itü kültür ve sanat birliği basın yayın kulübü itü gazetesi İTÜ

Transkript

itü kültür ve sanat birliği basın yayın kulübü itü gazetesi İTÜ
arıYORUM
itü kültür ve sanat birliği basın yayın kulübü
itü gazetesi
GAZETE
OKUMAK
ALIŞKANLIK
YAPAR!
yirmi dördüncü sayı, nisan iki bin on üç süreli yayın ISSN: 1305 - 4785
ARI Çekirdek'e
başvuru yapan
girişimci grupların 30 Nisan'da
gerçekleşecek
olan jüri sunum
gününe davet edildiğine veya
edilmediğine dair bilgi maili
Nisan'ın 4. haftası taraflarına
ulaştırılacaktır...
İTÜ Geliştirme Vakfı’nın katkılarıyla...
www.gazete.itu.edu.tr
2
ARIYORUM
ARIYORUM İTÜ GAZETESİ YAYIN KURULU
Genel Yayın Yönetmeni
Anıl Güler
Yazı İşleri
Damla Bayrak
Görsel Yönetmen
Baran Serdar Sarıoğlu
Mizah
Oğuz Onur Kul
Yayın Danışmanı
Fatih Avcı
Dağıtım
Ahmet Korkmaz
Baş Muhabir
İlknur İlhan
Reklam
Ferit Çağlar Gündüz
Karikatür
Utku Sönmez
NİSAN 2013
Haber Kurulu
Abdussamet Hatipoğlu, Deniz Sayın, Dilşad Dağtekin, Eren Sönmez,
Gizem Akın, Hazal Şener, Hülya Göktaş, Irmak Türe, İlknur İlhan,
Kamil Can Erdem, Merve Turhan, Nur Dilara Kılıç,
Selçuk Keser, Sena Kıral, Serhat Orhun Urfalı,
Tekin Karatepe, Volkan Zengin, Zeynep Kesim.
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
İTÜ BASIN YAYIN KULÜBÜ
BASIN-YAYIN
KULÜBÜ
ARIYORUM İTÜ GAZETESİ
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
[email protected],
www.gazete.itu.edu.tr, 05416466062
BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK
*İTÜ Basın Yayın Kulübü üyeleri Arıyorum İTÜ Gazetesi
yayın kurulunun doğal üyeleridir. İsimleri belirtilen kişiler
24. sayıya doğrudan katkısı bulunan üyelerimizdir.
3
ARIYORUM
NİSAN 2013
EMEK YERİNDE GÜZEL
Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde 7 Nisan Pazar günü Emek sinemasının
yıkım kararına tepki olarak yapılan gösteriye Costa Cavras, Mike
Newell, Marco Becchis ile Jan Ole Gerster gibi dünyaca ünlü yönetmenler ile Türkiye'deki çok sayıda yönetmen, oyuncu ve sinema yazarı da katıldı. Birkaç yüz kişilik grup içinde, Türkiye'deki sinema
izleyicilerinin yakından tanıdığı Cem Davran, Tuncel Kurtiz, Derya
Alabora, Ezel Akay, Ahmet Mümtaz Taylan, Defne Halman ve Onur
Ünlü gibi pek çok oyuncu ve yönetmen de vardı. Yürüyüşe polisin
tazyikli su, biber gazı ve copla sert müdahalede bulunması uluslararası tepki getirdi.
“Emek Bizim İstanbul Bizim Platformu” üyelerinin yürüyüşünün ardından, sinemanın bulunduğu Yeşilçam Sokağı'nın İstiklal Caddesi
tarafındaki girişi polis panzeriyle kapatıldı.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'ndan yapılan
açıklamada, İstanbul Film Festivali'nin yurtdışından gelen konuklarının da bulunduğu topluluğa " müdahalede orantısız güç " kullanıldığı
belirtilerek " İstanbul'un kültürel hafızasına sahip çıkmaktan başka düşüncesi olmayan sinemaseverlere yapılanları kınıyoruz. " denildi.
Uluslararası sinema eleştirileri federasyonu
FIPRESCI'den yapılan açıklamada da, İstanbul
Film Festivali'nde kuruluş adına jüri üyesi olan
Berke Göl'ün " boğazı sıkılarak " gözaltına alınmasından kaygı duyulduğu açıklandı.
Açıklamada, Emek Sineması'nın, aynı yere inşa
edilecek bir alışveriş merkezinin üst katlarından birine taşınması planı da eleştirildi.
Usta gazeteci Atilla Dorsay, Beyoğlu'nda yapılmak istenen, fakat polisin tazyikli su ve biber
gazıyla yaptığı müdahaleyle engellenen yürü-
yüşte yer alanlar arasındaydı. 60 yılı aşkın süre
Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Yüzyıl ve Sabah
gazetelerinde yazan Dorsay, gösterinin ardından daha önce " Emek yoksa ben de yokum! "
başlıklı bir yazı yazdığını hatırlattı. Dorsay, bu
yazısında Emek Sineması'na < kazma vurulduğu gün > gazeteciliği bırakacağını duyurmuştu.
Veda yazısında şunları belirtti: “ Bu sinemanın
hem kendisi önemliydi, hem de temsil ettiği
kültürel altyapı, tarihsel birikim ve yaşam biçimi. Bugün artık Emek yok. Onun gerçek ve
de simgesel önemini anlatamadık. Sabah bu
ve Taksim Parkı, Çamlıca Camii vb. konularda
sütunlarını bana hep açtı, tüm eleştiri ve uyarılarımı kullandı. Sağ olsunlar... Ama hiçbir girişimi değiştiremedik, hiçbir şeyi kurtaramadık.
Benim için artık ne sözün, ne de yazının önemi
kaldı. Bu belki, artık sessiz kalmanın çığlık atmaktan daha önem kazandığı bir durumdu. Ve
bırakmak kaçınılmaz oldu. "
Kıdemli yazar sözlerini, okuyucularıyla " bir
yerlerde, en azından kitaplarda " buluşma umuduyla noktaladı.
İstanbul Film Festivali'nin konuklarından olan
dünyaca ünlü yönetmen Costa Cavras da kalabalık içindeydi. Evrensel gazetesinin aktardığına göre Cavras " Bu yapılan tarihi bir hatadır,
sinemaya yapılan bir ayıptır. " diye konuştu.
MESAJINIZ VAR!
HAYATA BİR ADIM PROJESİ
KİTAP TOPLAMA KAMPANYASI
Değerli İTÜ Mensupları,
Bu defa yolumuzu gökyüzünden uzak, güzel gözlü
çocuklara çevirdik. Sizlerin de katkılarıyla 20 okula
kitap yardımı yapmış bulunmaktayız. Bu ufak kampanyamızda bu sefer de "MALTEPE GENÇLİK VE
ÇOCUK CEZA İNFAZ KURUMU"na kitaplarımızı
götüreceğiz. Toplumsal olarak "fail" sıfatı yüklediğimiz ve özellikle suça itilmiş çocuklarımızın mağduriyetlerini bir miktar da olsa hafifletmek amacı ile 19
NİSAN CUMA gününe kadar kitaplarınızı (çocukların isteği üzerine özellikle macera ve polisiye türleri)
bizlere ulaştırırsanız çok seviniriz.
Mekan: İTÜ Kültür Sanat Birliği Gönüllük Kulübü Odası
Detaylı Bilgi:
Tel: 0 538 659 18 37 / 0 537 732 51 94
İlgili Kişi: Ezgi Demiralp / Nimet Özden
-Gülbin Tatlıağız tamamen kendi kararı ve çabasıyla çevresindeki sinemaseverlere ilaveten
dilekçeyi ilk imzalayan sanatçı Haluk Bilginer
ve Oyun Atölyesi oyuncularının imzalarını aldı.
YIKIM SÜRECİ
2009 yılında sinemanın kapanması üzerine,
binanın yıkılacağına dair söylentilerin çıkması
nadir bir karşı duruşu harekete geçirdi. Kent
ölçeğinde anıtsal nitelikte yapılara ilişkin kararların kamu yararını sorgulayan sivil meslek
kuruluşlarının yanı sıra sinema endüstrisinden
profesyoneller ve sinemaseverler, pek çoğu sosyal medyada örgütlenen buluşma ve imza kampanyalarıyla yıkımı engellemeye kararlı olduklarını her fırsatta dile getirdiler.
2010 yılında bir alışveriş merkezine dönüştürülmesi planlanan Emek sinemasının yıkılmasını öngören projenin açıklanması üzerine,
sinemaseverler ‘ Emek Sinemasını Yaşatalım ’
başlıklı bir platform kurarak imza kampanyası
başlattılar. Başvuru üzerine mahkeme, 12 Mayıs 2010 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı
verdi.
Abdussamet Hatipoğlu
[email protected]
Sadece doktorlar değil,
MÜHENDİSLER DE
HAYAT KURTARIR...
Her kan veren bir kahramandır.
Üniversitemiz ile Türk Kızılayı'nın
ortaklaşa düzenleyeceği kan bağışı
kampanyası için Kızılay Kan Bağışı Çadırı 16 - 17 - 18 Nisan 2013
tarihlerinde saat 10:00 - 18:00 arasında İTÜ Ayazağa Kampüsü Mustafa İnan Kütüphanesi önünde, 16
Nisan 2013 tarihinde saat 10:00
- 18:00 arasında İTÜ Maçka Kampüsü Yabancı Diller Yüksekokulu
Binası önünde gönüllü kan bağışlarınızı kabul etmek için orada olacaktır.
4
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
ARIYORUM
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
NİSAN 2013
TABAĞIMA DOKUNMA EYLEMİ İTÜ VİDEO OYUN FESTİVALİ GELİYOR
Geçtiğimiz hafta ani bir kararla İstanbul Teknik Üniversitesi
Maçka kampüsünde bulunan
yemekhanede, öğretim üyelerinin jeton fiyatları iki katına çıkarıldı. Bunun üzerine
Maçka’da görev yapan öğretim
üyelerinden birçoğu duruma
tepkilerini ortaya koymak adına öğlen yemeğini simit ve çay
ile yaptılar.
Öğrenciler ile aynı yemekleri yedikleri halde
sunuş biçimi farkı nedeniyle ödedikleri fazla
paraya tepkili olan öğretim üyeleri öğrencilerle
aynı yemekhanede yemeğe devam ediyorlar.
Maçka kampüsü için hayatta olan bu uygulama
artık İTÜ’nün diğer kampüsleri içinde geçerli
olacak. Öğretim üyelerinin yemekleri porselen
tabaklarda sunuluyor ve öğrencilerin 2 lira ödediği yemeklere 4 lira ödüyorlar. Öğrencilerin
öğretim üyesi yemekhanelerine girmeleri ise
yasak.
“İTÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı’nın
15.03.2013 tarihi ve 76 sayılı yazısı ile akademik ve idari personelin ortak kullandığı Maçka, Gümüşsuyu ve Taşkışla yerleşkelerindeki
yemekhanelerde sunumun porselen tabakta
yapılması gerekçe gösterilerek yemek ücretinin
yüzde 100 zamla 2 TL’den 4 TL’ye çıkarıldığı,
2 TL’den yemek yemeye devam etmek isteyen çalışanların öğrenci yemekhanesinden
faydalanabileceği duyurulmuştur. Bu uygulama
nedeniyle şehir kampüslerinde görev yapan İTÜ
çalışanları büyük mağduriyet yaşamaktadır.
Bu duruma tepki gösteren İTÜ çalışanları
18.03.2013 tarihinden bu yana yemekhane
boykotu yapmaktadır. Bu süreçte sendikamızın
uygulamanın geri alınması yönündeki talebi
İTÜ Rektörlüğü tarafından geri çevrilmiştir.
İTÜ emekçilerinin ve öğrencilerinin yemek
hizmetlerine ilişkin sorunlarının bir bölüm
olarak ele alınması ve çalışanlar ile onların temsilcileri sendikalarla çözüm üretilmesi gerekirsen, bu şekilde tepeden inme kararlar alınmasını
anti demokradik otoriter yönetim anlayışını
reddediyoruz ve kınıyoruz. Hukuksuz bir uygulama olan yemek zammı geri alınana kadar mücadelemizi sürdüreceğimizin İTÜ çalışanları ve
kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz.”
VII. Üniversiteler Psikolojik Danışma ve Rehberlik Sempozyumu
Türkiye genelindeki üniversitelerin Psikolojik
Danışma ve Rehberlik Merkezlerinin katılımıyla VII. Üniversiteler Psikolojik Danışma Ve
Rehberlik Sempozyumu 18-19 Nisan 2013 tarihlerinde, İTÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezince İTÜ Süleyman Demirel Kültür
Merkezi’nde düzenlenecektir.
Üniversiteler bünyesinde faaliyet gösteren PDR
Merkezlerinin teori ve uygulama alanlarında
bu sempozyumlar çok önemli katkılar sağlamaktadır. Mesleki anlamda merkezlerin kendi
gelişimlerine ışık tutan, merkezler arası iletişimi yapılandıran ve kuvvetlendiren, alanla ilgili
ulusal ve uluslar arası gelişmelerin paylaşımını
sağlayan bu sempozyumlar hem PDR Merkezleri çalışanları başta olmak üzere, Psikolojik
Hizmetler Alanında çalışanlara, alanla ilgili birçok konuda tartışma ve fikir alışverişinde bulunma, bilgi ve deneyimlerini aktarma imkanı
sağlamıştır.
