kötü çevrelere kötü uyum gösterdikleri belirlenmiştir. Çalışmada tane verimi bakımından
Menemen-92 ve Aziziye-94 çeşitlerinin daha stabil olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar kelimeler: Nohut, genotip x çevre interaksiyonları, verim, stabilite
Determination of Genotype by Environment Interactions of some Chickpea
(Cicer arietinum L.) Varieties
Abstract: Fourteen chickpea varieties were grown in four locations (Tokat-Tahtoba, Tokat-Pazar, Tokat-Zile
and Amasya-Gökhöyük) in 2001 and 2002 in order to determine their genotype by environment interactions.
Trials were conducted in Completely Randomized Block Design with four replications. Seed yield per decare
trait was studied. Location x variety interaction was significant at 1% of probability for seed yield. Seed
yield, the most important trait, varied from 81.9 to 191.9 kg per decare. Of the locations, 2002-Tahtoba had
the highest yield while 2002-Zile the lowest. Seed yield of the varieties varied from 94.9 to 153.1 kg/da.
Akçin-91 had the highest but Uzunlu-99 and Küsmen-99 the lowest seed yield. When adaptation classes of
the varieties were considered, Menemen-92, Aziziye-94, Sarı-98, Sıra Nohut and Konya had moderate
adaptation to all environments, Akçin-91 had good adaptation to all environments, İspanyol had moderate
adaptation to good environments, Er-99 and Gökçe had good adaptation to good environments, Aydın-92,
Damla-89 and İzmir-92 had moderate adaptation to poor environments, and Uzunlu-99 and Küsmen-99 had
poor adaptation to poor environments. According to yield stability parameters, Menemen-92 and Aziziye-94
were the most stable varieties.
Key words: Chickpea, genotype by environment interactions, yield, stability
1. Giriş
Nohut, yüksek oranda protein (%15-32)
ve karbonhidrat (%50-74) içeriği yanında
fosfor, kalsiyum ve demir gibi mineral
maddeler ile A, B ve Niacin gibi vitaminlerce
zengin olması nedeniyle insan beslenmesinde
önemli bir yere sahiptir (Akçin, 1988; Bressani
and Elias, 1988).
Mercimeğin ardından kurağa ve düşük
sıcaklığa dayanıklı ikinci yemeklik tane
baklagil cinsi olan nohut, toprak isteği
bakımından da fazla seçici değildir. Drenajı iyi,
hafif asit veya alkali reaksiyonlu, kireçli ve
kıraç sayılabilecek topraklarda bile yetişebilir.
Köklerinde ortak yaşam sürdüren Rhizobium
bakterileri vasıtasıyla havadaki elementer
azottan faydalanabilmesi,
yetiştiriciliğinin
* Bu makale, doktora tezinden özetlenmiştir.
kolay ve gelişme döneminin kısa olması
(Azkan, 1989; Sepetoğlu, 1994), onu tahılnadas ekim nöbeti sisteminde yer alan birkaç
bitkiden birisi yapmaktadır (Işık, 1992).
Ülkemizde nohut 1940’lı yıllarda 85 000 ha
ekim alanı ile 77 200 ton üretime sahip iken,
2005 yılı itibariyle ekim alanı 650 000 ha’a ve
üretimi de 610 000 ton’a ulaşmıştır (Anonim,
2006).
Günümüzde
tarım
alanlarının
son
sınırlarına
ulaşması,
artan
nüfusun
beslenebilmesi için birim alan veriminin
artırılmasını gerektirmektedir. Bu, modern
tarım tekniklerinin uygulanması ve üstün
özelliklere sahip çeşitlerin kullanılmasıyla
mümkündür. Fakat, bitkiler diğer bazı
Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi
yönlerden olduğu gibi verim kapasiteleri
bakımından da cins ve tür olarak birbirine
benzememekte hatta aynı tür içinde de
farklılıklar görülmektedir. Buna değişim denir
ve nedenleri de genetik yapı ile çevre ve
bunların etkileşimleridir (Şehirali ve Özgen,
1988). Dolayısıyla, farklı çeşitlerin değişik
çevrelerde performans ve uyum yetenekleri
farklılıklar göstermektedir (Açıkgöz ve
Açıkgöz, 1994; Altınbaş ve ark. 1999a).
Bitki ıslahçıları, kaliteli ve yüksek verimli
çeşitlerin tespitinde genotip x çevre ilişkileriyle
yakından ilgilenirler. Genellikle, geliştirdikleri
çeşitlerin değişik çevre şartlarına uygun,
çevreden en az etkilenen bir genetik yapıda
olmasını istemektedirler (Demir ve Tosun,
1991). Bu nedenle yeni çeşit ve/veya çeşit
adayları birçok çevrede denemeye alınmakta,
ancak bunlarda genotip x çevre etkileşimlerinin
önemli çıkması genetik potansiyelleri hakkında
karar vermeyi güçleştirmektedir. Bu durumda,
farklı çevrelerde yetiştirilen genotiplerin uyum
yeteneklerini ortaya koyan stabilite testleri
yapılmaktadır.
Stabilite, biyolojik anlamda çeşitlerin
farklı çevrelerde sabit bir verim göstermesi,
tarımsal anlamda da bir çeşidin belli bir
çevrede, o çevrenin belirlenen verimlilik
düzeyinde olması şeklinde ifade edilmektedir
(Yılmaz ve Tuğay, 1999). Ayrıca stabilite genel
adaptasyon
yeteneği
olarak
da
tanımlanmaktadır (Gencer ve Kıllı, 1994).
Yates and Cohran (1938), stabilite olarak
regresyon analizi tekniğiyle, önemli çıkan
genotip x çevre interaksiyonlarının öğelerine
ayrılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Daha
sonra bu modeli temel alan araştırmacılar farklı
stabilite kriterleri ortaya koymuşlardır. Örneğin
Finlay and Wilkinson (1963) her bir genotipin
değişik çevrelerde aldıkları genotip değerlerinin
çevre ortalamaları üzerine olan regresyonunu,
Eberhart and Russel (1966) ise regresyon
katsayısı ile birlikte regresyondan sapma (hata)
kareler ortalamasını kullanmışlardır.
Chandra et al. (1971), nohutta genotiplerin,
çevre ve agronomik uygulamalar ile
etkileşimlerinin genotip x yıl interaksiyonuna
göre daha önemli olduğunu ifade etmişlerdir.
Buna karşın Singh et al. (1974), iyi seçilmiş bir
çevrede yıllar itibariyle tekrarlamanın bitki
boyu ve tane ölçüsü bakımından etkin bir seçim
için yeterli olduğunu ileri sürmüşlerdir.
28
Shah et al. (1983), 1979-1983 yılları
arasında 14 nohut genotipinden oluşan bir set
ile 5’i kıraç ve 4’ü yağışlı olmak üzere 9
çevrede yaptıkları çalışmada, tane verimi için
genotip x çevre etkileşimlerini önemli
bulmuşlar, stabilite testlerinde de Eberhart and
Russel ile Wricke’nin belirttiği parametreleri
kullanmışlardır.
Singh and Singh (1989), 66 genotip ile 3
yıl boyunca farklı ekim tarihleri, sıra aralıkları
ve gübre dozlarını içeren 9 mikro çevrede stabil
çeşit belirlemeyi amaçladıkları çalışmada, tüm
karakterler için genotip, çevre ve genotip x
çevre etkileşimleri önemli olmuş, stabil çeşitleri
belirlemek için de regresyon katsayısı (bi) ve
regresyon katsayısından
sapma (S2d)
kullanılmıştır.
Singh and Bejiga (1990), Suriye ve
Lübnan’da 3 çevre ile 2 ekim zamanında 3
yıllık çalışmada, tane verimi için genotip x
çevre etkileşimlerinin önemli olduğunu
saptamış, stabilite parametresi olarak da
Eberhart and Russel’ın regresyon katsayısından
sapmaları (S2d) kullanmışlardır.
Özdemir ve Engin (1996), Çukurova
şartlarında beş yıl süre ile 14 nohut çeşidinde
verim stabilitesini inceledikleri çalışmada,
Eberhart and Russel’ın belirttiği stabilite
parametresini kullanmışlar ve çeşitlerin
performanslarında mevsim şartlarına göre
oldukça önemli farklılıklar gözlemlemişlerdir.
Toker (1998), Antalya şartlarında, iki yıl
süreyle, 2 çevrede 8 nohut genotipiyle yaptığı
çalışmada, ele alınan tüm özellikler bakımından
genotip x çevre interaksiyonları önemli
çıkmıştır.
Altınbaş ve ark. (1999b), 10 nohut genotipi
ile 1997-1999 yılları arasında Bornova
şartlarında yazlık, 1997-1998 yıllarında
Isparta’da yazlık ve kışlık olarak, 7 çevrede
yaptıkları çalışmada, Eberhart and Russel,
Wricke, Shukla ve Lin et al.’in önerdikleri
parametreleri ele almışlardır. Araştırmacılar,
genotip x çevre interaksiyonlarının verimde
önemli
değişimlere
sebep
olduklarını
saptamışlar, performans stabiliteleri yönünden
genotipler arasında bir ayrımın yapılmasında
regresyon katsayılarının (bi) ve regresyondan
sapma varyanslarının (S2d) etkili bir ölçüt
olabileceğini ifade etmişlerdir.
Çalışmanın amacı; bazı nohut çeşitlerinin
tane verimi için genotip x çevre etkileşimleri ve
stabilite durumlarının belirlenmesidir.
O.DUZDEMİR, C.AKDAĞ
2. Materyal ve Yöntem
2.1. Materyal
Çalışmada 11 tescilli ve 4 köy çeşidi
olmak üzere toplam 15 tane çeşit kullanılmış ve
bunlara ait bazı bilgiler Çizelge 1’de verilmiştir.
Tarla çalışmaları 2001 ve 2002 yıllarında
Tokat-Tahtoba köyü, Pazar ve Zile ilçeleri ile
Amasya-Gökhöyük olmak üzere 4 farklı
çevrede yürütülmüştür.
Çizelge 1. Denemede kullanılan nohut çeşitlerine ait bazı bilgiler
Çeşit Adı
Aydın-92
Menemen-92
Akçin-91
Aziziye-94
Damla-89
Er-99
Uzunlu-99
Gökçe
Küsmen-99
İzmir-92
Sarı-98
Sıra Nohut
İspanyol
Konya Tipi
Meksika Tipi
Temin Yeri
TİGEM
TİGEM
TİGEM
TİGEM
TİGEM
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens..
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.
Ege Tar.Arş.Ens.
Ege Tar.Arş.Ens.
Tokat
Tokat
Tokat
Tokat
Islah Merkezi
Ege Tar.Arş.Mer.Ens.
Ege Tar.Arş.Mer.Ens:
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens:
D.Ana.Tar.Araş.Ens:
Krd.Tar.Ara.Ens.Ens:
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.
Tar.Bit.Mer.Arş.Ens.
Ege Tar.Arş.Mer.Ens.
Ege Tar.Arş.Mer.Ens.
---------
Deneme alanları ve yıllarına ilişkin bazı
iklim özellikleri değerleri çizelge 2’de
verilmiştir. Buna göre, aylık ortalama sıcaklık
değerleri tüm çevrelerde 2001 yılında 2002 yılı
ve uzun yıllık değerlere göre daha yüksek
olmuştur. Buna karşın 2001 yılındaki toplam
yağış miktarları 2002 ve uzun yıllara kıyasla
daha düşük ve yağış rejimi de daha düzensiz
olmuştur. 2001 yılında tüm deneme alanlarında
en yüksek yağış miktarları Mayıs ayında
alınmıştır. Özellikle ilk yıl ekimlerinin yapıldığı
Mart ayından sonraki aylarda alınan yağış
miktarları düşük olmuş ve kurak bir periyot
yaşanmıştır. Bu durum çevreler içinde özellikle
Gökhöyük’te çok etkili olmuş ve bitkilerin
gelişimlerini olumsuz bir şekilde etkilemiştir.
Araştırmanın ikinci yılında tüm çevrelerde
düşen yağış miktarı ilk yıl ve uzun yıllara göre
daha fazla olmuştur. Aylık nispi nem değerleri
de ortalama sıcaklık ve toplam yağış miktarına
benzer bir seyir izlemiş ve ilk yıl değerleri
ikinci yıl ve uzun yıllara göre daha yüksektir.
Deneme alanları toprakları, 2001 yılında
Pazar’da siltli-killi-tınlı, diğer alanlarda killitınlı ve tınlı tekstür sınıfına girerken, 2002
yılında ise tüm deneme alanları toprakları
killidir. Deneme alanları toprakları tuzsuz
(%0.029-0.049), hafif alkali reaksiyonlu, sadece
2001 yılında Gökhöyük’te orta alkalidir.
Organik madde oranları %1.25-2.66 arasında
değişmiştir. Pazar ve Tahtoba’daki deneme
alanlarının ilk yılında organik madde oranları
orta, diğerleri azdır. Kireç içerikleri %2.6 ile
Özelliği
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Tescilli Çeşit
Köy Çeşidi
Köy Çeşidi
Köy Çeşidi
Köy Çeşidi
Tane Tipi
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Kuşbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Koçbaşı
Bintane Ağ. (g)
350
450
400-430
500
450-500
470-480
500-510
440-460
500-510
450
500-510
---------
Antraknoza day.
Dayanıklı
Tol.- Dayanıklı
Toleranslı
Dayanıklı
Toleranslı
Dayanıklı
Toleranslı
Dayanıklı
Dayanıklı
Tol. – Dayanıklı
Dayanıklı
Hassas
Hassas
Hassas
Hassas
%48.4 arasında değişmiştir. Tahtoba çok fazla
kireçli ve çok kireçli özellik gösterirken,
diğerleri az ve kireçli özellik sergilemişlerdir.
Gökhöyük dışında tüm deneme çevrelerinde,
bitkiye elverişli fosfor oranları nohudun ihtiyaç
duyduğu
miktardan
yüksek,
potasyum
miktarları ise yeterlidir.
2.2. Metot
Araştırmada, tarla denemeleri Tesadüf
Blokları Deneme deseninde 4 tekerrürlü olarak
düzenlenmiştir. Çeşitler 5 m x 0.40 m x 6 sıralı
(toplam 12 m2) parsellerde 10 cm sıra üzeri
mesafe ile ekilmişlerdir. Çeşitler arasında
boşluklar bırakılmamış; fakat blok baş ve
sonuna gelen çeşitlerde kenar tesiri olarak dış
taraflarına birer sıra daha ekilmiştir. Ekimden
önce her bir parsele 2.7 kg saf N/da ve 6.9 kg
saf P2O5/da hesabı ile 15 kg/da diamonyum
fosfat (DAP) gübresi verilmiştir. Gerekli bakım
işlemleri uygun yöntemlerle ve eşit olarak
yürütülmüştür.
Ekimler ilk yıl 26/03 (Pazar), 27/03
(Gökhöyük) 28/03(Zile), 29/03/2001 (Tahtoba)
ve ikinci yılda sırasıyla 19/03, 18/03,
07/04/2002 ve 12/04/2002’de yapılmıştır.
Hasat her çeşitte parsel başlarından 50’şer
cm ile blokların baş ve son kısımlarına denk
gelen çeşitlerde en dıştaki birer sıra kenar tesiri
bırakıldıktan sonra kalan alanda yapılmıştır.
Hasat edilen bitkiler kurutulduktan sonra
harmanlanmış, parsel verimleri dekara tane
verimlerine dönüştürülmüştür.
29
Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi
Çizelge 2. Deneme alanları ve yıllarına ait bazı iklim verileri .
İklim
Özellikleri
Çevre
Mart
11.3
9.3
6.9
11.4
19.9
7.2
12.6
10.2
Nisan
13.5
11.1
12.5
13.0
10.3
12.6
14.7
12.5
13.6
Mayıs
14.4
15.6
16.2
14.3
16.4
16.3
16.3
18.4
17.7
Aylar
Temmuz
23.6
23.2
22.1
24.9
24.8
22.0
25.9
22.8
23.7
Haziran
20.2
18.8
19.5
21.2
19.6
19.5
22.9
21.3
21.4
2001
Pazar1
2002
Uzun Yıl.
2001
Ortalama
Zile2
2002
Sıcaklık
Uzun Yıl.
(0C)
2001
G.Höyük
2002
Uzun Yıl.
2001
Tahtoba
2002
Uzun Yıl.
2001
19.3
39.6
92.2
5.6
1.0
Pazar
2002
29.2
68.4
16.8
57.6
37.6
Uzun Yıl.
38.2
62.4
59.5
38.6
10.4
2001
31.7
26.5
112.1
3.4
0.3
Toplam
Zile
2002
9.8
85.3
43.6
34.6
14.2
Yağış
Uzun Yıl.
38.5
62.7
60.0
38.1
10.9
(mm)
2001
21.0
14.0
104.0
0.0
0.0
G.Höyük
2002
21.0
40.0
2.0
29.0
8.0
Uzun Yıl.
45.7
50.1
36.0
13.7
2001
36.6
36.5
95.8
0.0
0.0
Tahtoba
2002
44.3
112.6
12.0
47.7
56.4
Uzun Yıl.
2001
64.4
68.0
75.9
60.6
64.4
Pazar
2002
63.8
76.6
65.1
76.4
70.4
Uzun Yıl.
59.8
59.5
60.2
57.8
55.0
2001
62.5
67.0
72.6
60.1
66.8
Nispi
Zile
2002
64.1
75.4
64.0
66.7
63.7
Nem
Uzun Yıl.
59.3
58.9
59.7
56.9
53.7
(%)
2001
53.8
54.5
57.2
47.9
50.5
G.Höyük
2002
54.4
57.9
45.7
50.7
52.0
Uzun Yıl.
58.0
58.0
55.0
54.0
2001
Tahtoba
2002
Uzun Yıl.
Kaynaklar: 1- Köy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü Kayıtları, Tokat.
2- Zile Meteroloji İstasyonu Kayıtları, Tokat.
3 - TİGEM Gökhöyük Üretme Çiftliği Müdürlüğü Kayıtları, Gökhöyük/Amasya.
4 - Şeker Şirketi Artova Şefliği Kayıtları, Artova/Tokat.
2.3. Verilerin Değerlendirilmesi
Varyans Analizi: İki yıl süre ile yürütülen
bu çalışmada 2001 yılında yoğun kuraklığın
görüldüğü
Gökhöyük’ten ve antraknoz
nedeniyle Meksika yerel çeşidinden sağlıklı
veri elde edilemediği için değerlendirme dışı
tutulmuşlardır. Denemeden elde edilen veriler
her deneme yeri bir çevre kabul edilerek toplam
7 yer üzerinden birleştirilerek varyans analizine
tabi tutulmuş ve önemli çıkan ortalamalar arası
farklılıklara Duncan çoklu karşılaştırma testi
uygulanmıştır (Yurtsever, 1984; Düzgüneş ve
ark., 1987).
Stabilite Analizi: Önce genotip ve çevreleri
içeren çift taraflı tablolar Lin et al. (1986)’un
belirttiği şekilde oluşturulmuştur. Bu çizelgeden
yararlanılarak, Finlay and Wilkinson (1963)’a
göre her bir genotipin değişik çevrelerde
30
Ağustos
23.3
21.4
21.7
24.3
22.5
21.6
25.9
23.4
23.4
Eylül
19.6
18.8
17.8
20.8
20.0
17.9
22.6
21.1
Top./Ort.
17.9
16.9
16.7
18.6
19.1
16.7
20.1
18.5
1.2
11.2
7.0
10.6
14.3
5.5
22.0
37.0
6.6
9.2
16.9
20.4
11.4
17.7
6.5
36.4
17.5
0.0
48.0
179.3
232.2
233.8
191.2
238.2
233.2
161.0
185.0
31.8
28.2
209.9
318.1
65.5
72.1
56.8
68.0
68.1
54.7
48.9
53.3
55.0
66.8
75.0
60.2
61.7
69.5
58.4
49.2
56.9
66.5
71.3
58.5
65.5
67.4
57.4
51.7
52.9
aldıkları genotip değerlerinin çevre ortalamaları
üzerine regresyonu hesaplanmıştır.
bi =
a

j
=1(XiJ- X i.) ( X .j- X ..)/
a

j
( X .j- X ..)2
Eşitlikte; i = genotipler, j = çevreler, XiJ- X i. =
i'inci genotipin fenotip değeri ile bütün çevreler
üzerindeki genotip ortalaması arasındaki fark ve
X .j- X .. = j'inci çevrenin etkisidir.
İkinci parametre olarak da Eberhart and
Russell (1966)’ın bildirdiği her bir genotipin
değişik çevrelerde almış olduğu değerin çevre
ortalamaları üzerine olan regresyondan sapma
(hata) kareler ortalamasından faydalanılmıştır.
S2 d=1/q-2 [
a

