ulusal sürekli eğitim merkezleri toplantısı bildiri kitabı
Transkript
ulusal sürekli eğitim merkezleri toplantısı bildiri kitabı
ULUSAL SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ TOPLANTISI BİLDİRİ KİTABI 2010 © Kitabın baskısı Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi tarafından yapılmıştır. Kitabın içindeki bilgiler yazarların izni olmadan çoğaltılamaz, kısmen veya tamamen kopyalanamaz. Bu kitap satılamaz ya da ticari amaçlarla kullanılamaz. Basım Yeri: Ege Üniversitesi Basımevi Bornova, İzmir Tel:0232 388 10 22 e-mail:[email protected] Kapak Tasarım: Mehmet Can ÖZYILDIRIM Yayına Hazırlayan: Sümeyra AKSU Tel: +90 232 483 53 64 E-posta: [email protected] E-posta: [email protected] EGESEM Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Atatürk Kültür Merkezi Konak / İzmir Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Çok Değerli Katılımcılar, Yaşadığımız yüzyılda hızla değişen dünyada başarılı olabilmek, gelişen teknolojiye, yeniliklere ayak uydurabilmek için bilgiye ulaşmak ve bilgiyi sürekli yenilemek çok önemli bir hale gelmiştir. Yaşam boyu öğrenme, adalet, eşitlik, haklar gibi değerlerin yanı sıra çevreye duyarlılık ve geleneklere saygı bilincinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenlerle toplumda yaşam boyu öğrenme bilincini geliştirmek ve her yaştan her kesime yönelik eğitim olanakları sağlamak görevini üstlenen sürekli eğitim merkezlerinin sorumluluğu da gün geçtikçe artmaktadır. Bu sorumluluk bilinci ile çalışan Üniversitelerin sürekli eğitim merkezleri toplumun gereksinimlerini tespit etmek ve değişen ihtiyaçlara yanıt verecek programlar düzenlemek ile meşgulken öte yandan bürokratik sorunlar ve yasal engeller ile de mücadele etmek zorunda kalmaktadır. Bu toplantıda öncelikli amacımız, ülkemizdeki Üniversiteler ve Sürekli Eğitim Merkezleri arasında işbirliklerini oluşturmak, sorunları ve iyi uygulamaları paylaşarak çözümlerin üretilmesine katkıda bulunmak olarak belirlenmiştir. Bu nedenle, bu toplantıda mümkün olduğunca çok sayıda Sürekli Eğitim Merkezinin katılımı ve deneyim paylaşımı için başvuruda bulunan tüm sürekli eğitim merkezlerine programda yer verilmiştir. Bu toplantıda alınacak kararların ve ortak değerlerin, ulusal eğitim politika belirleyicileri ve bu alanda hizmet veren tüm meslektaşlar tarafından dikkate alınması, topluma yaygın ve kaliteli eğitim hizmetleri açısından önem arz etmektedir. Programın oluşmasında destek ve katkı sağlayan, bildiri gönderen ve toplantıya katılan herkese EGESEM Yönetim Kurulu olarak çok teşekkür ederiz. EGESEM Yönetim Kurulu Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Değerli katılımcılar, 2010 yılında 55. kuruluş yıldönümünü kutlayan Ege Üniversitesi, 47 bin öğrencisi, 3bin 250 öğretim elemanı ve 4 bin idari personeli ile İzmir ve Ege Bölgesinin en köklü eğitim kurumudur. Ege Üniversitesi örgün eğitimin yanı sıra yaşam boyu öğrenimi ve eğitimi sağlamak üzere 2001 yılında Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim merkezini kurmuştur. EGESEM’ in mesleki veya genel eğitim programlarıyla bölgenin sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Böylelikle ülke kalkınmasında ve toplumun gelişiminde, bilgi çağını yakalamada bir görev üstlenilmektedir. Toplumun her kesiminin ekonomik ve sosyal gereksinimleri göz önünde bulundurularak yapılandırılan eğitim programlarıyla toplumun, bölgenin daha kaliteli bir yaşama sahip olması hedeflenmektedir. Ege Üniversitesi olarak örgün eğitim alanında uluslar arası kabul edilebilir eğitim programları geliştirmeyi ve yaygın eğitim alanında bölgesel, ulusal ihtiyaçlar temelinde toplumun yaşam kalitesini yükseltmek için gerekli olanakları sağlamayı misyonumuz olarak belirledik. Bu misyonumuz için “birikimi harekete geçirmek” sloganıyla yola çıkmıştık. EGESEM tarafından düzenlenen Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri toplantısı bu sloganın önemli bir yansıması olarak, söz konusu hareketin Türkiye deki tüm sürekli eğitim merkezlerine yaygınlaşmasına aracılık edecektir. Üniversitelerin topluma açık kapıları olan Sürekli Eğitim Merkezlerinin uygulamalarını ve sorunlarını paylaşmasına zemin hazırlayan bu toplantıya Ege Üniversitesi olarak ev sahipliği yapmaktan çok mutluyum. Umarım ki, birçok üniversitenin Sürekli Eğitim Merkezi’nin bir araya geldiği 2010 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, Merkezlerin yapısı, eğitimlerin kalitesi, standardizasyon, akreditasyon gibi konularda verimli bir tartışma zemini oluşturacaktır. Bu paylaşımın da ötesinde, gelecekte işbirliği ve stratejileri belirlemek üzere Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Ağı’nın kurulmasında önemli bir adım olacaktır. Bu amaçla toplantıya katılan tüm SEM yetkililerine katılım ve katkılarından dolayı teşekkür eder, toplantının başarılı olmasını dilerim. Prof. Dr. Candeğer YILMAZ Rektör Ege Üniversitesi Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir ONURSAL BAŞKAN Prof. Dr. Candeğer Yılmaz Ege Üniversitesi Rektörü DÜZENLEME KURULU Prof. Dr. Eser Y. Sözmen EGESEM Müdürü Prof. Dr. Burçin Çokuysal EGESEM Müdür yardımcısı Prof. Dr. Konca Yumlu EGESEM Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Hatice Parlak EGESEM Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Mustafa İnceoğlu EGESEM Yönetim Kurulu üyesi Yrd. Doç. Dr. Arife Karadağ EGESEM Yönetim Kurulu üyesi Ozan Yakut EGESEM Eğitim Koordinatörü Melis Özuysal EGESEM Eğitim Koordinatörü Filiz Güleç Kutlu EGESEM Eğitim Koordinatörü Sümeyra Aksu EGESEM Web Sorumlusu Mehmet Can Özyıldırım EGESEM Tasarım Sorumlusu Hülya Arslaner EGESEM Eğitim Koordinatör Yrd. Aziz Yusuf Can EGESEM Eğitim Koordinatör Yrd. Ulaş Işıklar EGESEM Basın Sorumlusu Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir DANIŞMA KURULU (Alfabetik sıra ile) Adnan Atakal İl Milli Eğitim Müdür Yrd. /Halk Eğitim Mrk.Sorumlusu Ahmet Önal TC İzmir Valiliği Avrupa Birliği Genel Koordinatörü / Menderes Kaymakamı Yrd.Doç.Dr.Alev Haliki Uztan Fen Fakültesi Atilla Sertel İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Bşk. Aziz Kocaoğlu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.Dr.Banu Önal Diş Hekimliği Fakültesi Cemal Elmasoğlu Ege Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Bşk. Ender Yorgancılar Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Bşk. Yrd.Doç.Dr.Engin Önen Edebiyat Fakültesi Erol Yaraş Ege TV Kurulu Bşk. Geza Dolough Deniz Ticaret Odası Bşk. Yrd.Doç.Dr.Gökhan Kavas Ziraat Fakültesi Prof.Dr.Gülten Ova Mühendislik Fakültesi Prof.Dr.Kamil Okyay Sındır Bornova Belediye Başkanı Doç.Dr.Lale Kabadayı İletişim Fakültesi Necip Kalkan İZ-KA Kalkınma Kurulu Bşk. Yrd.Doç.Dr.Oğuzhan Kavaklı Ege Ajans Haber Merkezi Müdürü Avukat Özdemir Sökmen İzmir Barosu Bşk. Prof.Dr.Remide Arkun Tıp Fakültesi Yrd.Doç.Dr.Vahdet Ünal Su Ürünleri Fakültesi Yrd.Doç.Dr.Yılmaz Tonbul Eğitim Fakültesi Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir PROGRAM 30. Nisan.2010, Cuma 08:30-09:30 Kayıt 09:30-10:15 Açılış Konuşmaları 10:15-10:45 Açılış konferansı: Bologna Süreci ve Sürekli Eğitim Merkezleri Prof. Dr. Süheyda Atalay- Türkiye Bologna Uzmanı ve Ege Üniversitesi ERASMUS Akademik Koordinatörü 10:45-11:15 Kahve arası 11:15-12:30 Sorunları OTURUM-1: Sürekli Eğitim Merkezlerinin Toplumsal Görevleri ve Oturum Başkanları: Prof. Dr. Burçin Çokuysal, Prof. Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu 11:15- 11:25 Sürekli Eğitim Merkezlerinin İllerimizdeki Hizmet Sektörü ve Yerel Ekonomilerin Gelişimine Etkileri Yrd.Doç.Dr. Murat Çetin, Öğr.Gör. Kamil Orman, Erzincan Üniversitesi SEM 11:25-11:35 Sürekli Eğitim Merkezlerinin Toplum Eğitimi ve Bilinçlenmesine Katkıları: EGESEM Örneği Yrd. Doç. Dr. Arife Karadağ, Ege Üniversitesi SEM 11:35- 11:45 Sürekli Eğitim Merkezleri ve Kent Enstitüsü Projesi Öğr. Gör. M. Metin Göktokuş Maltepe Üniversitesi SEM 11:45-11:55 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Örneğinde SEM Uygulamaları ve Sorunları Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Onsekiz Mart Üniversitesi, SEM 11:55-12:05 Hayat Boyu Öğrenmenin Teşvik Edilmesinde Üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinin Önemi ve Bu Merkezlerin Mevcut Yapılarının İncelenmesi Öğr.Gör. Ali Haydar Doğu, Karadeniz Teknik Üniversitesi, SEM 12.05- 12:30 Sorular ve tartışma 12:30-14:30 ÖĞLE YEMEĞİ Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 14:30-18:00 OTURUM-2: Ulusal SEM Yapılandırılması ve İşbirliği Oturum Başkanları: Prof. Dr. Konca Yumlu, Prof. Dr. Suat Küçükçiftçi 14.30-15.30 Yasadıkça Eğitim: Sorunlar ve Yorumlar Prof. Dr. Hüseyin Vural, ODTÜ SEM 15.30-16.00 Kahve arası 16.00-17.00 Mühendislik Dekanları Konseyi (MDK) ve Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK) calışmaları MÜDEK Temsilcisi 17.00-18.00 Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği Derneği Prof. Dr. Terken Baydar, Hacettepe Üniversitesi SEM 01. Mayıs.2010, Cumartesi 09:30-10:30 OTURUM-3: Tanınma-Akreditasyon-Standardizasyon Oturum Başkanları: Prof. Dr. Hatice Parlak, Prof. Dr. Ramazan Aktaş 09:30-09:40 Sürekli Eğitim Merkezlerinin Başarısında Halkla İlişkiler ve Medyanın Etkisi Tümay Ciğerdelen -Kocaeli Üniversitesi-İletişim Fak. Öğretim Görevlisi 09:40-09:50 Bologna Sürecinde Sürekli Eğitim Merkezlerinin Standardizasyonu ve Merkezler Arası İşbirliği Yrd. Doç. Dr. Celal Gülşen, Nevşehir Üniversitesi, (NEVSEM) 09:50-10:00 Mesleki Eğitim Sertifikalarının Derecelendirilmesi ve Geçerliliğinin Sağlanması Doç. Dr. Rıza Gürbüz, Çankırı Karatekin Üniversitesi, SEM 10:00- 10:30 Sorular ve tartışma 10:30-11:00 Kahve arası 11:00-12:00 KAPANIŞ OTURUMU Oturum Başkanları: Doç. Dr. Mustafa İnceoğlu, Prof. Dr. Naci Eken, Uzm. Elçin Çiğner Cengiz Toplantının değerlendirilmesi ve sonuç bildirgesi Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN İLLERİMİZDEKİ HİZMET SEKTÖRÜ ve YEREL EKONOMİLERİN GELİŞİMİNE ETKİLERİ Yrd.Doç.Dr. Murat ÇETİN Öğr.Gör. Kamil ORMAN Erzincan Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi Özet Merkezi yapılanmadan ziyade eğitimi değişen şartlara göre çeşitlendirebilen ve sürekli eğitimi talep eden bir toplumun oluşumunda; üniversitelerin Sürekli Eğitim Merkezlerince verilecek eğitimlerin yerel ve bölgesel kalkınmada ve özellikle hizmet sektörlerinde kalıcı etkileri olacağı görülmektedir. Bugün tüm illerimizde üniversite kurulmuştur ve özellikle az gelişmiş veya gelişememiş illerin rekabet düzeyini yükseltecek etkin kurumun üniversite olacağı bu illerimizde yaygın olan bir kanaattir. Bu illerimizdeki yeni kurulan üniversiteler; bulundukları illerde hizmet sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinin bakış açısını değiştirerek, üniversite tercihi yapacak öğrenciler için tercih edilir iller düzeyine ulaşmanın alt yapısını kurmak zorundadır. Böylece illerimiz, sadece bilgiye ihtiyaç duyan toplumlar olmaktan çıkıp, bizzat bilgiyi kullanarak hizmet üreten bir il olmak için çalışmalar yaparak illerimizdeki hizmet sektörü ve diğer sektörlerin gelişimini sağlayacaktır. Bu çalışmada; özellikle yeni üniversiteleşen illerimizde modern eğitim alt yapısı, ulusal ve küresel çapta rekabet ve işbirliği, hizmet üretme sektörlerinde yönetici ve çalışan eğitiminde hissedilen boşluğu doldurmak iddiasını taşıyan üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinin illerimizin ekonomik gelişimindeki eğitim merkezli etkileri ifade edilmeye çalışılmıştır. Bacasız fabrika niteliği taşıyan ve birçok sektörü tetikleyen üniversiteler büyüdükçe; hizmet üreten sektör ve nitelikli eleman istihdamını başaran illerimiz ülkemizin seçkin illeri arasındaki yerini alacaktır. Sonuç olarak; hizmet sektörlerindeki gelişmeler; yüksek öğretim için tercih edilen illeri güçlendirirken illerimizde SEM’ler vazgeçilmez eğitim merkezleri olacaklardır. Anahtar Kelimeler: Sürekli eğitim merkezleri, Hizmet sektörü, Yerel ekonomiler 1. BİLGİ Uluslararası ilişkilerdeki çok hızlı gelişmeler ve etkileşimin yaşandığı günümüzde; ülkeler iç bünyesindeki değişim hareketlerinin daha etkin hale gelmesi için gayret gösterirlerken, diğer taraftan ülkelerarası etkileşim ve ilişkilerde etkin söz sahibi olmayı hedeflemektedirler. Son yıllarda meydana gelen krizlerin tüm ülkeleri çok boyutlu etkilemesinin sebebi de karşılıklı ilişkilerin uluslararası işbirliğinin ekonomileri adeta tek ülke ekonomisi halinde getirmesindeki yapılanmadan kaynaklanmaktadır. 20. yüzyıla ait bir olgu olan içine kapalı toplumlar ve ülkelerin yerine 21. yüzyıl, sadece ülkelerarası değil kıtalararası etkileşimin sınır tanımayan bir güç haline geldiğini başlatan bir dönemi işaret etmektedir. Diğer ülkeler gibi Türkiye’de stratejik konumunun gereği birçok konuda gelişmiş ve gelişen ülkelerden doğrudan etkilenmekte ve bu etkilere karşı gerekli tedbir ve düzenlemeleri yaparak 21. yüzyıl için planlamalar yapmaktadır. Günümüzde; bilginin önemi ve kullanımının sektörlere ve kullanıcılara aktarılması değişik yöntemleri ve teknolojileri de beraberinde geliştirmiştir. Sürekli Eğitim, Hayat Boyu Eğitim veya Ömür Boyu Öğrenme kavramları öncelikli olarak üniversitelerde ve devamında yerel yönetimleri de kapsayan kurumsal yapılanmalara dönüşmüştür(1). Bu hızlı değişimlere çabuk uyum sağlamak için yapılacak işlerin başında; illerin ve bölgelerin gelişmişlik düzeylerini de dikkate alarak, hayat boyu öğrenmede sürdürülebilir ve güncellenen bir 11 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir eğitim yapılanmasına kavuşturulması gelmektedir. Bu yapılanma ile talep eden her yaşa ve kişiye eğitim hakkı sağlayacak altyapı oluşturularak değişen ekonomik gelişmelere göre toplumdaki herkesin mesleki rekabet düzeyini geliştirecek bir fırsat sağlanacaktır. Bu illerimizde kalıcı olan, ilin kendi dinamikleriyle oluşacak, kendi imkânlarını kullanarak farklılık yaratacak beşeri sermaye olan insan gelişimini sağlamaktır. Bu anlamda illerimizdeki üniversiteler; bu illerde hizmet sektörlerinin değişimini sağlayarak illerin üniversitelerinin öğrenci taleplerine bağlı olarak tercih edilir iller düzeyine ulaşmasına katkı yapacak, sektör çalışanlarında müşterisini davet eden bir yapılanmayı başlatacaktır. Böylece illerimiz, sadece bilgiye ihtiyaç duyan toplumlar olmaktan çıkıp bizzat bilgiyi kullanarak hizmet üreten bir il olmak için, programlar yaparak bu yapıya kavuşmanın planlarını yapmaya başlayacaklardır. Gelişmiş illerimizin ekonomik büyümelerinde yakaladıkları yüksek seviyeyi sürdürmesi devam edecektir, fakat ekonomik anlamda az gelişmiş ya da gelişememiş iller açısından üniversiteler ve o üniversiteleri tercih edecek öğrenciler; hizmet sektörlerindeki gelişmelere bağlı olarak bu illerin ekonomilerini güçlendirecek bir değişime sebep olacaktır. Dolayısıyla tercih oranı artan illerdeki üniversiteleri de güçlendirecektir. Bunun sonucunda; yakın gelecekte bu illerimizdeki üniversiteler vazgeçilmez eğitim merkezleri olarak görülmeye başlanacaktır. Çünkü bu illerimiz; 21. yüzyıldaki değişimleri iyi değerlendirip sahip oldukları potansiyelleri kullanarak kendi imkân ve kaynaklarını yerinde işleyip üretime dönüştürmesi ve ulusal ekonomide işlem görmesini sağlayarak aynı zamanda göçü önleyecek belki de göçün zamanla tersine dönmesini sağlayabilecektir. Bu anlamda ülke içinde il güçlenirken, yakın gelecekte ülke dışından öğrenci talebini sağlayarak ülkeler arası işbirliği yapan, ekonomik ve kalkınma da aktif faaliyet gösteren, entegrasyon hareketlerinde rol alan illere dönüşümü sağlanacaktır. Sosyo-kültürel alanda; kuvvetli aile bağları ve insanî değerlere bağlılığın fazla bozulmadığı gelişememiş illerimizde sosyal yapının güçlendirilmesi ülkemizin geleceği için büyük önem taşımaktadır. 2. ÜNİVERSİTE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN İŞLEVLERİ Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezleri genel amaçları açısından değerlendirildiğinde aşağıdaki ilkeler üzerinde kurulmuştur: Kamu kurumları ve üniversite işbirliğine katkıda bulunmak, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla akademik programlar ve değişik eğitim programlarının organizasyonu dışında değişik ilgi alanları üzerinde yoğunlaşmak, nitelikli personel ihtiyacını belirlemek, ortaya çıkabilecek yeni istihdam alanlarına yönelik sertifika programları düzenlemek ve bu uygulamalarını halka sunmak merkezli eğitim kuruluşlarıdır. Bu nedenle; SEM’ler, yeni teknolojilerin tanıtılması, ilgili bilgi ve eğitime uygun nitelikli iş bulma, işçilere becerilerini geliştirme ve yurtiçi ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği kurma faaliyetlerinin merkezinde olmak zorundadır. Sürekli eğitim merkezi, sürekli eğitim uygulama ve araştırma merkezi, uygulama merkezi, sürekli eğitim ve girişimcilik uygulama merkezi gibi değişik isimlerle devlet ve özel üniversitelerin bir birimi olarak kurulan bu merkezlerin temel ilkeleri, amaçları ve program alanları ile eşdeğer amaçlı benzer kurumlar oldukları görülmektedir. Üniversitelerimiz tarafından oluşturulmuş olan bu yapıların çoğunluğu Sürekli Eğitim Merkezleri (SEM) (70,6%), Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (11,8%) şeklinde isimlendirilmiştir(2,3). Ekonomik krizler, işsizliğin artarak devam etmesi, krizle birlikte işsiz kalma, iş bulmaktan umudunu kesenler ve çalışanların artarak devam eden “yarın işsiz kalırmıyım” endişesi sürekli eğitimi zorunlu hale getirmiştir. İşlerinin garantide olmadığını düşünen çalışanlar, kişisel ve kariyer gelişimleri için sertifika programlarını yakından takip etmekte ve kendilerini değişen sektör yapılanmasına göre geliştirmektedirler. Bu amaçla kariyerine 12 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir katkı sağlama ve iş bulmada avantaj için kariyer gelişimine yönelik farklı eğitimler öne çıkmakta ve hızlı değişim süreci ‘hayat boyu öğrenme’ kavramını ve aynı zamanda sürekliliği öncelik haline getirmektedir. Bu değişimlere bağlı olarak ferdin tek bir meslekle iş hayatını sürdürmesi ve bir işten emekli olması dönemi bitmiştir. Özellikle değişime bağlı olarak yetkinliklerin geliştirilmesi ve çalışanların motivasyonlarının arttırılmasında bireysel gelişimin desteklenmesi gerektiğini gören kamu kurumları ve değişik ticari sektörler bu eğitimlere büyük önem verir hale gelmişlerdir. Sektörlerin ve kişilerin bu alanlardaki eğitim taleplerine sürekli eğitim merkezleriyle cevap veren çok sayıda üniversite; çalışan kişilerin kariyer hayatına katkıda bulunurken, lise ve dengi okul mezunlarının meslek sahibi olmalarını sağlamakta veya meslek değişimini alternatif hale getirmeye yardımcı olmaktadır. İş sektörlerinde; insan kaynakları yönetimi, yöneticiler için finans, mağaza yönetimi, pazarlama, dış ticaret, turizm, halkla ilişkiler, tezgâhtarlık eğitimi ve bilgisayar kullanımı eğitimleri en çok talep alan eğitim programları arasında yer almaktadır. Diğer yandan bu eğitimlerin kişinin bulunduğu sektörde ilerlemesinin yanında, farklı meslek ya da iş arayışları amaçlarına hizmet etmekte, insanların kariyer hedeflerini temel alarak, gelecek iş taleplerine göre planlama yaparak veya stratejiler geliştirerek muhtemel oluşabilecek ihtiyaca yönelik taleplere göre eğitimlere yönelmelerini sağlamaktadır. Gerekli standartlara göre yapılan bu eğitimle verilen sertifikalar bir evraktan öte mesleki bir tanımlama ve anlam taşıdığından; eğitimi düşünülen programlara yeterli bir araştırma sonucunda katılım çok önemli hale gelmiştir. Bu programlarda katılımcıların; akademik ve uygulamaya yönelik eğitimin verilmesi, verilen eğitimin kalitesini, kullanılabilirliği ve katılım belgesiyle sertifikanın birbirine karıştırılmaması, sertifika programında mutlaka belirli bir devam süresinin ve sınavda başarılı olmalarının gerekliliğini özellikle bilmeleri gerekmektedir. Üniversiteler tarafından birçok eğitim programında değişik sektörlere; kurum yönetimi temel sertifika programı, yabancı dil kursları, çağrı merkezi müşteri temsilciliği, yönetici asistanlığı ve bilimsel sekreterlik, temel ilkyardım eğitimi, sağlık hukuku sertifika programı, hemşirelik kursu, tıbbi araştırma eğitimi ve dijital fotoğrafçılık verilen eğitimler arasında yer almaktadır. Bu tür eğitimler kişilere; bilgi ve beceri sunarken eğitim sonrası iş ve kariyer imkânları sağlamanın yanında bu eğitimler, sadece meslek edindirme değil bilgi ve kültür düzeyi yüksek bir toplum oluşturulmasına da katkı sağlayacaktır. ‘İşsiz kalmadan iş bulun, kendinizi geliştirin’ düşüncesi kişinin değişik alanlarda uzmanlaşmak ve birden fazla yetkinliğe sahip vazgeçilmez profesyoneller olma azmiyle kendini geliştirmesi, işsiz kalmadan sürdürülebilir eğitime yönelik yatırım yapmalarını kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu programlarda illerin gelişmişlik düzeyleri ve sektör talepleri dikkate alınarak; moda yönetimi eğitimi, perakende sektöründe mağaza ve ürün yönetimi, etkinlik yönetimi eğitimleri de yapılabilmektedir. Kişisel gelişimi ön plana çıkaran sertifika programları dışında kurumsal eğitim programları arasında; insan kaynakları yönetimi, yönetim, kalite yönetimi, finans, bilgi sistemleri, bilişim, pazarlama, yerel yönetimler ve kişisel gelişim eğitimleri adayların aldığı eğitimler ve sertifikalar onların eğitimlerine ve dolayısıyla kariyer gelişimlerine önem verdiklerinin bir göstergesidir. Toplumun her kesimi için eğitim düzenleyen, bireysel katılıma açık ve kurumsal eğitimler planlayan ve toplumun her kesimine akademik destek veren Sürekli Eğitim Merkezleri, ayrıca üniversite mezunlarına yönelik uzmanlık programlarının yanında, lise mezunlarına yönelik beceri kazandırma ve meslek edindirme programları da yapmaktadır. Belediyeler, kamu kurumları ve farklı sektörel kuruluşlarla paket kurumsal eğitim çalışmaları uygulanmaktadır. İş İngilizcesi, Çince ve Rusça kursları, insan kaynakları yönetimi, rezervasyon, acente yolcu satış temel kursunun yanı sıra, finans, hastane yönetimi, satın alma ve lojistik, kitap satış ve kitabevi yöneticiliği verilen eğitimler arasındadır. Ömür 13 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir boyu öğrenme eğitimi uzun süreç ve süreklilik istediğinden; başarı için Türkiye’deki genç nüfusun yetişmiş insan gücüne dönüşmesi bu eğitim kurumlarının yaygınlaştırılması ve eğitimin yaşam boyu sürmesi gerekliliğinin toplum tarafından benimsenmesi ile gerçekleşecektir. Gelişim ve değişime göre nitelik için sürekli eğitimin önem kazanması sonucunda; bu eğitimler genel katılıma açık ve kurumlara özel eğitimler olarak iki grupta sınıflandırılmaktadır. Açık eğitimler, meslek edindirme kursları, uzmanlık programları ve beceri kazandırma programları olarak sıralanırken, kurumlara eğitim danışmanlığı da yapan Sürekli Eğitim Merkezleri, eğitimlere öncelikle ihtiyaç analizi yaparak başlamaktadır. 