Üniversitemiz ev sahipliğinde yapılacak olan
VII. Üniversiteler Psikolojik Danışma Ve Rehberlik Sempozyumu’nun konusu “Üniversite Öğrencilerinde Sosyal Medya Kullanımı
ve İnternet Bağımlılığı” olarak belirlenmiştir.
Gerçekleştirilecek olan etkinliğe ilişkin detaylı
bilgilere ve başvuru işlemlerine web sitesinden
ulaşabilirsiniz. Etkinlik tüm İTÜ mensuplarına
ücretsizdir.
Detaylı bilgi için: www.pdr2013.itu.edu.tr adresini ziyaret ediniz.
ATMOS:
BİR ATMOSFER SEMPOZYUMU
DEPREM MÜHENDİSLİĞİ VE AFET
YÖNETİMİ ENSTİTÜSÜ SEMİNERİ
Periyodik zamanlarda yapılmakta olan ve
atmosfer alanındaki tüm konuları içeren
“6th Atmospheric Science Symposium –
ATMOS 2013”, 24-26 Nisan 2013 tarihinde
İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezinde yapılacaktır.
Sempozyumda hava kirliliğinden turizme,
enerjiden iklim değişikliğine kadar atmosferin bileşen olduğu konularda uzmanlar,
akademisyenler, uygulayıcılar ve kanun
yapıcılar biraraya gelecekler ve bu başlıklar
üzerinde fikir alışverişinde bulunup tartışacaklardır. Sempozyum 24 Nisan 2013
saat 09.30’da başlayacaktır.
İTÜ İnşaat Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Abdüsselam ALTUNKAYNAK, 17 Nisan 2013 Çarşamba günü saat
15:30'da Deprem Mühendisliği ve Afet
Yönetimi Enstitüsü Konferans Salonu'nda
“İklim Değişikliği Etkisi Altında Taşkın
Haritalarının Oluşturulması” konulu seminer verecektir.Toplantıya tüm öğretim
üyeleri, yardımcıları ve öğrencilerimiz davetlidir.
İTÜ IEEE Öğrenci Kolu tarafından düzenlenen İstanbul Teknik Üniversitesi Video Oyun Festivali 2013( İVOFest 2013), 18 – 19 Nisan
2013 tarihlerinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Elektronik
Fakültesi’nde sizlerle olacak. Peki katılımcıları neler bekliyor?
İTÜ Ayazağa Kampüsü Elektrik-Elektronik Fakültesi önünde 2 gün boyunca kurulacak olan
interaktif oyun standlarında eğlenebilirsiniz.
ARAL PES Turnuvası ve Guitar Hero yarışması
ile renklenecek olan bu bölümde sürpriz çeklişlerle katılımcılara hediyeler dağıtılacaktır.
Bunların yanı sıra, düzenleyeceğimiz Oyun
Tarihi Sergisi’nde eski oyun konsollarında tekrar oyun oynama imkanına sahip olabilirsiniz.
Önce Mario oynayıp, ardından Guitor Hero’ya
geçip kendinizi bir zaman tünelinde gibi hissedebilirsiniz.
18 ve 19 Nisan günlerinde; saat 14:00 – 17:30’
da gerçekleştirilecek oyun yapımı eğitimine
katılabilirsiniz. 3D Akademi’den gelecek yetkin
eğitmenlerle, Unity oyun motoru kullanılarak
oyun tasarım ve proglamlama eğitimine katılabilir, 2 günlük eğitimin sonunda verilecek olan
sertifikaya sahip olabilirsiniz.
Ayrıca eğitime katılarak 3D Akademi’den 1 yıllık eğitim hakkı kazanma fırsatını elde edebilirsiniz. Eğitim kontenjanlarla sınırlıdır.
Eğitime katılım formu :http://www.ivo.ituieee.
com/
SEEDCAMP GELİYOR
Avrupa’nın önemli girişim geliştirme ve kuluçka merkezlerinden biri. Seedcamp girişimlere yatırım ve akıl
hocalığı konusunda yardımcı oluyor. Her yıl 2000’in
üzerinde başvuru kabul eden, bunlardan yaklaşık 200
tanesine akıl hocalığı, 20 tanesine ise yatırım yapan
Seedcamp, her yıl düzenlediği etkinlikler sayesinde
girişimcilere kendilerini anlatma imkanı da sağlıyor.
2012 yılından beri Türkiye ile de
yakından ilgilenmeye başlayan
fakat bir etkinlik düzenlemeyen
Seedcamp’in takviminde bu yıl
İstanbul da yer alıyor. 5 Nisan’da
Belgrad, 23 Nisan’da Kiev’den
sonra 30 Nisan’da İstanbul’da
düzenlenecek Mini Seedcamp
çerçevesinde girişimciler sunum
yapma imkanı bulacaklar ve
aynı gün içerisinde kazananlar
açıklanacak.
Bu etkinlik her ne kadar adı
“Mini” Seedcamp olsa da oldukça önemli. Her şeyden önce
Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin hızlı büyüyor olması bu
ilk adımdan sonra Seedcamp’in
SEMİNER VAR!
yolunun yeniden Türkiye’ye
düşmesini sağlayacaktır. Ayrıca
Yalım K. Gerger’in ifadesiyle:
“Seedcamp gibi Avrupa’nın en
önemli melek yatırımcı ağının,
İTÜ’ye gelmesinin, yerel girişimler ile Avrupa’daki yatırımcılar arasında önemli bir köprü
oluşturmuş olacak”. Yani girişimciler için sadece yatırım ihtimalleri değil, yurtdışı ile daha
yakın ilişkiler kurabilmek açısından da önemli.
30 Nisan saat 12.30’ da İTÜ
Maslak Kampüsü KSB Oditoryumunda (büyük salon) gerçekleşecek olan etkinliğe katılım
ücretsizdir.
İTÜ Maden Fakültesi ve BMK KAUM ortak çalışması sonucu
26 Nisan 2013’te “KENDİNİ ve HAYATI %100 KULLAN! “ adlı
seminer İTÜ Maden Fakültesi İHSAN KETİN konferans salonunda düzenlenecektir. Konuşmacı olarak katılacak olan Yaşam
Tasarım Uzmanı Sevgi KARACA, aynı zamanda jeoloji mühendisi, ögretmen ve annedir.
FİBA BULUŞMASI
Finans (bankacılık,
leasing, faktoring ve sigortacılık) ve finans dışı
(havacılık,
mağazacılık,
gayrimenkul, enerji) alanlarda faaliyet gösteren,
marka değeri yüksek iştiraklerden oluşan bir yatırım grubu olan Fiba Grubu
üniversitelerimizde lisans
veya yüksek lisansını bu
yaz tamamlayarak mezun
olacak yüksek onur listesi öğrencileri ile biraraya
gelmek, hem şirketlerimizi
anlatmak, hem onların sorularına cevap vermek istiyor.Fiba Grubunun kurucusu Sn. Hüsnü Özyeğin’in
de bizzat bulunarak öğrencilerle sohbet etmeyi arzuladığı toplantı 21 Nisan
Pazar günü İstanbul Swiss
Otel’de gerçekleşecektir.
Etkinliğe katılımı sınırlı
sayıda gerçekleştirebileceğimiz için öğrencilerimizden CV’leri ile birlikte
başvuru istiyor olacağız.
Yapılan değerlendirme sonucunda toplantıya katılım talebi kabul edilenlerin
e-mail adreslerine detaylı
bir davetiyeyi de ayrıca
gönderilecektir.
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
5
ARIYORUM
NİSAN 2013
MEYDAN24’Ü KURUCUSUNDAN DİNLEYELİM
Meydan24 ilk ortaya çıktığı
günden bu yana İTÜ öğrencilerinin gündemini meşgul
ediyor. Çok genel olarak bir
tanımlama yaparsak; İTÜ
öğrencileri siteye girip (üye
olmak şartı getirildi), istedikleri herhangi bir İTÜ öğrencisi hakkında küfür, hakaret vs. içermeyecek nitelikte
yorumlar yapabiliyor. Bu sosyal platformu beğenen ve daha
ilk günden destekleyicisi olan
öğrencilerin dışında, duruma
tepkili ve oldukça şikâyetçi
öğrenci grupları da var. Bu
öğrencilerden bazıları antimeydan24.com adlı bir internet sitesi açma yoluna giderek meydan24.com aleyhinde
imza ve dilekçe toplamaya başladılar. Facebook ve Twitter
gibi sosyal ortamlarda da yoğun olarak tartışılan bir konu
haline geldi. İTÜ rektörü Prof.
Dr. Mehmet Karaca Twitter
üzerinden yaptığı açıklamasında konuyla ilgili hukuki süreci başlattığını bildirdi.
Birincisi
meydan24.com’da
benim bilgilerim de yer aldığından (kaldırılmasını talep
ettim) tarafsız bakış açımı korumak zorunda olduğumdan,
ikincisi site ile ilgili hukuki
süreç devam ettiğinden dolayı
daha fazla fikir beyan etmiyorum.
Son zamanların büyük ses getiren olayı ve bu olayın odak
noktasındaki Gökçe Sezgin ile
konuştum. Kendisi itu24.com
ve meydan24.com sitelerinin
kurucusu. Sizi bu röportaj ile
baş başa bırakıyorum.
Meydan24.com adlı internet sitesini kurma
fikri nasıl ortaya çıktı?
Meydan24.com projesi, zaten siz hariç herkesin bildiği, sizin hakkınızda söylenen şeylerin
sizin tarafınızdan da bilinmesini sağlamak
amacıyla oluşturulmuş bir yapı. Kısacası; sadece siz bilmiyordunuz, artık siz de biliyorsunuz.
Bu sitemizde yer alan insanlara büyük avantaj
sağlayan bir şey. Şimdiye kadar yapılmış sosyal
medya projelerinin birçoğunda hepimiz kendi
kimliklerimizle var olduğumuz için yapmacık
bir dünya söz konusuydu. Biz de biraz daha
gerçekler konuşulsun fikriyle ortaya çıkardık
bunu. Kimliksiz sohbet, kimliksiz soru-cevap
yapıları zaten internet dünyasında var olan şeyler, biz bu yapıları biraz daha Türkiye'de yaygın
olan sözlük konsepti ile harmanlayarak yeni
bir yapı oluşturduk. Aldığımız geri dönüşlerin
oranına bakarsak da güzel bir yapı oluştuğunu
söyleyebiliriz.
Sitenin ismi konulurken bir ima bir mesaj düşünüldü mü? "hodri meydan gibi"
Böyle bir mesaj yok elbette. Meydan isminin
geçmesinin nedeni, burada herkesin ortak bir
ortamda buluşuyor olması. Siz bir meydana
gittiğinizde oradaki herkesi görebiliyorsunuz,
herkes tamamen birbirinin gözü önünde. Daha
çok bu çağrışımdan yola çıktık.
Bu site İTÜ'deki hangi eksik noktayı tamamlıyor?
Diğer soruya verdiğim cevap gibi, bu site 'gerçekler' konusundaki eksik noktayı tamamlıyor.
Sizin hakkınızda ne düşünüyorlar hiç merak
etmiyor musunuz? Elbette ediyorsunuz. Ve biz
de diyoruz ki artık burada bu meraka son veriyoruz. Herkesin bilip sizin bilmediğiniz şeyleri
siz de bilin istiyoruz.
Size ulaşan iyi ve kötü tepkilerin oranı nedir?
Bu rakamlar konusunda sitemizin ana sayfasında da bir paylaşımda bulunmuştuk. Sitemizi
ulusal basına haber olmadan önce yani ilk 3 gün
içerisinde 12.000 farklı kişi ziyaret etti. Burada
12.000 ziyaretten bahsediyorum altını çizmek
isterim. 12.000 farklı kişi. Bunlardan yalnızca
179 tanesi ismini sayfadan sildirmek istediklerini söylediler. Bunların da hepsi 'kötü tepki'
olarak adlandırılacak şeyler değildi. Kendi hakkında yazılanları öğrenmek istemediğini vs kibarca söyleyerek bu işlemi gerçekleştirenler bu
179 kişi içerisinde yoğunlukta olanlardı.
Siteyi beğenenler hangi özelliklerini beğenmeyen ve şikayette bulunanlar hangi özelliklerini size dile getiriyor?
Siteyi beğenenler, anonim oldukları için burada
yapaylığın değil gerçek şeylerin konuşulması
ve de kendileri hakkında düşünülenlerin takip
edilebilmesinin olanak sağlaması konusunda
fikir beyan ettiler. Bu fikirler esnasında güzel
öneriler de çıktı ve hemen uyguladık. Örneğin
siteye üye olmayanların yorumları görememesi burada daha biz bize bir ortam yaratılmasını
sağladı ki bu da kaliteyi büyük ölçüde arttırdı.
Şikayette bulunanlar isimlerinin izinleri dışında
kullanıldığı konusunda fikirlerini beyan ettiler.
