Ağustos 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği

Transkript

Ağustos 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği
Bilişim Uzmanları
Bülteni
Cilt 2, Sayı 3
6 Ağustos 2012
Sunuş

Bir Başkadır İstanbul‟da Ramazan

Plastik Kaplar
Teorisi

Emre‟nin Rotası

Ayın Konuğu:
Ahmet E.
Çavuşoğlu
Ramazan Bayramınız kutlu olsun!
15‟inci sayımızla merhaba,
Çöl sıcaklarının hakimiyetinde tamamladık Temmuz ayını. Sıcaklar Ramazan
ayıyla birleşince, iftar saatini dört gözle
bekler olduk. Akşama kadar çeşit çeşit
yiyeceklerin hayalini kurduk, sofralarımızı dört başı mamur donattık ama iftarda
bir tabak çorbayla doyduk. Bu yıl iftar
sofralarının vazgeçilmezi ise su ve
karpuz oldu hiç kuşkusuz.
Bu bültende yer alan yazılarda ifade edilen yorum ve
görüşler yazarlarına ait
olup, Bilişim Uzmanları
Derneği‟nin görüşlerini
yansıtmamaktadır.
Bu ayki konuğumuz Uluslararası İlişkiler
Dairesi Başkanımız Sayın Ahmet
Çavuşoğlu oldu, kendisini yakından
tanıdık bu vesileyle. Özellikle ITU Konsey Başkanlığı tecrübesi hakkında
konuştuk. Ahmet Bey BTK ailesinin bir
üyesi ve Derneğimizin onursal üyesi
olmaktan duyduğu gururu üstüne basa
basa ifade etti röportaj sırasında. Bu
sahiplenme duygusunun çok önemli
olduğunu özellikle kurumsal kimliğimizin
oluşması açısından temel bir husus
olduğunu düşünüyorum. Sizlerle de
paylaşmak istedim. Hayata dair tüm
paylaşımları için sevgili yazarlarımıza
teşekkür ediyor, ayrıca bu ay doğan
Zeynep ve Basri‟ye nice güzel yaşlar
diliyorum.
Ağustos ayını bizim için değerli kılan iki
olay var, ilk olarak 15 Ağustos‟ta Kurumumuzun 12‟nci kuruluş yıldönümünü
kutlayacağız. Biz de Bilişim Uzmanları
Derneği olarak bu güzel günü fotoğraf
sergisi etkinliğiyle kutlayalım istedik.
Fotoğraf sergisi davetimize gösterdiğiniz
ilgiye çok teşekkür ederiz. Özellikle
Yöneticilerimizin ve Bölge Müdürlüklerinde görev yapan arkadaşların katkısına
minnettarız. Çok sayıda fotoğraf geldiği
için, fotoğrafçılık kulübümüzün değerli
eğitmenleri bu fotoğrafları inceleyip,
sergi için bir eleme yapacaklar. Çağrımıza cevaben gönderilen tüm fotoğrafları
ise, yine 15 Ağustosta yapacağımız bir
sanal sergi ile beğeninize sunmayı
planlıyoruz.
Bu ay ikinci olarak Ramazan Bayramını
kutluyor olacağız. Sıcaklardan sonra bu
bayramın daha keyifli geleceğine inanıyorum.
Bu güzel günlerde, ihtiyaç sahiplerini de
unutmayacağınızı biliyorum. Yapacağınız yardımların, ihtiyaç sahiplerine bir
tas çorbanın yanı sıra bir kucak umut
Elif Özdemir, BiliĢim Uzmanları Derneği BaĢkanı
olması dileğiyle.
Son olarak Bilişim Başuzmanlığına
atanan Sayın Cengiz Eken, Sayın Dr.
Erdinç Tekbaş, Sayın Köksal Özenç,
Sayın Dr. Nur Saygı ve Sayın Tuncay
Sürücü‟yi tebrik ediyoruz.
Umarım bu sayımızı da beğenirsiniz,
şimdiden iyi okumalar ve iyi bayramlar.
Sayfa 2
Bir Başkadır İstanbul’da Ramazan
Böylesine sıcak ve uzun gündüzler nasıl geçecek derken, Ramazan ayını yarıladık
bile… İş ortamında yaz sıcaklarından ve Ramazana denk getirilen izinlerden kaynaklı
hissedilir bir dinginlik, evlerde kısa gecelere sığdırılmaya çalışılan iftar ve sahur telaşları yaşanıyor Ankara‟da. Günler böylece geçerken, gerek iftar programlarının, gerekse birkaç yıl önce Ramazana denk gelen seyahatimizin etkisiyle, son birkaç yıldır olduğu gibi bu yıl da duyduğum İstanbul özlemi bu yazıyı kaleme almama neden oldu.
AyĢe Gül Mirzaoğlu,
BiliĢim Uzmanı
BTD, BTK
“Ben Müslümanı
camide, Hıristiyanı
kilisede, Museviyi
Pek çok kaynakta “maneviyatın tarih ile yoğrulduğu kutlu bir kent” olarak ifade edilen
İstanbul‟a -özellikle de tarihi yarımada veya suriçi olarak adlandırılan bölgeye- en az
bir kez gitme fırsatı bulanlar, sanıyorum bu ifadenin ne kadar isabetli olduğunu hissetmişlerdir.
Osmanlı döneminde Dersaadet (saadet kapısı) olarak nitelendirilen İstanbul‟un tarihi
yarımadası, Haliç, İstanbul Boğazı ve Marmara Deniziyle çevrili olan bölgedir. Bu bölge 1985 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır. İstanbul‟un en turistik bölgesi de diyebileceğimiz bu bölgedeki gezimiz esnasında yerliden çok yabancı
turiste rastlamıştım. 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi kapsamında bazı bölümleri
yenileme amaçlı kapatılmış olsa da bu bölgede bulunan Topkapı Sarayı, Ayasofya,
Sultanahmet, Süleymaniye, Fatih, Eyüp Sultan Camilerinin yanı sıra Bizans ve Osmanlı döneminden kalma pek çok eseri görme fırsatı bulmuştum. Fetih sonrasında
camiye çevrilen Ayasofya‟ya yerleştirilen “Allah” ve “Muhammed” yazılı tabloların arasında Bizans döneminden kalan Hz. Meryem ve Hz. İsa mozaiklerinin tahrip edilmeden korunmuş olması beni fazlasıyla etkilemişti.
havrada görmek
isterim.
İnancından dolayı
hiç kimseye baskı
yapılmayacaktır.”
(Fatih Sultan
Mehmet)
Ayasofya Müzesi*, Soldan sağa: “Muhammed”, Hz. Meryem ve Hz. Ġsa mozaiği, “Allah”
Ayasofya çıkışında bizleri karşılayan bir başka dev eserdi Sultanahmet Cami… Bugüne kadar sadece caminin Padişah I. Ahmet tarafından yaptırıldığını biliyordum. Ancak
bu yazı için yaptığım kısa araştırmada Sultanahmet Camii‟nin diğer büyük selâtin camilerden (sultanlar camileri) bir farkı olduğunu öğrendim. Şöyle ki; I. Ahmet öncesindeki Osmanlı sultanları önemli bir zafer elde ettiklerinde, masraflarının tamamı kendi
servetlerinden ve savaş ganimetlerinden karşılanmak kaydıyla birer cami inşa ettirmişler. Ancak Sultanahmet Camii‟nin I. Ahmet tarafından herhangi bir zafer kazanılmaksızın yaptırılmasından sonra bu gelenek değişmiş.
