Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Transkript

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Teo-strateji
P R O F. D R . N A D Ý M M A C Ý T
M E H M E T K A Y TA N B I Y I K
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni
-Tanrý’nýn Kurtuluþ Plâný
ve Ortak KimlikProf. Dr. Nadim Macit (*)
Dünya ölçeðinde þu veya bu þekilde gündeme gelen ve üzerinde konuþulan dinin gerçek anlamda iþlevi nedir? Bu, siyasetin içine düþtüðü zaafý aþmak için kutsala baþvurma ihtiyacý mý, yoksa gerçekten din, “din olarak”
geriye mi dönüyor? Sorunun her iki kýsmýný doðrulayacak veriler sýrlamak
mümkün. Ancak görünen þu ki: modernitenin karþýsýnda yapý-sökümüne
uðrayan din, din olarak deðil, dinsellik olarak geriye dönüyor. “Siyaset en
fýrsatçý, en soysuz ve ülküsüz haliyle dine ve kutsala bürünerek, kendini daha iyi gizleyebilmek, bilinçaltýmýza terör ve dehþeti daha iyi
ekebilmek için dünyamýza ve kutsalýmýza el koyuyor.”1 Her ne kadar
Ýslâm; sosyal alana müdahale eden bir din olarak gösterilse de, Hýristiyan
dünya, özellikle Vatikan bu tehlikeli gidiþin önemli aktörlerinden birisidir.**
Çünkü böyle bir din “ancak baþkalarýna kötülük yapmanýn önünü açmak”
için üretilir.
Tanrý’nýn plâný ve ortak kimlik deyimleri üzerinden sadece Papa XVI.
Benedikt’in ABD ve Fransa’ya yapmýþ olduðu ziyaretleri esas alarak bir çözümleme yaptýðýmýzda dinin “küresel güç politikalarýnda” yerini ve aktörlerini görebiliriz. Meselenin anlaþýlmasý için metodik olarak Tanrý’nýn
Planý ABD ve Ortak Kimlik AB baþlýklarý altýnda iki ziyareti deðerlendirmemiz yerinde olacaktýr.
*
Hitit Üniversitesi Ýlahiyat Fakültesi Kelâm Anabilim Dalý Öðretim Üyesi
1
Georges Corm, 21. Yüzyýlda Din Sorunu,(Çev: Þule Sönmez) Ýletiþim Yay. , Ýst: 2008, 19.
**
Soðuk Savaþ dönemi ve sonrasýnda dinin uluslar arasý politik ve stratejik araçlardan birisi yaparak
kutsal cephe oluþturmaktan, dinler arasý diyaloga ve üçüncü bin yýl misyonuna kadar oluþturulan
teo-stratejik modeller dikkate alýnýrsa, ana aktörlerin Vatikan/Dünya Kiliseler Birliði ve ABD'nin
olduðu görülür. Meselenin bu yönüyle ilgili olarak bkz: Nadim Macit, Ýmparatorluk Politikalarýnda Teo-Stratejiler ve Türkiye, Fark Yay. , Ankara: 2007.
[207]
Prof. Dr. Nadim Macit
I.Tanrý’nýn Plâný ve ABD
Bilindiði üzere 16 Nisan 2008’de Papa XVI. Benedict 6 günlük bir ziyaret için ABD’ye gitti. ABD Baþkaný G. W. Bush, eþi ve kýzý beraberindeki
yüzlerce kiþi tarafýndan karþýlandý. Papa’nýn selefi Papa II. Jean Paul 29 yýl
önce ayný yerde, dönemin baþkaný J. Carter’ýn yardýmcýsý tarafýndan karþýlanmýþtý. Bu ziyaret ve karþýlamada göze çarpan önemli ayrýntýlarý þöyle sýralayabiliriz;
A-Her þeyden önce Bush daha önce hiçbir yabancý lideri havaalanýnda
karþýlamamýþtýr. Oysa Bush, 6 günlük ziyaret için Washington’a gelen Papa
XVI. Benedict’i bizzat karþýlayarak bu ziyarete özel anlam yüklemiþtir.
B-Papa ABD’ye giderken uçakta þu açýklamayý yaptý: “Rahiplerin karýþtýðý cinsel taciz skandalýndan utanç duyuyorum. Bu tür kiþilerin rahip olmalarýný önlemek için çaba harcayacaðým.”
C-Papa XVI. Benedict Beyaz Saray’da kabul edildi. Bu ziyaret Papa’nýn
doðum tarihine denk düþürüldü ve Beyaz Saray’ýn Güney Bahçesi’nde toplanan binlerce kiþi tarafýndan “happy birthday” þarkýsýyla karþýlandý. Bush’un, eþcinsel evliliði ve kök hücre araþtýrmalarý gibi konularda Papa ile ayný
düþündüðü bilinmektedir. Fakat görüþmenin bu konular etrafýnda döndüðünü söylemek ziyaretin gerçek amacýný çarpýtmak olur.
D-Benedikt Beyaz Saray’da aðýrlanan ikinci papa oldu. Daha önce Papa
II. Jean Paul, dönemin ABD Baþkaný Jimmy Carter tarafýndan aðýrlanmýþtý.
O dönemde papayý, Andrews üssünde karþýlayan kiþi Baþkan Yardýmcýsý
Walter Mondale olmuþtu.
Ziyaretin içeriði þöyle sýralanabilir;
A-Papa XVI. Benedikt, 6 gün sürecek ABD gezisi boyunca Washington’daki Nationals Park beysbol stadýnda ayin yönetti. “Papa-mobil” adý
verilen aracý içinde stada giren Benedikt, tribünleri dolduran 48 bin Katolik
tarafýndan coþkuyla karþýlandý. Papa konuþmasýnda Katolikleri inançlarýný
tazelemeye çaðýrdý ve bazý papazlarýn çocuklara yönelik cinsel tacizlerini
“trajik” diye niteleyerek kýnadý. Katolik öðrenciler tribünlerde “seni seviyoruz Papa” yazýlý pankartlar açtýlar. Ayrýca New York’taki komünyon
ayini, þehrin meþhur beyzbol takýmýna ait olan 57 bin kiþilik Yankee
Stadyumu’nda, 530 rahibin de katýlýmýyla pazar günü yönetti. Burada birçok
konuya deðindi. Günahlarý ve yanlýþlarý sýralamaktan daha çok bazý mesajlar
vermeyi tercih etti.
