Multipl Miyelom (MM)

Transkript

Multipl Miyelom (MM)
Multipl Miyelom (MM)
Hastalar ve Yakınları İçin Bir
Hasta Kılavuzu
Şekiller: Tommy Weiss
Celgene GmbH
Joseph-Wild-Straße 20
81829 München
www.celgene.de
[email protected]
Telefon:089 / 45 15 19 - 010
Telefax: 089 / 45 15 19 - 019
CEL1289
Bu hasta kılavuzundaki tüm içerikler sadece Fedaral Almanya
Cumhuriyetindeki kullanıcılar için hazırlanmıştır. Kılavuzda sunulan sağlık durumu, hastalık tabloları, tıbbi sorular veya tedavi
imkanları konularına ilişkin bilgiler doktorların veya diğer tıp ve
sağlık uzmanlarının tavsiye ve talimatlarının yerine geçemez. Bu
kılavuzdaki içerikler herhangi bir sağlık veya tıbbi problemin veya
hastalığın teşhisi veya tedavisi amacıyla sunulmamaktadır. Bunun ötesinde bilgilerin eksiksiz ve doğruluğu iddia edilmemektedir. İşbu hasta kılavuzunun teslim edilmesi veya kullanılması sebebiyle herhangi bir sözleşme durumu oluşmamaktadır, özellikle
kullanıcı olarak sizinle bu kılavuzun yazarları ve / veya Celgene
GmbH kuruluşu arasında herhangi bir tavsiye veya bilgilendirme
sözleşmesi oluşmamaktadır. Dolayısıyla herhangi bir sözleşmeye
veya sözleşme benzeri hususa dayandırılarak hiç bir hak iddia
edilemez.
i ve
skı
İkinc nmiş ba
elle
günc
İçerik
Önsöz3
Kan4
Kanın görevleri 4
Kanın bileşimleri
4
Kan hücrelerinin çeşitli tipleri
6
Kan oluşması – dinamik bir denge
7
En önemli laboratuvar değerleri 9
İnsanın immün sistemi İmmün sisteminin organları Vücudun spesifik olmayan immün yanıtı Vücudun spesifik immün yanıtı 10
10
13
13
Multipl Miyelom (MM)
Multipl miyelom nedir?
Kimler multipl miyeloma tutulur? Multipl miyelom semptomları nelerdir? Multipl miyelom nasıl teşhis edilir?
Multipl miyelom hangi özelliklere göre evrelendirilir?
Multipl miyelom nasıl tedavi edilir? Destekleyici (supportif) tedavi önlemleri hangileridir? Primer (esas) hastalık olarak multipl miyelom nasıl tedavi edilir?
14
14
15
17
19
19
22
22
24
Kronik hastalıklar – Ruh hastalıkları 25
Açıklamalı sözlük 26
klimaneutral
natureOffice.com | DE-620-262683
gedruckt
1
Önsöz
Sevgili okuyucular,
Multipl miyelom plazma hücrelerinden kaynaklanan bir kanser türüdür. Sağlıklı insanlarda plazma hücreleri antikor üretimini sağlar. Antikorlar vücudun immün yanıtının önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Bunlar vücuda giren yabancı unsurları tanımaya ve bunlarla savaşmaya yardımcı olurlar. Miyelom plazma hücrelerinin klonal bir çoğalmasıdır yani dejenere olmuş tek bir hücreden çok sayıda hasta kardeş hücreler türer. Hastaların çoğunda iskeletin değişik yerlerinde aynı
zamanda çok sayıda hastalık odakları belirdiğinden, hastalığın eş zamanlı olarak birçok yerde belirdiği anlamına gelen „multipl“ terimi ile
adlandırılır. Bu hastalıkta bir yandan kemik yapısı dejenere olurken
diğer yandan plazma hücrelerinin aşırı çoğalması sebebiyle normal
kan oluşması frenlenir. Bunun neticesinde bir alyuvar, akyuvar ve
trombosit eksikliği meydana gelir.
Multipl miyelom tedavisinde iyi ve destekleyici bir tedavinin önemli bir
rolü bulunmaktadır. Hastalık seyri hastadan hastaya çok değişik bir
görünüm arz ettiğinden, tedavi doktoruyla kişisel hastalık durumu ve
buna bağlı tedavi başarısı konularının konuşulması önemlidir.
Elinizdeki bu hasta kılavuzuyla özellikle vücudunuzda olanların anlaşılmasını kolaylaştırmak istiyoruz. Yazılı sunulan önemli bilgilerin yanısıra
multipl miyelom hastalığı durumunda organizmada neler olduğunu şekil
ve resimlerle açıklamaya özen gösterdik. Bu suretle hastalık durumunda
organizmada neler olduğunu daha kolay göz önüne getirebilirsiniz.
Belki artık bundan sonraki süreç sizin için kolay olmayacaktır. Buna
rağmen hayatın güzel ve önemli taraflarını göz ardı etmeyiniz. Yaşamınızı tamamen kendinize özgü bir şekilde gereken sükunet ve cesaretle
başarıyla sürdürebilmenizi ve bu yolda size sadakatle eşlik edecek insanlar bulabilmenizi dileriz.
Saygılarımızla
Dr. Stefanie Hornung
Prof. Dr. med. Axel Glasmacher
3
Kan
Kanın görevleri
Kan plazmasında çözülmüş durumda çok
sayıda proteinler de bulunmaktadır. Bunların ödevleri ve fonksiyonları şöyledir:
Kanın çok çeşitli görevleri bulunmaktadır.
Kırmızı kan hücreleri (eritrositler) yardımıyla vücuttaki madde değişimi yani metabolizma için hayati öneme sahip bulunan oksijeni akciğerlerden hücrelere taşır. Hücre
solunumu neticesinde (yani vücut enerji
kazanırken) serbest hale dönüşen karbondioksit gazını tekrar akciğerlere taşır ve
oraya bırakır. Kanımız ayrıca besin maddelerini, elçi maddelerini (hormonları) ve
kimyasal maddeleri hücrelere taşır ve bunun yanısıra atık maddeleri hücrelereden
toplar ve vücudun dışarı atma organlarına
getirir. Vücudu enfeksiyonlardan korumak
söz konusu olduğu zaman da kan önemli
ödevler üstlenir.
• Beslenme fonksiyonu
• Transport fonksiyonu
• İletim fonksiyonu
• Vücut sıvılarının basıncının regülasyonu
• Asitler ve bazlar için dengeleme fonksiyonu (pH değeri)
• Hastalıklara karşı savunma
• Kan kaybından korunma (pıhtılaşma)
Kanın diğer % 50 kadarını kan hücreleri
oluşturur. Kan hücrelerinin oran dağılımı
ise şöyledir: % 45 kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar yani eritrositler), % 3 beyaz kan
hücreleri (akyuvarlar yani lökositler) ve % 2
kan kürecikleri (trombositler).
Kanın bileşimleri
Kan çok çeşitli bileşimlerden meydana gelir ve yetişkin bir insanda vücut ağırlığının
yaklaşık onikide birini oluşturur. Kanın
yaklaşık % 50 kadarı plazmadan oluşur.