Bu kişilerin isimleri zaten başvuruları ile kaldırıldı. Hatta daha sonrasında bir bekleme olmasın diye direkt olarak kendilerinin üye olmaksızın kaldırabilecekleri bir sistemi de sitemize
entegre ettik çok kısa bir süre içerisinde.
Facebook ve Twitter gibi sosyal ortamlardaki
konuşmaları takip ediyor musunuz?
Açıkçası çok fazla takip etme fırsatı bulamıyorum. İlk hafta çok yoğun geçti. Test yayını
olmamızdan dolayı bir yandan yazılımsal geliştirmeler, diğer yandan röportajlar ve çeşitli görüşmeler derken sadece göz gezdirebiliyorum.
Göz gezdirdikçe de moralim yerine geliyor.
Daha ilk haftasından birçok insan için vazgeçilmez bir platform olması bizim bile tahmin
edebileceğimizin çok üzerinde. Biraz daha işler
yoluna girdiğinde diğer sosyal medya hesaplarını kapatarak meydan24.com üzerinde takılacaklarını söyleyenlerden, Türkiye'deki büyük
sosyal medya mecraları sahibi büyüklerimizin
'yolun açık olsun' mesajlarına kadar birçok şey
motivasyonumuzu arttırmamızı sağlıyor.
Bir kişinin isminin fotoğrafının iradesi ve
bilgisi dışında (kendi rızasıyla üye olmadan)
kamuoyuna üzerinde yorum yapılmak için
açılması etik ve hukuk değerlere aykırı değil
midir?
İnternet üzerinde indekslenebilir verilerin
kullanımı bizim icat ettiğimiz bir şey değil.
Bu google'la başlayan bir süreç ve günümüzde
hem Türkiye'de hem dünyada birçok platform
tarafından kullanılmakta. Üstelik bu platformlardan öyle isteğinizle kaldırabilme ihtimaliniz
de yok. Biz ise tek bir tık ile kaldırabilme özelliğini de sunuyoruz. Sistemimizde sadece kişilerin adları olduğundan dolayı bir kişisel bilgi
depolanması da söz konusu değil. Üstelik bu
tip sistemler Türkiye'yi bırakın İTÜ öğrencileri
arasında da birçok sitede kullanılan bir şey.
Kişilerin bilgilerine nerelerden ulaştığınız
konusunda bizi aydınlatır mısınız?
Kişi bilgilerinin tümü İTÜ'nün kullanıma açık
İTÜ REHBER sayfası üzerinden indekslenerek
elde edilmiştir. Zaten bunu en başından beri
ifade etmekteyiz.
Rektör Mehmet Karaca attığı bir twit ile olaya
hukuki açıdan el attığını duyurdu. İletişime
geçtiniz mi?
Rektörlük konu hakkında bir inceleme başlattığını twitter üzerinden duyurdu. Biz de sizler
gibi konuyu twitter üzerinden öğrendik.
Meydan24.com üzerinden para kazanıyor
musunuz?
Meydan24.com hiçbir gelir modeli olmayan bir
yapı. Zaten öyle bir durum olsaydı bu sistemi
İTÜ bünyesinde değil de herkese açık olarak yapardık. Bu kendi okuduğumuz okul içinde bir
sosyal platform oluşturmak amacıyla yapılmış,
hem tasarlanması hem kullanması bize zevk veren bir yapı.
Siteyi hazırlama aşamasında bilişim hukuku
ve yayıncılık hukukunun ilgili tüm maddelerini incelediniz mi?
5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi hakkındaki
kanun bizim kapsamına girdiğimiz bir kanun.
Bu kanunu sadece yayıncılar değil internet
kullanan herkesin bir kez okuması gerektiğini
düşünüyorum. Hepimiz haklarımızı bilmeliyiz
yalnızca yayıncılar değil.
Geçen bu kısa süreçte dönüp baktığınızda "iyi
bir iş başardığınızı" düşünüyor musunuz?
İyi bir iş başardık dersek kendimizi pohpohlamış oluruz, bu da başarı yolunda alınabilecek en ağır darbe olur sanırım. O yüzden şu
anda 'iyi bir iş başarma yolunda şimdilik işler
yolunda' diyebiliriz. En doğru tanımlama bu
olur herhalde. Şu anda diğer üniversitelerin de
büyük öğrenci topluluklarından ve ya öğrenci
konseylerinden teklifler alıyoruz onlara da bu
hizmeti açmak için. Bu konuda gerekli altyapı
çalışmalarına başladık bile. Umarım bir daha
röportaj yapma ihtimalimiz olur da bu sefer sadece başarıları konuşuyor oluruz.
Röportaj: Anıl Güler, gü[email protected]
antimeydan24.com’dan bazı karşıt düşünceler:
@Mehmetcakici91
Kimse için izinsiz hesap açılamaz. İstenmeyen yorumlar yazılamaz. Yazanda yazdıranda
sonuçlarına katlanır #antimeydan24
@m_marangoz
"Şahıs bilgilerini izinsizce yayınlamak suretiyle
kazanç elde etmek" Küçük girişimcilik serüveninizi sonlandıran tanım #antimeydan24
@emine_byk
bazı şeylerin suyu çıktı iyice nasıl bi saçmalıktır meydan24 ya..#antimeydan24
@ozanydn
#antimeydan24 meydan24 geri vitese takmış
gidiyor ama yayında tuttukları saatlerdeki ihlallerin kayıt altına alındığından haberleri yok.
@yamansel
şikayet dilekçesinde zaten sorumlu isim
yazıyor, gereken yapılır umarım bu sosyal
medyacılık oyununa #antimeydan24
@itu_sonhaber
Her şeyi geçin,insanların birbirleri hakkında
isimsiz bir şekilde atıp tutması nasıl bir zevktir.
Bu çürümüşlüğün ta kendisidir #antimeydan24
Bu sayfadaki tüm kişiler ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişilerle ilgisi yoktur. İsim ve resim benzerliklerinden Arıyorum İTÜ Gazetesi sorumlu değildir.
6
16’ncı Uluslararası Kukla Festivali bu yıl, son
yıllarda kukla prodüksiyonlarına repertuvarında düzenli bir şekilde yer veren, geleneksel
kukla sanatımızı seyirciyle, modern kuklayla
İstanbulluları buluşturduğu için Onur Ödülünü İBB Şehir Tiyatroları’na veriyor.
Festival bu yıl 15 Ülkeyi Konuk Ediyor
Uluslararası Kukla Festivali Türkiye başta olmak üzere İngiltere, İspanya, İtalya, Avusturya, Meksika, Norveç, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Hollanda, Yunanistan gibi
ülkelerin yanı sıra, Almanya-Fransa-İsviçre
ortak yapımı prodüksiyonla birlikte 30 gösteriyi konuk ediyor. Fransız K.M., Forum İstanbul, Marmara Forum, Caddebostan K.M.,
İBŞT Kadıköy-küçük Kemal-Gaziosmanpaşa
sahneleri, kukla Cafe, Lycee St. Pulcierie, Zağrofyan lisesi tiyatro salonu, Oyuncak Müzesi,
Terakki Lisesi tiyatro salonu, Doğa Koleji tiyatro salonu, Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi
tiyatro salonu, Arkeopera, Ortaköy meydanı
ve Şermola performans festivalin mekanları
arasında.
tiyatrosu geleneğinden bahsedecek. Hazırladığı her performansıyla seyircisini şaşırtan ve
büyüleyen Fransız grup Philippe Genty topluluğundan Scott Koehler, tiyatro öğrencileri
ve oyuncularıyla birlikte oyunculuk, dans,
hareket, kukla ve obje canlandırması üzerine
iki ayrı workshop verecek.
Tüm bu etkinliklerin yanı sıra festival, silüet ve gölge tekniklerini bir arada kullanarak
stop motion tekniğinde hazırlanmış ‘Prens
Ahmed’in Maceraları’ adlı filme ev sahipliği
yapıyor.
Kuklalar İstiklal Caddesi’nde
İstiklal Caddesi’nin gelenekselleşmiş Beyoğlu
tramvayı festival boyunca fotoğraf sanatçısı
Mauro Foli’nin kukla ve kuklacı fotoğraflarını sergiliyor. İstiklal caddesinde gezen herkes
mobil sergiyi görme fırsatı yakalayacak.
Festivali destekleyenler
Festival bu yıl İBB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın desteği ile İstanbullularla
buluşuyor. Ayrıca her yıl olduğu gibi Forum
İstanbul, Marmara Forum, İtalyan Kültür
Merkezi, Cervantes Kültür Merkezi, Fransız
Kültür Merkezi, Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu, Dimitrie Candemir Romben Kültür
Merkezi, Goethe Enstitüsü, Avusturya Kültür
Ofisi, Meksika Büyükelçiliği, Lycee St Pulcerie
ve İstanbul Karagöz Kukla Vakfı işbirliğiyle
gerçekleşiyor.
Sergi, Konferans, Workshop ve Film Forum İstanbul Festival Programı
11 Mayıs
gösterisiyle Festival Renkleniyor
Kuklacı, yazar ve araştırmacı Toni Rumbau,
son kitabı ‘Routes of Pulcinella’ dan esinlenerek ‘Pulcinella’nın Yolculuğu’ isimli konferansıyla Avrupa başkentlerindeki halk kukla
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
NİSAN 2013
16. Uluslararası Kukla Festivali için geri sayım başladı…
İstanbul’u yıllardır rengârenk
bir kukla şölenine çeviren Uluslararası İstanbul Kukla Festivali
bu yıl 16’ncı yılını kutluyor. Cengiz Özek’in Sanat Yönetmenliğinde, 8 – 19 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek festival,
masa kuklasından ipli kuklaya,
Bunraku’dan el kuklasına, gölge
oyunundan video performanslarına, gelenekselden moderne,
zengin içeriğiyle seyirciyle buluşmaya hazırlanıyor.
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
ARIYORUM
14:30 Geleneksel Hint İpli Kukla Gösterisi:
Kathpuli (Meksika)
15:00 İpli Böcek Kukla Gösterisi: İpli Böcek
Sirki (İngiltere)
15:30 Pantomim ve kukla şovu: Mask, Kukla
ve Pantomim (Hollanda)
18:30 Geleneksel Hint İpli Kukla Gösterisi:
Kathpuli (Meksika)
19:00 İpli Böcek Kukla Gösterisi: İpli Böcek
Sirki (İngiltere)
19:30 Pantomim ve kukla şovu: Mask, Kukla
ve Pantomim (Hollanda)
Marmara Forum Festival Programı
12 Mayıs
14:30 Geleneksel Hint İpli Kukla Gösterisi:
Kathpuli (Meksika)
15:00 İpli Böcek Kukla Gösterisi: İpli Böcek
Sirki (İngiltere)
15:30 Pantomim ve kukla şovu: Mask, Kukla
ve Pantomim (Hollanda)
18:30 Geleneksel Hint İpli Kukla Gösterisi:
Kathpuli (Meksika)
19:00 İpli Böcek Kukla Gösterisi: İpli Böcek
Sirki (İngiltere)
19:30 Pantomim ve kukla şovu: Mask, Kukla
ve Pantomim (Hollanda)
Benim Gözümden Dünya
Albert Einstein / çev: Demet Evrenosoğlu
Benim Gözümden Dünya'da, Albert Einstein'ın hayata, yaşadığı dünyaya ve bilimsel çalışmalarına dair görüşlerini bulacaksınız. Büyüleyici, esprili ve zekice gözlemler, büyük bir kalbi
ve az rastlanır bir aklı açığa vuran samimi itiraflar... Benim
Gözümden Dünya bu özel kişiliği, kendi yazdığı ya da başkası tarafından kaleme alınan hiçbir kitapla kıyaslanmayacak bir
açıklıkta gözler önüne seriyor.
Einstein insanlığa, yardımlaşmanın hakim olduğu barış dolu
bir dünyaya ve bilimin yüce amaçlarına inanıyordu. "İyi ve
Kötü," "Din ve Bilim," "Aktif Pasifizm," "Hıristiyanlık ve Yahudilik," "Azınlıklar" ve "Bir Arapa Mektup" gibi farklı konu başlıklarının ele alındığı Benim Gözümden Dünya işte bu inançların savunması niteliğindedir.
“İnsanın gerçek değeri kendi kendisinden özgürleşmeyi ne ölçüde
ve ne anlamda becerebildiğiyle belirlenir.”
- A. Einstein
Tanrı Beyni
Tiger & M. McGuire / çev: Ayşe Seda Toksoy
Baş döndürücü İspanyol katedralleri. New England’daki sivri
kubbeli şapeller... Gecekondu mahallelerinde Pazar ayinlerinin
yapıldığı dükkân önleri... Vatikan. Kyoto’daki Şinto tapınakları. Bunlar, bilinen 4.200 ayrı inanç grubunun -diğer bir deyişle
dinin- fiziksel ifadeleridir. Aynı zamanda Google’a din sözcüğünü yazan meraklı ve talihsiz bir araştırmacının karşısına neden 370.000.000 madde çıktığının da açıklamasıdır. Din, kayda
değer pek çok eylem, sayısız olay ve birçok kışkırtıcı sanat eseri
üreten bir süreçtir. Ama kadim kutsal metinlerin sayfalarını bir
yana bırakacak olursak, insan uğraşlarının en etkili ve kalıcı
olanlarından birine sebep olan ve onu yaşama geçiren, olgunun
temelinde ne yatmaktadır?
