DTP`ye dün de İstanbul, Ankara, İzmir ve Batman`da

Transkript

DTP`ye dün de İstanbul, Ankara, İzmir ve Batman`da
DTP’ye dün de Ýstanbul,
Ankara, Ýzmir ve Batman’da
eþzamanlý gözaltý
operasyonlarý yapýldý. Ýstanbul
il Binasý’ný basýp 7 saat arayan
polis, il Baþkaný Aksoy’u
gözaltýna aldý
düzenlendi.
Emniyet kaynaklarý 14 Nisan'daki
operasyonun geniþleyerek süreceðini
belirtmiþti. Dün Ýstanbul, Ankara, izmir
ve Batman'da DTP Ýstanbul il Baþkaný
Halil Aksoy'un da aralarýnda bulunduðu
14 Nisan'da 15 ilde DTP'ye yönelik
baþlatýlan eþzamanlý operasyonlarda
aralarýnda DTP'nin üç genel baþkan
yardýmcýsýnýn da bulunduðu 53 kiþinin
gözaltýndaki sorgusu sürerken dün de 4
ilde DTP'ye, yeni eþzamanlý operasyon
43’ü aþkýn kiþi gözaltýna alýndý. Dünkü
operasyonun da geniþleyeceði belirtiliyor.
Bu arada yerel seçimlerde bölgedeki tek
rakibi olan DTP karþýsýnda yenilgiye
uðrayan AKP, operasyonlardan sorumlu
tutuluyor. Sandýkta kazanamayan
AKP’nin operasyon furyasý ile DTP’yi
zayýflatmaya çalýþtýðý yorumlarý yapýlýyor.
»ÝSTANBUL: DTP il Baþkanlýðý
binasý dün polis ekiplerince basýldý.
Beyoðlu Çukur Mahallesi Kalyoncu
Kulluðu Caddesi'ndeki il baþkanlýðý
binasýnda 7 saat süren aramalarýn ardýndan
DTP il Baþkaný ile birlikte 3 kiþi gözaltýna
alýndý.
2’DE
»Bir yýl önce 'Sakýncalý Piyade' oyununa
baþlarken, Uður Mumcu’nun katili bulunana
dek bu oyundan alacaðýnýz hiç bir ödülü kabul
etmeyeceðinizi açýklamýþtýnýz. Kabataþlýlar
Derneði sizi yýlýn en iyi aktörü ödülüne layýk
gördü ve siz açýklamanýza raðmen ödülü kabul
ettiniz. Kabataþ lýlar'ý istisna kýlan neydi de
siz bu ödülü kabul ettiniz?
Bu, esasýnda bugünkü Türkiye’de tam
halkýn verdiði bir ödüldür. Onlar seyretmiþ,
anneleri, babalarý, kendileri böyle bir ödülü
bana vermeye karar vermiþler. Sonra demiþler
ki; “biz bu ödülü veriyoruz ama kimdir bu
adam?” Sakýncalý Piyade'de oynuyor ama bir
araþtýralým... Sonra internetten bakýyorlar ki
Mehmet Ulay Kabataþ Lisesi mezunu... Onu
görünce daha bir anlam kazanýyor... Baþýndan
oynadýðýmdan beri Uður Mumcu'nun katili
bulunana kadar ödül almam diye bir
açýklamam vardý fakat, ne zamanki Kabataþ
Lisesi bu ödülü verince ben de açýkçasý kendi
lisem olmasýndan dolayý duygusal bir bað
oluþtu ve bu da onlarý istisna kýldý... Bunu
açýk olarak da söyledim... Kabataþ Lisesi
gençlerinin verdiði bir ödül olduðu için…
Söyleþi Devamý 4’DE
Maraþ’ta yapýlan haksýzlýða dur demek ve
katliamlarýn bir daha yaþanmamasý için yaptýklarý
anma için izin aldýklarýný belirten Türkdoðan,
"Fakat izin belgemiz olmasýna raðmen gösterinin
izinsiz olduðu gerekçesiyle hakkýmýzda dava
açýldý. Polis tarafýndan bizlere yürüyüþün yasak
olduðuna dair uyarý da yapýlmadý" dedi.
Daha önce de dernek tüzüklerinde zorunlu
din dersinin, Diyanet'in kaldýrýlmasý, Madýmak'ýn
müze olmasý gibi talepleri nedeniyle dernekler
kanununa muhalefetten haklarýnda dava
açýldýðýný hatýrlatan Engin Türkdoðan, "Bize
yapýlan baskýlarda Alevilerin sesini kýsma ve
susturma çabalarýnýn bir parçasý olarak
görüyorum” dedi.
7’DE
Köþe yazýsý 2’DE
Köþe yazýsý 7’DE
Köþe yazýsý 3’DE
Köþe yazýsý 8’DE
Bu müziðin en çok yankýlandýðý sokaklar
arasýnda ise hiç kuþkusuz Ýspanya baþý çekiyor.
Ýspanya’yý temsil edenlerin baþýndaysa flamenko
5’DE
3’DE
2
[email protected]
DTP’nin 29 Mart seçiminde elde ettiði
baþarýyý devlet kurumlarý salt bir sonuç,
rakamsal bir sonuç ve bu yüzden de kendileri
açýsýndan bir maðlubiyet olarak deðerlendirdiði
için, bu baþarýnýn yurttaþlarýmýzýn, öncelikle
de DTP seçmeni yurttaþlarýmýzýn ruhuna nasýl
etkidiðini algýlayamadý, hissedemedi. Sokaða,
kentlerimizdeki toplumsal söyleme kulak
vermek yerine rakamlara bakýp korkuya
kapýlanlar, halkýn içinden geçenleri
duyumsayamayanlar þimdi DTP’ye karþý bir
operasyon baþlatmýþ durumda.
Türkiye’nin dördüncü büyük partisinin
binalarý basýlýyor, yöneticileri gözaltýna alýnýyor.
Ve Kürt yurttaþlarýmýzýn, DTP’ye oy veren
yurttaþlarýmýzýn kalpleri bir kez daha kýrýlýyor.
Devlet seçim sonuçlarýnýn bu ülkenin
Kürtleri’nin özgüvenini daha da artýracaðý
saptamasýný yapmýþ olmalý ki, böyle bir þiddet
uyguluyor, böylesi mesnetsiz bir þiddetle
yürüyor DTP’nin üstüne, Kürtler’deki olasý bir
özgüven artýþýný kendi þiddetindeki bir doz
artýþýyla dengelemeye çalýþýyor, DTP’ye karþý
zamanlamasý da bir iddia, bir inadý ortaya koyan
ve böylelikle göstergesel bir nitelik kazanan
bir operasyon yürütüyor.
Evet, bu operasyon zamanlamasý, yani
seçimlerin hemen ertesine denk geliþi dikkate
alýndýðýnda ‘seçim sonucu’ türünden ‘demokrasi
olgularý’nýn bu meselede, Kürt meselesinde
fazla da dikkate alýnmamasýna, bu sonuçlarýn
fazla da bir kýymeti harbiyesi olamayacaðýna,
bu tür baþarýlardan kimsenin fazlaca bir umut
çýkarsamamasýna iþaret eden bir gösterge oldu.
Halka bu empoze edilmek isteniyor yani.
Umutsuzluk.
Oysa sadece Kürt yurttaþlarýmýz deðil,
Türkiye’deki bütün demokrasi güçleri bu seçim
sonuçlarý sayesinde DTP’nin Kürt meselesinin
barýþçýl çözümü için bu zamana kadar yaptýðý
çaðrýlarýn bundan böyle daha fazla dikkate
alýnacaðý, DTP’nin muhataplýk durumunun
artýk bir resmiyet kazanacaðý ve açýlmýþ kapatma
davasýnýn bu ülkeye en az zarar verecek biçimde
sonuçlanacaðý umuduna kapýlmýþtý ki, bu umut
yine de sürüyor. Zararýn bir yerinden
dönülecektir nasýlsa. Diye umuyoruz çünkü.
Evet, oysa 29 Mart seçimlerinin sonuçlarý
bambaþka yansýmýþtý sokaða. Partilerinin
Türkiye ölçeðindeki etkili gücü, Türkiye
siyasetindeki geniþ etki alaný rakamlarla bir
kez daha tescil edilen DTP seçmeni yurttaþlar
AKP’nin seçim sürecindeki ötekileþtirme,
dýþlama kampanyalarýnýn süren resmi þiddete
eklenmesi sonucu uzaklaþtýklarý ‘Türkiye Ortak
Alaný’na, ‘Türkiye Ortak Duyum Alaný’na
yeniden dönüyor, Ankara’ya yeniden dikkat
kesiliyorlardý tam da.
Ama galiba tam da bu istenmiyor. Galiba
devletin çatýþma yanlýsý klikleri bu ‘ortak duyum
alaný’nda Kürtleri istemiyor. Ýletiþimsizliðin,
iletiþimsizlikte inat etmenin devletin gücünün
önemli bir kaynaðý olduðu kanaatinde onlar.
Toplumu iletiþimle elde edilmiþ bir iktidarla
deðil, iletiþimsizlikle denetleyebileceklerine
inanýyorlar, buna alýþmýþlar.
Seçimlerin hemen ardýndan sokakta
karþýlaþtýðým, tanýþtýðým bazý Kürt
yurttaþlarýmýzda gözlemlediðim bir þey,
kendilerini burada, bu ülkede, mesela
Ýstanbul’da tam yerinde, tam olmalarý gereken
yerde hissetmeye baþladýklarýnýn iþareti bir
þeyler, partileri dördüncü büyük parti olan bir
ülkede yaþýyor olmanýn tavrý, davranýþý yeniden
bir kýrgýnlýk, dargýnlýk sisiyle örtülüyor.
Ve bu ülkede barýþ içinde bir arada yaþam
arzusu ve umudu bir kez daha darbe yiyor.
Oysa ne güzel bir ülkedir burasý.
BirGün
14 Nisan'da 15 ilde DTP'ye yönelik
baþlatýlan eþzamanlý operasyonlarda
aralarýnda DTP'nin üç genel baþkan
yardýmcýsýnýn da bulunduðu 53 kiþinin
gözaltýndaki sorgusu sürerken dün de 4
ilde DTP'ye, yeni eþzamanlý operasyon
düzenlendi.
Emniyet kaynaklarý 14 Nisan'daki
operasyonun geniþleyerek süreceðini
belirtmiþti. Dün Ýstanbul, Ankara, izmir ve
Batman'da DTP Ýstanbul il Baþkaný Halil
Aksoy'un da aralarýnda bulunduðu 43’ü
aþkýn kiþi gözaltýna alýndý. Dünkü
operasyonun da geniþleyeceði belirtiliyor.
Bu arada yerel seçimlerde bölgedeki tek
rakibi olan DTP karþýsýnda yenilgiye
uðrayan AKP, operasyonlardan sorumlu
tutuluyor. Sandýkta kazanamayan AKP’nin
operasyon furyasý ile DTP’yi zayýflatmaya
çalýþtýðý yorumlarý yapýlýyor.
»ÝSTANBUL: DTP il Baþkanlýðý binasý
dün polis ekiplerince basýldý. Beyoðlu
Çukur Mahallesi Kalyoncu Kulluðu
Caddesi'ndeki il baþkanlýðý binasýnda 7
saat süren aramalarýn ardýndan DTP il
Baþkaný ile birlikte 3 kiþi gözaltýna alýndý.
Aramalarda, 5 bilgisayar ile çok sayýda
evrak ve dokümana el konuldu.
Kapý çilingirle açýlmýþ
Ýstanbul il Baþkaný Aksoy, gözaltýna
alýnmadan önce binanýn penceresinden
gazetecilere yaptýðý açýklamada, “Bazý
aranan isimler varmýþ ancak böyle kapsamlý
bir aramaya gerek yok” dedi. AA
'Munzur Vadisi'ne barajlara hayýr'
yürüyüþü
TUNCELÝ - Bzý siyasi partiler ve sivil
toplum kuruluþlarý Munzur Vadisi’ne baraj
projesini, ‘Munzur Vadisi’ne barajlara
hayýr’ yürüyüþüyle protesto etti.