Genellikle camiyi yaptırmış olan padişah ve aile fertlerinin türbeleri, o padişahın yaptırdığı caminin avlusunda bulunur. İlki fetih sonrasında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ve en az 2 olmak üzere çift sayıda minaresi bulunan selâtin camilerin
minareleri arasına Ramazan ayında mahya adlı ışıklı yazılar asılır.
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 3
Bir Başkadır İstanbul’da Ramazan
Osmanlı döneminde yağlı kandillerle günümüzdeyse ampullerle süslenen mahyalar,
esasında çift sayıda minareli camileriyle meşhur bir siluete sahip İstanbul‟a özgü bir
Ramazan geleneğidir.
AyĢe Gül Mirzaoğlu,
BiliĢim Uzmanı
BTD, BTK
Ġstanbul silueti**
Ayasofya ve Sultanahmet Cami sonrasında yaklaşık 4 asır boyunca Osmanlı padişahlarının ikametgâhı ve devletin yönetim merkezi olan Topkapı Sarayı açar kapılarını… İstanbul‟da Ramazan denince ilk akla gelen yerlerden biri de Topkapı Sarayında
bulunan Mukaddes Emanetler Dairesidir. Bu dairede, 1517 yılında Halifeliğin Osmanlılara geçmesi ile İstanbul‟a gönderilen kutsal eşyalar bulunmaktadır. Bu dairede, İslam dinine ilişkin kutsal eşyaların yanı sıra Hz. Musa‟nın asası, Hz. İbrahim‟in yemek
yediği kap gibi eşyaları yakından görmek de oldukça anlamlıydı. Mukaddes Emanetler Dairesinde Yavuz Sultan Selim‟in emriyle 4 asır boyunca 24 saat kesintisiz olarak
Kuran-ı Kerim tilavet edilmiş ve bir süre ara verilen bu gelenek son 20 yıldır tekrar
sürdürülmektedir.
“Kırk hafız gece
gündüz huzur-u
mukaddesede
Evlerden sokaklara taşan ve halkın kaynaşmasına vesile olan sokak iftarlarının yanı
sıra Sultanahmet Meydanı, Feshane Bahçesi ve Beyazıt Meydanı başta olmak üzere
pek çok yerde düzenlenen müzik, eğlence, şiir dinletisi vb. etkinlikler ise Ramazan‟da
İstanbul halkını bekleyen bir başka güzelliktir.
Kuran tilavet ede.
Ve kıyamete kadar
Kuran sesi
susmaya.”
(Yavuz Sultan
Selim)
Ġstanbul’da bir sokak iftarı**
Velhasıl, diğer zamanlarda olduğu gibi iftar vakitlerinde de yaşanması muhtemel trafik sıkıntısı ve tüm karmaşasına rağmen, görkemli camilerinden yükselen fasılalı akşam ezanları eşliğinde iftar sevincini yaşamak isterseniz, Ramazan‟da bir hafta sonunuzu mutlaka İstanbul‟da geçirmenizi tavsiye ederim.
Kaynaklar:
http://www.topkapisarayi.gov.tr/
http://kvmgm.turizm.gov.tr/TR,44425/istanbulun-tarihi-alanlari.html
http://tr.wikipedia.org/wiki/Selatin_camileri
* Çekildiği tarih: Ağustos 2009, Çeken: İ.Mirzaoğlu
** Anonim
Sayfa 4
Plastik Kaplar Teorisi
İnsan yaşamını kolaylaştıran ürünler hiç şüphesiz daha çok rağbet görüyor. Petrol çağının
ürünü olan plastik, kullanım kolaylığının yanında düşük maliyeti, hızlı tüketimi ile artık modern hayatın her alanında bizimle birlikte. Plastik ürünlerin özellikleri, gıdalarla ilgili kullanıldığı durumlar dışında pek dikkatimizi çekmiyor ancak bir gıdanın yanında, içinde veya muhafazası için dışında gördüğümüzde plastik kaplara daha yakından bakmak gerekiyor.
Nigar Samsa
B. Uzmanı,
SDD, BTK
Plastik kapların
üzerinde geri
dönüştürülebilir
olduğunu simgeleyen
dönüşüm ok
işaretlerini görürüz.
Plastik kapların üzerinde geri dönüştürülebilir olduğunu simgeleyen dönüşüm ok işaretlerini
görürüz. Bu işaretlerin genellikle içinde bazen de yanında malzemeyi simgeleyen 1 ila 7
arasında rakamlar veya malzemenin hangi mamulden imal edildiğini belirten kodlar yer alır.
Bu rakamları ve kodları bilmek, şayet vaktimiz varsa alacağımız ürüne ilişkin seçim yaparken veya kullanımı konusunda bize yardımcı olacaktır. İsterseniz bu işaretlere yakından
bakalım:
1 / PETE veya PET (Polyethylene Terephthalate): Su ve meşrubat gibi içecek şişeleri için
kullanılmaktadır. Bu malzeme tek kullanımlık ürünler için üretildiğinden, defalarca kullanılmamalı, dondurulmamalı, bulaşık makinesinde yıkanmamalı ve mikrodalga fırında kullanılmamalıdır.
2 / HDPE (High-Density Polyethylene): Süt, yoğurt, reçel gibi ürünlerin satışında kullanılmaktadır. Birden fazla kullanıma uygundur. Bulaşık makinesinde yıkanabilir, mikrodalga
fırında kullanılabilir.
3 / V veya PVC (Polyvinyl chloride): Boru, profil gibi sanayi malzemelerinin imalatında
kullanılır. Gıdalarla kullanılmamalıdır.
4 / LDPE (Low-Density Polyethylene): Özellikle dondurulmuş veya ısıya dayanaklı gıdalar için kullanılabilir. Bulaşık makinesinde yıkanabilir, mikrodalga fırında kullanılabilir. Geri
dönüşüme 1 ve 2 kodlu plastikler kadar elverişli değildir.
5 / PP (Polypropylene): Yoğurt, dondurma, ketçap gibi gıdalar için kullanılabilir. En güvenli plastik türü olarak kabul edilir. Bulaşık makinesinde yıkanabilir, mikrodalga fırında
kullanılabilir. Geri dönüşüme 1 ve 2 kodlu plastikler kadar elverişli değildir.
6 / PS (Polystyrene): Köpük plastik malzemelerin imalatında, yalıtımda yani sıklıkla sanayide kullanılmaktadır. Fakat köpük bardaklar, tabaklar olarak da kullanılmaktadır. Bu tür
plastiklerin sıcak gıdalar ile birlikte kullanımından mümkün olduğu ölçüde kaçınılmalıdır.
Soğuk kullanılmalı, işi bitince dönüşüm için hemen atılmalıdır.*
* http://www.care2.com/greenliving/tag/plastics
*http://www.herbal-howto-guide.com/plastic.html
*www.who.int/entity/ifcs/documents/forums/forum6/roomdoc_hmfood.pdf
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 5
Plastik Kaplar Teorisi
(…) 7/ OTHER : Diğer plastik türleri için kodlama yapılmamış, belirli olmayan
plastikler 7 kodlu olarak anılmaktadır. Genellikle sağlığa zararlı olduğu kabul edilen BPA maddesini içerdiğinden ve içerdiği plastik türleri kesin bilinmediğinden,
gıdalar ile kullanımdan kaçınılmalıdır. (Tabi, 21. yüzyılda plastikten kaçmak ne
kadar mümkün olursa.)