Plazma % 90 sudan ibaret bir sıvıdır. Plazmanın içinde çözülmüş durumda birçok
maddeler bulunur, örneğin karbonhidratlar, yağlar, aminoasitler, vitaminler ve mineraller. Bunlar vücudun metabolizması
denilen madde değişimi için önemli unsurlardır ve kan yoluyla çeşitli organ sistemlerine taşınırlar. Atık maddelerin bazıları örneğin kreatin, üre ve ürik asittir. Bunlar
kan plazmasıyla böbreklere taşınırlar.
4
% 50 kan hücreleri
% 2 trombosit
% 3 akyuvar
% 45 alyuvar
% 50 kan plazması
Kanın bileşimleri
5
Kan hücrelerinin çeşitli tipleri
Kan oluşması – dinamik bir denge
Çok çeşitli kan hücre tipleri bukunmaktadır. Bunların hepsi vücudun büyük kemiklerinin içinde yer alan süngerimsi bir doku
olan kemik iliğinde oluşturulur. Eritrositler,
lökositler ve trombositler bu hücrelerin
esas üç tipini oluşturmaktadır.
Kan hücrelerinin ancak kısıtlı bir ömrü vardır. Çeşitli fonksiyonların yerine getirilebilmesi için vücutta her zaman çok sayıda
kan hücresi bulunması gerekir. Bu sebepten dolayı devamlı yeni hücre üretilmesi
gerekir. Kan hücrelerinin tümü kemik iliğinde yer alan kök hücrelerden oluşturulmaktadır. İnsan embriyon devresindeyken
kan özellikle dalakta ve karaciğerde oluşturulur; yetişkinlerde ise bu üretim kemik
iliğinde gerçekleşir. Kök hücreler özel ve
henüz ayrışmamış hücrelerdir. Bunlar değişik hücre tiplerine dönüşebilecek şekilde
gelişebilirler veya hücre bölünmesi yoluyla
çoğalabilirler.
Eritrositler
Alyuvarlar eritrosit diye de adlandırılırlar.
Bunların içinde kırmızı boya maddesi olan
hemoglobin bulunmaktadır. Hemoglobinin
bir özelliği oksijeni tutabilmesidir. Bu suretle oksijen vücudun değişik dokularına
ve organlarına taşınarak onlara devredilir.
Kansızlık diye bilinen anemi hastalığından
şikayetçi olanların kanında, vücutlarını oksijenle besliyebilecek çok az sayıda alyuvarlar bulunur. Kan tahlili ile aneminin söz
konusu olup olmadığı anlaşılır. Bu amaçla
kanın içindeki kan boyası miktarı yani hemoglobin desilitrede gram olarak (g / dl) belirlenir. Normal durumda bunun 11 ile 16
arasında olması gerekir. Bu miktar kadınlarda, erkeklerinkinden biraz daha düşüktür.
6
Lökositler
Akyuvarlar yani lökositler vücudun bağişıklık sisteminin bir öğesini oluştururlar. Sağlıklı bir insanda bir mikrolitre (µl) kanda
4.300 ile 10.000 kadar lökosit bulunur. Üç
değişik lökosit tipi vardır: Granülosit, monosit ve lenfosit. Monosit ve granülositler bakterileri adeta „yutarlar“ ve onları bu suretle
zararsız hale getirirler. Vücudun spesifik olmayan immün yanıtı bu hücrelerin miktar
düşüklüğünden dolayı olumsuz etkilenir.
Trombositler
Kan kürecikleri olarak da adlandırılan trombositler yaralanmalardan sonra kanın pıhtılaşmasının ilk aşamasında önemli bir rol
oynarlar. Biribirlerine adeta „yapışarak“ bir
pıhtı (trombus) oluşturarak kanamayı durdururlar. Kanamanın durdurulması işlemine
kandaki bazı proteinler de (pıhtılaşma faktörleri) katkıda bulunurlar. Normal halde bir
mikrolitre (µl) kan içinde 150.000 ile
300.000 arasında kan küreciği (pulcuk) bulunmaktadır. Bunlar 20.000 / µl miktarının
altına düşerse önemli bir sınırın altına düşülmüş sayılır. Bu durumda tehlikeli derecede kanamalara sebep olabilecek ciddi bir
kan kürecikleri eksikliği söz konusudur
(trompositopeni).
Kemik iliği her zaman için bir miktar kök
hücre depolar. Bu suretle daima değişik
tip kan hücreleri oluşturabilmek için yeterli
materyale sahip olur. Kan oluşturulması işlemi ayrıntılı kurallara bağlıdır. Metabolizma yani madde değişimi, ancak kanda her
hücre tipi yeterli miktarda bulunursa sorunsuz gerçekleşebilir. Kan yapımının yönlendirilmesi büyüme faktörleri üzerinden
gerçekleşir. Örneğin eritropoetin isimli büyüme faktörü, eritrosit yapımını yönlendirir.
Lökosit yapımında ise granülosit koloni stimülasyon faktörü (G-CSF) bu görevi üstlenir.
Kemik iliğinde ayrışan (diferasyona uğrayan) yeni üretilmiş genç kan hücreleri, kan
dolaşmına karışırlar. Yaşlanmış ve artık işlevini yitirmiş kan hücreleri ise karaciğer
ve dalakta toplanarak parçalanır.
7
En önemli laboratuvar değerleri
Yağ hücreleri
(beyaz / sarı kemik
iliği)
Kırmızı kemik iliği
(Kan oluşturma yeri)
Beyaz / sarı kemik iliği
(Yağ hücreleri)
Kan kürecikleri
Trombositler
Trombosit sayısı
300.000 / µl e kadar
Alyuvarlar
Eritrositler
Kan yapan hücreler
(kırmızı kemik iliği)
Olgunlaşmamış kan
hücreleri (kemik iliği,
lenfatik sistem)
Büyüme faktörleri
vasıtasıyla kesin
yönlendirme
Dalak; karaciğer
parçalanma işlemi
Eritrosit sayısı
Erkekler: Kadınlar: Hemoglobin (Hb)
Erkekler: Kadınlar: Hamileler:
Çocuklar (6 aylık – 6 yaş): Çocuklar (6 yaş – 14 yaş):
Kan plazması
4,5 – 6,3 milyon / μl
4,2 – 5,5 milyon / μl
13 – 16 g / dl
11 – 16 g / dl
11 g / dl
11 g / dl
12 g / dl
Toplam protein
62 – 84 g / l
İmmünglobulinler
Ig (yetişkinlerde)
IgA
70 – 500 mg / dl
Olgun kan hücreleri
(kana karışması)
Yaşlanmış kan hücreleri
(işlevini yitirmiş kan
hücreleri)
8
Multipl miyelom hastaları için bilinmesi yararlı en önemli laboratuvar değerleri aşağıda bir özet halinde sunulmuştur:
Kan oluşturulması – Kesin yönlendirilen bir işlem
Akyuvarlar
Lökositler
IgD
< 100 IU / ml
Lökosit sayısı
4.300 – 10.000 / μl
IgE
100 IU / ml’ye kadar
Diferansiyel kan tablosunda lökositler
Nötrofil granülositler: % 55 – 65
Eozinofil granülositler: % 5‘e kadar
Bazofil granülositler:
% 1‘e kadar
Lenfositler: % 20 – 30
Monositler: % 2 – 6
IgG
700 – 1.600 mg / dl
IgM
erkeklerde 40 – 230 mg / dl
kadınlarda 40 – 280 mg / dl
9
İnsanın immün sistemi
İmmün sisteminin organları
Vücudumuz her zaman için enfeksiyona
yol açan bakteriler, virüsler, mantarlar ve
diğer parazitler tarafından tehdit altındadır.