Tunceli Belediye Baþkaný DTP'li Edibe
Þahin, 7 ilçenin belediye baþkanlarý, siyasi
partiler ve sivil toplum örgütleri üyesi
yaklaþýk 5 bin kiþinin katýldýðý yürüyüþe,
kent dýþýndan gelenler de destek verdi. Kent
merkezinde toplanan protestocular, 2
kilometre uzaklýktaki Munzur Çayý
kýyýsýndaki Kemerbel Mevkii’ne yürüyüþe
geçti. ‘Munzur Vadisi doðal sit alaný ilan
edilsin’ yazýlý pankart taþýyan protestocular,
sýk sýk ‘Munzur’da baraj istemiyoruz’,
muhabirinin de telefonla görüþtüðü Aksoy,
“Bana haber verilebilirdi. Polis, muhtarý
alarak çilingirle kapýyý açmýþ. Yapýlan
aramanýn gerekçesi ise ellerindeki
arananlara ait isim listesine iliþkin il
baþkanlýðýndaki bazý evraklar ve arþivlerde
inceleme yapýlýyor. Ben bunlarý zaten
tanýmýyorum” diye konuþtu.
»ANKARA: Baþkentte “PKK'nin
gençlik yapýlanmasýna yönelik”
gerçekleþtirildiði belirtilen operasyonlarda
8 kiþi gözaltýna alýndý. Ankara Emniyet
Müdürlüðü Terörle Mücadele Þube
Müdürlüðü ekipleri, Altýndað, Yenimahalle
ve Etimesgut baþta olmak üzere Ankara
‘Dersim onurdur onuruna sahip çýk’
sloganlarý attý.
Munzur'a taþ attýlar
Protestocular Kemerbel Mevkii’ne
geldiklerinde Munzur Çayý’na taþ attý.
Yürüyüþü düzenleyen tertip komitesi
baþkaný avukat Barýþ Yýldýrým, “Tunceliler
1937 ve 1938 yýllarýnda uðradýklarý büyük
zulümler sonucunda o dönem hiç bir zulme
baþ eðmeyeceklerine dair birbirlerine söz
vererek Munzur Çayý’na taþ attýlar. Biz de
bugün Munzur Vadisi’ne taþ atarak vadiye
baraj yaptýrmamak için atalarýmýz gibi
bütün topluma söz veriyoruz” dedi. Kültür
ve Turizm Bakanlýðý’nýn Munzur Vadisi’ni
biran önce SÝT alaný ilan etmesini isteyen
Yýldýrým, þunlarý söyledi:
genelinde 5-6 noktaya operasyon yaptý.
»ÝZMÝR: PKK'nin þehir yapýlanmasýný
saðlamaya çalýþtýðý, araç yakma ve molotof
kokteyli atma eylemleri yaptýðý ileri sürülen
21 kiþi gözaltýna alýndý.,
»BATMAN: Kent merkezindeki
operasyonda ise 14 kiþi gözaltýna alýndý.
Operasyonda, esnafa kepenk kapattýrma,
halký eylemlere yönlendirme, kamu malýna
zarar verme, çocuklarý örgütleyip eylem
yaptýrma faaliyetlerini yürüttüðü iddia
edilen 14 kiþi gözaltýna alýndý.
( AA-BirGün)
“Munzur Vadisi Türkiye’nin ilk Milli
Parklarý arasýnda yer almaktadýr. Munzur
Vadisi doðal güzellikleriyle Türkiye’nin
en önemli turizm alanlarý içinde yer
almaktadýr. Vadi içinde 42 çeþit endemik
bitki türü ve yine birçok endemik hayvan
türü yaþamaktadýr. Eðer Munzur Vadisi’nde
projeye alýnan çok sayýda barajlar yapýlýrsa
bu endemik bitki ve hayvan türleri tamamen
yok olur ve bölge iklimi tamamen deðiþerek
büyük bir iklim felaketi de yaþanacaktýr.
Kültür Bakanlýðý daha önceki yýllarda vadi
içinde yapýlan araþtýrmalarýn ardýndan
vadinin kesinlikle doðal SÝT alaný ilan
edilmesi için rapor hazýrlamýþtý. Ancak
bizim SÝT alaný yapýlmasý için bakanlýða
yaptýðýmýz baþvuru uygun görülmeyerek
reddedildi. Oysa bakanlýðýn kendi
raporlarýnda bu vardýr. Biz konuyu
mahkemeye taþýyarak dava açtýk ve bu
davamýz devam ediyor. Tunceli kesinlikle
bu mücadeleden galip çýkacak ve vadi
doðal SÝT alaný ilan edilecektir. Biz baraj
yapýmlarýnýn durdurarak büyük bir doða
katliamýnýn önüne geçeceðiz.”
Tunceli Belediye Baþkaný Edibe Þahin,
daha sonra Munzur Çayý kýyýsýna, sembolik
olarak ‘Munzur Vadisi doðal SÝT alaný’
yazýlý tabela astý. Daha sonra davul zurna
eþliðinde halaylar çekilerek eylem bitirildi.
Radikal - Dha
[email protected]
Biçerdöver ve mibzerden
harmanlanarak ortaya yeni çýkan bir isim.
Haziran-temmuz aylarýnda tarlanýn
hasadýný kaldýrmasýndan yaklaþýk 8-9 ay
geçti.
Anýza býrakýlan tarlalar baharýn gelmesi
ile birlikte biçerdöverlerin eleklerinden
geçen tahýllar yeþermeye baþladý. Fakat
ne var ki mibzerle ekilen tarlalardan ayýrt
etmek oldukça güç.
Biçerdöverlerin ancak % 2 hata
yapmasýnýn normal olduðunu biliyoruz,
yani 100 deneden 2 tanesini dökebilir fakat
görünen manzara % 30 hata seviyesinin
üzerinde. Yani baþka bir anlatýmla hasat
döneminde biçerdöverin römorka
boþaltacaðý 100 tahýldan yaklaþýk 30 tanesi
tekrar topraða karýþýyor.
Konu ile ilgili küçük bir araþtýrma
köylülerin açýklamalarý çok ilginç sizlerle
paylaþmak istemiyorum.
Kara patozdan sonra icat olarak bilinen
Römorklu patozlarýn yaptýðý samanlardaki
tahýl sayýsý hiçte azýmsanmayacak düzeyde.
Resimde gördüðünüz biçerekerlerin
topraða karýþtýðý tahýllarýn baþaðýndan
ayrýlmamýþ hali anlatýlmak isteniyor.
Baþaðýndan ayrýlmadan toprak üzerine
serilen baþaklardan özellikle koyun ve
keçilerin yemesi sonucu ölen küçükbaþ
hayvanlarýn olduðunu bilmekte iþin bir
baþka vahim konusu. Görünen o ki
biçerekerlerin eleklerinden geçen tahýllara
verdiði hata sadece gözümüzle
gördüðümüz bahar aylarýnda yeþeren
tohumlarla sýnýrlý deðil.
% 30 düzeyinde elekten geçen hata, en
az% 20 düzeyinde de baþaktan ayrýlmadan
tarlaya serpilen mahsulü eklersek % 50
hata gözler önünde.
Gübre fiyatlarýna yetiþemeyen kimi
çiftçiler tarlalarýný gübresiz ekerken verim
düþüklüðünde ilk sorunu göz önüne
alýyorlar, ikinci sorunsa zirai mücadelede
parazit canlýlardan süne ve fare ayrý bir
baþ belasý, üçüncü ve en büyük sorunlardan
olan kuraklýk hakkýnda yorum yapmaya
bile gerek yok, dördüncü sorun ise
yukarýda açýklamaya çalýþtýðým biçereker
sorunu, son olarak birçok sýnavlardan
geçerek hasat edilip az da olsa kapýya gelip
satýlmayý bekleyen mahsulün satýlmasýnda
ithal sorunu var.
Bu sorunlarý ana baþlýklar altýnda
sýraladým ama konu ile ilgili çiftçilerimizle
konuþtuðumda onlar da birkaç tane
eklediler:
Çiftçinin ihtiyacýnýn olduðu ekim
dönemlerinde artan gübre-mazot-ilaç
ilerici–demokratlarýn davalarýna
girdi.
Türkiye Ýþçi Partisi Çankaya
þubesi üyesi ve F.K.F
kurucusu'ydu. 1968 öðrenci
hareketi içinde aktif roller
üstlendi. Hareketin
öncülerinden Sinan Cemgil ile
öðrenciyken evlendi. 12 Mart
darbesinden sonra cezaevine
girdi.
Serbest býrakýldýktan sonra
Hikmet Kývýlcýmlý geleneðinin
içinde yer aldý.
12 Eylül askeri darbesini
BÝA Haber Merkezi - Duisburg
Geçtiðimiz Cuma Almanya,
Duisburg'da kaybettiðimiz 1968 kuþaðýnýn
önde gelen kadýn militanlarýndan Þirin
Cemgil [Yazýcýoðlu], önümüzdeki
Cumartesi (25 Nisan) Karacaahmet
Mezarlýðý'nda Sinan Cemgil'in yattýðý
mezarda topraða verilecek.
izleyen günlerde de tutuklandý. Serbest
býrakýldýktan sonra 1982'de politik sürgün
olarak ülkesini terk etti. Bir komünist olarak
yurt dýþýnda da sürdürdüðü politik
mücadelesi 17 Nisan 2009'da Almanya'da
sona erdi.
Almanya'da anma töreni
fiyatlarý. Derinkuyu’da patates ekimi yapan
bir çiftçimizin anlattýklarý ile yazýmý
noktalýyorum ve yorumu siz deðerli
okuyucularýma býrakýyorum:
“Patates üreticisiyim, patates
böceklerine karþý piyasaya yeni çýkmýþ
ilaçlardan birisini aldým, ilacýn üzerinde
etki süresinin 90-120 gün olduðu
yazýyordu. Sezon sonuna kadar tarlama
patates böceði girmedi, verimli bir seneydi,
hasadý kaldýrdýktan sonra ayný tarlaya
buðday ektim. Beþinci – altýncý ayda tarlayý
gezeyim dedim, geçen yýldan kalan birkaç
tane patatesin 50 cm. kadar filizlenip
yeþerip uzadýðýný gördüm. Altýnda yine
patates böcekleri vardý fakat ölüydü, diðer
filizlenen patateslere baktýðýmda yine ayný
olayla karþýlaþtým, patates böcekleri
yaprakta deðil yerde ve ölü.
Kullandýðým ilacýn üzerinde “bu ilaç
bitkinin üzerindeki etkisi 1 sene
yazmýyordu, ve en önemlisi bitkinin
özsuyuna geçer” diye de yazmýyordu.
Etiketsiz ve avrupa ülkelerinde
kýllanýlmasýna izin verilmeyen ilaçlar hala
ülkemizde kullanýlmaktadýr.
Ýnsan saðlýðý üzerindeki etkilerini
bilmiyorum.”
Bugün saat 14'te de Þirin Cemgil'in
yaþadýðý Duisburg kentinde Alte
Feurwache'de Almanya'daki dostlarý ve
yoldaþlarý bir anma toplantýsýndan bir araya
gelecekler.
Þirin Yazýcýoðlu [Cemgil]
Sinan Cemgil'le evliliðinden bir erkek
çocuk (Taylan) annesi olan Þirin Cemgil
[Yazýcýoðlu] geçtiðimiz Cuma günü ansýzýn
baðýrsak düðümlenmesi ve baðlý
zehirlenme tanýsýyla hastaneye kaldýrýldý,
hemen ameliyat edilmesine karþýn komadan
çýkamadý ve sürgün yýllarýný geçirdiði
Duisburg'da aramýzdan ayrýldý.
11 Mayýs 1945'te Buldan, Denizli de
doðan Þirin Cemgil, Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan
sonra kýsa bir dönem avukatlýk yaptý ve
siyasi suçlamalarla yargýlanan
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
Kaymakamlýk Yazý Ýþ.
Sos. Yar. ve Day.
Özel Ýdare
Nüfus
Belediye Baþkanlýðý
Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
Askerlik Þubesi
Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk.
Tapu Sicil
C.Savcýlýðý
Adliye
Adliye
Kütüphane
H.B.V Kültür Merkezi
Müze
Turizm Danýþma
Emniyet Amirliði
Karakol Amirliði
Jandarma
Ýlçe Tarým
Lise
Kýz Meslek Lisesi
Mal Müdürlüðü
Kadastro
Karaburna Belediye
Kýzýlaðýl Belediye
PTT.
T.M.O.
