KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ve

Transkript

KATILIM BANKACILIĞINDA MEVDUAT SİGORTA SİSTEMİ ve
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl:2 sayý:15 Ekim-Kasým-Aralýk 2007
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
KATILIM BANKACILIÐINDA
MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ
MEVDUAT
SÝGORTA
REZERVÝNDE
ÜLKE
UYGULAMALARI
Sayfa 8’de
IADI ANNUAL
CONFERENCE
2007
MALAYSIA
Sayfa 13’te
Sayfa 3’te
TMSF ve FDIC
YETKÝLERÝ
ÜZERÝNE
DEÐERLENDÝRME
Sayfa 18’de
TÜRKÝYE’DEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN
TEMEL PARAMETRELER
SORULAR ve CEVAPLAR
SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI
30.12.2006
1,4037
1,8650
2,7450
31.10.2006
1,4457
1,8476
2,7450
*Serbest Piyasa
FAÝZ ORANLARI (%)
31.10.2007
30.12.2006 31.10.2006
Gecelik
16,75
17,50
17,50
Mevduat Faizleri* **17,53
18,10
17,68
TRLIBOR (O/N)
16,63
17,97
17,50
Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.08.2007
BORSA ENDEKSÝ
ÝMKB
Sýnai
Mali
Kaynak: ÝMKB
31.10.2007
57.615
42.073
89.624
30.12.2006
39.117
30.896
60.168
YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ
Son Deðer
1 ay öncesine
(31.10.2007)
göre (%)
31.10.2006
40.582
30.533
64.338
1 yýl öncesine
göre (%)
ÝMKB
Dolar
Altýn(YTL/gr)
Altýn (Usd/Ons)
DÝBS Endeksi
57.615
1,1590
29.90
785.00
6,6
-3,5
4,2
6,1
41,9
-19,9
-5,3
30,5
(3 aylýk)*
865,55
1,5
18,4
DÝBS Endeksi
880,56
Kaynak: ÝMKB,Reuters
1,5
20,8
*ÝMKB DIBS performans endeksi
(12 aylýk)*
GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ)
2007 (2.çeyrek)
2006
2006 (2.çeyrek)
GSMH (milyar YTL)
277.4
575.8
241.5
201.8
399.7
241.6
GSMH (milyar USD)
277.6
576.3
173.0
GSYÝH (milyar YTL)
201.9
400.0
80.8
GSYÝH ( milyar USD)
GSMH (Büyüme)*
%3,9
%6.0
%9,3
GSYIH (Büyüme)*
%3,9
%6,1
%8,3
Kaynak: TÜÝK (Veriler 3’er aylýk dönemlerin sonunda açýklanmaktadýr.)
*Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir.
ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%)
Aðustos 2007
Aralýk 2006
Ekim 2006
Ýstihdam Oraný*
44,7
43,2
45,0
Ýþsizlik Oraný
9,2
9,9
9,1
Kaynak: TÜÝK
*Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus
(Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.)
Ýmalat Sanayi Kapasite
Kullaným Oraný
Ekim 2007
%83,3
ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET
(milyon USD)
Eylül 2007
Cari Ýþlemler Hesabý
-26.054
Dýþ Ticaret Dengesi
-34.364
Toplam Ýhracat
80.592
Toplam Ýthalat
114.956
Aralýk 2006 Ekim 2006
%81,7
%82,4
Eylül 2006
-24.522
-32.195
65.878
98.073
Aralýk 2006
-32.774
-41.238
91.937
133.175
Ýhracat/Ýthalat
%70,1
%67,7
%69,0
Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.)
Eylül 2006
167.6
66.0
233.6
Aralýk 2006
171.30
175.30
-3.99
41.95
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat
ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým
bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme
ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin
kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak
sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu
amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya
da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir.
Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn
sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir.
Ekim 2006
140.55
144.34
-3.79
237.01
BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ
ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Aðustos 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Banka sayýsý
33
4
13
Yurtiçi Þube
7.315
399
40
Yurtdýþý Þube
48
1
1
Yurtiçi Personel 146.330
8.577
5.354
Yurtdýþý Personel
499
4
3
BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Aðustos 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
milyon YTL
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Toplam Aktifler
Toplam Krediler
Konut Kredileri
Kredi Kartlarý
Takipteki Alacaklar
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon.
Özkaynak
Toplam Bilanço
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*
Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve
katýlým fonu sigorta sistemine dahildir?
Toplam
50
7.754
50
160.251
506
Toplam
514.895
238.719
27.311
24.427
9.116
167.383
325.311
58.592
337.995
17.713
13.454
1.516
329
529
25
13.385
2.163
15.931
17.876
8.504
38
180
2.532
0
8.248
15.506
550.484
260.677
28.865
24.756
9.825
169.760
338.696
69.003
369.432
81.013
12.016
2.625
95.654
256.982
-399
3.915
72
12.881
13
273.778
-314
Kaynak: BDDK
DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ*
31.10.2007
USD
1,1590
EURO
1,6747
GBP
2,4300
Kaynak: REUTERS
KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyar YTL)
Ekim 2007
Gelirler
155.94
Harcamalar
168.21
Bütçe Dengesi
-12.27
Faiz Dýþý Denge
32.41
Kaynak: Maliye Bakanlýðý
Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý
nedir?
*Yabancý Para Net Genel Pozisyonu
FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Ekim)
Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre
ÜFE
-0,13
7,23
4,41
TÜFE
1,81
8,98
7,70
Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.)
(*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný)
MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ
(milyon USD)
Eylül 2007
Aralýk 2006
Ýç Borç Stoku
213.3
178.9
Dýþ Borç Stoku
68.8
66.6
Toplam
282.1
245.5
Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý
Kaynak: BDDK
GENEL EKONOMÝK VERÝLER
MEVDUAT VE KATILIM FONU
milyar YTL
Aðustos 2007 Aðustos 2006 Hesap Adedi (milyon)
277,38
MEVDUAT HESABI
325,31
88,2
%37,9
Dth oraný
%36,5
9,84
KATILIM FONU
13,38
1,5
%45,8
Dth oraný
%49,9
287,22
TOPLAM
338,69
89,7
%38,1
Dth oraný
%37,1
milyar YTL
Sigorta kapsamýndaki mevduat
Dth oraný
Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu
Dth oraný
TOPLAM
Dth oraný
Haziran Haziran Mudi Adedi*
2007
2006
(milyon)
100,27 88,60
%32,6 %33,7
4,47
5,22
%40,0 %32,9
105,49 93,07
%33,0 %33,7
65.42
0.88
66.30
*Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr.
BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%)
%
Aðustos 2007 Aralýk 2006
Aðustos 2006
Mevduat Bankalarý
17,04
19,89
18,12
Katýlým Bankalarý
15,97
16,51
14,60
Kalk. ve Yat.Ban.
67,75
86,16
104,52
Bankacýlýk Sektörü
18,65
21,90
20,25
SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI
YTL
Haziran 2007
Mevduat Bankalarý
136.671
Katýlým Bankalarý
6.513
TOPLAM
143.184
Aralýk 2006
484.964
22.378
507.342
Haziran 2006
123.983
5.589
129.572
TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr
Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57
Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur.
Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý
ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn
Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým
fonlarý sigorta sistemine dahildir.
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin
sigorta primleri kim tarafýndan ödenir?
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta
primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir.
Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý
sigorta kapsamýnda mýdýr?
Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt
içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden
cinsinden;
a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu
hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn,
b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari
hesaplarýn,
50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta
kapsamýndadýr.
Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý
veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere
ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý
hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz
reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap
deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr.
Türkiye'de faaliyet gösteren kredi
kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan
mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý
sigorta kapsamýna dahil midir?
Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý
bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya
hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler
her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti
kapsamýndadýr.
Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr?
Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere
konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi
hariç) sigorta kapsamýnda deðildir.
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde
bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar
sigortaya tabi midir?
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi
kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda
deðildir.
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve
katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi
kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý,
baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna
Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat
veya katýlým fonu kabul edebilirler mi?
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda
kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar
adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya
katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan
bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu
kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini
anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri
yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar
adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr..
Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi
olmayan diðer hesaplar hangileridir?
5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin
üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339
sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan “Sigortaya Tabi
Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý
Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair
Yönetmeliðin” 5 inci maddesi uyarýnca;
a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana,
baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat
ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu
baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile
bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna
ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza
Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan
malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve
katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir.
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk
edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým
fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta
kapsamýnda mýdýr?
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen
devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým
araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir.
Serbest bölgelerde kurulu kredi
kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým
ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda
mýdýr?
Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411
sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan
hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki
þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr.
TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine
devam etmekte olan bir kredi
kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile
ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme
yapýlýr mý?
TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin
altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan
kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu
hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan
mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki
kýsmýný öder.
ÝÇÝNDEKÝLER
EDÝTÖR’DEN
Dr. Yusuf Adýgüzel
2
KATILIM BANKACILIÐINDA MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ
Ahmet Ertürk
3
MEVDUAT SÝGORTA REZERVÝNDE ÜLKE UYGULAMALARI
Dr. Rýdvan ÇABUKEL, Sanem ATAÇ,
8
IADI’ NÝN KUALA LUMPUR/MALEZYA’DA YAPILAN
6. YILLIK KONFERANS ve YILLIK GENEL KURUL TOPLANTISI
Özlem Kýlýççý
13
TMSF ve FDIC YETKÝLERÝ ÜZERÝNE DEÐERLENDÝRME
Av. Tunç GÜCÜK, Av. Hanifi DARICI
18
BANKA ÇÖZÜMLEME SÜREÇLERÝ VE
BANKACILIK SÝSTEMÝNÝN YENÝDEN YAPILANDIRILMASINDA KURUMSAL ÝÞBÝRLÝÐÝ VE KOORDÝNASYON:
TÜRKÝYE DENEYÝMÝ
Dr. Hicabi ERSOY
22
AVRUPA ÝNSAN HAKLARI MAHKEMESݒNE BAÞVURUDA
ÝÇ HUKUK YOLLARININ TÜKETÝLMESÝ ÞARTININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Av. Ulvi DARENDELÝ
26
BÝLGÝ EDÝNME HAKKI
Av. Tuðba ÇOLAK
32
DEVLET MEMURLARININ TÝCARET ve KAZANÇ GETÝRÝCÝ FALÝYETLERÝ
Erdal Aydýn
36
Haber/
DEVLET-BÝREY ÝLÝÞKÝLERÝ ve ÝKTISADÝ SÝSTEM
Prof. Dr. Mehmet Altan
41
Kitap
44
TMSF Adýna Sahibi
: H. Bayram Babacan
Yayýn Yönetmeni
: Dr. Yusuf Adýgüzel
: Kamil Oðuz
Danýþma Kurulu
: Doç. Dr. Cüneyt KOYUNCU - Dumlupýnar Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat ERDAL - Adnan Menderes Üniversitesi,
Y A Y I N
Sorumlu Yazýiþleri Müdürü
Prof. Dr. Halil Seyidoðlu - Doðuþ Üniversitesi, Doç.Dr. Muhsin Kar - Kahramanmaraþ Sütçü Ýmam Üniversitesi, Doç. Dr.
B Ý L Ý M S E L
O R G A N I
Gezi/Selamat Datang
Dr. Yusuf Adýgüzel
45
Selahattin BEKMEZ - Muðla Üniversitesi, Doç. Dr. Yusuf Bayraktutan - Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Zekai Özdemir - Ýstanbul
Rahmi Deniz Özbay - Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Rasim Yýlmaz - Dumlupýnar Üniversitesi, Prof. Dr. Recep Tarý - Kocaeli
Üniversitesi, Prof. Dr. Rýdvan Karluk - Anadolu Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman - Ýstanbul Ticaret Üniversitesi, Doç. Dr.
Üniversitesi
Yayýn Kurulu
: H. Bayram Babacan, Ahmet Yýlmaz, Dr. Rýdvan Çabukel, Ali Göçer, Abdullah Canbek
Yayýn Türü
: Yerel Süreli
Yayýn Periodu
: 3 Aylýk - Ekim-Kasým-Aralýk 2007
Görsel Tasarým
: 1111 Adam Yapým &Tanýtým
Adres
: Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul
E-posta
: [email protected]
Tel
: 0 212 340 16 11, 23 99, 22 96
Faks
: 0 212 288 53 35
Baský
: FSF Printing House
Baský Tel
: 0 212 690 89 89
TMSF Çatý Basýn ve Halkla iliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir.
TMSF
EDÝTÖR’DEN
Merhaba
Baðýmsýz bir üst kurul olarak kurulduðu ilk
günden bugüne Türkiye’de gündem oluþturan
TMSF, 2007 yýlý içinde gerek katýldýðý uluslararasý
platformlarla, gerekse bizzat Ýstanbul’da
organize ettiði uluslararasý konferanslarla
dünyada da mevduat sigortacýlýðý konusunda
adýndan sýkça söz ettirmeye baþladý.
Bu yýlýn Haziran ayýnda Uluslararasý Mevduat
Sigortacýlarý Birliði (IADI) ile ortaklaþa
düzenlediðimiz uluslararasý konferanstan sonra,
26-27 Kasým tarihlerinde bu defa da Avrupa
Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI) ile
Avrupa’daki mevduat sigortacýlarýný Ýstanbul’da
buluþturuyoruz.
37 ülkeden 50’nin üzerinde mevduat sigorta
kuruluþunun 100’e yakýn üyesini misafir
edeceðimiz konferansýn konusu “Mevduat
Sigorta Sistemlerini Etkiyen Güncel Konular”.
AB müzakerelerinin baþlamasýnýn ardýndan,
bankacýlýk sistemini ilgilendiren iki fasýl
doðrudan kurumumuzu ilgilendirdiði de göz
önüne alýnýrsa bu konferansýn önemi daha iyi
takdir edilebilir. Öte yandan AB Komisyonu,
mevduat sigortacýlýðý konusunda EFDI’den
yararlanmak istiyor ve bu konularda yetki vermiþ
durumda.
Dr. Yusuf Adýgüzel
Yayýn Yönetmeni
TMSF Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü
2
Çalýþanlarýnýn kiþisel geliþimine özel önem veren
kurumumuz, Fon çalýþanlarýnýn gerek yurtiçi
gerekse yurtdýþýnda sektöre ve kuruma faydalý
olabilecekleri seminer ve eðitim
organizasyonlarýna katýlýmlarýný teþvik ediyor.
Dil ve mesleki eðitimler konusunda çalýþanlar
teþvik edilirken, her ay düzenli olarak konusunda
söz sahibi olan uzmanlar “TMSF Geliþim
Konferanslarý” adý altýnda Fon çalýþanlarýnýn
bilgi birikimi ve sosyal geliþimlerine katkýda
bulunuyor. Geliþim Konferanslarý’nýn Ekim ayý
konuðu Prof. Dr. Mehmet Altan idi. Sayýn
Altan’ýn “Devlet Birey Ýliþkileri ve Ýktisadi Sistem”
konulu konuþmasýnýn bir özetini, ÇATI’nýn
ilerleyen sayfalarýnda bulabilirsiniz.
Bu sayýda ayrýca IADI’ýn Kuala Lumpur’da
yapýlan 6. Yýllýk Konferansý ve Genel Kurulu ile
ilgili bir haberi ve TMSF Baþkaný Sayýn
ERTÜRK’ün bu toplantýda Katýlým Bankacýlýðý
üzerine konuþmasýnýn bir çevirisi var. Dr, Rýdvan
Çabukel ve Sanem Ataç mevduat sigorta
revervindeki çeþitli ülke uygulamalarýndan
örneklerin yer aldýðý bir makale kaleme alýrken,
Dr. Hicabi Ersoy, banka çözümlemede TMSF
örneðini inceliyor.
Ayrýca TMSF ve FDIC yetkileri, AÝHM baþvuru
þartlarý, Bilgi Edinme Hakký, Devlet
memurlarýnýn ticaret yapabilmesi ÇATI’nýn
diðer önemli konularý.
Yeni yýlda, yeni sayýda buluþabilmek ümidiyle...
SUNUM
KATILIM BANKACILIÐINDA MEVDUAT
SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ
1
Özel finans kuruluþlarý 2005 yýlýnda Bankacýlýk Kanununda yapýlan köklü
deðiþiklikle birlikte katýlým bankasý olarak tanýmlanmýþ ve topladýklarý katýlým fonlarý
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF) tarafýndan garanti altýna alýnmýþtýr.
Giriþ
Katýlým bankacýlýðý 1980’li yýllarda finansal
liberalizasyonun bir parçasý olarak kar paylaþma
anlayýþýna dayanan ve faiz içermeyen bir
enstrümanýn sisteme getirilmesinden doðmuþtur. Kar-zarar ortaklýðý olarak adlandýrýlan
bu yöntemle2 gerçekleþtirilen faaliyeti yerine
getiren bankalar önceleri özel finans kurumu
olarak adlandýrýlmýþ ve Bankacýlýk Kanunundan
farklý olarak düzenlenmiþtir. Bu kuruluþlar 1999
yýlýnda Bankalar Kanununda yapýlan deðiþiklikler
içinde ele alýnmýþ ve bankalarýn tabi olduðu
hükümlere uyum saðlamasý amacýyla 4389
sayýlý Bankalar Kanununa ilave bir hüküm
konulmuþtur. Özel finans kuruluþlarý 2005
yýlýnda Bankacýlýk Kanununda yapýlan köklü
deðiþiklikle birlikte katýlým bankasý olarak
tanýmlanmýþ ve topladýklarý katýlým fonlarý
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF)
tarafýndan garanti altýna alýnmýþtýr.
Katýlým bankalarýnýn fonlarý ve aktifleri çok hýzlý
bir þekilde büyümekte iken 2001 yýlýndaki krizin
de etkisiyle sektörün en büyüðü olan Ýhlas
Finans Kurumu A.Þ.’nin (Ýhlas Finans) iflasý ile
birlikte fon sahiplerinin sisteme olan güveni
kaybolmuþ ve katýlým bankacýlýðý sisteminden
kaçýþ (bank run) yaþanmýþtýr. Mevduat sahiplerinin mevduatlara hücumu sonrasýnda Katýlým
bankacýlýðýnda güvence fonu ilk defa sisteme
tanýtýlmýþ ve fonun yönetimi Özel Finans
Kuruluþlarý Birliðine býrakýlmýþtýr.3 2005 yýlýndan
sonra bu fon TMSF’ye devredilmiþ ve katýlým
fonlarý mevduat bankalarý gibi güvence altýna
alýnmýþtýr.
Bu makalede, katýlým bankacýlýðýnda mevduat
sigorta fonu ihtiyacýnýn doðuþu, mevduat
sigortasýnýn kapsamý ve fiyatlamasý, kar ortaklýðý
mekanizmasýnýn iþleyiþi, sermaye yeterliliði
perspektifi, çeþitli riskler ile mevduat sigortacýsý
ve denetim otoritesi açýsýndan karþýlaþýlan
önemli konular üzerinde durulacaktýr.
2001 krizi sonrasýnda mevduat
sigortacýlýðý
Türkiye’de mevduat sigortacýlýðýnýn tarihçesi
1933 yýlýnda mevduat sahiplerine iflas masasýndan öncelikli hak verme ile baþlamaktadýr.
Daha sonra mevduat sahiplerinin haklarý daha
da güçlendirilmiþtir. 1983 yýlýnda ise TMSF ayrý
bir tüzel kiþiliði olan ve Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasý tarafýndan yönetilen fon haline
getirilmiþtir.4 2000-2001 yýllarýnda yaþanan
bankacýlýk krizinden hemen sonra yönetimi
Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumuna
devredilmiþtir. Bu krizde kendisine bütün aktif
ve pasifleri ile 21 banka devredilen TMSF, 2003
yýlýnda tahsilatýn hýzlandýrýlmasý amacýyla
baðýmsýz bir yapýya dönüþtürülmüþtür. 2005
yýlýnda Bankacýlýk Kanununda yapýlan
deðiþikliklerle mevduat sigortacýlýðýna iliþkin
politika belirleme yetkisi TMSF’ye verilmiþtir.
Halen 26 bankanýn TMSF tarafýndan çözümlenmesine devam edilmektedir.
Ahmet ERTÜRK
TMSF Baþkaný
Mevduat sigortacýlýðýnýn gerekliliði ve
oluþturduðu ahlaki risk konusu literatürde
yoðun bir þekilde tartýþýlmýþtýr.5 Finansal istikrarýn
saðlanmasý ve mevduat sahiplerinin haklarýnýn
korunmasý için mevduat sigorta fonunun
oluþturulmasý gerekmektedir. Avrupa Birliði
müktese-batýnýn 1994/19/EC sayýlý Direktifinde
yer alan asgari þartlarý içeren bir mevduat
sigortasýna ihtiyaç bulunmaktadýr. TMSF’nin
verdiði güvence bu direktife önemli ölçüde
uygundur. Söz konusu direktif kapsamýnda,
katýlým fonu sahiplerinin de güvence altýna
alýnmasý gerekmektedir.
1 31 Ekim -1 Kasým tarihlerinde Malezya’da gerçekleþtirilen Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði’nin (IADI) 6. yýllýk konferansýnda Tasarruf
Mevduatý Sigorta Fonu Baþkaný Sn. Ahmet ERTÜRK tarafýndan yapýlmýþ olan “Katýlým Bankacýlýðýnda Mevduat Sigorta Sistemi ve Türkiye Örneði”
konulu konuþma ile “Ýslami Bankacýlýkta Türkiye Örneði” konulu sunum esas alýnarak hazýrlanmýþtýr.
2 Bir nevi murabaha iþlemidir.
3 4389 sayýlý Bankalar Kanununa 12.05.2001 tarih ve 4672 sayýlý deðiþiklik kanunu ile eklenen 20. maddesinin 6/b bendi hükmü gereðince Özel
Finans Kurumlarý Birliði kurulmuþtur.
4 Daha detaylý bilgi için bkz. TMSF 2006 Yýlý Faaliyet Raporu
5 A. Müslümov, Full Deposit Insurance and The Moral Hazard Problem : The Case of The Turkish Banking System, 2005.
Tercüme: Dr. Rýdvan ÇABUKEL
Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkaný
Düzenleme: Mert NAYCI
Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý,
Fon Uzmaný
3
SUNUM
Nihai olarak baktýðýmýzda,
Haziran 2007 itibariyle yaklaþýk
olarak 13 milyar USD’ye ulaþan
katýlým bankalarýnýn aktif
büyüklüðü bankacýlýk sektörünün
aktif büyüklüðünün % 3.14’üne
karþýlýk gelmektedir.
Tablo 1: TMSF’ye devredilen bankalara iliþkin özet veriler:
Aktif
Banka Büyüklüðü
Devir Tarihi Sayýsý (Milyon USD)
1994
3
3.050
1997
1
1.745
1998
1
826
2000-2001
18
25.456
2002
1
6.661
2003
2
5.935
Toplam
26
43.673
Mevduat
(Milyon USD)
2.165
1.446
487
19.101
4.924
6.059
32.017
Toplam
Mevduattaki
Toplam
Aktarýlan
Mudi Sayýsý Kaynaklar
Pay
Aktifteki Pay
55.137
%6,7
%4,1
238
1.028.677
%2,38
%1,86
756
91.061
%0,63
%0,70
261
6.871.177
%21,75
%19,07
17.944
993.893
%5,99
%5,16
2.814
398.568
%5,49
%3,44
5.933
9.438.513
%42,94
%34,33
27.94
iptali Þubat 2001’de olmuþ, bundan önce
piyasada söz konusu Kuruma iliþkin endiþeler
oluþmasýndan dolayý bu katýlým bankasýndaki
katýlým fonlarý düzeyinde azalma görülmüþtür.
Sistemdeki diðer katýlým bankalarýndan da
mevduat çekiliþleri olmuþtur. Albaraka Türk
A.Þ. 3 ayda mevduatýnýn neredeyse yarýsýný
kaybetmiþ7 ve diðer katýlým bankalarý da ayný
sorunlarla karþýlaþmýþtýr.(Bkz. Grafik 2)
Türkiye’de mevduat sigortacýlýðýnýn tarihi çok
eskiye dayanmasýna raðmen 1994 yýlýnda
yaþanan krizden sonra sistemde oluþabilecek
mevduat hücumu (bank run) endiþesiyle
mevduat sigortasýnýn kapsamý %100’e
geniþletilmiþtir. 2001 yýlýndaki kriz sonrasýnda
devir alýnan bankalardaki mevduatlar ve diðer
yükümlülükler ödenmiþtir. Deðiþik zamanlarda
garantinin sýnýrý deðiþtirilmiþ, 2003 yýlýndan
sonra ise bir limit tanýmlanmýþtýr. 2001 yýlýndaki
krizin devamýnda Ýhlas Finans’ýn lisansý iptal
edilmiþtir.6
Ýhlas Finansý hariç tuttuðumuzda ise bu azalýþ
% 36 seviyesinde gerçekleþmiþtir. Ýhlas Finans’a
iliþkin endiþeler, 31/12/2000-30/06/2001
döneminde katýlým fonlarýnýn sektörde % 63
azalmasýna neden olmuþtur. (Bkz. Tablo 2)
Ýhlas Finans’ýn Katýlým Bankacýlýðý
Sistemine Etkisi
Katýlým Bankalarýnýn bankacýlýk sektörünün
toplam aktifleri içerisindeki payý 2000 yýlý
sonunda % 2.13’e ulaþmýþ, Ýhlas Finans krizi
sonrasýnda sektörde ciddi bir problem oluþmuþ
ve katýlým bankalarýnýn sektördeki payý % 1.08’e
düþmüþtür. Nihai olarak baktýðýmýzda, Haziran
2007 itibariyle yaklaþýk olarak 13 milyar USD’ye
ulaþan katýlým bankalarýnýn aktif büyüklüðü
bankacýlýk sektörünün aktif büyüklüðünün %
3.14’üne karþýlýk gelmektedir.(Bkz. Grafik 1)
2001 yýlýndaki Ýhlas Finans krizi döneminde
katýlým banka-larýndaki fon toplamý 1,5 milyar
USD seviyesinde iken 2001-2006 döneminde
yýllýk % 40 artýþ ile 10 milyar USD seviyesine
ulaþmýþtýr.
Böylece Katýlým bankacýlýðý sektöründe sektör
çapýnda ve birbirine sirayet eden bir mevduat
hücumu (bank run) yaþanmýþtýr. Mevduat
hücumuna karþý 2001 yýlýnýn Mayýs ayýnda
Katýlým bankalarý kendi aralarýnda kamu
garantisi altýnda olmayan bir güvence fonu
oluþturmuþlardýr.8
Katýlým bankalarýnda mevduat
sigortasýnýn kapsamý ve fiyatlanmasý
Özel Finans Kuruluþlarý tarafýndan oluþturulan
güvence fonunun yönetimi Aralýk 2005 tarihine
kadar Özel Finans Kuruluþlarý Birliði tarafýndan
gerçekleþtirilmiþtir. Üyelik zorunludur ve birlikte
sigorta (co insurance) yoktur. Kapsam olarak
baktýðýmýzda gerçek kiþilere ait özel cari hesap
ve katýlma hesaplarýnýn tamamý 50.000 YTL’ye
kadar (yaklaþýk 38.000 USD) garanti kapsamý
altýna alýnmýþtýr. Risk bazlý prim sistemi
Ýhlas Finans, katýlým bankalarýndaki krizin
sistemik riske dönüþünü göstermek açýsýndan
önemli bir örnektir. Ýhlas Finans’ýn lisansýnýn
Oranlar
Grafik 1: Katýlým bankalarýnýn sektördeki payý:
3,5
3
2,5
2
1,5
1
Kaynak: Türkiye Katýlým BankalarýBirliði
3,14
2,75
2,13
1,83
1,87
2,01
2,34
2,44
2003
2004
2005
1,08
1995
2000
2001
2002
2006
2007/06
Yýllar
6 Daha detaylý bilgi için bkz. TMSF 2006 Yýlý Faaliyet Raporu
7 R.Yýlmaz, Bank Failures and Deposit Insurance in Emerging Market Economies: The Case of Turkey, 2007.
8 18.09.2002 tarih 24880 sayýlý Resmi Gazetede yayýmlanan; Özel Finans Kurumlarý Özel Cari ve Katýlma Hesaplarý Güvence Fonu Yönetmeliðinde
belirtilen esaslar çerçevesinde güvence altýna alýnmýþtýr
4
SUNUM
Grafik 2: Katýlým Bankalarýnda mevduatýn seyri:
Ýhlas Finans Lisans Ýptali
Kaynak: Yýlmaz Rasim, Bank Failures and Deposit Insurance in Emerging
Market Economies: The Case of Turkey, 2007
mevduat bankalarýyla aynýdýr. Mevduat
bankalarý için tanýmlanmýþ olan risk faktörleri
katýlým bankalarý için de aynen korunmuþtur.
Primler sigorta kapsamýndaki tutar üzerinden
risk esaslý olarak onbinde 15 ile 28 oranýnda
3 aylýk dönemlerde ödenmektedir. Aralýk
2005’ten itibaren Bankacýlýk Kanununda yapýlan
deðiþikliklerle güvence fonu TMSF’ye intikal
ettirilmiþtir.9 Kanunda, mevduat sigorta sistemi
de dahil olmak üzere katýlým ve mevduat
bankalarý için ayný düzenlemelere yer verilmiþtir.
Tablo 2: Katýlým bankalarýndan mevduat
çekiliþleri: (31.12.2000 – 30.06.2001 dönemi)
Mevduat
Katýlým Bankasý
Çekiliþ Oraný
Ýhlas Finans
100
Anadolu Finans
55
Al Baraka Türk
42,1
Asya Finans
34,2
Family Finans
29,4
Kuveyt Türk
22,3
Katýlým Bankalarý Toplamý
63
Ýhlas Finans Hariç Toplam
36,4
Katýlým fonlarýnýn sigorta kapsamý ve fiyatlamasý
bütünüyle mevduat sigortasýna paralel hükümler içermektedir. Ýleride bahsedileceði üzere bu
kuruluþlarýn riskleri ayný olmadýðý için mevduat
sigortasýnýn fiyatlamasýnda mevduat bankalarýndan farklýlaþtýrmaya ihtiyaç bulunmaktadýr.
Katýlým bankalarýnda portföy yapýsý
Katýlým bankalarýnýn faaliyetlerinde faizli
enstrümanlara yatýrým yapmalarý ve faizli fon
kabul etmeleri çalýþma prensipleri çerçevesinde
mümkün deðildir. Türkiye’de faizsiz menkul
kýymet iþleminin ve hisse senedi piyasasýnýn
bulunmamasý nedeniyle katýlým bankalarýnýn
bu alanda önemli bir faaliyeti bulunmamaktadýr. Benzer þekilde fonlama tarafýnda
da faizli enstrüman kullanýlmamaktadýr.10 Bu
nedenle, katýlým bankalarýnýn riskleri mevduat
bankalardan farklýlaþmaktadýr.
Tablo 3: Katýlým bankalarýndaki mevduat sistemi:
Üyelik
Birlikte sigorta
Kapsam
Zorunlu
Yok
Gerçek kiþilerin ticari iþleme konu olmayan
özel cari hesap ve katýlma hesaplarý
Tutar
50.000 YTL (yaklaþýk 38.000 USD)
Prim sistemi
» Mevduat bankalarý gibi risk bazlý
» Onbinde 15-28 üç aylýk dönemler
Yapý ve yönetimi » Güvence Fonu Mayýs 2001’de özel
finans kurumlarýnda özel cari hesaplar
ile kâr ve zarara katýlma hesaplarýnda
toplanan tasarruflarýn güvence altýna
alýnmasý amacýyla, Özel Finans Kurumlarý
Birliði bünyesinde oluþturulmuþtur.
» Aralýk 2005’te yönetimi TMSF’ye
devredilmiþtir.
Mevduat ve katýlým fonlarýnýn daðýlýmýna
baktýðýmýzda, sigortalanan mevduatýn toplam
