Aylık Kurumsal Haber Dergisi - Sayı:1 | Eylül 2016

Transkript

Aylık Kurumsal Haber Dergisi - Sayı:1 | Eylül 2016
Aylık
Ku
rumsal H
ktorart
aber Dergisi - Sayı:1 | Eylül 2016 - www.se
i.com
Aylık Kurumsal Haber Dergisi
Sayı: 1 - Eylül 2016
www.sektorarti.com
İmtiyaz Sahibi - Sorumlu Müdür
Cemal Özcan SEZGİNER
[email protected]
Editör
Hüseyin Cengiz TIKI
[email protected]
Reklam Müdürü
Kerim ATAK
[email protected]
Grafik Tasarım
JaCoS Ticaret, Reklam ve Tasarım
Muhasebe
Baki Atlıoğlu
Merkez: Tevfik Bey Mh.
Muammer Aksoy Cd. Kaya Sk.
Güzelçatı Sitesi Pınar Apt. No:4 D:9
Sefaköy - Küçükçekmece
İstanbul
T: +90 212 698 17 46
Basım Yeri
Ömür Matbaacılık A.Ş.
Beysan Sanayi Sitesi Yakuplu Mh.
Birlik Cd. No:20/1 34524 Beylikdüzü/İST
T:+90 212 422 76 00
F: +90 212 422 46 00
www.omur.com.tr
Yayınlanan haber ve fotoğraflar
kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
SektörArtı Dergisi’nde kullanılan tüm
çizim ve tasarımlar, JaCoS Ticaret,
Reklam ve Tasarım’a aittir.
Banka Bilgileri
JaCoS Ticaret, Reklam ve Tasarım
Cemal Özcan SEZGİNER
Finansbank
Sefaköy Şubesi (1013)
Hesap No: 43003542
IBAN: TR31 0011 1000 0000 0043 0035 42
Fiyatı : 5 TL
Şirketler için başarının anahtarı: Dijital dönüşüm
5
Klimada yapay zeka teknolojisi6
IDC Türkiye teknolojik dönüşümleri ödüllendirecek
8
Mikro KEP ile iletileriniz garanti altında
8
E-ticaret pazarından pay almak için fırsatlar...
9
Zararlı yazılım raporu korkutuyor9
Dalga 2 Teknolojisi ile kablosuz internette hız devrimi..
10
TEB’den müşterilere: “Kimliğim Güvende”10
Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu
12
TİM, Türkiye’nin güçlü imajını dünyaya aktaracak
14
Akbank sınırları aştı: Orta ve Doğu Avrupa’nın En İyi Bankası seçildi
15
The Abraaj Group’tan, Türkiye’ye 526 Milyon Dolar
15
Anadolu Sigorta’yla poliçe yaptırmak artık çok kolay
15
Türkiye’deki yabancı yatırıma yönelik analizler
16
Türk Markaları Ortadoğu’ya Açılıyor18
Zorunlu BES neler getirecek18
Altın fiyatlarını yükselten 5 neden !!!
19
Solar Impulse ile 21 günde sıfır-emisyonlu dünya turu
20
Artan enerji tüketiminde özel araçların ve taşımacılığın rolü
22
Yenilenebilir enerji üretimi artıyor ancak talep karşılanamıyor
23
TP, ilk güneş enerjisi projesinde YingliSolar’ı tercih etti
24
Gıda güvenilir ellere emanet26
Sürdürülebilir Gıda Konferansı 18 Ekim’de
26
Gastronomi dünyası Boğaz’da buluştu27
Gıda endeksinde Türkiye, 113 ülke arasında 45. sırada
27
Hospitadent Çin’de İrtibat Ofisi Açtı28
Sağlıklı yaşam için 10 ipucu29
Ağız ve diş sağlığında doğru bilinen 10 yanlış
30
Sporcu çocuk ve gençlerde kalp sağlığı
32
Öğretmen-veli-öğrenci sanal ortamda birlikte33
Perakende sektöründe “İnternetten öde mağazadan al” dönemi başlıyor
33
Türkiye’nin en başarılı 10 genci aranıyor
34
İstanbul Maker Faire 7 Ekim’de başlıyor!
35
2016’nın ilk yarısında istihdam hızlandı36
Kadın girişimcilerden hızlı atak37
Hazır ofis sektöründe yükselen trendler38
Hazır ofis ile masraflar azalıyor40
Efor OSGB ile iş sağlığı ve güvenliğiniz emin ellerde...
41
Yaşam maliyeti 2016 araştırması; İstanbul 101. sırada
44
Yapı sektörünün ticari platformu; TURKEYBUILD
46
AKG Gazbeton’dan depreme karşı güvence: Yüzde 15 hafiflik ve direnç
48
Konut kredisi faizi düştü, beklenti arttı...
50
Ailenizin hala bir gayrimenkul danışmanı yok mu?
51
Gayrimenkul yatırımı sadece İstanbul için değil
52
Plastik54
Türkiye’de otomotiv sektörü ihracatın ilk sırasında
56
Güvenli yolculuk için SEAT sürüş uzmanlarından öneriler
57
Toyota’ya J.D. Power’dan iki ödül58
Renault Grubu’ndan rekor satış adedi59
Qashqai yılladır Türkiye’nin lideri60
Kuzey Afrika’da Ford Trucks rüzgarı61
İhracatta tekstil kıpırdandı, hazırgiyim sıçradı
62
Koton 2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonları64
Türk yatırımcılar ABD’ye emlak turizmi için gidiyor
66
Emirates’e 4.kez ‘Dünyanın En İyi Havayolu’ Ödülü
68
‘İzmir’e Doyamazsın’ sloganıyla tanıtım atağı
70
Gemi seyahatinizi ucuza getirmenin yolları
71
Türk kadınları kendilerini güzel buluyor72
Tırnaklarınızı çektirmeyin!73
Güneşlenirken Cildinizi Lekelere Karşı Koruyun
74
Avantajix’ten özel çözüm; Kozmetiğe harcanan parayı nasıl azaltabiliriz?
75
Beş büyük ligde taraftar rekoru Almanya’nın
76
Avrupa’nın stadyum ligi araştırması78
Nike Magista 2 ile beyin ve top arasında bağlantı kuruyor
80
Çiftçiler, tarımsal okuryazarlık ile kazançlarını büyütüyor
81
Şekerbank’tan çiftçinin hasatına özel finansman…
81
Doğal ve Organik Ürünler Fuarı’nda beklenti büyük
82
‘New Holland İş Makineleri Tatbikat Turu’
82
editörün notu
Sektör Artı,
interaktif yapısı ile vizyon oluşturacak
F
inansal hizmetler başta olmak üzere tüm ticari faaliyetleri kapsayan, kurumsal haber portalları Bultennet.com
ve sektorarti.com ile adını duyuran Jacos Tasarım ekibi
tecrübelerini ayda bir yayımlanacak olan SektörArtı
Dergisi’ne taşıyor. SektörArtı Dergisi klasik haber anlayışının
yanısıra, güncel ve interaktif yapısı ile sektörler arasında bağı
kuvvetlendirmeyi amaçlıyor. Başlattığımız bu çalışma, kurumsal iş ortakları, bayiler ve tüketiciler arasında interaktif bilgi
platformu olacak. Dosya konularımız, kurumsal çalışmalar,
pazar analizlerimiz, profesyoneller ile yapılan röportajlar hem
yerel hem de küresel alanı ilgilendiren haber çalışmalarımız
okuyucularla buluşacak.
Klasik dergi anlayışının yanında farklı ve etkili çalışmaları
hedefleyen yapımızla, yayıncılık işini daha interaktif bir
ortama taşıyacağız. SektörArtı Dergisi’nde yer alan haberler,
aynı zamanda internet sitemizde de yer bulacak. Haberler,
ayrı ayrı olarak kurumsal haber portalı niteliği taşıyan,
www.sektorarti.com ve www.bultennet.com sitelerimizde
yayınlanıp, Facebook, Twitter, Linkedin gibi sosyal medya
alanlarında paylaşılacak. Yine sitelerimizde yayınlamak
üzere video röportajlar, çeşitli organizasyonlarda internet
üzerinden gerçekleştirilecek canlı yayınlar, dergicilik anlayışını daha da ileri götürmek adına yapacağımız çalışmalardan bazıları olacak.
Ayrıca dergiyi hazırlarken belirlediğimiz hedeflerden birisi de,
disiplinlerarası bakış açılarını özendiren bir tutum izlemek
olacak. Böylece, değişik sorunlara sadece baskın teorinin kimi
zaman dar açılı olabilen çerçevesinden bakma zorunluluğundan kurtulabileceğimizi düşündük. Gerçekten de bu dar bakış
açısının yaşadığımız kimi olayları, krizleri analiz etmemizi güçleştirdiği, hatta bazen çözüm üretmemizi geciktirip, engellediği
kanısındayız. Bu nedenle hem son kullanıcı hem de halkanın
ilk zincirine dokunan, ekonomik ve finansal bileşenler arasında
köprü kuran özel çalışmaları sizlerle buluşturmayı amaçlıyoruz.
Bu ilkeler ve dilekler çerçevesinde siz değerli dostlarımızdan gelecek her türlü katkıya açığız. Sizlerle birlikte büyüyecek olan dergimizin, ekonomi başta olmak üzere, tüm
sektörlere kısacası hayatımıza da önemli bir ışık tutacağı
kanaatindeyiz. SektörArtı Dergisi, Türkiye ve dünya gündeminden en yeni ve özel haberleriyle iş insanlarına referans
olmak amacıyla hareket edecek.
www.sektorarti.com
4
Heyecanımızı paylaşmanız dileğiyle...
Şirketler için başarının anahtarı:
Dijital dönüşüm
Xerox’un araştırmasına
göre, şirketlerin yüzde
45’i henüz büyük veriden
faydalanmıyor, yüzde
40’ı ise mobil çalışma
çözümlerini iş süreçlerine
entegre etmiyor.
X
erox, iş yerlerindeki dijitalleşme oranlarını ve dijital dönüşümün önündeki
engelleri araştırdı. Araştırmaya dair
yayımlanan rapor, iş süreçlerinin yüzde 55’inin hala kağıt belgeler üzerinden gerçekleştiğini gösteriyor.
Dünyanın en büyük teknoloji ve iş süreç yönetimi şirketlerinden Xerox; Amerika, Kanada,
Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Fransa, Almanya
ve Birleşik Krallık’ta şirketlerin IT departmanlarından 600 yetkili ile görüşerek iş yerlerindeki
kağıt kullanım oranlarını, sebeplerini ve çözüm
yollarını konu alan bir araştırma yaptı. Araştırma
ile elde edilen bulgular son derece dikkat çekici
sonuçlar ortaya koydu.
Şirketlerin büyük kısmı
kağıt dokümanlar kullanıyor
Günlük yaşamda teknolojinin
önemli bir yer tutuyor oluşu dijital çağın
içinde olduğumuzu düşündürüyor. Ancak iş
yaşamı özelinde bakıldığında aynı kanıya
varmak mümkün değil. Şirketlerin yüzde
37’si mevcut bir sosyal medya stratejisine sahip değilken; yüzde 40’ı henüz mobil
çalışma çözümlerini iş süreçlerine entegre
etmiş değil. Aynı zamanda şirketlerin yüzde
45’i iş ve sektör analizlerinde büyük veriden
faydalanmıyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 71’i iş süreçleri otomasyonunu sağlamanın planları
arasında bulunduğunu; ancak henüz gerçekleştirmediklerini söylüyor. Katılımcıların 3’te
2’si iki yıl içinde dijital şirketlerde çalışıyor
olacaklarını ve kağıt dokümanlara dayalı iş
süreçlerinin yüzde 10’un altında kalacağını
öngörüyor.Kağıt bazlı iş süreçlerinin en yaygın olduğu alan finans sektörü olarak öne çıkıyor. Finans firmalarının yüzde 62’si işlerinde
çoğunlukla basılı doküman kullanıyor. Kamu
sektöründe ise bu oran yüzde 55 olarak görünüyor.
Baskı analizleri uzman
yazılım ve kişilerce yapılmıyor
Araştırma kapsamında analiz edilen bir firmada
her ay 72 bin sayfa dokümanının eğitim amaçlı
bastırıldığı ve eğitim sonunda da bu dokümanların yüzde 80’inin çöpe atıldığı ortaya çıkıyor.
İncelemeler sonucunda firmanın dijital bir dönüşüm yaşamasının önüne set çeken unsurlar
tam olarak belirleniyor, kısa vadede kağıt kullanım miktarları yarı yarıya azaltılıyor ve sonuç
getirecek çözümler tanımlanıyor.
Araştırma katılımcılarının yüzde 45’inin baskı
analiz araçlarını neden kullanmadığı da böylelikle ortaya çıkıyor. “İşe yarar” bir baskı analiz aracı
yalnızca baskı sayısı ve rengini göstermez; aynı
zamanda kimin neyi ve neden bastırdığını da
ayrıntılı olarak ortaya koyar. Xerox uzmanları bu
konuda kendi geliştirdikleri Xerox Dijital Alternatifler, Xerox Baskı Farkındalık Aracı gibi uygulamaların kullanılmasını öneriyor. Baskı verilerinin
uzman ellerde analiz edilmesi de Xerox uzmanlarına göre doğru tahminlerin ortaya konmasına ve
işe yarar stratejilerin belirlenmesini sağlıyor.
5
Klimada yapay zeka teknolojisi
M
itsubishi Electric Klima Sistemleri, 3 boyutlu sensör teknolojisi
ile yüksek enerji verimliliği ve
konfor sağlıyor. “3D i-SeeSensör”
sistemiyle yapay zeka teknolojilerini klimalar ile
birleştiren Mitsubishi Electric, ortamdaki insanları
ve evcil hayvanları ayırt edebiliyor. Tam 232 adımda
8 sensör ile mekanın 1.856 noktasından ölçüm alarak ortam ısısında üst düzey konforu garanti ediyor.
Ayrıca “3D i-SeeSensör” teknolojisi ile zemin sıcaklığını ölçümleyerek, sensör fan hızını ve hava yönlendirme şeklini otomatik olarak belirleyebiliyor.
İnsanı ve evcil hayvanı ayırt eden teknoloji
Mitsubishi Electric’in duvar tipi Kirigamine serisi klimalarında ve profesyonel ticari tip kaset tipi
cihazlarda farklı versiyonlar ile kullanılan 3 boyutlu sensör sistemleri; değişken talepleri otomatik
olarak anında karşılıyor.Tam 232 adımda 8 sensör
ile mekanın 1.856 hücresinden ölçüm alan “3D
i-SeeSensör” teknolojisi, bu ölçümleri odada farklı
sıcaklıklardan dolayı olabilecek konforsuz durumları ortadan kaldırmak için değerlendiriyor. Bu
sayede yüksek konfor ve enerji tasarrufu sağlıyor.
Mitsubishi Electric’in “3D i-SeeSensör” teknolojisi sıcaklık ölçümleri yaparken evcil hayvanları ve
insanları ayırt edebiliyor. Sistem ayrıca ortamda
bulunan kişilerin konumlarını da tespit edebiliyor. Bu özellik ile örneğin, yaz aylarında kullanıcıların üzerlerine iklimlendirilmiş soğuk havanın
çarpması nedeniyle rahatsız olmaları önlenirken,
kış aylarında ise tam tersine hızlı sıcak etkisi için
iklimlendirilmiş sıcak havanın kullanıcı üzerine
üflenmesi sağlanıyor. Kumandadan kolaylıkla çalıştırılabilecek bu fonksiyon ile kullanıcılar sürekli
izleniyor ve böylelikle yaz-kış hava yönlendirmesi
talebe göre otomatik olarak yapılabiliyor.
Kişi sayısına göre otomatik sıcaklık ayarı
Mitsubishi Electric’in yeni seri kaset tiplerinde kullandığı 3 boyutlu sensör sistemleri, ortamda kullanıcı
olmadığında enerji tasarrufu için ayar sıcaklığını 1
ya da 2 derece yukarı ya da aşağı ayarlayabildiği gibi,
kişi sayısını tespit edebildiği için kişi sayısına orantılı
olarak da çalışabiliyor. Sistem öncelikle ortamın tam
dolu olduğu andaki kişi sayısını otomatik olarak tanımlıyor. Doluluk oranı yüzde 30’a düştüğünde ise
ayar sıcaklığını değiştiriyor. Sensör bu oranı her 3
dakikada bir kontrol ederek karşılaşılan değişikliğe
göre çalışmasını güncelliyor. İstenirse sensör belirli
bir süre ortamda kimseyi tespit etmediğinde klima,
çalışmasını tamamen durdurabiliyor. Bu özellik özellikle restoran, ofis gibi kişi sayılarının anlık olarak
değişiklik gösterdiği ticari alanlarda konfor ve enerji
tasarrufu sağlıyor. Ayrıca unutulup kapatılmayan klimaların gereksiz yere çalışmasını da engelliyor.
6
Mitsubishi Electric tarafından geliştirilen yeni 3 boyutlu
sensör ile ortamdaki insanlar ve evcil hayvanlar ayırt
edilebiliyor. Ortamda üst düzey ısı konforu garantileniyor.
7
IDC Türkiye teknolojik dönüşümleri
ödüllendirecek
International Data Corporation tarafından düzenlenen
ödüller Finans Teknoloji, Endüstri Teknoloji, Dijital Perakende kategorilerinde yapılacak.
I
nternational Data Corporation (IDC) tarafından bu yıl ilk kez 3 ayrı sektör için
düzenlenen “Sektörel Teknoloji Ödülleri” başvuru maratonu başladı. 2015 ve
2016’da kurumların arasında hızla gelişen rekabet dijitalleşmeyi daha da ön
plana çıkardı. Farklı sektörlerde faaliyet gösteren kurumların teknoloji odaklı
dönüşümü devam ediyor. IDC’nin 2016 Nisan ayında gerçekleştirdiği CIO anketine
göre CIO’ların %55’i dijital kurumlarının dönüşüm yolculuklarını başlatmış durumda
ve bu kurumların bazıları başarı hikayelerini dile getirmeye başladı.
Bu bağlamda, Finans, Endüstri ve Perakende sektörlerinde yenilikçi kuruluşlar arasında yer aldığına inanan ve Türkiye’deki diğer kurumlara örnek olabilecek projelerini
paylaşmak isteyenler 26 Ağustos tarihine kadar başvurularını online olarak yapabilecek. Teknoloji ödülleri için başvurular aşağıdaki kategorilerde gerçekleştirilecek.
Finans Teknoloji Ödülleri kategorileri; Büyük Veri ve Analitik, Kurumsal Bankacılık, Müşteri Deneyimi, Altyapı, Kurumsal Dönüşüm, Finansal Tabana Yayılma, Finansal Kurum ve Ticari İşletme İş Ortaklıkları, Yönetişim, Risk ve Uyum, Güvenlik ve
Hile / Suistimal Yönetimi, Teknoloji Servis Sunumu, Dijital Kanallar, Dijital Olmayan
Kanallar (Dijital olmayan, geleneksel kanallar).
Endüstri Teknoloji Ödülleri kategorileri; Büyük Veri ve Analitik, Müşteri Deneyimi,
Altyapı, Kurumsal Dönüşüm, Nesnelerin İnterneti, Mobilite.
Dijital Perakende Ödülleri kategorileri; Büyük Veri ve Analitik, Müşteri Deneyimi, Altyapı, Kurumsal Dönüşüm, Güvenlik ve Hile / Suistimal Yönetimi, Teknoloji
Servis Sunumu, Çoklu-Kanal Çözümleri, Dijital Kanallar Ödül kategorileri ile dijital
transformasyon sürecinde sektörün gelişmesine yön verecek yenilikçi projelerin ödüllendirilmesi amaçlanıyor.
Mikro KEP ile iletileriniz garanti altında
Ö
zel Entegratör konumuyla, e-Devlet uygulamalarını kendi altyapısı üzerinden sağlama
yetkisine sahip olan Türkiye’nin önde gelen
yazılım şirketlerinden Mikro Yazılım, BTK tarafından
Kayıtlı Elektronik Posta Hizmet Sağlayıcısı (KEPHS)
olarak atanan ilk ERP (Kurumsal Kaynak Planlama)
üreticisi şirket oldu.
KEP ne demektir, Mikro KEP nedir?
Kayıtlı elektronik posta (KEP) (Registered E-Mail:
REM, Certified E-Mail: CEM), kısaca yasal olarak geçerli ve teknik olarak güvenli elektronik posta olarak
tanımlanabilir. KEP sistemi, yasal olarak geçerli güvenli elektronik imza ve zaman damgası kullanılarak, yetkili “kayıtlı e-posta hizmet sağlayıcı (KEPHS)”
vasıtasıyla, bir elektronik postanın iletildiğini garanti
altına alıyor.Ayrıca gönderen ve alan tarafların kimliklerini, gönderilen iletinin ve eklerinin başkalarınca değiştirilmediğini ve gönderim zamanını tespit
edebilmeyi ve bunlarla ilgili yasal olarak geçerli olan
kesin delilleri üretebilmeyi sağlıyor.
8
Mikro KEP, düşük maliyetle resmi belgeleri hızlı ve
güvenilir bir şekilde iletiyor. Gönderici ve alıcı tarafların belli olduğu, içeriğin ve gönderim tarihinin hiçbir şekilde değiştirilemediği Mikro KEP sisteminde;
ihale, sözleşme, teklif ve evraklarından şirket beyannamelerine kadar bütün elektronik gönderiler 20
sene süreyle saklanıyor. Hukuki geçerliliği olan ve
taraflar arasındaki herhangi bir uyuşmazlıkta kesin
delil olarak kullanılabilen bu gönderiler, muhattabını
yasal olarak koruma altına alıyor.
Mikro KEP’in sağladığı avantajlar nelerdir?
Bireyler ve şirketler için KEP hizmetini Mikro
Yazılım’dan almanın sağlayabileceği avantajlar şu
şekildedir:
• Mikro Yazılım, BTK’dan KEP sistemi işletme yetkisi
almaya hak kazanmış ilk ERP üreticisi şirkettir.
• Mikro Yazılım’ın tam entegrasyonuyla tek platformdan hem KEP hem de ERP hizmeti alınabiliyor.
• Şirketler; e-fatura, e-arşiv, e-defter saklama ve Mikro KEP hizmetlerini aynı platformdan yine Mikro
Yazılım ile alabiliyor.
• İlk 1 yıl boyunca Mikro KEP hesabına ücretsiz sahip
olma imkanı sağlanıyor.
• Mikro KEP My E-Kontör sistemi ile çalıştığından,
kurumsal müşteriler, aldıkları kontörleri Mikro KEP
ve diğer e-hizmetler için de kullanabiliyor.
Nasıl başvuruluyor?
Bireysel ve kurumsal kullanıcılar, www.mikrokep.
com.tr adresi üzerinden girip, başvuru bölümünü
tıklayarak, bireysel ve kurumsal başvurularını gerçekleştirebiliyor.
K
E-ticaret pazarından pay almak için fırsatlar...
üresel e-ticaret pazarı son yıllarda internetin gelişimi ve mobil cihazların artışı
yeni fırsatlar sunuyor. Ipsos verilerine göre,
e-ihracat rakamı Türkiye’de 2015 yılında 400 milyon dolara ulaştı ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 2-3 milyar dolara çıkabilecek potansiyeli
taşıyor. Ayrıca toplam e-ticaret hacminin yüzde
20’sinin 2017 yılında yurt dışına uzanması öngörülüyor. Dünyada yaklaşık 90 milyon kişi düzenli
olarak yurtdışındaki web sitelerinden alışveriş yapıyor. 2018’e gelindiğinde ise bu sayı 130 milyonu
bulacak. Birçok e-ticaret şirketi için doğru planlamayı yapmak, doğru iş ortağına sahip olarak yurt
dışında ilerleyerek yepyeni gelir fırsatları yaratıyor.
Avrupa’daki sınırlar arası e-ticaret hacmi
40 milyar avroya ulaşacak
Forrester rakamlarına göre, Avrupa’da her yıl
ortalama yüzde 11 büyüme ile 2018 yılında sınırlar arası satışlar 40 milyar avroya ulaşacak.
Avrupalıların birçoğu aynı kıtada alışveriş yap-
RTB House’dan küresel açılım hedefleyen
markalara avantajlar
Ömer Aras
mayı planlarken, Türkiye için önemli bir fırsatın
kapıları açılıyor.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin Avrupa Birliği
ülkelerine ihracatı yıllık yüzde 10,8 oranında
artış gösterdi. Özellikle Türk nüfusunun fazla olduğu Almanya’nın ihracatta en fazla payı aldığı
görülüyor. E-ticaret ve dijitalleşmenin önemli
rekabet fırsatı sağladığı pazarda küresel markalar, e-ticaret platformları üzerinden milyonlarca
internet kullanıcısına ulaşıyor. Her bir kullanıcı
için kişiselleştirilebilen, esnek çözümler geliştirilmesi, markaları bir adım öne taşıyor.
Dünya çapında 30’dan fazla ülkede hizmet veren
ve çözümler sunan dijital pazarlama konusunda
uzman RTB House, küresel açılım hedefleyen
markalar için avantajlar sağlıyor. Kişiselleştirilmiş yeniden hedefleme çözümleri ile her
pazarda kullanıcılara özel çözümler sunarak
hedef kitleyle verimli etkileşim sağlanabileceğini açıklayan RTB House Bölge Direktörü Ömer
Aras, “Türkiye’deki şirketler öncelikle daha yakın
oldukları hedef kitleler üzerine gidebilirler. Örneğin Avrupa’da yaşayan Türkler gibi önemli bir
kitleye gidebilmek için özel çözümler sunabilirler. Kullanıcı alışkanlıklarının konuşulan dilin
ötesinde her bölge için farklılıklar gösterdiğini
unutmadan doğru stratejiyle hareket etmek
gerekiyor. RTB House dünya çapında yürüttüğü
850’den fazla kampanya ile her bölgeye özel çözümler konusunda markaları yönlendiriyor, eşsiz
dönüşüm oranları sunuyor” dedi.
Zararlı yazılım raporu korkutuyor
STM yeni siber tehdit
raporuna göre Türkiye
zararlı yazılıma maruz
kalan bilgisayar
oranında yüzde 48,02
ile Çin’den sonra ikinci
sırada yer alıyor.
Hastanelere saldırı girişimi...
T
ürkiye’nin bilişim teknolojileri ve bilişim
güvenliği konusundaki en büyük danışmanlık şirketi Savunma Teknolojileri ve
Mühendislik AŞ (STM), 2016 yılı NisanHaziran dönemine ilişkin olarak hazırladığı Türkiye Siber Tehdit Durumu Raporu’nu açıkladı. Bu
yılın ikinci çeyreğini kapsayan raporda, 50 milyon
kişinin kimlik bilgilerinin çalınması gibi gündem
oluşturan konuların yanı sıra zararlı yazılımlardaki
artışlar ve sosyal medya hesaplarının ele geçirilerek
satışa çıkarılması gibi kritik konular yer aldı.
Zararlı yazılımlarda Çin ilk sırada
Raporda, oltalama aktivitelerine yönelik araştırma
yapan Anti-Phishing Working Group (APWG) açıklamalarına atıfta bulunularak son dönemde zararlı
yazılımlardaki artışa dikkat çekildi. Bir yıllık döneme
bakıldığında ise zararlı yazılımların kaynağı olan oltalama web sitelerinin sayısında geçen yıla göre yüzde 250’lik artış var. En çok saldırıya uğrayan sektörler
ise perakende ve finans. STM’nin raporunda dikkat
çeken önemli detaylar arasında, Türkiye’de 50 milyon
kişinin kimlik bilgilerinin çalınması yer alıyor.
STM’nin raporunun Türkiye ile ilgili kısmında yer
alan bir diğer dikkat çekici olay ise Mayıs ayında
Diyarbakır, Siirt, Tekirdağ ve Kocaeli illerinde bazı
hastanelere saldırı girişiminde bulunulması. Mayıs
2016 ‘da yapılan operasyonla ortaya çıkarılan bir şebekenin, bazı doktorların e-Reçete şifrelerinin bilgisayar korsanları tarafından kırılarak ele geçirilmesi
sonrasında, özellikle kanser ve şeker hastalarının
kimlik bilgilerini kullanarak sahte reçete yazması da
raporda yer aldı.
Sosyal medya hesapları satılık
Dünyada sayılı Türkiye’de ilk ve tek:
Siber Füzyon Merkezi
Raporda yer alan bilgilere göre 32 milyon 888 bin
300 kişinin twitter hesabına ait bilgiler, Rus Siber
korsanlar tarafından 6 bin 500 dolara satışa çıkarıldı. 4 yıl önce 6,5 milyon kullanıcısının bilgisi çalınan
Linkedin de yine saldırıya maruz kaldı ve 117 milyon kullanıcıya ait bilgiler çalınarak satışa çıkarıldı.
Bu veriler için yaklaşık 3 bin 350 dolar isteniyor.
STM, siber tehditlere karşı yeni bir yaklaşımla proaktif tedbirler almak üzere kurguladığı, siber saldırıları henüz gerçekleşmeden tespit edecek olan Siber
Füzyon Merkezi’ni, 17 Mayıs 2016 tarihinde hizmete açtı. Sayıları dünya üzerinde de fazla olmayan bu
merkez, Türkiye’de türünün ilk ve tek örneği olarak
öne çıkıyor.
9
Dalga 2 Teknolojisi ile kablosuz
internette hız devrimi..
E
Yüksek kapasite ve 1.7 Gbps işlem hacmiyle
Dalga 2, her cihaza uyum sağlayarak, düşük
maliyet ve yüksek verimlilik sunuyor.
xtreme Networks, Dalga 2 ile kablosuz ağ
teknolojilerinde yeni bir dönem başlatıyor.
Nesnelerin İnterneti’nin konuşulduğu günümüzde, cihaz sayısının, veri transferlerinin ve
yüksek sayıda kullanıcıya sahip alanların artması
gibi nedenlerle daha büyük bant genişliklerine
ihtiyaç duyuluyor. Kablolu internet hızını kablosuza taşıyan Extreme Networks’ün kullandığı
Dalga 2 teknolojisi, hem bu ihtiyacı karşılıyor
hem de işlem hacmini yükseltmenin de ötesine
geçerek “Çok Kullanıcılı MIMO (MU-MIMO)” özelliği ile dikkat çekiyor. Bu özellik sayesinde, sadece bir ağ erişim noktası üzerinden tek bir iletimde, birden fazla kullanıcının her biri birbirinden
farklı veriler aktarabiliyor. Çoklu kullanımlarda
hız sorunu ortadan kalkıyor. Böylece stadyumlarda, okullarda, şirketlerde yada binlerce kişinin
internete girdiği büyük organizasyonlarda hız ya
da bağlanma sorunu yaşanmıyor.
Extreme Networks Ağ Erişim cihazlarında kullanılan Dalga 2 teknolojisi, 1.7 Gbps iletim hacmi
ile çok kullanıcılı MIMO özelliklerinin birleştiği
tek jenerasyon olması sayesinde, firmalardaki bilişim teknolojileri ekiplerinin işlerini kolaylaştırıyor. Bu sayede, bilişim ekiplerine farklı işlere de
odaklanabilme olanağı sağlanırken, son kullanıcı deneyimi ve verimliliği üst düzeye taşınıyor.
TEB’den müşterilere: “Kimliğim Güvende”
T
ürk Ekonomi Bankası (TEB), günümüzün en büyük siber tehditlerinden
kimlik hırsızlığına karşı geliştirdiği
‘Kimliğim Güvende’ ürünü ile kullanıcılara
daha güvenli internet kullanımı sunuyor.
TEB, müşterilerine kimlik güvenliğini ilgilendiren her türlü ihtiyaca yönelik önleyici,
tespit edici, çözümleyici desteklere ek olarak
teminatlı finansal destek de sağlıyor.
‘Kimliğim Güvende’ ürünü ile Kimlik Destek
Hattı kapsamında müşteriler kimlik hırsızlığına ilişkin bilgilendirilirken kayıp veya
çalıntı kimliklerin hızlı ve kolay şekilde
yenilenmesi için izlenecek prosedür aktarılıyor. Kimlik kaybetme veya çaldırma olayı
sonrasında ihtiyaç halinde kullanılması için
bilgiler güvenle saklanırken; Özel Sahtecilik
Uzman Desteği hizmeti ile de kişiye özel bilgilendirme, yönlendirme ve tavsiye vermek
için bir uzman atanıyor.
10
Kimlik hırsızlığına 20 bin TL teminat
Kimlik hırsızlığı ve sahtekarlığına karşı hukuki harcamalar, seyahat teminatı, iletişim
masrafları ve gelir kaybı olmak üzere toplamda 20 bin TL’ye varan teminat sunan
‘Kimliğim Güvende’ tüketicilerin maddi kayıplarını güvence altına alıyor.
Kişisel şifrelerin teknolojik veya fiziksel tehdit
uygulanarak çalınmasına yönelik 5 bin TL’ye
kadar, ATM’lerde yaşanacak kapkaç durumlarına yönelik 2 bin 500
TL’ye kadar, kayıp veya
çalıntı kimlik durumunda 1000 TL maddi destek sağlanırken gazete
kayıp ilan masrafları da
karşılanıyor.
Türkiye Ekonomi
Bankası; “Kimliğim
Güvende” uygulaması ile
müşterilerine teminatlı
finansal destek sağlıyor.
11
Türkiye’nin Birinci 500
Büyük Sanayi Kuruluşu
İstanbul Sanayi Odası
tarafından her yıl açıklanan
Türkiye’nin Birinci 500
Büyük Sanayi Kuruluşu 2015
raporu sunuldu. Listede
Tüpraş birinciliği kimseye
kaptırmadı.
20152014
Kuruluş
1
968 yılında 100 Büyük Sanayi Kuruluşu olarak başlatılan ve her yıl geliştirilerek sürdürülen Türkiye’nin
500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışması, bugüne kadar akademik düzeyde birçok tez ve araştırmaya konu
oldu. Yayınlanan raporlar ekonomi ve sanayi açısından oldukça önemli verileri ortaya koyuyor. Çalışmanın kapsamında satış hasılatı, brüt katma değer, öz kaynak, aktif toplamı, vergi öncesi dönem kâr
ve zarar toplamı, ihracat ve ortalama çalışan sayısı büyüklükleri gibi, istatistiki değerleri eşsiz verilerle yapılmış
analizlere de yer veriliyor. Ayrıca finansal oranlar, kaynak yapısı, karlılık oranları, ekonomik karlılık, varlık devir
hızları, net katma değerinin faktör gelirleri (fonksiyonel) dağılımı, üretim faaliyeti dışı gelirler, istihdam ve brüt
katma değer dağılımı ile işgücü verimliliği konularında da çeşitli değerlendirmeler yapılıyor.