3. YENİ ÜNİVERSİTELERİN YEREL HİZMET SEKTÖRÜ VE İL EKONOMİSİNİN GELİŞİMİNE KATKISI Sürekli Eğitim; toplumumuz için yakın süreçte yapılanmaya başlayan yeni bir terim olarak karşımıza çıkmış, genel olarak üniversitelerde kimlik kazanmış olup bireyler, kurumlar ve toplum için sürdürülebilir gelişimi sağlayacak eğitim programlarından oluşmaktadır. Üniversite eğitiminin; ömür boyu öğrenme sürecini oluşturan bu birimler topluma bilgi ve becerileri yüksek düzeyde sunacak bir eğitim merkezleridir ve üniversiteler için ekonomik hayatın içinde bilgi ekonomisinin kalbi olarak önemli misyonlar üstlenmiştir. Üniversiteler illerimiz ve dolayısıyla ülkemiz için sosyoekonomik sistem içinde girdileri ve çıktıları sağlayan en önemli kurumlar arasında yer almaktadır. Bilgi ekonomisi ve dönüşümlerin doğası, işgücü piyasası ve mesleki eğitimin niteliği toplumun ihtiyaçları ve koşulları için tasarlanmış bir misyon olarak görünür ve üniversitelerin eğitim merkezlerince analiz edilerek uygulanır. Mesleki eğitim; özellikle gelişen ülkelerde hayat boyu öğrenme süreci ile ekonomik ve sosyal hayatın geliştirilmesi ve desteklenmesinde hem girişimciliği destekleyecek hem de kaliteyi ön plana çıkaracak etkili, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir eğitim sürecidir. Ömür boyu öğrenme genel bir ifade ile "tüm eğitim faaliyetlerini bireysel, kurumsal, sosyal veya iş odaklı bakış açıları ile hayat boyunca bilgi, beceri ve yeterlilikler geliştirmesi" şeklinde ifade edilir. Bu tanım ile uyumlu olarak, sürekli eğitim faaliyetleri geliştirmek için üniversitelerarası bilgi ve tecrübe paylaşım toplantılarının yapılması, kamu ve toplumun talepleri doğrultusunda yüksek nitelikli işgücü tedarik edecek faaliyetler gerekmektedir. Sonuç olarak; sürekli eğitim merkezleri üniversitelerin ticaret ve üretim sektörleri ile buluşmasını sağlayan ve bu pozitif etkileşimin sürdürülmesinde anahtar rol oynayan birimdir. İllerimizde üniversitelerin bu merkezleri özellikle yeni üniversiteleşen illerde yerel kalkınmanın sağlanmasında üniversiteler ile ilin sektörleri arasında eğitim ihtiyacını karşılayan, personel eğitimi ve gelişimde aktif rol oynayan, dış eğitim kurumları ile bağlantılar kurarak, bilgiyi kullanıcılara ulaştırmak için alan veya veren bir kimlik taşımaktadır. Dolayısıyla, sürekli eğitim merkezleri arasında iletişim, paylaşım ve ortak sorunlara çözüm arama çabaları büyük gerekliliktir. Sürekli eğitim merkezlerinin yapısal, mali ve mevzuata bağlı eksiklikleri nedeniyle sorunlar çözümsüz kaldığı takdirde başarı düzeyi ve kabul edilirliği düşük düzeylerde kalacaktır. Özellikle yeni üniversiteleşen illerimizde; modern eğitim alt yapısı, ulusal ve küresel çapta rekabet ve işbirliği için hizmet üretme sektörlerinde yönetici ve çalışan eğitiminde hissedilen boşluğu doldurmak iddiasını taşıyan üniversiteler ve sürekli eğitim merkezleri illerimizin ekonomik gelişiminde büyük önem taşmaktadır. Sürekli eğitim merkezleri yönetsel gelişime doğrudan katkı sağlayacak olan strateji, liderlik, yenilik ve değişim gibi yönetim konularına odaklanarak yöneticilerin kendilerine olduğu kadar kurumlarına artı değer yaratacak türde eğitimler sunmaktadır. Küçülen Dünya ve ticari sektörün değişkenliği, iş dünyasının köklü ve insan kaynakları gelişimini uzun vadeli bir yatırım 14 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir olarak gören kurumların kriz döneminde de geleceğe yatırım yaparak krizleri kazanıma dönüştürecek donanımın kazanılmasına katkı sağlamaktadır. İnsanların işsizlik, mutsuzluk ve umutsuzluk anında yeni işler için eğitim arayışına girmesi, dolayısıyla da kişinin bulunduğu sektörde ilerlemesine değil farklı meslek ya da iş arayışları için eğitimlere katılmasının önüne geçmenin en düşük risk taşıyan yatırımının daha önceden kendi gelişimini sağlayacak sürdürülebilir yenilik içeren eğitimler olduğu unutulmamalıdır. İllerimizin yetkin eğitim kurumları olan üniversitelerimiz; yetişmiş eleman açığı veya ara eleman ihtiyacını karşılama ve sektörlerin eğitim taleplerinin karşılanmasında, özelikle üniversitelerin akademik kontrolü altında düzenlenen eğitim programlarının kalitesi ve eğitim sonucunda verilen sertifikalar önem ve anlam taşımaktadır. İllerdeki ilgili sektörlerin ihtiyaçlarına ve sektörü iyi tanıyan akademisyenlerin gelecekle ilgili öngörülerine göre eğitimler planlanabilmektedir. Hizmet sektörü; adında da anlaşılacağı üzere verilen hizmet çok önemlidir ve hizmet sektöründe en büyük yatırım insan kaynağıdır. Tesis kurmak, yatırım yapmak ve inşa etmek yeterli değildir, hizmet sunmak tamamlayıcı ve sürdürülebilirliği sağlayan en önemli etkendir. Bir işletmenin dış görünüşü ne kadar iyi olursa olsun, müşteri ile iletişim ve personel yeterli eğitime sahip değilse işletme müşteri kaybedecek ve bunun da geriye dönüşü olmayacaktır. Hizmet sektörü için örnek teşkil edecek güçlü alanlardan olan turizm sektörü çalışanlarının %17,4'ü bayan olup çalışanların %49'u lise ve üzeri eğitimlidir. Bu oran, Türkiye genel istihdam ortalamasının üzerindedir ve işsizlik sorununun gittikçe arttığı ülkemizde, hizmet sektörü işsizliğin ilacıdır. Ülkemizde; turizm sektörü, eğitim açısından birçok sektörden iyi durumda olmasına rağmen, hizmet sektörü ağırlıklı olmasından dolayı sürekli kendini geliştirmek zorundadır. Turizm sektöründeki bu başarının arkasında; turizm liseleri, meslek edindirme kursları, yüksek okul ve üniversitelerde verilen mesleki eğitimler sonucu sektöre bilgili ve eğitimli yeni bir nesil kazandırılması vardır. Özetle hizmet üreten bir işletmede en büyük yatırım personeldir, gerçekte verilen hizmetin ayrıntılarda gizli olduğu ve başarının sırrının da sürekli eğitimde olduğu bir sektördür. Müşterinin mutluluğu, hizmet kalitesiyle sağlandığından, hizmetin iyi olması da; eğitimli, sürekli kendini yenileyen, gelişmeleri yakından takip eden ve kendine özgüveni olan çalışanlar ile gerçekleşir. Bu yatırımı kurumlar ve kişilerin kariyer planlamaları çerçevesinde ihtiyaçlarını öngörerek önceden yapmaları gerekir. İhtiyaç tam olarak ortaya çıktığında veya bu tür ihtiyaçlar birey için engel olmaya başladıktan sonra harekete geçmek gecikmiş ve yanlış tercihler yapmaya zemin hazırlayan süreçlerdir. Hizmet sektörünün her türünde, rekabetin anahtarı yetişmiş insan kaynağıdır ve iş süreçlerinin her aşamasında insan vardır. Bilgi birikimi ve yetkinlikleri yükseltilmiş insan kaynağı, işletmeyi zirveye taşıyacaktır. Mutlu çalışanlar ve mutlu işletmeler, sonuç olarak mutlu müşterileri oluşturacaktır. Bu süreçte, işletmenin çalışanları, tedarikçileri, işbirliği yaptığı kişiler ve müşterileri arasındaki koordinasyonu sağlayacak, yöneticilere de çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Geleceğe yön veren, vizyoner, güvenilir, deneyimli, insana ve yaratıcılığa odaklanan, organizasyon yeteneği güçlü, değişimi yönetebilen, adaletli, sosyal ilişkileri kuvvetli, ekibiyle başarıdan başarıya koşabilecek işletme sahipleri ile yöneticileri, firmalarını dolayısı ile illerini başarıya ve geleceğe taşıyacaktır. Gelecekte hizmet sunan şirketlerin sevgi şirketleri olacağını söyleyen uzmanlar, mutlu çalışanları, mutlu müşterileri ve mutlu tedarikçileri olan işletmelerin büyüyerek yoluna devam edeceğini anlatmaktadır. İllerimiz için bacasız fabrika niteliği taşıyan ve birçok sektörü tetikleyen üniversiteler büyüdükçe ve öğrenci sayıları arttıkça; illerimizin hizmet üreten sektörleri nitelikli istihdamı sağlayarak, bu illerimiz ülkemizin seçkin illeri arasındaki yerini alacaktır. Bu hedefleri gerçekleştirmeyi planlayan, yeni üniversiteleşen illerimiz; yatırım, tanıtım, pazarlama çalışmalarının 15 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir yanında yetişmiş insan kaynağının da çok önemli olduğunun bilinciyle hareket ederek artan hedeflere paralel olarak sürekli eğitim merkezleri ile eğitimleri çeşitlendirmelidir. Bu hedefler için işletmeler; istihdam edilecek potansiyellerin işe ve kurum kültürüne uygun olarak tespiti, sektörlerdeki mevcut insan kaynağı yapısının doğru yönetilmesi ve geliştirilmesi, kurum kültürünü temel alan ve birbiri ile entegre çalışan, yetkinlik merkezli performans yönetimi, ücret yönetimi ve kariyer yönetimi sistemlerinin geliştirilmesi konusunda bilgi ve beceri kazanmalıdır. Sonuç olarak illerimizde hizmet üreten sektörlerimiz; illerimizin gelişmesinde lokomotif olma konusunda kültürel, doğal zenginliklerimizi koruyarak güzel tesislere ve yetişmiş insan kaynağına sahip olduğunda illerimizde gelişme süreci başlamış olacaktır. 4. SONUÇ VE ÖNERİLER Hızlı değişim ve ticari sektörün değişkenliği, iş dünyasının köklü ve insan kaynakları gelişimini uzun vadeli bir yatırım olarak gören kurumların geleceğe yatırım yaparak sürdürülebilir gelişime dönüştürecek donanımın kazanılmasına katkı sağlamaktadır. İnsanların aynı işi yaparak yaşamının devamını sağlamasının mümkün olmadığı günümüzde işsizlik, mutsuzluk ve umutsuzluk anında yeni işler için eğitim arayışına girmesi artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Sürekli eğitimin başarı faktörü; eğitim programlarında belirtilen eğitim kurs saatlerinin sembolik ve göstermelik olmaktan ziyade gerektiği kalitede gerçekleştirilmesi ile mümkün olacaktır. Bunun sonucu olarak ta; değişik sektörler için sunulan eğitim önerileri, talep ve umutsuzlukların üretim, memnuniyet ve kaliteye dönüşmesini gerçekleştirerek beşeri sermayemiz olan mevcut insan kaynağı potansiyelimizin niteliklerinin arttırılmasına büyük katkı sağlayacaktır. İllerimizin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak eşdeğer eğitim veren benzer özel eğitim kurumları da olabilmektedir. Bu nedenle eğitim hizmeti alan kurum ve kuruluşların seçici bir davranış göstererek ilgili eğitimi alabileceği birimleri eğitim öncesi değerlendirmesi gerekmektedir. Bu rekabet ve kaliteyi ön plana çıkarırken bu aşamada en gerçekçi gösterge daha önce benzer eğitimi alan kişi veya kuruluşların yorum ve değerlendirmeleri, eğitim sonrası kişilerin kendileri veya çalışanların üzerindeki pozitif değişimin gözlenmesi ve elemanlarının iş ve yetenek performanslarının ölçülmesi ile eğitimlerin etkinliği belirlenecektir. Sonuç olarak; tüm sürekli eğitim merkezlerinin bilgitecrübe paylaşımı ile gerekli özen ve disiplini göstermeleri hedeflenen bilginin etkin biçimde yaygınlaştırılmasına katkı sağlayarak sürekli yenilenen donanımlı ve bilgili insanlarla toplum yapımızın daha güzel günlere ulaşması hızlandırılacaktır. Kaynakça 1. Sürekli Eğitim ve Süreksizlikler; Vural H.; Sürekli Eğitim Merkezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara 2003. 2. SEM Sürekli Eğitim Merkezleri Bülteni, Sürekli Eğitim Merkezi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Haziran 2006. 3. Structure and functions of the continuing education centers at Turkish Universities; ARSLAN M.M.; Turkish Online Journal of Distance Education-TOJDE July 2008. 16 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN TOPLUM EĞİTİMİ VE BİLİNÇLENMESİNE KATKILARI: EGESEM ÖRNEĞİ Yrd. Doç Dr. Arife KARADAĞ Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Özet Bilindiği gibi, Sürekli Eğitim; zorunlu eğitimini tamamlamış, yarıda bırakmış ya da kendini yenilemek, geliştirmek ve bilgilerini güncellemek isteyen bireylerin, gereksinimlerine uygun biçimde düzenlenmiş planlı, programlı ve düzenli eğitim sürecidir. Yaşam Boyu Öğrenme ise; mevcut bilgi, beceri ve yeterliliklerin geliştirilmesi amacıyla sosyal ve ekonomik ortamlarda yaşam boyu sürdürülen tüm öğrenme aktiviteleri olarak tanımlanır. Örgün öğretimin yanı sıra toplumun yaşam boyu eğitim gereksinimini karşılamak amacıyla, 1990'lı yıllardan bu yana, üniversitelere bağlı olarak faaliyet gösteren Sürekli Eğitim Merkezleri de; kişilerin örgün öğrenim dışında kalan zamanlarının daha verimli değerlendirmelerine olanak sağlamak, kişisel ve mesleki gelişimlerinin yanısıra bir bütün olarak toplumun eğitim ve bilinçlenme süreçlerine sürekli ve aktif destek vermek üzere kurulmuşlardır. Ayrıca desteklediği yada bizzat yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri ve doğrudan halka açık ücretsiz etkinlikleriyle, toplum içinde etkin bir ortaklaşa yaşam kültürü oluşturma konusunda önderlik etmektedirler. Bu çalışmada Sürekli Eğitim Merkezlerinin toplum eğitimine katkıları, bu konudaki beklentiler ve sorunlar gibi tüm sorulara Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin (EGESEM) bu yöndeki örnek çalışmalarından hareketle yanıt aranmaya çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, toplum eğitimi, sosyal sorumluluk Giriş Günümüzde eğitimde sürekliliğin önemi gün geçtikçe artarken gerek meslek kuruluşları, odalar, yerel yönetimler ve STK gerekse akademisyenlerce bu yöndeki ihtiyaç sıklıkla dile getirilir olmuştur. Eğitimde sürekliliği sağlamak; bilgiyi güncel tutmak, mesleki ve teknolojik yenilikleri yakından ve düzenli olarak takip edebilmek bunu eğitimle kitlelere aktarmak, öğrenmek ve yenilenmek isteyen herkese ihtiyaçları doğrultusunda planlı, işlevsel eğitim programlarına dönüştürerek yetişkinlerin hizmetine sunmak ise öncelikli olarak Sürekli Eğitim Merkezlerinin görev tanımına girmektedir. Üniversitelere bağlı olarak faaliyet gösteren sözkonusu merkezler, bu işlevleri ile üniversitelerin akademik bilgi ve birikiminin güncel ve değişen ihtiyaçlara yanıt verir biçimde halkla paylaşıldığı platformlar olması ile de son derece önemli merkezlerdir. Benzer sürekli eğitim programları çeşitli özel ve kamu kuruluşlarınca da verilmekte ise de, üniversiteler içinde görev yapan sürekli eğitim merkezlerinin eğitim program kalitesi, eğitici altyapısı ve akademik donanımı ve deneyimi ile sürece farklı bir standart getirdiği de açıktır. Sürekli eğitim kavramının içinde hiç şüphesiz mesleki eğitime destek ve yenilikçi programlar önemli bir yere sahiptir. Ancak sözkonusu merkezlerin ikinci önemli işlevi toplumun eğitimine aktif katkı sunmak, toplum hayatının canlandırılması ve yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik sosyal sorumluluk projelerine destek vermektir. 17 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Böylelikle ana misyonuna uygun biçimde kişisel eğitimin yanı sıra toplum eğitiminde de sürekliliği sağlamış olacaktır. Kuruluş Amacı - Hedefleri ile EGESEM Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi, Üniversitemiz Senatosunun 08.05.2001 tarih ve 10/6 sayılı kararı ile 2547 sayılı kanunun 2880 sayılı kanunla değişik 7. maddesinin d bendinin 2 no’lu alt bendi gereğince kurulmuş ve Yükseköğretim Kurulunca onaylanmış olup Merkezin işleyişini ve çalışmalarını düzenleyen yönetmeliğinin (Ek.1) 8 Ekim 2001 tarih ve 24576 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması ile faaliyete geçmiştir. Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi EGESEM, Ege Üniversitesi’nin eğitim, öğretim ve araştırma yaptığı tüm alanlarda yaygın eğitim programları düzenleyerek, Üniversitenin kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunmak üzere kurulmuş bir eğitim merkezidir. EGESEM, sahip olduğu kurum kültürüne bağlı kalmayı sürdürerek, sosyal sorumluluğu olan, ulusal ve uluslar arası alanda imaj ve itibarı yüksek, tanınmış bir sürekli eğitim merkezi olmayı amaçlamaktadır. EGESEM, amaçları doğrultusunda kamu, özel sektör ve uluslararası kişi ve kuruluşlara gereksinim duydukları her alanda eğitim programları hazırlar, konuya özel paket programlar önerir. Ulusal ve uluslar arası düzeyde kurslar, seminerler, konferanslar, eğitim fuarları düzenler, bu tip etkinliklerin altyapı çalışmaları ve ilgili malzeme, araç-gereç teminini ve eşgüdümü sağlar ve tüm bunları Ege Üniversitesi kalitesi ve güvencesi ile yapar. Ege Üniversitesi’nin güvenilir kimliği ile akademisyenlerinin deneyim ve uzmanlığında yararlanmak, güçlü bir kurum imajı yaratmak, bilinirliği pekiştirmek, günün ihtiyaçları doğrultusunda sürekli kendini yenileyerek; hedef kitle olarak seçilen üniversite öğrencileri, kamu-özel kurum ve kuruluşlarında çalışan personel, üniversite okumayan ancak eğitim alacağı konuda tam donanıma sahip olmayı hedefleyen gençler, ev hanımları, nitelikli bir iş ve bir hayat için kendini geliştirmenin gerekli olduğuna inanan her yaştaki katılımcılar için, her ihtiyaca yanıt verebilecek özgün ve kaliteli eğitim programlarının geliştirilmesi, yürütülmesi ve koordinasyonunu sağlamayı ve bu şekilde üzerine aldığı sosyal sorumluluğun gereğini yerine getirerek toplumun her kesimi için daha kaliteli bir yaşam ve daha iyi bir sosyal çevre sağlanmasına katkıda bulunmayı görev edinmiştir. EGESEM tüm bu hedefleri yerine getirebilmek için, öncelikli olarak, bünyesinde eğitim programları oluşturmak isteyen öğretim üyelerimiz ve Ege Üniversitesi dışından eğitim vermek isteyen kişi ve kurumlar için “Eğitim programları başvuru formu” hazırlanmış ve web adresine yüklenmiştir. Önerilen eğitim programlarının ön değerlendirmeleri Yönetim Kurulumuz ve kentimizin iş, yönetim, sosyal yaşam ve akademik çevrelerinin önemli simalarından oluşan Danışma Kurulu üyelerimizce yapılmaktadır. Ayrıca önerilen eğitim programına ilişkin taleplerin değerlendirilmesi için de hazırlanan Web sayfamız üzerinden “eğilim/talep belirleme” ön çalışmaları gerçekleştirilmektedir. EGESEM tarafından düzenlenen tüm eğitim programları ile ilgili ayrıntılı bilgiler web sayfasına yüklenmiş olup tüm eğitim programları için yıl boyunca, web sayfasındaki “ön kayıt formu” aracılığı ile kayıt alınmaktadır. EGESEM tarafından Ege Üniversitesi öğretim üyeleri ile birlikte açılan eğitim programlarında kayıtlar EGESEM bürosu tarafından alınmakta, eğitimler boyunca devam çizelgesi ile katılımlar izlenmekte, eğitim programı tamamlandığında “eğitim değerlendirme formu” ile (EK-2) geri bildirimler alınmaktadır. Eğitimin süresi, niteliği ve 18 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir değerlendirilmesi özelliklerine göre eğitim sonunda katılımcılara katılım belgesi veya sertifika verilmektedir. EGESEM ile Ege Üniversitesi dışındaki eğitim kurumlarının ortaklaşa gerçekleştirdiği eğitim programları için bu kuruluşlar ile Ege Üniversitesi Rektörlüğü Hukuk Bürosu tarafından hazırlanan protokol imzalandıktan sonra eğitimler gerçekleştirilmektedir. Bununla yanısıra, EGESEM yaptığı ve yapmayı hedeflediği eğitimler için, EDEXCEL ile ortak programlar oluşturma ve eğitimler verme konusunda antlaşma sağlama yoluna girmiştir. Önümüzdeki eğitim döneminde EDEXCEL sertifikası verilebilecek eğitim programlarının açılması ile merkezimizde verilen eğitim sertifikaların uluslararası alanda kabul görmesi sağlanmış olacaktır. Ayrıca, EGESEM olarak, EUCEN (European University Continuing Education Network) üyeliği- Ağustos 2009 tarihinde yaptığımız başvurumuz 5- 7 Kasım 2009 Linköping de yapılan genel kurulda kabul edilmiştir. EGESEM’in Toplum Eğitimi ve Sosyal Sorumluluk Projelerine Yaklaşımı EGESEM; kuruluş hedefleri arasında yer alan; toplumun her kesiminin eğitim ve sosyal ihtiyaçlarına uygun, özgün ve kaliteli eğitim programları ile toplumun gelişmesine katkıda bulunmak, bu yolla topluma yaşam boyu öğrenme fırsatları yaratmak, toplumu ilgilendiren sorunlara yönelik sosyal sorumluluk projelerine önderlik etmek, çözümde ortaklık esasına uygun biçimde işbirliğini geliştirmek konularını son derece önemsemektedir. Bu nedenle sertifikalı mesleki ve teknik eğitim, hobi geliştirme ve sportif aktivite eğitimleri ve kişisel gelişim sertifika programlarının yanısıra doğrudan toplumsal eğitime katkı amaçlı olarak ücretsiz ve kimi zaman yerinde halk konferansları düzenlemekte ve İzmir’de başlatılan çok sayıda sosyal sorumluluk projesine fiilen destek vermektedir. Sözkonusu etkinlik ve projeleri Merkezin misyonuna uygun biçimde bir kentli sorumluluğu olarak görmektedir. EGESEM’in son iki yılda gerçekleştirdiği toplum eğitimi ve bilinçlenme etkinlikleri ile desteklediği sosyal sorumluluk projelerine ilişkin bilgiler ve değerlendirmeler aşağıdaki gibidir; a) Toplumsal Eğitim ve Bilinçlenme Etkinlikleri (Ücretsiz Halk Konferansları) Aralık 2008-Haziran 2009 döneminde “EGESEM Halk Günleri” adı altında gündeme ilişkin değişik konularda toplam 26 ücretsiz eğitim konferansı gerçekleştirilmiştir (Çizelge 1). Bunu 2009-2010 döneminde yıl içindeki önemli gün ve haftalar programına uygun biçimde belirlenen aylık temalara (eğitim, sağlık, kent, doğal afetler, kent ve kadın, engelliler, bilim felsefesi, enerji, turizm vb) göre planlanan 17 konferans ile tematik film gösterimi ve eleştirisi programları izlemiştir (Çizelge 2). Söz konusu eğitim konferansları için İzmir kent halkının gerek ulusal-uluslar arası gerekse yerelindeki gündemi takip etmesine yardımcı olacak böylelikle de yaşadığı kent ile bütünleşme sürecine katkıda sağlayacak konu başlıkları seçilmiş ve konuşmacı olarak da alanında uzman Ege Üniversitesi öğretim üyelerimiz yanı sıra özel sektörden gelen profesyonel kişisel/toplumsal gelişim uzmanlarından yararlanılmıştır. “EGESEM Halk Günleri” olarak da adlandırdığımız bu konferanslar dizisi Ege Üniversitesinin bilgi ve birikiminin İzmir Halkı ile birinci elden buluşturulması açısından, EGESEM eğitim programları içinde özel bir öneme sahiptir. Sözü edilen konferansların her biri için katılımcılara birer değerlendirme formu doldurması istenmiş ve elde edilen sonuçlar (memnuniyet derecesi, beklentiler, sorunlar vb.) bir sonraki programımız için bizlere rehberlik etmiştir. 2008-2009 döneminde gerçekleşen 26 adet halk konferansına toplam 340 kişi katılmış 244 kişiden geri bildirim 19 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir alınmış ve değerlendirilmiştir. Katılımcıların % 70’inin 35 yaşın altında olduğu, % 61’inin lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim seviyesine sahip olduğu ve % 55’inin e-posta adresi yoluyla etkinlikten haberdar olduğu saptanmıştır. Katılımcıların % 80’i programlardan memnuniyet düzeylerinin yüksek olduğunu ve programları yararlı bulduklarını belirtmişlerdir. Yararlanma düzeyinin en yüksek olduğu eğitimler “ Dünyadaki öğrenme yaklaşımları”, “Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci”, “İçme Suyunda arsenik” ve “Katı Atık Yönetimi” konularında olup İzmir kent gündemine ait sorunlara duyarlılık açısından anlamlıdır (Grafik 1). TARİH 11.01.2009 KONU İçme Suyunda Arsenik 11.01.2009 Genetiği Değiştirilmiş Bitkiler 21.01.2009 Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci 04.02.2009 Beden Dili 07.02.2009 Hepatit ve AIDS’den Korunma 09.02.2009 Homeopati 10.02.2009 REİKİ- Yaşam enerjisi Duygusal Arınma Güzel ve Etkili Konuşma 11.02.2009 13.02.2009 16.02.2009 NLP-Bilinçaltını yönlendirme ve hayat başarısını arttırma Hipnoz 18.02.2009 Film Eleştirisi 04.03.2009 Medya Okuryazarlığı 15.03.2009 Gıdaların sağlıklı saklanması 22.03.2009 Kentli Hakları- Hemşehri Sorumluluğu 23.03.2009 Avrupa Birliği Proje Çevrimi Yönetimi PCM Fotoğrafçılık 24.03.2009 KONUŞMACI Prof. Dr. Fethi DOĞAN E.Ü. Fen Fakültesi Prof. Dr. Burçin ÇOKUYSAL E.Ü. Ziraat Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Arife KARADAĞ E.Ü. Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Doç. Dr. M.K. DİNÇER E.Ü. İletişim Fakültesi Prof. Dr. D. GÖKENGİN E.Ü. Tıp Fakültesi Uzm.Dr. S. POSTOĞLU E.Ü. Tıp Fakültesi A.ÖNSAL Kişisel Gelişim Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Leyla BUDAKYrd.Doç.Dr. Banu BALCI E.Ü. İletişim Fakültesi Uzm. Dr. Berrin UÇKUN E.Ü. Tıp Fakültesi Uzm.Dr. S. POSTOĞLU E.Ü. Tıp Fakültesi Doç. Dr. Lale KABADAYI E.Ü. İletişim Fakültesi M. YURTERİ E.Ü. İletişim Fakültesi Yrd. Doç. Dr. H K YILDIRIM E.Ü. Meslek Yüksekokulu Prof. Dr. Zerrin TOPRAK E.Ü. Kamu Yönetimi Bölümü Yrd. Doç.Dr. A KARADAĞ E.Ü. Edebiyat Fakültesi. Mustafa HARPUTLU T.C. İçişleri Bakanlığı Yrd.Doç.Dr.Ahmet İMANÇER E.Ü. İletişim Fakültesi 20 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 29.03.2009 Mutlu çocuk, mutlu aile 05.04.2009 Katı Atık Yönetimi 08.04.2009 Senaryo Yazarlığı 12.04.2009 Sık rastlanan paraziter hastalıklardan korunma Photoshop uygulamaları 14.04.2009 22.04.2009 03.05.2009 Reiki- Yaşam enerjisi Duygusal Arınma Ruhsal Arınma NLP-Bilinçaltını yönlendirme ve hayat başarısını arttırma Çevremiz ve sorunlarımız 14.05.2009 Anlayarak Hızlı Okuma 27.05.2009 Kaplica, SPA ve çamur banyoları 28.04.2009 Prof. Dr. Benal İNCEER E.Ü. Tıp Fakültesi Prof. Dr. Jale YANIK E.Ü. Fen Fakültesi Doç. Dr. Dilek İMANÇER E.Ü. İletişim Fakültesi Prof. Dr. N ALTINTAŞ E.Ü. Tıp Fakültesi Yar. Doç. Dr. Z. ÖZEL E.Ü. Bilgisayar Mühendisliği A.ÖNSAL Kişisel Gelişim Uzmanı Uzm. Dr. Berrin UÇKUN E.Ü. Tıp Fakültesi Prof. Dr. Ümit ERDEM E.Ü. Çevre Araştırma Merkezi Utku NEFESOĞLU ERA-İnsan Kaynakları Uzm. Dr. Nurhayat YAZGAN E.Ü. Tıp Fakültesi Çizelge 1. EGESEM 2008-2009 Toplumsal Eğitim ve Bilinçlenme Etkinlikleri TARİH 28.10.2009 17.11.2009 15.12.2009 17 .12.2009 23.12.2009 6 .01.2010 19.01.2010 10.02.2010 16 .02.2010 KONUŞMACI Latif DAŞDEMİR E.Ü. Atatürk İlkeleri İnkılâp Tarihi Bölümü Doç.Dr.Lale KABADAYI E.Ü. İletişim Fakültesi Doç.Dr.Lale KABADAYI E.Ü. İletişim Fakültesi Uzm.Dr Nurhayat YAZGAN E.Ü. Tıp Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Hatice ŞAHİN E.Ü. Tıp Fakültesi Engelsiz Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Sıddık İÇLİ E.Ü. Güneş Enerjisi Araşt. Uygl. Merkezi Md. Doç.Dr.Lale KABADAYI E.Ü. İletişim Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Aydın MÜFTÜOĞLU E.Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Doç. Dr. Lale KABADAYI KONFERANS BAŞLIĞI Mustafa Kemal' in Cumhuriyeti İdeolojik Eleştiri ve Film Sosyolojik Eleştiri ve Film Kaplıcalar, Çamur Banyoları ve SPA Engelsiz Bir Kentte Yaşamak !? Çevre Dostu ve Temiz: Yenilenebilir Enerji Sürdürülebilir Enerji Eğitimi Psikanalitik Eleştiri ve Film Bilim ve Felsefe Üzerine Sohbetler Feminist Eleştiri ve Film 21 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 17 .02.2010 10.03.2010 16 .03.2010 7 .04.2010 20 .04.2010 5.05.2010 18.05.2010 9.06.2010 E.Ü. İletişim Fakültesi Yrd.Doç.Dr.Arife KARADAĞ E.Ü. Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Uzm.Ömer KARACA AKUT İzmir Temsilcisi Doç. Dr. Lale KABADAYI E.Ü. İletişim Fakültesi Doç.Dr.Gözde EMEKLİ E.Ü. Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Doç. Dr. Lale KABADAYI E.Ü. İletişim Fakültesi Prof. Dr. Dilek ANAÇ E.Ü. Ziraat Fakültesi Doç. Dr. Lale KABADAYI E.Ü. İletişim Fakültesi Prof. Dr. M. Süer ANAÇ E.Ü. Ziraat Fakültesi Kent Kültürü- Kentlilik Bilinci Kentli Hakları Deprem - Depreme Hazırlık Eğitimleri ve AKUT Göstergebilimsel Eleştiri ve Film Sürdürülebilir Turizm ve İzmir: İzmir İçin ekoturizm Güzergâhları Türsel Eleştiri ve Film Organik Tarım Nedir? Auteur Eleştirisi ve Film Türkiye’nin Su Politikası ve İzmir için Değerlendirmeler Çizelge 2. EGESEM 2009-2010 Toplumsal Eğitim ve Bilinçlenme Etkinlikleri Aynı şekilde 2009-2010 döneminde şu ana kadar gerçekleştirilen 12 halk konferanslarına olan toplam katılım 200’ü geçmiştir. Konferans başına düşen ortalama katılımcı sayısı geçtiğimiz yıl 15 iken bu yıl üç katına çıkarak 45’e ulaşmıştır. EGESEM Halk Konferanslarının birim katılımcı sayısının geçen yıldan bu yana gözle görülür biçimde artışı, tarafımızdan EGESEM’in toplum eğitim ve bilinçlendirilmesine verdiği önemin İzmirliler tarafından da destek gördüğü anlamında değerlendirilmektedir. Bu dönem için en yoğun ilgi ilk kez bu yıl “halk konferansları” programına alınan “tematik film gösterisi ve film eleştirisi” etkinliğine olurken bunu “Felsefe ve Bilim”, “Güneş Enerjisi ve Çevre” Doğal Afetler –Deprem-Kent : İzmir” konulu konferanslar izlemiştir (Grafik 2). Ayrıca halk konferanslarımızdaki en yüksek katılımın “Kent Kültürü-Kentlilik Bilinci ve Kentli Hakları” nın tartışıldığı program oluşu da İzmir kent halkı arasında “kentini tanıma ve sahip çıkma” sürecindeki hareketlenmenin işareti olarak kabul ediyor ve anlamlı buluyoruz. EGESEM katılımın artışından da güç alarak, İzmirde kentli duyarlılığın artışına ve Üniversite-Halk buluşmasına yardımcı olmasını beklediğimiz ücretsiz Halk konferanslarına yeni konular ve yeni araştırmacılarla önümüzdeki dönemlerde de devam etmek istemektedir. 22 84,00 60,00 80,00 92,73 70,67 77,78 85,45 86,67 84,44 67,06 76,67 80,00 80,00 90,00 83,75 Y B S K v K E t F M Ö D N i j H z A İ Ç G R 100,00 90,00 80,00 70,00 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 10,00 0,00 Grafik 1. EGESEM Halk Konferansları (2008-2009 dönemi) katılımcılarının eğitime ilişkin değerlendirmeleri ve memnuniyet analizi 100,00 90,00 80,00 70,00 60,00 50,00 40,00 30,00 20,00 10,00 0,00 95,00 88,33 82,40 80,98 86,32 69,73 Grafik 1. EGESEM Halk Konferansları (2009-2010 dönemi) katılımcılarının eğitime ilişkin değerlendirmeleri ve memnuniyet analizi 23 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir b) EGESEM’in Desteklediği Sosyal Sorumluluk Projeleri Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) misyonu gereği, bilinçlendirme ve farkındalık yaratma çalışmaları kapsamında İzmir ve çevresinde yürütülen sosyal sorumluluk proje çalışmalarına destek vermektedir. EGESEM tarafından desteklenen sosyal sorumluluk projelerinin birkaçı aşağıdaki gibidir (Çizelge 3); DESTEK PROJE ADI YÜRÜTÜCÜ Geleceğimiz İçin Geleceğin Kadınlarına Sahip Çıkıyoruz Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği İZ-KA Proje Ortağı İlköğretim Okulları Deniz Temizliği Eğitim Programı Deniz Temiz Derneği İzmir Şb. - İzmir B.