Türkiye Ýþ Bankasý
Ziraat Bankasý
Þoförler Cemiyeti
Esnaf Odasý
Tarým Kredi Koop.
TEDAÞ
Çiftci M.K.Baþkanlýðý
Rýfat Kartal Huzurevi
Sulucakarahöyük Gzts
Taþýyýcýlar koop
Nevþehir Seyahat
Þanal Seyahat
Mermerler Seyehat
Dergah Taksi Duraðý
Terminal Taksi
Huzurevi
Hacýbektaþ Noterliði
441 30 09
441 34 10
441 39 77
441 31 01
441 31 02
441 37 44
441 30 16
441 30 48
441 30 10
441 35 20
441 30 15
441 36 32
441 32 49
441 35 38
441 35 38
441 30 18
441 30 19
441 33 94
441 30 22
441 36 87
441 26 97
441 36 66
441 38 08
441 30 20
441 37 74
441 31 08
441 30 56
441 35 37
453 51 30
455 61 29
441 35 55
441 30 11
441 35 00
441 33 26
441 30 74
441 37 42
441 32 76
441 31 42
441 36 80
441 33 38
441 39 47
441 20 06
441 30 43
441 33 59
441 21 73
441 25 25
441 27 97
441 33 38
441 35 23
ARAÞTIRMA
Nesrin Aksu *
20 Nisan 2009 Pazartesi
Ýnsan bir kez acýkmasýn,inançlarýný bile yer
Mahsun Kýrmýzýgül ile birlikte Hemþerim adlý bir dizi çektim. Kýyamet koptu Ankara Sanat’ta. Sen nasýl oynarsýn þarkýcýyla vs... Þimdi Mahsun
iki film yaptý, bana karþý çýkanlar, nasýl oynarsýn diyenler bu filmlerde baþrol oynadý. Onun için benim oyunumun, Ayak Bacak Fabrikasý’nýn da
sloganý “insan bir kez acýkmaya görsün, inançlarýný bile yer”
»Peki þimdi nasýlsa Mehmet Bey ödülü kabul
etti diye size yeni bir ödül gelirse, kabul edecek
misiniz yoksa Kabataþ’ý istisna tutup verdiðiniz
karara sadýk mý kalacaksýnýz?
Yok deðiþmez yine ayný fikirdeyim. Bu
oyunla ilgili Uður Mumcu’nun katili bulunana
dek ödül kabul etmeyeceðim... Ama baþka
oyunlarla ilgili olursa ederim. Sadece Sakýncalý
Piyade için geçerli bu kararým… Mesela þimdi
yine bir ödül alýndý…
»Evet.. 9.Lions Asaf Çiðiltepe Özel Ödülü.
Evet, çok önemli bir ödüldür bu. Asaf
Çiðiltepe kimdir? Bugünkü, 45 yýldýr ayakta
duran Ankara Sanat Tiyatrosu'nun
kurucusudur…Ben kimim Asaf Çiðiltepe’nin
yanýnda? Onun yanýnda asistan olarak çalýþan
oyuncuyum…
»“Sakýncalý Piyade” Uður Mumcu’nun
öldürülüþünün 16 yýlýnda 12 Mart’ta yola çýktý
ve çok fazla ilgi görerek kýsa sürede inanýlmaz
bir izleyici sayýsýna ulaþtý… Ben de prömiyerine,
galasýna ve ayrýca bir kez daha gelip izlememe
raðmen her defasýnda ilk kez izliyorsunuz hissi
veren muhteþem bir oyun, performanslar da
oldukça baþarýlý…
Bu benim yaptýðým bir þey deðil. Bu tekst o
kadar önemli ve güzel bir tekst ki.. Uður Mumcu
o kadar sevilen bir adam ki… Uður Mumcu’nun
yazdýðý bir þey ama bunu esas oyunlaþtýran, bu
oyunu bu hale getiren Rutkay Aziz. Biraz rejisini
deðiþtirdim, o baþka bir reji yapmýþtý. Ama ben
þunu da çok söylerim…Önümde o kadar güzel
iki tane Sakýncalý Piyade vardý ki yapýlmýþ, ben
de oynamýþým onlarda. Sizin de önünüzde çok
güzel iki örnek varsa onun içinden güzel bir þey
yapmak kolaydýr. Bu baþarýyý pek üstüme
almýyorum esasýnda... Ama bunu sömürmek
isteyen insanlar var.
»Sakýncalý Piyade belgesel tiyatro olmasý
açýsýndan da aslýnda çok önem kazanýyor…
Uður Mumcu’nun askerdeyken baþýndan
geçen kýsa hikayeler. Bu hikayeleri Rutkay Aziz
oyunlaþtýrmýþ, biz de birbirine baðlayarak
oynuyoruz. O bir tarih götürüyor. Ben bunu
oynadýðým vakit, Uður Mumcu’nun yaþýna
yakýndým, þimdi geldim Uður Mumcu’nun öldüðü
yaþtaki babasýnýn yaþýna, hala oynuyorum. Ankara
Sanat Tiyatrosu’nda oynarken dolaylý olarak bir
ara býraktým, acil bir durumum oluþtu yurtdýþýna
gittim. Ondan sonra Altan Erkekli oynadý ama
3 oyundan sonra kaldýrdý Rutkay. Bazý roller
özdeþleþiyor bazý insanlarla… Bu Türkiye’deki
yapýlmýþ belgesel drama oyunlarýn en iyilerinden
biridir.
»Ayak Bacak Fabrikasý yeni baþlayacak olan
oyununuz. O da týpký Sakýncalý Piyade gibi
Ankara Sanat Tiyatrosunda daha önce sergilenen
bir oyun. Ankara Sanat Tiyatrosu'nun oyunlarýný
neden yeniden sahneleme ihtiyacý duyuyorsunuz?
Bütün oyuncular Türkiye’de yazar yok diyor,
Molier’ler falan oynuyor. Molier oynanýr ama
Devlet Tiyatrolarý çok güzel oynuyor, özel tiyatro
olarak kalkýp böyle þeyler oynadýðýnýzda komik
oluyor. Durum komiði oluyor. Ankara Sanat
Tiyatrosu, Türkiye tiyatrosu için önemli bir
adýmdýr. Sosyal sorumluluklar üstlenmiþtir. O
günün Türkiye’sinde yaþanan sorunlara müdahale
etmiþtir. Bugün ülke durumuna baktýðýnýzda pek
bir fark göremezsiniz. Bu sebeple ne Sakýncalý
Piyade ne de Ayak Bacak Fabrikasý
güncelliðinden bir þey kaybetmemiþtir. Bu
misyonu þimdi biz üstleniyoruz tiyatro ve
oyuncular olarak.
»Bu tarz yabancý klasikler oynandýðýnda
hiçbir þey üretmemiþ oluyorsunuz demek ki.
Klasik bir oyun. Ülkemizde o kadar güzel
klasik oyunlar var ki. Mesela bundan sonra sýraya
koyduðum oyun, oynamak istediðim oyun
“Aladaðlý Mýho.”
»Çok iyi, 20 yýl önce Malatya’da izlemiþtim
o oyunu, Diyarbakýr Sanat Tiyatrosu oyuncularý
sergilemiþti. Gerçekten hafýzamda yer eden
muhteþem bir oyundu. Çok sevindirici bir haber
bu.
Niye siz seyrettiniz de, sizin çocuðunuz
seyretmesin. Þimdi Ayak Bacak Fabrikasý
Türkiye’deki ilk epik denemedir. Bugün bazý
ukalalar olmaz diyor. Sakýncalý Piyade için de
öyle dediler, sýradan buldular. 80 oyun oynadýk
þimdi hepsi ellerini kaldýrýp 'teslimiz' diyor.
'Düþünemedik biz' diyorlar, çoðu da 'keþke biz
yapsaydýk' diyor.
»Gelelim Ayak Bacak Fabrikasý'na.
Ayak Bacak Fabrikasý Ankara Sanat
Tiyatrosu'nda milat olmuþ bir oyundur. Ankara
Sanat Tiyatrosu kapanmak üzere, Asaf Bey, Ayak
Bacak Fabrikasý'ný Sermet Çaðan’ýn rejisiyle
sahneye taþýdý Ankara Sanat Tiyatrosu'nda. O
kadroda o zaman bugün bizim tiyatromuzdaki
arkadaþlar gibi tanýnan kimse yok. Ayberk Çelok
vardý ama Ayberk Çelok o zaman tanýnmýyordu.
Ben keza gençtim, kaç kiþi tanýyor. Savaþ Dinçel
vardý ama o zaman kimse tanýmýyor ki. Biraz
Oben Güney vardý tanýnan. Kapýlar kýrýldý,
arkasýndan bir de Sultan Gelin sahneye konuldu,
AST yürümeye baþladý.
»Neden politik tiyatro?
Türkiye’de çok az politik tiyatro var. Benim
zamanýmda, 68 kuþaðýnda herkes politik tiyatro
yapýyordu. Þimdi herkes bulvar tiyatrosu yapýyor.
Demek ki politik tiyatroya ihtiyaç var. Tek bunu
dayatan Genco Erkal ve Ferhan Þensoy. Onlar
haricinde yok, belki vardýr ben bilmiyorumdur.
Politik tiyatro yapacaksak Ankara Sanat’ýn
yaptýðý yoldan gidelim. Keþke onlarýn yaptýðýnýn
onda birini yapabilsek. Bir de “Zamaný deðil o
oyunun þimdi Türkiye’de” diyenler utansýn diye
yapýyorum ama bu oyunda Sakýncalý Piyade'nin
tersine Rutkay Aziz dahil o kadar önemli isimler
var, tam zamaný, gündeme tam cuk oturur
diyorlar.
»Oyunda müzikler canlý olarak çalýnacak, bu
da ilginç.
Evet Mazlum Çimen ile konuþtuk, o da sýcak
baktý. Deniz Atam’ýn görüþtüðü müzisyen
arkadaþlar var. Hangisi olursa ama ben Mazlum
Çimen’i tercih ederim. Çünkü geriye doðru
gittiðimizde de babasý yapmýþtý oyun müziklerini.
»Enteresan bir þekilde her adýmýnýzda geriye
doðru bir duygusal baðýnýz var.
Ben çýkýp ta, ben buyum diye baðýrmýyorum.
Ben iþimle varým. Bazý insanlar sahip çýkýyor
iþime ama cezasýný alýyorlar bir þekilde. Mesela
bu oyunda olmayacak onlar. Tiyatro kusar, onu
öðrenemedi insanlar. Tiyatro kusar. Ben 12 yýldýr
burada tiyatro yapýyorum, ben yurtdýþýnda
yaþýyorum. 12 yýldýr her yýl tiyatro yapýyorum
bu kadar dizinin içinde; tiyatroya vakit
ayýrýyorum. Size sanat yönetmenlerimi sayayým:
Asaf Çiðiltepe, Güner Sümer, Ergin Orbey,
Rutkay Aziz, Metin Balay…Hakan Altýner…
Ben bu insanlarla tiyatro yapmýþým.
»Oyunu günümüze uyarladýnýz deðil mi?
Oyun 2,5 saatlik bir oyun, onu 1.5 saate
getirdik. Devlet Tiyatrolarý'ndan bir arkadaþým
Þahin Terzi, Devlet Tiyatrolarý'nýn önemli
oyuncularýndan biridir. O dramaturgisini yaptý,
kýsalttý. Bazý kimseler dokunamazsýnýz, tek
kelimesini deðiþtiremezsiniz filan dedi, sonra
Sermet Çaðan’ýn eþini anýmsadým, Seçkin
Selvi’yi. Hakký olan adama ne isterseniz yapýn
dedi ama tekst kalacak, alýp da Tayyip’i
çýkarmayacaðýz sahneye. Ama gönderi yapacaðýz.
Dinci bir adam var. Daha dinci yapacaðýz oyunun
içinde üçüncü vatandaþý.
»Yine sinevizyon olacak mý arka planda?
Olmaz mý, bütün þeyimiz o. Arkada hep son
10 yýllýk Türkiye’yi göreceksiniz, oynanýrken
oyun. Epik bir tiyatro olacak, göstermeci. Þöyle
anlatayým; derebeyleri var. O derebeyleri sonra
polis oluyor. Hep ayný adamlar ama, daha sonra
tevkifat baþlýyor, yargýç oluyorlar en sonunda da
politikacý devlet büyükleri oluyorlar. Þimdi
hemen anlatayým sana kýsaca. ilk önce mehterle
bunlarý içeri sokacaðým, müzikleri o olacak.
ikincisinde 10. Yýl Marþý'yla sokacaðým.
