Temmuz

Transkript

Temmuz
01
moda
dekorasyon
09
05
bakım
13
seyahat
teknoloji
Temmuz 2013
18
müzeler ve ören yerlerimiz
22
Moda
MODA
PLAJLARDA…
Bir mayo bir havlu yeter demeyin! Plaj modasını ihmal etmeyin.
Yaza dair en sevdiğimiz şeylerden biri de, bizleri sıcak tutan ama bir o
kadar da üstümüzde ağırlık yapan kabanların, montların, kaşkolların
bir dahaki sezona kadar kaldırılması, yerini tek parça elbiselere, bir
şort bir t-shirt’e bırakmasıdır. Yaz aylarının özgürlüğü her şeyden önce
kıyafetlerimizle başlar. Özellikle güneşli günleri değerlendirmek için güzel
bir koya, plaja ya da havuza gittiğimizde, çantamızda bir havlu ve bir güneş
kremi olsa yeter diyebilirsiniz. Yalnız sahillerin de kendi modası olduğunu
unutmayın deriz! Eminiz ki; renk renk pareolar, hasır şapkalar, hatta özel
tasarım havlular sizin de çok hoşunuza gidecek… İşte Maximum Yaşam
okurları için hazırladığımız plaj çantası…
Pareo
Önceleri biraz kilolu olan bayanların, daha rahat hareket edebilmek için
kullandıkları pareolar, zamanla her yaşta ve kiloda olanların vazgeçilmezi
haline geldi. Hem hafif hem de çantamızda çok az yer kaplayacak oluşu,
pareoyu plaj çantamızın olmazsa olmazları arasına ekledi. Boynun
arkasından, omuz üstünden, belden veya straplez… Pareonuzu vücut
hatlarınıza göre istediğiniz şekilde bağlayabilirsiniz. Bir de tüyo verelim;
evde kullanmadığınız geniş bir eşarp ya da tülbent de, pekala pareo olarak
kullanılabilir!
Plaj Havlusu
Plaja tabi ki havlusuz gidilmez… Ama artık havlularda da devrim
yaşanıyor! Adeta birer sanat eseri gibi sergilenmeye başladı plaj
havluları. Ünlü ressamların tablolarından tutun da, 3 boyutlu
görsellere kadar geniş bir perspektifte seçim şansınız var. Bu
sezonun en gözde ürünleriyse, üstüne komik desenler uygulanmış,
mizahi yaklaşımı olan havlular.
Müzik Çalar
Eğer niyetiniz “suya bir dalıp çıkmak” değilse, plajda geçireceğiniz
uzun saatler için yanınıza mini bir portatif müzik çalar almanızı
öneririz. Artık cep telefonları da bu işlevi son derece iyi bir ses
kalitesiyle yerine getirebiliyor. Yalnız müzik zevkinizi mekânsal
anlamda değişik bir ortamda, örneğin “suda ya da havuzda” yaşamak
isterseniz, o zaman size Sony’nin suya dayanıklı mp3 player’ını
tavsiye ederiz.
Güneş gözlüğü
Başlıca görevi sizi güneşin zararlı ışınlarından korumak olsa da,
güneş gözlükleri renk ve model seçenekleri ile plaj modasının
olmazsa olmazları arasında. Eğer hala bir gözlüğünüz yoksa ya da bu
yaz için yeni bir gözlük almak istiyorsanız sizin için birkaç tavsiyemiz
olabilir. Bu yaz güneş gözlüklerinde 80’ler modası esecek. Her
şeyden önce yüz tipinize uygun olan bir model seçmeniz gerekse de,
trendleri de ihmal etmemek lazım. Her markada, aynalı ve yuvarlak
çerçeveli gözlüklere rastlamanız olası, çünkü aynalı gözlükler bu
senenin trendleri arasında. Bir önceki sayımızda bahsettiğimiz “çiçek”
etkisi gözlüklerde de kendini gösterecek ve çiçek desenli gözlükler
de vitrinlerdeki yerini alacak. Ray-Ban, Adidas, Calvin Klein, Tommy
Hilfiger, D&G, Prada gibi markalar kalite ve modelleri ile sezonun öne
çıkanları arasında.