Sektör artı dergisi olarak bu listede yer alan sanayi kuruluşlarımızın ilk yüz sırasını sizlerle paylaşmak istedik.
Listede kendine yer bulan ilk yüz kuruluşun, 2014 ve 2015 sıralaması, üretimden satışa net kar rakamları tablodaki gibi gerçekleşmiştir.
Bağlı bulunduğu
oda/kamu
Kamu Sıra Özel Sıra
Üretimden Satışlar
1
1
TÜPRAŞ-Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş.
Kocaeli
-
1
35.437.857.256
22Ford Otomotiv Sanayi A.Ş.İstanbul-214.732.855.608
34Arçelik A.Ş.İstanbul-39.998.905.712
4
3
Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş.
İstanbul
-
4
9.893.409.307
5
9
TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.
İstanbul
-
5
8.434.241.768
6
5
EÜAŞ Elektrik Üretim A.Ş. Genel Müdürlüğü
Kamu
1
-
6.794.953.087
7
8
Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş.
İstanbul
-
6
6.475.141.395
8
13
Hyundai Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.
Kocaeli
-
7
6.236.714.393
9
7
İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.
İskenderun
-
8
5.890.461.750
10
6
İçdaş Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım Sanayi A.Ş.
İstanbul
-
9
5.773.475.786
11
14
Vestel Elektronik San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
10
5.249.344.885
12
12
Mercedes-Benz Türk A.Ş.İstanbul-11
5.239.924.773
13
10
Aygaz A.Ş.İstanbul-12
5.126.821.356
14
26
İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş.İstanbul-13
4.896.099.092
15
15
Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye A.Ş.
Sakarya
-
14
4.260.334.675
16
16
PETKİM Petrokimya Holding A.Ş.
Ege Bölgesi
-
15
4.234.369.017
17
11
Çolakoğlu Metalurji A.Ş.İstanbul-16
4.098.959.067
18
18
BSH Ev Aletleri San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
17
3.925.769.912
19
17
Unilever San. ve Tic. T.A.Ş.
İstanbul
-
18
3.750.677.616
20
19
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.Kamu2-3.525.942.146
21
20
Tosçelik Profil ve Sac Endüstrisi A.Ş.
İskenderun
-
19
2.976.385.000
22
22
Bosch San. ve Tic. A.Ş.
Bursa
-
20
2.937.537.726
23
33
Aselsan Elektronik San. ve Tic. A.Ş.
Ankara
-
21
2.860.126.584
24
24
Türk Traktör ve Ziraat Makineleri A.Ş.
Ankara
-
22
2.828.471.671
25
31
Eti Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Eskişehir
-
23
2.577.218.660
26
30
Vestel Beyaz Eşya San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
24
2.484.129.206
27
29
Sarkuysan Elektrolitik Bakır San. ve Tic. A.Ş.
Kocaeli
-
25
2.391.311.285
28
34
Borçelik Çelik San. Tic. A.Ş.
İstanbul
-
26
2.371.000.305
29
23
Er-Bakır Elektrolitik Bakır Mamulleri A.Ş.
Denizli
-
27
2.337.491.695
30
37
Coca-Cola İçecek A.Ş.İstanbul-28
2.288.131.093
31
21
Milangaz LPG Dağıtım Tic. ve San. A.Ş.
İstanbul
-
29
2.230.578.588
32
41
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü
Kamu
3
-
2.228.783.322
33
36
Philsa Philip Morris Sabancı Sigara ve Tütüncülük San. ve Tic. A.Ş. İstanbul
-
30
2.222.163.403
34
32
KARDEMİR Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş.
Karabük
-
31
2.219.961.791
35
35
AKSA Akrilik Kimya Sanayi A.Ş.
İstanbul
-
32
2.131.600.393
36
50
TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.
Ankara
-
33
2.104.573.671
37
40
Konya Şeker San. ve Tic. A.Ş.
Konya
-
34
2.088.216.676
38
42
Yıldız Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş.
Kocaeli
-
35
2.060.953.905
12
39
27
İpragaz A.Ş.İstanbul-36
2.055.361.101
40
55
Assan Alüminyum San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
37
2.029.216.155
41
45
Kastamonu Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
38
1.973.310.780
42
44
Çay İşletmeleri Genel MüdürlüğüKamu4-1.954.137.220
43
28
Kroman Çelik Sanayii A.Ş.Kocaeli-39
1.920.612.012
44
46
Banvit Bandırma Vitaminli Yem Sanayii A.Ş.
Balıkesir
-
40
1.886.551.100
45
56
Hayat Kimya Sanayi A.Ş.İstanbul-41
1.859.209.808
46
47
Yolbulan Baştuğ Metalurji Sanayi A.Ş.
Osmaniye
-
42
1.829.614.302
47
-
Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu
Kamu
5
-
1.782.832.748
48
64
Borusan Mannesmann Boru San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
43
1.756.043.397
49
51
SÜTAŞ Süt Ürünleri A.Ş.Karacabey-44
1.755.522.860
50
48
Diler Demir Çelik Endüstri ve Ticaret A.Ş.
İstanbul
-
45
1.745.108.793
51
49
İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş.
Ege Bölgesi
-
46
1.720.694.882
52
54
Abalıoğlu Yem-Soya ve Tekstil Sanayi A.Ş.
Denizli
-
47
1.637.124.935
53
57
BRİSA Bridgestone Sabancı Lastik San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
48
1.621.793.473
54
25
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
Kamu
6
-
1.611.327.371
55
59
Yücel Boru ve Profil Endüstrisi A.Ş.
İstanbul
-
49
1.595.360.916
56
60
Nadir Metal Rafineri San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
50
1.586.279.390
57
58
Sanko Tekstil İşletmeleri San. ve Tic. A.Ş.
Gaziantep
-
51
1.554.948.506
58
52
Eren Enerji Elektrik Üretim A.Ş.
Zonguldak
-
52
1.521.189.132
59
63
MMK Metalurji San. Tic. ve Liman İşletmeciliği A.Ş.
Dörtyol
-
53
1.496.102.266
60
53
Enerjisa Enerji Üretim A.Ş.Kocaeli-54
1.418.257.562
61
62
Akçansa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
55
1.417.491.379
62
61
Toros Tarım San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
56
1.386.255.092
63
67
Soda Sanayii A.Ş.İstanbul-57
1.348.743.236
64
69
C.P. Standart Gıda San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
58
1.289.777.629
65
74
Ülker Bisküvi Sanayi A.Ş.İstanbul-59
1.267.803.668
66
89
JTI Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş.
Ege Bölgesi
-
60
1.230.854.159
67
76
Kaptan Demir Çelik Endüstrisi ve Ticaret A.Ş.
İstanbul
-
61
1.215.433.792
68
65
Yazıcı Demir Çelik Sanayi ve Turizm Ticaret A.Ş.
İstanbul
-
62
1.205.523.854
69
68
HES Hacılar Elektrik San. ve Tic. A.Ş.
Kayseri
-
63
1.202.602.512
70
--Ankara-64
71
96
Namet Gıda San. ve Tic. A.Ş.
Kocaeli
-
65
1.185.876.728
72
70
TP Endüstriyel ve Ticari Lastikler A.Ş.
İstanbul
-
66
1.153.222.583
73
66
Sasa Polyester Sanayi A.Ş.Adana-67
1.147.305.510
74
78
Ülker Çikolata Sanayi A.Ş.İstanbul-68
1.137.068.959
75
-Atlas Enerji Üretim A.Ş.İstanbul-69
1.118.889.595
76
75
Şenpiliç Gıda Sanayi A.Ş.Sakarya-70
1.102.419.971
77
119
Progıda Tarım Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
71
1.101.879.116
78
84
Çimsa Çimento San. ve Tic. A.Ş.
Mersin
-
72
1.086.612.147
79
88
Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş.
İstanbul
-
73
1.075.336.294
80
79
Gülsan Sentetik Dokuma San. ve Tic. A.Ş.
Gaziantep
-
74
1.048.407.722
81
77
Keskinoğlu Tavukçuluk ve Damızlık İşletmeleri San. Tic. A.Ş.
Akhisar
-
75
1.041.666.084
82
90
Naksan Plastik ve Enerji San. ve Tic. A.Ş.
Gaziantep
-
76
1.033.510.187
83
100
Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima San. Tic. A.Ş.
Manisa
-
77
1.033.466.189
84
95
Goodyear Lastikleri T.A.Ş.İstanbul-78
1.025.622.792
85
94
Pınar Süt Mamülleri Sanayii A.Ş.
Ege Bölgesi
-
79
1.010.119.806
86
82
Anadolu Efes Biracılık ve Malt Sanayii A.Ş.
İstanbul
-
80
990.047.952
87
81
Tezcan Galvanizli Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş.
Kocaeli
-
81
987.247.594
88
103
Önem Gıda San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
82
983.236.068
89
137
Erdemir Çelik Servis Merkezi San. ve Tic. A.Ş.
Kocaeli
-
83
969.124.355
90
171
MAN Türkiye A.Ş.Ankara-84
957.172.909
91
124
ASAŞ Alüminyum San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
85
942.547.312
92
72
İçdaş Elektrik Enerjisi Üretim ve Yatırım A.Ş.
Çanakkale
-
86
940.380.183
93
101
Besler Gıda ve Kimya San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
87
936.588.035
94
143
Noksel Çelik Boru Sanayi A.Ş.
Ankara
-
88
932.566.553
95
92
Paşabahçe Cam San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
89
931.592.764
96
122
Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş.
Bursa
-
90
928.625.248
97
126
Temsa Global San. ve Tic. A.Ş.
Adana
-
91
920.427.074
98
91
BEYPİ Beypazarı Tarımsal Üretim Pazarlama San. ve Tic. A.Ş.
Bolu
-
92
914.281.327
99
104
Erpiliç Entegre Tavukçuluk Üretim Pazarlama ve Tic. Ltd. Şti.
Bolu
-
93
910.716.699
100
118
Sarten Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
İstanbul
-
94
908.783.804
13
TİM, Türkiye’nin güçlü imajını dünyaya aktaracak
TİM, Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı’nda Türkiye’nin güçlü imaj kampanyası gündeme geldi.
T
ürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM),
Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısına katılan Ekonomi Bakanı
Nihat Zeybekci, 60 ihracatçı birliği
başkanıyla bir araya geldi. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ‘Hain darbe girişimi sonrası
Türkiye ekonomisi’, ‘Türkiye’nin yurtdışı imaj
çalışması’, ‘İhracat Kredi Garanti Fonu’ ve ‘Türk
Ticaret Merkezleri’ konu başlıklarının ele
alındığı toplantıda ihracatın artırılabilmesi
için ihracatçıların taleplerinin ve çözüm önerilerinin gündeme geldiğini söyledi.
“Reformlar tek tek hayata geçiyor”
Büyükekşi, “Bugün burada toplanmamızın
ana sebeplerinden bir tanesi 15 Temmuzdan
sonra ekonomimizi nasıl daha iyi noktalara
taşıyabiliriz. Bu yapılanlara karşılık Türkiye
için bir imaj kampanyası yürütüyoruz. Ülkemizde siyasi anlamda birliktelik üst düzeye
çıkmış durumda. Ekonomimizin çarkları ise
böyle bir olay yaşanmamış gibi dönmeye devam ediyor. Hükümetimiz, planlanan reformları bir bir hayata geçirmeye devam ediyor.
Bunu yurtdışına anlatmak zorundayız” dedi.
TİM’in önemsediği konular
Meclis Genel Kurulu’nda
Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu toplantısındaki düzenlemeleri hatırlatan
Büyükekşi, bunlarla ilgili Kanun Tasarısı’nın
Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin
altını çizdi. Büyükekşi şöyle devam etti; “İhra-
14
catçılara yeşil pasaport
verilebilecek.
Uluslararası şirketlerin
bölge
merkezlerini
Türkiye’ye getirmeleri için
vergi istisnaları gelecek.
SGK beyannameleri ile vergi beyannameleri birleştirilerek
verilebilecek. Diğer taraftan, 28 Temmuz’da
yasalaşan Uluslararası İşgücü Kanunu Tasarısı
ile şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli yabancı personel çalıştırılması imkanı getirildi.
Damga vergisinde yeni düzenlemeler yapılarak
maliyetlerin düşürülmesi sağlandı. TİM olarak
önem verdiğimiz bu konulardaki düzenlemeler
için hükümetimize teşekkür ediyoruz.”
Türkiye Ticaret Merkezleri
durmadan çalışacak
Ayrıca Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili
bakanlıklara ‘İhracat Kredi Garanti Fonu’nun
kurulmasını da önerdiklerini dile getiren
Büyükekşi, bu fonun da bir an önce hayata
geçmesinin önemine değindi. TİM olarak Türk
Ticaret Merkezlerinin Türkiye imajını doğru
yansıtabilecek kurumlar olabileceğini aktaran Büyükekşi, “7/24 fuar mantığıyla çalışan
Türk Ticaret Merkezleri kurmaya başladık.
İlk
olarak
İran’da şirketimizi kurduk. Şu anda
ABD’de çalışmalarımızı
yürütüyoruz.
Önümüzdeki
dönemde de
Dubai, İngiltere, Almanya, Japonya,
Kenya, Rusya gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde TTM’lerimizi açmaya devam edeceğiz.
İlerleyen yıllarda, TTM’lerimizin ihracatımıza
büyük katkıları olacak” şeklinde konuştu.
Dünya, Türkiye’nin yatırımlarını konuşacak
Konuşmasına darbe girişimini kınayarak
başlayan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,
ihracatçıların çalışmalarını destekleyeceklerini aktardı. Türkiye’nin imajı için 15 STK ile
bir araya geldiklerini vurgulayan Zeybekci,
“Tüm dünyaya Türkiye’nin gerçeklerini anlatacağız. Biz kendi kendimizi anlatmakla yetinmedik, dostlarımızın da bizi anlatmasını
istedik. Çok olumlu dönüşler aldık. Dünya
bundan böyle negatif olarak anılmayacak,
sadece Türkiye’nin yatırımları konuşulacak”
dedi. Zeybekçi ayrıca Türk Ticaret Merkezleri
için 3 milyon dolar civarında katkı verdiklerini ve TİM’in bu konudaki çalışmalarını desteklediklerini vurguladı.
Akbank sınırları aştı: Orta ve Doğu Avrupa’nın En İyi Bankası seçildi
D
ünyanın en önde gelen ve saygın finans
yayın gruplarından Euromoney tarafından düzenlenen “2016 Mükemmellik
Ödülleri” - “2015 Excellence Awards” sahiplerini buldu. Uluslararası bankacılık sektörünün
büyük önem verdiği bu prestijli ödül töreninde
Akbank büyük bir başarıya imza atarak Orta ve
Doğu Avrupa’nın En İyi Bankası seçildi. Akbank,
bankacılık çevrelerinin yakından izlediği prestijli
Euromoney değerlendirmesinde bu büyük ödülü
alan ilk Türk bankası oldu. Aynı törende Akbank
yedinci kez Türkiye’nin En İyi Bankası seçildi.
The Abraaj Group’tan, Türkiye’ye
526 Milyon Dolar
The Abraaj Group 486 milyon
dolarlık Türkiye fonuna, ortak
yatırım için toplanan 40 milyon
dolar daha ekledi. Toplamda
500 milyon dolar sınırını aştı.
ATF I, güçlü büyümenin sunduğu fırsatları yakalamak üzere Grubun Türkiye’deki yatırım deneyimlerinden fayda sağlayacak. Fon, özellikle
tüketici ürünleri ve hizmetleri, sağlık hizmetleri, finansal hizmetler, lojistik ve perakende
gibi büyüyen yurtiçi tüketimden faydalanan
Anadolu Sigorta’yla
poliçe yaptırmak
artık çok kolay
A
O
n yılı aşkın süredir deneyimli yerel
ekibiyle Türkiye’de başarılı yatırımlara
imza atan Abraaj, Türkiye’de artan yurtiçi tüketime dayalı fırsatları yakalamayı hedefliyor. Abraaj Türkiye Fonu I (ATF I), geniş bir yelpazede çeşitli yatırımcılardan destek gördü. Fon
için taahhüt edilen sermayenin %70’i Avrupalı
ve Amerikalı yatırımcılardan gelirken, kurumsal
yatırımcılar ve ulusal varlık fonları ise taahhüt
edilen sermayenin %78’ini oluşturdu.
Akbank’ın çifte başarısını değerlendiren Akbank CEO’su Hakan Binbaşgil,
“Akbank’ın sadece Türkiye’nin değil
Orta ve Doğu Avrupa’nın da en iyi bankası olduğunu öğrenmek bizler için büyük bir gurur. Türkiye’den bir bankanın
bu ödülü alması bankacılık sektörümüz
açısından da önemli. Bu başarı tüm Akbanklıların. Genel müdürlükten bölgelere, şubelerden iştiraklerimize bu başarıda tüm Akbanklıların katkısı, emeği
var” dedi.
sektörlerde faaliyet gösteren ve de iyi yönetilen
orta ve büyük ölçekli işletmeler ile ortak olmayı
hedefliyor.
ATF I hali hazırda Türkiye e-ticaret sektöründe
pazar lideri olan ve bu yıl itibari ile beş milyon
aktif müşteri ve 1.8 milyon stok kaleminden
oluşan bir ürün yelpazesine sahip olan Hepsiburada ve ticari, kurumsal ve KOBİ müşteri
segmentlerine odaklanan ve hızlı büyümesi ile
Türkiye’nin en çok dikkat çeken bankalarından
biri olan Fibabanka A.Ş.’ye yatırım yaptı.
İstanbul 5 ana merkezden biri
Abraaj, 900 milyon doların üzerinde yatırım
yaptığı 11 portföy şirketi ile Türkiye’de özel sermaye sektöründe önde gelen yatırımcılardan
biri. Grubun Türkiye’deki başarılı işlemleri arasında Acıbadem Sağlık Grubu bulunuyor. Grup,
2 milyar dolar tutarında 2012 yılındaki dünyada
5. büyük halka arzı gerçekleştirerek Acıbadem
Sağlık Grubu’ndaki hissedarlığından başarılı bir
şekilde çıkış yapmıştı. Latin Amerika’dan Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan büyüyen pazarlarda ofisleri bulunan Abraaj’ın Türkiye ve Orta
Asya yatırımlarını da yönettiği İstanbul ofisi, beş
ana merkezinden biri olarak faaliyet gösteriyor.
nadolu Sigorta, önemli bir uygulamayı
daha hayata geçiriyor. ‘Poliçem Hazır’
ile kullanıcılar artık, tüm dijital ortamlarda, kasko ve trafik poliçeleri en az bilgi ile en
hızlı şekilde düzenleyebilecek. Dijitalleşmeyi;
ürün, kanal ve iş modelleri ekseninde çok yönlü olarak ele alan Anadolu Sigorta, hasar dosya
takibinden, prim ödemelerine ve asistan hizmetlerine kadar çok sayıda hizmeti internet ve
mobil ortamlardan uzun süredir sunuyor.
Anadolu Sigorta’nın ‘Poliçem Hazır’ isimli yeni
uygulaması ise, mümkün olan en az bilgi ile en
hızlı şekilde, internet ve mobil ortamlarından
anında kasko ve trafik poliçesi satın almayı mümkün hale getiriyor. Uygulama kapsamında hızlı
teklif almak isteyen kullanıcıların, başka hiçbir
bilgiye ihtiyaç olmadan, yalnızca araç plakası ve
TC kimlik numaralarını girmeleri yeterli oluyor.
Poliçe satın alma sürecini başlatmak isteyenlerin
ilave olarak, sadece cep telefonu bilgisini de yazmaları gerekiyor. Bu adımdan sonra sistem, işlemi gerçekleştiren kullanıcıya,‘Satın Al’ seçeneğini
sunuyor ve işlem süratle tamamlanıyor.
Poliçe Yenilemek Artık Çok Daha Kolay
Mevcut poliçe yenileme işlemlerinde de kolaylık sağlayan uygulamada sigortalılar, güvenli
alanlara doğrudan kredi kartı bilgilerini girerek
ödemelerini yaparken, mevcut acenteleri üzerinden en hızlı şekilde poliçe satın alabiliyor.
Ayrıca kullanıcılar “Poliçem Hazır” uygulaması
ile birlikte Anadolu Sigorta Online web sitesi,
“Sigortam Cepte” mobil uygulaması üzerinden
de poliçelerini düzenleyebiliyor.
15
Türkiye’deki yabancı yatırıma
yönelik analizler
B
ağımsız denetim şirketleri arasında yer
alan PKF, bu kez Türkiye’deki yatırımcı davranışları üzerine çarpıcı bir rapor yayınladı.
13 farklı ülkeden 147 yatırımcının toplam
25 milyar doları aşkın yabancı yatırım hacmini kapsayan 537 yatırımı değerlendirdiği araştırma, dikkat
çeken veriler ortaya koyuyor.
PKF İstanbul Ofisi’nin
hazırladığı çalışmaya
göre; Türkiye’de
yatırım başarısı
en yüksek ülkeler
sırasıyla ABD,
Almanya ve İngiltere
olurken Avusturya,
Rusya ve Fransa tüm
kriterlerde sınıfta
kaldı.
16
Türkiye’de yabancı yatırım süreçlerinde yer almış
orta ve üst düzey uzmanlar arasında yapılan araştırma, ülke bazında başarı oranları hakkında da
bilgi veriyor. Sonuç raporuna göre başarı faktörleri
ve başarısız olma nedenleri sıralanıyor.“Türkiye’de
Yatırım Yapmak” başlığını taşıyan raporda, yabancı
yatırımcıların performansını, “Kültürel”, “Ticari-Yönetsel” ve “Siyasi” açılardan değerlendirerek kritik
başarı faktörlerini ve başarısızlıkların nedenlerini
ortaya koyan bir saha araştırması da yer alıyor.
Kültürel değerlendirme ve entegrasyon
Araştırmaya göre, Avusturyalı ve Fransız yatırımcılar, kültürel konuların Türkiye’deki yatırım sürecinde kayda değer rol oynamadığını düşünüyor.
İş stratejilerini ve yatırım planlarını Türkiye’nin
kültürel farklılıklarına uygun olarak tasarlayanların oranı ise yüzde 67,4. Türkiye’de yaptıkları
yatırımlarda kültürel entegrasyon açısından en
yetkin bulunan yatırımcı ülkenin ABD olduğu görülüyor. ABD’yi Almanya ve İngiltere takip ediyor.
Araştırmaya katılan uzmanlar Avusturyalı, Fransız
ve İspanyol yatırımcıların kültürel değerlendirme
ve entegrasyon yetkinliklerinden yoksun olduğu
görüşünü paylaşıyor.
Siyaseti en iyi okuyan ticarette
en az zararı görüyor
Araştırmanın ortaya koyduğu verilere göre;
Türkiye’nin siyasi istikrar durumu, yatırım uzmanlarının gözünde net değil. Uzmanlar durumun her iki
yönde de eşit şekilde ortaya çıktığı görüşünde birleşiyor. Siyasi ortamın yabancı yatırımcı tarafından
doğru analiz edilememesi yatırımcıların iş planlarından ve hedeflerinden sapmasına yol açıyor. Siyasi okuryazarlık ile ticari hedefler arasındaki bağı
ortaya koyan veriler, ABD’li ve Alman yatırımcıların
Türkiye pazarında en başarılı örnekler olduğunu
gösteriyor. Karne notu yüksek olan diğer ülkeler
ise Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere. Çinli ve
İtalyan yatırımcıların, siyasi koşulları doğru şekilde
analiz edememelerinden dolayı ticari hedeflerden
sapma konusunda yüzde 68 ile sondan ikinciliği
paylaştığı görülürken, Avusturya siyasi okuryazarlık konusundaki zayıflığı (yüzde 93) ile açık ara son
sırada yer alıyor.
Yerel yöneticiler atamak ve yerel
ortakla ilişkiler önemli
Türkiye’de yapılan yabancı yatırımlar ticari ve idari
açıdan değerlendirildiğinde ilginç bir tablo ortaya
çıkıyor. Önemli pozisyonlar için yerel atama yapmak yerine kendi ülkesinden personel transfer
eden yabancı yatırımcıların oranı yalnızca yüzde
25’te kalıyor. Bu durum, yabancı yatırımcıların
çoğunluğunun yerel yönetim deneyimine ve uzmanlığına güvendiğini gösteriyor. Rusya, Çin ve
Avusturya gibi kendi ülkesinden transfer oranı en
yüksek olan yatırımcıların ise bu tercihten avantaj
sağlamadıkları görülüyor. Tıpkı yerel atama konusu gibi, yerel ortakla yaşanan yatırımcı kaynaklı
sorunlar konusu da önemli bulgular ortaya koyuyor. Fransız ve Avusturyalı yatırımcı gruplarının
paydaş iletişiminde ve ilişki yönetiminde zayıf olmaları nedeniyle yerel ortakları ile ciddi sorunlar
yaşadığı açığa çıkıyor.
İlk 5 Yıllık planlamada ABD lider
Araştırmaya katılan uzmanlar, ticari ve yönetsel boyutu değerlendirirken operasyonun ilk
5 yılı üzerine de görüş veriyor. Yatırım sürecinin tanıkları, planlama ve uygulama aşamaları
arasındaki farkların hangi ülkelerde en yüksek
olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, 5 yıllık
iş planını gerçekleştirme oranının en yüksek olduğu ülke, yüze 91 ile ABD. Onu yüzde 88 ile Almanya ve yüzde 86 ile Katar takip ediyor. Planlama aşamasında hayalperest davranan ancak
pratikte hayata geçiremeyen ülkeler ise yüzde
50 eşiğinin altında kalan Çin, Avusturya ve Rusya. Genel klasmanda sınıfta kalan ülkeler ise:
Avusturya, Rusya, Fransa şeklinde sıralanıyor.
Amaç yeni yatırımcılara ışık tutmak
Hazırlanan rapor hakkında değerlendirmelerde
bulunan PKF İstanbul Ofisi Yönetici Ortağı Kadir
Sayıcı, özellikle 2002 - 2015 yılları arasında doğrudan yabancı yatırımı konusunda Türkiye’nin
öne çıkan ülkeler arasında yer aldığını ifade etti.
Sayıcı konuya ilişkin şu ifadelerde bulundu; “
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü
(UNCTAD) tarafından yayınlanan 2014 ve 2015
Dünya Yatırım Raporları’nda da belirtildiği gibi,
yıllık 12 milyar dolar tutarındaki yatırımlarla
Türkiye, açık ara bölgedeki en çok doğrudan yabancı yatırımı alan ülke. Ancak Türkiye’deki bazı
yabancı yatırımcılar, “pazara giriş” ve “sürdürülebilir büyüme” performanslarıyla büyük başarı
elde etmiş olsalar da, bazıları beklendiği gibi
güçlü bir performans sergileyemedi, hatta başarısızlığa uğradılar. Hazırladığımız raporun amacı,
bu başarı ve başarısızlıkların temel nedenlerini,
sürecin içinde bizzat yer alan profesyonellerin
yorumları ve görüşleri çerçevesinde belirlemek
ve yeni yatırımcılara ışık tutmaktır.”
17
Türk Markaları
Ortadoğu’ya Açılıyor
T
he Global Franchise Market Fuarı kasım ayında ziyaretçileri ile buluşacak. Türk markaları ile Ortadoğulu yatırımcıları buluşturacak
fuar, Dubai Turizm Ajansı, Dubai Ticaret Odası ve Ortadoğu’nun en
büyük franchise danışmanlık firması Francorp tarafından destekleniyor.
Katılımcılar, Franchise Danışmanlık Firmaları, Ticaret Odaları, Katar Kalkınma Bankası yetkilileri ve diğer devlet kuruluşları ile de görüşme olanağına
sahip olacak. Ziyaretçilerin büyük bir bölümü Ticaret odaları üyelerinden,
ve Francorp’un kayıtlı yatırımcılarından oluşacak.
Fuara katılan yabancı markalar arasında; Francorp Middle East, Envelope
Investments, On the Wood, Cafe2go, Micaroon Make-Up, Qatar Development Bank, Qatar (KatarKalkınmaBankası), 82 American Diner, Abu-Ghazaleh Intellectual Property, Arby’s Restaurant Group, Aswaaq, Bull &Roo
Hospitality & Investments, Cone Heads Franchise, Australia, Consolidated
Restaurants Operations gibi firmalar yer alıyor.
Zorunlu BES neler getirecek
Türkiye’de temeli 2000 yılında
atılan BES’te yeni dönem başlıyor.
Zorunlu katılımın başlayacağı
sistem de kafalar karışık...
B
ireysel Emeklilik Sistemi (BES) 2017 itibariyle zorunlu olacak.
Türkiye’de ilk olarak 2000 yılında hayata geçirilen BES’e katılım
ile birlikte 45 yaş altı 13 milyon çalışanın sisteme dahil olması
bekleniyor. Peki sistemde mevcut finansal durum ne, ekonomiye
sağladığı katkı ne olacak? Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzman Yardımcısı Aysun Göksu konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Devlet katkısı talebi arttırdı
Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), temelleri 2000 yılında atılan ve emeklilik
döneminde ek gelir sağlamak üzere oluşturulmuş bir sistemdir. Emeklilik
Gözetim Merkezi (EGM) verilerine göre, 2010 yılından bugüne sistemin katılımcı sayısı yüzde 180 artış göstererek yaklaşık 6 milyon 402 bin kişiye
ulaştı. 2003 yılı başından bugüne katılımcı fon tutarı 48 milyar 538 milyon
TL’yi aşarken, yatırıma yönelen tutar 40 milyar 102 milyon TL seviyesine
geldi. Hatırlanacağı üzere bireysel emekliliğin teşvik edilmesine yönelik
çalışmalar kapsamında 2013 yılından itibaren geçerli olmak üzere yüzde
25’lik devlet katkısı uygulamaya konulmuştu.
Devlet katkısı teşvikinin uygulandığı 2013 yılı başından bugüne katılımcı
sayısında yüzde 104’lük bir artış gözlenirken katılımcı fon büyüklüğü yüzde
110, yatırıma yönelen fon büyüklüğü ise yüzde 130 artış gösterdi.
90 Milyar Dolarlık tasarruf bekleniyor
Geçtiğimiz Mayıs ayı sonunda Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) otomatik katılım uygulamasına dönük
mevzuat çalışmalarında son aşamaya gelindiğini belirtmişti. Geçtiğimiz
günlerde bireysel emeklilik uygulanmasını öngören tasarı Meclis’e sunuldu. Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin açıklamasına göre yeni BES
düzenlemesiyle yaklaşık 6.7 milyon çalışanın otomatik BES kapsamına
alınmasını beklenirken 10 yıllık dönemde 90 milyar TL’lik tasarruf oluşturulması öngörülüyor. Düzenlemeye göre, 45 yaşını doldurmamış çalışanlar
bireysel emeklilik planına dahil edilecek. Katkı payı ise, çalışan kazancının
yüzde 3’ünü oluşturuyor.1 Ocak 2017 tarihi itibariyle uygulamaya konulacak olan yeni sistemin tasarruf oranını yukarı çekmesi bekleniyor.
18
Altın fiyatlarını yükselten
5 neden !!!
Küresel piyasada yaşanan değişimler döviz ve altın piyasasını da ciddi anlamda
etkiliyor. Peki bu durumun sebepleri neler işte o 5 neden...
G
ram altın fiyatları 132.23 seviyesine yükselerek yeni bir rekor kırdı.
Zaman zaman yükselen ve dalgalı
bir seyir izleyen altın neden durdurulamıyor. Petrol fiyatlarında düşüş yaşanırken
başta altın olmak üzere emtia tarafında yükseliş
olduğunu görüyoruz. Altın fiyatları yılbaşından
bu yana en çok kazandıran emtia olurken pozitif
görüntüsü devam ediyor. Peki altın neden yükseliyor? İşte o 5 neden… Destek Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Kutay Gözgör
analiz etti…
1-)Brexit Etkisi
İngiltere’nin Avrupa bölgesinden ayrılması sonrası piyasaların güvenli varlıklara olan talebini
yükseltmesi sonrası gelişmiş ülkelerin tahvillerinin faiz oranı rekor düşük seviyelere gerilerken,
altın fiyatları getiri arayışından dolayı ön plana
çıkmayı başardı.
2-) FED’in faiz artış ihtimalinin azalması
FED, Temmuz ayı toplantısında Eylül ayında
olası bir faiz artışını açık kapı bıraksa da toplantı
sonrası ABD’den açıklanan veriler ve FED üyelerinin konuşmaları sonrası bu ihtimal oldukça
azaldı. ABD’de büyüme rakamları beklentilerin
oldukça aşağısında yılın ikinci çeyreğinde % 1,2
artış göstermesi ve FED üyesi Dudley’in Eylül
ayında faiz artışının erken olabileceğini ifade etmesi sonrası altın fiyatları yükselişini hızlandırdı. FED vadeli kontratlarına göre, Eylül ayında
faiz artış ihtimali %10 seviyelerine kadar geriledi. Küresel piyasalarda güvenli varlıklara olan
talebin yükselmeye devam etmesi altın fiyatlarını da destekleyebilir.
3-) Küresel büyüme endişelerinin
yeniden gündeme gelmesi
Merkez Bankalarının yanı sıra küresel büyüme
endişelerinin yeniden ortaya çıktığını görüyoruz.
Başta Japonya ve İngiltere’nin büyüme oranlarında yaşanan yavaşlama güvenli varlıklara olan talebin yeniden yükselmesinde etkili oluyor. Brexit
sonrası İngiltere’den açıklanan verilerin hızlı düşüş göstermesi ve IMF’nin küresel büyüme tahminini azaltması altın fiyatlarının yükselmesinde
etkili oldu.
4-) Japonya Merkez (BOJ) Bankası’nın ılımlı
da olsa genişleyici adımlar atması
Öte yandan FED ve Brexit etkisinin yanı sıra Japonya Merkez Bankasının varlık alım programını değiştirmemesi ancak ETF alım miktarını yükseltmesi
altın fiyatlarını bir miktar destekledi. Japonya’da düşen tahvil faiz oranları sonrası altın fiyatlarına olan
talebin yükseldiğini ifade edebiliriz.
5-) Avrupa’daki bankacılık sektöründe yaşanan küçük çaplı krizin büyüme ihtimalinin
olması
Avrupa’da bankacılık sektöründe yaşanan küçük
çaplı krizin büyüme ihtimali endekslerin olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Stres testinden
bankalar başarıyla geçse de İtalyan bankaların
sermaye sorunu yaşaması ve Deustche Bank’ın
Stoxx 50 endeksinden çıkarılması endeksleri
olumsuz etkiledi.