Bunlardan korunabilmek için savunma sistemlerine sahiptir. Bu çerçevede bir yönlendirilmemiş yanıt (spesifik olmayan yanıt) ve bir yönlendirilmiş immün yanıtı
(spesifik yanıt) söz konusudur. Her iki sistem biribiriyle adeta içiçe işlev gösterir. İmmün sistemi vücudun çeşitli organlarında
yer alır, özellikle lenfatik sistemde ve kanda bulunur. İmmün sisteminin kendine
özgü (spesifik) hücreleri vücudun lenf ve
kan damarlarında devamlı devriye gezer.
Bademcikler
Bademciklerden bir grup sindirim ve solunum yollarında bir savunma halkası oluşturur. Bu oluşum lenf halkası diye adlandırılır. Bademciklerin diğer bir grubu ise
yemek borusunun mukoza tabakasında
yerleşmiştir ve bulunduğu yerden vücuda
girmek isteyen enfeksiyon tetikçilerine
mani olur. „Bademcikler“ aynı zamanda
vücuda artık girmiş bulunan hastalık tetikçileriyle savaşıp onları zararsız kılmakla
yetkilidir.
Lenf düğümleri
İnsan vücudunda yaklaşık 500 ile 1.000
kadar lenf düğümü bulunmaktadır. Bunlar
lenf boğumu veya bezesi olarak da adlandırılırlar. Büyüklükleri haşhaş tohumu ile
fasulye büyüklüğü arasında değişmektedir.
Sağlıklı olduklarında lenf düğümleri elle
dokanıldığında pek hissedilmezler. Bir iltihap veya enfeksiyon durumunda ise büyürler ve bu yüzden dokanmayla kolayca
fark edilirler. Lenf düğümlerinin merkezinde ihtiyaç halinde çabucak devreye girebilen çok sayıda lenfosit depolanmıştır. Esas
vücut savunma reaksiyonu bu bezenin reaksiyon merkezinde gerçekleşmektedir.
Oradan akan lenf sıvısı içinde bakteriler
veya vücuda yabancı diğer maddeler yüzeylerinde bulunan antijenler sebebiyle
fark edilince, lenfositler bu antijenlere karşı özel spesifik antikor oluşturur. Bu suretle
fark edilen hastalık tetikçileri, immün sisteminin diğer hücreleri tarafından adeta „yutularak“ imha edilir.
Timüs
Timüs bezesi göğüs bölgesinde göğüs kemiğinin arkasında yer alan lop şeklinde bir
dokudur. Timüs kabuğunda çok sayıda
lenfositler depolanmıştır. Savunma sistemi
ihtiyaç halinde bunlardan faydalanır. Timüs insanın embriyon devresinde büyür
ve insan yaşlandıkça devamlı küçülür. Vücudun kronik hastalıkları timüsün küçülmesine neden olurken, akut hastalıklar
büyümesine yol açar.
Dalak
Dalak arka karın bölgesinde sol tarafta dokuzuncu ile on birinci kaburga arasında
yer alır. Mide ile karın duvarı arasında askıdadır. Normal halde iken dalak büyüklüğü
küçük bir yumruk kadardır. Dalak çok yumuşak ve zor hissedilen bir dokudan oluşur. Bazı hastalık durumlarında çok büyüyebilir. Böyle bir durumda dalağı elleyerek
fark etmek mümkündür. Uzman olmayanların pek tanımadığı birçok görevlere sahiptir:
• Lenfosit oluşturmak
• Alyuvarları parçalamak
• Kan depolamak
• Embriyonal gelişim devresinde kan
oluşturmak
İmmün sisteminin organları
10
11
Vücudun spesifik olmayan immün yanıtı
T hücreleri
„Yabancı madde
uyarısı“ (antijen)
Hassaslaşmış
T hücreleri (savunma hücreleri)
Kök hücreler
Öncül lenfatik
hücreler
Vücudun spesifik immün yanıtı
B hücreleri
„Yabancı madde
uyarısı“ (antijen)
Öncül lenfatik hücreler
Plazma
hücreleri
İşlev sahibi antikor
Kök hücreler
Alyuvarlar
Kök hücreler
Kemik iliği
Akyuvarlar
Trombositler
Olgun kan hücreleri
Kan oluşturulması
12
Vücudun spesifik olmayan (yönlendirilmemiş) immün yanıtı bakterilere ve virüslere
karşı korunmaya yarar. Aynı zamanda bazı
durumlarda örneğin alyuvarların artıklarının
atılması gibi vücuda özgü bazı maddelerin
azaltılmasına hizmet eder. Spesifik olmayan
immün yanıt proteinlerden, sinyal maddelerinden, saldırgan bileşimlerden, yutar hücrelerden (fagozit) ve nötrofil granülositlerd e n o l u ş u r. N ö t r o f i l g r a n ü l o s i t l e r
akyuvarların (lökositlerin) bir alt grubu olup
kemik iliğinde oluşturulurlar. Granülositler
kanda ve dokular içinde aktif olmalarının
yanısıra, örneğin ağız içinde olduğu gibi vücudun çeşitli mukoza tabakalarında yer alırlar. Bakteriler vücuda girince, T hücreleri
diye adlandırılan özel hücreler (bakınız şekil
sayfa 12) kan içerisine bazı sinyal maddeleri yollarlar. Bu sinyal maddeleri granülositleri tehlike noktasına gelmeye teşvik ederler.
Tehlike yerine gelen granülositler bu tetikçileri „yutarak“ zararsız hale getirirler.
Olgun ve işlev sahibi kan hücrelerinin oluşturulması
Yutar hücreler (fagozitler) bakterilere karşı
çok etkilidirler. Ama üstesinden gelemedikleri bakteriler de bulunmaktadır. Vücudun
spesifik olmayan immün yanıtı virüslerin
birçoğuna karşı başarısızdır. İşte böyle durumlarda vücudun spesifik (yönlendirilmiş)
immün yanıtı etkin olur. Bu yanıt makrofaj,
antikor, enzim ve diğer maddelerden oluşturulur. Bunlar vücut sıvıları içinde çözülmüş bir halde (humoral) bulunurlar. Spesi-
fik immün yanıt değişik lenfosit tipleri
tarafından da oluşturulur. Kemik iliğindeki
öncül hücreler olgunlaşarak B hücreleri
diye adlandırılan B lenfositlere dönüşürler.
