TürkiyedeInternetRaporu1996-1

Transkript

TürkiyedeInternetRaporu1996-1
Referans vermek için: Ozgit, A ve Cagiltay, K. (1996). Türkiye’de Internet:
Dünü, Bugünü, Yarını. Yayınlanmamış rapor, ODTÜ-BİDB 1996.
15/11/1996 Türkiye Iş Bankası A.Ş. 1996 BilişimTeknolojileri Büyük Ödülü Genel Müdürlük Halkla Ilişkiler Müdürlüğü Atatürk Bulvarı, 191 Kavaklıdere, 06684 Ankara Sayın Jüri, Bilindiği gibi, genelde bilişim teknolojileri, özelde Internet, gerek dünyada gerekse de ülkemizde toplumsal yaşamımızı hızlı bir değişiklik içine sokan önemli gelişmelerdir. Toplumların geleceğini önemli ölçüde belirleyeceği düşünülen bilgi teknolojilerine ve bunları kullanarak üretkenliği artıracak olan insana yatırım yapmak tüm ulusların en önemli hedefi haline gelmiştir. Bilgi teknolojilerinin en belirgin örneği olan Internet, ülkemize, öncülüğünü yaptığımız ve başından bu yana içinde olduğumuz çalışmalar sonucu kazandırılmıştır. Üç yıl gibi bir sürede geliştirerek yaygınlaştırdığımız Internet olanaklarını ülkemizin bilgi toplumu olma yolundaki temel taşlarından biri olduğuna inanıyoruz. Ekte sunulan çalışmamızı, son beş yıldır sürerek bugüne değin gelen çabalarımız ve bunların sonucunda Internet’in Türkiye’de kurulması ve geliştirilmesi bağlamındaki katkılarımızla birlikte değerli görüşlerinize sunuyoruz. Saygılarımızla, Dr. Attila Özgit ODTÜ, Bilgi Işlem Dairesi Kürşat Çağıltay ODTÜ, Bilgi Işlem Dairesi [email protected] [email protected] Tel : 210 3301 Tel : 210 3330 Fax: 210 1120 Fax: 210 1120 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Attila Özgit
[email protected] 1 Kürşat Çağıltay
[email protected] Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Önsöz Bugün, bilginin çok hızlı olarak üretildiği ve kısa bir süre içerisinde geçerliliğini
yitirdiği bir çağda yaşamaktayız. İnsanlık tarihinin ‘Bilgi Çağı’ adı da verilen bu
parçasında insanlar ve kuruluşlar arasında bilgi aktarımının hızlı ve etkin olarak
yapılması gerekmektedir. Bu ihtiyaçları karşılamaya yönelik çabalar sonucunda
1980'li yıllarda iletişim ve bilgisayar ağları konusunda önemli gelişmeler olmuştur.
Internet’de bu gelişmelerle birlikte ortaya çıkan ve günümüzde en yaygın olarak
kulanılan bilgisayar ağıdır.
Bugün 5 milyondan fazla bilgisayarın bağlı olduğu Internet, günde ortalama 50
milyon kullanıcıya hizmet vermektedir. Bu kullanıcılar, Internet aracılığıyla çok
büyük sayılarda ve çeşitlilikte yazılımlara, milyonlarca kitap kolleksiyonu olan
kütüphanelere, çok hızlı bilgisayarların bulunduğu merkezlere ulaşabilir ve Internet
üzerindeki tüm noktalarla elektronik posta sayesinde haberleşebilirler.
Türkiye'nin bu ağa bağlanması ODTÜ ve TÜBİTAK'ın birlikte yürüttükleri bir
proje sonucunda Ekim 1992'de sağlanmıştır. Bu proje kapsamında ilk aşamada
Internet teknolojilerini hemen kullanabilecek yazılım ve donanıma sahip kuruluşların
bağlantısı yapılmıştır. Projenin ikinci aşamasında ağın Türkiye'de kamu sektörü, özel
sektör, askeri ve diğer kuruluşlar arasında yaygınlaştırılması
çalışmaları
sürdürülmüştür. Bugün gelinen noktada hemen hemen tüm Üniversitemiz, pek çok
devlet kurumları ve özel şirketler ile bu kurumların imkanlarından yararlanamayan
ama Internet servislerini kullanmak isteyen çok sayıda kişi Internet ağının
olanaklarına ulaşmaktadır.
1990 yılından beri süren çabalarımız sonucunda bugün ülkemizde büyük bir
Internet bilinci ve kullanıcı kitlesinin oluştuğunu görmek Internet’i ülkemize
kazandırmak için yıllar önce yola çıkan bizleri son derece mutlu etmektedir.
Ülkemizde sadece akademik dünya kullanıcılarının yararlanabildiği bir bilgisayar ağı
yapısından günümüzde sıradan insanların günlük yaşamlarına kadar giren Internet’e
kadar süren yol tüm engebelerine ve zorluklarına rağmen zevk doluydu. Zira bu ülke
için çok gerekli çağdaş bir teknolojiyi tüm kısıtlı imkanlara rağmen sıfır noktasından
belli bir olgunluğa getirmenin her insanın hayatında kolay kolay yaşayamayacağı bir
deneyim olduğuna inanıyoruz.
Akademik bir ruh ve heyecanla yola çıkışımızın üzerinden geçen üç yıl sonunda
Internet tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de ticari bir ürün ya da araç haline
dönüştü. Kısa bir süre sonra Internet’in televizyon ya da diğer medya araçlarına
ciddi bir rakip olacağını ve günlük hayatımızın her kısmına daha da fazla
yerleşeceğini göreceğiz.
Saygılarımızla
Kasım, 1996
Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 2 Teşekkür Türkiye Internet Projesinin gerçekleşmesinde farklı kurumlardan çeşitli seviyelerde çok değerli katkıları bulunan; Orta Doğu Teknik Üniversitesi Prof. Dr. Ömer Saatçioğlu Prof. Dr. Süha Sevük Prof. Dr. Türker Gürkan Prof. Dr. Ömer Anlağan Erdal Taner Yener Yiğit Aykut Eral Metin Turan TÜBITAK Prof. Dr. Kemal Gürüz Prof. Dr. Tosun Terzioğlu Prof. Dr. Namık Kemal Pak Prof. Dr. Ahmet Şevket Üçer Doç. Dr. Serhat Çakır Doç. Dr. Tuğrul Yılmaz Selçuk Taral Ufuk Özlü Alp Önalan Okan Tarhan National Science Foundation Dr. Steve Goldstein Sprint Robert Collet Türk Telekom Cengiz Bulut Cengiz Anık Nedret Süzmen Vedat Karaslan ve ilgili kuruluşların çeşitli seviyelerde katkılarda bulunan diğer mensuplarına Türkiye Internet camiası adına teşekkür ederiz. 3 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Önsöz Teşekkür BILGI, BILGI TOPLUMU VE INTERNET 5 GÜNÜMÜZDE ILETIŞIM TEKNOLOJILERI VE ÖNEMI 7 DÜNYADA BILGISAYAR TEKNOLOJISI VE AĞLARININ GELIŞIMI 9 TÜRKIYE’DE INTERNET ÖNCESI TEMEL ILETIŞIM ALTYAPISI VE BILGISAYAR AĞLARI 15 TÜRKIYE’DE INTERNET’IN KURULUŞU 18 TÜRKIYE’DE INTERNET’IN GELIŞIM SÜRECI 21 TURNET TARIFESI A. Kiralık Devre ile Bağlantı B. IP/X.25 Bağlantı Ücreti 26 26 26 TÜRKIYE’DE ILETIŞIM ALTYAPISI 30 Iletişim Alanında Yapılanlar (1980-­‐95) 30 Yapılması Gerekenler Fiziksel Altyapı Yasal Düzenlemeler Insangücü 30 31 31 31 INTERNET’IN TÜRKIYE’YE GETIRDIKLERI VE TÜRKIYE’DE INTERNET’IN GELECEĞI 33 Akademik Kurumlar ve Araştırma, Geliştirme Orta Öğretim Kurumları Ticaret Kamu Yasama ve Yargı Evlere Hizmet 34 34 35 36 37 38 INTERNET’IN GELECEĞI 39 Kaynakça 40 EKLER 41 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 4 Bilgi, Bilgi Toplumu ve Internet Günümüzde çok ucuza sahip olunabilen, güçlü bilgisayarların bulunduğu bilgisayar ağları ile evde ve ofiste yüksek hesaplama ve iletişim gücüne ulaşmak doğal bir olay haline gelmiştir. Bu gelişmeler sonucu toplumsal değişiklikler de oluşmakta ve modern uygarlıklar yavaş yavaş bilgi toplumu haline dönüşmektedirler. Bu dönüşüm içinde bugün “yuttaş” (“citizen”) olarak anılan kavram da “ağdaş” (“netizen”) kavramına dönüşmektedir. Ağdaşlar bilgisayar ağlarının oluşturduğu dünyada hergün daha fazla bilgiyi kullanarak yaşamlarını sürdüren insanlar olarak da tanımlanabilir. Bu değişime paralel olarak “information superhighway” ya da “süper bilgi otoyolu” kavramı da gündeme gelmiştir. Değişim doğal olarak ekonomik ilişkileri de etkilenmektedir. Günümüzde pazar ekonomisi (market based economy) olarak adlandırılan sistem bu değişiklikler sonucu bilgi temelli ekonomiye (information based economy) geçmekte ve sonuçta toplumlar artık mal tüketicisi olmaktan bilgi tüketicisi olmaya doğru ilerlemektedirler. Yukarıda da belirtildiği gibi, 20. yüzyılı bitirip 21. yüzyıla girmek üzere olduğumuz bu yıllara damgasını vuran en önemli özellik bilgi ve bilgiye dayalı servislerdir. Bilgi bugün çok hızlı üretilmekte ve aynı hızda da tüketilmektedir. Bundan dolayı kişi ve kuruluşlar arasında bilgi aktarımının, son derece hızlı ve etkin bir şekilde yapılması büyük önem kazanmıştır. Bilginin ve bilgi iletiminin öneminden dolayı, içinde bulunduğumuz çağın bu kısmına “bilgi” ya da “iletişim çağı” adları da verilmektedir. Bilginin sadece kuruluşlar ya da yerel alanlar içinde değil aynı zamanda farklı ülkeler arasında da en verimli yolla paylaşımını, doğru ve güncel bilgiye ulaşımı sağlayan ve süper bilgi otoyolu’na giden yolda en önemli oluşum olarak bilinen “INTERNET”, bilginin taşınması için günümüzde en önemli altyapıyı oluşturmuştur. Antartikadan Afrikanın balta girmemiş ormanlarına kadar dünya da Internetin ulaşamadığı bir nokta hemen hemen kalmamıştır. Son zamanlarda uzaya yollanan ‘uzay mekikleri’ dahi Internet bağlantısına sahip bulunmaktadır. Internet farklı noktalar arasındaki iletişim altyapısını sağlamakta, farklı marka ve işletim sistemine sahip milyonlarca bilgisayarın birbiri ile sorunsuzca iletişim kurmasına imkan vermektedir. Internet dünyadaki hemen hemen tüm ülkeleri birbirine bağlamıştır. Bugün yüzün üzerinde ülke Internet’e bağlı bulunmaktadır. Çizim-­‐1’de Internet ve diğer ağlara bağlı ülkelerin durumu özetlenmektedir. Internet, teknik olarak, PTT ya da taşıyıcı şirketlerin sunduğu fiziksel iletişim altyapısı üzerinde çalışan, katmansal bir yapıya sahip bilgisayar ağı ya da bu yapıdaki bilgisayar ağları topluluğu olarak tanımlanabilir. En önemli özelliği, dünya üzerinde son 20 yıl içinde ‘de-­‐facto’ olarak standartlaşmış ve yaygın kabul görmüş olmasıdır. 1995 yılı verilerine göre dünyada yaklaşık 25 milyon Internet kullanıcısı bulunmakta, 5,000,000 dan fazla bilgisayar (host), yaklaşık 20,000 bilgisayar ağı Internet ile birbirine bağlı bulunmaktadır. Bu sayılar her yıl daha 5 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını büyük bir eğimle artmaktadır. Çizim-­‐2’de 1989 yılından başlayarak yaşanan büyüme gösterilmektedir. Çizim 1. Dünya Internet Haritası
Çizim 2. Internet'e Bağlı Bilgisayar Sayısının Artışı Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 6 1996 yılı içinde kullanıcı sayısı 50 milyon’a, bilgisayar sayısı 12,000,000’a, ağ sayısı ise 40,000’e yükselmiştir.