Ş.B. Deniz Ticaret Odası Gönüllü Öğrencilerin Organizasyonu (51 Okulda Eğitim) Menderes Gençlik Merkezi Projesi Menderes Kaymakamlığı İZ-KA Her Bilgi Birİncidir İzmir Atatürk Lisesi EGESEM 5 ayrı Lisede toplam 20 saat iletişimkentlilik Eğitimi Aktif Kentlilik Seminerleri İzmir- Konak Belediyesi EGESEM Konak Belediyesinde görevli 130 zabıtaya 15 saatlik hizmetiçi Eğitim Geleceğimiz Kirlenmesin Deniz Temiz Derneği, TURMEPA ve TEMA EGESEM Gönüllü Öğrencilerin Organizasyonu VEREN KURUM EGESEM DESTEĞİ 20 Saatlik İletişim Eğitimi Çizelge 3. EGESEM tarafından desteklenen sosyal sorumluluk projeleri a) “Geleceğimiz için geleceğin Kadınlarına Sahip Çıkıyoruz” Projesi- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği tarafından yürütülen ve 2009 yılında İZ-KA tarafından desteklenmiş olan bu projede EGESEM partner olarak görev almakta ve eğitici desteği vermektedir. b) “İlköğretim Okulları Deniz Temizliği Eğitim Programı “ projesi- İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Deniz Temiz Derneği İzmir Şubesi tarafından düzenlenen bu proje İzmir Deniz Ticaret Odası tarafından desteklenmektedir. Projede Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) gönüllü öğrencilerin organizasyonu ve eğitiminde görev almıştır. Proje çerçevesinde 24 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir İzmir İli ve çevre ilçelerdeki 51 ilköğretim okulunda deniz temizliği eğitimleri gerçekleştirilecektir. c) “Menderes Gençlik Merkezi” Projesi- Menderes Kaymakamlığı tarafından yürütülen ve 2009 yılında İZ-KA tarafından desteklenmiş olan proje çerçevesinde lise öğrencilerine yönelik toplam 20 saat eğitim EGESEM tarafından organize edilmiştir. d) “Her bilgi bir inci’dir” projesi- İzmir’in geleneği oturmuş eğitim kurumlarından biri olan İzmir Atatürk Lisesi öğrenci ve öğretmenlerinin EGESEM desteği ile gerçekleştirdiği bir sosyal sorumluluk projesidir. Atatürk Lisesi tarafından hazırlanan bir program ve EGESEM’in eğitici desteği ile İzmir’in kenar semtlerindeki 5 okul öğrencilerine “anlayarak hızlı okuma”, “iletişim becerileri”, “etkili ve güzel konuşma” ve “kent kültürü kentlilik bilinci ve İzmir’de genç olmak” konulu eğitimler gerçekleştirilmiştir. Söz konusu eğitimlerle 5 okulda yaklaşık 300 öğrenciye ulaşılırken aynı kentin farklı yüzlerini yaşayan, aynı yaşlardaki gençler ortak bir amaç için bir araya gelmişlerdir. e) “Geleceğimiz Erimesin” projesi- Küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı “DenizTemiz Derneği/TURMEPA” ve “Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı-TEMA”nın ortaklaşa gerçekleştirdiği bu proje, eğitim çalışmaları 15 Eylül 2009 tarihi itibariyle Türkiye çapında başlamıştır. Proje kapsamında kamuoyunun bilinçlendirilmesi için karadan ve denizden mobil eğitim etkinlikleri düzenlenecek, görevlendirilecek deniz ve kara araçlarındaki eğitimli gönüllü ekipler tarafından, ziyaret edecekleri bölgelerde küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda bizleri bekleyen tehditlerle ilgili farkındalık yaratarak, yapılması gerekenler konusunda bireyleri bilinçlendirmek üzere çalışmalar gerçekleştireceklerdir. EGESEM’de yürütülen eğitim çalışmaları sonucunda görevlendirilen eğitmenler tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortak çalışması ile İzmir İli ve çevre ilçelerdeki ilköğretim okullarında “Geleceğimiz Erimesin” eğitimleri, gerçekleştirilecektir. f) “Aktif Kentlilik Seminerleri” adı altında EGESEM & Konak Belediyesi işbirliği ile gerçekleştirilecek olan ve öncelikle belediye zabıtaları, muhtarlar ve ilçedeki semt merkezlerinde devam eden kent gönüllülerine yönelik “aktif kentlilikkentli hakları- hemşeri sorumluluğu” konulu eğitimler, İzmir’de Sürekli Eğitimin adresi, EGESEM tarafından, verilecektir. Sözkonusu projenin ilk etabı Mayıs 2010’da başlayacak olup, bu süreçte Konak Belediyesinde görevli 130 zabıta kentli sorumluluğu eğitiminden geçirilecektir. Söz konusu sosyal sorumluluk projesi; İzmir’de kent kültürü- kentlilik bilincinin geliştirilmesi ve ortaklaşa bir kent kültürünün yaratılması, İzmir için ortak aklın işletilmesi için EGESEM koordinatörlüğünde gerçekleştirilecek olup aynı zamanda Üniversite & Yerel Yönetim işbirliğinin iyi bir örneği olacağı kanaatindeyiz. Özetle EGESEM, son iki yıldır artan sayıda ve farklı güncel konularda gerçekleştirdiği “ücretsiz halk konferansları” ve toplumsal duyarlılığı artırmaya yardımcı olan sosyal sorumluluk projeleri ile İzmir kent halkının toplumsal eğitimine önemli katkılarda bulunmuştur. EGESEM’in söz konusu etkinlikleri yaşlısı, genci, engellisi engelsizi, kadını ve erkeği ile İzmir kent halkı tarafından da artan oranda destek görmektedir. Değerlendirme anketlerinde özellikle ücretsiz halk konferansları için “duyurunun daha iyi 25 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir ve yaygın biçimde yapılması konusundaki öneri ve talepleri” ile programdan duydukları mennuniyeti ve yararlılığına olan kanaatlerini ifade etmektedirler. Sözkonusu Üniversite&Halk buluşmasının iyi bir örneği durumundaki bu etkinliklere doğrudan ev sahipliği ve koordinatörlük yapan EGESEM, bu yöndeki çalışmalarına gelecek dönemlerde de programlarını zenginleştirerek devam etmeyi planlamaktadır. * EGESEM 2008-2009-2010 Faaliyet Raporları ve EGESEM arşivinden yararlanılarak hazırlanmıştır. Bildirinin hazırlanmasındaki katkılarından dolayı EGESEM Yönetim Kurulu ve çalışanlarına teşekkür ederim. 26 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ ve KENT ENSTİTÜSÜ PROJESİ Öğr. Gör. M. Metin GÖKYOKUŞ T.C. Maltepe Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (Müdür) Özet Kent Enstitüsü bir eğitim kurumu adı değildir. Kent Enstitüsü bir projedir. Hayata geçirmek zorunda olduğumuz bir proje. Bir üniversite bulunduğu yörenin sosyal ya da kültürel hayatını olumlu yönde etkilemiyor ise yalnız kapalı kapılar ardındaki örgün eğitimle yeterli olduğunu sanıyor ise çağdaş bir eğitim kurumu ya da bir üniversite değildir. Bugün Maltepe Üniversitesi ve yerel belediyeler arasındaki Kent Enstitüleri adı altında yürütülen işbirliği tüm belediyelere ve tüm üniversitelere örnek olacak niteliktedir. Üretime dönük olmayan eğitim yalın olarak bir ciladır. Bir ciladır çünkü yaşamı üretime dönüştürmeyen eğitim sadece tüketimi ve susuz yaşamı körükler. Onun için diyoruz ki üretim içerisinde eğitim, eğitim içerisinde üretim anlayışı tüm eğitim kurumlarına hâkim olmalıdır. Anahtar Kelimeler : Kent Enstitüsü, Köy Enstitüsü, Yaşam Boyu Eğitim Giriş Maltepe Üniversitesi Meslek Yüksekokul bünyesinde bulunan sürekli eğitim merkezi uygulamalı eğitimi öne çıkarırken aynı zamanda yöre halkının yaşam boyu eğitimini de planlama adına yerel belediyelerle işbirliği yaparak kent enstitüsü adı altında bir proje yürütmektedir. Nedir Kent Enstitüsü? Maltepe Üniversitesi kurulduğundan bugüne kadar eğitim adına sürdürdüğü tüm çalışmalarını köy enstitülerinden kent enstitülerine eğitim sorunları kurultayı adı altında ülkemizdeki önder eğitimcilerle ve akademisyenlerle masaya yatırmış bu doğrultuda alınan kararları hayata geçirmiştir. Köy enstitüleri Cumhuriyetin ilk yıllarında ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunu köylerde yaşadığı dönemlerde köy çocuklarını eğitmek meslek sahibi yapmak ve çağdaş kültürle donatmak için kurulmuş idi. Oysa şimdi kentlerin nüfusu köyden kente göçen insanlarımızın sürekliliği ile artmış, bu da toplumda yeni bir eğitim modelini yani kent enstitülerini gündeme getirmiştir. Kent Enstitüleri ev sahipliğini ve programlarını üniversiteler bünyesinde kurulan sürekli eğitim merkezleri planlayacaktır. Kent Enstitüsü bir eğitim kurumu adı değildir. Kent Enstitüsü bir projedir. Hayata geçirmek zorunda olduğumuz bir proje. Bir üniversite bulunduğu yörenin sosyal ya da kültürel hayatını olumlu yönde etkilemiyor ise yalnız kapalı kapılar ardındaki örgün eğitimle yeterli olduğunu sanıyor ise çağdaş bir eğitim kurumu ya da bir üniversite değildir. 27 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Eğitim, bedensel, düşünsel ve ruhsal gelişimin tamamlanmasıdır ve eğitimin ürünü de üretimdir. Bugün Maltepe Üniversitesi ve yerel belediyeler arasındaki Kent Enstitüleri adı altında yürütülen işbirliği tüm belediyelere ve tüm üniversitelere örnek olacak niteliktedir. Üretime dönük olmayan eğitim yalın olarak bir ciladır. Bir ciladır çünkü yaşamı üretime dönüştürmeyen eğitim sadece tüketimi ve susuz yaşamı körükler. Onun için diyoruz ki üretim içerisinde eğitim, eğitim içerisinde üretim anlayışı tüm eğitim kurumlarına hakim olmalıdır. Israrla söylüyoruz. Bireylerin aldığı her eğitim mutlaka kişilere yaşam koşullarına kolaylaştırma zemini hazırlamalıdır. Bu insanlara meslek kazandırmakla mümkün olur. İş arayan insanlarımızın ‘NE İŞ OLURSA YAPARIM’ söylemi eğitimsizliğin çaresizce ifadesidir. Bana söylersen unutabilirim. Gösterirsen anımsayabilir. Ama beni de katarsan anlarım. Burada beni de katarsan sözcüğü uygulamalı eğitimin vurgulanmasıdır. Öyle bir eğitim düzeyine ihtiyacımız var ki vasıflı insan gücü yaratılabilsin. Böylelikle hem insan kimliğine bir değer kazandırılsın hem de toplumsal üretime katkıda bulunabilsin. Kısacası bilen mi? Yapabilen mi? Elbette ki bilene de ihtiyacımız var ama en çok yapabilene ihtiyacımız var. Öyle bir ülke yaratmak zorundayız ki okuma yazma bilmeyen hiçbir insanımız kalmasın. Ve Öyle bir ülke yaratmalıyız ki, orta öğretim kademesinden mezun olan her öğrencinin bir mesleği olsun. Kısaca Öyle bir ülke yaratmalıyız ki, her yaş grubundaki insanımız için, yaşam boyu eğitim koşulları yaratılabilsin. Tüm bunları yaratabilmenin koşulu; eğitim imecesine toplumun her kesimini katmak, kaynakları müşterek kullanmak, işbirliği yöntemlerini sonuna kadar geliştirmektir. Sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, sanayi ve ticari kuruluşlar, eğitim kurumları, sürekli eğitim merkezleri aracılığı ile üniversiteler köy enstitülerinin imece mantığıyla eğitim için birlikte hareket etmek zorundadırlar. Maltepe Üniversitesi, İstanbul gibi büyük kentlerimizde özellikle varoşlarda yaşayan Anadolu’dan göç etmiş insanlarımızın büyük bir çoğunluğunun okuma yazma bilmediğini tespit etmiş ve bu doğrultuda binlerce bayanımıza okuma yazma kursları açmıştır. Onların en az beş yıllık bir ilkokul diploması yerine geçecek belge almasını sağlamıştır. Bu kurslara katılan hanımlardan birinin şu söylemi bizleri çok şey düşündürüp çok şey anlamamız gerektiğini göstermektedir. Bahsedilen hanım’ BİZİ CAHİL BIRAKAN CEHALETE ÇOK KIZIYORUM.’ Derken ifade ettiği cehalet aslında bizdedir. 2010 yılında okuma yazma bilmeyen mesleksiz çaresiz hatta Türkçe öğretmediğimiz vatandaşlarımızın varlığı aydınım diyen her bireye farklı sorumluluklar yüklemektedir. 28 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Evet, eğitimi ihmal eden herkes cahilliğe çanak tutar. Bu tür vurdumduymaz davranışlarda aslında cehaletin ta kendisidir. Yerel Belediyeler ile işbirliğine devam edeceğimiz bu projede iki boyut vardır. 1. Örgün eğitim boyutunda; Meslek Yüksekokulunda okuyan ön lisans ve fakültelerde okuyup lisans eğitimi alan örgün eğitim öğrencileri uygulamalı eğitimlerini başta belediyelerin iş yerlerinde ve çevre sanayi kuruluşlarında tamamlamalarına zemin hazırlamak. 2. Yaygın eğitim boyutunda; özellikle sürekli eğitim merkezlerince Yörede bulunan tüm insanlarımızın değişik alanlarda yaşam boyu eğitimine kurslarla destek vermek. Açacağımız meslek kurslarında İş kur la da işbirliği yaparak mezun ettiğimiz insanlarımıza istihdam koşullarını hazırlamak. El sanatları ve halıcılık kilimcilik alanlarındaki kurslarla kent varoşlarındaki hanımlarımızı üretken hale getirmek. Üniversitelerimizin sürekli eğitim merkezleri bu doğrultudaki işbirlikleri ile kent enstitülerinin ve fikrinin yaygınlaştırılmasını sağlayacaktır. Bu çalışmalar ülkemizdeki istihdam koşulları yaratabilmenin tek şartıdır. Kısacası herkese mesleki eğitim verilmelidir. Biz kent enstitüsü fikriyle eğitim ve bilim adına yaşamaya yeni bir tanım getirmeye çalışıyoruz. Unutmayın. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine… Bu hasret bizim. Tüm insanlarımıza, tüm yöneticilerimize, tüm eğitim gönüllülerine seslenmek istiyorum. Gelin el ele tutuşalım. Bu canım, ülkenin geleceğini el birliği ile etkileyelim. İnsanlarımıza birer altın bilezik hediye edelim. Sürekli eğitim merkezleri aynı zamanda doğru yapılan eğitimlere atıfta bulunarak (köy enstitüleri gibi) yeni isimlerle insanlarımıza hizmet götürerek aynı zamanda doğru eğitimcilerin çağdaş yaklaşımlarını gündemde tutarak bir kadirşinaslığında örneğini verecektir. Evet, insanlarımızı, etkileyelim ki, Üretim yapılsın herkes farklı bir istihdam imkânına kavuşsun. Hiç kimse aç kalmasın. Bu ülkede barış olsun analar babalar asker çocukları için ağlamasın. Hiçbir çocuk ağlamasın. Her isteyen genç istediği eğitimi yapabilsin. Hiçbir dünya ülkesi bizlere akıl vermesin yaptırımlar uygulamasın. Büyük Atatürk diyor ki; Çalışmadan yorulmadan üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar önce haysiyetlerini sonra hürriyetlerini ve daha sonrada istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar. Yaşamı nasıl tanımlarsınız? 29 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Yaşam doğumla ölüm arasındaki ömür mü dür? Yoksa yaşamımız bittikten sonrada yaşamak ve yaşatmak mıdır? Doğrusu ikinci tanımdır. İnsanlar kendi yaşamını sürdürürken sonrakiler için hazırlayacağı yaşam ortamını da iyi planlamak zorundadır. Ömür doğumdan ölüme kadar geçen süredir. Bu süreyi insani değerlere uygun aklı ve emeği öne çıkaran bir yaşam biçimi insanca yaşamdır. Şu halde yaşamın doğrusu, insanca yaşam olarak ifade edilmelidir. Yerel Belediyeler ile yaşamın her evresi için ciddi boyutta plan yapan ve geleceğe de yön veren gerçek anlamda bir eğitim imecesinin öncüleri olmak istiyorsak sosyal sorumluluğun gereği olan yaşam boyu eğitimin alt yapısını hazırlamak zorundayız. Tüm üniversitelerimizin sürekli eğitim merkezleri bu doğrultuda yapılandırılmalıdır. 30 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ ÖRNEĞİNDE SEM UYGULAMALARI VE SORUNLARI Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Özet Üniversitelere bağlı olarak faaliyet gösteren Sürekli Eğitim Merkezleri, kişilere yaşam boyu öğrenme imkânı sunan birimlerdir. 1990'lı yıllardan bu yana, örgün öğretimin yanı sıra toplumun yaşam boyu eğitim gereksinimini karşılamak amacıyla daha planlı biçimde faaliyet göstermek isteyen üniversiteler, kişilerin örgün öğrenim dışında kalan zamanlarının daha verimli değerlendirmelerine olanak sağlamak üzere Sürekli Eğitim Merkezlerini kurmuşlardır. Bu bağlamda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin [ÇOMUSEM] başlıca misyonu, bir yandan yatay olarak daha geniş kitlelere ulaşabilmek, diğer yandan dikey olarak her yaştan insana hitap edebilecek programlar geliştirerek, hem yetişkin eğitimine hem de yaşam boyu öğrenmeye katkı vermektir. ÇOMUSEM’de gerek eğitmenlerin çalışma koşullarının belirlenmesi, gerek ders içeriklerinin şeffaflığının sağlanması ve gerekse eğitmen değerlendirme anketlerinin doldurulması gibi, kalite artırıcı uygulamalarımız ne yazık ki, Maliye Bakanlığı uygulamaları nedeniyle süreklilik kazanamamıştır. Maliye Bakanlığı’nın 2008 tarihli kararnamesi doğrultusunda, döner sermayeden pay alanlardan denge tazminatının kesilmesi uygulamasıyla, buna maruz kalan eğitmenlerin hizmet vermekten vazgeçmelerine neden olmuştur. Halen denge tazminatı ve döner sermaye payı çelişkisinin sürüyor olması, Sürekli Eğitim Merkezlerinin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorundur. Yeni düzenlemelerle oluşacak çalışma koşulları, Sürekli Eğitim Merkezlerinde üretilen hizmetin şeffaf, hesap verebilir ve süreklilik arz eden bir niteliğe kavuşmasını sağlayacaktır. Anahtar Kelimeler: Sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, sürdürülebilirlik, denge tazminatı, döner sermaye Giriş Üniversitelere bağlı olarak faaliyet gösteren Sürekli Eğitim Merkezleri, kişilere yaşam boyu öğrenme imkânı sunan birimlerdir. 1990'lı yıllardan bu yana, örgün öğretimin yanı sıra toplumun yaşam boyu eğitim gereksinimini karşılamak amacıyla daha planlı biçimde faaliyet göstermek isteyen üniversiteler, kişilerin örgün öğrenim dışında kalan zamanlarının daha verimli değerlendirmelerine olanak sağlamak üzere Sürekli Eğitim Merkezlerini kurmuşlardır. Sürekli Eğitim,“zorunlu eğitim esnasında ve sonrasında, kişilerin gereksinme duyduğu bir alanda aldığı mesleki ya da genel öğrenme etkinliği” bkz. Kılıklı 2008: 11 vd.) şeklinde tanımlanabilir. (“öğrenmenin yaşı yoktur” ilkesince bakıldığında elbette bu, zorunlu bir 31 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir eğitimin öncesini de kapsar. Nitekim özel yetenek tanıtım ve hazırlık kursları, zorunlu bir eğitim öncesinde sunulan bir eğitimdir) Uzmanlar; Yetişkin Eğitimi'ni zorunlu eğitimini tamamlamış, yarıda bırakmış ya da kendini yenilemek, geliştirmek ve bilgilerini güncellemek isteyen bireylerin, (türü ne olursa olsun) gereksinimlerine göre düzenlenmiş planlı, programlı ve düzenli eğitim süreci (bkz. Kılıklı 2008: 11); Yaşam Boyu Öğrenmeyi ise, bilgi, beceri ve yeterliliklerin geliştirilmesi amacıyla sosyal ve ekonomik ortamlarda yaşam boyu sürdürülen tüm öğrenme aktiviteleri biçiminde tanımlamaktalar (bkz. Kılıklı 2008: 11-12). ÇOMUSEM’ in Misyonu Bu üç kavramın biri biriyle ilintili olarak Sürekli Eğitim Merkezlerinin etkinlik alanını tanımlamada bize önemli ipuçları verdiğini görüyoruz. Bu bağlamda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin [ÇOMUSEM] başlıca misyonu, bir yandan yatay olarak daha geniş kitlelere ulaşabilmek, diğer yandan dikey olarak her yaştan insana hitap edebilecek programlar geliştirerek, hem yetişkin eğitimine hem de yaşam boyu öğrenmeye katkı vermektir. Üniversitemizde 1997’de kurulan ÇOMUSEM bu kapsamda etkinliklerini yoğun olarak sürdürmektedir. Verilen hizmetin iki önemli ayağı vardır: Eğitim verenler ve eğitim alanlar. Birinci grubu, mesai dışı ve tatil zamanlarında hizmet sunmayı öneren/ kabul eden eğiticiler, ikinci ayağı ise yine mesai ve tatil zamanlarından fedakârlık ederek hizmet almaya gönüllü kursiyerler oluşturmaktalar. Bu arz-talep buluşmasına aracılık eden Sürekli Eğitim Merkezlerinin işlevleri elbette bununla sınırlı değil. Bu buluş(tur)maya aracılık etmek, dolayısıyla bilginin zaman ve mekân sınırlarını aşarak yaygınlaşmasına kişilerin hem çalışıyor, öğrenim görüyorken ya da emeklilik dönemini yaşıyorken, aynı zamanda kendilerini geliştirmelerine, bilgilerini güncellemelerine ve yeni beceriler kazanmalarına hem de meslek öncesi ve sonrasında daha nitelikli bir yaşam sürmelerine olanak sunmaktadır. Yaşam boyu öğrenme, yetişkin eğitimi, halk üniversitesi vb gibi değişik başlıklar altında çeşitlendirilebilen ve artık çağdaş insanın vazgeçilmez gereksinmeleri arasında yerini almış olan sürekli eğitim, gönüllülük esası üzerinde gerçekleşebilmektedir. Bu gönüllülüğün takdir edilmesini de biz etkinliklerimizin bir parçası olarak görüyoruz. Başka deyişle, kursiyerlerin başarılarının belgelendirilmesi kadar, eğitmenlerimizin de çabalarının, kendileri için maddi getirinin de ötesinde bir anlamı olması gerektiğini düşünüyoruz. Nitekim iki yıldır, güz, bahar ve yaz dönemleri sonunda ÇOMUSEM’in düzenlediği kurs ve seminer programlarında görev alarak sürekli eğitime katkı veren öğretim üye ve elemanlarımıza bu özverili çabalarının karşılığında şükran borcumuzu dile getirmek amacıyla kendileri teşekkür belgeleri ve ödül verilerek, çalışmaları teşvik edilmektedir. ÇOMUSEM’ in Kursları Bütün ÇOMUSEM kursları, ilke olarak herkese açıktır. Kurs programımızdan yararlanmak için öğrenci veya konuk öğrenci olarak üniversitede kayıtlı olunması gerekmiyor. Kurslara, seminerlere ve gezilere ilgi duyuluyorsa, internetten veya doğrudan ÇOMUSEM sekreterliğine başvurmak yeterlidir. İnternet Üzerinden Başvuru olanağı da bulunan ÇOMÜSEM’de birden çok kursa başvuru yapılabilir. 32 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Kursiyerlerimizin zaman planlamasına yardımcı olmak için, dikkat edilmesi gereken hususları belirtiyoruz. Derslere devam, kurslarımızda başarı için gereklidir ve asla ödün verilemeyecek bir önkoşuldur. Kurslara kayıt esnasında sunulması gereken belgelerde de aynı duyarlılığı göstermekteyiz. Online (çevrimiçi) kayıtlanmanın da yapılabildiği ÇOMÜSEM’de T.C. nüfus kimlik fotokopisi, 1 adet fotoğraf ve (kaydolan öğrenci ise) öğrenci kimlik fotokopisi olmak üzere gerekli tüm belgeleri tamamlayıp kaydı yapılan kursiyerlerimize kimlik belgesi çıkarılır. Bunun amacı, yalnızca dersliklere giriş-çıkışı kolaylaştırmak değil, aynı zamanda özellikle sınavlarda kontrol olanağı sağlamaktır (kurslar başladıktan sonra, kayıtlar ancak, öğretim elemanının onayı ve kursiyerin isteği üzerine yapılabilir.) Eğer herhangi bir nedenle kursa katılmaktan vazgeçilir ya da kurs (yeterli başvuru olmadığından) açılamaz ise, 7 gün içinde ayrılmak için başvurulabilir, kurs ücreti geri alınabilir. Ancak bundan sonra yapılan taleplerde geçirilen süreye tekabül eden miktar düşülür. Başka tarih belirtilmedikçe kurslar üniversitemizin akademik takvimine uygun olarak belirlenen tarihlerde yapılmaktadır; buna yaz dönemi kursları da dâhildir. Resmi tatil günlerine uyulur. Kurs mekânlarının (Açık Öğretim ve ÖSS gibi) genel sınavlar için kullanıldığı durumlarda, kurs telafi edilmek üzere ertelenir. Kayıt sırasında, değişiklikleri, olası ertelemeleri ve gelecek programın başlangıç tarihi gibi bilgileri kolayca iletebilmek için kursiyerlerden telefon ve E-mail adresi istenmektedir. Yarıyıl içinde bir defa olmak üzere onlara özel ders bilgileri göndermeyi planladık. Diğer yandan her kurs/seminer vb. programında, yasal kaza sigortası yalnızca Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğrencileri için mevcuttur. Diğer tüm katılımcılar faaliyetlerimiz sırasında yasal olarak kaza sigortasına sahip değildir. ÇOMUSEM’de gerek eğitmenlerin çalıştıkları koşulları imza altına alan, gerek ders içeriklerinin kursiyerlerce izlenebilmesinin sağlanması ve gerekse kurslar sonucunda eğitmen değerlendirme anketlerinin doldurulması gibi, kalite artırıcı uygulamalarımız ne yazık ki, Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü’nün Maliye Bakanlığı talimatlarına uymak adına değiştirmek zorunda kaldığı kararları nedeniyle süreklilik kazanamamıştır. 2007-2008 Dönemi Etkinliklerimiz Sürekli Eğitim Merkezi etkinlikleri, yukarıda değinildiği üzere bilginin paylaşımı ve yaygınlaşmasında olduğu kadar, kişisel kariyer gelişimi açısından da çok önemli bir işlev görmektedir. Bu kapsamda 2007-2008 eğitim-öğretim yılı güz, bahar ve yaz dönemlerinde toplam 83 kurs açılmıştır. Bu dönemleri ayrı ayrı değerlendirdiğimizde değişik birimlerden toplam 76 öğretim elemanı kurslarımızda görev almıştır. 2007-2008 kurs dönemlerinde kurslarımıza kayıt yaptırarak eğitim alan kursiyer sayısı toplam 1485'tir. Bu öğrencilerden toplam 354'ü sertifika, diğerleri ise katılım belgesi almıştır. Bunlar kanımızca önemli rakamlardır. Merkez bünyesinde açılan kurslarımızın çok önemli yararlarından olmak üzere ders veren öğretim elemanı ve birimi dışında, aynı zamanda Üniversitemiz Döner Sermaye İşletmesine, Bilimsel Araştırma Projeleri Fonuna ve nihayet kamu bütçesine olan katkısını vurgulamak gerekir. 33 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Bir rakam vermek gerekirse; 2007-2008 eğitim-öğretim yılı üç kurs döneminde SEM bünyesinde açılan kurslarımızda elde edilen gelir 338,104,07 YTL'dir. Bugüne kadar düzenlemiş olduğumuz kurslarımıza genel olarak bakıldığında, eğitmen profili ve kurs içerikleri açısından Eğitim Fakültesi ve Rektörlük Yabancı Dil Bölümü ağırlıklı olduğu görülmektedir. Bunlara son dönemde Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Fen-Edebiyat, Ziraat, İlahiyat ve Su Ürünleri fakültelerimiz de dâhil olmuştur. Kursiyerlerin taleplerine yoğunlaştığımız eğitim alanları şunlardır; genel yabancı dil kursları, (KPDS ve ÜDS gibi) özel yabancı dil hazırlık kursları, Kamu Personeli Seçme Sınavları (KPSS) hazırlık kursları, Akademik Lisansüstü Eğitim (ALES) sınavları hazırlık kursları, güzel sanatlar ve beden eğitimi özel yetenek hazırlık kursları, spor kursları, çalgı aleti kursları, bilgisayar ve web tasarımı kursları, istatistik analiz kursları, spirulina üretim kursları, sörf ve yüzme kursları, mühendislik ekonomisi vb. kursları ve Çanakkale savaş alanları anlatıcı kursu. Son Dönem Etkinliklerimiz 2008 Katılımcı Sayısı -Genel İng., İtal., Arap, Yun., Lat. Nor. Rus.