T hücreleri ise (T lenfositler) timüs bezesinde büyürler. Hücreler henüz embriyonal evredeyken ve insan küçük çocuk yaşındayken kendi dokusu ile dışardan nüfuz eden
„yabancı unsurlar“ arasındaki farkı öğrenirler. Yetişkinlerde yukarıda belirtilen bu iki
lenfosit tipi dalaktan ve lenf düğümlerinden
hareket ederek kan ve lenf sistemiyle vücudun içinde dolaşıp dururlar. Bu lenfositler
savunma sistemindeki ödevlerini yerine getirene veya parçalanana kadar bu hareketlerine devam ederler.
İmmünglobulinler (antikor) aktif hale gelen
(alarm sinyali alan) B lenfositlerden kaynaklanan plazma hücrelerinden oluşturulurlar
(bakınız şekil sayfa 12). Antijenler vücuda
giren yabancı maddeleri fark ederek bunları
adeta bağlarlar ve özel yutar hücreler tarafından zararsız hale getirilmelerini mümkün
kılarlar. B lenfositler plazma hücreleri oluşturma görevi yanısıra özel hafıza hücreleri
de yaparlar. Hafıza hücreleri antijenlerin yapısını ve özelliklerini hafızalarlar ve sonradan aynı tetikçinin yeniden saldırısı söz konusu olduğunda çabucak buna uygun
antikor tipi üretirler. Bu humoral immün yanıtının yanısıra vücut savunma sistemi T
lenfositler oluşturarak hücresel türden tamamlayıcı bir savunma unsuru da bulundurmaktadır. İşte bu T hücreleri makrofajlarla birlikte hareket ederek belirli bazı
tetikçileri etkili bir şekilde imha ederler.
13
Multipl Miyelom (MM)
Multipl miyelom nedir?
Multipl miyelom hastalığı normalde kemik
iliğinde bulunan plazma hücrelerinden
kaynaklanan bir kemik iliği kanseri tipidir.
Plazma hücreleri bir olgunlaşma işleminden sonra B lenfositlerden meydana gelir.
Bunlar vücuda yabancı proteinlere karşı
antikor üretiminden sorumludur ve böylece
vücudun immün yanıtında (spesifik immün
yanıt) önemli bir rol oynarlar. Normalde her
türlü olası enfeksiyonlara karşı hazırlıklı olabilmek için insan immün savunma sistemi
bir dizi değişik antikorlara sahiptir. Bu antikorlar IgA, IgD, IgE, IgG ve IgM sınıflarından immünglobulinlerdir.
Miyelom plazma hücrelerinin klonal bir çoğalmasıdır. Tek bir plazma hücresinin dejenere olması neticesinde meydana gelip
türemesidir. Bu nedenle „klon“ diye adlandırılır. Dejenere olan bu hücre aynı türden
çok sayıda aynen kötü huylu kardeş hücre
türetir. Multipl miyelom hastalığında böyle
dejenere olmuş hücreler vücudun çeşitli
yerlerinde kümeler halinde toplanır. Kötü
huylu plazma hücreleri (miyelom hücreleri)
ya paraprotein diye isimlendirilen komple
antikor üretirler veya hafif zincir diye adlandırılan antikor parçacıkları oluştururlar.
Miyelom hücrelerinin bir özelliği immünglobulinlerden sadece tek bir tür antikor
üretmeleridir. Bunların arasında en sık görülenler yüzde 60 oranla immünglobulin
G‘dir. İkinci sıklıkta görülen dejenere olmuş
14
immünglobulinler ise yüzde 20 oranla immünglobulin A‘dır. Diğer immünglobulinlere ise daha ender rastlanır. Paraproteinler
genellikle işlev göremeyen türdendir, çünkü
çoğunlukla sağlıklı antikorları bulunmamaktadır. Bundan dolayı vücut enfeksiyonlara
karşı artık kendini koruyamaz hale gelir.
Hastaların yaklaşık yüzde 99 kadarında idrar ve kan numuneleri jel elektroforez metodlarıyla paraproteinleri olup olmadığı tespit edilebilmektedir.
Gerekenden az miktarda alyuvar oluşursa,
plazma hücrelerinin çoğalmasının yanısıra
kemik iliğinde sağlıklı kan hücreleri oluşturulması da frenlenir. Bu durum yorgunluğa
ve iş gücü kaybına neden olur. Gerekenden
az miktarda trombosit veya akyuvar oluşuyorsa, bu durum kanamalara ve ateşli enfeksiyonlara yol açar.
Plazma hücreleri maalesef kemiği zayıflatan ve eriten maddeler de oluştururlar. Genellikle omurga, kalça, kaburga ve kafatası
bölgelerindeki kemik dokusunda yer yer
yumuşama ve hasar olur (kemik lezyonu).
Hasta bu nedenle ağrılar hisseder ve kemik
kırılması tehlikesi artar. Kemik dokusu kalsiyum ve fosfat bakımından zengin bir oluşumdur. Kemik erimesi durumunda kemik
dokusunu oluşturan bu maddeler de kan
yollarıyla böbreklere taşınırlar. Ama böbreklerde büyük miktarda kalsiyum ve fosfat
toplanırsa orada tahribata yol açabilirler.
Öte yandan paraprotein böbreklerin kılcal
filtrelerine zarar verir. Bunun yanısıra büyük
miktarlarda paraprotein, kanın viskozitesinin (akışkanlık direncinin) yükselmesine
neden olur. Bunun neticesinde kan kalınlaşır ve dolayısıyla vücutta dolaşımı zorlaşır. Böyle durumlarda kan dolaşım arızaları
meydana gelir.
Kimler multipl miyeloma tutulur?
Erkeklerde multipl miyelom hastalığına kadınlara oranla yaklaşık iki misli daha sık
rastlanmaktadır. Bunun sebepleri bilinmemektedir. Hastalık başlangıcında ortalama
yaş yaklaşık 69 yaştır. Miyelom hastalarının birinci derece akrabaları daha yüksek
derecede aynı hastalığa yakalanma riskine
sahiptir. Buna rağmen multipl miyelom hastalığı klasik anlamda irsi bir hastalık değildir.
Miyelom hücrelerinin kalıtsal bilgileri değişiklikler içerebilir, ama bunlar plazma hücreleriyle sınırlıdır. Hastanın üreme hücreleri
yani spermleri ve yumurta hücreleri bu değişikliğe maruz kalmamaktadır. Dolayısıyla
plazma hücrelerindeki bu kalıtsal değişiklik
anne ve baba tarafından çocuklarına aktarılamaz.
15
Hastaların yaklaşık yüzde 70 kadarında ilk
teşhis sırasında ağrılara neden olan kemik
lezyonları görülür. Bu hastaların bir çoğunda ufak baskılarla bile kemik kırılmaları görülür. Bu kemik lezyonlarına çoğu hallerde
bel kemiğinin alt kısmında ve kaburgalarda
rastlanmaktadır. Çoğu vakalarda sırt ağrıları görüldüğünden, multipl miyelom hastalığı tanısı ancak geç konulabilmektedir.
Kök hücreler
Öncül lenfatik
hücreler
Hastaların yaklaşık yüzde on kadarında
yüksek miktarda kalsiyum değerleri görülür.
Bunlar susuzluğa, mide bulantısına, kusmaya ve vücudun kurumasına sebep olur.