[208]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni -Tanrý'nýn Kurtuluþ Plâný ve Ortak Kimlik-
B- BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Papa ile görüþeceðini ve pek çok
konuyu ele alacaklarýný açýklamýþtý. Bu açýklamaya göre görüþmenin ana
konularý “yoksulluðun azaltýlmasý, binyýl kalkýnma hedefleri, iklim
deðiþikliði, silahsýzlanma ve medeniyetler arasý diyalogdur.” Ban KiMun, bugünlerde dünyanýn pek çok tehditle karþýlaþtýðýný belirterek, “Papa’nýn ruhanî güçlü desteðine gerçekten ihtiyacýmýz var ve onunla bu
cuma günü görüþmeyi sabýrsýzlýkla bekliyorum” dedi. Bu görüþme
gerçekleþti ve Papa BM Genel Kurulu’nda bir konuþma yaparak dile getirilen konulara deðindi.
C- Papa XVI. Benedikt’in New York’ta 11 Eylül saldýrýlarýnýn hedefi olan ikiz kulelerin bulunduðu “0 noktasý”(Ground Zero)ný ziyaret ederek
dua edeceði ilân edildi. Papa sýfýr noktasýna geldi. Burada kullandýðý dil ve
yaptýðý duanýn içeriði 11 Eylül 2001 saldýrýsýný bahane ederek Ýslam dünyasýna müdahale eden ABD’nin politikalarýný kutsadýðýný göstermektedir. Nitekim Papa “ancak hep birlikte gözümüzü Mesih’e çevirirsek ileriye gidebiliriz. Kendi fikirlerimize ve varsayýmlarýmýza ister istemez uymayan bakýþ açýlarýna kendimizi açacak isteði ve gücü imanýn ýþýðýnda keþfedeceðiz. Böylece birbirimizin bakýþ açýlarýný deðerlendirebileceðiz ve nihayetinde Kutsal Ruh’un bizlere ve kiliseye ne söylediði2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
[209]
Prof. Dr. Nadim Macit
ni duyacaðýz” dedi. Burada papazlar arasýndaki kuþak farkýndan kaynaklanan tartýþmalara gönderme yaparak Konsili hatýrlayan yaþlý rahiplerin gençlerden daha liberal olma eðiliminde2 olduklarýný vurguladý. Ve þu
deðerlendirmeyi yaptý: “2001 de meydana gelen bu trajedi sonucu acý çeken
ve hayatýný kaybedenlere dua etmeye devam ettikçe bu sabah Ground Zero’ya yaptýðým ziyaret hafýzamda kazýnmýþ olarak kalacak. Tüm Amerikan
halkýna ve tüm dünyaya, geleceðin kardeþlik, dayanýþma, karþýlýklý saygý ve
yenilenmiþ bir güven içinde olmasý dua ediyorum. Bu sözlerle veda ediyorum. Dualarýnýzda bana da yer açýn, ben de sizlere Tanrý’ya olan sevgimi ve
dostluðumu temin edebilirim. Tanrý Amerika’yý korusun.” Bu duadan sonra
Papa, kutsal metinlerden bazý parçalar okuyarak
þöyle diyor: “Az önce iþittiðimiz Tanrý’nýn sözlePapa XVI. Benedikt,
onursal profesör olduðu rinde, Ýsa havarilerine iman etmelerini söylüyor,
çünkü yol o, gerçek o, hayat o”.(John 14:6) MeAlmanya'nýn Regensburg sih
Tanrý’ya giden yoldur, insanýn varlýðýna anþehrindeki üniversitede lam katan gerçektir, cennetteki Krallýkta tüm a12 Eylül 2006 tarihinde zizlerle birlikte ebedi saadet olan hayatýn kayna3
verdiði teoloji dersinde ðýdýr. Görüldüðü üzere bu ifadelerde diyalogun
Hz Muhammed’in kötü emaresi yoktur. Tek hakikat Ýsa Mesih’tir ve
kurtuluþ onun misyonuna katýlmakla
ve insanlýk dýþý olmayan mümkündür. Zaten Papa XVI. Benedikt, oyeni hiçbir þey getirme- nursal profesör olduðu Almanya’nýn Regensburg þehrindeki üniversitede 12 Eylül 2006 tadiðini iddia eden tarihi
rihinde
verdiði teoloji dersinde Hz Muhambir alýntý yaparak bu
med’in kötü ve insanlýk dýþý olmayan yeni
tavrýný göstermiþti.
hiçbir þey getirmediðini iddia eden tarihi bir
alýntý yaparak bu tavrýný göstermiþti. Ne var ki
ülkemizdeki Papa Muhipler Cemiyeti olup-biteni meþrulaþtýrmak
için her þeyi sonuna kadar çarpýtmayý baþardý.
D- Bir sinagogu ziyaret ederek orada Musevilere hitap etti. Bu konuþma
ziyaretin nedenini ve amacýný bütün boyutlarýyla netleþtirmektedir.
Ziyaretin dini-politik kodlarý nelerdir?
A- Ziyaretin dini-politik kodlarýndan birisi Bush’a yöneltilen sorunun
cevabýnda saklanan husustur. Bush’a yöneltilen soru þu: “Papa’nýn ziyareti2
3
The New York Times (20 April 2008) Bay Iyan Fisher and Sewell Chan.
John Fitzgerald Kennedy, International Airport, New York: (Sunday 20 April 2008)
[210]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni -Tanrý'nýn Kurtuluþ Plâný ve Ortak Kimlik-
ne neden özel bir anlam yüklediniz?” Bush, bu soruyu þöyle cevapladý: “Öncelikle, o, milyonlar adýna konuþuyor. Buraya da, bir siyaset adamý olarak deðil bir inanç adamý olarak geliyor.” Bu cevapta, Bush ve Papa’nýn buluþmasý
ve görüþmesinin baþýndan sonuna kadar politik olduðu gerçeðinin üzeri örtülüyor.