Yargýçlarda ne kullanacaðým henüz belli deðil
ama herhalde Wagner filan kullanacaðým, faþist
müziktir. En sonda hepsi birlikte beraber dolaþtýk
biz bu yollar dayý söyleyecek. Bu yeter, arkada
da boy boy onlarý göreceðiz . Entegrasyonu
anlatacaðým, mesela Fred Aster var benim bu
oyunda; arkada göreceksin onu, ama kolbastýyla
oynayacak, step yapacak. Niye onu yapýyorum.
Amerikan mandýrasý için.
»Oyunun provalarýna baþlayabildiniz mi?
Kýsa bir süre için durdurdum. Bir de
yurtdýþýna gitmem lazým bir haftalýðýna.
Döndükten sonra baþlayacaðýz. Mayýsýn ortalarýna
kadar bitiririz. Ercan Demirel, Þahin Terzi, Yalçýn
Güzelce, Recep Yener, ishak Toros, Nevin Efe
gibi çok önemli isimler var oyunda. Bunlarýn
yaný sýra Deniz Atam, Tamer Özceviz, Özlem
Toptaþ Menligil, Ramazan Atbaþ, Okan Þýldýr,
Serpil Coþkun genç oyuncu arkadaþlarýmýz. iyi
bir kadro oluþturduk. Þu anda özel tiyatrolarýn
yapamayacaðý bir kadro yaptýk.
»Yeni bir oyuna baþlamak için mayýs ayý risk
deðil mi? Bahar ve yaz aylarýnda herkes
büyükþehirlerden gidiyor, okullar kapanýyor.
Siz gelecek sezon olarak düþünün ama biz
yaz oyunu yapmak istiyoruz, Tam Açýkhava'lýk
bir oyun bu. Turneye gitmek de kolay,
organizatörlere fazla yükümlülük de yok.
Elbiselerimizi alýr gideriz. Zaten elbise de yok
herkes çuval giyecek. Yalnýz derebeyleri filan 3
kiþi, onlarýn kýyafeti var. Oyunu da anlattýk bu
arada.
»Sanýrým oldukça ilgi görecek bu oyunu.
Bu oyunda yýkýlmýþtý ortalýk. O zaman çok
gençtim, spor totocuyu oynadým, þimdi süper
loto. Uþaðý oynamýþtým, papazý oynadým rol
deðiþikliði oldu. Derebeylerini Rana Cabbar,
Güner Sümer, Çetin Öner oynuyordu. Ayberk
Çelok oynuyordu. Aysen Sümercan, benle yaþýt
Yýldýz Kenterler de. O zaman genç kýzý oynamýþtý.
Aysen’le karþýlaþtýk, konuþtuk, þimdi ben
oynayacaðým genç kýzý diyor. Nasýl oynatayým
seni dedim, peruk takarým makyajla filan
hallederiz dedi. Böyle bir talep var, ama bazý
ukalalar “ya o oyun iþ yapmaz” (lütfen bunu
yazýn) filan diyor. Onlara nasýl iþ yapacaðýný da
göstereceðim. Onara raðmen Sakýncalý Piyade
bu kadar yürüdü.
»Oyunlarý daha çok Anadolu’ya götürme
çabanýz var diðer özel tiyatrolara nazaran.
Yaþayacak parayý kazananlar, halka götürmeli
oyunu. Hakiki ilericilik bu. Yoksa herhangi bir
ilerici partinin üyesi olup da laf söylemek deðil.
Hakiki particilik insan olmaktan geçer.
ilericiyseniz halka göstermelisiniz bunu.
Anadolu’ya gitmelisiniz. Ben 65 yaþýndayým,
Anadolu’ya giderim diyorum.
»Birçok tiyatro sanatçýsý dizilerde daha yoðun
çalýþtýðý için çok fazla tiyatro yapmak istemiyor.
Fakat sizde çok ciddi profesyonel isimler var.
Sizin deyiminizle de pek çok insan ben de
oynayayým diye sizden talepte bulunuyor. Sizin
nazýnýz mý çok fazla geçiyor bu sanatçýlara da
sizinle ortak projelerde yer alýyor ya da istiyorlar?
12 yýldýr Türkiye'deyim, arada 30 yýl yokum,
yurtdýþýndayým. 12 yýldýr kimseyle ters
düþmedim. iyi þeylerin içinde bulundum.
Kendimle barýþýk bir adamým. Beni tenkit
ettiklerinde, kýzmadým, 'tamam öyle yapayým'
dedim. Yine ben bildiðimi yaptým. Çok basit bir
örnek vereyim. Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan
buraya geldim, Mahsun Kýrmýzýgül’le bir dizi
çektim, 36 bölüm Hemþerim diye. Kýyamet koptu
Ankara Sanat Tiyatrosu’nda. Sen nasýl oynarsýn
þarkýcýyla vs... Þimdi Mahsun iki film yaptý, bana
karþý çýkanlar, nasýl oynarsýn diyenler bu filmlerde
baþrol oynadý. Onun için benim oyunumun, Ayak
Bacak Fabrikasý’nýn da sloganý “insan bir kez
acýkmaya görsün, inançlarýný bile yer.”
Bugünkü Türkiye’yi zaten bu cümle anlatýr
ama itiraz eden o kiþiler bunun farkýnda bile
deðil.
»Sakýncalý Piyade’de her ne kadar benim baþarým
deðil deseniz de sizin katkýnýz çok fazla. Popüler
olmayan hatta amatör oyuncularla bunu
yapýlabileceðinizi gösterdiniz, ciddi bir baþarý
yakaladýnýz. Almanya’da da böyle bir çalýþmanýz
olmuþ.
Bakýn burada belgeler de var. Almanya’da ilk
Türk tiyatrosunu kuran benim. iþçiler, mimarlar,
mühendisler, öðretmenler vardý. Bunlar sadece
tiyatro izlemiþ. Bunlarla tiyatro kurdum, üç ay
çalýþtým. Nürmberg Direkser Ödülü'nü aldým; en
iyi yabancý faaliyet diye. Amatörlerle çalýþmak
çok iyi, çok güzel; ukala deðil, sana güveniyor.
Sen de sahnede bir þey yaptýysan, üþenmezsen
çalýþýrsan her insandan alýrsýn onu.
»O zaman siz usta çýrak iliþkisine çok
inanýyorsunuz?
Elbette Ast’ta kaç konservatuvar lý vardý. Her
þey istediðim gibi giderse seneye yýlýn oyunu
olur Ayak Bacak Fabrikasý.
»Oldukça yoðun bir temponuz var. Bu
çalýþmalar dýþýnda rol aldýðýnýz tiyatro ve dizi de
var; nasýl yetiþiyorsunuz?
Arka Sýralar dizisinde oynuyorum.
Çalýkuþu’nda oynuyorum, Tiyatro Kedi'de Hakan
Altýner yönetmenliðinde. Çok turne yapýyoruz,
deðiþik yerlerde oynuyoruz. 50 oyun filan
oyandýk. En çok izlenen 3 oyundan biri Çalýkuþu
basýnda yer aldý. Diðer ikisi de biri Sakýncalý
Piyade, diðeri de Sivas’93, Genco Erkal’ýn. Bir
de yeni baþlayacak bir dizi var, Aðrý’da çekilecek:
Sularýn sýrrý. Aðrýlý iþadamlarýnýn desteðiyle
çekilecek bir dizi. Ümit Elçi çekecek, çok iyi
kadrosu var. Gerçi henüz karar vermedim
görüþüyoruz. Bu oyunun provasýna baþlarsam,
gidemem sanýrým.
*[email protected]
***
Mehmet Ulay kimdir?
1942'de Ýstanbul’da doðdu. 1966'da Ankara Sanat
Tiyatrosu’nda baþladýðý oyunculuk hayatýna
Ýngiltere’de devam etti. London Tiyatro Okulu
ve Oldwig Tiyatro’da çalýþmalar yaptý. 1971'de
Türkiye’ye geri döndü ve AST‘da sahne amirliði,
reji asistanlýðý ve müdürlük yaptý. 1972'den
itibaren 10 yýl Almanya Nürnberg BSK, Alman
dizi ve reklam filmlerinde oyunculuk yaptý.
1978'de Nurnberg Türk Tiyatrosu’nu kurdu.
(Tiyatro çalýþmalarýna devam ediyor.) 1992'de
Türkiye’ye dönerek AST' da çalýþmaya baþladý;
Halk Düþmaný, Yusuf ile Menofis, Sakýncalý
Piyade, Ayak Takýmý Arasýnda adlý oyunlarda
rol aldý.1996'da Ýstanbul’a gelerek tiyatro
çalýþmalarýna Dormen Tiyatrosu’nda devam etti,
Tiyatro Kedi ile çalýþmaya baþladý. Tiyatro Kedi
bünyesinde Fehim Paþa Konaðý, Cahide, Yaygara
70, Bir Komiser Geldi ve Casablanca
müzikallerinde oynadý. Ýstanbul’a da bulunduðu
sürede birçok TV dizisi ve reklam filminde
oyunculuk yapan Mehmet Ulay, televizyon ve
tiyatro çalýþmalarýný sürdürüyor.
***
Ayak Bacak
Fabrikasý/
Sermet Çaðan
Derebeylerinin yönetimde söz sahibi olduðu
bilinmeyen bir ülkede o yýl bolluk vardýr. Halk
emeðinin karþýlýðýný bol bol buðdayla almýþtýr.
Bu ülkede buðday demek her þey demektir. Fakat
bolluk nedeniyle derebeylerinin kara tohumlarý
stoklarda çürüme tehlikesiyle karþý karþýya
kalmýþtýr. Bundan sonra Derebeylerinin,
köylülerin üretim araçlarýna, kendi çýkarlarý
doðrultusunda el koyarlar ve ellerindeki kara
tohum stoklarýný eritmek için kendi çýkarlarý
doðrultusunda devletin çeþitli kademelerini ve
halkýn dini duygularýný kullanarak , hatta halký
kötürüm býrakma pahasýna çevirdiði oyunlarý
sergilenir. Yöneticilerin sakat býraktýklarý
köylülere ayak bacak fabrikasý kurma vaatleri
durumu daha da trajikomik hale sokar.
BirGün
Her halkýn haksýzlýða karþý kendine
özgü bir karþý duruþ þekli var. Flamenko
da çýðlýk, ayak sesi, sert bir baþkaldýrý.
Flamenko Romanlar’ýn, Yahudiler’in ve
toplumdýþý býrakýlmýþ Hýristiyanlar’ýn
kaynaþmasý sonucu meydana gelmiþ,
Güney Ýspanya’nýn Endülüs bölgesine
özgü ama sadece o bölgeyi yurt edinmemiþ
bir müzik, dans ve ifade biçimi. Bu
müziðin en çok yankýlandýðý sokaklar
arasýnda ise hiç kuþkusuz Ýspanya baþý
çekiyor. Ýspanya’yý temsil edenlerin
baþýndaysa flamenko ateþini dünyaya
yayan Antonio Marguez geliyor. Marguez
dün gece Ýstanbul’daki izleyicilere keyifli
bir dans sergiledi.
1963 yýlýnda Sevilla’da doðan, küçük
yaþta dans dersleri alan Marguez 19
yaþýnda Ýspanyol Ulusal Balesi’ne girdi
ve ‘La Tardes de la Alameda’ ve ‘Los
Tarantos’ gibi birçok baþarýlý performans
sergiledi. ‘El Sombrero de Tres Picos’ta
Molinero, ‘Don Juan Tenorio’ balesinde
de Don Juan oldu.
1998’de Küba Bale Festivali’nin
50.yýlýnda performansýyla büyük ilgi gören
Marquez, ayný yýl en iyi gösteri dalýnda
‘Taranto’ ve en iyi profesyonel dansçý
ödüllerini aldý. Rio de Janerio’da yaptýðý
ve 40 bin kiþinin izlediði performansýyla
izleyici rekoru kýrarak rekorlar kitabýna
geçti. Tüm bu baþarýlardan sonra
flamenkoyu Antonio Marguez’den
dinlemek þart oldu ve kendisiyle
flamenko’nun büyülü dünyasýna adým
attýk.