Multipl miyelom tanısı konulan hastalar
zaman zaman kendilerini şaşkın hissederlerse, baş ağrıları, görme bozuklukları ve/
veya alışılmadık kanamalar (örneğin dişlerini fırçalarken) gibi şikayetleri olursa, derhal doktorlarına başvurmalıdır.
İmmün sisteminin zayıflaması nedeniyle
akciğer enfeksiyonları, bronşit ve sinüzit
hastalıkları oluşmaktadır. İmmün sistemi
zayıflaması idrar yollarında, mide ve barsaklarda, ciltte veya cinsel organlarda da
enfeksiyonlara neden olabilmektedir ama
bunlar diğerlerine kıyasla daha enderdir.
Kök hücreler
Alyuvarlar
Kök hücreler
Kemik iliği
Akyuvarlar
Trombositler
Olgun kan hücreleri
Kan oluşturulması
„Yabancı madde
uyarısı“ (antijen)
Spesifik immün
reaksiyonu
B hücreleri
Öncül
lenfatik
hücreler
Dejenere olmuş
plazma hücreleri
Gerekenden fazla ve/veya
işlev sahibi olmayan antikorlar
(paraproteinler)
16
T hücreleri
„Yabancı madde
uyarısı“ (antijen)
Spesifik
olmayan immün
reaksiyonu
Hassaslaşmış
T hücreleri
(savunma hücreleri)
Multipl miyelom semptomları nelerdir?
İşlev sahibi plazma hücrelerinin oluşması multipl miyelom hastalığında arızalıdır
17
Multipl miyelom nasıl teşhis edilir?
Kemikler ve merkezi sinir sistemi
• Sırt ağrıları, erkeklerde ve menopozdan
önce kadınlarda boy kısalması ve kemik
erimesi (osteoporoz)
• Omurilik sıkışması ve bu nedenle alt
uzuvlarda (ayaklarda ve bacaklarda) güç
kaybı ve idrar torbasına ilişkin problemler
Kemik iliği
• Alyuvar eksikliği, bu nedenle değişik
derecede kansızlık (anemi)
• Akyuvar eksikliği, bu nedenle örneğin
akciğerlerde şiddetli enfeksiyonlar
• Trombosit eksikliği, bu nedenle kan
pıhtılaşmasında azalma (hematom,
burun kanaması, diş eti kanaması)
Diğer semptomlar
• Böbrek fonksiyonunda azalma
• Kanda yüksek miktarda kalsiyum
(hiperkalsemi)
• Kan plazmasının yoğunlaşıp kalınlaşması
(viskozite yükselmesi)
Multipl miyelomun olası semptomları
18
Multipl miyelom hastalığının semptomları,
birçok diğer hastalıkların belirtilerine benzer. Aşağıda sayılan üç kategoriden ikisinin
bulunması durumunda teşhis kesinleşmiş
sayılır:
• Kemik iliğinde yüzde 15’ten fazla
dejenere plazma hücreleri bulunması
durumunda. Normalde bu miktar
yaklaşık yüzde beş kadardır.
• Röntgen muayeneleri (örneğin kafatası,
omurga ve kalça) normalden az bir
kemik sıklığı ve / veya kemiklerde leke
şeklinde beyazlıklar gösteriyorsa.
• Kanda ve / veya idrarda gerekenden
fazla / işlev sahibi olmayan antikor
(paraprotein) bulunursa.
Ek olarak aşağıdaki muayenelerin yapılması
faydalıdır:
• Sitogenetik muayeneler; bunlar hastanın belirli bir risk grubuna ayrılmasını
mümkün kılar.
• Böbrek fonksiyon testi
• Kandaki kalsiyum ve ürik asit miktarının
belirlenmesi, ayrıca ß2 mikroglobulin
(beta-2 mikroglobulin) miktarının belirlenmesi
• Dejenere olmuş proteinlerin FLC-Assay
testi (serum serbest hafif zincirleri testi)
yardımıyla kesin belirlenmesi
• Gerekirse bilgisayarlı tomografi (röntgen
BT, MRT veya PET) vasıtasıyla kemiklerde akut kırılma tehlikesi olan yerlerin
belirlenmesi
Multipl miyelom hangi özelliklere göre
evrelendirilir?
Multipl miyelomun evrelemesi (İngilizcesi
Staging) miyelom hücrelerinin sayısına ve
örneğin parçalanma hızı gibi spesifik özelliklerine göre yapılır. En çok kullanılan evreleme yöntemlerinden biri miyelomu üç
evreye ayıran Durie-Salmon Evreleme Sistemidir. Bu sistem hastalığın vücutta yayılma
durumunu belirlemeye çalışır. Bunun için
kemik lezyonları incelenir ve laboratuvar
değerleri yorumlanır.
19
Evreleme aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi yapılır:
Sıkça kullanılan evreleme sistemlerinden
biri de Uluslararası Evreleme Sistemidir
(International Staging System, ISS). Bu
sistem iki parametreye dayanır: Albümin
protein serum konsantreleri ve ß2 mikroglobulin (ß2-M). Yüksek ß2 mikroglobulin
konsantresi, vücutta çok sayıda miyelom
hücresi bulunduğuna dair kesin bir işarettir.
A Tümör büyüklüğü
Evre I: 0,6 x 10 hücre her m KO için
Evre II: 0,6 – 1,2 x 1012 hücre her m2 KO için
Evre III: 1,2 x 1012 hücre her m2 KO için
12
2
Evre Kriterler
Tanım
I
düşük ß2-M ß2-M < 3,5 mg / l und
Albumin ≥ 3,5 g / dl
II ne evre I
ß2-M < 3,5 mg / l ve ne evre III
albümin < 3,5 g / dl
veya ß2-M 3,5 mg / l <= 5,5 mg / l
III ß2-M ≥ 5,5 mg / l
yüksek ß2-M B Kliniksel bulgu
Evre I: Her noktanın mevcut olması gerekir
Hb değeri: > 10 g / dl
Serum kalsiyum düzeyi: normal
Röntgen:
normal kemik yapısı (0) veya bazı kemiklerde lezyon
Düşük miktarda paraprotein:
IgG < 50 g / l
IgA < 30 g / l
İdrarda hafif zincirli paraprotein: < 4 g / 24 h
Evre II: Ne evre I ne evre III mevcut
Evre III: Bir veya birden fazla nokta mevcut
Hb değeri: < 8,5 g / dl
Serum kalsiyum düzeyi: > 3,00 mmol / l
Röntgen: ilerlemiş derecede kemik lezyonları (3)
Yüksek miktarda paraprotein: IgG > 70 g / l
IgA > 50 g / l
İdrarda hafif zincirli paraprotein: > 12 g / 24 h
C Böbrek fonksiyon testi (alt sınıflama A ve B)
A: 20
Nispeten normal böbrek fonksiyonu, serum kreatinin değeri
< 2 mg / dl (170 μmol / l)
B: Azalmış böbrek fonksiyonu,
serum kreatinin değeri
> 2 mg / dl (170 μmol / l )
21
Multipl miyelom nasıl tedavi edilir?