Hasır şapka
Hasır şapka hiçbir zaman hayatımızdan eksik olmadı ama hiçbir
zaman da bu seneki kadar gözde olmadı. Hemen hemen her
giyim markasının artık ihmal etmediği şapka üretiminde bu yaz
“hasır” rüzgarı esiyor. Siz de tatil öncesi bir hasır şapka alarak, hem
güneşten korunun hem de plaj modasına ayak uydurun!
Bakım
ARTIK
TERCİHLER
DOĞAL
OLANLARDAN
YANA…
Sadece beslenmek için değil, estetik ihtiyacımız
için de doğal ürünlere ulaşmak mümkün.
Kabul etmek gerekir ki, son yıllarda hemen hemen her alanda
“organik” kelimesi sıklıkla kullanılır oldu. Sebzelerden, hayvansal
ürünlere, tekstilden, şampuana… Raflarda yer alan her ürünün bir de
organik alternatifi bulunmakta. Tüketiciler de doğal olarak, kendileri
için daha sağlıklı ürünlere eğilim göstermekteler. Bu eğilimleri iyi
değerlendiren sektörlerden biri de; kozmetik. Direkt olarak cildimizle
temas eden ürünlerin bulunduğu bir sektör olduğunu düşünürsek,
kozmetik ürünlerde de doğal içerikli olanları tercih etmek, son derece
mantıklı bir hareket. Bu geniş ürün yelpazesinde, günlük olarak
kullandığımız ve doğal alternatifleri olan ürünlere bir göz atalım
istedik…
Fondöten
Doğal içerikli seçeneklerine ulaşmadan önce en büyük tartışma
konusu yaratan makyaj ürünlerinden biriydi fondöten. Gözenekleri
kapatır, cildin hava almasını engeller denir, çoğu kişi de bu yorumlar
nedeniyle kullanmamayı tercih ederdi. Artık markalar zihinlerdeki bu
soruları ortadan kaldırmak için yeni ürünler geliştirmekteler. Örneğin
Body Shop’un Extra Virgin Minerals serisinde yer alan %100 saf
pigmentler ve soğuk baskı uygulanarak elde edilmiş fondötenleri gibi
doğal içerikli olan ürünlere ulaşmak mümkün. Bu fondöten ciltteki
pürüzleri kapatmasının yanı sıra koruyucu bir etki bile sağlıyor.
Cilt Temizleyici
Özellikle büyük şehirlerde yaşayanların, makyaj yapmasalar dahi gereksinim
duydukları ürünlerden biri de, cilt temizleyicilerdir. Yüzümüzü sadece suyla yıkamak
maalesef her zaman yeterli temizliği sağlayamayabiliyor. Cildin daha özenli ürünlere
ihtiyacı oluyor. Sabun kullanmaksa bilindiği gibi cildi çok fazla kurutabiliyor. Sophyto,
“Arındırıcı Temizleyici” ile bu sıkıntıyı ortadan kaldırıyor; tercih sebebi olacak bütün
etkenleri bir arada topluyor. Cilde zarar vermeyen hatta yaşlandırma karşıtı etki
sağlayan, hem makyajı hem de ciltteki kalıntıları çıkartan, nem dengesini koruyan
propolis proteinleri içeren bu temizleyicinin bir diğer önemli özelliği erkekler arasında
sıklıkla rastlanan testosterona bağlı yağlanmayı da düzenliyor oluşu.
Güneş Kremi
Güneşten korunayım derken, kullandığınız koruyucular ile cildinize daha fazla zarar
veriyor olabilirsiniz. Bütün gün teninizde olan güneş kremleri, içerik anlamında en
çok dikkat etmeniz gereken ürünler arasında yer alıyor. Markaların doğal ürünlere
olan eğilimi fark etmeleri ve kozmetiğin hemen her alanında bu alandaki ihtiyacı
karşılamaları sayesinde güneş yağı ve kremlerinin de yüzde yüz doğal içerikli
olanlarına erişmek mümkün. Bu ürünler, güneşin zararlı ışınlarından sizi korumasının
yanı sıra, doğal içerikleri sayesinde cildinize zarar da vermiyorlar.