mevduata oraný mevduat bankalarýnda % 31
iken, sigortalanan katýlým fonlarýnýn toplam
katýlým fonuna oraný % 41’dir. Bu da katýlým
bankalarýnda daha çok sayýda katýlým fonu
sahibinin sigortalandýðýný göstermektedir.
Mevduatýn daðýlýmýna baktýðýmýzda, 1 aya
kadar vadeli mevduatlarda mevduat bankalarýnýn payý % 28 iken, bu oran katýlým
bankalarýnda bulunan katýlým fonlarý için %
62’ye çýkmaktadýr. Diðer yandan 1-3 ay
aralýðýnda mevduat bankalarý % 46 oranýnda
mevduat toplarken, katýlým bankalarýnda
toplanan katýlým fonu oraný % 12’dir.
Türkiye’de mevduatýn daðýlýmý aðýrlýklý olarak
3 aya kadar kýsa vadelidir. Katýlým bankalarýnda
toplanan katýlým fonlarý daha kýsa vadelidir ve
bu da likidite riskini yükselterek varlýklar ve
yükümlülükler açýsýndan mevduat bankalarýnda
olduðundan daha fazla vade uyumsuzluðuna
yol açmaktadýr.
Katýlým bankalarýnda krediler
kýsa vadeli katýlým fonlarý ile
karþýlandýðýndan, likidite riski daha
yüksektir. Diðer yandan para
piyasalarý enstrümanlarý ve
merkez bankasý likidite destekleri
gibi faizsiz iç ve dýþ kaynaklar da
kýsýtlýdýr. Müþteriler faiz oranýna
daha az duyarlý olduðundan
katýlým bankalarýnda dolaylý olarak
çok düþük faiz oraný riski vardýr.
Tablo 4: Mevduat ve katýlým fonlarýna iliþkin
oransal veriler:
HAZÝRAN 2007
Sigortalý Mevduat / Toplam
Mevduat
Vadeli Mevduat / Toplam
Mevduat
1 Aya Kadar Vadeli Mevduat
/ Toplam Mevduat
1-3 Aylýk Mevduat / Toplam
Mevduat
3-12 Aylýk Mevduat / Toplam
Mevduat
1 Yýl ve Daha Uzun Vadeli
Mevduat / Toplam Mevduat
Katýlým Mevduat
Bankalarý Bankalarý
%41
%31
%81
%84
%62
%28
%12
%46
%4
%8
%3
%2
Kaynak : TMSF ; vadeli mevduat katýlma hesaplarý ile ayný anlamda kullanýlmýþtýr.
Benzer bir þekilde toplam mevduat katýlým fonunu ifade etmektedir.
Varlýklarýn daðýlýmýna baktýðýmýzda, kredilerin
aktife oraný mevduat bankalarýnda % 46 iken,
katýlým bankalarýnda % 81 olarak gerçekleþmiþtir. Katýlým bankalarý menkul kýymetlere
yatýrým yapmazken, mevduat bankalarýnda bu
9 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu Geçici md.18 “Bu Kanunun yayýmýný izleyen bir ay içerisinde mülga 4389 sayýlý Kanunla kurulan Güvence Fonu
tutarlarý Fona devredilir.”
10 Faizli enstrümanlarýn kullanýlýp kullanýlmamasýna yönelik herhangi bir düzenleyici otoritenin denetimi bulunmamaktadýr. Bu husus piyasa
mekanizmasýnýn iþleyiþine býrakýlmýþtýr.
5
SUNUM
Türkiye’de faizsiz menkul
kýymet iþleminin ve hisse senedi
piyasasýnýn bulunmamasý
nedeniyle katýlým bankalarýnýn bu
alanda önemli bir faaliyeti
bulunmamaktadýr.
oran % 31’dir.(Bkz. Tablo 5) Katýlým bankalarýnda
krediler toplanan katýlým fonlarý ile fonlanmakta
iken, mevduat bankalarýnýn sendikasyon
kredileri gibi dýþ finansman kaynaklarý da
mevcuttur. Ayrýca mevduat bankalarýnýn para
piyasasýndan borçlanmalarý mümkün iken
faizsiz bir sistemi esas alan para piyasasý
bulunmamaktadýr. Bu da katýlým bankalarýnýn
kredi ve likidite riskinin daha yüksek olduðunu
göstermektedir.
Tablo 5: Bazý bilanço kalemlerinin aktif
büyüklüðüne oraný:
Katýlým Mevduat
Bankalarý Bankalarý
Haziran 2007
Nakit
Kredi
Menkul Kýymetler
Mevduat
Sermaye
Sermaye Yeterlilik Rasyosu
%13
%81
%0
%76
%12
%16
Sermaye yeterliliði açýsýndan
deðerlendirilmesi
%14
%46
%31
%64
%11
%17
Kaynak : TMSF
5411 sayýlý Kanunla katýlým bankalarý mevduat
bankalarý ile ayný hükümlere tabi tutulmuþtur.
Bankacýlýk açýsýndan çok büyük önem arz eden
sermaye yeterliliði düzenlemelerinde de ayný
düzenlemeler bulunmaktadýr. Uluslararasý
uygulamalara bakýldýðýnda Islamic Financial
Services Board tarafýndan bu alanda standartlarda deðiþiklik yapma ihtiyacý olduðu vurgulanmaktadýr.11 Benzer bir þekilde Basel I ve
Basel II ne gibi deðiþiklikler yapýlmasý gerektiði
IFSB tarafýndan yayýmlanmýþtýr. Ayrýca BDDK
tarafýndan yayýmlanan yönetmeliklerle bu
konuda düzenlemeler yapýlmýþtýr.12 Kar-zarar
ortaklýðý esasýna dayalý katýlým bankasýnýn
sermaye yeterliliði ile mevduat bankasýnýn nasýl
farklýlaþtýrýldýðý bir örnek üzerinde gösterilmiþtir.
Benzer bilanço yapýsýna sahip iki bankayý ele
aldýðýmýzda iki farklý sonuç ortaya çýkmaktadýr.
Bu da denetim otoritesi açýsýndan aþýlmasý
gereken bir güçlüktür.
Örnek: Aþaðýdaki bilanço yapýsýna sahip katýlým
bankasý ve mevduat bankasýnýn verilen kredileri
% 10 sorunlu hale gelirse, sermaye yeterlilik
rasyosu nasýl etkilenir?
Tablo 6
Varlýk
Kredi 100
Toplam 100
Yükümlülük
Vadesiz mevd. 20
Vadeli mevd. 60
Sermaye 20
Toplam 100
11 IFSB islami bankacýlýkta muhasebe ve risk yönetim alanýnda standart
yayýnlamaktadýr. www.ifsb.org
12 BDDK’nýn 1 Kasým 2006 tarih ve 26333 sayýlý (Bankalarýn Sermaye
Yeterliliðinin Ölçülmesine ve Deðerlendirilmesine Ýliþkin Yönetmelik).
6
Varsayýmlar : Basel-I çerçevesinde, risk aðýrlýðý
% 100 uygulanmýþtýr ve teminatlarý yoktur.
Katýlým bankalarýndaki vadeli hesaplarda
(katýlým hesabý) banka kar/zararýn % 20’sini;
katýlýmcý ise % 80’ini alýr. Sermaye yeterliliði
krediler sorunlu hale gelmeden önce % 20
(20/100) olarak gerçekleþmektedir.
Mevduat bankasý açýsýndan böyle bir durumda
10 birimlik zarar 20 birimlik sermayeden indirilmiþ ve sermaye 10 birime düþerek mevduat
bankasýnda Sermaye Yeterliliðini (SYR) %
20’den % 11,1’e (20-10) / (100-10) düþecektir.
Katýlým Bankalarýnda ise hesaplama biraz daha
farklýdýr. 10 birimlik zararýn % 80’i katýlým
hesabýna yansýtýlacak, % 20’si ise 20 birimlik
sermaye tutarýndan düþülerek sermaye 18
birime gerileyecektir. SYR % 20’lik (20(10*20%) / (100-10) deðerini koruyacaktýr.
Katýlým bankalarýyla ilgili riskler
Mevduat sigortacýsý ve denetleyiciler olarak
katýlým bankalarýnda risk deðerleme konusunda
da önemli zorluklarla karþýlaþmaktayýz. Kredi
riski açýsýndan, katýlým bankalarý mevduat
bankalarý ile kýyaslandýðýnda katýlým
bankalarýnýn kredileri toplam varlýklarý içinde
daha yüksek oranda yer aldýðý için daha yüksek
riske sahiptir.
Piyasa riski açýsýndan, katýlým bankalarýnýn fiilen
piyasa riski yoktur. Çünkü bilançolarýnda piyasa
riskine duyarlý ürünler yer almamaktadýr.
Mevduat ve katýlým bankalarý tarafýndan benzer
iþlemler yürütüldüðünden, ayný düzeyde operasyonel risk bulunmaktadýr.
Katýlým bankalarýnda krediler kýsa vadeli katýlým
fonlarý ile karþýlandýðýndan, likidite riski daha
yüksektir. Diðer yandan para piyasalarý enstrümanlarý ve merkez bankasý likidite destekleri
gibi faizsiz iç ve dýþ kaynaklar da kýsýtlýdýr.
Müþteriler faiz oranýna daha az duyarlý olduðundan katýlým bankalarýnda dolaylý olarak
çok düþük faiz oraný riski vardýr.
Tablo 7
Risk Kategorisi
Durum
Kredi riski
Daha yüksek
Piyasa riski
Daha düþük
Operasyonel risk
Ayný
Likidite riski
Daha yüksek
Faiz oraný riski
Daha düþük
Sebep
“Kredi/Aktif”
rasyosu % 81
Menkul deðer
enstrümaný
neredeyse hiç yok
Gerçekleþtirilen
iþlemlerin
benzerliði
Kýsa dönem katýlým
fonlarý ile finansman
saðlanýyor
Müþteri tabaný
faiz oranlarýna
karþý daha az duyarlý
SUNUM
Sistemde katýlým fonlarýndan
baþka faizsiz enstrüman
olmamasý, güvence fonunun ayrý
bir havuz olarak tutulmasýný
mümkün kýlmamaktadýr. Sistemik
risk ve likidite riski nedeniyle
mevduat sigortacýsýnýn kamu
kaynaðýna ihtiyaç duymasý halinde,
faizsiz bir finansman yöntemi
bulunmamaktadýr.
Kuala Lumpur’da düzenlenen 6. IADI konferans ve sergisinde TMSF standý büyük ilgi gördü.
Resimdekiler Soldan Saða: Jean Pierre Sauborin (IADI Kurucu Baþkaný), Tan Sri Dato’Abdul Aziz bin Haji Taha (Malezya
Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný), Dr. Zeti Akhtar Aziz (Malezya Merkez Bankasý Baþkaný), Abdullah Canbek (TMSF
Strateji Geliþtirme Daire Baþkaný), Ahmet Ertürk (TMSF Baþkaný), Dr. Rýdvan Çabukel (TMSF Baþkan Yardýmcýsý)
Sonuç
Katýlým bankalarýna ve mevduat bankalarýna
ayný risk esaslý prim tarifesi uygulanmaktadýr.
Ancak aktif ve pasif yapýsýndaki ve riske
duyarlýlýklarýndaki farklýlýklar uygun risk faktörleri
tanýmlanmasýný gerekli kýlmaktadýr. Sektördeki
paylarýnýn düþük ve temerrüt olasýlýðýna iliþkin
olarak korelasyonun yüksek olmasý, mevduat
sigortacýsýnýn toplam riskini artýrmaktadýr. Bu
nedenle, mevduat sigorta rezervleri mevduat
bankalarý ile birlikte yönetilmektedir. Ayrýca,
sistemde katýlým fonlarýndan baþka faizsiz
enstrüman olmamasý, güvence fonunun ayrý
bir havuz olarak tutulmasýný mümkün
kýlmamaktadýr. Sistemik risk ve likidite riski
nedeniyle mevduat sigortacýsýnýn kamu
kaynaðýna ihtiyaç duymasý halinde, faizsiz bir
finansman yöntemi bulunmamaktadýr.
Katýlým Bankalarý mevduat bankalarýyla ayný
düzenleme ve denetleme standartlarýna tabidir.
Ancak aktif/pasif yapýlarý ve riske maruz kalma
konularýndaki ciddi farklýlýklar sebebiyle denetim
otoritesinin deðerlendirme süreci ve mevduat
garanti sistemleri farklýlaþtýrýlmalýdýr.
Katýlým Bankacýlýðýnýn geliþmesi için yeni yatýrým
araçlarý gereklidir. Türkiye’de katýlým fonlarýnýn
geliþmesi çok hýzlý olup tasarruf sahipleri etkin
bir denetime ve saðlam bir mevduat sigortacýlýðýna ihtiyaç duymaktadýr.
7
MAKALE
MEVDUAT SÝGORTA REZERVÝNDE
ÜLKE UYGULAMALARI
Dünyada risk esaslý mevduat sigortacýlýðý sistemini sürdüren bazý kurumlar, söz
konusu riskin ölçümüne yönelik olarak aktüerya çalýþmalarý yapmakta ve buna
baðlý rezerv politikalarý uygulamaktadýr.
Mevduat sigortacýlýðý, mevduat sahiplerinin
haklarýný güvence altýna alan, bu sayede,
bankacýlýk sistemine olan güvenin artmasýný
saðlayarak finansal istikrara hizmet etmeyi
hedefleyen bir faaliyet alanýdýr. Mevduat sigorta
kurumlarýnýn söz konusu hedefe en uygun
þekilde faaliyet göstermeleri, bir banka temerrüde düþtüðünde yükümlülüklerini tam olarak
ve süratli bir biçimde yerine getirmeleri ile
saðlanýr. Mevduat sigortacýsýnýn karþý karþýya
bulunduðu temerrüt riskinin yönetilmesi için
ise öncelikle riskin ölçümü, diðer bir deyiþle
parasal deðerinin tahmini yapýlmalýdýr.
Dünyada risk esaslý mevduat sigortacýlýðý
sistemini sürdüren bazý kurumlar, söz konusu
riskin ölçümüne yönelik olarak aktüerya
çalýþmalarý yapmakta ve uygulamaktadýr. Bu
kapsamda, Türkiye’de 19 Ekim 2005 tarihinde
yürürlüðe giren Bankacýlýk Kanunu gereðince
risk esaslý mevduat sigorta sistemine iliþkin
hususlarý belirleme görev ve yetkisine sahip
bulunan Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunda
(TMSF) da bu hususta çalýþmalar yürütülmektedir.
Bu çalýþmada, mevduat sigortacýlýðý ve rezerv
uygulamalarýndaki en geliþmiþ ülke örneklerden
sayýlan A.B.D. ve Kanada sistemleri ile 1998
yýlýnda yaþadýðý bankacýlýk krizi doðultusunda
Türkiye ile benzerlikler gösteren Kore sistemi
özetlenmekte, Türkiye’deki mevcut duruma
yönelik kýsaca bilgi verilmektedir.
1. A.B.D. – Federal Deposit Insurance
Corporation (FDIC)
Dr. Rýdvan ÇABUKEL,
FRM, Sigorta Risk Ýzleme Daire Baþkaný
Sanem ATAÇ,
Fon Uzmaný
8
FDIC’de bahsi geçen iki ayrý fon rezerv tanýmýndan söz etmek mümkündür. FDIC’nin
mevduat sigortacýlýðýna iliþkin tüm gelir ve
gider kalemlerinin net tutarý Mevduat Sigorta
Fonunu (Deposit Insurance Fund - DIF),
FDIC’nin bir yýl içinde maruz kalabileceði
düþünülen kayýplarý için ayrýlan tutar ise Þarta
Baðlý Kayýp Rezervini (Contingent Loss Reserve
- CLR) ifade etmektedir. DIF bilançoda Toplam
Fon Dengesi (Total Fund Balance - TFB) adý
altýnda özkaynaðý veya net gelir tutarýný ifade
etmekte olup beklenmeyen kayýplarýn karþýlanabileceði net varlýðý temsil etmektedir. CLR
ise bilanço pasifinde bir karþýlýk kalemi olarak
yer almakta olup beklenen ve tahmin edilebilir
kayýplarý temsil etmektedir.
AKTÝF
Nakit ve Nakit
Benzeri deðerler
Vadeye Kadar Elde
Tut. Men. K.
Satýlmaya Hazýr
Men. K.
Yatýrýmlardan Al.
Faizler (net)
Çözümleme
Gelirleri (net)
Demirbaþ ve
Ekipmanlar
Toplam Aktif
PASÝF
Alacaklýlar ve Diðer
Yükümlülükler
37.184 Emeklilik Sonrasý
Yardým Yük.
8.958 Sigorta
Kuruluþlarýnýn Tah.
Kayýplarý
748
Hukuki Kayýplar
539
Toplam Pasifler
Fon Dengesi
377
Birikimli Net Gelir
S.H.M.K
Gerçekleþmemiþ
Gel. (net)
Gerçekleþmemiþ
Yardým Yük. Gel.
50.760 Toplam Pasifler ve
Fon Dengesi
2.954
154
130
111
200
595
49.929
234
2
50.760
31.12.2006, milyon USD
1.1. Mevduat Sigorta Fonu
FDIC bünyesinde Banka Sigorta Fonu (Bank
Insurance Fund - BIF) ve Tasarruf Kurumlarý
Sigorta Fonu (Savings Association Insurance
Fund - SAIF) olarak tanýmlanmýþ olan fonlar,
Mevduat Sigorta Reformu Mevzuatý çerçevesinde 31 Mart 2006 tarihinde birleþtirilerek
Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund
- DIF) adýný almýþtýr.
Amacý mevduatlarýný sigortalayarak mudileri
korumak ve varlýklarýnýn yönetim ve elden
çýkarýlmasý da dahil olmak üzere batan bankayý
çözümlemek olan Mevduat Sigorta Fonunun
temel kaynaklarý mevduat sigorta prim gelirleri
MAKALE
ve Hazine kaðýtlarýna yapýlan yatýrýmlarýndan
elde edilen faiz gelirleri olup1 temel kullanýmlarý
ise muhtelif operasyonel giderlerdir.
Hedef Fon Rezervi Oraný (Target Designated
Reserve Ratio - DRR) olarak tanýmlanan oran
baðlamýnda Mevduat Sigorta Fonunun sektördeki toplam sigortaya tabi mevduatýn en az
belirli bir yüzdesine tekabül etmesi öngörülmüþ,
bu oran, Mevduat Sigorta Reformu Mevzuatý
çerçevesinde FDIC yönetim kurulunca 1,15 <
DRR < 1,50 aralýðýnda belirlenmiþtir.
DRR = [(DIF * 100) / Sigortaya tabi mevduat]
DIF’in deðerlendirilmesi ise Birincil Rezerv
(Primary Reserve) ismi verilen ve % 30 oranýnda
likidite amaçlý tutulan bir portföy ile Ýkincil
Rezerv (Secondary Reserve) ismi verilen ve %
70 oranýnda getiri amaçlý ancak likiditeyi
gözeten bir portföy oluþturularak yapýlmaktadýr.
1.2. Þarta Baðlý Kayýp Rezervi
FDIC’nin, bir yýl içinde maruz kalabileceði
beklenen ve tahmin edilebilir kayýplarý için
ayýrmakta olduðu Þarta Baðlý Kayýp Rezervi
(Contingent Loss Reserve – CLR), FDIC Finansal
Risk Komitesince üç ayda bir belirlenir ve bilanço
pasifinde Þarta Baðlý Yükümlülükler içinde
gösterilir.
CLR’nin hesaplanmasý için öncelikle riskli bankalardan oluþan bir Ön Rezerv Listesi hazýrlanýr.
Daha sonra ise, söz konusu bankalarýn Aktif
Büyüklükleri (Assets - A), tahmin edilen
Temerrüt Oranlarý (Failure Rate – FR) ve
Temerrüt Durumunda Kayýp Oranlarý (Loss
Given Failure – LGF) kullanýlarak aþaðýdaki
þekilde bir CLR hesaplamasýna gidilir:
n
CLR=
( Ai * FRi * LGFi )
i =1
1.2.1. Ön Rezerv Listesi
Ön Rezerv Listesine dahil edilecek olan bankalar,
bir Temerrüt Tahmini Modeli (Failure Prediction
Model) kullanýlarak belirlenir. Söz konusu
modelde, bankalarýn FDIC denetmenlerince
verilmiþ CAMELS2 derecelendirme notlarý ile
Pro-Forma Sermaye Projeksiyonu Modeli (ProForma Capital Forecasting Model) 3 isimli
modele istinaden hesaplanan maddi sermaye
projeksiyonlarý kullanýlýr.
Proforma Sermaye Projeksiyonu Modeli
kullanýlarak bankanýn 12 aylýk maddi sermaye
tutarý projeksiyonu yapýlýr. Model, en güncel
3-aylýk banka performansýna dayalý “Call
Report” adý verilen finansal veriler paketinden
faydalanarak gelir ve sermaye projeksiyonu
yapar. Hesaplanan maddi sermaye ve bankanýn
en son CAMELS derecelendirme notu bankanýn
Ön Rezerv Listesi Risk Grubunu belirler.
Ön Rezerv
Listesi Risk
Grubu
CAMELS
notu
Maddi Sermaye
Projeksiyonu
/Varlýklar
1
% 100 temerrüt oraný grubu
2
5
< %2
3
4
< %2
4
5
> %2
5
4
> %24
FDIC’de Þarta Baðlý Kayýp
Rezervi, bankalarýn aktif
büyüklükleri, tahmini temerrüt
oranlarý ve temerrüt durumunda
kayýp oranlarý kullanýlarak
hesaplanýr.
1.2.2. Beklenen Temerrüt Oraný
Gelecek yýla yönelik olarak Ön Rezerv Listesi
Risk Gruplarýnýn her biri için birer tane (toplam
5 tane) Beklenen Temerrüt Oraný (Failure rate
– FR) tespit edilir. Ýlk gruba ait Temerrüt Oraný
% 100’dür. Diðer gruplara ait oranlar ise,
önceki yýl grupta bulunup geçen yýl baþarýsýz
olan banka sayýsýnýn önceki yýl grupta bulunan
banka sayýsýna oranlanmasý olarak özetlenebilecek bir metodolojiyle hesaplanmaktadýr.
Temerrüt Oraný ilk gruptan beþinci gruba doðru
giderek düþmektedir.
Son 2 yýllýk tarihsel verilerin temerrüt oraný
tahmininde efektif olmadýðýna kanaat getirilmesi durumunda ise gelecek yýla ait ekonomik
ve sektörel þartlar göz önüne alýnarak Temerrüt
Oraný hesaplamasýnda yeni ayarlamalara gidilir.
1.2.3. Beklenen Temerrüt Durumunda
Kayýp
Beklenen Temerrüt Durumunda Kayýp (Loss
Given Failure – LGF) Ön Rezerv Listesindeki
her bir banka için ayrý ayrý hesaplanýr. FDIC’nin
Araþtýrma Modeli (Research Model) adý verilen
hesaplama modelinde;
- son 12 yýlýn verileri kullanýlarak toplam banka
aktiflerini oluþturan altý adet aktif kategorisinin
aðýrlýklý ortalama kayýp oraný projeksiyonu
yapýlýr. Kayýp oranlarý nakit deðerler için % 0,
maddi olmayan duran varlýklar için % 100’dür.
- söz konusu tahmini oranlarýn, aktif kategorilerinin en son finansal veriler paketinde yer
alan defter deðerleriyle çarpýlmasý ile tahmini
kayýp tutarlarý bulunur.
- aktif kategorilerinin defter deðerlerinden,
tahmini kayýp tutarlarýnýn çýkarýlmasý sonucu
ise banka aktiflerinin tahmini piyasa deðeri
bulunur.
- söz konusu tutardan toplam alacaklarýn
9
MAKALE
CDIC’de Sigorta Kayýplarý
Karþýlýðý, bankalarýn sigortaya tabi
karþýlýk tutarlarý, temerrüt oranlarý,
tahmini kayýp oranlarý ve temerrüt
korelasyonlarý dikkate alýnarak
hesaplanýr.
çýkarýlmasý ile alacaklýlarýn toplam zararý bulunur.
2.2. Sigorta Kayýplarý Karþýlýðý
- toplam zarar, banka pasiflerini oluþturan beþ
adet pasif kategorisine alacaðýn önceliði doðrultusunda bölüþtürülür.
CDIC’de Genel Karþýlýk (General Provision - GP)
ve Yakýn Ýzleme Karþýlýðý (Watchlist Provision
- WP) olmak üzere iki ayrý karþýlýk tanýmlamasý
yapýlmýþtýr. Genel Karþýlýk yakýn izlemede
olmayan bankalar için ve sistemdeki genel riski
temsilen, Yakýn Ýzleme Karþýlýðý ise yüksek
temerrüt riski bulunan bankalar için hesaplanýr.
- Sigorta Kapsamýndaki Mevduat kategorisine
düþen zarar, FDIC’nin ilgili bankadan kaynaklanabilecek muhtemel kaybýdýr.
- bu tutarýn toplam aktiflere bölünmesi sonucu,
bankaya ait Temerrüt Durumunda Kayýp Oraný
bulunur.
2. KANADA - Canada Deposit
Insurance Corporation (CDIC)
• Yakýn izlemede bulunma süreleri
CDIC’de, FDIC’deki uygulamaya benzer þekilde
iki tip fon rezervi tanýmý bulunmaktadýr. Bunlar,
yine olasý tüm kayýplar için bulundurulan
Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund
- DIF) ve gelecek 1 yýllýk öngörülebilen kayýplar
için ayrýlan Sigorta Kayýplarý Karþýlýðýdýr
(Provision for Insurance Losses - PIL).
AKTÝF
PASÝF
Nakit ve Kýsa Vadeli
Yatýrýmlar
Yatýrýmlar
Borçlular Hesabý
Sermaye Aktifleri
Tahsil Edilecek
Alacaklar
Vergi Aktifleri
131
Toplam Aktif
1.458
1.316
2
2
5
2
Alacak. Hesabý ve
Gerçekleþmiþ Yük.
Ödenebilir Gelir
Vergisi
Teminatlar Ýçin
Karþýlýk
Sigorta Kayýplarý
Ýçin Karþýlýk
Elde Tutulan
Gelirler
Toplam Pasif
CDIC yönetimi, üye kuruluþlarý aþaðýdaki
kriterlere göre Yakýn Ýzleme Karþýlýðý için
deðerlendirir:
10
3.7
0.3
600
844
1.458
31.03.2006, milyon USD
2.1. Mevduat Sigorta Fonu
CDIC’de Mevduat Sigorta Fonu (Deposit
Insurance Fund - DIF) tutarý Ex-Ante Fon Tutarý
(Ex-Ante Funding Level) olarak tanýmlanmakta
olup, bilançodaki daðýtýlmayan karlar ile Sigorta
Kayýplarý Karþýlýðýnýn toplamýdýr.
CDIC’de de FDIC’dekine benzer þekilde bir
Hedef Fon Aralýðý tanýmlanmýþtýr. Hedef ExAnte Fonlama Aralýðý (Target Ex-Ante Funding
Range) adý verilen oran aþaðýdaki þekilde
formüle edilmiþ ve % 0,4 - % 0,5 aralýðýnda
tespit edilmiþtir:
Hedef Ex-Ante Fon Aralýðý = Ex-Ante Fon Tutarý
/ Sigortalý mevduat
DIF’in deðerlemesi ise belirli yatýrým kriterleri
gözönünde bulundurularak yapýlmaktadýr. Söz
konusu deðerlemede, yüksek kaliteli
enstrümanlar, büyük ölçüde likit portföy ve
kýsa-orta dönemli portföy yaklaþýmlarý
gözetilmektedir.
• Risk Deðerlendirme Profili (Risk Assessment
Profile - RAP)”4 skorlarý
• Üyeye ait riskin yönü
• Üyenin yer aldýðý risk bazlý prim kategorisi
• Varsa üyenin içinde bulunduðu müdahale
aþamasý
• Denetsel deðerlendirmeler ve izlemelerde
üyeyle ilgili süregelen endiþeler
Karþýlýk hesaplamalarýnda kantitatif ve kalitatif
kriterler kullanýlmaktadýr. Monte Carlo
Simulasyonuna dayanan hesaplamaya
sigortaya tabi mevduat (Exposure), bankanýn
belli bir dönem içindeki temerrüt olasýlýðý
(Expected Default Frequency - EDF), bankanýn
baþarýsýzlýðý durumunda CDIC’nin tahmini
kaybý (Loss Given Default - LGD) ve temerrüt
korelasyonlarý (Default Correlations - DC)5 dahil
edilir. Temerrüt Olasýlýðý Genel Karþýlýk
hesaplamasýnda her banka için ve S&P,
Moody’s ve KMV’nin hesaplamalarýnýn aðýrlýklý
ortalamalarý üzerinden hesaplanýrken, Yakýn
Ýzleme Karþýlýðý hesaplamasýnda sadece yakýn
izlemede bulunan bankalar için ve ardarda
gelen yýllarda yakýn izlemede bulunma
durumlarý gözetilerek bizzat CDIC tarafýndan
hesaplanýr.
Kantitatif Genel Karþýlýk ve Yakýn Ýzleme Karþýlýðý
hesaplamalarýna, CDIC yönetimince banka ve
sektör bazlý deðerlendirmelere dayanan
birtakým kalitatif ayarlamalar/teyitler yapýlmaktadýr. Bu kapsamda kullanýlan araçlar ise
bankaya ait Risk Deðerlendirme Profilinde yer
alan deðerlendirmeler, derecelendirme kuruluþlarý raporlarý, denetsel bilgiler, ekonomik
öngörüler, vb.dir.
Karþýlýk (PIL) = f (Exposure * EDF * LGD * DC)
+ Kalitatif ayarlamalar
3. KORE – Korea Deposit Insurance
Corporation (KDIC)
Kore’de 1998 yýlýnda yaþanan finansal kriz
10
MAKALE
sonucunda KDIC tarafýndan yüksek tutarda
borçlanma gerçekleþtirilmiþ, devlet borçlarýnýn
çözümüne yönelik olarak 2003-2015 yýllarý
için Devlet Fonu Ýtfa Planý (Public Fund
Redemption Plan) isimli bir plan uygulamaya
konulmuþtur. Bu kapsamda KDIC’de 2003
yýlýnda yeni fon rezervi ayrýmlarýna gidilmiþtir.
Bono Geri Ödeme Fonu (Bond Repayment
Fund - BRF), Mevduat Sigorta Fonu (Deposit
Insurance Fund - DIF) ve Operasyonel Ýþlemler
Fonu (Fund for the Operation) adýyla anýlan
tutarlar için üç ayrý bilanço oluþturulmuþtur.
Operasyonel Ýþlemler Fonu operasyonel giderler
için oluþturulmuþ bir fon olup mevduat
sigortacýlýðýnýn esas faaliyetlerine yönelik bir
nitelik taþýmamaktadýr.
3.1. Bono Geri Ödeme Fonu
Bono Geri Ödeme Fonu (Bond Repayment
Fund - BRF) Devletten saðlanmýþ ve banka
çözümlemelerinde kullanýlmýþ olan kaynaðýn
Devlete geri ödenebilmesi amacýyla oluþturulmuþtur.
Kaynaklarý Devlet katkýlarý, banka katkýlarý,
2003 yýlýna kadarki döneme iliþkin tahsilatlar
ve borçlanmalar olup kullanýmlarý çok büyük
ölçüde Devlete olan borçlarýn ödenmesi, 2003
yýlýna kadarki döneme iliþkin çözümleme ve
tahsilat masraflarýdýr.
AKTÝF
Hazýr Deðerler
Mevduatlar
Menkul Kýymetler
Kýsa Dönemli
Krediler
Þüpheli Alacaklar
Karþýlýðý
Diðer Hazýr
Deðerler
Duran Varlýklar
Yatýrým Amaçlý
Menkul Kýymetler
Uzun Dönemli
Krediler
Þüpheli Alacaklar
Karþýlýðý
Satýn Alýnan
Varlýklar
Tazminat Alacaklarý
Þüpheli Alacaklar
Karþýlýðý
Toplam Aktif
PASÝF
6.553
2.309
3.447
1.152
765
430
15.389
9.675
21.702
-18.830
2.004
Kýsa Dönem
23.044
Yükümlülükler
Kýsa Dönemli
342
Borçlanma
Ödenmemiþ DIF
20.575
Bonolarý
Dönüþebilir
1.690
Bonolar
Diðer
437
Uzun Dönemli
47.790
Yükümlülükler
Uzun Dönemli
907
Borçlanma
Ödenmemiþ DIF
39.818
Bonolarý
Borç Geri Ödeme
7.065
Fonu
Sermaye
-48.872
17.023
-16.185
21.962 Toplam Pasif
21.962
31.12.2004, milyon USD
3.2. Mevduat Sigorta Fonu
Mevduat Sigorta Fonu (Deposit Insurance Fund
- DIF) sigorta kapsamýndaki mevduatý ödemek
ve finansal sektörün istikrarýna katkýda
bulunmak amacýyla oluþturulmuþtur.
Kaynaklarý mevduat sigorta primleri, katký
paylarý, 2003 sonrasý döneme iliþkin tahsilatlar
ve borçlanmalar olup kullanýmlarý mevduat
ödemeleri ve 2003 sonrasý döneme iliþkin
çözümleme giderleridir.
AKTÝF
KDIC’de Mevduat Sigorta
Fonu yanýnda devlet kaynaðýnýn
geri ödenmesini teminen Bono
Geri Ödeme Fonu oluþturulmuþtur.
PASÝF
Hazýr Deðerler
Mevduatlar
Menkul Kýymetler
Tahsil Edilmemiþ
Primler
Diðer
Duran Varlýklar
Uzun Dönem
Bonolar
Tazminat
Alacaklarý(net)
2.072
580
959
518
Toplam Aktif
2.433 Toplam Pasif
15
361
208
153
Kýsa Dönem
Yükümlülükler
Kýsa Dönem
Borçlanma
Diðer Kýsa Dönem
Yükümlülükler
Tahmini Kayýplar
Ýçin Rezerv
Diðer
Sermaye
Mevduat Sigorta
Fonu Fazlalýðý
356
136
222
221
1
2.077
2.77
2.433
31.12.2004, milyon USD
4. TÜRKÝYE – Tasarruf Mevduatý
Sigorta Fonu (TMSF)
TMSF’nin Faaliyet Raporunda da belirtildiði
üzere mevcut durumda TMSF’de Mevduat
Sigortacýlýðý Rezervi (MSR) ve Çözümleme
Rezervi (ÇR) olarak tanýmlanmýþ iki ayrý rezerv
tutarý hesaplanmaktadýr.
Mevduat Sigortacýlýðý Rezervinin büyük bir
bölümü esas faaliyet gelirleri olarak ifade edilen
prim gelirlerinden oluþmaktadýr. Diðer kalemler
ise faiz ve para cezalarý gibi mevduat sigortacýlýðýna iliþkin diðer gelirlerdir. Her yýl sonu
için mevcut tarife modeline göre tahsil edilecek
prim tutarý ile elde edilebilecek faiz vb.
kazançlarýnýn, ayrýca bütçe ve diðer mevduat
sigortacýlýðý faaliyet giderlerinin projeksiyonu
yapýlarak TMSF tarafýndan hedef Mevduat
Sigortacýlýðý Rezervi belirlenmektedir.
2006
AKTÝF
2007
Performans Gerçek- Performans
leþme
Hedefi
milyon USD
Hedefi
Rezerv (Dönem Baþý)
1.657
Mevduat Sigortacýlýðý
Faaliyetleri
Finansal Gelirler
90
(Faiz vb.)
Bütçe Giderleri
Evalüasyon ve
Deðerleme Farký
Rezerv (Dönem Sonu)
1.657
2.139
74
115
-40
-34
-40
-
-18
2.057
2.139
2.564
Kaynak: TMSF 2006 yýlý faaliyet raporu
Çözümleme Rezervi ise çözümlemeye iliþkin
birtakým gelir ve gider rakamlarýndan
oluþmaktadýr. Bilindiði üzere, TMSF’nin
Hazineye yüklü borcu bulunmakta, söz konusu
borç ödemeleri de Çözümleme Rezervi
kapsamýnda yüksek miktarlardaki çözümleme
11
MAKALE
TMSF Mevduat Sigorta
Rezervi, sektördeki bankalarýn
temerrüde düþmeleriyle ortaya
çýkabilecek kayba iliþkin bir risk
ölçümünü içermemektedir.
gelirleri ile karþýlanmaktadýr. MSR’ye benzer
þekilde, Çözümleme Rezervi için de her yýl sonu
için çözümleme gelir ve giderlerine iliþkin
projeksiyonlar yapýlmakta, bu sayede yýl sonu
Çözümleme Rezervi hedefi hesaplanmaktadýr.
31.12.2006, milyon USD
TMSF ÖZET BÝLANÇOSU
AKTÝF
Hazýr Deðerler
Takipli
Alacaklar(net)
Ýflas Masasýndan
Alacaklar
Elden Çýkarýlacak
Varlýklar
Görev Zararý
DÝðer Aktifler
PASÝF
4.724 Hazineden
Kullanýlan
4.287 Krediler(anapara)
Hazineden
13.214 Kullanýlan
26.791
Krediler(faiz)
773 Tahsil Edilmemiþ
6.257
Protokol Gelirleri
18.097
7.391
Diðer Borç ve
235 Yabancý Kaynaklar
Özkaynaklar
2006 Yýlý Gelir
Gider Farký
Aktif Toplamý
52.345
41.330 Pasif Toplamý
-51.454
-10.221
41.330
Kaynak: TMSF 2006 yýlý faaliyet raporu
SONUÇ
A.B.D. ve Kanada sistemleri mevduat sigortacýlýðý ve rezerv uygulamalarýndaki en geliþmiþ
sistemler olarak deðerlendirilmektedir. Bunun
yanýnda, 1998 yýlýnda yaþadýðý bankacýlýk krizi
nedeniyle Türkiye ile benzerlikler gösteren
Kore’de de yaþanan sorunlara yönelik olarak
yeni uygulamalar geliþtirilmiþ ve yürürlüðe
konmuþtur. Bu anlamda her üç ülke sistemi
de Türkiye için fikir verici niteliktedir.
Ayrýca, rezerv modeli çalýþmalarýný yürütmekte
olan Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliðinin
(International Association of Deposit Insurers
– IADI) Mevduat Sigorta Rezervlerinin Yeterliliði
Altkomitesince (Subcommittee on Evaluation
of DIF Sufficiency) yapýlacak çalýþmalar da
TMSF’nin rezerv çalýþmalarýnda önemli ölçüde
yol gösterici olacaktýr.
Ýlgili bölümde de açýklandýðý üzere, TMSF’de
hedef mevduat sigorta rezervi hesaplamalarý,
tahmini faaliyet gelirleri ve giderleri esas alýnarak
yapýlmaktadýr. Bu itibarla, TMSF Mevduat
Sigorta Rezervi, sektördeki bankalarýn
temerrüde düþmeleriyle ortaya çýkabilecek
kayba iliþkin bir risk ölçümünü içermemektedir.
Ancak, söz konusu riskin tahminine dayalý bir
fon rezervi hesaplanmasýna yönelik çalýþmalar
devam etmektedir.
12
Kaynakça:
Strengthening Financial Risk Management at the
FDIC, McKinsey Report (2003).
CDIC yýllýk rapor (2005, 2006)
Colantuoni J. A. (FDIC) (2006), “The Financial Risk
Commitee”,
Colantuoni J. A. (FDIC) (2006), “The New Deposit
Insurance Fund (DIF)”,
Jarrow R.A., Bennett R., Fu M., Nuxoll D., Zhang H.
(2003), “A General Martingale Approach to
Measuring and Valuing the Risk to the FDIC Deposit
Insurance Funds”,
Walker D. (2005), “Funding a Deposit Insurance
System: The CDIC Approach”,
CDIC (2006), “Provision for Insurance Losses 20042005”,
www.fdic.gov
www.cdic.ca
www.iadi.org
Dipnot
1 FDIC’nin önceki yýllarda elde etmiþ olduðu gelirler büyük ölçüde Hazine