j
=1 (xij- X i. )2 -bi 2
a

j
=1 (x.j - X ..)2 ]
Eşitlikte; xij - X i. = i'inci genotipin fenotip değeri
ile bütün çevreler üzerindeki genotip
ortalamaları arasındaki fark, X .j - X .. = j'inci
O.DUZDEMİR, C.AKDAĞ
çevrenin etkisi, bi = Finlay and Wilkinson
regresyon katsayısı ve q = çevrelerin sayısıdır.
Bu parametrelere göre, ortalaması genel
ortalamadan yüksek, regresyon katsayısı 1'e
eşit, regresyondan sapma varyansı sıfır veya
sıfıra yakın olan çeşitler stabil çeşit olarak
değerlendirilmiştir. Stabilite parametrelerinin
bi>1
xi<x
bi>1
bi=1
bi=1
bi<1
xi<x
bi<1
xi=x
bi>1
bi=1
bi<1
xi>x
iyi çevrelere
kötü uyum
bi=1
tüm çevrelere
kötü uyum
kötü çevrelere
kötü uyum
tespitinden sonra da Finlay and Wilkinson
(1963)'ın deneme ortalaması ile regresyon
katsayısını kullanarak geliştirdikleri grafik
metoduna göre çeşitlerin adaptasyon sınıfları
belirlenmiştir (Şekil 1). Denemenin genel
ortalaması ve regresyon hattı (b=1) için güven
sınırı; G.S.= X + t.S X formülü ile bulunmuştur.
i
ç
t
o
o
u
ç
u
k o
ç u
iyi çevrelere
iyi uyum
tüm çevrelere
iyi uyum
kötü çevrelere
iyi uyum
Şekil 1. Genotipik adaptasyonun matematiksel ve sözel izahı
3. Bulgular ve Tartışma
İki yıl süreyle 7 farklı çevrede 14 nohut
çeşidi ile yapılan denemede, dekara tane verimi
çevre, çeşit ve çevre x çeşit etkileşimlerine göre
istatistiksel olarak 0.01 önem düzeyinde
değişim gösterdiği tespit edilmiştir.
Çevrelerin ortalama tane verimleri 81.9191.9 kg/da arasında değişmiştir. 2002 yılında
Tahtoba (191.9 kg/da) en yüksek tane verimini
verirken yine 2002 yılında Zile (81.9 kg/da) en
düşük değeri vermiştir (Çizelge 3).
Çizelge 3. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinin tane verimine (kg/da) ait ortalamalar ve Duncan çoklu testine
göre yapılan gruplandırmalar
2001
2002
Çeşitler
Pazar
Zile
Tahtoba
Pazar
Zile
Gökhöyük
Aydın-92
99.5 ab
181.8 a
138.8 ab
169.2 abc
77.4 a
125.7 bc
Menemen-92
99.7 ab
151.9 ab
126.3 ab
131.0 a-f
74.6 a
130.2 bc
Akçin-91
96.4 abc
182.4 a
149.1 ab
172.9 ab
99.5 a
174.4 ab
Aziziye-94
86.7 abc
114.5 bc
153.7 ab
142.2 a-e
86.5 a
159.8 ab
Damla-89
78.7 abc
144.0 abc
122.6 ab
164.1 a-d
91.6 a
162.2 ab
Er-99
80.5 abc
184.3 a
152.0 ab
160.3 a-d
85.7 a
181.2 ab
Uzunlu-99
65.8 abc
90.7 c
99.6 b
107.9 def
75.8 a
96.4c
Gökçe
105.3 a
136.4 abc
134.8 ab
182.7 a
77.6 a
212.2 a
Küsmen-99
40.7 d
107.7 bc
100.7 b
113.7 c-f
48.3 a
131.6 bc
İzmir-92
102.1 ab
156.6 ab
147.9 ab
121.5 b-f
104.0 a
144.0 bc
Sarı-98
85.2 abc
140.7 abc
165.1 a
147.6 a-d
83.4 a
167.3 ab
Sıra Nohut
73.4 abc
138.7 abc
119.5 ab
87.7 ef
81.4 a
164.0 ab
İspanyol
44.2 bc
105.9 bc
174.8 a
74.9 f
74.4 a
156.5 ab
Konya Tipi
96.6 abc
142.3 abc
160.2 a
126.4 a-f
86.1 a
176.0 ab
Ortalama
82.5 c
141.3 b
138.9 b
135.9 b
81.9 c
155.8 b
** Aynı sütunda aynı harflerle gösterilen ortalamalar arasındaki farklılıklar 0.01 seviyesinde önemli değildir.
Çevre ortalamaları olarak çeşitlerin dekara
tane verimleri 94.9-153.1 kg/da arasında
değişmiştir. En yüksek tane verimini 153.1
kg/da ile Akçin-91 verirken, en düşük ise
Uzunlu-99 (99.6 kg/da) ve Küsmen-99 (94.9
kg/da) çeşitleri vermiştir. Tane verimi üzerinde
genotipin önemli etkisi olmaktadır. Çalışmada
incelenen tescilli çeşitlerin hemen hepsi
Tahtoba
178.4 abc
204.2 ab
197.2 ab
202.4 ab
180.0 abc
219.9 a
160.7 bc
205.5 ab
121.6 c
192.1 ab
188.4 ab
202.6 ab
228.2 a
205.3 ab
191.9 a
Ortalama
138.7 abc
131.1 bc
153.1 a
135.1 abc
134.7 abc
152.0 ab
99.6 d
150.6 ab
94.9 d
138.3 abc
139.7 abc
123.9 c
122.7 c
141.8 abc
antraknoza karşı dayanıklı yada toleranslıyken,
yerel çeşitler hassastırlar. Çevrelere göre şiddeti
değişen antraknoz epidemileri yerel çeşitlerin
performanslarını etkilemiş ve inişli çıkışlı bir
seyir izlemelerine neden olmuştur.
Dekara tane verimi açısından çeşitlerin
çevreler ile etkileşime girdikleri belirlenmiştir.
Örneğin,
İspanyol
çeşidi
antraknozun
31
Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi
etkilerinin az ve yağışın yeterli olduğu
Tahtoba’da her iki deneme yılında en yüksek
değer veren çeşitler arasında yer alırken,
yağışın daha az ve antarknozun daha yoğun
epidemi olduğu 2001’de Pazar ve Zile’de,
2002’de yine Pazar’da çevre ortalamasının
oldukça altında kalmıştır.
Nohutta dekara tane verimi ile çeşitli
bitkisel karakterlerde çeşit ile çevre şartlarına
bağlı varyasyonlar söz konusudur (Saxena and
Singh, 1985). Farklı çalışmalarda bu değişimler
üzerinde çevre x çeşit interaksiyonlarının etkili
olduğu tespit edilmiştir (Toker, 1998; Mart,
2000). Örneğin, nohutta antraknozdan kaçmak
amacıyla ekimin geciktirilmesi etkili ilkbahar
yağışlarının kaçırılmasına neden olmaktadır. Bu
durumda toprak nemi dekara tane verimini
belirleyici en önemli faktör haline gelmektedir
(Akçin, 1988; Sepetoğlu, 1994). Ayrıca,
antraknoz verimde önemli düşüşlere neden
olmakta, hastalığa dayanıklı çeşitlerin verimleri
daha yüksek olmaktadır (Toker ve Çağırgan,
1996; Akdağ, 2001).
Nohutta farklı çeşitlerin çevresel şartlar ile
etkileşimlere girerek verimlerinde değişimlerin
meydana gelmesi araştırmacıları, çevresel
şartlara tepkileri daha az ve geniş alanlara
uyumlu stabil çeşitleri tespit etmeye
yöneltmiştir. Bu amaçla yapılan çalışmalarda
çeşitler ile çevreler arasındaki karşılıklı
tepkilerin önemli olduğu ve çeşitlerin stabilite
açısından farklılıklar sergiledikleri tespit
edilmiştir (Chandra et al., 1971; Singh et al.,
1974; Shah et al., 1983; Singh and Singh, 1989;
Özdemir ve Engin, 1996; Toker, 1998; Altınbaş
ve ark., 1999b; Mart, 2000). Denemede de
dekara tane veriminde çeşit x çevre
etkileşimlerine göre istatistiksel olarak çok
önemli değişimler gözlenmiş olması, stabilite
analizlerinin yapılmasını gerektirmiştir.
Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut
çeşitlerinde dekara tane verimine ait çift yönlü
tablo Çizelge 4’te verilmiştir.
Çizelge 4. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinde dekara tane verimine ait çift yönlü tablo
Çeşitler
Aydın-92
Menemen-92
Akçin-91
Aziziye-94
Damla-89
Er-99
Uzunlu-99
Gökçe
Küsmen-99
İzmir-92
Sarı-98
Sıra Nohut
İspanyol
Konya
Çevre Top.
Çevre Ort.
Çevre İnd.
Pazar
99.5
99.6
96.3
84.6
78.8
80.4
46.4
105.2
40.6
102.1
85.2
73.4
44.2
97.3
1155.3
81.0
-50.1
2001
Zile
181.8
151.8
182.4
114.5
144.0
184.3
90.8
136.3
107.6
156.6
140.1
138.7
105.8
142.3
1977.8
140.5
8.7
Tahtoba
139.2
126.4
149.1
153.6
122.6
152.0
99.6
134.8
100.7
147.9
165.0
119.5
174.8
160.2
1944.9
139.0
6.3
Pazar
162.2
131.0
172.9
142.2
164.1
160.3
107.9
182.7
113.7
121.4
147.6
87.8
74.9
126.4
1901.9
135.9
3.3
Tane verimi için deneme ortalaması 132.6
kg/da olduğu ve çeşit ortalamalarının 94.9153.1 kg/da arasında değiştiği; 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8,
10, 11 ve 14. çeşitlerin tane verimlerinin
deneme ortalamasından daha yüksek olduğu
görülmektedir (Çizelge 5). Tane verimi için
Finlay and Wilkinson (1963)'ın belirttiği
yöntemle belirlenen regresyon katsayıları 0.691.29, Eberhart and Russel (1966)'a göre
hesaplanan regresyondan sapma kareler
ortalamaları da 9280.20-162305.00 arasında
değişmiştir. Regresyon katsayıları için güven
aralığı da 0.85<bi<1.11 arasında değişmiştir.
32
2002
Zile
G.höyük
77.3
125.7
85.6
130.2
99.5
174.4
86.4
159.8
91.6
162.2
85.7
181.2
75.8
96.4
77.6
212.2
48.3
131.6
103.9
144.0
83.3
167.3
81.4
164.0
74.3
156.5
86.0
176.0
1145.9
2181.6
82.6
155.8
-50.7
23.2
Tahtoba
178.4
204.2
197.2
202.4
179.9
219.9
160.7
205.5
121.8
192.1
188.4
202.6
228.2
205.2
2686.3
191.9
59.3
Çeşit
Toplam.
970.3
917.9
1071.8
945.7
943.1
1063.8
696.9
1054.4
664.2
968.7
977.7
867.3
858.7
992.8
Çeşit
Ort.
137.7
132.7
153.1
134.8
134.7
152.0
96.8
150.6
94.9
138.3
139.6
123.9
122.7
141.9
Çeşit
Etkisi
5.1
0.1
20.5
2.2
2.1
19.4
-35.8
18.0
-37.7
5.7
7.0
-8.7
-9.9
9.3
132.6
Çeşitlerin adaptasyon sınıfları, çeşit
ortalamaları ve regresyon katsayıları yardımıyla
oluşturulan Grafik 1’de verilmiştir. Buna göre;
2, 4, 11, 12 ve 14 numaralı çeşitler Finlay and
Wilkinson (1963)’a göre tüm çevrelere orta
uyum gösteren stabil çeşitlerdir. 6 ve 8
numaralı çeşitler iyi çevrelere iyi uyum, 3
numaralı çeşit ise tüm çevrelere iyi uyum
göstermişlerdir. Bunun yanında 13 numaralı
çeşit iyi çevrelere orta uyum gösterirken, 7 ve 9
numaralı çeşitler kötü çevrelere kötü uyum
sergilemişlerdir. 1, 5 ve 10 numaralı çeşitler ise
kötü çevrelere orta uyum göstermişlerdir. 2 ve 4
O.DUZDEMİR, C.AKDAĞ
numaralı çeşitler Eberhart and Russel (1966)’a
göre stabil çeşit olarak ön plana çıkmışlardır.
Regresyon katsayıları ile regresyondan
sapmalar birlikte ele alındığında 2 ve 4
numaralı çeşitlerin tane verimleri bakımından
daha stabil oldukları görülecektir.
Çizelge 5. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinin dekara tane verimi için saptanan stabilite parametreleri
Çeşitler
1- Aydın-92
2- Menemen-92
3- Akçin-91
4- Aziziye-94
5- Damla-89
6- Er-99
7- Uzunlu-99
8- Gökçe
9- Küsmen-99
10- İzmir-92
11- Sarı-98
12- Sıra Nohut
13- İspanyol
14- Konya Tipi
Ortalama
Güven sınırı
Reg. Sapma KO. (S2d)
14111.00
9280.20
15990.20
9862.91
13658.00
9666.49
70445.69
162305.00
64271.60
134488.80
137139.70
118247.19
119332.20
141373.40
72866.56
(S2d) ±765.68
Regresyon Katsayısı (bi)
0.82
0.96
0.96
1.02
0.77
1.29
0.69
1.14
0.83
0.76
1.00
1.11
1.29
1.05
0.98
bi ± 0.13
Ortalama ( X )
137.7
132.7
153.1
134.8
134.7
152.0
96.8
150.6
94.9
138.3
139.6
123.9
122.7
141.9
132.6
X ± 9.65
20,13
X:132,59
145,05
1,30
13
6
1,20
8
1,10
1,11
12
4
1,00
14
bi:1,00
11
3
2
0,90
0,85
0,80
9
1
5
0,70
10
7
0,60
90,00
100,00
110,00
120,00
130,00
140,00
150,00
160,00
Grafik 1. Farklı çevrelerde yetiştirilen nohut çeşitlerinin tane verimine ait adaptasyon sınıfları
4. Sonuç
Çalışmada elde edilen bulgulara göre,
denemedeki çevreler nohut tarımına uygunluğu
açısından farklılıklar sergilemişlerdir. Diğer
çevrelere göre Tahtoba ön plana çıkmakta,
dekara tane verimi bakımından da denemenin
yürütüldüğü 2002 yılında en yüksek değeri
vermesi ile nohut tarımı için uygunluğunu
göstermiştir.
Dekara tane veriminde çevre x çeşit
etkileşimlerinin önemli çıkması nedeniyle
stabilite testi yapılmıştır. Regresyon katsayıları
0.69-1.29, Eberhart and Russel (1966)'a göre
hesaplanan regresyondan sapma kareler
ortalamaları da 9280.20-162305.00 arasında
değişmiştir. Her iki stabilite parametresine göre
tane veriminde Menemen-92 ve Aziziye-94
çeşitleri daha stabil çeşitlerdir.
Yukarıdaki sonuçlar ışığında, çevrelere
göre çeşit önerileri yapmak gerekirse, tüm
çevrelerde öncelikle stabil bir tane verimi
göstermeleri bakımından Menemen-92 ve
Aziziye-94 çeşitleri önerilebilir.
33
Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin Genotip x Çevre İnteraksiyonlarının Belirlenmesi
Kaynaklar
Açıkgöz, N. ve Açıkgöz, N., 1994. Nohutta Farklı Ekim
Zamanı ve Çeşitlerde Verimin Oluşumunda Etkili
Olan Özelliklerin Path Analizi ile İrdelenmesi. Tarla
Bitkileri Kongresi, Cilt I, İzmir, 121-125.
Akçin, A., 1988. Yemeklik Dane Baklagiller. S.Ü.
Zir.Fak. Yayınları No: 8, Konya.
Akdağ, C., 2001. Tokat’ta Yüksek Verim Sağlayacak
Nohut Çeşitleri İle Ekim Zamanlarının Belirlenmesi.
GOÜ. Zir.Fak. Yayınları No:59, Araştırma Serisi
No:19, Tokat.
Altınbaş, M., Sepetoğlu, H. ve Karasu, A., 1999a. Nohutta
Verim Öğelerinin Farklı Çevre Koşullarında Verime
Etkileri Üzerine Bir Araştırma. Türkiye 3. Tarla
Bitkileri Kongresi, Cilt III, Adana, 348-353.
Altınbaş, M., Karasu, A. ve Sepetoğlu, H., 1999b. Yeni
Geliştirilen Nohut Hatlarının Verim ve Uyum
Yetenekleri Üzerinde Bir Araştırma. Türkiye 3.
Tarla Bitkileri Kongresi, Cilt III, Adana, 330-335.
Anonim, 2006. http\\www.fao.org.com.
Azkan, N., 1989. Yemeklik Tane Baklagiller. U.Ü.
Zir.Fak. Ders Notları No: 40, Bursa.
Bozoğlu, H., 2000. Kuru Fasulyede (Phaseolus vulgaris
L.) Bazı Tarımsal Özelliklerinin Genotip x Çevre
Interaksiyonları ve Stabilitelerinin Belirlenmesi
Üzerine Bir Araştırma. Turk. J. Agric. Forest., 24,
211-220.
Bressani, R. and Elıas, L.G. 1988. Seed Quality and
Nutrional Goals in Pea, Lentil, Faba Beans and
Chickpea Breeding. Cool Season Food Legumes,
Kluwier Academic Publishers, 381-404.
Chandra, S., Sohoo, M.S. and Singh, K.P., 1971.
Genotype x Environment Interaction for Yield in
Gram. J. Res, Punjab Agric. Unıv., 8, 165-168.
Demir, İ ve Tosun, M., 1991. Buğdayda Stabilite
İstatistikleri ve Stabilite Üzerine Araştırmalar. E.Ü.
Zir.Fak. Dergisi, 28(1), 7-24.
Düzgüneş, O., Kesici, T., Kavuncu, O. ve Gürbüz, F.,
1987. Araştırma ve Deneme Metotları. A.Ü. Zir.Fak.
Yayınları No: 1021, Ankara.
Eberhart, S.A. and Russel, W.A., 1966. Stability
Parameters for Comparing Varieties. Crop Science,
6, 36-40.
Finlay, K.W. and Wilkinson, G.N., 1963. The Analysis of
Adaptation a Plant-Breeding Programme. Aust. J.
Agric. Res., 14, 742-754.
Gencer, O. ve Kıllı, F., 1994. Gossypium hirsitum L. türü
12 Pamuk Genotipinin Lif Verimleriyle Teknolojik
Özelliklerine İlişkin Stabilite Analizleri ve Uyum
Yetenekleri Üzerine Bir Araştırma. Tarla Bitkileri
Kongresi, Cilt II, İzmir, 231-234.
Işık, Y., 1992. Konya Ekolojik Şartlarında AzotluFosforlu Gübre Uygulamaları ve Bakteri İle
Aşılamanın, Nohut Çeşitlerinin (C. arietinum L.)
Dane Verimi, Danenin Kimyasal Kompozisyonu ve
Morfolojik Özellikleri Üzerine Etkileri Konusunda
Bir Araştırma. TKB, KHGM, Konya Köy Hizmetleri
Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yayınları Genel
Yayın No: 150, Rapor Seri No: 123, Konya.
34
Lin, C. S., Binns, M.R. and Lefkovitch, L.P., 1986.
Stability Analysis: Where Do We Stand? Crop
Science, 26, 894-899.
Mart, D., 2000. Çukurova Koşullarında Nohut (Cicer
arietinum L.)’da Bazı Önemli Özellikler Yönünde
Genotip x Çevre İnteraksiyonları ve Uyum
Yeteneklerinin Saptanması Üzerine Bir Araştırma.
Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarla Bitkileri
Anabilim Dalı, Doktora Tezi, Adana.
Özdemir, S ve Engin, M., 1996. İri Taneli Bazı Nohut
Çeşitlerinin
Çukurova
Bölgesinde
Stabilite
Analizleri. Turkısh Journal of Agriculture and
Forestry, 20 , 157-161.
Saxena, M.C. and K.B., Sıngh, 1985. The Chikpea.
(Chapter7: Genetics of Chikpea, F.J. Muehlbauer
and K.B. Singh) C.A.B. İnter.Cent..Sales,
Wallingford, Oxon OX10 8DE, UK.
Sepetoğlu, H., 1994. Yemeklik Dane Baklagiller. E.Ü.
Zir.Fak. Yayınları No: 24, İzmir.
Shah, R.M., Pathak, A.R., Zaveri, P.P., Patel, J.A. and
Patel, P.K., 1983. Genotype x Environment
Interaction and Stability Analysis for Yield in
Chickpea. Inter. Chickpea Newsletter 8, 9-10.
Singh, L., Sharma, D., Baghel, S.S., Tomar, G.S. and
Mıshra, P.K., 1974. Estimation of Genetic and
Environmental Variability in Bengal Gram. Sabrao
Jour., 6: 207-211.
Singh, V. and Singh, F., 1989. Genetic Diversity and
Stability in Chickpea. Ind. J. Genet, 49 (3), 349-353.
Singh, K.B. and Bejıga, G., 1990. Analysis of Stability For
Some Characters in Kabuli Chickpea. Euphytica 49,
223-227.
Şehirali, S. ve Özgen, M., 1988. Bitki Islahı. A.Ü. Zir.Fak.
Yayınları:1059, Ders Kitabı: 310, Ankara.
Toker, C. ve Çağırgan, İ.M., 1996. Kışlık Nohut (Cicer
arietinum L.) Ekimi ve Islah Yaklaşımları. Akdeniz
Üniv.Zir.Fak.Dergisi, 9, 123-137.
Toker, C., 1998. Adaptation of Kabuli Chickpeas (Cicer
arietinum L.) to the Low and Highlands in the WestMediterranean Region of Turkey. Turkısh Journal of
Field Crops: 3, 10-15.
Yates, F. and Cochran, W.G., 1938. The analysis of
groups of experiments. J. Agric. Sci. 28, 556–580.
Yılmaz, G. ve Tuğay, M.E., 1999. Patateste Çeşit x Çevre
Etkileşimleri. I. Stabilite Parametreleri Yönünden
İrdeleme. Turkısh Journal of Agriculture and
Forestry , 23, 97-105.
Yurtsever, N., 1984. Deneysel İstatistik Metotları. TKB
KHGM Yayınları, Ankara.
A.YULAFÇI
Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı
Ahmet Yulafcı
Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Samsun
Özet: Bu araştırmada, Samsun ilindeki 102 tarım işletmesinin sermaye yapısı incelenmiştir. Bu işletmelerde
ortalama arazi büyüklüğü 4,8 ha’dır. Erkek işgücü birimine düşen arazi miktarı 1,2 ha, traktör başına düşen
arazi miktarı ise 6,2 ha’dır. Mevcut arazinin %86,7’sı mülk arazilerden oluşmaktadır. İşletmelerde sermaye
dağılımı oldukça dengesizdir. Aktif sermaye içindeki işletme sermayesinin oranı yalnızca %9,77’dir. Hayvan
sermayesi miktarı, olması istenilen miktarın 1/8’i düzeyindedir. Arazi ıslahı sermayesinin aktif sermaye
içindeki oranı %1’den daha azdır. İşletmelerin kullandığı yabancı sermaye oranı %10,62’dir.
Anahtar Kelimeler: Samsun (Türkiye), sermaye, tarım, işletme, üretim faktörleri
Capital Structure of Farms in Samsun Province of Turkey
Abstract: In this study, capital structure of 102 farms was researched in Samsun province. These farms
have average size of 4,8 ha. Size of 1,2 ha is per labor unit. Size of 6,2 ha is per tractor unit. 86,7 percent of
area is property area. Capital distribution is out of balance too much Only 9,77 percent of capital is working
capital. Animal capital is 1/8 of ideal amount. Percentage of land improvement capital is less than 1 %.
Percentage of debt used is 10,62 %.
Key Words: Samsun (Turkey), capital, agriculture, farm, production factors
1. Giriş
Tarımsal üretimde arazi, emek ve
müteşebbisle birlikte dört ana üretim
faktöründen biri olan sermaye, üretimde
kullanılan arazi ve insan işgücü haricinde kalan
bütün malları (makine ve ekipman, hayvanlar,
malzeme, binalar ve para) kapsayan bir üretim
faktörüdür (Aksöz, 1972). İnsanın üretimde
emeğe yardımcı olarak kullandığı, fakat
kendileri de üretilmiş olan her şey sermayedir
(Türkay, 1990).
Üretim tekniği bakımından sermaye, doğal
kaynakların ve emeğin ekonomik faydasını ve
verimini artıran bir araç olarak görülmektedir.
Tamamen doğal kaynaklardan ve insan
gücünden yararlanılarak yapılan üretimde
doğadan sınırlı ölçüde yararlanılmış ve emeğin
verimi düşük kalmıştır. Bu iki kaynağın
yanında üretimde bazı araçlar kullanıldığı
zaman gerek doğal kaynaktan gerekse insan
işinden daha çok yararlanıldığı anlaşıldıktan
sonra üretimde sermaye adı verilen araç ve
gereçler kullanılmaya başlanmıştır (Karagölge,
1987).
İşletmelerin
başarısında
sermayenin
miktarı kadar sermayeyi oluşturan unsurların
dağılımı, yani sermaye yapısı da önemlidir.
İşletmelerin tipi ve büyüklüğüne göre
değişmekle birlikte bir işletmenin normal
çalışabilmesi için o işletmede muhtelif sermaye
türlerinin belli oranda bulunması lazımdır
(Aksöz, 1972).
Türkiye tarım işletmelerinde aktif sermaye
içinde en büyük pay arazi sermayesine aittir.
Bunun sebebi toprak sermayesinin diğer
sermaye gruplarına göre fazla olmasıdır. Bu
durum ekstansif tarımın bir göstergesidir. Birim
araziye sermaye kullanımı yoğun değildir
(Cinemre, 1999). Türkiye’de arazi sermayesinin
işletme sermayesinden daha fazla olmasının
diğer nedenleri arasında; para sermayesi ile
malzeme sermayesinin sağlıklı olarak tespit
edilememesi, arazinin sosyal prestij vasıtası
olması,
çiftçiliğin
hayat
tarzı
olarak
benimsenmesi nedeniyle arazi değerlerinin
toprağın üretim kapasitesinin çok üzerinde
olması sayılabilir (Cinemre ve ark., 1995).
Karadeniz Bölgesinde yapılan araştırma
sonuçlarına göre işletmelerde genel olarak
toprak sermayesinin fazla olduğu ve bunun
aktif sermaye içerisinde %70 düzeyine
yaklaştığı belirtilmektedir (Güneş ve Fidan
1999).
Bu araştırmada; Karadeniz Bölgesinde
arazi varlığı ve üretim potansiyeli açısından
önemli bir yeri olan Samsun ilindeki tarım
işletmelerinin sermaye yapısı incelenmiştir.
Araştırmanın bu konuda mevcut olan veri
ihtiyacının giderilmesine katkı sağlaması
amaçlanmıştır.
39
Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı
2. Materyal ve Yöntem
2.1. Materyal
Araştırmanın ana materyalini, örnek
işletmelerden anket yoluyla toplanan bilgiler
oluşturmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili yapılmış
yayın ve istatistiklerden de yararlanılmıştır.
Araştırmada 2001-2002 üretim periyodu esas
alınmıştır.
2.2. Yöntem
2.2.1. Örnekleme Safhasında Kullanılan
Yöntem
Araştırma
Samsun
ilinde
gerçekleştirilmiştir. İlgili üretim faaliyetleri için
Samsun ilini iklim koşulları, tarım tekniği gibi
açılardan temsil edebilecek yeterli sayıda ilçe
ve bu ilçeleri temsil edebilecek köyler teknik
kuruluşlarda çalışan elemanlar ve istatistiki
kayıtlar yardımıyla gayeli olarak seçilmiştir.
Seçilen köylerde bulunan çiftçiler araştırmanın
populasyonunu
oluşturmuştur.
Anket
uygulanacak çiftçi sayısı işletme arazisi
büyüklükleri kriter alınarak belirlenmiştir. 10
ilçeye ait 32 köyde 2.672 adet işletmenin arazi
büyüklükleri belirlenmiş elde edilen veriler
aşağıdaki formüle göre değerlendirilmiştir
(Yamane, 1967):
n
N ( zC ) 2
Nd 2  ( zC ) 2
Formülde; N ana kitledeki işletme sayısını,
z istenen güven derecesine karşılık gelen
standart normal dağılım değerini (1.65), C
varyasyon katsayısını, d araştırmada kabul
edilen hata payını (%±10), n ise gerekli örnek
hacmini ifade etmektedir.
Yapılan bu değerlendirme sonucunda 102
adet işletme ile anket yapılması gerektiği ortaya
konulmuştur.
2.2.2.
Verilerin
Değerlendirilmesinde
Kullanılan Yöntemler
İşletmelerde
sermaye
nevilerinin
kıymetlerinin belirlenmesinde yıl sonu değerler
esas alınmıştır.
Toprak sermayesinin belirlenmesinde çiftçi
beyanları ve mahalli rayiç bedeller dikkate
alınmıştır.
Arazi ıslahı, bina ve alet-makine
sermayelerinin kıymet takdirinde; yeniler için
maliyet bedeli dikkate alınmış, eskiden
yapılmış yatırımlar için ise eskime ve yıpranma
36
durumu dikkate alınarak yıl sonu değerleri
tahmin edilmiştir (Bülbül, 1979).
Bitki sermayesinin kıymet takdirinde; yeni
tesisler, çıplak toprak kıymeti hariç olmak üzere
tesis masrafları üzerinden değerlendirilmiş ve
tarla demirbaşı dikkate alınmıştır. Meyveli
ağaçların değeri işletmecinin takdiri, meyvesiz
ağaçlar
ise
odun
kıymeti
üzerinden
değerlendirilmiştir (Erkuş, 1979).
Hayvan sermayesinin kıymet takdiri;
hayvanların yaş ve verimlilik durumlarına göre
yöredeki alım-satım kıymetleri ve çiftçinin
beyanı esas alınarak yapılmıştır.
Para
sermayesinin
belirlenmesinde
işletmeci beyanlarına itibar edilmiştir (Demirci,
1978).
Malzeme-mühimmat
sermayesinin
belirlenmesinde; işletme dışından temin
edilenler için satın alma bedelleri, işletmede
üretilenler için çiftlik avlusu fiyatları esas
alınarak değerlendirme yapılmıştır (Erkuş,
1976).
Kiracılık ve ortakçılıkla tutulan arazi
kıymeti hem aktif hem de pasif sermayeler için
gösterilmiştir. İşletmelerde mevcut iş ve irat
hayvanları büyükbaş hayvan birimi (BBHB)
cinsinden ifade edilmişlerdir. İşletmelerin
mevcut işgücü erkek işgücü birimi (EİB)
cinsinden hesaplanmıştır. Örnek seçilen
işletmelerde doldurulan anketler ayrı ayrı
gözden geçirilerek gerekli kontrol ve
hesaplamalar tamamlanmış, veriler SPSS
(Statistical Package for the Social Sciences)
paket programında analiz edilmiştir.
3. Araştırma Bulguları ve Tartışma
3.1. İşletmelerle İlgili Genel Bilgiler
3.1.1. Arazi Tasarruf Şekilleri ve Arazi
Kullanımı
İşletme başına düşen ortalama arazi