Şampuan
En büyük tartışma konularından biridir: Hangi şampuanı kullanmak
gerekir, saçıma hangisi iyi gelir? Aslında mevzu sadece saç değil,
saçımızın derisidir. Uyguladığımız şampuanların içeriğindeki sentetik
yani kimyasal maddelerin saç derimize nüfuz ettiğini unutmamak
gerekir. Bu nedenle, içerikleri nispeten daha doğal olduğu için bebek
şampuanı kullanmak pek çok kişinin tercih ettiği bir yöntemdir. Yalnız
bebek saçının yapısı da yetişkinlerden farklı olduğu için bu durum da
kalıcı bir çözüm olmaktan oldukça uzaktır. En iyi yöntem güvenilir bir
markanın bizlere sunduğu doğal içerikli şampuanlar olacaktır. Saç
bakımınız için içeriğinde paraben ve silikon bulunmayan şampuan ve
kremleri tercih etmenizi öneririz.
Dekorasyon
EŞYALAR
DEĞİŞİYOR,
SÜSLERE
DÖNÜŞÜYOR
El emeği göz nuru, ev yapımı süs eşyaları…
Renkli bir ambalaj kağıdı, bir kumaş parçası, bir pet
şişe, eski bir karton… Belki fazla yer kaplıyor diye bir
kenara atacağınız pek çok materyal, aklınıza gelmeyecek
bir süs eşyasına dönüşebilir. Nesnelere bakış açınızı
değiştirebilecek, evinizde geçireceğiniz zamanı daha
keyifli hale getirecek uygulamalara bir göz atalım istedik.
Dekoratif Mumluk
Küçük boy desensiz bir cam bardak alın. Bir dergi ya da
gazeteden keseceğiniz manzara veya şehir görselini bu
cam bardağın içine tamamen kaplayın. Yalnız bardağın
içine yerleştireceğiniz mumun (tercihen tea light
olarak adlandırılan mumların) kağıda değmemesine
dikkat edin. Mumu yaktığınızda, ortaya çıkan sonuçtan
memnun olmamanız imkansız. Yapım süresi kısa, sonucu
mükemmel!
Plastik bardaktan bahçe süsüne…
Genellikle yılbaşı ağaçlarını süslemek için kullanılan,
küçük ampullü, birkaç metre uzunluğundaki kabloyu, kışa
kadar saklamış olduğunuz yerden çıkarın… Piknikler için
sakladığınız tek kullanımlık kağıt bardakları da yanınıza
alın. Bir de yapıştırıcı ve renkli kağıtları. Bu kağıtların
rengi, düz veya desenli oluşu, tamamen sizin zevkinize
kalmış… Kağıtları bardakların etrafını kaplayacak şekilde
kesin. Ardından hepsinin tepesine artı şekilde kesikler atın.
Ardından bu kesik yerlerin içine kablonuzda olan küçük
ampulleri tek tek geçirin. İşte karşınızda, bahçenizi hatta
dilerseniz balkonunuzu süsleyecek salkım lambanız. Güle
güle kullanın.
Kağıttan Kalpler
Yine sadece makas, dergi ve iplik yardımıyla son derece kolay bir
şekilde yapılabilecek bir dekorasyon önerimiz var. Herhangi bir
dergi sayfasından alt alta getirerek keseceğiniz ve kalp şeklini
vereceğiniz kağıtları, istediğiniz uzunlukta bir ipe dizerek, evinizin
ya da bahçenizin her yanına, enlemesine ya da boylamasına
asabilirsiniz. Özellikle doğum günü partisi gibi özel günlerde tercih
edilebilecek bu süslemelerin, hem yapımı kolay hem de sonucu son
derece şirin.
Kokteyl Şemsiyelerinden,
Dekoratif Çelenk
Genelde bir paketin içinde çoklu miktarlarda satılan kokteyl
şemsiyeleri, evde süs eşyası yapımında kullanılabilecek, akla ilk
gelen materyallerdendir. Bir iplikten başka ekstra malzemeye
gerek duymadan yapabileceğiniz çelenk için sadece bol miktarda
kokteyl şemsiyesine ihtiyacınız var. Bunları iç içe geçirmek kaydıyla
istediğiniz boyutta, kapınızı süsleyecek bir çelenk oluşturabilirsiniz.
Seyahat
BODRUM BODRUM…
Adı şarkılara geçen, tatil denilince akla ilk gelen yerlerden olan Bodrum, cazibesini korumaya devam ediyor…
Muğla’ya bağlı bu eşsiz yarımadaya ulaştığınız anda, bembeyaz bir diyar karşılar sizi. Çünkü
Bodrum’un yapılarına tek bir renk hakimdir: Beyaz. Güneşten korunmak gibi mantıklı bir sebeple
uygulanan bu renk, zamanla bir geleneğe dönüşmüş ve onları süsleyen begonvillerle, maviye
boyalı kapılarıyla bu evler, adeta “tatil” kelimesinin de simgesi haline gelmiştir.