B-Karþýlamadan hemen sonra Baþkan Bush, Papa’nýn aþýrý uçlara ve
terörizme karþý “Tanrý sevgidir” mesajý göndereceðini söyledi. Bush, "Ýnsanlarýn fanatizm ve terörizmin kucaðýna düþmesini önlemek için
sizin mesajýnýza ihtiyacýmýz var" dedi. Papa ise, “Varlýðýmýn ABD'deki
kiliselerin yenilenmesinin kaynaðý olacaðýna inanýyor ve öyle ümit ediyorum. Ayrýca ziyaretimin, bu ulusun yaþamýndaki sorunlarýn çözümünde Katoliklerin daha da fazla sorumluluk almasýna yardýmcý
olacaðýna inanýyorum” diye cevap verdi.
C- BM karargâhýný ziyaret eden Papa BM Genel Sekreteri Ban Kimun ile görüþtü. Yoðun ilgi ile karþýlaþan Papa burada þu mesajý verdi:
“BM üyesi olan 192 devlet kendi halklarýný insan hakký ihlâllerinden
korumakla yükümlüdür. Eðer devletler böyle bir koruma saðlayamazsa uluslar arasý toplum BM Kurucu Anlaþmasý’nýn ölçüleri dâhilinde müdahale etmek zorundadýr. Bu çarpýcý açýklamadan sonra
dinler ve kültürler arasý diyalogun önemine gönderme yaptý. Demek
ki diyalog, ABD’nin müdahalesine ortam saðlayan dönüþtürücü misyonun bir parçasýdýr.
D- Papa XVI. Benedict dünya sorunlarýnýn çözülmesinde insan haklarýnýn önemli rol oynadýðýný vurguladý. Papa II. Jean Paul’un 1995 yýlýnda BM’yi ziyaretinde söylediði sözlere atýf yaparak “BM’nin dünyadaki tüm ülkelerin halklar ailesi olarak kendilerini evde hissettikleri manevî bir merkez olduðunu” kaydetti. BM’nin ilkelerini “barýþ, adalet arayýþý, insan onurunun
korunmasý, dayanýþma ve yardýmlaþma” olarak sýralayan Papa, bu ilkelerin
uluslararasý iliþkilerin temelini oluþturmasý gerektiðini vurguladý.
E- Papa, bu kapsamda günümüz dünyasýnda çok yönlü görüþ birliði olarak tarif ettiði uluslararasý iþbirliðinin halen bir krizde olduðunu belirtti. Uluslar arasý meselelerin sýnýrlý güçlerin kararlarýna tabi kýlýndýðýný da ifade ederken, dünya sorunlarýnýn ancak uluslararasý toplum tarafýndan toplu hareket çerçevesinde çözülebileceðinin altýný çizdi. Bu kapsamda “güvenlik, kalkýnma hedefleri, bölgesel ve küresel eþitsizliklerin azaltýlmasý, çevrenin, iklimin ve doðal kaynaklarýn korunmasý” için tüm dünya liderlerinin “iyi niyet,
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
[211]
Prof. Dr. Nadim Macit
hukuk kurallarýna saygý ve dünyanýn güçsüz bölgeleriyle dayanýþma” çerçevesinde hareket etmesi gerektiðini dile getirdi.
F- Papa, konuþmasýnda, dinler arasý diyalogun öneminden söz ederek,
BM’nin bu diyalogun sonuçlarýndan yararlanabileceðini belirtti. Ýnsan haklarýnýn “dinsel özgürlük” hakkýný kapsamasý gerektiðini, dinsel özgürlüðün yalnýzca ibadet etme özgürlüðüyle sýnýrlý kalamayacaðýný vurguladý.
Papa, BM’nin tüm “insanlýk ailesine” hizmet eden bir devletler birlikteliði
olduðunu, bu kapsamda Katolik Kilisesi’nin uluslararasý iliþkilerin insanlýða
hizmet boyutunda katkýlarýný sunmaya hazýr olduðunu ve kilisenin BM’ye,
barýþýn ve iyi niyetin korunmasý kapsamýnda her zaman yardýmcý olmaktan
mutluluk duyacaðýný söyledi.
G- Papa XVI. Benedict, BM Genel Kurulu’nda yaptýðý konuþmada, dünyadaki insanlarý korumak, onlara yardým etmek ve temel
özgürlüklere ulaþýlmasý konularýnda Katolik Kilisesi ile BM misyonunun örtüþtüðünü söyledi. Bu baðlamda Papa konuþmasýný þöyle sürdürdü: “Genel Kurul’a katýlýmým, BM’nin
itibarýnýn göstergesidir. Katýlýmýmýn, BM’nin
insanlýk ailesine saðladýðý katkýnýn artacaðýna dair inancýmýn bir göstergesidir. Ayný zamanda
burada yer almam, uluslararasý bir iliþkinin inþa
edilmesi ve her bir bireyin farklýlýðýný ortaya koymasýný saðlamak için Katolik Kilisesi’nin gönüllü oluþunu da göstermektedir” dedi. Katolik
Kilisesi’nin insanlýða yardým bakýmýndan deneyimlerini BM ile paylaþabileceðini ifade eden Papa; insan haklarýnýn, gerek kiþisel gerekse toplumsal olarak dini hürriyetlerin ifade edilmesini de içermesi gerektiðini savundu. Papa,
“Ýnsan haklarýnýn geniþletilmesinin, ülkeler ve sosyal gruplar arasýndaki
farklýlýklarýn elimine edilmesi ve güvenliðin artýrýlmasý bakýmýndan stratejik
bir etkisi olacaðýný düþünüyorum” diye konuþtu.
Katolik Kilisesi'nin insanlýða yardým bakýmýndan deneyimlerini BM ile
paylaþabileceðini ifade
eden Papa; insan haklarýnýn, gerek kiþisel gerekse
toplumsal olarak dini
hürriyetlerin ifade edilmesini de içermesi gerektiðini savundu.