ÜDS-KPDS’ye Haz. (İng.) Kursları 218 -ALES Hazırlık Kursu 8 -Mühendislik Ekonomisi, 20 -Büyüme ve Kalkınma Ekonomisi, 6 -Eğitim Felsefesi, 5 -Grafik Animasyon ve Web Tasarımı, 32 -Çanakkale Savaşları Anlatıcı Kursu, 150 -KPSS Hazırlık Kurslarımız (Coğrafya, Matematik, Tarih, Vatandaşlık, Ölçme ve Değerlendirme, Eğitimde Program Geliştirme, Gelişim ve Öğrenme, Öğretimde Planlama ve Değerlendirme) 381 -Rüzgâr Sörfü 6 -Gitar 2 -Yüzme 5 -Spirulina Üretimi ve Teknoloji Kursu 5 TOPLAM: 2009 838 Katılımcı Sayısı -2009 Genel İngilizce Kursları 51 -2009 Genel Alm., Arapça, İtal., İspan., Fransızca, Rusça, Yun. Kursları 70 -2009 Genel İng. ÜDS-KPDS’ye Hazırlık Kursları 16 -2009 İngilizce Konuşma Kursu 11 -2009 ALES Matematik Kursu 29 34 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir -KPSS Türkçe Kursu 4 -2009 KPSS Matematik Kursu 43 -2009 KPSS Tarih Kursu 9 -2009 Özel Yetenek Karakalem Desen Kursu 5 -2009 “Optisyenlik Müesseseleri Meslek İçi Eğitimi” Kursu TOPLAM: 28 261 Sorunlar 2008-2009 döneminin karşılaştırılması sonucu ortaya çıkan drastik düşüşün nedeni hepimizin bildiği üzere, Maliye Bakanlığı’nın kararnamesi doğrultusunda denge tazminatının, döner sermayeden pay alanlardan kesilmesi uygulamasına başlanmasıdır. Sonuç itibariyle, denge tazminatı kesintisine maruz kalan eğitmenler kurs vermekten vazgeçmişler ve yalnızca emekli ya da dışarıdan eğitmenler bu işe gönüllü olmuşlardır. Dolayısıyla eğitmen ve kurs sayısı azalınca kurs ve kursiyer sayısında da düşüşler yaşanmıştır. Sürekli Eğitim Merkezlerinin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun halen denge tazminatı ve döner sermaye payı çelişkisinin sürüyor olmasıdır. Tam gün yasası kapsamında bu sorunun çözüleceği beklentisi 2009 yılı sonuna kadar canlı tutulmasına karşın, yasa geç de olsa çıkmış, ama sorun Sürekli Eğitim Merkezleri açısından ortada bırakılmıştır. Bu hususta yenilerde bazı çözüm önerileri üzerinde durulduğu, denge tazminatının kaldırılarak (ya da maaşa katılarak) yasadan kaynaklanan çelişkinin giderileceğine dair duyumları alıyoruz. Bu duyumun kaynağı yetkili kişinin ifadesiyle; bu yasayla amaçlanan hedefe ulaşılamamış, tam tersine istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmıştır. Döner Sermaye payı alanlar arasında proje sahipleri de olduğu için gerçekten hizmet üretenin mağduriyeti söz konusu olmuştur. Sürekli Eğitim Merkezi bünyesinde kurs hizmeti veren öğretim elemanlarına Döner sermayeden pay alıyor muamelesi yapmak haksızlıktır; çünkü bu kişiler mesai saati dışında ve hafta sonları verdikleri hizmetin karşılığını almaktadırlar. Sürekli Eğitim Merkezlerinin faaliyetlerini, tam gün yasası içinde değerlendirmek de yanlıştır, çünkü mesai saati dışında hizmet üretilmektedir. Kanaatimce, üniversitelerin eğitim ve yaşam boyu öğrenme görevleri çerçevesinde, Sürekli Eğitim Merkezlerinin ayrı bir kategoride değerlendirilmeleri gerekmektedir. Yeni oluşacak çalışma koşulları, Sürekli Eğitim Merkezlerinde üretilen hizmetin şeffaf, hesap verebilir ve süreklilik arz eden bir niteliğe kavuşmasını sağlayacaktır. Bu kapsamda kurum – eğitmen – kursiyer üçgeninin karşılıklı sorumluluk ve yükümlülüklerini, gerektiğinde uygulanacak ödüllendirme ve yaptırım olanaklarını artıracaktır. Perspektif ÇOMÜSEM olarak değerli öğretim üye ve elemanlarımızın bilgi ve zamanlarını gerek öğrencilerimizin kariyer gelişimlerine ivme kazandırmak, gerekse yaşam boyu öğrenme kapsamında daha nitelikli bir yaşam bilincinin edinilmesine yardımcı olmak üzere, üniversitemizin diğer fakülte ve yüksek okullarının örgün öğretim ve bilimsel araştırmalardan arta kalan zaman ve mekânlarında kurs, seminer, çalıştay vb. etkinlik düzenlemeleri hususunda (Maliye Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu’ndaki) değerli yöneticilerimizin teşvik edici bir rol üstlenebilecekleri kanısındayız. 35 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Maliye Bakanlığı’nca belirlenen bugünkü Döner Sermaye katkı payı ödemeleri SEM çalışmalarına katkı veren değerli öğretim üye ve elemanlarımızın emeklerini layıkıyla karşılamakta ve kendilerine gösterilmesi gereken şükran duygularının ifade etmekte yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, verilen emeği takdir edici, bu hizmetin yaygınlaşmasını özendirici akademik yeni önlemler alınması gerekmektedir. Topluma hizmet uygulamaları kapsamında özellikle SEM çalışmalarına katkı verenlerin çabalarına ayrı bir önem verilmelidir. Yukarıda da belirtmeye çalıştığımız üzere, Sürekli Eğitim Merkezi çalışmalarının artması yalnızca bireysel yararı değil, aynı zamanda kurumsal ve kamusal yararı beraberinde getirecektir. Üniversitenin açık kapalı tüm mekân ve derslikleri, bu amaçla mesai saati dışında ve hafta sonlarında verimli biçimde kullanılabilecektir. Ayrıca, Sürekli Eğitim Merkezleri, gelecekte kesinlikle illerde Halk Eğitim Merkezleri ve yerel yönetimlerce düzenlenen beceri kazandırma kurslarıyla işbirliği yapabilmelidirler. Çünkü kentte hem Belediye (Yerel Gündem 21 Beceri Kazandırma kursları), hem de Valilik (Halk Eğitim kursları) aynı kapsamda faaliyetlerde bulunmaktadır. Zaman zaman yetersiz başvuru nedeniyle açılamayan kurslarda (resmi) yönlendirme yapılarak, ama aynı zamanda eğitmen değişiminde de işbirliğine gidilerek hizmetin yaygınlaşması ve verimliliğin artırılması sağlanabilir. Kaynakça Kılıklı, Meltem (2008): Türkiye Üniversitelerindeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin Yapısı ve İşleyişi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Muğla. Minikler İngilizce Kursu Sertifika Töreni 36 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir “Optisyenlik Müesseseleri Meslek İçi Eğitimi” Kursu ÇOMÜSEM 2007-2008 Dönemi Program Kitapçığı 37 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 38 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir HAYAT BOYU ÖĞRENMENİN TEŞVİK EDİLMESİNDE ÜNİVERSİTE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN ÖNEMİ VE BU MERKEZLERİN MEVCUT YAPILARININ İNCELENMESİ Öğr.Gör. Ali Haydar DOĞU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sürekli Eğitim Merkezi, Trabzon Özet Hayat boyu öğrenme; kişisel, toplumsal, sosyal ve istihdam ile ilişkili bir bakış açısı içinde bilgi, yetenek ve uzmanlıkları geliştirmek amacıyla tüm hayat boyu üstlenilen her türlü öğrenme etkinliğidir. Bu etkinliğin gerçekleşebileceği en uygun ortamların başında üniversitelerin sürekli eğitim merkezleri gelmektedir. Bologna süreci olarak adlandırılan ve amacı Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) yaratmak olan bu yeni yapılanmada ortaya konulan ana hedeflerden biri de hayat boyu öğrenmenin teşvik edilmesidir. Bu çalışmada; Bologna sürecinde yer alan hayat boyu eğitimin, ülkemiz bilgi toplumu olma stratejisi üzerindeki etkileri ve bu sürecin lokomotifi sayılacak sürekli eğitim merkezlerimizin mevcut yapıları incelenmiş ve birçoğu ile yapılan anket sonuçları grafikler halinde sunulmuştur. Anahtar Kelimeler Bilgi Toplumu, Hayat Boyu Öğrenme, Sürekli Eğitim Merkezi 1. Giriş Ülkemizin genç nüfusu; mesleki yetenek kazanmak istemeleri ya da mevcut yeteneklerini, gelişen teknolojiye ayak uyduracak nitelikte yenilemek istemeleri, bilgi toplumu olmamız noktasında önemli adımlardan biridir. Hayat boyu öğrenme; kişisel, toplumsal, sosyal ya da iş bulabilme pencerelerinden bakıldığında kişinin kendini geliştirme amacıyla hayat boyu katıldığı eğitimler bütünüdür. Hayat boyu öğrenime dahil olmada kişinin yaşı, sosyal ve ekonomik durumu ya da mevcut eğitim durumunun herhangi bir önemi ve kısıtlayıcı etkisi yoktur. Bu öğrenimin uygulanabilmesinde herhangi bir yer ve zaman parametreleri engelleyici unsurlar olmamakla birlikte, üniversite sürekli eğitim merkezleri bu öğrenim için ideal bir ortam olarak öne çıkmaktadır. Bireylerin gereksinim duydukları bilgilere, hızlı ve kapsamlı olarak ulaşabilmeleri yönünden bakıldığında, sürekli eğitim merkezleri eğitim sisteminin tamamlayıcı bir parçasıdır. 2. Bologna Süreci Bologna Süreci, Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) yaratmayı hedefleyen bir reform sürecidir. Bu sürecin oluşturmayı hedeflediği AYA içerisinde yer alan ülke vatandaşları, yükseköğretim görmek ya da çalışmak amacıyla Avrupa’da kolayca dolaşabileceklerdir. Bu sayede; bir yükseköğretim sisteminden diğer bir yükseköğretim sistemine geçiş kolaylaşacak ve öğrenci ve akademisyenlerin hareketliliği ile istihdamı sağlanacaktır. Bologna sürecinin başlangıcındaki altı hedefine, 2001 yılında Prag’da yapılan ve Türkiye’nin de katıldığı toplantı ile yeni hedefler eklenmiştir. Bunlardan biri de “Hayat Boyu Öğrenmenin Teşvik Edilmesi” hedefidir. Öte yandan hayat boyu öğrenme politikalarının uygulanabilmesinin, kamu kurumları, üniversiteler, öğrenciler, işverenler 39 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir ve çalışanlar arasında güçlü bir ortaklık gerektirdiği, Bologna Süreci ile ortaya konulmaktadır. Üniversitelerimizin adına bu hedefe ulaşmadaki faaliyetleri yerine getirecek olan birimler ise sürekli eğitim merkezleridir. Bu merkezler, bulundukları üniversitelerin öğretim kapasitelerinin güçlenmesinde etkin rol oynayacaklardır. Merkezler bu bağlamda, eğiticilerin yeterliklerinin geliştirilmesi, eğitim programlarının güncellenmesi, ders materyallerinin çeşitlendirilmesi gibi konulara da fayda sağlayacaktır. 3. Bilgi Toplumu Eylem Planı Bilgi toplumu, sürekli kendini yenileyebilen, güncel bilgilere ulaşabilen ve kendini adapte eden bireyler ile mümkündür. Hayat boyu öğrenme olanaklarının varlığı ile bireyler, bilgi toplumunun birer parçası olabilmek adına gereksinim duydukları bilgilere hızlı ve kapsamlı olarak ulaşabilmektedir. Bilgi toplumunu oluşturacak temel taşlardan biri olan hayat boyu öğrenim hizmetini sunabilmek, sürekli eğitim merkezleri ile mümkün olacaktır. Ülkemiz Bilgi Toplumu Eylem Planı içerisindeki hedefler ve bu hedeflere ulaşabilmek için planlanmış olan faaliyetler incelendiğinde bir kısmının sürekli eğitim merkezleri misyon ve vizyonu ile örtüştüğü görülecektir. Bu faaliyetlerin bir kısmı şöyle sıralanabilir: - Ortaöğretim müfredatı genişletilecektir, - Sertifikasyon programları özendirilecektir, - Yetişkinlere temel seviye kursları düzenlenecektir, - Kamu çalışanlarına temel seviye kursları düzenlenecektir, - Bilgi teknolojileri müfredatı geliştirilecektir, - Özel sektörün gereksinimlerini karşılamak için ara eleman yetiştiren mesleki sertifikasyon programları düzenlenecektir, Yukarıda bir kısmı sıralanan faaliyetler, sürekli eğitim merkezleri çatısı altında düzenlenen; - Mesleki ve kişisel gelişim - Bilişim - Yabancı dil - Kültür-sanat-spor - Sağlık - Konferans-seminer - Hizmetiçi eğitim kategorilerinde toplayabileceğimiz eğitim programlarında yürütülen faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, Bilgi Toplumu olma yolunda belirlenen stratejik planın hayata geçirilmesine katkı sağlayacaktır. O halde sebep-sonuç ilişkisi yönünden bakılır ise sürekli eğitim merkezleri faaliyetleri, a) Kamu yönetimleri ve iş akışlarının çağın gereklerine uygun olmasını sağlayacaktır. b) Kamu hizmetlerinden faydalanmak daha etkin ve hızlı olacaktır. 40 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir c) İstihdam ve sosyo-ekonomik kalkınmada artış olacaktır. d) Bilgiye ulaşma ve bilgi edinme kolaylaşacaktır. e) Kendini sürekli yenileyebilen çalışanlar, çalıştıkları işletmelerin de bilgi ve iş yapabilme yeterliklerini artıracaktır. Bilgi toplumu olma yolundaki ülkemizde hazırlanan eylem planlarında faaliyeti yürütecek sorumlu kurumlar da tanımlanmış olup birçoğunda üniversitelerimiz yer almaktadır. Bu noktada, üniversite sürekli eğitim merkezleri önemli bir görev üstlenmektedir. Tablo–1, eylem planı içindeki faaliyetlere örnek birkaç eğitim programı içermektedir. Eylem Sorumlu Kuruluş Okullarda Temel BİT Eğitimi MEB, Yükseköğretim Kurumları Yetişkinlere BİT Kursları MEB, İlgili Kurumlar Sertifikalı BİT Eğitimi MEB, İlgili Kamu Kurumları, İlgili STK Kamu çalışanlarına BİT Kursları MEB, Yükseköğretim Kurumları Tablo 1. Bilgi Toplumu Eylem Planı Bilindiği gibi Türkiye, Avrupa Birliği ile müzakere eden bir ülke konumundadır. Her alanda olduğu gibi eğitim alanında da Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) yaratılması hedefinde sorumluluk üstlenmiştir. Bu sorumluluğu yerine getirme noktasında AB destekli “Hayat Boyu Öğrenimin Desteklenmesi Hibe Programları” yürürlüğe konulmakta ve desteklenmektedir. Bu tür projelerin eğitim ile ilgili kısımlarını yürütülebilmesinde sürekli eğitim merkezlerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Kişiler hangi düzey eğitim almış olsalar da, hayatlarının her anında, çalıştıkları iş kolunda kendilerini daha güçlü hissedebilmeleri ve çevre ile rekabet edebilmeleri amacıyla zaman zaman kısa süreli eğitimler almak isteyeceklerdir. Hayat boyu sürecek bu döngü Şekil–1’ ile gösterilmiştir. Sürekli Eğitim Merkezi Bireyin mevcut eğitim düzeyi Bireyin çalıştığı iş yeri Şekil 1 41 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 4. Üniversitelerimizdeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin Mevcut Yapısı Üniversitelerimizdeki sürekli eğitim merkezlerimizin mevcut yapılarını ortaya koyabilmek için internet üzerinden bir anket çalışması yapılmıştır. Bu çalışma ile merkezlerin; a) Fiziksel yapıları, b) İdari yapıları, c) Ücret politikaları, d) Sorunları, e) Katılımcı profilleri, f) Reklam ve pazarlama çalışmaları, g) Eğitim programlarının türleri, h) Verilen sertifika türleri, konularındaki cevapları grafikler halinde sunulmuştur. Bu grafikler gerek sorunların çözümünde gerekse kurulabilecek sürekli eğitim merkezleri birliği için durum analizi niteliği taşımaktadır. Anket değerlendirilmesi şöyle sıralanabilir; 70 Merkezinizin kendine ait özel bina ya da odası var mı? 65 60 50 Yüzde 40 30 25 20 10 10 0 Özel binası var Ortak Oda ve bina yok Merkezinizde idari personel var mı? 100 93 80 60 Yüzde 40 20 7 0 İdari personel var Yok 42 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 100 100 Merkezinizin idari yapısı nasıl? 80 60 Yüzde 35 40 21 20 0 Yönetim Kurulu Genel Kurul Danışma Kurulu 100 86 80 Katılımcı ücretlerini kim belirler? 60 Yüzde 40 20 7 7 0 Eğitimci belirler 100 89 YK belirler Diğer 85 80 60 Ücretlerde indirim uygulanıyor mu? Yüzde 40 20 7 0 Personele Öğrenciye Eski indirim indirim katılımcıya Merkezinize ait özel sınıf, salon, laboratuar var mı? 58 60 50 42 40 Yüzde 30 20 10 0 Özel var Diğer birimlerle ortak 43 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Merkezinizin en önemli sorunu nedir? 66 70 60 50 40 30 20 10 0 Yüzde 18 10 3 Döner fiziki koşullar idari serm aye personel reklam 3 bürokrasi SEM’lerin istihdama katkı sağladığını düşünüyor musunuz? 75 80 60 Yüzde 40 25 20 0 Evet Kısm en Katılımcıların en çok başvuru yaptığı programlar hangileridir? 100 82 80 68 60 Yüzde 40 29 20 10 7 0 Mesleki gelişim Bilişim Yabancı dil Kültürsanat-spor Sağlık Merkezinizin tanıtımı için hangi yolu izlemektesiniz? 100 100 80 60 Yüzde 46 40 22 20 7 4 0 Web Gazete sitesi RadyoTv Afiş E-posta 44 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Yılda en az bir kere SEM’ler toplantısı yapılmalı mı? 100 100 80 60 Yüzde 40 20 0 Toplantı olmalı Katılımcılarınızın öğrenim durumu hangi düzeydedir? 79 80 70 60 50 Yüzde 40 30 20 10 11 10 0 Lise Lisans Lisansüstü SEM’lerin katılımcıya katkısı nedir? 60 50 40 30 20 10 0 54 43 Yüzde 3 Meslek edindirme Meslek geliştirme Kişisel gelişim Katılım talepleri daha çok kimlerden gelmektedir? 70 60 50 40 30 20 10 0 68 61 Yüzde 25 14 ÖğrencilerimizPersonelimiz İşsizler Kamu ya da özel sektör çalışanları 45 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Eğitim programlarınız daha çok hangi zaman dilimindedir? 70 65 60 50 Yüzde 40 30 25 20 10 10 0 Hİ Gündüz Hİ Akşam Hafta sonu Katılımcıların talep ettikleri sertifika türü hangisidir? 50 43 40 29 28 30 Yüzde 20 10 0 Katılım Başarı Öğrenmeyi önemsiyorlar 5. Sonuç ve Öneriler Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile müzakere eden bir ülke statüsünde olup AB’nin oluşturmaya çalıştığı Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) için yürütülen çalışmalarda imzası bulunmaktadır. AYA’nın temelini oluşturan Bologna Süreci’nde ise hedeflenenlerden biri de “Hayat Boyu Öğrenmenin Teşvik Edilmesi” dir. Adı geçen bu öğrenimin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi ve sürdürülebilir olmasında üniversite sürekli eğitim merkezlerine büyük görev düşmekte ve bu merkezlerin önemi daha da artmaktadır. Sürekli eğitim merkezlerinde eğitim almak isteyen bir katılımcının mevcut eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik durumu, çalışmakta olduğu bir işinin olup olmadığı önemli olmamakla birlikte, bu merkezler, kişi hayatının her anında onun eğitimini tamamlayan bir parça olacaktır. Sürekli eğitim merkezleri, üniversitelerin her disiplininde üretilen bilgi ve beceriyi, bunlara ihtiyaç duyan kişiye ulaşmasını sağlayan bir eğitim köprüsüdür. Birçok disiplinin bir araya getirilerek oluşturulan sertifikasyon programlarıyla, kişisel gelişimin yanı sıra mesleki gelişime katkı sağlayan sürekli eğitim merkezleri, bulundukları bölgenin eğitim seviyesinin yükselmesine de katkı sağlayan birimlerdir. Merkezlerin birbirleri ile koordineli çalışmaları, bölgeler arası eğitim farklılıklarının asgari düzeye indirilmesi ve bilgiye ulaşım maliyetinin de düşmesine neden olacaktır. 46 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Sürekli eğitim merkezlerinin en önemli sorunlarının başında eğitim maliyetini artıran döner sermaye işlemleri gelmektedir. Bu sorunu, fiziksel yetersizlikler ve idari personel yetersizliği izlemektedir. Kurulabilecek Ulusal SEM Birliği, bu sorunların dile getirilmesi ve çözülmesinde önemli rol oynayacaktır. Eğitim programlarına katılanlar daha çok, mesleklerinde ön plana çıkmak, bilgilerini güncelleyerek çevre ile rekabet edebilir duruma gelmek istemektedirler. Eğitim sonu alacakları sertifikaları ikinci planda düşünmektedirler. Zaman zaman birçok sektörde uygulanan vergi indirimi ya da muafiyeti politikaları, eğitim hizmetinin satın alınmasında da hayata geçirilmelidir. Eğitim faaliyetlerindeki maliyet artırıcı bu gibi etkenlerin kaldırılması ile artacak talepler, Bilgi Toplumuna ve Avrupa Yükseköğretim Alanının desteklenmesine katkı sağlayacaktır. Kaynakça 1. Bilgi Toplumu Stratejik Eylem Planı, www.bilgitoplumu.gov.tr 2. Bologna Süreci, www.yok.gov.tr 3. Hayat Boyu Öğrenmenin Desteklenmesi Hibe Programı, http://www.mfib.gov.tr/attachments/tender/1257/1_Ba_vuru_Rehberi.doc 4. Avrupa Yükseköğretimden Sorumlu Bakanlar Konferansı Bildirgesi, Nisan 2009, www.bologna.yok.gov.tr 47 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 48 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir YAŞADIKÇA EĞİTİM: SORUNLAR ve YORUMLAR Prof.Dr.Hüseyin Vural, ODTÜ SEM Prof.Dr.Terken BAYDAR, Hacettepe Üniversitesi SEM Doç.Dr.Yıldız AYANOĞLU, Gazi Üniversitesi SEM Dr. Bilge SAY, ODTÜ SEM Uzman Elçin ÇİĞNER, CENGİZ, Ankara Üniversitesi SEM Araş. Gör. Nuray YILDIRIM, ODTÜ SEM 1. Eğitim ve Süreklilik Çağımızda eğitimde “Süreklilik”in önemi gün geçtikçe artıyor. Sürekli Eğitim Merkezleri (Continuing Education Centers) işte bu “süreklilik (continuing)” fikrinden hareketle ortaya çıkmıştır ve 4 senelik üniversite eğitiminin devamı niteliğinde eğitimler düzenleyen kurumlardır. Temel amaç mezunların bilgilerini “Sürekli” güncel tutmak, öğrenmek isteyen herkese, her kuruma ve çeşitli taleplere yönelik eğitimler düzenlemektir. Çünkü diploma tek başına yeterli olmamaktadır. SEM’ler Ne Kadar Başarılı? Büyük bir dinamizm söz konusu; yeni merkezler kuruluyor, bolca sürekli “Eğitim İlanları” görüyoruz, talep kısmen artıyor, üniversiteye getirisi artıyor. Ancak, SEM’lerin ne kadar başarılı olduğu tartışmaya açık bir konudur. Sanayimize bakalım; buluş ve patentlerin artışı yeterli mi, SEM’lerin katkısı ne kadar? Bürokrasimize bakalım; artık her şey tıkır tıkır yürüyor mu, kuyruklar azaldı mı? Toplumumuza bakalım; töre cinayetleri yok oldu mu? “Bizler ve Şikayetçi Olduğumuz Kişiler” şeklindeki toplumsal polarizasyonu aşabildik mi? Bu sorular bize gösteriyor ki; henüz başarılı değiliz. Üniversite diploması 4 yıl sonunda, yaklaşık 45-50 derse girildikten sonra ve 100-150 sınavdan başarılı olduktan sonra verilmektedir. SEM’lerde sağlanan eğitimlerde de sertifika ve katılım belgeli programlar için belli kriterler olmalıdır. Örneğin, ODTÜ SEM’de 4 saatin altındaki eğitimlere katılım belgesi vermiyoruz. Ayrıca, verdiğimiz eğitimleri ölçecek sınav gibi uygulamalar da program kalitesi açısından gereklidir. Bunlar gibi ortak eğitim kalitesine yönelik tanımlara ve süreçlere karar vermek tüm SEM’lerin ortak kaygısı olmalıdır. Bütün SEM’lerin ortak beklentisi; topluma çok daha verimli hizmet eden, buluşlarıyla ülkemize ve insanlığa katkı veren, insani duyguları daha fazla benimseyen, medyada görmekten üzüldüğümüz konularla daha bilinçli mücadele eden bireylerin gelişimine katkıda bulunmaktır. Katılımcıların, SEM’den aldıkları eğitimin sonunda “Evet öğrendim, işimde hemen kullanmam gerek, yaşamıma hemen aktarmam gerek” heyecanıyla ayrılması büyük önem taşımaktadır. Bunu sağlamak için ulusal ve uluslararası projeler de SEM’lerin gelişimine katkıda bulunacaktır. 2. Uluslararası Proje ve İşbirliği Deneyimleri SEM’lerin uluslararası projelerde ortak olması ve işbirliği yapması kalitenin arttırılması açısından önem taşımaktadır. Örneğin, ODTÜ SEM’in dahil olduğu uluslararası proje ve işbirliği deneyimleri aşağıda da görüleceği gibi SEM’lerin kendilerini uluslararası 49 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir paylaşımlara açmaları açısından faydalı olmaktadır. Bu da Türkiye’deki uygulamaları iyileştirmeye yardımcı olacaktır. EQUIPE Plus (European Quality in Individualised Pathways in EducationPlus) Projesi: (2005-2008) 1991 yılında kurulan ve Uluslararası, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olan EUCEN (Avrupa Üniversiteleri Sürekli Eğitim Merkezleri Ağı) kapsamında ODTÜ SEM’in ortağı olduğu bu projenin genel amacı üniversite yaşam boyu eğitiminde kalite düzenlemelerinin gözden geçirilmesi, kalitenin ve kalite konusundaki eğitim imkânlarının geliştirilmesidir. Bu projede hedef kitle; idareciler, işletmeciler, üniversite yaşam boyu eğitiminde çalışan proje yöneticileri ve Grundtvig proje koordinatörleridir. Projenin faydalanıcıları ise; yetişkinler ve üniversite yaşam boyu eğitim kurumlarından eğitim alan tüm kursiyerler olarak belirlenmiştir. VALUE (Volunteering and Lifelong Learning in Universities in Europe) Projesi: (2008-2011) Liverpool Üniversitesi ile ODTÜ SEM’in ortağı olduğu bu projenin genel amacı üniversite sürekli eğitim merkezleri ile gönüllü organizasyonların ilişkilerini geliştirmek ve bu çerçevede sürekli eğitim merkezlerinin gönüllü organizasyonlara faaliyetlerinde yardımcı olmak ve kişisel gelişimlerine destek vermelerini sağlamaktır. Bu proje kapsamında sonuncusu 2011 yılında Ankara’da yapılacak olan toplantıya tüm SEM’ler davet edilecektir. VIRQUAL (Network for integrating Virtual Mobility and European Qualification Framework in HE and CE Institutions) Projesi: (2009- 2011) Porto Üniversitesi (Portekiz) koordinatörlüğünde yürütülen bu projenin genel amacı Avrupa’daki yüksek ve sürekli eğitim kurumlarının sanal hareketliliği teşvik etmektir. ODTÜ’nün projedeki çalışması, Sürekli Eğitim kurumlarındaki uzaktan eğitim programlarında değerlendirme süreçlerinin uzaktan eğitim gereklerine uydurulması üzerinedir. Bu gibi projeler sayesinde yaşadıkça eğitim alanında SEM’ler bazında bilgi ve deneyimlerin gelişmesi sağlanabilir. Bu da bazı sorunlara uluslararası bakış açılarıyla yeni çözümler yaratabilir. 3. SEM’lerin Ortak Sorunları 2006 yılında Ankara’da yapılan 1. Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri toplantısı sonucunda ve sonrasında ortaya çıkan SEM’lerin ortak sorunlarının temel olarak “Kalite”, “Eğitim, İçerik, Organizasyon”, “Eğitmen” ve “Yasal sınırlamalar, Haksız rekabet” konularını içerdiği saptanmıştır. Bu sorunlar daha detaylı olarak şu şekilde sıralanabilir; Yetişmiş, eğitilmiş insan kaynağı: Kalite için belli bir donanım gerekmektedir. Bu noktada en başta gelen konulardan biri insan kaynaklarıdır. SEM’lerin kalitesinin arttırılabilmesi için öncelikle SEM’lerde görev yapan eğitilmiş personele ihtiyaç vardır. Bilginin ölçülmesi: SEM’lerde düzenlenen eğitimlerde ortak ölçütler, standartlar oluşturulmalı ve eğitim tamamlandıktan sonra katılımcıların bilgileri sınav gibi yöntemlerle ölçülmelidir. Bu sonuçlar da, katılımcıların kurumlarına ulaştırılmalı ve kurumların bu sonuçları terfi, ödül gibi uygulamalarda kullanmaları teşvik edilmelidir. 