yatýrýmlarýnda deðerlendirilmiþ olup FDIC bilanço büyüklüðünün yaklaþýk
% 88’ini oluþturan bu yatýrýmlar kuruma yüksek faiz getirisi saðlamaktadýr.
2 CAMELS: Bankanýn sermaye yeterliliði(C), aktif kalitesi(A), yönetim
kalitesi(M), gelir yapýsý(E), likiditesi(L) ve piyasa riskine duyarlýlýðý(S)
deðerlendirilerek yapýlan ve FDIC denetmenlerince de kullanýlan
derecelendirme yöntemi.
3 “Proforma Sermaye Projeksiyonu Modeli”, bankalarýn bazý kar/zarar
tablosu ve bilanço kalemleri ile aktif kalitesine iliþkin rakamlar kullanýlarak
gelecek döneme ait maddi sermaye projeksiyonu tahminine yönelik bir
modeldir.
4 CDIC’de Insurance and Risk Assessment Division(IRA) tarafýndan her
üye kuruluþ için Risk Assessment Profile(RAP) hazýrlanýr. RAP, olasý
poblemlerin erken tespiti amacýyla hazýrlanan ve detaylý risk deðerlendirmesi
içeren bir rapordur.
5 Temerrüt Korelasyonu, iki bankanýn eþ zamanlý olarak temerrüde düþme
olasýlýðýdýr.
KONFERANS
IADI’ NÝN KUALA LUMPUR/MALEZYA’DA YAPILAN
6. YILLIK KONFERANS ve
YILLIK GENEL KURUL TOPLANTISI
Kurucu üyesi olduðumuz Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý Birliði’nin (International
Association of Deposit Insurers- IADI) Yýllýk Genel Kurul Toplantýsý ve Yýllýk
Konferansýnýn altýncýsý 29 Ekim- 4 kasým 2007 tarihlerinde Kuala Lumpur/Malezya’da
gerçekleþti.
Kurucu üyesi olduðumuz Uluslararasý
Mevduat Sigortacýlarý Birliði’nin (International
Association of Deposit Insurers- IADI) Yýllýk
Genel Kurul Toplantýsý ve Yýllýk Konferansýnýn
altýncýsý 29 Ekim- 4 kasým 2007 tarihlerinde
Kuala Lumpur/Malezya’da gerçekleþtirilmiþtir.
29 Ekim 2007 tarihinde yapýlan Daimi
Ko m i s y o n t o p l a n t ý l a r ý y l a b a þ l a y a n
organizasyon, 30 Ekim 2007 tarihinde 21 inci
Yönetim Kurulu Toplantýsý ile devam etmiþtir.
31 Ekim-1 Kasým tarihlerinde yapýlan
konferansý takiben 2 Kasým 2007 tarihinde 6
ncý Yýllýk Genel Kurul ve 22 nci Yönetim
Kurulu Toplantýsý, 3- 4 Kasým tarihlerinde
rehberlik grubu toplantýsý ve liderlik forumu
yapýlmýþtýr.
Konferansa 46 ülkeyi temsilen yaklaþýk 200
yönetici ve yetkiliden oluþan geniþ kapsamlý
bir katýlým saðlanmýþtýr. Konferansýn “Tüketiciyi
Koruma Ýnsiyatifleri Beklentileri Karþýlýyor Mu?”
baþlýklý birinci oturumunda Kanada Finansal
Tüketici Kurumu eski baþkaný William Knight,
finansal sistemin güvenilirliði ve saðlamlýðýnýn
sadece finansal kurumlara deðil, giderek artan
ölçüde sisteme güvenen tüketicilere baðlý
olduðunu, geliþmiþ ekonomilerde tüketicinin
güveninin refahý adreslediðini ve bu güvenin
karlý bir finansal hizmet sektörünün
merkezinde olduðunu ifade etmiþtir. Knight,
finansal hizmet sektöründeki rekabet ile
müþterilerin korunmasý arasýndaki doðru
dengenin oluþturulmasý, finansal eðitim ve
bilinçlendirmenin finansal hizmetlerin
anlaþýlmasýnda çok önemli bir role sahip
olduðunu vurgulayarak, Kanada Finansal
Tüketici Kurumu’nun tecrübelerini paylaþmýþtýr.
“Mevduat Sigortacýlarý, Tüketicinin Korunmasý
ve Bankacýlýðý Kullanmayanlar” baþlýklý ikinci
oturumda Amerika Birleþik Devletleri Mevduat
Sigorta Kurumu (FDIC) Baþkan Yardýmcýsý
Martin Gruenberg mevduat sigortacýlýðý,
tüketiciyi koruma ve finansal kapsamý
geniþleten politikalarla finansal sistemde
emniyet ve güven inþa edilmesi hususunu
FDIC’nin tecrübeleri ve bunlarýn
uygulanabilirliði çerçevesinde katýlýmcýlarla
paylaþmýþtýr. Finansal eðitim kapsamýnda
FDIC’nin Money Smart programýnýn orta ve
Özlem KILIÇÇI
Sigorta Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý
13
KONFERANS
Rehberlik Komitesi Baþkaný
Johnson Chen, kamuyu
bilinçlendirmeye yönelik hedeflerin
açýk bir þekilde belirlenmesi ve
mevduat sigortacýlarýnýn amaçlarý
ile kamu politikasý hedeflerinin
uyumlu olmasý gerektiðini
vurguladý.
düþük gelirli para yönetimi becerilerini
geliþtirmede etkili olduðunu, bu programýn
bazý devlet okullarýnýn müfredatýna entegre
edildiði, bankacýlar, düzenleyiciler, tüketici
haklarý savunucularý ve akademisyenlerden
oluþan Ekonomik Kapsama Ýliþkin Tavsiye
Komitesinin de finans eðitime katkýda bulunduðunu ifade eden Grunberg, böyle bir
eðitimde hangi model, strateji ve yaklaþýmlarýn
en iyi olacaðý, tüketici korumada en uygun
seviyenin ne olacaðý sorularýnýn önem
arzettiðini vurgulamýþtýr. Ülkedeki finansal
sistemin, finansal güvenlik aðýnýn yapýsýný,
düzenlemelerin kapsamýný, tüketicinin bilgi
seviyesini, ulusal öncelik ve isteði de dikkate
alýnmasý gereken faktörler olarak sýralamýþtýr.
iyi uygulamalar tartýþýlmýþtýr. Taiwan Mevduat
Sigorta Kurumu Baþkaný ve IADI Araþtýrma
ve Rehberlik Komitesi Baþkaný Johnson Chen,
mevduat sigorta sisteminin amaç ve
hedeflerine bunlarýn varlýðýnýn farkýnda
olunmaksýzýn ulaþýlamayacaðý, farkýndalýðýn
yetersizliðinin kýsa zamanda önemli boyuta
çýkabilen bankaya hücuma yol açabileceði,
kamu güveninin finansal istikrarsýzlýk
dönemlerindeki zorluklara karþý önleyici bir
tedbir olarak finansal istikrar dönemlerinde
inþa edilmesi gerektiðini belirtmiþtir. Chen,
her mevduat sigortacýsýnýn sürekli ve dinamik
bir temelde yürütmesi gereken kamuyu
bilinçlendirme programýnýn ana hedeflerini
þöyle sýralamýþtýr:
Malezya Merkez Bankasý Guvernör Yardýmcýsý
Muhammad Ýbrahim ise tüketiciyi koruma ve
eðitimin temel gerekliliklerini finansal
hizmetler, satýþ, ve tahsilatlarda adil ve eþit
uygulamalarýn oluþturulmasý, finansal
hizmetlerin kapsamýnýn geliþtirilmesi,
uyuþmazlýk ve ihtilaflarýn çözümlendiði
mekanizmalarýn oluþturulmasý, finansal okur
yazarlýk ve yetkinliðin geliþtirilmesi, þeffaflýk
ve açýklýðýn geliþtirilmesi, açýk bir sigortalama
ile mudinin korunmasý þeklinde sýralamýþtýr.
Ýbrahim, tüketicilerin kararlarýnýn objektif bilgi
ve duygusallýklarýna, sosyo ekonomik,
karakteristik ve çevresel bazý koþullara göre
deðiþebildiðini belirterek finansal okur
yazarlýðýn geliþtirilmesinde bu durumun göz
önüne alýnmasý gerektiðini belirtmiþtir. Finansal
planlama ve para yönetimine daha az ilgili
olanlarý finansal sisteme dahil etmede
kullanýlacak bilgi ve kanallarýn da çok daha
dikkatli seçilmesini ifade etmiþtir.
- Finansal sistemin istikrarý ve güvenilirliðine
katkýda bulunacak mudi koruma aracý olarak
mevduat sigorta sistemi içinde kamu
güvenini oluþturmak,
- Ödemeler sistemini güçlendirmek ve
tasarruflarý teþvik etmek için bir yol olarak
finansal sitem içinde kamu güvenini
oluþturmak,
- Kazançlarý ve sýnýrlarýyla mevduat sigorta
sisteminin temel özelliklerini koruyarak
taraflarýn farkýndalýklarýný geliþtirmek,
- Daha iyi karar alma ve bankacýlýk sisteminde
ilave disiplin için finansal tüketiciyi eðitmek,
- Finansal hizmet tüketicilerinin finansal okur
yazarlýðýný teþvik ederek tüketiciyi korumayý
geliþtirmek,
- Mevduat sigortasýyla ilgili olarak kolaylýkla
kaynak olabilecek alanlarý göstererek mudiye
bilgi saðlamak.
31 Ekim-1 Kasým 2007 tarihleri arasýnda Malezya’nýn baþkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen 6. IADI Yýllýk Konferansý’na
katýlan TMSF Baþkaný Ahmet Ertürk, Türkiye’deki Katýlým Bankacýlýðý konusunda bir teblið sundu.
Konferansýn üçüncü oturumunda, IADI’nýn
kamuyu bilinçlendirme konusunda hazýrlamakta olduðu taslak rehber/ana ilkeler ve en
14
Kamuyu bilinçlendirmeye yönelik hedeflerin
açýk bir þekilde belirlenmesi ve mevduat
sigortacýlarýnýn amaçlarý ile kamu politikasý
KONFERANS
mevduat sigortacýlarýnýn ve IADI’nin ivedilikle
kamuyu bilinçlendirme programlarý hazýrlamasýna ihtiyaç olduðu belirtmiþtir. Dalvinder
Singh, Northern Rock Bank tecrübesinden
yola çýkarak IADI’nin kamuyu bilinçlendirmeyle
ilgili taslak rehberin geliþtirilebileceðini de ifade
etmiþtir.
Resimdekiler Soldan Saða: Tan Sri Dato’Abdul Aziz bin
Haji Taha (Malezya Mevduat Sigorta Kurumu Baþkaný),
Dr. Zeti Akhtar Aziz (Malezya Merkez Bankasý Baþkaný),
Jean Pierre Sauborin (IADI Kurucu Baþkaný),
hedefleriyle uyumlu olmasý gerektiðini
vurgulayan Chen, mevduat sigortacýlarýnýn
finansal güvenlik aðýnýn önemli bir parçasý
olarak finansal tüketicilerin kredibilitesini ve
görüþ netliðini korumasý gerektiðini, buradaki
baþarýsýzlýðýn sistemin verimliliðine zarar
vereceðini belirtmiþtir. Chen, daha sonra etkin
bir kamu bilinçlendirme programý tasarýmýnda
hedef kitle, mesajlar, iletiþim araçlarý, bütçe
ve kaynaklar, performans deðerlendirme, özel
koþullarda yapýlacaklar ve diðer kurumlarla
iliþkilerin belirlenmesinde dikkat edilmesi
gereken hususlarý açýklamýþtýr.
Ayný oturumda, Oxford Brookes University
Hukuk Eðitmeni Dr. Dalvinder Singh, Northern
Rock Bank örneðini ele almýþtýr. Singh, söz
konusu bankanýn internet sitesinin çökerek
bütün internet transferlerinin durmasý,
müþterek sigortanýn (co-insurance) uygulamada nasýl çalýþtýðýnýn anlaþýlamamasý ve
yetkililer tarafýndan sigortalý mevduatýn ne
zaman geri ödeneceðine iliþkin açýklama
yapýlmamasý nedeniyle bankaya hücumun
yaþandýðý ve sonunda hükümetin sýnýrsýz
garanti uyguladýðýný, gelinen bu noktada
Ýngiltere’deki mevduat sigorta sisteminin
kamuyu bilinçlendirmedeki eksik ve yanlýþ
yapýlanmasýnýn sonuçlarýndan çok iyi dersler
çýkarýlmasý gerektiðini açýklamýþtýr. Dünyadaki
tam garanti deneyimlerinin finansal maliyetlerinin kamunun bilinçlendirilmesine yönelik
maliyetleri aþtýðý, dolayýsýyla bu noktada tüm
Malezya Mevduat Sigorta Kurumu (MDIC)
Ýletiþim ve Halkla Ýliþkiler Müdürü S.
Loganathan da MDIC ’nin kamuyu
bilinçlendirme kapsamýnda 2007-2011
yýllarýnda uygulamak üzere geliþtirdiði Entegre
Ýletiþim Planýný tanýtarak reklam ve
kampanyalarýnýn deðerlendirme
metodlarýndan bahsetmiþtir. MDIC’nin ilk altý
aylýk uygulama sonuçlarýna göre seçilen hedef
kitlede mevduat sigortasýnda farkýndalýðýn
%13’den %20’ye, MDIC ’ye yönelik
farkýndalýðýn ise %4’ten %14’e yükseldiðini
ifade etmiþtir. Loganathan ayrýca, etkin bir
kamu bilinçlendirme programý hazýrlama ve
geliþtirmede diðer finansal güvenlik aðý üyeleri
ile tam bir stratejik ortaklýðýn, sisteme üye
kurumlar baþta olmak üzere diðer taraflarýn
programa katýlýmýnýn, yeterli bütçe/kaynak
ayrýmýnýn ve mevduat sigorta sisteminin
geliþim aþamalarýnýn önemli olduðunu
vurgulamýþtýr.
Oxford Brookes University
Hukuk Eðitmeni Dr. Dalvinder
Singh, Northern Rock Bank
tecrübesinden yola çýkarak
IADI’nin kamuyu bilinçlendirmeyle
ilgili taslak rehberin
geliþtirilebileceðini de ifade etmiþtir.
Konferansýn ikinci günü Dünya Bankasý’ndan
Kurumsal Yönetim Uzmaný Pasquale Di
Benedetta’nýn bankacýlýk sektöründe kurumsal
yönetimin deðerlendirilmesine yönelik metodoloji ve en iyi uygulamalarý deðerlendirdiði
dördüncü oturumla baþlamýþtýr. “Taþradaki
Amerika Mevduat Sigorta Fonu Baþkan Yardýmcýsý Martin
Gruenberg Kuala Lumpur’daki Genel Kurul’da IADI’nin
yeni baþkaný seçildi. Gruenberg görevi kendisine devreden
kurucu baþkan J.P. Sauborin’e teþekkür ederek küçük bir
hediye verdi.
15
KONFERANS
Mevduat Sigortacýlarý,
Tüketicinin Korunmasý ve
Bankacýlýðý Kullanmayanlar”
baþlýklý ikinci oturumda Amerika
Birleþik Devletleri Mevduat Sigorta
Kurumu (FDIC) Baþkan Yardýmcýsý
Martin Gruenberg mevduat
sigortacýlýðý, tüketiciyi koruma ve
finansal kapsamý geniþleten
politikalarla finansal sistemde
emniyet ve güven inþa edilmesi
hususunu FDIC’nin tecrübeleri ve
bunlarýn uygulanabilirliði
çerçevesinde katýlýmcýlarla
paylaþmýþtýr.
Bankalar ve Kooperatiflere Yönelik Mevduat
Sigortasý Uygulamalarý ile Denetimlerde
Karþýlaþýlan Güçlükler” baþlýklý beþinci
oturumda, Hindistan, Endonezya ve Kore
Mevduat Sigorta Kurumlarýnýn yöneticileri
ülkelerindeki taþra bankalarý ve kooperatiflerin
faaliyet yapýlarý, genel özellikleri, güçlü ve
zayýf yönlerini açýklayarak bu finansal
kurumlara özgü denetleme ve mevduat
sigortacýlýðý alanýndaki zorluklarý, ihtiyaç
duyulan hukuki, mali ve diðer kurumlarla
iþbirliðine yönelik hususlarý deðerlendirmiþlerdir.
Konferansýn “Ýslami Kurallara Uygun Mevduat
Sigortacýlýðýnýn Rolü” baþlýklý altýncý
oturumunda Malezya Merkez Bankasý
Guvernör Vekili Dato’Mohd Razif Abd Kadir
Ýslami Mevduat Malezya Merkez Bankasý
Guvernör Vekili Dato’Mohd Razif Abd Kadir
Ýslami Mevduat Sigortasý Modelini tanýtarak,
bu modelde ayrý bir fon yönetimi,
konvansiyonel bankalara eþdeðer ayrý bir
kapsam limiti, mevduat prim deðerlendirme
ve denetim sistemi olduðunu, buna göre
bankanýn temerrüde düþesi halinde ayrý bir
ödeme uygulamasý olduðunu açýklamýþtýr.
Kadir, islami bankalarla ilgili risk prim
deðerlendirme metodolojisinin konvansiyonel
bankalardan ayrý olup olmamasý konusundaki
tartýþmalarda islami bankacýlýðýn farklý özellik
ve yapýsýnýn, riski absorbe eden kar zarar paylaþýmlý yatýrýmlarýn dikkate alýnmasý gerektiðini
ifade etmiþtir. Bununla birlikte islami finansal
enstrümanlara yatýrým açýsýndan kýsýtlý seçeneklerin olmasý, islami mevduat sigortacýlýðýna
iliþkin rehber ilkelerin bulunmamasý ve islami
bankalarýn temerrüdü halinde varlýklarýn ( sýnýr
ötesi varlýklar, özel yatýrým hesaplarý ve ödeme
önceliði olan sözleþmeler) satýþ sürecinin farklý
olmasý hususlarýný da karþýlaþýlan zorluklar
olarak vurgulamýþtýr.
Bu oturumda Kurum Baþkanýmýz Sayýn Ahmet
Ertürk de bir konuþma ve sunum yapmýþtýr.
Ertürk, Malezya’daki islami bankacýlýk sisteminde bankacýlýðý tamamlayan para ve sermaye
piyasalarýnýn bulunmasýnýn islami bankalarýn
çalýþmalarýný kolaylaþtýrýcý bir unsur olduðuna
deðinmiþtir. Türkiye’de faaliyet gösteren katýlým
16
KONFERANS
bankalarýnýn yapýsý ve iþleyiþi hakkýnda bilgi
veren Ertürk, Ýhlas Finans Kurumu örneðine
deðinerek katýlým bankasý olsun olmasýn
bankalarda veya sistemde mudinin güvenini
bozabilecek her geliþmeye mudilerin ayný
tepkiyi verdiðini, katýlým bankalarýnda da ahlaki
riski ve diðer riskleri önlemede ayný düzenleyici
ve denetleyici mekanizmalarýn iþletilmesi gerektiðini belirtmiþtir. Ertürk, bununla birlikte
mevduat bankalarýna göre bilanço yapýlarý ve
risklilik düzeyleri farklý olan katýlým bankalarýnýn
geliþebilmesi için bankacýlýk sisteminde faizsiz
enstrümanlara ve bunlarýn iþlem gördüðü
piyasalara ihtiyaç duyulduðunu ifade etmiþtir.
John Raymond Labrosse (IADI
yýlýn mevduat
sigortacýsý seçilen Brezilya’nýn
ödülünü Brezilya Mevduat Sigorta
Kurumu Baþkaný Antonio Carlos’a
verirken.
Genel Sekreteri)
17
MAKALE
TMSF ve FDIC YETKÝLERÝ
ÜZERÝNE DEÐERLENDÝRME
Fona devredilen kredi kuruluþlarýnýn çözümleme süreci 5411 sayýlý Kanunda özel olarak
düzenlenmiþ ve bunlarýn çözümlenmesi ile ilgili Fon’a özel yetkiler tanýnmýþtýr. Diðer taraftan Fon’a
tanýnan bu yetkiler ile Amerika Birleþik Devletleri Mevduat Sigortasý Kurumu’nun (FDIC) bir kredi
kuruluþunu çözümlemeye dair kullandýðý yetkileri genel hatlarý ile alýndýðýnda FDIC’ýn yetkileri ile
anýlan Kanunun 106 ve 107 nci maddeler kapsamýnda Fona tanýnan yetkilerin benzer özellikler
gösterdiði görülmektedir.
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (Fon),
doktrinde bir kýsým yazar tarafýndan kanunla
kendisine tanýnan çözümlemeye dair yetkilerinin
fazla olduðu konusunda eleþtirilere maruz
kalmaktadýr. 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanununun
106 ve 107 nci maddelerinde düzenlenen
Fon’un çözümleme yetkileri ve bu yetkileri
kullanýþ þekilleri iki ana baþlýk altýnda
deðerlendirilebilir;
1- Faaliyet izni kaldýrýlarak iflas ve tasfiye
hükümleri doðrultusunda çözümleme,
2- Fona devredilerek bilanço ve hisse
çözümlemesi.
Fonun faaliyet izni kaldýrýlarak iflas ve tasfiye
hükümleri çerçevesinde çözümlemeye tabi
tuttuðu kredi kuruluþlarýna iliþkin yetkilerini
kullanmasýna dair usuller þirketlerin iflas ve
tasfiye sürecini belirleyen mevzuat çerçevesinde
düzenlenmiþ olup Fonun faaliyet izni kaldýrýlan
kredi kuruluþu ile ilgili olarak farklý çözümleme
yöntemleri kullanmasýna imkan bulunmamaktadýr. Bu süreç faaliyet izni kaldýrýlan kredi
kuruluþunun aktiflerinin satýþý suretiyle
yürütülmektedir.
Fona devredilen kredi kuruluþlarýnýn çözümleme
süreci 5411 sayýlý Kanunda özel olarak
düzenlenmiþ ve bunlarýn çözümlenmesi ile ilgili
Fon’a özel yetkiler tanýnmýþtýr. Diðer taraftan
Fon’a tanýnan bu yetkiler ile Amerika Birleþik
Devletleri Mevduat Sigortasý Kurumu’nun (FDIC)
bir kredi kuruluþunu çözümlemeye dair
kullandýðý yetkileri genel hatlarý ile alýndýðýnda
FDIC’ýn yetkileri ile anýlan Kanunun 106 ve
107 nci maddeler kapsamýnda Fona tanýnan
yetkilerin benzer özellikler gösterdiði
görülmektedir.
Bu çerçevede FDIC ve Fon’un banka
Av. Tunç GÜCÜK
Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý
Av. Hanifi DARICI
Varlýk Yönetimi Daire Baþkanlýðý
18
çözümlemesine iliþkin yetkileri arasýnda
benzerlikler ve farklýlýklar beþ ana baþlýk altýnda
incelenmiþtir.1
a-Zamanaþýmý ve Hak Düþürücü Süre,
b-Sözleþmenin Reddi Kavramý,
c-Davalarýn Ertelenmesi ve Durdurulmasý,
d-Alacaklarýn Ödenmesi Durumu,
e-Köprü Banka Uygulamasý.
a-Zamanaþýmý ve Hak Düþürücü Süre
FDIC’ýn çözümleme sürecinde ilgili kredi
kuruluþunun kapatýlmasýndan itibaren 5 yýl
içerisinde kapatmadan önceki 5 yýllýk süre
zarfýndaki iþlemler dolayýsý ile dava açabilme
yetkisi verilmiþtir. FDIC’ýn buradaki haklarýný
kullaným süresi bir hak düþürücü süredir.
Buna karþýlýk Fonun, faaliyet izni kaldýrýlan veya
kendisine devredilen kredi kuruluþlarýna iliþkin
dava açma (þahsi iflas/iade ve tazmin) ve takip
yapabilme yetkisi bulunmakta olup bu davalarý
açma ve takipleri yapmasý 20 yýllýk zamanaþýmý
süresine tabidir.2
Öte yandan Fon’a tanýnan 20 yýllýk zamanaþýmý
süresine iliþkin bazý eleþtiriler de bulunmaktadýr.
Bu sürenin uzun olduðu, bankalarýn defter ve
kayýtlarýný 10 yýl süre ile saklama yükümlülüðü
getiren kanuni düzenlemenin3 fiilen 20 yýla
çýkarýldýðý ve dolayýsýyla bunun bankalar
açýsýndan ek bir operasyonel yük oluþturacaðý
ayrýca Türk Ticaret Kanununda öngörülen
defter ve diðer kayýtlarýn saklama süresini
aþtýðýndan, uygulamada olasý sorunlara yol
açacak nitelikte olduðu ileri sürülmektedir.4
Diðer taraftan, Fon Kanunun 133 üncü
maddesi kapsamýnda, faaliyet izni kaldýrýlarak
tasfiye iþlemleri tamamlanmýþ ancak alacaklarýn
tamamý tahsil edilememiþ bir bankanýn
1 Bu çalýþmada FDIC tarafýndan yayýnlanan “Devralan Sýfatý ile FDIC’ýn Çözümleme Sürecindeki Rolü” baþlýklý makale esas alýnarak FDIC ve Fonun
yetkilerinin karþýlaþtýrýlmasý amaçlanmaktadýr.
2 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 141 “Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarýna iliþkin dava ve takiplerde zamanaþýmý süresi yirmi yýldýr.”
3 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 42 :Belgelerin saklanmasý:“Alýnan yazýlar ve faaliyetler ile ilgili belgelerin asýllarý veya bunun mümkün olmadýðý
hâllerde sýhhatlerinden þüpheye mahal vermeyecek kopyalarý ve yazýlan yazýlarýn makine ile alýnmýþ, tarih ve numara sýrasý verilerek düzenlenecek
suretleri, usûlleri çerçevesinde ilgili banka nezdinde on yýl süreyle saklanýr...”
4 Servet TAÞDELEN - Bankacýlýk Kanunu Þerhi sf. 1198, Ahmet BATTAL - Bankacýlýk Kanunu Þerhi sf. 401
MAKALE
sorumluluklarý tespit edilen ortaklarý ve eski
yöneticileri hakkýnda ve yine Fona devrolmuþ
bir bankanýn baþka bir bankaya devredilmesi
ya da baþka bir banka ile birleþmesi, hisselerinin
üçüncü kiþilere devredilmesi ya da tasfiyelerine
karar verilmesi halinde faaliyet izni kaldýrýlarak
tasfiyeye tabi tutulan bankadan farklý olarak
o bankanýn sorumluluklarý tespit edilen eski
yöneticileri hakkýnda 6762 sayýlý Türk Ticaret
Kanununda sayýlan prosedürü yerine getirerek
5 yýllýk zamanaþýmý süresi içerisinde mali
mesuliyet davasý açma hakký vardýr.
ve iflas idaresinin genel hükümler çerçevesinde
yükümlülüklerine katlanmak kaydý ile
sözleþmeleri feshetmesinde yasal bir engel
bulunmamaktadýr.
Bu kapsamda, dava açma süresi yönünden
Fonun sahip olduðu sürenin daha geniþ olduðu
sonucuna ulaþýlmaktadýr. Ancak Fona devredilen yada faaliyet izni kaldýrýlan bankalarda
yaþanan fiziki olumsuzluklar, bilgi ve belgelere
ulaþmadaki zorluklar ve sýkýntýlar, çözümleme
süreçlerindeki hukuki prosedürün de uzunluðundan hareketle, bankacýlýk mevzuatýnda,
818 sayýlý Borçlar Kanununun 125 inci maddesindeki 10 yýllýk en uzun zamanaþýmý süresinden
daha uzun bir zamanaþýmý süresi
öngörülmüþtür.
FDIC’a çözümleme yaptýðý kredi kuruluþlarýna
iliþkin davalarda mahkemeden bu davalarý 90
gün süre askýya almasýný talep etme yetkisi
verilmiþtir. Ayný zamanda kredi kuruluþunun
iflasý yönünde bir kararýn bulunmasý halinde
aský süresinin otomatik olarak yani her hangi
bir yargý kararýna gerek olmaksýzýn baþlayacaðý
belirtilmektedir.
b-Sözleþmenin Reddi Kavramý
FDIC’ýn yetkileri çerçevesinde, çözümlemeye
tabi tutulan kredi kuruluþlarýnýn yaptýðý
sözleþmeleri makul bir süre içerisinde red etme
yetkisi bulunmaktadýr, bu yetkinin kullanýlabilmesi için 2 koþulun gerçekleþmesini gerekli
görülmüþtür. Buna göre FDIC;
1- Maliyetinin çok yüksek olduðuna
hükmetmesi ve
2- Reddetmenin çözümleyiciye devrolan
varlýklarýn daha kolay idare edilmesine olanak
tanýmasý halinde el koymuþ olduðu kredi
kuruluþunun yapmýþ olduðu ilgili sözleþmeyi
kabul etmeyebilir.
5411 sayýlý Kanunda ise Fona bu türden özel
bir yetki tanýnmamýþtýr. Ancak belirli þartlarýn
varlýðý halinde sözleþmelerin Fona karþý
hükümsüz olabilmesi söz konusu olabilmektedir.5 Ayrýca, Fonun atadýðý yöneticilerin
Bu anlamda, FDIC’a çözümlemeye tabi tuttuðu
kredi kuruluþunu daha rahat çözümlemekte
ve katlanacaðý maliyeti en aza indirgemektedir.
Fonun FDIC’a göre bu açýdan daha az yetkiye
sahip olduðu açýktýr.
FDIC’ýn yetkileri çerçevesinde,
çözümlemeye tabi tutulan kredi
kuruluþlarýnýn yaptýðý sözleþmeleri
makul bir süre içerisinde red etme
yetkisi bulunmaktadýr. Bu yetkinin
kullanýlabilmesi gerekli koþullarýn
oluþmasýna baðlýdýr.
c-Davalarýn Ertelenmesi ve
Durdurulmasý
Fon açýsýndan ise faaliyet izni kaldýrýlan kredi
kuruluþlarý için faaliyet izninin kaldýrýldýðý
tarihten itibaren kredi kuruluþu hakkýnda icra
ve iflas takiplerinin durmasý sadece söz konusu
olmaktadýr.6 Bununla birlikte diðer davalar
ertelenmemektedir. Ancak kredi kuruluþunun
iflasýna mahkeme tarafýndan karar verilmesi
halinde iflas hükümleri çerçevesinde davalar
ve takipler durmaktadýr.7
Bir kredi kuruluþunun Fona devri halinde ise
Fon tarafýndan kredi kuruluþundan devir ve
temlik alýnan takip ve davalar açýsýndan sadece
zamanaþýmý süresi durmaktadýr.8
Kredi kuruluþlarýnýn gerek faaliyet izninin
kaldýrýlmasý gerekse de Fona devir tarihinden
itibaren kredi kuruluþu ile ilgili takip ve davalarýn
durdurulmasý yetkisinin tanýnmasýnýn Fonun
operasyonel yükünü hafifletecek ve ilgili davalar
hakkýnda daha saðlýklý hukuki deðerlendirme
yapma süresi tanýyacaktýr.
d-Alacaklarýn Ödenmesi Durumu
FDIC yasal düzenlemesine göre;
1- Çözümleyicinin idari giderleri
5 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 134/11 “.... faaliyet izni kaldýrýlan veya Fona devredilen bankalar ile tasfiyeye tâbi tutulan veya tasfiye iþlemi
baþlatýlan bankalarýn, bu maddenin birinci fýkrasýnda belirtilen gerçek ve tüzel kiþiler ile gerçek kiþilerin kan ve kayýn hýsýmlarýnýn edindikleri
ve/veya bu suretle üçüncü kiþilere edindirdikleri para, her türlü mal, hak ve alacaklarýn banka kaynaðý kullanýlmak suretiyle edinildiði ve/veya
edindirildiði kabul edilir. Bu gerçek kiþiler ile tüzel kiþiler tarafýndan edinilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar hakkýnda bu madde hükümlerini
uygulamaya Fon yetkilidir. Bu suretle edinildiði ve/veya edindirildiði kabul edilen para, her türlü mal, hak ve alacaklar üzerinde ilk kredinin ve/veya
banka kaynaðýnýn kullanýldýðý tarihten sonra üçüncü kiþilere yapýlan satýþ, devir ve temlik, sýnýrlý aynî hak tesisi gibi iþlemler ile üçüncü kiþiler
lehine tesis edilen aynî ve þahsi her türlü hak Fona karþý hüküm ifade etmez.”
6 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 106/2 “Ýznin kaldýrýlmasýna iliþkin Kurul kararýnýn Resmî Gazetede yayýmlandýðý tarihten itibaren, banka
hakkýndaki ihtiyatî tedbir dahil her türlü icra ve iflas takibatý durur ve yeni icra ve iflas takibi yapýlamaz.”
7 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanunu md. 193 “Ýflâsýn açýlmasý, borçlu aleyhinde haciz yoluyla yapýlan takiplerle teminat gösterilmesine iliþkin
takipleri durdurur.
md 194 “Acele haller müstesna olmak üzere müflisin dâvacý ve davalý olduðu hukuk davalarý durur........”
8 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 138/2 “Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarýnca bir bankanýn, borçlarýnýn, taahhütlerinin yüklenilmesi veya
alacaklarýnýn devralýnmasý hâlinde, bu borç, taahhüt ve alacaklarla ilgili olarak açýlmýþ veya açýlacak dava ve icra takiplerinde kanunlarda yazýlý
zamanaþýmý ve hak düþürücü süreler dâhil her türlü süre, alacaðýn devralýndýðý veya borcun, taahhüdün yüklenildiði tarihten itibaren Fon
bakýmýndan dokuz ay süre ile durur.”
19
MAKALE
FDIC’ýn temerrüde düþmüþ
finansal kuruluþun varlýklarýný ve
yükümlülüklerini üstlenmek,
çözümlemeye etkinlik
kazandýrmak için köprü banka
gibi yeni bir finansal kurum
oluþturma yetkisi bulunmaktadýr.
2- Mevduat alacaklarý (FDIC tüm sigortalý
mevduatlarý üstlenir),9
3- Ýlgili finansal kuruluþun diðer ve öncelikli
yükümlülükleri,10
4- Ýkincil derecedeki yükümlülükler11
5- Hissedarlarýn alacaklarý
sýralamasý ile ödeme yapmaktadýr.
5411 sayýlý Kanun uyarýnca, kredi kuruluþlarýna
iliþkin çözümleme süreci faaliyet izninin
kaldýrýlmasý ve Fona devir olarak ikili sisteme
tabi tutulduðundan alacaklarýn ödeme süreci
de bu anlamda farklýlýklar görülmektedir.
a- Fona devir halinde Fon kaynaklarýndan kredi
kuruluþlarýnýn alacaklýlarýna veya mudilere
doðrudan doðruya herhangi bir ödeme
yapýlmamaktadýr. Fonun kredi kuruluþunun
tüm hisselerine sahip olarak yükümlülüklerini
devralmasý ve ihtiyaç duyulmasý halinde Fon
tarafýndan ilgili kredi kuruluþuna kaynak
aktarýmý söz konusu olabilecektir. Ancak bu
kaynak aktarýmý mudi ve alacaklýlara deðil
devralýnan kredi kuruluþunun tüzelkiþiliðine
yapýlan bir aktarýmdýr. Bununla birlikte
devralýnan kredi kuruluþu bankacýlýk
faaliyetlerine devam ettiðinden bu
faaliyetlerinden doðan yükümlüklerini yerine
getirmek zorundadýr.
b- Öte yandan, faaliyet izninin kaldýrýlmasý
halinde kredi kuruluþlarýn iflas süreci sonunda
alacaklýlara yapýlacak ödemelerin sýrasý 5411
sayýlý Kanunda ve ayný zamanda iflas
mevzuatýnda bir sýralamaya tabi tutulmuþtur.
2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanunu 206 ncý
maddesi12 çerçevesinde yapýlacak ödemelerin
sýrasý belirlenmiþtir. Bununla birlikte 5411 sayýlý
Kanunun 63 üncü maddesinin dördüncü
fýkrasýna13 bir istisna14 getirmiþtir. Buna göre,
Fonun iflas masasýna 2004 sayýlý Kanunun 206
ncý maddesinde yer alan üçüncü sýradaki tüm
imtiyazlý alacaklýlardan önce gelmek üzere,
ancak Devletin ile sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn
6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki alacaklarýndan
sonra imtiyazlý alacaklý sýfatýyla iþtirak edeceði
hükme baðlanmýþtýr. Bu düzenleme doktrinde
oldukça eleþtirilmekte ve temel kanun olarak
öngörülen 2004 sayýlý Kanunda sayýlmayan
bir kýsým yetkinin Fon lehine iþletildiði ve sýra
içinde sýra oluþturulduðu bunun da sýra cetveli
mantýðýna uymadýðý ifade edilmektedir.
Bununla birlikte Amerikan sisteminde
alacaklarýn ödenmesi ve karþýlanmasý
aþamasýnda, mevduat alacaklarýna finansal
kuruluþun öncelikli alacaklarýndan daha önceki
bir sýrada ödeme yapýldýðý hatta ilk olarak
FDIC’ýn çözümlemeye dair masraflarýnýn
karþýlanmakta olduðu daha sonra sigortalý
mevduat akabinde sigortasýz mevduat
ödenmekte bakiye ile öncelikli alacaklar ve
sýradaki alacaklar karþýlandýðý dikkati
çekmektedir.
Bu çerçevede, FDIC uygulamalarýnýn 5411 sayýlý
Kanun ve 2004 sayýlý Kanundan farklý bir
düzenlemeye sahip olduðu halen 2004 sayýlý
Kanun uyarýnca birinci sýrada ödenen
alacaklarýn (iþçi alacaklarý vb.) ve 5411 sayýlý
Kanuna göre sigortaya tabi olmayan
mevduattan önce ödenen Devlet ve sosyal
güvenlik kuruluþlarý alacaklarýnýn FDIC’ýn ödeme
sisteminde üçüncü sýrada ödendiði
görülmektedir. Bu türden bir ödemenin de
mevduat sahiplerini koruyan bir hüküm olduðu
düþünülmektedir.
e- Köprü Banka Uygulamasý
FDIC’ýn temerrüde düþmüþ finansal kuruluþun