büyüklüğü 48,29 da’dır (Çizelge 1). Bu arazi
büyüklüğü, Karadeniz Bölgesi ortalaması olan
26,26 da’ın iki katına yakındır (Anonim, 2004).
Türkiye ortalaması olan 61,01 da’dan ise daha
azdır.
İşletmelerde kullanılan arazinin büyük bir
bölümü (%86,7) mülk arazilerden oluşmaktadır.
Mülk arazinin fazlalığı, arazi kirası gibi
girdileri azaltması ve arazinin itinalı kullanımı
yönünden olumlu bir durumdur. Mülk, kira ve
ortakçılıkla kullanılan arazi oranları Türkiye
ortalaması ile hemen hemen aynıdır (Anonim,
2004).
A.YULAFÇI
Çizelge 1. İncelenen İşletmelerde Arazi Mülkiyeti ve Arazi Tasarruf Durumu
Arazi tasarruf şekilleri
da
Mülk arazi
41,88
Kiracılıkla kullanılan arazi
5,68
Ortakçılıkla kullanılan arazi
0,73
Toplam işletme arazisi
48,29
Tarla bitkilerine ayrılan arazinin toplam
arazi içindeki payı %60,76 olup, birinci sırada
yer almaktadır. Tarla arazisi oranı %66,47 olan
Türkiye ortalaması ile birbirine oldukça
yakındır (Anonim, 2004). Meyve, kavak ve
söğüt gibi uzun ömürlü bitkilerin kapladığı alan
ise %27,47 oranında olup, bu oran %9,79 olan
Türkiye ortalamasının oldukça üzerindedir. Bu
durum Samsun ilinde fındık arazisinin
fazlalığından
kaynaklandığı
söylenebilir.
İncelenen
işletmelerde
nadas
arazisine
rastlanmamıştır. Sebze arazilerinin oranı %6,38
olup, %2,01 olan Türkiye ortalamasının 3
katıdır. Çayır ve otlak arazilerin oranı ise %4,62
iken Türkiye’de bu oran %2,30’dur. İncelenen
işletmelerde ortalama parsel sayısı 5 adet,
parsel alanı ise 9,65 da’dır. Türkiye’de ortalama
parsel sayısı 4,08, parsel alanı ise 14,96 da’dır
(Anonim, 2004).
3.1.2. Nüfus ve İşgücü Durumu
İncelenen işletmelerde hane başına düşen
nüfus sayısı 5,32 kişidir. Bu sayı Türkiye köy
nüfus ortalaması olan 5,19’dan yüksektir
(Anonim, 2003). Nüfusun büyük bir bölümünü,
15-64 yaş grubu nüfus oluşturmaktadır
(%78,38). Bu durum işletmelerin işgücü
kapasitesi yönünden olumludur.
İncelenen işletmelerde işletme başına
düşen toplam işgücü 3,97 EİB’dir. Bu miktar
Çarşamba ovasında 3,65 EİB olarak
bulunmuştur (Cinemre ve ark., 1995).
İşletmelerde erkek işgücü birimi başına 12,16
da arazi düşmektedir. Dekara erkek işgücü saati
166,88 olup, traktör başına düşen arazi miktarı
ise 61,91 da’dır. Cinemre ve ark. (1995), traktör
başına düşen arazi miktarını 71,43 da olarak
belirlemişlerdir.
Hasannebioğlu
(1999),
Tekirdağ’da bir traktör için optimal işletme
büyüklüğünün 312 da, Bursa’da (sulu) 327 da,
Konya’da (kuru) 1.713 da olduğunu
belirtmiştir.
%
86,7
11,8
1,5
100
3.2. Sermaye
İşletmelerin sahip oldukları sermaye
unsurlarının incelenmesi onların bünyelerinin
daha iyi tanınması açısından önemlidir.
Sermayenin çeşitli tasnifleri bulunmakla
birlikte,
bu
araştırmada
sermaye
fonksiyonlarına göre sınıflandırılmıştır. Tarım
işletmelerinde sermaye durumu incelenirken
genellikle itibar edilen veya kullanılması uygun
görülen tasnif şekli, sermayenin fonksiyonlarına
göre tasnifidir. Bunun nedeni, bu şekildeki
sermaye ayrımının tarımsal muhasebedeki
işlemlere daha uygun olmasıdır. Muhasebedeki
aktif ve pasif denkliği esas alınarak tasnif aktif
ve pasif şeklinde yapılmakta, bunlar da kendi
içinde alt gruplara ayrılmaktadır (Karagölge,
1987).
3.2.1. Aktif Sermaye
Aktif sermaye, çiftlik (arazi) ve işletme
sermayesi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Çiftlik sermayesi; toprak, arazi ıslahı
(meliyorasyon), bina ve işletmede yetiştirilen
toprağa bağlı bitkilerden (meyveli, meyvesiz
ağaçlar vs.) meydana gelmektedir. İşletme
sermayesi ise; hayvan sermayesi, alet-makine
sermayesi, malzeme ve mühimmat sermayesi
ile para mevcudundan ibarettir.
İncelenen işletmelerde işletme başına
düşen ortalama aktif sermaye miktarı 108.879
YTL’dir (Çizelge 2) .
3.2.1.1. Çiftlik Sermayesi
İncelenen işletmelerde işletme başına
düşen ortalama çiftlik sermayesi 98.241
YTL’dir. Bu değer aktif sermayenin
%90,23’ünü oluşturmaktadır (Çizelge 2).
Çiftlik
sermayesinin
fazlalığı
toprak
sermayesinin fazlalığından kaynaklanmaktadır.
Toprak sermayesinin sermaye grupları içinde
büyük pay almasının, tarım işletmelerinin
ekstansif çalışmalarının bir sonucu olduğu
belirtilmektedir (Cinemre 1999).
39
Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı
Çizelge 2. İncelenen İşletmelerde Sermaye Çeşitleri ve Aktif Sermayeye Oranları
Sermaye çeşitleri
AKTİF SERMAYE
Çiftlik sermayesi
Toprak sermayesi
Arazi ıslahı sermayesi
Bina sermayesi
Bitki sermayesi
İşletme sermayesi
Hayvan sermayesi
Alet-makine sermayesi
Malzeme ve mühimmat sermayesi
Para sermayesi
PASİF SERMAYE
Yabancı sermaye
Borçlar
Ortağa veya kiraya tutulan arazi
Öz sermaye
Birim arazi başına düşen çiftlik sermayesi
2.034,4 YTL’dır (Çizelge 3). Toprağın
verimliliğini korumak ve artırmak için yapılan
yatırımları içeren arazi ıslahı sermayesinin
inceleme alanında çok az olması (%0,41),
YTL
108.879
98.241
78.180
442
16.278
3.341
10.638
2.111
5.969
1.043
1.515
108.879
11.559
1.181
10.378
97.320
Çizelge 4. İncelenen İşletmelerde Bina Kapasiteleri
Bina türü
Ev
Ahır
Samanlık
Diğer (seren, kümes, kuruluk vb.)
38
90,23
71,80
0,41
14,95
3,07
9,77
1,94
5,48
0,96
1,39
100,00
10,62
1,08
9,53
89,38
bu sermaye grubunun pahalı yatırımları
gerektiriyor olması ile izah edilebilir (Cinemre
ve ark., 1995). Bu sermaye grubunun az
olmasının arazi verimliliğini ve kullanım
değerini önemli ölçüde azalttığı söylenebilir.
Çizelge 3. İncelenen İşletmelerde İşletme Arazisinin Dekarına Düşen Sermaye Miktarları
Sermaye çeşitleri
AKTİF SERMAYE
Çiftlik sermayesi
Toprak sermayesi
Arazi ıslahı sermayesi
Bina sermayesi
Bitki sermayesi
İşletme sermayesi
Hayvan sermayesi
Alet-makine sermayesi
Malzeme ve mühimmat sermayesi
Para sermayesi
PASİF SERMAYE
Yabancı sermaye
Borçlar
Ortağa veya kiraya tutulan arazi
Öz sermaye
Toprak sermayesinden sonra aktif sermaye
içinde en büyük payı bina sermayesi
almaktadır. Bu sermayenin oranı %14,95’tir
(Çizelge 2). Bir dekar işletme arazisine ise
337,1 YTL bina sermayesi düşmektedir
(Çizelge 3). İşletmelerin sahip oldukları bina
%
100,00
YTL
2.254,7
2.034,4
1.618,9
9,2
337,1
69,2
220,3
43,7
123,6
21,6
31,4
2.254,7
239,4
24,5
214,9
2.015,3
varlıkları
Çizelge
4’te
görülmektedir.
İşletmelerin sahip olduğu ev genişliği 152 m2
olarak tespit edilmiştir. Cinemre ve ark. (1995),
Çarşamba ovasındaki tarım işletmelerinde ev
genişliğini 115,42 m2; Ocaktan (1997) ise,
Havza ilçesi tarım işletmelerinde ev genişliğini
113 m2 olarak tespit etmişlerdir.
Alanı (m2)
152
87
88
129
A.YULAFÇI
3.2.1.2. İşletme Sermayesi
Çiftlik
sermayesinin
aktif
hale
getirilebilmesi için işletme sermayesine de
ihtiyaç
duyulmaktadır.
İncelenen
tarım
işletmelerinde
işletme
sermayesi
aktif
sermayenin %9,7’sini oluşturmaktadır (Çizelge
2). İşletme arazisinin dekarına isabet eden
işletme
sermayesinin
payı;
işletme
büyüklüğüne, makinalaşma seviyesine, bölgesel
şartlara, arazi tasarruf şekillerine, bitkisel ve
hayvansal üretim kompozisyonlarına ve
sermaye yapısı ile ilgili diğer hususlara bağlı
olarak değişmektedir.
Hayvan sermayesinin aktif sermaye
içindeki payı %1,94’tür (Çizelge 2). İncelenen
işletmelerde BBHB (büyükbaş hayvan birimi)
cinsinden işletme başına ortalama 4,11
büyükbaş ve 0,23 küçükbaş olmak üzere toplam
4,34 adet hayvan bulunmaktadır (Çizelge 5).
Cinemre ve ark.(1995), Çarşamba ovasındaki
tarım işletmelerinde hayvan sayısını 3,91,
Ocaktan (1997) ise Havza ilçesi tarım
işletmelerinde hayvan mevcudunu 3,97 olarak
tespit etmişlerdir.
İşletmenin tarımsal üretim faaliyetlerinde
kullandığı her türlü alet-makineyi içeren aletmakine sermayesi aktif sermaye içinde
%5,48’lik bir yere sahiptir. İncelenen
işletmelerde traktöre sahip işletme oranı %64
olup, bu oran Türkiye ortalamasının iki katıdır
(Anonim,2004).
Çizelge 5. İncelenen İşletmelerde Hayvan Mevcudu (BBHB)
Hayvan cinsi
Büyükbaş
Küçükbaş
Toplam
Mibzere sahip işletme oranı ise %5 olup,
bu oran ise Türkiye ortalamasının yarısı
düzeyindedir. Mibzer sayısının az olması
işletmelerin büyük bir bölümünün serpme ekim
yaptığını göstermektedir. Bu ise gereğinden
fazla tohumluk kullanılmasına, çıkışların ve
olgunlaşmanın düzensiz olmasına yol açan
olumsuz bir husustur. Pulluk sahibi işletmeler
de yine oransal olarak Türkiye ortalamasının 2
katı düzeyindedir.
İşletmede kullanılan tohumluk, yem,
gübre, ilaç ve yakıt ile satılmak üzere ayrılmış
ürünlerin kıymetlerinden oluşan malzememühimmat sermayesi %0,96, işletmedeki para
mevcudu ile işletmenin alacakları toplamından
oluşan para sermayesi ise %1,39’luk paya
sahiptir.
Adet
4,11
0,23
4,34
Bitkisel üretim, hayvancılık ve ziraat
sanatları faaliyetlerini birleştirmek suretiyle
rasyonel olarak çalışan işletmelerde ideal
sermaye dağılımı; toprak sermayesi %25, bina
sermayesi %25, hayvan sermayesi %25, aletmakine sermayesi %10, malzeme mühimmat
sermayesi %10 ve para mevcudu %5
şeklindedir (Erkuş ve ark., 1995). Bu oranlar
kesin olmayıp işletmenin faaliyet alanına,
işletme tipine, ihtisaslaşma düzeyine, teknolojik
düzeye,
rekabet
durumuna
vb.
gibi
değişebilmektedir. Örneğin; hayvancılığın
ağırlıkta olduğu işletmelerde hayvan sermayesi
daha fazladır. İncelenen işletmelerde, aktif
sermayenin dağılımının ideal ölçüden oldukça
farklı olduğu saptanmıştır (Çizelge 6).
Çizelge 6. Aktif Sermayenin Unsurları İtibarıyla Dağılımı (%)
Aktif sermaye unsurları
İdeal ölçü
Çiftlik sermayesi
50
Toprak+arazi ıslahı+bitki sermayesi
25
Bina sermayesi
25
İşletme sermayesi
50
Hayvan sermayesi
25
Alet-makine sermayesi
10
Malzeme ve mühimmat sermayesi
10
Para sermayesi
5
3.2.2. Pasif Sermaye
İşletmede üretim amacıyla bulundurulan
varlıkların sağlanmasında kullanılan kaynaklar,
Mevcut durum
90,23
75,28
14,95
9,77
1,94
5,48
0,96
1,39
işletmenin pasif sermayesini oluşturmaktadır.
Pasif sermaye, temin edildikleri kaynaklar
39
Samsun İli Tarım İşletmelerinin Sermaye Yapısı
itibarıyla öz sermaye ve yabancı sermaye olmak
üzere iki gruba ayrılmaktadır. Aktif sermaye,
bizzat işletmeci tarafından sağlanmış ise,
işletmedeki mal varlığının kaynağı “öz
sermaye”dir. Aktiflerin tamamı öz sermaye ile
temin edilmeyip dış kaynaklara başvurulmuş ise
“yabancı sermaye” kullanımı söz konusudur
(Karagölge 1987).
Kiracılık ve ortakçılık suretiyle işlenen
arazi
değerleri
aktif
sermaye
içinde
gösterildiğinden, kiracılık ve ortakçılık yapan
işletmeler
bu arazi değeri üzerinden
borçlandırılmıştır.
3.2.2.1. Borçlar
İncelenen işletmelerin %39,7’si borçlanma
suretiyle sermaye kullanmaktadır (Çizelge 6).
Kullanılan borçların pasif sermaye içindeki
oranı %10,62’dir. Borç faizi ortalaması %75’tir.
Borçlar büyük ölçüde malzeme ve ekipman için
alınmaktadır. Borç kaynaklarında birinci sırayı
Tarım Kredi Kooperatifleri almaktadır (Çizelge
7).
3.2.2.2. Öz sermaye
Aktif sermayeden yabancı sermayenin
çıkarılması ile öz sermaye bulunmaktadır.
Araştırma bölgesinde yer alan işletmelerin
faaliyetleri büyük ölçüde öz sermayelerine
dayanmaktadır. Pasif sermayenin %89,38’ini öz
sermaye oluşturmaktadır (Çizelge 2).
Araştırma yöresinde yer alan işletmelerde,
kredi kullanımında karşılaşılan güçlükler ve
maliyetinin yüksekliği nedeniyle borçlanma
düşük düzeydedir. Bu durum işletmeleri öz
sermayeleri ile çalışmaya zorlamaktadır.
İnceleme alanında yer alan işletmelerin, pazara
yönelik büyük çaplı ticari işletmeler olmayıp,
kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik aile
işletmeleri olması da kredi kullanım oranının
düşük olmasına neden olarak gösterilebilir.
Çizelge 7. İşletmelerin Borçlanma Durumu
Borçlu işletme oranı
Borç faizi
Borcun alınma nedeni
Malzeme ve ekipman
Borç ödemek için
Ev giderleri için
Borç kaynakları
Tarım Kredi Kooperatifleri
Ziraat Bankası
Şahıs
4. Öneriler
Samsun ilindeki tarım işletmelerinin
sermaye yapısının incelendiği bu çalışmada;
çiftlik sermayesi, aktif sermayenin %90,20’sini
oluşturmaktadır. Daha yüksek oranda işletme
sermayesi için hayvancılık faaliyetlerine ağırlık
verilmelidir. Traktör başına düşen arazi miktarı
olması gerekenin altındadır. Bu durum
traktörlerin rantabl bir şekilde kullanılmasını
zorlaştırmakta ve sabit masrafların artışına yol
%
39,7
75,0
88,5
3,8
7,7
70,0
10,0
20,0
açmaktadır. Mibzer kullanımı da oldukça
yetersizdir. Bu gibi aletlerin kullanımında
kooperatifleşmeye
gidilmelidir.
Kredi
faizlerinin yüksekliği ve kredi teminindeki
güçlükler kredi kullanımını azaltmakta, bu da
işletmelerin üretimi için gerekli olan
sermayenin karşılanmasını zorlaştırmaktadır.
Bu sebeple kredi faizlerinin düşürülmesi ve
kullanımının kolaylaştırılmasında yarar vardır.
Kaynaklar
Aksöz, İ. 1972. Zirai Ekonomiye Giriş. Zirai İşletmecilik
Genel Kısım. Atatürk Üniversitesi Yayın No: 15,
298 s., Erzurum.
Anonim, 2003. 2000 Genel Nüfus Sayımı T.C.
Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, Yayın No:
2759, Ankara.
Anonim, 2004. 2001 Genel Tarım Sayımı Köy Genel
Bilgileri D.İ.E. Yayınları Yayın No : 2898, Ankara.
40
Bülbül, M., 1979. Bafra İlçesi Tarım İşletmelerinin
Ekonomik Yapısı, Finansman ve Kredi Sorunları.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Mesleki
Yayınlar Serisi, Ankara.
Cinemre, H.A., Ceyhan, V. ve Kılıç, O. 1995. Çarşamba
Ovası Tarım İşletmelerinin Ekonomik Analizi.
O.M.Ü. Ziraat Fakültesi Araştırma Seri No:2, 104s.,
Samsun.
A.YULAFÇI
Cinemre, H. A., 1999. Tarım Ekonomisi. O.M.Ü. Ders
Kitabı No:11, 183 s., Samsun.
Demirci, R., 1978. Kırşehir Merkez İlçesi Hububat
İşletmelerinde Optimum İşletme Organizasyonları
ve Yeter Gelirli İşletme Büyüklüklerinin Saptanması
Üzerine Bir Araştırma (Doçentlik Tezi), Ankara.
Erkuş, A., 1976. Tavşanlı İlçesi Şeker Pancarı Yetiştiren
Tarım
İşletmelerinin
Doğrusal
(Linear)
Programlama Metodu İle Planlanması. Türk Ziraat
Yüksek Mühendisleri Birliği Yayın No: 3, Latif
Matbaası, Ankara.
Erkuş, A., 1979. Ankara İli Yenimahalle İlçesinde
Kontrollü Kredi Uygulaması Yapılan Tarım
İşletmelerinin Planlanması Üzerine Bir Araştırma.
A.Ü. Ziraat Fak. Yayın No : 709, Bilimsel Araştırma
ve İncelemeler 415, 112 s., Ankara.
Erkuş, A., Bülbül, M., Kıral, T., Açıl, A. F. ve Demirci, R.
1995. Tarım Ekonomisi. Ankara Üniversitesi Ziraat
Fakültesi Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Vakfı
Yayınları No: 5. 298 s., Ankara.
Güneş, E. ve Fidan, H., 1999. Karadeniz Bölgesi Tarım
İşletmelerinin Ekonomik Yapısı ve Tarımsal Kredi
Kullanımı. Karadeniz Bölgesinde Tarımsal Üretim
ve Pazarlama Sempozyumu, 15-16 Ekim 1999,
Samsun. 275-280.
Hasannebioğlu, C., Ü. 1999. Türkiye’nin Tarım Siyaseti.
http://www.unaldi.org/cumali/list.asp?mode=
yazilar&poetryID=129
Karagölge, C., 1987. Tarım Ekonomisi. Atatürk Üniv.
Yayın No : 642, Ziraat Fakültesi Yayınları No: 290,
Atatürk Üniv. Basımevi, 169 s., Erzurum.
Ocaktan, A., 1997. Samsun İli Havza İlçesi Tarım
İşletmelerinin Ekonomik Analizi Optimal İşletme
Organizasyonları Yeter Gelirli İşletme Büyüklüğü.
KHGM Samsun Araşt.Enst. Müdürlüğü Yayınları
Genel Yayın No: 88, Rapor Serisi No: 75, Samsun.
Türkay, O. 1990. İktisat Teorisine Giriş: Mikroiktisat.
Turhan Kitabevi, 176 s., Ankara.
Yamane, T., 1967. Elemantary Sampling Theory. Printice
Hall Inc. Englewood Cliffs. NT.
41
GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 43-49
Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine
Etkileri
Orhan Gündüz1
Kemal Esengün2
1- Tarım İl Müdürlüğü, Proje ve İstatistik Şubesi, Malatya
2- Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, 60240, Tokat
Özet: Çalışmada, Türkiye’nin AB (15) üyesi ülkelerle olan dış ticaretine Gümrük Birliği’nin olası etkilerinin
analizi amaçlanmıştır. Bu amaçla, 1987-2003 yılları arası zaman serisi verileri kullanılarak çeşitli istatistiki
testler uygulanmıştır. Kukla değişkeninin kullanıldığı regresyon analizinde, Gümrük Birliği neticesinde
Türkiye’nin ithalat değerlerindeki büyümenin ihracattan fazla olduğu ortaya konulmuştur. Chow testi ile
1996 yılı öncesi ve sonrası için dönemler arasında dış ticaret değerleri bakımından önemli yapısal farklılıklar
olduğu belirlenmiştir. Granger nedensellik testi ile de çalışmada kullanılan değişkenlerin birbirlerinin nedeni
olduğu belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Gümrük Birliği, İthalat, İhracat, Chow Test, Granger Nedensellik Testi.
The Impact of Custom Union on the Foreign Trade of Between Turkey and
EU (15)
Abstract: The aim of this study is to analyze the impacts of Custom Union on the foreign trade of between
Turkey and EU (15). The various statistical tests were applicated on the data sets by using the time series
data sets between 1987 and 2003. In the regression analysis which dummy variable was used, it was revealed
that the growth of import values of Turkey bigger than growth of export values after the Custom Union.
With the Chow test is to determined structural differences from the values of foreign trade between pre 1996
and past 1996. Granger causality test was revealed that variables of the model were the reasons of one
another.
Key Words: Custom Union, Import, Export, Chow Test, Granger Causality Test.
1. Giriş
20.yy’da hızla gelişen küreselleşme
eğilimiyle, ülkeler bir yandan bu eğilimin
beraberinde
getirdiği
yoğun rekabetten
korunabilmek ve dünya ile bütünleşme sürecini
hızlandırabilmek amacıyla çeşitli zamanlarda
ekonomik bütünleşme sürecine girmişlerdir. Bu
süreç içerisinde dünya ticaretinde önemli
değişimler yaşanmış, artan küresel rekabet
ortamında ülkeler dış ticaret politikalarını
yeniden düzenlemişlerdir. Özellikle dış ticareti
kısıtlayan tarife ve kotalar giderek azalmış,
serbest ticaret anlayışı uluslararası ticarete
hâkim olmuştur. İkinci Dünya Savaşından sonra
özellikle sanayileşmiş batılı ülkeler, dünya
ticaretinde çok yönlü denkleşmeye imkan
sağlamak, dış ticareti canlandırmak amacıyla
ekonomik bütünleşme sürecine girmişler ve
çeşitli organizasyonlar kurmuşlardır. Bu şekilde
ortaya çıkan organizasyonların en önemlisi
kuşkusuz Avrupa Birliği (AB) ve üyeler
arasında uygulanan Gümrük Birliği’dir (GB)
(Uyar, 2000).
Cumhuriyetin ilanından sonra tüm
alanlarda yönünü batıya çeviren Türkiye,
özellikle ekonomik alanda AB ülkelerinin
önemli bir partneri olmuş ve bu ülkelerin
oluşturdukları organizasyonlar içinde yer almak
istemiştir. Türkiye’nin 1963 yılında başlayan
birlik macerası 1996 yılında GB’nin kabul
edilmesiyle yeni bir boyut kazanmıştır.
GB, Türkiye’nin Avrupa Topluluğu ile
başlangıcı 1960’lara uzanan ortaklık ilişkisinin
temel taşlarından biridir. GB’nin çerçevesi
1963 yılında yürürlüğe giren Ankara Anlaşması
ile çizilmiş, detayları ise Katma Protokol ile
belirlenmiştir. 6 Mart 1995 tarihli Ortaklık
Konseyi Kararı ile 22 yıl süren geçiş dönemi
tamamlanmış, taraflar GB’nin tesis edilmesi
için gerekli koşulların oluştuğuna karar
vermişler ve böylece 1 Ocak 1996 tarihi
itibariyle
Türkiye-AB
arasındaki
GB
tamamlanmıştır (Uyar, 2001)
GB, sanayi ürünlerini ve işlenmiş tarım
ürünlerini kapsamakta, iki ülke arasında ithalat
ve ihracatta gümrük vergilerinin ve eş
vergilerin, miktar kısıtlamalarının ve eş etkili
tedbirlerin
kaldırılmasını
öngörmektedir.
Üçüncü ülkelerden ithal edilen ürünler için ise,
birliğin ortalama gümrük tarifesi kabul
edilmiştir (Karlı, 2004).
Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 1 Ocak
1996 tarihinde yürürlüğe giren Gümrük Birliği,
Türk ticaret ve rekabet mevzuatı ile
politikalarında çeşitli değişikliklere yol açmış
Türkiye Ekonomisi için yeni fırsatlar yarattığı
gibi çaba gerektiren unsurlar da doğurmuştur.
GB’nin kabul edilmesinden sonraki süreçte
dinamik ve statik etkileri çerçevesinde Türkiye
ekonomisini etkilemesi kaçınılmaz olmuştur.
Bu araştırmanın amacı; GB’ye geçişin
Türkiye’nin dış ticaretini olumlu veya olumsuz
etkileyip etkilemediğini incelemek ve ithalat ve
ihracatın genel eğilimlerini, ekonometrik
modellerle tahmin edip buna bağlı sonuçları
ortaya koymaktır.
2. Materyal ve Yöntem
Çalışmada geçen süre içerisinde GB’nin
Türkiye ekonomisi üzerinde ne gibi sonuçlar
doğurduğunu tespit etmeye çalışılmıştır.
Türkiye’nin AB(15) ülkeleriyle 1996 yılı
başında GB uygulamasına geçmesi sonucunda
bu ülkelerle gerçekleştirdiği ihracat ve ithalat
miktarlarındaki
gelişmeler,
1987–20003
dönemlerini kapsayacak şekilde ithalat ve
ihracat modelleriyle analiz edilmiştir.
Çalışmada kullanılan veriler, Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK), Devlet Planlama
Teşkilat (DPT) ve Dış Ticaret Müsteşarlığı
(DTM) istatistiklerinden derlenmiştir.
Araştırmada, GB’nin Türkiye’nin ihracatı
(İHR) üzerine etkisini ortaya koyacak faktörler
olarak; Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH), Reel
döviz kuru(RKUR), ihracat fiyat indeksi
(İHFE) ve kukla değişkeni (D) kullanılmıştır.
İthalat Modeli (İTH) için; Gayri Safi Milli
Hâsıla (GSMH), Reel döviz kuru (RKUR),
ithalat fiyat indeksi (İTFE) ve kukla değişkeni
(D) kullanılmıştır.
Araştırmada modellerin sonuçlarını ortaya
koymak için birçok fonksiyon tipi (linear, loglinear, kuadratik) denenmiş, istatistiksel olarak
anlamlı sonuçlara çift logaritmik doğrusal
fonksiyon (double-log linear) tipi yardımıyla
ulaşılmıştır. Oluşturulan ekonometrik modeller
ve bu modellerin değişkenleri şöyledir:
log IHR t   0   1 log GSMH t   2 log RKUR t   3 log İHFE t   4 log D t   t
İHRt:
GSMHt:
RKURt:
İHFEt:
D:
log ITHt  0  1 logGSMHt   2 log RKURt  3 log İTFEt   4 log Dt   t
İTHt :
GSMHt:
RKURt:
İTFEt:
D:
(2)
Türkiye’nin AB üyesi ülkelere toplam ithalatı ($)
Gayri safi milli hasıla ($)
Reel döviz kuru (1982=100)
(Döviz Kuru Ağırlıkları 0.75 * US$ + 0.25 * EURO olarak alınmıştır.
İthalat fiyat indeksi (1989=100)
Kukla değişkeni. D = 0 (1987–1995) D = 1 (1996 – 2003 yılları)
Ekonometrik
modelin
güvenilirliğini
sınamak için bir dizi yapısal test uygulanmıştır.
Bu testler sonucunda elde edilen modelde,
GB’nin Türkiye’nin dış ticareti üzerinde bir
etkiye sahip olup olmadığını görmek için bir
kukla değişkene (D) de yer verilmiştir. GB
1996 yılında yürürlüğe girdiği için 1987
yılından 1995 yılına kadar olan süre için D = 0
ve 1996 yılından başlayarak 2003 yılına kadar
olan süreler için de D = 1 olarak alınmıştır.
44
(1)
Türkiye’nin AB üyesi ülkelere toplam ihracatı ($)
Gayri safi milli hasıla ($)
Reel döviz kuru (1982=100)
(Döviz Kuru Ağırlıkları 0.75 * US$ + 0.25 * EURO olarak alınmıştır.
İthalat fiyat indeksi (1989=100)
Kukla değişkeni. D = 0 (1987–1995) D = 1 (1996 – 2003 yılları)
Ayrıca GB’nin Türkiye’nin dış ticareti
üzerinde yapısal bir değişikliğe neden olup
olmadığını bulmak için de kukla değişkeninin
çıkarıldığı
model
iki
ayrı
modele
dönüştürülmüş ve Chow test uygulanmıştır.
Aynı ana kütleden, çekilen iki ayrı örneğe ait
katsayıların ya da regresyon denklemlerinin
birbirinden önemli
derecede farklılaşıp
farklılaşmadığı başka bir kritik F testi ile
araştırılabilmektedir. Bu sınamanın yapıldığı
test Chow testi olarak adlandırılmaktadır ve
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
aşağıdaki gibi formüle edilmektedir (Chow,
1960; Tarı, 1999; Gujarati, 1995):
     