Bu devasa boyutlardaki bilgi ağına Türkiyenin de katılması 1990 yılında başlayan çalışmalar sonucunda 1993 yılında gerçekleşmiştir. ODTÜ ve TÜBITAK tarafından başlatılan ve sürdürülen Internet projesi sonucunda kısa bir süre içinde çok büyük ve önemli adımlar atılmıştır. Türkiye Internet projesinin en önemli özelliği ilk defa akademik amaçlı olarak başlatılan bir çalışmanın toplumun tüm kesimlerini bu boyutta etkilemesi olmuştur. Kısa süre içinde Internet akademisyenler tarafından kullanılan global bir araştırma ağından, işletimi, yönetimi, ücretlendirilmesi ve güvenliği konularında kullanıcıların duyarlı davrandığı dünya çapında bir ticari servise dönüşmüştür. Internet projesi sonucunda Türkiye’de toplumun farklı kesimleri arasındaki sınırlar ortadan kalkmaya başlamış, iletişim artmış, ortak çalışma koşulları oluşmuş, bilişim pazarında yeni bir alan oluşmuş ve en önemlisi bilgi toplumu olma yolundaki en gerekli adımlardan biri atılmıştır. Günümüzde Iletişim Teknolojileri ve Önemi Ülke düzeyinde fiziksel iletişim altyapısı basit bir benzetme ile insanın dolaşım sistemini oluşturan kalp, ana damarlar ve kılcal damarlar gibidir. Bu kaba benzetme genel olarak yanıltıcı olmamakla birlikte en temel fark olarak şu söylenebilir. Insan dolaşım sisteminde pompa olarak sadece kalp bulunurken, iletişim altyapısında bu göreve karşılık gelen ileri teknoloji ürünü çok fazla sayıda iletim (transmission) aygıtı yer almaktadır. Burada altı çizilmesi gereken önemli olgulardan biri de fiziksel iletişim altyapısının geliştirilmesi için gerekli iletişim ortamını oluşturan iletken tel, optik lif ve havanın yanı sıra, ileri teknoloji ürünü iletim aygıtlarının da önemli yer tuttuğudur. Teknik açıdan bakıldığında, iletişim altyapısı biribirinden farklı işlevleri olan bir dizi katmanın oluşturduğu bir yapıdır. Bu katmanların herbirinde uluslararası standart olarak tanımlanmış değişik teknolojiler kullanılmaktadır. Diğer bir deyişle, iletişim atyapısının her katmanında uluslararası standartlarla tanımlanmış birden fazla iletişim teknolojisi barındırılmaktadır. Iletişim katmanlarının en altında yer alan katmanı fiziksel iletime elveren ortamlar (iletken tel, optik lif, hava) ve bu ortamların üzerinde iletilen ikil (binary) formdaki veri topluluğu oluşturmaktadır. Işlevsel açıdan bakıldığında ise iletişim altyapısı kabaca klasikleşmiş üç temel gurupta incelenebilir: ‘ses iletişimi’, ‘görüntü iletimi’ ve ‘veri iletişimi.’ Ancak, 1985 yılından başlayarak iletişim alanında uluslararası platformlarda oluşan teknolojik gelişmeler sonucunda bu ayrım günümüzde giderek belirisizleşmeye başlamıştır. Diğer bir deyişle, ‘veri’nin yalnız normal metin (text)’i içeren klasik tanımı, zaman içinde ‘ses’ ve ‘görüntü’ yü de içerecek şekilde değişmiştir. Bu değişimin oluşmasının en temel nedeni, çok hızlı (saniyede milyon bit ve üzerinde) iletişime elveren teknolojilerin laboratuvar ortamlarını terk ederek üretime geçirilme olgunluğuna erişmesidir. Bilgiyi bir noktadan diğer bir 7 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını noktaya çok hızlı olarak iletebilme yeteneği, ses ve hareketli görüntünün canlı olarak insanların çalışma masasına sunulması gereğini oluşturmuştur. Gerek teknolojideki gelişmeler, gerekse de toplumsal yaşamda bu teknolojileri tüketecek alanların hızla yaratılması sonucunda, bugün masaüstü bilgisayar teknolojileri ve iletişim günlük yaşamın önemli ve ayrılmaz parçaları haline gelmişlerdir. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 8 Dünyada Bilgisayar Teknolojisi ve Ağları’nın Gelişimi Insanlık tarihinin geride bıraktığımız son 300 yılına, değişik teknolojiler damgalarını vurmuşlardır. Onsekizinci yüzyıl mekanik sistemlerin ortaya çıkışı ile endüstri devriminin oluşmasını sağlamıştır. Uzmanlara göre bu birinci endüstri devrimi kömür ve demirin kullanımı ile fabrikalarda toptan üretim yolunu açmıştır. Bu dönemi “producer oriented” ya da “üretici bazlı” makinalar yaratmıştır. Ondokuzuncu yüzyıldaki ikinci endüstri devrimine ise yeni keşifler sayesinde buhar makinaları, plastik, petrol ve elektriğin yaygın kullanımı ile girilmiştir. Bu dönemi de “consumer oriented” ya da “tüketici bazlı” makinalar (örneğin, yolcu araçları, elektrikli ev aletleri vs.) açmıştır. Yirminci yüzyılın anahtar teknolojisi ise bilgi toplama, işleme ve dağıtımı olmuştur. Bu dönemi bilgisayarlar ve bilgisayar ağlarının gelişimi açmıştır. Bilgisayar endüstrisi tüm diğer endüstrilere göre genç olmasına karşın çok kısa bir sürede müthiş bir gelişme sağlamıştır. Bilgisayar teknolojilerinin gelişim tarihçesi dört kuşak olarak ele alınmaktadır. Birinci (1.) kuşak bilgisayarlar büyük alanlar kaplayan ve vakum tüplerin kullanılması ile üretilmiş olanlardı. Ikinci (2.) kuşak bilgisayarlarlara damgasını vuran teknolojik gelişme yarı-­‐
iletken ‘transistör’ün kullanılmasıdır. Bunun yanı sıra, bu dönemde bilgisayarlar toplu işlem özelliği ile çalıştırılmakta idi. Üçüncü (3.) kuşak bilgisayarlar terminaller ile bağlanılabilen on-­‐line sistemlerdi ve sınırlı telekomünikasyon olanaklarının kullanılması bu dönemde ortaya çıktı. Son olarak 1980’li yıllarda VLSI teknolojisi, kişisel bilgisayarlar, yerel ağlar ve dağıtılmış işlem teknolojileri dördüncü (4.) kuşak bilgisayar teknolojisini oluşturan önemli öğeler olarak ortaya çıktı. Bilgisayarların ilk ortaya çıkışından sonraki yaklaşık ilk yirmi yıl (1. ve 2. Kuşak bilgisayarlar döneminde) bu sistemler merkezi olarak, özel hazırlanmış odalar içinde çalıştırıldılar. Çok büyük şirketler ya da üniversitelerde en fazla bir ya da iki bilgisayar bu özel koşullarda kullanımda tutuluyordu. O günlerde aynı işi (hatta daha da fazlasını) yapabilecek bilgisayar sistemlerinin günün birinde kişilerin el bilgisayarı boyutuna ineceği bir bilim kurgu öyküsü gibi konuşulmaktaydı. Tarihsel olarak askeri ve sivil bürokrasi, yeni enformasyon teknolojilerini ilk kullanan kesimler olmuşlardır. Daha sonra, büyük çokuluslu firmalar, orta ölçekli işletmeler ve küçük boyutlu işletmeler bu hizmetleri kullanmaya başlamışlardır. Daha sonra sıra kişilere ve konutlara gelmiştir. 1980’lerde bilgisayarların kişiselleşmesi, bu sürecin başlangıcı olarak alınabilir. Yukarıda belirtildiği gibi hemen hemen tüm bilimsel gelişmeler gibi bilgisayar ağlarının ortaya çıkışı da temelde askeri projelerin hayata geçirilmesi sonucunda oldu. 9 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 1957 yılında SSCB ilk yapay uyduyu uzaya yolladı. Buna tepki olarak Amerikan Federal Hükümeti Savunma Bakanlığı'nın araştırma ve geliştirme kolu olan “Savunma Ileri Düzey Araştırma Projeleri Kurumu” (DARPA-­‐ Defence Advanced Research Project Agency) oluşturuldu. Bu birimin temel amacı ABD’yi askeri alanlara uygulanabilecek bilim ve teknoloji alanlarında öncü duruma geçirmekti. 1965 yılında DARPA “zaman paylaşımlı bilgisayar ağı” çalışmasına maddi destek sağladı ve 1967 yılında paket anahtarlamalı ağ planı sunuldu. ARPANET ‘in ilk tasarımı Lawrence G. Roberts tarafından yayınlandı. Temel hedef, bir nükleer savaş esnasında iletişim sisteminde sorunlar da oluşsa ülkenin değişik yerlerinde kurulu bulunan bilgisayar sistemleri arasındaki bağlantının kesilmeden devam etmesiydi. Sonuçta 1969 yılında ABD Savunma Bakanlığınca bilgisayar ağları konusunda araştırma çalışmalarında ARPANET oluşturuldu. Ilk düğüm noktaları: UCLA, Stanford Research Institute, UCSB, Utah Üniversitesinden oluşturulmuştu. Bu noktaların sayısı 1971 yılında 15’e, bağlı bilgisayar sayısı da 23’e ulaşmıştı (UCLA, SRI, UCSB, U of Utah, BBN, MIT, RAND, SDC, Harvard, Lincoln Lab, Stanford, UIU(C), CWRU, CMU, NASA/Ames). 1973 yılında ise ARPANET’e ilk uluslararası bağlantılar University College of London (Ingiltere) ve Royal Radar Establishment (Norveç) ile gerçekleştirildi. Bilgisayar ağları gelişiminde önemli kilometre taşlarından bir diğeri de UUCP (Unix-­‐to-­‐Unix CoPy) protokolünün ortaya çıkmasıydı. 1976 yılında, UUCP AT&T tarafından geliştirildi ve bir yıl sonra UNIX sistemleri ile beraber dağıtılmaya başladı. Böylece bu basit ama kullanışlı iletişim protokolü de hızla yayılmaya başladı. Akademik dünya içindeki iletişimin sağlanması için bu sırada çeşitli çalışmalar da devam ediyordu. Bunlardan ilki 1977 yılında bilgisayar bilimleri alanında çalışan 100 araştırmacının elektronik mektup ile haberleşmesi için Wisconsin Üniversitesinde Larry Landweber tarafından yaratılan THEORYNET idi. Izleyen yıllarda akademik kuruluşların temel iletişim altyapısını oluşturacak olan BITNET, "Because It's Time NETwork" ve CSNET (Computer Science NETwork) 1981 yılında oluşturuldu. Ticari amaçlı iletişim için bankalar 1977 yılında SWIFT ağını oluşturdular. Bu ağ 1990 yılında 2,900 banka tarafından kullanılmaktaydı. Diğer taraftan havayolu şirketlerinin oluşturduğu SITA iletişim ağı, bugün bilet ayırma ve diğer işletme amaçları için kullanılmaktadır. AT&T’nin Unix lisansını diğer bilgisayar firmalarına da vermesiyle birlikte, 1980’li yılların ortalarından başlayarak masaüstü işistasyonları, UNIX işletim sistemleri ve TCP/IP yazılımları ile beraber satılmaya başladılar. Böylece küçük boy kuruluşlar ve hatta iş istasyonu sahibi kişiler dahi genel amaçlı ağlara dahil olma şansına sahip oldular. ABD’de oluşturulan BITNET ağının Avrupa uzantısı olarak EARN (European Academic and Research Network) 1984 yılında kuruldu. Aynı yıllarda Japonya’da JUNET (Japan Unix Network) ve Ingiltere de, JANET (Joint Academic Network) kuruldu. Internet bağlantılarındaki artışın en önemli adımını oluşturan NSF-­‐NET (National Science Foundation NETwork) ise 1986 yılında 56Kbps hızındaki bir omurga ile ortaya çıktı. Ertesi yıl NSF, ABD içindeki Internet omurgası NSF-­‐NET in işletilmesi için IBM, MCI ve Michigan üniversitesinin oluşturduğu ve Merit Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 10 Network Inc. adı verilen konsorsiyum ile anlaşma imzaladı. Omurga hızı 1988 yılında T1 (1.544Mbps) seviyesine yükseltildi. 1989 yılına gelindiğinde Internet’e bağlı bilgisayar sayısı 100,000 ve BITNET’e bağlı bilgisayar sayısı ise 1,500 civarındaydı. BITNET kullandığı yazılım teknolojisinin bir gereği olarak sakla-­‐ve-­‐ilet (store-­‐and-­‐forward) tipi bir ağdır. Uzaktan login, file transfer ve etkileşimli kullanım gibi özellikleri bulunmamaktadır. Bu teknolojik sorunlar nedeni ile kuruluşundan yaklaşık 10 yıl sonra büyümesi durmuş, bugün ise terkedilme noktasına gelmiştir. 1990’lı yılların başlaması ile Internet’in ticarileşme süreci de belirginleşmeye başlamıştır. Önce ARPANET ağı tamamen sona erip NSF-­‐NET oluşmuş ve ardından Internet’in ticari kullanımı önündeki engelleri kaldırmasıyla beraber Commercial Internet eXchange (CIX) oluşturulmuştur. 1995 yılında ise NSF-­‐NET tamamen araştırma amaçlı ağ haline dönüşmüş ve ABD’nin omurga trafiği ticari ağ işleticilerinin (Sprint, MCI) üzerinden iletilmeye başlamıştır. Yukarıda belirtilen tarihsel süreç içinde çok sayıdaki bilgisayar firması tarafından, ürettikleri bilgisayarları birbirlerine bağlayan ağ ürünleri ortaya çıkarılmış ve kullanılmıştır. Ancak bu ürünlerin sadece bir tek markaya bağlı olması (proprietary) nedeni ile tarihsel süreç içinde yaygınlaşamadan ortadan kalkmışlardır. Internet ağ teknolojisi ise açık ve marka bağımsız bir iletişim standardı olması nedeni ile günümüze kadar gelmiş ve dünyanın en yaygın kullanılan iletişim alyapısının oluşmasını sağlamıştır. Görüldüğü gibi, iletişim teknolojileri 1980’li yılların ikinci yarısından başlayarak başdöndürücü bir gelişme göstermektedir. Iletişim ve bilgisayar teknolojilerinin biribirlerinin neredeyse ayrılmaz parçaları haline geldiği günümüzde çoklu-­‐ortam uygulamaları masaüstünde birleşmiş ve günlük yaşamımızın neredeyse ayrılmaz parçaları olmuşlardır. Kişisel iletişim teknolojileri (hücresel telefon, vb.) ise her geçen gün daha da yaygın olarak kullanılma eğilimi göstermektedir. Diğer yandan, 1990’lı yılların başlarından itibaren uluslararası platformda Internet’in hızlı yaygınlaşması ile veri iletişiminde bir küreselleşme gözlemlenmektedir. 