varlýklarýný ve yükümlülüklerini üstlenmek,
çözümlemeye etkinlik kazandýrmak için köprü
banka gibi yeni bir finansal kurum oluþturma
yetkisi bulunmaktadýr.
Diðer taraftan Fona devredilen kredi
kuruluþlarýnýn varlýk ve yükümlülüklerinin devri
amacý ile mülga 4389 sayýlý Kanunda15 Fona
9 1950 tarihli Federal Mevduat Kanununda yer alan “mevduat” tanýmý gereðince döviz tevdiat hesaplarýnda bulunan mevduatlar bu önceliðe
tabi olmamakta ve el konulmuþ olan finansal kurumundan olan genel veya öncelikli alacaklarýna dahil edilmektedir. (Devralan Sýfatýyla FDIC’ýn
Çözümleme Sürecindeki Rolü-Dipnot 5)
10 3. derecede alacaklar kapsamýna;
-Müflis kuruluþun satýcýlardan, tedarikçilerden ve yüklenicilerden doðan alacaklarý,
-reddedilen anlaþmalardan doðan alacaklarý,
-iþçi zorunluluklarýndan doðan alacaklarý,
-vergi alacaklarý,
-müflis kurumun beyan edilmiþ iþ zararlarýndan doðan alacaklarý gibi alacaklarý dahil edilmiþtir. (Chapter 10-Treatment of Uninsured Depositors
and Other Recievereship Creditors)
11 Garanti kapsamý gözden geçirilerek sigortalý mudilerin yükümlülüklerine istinaden yapýlacak ödemeler, ortaklara ödeme yapýlmadan önce,
fakat ikincil derecedeki alacaklýlara yapýlan ödemelerden sonra yapýlýr. (Devralan Sýfatýyla FDIC’ýn Çözümleme Sürecindeki Rolü-Dipnot 6)
12 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanunu “...........................................................
(Deðiþik 4. fýkra: 3222 - 6.6.1985) Teminatlý olupta rehinle kapatýlmamýþ olan veya teminatsýz bulunan alacaklar
13 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 63/4 “Kredi kuruluþlarýnýn iflasý hâlinde mevduat ve katýlým fonu sahipleri, Fonun imtiyazlý alacaklarýndan
ve Devlet ile sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn 6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki alacaklarýndan sonra gelmek üzere sigortaya tâbi olmayan kýsým
için 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesindeki üçüncü sýra anlamýnda imtiyazlý alacaklýdýrlar.”
14 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu md. 106/4 “Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkýnda iflas kararý verilmesi hâlinde Fon, iflas
masasýna 2004 sayýlý Ýcra ve Ýflas Kanununun 206 ncý maddesinde yer alan üçüncü sýradaki tüm imtiyazlý alacaklýlardan önce gelmek üzere,
ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluþlarýnýn 6183 sayýlý Kanun kapsamýndaki alacaklarýndan sonra imtiyazlý alacaklý sýfatýyla iþtirak eder.”
15 Mülga 4389 sayýlý Kanun md 14/7-2 “Fon tarafýndan bu maddede yazýlý tedbirlerin alýnmasý amacýyla kurulacak bankanýn kuruluþunda ve
Fonca yapýlan devir ve birleþme iþlemlerinde....”
20
MAKALE
yeni bir banka kurma yetkisi açýkça tanýnmýþtý.
Bu yetki her ne kadar mülga Kanun döneminde
kullanýlmamýþsa da o dönemdeki yasal mevzuat
Fonun FDIC’ýn sahip olduðu köprü bankasý
uygulamasýna benzer bir uygulama yapmasýný
mümkün kýlmaktaydý. Bununla birlikte mevcut
düzenlemede16 Fona; mülga Kanunda olduðu
gibi, kendisine devredilen bir bankanýn varlýk
ve yükümlülüklerini devretmek amacý ile köprü
banka uygulamasý yapma yetkisi bulunmamaktadýr.
Köprü banka uygulamasý banka çözümlemesini
daha süratli ve daha verimli bir þekilde
yapýlmasýna olanak saðlayacak olup köprü
bankaya devredilecek deðerler bir bütün
halinde satýþý kolay ve yüksek getirisi olan bir
portföy oluþturacaktýr. Bu kapsamda kredi
kuruluþlarýna yönelik daha etkin ve verimli bir
çözümlemenin yürütülmesini teminen Fona,
faaliyet izni kaldýrýlan bankalar açýsýndan köprü
bankasý uygulama yetkisinin verilmesinin ve
bu konunun mevzuatta açýk ve detaylý þekilde
düzenlenmesinin yararlý olduðu düþünülmektedir.
Sonuç
Mevduat sigortacýlýðýnýn tasfiye ve çözümleme
süreçlerindeki rolünün belirli bir standardý
bulunmamaktadýr. Ancak bankacýlýk siteminin
ekonomideki rolü dikkate alýndýðýnda ilgili
taraflarýn haklarýnýn, menfaatlerinin korunmasý
ve finansal istikrarýn saðlanmasý ayný zamanda
sürdürülmesi açýsýndan özel yetkiler ile
donatýlmasý mümkündür.
FDIC’ýn deðerlendirmeye esas aldýðýmýz
makalesinden de görüleceði üzere bankalarý
çözümleme sürecindeki yetkileri Amerikan
genel iflas (tasfiye) hukukundan farklýlýklar
göstermektedir. Bu paralelde, bankacýlýk
mevzuatýnda Fona tanýnan yetkiler de uygulamada ortaya çýkan sorunlarýn önlenmesi,
çözümlenmesi ve ayný zamanda hem kamuya
hem de özel sektöre yansýyacak maliyetin en
aza indirilmesi doðrultusunda- özel yetkilerdir.
FDIC’ýn bankalarý çözümleme
sürecindeki yetkileri Amerikan
genel iflas (tasfiye) hukukundan
farklýlýklar göstermektedir. Bu
paralelde, bankacýlýk mevzuatýnda
Fona tanýnan yetkiler de -----------
- uygulamada ortaya çýkan sorunlarýn
önlenmesi, çözümlenmesi ve ayný
zamanda hem kamuya hem de özel
sektöre yansýyacak maliyetin en aza
indirilmesi doðrultusunda- özel
yetkilerdir.
Bununla birlikte, Fona kamu alacaklarýnýn tahsil
kabiliyetinin hýzlandýrýlmasý, artýrýlmasý ve
bankalarýn daha saðlýklý çözümlenmesi
dahilinde tanýnan özel yetkilerin, doktrinde
eleþtirilere tabi tutulduðu kadar geniþ ölçüde
olmadýðý sonucuna ulaþýlmaktadýr.
16 5411 sayýlý Kanun md 107/2-a “..............üzere iþlemiþ faiz ve getirileri ile birlikte sigortaya tâbi tasarruf mevduatý ve katýlým fonlarýný ve
pasifte yer alan karþýlýk kalemlerini, kurulacak bir bankaya ya da mevcut bankalardan istekli olanlara devretmeye ve aktif ve pasifi kýsmen veya
tamamen devredilen bankanýn faaliyet izninin kaldýrýlmasýný Kuruldan istemeye,”
21
SUNUM
BANKA ÇÖZÜMLEME SÜREÇLERÝ VE BANKACILIK SÝSTEMÝNÝN YENÝDEN
YAPILANDIRILMASINDA KURUMSAL ÝÞBÝRLÝÐÝ VE KOORDÝNASYON:
TÜRKÝYE DENEYÝMÝ*
Önleyici düzenleme ve denetim uygulamalarýnýn yetersizliði de sistemik
bankacýlýk sorunlarýný artýrmaktadýr. Bunun temel nedeni bankalarýn mali
yapýlarý ile ilgili bilgileri yeterince þeffaf olarak açýklamamalarýnýn mevduat
sahiplerinin kararlarý üzerinde yanýltýcý etki oluþturmasýdýr.
Giriþ
1980’li yýllarýn baþlarýndan itibaren ortaya çýkan
krizler çoðunlukla finansal liberalizasyonla özdeþleþtirilmiþ, sýklýkla uygulanan yanlýþ maliye
politikalarýna, döviz kuru rejimlerine ve dýþsal
þoklara baðlanmaya çalýþýlmýþ, bankacýlýk sisteminin yapýsal kýrýlganlýklarýna daha az önem
verilmiþtir1. Bankacýlýk sisteminde sorunlara
yol açan zaaflardan baþlýcalarý;
» Piyasa disiplinin zayýflýðý,
» Kredi kültürünün geliþmemiþ olmasý,
» Yargýlama, iflas ve tasfiye yasalarýnýn
yetersizliði,
» Düzenleme ve denetleme sistemlerinin
yetersizliði,
» Otoritelerce alýnan kararlarýn þeffaf olmamasý,
» Kurumsal yönetiþimin ya da yönetimde
etkinliðin bulunmamasýdýr.
Dr. Hicabi ERSOY
Tasarruf Mevduatý Sigorta
Fonu/Tahsilat Dairesi, Türkiye
(Savings Deposit Insurance Fund of
Turkey, Collection Department)
*(INSTITUTIONAL COORDINATION
AND COOPERATION IN BANK
RESOLUTION PROCESSES AND
RESTRUCTURING BANKING SYSTEM:
TURKISH EXPERIENCE)
IADI&TMSF 1. BÖLGELER ARASI
KONFERANS
“Farklý Ülkelerdeki Finansal Ýstikrarýn
Güçlendirilmesinde
Mevduat Sigortacýlýðýnýn Rolü”
(“The Role of the Deposit Insurance
Systems in Enhancing
Financial Stability in Different Countries”)
Ýstanbul, 26-27 Haziran 2007
Belirli koþullarda yeterli olan kredi analizi, istihbarat, likidite, faiz, kur ve piyasa riskleri yönetimi
uygulamalarý deðiþen þartlarda son derece yetersiz kalabilmektedir. Finansal liberalizasyon
bankacýlýk sistemini derinden etkileyen anahtar
deðiþiklik olmakla birlikte piyasa katýlýmcýlarýnýn
kendilerini buna adapte etmeleri gerekmektedir.
Bununla birlikte ne bankalarla ilgili yasal düzenleme yapmakla yetkili otoriteler ne de bankalarýn yönetsel ve organizasyonel yapýlarý sistemik
problemler karþýsýnda gerekli tepkiyi gecikmeden verebilecek esnekliðe sahip bulunmamaktadýr. Bu baðlamda kötü yönetim, bankacýlýk
ve iþ dünyasýndaki deðiþime yeterince adapte
olamamak olarak da tanýmlanabilmektedir.
Ülkede kurumsallaþma düzeyinin yetersiz oluþu
ve krizin ortaya çýkarmýþ olduðu zararlarýn geciktirilmeksizin kabullenilerek önlemlerin zamanýnda alýnamamasý kararlarýn etkinliðini zayýflatmaktadýr.
1 Julian Walmsley, New Financial Instruments, Second Edition, 1997, s.5.
22
Önleyici düzenleme ve denetim uygulamalarýnýn yetersizliði de sistemik bankacýlýk sorunlarýný artýrmaktadýr. Bunun temel nedeni bankalarýn mali yapýlarý ile ilgili bilgileri yeterince
þeffaf olarak açýklamamalarýnýn mevduat sahiplerinin kararlarý üzerinde yanýltýcý etki oluþturmasýdýr. Teknik olarak ödeme güçlüðü içinde
bulunan finansal kuruluþlar, sistemdeki ahlaki
rizikoyu artýrma pahasýna, daha büyük kredi
riski üstlenmekte ve maliyetine bakmaksýzýn
likit kalmaya çalýþmakta, kredibilitesi düþük
borçlular kredi kullanmaya devam etmekte,
saðlýklý bankalar paranýn fiyatýnýn gerçek riski
yansýtmadýðý bir piyasa ortamýnda rekabet
etmek zorunda kalmaktadýr.
Bir çok ülkedeki düzenleyici otoriteler piyasalardaki geliþmelerin muhtemel yýkýcý etkilerinin
farkýnda olmalarýna raðmen, problem ortaya
çýkýncaya kadar finansal kurumlarýn faaliyetlerine aktif müdahale etme gücüne sahip bulunamamakta ayrýca, söz konusu otoritelerin bürokratik yapýsý da kararlýlýk ve erken müdahaleyi
zorlaþtýrabilmektedir. Mülkiyet haklarýnýn güçlü
olduðu ve sözleþme koþullarýnýn etkin bir
þekilde uygulanma gücünün bulunmadýðý,
haciz, iflas ve infisah iþlemlerinin zor olduðu
zayýf bir hukuk sistemi banka müþterileri
açýsýndan ahlaki riziko sorununu arttýrmaktadýr.
Bu tip bir sistem yolsuzluðun maliyetini bunlara
neden olanlar açýsýndan azaltmaktadýr.
A. Sorunlu Bankalarýn Çözümlenmesi ve
Kriz Yönetimi
Bankacýlýk krizleri üzerine yapýlan çalýþmalar
çoðunlukla krizlerin neden kaynaklandýðýnýn
tahmini ve önlenmesi için modeller geliþtirmek
üzerine yoðunlaþmaktadýr. Bankacýlýk krizlerinin
nasýl yönetileceði ve sorunlarýn etkin bir þekilde
nasýl çözümlenebileceði konusu üzerinde ise
yeterince durulmamaktadýr. Bu baðlamda
sistemik risklerin etkin bir þekilde ve nasýl
çözümlenebileceði, finansal kuruluþlarýn nasýl
SUNUM
yeniden karlý ve saðlýklý hale getirilebileceði,
finans sektöründeki sýkýntýlarýn ekonomiye olumsuz etkilerinin nasýl en aza indirileceði ve
krizlerin maliyetinin nasýl sýnýrlý ölçüde tutulabileceði gibi sorunlara da çözüm aranmasý
gerekmektedir.
Bir krizin baþarý ile çözümlenmesi reformlarýn
zamanlamasý, sürekliliði ve uygulamadaki kararlýlýk, toplumda popülist olmayan reform ve
önlemler ile acý reçetelere uyulmadaki isteklilik,
karar alýcýlarýn toplumsal ve politik baskýlara
karþý gösterecekleri direnç, otoritelerin krizi
yönetmekteki kurumsal kapasitesi gibi faktörler
ile yakýndan ilgili bulunmaktadýr.
Mali yapýsý bir daha düzelemeyecek durumdaki
bankalarýn zaman geçirilmeden sistemden
çýkarýlmasý, mali yapýsý zayýf ancak düzelebilecek
kuruluþlara (devlet ve/veya özel sektör tarafýndan) kaynak temin edilmesi, sorunlu aktiflerin
süratle tasfiye edilmesi suretiyle krizin etkilerinin
azaltýlmasý hýzlandýrýlabilecektir. Krizlerin büyümesinin ve kontrolden çýkmasýnýn önüne geçilebilmesi için; acil tedbirlerin uygulamaya konulmasýna, makroekonomik politikalara ve bankacýlýk sektörünün yeniden yapýlandýrmaya tabi
tutulmasý ile birlikte bazý kurumsal düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadýr2.
a. Acil Önlemler
Sistemik bankacýlýk krizlerinin yaþandýðý dönemlerde, piyasa ekonomisinin tam olarak uygulandýðý ülkelerde bile bazý önemli tedbirlerin alýnmasý gerekmektedir. Bu tedbirler; krizin ortaya
çýkardýðý ödemeler sisteminin çökmesi, kredi
akýþlarýnýn(geri dönüþlerin) kesintiye uðramasý,
bankalardan mevduat kaçýþý gibi sorunlardan
kaynaklanan olumsuz dýþsal etkilerin düzeltilmesini içermektedir. Alýnan tedbirler ile finansal
sistemin güçlendirilmesi, makro ekonomik
istikrarýn saðlanmasý ile ekonomik büyüme
koþullarýnýn iyileþtirilmesine de katkýda bulunulacaktýr.
Bankacýlýk Krizlerinin Çözümlenmesinde Acil Önlemler
Likidite Desteði Devlet Güvenceleri Mali Durumu Bozulan Kuruluþlarýn Tasfiyesi
b. Makroekonomik Politikalar
Krizin baþlangýcýndaki ilk þoklarýn ardýndan
tüm ülkelerde makroekonomik istikrar politikalarý uygulanmaya baþlanmaktadýr. Kriz ortamýnda gereðinden fazla yukarý týrmanan nominal döviz kurlarýnýn(over-shooting) aþaðýya
çekilmesi ve yerli paranýn sürekli deðer kaybetmesinin (enflasyon sarmalý) önlenebilmesi
amacýyla para politikalarýna ihtiyaç bulunmaktadýr.
c. Bankacýlýk Sisteminin Yeniden
Yapýlandýrýlmasý
Yüksek ekonomik büyüme hedeflerinin tutturulabilmesi ve makroekonomik istikrarýn sürdürülebilmesi için kapsamlý ve güvenilir bir finansal
yeniden yapýlandýrma programýnýn hazýrlanarak
uygulamaya konulmasý gereklidir. Bir yeniden
yapýlandýrma projesinin aþaðýda belirtilen belli
baþlý amaçlarý içermesi gerekmektedir3.
.
» Finansal sisteme güvenilirliðinin yeniden
kazandýrýlmasý,
» Banka sahip ve yöneticileri, borçlular, mevduat
sahipleri ve ilgili düzenleyici ve denetleyici kurumlar da dahil olmak üzere tüm piyasa katýlýmcýlarý açýsýndan ahlaki rizikonun önlenerek
etkin bir piyasa yapýsý saðlanmasý...........
Sistemik bankacýlýk krizlerinin
yaþandýðý dönemlerde, piyasa
ekonomisinin tam olarak
uygulandýðý ülkelerde bile bazý
önemli tedbirlerin alýnmasý
gerekmektedir. Bu tedbirler; krizin
ortaya çýkardýðý ödemeler
sisteminin çökmesi, kredi
akýþlarýnýn(geri dönüþlerin)
kesintiye uðramasý, bankalardan
mevduat kaçýþý gibi sorunlardan
kaynaklanan olumsuz dýþsal
etkilerin düzeltilmesini
içermektedir.
» Yeniden yapýlandýrma süreçlerinin etkin bir
þekilde yönetilerek kamuya olan maliyetin en
az düzeye indirilmesi.
Yeniden Yapýlandýrma Projelerinin Amaçlarý
Finansal sisteme
güvenilirlik
kazandýrýlmasý
Ahlaki rizikonun
önlemesi
Kamuya maliyetin minimum düzeye
indirilmesi
Bu amaçlarýn gerçekleþtirilebilmesi için yönetimi
devir alýnan bankalarýn etkin bir þekilde yönetilmesi, en uygun çözümleme prosedürlerinin
uygulamaya konulmasý ve devir alýnan sorunlu
alacaklardan yapýlacak tahsilatýn en üst düzeye
çýkarýlmasý gerekmektedir. Bu temel amaçlar
hedeflenmekle birlikte uygulanmasý gereken
stratejiler ülkelerin özel koþullarý, öncelikleri
ile krizin derinliðine göre deðiþebilmektedir.
Yeniden yapýlandýrýlmasý veya kapatýlmasý gereken finansal kuruluþlar için makroekonomik
hedeflerle uyumlu stratejilerin oluþturulmasý,
gerekli kamu desteðinin nitelik ve tutarýnýn
belirlenmesi, devir alýnan bankalarýn alacaklarýnýn tahsili ve varlýklarýnýn yönetimi ve özerk
düzenleyici ve denetleyici kurumlarýn oluþturulmasý hususlarý bir yeniden yapýlandýrma sürecinin gerekli aþamalarýný oluþturmaktadýr.
d. Kurumsal Düzenlemeler
En az teknik konular kadar kurumsal ve yasal
çerçeve de dikkate alýnmalýdýr. Krizlerin baþlangýç aþamalarýndan itibaren etkin düzenleme
ve denetleme, banka yönetimlerinin iyileþtirilmesi, piyasa disiplininin saðlanmasý gibi konularda gerekli adýmlarýn atýlmasý saðlanmalýdýr.
2 Carl-Johan Lindgren, Tomas J. T. Balino, Charles Enoch, Anne-Marie Gulde, Marc Quintin, and Leslie Teo, Financial Sector Crisis and Restructuring,
Lessons from Asia, IMF, Occasional Working Paper, Washington DC, 1999., s. 2-4.
3 Andrew Logan, The Early 1990’s Small Banks Crisis: Leading Indicators, Bank of England Working Paper, Bank of England, July 2001, No: 139. s.144.
23
SUNUM
Finansal sistemi denetleyen
otoritelerin özerkliðinin saðlanmasý
önem arz etmektedir. Krizlerin
ortaya çýkýþýnda ve etki ve
boyutlarýnýn büyümesinde etken
olan önemli faktörlerden biri de
denetleyici otoritelerin etkinliðinin
olmamasý veya kararlarýnýn dýþsal
faktörlerden etkilenmesinden
kaynaklanmaktadýr. Denetim
otoritelerinin kapasitelerinin
arttýrýlmasý ve özerklik saðlanmasý
çabalarý ile birlikte denetim
raporlarýnýn güvenilirlik düzeyi
artmaktadýr.
Finansal Krizlerin Çözümlenmesinde Kurumsal Düzenlemeler
Etkin Denetim
Etkin Düzenleme
da.Etkin Denetim
Finansal sistemi denetleyen otoritelerin
özerkliðinin saðlanmasý önem arz etmektedir.
Krizlerin ortaya çýkýþýnda ve etki ve boyutlarýnýn
büyümesinde etken olan önemli faktörlerden
biri de denetleyici otoritelerin etkinliðinin
olmamasý veya kararlarýnýn dýþsal faktörlerden
etkilenmesinden kaynaklanmaktadýr. Denetim
otoritelerinin kapasitelerinin arttýrýlmasý ve
özerklik saðlanmasý çabalarý ile birlikte denetim
raporlarýnýn güvenilirlik düzeyi artmaktadýr. Bu
þekilde denetim otoriteleri, denetim esnasýnda
ve sonrasýnda bankalarda kredi zarar karþýlýklarýnýn arttýrýlmasýný ve banka yönetimi ve mali
durumu ile ilgili herhangi bir sorun tespit edildiði taktirde düzeltilmesini talep edebilme
yetkisi ile bankalarýn diðer dýþ denetim þirketlerinin verilerinden daha fazla faydalanabilme
imkaný elde etmektedir.
db. Etkin Düzenleme
Yapýlan düzenlemeler kredi zarar karþýlýklarý,
kredilerin sýnýflandýrýlmasý ve gelir-gider reeskont
ve tahakkuklarý ile ilgili uygulamalarýn uluslar
arasý standartlara yakýnlaþtýrýlmasýný saðlamayý
amaçlamaktadýr. Tüm kriz yaþayan ülkeler bankacýlýk sistemlerinin yeniden yapýlandýrýlmasý
süreçlerinde sermaye hesabýnýn tanýmlamasýný
yeniden yapmakta ve sermaye yeterlilik rasyolarýnýn olmasý gereken minimum düzeyini arttýrma yoluna gitmektedirler. Bunlarýn dýþýnda;
» Döviz kuru risklerinin sýnýrlandýrýlmasý,
» Likidite yönetiminin kurallara baðlanmasý,
» Grup baðlantýlý kredilerin ve tek kiþi/gruba
açýlabilecek kredilerin kýsýtlanmasý,
» Çapraz teminatlarýn önlenmesi,
» Banka sahip ve yöneticilerinin sahip olmasý
gereken nitelikler
ile ilgili yeni düzenlemeler getirilmektedir.
B. Türk Bankacýlýk Sektöründe Yeniden
Yapýlandýrma
Ülkemizde mülga 4389 sayýlý Bankalar Kanunu
ile 1999 yýlýndan itibaren uluslar arasý uygulamalar paralelinde düzenlemelere gidilerek bir
taraftan bankacýlýk sisteminde Avrupa Birliði
standardlarýna uyum saðlanmasý bir taraftan
da 2000-2001 krizlerinin ortaya çýkardýðý
sorunlarýn çözümlenmesi hedeflenmiþtir. Bu
kapsamda baðýmsýz düzenleyici ve denetleyici
otoriteler oluþturu-larak, bankalar mali durumlarý ile ilgili bilgileri kamuoyuna daha sýk aralýklarla ve daha þefaf olarak açýklamaya zorlanmýþ ve mali tablolarýn konsolide esasa göre
düzenlenmesi ile grup risklerinin daha þeffaf
þekilde takibi saðlanmýþtýr. Krizlerin etkisiyle
mali bünyeleri ve karlýlýk performanslarý kötüleþen bankalarý daha saðlýklý bir yapýya kavuþturmak amacýyla 2001 yýlý Mayýs ayýnda “Bankacýlýk
Sektörü Yeniden Yapýlandýrma Programý”
uygulamaya konulmuþtur4.
Buna göre sektörün yeniden yapýlandýrýlmasý;
» Kamu bankalarýnýn finansal ve operasyonel
açýdan yeniden yapýlandýrýlmasý
» Krizlerden olumsuz etkilenen özel bankalarýn
saðlýklý bir yapýya kavuþturulmasý
» Bankacýlýk sektörünün daha etkin ve rekabetçi
bir yapýya kavuþturulmasý için düzenleme ve
denetleme sistemlerinin etkinliðinin arttýrýlmasý
» TMSF bünyesindeki bankalarýn çözüme
kavuþturulmasý
hedeflerini gerçekleþtirmek üzere dört temel
unsura dayandýrýlmýþtýr.
Bankacýlýk Sektörünün Yeniden Yapýlandýrýlmasý
» Kamu bankalarýnýn yeniden yapýlandýrýlmasý
» Özel bankalarýn saðlýklý bir yapýya kavuþturulmasý
» Düzenleme ve denetleme sistemlerinin
etkinliðinin arttýrýlmasý
» TMSF bünyesindeki bankalarýn ve varlýklarýn
çözüme kavuþturulmasý
• Bu kapsamda Hazine tarafýndan kamu bankalarýnýn sermayeleri güçlendirilmiþ, görev
zararý alacaklarý ödenmiþ, tekrar bu türden
zararlarýn oluþumunu önlemek amacý ile bu
zararlara yol açan kanun ve kararlar yürürlükten
kaldýrýlmýþtýr.
• ”Özel Bankalarýn Sermayelerinin Güçlendirilmesi Programý” sonucunda sermaye yetersizliði
tespit edilen bankalarla ilgili önlemler alýnmýþ,
banka bilançolarý daha þeffaf hale getirilerek
sermaye yapýlarýný kendi kaynaklarý ile güçlendirmeleri ve piyasa risklerini sýnýrlandýrmalarýna
aðýrlýk verilmiþtir.
• Gözetim ve denetime iliþkin düzenlemeler
özetle;
» Sermaye yeterliliði,
» Risk yönetimine iliþkin düzenlemeler,
» Kredi ve iþtirak sýnýrlarý ile karþýlýklar ile ilgili
düzenlemeler,
4 BDDK, Bankacýlýk Sektörü Yeniden Yapýlandýrma Programý Geliþme Raporu-(VII), Ekim 2003.
24
SUNUM
» Muhasebe standartlarý, baðýmsýz denetim
ve devir/birleþmelere iliþkin düzenlemeler,
» Banka sermayelerinin güçlendirilmesi
kapsamýnda yapýlan düzenlemeler,
yapýlan çalýþmalarla;
» Krizlerin maliyetinin azaltýlmasýnda baþarýya
ulaþýlmýþ,
» Önemli bir tecrübe birikimi ve kurumsal
hafýza oluþmuþtur.
» Özel finans kurumlarýna iliþkin düzenlemeler,
» Kurumlar arasý iþbirliði ve koordinasyonun
geliþtirilmesi ve
» Yabancý ülkelerle yapýlan denetim ve iþbirliði
anlaþmalarý
hususlarýnda yoðunlaþmýþtýr.
• 1997 yýlýndan itibaren 22 banka TMSF’ye
devredilmiþtir. Bu bankalar(Birleþik Fon Bankasý
A.Þ. ve Türk Ticaret Bankasý A.Þ. hariç) yeniden
yapýlandýrýlarak birleþtirme, satýþ ve doðrudan
tasfiye gibi yöntemlerle sistem dýþýna çýkarýlmýþtýr. TMSF tarafýndan çözümleme faaliyetlerinin sonucunda elde edilen tahsilat bilgileri
aþaðýda yer almakta olup, bu tutarlar krizlerin
kamuya olan maliyetinin önemli düzeyde
azaltýldýðýný göstermektedir5.
TMSF tarafýndan Yapýlan Çözümleme
Faaliyetleri
Bu kapsamda çözümleme süreçlerinde þu noktalarýn altýnýn özellikle çizilmesinde yarar bulunmaktadýr: (i) Bankacýlýk krizlerinin çözümlenmesi
yönetimsel bir sorundur. (ii)Uygulanacak politikalarýn ve programlarýn birlikte ve uyum içerisinde çalýþmasýna ve konu ile ilgili kurumlar
arasýnda yeterli koordinasyonun bulunmasýna
baðlý bulunmaktadýr.
Bankacýlýk krizlerinin etkilerinin
ve kamuya olan maliyetinin
büyüklüðü, gelir daðýlýmý üzerindeki
etkileri ve makro ekonomik
boyutlarý krizin nasýl yönetildiði ve
bankacýlýk sisteminin sorunlarýnýn
ne þekilde çözümlenmeye çalýþýldýðý
ile yakýndan ilgilidir.
Nitekim kurumlar arasý iþbirliði ve koordinasyon
konusu önemi nedeniyle Bankacýlýk Yasasý
kapsamýnda yer almýþtýr6. Buna göre; etkin ve
þeffaf bir finansal sistem oluþturulmasý, bankalarýn kurumsal yönetim ilkelerine uyum seviyesinin gözetimi, finansal piyasalarý düzenleyen
ve denetleyen kurumlar arasýnda bilgi paylaþýmý
ile iþbirliði ve koordinasyonun saðlanmasý
amaçlarýyla,
Fonun Çözümleme Faaliyet Gelirleri ( milyon USD)
Çözümleme Gelirleri
- Takipli Alacaklardan Yapýlan Tahsilatlar
- Ýþtiraklerden Yapýlan Tahsilatlar
- Gayrimenkul ve Menkullerden Yapýlan Tah.
- Fon Bünyesindeki Bankalardan Yapýlan Tah.
- Diðer
Finansal Gelirler
Toplam
31.12.2005
6.459
4.534
538
380
790
217
505
6.964
2006’ya kadar
6.890
6.035
55
85
705
10
85
6.975
31.12.2006
13.349
10.569
593
465
1.495
227
590
13.939
Kaynak: TMSF Faaliyet Raporu, 2006.
Sonuç
» Finansal Sektörün Geliþtirilmesi
Bankacýlýk krizlerinin etkilerinin ve kamuya olan
maliyetinin büyüklüðü, gelir daðýlýmý üzerindeki
etkileri ve makro ekonomik boyutlarý krizin
nasýl yönetildiði ve bankacýlýk sisteminin sorunlarýnýn ne þekilde çözümlenmeye çalýþýldýðý ile
yakýndan ilgilidir. Topluma maliyetin sýnýrlandýrýlabilmesi için acil politika önlemlerinin alýnmasý
gerekli olup, problemli finansal kuruluþlarýn
kapatýlmasý veya yeniden yapýlandýrýlmasý
konusunda kararlý olunmalýdýr. Finansal sisteme
olan güvenin tesis edilmesi, kredilerin yeniden
yapýlandýrýlmasý için gerekli ve yeterli mekanizmalarýn oluþturulmasý, sorunlu varlýklarýn hýzla
çözümlenmesi ve bankacýlýk sisteminin uzun
vadede karlý bir yapýya kavuþturulmasý için
kapsamlý tedbirler alýnmasý zorunluluk arz
etmektedir.
» Bankalarýn Yerinden Denetim ve Gözetimi
Türk finans sektöründe 2000 ve 2001 yýllarýnda
yaþanan krizlerden günümüze uzanan süreçte
» Kurumlar Arasý Ýþbirliði ve Koordinasyonun
Saðlanmasý
» Finansal Sektör Komisyonu Oluþturulmasý
» TMSF ve BDDK arasýnda Eþgüdüm Komitesi
Kurulmasý
konularý 5411 sayýlý Türk Bankacýlýk Kanunu
kapsamýnda yasal düzenlemelere tabi tutulmuþ
bulunmaktadýr. Bu düzenlemelerin sektörün
güvenilirliðine katkýda bulunacaðý düþünülmektedir.
5 TMSF Faaliyet Raporu 2006.
6 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu, md. 94, 95, 98, 99, 100
Kaynakça:
-Walmsley, Julian, New Financial
Instruments, Second Edition, 1997.
-Carl-Johan Lindgren, Tomas J. T.
Balino, Charles Enoch, Anne-Marie
Gulde, Marc Quintin, and Leslie Teo,
Financial Sector Crisis and
Restructuring, Lessons from Asia, IMF,
Occasional Working Paper,
Washington DC, 1999.
-Logan, Andrew, The Early 1990’s
Small Banks Crisis: Leading Indicators,
Banak of England Working Paper,
Bank of England, July 2001, No: 139.
-Klingebiel, Daniela. The Use of Asset
Management Companies in the
Resolution Banking Crises CrossCountry Experience. World Bank
Working Papers, 2000.
-5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanunu
-BDDK, Bankacýlýk Sektörü Yeniden
Yapýlandýrma Programý Geliþme
Raporu-(VII), Ekim 2003.
-TMSF Faaliyet Raporu 2006.
25
GÖRÜÞ
AVRUPA ÝNSAN HAKLARI MAHKEMESݒNE BAÞVURUDA
ÝÇ HUKUK YOLLARININ TÜKETÝLMESÝ
ÞARTININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Mevcut Türk Anayasa Hukuku sisteminde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel doðrudan
baþvuru yolunun kapalý olduðu düþünüldüðünde, AÝHM’nin bireysel baþvuru yolunu açýk
tutarak þahýslarýn bireysel hak ve özgürlüklerini teminat alma fonksiyonunu daha fazla
içselleþtirdiði de savunulabilir.
Giriþ
Özellikle Ýkinci Dünya Savaþý’ný izleyen süreçte
daha çok dikkat çeken insan haklarý ihlallerinin
uluslararasý denetimi çeþitli uluslar arasý
düzenlemelerde yer almýþtýr. Bu düzenlemelerin
önde gelenlerinden biri de Avrupa Konseyi
bünyesinde imzalanan Avrupa Ýnsan Haklarý
Sözleþmesi (AÝHS) ‘tir. Gerçekten de yirminci
yüzyýlda yaþanan iki büyük dünya savaþýnýn
akabinde oluþan sosyal, siyasal ve ekonomik
yýkým sebebiyle yeni bir Avrupa ideali ile
oluþturularak birliðin yeni diktatörlüklerin
doðmasýný ve Avrupa’nýn yok edici bir savaþýn
içine yeniden düþmesini önlemek amacýyla
Avrupa’nýn ilk siyasal kuruluþu olan Avrupa
Konseyi’ne iliþkin statü on devlet tarafýndan
imzalanmýþ ve ayný yýl yürürlüðe girmiþtir.
Türkiye bu statüyü kurucu üye olarak 5456
sayýlý Kanun ile 12.12.1949 tarihinde kabul
etmiþ ve 8.8.1949 tarihinden geçerli olmak
üzere Avrupa Konseyi üyesi olmuþtur . 2
Avrupa Konseyi 1949’da kurulmasýnýn ardýndan
AÝHS 1950’de imzaya açýlmýþ, 1953’te
yürürlüðe girmiþtir. Taraf ülkelerin Avrupa Ýnsan
Haklarý Sözleþmesi’ne uyumunu denetlemek
amacýyla Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi
(AÝHM) oluþturulmuþtur.
Diðer taraftan Türkiye, AÝHS’nin denetim
sürecine bireysel baþvuru hakkýný 1987’de ve
AÝHM’nin zorunlu yargý yetkisini 1990’da kabul
etmiþtir. Son yýllarda Avrupa Birliði (AB) Uyum
Yasalarý adý altýnda ulusal düzeyde yürütülen
reform çalýþmalarýnda, Sözleþme hükümleri ve
Mahkeme içtihadý temel alýnmaya baþlanmaktadýr. Anayasa Mahkemesi de, AÝHM
kararlarýnýn ulusal yargý sistemimiz tarafýndan
yapýlan deðiþiklikle artýk Anayasal güvenceye
kavuþan AÝHS’nin esas alýnmasýný öngören bir
karar kabul etmiþtir. Hakikaten de 1982
Anayasasýnýn 90 ýncý maddesinin 5 inci
Av. Ulvi DARENDELÝ
Yurt Dýþý Dava ve Takip Grubu
fýkrasýnda bu güvence ‘’Usulüne göre yürürlüðe
konulmuþ milletlerarasý antlaþmalar kanun
hükmündedir Bunlar hakkýnda Anayasaya
aykýrýlýk iddiasý ile Anayasa Mahkemesi’ne
baþvurulamaz’’ ifadesi yer almaktadýr. Üstelik
bu güvenceye yukarýda anýlan AB Uyum Yasalarý
çerçevesinde 7.5.2004’te yürürlüðe giren
Anayasa deðiþikliði yine Anayasanýn 90 ýncý
maddesinin 5 inci fýkrasýna eklenen ‘’Usulüne
göre yürürlüðe konulmuþ temel hak ve
özgürlüklere iliþkin milletlerarasý andlaþmalarla
kanunlarýn ayný konuda farklý hükümler
içermesi nedeniyle çýkabilecek uyuþmazlýklarda
milletlerarasý andlaþma hükümleri esas alýnýr.‘’
ifadesi ile AÝHS’ye yasalardan da üstün bir
nitelik saðlanmýþtýr.
Böylece; temel hak ve özgürlüklerinden bir ya
da birkaçý Sözleþmeyi imzalayan bir devlet
tarafýndan ihlâl edilen kiþiler, bu devlete karþý,
bu Mahkemeye “bireysel baþvuru ” denen bir
usulle baþvuru hakkýna sahip olmaktadýrlar.
Bu noktada mevcut Türk Anayasa Hukuku
sisteminde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel
baþvuru yolunun kapalý olduðu düþünüldüðünde, AÝHM’nin bireysel baþvuru yolunu
açýk tutarak þahýslarýn bireysel hak ve