Eski adıyla Halikarnas olarak bilinen Bodrum, tarih içinde pek çok farklı medeniyetin de
hakimiyetine girmiştir. Bölgenin ilk yerlilerinin Karyalılar, kurucularının ise “Dorlar” olduğu
düşünülmektedir. Bu bilgi de, Halikarnas’ta doğmuş olan ünlü tarihçi Heredot’a aittir. M.Ö. 5’ci
yüzyıldaysa, Halikarnas bir İyon şehri olmuştur. Daha sonra Perslerin, Romalıların, Bizanslıların,
Rodos Şövalyelerinin, nihayet 16.yüzyıldaysa Türklerin eline geçmiş, Cumhuriyetin ilanından
sonra da adı Bodrum olarak değiştirilmiştir.
Daracık şirin sokakları, canlı gece hayatı, istediğiniz tarzda tatil yapma imkanına cevap veren çok
sayıda tesisi ile Bodrum, müdavimlik yaratacak yerlerden biridir. İlçenin en önemli ve görülmesi
gereken yerlerinin başındaysa Bodrum Kalesi gelir. 15.yüzyılda St. Jean şövalyeleri tarafından
yaptırılan kale, içi içe 3 surdan ve 5 kuleden oluşmaktadır. Kalenin içini gezme ve surlarının
ardından mükemmel Bodrum manzarasına bakma şansınız da vardır. Bodrum Kalesi’nin
günümüz için en önemli özelliği; içinde yer alan Su Altı Arkeoloji Müzesi’dir. Bu müze 1964 yılında
açılmış, dünyanın ve Türkiye’nin ilk ve tek su altı müzesidir. Oldukça geniş bir koleksiyona sahip
olan müzede, üç ayrı batık geminin sergilendiği bölümler, turistlerin akımına uğramaktadır.
Bodrum ilçe merkezinin dışında pek çok cazibe noktası sayılacak beldeye de sahiptir.
Ortakent Yarımadanın batısında olan Ortakent, Bodrum’a en yakın olan
beldelerdendir. Mandalina bahçelerinin, eski taş evlerin süslediği bu güzel belde, hala
bir köy havasını koruyan bunu yanı sıra sahil şeridindeki otelleriyle yıllar içinde turistik
potansiyelini artıran yerlerdendir.
Gümüşlük Yarımadanın batı ucunda yer alan beldelerden bir diğeri de
Gümüşlük’tür. Arkeolojik sit alanı olduğu için tarihi kalıntılara da ev sahipliği yapmaktadır.
Bunlar arasında en bilineni Halikarnas Kralı Mausolos’un kurmuş olduğu Myndos kentinin
kalıntılarıdır. Çoğu kısmı su altında kaldığı için artık ‘’Batık Şehir’’ olarak da anılmaktadır.
Güneşin batışını izlemek ve beldenin güneyinde yer alan doğal plajda serinlemek için
Bodrum’dan Gümüşlük’e kadar kısacık bir yolculuk yapmaya kesinlikle değer.
Bitez Hem sakin sessiz bir tatil arayışı içinde olanlar hem de Bodrum’un hareketli
yaşamından çok da uzak kalmak istemeyenler için Bitez biçilmiş kaftan. Peyzaj
anlamında gözü hiç yormayan, son derece düzenli bir yerleşim alanına sahip olan Bitez,
ekonomik olarak da daha makul fiyatlar sunması nedeniyle tatilcilerin sıklıkla tercih ettiği
yerler arasında geliyor. Bitez aynı zamanda yarımadanın sörfe en uygun yerlerinden
olduğu için de sporcuların akınına uğruyor.
Torba Hani deniz çarşaf gibi denir ya… İşte o söz günün her saati Torba’nın suları
için söylenebilir. Korumalı bir konumda bulunduğu için en sert rüzgarlarda bile koyları
son derece durgun oluyor. Otelden, pansiyona her türlü konaklama imkanına sahip olan
Torba, yine sakin bir tatil geçirmek isteyenlerin tercihi olabilir.