Hayatımız ve Bu Nedenle Geri DönüĢüm Ġçin Çok Değerli
Ülkemizde plastik ambalajlar dahil olmak üzere ambalaj atıklarının oluşumunun
önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri
kazanım yolu ile bertaraf edilecek miktarının azaltılmasına yönelik prensip, politika
ve programlar ile hukuki, idari ve teknik esasların belirlenmesini teminen geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren (24.08.2011 tarihli Resmi Gazete) Ambalaj Atıklarının
Kontrolü Yönetmeliği ile plastik malzemelerin yıllık geri kazanım hedefi belirlenmiştir.
Plastiklerin ısı değeri kömürle neredeyse eşittir ve daha az karbon dioksit açığa
çıkarır. Kullanılmış bir plastik poşetin sahip olduğu enerji, bir odayı 60 w ampulle
10 dakika boyunca aydınlatmaya yeterlidir.
Kodlarını ve kullanım alanlarını özetlediğimiz plastik malzemeler geri dönüşüm
için çok değerlidir. Plastiklerin geri dönüştürülebilen ürünler olduğunu akılda tutarak, varsa kamu kurumlarının, belediyelerin ve sivil toplum kuruluşlarının geri dönüşüm imkânları kullanılmalıdır. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi‟nin öncülük yaptığı plastik kapak toplama kampanyası ile tekerlekli sandalyeye kavuşan
binlerce vatandaşımız oldu, üstelik Kampanya toplanan kapak sayısı ile Guinness
Rekorlar Kitabı‟na da aday.
Kaynaklar:
http://www.care2.com/greenliving/tag/plastics
http://www.herbal-howto-guide.com/plastic.html
www.who.int/entity/ifcs/documents/forums/forum6/roomdoc_hmfood.pdf
http://www.pagev.org.tr/contents_TR.asp?id=12&pid=342
http://www.kapaktoplama.com/
Nigar Samsa
B. Uzmanı,
SDD, BTK
Plastik Malzemelerin
Yıllara Göre Geri
Dönüşüm Hedefi (%)
Yıl
Plastik
2012
40
2013
42
2014
44
2015
48
2016
52
2017
54
2018
56
2019
58
2020
60
Sayfa 6
Şiir
Bir Nefretin Anatomisi
Bekir Öztürk
B. Uzman Yrd.,
YED, BTK
YOKLUĞUNDA
Her Ģey ne kadar da güzel görünüyor insanın gözüne.
Herkes daha rahat ediyor .
Kimse Ģikayet etmiyor koĢuĢturduğu için, aksine iĢler bir an önce bitsin geriye de tatlı muhabbet kalsın istiyor.
KuĢlar bile daha özgür ötüyor, kanatlarını daha da gererek uçuyor.
Özgürlüğü eline yeniden verilmiĢ gibi ya da yeniden doğmuĢ gibi.
Trafik çilesi, havanın sıcağı, bölgenin nemi bile sorun olmaktan çıkıyor.
Neden biliyor musun?
Çünkü yokluğunda
Çünkü yokluğunda ne olduğumu anlıyorum ve senin ne olmadığını.
ben ne olduğumu
anlıyorum ve senin ne
olmadığını.
VARLIĞINDA
(ASLINDA NE VAR NE YOKSUN O ZAMAN )
Kararıyor bahtım gecenin kara perdesine nazire yaparcasına.
Nefes alamadığımı hissediyorum. Soluk alıp vermeye çalıĢıyorum ancak baĢaramıyorum. Sonradan anlıyorum ki oksijen tüpüm senin elinde.
Sen nefes al deyince alacağımı, ver deyince vereceğimi unutuyorum. Aslında insanlığımı unutuyorum ancak senin ne olduğunu hatırlıyorum.
Bu bana acı veriyor, üzülüyorum, ağlıyorum ne fayda…
Hadi beni geçtik. Ġnsanlar içinde bir tehlike olduğunu hissediyorum.
Çünkü onlarda benim gibi çaresiz ve elleri mahkum; varlığında.
Tıpkı yokluğunda nasıl mutlular ise varlığında bir o kadar üzüntülü ve çaresiz.
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 7
Şiir
Bir Nefretin Anatomisi
HĠÇLĠĞĠNDE
Bekir Öztürk
B. Uzman Yrd.,
YED, BTK
Hayat benim için daha da anlam kazanacak. Dünyaya farklı pencerelerden
bakacak ve sürekli kendimi yenileyeceğim.
Acı konuĢuyorsun diyeceksin ama hayatı bana zehir eden de sensin.
Ben sadece ağızda acı bir lezzet bırakırken, sen ise o lezzeti tadacak bir ağız
bırakmıyorsun; yani beni hiç ediyorsun.
Gelme gittiğin yerde kal. Biz senin yokluğunun keyfini çıkaralım sen ise bizim yokluğumuz da bir hiç olduğunu hatırla.
ÖZÜR DĠLEDĠĞĠNDE
Bilmem ama muhtemelen affederim çünkü ben sen değilim ki sürekli etrafa
kötülük saçayım.
Özür dilediğinde Senin ile ilgili önyargılarım bir nebze kırılır, utanırım belki
derim ya buda insani özelliklere sahipmiĢ hala.
En sonunda bende özür dilerim; ancak yaptığım güzel Ģeyler için değil, yapacak olduğum kötülükler için…
NOT: Tamamen anlık gelen bir iç karartısı olan bu yazıyı yazdıktan sonra okurken kendimden şüphe etmedim değil. Batman Kara Şövalye‟yi izlemedim daha
ama galiba sistemin zifte bulanmış çarkı bir nebzede olsa almış beni çeviriyor da
çeviriyor… Şimdiden çevreye verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilerim.
Çünkü yokluğunda
ben ne olduğumu
anlıyorum ve senin ne
olmadığını.
Sayfa 8
30 Ağustos
30 Ağustos için bir
yazı düşünmüştük
ama 5 Ağustos
günü şehit olan
askerlerimizin
fotoğraflarına yer
vermek daha
anlamlı geldi.
Hazırlayan: Editör
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 9
30 Ağustos
30 Ağustos için bir
yazı düşünmüştük
ama 5 Ağustos
günü şehit olan
askerlerimizin
fotoğraflarına yer
vermek daha
anlamlı geldi.
Hazırlayan: Editör
Sayfa 10
Yurtdışında Hesaplı Gezmek Mümkün mü? - 2
Yavuz Göktaylar
BiliĢim BaĢuzmanı
SAD, BTK
Özellikle yakın
mesafelerde, düşük
ücretli havayolu
şirketlerini
kullanabilirsiniz.
Uçak biletlerini mümkün olduğunca önceden ayarlamak ulaşım masraflarını ciddi
ölçüde azaltacaktır. Bazı durumlarda zaman farkı uçak masrafını %50‟ye yakın
düşürme imkânı sağlayabilir. Önceden promosyonlu uçak bileti satın alınabilir.
Ancak bu biletlerde tatil planının suya düşmesi durumunda geri iade olmaz. Bu
kapsamda, THY‟nın internet sitesinde 2-3 ay öncesinden uçak bileti takip etmek
faydalı olur. Özellikle uzun mesafe (benim açımdan 3 saat üzeri) söz konusuysa
biraz fazla para ödemeyi göze alıp THY ile aktarmasız uçmak bana göre daha
uygundur. Aksi bir durumda kıymetli gezi zamanınızın bir iki gününü dinlenmekle
geçirmek zorunda kalabilirsiniz.