özgürlüklerini teminat alma fonksiyonunu
daha fazla içselleþtirdiði de savunulabilir. Bu
baþvuru için öncelikle baþvuru sahibinin kendi
ülkesinde hakkýný aramasý, yani iç hukuk
yollarýný tüketmesi gerekmektedir. 2 Ýç hukukta
hakkýný aradýktan ve bu konuda olumsuz nihaî
kararý aldýktan sonra altý ay içinde yazýlý olarak
Strasbourg’ da bulunan Avrupa Ýnsan Haklarý
Mahkemesine baþvurulacaktýr. Mahkeme ön
koþullarý taþýmayan baþvurunun reddine karar
verir (m.35/2). Verilen karar kesindir ve bu
karara karþý baþvuru yolu yoktur.
Mahkeme ön koþullar açýsýndan kabul
edilebilirlilik kararý verdikten sonra esas
1 TEZCAN, Durmuþ, ERDEM, Mustafa Ruhan, SANCAKDAR Oðuz, Türkiye’nin Ýnsan Haklarý Sorunu, 2.Baský, Ankara 2004, s.31
2 Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi, m.35 – GÜVENÇ, Naci,T.C. 1982 Anayasasý ve Diðer Uluslar arasý Metinler, Ýstanbul 2006
26
GÖRÜÞ
hakkýnda karar vermeden önce, taraflara
“dostane çözüm” önerebilir (m.38). Taraflar
kendi aralarýnda uzlaþýrlar ve bu uzlaþma da
Mahkemece benimsenirse, baþvuru sonuçlanmýþ olur (m.39).
‘’Dostane çözüm’’ yoluyla bir sonuca
ulaþýlamamýþsa mahkeme baþvuruyu esastan
inceler; taraflarýn yazýlý görüþlerini alýr, gerekli
görürse duruþma yapar, tanýk dinler, keþif yapar.
Mahkeme baþvuru sahibinin Sözleþmede
tanýnan bir hakkýnýn devlet tarafýndan ihlâl
edildiði kanýsýna varýrsa, “hakkaniyete uygun
bir surette, zarar gören tarafýn tatminine
hükmeder” (m.41). Yani Avrupa Ýnsan Haklarý
Mahkemesinin hükmedebileceði müeyyide,
temelde devleti “tazminat” ödemeye mahkûm
etmekten ibarettir. Mahkemenin, devletin
Sözleþmeye aykýrý iþlemi iptal etme gibi bir
yetkisi olmamakla birlikte aþaðýda inceleneceði
üzere son yýllardaki mevzuatýmýzdaki
deðiþikliklerle AÝHM kararlarý sonucunda adli
ile idari yargý ile birlikte ceza muhakemesinde
de yeniden yargýlamanýn yolu açýlmýþ
bulunmaktadýr. Avrupa Ýnsan Haklarý
Mahkemesi kararlarý baðlayýcýdýr (m.46). Ancak
bu kararlarýn cebrî icrasý mümkün bulunmamaktadýr. Mahkemenin kararlarýnýn
uygulanýp uygulanmadýðý Avrupa Konseyi
Bakanlar Komitesi tarafýndan denetlenir (m.46).
Böylece kesinleþen AÝHM kararlarýnýn yerine
getirilip getirilmemesi ancak siyasi baský aracý
olarak kullanýlabilmekte, bunun dýþýnda
sözleþmeci devleti zorlayýcý bir yaptýrýma tabi
kýlmamaktadýr.
Yukarýda bahsedildiði üzere baþvuru için ön
koþullarý tamamlanmamýþ baþvurularýn AÝHM
tarafýndan kabul edilerek hüküm verilmesi
mümkün olamayacaktýr. (m.35/2) Uygulamada
bu sözü edilen ilke gereði ön koþullardan biri
olan iç hukuk yollarý tüketilmediðinden dava
dilekçesi gönderilip mahkeme kalemine ulaþsa
dahi söz konusu baþvurunun esasa geçilmeden
reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte Türkiye aleyhine açýlan ve
halen derdest olan davalarda bazý baþvuru
sahiplerinin, baþvuru metinlerinde bazý AÝHM
içtihatlarýnda atýf yapýlan ‘’Etkili Yargý Yolu’’
kýstasýna dayanarak, iç hukuk yollarýnýn
tüketilmesinin her davada mümkün olmadýðý
tezi üzerinde durduklarýnda görülmektedir.
Aþaðýda örnekleneceði üzere bazý kararlarda
- örneðin Ýdari Yargý’da yürütmenin durdurulmasý aþamasýnda baþvurucu aleyhine bir
sonuç çýkmýþ ise - artýk mahkemelerin davaya
bakýþ açýlarýnýn belirli ve deðiþmez olduðu iddia
edilmektedir. Buradan hareketle de temyiz
aþamasýnda esastan incelemeye artýk gerek
olmadýðý gerekçesiyle iç hukuk yollarýnýn
tamamlanmýþ olduðu ifade edilerek baþvuru
þartlarýnýn tamamlanmýþ olduðu savunulmaktadýr. Oysa bizim hukukumuz temyiz
aþamasýnda da esastan inceleme yapýlacaðýný
hükme baðlamaktadýr çünkü idari yargýnýn
birkaç karar aþamasý bulunmaktadýr. Davacý
istemiþse yürütmeyi durdurma kararý
verilmekte, arkasýndan davanýn esasýna yönelik
iptal veya davanýn reddi yönünde karar
çýkmakta, temyiz aþamasýnda kararýn
yürütülmesinin durdurulmasý istenmiþse buna
iliþkin karar verilmekte akabinde temyizde
inceleme yapýlarak onama veya bozma kararý
verilmekte son olarak da temyiz merciince
verilen karara karþý karar düzeltme yoluna
gidilirse karar düzeltme talebinin reddi veya
kabulü yönünde karar verilmektedir. Üstelik
temyiz aþamasýnda da gerçek anlamda hukuka
uygunluk denetiminin yapýldýðý Ýdari Yargýlama
Usulü Kanunu Madde 49 ile de ayrýca
belirtilmiþtir. ÝYUK Madde 49’a göre temyiz
incelemesi sonunda Danýþtay :
Avrupa Ýnsan Haklarý
Mahkemesinin hükmedebileceði
müeyyide, temelde devleti
“tazminat” ödemeye mahkûm
etmekten ibarettir. Mahkemenin,
devletin Sözleþmeye aykýrý iþlemi
iptal etme gibi bir yetkisi
olmamakla birlikte son yýllardaki
mevzuatýmýzdaki deðiþikliklerle
AÝHM kararlarý sonucunda adli ile
idari yargý ile birlikte ceza
muhakemesinde de yeniden
yargýlamanýn yolu açýlmýþ
bulunmaktadýr.
a) Görev ve yetki dýþýnda bir iþe bakýlmýþ olmasý,
b) Hukuka aykýrý karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamýþ olunmasý,
Sebeplerinden dolayý incelenen kararý bozar.
Görüldüðü üzere bizzat ÝYUK, madde lafzýnda
Danýþtay tarafýndan temyiz aþamasýnda hukuka
aykýrýlýðýn resen gözetileceðini vurgulamakla
iç hukuk yollarýnýn varlýðýný üstelik bu yollarýn
etkili de olduðunun altýný çizmiþtir.
I) ÝÇ HUKUK YOLLARININ TÜKETÝLMESÝ
ve ETKÝN YARGI YOLU KISTASI
a) Genel Bakýþ
Ýç hukuk yollarýnýn AÝHM’ye baþvurmadan
önce tüketilmesi zorunluluðu Devletler
Hukuku’nda tanýnan ilkedir ve insan haklarýnýn
korunmasýna iliþkin diðer uluslararasý belgelerde
de yer almaktadýr. 3 Örneðin Birleþik Devletler
Ýnsan Haklarý Sözleþmesi m.46 ve Birleþmiþ
Milletler himayesinde imzalanan Her Türlü Irk
Ayrýmcýlýðýnýn Önlenmesine Ýliþkin Sözleþme
m.5/2 b. ilkeleri ile amaçlanan, taraf devlete
Sözleþme ve ek protokollerle güvence altýna
alýnan hak ve özgürlüklerin ihlalinin
gerektiðinde söz konusu devletin kendi iç
hukuku çerçevesinde ortadan kaldýrýlmasýna
olanak saðlamaktýr. 4 Bu da Sözleþme ile
3 TÜRMEN, Rýza, Ýnsan Haklarý Sözleþmesi Sisteminde Ýç Hukuk Yollarýnýn Tüketilmesi, Kunter Armaðaný, Ýstanbul 1998
4 AÝHM 06.11.1980 tarihli Oosterwijk kararý (7654/76), EuGRZ 1981, s 275 (Serie: A, no 40)
27
GÖRÜÞ
AÝHM’ye baþvuru
yapýlmasýndan önceki süreçte
etkililiði tartýþmasýz olan iç hukuk
yollarýnýn varlýðý, Türkiye aleyhine
yapýlan baþvurularda iddia edildiði
gibi davanýn esasýna girilmesine
bir engel teþkil etmeyip bilakis
davanýn esastan görüþülmesinin
akabinde baþvurucunun da lehine
sonuçlanabilme ihtimalini de bir
hukuki güvence olarak bünyesinde
barýndýrmaktadýr.
öngörülen koruma sisteminin iç hukuka göre
ikincil ve tamamlayýcý nitelikte olduðunu
göstermektedir.5 Buradan hareketle Ýhlalin
ortadan kaldýrýlmasý bakýmýndan önceliðin her
bir üye devletin iç hukukuna verildiði
söylenebilir. Nitekim AÝHM, 23.7.1968 tarihli
Linguistique ve 7.2.1976 tarihli Handyside
kararlarýnda Sözleþme ile kurulan güvence
mekanizmasýnýn, ulusal düzeydeki korunma
mekanizmasýna göre tamamlayýcý nitelik
gösterdiðini vurgulamýþtýr. Ýç baþvuru yollarýnýn
tüketilmesi koþulu, gerek bireysel baþvuru ve
gerekse devlet baþvurusu için gerekli olan bir
usul þartý kapsayan bir kavram olarak
deðerlendirilmelidir.
Kural olarak bireysel baþvuruda bulunabilmek
için iç hukuk yollarýnýn tüketilmesi, örneðin
kesinleþmiþ bir takipsizlik veya mahkumiyet
hükmünün bulunmasý ve bu karardan itibaren
altý aydan fazla bir sürenin geçmemiþ olmasý
gerekir.6 Bununla birlikte, olayýn özelliklerine
göre, iç hukuk yolu bulunmuyorsa veya
bulunmakla birlikte ‘’ etkili’’ deðilse veya yasa
ile baþvuru yollarý kapatýlmýþsa baþvuruya konu
olay veya eylemin meydana geldiði tarihten
itibaren altý ay içinde doðrudan baþvuru
yapýlabilir.7 AÝHM de, yeterli bir sürede sonuç
vermeyen veya baþvurucunun kayýplarýný
bütünüyle gidermeye olanak tanýmayan hukuk
yolunun eski 26. madde (yeni m.35) bakýmýndan tüketilmesi gereken iç hukuk yolu
sayýlamayacaðýný vurgulamaktadýr.8 Nitekim
AÝHM, 2.9.1998 tarihli Yaþa ve 20.5.1999
tarihli Oður kararlarýnda baþvuranýn, hukuki
ve idari yollara baþvurmasýnýn gerekli olmadýðý
sonucuna varmýþtýr. Mahkeme’ye göre, Devlet
görevlilerinin sorumlu olduðu yasadýðý fiiller
nedeniyle zarara uðranýlmasý dolayýsýyla açýlan
tazminat davasýnda, haksýz fiil yaptýðýna
inanýlan kiþinin kimliðini biliyor olmasý gerekir.
Öte yandan tüketilmesi gereken iç hukuk
yolunun, bir yandan baþvuruya konu olan
ihlalle ilgili olmasý gerekirken diðer yanda iç
hukuk yollarýna baþvururken, þikayet konusu
davranýþýn AÝHS veya eki protokollere aykýrýlýðý
da ileri sürülmüþ olmalýdýr.
Yukarýda anýldýðý üzere Ülkemiz aleyhine AÝHM
önüne getirilen kimi baþvurularda Ýdari Yargý
sürecine konu yürütmenin durdurulmasý
aþamasýnda baþvurucunun aleyhine sonuçlanan
bir red kararýndan sonra artýk iþin esasýna
girilmesine gerek olmadýðý, yürütmenin durdurulmasý kararý verilirken aslýnda mahkemenin
esas hakkýnda görüþünün de kesinleþtiði
savunulmaktadýr. Bu durum hem Yürütmenin
Durdurulmasý kurumunun amacý çerçevesinde,
hem de AÝHM kararlarýnda sýkça anýlan ‘’
Etkin Yargý Yolu Kýstasý’’ çerçevesinde
deðerlendirilmelidir. Bir kere Yürütmenin
Durdurulmasýna müteallik karar yalnýzca
ÝYUK’ta anýlan hukuka açýk aykýrýlýk ve telafisi
güç ya da imkansýz zararlar doðmasý ihtimali
þartlarýnýn birlikte gerçekleþtiði durumlarda
hukuki himaye bahþetmektedir. Ýþin esasýna
girilmeden, bilgi, belge ve gerekli tüm delillerin
yürütmenin durdurulmasý aþamasýnda deðil
ancak davanýn esastan görüþüldüðü aþamada
etraflýca ve derinlemesine incelenebileceði
bilinmektedir. Diðer taraftan AÝHM’ye ön
baþvuru þartlarýndan olan iç hukuk yollarýnýn
tüketilmesi gereði ayný zamanda ülkemizdeki
hukuk ve adalete olan güvenin mevcudiyetini
teyit etmek anlamýný da taþýmaktadýr. AÝHM’ye
baþvuru yapýlmasýndan önceki süreçte etkililiði
tartýþmasýz olan iç hukuk yollarýnýn varlýðý,
Türkiye aleyhine yapýlan baþvurularda iddia
edildiði gibi davanýn esasýna girilmesine bir
engel teþkil etmeyip bilakis davanýn esastan
görüþülmesinin akabinde baþvurucunun da
lehine sonuçlanabilme ihtimalini de bir hukuki
güvence olarak bünyesinde barýndýrmaktadýr.
Diðer taraftan AÝHM geçmiþte Türkiye aleyhine
verdiði kararlarda özellikle Güney Doðu
Anadolu kökenli terör olaylarýyla mücadele
sýrasýnda gündeme gelen iþkence ve köy yakma
ya da zorla köy boþaltma gibi iddialarýn ileri
sürüldüðü olaylarda etkili iç hukuk yollarýnýn
bulunmadýðýndan bahisle baþvurularýn kabul
edilebileceðine iliþkin istisnai kararlar da vermiþ
bulunmaktadýr. Bu noktada ülkemiz aleyhine
açýlan iþkence ve kötü muamele konulu
davalarda söz konusu tazminatlarýn idari
yargýdan temin edilmesinin imkânsýz olmasý
nedeniyle tüm (idari) yargý yollarýnýn tüketilmesi
gereðini her dosyada aramamýþtýr. Ancak bu
yönde kabul edilebilirlik kararý verilen baþvuru
sayýsýndaki son zamanlardaki artýþ, bu istisnai
uygulamanýn Komisyon ve Divan9 tarafýndan
genel uygulama haline dönüþme tehlikesini
ortaya koymaktadýr.
b) AÝHM K ararlarýnda Yeni Eðilim
AÝHM önündeki Türkiye aleyhine yapýlan
5 TEZCAN,ERDEM,SANCAKDAR a.g.e. sh. 112
6 AÝHS m.34- Eski metinde karþýlýðý m.26
7 ÇAVUÞOÐLU,Naz, ‘’ Avrupa Konseyi: Ýnsan Haklarý Avrupa Sözleþmesinin Denetim Sistemi’’ Ýnsan Haklarý, Cogito-98,
8 Bu baðlamda örneðin Türk Hükümetinin, gözaltýna alýnan sanýklarýn gözaltýnýn yasallýðýna sulh ceza mahkemesi önünde itiraz edebileceklerine
iliþkin ileri sürdüðü itirazlar, bunun içtihatla kanýtlanamadýðý gerekçesiyle Avrupa Ýnsan Haklarý Komisyonu ( o zamanki ismiyle AÝHK) tarafýndan
reddedilmiþtir. (AÝHK’nin 11.5.1989 tarihli Yaðcý/Sargýn kararý) TEZCAN,ERDEM,SANCAKDAR a.g.e. sh. 113
9 1.11.1998’den sonra bu iki kurumun birleþerek Avrupa Ýnsan Haklarý Ýlk Derece Mahkemesi adýný almýþtýr.
28
GÖRÜÞ
baþvuru sayýsýnda son yýllarda belirgin bir
azalma olduðu ve yeni baþvurularýn içeriðinin
ve ihlal iddialarýnýn öncekilere kýyasla olumlu
yönde deðiþtiði görülmektedir.10
Son zamanlarda AÝHM’nin aðýr‘’ ihlal’’ kararlarý,
yerini ulusal makamlara tanýnan takdir marjýnýn
arttýrýlmasý sonucunda ’’kabul edilemezlik’’ ya
da ‘’ihlal yoktur’’ kararlarýnýn çoðalmasýna veya
mevcut ihlal kararlarýnýn hafifleþtirilmesine
býrakmýþtýr. AÝHM’nin Türkiye lehine verdiði
kararlarýn hafifleþtirilmesine býrakmýþtýr.
AÝHM’nin Türkiye lehine verdiði kararlarýn
artmasý ve ulusal makamlarýn eylem ve
iþlemlerini daha ‘’ hoþgörülü’’ karþýlamasýnýn
birden fazla nedeni olabileceði
deðerlendirilmektedir. Bu nedenler arasýnda
özellikle aþaðýdakiler sayýlabilir:11
Uluslararasý veya bölgesel siyasal nedenler:
AÝHM’nin baþta Rusya olmak üzere,
Romanya,Polonya ve Ukrayna gibi Doðu Avrupa
ülkelerinden gelen baþvuru yoðunluðu
karþýsýnda, mukayeseli bir bakýþla,Türkiye’ye
karþý daha olumlu yaklaþmak istemesi,
Konjonktürel nedenler: AÝHM’nin,Türkiye’de
Avrupa Birliði’ne uyum sürecinde,insan haklarý
normlarýnýn iyileþtirilmesi amacýyla kýsa sürede
gerçekleþtirilen önemli reformlarý desteklemek
ve/veya teþvik etmek istemesi,
Diplomatik nedenler: Türkiye’nin, yoðun
diplomatik giriþimlerle ‘’kendi gerçeklerini’’
AÝHM çevrelerine daha iyi anlatabilmesi,
Kurumsal-bürokratik nedenler: AÝHM
Sekretaryasý’nda Türkiye’ye ‘’sempati’’ duyan
çevrelerin artmasý,
AÝHM’nin iþleyiþ mekanizmasýyla ilgili
nedenler: AÝHM’nin sürekli artan iþ yükü
karþýsýnda,bireysel baþvurularý en aza indirmek
ve bireysel baþvurularýn ‘’cazibesini’’ azaltmak
zorunda kalmasý
AÝHM’deki bu yeni eðilim ile ilgili Türkiye
aleyhine yapýlan baþvurulardan örnek vermek
gerekirse 46347/99 Baþvuru No ile XenidesArestis dosyasý incelenebilir. Bu baþvuru da,
AÝHM’nin 18 Aralýk 1996 tarihinde esasý
hakkýnda karar verdiði ‘’meþhur’’ Loizidou
baþvurusu ve uzunca bir aradan sonra karara
baðlanan Demades baþvurularý ile benzer
iddialar içermektedir.
AÝHM’NÝN Xenides-Arestis baþvurusu hakkýnda
Türkiye aleyhine verdiði ihlal kararýnýn, önceki
içtihadýyla uyumlu olduðu ve yeni bir eðilim
arz etmediði söylenebilirse de, söz konusu
karar dikkatli okunduðunda, GKRY’den yapýlan
ve halen AÝHM önünde incelenmekte olan
diðer bireysel mülkiyet baþvurularý yönünden,
KKTC’de oluþturulan Tazmin Komisyonu’na
müracaat edilmeden, doðrudan Strasbourg’a
yönelen baþvurularýn, iç hukuk yollarý
tüketilmediði gerekçesiyle reddedebileceði
anlaþýlmaktadýr. Böylece, KKTC’de oluþturulan
Tazmin Komisyonu’nun, AÝHM’nin XenidesArestis kabul edilebilirlik kararýnda açýklandýðý
þekilde iþlevini sürdürmesi durumunda,
GKRY’den yapýlan binlerce bireysel baþvurunun
- Türkiye lehine – reddedilmesi yönünde güçlü
bir olasýlýk belirmiþtir.12
AÝHM’nin son zamanlardaki
aðýr‘’ ihlal’’ kararlarý, yerini ulusal
makamlara tanýnan takdir marjýnýn
arttýrýlmasý sonucunda ’’kabul
edilemezlik’’ ya da ‘’ihlal yoktur’’
kararlarýnýn çoðalmasýna veya
mevcut ihlal kararlarýnýn
hafifleþtirilmesine býrakmýþtýr.
AÝHM’nin Türkiye lehine verdiði
kararlarýn artmasý ve ulusal
makamlarýn eylem ve iþlemlerini
daha ‘’ hoþgörülü’’ karþýlamasýnýn
birden fazla nedeni olabileceði
deðerlendirilmektedir.
Son zamanlarda AÝHM’nin Türkiye aleyhine
verdiði ‘’ihlal’’ kararlarý sonucunda hükmedilen
maddi ve manevi tazminat miktarlarýnda
önemli bir azalma olduðu dikkat çekmektedir.
Anýlan kararlar çerçevesinde, AÝHM’nin Türkiye
lehine geliþtirdiði yeni eðilimin –farklý motiflerle
beslense de- temelde bireysel baþvuru yolunun
cazibesini azaltarak, baþvuru sayýsýný
‘’üstesinden gelinebilir’’ bir seviyeye düþürme
amacýna dayandýðý düþünülmektedir. Bu
eðilimin, Avrupa Konseyi’nin kuruluþ amaçlarý
ve AÝHS’nin getirdiði koruma mekanizmasýna
güvenen 800 milyonu aþkýn Avrupalýnýn
beklentilerine ne derece uygun olduðu ise
tartýþmalýdýr.
c) Ýç Hukuk Yollarý Kýstasýnýn Kapsamý
Her ne kadar münferit kararlar da olsa aleyhe
sonuçlanarak Türkiye’nin uluslararasý imajýný
çok sarsan hususlarý düzeltmek konusunda
yasama ve yürütme organlarýna düþen görevler
yanýnda, yargýnýn da büyük gayret göstermesini
gerektirmektedir. Nitekim iç hukuk yollarý
tüketilmediðinden dolayý reddedilen 23.9.1998
tarihli Aytekin davasý , bu konuda Türk Adli
Makamlarýnýn gayret göstermesi halinde iç
hukuk yollarý tüketilmediðinden bahisle yapýlan
baþvurunun reddedebileceðini göstermektedir.13
Ýç hukuk yollarýný baþvuru yapýlmadan önce
tüketilmiþ olmakla birlikte istisnai durumlarda
eðer sorun, baþvurunun dayanaðýnýn olmasý
sorunuyla dar bir baðlantý içindeyse iç hukuk
yollarýnýn tüketilip tüketilmediði konusundaki
karar, baþvurunun kabul edilmesinden sonra
10 AÝHM’nin yeni Baþkaný, Fransýz yargýç Jean Paul Costa’nýn benzer görüþleri için bkz. Semih Ýdiz, ‘’Türkiye sicilini düzeltiyor’’, Milliyet Gazetesi,
09.05.2007
11 KARAKUL, Selman, AÝHM’nin Türkiye Hakkýnda Verdiði Kararlarda Yeni Eðilim, Güncel Hukuk Aylýk Hukuk Dergisi, Aðustos 2007/ 8-44 sh. 50 v.d.
12 KARAKUL, Selman a.g.m. Sh. 53
13 23.9.1998 tarihli bu kararda, Jandarma Karakolu önünden geçerken durmadýðýndan bahisle nöbetçi askerin attýðý kurþunla ölen inþaat müteahhidi
Aytekin’e ateþ eden askerle ilgili kovuþturma devam ederken maktulün ailesi tarafýndan Komisyona yapýlan baþvuruyla ilgili olarak AÝHM iç hukuk
yollarý tüketilmediðinden bahisle davayý reddetmiþtir. Bu konuda anýlan kararýn 85.paragrafý bu durumu çok açýk bir þekilde vurgulamaktadýr.
29
GÖRÜÞ
‘’Nihai karar’’ deyimi, taraf
devletin iç hukukuna göre, artýk
gidilebilecek baþka bir ‘olaðan’
denetim muhakemesi yolunun
kalmamýþ olmasý anlamýna gelir.
AÝHS ile öngörülen denetim
mekanizmasýnýn harekete
geçirebilmesi için öngörülen 6 aylýk
süre kuralý, nihai karardan itibaren
iþlemeye baþlayacaktýr. Temyiz
incelemesi sonunda verilen onama
kararý, Türk hukuku açýsýndan
nihai karar niteliðindedir.
Dolayýsýyla baþvurunun da onama
kararýndan itibaren 6 aylýk süre
içerisinde yapýlmýþ olmasý gerekir.
da verilebilir. AÝHS m. 35/1’deki koþulun yerine
getirilip getirilmediði yüzeysel biçimde tetkik
edilip, özel durumlarda (baþvurunun uzun
sürmesi, ihlalin sürekliliði gibi) baþvuru, iç
baþvuru yollarý tüketilmeden de yapýlabilir.
Eðer baþvurunun yapýldýðý sýrada iç hukuktaki
baþvuru son aþamaya gelmiþse ve kabul
edilebilirlik kararý verilinceye karar verilmesi
bekleniyorsa bu koþul gerçekleþmiþ sayýlmaktadýr.14 Baþka bir söyleyiþle AÝHM, iç
hukuktaki nihai kararýn baþvuru yapýldýktan
kýsa bir süre sonra verilmesi, ancak henüz kabul
edilebilirlik kararý verilmeden önce Mahkeme’ye
ulaþmasý halinde Mahkeme’nin bu baþvuruyu
ele alabileceðini kabul etmiþtir.
II) BAÞVURULARIN YAPILMA USULÜ
AÝHM’ye baþvurunun nihai karardan itibaren
6 aylýk süre içerisinde yapýlmýþ olmasý gerekir.
Buradaki ‘’nihai karar’’ deyimi, taraf devletin
iç hukukuna göre, artýk gidilebilecek baþka bir
‘olaðan’ denetim muhakemesi yolunun
kalmamýþ olmasý anlamýna gelir. AÝHS ile
öngörülen denetim mekanizmasýnýn harekete
geçirebilmesi için öngörülen 6 aylýk süre kuralý,
nihai karardan itibaren iþlemeye baþlayacaktýr.
Temyiz incelemesi sonunda verilen onama
kararý, Türk hukuku açýsýndan nihai karar
niteliðindedir. Dolayýsýyla baþvurunun da onama
kararýndan itibaren 6 aylýk süre içerisinde
yapýlmýþ olmasý gerekir.
Öðretide baskýn olan görüþe göre, sürenin
baþvurunun yapýldýðý tarihte deðil, AÝHM’ye
ulaþtýðý tarihte dolmuþ olmasý durumunda
yapýlan baþvurunun kabul edilemezliði
sonucuna varmak gerekir. Sürenin aþýlýp
aþýlmadýðý konusunda yargýsal içtihatlarda,
postaya verme tarihinde 6 aylýk sürenin aþýlýp
aþýlmadýðý esas alýnmakta buna göre karar
verilmektedir.
6 aylýk süre iç hukukta ‘’nihai kararýn
verilmesinden’’ itibaren iþlemeye baþlar. Bunun
için olaðan denetim muhakemesi yolu olan
temyize gidilmiþ ve kararýn Yargýtay’ca ( ya da
Ýdari yargý’da Danýþtay’ca) onaylanmýþ olmasý
yeterlidir. Ayrýca olaðanüstü denetim
muhakemesi yollarý olan karar düzeltme, yazýlý
emirle bozma ve yargýlamanýn yenilenmesi
talebinde bulunulmuþ olmasýna gerek yoktur.
Nitekim AÝHM, 15.6.2000 tarihli Erdoðdu
kararýnda karar düzeltmeye yalnýzca
C.Baþsavcýlýðýnca gidilebileceði, bunun
doðrudan baþvuran tarafýndan kullanýlabilecek
bir yol olmadýðý gerekçesiyle tüketilmesine
gerek olmadýðý sonucuna ulaþmýþtýr. Yine AÝHK
Türkiye’ye karþý 11.10.1994 tarihli Ayþe Nur
Zarakolu kararýnda karar düzeltme yolunun
etkili bir iç hukuk yolu olmadýðýný ve dolayýsýyla
altý aylýk sürenin Yargýtay’ýn temyiz incelemesi
üzerine verdiði kararýn teblið edildiði tarihten
itibaren baþlayacaðýný belirtmiþ ve karar
düzeltme yoluna baþvurulduðu için altý aylýk
sürenin aþýlmýþ olmasý nedeniyle baþvuruyu
kabul edilemez bulmuþtur.15
Öðretide yaygýn olan diðer bir görüþe göre de
karar düzeltme yolu, idari yargýda olaðan bir
kanun yolu olarak kabul edilmesine raðmen16
niteliði gereði etkinliði göz önüne alýndýðýnda
esasa iliþkin kayda deðer bir etkisi bulunmamaktadýr. AÝHM içtihatlarý da dikkate
alýndýðýnda etkili bir baþvuru yolu olarak kabul
edilmediði gerekçesiyle yukarýda söylenilen
hususlar burada da geçerli kabul edilebilecektir.
Gerçekten de baþvuru konusundaki esasa iliþkin
kararýný açýklamýþ olan mahkemenin karar
düzeltme nedenleri açýsýndan yine ayný
mahkeme tarafýndan kararýn yeniden gözden
geçirilmesi talebini öne sürerek iç hukuk
yollarýnýn tüketilmediðini iddia etmek bizce
de inandýrýcý bir gerekçe deðildir. Çünkü
mahkeme zaten esasa iliþkin kararýný verirken
gerekçelerini belirtmiþtir. Kiþinin bu gerekçelere
dayanarak konuyu AÝHM’ye götürebilmesi
AÝHS’nin de iþlevsellik amacýna uygun bir
davranýþ olacaktýr. Nitekim AÝHK, 3.5.1993
tarihli Þenay Karaduman kararýnda, idari
yargýda karar düzeltmenin baþvuru konusu
olan soruna etkili bir çözüm getirmediðini göz
önüne alarak, bu yolun tüketilmesine erek
olmadýðý sonucuna ulaþmýþtýr. Yine Medeni
Usul Hukuku’nda da, karar düzeltme olaðan
bir yargý yolu olarak kabul edilmekte ise de;17
HUMK m. 440’da öngörülen karar düzeltme
nedenlerine bakýldýðýnda, bu yolun Sözleþme’ye
yönelik ihlali ortadan kaldýrmak açýsýndan
yeterli ve etkili bir yol olmamasý nedeniyle
tüketilmesine gerek olmadýðý da ayný þekilde
savunulabilecektir.
Görüldüðü üzere AÝHM’ye baþvuru öncesinde
iç hukuk yollarýnýn tüketilmemiþ olmasý
durumunda, baþvuru için ön þartlardan biri
olan usul; aþama atlanmýþ olacaktýr. Bu itibarla
da AÝHM’deki bu yöndeki baþvurularýn esasa
girilmeden reddedilmesi gerekecektir.
14 AÝHM’nin Avusturya’ya karþý 16.7.1971 tarihli Ringesien kararý ( Serie:A,no 13); AÝHM’nin Ýtalya’ya karþý 23.2.1984 tarihli Luberti Kararý ( Serie;A, no 75).
15 ÇAVUÞOÐLU, Naz a.g.e. S.464
16 GÖZÜBÜYÜK, A. Þeref / TAN, Turgut, Ýdare Hukuku C.1, Ankara 1998, No: 1425
17 KURU, Baki / ARSLAN, Ramazan / YILMAZ, Ejder, Medeni Usul Hukuku, Ankara 1995, s. 572 v.d.
30
GÖRÜÞ
III- YARGILAMANIN YENÝLENMESÝ NEDENÝ
OLARAK AVRUPA ÝNSAN HAKLARI
SÖZLEÞMESݒNÝN ÝHLALÝ
Geriye doðru bakýldýðýnda 4771, 4793 ve 4928
sayýlý Yasalarýn yürürlüðe girmesinden önce,
AÝHM tarafýndan, kesinleþmiþ bir mahkeme
kararýnýn Sözleþme’nin ihlalini oluþturduðunun
tespit edilmiþ olmasý, yargýlamanýn yenilenmesi
nedeni sayýlmýyordu. Dolayýsýyla Sözleþme’ye
yönelik ihlali ortadan kaldýrmak amacýyla
yargýlamanýn yenilenmesi nedenlerini
geniþletmek için iç hukukta deðiþikliðe gidilmesi
gerekmekteydi. Deðiþiklikler için tek çözüm
yolu olarak gözükmesinden hareketle Avrupa
Birliði’ne tam üyelik sürecinde kamuoyunda ‘’
uyum yasalarý ‘’ olarak yukarýda anýlan kanun
çalýþmalarý baþlatýlmýþtýr. Böylece yukarýda
anýlan 4771 ve 4793 sayýlý yasalarla HUMK’da
ve CMUK’ ta yapýlan deðiþikliklerle AÝHM ‘nin
kesinleþmiþ kararlarýnýn yargýlamanýn
yenilenmesi sebepleri arasýnda olduðu þu
þekilde hükme baðlanmýþtýr: ‘’ Ýnsan Haklarýný
ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleþme’nin
veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiðinin,
Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin kesinleþmiþ
kararýyla tespit edilmiþ olmasý’’ yargýlamanýn
yenilenmesi nedeni olarak öngörülerek
yürürlüðe girmiþtir.18 Ayný yönde bir düzenleme,
4928 sayýlý Yasa’nýn 7.maddesi ile 2577 sayýlý
ÝYUK’ya 15.07.2003 tarihinde eklenen geçici
5. madde ile de getirilmektedir. Maddenin lafzý
þu þekildedir: ‘’ 53 üncü maddenin (1) numaralý
fýkrasýnýn (ý) bendi, bu Kanunun yürürlüðe
girdiði tarihte Avrupa Ýnsan Haklarý
Mahkemesinin kesinleþmiþ kararlarý ile bu
Kanunun yürürlüðe girdiði tarihten sonra
Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesine yapýlan
baþvurular üzerine verilecek kararlar hakkýnda
uygulanýr. Bu Kanunun yürürlüðe girdiði tarihte
kesinleþmiþ olan Avrupa Ýnsan Haklarý
Mahkemesi kararlarýna iliþkin yargýlamanýn
yenilenmesi istemleri, bu Kanunun yürürlüðe
girdiði tarihten itibaren bir yýl içinde yapýlýr.’’
Atýf yapýlan ÝYUK 53. madde ile de yargýlamanýn
yenilenmesi sebepleri sayýlýrken (ý) bendinde
‘’ Hükmün Ýnsan Haklarýný ve Ana Hürriyetleri
Korumaya Dair Sözleþmenin veya eki
protokollerinin ihlali suretiyle verildiðinin,
Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesinin kesinleþmiþ
kararýyla tespit edilmiþ olmasý durumunda
yargýlamanýn yenilenmesi istenebilir.’’
denmekle, AÝHM kararlarýnýn yargýlamanýn
yenilenmesine sebep teþkil edeceði de yasal
güvenceye kavuþturulmuþtur.
Bu hükümlerden de anlaþýlacaðý üzere,
yargýlamanýn yenilenmesi, ilgili yasalarýn
yürürlüðe girdiði tarihlere kadar kesinleþmiþ
AÝHM kararlarý ile bu tarihlerden sonra
kesinleþecek kararlar açýsýndan söz konusudur.
Buna karþýlýk anýlan yasalarýn yürürlüðe girdiði
tarihte AÝHM önünde görülmekte (derdest)
olan veya henüz kesinleþmemiþ bulunan
kararlar bakýmýndan yargýlamanýn yenilenmesi
yolu özellikte kapalý tutulduðuna dair bir görüþ
de bilimsel çevrelerde yer almaktadýr. Önceki
baþvurular ile sonraki baþvurular arasýnda
yaratýlan bu farklýlýðýn haklý bir nedeni
bulunmadýðý, Anayasanýn 10. maddesi ile
düzenlenen eþitlik ilkesine de aykýrýlýk teþkil
ettiði, esaslý bir hukuki tartýþmayý da
beraberinde getirebilecektir.
Ýnsan haklarý yalnýzca
yasalarla belirlenmekle kalmayýp
aksine bu konuda bireye bu haklarý
yargýsal yolla koruma imkaný da
tanýmýþtýr. Bu nedenle insan haklarý
kuramý, günümüzde büyük
ideolojilerin boþalttýðý yeri
doldurmaya çalýþmakta olduðu
gibi ulusal hukuk sýnýrlarýný aþýp,
ulusüstü güvencelere kavuþmuþ
bulunmaktadýr.
IV. SONUÇ
Ýnsan Haklarý ya da kamu özgürlükleri insan
onurunu korumayý, insanýn maddi ve manevi
geliþimini saðlamayý amaçlayan haklara verilen
isim olarak son birkaç yüzyýllýk tarihi süreç
içinde insanýn en doðal haklarý olarak mülahaza
edilmektedir.
Günümüz çoðulcu demokrasilerinde insan
haklarý ise yalnýzca yasalarla belirlenmekle
kalmayýp aksine bu konuda bireye bu haklarý
yargýsal yolla koruma imkaný da tanýmýþtýr. Bu
nedenle insan haklarý kuramý, günümüzde
büyük ideolojilerin boþalttýðý yeri doldurmaya
çalýþmakta olduðu gibi ulusal hukuk sýnýrlarýný
aþýp, ulusüstü güvencelere kavuþmuþ
bulunmaktadýr.
Kaynakça:
Son tahlilde de günümüzün aðýr insan haklarý
ihlalleri ulusal yargýlama dýþýnda uluslar arasý
ceza yargýlamasýna konu olduðu kadar, özellikle
AÝHS ve protokolleri çerçevesinde korunan
insan haklarýnýn ihlalleri, üye devletlerin
tazminat ödemeleri yanýnda mevzuat
deðiþikliðine gitmelerini de zorunlu kýlan
kararlara konu olabilmektedir.
- GÜVENÇ, Naci, T.C. 1982 Anayasasý
ve Diðer Uluslar arasý Önemli Metinler,
Ýstanbul 2006
Her þeyden önce insanýn kendi kendisine
duyduðu saygýyý ifade eden, insana insan gibi
yaþama ortamý saðlamayý hedef alan ‘’ temel
haklara saygý ilkesi ‘’ kendi kabuðundan hýzla
sýyrýlmýþ ulusal boyutlardan küresel boyutlara
sýçrama yaparak, bir dünya özlemi yolunda
önemli mesafeler kat etmiþtir.
19 Maddenin gerekçesinde ‘’ Mevcut düzenlemede Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi kararlarý ýþýðýnda muhakemenin iadesine gidebilmek için,
-TEZCAN, Durmuþ, ERDEM, Mustafa
Ruhan, SANCAKDAR Oðuz,
Türkiye’nin Ýnsan Haklarý Sorunu,
Seçkin Yayýncýlýk, Ankara 2004
- DOÐRU, Osman, Ýnsan Haklarý
Avrupa Mahkemesi Ýçtihatlarý Cilt I –
II, T.C. Adalet Bakanlýðý Eðitim Dairesi
Baþkanlýðý Yayýnlarý, Ankara 2003
-TÜRMEN, Rýza, Ýnsan Haklarý
Sözleþmesi Sisteminde Ýç Hukuk
Yollarýnýn Tüketilmesi, Kunter
Armaðaný, Ýstanbul 1998
-ÇAVUÞOÐLU,Naz, ‘’ Avrupa Konseyi:
Ýnsan Haklarý Avrupa Sözleþmesinin
Denetim Sistemi’’ Ýnsan Haklarý,
Cogito-98, Ýstanbul 2000
-KARAKUL, Selman, ’’ AÝHM’nin
Türkiye Hakkýnda Verdiði Kararlarda
Yeni Eðilim’’, Güncel Hukuk Aylýk
Hukuk Dergisi, Aðustos 2007 / 8 –
44
- LAÇÝNER, Sedat, ÖZCAN, Mehmet,
BAL Ýhsan, ‘’ Türkiyeli Avrupa:
Türkiye’nin Üyeliðinin AB’ye Olasý
Etkileri, Hayat Yayýncýlýk, Ýstanbul
2004
baþvurunun tazminatla giderilmeyecek sonuçlar doðurduðunun anlaþýlmasý’’ þartý bulunmaktadýr.
31
HUKUK
BÝLGÝ EDÝNME HAKKI
Bilgi Edinme Hakkýnýn Kötüye Kullanýlmasý ve Bilgi Edinme
Hakký Kanununda Yer Alan Ceza Hükümleri
4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanunu ile demokratik ve þeffaf yönetimin
gereði olan eþitlik, tarafsýzlýk ve açýklýk ilkelerine uygun olarak kiþilerin bilgi edinme
haklarýný kullanmalarý amaçlanmýþtýr.
24 Ekim 2003 tarih ve 25269 sayýlý Resmi
Gazete’de yayýmlanan ve 24 Nisan 2004
tarihinde yürürlüðe giren 4982 sayýlý Bilgi
Edinme Hakký Kanunu ile bu kanuna
dayanýlarak çýkarýlan Bilgi Edinme Hakký
Kanununun Uygulanmasýna Ýliþkin Esas ve
Usuller Hakkýnda Yönetmelik hükümleri
yürürlüðe girmiþ olup ilgili mevzuat çerçevesinde Kurumumuz, Basýn ve Halkla Ýliþkiler
Müdürlüðü vasýtasý ile 4982 sayýlý Kanun ve
Uygulama Yönetmeliðine uygun olarak bilgi
edinme baþvurularý titizlikle cevaplanmaktadýr.
4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanunu ile
demokratik ve þeffaf yönetimin gereði olan
eþitlik, tarafsýzlýk ve açýklýk ilkelerine uygun
olarak kiþilerin bilgi edinme haklarýný
kullanmalarý amaçlanmýþtýr. Ýdare-birey iliþkisinde hukukun üstünlüðünü, demokratikleþmeyi ve saydamlýðý saðlayabilmek için,
idari faaliyetlerin yürütülmesi sýrasýnda bireysel
hak ve özgürlüklere duyarlý davranýlmasý hukuk
devleti olmanýn gereðidir.
Kiþilerin temel hak ve özgürlüðünün doðal
sýnýrýný bir baþkasýnýn hak ve özgürlükleri ile
kamu yararý belirlemektedir. Dolayýsýyla 4982
sayýlý Kanun’un “Bilgi Edinme Hakkýnýn Sýnýrlarý”
baþlýklý 4 üncü Bölümdeki maddelerinde de
ifade edildiði gibi “kamusal gizlilik” ve “kiþisel
gizlilik” kavramlarý bilgi edinme hakkýnýn
tanýdýðý serbestinin sýnýrlarýný çizmiþtir.
Kamu kurum ve kuruluþlarýnýn kendi bünyelerinde üretmiþ olduklarý ve doðal faaliyetleri
sonucunda ortaya çýkan bilgiye “kurumsal
bilgi” adý verilmektedir. Kurumsal bilgi, kurum
ve kuruluþlarýn iþlemleri süresince gerçekleþtirmiþ olduklarý, kurumlarýn etkinliðinin
artýrýlmasý, denetiminin daha saðlýklý bir biçimde
yapýlmasý, yönetiminin verimli hale getirilmesi,
hizmetlerinin geliþtirilmesi gibi süreçlerde
kullandýklarý her türlü belge, düþünce ve fikirdir.
Av. Tuðba ÇOLAK
Kurum ve kuruluþlarýn bünyesinde yer alan ve
kurumun iþlemleri, araþtýrmalarý, projeleri ve
Hukuk Daire Baþkanlýðý
32
planlarý sürecinde ortaya çýkan belgeler, bu
belgelerin depolanmasý ve bilgi edinme
birimlerinde çalýþanlar kurumsal bilgi
yönetiminin parçalarýný meydana getirmektedir.
4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanunu’nun
“Tanýmlar” baþlýklý 3 üncü maddesinde Bilgi,
“Kurum ve kuruluþlarýn sahip olduklarý
kayýtlarda yer alan bu Kanun kapsamýndaki
her türlü veri” olarak tanýmlanmaktadýr.
Yasada bilgi edinme hakkýný kullanabilecek
baþvuru sahipleri, baþvuru þekli ve bilgi edinme
hakkýnýn sýnýrlarý açýk bir þekilde düzenlenmiþtir.
4982 Sayýlý Bilgi Edinme Hakký Kanununun 4
üncü maddesinde herkesin bilgi edinme
hakkýna sahip olduðu hususu düzenlenmektedir. Kamu kurum ve kuruluþlarýna ise
Kanunda yer alan istisnalar dýþýndaki her türlü
bilgi veya belgeyi basvuranlarýn yararlanmasýna
sunma ve bilgi edinme basvurularýný etkin,
süratli ve dogru sonuçlandýrmak üzere gerekli
idari ve teknik tedbirleri alma yükümü
getirilmiþtir.
Kanunun "Baþvuru Usulü" baþlýklý 6 ncý
maddesinde,
“Bilgi edinme baþvurusu, baþvuru sahibinin
adý ve soyadý, imzasý, oturma yeri veya iþ
adresini, baþvuru sahibi tüzel kiþi ise tüzel
kiþinin unvaný ve adresi ile yetkili kiþinin imzasýný
ve yetki belgesini içeren dilekçe ile istenen bilgi
veya belgenin bulunduðu kurum veya kuruluþa
yapýlýr. Bu baþvuru, kiþinin kimliðinin ve
imzasýnýn veya yazýnýn kimden neþet ettiðinin
tespitine yarayacak baþka bilgilerin yasal olarak
belirlenebilir olmasý kaydýyla elektronik ortamda
veya diðer iletiþim araçlarýyla da yapýlabilir.
Dilekçede, istenen bilgi veya belgeler açýkça
belirtilir.” hükmü düzenlenmiþ ve bilgi edinme
baþvurusunun þekil þartlarý sýralanmýþtýr.
Bu hüküm kapsamýnda gerçek kiþi baþvuru
sahiplerinin T.C kimlik numarasýnýn belirtilmemesi, tüzel kiþi tarafýndan baþvuru
HUKUK
yapýlmasý halinde ise, unvan, adres, yetkili
kiþinin imzasý ve imza sirkülerinin, mirasçýlar
tarafýndan muris adýna baþvuru yapýlmasý
halinde veraset ilamýnýn veya avukat tarafýndan
vekil adýna bilgi edinme baþvurusu yapýlmasý
halinde vekaletnamenin baþvuruya eklenmemesi þekil þartý eksikliði nedeniyle bilgi
edinme baþvurusunun reddi sonucunu
doðuracaktýr.
Temsile yetkili olunduðunu gösterir yetki belgesi
ve vekaletname, bilgi edinme baþvurusu
prosedüründe aranan esaslý bir þekil þartýdýr.
Avukatlýk Kanunu açýsýndan deðerlendirildiðinde ise Kanunun “Avukatlýðýn Amacý”
baþlýklý 2 nci maddesinin 3 üncü fýkrasýnda,
“Yargý organlarý, emniyet makamlarý, diðer
kamu kurum ve kuruluþlarý ile kamu iktisadi
teþebbüsleri, özel ve kamuya ait bankalar,
noterler, sigorta þirketleri ve vakýflar avukatlara
görevlerinin yerine getirilmesinde yardýmcý
olmak zorundadýr. Kanunlarýndaki özel
hükümler saklý kalmak kaydýyla, bu kurumlar
avukatýn gerek duyduðu bilgi ve belgeleri
incelemesine sunmakla yükümlüdür.
”Bu belgelerden örnek alýnmasý vekaletname
ibrazýna baðlýdýr.”
denilmekte olup Avukatlýk Kanunu kapsamýnda
bilgi ve belge talep edilebilmesi için de
vekaletname ibrazý zorunluluðu bulunmaktadýr.
Genel olarak devletin güvenliðine, emniyetine,
ülkenin ekonomik çýkarýna, kiþinin çalýþma
hayatýna ve mesleki onuruna iliþkin olarak
istenemeyecek bilgi ve belgeler kanunda ayrý
ayrý sýralanmýþtýr.
Kurum ve kuruluþlar, ayrý veya özel bir çalýþma,
arastýrma, inceleme ya da analiz neticesinde
olusturulabilecek türden bir bilgi veya belge
için yapýlacak basvurulara olumsuz cevap
verebilirler. Örneðin, kurum ve kuruluþlarca
tanzim edilmiþ raporlar, personelin ayrý bir
mesai ile temin ve tanzim edeceði, mutad
çalýþmalarýný etkileyecek türden bilgi ve
belgelere iliþkin baþvuru talepleri reddedilecektir.
Bazý baþvurularda üniversite tezi olarak
hazýrlanmak üzere bir konuya iliþkin bilgi ve
belge istenmekte olup, bahse konu talep bu
gerekçe ile redle sonuçlanmaktadýr.
Ayrýca, 4982 sayýlý Bilgi Edinme Hakký
Kanunu’nun “Ýstenecek bilgi veya belgenin
niteliði” baþlýklý 7 nci maddesi gereði, “Ýstenen
bilgi veya belge, baþvurulan kurum ve kuruluþtan baþka bir yerde bulunuyorsa, baþvuru
dilekçesi bu kurum ve kuruluþa gönderilir ve
durum ilgiliye yazýlý olarak bildirilir.”
Bu madde kapsamýnda redle sonuçlanan
baþvurular genellikle Kurumumuzla baðlantýsý
olmayýp baðýmsýz tüzel kiþiliði bulunan veya
tasfiyesi kendi bünyesinde devam eden
bankalarla ilgili olmakta ve baþvuru sahiplerinin
talebi Kanun gereði ilgili kurum ve kuruluþlara
yönlendirilmektedir.
Kanunun 8 inci maddesi ile Kurum ve
kuruluþlarca yayýmlanmýþ veya yayýn, broþür,
ilân ve benzeri yollarla kamuya açýklanmýþ bilgi
veya belgelerin, bilgi edinme baþvurularýna
konu olamayacaðý ifade edilmiþtir. Bu tür bilgi
veya verinin söz konusu olmasý halinde, baþvuru
sahibine bilgi veya belgelerin ne þekilde, ne
zaman ve nerede yayýmlandýðý veya
açýklandýðýnýn bildirilmesi gerekmektedir.
Kurumumuza iletilen baþvurularýn bir kýsmý
resmi web sitemizde yayýmlanmýþ bulunan
basýn açýklamalarý veya duyurulara ya da
raporlamalar içinde yer alan bilgilere dair
olabilmekte, bu hallerde ilgiliye, bilgiye
ulaþmasýný saðlayacak link iletilmektedir.
Genel olarak devletin
güvenliðine, emniyetine, ülkenin
ekonomik çýkarýna, kiþinin çalýþma
hayatýna ve mesleki onuruna iliþkin
olarak istenemeyecek bilgi ve
belgeler kanunda ayrý ayrý
sýralanmýþtýr.
Kural olarak bilgi edinme hakkýna herkes sahip
olmakla ve bilgi talebi Kurum ve kuruluþlar
nezdineki tüm bilgilere yönelik olmakla birlikte
hakkýn sýnýrlandýðý hallerin bulunduðundan
bahsetmiþtik. Bu istisnalardan biri de istenen
bilgi veya belgelerde, gizlilik dereceli veya
açýklanmasý yasaklanan bilgilerin bulunmasý
halidir. Talep edilen bilginin içeriðinde
açýklanabilir nitelikte olanlar birlikte bulunuyor
ve bunlar birbirlerinden ayrýlabiliyorsa, söz
konusu bilgi veya belge, gizlilik dereceli veya
açýklanmasý yasaklanan bilgiler çýkarýldýktan
sonra baþvuranýn bilgisine sunulur. Ayýrma
gerekçesi, kanunun amacý gereði baþvurana
yazýlý olarak bildirilir.
Kanunda bilgi ve belgeye eriþim usulleri yanýnda
eriþim süreleri de belirlenmiþtir. Kural olarak,
kurum ve kuruluþlar, baþvuru sahibine istenen
belgenin onaylý bir kopyasýný verirler. Ancak
bilgi veya belgenin niteliði kopya verilmesine
imkan tanýmýyorsa veya kopya çýkarýlmasý aslýna
zarar verecekse, kurum ve kuruluþlar baþvuru
sahibinin, yazýlý veya basýlý belgeleri, söz konusu
belgenin aslýný incelemesi ve not alabilmesini,
belge ses kaydý þeklinde ise bunlarý
dinleyebilmesini, görüntü kaydý þeklinde ise
izleyebilmesini saðlamakla yükümlüdür.
Baþvurunun yapýldýðý kurum ve kuruluþ,
eriþimine olanak saðladýðý bilgi veya belgeler
için baþvuru sahibinden eriþimin gerektirdiði
maliyet tutarý kadar bir ücreti bütçeye gelir
kaydedilmek üzere tahsil edebilir.
Ücret talebi, kanaatimce Bilgi Edinme ve
Deðerlendirme Kurulu’nun 25/03/2005 tarih
ve 2005/1 sayýlý Ýlke Kararýnda belirtilmiþ olan
kopyalama ve postalama masraflarýný deðil,
33
HUKUK
Kanunun 16 ncý ve 17 nci
maddelerinde belirtilen, devlet
sýrrýna ve ülkenin ekonomik
çýkarlarýna iliþkin konularda bilgi
edinme baþvurusunda bulunulmasý
ve baþvurunun kurum veya
kuruluþlarca reddedilmesi halinde,
itiraz üzerine baþvurularý ve talep
edilen bilginin verilip
verilmeyeceðini deðerlendirme
konusunda yetkili makam, yine
“Bilgi Edinme ve Deðerlendirme
Kurulu”dur.
bilginin temini ve sunumu için harcanan her
türlü emek ve masrafý da kapsamalýdýr.
Bilgi edinme taleplerinin hepsine, yasal süresi
içerisinde 4982 sayýlý Kanun kapsamýndaki
sýnýrlamalar dahilinde cevap vermeye çalýþan
Kurumumuzun, görev ve faaliyetleri dahilinde
karþýlaþtýðý bilgi edinme baþvurularýnýn diðer
Kamu kurum ve kuruluþlarýna göre kat be kat
fazla olduðu bir gerçektir. Bazý bilgi edinme
baþvurularý, Kurumumuz ve personel açýsýndan
ciddi bir iþ yükü oluþturmakta olup, bazý
menfaat gruplarý tarafýndan Kurumumuz Bilgi
Edinme Birimi’ne bilgi edinme baþvurusu
yöneltilmesi için organize olunmasý hali de
geçmiþte yaþanmýþ örneklerdendir. Kanunda
bilgi edinme baþvurusu yapýlmasýnýn “ilgili”
olma þartýna baðlanmamýþ olmasýnýn neticesi
olan bu durum, hakkýn kötüye kullanýlmasýný
doðurmaktadýr. Yoðun emek ve mesai
gerektiren bilgi edinme baþvurularýndan iþin
niteliðine göre tespit edilecek makul bir ücret
talep edilmesi yasa ile çeliþmeyeceði gibi, bilgi
edinme hakkýnýn kötüye kullanýlmasýnýn da
önüne geçilmesini saðlayacaktýr.
Kurum ve kuruluþlar, baþvuru üzerine istenen
bilgi veya belgeye eriþimi onbeþ iþ günü içinde
saðlarlar. Ancak istenen bilgi veya belgenin,
baþvurulan kurum ve kuruluþ içindeki baþka
bir birimden saðlanmasý; baþvuru ile ilgili olarak
bir baþka kurum ve kuruluþun görüþünün
alýnmasýnýn gerekmesi veya baþvuru içeriðinin
birden fazla kurum ve kuruluþu ilgilendirmesi
durumlarýnda bilgi veya belgeye eriþim otuz iþ
günü içinde saðlanýr. Bu durumda, sürenin
uzatýlmasý ve bunun gerekçesi baþvuru sahibine
yazýlý olarak ve onbeþ iþ günlük sürenin
bitiminden önce bildirilir.
10 uncu maddede belirtilen bilgi veya belgelere
eriþim için gereken maliyet tutarýnýn idare
tarafýndan baþvuru sahibine bildirilmesiyle
onbeþ iþ günlük süre kesilir. Baþvuru sahibi
onbeþ iþ günü içinde ücreti ödemezse
talebinden vazgeçmiþ sayýlýr.
Basvurunun reddedilmesi halinde bu kararýn
gerekçesi ve buna karþý baþvuru yollarý belirtilir.
Baþvuru yolundan kasýt “Bilgi Edinme ve
Deðerlendirme Kurulu”na itirazdýr. Bilgi Edinme
baþvurusuyla ilgili yapýlacak itirazlar üzerine
4982 sayýlý Bilgi Edinme Kanununda öngörülen
sebeplere dayanýlarak verilen kararlarý incelemek
ve kurum ve kuruluþlar için bilgi edinme
hakkýnýn kullanýlmasýna iliþkin olarak kararlar
vermek üzere, Bilgi Edinme Deðerlendirme
Kurulu oluþturulmuþtur.
Kanunun 16 ncý ve 17 nci maddelerinde
belirtilen, devlet sýrrýna ve ülkenin ekonomik
çýkarlarýna iliþkin konularda bilgi edinme
34
baþvurusunda bulunulmasý ve baþvurunun
kurum veya kuruluþlarca reddedilmesi halinde,
itiraz üzerine baþvurularý ve talep edilen bilginin
verilip verilmeyeceðini deðerlendirme
konusunda yetkili makam, yine “Bilgi Edinme
ve Deðerlendirme Kurulu”dur.
Bilgi Edinme Deðerlendirme Kurulu, Bakanlar
Kurulu Kararý ile atanan 9 üyeden oluþmaktadýr.
Kurul üyeleri,
Birer üyesi Yargýtay ve Danýþtay genel
kurullarýnýn kendi kurumlarý içinden
önerecekleri ikiþer aday,
Birer üyesi ceza hukuku ve Anayasa hukuku
alanlarýnda profesör veya doçent ünvanýna
sahip kiþiler.
Bir üyesi Türkiye Barolar Birliðinin baro baþkaný
seçilme yeterliliðine sahip kiþiler içinden
göstereceði iki aday,
Ýki üyesi en az genel müdür düzeyinde görev
yapmakta olanlar
Bir üyesi de Adalet Bakanýnýn önerisi üzerine
bu bakanlýkta idari görevlerde çalýþan hakimler
arasýndan seçilir. Kurul Baþkaný, kurul üyelerince
kendi aralarýndan seçilir.
Kurul, belirleyeceði konularda komisyonlar ve
çalýþma gruplarý kurabilmekte; ayrýca gerekli
gördüðü takdirde, ilgili bakanlýk ile diðer kurum
ve kuruluþlarýn ve sivil toplum örgütlerinin
temsilcilerini bilgi almak üzere toplantýlara
katýlmaya davet edebilmektedir.
Kanunun 4 üncü bölümünde “Bilgi Edinme
Hakkýnýn Sýnýrlarý” düzenlenmiþtir. Bu bölümde
yer alan sýnýrlar þöyledir:
• Yargý denetimi dýþýnda kalan idari iþlemler:
Kural olarak tüm idari iþlemler yargý denetimine
tabi olmakla birlikte Anayasa ile üç hal için yargý
denetimi istisnasý getirilmiþtir. Bunlar
Cumhurbaþkanýnýn tek baþýna yapacaðý iþlemler,
Hakimler Savcýlar Yüksek Kurulu kararlarý ve
Yüksek Askeri Þura kararlarýdýr. Bu kararlar
arasýnda kiþinin çalýþma hayatýný ve mesleki
onurunu etkilemeyecek olanlar bilgi edinme
hakký kapsamýndadýr.
(Örneðin: Cumhurbaþkanlýðýnda ne kadar personel
bulunduðu)
• Devletin emniyetine, dýþ iliþkilerine, milli
savunmasýna ve milli güvenliðine açýkça zarar
verecek ve niteliði itibarýyla Devlet sýrrý olan
gizlilik dereceli bilgi veya belgeler,
• Açýklanmasý ya da zamanýndan önce
açýklanmasý halinde, ülkenin ekonomik
çýkarlarýna zarar verecek veya haksýz rekabet ve
kazanca sebep olacak bilgi veya belgeler,
• Sivil ve askeri istihbarat birimlerinin görev ve
faaliyetlerine iliþkin bilgi veya belgeler,
HUKUK
• Kurum ve kuruluþlarýn yetkili birimlerince
yürütülen idari soruþturmalarla ilgili olup,
açýklanmasý veya zamanýndan önce açýklanmasý
halinde kiþilerin özel hayatýna açýkça haksýz
müdahale sonucunu doðuracak veya kiþilerin
veya soruþturmayý yürüten görevlilerin hayatýný
ya da güvenliðini tehlikeye sokacak veya
soruþturmanýn güvenliðini tehlikeye düþürecek,
gizli kalmasý gereken bilgi kaynaðýnýn açýða
çýkmasýna neden olacak veya sorusturma ile
ilgili benzeri bilgi ve bilgi kaynaklarýnýn temin
edilmesini güçleþtirecek bilgi veya belgeler,
• Açýklanmasý veya zamanýndan önce
açýklanmasý halinde, suç iþlenmesine yol açacak,
suçlarýn önlenmesi ve soruþturulmasý ya da
suçlularýn kanuni yollarla yakalanýp kovuþturulmasýný tehlikeye düsürecek, yargýlama
görevinin gereðince yerine getirilmesini
engelleyecek, hakkýnda dava açýlmýþ bir kiþinin
adil yargýlanma hakkýný ihlal edecek nitelikteki
bilgi veya belgeler,
• Kiþinin izin verdiði hâller saklý kalmak üzere,
özel hayatýn gizliliði kapsamýnda, açýklanmasý
hâlinde kiþinin saðlýk bilgileri ile özel ve aile
hayatýna, þeref ve haysiyetine, meslekî ve
ekonomik deðerlerine haksýz müdahale
oluþturacak bilgi veya belgeler,
• Haberleþmenin gizliliði esasýný ihlâl edecek
bilgi veya belgeler,
• Kanunlarda ticarî sýr olarak nitelenen bilgi
veya belgeler ile, kurum ve kuruluþlar tarafýndan
gerçek veya tüzel kiþilerden gizli kalmasý kaydýyla
saðlanan ticarî ve malî bilgiler,
• Kurum ve kuruluþlarýn, kamuoyunu
ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile
kurum içi uygulamalarýna iliþkin düzenlemeler
hakkýndaki bilgi veya belgeler,
• Aksi kararlaþtýrýlmadýkça kurum ve kuruluþlarýn
faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüþ,
bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliðindeki bilgi
veya belgeler,
• Tavsiye ve mütalaa talepleri “Bilgi Edinme
Hakký Kanunu” kapsamý dýþýndadýr.
Kanunda ayrýca ceza hükümleri de düzenlenmiþtir. “Ceza hükümleri” baþlýklý 29 uncu
maddede, “Bu Kanunun uygulanmasýnda ihmâli,
kusuru veya kastý bulunan memurlar ve diðer
kamu görevlileri hakkýnda, iþledikleri fiillerin
genel hükümler çerçevesinde ceza kovuþturmasý
gerektirmesi hususu saklý kalmak kaydýyla, tâbi
olduklarý mevzuatta yer alan disiplin cezalarý
uygulanýr.
Bu Kanunla eriþilen bilgi ve belgeler ticarî amaçla
çoðaltýlamaz ve kullanýlamaz.” hükmü
düzenlenmiþtir.
Maddede yer alan “genel hükümler” ibaresinden
kasýt Türk Ceza Kanunu’nun görevi ihmal ve
görevi kötüye kullanmaya iliþkin hükümleridir.
Bilgi edinme hakký vasýtasýyla elde edilen verilerin,
bilgi ve belgelerin çoðaltýlamamasý ve
kullanýlamamasýna iliþkin yasaklama getirilmiþ
olmakla birlikte bu hükme aykýrýlýðýn yaptýrýmý
kanunda belirtilmemiþtir.
Bilgi edinme hakký vasýtasýyla
elde edilen verilerin, bilgi ve
belgelerin çoðaltýlamamasý ve
kullanýlamamasýna iliþkin
yasaklama getirilmiþ olmakla
birlikte bu hükme aykýrýlýðýn
yaptýrýmý kanunda belirtilmemiþtir.
Yaptýrým “Bilgi Edinme Hakký Kanununun
Uygulanmasýna Ýliþkin Esas ve Usuller Hakkýnda
Yönetmelik” ile düzenlenmiþtir. Yönetmeliðin
42 nci maddesinde, “eriþilen bilgi veya belgeleri
ticari amaçla çoðaltanlar, kullananlar veya
yayýnlayanlar hakkýnda kanunlarýn cezai ve
hukuki sorumluluða iliþkin hükümleri uygulanýr”
denilmek suretiyle yönetmelikle genel hükümlere
atýf yapýlarak düzenlenmiþtir.
Sonuç olarak;
Bilgi Edinme Hakký Kanununda, kanuna tâbi
Kurum ve kuruluþlar, bir önceki yýla ait olmak
üzere;
• Kendilerine yapýlan bilgi edinme baþvurularýnýn
sayýsýný,
• Olumlu cevaplanarak bilgi veya belgelere
eriþim saðlanan baþvuru sayýsýný,
• Reddedilen baþvuru sayýsý ve bunlarýn
daðýlýmýný gösterir istatistik bilgileri,
• Gizli ya da sýr niteliðindeki bilgiler çýkarýlarak
ya da bu nitelikteki bilgiler ayrýlarak bilgi veya
belgelere eriþim saðlanan baþvuru sayýsýný,
• Baþvurunun reddedilmesi üzerine itiraz edilen
baþvuru sayýsý ile bunlarýn sonuçlarýný,
gösterir bir rapor hazýrlayarak, bu raporlarý her
yýl Þubat ayýnýn sonuna kadar Bilgi Edinme
Deðerlendirme Kuruluna gönderirler. Baðlý, ilgili
ve iliþkili kamu kurum ve kuruluþlarý raporlarýný
baðlý, ilgili ya da iliþkili olduklarý bakanlýk
vasýtasýyla iletirler.
Kurul, hazýrlayacaðý genel raporu, söz konusu
kurum ve kuruluþlarýn raporlarý ile birlikte her
yýl Nisan ayýnýn sonuna kadar Türkiye Büyük
Millet Meclisine gönderir. Bu raporlar takip eden
iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Baþkanlýðýnca kamuoyuna açýklanýr.
Bu madde hükmü Kanuna tabi kurum ve
kuruluþlarýn kanunu ne þekilde ve ne yönde
uyguladýklarý hakkýnda teyid amacýyla ihdas
edilmiþtir.
Kaynakça:
1- Hakan Anameriç - Bilgi Edinme
Hakký Kanunu ve Kurumsal Bilgi
Yönetimi Ýliþkisi
(Freedom of Information Law and
Relation with Organizational
Knowledge Management)
2- http://www.basbakanlik.gov.tr/
bedk/index.htm
3- Bilgi Edinme ve Dilekçe Hakký/
Hakim Yüksel HIZ- Hakim Zekeriya
YILMAZ-Seçkin Yayýnevi-Ankara 2004
35
ÝNCELEME
DEVLET MEMURLARININ TÝCARET
ve KAZANÇ GETÝRÝCÝ FAALÝYETLERÝ
657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci maddesinin birinci ve ikinci fýkrasýnda
“Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayýlmalarýný gerektirecek
bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil
veya ticari vekil veya kollektif þirketlerde ortak veya komandit þirkette komandite ortak
olamazlar. (Görevli olduklarý kurumlarýn iþtiraklerinde kurumlarýný temsilen alacaklarý görevler hariç)
Günümüzde; Devlet memurlarýnýn hangi
alanlarda ticaret ve kazanç getirici faaliyetlerde
bulunacaðý Devlet memurlarý tarafýndan
oldukça merak edilmektedir. Devlet memurlarýnýn ticaret ve kazan getirici faaliyetlerde
bulunma yasaðý, 657 sayýlý Devlet Memurlarý
Kanununun 28 inci maddesinde düzenlenmiþ
bulunmaktadýr. 657 sayýlý Devlet Memurlarý
Kanununun 28 inci maddesinin birinci ve ikinci
fýkrasýnda “Memurlar Türk Ticaret Kanununa
göre (Tacir) veya (Esnaf) sayýlmalarýný gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve
sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari
mümessil veya ticari vekil veya kollektif
þirketlerde ortak veya komandit þirkette
komandite ortak olamazlar. (Görevli olduklarý
kurumlarýn iþtiraklerinde kurumlarýný temsilen
alacaklarý görevler hariç)
Memurlarýn üyesi olduklarý yapý, kalkýnma ve
tüketim kooperatifleri ile kanunla kurulmuþ
yardým sandýklarýnýn yönetim ve denetim
kurullarý üyelikleri görevleri ve özel kanunlarda
belirtilen görevler bu yasaklamanýn dýþýndadýr.”
hükmü yer almakta olup, bu hüküm
çalýþmalarýný kamu hizmetlerine hasretmelerini
ve verimli çalýþmalarýný saðlamak, memuriyet
nüfuzunu suiistimal ederek haksýz kazanç
saðlamalarýný önlemek ve tarafsýz hareket
etmelerini temin etmek amacýyla memurlara
ticaret ve diðer kazanç getirici faaliyetlerde
bulunma yasaðý getirmektedir. Bu yazýmýzda
Devlet memurlarýnýn yasaklarýndan ziyade
hangi ticaret ve gelir getirici faaliyetlerde
bulunabileceði konularýna açýklýk getireceðiz.
Devlet memurunun kolektif þirket
ortaðý ve komandit þirketlerde
komandite ortak olmasý,
Devlet Memurlarý Kanunun 28 inci maddesinde; Devlet memurunun kollektif sirket
ortaðý ve komandit þirketlerde komandite ortak
ERDAL AYDIN
Fon Uzmaný
36
olmasý kesinlikle yasaklanmýþtýr. Ancak
komandite ortak olma yasaklanmasýna raðmen,
komanditer ortak olma konusunda anýlan
Kanun herhangi yasaklamaya gitmemiþtir.
Buna göre Devlet memurlarýnýn,komandit
þirketlerde komanditer (sýnýrlý sorumlu ortak)
ortak olabilmesini söylemek mümkün
bulunmaktadýr.
Devlet memurunun, üyesi
bulunduklarý yapý, kalkýnma ve
tüketim kooperatifleri ile kanunla
kurulmuþ yardým sandýklarýnýn
yönetim ve denetim kurullarý
üyeliklerinde bulunmasý
Devlet memurlarýn, üyesi olduklarý kalkýnma,
yapý ve tüketim kooperatifleri ile kanunla
kurulmuþ yardým sandýklarýnýn yönetim ve
denetim kurullarý üyeliklerinde bulunabilmesi
mümkün bulunmaktadýr.
Devlet memurlarýnýn anonim
þirketlere ortak olmasý
6762 sayýlý Türk Ticaret Kanununda gerek
hakiki þahýslar gerekse hükmi þahýslar açýsýndan
tacir kavramýnýn tanýmý yapýlmýþtýr. Genel olarak
bir ticari iþletmeyi kýsmen dahi olsa, kendi
adýna iþleten kimseye tacir denilmekte ve bir
ticaret þirketi olan anonim þirketin kurulmasý,
ortaklarý, iþletilmesi ve benzeri hususlar ile ilgili
düzenlemelere mezkur Kanunun 269-474
üncü maddelerinde yer verilmiþtir. 657 sayýlý
Kanunun 28 inci maddesinden anlaþýlacaðý
üzere, Devlet memurlarýnýn yönetim kurulu
üyesi, denetçi veya her ne þekilde olursa olsun
þirket personeli olarak anonim þirketlerde görev
almalarý yasaklanmýþ olmakla birlikte, anonim
þirketlere pay sahibi olmalarýna iliþkin herhangi
bir yasak bulunmamaktadýr. Pay sahipliði,
þirketin kuruluþundan sonra pay devralmak
veya sermaye artýþýna iþtirak etmek suretiyle
ÝNCELEME
olabileceði gibi þirketin kuruluþunda kuruluþ
sermayesinin bir bölümüne iþtirak etmek
suretiyle de olabilmekte, anonim þirketlerde
kuruluþtan veya sonradan pay sahibi olmak,
pay sahibine tacir ve esnaf niteliðini kazandýrmamaktadýr. Bu itibarla, Devlet memurlarýnýn
herhangi bir görev almamalarý kaydýyla anonim
þirketlere ortak olmalarýna yasal bir engel
bulunmamaktadýr.
Devlet Memurlarýnýn limited
þirketlere ortak olmasý
“6762 sayýlý Türk Ticaret Kanununun 14 üncü
maddesinin 1 inci fýkrasýnda “Bir ticari iþletmeyi,
kýsmen dahi olsa kendi adýna iþleten kimseye
tacir denir” hükmü yer almaktadýr. Ayný
Kanunun 18 inci maddesinin 1 inci fýkrasýnda
ise, “Ticaret þirketleriyle, gayesine varmak için
ticari bir iþletme iþleten dernekler ve kendi
kuruluþ kanunlarý gereðince hususi hukuk
hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari
þekilde iþletilmek üzere devlet, vilayet, belediye
gibi amme hükmi þahýslarý tarafýndan kurulan
teþekkül ve müesseseler dahi tacir sayýlýrlar”
hükmü yer almaktadýr. Söz konusu hükümden
açýkça anlaþýlacaðý üzere, anonim ve limited
þirketler tüzel kiþi tacir sayýlmakta fakat bunlarýn
yöneticileri ve pay sahipleri bu sýfatlarýndan
dolayý tacir sayýlmamaktadýr.Ayrýca.6762 sayýlý
Kanunun 540 ýncý maddesinde ise, limited
þirketlerde “Aksi kararlaþtýrýlmýþ olmadýkça,
ortaklar hep birlikte müdür sýfatýyle þirket iþlerini
idareye ve þirketi temsile mezun ve
mecburdurlar.
Þirket mukavelesi veya umumi heyet kararý ile
þirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya
bir kaçýna býrakýlabilir.
Kuruluþtan sonra þirkete giren ortaklar bu
hususta umumi heyetin ayrý bir kararý olmadýkça
idare ve temsile mezun ve mecburi deðildirler.”
hükmü yer almaktadýr. Anýlan hükme göre,
þirket ana sözleþmesinde veya genel kurul kararý
ile þirketi idare ve temsil edeceklerin belirtilmesi
durumunda, diðer ortaklar 657 sayýlý Kanunun
28 inci maddesi ile getirilen yasaklamanýn
dýþýnda kalmakta; bu itibarla, yukarýdaki
hükümler çerçevesinde;personelin çalýþtýðý
kurumunun kuruluþ kanununda özel bir
düzenleme olmamasý halinde, þirket ana
sözleþmesinde kuruluþ sýrasýnda þirketi idare
ve temsil edecek olanlar arasýnda belirtilmemiþ
olmasý ve yönetim ve denetimde görev
olmamasý kaydýyla personelin limited þirket
ortaðý olmasý mümkün bulunmaktadýr.
Devlet memurlarýnýn kitap yazmasý
ve telif ücreti almasý
Devlet memurlarýnýn Ticaret ve diðer kazanç
getirici faaliyetlerde bulunma yasaðý 657 sayýlý
Kanunda düzenlenmiþ bulunmaktadýr.Bununla
birlikte; Devlet memuru olarak görev yapan
personelin gizli olan bilgileri bulundurmamak
þartýyla 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
kapsamýnda kitap yazabileceði ve bu tür
faaliyetlerin 657 sayýlý Kanunun 28 inci
maddesine aykýrýlýk teþkil etmemektedir.
Bununla birlikte; 5846 sayýlý Fikir ve Sanat
Eserleri Kanununun 1 inci maddesinde bu
Kanunun amacýnýn, fikir ve sanat eserlerini
meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri
icra eden veya yorumlayan icracý sanatçýlarýn,
seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapýmcýlarý
ile filmlerin ilk tespitini gerçekleþtiren
yapýmcýlarýn ve radyo-televizyon kuruluþlarýnýn
ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarýný
belirlemek, korumak, bu ürünlerden
yararlanma þartlarýný düzenlemek, öngörülen
esas ve usullere aykýrý yararlanma halinde
yaptýrýmlarý tespit etmek olduðu belirtilmiþ,
18 inci maddesinin birinci fýkrasýnda mali
haklarý kullanma yetkisinin münhasýran eser
sahibine ait olduðu, üçüncü fýkrasýnda da bir
eserin yapýmcýsý veya yayýmcýsýnýn, ancak eserin
sahibi ile yapacaðý sözleþmeye göre mali haklarý
kullanabileceði hükme baðlanmýþtýr. Anýlan
Kanunun 20 nci maddesinde, henüz
alenileþmemiþ bir eserden her ne þekil ve tarzda
olursa olsun faydalanma hakkýnýn münhasýran
eser sahibine ait olduðu, alenileþmiþ bir eserden
eser sahibine münhasýran tanýnan faydalanma
hakkýnýn, bu Kanunda mali hak olarak
gösterilenlerden ibaret olduðu belirtilmiþ; 21,
22, 23, 24 ve 25 inci maddelerinde de mali
haklarýn çeþitleri, iþleme, çoðaltma, yayma,
temsil ve iþaret ses ve/veya görüntü nakline
yarayan araçlarla umuma iletim hakký olarak
sayýlmýþtýr.
“Ticaret þirketleriyle, gayesine
varmak için ticari bir iþletme iþleten
dernekler ve kendi kuruluþ
kanunlarý gereðince hususi hukuk
hükümleri dairesinde idare edilmek