1980’li yıllarda ağırlıklı olarak akademik ve araştırma ortamlarında kullanılan Internet 1990’lı yıllarda diğer sektörlere de (kamu, ticari, örgütsel, vb.) yaygınlaşmıştır. Internet’in bugüne kadar olan gelişimine bakılarak geleceğin nasıl olacağı konusunda kestirimler yapılmaktadır. Buna göre 2000 yılında dünyada Internet’e 100,000,000’dan fazla bağlı bilgisayarın bulunacağı tahmin edilmektedir (bkz. Çizim-­‐3). 11 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Çizim 3. Internet'in Gelişimine Ilişkin Kestirim Bu gelişmeler ışığında, ulusal iletişimin önemini kavrayan ileri batı ülkeleri 1993 yılından başlayarak ‘National Information Infrastructure’, ‘Information Superhighway’ (Bilgi Otoyolu) vb. kavramları sloganlaştırarak ortaya atmışlar ve bu konuda ulusal eylem planı oluşturma çalışmalarına başlamışlardır. Yukarıda belirtilen teknolojik gelişime paralel olarak enformasyon altyapısı kavramı uluslararası siyasal arenada da gelişim gösterdi. Önceleri Ulusal Enformasyon Altyapısı (NII: National Information Infrastructure) olarak anılan bu kavram, kısa bir süre sonra Küresel Enformasyon Altyapısı’na (GII: Global Information Infrastructure) dönüştü. Aşağıda, bu kavramın uluslararası siyasal arenada nasıl geliştiği özetlenmektedir [4]. Ilk kez 1977 yılında, Iktisadi Işbirliği ve Gelişme Teşkilatı 'nın (OECD: Organization for Economic Co-­‐operation and Development) Enformasyon, Bilgisayar ve Haberleşme Politikaları (ICCP: Information, Computer and Communications Policy) Komitesinde, Enformasyon Altyapısı (II: Information Infrastructure) dile getirildi. OECD, telekomünikasyon altyapısını ve bunun üzerinde kurulacak enformasyon ağının tartışıldığı üst düzeyde özel bir toplantıyı (High Level Meeting of the Committee ICCP) Aralık 1987 'de Paris 'de düzenledi. ABD 'de Başkan Clinton işbaşına geldiğinde yardımcısı Al Gore, üretkenliği azalmakta olan ekonominin düzelebilmesi için, tüm yaşamı kökünden etkileyecek bir teknolojik planın uygulamaya konulacağını açıkladı. Bu teknolojik plan, elektriğin ışığa dönüştürülerek (daha açıkçası elektriksel olarak taşınan bilginin optik olarak taşınabilmesi sonucu), çok büyük hızlarda bilginin işlenip, saklanıp, iletilip, anahtarlanabildiği optik bir iletişim ağının varolan telekomünikasyon altyapısı üzerine kurulmasını amaçlamakta idi. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 12 O günlerde yapılan varsayımlar, ki bugün artık kesin gözü ile bakılmakta, yeni iş alanları açarak otomasyon ve özelleştirmenin de etkisi ile giderek artan işsizliğe çözüm getireceği, ekonomiyi etkin ve canlı kılarak toplumlara refah sağlayacağı idi. Bu altyapı önceleri Enformasyon Anayolu (IH: Information Highway), Enformasyon Süper Anayolu (ISH: Information Super Highway) diye adlandırılırken daha sonra Ulusal Enformasyon Altyapısı (NII: National Information Infrastructure) olarak anılmaya başlandı. OECD, Küresel Rekabet ve Işbirliğinde Yeni Olanaklar (New Challenges for Global Competition and Co-­‐operation) üzerine Ekim 1992 'de Paris'te özel bir toplantı düzenledi. Japon Sanayi ve Dışticaret Bakanlığı MITI (Ministry of International Trade and Industry) ve OECD, Enformasyon Teknolojileri Standardlarının Ekonomik Boyutu ve Devlete Düşen Yeni Görevlere (The Economic Dimension of IT Standards: Users and Government in the Standardization Process) ilişkin özel bir toplantıyı Kasım 1992 'de Tokyo'da düzenledi. 1993 başında Detroit'te yapılan G7 (ABD, Kanada, Ingiltere, Fransa, Almanya, Italya ve Japonya) toplantısında, Ulusal Enformasyon Altyapılarının oluşabilmesi için nasıl bir devlet politikasının izlenmesi gerektiğinin incelenmesi OECD 'den istendi. BMFT (Alman Bilim ve Teknoloji Bakanlığı) ile OECD Bilgi Teknolojilerinin Olanaklarına (Challenges to Information Technology) ilişkin özel bir toplantıyı Haziran 1993 'te Dresden'de düzenledi. ABD 'nin Ulusal Bilim Vakfı NSF (National Science Foundation) ve OECD, Ulusal Enformasyon Teknoloji Politikalarının Mikro ve Makro Ekonomik Etkileri (Micro-­‐ and Macro-­‐ Economic Impacts of National Information Technology Policies) konusunda özel bir toplantıyı Kasım 1993 'te Charleston'da düzenledi. Mart 1994'te Kyoto'da yapılan Dünya Telekomünikasyon Konferansında (World Telecommunications Conference) ulusların bireysel olarak Ulusal Enformasyon Altyapılarını oluşturmasının yeterli olamayacağı, bugün kullandığımız posta, telefon, teleks ve telgraf altyapısında olduğu gibi enformasyon altyapısının da küreselleşmesi gereği vurgulanarak Küresel Enformasyon Altyapısı kavramı ortaya atıldı. Dahası, telekomünikasyonda evrensel hizmet (universal service) diye bilinen: Kişilerin ödeyebilecekleri bir ücret karşılığında telefon konuşması yapabilme hakkı, Kişilerin ödeyebilecekleri bir ücret karşılığı her tür (ses, resim, hareketli görüntü, müzik, veri vb.) bilgiye etkileşimli (interactive) olarak erişebilme hakkı olarak yeniden tanımlandı. Eylül 1994 'te yapılan Bakanlar Düzeyindeki G7 toplantısında, Enformasyon Toplumu: Ön Bildiri'si (Information Society: Initial Paper) yayınlandı. Enformasyon Sistemlerinin Güvenirliği, Kişisel Verilerin Korunması ve Mahremiyete Ilişkin Konular (Issues Related to Security of Information Systems and Protection of Personal Data and Privacy) üzerinde bir Uzmanlar Toplantısını OECD Aralık 1994 'te Paris'te düzenledi. Ve son olarakta 24 Şubat, 1995 'te, Bürüksel'de, Enformasyon Altyapısı üzerinde Bakanlar Düzeyinde yapılan G7 toplantısında küresel enformasyon altyapısı için uygulanacak devlet politikalarının genel çerçevesi üzerinde görüşmeler yapılmıştır. 13 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Yukarıda sözü edilen kronolojik gelişme göz önüne alındığında, iletişim teknolojilerinin ve bilgisayar ağlarının toplumsal gelişmenin ne denli önemli birer yapıtaşı oldukları anlaşılmaktadır. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 14 Türkiyede Internet Öncesi Temel Iletişim Altyapısı ve Bilgisayar Ağları Bilgi temelli toplum (Information Society) olma yolunda belirleyici olan en önemli öğe o toplumun günümüzdeki iletişim (telecommunications) altyapısıdır. Iletişim, ticari servislerin, mal piyasasının, medyanın, ulaşım ve turizmin, eğitimin, devlet işleyişinin kısacası günümüz toplumunda aklımıza gelen her alanın ayrılmaz bir parçasıdır. Ekonomiler bilgi yoğun olmaya başladıkça istihdamın %70’inin iletişim bağımlı olacağı hesaplanmaktadır [1]. Modern iletişim sistemlerine ulaşmakta geri kalan ülke ve firmaların genel ekonomi içinde yer almaları mümkün görülmemektedir. Günümüz toplumunu son derece derinden etkiliyor olmasına rağmen iletişimin stratejik bir yatırım alanı olması aslında oldukça yenidir. Ancak 1980’li yıllardan sonra bilgi teknolojileri alanındaki hızlı gelişme ve talep ile iletişim, ekonomilerin en yüksek başarımlı kesimlerinden birisi haline gelmiştir. 80‘li yıllardan önce hemen hemen tüm ülkelerde (bugün de halen pek çok ülkede) iletişim servisleri devlet tekeli altında ve diğer klasik servisler (telgraf, mektup vs.) ile beraber sunulmaktaydı. Fakat bilişim/enformatik alanındaki hızlı gelişmeler iletişim hizmetlerine olan talebin yapısını da değiştirmiştir. Gelişmiş ekonomilerde bugün sıradan telefon servisleri (özellikle yerel boyutta) düşük gelişme gösterirken bilgi iletişimi ve bilgisayara bağlı katma değerli servisler konusunda oldukça yüksek bir gelişme eğrisi gözlenmektedir [2]. Türkiye de bu hızlı değişimden etkilenmiş ve hatta sayısal iletişim altyapısını diğer ülkelere göre geç kurması yüzünden oldukça yeni teknolojiye sahip olma avantajını sağlamıştır. 1985 lerden beri ülke iletişim konusunda büyük yatırımlar yapmış (Yıllık gayri safi milli hasılanın yaklaşık %1’i ), temel olarak telefon iletişimi ve düşük hızlı sayısal veri iletişimi için kurulan ağ ülkenin hemen hemen tümünü kapsamış ve digital altyapı oranında pek çok OECD ülkesinin önüne geçilmiştir. Türkiye’de sayısal iletişime geçilmesi kararı askeri yönetimin atadığı Meclisten güvenoyu alan Bülent Ulusu hükümetince alınmıştır. PTT, 1982 yılında sayısallaşmaya geçiş için “1983-­‐1993 Haberleşme Ana Planı” nı hazırlamaya başlamış ve 1983 yılında rapor devletin ilgili birimlerine sunulmuştur. Raporda, yurtiçi haberleşme ihtiyaçlarımız açısından sayısal teknolojinin zorunlu hale geldiği, iletişimin ulusal kalkınmaya doğrudan ya da dolaylı katkıda bulunacağı, ulusal güvenlik ve savunma açısından önemli olduğu vurgulanmıştır. Ayrıca oluşturulacak iletişim ortamının refahın kitlelere yayılmasında ve büyük şehirlere akının azaltılmasında etkili olacağı da savunulmaktadır. Sunulan bu rapor sonrasında başlatılan çalışmalar ile iletişim altyapısı yatırımlarında büyük bir patlama yaşanmıştır. 1983 yılındaki 290 milyon ABD doları olan yatırım miktarı 1990 yılında 815 milyon dolara ulaşmıştır. Telefon abonesi sayısı 1983 yılında 1.5 milyon iken bu rakam 1993 yılında 12 milyonu aşmış, telefonu olmayan köy sayısı 26,000 den sıfıra düşmüştür. 1993 yılında 15 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını telefon yoğunluğu %16’yı aşmıştır (Gelişmekte olan ülkelerde %2.6, dünya ortalaması %12.7, Avrupa Topluluğu %52’dir). OECD ülkelerindeki PTT’ler ortalama olarak gelirlerinin %25’ini yatırıma ayırırken, Türk PTT’si gelirinin %80’e yakın bölümünü yatırıma harcamıştır [3]. Günümüzün klasik söylemi olan “çağ atlamak” sözü de ilk defa bu dönemde bir sayısal yönlendiricinin açılışında söylenmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da şudur: o dönemde göreli olarak önemli bir atılım yapılıyor olmakla birlikte, gerek yapılan yatırımın ulaslararası arenada yaşanan teknolojik gelişme hızına yetişememesi, gerekse de 1980’li yılların sonlarından başlayarak yatırımların durma noktasına gelmesi bugün bizi ulusal iletişim altyapımızı tekrar sorgulanma noktasına getirmiştir. OECD’nin 1995 yılı yayınlarında TT’un çeşitli özellikleri OECD’nin en arka sıralarında yer almaktadır [5]. Türkiye’de genel amaçlı bilgisayar ağlarının kuruluşu ise EARN (European Academic and Research Network)’e yapılan bağlantı ile başlamıştır. Bilindiği gibi EARN, kendi kurucu üyeleri tarafından 1984 yılında başlatılmıştır [6]. Türkiye üniversitelerinin bu ağa bağlanma çalışmaları ise 1986 yılında Ege Üniversitesinden Prof. Dr. Oğuz Manas ve ekibinin çabaları ile başlatılmıştır. Bu amaçla kurulan TÜVAKA (Türkiye Üniversite ve Araştırma Kurumları Ağı) yönetim kurulu EARN’ün Türkiye’deki etkinlikleri, ağ topolojisi gibi konularda çalışmalarını sürdürmüştür. TÜVAKA yönetim kurulu ağa bağlı üniversitelerin Bilgisayar Merkezi temsilcilerinden oluşmaktaydı. Ayrıca 1987 yılında TÜVAKA’nın teknik düzeyde iletişimini sağlamak, sorunlarını çözmek amacı ile bir teknik alt komisyon oluşturulmuş ve üniversiteler arası kaynak paylaşımı, teknik destek ve yönetim kurulunun aldığı kararları gerçekleştirmek gibi görevleri sürdürmüştür. EARN ağına ilk önce Aralık 1986 tarihinde Ege üniversitesi bağlanmış, daha sonra da 1987 yılı içinde sırası ile Anadolu, Yıldız, Istanbul Teknik, Boğaziçi, Fırat, Orta Doğu Teknik, Bilkent ve Istanbul üniversitelerinin bağlantıları gerçekleştirilmiştir. EARN ağına yapılan 9600 bps hızındaki uluslararası bağlantı önce Italya üzerinden gerçekleştirilmiş bu bağlantı daha sonra EARN tarafından yapılan topolojik düzenleme gereği Fransa’ya alınmıştır. TÜVAKA'nın 1986-­‐1993 yılları arasında gelişerek oluşan ağ topolojisi 1993 yılında Çizim-­‐4'te gösterildiği şekilde yapılanmaktaydı. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 16 19 Mayýs Ü.