Özellikle yakın mesafelerde, düşük ücretli havayolu şirketlerini kullanabilirsiniz. Bu
şirketlerin politikası ücretleri düşük tutmak ancak her türlü konfor için ek ücret talep etmektir. Ayrıca bagaj miktarı oldukça kısıtlıdır. Büyük bir bavul fiyatları çok
zıplatabilir. Ayrıca, bu şirketler maliyetlerini kısmak için büyük metropollerin
(örneğin Paris) inmek için biraz uzak havaalanlarını tercih edebilir. Biletleri alırken
tüm bunları araştırmakta fayda var. Sabiha Gökçen Havaalanının internet sayfasında orayı kullanan ucuzcu firmaların internet sitelerine bağlantı var. Bu siteleri
kontrol etmenizde büyük fayda var. Örneğin, İtalya için Blue-Express oldukça hesaplı bir seçim olabilir. Ayrıca, www.kayak.com sitesinde „Explore‟ sekmesine girerseniz önümüzdeki bir yıl boyunca seçtiğiniz başlangıç noktasından dünyanın
dört bir yanına alternatif uçuşları ve fiyatları görebilirsiniz.
Eğer varış noktası olarak Türkiye‟ye uzak bir yer seçerseniz, THY‟nın doğrudan
uçtuğu bir noktaya hesaplı bir gidiş dönüş bileti alın. Daha sonra düşük ücretli
havayolları ile civardaki görmek istediğiniz ülkelere o noktadan gidip gelin. Tabi
uzak bir noktaya seyahat edecekseniz gezi sürenizi uzun tutmakta örneğin 15-20
günden az tutmamakta fayda var. Ne kadar hesaplı olursa olsun uzak mesafe
ulaşım ücretleri yüksek bir meblağ tutacaktır. Bu nedenle, bir kere uçak bileti aldığınızda gezinizi uzun tutup gittiğiniz yerdeki ve civarındaki ülkeleri mümkün olduğunca uzun gezmeniz gün başına gezi maliyetlerinizi önemli ölçüde azaltacaktır.
Hayatınızda bir kere daha aynı bölgeye gitme şansı bulamayabilirsiniz. Bu çerçevede, Asya‟yı gezmek istediğinizi düşünelim. Gezi takvimini belirleyin. İstanbul‟dan Bangkok veya Singapur‟a gidiş-dönüş bilet alın. Daha sonra bu tarihleri referans alarak gezinizi ayrıntılı olarak planlayın (örneğin Excel ile) ve Asya‟da faaliyet gösteren düşük ücretli havayolları ile görmek istediğiniz varış noktalarına önceden promosyonlu olarak bilet satın alın. Ne kadar önce o kadar iyi.
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 11
Yurtdışında Hesaplı Gezmek Mümkün mü? - 2
Yavuz Göktaylar
BiliĢim BaĢuzmanı
SAD, BTK
Konaklama‟da da önceden rezervasyon yaptırmak veya promosyonlu olarak satın almak avantaj sağlayacaktır. Avrupa‟da kaliteli ve güvenli gençlik hostellerini
seçerseniz pişman olmazsınız. Pek çoğu özel oda kiralama hizmeti de sunmaktadır. Konaklama maliyetiniz oldukça hesaplı olur. Üstelik farklı kültürlerden insanlarla haşır neşir olma şansını yakalarsınız. www.bookings.com,
www.hostelworld.com, www.hostelsbookers.com ve www.lonelyplanet.com siteleri uygun hostel bulma konusunda aklıma gelenler. Aslında bu sitelerdeki bazı
hosteller apartman dairesi de kiralayabilmektedir. Kalabalık bir arkadaş grubu ya
da aile olarak gezi yapıyorsanız 4-5 kişiyi barındırabilecek şehir merkezinde bir
apartman dairesi tutmak çok hesaplıya gelir. Hostelinizi seçerken öncelikle şehir
merkezine ve havaalanına ulaşımının kolay olmasına, kalan müşteriler tarafından
yapılan değerlendirmelerin olumlu ve yüksek olmasına dikkat edin. Asya tarafındaysa benim size tavsiyem düzgün bir otelde kalmanız. Hostel‟de kalmaya çalışmayın.
Avrupa‟da ve ABD‟de uygun fiyata otelde de kalabilirsiniz. Biraz araştırarak seçtiğiniz 3 yıldızlı oteller sağlığa uygunluk, güvenlik ve mekân açısından sizi genellikle hayal kırıklığına uğratmazlar. Avrupa‟da kamu taşımacılığı yaygın ve ucuz
olduğu için şehir merkezine yarım saatlik uzaklıkta ancak metro durağına yakın 2
ya da 3 yıldızlı oteller seçerek konaklama maliyetini ciddi ölçüde kısabilirsiniz.
ABD‟de ise araba kiralamaya mecbur olduğunuz için orta sınıf zincir otellerden
birini seçin. Daha da ucuz olsun derseniz arabalı bir motelde pansiyon fiyatına
kalabilirsiniz. Ancak güvenliğe özellikle dikkat edin. www.agoda.com ve Yahoo
Travel internet siteleri otel ayarlarken kullanabileceğiniz internet siteleri. Asya‟da
mümkünse paranıza kıyın lüks otelde kalın. Eşinizle seyahat ediyorsanız tek bir
oda tuttuğunuz için kişi başına maliyet düşecektir. Arkadaş grubuyla geziyorsanız
mümkünse tek bir odada iki kişi kalın.
Son olarak, konaklama ve gündelik masraf unsurlarını varış noktası olarak paramızın yerel paraya göre değerli olduğu bir ülke seçerek de ciddi ölçüde kısabilirsiniz. Avrupa tarafında seçenekler bu anlamda sınırlı. Ancak Asya tarafında şansınız daha fazla. Maliyetleri farklı yollarla daha da kısmak mümkün. Ancak konfor
ciddi ölçüde düşecektir. Bu yazıda yer alan öneriler gözlemlerimden kaynaklanıyor. Okuyucular arasında bu yazdıklarımın zaten farkında olanlar olduğuna eminim. Hesaplı bir yurt dışı tatil için farklı öneriler veya daha faydalı internet siteleri
bilen arkadaşların da tecrübelerini buradan paylaşmalarını diliyorum.
Hepinize iyi tatiller!
Konaklama’da da
önceden
rezervasyon
yaptırmak veya
promosyonlu
olarak satın almak
avantaj
sağlayacaktır.
Sayfa 12
Emre’nin Rotası: Amazon (10), Brezilya
Brezilya‟nın Amazon bölgesindeki en önemli şehri Manaus‟u geçen sayıda gezmiştik. Bu sayıdaysa Amazon içerisinde konaklayacağız ve bölgede katıldığımız etkinliklere şahit olacaksınız.
Amazon bölgesine gelmek için en kolay yol paket turlardan almak tabiî ki de. Paket turlar Manaus‟da
konaklama ile minimum 1 gece Amazon içerisinde konaklama şeklinde. Manaus‟da konaklama otelde
iken, Amazonda konaklamalar Lodge adı verilen bungalov tarzı evlerde yapılıyor. Amazonda bizim
konakladığımız ve oldukça memnun kaldığımız yer ise Amazon Ecopark Lodge‟du.
Sabah otelimizden Ecopark‟a transferimizi sağlayacak rehberimiz tam vaktinde geldi. Ecopark‟a gitmek
için önce limana arabayla geldik, sonrasında tekneyle nehri geçtik, sonrasında bir kamyonetle araba yolunun gidebildiği yere kadar gittik ve bir yerden sonra da yürüyerek devam ettikten sonra Ecopark‟a vardık.
Maceralı ve meşakkatli bir yolculuk olduğunu, ancak Ecopark‟ın görevlilerinin her daim bize eşlik ettiğini
ve eşyalarımızı taşıdıklarını ifade etmem gerekiyor.
Yahya Emre
Gülersoy,
BiliĢim Uzmanı,
PGM, BTK
Amazonda
konaklamalar
Lodge adı
Ecopark yolunda
Eşyalarımızın taşınması
verilen
bungalov
tarzı evlerde
yapılıyor.