veya ticari þekilde iþletilmek üzere
devlet, vilayet, belediye gibi amme
hükmi þahýslarý tarafýndan kurulan
teþekkül ve müesseseler dahi tacir
sayýlýrlar”
Buna göre eser sahibi ile yayýnevi arasýnda
yapýlan, eserin yayýnevi tarafýndan iþleme,
çoðaltma, yayma, temsil ve iþaret, ses ve/veya
görüntü nakline yarayan araçlarla umuma
iletim hakký olarak sayýlan mali haklarýn
kullanýmý ile eser sahibine, eserin yazýmýndan
kaynaklanan telif ücretinin ödenmesine iliþkin
sözleþme uyarýnca, mali haklarýn kullanýlmasý
sonucu yayýnevinin elde ettiði gelirlerin ticari
faaliyet kapsamýna girdiði, söz konusu
sözleþmeye göre mali haklarýn yayýnevine
kullandýrýlmasý karþýlýðýnda 5846 sayýlý Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu uyarýnca eser sahibine
ödenen telif ücretinin ise ticari faaliyet
37
ÝNCELEME
“Devlet memurlarýnýn resmi
sýfatlarýnýn gerektirdiði itibar ve
güvene layýk olduklarýný hizmet
içindeki ve dýþýndaki davranýþlarýyla
göstermek zorundadýr.”
kapsamýna girmediði düþünülmektedir.Yukarýda
yer alan hüküm ve açýklamalar çerçevesinde,
Devlet memurunun meydana getirdiði eserin
herhangi bir yayýnevi kanalýyla bastýrýlmasý,
çoðaltýlmasý ve daðýtýlmasý durumunda, eser
sahibi olan memur ile yayýnevi arasýnda
yapýlacak sözleþmeye göre kendisine ilgili
yayýnevi tarafýndan telif ücreti ödenebileceði
ve bu ücretin 657 sayýlý Devlet Memurlarý
Kanununun 28 inci maddesi uyarýnca ticaret
ve diðer kazanç getirici faaliyetlerden elde
edilecek gelirler kapsamýna girmemektedir.
Devlet memurlarýnýn kültürel amaçlý
olarak müzik kaseti çýkartabilmesi
Türk Ticaret Kanununun 14 üncü maddesinde
“Bir ticari iþletmeyi kýsmen dahi olsa kendi
adýna iþleten kimseye tacir denir.” hükmü
bulunmaktadýr. Ticaret Sicili Nizamnamesinin
14 üncü maddesinde “Türk Ticaret Kanununun
12 nci maddesinde tarif edilen ticarethane
veya fabrikalar ile 13 üncü maddesinde tarif
edilen ticari þekilde iþletilen diðer müesseseler
ticari iþletmedir. Bir gelir saðlamayý hedef
tutmayan veya devamlý olmayan faaliyetlerle
Türk Ticaret Kanununun 17 nci maddesinde
tarif edilen esnaf faaliyeti sýnýrlarýný aþmayan
faaliyetler ticari iþletme sayýlmaz” denilmekte,
Türk Ticaret Kanununun 17 nci maddesindeyse
“Ýster gezici olsunlar, ister bir dükkanda veya
bir sokaðýn muayyen yerlerinde sabit bulunsunlar, iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden
ziyade bedeni çalýþmasýna dayanan ve kazancý
ancak geçimini saðlamaya yetecek derecede
az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir deðildirler” hükmü yer almaktadýr. Bu hükümler
çerçevesinde sürekli olmamak kaydýyla kültürel
amaçlý kaset çýkarmak tacir veya esnaf olma
niteliði kazandýrmamaktadýr.
Diðer taraftan, 5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri
Kanununun 25 inci maddesinde “Bir eserden,
onun asýl veya iþlenmelerini radyo veya buna
benzeyen ve iþaret, ses yahut resim nakline
yarayan diðer teknik tesislerle yaymak; böylece
yayýlan eserleri diðer bir radyo teþekkülünden
naklen olarak ister telli, ister telsiz olsun tekrar
yaymak veya hoparlör yahut buna benzeyen
ve iþaret, ses yahut resim nakline yarayan diðer
teknik tesislerle umumi mahallerde temsil
etmek suretiyle faydalanma hakký münhasýran
eser sahibine aittir.” hükmü bulunmaktadýr.
Bu itibarla, Devlet memurlarýnýn 657 sayýlý
Devlet Memurlarý Kanununun 28 inci madde
hükmüne aykýrý olmamasý ve 5846 sayýlý Kanun
hükümlerine uyulmak þartýyla, kültürel amaçlý
müzik kaseti çýkartmalarý mümkün bulunmaktadýr.
38
Devlet memurunun, üzerine kayýtlý
aracýný bir þirkete kiralýk olarak
vermesi
31/12/1960 tarihli ve 193 sayýlý Gelir Vergisi
Kanununun “Gayrimenkul sermaye iradýnýn
tarifi” baþlýklý 70 inci maddesinin 3239 sayýlý
Kanunla deðiþik sekizinci bendinde sayýlan
motorlu nakil ve cer vasýtalarý, her türlü motorlu
araç, makine ve tesisat ile bunlarýn eklentilerinin, hak sahipleri tarafýndan kiraya verilmesi
sonucu elde edilen gelirler gayrimenkul sermaye
iradý olarak vergilendirilmektedir. Buna göre,
Devlet memurunun üzerine kayýtlý olan aracýný
kiralýk olarak vermesi halinde elde edeceði
gelirin 193 sayýlý Kanunun 70 nci maddesi
uyarýnca gayrimenkul sermaye iradý olarak
vergilendirilmesi gerektiði düþünülmekle
birlikte, üzerine kayýtlý olan aracýný kiralýk olarak
vermesinin, 657 sayýlý Kanunun 28 nci
maddesinin ilk fýkrasý uyarýnca Türk Ticaret
Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayýlmayý
gerektirecek bir ticari faaliyet olmadýðý ve bu
durumun ilgilinin memurluk statüsü ve çalýþtýðý
kurum açýsýndan herhangi bir sakýnca
doðurmamaktadýr.
Devlet memurunun mesai saatleri
dýþýnda televizyon dizilerinde figüran
olarak rol almasý
657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununun 8 inci
maddesini incelediðimizde; “Devlet memurlarýnýn resmi sýfatlarýnýn gerektirdiði itibar ve
güvene layýk olduklarýný hizmet içindeki ve
dýþýndaki davranýþlarýyla göstermek zorundadýr.”
hükmünü görmekteyiz..Görüldüðü üzere,
Devlet memurlarýnýn herhangi bir hizmet
sözleþmesi ile iþverene baðlanmamasý ayrýca
sosyal güvenlik kuruluþlarýndan biriyle
iliþkilendirilmemesi ve 657 sayýlý Kanunda
belirtilen davranýþ biçimine aykýrý davranmamasý kaydýyla mesai saatleri dýþýnda televizyon
dizisinde veya sinema filminde figüran olarak
görev almasýnýn mümkün bulunduðu,bu tür
faaliyetlerin 657 sayýlý Devlet Memurlarý
Kanununun 28 inci maddesinde yer alan
ticaret ve diðer kazanç getirici faaliyetler
kapsamýnda bulunmadýðý deðerlendirilmektedir
Devlet memurunun, herhangi bir
spor kulübünde profesyonel
futbolcu olarak görev yapmasý
Devlet memuru olarak görev yapan personelin,
657 sayýlý Kanunda ve diðer ilgili mevzuatta
profesyonel futbolcu olarak görev yapabileceðine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadýr. Söz konusu açýklamalar çerçevesinde
ÝNCELEME
Devlet memurlarýnýn bir hizmet akdine dayalý
olarak herhangi bir spor kulübünde profesyonel
futbolcu olarak görev almasý mümkün bulunmamaktadýr
Devlet memuru olarak görev
yapmakta olan personelin, mesai
saatleri dýþýnda özel sürücü
kurslarýnda görev almasý
“8.2.2007 tarih ve 5580 sayýlý Özel Öðretim
Kurumlarý Kanununun 1 nci maddesinde “Bu
kanunun amacý, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu
gerçek kiþiler, özel hukuk tüzel kiþileri veya özel
hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kiþiler
tarafýndan açýlacak özel öðretim kurumlarýna
kurum açma izni verilmesi, kurumun nakli,
devri, personel çalýþtýrmasý, kurumlara yapýlacak
mali destek ve bu kurumlarýn eðitim-öðretim,
yönetim, denetim ve gözetimi ile yabancýlar
tarafýndan açýlmýþ bulunan özel öðretim
kurumlarýnýn; eðitim-öðretim, yönetim,
denetim gözetim ve personel çalýþtýrýlmasýna
iliþkin usul ve esaslarý düzenlemektir.
Bu kanun Türkiye Cumhuriyeti uyruklu gerçek
kiþiler, özel hukuk kiþileri veya özel hukuk
hükümlerine göre yönetilen tüzel kiþilerce
açýlan özel öðretim kurumlarý ile yabancýlar
tarafýndan açýlmýþ bulunan özel öðretim
kurumlarýný kapsar.” hükmü yer almaktadýr.
Ayrýca, 13.10.1983 tarih ve 2918 sayýlý
Karayollarý Trafik Kanununun deðiþik 123 üncü
maddesinin 1 inci fýkrasýnda, motorlu taþýt
sürücüsü yetiþtirmek, yetiþmiþ olanlara sýnav
sonucu sertifika vermek, trafik ile ilgili öðretim
ve eðitim yaptýrmak üzere kamu kurumlarý ile
diðer hakiki ve hükmi þahýslara, Milli Eðitim
Bakanlýðýnca ilgili mevzuatýna göre sürücü
kurslarý açma izni verilebileceði hükmü yer
almaktadýr.
Ayrýca; bahsi geçen 5580 sayýlý Özel Öðretim
Kurumlarý Kanununun 8 nci maddesinde;
ihtiyaç halinde resmi okullarda görevli öðretmenlere asýl görevlerini aksatmamak aylýk
karþýlýðý okutmakla yükümlü bulunduðu haftalýk
ders saati sayýsýný doldurmalarý kaydý ve
çalýþtýklarý kurumlarýn izni ile sadece okullarda,
aylýk karþýlýðý okutmakla yükümlü bulunduðu
haftalýk ders saati sayýsýnýn yarýsý kadar ücretli
ders verilebilir. Öðretmenlerin toplam ders
saati sayýsý haftada otuz saati geçemez.
Uzman öðretici, usta öðretici ve öðretmenlik
yapma nitelik ve þartlarýný taþýyan diðer devlet
memurlarýna ilgili birimlerin izni ile haftada on
saati geçmemek üzere ücretli ders görevi
verilebilir hükmü yer almaktadýr.
Yine, 3458 sayýlý Mühendislik ve Mimarlýk
Kanununun 9 uncu maddesinde, “Devlet daire
ve müesseseler ile belediye hizmetlerinde
bulunan yüksek mühendis, yüksek mimar,
mühendis, mimar ve fen memurlarý çalýþma
saatleri dýþýnda bile olsa ücretli veya ücretsiz
hususi surette sanatlarýný icra edemezler. Ancak
serbest meslek erbabý bulunmayan ve mahallin
belediye veya Nafýa idarelerinin müracaat ve
en büyük mülkiye amirinin muvafakati ile
zaruret bulunduðu tahakkuk eden idarelerinin
müracaatý ve en büyük mülkiye amirinin
muvafakati ile zaruret bulunduðu tahakkuk
eden yerlerde tasdik ve murakabesi kendilerine
veya mensup olduklarý mahalli idarelere ait
olmayan memleketin umran ile alâkalý hususi
mesleki iþler devamlý olmamak ve hariçte bir
yazýhane açmamak ve asýl vazifelerinin çalýþma
saatleri dýþýnda yapmak þartýyla birinci fýkrada
yazýlý memurlar iþ kabul edebilirler.
Devlet daire ve müesseseler
ile belediye hizmetlerinde bulunan
yüksek mühendis, yüksek mimar,
mühendis, mimar ve fen
memurlarý çalýþma saatleri dýþýnda
bile olsa ücretli veya ücretsiz hususi
surette sanatlarýný icra edemezler.
Profesörlük, öðretmenlik ve doçentlik birinci
fýkrada yazýlý memnuniyet hükmünden müstesnadýr.” hükmüne yer verilmiþ olup, anýlan
hüküm çerçevesinde yüksek mühendis, yüksek
mimar, mühendis, mimar ve fen memurlarýnýn
esas görevlerinin dýþýnda öðretmen olarak ders
verebilecekleri deðerlendirilmektedir.
Bu itibarla, Devlet memuru statüsünde çalýþan
personelden 5580 sayýlý Kanunun 8 inci
maddesi ile 3458 sayýlý Kanunda belirtilenlerin
özel sürücü kurslarýnda anýlan kanunda
belirtilen süreler kadar mesai saatleri dýþýnda
öðretmen olarak görev yapabilecekleri
mümkün bulunmaktadýr.
Devlet memuru olarak görev yapan
personelin herhangi bir gazete’de
karikatürist olarak görev yapmasý
5846 sayýlý Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun
1/B maddesinde eser; sahibinin hususiyetini
taþýyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel
sanatlar veya sinema eserleri olarak sayýlan
her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak
tanýmlanmaktadýr. Ayrýca anýlan Kanunun 18
inci maddesinde; “Bir eserin yapýmcýsý veya
yayýncýsý ancak eserin sahibi ile yapacaðý
sözleþmeye göre mali haklarý kullanabilir”
hükmü yer almaktadýr.Bütün hükümleri birlikte
deðerlendirdiðimizde;.Devlet Memuru olarak
görev yapan personelin bir gazete’de bir hizmet
akdine baðlý olarak karikatürist olarak görev
yapamayacaðý ancak, 5846 sayýlý Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu kapsamýnda her türlü eser
çýkarabilmesinin mümkün olmasý karþýsýnda
yapacaðý çizimlere yönelik telif sözleþmesi
imzalayarak telif ücreti alabileceði ve bu tür
39
ÝNCELEME
Devlet Memurlarý Kanunu,
Devlet memurlarý için bir takým
ticari ve kazanç getirici faaliyetleri
yasaklamakla beraber birçok ticari
ve kazanç getirici faaliyetleri
yasaklamamýþtýr.
faaliyetlerin 657 sayýlý Kanunun 28 inci
maddesine aykýrýlýk teþkil etmemektedir
Kamu kuruluþlarýnda çalýþanlara
yönelik olarak kurulan vakýflarýn
yönetim kurulu baþkanlýðýný yürüten
Vakýf baþkaný ile yönetim kurulu
üyelerinin vakýf adýna ticari faaliyetler
yapmasý
2762 sayýlý Vakýflar Kanununun 6 ncý maddesinde, vakýflarýn tüzel kiþiliðe haiz olduklarý,
23 üncü maddesinde de mütevellilerin yani
vakýf baþkaný ve yönetim kurulu üyelerinin
vakýflarýn temsilcileri olduklarý belirtilmektedir.
Söz konusu hükümler birlikte incelendiðinde,yönetim kurulu baþkaný yani vakýf baþkaný
ile yönetim kurulu üyelerinin vakýf adýna
yaptýklarý faaliyetler vakfýn tüzel kiþiliðini
temsilen yapýlmasý kaydýyla, bu tür faaliyetlerin
657 sayýlý Kanunun 28 inci maddesine aykýrýlýk
teþkil etmemektedir.
40
Kimya Mühendislerinin mesai saatleri
dýþýnda mesleði ile ilgili alanlarda
serbest olarak veya özel bir
kuruluþta çalýþabilmesi
15.2.1954 tarih ve 6269 sayýlý Kimyagerlik ve
Kimya Mühendisliði Hakkýnda Kanununun 5
inci maddesinde “ 1 inci maddede yazýlý
unvanlarý almýþ olanlardan Devlet ve müesseseleriyle yarý resmi teþekküllerde vazife almýþ
olanlar mesai saatleri dýþýnda mesleki sahada
çalýþabilirler” hükmü yer almaktadýr. Söz konusu
hüküm çerçevesinde, Kimya mühendislerinin
mesai saatleri dýþýnda mesleklerini serbest
olarak icra edebilecekleri mümkün olmakla
birlikte ticaret ve sanayi müesseselerinde bir
hizmet akdine dayanarak görev almalarýnýn
ise mümkün bulunmamaktadýr
Görüldüðü üzere; Devlet Memurlarý Kanunu,
Devlet memurlarý için bir takým ticari ve
kazanç getirici faaliyetleri yasaklamakla
beraber birçok ticari ve kazanç getirici
faaliyetleri yasaklamamýþtýr.
YORUM
DEVLET-BÝREY
ÝLÝÞKÝLERÝ
ve ÝKTISADÝ SÝSTEM
Devletin toplumu bir arada yaþatmak için
gerekli olduðunda müttefik olan filozoflar, devlet
ile bireyin arasýndaki iliþkilere de önem
atfetmiþlerdir. Devlet-toplum ve devlet-birey
iliþkilerinin ölçülerini belirlemeye ve sýnýrlarýný
çizmeye çalýþmýþlardýr. Temel sorun þudur: “Devlet
toplumun haklarýný mý koruyacaktýr, yoksa bireyin
hakkýný mý koruyacaktýr?” “Devlet mi kutsaldýr,
yoksa birey mi kutsaldýr?” “Birey devlete mi hizmet
edecektir, devlet mi bireye hizmet edecektir?”
“Devlet mi korunacak, yoksa birey mi korunacaktýr?” “Devlet hakký mý önemlidir, yoksa birey
hakký mý?” “Devlet için fertlerin feda edilmesi
doðru mudur?” “Devlet, kendini korumak için
mi vardýr, yoksa fertleri ve bireyleri mi koruyacaktýr?”
Devletin varlýðý için zorunlu olan öðeler, sýrasýyla
insan topluluðu, ülke ya da toprak bütünlüðü ve
egemenliktir. Ýnsan öðesi, belirli bir toprak parçasý
üzerinde yaþayan ve devleti kuran insan
topluluðudur. Söz konusu insan topluluðunun
üzerinde yaþadýðý toprak parçasýna ise ülke denir.
Bu toprak parçasý doðal ya da yapay (bir anlaþma
ile çizilmiþ) sýnýrlarla, komþulardan ayrýlýr. Buna
karþýn, egemenlik, devletin hukuki düzenini
belirleyen en yüksek otorite ve üstün iradedir.
Bu baðlamda, baþka hiçbir devlet ile baðýmlýlýk
iliþkisi içinde olmayan devlete egemen devlet,
çoðunluk zorla kabul ettirilen bir baðýmlýlýk iliþkisi
nedeniyle baþka bir devletin buyruðu altýndaki
devlete yarý egemen devlet, hukukun üstünlüðü
ilkesine her koþul altýnda baðlý kalan devlete
hukuk devleti; kendini hukukun üstünlüðü ilkesiyle
baðlamayan devlete polis devleti; salt güvenlik,
savunma ve adalet gibi klasik görevlerini yerine
getirmekle yetinip, iktisadi ve toplumsal yaþamda
etkin bir rol oynamayan devlete jandarma devleti;
klasik iþlevlerinin ötesinde, toplumsal eþitsizlikleri
azaltmak amacýyla, iktisadi ve sosyal hayata etkin
bir biçimde katýlan devlete sosyal devlet, belli bir
ideoloji adýna bireysel ve toplumsal faaliyet alanlarý
üzerinde mutlak ve bütünsel bir denetim ve baský
uygulayan devlete totaliter devlet, iktisadi ve siyasi
liberalizmin bütün ilke ve unsurlarýna riayet eden
devlete ise liberal devlet adý verilmektedir. Nihayet,
dini bir hareket ya da otoriteyle hiçbir baðý
olmayan devlete ise, laik devlet denir.
Modern devlet düþüncesine baktýðýmýzda, onun
Avrupa’da on yedi ve on sekizinci yüzyýllarda
görülen mutlakiyetçi devletlerin ardýndan ortaya
çýktýðýný görüyoruz. Baþka bir deyiþle, modern
devlet düþüncesi, mutlakiyetçi devletlere iliþkin
deneyimler üzerinde düþünmenin ve bu devletlerin
otoritesine karþý verilen mücadelenin bir sonucu
olmak durumundadýr. Modern devlet düþüncesi,
iþte bu baðlamda Batý’da kiliseyle devlet ve devletle
halk arasýnda yaþanan büyük kavga ve
mücadelelerden sonra doðabilmiþtir. Buna göre,
modern devlet hem baðýmsýz ve hem de laik olan
kamusal bir güçtür. Modern devlet, öncelikle tüm
diðer toplumsal güçlerden ve kral ya da devlet
memurlarýndan baðýmsýz olmak durumundadýr.
Sarayla özdeþleþtirilmek ve kralýn mülkiyetinde
olan bir þey olarak görülmek yerine, modern
devlet kraldan baðýmsýzdýr. Devlet, ikinci olarak
otorite veya iþlevinin Tanrý’dan türetilememesi
anlamýnda laiktir. Bu. modern devletin eylemlerinin
dini ilkeler yoluyla tasdik edilemeyeceði anlamýna
gelir. Þu halde, modern devlet insan tarafýndan
salt insani amaçlarla yaratýlmýþ olup, onun varlýðý
yine ayný amaçlarla devam ettirilir.
Türkiye’de çok-partili parlamenter demokrasiye
geçiþten bugüne hem siyasal yaþam içinde, hem
devlet-toplum/birey iliþkilerinin düzenlenmesinde,
hem de günlük yaþam içinde ciddi bir ikilem
yaþýyoruz. Bir taraftan parlamenter demokrasinin
son elli yýl içinde askeri darbelere ve rejim
deðiþikliklerine raðmen sürdüðü bir siyasal yaþam
var, diðer taraftan da yine bu zaman içinde ve
bugün sürekli nitelediðimiz bireysel/kültürel hak
ve özgürlüklerin korunmasý ve yaþama geçirilmesi
sorunundan, siyasi, ekonomik, kültürel ve günlük
yaþam alanlarýnda karþýlaþtýðýmýz sorunlara kadar
geniþ bir alanda hissettiðimiz “demokrasi eksiði
sorunu”, gerçek anlamda demokratikleþmeye
duyduðumuz gereksinim var. Türkiye’nin
1950’den bu yana geçen demokrasi deneyimi,
“demokratlarý olmayan bir parlamenter demokrasi
deneyimi” olarak da adlandýrýlabilir. Ýçerdiði ciddi
sorunlara raðmen demokrasinin parlamenter ve
siyasi kurumsal anlamda varlýðýný sürdürdüðü,
ama sürekli olarak demokratikleþme taleplerinin
haklý olarak dillendirildiði bir ülke Türkiye. Bugün
tartýþtýðýmýz bireysel haklar, sýnýfsal haklar, kültürel
haklar, dinsel haklar, etnik haklar, ama ayný zamanda bu haklarýn yaþama geçmesinde içselleþtirilmesi gereken demokratik sorumluluklarla ilgi
sorunlarýn çözümü, ayný zamanda da parlamenter
demokrasimizin içerdiði yasama-yürütme-yargý
arasýnda ve atanmýþlarla-seçilmiþler arasýndaki
güçler ayrýlýðý temelinde yaþadýðýmýz sorunlarýn
çözümü için demokrasi ve demokratikleþmeyi
temel alýyorsak, bu temeli hangi felsefi, kuramsal
ve siyasi ilkeler üzerine kuracaðýmýz sorusu çok
önem kazanýyor.
Hukuk devletinde devlet kendi baþýna bütünle
özdeþleþtirilen ve kendi baþýna bir amaç haline
gelen baþ edilemez bir güç deðildir. Aksine bireyi
geliþtiren ve bireyin haklarýný koruyan, temel hak
ve özgürlükleri kullanabilmelerine imkân saðlayan
bir kurumdur.
2000’lerin baþýnda baþlayan bir dönemde
Türkiye’deki en büyük deðiþim üretim biçiminde
oldu. Gümrük Birliði’nin baþlangýcý bizi rekabetle
tanýþtýrdý. Rekabet piyasa ekonomisi ve
verimlilikle... Ayný zamanda rekabet zihniyeti
deðiþtiren, bireyi doðuran ve demokrasinin alt
yapýsýný oluþturan týlsýmlý bir iksirdir. Bugün üretim
biçimi dönüþen, köylülüðün ve esnaflýðýn
Prof. Dr. Mehmet ALTAN
41
YORUM/HABER
Tüm insanlar arasýnda bir yarýþ
vardýr, yaþ itibariyle, meslek
itibariyle, konum itibariyle bunlarýn
arasýndaki yarýþ baþarýyý belirler.
Onlar arasýnda alýnan yolu baþarý
olarak tanýmlayabiliriz. Baþarý
pozitif olanlar arasýnda bir yarýþtýr
ve onlar arasýnda en ileri derecede
mevzi kat etmiþ olan en baþarýlý
sayýlýr. Baþarý tamamen pozitif bir
yarýþmadýr.
çözülmeye baþladýðý, sanayinin yapýsýnýn deðiþtiði,
küreselleþen ve dünyaya daha fazla eklemlenen
bir resim var. Ama son duraða daha çok yolumuz
olduðunu da eklemem gerek...
Sýnýflarý üretim biçiminin dönüþümü yaratýr. Bizans,
Osmanlý ve daha sonra Cumhuriyet ayný yapýyý ve
statükoyu korudu. Bizans ve Osmanlý’daki sermaye
birikimini engelleyen, Saray ile küçük köylü iliþkisine
dayalý yapý Cumhuriyet’te özünü korudu ama
þeklini deðiþtirdi. Saray’ýn yerini devlet bürokrasisi
aldý. Ama köylülüðü olduðu gibi korudu. Üretim
biçimi deðiþmeyen bir toplum da hep ayný kaldý.
Deðiþim 24 Ocak ile hissedilmeye, Gümrük Birliði
ile hýzlanmaya, AB süreci ile de derinleþmeye
baþladý.
Zenginin daha zengin, yoksulun daha yoksul
olduðu bir dönemden geçiyoruz. Bu deðiþim süreci
bu tehlikeli yapýyý, orta sýnýflarý güçlendirerek
aþacak. Yaþanan dönem Anadolu sermayesinin
geliþtiði, küçük ve orta iþletmelerin palazlandýðý
bir dönem, orta sýnýflar da bu süreçte
toparlanmakta.
Söylemek istediðim, bizde klasik anlamda bir
burjuvazi ve proleteryanýn olmadýðý. Emek ile
sermaye çeliþkisinin yaþanmadýðý. Tarihsel sürecin
Batý’daki gibi bir nehirden akmadýðý. Buralarda
farklýlýk ‘tüketim’ üzerinden þekillenmiþ. Batý gibi
tüketmeye Batýlýlýk, ilericilik, solculuk, ilericilik,
karþýtlýðýna ise muhafazakárlýk, tutuculuk, gericilik
denmiþ. Marksizm ve Liberalizm geliþmemiþ. Irk
ve din vurgusu katmerlenmiþ. Þimdi görünen
þeriat-laik kavgasý, aslýnda tuzu kurular ile yoksullar
kavgasý.
Tüm insanlar arasýnda bir yarýþ vardýr, yaþ itibariyle,
meslek itibariyle, konum itibariyle bunlarýn
arasýndaki yarýþ baþarýyý belirler. Onlar arasýnda
alýnan yolu baþarý olarak tanýmlayabiliriz. Baþarý
pozitif olanlar arasýnda bir yarýþtýr ve onlar arasýnda
en ileri derecede mevzi kat etmiþ olan en baþarýlý
sayýlýr. Baþarý tamamen pozitif bir yarýþmadýr.
Türkiye baþarýsýz bir ülke. Çünkü insanlarýn baþarýlarý
baþarýsýzlýklarý, ülkelerin baþarýlarý ve baþarýsýzlýklarý
evrensel yarýþ kriterlerinde ölçülür. Buna baktýðýnýz
vakit AB'ye verilen ulusal rapor Türkiye'nin AB
standartlarýndan 4000 noktada geri olduðunu
söylüyor, bu zaten baþlý baþýna bir baþarýsýzlýk.
Türkiye siyaseten hareket eden, siyasi çýkarlara
göre örgütlenmiþ bir toplum. Tabii siyaset
ekonomik akýlla çatýþýyor, bu nedenle Türkiye sürekli
fakirleþiyor. Yani Türkiye'nin rakipleri öyle
zenginleþiyor ki bizim gelirimiz 1000$'dan 2000$'a
çýkýyor, ama onlarýn geliri 10000$'dan 20000$'a
çýkýyor. Bu siyasi akýl ekonomik zenginliði
saðlayamadýðý için biz sürekli çöküntüler yaþýyoruz,
her çöküntüde ekonomik aklýn temsilcisi olarak
IMF'i çaðýrýyoruz, fakat sonra eski alýþkanlýklarýmýzda devam ettiðimiz için tekrardan çöküyoruz,
iþte bu macera ekonomik akla direnen bir toplumun macerasýdýr. IMF'le bu kadar sýk iliþkiye girmemiz ekonomik akla çok fazla ihtiyaç duymamýzdýr. ÝMF'le bu kadar sýk iliþki içine girmemiz
buna ne kadar dirençli olduðumuzu da gösterir.
EFDI’de Yeniden Yapýlanma Süreci
TMSF’nin 2005 yýlýnda üyesi olduðu Avrupa
Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI) 15 Haziran
2007 tarihinde Brüksel’de yapýlan kurucu toplantý
ile kar amacý gütmeyen bir uluslararasý örgüt haline
dönüþmüþtür. EFDI özellikle AB Komisyonu ile yapýlan
çalýþmalarda tüzel kiþiliðe sahip olan resmi bir taraf
olarak, mevduat sigortacýlýðýnýn AB’deki geleceði
açýsýndan söz sahibi olmak istemektedir.
EFDI’nin kazandýðý yeni yasal statü ile 2007 yýlýnýn
Haziran ayýnda baþlayan yeniden yapýlanma sürecinde
7 üyeden oluþan EFDI Yönetim Kurulu seçimlerinde
TMSF de adaylýk baþvurusunda bulunmuþ ve yapýlan
seçim neticesinde Yönetim Kurulu’nda temsil edilme
hakkýný kazanmýþtýr. TMSF Baþkan Yardýmcýsý Vekili
ve Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi Baþkaný Dr. Rýdvan
Çabukel halen EFDI Yönetim Kurulu Üyeliðini
sürdürmektedir.
Yeni Yasal Statü ile ilk Genel Kurul Toplantýsý
Ýstanbul’da Yapýlacak
Kurucu tüzüðünün 15. maddesi gereðince yýlda en
az bir kez Genel Kurul Toplantýsý yapmasý gereken
EFDI, 2007 yýlý yýllýk toplantýsýný 26 Kasým 2007
tarihinde TMSF’nin ev sahipliðinde Ýstanbul’da
gerçekleþtirmeyi kararlaþtýrmýþtýr. Yýllýk Genel Kurul
Toplantýsý’nýn akabinde 27 Kasým 2007 günü
“Mevduat Sigoratcýlýðýnda Güncel Konular” konulu
uluslararasý bir konferans da düzenlenecektir. Toplantý
ve konferansa iliþkin hazýrlýk çalýþmalarý TMSF ile
EFDI Sekretaryasý’nýn iþbirliði ile yürütülmektedir.
42
EFDI Hakkýnda
Avrupa Mevduat Sigortacýlarý Forumu (EFDI), 2002
yýlýnda Viyana’da, Avrupa’da mevduat sigortacýlýðý
alanýnda iþbirliðini destekleyerek finansal sistemin
istikrarýna katkýda bulunmak üzere kurulmuþ olan
gönüllü bir organizasyondur. EFDI’nin amaçlarý arasýnda mevduat sigortacýlýðý ile ilgili olarak; tecrübeleri
paylaþmak, üyelerin ortak çýkarlarýný temsil etmek,
sýnýr ötesi konularý dikkate almak, kongreler ve
seminerler düzenlemek, AB Direktiflerinin uygulanmasýna katkýda bulunmak, Avrupa tek pazarýndaki
finansal istikrara katkýda bulunmak ve AB Komisyonunun iþ ortaðý olmak gibi hususlar bulunmaktadýr.
Bugün itibariyle, EFDI’nin 35 ülkeden 51 üyesi söz
konusu organizasyon çalýþmalarýna katýlmaktadýr.
EFDI, Avrupa Komisyonu’nun talebi üzerine, mevduat
sigoratcýlýðý ile ilgili konularda referans noktasý ve AB
Direktifi’nin yakýndan incelemelerinde sözcü olma
rollerini üstlenmiþtir. EFDI’ýn özellikle müdahil olduðu
temalar þunlardýr;
Mevduatýn tanýmý
Garanti kapsamý
Düzenlemelerin olgunlaþtýrýlmasý
Mevduat sigortacýlarýnýn finansmaný ve ilgili istikrar
Ex-ante, ex-post ve karýþýk sistemler.
Ev sahibinin sorumluluklarý, bilgi paylaþýmý ve kriz
yönetimi prosedürleri
Ulusal merkez bankalarýyla mevduat sigortacýsý
arasýndaki iliþkiler
HABER
TMSF GELÝÞÝM KONFERANSLARI
DEVAM EDÝYOR
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF) personeline yönelik, kiþisel geliþim
amaçlý TMSF Geliþim Konferanslarýnýn 10. 11 ve 12’incisi yapýldý. Her ay farklý
bir konunun iþlendiði TMSF Geliþim Konferanslarý’nda, TMSF personelinin bilgi
birikimine ve sosyal geliþimine katkýda bulunulmasý hedefleniyor.
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu (TMSF)
personeline yönelik, kiþisel geliþim amaçlý TMSF
Geliþim Konferanslarýnýn 10. 11 ve 12’incisi
yapýldý. Her ay farklý bir konunun iþlendiði
TMSF Geliþim Konferanslarý’nda, TMSF
personelinin bilgi birikimine ve sosyal geliþimine
k a t k ý d a b u l u n u l m a s ý h e d e f l e n i y o r.
Bu kapsamda, 27 Temmuz 2007 tarihinde
Marmara Üniversitesi Öðretim Üyesi Dr. Murat
Alýþkan “Hukuki Açýdan Mevduat Sigortacýlýðý”
konulu bir konferans verdi. Serinin onuncusu
olan konferansta, mevduat sigortacýlýðýnýn
ortaya çýkýþý, amacý, üyelik kapsam ve tutar,
fiyatlama, mevduat sigortacýlýðýnýn olumsuz
yönleri ve dünya uygulamalarý ve Türkiye’deki
durum ile ilgili detaylý bilgiler verildi.
TMSF Geliþim Konferanslarýnýn onbirincisi, 08
Aðustos 2007 tarihinde “Küresel Ýklim
Deðiþimi” konulu TEMA Eðitim Bölüm Baþkaný
Celal Ergün tarafýndan verildi. Konuþmacý,
insanlar tarafýndan atmosfere salýnan gazlarýn
sera etkisi yaratmasý sonucunda dünya
yüzeyinde sýcaklýðýn artmasýna küresel ýsýnma
dendiðini, dünya iklim sisteminde deðiþikliklere
neden olan küresel ýsýnmanýn etkilerinin en
yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine,
ekvatordan kutuplara kadar dünyanýn her
yerinde hissedildiðini, kýþýn sýcaklýklar arttýðýný,
ilk baharýn erken geldiðini, hayvanlarýn göç
dönemleri deðiþtiðini yani iklimlerin deðiþtiðini
ve bu konuda alýnmasý gereken önlemlerden
bahsetmiþtir.
TMSF Geliþim Konferanslarý’nýn onikincisi ise
gazeteci Uður Civelek’in katýlýmlarýyla 13 Eylül
2007 tarihinde gerçekleþtirildi. “Dünyada ve
Türkiye’de Son Geliþmeler ve Beklentiler” konulu
konferansta Uður Civelek, dünya ekonomisi
ve finans piyasalarýndaki geliþmeler ve Türkiye
ekonomisini deðerlendirdi. Dünyadaki sýcak
para hareketlerinin durumu, enerji ve
hammadde fiyatlarýndaki yükseliþin etkileri,
dünya üretiminde yaþanan deðiþim, varlýk
fiyatlarýnda oluþan balon doðrultusunda Avrupa
ve Türkiye’nin geleceði üzerinde yorumlarda
bulunmuþtur.
43
KÝTAP
MERKEZDEKÝ BANKA
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasý Ve
Uluslararasý Bir Karþýlaþtýrma
Caner Bakýr'ýn bu eseri Türkiye'de merkez bankacýlýðýnýn politik ekonomisini neo-liberal paradigmanýn
'tartýþma dýþý' kabul edilen parametreleri ve bunlarýn
eleþtirisi çerçevesinde analitik olarak tartýþmaktadýr.
Kitabýn konusu, Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankasý'nýn kuruluþ zamanlamasý ve bu süreçte yer
alan önemli aktörler ile Banka'nýn hem ekonomi
bürokrasisinin diðer aktörleri ve hükümet hem de
sanayi ve finans sermayesi karþýsýndaki konumu ile
sýnýrlý deðildir.
Kitap bu anlamda TCMB'nin zaman içinde yeniden
tanýmlanan merkez bankacýlýðý olgusunu, ulusal ve
uluslararasý dinamiklerin ýþýðýnda tartýþmaktýr. Bunun
yanýsýra kitapta, tarihsel süreç içinde Banka'nýn yeniden tanýmlanan görev, amaç, hedef ve araçlarý ile
baðýmsýzlýk, hesap verebilirlik, saydamlýk ve enflasyon