KTÜ
ÝTÜ
Atatürk Ü.
Boðaiçi Ü.
Yýldýz Ü.
IÜ
TÜBÝTAK
MAM
YÖK
TÜBÝTAK
ODTÜ
Uludað Ü.
Anadolu Ü.
KOSGEB
Bilkent Ü.
Hacettepe
Erciyes Ü.
Fýrat Ü.
9 Eylül Ü.
Dicle Ü
G. Antep Ü
Ege
Üni.
Çukurova Ü.
Akdeniz Ü.
Fransa
DAÜ
Çizim 4. TÜVAKA Topolojisi (1993) EARN ağının iletişiminde kullanılan IBM firmasının RSCS (Remote Spooling and Communication Subsystem) yazılımının açık bir yazılım olmaması ve sağladığı imkanların çok kısıtlı olması nedenleri ile bir süre sonra yetersiz kalmaya başlamıştır. Ayrıca uluslararası hattın kapasitesinin artan kullanım nedeni ile talebe cevap veremez duruma gelmesi de ciddi sorunlar yaratmıştır [10]. Sonuçta bir sonraki bölümde anlatılacağı gibi Türkiye Internet Projesi yaşama geçirilmiş ve o günler için oldukça yüksek sayılacak hızda bir bağlantı ile Türkiye’nin Internet ağına bağlanması sağlanmıştır. Akademik dünyadaki bu gelişmelerin yanı sıra diğer önemli bilgisayar ağı çalışmaları da bankalar arasında oluşturulmuştur. 1980’li yıllardan itibaren bankalar şubeleri ile olan ilişkilerini daha hızlı ve sağlıklı olarak yapabilmek amacı ile şube otomasyonunu gerçekleştirmişlerdir. Şubeler ile banka merkezleri arasındaki iletişimin sağlanması için oluşturulan yıldız tipi ağlarda modemler ve iletişim hatları kullanılmış ve bu çalışmalar sonucu ekonomiye büyük bir canlılık gelmiştir. Ancak doğal olarak bu çalışmalar Akademik dünyadaki gibi genel kullanıma yönelik değil bankaların ticari işlemleri için yapılmıştır. 17 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Türkiye’de Internet’in Kuruluşu Bir önceki bölümde de özetlendiği gibi, Türkiye’de genel amaçlı geniş alan bilgisayar ağları ilk olarak 1986 yılında üniversitelerin önderliğinde kurulmuş ve geliştirilmiştir. Kurulduğu günlerdeki gereksinimler sonucu sadece üniversiteler ve araştırma kurumları tarafından kullanılan ve finanse edilen bu ağ (TÜVAKA -­‐ Türkiye Üniversiteler ve Araştırma Kurumları Ağı), 1990'lı yılların başlarında hat sığası yetersizliği, teknolojik eskilik gibi çeşitli nedenlerle yetersiz kalmaya başlamıştır. Bu dönemde, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) tarafından önerilen bir proje Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBITAK) tarafından desteklenmiştir. Bu proje kapsamındaki çabalar sonucunda bazı yeni ağ teknolojilerinin kullanımı öngörülmüş ve 1992 yılından başlayarak önemli bir aşama kaydedilerek Türkiye'nin Internet bağlantısı sağlanmıştır. Ülkemizdeki bu girişimlerle eşzamanlı olarak dünyada Internet ağının hızla yaygınlaştığını, akademik ve araştırma dünyasının dışında devlet kuruluşları, uluslararası örgütler, ticari ve askeri kuruluşlarca da yoğun biçimde kullanılmaya başladığını görüyoruz. Benzer gelişmeler son birkaç yıl içinde ülkemizde de yaşanmaktadır. Başlangıçta akademik ağırlıklı olarak kurulan Internet, kısa zamanda diğer sektörlere de yaygınlaştırılmıştır. 12 Nisan 1993 tarihinde uluslararası Internet bağlantısının sağlanması ile birlikte ODTÜ ve TÜBITAK gerekli örgütlenme çalışmalarını başlatarak kendi personel özkaynaklarından TR-­‐NET olarak adlandırılan örgütün çekirdeğini oluşturmuşlardır. TR-­‐NET'in 1993-­‐96 yılları arasında yaklaşık 3 yıl boyunca yaptığı çalışmalar sonucu, üniversitelerimiz öğrencileri ve öğretim üyelerinin yanısıra bugün Türkiye'de 500’den fazla kurum ve kuruluş Internet olanaklarından yararlanmaktadır. Yapılan tahminler 1996 yılında Türkiye’deki kullanıcı sayısının enaz 100,000 civarında olduğunu göstermektedir. Bugün dünya'da gözlenen sektörler arası yaygınlaşmanın küçük ölçekli bir örneği ülkemizde de gözlenmektedir. TR-­‐NET’in üç yıl içinde yaptığı çalışmaların sonucunda gösterdiği gelişime ilişkin istatistikler aşağıdaki çizimlerde sunulmaktadır. Nisan-­‐1993 (TR-­‐NET Projesi başlangıçı) ile Ekim-­‐1996 (TURNET servisleri başlangıçı) arasında Türkiye de DNS sistemine kayıtlı Internet’e bağlı bilgisayar sayısı artışı Çizim-­‐5’te gösterilmektedir (Kaynak: RIPE tarafından yapılan Avrupadaki host sayım sonuçları, adres ftp.ripe.net). Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 18 Çizim 5. DNS’e Kayıtlı Bilgisayar Sayıları Mart-­‐1993 ile Aralık-­‐1994 arasında Türkiye den Internet’e çıkan trafik Çizim-­‐6’da gösterilmektedir (Kaynak: Merit tarafından tutulan NSFNET omurga istatistikleri, Adres: nic.merit.edu -­‐ NSFNET’in Mayıs 1995 tarihinde sona ermesi nedeni ile sağlıklı trafik bilgileri 1994 yılı sonuna kadar mevcuttur). Çizim 6. Türkiye Internet Trafiği Bu şekilden de görüleceği gibi Türkiye’nin uluslararası Internet trafiği 1.5 yıl (18 ay) içinde yaklaşık 5 kat artmıştır. 19 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Kullanıcı büyümesine paralel olarak sağlanması gereken bir dizi fiziksel altyapı olanaklarının tam olarak karşılanamaması sonucunda 1995 yılından başlayarak ağın hızında bir yavaşlama sözkonusu olmuştur. Uluslararası hat Ekim 1995’de 128Kbps hızına, Ekim 1996’da da 512Kbps hızına çıkartılmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte bir rahatlama sağlanmış olacaktır. Ancak, Türkiye’nin Internet kullanım potansiyelinin bu hat sığalarının çok ötesinde olduğu da bir gerçektir. Bu gelişme süreci boyunca sürmekte olan diğer sektörel gelişmelere paralel olarak bilgisayar ağları konusunda ülke politikası ve bunun uygulanması konusunda TR-­‐NET gurubunun çeşitli platformlarda girişimleri olmuştur. Örneğin, Bilişim’94 te bir Ulusal Bilgisayar Ağları Politikası önerisi sunulmuş ve konunun belli bir düzeyde tartışılması sağlanmıştır (bkz. Ek-­‐1). Ulusal bir yaklaşımın gerekli olduğu savından yola çıkarak, TR-­‐NET, 1995 ilkbaharında özel sektör kuruluşları ile ‘servis sağlayıcı’ modeli üzerinde bir tartışma platformu yaratmıştır. Bu görüşlerimizin tartışılması için o dönemde çeşitli sektörlerden sınırlı düzeyde katkı geldiyse de, çabalarımızın dolaylı bir sonucu yada yansıması olarak, bugün Türk Telekom (TT) A.Ş., Türkiye’de ulusal omurga ağ kurma çalışmaları kapsamında bir ihaleyi tamamlamış ve 1996’nın Eylül ayında TURNET omurgası çalışmaya başlamıştır. Ihale sonucunda ülke içi bir omurga ağın kurulması ve iki noktadan (Ankara ve Istanbul) uluslararası Internet’e bağlanması öngörülmüştür. Bu omurganın çevresinde yer alacak olan kuruluş ve kişilere servis sağlayıcı şirketler aracılığı ile hizmet verilmesi planlanmıştır. Bu planlar bugün yaşama geçirilmiş ve göreli bir rahatlama sağlanmıştır. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 20 Türkiye’de Internet’in Gelişim Süreci Internet ve Türkiye’de kullanıma sunuluş biçimi 1995 ve 96 yıllarında özellikle bilişim kamuoyu gündeminde ağırlıklı olarak yer almıştır. Konu üzerindeki tartışmaların halen çeşitli boyutlarda yoğun olarak sürdüğü gözlemlenmektedir. Nedir konuyu bu denli önemli kılan? Öncelikle, Internet ve sağladığı olanaklar çağdaş yaşamın parçası haline gelmektedirler; öyleki, bu teknolojiler neredeyse bir telefon gibi insanların günlük yaşamlarının ayrılmaz parçası olmak yolunda büyük bir hızla gelişmektedir. Dünya ülkelerinin gündemine girmiş olan bu önlenemez gelişmeden Türkiye’nin etkilenmemesi olanaklı değildir. Konuyu önemli kılan bir diğer neden ise, konunun yakın geçmişte Türkiye’de gösterdiği gelişme biçimi ve ülkemizde çeşitli kesimlerdeki yaygın ticaret anlayışının özgün yapısıdır. Internet’in ne denli önemli olduğu, insanın özellikle günlük yaşamını nasıl etkilediği gibi konulara daha önce değinilmişti. Özellikle 1996 yılının son aylarında günlük basın dahil çeşitli yayın organları Internet teknolojilerini yoğun bir biçimde tanıtmaktadırlar. Burada vurgulanması gereken en önemli konu, Internet tabanlı teknolojilerin öneminin ve ülkemizde yaygınlaştırılması gereğinin tartışılamayacak kadar açık ve net olduğudur. 1996 yılı boyunca bilişim kamuoyunda Internet ve Internet’in Türkiye’de uygulanma biçimi konusunda çeşitli tartışmalar sürmüştür ve sürmektedir. Bu tartışmaları sağlıklı olarak yorumlayabilmek için Internet’in ülkemizde gelişme sürecini çok iyi irdelemenin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu irdelemenin konuya uzak insanlarca da kolayca yapılabilmesi için öncelikle bugüne değin geçilen aşamalar aşağıda özetlenmektedir. Daha önceki bölümlerde özetlendiği gibi, Internet Türkiye’de, ODTÜ ve TÜBITAK tarafından 1992 yılında başlatılan bir proje çalışması kapsamında 1993 yılı Nisan ayında kurulmuştur. Uluslararası Internet bağlantısı ODTÜ ile NSF (Washington, ABD) arasında kurulan 64 Kbps hızında bir hat ile sağlanmıştır. Ilk aylarda akademik amaçlı olarak yalnız üniversitelerin birikmiş ağ sorunlarını çözmek için kullanılan Internet olanakları zaman içinde üniversitelerin yanı sıra diğer sektörlere de yaygınlaştırılmıştır. Bu noktada, ODTÜ ve TÜBITAK tarafından desteklenen ilgili oluşum TR-­‐NET olarak adlandırılmış ve kamuoyunda bu adla tanınmaya başlamıştır. Bu yapıda uluslararası iletişim hattının giderleri TÜBITAK bütçesinden ödenmiş, gerekli techizat ODTÜ ve TÜBITAK’ın özkaynaklarından, teknik işgücü ise ağırlıklı olarak ODTÜ’nin özkaynaklarından sağlanmıştır. Zaman içinde artan kullanım yoğunluğu ve yetersiz iletişim sığasının neden olduğu verim sorunlarının çözülebilmesi amacıyla, 1995 yılı başında TR-­‐NET (ODTÜ ve TÜBITAK) tarafından iki ardışık girişimde bulunmuştur. Bu girişimlerden birincisi, başlangıçta tümüyle devlet desteği ile sürdürülecek bir yapının sağlıklı bir geçiş süreci aracılığıyla zaman içinde belli oranda özelleştirilmesi için neler yapılabileceği, buna özel sektör katkısının ne olabileceği gibi konuların tartışılması amacıyla özel sektörün potansiyel ‘Servis Sağlayıcı’ kuruluşları ile Mart 1995’te bir toplantı yapılması idi. Bu toplantıda 21 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını TR-­‐NET olarak servis sağlayıcı’lardan beklentilerin neler olduğu ve nasıl bir işleyiş düşünüldüğü aday servis sağlayıcı kuruluşlara anlatıldı. Servis sağlayıcılar aracılığı ile Internet’in ülke içinde yaygınlaştırılması fikirleri Bilişim’94 kapsamında yayınlanan bir bildirimizde de özetlenmektedir [10]. Servis sağlayıcı adayları ile yapılan bu toplantıda görüşülen konular daha sonra izleyen günler ve haftalarda elektronik ortamda da ayrıntılı olarak tartışıldı. Daha sonraları kurulacak olan TURNET’in omurgasına da temel oluşturan yapı Çizim-­‐7’de gösterilmektedir. Burada önerilen yapı başlangıç kurgusunu temsil etmekte olup, aşamalı olarak diğer illlere de yaygınlaştırılması öngörülmüştür. Çizim 7. Önerilen Omurga Modeli Burada işlenen ana fikir, servis sağlayıcılardan toplanacak yatırım katkıları ile hızlı bir omurga (backbone) kurulması, omurga’nın işletilmesi için hizmetlerin ücretlendirilerek servis sağlayıcılara satılması, diğer bir deyişle omurganın çevresinde servis sağlayıcılar katmanı oluşturulması, ve son kullanıcının servis sağlayıcılar aracılığı ile hizmet almaları idi. Bu yapıya yönelik olarak, servis sağlayıcı adayları tarafından çeşitli görüşler dile getirilmiştir. Kimi bu fikrin hemen yaşama geçirilmesini savunurken, kimi servis sağlayıcılar fikre tümden karşı çıktılar. Karşı çıkanlar kendi aralarında farklı görüşlere sahip guruplar olarak belirdiler. Bazıları fikrin daha fazla olgunlaştırılmasını savunurlarken, bazıları ise omurga kurma işinin doğrudan kendilerince yapılmasını savunuyorlardı. Bu sözü edilen ikinci gurupta yer alan firmalardan bazıları aynı yılın Haziran ayı içinde, bir sonraki paragrafta anlatılan TR-­‐NET’in ikinci girişimi ile eşzamanlı olarak ‘TR-­‐NET A.