50 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Kalitenin ölçülmesi ve kursiyer takibi: SEM’lerde düzenlenen eğitimlerin kalitesinin sadece kendileri tarafından değerlendirmesi tam olarak doğru sonuçlar ortaya çıkarmayabilir, dışardan değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra, eğitimin sonrasında da kursiyerlerin bu bilgileri işlerinde ne ölçüde uygulayabildiğini, ne kadar faydalanabildiğinin ölçülmesi gerekmektedir. Eğiticilerin Eğitimi: SEM'lerde eğitim veren eğitimcilerin katılımcıların sorunlarını bilmesi önemlidir. Bu açıdan konulara katılımcıların ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşabilmek açısından eğitimcilerin eğitimine ihtiyaç olabilir. Eğitimlerin işlevselliği: Somut iş imkânı sağlayacak şekilde eğitimler tasarlanması gerekmektedir. Aynı zamanda katılımcılara verilen sertifikaların somut, işlevsel yaptırımları olmalıdır. Eğitim yöntemleri: Eğitim teknolojileri ve eğitim yöntemlerinin her bir eğitim için belirlenmesi gereklidir. Kursiyer odaklı eğitim yöntemleri tercih edilmelidir. Ücretsiz eğitimler: SEM'lerin ücretsiz eğitim düzenleme zorunluluğu yoktur, ancak önemli sosyal konularda çalıştaylar veya halk konferansları düzenlemesi ve ücretsiz eğitimlerin sayısının artması önemlidir. Kursun ciddiye alınması: Eğitim ücretini firmanın karşıladığı kişiler eğitime daha az önem göstermektedir. Kursiyerlerin mali açıdan bir miktar katkı sağlaması eğitime çok daha özen göstermesini sağlayabiliyor, çünkü bu durumda sahiplenme duygusu çok daha güçlü olmaktadır. Bilinçsiz eğitim seçimi: Katılımcıların bir kısmı bilinçsiz şekilde farklı farklı eğitimler almaya çalışmakta ve bu durum sonucunda da ortaya bir belge enflasyonu çıkmaktadır. Oysaki SEM'lerden alınan eğitimlerin amacına ulaşması için SEM'lerin katılımcıları doğru ve onlar için en işlevsel olacak eğitimlere yönlendirme görevini yerine getirmesi gerekmektedir. Eğitim açılan alanlar ve konular: SEM’ler, en çok talep yabancı dil veya temel bilgisayar eğitimi konularına geliyor diye temel olarak bu kursları açan birer kurum haline gelmemelidir. Bu eğitimleri dışarıdaki özel kurumlar da rahatlıkla verebilir. SEM’ler daha özel ve uzmanlığa ihtiyaç olan konularda eğitimler vermelidir. Ayrıca, SEM’lere gelen eğitim taleplerinde ilgili alanda üniversitede uzman kimse yoksa bu eğitimi açmaya hiç aday olmamak daha doğru olabilir. Bu gibi durumlarda, talep edilen konuda uzmanlığı olan diğer üniversitelerden yardım alınması açılan her eğitimin en kaliteli şekilde verilmesini sağlayacaktır. Ders notlarında eğitmen ve SEM haklarının korunması: Öğretim üyelerinin özel bir gayret ile hazırladıkları notların izinsiz çoğaltılması gibi uygulamalara engel olunmalıdır. Katılınmayan eğitim: Bazı kurumlar bir takım belgelerin şartlarını sağlayabilmek için eğitimler almayı talep etmektedirler. Amaçları sadece belgeyi almaktır; kalite ya da sürekli eğitim değildir. Özellikle kamu kurumlarına verilen eğitimler bazen kağıt üzerinde eğitimler olarak gerçekleşmektedir. Bu tip durumlarda belli mekanizmalarla katılımın ve katılımcıların eğitimi önemsemesinin sağlanması gereklidir. SEM’ler 51 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir üniversitenin birikimini toplumla paylaşmak amacını benimsemeli ve bu tip uygulamaların önüne geçecek önlemler almalıdır. Döner sermaye ek ödenek kesintisi: Maaşlara denge tazminatı olarak eklenen ödenek; döner sermayeden her hangi bir nedenle (eğitim, proje, danışmanlık, vb.) pay alınması durumunda bir sonraki yıl kesilmektedir. Bu durum, eğitim veren akademik personeli maddi açıdan olumsuz yönde etkilediği için eğitim, SEM’lerin talep olan eğitimlere eğitmen bulmakta sıkıntı yaşamasına sebep olmaktadır. Yurt dışı bağlantılı eğitimler ve sınavlar: Yurt dışından beraber eğitim düzenleme teklifleri gelebilmektedir ancak buradaki temel niyetin farkında olmak gerekmektedir. Niyetleri üniversitenin adını kullanarak kendi hocalarıyla iş yapmak ve piyasayı ele geçirmek olan kurumlarla işbirliği yapmamaya dikkat etmek gerekmektedir. Aynı zamanda, elektronik sınav merkezliği için anlaşma yaparken yabancı yazılımı alıp uygulayan araç durumuna düşmemeye özen gösterilmelidir. Bu yazılımları SEM’lerin geliştirmesi ve kendi yazılımlarını uygulamaları tercih edilmelidir. Fiziksel imkânların yetersizliği: SEM’lerin üniversitelerin eğitimde topluma açılan yüzü olarak iç ve dış mekanlarında fiziksel yetersizliklerinden kurtulmaları önemlidir. İç mekândaki imkânlar en son teknoloji ile yenilense de binadaki sorunlar eğitimleri etkilemektedir. Teknolojik araçların bilinçsizce alınması, var olan teknolojik araçların kullanılmaması: Yeni teknolojilerin kullanılması kalite için önemli olsa da eğer merkezler en son teknolojilerle donatılıp, kullanıma geçiremiyorsa bunun anlamı olmamaktadır. Yeni teknolojiler sorunlara çözüm getirmemekte; daha çok teknoloji daha iyi eğitim anlamına gelmemektedir. Önemli olan var olan teknolojik araçların bilinçli bir şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Profesyonel pazarlama imkanlarından yoksunluk: Eğitimlerin reklamı için ayrılan bütçe yeterli olamamakta ve pazarlama konusunda sistematik bir organizasyon bulunmamaktadır. Eğitim veren özel kurumların duyuru yapma imkânları daha çok gelişmiş olduğundan bu durum haksız rekabete sebep olmaktadır. Eğitim sonunda verilen belgelerin geçerliliği ve tanınması: SEM’ler tarafından verilen belgelerin geçerliliğinin ulusal ve uluslararası platformlarda yapılacak ortak akreditasyon çalışmalarıyla sağlanması gerekmektedir. Belgeler ve terminoloji konusunda ortak kavramsallaştırma eksikliği: SEM’ler tarafından verilen belgeler üzerinde piyasada ortak bir kavramsallaştırma olmadığı için zaman zaman sorunlar yaşanabilmektedir. Örneğin, sertifika programına katılmış ve başarısız olmuş kişilere katılım belgesi verilmesi bu belgenin sertifika gibi kullanılabilmesinin yolunu açık bırakmaktadır. Bu durumda, ortak bir terminoloji olmadığı için bu belge ile başvurulan kurum kişinin aslında programda başarılı olmadığı için bu belgeyi aldığını bilememektedir. Verilen katılım belgeleri, sertifikalar ve başarı belgelerinin standartları olmalı ve tanımları yapılmalıdır. SEM'ler arası işbirliği eksikliği: Kalite konusunda SEM'ler arası işbirliğine ihtiyaç vardır. Kalite konularında standartlar belirlenmeli ve uyulması 52 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir sağlanmalıdır. Bunun gerekmektedir. yapılabilmesi için merkezi bir karar organı 4. Örnek Uygulama Esasları Yukarıda bahsedilen sorunlara çözüm üretebilmek için, SEM’lerdeki uygulamaların tutarlılık göstermesi önemlidir. Örnek olarak, ODTÜ SEM Yönetim Kurulu kararıyla belirlenmiş bazı uygulama esasları aşağıda görüldüğü gibi ortak kalite normlarının geliştirilmesinde birer öneri olarak kullanılabilir. Tüm SEM’lerin katkısıyla ortak uygulama esaslarına varılabilir. Akademik Sorumluluk: o Eğitimin ODTÜ’nün akademik sorumluluğunda olabilmesi için, öğretim üyesinin vereceği eğitimin toplam eğitimin % 70’i olması gerekiyor ve ODTÜ dışından diğer eğitim destekçilerinin de ODTÜ öğretim üyeleri tarafından belirlenmesi gerekmektedir. o ODTÜ’de Turizm ile ilgili bir bölüm olmamasından dolayı, Turizm Sertifika Programı ve buna benzer sertifika programları için ODTU’nün akademik desteği %50 olabilecektir. Eğitimlere Devam: o Sertifikalar: o Eğitimlere devam zorunluluğu kapsamında, yasal nedenler dışında; devamsızlık maksimum, aralıklı olan eğitimlerde; % 20, ardışık olan eğitimlerde; 15 kurs gününe kadar % 10, 15-30 kurs günü arası %15, 30 kurs gününden fazla olanlar için % 20 olacak. Ancak kurs süresinin % 30’luk kısmına her ne şekilde olursa olsun (yasal nedenler dahil olmak üzere) katılmayanlar, sertifika alma hakkını kaybedecektir. Sertifika programlarına devam eden ve sınavda başarısız olan katılımcılara, ücreti karşılığı bir sınav hakkı daha verilebilecektir. Ayrıca, program içerisinde katılımcılardan proje çalışması istenilmiş ise, projelerini mutlaka teslim etmelerinin ve geçerli bir not almalarının önemi dönem başında öğrencilere hatırlatılacaktır. Eğitim Notları : o Merkezimizde eğitim veren öğretim elemanlarının eğitimlerde kullandıkları her türlü ders notları, ilgili öğretim elemanı Üniversiteden ayrıldıktan sonra da açılabilecek müteakip eğitimlerde kaynak olarak verilebilecektir. Ancak, birebir kullanılamayacak, ilgili öğretim elemanı halen Üniversitede görevli ise ders notlarının kullanılması için izin alınacak ve her iki koşulda da referans gösterilmesi sağlanacaktır. 53 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 54 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir TÜRKİYE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ BİRLİĞİ (TÜSEM) DERNEĞİ Prof. Dr. Hüseyin Vural Prof. Dr. Terken BAYDAR Doç. Dr. Yıldız AYANOĞLU, ODTÜ SEM Hacettepe Üniversitesi SEM Gazi Üniversitesi SEM Dr. Bilge SAY Uzman Elçin ÇİĞNER CENGİZ, Araş. Gör. Nuray YILDIRIM Ankara Üniversitesi SEM ODTÜ SEM ODTÜ SEM Sürekli Eğitim Merkezleri, Yaşadıkça Eğitim alanında aktif, kaliteli ve sürdürülebilir eğitimler sunabilmeleri ve yaşadıkları çeşitli sorunları aşabilmeleri için birlikte hareket edebilmelidirler. Bu noktadan çıkışla, bu bildiride, Ankara’daki devlet üniversitelerinin Sürekli Eğitim Merkezleri olarak bir süredir sürdürdüğümüz, Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği (TÜSEM) olarak dernekleşme çalışmalarını, bir tüzük taslağı halinde Sürekli Eğitim Merkezleri yöneticilerimizin bilgisine sunmak istiyoruz. Sürekli Eğitim Merkezlerinin eğitimlerin kalitesi için ortak çalışmalar yapmaları; Yaşadıkça Eğitim alanında Türkiye için stratejiler oluşturmaları; ulusal ve uluslararası ortak proje çalışmaları içinde olmaları tabii ki hem devlet hem de vakıf üniversitelerimizin Sürekli Eğitim Merkezlerinin ortak tasası olacaktır. Ancak gerek taslak tüzüğü oluştururken yaptığımız ilk çalışmalarda, gerek taslak tüzüğün bazı maddelerinde görüleceği üzere, devlet üniversitelerinin Sürekli Eğitim Merkezlerini verimli çalışabilmekten alıkoyan yasal sınırlamalardan doğan sorunlar da göz ardı edilmemesi gereken bir sorunlar yumağıdır. Diğer üniversitelerimizin bu konuda anlayışına sığınmaktayız. Ekteki tüzüğün temel şablonunu Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK)1 tüzüğünü esas alarak hazırladık. MÜDEK, farklı mühendislik alanlarındaki eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaparak ülkemizde mühendislik eğitimin kalitesini yükseltmek için çalışan bağımsız bir kuruluştur. Bağımsız olmakla beraber Yüksek Öğrenim Kurulu tarafından ulusal bir kalite güvence kuruluşu olarak tanınmakta ve Avrupa Mühendislik Eğitimi Akreditasyon Ağının asil bir üyesi olarak aktif rol oynamaktadır. Benzer bir rolün TÜSEM tarafından Yaşadıkça Eğitim alanında üstlenebilineceğini düşünüyoruz. Sorunların tek elden dile getirilmesinin yanı sıra, Sürekli Eğitim Merkezleri eğitimlerinin istek üzerine akreditasyon sürecine sokulması, bu sürecin ölçütlerini ve aşamalarını belirlemede koordinasyon görevlerinin yerine getirilmesi; eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi için ortak çalışmalar yapılmasıyla oluşan birikimler sonucu TÜSEM de ulusal ve uluslararası alanda Türkiye üniversitelerinde Sürekli Eğitim Merkezlerinin daha aktif ve kaliteli çalışmalar yapabilmelerini sağlayacaktır. Bunu sağlayabilmek için TÜSEM üyelerinin SEM yöneticileri veya TÜSEM amaçlarını destekleyebilecek kamu hukuku tüzel kişileri olabilmelerini öngördük. Ancak Danışma Kurulu yapısı içinde Sürekli Eğitim Merkezlerinin eski deneyimli yöneticileri; KALDER, MÜDEK gibi gerek TÜSEM akreditasyon süreçleri gerekse Yaşadıkça Eğitim paydaşları için görüşlerini almak isteyeceğimiz kuruluş ve kişilere ulaşabilmeyi hedefledik. TÜSEM’in dernekler yasasının gerektirdiği organlarına ek olarak, Sürekli Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu çerçevesinde eğitim programlarının değerlendirilmesi ve 1 Yardımları için Sn Prof Dr Mustafa Tokyay ve MÜDEK’e teşekkürlerimizi sunarız. 55 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir akreditasyon çalışmalarını yürütebileceğini düşündük. Bunun dışında, Sürekli Eğitim Merkezleri ortak web sitesi oluşturma, ortak bir terimler sözlüğü oluşturma, bültenler yayınlama gibi komite ve çalışma grupları dernek bünyesinde yer alabilir. Tüzüğün tüm maddelerini görüşlerinize açarken bazı noktaları özellikle dikkatinize sunmak istiyoruz. Örneğin bireysel üye olunabileceği için eğer iktisadi kuruluşu olmazsa TÜSEM’in mali kaynakları bağış ve aidatlarla sınırlı kalacaktır. Bu da amaçlarını gerçekleştirmek için bir sınırlama olacaktır. Keza değişik koşullarda çalışmakta olan Sürekli Eğitim Merkezlerinin eşit temsili de ortak kararların adil alınmasında önemli olabilecektir. Özel eğitim kuruluşlarında aktif görev almanın TÜSEM üyeliğiyle çıkar çatışması yaratabileceğini öngördük. Bu gibi konuların Rektörlüklerimizin de desteği alınarak çözümlenebileceğini umuyoruz. Ekteki tüzük taslağını ve terimler sözlüğünü bu bilgiler dahilinde Sürekli Eğitim Merkezleri yöneticilerimizin görüşlerine saygılarımızla sunuyoruz. Ek 1. Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği Derneği Tüzük Taslağı Ek 2. Türkiye Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri Terimler Sözlüğü, Belge Tanımları ve İşleyiş Esasları 56 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir TÜRKİYE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ TÜZÜĞÜ (TASLAK) MADDE 1: Derneğin Adı ve Merkezi Derneğin adı "Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği Derneği"dir. Derneğin kısa adı "TÜSEM"dir ve tüzüğün bundan sonraki maddelerinde kısa adı ile anılmıştır. Derneğin merkezi Ankara'dadır ve şubesi yoktur. MADDE 2: Derneğin Amacı ve Faaliyet Alanları a) TÜSEM'in temel amacı, Sürekli Eğitim Merkezlerinin malî ve bürokratik sorunlarının yetkili merciler karşısında tek elden güçlü şekilde temsil edilerek çözümlenmesini sağlamak ve merkezlerde düzenlenen tüm eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaparak Sürekli Eğitim Merkezlerinin daha aktif ve kaliteli eğitim veren kurumlar haline getirilmesini sağlamaktır. b) TÜSEM, amacını gerçekleştirmek için aşağıdaki faaliyetlerde bulunur: I. Sürekli Eğitim Merkezlerinin, Yaşam Boyu Öğrenme alanında toplumun refahına ve bireylerin kişisel ve mesleki gelişimine katkı sağlamasını ve üniversite-toplum işbirliğini arttırıcı stratejiler ve uygulama önerileri geliştirmek, üyelerin görüşlerine sunmak, iyi uygulama örneklerini paylaşmak. II. Sürekli eğitim programlarının paydaşlarının şimdiki ve gelecekteki gereksinimlerini devamlı izleyerek, program değerlendirme ölçütlerinin belirlenmesini, gerektiğinde değerlendirme ölçütlerinin ve süreçlerinin gözden geçirilmesini ve yenilenmesini sağlamak, III. Sürekli Eğitimle ilgili kavramların tanımlarının yapılacağı ve belge tanımlarının getirileceği bir “Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri Terimler Sözlüğü” oluşturmak ve güncellemek. IV. Üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinden eğitim almak isteyenlerin girip arama ve karşılaştırma yapabileceği bir TÜSEM web sayfası ve veritabanı oluşturmak ve güncellemek. V. Amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli olan her türlü bilgi, belge, doküman ve yayınları temin etmek, dokümantasyon merkezi oluşturmak, üyelerine dağıtmak üzere çalışma ve bilgilendirme bültenleri çıkarmak, çalışma alanı ile ilgili basılı materyal hazırlamak, posta ve elektronik posta ile yaymak, VI. Sürekli Eğitim Merkezlerinde düzenlenen eğitim programlarını, merkezlerin başvurusu üzerine değerlendirmek, akredite etmek, VII. Akreditasyon çalışmalarında görev alacak değerlendiricilerin seçimi ve eğitimini yürütmek, VIII. Program yöneticilerinin ve öğretim üyelerinin program değerlendirmesi konusunda bilgilendirilmesini gerçekleştirmek, IX. Eğitim, değerlendirme ve akreditasyon ile ilgili kuruluşlarla iletişim kurmak, işbirliği yapmak, ortak projeler yürütmek, yardımlaşmak, X. İlgili ulusal ve uluslararası kuruluşlara üye olmak, 57 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir XI. Faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi için inceleme ve araştırmalar yapmak, Avrupa Birliği projelerine dahil olmak, XII. Ulusal düzeyde konferans, panel, çalıştay vb. toplantılar düzenlemek ve bu kapsamdaki çalışmalara destek vermek, XIII. Amaçlarını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu gelirleri temin etmek amacıyla iktisadi, ticari ve sanayi işletmeler kurmak ve işletmek, veya benzer amaçlı işletmelere ortak olmak, XIV. Faaliyetler için ihtiyaç duyulan taşınır, taşınmaz mal satın almak, satmak, kiralamak, kiraya vermek ve taşınmazlar üzerinde ayni hak tesis etmek, XV. Amacın gerçekleştirilmesi için gerek görülmesi durumunda federasyon kurmak veya kurulu bir federasyona katılmak, gerekli izin alınarak derneklerin izinle kurabileceği tesisleri kurmak, mallarının bir kısmı ile vakıf birlikleri kurmak, XVI. Amaçları ile ilgisi bulunan ve kanunlarla yasaklanmayan alanlarda, diğer derneklerle, vakıflarla, sendikalarla, birliklerle ve benzeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek için platformlar oluşturmak. XVII. Amaçlarını gerçekleştirmek için gerek görülmesi halinde kamu kurum ve kuruluşları ile görev alanlarına giren konularda ortak projeler yürütmek, XVIII. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nda belirtilen usullere göre ve gerekli izinler alınmak koşuluyla yardım toplama faaliyetlerinde bulunmak ve yurt içinden ve yurt dışından bağış kabul etmek, MADDE 3: Üyelik Koşulları ve Üyeliğe Kabul a) Fiil ehliyetine sahip gerçek kişiler, i. Üniversitelerin Sürekli Eğitim Merkezlerinde (veya muadil Merkezler) , Başkan (Müdür), Başkan Yardımcısı (Müdür Yardımcısı) ve/veya Merkez Yönetim Kurulu görevini yürütmekte olanlar b) Amaçları ve yürüttükleri etkinliklerle TÜSEM'in amaçlarını destekleyecek olan kamu hukuku tüzel kişileri (Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, kültürel ve sosyal kamu kurumları idarecileri, ilgili kurumlarını temsilen) Yönetim Kurulu kararıyla TÜSEM üyesi olabilirler. Genel Kurul onayıyla alınacak kararlar ve kurulların adaletli çalışımında dağılımı sağlamak için her Sürekli Eğitim Merkezi’nden (a) bendindeki şartları sağlayan en fazla üç üye kabulu esas alınacaktır. MADDE 4: Üyeliğin Dondurulması TÜSEM üyeleri arasından özel eğitim kurumlarına yönetici veya danışman olarak geçenlerin, bu görevleri süresince olası çıkar çatışma ve/veya çakışmalarını önlemek amacıyla, üyelikleri otomatik olarak dondurulur. Üyelikleri dondurulanlar TÜSEM ile ilgili hiçbir üyelik hakkını kullanamazlar, TÜSEM kurullarında görev yapamazlar ve yıllık aidat ödemezler. 58 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir MADDE 5: Üyelikten Çıkma Her üye, istifa etmek suretiyle dilediği anda TÜSEM üyeliğinden çıkabilir. Ancak istifanın yazılı olması şarttır. Üyenin istifa dilekçesi Yönetim Kurulu'na ulaştığı anda çıkış işlemleri sonuçlanmış sayılır. Üyelikten ayrılma, üyenin derneğe olan birikmiş borçlarını sona erdirmez. Ölüm nedeniyle üyeliğin düşmesi durumunda borç takibi yapılmaz. MADDE 6: Üyelikten Çıkarılma Kanunların ve işbu tüzüğün gerektirdiği şartları kaybeden üyeler Yönetim Kurulu kararıyla TÜSEM üyeliğinden çıkarılırlar. Görevi son bulan, kamu kurumlarını temsilen üye olan idarecilerin üyeliği kendiliğinden son bulur. Ancak, Genel Kurul (GK) üyesiyken aktif Sürekli Eğitim merkez başkanlığı, başkan yardımcılığı veya yönetim kurulu üyeliğinden çeşitli sebeplerle ayrılan (GK) üyesinin üyeliği TÜSEM yönetim kurulu kararıyla devam edebilir. TÜSEM üyeliğinden çıkarılmayı gerektiren haller aşağıda sıralanmıştır: a) TÜSEM tüzüğüne aykırı davranışlarda bulunmak, b) Verilen görevlerden sürekli kaçınmak, c) Yazılı ikazlara rağmen üyelik aidatını altı ay içinde ödememek, d) TÜSEM organlarınca verilen kararlara uymamak, e) Üye olma şartlarını kaybetmiş olmak. MADDE 7: Organlar TÜSEM'in organları aşağıda sıralanmıştır: a) Genel Kurul, b) Yönetim Kurulu, c) Denetim Kurulu, d) Sürekli Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu, e) Danışma Kurulu f) Komite ve Çalışma Grupları Yönetim Kurulu'nun önerisi ve Genel Kurul'un onayı ile TÜSEM faaliyetlerinin yerine getirilmesi amacıyla yeni kurullar oluşturulabilir. MADDE 8: Genel Kurul Genel Kurul, TÜSEM'in en yetkili karar organı olup, TÜSEM'e kayıtlı üyelerden oluşur. Olağan Genel Kurul, her iki yılda bir Şubat ayı içerisinde, Yönetim Kurulu'nca belirlenecek gün, yer ve saatte toplanır. Dernek üyesi tüzel kişiler, Genel Kurul toplantısında kim tarafından temsil edileceklerini Genel Kurul yapılacak yılın Ocak ayı başına kadar, gerekli yetki belgeleri ile beraber Dernek Yönetim Kurulu Başkanlığı'na bildirirler. MADDE 9: Genel Kurula Çağrı ve Toplantı Yeter Sayısı a) Yönetim Kurulu, Genel Kurul'a katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel Kurul'a katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve 59 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir gündemi basılı olarak duyurulmak veya yazılı olarak ya da elektronik posta ile bildirilmek suretiyle Yönetim Kurulu tarafından toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, yetersayı sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az, altmış günden fazla olamaz. b) Toplantı, yetersayı sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa, bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı usulüne uygun olarak üyelere duyurulur ve ikinci toplantı için çağrı yapılır. İkinci toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur. Genel Kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz. c) Genel Kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin yarısından bir fazlasının, tüzük değişikliği ve TÜSEM'in feshi hallerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; yetersayının sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda yetersayı aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, Yönetim ve Denetim Kurulları asıl üye tam sayısının iki katından az olamaz. MADDE 10: Genel Kurul Toplantı İlkeleri a) Genel Kurul'a katılacak üyeler, Yönetim Kurulu'nca düzenlenen "Genel Kurul Üyeleri Çizelgesi"ndeki adlarının karşısına imza atmak suretiyle toplantıya girebilirler. b) Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı Yönetim Kurulu başkanı veya görevlendireceği Yönetim Kurulu üyelerinden biri tarafından açılır. Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de Yönetim Kurulu'nca bir tutanak düzenlenir. c) Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere başkan, bir başkan vekili ile bir yazman seçilerek üç kişilik divan heyeti oluşturulur. d) Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel Kurul'un gündem taslağı Yönetim Kurulu tarafından hazırlanır. Divan gündem taslağını görüşmeye açar ve Genel Kurul üyelerinden gelen değişiklik önerilerini de gözeterek oylar ve kesinleştirir. e) Genel Kurul'da her gerçek ya da tüzel kişi temsilcisi üyenin bir oy hakkı vardır; üye oyunu şahsen kullanmak zorundadır. f) Genel Kurul'da, Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimleri gizli oylama ile diğer konulardaki kararlar ise aksine karar alınmamışsa açık oylamayla yapılır. Gizli oylar, divan başkanı tarafından, mühürlenmiş kağıtların veya oy pusulalarının üyeler tarafından gereği yapıldıktan sonra içi boş bir kaba ya da kutuya atılması ile toplanan ve oy vermenin bitiminden sonra açık dökümü yapılarak belirlenen oylardır. Açık oylamada, divan başkanının belirteceği yöntem uygulanır. g) Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan heyeti tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler Yönetim Kurulu başkanına teslim edilir. Yönetim Kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni seçilen Yönetim Kurulu'na yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur. MADDE 11: Olağanüstü Genel Kurul a) Yönetim Kurulu'nun veya Denetim Kurulu'nun gerekli gördüğü hallerde veya TÜSEM üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde Genel Kurul Yönetim Kurulu'nca olağanüstü toplantıya çağırılır. 60 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir b) TÜSEM üyelerinden beşte birinin yazılı isteğine karşın Yönetim Kurulu'nun Genel Kurul'u otuz gün içinde olağanüstü toplantıya çağırmaması halinde, üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hakimi üç üyeyi Genel Kurul'u toplantıya çağırmakla görevlendirir. c) Olağanüstü Genel Kurul toplantısında, sadece toplantıya neden olan konu hakkında görüşülüp karar alınır; toplantı sırasında gündeme madde eklenmesi önerisi yapılamaz. MADDE 12: Genel Kurulun Görev ve Yetkileri Genel Kurul'un görev ve yetkileri aşağıda sıralanmıştır: a) Yasalar ve tüzük hükümleri doğrultusunda gerekli kararları almak, b) Gelecek çalışma dönemi çalışma programı ile bütçe, gelir ve gider çizelgelerini görüşüp onaylamak, c) Üyelerden alınacak giriş ödentisi ve yıllık aidat miktarlarını belirlemek, d) Geçen çalışma dönemine ilişkin Yönetim Kurulu çalışma raporu ile bilanço ve gelirgider çizelgelerini ve Denetim Kurulu raporunu görüşüp onaylamak; Yönetim Kurulu'nu aklamak, e) Gelecek çalışma dönemi Yönetim ve Denetim Kurullarının asıl ve yedek üyelerini gizli oyla seçmek, f) Tüzük değişikliğine ilişkin Yönetim Kurulu önerisini görüşüp karara bağlamak, g) Yönetim Kurulu'nun hazırlayıp önerdiği yönetmelikler ve oluşturulmasını önerdiği kurullar hakkında karar almak, h) TÜSEM için gerekli olan taşınmaz malların satın alınması veya mevcut taşınmaz malların satılması hususunda Yönetim Kurulu'na yetki vermek, i) TÜSEM'in uluslararası çalışmalar yapması, ulusal ve uluslararası kuruluşlara üye olması ya da bu kuruluşların üyeliklerinden ayrılması, bunlarla işbirliğinde bulunması için Yönetim Kurulu'nun yaptığı öneriler hakkında kararlar almak ve bu konularda Yönetim Kurulu'na yetki vermek, j) Ortaklık, iktisadi, ticari ve sanayi işletme, sandık ve vakıf kurulmasına ya da kurulmuş ya da kurulacaklara katılmaya karar vermek, k) Her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar ile TÜSEM hizmetleri için görevlendirilecek Yönetim Kurulu üyelerine verilecek gündelik ve yolluk miktarlarının Yönetim Kurulu'nca belirlenmesinde kullanılacak esasları belirlemek, l) TÜSEM'in feshine ve malvarlığının dağıtılmasına karar vermek, m) Yönetim Kurulu'nca teklif edilen diğer önerileri inceleyip karara bağlamak ve gerekli konularda karar vermek. MADDE 13: Yönetim Kurulu Yönetim Kurulu, Genel Kurul tarafından iki yıllık süre için gizli oyla seçilen beş asıl ve beş yedek üyeden oluşur. Asıl üyeliklerden boşalma olması halinde yedek üyeler Genel Kurul'daki seçimde aldıkları oy sırasına göre göreve çağırılır. Yönetim Kurulu üyeleri gönüllülük esasına göre çalışırlar; Yönetim Kurulu üyeliği ya da katıldıkları Yönetim Kurulu toplantıları için huzur hakkı alamazlar. Ancak Dernekle ilgili 61 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir görevlendirildikleri bir etkinliği gerçekleştirmek amacı ile yaptıkları harcamalar Dernek bütçesinden karşılanır. Aktif üyelik koşullarını artık sağlayamayan yönetim kurulu üyesinin görevi bir sonraki genel kurula kadar devam eder. Yönetim Kurulunda aynı üniversiteden 2 üye aynı zaman diliminde görev alamaz. MADDE 14: Yönetim Kurulunun Çalışma İlkeleri a) Yönetim Kurulu seçimini izleyen ilk toplantısında bir başkan, bir başkan yardımcısı, bir sayman ve bir sekreter üye seçerek göreve başlar. b) Yönetim Kurulu yılda en az dört defa toplanır ve gerektiğinde Yönetim Kurulu başkanı tarafından olağanüstü toplantıya çağırılabilir. c) Yönetim Kurulu toplantıları üyelerden en az üçünün bulunmasıyla açılır ve sürdürülür; kararlar toplantıda bulunanların çoğunluğu ile alınır. d) Özür bildirmeksizin birbiri ardına üç toplantıda bulunmayan üye çekilmiş sayılır. e) Yönetim Kurulu video-konferans ya da tele-konferans yoluyla da toplanabilir. MADDE 15: Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri Yönetim Kurulu'nun görev ve yetkileri aşağıda sıralanmıştır: a) Yasalar ve tüzük hükümleri doğrultusunda gereken iş ve işlemleri yapmak, kararları almak ve uygulamak, b) Genel Kurul'un aldığı kararları uygulamak, c) TÜSEM'i başkanı aracılığıyla temsil etmek ya da gerektiğinde diğer üyelere temsil yetkisi vermek, d) Çalışma dönemi çalışma programı ile, bütçe, gelir-gider çizelgelerini hazırlamak, Genel Kurul'un onayına sunmak ve uygulamak, e) Üyelikten çıkarılmayı gerektiren durumdaki üyelerin çıkarılmasına ilişkin gerekli incelemeleri yapmak, gerçek ve tüzel kişilerin üyelikten çıkartılma kararını vermek, f) Genel Kurul toplantılarının tarihini, saatini, yerini ve gündemini saptamak, üyelere duyurmak, g) Geçen çalışma dönemi çalışma raporu ile bilanço ve gelir-gider çizelgelerini hazırlayarak Genel Kurul'a sunmak, h) TÜSEM'in işleyişi ve çalışma esaslarının belirlenmesine ilişkin yönetmeliklerin, gerektiğinde ilgili tarafların görüşlerini de alarak hazırlanması, değiştirilmesi ve iptaline ilişkin çalışmaları yapmak ve Genel Kurul'un onayına