»Flamenko bedeni özgür býrakma isteði
uyandýran, kalp atýþýný hýzlandýran bir
müzik… Kulaða, aþkýn ilk hali gibi
geliyor. Profesyonel bir dansçý olarak
hangi ruh haliyle sahnedesiniz?
Sahnede özellikle dinleyiciyle göz göze
gelmek olaðanüstü bir haz veriyor, tüm
derdim dans etmek ve çocukluðumdan
beri bunu yapýyorum, sahnede sadece
dansý düþünüyorum, aþk ya da baþka bir
duygu diyemem, sadece dansý
hissediyorum ve bu bana çok enerji
veriyor…
»Yüzyýllardýr süregelen bu gizemli
dansýn ve insanlarýnýn büyüsüne
kapýlmamak elde deðil. Siz çok küçük
yaþta dans etmeye baþladýnýz. Peki o
zamanlar tutkunun, özgürlüðün ve
mutluluðun adýmlarýyla belki binlerce yýl
sürecek olan bu dansýn bir idolü haline
geleceðinizi hayal etmiþ miydiniz?
Aklýmda þöhret ya da ünlü olmakla
ilgili bir hayal yoktu, dansý asla tanýnmak
ya da popüler olmak için bir araç olarak
görmedim. Tek hayalim farklý ülkelere
gitmek ve farklý sahnelerde dans
edebilmekti. Dünyanýn her yerinde
sahnede olmak ve dans etmek istiyordum.
»Dansta el çýrpma ve ayak hareketleri
baskýn. Bu figürlerin çýkýþ noktasý nedir?
Bunun özel bir nedeni var mý?
Flamenkonun doðasýndaki sertlik bir
isyan, bir baþkaldýrý ancak tüm vücut bu
ritmin içinde ve eller de flamenkoda bu
ritim akýþýna eþlik eder. Týpký flamenkoda
ayakkabýyý bir vurmalý gibi kullanmak
nasýl bir ritim duygusu veriyorsa ayný
þekilde eller ve alkýþ (palmas) ritmin kalbi
sayýlýr.
»Flamenko ilk önce Romanlar’ý, sonra
da onlarýn þarký ve danslarýný tanýmlamak
için kullanýldý. Flamenko ile ilgili tarihte,
hem Roman hem de Roman olmayan
halklardan doðan bir Endülüs þarkýsý için
de ‘cante flamenko’ gibi genel bir terim
kullanýldý. Siz flamenkoyu nasýl
tanýmlýyorsunuz?
Benim flamenkoda sevdiðim,
flamenkonun coþkusu, yaþam enerjisi,
öfkesi ve heyecaný… Flamenko aþký da,
gözyaþýný da büyük bir tutkuyla anlatýyor.
Ancak flamenko ile ilgili tek yanýlgý
Ýspanyol kültürünün flamenkodan ibaret
sanýlýyor olmasý. Oysa ki Ýspanyol
müziklerini tek baþýna flamenko temsil
etmiyor…
»Flamenkonun memleketi Cadiz ve
Sevilla diye biliyoruz. Sizce flamenkonun
çýkýþ noktasý neresi?
En doðrusu Endülüs kültürü demek
olur. Endülüs, hem Sevilla hem Cadiz’i
içine alýyor ancak; flamenkonun doðduðu
yer derseniz sadece Sevilla derim. Nasýl
tango Buenos Aires’te doðduysa, flamenko
da Sevilla’da doðmuþtur.
»Romanlar, þarkýlarýnda gerçek
yaþamlarýndaki sýkýntý ve mutsuzluklarý
dile getiriyorlardý. Bu baðýmsýz anlatým
ve doðaçlama tarzý ayný koþullar altýnda
geliþen blues ile benzerlik taþýyor. Siz
neler söylersiniz?
Romanlar’ýn uðradýklarý haksýzlýklara
baþkaldýrý olarak düþünülürse, blues’a
yakýn bir yaný var denilebilir. Ancak
flamenko çok daha tutkulu, çok daha
savaþçý… Flamenkodaki coþkuyu blues’la
karþýlaþtýrmak ne kadar doðru olur
bilemem.
»Flamenko yüzyýllar önce Endülüs
Romanlarý’nýn arasýndan çýkýp günümüze
geldi. 17. yüzyýlýn sonlarýna doðru blues
gibi yoksulluðun, zulmün ve kiþisel
acýlarýn anlatýldýðý bir ifade kazandý. Fakat
günümüzde flamenko ateþ ve aþk
kelimeleriyle bütünleþti. Sizce flamenko
neyi anlatýyor?
Sadece haksýzlýklarý,isyanlarý deðil;
aþký ve yalnýzlýðý, özlemi ve tutkuyu
anlatýyor. Özellikle tutkuyla ifade ediþ
biçimi aþký anlatýrken flamenkoyu çok
çekici hale getiriyor. Flamenkoda âþýk
aþký için pes etmiyor, peþine düþüyor ve
hesap soruyor. Aþkýný gerekirse
baþkalarýnýn elinden alarak kavgaya
giriyor.
»Peki deðiþen dünyada sizce flamenko
kimin dansýdýr?
Flamenko Ýspanyol dans ve müzik
kültürünün bir parçasý ama asla
tamamý deðil. Endülüs’ü temsil
eden köklerindeki etkiler
doðuyu, hatta Arap kültürünü
taþýyan, folk kültürü. En önemli
yaný farklý kültürleri içinde
barýndýrýyor olmasý ve zengin
tarihi. Flamenko tarih demek…
»Romanlar hemen hemen
bütün tarihleri boyunca mal
mülk edinemez, tarýmda ya da
maden ocaklarýnda çalýþtýrýlan
insanlar oldular. Ayný zamanda
flamenko, günlük yaþam
içerisinde, maden ocaklarýnda çalýþan
iþçilerin ve demircilerin ara sýra
söyledikleri þarkýlar olarak yer etmeye
baþladý. Buradan yola çýkarak flamenko
bir isyan müziðidir diyebilir miyiz?
Flamenko ile ilgili belki de en doðru
saptamalardan biri bu. Flamenkonun
çýkýþýnda bir isyan, bir baþkaldýrý var ancak
en yanlýþ algý, flamenko efsanesinin sadece
bir Roman efsanesi gibi algýlanýyor olmasý,
oysa ki bu topraklarýn ortak kültürü ve
Roman olmayanlar tarafýndan da
paylaþýlmýþ hatta geliþtirilmiþ.
»Flamenko, akademik olmayan
Avrupa müzik formlarýndan biri. Endülüs
Halk Müziði ve bu müzik eþliðinde yapýlan
dans olarak biliniyor. Uluslararasý
platformda flamenkonun pozisyonunu
nasýl deðerlendiriyorsunuz?
Flamenko çok iyi tanýnýyor.
Japonya’dan, Brezilya’ya kadar herkesin
flamenko hakkýnda fikri var. Bu çok mutlu
ediyor, ama benim yapmaya çalýþtýðým
klasik dans ve diðer dans stillerini
flamenkoyla birleþtirerek, çok daha
çeþitlilik sunabilmek.
Bunu çeþitliliði bu akþam da (18 Nisan
Cumartesi) Cemal Reþit Rey’de,
Ýstanbullular’la paylaþýyor olacaðým.
Ýspanya’nýn böyle bir çeþitliliði ve
zenginliði var ve bunu flamenkoyla
sýnýrlamak doðru deðil.
»Flamenko kendi öz kökenini
kaybetmeyip aksine geliþimini sürdürdü.
Bir asimilasyon yaþanmamasýný neye
baðlýyorsunuz?
Ne olursa olsun folk müziklerini diðer
türlerden ayýran bu otantik tarafý. Ancak
yine de uluslararasý platformda daha çok
kiþiye ulaþabilmek adýna yapýlan füzyon
çalýþmalarýna, özgün formu zenginleþtiren
deneysel çalýþmalara karþý deðilim, bence
bu vizyon folk türlerin ömrünü uzatýyor,
özgün forma olan ilgiyi artýrýyor.
»Türkiyeli izleyici ile ilk olarak
2003’te Ankara’da, sonrasýnda 2005’te
Mersin’de buluþtunuz. Bu kez Ýstanbul’da
yepyeni gösterinizle sahne alacaksýnýz.
Türkiyeli izleyicinin flamenkoyla nasýl
bir bað kurduðunu düþünüyorsunuz?
Genel olarak Akdeniz izleyicisi
flamenkonun coþkusunu çok seviyor.
Duygularýný çok yüksek yaþayan Akdeniz
insanlarý için flamenko müthiþ bir enerji
veriyor. Flamenkodaki ritim duygusunun
yarattýðý enerjiyle seyirciyi hep dans etme
isteðiyle dolup taþarken gözlemlemiþ
oluyorum. Ýstanbul’da da ayný coþkuyu
yaþýyor olacaðýz...
Birgün
Ýzmir Kitap Fuarý bu gün 14. kez
kapýlarýný açýyor.
Edebiyatýn üretken ismi Tarýk Dursun
K.’nýn onur konuðu olduðu fuar, bugün
yapýlacak törenle açýlacak ve 26 Nisan
akþamýna kadar açýk kalacak.
Bu yýl da her yýl olduðu gibi çok sayýda
yayýnevinin katýldýðý fuarda yine pek çok
etkinlik gerçekleþtirilecek. TÜYAP ve
Türkiye Yayýncýlar Birliði’nin birlikte
organize ettiði ve Uluslararasý Ýzmir Fuar
alanýnda düzenlenecek olan fuara yaklaþýk
300 yayýnevi ve sivil toplum kuruluþu
katýlýyor.
Fuarda ayrýca, geniþ bir konu yelpazesi
içinde konferans, söyleþi, panel, þiir dinletisi
gibi 142 kültür etkinliðinde ve imza
günlerinde yüzlerce yazar okurlarýyla
buluþacak. “Kitaba Yolculuk” sloganýyla
yola çýkan ve 1931 yýlýnda Ýzmir’de doðan
edebiyatçý, yayýncý, yönetmen, senarist ve
eleþtirmen Tarýk Dursun K.’nýn onur konuðu
olduðu fuarda, yazara iliþkin de çok sayýda
söyleþi yer alýyor.
BÝRÇOK ETKÝNLÝK YAPILACAK
TÜYAP’ýn organize ettiði, “Tut Elimden
Ýzmir” baþlýðýný taþýyan ve Enver Ercan ile
Tarýk Dursun K.’nýn konuþmacý olarak
katýldýðý söyleþi, Türkiye Yazarlar Sendikasý
ve TÜYAP’ýn birlikte organize ettiði ve
Özcan Yalým, Turgay Gönenç, Hasan Özkýlýç
ve Necati Güngör’ün konuþmacý olarak
katýldýðý, “Edebiyatýmýzda Tarýk Dursun K.”
ve Cumhuriyet Kitaplarý ile Dil Derneði
Ýzmir Temsilciliði’nin düzenlediði, Ahmet
Önel, Mehmet Atilla, Özlem Fedai’nin
katýldýðý, “Tarýk Dursun’un Dilinden
Ýncelikler” söyleþileri ilk gün yer alacak
etkinliklerden.
Bunlarýn dýþýnda, “Yayýncýlýðýn Sorunlarý
ve Çözüm Önerileri”, “Ýzmir’de Edebiyat ve
Tiyatro, Edebiyat ve Tiyatro’da Ýzmir”
söyleþileri ile, “Özgürlük Þiirleri”, “Gazze
Ýçin Bir Dize de Sen Kat” baþlýklý þiir
dinletileri programda yer alan çok sayýda
etkinlikten birkaçý.
Evrensel Basým Yayýn bu yýl iki etkinlik
düzenliyor fuarda. Bunlardan birincisi Ataol
Behramoðlu’nun katýldýðý “Nâzým Hikmet
ve Toplumcu Þiirimiz” baþlýklý söyleþi yarýn
saat 15.30’da 1 Nolu Konferans Salonu’nda
gerçekleþecek.
Ýkinci etkinlik de, öðretim üyeleri Kayhan
Kantarlý ve Oðuz Altýngöz’ün katýlacaðý,
“150. Yýlýnda Türlerin Kökeni ve Charles
Darwin” paneli. Bu panel de 25 Nisan
Cumartesi günü gerçekleþtirilecek.