Ş.’ adıyla bir şirket kurma girişimi başlatarak amacını çok net bir şekilde ortaya koydu [7]. Servis sağlayıcı adayları ile yapılan görüşmelerin ve tartışmaların uzaması ve bir ortak görüşe varılamaması sonucunda, daha fazla zaman kaybetmemek ve Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 22 hedeflenen sağlıklı altyapıyı biran önce kurabilmek için, ikinci bir girişim olarak, TR-­‐NET tarafından Türk Telekom (TT) A.Ş’ye bir teklif götürüldü. Teklifin içeriği özet olarak şöyle idi: ‘ulusal bir omurga ağ kurmak ve bu ağı uluslararası Internet ağına ilişkilendirmek için başlangıçta gerekli iletişim hatlarını TT’nin, gerekli yazılım, donanım ve insan gücünü TR-­‐NET’in sağlayacağı bir model oluşturmak ve elde edilecek gelir ile yatırım yaparak kendini geliştirecek bir yapıyı sağlamak.’ Böylesi bir teklifin TT’a götürülmesinin ardındaki en önemli neden TT’un 406 ve 4107 sayılı yasalar ile temel iletişim olanaklarının sunulması konusunda ‘tekel’ konumunda olması (TT halen bu sözü edilen yasalar uyarınca tekel olma özelliğini sürdürmektedir) ve bunun sonucunda çok hızlı bir gelişme sağlanabileceği idi. Bu teklif TT tarafından olumlu karşılandı; ve 1995 yılı Nisan ile Haziran ayları arasında iki ay boyunca konuya ilişkin sözleşme çalışmaları sürdürüldü. Imzalanma aşamasına gelen ve taraflarca üzerinde görüş birliği oluşturulan sözleşmenin ana fikrini oluşturan öğeler şunlardı: a) IP tabanlı omurga ağını oluşturmak ve uluslararası bağlantıyı sağlamak için gerekli olan ülke içi ve dışı iletişim hatları TT tarafından sağlanacak; b) başlangıç için yazılım, donanım ile proje için gereken işgücü TR-­‐NET tarafından sağlanacak; c) gelirin %60’ı TR-­‐NET ve TT’nin ortak kararı ile doğrudan Internet altyapısı için yatırıma döndürülecek (diğer bir deyişle, kurulan yapının gelişmesi için gerekli yatırım her zaman yapılabilecek); d) gelirin kalan %40’ından giderler çıktıktan sonra kalan kısım taraflarca paylaşılacak. Neredeyse sonuçlanma aşamasına gelmiş olan bu sözleşme çalışmaları, 1995 yılı Haziran ayı içinde TT tarafından, ‘bu konuda bir ihaleye çıkılmasının daha uygun olacağı’ gerekçesi ile durduruldu. Bu noktada, TT’un çeşitli guruplar tarafından baskı altında olduğu, bu gurupların bazılarının siyasi baskı bile uyguladıkları duyumları alındı. Sonuç olarak, TT A.Ş. Internet omurgasının ihale yolu ile kurdurulması yolunda adımlar atmaya başladı. Daha sonra, 1995 Ağustos ayında TT tarafından TURNET olarak adlandırılan Türkiye’nin Internet omurgasının kurulması için hazırlanan ihale şartnamesi yayınlandı ve 1995 Eylül ayı içinde isteklilerin ihale tekliflerinin verilmesi istendi. Ihale, ‘gelir paylaşımı ortaklığı’ olarak gerçekleştirilmek üzere hazırlanmıştı. TT’un açıklamasına göre, bu yöntem (gelir paylaşımı ortaklığı), TT’un çeşitli nedenlerle yatırım yapamadığı durumlarda, tüm kuruluş yatırımını ve ileride gerekecek tüm genişletme/iyileştirme yatırımlarını bir firmaya ya da konsorsiyuma yaptırarak işletimden elde edilecek gelirin belli oranlarda paylaşılması esasına göre çalışmaktadır. Bu ihalenin teknik ve idari şartnamelerinin bazı kısımları ile ihalenin yürütülmesi sırasındaki ara adımlar kanımızca çeşitli açılardan yetersiz, eksik ve yanlıştır. Ancak, bu yanlışlar ve eksiklerin tüm katılımcılar için eşit olarak geçerli olması bir yana, bugün bunu tartışmanın pratik bir yararın da olmadığı saptamasının yapılması gerekir. Eksik ve yanlışların kolayca anlaşılabilmesi için, önce ihale şartnamesindeki bazı temel koşulları gözden geçirelim. Böylece, TT ile 23 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını işi yapacak olan konsorsiyum arasındaki ‘gelir paylaşımı ortaklığı’ daha iyi anlaşılacaktır. ♦ Şartnameye göre ülke içi omurga için ve uluslararası iletişim için gereken iletişim hatları, yazılım, donanım, ve TT elemanlarının eğitimi teklif veren konsorsiyum tarafından karşılanacak; bu işletimden elde edilecek gelir TT’un payı en az %45 olacak şekilde paylaşılacaktır (bu pay ihale sonunda, kanımızca yanlış bir artırma yöntemi kullanılması sonucunda %70.2 olarak gerçekleşmiştir). Dikkat edilirse burada iki kez ücretlendirme söz konusudur. Konsorsiyum, uluslararası iletişim hatlarını TT’dan ve uluslararası diğer taşıyıcılardan normal tarifeler üzerinden satın almakta, diğer bir deyişle bu alışverişten TT normal kazancını sağlamakta, daha sonra bu kurulan iletişim olanakları üzerinden elde edilen gelirden TT tekrar %70.2 pay almaktadır. ♦ ‘Erişim Sağlayıcı’ ve ‘Servis Sağlayıcı’ kavramları biribirine karıştırılmış ve tek bir yapı altında sunulmaya çalışılmıştır. TT (TURNET) bir yandan kendisi servis sağlayıcı olmak istemekte, bir yandan da çevresinde yer alacak servis sağlayıcılar tanımlamaktadır. Basit bir benzetme ile, bayileri ile yarışan bir ana dağıtıcı rolü üstlenmektedir. Her ne kadar, TT pratikte bu yarışmanın olmayacağını söylüyor olsa da, bu durum servis sağlayıcıları endişelendirmektedir. En azından, TURNET'in ‘Servis Sağlayıcı’ özelliğinin yalnız ve yalnız özel servis sağlayıcıların hizmet vermediği noktalarda (kullanım potansiyelinin az olacağı bölgelerde) tanımlanması ve öne çıkartılması gerekirdi. Ihaleye katılan konsorsiyumlar/firmalar şu şekilde bir oluşum gösterdiler: (1) IBM, (2) IDT-­‐LASEREX, (3) LIKOM-­‐NUROL-­‐MCI, (4) NETAŞ, (5) SATKO-­‐
ODTÜ-­‐SPRINT. Ihale zarflarının açılması sırasında, NETAŞ ihaleye itiraz mektubu (diğer bir deyişle, iptal dilekçesi) verdi (gerekçelerini NETAŞ yada TT isterlerse açıklayabilirler). Itirazın TT tarafından kabul edilmemesi üzerine NETAŞ ihaleden çekildi. Daha sonra, ilerleyen haftalarda Türk Telekom kalan firmalarla görüşmelerini sürdürdü. Bu firmalardan IBM dışında kalanlar TT tarafından açık artırma için çağırıldılar, diğer bir deyişle IBM teknik olarak elendi (IBM’in açık artırmaya çağırılmama gerekçesi IBM yada TT tarafından isterlerse açıklanabilir). %45’den başlatılarak ‘açık artırma’ modeli ile yapılan pazarlık sonucunda, birinci yıl %70.2 ile başlayıp her yıl 1.5 puan artarak sürecek olan ‘TT payı’ ½ saat süren bir açık artırma süreci ile saptanmış oldu. Ihaleyi SATKO-­‐ODTÜ-­‐
SPRINT konsorsiyumu kazandı. Burada dikkat çekici önemli bir ayrıntı da şudur: Açık artırmada %45 olarak başlatılan ‘TT payı’, en az 0.1 puan artış adımları kullanılması koşulu ile yarışan üç konsorsiyum tarafından biribiri ardına deklere edilerek saptandı. Yani her konsorsiyumun bir önceki deklarasyonu ile bir sonraki deklarasyonu arasında %0.3 fark bulunuyordu. Kanımızca, bu yöntem kontrol edilmesi pratik olarak oldukça güç bir artırma süreci oluşturmuştur. Bunun sonucu olarak da kamuoyunun neredeyse tümünün yadırgadığı paylaşım oranları ortaya çıkmıştır. Kurulması öngörülen yapı Çizim-­‐8’de gösterilmektedir. Kurulmuş olan yapıda Ankara’dan çıkan uluslararası hat fiber-­‐optik olarak gerçekleştirilmiştir. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 24 Çizim 8. TURNET Kurgusu 1995 Kasım ayı sonunda SATKO-­‐ODTÜ-­‐SPRINT konsorsiyumu sözleşme yapmak üzere TT tarafından çağırıldı. Sözleşme çalışmaları yaklaşık 3 ay sürdü. Bu sürecin en önemli özelliklerinden biri, TT ile konsorsiyum arasında sözleşme çalışmaları sürerken, çeşitli TT hizmetlerinin Lisans’a bağlanabileceğine ilişkin yönetmeliğin 1995 Aralık ayı sonunda Resmi Gazete’de yayınlanması idi. Internet servislerinin de bu tanıma dahil olup olmadığı net olmamakla birlikte, ayrı tutulması için önemli bir gerekçe olmadığı söylenebilir. TT’un genel olarak kurumsal bazda konuya bakış açısı, sözleşme masasındaki örgütsel tutumu, hızlı ve birimleri arasında anlayış birliği oluşturarark hareket edebilme yeteneği, ‘mevzuat canavarı’nın yapıcı düşünce önünde engel oluşturması gibi özelliklerini bu denli yakından izleyenler olarak bu uzun sürecin çeşitli adımlarının sonuçları ve genel verimi konusunda şaşırmadığımızı söyleyebiliriz. Ihalenin yapılmasını izleyen dönemde TT yetkilileri çeşitli ortamlarda TURNET’in kısa zamanda kurularak yaşama geçeceğini bildirdiler. Oysa, haftalar ve aylar geçiyor, ancak TURNET kurulmuyor, çalışmaya başlamıyordu. TURNET kuruluşuna ilişkin sözleşme TT ile konsorsiyum ortakları arasında 1 Mart 1996’da imzalandı. Sözleşmenin imzalanmasına değin geçen 3 ay içinde ve imzalanmasını izleyen günlerde iki temel konu tartışmaların belirleyicisi oldu. Birincisi, kurulacağı ve çalışacağı söylenen TURNET ortada yoktu. Ikincisi, TURNET için belirlenen fiyat tarifesi servis sağlayıcılar tarafından yüksek bulunuyordu. Bu dönemde 64 Kbps hızında bir TURNET bağlantısının aylık 6,000 ABD doları bedel ile sağlanacağı söylenmekteydi. 