hedeflemesi gibi güncel kavramlar uluslararasý karþýlaþtýrmalar yapýlarak irdelenmektedir. Bu baðlamda,
yerel ve uluslararasý boyutu olan formel ve enformel
kurumsal düzenlemeler, uluslararasý konjonktür, ulus
ötesi yönetiþim aðlarý, ideolojik tercihler, siyasal,
ekonomik ve bürokratik çýkarlar dikkate alýnmaktadýr.
Caner Bakýr'ýn eseri teorik kurgusu ve ampirik bulgularýyla bu alanda yazýlmýþ Türkiye'deki tek baþvuru
kaynaðý olmasýnýn yanýsýra, merkez bankacýlýðýnýn
politik ekonomisini çok yönlü ve karþýlaþtýrmalý olarak
ele almaktadýr.
Yazarý : Caner Bakýr
Yayýnevi :Bilgi Ünv.Yay.
Basým Yeri ve Tarihi : Ýstanbul / Aðustos 2007
ISBN : ISBN: 978-975-6176-93-1
Cinnet, Panik ve Çöküþ
Ýlk kez 1978’de basýlan bu kitap genellikle Ýkinci
Dünya Savaþý öncesinde yaþanan krizleri ele alýyordu.
Ekim 1987’de Kara Pazartesi diye bilinen borsa
krizinden sonra, bu geliþmeleri de içine alan ve
1880-1893 arasýndaki döneme iliþkin araþtýrmayý
de içeren çalýþma, 1989’da ikinci kez basýldý. Ocak
1990’da patlak veren ve 90’lý yýllarda süren Japon
krizi ise üçüncü baskýnýn yapýlmasýna neden oldu.
Yazarýn ölümünden önce yapýlan son baskýsýnda ise
Meksika’da ve Doðu Asya’daki krizlerin ortaya
çýkardýðý sorunlarýn da yer verildiði
Cinnet, Panik ve Çöküþ bu alanda
klasik bir eser haline geldi. Cinnet,
Panik ve Çöküþ, para ve kredinin
yanlýþ yönetilmesinin, yüzyýllardýr
nasýl mali çöküþlere yol açtýðýna
iliþkin akademik bir inceleme. Yazar
kitabýnda okuyuculara önümüzde
uzanan mali krizleri öngörecek
fikirler veriyor.
Yazarý : Charles P. Kindleberger
Yayýnevi : Ýstanbul Bilgi Üniversitesi
Basým Yeri ve Tarihi : Ýst./ Nisan 2007
ISBN : ISBN: 978-975-6176-86-3
44
Ýþ Hayatýnda Baþarmak
Tekstil ve özellikle dokuma kumaþ alanýnda
geçtiðimiz yýl iþ hayatýnda 50. yýlýný kutlayan duayen
iþ adamý Tahsin Tekoðlu, tecrübelerini, bilgilerini iþ
hayatýna atýlacaklara ve gençlere hayatta baþarý için,
“Ýþ Hayatýnda Baþarmak” adlý kitapta topladý. Uzun
süredir Bankacýlýk Sektöründe Yönetim kademesinde
yer alan yazar, bu kitapta ferdi geliþme, müteþebbis,
kuruluþ ve iþletme safhasý bölümlerinde önemli sýrlar
vermeye çalýþyor.
Baþlangýç bölümünde,
kitabý yazmaya; bir
toplantýda genç bir iþadamýnýn “Bizler günümüzü
yaþýyoruz ve öyle görüyoruz ki belli bir geleceði de
yaþayacaðýz. Eskiye ait
sözleriniz bizler için çok
deðerlidir. Biz gençlere
geçmiþi bilmekle beraber,
muhtemelen yaþayacaðýmýz geleceðe ýþýk tutacak bir þeyler söylemenizi
bekliyoruz” demesi ile
oluþan kývýlcýmla düþünceler, aksiyonlar, sohbetler
ve bilenlere danýþmalar sonunda böyle bir kitap
yazýlmaya baþlanýldýðýný ifade ediyor.
Yazarý : Tahsin Tekoðlu
Yayýnevi : Kaynak Yayýnlarý
Basým Yeri ve Tarihi : Ýstanbul / Haziran 2006
ISBN : 975-8775-87-1
Borç Kapaný: IMF
Ekonomik Savasin Perde Arkasi
Gazeteci Yazar Ufuk Þanlý “Bu kitabý 'dünyada her
þeyin göründüðü kadar basit ve kolay olduðunu
düþünenler ve yaþadýðý hayattan memnun olanlar'
sakýn okumasýn.Yaþanan olaylarýn farklý boyutlarý
olduðunu düþünüp 'ancak buna kafa yoramayacak
kadar yoðun olduðunu düþünenler' ise baþlamasin”
diyor
Kitapta dünya üzerinde egemenlik mücadelesi veren
güçlerin ekonomik alanda giriþtikleri savaþýn kýsa bir
tarihçesi veriliyor.
Uluslararasi Para Fonu
(IMF) konusunda bugüne
kadar hiç yazýlmayanlarý
ve konuþulmayanlarý þahitler, belgeler ve istihbaratçýlarýn aðzýndan anlatan bu kitap, Türkiye'nin
sosyal dokusundan, uluslararasý iliþkilerine kadar
tüm gerçeðini deðistiren
ekonomik krizlere de farklý
bir açýdan bakmanýzý
saðlamayý amaçlýyor.
Yazarý: Ufuk Þanlý
Yayýnevi : Selis Kitaplarý
Basým Yeri ve Tarihi: Ýstanbul / Eylül 2002,
ISBN: 9758724002
GEZÝ
Selamat Datang
Malezya’ya Hoþgeldiniz
Kuala Lumpur (KL) Havaalanýna indiðiniz andan itibaren Malezyalýlar, sizi
“Selamat Datang” diyerek güleryüzle karþýlýyorlar. 2007 yýlý Malezya’nýn Ýngilizlerden
baðýmsýzlýklarýný kazanmalarýnýn 50. yýldönümü. Bu yüzden her yerde Merdeka
(özgürlük) sloganlarý ve Malezya bayraklarý göze çarpýyor.
Henüz uçaktayken Malezya’ya kuþbakýþý
bir göz atma, ülkenin genel coðrafi yapýsý
hakkýnda bir fikir sahibi olmanýzý saðlýyor.
Gözünüzün alabildiði her yer yemyeþil. Kuala
Lumpur havaalanýna yaklaþýrken, ülkenin en
önemli gelir kalemlerinden olan Palmiye Yaðý,
kereste, kavuçuk, hindistan cevizi, kakao gibi
ürünler alýnan yaðmur ormanlarý, yükseklerden
oldukça çekici görünüyor.
Topraklarýnýn yüzde 60’ý orman, yüzde 30’u
tarým alaný olan Malezya, 26 milyonluk nüfusu
ve 13 bin USD milli geliri ile Güneydoðu
Asya’nýn en zengin ülkelerinden biri.
2005 yýlýnda en iyi hava alaný seçilen KL
Havalaný, yýlda yaklaþýk 20 milyon yolcu aðýrlýyor.
Nüfusundan fazla turist aðýrlayan bu ülke, çok
farklý etnik ve dini yapýlarý bünyesinde
barýndýrdýðý halde büyük bir hoþgörü, barýþ ve
uyum içinde yaþayabiliyor. Malezya’da en çok
dikkati çeken ne deseler, mutlaka “farklý olana
karþý hoþgörü” denir.
Nüfusun yüzde 50’sini Müslüman Malaylar
oluþtururken, yüzde 35’i Çin, yüzde 10’u
Hindistan kökenlilerden meydana geliyor. Üç
Geceleri ýþýklandýrýlan Jamek mescidi tam olarak Kuala Lumpur'a adýný
veren iki nehrin birleþtiði yerde bulunuyor..
ana unsurun ana dilleri yanýnda, Ýngilizce de
resmi diller arasýnda ve günlük hayatta çok
yaygýn kullanýlýyor.
Zaman dilimi olarak Türkiye’den 6 saat ileri(yazn
5 saat) olan Malazya, para birimi olarak Ringgit
kullanýyor. 1 USD, yaklaþýk 3,4 Malezya Ringgiti
(RM) yapýyor.
Dýþarýdan bakýldýðýnda oldukça
ilginç görünen ilk defa
gördüðümüz tropikal meyvelerin,
tadý da bir o kadar orijinal geliyor.
Ýlk kez deneyenler için bir çoðu
tadsýz, tuzsuz gelen bu
meyvelerden bazýsý ise oldukça
ilginç kokuyor. Durian meyvesi
bunlardan en kötü kokaný.
“En” Malezya
Malaylarda bir “en” kompleksi olduðu
söylenebilir. Bugünlerde Türk medyasýnda
Malezyalý bir otomobil üreticisinin, “dünyanýn
ilk namaz saatini haber veren, kýbleyi gösteren,
seccadeliði olan araba üretemi” konusunda
Türk yatýrýmcý aradýðý haberleri yer alýyor.
Tüm hükümet binalarýnýn bulunduðu yeni þehirleþmeye baþlayan Putra Jaya'daki Sultanlýk Sarayý
Dr. Yusuf ADIGÜZEL
45
GEZÝ
Malezya Gemilang, Malezya baþarýr sloganlarý
ve ülke liderlerinin bilboardlarý Baðýmsýzlýnýn 50.
yýlýný kutlayan Malezyanýn her yerini süslüyor
Müslümanlýðýn Malaylar için
belirleyici bir unsur olduðu ve milli
bir kimlik oluþturabilmek için
üzerine basa basa vurgulandýðý
Malezya, herþeyin “islamisini”
yapma konusunda da dünyayý
þaþýrtmaya devam ediyor.
Kuala Lumpur'un en büyük ve orijinal Camisi National Mosque. Aksamüstü yaðmuru, Petronas kulelerinin arkasýnda gökkuþaðý oluþturmuþ
Malezyalýlar her þeyin en büyüðünü, en hýzlýsýný,
en islamisini yapma konusunda gerçekten
dünya ile yarýþýyorlar.
Müslümanlýðýn Malaylar için belirleyici bir unsur
olduðu ve milli bir kimlik oluþturabilmek için
üzerine basa basa vurgulandýðý Malezya,
herþeyin “islamisini” yapma konusunda da
dünyayý þaþýrtmaya devam ediyor. Malezya,
Ýslami bankacýlýk’ýn yüzde 50’lere yaklaþtýðý bu
ülke, uzaya ilk müslüman astronotu göndermiþ
ve uzayda nasýl namaz kýlýnacaðýný uzun uzun
tartýþmýþtý.
Alýþveriþ cenneti
Petronas Kulelerinin Camisi Cuma günleri dolup taþýyor.
Cuma namazýna gecikenler, namazlarýný kulelerin parkýnda çimenler üzerinde kýlýyor
Malezya bir taraftan dünyanýn en büyük ikiz
kulelerinin yeraldýðý gökdelenleri, ýþýl ýþýl dev
alýþveriþ merkezleri, ulaþým sistemleri ve üstün
46
teknolojik imkanlarýyla en modern batý
þehirlerini aratmayan kent merkezlerine
sahipken, öte taraftan balta girmemiþ yaðmur
ormanlarýný, ýssýz adalarý, el deðmemiþ mercan
kayalýklarýný, bakir kumsallarý bünyesinde
barýndýrýyor.
11 Eylül sonrasý körfez ve arap sermayesi
Malezya’ya 100 milyar dolarýn üzerinde yatýrým
yaparken, paralý Arap turistler de Batýda
aradýklarý herþeyi çok daha ucuz fiyata
bulabildikleri bu ülkeyi tercih etmeye
baþlamýþlar. Arap turist aðýrlýðýndan olsa gerek,
magaza vitrinlerinde ve yönlendirme
tabelalarýnda ingilizce yanýnda Arapça yazýlar
göze çarpýyor.
Müslüman Arap ülkelerinden gelenler genellikle
þehir merkezlerindeki lüks otellerde konaklayýp,
dev alýþveriþ merkezlerinde lüks marka ürünlere
talip olurken, batýlý turistler genellikle doðal
hayatý, safari yapmayý, küçük adalardaki
bungalov tipi evlerde kafa dinlemeyi tercih
ediyor.
Kuala Lumpur
Malezya’nýn kalbi olan KL, binlerce etnik
unsuru harmanlayan sosyal dokusu ve bir
milyon 150 bin nüfusu ile çok modern bir
þehir. Petronas Kuleleri, KL Tower, Akvaryum,
Özgürlük Meydaný, milli camisi, kelebek ve
kuþ parklarý, Çin mahallesi, Eski demiryolu
istas-yonu, Putra Jaya kenti KL’da mutlaka
görülmesi gereken yerler.
Bu þehre gidiyorsanýz, mutlaka sýrt çantanýzda
bir yaðmurluk olmalý. Yaz kýþ sýcak ve nemli
bir havasý olan KL’da sürekli yaðmur yaðýyor.
GEZÝ
Kýsa süreli yaðmurlarýn hemen ardýndan güneþ
kendini gösterirken, saðanak yaðmurlardan
sonra bile en küçük bir su birikintisi kalmýyor.
Þehrin kanalizasyon sistemi çok iyi çalýþtýðýndan,
caddelerde göletler oluþmuyor.
Eksi sözlük’te bir kiþi KL hakkýnda þunlarý yazýyor:
“bir kurban bayramýnda "müslüman ülke,
etrafta hayvancýklarýn cesetleri kanlar filan
olacak" diye önyargý yaptýðým, gittiðimde ise
çok temiz ve bütün önyargýlarý yýkan modern
bir þehirle karþýlaþtýðým Malezya’nýn baþkenti”
Malezya’daki müslümanlar kurban’ý sünnet
olarak kabul ettiklerinden kurban kesmiyorlar.
Ancak Ramazan Bayramý’nýn bir ay sürdüðü
ve bu bir ay içinde her ailenin mutlaka bir gün
“Open Haus” dedikleri geniþ katýlýmlý bir ziyafet
verdiði söyleniyor.
Petronas Kuleleri
Kuala Lumpur televizyon kulesi KL Tower, bir
tepenin üzerine kurulduðu için Petronas
Kulelerinden daha yüksek ve þehre daha hakim
bir yer özelliðini taþýyor. Buna raðmen Petronas
Kuleleri, dünyanýn en yüksek ikiz kuleleri olma
özelliði gösteriyor. Ýki farklý þirket tarafýndan
yapýlan antenleriyle birlikte 450 metre
yüksekliðindeki bu kulelerin her biri 88 katlý.
Yerden 150 metre yükseklikteki skybridge
denilen köprü ile birbirine baðlanan kuleler,
aslýnda alýþveriþ merkezleri, müzeleri, sergi ve
konferans salonlarý, camisi, senfoni salonu,
akvaryumu ve parklarýyla geniþ bir kompleksin
bir parçasý.
Birbiri içine geçmiþ iki kare biçiminde dizayn
edilmiþ Petronas Kuleleri’nin 41. katýndaki
köprüye çýkmak ücretsiz. Ancak günlük sýnýrlý
sayýda ziyaretçi kabul ettiðinden önceden bilet
almak gerekiyor.
Putra Jaya
Havaalaný ile KL þehir merkezi arasý yaklaþýk 70
km. 70 RM ödeyerek gidebileceðiniz bu
mesafeyi uzun bulan Malezya’nýn ileri görüþlü
eski Baþbakaný Mahatir Muhammed, havalaný
ile KL þehri arasýnda yeni bir kent inþa etmiþ.
Þu anda 100 bin nüfusa ulaþmýþ. Yönetim ile
ilgili binalarý buraya taþýmýþ. Aslýnda
Malezya’nýn bütün hükümet binalarý burada.
Bilgisayar marifetiyle dijital olarak kurulan
oyuncak þehirleri andýran Putra Jaya’da büyük
bir göl bulunuyor. Göl etrafýnda cafe ve
lokantalar var. Kentin giriþinde büyük bir
meydan ve cami yer alýyor. Gölü uzatarak
hükümet binalarýnýn bulunduðu bir ada
oluþturulmuþ ve bu ada dünyadaki deðiþik
köprü örnekleri uygulanarak karaya baðlanmýþ.
Ayrýca Sidney köprüsü yanýnda roket biçiminde
bir kule gözüküyor. Tamil asýllý Malezyalý Maral,
bu roketin uç kýsmýnda Mahatir Muhammed’in
vasiyeti olduðunu ve 20 sene sonra açýlacaðýný
söylüyor.
Geleneksel Malay müzik Grubu Asika'nýn
davulcusu Huseyin
Batu Caves
KL merkezden 13 km uzaktaki Batu Caves (Hint
Tapýnaðý) önünde, yeni yapýlmýþ heykel de
Malezya’nýn “en” yarýþýnda yerini almýþ. Tapýnak
önündeki heykel en büyük “ayakta buda” olma
özelliði taþýyor. Her kasým ayýnda yaklaþýk 2
milyon kiþi hacý olmak için buraya geliyor. Hint
Batu Caves'teki Tapýnak Maðaranýn içi
47
GEZÝ
Dünyanýn en büyük ayakta Buda'sý Batu Caves
maðara tapýnaðýnýn önünde bulunuyor
Tapýnaðý’nýn olduðu maðaraya 272 basamaklý
merdivenle çýkýlýyor. Merdivenlerde onlarca
maymun, kendilerine atýlacak birþeyler bekliyor.
Ýnsanlarla çok haþýr neþir olan bu hayvanlarýn,
zaman zaman insanlarýn üstüne atladýðý,
çantalarýný kaptýðý söyleniyor. Çantamý elime
alýp açmaya yeltendiðimde onlarca maymunun
yaðmur gibi üzerimize geldiðini görüp, hemen
çantayý kapatýp, sýrtýma taktým. Yorucu dik
merdivenleri bitirip yukarý çýktýðýnýzda KL þehir
içinde de rastlanýlan buðulu bir tütsü kokusu,
inceden bir dini hind müziði, tütsüler ve yarý
çýplak din adamlarý sizi karþýlýyor. Maðara
giriþinde kocaman yýlanlar, iguanalar ve diðer
ilginç hayvanlarla resim çektirebiliyorsunuz.
Ellerindeki tepsilerde çeþitli yiyecek ve mumlar
var. Küçük baðýþlar karþýlýðýnda maðara içindeki
çeþitli heykelciklere dua ediyorlar. Ýç kýsýmlara
doðru uzanan, büyük sarkýtlarýn oluþtuðu
maðara yukarýdan sýzan ýþýklarla aydýnlanýyor.
Çin Mahallesi
Malezya’da ticaretin Çinlilerin elinde olduðu
söyleniyor. Çin mahallesi’ndeki küçükcük
dükkanlarda herþeyin en ucuzu ve en sahtesi
satýlýyor. Verilen fiyat çok ucuz olsa bile pazarlýk
yapmadan almak aldanmak demek. Bir Malay
“Çin mahallesinden alýþveriþ yapýyorsanýz, ne
derlerse yüzde 20’si ile pazarlýða baþlayýn,
yüzde 35-50 arasý bir yerde bitirin. Ancak
baþladýðýnýz pazarlýðý bitirmeden gitmeyin.
Çok kýzarlar” diyor. Taksimetre açmanýn zorunlu
olduðu Malezya’da taksiciler ýsrar etmezseniz
taksimetre açmýyorlar. Yabancý olduðunuz için
de çoðunlukla iki, üç kat fiyat talep ediyorlar.
Taksiciler gibi küçük hesaplar peþindeki bazý
diðer esnaflarýn da misafirlere karþý bu
yaklaþýmlarý, Malezya’nýn karizmasýný çiziyor.
Merdeka Meydaný
Merdeka (Özgürlük) meydaný baþkentin
mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri.
Geçmiþi yüz yýldan biraz fazla olan bu kentteki
en tarihi binalar burada yer alýyor. Ayrýca Milli
48
Tarih Müzesi, Jamek Mescidi, Sultan
Abdussamed Binasý ve Tarihi Kütüphane Binasý
bu meydana yakýn yerlerde bulunuyor.
Kuþ Parký
Dev Akvaryum, Orkide Bahçesi, Kelebek Parký
ve Kuþ Parký KL’da mutlaka görülmesi geren
yerlerden. 30 RM ödeyerek girdiðiniz Kuþ
Parký’nda birbirinden ilginç, birbirinden alýmlý
kuþlarýn ayaklarýnýzýn dibinde dolaþabiliyor.
Pelikanlar, tavus kuþlarý, kartallar, papaganlar,
deve kuþlarý, dev aðaçkakanlar vs birlikte
fotograf çektireceðiniz kadar yakýn. Ayrýca
belirli saatlerde kuþlarýn yaptýðý özel gösteriler
sunuluyor.
Tropikal Meyveler
Dýþarýdan bakýldýðýnda oldukça ilginç görünen
ilk defa gördüðümüz tropikal meyvelerin, tadý
da bir o kadar orijinal geliyor. Ýlk kez deneyenler
için bir çoðu tadsýz, tuzsuz gelen bu meyvelerden bazýsý ise oldukça ilginç kokuyor.
Durian meyvesi bunlardan en kötü kokaný.
Kokusundan dolayý otobüslere ve uçaklara
alýnmayan, orta boy bir karpuz büyüklüðünde,
iri dikenli topuzu andýran, satýrla kesilerek
açýlan Durianýn içinden iki- üç parçalý, jölemsi,
turuncu renkli az miktarda yenecek kýsým çýkýyor.
Ýlk etapta aðýza alýnmasý ve yutmasý oldukça
zor olan bu meyve, bir kaç denemeden sonra
alýþkanlýk yapabiliyor. “Durian yemeyen KL’a
geldim demesin” uyarýlarýný dikkate alarak,
yutkunarak 20 RM vererek aldýðýmýz Durianý
bitirdik. Üzerine ise aðzýmýn tadý yerine gelsin
diye bir mango yemeyi ihmal etmedim.
Malezya’da tüm dünya mutfaklarýndan örnekler
bulmak mümkün. Çin, Hind, Tayland mutfaðý
yanýnda, Ýran, Lübnan ve Mýsýr yemeklerini ve
çok farklý deniz ürünlerini tadabilirsiniz. Farklý
kültürlere, inançlara, lezzetlere açýksanýz
Malezya tam aradýðýnýz yer diyebiliriz.
TÜRKÝYE’DEKÝ TASARRUF MEVDUATI HESAPLARININ SÝGORTALANMASINA ÝLÝÞKÝN
TEMEL PARAMETRELER
SORULAR ve CEVAPLAR
SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI
30.12.2006
1,4037
1,8650
2,7450
31.10.2006
1,4457
1,8476
2,7450
*Serbest Piyasa
FAÝZ ORANLARI (%)
31.10.2007
30.12.2006 31.10.2006
Gecelik
16,75
17,50
17,50
Mevduat Faizleri* **17,53
18,10
17,68
TRLIBOR (O/N)
16,63
17,97
17,50
Kaynak: TCMB / TBB *Sektör Ortalamasý/1 aylýk **30.08.2007
BORSA ENDEKSÝ
ÝMKB
Sýnai
Mali
Kaynak: ÝMKB
31.10.2007
57.615
42.073
89.624
30.12.2006
39.117
30.896
60.168
YATIRIM ARAÇLARININ GETÝRÝLERÝ
Son Deðer
1 ay öncesine
(31.10.2007)
göre (%)
31.10.2006
40.582
30.533
64.338
1 yýl öncesine
göre (%)
ÝMKB
Dolar
Altýn(YTL/gr)
Altýn (Usd/Ons)
DÝBS Endeksi
57.615
1,1590
29.90
785.00
6,6
-3,5
4,2
6,1
41,9
-19,9
-5,3
30,5
(3 aylýk)*
865,55
1,5
18,4
DÝBS Endeksi
880,56
Kaynak: ÝMKB,Reuters
1,5
20,8
*ÝMKB DIBS performans endeksi
(12 aylýk)*
GSMH ve GSYÝH (BÝRÝKÝMLÝ)
2007 (2.çeyrek)
2006
2006 (2.çeyrek)
GSMH (milyar YTL)
277.4
575.8
241.5
201.8
399.7
241.6
GSMH (milyar USD)
277.6
576.3
173.0
GSYÝH (milyar YTL)
201.9
400.0
80.8
GSYÝH ( milyar USD)
GSMH (Büyüme)*
%3,9
%6.0
%9,3
GSYIH (Büyüme)*
%3,9
%6,1
%8,3
Kaynak: TÜÝK (Veriler 3’er aylýk dönemlerin sonunda açýklanmaktadýr.)
*Büyüme oranlarý sabit fiyatlarla ve çeyrek dönemlere aittir.
ÝÞGÜCÜ VERÝLERÝ(%)
Aðustos 2007
Aralýk 2006
Ekim 2006
Ýstihdam Oraný*
44,7
43,2
45,0
Ýþsizlik Oraný
9,2
9,9
9,1
Kaynak: TÜÝK
*Ýstihdam/15 ve daha yukarý yaþtaki nüfus
(Veriler dönemi izleyen 3 üncü ayýn 20 sinde açýklanmaktadýr.)
Ýmalat Sanayi Kapasite
Kullaným Oraný
Ekim 2007
%83,3
ÖDEMELER DENGESÝ ÖZET
(milyon USD)
Eylül 2007
Cari Ýþlemler Hesabý
-26.054
Dýþ Ticaret Dengesi
-34.364
Toplam Ýhracat
80.592
Toplam Ýthalat
114.956
Aralýk 2006 Ekim 2006
%81,7
%82,4
Eylül 2006
-24.522
-32.195
65.878
98.073
Aralýk 2006
-32.774
-41.238
91.937
133.175
Ýhracat/Ýthalat
%70,1
%67,7
%69,0
Kaynak: TCMB (Veriler bir sonraki ayýn 2 inci haftasý açýklanmaktadýr.)
Eylül 2006
167.6
66.0
233.6
Aralýk 2006
171.30
175.30
-3.99
41.95
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonu sigortasý, mevduat
ve katýlým fonu toplamaya yetkili mevduat ve katýlým
bankalarýnýn (kredi kuruluþlarýnýn) Bankacýlýk Düzenleme
ve Denetleme Kurumu tarafýndan faaliyet izinlerinin
kaldýrýlmasý durumunda, mevduat ve katýlým fonu hak
sahiplerinin maruz kalacaðý kayýplarýn devlet veya bu
amaçla kurulmuþ özel bir kurum tarafýndan kýsmen ya
da tamamen ödenmesinin garanti edilmesidir.
Türkiye'de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn
sigortalanmasý yetki ve görevi kamu tüzel kiþiliðini haiz
Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonu'na (TMSF) aittir.
Ekim 2006
140.55
144.34
-3.79
237.01
BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ
ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Aðustos 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Banka sayýsý
33
4
13
Yurtiçi Þube
7.315
399
40
Yurtdýþý Þube
48
1
1
Yurtiçi Personel 146.330
8.577
5.354
Yurtdýþý Personel
499
4
3
BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Aðustos 2007)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
milyon YTL
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Toplam Aktifler
Toplam Krediler
Konut Kredileri
Kredi Kartlarý
Takipteki Alacaklar
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon.
Özkaynak
Toplam Bilanço
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi
ve Yükümlülükler
-Taahhütler
YPNGP*
Türkiye'de hangi bankalar mevduat ve
katýlým fonu sigorta sistemine dahildir?
Toplam
50
7.754
50
160.251
506
Toplam
514.895
238.719
27.311
24.427
9.116
167.383
325.311
58.592
337.995
17.713
13.454
1.516
329
529
25
13.385
2.163
15.931
17.876
8.504
38
180
2.532
0
8.248
15.506
550.484
260.677
28.865
24.756
9.825
169.760
338.696
69.003
369.432
81.013
12.016
2.625
95.654
256.982
-399
3.915
72
12.881
13
273.778
-314
Kaynak: BDDK
DÖVÝZ KURU GELÝÞMELERÝ*
31.10.2007
USD
1,1590
EURO
1,6747
GBP
2,4300
Kaynak: REUTERS
KONSOLÝDE BÜTÇE (BÝRÝKÝMLÝ)
(milyar YTL)
Ekim 2007
Gelirler
155.94
Harcamalar
168.21
Bütçe Dengesi
-12.27
Faiz Dýþý Denge
32.41
Kaynak: Maliye Bakanlýðý
Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý
nedir?
*Yabancý Para Net Genel Pozisyonu
FÝYATLAR GENEL DÜZEYÝNDEKÝ GELÝÞMELER (%) (Ekim)
Aylýk 12 aylýk ortalama* Önceki yýlýn ayný ayýna göre
ÜFE
-0,13
7,23
4,41
TÜFE
1,81
8,98
7,70
Kaynak: TÜÝK (Veriler bir sonraki ayýn ilk haftasý açýklanmaktadýr.)
(*Cari ay dahil 12 ay ortalamasýnýn, bir önceki 12 aya oraný)
MERKEZÝ YÖNETÝM BORÇ VERÝLERÝ
(milyon USD)
Eylül 2007
Aralýk 2006
Ýç Borç Stoku
213.3
178.9
Dýþ Borç Stoku
68.8
66.6
Toplam
282.1
245.5
Kaynak: Hazine Müsteþarlýðý
Kaynak: BDDK
GENEL EKONOMÝK VERÝLER
MEVDUAT VE KATILIM FONU
milyar YTL
Aðustos 2007 Aðustos 2006 Hesap Adedi (milyon)
277,38
MEVDUAT HESABI
325,31
88,2
%37,9
Dth oraný
%36,5
9,84
KATILIM FONU
13,38
1,5
%45,8
Dth oraný
%49,9
287,22
TOPLAM
338,69
89,7
%38,1
Dth oraný
%37,1
milyar YTL
Sigorta kapsamýndaki mevduat
Dth oraný
Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu
Dth oraný
TOPLAM
Dth oraný
Haziran Haziran Mudi Adedi*
2007
2006
(milyon)
100,27 88,60
%32,6 %33,7
4,47
5,22
%40,0 %32,9
105,49 93,07
%33,0 %33,7
65.42
0.88
66.30
*Mudiler her bir bankada ayrý ayrý sayýlmýþtýr.
BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLÝLÝK ORANI (%)
%
Aðustos 2007 Aralýk 2006
Aðustos 2006
Mevduat Bankalarý
17,04
19,89
18,12
Katýlým Bankalarý
15,97
16,51
14,60
Kalk. ve Yat.Ban.
67,75
86,16
104,52
Bankacýlýk Sektörü
18,65
21,90
20,25
SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI
YTL
Haziran 2007
Mevduat Bankalarý
136.671
Katýlým Bankalarý
6.513
TOPLAM
143.184
Aralýk 2006
484.964
22.378
507.342
Haziran 2006
123.983
5.589
129.572
TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul Tel: (212) 340 22 00 Fak: (212) 288 53 35 www.tmsf.org.tr
Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi e-mail:[email protected] Tel: (212) 340 10 57
Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur.
Türkiye'de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi kuruluþlarý
ile merkezi yurt dýþýnda bulunan kredi kuruluþlarýnýn
Türkiye'deki þubelerinde bulunan mevduat ve katýlým
fonlarý sigorta sistemine dahildir.
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin
sigorta primleri kim tarafýndan ödenir?
Tasarruf mevduatý ve katýlým fonuna iliþkin sigorta
primleri ilgili kredi kuruluþu tarafýndan TMSF'ye ödenir.
Türkiye'de tüm mevduatlar ve katýlým fonlarý
sigorta kapsamýnda mýdýr?
Türkiye'de faaliyet gösteren bir kredi kuruluþunun yurt
içi þubelerinde gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve
münhasýran çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan Yeni Türk Lirasý, döviz ve kýymetli maden
cinsinden;
a) Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu
hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamýnýn,
b) Katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel cari
hesaplarýn,
50 bin YTL'ye (ellibin YTL) kadar olan kýsmý sigorta
kapsamýndadýr.
Yurt dýþýnda yaþayan kiþilerin mevduatlarý
veya katýlým fonlarý sigorta kapsamýnda mýdýr?
Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek kiþilere
ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf mevduatý
hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz
reeskontlarý toplamý, katýlma hesaplarý birim hesap
deðerleri ve özel cari hesaplarý sigorta kapsamýndadýr.
Türkiye'de faaliyet gösteren kredi
kuruluþlarýnýn yurt dýþý þubelerinde açýlan
mevduat, katýlma ya da özel cari hesaplarý
sigorta kapsamýna dahil midir?
Bir gerçek kiþinin birden fazla bankada hesabý
bulunmakta ise, her bir bankadaki hesap veya
hesaplarýnýn, belirtilen limite kadar olan kýsýmlarý (limitler
her bir banka için ayrý ayrý geçerli olmak üzere) garanti
kapsamýndadýr.
Ticari hesaplar sigorta kapsamýnda mýdýr?
Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan ticari iþlemlere
konu olan hesaplar (münhasýran çek keþide edilmesi
hariç) sigorta kapsamýnda deðildir.
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde
bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan hesaplar
sigortaya tabi midir?
Kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore) faaliyetinde bulunan kredi
kuruluþlarýnda açýlan hesaplar sigorta kapsamýnda
deðildir.
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve
katýlým fonu kabulüne yetkili bulunan kredi
kuruluþlarý, yurt dýþýnda kurulu ortaklýklarý,
baþka banka veya finansal kuruluþlar adýna
Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat
veya katýlým fonu kabul edebilirler mi?
Türkiye'de faaliyet gösteren mevduat ve katýlým fonu
kabulüne yetkili bulunan kredi kuruluþlarý yurt dýþýnda
kurulu ortaklýklarý, baþka banka veya finansal kuruluþlar
adýna Türkiye'de ikamet eden kiþilerden mevduat veya
katýlým fonu kabul etmeleri, evrak ya da cüzdan
bulundurmalarý, personel istihdam etmeleri, bu
kuruluþlarýn reklamýný yaptýrmak suretiyle müþterilerini
anýlan kuruluþlara yönlendirmeleri, bu ve benzeri
yöntemler kullanarak yurt dýþýnda kurulu kuruluþlar
adýna mevduat ve katýlým fonu kabul etmeleri yasaktýr..
Mevduat ve katýlým fonu sigortasýna tabi
olmayan diðer hesaplar hangileridir?
5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu'nun 63 üncü maddesinin
üçüncü fýkrasý uyarýnca, 07.11.2006 tarihli ve 26339
sayýlý Resmi Gazete'de yayýnlanan “Sigortaya Tabi
Mevduat ve Katýlým Fonlarý ile Tasarruf Mevduatý
Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair
Yönetmeliðin” 5 inci maddesi uyarýnca;
a) Kredi kuruluþunun hakim ortaklarý ile bunlarýn ana,
baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna ait mevduat
ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
b) Kredi kuruluþunun yönetim veya müdürler kurulu
baþkan ve üyeleri, genel müdür ve yardýmcýlarý ile
bunlarýn ana, baba, eþ ve velayet altýndaki çocuklarýna
ait mevduat ve katýlým fonu ile diðer hesaplar,
c) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayýlý Türk Ceza
Kanunu'nun 282 nci maddesindeki suçtan kaynaklanan
malvarlýðý deðerleri kapsamýna giren mevduat ve
katýlým fonu ile diðer hesaplar sigortaya tabi deðildir.
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk
edilen devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým
fonu gibi yatýrým araçlarý sigorta
kapsamýnda mýdýr?
Kredi kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen
devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi yatýrým
araçlarý TMSF'nin sigorta kapsamýnda deðildir.
Serbest bölgelerde kurulu kredi
kuruluþlarýnda bulunan mevduat, katýlým
ya da özel cari hesaplar sigorta kapsamýnda
mýdýr?
Serbest bölgelerdeki bankacýlýk faaliyetlerinin 5411
sayýlý Bankacýlýk Kanunu kapsamýnda bulunmasýndan
hareketle, kredi kuruluþlarýnýn serbest bölgelerdeki
þubeleri nezdindeki hesaplarý da sigorta kapsamýndadýr.
TMSF tarafýndan bankacýlýk faaliyetine
devam etmekte olan bir kredi
kuruluþundaki mevduat/katýlým fonu ile
ilgili olarak sigorta kapsamýnda ödeme
yapýlýr mý?
TMSF, 5411 sayýlý Kanunun 63 üncü maddesinin
altýncý fýkrasý uyarýnca yalnýzca faaliyet izni kaldýrýlan
kredi kuruluþlarý nezdinde bulunan ve doðruluðu
hiçbir þüpheye yer vermeyecek þekilde kanýtlanan
mevduat ve katýlým fonunun sigorta kapsamýndaki
kýsmýný öder.
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl:2 sayý:15 Ekim-Kasým-Aralýk 2007
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
KATILIM BANKACILIÐINDA
MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ ve TÜRKÝYE ÖRNEÐÝ
MEVDUAT
SÝGORTA
REZERVÝNDE
ÜLKE
UYGULAMALARI
Sayfa 8’de
IADI ANNUAL
CONFERENCE
2007
MALAYSIA
Sayfa 13’te
Sayfa 3’te
TMSF ve FDIC
YETKÝLERÝ
ÜZERÝNE
DEÐERLENDÝRME
Sayfa 18’de

Benzer belgeler

dünya mevduat sigortacıları istanbul`da buluştu

dünya mevduat sigortacıları istanbul`da buluştu Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP*

Detaylı

20 - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu

20 - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP*

Detaylı

krizin çözümü anlamaktan geçiyor

krizin çözümü anlamaktan geçiyor Tasarruf Mevduatý ve Katýlým Fonu sigortasý nedir?

Detaylı

avrupa mevduat sigortacıları forumu 2007

avrupa mevduat sigortacıları forumu 2007 Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP*

Detaylı

krizlere yakalanmadan gelişmeyi sürdürmek

krizlere yakalanmadan gelişmeyi sürdürmek Toplam Krediler Konut Kredileri Kredi Kartlarý Takipteki Alacaklar Menkul Kýymet Mevduat/Kat.Fon. Özkaynak Toplam Bilanço Dýþý Ýþlemler -Gayrinakdi Kredi ve Yükümlülükler -Taahhütler YPNGP*

Detaylı