Ons’un yükselişi gram altını da etkileyebilir
Bu 5 maddenin tamamı güvenli varlıklara olan talebin yükselmesinde etkili oldu denebilir. Bu konjonktürde baktığımızda altın fiyatları, 1335 Dolar
seviyesinin üzerinde kalabilmesi halinde yeniden
2016 yılı zirvesi olan 1375 seviyesi test edilebilir.
Bu seviyenin geçilmesi halinde Ons bazında 1400
Dolara doğru bir hareket başlayabilir. Gram altın
fiyatlarında ise yeni rekor gerçekleştiğini görüyoruz.
Ons altının yükselişi ve TL görüntüsü gram altın
fiyatının 135- 140 bölgesine doğru yönelmesine neden olabilir.
19
Solar Impulse ile 21 günde
sıfır-emisyonlu dünya turu
Brisa’nın desteklediği Solar Impulse, 21 gün süren
uçuşlarla sıfır emisyonla dünya turu yaptı. Pilotlar
19 farklı rekor kırdı.
T
ürkiye lastik sektörü lideri Brisa’nın
ülkemizden tek destekçi olarak yer
aldığı SolarImpulse programı, yenilenebilir enerji ve temiz teknolojilerin
gücünü kanıtlayan güneş enerjisiyle dünya turu
girişimini başarıyla tamamladı. Solar Impulse’ın
mucitleri ve pilotları Bertrand Piccard ve André
Borschberg toplamda 21 gün süren uçuşlarla 19
farklı rekora imza attı ve 17 uçuş sonucunda sıfıremisyon ile dünya turu yaptı. Fosil yakıt kullanmadan, gece ve gündüz hiç durmadan uçabilen
Solar Impulse 2 (Si2) hava aracı, dünya turuna
başladığı Abu Dabi’ye 26 Temmuz’da ulaştı. Toplamda 21 gün süren uçuşlar 17 seferde gerçekleştirildi ve 40 bin km’den fazla yol kat edildi.
20
İmkansızı başardılar
Solar Impulse’ın mucitleri ve pilotları Bertrand
Piccard ve André Borschberg çok kısa bir süre
öncesine kadar imkansız olarak nitelenen bir başarıya imza attı. Piccard ve Borschberg bu süreçte
elde ettikleri deneyim ve bilgi birikimini Uluslararası Temiz Teknolojiler Komitesi’ne (International Committee for Clean Technologies) aktaracaklarını, bu sayede Solar Impulse programı
kapsamında yıllar içerisinde elde edilen bilginin
temiz teknoloji ve yenilenebilir enerji alanındaki inovasyonlara rehberlik edeceğini duyurdu.
Planlanan çalışmalar arasında güneş enerjisiyle
çalışan pilotsuz hava aracı (drone) da bulunuyor.
Temiz bir gelecek için önemli bir adım...
Güneş enerjisiyle dünya turunu tamamlayan Bertrand Piccard ve André Borschberg, yaşam kalitesini artıran yeni nesil, temiz teknolojilerin kullanımını teşvik etmek için çalışmalarına devam ediyor.
Öncelikle “future is clean” (temiz gelecek) inisiyatifi kapsamında Temiz Teknolojiler Uluslararası
Komitesi’ni kurarak hükümetlere ve şirketlere
enerji politikaları hakkında bağımsız ve güvenilir
bir danışmanlık sunmayı hedefliyorlar.
Ayrıca Solar Impulse mühendislik ekibi yüksek
dayanıklılığa sahip, yüksek irtifalarda aylarca uçabilen, pilotsuz hava araçları üretmek üzere çalış-
malarını sürdürüyor. Bu proje başarıya ulaştığında
çok büyük çaplı katma değer sağlayan hizmetler
verilebilecek ve bugün uyduların sağladığı hizmetler çok daha esnek ve sürdürülebilir bir şekilde
sunulmaya başlanacak.
Enerji tarihinde bir ilk: Fosil yakıt
kullanmadan 40 bin km’den fazla yol
1999 yılında balonla dünya etrafında hiç durmadan seyahat eden Bertrand Piccard gerçek bir
kaşif. Balonla yaptığı seyahati bitirir bitirmez hiç
yakıt kullanmadan bir hava aracıyla bu kez dünya turu yapma kararı aldı. Bu karara ortak olan
girişimci ve deneyimli pilot André Borschberg ile
birlikte 2004 yılında bu hayalin gerçekleşmesi için
teknoloji ve fon sağlamaya başladı.
10 yılı aşkın AR-GE faaliyetlerinin ürünü olan Solar Impulse, tek bir damla fosil yakıta ihtiyaç duy-
madan, sadece güneşten aldığı ve lityum pillerinde depoladığı enerjiyle hem gündüz hem de gece
uçabilen ilk uçak olma özelliğine sahip. Bu sayede
teorik olarak sonsuz süre havada kalabilen Solar
Impulse’ın ağırlığı sadece 2300 kg., yani bir binek
otomobil kadar. 17 bin adet güneş panelinin yerleştiği kanat genişliğiyse 72 metre, yani bir Boeing
747’ninkinden daha uzun. Solar Impulse’ın daha
dünya turuna çıkmadan kırdığı 8 rekoru bulunuyor. Bu rekorlara “bütün gece kesintisiz uçmayı
ilk başaran”, “kıtalararası uçuşu ilk gerçekleştiren”
güneş enerjili uçak gibi unvanlar dahil.
Dünya turunun tamamlanmasıyla, Solar Impulse,
dünyanın çevresini yakıtsız olarak sadece güneş
enerjisiyle kat eden ilk uçak, Solar Impulse’ın mucidi ve pilotları olan Bertrand Piccard ve Andre
Borschberg ise dünyanın çevresini güneş enerjisiyle dolaşan ilk insanlar olarak tarihe geçti.
21
2040’a kadar 800 milyon
araca ulaşacağı tahmin
edilen özel araç sayısının
doğuracağı enerji talebinin
2020’de zirve yapacağı
ancak 2040’a kadar yüzde
10 düşüş göstereceği
öngörülüyor.
Artan enerji tüketiminde özel
araçların ve taşımacılığın rolü
E
xxon Mobil tarafından her yıl yayınlanan Energy Outlook raporuna göre, küresel enerji talebinin
2014-2040 yılları arasında yüzde 25
oranında artış göstermesi bekleniyor. Rapora
göre öngörülen artışın neredeyse yarısı Hindistan ve Çin gibi gelişen ülkelerin ekonomik
kalkınmasından kaynaklanıyor. Küresel enerji
talebinin yüzde 30’unu oluşturan 10 kilit pazar
arasında Türkiye de yer alıyor. Küresel enerji
talebindeki artışın yüzde 40’ının doğal gazla
karşılanması bekleniyor.
Dünyanın önde gelen enerji şirketi ExxonMobil’in
yayınladığı 2016 Energy Outlook Raporu’na göre
küresel enerji talebi 2014 ile 2040 yılları arasında
yüzde 25 artacak. Talep artışının neredeyse yarısının Hindistan ve Çin’in nüfus artışı ve yükselen
yaşam standartlarından, yüzde 30’unun ise içinde
Türkiye’nin de yer aldığı 10 kilit pazardan gelmesi
22
bekleniyor. Bunun yanı sıra; enerji verimliliği artışlarının, doğal gaz gibi düşük karbonlu yakıtların ve
yenilenebilir enerji kaynaklarının artan kullanımının da küresel ekonominin karbon yoğunluğunu
yarı yarıya azaltmaya yardımcı olması bekleniyor.
rol, taşımacılıkta enerji tüketiminin yüzde 90’dan
fazlasını karşılayacak. Dizel araç kullanımındaki
artışla birlikte ağır ticari araçlardaki dizel kullanımı da 2040 yılına kadar küresel olarak yüzde 45
artış gösterecek.
Orta sınıf büyüyecek, özel araç sayısı
800 milyon olacak
Exxon Mobil, Energy Outlook Raporu’nda enerji
tüketiminden kaynaklanan karbondioksit emisyonlarının da henüz zirve yapmadığını, değerlerinin 2030’a kadar artacağını belirtiyor. Artışın Çin
başta olmak üzere, gelişen ülkelerden kaynaklanacağını belirten rapor, OECD ülkelerinin karbondioksit emisyonlarının 2014-2040 arası yüzde 20
azalacağını öngörüyor.
Exxon Mobil, Brookings Enstitüsü’nden alınan
verilere dayanarak dünyada 2014 itibariyle 2 milyarın üzerinde olan orta gelirli nüfusun 2030 yılına kadar 5 milyara yaklaşmasını ve bununla doğru
orantılı olarak da araba sayısının ve ticari taşımacılığın da artmasını bekliyor. 2014-2040 arasında
küresel taşımacılıkta enerji talebinin yüzde 30 artış
göstermesini öngören Exxon Mobil, araba sayısındaki artışın OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) kapsamında olmayan ülkelerde daha
çok görüleceğini söylüyor.
2040’a kadar 800 milyon araca ulaşacağı tahmin
edilen özel araçların doğuracağı enerji talebinin
2020’de zirve yapacağı ancak 2040’a kadar yüzde 10
düşüş göstereceği öngörülüyor. Türkiye’de büyük bir
rol oynayan lojistik sektöründe; ağır ticari araçlar
için enerji talebinin ise dünya genelinde 2040’a kadar yüzde 45 artacağı; bu artışın da yüzde 50’sinin
10 kilit pazar sebebiyle olacağı tahmin ediliyor.
Araçların yüzde 40’ı dizel olacak
Exxon Mobil Energy Outlook Raporu’na göre pet-
Yenilenebilir enerji üretimi artıyor
ancak talep karşılanamıyor
K
PMG’nin gerçekleştirdiği ‘Küresel
Enerji Trendleri’ analizinde orta ve
uzun vadedeki gelişmeler, talepler
ve kaynakların beklentileri karşılama durumu ele alındı. Değerlendirmenin
sonuçlarını aktaran KPMG Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı Ayhan Üstün’e göre, dünya daha on yıllar boyunca öncelikli olarak
petrol ve doğal gaza ihtiyaç duyacak.
KPMG’nin ‘Küresel Enerji Trendleri’ çalışmasından dikkat çeken başlıklar paylaşıldı.
Doğal gaz talebi ağırlıklı olarak gelişmekte
olan ülkelerden geldiği belirtilirken, enerji
ve sanayi sektörleri için daha fazla petrol,
doğal gaz, kömür, biyokütle ve elektrik ihtiyacı duyulacak denildi. Bunun dışında raporun ortaya koyduğu sonuçlar şöyle sıralandı;
Çin; ABD ve AB’nin toplamından daha fazla
yenilenebilir enerji talep ediyor. Başta Hindistan ve Çin olmak üzere Asya kıtası hacim
artışının lideri durumunda. Asya’daki ulaştırma ve sanayi talebi petrole olan talebi
artırıyor. Büyümenin yüzde 65’i Asya Pasifik
ülkelerinden geliyor. Yüzde 30 daha fazla
ulaştırma yakıtı talebi var. Endüstriyel amaç-
lı enerji tüketimi, başta petrokimyasallar olmak üzere yüzde 30 arttı. Küresel elektrik
talebinde yüzde 45 artış var.
Çalışmada, gelecek projeksiyonu
Çin, küresel talebin yaklaşık yüzde 50’sini
oluşturuyor. Ancak büyümeye yüzde 25’ten
daha az katkıda bulunuyor. Kömür azalıyor,
yenilenebilir enerji üretimi artıyor. Petrol
ve doğal gaz ise sabit duruyor. Kaynak büyüklüğüne göre kaya petrolü tüm sıvıların
yüzde 10’undan daha az. Buna bağlı olarak
bölgesel enerji dengeleri değişiyor. Ayrıca,
Afrika’nın kişi başına enerji talebi azalıyor. Raporda yer alan bilgilere göre; Kuzey
Amerika petrol konusunda kendine yetmenin yanı sıra doğal gaz ihracatçısı haline
gelirken, Avrupa ve Asya daha bağımlı hale
geliyor. Kuzey Amerika’nın petrol ithalatına
bağımlılığı, azalan taleple birlikte konvansiyonel olmayan petrol üretimini azaltıyor.
ABD’nin ham petrol ihracat yasağının kaldırılması, bu ayarlama sürecine destek oluyor.
Son olarak Asya’nın talebinin, 2035’e kadar
bölgeler arası net ithalatın yüzde 80’ini
oluşturacağı tahmin ediliyor.
Küresel Enerji
Trendleri’ analizine
göre kömür kullanımı
azalırken, yenilenebilir
enerji üretimi artıyor.
23
TP, ilk güneş enerjisi projesinde
YingliSolar’ı tercih etti
Türkiye Petrolleri, İstanbul
Alibeyköy’de gerçekleştirdiği ilk
akaryakıt istasyonu güneş enerjisi
projesinde Yingli Solar panellerini
tercih etti.
D
ünyanın en büyük fotovoltaik güneş paneli üreticilerinden biri olan Yingli Solar, Türkiye’de ilk kez Türkiye Petrolleri (TP) tarafından İstanbul Alibeyköy’de
gerçekleştirilen elektrik ihtiyacını güneşten sağlayan
akaryakıt istasyonu projesine imzasını attı. İstasyon teknolojileri
uzmanı Mepsan firması tarafından tamamlanan 39 kW kapasiteli
projede, 156 adet 250 W Yingli Solar 60 Hücreli Güneş Paneli
kullanıldı. Saatte 40 kilovat elektrik üretme kapasitesine sahip
olan bu sistem sayesinde, güneşli gün sayısına göre istasyonun
toplam elektrik ihtiyacının yüzde 60’lık kısmının karşılanması
planlanıyor.
24
TP istasyonları güneş enerjisine geçecek
İstasyonun açılışında konuşan TP Petrol Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü Mutlu Gül, 40 bin Avroya mal olan istasyonun masraflarını
7 yılda amorti edeceğini belirtti. TP’nin akaryakıt istasyonunda
ilk kez uyguladığı bu güneş enerji sisteminin ortalama kullanım
ömrünün 30 yıl olduğunu vurgulayan Gül, “Bu demektir ki 23
yıl boyunca kullandığı elektriğe para ödemeyecek. Fosil yakıtla
yenilenebilir enerjiyi birleştirip bir anlamda zehirle panzehiri bir
araya getiriyoruz. Bu tür yenilenebilir enerjiyle beslenen akaryakıt istasyonlarını TP bayilikleri şeklinde yaygınlaştırmayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.
Gıda güvenilir ellere emanet
Unilever Food Solutions,
TURYİD üyeleri için
‘Güvenilir Eller’ Gıda
Güvenliği Eğitimi
düzenledi.
E
v dışı gıda sektöründe her iki işletmeden
birine ürün ve çözümleriyle ulaşan Unilever Food Solutions, ‘Güvenilir Eller’ Gıda
Güvenliği Eğitim Programı kapsamında, Turizm
Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) üyesi olan mekanların mutfak
ekipleri için yüz yüze bir eğitim düzenledi. ‘Güvenilir Eller’ gıda güvenliği eğitimleri, Türkiye
genelinde tüm mutfak ekiplerine ulaşabilmek
için online platformda sunuluyor. Katılımcılara
fiziksel ve kimyasal tehlikeler, temizlik, üretim
güvenliği, çapraz bulaşma ve HACCP uygulamaları başlıklarında bilgiler verildi.
S
Uzun yıllar Unilever Food Solutions ajandasında en üst sırayı koruyacak proje kapsamında, ilk
yıl 5.000 şefin eğitimleri tamamlaması hedefleniyor. Üç yıllık süreçte 30.000 şefin eğitim-
lere katılarak, gıda güvenliği sertifikası sahibi
olması planlanıyor. Yüz yüze eğitim programına
katılan ve gerçekleştirilen sınavda başarılı olan
TURYİD üyesi mekanların personeline sertifikaları önümüzdeki günlerde takdim edilecek.
Sürdürülebilir Gıda Konferansı 18 Ekim’de
ürdürülebilirlik Akademisi ve TÜGİS işbirliği ile gerçekleştirilen Sürdürülebilir
Gıda Konferansı ikinci yılında Dünya
Gıda Günü Buluşması ile birleştirilerek
özel bir anlam kazanıyor.18 Ekim tarihinde İstanbul Swissotel’de gerçekleştirilecek olan buluşma gıda sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiriyor. ‘Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda
“Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Gıda”
ilkesi ile gelişim modellerinin ortaya koyulması
ve gelişim modellerine yön verecek
çalışmalar
yapılması hedefleniyor.
Sürdürülebilir Gıda
Sektörünün
paydaşları konferansta
bugünün gıda ile
ilgili sorunlarına bütünsel bir yaklaşımla öncülük etmeyi,
sürdürülebilir gıda
dönüşümünü, değişen parametreleri
ve hedefleri, gıda
sektöründe değişen
iş modelleri ve tüketici davranışlarını
tartışacak.
26
İlk yıl 5.000 şefe eğitim
Gelişmeler web sayfasında
Sürdürülebilir Gıda Konferansı’nda ayrıca sürdürülebilir gıda için yeni yasal düzenlemeler ve teşvikler, tüketici davranışları ile gelen değişim, sürdürülebilir gıda için finansman, sürdürülebilir tedarik
zinciri, sürdürülebilir gıda için tarımın önemi ve yerel gıdaların korunması gibi pek çok konu gündemde olacak. Sürdürülebilir Gıda Konferansı ile ilgili
detaylı bilgiye http://surdurulebilirgidakonferansi.
com internet sitesi üzerinden erişebiliyor.
Sürdürülebilir gıda
konferansına katılan
üst düzey konuşmacılar,
gıda sektöründe
değişen iş modelleri ve
tüketici davranışlarını
tartışacak.
Gastronomi dünyası Boğaz’da buluştu
Ü
lkemizin Gastronomi Turizmi alanındaki
en önemli sivil toplum kuruluşlarından
biri olan Gastronomi Turizmi Derneği,
Gastronomi Turizmi’nin önemli temsilcileri, sektör liderleri ve devlet yetkilileri ile Boğazın eşsiz
güzellikte manzarasına sahip Sortie’nin içinde
bulunan Etna Steak Restoran’ta bir araya geldi.
Gastronomi cenneti olan ülkemizdeki Anadolu ve Osmanlı mutfağının yerli ve yabancı
turistlere anlatılmasında önemli bir misyonu
üstlenen Gastronomi Turizmi Derneği’nin 11
Ağustos akşamı Etna Steak Restoranda, gerçek-
leştirdiği davete; dernek üyeleri, yönetim kurulu,
turizm ve gastronomi sektörünün önde gelen
isimleri ile birlikte Kültür ve Turizm Bakanlığı
İl Müdürü Nedret Apaydın, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nden Tülin Ersöz, Türkiye Aşçılar ve
Şefler Federasyonu Başkanı Yalçın Manav, Shoppingfest Genel Müdürü Hicran Özbük , TÜBİTAK
ve KALDER yöneticileri katıldı.
Türk markası oluşmalı
Misafirperverliği ve zengin lezzetleri ile dünyaya
örnek olan Türk Mutfağı’nın tanıtılması, hak ettiği
ilgi ve değeri görmesi için önemli sektör temsil-
“Türk mutfağının
zenginliklerini
ve ürünlerimizi
dünyaya tanıtmak ve
markalaşmak için tüm
sektörün birlik içinde
olması gerekiyor.”
cilerini aynı çatı altında bir araya getiren Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe,
davette yaptığı konuşmada; “Türk mutfağının
zenginliklerini ve ürünlerimizi dünyaya tanıtmak
ve markalaşmak için tüm sektörün birlik içinde
olması gerekiyor. Bizim isteğimiz Türk bayrağının sadece Taksim’de dalgalanması değildir.
Los Angeles’taki markette yoğurt “Türk yoğurdu”
olursa başarılıyız, “Greek Yoghurt” olursa başarısızız. Dernek olarak çok büyük bir yükün altına
giriyoruz, desteğe ihtiyacımız var ama başarılı
olacağımıza inanıyoruz” dedi. Türk mutfağının
dünya markası olması için çalışmaların tüm hızla devam edeceğini ve desteklerini esirgemeyen
TURSAB başkanı Başaran Ulusoy’a da teşekkür
ettiklerini sözlerine ekledi.
Gıda endeksinde Türkiye, 113 ülke
arasında 45. sırada
D
sunda pazarın dengesini etkileyen
devlet politikalarının gelecek için
risk oluşturabileceğini gösteriyor.
uPont tarafından desteklenen ve
Economist Intelligence Unit (EIU)
tarafından geliştirilen Küresel Gıda
Güvenliği İndeksi’nin 2016 yılı sonuçları açıklandı. Küresel pazara birinci sınıf yenilikçi ürünler, malzemeler ve hizmetler sunan bilim
şirketi DuPont tarafından desteklenen ve Economist Intelligence Unit (EIU) tarafından geliştirilen
2016 Küresel Gıda Güvenliği İndeksi’nin bu yılki
sonuçları açıklandı. 113 ülke arasında 45. sırada yer
alan Türkiye, bulunduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika
(MENA) bölgesindeki 15 ülke arasında ise 8. oldu.
2012 yılından bu yana yıllık olarak ülkelerin; Ulaşılabilirlik, Uygunluk ve Kalite & Güvenlik başlıkları
altında gıda güvenliğine dair gelişmelerini ortaya çıkaran Küresel Gıda Güvenliği İndeksi, 113 ülkenin
tarım alanındaki yatırımlarını, işbirliklerini, politikalarını ve etkilerini 28 farklı gıda güvenliği göstergesine göre ölçümlüyor.
Açıklanan Gıda Güvenliği İndeksi’ne göre bu yıl;
ülkeler genelinde gelir seviyesinin artması, global
ekonomideki iyileşme ve gıda fiyatlarının düşmesine bağlı olarak indekste yer alan 113 ülkenin genel
notu geçtiğimiz yıla kıyasla 0.6 puan artış göstererek
Türkiye’nin en güçlü alanı
“Kalite & Güvenlik”
57,3’e yükseldi. İndeksin 2016 sıralamasına bakıldığında ilk üçe giren ülkeler ise 86,6 puanla Amerika
Birleşik Devletleri, 84,3 puanla İrlanda ve 83,9 puanla Singapur oldu. İndeksin sonuçları bir yandan
tüm dünyada küresel gıda güvenliğinde iyileşmelerin yaşandığını belirtirken, diğer yandan küresel
ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle gıda konu-
İndeksin sonuçlarına göre Türkiye;
en yüksek skorunu 69,9 puanla Kalite
& Güvenlik alanında alırken Ulaşılabilirlik alanında 1,0 puan ve Uygunluk alanında ise 0,2 puanlık bir düşüş
yaşadı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika
(MENA) bölgesi sonuçlarında Türkiye; 15 ülke arasında Ulaşılabilirlik
alanında 8. sırada yer alırken Uygunluk alanında 7. sırada ve en güçlü olduğu Kalite & Güvenlik alanında ise
İsrail, Katar, Kuveyt ve Umman’dan
sonra 5. sırada yer aldı. İndekse göre
gıda güvenliği konusunda güçlü yönlerinin; beslenme standartları, gıda güvenliği, küresel
açlık sınırı altında yer alan nüfus oranındaki iyileşmeler, gıda güvenliği programlarının varlığı ve çiftçi
finansman programlarına ulaşılabilirlik kategorileri
olduğu görülen Türkiye’nin, aynı zamanda geçtiğimiz
yıla göre kentsel emilim kapasitesi ve GSYH kategorilerinde iyileşme kaydettiği açıklandı.
27
Hospitadent Çin’de
İrtibat Ofisi Açtı
H
ospitadent’in Çin’de irtibat ofisi
açması nedeniyle açıklamalarda
bulunan Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Diş Hekimi Ahmet Selvi, Dental Sağlık
Turizmi’ne büyük önem verdiklerini ve
hastalarının önemli bir kısmının yabancılardan oluştuğunu belirtti. Selvi şöyle
devam etti; “Coğrafi konum, hastane ekip-
28
manı ve deneyimli çalışan kadrosu olarak
ülkemiz çok iyi durumda. Biz de Hospitadent ailesi olarak, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Azerbeycan ve İngiltere’den
gelen hastalarımıza en iyi kalitede sağlık
hizmeti sunduk. 10 yılı aşkın sürede, sağlık
turizmi adına büyük adımlar attık.
Türk sağlık hizmetlerinin kalitesi ile Türk
İstanbul’da yedi;
Kayseri, Frankfurt
ve Utrecht’te
birer şubesi ile
10 merkeze sahip
Hospitadent Diş
Hastanesi, gelen
yoğun hasta talebi
üzerine Çin’de de
irtibat ofisi açtı.
hekimlerinin ilgi, alaka ve tecrübelerini
Avrupa’dan sonra Uzak Doğu’ya taşımak
istedik. Çin pazarını detaylı olarak araştırdık, hala da araştırmaya devam ediyoruz.
Öncelikle Çin’in kuzeybatısında yer alan,
Urumçi’de irtibat ofisi açarak Çin’i yakın takibe aldık. İlerleyen dönemlerde de
Çin’in önemli bir bölgesinde hastane açmayı planlıyoruz.“
Sağlıklı yaşam için
10 ipucu
Günlük hayatınızda yapacağınız küçük değişikliklerle
hastalıklardan korunup sağlıklı, mutlu ve uzun bir ömür
yaşamanız mümkün. Sağlıklı ve uzun bir ömür herkesin en
büyük dileği. Ama bunun için çaba göstermek gerekiyor.
Liv Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Alev Özsarı sağlıklı
yaşam için yapılması gerekenleri sıralıyor.
7) Kendi kontrolünüzü kendiniz yapın
Özellikle duşta ve duş aldıktan sonra vücudu
kontrol etmek, yeni yumruları, ben’leri tespit etmekte yararlıdır. Meme kanserini ve yeni çıkan,
şekil değiştiren nevüsleri (Ben’leri) erken tespit
etmek çok önemlidir.
8) Temiz kalın
1) Dengeli beslenin
4) Spor yapın
Güne sağlam bir kahvaltı ile başlamak sağlıklı
yaşam için olmazsa olmazlardan biridir. Dengeli beslenirken öncelikli olarak dikkat edilmesi
gereken şey mevsim sebze ve meyvelerini tüketmektir. Günde 3 ana öğün, 3 de ara öğün
yapmak gerekir. Bol su içilmeli, yağ oranı düşük,
karbonhidrat ve protein oranı dengeli yiyecekler tercih edilmelidir.
Vücudun spora en hazır olduğu vakit akşamdır.
Ancak her zaman spor yapılabilir. Bacak, karın,
kol, göğüs ve bel kaslarını çalıştıracak aktiviteler oldukça önemlidir. Hayatınız boyunca
yapacaksanız günde 10 dakikalık hafif tempo
koşu ve 10 dakikalık (Mekik, yan mekik, ayak
gerdirme) hareketleri yeterli olur. Haftada 3 kez
spor yapabiliyorsanız en az 20 dakika, daha az
zaman ayırıyorsanız en az 45 dakika olmalıdır.
2) Sigara ve alkolden uzak durun
Sigara asla içilmemeli, bırakmak için gerekirse
yardım alınmalıdır. Yapılan araştırmalarda, çocukların yanında içmediğini savunan ebeveynlerin
kıyafetlerindeki nikotinin bile çocukları etkilediği
saptanmıştır. Sigara kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları ve kansere
(Akciğer, yemek borusu, ağız içi, burun-boğaz, gırtlak, pankreas, böbrek, lösemi) neden olabilir.
3) Düzenli uyuyun
Bağışıklık sisteminizin dinlenmesine müsaade
etmeliyiz. Bağışıklık ve deliksiz bir uyku uyumak
birbirine bağımlı iki şey olduğu için kronik uykusuzluk, bağışıklığınızın zarar görmesine neden
olur ve vücudunuzun hastalıklarla savaşmasını
engeller.
5) Güneşten uzak durun
D Vitamini kaynağı olan ancak kanser ve yaşlanmaya neden olan güneş ışınlarına sabah ve
akşamüzeri çıkmaya çalışılmalıdır. D vitamini
aynı zamanda antioksidandır, bağışıklık sistemini destekler, günlük oral alım tavsiye edilir.
6) Beyninizi aktif tutun
Bulmacalar, zeka oyunları, zeka soruları ve
hafıza teknikleri beyni aktif tutar. Ama yorulduğunuzda beyninizi zorlamayın. Her gün okuyacağınız 20 sayfalık bir kitap, yemeklerinizde
kullanacağınız baharatlar (Özellikle zerdeçal,
safran, tarçın) beynin aktif kalmasına yardımcı olur. Her gün, her alanda yeni tatlar almaya
çalışın.
Vücudunuzun temiz kalmasına özen gösterin.
Haftada en az 2 kez ya da 3 günde bir kez banyo yapın. Sabun, lif ve şampuan gibi temizlik
araçlarını kullanın ve vücudunuzun her tarafını iyice ovun. Tuvalet temizliğine özen gösterin ve ellerinizi sık sık sabunla yıkayın. Birçok
bulaşıcı hastalık ellerden yayılabilir, bunu sakın unutmayın.
9) Aşılanın
Artık yetişkinlerin de bir aşı takvimi var. Korunabileceğimiz aşısı olan hastalıklardan korunmalıyız.
Her yıl ölümlere yol açan, iş gücümüzü etkileyen
mevsimsel gribe karşı mutlaka aşı olmalıyız. Kronik hastalıkları olanlara pnömoni aşısı, zona aşısı
öneriliyor. Her 10 yılda bir tetanoz aşısı olmak
gerekir. Rahim ağzı kanserinden korunmada kız
çocukları başta olmak üzere tüm çocuklara HPV
aşısı yaptırılmalıdır.
10) Stresle başa çıkmayı öğrenin
Stresle baş etmenin sağlıklı yollarını bulun, çünkü stres hormonları bağışıklık sistemine zarar
verir. Yoga, müzik dinlemek, yürüyüş yapmak, düzenli gülmek ve masaj gibi yöntemlerle stresle
mücadele ederek bağışıklık sisteminizi destekleyebilirsiniz. Sosyal ilişkilerin iyi olması, kişinin
sevdikleriyle birlikte olması, kucaklaşmalar, stres
ve gerilimi azaltır. Kucaklaşma ile kişi yalnızlık ve
korkularını yener, sevildiğini hisseder. Mutlu olmak stresle başa çıkmada önemlidir.
29
Ağız ve diş sağlığında
doğru bilinen 10 yanlış
S
ağlıklı diş ve diş eti için hekimlerin önerileri doğrultusunda uygulama yapılması
gerekir, aksi halde dişler ve
diş etleri zarar görebilir. Ağız ve diş
sağlığı konusunda ortaya çıkan kimi
sorunlar bazı hastalıkların habercisi
olabilir. Bu yüzden ağzımız bir nevi
vücudumuzun alarm merkezlerinden
biridir. Diş fırçalama şeklinden fırça
seçimine, macun kullanımından diş
taşı temizliğine, süt dişlerinden ağız
kokusuna kadar halk arasında bilinen
yanlış ya da eksik bilgilerin paylaşılması diş ve ağız sağlığını tehlikeye
atmaktadır.
1- Sert diş fırçası kullanmak
dişleri bembeyaz yapar.
Hospitadent Diş Hastanesi Yönetim Kurulu Üyesi
Diş Hekimi Recep EŞKAR
30
Yanlış! Çünkü önemli olan fırçanın
sertliği değil, fırçalama tekniğidir.
Diş fırçası, sentetik kıldan yapılma ol-
malıdır. Uçları düzgün sonlanmalıdır.
Sert fırçalar diş etini tahriş eder, dişlerimizin minesine zarar verir ve dişlerde hassasiyet oluşturur. Uçları düzgün sonlanmalıdır. Fazla sert fırçalar
diş etini tahriş eder. Fırça kılları aşınır
aşınmaz(ortalama 6 ayda bir) mutlaka
değiştirilmelidir.
2-Hamilikte diş kaybı olması çok
normaldir, anne adayları diş kaybı
yaşayabilir.
Yanlış! “Her çocuk bir diş götürür” düşüncesi ne yazık ki ülkemizde yaygın
bir kanıdır. Ancak bu doğru değildir.
Ağız bakımlarını doğru ve düzenli yapan bir anne adayı için böyle bir durum söz konusu değildir.
3- Hamilelikte diş tedavisi yaptırmak
bebek için sakıncalıdır.
Yanlış! Hamileliğin her döneminde
8- Dişleri fırçalarken diş etlerinin
kanaması normaldir.
aciliyet gerektiren diş tedavileri yapılabilir,
bebeğe bir sakıncası yoktur.
4- Çoçuk dişleri iğne ile çekilirse
bir daha çıkmaz.
Yanlış! Süt dişleri 6’ncı aydan başlar 3 yaşına kadar devam eder. Kalıcı dişler ise 6
yaşında çıkmaya başlar ve 12-13 yaşlarında tamamlanır. Burada önemli olan hangi
dişin çekildiğidir, dişin iğne ya da başka
bir şey ile çekilmesinin önemi yoktur.
6- Bir kez diş taşı temizliği yaptırdıktan
sonra her zaman yaptırmak gerekir.
Yanlış! Diş taşı temizliğinde diş yüzeyine
ait olmayan maddeler (plak, diş taşı) temizlenir. Diş taşı temizliği yaptırmayan bir
kişi dişleri üzerinde biriken diş taşlarını
fark edemez ancak temizlik yaptırdıktan
sonra birkaç gün fırçalanmayan dişlerdeki
değişim hemen göze çarpar. Yani diş taşı
temizliği yapılmış ya da yapılmamış olsun
ağız ve diş bakımı yapılmadığı sürece diş
taşlarının oluşumu kaçınılmazdır.
5- Süt dişlerinin yerine daha sonra kalıcı
dişler geleceğinden süt dişlerinin önemi
yoktur.
7- Çapraşık dişler ancak küçük
yaşlarda düzelebilir.
Yanlış! Süt dişlerinin en önemli görevi çocuğun
düzgün beslenmesini sağlamaktır. Konuşmanın
düzgün gelişimi de süt dişlerine bağlıdır. Süt
dişleri kapladıkları alanla kendilerinin yerine
gelecek olan kalıcı dişler için yer tutmaktadır.
Bu nedenlerle süt dişleri çok önemlidir.
Yanlış! Çapraşık dişler her yaşta düzgün
hale getirilebilir. Tel tedavisi her yaştan
kişiye uygulanacağı gibi, tel tedavisini
estetik bulmayan hastalar görünmeyen
teller sayesinde düzgün dişlere sahip
olabilirler.
Yanlış! Dişleri fırçalarken diş eti kanaması
normal bir durum değildir ve diş eti iltihabının en önemli belirtisidir. Vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulması gerekmektedir.
9- Ağrıyan dişe aspirin koymak gerekir.