''Men in Groups'', ''The Imperial Animal'', ''The Pursuit of Pleasure'', ''Optimism: The Biology of Hope'', ve ''The Decline of
Males'' gibi çok satan kitapların yazarı ve bir çok bilimsel derginin editörü antropolog Profosör Lionel Tiger ile, aralarında
''Darwinian Psychiatry'' nin de bulunduğ,u onun üzerinde kitabın yazarı ve Ethology and Sociobiology dergisinin editörü psikiyatr Michael McGuire' ın birlikte yazdıkları 'Tanrı Beyni', din
olgusunu nörolojik ve antropolojik açıdan inceleyen bir kitap.
Dinin doğasını araştıran iki bilimci, beyne odaklanıyorlar. Evrimsel biyoloji temelinde, din konusunda hayati sorulara yanıt
arıyorlar:
Dinin amacı ne? Nasıl ortaya çıktı? Kaynağı nedir? Neden bilinen bütün kültürlerde aynı biçimlere sahip?
Yanıtları pozitif bilimlerin, özellikle nörolojik bulguların ışığında değerlendiren yazarlar, dinin kaynağını diğer primatlarda da
saptıyorlar.
''Tıpkı bedenin hamağa uzandığı zaman, barfikse asıldığı zamandan daha rahat olması gibi, beyin de kuşku duyduğu zamanlara kıyasla inanç duyduğu zaman daha rahattır...''
Düşüncenin Kökeni
Andrew Koob / çev: Nilgün Güngör
Glianın Sırrı Çözülüyor: Beynimizin Çalışmasına, Yaralanmaların İyileştirilmesine ve Beyin Hastalıklarının Tedavisine Yardım Eden Beyin Hücresi.
Beyin hücrelerinizin yüzde doksanı glia hücreleridir, ama yakın
zamana dek bilim insanları bu hücrelerin beynimizi bir arada
tutmanın ötesinde pek bir şeye yaramadığını düşünüyorlardı.
Yeni araştırmalar glia hücrelerinin zekanın kavranması, psikiyatrik bozukluk ve beyin yaralanmalarının iyileştirilmesi, hatta
Alzheimer, Parkinson ve Lou Gehrig hastalıklarının tedavisinde kilit rol oynayabileceğini gösteriyor. Beyin bilimci Andrew
Koob, Düşüncenin Kökeni'nde bu dikkate değer hücreler hakkında öğrendiklerimizi ortaya koyarak insan beynine ilişkin
kavrayışımızı dönüştüren şaşırtıcı bir bilimsel öykü anlatıyor.
Glia hücrelerinin beyninizin büyümesini nasıl sağladığını ve
nasıl olup da bilim insanlarının şimdiye dek düşündüğünden
çok daha büyük uyum yeteneğinin olduğunu... eşsiz dalgamsı
iletişimlerinin insanın bilgi süreçlemesinde ne denli kritik bir
rol oynayabileceğini... glia hücreleriyle beyin tümörleri arasındaki sıkı bağlantıların tedavi sürecini nasıl etkileyebileceğini…
ve hatta glia hücrelerinin görünen rolünün her düşüncenizi ve
rüyanızı nasıl etkilediğini... keşfedin!
7
ARIYORUM
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
NİSAN 2013
İTÜ TİYATRO
KULÜBÜ
İTÜ Tiyatro Kulübü; İTÜ Sahnesi, Timis Oyuncuları
ve Taşkışla Sahnesi olmak üzere üç ayrı tiyatroyu bünyesinde barındırır.
İTÜ Sahnesi; 1997 yılından beri faaliyetlerini sürdüren, değişimin ve
dinamizmin yanında süreklilik ve
kalıcılık arayışı da olan bir üniversite tiyatro topluluğudur. Her türlü
deneyimin biriktirilmesine önem
veren İTÜ Sahnesi, biriktirdiklerini aktararak yeniden ürettikleriyle,
üniversitedeki ve gündelik hayattaki
akışa alternatif bir ritm sunar.
Gelecek gösterimler:
İTÜ Sahnesi’nin 17 Nisan Çarşamba
günü saat 19:00’da İTÜ Maslak KSB
Oditoryum’da ‘ Hanımların Dikkatine ’ adlı oyununun prömiyeri vardır.
Aynı oyun 26 Nisan Cuma günü
saat 18:30’da İTÜ Maslak KSB
Oditoryum’da tekrar oynayacaktır.
Timis Oyuncuları 2005 yılı Şubat
ayında İTÜ Tiyatro Kulübü bünyesinde kuruldu. Kuruluş aşamasında
grup 2 - 4 yıllık oyunculuk tecrübesi
olan oyunculardan oluşmaktaydı.
Açılımı ‘ TiyatroMiyatroİstanbul ’
olan Timis, tiyatronun neden miyatro olduğunu da şöyle açıklar:
Çünkü tiyatro gündeliktir; söylenen
yalandır, küçülen hayattır, büyüyendir, ölendir, sağ kalandır, bizimdir…
Çünkü tiyatro dalga geçendir; hayatla, olanla, olmayanla, kendiyle…
Çünkü tiyatro deformedir; bir şekle
ait değildir, deneyseldir, yorumsaldır…
Çünkü tiyatro muhaliftir; dokuz
köyden kovulandır, statükoyu reddedendir, değişendir…
Çünkü tiyatro sınıfsızdır; herkesindir, hiç kimsenindir, yapanındır, izleyenindir.
Çünkü tiyatro;
Ulaşılamayan asalet,
Öğreten adam,
Hayatın altın anahtarı vs.
Değildir.
Çünkü tiyatro miyatrodur…
Gelecek gösterimler:
Timis Oyuncuları’nın 18 Nisan Perşembe günü saat 18:30’da İTÜ Maslak KSB Oditoryum’da ‘ Mahmud ile
Yezida ’ adlı oyunu oynayacaktır.
Taşkışla Sahnesi, 2006 yılının Ekim
ayında tiyatro faaliyetinde bulunmak için bir araya gelen İTÜ Mimarlık Fakültesi öğrencilerinin, Atölye
Tiyatro Topluluğu’nun desteğiyle
kurduğu bir topluluktur.
Gelecek gösterimler:
Taşkışla Sahnesi’nin 16 – 17 Nisan
günlerinde saat 19:00’da Taşkışla
Ortabahçe veya Habitat Holü'nde ‘
Scapin’in Dolapları ’ adlı oyunu oynayacaktır.
Zeynep Kesim
İTÜ UÇAK UZAY
MÜHENDİSLİĞİ
American Institute of Aeronautics and Astronolitics (AIAA),
misyonu havacılık alanında istihdam sağlamak ve havacılık
bilimine, teknolojik, politik ve mühendislik olarak destek sağlamak olan, modern Amerikan havacılığının temellerini atan
kurumdur.
UÇAK - UZAY Mühendisliği Kulübü,
Amerika’da AIAA tarafından düzenlenen Design/Build/Fly yarışmasına katılan grup tarafından kurulmuştur. Kulübün genel amacı bünyesinde bulunan takımlara önderlik etmekti.
Fakat zamanla UUMK, fakülte bünyesindeki
ögrencileri birbirleri ile kaynaştırmayı, grup
halinde çalışmalarını sağlamak için, ayrıca ögrencilerin derslerde teorik olarak gördükleri
konuları pratiğe dökmelerini sağlayacak çeşitli
kurslar düzenliyor. Kulüp, üyelik formunu dolduran ve yıllık 20 TL üyelik ücretini (bu ücretin amacı; seminerler ve etkinliklerde bastırdığımız afişler bastımak ve dağıtılan ikramları
karşılamak) veren her ögrenciye kapısını açıyor.
Üyelerine kendilerini geliştirecekleri eğitimler,
seminerler ve etkinlikler düzenliyor. Kulüp,
model uçak kursları, derslerde kullanılan çizim
ve analiz programlarını ögrenmeye yönelik eğitimler düzenliyor. UUMK yurtdışında birçok
kurum ile ilişkide olup, Avrupa’da bulunan Euroavia (Avrupa Hocası Uzay birliği) kuruluşuna
istanbul temsilcisi olarak üyedir. Bünyesinde
ATA, UYARI, PARS, DEVRİM, MULTİCOPTER ve BALON takımlarını barındırıyor.
ATA
İnsansız hava aracı ile yurtdışında Design/Build/Fly yarışmasına hazırlanıyor.
UYARI
Yurtdışında düzenlenen CanSat mikro uydu yarışmasına kutu kola büyüklüğündeki uydusu ile
katılıyor.
DEVRİM ve PARS
Bu roket takımları fırlatma amaçlı çalışıyorlar.
Ülkemizde fırlatma yapamadıklar için yurtdışına gidip orada sertifikasyon alıyorlar. Bu yaz
döneminde de sertifikasyon almak için yurt
dışına gidecekler.
MULTİCOPTER
Bu takım bu sene yeni kurulduğu için herhangi
bir yarışmaya hazırlanmıyor. Şuan ön bilği almak için toplanmış olan bir takımdır.
BALON
Meteorolojik ölçü yapabilmek için kurulan bir
takımdır. Henüz uçuşu gerçekleşmedi.
8
ARIYORUM
NİSAN 2013
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
İTÜ ROBOT OLİMPİYATLARI BİRİNCİLERİNİ BULDU
11-12-13 Nisan tarihlerinde gerçekleştirilen
İTÜ robot olimpiyatlarına 803 proje ön kayıt yaptırdı ve 8000’e yakın ziyaretçi katıldı.
Yapılan anketler sonucunda yarışmacıların
ve ziyaretçilerin çok memnun kaldıkları görüldü. Ayrıca birçok ziyaretçiden alınan yoruma göre Türkiye’de yapılan robotik organizasyonlarının en iyisi İTÜRO !
İTÜRO’da yapılan robot yarışları ve birinci gelen robotlar
Çizgi İzleyen Kategorisi
Görev Tanımı
Bu kategoride robotlar siyah pist üzerine beyaz
veya beyaz pist üzerine siyah çizgilerin üstünde
kalarak parkuru tamamlamaya çalışırlar.
Yangın Söndüren Kategorisi
Mikro Sumo Kategorisi
Görev Tanımı
Bu kategoride robotlar, yaptıkları ikili karşılaşmalarda rakip robotu pistin dışına itmeye çalışırlar.
Görev Tanımı
Bu kategoride robotlar, parkurun odalarında
bulunan mumları verilen süre içinde söndürmeye çalışırlar.
1. Olan Okul: Orta Doğu Teknik Üniversitesi
2. Olan Okul: Zile Endüstri Meslek Lisesi
3. Olan Okul: Zile Endüstri Meslek Lisesi
1. Olan Okul: Taşdelen Koleji
2. Olan Okul: Taşdelen Koleji
3. Olan Okul: Pendik Endüstri Meslek Lisesi
1. Olan Okul: Bahçecik Endüstri Meslek Lisesi
2. Olan Okul: Balıkesir İMKB Endüstri Meslek
Lisesi
3. Olan Okul: Adil Karaağaç Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi
Mini Sumo Kategorisi
Süpürge Kategorisi
Görev Tanımı
Bu kategoride robotlar basamakları çıkıp inerek
parkuru tamamlamaya çalışırlar.
Görev Tanımı
Bu kategoride robotlar, yaptıkları ikili karşılaşmalarda rakip robotu pistin dışına itmeye çalışırlar.
Görev Tanımı
Bu kategoride robotlar, üzerinde pirinç taneleri
bulunan pisti verilen süre içinde temizlemeye
çalışırlar.
1. Olan Okul: Zile Endüstri Meslek Lisesi
2. Olan Okul: Hava Harp Okulu
3. Olan Okul: Hava Harp Okulu
1. Olan Okul: Zile Endüstri Meslek Lisesi
2. Olan Okul: Adil Karaağaç Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi
3. Olan Okul: Zile Endüstri Meslek Lisesi
1. Olan Okul: Zile Endüstri Meslek Lisesi
2. Olan Okul: İTÜ Robotus Ekibi
3. Olan Okul: Bahçecik Endüstri Meslek Lisesi
Merdiven Çıkan Kategorisi
Labirent Kategorisi
Görev Tanımı
Bu kategoride robotlar, ezberleme ve uygula-
ARIYORUM
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
NİSAN 2013
İTÜFest’13 Geliyor
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen İtüfest; 13-17 Mayıs
tarihleri arasında İstanbul Teknik Üniversitesi – Ayazağa Kampüsü’nde öğrencilerle buluşacak. Türkiye’nin sevilen seslerinin vereceği konserlerin yanı sıra, tüm gün
boyunca bungee jumping, carting ve paintball ile festival
katılımcıları eğlenceli zamanlar geçirecek. Ayrıca; gündüz etkinlikleri içinde, amatör rock grupları da konserler
verecek. İtüfest’in etkinlik takvimiyse şöyle:
ma olmak üzere iki bölümden oluşan labirent
şeklindeki parkuru tamamlamaya çalışırlar.