Bir Zamanlar Yayýncýlýk’ýn “Bir Zamanlar
Ýzmir”, Eflatun Nuri ve Öðrencileri Karikatür
Sergisi “Hepimiz Eflatunuz”, Ýzmir Saat
Kulesi Karikatürcüler Grubu Sergisi ve
Allianoi, Hasankeyf, Munzur, Bergama,
Yortanlý Kurtarma Derneði’nin “Mavi
Sonsuzluk” isimli sergileri de yer alacak.
14. Ýzmir Kitap Fuarý 18-25 Nisan 2009
tarihleri arasýnda 11.00-20.00, kapanýþ günü
olan 26 Nisan 2009 11.00-19.00 saatleri
arasýnda ziyaret edilebilir.
(Ýzmir/EVRENSEL)
Sulucakarahoyuk/ NEVÞEHÝR
Nevþehir'in Ürgüp ilçesinde bulunan
Sobesos Antik Kenti'nde bu yýlki kazý
çalýþmalarýna haziran ayýnda baþlanacaðý
öðrenildi.
Nevþehir'in Ürgüp ilçesine baðlý
Þahinefendi köyünde, 2002 yýlýnda yapýlan
kaçak bir kazý sonrasýnda ortaya çýkartýlan
ve Genç Roma ile Erken Bizans dönemine
ait Sobesos Antik Kenti'nde kazý
çalýþmalarýnýn bu yýlda süreceði bildirildi.
Nevþehir Ýl Kültür ve Turizm Müdür
Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR
Nevþehir'de, Türkiye Basketbol Federasyonu
tarafýndan düzenlenen, Küçük Erkekler
Basketbol Þampiyonasý start aldý.
Nevþehir Damat Ýbrahim Paþa
Spor Salonu'nda gerçekleþtirilen
Küçük Erkekler Basketbol
Anadolu Þampiyonasý'na, 2 ayrý
grupta 8 takým yer aldý. 19 Nisan
2009 tarihine kadar sürecek olan
müsabakalar çerçevesinde A
grubunda Samsun DSÝ Spor,
Vekili Halis Yenipýnar, 2002
yýlýnda baþlanýlan kazý
çalýþmalarýnda bugüne kadar
önemli bir mesafe aldýklarýný
belirterek, antik kentinde
hamam, toplantý salonu, mezar
þapeli ile birlikte 100'e yakýn
mezarýn gün ýþýðýna
çýkartýldýðýný açýkladý.
Bu yýl haziran ayýnda
baþlamasý planlanan ve
kendisinin baþkanlýk edeceði
kazý çalýþmalarý için Kültür ve
Turizm Bakanlýðý Döner
Sermayeler Ýþletmesi Merkez
Müdürlüðü'nden 60 bin TL
ödenek talebinde bulunduklarýný
ifade eden Yenipýnar, kazý çalýþmalarýnda
30 kiþilik bir ekibin görev alacaðýný belirtti.
Halis Yenipýnar, "Bu yýl planladýðýmýz
kazý çalýþmalarýnda, daha önce kazý
çalýþmasý yapýlan hamam ile toplantý salonu
arasýndaki mimari yapýyý gün ýþýðýna
çýkartmaya çalýþacaðýz. Önümüzdeki
yýllarda da devam edecek olan kazý
çalýþmalarý sonunda burasý bölgenin önemli
bir turizm merkezi haline gelecek" dedi.
Kent Haber
Rize Belediye Spor, B grubunda Adana
Gündoðdu Spor, Diyarbakýr DÝSKÝ Spor, Manisa
Gençlik Spor ve Mersin Amerikan Koleji
takýmlarý mücadele edecek.
Anadolu þampiyonasýnda ilk
2 sýrayý elde edecek olan takýmlar,
28 Nisan-3 Mayýs 2009 tarihleri
arasýnda Tekirdað ilinde
gerçekleþtirilecek olan Küçük
Erkekler Türkiya Basketbol
Þampiyonasý'na katýlmaya hak
kazanacak.
Hava ambulansý hayata baðlýyor
Kent Haber
Samsun YOÖ Spor, Tekirdaþ Tredaþ Spor ve
Güzel Þah'tan bize bir dolu geldi
Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver
Bavlum Sultan Kýzýl Veli'den geldi
Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver
Payým gelir erenlerin payýndan
Oniki imam nesli Ali soyundan
Selman'ýn içtiði üzüm suyundan
Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver
Beline kuþanmýþ nurdan bir kemer
Aþkýn dolusunu içenler kanar
Herkes sevdiðine bir dolu sunar
Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver
Pir Sultan'ým, hamý, hasý seçerim
Hak okurum, aþk kitabýn açarým
Yar elinden aðu gelse içerim
Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR
Kapadokya Turistik Ýþletmeciler Derneði
(KAPTÝD) Genel Sekreteri Nazif Demir,
Kapadokya bölgesinde yerel yönetimlerle
turizm örgütlerinin bir araya gelerek Turizm
Altyapý Birliði oluþturmasý gerektiðini
söyledi.
KAPTÝD Genel Sekreteri Nazif Demir,
yaptýðý açýklamada, kültür turizmi alanýnda
Türkiye'nin en önemli markalarýndan biri
olan Kapadokya'nýn, daha etkin bir þekilde
tanýtýmýnýn yapýlabilmesi ve turizm
konusundaki sýkýntýlara kalýcý çözümler
üretilebilmesi için bölgede bir Turizm
Altyapý Birliði'nin kurulmasý gerektiðini
ifade etti.
Nevþehir merkez belediyesinin yaný sýra
Bir sen için sevdiðim, bir de bana ver
Pir Sultan Abdal
Vakfýmýzýn birlik ve dayanýþma yemeðinde
sizleride aramýzda görmekten onur duyarýz.
Vakýf Yönetim Kurulu
Tarih: 26 Nisan saat; 19:00
Yer : Aþýk Veysel Kültür Derneði Dost
Dost Lokali
Çetin Emeç Bulvarý 8. cad. No:1
A.Öveçler/ ANKARA
Bilet Ederi:50 Tl.
Ýletiþim Tel: 0 312 4196360- 61
Ürgüp, Avanos, Hacýbektaþ,
Kozaklý gibi ilçeler ile birlikte
Uçhisar, Göreme gibi beldelerin
yer alacaðý birlikte ayrýca turizm
örgütleri olarak KAPTÝD,
TÜRSAB, KARED,
SKAL'ýnda bulunabileceðini
belirten KAPTÝD Genel
Sekreteri Nazif Demir, bu
birlikte Kapadokya bölgesinde
þehirciliðin ve turizmin
sorunlarýnýn somut olarak ortaya
konulup geliþim ve düzenleme
planý yapýlabileceðini kaydetti.
KAPTÝD Genel Sekreteri Nazif Demir,
"Özellikle Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan
Ünver, yurt dýþýnda turizmde marka olmuþ
þehirlerin ne tür nitelikleri ve çekiciliði
olduðunu iyi bilmektedir. Bu birikim ve
deðer niteliði birçok sorunumuza ýþýk olup
yol gösterecektir. Eðer bugün Nevþehir
görselliði ile bir imaj yakalamýþ ise bunda
bu birikimin büyük faydasý vardýr. Eðer
önceki dönemlerde olduðu gibi yine
turizmciler bir tarafta yerel yönetimler bir
tarafta turizm konusunda çalýþma yapmaya
kalkarsak bu þekilde zaman kaybederiz ve
yine kaybeden Kapadokya turizmi ve
halkýmýz olacaktýr" dedi.
Kent Haber
Sulucakarahöyük/ KIRÞEHÝR
Kýrþehir'de kalp krizi geçiren bir þahýs,
Saðlýk Bakanlýðý tarafýndan Kayseri'ye tahsis
edilen 112 Acil hava ambulansýyla 35 dakika
içerisinde Kayseri'ye getirilerek tedavi altýna
alýndý.
EC 135 tipi hava ambulansý, bu sabah
saatlerinde kalp krizi geçiren Ahmet Dalan
(43) isimli vatandaþý 35 dakika içerisinde
Kýrþehir Devlet Hastanesi'nden alarak
Kayseri'ye getirdi. Talas yolu
üzerinde bulunan Göðüs
Hastalýklarý Hastanesi
yanýndaki piste inen
helikopterde bulunan hasta,
buradan ambulansla Erciyes
Üniversitesi Týp Fakültesi
Hastanesi'ne sevk edildi.
Þartlarýn zor olduðu ve iklim
koþullarýnýn uygun olmadýðý
yerlerde hasta nakledilirken
zamanýn çok önemli olmasý
sebebiyle Kayseri ve çevre illere
hizmet için tahsis edilen 112
Acil hava ambulansý, 1.5 aydýr
durmadan çalýþýyor. 3 pilot, 2
doktor, 2 acil týp teknisyeninin yer aldýðý
ambulans sayesinde durumu aðýr olan
hastalar, Kayseri'ye veya çevre illerdeki
saðlýk kuruluþlarýna getiriliyor.
6 Mart 2009 günü hizmete geçen hava
ambulansý; Aksaray, Tokat, Çorum, Kýrþehir,
Malatya, Kahramanmaraþ, Niðde,Nevþehir,
Sivas ve Yozgat'taki 4.5 milyon kiþiye saðlýk
hizmeti veriyor.
Kent Haber
Özelleþtirme Ýdaresi Baþkanlýðý (ÖÝB),
Samsun, Amasya, Çorum, Ordu ve
Sinop’u içeren Yeþilýrmak Elektrik
Daðýtým’ý satýþa çýkardý. ÖÝB’nin Resmi
Gazete’de yayýmlanan ilanýna göre,
Yeþilýrmak Elektrik Daðýtým A.Þ.’deki
yüzde 100 oranýndaki hisse,
özelleþtirilecek.
BirGün
7
[email protected]
‘Ne darbe ne þeriat’ diyen Prof. Türkan
Saylan’ýn hem de hukuk adýna Veli Küçük
gibi ‘faili meçhul cinayetlerle’ adý
özdeþleþen kiþilerle ayný iddianamede
anýlmamasý için Türkiye’ye sol gerek!
Adý 1978 Balgat, Bahçelievler ve
Maraþ katliamlarý ile bütünleþen bir kiþinin
‘ulusal kahraman’ ilan edilecek aþamaya
gelmemesi için Türkiye’ye sol gerek!
12 Mart, 12 Eylül gibi darbeleri yapmýþ
olmasýna raðmen, sanki bunlar olmamýþ
gibi, özeleþtiri yapmadan herkese
demokrasi dersi vermeye kalkan bir
Genelkurmay Baþkaný olmamasý için
Türkiye’ye sol gerek!
12 Eylül generalleri orta yerde durur
iken, palavradan darbe karþýtý söylemler
gerçekleþtirmek yerine, 27 yýldýr
kaldýrýlmayan geçici 15. Maddenin
kaldýrýlabileceðini ve generallerin de
yargýlanabileceðini göstermek için
Türkiye’ye sol gerek!
Bugüne kadar iþlenmiþ bütün siyasi
cinayetlerin ve katliamlarýn ‘faili meçhul
cinayet’ olmaktan çýkarak ‘faili belli’
olmasýnýn mümkün olduðunu göstermek
için Türkiye’ye sol gerek!
‘Baba beni okula gönder’
kampanyalarý yerine ‘Deniz Feneri’ baþta
olmak üzere yüzlerce yolsuzluk dosyasýnýn
nasýl deþifre edileceðinin ve yolsuzluk
yapan bütün kurum ve kiþilerin nasýl
cezalandýrýlacaðýný görmek için Türkiye’ye
sol gerek!
Daha 25 yýl önce ‘Kürt ismi kýrt kart
seslerinden türemiþtir’ diyerek bunlarý
yýllarca savunanlarýn arkasýndan da sanki
bu tezi kendileri üretmemiþ gibi Kürt
meselesinde ahkam kesmemeleri için
Türkiye’ye sol gerek!