25 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını TURNET’in kurulamaması aslında süreci yakından bilenler için hiçte şaşılacak bir durum değildi. TT sözleşme masasında ihaleyi kazanan konsorsiyumu ağır koşullara imza atması için zorluyordu. %70.2’lik TT payı zaten başlı başına bir sorun yaratıyordu. Buna ek olarak, olası bir Internet lisans dağıtımı ve bu durumda TT’nin konsorsiyumu koruyup koruyamayacağı bir yana, en azından diğerleri ile eşit konumda tutup tutmayacağını sözleşmeye koymaya yanaşmaması sonucu imza süresi uzadığı gibi, bu dönemde konsorsiyumun kuruluşa ilişkin techizat siparişlerini vermesini de geciktirdi. Nisan 1996’ya gelindiğinde sözleşme imzalanmış, TURNET’in kurulması ve fiyat tarifesinin oluşması bekleniyordu. Bu dönemde ODTÜ, konsorsiyum’dan ayrılacağını gerek ortaklarına gerekse de TT’a bildirdi.; ancak, bu konuda kamuoyunda yeni bir tartışma başlatmamak ve gündemi temel sorunlardan saptırmamak için bir açıklama yapmadı. Bugün, bu konuda birşeyler söylemek gerekirse; ODTÜ’nün ülke çapında kamu yararına ve hızlı bir biçimde Internet kurulması için giriştiği bu işin, beklediği şekilde oluşmaması ve evrensel doğrularla uyumlu bir gelişme göstermemesi nedeni ile ayrılma kararı verdiği söylenebilir. TURNET tarifesinin son resmi şeklini alması 1996 yazı başlarına rastlar. Saptanan tarifeye göre 64 Kbps hızında bir servis sağlayıcı bağlantısı aylık 4,000 ABD doları bedel ile sunulacaktı. TURNET’in dial-­‐up erişim için uygulayacağı tarife ise ilk 15 saat için 15 ABD doları, daha sonraki her saat için 1 ABD doları olarak saptandı. TURNET tarifesi aşağıdaki tabloda verilmektedir. TURNET TARIFESI A. Kiralık Devre ile Bağlantı Hız Tesis Ücreti 9600-­‐28800 64K 128K 256K 512K 1M 2M 500 1800 2600 4500 7500 10.000 18.000 Aylık Sabit Ücret 750 2000 3100 5000 -­‐ -­‐ -­‐ I. Seçenek Aylık Sabit Ücret Karşılığı Mbyte Limiti Ilave her Mbyte ücreti $ Yurtiçi Yurtdışı Yurtiçi Yurtdışı 100 300 450 750 -­‐ -­‐ -­‐ 100 300 450 750 0.25 0.25 0.25 0.25 II. Seçenek Aylık Sabit Ücret $ (Limitsiz Kullanım) 1.00 1.00 1.00 1.00 1500 4000 6200 10.000 15.000 23.000 40.000 B. IP/X.25 Bağlantı Ücreti B.1Tesis Ücreti: 100 $ B.2 Aylık Sabit Ücret (300MB Yurt içi, 300MB Yurt dışı Trafik): 200 $ B.3 Haberleşme ücreti (300 MB üzeri her MB için) Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 26 Yurt içi 0.25$ Yurt dışı 1.00$ 1996 yılı yaz aylarında servis sağlayıcıları ivedi olarak sözleşme imzalamaya çağıran TT bir diğer tartışmayı başlattı. TT’un imzalanmasını istediği sözleşmenin oldukça tek yanlı ve servis sağlayıcıları zorlayan bir yapıda olduğu görüldü. Ancak, TURNET’in bir an önce işletime açılması, uzun süredir yatırım yapıp gelir elde edemeyen servis sağlayıcılar için oldukça önemli idi. Bu nedenle, 20-­‐30 kadar servis sağlayıcı önerilen sözleşmeyi imzaladı. Bunları izleyen diğer kuruluşlar ve servis sağlayıcılar ile, 1996 Kasım ayında TURNET omurgasına bağlı toplam kuruluş sayısının 60’ın üzerinde olduğu sanılmaktadır. Geçmişe bakıldığında, her konuda olduğu gibi, Türkiye’de Internet’in de gelişimine ilişkin konularda çelişen çeşitli görüş ve eleştirilerin üretilmesi olanaklıdır. Bunun temel nedeni, süreç içinde yanlışlıkların ardışık olarak biribirini izlemesi ve çoğu kez üretilen görüşlerin referans noktalarının kaybolmuş olması ya da süreç içindeki farklı referansları kullanmasıdır. Ülkemizde Internet’in gelişme sürecindeki en temel yanlışlar ve bunların eleştirileri ve konu ile ilgili genel görüşlerimiz şu şekilde özetlenebilir: (1) TT somut bir sonuç üretmeden zamanı çok cömertçe kullanmıştır. ODTÜ ve TÜBITAK tarafından TT’a ilk teklifin götürülmesinden TURNET’in kuruluşuna değin yaklaşık 18 ay geçmiştir. (2) Yatırım yapamadığı gerekçesi ile ‘gelir paylaşımı ortaklığı’ yöntemi ile Internet işini yapan TT, 1995 yılı sonunda trilyonlar düzeyinde yatırım yapmış ve telefon şebekesini genişletmiştir. Bu konuda TT’nin olası açıklaması ‘bu harcamalar yatırım değil şebeke geliştirilmesi içindir’ şeklinde olabilir. Ancak, TURNET için yapılan techizat yatırımının sadece 1 milyon dolar olduğu göz önüne alınırsa, böylesi bir açıklamanın ne denli inandırıcı olduğu tartışılabilir. (3) TT’un ‘tekel’ konumu ve bunun oluşturduğu sorunlar yasama platformlarında tartışılmalıdır. Konunun doğrudan TT ile tartışılması, doğal tepkisel yaklaşım nedeni ile sürecin uzamasını ve sorunun daha karmaşık hale gelmesine neden olmaktadır. (4) Ulusal bir bilişim politikası oluşturulmalı ve bunun en önemli altyapı bileşeni olan iletişim/ağ yapısının zamana yayılmış bir ana planı yapılmalıdır. (5) Internet için üretilecek çözümler ne olursa olsun ulusal bir omurga’nın öneminin gözardı edilmesi ve bunun sonucu olarak oluşturulmaması çok sakıncalıdır. Ülke olarak en önemli hedefimizin gelişkin bir iletişim ağı omurgası oluşturmak olması gerekir. (6) Düzenleyici erk (regulatory body) olmadan sınırsız serbestleştirme (liberalleştirme) ülkemizin özgün piyasa yapısı nedeni ile sakıncalıdır. Temel hedeflerden biri, ‘düzenleyici erk’in oluşturulması olmalıdır. Bugün geldiğimiz noktada, kavramsal olarak tartışılması gereken en önemli konu TT’nin tekel olarak Internet konusunda takındığı tavır ve bu nedenle gelişme sürecine yaptığı etkileridir. 27 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Bu bölümde özetlenen gelişme süreci içinde, TR-­‐NET tarafından eğitim, seminer, panel, makale ve kitap yayını gibi çeşitli etkinlikler yapılmıştır. Bu etkinlikler aşağıda kronolojik olarak sıralanmıştır. ♦ Mart 1992 -­‐ Yapılan elektronik yazışmalar sonucunda NSFNET Türkiyenin bağlantısı için olumlu görüşünü bildirdi. ♦ Mayıs 1992 -­‐ TR-­‐NET omurgası kuruluşu için gerekli teçhizat teklifleri alındı. ♦ Mayıs 1992 -­‐ TÜBITAK’a TR-­‐NET projesi için resmi öneri yollandı. ♦ Ağustos 1992 -­‐ Gerekli teçhizatın alımı gerçekleştirildi. ♦ Ekim 1992 -­‐ X.25 ile RIPE (Holanda) üzerinden ilk bağlantı gerçekleştirildi. ♦ Kasım 1992 -­‐ ‘Internet: Zen and the Art of Internet’, ‘Accessible Library Catalogs and Databases’, ‘Internet Resource Guide’ isimli üç kitap basıldı ve dağıtıldı. ♦ Nisan 1993 -­‐ ODTÜ-­‐NSF, Washington arasına kurulan 64K hızındaki kiralık hat ile Türkiye Internet’e bağlandı. ♦ Mayıs 1993 -­‐ ‘Internet ve Servisleri’ konulu seminer verildi (Yer: ODTÜ). ♦ Eylül 1993 -­‐ ‘Internet Bağlantısı Için Alternatif Çözümler’ isimli doküman yayınlandı. ♦ Eylül 1993 -­‐ ‘Internet Nedir?’ isimli doküman yayınlandı. ♦ Ekim 1993 -­‐ Bilişim’93 toplantısında ‘Internet: Türkiye de Kuruluşu, Kullanımı ve Yaygınlaştırılması’ isimli bildiri sunuldu (Yer: Istanbul). ♦ Şubat 1994 -­‐ ‘Internet ve Türkiye’ isimli seminer verildi (Yer: TÜBITAK). ♦ Şubat 1994 -­‐ ‘Internet: Bilgiye Ulaşımın Yeni Araç ve Olanakları’ adlı kitap yayınlandı (Yazar, Mustafa Akgül). ♦ Nisan 1994 -­‐ VIS AŞ. Tarafından Bilgisayar Ağları konusunda yapılan bir sunumda davetli konuşmacı olarak Türkiye de Internet ve gelişimi’ tanıtıldı (Yer: Ankara ve Istanbul). ♦ Haziran 1994 -­‐ ‘Bilgi Toplumu ve Internet’ isimli seminer verildi (Yer: TÜBITAK). ♦ Haziran 1994 -­‐ ‘Herkes Için Internet’ adlı kitabın ilk baskısı yayınlandı (Yazar: Kürşat Çağıltay). ♦ Ekim 1994 -­‐ Bilişim’94 toplantısında ‘Türkiye de Geniş Alan Bilgisayar Ağları için bir Ulusal Politika Önerisi’ isimli bildiri sunuldu (Yer: Istanbul). ♦ Ekim 1994 -­‐ Bilişim’94 toplantısında ‘Türkiye’de Internet’ konulu çalışma grubunda sunum yapıldı (Yer: Istanbul). Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 28 ♦ Nisan 1995 -­‐ ‘TR-­‐NET Servislerini Kullanım Klavuzu’ adlı doküman yayınlandı. ♦ Nisan 1995 -­‐ ‘Herkes Için Internet’ adlı kitap genişletilerek tekrar yayınlandı (Yazar Kürşat Çağıltay). ♦ Mart 1995 -­‐ DEIK işbirliği ile ‘Iş Dünyasının TR-­‐NET ve Internet Iletişim Ağlarından Yararlanması’ konulu seminer verildi (Yer: Istanbul). ♦ Nisan 1995 -­‐ TR-­‐NET ve Internet Servis Sağlayıcılığına Aday kuruluşlar arasında toplantı yapıldı (Yer: TÜBITAK). ♦ Mayıs 1995 -­‐ Açık Sistem Kullanıcıları Derneği tarafından düzenlenen ‘Türkiye de Veri Iletişiminin Bugünü ve Geleceği’ konulu toplantıda davetli panelist olarak TR-­‐NET adına sunum yapıldı (Yer: Istanbul). ♦ Mayıs 1995 -­‐ JENC-­‐6 uluslararası konferansına ‘Turkey’s Networking Infrastructure: Past, Present and the Future’ isimli yayınımız yollandı (Yer: Tel-­‐Aviv, Israil). ♦ Haziran 1995 -­‐ INET-­‐95 uluslararası konferansında ‘Turkish Internet (TR-­‐NET) Project Policies for Organizational Framework and Funding’ isimli yayının sunumu yapıldı (Yer: Hawaii, ABD). ♦ Eylül 1995 -­‐ TR-­‐NET üzerinden Azerbaycan Bilimler Akademisinin Internet bağlantısı sağlandı. ♦ Ekim 1995 -­‐ Uluslararası hat hızı 128 Kbps’e çıkarıldı. ♦ Kasım 1995 -­‐ TÜGIAD’de Internet konulu bir seminer verildi (Yer: Istanbul). ♦ Şubat 1996 -­‐ Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde davetli panelist ve konuşmacı olarak TR-­‐NET adına sunum yapıldı (Yer: KKTC) ♦ Ekim 1996 -­‐ Uluslararası hat hızı 512 Kbps’e çıkarıldı. 29 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Türkiye’de Iletişim Altyapısı Türkiye’de iletişim altyapısının gelişimi 1983 yılından sonraki döneme rastlamaktadır. 1990’lı yıllarda yatırımın hızının kesilerek neredeyse tümü ile durma noktasına geldiği söylenmektedir. Izleyen bölümlerde altyapının gelişim süreci irdelenmektedir. Iletişim Alanında Yapılanlar (1980-­‐95) Türkiye’nin iletişim altyapısı 1980’li yıllarda o zamanki adıyla PTT tarafından özellikle ses iletişimi olanaklarını ülke düzeyinde en uç noktalara değin yaygınlaştırmak amacı ile geliştirilmiştir. Bunun sonucunda, sözü edilen dönemde ulusal telefon ağı, geç gelişiyor olmanın avantajını da kullanıp, büyük oranda sayısallaşarak yaygınlaşmıştır. Bu dönemde ses iletişiminin geliştirilmesi için yapılan yatırımlar dolaylı ve sınırlı da olsa veri iletişimi altyapısının da gelişmesini sağlamıştır. Ancak, eşzamanlı olarak dünyada veri iletişimi alanında oluşan başdöndürücü teknolojik gelişmeler ve bilgisayar ve diğer iletişim uygulamalarından kaynaklanan genel kullanım patlaması gibi olguların dayattığı hızlı gelişmeler ve bununla ters orantılı olarak iletişim altyapısına yapılan yatırımların azalması sonucunda, Türkiye’nin veri iletişimi altyapısı günümüzde yaygınlaşan ileri uygulamaların gereksinimlerini karşılamaktan giderek uzaklaşmaktadır. Iletişim teknolojilerini ülke ölçeğinde alabildiğine yaygın ve verimli olarak kullanabilmek için eğitilmiş ve uzmanlık düzeyi yüksek işgücünün gerekli olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak, temel olarak ses iletişimine yönelik fiziksel altyapı için yoğun yatırımın yapıldığı bu dönemde eğitilmiş işgücü barındırmak ve işgücünün kalıcılığının sağlanması için gerekli önlemlerin alınmadığı bir yana, kalifiye olmayan çok sayıda personelin istihdam edilerek PTT’nin örgütsel olarak hantallaştırıldığı gözlemlenmiştir. Yapılması Gerekenler Dünyada iletişim altyapıları ve küresel hizmetler çeşitli fazlardan geçerek gelişmiştir. Bu alanda son 10 yıl içinde oluşan hızlı teknolojik gelişmeler ve kullanıcı beklentilerinin hızlı değişimi sonucunda iletişim hizmetlerinin niteliği ve niceliği de giderek değişmektedir. Ancak, teknolojideki hızlı değişim ve kullanıcı isteklerindeki talep büyümesi karşısında iletişim hizmetleri veren kuruluşların buna ayak uydurması ve bir yandan yarışarak diğer yandan çağın gereklerine uygun hizmet ve fiyatlandırma sunabilmeleri güçleşmektedir. En azından, günün teknolojileri ve kullanıcı gereksinimleri, üzerinde klasik ses iletişimi yapılan düşük sığalı iletken tel yerine daha hızlı ve aynı anda ses, görüntü ve veri taşıyabilen hatların kullanılmasını özendirmektedir. Bunun doğal bir sonucu olarak, bugün iletişimin altyapısının oluşturulması, düzenlenmesi, ve Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 30 kullanıcıya hizmet olarak sunumu ve ücretlendirilmesi konularında genel bir belirsizlik ve sorun yaşanmaktadır. Bu bilgiler ışığında, yakın gelecekte dünya çapında yeni bir dizi hizmet tanımı ve bunların ücretlendirilmesi konularında bir yakınsama olacağı beklenmektedir. Bu olgu bir yönü ile Türkiye için bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Diğer bir deyişle, Türkiye ulusal iletişim altyapısını bu süreç içinde yeniden yapılandırarak dünyaya ayak uydurma şansına sahip olabilir. Türkiye’nin iletişim altyapısının çağdaş gereksinimleri karşılaması