H- Dini hürriyetlerin tamamen garanti altýna alýnmasý çaðrýsýnda bulunan Papa, ibadet özgürlüðünün kýsýtlanmamasý ve inanç sahiplerinin tüm
kamusal alanda toplumda rol almasýna müsaade edilmesi gerektiðini vurguladý. Son olarak, BM’nin uluslararasý toplum adýna önemli bir hizmet verdiðini ifade eden Papa, BM’nin gözlemciler sayesinde üye ülkelerin vatandaþlarýný korunmasý sorumluluðunu da saðladýðýna iþaret etti.
[212]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni -Tanrý'nýn Kurtuluþ Plâný ve Ortak Kimlik-
K- Tanrý’nýn sözleri bize gerçek özgürlüðün, Tanrý’nýn çocuklarýnýn özgürlüðünün sadece sevginin gizeminin bir parçasý olan kendini adayýþtadýr.
Tanrý diyor ki, yalnýzca kendimizi kaybederek, gerçek benliðimizi bulabiliriz.(Luka 17:33) Gerçek özgürlük, Tanrý’nýn cömert bir hediyesidir, onun
hakikatine dönüþün meyvesidir, bizi özgür kýlan gerçektir. (Jn 8:32) Bu özgürlük bize hakikatleri görmemiz için bize yeni ve özgür bir yol sunar. Eðer
“Ýsa'nýn zihnini”(Phil 2:5) taþýrsak bizim için yeni ufuklar açýlýr! Ýmanýn ýþýðýnda, kilisenin komünyonu içinde dünya üzerinde Tanrý’nýn sözlerinin mayasý olacak ilhamý ve gücü buluruz. Havarilerin bize býraktýðý emanetle, hayatýmýzý ve içinde yaþadýðýmýz dünyayý Tanrý’nýn kurtuluþ plânýna daha uyumlu hale getirerek dünyanýn ýþýðý oluruz. Kutsal metinlere dayalý olarak geliþtirilen kurtuluþ plânýnýn III. Bin yýldaki haritasý dikkate alýnýrsa Papa'nýn ABD'ye vermiþ olduðu mesaj anlaþýlmýþ olur.
L- Papa ABD’de Krallýk Çaðrýsý yaptý. Bu baðlamda Papa’nýn þu sözleri oldukça ilginç. Her gün, bu kýta boyunca, siz ve sizin komþularýnýz
Tanrý’ya Mesih’in sözleri ile dua ediyor: “Krallýk gelsin”. Bu duanýn
ABD’deki tüm Hýristiyanlarýn kalbinde ve zihninde þekillenmeye ihtiyacý vardýr. Sizin hayatýnýzý sürdürme, aile kurma ve topluluk oluþturma biçimlerinizde bu duanýn meyve vermesi gerekir. Tanrý’nýn
krallýðýnýn onun tüm koruyucu gücüyle var olduðu yerde umutlarýn
yeniden inþa edilmesine ihtiyacý vardýr. Krallýðýn geliþi için coþkuyla
dua etmek ayný zamanda onun varlýðýnýn iþaretlerine karþý her zaman
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
[213]
Prof. Dr. Nadim Macit
uyanýk olma ve toplumun her kesiminde onun geliþimi için çalýþmak
anlamýna gelir. Bu, Mesih’in zaferine inanarak, onun krallýðýna sadakatle þimdinin ve geleceðin zorluklarý ile yüzleþmek anlamýna gelir.
Bu, bir direnç, felâket, ya da skandal karþýsýnda maneviyatýn bozulmamasý
anlamýna gelir. Bu ayný zamanda inanç ve siyasî hayat arasýndaki yanlýþ
bir çatallanmayý reddetmek anlamýna gelir. Bu, Amerikan toplumunu
ve kültürünü kutsal metinlerin hakikati ve güzelliði ile zenginleþtirmek anlamýna gelir ve hayatýmýza ilham olan tüm diðer umutlara deðer ve anlam katan bu büyük umudu hiçbir zaman gözden çýkarmamamýz anlamýna gelir.
Sevgili arkadaþlarým, öncü Aziz Peter sizlerden daha önce bu daveti ortaya
koydu. “Seçilmiþ insanlar, krallýðýn ruhbanlarý, kutsal bir ulus” olarak
sizden önce gelenlerin adýmlarýný samimiyetle takip edin. Tanrý’nýn krallýðýnýn bu topraklara geliþini hýzlandýrýn. Geçmiþ nesiller sizlere etkili
bir miras býraktý. Bugün de, bu ulustaki Katolik topluluk hayatýn müdafaasýnda, gençlerin eðitiminde, fakirlerin korunmasýnda, aranýzdaki yabancý ve
hastalarýn korunmasýnda peygambere özgü tanýklýklarý ile göze çarpmaktadýr. Bu saðlam temeller üzerine, Amerika’da kilisenin geleceði þimdiden
doðmaya baþlamalý! ”4
Siz dünyanýn her yerinde Pesah bayramýna hazýrlanýrken, Birleþik Devletler’deki Musevi topluluðuna özel barýþ dileklerimi sunuyorum. Benim buraya olan ziyaretim bu bayramla ayný zamana denk geldi, böylece sizi bizzat
ziyaret edebildim ve Tanrý’nýn onun seçilmiþ insanlarýný özgür kýlarken
gerçekleþtirdiði iþaretleri ve mucizeleri sizler yeniden çaðýrdýðýnýz
için dualarým sizlerle. Ortak ruhanî mirasýmýzdan hareket ederek, Mutlak
yaratýcý ve onun merhametini temel alan umudumuza tanýk olmasý için size
bu mesajý emanet ettiðim için memnunum. Bu misyonun aracý II. Vatikan
Konsili’dir: Sizlere hitap ederken II. Vatikan Konsili’nin Hýristiyan- Musevi
iliþkilerine dair öðretilerini yeniden doðrulamak istiyorum ve geçen 40 yýl
içinde kilisenin diyalog sorumluluðunun iliþkilerimizi tamamen iyiye doðru
deðiþtirdiðini tekrarlýyorum. Hýristiyanlar ve Museviler bu umudu paylaþýyorlar, gerçekte bizler peygamberlerin dediði gibi “umudun mahkûmlarýyýz”. Bu bað son derece köklü ve derindir. Nitekim Ýsa þöyle der:
Kurtuluþ Musevîler’dedir.(John 4:22) Bayramlarýmýz farklý olmasýna karþýn, bizleri Tanrý'ya ve onun merhametine götüren konularda birlikteyiz.5
4
Vatikan Resmi Sitesi- Homily of His Holiness Benedict XVI Yankee Stadium, Bronx, New York
Fifth Sunday of Easter, 20 April 2008
5
Meeting With Representtatives of The Jewish Community Words of His Holiness Benedict XVI,
“Rotunda” Hall of the Pope John Paul II Cultural Center of Washington, D.C.