Muhteşem doğasıyla bizi büyüleyen Amazon‟da, ağırlıklı olarak nehir ve civarında katıldığımız faaliyetleri
fotoğraflar eşliğinde sizinle paylaşmak istiyorum. Bunların başlıcaları şöyleydi:
1- Maymun koruma bölgesinin gezilmesi.
2- Amazon nehrinde Piranha avlama.
3- Ecopark‟ta doğal havuzun gezilmesi.
4- Amazon yerlilerinin geleneksel törenleri.
5- Gece Timsah yakalama.
6- Gün doğarken Amazon orman gezisi.
Maymun koruma bölgesi
Kırmızı yüzlü maymun
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 13
Emre’nin Rotası: Amazon (10), Brezilya
Ecopark‟ta konakladığımız Lodge
Dev boyutta bir kelebek
Balık avında yakaladığımız bir Piranha
Doğal havuzda insanlar yüzüyor
Papağanlar her yerde, karpuzumuza ortak olurken
Timsah avlama faaliyeti
Kökleri devasa uzun bir ağaç
Amazondaki yüzer evlerden bir manzara
Yerlilerin geleneksel gösterisi
Sabah yağmur ormanındaki gezimiz
Bu sayıdaki gezimizle birlikte Amazon bölgesinin Atlas Okyanusu‟na döküldüğü yerden başlayarak, kalbine kadar izlediğimiz Amazon rotamızın sonuna gelmiş olduk. Sonraki rotamız ise Sao Luiz ile başlayıp Salvador‟a kadar devam edecek olan Brezilya‟nın
Atlas Okyanusu kıyısındaki güzellikler.
Sayfa 14
BİLİŞİM BULMACA
1
2
3
4
5
6
7
8
1
9
10
11
12
Soldan Sağa
6
2
1. Yabancı düşmanlığı / ızdırap
3
2. İlave / Bir yolu
kapatmak için kurulan engel
4
5
3
3. Uganda‟ya ait ait
ülke alan adı
(ccTLD) / bir nota /
Jenerikleşmiş bir
yapıştırıcı markası
4
6
7
1
8
BiliĢim
Bulmaca
4. Devlete ait /
Okulda yiyecek içecek satılan yer.
2
9
5. Aklama, temize
çıkarma / Fransızca
bir artikel
10
11
Doğru şifreyi
bilgi@
bilisimuzmanlari.org
6. Kuzey Afrika‟da
bir nehir / depolama
alanı şebekesi
(kısaltma ing.)
5
12
7
7. Kırgızistan‟da bir kent / bankalar arası işlemlerde bir gecelik faiz uygulaması / bir nota
8. Acı nidası / siber güvenlik olaylarına müdahale eden birim (kısaltma) / engel
adresine ilk
gönderen
okuyucumuza
sürpriz hediyemiz
var…
9. İklim değişikliği ve deprem oluşturmada kullanıldığı iddia edilen proje / Referans ara bağlantı sözleşmesi (kısaltma İng.) / bilişimde “girdi/çıktı” için kullanılan bir kısaltma (ing.)
10.Güney Kore‟ye ait ait ülke alan adı (ccTLD) / Tıp doktorlarının ihtisas yapmak üzere girdiği sınav
(kısaltma) / Hong Kong‟a ait ülke alan adı (ccTLD)
11. Görme engelli mevlithan ( … Karaca) / Log dosyasındaki her bir satır
12. 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'nda 120 kg‟da ülkemizi temsil eden son Avrupa ve Dünya şampiyonu milli güreşçimiz
Yukarıdan Aşağıya
Hazırlayanlar:
Gökhan Evren
M. Salim
Ketevanlıoğlu
1. Azeri ismi (erkek) / Chicago Bulls‟un pivotu (Joakim …)
2. Gerekli altyapıyı kurmak için kamu veya özel mülkiyet alanlarının altından, üzerinden geçmek için
tanınan ayrıcalıklı haklar
3. Bir soru ifadesi / varlık felsefesinde cevhere (töze) ilişen gelip geçici özellik
4. Bir savaş aracı / bir nota / Brezilya‟ya ait ait ülke alan adı (ccTLD) / bir şeyin sağlanamıyor olma
hali (ing. kısaltma)
5. Verinin ışık yolu ile iletimini sağlayan altyapı
6. Göçebelerin konak yeri / YSK Başkanı (Ali …)
7. Bosna Hersek‟e ait ülke alan adı (ccTLD) / Rus güvenlik yazılımları firması
8. Kimya ve matematikte indirgeme / Anonim ortaklığı / Anadolu Ajansı
9. Arapça‟da bir harf / Ramazanda iki minare arasına asılan ışıklı yazı
10. Kronik olmayan / Amerikan eğlence endüstrisinin konuşlandığı şehir (kısaltma) / Huysuz, geçimsiz
kimse (mecazi)
11.Öğrenim görmemiş, okumamış kimse / birdenbire / Doğu Timor‟a ait ülke alan adı (ccTLD)
12. Apple‟ın medya oynatma, medya indirme gibi işlevler için kullanılan uygulaması / Apple‟ın mobil
işletim sistemi
Şifre
1
2
3
4
5
6
7
Sayfa 15
Bulmaca
BİLİŞİM BULMACA
1
1
2
3
4
5
6
7
8
9
BiliĢim
Bulmaca
Doğru şifreyi
bilgi@
bilisimuzmanlari.org
adresine ilk
gönderen
okuyucumuza
sürpriz hediyemiz
var...
10
11
12
S
İ
B
E
R
2
3
4
T E
S
İ T
K O
A N
R Y
M U A
O S
O
R E N
E C T
O P
1
6
5
6
7
8
9
V E J O B S
E T
M İ M
N O N S T
N O M İ
P
E
A N G I G G
F
A Y G I
R U
E
P
I
I L E T
K
K I
A
A
A K A
I Z
B M
4
3
2
10
11
12
C E
E C
O P
B
I T U
S
L
T
U
E R T
M E
C
A
I S S
I P
7
5
Geçen Ayın Çözümü
Geçen sayıda şifreyi bulup ilk gönderen okuyucu Spektrum İzleme Dairesi
Başkanlığı‟ndan Bilişim Uzman Yardımcısı Ali Kemal ġAHĠN’i tebrik ediyor
ve bir kitap hediye ediyoruz.
Ayrıca şifreyi gönderen diğer okuyuculara da ilgileri için teşekkürler!
Sayfa 16
Ünlü Fotoğrafçıların Eserlerinden Seçmeler
Richard
Kalvar
Ulus Meydanı, Ankara, 1979
“As long as you
don’t manipulate
what’s going on,
through posing or
Photoshopping, you
can create scenes
that are both
believable and
absurd.
Impressions are
all.”
Hazırlayan:
Ahmet E. Turgut
Ordunun Camiye GiriĢi, Konya, 1979
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 17
Ünlü Fotoğrafçıların Eserlerinden Seçmeler
Richard
Kalvar
Diyarbakır, 1979
“As long as you
don’t manipulate
what’s going on,
through posing or
Photoshopping, you
can create scenes
that are both
believable and
absurd.
Impressions are
all.”
Hazırlayan:
Ahmet E. Turgut
Galata Köprüsü’nün Altında Nargile Keyfi, Ġstanbul, 1979
Sayfa 18
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Elif Özdemir
BUD BaĢkanı,
YED Dai. BĢk.V.