k

     

KritikF
2
B
2
1
2
1

2
2
2
2
(3)
n1  n 2  2 k 
Hesaplanan Kritik F değeri, F tablo
değerinden büyük ise hipotez reddedilir. Yani
dönemler arasında bir farklılaşma olduğu
söylenebilir.
GB’nin Türkiye dış ticareti üzerinde
etkisinin çeşitli değişkenlerle belirlendiği bu
çalışmada, bağımlı değişkenin bağımsız
değişkenlerin nedeni olduğu ya da bağımsız
değişkenlerin bağımlı değişkenin nedeni
olduğunu ortaya koymak için gecikmeli
modellerden faydalanılmıştır. Araştırmada
nedensellik sınaması için Granger yöntemi
kullanılmıştır. Granger
nedenselik testi
aşağıdaki modeller kullanılarak yapılmaktadır
(Granger, 1969; Gujarati, 1995; Tarı, 1997:
Tarı, 1999). Granger nedensellik sınaması,
çözümlemede kullanılan gecikme sayısına çok
duyarlıdır. Bunun için gecikme sayısının
fazlalaştırılması tavsiye edilmektedir (Gujarati,
1995).
m
m
Yt   0    i Yt i    i X t i   i
i 1
m
m
X t   0    i X t i    i Yt i   i
i 1
(4)
i 1
(5)
i 1
Burada; Y: Bağımlı Değişken, X:Bağımsız
Değişkeni ifade etmektedir.
Modeller karşılıklı olarak sınandıktan
sonra hesaplanan F değerleri dikkate alınarak,
hipotezler reddedilir veya kabul edilir. Şayet;
Yt
Xt ise X, Y’yi etkilemektedir.
Xt
Yt ise Y, X’i etkilemektedir.
3. Bulgular ve Tartışma
3.1. Türkiye’nin Dış Ticareti
Türkiye’nin dış ticaretinin önemli bir
bölümünü AB üyesi ülkelerle yapılan ticari
ilişkiler
oluşturmaktadır.
Türkiye’nin
ihracatının yaklaşık %60’ı, ithalatının ise
%50’si AB üyesi ülkelere yapılmaktadır. Dış
ticaret hacminin %50’si AB ülkeler tarafından
oluşturulmaktadır (DTM, 2007).
AB üyesi ülkelere yapılan ihracat
içerisinde tarım sektörünün payı gittikçe
azalmaktadır. AB üyesi ülkelere yapılan toplam
ihracatın düzeyi önceleri yaklaşık %20 iken,
son yıllarda bu değerler %8’e kadar düşmüştür
(DTM, 2007). Bu durum GB’nin belki de en
olumsuz etkilerinden birisidir. Yani Gümrük
Birliğinin Tarım sektörü için olumlu sonuçlar
doğurduğunu söylemek oldukça güçtür.
Türkiye’nin, AB ile dış ticaretinin mal
gruplarına göre dağılımı dikkate alındığında
ihracatı oluşturan en önemli mal grubu tüketim
mallarıdır. Tüketim malları AB’ne yapılan
ihracatın yaklaşık %60’ını oluştururken, ara
mallar %35’ini, yatırım malları %5’ini
oluşturmaktadır. AB’nden ithal edilen en
önemli en önemli mal grubunu ara mallar
oluşturmaktadır. İthalatın %60’ını ara mallar,
%30’unu yatırım malları ve %10’unu da
tüketim malları oluşturmaktadır (DTM, 2007).
Araştırmada kullanılan veriler ışığında
Türkiye’nin dış ticaret değerlerinin gelişim
seyri Şekil 1’de de gösterilmiştir. Bu grafik,
Türkiye’nin yıllar geçtikçe ekonomik olarak
büyümesini göstermesi bakımından önem arz
etmektedir. Şekil 1 incelendiğinde, Türkiye’nin
dış ticaret hacminin, 1987 yılına göre yaklaşık 5
katlık bir artış gösterdiği görülmektedir (TÜİK,
2005). 2001 yılı ekonomik krizinin ülkenin dış
ticareti üzerinde yaratmış olduğu olumsuz etki
de, grafikte dikkat çeken diğer bir önemli
husustur.
Türkiye’nin toplam dış ticaret hacmi
içerisinde en önemli payı Avrupa Birliği üyesi
ülkeler almaktadır. Toplam ihracat ve ithalat
değerlerinin yaklaşık %50’si bu ülkelere
gerçekleştirilmiştir. Söz konusu durum Şekil
2’de verilmiştir. Yıllar itibariyle Avrupa Birliği
üyesi ülkelere yapılan ihracat değerleri, ithalat
değerlerinden yüksektir. Yani Türkiye, Avrupa
Birliğine ithalattan çok ihracat yapmaktadır.
45
Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri
500
400
300
200
Türkiye'nin Toplam İhracatı
Türkiye-AB İhracatı
2003
2002
2001
2000
1999
1998
1997
1996
1995
1994
1993
1992
1991
1990
1989
0
1988
100
1987
İndeks(1987=100)
600
Türkiye'nin Toplam İthalatı
Türkiye-AB İthalatı
Şekil 1. Türkiye'nin Dış Ticaret Göstergeleri
100
Pay (%)
80
60
40
20
0
87 988 989 990 991 992 993 994 995 996 997 998 999 000 001 002 003
19
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
2
2
2
2
Zam an
İhracat (AB / Toplam) %
İthalat (AB/Toplam) %
Şekil 2: Türkiye’nin Dış Ticaret hacmi içerisinde AB(15)’in Payı
3.2. Türkiye ile AB’nin dış ticaret
ilişkilerinde Gümrük Birliğinin Etkisi: Chow
test ve Granger Nedensellik Sınaması
Çalışmada,
Gümrük
Birliği’nin
Türkiye’nin AB ile dış ticareti üzerine etkileri
incelenmesi
amaçlandığından,
GB’nin
başlangıç yılı olan 1996 yılı için bir kukla
değişkeni konmuştur. Bu değişken yardımıyla
Gümrük Birliği Türkiye’nin dış ticaretini
etkilemiştir tezi test edilmiştir.
İhracat ve İthalat modelleri için kukla
değişken
eklenerek
yapılan
analizler
neticesinde hesaplanan değerler Çizelge 1 ve
2’de verilmiştir.
F test neticesine bakıldığında, her iki
modelde de fonksiyonun bir bütün olarak %5
düzeyinde anlamlı olduğu belirlenmiştir. İhracat
modelinde, (R-square) 0.89 olup, bağımsız
değişkenlerin
İhracatta
meydana
gelen
değişimlerin %89’unu açıklamakta yeterli
olduklarını göstermektedir. İthalat modelinde,
(R-square) 0.98 olup, bağımsız değişkenlerin
46
ithalatta meydana gelen değişimlerin %98’ini
açıklamakta yeterli olduklarını göstermektedir.
Ramsey’s
Reset
testi,
modellerde
spesifikasyon hatası olup olmadığını, yani
modelin doğru kurulup kurulmadığını gösterir.
Buna göre; F- istatistiği ve olabilirlik oranı
(Log likelihood ratio) %5 anlamlılık
derecesinden yüksek olduğu için modelde
spesifikasyon hatası olmadığı, başka bir deyişle,
her iki modelin de doğru olarak kurulduğu
belirlenmiştir.
Modellerde kullanılan zaman serisi verileri
için otokorelasyon olup olmadığı Durbin –
Watson (DW) istatistik testi yapılarak kontrol
edilmiştir. Çünkü, zaman serisi analizleri serial
korelasyon
varlığının
test
edilmesini
gerektirmektedir (Judge 1996).
İhracat Modeli için hesaplanan DW
istatistik değeri: 1.36, ithalat modeli için
DW:1.78 olup % 5 önem seviyesinde kritik
değerler
tablosunda
kararsız
bölgeye
düşmektedirler. Bu durumda korelasyon varlığı
yada yokluğu hakkında yorum yapmak
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
anlamsız
olacağından
Von-Neumann
istatistiğine geçilmiştir (Karkacıer, 2001).
İhracat modeli için hesaplanan Von Neumann test değeri 1.496, ithalat modeli için
hesaplanan Von-Neumann değeri 1.96’dır. Von
- Neumann v oranı tablosundan % 5 önem
seviyesindeki v
alındığında, Von değerleri arasına
modelde
de
rastlanılmamıştır.
Çizelge 1. GB’nin Türkiye – AB ihracat modeli için hesaplanan istatistikler
Adj.
Constant RKUR GSMH İHFE Dummy
R2
R2
-5,66
-0,90
1,28 -1,49
0,05 0,890 0,850
Coefficient
-2,01
-1,64
4,02 -1,95
0,54
t-stat.
0,07
0,13
0,00
0,08
0,60
P Value
2,815
0,546
0,318 0,765
0,086
Std Dev
Modellerde hesaplan test ve parametre
sonuçlarının güvenilir çıkması, modeller
üzerinde yorum yapma fırsatını vermektedir.
İhracat modeli için, Dummy’e ait t- değerine
bakıldığında, istatistiksel olarak anlamlı
olmadığı görülür. Bu da kukla değişkeninin
modelde anlamlı olmadığını ve modeli
açıklama gücü bulunmadığını ifade etmektedir.
Bu durumda GB’nin Türkiye’nin AB ile olan
ihracatını çok fazla etkilemediği söylenebilir.
Soğuk
(2002)
tarafından
yapılan bir
araştırmada; Gümrük Birliği sonrasında
Türkiye’nin dış ticaretinin, Türkiye’nin AB’ye
ihracatında da sürekli bir artış kaydedilmesine
rağmen ithalat lehine bir dağılım gösterdiği
saptanmıştır. Bu durum, ulaşılan sonuçlarla
doğru orantılı olması bakımından önemlidir.
Modelde yer alan diğer değişkenler, belli
bir önem seviyesinde Türkiye’nin AB ile olan
ihracatını açıklamada istatistiksel olarak
anlamlı çıkmışlardır. Reel kur değişkeni %13,
GSMH değişkeni %1 ve İhracat fiyat indeksi
%8 düzeyinde sıfırdan farklıdırlar (Çizelge 1).
İncelen zaman sürecinde reel döviz kuru
değişkeninin (RKURt) katsayısı -0.90’dır. Bu
sonuç, Türk Lirasının diğer paralar karşısındaki
değer kaybı, ihracat değerlerinde de aynı yönde
etki yaptığını göstermektedir. Yani döviz
kurunun TL aleyhine bir birim artması,
ihracatta 0.90 birimlik azalmaya neden
olmaktadır.
kritik değerleri dikkate
Neumann test değeri, tablo
denk geldiğinden her iki
otokorelasyon
varlığına
DW
1,360
Vonneumann
1,496
Ramsey’s
Reset
216,00
F Test
22,240
Gayri Safi Milli Hâsıla değişkeninin
katsayısı pozitif ve 1.28’dir. Gayri safi milli
hâsılada meydana gelecek bir birimlik artış
ihracat değerlerinde yaklaşık 1.28’lik bir artışa
neden olacaktır.
Türkiye’nin ihracat fiyatları indeksi
değişkeninin katsayısı negatif ve 1.49 olarak
hesaplanmıştır. Bu sonuç, ihraç mallarının yurt
içi fiyatlarında oluşacak bir artışın ihracat
üzerine
olumsuz
etki
yaratacağını
göstermektedir. Fiyatlar bir birim artarsa,
ihracat yaklaşık 1.5 birim azalacaktır.
İhracat modeli için hesaplanan değerler,
genel ekonomik çerçevede düşünüldüğünde
oldukça anlamlıdır.
İthalat modeli için t değerlerine
bakıldığında kukla değişkeni %1 düzeyinde
istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır ve Kukla
değişkeninin modeli açıklama gücünün
olduğunu ifade etmektedir. Bu sonuç, GB’nin
Türkiye’nin AB(15) üyesi ülkelerle olan
ithalatında önemli bir etkiye sahip olduğunu
göstermektedir. GB birliği ile beraber, Türkiye
ithalatında önemli değişimler olduğu gerçeğini
ortaya koymaktadır.
İthalat modelinde yer alan reel kur
değişkeni %1, GSMH değişkeni %1 ve İhracat
fiyat indeksi %2 düzeyinde istatistiksel olarak
anlamlıdır.
Çizelge 2. GB’nin Türkiye – AB ithalat modeli için hesaplanan istatistikler
Coefficient
t-Stat.
P Value
Std. Dev
Constant
RKUR
GSMH
-12,02
-7,99
0,00
1,50
-1,15
-4,19
0,00
0,28
1,42
9,83
0,000
0,14
İTFE
1,19
2,71
0,02
0,44
Dummy
0,20
5,22
0,00
0,04
R2
0,98
Adj.
R2
0,97
DW
1,78
VonRamsey’s
F
neumann
Reset
Test
1,958
6,86
143,78
47
Gümrük Birliğinin Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) İle Dış Ticareti Üzerine Etkileri
Reel döviz kuru değişkeninin katsayısı
negatif ve 1.15 olarak hesaplanmıştır. Döviz
kurunu yerli para karşısında değer kazanması
ülkenin hem ihracatını hem de ithalatını
olumsuz etkilemektedir. Döviz kurunun TL
aleyhine bir birim artması, ithalatta 1.15
birimlik azalmaya neden olmaktadır. Bu
durumda ithalatın ihracattan daha fazla
etkilendiği görülmektedir.
Gayri Safi Milli Hâsıla değişkeninin
katsayısı pozitif ve 1.42 olarak hesaplanmıştır.
Gayri safi milli hâsılada meydana gelecek bir
birimlik artış İthalat değerlerinde yaklaşık
1.42’lik bir artışa neden olacaktır.
İthalat fiyatları indeksi değişkeninin
katsayısı pozitif ve 1.19 olarak hesaplanmıştır.
Hesaplanan bu değer, istatistiksel olarak
anlamlı çıkmış olsa da pratikte çok anlamlı
gözükmemektedir.
Bu
nedenle
yorum
yapmaktan kaçınılmıştır.
Kukla değişkenini modelden çıkarıp, GB
ile beraber yapısal bir değişim olup olmadığını
başka bir yönden test etmek amacıyla 1996 yılı
için Chow test uygulanmıştır. Test neticesinde
elde edilen kritik F değerleri Çizelge 3’de
verilmiştir.
Çizelge 3: Chow test sonuçları (1996 kırılma yılı için)
İhracat
İthalat