Thursday, 17 April 2008.
[214]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni -Tanrý'nýn Kurtuluþ Plâný ve Ortak Kimlik-
N- HEDEF ORTADOÐU: Papa’nýn þu sözlerini ibretle okuyun
ve diyalogcularýn hangi projenin içinde yer aldýklarýný görün: Dünyadaki
barýþa dair ortak umutlarýmýz özelde Orta Doðu’yu ve kutsal topraklarý kapsamaktadýr. Bu bayram zamanýnda Hýristiyan ve Yahudilerin
kutladýðý Tanrý’nýn merhamet hatýralarý, bu bölgenin-Tanrý’nýn vahiylerini çevreleyen olaylarýn bilfiil meydana geldiði yer- geleceðinden sorumlu olan bizlere yeni çabalar için özellikle yeni davranýþlar
için ve kalplerin yeniden arýnmasý için ilham veriyor.6 Bu sözlere karþýn “Kutsallýk, Özgürlük ve Diyalog” üçleminden söz edenlere denilecek
hiçbir þey yoktur.
I.1. Ortak Kimlik Ýnþasý ve AB
Siyasi alan ile dinin ayrýlmasý temel ilkedir. Ancak
dinin; vicdan oluþturma
ve toplum içinde ahlaki
birlikteliði saðlamada
benzersiz rolü vardýr.
Papa XVI. Benedikt, 12.08.2008 tarihinde
ise Fransa'yý ziyaret etti. Dört gün süren bu ziyaret esnasýnda “pozitif sekülerizm” baþlýðý altýnda bir tartýþma gündeme düþtü. Çünkü bu ziyaret sýrasýnda Papa þu açýklamayý yaptý: Siyasî alan ile dinin ayrýlmasý temel ilkedir. Ancak dinin;
Papa XVI. Benedikt
vicdan oluþturma ve toplum içinde ahlâkî birlikteliði saðlamada benzersiz rolü vardýr. Bu rolün
farkýna varmamýz gerekir. Papa’nýn bu açýklamasý, Sarkozy’nin dile getirdiði
pozitif sekülerizm görüþüne destek vermek þeklinde yorumlandý. Çünkü
Sarkozy, Vatikan ziyaretinde þu açýklamayý yapmýþtý: “Kamusal alanda dine daha fazla yer açýlmasý gerekir. Bu durumu en iyi açýklayacak deyim, pozitif sekülerizmdir.” Papa’nýn ziyareti esnasýnda ise þu mesajý
verdi: “Fransa, Hýristiyan köklerini kabul ediyor. Laikliðe saygý çerçevesinde dinlerle diyalog kurmak demokrasi için meþru bir durumdur. Kendimizi dinden mahrum etmek bir delilik, kültürümüz ve düþüncemize karþý
hata olur.”
Görüldüðü üzere Papa ile Sarkozy buluþmasý içeriði açýk ve özellikle
seçilmiþ kavramlarla özel bir mesaj taþýmaktadýr. Vatikan’ýn ABD, AB ve
Türkiye iliþkisi üzerine geliþtirdiði düþüncenin anahtar kavramlarý öne çekilmekte ve bunlar üzerinden konuþulmaktadýr. Öyleyse bu buluþma ve
seçilen kavramlarýn anlamýný kavramak için þu üç soruyu doðru cevaplandýrmak gerekir;
?
Papa XVI. Benedikt’in sekülerizm eleþtirisi hangi gerekçelere dayan6
Message Of His Holiness Benedict XVI To The Jewish Community On The Feast of Pesah.
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
[215]
Prof. Dr. Nadim Macit
maktadýr?
?
Papa ve Sarkozy buluþmasýnda “Batýyý Hýristiyan Köklerde Birleþtirme” þeklinde dillendirilen görüþ AB ve Türkiye’nin AB üyeliði açýsýndan ne anlama gelmektedir?
?
Bu çerçevede dinler arasý diyalog Türkiye için ne ifade etmektedir?
II.1. Papa XVI. Benedikt'in Sekülerizm Eleþtirisi ve
Gerekçeleri
Papa XVI. Benedikt Kardinal olduðu dönemde(2004) yayýmladýðý
“Europe: Today and Tomorrov” adlý çalýþmasýnda Avrupa’nýn içine düþtüðü krizden ve bunu aþmadan söz eder. “Avrupa’nýn içine düþtüðü kriz”
ifadesi daha çok “Hýristiyan imanýnýn” sekülerizm ve görelilik karþýsýnda
düþtüðü kriz karþýlýðýnda kullanýlýr. Kriz iddiasýný temellendirmek için Arnold Toynbee’ye atýf yapar. Ve der ki; Toynbee: “Araçlar ve teknolojik ilerleme ile gerçek ilerleme arasýndaki farký ortaya koyuyor. Diðer taraftan bunu
bir çeþit ruhanîleþme olarak tanýmlýyor. Batý dünyasýnýn krizin ortasýnda olduðunu kabul ediyor. Bu krizin sebebini de batý dünyasýnýn dinden koparak
teknoloji, ulus ve militarizm arzusuna sürüklenmesine baðlýyor. Demek ki
krizin baþat sebeplerinden birisi sekülerizmdir.” Öyleyse “din faktörüyle
7
Joseph Ratzinger (2007:25) Europe: Today and Tomorrow, San Francisco: Ignatius Press.