Türkiye sýnýrlarý içinde yaþayan
Kürtlerin temsilcileri parlamentoda iken,
onlarla tokalaþmayýp, çözüm için onlarla
oturup konuþma yerine, gerçeklerden
kaçarak uçakla binlerce mil yapýp Baðdat
ve Kerkük’te yaþayan Kürt yöneticilerle
konuþmak ve ‘çözümü dýþarýda aramamak’
için Türkiye’ye sol gerek! Türkiye’de
farklý kimliklerin, kültürlerin ve inançlarýn
olduðunu kabul etmenin, ayrýþmayý deðil,
daha saðlýklý ve eþit koþullarda yan yana
yaþamayý saðlayacaðýný göstermek için
Türkiye’ye sol gerek!
12 Eylül hukukunun yarattýðý
Anayasasý’nýn ve en önemlisi onun
ruhunun ortadan kaldýrýlabilmesi ve
demokratik, laik bir Türkiye’nin önünün
açýlabilmesi için Türkiye’ye sol gerek!
Seçim sisteminin ve siyasi partiler
yasasýnýn deðiþtirilebilmesi için Türkiye’ye
sol gerek!
Yasama, yürütme ve yargý arasýnda
güçler ayrýlýðýnýn ve baðýmsýzlýðýnýn
uygulanabilir olduðunu göstermek, baþý
sýkýþanýn yasal olmayan mecralar yerine
yasalara sýðýndýðý, yargýcýnýn vereceði
kararýn hukuki olacaðýný, emniyet
güçlerine de güvenilebileceðini göstermek
için Türkiye’ye sol gerek!
Ýþçilerin, emekçilerin taleplerine
çözüm bulabilmek, halktan yana bir
ekonomik program için Türkiye’ye sol
gerek!
Eðitim, saðlýk ve sosyal güvenlik
alanlarýnda yaþanan tahribatlarý gidermek,
bu alanlarda halktan yana alternatif
politikalar üretmek, yoksulluðu ortadan
kaldýrmak için Türkiye’ye sol gerek!
Diyanet iþleri Baþkanlýðý, Kuran
Kurslarý, zorunlu din dersleri gibi resmi
politikalarla toplumun dokusunu
deðiþtiren, siyasal Ýslam lehine toplumu
muhafazakarlaþtýran ve farklýlýklarý ortadan
kaldýran politikalarý deðiþtirebilmek için
Türkiye’ye sol gerek!
Kendisine benzemeyeni, kendisi gibi
inanmayaný, kendisi gibi kültürel
özellikleri olmayaný dýþlayarak, çoðunluk
avantajýný da kullanarak baský altýna alarak
kültürel, inançsal ve etnik alanlarda tek
tipliði yaratan politikalara karþý ýrkçýlýðýn
ve ayrýmcýlýðýn cezalandýrýlabilir olduðunu
göstermek için Türkiye’ye sol gerek!
Eðitim, saðlýk ve enerji gibi alanlarýnda
özelleþtirme yapýlmadan da kamu yararýna
adým atýlacaðýný göstermek, madenlerin,
limanlarýn ve tarýmýn Türkiye için yararlý
kulanýlabileceðini göstermek için
Türkiye’ye sol gerek! NATO’ya karþý
sahte çýkýþlar yerine ‘6. Filo’dan
kurtulmanýn’ mümkün olduðunu
göstermek için Türkiye’ye sol gerek!
Üniversitelerin kurumsal olarak özerk,
eðitim olarak özgür olabileceðini
gösterebilmek için Türkiye’ye sol gerek!
Diyanete ve savunmaya milyar dolar
ayrýlmadýðýnda dinin elden gitmediðini,
ülkenin iþgal edilmediðini, tersine buralara
ayrýlan devasa bütçelerin eðitimde
kullanýlarak, eðitim seferberliði ile
Türkiye’nin uluslararasý standarlarda
baþarý hanesinin nasýl yükselebileceðini
göstermek için Türkiye’ye sol gerek!
Kürt, Alevi, Ermeni, MGK, Ordu,
Diyanet, YÖK, Kýbrýs, AB gibi konularda
bugüne kadarki statükocu anlayýþlarýn
deðiþmesi için yapýlan tartýþmalarýn, ülkeyi
bölmeyeceðinin, ülkenin dýþ mihraklara
peþkeþ çekilmeyeceðinin görülebilmesi
için Türkiye’ye sol gerek!
Farklý inançlara, örneðin Alevilere eþit
yurttaþlýk hakký tanýmanýn, Alevilere
yönelik ayrýmcý ve önyargýlý yaklaþýmlarý
ortadan kaldýrmanýn ayrýlýðý deðil, birliði
geliþtirdiðini görmek için Türkiye’ye sol
gerek!
Cemevlerini aynen, Cami, Kilise,
Havra, Sinagog, Mescit gibi bir inanç
merkezi olarak kabul edilmesinin, sorun
yaratýcý deðil, sorun çözücü olduðunu
göstermek için Türkiye’ye sol gerek!
Maraþ veya Madýmak katliamlarý gibi
Türkiye’nin ayýbý olan katliamlarý teþhir
etmenin, bu tür katliamlar bir kez daha
olmasýn diye müzeler açmanýn, belgeseller
yapmanýn, broþürler çýkarmanýn ayrýlýklarý
ve düþmanlýklarý körüklemek yerine
toplumda utanma duygusunu artýrarak,
toplumsal vicdaný yeniden ayaklarý üzerine
oturtabilmesi için Türkiye’ye sol gerek!
Cemaate ve dayýya ihtiyaç hissetmeden
okuyabilen ve yeteneðiyle iþ bulabilen,
kariyer yapabilen, sorgulayan ama ayný
zamanda da uygulayabilen bir gençliðin
olduðunu göstermek için Türkiye’ye sol
gerek!
Dayanýþmanýn, yardýmlaþmanýn,
imecenin önemli toplumsal deðerler
olduðunu yeniden göstermek ve üstelik
bunlar uygulandýðýnda hayatýn daha da
anlamlý olabileceðini göstermek için
Türkiye’ye sol gerek!
BirGün
ÝSTANBUL - Alevi Bektaþi Federasyonu
Genel Baþkaný Ali Balkýz, Ümraniye Kazým
Karabekir Mahallesi’nde inþaatý süren cemevini
ziyaret etti.
Balkýz, ziyaret sýrasýnda yaptýðý açýklamada,
Ýstanbul’da Alevi vatandaþlarýn hayatlarýnýn bir
ÝZMÝR Torbalý'da Maraþ katliamýný
gerçekleþtirenlerin yargýlanmasý için 30. yýlý
nedeniyle 24 Aralýk 2008’de etkinlik
düzenleyen Torbalý Alevi Bektaþi Derneði
Baþkaný ve üyeleri ile Eðitim Sen Þube Baþkaný
Hayri Aktaþ hakkýnda Gösteri ve Yürüyüþ
Kanunu’nu ihlal ettikleri gerekçesiyle Torbalý
1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açýldý.
Dernek Baþkaný Engin Türkdoðan'ýn
Kaymakamlýða müracaat ederek yasal izinleri
almasýna raðmen Torbalý Cumhuriyet
Savcýlýðý'nýn iddianamesinde, Ýlçe Emniyet
Müdürlüðü'nden savcýlýða gönderilen bilgi
yazýsýnda "yürüyüþ ile ilgili herhangi bir
müracaat ve bildirimde bulunulmadýðý" ifadesi
de yer aldý.
'Alevileri susturma çabasý'
Maraþ’ta yapýlan haksýzlýða dur demek ve
katliamlarýn bir daha yaþanmamasý için
yaptýklarý anma için izin aldýklarýný belirten
Türkdoðan, "Fakat izin belgemiz olmasýna
raðmen gösterinin izinsiz olduðu gerekçesiyle
hakkýmýzda dava açýldý. Polis tarafýndan bizlere
yürüyüþün yasak olduðuna dair uyarý da
Ünlü ‘Lolita’ romanýnýn yazarý Vladimir
Nabokov’un tamamlayamadan öldüðü ve yok
edilmesini istediði romaný basýlacak. Yazarýn son
çalýþmasý olan ancak ömrünün
tamamlamaya yetmediði kitabýn
adý ‘The Original of Laura’. Rus
asýllý ABD’li yazar Nabokov,
1977’de öldüðünde kitabýn imha
edilmesi gerekiyordu. Ancak
yazarýn oðlu Dimitri Nabokov,
kitabýn imhasýný engellemiþti.
Uzun süredir kitabý yayýmlatmak
için uðraþan oðul Nabokov,
sonunda kitabýn yayýmlanmasý kararýný aldý. Yazar
parçasý olan cem ve kültür evleri gereksiniminin
arttýðýný savundu.
Cemevi inþaatý ile ilgili "kaçak" olduðu
yönündeki iddialara deðinen Balkýz, "Evet bu
bina yýkýlmalýdýr. Çevredeki diðer bütün yasa
dýþý binalar gibi. Bu statüye kaç tane cami
giriyorsa onlar da yýkýlmalýdýr. Kardeþsek,
eþitsek, yasalar herkes için geçerliyse, burada
imara aykýrý olarak yapýlan ibadethane olan
cami dururken, bizim cemevimizi yasa dýþý
olduðu gerekçesiyle yýkmaya teþebbüs etmek
eþitliðe ve hakkaniyete uygun deðildir. Biz asla
cami yýkýlsýn istemiyoruz. Ama cemevi de
yýkýlmasýn" diye konuþtu.
Cem ve kültür evlerinin alevi kültürünün
yaþatýldýðý, çocuklarýn eðitildiði, kurban ve
adaklarýn kesildiði, cenazelerin kaldýrýldýðý,
sosyal ve kültürel inançsal mekanlar olduðunu
ifade eden Balkýz, "Burasý herkesin bildiði gibi
kaçak ve imara aykýrý bir yapý. Biz yasa dýþý
ve devletten kaçýra kaçýra bir cemevi yapmak
istemiyoruz. Ama bu bizim ihtiyacýmýz. Aslýnda
yasalarý çiðnemek gibi bir niyetimiz yok.
Devletten cem ve kültür evlerimizi yasal bir
statüye kavuþturmasý beklentimiz var" dedi.
Radikal
yapýlmadý" dedi.
Daha önce de dernek tüzüklerinde zorunlu
din dersinin, Diyanet'in kaldýrýlmasý,
Madýmak'ýn müze olmasý gibi talepleri
nedeniyle dernekler kanununa muhalefetten
haklarýnda dava açýldýðýný hatýrlatan Engin
Türkdoðan, "Bize yapýlan baskýlarda Alevilerin
sesini kýsma ve susturma çabalarýnýn bir parçasý
olarak görüyorum” dedi. Duruþma 20 Nisan'da
görülmeye baþlanacak.
BirGün
Nabokov, efsaneleþen ‘Lolita’ adlý romanýnýn son
eseri olarak bilinmesini istiyordu. Bu yüzden de
yarým kalan kitabýnýn kesinlikle yayýmlanmamasýný
vasiyet etmiþti. Ancak oðlu, yazarýn
vasiyetine uymayarak, anýsýna
saygýsýzlýk etti ve ‘The Original of
Laura’nýn yayýmlanmasýnýn önünü
açtý.
Penguin Yayýnevi, oðul
Nabokov’dan kitabýn tüm haklarýný
satýn aldý. Kitabýn sert kapaklý olarak
3 Kasým 2009’da 25 sterlin fiyatla
piyasaya sürüleceði bildirildi.
BirGün
[email protected]
Titicaca Gölü’nün Bolivya ayaðýna
tamamladýktan sonra karayoluyla Güney
Amerika gezimin bir sonraki duraðý olan
Peru’ya geçmek için sýnýr kapýsýna geldim
ve daha önce Ýtalya’dan aldýðým vizeyle
Peru’ya giriþ yaptým. (Peru diðer Güney
Amerika ülkelerinin aksine Paraguay ile
birlikte Türkiye’den vize istiyor ve bu vize
de ancak Ýtalya’dan alýnabiliyor).
Gerek sýnýr kapýsýnda karþýlaþtýðým
görevliler, gerekse eski bir minibüsle Juli
kasabasýna kadar yaptýðým yolculuk
sýrasýnda edindiðim ilk izlenimler bu
insanlarýn Bolivyalýlar’dan biraz farklý
olmasýydý. Burada insanlar çevrelerine karþý
daha ilgisiz, daha soðuk bakýþlý ve tenleri
daha koyu renkti.