gerekliliğini bir önkoşul olarak koyarsak, bu amaca erişmek için yapılması gerekenler birkaç boyutta tartışılarak ele alınabilir. Bunlardan birincisi uzun vadeli stratejik hedeflerdir. Bu hedefler kanımızca şu soru ile belirginleştirilebilir: Türkiye iletişim teknolojilerini barındırma konusunda ne denli tüketici yada üretici olmalıdır? Bu sorunun yanıtı; ‘olanakları dahilinde üretici, uluslararası platformlarda kullanılan teknolojilerden geri kalmayacak biçimde akıllı bir tüketici’ olarak verilmelidir. Kısa vadeli hedefler ise üç temel gurupta ele alınmalıdır: (i) fiziksel altyapı, (ii) yasal düzenlemeler ve (iii) insangücü. Fiziksel Altyapı Iletişim altyapısını oluşturan iletim ortamları (optik lif, vb.) ve bu ortamları destekleyen iletim aygıtlarının (SDH, TDM, Uydu, vb.) oluşturduğu çağdaş iletişim teknolojilerini destekleyecek ve dolayısı ile ulusal ve uluslararası platformlarda iletişimi geliştirecek ve kolaylaştıracak altyapıların ülke gereksinimleri gözetilerek ve zamana iyi yayılmış bir plan doğrultusunda edinilmesi gereklidir. Altyapının geliştirilmesi için yapılması gerekenler özendirici yasal düzenlemeler dahil, daha önce sözü edilen ileri batı ülkelerinin yapmaya çalıştıklarının benzeri bir ‘ülke iletişim politikası’ kapsamında ele alınarak yapılmalıdır. Yasal Düzenlemeler Iletişim teknolojilerini edinme, standartlar, kullanımını özendirme, teknolojiyi izleyerek altyapıyı güncel tutma, hizmet kalitesi, taşıyıcı (carrier) ile kullanıcı yada taşıyıcılar arası ilişkiler gibi konularda hedef saptama, yönlendirme ve düzenleme görevlerinin devlet tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla, düzenleyici erk olarak oluşturulmuş olan Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Haberleşme Genel Müdürlüğü ivedi olarak doğru bir yapılanma ile göreve başlamalıdır. Iletişim hizmetlerinin yarışmaya zorlayıcı bir ortamda ve anti-­‐tekel yasaları ile hizmete sunulması için tüketicinin korunmasının esas olacağı düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye’nin iletişim alanındaki yasal yapısının kapsamlı bir çalışma gerektirdiği ve kısa vadede değişmesinin zor olduğu gözönüne alındığında, ilk adımda şu anda geçerli olan yasal düzenlemelerin günün koşullarına uygun hale getirilmesi daha uygun bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Insangücü Iletişim günümüzde insanın günlük yaşamının bir parçası haline gelmiştir. Insan yaşamında bu denli önemli yer tutan hizmetler, düzenleyici işlevler ve ilgili 31 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını altyapı desteği, uzmanlık düzeyi yüksek eğitilmiş işgücü ile sağlanmalıdır. Bu amaçla, önümüzdeki yıllarda iletişim hizmetlerinin TT aracılığı ile devlet yapısı içinde sunulmasının sözkonusu olduğu durumda, ilgili personeli kapsayan bir personel yasası değişikliği ivedi olarak yapılmalıdır. Sözü edilen ayrıcalıklı personel yasası düzenleyici erk olarak görev yapan Haberleşme Genel Müdürlüğü için de geçerli olmalıdır. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 32 Internet’in Türkiye’ye Getirdikleri ve Türkiye’de Internet’in Geleceği Internet’in Türkiye’ye gelişinin üzerinden 3 yıl gibi kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen hızla günlük yaşamımızın bir parçası haline gelmeye başlamıştır. Başlangıçta sadece elit bir grubun kullandığı araç olan bu ağ son yıllardaki gelişmelerle sokaktaki insanın dahi hayatına girmeye başlamıştır. Izleyen paragraflarda da görülebileceği gibi Türkiye‘de yüzlerce firma, devlet kuruluşu, üniversite, orta öğrenim kurumu, sivil toplum örgütü Internet üzerinde yerini almıştır. Hergün pek çok yeni kurum da Internet’e bağlanmaktadır. Mart-­‐1995 ile Eylül-­‐1996 tarihleri arasındaki 18 ay içinde .tr altında kayıt edilen üçüncü seviye Alt Alan Adlarının (Domain Name) artışı aşağıdaki grafikte gösterilmektedir. Buradan çıkarılacak en önemli sonuç ticari kesimin ilgisinin gittikçe daha fazla yoğunlaşmakta olduğudur. 1996 Eylül’ünde öncelikli olarak ticari hizmet vermek üzere kurulan TURNET ile birlikte bu eğilimin daha da artacağı söylenebilir. Çizim 9. Türkiye'de Alan Adları Gelişimi Internet kullanımının artmasının topluma sağlayacağı yararlar çeşitli başlıklar altında incelenebilir. Bunlar; Akademik Kurumlar ve Araştırma Geliştirme, Orta öğretim, Üretim ve Ticaret, Kamu, Sağlık, Evlere Hizmet, Yasama ve Yargı, Topluma Yönelik Diğer Iletişim ve Bilgi Hizmetleri olarak sayılabilir. 33 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Akademik Kurumlar ve Araştırma, Geliştirme Ülkemizde Internet kullanımı ilk olarak akademik kurumlarda başlamıştı. Dolayısı ile bugün için en fazla ve en etkin kullanım yine bu kurumlarda olmaktadır. Üniversitelerin yurt içi ve yurt dışı kurumlarla ilişki, yazışma, kaynak taraması ve proje çalışmalarında kullanılan en etkin araç Internet’tir. Internet’in mevcut ve ileriye dönük uygulamaları şöyle özetlenebilir: •Elektronik Üniversite: Son yıllarda batı ülkelerinde örnekleri ortaya çıkan Internet üzerinden eğitim veren üniversite uygulamaları çok yakında ülkemizde de gündeme gelecektir. Tek yönlü bir uygulama olan televizyon ile açık öğretimin bu eksik yanı Internet teknolojileri kullanılarak etkileşimli eğitim ortamına rahatlıkla dönüştürülebilir. Böylece bu altyapı yalnızca ulusal değil uluslararası dersliklerin oluşmasına da yol açabilir. •Çevrimiçi (On-­‐line) Kütüphane Erişimi: Internet ile yerel ya da herhangi bir uzak kütüphaneye erişim, rahatlıkla sağlanabilmektedir. Ülkemizde önemli bazı üniversitelerimiz (ODTÜ, Bilkent, Anadolu Üniv.) ve Milli Kütüphane tarafından istenen bilginin taranması ve elde edilmesinde hız ve ucuzluk sağlayan bu hizmet uzun süredir sunulmaktadır. •Sınav Sonuçlarının Duyurulması, Üniversite Kayıtları: ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavların sonuçlarının bildirimi ve bazı ünivesitelerin (örnegin, ODTÜ) öğrenci kayıtları artık Internet yolu ile yapılmaya başlamıştır. •Teknoloji ve bilimde uluslararası işbirliği : Karşılıklı iletişimi ve bilgi paylaşımını saniyeler mertebesine indiren olanakları ile Internet pek çok üniversitemizin uluslararası projelere daha etkin olarak katılmasını sağlamıştır. Orta Öğretim Kurumları Özellikle orta öğretim alanı enformasyon teknolojileri kullanılmasıyla çok hızlı değişimler geçirecek alanlardandır. Ülkemiz gibi genç nüfusa sahip ülke için eğitim ve araştırma alanındaki değişikliklerin önemi açıktır. •Teknolojiye yakın bir nesil yetişmesi : Yeni teknolojiye sahip ürünleri erken yaşta kullanarak bilgi çağına uyum sağlayabilmek için gerekli toplumsal formasyon oluşturulabilir. •Içerik Yenilenmesi ve zenginleştirilmesi: Ders içeriklerinin bugüne kadar sürdürülen klasik yapıdan çıkarılarak bilgisayar başına taşınması ile daha yapıcı bir sistem kuruluşu sağlanabilir. Farklı şehir ve ülkelerdeki okulların birbirleri ile iletişim kurmaları ile bazı derslerin ortak yapılabilmesi sağlanabilir. •Hizmet içi Eğitim: Internet altyapısı üzerinden hizmet içi ve mesleki yenileme eğitim lokasyondan bağımsız olarak rahatlıkla verilebilir. •Etkileşimli Uzaktan Eğitim: Orta ve yüksek eğitim kurumlarında etkileşimli uzaktan eğitim vermesi aracılığıyla giderlerin önemli ölçüde azalması, verilen hizmetin, kaliteden ödün vermeksizin, küçük yerleşim alanlarına dek yaygınlaştırılması sağlanabilir. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 34 Ticaret Internet’e bağlanan kurum sayısına bakıldığında en büyük talebin özel şirketlerden geldiği görülmektedir. Ürettiği ürünün pazarlaması, müşterilerine lokasyondan bağımsız olarak destek sunmak, ihtiyaç duyduğu bilgiye anında ulaşabilmek gibi amaçlarla firmalar Internet üzerinde de bir vitrin açmaktadırlar. Internet’in işletme içinde doğru, etkili ve bütünleşik olarak kullanılmasının üretim ve ticaretin verimini artırma (işletme, pazarlama, tasarım ve üretim giderlerinin azaltmadaki) etkilerinin farkına daha fazla varılmaktadır. •Elektronik Toplantı: Gerektiği an, kişilerin bulundukları yerden bağımsız olarak ve ulaşım gideri ödemeksizin iş toplantıları gerçekleşebilmesi. •Elektronik Ticaret: Internet üzerinden firmaların sattığı malları pazarlamak çok normal hale gelmiştir. Bir diğer ilginç örnek de bazı bankaların servise sunduğu yeni bir hizmettir. Müşteriler Internet yolu ile bankada hesap açabilmektedirler. Gerek pazar bilgileri, gerekse bu pazara sunulacak ürüne ilişkin tüm para transferleri elektronik olarak anında yapılabilmektedir; örneğin, pazarlamadan gelen bir bilginin, anında ne tür bir ürünün üretilmesi gerektiğini söyleyerek, bu üretim için neyin nereden ve kaça alınacağı bilgilerinin elde bulundurulması, gerekli satıcıların stok durumunun anında bilinmesi, sipariş verilirken ilgili firmaların çalıştıkları bankalar arası para transferlerinin anında yapılması. Aşağıdaki şekilde görüleceği gibi, önümüzdeki yıllarda Internet üzerinde yapılacak olan ticaretin oldukça büyük rakamlara ulaşacağı söylenmektedir. Çizim 10. Internet'te Ticaret •Elektronik Para: Elektronik para bugün bildiğimiz kredi kartının Internet üzerine uyarlanmaya çalışılan halidir. Nasıl bugün kredi kartı hesabımız varsa bir süre sonra elektronik para hesabımızda bulunabilecektir. Bu yolla Internet üzerinden yapılan alışveriş sonucu gerekli tutar elektronik 35 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını para hesabımızdan otomatik olarak düşülecektir. Bir süreden beri VISA ve MasterCard gibi firmalar yoğun olarak bu konuda çalışmakta ve Internet kullanımı için gerekli yazılımları üreten firmalar ile ortaklaşa bu yönde çözümler üretme yolundadırlar. •Uzaktan Destek ve Eğitim: Profesyonel ürün satan firmaların sattıkları ürüne ilişkin eğitimi müşterilere enformasyon teknolojilerini kullanarak vermesi olanaklı olacaktır. •Elektronik Haberleşme: En temel Internet servisi olan elektronik mektup adresleri bugün Business kartlar üzerindeki yerini hızla almaktadır. Geçtiğimiz yıllarda nasıl telex adresleri yerini fax adresine bıraktı ise aynı durum kısa bir süre sonra fax için gerçekleşecektir. Hızlı ve güvenilir bir haberleşme yolu olan elektronik mektup özellikle farklı ülkeler arasında çalışan firmaların telefon masraflarını oldukça düşürmektedir. •Elektronik Reklam: Internet üzerinden reklam sektörü hızla gelişmektedir. Bu yolla sadece ulusal değil uluslararası boyutta tanıtım mümkün olmaktadır. Ayrıca bu tür bir tanıtım bir gazeteye veya televizyona verilen reklama göre çok daha ucuz maliyetlerle sağlanabilmektedir. Örneğin ABD’de yapılan bir araştırma sonucu 1 Milyon tirajlı bir gazeteye verilen tam sayfa bir ilan 60,000 USD/gün maliyete sahiptir. Ancak benzer etkiye sahip Internet üzerindeki bir ilanın maliyeti günlük 2.5 USD olmaktadır. •Elektronik Bilgi: Firmaların bulmakta zorluk çektikleri bazı bilgiler Internet’te herkese açık olarak bulunmaktadır. Örneğin ABD ticaret bakanlığı başka ülkelerle ticaret yapacak firmaları için dikkat edilmesi gereken hususlar, ülkelerin politik ve ekonomik durumları gibi çok sayıda değişik bilgiyi ücretsiz sunmaktadır. Ülkemizde de bazı devlet kurumları Internet üzrinde yerlerini almakta ve halka açık bilgilerini bu yolla kolayca herkese sunabilmektedirler. •Elektronik Rehber: Internet rehberi (yellow pages) servisi yolu ile kategorilerine göre firmaları aramak, ya da onlar hakkında bilgi almak, ya da bu rehbere istenen bilgilerin eklenmesi mümkündür. Kamu Internet uzmanların görüşlerine göre daha demokratik bir topluma giden yolda önemli bir araç olarak kullanılacaktır. Toplumda devlet ve birey arasındaki kopukluğu ortadan kaldıracak ve bireyin vergileri ile ayakta duran devlet Internet yolu ile sağlanan bilgi akışı sayesinde daha şeffaf bir yapıya bürünecektir. Bu yolla sunulan ve sunulabilecek bazı hizmetler şöyle özetlenebilir: •Elekronik Bilgilendirme ve Belgeler: Devletin gizli olmayan belgelerine ulaşmak amacı ile Internet bugün yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu uygulamanın en açık örneği ülkemizdeki seçim sonuçlarının yayınlanması ile verilmiştir. Yurt içinde ve dışındaki Internet kullanıcıları diğer medya araçlarına alternatif olarak bu sonuçları en hızlı bir şekilde almışlardır. •Elektronik Ödeme: Mevcut sistem üzerinde takibi ve toplanması ciddi problem olan vergi, harç vs. türündeki ödemeler ve bununla ilgili bilgilendirmeler Internet üzerinden gerçekleştirilebilir. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 36 •Veri Aktarımı: Devlet içi yazışmaların, belge ve veri aktarımlarının, enformasyon altyapısı üzerinden sağlanması. •Elektronik Seçim: Internet üzerinden elektronik oylama ya da referandum ile bireylerin yönetime katılımı etkinleştirilebilir. •Bürokrasiyi Azaltma: Birtakım bürokratik işlemlerin yürütülebilmesi için gerekli olan belge ya da prosedürlerin ilgili kuruma gidilmeden öğrenilmesi ve bunlara uygun hazırlıkların yapılması sağlanabilir. Örneğin, bu konuda Dişişleri Bakanlığınca yurtdışındaki bazı elçiliklerde pilot uygulamalar başlatılmış olup vatandaşlarımız elçiliğe gelmeden önce gerekli bilgilere ulaşabilmektedirler. •Sağlık Hizmetleri: Sosyal devlet olmanın temel şartlarından birisi olan temel sağlık hizmetleri kapsamında Internet, sağlık hizmetlerinin kalitesi, kalitenin yaygınlaştırılması, temel sağlık bilgilerinin sunumu ve toplanmasında efektif olarak kullanılabilir. Örneğin, bugün Sağlık Bakanlığınca hazırlanan her türlü genel sağlık politikası vs. yönelik bilgiler Internet üzerinden halka açılmıştır. •Sivil Toplum Örgütleri: Demokratik bir sistem içinde sivil toplum örgütlerinin çok büyük bir önemi vardır. Bu örgütlerin sağlıklı iletişim kurabilmesi, seslerini ve mesajlarını topluma kolay iletebilmesi için Internet en uygun yollardan biridir. 1996 yılında Istanbulda yapılan HABITAT II toplantısında bu yönde ciddi çalışmalar başlatılmış ve hatta TURNET omurgası ilk defa bu kurumların konferans esnasındaki iletişimi için servise verilmiştir. Yasama ve Yargı Yasama ve yargının hızlı ve güvenilir çalışması, demokrasinin yaygınlaştırılması yönünde Internet’in ciddi katkıları olacaktır. •Açık Devlet (Open Government): Bireylerin parlementodaki çalışmaları yakından izleyebilmesi, çıkartılmakta olan yasalar hakkında daha geniş bilgi sahibi olabilmesi için dünyada Internet bugün yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu kapsamda TBMM’de Internet bağlantısını sağlayarak halka açılma çalışmalarına başlamıştır. •Doğrudan Demokrasi : Demokrasi ile yönetilen toplumlarda uzun yıllardır tartışılan bireyin seçimler dışında yönetime katılamaması problemi Internet üzerinden sunulan imkanlarla ortadan kaldırılabilir. Yasamaya yönelik çalışmalarda kanun tasarılarının belli süreler ile halka açılması ve elektronik referandum yapılması kolaylıkla sağlanabilir. •Hukuk ile ilgili Bilgi Bankaları: Türkiye de değişik yerlerde yapılan mahkemeler ve bunların sonuçlarının tüm hukukçular tarafından anında ulaşılabilir olması sağlıklı bir yargı sistemine giden en önemli adımlardan birisi olacaktır. Bunun en önemli örneği ABD de uzun süredir uygulanmaktadır. ABD yüksek mahkemesi kararları tüm detayları ile yayınlandıktan hemen sonra Internet üzerinden halka açılmaktadır. 37 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Evlere Hizmet Gelişmiş ülkelerde Internet ve sunduğu imkanlar ile kişiler evlerinden çıkmadan hemen hemen tüm gereksinimlerini karşılayabilecek durumdadırlar. Insanlığın sosyal yaşamını son derece derinden etkileyecek bazı uygulamalar ile yakın gelecekte çok ciddi toplumsal değişiklikler beklenmektedir. En temel uygulamalar: •Uzaktan Çalışma (Evde-­‐iş): Klasik ofis ortamına gidilmesini gerektirmeden çalışma ortamının ev olmasını sağlayacak ve insanların işe gidip gelmek için harcadıkları zamanı azaltacak uygulamalar ile verimlilikleri artmaktadır. Yakın gelecekte bu tür uygulamaların daha da çoğalması beklenmektedir. •Uzaktan Alışveriş ve Banka Hizmetleri: Ülkemizde son yıllarda yaygınlaşan telefon ile Interaktif bankacılık sistemi ileri batı ülkelerinde artık Internet ortamına da taşınmıştır. Bazı Türk bankaları da Internet yolu ile hesap açma ve bazı deneysel bankacılık hizmetlerini sunmaya başlamışlardır. Internet kullanılarak yapılan alışveriş ise oldukça büyük bir pazar oluşturmuştur. VRML ve Java tabanlı uygulamalarla kısa bir süre sonra mağazaya gitmeksizin görsel alışveriş yapmak da mümkün olacaktır. •Bilgi Servisleri: Sıradan vatandaşın gereksinim duyacağı türden bilgiler ülkemizde de yaygın olarak Internet ortamında bulunmaktadır. Örneğin sinemalar, nöbetçi eczaneler, sergiler, ulaşım, hava durumu vs. türü bilgileri güncel olarak almak mümkündür. •Eğlence ve Oyunlar: Internet üzerinde ilgi gören en önemli uygulamalardan biri de eğlence ve oyun servisleridir. Kişisel ya da farklı ülkelerdeki insanların hepsinin aynı anda katılıp oynayabileceği oyunlar çok rağbet görmektedir. Yine Internet üzerinden katılınabilen talih oyunları ile sınırlar ortadan kalkarak sadece bilgisayar başında oynanabilmektedir. •Reklamlar: Bireyin gereksinim duyduğu her türlü ihtiyacını nerede bulabileceğine yönelik reklam hizmetleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Pek çok bilgi sunucu ücretsiz verdiği hizmetleri reklam yolu ile finanse etmektedirler. •Elektronik Müzeler ve Kütüphaneler: Internet üzerinden verilen elektronik müze ve kütüphane servisleri ile sadece yaşanan çevre değil tüm dünya kültürü ile yakınlaşmanın sağlanması mümkün olmaktadır. •Elektronik Gazeteler: Bugüne kadar kağıt ortamda bulunan gazeteler dağıtım engellerinin kalkması, taze ve hızlı haberi dünya çapında sunma imkanları nedeni ile Internet ortamına taşınacaktır. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 38 Internet’in Geleceği Internet'in popülerliğinin artması ve büyük adımlarla genişlemesi sürecektir. Internet Topluluğu (Internet Society)'na göre, 2000 yılında Internet 100 milyon bilgisayardan, 3 milyon ağdan ve 1 milyara yakın kullanıcıdan oluşacaktır. Bu büyümenin büyük bir kısmının ticari kullanıcılar sayesinde olacağı beklenmektedir. Internet'in ticari kullanımı, şirketler arası iletişimde daha fazla kullanılmasıyla birlikte artacaktır. Internet'in tahmin edilen büyümesine göre, her türlü ticari ürün ve servislerin pazarlanması amacıyla kullanılması çok uzak gözükmemektedir. Internet’in hızlı yaygınlaşması sonucu önümüzdeki günlerde bilgisayar ürünlerinde de büyük değişiklikler oluşacak ve bugün Kişisel Bilgisayar (Personal Computer-­‐PC) adını verdiğimiz cihazlar yerini Ağ Bilgisayarlarına (Network Computer-­‐NC) bırakacaklar ve hatta Televizyon sistemleri artık Internet servislerini kullanmaya olanak verecek eklerle (Web TV) satışa sunulacaklardır. Internet, sadece on yıl içerisinde gevşek yapıdaki bir akademik ortamdan, 110 ülkeyi kapsayan dünyanın en büyük iletişim ağı durumuna gelmiştir. Bu kadar büyük bir topluluğu yönetmek de güçleşmektedir. Ticari amaçlarla kullanımı arttığı için eski kullanım için hazırlanmış kurallar, ticari gerçekler de gözönüne alınarak yeniden düzenlenmektedir. Internet’in ticari kullanımının yanı sıra pek dikkate alınmayan diğer bir yönüde toplumlar üzerindeki sosyal etkileridir. Bu konudaki tartışmalar Internet’in yaygın olarak kullanıldığı batı ülkelerinde uzun bir süredir yapılmaktadır. Internet, ortaya çıkışından bugüne kadar hemen hemen yazılı hiçbir kurala bağlı olmaksızın büyüyen ve diğer bir tabir ile anarşist yapıya sahip bir olgudur. Ayrıca ülkeler arasındaki varolan fiziksel sınırları ortadan kaldırması ve değişik kültürlerdeki milyonlarca insanı ortak bir ortam üzerinde bir araya getirmesi bugüne kadar hiç düşünülmemiş bir dizi sorunu da beraberinde kaçınılmaz olarak getirmektedir. Bu yapısından dolayı kullanım yaygınlaştıkça Internet’in değişik sosyolojik ve psikolojik etkileri baskın olarak ortaya çıkmaktadır. Bu değişiklere yönelik olarak toplumlar politik, ticari, dışa bağımlılığı azaltıcı (bilgi emperyalizmi tehlikesine karşı), ahlaki ve kültürel konularda kısa bir süre sonra karşılaşacakları sorunları en aza indirebilmek için gerekli önlemleri ve düzenleyici kuralları oluşturmak zorundadırlar. 39 Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını Kaynakça [1] Frederick Williams, The new Telecommunications, 1991. [2] A world bank country study, Turkey: Informatics and economic modernization, 1993. [3] Haluk Geray, Yeni iletişim teknolojileri, 1994. [4] TÜBA -­‐ TÜBITAK -­‐ TTGV Enformatik Alanına Yönelik Bilim, Teknoloji ve Sanayi Politikaları Çalışma Grubu Raporu Mayıs 1995, ANKARA. [5] OECD, Communications Outlook, 1995. [6] Genç P., Özgit A., and Önder S., 'European Academic Research Network (EARN) Utilization', Proceedings of 5th. Turkish Computing Conference, pp. 85-­‐90, AKM-­‐Istanbul, 6-­‐8 June 1988. [7] Atilla Özdemiroğlu, Söyleşi, BT Haber, Sayı 36, 2-­‐8 Ekim 1995. [8] Özgit A., and Çağıltay K., 'Use of TCP/IP on METU Campus-­‐Wide Backbone Network', METU Computer Center (METUCC) Technical Newsletter, 91/1, April 1991. [9] Özgit A., 'Internet: Türkiye de Kuruluşu, Kullanımı ve Yaygınlaştırılması', Bilişim’93, pp. 172-­‐179., Istanbul, Türkiye, Eylül 1993. [10]Özgit A., et.al., 'A Proposal for National Policy on Wide Area Networks in Türkiye', Proceedings of 11th National Informatics Symposium, Information Processing Society of Turkey (TBD), Bilişim'94, Istanbul, Türkiye, September 1994. [11]Özgit A., Çağıltay K., Taner, E. 'Turkish Internet (TR-­‐NET) Project: Policies for Organizational Framework and Funding', INET’95, Proceedings of the Internet Society Conference, pp. 757-­‐765, INET’95, Hawaii, USA, June 1995. Türkiye’de Internet: Dünü, Bugünü, Yarını 40 

Benzer belgeler