BTK
Dr. Ahmet E. ÇavuĢoğlu
Uluslararası ĠliĢkiler Dairesi BĢk., BTK
Yavuz Göktaylar
BiliĢim BaĢuzmanı,
SAD, BTK
Bu sayımızın
konuğu olduğu için
Bilgi Teknolojileri
ve İletişim Kurumu
Editörümüz Yavuz Beyin toplantısı çıkınca, bu ayki röportajı yapmak bana düşüyor. Soruları önceden hazırladığı için Yavuz Beyi
minnetle anıyorum. Ahmet Bey
denince aklıma gelenler, hukukçu
olması, iyi İngilizce konuşması,
sınavlardaki zorlu mülakat soruları, bir de Cafer Beyle olan benzerlikleri. Ama daha detayını bugün öğreneceğiz. Hukukçu baba,
hukukçu evlat kuralının işleyip
işlemediğini de öğrenme fırsatı
bulacağız bugün (nitekim, sonradan öğrendiğimize göre kural Ahmet Beyde de işlemiş).
Ahmet Beyi, önceleri tahkim davalarında ülkemizi savunmasıyla tanıdık Kurumda. Genelde mütevazı bir yapısı var, ama tanıdıkça ne kadar kültürlü bir insan
olduğunu anlıyorsunuz. Kültür zenginliği çok gezip, çok okumasına bağlı. Öylesine dolu bir insan ki, Ahmet Beyin karşısında konuşurken bile zaman zaman çekiniyorsunuz. Günlük konuşmalarımızda ya da sınavlarda, Makberden ya da
Annebel Bee‟den bir dörtlük okuyor, ya da aşağıdaki listede yer alan sanatçıları
tanıyıp tanımadığımızı soruyor, kem küm diyerek geçiştiriyoruz. Bugün de aynı
şeyleri yaşayacağımı düşünerek odasına giriyorum (yanılmıyorum tabii ki), Ahmet Emin Bey fotoğraflar için çoktan hazır. İlerleyen dakikalarda röportajımıza
Yönetim Kurulu üyemiz sevgili Mehmet Özcan da katılıyor. Sözü onlara bırakıyorum:
Uluslararası
İlişkiler Dairesi
Başkanı Sayın Dr.
Ahmet E.
Çavuşoğlu’na
teşekkür ederiz.
Fotoğraflar:
Ahmet E. Turgut
Sayın ÇavuĢoğlu Röportaj talebimizi kabul edip bize vakit ayırdığınız için
teĢekkür ediyoruz. Öncelikle, sizi hiç tanımayan okuyucularımıza kendinizi
kısaca anlatır mısınız? Nerede ve hangi yılda doğdunuz ve büyüdünüz?
1969 yılında Malatya‟da doğdum. Annem sınıf öğretmeni babam da TürkçeEdebiyat öğretmeniydi. Daha sonra (ben orta-3‟deyken) hukuk fakültesini bitirerek
avukat oldu. Bir de benden 6 yaş küçük bir erkek kardeşim var.
İlköğrenimimi Malatya‟da 1975-1980 yılları arasında tamamladıktan sonra ortaöğrenime 1980 yılında Elazığ Anadolu Lisesi‟ne başladım. Tabii 1980 yılında tüm
Türkiye‟de sadece 16 tane Anadolu Lisesi vardı ve o yıl 6 tane daha açılarak sayı
22 olmuştu. Geçekten çok kaliteli bir eğitim vardı. Öğretmenlerimiz, öğretmeye
çalışan, çok iyi yetişmiş çok saygıdeğer kişilerdi. Aralarında Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi Mezunları da vardı. Hazırlık sınıfının ikinci döneminden itibaren
matematik ve fen derslerimiz İngilizce veriliyordu ki ben bu eğitimin çok faydasını
gördüm. Şu an bile iyi bir yabancı dil öğrenmek için matematik, fen derslerinin
ortaokul seviyesinde yabancı dilde verilmesi gerektiğini hararetle savunurum.
Cilt 2, Sayı 3
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Ortaokul 1. Sınıftan itibaren de ikinci
yabancı dil olarak Almanca başlamıştı. İngilizceye yakın bir dil olduğu
için onu da sınıfın kavraması çok zor
olmadı. Bir de gerek İngilizce gerekse Almanca öğretmenlerimiz bizi o
lisanı konuşturmaya yönelik aktiviteler yapıyorlardı. Mesela sınıf içerisinde bazı konuları karşılıklı olarak tartışıyor, bazen de tuluatlar yapıyorduk. İngilizce tiyatrolar düzenliyor,
bazen diğer öğrencilere bazen de
velilere gösteriler yapıyorduk. Almanca derslerinde de sınıf içinde
Almanca bazı mizansen canlandırmalar yapıyorduk. Bunlardan birinde
ben kaderin bir cilvesi Avukat rolünü
oynamış ve Almanya‟da geçen olayda, suç isnat edilen bir Türk çocuğunu mizansen bir mahkemede savunmuştum.
1980‟li yıllarda yabancı dil bilen kişi sayısı bizim oralarda neredeyse yok denecek
kadar az, tüm Türkiye genelinde de çok azdı. Bu nedenle Türkiye‟ye ferdi olarak
gelen turistler iletişim problemi yaşardı. Benim en büyük zevkim bu turistlerle İngilizce konuşmak, onlara yardımcı olmaktı. Malatya‟da 7. Ana jet üssü vardır. 1983
yılı haziranında Doğu Anadolu‟da NATO‟nun “Adventure Express 83” tatbikatı
yapılıyordu. Malatya‟ya çok sayıda Amerikalı asker gelmiş ve çarşıya çıkıp özellikle Bakır eşyalar, altın ve kilim gibi şeyler alıyorlardı. Ben de hem İngilizce pratik
yapıyor hem de onlara alışverişlerinde yardımcı oluyordum. Tabii hiç ummadığım
şekilde para da kazanarak. İşte benim Orta 2‟den 3‟e geçtiğim yaz tatilinde henüz
13 yaşındayken kazandığım bu para anlımın terini silerek kazandığım ilk paradır.
Sayfa 19
Sayfa 20
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Lise 3. sınıftayken MalatyaElazığ karayolunda çok ağır bir
trafik kazası geçirdim. Elazığ‟a
30 km uzakta oldu sanırım. Önce Elazığ Devlet Hastanesine
kaldırmışlar. Daha sonra o dönemde bölgenin en iyi hastanesi olan Diyarbakır Tıp Fakültesi
Hastanesine götürdüler. Arabanın halini görenler benim sağ
çıkmama çok şaşırıyorlardı.
Beyin sarsıntısı geçirmiştim,
hayatımın hastanelerde geçen
yaklaşık bir ayını hiç hatırlayamıyorum. Kendime geldikten
sonra çok uzun süre her şeyi
çift görüyordum, denge problemim vardı. Çok uzun süre okula
gidemedim.
Bu şartlar altında evimden uzakta okumam mümkün değildi. O nedenle lise 3‟ün
ikinci dönemini 1987 yılında Malatya Lisesinde tamamladım. Aynı yıl üniversite
sınavına girdim ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‟ni kazandım. Hukuk Fakültesinden 1991 yılında mezun olmuştum. Tabii olarak, hem avukatlık stajı yapıyor hem de iş sınavlarını takip ediyordum. 1992 yılında Savunma Sanayi Müsteşarlığı‟nın (SSM) açtığı sınavı kazandım ve orada uzman yardımcısı olarak çalışmaya başladım. 8 yıldan biraz daha fazla çalıştığım SSM‟den 2 Mart 2001 tarihinde ayrılarak Kurumumuza geçtim. O zamandan bu zamana kadar da BTK ailesi
içerisinde yer almaktan büyük mutluluk duyuyorum.