Bazı hastalarda multipl miyelom semptomları olmadığı halde tesadüfen bu
hastalığın bulunduğu tanısı konulmaktadır. Yapılan araştırmalar, böyle hastaların
tedavisine hemen başlamanın bir fayda
getirmediğini göstermektedir. Bunlar için
önemli olan sağlık durumlarını kontrol
ettirebilmek için düzenli aralıklarla doktora
gitmeleridir. Bu muayeneler genellikle üç
ayda bir yapılır ve bu arada kandaki ve
idrardaki paraprotein miktarı belirlenir.
Ayrıca daha uzun aralıklarla röntgen ve
kemik muayeneleri yapılır. Kemiklerde ilk
değişiklikler belirince, hemen tedaviye
başlanmalıdır.
Multipl miyelom hastalığının tedavisi değişik ve çok ayrıntılı gerçekleşir. Destekleyici
tedavi önlemleri (supportif) diğer organların mümkün olduğu kadar geç etkilenmelerini sağlayacak şekilde hastalığı kontrol
etmeye yarar. Örneğin fonksiyonunu daha
uzun süre yerine getirebilmeleri için böbreklerin korunması lazımdır.
Hastalığın tedavisi için birçok imkanlar bulunmaktadır; bunlar sayfa 24’ten itibaren
açıklanmıştır.
22
Destekleyici (supportif) tedavi önlemleri
hangileridir?
Böbrek fonksiyonunun kontrolü ve
muhafazası
Diğer hastalıklar sebebiyle (örneğin kalp
yetmezliği) bir engel yoksa günde en
azından üç litre su içilmesi gerekir. Böbrek fonksiyonuna zarar verebilecek ilaçlar
mümkün olduğunca az miktarda alınmalıdır. Reçetesiz alınan her türlü ilaç ve
müstahzarın mutlaka doktora bildirilmesi
büyük önem taşımaktadır. Ağrı kesiciler ve
röntgen kontrast maddeleri (enjeksiyon)
kullanılacaksa çok dikkatli olunmalıdır.
Aşağıda sözü edilen önlemler de böbrek
fonksiyonunu muhafazaya yöneliktir.
Hiperkalsemi
Kanda yükselen kalsiyum değerleri, doktorun reçeteyle vereceği intravenöz (damardan iğneyle) serumlarla ve bifosfonatlarla
düzeltilebilir.
Kemiklerin hastalanması ve ağrıların ele
alınması
Zayıflamış ve yumuşamış kemiklerde gittikçe artan sıklıkta meydana gelebilecek
kırılmaları tedavi edebilmek için, bazı durumlarda ortopedik ameliyatların yapılması
kaçınılmaz bir durum oluşturur. Radyoterapi (radyasyon) uygulaması tümör miktarının belirli bir yerde sınırlı kalmasına
yardımcı olabilir ve bu suretle ağrıların
hafifletilmesine ve kemik kırılmalarından
kaçınılmasına destek olabilir. Hastaların
hareketli kalmaları önemlidir, bu nedenle
fizyoterapi tedavinin önemli bir unsurunu
oluşturmaktadır.
Kanın yükselen viskozitesine bağlı
yüksek tansiyon
Kan dolaşımındaki olası problemleri tedavi
edebilmek için birçok önlemler alınabilir.
Bunlardan biri örneğin kan plazmasının
değiştirilmesidir. Paraprotein düzeyi çok
yükselirse, bu proteinleri üreten plazma
hücrelerinin miktarını azaltmak için bir kemoterapi uygulanması da mümkündür.
Omuriliğin sıkışması (kompresyon)
Omuriliğin sıkışması olayı miyelom hastaları için çok ağır bir komplikasyondur. İlk
miyelom teşhisi konulduğunda genellikle
henüz fark edilmez. Sıkışma durumu çoğu
vakalarda hastalığın sonraki seyrinde ortaya çıkar. Aşağıda sayılan semptomlara sahip hastaların derhal doktorlarına başvurmasında yarar vardır:
• Sırt ağrıları
• Gövdenin alt kısımlarında ve alt uzuvlarda (ayak ve bacaklar) his kaybı ve felç
belirtileri
• İdrar yapmada zorlanma
• İ drar torbası fonksiyonunda arızalar;
idrarını tutamama
Omurilikte bir sıkışma tespit eden doktor,
hastasını hemen hastaneye havale edecektir. Çeşitli görüntüleme metodları yardımıyla tümör kütlesinin tam yeri belirlenir.
Burası ya ameliyatla alınır veya radyoterapiye tabi tutulur. Çoğu vakalarda ek olarak
bir kemoterapi uygulanır.
Enfeksiyonlar
Enfeksiyonlar potansiyel olarak hastanın
hayatını tehdit eden bir gelişmelerdir. Miyelom hastaları ilk enfeksiyon belirtisini
fark edince, derhal doktorlarına başvurmalıdırlar (özellikle 38,5° C ateş durumunda).
Senede bir defa grip aşısı vurdurmak faydalı bir önlem olabilir.
Kansızlık (anemi)
Miyelom hastalarının üçte ikisi kansızlık
denilen anemiden şikayetçidir. Bu durum
genellikle pek ağır değildir, ama anemiyi
şiddetlendiren örneğin kan kaybı gibi başka nedenleri varsa, ciddi bir durum söz
konusudur. Ağır bir anemi durumunda kan
nakilleri gerekli olabilir. Bazı diğer hastalarda, özellikle böbrekleri hasarlı olanlarda
eritropoetin verilmesi faydalı olabilir. Bu suretle alyuvarların oluşturulması desteklenir.
23
Kronik hastalıklar – Ruh hastalıkları
Primer (esas) hastalık olarak multipl miyelom nasıl tedavi edilir?
Kemoterapi
Kemoterapide genel anlamda tümör hücrelerinin büyümesini frenleyen maddeler
kullanılır. Tümör kütlesini etkin bir şekilde
küçültebilmek için bu terapinin belirli zaman
aralıklarıyla tekrarlanması gerekir. Aşağıdaki
kriterlerin mevcut olması durumunda kemoterapi uygulanması faydalı olabilir:
•B
öbrek fonksiyonunda kısıtlanma
• Hiperkalsemi
• Böbrekler üzerinden immünglobulin atılmasının artması
• Kilo kaybı, kemik ağrıları, çalışma gücü
azalması gibi semptomlar
Otolog kök hücre geri nakli ile birlikte
yüksek doz kemoterapi
70 yaşından yaşlı olmayan ve bedensel iyi
bir durumda olan hastalarda, hastanın kendisinden alınan yani otolog kök hücreleri
bir yüksek doz kemoterapi ile kombinasyon
halinde kendisine geri vermek, uygun bir
tedavi opsiyonu olabilir. Bu amaçla hastanın
kendisinden kazanılan kök hücreleri kullanılır. Böyle bir tedavi uygulananlarda vakaların
yaklaşık yüzde on kadarında hastalar tamamen ve kalıcı olarak iyileşebilmektedir. Otolog kök hücre nakli yapılan diğer hastalarda
ise hayatta kalım süresi belirgin olarak uzatılabilmektedir.
24
Allojenik kök hücre geri nakli ile birlikte
yüksek doz kemoterapi
Allojen kök hücre nakli, yüksek doz kemoterapi sonrası uygulanır. Bu çerçevede uygun
bir bağışçıdan alınan kök hücreleri hastaya
nakledilir. Enfeksiyon tehlikesi çok büyük olduğundan ve nakledilen hücrelerin hasta tarafından reddedilmesi riski bulunduğundan
bu tedavi şekli bu sıralarda pek sık uygulanmamaktadır.