1. Olan Okul: Stabil Grup
2. Olan Okul: Marmara Üniversitesi
3. Olan Okul: Sakarya Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
Kendini Dengeleyen Kategorisi
Görev Tanımı
Bu kategoride ters sarkaç modelini temel alan
robotlar kendilerini dengelemeye çalışırlar.
1. Olan Okul: Sabancı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
2. Olan Okul: Balıkesir İMKB Endüstri Meslek
Lisesi
3. Olan Okul: Sabancı Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
Deniz Sayın
[email protected]
13 Mayıs 2013 Pazartesi:
Gündüz etkinlikleri: Bungee jumping, amatör rock grupları, carting, paintball
Akşam etkinlikleri: Konserler:
•
19.30 Pinhani
•
21.30 Sezen Aksu
14 Mayıs 2013 Salı:
Gündüz etkinlikleri: Yaşayan Kütüphane 10.00 – 18.00 Goal Ball
(görme engelli futbolu)
Bungee jumping, amatör rock
grupları, carting, paintball
Akşam etkinlikleri: Konserler:
•
19.30 Redd
•
21.30 Gripin
•
00.30 Gece Sineması
15 Mayıs 2013 Çarşamba:
Gündüz etkinlikleri: Yaşayan Kütüphane 10.00 – 18.00 Goal Ball
(görme engelli futbolu)
Bungee jumping, amatör rock
grupları, carting, paintball
Akşam etkinlikleri: Konserler
•
19.30 Malt
•
21.30 Teoman
16 Mayıs 2013 Perşembe:
Gündüz etkinlikleri: Bungee jumping, amatör rock grupları, carting, paintball
Akşam etkinlikleri: Konserler
•
19.30 Bulutusuzluk Özlemi
•
21.30 Sıla
•
00.30 Gece Sineması
17 Mayıs 2013 Cuma:
Gündüz etkinlikleri: Bungee jumping, amatör rock grupları, carting, paintball
Akşam etkinlikleri: Konserler
•
19.30 Bedük
•
21.30 Sertab Erener
•
00.30 Silent Party
Serhat Orhun URFALI /
Gümüşsuyu
9
10
ARIYORUM
NİSAN 2013
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
11
ARIYORUM
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
NİSAN 2013
Türk edebiyatı Londra'da
Dünyanın en iyilerinden olan Fuar'ından açılışını ünlü
yazar Elif Şafak yaptı. Şafak'ın, konuşmasında kullandığı
"Çok seslilik önemli ama sessiz harfleri de gözden kaçırmayın" ifadesi dikkati çekti.
"Uçan Süpürge" 16. kez havalanacak
Fuara konuşmacı olarak katılan Doğan Hızlan
da, yine katılımcılar arasında bulunan yazar
Adalet Ağaoğlu'nu 'Türk edebiyatının yaşayan
yapı taşı' olarak nitelendirdi.
"Uluslararası Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali", bu
"BENİM ÜLKEM KÜLTÜREL MUCİZEDİR"
yıl 9-16 Mayıs tarihleri arasında 16. kez beyaz perdede Bakan Çelik, her ülkenin tek cümleyle tanımlanabileceği halde Türkiye’nin çok sayıda cümle
seyirciyle buluşacak.
kurmadan tanımlanamayacağını anlatırken,
Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, festivalin
tanıtımı ve "Çocuk Gelinlerin Peşinde-2" projesi kapsamında yürütülen çalışmalarla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Festivalin 15 bölüm ve 110 filmden oluştuğunu
kaydeden Kınal, filmlerin Kızılırmak Sineması,
Alman Kültür Merkezi ve Ankara'daki 9 üniversite kampüsünde gösterileceğini belirtti.
Derneğin yönetim kurulu başkanı Halime Güner, "Şakaya gelmeyecek kadar önemli konular" olarak belirttiği çocuk gelinleri ve festivali
özellikle bugün gündeme taşımak istediklerini
söyledi.
Kınal, festivalde "Onur Ödülü"nün 120'yi aşkın filmde rol alan Perihan Savaş ile Zeynep
Aksu'ya, "Bilge Olgaç Başarı Ödülü"nün ise
kuaför ve makyöz olarak girdiği sahne hayatına
filmlerde oynadığı rollerle dikkati çeken Suzan
Kardeş'e verileceğini açıkladı.
Güner, Türkiye'nin ilk kadın film festivali Uçan
Süpürge'nin, aynı zamanda Uluslararası Sinema
Eleştirmenleri Federasyonu'nun (FIPRESCI)
ödül verdiği tek kadın filmleri festivali olduğunu vurguladı.
Onur ödülü Perihan Savaş ile Zeynep Aksu'ya
Festival Koordinatörü Özlem Kınal da bu yılki
temayı "...rağmen...' dayanışma devinim" belirlediklerini ve bunun hayatın her alanında zorluklara mücadele eden kadınların danışmalarına da çağrı niteliğini taşıdığını ifade etti.
Yazar Elif Şafak, Londra Kitap Fuarı’nda
Türkiye’nin Odak odak ülke olarak yer almasını sevindirici bulduğunu belirtti. Şafak,
"Türkiye’den çok sayıda tanıdık sima var. Sesli
bir katılımla Türkiye’nin bu fuarda yer aldığını
görmek çok güzel. İngilizler de ilgi ve merakla
bekliyor. Bunlara tanıklık etmek çok güzel" diye
konuştu.
MFÖ
Türkiye’nin en köklü müzik gruplarından olan
MFÖ, tamamıyla kendilerine ait söz ve bestelerden oluşan albümleri, çıktıkları yurtiçi ve
yurtdışı konserleri ve aldıkları sayısız ödüller ve
getirmiş oldukları yeniliklerle Türk pop müziği
tarihinin simgesi olmuşlardır.
1966 yılında Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in
tanışmaları ile başlayan beraberlik, 1971 yılında
ikilinin çıkardıkları “Türküz Türkü Çağırırız”
adlı albümle devam etmiş ve aynı yıl Özkan
Uğur’un da katılması ile “MFÖ” nün 36 yılı aşan
birlikteliklerinin temeli atılmıştır.
MFÖ, en önemli çıkışını 1984 yılında “Ele Güne
Karşı” albümüyle yaptı. Albüme adını veren bu
şarkı, o dönem yılın şarkısı seçildi. Bunu, 1985
yılında “Peki Peki Anladık”, 1986 yılında “Vak
The Rock”, 1987 yılında “No Problem”, 1989
yılında “Best of MFÖ”, 1990 yılında “Geldiler”, 1992 yılında “Agannaga” ve “Dönmem
Yolundan”, 1995 yılında Rock sound’u ağırlıklı
“M.V.A.B” izledi.
ÖNEMLİ BİLGİ:
- Etkinlikte 18 yaş sınırlaması vardır.
- Organizasyon şirketi, etkinlik için uygun
görmediği kişileri bilet bedelini iade etmek
koşuluyla etkinlik mekanına almama hakkına
sahiptir.
Yer: Jolly Joker İstanbul
Tarih – Saat: 20 Nisan 2013 Cumartesi – 22.00
Ücret: VIP - 145.00 TL Normal - 68.00 TL
Nereden Alınır: Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556
98 00 Biletix Satış Noktaları, www.biletix.com,
mekan gişe
Kınal, bu yıldan itibaren ilk kez verilecek festival "Tema Ödülü"nün ise "Onunla ilgili ne söylense eksik kalır" diyerek Yıldız Kenter'e takdim
edileceğini belirten Kınal, festivalin "Genç Cadı
ve FIPRESCI ödülleri'nin kapanış töreninde
belli olacağını söyledi.
Festivalin Devlet Opera ve Bale'sinin gösterisiyle açılacağını ifade eden Kınal, festivalde film
gösterimlerinin yanı sıra yönetmen ve oyuncularla söyleşi, panel ve sergilerin de olacağını
kaydetti.
JOKOND İLE Sİ-YA-U
BUBLE SHOW
ŞEVVAL SAM’LA
KARTPOSTALLARDAKİ
İSTANBUL’UN MUSİKİSİ:
RED KİT
Yapı Kredi Kültür Merkezi tarafından düzenlenen Red
Kit sergisi Türkiyede bir çizgi roman kahramanı üzerine
yapılan ender sergilerden biridir. “Red Kit Kadıköy'de”
sergisinde; serginin yapılacağı Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi küçük bir Red
Kit kasabasına dönüştürüldü.
Bu salonda evler, posta arabaları ve ünlü çizgi
roman karakterleri Red Kit, Düldül, Daltonlar,
Rintintin, Billy the Kid, Calamity Jane ve diğerleri bulunuyor. Ayrıca karakterlerin oluşum
süreçleri, Red Kit evreninin perde arkası, Red
Kit'e özgü dünya görüşü ve korsan çizimli albüm kapaklarından İzzet Günay-Sadri Alışık'lı
"Yani benim ülkem bir topraktan ibaret değildir, bir kültürel mucizedir" dedi.
ELİF ŞAFAK: FUARA TANIKLIK ETMEK ÇOK
GÜZEL
sinema afişlerine dek Red Kit'in Türkiye macerası bu sergide.
Yer:Caddebostan Kültür Merkezi Sanat Galerisi/KADIKÖY
TARİH:10 NİSAN-30 NİSAN
Geçtiğimiz sezonlarda İstanbul Musikisi konser
serisi ile büyük beğeni toplayan ve yoğun ilgiyle
karşılaşan Şevval Sam ve İncilâ Bertuğ kültürel
ve estetik bilgisi yok olmakta olan İstanbul’u ve
müziğini bu kez eski İstanbul kartpostalları ile
anlatan çok farklı ve özel bir proje ile tekrar karşımızda. Şevval Sam’ın güzel sesiyle hayat bulan
müziklerin İncilâ Bertuğ’un besteciler, şairler, fıkralar, nükteler, hatıralar ve fotoğraflarla
yarattığı büyülü bir atmosferle buluşacağı bu
özel gece sizi İstanbul’un geçmiş zamanlarında
masalsı bir yolculuğa çıkaracak. Sezonun kaçırılmaması gereken etkinliklerinden biri daha…
Yer: İş Sanat Kültür Merkezi
Tarih – Saat : 25 Nisan 2013 Perşembe – 20.00
Ücret: Tam 56.00 TL İndirimli 46.00 TL
Nereden Alınır: Biletix Çağrı Merkezi: 0216 556
98 00 Biletix Satış Noktaları, www.biletix.com,
mekan gişe
20 NİSAN-28 NİSAN
Muhteşem gösterileri ve sihirli baloncuklarıyla
Dünya’da kendisini izleyen herkesi büyüleyen
babası Fan Yang gibi; yeteneğiyle herkesi şaşırtan Melody Yang, Trump Towers Mall’da, müzik, ışık ve lazer efektleri eşliğindeki benzersiz
gösterisiyle herkese inanılmaz bir deneyim yaşatacak.
BİLET FİYATLARI
1. Kategori - 72.75 TL
2. Kategori - 56.00 TL
3. Kategori - 39.00 TL
TRUMP TOWERS MALL/MECİDİYEKÖY
Nilüfer 13 Düet
17 Nisan 2013 21:00
•İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu
Bilet fiyatları :
1. Kategori - 168.00 TL
6. Kategori - 61.50 TL
2011 yılında yayınlanan “Nilüfer 12 Düet” albümünün devamı olan “Nilüfer 13 Düet” albümünün tanıtım konseri İstanbul Kongre
Merkezi’nde gerçekleşecek. Satış listelerinde 1
numarada yer alan albümün tek konseri, 17 Nisan 2013 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde
Hürriyet Aile İçi Şiddete Son Acil Yardım Hattı
yararına yapılacak. Konserde Nilüfer’le birlikte
Bulutsuzluk Özlemi, Emre Aydın, Feridun Düzağaç, Gece, Gripin, Kargo, Model, Mor ve Ötesi, Pinhâni ve Zakkum sahneye çıkacak.
Nazım Hikmet ‘in 1929 yılında kaleme aldığı "Jokond ile Siyau" adlı şiirde Leonardo Da
Vinci ‘nin ünlü Jokond'u, Lauvre müzesini gezmeye gelen Şanghaylı Si-ya-u'ya aşık olur. Siya-u, Paris'teki 1 Mayıs olaylarında tutuklanıp,
Şanghay’a gönderilince Jokond da Louvre'den
kaçıp aşkının peşine düşer.
Zeliha Berksoy, bu fantastik ve politik şiiri etkileyici yorumuyla tek kişilik bir gösteri olarak
sahneye taşıyor.
YER: Semiha Berksoy Opera Vakfı
Adres: Rumeli Cd. Matbaacı Osmanbey Sok.
Bekiroğlu İş Merkezi
No: 36 Osmanbey
TARİH:17 NİSAN-1 MAYIS
BİLET FİYATLARI:
Tam 34.50 TL, Öğrenci 24.50 TL
Mark Knopfler
İstanbul'a geliyor
Rock müziğin efsanevi ismi Mark Knopfler, 27 Nisan'da
yeni solo albümü 'Privateering'in tanıtımı kapsamında
İstanbul’da.
2013 yılının Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında 25 ülkede, 72 konser verecek olan sanatçı, sekizinci
solo albümü "Privateering" tanıtımı için 8 kişilik orkestrası ile İstanbul'da olacak.