Turgutreis Adını burada doğan büyük Türk
denizcisinden alan Turgutreis, Bodrum’a yarım saat
mesafededir. Birbirinden güzel pek çok koya ev sahipliği
yapan Turgutreis, her zaman serin esen rüzgarıyla, yazın en
sıcak günlerinde bir sizi bunaltmayacak bir havaya sahiptir.
Bu rüzgar sörfçüleri de beraberinde getirmektedir. Dileyenler
sahilde verilen kurslarla kısa sürede sörf yapmayı öğrenme
şansına da sahipler.
Gümbet Cıvıl cıvıl hareketli bir tatil isteyenler için doğru
adres; Gümbet. Bodrum’a yürüme mesafesinde yer alan
bu belde, çok fazla sayıda konaklama tesisine de ev sahipliği
yapıyor. Hem gündüz hem de gece durmak bilmeyen bir
hareketlilik, Gümbet’i diğer beldelerden ayıran en önemli
özelliğini oluşturuyor.
Yalıçiftlik Turizmin elinin değmemiş olduğu, tek başınıza
bir koyda denize girebileceğiniz, halkının çiftçilikle geçindiği
Yalıçiftlik, Bodrum’a sadece 4 km uzaklıkta yer almaktadır.
Ziyaret için ideal bir yer.
Göltürkbükü Eski bir Likya kenti olan ve neredeyse
adı üstünde göl kadar durgun koylara ev sahipliği yapan
Göltürkbük’ü, son yıllarda popülerliğini artırmış ve
özellikle ekonomik seviyesi yüksek olan bir kitlenin gözde
mekanlarından biri haline gelmiştir.
Türkbükü Bodrum’a adımını bile atmamış olanların
ismini bildikleri bir yerdir burası. Çünkü Türkbükü Bodrum’un
sosyetik beldesi olarak anılır. Çok fazla sayıda yan yana dizilmiş
mekanın, kendilerine özel iskeleleri vardır. Gün boyunca
müzik eşliğinde bu iskelelerde güneşlenen kalabalık, akşam
saatlerinde bar konseptine dönüşen mekanlarda eğlenceye
devam ederler.
Yalıkavak Bodrum’un gidenleri kendine hayran
bırakan bu şirin beldesi özellikle rüzgarı ile meşhurdur.
Bu rüzgar sayesinde sıcaktan bunalmadan, serin bir tatil
geçirmek isteyenlerin de kaçış yeri olmuştur. Bodrum’un
diğer beldelerine göre nispeten sakin atmosferi ile bilinen
Yalıkavak, yenilenen marinası ile giderek canlanan bir sosyal
yaşamın da kapılarını aralamıştır. Bir yandan ünlü markaların
mağazaları diğer yanda birbirinden şık restoranların sıralı
olduğu marinası, Yalıkavak’ın gece hayatına da renk katmıştır.
Beldenin devamlı esen rüzgarından en fazla faydalanan da
kuşkusuz rüzgar sörfüne meraklı olanlardır. Bu anlamda
Yalıkavak sporcular için biçilmiş kaftandır. Akdeniz foklarının
doğal yaşam ve üreme alanı olan Küdür Yarımadası da
Yalıkavak’ın görülmeye değer yerlerindendir.
Teknoloji
SUALTI FOTOĞRAF
MAKİNALARI
Sınırları ortadan kaldıran teknoloji
Tatil zamanlarının olmazsa olmaz teknolojik ürünlerinden biri de fotoğraf
makinalarıdır. Bütün sene özlemle beklediğimiz bu değerli zamanları
ölümsüzleştirmek, her anını karelemek çoğumuzun yaptığı bir harekettir. Tatil
bitip evlerimize döndüğümüzde, bu kareler bizlere güzel günleri anımsatan, bize
keyifli zamanlarımızı bir daha yaşatan anılar olarak albümlerimizdeki yerlerini
alır. Gelişen teknolojilerle birlikte artık, kare kare dondurduğumuz bu anılara,
denizaltı fotoğraflarını da eklemek mümkün. Fotoğraf keyfini bir adım öteye
taşımak, farklı bir deneyimi yaşamak su altı fotoğraf makinası almak isteyenler
için küçük bir araştırma yaptık. İşte seçeneklerden bazıları…
Panasonic Lumix FT4
Lumix FT4’ün en büyük özeliklerinden biri 12 metreye kadar suya, 2 metreye
kadar darbeye ve -10 dereceye kadar donmaya dayanıklı olması. Leica marka
lens’e sahip olan makinanın çekim kalitesi de son derece üstün. Makinanın aynı
zamanda dahili bir GPS sisteminin yanı sıra pusula, yükseklik ölçer ve barometre
gibi açık hava sporlarına uygun özellikleri de bulunuyor.