Peru’nun nüfusu Bolivya’nýn üç katýna
yakýn olduðu için (29 milyon) haliyle ortalýk
daha kalabalýktý. Hiç vakit kaybetmeden
Juli’den bir baþka araca binerek Titicaca
Gölü’nün bu kez Peru kýyýlarýný seyrederek
(bol miktarda sazlýk ve su kuþlarý var) iki
saat sonra göl kýyýsýndaki tüm yerleþmelerin
en büyüðü olan Puno’ya geldim.
Puno, Titicaca ile Ýnka uygarlýðýnýn
baþkenti Cusco arasýnda bir geçiþ bölgesinde
yer aldýðý için tarih boyunca önemini
korumuþ eski bir kent. Ayrýca Titicaca Gölü
ile en çok baðlantýsý olan yerleþim birimi.
Ýspanyollar’ýn da sömürge zamanýnda çok
önem verdikleri kentin merkezi koloni
döneminin derin izlerini taþýyor. Öte yandan
tüm Latin Amerika’ya daðýlmýþ bir halde
yaþayan Keçhua yerlilerinin de esas mekâný
burasý.
Yeri gelmiþken biraz Keçhua
yerlilerinden söz edeyim: Keçhua’lar
(Quechua) Güney Amerika’nýn And Daðlarý
eteklerinde kýzýlderili yerlileriyle yakýn
akraba olan ve kendi etnik dillerini konuþan
bir yerli halk. Bugün Güney Amerika’da
bulunan ve sayýlarý oldukça azalan yerli
nüfus içinde belki de en göze batan grup
Keçhua yerlileri. Tarih boyunca baþlarýna
gelen birçok olumsuzluða karþýn þimdilerde
kýtanýn çeþitli ülkelerine daðýlmýþ olsalar
bile tarih sahnesinden çekilmemiþler.
Keçhualar kendi dillerini ‘Runa simi’ olarak
adlandýrýyorlar. (runa ‘insan’, simi ‘kelime’
Özellikle büyük kentlerde birbiri ardýna
açýlan maðazalarda satýþa sunulan organik
ürünlere ilgi gün geçtikçe artarken, organik
ürün pazarý da giderek büyüyor. Alýþveriþ
merkezlerindeki büyük maðazalarýn da
hepsinin organik ürün reyonu var.
Daha saðlýklý ve güvenli bir yaþam için
tercih edilen ve artýk gýdadan giysiye,
temizlik malzemesinden oyuncaða kadar
anlamýna geliyor). Bu dilin konuþulduðu
bölge, Kolombiya’nýn güneyinden
baþlayarak, Ekvador’un büyük bölümünü
de içine alýp, Peru ve Bolivya üzerinden
Þili ve Arjantin’in kuzeyine kadar uzanýyor.
Diðer ülkelerde ise çoðunlukla yok sayýlýyor
ve toplumdan kopuk bir halde sarp
coðrafyalarda hayata tutunmaya çalýþýyorlar.
Tüm kýtada keçhua dili tahminen 7
milyondan fazla insan tarafýndan
konuþuluyor. Bu da onu Güney Amerika’nýn
en çok konuþulan yerli dili haline getiriyor.
Kýtada, Ýspanyolca ve Portekizce’den sonra,
konuþanlarýn sayýsý bakýmýndan üçüncü
sýrayý alýyor. Keçhua dili Ýspanyolca’nýn
yanýnda Peru ve Bolivya’nýn resmî devlet
dili içinde yer alýyor. Güney Amerika’nýn
bazý büyük üniversitelerinde ise yabancý dil
olarak öðretiliyor.
Peru’nun turistik baþkenti cusco
Çarþý pazar birkaç saat Puno’yu
dolaþtýktan sonra Ýnka Ýmparatoru yüce
Atahualpa ile olan randevuma geç
kalmamak için sosyeteye karýþýp yalnýzca
turistlerin bindiði, yerlilere göre lüks
sayýlabilecek bir otobüse atlayýp kuzey
yollarýna düþtüm. Daðlar bayýrlar aþarak
geceyarýsý efsanevi Ýnka Ýmparatorluðu’nun
baþkenti Cusco’ya ulaþtým.
28 milyonu aþan nüfusu ve ülkemizin
bir buçuk katý büyüklüðündeki Peru’nun
resmî baþkenti Ýspanyol generali Pizzaro’nun
kurduðu 10 milyona yakýn nüfusu ile kuru
bir kalabalýktan öte bir özelliði olmaya Lima
olsa da ülkenin turistik baþkenti elbette ki
Cusco.
Kenti gezmek için buraya gelmiþseniz
yer bulmakta zorlansanýz da ne yapýp edip
meydanýn çevresindeki küçük otellerden
birine kapaðý atmaya çalýþmalýsýnýz. Hele
de meydana bakan bir oda bulmuþsanýz ne
mutlu size. Günün her saatinde ahþap ve
süslemeli aðaç iþinden yapýlmýþ
balkonunuzdan meydanda 24 saat süren
kesintisiz hayatý seyretmek mümkün.
Deniz seviyesinden 3,326 metre yüksekte
bulunan Cusco’ya (Machu Picchu’dan daha
yüksek.) Ýnkalar, “Güneþin Kutsal Kenti”
demiþler. Ülkedeki tüm yollarý birbirine
baðladýðý için ‘göbek baðý’ anlamýna gelen
geniþleyen organik ürün pazarý özellikle
büyük kentlerde büyüdü. Kimyasal madde
kullanýlmadan üretilmiþ ürünlere ilgi gün
geçtikçe artýyor.
Ekolojik ürünlerin hem saðlýklý hem de
lezzetli olduðunu, çaðýmýzýn hastalýklarýný
önleme açýsýndan da önemini vurgulayan
organik ürün tüketicileri, "Bu ürünlerin
temizliðine güveniyoruz en azýndan
herhangi bir yabancý maddeden
etkilenmemiþ olmasý bizi daha rahatlatýyor,
özellikle çocuklarýmýza daha güvenilir
sunuyoruz bu yiyecekleri." diyor.
Günümüzde organik ürün pazarýnda
gýdanýn yanýsýra mineral veren bitki, yosun
hapý, doðal boyalý giysi, organik pamuktan
üretilen bebek giysileri, ekolojik havuz
temizleyicileri gibi farklý ürünler
bulunduðunu belirten maðaza yetkilisi, bu
alanýn yatýrýmcýya ihtiyacý olduðunu
Cusco’yu þahin baþlý bir pumanýn vücudu
þeklinde inþa etmiþler. Dinsel ritüellerin aðýr
bastýðý kentin birçok bölümüne ‘Huaca’
adýný verdikleri dini mekânlar ve tapýnaklar
yapmýþlar. Ancak Ýspanyollar, bunlarýn
hepsini ya yýkmýþlar ya da kiliseye çevirip
halký da zorla Katolik yapmaya kalkmýþlar.
Þimdilerde ülkede Hýristiyanlýk çok yaygýn
olsa da özellikle bu bölgede yaþayan
yerlilerde atalarýndan kalma eski inanýþlarýn
izlerine hâlâ rastlamak mümkün.
Þehri gezmeye ilk olarak Plaza de Armas
Meydaný’ndan baþlýyorum. Meydanýn
hemen yanýnda bir zamanlar Ýnkalar’ýn altýn
sütunlarla süslediði Güneþ Tapýnaðý’nýn
yerinde Ýspanyollar’ýn yaptýðý Santa
Domingo Kilisesi yer alýyor. Tapýnaðýn
altýnlarý ise daha o zamanlar gemilere
yüklenip çoktan Sevilla’daki hazine
depolarýna gönderilmiþ. Bu büyük yapýnýn
dýþýnda baþka tapýnak ve büyük tarihi
binalarda mevcut. Bu arada meydanýn dört
bir yanýnda gökkuþaðýnýn renklerini taþýyan
Cusco bayraklarýnýn asýldýðýný görüyorum.
Halk bir hafta sonraki (28 Temmuz)
baðýmsýzlýk gününü kutlamaya hazýrlanýyor.
Yani Simón Bolívar’ýn Pizzaro ile baþlayan
Peru istilasýna 1821’ de son verdiði tarihin
yýldönümünü büyük bir coþkuyla
kutlayacaklarý günün gelmesini bekliyorlar.
Meydanýn çevresindeki iki katlý küçük
binalarýn alt katlarý tamamen seyahat
acentalarýna ayrýlmýþ durumda. Þehrin arka
sokaklarýný gezmek için meydandan biraz
uzaklaþtýðýnýzda sýrtlarýnda el dokumasý
pançolarý, kafalarýnda yuvarlak þapkalarý
ile Ýnkalar’ýn torunlarý olan Keçhualý kadýn
ve çocuklarýn günlük yaþamlarýný
görebilirsiniz. Bazý sokaklar ise hâlâ
Akdeniz kültürünün mimari izlerini taþýyor.
Koloni döneminde Ýspanyollarýn kurduðu
mahalleler hiç bozulmadan günümüze kadar
gelmiþ. Parke taþlý sokaklarda yürürken
ahþap balkonlu ve cumbalý evleri, farklý
desen ve renklerde birer sanat eseri olan
kapýlarý ve o kapýlarý aralayýp içeri
girdiðinizde geniþ bir avlusu olan iki üç
katlý tarihi konaklar sizi karþýlýyor. Bu
konaklarýn alt katlarý þimdilerde birer sanat
atölyelerine ve turistik eþya satan dükkanlara
dönüþtürülmüþ durumda.
Cusco, Güney Amerika ülkelerine
yapacaðýnýz gezi sýrasýnda asla açlýk
çekmeyeceðiniz nadir kentlerden biri. Þehrin
meydanýný sarmalayan tüm sokaklarda
söylüyor ve "zeytinyaðýndan sabuna,
hamam setinden turþuya kadar çok geniþ
yelpazeye sahip bir doðal ürün maðazasý
açmak mümkün" dedi.
dönerci de dahil olmak üzere dünyanýn her
türlü mutfaðýndan örneklerin verildiði
restoran ve kafeler yer alýyor.
Puma gövdesi biçiminde bir kent
Güneþ topraklarýndaki ikinci günüm
kentin yakýn çevresindeki antik kalýntýlarý
ve buralarda yaþayan yerlilerin günlük
hayatlarýna tanýklýk etmekle geçti. Þehirden
aldýðýmýz günlük turla bir minibüsü dolduran
gezgin arkadaþlarýmla birlikte bir hayli
komik ve konusuna hâkim genç rehberimiz
Fredy eþliðinde güneþ çocuklarýnýn izlerini
sürmeye devam ettik. Ýlk duraðýmýz Kutsal
Vadi’de bulunan ‘Sacsayhuaman kalýntýlarý’
oldu. Ýnkalar için çok önemli olan bu mekân
bir pumanýn baþý þeklinde yapýlmýþ. Kentin
geri kalan kýsmý ise pumanýn gövdesini
oluþturacak þekilde tasarlanmýþ.
Ýkinci duraðýmýz Urubamba Nehri’nin
bulunduðu vadinin yamaçlarýnda yer alan
bir lama çiftliði oluyor. Çiftlikte her tür
lama yetiþtiriliyor. En sevimlileri ise boylarý
daha küçük olan çoðu beyaz tüylü alpakalar.
Çifliðin orta yerinde geleneksel tezgâh kurup
alpaka yününden halý dokuyan Keçhua
kadýnlarýna rastlýyoruz. Burada yaþayanlar
geceleri kamýþ çubuklardan yaptýklarý ve
üzerini otlarla kapattýklarý çadýra benzer
küçük evlerde kalýyorlar.
Üçüncü duraðýmýz ise Urubamba
kýyýsýnda kurulmuþ ve hâlâ yerlilerin
yaþadýðý antik kent Pisak oluyor. Kentin
yamacýndaki Ýnkalar’dan kalma yüzlerce
teras günümüzde de tarla olarak kullanýlýyor.
Keçhualar bu teraslarda hâlâ patates, mýsýr
ve diðer bitkileri yetiþtirerek geçimlerini
saðlarken, bir yandan da bu teraslarý
görmeye gelen turistlerden para kazanmak
için kurulan büyük bir yerel pazarda her
türlü ilginç eþyalarý satýyorlar.
Sýrt çantamda
Dünya kültürleri
BirGün
Organik ürün maðazasýna giren kiþi daha
sonra oranýn kalýcý müþterisi oluyor. Organik
ve ekolojik ürünlerin satýþýný severek yapan
insanlarýn sayýsý da çoðalýyor. Turnusol

Benzer belgeler