2
B
0,068
0,056
2
1
0,001
0,004
2
2
0,022
0,004
4,166*
12,291*
n:16

n:8

n:8
Kritik F
* 0,05 üzeyinde anlamlı
Kritik F istatistiği sonuçları ihracat ve
ithalat modelleri için %5 düzeyinde anlamlı
çıkmıştır. Bu sonuçlar %5 anlamlılık
derecesinde “GB ile birlikte yapısal bir
değişim olmadığı” hipotezinin reddedilmesini,
diğer bir ifadeyle GB’nin Türkiye’nin dış
ticareti üzerinde önemli derece bir yapısal
farklılık
ortaya
çıkardığını
göstermesi
bakımından oldukça önemlidir.
Sonuç olarak GB ile birlikte Türkiye’nin
dış ticaretinde yapısal değişimlerin olduğu
söylenebilir. Bu değişimler; ticaret hacminin
artması ve özellikle GB’nin ilk yıllarında
ithalatın ihracattan daha hızlı artması şeklinde
gerçekleşmiştir.
Regresyon
analizleri,
değişkenler
arasındaki
bağımlılık
ilişkilerini
incelemektedir. Ancak değişkenler arasındaki
bağımlılık, aralarında mutlak bir nedensellik
olduğu anlamına gelmemelidir. Yani bağımsız
değişken (X), bağımlı değişken (Y)’nin mutlak
sebebidir (nedenidir) anlamına gelmez.
Aralarında nedensellik ilişkisi bilimsel olarak
ortaya konulmalıdır (Granger, 1969; Gujarati,
1995; Tarı, 1997; Tarı, 1999).
Araştırmada, Gümrük Birliği yürürlüğe
girdikten sonra Türkiye’nin Avrupa Birliği
üyesi ülkeler olana ihracat ve ithalat
değerlerinin mi GSMH’nın, döviz kuru’nun ya
da fiyatların nedeni olduğu yoksa GSMH’nin,
döviz kuru’nun, ya da fiyatların mı ihracat ve
ithalata neden olduklarını belirlemek için
Granger metodu kullanılarak nedensellik
sınaması yapılmıştır. Elde edilen bulgular
Çizelge 4’te verilmiştir.
Çizelge 4: Granger nedensellik testi sonuçları
Boş hipotez
Gözlem
Sayısı
İHR (İTH), RKURt--1’in nedeni değildir
16
RKUR, İHRt–1 (İTHt–1)’in nedeni değildir
İHR (İTH), GSMHt--1’in nedeni değildir
16
GSMH, İHRt–1 (İTHt--1)’in nedeni değildir
İHR (İTH), İHFE t–1 (İTFE t–1)in nedeni değildir
16
İHFE (İTFE), İHRt--1 (İTHt--1)’in nedeni değildir
*Pr (0,05) ve **Pr (0,10) düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı
48
F statistics
Gecikme Sayısı: 1
Gecikme Sayısı: 2
İhracat
İthalat
İhracat
İthalat
için
için
için
için
1,927
2,988
8,85*
6,24*
1,223
3,627**
10,44*
9,37*
1,944
0,509
17,11*
20,02*
3,993**
1,153
14,91*
12,01*
3,676**
0,017
3,09**
0,98
2,163
5,310*
10,20*
16,26*
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Granger nedensellik testi dikkate alınan
gecikme yılı sayısına oldukça duyarlıdır.
Anlamlı sonuçlara ilk yıl ulaşılmadığı takdirde
birkaç yıl gecikmeli değerler kullanıldığında
ulaşılabilmektedir.
Çalışmada
anlamlı
sonuçlara
2
yıl
gecikmeli
değerler
kullanıldığında ulaşılmıştır.
Gecikmeli verilerin kullanıldığı test
sonuçlarına göre, ithalat değerleri ile ithalat
fiyat endeksi arasında bir nedensellik ilişkisi
kurulamamıştır.
İthalat,
ithalat
fiyat
endeksinden çok başka diğer faktörlerden
etkilenmektedir, denilebilir.
Bunun dışındaki diğer faktörler arasında
anlamlı düzeyde bir nedensellik ilişkisi
kurulmuştur.
4. Sonuç
Araştırmada
Gümrük
Birliğinin,
Türkiye’nin Avrupa Birliği (15) üyesi ülkelerle
olan dış ticareti üzerine etkisini belirlemek
amaçlanmıştır. Bu amaca ulaşmada 17 yıllık
(1987–2003)
zaman serisi
verilerinden
faydalanılmıştır.
Yapılan ampirik çalışmaya dayanarak; GB
ile birlikte Türkiye’nin dış ticaretinde yapısal
değişimlerin
olduğu
söylenebilir.
Bu
değişimler; ticaret hacminin artması ve özellikle
GB’nin ilk yıllarında ithalatın ihracattan daha
hızlı artması şeklinde gerçekleşmiştir.
Gümrük Birliği’nin, Tarımsal ürünler dış
ticaretini, özellikle ihracat değerlerini olumsuz
etkilediği söylenebilir. Buna neden olarak
birliğin istediği norm ve standartlarda üretim
yapılamayışı ve ortak tarım politikasına uyum
da sıkıntılar yaşanması olarak gösterilebilir.
Türkiye’nin, Avrupa Birliği sürecinin hızla
işlediği şu dönemde uyum çalışmalarını
gerçekleştirmek yönünde yakaladığı ivmeyi
kaybetmemek için önümüzdeki dönemde daha
çok çaba göstermesi gerekmektedir.
Türkiye, makro ekonomik dengeleri
sağlamlaştırdığı,
yapısal
reformları
tamamladığı, yabancı sermaye ve teknoloji
transferini gerçekleştirdiği takdirde Gümrük
Birliği
ortamından
optimum
faydayı
sağlayabilecektir. Gümrük Birliği Türkiye’nin
çağdaşlaşma yönünde en temel hedefi olan
Avrupa Birliği tam üyelik yolundaki önemli bir
kilometre taşıdır.
Türkiye açısından yapılması gereken,
Gümrük Birliği nedeniyle AB norm ve
standartlarına ulaşma yolunda kaydedilen
mesafeyi iyi kullanmak ve özellikle adaylık
süreci çerçevesinde yer alan hedeflere en kısa
sürede ulaşarak AB tam üyeliğine doğru hızla
ilerlemek olmalıdır.
Kaynaklar
Chow, G.C., 1960. Tests of equality between sets of
coefficients in two linear regressions, Econometrica,
28(3): 591-605.
DTM,
2007.
Dış
Ticaret
Müsteşarlığı
(http://www.dtm.gov.tr/ab/rakamlar/ditcaret.htm
(erişim:22.03.2007))
Granger , C.W.J, 1969. Investigation causal Relations by
econometric Models and cross-spectral methods,
Econometrica: 424-438
Gujarati, D.N, 1995. Basic econometrics, 3rd edition,
McGraw-Hill: New York.
Judge, G. G., 1996. Introduction To The Teory and
Practice of Econometrics. John Willey and Sons.,
Inc. USA.
Karkacıer, O., 2001. “Tarım Ekonomisi Alanına İlişkin
Fonksiyonel Analizler ve Bu Analizlerden
Çıkartılabilecek
Bazı
Kantitatif
Bulgular”,
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Yayınları No.49, Ders Notları Serisi No.26, Tokat.
Karlı, B., 2004. Türkiye –AB Dış ticaret yapısı ve gümrük
birliğinin Türk tarım ürünleri Dış Ticaretine Etkileri,
Türkiye VI. Tarım Ekonomisi Kongresi, 16-18 Eylül
2004, Tokat,289-96.
Soğuk, H. 2002. Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine
Etkileri, İstanbul: İktisadi Kalkınma Vakfı Yayınları
no: İKV 179.
Tarı, R., 1997. Türkiye’de enflasyon, faiz, ve döviz kuru
arasındaki nedensellik ilişkileri (Ekonometrik
analiz:1973-1995 dönemi), Kocaeli Üniv. İİBF
Dergisi, Cilt 1 (1), İzmit.
Tarı, R., 1999. Ekonometri, Alfa yayınları no:609, İktisat
dizisi no:03, İstanbul.
TÜİK, 2005. Türkiye'nin Dış Ticaret Göstergeleri, Türkiye
İstatistik
Kurumu
yayınları
(http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/DISTICI
ST/disticist.html ))
Uyar, S., 2000. “Ekonomik Bütünleşmeler ve Gümrük
Birliği Teorisi”; Dış Ticaret Dergisi, sayı:19,
Ankara.
Uyar, S., 2001. Gümrük Birliği’nin Türkiye Ekonomisine
Etkileri; Dış Ticaret Dergisi, sayı 20, Ankara.
49
GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 51-62
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına
Göre Sosyo-Ekonomik Analizi*
Orhan Gündüz1
Kemal Esengün2
1- Tarım İl Müdürlüğü, Proje ve İstatistik Şubesi, Malatya
2- Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, 60240, Tokat
Özet: Çalışmada Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiriciliği yapan tarım işletmelerinin risk tutumlarının
belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın verileri Neyman yöntemi ile belirlenen 77 adet üreticiden anket
yoluyla sağlanmıştır. İncelenen işletmelerin riske karşı tutumları referans kumarı ve tercih eğrisi yardımı ile
belirlenmiştir ve neticede işletmelerin 25 tanesi riski seven, 52 tanesi de riski sevmeyen grubunda yer
almışlardır. İncelenen işletmelerin sahip oldukları sermaye yapısı ve yıllık faaliyet sonuçları bakımından
aralarında belirgin farklılıkların olmadığı tespit edilmiştir. Riski seven işletmelerin sahip olduğu işletme
arazisi büyüklüğü 40,10 dekar iken, riski sevmeyen işletmelerin arazi büyüklüğü 34,32 dekardır. İşletme
arazilerinin yaklaşık %70’i tarla arazisi karakterindedir. Domates yetiştirilen alanlar toplam işletme arazisinin
yaklaşık %5’ini oluşturmaktadır. İşletme arazisi dekarına en yüksek brüt kar, her iki davranış grubunda da
domates’e aittir. Brüt hâsılayı oluşturan unsurlar içerisinde de en yüksek pay domatese aittir. İşletme
masrafları içerisinde en yüksek pay ise işçilik ücretlerine aittir. Her iki davranış grubunda yer alan
işletmelerde de yaklaşık 6 000 YTL tarımsal gelir elde edilmekte olup, kişi başına düşen toplam aile geliri
risk seven işletmelerde 1280 YTL, risk sevmeyen işletmelerde 1600 YTL’dir.
Anahtar Kelimeler: Risk, Domates Üretimi, Tercih Ölçeği, Referans Kumarı, Tokat
Socio-economic Analysis of Tomatoes Farms According to Risk Attitude
in the Central District of Tokat Province
Abstract: The aim of this study is to determine risk behaviour of farms producing in central districts of Tokat
province. Data were obtained from 77 farms that were determined using Neyman Method via questionnaire.
Behaviour of investigated farms to risk was determined by means of reference game and preference curve,
and it was determined that 25 farms were risk taker and 52 were risk averse. It was determined that there were
no statistically significant differences between capital structure of the farms and their annual activity results.
Average farm land size is 40 da for farms that are risk lovers and 34 da for those that are risk averse. Nearly
70% of the land has field land characteristics. Tomatoes areas constitute 5% of the total farm land. Tomatoes
have the highest gross profit per land in both behaviour groups. Tomatoes also have the highest proportion
within gross income. Labour cost constitutes the highest ratio within farm costs. Farms in both behaviour
groups have about YTL 6000 agricultural income. Total family incomes per capita are YTL 1280 for risk
takers and YTL 1600 for not risk averse.
Key words: Risk, tomatoes production, preference scale, reference game, Tokat
1. Giriş
Tarım işletmelerinde; üretim, pazar,
finansman, teknoloji, politika ve iklim
koşullarından kaynaklanan risk ve belirsizlikler
söz konusudur (Akçaöz, 2001). Tarımsal
ürünlerin fiyatlarında ve girdi fiyatlarında
meydana gelen değişmeler, amacı maksimum
kâr olan işletmelerin üretim deseni üzerinde
değişikliklere yol açmaktadır. Doğru kararlar
alabilmek için işletmelerin mevcut durumlarını
iyi analiz etmeleri yanında üretimde risk
faktörünü de dikkate almaları gerekir (Ceyhan,
2003).
Tarımda risk ve belirsizlik altında karar
alma yöntemleri incelenirken çiftçilerin risk
karşısındaki duruşlarının da ortaya konulması
sağlıklı sonuçlar alınmasına yardımcı olacaktır.
Çünkü çiftçiler, amaçlarına ve mali varlıklarına
göre farklı reaksiyonlar gösterebilmektedirler.
Bu şekildeki davranışları da onların tarımsal
etkinliklerini faklı etkilemektedir.
Çalışmada, üreticilerin risk karşısındaki
tutumlarını ortaya koyabilmek için Tokat İlinde
Domates yetiştiren işletmelerden elde edilen
veriler kullanılmıştır.
Tokat
ilinde
tarımsal
üretiminin
gelişmesine paralel olarak, yoğun teknoloji ve
girdi kullanımı da üst seviyelere çıkmıştır. Bu
durum tarım işletmelerinin birim alanda daha
fazla sermaye kullanmasına sebep olmuş ve
üretimde karşılaşılan riskleri de arttırmıştır.
İşletmeler bir taraftan yağış, sıcaklık vb gibi
* Bu çalışma doktora tezinden bir bölüm olup, TÜBİTAK tarafından 105 O 723 proje numarasıyla desteklenmiştir.
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi
iklim faktörlerinin oluşturduğu verim riski ile
uğraşırken, diğer taraftan girdi ve çıktı
fiyatlarında
meydana
gelen
değişimler
gelirlerinde dalgalanmalara yol açmaktadır.
Tokat ili ekonomisini canlı tutan
sektörlerin başında tarım gelmektedir. 2005 yılı
verilerine göre 321 549 hektar işlenen tarım
arazisine sahip Tokat’da bitkisel ve hayvansal
üretim
faaliyetleri
yoğun
olarak
gerçekleştirilmektedir (Anonim, 2006). Tokat
ili Türkiye domates talebini önemli oranlarda
karşılayan illerden biridir. Tokat ilinde, sebzeler
işlenebilir toplam arazinin sadece %6’sını
kaplamasına rağmen, Tokat ili bitkisel üretim
değerinin %37 gibi büyük bir kısmını teşkil
etmektedir. Sebze üretim faaliyeti içerisinde ise
domates 2005 yılı verilerine göre 8 199 ha
üretim alanı ve 520 000 ton üretim miktarı ile
ilk sırada gelmektedir. Özellikle sırık domatesin
üretime girmesiyle Tokat ili domates verimi
Türkiye ortalamasının çok üstüne çıkmıştır
(Tokat’ta domates verimi 4.63 ton/Da,
Türkiye’de 3,75 ton/Da) (Anonim, 2006).
Tokat İli Merkez İlçesinde domates üreten
işletmelerin incelendiği bu araştırmanın amacı;
Domates üreten çiftçilerin riske karşı
tutumlarını (risk davranışlarını) belirlemek ve
domates yetiştiriciliği yapan işletmelerin risk
davranış grupları itibarı ile sermaye yapısını ve
yıllık faaliyet sonuçlarını ortaya koymaktır.
Araştırma sonuçları inceleme alanında risk
konusunda bundan sonra yapılacak çalışmalara
yön verebilecek, domates üreticilerinin riskli
koşullarda
karar
almalarını
kolaylaştırabilecektir.
2. Materyal ve Yöntem
Araştırmanın verileri Tokat İli Merkez
İlçede domates yetiştiriciliğinin yoğun olarak
yapıldığı 13 köyde tabakalı tesadüfî örnekleme
yöntemlerinden Neyman yöntemi ile belirlenen
77 adet tarım işletmesinden anketler yoluyla
sağlanmıştır (Esin ve ark., 2001).
( N h Sh )2