5 Ekim'de başlayacağı dünya turnesinin 35. konserini
İstanbul'da gerçekleştirecek olan efsanevi rock yıldızı,
Romanya konserinin ardından İstanbullu rock severlere
5 yıl aradan sonra yeniden müzik ziyafeti verecek.
TEKSAS KATLİAMI 3D:
Yıl 1969, Vietnam Savaşı nın başlangıç günleriydi. ABD de ölü sayısı felaket boyutlarda, kayıpları ölçülemez düzeydedir. Askeri canavarı beslemek için gençlere asker çağrısı yapılmaktaydı.
Sıra 18 yaşındaki Dean Hill’e gelir. Ama Dean
henüz yoklamaya gidemeden Vietnam’dan yeni
dönmüş olan abisi Eric Dean a sürpriz yapmaya karar verir. Kendisini çok seven nişanlısı Cirrisse’nin tüm endişelerine rağmen abisi
deniz kuvvetlerine tekrar katılarak ona göz
kulak olmak ister. Ne yazık ki Dean’ın planları Eric’in planları ile uyuşmamaktadır. Dean’ın
niyeti basitir; Askeri çağrı belgesini bir kenara
bırakıp, kararlı kız arkadaşı Bailey ile Meksika
ya kaçmaktır. Ama her iki çift savaşta ne olacağını bilmeden son büyük eğlence için Teksas’a
gider. Yolculuklarının başlamasından kısa bir
süre sonra dört genç saldırgan motorsikletçi
kişiler Holden ve kız arkadaşı Alex tarafından
korkutulur. Alex grubun jipini takip ederken
ciddi bir kaza yapmalarına yol açar. Chirrisse
araçtan dışarı fırlar. Alex yaralı üçlüyü soymaya çalışırken, Şerif Hoyt olay yerine gelir ve her
şeyi alt üst eder. Chirrisse yakındaki bir çalılıkta
saklanarak, şerifin arkadaşlarını tartaklamasını
izler. Chirrisse nin bilmediği şey, Hoyt'un onları
Hewitt ailesine götüreceğidir. Burada gençleri,
Hoyt un sonra Leatherface olarak tanınacak
korkunç canavara dönüşmek üzere Thomas ile
Hewitt ailesinin diğer üyelerini beklemektedir.
Chirrisse ailenin yaptıkları korkunçluklara tanık olur ve yaşamaları için tek umudun kendisi
olduğunu anlar. Film 19 Nisan 2013’te sinemalarda olacak.
BEZİRGAN
İstanbul Halk Tiyatrosu'ndan yeni bir Moliere
yorumu!
İstanbul Halk Tiyatrosu, Moliere'in başyapıtı
Tartuffe'ü yepyeni bir uyarlamayla sahneye getiriyor. Tartuffe'ün kim olduğunu biliyoruz ama
peki nereden çıktı bu Tartuffe? Nasıl oldu da
girdi hayatımıza; talan etti herşeyi? İşte bu sorulara yanıt arayan oyunun sürprizleri var: Biri
aramıza yeni katılan bir parlak oyuncu daha:
Şebnem Bozoklu. İkincisi hizmetçi kız rolünde
Bahtiyar Engin ve evin büyük annesi rolünde
Erkan Can. Ama sürprizlerin en büyüğü hem
Orgon hem Tartuffe rollerini canlandıracak
olan Cem Davran!
Yer: Kozyatağı Kültür Merkezi
Tarih – Saat: 22 Nisan 2013 Cumartesi – 20.00
Ücret: Tam 35.00 TL İndirimli 25.00 TL
Nereden Alınır: Biletix Satış Noktaları
KARAYEL POYRAZ
Film, Karadeniz’den İstanbul’a gelen farklı düşüncelerdeki gençlerin yaşamını konu alıyor.
Üniversite dönemlerinde kurulmuş bir müzik
grubundaki oldukça yakın arkadaşların bir süre
sonra 'ideal müzik mi?', 'piyasa müziği mi' derken yaşadıkları görüş ayrılıkları sebebiyle dağılmaları ve sonrasında da çok yakın dostlarının
ölüm savaşı vermek zorunda kalmasıyla birleşmelerini anlatıyor. Film, 19 Nisan’da gösterime
girecek.
12
ARIYORUM
NİSAN 2013
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
NİSAN 2013
UNIFEB-İTÜLÜ ASLANLAR-UNIBJK : 3 RENK 1 ARADA
NTVSpor ziyaretlerine bir mola verme kararı aldık. Fakat bir sonraki sayıda Mehmet Demirkol röportajını okuyor olacaksınız. Bu sayıda İstanbul Teknik Üniversiteli üç konuğum
var : Tolga Çakal (UNIBJK) , Emre Kocadereli (İTÜLÜ ASLANLAR) , Canberk Acar (UNIFEB). Kendilerini Basın Yayın Kulübü odamızda ağırladım. Ne yalan söyleyeyim birbirleri
ile bu kadar iyi iletişim içinde olduklarını tahmin etmiyordum. Onların aralarındaki bu koordinasyonun , röportajı yapma aşamasına gelmemde çok katkısı oldu. Üzerlerine taraftarı
oldukları kulüplerin formalarını , eşofmanlarını giyip, davetimi kırmayarak sorularımı cevaplandırdılar.
Öncelikle bir detayı belirterek başlayayım: Kendilerine herhangi bir “reislik, liderlik, başkanlık” sıfatı taşıyıp taşımadıklarını sordum espriyle karışık. Ama bu üç taraftar grubunun da İTÜ
ayakları için veya herhangi bir üniversite ayağı
için böyle bir durum söz konusu değil. Aldığım
ortak cevap bir yönetim kurulları olduğu, bu
yönetim kuruluna bağlı komiteler ve okul sorumluları olduğu yönündeydi. Tolga, Emre ve
Canberk bulundukları grupların okul sorumlularından. UNIFEB, UNIBJK ve ULTRASLAN’ın
neredeyse bütün üniversitelerde alt grupları var
fakat Tolga, Marmara Üniversitesi ve İstanbul
Üniversitesi’nin kişisel bazı sorunlar yüzünden
UNIBJK adına üye okullar arasında olmadığını
belirtti.
Emre, okul sorumlusu olma sürecini şöyle anlatıyor: “Bu süreç hazırlıkta açılan stand ile başlar.
Foruma üyelikle devam edip organizasyonlara
katıla katıla ilerliyor. Bizim 8-10 kişilik bir yönetim kurulumuz mevcut. Bunların içinde sosyal sorumluluk projeleriyle ilgilenen, tribün ile
ilgilenen ve kasa ile ilgilenen arkadaşlar oluyor.
Bir tane de oy birliğiyle ortak karar ile temsilci
çıkartılıyor. Demokratik bir süreç var. Son sınıfa gelen bir alttakine görevi bırakıyor, işleri öğretme açısından faydalı bir durum.”
Tolga: “Bu model hepimiz için geçerli. Eskiden
biz de işler bu yöntem ile yürümüyordu fakat bu
modeli benimsememizin çok faydası oldu, eskiden 7-8 kişinin bir araya gelip vakit geçirdiği bir
grupken şimdi kalabalıklaşmaya başladı.”
Aslında bu okul sorumlusu olma yolunda alaturka düzen işliyor diyebiliriz. Kendini sevip
saydıran ve organizasyonlara katılım-katkı sağlayan kişiler sivriliyor. Emre, bazılarının daha
ilk tanışma standında kendini belli ettiğini söylüyor.
“Üçünüz birleşin size bir kulüp odası verelim”
Biraz derinlere inip açıyoruz sohbeti: Pankart,
afiş vs. işlerinizi yaptığınız bir atölyeniz var mı
diye soruyorum. İTÜ içerisinde belirli bir yerleri yok. Bu tarz çalışmalar için Gölet’i tercih
ediyorlar genel olarak. Bu kısım biraz ilginç,
Emre şöyle söylüyor: “Benden önceki arkadaşın zamanında okula bir kulüp olma başvurusu
olmuş. Fakat ‘üç taraftar grubu birleşin size tek
oda tahsis edelim’ teklifi gelmiş.”
UNIFEB , UNIBJK , İTÜLÜ ASLANLAR kendi
ağızlarından söyledikleri gibi tam olarak legal
gözükmüyorlar. Ayazağa’daki yemekhanenin
önünde stand açacakları zaman eski rektörlük binasındaki Dış İşleri Enformasyon’dan;
Maçka’da stand açacakları zaman ise İdari İşlerden izin alıyorlar. Canberk: “Tüm üyeler İTÜ’lü
olmasına rağmen dışarıdan gelen birinden farkımız olmuyor.”
Herşeye rağmen okul yönetimi çok fazla zorluk çıkarmıyor bu konularda. Fakat bazı büyük
organizasyon yapma hayalleri gerçekleşmiyor
tabi; ödül töreni düzenlemek, futbolcularla panel yapmak vs. gibi. Tolga, özel okullarda bu
durumun tam tersi olduğunu belirtiyor:“Özel
okullarda idare yardımcı olup salon imkanlarını sağlıyor.” İTÜLÜ ASLANLAR sosyal sorumluluk projesi olarak bir sinema gecesi düzenlemek istemişler Süleyman Demirel Kültür
Merkezi’nde fakat önceliğimiz kulüplerde cevabını almışlar.
“Hiçbir organizasyonda taraftar grupları kar
elde etmez”
Finans durumları ne alemde, ne kadar üyeleri var diye merak ettim: UNIBJK ve İTÜLÜ
ASLANLAR üyelik kartları veriyor 10 liraya.
Bunun belirli bir miktarı okul kasasına kalıyor. Aynı durum atkı satışlarında da geçerli.
Canberk:“Biz UNIFEB olarak kart satışı yapmıyoruz. Masraflar yönetim kurulunun cebinden
çıkıyor.” UNIBJK’nin 11,000 civarı üye sayısı
var genel olarak. İTÜLÜ ASLANLAR bu sene
198 üyelik almışlar. Canberk ilk etaptaki üye
alımının aldatıcı olduğunu ve devam eden üye
sayısının az olduğunu belirtiyor. UNIFEB 200
üyelik almış fakat aktif kişi sayısı 70-80 civarıymış.
Her üç grubun da üzüldüğü bir durum: haberleşme ve bir organizasyon için toplu konuşma
sağlanmasında “forum kültürü”nün giderek
azalması. Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlardan iletişimi tabi ki sağlıyorlar fakat onlar için
forumun yeri ayrı. Nostaljik ve samimi havasıyla yeni model sosyal ortamlardan daha farklı.
Emre, Facebook ve Twitter’a forumda açtığımız
etkinliğin linkini koyarak üyeleri öyle yönlendirmeye çalışıyoruz diyor. Canberk, hem forum
kültürünün daha manevi bir tarafı olduğunu
hem de kayıt tutma işlerinde daha işlevsel olduğunu söylüyor.
Peki gelelim yoğunluk durumlarına. Ortak kanı
ve verdikleri cevaplar yine hemen hemen aynı.
“Bu iş gönül işi sevda işi, kimse bize zorla yaptırmıyor.” Şikayetçi değiller. Tolga’nın okuldaki
altıncı senesi, eğer ertesi gün bir dersin vizesi ve
Beşiktaş’ın deplasman maçı çakışıyorsa; onun
tercihi Beşiktaş.
Fark ediyorum da üzerlerindeki renkler hariç
3 yılda yaklaşık 9-10 maç yaptım İTÜ
Stadyumu’nun hemen alt tarafındaki
halı sahalarda. Benim şanssızlığım mıdır
bilinmez hep yağmurlu havalara denk
geldim. Maç esnasında fark etmiyor tabi
insan o mücadele içindeyken ; yağmur
yağsa da kar yağsa da , hava ne kadar soğuk olursa olsun o bir saatlik dilimde pek
de hissedilmiyor vücut sıcak olunca. Fakat maç bitince…
İTÜ Basketbol takımının kuvvetli olduğu zamanlarda Eşekarısı taraftar grubu kurulmuş.
İbrahim Kutluay, Harun Erdenay’ın oynadığı
zamanlardan söz ediyoruz. O dönem spor birliği de takımla birlikte deplasmanlara gitmeleri
için otobüs tahsis ediyormuş. Fakat Genç Fenerbahçeliler taraftar grubu bir anda hesap sorma havasına bürünerek, İTÜ takımlarına biz de
destek veriyoruz size ne oluyor demişler. Bunun
üzerine yaşanan sıkıntılarla Eşekarısı faaliyeti
durdurmuş. Şu anda İTÜ takımlarına aktif bir
destekleri yok ama maçları takip ettiklerini belirtiyorlar.
Tolga: “Bazen agresifliğini törpüleyemeyen arkadaşlar çıkıyor fakat o anda mutlaka ‘Ne yapıyorsun arkadaşım sen, dikkat et tavırlarına’
uyarısını yapacak biri oluyor.”