[216]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni -Tanrý'nýn Kurtuluþ Plâný ve Ortak Kimlik-
yeniden tanýþmamýz lazým.”8 Seküler ideolojinin din konusunda saldýrgan olduðu tespitine baðlý olarak, “âdil bir sekülerizm anlayýþý dini özgürlüklere müsaade eden anlayýþtýr” görüþünü savunur: Devlet, din dayatmaz, fakat sivil topluma karþý sorumluluðun bir gereði olarak dinlere alan
açar. Dini, toplumun kurucu unsurlarýndan biri olarak görür. Papa’ya göre
seküler bir toplumda dinin toplumu düzenleme ve biçimlendirilmesine müsaade edilmelidir. Oysa modern toplum, Tanrý’ya bu tür müdahale etme
hakký tanýmamaktadýr.9
Görüþlerini temellendirmeye dönük olarak Devlet, din dayatmaz,
þu sorunun cevabýný arar: “Modern toplumda fakat sivil topluma karþý
Tanrý nerededir?” Cevap: Politik dünya, Tanrý sorumluluðun bir gereði
bu dünyaya ait deðilmiþ gibi, onu dýþlayarak
olarak dinlere alan açar.
norm ve kurallarýný koymaktadýr. Ayný þey iþ âleminde, ekonomi ve kamusal alanda da geçerli- Dini, toplumun kurucu
dir. Oysa Tanrý’nýn bu alanlara müdahalesi ah- unsurlarýndan biri olarak
lâkî sorumluluðu güçlendirir. Tanrý’yý tamamen görür.
dýþlayan bir toplum; kendi kendini yok eder. Papa, ekonomik alanda yaþanan ahlâkî bozulmaya
atýf yaparak “insan meta haline getirilemez”10 der. Fakat vahþî kapitalizmin mayaladýðý ve piyasaya sürdüðü sorumsuzluða hiç deðinmez. Hatta
modern dünyanýn ekonomik deðerlerinin Katolik deðerlerle buluþmasý gerektiðini savunur. Yoksulluðu kötülüðün nedeni olarak gören Papa, her nedense yoksulluðu üreten mekanizmalar üzerinde durmaz.* Sekülerizm eleþtirisinde vahþî kapitalizmin deðerlerden baðýmsýz akýþkan/kesintisiz sermaye tutkusunu deþifre etmeye yanaþmaz. Toplumu büyük bir kilise cemaatine
dönüþtürmek isteyen Papa þu gerçeði gizler: Ýsa Mesih’in havarileri artýk
vahþî kapitalizmin en büyük hizmetkârlarýdýr. Kapitalizme eklemlenmiþ bir
din, her þeyi ile dünyevî olmak zorundadýr.
Papa açýsýndan krizin diðer bir nedeni ve pozitif sekülerizme duyulan
ihtiyaç þöyledir: Modern dünyayý inþa eden bilimsel bilgidir. Bu bilgi; ortak
bilimsel esaslarý, siyasi kurallarý ve iletiþim aðlarý yoluyla ortak ekonomik
8
A.g.e; 25.
9
J. Ratzinger, “An Aggressive Secular Ideology Which is Worrying Rome”, (2004: 19)
10
J. Ratzinger (2007:42)
*
Þu sonlarda ABD’de baþlayan ekonomik krizi yorumlayan Papa; bunun ilâhî bir ikaz olduðunu
söyledi. Ýnsanýn doyumsuzluðu ve hýrsýnýn aþýrý uçlara ulaþtýðýna gönderme yapan Papa “yoksul
üretme mekânizmalarýna” deðinmekten daha çok yaþanan krizi dini deðerler üzerinden yorumunu yapmakla yetindi.
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
[217]
Prof. Dr. Nadim Macit
normlarý ve tutumlarý üretmiþtir. Fakat bu zeminde oluþan kültür; Tanrý’yý
kamusal alandan dýþlamýþtýr. Bu seküler kültürde Tanrý sadece öznel tercihlerin konusudur. Hiçbir þekilde kamusal alanla ilgili deðildir. Eðer din, salt
öznel ilgilerin konusu yapýlýrsa toplum yýkýlýr. Öyleyse izafîlik ve bunun gereði olan çoðulculuk sadece ahlâkî bir tutum olarak kabul edilebilir. Çünkü
iman nesneldir. Ýsa Mesih, mutlak gerçekliðin kendisidir. Farklý perspektifleri meþru ve geçerli sayan sekülerizmle “Hýristiyan iman”ýn nesnelliði arasýnda mesafe vardýr. Modern dünya politik alanda izafîliðe kapý
aralarken, ayný izafîliði dini alana çekme eðilimleri “kilisenin cemaat ruhunu” olumsuz yönde etkilemektedir. Öyleyse “Hýristiyan Ýman” asýl kurucu unsur olarak görülmelidir.11
Peki, bu durumda dünya sistemini muhafaza mý edeceðiz, yoksa dönüþtürecek miyiz? Ýþte
bu sorunun cevabýný verirken din, devlet ve sekülerizm konusunda yeni bir anlayýþa ihtiyaç
olduðunu ve yeniden yapýlanmanýn bu temel üzerine kurulmasý gerektiðini savunur: “Tanrý
fikri yönlendirilir ve yýkýcý olabilir. Dinin
karþý karþýya kaldýðý risk budur. Ayný zamanda kendini Tanrý’dan koparan bir akýl
da kendini öznel alana hapseder. Akýl desteksiz kalýr. Kapýlarýný yýkýcý güçlere açar. Devletin seküler karakteri,
akýl ve din arasýndaki dengeyi tabiatýnda taþýr. Bu devleti sadece akýlla yönetmeye çalýþan, tüm tarihi köklerinden soyutlanmýþ akýl için
kanýt olabilecek ahlâkî temellerden baþkasýný kabullenmeyen ideolojik sekülerizmin zýddýdýr.”12 Ýþte Papa’nýn pozitif sekülerizm dediði budur. Ve ona göre, “bu anlamdaki seküler devlet temel aldýðý ve onu þekillendiren ahlâkî geleneklere güvenme gerekliliði ve haklýlýðýna sahiptir. Onu bu hale getiren, o deðerler olmadan anlamlý bir hayatý
sürdürmenin zor olduðunu kavramasýdýr. Çünkü soyut aklý temel alan tarihi bir devletten bahsedilemez.”13 Öyleyse devlet, dini akýl-dini deðerler arasýnda dengeyi koparak ideolojik sekülerizmden pozitif sekülerizme geçiþ “Birleþik Avrupa inþa etmek için” bir ihtiyaçtýr.