n 2 2
N D   N h S h2
n = Örnek hacmini
Sh2 = Tabakaya ait varyansı
Nh = h’ncı tabakadaki işletme sayısını
52
D = d/z
d = Ortalamadan izin verilen hata payı
z = İstenen güven derecesini gösteren zdeğerini ifade etmektedir.
Araştırmada
örnek
hacminin
belirlenmesinde %10 hata ve %95 güvenilirlik
(z=1.96) sınırları içerisinde çalışılmıştır.
Örneğe çıkan işletmelerin risk davranışı
bakımından (riski seven, riske tepkisiz ve riski
sevmeyen) hangi grupta yer aldığı referans
kumarı ve tercih ölçeği metotları yardımıyla
belirlenmiştir. Üreticilerin risk davranışları,
onların farazi seçenekler arasında yaptıkları
seçimler
yoluyla
belirlenmiştir.
Riskli
alternatifler ile sonucu belli olan alternatifler
arasında kayıtsız kalınan noktalar, kişilerin risk
taşıma eğilimlerini (risk davranışlarını)
göstermektedir (Holloway, 1979).
Üreticilerin hangi risk davranışı grubunda
yer aldığı aşağıdaki aşamalar takip edilmek
suretiyle saptanmıştır (Ceyhan ve ark., 1997):
i. Üreticiye belirli bir olasılığa bağlı ödül
verileceği ifade edilmiştir.
ii. Üreticiye, birinci adımda sunulandan
daha küçük ama garantili bir ödül alternatifi
sunulmuştur.
Üretici
hangisini
tercih
etmektedir? Eğer birincisini tercih etti ise,
ikinci alternatifin değeri arttırılmıştır. Kişi, bu
iki alternatif arasında karasız kalıncaya kadar
bu işlem sürdürülmüştür.
iii. Birinci adımdaki olasılık değeri
arttırılarak,
ikinci
adımdaki
işlem
tekrarlanmıştır.
iv. Sonuçta, Yatay eksende kararsızlık
(kayıtsızlık) noktalarının, dikey eksende
olasılıkların
gösterildiği
bir
grafik
düzenlenmiştir (Tercih Eğrisi). Üçüncü adımda
elde edilen sonuçlar, bu grafiğe aktarılarak risk
davranışları belirlenmiştir.
Çalışmada,
referans
kumarından
yararlanılarak çiftçilerin risk davranışını ortaya
koyan tercih ölçeği eğrisinin şekli, Şekil 1’de
verilmiştir (Holloway, 1979).
Referans kumarı ve Tercih ölçeği eğrisi
yardımı ile 77 üreticinin risk davranışları
bakımından
hangi
grupta
oldukları
belirlenmiştir. Üreticilerin 25’i riski seven, 16’sı
riske nötr ve 36’sı riski sevmeyen olarak
belirlenmiştir.
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Kazanma olasılığı
Riski sevmeyenler
Riske nötr olanlar
Riski sevenler
Kayıtsızlık noktası
Şekil 1: Tercih Eğrisi
Riske nötr olma risk karşıtlığının özel bir
durumu olduğu için (Holloway, 1979; Ceyhan
ve ark. 1997), çalışmada işletme özelliklerinin
risk davranışlarına göre incelendiği bölümde,
riske nötr olan üreticiler risk sevmeyen grubuna
dahil edilmiştir. Böylece risk seven grubunda
25, risk sevmeyen grubunda 52 adet üretici yer
almıştır. Buna göre çiftçilerin %32’si risk seven
ve %67’si risk sevmeyen davranış grubunda yer
almıştır.
İşletmelerin nüfus durumu belirlenirken
işletmelerde mevcut nüfus cinsiyete ve yaşlara
göre belirlenmiştir. Nüfusun eğitim durumu
cinsiyete ve eğitim süresine göre, eğitim düzeyi
belirlenirken öğrenim süreleri yıl olarak dikkate
alınmıştır.
Aile işgücü potansiyelinin belirlenmesinde
erkek işgücü birimi (EİB) esas alınmıştır. Erkek
işgücü birimi ergin (15-49 yaş arası) bir işçinin
günde ortalama 10 saat çalışması ile ortaya
koyduğu işgücüdür (İnan, 1994). İşletmelerde 765 yaş arası nüfusun fiilen çalışabilir nüfus
olduğu ve bölgede çalışılabilir gün sayısının 300
gün olduğu kabul edilmiştir (Baydaroğlu ve
Akçay, 2000). Böylece işletmelerde aile işgücü
potansiyeli (kullanılabilir işgücü) belirlenirken
fiilen çalışabilir nüfustan devamlı hastalık,
askerlik ve eğitim nedeniyle çalışmayan nüfus
çıkartılarak, fiilen çalışabilir nüfus yaş ve
cinsiyeti Çizelge 1’deki katsayılar kullanılarak
erkek işgücü birimine çevrilmiştir.
İşletmelerin
sermaye
miktar
ve
bileşimlerinin ortaya konulmasında sermayenin
fonksiyonlarına göre sınıflandırma şekli esas
alınmıştır (Açıl ve Demirci, 1984).
Çizelge 1. E.İ.B hesaplanmasında kullanılan emsaller
(Açıl, 1956)
Yaş
Erkek
Kadın
7-14
0,50
0,50
15-49
1,00
0,75
50-64
0,75
0,50
İşletmede yıllık faaliyet sonuçlarına ilişkin
analizler iki aşamada yapılmıştır. Birinci
aşamada, üretim dalları düzeyinde brüt kar
analizleri yapılarak, üretim dalları arasında
kısmi kârlılıkları karşılaştırılmıştır. İkinci
aşama olarak işletme bir bütün halinde ele
alınarak, işletmenin bir yıl boyunca yapmış
olduğu faaliyetlerin sonucu ortaya konulmuştur.
Üretim
dalları
düzeyinde
yapılan
analizlerde brüt kar hesaplanmıştır. Her bir
üretim dalı için hesaplanan brüt kar hesabında
üretim dallarının gayri safi üretim değerinden
değişken
masrafların
çıkartılmasıyla
bulunmuştur (Erkuş ve ark., 1995).
Gayri safi üretim değeri, tarımsal
faaliyetler neticesinde elde edilen bitkisel ve
hayvansal ürün miktarlarının çiftçi eline geçen
fiyatlarla çarpılması sonucu bulunan değere,
bitki ve hayvan sermayesindeki prodüktif
artışların ilavesi ile bulunmuştur (Erkuş ve ark.,
1995; Esengün ve Akay, 1998).
Üretim döneminde yapılan ve üretim
hacmine bağlı olarak değişen masraflar
değişken masraf olarak alınmıştır (Esengün ve
Akay, 1998).
İncelenen işletmeler daha sonra bir bütün
olarak ele alınarak yıllık faaliyet sonuçları
belirlenmiştir. Yıllık faaliyet sonuçları olarak
gayri safi hasıla, işletme masrafları, gerçek
masraflar, saf hasıla (saf hasıla), tarımsal gelir
53
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi
(net çiftlik geliri) ve toplam aile geliri
hesaplanmış ve yorumları yapılmıştır.
Gayri safi hasıla bir üretim dönemini
kapsayan üretim faaliyeti sonunda yaratılan
nihai mal ve hizmetlerin değer toplamı olarak
tanımlanmaktadır (Aras, 1988).
İşletmelerde giderler, işletme giderleri ve
gerçek giderler olarak iki şekilde incelenmiştir.
İşletme masrafları, işletmecinin gayri safi
hasılayı elde etmek için işletmeye yatırılan
aktifin faizi hariç, yapmış olduğu her türlü
masrafların toplamı şeklinde tanımlanmaktadır
(Aras, 1988). Bu çalışmada işletmeleri
birbiriyle karşılaştırmak için bütün işletmeler
ekonomik yönden bağımsız ya da borçsuz ve
mülk arazilerini işleyen işletmeler olarak
düşünülmüş ve borç faizleri ile arazi kirası
giderleri
işletme
masraflarına
dahil
edilmemiştir. Ayrıca işletmede üretilip de tekrar
üretimde kullanılan ürünlerin (çiftlik gübresi,
hayvan yemleri gibi ara malların) bedelleri
işletme masraflarına dahil edilmemiştir (Aras,
1988).
Yıllık faaliyet sonuçları ortaya konurken
diğer önemli bir kriter de saf hasıladır. Brüt
hâsıladan işletme masrafları çıkartılarak
bulunmuş ve böylece işletmeleri borçtan ve
mülkiyet koşullarından arındırmış olarak,
birbirleriyle karşılaştırma imkânı sağlanmış
olmaktadır (Aras, 1988).
Yıllık faaliyet sonuçları ile ilgili bir diğer
gösterge tarımsal gelirdir. Bu çalışmada
tarımsal gelir, brüt hâsıladan gerçek giderlerin
çıkartılması ile elde edilmiştir (Aras, 1988).
Yıllık
faaliyet
sonuçlarının
değerlendirilmesinde bir diğer kriter de toplam
aile geliridir. Bu çalışmada toplam aile geliri,
tarımsal gelire, aile işgücünün tarım sektörü
dışında çalışmasından elde ettiği gelir, kiraya
verilen arazi karşılığı sağlanan gelir ve diğer
gelir servetleri ( kira geliri, emekli maaşı vb.)
eklenerek elde edilmiştir.
Tarım işletmeleri için ekonomik rantabilite
((Saf Hasıla+ Ödenen Faizler) / Toplam İşletme
Sermayesi)*100, mali rantabilite (Saf Hasıla /
Öz Sermaye*100) ve rantabilite faktörü (Saf
Hâsıla /Gayri saf Hâsıla*100) formülleri ile
hesaplanmıştır (Erkuş ve ark., 1995).
Ayrıca, farklı risk davranışı sergileyen
gruplar arasında gerçek anlamda fark olup
olmadığı  2 ve t testi ile ortaya
konulmuştur.
3. Bulgular ve Tartışma
3.1. İncelenen işletmelerde nüfus, işgücü ve
eğitim durumu
İncelenen işletmelerde risk davranış
gruplarına göre nüfusun yaş ve cinsiyet
itibariyle dağılımı Çizelge 2’de verilmiştir.
Çizelgeden de görüleceği gibi işletme başına
düşen nüfus, risk seven grubunda yer alan
işletmelerde daha fazladır.
 2 Testi neticesinde risk seven üreticiler
ile risk sevmeyen üreticiler arasında %95
güven sınırları içerisinde yaş bakımından fark
olmadığı belirlenmiştir (p>0.10,  2 : 3,524).
Türkiye’de 2001 genel tarım sayımı
neticesine göre, işletme başına ortalama nüfus
miktarı 7,87 kişiden oluşmaktadır. (TÜİK,
2001). Anket uygulanan işletmelerin sahip
olduğu nüfus Türkiye ortalamasının altında
çıkmıştır.
Çizelge 2. İncelenen işletmelerde yaş grupları ve cinsiyete göre nüfus durumu (ortalama kişi ve %)
İŞLETME GRUPLARI
YAŞ GRUPLARI
0-6
7-14
15-49
50- 64
65- +
TOPLAM
İşletme Başına Ortalama Kişi
Faal Nüfus Oranı (%)
Erkek
6
16
45
14
3
84
3,36
Risk Seven
Kadın
Toplam
9
15
15
31
44
89
10
24
7
10
85
169
3,40
6,76
52,70
İncelenen işletmelerde risk seven grubunda
yer alan işletmelerde kadın nüfusun, risk
sevmeyen işletmelerde ise erkek nüfusun
ağırlıkta olduğu belirlenmiştir. 2000 yılı nüfus
54
%
8,88
18,34
52,66
14,20
5,92
100,00
Erkek
16
22
95
22
5
160
3,08
Risk Sevmeyen
Kadın
Toplam
10
26
19
41
82
177
21
43
6
11
138
298
2,66
5,74
59,41
%
8,72
13,76
59,40
14,43
3,69
100,00
sayımı neticesinde Türkiye’deki nüfusun
%50,66’sı erkek, %49,44’ü kadın nüfusundan
oluşmaktadır
(TÜİK,
2000).
İncelenen
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
işletmelerde de Türkiye ortalamasına yakın
sonuçlar elde edilmiştir.
 2 testi ile üreticilerin erkek ve kadın
olma bakımından risk seven üreticiler veya risk
sevmeyen olup olmadıkları incelenmiş ve risk
davranışının
cinsiyete
bağlı
olmadığı
2
belirlenmiştir (p>0.10,  : 0.687).
İncelenen işletmelerde yedi ve daha yukarı
yaştaki bireylerin okuryazarlık durumu
incelendiğinde, okur-yazar erkeklerin oranının,
okur-yazar kadınların oranından oldukça
yüksek olduğu görülmektedir (Çizelge 3).
Çizelge 3. Yedi ve yukarı yaştaki nüfusun okur-yazarlık
oranı (%)
Erkek (%)
Kadın (%)
Toplam (%)
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
98,72
95,83
80,26
90,63
89,61
93,38
İnceleme alanında, risk seven işletmeler ile
risk sevmeyen işletmelerde yaşayan hane
halkları arasında eğitim görülen yıl bakımından
fark olmadığı belirlenmiştir. (p> 0,10; t: 1,12).
İşletme yöneticilerinin risk davranış
gruplarına göre ortalama yaş ve öğrenim süresi
Çizelge 4’te verilmiştir. Risk davranışı
bakımından işletme yöneticilerinin gerek
yaşları gerekse de eğitim gördükleri yıl
bakımından aralarında farklılıklar olmadığı
belirlenmiştir.
Çizelge 4. İşletme yöneticilerinin yaşı ve öğrenim süresi
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
Yaşı (ortalama)
48,76
48,27
Öğrenim. Süresi (yıl)
5,20
5,42
İşletmelerde risk davranış gruplarına göre
aile işgücü mevcudu ve kullanım durumu ile
ücretli işgücü kullanım durumu Çizelge 5’te
ortaya konulmuştur. Erkek İş gücü birimi
cinsinden kullanılabilir aile işgücü miktarı
birinci grup işletmelerde 4.36 kişi, ikinci grupta
3,92 kişidir.
İnceleme alanında risk seven grubunda yer
alan işletmeler, risk sevmeyen işletmelere
oranla
aile
işgücünden
daha
az
yararlanmaktadırlar (p< 0,01; t: 3,21).
Risk seven işletmelerde aile işgücünün
%11.61’i tarım dışında istihdam edilmektedir.
Potansiyel aile işgücü varlığının önemli bir
kısmı eğitim, askerlik, hastalık v.b nedenlerle
kullanılamamaktadır.
İşletmelerde daimi işgücü varlığı oldukça
azdır. İnceleme alanında kullanılan yabancı
işgücü miktarı bakımından risk tutum grupları
arasında fark olmadığı belirlenmiştir. (p>0,10;
t: 0,01).
Çizelge 5. İncelenen işletmelerde işgücü mevcudu ve kullanım durumu (ortalama erkek iş günü)
İşletme Dışında Kullanılan Aile İşgücü
Tarımda
Tarım Dışında
İşletmede Kullanılan Aile İşgücü (A)
Kullanılmayan (Atıl) Aile İşgücü
İşletmede Kullanılabilir Aile İşgücü
İşletmede Kullanılan Aile İşgücü (A)
İşletmede Kullanılan Geçici Ücretli İşgücü (B)
İşletmede Kullanılan Devamlı Ücretli İşgücü (B)
İşletmede Kullanılan Toplam İşgücü (A + B)
EİG. Erkek İş Gücü Birimi Cinsinden İşgünü Sayısı
3.2. Sermaye Yapısı
Bu araştırmada sermaye, fonksiyonlarına
göre sınıflandırılarak incelenmiştir (Açıl ve
Demirci 1984). Buna göre sermaye, aktif ve
pasif olarak iki grupta incelenebilmektedir.
Aktif sermaye unsurları, çiftlik sermayesi ve
işletme sermayesi olarak, Pasif sermaye ise
özsermaye ve yabancı sermaye (borçlar) olarak
ikiye ayrılmaktadır (Erkuş ve Ark., 1995).
İŞLETME GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
EİG
%
EİG
%
4,27
0,33
4,27
0,36
151,82
11,61
151,82
12,90
553,71
42,35
611,05
51,93
597,65
45,71
409,57
34,81
1 307,45
100,00
1 176,71
100,00
523,71
82,28
611,05
90,42
92,82
14,58
40,99
6,07
20,00
3,14
23,75
3,51
636,53
100,00
675,79
100,00
İncelenen işletmelerde risk davranışı
itibariyle sermaye bileşimi ve işletmelerin mali
durumlarını belirlemek amacı ile sermaye
oranları hesaplanmış ve Ek 1’de verilmiştir.
Öz sermayenin aktife oranı risk seven
işletmeler grubunda %96.41, risk sevmeyen
işletme grubunda %97.90’dir.
İncelenen işletmelerde, aktif sermayenin
yaklaşık
%85’i
arazi
sermayesinden
oluşmaktadır. Arazi sermayesi içerisinde ise en
55
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi
yüksek pay toprak sermayesine aittir (yaklaşık
%70). İşletmelerin sahip olduğu sermaye
miktarı bakımından risk davranışı açısından
belirgin farklılıklar yoktur. her iki grupta yer
alan işletmelerde yaklaşık 150 bin YTL
sermayeye sahiptir.
İnceleme alanındaki işletmelerin pasif
sermayesinin yaklaşık %95’i öz sermayeden
oluşmaktadır.
Döner Sermaye oranı, risk davranış
grupları itibariyle 0,80 ile 3,33 arasında
değişmektedir. İşletmelerin kısa dönem
borçlarını rahatlıkla ödeyebilmesi için Döner
sermaye oranının 1 ve 1’den büyük olması
arzulandığından, riski sevmeyen işletmelerin
kısa vadeli borçlarını riski seven işletmelere
göre daha kolay ödeyebilecekleri belirlenmiştir
(Ek 1).
İşletme Sermaye oranı, riski seven
işletmelerde 14,44 ve riski sevmeyen
işletmelerde 26,37 olarak hesaplanmıştır.
İşletme Sermaye oranının en az 2 ve daha
büyük olması arzu edildiği dikkate alınırsa, her
iki davranış grubunda da değerlerin 2’den daha
yüksek olduğu görülmektedir. Buna göre
incelenen
işletmelerin
mevcut
işletme
sermayeleri ile orta ve kısa vadeli borçlarını
karşılayabilecek
güce
sahip
oldukları
söylenebilir (Ek 1).
Net Sermaye oranı ise, risk seven
işletmelerde 100,01 ve risk sevmeyenlerde
111,67 olarak hesaplanmıştır. Bu durum
incelenen işletmelerin mevcut aktif sermayeleri
itibariyle
tüm
borçlarını
rahatlıkla
karşılayabileceğini göstermektedir (Ek 1).
İncelenen işletmelerde sermaye oranlarının
arzulanan değerlerden oldukça yüksek çıkması,
aslında
işletmelerin
yeterince
borçlanmadıklarını,
borçlanmadan
kaçındıklarını ve faaliyetleri öz kaynaklarıyla
yapmaya çalıştıklarını da göstermektedir. Riski
seven işletmeler dahi, kredi kullanımından veya
borçlanmadan kaçınmaktadırlar.
İşletmeler genel olarak incelendiğinde
bulunan sermaye oranlarının yüksek değerlerde
olması, işletmelerin borçlarını ödemede zorluk
çekmeyeceklerini ifade etmektedir (Ek 1).
3.3. Arazi Mevcudu
İnceleme yöresinde arazi çeşitleri olarak,
tarla arazisi, meyvelik arazi, sebzelik arazi ve
bir
miktarda
ağaçlık
arazi
mevcudu
belirlenmiştir.
Risk davranış gruplarına göre arazi
nevi’leri ve işletme arazisi içerisindeki payları
düzenlenerek Çizelge 6’da verilmiştir.
Her iki davranış grubunun sahip olduğu
işletme arazisi mevcudu içerisinde en yüksek
paya tarla arazisi varlığı hâkimdir. Risk seven
işletmelerin arazi varlığının %72’si, risk
sevmeyenlerinkinin %69’u tarla arazisidir.
Ancak sahip olunan tarla arazisi varlığı
bakımından davranış grupları arasında bir fark
yoktur (p> 0,10; t: 0,08). Tarla arazisi ise büyük
oranda sulama imkânına sahip arazilerden
oluşmaktadır.
Risk
seven
grubundaki
işletmelerin sahip olduğu tarla arazisinin %81’i,
sevmeyenlerinkinin ise %83’ü suludur.
İşletme arazileri içerisinde ikinci sırayı
sebzelik arazi almaktadır. Risk davranış
grupları arasında sahip olunan sebzelik arazi
varlığı bakımından fark yoktur (p> 0,10; t:
0,33).
Çizelge 6. İncelenen işletmelerde arazi nev’ileri (da) ve dağılımı (%)
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
da
%
da
%
Sulu
23,42
58,40
19,57
57,02
Tarla Arazisi
Kıraç
5,50
13,72
4,12
12,00
Toplam
28,92
72,12
23,69
69,03
Meyve
4,98
12,42
3,85
11,22
Meyvelik Arazi
Bağ
0,56
1,40
0,14
0,41
Toplam
5,54
13,82
3,99
11,63
Sırık Domates
4,08
10,17
4,83
14,07
Yer Domatesi
0,98
2,44
0,62
1,81
Sebze Arazisi
Diğer Sebze
0,50
1,25
0,56
1,63
Toplam
5,56
13,87
6,01
17,51
Ağaçlık Arazi
0,08
0,20
0,63
1,84
Toplam İşletme Arazisi
40,10
100,00
34,32
100,00
56
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Sebze arazisi içerisinde en yüksek pay
domates’e aittir. Risk seven işletmelerde sebze
arazisinin %73’ünü sırık domates, %18’ini yer
domatesi işgal etmiş iken, risk sevmeyen
işletmelerin sebze arazisinin %80’ini sırık
domates, %10’unu yer domatesi işgal etmiştir.
Domates yetiştirilen alan bakımından risk seven
ve sevmeyen işletmeler arasında önemli bir fark
yoktur (p> 0,10; t: 0,08).
İşletmelerin sahip olduğu meyvelik arazi
değerleri arasında da davranış grupları
açısından belirgin bir fark yoktur (p> 0,10; t:
0,31).
Kavak, söğüt v.b sadece odun değeri
bulunan ağaçların kapladığı alan her iki
davranış grubunda da yok denecek kadar azdır.
3.4. İncelenen İşletmelerde Yıllık Faaliyet
Sonuçları
Araştırmada yıllık faaliyet sonuçları iki
farklı yaklaşımla ortaya konulmuştur. Birinci
yaklaşımda,
ekonomik
yorumlanmış,
bütün olarak
irdelenmiştir.
üretim dalları düzeyindeki
bulgular
sergilenmiş
ve
ikinci yaklaşımla da işletme bir
ele alınarak işletme sonuçları
3.4.1. Üretim Dalları İtibariyle Faaliyet
Sonuçları
Üretim dalları itibariyle faaliyet sonuçları
brüt kar yöntemi ile ortaya konulmuştur. Gayri
safi üretim değerinden, işletmelerin değişken
masraflarının çıkartılması ile bulunan brüt kâr,
işletmelerin başarı derecesini gösteren önemli
bir kriterdir (Erkuş ve ark. 1995).
İncelenen işletmelerde risk davranışı
itibariyle her üretim faaliyeti için ayrı ayrı
olarak hesaplanan brüt kârlar toplamı
işletmenin bir bütün olarak brüt kârını da ortaya
koymakta olup, elde edilen değerler Çizelge
7’de verilmiştir.
Çizelge 7. İncelenen işletmelerde brüt kâr (YTL) ve işletme arazisine düşen değerleri (YTL/da)
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk SEVMEYEN
YTL
YTL/da
YTL
YTL/da
Hayvancılık Üretim Faaliyeti Brüt kârı
1 739,82
43,39
1 991,74
58,03
Sebzecilik Üretim Dalı Brüt kârı
3 575,56
89,17
3 480,20
101,40
Tarla Ürünleri Üretim Dalı Brüt kârı
2 315,99
57,76
2 257,66
65,78
Meyvecilik Üretim Dalı Brüt kârı
770,49
19,21
646,98
18,85
İşletme Brüt kâr toplamı
8 401,86
209,52
8 376,58
244,07
İncelenen işletmelerde toplam brüt kâr her
iki davranış grubunda da yaklaşık 8 500 YTL
olarak hesaplanmıştır.
Risk davranış arasında işletme arazisi
dekarına düşen brüt kâr değerleri arasında fark
yoktur (bitkisel üretim brüt kâr ı için; p> 0,10;
t: 0,32, hayvansal üretim brüt kâr ı için p> 010;
t: 0,53).
3.4.2. İşletmelerde Bir Bütün Olarak Yıllık
Faaliyet Sonuçları
Tarım işletmelerinin yıllık faaliyetlerinin
bir bütün olarak ortaya koyan sonuçlar;
Gayrisafi hâsıla, işletme masrafları, gerçek
masraflar, saf hâsıla, net çiftlik geliri ve toplam
işletme geliri gibi ekonomik göstergelerdir.
İncelenen işletmelerde risk davranış
gruplarına göre kendisini oluşturan unsurlar
itibariyle Gayrisafi hâsıla değeri ve dağılımı
Çizelge 8’de verilmiştir.
İnceleme alanında risk davranışı itibariyle
gayrisafi hâsılayı oluşturan en önemli unsur her
iki grupta da %67 ile bitkisel ürünler satış
tutarıdır. Satılan bitkisel ürünler içerisinde en
yüksek pay ise domatesin satışından elde edilen
gelirdir. Risk seven işletmelerde bitkisel ürünler
satış tutarının %52’sini, risk sevmeyenlerde ise
%54’ünü domates satış geliri oluşturmaktadır.
Satılan ürünlerin değerleri içerisinde ikinci
sırada en önemli katkıyı tarla ürünleri
yapmaktadır.
Gayrisafi hasılayı oluşturan unsurlar
içerisinde ikinci sırada envanter kıymet artışları
yer almaktadır. Risk seven işletmelerin
gayrisafi hasılasının %12,83’ü, sevmeyen
işletmelerin ise %16,49’u envanter kıymet
artışlarından oluşmaktadır. Envanter kıymet
artışlarını oluşturan en önemli unsur ise hayvan
varlığında oluşan artıştır. Risk seven
işletmelerin envanter kıymet artışının %46’sını,
risk sevmeyenlerin ise %60’nı hayvan
varlıklarında oluşan artış oluşturmaktadır.
57
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi
Çizelge 8. İncelenen işletmelerde gayri safi hâsıla (YTL) ve oransal dağılımı (%)
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
Değeri
%
Değeri
%
Domates
5 469,84
35,06
5 589,44
36,45
Diğer sebze
71,90
0,46
212,11
1,38
Bitkisel ürünler
Tarla ürünleri
4 169,07
26,72
3 972,62
25,90
satış tutarı
Meyveler
815,44
5,23
589,93
3,85
Toplam
10 526,25
67,47 10 364,10
67,58
Hayvansal ürünler satış tutarı
966,60
6,20
772,62
5,04
Domates
222,76
1,43
138,73
0,90
Diğer sebze
26,20
0,17
29,81
0,19
Tarla ürünleri
160,39
1,03
193,53
1,26
Ailede tüketilen
çiftlik ürünleri
Meyveler
23,76
0,15
56,37
0,37
Hayvansal ürünler
449,84
2,88
284,86
1,86
Toplam
882,95
5,66
703,30
4,59
Domates
14,00
0,09
0,00
0,00
Diğer sebze
3,50
0,02
0,00
0,00
Tarla ürünleri
12,00
0,08
8,57
0,06
İşçilere verilen
çiftlik ürünleri
Meyveler
0,00
0,00
0,00
0,00
Hayvansal ürünler
0,00
0,00
0,00
0,00
Toplam
29,50
0,19
8,57
0,06
İkametgâh kira karşılığı
1 078,00
6,91
844,71
5,51
Aile işgücünün çalışmasıyla sağlanan
104,40
0,67
66,83
0,44
Hizmet gelirleri
Alet makine kiraya verilmesiyle
12,00
0,08
47,12
0,31
Toplam
116,40
0,75
113,95
0,74
Tarla demirbaşı
555,12
3,56
547,81
3,57
Bitki (nebat) varlığı
390,00
2,50
276,71
1,80
Envanter kıymet
Hayvan varlığı
926,20
5,94
1 528,69
9,97
Artışları
Malz.-Müh. varlığı
131,04
0,84
175,42
1,14
Toplam
2 002,36
12,83
2 528,63
16,49
Gayri safi hâsıla
15 602,06
100,00 15 335,88
100,00
İncelenen işletmelerde her iki davranış
grubunda da satılan bitkisel ürün değerleri ve
envanter kıymet artışlarından sonra gayri safi
hasılayı oluşturan unsurlar önem sırasına göre
ikametgah kira karşılığı, hayvansal ürünler satış
değerleri, ailede tüketilen ürün değerleri, hizmet
gelirleri ve işçilere verilen ürünlerin değerleri
şeklinde sıralanmaktadır. İşletmeler bir üretim
dönemi boyunca yaklaşık 15 000 YTL gayri
safi hâsıla elde etmektedirler.
Araştırmada, işletme masrafları; İşçilik
Masrafları, Materyal masrafları, pazarlama
masrafları, diğer cari masraflar, amortismanlar
ve envanter kıymet azalışlarından oluşturulmuş
ve Çizelge 9’da verilmiştir.
Risk seven işletmeler üretim dönemi
boyunca 11 790 YTL, sevmeyen işletmeler ise
11 991 YTL masraf yapmışlardır.
Her iki davranış grubunda da işçilik
maliyetleri en önemli masraf kalemidir
(yaklaşık %40). Riski seven işletmelerin işçilik
masraflarının %79’u, riski sevmeyenlerin ise
%86’sı aile işgücü ücret karşılığıdır.
58
Materyal masrafları her iki davranış
grubunda da işletme masrafları içerisinde işçilik
maliyetinden sonra ikinci sırayı almaktadır.
Materyal masrafları içerisinde ise gübre,
tohum-fide, yem ve ilaç maliyetleri yüksek pay
almaktadırlar.
Masraf kalemleri içerisinde üçüncü sırada
amortismanlar yer almakta olup, amortisman
masraflarının önemli bölümü, alet-makine
amortismanı almakta ve bunu bina amortismanı
ve arazi ıslahı amortismanı takip etmektedir.
İşletme masrafları içerisinde bu üç masraf
kaleminden sonra diğer masraf unsurları; diğer
cari masraflar, envanter kıymet eksilişleri,
pazarlama masrafları ve köy harcamalarına
katılım masrafları şeklinde sıralanmışlardır.
İncelenen işletmelerde elde edilen saf
hâsıla ve saf hâsılanın farklı birimlere düşen
miktarları Çizelge 10’da verilmiştir.
Çizelge incelendiğinde, işletme başına
düşen saf hâsıla, risk seven işletmelerde
3 811,97 YTL ve riske karşı olan işletmelerde
ise 3 344,56 YTL olduğu belirlenmiştir.
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Çizelge 9. İncelenen İşletmelerde Unsurları İtibarı ile İşletme Masrafları (YTL) ve Oransal Dağılımı (%)
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
Değeri
%
Değeri
%
Aile İşgücü Ücret Karşılığı
3 816,80
32,37
3 953,94
32,97
İşçilik
Yabancı İşçi Ücretleri
1 022,80
8,68
634,58
5,29
Masrafları
Toplam
4 839,60
41,05
4 588,52
38,27
Tohum-Fide Masrafı
596,23
5,06
651,58
5,43
Torf, viyol, naylon, tel v.b masraflar
401,72
3,41
421,51
3,52
İlaç Masrafı
550,00
4,66
602,06
5,02
Gübre Masrafı
666,84
5,66
814,53
6,79
Materyal
Masrafları
Su Masrafı
482,99
4,10
480,22
4,00
Yem Masrafı
639,48
5,42
623,50
5,20
Akaryakıt Masrafı
217,84
1,85
188,81
1,57
Toplam
3 555,10
30,15
3 782,21
31,54
İpi Çuval, Kasa v.b. Masrafı
39,00
0,33
134,52
1,12
Pazarlama
Taşıma Masrafı
229,76
1,95
253,58
2,11
Masrafları
Toplam
268,76
2,28
388,10
3,24
Alet Makine Kirası
502,40
4,26
482,68
4,03
Alet Makine Tamir-Bakım Mas.
149,60
1,27
220,38
1,84
Diğer Cari
Bina Yıllık Tamir-Bakım Mas.
52,80
0,45
111,54
0,93
Masraflar
Veteriner, Aşım, ilaç v.b Mas.
36,36
0,31
44,85
0,37
Toplam
741,16
6,29
859,45
7,17
Alet Makine Amortismanı
1 304,94
11,07
1 375,18
11,47
Bina Amortismanı
666,30
5,65
650,69
5,43
Amortisman
Arazi Islahı Amortismanı
73,81
0,63
32,50
0,27
Toplam
2 045,05
17,35
2 058,37
17,17
Nebat (Bitki) ve Tarla Demirbaşı
42,16
0,36
27,18
0,23
Hayvan Varlığı
154,00
1,31
69,58
0,58
Envanter Kıymet
Azalışları
Malzeme-Mühimmat Varlığı
112,34
0,95
183,04
1,53
Toplam
308,50
2,62
279,80
2,33
Köy Harcamalarına Katılım Giderleri (Salma-Koruma)
31,92
0,27
34,87
0,29
TOPLAM İŞLETME MASRAFLARI
11 790,09
100,00
11 991,32
100,00
Çizelge 10. İncelenen işletmelerde saf hâsıla ve farklı birimlere düşen miktarları (YTL)
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
Gayri saf hâsıla (A)
15 602,06
15 335,88
İşletme Masrafları (B)
11 790,09
11 991,32
Saf hâsıla (A-B)
3 811,97
3 344,56
İşletme Arazisi
95,06
97,45
Domates Arazisi
753,35
613,68
Dekara Saf hâsıla
Sebzelik Arazi
685,61
556,50
Meyve Arazisi
688,08
838,24
Tarla Arazisi
131,81
141,18
İşletmede Kullanılan EİG’ne Düşen
5,99
4,95
Aktif Sermayeye Oranı (%)
2,50
2,17
İşletme arazisi dekarına düşen saf hâsıla
risk seven işletmelerde 95,06 YTL, risk
sevmeyen işletmelerde ise 97,45 YTL’dir. Risk
seven işletmelerin dekara düşen saf hâsılasının
miktar bakımından risk sevmeyen işletmelere
göre biraz düşük olmasına rağmen, bu farklılık
istatistikî açıdan önemsizdir (p>010; t: 0,02).
Saf hâsılanın aktif sermayeye oranı ise
%2,50 ve %2,17 olarak hesaplanmıştır. Sonuç
olarak işletmelerin başarılarını ölçmede
kullanılan önemli kriterlerden olan saf hâsılaya
bakılarak, inceleme alanında işletmelerin
tarımsal faaliyetlerinin başarı düzeyinin düşük
olduğu ifade edilebilir.
Çizelge 11’de incelenen işletmelerde
işletme başına düşen tarımsal gelir değerleri,
farklı birimlere düşen miktarları ile aktif
sermayeye oranı verilmiştir.
İncelenen işletmelerde her iki davranış
grubunda da işletme arazisi dekarına düşen
tarımsal gelir açısından farklılık yoktur (p>
0,10; t: 0,98).
59
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi
Çizelge 11. İncelenen işletmelerde tarımsal gelir ve farklı birimlere düşen miktarları (YTL)
Gayri safi hasıla (A)
Gerçek Masraflar (B)
Tarımsal Gelir (A-B)
Domates arazisi dekarına düşen tarımsal gelir
İşletme arazisi dekarına düşen tarımsal gelir
Tarımsal gelirin özsermaye’ye oranı (%)
Tarımsal gelirin aktife oranı (%)
Tarımsal gelirin öz sermayeye ve aktif
sermayeye oranı risk davranışına göre büyük
farklılıklar ortaya çıkarmamaktadır. Risk seven
işletmelerde tarımsal gelirin öz sermayeye oranı
%4,31 ve aktif sermayeye oranı %4,16 iken,
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
15 602,06
15 335,88
9 267,80
8 960,00
6 334,26
6 375,88
1 251,83
1 169,89
157,96
185,78
4,31
4,23
4,16
4,14
risk sevmeyen işletmelerde tarımsal gelirin öz
sermayeye oranı %4,23 ve aktif sermayeye
oranı %4,14’dür.
İncelenen işletmelerde toplam aile gelirine
ilişkin veriler Çizelge 12’de verilmiştir.
Çizelge 12. Toplam aile geliri (YTL ve % ) ve kişi başına düşen aile geliri (YTL)
TARIMSAL GELİR (A)
Tarım sektörü dışında çalışan aile işgücü geliri
Kiraya verilen arazi geliri
TARIM DIŞI GELİR
Diğer servet gelirleri
Toplam(B)
TOPLAM AİLE GELİRİ (A+B)
Kişi Başına Düşen Aile Geliri
TARIMSAL GELİR
TARIM DIŞI GELİR
Tarım sektörü dışında çalışan aile işgücü geliri
Kiraya verilen arazi geliri
Diğer servet gelirleri
Toplam(B)
TOPLAM AİLE GELİRİ
İncelenen işletmelerde risk sevmeyen
işletmelerde kişi başına düşen aile geliri risk
sevenlere nazaran daha yüksek olmasına
rağmen bu fark istatistik açıdan önemli değildir
(p> 0,10; t: 0,47). Riski seven işletmeler bir
yılın sonunda toplam olarak 8 678 YTL gelir
elde ederlerken, riski, sevmeyenler 9 306 YTL
gelir elde etmektedirler.
Toplam aile gelirinin çok büyük kısmı
tarımsal
faaliyetler
neticesinde
elde
edilmektedir (yaklaşık %70). Aile işgücünün
tarım dışı faaliyetlerde çalışması ile elde edilen
gelir, toplam aile gelirini oluşturan en önemli
ikinci unsurdur. Bunu servet gelirleri ve kiraya
verilen arazi gelirleri takip etmektedir.
İncelenen işletmelerin rantabl çalışıp
çalışmadıklarını ortaya koyabilmek için
hesaplanan çeşitli kriterler Çizelge 13’de
verilmiştir.
60
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
6 334,26
6 375,88
1 426,60
1 782,12
6,00
68,75
912,00
1.080,00
2 344,60
2 930,87
8 678,86
9 306,75
1 283,86
1 621,39
%
72,98
68,51
16,44
19,15
0,07
0,74
10,51
11,60
27,02
31,49
100,00
100,00
Çizelge 13. İncelenen işletmelerde rantabilite faktörü (%)
Risk Davranış Grupları
Risk Seven
Risk Sevmeyen
Mali Rantabilite
2,59
2,22
Ekonomik Rantabilite
3,35
2,77
Rantabilite Faktörü
24,43
21,81
Mali rantabilite risk seven işletmelerde
%2,59, risk sevmeyen işletmelerde %2,22
olarak bulunmuştur. Diğer bir ifade ile risk
seven işletmelerde, her 100 YTL’lik öz sermaye
yaklaşık 2,59 YTL, risk sevmeyen işletmelerde
2,22 YTL kâr ortaya çıkarmaktadır.
Ekonomik rantabilite ise, risk seven
işletmelerde %3,35 ve risk sevmeyen
işletmelerde %2,77 olarak bulunmuştur.
Türkiye gibi, enflasyonist baskıların uzun
süre yaşandığı ülkelerde, rantabilite oranları
cari faiz oranlarının altında çıkmaktadır. Bunun
sebebi ise, aktif sermaye içinde yer alan toprak
ve bina gibi sabit varlıkların, enflasyon
sebebiyle aşırı değer kazanmasıdır (İnan 1992,
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Gündoğmuş 1993). Bu sebeple rantabilite
oranlarının değerlendirilmesinde, hesaplanan
değerlerin cari faiz oranı ile değil, ülkedeki reel
faiz oranı ile karşılaştırılması daha sağlıklı bir
fikir verebilecektir.
İncelenen işletmelerde, hesaplanan mali ve
ekonomik rantabilite değerleri, Türkiye’de
mevcut ortalama reel faiz oranları (yaklaşık
%6,5) (DPT, 2005) ile karşılaştırıldığında; her
iki grupta hesaplanan değerler bu oranın altında
kalmaktadır. Mali ve ekonomik rantabilite
değerleri, işletmelerin sermayeyi iyi kullanıp
kullanmadıklarını belirlemektedir. İnceleme
alanında yer alan işletmelerde ekonomik
rantabilite mali rantabiliteden yüksek çıkmış
olup, bu durum işletmelerin yabancı sermayeyi
daha iyi kullandıklarını ortaya koymaktadır.
4. Sonuç ve Öneriler
Çalışmanın amacı, Tokat ili Merkez İlçede
domates yetiştiriciliği yapan işletmelerde risk
tutumlarının belirlenmesi, risk tutumlarına göre
sermaye yapısının ve yıllık faaliyet sonuçlarının
ortaya konulmasıdır. Araştırma tabakalı
tesadüfî örnekleme yöntemi ile belirlenen 77
adet işletmeyi kapsamaktadır. Referans kumarı
ve tercih ölçeği yardımıyla belirlenen risk
tutumlarına göre, çiftçilerin %32’si risk seven
ve %68’ii risk sevmeyen davranış grubunda yer
almaktadırlar.
Risk davranış gruplarına göre riski seven
işletmeler daha fazla nüfusa sahiptirler. Risk
seven grubunda yer alan işletmelerde kadın
nüfusun, risk sevmeyen işletmelerde ise erkek
nüfusun ağırlıkta olduğu belirlenmiştir. Her iki
grupta da erkek nüfusun %95’inden fazlası
okuryazardır. İşletme yöneticilerin yaklaşık 48
yaşında olduğu ve 5 yılın üzerinde eğitim
gördükleri belirlenmiştir.
Risk davranış gruplarına göre risk seven
işletmelerde aile işgücü potansiyelinin %42’si,
risk
sevmeyenlerde
%52’si
işletmede
kullanılmaktadır.
İnceleme alanında risk davranış gruplarına
göre arazi sermayesi içerinde toprak sermayesi
her iki davranış grubunda da en yüksek paya
sahiptir.
Risk seven işletmelerde işletme arazisinin
yaklaşık %72’si tarla arazisi, %13’ü domates
arazisidir. Risk sevmeyenlerde ise yaklaşık
%69’u tarla arazisi, %16’sı domates arazisidir.
Risk seven işletmelerde toplam aile
gelirinin %73’ü, risk sevmeyenlerinkinin %68’i
tarımsal faaliyetlerden elde edilmiştir.
Yörede tarımsal faaliyetlerde etkinliğin
saplanması
için
bir
takım
öneriler
geliştirilmiştir. Bunlar;
- Aile işgücü içerisinde atıl işgücünü
değerlendirecek
tarımsal
faaliyetler
çeşitlendirilmelidir (Hayvancılık gibi, yem
bitkileri üretimi gibi)
- Üreticiler geleneksel alışkanlıklarını ve
üretim planlarını değiştirerek belirli bir
münavebe planı takip etmek durumundadırlar.
Bu sebeple, yayım çalışmaları ile münavebe
gerekliliği çiftçilere aktarılmalı ve münavebe ve
yeni ürünlerin yetiştiriciliği konularında
çiftçilerin ihtiyaç duyduğu teknik destek sürekli
sağlanmalıdır.
- Üreticilerin risk konusundaki tutum ve
davranışlarının
belirlenmesine
yönelik
çalışmalara ağırlık verilerek, buna uygun üretim
desenleri önerilmelidir.
Sonuç olarak, risk ve belirsizlik altında
karar alan üreticilere yönelik bu tür çalışmaların
arttırılması ile hem üretici, hem yöre ekonomisi
ve hem de ülke ekonomisi kazançlı çıkacaktır.
Teşekkür
Araştırmaya verilen büyük katkıdan dolayı
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu (TÜBİTAK), Tarım Ormancılık ve
Veterinerlik Araştırma Grubu (TOVAG)’na
sonsuz teşekkür ederiz.
Kaynaklar
Açıl,
F., 1956. Samsun İli Tütün İşletmelerinde
Rantabilite, A.Ü. Basımevi, s.19, Ankara.
Açıl, F., Demirci, R., 1984. Tarım Ekonomisi Dersleri,
A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları, No: 880, Ders
Kitabı No: 245, A.Ü. Basımevi, Ankara.
Akçaöz, H.V., 2001. Tarımsal Üretimde Risk, Risk
Analizi ve Risk Davranışları: Çukurova Bölgesi
Uygulamaları, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ç.Ü.
Fen Bilimleri Enstitüsü, Adana.
Anonim, 2006. TKB Tokat Tarım İl Müdürlüğü Proje ve
İstatistik Şube Kayıtları, Tokat.
Aras, A., 1988. Tarım Muhasebesi, E.Ü. Ziraat Fakültesi
Yayınları, No: 486, Bornova, İzmir.
Baydaroğlu, N., Akçay, Y., 2000. Tokat İli Erbaa Ovası
Tarım İşletmelerinin Ekonomik Analizi ve
Planlaması, GOPÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, Cilt:17,
Sayı:1, Tokat.
61
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerin Risk Davranışına Göre Sosyo-Ekonomik Analizi
Ceyhan, V., Cinemre, H.A., Demiryürek, K., 1997.
Samsun İli Terme İlçesinde Çiftçilerin Risk
Davranışlarının Belirlenmesi, Ondokuz Mayıs Üniv.
Ziraat Fakültesi, Araştırma Serisi No:3, Samsun.
Ceyhan, V,. 2003. Tarım İşletmelerinde Risk Analizi:
Çorum İli Kızılırmak Havzası Örneği, Ondokuz
Mayıs Üniv. Ziraat Fakültesi, Araştırma Seri No:6,
Samsun.
DPT, 2005. T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı,
Ankara.
(http://ekutup.dpt.gov.tr/tg/index.asp?yayin=teg&yil
=0&ay=0 den alınmıştır)
Erkuş, A., Bülbül, M, Kıral, T., Açıl, A.F., Demirci,
R.1995. Tarım Ekonomisi. A.Ü. Ziraat Fakültesi
Eğitim, Araştırma ve Geliştirme Vakfı Yayınları No:
5, Ankara.
Esengün, K., Akay, M., 1998. Tokat İli Artova Bölgesi
Tarım İşletmelerinin Yapısal Analizi ve Faaliyet
Sonuçları, GOÜ Ziraat Fakültesi Yayınları No: 24,
Araştırma Serisi No: 4, Tokat.
Esin A., Bakır, M.A., Aydın, C., Gürbüzsel, E., 2001.
Temel Örnekleme Yöntemleri, Literatür Yayıncılık
No:53, ISBN:975-8431-34-X, s.68-70, İstanbul.
(Çeviri; YAMANE, T., 1967. Elemantary sampling
Theory, Prestice-Hall, Inc. Englewood Cliffs, N.S.)
Gündoğmuş, E.1993.Ankara İli Çubuk İlçesi Sığır
Besiciliği İşletmelerinin Ekonomik Analizi. A.Ü.
Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi
(Yayımlanmamış), Ankara
Holloway, C., 1979. Decision making under uncertainty:
models and choices, Prentice-Hall, Inc., englewood
Cliffs, New Jersey.
İnan, İ.H. 1992. Tekirdağ İli Süt Sığırcılığı İşletmelerinin
Doğrusal Programlama Yöntemi ile Planlanması ve
Planlı Çalışmanın İşletme Gelirine Etkisi. Trakya
Bölgesi 1. Hayvancılık Sempozyumu, Hasad
Yayıncılık, Hayvancılık Serisi 2, İstanbul.
İnan, İ.H., 1994. Tarım Ekonomisi, Trakya Üniv. Ziraat
Fakültesi Yayınları No: 30, Tekirdağ.
TÜİK,
2001.
Genel
tarım
sayımı,
Ankara.
(http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_i
d=125 den alınmıştır)
TÜİK, 2000. Genel Nüfus Sayımı Sonuçları,
(http.//www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_i
d=194 den alınmıştır)
Ek 1. İncelenen işletmelerde sermayenin toplu gösterimi (YTL ve %)
RİSK DAVRANIŞ GRUPLARI
Risk Seven
Risk Sevmeyen
Değer
%
Değer
%
AKTİF SERMAYE
Toprak Varlığı
91 790,00
60,22
96 773,07
62,82
Arazi Islahı Varlığı
1 489,64
0,98
548,73
0,36
Bina Varlığı
30 718,00
20,15
28 856,75
18,73
ARAZİ
SERMAYESİ
Bitki Varlığı
3 458,92
2,27
1 792,74
1,16
Tarla Demirbaşı Varlığı
886,24
0,58
768,56
0,50
Arazi Sermayesi Toplamı
128 342,79
84,20
128 739,84
83,57
Alet-Makine Varlığı
13 490,60
8,85
14 068,08
9,13
Sabit İşletme
Sermayesi
Hayvan Varlığı
9 331,60
6,12
9 718,80
6,31
İŞLETME
Malz. Müh. Varlığı
675,84
0,44
876,82
0,57
Döner İşletme
SERMAYESİ
Sermayesi
Para Varlığı
577,80
0,38
642,69
0,42
İşletme Sermayesi Toplamı
24 075,84
15,80
25 306,39
16,43
AKTİF SERMAYE TOPLAMI
152 418,63
100,00
154 046,23
100,00
PASİF SERMAYE
TCZB
2 032,00
1,33
1 839,38
1,19
Kooperatifler
451,36
0,30
243,23
0,16
BORCUN
Tüccarlar
1 416,80
0,93
513,38
0,33
KAYNAĞI
Şahıslar
860,00
0,56
200,00
0,13
Toplam
4 760,16
3,12
2 795,99
1,82
Kiraya ve Ortağa Tutulan Arazi Değeri
704,80
0,46
445,77
0,29
Öz Sermaye
146 953,67
96,41
150 804,47
97,90
PASİF TOPLAMI
152 418,63
100,00
154 046,23
100,00
Döner Sermaye Oranı
0,80
3,33
SERMAYE
İşletme Sermaye Oranı
14,44
26,37
ORANLARI
Net Sermaye Oranı
100,01
111,67
62
GOÜ. Ziraat Fakültesi Dergisi, 2007, 24 (1), 63-72
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda
İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu
Uygulaması*
Orhan Gündüz1
Kemal Esengün2
1- Tarım İl Müdürlüğü, Proje ve İstatistik Şubesi, Malatya
2- Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü, 60240, Tokat
Özet: Çalışmada Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiriciliği yapan tarım işletmelerinde riskin dikkate
alınarak optimal işletme planlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın verileri Neyman yöntemi ile
belirlenen 77 adet üreticiden anket yoluyla elde edilmiştir. İnceleme alanında riskli koşullarda işletme
planları MOTAD yöntemiyle yapılmıştır. Optimum üretim planlarının uygulanması neticesinde mevcut
üretim deseni ile sağlanan gelirden yaklaşık %40 daha fazla gelir elde edileceği belirlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Risk, Planlama, Domates, MOTAD, Tokat
Estimation of Farm Planning Under Risk In The Tomatoes Farms of
Central District of Tokat Province: An Application of Minimization of the
Absolute Deviation
Abstract: The aim of this study is to estimation of farm planning under risk of tomatoes farms in central
districts of Tokat province. Data were obtained from 77 farms that were determined using Neyman Method
via questionnaire. In the research area, farm plans in risky conditions were made by MOTAD method. It
was determined that 40% increase in income could be achieved via implementation of optimal production
plans, compared to that in current production pattern.
Key words: Risk, Planning, Tomatoes, MOTAD, Tokat
1. Giriş
İnsanoğlu, gelecekte ne olacak, nasıl
olacak şeklindeki sorulara sürekli cevap
aramaktadır. Gelecekte oluşabilecek olayların
kesin olarak tahmin edilmesi mümkün
değildir. Bazen kişinin elinde olmayan
nedenlerden ötürü ulaşılması hedeflenen
noktaya varmada beklenen sonuçlar elde
edilmeyebilir. Özellikle işletme yönetiminde
geleceğe yönelik kararların alınmasında risk
ve belirsizliklerin dikkate alınması optimum
sonucun alınmasına yardımcı olacaktır.
Tarımda geleceğe yönelik işletme
planları yapılırken tarımın doğasında var olan
risk ve belirsizliklerin göz önünde tutulup,
risklerin analiz edilmesi gerekmektedir.
Çünkü tarımsal faaliyetler iklim, verim, fiyat
gibi risk faktörleri ile sürekli karşı karşıyadır.
Tarım işletmelerinde temel amaç, kar
maksimizasyonu olduğuna göre, mevcut
kaynakların etkin ve verimli bir şekilde
kullanılması gerekmektedir. Bu da sağlıklı
işletme
planlarının
oluşturulması
ile
mümkündür.
Tarımla ilgili politikaların ve yayım
programlarının daha sağlıklı oluşturulabilmesi
ve işletmelerde daha doğru kararlar alınıp
üretim faktörlerinin etkin kullanımının
sağlanabilmesi için riskin planlamaya dahil
edilmesi
konularında
orijinal
ve
kullanılabilecek bilgilere büyük oranda
gereksinim duyulmaktadır.
Ancak
işletme
planlarının
oluşturulmasında riskin dikkate alınması çok
sık karşılaşılan bir durum değildir. Riskin
dikkate alındığı işletme planlarının yapıldığı
bir çok yabancı araştırma (Brink and McCarl,
1978; Zimet and Spreen, 1986; Bauer, 1991;
Elamin and Rogers, 1992; Vladu et al., 2004;
Kehkha et al, 2005) mevcut iken Türkiye’de
bu tür çalışmaların sayısı (Özçelik, 1988;
Miran ve Dizdaroğlu, 1994; Özkan ve
Akcaöz, 2002; Ceyhan, 2003; Ceyhan ve
Cinemre, 2004) oldukça sınırlıdır.
Riskin
dikkate
alınarak
işletme
planlarının yapılması amaçlanan bu araştırma
Tokat ili Merkez ilçede domates yetiştiren
işletmeleri kapsamaktadır. Çünkü Tokat ilinde
domates üretimi oldukça yoğun olarak
yapılmakta olup, Türkiye domates talebinin
önemli bir kısmı bu ilden karşılanmaktadır.
Tokat ilinde, sebze üretim alanı işlenebilir
* Bu çalışma doktora tezinden bir bölüm olup, TÜBİTAK tarafından 105 O 723 proje numarasıyla desteklenmiştir.
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek
Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması
toplam arazinin sadece %6’sını kaplamasına
rağmen, ilin bitkisel üretim değerinin %37
gibi büyük bir kısmını teşkil etmektedir.
Özellikle sırık domatesin üretime girmesiyle
Tokat
ili
domates
verimi
Türkiye
ortalamasının çok üstüne çıkmıştır (Tokat’ta
domates verimi 4.63 ton/da, Türkiye’de 3,75
ton/da) (Anonim, 2006).
Tokat ili merkez ilçesinde dinamik bir
ortamda üretim faaliyetlerini sürdüren
çiftçiler,
üretim
faaliyetlerinin
çeşitli
aşamalarında
sayısız
kararlar
almak
durumunda kalmakta ve genellikle kararlarını
alırken karşılaştıkları riski göz ardı
etmektedirler. Bunun sonucu olarak riski
hesaba
katmayan
çiftçilerin
kararları
genellikle doğru olmamakta ve bu yüzden
sahip oldukları üretim faktörlerini (arazi,
işgücü,
sermaye)
etkin
olarak
kullanamamaktadırlar.
Oysa
tarım
işletmelerinde risk kaynaklarının tespit
edilmesi ve riskin ölçülerek alınan kararların
etkinleştirilmesi tarım işletmeciliğinin temel
prensipleri arasında yer almaktadır. Optimum
üretim deseninin belirlenmesinde risk
unsurunun dikkate alınması, hem kaynakların
daha etkin kullanılmasını sağlayabilmekte
hem de daha uygulanabilir işletme planlarının
elde edilmesini mümkün kılmaktadır.
2. Materyal ve Yöntem
Tokat ili Merkez ilçede domates
yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı 13
köyde domates üretimi yapan ve Neyman
yöntemi ile belirlenen 77 adet tarım
işletmesinden anket yoluyla sağlanan veriler
araştırmada analiz edilen ana materyali
meydana getirmiştir.
Anketler ile sağlanan verilerin yanı sıra
ikincil
verilerden
de
yararlanılmıştır.
Araştırmada kullanılan ikincil veriler; Tokat
Tarım İl Müdürlüğü ve Türkiye İstatistik
Kurumu (TÜİK)’ndan temin edilmiştir.
Çalışmada
optimum
işletme
organizasyonlarının risk dikkate alınarak
belirlenmesinde Hazell (1971) tarafından
geliştirilen
Beklenen
Gelirden
Toplam
Sapmaların
Minimizasyonu
(MOTADMinimization of Total of Absolute Deviation)
metodu kullanılmıştır. MOTAD yöntemi ile,
üretimi sınırlayan belirli şartlar çerçevesinde
çok sayıda alternatif üretim faaliyetleri
arasında, en yüksek geliri veren veya en düşük
64
masrafla üretimi sağlayan optimum ürün ve
kaynak bileşimi ortaya konulmakta ve gelir
dalgalanmalarından meydana gelen risk dikkate
alınmaktadır (Hazell, 1971).
MOTAD yönteminin en önemli avantajı,
klasik doğrusal programlama metodu ile aynı
çözüm yöntemini kullanmasıdır (Hardaker et
al., 1997). Doğrusal programlamanın temel
varsayımları (Heady and Candler, 1973; Erkuş
ve Demirci 1985) MOTAD metodunda
geçerliliğini sürdürmektedir. Sadece yıllar
itibariyle gelir dalgalanmaları ve bunların
meydana
gelme
ihtimalleri
doğrusal
programlama çözümüne ilave edilmektedir.
MOTAD yönteminin esası, işletmenin brüt
gelirinde meydana gelen ortalama sapmalara ve
bunların
meydana
gelme
ihtimallerine
dayanmaktadır. Bu yöntemde işletmenin
beklenen brüt kârını değiştiren ortalama sapma
değerleri tespit edilmektedir. Bu yöntemi klasik
doğrusal programlamadan ayıran iki unsur
bulunmaktadır. Bunlardan birincisi faaliyetlerin
brüt kârlarının beklenen brüt kâr değerlerinden
sapmalarını gösteren D matrisidir. D
matrisinin oluşturulmasında, planlamaya dahil
edilen üretim faaliyetlerinin 2001-2005 yılları
arasındaki verimleri, ürünlerin fiyatları ve fiziki
girdi kullanım miktarları (çalışmada fiziki girdi
kullanım
miktarlarının
yıllar
itibariyle
değişmediği varsayılmıştır) ile girdi fiyatları
kullanılmıştır. Ürünlere ait verim ve fiziki girdi
kullanım miktarları anket yoluyla üreticilerden
alınmıştır. Benzer şekilde 2001-2005 yılları
arası dönemde verimler, ürünlerin fiyatları ve
fiziki girdi kullanım miktarları ile girdi fiyatları
için en yüksek, en düşük ve tipik değerler de
çiftçilerden anket yoluyla elde edilmiştir.
Ayrıca aynı veriler, yani 2001-2005 yıllarını
kapsayan verim, ürünlerin fiyatları ve girdi
fiyatları İl Tarım Müdürlüğünden de temin
edilmiştir. Çünkü, sadece çiftçilerden elde
edilen veya sadece ikincil veriler gerçek
değerleri tam anlamıyla temsil etmemektedir.
En uygun değer, ancak bu iki verinin
harmanlanması
ile
oluşacak
subjektif
değerlerdir. Bu nedenle elde edilen verim,
ürünler ve girdi fiyatlarının incelenen çiftçileri
temsil etmesi için, çiftçilerden elde edilen en
düşük, en yüksek ve tipik değerler kullanılarak
aşağıdaki formül yardımıyla ikincil verilere
dönüştürülmüştür. (Hardaker et al., 1997).
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
 s2j