SSM‟de işim çok iyi İngilizce konuşup, müzakere yapabilmeyi gerektiriyordu. Yabancı şirket veya devlet temsilcileri ile İngilizce olarak sözleşme ve mutabakat
muhtırası görüşmeleri yapıyordum. Tüm bunlar kontrat lisanını, hukuk İngilizcesini
öğrenmemi sağlayıp İngilizcemi geliştirdiği gibi, müzakerelerin bazı inceliklerini
de; karşı tarafın yaptığı blöfü yutmamayı hatta karşı blöf yapmayı vb. öğrendim.
Bir hatıramı paylaşayım isterseniz.
Elbette.
Almanlarla mayın arama gemisi müzakereleri yürütüyorduk. Proje koordinatörleri
genellikle mühendis olur. Gemi mühendisi bir arkadaşımız bunlarda bu tür projelerde teminat mektubu verebilmek için karşı taraftan alacağını temlik etmesi gerekiyormuş dedi. Bunların bankalar kanunu böyleymiş dedi. Yani adamlar neredeyse teminat mektubunu bedavaya getirecekler.
Cilt 2, Sayı 3
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Müzakereyi yürütürken karşı taraf “ - Bizim bankalar kanunu böyle dedi.” Bende “Yapma ya. Hangi maddeymiş bu. Ben Alman Bankalar Kanunu çok iyi bilirim. Ben
öyle bir madde görmemiştim de” dedim. Tabi adam şaşırdı. Aslında ben Türk
Bankalar Kanunu bile bilmem ki Alman Bankalar Kanunu‟nu bileyim. Daha önce
de karşıdakilere Almanca bildiğimi biraz ima etmiştim. Adam Almanya‟yla rahat
da konuşamadı. En sonunda dışarı çıktı. Tabi aslında benim Almancam da biraz
sokak Almancasıydı. Muhtemelen hukuki jargonu takip edemezdim. Neyse, karşı
taraf “- Özel bir madde yokmuş sadece cevaz veriyormuş.” dedi. Bende “- Şimdi
bu durum biraz farklı” dedim. Neticede iş bizim istediğimiz gibi oldu.
Meslek olarak hukuk seçtiğinizi biliyoruz. Bu alanı seçmeniz bilinçli bir tercih miydi? Çocukluğumuzda pilot, astronot vb. olmayı hayal ederiz. Çocukluktan itibaren böyle bir hayaliniz var mıydı?
Biraz önce bahsettiğim gibi Lise son sınıfta ağır bir trafik kazası geçirip uzun süre
okula gidemedim. Gidebildiğim zaman da okumakta zorluk çekiyordum. Başım
ağrıyordu. Üniversite hazırlık dershanesine de gitmemeye karar verdim. Çünkü
benim için çok eziyetliydi. Bu şartlar altında sınava iyi hazırlandığım söylenemez.
O nedenle dağarcığımdaki bilgileri kullanarak bir yere yerleşmem gerekiyordu.
Hazırlık sınıfı okumuş, akranlarıma göre bir yıl geride kalmıştım. O nedenle bir yıl
daha beklemeye tahammül edemezdim. Sınavı mutlaka kazanmalıydım. Babam
avukat olduğu için biraz hukuk kültürüm vardı. O nedenle ilk tercih İstanbul Hukuk, ikinci Marmara Hukuk, üçüncü tercihten itibaren ise Boğaziçi mütercimtercümanlık, İngiliz Dili Edebiyatı, İngilizce Öğretmenliği gibi bölümleri yazmıştım.
İlk tercihime takıldım. Ama şimdi arkama dönüp baktığımda iyi ki öyle olmuş diyorum.
Sayfa 21
Sayfa 22
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Ama çocukken farklı ideallerim vardı. Denizci olmak istiyordum. Deniz subayı olmayı arzu ediyordum. Ortaokulu bitirince Deniz Lisesi sınavlarına girdim. Sınav
esnasında bir subayın sınava giren birkaç öğrenciyi etrafından kalem silgi vb. istedi diye dövmesi (yanlış söylemiyorum çocukları gözlerimin önünde tokatladı) her
şeyi değiştirdi. Sınavı kazandığım halde gitmedim.
Kamuya baktığımızda hukuk kökenli çok insan görüyoruz. Hukuk eğitimi
almanın bürokraside ve kariyerinize ne gibi artılar kattığını düĢünüyorsunuz?
Sosyal Bilimler için konuşursak Hukuk
temel bilimlerden biridir. Değişik bir
esprisi vardır. Ben hukuk ilmini temel
felsefesinden başlayarak incelemeyi
severim. O nedenle “hukukilik”,
“kanunilik”, “meşruiyet”, “adalet”,
“mülk”, “devlet”, ”idare” kavramlarına
hep özel bir önem atfetmişimdir. Yerli
ve yabancı düşünürlerin bu konulardaki görüşlerini ilgiyle takip ederim. O
nedenle bir başka bilim dalında tedris
görmüş kişilerin de bir nebze hukuk
bilmesinde fayda vardır. Hatta ben biraz daha ileri gider orta öğretim seviyesinde “vatandaşlık bilgisi” adı altında
anayasa hukuku, idare hukuku, ceza
ve borçlar hukuku derslerine ilişkin
temel bilgiler verilmesi gerektiğine inanırım. Zira hukuk hayatın içindedir.
Malumunuz, olayların ve teknolojik gelişmelerin gerisinden geldiği eleştirisiyle karşılaşır sık sık. Farklı bilimlerin eğitimini almış kişilerle çalışınca (Gerek SSM‟de
gerek BTK‟da) Hukuk eğitimi almış olmak benim için hep avantaj oldu. Aynı projede birlikte çalıştığım arkadaşlarımın görüşlerinin, ben hukuki bir gözle konuyu
farklı değerlendirdiğimde, değiştiğini zaman zaman gözlemledim. Şu an da çalıştığım işlerde yoğun olarak Devletler Hukuku bilgisi gerekiyor. Hukuk Fakültesinde
bu konuda aldığımız eğitim görevimizi yerine getirirken önemli bir katkı sağlıyor.
Tabii ki bir de bürokrasi de çalışan her kesin ihtiyaç duyduğu idare hukuku bilgisi
var. Hemen herkesin özellikle de idarecilerin iyi bir “idare hukuku” bilgisi ile mücehhez olmaları daima bir artıdır.
Türkiye yakın zamanda ITU Konsey BaĢkanlığı yaptı yanılmıyorsam. Bu konuyu biraz açabilir misiniz.
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 23
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
ITU 1865 yılında aralarında Osmanlı
Devleti‟nin de bulunduğu 20 devlet
tarafından kurulan Birleşmiş Milletlerin devletlerarası hukuk tüzel kişiliğini haiz bir uzmanlık kuruluşudur.
Uluslararası organizasyonların en
eskisi olup Birleşmiş Milletler‟den
bile daha önce kurulmuştur. Türkiye
Konsey üyeliğine ilk kez 2002‟de
daha sonra 2006 ve 2010‟da tekrar
seçildi. Ancak bu zamana kadar
Konsey‟e hiç başkanlık yapmamıştı.
Türkiye olarak 2010 yılında Meksika‟da yapılan Tam Yetkili Temsilciler toplantısında
Konsey Başkan Yardımcılığına seçildik ve
geçen yıl da Başkan Yardımcılığı görevini
yürüttük. Bu yıl ise Konsey Başkanlığına
seçildik. 4-13 Temmuz 2012 tarihleri arasında İsviçre‟nin Cenevre kentinde yapılan,
Konsey üyesi 48 ülkeden 341 delege, 31
gözlemci ülke temsilcisi ve 7 gözlemci sektör üyesinin katıldığı toplamda 370 kişinin
olduğu toplantıya başkanlık yaptık. Başkanlık 1 yıl sürüyor, 11-21 Haziran 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan bir sonraki ITU Konseyi‟ne kadar Başkanlığı ülkemiz
yürütecektir. Başkanın bu sürede de bazı
görevleri oluyor, bazı belgeleri imzalaması
gerekiyor.