Yanlış! Aspirin ağrı kesicidir ancak etkisi
ağız yolu ile alınıp kana karışınca ortaya
çıkar. Dişin üzerine konulan aspirin ağrınızı dindirmediği gibi, ıstırabınızı da arttırır.
Çünkü diş etinizde yara açar.
10- Ağız kokusu herkeste olur ve geçmez.
Yanlış! Diş çürükleri, diş eti hastalıkları, aftlar, uyumsuz ve kötü kullanılan protezler ve
ağız kuruluğu, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, bademcik iltihaplanmaları sonucu
meydana gelebilir. Ağız kokusunun asıl nedeni olan yukarıda sayılan hastalıkların tedavisi
yapıldıktan sonra ağız kokusu önlenebilir.
31
Sporcu çocuk ve gençlerde
kalp sağlığı
H
er ne amaçla olursa olsun spora başlama yaşı genellikle çocukluk veya gençlik
döneminde oluyor. Genç bir sporcunun,
özellikle en sağlıklı göründüğü spor aktivitesi
sırasında ani ölümü son derece dehşet verici sonuçları ortaya çıkarıyor. Bu nedenle, örnek olaylar toplumun dikkatini çok fazla çekiyor, medyada
geniş yer alıyor, bu tip olayların tekrarlanmaması
için neler yapılması gerektiği tartışılıyor. Medicana International İstanbul Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu,
spora başlarken kalp sağlığı açısından yapılması
gereken sağlık taraması ve çocuklarda kalp sağlığı hakkında önemli bilgiler verdi.
Genç sporcularda Ani Kardiyak
(Kalp İle İlgili) Ölüm
Çocuklarda ve gençlerde gerek okuldaki spor
faaliyetleri sırasında, gerekse amatör veya profesyonel spor müsabakaları sırasında görülen
ani kardiyak ölüm (AKÖ) önemli toplum sağlığı
sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Genç sporcularda travmaya bağlı olmayan ölüm nedenleri ara-
32
sında en ön sırada yer alıyor. Sporcularda AKÖ
çok çeşitli kalp-damar hastalığına bağlı olarak
ortaya çıksa bile daha çok doğuştan veya edinsel
malformasyonlar ile ilgili ortaya çıkıyor.
Spora başlarken kalp sağlığı taraması
Kalp sağlığı açısından değerlendirme sadece
profesyonel sporcular ile sınırlı tutulmamalıdır.
Amatör veya eğlence amacıyla yapılacak yarışmalı spor aktivitesi öncesinde de mutlaka kalp
taraması yapılmalıdır. İlk aşamada sporcu adayının ayrıntılı öyküsü, aile öyküsü alınmalı ardından tam bir fizik muayene yapılmalıdır. Daha
sonra öykü ve fizik muayenesi normal olanlarda
elektrokardiyografi (EKG) çekilmeli ve değerlendirilmelidir. Bu aşamada sorun saptanmaz ise
spora katılım izni verilmelidir. Çocuk ve gençlerin spora katılım öncesi kalp sağlığı yönünden
değerlendirilmesi ile ani kardiyak ölümlerin büyük kısmı önlenebilir. Ailelerin, öğretmen ve okul
idarecilerinin, spor yöneticilerinin farkındalığını
artırmak öncelikle yapılması gereken işlerin başında geliyor.
Öğretmen-veli-öğrenci
sanal ortamda birlikte
Öğretmen, öğrenci ve velilerin yeni
buluşma noktası ‘Classloom’ oldu.
Classloom’u, tüm eğitim kurumları,
öğrenciler ve veliler ücretsiz olarak
kullanabiliyor.
C
lassloom Öğretmen-Veli Sosyal iletişim platformu, öğretmenler ile veli ve öğrenciler arasında hem hızlı, hem de kolay
ulaşılabilir bir köprü işlevi görüyor. Öğretmen, veli ve öğrenci
arasındaki iletişimi, işbirliğini ve paylaşımı arttırmak ve daha
interaktif hale getirmek hedefiyle geliştirilen Classloom uygulamasına
internet üzerinden erişim ücretsiz olarak sunuluyor.
Classloom’da öğretmenler, kreşten üniversiteye kadar tüm seviyelerde sınıflarına özel gruplar kurabiliyor, velileriyle ve öğrencileriyle etkinlik, duyuru, fotoğraf, ödev ve döküman paylaşabiliyor. Öğretmenler
ders veya etkinlik için gerekli materyalleri de uygulama üzerinden
paylaşma imkanı bulduğu için öğrencilerin çanta yükü hafifliyor. Ayrıca
Classloom’un anlık bilgilendirme e-postaları sayesinde anne ve babalar çocuklarının okul etkinliklerini asla atlamıyor.
Her gün ve her saatte kolayca ulaşmak mümkün...
Kurumsal Blogu üzerinden paylaştığı içerikler ile sıkı bir takipçi kitlesi olan Classloom’un eko sistemi içerisinde halen 100 bini aşkın öğretmen, eğitim yöneticisi, veli ve profesyonel bulunuyor. Classloom’a
7/24 erişmek için internet bağlantısı olan bir bilgisayara veya mobil
cihaza sahip olmak yeterli. Classloom bu özelliği ile öğretmene istediği zaman ve istediği ortamda çalışma fırsatı verirken, veliye de
çocuğunun okuldaki gelişimini takip etme ve katkıda bulunma olanağı sunuyor.
Perakende sektöründe “İnternetten
öde mağazadan al” dönemi başlıyor
P
erakende markalarına e-ticaret platformları
ve omni-kanal çözümler sağlayan Positive A Digital Approach, önümüzdeki 1 yıl
içerisinde Click & Collect kurgularının, perakende
sektöründeki firmaların sıcak gündem konularından biri olacağını belirtiyor. Forrester Research
araştırma sonuçlarını yorumlayan Positive A Digital Approach, dünyada hızla yaygınlaşan Click &
Collect kurgularının Türkiye’de de müşteri deneyimini artırmak isteyen perakendeciler tarafından
uygulanacağını belirtiyor.
Tüketicilerin almak istedikleri ürünleri internet üzerinden sipariş verip, ürünler hazır olduğunda, seçtikleri mağazadan teslim almalarını sağlayan Click &
Collect sistemi, tüm dünyada e-ticaretin ve perakendenin en sıcak gündem konuları arasında yer alıyor.
Markalar için sayısız avantajlar barındıran Click &
Collect kurgusunun en önemli faydası müşteri deneyimini artırmak olarak öne çıkıyor. Kullanıcıların
ürünlerini hafta sonu da dahil istedikleri zaman istedikleri mağazadan, kasada sıra beklemek zorunda
kalmadan teslim alabilmeleri, mağazada anında iade
edebilmeleri gibi olanaklar kesintisiz müşteri deneyimini artırıyor. Metrekare verimliliğini de artıran
Click & Collect sayesinde markalar, ürünlerini teslim
almaya gelen tüketicilere mağazada bulunan diğer
ürünlerin satışını gerçekleştirebiliyorlar. Markalar,
yakın gelecekte yaygınlaşacak bu sistemden elde
edilen veriler sayesinde, mağazalarında hangi ürünlerden, ne sıklıkta stok bulundurulacağına da karar
verebilir hale gelecekler.
Omni-Channel Çözümü
Türkiye’nin önde gelen yerli e-ticaret platform geliştiricilerinden Positive A Digital Approach, Click
& Collect trendinin Türkiye’de de yaygınlaşmaya
başladığını belirtiyor. Gelecek 5 yıl içinde, perakende markalarının büyüklüklerinin sadece mağaza
metrekare büyüklüğü ile değil aynı zamanda met-
rekare verimlilik oranı ile de ölçüleceğini belirten
Positive A Digital Approach Kurucu Ortağı Caner
Istı, “AVM kira maliyetlerinin artması ile markalar
mağaza açarken artık daha seçici davranıyorlar ve
Click & Collect sayesinde mağazalarının büyüklüğü ne olursa olsun tüm ürün gamını satabilir hale
gelmeyi istiyorlar. Click & Collect önümüzdeki yıl
perakende markalarının en sık kullanacağı omnichannel çözümü olacak” ifadesini kullandı.
33
Türkiye’nin en başarılı
10 genci aranıyor
B
irleşmiş Milletlerin desteklediği sivil
toplum örgütlerinden JCI (Junior Chamber International) tarafından 1981 yılından bu yana düzenlenen, “Ten Outstanding Young Persons of the World’ün Türkiye
ayağı olan ‘TOYP-Türkiye’nin 10 Başarılı Genci’
yarışmasına adaylık süreci başladı.
JCI Türkiye Derneği adına JCI İstanbul Şubesi tarafından 22 yıldır hayata geçirilen ‘TOYP
-Türkiye’nin 10 Başarılı Genci’ projesi, toplumsal
gelişime katkısı bulunan ve daha iyi yarınların
peşinde koşan ülkemizin başarılı gençlerinin çalışmalarını görünür kılmayı, onları daha duyarlı
ve aktif vatandaş olmaları yönünde teşvik etmeyi amaçlıyor. Kendi kategorisinde fark yaratan
adaylar, her yıl Kasım ayında düzenlenen ’TOYP
Ödül Töreni’nde ‘Türkiye’nin On Başarılı Genci’
olarak seçiliyor ve uluslararası seçkinliğe sahip
TOYP Ödülünü kazanıyor. Bu yıl da, alanında uzman jüri komitesi tarafından belirlenecek olan
10 Başarılı Genç, başarılarını ayrıca uluslararası
platforma, ‘TOYP Dünya Finali’ne, taşıma şansına
sahip olacak.
Ödülü almış ünlü isimler
Şafak Pavey, Ali Nasuh Mahruki, Serdar Bilgili,
Umut Oran, Ece Vahapoğlu, Canan Dağdeviren,
Tülin Akın ve Tolga Örnek gibi tanınmış isimler,
TOYP Ödülünü geçtiğimiz yıllarda almaya hak
kazanmışlardı. Bugüne kadar Türkiye’den 11 kişi
“TOYP Dünya Birincisi” ödülüne layık görüldü.
Şafak Pavey, Arın Namal, Harun Güçlüsoy, Hasan Alanyalı ve Hilmi Volkan Demir gibi isimler
Dünya’nın en başarılı on genci arasında girerek
ülkemize “TOYP Dünya Birinciliği” kazandıran
isimler arasında yer aldı..
TOYP Başvuru Kategorileri:
Organizasyonun başvuru kategorileri altında; İş
Dünyası, Ekonomi ve Girişimcilik, Siyaset, Hukuk
ve Kamu Yönetimi, Bilimsel Önderlik, Kültürel
Başarı, Çevre Korumacılığı ve Ahlaki Önderlik, İnsan Haklarına, Çocuklara ve Dünya Barışına Katkı, İnsanlığa ve Gönüllü Kuruluşlara Hizmet, Fen
ve Teknik Gelişme, Kişisel Başarı, Tıbbi Yenilik ve
Buluşlar yer alıyor. TOYP 2016 yılı başvuruları 1
Eylül 2016 tarihinde sona erecek. Detaylı bilgi ve
başvuru için, www.toyp.org.tr ve basvuru@toyp.
org.tr sitesi ziyaret edilebilir.
34
İstanbul Maker Faire 7 Ekim’de
başlıyor!
Amerika’dan başlayarak dünyaya yayılan Maker
Organizasyonu, Türkiye’de 7-9 Ekim’de yapılacak. Gençlerin
sanat ve tasarım alanındaki yaratıcılıklarını ortaya çıkaracak.
T
üketim çağında üretimi desteklemek,
yaygınlaştırmak ve bunu kutlamak için
‘maker’lar bu panayırda buluşuyor.
Amerika’dan başlayarak dünyaya yayılan #makerhareketi, bugün dünyanın bir çok ülkesinde düzenlenen panayırlarla yaygınlaşıyor. Maker Faire şimdiye kadar, NewYork, Paris, Roma gibi birçok şehirde,
okullarda ve hatta Barack Obama’nın #makerhareketi desteğiyle Beyaz Saray’da bile düzenlendi. Bu
panayırda Kendin Yap (Do It Yourself) yaklaşımıyla, sanat, zanaat ve teknolojiyi kullanarak üreten
birçok kişi buluşuyor. 7-9 Ekim tarihleri arasında
İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde yapılan İstanbul Maker
Faire’de; sanat, mekatronik, elektronik promaker ve
outdoor alanlarında ilginç robotlar, drone’lar, 3B
yazıcı teknolojileri, elektronik icatlar sergilenecek,
seminerler ve atölyeler düzenlenecek.
bir araya gelip kendi icatlarını sergilerken, bir yandan da bu araçları nasıl kullandıklarını paylaşacaklar. Maker Eğitim Hareketi ise, erken yaşta çocukları üretime teşvik eden oyunları, icatları, kitleri
ve bunlarla üretilmiş okul projelerini anlatacak.
Aynı zamanda bir çok maker projesinin olduğu
Türkiye’nin ilk Make dergisi ücretsiz dağıtılacak.
Böylece panayır sonrası siz de evde kendi üretiminizi yaparak içinizdeki ‘maker’ı keşfedebilirsiniz.
Türkiye’nin ilk Make dergisi ücretsiz dağıtılacak
Kinetik kumlar, robotlar ve yaratıcılığı tetikleyen
türlü icatlarla İstanbul Maker Faire özellikle çocuklar için unutulmaz bir deneyim alanı. İTÜ Taşkışla Kampüsü’nde düzenlenen panayır, çocuklar
için eğlence, aileleri içinse üretim araçlarını tanımaya yönelik bir keşif alanı. Tüm üreten maker’lar
35
2016’nın ilk yarısında
istihdam hızlandı
Kariyer.net 2016 ilk
altı ayına yönelik
rapor yayınladı.
Veriler 2016’nın kalan
kısmı için umut verdi.
İ
çinde bulunduğumuz yılın ilk altı ayındaki istihdam rakamları; işe alım piyasasının
hızlandığına işaret ediyor. Bu nedenle 2016
yılının kalan dönemi de umut verdi. 2016’nın
Haziran ayını da kapsayan ilk 6 ayında Kariyer.
net’te yayınlanan yeni iş ilanı sayısı; geçtiğimiz
yılın aynı dönemine göre %8’lik artış gösterdi.
Bu tablo ise; 2015’teki durağanlığın sona erdiğini gösteriyor.
Online istihdam piyasasında, imza attığı ilklerle
Türkiye’nin en yenilikçi insan kaynakları platformu
olan Kariyer.net, Haziran 2016 dönemine ait İstihdam Endeksi verilerini açıkladı. Tekstil sektörü
Haziran ayında da liderliği elinden bırakmayarak
5.848 başvuru yapılan ilan sayısına ulaştı. Tekstil
sektörünü sırasıyla Yapı (5.520), Üretim (5.028),
Hizmet (4.577), Sağlık (4.395), Bilişim (4.105), Otomotiv (4.064), Ticaret (3.792), Elektrik & Elektronik
(2.742) ve Turizm (2.492) sektörleri takip etti.
Mağazacılık öne çıktı
Ticaret sektörü ise; başvuru yapılan ilan sayısın-
36
da geçtiğimiz aya oranla %4, bir önceki yılın
aynı ayına göre ise %7
artış sergiledi. Bunun
yanında Türkiye’de Mağazacılık sektörü %52
ile ticaret sektörünün
alt sektörleri arasında
en çok istihdamı yaratıyor. Mağazacılık’ı,
sırasıyla E-ticaret, İthalat – İhracat, Alışveriş
Merkezi, Market ve İç
Ticaret alt sektörleri
takip ediyor. Ticaret
sektöründe en çok ilan
yayınlanan pozisyonlar ise; Satış Temsilcisi (%54), Mağaza Müdürü
(%17), Muhasebe Elemanı (%7), Mühendis (%6),
Kasiyer (%5), Satış Müdürü (%3), Stajyer (%2),
Depo Elemanı (%2), Stand Sorumlusu (%2), İnsan
Kaynakları Uzmanı (%2) şeklinde sıralandı.
İstanbul her zaman olduğu gibi lider
Kariyer.net İstihdam Endeksi Haziran ayı verilerine göre İstanbul Avrupa yakasında 21.520,
Anadolu yakasında 17.579 olmak üzere İstanbul genelinde toplam 39.099 ilan yayınlandı.
İstihdam lideri İstanbul’u sırasıyla Ankara
(6.892), İzmir (4.614), Bursa (4.177) ve Kocaeli (3.673) illeri takip etti. İzmir’de yayınlanan
iş ilanları geçtiğimiz
yılın Haziran ayına
oranla %14 artış gösterirken; Ankara ve
Bursa’da bu oran %11,
Kocaeli’nde ise %10
oldu. İllere göre sektörlerin
yükselişleri
incelendiğinde Telekomünikasyon sektöründe yayınlanan ilan
sayıları geçtiğimiz yılın Haziran ayına göre
Tunceli’de %53, Kilis’te
%52, Kırıkkale’de %40,
Bitlis’te %38, Artvin’de
%34 ve Bingöl’de %31
oranında artış gösterdi. Bu illerde Telekomünikasyon sektöründe en çok ilan yayınlanan
pozisyon ise Satış Temsilcisi oldu.
Haziran ayında en çok ihtiyaç duyulan pozisyon
8.409 ilan ile Satış Temsilcisi oldu. Bu pozisyonu
sırasıyla Mühendis (5.766), Muhasebe Elemanı
(2.825), Teknisyen (1.270), Satış Müdürü (1.067),
Tekniker (984), Mağaza Müdürü (975), İnsan
Kaynakları Uzmanı (763), Stajyer (755) ve Çağrı
Merkezi Elemanı (649) ilanları takip etti. 2015 yılının Haziran ayı ile kıyaslandığında en çok artış
gösteren pozisyonun %19’luk artış oranıyla Çağrı Merkezi Elemanı olduğu görüldü.
Kadın girişimcilerden hızlı atak
EY’nin Küresel
İstihdam Yaratma
2016 Araştırması
sonuçlarına göre;
kadın girişimciler
2015’te erkek
girişimcilerden
daha fazla iş
imkânı sağladı.
U
luslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin Küresel
İstihdam Yaratma 2016 Araştırması sonuçlarına göre; kadın girişimciler istihdam yaratmada erkekleri geride bırakıyor. Dünya genelinden yaklaşık 2 bin
700 girişimci ile yapılan anket, kadın girişimcilerin 2016 yılında şirketlerinin işgücünde
%10,9 artış yaşanacağını öngördüklerini ortaya koydu. Erkek girişimciler ise iş gücünde
gelecek yıl %8,3 seviyesinde bir yükseliş görülmesini bekliyor. Bununla birlikte araştırmaya katılan kadınların %43’ü, erkeklerin ise
%39’u 2015’te tahminlerinin üzerinde işe alım
gerçekleştirdiklerini belirtiyor.
kurumsal hayatta da devam eden cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırılması adına umut
verici” dedi.
Girişimciler için başarının anahtarı
organik büyümede
Genç girişimciler daha fazla
işe alım yapıyor
EY araştırması, genç girişimcilerde istihdam
yaratma seviyesinin daha da yüksek olduğunu
ortaya koydu. 35 yaşın altındaki genç kadın
girişimciler önümüzdeki yıl işgücünde yüzde
16 yükseliş görüleceğini öngörürken, yüzde
56’sı geçen yıl tahminlerinin üzerinde işe alım
yaptığını belirtiyor. Genç erkek girişimcilerde
ise bu oranların sırasıyla yüzde 13 ve yüzde 56
seviyesinde olduğu görülüyor.
Son 12 ayda büyüme kaydeden girişimcilerin
yüzde 46’sı organik büyümenin başarılarının
anahtarı olduğunu belirtiyor; girişimciler,
birleşme ve satın alma faaliyetlerine odaklanmak yerine önceliği yeni ürün ve hizmet
geliştirme, yeni müşteri çekme ve vasıflı yetenek istihdam etmeye verdiklerini ifade ediyor. Araştırmaya katılan girişimcilerin sadece
yüzde 15’i birleşme ve satın alma faaliyetlerinin bir öncelik olduğunu ifade ediyor. Öte
yandan büyük şirketlerde bu oranın yüzde 40
seviyesinde olduğu görülüyor.
Kadın girişimcilerin hızlı bir şekilde öncü istihdam yaratıcılarına dönüştüğüne dair somut
kanıtların olduğunu belirten EY Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü Ortağı ve EMEIA
(Avrupa, Orta Doğu, Hindistan, Afrika) Büyüyen Pazarlar Lideri Demet Özdemir, “Kadınlar için girişimciliğin iş hayatında başarı
ve istihdam yaratmada bir rota haline gelmesi
37
Hazır ofis sektöründe
yükselen trendler:
PLAZA CUBES Şişhane’de...
İstanbul’da 7, Ankara’da ise 2 ofis ile hizmet veren
Plaza Cubes, İstanbul’daki ofis sayısını artırırken
Anadolu’nun farklı şehirlerinde yeni ofisler açmayı planlıyor.
Hazır ofis sektöründe 10’uncu yılını kutlayan ve
‘’360 derece’’ hizmet anlayışıyla yola çıkan Plaza
Cubes , Şişhane’de yer alan Bilsar binasındaki yeni
ofisini açtı. Bilsar binası, yalnızca Şişhane’nin en
göz alıcı yapılarından biri olmasıyla değil, mükemmel lokasyon özellikleriyle de dikkat çekiyor.
Şirket ortaklarından Süleyman Çoruh “Gelecekte
maliyet odaklı ofis kiralamaları tercih edileceği ve
daha çok freelance insanın çalışacağı öngörüldüğü
için Hazır ofis alanları daha çok talep görecektir. Bu
nedenle ikinci ofisimizin çalışmalarına hız verdik ve
çok yakında Taksim’de ikincisini açacağız” dedi.
Prestij ve kalite artıyor ve kalite artıyor;
maliyetler düşüyor...
Türkiye’deki hazır ofis sektörünün deneyimli oyuncusu Plaza Cubes’un paylaştığı rakamlara göre, bu
www.plaza-cubes.com
444 5607
OFİSLERİMİZ:
İSTANBUL – AVRUPA
• Sun Plaza – Maslak
• Spring Giz Plaza – Maslak
• Metrocity – Levent
• Bilsar Binası – Şişhane
• Papirus Plaza – Kağıthane
İSTANBUL – ANADOLU
• Akkom Park – Ümraniye
• Palladium Tower – Ataşehir
ANKARA
• The Paragon – Çukurambar
• Via Flat – Söğütözü
38
hizmeti tercih eden şirketlerin aylık ofis masrafları
yüzde 45 oranında azalıyor. AVM’ye erişim, prestijli iş adresi gibi olanakları dahil, 4 kişilik A sınıfı bir
plaza ofisi kiralamanın maliyeti ayda 11 bin liradan
6 bin liraya düşüyor. Ofis yatırım maliyeti ise yine
aynı özelliklere sahip bir ofis için 18 bin lira civarındayken, hazır ofis konsepti ile sıfırlanıyor. Ayrıca
personel yönetimi, operasyonel sıkıntılar, altyapı
arızaları gibi konulara kafa yormadan, işinize konsantre olmayı mümkün kılıyor. Hazır ofis sektörü
tüm dünyada giderek yaygınlaşıyor. Dünyadaki
toplam ofis arzının yüzde 12’sini oluşturan sektörün
5 yıl içerisinde hacmini ikiye katlayacağı düşünülüyor. Trendlerin bu yönde olmasının en önemli
nedenlerinden biri de hazır ofislerin firmalara sağladığı maliyet avantajları. Örneğin, sektörün Türkiye’deki deneyimli oyuncularından Plaza Cubes’ta,
şirketler aynı özelliklere sahip bağımsız bir ofiste
çalışmaya göre yüzde 45 daha az ödüyor.
360 derece hizmet paketi NEDİR?
Plaza Cubes’un hazır ofis hizmetlerine, mesai saatlerinde telefonların firma adıyla yanıtlanması, 7
gün 24 saat binaya erişim ve üst derecede güvenlik,
tüm asistanlık, kargo kurye takip kabul ve gönderim
işlemlerinin yapılması, teknolojik donanımlar, toplantı odaları, çay-kahve sunumu, ofis mobilyaları,
iklimlendirme, elektrik, temizlik ve aidat giderlerinin tümü dahil. Öte yandan ulaşımın kolay olduğu
prestijli lokasyonları, sosyal etkileşime imkan tanıyarak networking’i güçlendiren keyifli mekanlarıyla
ofis ortamını optimum kalite standardına çıkarıyor.
PLAZA CUBES 1.200 müşteriye
hizmet veriyor
Bugün Plaza Cubes’un hazır ofis hizmetlerinden
çoğunlukla IT, bilişim, danışmanlık firmaları ile
etkinlik ajansları ve girişimcilerin oluşturduğu
1.200’e yakın kişi faydalanıyor.
39
Hazır ofis ile masraflar azalıyor
Plaza Cubes’un paylaştığı rakamlara
H
göre, hazır ofis hizmetini tercih eden
azır ofis sektörü tüm dünyada giderek
yaygınlaşıyor. Dünyadaki toplam ofis arzının yüzde 12’sini oluşturan sektörün 5
yıl içerisinde hacmini ikiye katlayacağı düşünülüyor. Trendlerin bu yönde olmasının en önemli
nedenlerinden biri de hazır ofislerin firmalara
sağladığı maliyet avantajları. Plaza Cubes’ta, şirketler aynı özelliklere sahip bağımsız bir ofiste
çalışmaya göre yüzde 45 daha az ödüyor. AVM’ye
erişim, prestijli iş adresi gibi olanakları dahil, 4
kişilik A sınıfı bir plaza ofisi kiralamanın maliyeti ayda 11 bin liradan 6 bin liraya düşüyor. Ofis
yatırım maliyeti ise yine aynı özelliklere sahip
bir ofis için 18 bin lira civarındayken, hazır ofis
konsepti ile sıfırlanıyor.
Aylık ofis masrafını yüzde 45 düşürüyor
Plaza Cubes’un ortaklarından Süleyman Çoruh,
“Zincirlikuyu’da 100 metrekarelik 4-6 kişilik bir
ofis tuttuğunuzda, ofis giderleriniz ayda ortalama 11 bin TL’ye varıyor. Kira, stopaj, aidat, faturalar, sekreter, office boy, temizlik malzemeleri,
çay-kahve, sigorta maliyetleri gibi kalemlerin
tümü için ayrı ayrı ödeme yapıyorsunuz. Plaza
Cubes’ta ise, örneğin Metrocity İş Merkezi gibi
bir lokasyonda aylık sabit 6 bin lira vererek bu
hizmetlerin hepsine sorunsuz şekilde ulaşılabiliyorsunuz” dedi.
Ofis kurulumu için 18 bin TL yerine sıfır masraf
Hazır ofis hizmetinin şirketlere kurulum aşamasında da büyük avantaj sağladığını ifade eden
Çoruh şunları dile getirdi; “Yine Zincirlikuyu
örneğindeki gibi bir ofise, ofis mobilyalarından
klimaya, telefon sisteminden yazıcı ve aydınlatmaya kadar pek çok kalem için ortalama 18 bin
liralara varan yatırım yapmak gerekiyor. Plaza
Cubes’ta ise, sıfır harcama ile bilgisayarını alıp
aynı gün çalışmaya başlayabiliyorsunuz.”
1.200 müşterisine hizmet veriyor
Plaza Cubes’un hazır ofis hizmetlerinden çoğunlukla IT, bilişim, danışmanlık firmaları ile etkinlik
ajansları ve girişimcilerin oluşturduğu 1.200’e
yakın kişi faydalanıyor. Plaza Cube’un hazır ofis
hizmetlerine, mesai saatlerinde telefonların firma
adıyla yanıtlanması, 7 gün 24 saat binaya erişim
ve üst derecede güvenlik, tüm asistanlık, kargo
kurye takip kabul ve gönderim işlemlerinin yapılması, teknolojik donanımlar, toplantı odaları,
çay-kahve sunumu, ofis mobilyaları, iklimlendirme, elektrik, temizlik ve aidat giderlerinin tümü
dahil. Öte yandan ulaşımın kolay olduğu prestijli
lokasyonları, sosyal etkileşime imkan tanıyarak
networking’i güçlendiren keyifli mekanlarıyla ofis
ortamını optimum kalite standardına çıkarıyor.
40
şirketlerin aylık ofis masrafları
yüzde 45 oranında azalıyor.
Efor OSGB ile iş sağlığı ve
güvenliğiniz emin ellerde...
Tüm şirketlerin
muhasebe
işlemleri
için bir mali
müşaviri olduğu
gibi; iş sağlığı
ve güvenliği
hizmeti
almaları için
de OSGB
danışmanı
olacak.
S
ektör Artı Dergisi olarak ilk sayımızda Türkiye gündemini meşgul
eden İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası
hakkında okuyucularımıza detaylı
bilgiler sunmak istedik. Meslek hastalıkları
ve iş kazalarının engellenmesi amacıyla tüm
işyerlerini kapsayacak şekilde 1 Ocak 2013
de uygulamaya alınan 6331 Sayılı İş Sağlığı
ve Güvenliği Kanunu yürürlüğe girmişti. İSG Kanunun uygulamasını özetlersek; Az tehlikeli Sınıfta 50
ve üzeri çalışanı olan işyerleri ile tehlikeli – çok tehlikeli sınıftaki işyerlerinde
1 kişi dahi çalışsa sürekli
İSG hizmetleri için OSGB
firmaları (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi) ile anlaşması
zorunluluğu başlamıştı. 50
Kişi altı az tehlikeli işyerleri
de sürekli İSG Katip ataması gerekmeksizin, Çalışanlarına İSG eğitimleri ve
sağlık kontrolleri ile İSG
dokümantasyonlarını yaptırmakla yükümlüler.
İş Sağlığı ve Güvenliği hizmetlerin özel
sektör eliyle yapılması için de Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri
kuruldu. KOBİ’lerin İş Sağlığı ve Güvenliği
konusundaki cezai yaptırımı da olan yasal
yükümlülükleri konusunda Efor OSGB kurucularından Savaş Gümüş ile bir röportaj gerçekleştirdik. Savaş Bey hem Efor OSGB’nin
çalışmaları hem de yeni yasanın getirdikleri
ile detaylı bilgileri bizimle paylaştı.
- Savaş Bey, Sizi ve firmanızı kısaca tanıyabilir miyiz?
İş Güvenliği Uzmanıyım. Kurucusu olduğum Efor İş Sağlığı ve Güvenliği Şirketi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB)
tarafından yetkilendirilmiş Ortak Sağlık
Güvenlik Birimi (OSGB) olarak, Ülkemizde İSG Kanununun uygulanmaya başladığı,
2013 yılından bugüne yüzlerce şirkete daha
sağlıklı ve güvenli işyerleri sağlamak için
hizmet veriyoruz.
Efor OSGB olarak; Yüksekte Çalışma Eğitimi, Yangın
Eğitimi, İlk Yardım Eğitimi
gibi Sertifikalı Eğitimler. İşyeri Ortam Ölçümleri: Periyodik Test ve Kontroller:
Patlamadan Korunma Dokümanı Hazırlanması alanlarında çözüm sunuyoruz.
- OSGB nedir? OSGB
Hizmeti Nasıl Alınır?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) tarafından işyerlerine iş sağlığı
ve güvenliği hizmetlerini
sunmak üzere yetkilendirilen kurumlar Ortak Sağlık
41
Güvenlik Birimi (OSGB) olarak
adlandırılır. Bünyelerindeki İş
güvenliği uzmanları ve işyeri
hekimleriyle, daha sağlıklı ve
güvenli bir çalışma ortamı oluşturulmasına katkıda bulunulması amacıyla faaliyette bulunurlar. OSGB’ler yönetmelikte
şartlar ve sürelere uygun olarak
hizmet verirler.
Tüm şirketlerin muhasebe işlemleri için bir mali müşaviri
olduğu gibi; iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almaları için de
OSGB firması olacak. Firmanın
görevlendireceği iş güvenliği
uzmanı ve işyeri hekimi tehlike sınıfına göre
değişen sürelerle çalışanlara hizmet sunacak. İş güvenliği uzmanının görev, yetki ve
sorumlulukları yönetmelikle belirlenmiştir.
- Neden OSGB ile Çalışılmalı?
OSGB Profesyonellerince İş Sağlığı ve Güvenliği yönünden gerekli tüm tedbirler alınır
ve konuyla ilgili tüm rapor ve görüş üst yönetime onaylı defter yoluyla düzenli olarak
OSGB personellerince yapılacak ziyaretlerle
bildirilir. İşletme tarafından fark edilmeyen
eksik ve yanlış uygulamalar bu tespitlerin
akabinde işletme dışından bakılan bir göz ile
tespiti ve farkedilmesi daha kolay hale gelir.
Buda eksik ve hataların sorunlarla boğuşmadan ortaya çıkarılmasına katkı sağlar.
42
OSGB’lerde İş sağlığı ve güvenliği gerekli kayıtlar periyodik olarak tutulması zorunlu olduğu için, herhangi bir evrak bilmecesiyle uğraşmanıza gerek kalmayacak ve iş yerlerinde
dosya takibi yada kaybolması gibi sorunların
daha başlamadan önüne geçmiş olacaksınız.
Bu durum özellikle iş sağlığı ve güvenliği müfettişlerince yapılacak olan denetlemelerde
işletmeler için büyük kolaylık sağlayacaktır.
İş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimleri ile gerçekleştirilen sağlıklı ve güvenli bir
çalışma ortamı ile iş akışınız kesintiye uğramaz ve tespit edilip tarafınızdan giderilen
güvenlik yönünden risk oluşturan faktörler
ortadan kaldırıldığında iş verimliliğiniz üst
seviyelere çıkarılmasına katkı sağlar.
- Neden Efor OSGB ?
Mesleki sorumluluk ve kalite bilinciyle sektörde
fark yaratma amacıyla çalışan İstanbul EFOR
OSGB, 1999 yılından bugüne gelen danışmanlık hizmetleri tecrübesine, alt yapısına ve referanslara sahiptir. T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANLIĞI tarafından Kanunun
devreye girdiği 2013 yılında 927 belge numarasıyla Ortak Sağlık Güvenlik Birimi (İstanbul
OSGB Firması) olarak yetkilendirilmiştir.
Efor OSGB İstanbul, İSG konusunda tecrübeli ve uzman 20 kişilik bir kadroyla, her
sektörden 1000’den fazla şirkete hizmet
vermiştir ve bu sayıya her ay ortalama 10
yeni şirket katılmaktadır. Yeni müşterilerimizi verdiğimiz hizmetlerden memnun
olarak bizi çevrelerine öneren mevcut
müşterilerimizin yönlendirmeleri sayesinde kazanmamız en büyük motivasyon kaynağımızdır.