gnij  E gs j ghij E gh j 

h2j 

 
 
Eşitlikte; g n ij ; i. yıl j. faaliyet için subjektif
olarak düzenlenmiş verim, ürün fiyatı veya
girdi fiyatını,
E g s  j ; j. faaliyet için


ilgilenilen değişkene ait üçgen dağılımda
hesaplanan subjektif ortalamayı, g h ij ; i. yıl j.
faaliyet için ilgilenilen değişkene ait değeri
E g h  j ; j. faaliyet için ilgilenilen değişkene


ilişkin brüt kârlar yıllar itibariyle belirlenerek
D matrisi oluşturulmuş ve başlangıç
matrisinde kullanılmıştır (Ceyhan, 2003).
İkinci önemli farklılık ise, brüt kârların
meydana gelme ihtimallerinin programa dâhil
edilmesidir.
İşletmelerde elde edilen brüt
kârların meydana gelme ihtimalleri, incelenen 5
yıllık dönem için sırasıyla 2001 için 0.05, 2002
için 0.15, 2003 için 0.40, 2004 için 0.25, 2005
için 0.15 olarak kullanılmıştır.
MOTAD Yöntemin matematik ifadesi
aşağıda özetlenmiştir (Hardaker et al., 1997):
ait gerçek ortalamayı, s j ; j. Faaliyet için
E  cx  f (maksimum)
subjektif
Eşitlikte;
olarak
hesaplanan
standart
sapmayı, h j ; j. faaliyet için zaman serisine ait
standart sapmayı ifade etmektedir.
E g s  j
hesaplayabilmek


için
çiftçilerden alınan ve subjektif bir dağılım olan
en düşük, en yüksek ve tipik değer gibi üç
parametreye sahip üçgen dağılım (tringular
distribution) kullanılmaktadır. Üçgen dağılım
aşağıdaki
formül
yardımıyla
hesaplanabilmektedir (Hardaker at al., 1997;
Bozoğlu ve ark., 2001).
2
F x   x  a 
b  a m  a  x  m
2
F  x   1  b  x 
b  a b  m  x m
Üçgen
dağılımın
birinci
momenti
ortalamaya eşit olup E g s  j  a  m  b 


3
formülü ile hesaplanmaktadır. Üçgen dağılımın
ikinci
momenti
varyansa
eşit
olup
b  a 
2
sj 