Modern dünya politik
alanda izafîliðe kapý aralarken, ayný izafîliði dini
alana çekme eðilimleri
“kilisenin cemaat ruhunu” olumsuz yönde etkilemektedir.
11
Bkz: J. Ratzinger (2004) Truth and Tolerance: Christian Belief and World Religions, San
Francisco: Ignatius Press.
12
J. Ratzinger (2007: 99)
13
J. Ratzinger (2007:99)
[218]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni -Tanrý'nýn Kurtuluþ Plâný ve Ortak Kimlik-
II.2. Batýyý Hýristiyan Köklerde Buluþturmanýn Anlamý
Nedir?
Anýlan çalýþmada Papa “Avrupa Nedir?” sorusuna cevap arar. Tarihî
ve coðrafî anlamda Avrupa üzerine deðerlendirmeler yaptýktan sonra “Avrupa’nýn gerçek ruhunun Hýristiyanlýk olduðunu” belirterek þöyle der:
“Evet, Hýristiyanlýk Avrupa’da doðmadý. Fakat kesinlikle Hýristiyanlýk en etkili kültürel ve entellektüel etkisine Avrupa’da ulaþtý. Ve hala özel bir biçimde Avrupa ile birlikte tanýmlanýyor. Öyleyse hastalýklý unsurlar nedeniyle
krize giren Avrupa’nýn yapmasý gereken ilk iþ: Hýristiyan köklerde birleþmektir.” Daha aydýnlýk ve daha insancýl bir dünya için bu gereklidir: “Eðer,
Tanrý’nýn dünyaya girmesine izin verirsek daha aydýnlýk bir yerde daha insancýl bir dünyada yaþayabileceðiz.”14
Papa’nýn görmek istediði Avrupa þudur: “Hýristiyan imanýn büyük deðerlerini, gerçeklerini temel alan Avrupa, sadece bir ekonomik blok olmaktan öte hem insanlýk hem de kendisi için bir hukuk toplumu/hukuk kalesi
14
J. Ratzinger (2007: 117)
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
[219]
Prof. Dr. Nadim Macit
olmalýdýr. Birleþik Avrupa’nýn inþasý için gerekli güçler ise bu deðerlerdir.”15
Görüldüðü üzere Papa dinden kopuk bir devlet anlayýþý ile sadece þahsî iliþkilerde geçerli olan özel perspektifleri dini alana taþýmanýn Avrupa’yý krize
soktuðunu, bu krizi aþmak için Hýristiyan imanýn deðerleri ve gerçekleri etrafýnda birleþmenin gerekliliðini savunmaktadýr. Bu salt anlamda bir dini çýkýþ deðildir. Nitekim Papa þöyle der: “Batý dünyasý kendisinden nefret ediyor. Bu artýk patolojik bir vaka haline geldi. Yabancý deðerleri kabullenmede
takdire lâyýk bir çaba gösterirken kendisini sevmiyor. Sadece tarihindeki eleþtiriyi hak eden ve yýkýcý yanlarý görüyor. Ýyi ve saf yanlarýný algýlama kapasitesine sahip deðil. Bundan kurtarmak için Avrupa’nýn kendisini bir þekilde
saygý ve eleþtiriyle kabullenmesi lâzým… Kutsala dönmeden bu krizi aþamayýz.”16
Türkiye’nin AB’ye girmesine karþý olan Vatikan, bu görüþünü politik
aktörler vasýtasýyla gerçekleþtirmek istemektedir. Bu amaca ve yönlendirmeye en uygun siyasî
lider Sarkozy’dir.
Baþkalarýna özgürlük ve saygý adýna kendi
deðerlerinden koptuðunu düþünen Papa, birleþik bir Avrupa projesinin Hýristiyan deðerlere dayanmasýný zorunlu görmektedir. Her
ne kadar baþkalarý için kutsal olanlara saygý gösterebilmemiz için Tanrý’ya yabancý olmamamýz
gerekir, dese de, “bizim görevimiz; bizim için
kutsal olanýn varlýðýna ve bize görünen
Tanrý’nýn yüzüne dönerek kendi içimizde
saygýyý beslemeliyiz” sözü oldukça politik ve
yeni duruma gönderme yapan bir sözdür. Öyleyse bu buluþmanýn politik-stratejik yönünü
belirleyen hususlarý þöyle sýralayabiliriz;
A- J. Ratzinger’in Papa seçilmesinin arkasýnda “Avrupa’yý Hýristiyan
köklerde birleþtirme” fikrinin saklý olduðu bilinmektedir. Dolayýsýyla Papa’nýn bu fikri, Avrupa’nýn politik duruþunu yansýtan fikirdir. Ve bu görüþ,
Sarkozy tarafýndan Türkiye’nin AB üyeliði aleyhine kullanýlacaktýr. Bir baþka deyiþle Türkiye’nin AB’ye girmesine karþý olan Vatikan, bu görüþünü politik aktörler vasýtasýyla gerçekleþtirmek istemektedir. Bu amaca ve yönlendirmeye en uygun siyasî lider Sarkozy’dir.