Yeni ilaçlar
Multipl miyelom tedavisi için birkaç seneden beri piyasada birçok yeni ilaçlar bulunmaktadır.
Esas (primer) hastalığın tedavisi, eşlik eden
diğer hastalıkları da dikkate almalıdır. Örneğin böbrek fonksiyonu kısıtlanması durumu
varsa veya diğer bir terapi uygulanmaya
başlanmışsa, esas hastalık tedavisi buna
uyarlanmalıdır. Bu çerçevede hastaya ek bir
külfet oluşturmaması için ilaçların özenle seçilmesi gerekir.
Multipl miyelom hastalığının tamamen iyileştirilmesi ancak pek ender vakalarda mümkün olmaktadır. Buna karşın yeni tedavi
imkanlarıyla hastalığı daha uzun bir süre
iyi kontrol edebilmek ve bu suretle hayatta
kalım süresini uzatmak ve bunun yanısıra
yaşam kalitesini yükseltmek mümkün olabilmektedir.
Birçok insan kronik hasta olduklarını öğrendiklerinde paniğe kapılırlar, kızarlar, üzülürler veya kendilerini çaresiz hissederler.
Bedensel rahatsızlıklara sosyal ve psikolojik problemlerde eklenir. İnsana adeta bir
işkence gibi gelen sorulara önceleri cevap
bulamazlar, aşağılık kompleksine kapılırlar
ve toplumdan uzak kalarak kendi kabuklarına çekilirler. Depresyona da kapılabilirler.
Demek oluyor ki hastalığın fiziksel yönlerinin yanısıra psikolojik ve sosyal etkilerinin
Daha fazla bilgi için örneğin aşağıdaki
kaynaklara başvurmak mümkündür:
Deutsche Krebshilfe e. V.
(Alman Kanser Yardım Derneği)
Buschstraße 32
53113 Bonn
Telefon 02 28 / 7 29 90 - 0
Telefax 02 28 / 7 29 90 - 11
www.krebshilfe.de
Deutsche Leukämie- und
Lymphom-Hilfe e. V.
(Alman Lösemi ve Lenfom Yardım
Derneği)
Thomas-Mann-Straße 40
53111 Bonn
Telefon 02 28 / 3 38 89 - 200
Telefax 02 28 / 3 38 89 - 222
www.leukaemie-hilfe.de
de acil olarak dikkate alınmaları gerekmektedir. Buna hastalar kendileri de önemli
boyutta katkıda bulunarak yaşam şartlarını
yeni şartlara göre ayarlayarak multipl miyelom hastalığı ile bağlantılı olabilecek komplikasyonları önleyebilirler.
Bu konularda dokturunuza ve / veya bir psikoloğa başvurmanızı ve sizi ruhen de meşgul
eden sorunları danışmanızı tavsiye ederiz.
International Myeloma Foundation
(IMF)
(Uluslararası Miyelom Kuruluşu, IMF)
www.myeloma.org
Myeloma Euronet
www.myeloma-euronet.org
Myelom-Gruppe Rhein-Main
vertreten durch die Leukämiehilfe
RHEIN-MAIN e. V.
(Rhein Main Miyelom Grubu Temsilen
Rhein Main Lösemi Yardım Derneği)
c / o Anita Waldmann
Falltorweg 6
65428 Rüsselsheim
Telefon 06142 / 3 22 40
Telefax 06142 / 17 56 42
myelom-gruppe.lhrm.de
25
Açıklamalı sözlük
A
allojenik
Hastanın kendisinden değil de, bir bağışçıdan (donör) alınan.
anemi
Bu durumda vücutta yeterli miktarda alyuvar (kırmızı kan hücresi) veya hemoglobin
bulunmamaktadır, bu sebepten dolayı yeterli derecede oksijen alınamamaktadır.
Anemi semptomları şunlardır: Yorgunluk,
nefes darlığı, halsizlik, isteksizlik, iş gücü
kaybı.
antibiyotik
Enfeksiyonlarla mücadelede kullanılan bir
ilaç türü.
antijen
Bir bağışıklık reaksiyonuna sebep olabilen,
örneğin hücre yüzeylerinde yer alan strüktürler.
antikor
Özel antijenleri tanıyıp tutabilen proteinlerdir; vücudun bağışıklık siteminin bir parçasını oluşturur.
ayrışma
Hücre ile ilgili anlamı: Bir ilkel hücrenin
dokudan dokuya değişik olabilecek özel
ödevleri yerine getirebilecek sağlıklı „ergen“
hücre haline dönüşerek olgunlaşması.
26
B
D
bazofil
Alerjik reaksiyonlarda önemli rol oynayan
akyuvarların bir kategorisidir.
diferensiyal kan tablosu
Diferensiyal kan tablosunda akyuvarların
yüzde olarak dağılım oranları incelenir. Tabloda bunlar granülosit, lenfosit ve monosit
diye türlere ayrılır.
B hücreleri
Lenfositlere bakınız.
beyaz kan hücreleri
Lökositlere bakınız.
bilgisayarlı tomografi (BT)
Teşhis amacıyla bilgisayar destekli görüntü
elde etme yöntemi.
biyopsi
Tam teşhis koyabilmek amacıyla vücuttan
ufak bir doku örneği alınması.
blast
Kemik iliğinde yer alan olgunlaşmamış hücreler; sonradan kan hücresine dönüşürler.
büyüme faktörleri
Vücuttaki büyüme işlemlerini yöneten hormonlar; kan büyüme faktörleri, kan yapımını yönetir, örneğin eritropoetin ve G-CSF
oluşturulmasını.
depresyon
Bir ruh hastalığı.
E
embriyonal gelişme
Bir insanın anne karnındaki ilk üç aylık gelişme evresi.
enzim
Hücre içinde oluşturulan ve organizmadaki
biyokimyasal işlemleri hızlandıran proteinler.
eozinofil
Bir akyuvar türüdür; parazitlerle mücadele
ederler ve alerjik reaksiyonlarda önemli bir
rol oynarlar.
eritropoetin
Eritropoetin böbreklerde oluşturulan bir kan
büyüme faktörüdür. Alyuvarların oluşturulmasını yönlendirir.
eritrosit
Kırmızı kan hücreleri; oksijeni akciğerlerden
vücut hücrelerine taşıyan ve hücre teneffüsü neticesinde oluşturulan karbondioksiti
vücuttan toplayıp akciğerlere taşıyan alyuvarlar.
eritrosit konsantresi
Eritrositlerden (kırmızı kan hücreleri) oluşan
kan transfüzyonu; bir bağışçıdan alınan bu
alyuvarlar serum şeklinde hastaya nakledilir.
F
fagozit
İmmün sisteminin „yutar hücreleri“.
G
granülosit
Akyuvarların bir alt grubudur; özellikle bakterilerin imhasından sorumludur.
GvHD reaksiyonu (Graft-versus-HostDisease):
İmmün sisteminin bir reaksiyonudur; bağışlanıp nakledilen doku veya organı alıcının
savunma sistemi yabancı olarak fark eder
ve çoğu hallerde reddeder.