EforOSGB, İSG
Mevzuatından
doğan tüm yükümlülüklerinizi
yerine getirebilmeniz için gerekli
düzenlemeleri
yapar ve rehberlik
eder. İşyeri Hekimi, İş Güvenliği
Uzmanı ve Sağlık Personeli gibi
konusunda profesyonel kişileri
görevlendirme
yükümlülüğünüz olmaz. İş
Kanunundan doğan hakları Efor
OSGB
firması
tarafından karşılanır. Efor OSGB
tarafından görevlendirilen işyeri
hekimi, iş güvenliği uzmanı koordinatörümüz
tarafından düzenli olarak denetlenerek, çalışandan
kaynaklanabilecek hatalar en aza indirilmekte hizmet kalitesi ise arttırılmaktadır.
İşletme körlüğü ortadan kaldırılarak, deneyimli
bir kadro tarafından eksikler ve gereklilikler tarafınıza düzenli olarak raporlanır ve eksiklerin
nasıl giderileceği konusunda da öneriler getirilir. Efor Ortak Sağlık Güvenlik Birimi; “HEDEF
SIFIR İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI”
stratejisini uygulamaya çalışır. Efor OSGB ile
çalışanlarınız ve işyeriniz hep güvende olur!
Son olarak SektörArtı okurlarına ve web
sitelerimiz www.sektorarti.com ile www.
bultennet.com takipçilerine iletmek istediğiniz mesajınız var mı?
Efor OSGB olarak, İş Sağlığı ve güvenliğinin toplumda tahsis edilebilmesi için bize
düşen görevi yerine getirmek istiyoruz. Ülkemiz maalesef dünyada en çok iş kazasının
yaşandığı, en çok işçi ölümleri ve meslek
hastalıklarının yaşandığı ülkelerden birisi
olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl 1500-2000
insanımızı kaybediyoruz. Bunların engellenmesi için bilinç düzeyimizin artırılması
gerekiyor. Bu hem işveren hem de işçi için
önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor.
Eğer Hükümet ve Çalışma Bakanlığı, İSG
yükümlülüklerine gereken hassasiyeti göstermezse, Türkiye’de İSG Kültürü mevcut
haliyle devam edecek.
43
Yaşam maliyeti 2016 araştırması;
İstanbul 101. sırada
T
üm dünyada 40’tan fazla ülkede 25
binin üzerinde müşterisine hizmet veren Mercer’ın her yıl gerçekleştirdiği
en önemli araştırmalarından biri olan ‘Yaşam
Maliyeti Araştırması’ sonuçlandı. Yurtdışındaki
çalışanlara ödenecek ücretler konusunda hükümetler ve çok uluslu şirketlere rehberlik eden
‘Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması’, beş kıtada
209 şehirde gerçekleştirildi. Araştırma, özellikle
küresel çapta iş yapan şirketlerin mobil iş gücünü yönetme stratejilerini belirleme aşamasında en önemli referanslarından biri olarak
görülüyor. 2016 yılında dünyanın en pahalı
şehri ise; bu sene geçen senenin şampiyonu
Luanda’yı geçen Hong Kong oldu. En son sırayı
ise Namibya’nın Windhoek şehri aldı.
Mercer’in beş kıta 209 şehri kapsayan 2016
yılı Yaşam Maliyeti Araştırması sonuçlarına
göre İstanbul 101. sırayı aldı.
nek sağlamak, diğer yan hakları ve imkânları
doğru planlamak için Mercer Yaşam Maliyeti
Endeksi’ni referans alıyorlar. 100 puana sahip
New York’un temel alındığı Mercer Yaşam Maliyeti Araştırması’nda veri toplama evresinde
dünyada yaşanan doğal afetler, ekonomik ve
politik dalgalanmalar, döviz kurlarındaki hareketlilik, enflasyon ve konaklama ücretlerinde
olan dalgalanmalar da dikkate alınıyor.
Bu sene birinci Hong Kong
Kilit mobil çalışanlarını firmada tutmak için
yurtdışına atamalarda ücretlendirmelerini
doğru ve etkin kurgulamak isteyen firmalar,
mobil çalışanlarına atandıkları ülkede yaşam
maliyetlerini karşılayacak şekilde ücret ve öde-
44
Her şehirde konut, ulaşım, yiyecek, giyim, ev
eşyası ve eğlence dahil olmak üzere 200’den
fazla kalemin karşılaştırmalı maliyetlerinin ölçüldüğü araştırma sonuçlarına göre, 2016 yılının en pahalı şehri Hong Kong, yaşam maliyeti
Avrupa’nın en pahalısı İsviçre
Yaşam Maliyeti Araştırması’nın 2016 sonuçlarına göre, Zürih
Avrupa’nın en pahalı şehri unvanını koruyor. İsviçre şehirlerinden
Cenevre sekizinci sırada yer alırken, Bern İsviçre frangının Amerikan
doları karşısında değer kaybetmesiyle 13. sıraya yerleşti. Londra’da
düşüş yaşayan şehirlerden biri oldu ve 17. sırada kendisine yer buldu. 44. sıradaki Paris, 50. sıradaki Milano, 54. sıradaki Viyana ve 58.
sıradaki Roma ise geçen seneki yerlerini korudu. Avrupa’da birkaç
yerel para biriminin dolar karşısında kan kaybetmesi sonucu bazı
şehirler sıralamada geriledi. Buna ek olarak, güvenlik unsurları, toplumsal huzursuzluk ve ekonomik göstergelerin de Avrupa’yı etkilediği görüldü.
Hong Kong dünyanın en pahalı şehri olurken, Singapur 4, Tokyo 5
ve Şangay 7’inci sırada yer aldı. Japonya şehirleri Japon Yeni’nin dolar karşısında değer kazanması sonucu sıralamada yükselirken, Çin
Yuanı’nın değer kaybetmesi sonucu da Çin şehirleri düşüş gösterdi.
Dubai, Ortadoğu’nun en pahalısı
Genel olarak expat (yurtdışı görevlendirme) dünyası olarak bilinen
Ortadoğu’da, en pahalı şehir unvanını listede 21’inci sırada yer alan
Dubai elde etti. Abu Dabi 25’inci sırada yer alırken, 121’inci sırada yer
alan Cidde, Orta Doğu’nun en ucuz şehri oldu. Özellikle kira fiyatlarının artışa geçmesi ve bazı şehirlerin genel sıralamada düşüşe geçmesinden dolayı Dubai ve Abu Dabi sıralamada yukarılara tırmandı.
en düşük şehir ise Namibya’nın Windhoek şehri oldu. Hong Kong’un ardından
Luanda, Zürih ve Singapur en pahalı olarak sıralandı. Tokyo ise geçen seneye
göre 6 basamak yükseldi ve 5. sıraya çıktı. Geçtiğimiz yıl aynı araştırmada
99. sırada yer alan İstanbul ise, listede 101. sıraya yerleşerek, yaşam maliyeti
açısından geçen yıla göre daha ‘ucuz’ bir şehir olarak listedeki yerini aldı.
New York Amerika’nın en pahalı şehri
Geçen sene olduğu gibi Amerikan dolarının değer kazanmasıyla Amerika’da
birçok şehrin sıralamada yükselmesi araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından birisi oldu. Araştırmada 11. sıraya yükselen New York, Amerika’nın en pahalı şehri olmaya devam ederken, 9 basamak yükselen Los Angeles 27’inci,
San Francisco ise 26’inci sırada yer aldı. Geçen sene 50’nci sırada bulunan
Washington ise, 38. sırada kendisine yer buldu. Kanada dolarının değer kaybetmesiyle Vancuover 23 sıra düşüşle 142 sırada yer alırken, Toronto’da 17
sıra düşüşle 143’üncülüğe geriledi.
45
Yapı sektörünün ticari platformu;
TURKEYBUILD
Y
apı Fuarları – Turkeybuild, her yıl yapı
malzemesi sektörünün önde gelen
ulusal ve global firmalarını, mimarları,
mühendisleri, peyzaj mimarlarını, yatırımcıları,
müteahhitleri ve GYO’ları bir araya getirmesinin yanı sıra, meslek platformlarını, STK’ları,
resmi veya yerel yönetim temsilcilerini, akademisyenleri ve geleceğin sektör profesyoneli
olan öğrencileri Türk yapı dünyasının zirvelerinde buluşturuyor. Bölgelerinin en büyük fuarları olan 29. Yapı Fuarı – Turkeybuild Ankara
20 - 23 Ekim 2016 tarihleri arasında Congresium, ATO Kongre ve Sergi Sarayı’nda, 22. Yapı
Fuarı – Turkeybuild İzmir ise 3 –6 Kasım 2016
tarihleri arasında, yeni fuar alanı fuar İzmir’de
sektör profesyonellerini bir araya getirecek.
Artan üretim ve hareketlenen yatırımlarla
2016 yılı ilk çeyreğinde % 6,6 büyüyen inşaat
46
sektöründeki olumlu havadan dolayı fuara yoğun ilgi bekleniyor.
İnşaat Sektörü Hızlı Yükselişte
Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat sektöründeki olumlu gelişmeler ve bu gelişmelerden
kaynaklı artan ilginin İstanbul’dan sonra Ankara
ve İzmir fuarlarında da devam etmesi bekleniyor.
2016 yılı ilk çeyreği verilerine göre %6,6 oranında büyüyen inşaat sektörü 2013 yılından bu
yana ilk çeyreklerdeki en iyi büyüme performansını yakaladı. Geçen yıl ötelenen ve ertelenen
özel sektör inşaat yatırımları yeni yılda hareketlenerek 2016 yılı ilk çeyreğinde 30,36 milyar
TL’ye yükseldi. İnşaat malzemeleri sanayi üretimi
2016 yılı ilk çeyreğinde geçen senenin ilk çeyreğine göre yüzde 7,2 arttı. İnşaat malzemeleri iç
pazarı ise 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen seneye
göre %13,4 oranında artış göstererek 32,1 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Yabancıların gayrimenkul alımları 2016 yılı ilk çeyreğinde geçen senenin aynı çeyreğine göre yüzde 39,6 artarak 765
milyon dolardan 1.068 milyon dolara yükseldi.
İç Anadolu Bölgesi’nin yapı malzemesi pazar
büyüklüğü 20,2 milyar TL. Bölgede 2015 yılında
yapılan inşaat harcamaları 28,9 milyar TL olarak
gerçekleşti. Bu miktar Türkiye’de toplam inşaat
harcamalarının %16,5’lik payını kapsıyor. Ege
Bölgesi’nde ise; 2015’te 176.753 konut satıldı.
İzmir başta olmak üzere Ege Bölgesi de yapı
harcamaları konusunda İç Anadolu Bölgesi’nin
performansını takip ediyor. Bölgede 2015 yılında yapılan inşaat harcamaları 15,27 milyar TL
olarak gerçekleşti. Bu miktar Türkiye’de toplam
inşaat harcamalarının %8,7’sini kapsıyor.
AKG Gazbeton’dan depreme karşı güvence:
Yüzde 15 hafiflik ve direnç
Gazbeton ile inşa edilen binaların muadil ürünler kullanılan
binalara oranla, deprem kuvvetlerine göre yüzde 15 daha
fazla direnç gösterdiği belirlendi.
Hafifliğinin yanında dirençli olmasıyla
öne çıkıyor
Hafiflik kadar önemli diğer bir konu da,
deprem kuvvetlerine karşı gazbetonun
gösterdiği direnç. Yapılan araştırmada,
gazbeton ile inşa edilen binaların muadil ürünler kullanılan binalara oranla
deprem kuvvetlerine göre yüzde 15 daha
fazla direnç gösterdiği belirlendi. Bu
özelliği ile gazbeton, yapı sektöründeki
diğer ürünler arasında öne çıkarak, tercih
nedeni oluyor.
T
ürkiye gazbeton üretiminde sektörünün lider firmalarından AKG Gazbeton, sağlam ve hafif ürünleri sayesinde binalardaki yükleri azaltarak deprem
güvenliğini en üst seviyeye taşıyor. ODTÜ
İnşaat Mühendisliği Bölümü tarafından yapılan araştırma verilerine göre gazbetonun
yapı malzemesi sektöründeki ikame ürünlerle mukayese edildiğinde bina yükünü
yüzde 15 hafiflettiği, depremin yıkıcı etkilerini en aza indirgediği ortaya çıkıyor.
Nüfusunun yüzde 92’lik bölümü, 1. ve 2.
derece deprem kuşağı üzerinde kurulmuş kentsel alanlarda yaşayan ve yüzölçümünün yüzde 90’ı deprem kuşağında
bulunan ülkemizde, deprem güvenliğinin
sağlanması konusundaki çalışmalara akademik çevrelerde de büyük önem veriliyor.
Türkiye’deki yapı stokunun büyük bir bölümünün deprem açısından riskli yapılar
olduğu değerlendirildiğinde, AKG Gazbeton ürünleri, güvenli yaşam için ideal yapı
malzemesi olarak ortaya çıkıyor.
Geleceğin İstanbul’u Kuzey’de şekilleniyor
İstanbul yeni projelerle birlikte, kuzey bölgesine doğru
genişlemeye başladı. Bu da yatırımcıların ilgisine neden oldu.
İ
stanbul’da kentleşme giderek artıyor. 3. Köprü, 3. Havalimanı, kuzey Marmara otoyolu ve
2 yeni projenin de merkezden dışarıda olması
akıllara ‘Geleceğin İstanbul’u kuzeyde mi şekilleniyor?’’ sorusunu getiriyor. Avrupa yakasında, kısa
vade de şehrin içinde kentsel dönüşüm sebebiyle Sefaköy, Kağıthane şehrin dışına doğru ise Arnavutköy ve Sarıyer sırtlarına doğru bir gelişim
gözlendiğini söyleyen AL-DAAR Gayrimenkul &
Yönetim Hizmetleri Yönetici Ortağı Halit Sönmez; “Özellikle göç alan, daha çok orta bütçeli
vatandaşlarımızın yaşadığı semtler, alınan mülklerde prim fırsatları sunuyor. İstanbul şu ana kadar inşaatlaşma konusunda birçok evrim geçirdi.
Merkezden batıya ve doğuya doğru kıyı şeridi
hattına yakın şekilde yoğunlaştı yani Avrupa yakasın da Beylikdüzü sınırını aştı, Anadolu yaka-
48
sında da Tuzla sınırını aştı. Bu sebepten prim yapacak ve gelişecek bölgeler İstanbul’un kuzeyine
doğru genişlemektedir. İstanbul’da yeni inşaat
projeleri de merkezde yer alan ilçelerin tersine
yani şehrin dışına doğru olan bölgelerde yükseliyor olması da bu düşüncemizi destekliyor” dedi.
Gelen talepleri değerlendiriyoruz
Anadolu yakasında özellikle Tuzla ve Pendik, civarında gelişimden söz edilebileceğini belirten Sönmez: “Son 3,5 yıl içinde biz
firma olarak körfez ülkelerinden 1000’in
üzerinde yabancı yatırımcıyı gayrimenkul
sahibi yaptık. Ülkemize olan bu ilgiyi gören yabancı inşaat firmalarının iştahları
kabarmış durumda ve bu firmalar; arenada
izleyici değil oyuncu olmak istiyorlar. Bu
sebeple bizlere ciddi büyüklükte projeler
yapmak üzere resmi talepler geliyor, özellikle önceki süreçte yüksek adette gayrimenkul satın alımı yapan sermaye yapısı
güçlü olan yatırımcılardan bahsediyorum
ve gelen talepler daha çok yatay projeler
geliştirmek üzere. Bu nedenle mülk sahiplerinden gelen, birçok geliştirilebilir nitelikteki arazi tekliflerini de değerlendiriyoruz” diye konuştu.
Konut kredisi faizi düştü,
beklenti arttı...
B
ankalar konut kredisi faiz oranlarını düşürdü. Bu adımla birlikte piyasada gerçekleşecek hareketlenmenin etkilerinin
yılın son çeyreğinde hissedilmesi bekleniyor. Bu
yılın ilk 6 ayında toplam 630 bin 799 olan konut
satışının, 2 katına çıkarılarak 1 Milyon 300 bine
ulaştırılması hedefleniyor. Merkez bankasının da
desteği ile faizlerin indirilmesi için bankaların
elini rahatlatılması konut kredilerine de olumlu
yansıdı ve bankalar bir bir indirime gitti. Yapılan
çağrılarla beraber geldiğimiz noktada bir çok
bankanın faiz indirimine gitmesi önümüzdeki
dönemde sektöre hareketlilik katacak gibi görünüyor.
lerini gerçekleştirmesini sağlıyor. Ayrıca taşıt ve
tüketici kredilerinde de faiz indirimi gerçekleştiren Banka’nın “Platin Kredi” ürünü, %1,21’den
başlayan iddialı faiz oranlarıyla piyasadaki tüm
vadeler için en düşük faiz oranlı tüketici kredilerinden biri olma özelliği taşıyor.
Finansbank konut kredisi faizlerinde indirime
gitti. Banka, 10 yıla kadar tüm vadelerde konut
kredisi faiz oranını aylık yüzde 0.99’a kadar düşürdü.
ABank, 2 yıla kadar vadeli konut kredisi faiz oranını yüzde 1,05’ten yüzde 0,89’a; 2-5 yıl arası
vadede ise, yüzde 1,10’dan yüzde 0,99’a indirdi.
Öneriler karşılık
buldu. Bankalar
birbiri ardına
faiz indirimine
gitti. Sektörün
hareketlenmesi
için beklentiler
arttı.
İşte bankaların yeni konut kredi faizleri;
Akbank’tan yapılan açıklamaya göre banka
60 aya kadar olan vadelerde konut kredisi faiz
oranlarını %0,99’a indirdiğini açıkladı. Akbank’ın
ev sahibi olmak isteyen vatandaşlarımıza uygun
ödeme koşullarıyla desteğini devam ettireceği
bildirdi.
HSBC Türkiye, ev sahibi olmak veya konuta yatırım yapmak isteyen müşterileri için konut kredisi faiz oranlarını düşürdü. Bu kapsamda HSBC
Türkiye, 12 Ağustos 2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere konut kredisi faiz oranını 60
aya kadar aylık yüzde 0,99 olarak belirledi.
Fibabanka; 500.000 TL’ye kadar, Güzel Evim
Konut Kredisi faiz oranını 5 yıl vadeye kadar
%0,97’ye; 5 yıl üzeri vadede ise % 0,99’a indirdi.
Burgan Bank, konut kredilerinde yaptığı faiz
indirimiyle 60 aya kadar tüm vadelerde % 0,99
faiz oranı sunarak müşterilerinin ev alma hayal-
50
Kuveyt Türk, 0-24 ay vadelerde yüzde 0.89, 2460 ay vadelerde yüzde 0,99, 60-120 ay vadelerde yüzde 1,09 oranıyla tüketicilerine finansman
sunacak.
Müşterilerine 1-24 ay için %0,80, 25-48 ay
için %0,89, 49-60 ay için %0,90 ve 61-120 ay
için %0,95 gibi avantajlı faiz oranları sunan
Halkbank’ın yeni konut kredisi paketi, yeni satın
alınacak konutlar için
kullanılacak olup kredi üst sınırı 1 milyon
TL olarak belirlendi.
Konut kredisi faizlerinde indirime giden
öncü
bankalardan
Şekerbank’ta
indirimli faiz oranları 11
Ağustos’tan itibaren
geçerli olacak. Farklı
vadelerde uygulanacak indirimle Şekerbank, konut kredisi faiz oranlarını, 1 - 24 ay vadelerde yüzde 0.89, 25 - 60 ay vadelerde ise yüzde 0,99’a çekti.
Türk Ekonomi Bankası (TEB), başlattığı kampanya ile ev sahibi olmak ya da konuta yatırım
yapmak isteyenler için kredi faiz oranını 1 yıldan
10 yıl kadar olan tüm vadelerde %0,99 olarak
belirledi.
Ailenizin hala bir gayrimenkul danışmanı yok mu?
Büyüyen şehirlerde yoğun iş yaşamlarının arasında emlak sektöründe kiralamadan,
satın almaya güvenilir danışmanlar ve firmalara inanılmaz ihtiyaç duyulur hale geldi.
Mülklerin gerçek değerinde satılması, alıcı için gerçek değerde mülk sahibi olma
veya kiralama ancak uzman ve dürüst firmalarca sağlanabiliyor. Emlak Danışmanı
ile müşteri arasında güvene dayalı işbirliği sonucunda ise hızlı çözüm ve mutlu
müşteriler ortaya çıkıyor.
T
ürkiye’de bir uluslararası gayrimenkul firmasında ciro sıralamasına girerek “en iyi ciro”
ödülünü alan isimlerden biri
olan Yasemin Yıldırım İstanbul’un kalbi
Nişantaşı’nda kendi oluşturduğu markası
City Point Gayrimenkul ile deneyimlerini
danışmanlık verdiği müşterileri ile paylaşıyor. Altı yıl boyunca Türkiye’nin önemli
markaları ile çalışan Yıldırım 2010 yılında kendi markası City Point Gayrimenkul
danışmanlığı firmasını kurdu.
GAYRİMENKULDE HIZLI VE
MUTLU ÇÖZÜMLER “CITY POINT
GAYRİMENKUL”DE
Yasemin Yıldırım başarının hiçbir zaman
tesadüf olmadığını belirtiyor. Almış olduğu eğitimler ile planlı ve müşteri odaklı
çalışıp mülklerin doğru fiyatını belirleyerek hem alıcı hem satıcıyı ortak paydada
birleştiriyor. Yasemin Yıldırım’ın hizmet
anlayışı onu sektörde ayrı bir yere taşırken emlak anlayışına yeni bir solukta
getirdi. “ailenizin gayrimenkul danışmanı”
tıpkı ailenizden biri gibi sadece mükemmel satış ve kiralama şartları oluşturmak
değil satış hatta kiralama sonrasında
memnuniyetinizin devamını sağlamak
için yanınızdan ayrılmayan bir destek, telefonunuzun diğer usundaki bir yakınınız
gibi. Sizden kopmadan; yıllara yayılan bu
huzurlu hizmet sürekliliği sayesinde artık
gayrimenkul almak/satmak – kiralamak
çok daha kolay.
Çalışmış olduğu bölge ve portföyler
Beşiktaş’tan Sarıyer’e, Şişli’den Taksim’e
uzanan geniş bir alanda hizmet vermektedir.
Yasemin Yıldırım
Broker
Adres: Rumeli Caddesi No: 65 D: 1 Nişantaşı – İstanbul
T: 0212 343 01 00-10 – F: 0212 243 01 09 C: 0533 682 87 78
e-posta: [email protected] - www.citypointgayrimenkul.com
51
Gayrimenkul yatırımı
sadece İstanbul için değil
İ
rimenkul yatırımını Adana’da yapacaklar için
önemli avantajlar sunuyor. Adana, 2016 verilerini içeren REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış değerlendirmesinde de bölgesel satış
fiyatı yıllık değişimi açısından en yüksek orana
sahip şehir oldu.
Antalya, 2016 verilerini içeren REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış değerlendirmesinde bölgesel satış fiyatı yıllık değişimi açısından en yüksek orana sahip ikinci şehir olurken,
bu kriterde İstanbul’u da geride bırakmayı
başardı. Kira getiri oranlarının yüksekliği, gay-
İzmir konut satışında 3. sırada
Hem ticari gayrimenkul hem de markalı konut
projeleriyle büyükşehirler arasında öne çıkan
Bursa’nın 2016 REIDIN Türkiye Konut Piyasası Genel Bakış değerlendirmesine göre amortisman süresi yüzde 17,5. Aynı döneme ait
REIDIN Türkiye Satılık Konut Fiyat Endeksi’ne
göre de Bursa, yüzde 2,87 ile en yüksek fiyat
artışının yaşandığı şehir konumunda yer alıyor. Şehircilik anlayışında örnek projelerin
yükseldiği Gaziantep, 2016 verilerini kapsayan
REIDIN Konut Satın Alma Gücü Endeksi’nde
konut satın alma gücünün en yüksek olduğu ilk
üç şehirden biri oldu.
stanbul, ekonomik ve sosyal yapısıyla gayrimenkul yatırımlarının gözdesi durumunda bulunuyor. Ancak yatırım yapmak isteyenler özellikle maddi açıdan üst noktalara
ulaşan İstanbul’un dışında da arayışlara başladı.
yapılan araştırmaya göre; İstanbul dışında yatırım yapılacak şehirler sırasıyla Ankara, Antalya,
Adana, Bursa, Gaziantep, İzmir, Kayseri ve Kocaeli olarak sıralandı. Yabancı yatırımcıların ilgisini
gören projeleriyle dikkat çeken Ankara, birikimini emlaktan yana kullanacaklara birçok alternatif
sunuyor. Türkiye’nin başkenti ayrıca 2016 Ocak
ayında yedi büyükşehir arasında yüzde 19’luk
amortisman süresiyle ikinci sırada yer aldı.
52
İzmir, bir metropolitan olarak gayrimenkulde
ciddi bir potansiyele sahip. Kentsel dönüşümle ilgili gelişmelere de sahne olan İzmir, 2016
yılı ilk yarıyılında ülke çapında konut satışında üçüncü sırada yer aldı. Bu dönemde gerçekleşen 5 bin 243 adet konut satışı, İzmir’de
gayrimenkulde yaşanan hareketliliği gözler
önüne seriyor.
Kocaeli fiyatların en çok yükseldiği şehir oldu
Ekonomik gücüyle Anadolu’nun hızlı gelişen
şehirleri arasında fark yaratan Kayseri, 2012
yılından günümüze bölge raporu değerleri incelendiğinde hem satış hem de kira fiyatlarının
yükselişte olmasıyla dikkat çekiyor. Gayrimenkul özelinde satın alma ve kiralama gücünün
yüksek olduğu şehirlerden biri olan Kocaeli,
REIDIN Türkiye Konut Fiyat Endeksleri 2016
sonuçlarına göre, metrekare başına konut satış
fiyatları yüzde 2,64 artışla, fiyatların en çok yükseldiği şehir oldu.
PLASTİK
Plastiğin Neminin Alınması ve Kurutulması
Uzunca karbon zincirlerinden oluşan plastiklerin
hemen hemen tümü, kimyasal ve fiziksel özelliklerine bağlı olarak, nihai üretim aşamasına
gelene kadar, çeşitli oranlarda nemi bünyelerine
alırlar. Plastiklerin nem alma yüzdesi, ilk polimerize edilip üretildikleri anda kimyasal olarak
belirgindir fakat nihai üretime gelene kadar ortam şartlarına bağlı olarak plastiğin içerdiği nem
oran yüzdesi artabilir.
Plastik hammaddenin;
- Üretildiği tesislerden nihai kullanıcıya dağıtılana kadar nakliye sırasında (örneğin; konteyner
içinde deniz nakliyesi),
- Nihai kullanıcının tesislerindeki değişik nem ve
sıcaklık ortamına aniden geçiş yaptığı sırada,
- Bu tesislerin deposunda işlenene kadar stoklandığı sırada içerdiği nem oranları artabilir.
Bu nem oranları yukarıda belirtilen evreler sırasında ve üretim esnasında çeşitli tedbirler alınarak azaltılabilir.
nın nem ve sıcaklık oranını klimalar
aracılığıyla olabildiği kadar sabit tutarak, hammadde içindeki nem oranının yükselmesini engelleyebilir. Bu
nem oranının yükselmemesi, plastik
işleme üretimi sırasında nem alma
maliyet ve yatırımlarını azaltır. Plastiğin nem oranı, nihai üretime kadar
yukarıda alınacak tedbirler ile belirli
bir seviyede tutulmasına rağmen, hemen hemen tüm plastiklerin (özellikle mühendislik plastiklerinin), üretim esnasında
çeşitli tekniklerle nemi alınmalıdır.
Plastiklerin yüksek nem oranlarında işlemelerinden dolayı oluşabilecek olumsuzlukları
şöyle özetleyebiliriz;
a) Üretim sırasındaki nem ve diğer gazlar, üretim
süresini uzatıp maliyeti arttırır.
b) Plastik erime sıcaklığındaki akışkan plastiğin
içindeki nem ve gazlar, plastik işleme makinelerinin mekanik kısımlarında (özellikle kovan vida
gibi yüksek sürtünmenin oluştuğu bölgelerde)
korozyon, paslanma, aşınmaya yol açar. Bu da
bu mekanik parçaların ısı değiştirilmesi veya
revizyon yapılmasına dolayısıyla üretim aksaklıklarına, zaman kayıplarına yol açar. Bazen bu
mekanik parçaların revizyon ve değiştirilmesi
Plastiğin nem oranı, nihai üretime gelene kadar;
a) Nakliye sırasında ortam nem ve sıcaklığının
olabildiği kadar sabit tutulması,
b) Ortam değiştirirken yeni ortama geçiş süresi
ve ortam şartlarının ani değiştirilmemesi,
c) Plastik hammadde stok depolarındaki nem ve
sıcaklık oranının uygun seviyelerde tutulması
gibi üretim öncesi tedbirleri alındığı takdirde,
üretim esnasındaki zaman kayıpları ve kalite
azalması büyük bir ölçüde azalabilir.
Nihai plastik hammadde tüketicisi, nakliye sırasındaki nem oranının sabit tutulması
hakkında bir tedbir alamaz fakat plastik hammadde konteynerı tesislerine geldiğinde, malzemenin sıcaklık değişiminden dolayı nemlenmesini, (özellikle çok sıcak yaz ayları ve çok soğuk
kış aylarında) konteynerı açmadan 7-8 saat
bekleterek ve hammaddeyi stoklayacağı alanı-
54
aksatıldığında, mekanik parçalardaki oluşabilen
boşluklar, plastiğin erimesi için gerekli basıncın ve sürtünme ısısının düşmesine dolayısıyla
enerji kayıplarına ve plastik işleme makinesinin
zorlanarak eskimesine sebep olur.
c) Plastik hammaddenin içerisindeki nemin
doğru tekniklerle alınmadığı durumlarda, nihai
üründe kabarcık, yanık ve duman izleri görülebilir. Üretici bu izleri yok etmek için, plastik işleme
makinesinin basınç, hız ve ısı ayarlarını kontrol
eder ve birçok deneme üretimi yapıp, çıkan deneme ürünlerini ve bu sırada harcadığı enerjiyi
kayıt eder. Bazen (sadece nem oranının az olduğu durumlarda) bu izleri görüntü olarak kaybeder ama nihai ürünün mekanik değerleri düşer
ve kullanım ömrü büyük ölçüde azalır. Özellikle
polikarbonat gibi nihai üründe mekanik değerleri önemli olan bir malzemenin, üretim sıra-
sındaki nem ile temasa geçmesi, nihai ürünün
kırılganlığını arttırır.
Plastiklerin nem alma oranları, uygun ortam
şartlarında ve oda sıcaklığında yapılan testlerde,
24 saatte ne kadar suyun emildiğinin ölçülmesi ile plastik hammaddenin kütlesine oranı ile
bulunur. Genelde bu oran, yani nem oranı %0.2
den az ise kurutmaya gerek olmadığı kabul edilir. Yine de tüm plastik hammaddelerin bir ön
kurutma sistemi ile plastik işleme makinesine
girişini sağlamak, malzemenin kimyasal yapısının daha stressiz ve rahat işlem görmesini sağlar.
Plastik hammaddeler genelde oda sıcaklığında
karbon zinciri sabit ve hareketsizdir. Isı arttıkça
karbon zinciri hareketlenir ve erime sıcaklığında bu maksimuma ulaşır. Plastik hammaddenin nem oranı düşük ve ön kurutmaya ihtiyacı
olmasa bile, bir ön kurutma ile karbon zincirini
hareketlendirip kademeli olarak erime sıcaklığına çıkarmak, bu organik kimyasal malzemenin
oluşabilecek iç stresini azaltıp, üretimin gözle
görülemeyecek ama zamanla ölçülebilecek şekilde hızını ve daha önemlisi nihai ürün kalitesini, arttıracaktır.
Ayrıca genel olarak bilindiği gibi soğuk ortamdan sıcak ortama ani geçişler, ani gaz oluşumlarına sebep olur. Dolayısıyla soğuk granül plastik
hammadde, 200 C derecedeki makineye aniden
geçirilip, sonrada ısısı düşük olan kalıba girdiğinde doğal olarak gaz oluşur ve bu da nihai üründe çeşitli fiziksel ve kimyasal kayıplara yol açar.
Bu gazın proses sırasında dışarıya atılabilmesi
için kalıba gaz çıkış ventilleri, işleme makinesinin kovan vidasına degazaj çıkışları veya ocak
için ventilhatveleri uygulanır ve işleme makinesi ile kalıp arasındaki oluşan gaz giderilir. Bu
nem ve gaz oranlarının düşürülmesi özellikle
masterbatch renk karışımlarının daha verimli
olmasını sağlar. Bazı plastik hammaddeler de
(örnek:polikarbonat), erime sıcaklığındaki (kovan
içindeki gaz çıkış ventilleri sayesinde) nem ve
gaz ile temas eden eriyik malzemenin istenen
nihai ürün özelliklerini azaltır. Bu gibi durumlarda ön kurutma şarttır.
Kurutucu fırının kapasitesi önemli
Plastik hammaddenin nem oranı düşük olsa
bile, soğuk granül ile plastik işleme makinesi
arasındaki gaz oluşumunu azaltmak için tek
çare makine üzerinde bulunan serbest akış teorisi ile çalışan bir ön kurutmadır. Plastik hammadde ön kurutulduktan sonra açı besleme
hunisinde bekletilmemelidir ve hemen erime
sıcaklığına çıkacağı işleme makinesine girmelidir. Ön kurutmadan sonra açı hunide bekletilen
malzemenin karbon zinciri tekrar hareketsiz
hale gelir ve bu ısı farklılıkları malzemenin
kimyasal özelliklerini bozduğu gibi gaz oluşumuna da sebep olabilir. Özellikle eğer higroskopik (havadan nem çeken) malzeme kullanılıyorsa, havadan tekrar yüksek oranda nem çeker
(eg.ABS,Nylon). Higroskopik malzemelerin 1
saatten fazla hunide bırakılmamasına ve huninin ısıtılmış olmasına özen göstermek gerekir.
Plastik malzemenin huni de fazla kalmaması
için, kurutucu fırının kapasitesi, makine baskı
kapasitesine göre hesaplanmalı ve uygun kapasiteli bir kurutucu fırın seçilmelidir.
Bunu rakamlarla örneklemek gerekirse, baskı süresi 24 saniye olan, her biri 14 gr olan 6 gözlü ve
12 gr yolluklu bir ürünün ön kurutma haznesinin
kapasitesini hesaplayalım;
Toplam gramaj : (6*14)+12 : 96 gr. Bu çıkan rakamı aşağıdaki formüle uygularsak;
Kapasite ( Q ) : Toplam gramaj (96 gr) *3600 /
1000 * baskı süresi (24 sn)
Kapasite ( Q ) : 14,4 kg/h olarak bulunur.