sunmak, i) TÜSEM yönetmeliklerinin öngördüğü yönergeleri, gerektiğinde ilgili tarafların görüşlerini de alarak hazırlanmak, değiştirmek ve iptal etmek, j) Gerekli gördüğünde, TÜSEM faaliyetlerini yerine getirmek amacıyla TÜSEM organı olarak çalışacak yeni kurulların oluşturulması ile ilgili öneriler oluşturmak ve Genel Kurul'un onayına sunmak, k) Gerekli gördüğünde, TÜSEM faaliyet alanlarında görev yapacak danışma kurulları, komiteler, çalışma grupları kurmak ve bunlarca oluşturulacak raporları inceleyip karar almak, 62 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir l) TÜSEM'in yönetsel ve mali işlerini yürütecek personel ile danışmanları atamak, bunlara ödenecek ücretleri belirlemek ve gerektiğinde işlerine son vermek, m) TÜSEM amaçlarına uygun olarak ulusal ve uluslararası kuruluşlarla yapılacak işbirlikleri hakkında öneriler oluşturmak, Genel Kurul'un onayına sunmak, Genel Kurul tarafından verilen yetkiye dayanarak bu tür etkinlikleri planlamak ve yürütmek, n) Gerekli gördüğünde, TÜSEM tüzüğünün değiştirilmesine ilişkin çalışmaları yapmak ve Genel Kurul'un onayına sunmak, o) TÜSEM organlarının işlemleri ile ilgili itirazları karara bağlamak. MADDE 16: Denetim Kurulu a) Denetim Kurulu, Genel Kurul tarafından iki yıllık süre için gizli oyla seçilen üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur. b) Özür bildirmeksizin birbiri ardına üç toplantıda bulunmayan üye çekilmiş sayılır. c) Asıl üyeliklerden boşalma olması halinde yedek üyeler Genel Kurul'daki seçimde aldıkları oy sırasına göre göreve çağırılır. d) Denetim Kurulu ilk toplantısında başkanını seçer ve bunu Yönetim Kurulu'na yazı ile bildirir. e) Denetim Kurulu toplantı yeter sayısı ikidir. f) Denetim Kurulu'nun görev ve yetkileri aşağıda sıralanmıştır: i. TÜSEM'in, tüzüğünde gösterilen amaçlar ve bu amaçların gerçekleştirilmesi için sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata uygun olarak tutulup tutulmadığını, en az yılda bir kez denetlemek ve denetim sonuçlarını yazılı rapor şeklinde Yönetim Kurulu'na iletmek, ii. Gerekli gördüğünde ya da çağrıldığında Yönetim Kurulu toplantılarına oy hakkı olmaksızın katılmak, görüş ve düşüncelerini paylaşmak, iii. Denetim sonuçlarını ortak imzalı bir rapor şeklinde Genel Kurul'a sunmak. MADDE 17: Sürekli Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu Sürekli Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu SEMlerde düzenlenen eğitim programlarının değerlendirilmesi ve akreditasyonu için gereken çalışmaları yürütür. Bu kurulun yapısı, üyeleri ve çalışma esasları Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan ve Genel Kurul tarafından onaylanacak yönetmelikle belirlenir. Bu yönetmelikte yapılacak değişiklerde de aynı yöntem izlenir. MADDE 18: Danışma Kurulu Danışma Kurulunun yapısı, üyeleri ve çalışma esasları Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan ve Genel Kurul tarafından onaylanacak yönetmelikle belirlenir. TÜSEM stratejileri ve uygulamaları ile ilgili gözlemlerinden ve tecrübelerinden yararlanmak üzere toplumun çeşitli kesiminden bireyler veya kurum temsilcileri Yönetim kurulu kararıyla Danışma Kuruluna davet edilir. MADDE 19: Çalışma Grupları ve Komiteler İlgili çalışma grupları ve komiteler Sürekli eğitimle ilgili kavramların yapılacağı ve belge tanımlarının getirileceği bir “Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri Terimler Sözlüğü” 63 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir oluşturulması, üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinden eğitim almak isteyenlerin girip arama yapabileceği bir veritabanı içeren TÜSEM web sitesinin hazırlanması ve tüm SEMleri bilgilendirmek amacıyla belirli aralıklarla gönderilen Sürekli Eğitim Merkezleri bülteninin hazırlanması çalışmalarını yürütür. Yönetim Kurulu kararıyla ve Genel Kurul'un onayıyla gerek görüldüğünde yeni komite ve çalışma grupları oluşturulabilir. MADDE 20: Gelirler TÜSEM'in gelir kaynakları aşağıda sıralanmıştır: a) Özel ve tüzel üyelerden alınacak giriş ödentisi ve yıllık aidatlar, b) Bağışlar (TÜSEM amaçlarının gerçekleşmesi için mal ve para olarak yapılacak yardımlar), c) Mevduat faizi, repo, hazine bonosu ve benzeri menkul gelirleri, d) Taşınır ve taşınmaz malvarlığından elde edilecek kira vb. gelirleri, e) Kurs, seminer, eğitim, program değerlendirme, program akreditasyon, yayın vb. etkinliklerden ve diğer TÜSEM faaliyetlerinden elde edilecek gelirler, f) TÜSEM'in amaçlarını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu geliri temin etmek amacıyla kurduğu, işlettiği ve ortak olduğu iktisadi, ticari ve sanayi işletmelerden elde edilen kazançlar. g) İlgili yasaların izin verdiği diğer gelirler. TÜSEM'e gelir elde etmek için yapılacak faaliyetlerde Yönetim Kurulu yetkilidir. Bu gelirler ancak Dernekler Kanunu'nda belirtilen esaslara göre düzenlenmiş makbuzlar karşılığı tahsil olunur. Parayı verenin ve tahsilat yapanın makbuz üzerinde açık kimliği ve imzası bulunur. Yönetim Kurulu gelirleri toplamak, harcamaları yapmak, bankadan para çekmek vb. konularda alacağı kararla üyelerinden bir ya da birkaçını münferiden ya da müştereken yetkili kılabilir. Bu durum diğer Yönetim Kurulu üyelerinin hukuksal sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. MADDE 21: Derneğin İç Denetimi TÜSEM'te Genel Kurul, Yönetim Kurulu veya Denetim Kurulu tarafından iç denetim yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir. Genel Kurul, Yönetim Kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, Denetim Kurulu'nun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. MADDE 22: Derneğin Borçlanma Usulleri TÜSEM, amacını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini yürütebilmek için ihtiyaç duyulması halinde Yönetim Kurulu'nun kararı ile borçlanma yapabilir. Bu borçlanma kredili mal ve hizmet alımı konularında olabileceği gibi nakit olarak da yapılabilir. Ancak bu borçlanma, TÜSEM'in gelir kaynakları ile karşılanamayacak miktarlarda ve TÜSEM'i ödeme güçlüğüne düşürecek nitelikte yapılamaz, o yıl için Genel Kurul tarafından onaylanmış gelirler bütçesinin yarısını geçemez ya da yeni çalışma dönemlerine sarkamaz. Yönetim Kurulu, Genel Kurul kararı ile proje bazında daha büyük miktarlarda borçlanabilir. MADDE 23: Derneğin Feshi ve Mal Varlığının Tasfiye Şekli TÜSEM Genel Kurulu her zaman TÜSEM'in feshine karar verebilir. Genel Kurul'da fesih konusunun görüşülebilmesi için Genel Kurul'a katılma hakkı bulunan üyelerin 2/3 64 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir çoğunluğu aranır. Çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, Yönetim ve Denetim Kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz. Fesih kararının alınabilmesi için gerekli olan karar çoğunluğu toplantıya katılan üyelerin oylarının 2/3'ü'dür. Genel Kurul'da fesih kararı oylaması açık olarak yapılır. Genel Kurul tarafından fesih kararı verildiğinde, tasfiye son Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan tasfiye kurulunca yapılır. Bu işlemlere, feshe ilişkin Genel Kurul kararının alındığı veya kendiliğinden sona erme halinin kesinleştiği tarihten itibaren başlanır. Tasfiye süresi içinde bütün işlemlerde TÜSEM adında "tasfiye halinde Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Derneği" ibaresi kullanılır. Tasfiye kurulu, mevzuata uygun olarak TÜSEM'in para, mal ve haklarının tasfiyesi işlemlerini baştan sonuna kadar tamamlamakla görevli ve yetkilidir. Bu kurul, önce derneğin hesaplarını inceler. İnceleme esnasında derneğe ait defterler, alındı belgeleri, harcama belgeleri, tapu ve banka kayıtları ile diğer belgelerinin tespiti yapılarak varlık ve yükümlülükleri bir tutanağa bağlanır. Tasfiye işlemleri sırasında derneğin alacaklılarına çağrıda bulunulur ve varsa malları paraya çevrilerek alacaklılara ödenir. Derneğin alacaklı olması durumunda alacaklar tahsil edilir. Alacakların tahsil edilmesi ve borçların ödenmesinden sonra kalan tüm para, mal ve hakları, Genel Kurul'da belirlenen yere devredilir. Genel Kurul'da, devredilecek yer belirlenmemişse merkezi Ankara'da bulunan ve TÜSEM'in amacına en yakın ve fesih edildiği tarihte en fazla üyeye sahip derneğe devredilir. Tasfiyeye ilişkin tüm işlemler tasfiye tutanağında gösterilir ve tasfiye işlemleri, mülki idare amirliklerince haklı bir nedene dayanılarak verilen ek süreler hariç üç ay içinde tamamlanır. Derneğin para, mal ve haklarının tasfiye ve intikal işlemlerinin tamamlanmasını müteakip tasfiye kurulu tarafından durumun yedi gün içinde bir yazı ile dernek merkezinin bulunduğu yerin mülki idare amirliğine bildirilmesi ve bu yazıya tasfiye tutanağının da eklenmesi zorunludur. Derneğin defter ve belgelerini tasfiye kurulu sıfatıyla son Yönetim Kurulu üyeleri saklamakla görevlidir. Bu görev, bir Yönetim Kurulu üyesine de verilebilir. Bu defter ve belgelerin saklanma süresi beş yıldır. MADDE 24: Hüküm Eksikliği Bu tüzükte belirtilmemiş hususlarda yürürlükte bulunan Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve bu Kanunlara atfen çıkartılmış olan Dernekler Yönetmeliği ve ilgili diğer mevzuatın dernekler hakkındaki hükümleri uygulanır. MADDE 25: Tüzük Değişikliği a) Tüzük değişikliği Genel Kurul kararı ile yapılabilir. Tüzük değişikliği önerileri Yönetim Kurulu kararıyla ya da olağan Genel Kurul toplantılarında, üye sayısının en az 1/5'inin yazılı başvurusu üzerine toplantıya katılanların yarıdan bir fazlasının olumlu oyu ile Genel Kurul gündemine ilave edilebilir. b) Genel Kurul'da tüzük değişikliği yapılabilmesi için, tüzük değişiklerinde Genel Kurul toplantısına katılımda aranan yetersayı koşulunun sağlanmış olması gerekir. c) Tüzük değişikliği için gerekli olan karar çoğunluğu toplantıya katılan ve oy kullanma hakkı bulunan üyelerin oylarının 2/3'ü'dür. 65 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir GEÇİCİ MADDE 1: Geçici Giriş Ödentisi ve Yıllık Aidat İlk Genel Kurul toplanana kadar gerçek ve tüzel tüm üyelerin giriş ödentisi 60 TL, yıllık üye aidatı da 60 TL'dir. GEÇİCİ MADDE 2: İlk genel kurulda dernek organları oluşturulana kadar, derneği temsil edecek ve dernekle ilgili iş ve işlemleri yürütecek olan geçici yönetim kurulu üyeleri aşağıda belirtilmiştir. Geçici Yönetim Kurulu Üyelerinin; Adı ve Soyadı : Görev Ünvanı : Bu tüzük 25 madde ve 2 geçici maddeden oluşmaktadır. TÜSEM'in Kurucuları ve Geçici Yönetim Kurulu 1. 2. 3. 66 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir TÜRKİYE ÜNİVERSİTE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ TERİMLER SÖZLÜĞÜ, BELGE TANIMLARI VE İŞLEYİŞ ESASLARI Akreditasyon: (Accreditation) Bir eğitim kuruluşunun akademik standartlarının dış bir merci, birlik veya sınav organı veya daha üst bir eğitim kuruluşu tarafından tanınması ve kabul edilmesi. Örneğin; bir kurs üzerine tanınan bir standardın konması böylece başarıyla tamamlama durumunda alınan sertifikanın daha sonraki bir zamanda aynı veya farklı bir eğitim kurumunda ileri bir nitelik olarak kabul görmesi. (Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından düzenlenen eğitimlerin standartları kurulması planlanan Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği tarafından belirlenecektir.) Asenkron uzaktan eğitim: Bir uzaktan eğitim programında eğitmen ve katılımcının ayrı zaman ve mekanları kullanarak birbirinden bağımsız etkileşime girmesi hali. Örneğin e-posta, tele-seminer, eğitim portalı gibi ortamlar. Belge: Eğitim programlarına katılanlara verilen katılım belgesi, sertifika vs. gibi kişinin programı tamamladığını gösteren evrak. Sürekli Eğitim Merkezlerinde her programın sonunda programın niteliğine göre tanımlanmış belgelerden biri verilir. Dört saatin üzerindeki programlarda verilen belgenin üzerinde katılımcının eğitim programının kaç saatine katıldığı belirtilir ve programın %20’sinden fazlasına katılmayan kişilere programın sonunda verilmesi öngörülen belge verilmez. Belgeleme: (Certification) Yetkili kurumun eğitim programlarına katılan kişilere katılım belgesi, sertifika vs. gibi kişinin programı tamamladığını gösteren belge verilmesi süreci. Değerlendirme Formu: Eğitim programlarının başarısının her açıdan değerlendirilmesi amacıyla programın düzenleyicisi merkez tarafından katılımcılara doldurtulan form, değerlendirme aracı. Bu form dört aydan kısa süren sürekli eğitim programlarının son gününde, dört aydan daha uzun süren programların yarı döneminde ve son gününde bütün katılımıcılara uygulanır. Ayrıca, bu değerlendirme formu bütün sürekli eğitim programlarında eğitim veren her bir eğitmen için uygulanır. Derece: (Degree) Akademik eğitim sürecinde tanımlanmış her bir kademenin sonunda kazanılan sıfat. Ders: Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi. Üniversite öğrencileri ile kursiyerlerin sahip olduğu haklar arasındaki farkları ortaya koyabilmek için ders ve kurs tanımları arasındaki ayrıma özen gösterilmelidir. Diploma: Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu’nun kendisi veya yetkili kıldığı kurumlar tarafından belirlenmiş koşulları yerine getiren bireylere eğitim sürecinin sonunda verilen ve belirli bir akademik dereceye karşılık gelen resmi belge. 67 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir ECDL (European Computer Driving Licence): (Avrupa Birliği Bilgisayar Yetkinlik Sertifikası) ECDL Adayların Bilgi Teknolojisi ve Bilgisayar Kullanım Yetkinliklerini sertifikalandırmasını sağlayan uluslararası kabul görmüş sertifika programıdır. ECDL sertifikası sahibinin temel, ileri ve/veya uzman seviyede bilgisayar kullanım yetkinliklerini belgeler. E-öğrenme: (e-learning, electronic learning) Çeşitli teknolojilerin (internet, kurumsal intranet gibi iletişim ağları, CD-ROM, cep telefonu vs.) kullanılarak eğitimsel bilgilerin ve alıştırma materyallerinin kullanıcılara senkron veya asenkron olarak ulaştırılmasıdır. E-öğrenme, görsel ve işitsel öğelerle zenginleştirilmiş eğitimsel içerikleri ve bunları destekleyen çeşitli testleri sunabilen, konu ile ilgili gerekli bilgilere ulaşımı kolaylaştırabilen ve en önemlisi etkileşimli (interaktif) bir ortam sağlayabilen bir öğrenme sistemidir. Eğitim araç ve gereçleri: Eğitim kurumlarında kullanılacak ders kitapları ile öğretmen ve öğrencilere kaynak ve yardımcı olacak basılı eğitim malzemesini, milli eğitimin genel amaçlarının gerçekleşmesine yararlı olacak diğer eserleri ve eğitim araç ve gereçler. Eğitmen: Sürekli Eğitim Programlarında öğretici olarak görev alacak olan üniversitenin öğretim elemanları, gereken durumlarda konunun uzmanı diğer üniversitelerde görev yapan öğretim elemanları, özel sektör ve kamu kurumu çalışanları. Eş zamanlı Uzaktan Eğitim: (Senkron Uzaktan Eğitim) Uzaktan eğitimde eğitmen ve öğrencinin eş zamanlı olarak etkileşime girmesi hali. Fikri Mülkiyet Hakları: Fikri çaba ve zekânın ürünlerini devlet otoritesi ile korumayı hedefleyen haklardır. Genel Katılıma Açık Eğitim: Kurumlara özel tasarlanan hizmet içi eğitim programları dışında kalan eğitim programları. Sürekli Eğitim Merkezlerinde düzenlenen genel katılıma açık olan programların süresi eğitmen ve ilgili sürekli eğitim merkezi tarafından belirlenmekte olup katılımcıların eğitim süresinin % 80 ine devam etmesi beklenir. Bu programları tamamlayan kişilere programın kaç saatine katıldıklarını ve varsa yapılan sınavda aldıkları notu içeren katılım belgesi verilir. Grundtvig: Avrupa Birliğinin yürüttüğü eğitim ve gençlik Programlarından genel eğitim programı Socrates ‘in faaliyet alanlarından biri olup yetişkin eğitimini ve yaşam boyu eğitimi kapsamaktadır. Yetişkin eğitimini sağlayarak, ömür boyu öğrenmenin kalitesini, Avrupa boyutunu ömür boyu öğrenmenin sürekliliğini ve erişebilirliğini arttırmayı, temel nitelikler edinmeden okulu bırakmış olanlar için iyileştirilmiş eğitim fırsatlarının geliştirilmesini ve alternatif öğrenme yolları ile yenilikleri teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Halk Eğitimi: (Adult Education; Nonformal Education) Yurttaşların çalışma gücünü artırmak, yaşam seviyesini yükseltmek, milli ve insani erdemlerini geliştirmek amacıyla okul eğitimi dışında veya yanında yapılan ve yetişkin nüfusun ihtiyaçlarına göre düzenlenen formel olmayan eğitimdir. 68 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Halk Konferansı: (Public Conference) Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından en çok 1 gün süreli olarak ve ücretsiz katılımla gerçekleştirilen, çoğunlukla güncel konularda bilgi vermeyi amaçlayan seminer veya konferans; kurs dışı eğitsel etkinlik. Hizmet İçi Eğitim: (Inservice Training) Sözel ve tüzel kişilere ait iş yerlerinde belirli bir maaş veya ücret karşılığında işe alınmış ve çalışmakta olan bireylerin görevleri ile ilgili gerekli bilgi, beceri ve tutumları kazanmalarını amaç edinen ve kişilerin hizmetteki verim ve etkinliklerinin arttırılmasını, gelişmeye yol açan bilgi, beceri ve tutumların zenginleştirilmesini sağlamaya yönelik olarak yapılan eğitim etkinliği. Hizmet içi Eğitim Programı: Bkz: Kurumlara Özel Eğitim Karma Öğrenim: (Blended Learning) Yüz yüze eğitim (senkron eğitim) ve asenkron eğitimin karışımıdır. Bazı etkinlikler yüz yüze gerçekleştirilirken bazıları sanal olarak gerçekleştirilir. Katılım Belgesi: Kişinin bir kursa katılımını tasdik eden ancak akademik geçerliliği olmayan belge. Genel katılıma açık veya kurumlara özel olarak düzenlenen eğitimlerin %80’inden fazlasına katılarak tamamlayan kişilere verilir. Katılım belgesinde kişilerin eğitime devam ettiği süre ve varsa yapılan sınavda aldıkları not belirtilmelidir. Katılımcı / Kursiyer: Üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinden eğitim alan kişilere verilen ad. Üniversite öğrencileri ile kursiyerlerin sahip olduğu haklar arasındaki farkları ortaya koyabilmek için kursiyer ve öğrenci tanımları arasındaki ayrıma özen gösterilmelidir. Kurs: Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından en az 1 gün süreli olarak ve en fazla 25 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen eğitim, seminer. Kurs Dışı Eğitsel Etkinlik: Merkez, kurs merkezi ve kurs yerlerinde kurslara kayıtlı ve kayıtsız tüm kişilerin katılımına açık olarak düzenlenen toplantı, yarışma, sergi, panel, gezi, sempozyum, festival, fuar ve benzeri kurs dışı eğitsel etkinlikler. Kurs Notu: Eğitim programlarında katılımcılara kaynak ve yardımcı olacak, eğitimin bütününün özetini verecek nitelikte basılı eğitim malzemesi, genel amaçların gerçekleşmesine yararlı olacak diğer eserler, araç ve gereçler. (Sürekli eğitim programlarında dört saatin üzerindeki tüm eğitimler için kurs notu verilir. Ancak kişi sayısına göre çoğaltılan kurs notlarının fotokopi ücretinin toplam eğitim bedelinin % 5’ini geçmemesine dikkat edilmelidir. Ayrıca, kişilere dağıtılan kurs notlarının çoğaltılmasını engellemek için üzerlerine kaşe basılmalıdır). 69 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Kurumlara Özel Eğitim: Kurumların taleplerine istinaden, her bir kuruma özel tasarlanan ve yalnız o kurumun çalışanlarının katılımı ile gerçekleştirilen eğitim programlarıdır. Meslek Kursları : 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununa dayalı olarak açılan ve kurs süresince kursiyerlerin, çırak öğrencilerin haklarından yararlandırıldığı meslek kursları. Meslekî ve Teknik Kurslar : Meslekî ve teknik eğitim görme imkânı bulamayan kişileri; hayata ve mesleğe hazırlamak, iş alışkanlıkları kazandırmak, aktif bir üretici duruma getirmek, bir iş yerinde çalışacak veya kendi iş yerini kuracak bilgi, beceri sahibi yapmak, bir meslek dalında çalışanları ise yeniliklere hazırlamak için meslek kursları statüsü dışında düzenlenen kurslar. Mesleki Yaşam Boyu Öğrenim: (Vocational Lifelong Learning) Bkz. Sürekli Mesleki Eğitim Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumları: Mesleki ve teknik eğitim alanında, diplomaya yönelik eğitim veren orta öğretim kurumları ile belge ve sertifika programlarının uygulandığı her tür ve derecedeki örgün ve yaygın eğitim-öğretim kurumları. Odak Gruplar: Eğitim programlarının başarısının değerlendirilmesinde nitel veriler toplanması amacıyla yapılan bir uygulamadır. Kurs koordinatörü kursun sonunda katılımcılar arasından seçilen kişilerle eğitim saatleri dışında bir araya gelir ve katı kurallar olmaksızın katılımcılarla hedef sorular çerçevesinde sohbet ederek kursun başarılı ve başarısız yönleri konusunda değerlendirmelerini alır. Öğrenci: Örgün eğitim kurumları olan ilköğretim, ortaöğretim veya yüksek öğretim kurumlarında eğitim gören ve kanunla tanımlanmış haklara haiz kişiler. Önceki Öğrenimi Tanıma: (APL - Accreditation of Prior Learning) Daha önce edinilmiş olan resmi sertifika, diploma veya derecenin bir çalışmanın belirli bir veya daha fazla bölümünden muafiyet kazanmak için kredilendirilmesi. Önceki Deneyimlerden Öğrenileni Tanıma: (APEL - Accreditation of Prior Experiential Learning) Daha önce edinilmiş ancak uygun sertifikalandırılmamış veya gündelik hayat deneyimlerinden kaynaklanan öğrenimin bir çalışmanın belirli bir veya daha fazla bölümünden muafiyet verilmek için akademik olarak tanınması süreci. Kısaca, APEL resmi eğitim kurumları dışında gerçekleşen öğrenimin değerini tanır. Yetişkinlerin resmi olmayan yollarla edindikleri yetenek ve bilgilerini belirlemelerini ve resmi olmayandan resmi olana transfer şeklinde öğrenim süreçlerine yansıtmalarını sağlar. Örgün ve Yaygın Eğitim: Türk Milli Eğitim sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere, iki ana alt sistemden oluşur. Örgün eğitim, okul öncesi eğitimi, ilköğretim, ortaöğretim ve 70 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir yükseköğretim kurumlarını kapsar. Yaygın eğitim, örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen tüm diğer eğitim faaliyetlerini kapsar. Sanal Kurs: (e-kurs) Uzaktan eğitim yöntemiyle verilen kursların genel adı. Seminer: Bkz. Kurs Sertifika: Bir eğitim kurumunun verdiği tanımlanmış sertifika programı standartlarına uygun programı kişinin başarıyla tamamladığını gösteren belge. Bu belge Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından düzenlenen sertifika programlarının süresinin %80’inden fazlasına katılarak tamamlayan ve programın sonunda öngörülen bilgi sınavını geçen kişilere verilir. Sertifikalar kişilerin eğitime devam ettiği süre ve yapılan sınavda aldıkları notu içermelidir. Sertifika Programı: Belli bir konuda uzmanlaşmayı sağlayan, üniversite eğitiminden sonra katılınabilecek programlardır. İçeriği kuramdan (teoriden) çok uygulamaya yönelik olarak düzenlenir, katılımcıları iş hayatında doğrudan uygulama imkanı bulabilecekleri güncel ve işlevsel bilgilerle donatır. Uygulamaya dayalı bazı sertifika programlarının süresi kısa olabilir ancak genel olarak sertifika programlarının süresi en az 105 saat (Tezsiz Yüksek Lisans Programindan mezun olabilmek için almak gereken 10 ders; 420 saatin dörtte biri) olmalıdır. Program sonunda geçme notu öngörülen bilgi sınavı ve devamsızlık takibi yapılmalıdır. Eğitim süresinin %80 inden fazlasına katılan ve geçme notunu sağlayan kişilere sertifika verilir. %80 den daha az katılan kişiler eğitimin sonunda yapılan sınava giremezler, ancak bu kişilere ve sınava girip geçme notunu sağlayamayan kişilere eğitime katıldıkları süreyi belirten katılım belgesi verilir. Sınav: Eğitim programının başında, eğitim süresince belli aralıklarla ve eğitim sonunda düzenlenen ve kursiyerlerin bilgi ve beceri düzeyini belirlemek amacıyla uygulanan değerlendirme aracı. Sertifika programlarının sonunda uygulanması zorunludur. Staj: Eğitim programında edinilen kazanımların, laboratuar uygulamaları ve gerçek iş yeri uygulamaları ile pekiştirilmesi için yapılan uygulama ağırlıklı eğitim tamamlama faaliyeti. Sürekli Eğitim: (Continuing Education) Genel olarak mesleki nitelik taşımayan eğitim programlarına verilen ad. Bireylerin çoğunlukla kendi ilgi alanlarına yönelik olarak ve kişisel gelişime yönelik olarak katıldıkları kurslardan oluşur. Sürekli Mesleki Eğitim: (Continuing Professional Education) Mesleki Yaşam Boyu Öğrenim olarak da kullanılır. Temel olarak profesyonel meslek mensuplarının kendi çalışma alanlarındaki güncel gelişmeleri takip edebilmelerini hedefleyen meslek odaklı eğitimlerdir. Tıp çalışanlarına yönelik olarak düşünülmüş olan “Sürekli Sağlık Eğitimi” (Continuing Health Education) gibi. 71 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Tamamlama Sertifikası: Kişinin bir kursun bir bölümünü veya bütününü tamamladığını belirtmek üzere düzenlenen belge. Kişinin yeterlilik konusunda test edilip edilmediğini belirtmek zorunda değildir. Uzaktan Eğitim: (E-learning, internete dayalı eğitim, ingl. Distance Learning) Uzaktan eğitim en temel anlamıyla, iletişim teknolojilerinin kullanılarak zaman ve mekan bağımsız olarak insanların eğitim almalarının sağlanmasıdır. Uzaktan Eğitim, geleneksel öğrenme-öğretme yöntemlerindeki sınırlılıklar nedeniyle sınıf içi etkinliklerin yürütülme olanağı bulunmadığı durumlarda eğitim çalışmalarını planlayanlar ve uygulayanlar ile öğrenenler arasında iletişim ve etkileşimin özel olarak hazırlanmış öğretim üniteleri ve çeşitli ortamlar yoluyla belli bir merkezden sağlandığı bir öğretim yöntemidir. Üniversite içine yönelik eğitim : Üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinin kendi üniversitelerinin çalışanları için düzenledikleri hizmet içi eğitim programları Üniversite Yaşam Boyu Öğrenimi: (University Lifelong Learning) Üniversite Sürekli Eğitiminin kapsamını genişletmek amacıyla Üniversite Sürekli Eğitimi yerine Avrupa Birliği belgelerinde tercih edilen kavram. Üniversite Sürekli Eğitim Merkezi: Yüksek Öğretim Kurumlarınca; geniş kapsamda bireylerin kişisel ve mesleki gelişimlerine yönelik olarak öğrenme olanaklarının, hizmetlerin ve araştırmanın –yaşam boyunca ve hayatın her alanında- toplumun ve bölgenin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişiminin sağlanması amacıyla paydaşlar ve dış aktörlerle işbirliği halinde sunulmasıdır. Yaşam Boyu Eğitim: Yaşam boyu eğitim ile yaşam boyu öğrenme kavramları arasında fark bulunmaktadır. Yaşam boyu öğrenme kavramında, eğitimsel gelişimiyle ilgili sorumluluk kişinin kendisine verilmektedir. İstihdam edilebilir bireyler için kişi bir müşteri gibi eğitim ve öğretim pazarından kendi gereksinimlerine uygun eğitimi bireysel sorumluluğunu kullanarak seçer. Yaşam boyu eğitim, mevcut eğitim sistemini yeniden yapılandırmayı ve eğitimle ilgili olup da eğitim sisteminin dışında kalan tüm potansiyeli geliştirmeyi amaçlayan genel bir düzenlemedir. Yaşam Boyu Öğrenim: Bireylere, bilgi, beceri, tutum, davranış ve yeteneklerini sürekli olarak geliştirme, güncelleştirme ve hayata uyumları için yaşamları boyunca sunulan öğrenim ve meslekî eğitim fırsatları. Yaygın eğitim: (Nonformal Education) Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında veya dışında düzenlenen formel olmayan eğitim faaliyetlerinin tümünü kapsar. Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da her hangi bir kademesinde bulunan veya bu kademelerden çıkmış bireylere; ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte, çeşitli süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim, üretim, rehberlik ve uygulama etkinliklerini içerir. Yaygın eğitimde belli bir yaş sınırı yoktur. Her yaş grubu için (çocuk, genç, yetişkin v.b.) yaygın eğitim faaliyetleri düzenlenebilir. 72 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Yaygın Meslekî ve Teknik Eğitim: (Nonformal Vocational and Technical Education) Örgün meslekî ve teknik eğitimin yanında veya dışında uygulanan programlarla bireyleri bir mesleğe hazırlayan, bir meslek sahibi olanların mesleklerinde gelişmelerine ve yeni mesleklere uyumlarına olanak sağlayan, ayrıca bireylerin günlük yaşamlarında ilgi, istek ve gereksinimlerine uygun eğitimlerle sertifikaya ve belgeye götüren eğitim. Yeterlilik Sertifikası: Bir program veya kurs içeriği konusunda katılımcının belirli bir standarda eriştiğini ve bunu bir test ya da sınav ile gösterdiğini belirleyen belge. Yetişkin: 25 yaşın üzerindeki herkesi, 16-24 yaş arasında olan ve örgün eğitim sistemi içersinde orta öğretim düzeyinde öğrenimini tamamlayamamış herkesi kapsar. Yetişkin Eğitimi: (Adult Education) Hedef grubunu herhangi bir örgün eğitim kurumunun tam zamanlı programına devam eden belli yaş grubundaki çocuk ve gençler dışında kalan kişilerin oluşturduğu; amaçlanan eğitimin içeriği ne olursa olsun, düzenlenirken ve uygulanırken, yetişkinlerin bireysel özelliklerinin dikkate alındığı; kuralların esnek tutulduğu, programların içeriğini bireyin ve toplumun ihtiyaçlarının belirlediği ve yetişkinlerin öğrenme ihtiyacı duyduğu her konuyu kapsayan eğitim yetişkin eğitimidir. Kısaca, yetişkin eğitimi, halkın eğitim gereksinimlerini karşılamalı, onların gereksinmeleri olan bilgi ve becerileri vermeli, deneyimlerini geliştirmeli, onların ortak sorunlarının çözümüne yardım etmelidir. Yetişkin Sürekli Eğitimi: (Adult Continuing Education) Yetişkin eğitimi ve sürekli eğitim kavramlarının birleşimi; liberal yetişkin eğitimi ve mesleki eğitim arasındaki tarihi ayrımı bitirmeyi ve her ikisinin de aslında yetişkinlerin eğitimi ile ilgili olduğunu ortaya koymayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Yetişkinlerin Eğitimi: Bu geniş kavram, daha kısıtlayıcı yetişkin eğitimi kavramı yerine yetişkinlerin tüm eğitimlerine atıfta bulunmak amacıyla kullanılır. Yoklama: Eğitim programlarına katılımın kontrol edilmesi için yapılan devamsızlık takibi. Sürekli Eğitim Programlarının tümü için uygulanması zorunludur. 73 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 74 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN BAŞARISINDA HALKLA İLİŞKİLER VE MEDYANIN ETKİSİ Tümay CİĞERDELEN Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Özet Günümüzde ”eğitim yaşam boyu sürmeli” yada “ yaşam boyu eğitim “ anlayışı hakimdir. Bilgi sürekli artırılmalı ve yenilenmelidir. Bilgiyi artıran, yenileyen kurumların başında da üniversiteler gelmektedir. Üniversiteler, kurum içinde ve dışında “yaşam boyu eğitim”i sürdürmek, bilgiyi artırmak ve paylaşmak amacıyla Sürekli Eğitim Merkezleri’ (SEM)ni kurmuşlardır. SEM’ lerin faal olması, bölgenin ihtiyacına göre eğitim konularını belirlemesi, eğitimleri duyurması, organize etmesi, belgelendirmeleri yapması ve bunları kamuoyuna ya da hedef kitlelere duyurması, eğitimlerine yönelik pazarlama çalışmalarını yapması gerekmektedir. Kısacası SEM’ler daha faal olabilmek için hedef kitlelerine yönelik olarak iyi bir tanıtım ve pazarlama çalışması yapmalı ve eğitim verecek akademisyenler için de özendirici çalışmalara yönelmelidir. Bu çalışmada SEM’ lerin halkla ilişkiler, tanıtım faaliyetleri ve medya ilişkileri konu edilmektedir. Çalışmada, SEM’ lerde halkla ilişkiler birimlerinin varlığının önemi üzerinde durulacak, SEM’ lere katkısı anlatılacaktır. Anahtar kelimeler: SEM, hedef kitleler, halkla ilişkiler, tanıtım, medya Sürekli eğitim merkezlerinin başarisinda halkla ilişkiler ve medyanin etkisi Eğitim ülkemizin önemli konularından biridir. Üstelik her yaşta ve her konumda eğitim, bilgiyi yenileme, gelişme ve geliştirme her sektörde önem kazanmaktadır. Gelişen ve değişen Türkiye ve iş dünyası açısından bu gün SEM’ler önemli bir görev üstlenmişlerdir. “Yaşam boyu öğrenme” anlayışı açısından SEM’ler bireyleri, kurumları ve toplumu bilgilendirmek, çeşitli konularda eğitimler düzenlemekle yükümlüdürler. Sürekli Eğitim Merkezleri’nin amacı, SEM’ lerin birçoğunda “örgün ön lisans, lisans ve lisansüstü öğretim programları dışında, eğitim ve sosyal etkinlik programları düzenleyerek üniversitenin kamu, özel sektör ve uluslar arası kuruluşlar ile işbirliğinin geliştirilmesine katkıda bulunmak” olarak açıklanmıştır. SEM’ lerin faaliyet alanları ise; “amacı doğrultusunda, üniversite öğrencilerine, üniversite personeline, kamu ve özel sektöre ihtiyaç duydukları alanlarda danışmanlık hizmeti vermek, yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde eğitim programları, kurslar, seminerler, konferanslar düzenlemek, bu faaliyetlerin koordinasyonunu sağlamak ve bu alanlarda üniversite olanaklarının tanıtımını yapmak” olarak belirtilmiştir. Amaç ve faaliyet alanlarından anlaşıldığı gibi, SEM ’lerin çalışma alanı oldukça geniştir. Hem hedef kitle, hem etkinlik konuları olarak, SEM’ ler yıl boyu sürekli faal olabilecek birimlerdir. YÖK’ ün belirttiği rakamlara göre 94 devlet üniversitesi, 45 vakıf üniversitesi bulunmaktadır. Yeni açılması düşünülen üniversiteler de düşünüldüğünde SEM 75 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir sayılarının artacağı görülmektedir. Şu anda tüm üniversitelerdeki SEM’ ler faal olmasa bile yakın zamanda faal duruma geçmek durumunda kalacaklardır. Halkla İlişkiler ve Medya SEM’ ler İçin Neden Önemlidir? Eğitim bugün toplumun her aşamasında, her meslek ve yaş için önem kazanmıştır. Bu önem SEM’ lerin değerini daha da artırmaktadır. SEM’ lerin faal olabilmesi, öncelikle üniversite yönetiminin bakış açısına, bu birimlerin o günkü yapısal durumlarına, bölgenin ihtiyaçlarına bağlıdır. Bölgelerin gelişmesi konusunda devletin ilgili birimleri çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmaların içinde üniversitelerin de payları ve katkıları bulunmaktadır. Üniversiteler SEM’ ler aracılığı ile bu katkıları yapmak durumundadırlar. SEM’ lerin verimli olması, topluma katkıda bulunabilmesi ve amaçlarına uygun faaliyetler yürütülebilmesi için halkla ilişkiler çalışmalarından faydalanması önemli yararlar sağlayacaktır. SEM’ lerin kendilerini hedef kitlelerine tanıtmaları ve doğru ifade edebilmeleri, amaçlarına uygun projeler üreterek bu projeleri anlatmaları ve hayata geçirebilmeleri, kamuoyunun dikkatini çekebilmeleri, hem yerel hem de ulusal medya ile sağlıklı bir iletişim içinde olmaları gerekmektedir. Bütün bu çalışmaların planlı, tutarlı, sürekli olması SEM’ lerin yönetsel başarısında da etkilidir. Ayrıca bilindiği gibi, SEM’ lerin faal durumda olmalarının üniversitelere ve öğretim elemanlarına maddi olarak bir katkısı da olmaktadır. SEM’lerin amaçlarına uygun şekilde çalışabilmeleri etkin olabilmeleri için planlı halkla ilişkiler çalışmalarına ve medya ile olumlu etkileşimlere ihtiyaçları vardır. Medya, SEM’ leri tanıtma, verilmek istenen mesajları veya yapılan çalışmaları kamuoyuna anlatma, kendisini ifade edebilmesi için önemli ve etkili kullanılması gereken bir iletişim aracıdır. Ayrıca SEM’ lerin üniversite çalışanlarına yönelik olarak da desteklenme açısından olumlu imaja ihtiyacı vardır. Halkla ilişkiler ve medya çalışmaları kurum içi ve dışı başarı faktörlerlerinde etkili olmaktadır. SEM’ lerde bir halkla ilişkiler biriminin bulunması, bu birimin başında da iletişim mezunu bir iletişimcinin görev yapması SEM’ lerin gelişmesi ve işbirliği yapmasında önemli katkılar sağlayacaktır. Çünkü halkla ilişkiler çalışmaları konuyu bilen biri tarafından yapıldığında faydalı ve etkili olmaktadır. Halkla ilişkiler ve medya SEM’ ler için yaptıkları ve yapacakları çalışmaları anlatma, hedef kitlelerine ulaşma, bağlı bulundukları üniversitelerin olumlu imajını artırma, toplumla bütünleşme, üniversite toplum işbirliğini oluşturma, bölgenin gelişim ve değişimini olumlu etkileme, üniversite öğretim elemanlarına maddi katkıda bulunma gibi, hem kurumsal, hem de toplumsal faydaları bulunmaktadır. Ayrıca SEM’ lerin kendilerini ifade ederek etkin olmaları, eğitimin yetkin kimseler tarafından yapılmasına da etkili olacaktır. Bilindiği gibi şu anda çeşitli özel eğitim ve danışmanlık kuruluşları, çeşitli konularda yetkin olmayan kişilerce kurumlara eğitim vermekte, olumsuz eğitimler, bir sonraki eğitimin başarısını da olumsuz etkilemektedir. SEM’ lerin pazarlamaya yönelik çalışmaları yada halkla ilişkilerde, pazarlamaya yönelik halkla ilişkiler çalışması dediğimiz konu burada devreye girmektedir. Halkla İlişkiler Nedir? Halkla İlişkiler; kişi veya kuruluşun amaçlarını gerçekleştirmesine yardımcı olan kuruluşun yapısına göre değişkenlik gösteren hedef kitlelerle arasında iletişimi, anlamayı, 76 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir kabulü ve işbirliğini sağlayıp sürdürmeye yardımcı olan bunları yaparken stratejik iletişim yönetiminden faydalanan bir yönetim fonksiyonudur. Halkla ilişkilerin pek çok tanımı bulunmaktadır. Bu tanımların ortak noktaları, halkla ilişkilerin bir yönetim fonksiyonu olması, kamuoyunu etkilemek üzere yapılması, bir iletişim çabası olduğu ve sürekliliğinin olması, dürüstlükten ve kurumun amaçlarından asla sapılmaması gerektiğidir. Halkla ilişkilerin hangi kurumsal hedeflere ulaşılmasında yardımcı olur? Hedef kitlelere kurum ve kuruluşun ne ürettiği, misyon ve vizyonu, topluma vermek istedikleri, vb. anlatılması, Toplum nazarında olumlu bir izlenim edinilmesi, Kurum içinde uyumlu, işbirliği halinde, iletişimin sağlanması, Kurum kültürünün oluşturulması Kurumsal itibar artırılması, Olası krizlere karşı hazırlıklı olunması bu arada olumsuz olaylar yada krizler varsa, fazla yara bere almadan uygun iletişim stratejileriyle bunları aşmaya çalışması, Medya ve çeşitli çevreler ile iyi ve etkili bir iletişim kurulması verimli bir ortam ve sağlıklı iç Bazılarını sayabildiğimiz bu hedefler, her kurum ulaşmak istediği hedeflerdir. Halkla ilişkiler araçları nelerdir? Halkla ilişkiler çalışmaları yapılırken çeşitli iletişim araçları kullanılır. Bunlar, basılı (gazete,dergi,afiş,bülten,broşür,katalog,kitapçık vb.), sözlü(konferans,seminer,radyo vb.), görsel-işitsel (Televizyon, video, telekonferans vb), elektronik ortam, (internet, web sayfaları) fuar ve sergiler vb. araçlardır. Yapılacak etkinliğe göre bu araçları çoğaltmak, ya da yeni bir araç bulmak mümkündür. Unutmamalıdır ki halkla ilişkiler çalışmalarında her etkinlik için ayrı bir araç kullanmanız gerekebilir ya da aynı konu için yıllarca aynı iletişim aracını kullanmanızda sakınca olmayabilir. Yani konu, mesaj, iletim süresi, iletilecek kişi sayısı, statüsüne bağlı olarak iletişim araçlarımız değişebilir. Halkla ilişkilerde şablon uygulamalar yoktur. Her etkinlikte hedef kitle, kişi sayısı, etkinliğin yeri, saati, günü, konunun ulusal ya da uluslar arası boyutlu oluşu, güncelliği, etkinliğin maliyeti, STK yönetiminden kimlerin katılacağı, hem etkinliğe katılanlar, hem de medya iletişiminiz hatta, basın bülteni yazım şekli ve dili farklı olabilir. Bu demek değildir ki halkla ilişkilerde plan ve program yoktur. Tam aksi halkla ilişkiler çalışmaları kuruluşun vizyon ve misyonuna uygun olarak yıllık planlar olarak hazırlanır ve uygulamaya konulur. Ancak iyi ve etkin bir planlama ile kurum, halkla ilişkiler çalışmalarında başarı elde edilebilir. 77 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Bu çalışmada halkla ilişkilerin uygulama çalışmaları üzerinde çok detaylı durulmamıştır, hem sayfa sayısı sınırlı hem de halkla ilişkilerin medya ile etkileşimi incelendiğinden dolayı daha çok halkla ilişkiler- medya konusu üzerinde durulmaya çalışılmıştır. Halkla İlişkiler çalışmalarında hedef kitle kimlerdir? Halkla ilişkiler çalışmalarında hedef kitle kurumun ya da birimlerin ulaşmak, etkilemek, dikkatini çekmek istediği kurum ya da gruplardır. Halkla ilişkiler çalışmalarını kurum içi ve dışı diye ayırmak ve hedef kitleleri ayrı ayrı belirlemekte fayda vardır. SEM’ lerin Hedef Kitleleri İç hedef Kitle: Yöneticiler, yönetim birimleri, birim yöneticileri, tüm öğretim elemanları, idari personel, uzmanlar, danışmanlar, öğrenciler. Dış hedef kitle: Ulaşmak istediği birey ve gruplar,iş çevreleri, özel ve devlet kurumları, eğitim almak isteyen bireyler, kurum ve kuruluşlar, yerel yöneticiler, diğer ulusal ve uluslar arası kuruluşlar, ulusal ve yerel medya Bu hedef kitleler yapılacak çalışmaların niteliğine göre elbette farklılıklar gösterebilir artabilir. Kurum İçi ve Dışı Halkla İlişkiler Çalışmaları Kurum içi halkla ilişkiler çalışmaları: Kurum içindeki çalışanlara yönelik etkinliklerdir. Kurumun amaçlarına yönelik olarak ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanmış plan çerçevesinde yapılan çalışmalardır. SEM’ ler açısından düşündüğümüzde SEM’ lerin kendi üniversite çalışanlarına kendilerini tanıtmaları, anlatabilmeleri, iyi imaj oluşturmalarıdır. Bir kurum ya da birimle ilgili en iyi reklam, çalışanının yaptığı reklamdır. Kurum dışı halkla ilişkiler çalışmaları: Kurum dışı hedef kitle, SEM’ ler için bölgedeki özel ve resmi kuruluşlar, bu kuruluşların yönetici, karar verici konumundaki birimleri, gençler, kadınlar, çocuklar… olabilir. O bölgede hangi konuda eğitim vermek, çalışma yapmak gerekiyorsa, talep varsa veya oluşturulabilecekse, ilgili gruplar, medya, yerel yönetimler, mesleki birlikler… olabilir. Hedef kitlelere ulaşmak günümüzde teknik bir konudur. “Ben çıkar söylerim herkes beni dinler bu herkes için önemli bir konu, birazda bu konuları dinlesinler.. yada, nasılsa ihtiyaçları var bizi arar bulurlar ” diyemeyiz. Konumuz toplumda herkes için önemli bir konu olabilir ama herkesin öncelikleri farklıdır, herkes bizi bizim konuştuğumuz anda duyuyor olmak zorunda değildir. Biz hedef kitlemizin nerede ne zaman bizi dinlemeye uygun olduğunu düşünerek, söylemek istediklerimizi söylemek zorundayız. Toplumun bu kadar çok mesaj ve bilgi bombardımanı altında olduğu bir dönemde, biz kendimizi dinlettirmenin yolumu bulmak zorundayız. Halkla ilişkiler çalışmaları mesajımızı doğru iletmede önemli faktörlerden biridir. 78 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Doğru zamanda, doğru kişi veya kişilere, doğru yerde, doğru yöntemle doğru iletişim kanallarıyla doğru mesaj ile seslenebildiğimiz zaman mesajımız açık ve anlaşılır olacaktır. Fakat bütün bu doğruları bir araya getirmek veya bir araya geldiği zamanı bulmak uzmanlık işidir. Yukarıdaki özellik de iletişimin en hassas noktasıdır. Görüldüğü gibi halkla ilişkiler çalışmalarında yapılacak çok iş vardır ve bu işler yönetimle iyi bir diyalog içinde yapılabilecek işlerdir. Burada bir önemli nokta da halkla ilişkiler çalışmasını yapacak kişinin bu konudaki bilgisi ve yetkinliğidir. Genellikle biraz çevresi olan ağzı laf yapan girişken kişiler bu görevlere talip olmakta ve halkla ilişkiler çalışmalarını hafife almakta, halkla ilişkileri sadece karşısındaki kişilerle konuşmak olarak algılamaktadırlar. Kaldı ki bu kadar basite indirgense bile mesajın anlaşılır olması için “ Ne söylendiği kadar, nasıl söylendiği de önemlidir” Halkla ilişkiler kurumların görünen yüzüdür. Halkla ilişkiler çalışmalarının önemli bir kısmını medya çalışmaları almaktadır. Medya bugün hangi kuruluş ya da kişi için olursa olsun kontrollü ya da kontrolsüz, medyada yer almış olmak önemlidir. Yapılan bir etkinliklerin basında yer alması ve sık sık kurum yöneticilerine basın tarafından danışılması ve röportajlar çıkması, kurum için başarı olarak nitelendirilir. Kurumla ilgili haberler olumlu çıktığı zaman sorun yoktur. Bazen de çok iyi düzenlenmiş bir organizasyon sırasında olumsuz gelişen küçük bir olay organizasyonun başarısını gölgeler ve başarısızlık yaftası kuruma vurulmuş olur. Bir kurumla ilgili medyada belli aralıkla olumlu haberler çıkması kamuoyunda kurumla ilgili olumlu bir algılama oluşturmaktadır. Dolayısıyla kurum kamuoyu ve kendi çalışanlarınca başarılı bulunmakta, dolayısıyla yönetim başarılı görülmektedir. Her kurumda hem iyi hem de kötü algılanabilecek işler, çalışmalar zaman zaman olabilir. Bazı kurumlar kendi amaçlarına uygun faydalı çalışmalar yapmakta ama her nasılsa bu faydalı çalışmalar değil de, zaman zaman hatalar medyada yansımakta ve kamuoyunda olumsuz bir algı, izlenim, ya da imaj oluşmakta, hatta bir de hatalar birazda abartılıp medyadaki sloganlar yıpratıcı olmaya başlayınca, kurumun kendi içinden gelen tepkiler, iyi niyetli olanlarında fikirlerindeki değişmeler başlayınca yönetim iyice sıkıntıya düşmektedir. Günümüzde halkla ilişkiler ve medya yönetimin başarısına etki edecek duruma gelmiştir. Planlı halkla ilişkiler çalışmaları içindeki sağlıklı medya iletişimi, kurumun çalışmaları hakkında hem medyaya -medya mensubuna- hem de kamuoyuna bilgi vermektedir. SEM’ler topluma, kurum ve kuruluşlara yönelik yapacakları eğitim çalışmaları ve çeşitli danışmanlıklarla üniversitelerin görünür yüzlerinden biri olmuşlardır. Halkla ilişkiler ve medya iletişimi kar amaçlı şirketler için oldukça önem taşımaktadır ve bugün kar amaçlı şirketler halkla ilişkiler ve medya departmanlarına gereken önemi vermeye başlamışlardır. SEM’ lerin de tıpkı kar amaçlı işletmeler gibi halkla ilişkiler ve medya çalışmalarına önem vermeleri gerekmektedir. Halkla İlişkiler, ve Medya Çalışmalarının Başarılı Olması İçin SEM’ler Ne Yapmalı? Aşağıda hedef kitleler ile sağlıklı bir iletişim kurmak için öncelikle yapılması gerekenler sıralanmaya çalışılmıştır. Her bir maddenin kendi içinde pek çok ayrıntısı vardır ve bilgi ve beceri gerektirmektedir. Bazı maddeler basit gibi görünse de oldukça önem taşımaktadır. 79 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 1. Bir kurumda herkes kurumunu, hem içeride hem de dışarıda en iyi şekilde temsil etmek, sağlıklı iletişim kurmak, kurum menfaatlerini gözetmek zorundadır. 2. Halkla ilişkiler uzmanları olarak kurumda herkesin halkla ilişkilerci olduğunu söyleriz. Fakat halkla ilişkiler ve medya çalışmaları dediğimiz zaman bu işin biraz daha teknik, özel bilgi, beceri ve uzmanlık gerektiren bir konu olduğunu düşünürüz. Bu yüzden, SEM’ler de halkla İlişkiler ve medya konusunda bu işin gereklerini yerine getirebilecek özellik ve donanıma, iletişim becerisine sahip, mümkünse profesyonel olarak görev yapacak bir kişinin olmasında fayda vardır. Bu kurum ve medya açısından sürekliliği, takibi, konuya hakimiyeti sağlayacaktır. Ayrıca bu görevi yapacak kişinin yönetimle rahatlıkla diyalog içine girebilecek, yeri geldiğinde önerilerde bulunabilecek, ya da yönetimin önerilerine farklı alternatifler sunabilecek donanımda olması gerekmektedir. 3. SEM’ ler bölgenin ihtiyacına göre, eğitim konularını oluşturmak, yada her kurumun ihtiyacı olabilecek konularda talep yaratabilirler. Çeşitli kurum ve kuruluşlara eğitim konularıyla ilgili pazarlama çalışmalarının yapılması fark edilmeyi ve tercih edilmeyi beraberinde getirecektir. 4. SEM’ler de görev yapan personelin iletişim becerilerini geliştirmiş kişiler olması gerekmektedir. İletişim becerisi, yapılan işe ve konuya hakimiyet beraberinde iyi bir anlatım ve pazarlamayı getirecektir. Bir ürünü yada hizmeti ihtiyacınız varsa ve satın almak isterseniz, kendinize en uygun koşullu olanı, en uygun koşullu olanlar arsında da sizinle iyi iletişim kuran, sorularınızı bıkmadan cevaplandıran, kurumsallaşmış olan kurumlardan almak istersiniz. Çünkü o ürün yada hizmeti, satış sonrasını yani daha sonraki aşamalarını da düşünerek, yorulmak, üzülmek istemezsiniz. Maksimum faydayı beklersiniz. 5. SEM’ lerin öncelikle planlı bir halkla ilişkiler çalışmasının olması gerekir. Yani kurumun yaptığı hem kurum içi hem de kurum dışı faaliyetler olmalı, bu faaliyetlerin haber değeri olanları haber bülteni, diğerleri bilgi olarak medyaya iletilmelidir. Tanıtım konusunda web siteleri 24 saat hizmet veren bilgi kaynaklarıdır. Web sitelerinde yer alan bilgiler, dizayn, tasarım, hedef kitlelerin ilgisini çekmekte, olumlu imaj ve güven oluşturmakta, yada tam tersi olmaktadır. SEM’ lerin web sitelerine ayrı bir önem vermeleri gerekmektedir. 6. Medya ile etkili iletişim kurmak için medyayı tanımak önemlidir. SEM’ lerde medya kuruluşlarının künyelerinin, köşe yazarlarının, ilgili muhabirlerin ismi ve telefonu, email adresi, özellikle ilgilendikleri konuların listesini içeren ve sık sık güncellenen bir bilgi bankasının bulunması gerekir. Üniversitelerde basına bilgi verme, haber bülteni gönderme işi basın ve halkla ilişkiler birimlerinin görevi olsa da, bu birimler tam olarak detayları bilemeyecekleri için SEM halkla ilişkiler uzmanı tarafından yönlendirilmeleri ve bilgilendirilmeleri gerekebilir. 7. Her SEM de, “SEM bilgi dosyası” olması faydalı olacaktır. Ayrıca medyanın çalışma şartları, zamanı kullanma şekli, ne tür bilgilere ihtiyaç duyacağı önceden düşünülmelidir. Medya mensubu o SEM hakkında bilgi sahibi olmayabilir. Biz anlatmaya gönüllü olsak da muhabirin dinleyecek zamanı olmayabilir, ya da dinlese bile bazı bilgileri yanlış anlayarak yanlış aktarabilir. Bu sebepten SEM’in tarihçesi amaçları hedefleri, yöneticileri, bazı rakamsal bilgileri devamlı güncellenen 80 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir faaliyetleri bir dosyada bulunmalıdır. Muhabir, SEM ile ilgili bir bilgi istediğinde “internet sitemizde var oradan bakabilirsiniz” demek de çok şık bir cevap değildir. 8. Güncel olayların kuruluş gelişlerinin takip edilmesi, kuruluşlar için eğitim ihtiyacının yaratılması ve hatırlatılması için önemlidir. Başarılı Halkla İlişkiler ve Medya Çalışmaları SEM’ lere Ne Kazandırır? 1. Kendilerini tanıtabilme, 2. Kendilerini anlatabilme, 3. Amaç ve hedeflerine daha kolay çabuk ve verimli ulaşabilme , 4. Bölgesel gelişimin sağlanabilmesine katkı payı dolayısıyla olumlu imaj , 5. Güvenilirlik, 6. Saygınlık, 7. Süreklilik, 8. Tutarlılık, 9. Daha fazla maddi kaynak, 10. Uluslararası projelerde ortaklık, 11. Uluslararası her projede Türkiye’nin tanınmasına katkı, 12. Yönetimin başarılı bulunması, 13. SEM‘lerde insan kaynaklarını oluşturan kişilerin de kendilerini başarılı bularak ortak sinerji yaratılması, 14. SEM çalışmalarına katılan, destek veren daha fazla öğretim elemanı. Sonuç: 1. SEM’lerde tanıtıma yönelik halkla ilişkiler çalışmaları ve pazarlamaya yönelik halkla ilişkiler çalışmaları ve medya, yönetimin başarısını hem kurum içi, hem de kurum dışı bakış açısından bakınca doğrudan etkilemektedir. 2. SEM’lerin halkla ilişkiler ve medya çalışmalarına önem vermeleri, yukarıda anlatılan özellikleri de göz önünde tutarak tutarlı ve sürekli ve bilinçli halkla ilişkiler çalışmaları yapmaları gerekmektedir. 3. Medya kurumları popülelleştirmektedir. Bunu göz ardı etmemek gerekmektedir. 4. Anadoludaki SEM’ lerin yerel medyayı önemsemesi, ihmal etmemesi gerekir. Anadoluda işletmesi olan büyük kuruluşlar, o bölgenin yerel medyasını takip etmektedirler. 5. SEM’ lerde halkla ilişkiler ve medya çalışmaları profesyonel halkla ilişkiler uzmanları tarafından yapılmalıdır. 6. SEM’ lerin tanıtım konusunda web sayfalarına ayrı bir önem vermeleri faydalı olacaktır. 