27
H
hematokrit
Kanın hücresel katı kısımlarından ibaret
olan hacmi.
hematolog
Kan hastalıkları uzmanı doktor.
hematopoez
Kan yapımına hizmet eden biyolojik işlemler.
hemoglobin
Oksijenin naklinden sorumlu eritrositlerin
içinde bulunan kırmızı kan boya maddesi.
hemokromatoz
Organlarda aşırı miktarda demir elementi
birikmesi durumu.
hiperkalsemi
Kan serumunda yüksek kalsiyum düzeyi.
İ
K
immün modülasyonu
Vücudun immün yanıtını etkileme işlemi.
kan kürecikleri
Yaralanmadan sonra kanın durdurulmasını
sağlarlar (trombositler); trombosit eksikliği
daha yüksek kanama eğilimine sebep olur.
immün sistemi
Vücudun çeşitli organlarının katıldığı korunma ve bağışıklık sistemi.
kan oluşumu
Kan hücrelerinin oluşması ve olgunlaşması
sürecidir.
immün yanıt
Vücudun bağışıklık sisteminin yabancı
maddelere karşı reaksiyonu.
kemik iliği biyopsisi
Derhal incelemek amacıyla kemik iliğinden
ufacık bir doku örneğinin alınması işlemi.
immünglobulin
Antikor.
kemik iliği nakli
Kemik iliği transplantasyonu; nakledilecek
ilik, bir bağışçıdan (allojenik) veya hastanın kendisinden (otolog) elde edilir. Nakil
işleminden önce hastaya bir kemoterapi
uygulanır.
immün kabiliyeti
Vücudun bağışıklık sistemine ait belirli hücrelerin yabancı maddeleri tanıyabilme ve
bunları zararsız hale getirebilme kabiliyeti.
kan hücreleri
Eritrositler, lökositler ve trombositlerdir.
kemoterapi
Özel ilaçlar (hücre zehirleri yani sitostatikler)
vererek kanser hücrelerini öldürmeyi hedefleyen tedavi şekli.
kırmızı kan hücreleri
Eritrositlere bakınız.
kök hücre
Vücut hücrelerinin özel bir tipidir; biribirinin aynısı iki kardeş hücreye veya değişik
görevlere sahip iki ayrı hücreye bölünebilirler; kan yapılmasında önem taşıyan kök
hücreler kemik iliğinde yer alırlar.
kromozom
Kalıtsal bilgi taşıyıcıları.
kemik iliği ponksiyonu
Derhal incelemek amacıyla kemik iliğinden
bir iğneyle hücre örneği alınması işlemi; kemik iliği aspirasyonu diye de adlandırılır.
28
29
L
leğen kemiği üstü
Leğen kemiğinin üst tarafı; ponksiyon işlemi
sırasında bu bölgeden (genellikle arka taraftan) kemik iliği örneği alınır.
lenfatik sistem
Bademcikler, dalak, timüs bezi, lenf düğümleri ve lenf damarları (lenf yolları).
lenfosit
B ve T hücreleri; Lökositlerin bir alt grubunu oluştururlar; immün reaksiyonunda
önemli bir rol oynarlar.
lökopeni
Kanda bulunan akyuvar miktarında eksiklik
durumu.
lökosit
Akyuvar (beyaz kan hücresi); vücudun immün savunmasında önemli bir rol oynarlar.
lösemi
Fonksiyonu olmayan ve gereken miktardan
çok daha fazla akyuvar üretimine sebep
olan kötü huylu bir hastalıktır.
30
M
makrofaj
İmmün sisteminin „yutar hücreleri“.
metabolizma işlemleri
Vücudun enerjiyle beslenmesine ve atık
maddelerin atılmasına imkan sağlıyan madde değişim işlemleridir.
mikrolitre (µl)
Mililitrenin binde biri.
miyelosupresyon
Kemik iliğinde hastalıklı bir değişim durumu; tüm kan hücre tiplerinin veya bunlardan bir kısmının üretimi azalır.
monosit
Akyuvarların (beyaz kan hücrelerinin) bir
kategorisidir; bakterilere karşı savunmadan
sorumludur.
N
R
O
S
nötrofil granülosit
Beyaz kan hücrelerinin (akyuvarların) bir
kategorisidir; vücudun enfeksiyonlara karşı
savunmasında önemli rol oynarlar.
otolog
Hastanın kendisinden kaynaklanan.
P
PET
Pozitrron emisyon tomografisi, teşhis amacıyla görüntü elde etme yöntemlerinden
biridir.
plazma
Kanın hücre içermeyen sıvı kısmı.
reddetme reaksiyonu
İnsan vücudu kendi dokusu ile yabancı
doku arasındaki farkı anlar ve çoğu hallerde
yabancı dokuyu reddeder ve atar.
sitogenetik testler
İrsi kalıtım bilgilerinde olası değişimleri tesbit edebilmek amacıyla kromozomların mikroskop altında incelenmeleri.
sitogenetiksel
Hücrelerin genetik özellikleri ile ilgili.
sitokinler
Vücudun büyüme işlemlerini yönlendiren
sinyal maddeleri.
somatik
Vücutla ilgili.
MRT (manyetik rezonans tomografisi)
Kuvvetli bir manyetik alan kullanarak görüntüleme yöntemi.
profilaksi
Önlem girişim.
mutasyon
Kalıtsal materyalda (gen) meydana gelen
değişim.
prognoz
Bir hastalığın olası gelişme süreci ve buna
bağlı sağkalım tahmini.
spesifik olmayan
Cinsine özgü olmayan; yönlendirilmemiş.
mutasyon statüsü
Bir gende mutasyon olup olmadığı konusundaki ifade.
psikolojik
Ruhsal; insanın ruhi durumu ile ilgili.
supportif
Destekleyici tedavi.
spesifik
Cinsine özgü; yönlendirilmiş.
31
T
T hücreleri
Lenfositlere bakınız.
transfüzyon
Bağışçıdan alınan kanın veya kan küreciklerinin hastaya aktarılması yöntemidir; buna
kan nakli de denir. İnfüzyon ile karıştırılmamalıdır; ilaçların bir çözelti halinde hastaya
damardan verilmesi işlemine infüzyon denir.
trombositopeni
Kanda trombosit sayısının (kan küreciklerinin) azlığı.
32

Benzer belgeler

Miyelodisplastik Sendromlar (MDS)

Miyelodisplastik Sendromlar (MDS) önüne getirebilirsiniz. Belki artık bundan sonraki süreç sizin için kolay olmayacaktır. Buna rağmen hayatın güzel ve önemli taraflarını göz ardı etmeyiniz. Yaşamınızı tamamen kendinize özgü bir şek...

Detaylı

Akut Miyeloid Lösemi (AML)

Akut Miyeloid Lösemi (AML) Kırmızı kan hücreleri (eritrositler) yardımıyla vücuttaki madde değişimi yani metabolizma için hayati öneme sahip bulunan oksijeni akciğerlerden hücrelere taşır. Hücre solunumu neticesinde (yani vü...

Detaylı