Tolga, bir defasında metrobüs camını indiren
Beşiktaş taraftarlarından dayak yediğini bile
söyledi. Gelelim can alıcı noktalardan birine:
POLİSLER. Neredeyse bütün tribünler polislerden çevik kuvvetlerden şikayetçi. Dışarıdan
baktığınızda polislere tekme atan, onlarla çatışan taraftarlar görüyorsunuz ve çoğunuz küfrediyorsunuz bu ne taşkınlık diye içinizden geçiriyorsunuz. Ama olayların iç yüzü farklı. Elbette
Tolga’nın tabiriyle ‘agresifliğini zaman zaman
törpüleyemeyen taraftarlar’ oluyor fakat şöyle
bir örnek dinledim:
“Bir Beşiktaş taraftarı stadın yakınlarında kaldırıma oturmuş bağcıklarını bağlıyordu. Çevik
kuvvetten bir polis gelip ortada hiç neden yokken çocuğun sırtına tekmeyi savurdu.” Bunu
gören diğer taraftarlar haliyle polise saldıracak
ve olay dışarıya ‘taşkınlık yapan taraftar , polise
vuran taraftar’ olarak yansıyacak. İşlerin detayını asıl mağdur taraftan dinleyince anlaşılıyor.
Muamele gerçekten hoş değil taraftara karşı,
Ayazağa’daki
halı sahalar
Anıl Güler
[email protected]
bayağı bir ortak noktaları var. İlerideki verecekleri cevaplarda da göreceksiniz.
“Taraftara insan muamelesi yapılmıyor!”
Önemli bir konu: Futbolda şiddet. UNIFEB,
UNIBJK ve İTÜLÜ ASLANLARIN taraftar
tanımlamaları tam üniversite gençliğine yakışacak cinsten. Gönülden tebrik ediyorum.
Son derece bilinçli ve kararlılar. Daha önce
gruplarınızda vukuatlar çıktı mı diye sordum.
Canberk:“UNIFEB’in herhangi bir ürününü
giyen bir kimsenin davranışlarına çok dikkat
etmesi gerekir. Bizler üniversiteliyiz, belirli bir
altyapısı olan ve hayattan beklentileri olan insanlarız. Bu etik anlayışa aykırı davrananlar ihraç edilir.” diyor.
13
ARIYORUM
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
Okul , o iki halı sahayı kullanan öğrencilere İTÜ Stadyumu’nun soyunma odalarını kullanma imkanını veriyor. Bu imkan
güzel ama o sırılsıklam ve terli vücutla ,
bir de üzerine yorgunluk eklenince stadyuma varması bile bazen güçleşiyor.
Anıl Güler, Tolga Çakal, Emre Kocadereli, Canberk Acar, Serhat Orhun Urfalı
onca adamla uğraşmak mı zor geliyor nedir
polislere. Tolga: “Biber gazının bağımlısı olduk
ama sinüzütlere iyi geliyor diyor.”
Bir tribünde meşale yandığında eğer oraya polis
girerse çekirdek çitleyen adam da arada kaynıyor. Sonu ne oluyor o adamın? Arabaya kadar
bir dayak , arabada hoş geldin dayağı ve karakoldan uğurlarken hoşça kal dayağı.
Aynen taraftarlara terörist muamelesi yapan
polislerden olduğu gibi bir diğer ortak şikayet
medyadan. Küfür her tribünün olmassa olmazı
fakat bu küfürler maç esnasında kalıyor. Çıkan
kavgalarda mutlaka taraftarların suçu var fakat
medya özellikle derbilerden bir hafta önce ‘Acaba kan çıkacak mı?’ propagandasına başlıyor.
Endüstrileşen futbolun ruhunun giderek erozyona uğradığı son zamanlarda artık taraftarlara
müşteri gibi yaklaşılması ne kadar acı. Halbuki
oyunu oyun yapan tribünün coşkusu değil mi?
Lig Tv ve kulüpler artık nasıl daha çok kar edebilirim, nasıl daha çok taraftarı sömürebilirim,
nasıl onların üzerinden paramı katlayabilirim
kafasındalar. Haliyle çıkacak taraftar grubu kavgaları ekmeklerine yağ sürüyor diyebiliriz.
Lig nasıl sonuçlanır?
Hepsinden kafalarındaki sıralamaları aldım. Ne
kadar ısrar etsem de benim Bursaspor’u koydurtamadım ilk üçe:
Tolga “Birinci Galatasaray olur; ikinci hiç belli
olmaz.”
Emre “Birinci Galatasaray” İkinci ve üçüncüyü
söylemeye gerek duymadı, şampiyonluğa odaklanmış durumda.
Röportaja katkılarından dolayı Serhat Orhun
Urfalı’ya teşekkür ederiz.
Canberk “Birinci Fenerbahçe, ikinci Galatasaray üçüncü de Beşiktaş” Galatasaray ile aradaki
puan farkının azlığından ve Kadıköy derbisinden umutlu.
CANBERK
Muslera
Hasan Ali
Semih
Sivok
Gökhan
Sneijder
Meireles
Selçuk İnan
Oğuzhan
Sow
Burak
TOLGA
Muslera
Ziegler
Semih
Sivok
Gökhan
Sneijder
Selçuk
Fernandes
Oğuzhan
Sow
Burak
Diyelim ki başkansınız ve her finansal imkanınız var ?
Canberk Lazio’dan Hernanes’i tercih etti. “Baroni ile olmuyor bir oyun kurucuya ihtiyaç var.”
Emre İbrahimovic hayranı. Tam bu arada Tolga
araya girip Sneijder ve Drogba’yı hatırlatarak
gözünüz doysun gözünüz diye sitem ediyor. Sıra
Beşiktaş’a gelince de Tolga sol bek sıkıntısından
muzdarip: Gareth Bale!
Son olarak teknik direktörlerini değerlendirmelerini istiyorum. Tolga, Aybaba konusunda
çelişkili ama bu kadar sıkıntılı bir sezonda daha
iyisini de beklemezdim diyor. Sadece son zamanlardaki daha ilk yarıdan hata yapan oyuncuyu oyundan alma huyuna sinirli. “Bu sezon
‘aldık herhalde’ dediğimiz çok maç berabere
bitti, sakatlıklar da büyük problem..”
Emre: “Fatih Terim’i biri beğenmiyorsa önce bir
oturup düşünürüm. Artık o ne derse doğrudur
kafasındayım biraz da , bizim için ilah gibi.”
Canberk: “Aykut Kocaman belki coşkulu bir
futbol oynatmıyor ama sisteminin Avrupai olduğunu ve Avrupa da çok işe yaradığını hepimiz gördük. Ben memnunum.”
EMRE
Muslera
Hasan Ali
Semih
Sivok
Gökhan
Sneijder
Selçuk
Fernandes
Oğuzhan
Drgoba
Burak
Bahsettiğim halı sahaların yanında 3 adet
bekçi kulübesi var birbiri ile birleştirilmiş.
İçinde bir tane görevli var. Dekont toplama , asayiş vs. işlere bakıyor. Hadi maç
sonunda öğrencilerin üzerlerindeki ıslak
kıyafetleri değiştirmesini geçtim ; maçtan
önce eşyaların o kulübelerde tutulmasına
da izin verilmiyor. Görevli kendine göre
haklı : “Bir hırsızlık , çalınma durumlarında bu mesuliyeti ben üzerime alamam
, okul bana emanet eşya alma görevini
vermedi.”
Bu dertten muzdarip olarak Beden
Eğitimi Bölüm Başkanı Derya Ahmet
Kocabaş’a sordum konuyu. Yine yağmurda yapılmış bir maç sonrasıydı ve hem
maç kıyafetlerimin hem maç sonrası giyeceklerimin ıslanmış olması dolayısıyla
birazcık kızgındım itiraf ediyorum. Neden o halı sahaların yanına birer soyunma
kabini konmuyor hocam diye sordum :
“O sahalar 2008'de Beden Eğitimi
Bölümü'nün bilgisi dışında sözde hediye
olarak yapıldı ve herhangi bir soyunma
odası, su, elektrik bağlantısı yoktu. O sahaların ikisinin kaldırılıp, bütünleşik tek
bir saha olarak genişletilmesi projem var,
bunun için de oraya çok yatırım yapamıyorum. Bir sporcu olarak dediklerinin
farkındayım ve eleştirisini ben de yapıyorum. Sorun kısa zamanda farklı bir şekilde çözülecek inşallah” yanıtını aldım.
İnşallah bu sorun imkanlar dahilinde
kısa sürede çözülür , biz de ıslak maç kıyafetlerini saha kenarında değiştirmek ya
da ıslak kıyafetlerle evlere yurtlara gitmek
durumundan kurtuluruz.
Son olarak ; ha..ha..haaaapşuu….
14
ARIYORUM
NİSAN 2013
SACHMALAMA TÜRKÇE
DE NEYMİŞ?
Prof. Dr. Orhan KURAL
[email protected]
Eline sağlık Rüştü Erata. Bir ülke “lisanını” kaybederse, her şeyini kaybeder diye düşünmüş,
dolaşmış, uğraşmış ve araştırmış. “Sachmala
Türkçe de Neymiş?” başlıklı ibret alınacak bir
eser yayınlanmış. Konfüçyüs’e soruyorlar. “Bir
ülkeye yönetmeye çağırılsanız, yapacağınız ilk
iş ne olurdu?” Konfüsyüs yanıtlıyor: “Hiç kuşkusuz dili gözden geçirmekle işe başlardım.”
Dil kusurlu olursa sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz, yapılması gerekli şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gerektiği gibi yapılamazsa, töre ve
kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa adalet
yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlığa düşen halk ne yapacağını işin nereye varacağını bilmez. İşte bunun içindir ki, hiçbir şey
dil kadar önemli değildir.”
ve yüzü güzel manken bozuntuları maalesef
gençliğe örnek teşkil ediyor. Bunun sonucunda
Atatürk’ün öğretmenliğini yaptığı Türkçe’mizin
son halinden size bazı acı örnekler.
İnsan kitabın sayfalarını çevirdikçe yeni yeni
bilgiler edinip “dilimiz” adına daha da üzülüyor.
Hayatlarında ciddi bir yazı okumamış, ancak
150 kelime ile Türkçe konuşup, sadece vücudu
a) Yabancı egemen güç kendi dilinin konuşulması için ağır baskı uygular. Bu baskı tepeden
aşağı (teşvikler, devletin yasaları yoluyla) ve
aşağıdan yukarı (halkta özenti ve moda yaratı-
Bir devlet hastanesinde hasta yakınmaları!
- Doktor Bey bacaklarımda valiz var (varis olacak.)
- Ben de Habitat B var mı? (hepatit olmalı)
- Bende süper tansiyon var. (yüksek tansiyon
demek istiyor)
Dil bilimci David Crystal, 2000 yılında basılan
“Dillerin Katli” adlı kitabında, bir dilin yaşamsal tehlikeye girdiğinin belirtilerinden ve yok
olma yolunda geçirdiği üç evreden söz ediyor:
larak) adım adım ilerler.
b) İki dilli dönem. Ulusal dilin kullanım alanı
azalıyor. Eğitim her düzeyde yabancı dilden yapılmaya başlanır. Her kesimden herkes işi gücü
bırakıp yabancı dil öğrenme yokuşuna sürülür.
Meslek veya bilimsel başarı yerine, herkes yabancı dil sınavlarına girmekle oyalanır.
c) Gençler artık yabancı gücün dilini kendi ulusal dilinden daha iyi bilirler ve “eski dili” kullanmaktan adeta utanır olurlar. Veli ile çocuklar
arasında iletişim bozulur. Yavaş yavaş ulusal dilin yerini yabancı dil tamamen alır.
Biz hangi aşamadayız, lütfen siz karar verin.
Aşağıdaki “örnekler” günümüzün Türkiye’sinde “işyerlerinden” seçilmiştir.
Belinda’s Canteen (Acaba Belinda Hanım bu
kantinde ne yapıyor.)
Cactus Cafe Bar (Katiyen kaktüs olmamalı.)
Great Hong Kong Expex Restaurant (İnanın, bir
Amerikalı bu ismi hemen anlar.)
Medishop (Sağlığın satıldığı ev olmalı.)
Kiddyland (Vallahi, İngilizce lügatta bile bu kelime bulunamadı.)
Odeon Cineplex Sinemaları (Antik Yunanı seven sinema meraklısı çok olmalı.)
Sticker Club (“küçük bir yapışkan” kağıt sevenler burada toplanıyor olmalı.)
Appetito (İtalyanlara müjde)
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
Dönercity (Yorumu size bırakıyorum.)
Bunların Türkçeleri de var, ama ısrarla gene
de kullanılıyor!
Demo (tanıtım), Spiker (sunucu), Firstlady
(Hanımağa), Super – Hiper gross market (mağaza), Billboard (İlan tahtası), Mega (Büyük),
Mikro (Küçük), Final (Son),
İşte size ülkemizin coğrafyasından tatil köyü
adları!
Club Turan Prince, Eldorador Palmariva, Prate’s
Beach Clup, Sol Muna Hotel
İşte ülkemizin en popüler radyo ve elevizyonları!
ATV, CNBC-E, Cine 5, CNN, Flash, HBB, Joy
TV, NTV, Number One, Power, Show, Star,
Metro FM, Radyo Plus, TV 8, News 6 ve daha
niceleri!
İşte piyasadaki bisküvi markaları!
Biskot, Biskrem, Canpare, Çizi Kraker, Çukosandviç, Haylayf, Jumbo, Negro, Luna, Mont
Blanc, Toto, Finger, Petit Beurre.