Dolayısıyla seçilecek olan ön kurutma haznesinin kapasitesinin 14,4 kg/h’dan az olmaması
gerekir. Bununla birlikte bu kapasitenin de çok
üzerinde bir kurutucu haznesi seçilmemelidir.
Plastik hammaddelerin neminin alınması ve
kurutulması için kullanılan cihazlar çok çeşitlidir ve üretimin şekline, kullanılan hammadde cinsine, üretimin yapıldığı ortamın
şartlarına ve nihai üründen istenen fiziksel
özelliklere göre seçilmelidir. Plastik hammaddeleri kurutma yöntemlerinden en eskisi
tepsili sıcak hava kurutma fırınında kurutma
sistemidir. Yukarıda detaylı olarak bahsedilen
teknik sebeplerden dolayı, bu kurutma sistemi günümüzde tamamen terk edilmiştir. Ayrıca bu tip fırının kullanımındaki dezavantajlar
(atölye kirliliği, enerji kaybı, yüksek işçilik
gideri vs) ile yeni sistem serbest akış teorisi
ile çalışan makine üstü kurutma fırınlarının
avantajları (teknik gereklilik, fiyat cazibesi,
işçilik maliyetindeki düşüş, düşük enerji sarfiyatı vs.) birleşince, tepsili sıcak hava kurutma
fırınları tarihe karışmıştır. Sıcak hava kurutma
sistemleri bir çok plastiğin nemini almak için
yeterlidir. Fakat yukarıda belirtildiği gibi bazı
hammaddelerin (polikarbonat) üretim esnasında erime sıcaklığında gaz çıkarma işlemi
sakıncalı olabileceğinden ve bazı malzemelerin de (Nylon, ABS) higroskopik özelliklerinden dolayı sıcak hava ile kurutulurken bile bu
sıcak havanın nemini alıp kurutma işleminin
uzayabileceğinden ve yetersiz olacağından
kuru hava kurutucuları kullanılmalıdır. Kuru
hava kurutmalarındaki prensip, hazneye giren havanın çeşitli nem alma yöntemleri ile
(kimyasal silikajel ünitesinde nemin tutulması, kompresör yardımı ile havadaki nemin
basınç ile düşürülmesi vb. gibi) kurutulması
ve bu tip malzemelere uygulanıp kurutma
süresini düşürmesi ve daha verimli halde neminin alınmasıdır.
Sonuç olarak plastik ürünü kalıplama da başarılı olmak için, kuru plastik hammadde kullanılmalıdır. Plastiklerin tümünde nem alıcı
özellik (değişen oranlar da) olduğuna göre,
nem alma ile ilgili tüm tedbirleri hassasiyetle
uygulamak gereklidir.
Bu makale HASTEK PLASTİK
TEKNOLOJİLERİ ve OTOMASYON
SİSTEMLERİ tarafından
hazırlanmıştır.
Hastek Plastik
Teknolojileri ve
Otomasyon Sistemleri
Hastek Ltd. Sti., 50 yılı aşkın sektörel tecrübe
ve plastik konusundaki bilgi birikimi ile Plastik Teknolojileri Mühendisi Muharrem Manav
ve Elektronik Mühendisi Cem Özkaracalar tarafından 7 Ekim 1998’de İstanbul’da kuruldu.
İstanbul İkitelli’de 2000m2 Genel Müdürlük
ve Showroom; yine İkitelli’de 2000m2 depo;
İzmir Bayraklı’da Ege Bölge Müdürlüğü ile
Türk Plastik sektörüne makine, otomasyon
sistemleri, yardımcı ekipmanlar ve en önemlisi anında teknik servis hizmeti veriyor.
55
Türkiye’de otomotiv sektörü
ihracatın ilk sırasında
Milyon sürücüsüz aracın
yollarda olacağını belirtiyor. Apple ise otomotiv
sektörüne etkili bir giriş
yapmak için hazırlıklarını sürdürüyor. Titan kod
adlı elektrikli otomobil
projesinin 2019 yılında
tamamlanması bekleniyor.
Tüm bunlar olurken iyi bir
haber de batarya teknolojisini üreten firmalardan
geldi. Bataryaların geçtiğimiz yıla (2015) göre %35
ucuzladığı
belirtilirken,
maliyetler bu hızla düşüş
gösterirse 2022 yılında
akaryakıtla çalışan araç
fiyatları ile elektrikli araç
fiyatlarının eşitleneceği
vurgulanıyor.
T
ürkiye’nin 2016 yılı Ocak - Haziran döneminde toplam ihracatı geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 2, ithalatı ise yüzde
7 azaldı. Bu dönemde dış ticaret açığı 33 Milyar
Dolar seviyesinden 28 Milyar Dolar seviyesine
geriledi. GTİP 87 kapsamında belirlenen otomotiv dış ticaret verilerine göre ihracat geçen yıla
göre yüzde 12, ithalat ise yüzde 2 oranında arttı.
Bu dönemde dış ticaret fazlası yüzde 614 oranında artarak 1 Milyar Dolar seviyesine yükseldi.
2015 yılı Ocak-Haziran dönemine göre 2016 yılında, otomobil ihracatı aynı seviyesini korurken,
ithalatı yüzde 10 oranında arttı. Bu dönemde
otomobil dış ticaret açığı 1 Milyar Dolar seviyesine yükseldi. 2016 yılı Ocak-Haziran döneminde
GTİP bazında dış ticaret dengesi verileri içerisinde; dış ticaret fazlası yaratan ilk 10 sektörün
analizine bakıldığında, 87 GTİP’li “Motorlu kara
taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları, bunların aksam, parça, aksesuarı” alanın dış ticaret fazlası yaratan beşinci sektör
konumunda olduğu görülüyor.
Otomotiv son 10 yılın 8’inde
dış ticaret fazlası verdi
Türkiye’de toplam dış ticaret fazlası yaratan
ilk 10 sektör, dış ticaret fazlası yaratan toplam
sektörler içerisinde yüzde 76 paya sahip. Son
10 yıllık dış ticaret verilerine göre; otomotiv
sektörü 2011 ve 2015 yılları haricinde dış tica-
56
ret fazlası verdi. Otomotiv sektörünün son 10
yıllık dış ticaret dengesi ortalaması 1,5 Milyar
$ değerinde gerçekleşti. 2016 yılı dış ticaret
dengesinin aylık gelişimine göre; otomotiv
sektörü Haziran ayında 102 Milyon $ dış ticaret fazlası verdi. İhracatın ithalatı karşılama
oranı ise 1,06 değerinde gerçekleşti.
Otomotiv sanayisinin geleceği
yeni nesil araçlar
LMC’nin uzun dönemli 2023 tahminlerine bakacak olursak dünya otomobil pazarının 104
milyon, hafif ticari araç pazarının 22,5 milyon
olması bekleniyor. Toplam otomotiv pazarının
ise 131,5 milyon rakamına dayanacağı tahmin ediliyor.
Google ve Fiat Chrysler (FCA) sürücüsüz araç
üretmek için anlaştı. Uzmanlar, 2035 yılında 76
Türkiye toplam ihracatı
2016 ilk altı ayında
yüzde 4 oranında
azalırken, Otomotiv
Endüstrisi ihracatı
yüzde 12 oranında artış
gösterdi ve toplam
ihracat içerisinde
yüzde 17’lik pay ile ilk
sıradaki yerini korudu.
Güvenli yolculuk için SEAT sürüş
uzmanlarından öneriler
S
EAT sürüş uzmanları, yaklaşan Kurban
Bayramı öncesinde, gece yolcuğu yapacak sürücülerle basit ama hayati öneme
sahip güvenlik noktalarını paylaştı:
Hızınızı farların aydınlatma alanında fren yapıp
durabilecek şekilde ayarlayın, yorgunluğa dair en
ufak bir belirti bile varsa, riske girmeyin!
Yolların en yoğun olduğu zaman olan yaz tatili
döneminde pek çok insan tatil günlerinden en iyi
şekilde faydalanmak için gece otomobil sürmeyi
tercih ediyor. Hava karardıktan sonra genellikle
daha az trafik oluyor ama azalan görüş kabiliyeti
ve yorgunluk nedeniyle kaza yapma riski de artıyor. Avrupa’da, ölümlü trafik kazalarının yüzde
37’si gece sürüşlerinde meydana geliyor.
lar. Bazı araçlar ortamın aydınlık durumuna bağlı
olarak farları otomatik olarak kısa ve uzun arasında
değiştiren otomatik far sistemi ile donatılmıştır.
- Otomobil sürmek için gereken bilgilerin yüzde
90’ı görme duyumuz tarafından işlenir ve gece
görsel algımız azalacağı için yayaları, hayvanları veya trafik lambalarını fark etmek daha uzun
zaman alır. Bu durumlarda LED farlar çok yardımcı olur çünkü LED farlar tarafından üretilen
ışık, halojen lambalarınkinden çok daha yüksek
kalitededir ve halojen lambalardan daha iyi bir
ışık sağlar.
Yorgunluk hissinin ilk belirtileri fark edildiğinde
durmak ve dinlenmek veya yolculuğa güvenli bir
şekilde devam edebilene kadar uyumak çok önemlidir. Bazı araçlar, sürücü yorulduğunda bunu tespit eden ve bir uyarı sinyali vererek mola verilmesini öneren bir sistem içerir.
- Hızınızı, far aydınlatma alanı içinde fren yapabilecek şekilde ayarlayın. Gece yolculuğunuz sırasında, gündüz saatlerindeki normal hızınızdan
daha yavaş gitmeniz gerekir.
SEAT sürüş uzmanları, gece yolculuğu yapacak
sürücülerle basit ama hayati öneme sahip güvenlik noktalarını paylaştı:
- Önünüzdeki araç ile en az üç saniyelik bir uzaklık bırakarak takip mesafesini koruyun.
- Alacakaranlıkta park lambaları yerine normal
hüzmeli farlarınızı kullanınız. Gece olduğunda,
yağmur yağdığında veya görüş kabiliyeti kötü olduğunda bile normal hüzmeli farlar görünürlüğünüzü
artırır ve başkalarının sizi hızlıca fark etmesini sağ-
- Göz kapaklarının ağırlaşması veya kendi şeridinizde kalmakta sıkıntı yaşamak gibi yorgunluğa
ilişkin ilk belirtilere dikkat edin. Uyku hali, reflekslerinizi etkiler ve bu etki, kanınızda litre başına 0,5 gramlık bir alkol seviyesi ile sürüşe benzer.
57
Toyota’ya J.D. Power’dan iki ödül
T
oyota, yüksek müşteri memnuniyetini ve güvenilirliğini aldığı
ödüllerle taçlandırmaya devam
ediyor. Toyota, global araştırma
şirketi J.D. Power’ın Almanya’da yaptığı
araştırmada 30 markayı geride bırakarak,
Müşteri Servis Endeksi’nde birinci sırada
yer alma başarısını gösterdi. Toyota Auris
de ödül alarak Toyota’ya bir başka başarıyı
daha getirdi.
58
Toyota Auris,Araç Güvenilirliği Araştırması’nda
da 15 bini aşan kullanıcının değerlendirmesi
sonucunda C segmentinde 84 puan elde ederek rakiplerini açık bir farkla geride bıraktı.
Sahip oldukları araçları 2 yıl boyunca kullanan müşterilerin katıldığı araştırmada, kalite,
güvenilirlik, aracın çekiciliği ve kullanım maliyetleri değerlendirildi.
Müşteri Servis Endeksi’nde, Yetkili Satıcı
ve Servislerin kalitesi de değerlendirmeye
alındı. Müşterinin araca sahip olmasından,
servise götürmesine kadar geçen tüm süreçlerin değerlendirildiği araştırmada servis ve satın alma, markaya olan bakış ile
bağlılık konusu da dikkate alındı. Toyota
kullanıcılarının yüksek memnuniyet duyduğu sonuçlara göre; yeni otomobil alanların,
önceki servis deneyimleri de sonuçlara etki
eden faktörlerin başında geldi.
Renault Grubu’ndan
rekor satış adedi
Renault Grubu, 2015’in ilk yarısına
göre yüzde 13,4’lük artışla toplam
1 milyon 567 bin 720 adet satış
gerçekleştirdi. Yeni satış rakamı
Renault ile Dacia markaları için
6 aylık dönemde yeni bir dünya
rekoru anlamına geliyor.
R
enault Grubu özellikle yenilenen
modellerinin başarısı sayesinde Avrupa’daki satışlarını yüzde 14 arttırdı. Avrupa’da satılan her 10 aracın
1’inden fazlası Renault Grup tarafından satıldı.
Grubun Avrupa dışındaki satışları ise Afrika,
Ortadoğu, Hindistan Bölgesi’ndeki ivme ile
birlikte yüzde 12,5 oranında arttı.
Türkiye’de ise Renault Grubu 79 bin 268 adet
satış rakamı ile yüzde 1.4 büyüyen pazarda
satışlarını yüzde 16.8 oranında artırdı. Renault
Grubu, 2016’nın ilk yarısında yüzde 2,5 oranında artan global otomotiv sektöründe toplam
1,57 milyon araç satış düzeyine erişti. Pazar
payı ise 0.3 puanlık artışla yüzde 3.5 oldu.
Avrupa’da grubun satışları pazara oranla daha
hızlı bir büyüme kaydetti. Grup, yüzde 9,6 oranında büyüyen pazarda yüzde 14’lük bir büyüme
gerçekleştirdi. Bu da, yılın ilk yarısında 968 bin
603 adetlik araç satışı anlamına geliyor. Grup’un
Avrupa’daki pazar payı yüzde 10.6’ya yükseldi.
Clio 4 pazar lideri oldu
Renault markası Kadjar, Espace, Talisman ve
Yeni Megane ile birlikte yenilenen ürün gamı
sayesinde yüzde 15.6’lık büyüme gerçekleştirdi. Captur Avrupa’da kendi sınıfında lider
crossover pozisyonunda yer alıyor. Elektrikli
otomobil pazarında ise Renault’nun pazar payı
yüzde 27’ye erişti. ZOE’nin satışları yüzde 40
oranında artış kaydetti.
Fransa’da ise Grup’un pazar payı 0.5 puanlık
artışla yüzde 27.4’e erişti. Başka bir deyişle,
yüzde 9 oranında büyüyen pazarda satışlar
yüzde 11,2 arttı. Grup, yılın altı aylık döneminde 361 bin 670 adet araç satışı gerçekleştirdi.
Grup modellerinin 4’ü pazarın en çok satan İlk
10 binek otomobili arasında yer alırken, Clio 4
pazar lideri oldu.
Uluslararası alanda ise Rusya, Brezilya ve Cezayir’deki dalgalanmalar yerel otomotiv pa-
zarlarında ağırlığını hissettirmeye devam etti.
Ancak Grup üç ülkede de pazar payını yükseltti. Grubun bu gücü Hindistan, Türkiye, Arjantin ve İran gibi ülkelerdeki ivmeyle bir araya
geldiğinde her bölgede pazar payının artması
mümkün oldu.
Rusya’da yaşanan düşüş,
Türkiye ile dengelendi
Avrasya bölgesinde Grup’un araç satışları yüzde 4 arttı ve pazar payı 1.6 puanlık artışla
yüzde 12.9’a ulaştı. Türkiye’de ise Grup iyi bir
performans sergileyerek yüzde 1.4 büyüyen
pazarda satışlarını yüzde 16.8 oranında artırdı.
Türkiye’de Fluence öne çıkarken, bu modelin
satışları yüzde 39 arttı. Söz konusu performans, Rusya pazarındaki düşüşü (-yüzde 14)
dengelemiş oldu.
59
Qashqai yıllardır
Türkiye’nin lideri
C
rossover segmentinin yaratıcısı Qashqai, 2006 yılında lanse edildiğinden beri
Nissan’ın Avrupa’da ve Türkiye’de en çok
ses getiren modeli oldu. Yaklaşık 80 bin
adet satışıyla Türkiye’de en çok satan SUV olma
özelliğini sürdüren Qashqai, 10’uncu yılını da açık
ara liderlikle kutluyor.
Nissan Qashqai, tasarımı, konfordan ve hacimden
ödün vermeyen kompakt ölçüleri, motor ve şanzıman seçenekleri ile crossover segmentine ilham
oldu. 2007 yılından bugüne kadar Avrupa’da 2.5
milyonun üzerinde üretim başarısı gerçekleştiren
Qashqai, Türkiye’de ise yılın ilk yarısında gerçekleştirdiği 7 bin 833 adet satışla birlikte yaklaşık 80
bin tüketicinin tercihi ile segmentinin lideri oldu.
Qashqai aynı zamanda yaklaşık 300 farklı model
arasında en çok satan 20 araç arasında yerini aldı.
62 saniyede bir Qashqai
Avrupalı tüketicilerin beklentilerini karşılamak
üzere Nissan’ın İngiltere’de bulunan tasarım
ve teknoloji merkezlerinde geliştirilen Qashqai,
Japon markanın Avrupa’daki en çok üretilen
modeli olma özelliğini taşıyor. Sunderland fabrikasında her 62 saniyede bir banttan inen Japon
otomobil devinin amiral gemisi, 2015 yılının Eylül ayında İngiltere’de yarım milyon adetlik üretim barajını en kısa sürede aşan otomobil olma
özelliğini elde etti. Tüketicilerine sunduğu yakıt
verimliliğinin yanında Çevre Görüş Sistemi ve
Güvenlik Kalkanı gibi gelişmiş teknolojileri bünyesinde bulunduran Qashqai, bu özellikleriyle de
öncü bir rol üstlenerek günümüzde de rakiplerini peşinden sürüklüyor.
Nissan Qashqai, suv segmentinde 10 yıldır
Türkiye’nin değişmeyen tercihi olarak üst
sıradaki yerini koruyor.
60
Nissan Qashqai 10 yıl boyunca güvenlikten de
ödün vermedi. 2014 yılında bağımsız test organizasyonu Euro NCAP tarafından en güvenli
kompakt aile otomobili seçilen rekortmen SUV,
özellikle çocuk ve yetişkin koruma testlerinde
olağanüstü performansıyla ödüllendirildi.
Kuzey Afrika’da Ford Trucks rüzgarı
Ford Trucks, Fas
Kazablanka’da geçtiğimiz
yıl gerçekleştirdiği 4S
tesis açılışının ardından
Marakeş’te 2. Tesisini
hizmete sokarak, Kuzey
Afrika yapılanmasını
güçlendirdi.
F
ord Otosan’ın ağır ticari araç markası
Ford Trucks, Fas’ın önemli şehirlerinden
Marakeş’te, bölgedeki ikinci bayisini açtı.
Fas’ta 100 yıldan uzun bir süredir Ford distribütörü olarak faaliyet gösteren Auto Hall Group
bünyesinde Ford Trucks Kazablanka Bayiliğini
yürüten Scama işbirliği ile inşa edilen yeni tesisin açılış törenine; Ford Trucks Uluslararası
Pazarlar Direktörü Emrah Duman, Ford Trucks
Afrika Ülkeler Müdürü Tufan Altuğ, Scama Genel
Müdürü Abdelouahab Ennaciri, AutoHall Network Müdürü Yassine Benmassi katıldı.
Ford’un Avrupa’daki ticari araç üretim ve ArGe merkezi olarak dikkat çeken ve Türkiye’nin
öncü otomotiv şirketi olan Ford Otosan, 2020
yılına kadar 50 ülkede distribütörlük ve bayi
ağı yapılanmasını tamamlamayı hedefli-
yor. Bu hedef doğrultusunda; Rusya ve Türki
Cumhuriyetler’de bayi geliştirme çalışmalarının yanı sıra, yakın zamanda Ortadoğu bölgesindeki yapılanmasını tamamlayan Ford Trucks,
geçtiğimiz Kasım ayında Fas’ın Kazablanka
kentinde 4S Scama bayiliğini hizmete açmıştı.
Stratejik ve coğrafi konumu ile Avrupa ve Afrika
arasında bir köprü olan Fas, güçlü ve dengeli
ekonomisi sayesinde, Ford Trucks için Kuzey
Afrika pazarı yatırımlarının stratejik başlangıç
noktası niteliğinde.
Kuzey Afrika ağır ticari araç pazarında ilk 3 marka arasına girme hedefiyle çalışmalarını sürdüren Ford Trucks’ın, Scama iş birliğiyle açtığı tesis,
bölgedeki müşterilerine satış, servis ve yedek
parça hizmetleri ile komple hizmet sunuyor. Tesis, 10 bin metrekare kapalı, 40 bin metrekare
açık olmak üzere toplam 50 bin metrekarelik bir
alan içerisinde yer alıyor. 5 adet Ford Trucks çekici ve kamyon Showroom’da sergilenirken, Ford
Trucks servis alanı ise günde 10 araç alabilecek
bir kapasiteye sahip bulunuyor.
61
İhracatta tekstil kıpırdandı,
hazırgiyim sıçradı
2
016 yılının ilk yarısı geride kaldı. Tekstil
ve hammaddeleri sektörü bu dönemde
hafif bir ihracat artışı ile yetinirken hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ise dikkat çeken bir artış elde etti.
2016 yılının Haziran ayında Türkiye genel ihracatı %1,8 oranında artarak yaklaşık 11,9 milyar
dolar değerini gördü. Ocak-Haziran 2016’da ise
Türkiye’nin genel ihracatı ise %3,8’lik azalışla
70,7 milyar dolara geriledi.
Yılın ilk yarısında Türkiye’nin toplam ihracatı
%3,8’lik azalışla 70,7 milyar dolar olurken, aynı
dönemde tekstil ve hammaddeleri sektörü
%1,4’lük artışla 5 milyar dolar, hazırgiyim ve
konfeksiyon sektörü ise %7’lik artışla 8,7 milyar
dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
62
Tekstil ve hammaddeleri sektörü Haziran
ayında %6,3 oranında artış yakalayarak 889
milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Ocak-Haziran dönemine bakıldığında
ise bu artış sadece %1,4 oranında kalarak
yaklaşık 5 milyar dolar değerine ulaştı. Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ise yılın ilk
yarısında bir önceki yılın aynı dönemine
göre %7’lik artışla 8,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Sektör Haziran 2016’da
ise geçen yılın aynı ayına göre ihracatını
%5,2 oranında arttırarak 1,53 milyar dolar
gelir elde etti.
Tekstil İhracatında AB Ana Pazar
2016 yılı Haziran ayında ve Ocak-Haziran
döneminde en fazla toplam tekstil ve hammaddeleri ihracatı AB(28) ülkelerine yapıldı.
Buraya yapılan ihracat Haziran ayında %16,6
oranında yükselerek yaklaşık 477 milyon dolar
değerini gördü. Yılın ilk yarısında AB(28) pazarına yapılan ihracat %11,4 artışla 2,7 milyar
dolar değerinde kaydedildi.
Haziran ve yılın ilk yarısı itibariyle en fazla ihracat yapılan ikinci büyük pazar Ortadoğu ülkeleri
oldu. Buraya yapılan ihracat Haziran ayında %8,7
artışla 105 milyon dolar değerinde, Ocak-Haziran dönemi toplamında ise %1 artışla 585 milyon dolar değerinde yaşandı.
Yılın ilk yarısında tekstil endüstrisinin en fazla ihracat yaptığı ülke İtalya oldu. Bu ülkeye ihracat %3,9 artışla yaklaşık 452 milyon
dolar değerine ulaştı. Aynı dönemde ikinci
büyük ülke olarak Almanya’ya yapılan ihracat %0,5 artışla 420 milyon dolar değerinde
gerçekleşti. Ocak-Haziran döneminde ihracatımızın en fazla arttığı ülke Bulgaristan oldu.
Bulgaristan’a ihracat %74,1 oranında artarak
274 milyon dolar seviyesine çıktı.
En Fazla Dokuma Kumaş İhraç Edildi
Ocak-Haziran 2016 döneminde ürün gruplarına
bakıldığında en fazla dokuma kumaşın ihraç edildiği görülüyor. Toplam tekstil ve hammaddeleri
ihracatının %26,4’ünü oluşturan dokuma kumaş
ihracatı %0,9 artışla 1,3 milyar dolar değerinde
gerçekleşti. Sadece Haziran ayında bu ürünün ihracatı %1,6 artarak 225 milyon dolar oldu.
İhracatta en önemli ikinci ürün grubu iplik oldu.
Yılın ilk yarısında %1,5 artan iplik ihracatı 810
milyon dolar değerini yakaladı. Haziran ayında
ise %8,2 artışla 151 milyon dolarlık iplik ihracatı
gerçekleşti. Toplam tekstil ihracatının %15,7’sini
temsil eden ev tekstilleri ise ihracatta en önemli üçüncü ürün grubu oldu. Ev tekstilleri yılın ilk
yarısında %6,6 artışla 782 milyon dolar değerini
görürken, sadece Haziran ayında %11,4 artışla
141 milyon dolar değerini elde etti. Ocak-Haziran döneminde elyaf ihracatı %17,2 oranında
gerileyerek yaklaşık 250 milyon dolar değerine
indi. Aynı dönemde örme kumaş ihracatı ise
%6,3 artışla 775 milyon dolar seviyesine çıktı.
Teknik tekstiller ihracatı ise %4,7 artışla yaklaşık
764 milyon dolar değerinde gerçekleşti.
Hazırgiyim ve Konfeksiyonda
Artış Devam Ediyor
1,6 milyar Dolar, İngiltere’ye 1 milyar dolar ve
İspanya’ya 883 milyon dolar ihracat gerçekleşti.
Yılın ilk yarısında en fazla ihraç edilen ürün grubu %6 artış ve 4,5 milyar dolarlık gelirle örme
giyim eşyaları ve aksesuarları oldu. İkinci ürün
grubu dokuma giyim eşyaları %9,2 artışla 3,2
milyar dolar değerine çıkarken, diğer hazır eşya
ürün grubu %5,6 artışla 963 milyon dolar değerini yakaladı.
2016’nın Ocak-Haziran döneminde halı ihracatı
ise %2,7 oranında düşüşle 972 milyon dolara
geriledi. Sadece Haziran ayında ise halı ihracatı
bir önceki yıla göre %10,7 gerileme ile 173 milyon dolar oldu. 6aylık dönemde halı ihracatında
el halısı %26,3 ve makine halısı %3,4 oranlarında gerilerken tüfte halı ihracatı %15,1 oranında
arttı. Halı ihracatında en önemli pazarlar olarak
Suudi Arabistan, ABD, Almanya, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri öne çıktı.
Bu haber TEXTILEGENCE
Magazine tarafından
hazırlanmıştır.
2016’nın ilk 6 ayında en fazla hazırgiyim ve
konfeksiyon ihracat edilen ülkeler Almanya, İngiltere ve İspanya oldu. Bu dönemde Almanya’ya
63
Koton 2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonları
alan smart koleksiyonu, sofistike havayı ve
zarafeti yansıtırken, casual koleksiyonu ise
günlük giyime kentsel ve çağdaş bir vurgu
yapıyor.
Koton’un yeni sezon aksesuarları
göz kamaştırıyor
Koton Aksesuar Koleksiyonu yeni sezonda
göz kamaştırmaya hazırlanıyor. Çok parlak
rugan deriden ayakkabılar, bowling ve tote
model çantalar günlük şehir hayatında şıklığın tamamlayıcısı olurken, özel detaylar ile
zenginleştirilmiş ışıl ışıl parlayan aksesuarlar da parti ve davetlerde iddialı bir siluet
yaratmaya hazırlanıyor.
Dilek Hanif for Koton yeni sezonda genç,
romantik ve elegan
Koton, her sezon olduğu gibi 2016-2017 Sonbahar-Kış
sezonu için de iddialı bir koleksiyon sunuyor.
K
oton 2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonu, Swissotel Chalet Garden’da
gerçekleştirilen bir lansman ile moda
severler ile buluştu. Büyük şehrin atmosferinden uzakta, görkemli bir country ruhu
vadeden koleksiyon, zengin kumaş seçimlerinin
yanı sıra renk ve baskı detayları, birbirinden
özenli desen tercihleri ile de farklı stillere hitap
ederek görkemli bir kış hikayesi yazıyor.
ruhu vadediyor. Sanki içinde biraz yaşanmış ve
esnetilmiş hissi veren hafif buruşuk kumaşlar,
sonbahar sezonuna mükemmel bir başlangıcı
yansıtıyor, dokuya ve rahat kumaşlara dönüşü
müjdeliyor. Örme ve dokuma parçaları gibi
yeni kombinasyonların görücüye çıktığı koleksiyonda kışa özgü çiçek baskılar ve tüvit desenler harmanlanıyor.
Koton Erkek Koleksiyonu ile kentli erkek
Koton kadınına kışa özgü çiçek baskılar
Koton, 2016-2017 Sonbahar-Kış Kadın Koleksiyonu, bu sezon kadınları büyük şehrin atmosferinden uzaklaştırıyor ve yepyeni bir country
Koton 2016-17 Sonbahar-Kış Erkek Koleksiyonu ile şehirli erkekler smart ve casual
temalı parçalar ile bu sezonda da göz kamaştırıyor. İlhamını İngiliz geleneğinden
Koton’un dört sezondur moda tutkunları ile
buluşturduğu Dilek Hanif for Koton Koleksiyonu, 2016-2017 Sonbahar-Kış sezonunu dikkat
çeken tasarımlar ile karşılıyor. Genç, romantik
ve elegan bir temanın hakim olduğu koleksiyon, geçtiğimiz sezonlarda olduğu gibi moda
severlerden büyük ilgi görüyor.
Ebru Şallı Loves Koton Sport
ruhu yine capcanlı
Bu sezon özellikle Ebru Şallı’nın kararlı ve
azimli kişiliğinin yansıtılmaya çalışıldığı
koleksiyonda, daha sert ve keskin çizgilerden oluşan tasarımlar dikkat çekiyor. Koton
Kadını’nın spor yaparken de kendini güçlü ve
kusursuz hissetmesini amaçlayarak hayata
geçirilen 58 parçalık koleksiyon, yine farklı
spor dallarına uygun modeller sunuyor.
Boyner, Türkiye’nin en büyük mağazasını Pangaltı’da açacak
B
oyner, ‘Türkiye’nin en çok sevilen ve
tercih edilen alışveriş markası olma’
vizyonuyla 2015 yılında başlattığı değişim, büyüme ve yatırım sürecine hız kesmeden devam ediyor. Yenilenme sürecini geçtiğimiz yıl sonunda logosunu da değiştirerek
taçlandıran Boyner, büyüme stratejisinin bir
parçası olan yeni mağaza yatırımları için de
kolları sıvadı. İstanbul’un kalbi konumundaki Harbiye/Pangaltı’da yapımı süren 40 bin
metrekare büyüklüğe sahip ve içinde 5 yıldızlı otel ile rezidans da bulunan dev kompleks içindeki 13 bin metrekarelik özel alanı
kiralayan Boyner, Türkiye’deki en büyük “çok
katlı mağaza/department store”u açmak için
çalışmalarını hızlandırdı. Mağazanın, kompleks inşaatının bitmesinin hemen ardından
2018 yılında açılması planlanıyor.
64
Özel ve yeni markalarıyla büyüyor
Boyner 2015 yılından bu yana kadın kategorisinde House of Camelia, Black Pepper ve Boyner Fresh, erkek kategorisinde
North of Navy ve Penford ve çocuk kategorisinde ise MammaRamma, Pink&Orange,
Fucky Rocks gibi birçok özel marka koleksiyonunu hayata geçirdi. Değişim sürecinde ayrıca Dune London, Guess, Under
Armour, Calvin Klein, Lipsy London, Ruby
Rocks, Missguided, Blend, Carter’s, Smafolk
gibi pek çok önemli dünya markasını da
müşterilerinin beğenisine sundu. boyner.
com.tr ile e-ticaret alanında çok hızlı büyüyen Boyner, mağaza ve online alışverişi
birleştiren “all-line” uygulamaları ve “tıkla
gel” gibi yenilikler için de önemli yatırımlara imza atıyor.
Türk yatırımcılar ABD’ye
emlak turizmi için gidiyor
Projebeyaz
Uluslararası
danışmanlık,
Amerika’da konut
sahibi olmak
isteyenlere özel
fırsatlar sunuyor.
500 bin dolara
vatandaşlığın
kapıları açılıyor.
66
B
ugüne kadar bin kadar Ortadoğulu
emlak alıcısını Türkiye’ye paket turlar
ile getiren Projebeyaz Uluslararası danışmanlık, aynı yöntemi bu kez Türk
alıcılar için ABD’de uygulamaya koydu. Projebeyaz, 8-10 kişilik grupları 18 eyalet ve 60’tan fazla
şehirde yeni fırsatlarla tanıştırıyor. Şirket bu yıl 100
aileyi götürmeyi planlıyor. Sistem en az 1 haftalık
süreyi kapsıyor. Buna göre emlak alıcılarına 7 günlük otel, ulaşım, yemek dahil bir fiyat çıkarılıyor.
Emlak alıcısı Amerika’da ev satın alırsa bu 1 haftalık harcama ev fiyatından düşülüyor. Böylece emlak alıcısı hem uygun fiyatlarla yaşayabileceği ya
da yatırım yapabileceği evi Projebeyaz Uluslararası gayrimenkul danışmalık garantisi ile satın alıyor.
Şayet evi almazsa da 1 hafta tatil yapmış oluyor.
Bu uygulamayı Türkiye için 3 yıldır sürdüren
Projebeyaz’ın Yönetim Kurulu Başkanı Murat
Uzun ‘’Biz Ortadoğulu alıcıyı Türkiye’ye bu sistemle getiriyoruz. Yaklaşık bu ailelerin yüzde
40’ına bu yöntemle ev sattık. Ortadoğulu alıcılar
1 hafta Türkiye’ye geldiler, konakladılar, hem de
Türk turizmine katkı sağladılar” dedi.
500 Bin dolara Amerikan vatandaşlığı
Uzun şöyle devam etti; “İlk yapılan gezide 1 kişiye
Orlando’dan 320.000$‘a kira getirisi yüksek bir ev
sattık. Hatta satın alan kişi aynı gün evinin kiralama ve yönetim haklarını mülk yönetim şirketine
devrederek, kiralama sürecini başlattı. Ev alan ailenin bütün gezi masrafları da fiyattan düşürüldü. Ev
almayanlar ise uygun fiyata Amerika seyahati yaptılar ve çeşitli bölgelerini görme fırsatı buldular”
ifadesini kullandı. Amerika’dan ev almak isteyen
Türklerin akıllarında New York, Miami, Washington, gibi sadece birkaç şehrin olduğunu söyleyen
Uzun, aslında Türklerin bilmediği fakat hem oturuma uygun hem de yatırım açısında çok avantajlı
yerlerin olduğunu söyledi.