B-Avrupa ülkelerinde, özellikle önemli kentlerinde farklý dinlere ve
Hýristiyanlýða mensup binlerce cemaat bulunmaktadýr. Bu cemaatlerin en
15
J. Ratzinger (2007: 117)
16
J. Ratzinger (2007: 33)
[220]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
Vatikan, ABD ve AB Üçgeni -Tanrý'nýn Kurtuluþ Plâný ve Ortak Kimlik-
yoðun olduðu ülkelerden birisi Fransa’dýr. Öyle anlaþýlýyor ki Sarkozy, iç güvenliði din yoluyla disiplin altýna almak istemektedir.
C-Geleceðe dönük stratejik vizyon açýsýndan bakýlýrsa, bu çýkýþ; farklýlaþan ve cemaatleþen dinlere karþý Hýristiyanlýðýn ekümenik ruhunu koruyarak
birlikte hareket etmesini saðlamaya dönüktür. Sadece ekonomik anlamda
deðil, ortak dini ve kültürel blok olarak birleþmiþ bir Avrupa fikri devreye
sokulmuþtur.
D-AB’nin kendi içinde coðrafî, politik, ekonomik ve kültürel bütünlüðü
koruyan bir yapý olduðunu tahkim ederek bu yöntemle farklý tarihi, kültürel
ve dini geleneðe sahip Türkiye’yi kendilerince meþru gerekçelerle dýþarýda
tutmanýn yolunu açmaktýr. Bunun için Papa Fransa’yý seçmiþtir. Çünkü
Fransa ve Almanya birleþik bir Avrupa’dan ve Avrupa kimliðinden yanadýr.
Oysa Türkiye, tarihi süreçte bu kimliðin ötekisidir. Türkiye’nin AB’ye girmesi Avrupa kimliðinin parçalanmasý anlamýna gelir ki bu üçlünün
buna razý olmasý mümkün deðildir.
E-Ýngiltere ve ABD ise AB’nin iki merkezi devletinin ileriye dönük olarak ortak bir Avrupa kimliði ile güçlenmesini önlemek ve bu kimliði parçalamak için Türkiye’nin AB üyeliðini desteklemektedirler. Eðer ABDVatikan iliþkisi daha baskýn çýkarsa, ABD, bütün Avrupa’yý Ýngiltere
ve Türkiye aracýlýðýyla kontrol altýna alarak küresel hâkimiyetini gerçekleþtirmiþ olacaktýr.
II.3.'Dinler Arasý Diyalog' Türkiye açýsýndan ne anlama
gelmektedir?
Söz konusu gerekçelere baðlý olarak “dinler arasý diyalog” Türkiye açýsýndan “bir ayartma enstrümaný” anlamýna gelmektedir. Felsefî ve dini
açýdan hiçbir temeli olmayan bu projenin en açýk kanýtý Papa’nýn birbiriyle
çeliþen iki görüþüdür. Bir taraftan “bizim toplumumuzda Müslümanlar için
kutsal olan deðerlerle dalga geçilmesine izin verilmez” (Ratzinger 2007:65)
derken, Papa olduðu ilk yýlda Almanya’da “Ýslam’ýn kýlýç dini olduðunu ve
insanlýk için yeni hiçbir þey getirmediðini” ileri sürdü. Böyle bir çeliþki fikri
ve ahlâkî duruþun deðil, politik ve stratejik duruþun ürünüdür. Bu çeliþkiyi
daha yakýndan görmek için Vatikan’ýn resmi metinlerinden birkaç alýntý sunmamýz yeterli olacaktýr.
?
Katolik kilisesi diðer dinlerde hakikat ve kutsal olarak adlandýrýlan
hiçbir þeyi reddetmez. Bütün insanlarý aydýnlatan hakikatin ýþýðýný aksettiren
hayat ve davranýþ tarzlarýna ahlâkî ve itikadî esaslara son derece saygý ve hür2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8
[221]
Prof. Dr. Nadim Macit
met gösterir. (Papa VI. Paul, Nostra Aetate, 2:2) Bu resmi belgeyi þununla
karþýlaþtýrýnýz. “Misyonerlik eylemi, insanda bulunan ve insanî olan þeylere
derin bir saygý ve hürmet duygusuyla baþlamalýdýr.(Papa II. Jean Paul,
Redemptor Hominis, 1979: Madde: 12)
?
Tanrý'nýn kurtuluþ plâný, yarataný tasdik eden herkesi içine alýr. Bunlarýn baþýnda da Müslümanlar gelmektedir.(Papa VI. Paul, Lumen Centium,
(1964, Madde: 16:1) Karþýlaþtýrýnýz: “Kurtuluþ Ýsa Mesih vasýtasýyla ve
Katolik kilisenin misyonuna katýlmakla gerçekleþir. Hýristiyan olmayan dinlerde her türlü iyilik ve hakikat kilise tarafýndan Ýncil’e hazýrlýk olarak deðerlendirilmektedir. (Papa VI. Paul, Lumen Centium, 1964: 14, 17)
?
En son diyaloga yüklenen misyonu okuyalým: Günümüzde insanlarýn pek çoðu baþka dini geleneklerde bulunmaktadýr. Ýlahî inayet sayesinde
kurtuluþ, bu insanlara Ýsa Mesih vasýtasýyla ulaþtýrýlabilir. Bu ilâhî inayet, onlarý resmi olarak kilisenin üyesi yapmaz, ancak onlarýn maddî ve manevî
durumlarýný kiliseyle uzlaþtýrarak aydýnlatýr. Bu ilâhî inayet Mesih’ten gelmektedir. (Papa II. Jean Paul, Redemptoris Mission, 1990: Madde: 10)
Demek ki bu süreçte dinler arasý diyalog maddî ve manevî durumumuzu batýnýn politik vizyonuna, kilisenin III. Bin yýl misyonuna baðlama
faaliyetidir. Türkiye’nin politik ve kültürel kimliði deðiþmediði müddetçe
AB’ye üyelik hayal. Ýþte dinler arasý diyalog, bu kimliði deðiþtirmek için
üretilmiþ teo-stratejik misyonun bir parçasýdýr.
[222]
2 1 . Y Ü Z Y I L Te m m u z / A ð u s t o s / E y l ü l 2 0 0 8