Makalemin “satır sayısı” sınırı aştı ama Türkçemizin nasıl yok edildiğinin örnekleri kolay
bitmez, bu arada güzel Türkçe dili adım adım
eriyor! El Fatiha!
AYDINLANMA GEREKSİNİMİ İLE IŞIK KİRLİLİĞİ ARASINDAKİ ÇİZGİ KALKMASIN
En son ne zaman gökyüzüne bakıp da yıldızları gördünüz? Geceler gündüzden farksız, gökyüzü aydınlık, yıldızlar kayıp… Şehirlerin günden güne büyümesi, açık alanların aydınlatılması, park ve bahçelerin çoğalması ve nüfusun artmasıyla gökyüzüne yayılan ışık miktarı çoğalmakta. Peki bunun bize
ve çevremize zararı yok mudur? Işık kirliliğinin çevreye zarar verdiği, gökyüzünü görme hakkımızı elimizden aldığı ve gökyüzüne yönlendirilmiş yanlış
aydınlatma kaynaklarının atmosferde bulunan toz tanecikleri ve moleküllere
çarparak gökyüzünün doğal fonunu bozarak parlak bir hale getirdiği, geceleri görüşü bozduğu, güvenlik ve konforu düşürdüğü, insan sağlığına, ayrıca
ekosistem ve hayvanlara zarar verdiği, enerji israfına neden olduğu yadsınanamaz gerçeklerdir.
Işık kirliliği; bölgelerin, aydınlatılması gereken
zaman dışında ve gereksiz düzeyde aydınlatılması sonucu ortaya çıkan çevresel bir sorundur.
Daha iyi görmek, çevreyi güzelleştirmek, güvende olmak, ticarette reklam yapmak gibi konularda çevremizi aydınlatma ihtiyacı duysak
da, ne yazık ki hem Türkiye’de hem de dünyada
gereksiz ve kötü gece aydınlatmaları mevcut.
Hava kirliliği, su kirliliği kadar tehlikeli olmasa
da, sağlıklı bir çevrede yaşamak için ışık kirliliği
hakkında daha duyarlı olmamız gerekmektedir.
Kontrolsüz Güç, Güç Değildir: Kirliliktir.
Atmosferdeki toz tanecikleri ve moleküllere
çarparak parlak bir ışık bulutu şeklinde çıplak
gözle rahatlıkla görülebilen bu kirlilik, insan
sağlığını ve ekosistemi olumsuz etkilemekte,
doğal formu bozmakta ve enerji israfına neden
olmaktadır. Artmakta olan nüfusla birlikte hızla büyüyen şehirlerdeki cadde ve sokak aydınlatmaları, park ve bahçelerin aydınlatmaları,
binaların, gökdelenlerin dış cephelerindeki aydınlatmalar, sıkça rastlanılan reklam panoları,
güvenlik amacıyla açık bırakılan lambalar, kendi başlarına zararsız gibi görünseler de, gecenin
karanlığını katleden bir kirlilik yaratmaktadır.
Yanlış yer ve zamanda kullanılan bu aydınlatmalar yalnızca kullanılan enerjinin boşa gitmesidir.
Kirliliğin neden olduğu gök parlaması, uzaydaki gök cisimlerinin, yıldızların görülememesi
nedeniyle astronomi çalışmalarını olumsuz
etkiler. Gökbilimciler, gökyüzünde meydana
gelebilecek önemli ve ani değişimleri gözlemlemekte zorlanmakta, bu sebeple yapacakları çalışmalar için gökyüzünün açık olduğu karanlık
bölgeleri tercih etmektedirler. Uzay istasyonları
da şehrin ışıklarından korunmaya çalışılmaktadır.
Ekosistemdeki Tahribatları
Işık kirliliği ekolojik sistemler için de ciddi bir
tehlikedir. Hayvanların yön bulma yetilerini
zayıflatarak göçleri direk etkiler. Örneğin; geceleri takım yıldızlarına bakarak yön belirleyen
göçmen kuşlar, yanlış aydınlatılan bölgelerdeki
ışıklara aldanarak gidecekleri yönü kaybetmekte, telef olmaktadır. Benzer şekilde, geceleri yumurtalarından yeni çıkan deniz kaplumbağaları
da aşırı ışık sebebiyle yönlerini şaşırmakta ve
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
BASIN-YAYIN KULÜBÜ
Ne Yapmalı?
Öncelikle bilinmesi gereken, ihtiyaç duyulan
miktarda ve doğru yönlendirilmiş ışıklandırmayı sağlamaktır. Işığın gökyüzüne yönlenmesi
ya da yeryüzüne paralel olmasından mümkün
olduğunca kaçınılmalıdır. Dekoratif amaçlı
ışıklandırmalar, ticari ve reklam amaçlı panolar, parklarda ve spor sahalarında kullanılan
projektörler gece yarıları kapatılmalıdır. Gecenin belli saatlerinden sonra aydınlatma şiddeti
azaltılmalı, loşlaştırma ünitelerinden yararlanılmalıdır. Gözlem istasyonlarının yakınında
yerleşime izin verilmemelidir. Enerji tasarrufu
sağlamak amacıyla elektrik enerjisini ışık enerjisine çevirmede en verimli ve ışığı saçmayan
lambalar tercih edilmelidir. Aşağıdan yukarı
doğrultulmuş projektörlerden ve küresel aydınlatmalardan kaçınılmalıdır.
Gün be gün artmakta olan bu kirliliği önlemek
için alınması gereken önlemler, herkes üzerine
düşeni yaptığında bize daha yaşanabilir bir çevre sağlayacaktır. Çevreyi korumak adına, enerji
tasarrufu sağlamak adına, astronomi adına herkes bu konuda daha bilinçli olmalı ve üzerine
düşenleri yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki, çok
ışık iyi aydınlatma demek değildir.
Serdar Erbay / Ayazağa
Katkılarından dolayı Meteoroloji Bölümü öğrencisi Tuğçe Küçükkurtoğlu’na teşekkür ederiz.
NİSAN 2013
15
Bosch Ev Aletleri ve National Geographic Channel işbirliği ile Nat Geo kâşifi Thomas Culhane
Türkiye’ye geliyor
Beyaz eşya sektöründe Avrupa’nın enerji verimliliği lideri olan, doğa dostu yaklaşımı ile sosyal sorumluluk bilincini ilke edinen Bosch Ev Aletleri ve çevreyi koruma konusunda öncü marka National Geographic
Channel, üniversite öğrencilerini çevre hakkında bilinçlendirecek. İki çevreci markanın işbirliği kapsamında Nisan ayında Türkiye’ye gelecek olan National Geographic kâşifi, şehir planlamacı Thomas Culhane, üniversitelerde seminerler aracılığıyla gençlere iklim değişikliği, çevre koruma ve sürdürülebilirlik konularında
bilgiler verilecek.
16.03.2013, İstanbul – “Yaşam için Teknoloji” sloganıyla sadece bugünü değil,
geleceğimizi de iyileştiren Doğa Dostu
Teknoloji’nin mimarı Bosch Ev Aletleri,
Ekim 2012 itibariyle başlayan National
Geographic Channel işbirliğiyle şimdi de
alanında uzman Nat Geo kâşifi Thomas
Culhane’i Türkiye’ye getiriyor. Özellikle
yeşil teknolojiler ve güneş enerjisi konularında uzman olan Culhane, 24-29 Nisan
tarihlerinde İstanbul, ve Ankara’daki çeşitli
üniversitelerde düzenlenecek olan seminerler aracılığıyla öğrencilere yaşadıkları
şehirlerde çevre kirliliğini azaltma, tasarruf etme yöntemlerini kendi deneyimleri
doğrultusunda aktaracak.
Bosch Çevre Seminerleri’nin gerçekleşeceği
üniversiteler ve tarihleri:
yok olmaktadır. Kirlilikten etkilenen kelebek ve
diğer gece böcekleri tozlaşmayı sağlayamadığından tükenmekte, gece canlıları ışıktan olumsuz etkilendiğinden yerlerinden geç çıkmakta
ve çiftleşme sağlanamamakta, tropikal bölgelerde ışığa maruz kalan mercanların renkleri ve
ekolojik sistemleri bozulmaktadır.
Bunların yanı sıra, kirliliğin neden olduğu en
büyük problem enerji israfıdır. Aydınlatmanın
gereğinden fazla olması ve yanlış yönlendirilmesi sebebiyle pahalı ve geri dönüşümü olmayan bu enerji boşa gitmektedir. Termik santrallerde minimum seviyede olması gereken sera
gazları da, gereğinden fazla harcanan bu enerji
sebebiyle artmaktadır.
ARIYORUM
İSTANBUL
İstanbul Teknik Üniversitesi - Taşkışla Kampüsü, 24 Nisan Çarşamba 11.30
Yıldız Teknik Üniversitesi –Davutpaşa Kampüsü
25 Nisan Perşembe 10.30
Marmara Üniversitesi - Göztepe Kampüsü, 25
Nisan Perşembe 14.00
ANKARA
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 26 Nisan Cuma
10.30
Hacettepe Üniversitesi, Beytepe Yerleşkesi 26
Nisan Cuma 14.00
İZMİR
Dokuz Eylül Üniversitesi, Tınaztepe Yerleşkesi
29 Nisan Pazartesi 14:00
Galapagos ödüllü “Doğa Macerası” çok yakında Facebook’ta
Bosch ve Nat Geo işbirliği bununla sınırlı kalmıyor. İşbirliği, 8-30 Nisan tarihleri arasında
Bosch’un resmi Facebook sayfasında gerçekleşecek olan online bir yarışma ve bu yarışmayı
kazanan 5 çift ile Mayıs ayında gerçekleştirilecek yepyeni bir doğa macerasını kapsıyor. Zorlu bir mücadele sonucu parkuru en hızlı ve en
doğru şekilde tamamlayan çift ise büyük ödül
olan Galapagos’ta doğa ile iç içe muhteşem bir
macera kazanıyor. Şanslı yarışmacıları, doğa
harikası Galapagos’ta National Geographic
Kâşifi Lynn Fowler eşliğinde 10 günlük bir gemi
macerası bekliyor. Daha önce hiç görülmemiş
türde balıklar ve kuşlar, deniz kaplumbağaları,
penguenler ve oyuncu deniz aslanları bu macerada kazanan çifte eşlik ediyor. Santa Cruz,
Bartolome, Fernandina, Isabela ve daha birçok
ada ise bu geminin rotasında yer alıyor. Katılan
diğer yarışmacılar ise Bosch ve Nat Geo’dan
sürpriz ödüller kazanma şansına sahip oluyor.
Bosch Ev Aletleri Hakkında
125 yılı aşkın süredir Bosch ismi, ev aletleri
alanında gelişimde, teknolojide, kalite ve güvenilirlikte uzman olarak anılmaktadır. Kurucusu
Robert Bosch’un ‘yaşam için teknoloji’ geliştirmek hedefine uygun olarak bugün de Bosch,
insanların günlük yaşamını kolaylaştıran ve
hayat kalitelerini yükselten ürün ve teknolojiler
sunmaya devam etmektedir. Bugün Bosch, ev
aletleri pazarında Avrupa’nın lider markasıdır.
Bosch’un soğutucuları, çamaşır ve bulaşık makineleri, pişiricileri ve diğer tüketici ürünleri
dünyanın dört bir yanında satışa sunulmaktadır. Kalite ve teknolojide mükemmellik anlayışı,
Bosch ürünlerinin tasarımına da yansımıştır.
İnsana ve doğaya saygılı davranma prensibi, kuruluşundan itibaren Bosch’un kurumsal felsefesi olmuştur ve bugün de enerji tasarruflu, doğal
kaynakları koruyan, sürdürülebilir ürünler ve
üretim süreçleri olarak hayata geçmeye devam
etmektedir.
National Geographic Channel
Hakkında
Bilgilendirirken eğlendiren belgeselleri ile izleyiciyi ekrana bağlayan National Geographic
Channel, Türkiye’de DIGITURK 184. Kanal,
Kablo TV, Teledünya 189. Kanal, Tivibu Ev 103.
Kanal ve Tivibu Web’de 24 saat boyunca yayında. National Geographic Channels International (NGCI) bildiklerimizi, dünyayı görüş şeklimizi ve bizi yaşamaya iten şeyleri sorgulayan
programları ile izleyicileri merakla yaşamaya
davet etmektedir. National Geographic Television (NGT) ve FOX Entertainment Group’un
ortak sahibi olduğu bir girişim olan NGCI, National Geographic Cemiyetinin, National Geographic Channel, National Geographic Channel
HD, Nat Geo Wild, Nat Geo Wild HD ve Nat
Geo Adventure isimli beş kanalı üzerinden yaptığı keşif, koruma ve eğitim faaliyetlerine katkıda bulunmaktadır. National Geographic Channel (NGT ile Fox Cable Networks Group’un bir
ortak girişimi olan NGC ABD’de dahil) global
olarak 173 ülkede, 37 dilde yayınlanıyor ve 435
milyon evde seyrediliyor.
www.natgeotv.com/tr
www.bosch-home.com/tr
/natgeotvturkiye
/BoschHomeTurkiye
#natgeotvturkiye

Benzer belgeler