Uzun; ‘’Projebeyaz olarak 18 eyaletteki binlerce evi
konut alıcısının bilgisine sunuyoruz. Çok uygun
fiyatlarla yüksek getiri sağlayabilecek evlerin bilgisini veriyoruz. Birde bunun üstüne işbirliği yaptığımız resmi kurum Lennar International kendi iştiraki olan firmasından veya çözüm ortaklarından
konut alıcılarına çok rahat mortgage kredisi çıkmasını sağlıyor. Ayrıca ABD’de 500 bin dolar EB5
yatırımı yapılması halinde ABD vatandaşlığının
da önü açılabiliyor. Türk alıcı Amerika ziyaretinde
inşaatı yapan firma Lennar yetkilileri ile de birebir
aracısız görüşerek akıllarındaki soru işaretlerini gideriyorlar. Zaten alıcının bütün hakları Amerikan
yasaları garantisi altında’’ diye konuştu.
İşte PROJEBEYAZ’ın Türk yatırımcılarına
sunduğu ABD’deki fırsatlardan bazıları
Championsgate: Universal, Disneyland, Sea World
gibi dünyaca ünlü eğlence merkezlerine sahip
Orlando şehrinin tam kalbinde yer alıyor. Proje,
Disneyland’a 6 dakika uzaklıkta 5 bin ünite var. İnşaatı devam ediyor. Proje içerisinde tamamlanan
alanlar yüksek kira getirisi ile satışa sunuluyor. 4
oda, 3,5 banyo ve Amerikan modeli salon ve karşılama alanına sahip dubleks townhome konutlar
290 bin dolardan satılıyor. Proje, eğlence merkezlerine yakınlığı sebebi ile yüzde 12’ye varan kira
getirisine sahiptir.
River Walk: Manhattan adasına 2 tünel ve bir asma
köprü ile bağlanan New Jersey eyaletinin Burlington şehrinde yer alan River Walkprojesi, 170 metrekareden başlayan 2 ve 3 yatak odalı seçenekleri
ile 235 bin dolardan başlıyor. Proje, yeşillikler içerisinde inşa edildi.
Astoria: Amerikan bilgi teknolojisinin kalbi, yatırımcıların da gözdesi olan Silikon Vadisi’ne komşu, San Jose şehrinde inşa edilen Astoriaprojesi,
konum ve yatırımı değeri açısından tercih ediliyor.
Proje; townhomes şeklinde bitişik nizam ve kapalı garaj üstü tripleks olarak 135 metrekare 2 ve 4
yatak odası opsiyonları ile satılıyor. Projenin satış
fiyatı 677 bin dolardan başlıyor.
2775 Cahuenga: Hayallerin gerçeğe dönüştüğü
şehir olarak bilinen Los Angeles kentinin meşhur
bölgesi Hollywood Hills’teki projede 130 metrekare net yaşam alanı olan, 3 kat dahilinde Amerikan
modeli salon ve karşılama alanı, 2 yatak odası, 2,5
banyo, depolama alanları ve 2 araçlık kapalı garajlı
daireler 870 bin dolardan satışa sunuluyor.
The Avenue Collection – 1200 Avenue: New
Jersey eyaletinde Hudson nehrinin kıyısında
inşa edilen The Avenue Collection – 1200
Avenue’den 8 dakikada Central Park’a ulaşılıyor. Projeye komşu olan yat limanları ile
Manhattan’a trafiksiz ve hızlı ulaşım müm-
kün. Ayrıca, marka değeri olan proje yatırımcısına getirisi yüksek kazanç sağlıyor. Proje
ana hatları ile net 83 metrekareden başlayıp
300 metrekareye kadar değişiyor. Konutlar
759 bin dolar ve 3 milyon 900 bin dolar aralığında satılıyor.
67
Emirates’e 4.kez ‘Dünyanın
En İyi Havayolu’ Ödülü
E
mirates Havayolu, havacılık sektörünün en prestijli ödüllerinden Skytrax 2016 Dünya Havayolu Ödülleri’nde dördüncü kez
Dünyanın En İyisi Ödülü’ne layık
görüldü.104’ten fazla ülke, 280 havayolu
ve 19,2 milyon anket sonucu ile sektördeki
en kapsamlı ödüllerden biri olan Skytrax
Ödülleri, ilk defa 2001 yılında dağıtılmaya
başlandı. 2001 yılında ilk defa kazandığı
Skytrax Dünyanın En iyi Havayolu ödülüne
daha sonra 2002 ve 2013 yıllarında da layık görülen Emirates Havayolu, Bu yıl elde
ettiği başarı ile dördüncü kez bu ödülün
sahibi oldu.
Emirates Havayolu Başkanı Sir Tim Clark,
konu ile ilgili olarak; “Skytrax ödülüne layık görülmüş olduğumuz için gururluyuz.
Emirates olarak her zaman yolcularımızı
işimizin merkezine koyuyoruz ve tüm dünyada, her gün, her noktada yolcularımıza
mümkün olan en iyi deneyimi sunmak için
çalışıyoruz. Bu ödüllerin, yolcularımızdan
gelen geri bildirimlere dayanması ve Emi-
68
Emirates, Skytrax’in
2016 Dünya Havayolu
Ödülleri’nde
“Dünyanın En İyi
Havayolu Şirketi”
seçildi.
rates deneyimi yaratmak için verdiğimiz
tüm gayretin fark edildiğini görmek bizim
için çok sevindirici” dedi.
Dünyanın en büyük havayolu firması
Emirates, Dubai’den uygun bağlantılar ile
yolcularına sunduğu 6 kıtada, 81 ülkede ve
154 destinasyon seçeneği ile dünyanın en
büyük uluslararası havayolu... Ayrıca dünyanın en genç ve modern geniş gövdeli
uçak filolarından birine sahip. Hem operasyon açısından verimli hemde yolcular
için de daha konforlu uçakları ile Emirates
en yeni ürünleri hizmete sunabiliyor.
Emirates, geçtiğimiz 12 ayda bir çok yeni
ürün ve hizmete imza attı. A380 uçağı da
dâhil olmak üzere Emirates’in birçok uçağında, tüm kabin sınıflarındaki yolcular benzersiz Wi-Fi bağlantısından faydalanabiliyor.
Ortalama olarak yolcuların dörtte birinden
fazlası uçuş sırasında internetten faydalanı-
yor. Bu durum 12 saatin üzerindeki uçuşlarda ortalamayı yarı yarıya yükseltiyor.
Emirates, 90 kanalı çocuklara özel 2.689
kanallı endüstri lideri ice eğlence sistemi
sayesinde 12 yıldır Dünyanın En İyi Uçak
İçi Eğlence ödülüne layık görülüyor. En
son gişe rekorları kıran filmlerden, ödüllü
TV dizilerine, canlı TV, müzik ve bilgisayar
oyunlarına kadar ice, daima daha iyi seçenekler sunmaya devam ediyor. Bir yıl önce
Skytrax ödülünü kazanmasından bu yana
ice eğlence sistemine:
• %35 daha fazla TV kanalı
• %20 daha fazla TV Box seti
• %35 daha fazla müzik kanalı dahil oldu.
• Görme ve duyma rahatsızlığı yaşayan
yolcular için İşitsel Betimleme ve özel altyazı teknikleri ile geliştirilmiş içerik seçenekleri oluşturuldu.
• 37 farklı dilde içerik sağlandı.
Havayolu aynı zamanda, Rio Olimpiyatları
da dahil olmak üzere ünlü spor müsabakalarını yayınlayan Live TV Sport kanalıyla
filosundaki Live TV’yi ağını genişletti.
69
‘İzmir’e Doyamazsın’ sloganıyla
tanıtım atağı
Kentin iç turizmden aldığı payın artırılmasını
hedefleyen proje ile hem ülke ekonomisine hem de
İzmir’in tanıtımına büyük katkı sağlanacak.
K
ent turizminde etkin bir hamle için İzmir Turizm ve Tanıtma Vakfı (İZTAV)
çatısı altında güç birliği oluşturularak,
yerli turistleri çekmek amacıyla ‘İzmir’e Doyamazsın’ kampanyası başlatıldı. İzmir Büyükşehir
Belediyesi ve İZTAV’ın Başkanı Aziz Kocaoğlu,
tanıtım için bu yıl yaklaşık 7-8 milyon TL ayrıldığını açıkladı. Kentin iç turizmden aldığı payın artırılmasını hedefleyen proje ile hem ülke
ekonomisine hem de İzmir’in tanıtımına büyük
katkı sağlanacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve
İZTAV Başkanı Aziz Kocaoğlu; “Terör olayları
nedeniyle daralan turizmi ve ticareti hareketlendirmek amacıyla bir kampanya gerçekleştirmeye
karar vermiştik. Ancak darbe kalkışması olunca
erteledik. Ülkenin ve toplumun normalleşmesine katkısı olacağına inandığımız için de Ağustos
ayında tekrar harekete geçtik” dedi.
Önümüzdeki yıl yurtdışı
tanıtımları yapılacak
Kurban Bayramı’nda 9 gün tatile gitmeyi düşünenleri, son anda karar verenleri, kalkışma nedeniyle
iznini iptal etmek durumunda kalan tüm vatandaşları İzmir’e davet eden Başkan Aziz Kocaoğlu,
kampanyanın özellikle bu yıl daha çok yerli turiste
yönelik olduğunu ve her turizmcinin kendisine
göre belli promosyonlar yaptığını söyledi. Aziz
Kocaoğlu, “Yaşanacak kent İzmir’in tüm güzelliklerini bir kez daha hatırlatırken, ülke ekonomisine
katkıda bulunacağımıza inanıyoruz. Ayrıca İzmir
sadece bu organizasyon süresince değil, tüm yıl
boyunca tatil planlayanlar için her keseye uygun
alternatiflere sahip bir kentimiz. Kampanya için
bu yıl yaklaşık 7-8 milyon liralık bir bütçe ayırdık.
İZTAV yurt içinde tanıtım yapıyor. Önümüzdeki
yıldan itibaren hem yurt içi hem de yurt dışı tanıtımlara devam edeceğiz”
ifadesini kullandı.
Yarımadada günlerce
vakit geçirebilirsiniz
İzmir’de kentin turizmini
hareketlendirmeye
yönelik birçok çalışma
yaptıklarını belirten Başkan Kocaoğlu, şu bilgileri
verdi: “Sığacık Kalesi’nin
içinde 284 evi düzenledik. Urla Sanat Sokağı
yapılıyor. İzmir’de yöresel
bir çok festival yapıyoruz.
70
Ot festivali, enginar festivali, kavun festivali, lavanta festivali, bal festivali gibi birçok etkinlik yapıyoruz. İzmir Yarımadası’nın stratejik planını yaptık.
Bisiklet yollarını, yürüyüş yollarını belirledik, bağ
yollarını belirledik. Zeytin yolunu, köy pazarlarını, tarihi yerlerin yolunu, güzergahlarını belirleyip
bunların haritalarını yaptık. Cep telefonuna da indirebilirsiniz. Kaybolan peynir çeşitlerini ve ürünleri bu uygulamada hayata geçirdik. Yarımadaya
geldiğinde belinde rehberle günlerce vakit geçirilebileceğiniz bir çalışma yaptık.”
İzmir’i topyekün kalkındırmak istiyoruz
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, yasayla verilmiş
belediye hizmetleri dışında, kentin ve kentlinin
kalkınması gibi başka bir misyonu daha üstlendiğini söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, sözlerini
şöyle tamamladı: “Yerelde kalkınmayı gerçekleştirmek, İzmir’i topyekun kalkındırmak istiyoruz,
amacımız bu. Göreve geldiğimizde bir stratejik
plan yaptık, eksiklerimizi tespit ettik ve yola koyulduk. Öncelik sıralamalarımızı, ihtiyaçlarımızı
belirledik. Olanaklarımız nispetinde bütün altyapı eksiklerimizi tamamlamaya çalışıyoruz. Fuarcılıktan organik tarıma kadar çok önemli adımlar
attık. Ve artık konuştuğumuz zaman lafın havada
kalmayacağı bir ana geldik. İnsanlar evinden çıkıp denize girsin istiyoruz. Arıtma, kanalizasyonda, hava kirliliğinde, toprağın kalitesinde çok büyük iyileştirme yaptık, yapmaya devam ediyoruz.
Arıtma yatırımları doğrudan temiz denize yansıyor mavi bayraklı plaj sayısı artıyor. Mavi bayraklı
plaj sayımız yüzde 62 arttı.”
Gemi seyahatinizi ucuza
getirmenin yolları
G
emi seyahatleri son yıllarda yurtdışı turlarına meraklı seyahat severlerin yoğun ilgi
gösterdiği bir seyahat şekli olmaya başladı.1 haftalık gibi kısıtlı bir zaman diliminde 4-5 ülkeyi gezebilme ve seyahat ederken de yol yorgunluğu olmaksızın her sabah yeni bir limana uyanmanın
keyfi turistleri cezbeden konular arasında yer alıyor.
Ayrıca, yaz kış demeden 12 ay yapılabilecek ideal
bir seyahat şekli olması, ülkemizde kış aylarınınn
yaşandığı dönemde sıcak bölgelere seyahat etme
isteği olanlar için ideal çözüm olması nedeniyle tercih ediliyor. Gemi seyahatleri de denizlerin dingin
olacağı destinasyonlar seçilip, programlar buna göre
hazırlanıyor. İşte bu nedenle bizde soğuklar yaşanırken gemi ile ılıman Akdeniz ülkeleri, Birleşik Arap
Emirlikleri, Karayipler, Kanarya Adaları, Küba gibi
seyahatler kış döneminde içinizi ısıtacak bir seyahat
olarak satışa sunuluyor. Gelelim gemi seyahati hakkında bazı ipuçlarını sizinle paylaşmaya :
Geminiz güzel bir şehre yanaşırken
sakın kaçırmayın!
Özellikle sabah kahvaltılarında çok önemli bir detay var. Gemi tur paketlerinin pek çoğunda gemiler
sabahleyin yeni bir şehre gelir ve limana yanaşırlar.
Bu nedenle bir gün önceden geminin saat kaçta
limana yanaşacağını programınızdan bakıp 1 saat
kadar öncesinden, geminin dışarı bakan camlarının bulunduğu bir alanda kahvaltınıza başlayın ki,
gemi limana yanaşırken kahvaltı keyfiniz daha fazla
anlam kazansın. Bir diğer konu da, gemide kahvaltı
için 2 alternatif var, birincisi ve en çok tercih edileni
açık büfedir. Diğeri ise farklı bir katta konumlanmış,
kahvaltı alakart restaurantıdır.
indirim yapılmış ne kadar ürün varsa koyar, sergilerler. Gemideki bu pazarda hiç aklınıza gelmeyecek
pek çok ürün bulabilecek ve ucuz alışverişin keyfini
çıkaracaksınız.
Uygun fiyatla Masaj ve SPA imkanları…
mek saatlerinden 1-1,5 saat kadar önce Cafe, Bar
veya pastanelerde Happy Hour olarak adlandırılan
%50’ye varan indirimlerle içecek alabilir, indirimli
tatlı servisinden de faydalanabilirsiniz.
Hergün odanıza gönderilen Newsletter’da Masaj ve
SPA imkanları ile ilgili özel paketler, zaman zaman
çok özel indirimler görebilirsiniz. SPA merkezini
ilk günden ziyaret edip, bu fırsatları sormaktan da
çekinmeyin, gemilerde bunlar sıkça uygulanan bir
gelenek halini almıştır.
Çevre gezilerini ucuza getirebilirsiniz
Bedava spor, uygun fiyatlı eğlenceler…
MSC Cruises’ın tüm seyahatlerinde Türkçe rehberler bulunmakla birlikte, rehber bulunmayan bir
gemi seyahatine katılırsanız gemide ekstra ücretle
satılan çevre gezilerinin hangilerine katılacağınızı
önceden tespit edip, seyahatin ilk günü “Excursion Desk”ten birkaç turu peşin alıp, %30’lara varan
indirimler kazanabilirsiniz. Daha ucuz çevreyi nasıl gezerim derseniz, hemen her limanda organize
edilmiş şehre giden bir belediye otobüsü veya Hop
On-Hop Off ismi verilen çift katlı indi-bindi yapabileceğiniz turist otobüslerine de binerek daha ucuza
şehri gezebilirsiniz. Ancak hatırlatmakta fayda var,
tur paketleri ile gitmenin en önemli avantajı rehberin yanınızda olması, hem bilgilenme açısından
önemlidir, hem de başınıza gelebilecek bir sağlık
sorunu veya bir hırsızlık vs olduğunda sizinle ilgilenecek bir güvencenin yanınızda olması da tur paketinin en önemli değeridir.
MSC Cruises gemilerinde golf, basketbol, yürüyüş
parkuru, fitness gibi ücretsiz yapabileceğiniz spor
aktiviteleri bulunur. Bunların yanı sıra uygun fiyatlı Formula 1 araç testi, 4 Boyutlu Sinema, çocuklar
için bilgisayar oyun salonu da bulunmaktadır. Ücretsiz geminin kitaplığından arzu ederseniz Türkçe
kitaplar da okuyabilirsiniz veya oyun salonunda
tavla, okey gibi oyunlar da oynayabilirsiniz. Futbol,
basketbol gibi TV yayınlarını da gemilerde yer alan
Sports Cafe’lerde ücretsiz seyredebilirsiniz. İnternet
geminin hareket halinde olması nedeniyle uydudan
alınan bir servis olduğundan, biraz pahalıdır. Çok
kullanım yapmayacaksanız saatlik paketler alabilir veya vardığınız limanda, şehri gezerken bir cafe
veya restaurantta kullanırsanız bu anlamda da bir
ekonomi yapmış olursunuz.
Newsletter’ları mutlaka detaylıca okuyun
Odanıza her akşam yemeği esnasında, bir sonraki
günün detaylı programını (Newsletter), gemide
ertesi gün verilecek özel indirimleri, kampanyaları
duyuran detaylar yer alır. Ayrıca gemide verilen
servislerin açılış-kapanış saatleri, ertesi gün casual, resmi giymeniz gereken kıyafet tarzına kadar
tüm detaylar yer alır. Gemide uygulanan ne kadar
promosyon, indirim-fırsat var ise bu bültende yazmaktadır.
Öğle yemeğinden tasarruf imkanı
En ucuz alışverişi kaçırmayın
Öğle yemekleri genelde limanda geçirilen zaman
dilimine denk geldiğinden diğer öğünlere nazaran
daha az çeşidin olduğu bir öğündür, buna karşın zaten şehri gezmek yerine gemide öğle yemeği yiyen
seyahat sever çok azdır, ancak şehre yakın bir limana yanaştıysanız ve dışarıda yemeğe para ödemek
yerine tasarruf edip, geminize dönüp yiyebilirsiniz.
Gemilerde bulunan Duty Free dükkanları, havalimanındakilere nazaran çok daha fazla fırsat sunar.
Pek çok üründe daha önce karşılaşmadığınız kadar
uygun fiyatlar görebilirsiniz, özellikle de elektronik
ve kozmetik ürünlerinde. Bir de gemilerde seyahatin belli günlerinde Duty Free Shop önünde bir pazar yeri kurulur, burada dükkanın dışına yeni özel
Gemi Ekstralarından tasarruf edin
İçecek ekstraları birçok Avrupa kenti ile kıyaslandığında gemilerde makul ücretlidir. Bununla birlikte
eğer ki çok içecek tüketen biri iseniz, alternatifli
içecek paketleri gemi tarafından sunuluyor. İçebileceğiniz kapasiteye göre toplu bir peşin satın alma
ile %35’lere varan indirimler alabilirsiniz. İçecek
paketlerinden faydalanmamış iseniz, genelde ye-
71
Türk kadınları kendilerini
güzel buluyor
Türkiye’de kadınların
yüzde 89’u, araştırmaya
katılan pazarlar içerisinde
en yüksek ikinci rakamla,
kendilerini güzel buluyor.
P
hilips tarafından ilk kez geçtiğimiz yıl hazırlanan Küresel Güzellik Endeksi raporunun ikincisi Amsterdam’da gerçekleştirilen
Güzellik Zirvesi ile duyuruldu. Bu yıl 11 ülkeden
11 binin üzerinde kadının katıldığı araştırma, bir
yıl içinde yaşanan değişimi gözler önüne sererken, yeni trendlerin ve ilgi alanlarının keşfedilmesini de sağlıyor. Raporda ülkeler arasında
güzellik algısı ve alışkanlıklarında önemli farklar
göze çarpıyor. Katılımcıların yüzde 67’si herkesin
güzellik anlayışının farklı olduğunu söylerken,
yüzde 70’i evrensel bir güzellik tanımı yapılamayacağını düşünüyor.
Dünya çapında geçtiğimiz yıla oranla ciddi bir
özgüven artışı olduğunu ortaya koyan araştırmaya katılanların yüzde 57’si kendilerini güzel
bulduklarını ifade ediyor. Güzel göründüklerine
inanan kadınlar sıralamasında Türkiye yüzde 89
ile Hindistan’dan (yüzde 94) sonra ikinci sırada
yer alıyor. Türkiye’yi, yüzde 75 ile Rusya, yüzde
65 ile Çin, yüzde 58 ile ABD, yüzde 57 ile Almanya ve yüzde 56 ile Güney Kore takip ediyor. Bu
oranın Polonya (yüzde 41), Fransa (yüzde 40),
Japonya (yüzde 28) ve Birleşik Krallık’ta (yüzde
26) geçtiğimiz yıla oranla önemli ölçüde düştüğü görülüyor.
‘Kişisel bakım’ herşeyden önemli olacak
Araştırmaya göre ‘kişisel bakım’ kavramı artık
farklı bir anlam taşımaya başladı. Farklı ekonomik kesimlerden kadınlar güzellik endüstrisinin
kendi ihtiyaçlarına bireysel olarak yanıt vermesi-
72
ni bekliyor ve herkese uygun standart bir çözüm
anlayışından giderek uzaklaşıyor. Katılımcıların
yüzde 55’ine göre ise güzellik çözümlerinin kişiye özel tasarlanmış olması artık satın alınabilir
ve uygun maliyetli olmasından daha önemli olarak algılanıyor.
Türkiye’deki kadınlar ne düşünüyor?
Kadınların yüzde 89’unun kendini güzel bulduğu Türkiye’de, katılımcıların yüzde 50’si dış
kaynaklardan güzel görünme baskısı hissettiğini belirtiyor. Türkiye’den araştırmaya katılan
kadınların yüzde 43’ü kendilerini mutlu hissetmek için düzenli bakım yaptıklarını belirtirken,
yüzde 49’u güzel görünmek ve güzel hissetmek
için bu işlemleri uyguladığını söylüyor. Kadınların yüzde 64’ü, bakımlı ve güzel olmanın kariyerine etkisi olduğunu düşünürken yalnızca yüzde 18’lik kısım iş arkadaşları tarafından çekici
bulunmanın önemli olmadığını ve yüzde 21’lik
kısım kariyeri için görünümünde bir değişikliğe
gitmediğini söylüyor. Türkiye’de kadınların yüzde 46’sı saçları ve ciltleri için en uygun ürünler
konusunda kişisel tavsiyelere güvendiklerini
belirtiyor. Yüzde 57’lik bir kesim ise gelecekte
tüm güzellik ürünlerinin kendi bireysel ihtiyaçlarına uygun hale getirileceğine inanıyor. Bu da
sektöre ve kadınlara yönelik önemli fırsatların
ortaya çıkacağını gösteriyor.Türkiye’de epilasyonda kalıcı sonuçlar bekleyen kadınların oranı
yüzde 51 ile dünya ortalamasını ikiye katlıyor.
Philips’ten inovatif, üstün kaliteli
akıllı çözümler
Philips, bilim insanları, tasarım ve trend uzmanları
ile çalışarak inovatif, üstün kaliteli ve kadınların
güzellik ritüellerini kolay ve rahat bir şekilde iyileştirecek güzellik araçları sunmaya devam ediyor.
IPL teknolojisine sahip Lumea Ailesi ile tüy sorununa da uzun süreli pürüzsüzlük getiren, güzellik
portföyü içerisinde saç bakımından epilatörlere
kadar farklı ürün portföyünü sunan Philips; bilim
insanları, tasarım ve trend uzmanları ile çalışarak
inovatif, üstün kaliteli akıllı çözümler üretiyor.
Tırnaklarınızı çektirmeyin!
nak batığının sık sebepleri arasındadır. Gebelik döneminde de ayakta oluşan ödem ve
şişlik, kilo alımı tırnak yatağında bası oluşmasına ve batık gelişmesine yol açan diğer
sebepler arasındadır.
Tırnak batmasında görülen geçmeyen ağrılı
şişme bulgusu tırnak yatağında gelişen tümörlere, damar hastalıklarına bağlı gelişebileceği için mutlaka dermatoloji uzmanınca
tanı ve değerlendirilme yapılması önerilir.
T
ırnak, ayak sağlığımızın ve estetiğinin önemli bir parçasıdır. Son
derece acı veren tırnak batıkları
önemli derecede yaşam kalitemizi etkiler. En çok ayak baş parmaklarda
olmakla beraber tüm tırnaklarda batık gelişebilir. Tırnak batması ve tırnak şekil bozuklukları bilinçli tanı tedavi yöntemleri ile
önüne geçebileceğimiz bir sorundur.
En çok ayak tırnağının kendi genetik yapısıyla oluşan şekil bozukluklarından kaynaklanan bu problem; ayakların aşırı terlemesi,
ayak yapısına uygun olmayan ayakkabı seçimiyle, usulsüz yapılan pedikür işlemleri
sonucunda da gelişebilir. Tırnak mantarı
gibi bazı tırnak hastalıklarının tırnakta
oluşturduğu şekil bozuklukları da tırnak
batıklarının yine en sık sebepleri arasındadır. Tırnakların hatalı ve çok dibinden içe
kıvrık kesilmesi tırnak batığı gelişimini kolaylaştırır.
Ayağa dışarıdan gelen darbeler, özellikle
sporcularda sık karşılaştığımız travmalar tır-
Tırnak batıklarında en büyük sorun ızdırap
veren ağrıdır. Batıkla beraber gelişen bakteriyel ve mantar enfeksiyonunun da tedavisi
batık tedavi edilmedikçe zorlaşır. Ağrı ve şişlik ayakkabı giyinmesine engel olacak boyutlara ulaşabilir.
Tırnak batığı tedavisinde çok sayıda yeterli
sonuç vermeyen veya uygun olmayan yanlış
tedavi yöntemleri mevcuttur. Pedikür Batık tırnağı kesinlikle tedavi etmez. Tırnak
batmasında tedavi nedene yönelik olarak
seçilmelidir. Amaç tırnağa zarar vermeden
kalıcı olarak tırnak batmasının düzeltilmesi
olmalıdır.
Batık tırnağı olan hastalara yapılan önemli
bir yanlış ise tırnağın bütün olarak çekilmesidir. Bütün olarak çekilen tırnak ne yazık ki
aynı şekilde batık olarak geri çıkacaktır.
Tırnak batması ve tırnak şekil bozukluklarında tırnak yatağını şekillendirebilen lazer
yöntemi ayrıca kanama olmasına engel olarak yaranın hızlı iyileşmesine yardım eder.
Tırnak yatağı lazer ışığı ile düzeltilerek hem
tırnağın düzgün olarak çıkması hem de bir
daha batmamasını sağlamaktadır. Hasta
günlük yaşamına hemen dönebilmekte tam
iyileşme 7-10 günü bulmaktadır. Tırnak batmasında tüm Dünyada bilinen oldukça pratik ağrısız ve basit bir diğer yöntem olan tüp
(protez-gutter) uygulamasında ise ortalama
10 gün süren tedavi sonucunda batan tırnak
yatağındaki iltihap geriler ve doku iyileşir.
Ayrıca diğer bir geçerli yöntem olan ilaç
uygulaması (fenolizasyon yöntemi), ağrısız
dikiş atılmadan yapılan ortalama beş dakika
süren bir yöntemdir. Tekrarlama oranı %5
gibi çok düşüktür. İşlem sonrası günlük işlere devam edilebilen en geçerli yöntemlerden
biridir.
Tırnak batması ilerleyen zamanlarda tırnak
şeklinde ilerleyici şekil bozukluğu yaratabileceğinden dermatoloji uzmanlarına danışılarak en pratik en geçerli tedavi yöntemleri
tercih edilmelidir.
73
Güneşlenirken Cildinizi
Lekelere Karşı Koruyun
S
Güneş ışınlarının zararlı
etkilerine maruz kalan
cildimiz için aradığımız
mucize, yine doğanın
bize sunduğu bitkilerde
bulunuyor.
ıcak havalarla birlikte cilt problemlerinde artış yaşanıyor. Yoğun
güneşin neden olduğu cilt problemlerini yenmek için bitkilerden
yararlanmak, hem doğal hem de pratik çözümler üretiyor. Evde
rahatlıkla uygulanabilecek pratik bitkisel çözümler hem problemli ciltlerin hem de cildini güneşten korumak isteyenlerin imdadına yetişiyor.
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde görevli Uzman Biyolog Tuğçe
Ağba, Güneş’ten gelen zararlı ışınlara karşı cildini lekelerden korumak
isteyen kadınlar için çeşitli bitkisel yağlardan elde edilen, her cilde uygun
doğal cilt maskesinin tarifini verdi.
Problemli ciltler için Kalendula
Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’ndeki atölyede aloe vera, adaçayı,
papatya, kalendula, susam yağından elde ettiği özel karışımla hazırladığı doğal cilt maskesinin tarifini veren Tuğçe Ağba, maskenin basit,
doğal ve masrafsız yöntemle evde nasıl hazırlanacağını açıkladı. Ağba,
sadece buzdolabında soğutulmuş gül suyunun bile cildi sakinleştirmek
için yeterli olacağını ifade etti.
Aloe vera bitkisinin cildi doğal yoldan nemlendirmek için bire bir kesin çözüm
olduğunu belirten Ağba, “Aleo vera için herhangi bir işlem yapmanıza gerek
yok. İçi jel dolu bir bitkidir. Bitkiyi kırdığınızda içinden dökülen jeli doğrudan
vücudunuza sürebilirsiniz. Cildinizin kısa sürede yumuşadığını hissedeceksiniz. Jeli, kremlerimizle de karıştırıp kullanabiliriz. Aloe vera, aynı zamanda
yara ve yanık tedavilerinde çok kullanılan bir bitkidir” diye konuştu.
Problemli ciltler için uygulanabilecek çözümler arasında kalendula (aynısefa) bitkisinin yarar sağladığını söyleyen Ağba, “Bu bitkinin yağını da
kullanabiliriz. Ama dileyen sıcak suda demleyip soğumasını bekleyerek
pamuk veya sprey halinde cildine sürebilir. Aynısefa bitkisinin büzüştürücü bir etkisi vardır. Yağı da çok basit hazırlanır. Turuncu renkteki çiçeklerini koparıp bir kavanoz içerisine koyarak üzerine zeytinyağı doldurup 2
ay kadar güneşte beklettiğimiz takdirde cilt yağı elde etmiş oluyoruz” dedi.
Aloe vera ile doğal çözüm
Yüzümüze, bedenimizden
daha çok önem veriyoruz
A
merika’da yapılan bir araştırmaya göre kadınların %60’ının
bedenleri yerine, yüzlerinin çok daha genç olmasını istedikleri ve bu sebeple yüz bölgesine yapılan estetik cerrahi müdahalelere ve medikal uygulamalara sıcak baktığı ortaya çıktı. Estetik International Sağlık Grubu doktorları yapılan bu araştırmayla
ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Araştırma bir Amerikan şirketine ait ve
Amerika’da yapılmış ama ülkemizde de durum çok farklı değil. Özellikle
kadınlar bedenlerinden çok, yüzlerindeki yıpranmaya odaklanıyor ve
bunun için önlemler almaya çabalıyor. Yüzümüz iletişim için en önemli
bölgelerden birisi, üstelik aynada en fazla izlediğimiz alan. Mimik kaslarının bu bölgede olması ve sürekli güneş gibi dış faktörlerin olası
zararlı etkilerine maruz kalması sebebiyle, çok daha fazla yıpranmaya
açık olduğunu söyleyebiliriz.”
Örümcek Ağı estetiği öne çıkıyor
“ Kliniklerimize gelen kadın hastalarımızın en çok talep ettiği uygulamaların başında Örümcek Ağı Estetiğinin olması da, aslında bu araştırma sonuçlarını doğruluyor. Örümcek Ağı Estetiği ile büyük oranda
yaşlanma belirtilerinin önüne geçebiliyor veya oluşmadan önlemler
alabiliyoruz. Ayrıca Örümcek Ağı Estetiği yüz dışında, kol ve bacak içleri,
74
karın, meme gibi bölgelere de yapılabiliyor. Örümcek Ağı Estetiğinin
yanı sıra, mimik çizgilerinin oluşmadan önüne geçmek için botoks ve
kontür düzenlemeleri içinse dolgu uygulamaları yine yüz bölgesi için
en çok tercih edilen medikal uygulamalar arasında yer alıyor. Ayrıca
ultrason dalgalarıyla kolajen üretimini harekete geçiren ultraterapi
de favori bir tekniktir. Tüm bu saydığımız uygulamalar, her şeyden
evvel önleyici ve yaşlanma belirtilerini tedavi edici özelliklere sahip.
Herkes her sabah canlı ve pürüzsüz bir ciltle güne başlamak istiyor,
bu sebeple kadın erkek fark etmeksizin ameliyatsız bu tekniklerden
faydalanılabilir. Fizyolojik bir süreç olan yaşlanmanın, önüne geçilebilir ve yaşlanmayı geciktirebilirsiniz.”
Avantajix’ten özel çözüm; Kozmetiğe
harcanan parayı nasıl azaltabiliriz?
K
ozmetik sektörü, sunduğu yüzlerce çeşit
ürünle güzel ve genç kalmak isteyenlere
çözüm sunarken, bütçeleri de oldukça
hırpalıyor. Bu konuda ekonomik davranmak arzusundaysanız, “Güzel görünmek, illa çok para
harcamak demek değildir” mottosuyla hareket
eden Avantajix.com’un indirim mühendislerinin
sunduğu önerilere kulak kabartmanız gerekecek.
Güzel görünmek, illa
çok para harcamak
demek değildir”
mottosuyla
hareket eden
Avantajix’in indirim
mühendisleri, kredi
kartı limitlerini
zorlamadan güzel ve
bakımlı görünmenin
sırlarını paylaşıyor.