Rollei Sportsline 50
Fazla derinlere dalmıyor, amatör seviyede çekimler yapmak istiyorsanız, bu
makine tam size göre. Özellikle havuz için tercih edebileceğiniz Rollei Sportsline
50, 3 metre derinliğe kadar su altında fotoğraf çekme imkanı sunuyor. 3 metre
kulağa biraz az gelmiş olsa da, su altında video çekimi yapabilme özelliği bu
dezavantajı ortadan kaldırmaya yetiyor.
Kodak Çek-At Tek Kullanımlık Sualtı
Fotoğraf Makinası
Bu yazıyı okuyup konuya ilgisi uyananlar ama bir makine almak konusunda
kesin kararını veremeyenler için Kodak, mükemmel bir çözüm öneriyor. Karada
kullanmaya alışık olduğumuz Kodak’ın kullan at teknolojili makinaları, su altı için
de mevcut. Hem de son derece uygun fiyat aralığında.
Sony Cyber-shot DSC-TX10
Eğer kaliteden ödün vermek istemiyorsanız, dijital fotoğraf makinalarında
yıllardır en çok tercih edilen markalardan biri olan Sony’nin su altı çekimlerine
de imkan tanıyan Cyber-shot DSC-TX10 adlı makinasını almanızı öneririz. Hem
karada hem denizde unutulmaz kareler yakalamak için ideal…
Bu arada belirtmekte fayda var; karada kullanılan bazı fotoğraf makinaları
için özel olarak satılan kılıflar da, onları su altında kullanmaya elverişli hale
getirebiliyor.
Müzeler
ve Ören
yerlerimiz
MİMARİSİ VE AKUSTİĞİ İLE YILLARA MEYDAN OKUYAN BİR YAPI:
ASPENDOS
Günümüz ses teknolojilerine taş çıkaracak bir akustiğe sahip olan Aspendos,
bütün heybeti ile ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor…
Aspendos dendiğinde ilk olarak aklımıza anfi tiyatro gelse de, aslında burası M.Ö. 10. Yüzyıl’da
Akalar tarafından kurulmuş bir antik kenttir. Bu antik kentten geriye kalan en göz alıcı yapı
meşhur tiyatrodur. Türkiye’nin hatta dünyanın eşine az rastlanır güzellikteki Roma tiyatrosu
örneklerinden olan Aspendos’un, Truva Savaşı’ndan sonra Pamphylia’ya gelen kahraman
Mopsos liderliğindeki Argive kolonicileri tarafından kurulduğu düşünülmektedir. AntalyaAlanya karayolunun 44. km’sinden kuzeye dönen 1. yolun sonunda bulunan Aspendos, bir
tepeye inşa edilmiştir. İki bölümden oluşan oturma sıralarında, üst kısımda yirmi bir, alt
kısımda ise yirmi oturma sırası vardır.
Yığma taştan yapılan Aspendos iki katlıdır ve alt katında sahne ve oyuncuların bu sahneye
çıkması için beş kapı vardır. Günümüzde hala konserlere ve tiyatro oyunlarına ev sahipliği
yapan bu tarihi yapının akustiği dillere destandır. Bir oyuncu sesini, yaka mikrofonu
kullanmadan en arka sırada oturan seyirciye rahatlıkla duyurabilmektedir. Antik tiyatroyu
ziyaret ettiğiniz zaman yalnız değilseniz bu gerçeği test etmenizi öneririz. 12 bin kişilik
oturma kapasitesi bulunan tiyatronun havalandırma sistemi de bu zamanın yapılarına şapka
çıkarttıracak cinstendir. Merdiven bölümleri arasında yer alan koridora girdiğiniz zaman, yazın
en sıcak günlerinde bile sizi anında rahatlatacak serin bir havayla karşılaşırsanız şaşırmayın!
Bu durum da Aspendos’un mimari başarısının örneklerinden biridir.