 m  a m  b 
18
formülü ile hesaplanmaktadır. Formüllerde “a”
en düşük değeri, “b” en yüksek değeri, “m”
tipik değeri ifade etmektedir (Hardaker et al.,
1997).
Ürün fiyatları çiftçi eline geçen fiyatlar
endeksi kullanılarak 2005 yılı fiyatlarıyla ifade
edilmiştir. Değişken masrafların hesaplanırken,
üretimde kullanılan her girdinin fiyatı ÜFE
(Üretici Fiyatları endeksi) kullanılarak 2005 yılı
fiyatları ile ifade edilmiştir.
Son olarak üretim değerlerinden, değişken
masrafların çıkartılmasıyla üretim faaliyetlerine
E
: İşletmenin beklenen kârını,
c : Alternatif faaliyetlerin beklenen brüt
kârlarını,
x : Üretim faaliyetlerinin seviyelerini,
f : Sabit masrafları göstermektedir.
Alternatif faaliyetlerin beklenen brüt
kârları c  pC eşitliği ile hesaplanmaktadır.
Bu eşitlikte;
p : Brüt kârların meydana gelme
olasılıklarını,
C : Alternatif faaliyetlerin brüt kârlarını
ifade etmektedir.
Amaç fonksiyonu, aşağıda ifade edilen
faktör sınırlılıkları çerçevesinde maksimum
kılınacaktır.
Ax  b
 Dx  Iy  u 0
py  M
x, y  0
Burada;
A : Girdi-çıktı katsayılarını gösteren
matrisi
b : Üretim kapasitelerini (arazi, iş gücü,
sermaye, ahır yeri vs:)
x : Üretim faaliyetlerinin seviyelerini
D : Faaliyetlere ait ortalama brüt kârlardan
sapmaları gösteren matris,
I : Tanımlayıcı matrisi
u : 1’lerden oluşan vektörü
y : Gelirden negatif sapma gösteren üretim
faaliyetlerini tanımlayan vektörü
p : Olasılıkları
65
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek
Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması
M : Ortalama sapmayı ifade etmektedir.
Alternatif faaliyetlerin ortalama brüt
kârdan
sapmaları
eşitliği
D  C  uc
yardımıyla hesaplanmaktadır.
M modelde
değişik değerler alabilmektedir ve bu değerler
her optimum plan için yapılan hassasiyet
analizleri ile belirlenmektedir.
3. Bulgular ve Tartışma
MOTAD
programlama
yönteminde
doğrusal programlama yöntemindeki gibi
öncelikle
amaç
fonksiyonunun
ve
sınırlayıcıların orta konulması gerekmektedir.
Amaç fonksiyonu; Araştırmada, amaç
fonksiyonu “brüt kârın maksimum düzeye
çıkarılması” olarak belirlenmiştir.
Sınırlayıcılar; Sınırlayıcı denklemelerin
oluşturulmasında işletmelerin sahip olduğu
kaynaklar işletmeci beyanından çıkarılmıştır.
Mevcut kaynaklar ve diğer faktörler
çerçevesinde
incelenen
işletmeler
için
sınırlayıcılar
olarak;
arazi
büyüklüğü
(maksimum 36,20 da), ahır büyüklüğü
(maksimum 45,51 m2) ve dönemler itibariyle
aile iş gücü miktarları kullanılmıştır (1.dönem.
4192 saat, 2. dönem.2076 saat, 3. dönem.1913
saat, 4. dönem.1506 saat ve 5. dönem. 2523
saat). Ayrıca, incelenen işletmelerin ihtiyaç
duyacağı krediyi rahatlıkla bulabileceği
varsayımıyla işletme sermayesi modele dâhil
edilmiştir.
İnceleme alanında yürütülen 25 adet
üretim faaliyeti planlamaya dâhil edilmiştir. Bu
faaliyetler şunlardır;
1-Patlıcan, 2-Hıyar, 3-Kabak, 4-Sırık
Domates, 5- Yer Domatesi, 6-Biber, 7-Armut,
8-Ayva, 9-Elma, 10-Erik, 11-Kiraz, 12-Şeftali,
13-Vişne, 14-Üzüm, 15-Fasulye, 16-Barbunya,
17-Sarımsak, 18-Soğan, 19-Buğday, 20-Arpa,
21-S. Mısır, 22-Fiğ, 23-Şeker Pancarı, 24Yonca, 25-Süt Sığırcılığı
MOTAD yönteminde kullanılmak üzere
birincil ve ikincil veriler yardımıyla düzenlenen
sübjektif değerler çizelgeler halinde ekte
verilmiştir. Brüt kar değerine ulaşmak için
subjektif olasılık ile düzenlenen verim değerleri
Çizelge 1‘de, ürünlere ait çiftçi eline geçen
fiyatlar subjektif olasılık yöntemi kullanılarak
düzenlenerek Çizelge 2’de, inceleme alanındaki
bitkisel ve hayvansal üretim faaliyetlerinin
subjektif olarak belirlenen beklenen brüt kârları
Çizelge 3’te, brüt kar’a ulaşmak için üretimde
66
kullanılan girdilere ait Subjektif Olasılık
yöntemi ile hesaplanan yeni girdi fiyatları
Çizelge 4’te, işletmelere ait mevcut üretim
deseni ve planlama sonucunda oluşan üretim
deseni ile brüt kâr değerleri Çizelge 5’te,
incelenen işletmelere ait girdi çıktı katsayılar
matriksi Çizelge 6’da verilmiştir.
İşletme arazisi varlığı 36,20 dekardır.
İnceleme alanında 36,20 dekar işletme arazisine
sahip olan bir işletmenin en yüksek gelire
ulaşabilmesi için, sahip olduğu araziden;
sebzelere 5,43 dekar (%15) ayırması
gerekmektedir. (Patlıcan, Hıyar, Kabak, Bibere
0,72’şer dekar (%1,99’ar), Sırık Domatese 2,19
dekar (%6,05), Yer Domatesine 0,36 dekar
(%0,99) Meyvelere ise 3,62 dekar (%10)
ayırması gerekmektedir. (Armuda 0,18 dekar
(%0,50), Ayvaya 0,14 dekar (%0,39), Elmaya
0,54 dekar (%1,49), Eriğe 0,18 dekar (%0,50),
Kiraza 0,36 dekar (%0,99), Şeftaliye 1,74 dekar
(%4,81), Vişneye 0,36 dekar (%0,99), Üzüme
0,12 dekar (%0,33). Tarla ürünlerine de 27,15
dekar (%75) ayırmalıdır. (Fasulyeye 2,53 dekar
(%6,99), Barbunyaya 2,53 dekar (%6,99),
Sarımsağa 0,72 dekar (%1,99), Soğana 1,09
dekar (%3,01), Buğdaya 7,62 dekar (%21,05),
Şeker Pancarına 8,36 dekar (%23,09), Yoncaya
4,30 dekar (%11,88). Bunun yanında 3,85 ÜB
Süt Sığırcılığı yapması da gerekmektedir.
(Çizelge 5).
Planlama neticesinde bulunan optimum
çözümde en dikkat çekici nokta Fasulye,
Barbunya, Şeker pancarı, Yonca ve Süt
inekçiliği faaliyetini önemli ölçüde teşvik
etmesidir. Yine buğday ekim alanının da
azaltılması
halinde
işletme
karının
yükseltilebileceği ortaya çıkmaktadır. Arpa,
Silajlık Mısır ve Fiğ ürünleri ise optimum plana
giremeyen ürünlerdir.
MOTAD yöntemi ile ulaşılan optimum
çözümde, şayet üreticiler ortaya çıkan üretim
desenini uygularsa yılda 10,945,40 YTL’lik
gelire ulaşabileceklerdir. İşletmeler planlama
sonuçlarını uyguladıklarında 8,379,01 YTL’lik
mevcut gelirlerini yaklaşık %30,63 oranında
arttırması mümkün olabilecektir. Tarımsal
gelirde ise, yaklaşık %40’lık bir artış
gerçekleşebilecektir.
Planlama
öncesinde
6,362,37 YTL olan tarımsal gelir, planlama
sonrasında 8,928,76 YTL’ye yükselmiştir.
Optimum planın uygulanmasıyla işletme arazisi
dekarına düşen tarımsal gelir 175,76 YTL’den
246,65 YTL’ye yükselebilecektir (Çizelge 5).
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Çizelge 1. Subjektif olasılık ile belirlenen verim değerleri (kg/da)
ÜRÜN GRUPLARI
SEBZELER
MEYVELER
TARLA
ÜRÜNLERİ
SÜT
Patlıcan
Hıyar
Kabak
Sırık Domates
Yer Domatesi
Biber
Armut
Ayva
Elma
Erik
Kiraz
Şeftali
Üzüm
Vişne
Fasulye
Barbunya
Sarımsak
Soğan
Buğday (S)
Buğday (K)
Arpa (S)
Arpa (K)
S.Mısır
Fiğ
Pancar
Yonca
Büyükbaş
Küçükbaş
2001
2 701,02
2 960,08
1 593,59
4 982,05
2 232,07
1 267,03
1 395,54
1 772,70
1 336,19
2 257,61
815,86
882,61
682,53
489,35
950,96
917,26
771,45
1 570,39
347,58
223,32
160,46
165,15
3 600,91
376,49
5 823,98
1 285,35
1 234,21
163,40
2002
2 724,39
3 147,17
1 603,51
6 318,95
2 421,03
977,66
1 358,54
1 506,68
1 086,50
1 696,44
742,62
862,39
454,46
503,58
1 086,34
752,15
771,45
1 841,19
406,44
226,70
228,78
170,86
3 704,83
611,05
5 705,52
1 372,57
1 595,26
250,00
2003
1 805,57
2 383,55
1 648,39
7 774,32
2 921,22
970,37
1 346,88
1 517,29
1 098,15
1 684,55
750,80
809,06
453,22
513,40
1 068,89
761,96
881,08
1 950,29
406,44
226,70
228,78
170,86
2 633,50
366,40
4 691,67
690,77
1 939,39
250,00
2004
2 967,93
2 995,97
2 586,93
6 787,15
2 120,91
961,27
1 327,49
1 506,51
1 113,92
1 482,61
707,91
809,06
451,90
507,56
1 142,81
774,07
950,93
2 673,18
406,44
226,70
243,96
170,86
2 633,50
366,40
4 843,22
512,32
2 080,43
250,00
2005
3 134,42
3 513,22
1 734,23
12 470,86
3 638,10
1 240,34
738,21
1 196,82
1 698,56
2 045,46
1 066,14
1 303,55
457,88
986,11
584,34
627,90
1 125,09
1 964,96
599,76
346,57
304,69
238,93
3 260,60
529,67
7 268,94
972,32
2 317,37
336,60
Çizelge 2. Subjektif olasılık ile belirlenen çiftçi eline geçen fiyatlar(YTL/kg)
ÜRÜN GRUPLARI
SEBZELER
MEYVELER
TARLA
ÜRÜNLERİ
SÜT
Kabak
Hıyar
Patlıcan
Sırık Domates
Yer Domates
Biber
Armut
Ayva
Elma
Erik
Kiraz
Şeftali
Vişne
Üzüm
Fasulye
Barbunya
Sarımsak
Soğan
Buğday (S)
Buğday (K)
Arpa (S)
Arpa (K)
S.Mısır
Fiğ
Pancar
Yonca
Süt
Kabak
2001
0,21
0,18
0,18
0,24
0,14
0,28
0,35
0,27
0,32
0,26
0,47
0,35
0,44
0,48
0,39
0,45
0,72
0,21
0,20
0,20
0,17
0,17
0,04
0,16
0,06
0,08
0,25
0,21
2002
0,19
0,18
0,20
0,24
0,16
0,37
0,39
0,36
0,49
0,34
0,60
0,54
0,60
0,59
0,51
0,68
1,11
0,22
0,22
0,22
0,18
0,18
0,05
0,17
0,07
0,09
0,38
0,19
2003
0,27
0,25
0,20
0,24
0,15
0,36
0,36
0,45
0,66
0,37
0,54
0,46
0,33
0,54
0,51
0,59
1,30
0,25
0,31
0,31
0,22
0,22
0,05
0,25
0,09
0,09
0,38
0,27
2004
0,34
0,32
0,23
0,32
0,22
0,28
0,40
0,38
0,45
0,41
0,68
0,49
0,46
0,58
0,51
0,73
0,90
0,19
0,28
0,28
0,28
0,28
0,06
0,25
0,09
0,10
0,38
0,34
2005
0,19
0,31
0,27
0,29
0,20
0,46
0,34
0,37
0,33
0,37
0,45
0,24
0,50
0,47
0,58
1,27
0,97
0,33
0,31
0,31
0,27
0,27
0,06
0,26
0,10
0,14
0,38
0,19
67
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek
Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması
Çizelge 3. Üretim faaliyetlerine ait beklenen brüt kâr değerleri (YTL/da)
FAALİYETLER
2001
2002
2003
2004
2005
Patlıcan
363,93
376,43
164,89
524,60
692,45
Hıyar
282,37
262,07
232,34
798,64
889,09
Kabak
162,33
83,82
201,34
762,00
180,50
Sırık Domates
79,00
127,44
231,87
947,09 2.076,31
Yer Domatesi
106,02
128,23
141,22
239,79
463,21
Biber
141,30
101,08
46,31
21,58
269,18
Armut
393,01
409,50
339,32
432,13
141,37
Ayva
388,50
423,63
540,59
483,97
328,51
Elma
292,57
360,41
529,58
355,85
372,46
Erik
441,78
390,08
401,79
491,60
609,15
Kiraz
130,86
127,11
40,04
293,34
233,42
Şeftali
80,15
174,78
37,40
239,82
111,24
Vişne
56,26
100,86
-62,33
90,84
304,13
Üzüm
167,94
74,33
18,44
87,98
-24,10
Fasulye
249,39
390,59
355,94
408,79
132,64
Barbunya
294,19
353,65
261,87
392,44
587,71
Sarımsak
375,61
632,42
878,89
632,03
816,34
Soğan
145,29
167,70
225,38
356,32
473,98
Buğday
18,82
16,48
34,96
12,57
69,29
Arpa
-18,42
-33,88
-42,55
-36,46
-31,06
S.Mısır
429,60
598,55
430,79
480,70
607,71
Fiğ
6,67
32,93
2,76
-5,75
26,92
Pancar
187,81
212,64
175,46
269,83
532,40
Yonca
77,09
89,62
48,51
61,32
304,02
Süt Sığırcılığı
276,32
561,23
681,78
725,28
806,15
Çizelge 4. Subjektif olasılık ve üçgen dağılım yöntemi ile hesaplanan girdi fiyatları (YTL/kg)
2001
2002
2003
2004
2005
Suni Yem
0,23
0,27
0,30
0,37
0,39
Kepek
0,09
0,13
0,17
0,19
0,19
Küspe
0,01
0,01
0,01
0,02
0,02
Mazot
0,82
1,01
1,25
1,50
1,77
Fungusit
8,89
10,17
11,63
12,26
17,03
İnsektisit
7,52
8,31
9,02
9,36
14,71
Herbisit
-2,78
-2,25
-1,84
-1,61
8,48
Erkek İşgücü (>16 Yaş)
7,07
9,27
10,17
13,09
16,30
Kadın İşgücü (>16 Yaş)
5,08
6,07
7,01
9,66
11,61
Sulama Ücreti
4,38
5,40
7,00
6,79
7,98
Üre
0,21
0,28
0,35
0,45
0,64
%33 (Amonyum Sulfat)
0,19
0,24
0,28
0,38
0,54
%26 (Kalsiyum Amonyum Nitrat)
0,14
0,20
0,24
0,30
0,36
%21 (Amonyum Nitrat)
0,13
0,18
0,25
0,27
0,32
TSP
0,22
0,28
0,36
0,42
0,55
DAP
0,25
0,33
0,42
0,49
0,67
Kompoze
0,20
0,26
0,32
0,38
0,52
Veteriner
13,72
17,76
19,76
25,19
31,10
Diğer
20,19
32,13
41,42
46,45
50,47
68
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Çizelge 5. İşletmelerin mevcut organizasyonu ve planlama sonucu bulunan optimum üretim deseni
Mevcut organizasyon
Optimum plan
Üretim faaliyetleri ve brüt kâr
Birim
Alan/ÜB
%
Alan/ÜB
%
Patlıcan
da
0,03
0,07
0,72
1,99
Hıyar
da
0,12
0,33
0,72
1,99
Kabak
da
0,02
0,06
0,72
1,99
Sırık Domates
da
4,59
12,67
2,19
6,05
Yer Domatesi
da
0,74
2,04
0,36
0,99
Biber
da
0,39
1,07
0,72
1,99
Armut
da
0,15
0,40
0,18
0,50
Ayva
da
0,08
0,22
0,14
0,39
Elma
da
0,65
1,78
0,54
1,49
Erik
da
0,29
0,81
0,18
0,50
Kiraz
da
0,47
1,29
0,36
0,99
Şeftali
da
2,27
6,28
1,74
4,81
Vişne
da
0,31
0,86
0,36
0,99
Üzüm
da
0,28
0,76
0,12
0,33
Fasulye
da
0,39
1,09
2,53
6,99
Barbunya
da
1,34
3,69
2,53
6,99
Sarımsak
da
0,26
0,71
0,72
1,99
Soğan
da
0,80
2,20
1,09
3,01
Buğday
da
13,66
37,73
7,62
21,05
Arpa
da
0,72
1,98
0,00
0,00
S.Mısır
da
2,04
5,63
0,00
0,00
Fiğ
da
0,19
0,53
0,00
0,00
Pancar
da
4,82
13,32
8,36
23,09
Yonca
da
0,77
2,13
4,30
11,88
Ağaçlık ve nadas alanı
da
0,85
2,35
0,00
0,00
Planlamaya giren işletme arazisi
da
36,20
100,00
36,20
100,00
Süt ineği
ÜB
3,30
3,85
Brüt kâr
YTL
8 379,01
10 945,40
Tarımsal gelir
YTL
6 362,37
8 928,76
Tarımsal gelir / da
YTL
175,76
246,65
69
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması
Çizelge 6. İşletmelere ait başlangıç matriksi
Faaliyet/Sınırlılıklar
Amaç Fonksiyonu (YTL/da)
Toplam Arazi (Da)
(%75) Tarla Arazisi (Da)
(%15) Sebze Arazisi (Da)
(%10) Meyve Arazisi (Da)
%50 Buğday (Da)
%50 Arpa (Da)
%10 Fasulye (Da)
%50 Fiğ (Da)
%10 Barbunya (Da)
%33 Şeker Pancarı (Da)
%10 S. Mısır (Da)
%17 Yonca (Da)
%10 Patlıcan (Da)
%10 Hıyar (Da)
%10 Kabak (Da)
%30 Sırık Domates (Da)
%15 Yer Domatesi (Da)
%10 Biber (Da)
%10 Sarımsak (Da)
%15 Soğan (Da)
%18 Şeftali (Da)
%10 Kiraz (Da)
%5 Erik (Da)
%5 Armut (Da)
%15 Elma (Da)
%4 Ayva (Da)
%5 Üzüm (Da)
%10 Vişne (Da)
Toplam Yem(Mcal)
Kuru Ot (Mcal)
Saman (Kg)
Ahır Yeri (M2)
İşletme Sermayesi (YTL)
I. Dönem İşgücü (Saat)
II. Dönem İşgücü (Saat)
III. Dönem İşgücü (Saat)
IV. Dönem İşgücü (Saat)
V. Dönem İşgücü (Saat)
I. Yıl Sapma (YTL)
II. Yıl Sapma (YTL)
III. Yıl Sapma (YTL)
IV. Yıl Sapma (YTL)
V. Yıl Sapma (YTL)
Olasılık
70
1
375,63
1
2
479,39
1
3
318,80
1
4
664,04
1
5
210,45
1
6
86,52
1
1
1
1
1
1
1
7
346,04
1
8
469,47
1
9
425,36
1
10
455,59
1
11
149,97
1
12
121,83
1
13
61,34
1
14
45,30
1
1
1
1
1
1
1
1
1
15
335,53
1
1
16
358,77
1
1
17
745,66
1
18
282,75
1
1
1
19
30,93
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
-380
160,96
0,78
1,67
10,62
7,00
18,79
-11,70
0,80
-210,75
148,97
316,81
261,51
0,00
0,00
0,76
37,59
99,73
-197,02
-217,32
-247,05
319,25
409,70
179,16
0,32
0,68
13,70
14,09
1,91
-156,47
-234,98
-117,46
443,20
-138,30
1380,64
0,36
2,40
182,72
106,16
74,09
-585,04
-536,60
-432,86
283,06
1412,27
249,40
0,36
0,21
50,92
54,66
43,24
-104,43
-82,22
-69,23
29,34
252,75
264,87
0,00
3,36
47,34
32,79
63,32
54,78
14,56
-40,21
-64,95
182,65
112,06
0,00
12,99
15,50
9,10
42,34
46,96
63,46
-6,72
86,09
-204,67
112,06
0,00
12,99
15,50
9,10
42,34
-80,98
-45,84
71,12
14,49
-140,97
167,06
0,00
23,51
5,67
5,67
51,72
-132,79
-64,94
104,23
-69,50
-52,90
163,55
0,00
7,31
4,65
34,67
15,42
-13,81
-65,51
-53,80
36,01
153,57
275,91
0,64
17,11
185,52
38,71
0,00
-19,11
-22,87
-109,93
143,36
83,45
243,05
0,61
36,83
43,36
83,00
80,89
-41,67
52,96
-84,42
117,99
-10,59
185,13
0,00
11,36
10,94
97,39
14,39
-5,08
39,52
-123,67
29,50
242,79
199,22
3,33
33,60
16,37
0,00
23,77
122,64
29,03
-26,86
42,68
-69,40
170,47
0,78
1,67
10,62
7,00
18,79
-86,14
55,06
20,41
73,26
-202,89
172,42
0,78
1,67
10,62
7,00
18,79
-64,59
5,12
-96,90
33,67
228,94
233,97
2,50
0,00
19,30
0,00
68,00
-370,05
-113,24
133,23
-113,63
70,68
202,75
2,50
0,00
21,30
1,25
68,00
-137,46
-115,05
-57,07
73,57
191,23
86,14
0,68
0,00
1,23
1,79
0,00
-12,11
-14,45
4,03
-18,37
38,36
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
Çizelge 6. İşletmelere ait girdi çıktı matriksi (Devamı)
Faaliyet/Sınırlılıklar
Amaç Fonksiyonu (YTL/da)
Toplam Arazi (Da)
(%75) Tarla Arazisi (Da)
(%15) Sebze Arazisi (Da)
(%10) Meyve Arazisi (Da)
%50 Buğday (Da)
%50 Arpa (Da)
%10 Fasulye (Da)
%50 Fiğ (Da)
%10 Barbunya (Da)
%33 Şeker Pancarı (Da)
%10 S. Mısır (Da)
%17 Yonca (Da)
%10 Patlıcan (Da)
%10 Hıyar (Da)
%10 Kabak (Da)
%30 Sırık Domates (Da)
%15 Yer Domatesi (Da)
%10 Biber (Da)
%10 Sarımsak (Da)
%15 Soğan (Da)
%18 Şeftali (Da)
%10 Kiraz (Da)
%5 Erik (Da)
%5 Armut (Da)
%15 Elma (Da)
%4 Ayva (Da)
%5 Üzüm (Da)
%10 Vişne (Da)
Toplam Yem(Mcal)
Kuru Ot (Mcal)
Saman (Ton)
Ahır Yeri (m2)
İşletme Sermayesi (YTL)
I. Dönem İşgücü (Saat)
II. Dönem İşgücü (Saat)
III. Dönem İşgücü (Saat)
IV. Dönem İşgücü (Saat)
V. Dönem İşgücü (Saat)
I. Yıl Sapma (YTL)
II. Yıl Sapma (YTL)
III. Yıl Sapma (YTL)
IV. Yıl Sapma (YTL)
V. Yıl Sapma (YTL)
Olasılık
20
21
1,88
1
1
22
9.04
1
1
23
8,98
1
1
24
258,75
1
1
25
42.65
1
1
672,95
İGK1
-1,68
İGK2
-1,68
İGK3
-1,68
İGK4
-1,68
İGK5
-1,68
Saman
Yapma
-20,16
Saman
Alma
-100
Ot
Alma
-190
-1395
-1395
-1691
-1691
I. Yıl
II. Yıl
III. Yıl
IV. Yıl
V. Yıl
1
1
1
1
1
-1672
-357
-357
-1691
-1691
1260
337
39,81
0,00
4,22
8,52
8,52
8,52
-20,54
-8,01
-49,13
-36,31
206,38
11,82
378,76
66,99
33,82
28,51
21,23
38,21
-396,63
-111,72
8,82
52,32
133,20
-310
74,09
135,90
0,00
0,74
0,43
0,69
0,13
31,74
1,00
0,00
0,00
27,22
18,38
-65,31
2,92
103,64
-5,76
-64,12
0,34
-14,21
5,74 11288,00
1000
83,69
0,00
0,43
0,13
1,00
0,00
-2,31
23,95
-6,22
-14,73
17,95
199,28
2,49
20,93
17,01
0,63
21,93
-70,98
-46,15
-83,33
11,04
273,62
-1
-1
-1
-1
5,15
-1
-1
-1
-1
-1
0,05
0,15
0,40
0,25
-1
0,15
İşaret
=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
>=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
<=
Sınırlılı
klar
Max
36,20
25,34
7,24
3,62
12,67
12,67
2,53
12,67
2,53
8,36
2,53
4,30
0,72
0,72
0,72
2,19
0,36
0,72
0,72
1,09
1,74
0,36
0,18
0,18
0,54
0,14
0,18
0,36
0,00
0,00
0,00
45,51
0,00
4192,00
2076,00
1913,00
1506,00
2523,00
0,00
0,00
0,00
0,00
0,00
M
Faaliyetler. 1-Patlıcan, 2-Hıyar, 3-Kabak, 4-Sırık Domates, 5- Yer Domatesi, 6-Biber, 7-Armut, 8-Ayva, 9-Elma, 10-Erik, 11-Kiraz, 12-Şeftali, 13-Vişne, 14-Üzüm, 15-Fasulye, 16-Barbunya, 17-Sarımsak, 18-Soğan, 19-Buğday, 20-Arpa,
21-S. Mısır, 22-Fiğ, 23-Şeker Pancarı, 24-Yonca, 25-Süt Sığırcılığı, İGK-İşgücü Kiralama
71
Tokat İli Merkez İlçede Domates Yetiştiren İşletmelerde Riskli Koşullarda İşletme Organizasyonun Belirlenmesi: Gerçek
Sapmaların Minimizasyonu Uygulaması
4. Sonuç
Bu çalışmanın amacı, Tokat ili Merkez
ilçede domates yetiştiriciliği yapan işletmelerde
riskli koşullarda optimum işletme planlarının
yapılmasıdır.
Araştırmada birincil ve ikincil verilerden
yararlanılmıştır.
Araştırma tabakalı tesadüfi örnekleme
yöntemi ile belirlenen 77 adet işletmeyi
kapsamaktadır.
Riskli
koşullarda
optimum
işletme
organizasyonu MOTAD yöntemi ile yapılmıştır.
MOTAD yöntemi ile ulaşılan optimum çözümde
ortaya çıkan üretim deseninin uygulanması ile
üreticilerin tarımsal gelirlerinde yaklaşık %40’lık
bir artış söz konusu olacaktır. Yani incelenen
işletmelerin riske girdikçe brüt kârlarının
yükselmekte
olduğu,
ancak
riskten
kaçındıklarında gelirlerinin azaldığı saptanmıştır.
Optimum çözüm neticesinde işletme
arazisinin tamamı plana dahil olmuştur. Plana
dahil olduğu halde buğday ve üzüm üretim
dallarının arazileri tam olarak kullanılmamıştır.
Araştırma alanında en yüksek marjinal
değere sahip üretim faktörü sarımsak ve domates
arazisidir.
Yöre üreticisi bir çok risk faktörü altında
faaliyette bulunmaktadır. Üretime girişilirken
riskler göz ardı edilmektedir. Çünkü üretici riskin
Kaynaklar
Anonim, 2006. Tokat Tarım İl Müdürlüğü Proje ve İstatistik
Şube Kayıtları, Tokat.
Bauer, L.L., 1991, "A Target Motad Analysıs Of Sweet
Potato Marketıng" Southern Journal of Agricultural
Economics, Vol.23 (2): 123-129.
Bozoğlu, M., Ceyhan, V., Cinemre, H. A., 2001. Tonya
İlçesinde Süt İşletmelerinin Ekonomik Yapısı ve
Karşılaştıkları Riskler. Risk Ölçümü ve Uygun Risk
Yönetimi Stratejileri, Türkiye Ziraat Birliği Yayınları
No. 228, Ankara.
Brink, L., McCarl, B., 1978. The Tradeoff Between Expected
Return and Risk Among Cornbelt Farmers, American J.
Of Agr., 60(2): 259-263.
Ceyhan, V,. 2003. Tarım İşletmelerinde Risk Analizi. Çorum
İli Kızılırmak Havzası Örneği, Ondokuz Mayıs Üniv.
Ziraat Fakültesi, Araştırma Seri No.6, Samsun.
Ceyhan, V., Cinemre, H.A., 2004. Estimation of Risk
Efficient Farm Structures along the Kızılırmak River in
North Central Anatolia: An Application of
Minimization of the Absolute Deviation, Turkish
Journal of Agricuture and Forestry, 28: 131-140.
Elamin, E. M., Rogers, L. F., 1992. Estimation and use of
Risk Aversion Coefficent for Traditional Dryland
Agriculture in Western Sudan, Agr. Econ. Elseiver
Science Publishers B.V., Amsterdam, 7: 155-166.
Erkuş, A., Demirci, R., 1985. Tarımsal İşletmecilik ve
Planlama. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayın No. 944, Ankara
Hardaker, J.B., Huirne, R.B.M., Anderson, J.R. 1997. Coping
with Risk in Agriculture. CAB International, ISBN 0
85199 119 X, Biddles Ltd., UK.
72
ne demek olduğunu ve nasıl önlemler alınacağı
konusunda bilinçsizdir. Risk konusunda yapılacak
bu tür çalışmalar neticesinde ulaşılan sonuçların
üreticiye aktarılması ile üretici bilinci arttırılabilir.
Tarımsal üretimde risk ve belirsizlikler
üzerine
yapılan
araştırmaların
sayısı
arttırılmalıdır. Böylece riskin neden olabileceği
olumsuz etkiler azaltılabilecektir.
Üretim faaliyetinin çeşidine göre uygun risk
yönetim stratejileri geliştirilerek üreticinin
bilinçlenmesi sağlanmalıdır.
Sözleşmeli üretim, tarımsal sanayinin
geliştirilmesi, işletme dışı tarımsal gelirleri
arttırıcı politikaların üretilerek hayata geçirilmesi
gibi risk yönetim stratejilerinin geliştirilmesi ve
üreticiye yansıtılması sağlanmalıdır.
Sonuç olarak, risk ve belirsizlik altında karar
alan üreticilere yönelik bu tür çalışmaların
arttırılması ile hem üretici, hem yöre ekonomisi
ve hem de ülke ekonomisi kazançlı çıkacaktır.
Teşekkür
Araştırmaya verilen büyük katkıdan dolayı
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu (TÜBİTAK), Tarım Ormancılık ve
Veterinerlik Araştırma Grubu (TOVAG)’na
sonsuz teşekkür ederiz.
Hazell, P.B.R. 1971. A Linear Alternative to Quadratic and
Semivariance Programming for Farm Planning under
Uncertainity. American Journal of Agricultural
Economics, 53(1): 53-62.
Heady, E.O., Candler, W., 1973. Linear Programming
Methods. The Iowa State University Press, Ames, Iowa,
USA.
Kehkha, A.A., Mohammadi, G.S., Villano, R., 2005.
"Agricultural Risk Analysis in the Fars Province of
Iran. A Risk-Programming Approach" Univerdsity of
New England, Grad. School of Agr. And Res. Econ.,
working paper series No.2005-2.
Miran, B., Dizdaroğlu, T:, 1994. Tarımsal İşletme
Planlamasında Risk. Bir Oyun Teorisi Denemesi, I.
Tarım Ekonomisi Kongresi, 8-10 Eylül, İzmir.
Özçelik, A. 1988. Linear Programlama Metodu İle
Hesaplanan Optimum İşletme Organizasyonlarının Risk
Değerlemesi. A.Ü. Ziraat Fakültesi Yayınları No. 1034,
Bilimsel Araştırma ve İncelemeler. 532, Ankara.
Özkan, B., Akcaöz, H. 2002. Oyun Teorisi ve Antalya İli
Tarla Bitkilerine Uygulanması, Turk J Agric For, 26:
303-309.
Vladu, M.I., J.L, Novak., P. Duffy., 2004. "Optimum Crop
Insurance Options for Alabama Cotton-Peanut
Producers. A Target-MOTAD Analysis" Southern
Agricultural Economics Assocation Annual Meeting,
Tulsa, Oklahoma, february 14-18 (available from
http.//agecon.lib.umn.edu/).
Zimet D.J., Spreen, T.H., 1986 "A Target Motad Analysis of
A Crop and Livestock Farm In Jefferson County,
Florida" Southern J. of Agr. Econ., 18(2): 175-185.
O.GÜNDÜZ, K.ESENGÜN
73

Benzer belgeler