ürün hangi mağazada kaça satılıyor bir tıklamayla öğrenmek mümkün. Ayrıca, Avantajix.
com gibi cachback siteleri üzerinden alışveriş
yapılırsa, yapılan her alışveriş karşılığı ekstra
nakit paralar kazanılacağı için alışverişler benzersiz şekilde ucuza gelebiliyor”
Avantajix.com’un Kurucu Ortağı Güçlü Kayral, yüz binleri aşan üyeleri ile sürekli etkileşim
içinde olduklarını, her birisi indirim mühendisi
olan üyelerinden gelen tasarruf önerilerini paylaştıklarını belirtti. 2015 yılında yaklaşık 800
milyon liralık kozmetik ürün ithalatı yapıldığını
vurgulayan Kayral, “Kozmetiğe harcanan parayı
azaltabilirsek ülke ekonomisine ciddi katkı sağlanabilir. Biz de üyelerimize bu konudaki önerilerini sorduk” dedi.
*Pahalı ürün, iyi ürün değildir: Çok fazla para
ödemeden sahip olacağınız uygun ürünlerle;
hem cilt bakımınızı doğru şekilde yapabilir,
hem de kesenizi fazla yormazsınız. Örneğin
yüzünüzün günlük temizliği için; uygun bir sabunla yüze yapışan kirlerden ve tüm gün karşılaşılan sigara, egzoz dumanı gibi zararlı maddelerin etkilerinden arındırmak gerekir.Kuru
ciltler için krem ya da gliserin ya da zeytinyağı
içerikli bir sabun tercih edilebilir.Yağlı ciltler
için ise kükürtlü ya da meyve esansı içeren bir
sabun uygundur.
Avantajix.com üyelerinin kozmetiğe harcanan
parayı azaltmak için sundukları öneriler şöyle:
*Öncelikle cildinizi tanıyın: Kişi öncelikle kendi
cildini tanımalı, cildine uygun olmayan ürünlerden uzak durmalı. Cilt yapısını bilmeyen kişiler mutlaka bir dermatologdan destek istemeli.
Çünkü kendi başına karar vererek alınmış bir
ürün, isabetli olmayabilir ve bu ürün ya çöpe
gider ya da rafta uzun yıllar kalarak bozulur. Bu
da harcanan paranın uçup gitmesidir.
*Aşırı makyaj yapmayarak temizleme ürünlerinden tasarruf edin: Aşırı makyaj ciltte yapay
durur ve temizlenmesi de oldukça zordur. Bunun yerine, gün içinde gidilecek yere göre hafif bir makyaj tercih edilmelidir. Doğal ve sade
makyajın hem tazelenmesi, hem de çıkarılması
daha kolaydır. Böylelikle hem makyaj malzemelerinize çok fazla para harcamazsınız, hem de
makyajınızı çıkaracağınız ürünleri daha uzun
süre kullanma imkânına kavuşursunuz.
*Alışverişi internetten yapın: Herhangi bir kozmetik ürüne en uygun fiyatla ulaşabilmek için
internetten satın almayı tercih edin. İnternette
karşılaştırma yapmak son derece kolay. Aynı
*Badem yağı ve balla gençleşin: Nemlendirici
olarak kullanılacak ürünler kişiden kişiye değişir. Deriyi genç tutmak, kırışıklıkları azaltmak,
gelişmiş lekeleri yok etmek için kullanılacak bir
nemlendirici elde etmek kolaydır. Fakat bu tarz
hazırlama kremler, stabilizasyonu sağlanmadığı için kolayca bozulabilir. Bunu göz önünde bulundurarak; A, E ve C vitaminleri içeren
kapsüller, salatalık rendesi, bademyağı, bal gibi
anti-aging maddelerinin bir kremle karıştırılıp
sürülmesi yararlı olacaktır.
*Keselenmek en eski peeling yöntemi: Vücudunuzdaki ölü derileri atmak ve daha sağlıklı bir
cilde kavuşmak için peeling yapmak gerekir. Bir
avuç toz şekeri biraz zeytinyağıyla karıştırın ve
karışımı duşta kullanarak ölü deriyi atın. Bunun
dışında iyice buhar altında kalınan bir banyoda
kese yapmak bilinen en eski peeling yöntemidir.
*Manikür yaptırmaya gidemiyorsanız: Evde
sahtesini kendiniz de yapabilirsiniz. Tırnaklarınızı limon suyuna sokun. Daha sonra bir tırnak
parlatıcısıyla (törpü şeklinde satılan ve tırnaklarınıza masaj yapan) tırnaklarınızın uçlarını
parlatın. Böylece tırnak cilasına ihtiyacınız kalmayacak!
*Rujunuzun ömrünü uzatın: Farklı tonlar için
ayrı ayrı rujlar kullanmak yerine, ufak hilelerle aynı ruju uzun süre kullanabilirsiniz.
Örneğin; parlak bir görüntü için, ruju, ince
bir tabaka halinde dudaklarınıza sürdüğünüz
vazelinin üzerine sürün. Yepyeni sürülmüş
ruj görüntüsü hoşunuza gitmiyorsa, parmak
uçlarınızı kullanarak bunu değiştirebilirsiniz.
Mat görünüm için biraz pudra sürebilir, gece
kullanmak için de ruju koyu renk bir farla karıştırabilirsiniz.
75
Beş büyük ligde taraftar
rekoru Almanya’nın
K
PMG Football Benchmark ekibi, beş büyük ligin stadlarındaki
2015-16 sezonunu inceledi. Doluluk oranı açısından 40 bin seyirci
ortalamasının üzerine çıkan tek futbol ligi olan
Almanya’yı İngiltere Premier Ligi izledi. Avrupa
Şampiyonlar Ligi’nde mutlu sona ulaşan Real
Madrid’in boy gösterdiği İspanya’nın La Liga’sı
stadyumları doldurma sıralamasında üçüncü
oldu. Amerikan Ulusal Futbol Ligi NFL’in ardından dünyanın en popüler ikinci spor ligi
olan Bundesliga, maç başı 43 bin 193 ortalamayla 40 bin izleyici barajını aşan tek futbol ligi unvanını da ele geçirdi. Stadyumların kapasite kullanımına bakıldığında Alman futbolseverlerin
yüzde 92 oranında tribünleri doldurduğu açıklandı. Buna karşılık Almanya’da şampiyonluğa
ulaşan Bayern Munich kombine biletlerini 140
Euro’dan piyasaya sürerken, İngiltere Premier
Ligi’nden düşen Newcastle United’ın kombine
biletleri 708 Euro’dan alıcı buluyor.
Brexit İngiltere futbolunu etkileyebilir
İngiltere’nin ortalamada Almanya’nın geri-
76
sine düşmesinde stadyumların kapasiteleri
de önemli rol oynuyor. Premier Lig’de bir
stadyum ortalama 38 bin taraftar kapasiteye
sahipken, Bundesliga’da bir stat ortalama 46
bin 924 futbolsevere ev sahipliği yapabiliyor.
Yeni sezon öncesinde West Ham United’ın
yüksek kapasiteli yeni stadına taşınması bir
artı olarak ön plana çıkarken, Brexit nedeniyle bu tablonun negatife dönebileceği yorumları yapılıyor.
İspanya’da sadece üç büyük takım izlendi
Avrupa
Şampiyonlar
Ligi’ne İspanyol takımları Real Madrid
ile Atletico Madrid final oynayarak damga
vururken, La Liga’da
da büyük takım odaklı
bir taraftar profili ortaya çıktı. Almanya ile
İngiltere’nin gerisinde
kalan La Liga’nın maç
başına seyirci ortala-
En fazla seyircili lig
sıralamasında 43 bin 193
ortalamayla Bundesliga
zirvenin sahibi olurken,
Süper Lig maç başına 8
bin 427 seyirci ile çok
gerilerde kaldı.
ması 29 bin 168. Barcelona ortalama 78 bin
881, Real Madrid 69 bin 736 kişiye oynarken, 44 bin 647 ortalamalı Atletico Madrid’le
birlikte üç takım lig toplamının yüzde 35’ini
oluşturuyor. Yeni sezonda da La Liga’da aynı
rakamlara ulaşılması bekleniyor.
İtalya eski günleri mumla arıyor
Bir dönem Avrupa futboluna damga vuran
İtalya’da futbol artık eski günlerdeki kadar
ilgi görmüyor. Stadyum kapasitesi olarak
Almanya’nın ardından ikinci büyük ülke
olan İtalya, izlenirlikte yüzde 50’yi zorlukla aşıyor. Maç başına 22 bin 644 seyircinin
takip ettiği Serie A’da en çok seyirci toplayan kulüp ise bu sezon milli futbolcu Caner
Erkin’in formasını giymeye hazırlandığı Inter Milan (45 bin 583). Bu rakamları yukarı
çekmek isteyen Inter ve Milan kulüpleri yeni
stadyum projeleriyle taraftarlarıyla buluşmanın planlarını yapıyor.
ların 2016-17
sezonunda
yeni taraftarları tribünlere çekmesi
planlanıyor.
lilerin maçlarını ortalama 28 bin 857 kişi takip ederken, Galatasaray 19 bin 466 seyirci
topladı. Yeni stadı Vodafone Arena’ya son üç
iç saha maçında kavuşan Beşiktaş ise ortalama 18 bin 758 taraftarının desteğiyle maçlara
çıktı.
Süper Lig’de
büyük düşüş
yaşandı
Stadyumların doluluk oranlarında Süper Lig
alt sıralarda kaldı. Mabedinin yarısından
fazlasını dolduran tek kulüp, yüzde 57.1’le
Fenerbahçe. Ligde stadyumunu doldurma
ortalaması yüzde 28.4’te kaldı, 9 takım ise
yüzde 30 ortalamaya bile ulaşamadı. Yapılan araştırmada stadyumların genellikle
takımların performansına ve ligdeki konumuna göre dolduğu ortaya çıkıyor. Ayrıca
Türkiye’de birçok yeni stadyumun da yakın
zamanda kapılarını açacağı düşünüldüğünde, önümüzdeki yıllarda taraftar sayısında
artış bekleniyor.
Şampiyonluk
ipini
B e ş i k t a ş’ı n
göğüslediği
Türkiye Süper Ligi’nde
maçlar ortalama 8 bin 427 kişi önünde oynandı. Özellikle son iki yılda büyük düşüş
yaşanan Süper Lig’de taraftar konusunda en
şanslı kulüp Fenerbahçe oldu. Sarı-lacivert-
Paris Saint Germain kapalı gişe oynadı
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Fransa, ‘5 büyük futbol ligi’ arasında 20 bin 894’le seyirci ortalamasında son basamakta bulunuyor. Ligue 1’de şampiyonluğa
ulaşan Paris Saint Germain 47 bin 929 kapasiteli stadyumunda 46 bin 160 ortalamayı
yakalayıp, taraftarının desteğiyle kupayı kaldırdı. EURO 2016 için yenilenen stadyum-
77
Avrupa’nın
stadyum ligi
araştırması
KPMG Football Benchmark ekibi 2016/17 sezonu öncesi
Türkiye ve Avrupa’nın beş büyük ligindeki stadyumları
inceledi. Buna göre, uygun projelendirilen stadyumlar,
kulüplerinin başarısına büyük katkı sağlıyor.
K
PMG Football Benchmark ekibi Türkiye ile Avrupa’daki Premier League,
Bundesliga, La Liga, Seria A ve Ligue
1’deki stadyumları yaş, sahiplik durumu, isim hakları ve kapasite açısından kıyasladı.
Hazırlanan raporda, kulüplerin elde ettiği gelirler
içinde özel mülkiyetli stadyumların payının, kamuya ait altyapılardan çok daha büyük olduğu ve
Avrupa kulüplerinin çoğunun kendilerine ait bir
stadyuma sahip olma eğiliminde olduğu belirtildi.
Raporda, “İngiltere ve Almanya’daki orantısız bir
şekilde daha büyük ve özel mülkiyetli stadyumlar
nedeniyle, Premier League ve Bundesliga son 10
yılda diğer 3 lige göre hem ticari hem de sportif
açıdan kayda değer seviyede büyüdü” denildi.
“Bu ligler, stadyumlarının aynı zamanda modern, çekici ve dolu olması nedeniyle, kazançlı
sponsorluk ve televizyon yayın anlaşmaları
gerçekleştiriyor. Uluslararası arenada örnek
alınıp büyük beğeni topluyor. Premier League’deki 20 kulübün 16’sının, Bundesliga’da ise
18 kulübün 10’unun bu bakış açısıyla yapılmış
özel mülkiyetli stadyumları bulunuyor. İspanya La Liga (13), İtalya Serie A (17) ve Fransa
Ligue 1’de (19) ise stadyumların çoğu belediyelere ait. Geri kalanları alışılmadık bir biçimde
kamu kuruluşları veya özel şirketlerin (2) mül-
78
kiyetinde. San Mamés (Athletic Bilbao) ve Weserstadion (Werder Bremen) stadyumları buna
örnek verilebilir.”
En demode stadyumlar İtalya’da
KPMG analizinde, İtalya ligi Serie A’nın diğer
liglere göre daha sönük kaldığı belirtilerek,
“Serie A, geçmişteki uluslararası bilinirliğini
geri kazanmak için uğraş veriyor. Demode,
kamuya ait, gereğinden fazla büyük ve nadiren
dolan stadyumlar, Serie A’nın zorlu koşullarını
yansıtıyor.
En yeni stadyumlar Almanya’da
Euro 2016’nın Fransız stadyumlarına
katkısı oldu
Yaş açısından değerlendirildiğinde, 18 stadyumun
11’i 2000 yılından sonra ve çoğunlukla 2006 Dünya
Kupası’ndan önce inşa edildiği için Almanya en yeni
spor tesislerine sahip ülke konumunda. İngiltere’de
7 Premier League stadyumu aynı dönemde açıldı.
KPMG’nin çalışmasına göre EURO 2016’nın Fransız stadyumlarına olumlu bir etkisi oldu. Turnuvada
kullanılan 10 stadyumun 4’ü yeni inşa edildi: Stade
des Lumieres (Lyon), Allianz Riviera (Nice), Matmut Atlantique (Bordeaux) ve Stade Pierre-Mauroy
(Lille). İki önemli futbol stadyumu olan Marsilya’daki Stade Velodrome ve Paris’teki Parc des Princes
içinse yeniden yapılanma projeleri gerçekleştirildi.
İspanya’daki stadlar miadını doldurdu
Büyük zaferler yaşayan İspanyol La Liga’da ise stadyumların çoğu bariz bir şekilde miadını doldurmuş
durumda ve yenilenme ihtiyacı duyuyor. Bu nedenle
ülkede yeni stadyum projeleri hayata geçiriliyor. Club
Atletico de Madrid’in 2017/18 sezonunda geçmeyi
planladığı yeni inşa edilen 73 bin 729 seyirci kapasiteli La Peineta Stadium buna örnek gösterilebilir.
Bundesliga’nın dev stadları
KPMG analizinde stadyumların kapasitesiyle ilgili şu bilgiler yer aldı: “Bir kulübün maç günü
elde edeceği potansiyel geliri belirleyen en büyük
faktör, satışa çıkarılabilecek mevcut koltuk sayısı.
Avrupa genelinde, en büyük futbol stadyumları
Almanya’da bulunuyor. Bir Bundesliga stadyumunun ortalama kapasitesi 44 bin 563 kişi. Stadyum
kapasitesi bakımından ikinci en büyük ülke 40 bin
356 ortalama ile İtalya. Onu 38 bin 377 ortalama
kapasite ile İspanya izliyor.
Premier League stadyum kapasiteleri
geride kaldı
Premier League stadyumlarının 2016/17 sezonundaki ortalama kapasitesinin (37 bin 445) Bundesliga’dan
yaklaşık yüzde 16 düşük olduğuna dikkat çekilen
analizde; “Buna rağmen, sınırlı kapasite ve artan talep neticesinde, Liverpool FC veya Manchester City
gibi birkaç stadyum için genişletme projeleri gerçekleştirildi veya bu çalışmalar halen devam ediyor.
Benzer şekilde, Fransa’daki yeni stadyum inşa ve yenileme projeleri Ligue 1’in ortalama stadyum kapasitesinde bir artışa neden olmakla birlikte, incelenen
5 lig arasında en düşük ortalama kapasiteye sahip lig
hala Ligue 1 (32 bin 650)” denildi.
İsim hakları satışında da Almanya lider
Tesisin mülkiyetinin yanı sıra ticari açıdan bakıldığında bir ligin cazibesini önemli ölçüde yansıtan
diğer unsur ise stadyumun isim hakları. KPMG
analizinde 18 Bundesliga kulübünün 14’ünün stadyum isim haklarını sattığı Almanya’da bu durumun
kendini gösterdiği vurgulandı:
“Sponsorlar için ligin albenisini ve ‘Alman ticaret
modelini’ gözler önüne seren bu anlayış, yerel şir-
ketlerin yerel futbol kulüplerini destekleme eğilimini yansıtıyor. Diğer liglere baktığımızda, İngiltere’de
stadyum isim haklarını satan yalnızca 7 kulüp görüyoruz. İtalya ve Fransa’da 2 kulüp stadyum isim
haklarını satarken, İspanya’da ise şaşırtıcı bir şekilde
hiçbir kulüp isim hakkı satışı gerçekleştirmedi.”
Türkiye’de stadyumlar yenileniyor
KPMG Türkiye’deki stadyumları da inceledi. Türkiye’deki spor tesislerinin yenilenme sürecinin devam
ettiği ve yakın gelecekte miadını doldurmuş stadyumların kalmayacağı belirtilen analizde şu yorumlara yer verildi:
“Dünyada birçok ülkede olduğu gibi olimpiyatlara
ve majör futbol organizasyonlarına yapılan ciddi
başvurular sonrasında Türkiye’de tesisleşme konusunda ciddi adımlar atılmaya başladı. İstanbul’un
büyük takımları daha fazla gelir sahibi olmak ve
daha büyük başarılara ulaşmak için yeni stadyumlar yaparken devlet de çok sayıda şehre yeni stadyumlar kazandırıyor. Stadyum yenileme süreci ilk
olarak Fenerbahçe’nin kendi stadını tribünlerini teker teker yıkıp yapmasıyla başladı. 1908 yılında inşa
edilip 2006’da günümüzdeki haline getirilen Ülker
Stadyumu önümüzdeki birkaç yıl içinde faaliyet halindeki en eski stadyum konumuna gelecek. Ülker
Stadyumu’ndan sonra 2009 yılında Kayserispor ve
Kayseri Erciyesspor’un kullandığı Kayseri Kadir Has
Şehir Stadyumu ve Çaykur Rizespor’un kullandığı
Çaykur Didi Stadyumu açıldı. Bunların dışında yeni
yapılan stadyumlar arasında, Kasımpaşa’nın kullandığı, 2010 yılında son haline getirilen Recep Tayyip
Erdoğan Stadyumu’ndan başka 5 yıldan eski stadyum yok. Galatasaray’ın maçlarını oynadığı Türk Telekom Arena 2011 yılında, Mersin İdman Yurdu’nun
stadyumu Mersin Arena 2013’te, Başakşehir Fatih
Terim Stadyumu ve Konya Büyükşehir Stadyumu
2014’te, Bursaspor’un ev sahipliğini yaptığı Timsah
Arena ile Antalya Arena 2015 yılında açılırken son
olarak Beşiktaş’ın yeni stadyumu Vodafone Arena
2016 yılının nisan ayında hizmete girdi.”
Ankara 19 Mayıs Stadyumu’yla en eski stada sahip
kulüp. Gençlerbirliği, 1974 yılında yapılan Osmanlı
Stadyumu’nda maçlarını oynayan Osmanlıspor’la
birlikte 43 bin seyirci kapasiteli yeni stadını bekliyor.
Trabzonspor, 1951 yılında yapılıp 2010 yılında şimdiki halini alan Hüseyin Avni Aker Stadyumu’nu
önümüzdeki sezon başında açılması beklenen 41
bin 513 kişilik Akyazı Stadyumu’na geçerek terk
edecek. 33 bin kapasiteli Eskişehir Arena’ya geçmeyi
bekleyen Eskişehirspor şu anda maçlarını 1952 yılında yapılmış olan Eskişehir Atatürk Stadyumu’nda
oynuyor. 1974 yılında yapılmış olan 2 stadyum daha
var. Gaziantepspor Kamil Ocak Stadyumu’ndan
35 bin 558 kişilik Gaziantep Arena’ya geçecek, Akhisarspor 12 bin kişilik Manisa Akhisar
Stadyumu’nun bitmesini bekliyor. 27 bin 532 seyirci
kapasiteli Yeni Dört Eylül Stadyumu’na kavuşmayı
bekleyen Sivasspor’un şu anki stadyumu olan Dört
Eylül 1985 yılında yapılmıştı. ”
50 binin üstü kapasiteli iki stadyum var
Türkiye’deki stadyumların kapasitelerine baktığımızda Galatasaray (Türk Telekom Arena - 52 bin 650) ve
Fenerbahçe’nin (Ülker Arena - 50 bin 509) beklendiği gibi Spor Toto Süper Lig’in en büyük iki stadyumuna sahip olduğunu görüyoruz. Timsah Arena
(43 bin 877), Vodafone Arena (43 bin 500) ve Konya
Büyükşehir Stadyumu (41 bin 981) ise 40 binin üzerinde kapasiteye sahip stadyumlar. 30 bin barajını
geçen iki stadyum ise 33 bin 032 seyirci kapasiteli
Antalya Arena ve 32 bin 864 kişilik Kayseri Kadir
Has Şehir Stadyumu. Sırasıyla 25 bin 534 ve 24 bin
169 seyirci kapasiteli Mersin Arena ve Hüseyin Avni
Aker Stadyumu ligde 20 bin kişinin altına düşmeyen
diğer iki stadyum olurken kalan 9 takım maçlarını
daha düşük kapasiteli stadyumlarda oynuyor.
Kulüpler sponsor bulmakta zorlanıyor
KPMG analizine göre Türkiye’de kulüpler stadyumlarına sponsor bulmakta zorlanıyor. 2016 yılı
itibariyle İstanbul’un üç büyük kulübü dışında stadyumlarının isim haklarını satabilen kulüp yok. Galatasaray Türk Telekom’la 10 yıllık 80 milyon dolar
değerinde, Fenerbahçe Ülker’le 10 yıllık 90 milyon
dolar değerinde, Beşiktaş da Vodafone’la 15 yıllık
145 milyon dolar değerinde anlaşmalar yapmışlardı. Bunların dışında sadece Konyaspor Torku ile
2014 yılında bir yıllığına 3 milyon dolar karşılığında
anlaşmıştı. Torku Arena, anlaşma bittikten sonra şu
anki ismi olan Konya Büyükşehir Stadyumu olarak
anılmaya başlandı.
7 takım yeni stadyumlarının
tamamlanmasını bekliyor
KPMG analizinde yeni evlerine geçmeyi bekleyen
ve hala eski stadyumlarında maçlarını oynayan 7
tane takım olduğuna dikkat çekilerek şu bilgilere yer verildi: “Gençlerbirliği 1936 yılında yapılan
79
Nike Magista 2
ile beyin ve top
arasında
bağlantı
kuruyor
Nike tarafından tasarlanan
Magista 2 krampon, beyin ve top
arasında bağlantı kuran yepyeni
Flyknit yüzeyi ile halı sahada
teması geliştiriyor.
B
ilimsel testler ve hızlı prototip çalışmalarında yaşanan ilerlemeler sayesinde
Nike Magista 2’nin tasarımı, temas ve
sürtünme gücünde yaşanan evrimin
altını çiziyor. Nike Sports Araştırma Laboratuvarı
ayağın temasa en hassas olan yerlerini tanımladı ve bu noktaları top kontrolünün ağır çekim
film çalışması aracılığıyla öğrenilen birebir temas bölgelerinin karşısına işaretledi. Bu araştırmada toplanan veriler görsel olarak ısı haritası
formunda ayak modeline uygulandı. Böylece
aşırı hassasiyet, etkinlik ve çarpışma alanlarında
bölgelerin önemli ölçüde birbiri üzerine geçtiği
gözlemlendi.
Ayakkabı yüzeyinin girinti ve çıkıntıları, negatif
alan kullanımı yoluyla orijinal Magista ile aynı
oranda materyalden yararlandı. En yüksek çıkıntılar (4.5mm) en önemli temas bölgelerinde, ayağın topla temasa geçtiği yerlere göre hizalandı.
Daha güvenli bir oturuş için Magista 2 modelinde ayağı yükselten bir iç topuk kullanılarak daha
sağlam bir tutuş sağlandı. Kramponun genel çekiş gücü sisteminin bir parçasını teşkil eden Nike
Grip tabanlık, kramponun dengesini daha da
arttırdı. Ayakkabı tabanındaki çivi düzenlemesi
farklı oyun stillerine, çekiş gücü modellerine ilişkin bilimsel testlere ve Finite Element Analysis’e
(FEA) göre tamamen yenilendi.
80
Çiftçiler, tarımsal okuryazarlık ile
kazançlarını büyütüyor
Finansbank ve EFSE’nin Tarımsal
Okuryazarlık Sosyal Sorumluluk
Projesi’nde, çiftçiler gelir-gider
yönetimini öğreniyor. Kazançlarını
artırıyor...
F
inansbank, Güneydoğu Avrupa için Avrupa
Fonu (EFSE) ve Frankfurt Okulu ile işbirliği yaparak Tarımsal Okuryazarlık Sosyal
Sorumluluk Projesi’ni hayata geçirdi. Çiftçiler, kazançlarını büyütebilsin diye başlanan proje
kapsamında 7 farklı ilde üreticilere Frankfurt Okulu
tarafından hazırlanan Tarımsal İşletme Dersleri verildi.
Proje kapsamında ilk etapta Türkiye’nin tarımsal açıdan önem taşıyan 7 ilinde çiftçilerle bir araya gelindi.
Frankfurt Okulu eğitmenleri tarafından hazırlanan
programda çiftçilerle finansal bilgilerin yanı sıra sulama teknolojileri, kuraklık riski, hayvancılık gibi tarım
başlıklarında güncel bilgiler de paylaşıldı.
Çiftçiler Finansçının baş tacı
Konuyla ilgili açıklamalar yapan Finansbank
KOBİ ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Metin Karabiber, “Tarım sektörü yarattığı
değer ile biz Finansçıların baş tacı. Artan nüfusun ihtiyacına azalan kaynaklarla cevap vermek
durumunda olan sektör için verimlilik ve karlılık
en önemli başlıklar arasında yer alıyor. Biz de bu
konuda üzerimize düşeni yapmak istedik ve çiftçilerimiz hesabını kitabını daha iyi yapsın, kazancını artırsın diye EFSE işbirliğinde, alanının en
iyisi olan Frankfurt Okulu’nun eğitim desteği ile
Tarımsal İşletme Derslerine başladık. Proje kap-
samında şu ana kadar Konya, Manisa, Adapazarı,
Ankara, Denizli, Aydın ve Balıkesir olmak üzere 7
ilde tarım sektörü ile bir araya geldik” dedi.
Programda neler var?
Frankfurt Okulu eğitmenleri tarafından hazırlanan
ve verilen eğitimlerde, çiftçinin finansman ihtiyacını hangi kriterlere göre belirleyeceği, finans kaynağına nasıl ulaşabileceği, kaynak kullanırken ya da
bankalarla işbirliği yaparken nelere dikkat etmesi
gerektiği, nasıl tasarruf yapabileceği ve olası kriz
döneminde finansal olarak nasıl hareket etmesi gerektiği anlatılıyor.
Şekerbank’tan çiftçinin
hasatına özel finansman…
Şekerbank, çiftçilerin hasat dönemi nakit
ihtiyaçlarına yönelik sunduğu gelenekselleşen
“Bereketli Hasat” kampanyası ile 5 yıla varan
vadelerle finansman desteği sağlıyor.
sunuyor. Şekerbank, uygun faiz oranları ile
60 aya varan vadelerde finansman imkanı
tanıyan ve 2 Eylül’e kadar devam edecek
“Bereketli Hasat” kampanyası ile yetiştirilen ürünün hasadına bağlı olarak çiftçilere
yılda bir taksit ödeme seçeneğini sunuyor.
Ş
ekerbank, kuruluş misyonunu yerine
getirerek kırsal kalkınmayı desteklemeye devam ediyor. Banka, çiftçilerin
hasat dönemlerine göre ödeme planlarını
oluşturduğu gelenekselleşen “Bereketli
Hasat” kampanyası ile hasat öncesi nakit
ihtiyaçlarına yönelik finansman desteği
1,5 yılda 60 bin çifti ailesine 1,6 milyar TL
Şekerbank KOBİ ve Tarım Bankacılığı Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Murat Sabaz,
“Geçimini topraktan sağlayan çiftçi ailelerimizin üretim ve verimliliğinin artırılması, ürettikleri ürünlerin yani alın terlerinin
pazara hak ettiği değerde ulaştırılmasına
aracılık etmek için gelenekselleştirdiğimiz Bereketli Hasat kampanyamızı başlatıyoruz” dedi. Şekerbank’ın Aile Çiftçiliği
Bankacılığı projesi kapsamında son 1,5
yılda 60 bin çiftçi ailesine 1,6 milyar TL
finansman sağlandığına değinen Sabaz,
şöyle devam etti: “Kuruluşumuzdan gelen
tarım kredilerindeki uzmanlığımız ile çiftçilerimize kampanyamız kapsamında beş
yıla varan vadeler sunuyoruz. Genel olarak
avantajlı faiz oranları içeren kampanyamızda ödemelerini düzenli yapan müşterilerimize daha uygun faiz oranları sağlıyoruz”
ifadesini kullandı.
81
Doğal ve Organik
Ürünler Fuarı’nda
beklenti büyük
B
aşta gelişmiş ülkeler olmak üzere,
dünya genelinde doğal ve organik
ürünlere olan talep her geçen gün
artıyor. Coğrafi konumu ve verimli toprakları sayesinde Türkiye organik ürün üreticilerinin tercih ettiği ülkeler arasında yer
alıyor. Türkiye’deki 1 milyar dolarlık doğal ve organik ürünler pazarında 60 binin
üzerinde üretici yer alıyor; ihracat miktarı
ise yaklaşık 400 milyon dolar. Dünya’da
ve Türkiye’de her geçen yıl büyüyen doğal
ve organik ürünler sektörü, bu yıl 3-6 Kasım 2016 tarihleri arasında İstanbul Fuar
Merkezi’nde gerçekleşecek Exponatura
Fuarı’nda bir araya gelecek. Fuar kapsamında doğal ve organik ürün üreticilerini
ve distribütörleri buluşturacak “Distributor
Buyer Wanted” programının 100 milyon
dolarlık iş hacmi oluşturması bekleniyor.
Exponatura, katılımcı marka sayısı ve ziya-
retçi bazında sektörün Türkiye’de uluslararası çapta gerçekleşen en büyük fuarı olma
özelliğini taşıyor.
Tureks Uluslararası Fuarcılık organizasyonu,
T.C Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın
desteğiyle bu yıl 8.si düzenlenecek olan
Exponatura’da doğal ve organik yiyecekler,
içecekler, diyabetik ürünler, bitkisel ilaçlar,
‘New Holland İş Makineleri
Tatbikat Turu’
T
ürk Traktör satış ve servis ağıyla birlikte,
bugüne kadar toplam 10 ilde düzenlediği “New Holland İş Makineleri Tatbikat
Turu’nun” yeni durağı Lüleburgaz’dı. “New Holland İş Makineleri Tatbikat Turu’ kapsamında diğer illerde olduğu gibi Lüleburgaz etkinliğinde
de davetliler, özel olarak hazırlanan parkurlarda,
uzman ekiplerin de desteğiyle tüm ürünleri sahada test edip deneyimleme şansı yakaladı.
Kendileri için özel olarak hazırlanan parkurlarda
New Holland iş makineleriyle test sürüşü yapan katılımcılar, Tarım Tipi Teleskopik Yükleyici,
Nokta Dönüşlü Mini Yükleyici, Kazıcı Yükleyici ve
Mini Ekskavatör başta olmak üzere bu ürünlerin
tamamlayıcıları olan geniş ataçman serisini de
tüm fonksiyonlarıyla kullanma fırsatı buldu.
Son durak Aydın olacak
Etkinlik TürkTraktör Satıştan Sorumlu Genel
Müdür Yardımcısı İrfan Özdemir ile Volkan
Tarım’dan İrfan Volkan ve Adnan Volkan’ın ev
sahipliğinde gerçekleşti. TürkTraktör Satıştan
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İrfan Özdemir;
yıllardır traktör ve tarım makineleri için gerçek-
82
leştirilen ve her sene yoğun ilgi ile karşılanan
saha tatbikatlarını İş Makinesi alanına da taşıdıklarını belirterek şunları söyledi: “Türkiye’de
tarım sektörünün en çok tercih edilen markası
New Holland olarak; iş makinaları sektöründe
de varlığımızı TürkTraktör gücü, güçlü bayi ve
satış sonrası ağı ile sahalara taşıdık. Yaklaşık bir
ay önce Ağrı’da başladığımız etkinliklerimize, 20
Ağustos’ta Aydın’da son vereceğiz. 4.600 km’lik
zorlu etabın sonuna gelirken yüzlerce müşterimize birebir ulaşmanın heyecanını yaşıyoruz.
Gittiğimiz her şehirde ilk gün kendi bayi çalışanlarımız ile ikinci gün müşterilerimiz ile bir araya geldik. Ekip olarak çok çalıştık, çok yorulduk
ama gördüğümüz ilgi nedeni ile yeni projelerin
heyecanını duymaya başladık. Bu tatbikatlar ile
makinelerimizi tanıtarak New Holland farkını
ortaya koymak adına büyük fırsatlar yakaladık.
Tüm bunlara ek olarak, müşterilerimizin misafirperverliği ile 10 farklı şehre konuk olduk;
gördüğümüz özel ilgiden son derece memnun
olduk. Her zaman olduğu gibi onlar ile bir araya gelerek onları dinledik, seneye daha iyi neler
yapabiliriz için fikirlerini aldık ve sektörde yeni
dostlar edindik” diye konuştu.
vitaminler ve bitkisel kozmetik ürünleri
gibi birçok ürün grubunun yanı sıra “Bal
Yılı” konsepti kapsamında doğal bal çeşitleri ve arıcılık ürünleri de yer alacak. Dört
gün sürecek fuar kapsamında;iş fırsatlarını
maksimum düzeye taşımak, katılımcılar ve
distribütörler için verimli bir iş platformu
oluşturmak amacıyla “Distributor- BuyerWanted Program” organize edilecek.
TürkTraktör Satıştan
Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı İrfan Özdemir;
yıllardır traktör ve
tarım makineleri için
gerçekleştirilen ve her sene
yoğun ilgi ile karşılanan
saha tatbikatlarını İş
Makinesi alanına da
taşıdıklarını belirtti.

Benzer belgeler