81 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir 7. SEM yöneticilerinin bilgi ve kurumsal hedefleri halkla ilişkiler uzmanları ya da görevlileriyle paylaşmaları, sağlıklı iletişim stratejileri üretebilmesinde önem taşır. Kaynakça Peltekoğlu, Filiz Balta, (2001), Halkla İlişkiler Nedir,2.baskı, Beta Yayınları, İstanbul, s.4-6 Haris, Thomas,Whalen, Patricia, ( 2009), 21. Yüzyılda Pazarlama Profesyollerinin Halkla İlişkiler El Kitabı, Rota Yayınları, İstanbul, s. 200-2001 82 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir BOLOGNA SÜRECİNDE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN STANDARDİZASYONU VE MERKEZLER ARASI İŞBİRLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Celal GÜLŞEN Nevşehir Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi(NEVSEM) Müdürlüğü Özet Bu araştırma Avrupa Yüksek Öğretim alanı çerçevesinde Türkiye genelindeki üniversitelerde yaşam boyu eğitimi teşvik etmek amacıyla kurulan ve değişik isimler altında faaliyetlerini sürdüren Sürekli Eğitim Merkezleri arasında Bologna Süreci’ne uygun bir şekilde standardizasyonun ve işbirliğinin sağlanmasını temin edecek çözümleri belirlemek ve sonrasında önerilerde bulunmak amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla öncelikle literatür taraması yapılmış, ülkemiz üniversitelerindeki eğitim merkezlerinin yapılandırılması ve faaliyet alanları incelenerek yorumlanmıştır. Yükseköğretim sistemlerinin, bu sistemler içerisinde de Sürekli Eğitim Merkezlerinin kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu hale getirilmesi merkezler arası işbirliği için gerekli görülmektedir. Ülkemiz üniversitelerindeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin farklı şekillerde yapılandırılarak farklı isimlerle farklı faaliyetler gösterdiği görülmektedir. Bu farlılık ise, merkezler arasında işbirliğini ve standartlaşmayı olumsuz etkilemektedir. Üniversitelerdeki sürekli eğitim merkezleri arasında Bologna Süreci çerçevesinde standartlaşmanın sağlanması ve işbirliğinin geliştirilmesi için bir üst birim oluşturulması gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Sürekli Eğitim Merkezi, Standardizasyon, İşbirliği, Yaşam Boyu Eğitim Üniversite, Araştırma Merkezi, Giriş Bu araştırma Avrupa Yüksek Öğretim alanı çerçevesinde Türkiye genelindeki üniversitelerde yaşam boyu eğitimi teşvik etmek amacıyla kurulan ve değişik isimler altında faaliyetlerini sürdüren Sürekli Eğitim Merkezleri arasında Bologna Süreci’ne uygun bir şekilde standardizasyonun ve işbirliğinin sağlanmasını temin edecek çözümleri belirlemek ve sonrasında önerilerde bulunmak amacıyla yapılmıştır. Yükseköğretim sistemlerinin, bu sistemler içerisinde de yaşam boyu eğitimi savunan Sürekli Eğitim Merkezlerinin, kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu hale getirilmeleri merkezler arası işbirliği için kaçınılmaz bir gereklilik olarak görülmektedir. Eğitim merkezlerinde verilen eğitimlerin, eğitimler sonrası verilen belgelerin ulusal ve uluslar arası geçerli olacak bir standardının olmaması zaman zaman sıkıntılara neden olmaktadır. Sürekli Eğitim Merkezleri arasında Avrupa Yüksek Öğretim alanı çerçevesinde standardın oluşturulması ve bu standarda uygun eğitimlerin ve eğitimler sonrası belgelerin verilmesi bu sıkıntıları büyük oranda ortadan kaldıracaktır. Ülkemiz üniversitelerindeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin bazılarının Sürekli Eğitim, bazılarının Yaşam Boyu Eğitim, bazılarının ise Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma 83 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir merkezi adıyla faaliyet gösterdiği görülmektedir. Eğitim merkezleri, faaliyetlerinde de yapılandırılma biçimlerine göre değişik işlevlerde bulunmaktadırlar. Eğitim merkezlerinin farklı alanlarında faaliyet göstermiş olmaları, merkezler arasında işbirliğini ve standartlaşmayı da olumsuz etkilemektedir. Avrupa Yüksek Öğrenim Alanı oluşturulma sürecinde ülkemizin de 19 Mayıs 2001 tarihinde müdahil olduğu Bologna Bildirgesi’ne uygun bir standartlaşmanın sağlanabilmesi için öncelikle ülkemizdeki merkezler arasında standartlaşmanın sağlanması gerekmektedir. Sürekli Eğitim Merkezlerinin İşlevi Yaşam Boyu Öğrenme’nin yükseköğretim çerçevesi göz önüne alındığında,sürekli eğitim merkezleri en önemli oluşumlar olarak göze çarpmaktadır. Yaşam Boyu Öğrenmenin en önemli araçlarından biri olan sürekli eğitim merkezleri, üniversitelerin örgün lisans ve lisansüstü öğretim programları dışında eğitim programları düzenleyerek, üniversitenin kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluşlar ile olan işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunmaktadır Sürekli Eğitim Merkezleri amaçları doğrultusunda, kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluş ve kişilere, ihtiyaç duydukları alanlarda, ulusal ve uluslararası düzeyde eğitim programları, kurslar, seminerler, konferanslar düzenlemekte; bu faaliyetlerin koordinasyonunu sağlayarak bu alanlardaki üniversite olanaklarının tanıtımını yapmaktadırlar. Toplumun sürekli eğitim ihtiyacını karşılamak üzere üniversite birimlerinin uzmanlıklarından yararlanan, üstün nitelikte ve talebe uygun olarak tekrarlanan, sertifika programı, kurs veya seminer tarzında, kısa ve uzun süreli eğitim programları düzenleyen Sürekli Eğitim Merkezlerinde çeşitli eğitimler planlanmaktadır. Planlanan eğitimler, eğitimlerin amacı, yapısı ve eğitimlerin katılımcı kitlesi gibi faktörler dikkate alınarak çeşitli gruplara ayrılmaktadır (Web-6: 2010; Web-8: 2010; Web-9: 2010). Mesleki Eğitim Programları, Beceri Kazandırma Programları, Bilgisayar-Bilişim Programları, Dil Eğitimi Programları, Meslek Edindirme Programları, Kültür ve Sanat Programları, Spor Eğitim Programları Kişisel Gelişim Programları gibi programlar düzenlenerek yaşam boyu öğrenmenin amacına uygun bir eğitim sistemi gerçekleştirilmektedir. Sürekli eğitim merkezlerinde düzenlenen eğitim programlarında, ülke ve bölgenin güncel ekonomik faaliyetleri ve gelişimi açısından öncelik kazanan alanlarda meslek kazandırmak, katılımcıların mesleklerle ilgili bilgi ve beceri düzeylerini yükseltmek hedeflenmektedir. Ayrıca yeni mesleki beceriler edinmek ve kişisel gelişim ihtiyacını karşılamak isteyen, toplumun her kesiminden bireylerin ya da bu eğitimlerden çalışanlarını ve/veya üyelerini yararlandırmak isteyen kamu ve özel tüm kuruluşların talep ve ihtiyaçları da dikkate alınarak program tasarlanıp yürütülmektedir. Bologna Sürecinde Sürekli Eğitim Merkezleri Bologna Süreci, 2010 yılına kadar Avrupa Yükseköğretim Alanı yaratmayı hedefleyen bir reform sürecidir. 19 Haziran 1999 Bologna Konferansında 29 ülke (Avusturya, Belçika, 84 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya, İspanya, İsveç, İsviçre, İngiltere ve İrlanda) temsilcileri bir araya gelerek bu süreci başlatmışlardır. 19 Mayıs 2001 Prag Bakanlar Konferansında Bolonya Sürecine Türkiye ile birlikte Hırvatistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Lihtenştayn’ın da katılımıyla sürece taraf olan üye sayısı 33 olmuştur. 19 Eylül 2003 Berlin Bakanlar Konferansında üye sayısı Arnavutluk, Andora, Bosna-Hersek, Vatikan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Sırbistan-Karadağ ve Makedonya’nın katılımıyla 40’a yükselmiştir. 18-19 Mayıs 2005 Bergen Bakanlar Konferansında Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ve Ukrayna’nın sürece dahil olmasıyla üye ülke sayısı 45’e, 2007 yılında Karadağ’ın bağımsızlığını ilan etmesi sonrasında Londra Bakanlar Konferansında alınan karar ile Karadağ’ın da sürece dahil olmasıyla üye ülke sayısı 46 ya yükselmiştir (Web-1: 2010). Pek çok uluslararası kuruluşun işbirliği ile 46 üye ülke tarafından oluşturulan ve sürdürülen, alışılmışın dışında bir süreçtir. Sürece üyelik hükümetler/devletlerarası herhangi bir anlaşmaya dayanmamaktadır. Bologna Süreci kapsamında yayımlanan bildirilerin yasal bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Süreç tamamen her ülkenin özgür iradeleri ile katıldıkları bir oluşumdur ve ülkeler Bologna Süreci’nin öngördüğü hedefleri kabul edip etmeme hakkına sahiptirler (WEB-1: 2010). Birçok alanda olduğu gibi yüksek öğretim alanında yaşam boyu eğitim ile ilgili de ulusal veya uluslar arası kuruluşlar tarafından kabul gören kriterlerin tanımlandığı bazı standartlar bulunmaktadır. Akreditasyon olarak tanımlanabilen bu standartlara uymak, tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bu standartlar, genellikle uygunluk değerlendirmesi hizmetlerinin verildiği serbest piyasa ekonomileri ve belgelendirme kuruluşlarını akredite olmaya sevk eder (Web-2: 2010; Web-3:2010). Bologna Sürecinde de böyle bir gönüllülüğe dayalı uluslararası standartlaşma gayreti bulunmaktadır. Yalnız bu standartlaşmada üye ülkelerin eğitim sistemlerinin tek tip yükseköğretim sistemi haline getirilmesi hedeflenmemektedir. Buradaki asıl hedeflenen, çeşitlilik ile birlik arasında bir denge kurulmasıdır. Amaç, yükseköğretim sistemlerinin kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu hale getirilmeleridir. Bu uyumluluk sağlandığı takdirde üye ülkeler arasında genelde yükseköğretimde, özelde ise yaşam boyu eğitimde sürekli eğitim merkezleri aracılığıyla bir ülkeden ya da yükseköğretim sisteminden bir diğeri ülke ya da yükseköğretim sistemine geçişin kolaylaşması ve böylece öğrenciler, kursiyerler ve öğretim görevlilerinin hareketliliği ve istihdamının artırılması planlanmaktadır. Bologno Süreci ile taraf ülkeler arasında eğitimde uyumluluk hedeflenmektedir. Gönüllülük esasıyla kabul edilen standartlar neticesinde yüksek öğretimde örgün eğitim yanında yaygın eğitimde (yaşam boyu eğitimde) de uyumluluk hedeflenmiştir(Web-1: 2010). Bologna Bildirisi’nin 19 Mayıs 2001’de Prag’da yapılan toplantısında, Bologna Süreci’ne eklenen hedeflerde ilki “Yaşam Boyu Öğrenimin Teşvik Edilmesi” olmuştur. Bu hedefin kabul edilmesinde özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu Güneydoğu Avrupa ülkelerinin durumu düşünülerek standartlaşmanın ve işbirliğinin önemi vurgulanmıştır. Özellikle bu bölgelerde eğitim ve eğitimde işbirliğinin, uluslararası düzeyde bir öneme sahip olduğu kabul edilmiştir(Web-1: 2010). Gerek ülkemizde, gerekse Avrupa boyutunda kültürel işbirliğinin sağlanabilmesi için yaşam boyu eğitimin teşvik edilmesi ve yaşam boyu eğitimde ulusal ve uluslar arası standartlaşmanın bir an önce sağlanması gerekmektedir. 85 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Müdahil olduğumuz Bologna Süreci’nde de bu konuda gerekli desteklerin verileceği güvence altına alınmıştır. Bu standart birlikteliğinin ve işbirliğinin sağlanabilmesi için öncelikle ülkemizdeki sürekli eğitim merkezleri arasında belirli standartların kabul görmesi ve bu konuda gerekli akreditasyonun sağlanması gerekmektedir. Bu standartlar ve akreditasyon sağlanmadığı sürece ülke olarak Bologna Süreci’ndeki yükümlülüklerimizi yerine getirmemiz mümkün görülmemektedir. Sürekli Eğitim Merkezlerinde Standardizasyon ve İşbirliği Bir nitelik veya niceliğin örnek veya temel olarak alınabilen, bütün ilgili tarafların yardım ve işbirliği ile kabul edilmiş, normları ve kullanıma uygun şekli olarak kabul edebileceğimiz standartlar, insanoğlunun yaratıldığı günden itibaren, karışıklıktan kurtulma ve belirli bir düzen tesis etme amacıyla yaşantısında yer almaya başlamıştır. Yeryüzünde kıt olan iktisadi kaynakları optimum değerlendirme çabalarının bir ürünü olan standardizasyon, insanlık için bir lüks değil, bilakis “olmazsa olmaz” mutlak bir gerekliliktir (Web-4: 2010). Bu gereklilik eğitim kurumlarında kendisini daha çok hissettirmektedir. Standartlara uygun üretmek ve tüketmek ve daha önemlisi eğitmek herkes için milli ve insani bir görev telakki edilmelidir. Ancak bu suretle kaynakların optimum değerlendirilmesi mümkün olabilecek ve böylelikle toplumun refah düzeyinde önemli bir artış sağlanabilecek ve uluslararası rekabet gücü artacaktır. Bilgi teknolojileri sayesinde enformasyonda ve üretim teknolojilerinde yaşanan gelişme ile birlikte hızlı bir küreselleşme sürecinin yaşandığı günümüzde standartlar, uluslararası ticaretin ortak dili haline gelmiştir. Bologna Süreci ile bu ortak dil, eğitimi de kapsamı içine almaya başlamıştır. Eğitim içerisinde uluslar arası standartlaşma için yaşam boyu eğitim önemsenmeli, bu eğitimlerde de sürekli eğitim merkezleri aktif rol oynamalıdır(Web-4: 2010). Genelde eğitimde, özelde ise sürekli eğitimde (yaşam boyu eğitimde) standartlaşmanın birçok faydası olacaktır. Bu faydaların bazıları eğitim merkezleri (üretici) boyutuyla değerlendirilirken, bazıları da bu eğitimden istifade eden müşteriler (tüketiciler) boyutuyla değerlendirilebilir. Bu faydaların üretici ve tüketici boyutu dışında genel olarak ekonomik fayda boyutu da dikkate alınabilir. Standartlaşmanın ekonomik ve tüketici boyutundaki faydaları da, dolaylı olarak uyarlandığında yine sürekli eğitim merkezlerini etkileyeceğinden bu faydalar standartlaşmanın Sürekli Eğitim Merkezlerine Faydaları olarak aşağıdaki şekilde belirtilebilir (Web-4: 2010; Web-6: 2010 Web-8: 2010 Web-9: 2010 ). Eğitimlerin belirli plan ve programlara göre yapılmasına yardımcı olur. Uygun kalite ve seri eğitim imkân sağlar. Devamsızlık ve kırtasiye kaybını asgariye indirir. Verimliliği artırır. Sürdürülebilirliği sağlar. Benchmarking yapmayı kolaylaştırır, çeşitliliğin artmasını sağlar. Maliyeti düşürür. Rekabet gücünü arttırır. 86 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Kaliteyi teşvik eder, kalite seviyesi düşük üretimle meydana gelecek emek, zaman ve hammadde israfını ortadan kaldırır. Sanayi ve ilgili paydaşları belirli hedeflere yöneltir. Üretimde kalitenin gelişmesine yardımcı olur. Ekonomide arz ve talebin dengelenmesinde yardımcı olur. Yanlış anlamaları ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırır. Verilen eğitimlerle eğitim sektöründe, ihracatta ve ithalatta üstünlük sağlar. Değişik üretim dallarının kurulması ve gelişmesine yardımcı olur. Rekabeti geliştirir. Kalitesiz eğitimleri ve ürünleri piyasadan siler. Can ve mal güvenliğini sağlar. Karşılaştırma ve seçim kolaylığı sağlar. Fiyat ve kalite yönünden aldanmaları önler. Ucuzluğa yol açar. Tüketicinin bilinçlenmesinde etkili rol oynar. Eğitimler sonrası verilen belgelerin ulusal ve uluslar arası geçerliliği sağlanır. Öncelikle ulusal düzeyde, sonrasında ise uluslar arası standartları sağlayan sürekli eğitim merkezlerinin yukarıdaki faydaları elde etmeleriyle birlikte kabul edilebilirlik göstergeleri de yükselecektir. Bologna Süreci İle Sürekli Eğitim Merkezlerinde Yeniden Yapılanma Üniversitelerimizdeki sürekli eğitim merkezlerimiz verdikleri eğitimlerde bilgi aktarmaya dayalı sınav odaklı eğitim tarzı yerine, öğrenmeye ve öğretmeye adaklı bir eğitimi misyon edinmelidir. Böylelikle öğrencilerin/kursiyerlerin aldıkları belgelerle, aldığı belgeye dayalı gerekleri yerine getirebilecek düzeye gelmeleri sağlamalıdır. Aksi takdirde örgün eğitim kurumlarımızın birçoğunda uygulandığı için yakındığımız sınav odaklı eğitimden uzaklaşamayız. Bologna süreci, kolay anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir bir akademik derece sistemi ve diplomaların ve öğrenim sürelerinin tanınmasını sağladığından eğitimde şeffaflık artmaktadır. Bu süreçte yaşam boyu eğitimlerdeki standartlaşma neticesinde diplomaların yanında verilen sertifikalarda da ulusal ve uluslararası standartlaşmanın sağlanması ile sertifikaların da uluslararası tanınırlığı güçlendirilecektir. Böylece eğitim, hem şekil hem de muhteva olarak uluslararası standartlara çıkacaktır. Bu uygulamalar neticesinde sürekli eğitimlerde uluslararası rekabetin oluşturulması ve kalite güvencesinin sağlanmasında da bir temel oluşturulabilecektir (Web-8: 2010; Web9:2010). Bologna Süreci'ne dahil olmakla üniversitelerimizdeki sürekli eğitim merkezlerimizin öncelikle isimleri konusunda standart oluşturularak bir birliktelik sağlanacak, sonrasında ise faaliyetleri arasında akreditasyon sağlanacaktır. Bu sayede verilen eğitimlerin teorik ders kredi ve saatleri önemli ölçüde azalacak, uygulama-araştırma ve proje gibi öğrenci/kursiyer merkezli etkinlikleri öne çıkacaktır. Bu süreçte keşfe dayalı öğrenme gibi aktif yöntemlerin kullanması ile öğrenci bilgiyle yüklenen nesne konumundan bilgiyi üreten ve kullanan özne konumuna çıkacaktır (Web-8: 2010; Web-9: 2010). 87 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Bologna süreci, eğitim kurumlarında ve iş yerlerinde hayat boyu öğrenmeyi ikameye çalışmaktadır. Bu amaçla üniversitelerde 'Sürekli Eğitim Merkezleri' kurulmaktadır. Tüm bu gelişmeler, istihdamı artıracak, diplomalı işsizliğin önlenmesi için de büyük fırsatlar oluşturmaktadır. Ülkelerin Ulusal Ajansları ve Eğitim Bakanlıkları’nca da desteklenen yaşam boyu eğitim faaliyetleri sayesinde sürekli eğitim merkezlerinin yeniden yapılanması AB süreci ile birlikte bir fırsat olarak görülmeli ve mutlaka bu fırsat değerlendirilmelidir (Web-5: 2010; Web-6: 2010; Web-7: 2010; Web-9: 2010). Bologna Süreci'nin gereklerinin yerine getirilmesiyle merkezler arasında standartlar ve işbirliği sağlanacak, bu sayede her faaliyetin kaç sat olacağı, hangi kriterleri sağlaması gerektiği, verilecek belgelerin özellikleri gibi konularda uyumluluk sağlanmış olacaktır. Her faaliyet sonrasında o faaliyeti bitirenlerin hangi yeterliklere sahip olacağının araştırılması ve verilen belgelerin geçerliliğinin sorgulanmasına da gerek kalmayacaktır. Sonuçlar ve Öneriler Yükseköğretim sistemlerinin, bu sistemler içerisinde de Sürekli Eğitim Merkezlerinin kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu hale getirilmesi merkezler arası işbirliği için gerekli görülmektedir. Ülkemizdeki sürekli eğitim merkezlerimiz arasında koordinasyon ve işbirliği eksikliği olduğu, şu anki halleriyle ortak kabul gören standartlarının olmadığı, buna bağlı olarak ta değişik isimlerde, değişik etkinlik alanlarıyla yapılandıkları gözlenmektedir. Sürekli eğitim merkezlerinin bu halleriyle uluslar arası kabul görülebilirliğinin sağlanması zorlaşmaktadır. Bunun için bir an önce ülkemizin de taraf olduğu Bologna Süreci’nin gereklerini yerine getirecek bir yapılanmaya gitmesi gerekmektedir. Üniversitelerdeki sürekli eğitim merkezleri arasında Bologna Süreci çerçevesinde standartlaşmanın sağlanması ve işbirliğinin geliştirilmesi için bir üst birim oluşturulması gerekmektedir. Sürekli eğitim merkezleri arasında işbirliğinin koordinasyonu için ortak bir WEB sayfası açılmalı, bu sayfanın koordinasyonunu oluşturulacak üst birimin yapması sağlanmalıdır. Deneyimlerin paylaşılması ve işbirliğinin geliştirilmesi için Sürekli Eğitim Merkezleri toplantısının her yıl mutlaka bir kez yapılması sağlanmalıdır. Yapılacak bu toplantılara ileriki yıllarda üniversitelerin rektörlerinin ve YÖK yetkililerinin katılımı da sağlanmalıdır. Sürekli Eğitim Merkezleri ana temasını işleyecek olan ulusal/uluslararası bir kongre/sempozyum düzenlenmesi için çalışmalara başlanılmalıdır. Kaynakça Web-1.(2010). http://bologna.yok.gov.tr. (Erişim Tarihi:05.04.2010). Web-2. (2010). http://www.standartkalite.com.(Erişim Tarihi:05.04.2010). Web-3. (2010). http://www.wcs.com.tr.(Erişim Tarihi:05.04.2010). Web-4. (2010). http://www.artibel.com.tr. (Erişim Tarihi:05.04.2010). Web-5. (2010). http://tdkterim.gov.tr. (Erişim Tarihi:04.04.2010). Web-6. (2010).http://projeler.meb.gov.tr. (Erişim Tarihi:03.04.2010). Web-7: (2010)http://www.ua.gov.tr. (Erişim Tarihi:07.04.2010). Web-8. (2010).http://iletisim.atauni.edu.tr.(Erişim Tarihi:07.04.2010). Web-9. (2010) http://portal.firat.edu.tr. . (Erişim Tarihi:06.04.2010). 88 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir MESLEKİ EĞİTİM SERTİFİKALARININ DERECELENDİRİLMESİ VE GEÇERLİLİĞİNİN SAĞLANMASI Doç. Dr. Rıza Gürbüz Çankırı Karatekin Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu, 18200, Çankırı Özet 15 Aralık 2004 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Yeterlilikler çerçevesi (AYÇ) Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de sertifika eğitimlerine bir standart getirilmesi ve özellikle sertifika eğitimine kalite güvencesi sağlanması için önemli bir kilometre taşı olmuştur. Mesleki yeterlilik çalışmalarını planlamak ve koordine etmek üzere 2006 yılında kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) sektör temsilcileri ile işbirliği içinde meslekleri ve bu mesleklerin bilgi ve beceri tanımlarını yapmakta ve geliştirilen meslek standartlarını resmi gazetede yayınlamaktadır. Avrupa’da Hayat boyu Öğrenme anlayışı içinde yeniden yapılandırılan eğitim yapısı içinde eğitim sadece sınıfta değil yaşamın tüm alanında yaygınlaştırılmaktadır. İş yaşamında edinilen beceriler de belgelendirmelerde kullanılabilecektir. Mesela uzun süre sanayide çalışan bir kişi bilgi alanlındaki eksikliğini sertifika kursları ile tamamlayarak, belirli bir alanda sertifika alabilecektir. Mühim olan o alanda tanımlanan bilgi ve beceriye eriştiğini göstermesidir. Bildiri de 2 ana konu işlenmektedir. Sertifika eğitimlerinin Avrupa Topluluğu standartlarına göre derecelendirilmesi, bilgi ve beceri tanımlarının yapılması ve eğitim kurumlarından verilen sertifikaların geçerliliğinin ulusal ve Avrupa Topluluğu düzeyinde sağlanmasıdır. Bu iki konu birbiri ile bağlantılıdır ve ülkemizde bu konularda önemli çalışmalar yürütülmektedir. Anahtar Kelimeler: Sertifika eğitim, Yeterlilik, Kalite güvence Giriş Hayat boyu öğrenme anlayışı çerçevesinde örgün eğitimin yanında yaygın eğitimde teknolojik tabanlı olarak hızlı bir şekilde yaygınlaşmaktadır. İnternet ve cep telefonlarının teknolojik alt yapısı ve bu alanlarda kullanılan yazılım programlarının son derece hızla gelişmesi ve halk arasında özellikle gençler tarafından internet ve yeni gelişen enformasyon teknolojilerinin yaygın şekilde kullanımı, eğitimde mobil eğitim seçeneğini sunmaktadır. Diğer değişen kavram ise eğitimin, eğitim merkezlerinin yanında eğitim talebinde bulunan iş yerlerine taşınmasıdır. Yani eğiticiler mobil eğitim materyalleri ile iş yerlerine giderek iş yerinde eğitim vermekte veya eğitim programının işyerinin ihtiyaçlarına uygun şekilde planlamaktadır. Avrupa birliğine uyumu sağlamak için ülkemizde çeşitli mesleki ve teknik eğitim projeleri uygulanmaktadır. Bunlardan en önemlileri Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini Güçlendirme Projesi (MEGEP) projesi ve Mesleki Yeterlilik Kurumunun kurulmasıdır[1,2]. Süreci devam etmekte olan diğer bir proje ise İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla Geliştirilmesi ( İKMEP) projesidir[3].Bu proje Meslek Yüksekokullarının Eğitim Programlarını geliştirmeye yönelik, 5. seviyede yürütülen bir çalışmadır. 89 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Diğer önemli bir taslak çalışma ise yakın gelecekte kurulması planlanan Türk Kalite Güvence Merkezinin kurulması çalışmasıdır. Hayat boyu öğrenmenin en yoğun şekilde uygulandığı eğitim kurumlarından birisi de Üniversitelerin Sürekli Eğitim Merkezleridir (SEM). SEM ‘ler de verilen eğitimlerin sertifikalandırılması ve bu sertifikaların ülke ve Avrupa boyutunda geçerliliğinin sağlanması öncelikli alanlardan birisidir. Bunun temelini ise belirlenen her bir mesleki alan için bilgi ve beceri yeterliliğinin Avrupa Yeterlilik çerçevesine uygun şekilde tanımlanması ve bunların 1 den 8’e kadar derecelendirilmesi oluşturmaktadır. Mesleki Eğitim Sertifikalarının Derecelendirilmesi Avrupa Birliğine uyum çalışmaları içerisinde diploma ve sertifika eğitimleri 1 den 8 ‘e kadar derecelendirilmiştir. 1. derece çıraklıktan başlamakta 8. derece ise doktora’da tamamlanmaktadır. Üniversiteleri ilgilendiren kısım 5, 6, 7 ve 8. derecelerdir. Her bir derece için genel anlamda bilgi ve beceri tanımları yapılmıştır. 2006 yılında 5544 sayılı kanunla kurulan Mesleki yeterlilik kurumu (MYK) ‘un en önemli vazifelerinden biriside çeşitli seviyelerde kurslara katılanlara verilen sertifikaların geçerliliğini yetkilendirilmiş “Meslek Standartları Geliştirme, Bilgi ve Beceri ÖlçmeDeğerlendirme Merkezleri “ tarafından denetimlerinin yapılmasını sağlamaktır. Üniversitelerde verilen diploma eğitimlerinin değerlendirilmesi bunun dışındadır. Sektörü temsil etme yeterliliğine ve gerekli insan kaynaklarına sahip sektör temsilcileri Mesleki Yeterlilik Kurumu ile anlaşma yaparak belirlenen standartlara uygun olarak meslek standartlarına geliştirmekte ve alanda çalışan firmaların görüşleri alınarak geliştirilen meslek standardı onaylandıktan sonra resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmektedir. 26 ana sektörde komiteler oluşturulmuş ve meslek standardı geliştirme çalışmaları bu 26 ana sektör altında yapılmaktadır. 1995–2000 yılları arasında İŞKUR koordinasyonunda yürütülen Dünya Bankası destekli İstihdam ve Eğitim Projesi-Meslek Standartları ve Belgelendirme bileşeni altında geliştirilen 250 meslek standardı, MEGEP projesi kapsamında ise 65 Meslek Standardı geliştirilmiştir. Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), 2010 yılı itibari ile 13 sektörde, 469 meslek standardının hazırlanmasını kapsayan 20 işbirliği protokolü imzalamıştır. Bunların % 62 si resmi gazetede yayınlanmış, % 10 ise yayınlanma aşamasındadır. Sertifikaların Geçerliliğinin Sağlanması Kurslar sonunda kursiyerlere verilen sertifikalar asgari koşullardaki bilgi ve beceri tanımlarını garanti eder. Bu nedenle kursları veren kişilerin ve kurumların belirlenen kursları verecek asgari yeterliklere sahip olması gerekmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri arasında geçişleri güvenli şekilde sağlayabilmek için Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi oluşturulmuştur. Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ), Avrupa’daki farklı ülkeler ve sistemler arasında yeterliliklerin daha anlaşılır ve açık olmasını sağlamak için bir karşılaştırma aracı gibi çalışan ve ülkelerin yeterlilik sistemlerinin birbirleriyle bağlantısını sağlayan ortak Avrupa referans çerçevesidir. İki temel prensibi vardır: vatandaşların ülkeler arasında hareketliliğini teşvik etmek ve hayat boyu öğrenmelerine yardımcı olmak. Taslak resmi olarak Nisan 2008’de yürürlüğe girmiştir. Ülkelerin kendi yeterlilik sistemlerini AYÇ ile ilişkilendirmeleri için 2010 yılı ve kendilerine özgü yeterlilik sertifikalarının AYÇ’deki uygun seviyeye dayandırılmasını sağlamaları için 2012 yılı hedefleri önerilmektedir. 90 Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir Avrupa Parlamentosunun ve Konseyin yeterlilikler için tek bir saydamlık çerçevesi konusundaki 15 Aralık 2004 tarihli 2241/2004/EC sayılı Kararı ile oluşturulmuştur. Dolayısı ile Türkiye’de verilen sertifikaların da Avrupa Yeterlilikler çerçevesine uygun olması ve verilen sertifikalarda AYÇ ne uygun olmalıdır. Sonuç Avrupa Topluluğuna üyelik sürecinde, hukuki, idari ve eğitim gibi birçok alanda önemli değişiklikler yapan ülkemizde, tüm kurumlar yeni yapılanmaya uyum sağlamak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Her ne kadar bir çok SEM Avrupa topluluğuna uyum süreci için gerekli değişim ve dönüşümleri yapmış olsa da henüz bunu yapamayanlar eğitim ve danışmanlık programlarında ve uygulamalarında gerekli düzenlemeleri yapmak zorundadırlar. Bunların başında da SEM’lere verilmekte olan kursların bilgi ve beceri tanımlarının Avrupa Yeterlilik çerçevesine uygun hale getirilmesi ve verilen sertifikalarında ulusal ve Avrupa birliği ülkelerinde geçerliliği sağlanması gelmektedir. Sürekli eğitim merkezleri arasında her yıl düzenli olarak güncel konuları kapsayan toplantılar düzenlenmesi ve bu konularda bilgi paylaşımının sağlanması gelişen sürece uyum sağlanması için önemli katkılar sağlar. Bu sürece Avrupa Topluluğundaki benzer kuruluşların dâhil edilmesi tecrübe paylaşımı açısından önemli faydalar sağlar. Kaynakça http://megep.meb.gov.tr/indextr.html http://www.myk.gov.tr/ http://ikmep.yok.gov.tr/index.php 91