Sayfa 24
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Tüm katılımcıların olduğu bir toplantıyı yönetmek zor, daha doğrusu çok çalışma
gerektiren bir iş.
Öncesinde uzun süren bir hazırlık çalıĢmanız olduğunu biliyoruz.
Evet, çok çalıştık, neticede ülkenin temsili ve de Konsey Başkanlığına şahıs değil
de ülkenin başkanlık etmesi söz konusu. Dolayısıyla toplantıya ben başkanlık ettim ama sonuçta Türkiye‟nin temsili söz konusu. O ağırlığı omuzlarımda hissettim.
İlk günler oldukça yorucuydu ama sonraki günler alıştık. Hamdolsun bir sıkıntımız
olmadı. Aralarında Rusya Bakanın da bulunduğu katılımcılardan altısı Bakan seviyesindeydi. İşte bu toplantı bizim başkanlığımız altında geçekleştirildi. Bu gerçekten çok önemli ve prestijli görevli başarıyla yerine getirdik.
Bunun ülkemiz açısından önemi nedir?
Ülkemizin genelde uluslararası platformlarda
özelde ise ITU içerisindeki etkinliğinin arttırılması ve tanıtımı açısından çok önemli bir
fırsattı, hamdolsun iyi değerlendirdik bu fırsatı. Birçok ülke temsilcisinden çok olumlu
tepki ve tebrik aldık. Hatta Başkan olarak
anons edildikten sonra Ermenistan temsilcisi
Nalbantyan bile beni iki kez tebrik etti. Tabi
Nalbantyan ITU‟nun duayenlerinden birisi.
Zaman zaman toplantılarda görmüştüm.
Gerçi daha çok radyo (ITU-R) kısmıyla ilgileniyor. Ermenistan konsey üyesi değil. Gözlemci üyelerden biri. Başarılı olduğumuza
dair olumlu tepkiler aldık.
Cilt 2, Sayı 3
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Bazen toplantılarda tansiyon çok
yükseliyor, onu da düşürmemiz gerekiyor. Toplantıda birçok kararın
alınmasında önemli rol oynadık. Zaman zaman gerilimlerin yaşandığı
toplantıda uzlaştırıcı rol de üstlenerek, uzlaşmayı sağladığımız da oldu.
Rusya‟ya Birleşik Arap Emirlikleriydi
sanırım. Uzlaşamayınca bana tahsis
edilen odaya gittik ve ortak bir metin
üzerinde uzlaştılar. Kahve molasında bile hep üyeler yanıma geliyordu,
çoğu zaman Türk delegasyonunun
yanına gidemedim.
Öğlenleri zaman zaman yemek yiyemediğimiz durumlar da oldu. Ad hoc gruplar
kuruluyor, uzlaşma prosedürü işletiliyor. Sabah 8‟de başlıyor, 9.30‟da esas Konsey toplantısı başlıyor. 17.30‟da toplantı bitiyor, ancak biz yine ertesi gün için hazırlık toplantısı yapıyoruz. Yoğundu yani. Ama şu açıdan mutluyum. Türkiye‟yi iyi
temsil ettiğimi düşünüyorum.
Biz de teĢekkür ediyoruz
ülkemizi baĢarıyla temsil
ettiğiniz için. Biraz daha
basit ve eğlenceli sorulara gelirsek, burcunuz nedir?
Boğa burcu. 18 Mayıs.
Benim oğlumda 13 Mayıs.
Peki burcunuzun özelliklerini biliyor musunuz? KiĢilik özelliklerinizin burcunuzu yansıttığını düĢünüyor musunuz?
Doğrusu burcumun özelliklerini pek bilmiyorum. Zaman zaman eşim özelliklerini
gösterdiğimi söylüyor ama pek ilgilenmediğim için bilemiyorum.
Doğrusu bende pek iyi bilmiyorum. Sanırım boğa burcu olanların biraz
Ģanslı olduğu söylenir.
Öyle mi?
Sayfa 25
Sayfa 26
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Evet, Fatih bey (Akpınar) de boğa burcu, ben onu hep Ģanslı bir insan olarak
görürüm. Yemek konusuna gelirsek, yemeğe düĢkün müsünüz? Memleketinizin yemeklerini arar mısınız?
Ben gerçekten güzel ve özenerek yapılan yemekleri severek yerim, yemek ayırmam. Favori mutfağım Antep mutfağıdır. Türkiye‟nin aşağıda yukarı heryerini gezdim, Hakkari, Şırnak gibi yerler dışında hemen hemen heryeri gezdim. Özellikle
Antep ve Elazığ mutfağını beğenirim. Memleketimin, kiraz yaprağında sarma yemeği vardır. Bulgurla yapılır. Kiraz yaprağı küçük olduğu için asma yaprağından
yapılan sarmaya göre çok ince olur, serçe parmak kadar. Yoğurtlu yenir ve erik
ekşisiyle yapılır. İçli köfteyi de çok severim, bizin orada içli köfteyi haşlarlar, kızartmazlar. Hamur kısmına da kıyma katılır. Onu çok severim, çok ararım, annem çok
güzel yapar, zaman zaman yapıp, dondurup bize gönderir. Eşim bilmez bu tür
yemekleri, eşim aslen Erzurumlu ama doğma büyüme Ankaralı. Bu tür yemekleri
burada bulmak zor. Bir iki tane Elazığ lokantası gördüm, oralarda da bizim bildiğimiz usul içli köfte var ama yine de anneminki gibi değil. Sevdiğimi bildiği için annem bazen gönderir, ya da biz gittiğimizde ya da onlar geldiğinde yapar.
EĢinizin en güzel yaptığı yemek nedir diye sorsam?
Eşim çok güzel pizza yapar, hiç bir pizzacı o kadar güzel yapamaz.
Cilt 2, Sayı 3
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Yemek konusunda tutucu musunuz? Diyelim yurtdıĢına gittiniz. Yabancı bir
ülkenin oldukça farklı mutfağını dener misiniz?
Gittiğimiz yere bağlı tabi, çapraz tatları çok sevmiyorum. Hindistancevizi suyunda
pişmiş tavuk gibi şeyleri sevmiyorum. Bize daha yakın tatları denemeyi seviyorum. Dünyada Türk mutfağından sonra Lübnan mutfağı gelir. Eğer etleri uygunsa,
Lübnan mutfağını denerim. Suriye ve Lübnan mutfakları Antep mutfağına benzer,
onların değişik tatlarını denerim, örneğin vişneli kebap. Bu mutfakların mezeleri
de bize yakın olur.
Tatillerinizi nasıl geçirirsiniz? Sizin çok yer gezdiğinizi biliyoruz. Ne tür tatiller size ve ailenize hitap eder? Deniz, doğa, kültür gezisi.
Çoğunlukla kültür gezilerini seviyorum. Dediğim gibi Türkiyenin hemen hemen her
yerini gezdik. Osmanlı coğrafyasını da seviyoruz. Bosna Hersek‟e, Gürcistan‟a
gittik, bayramdan sonra Yunanistan‟a gideceğiz kısmet olursa, arabayla Gürcistan‟a gittik. Çocuklar bazen deniz istiyor, birkaç gün deniz kaçamağı yapıyoruz.
Onun dışında ailecek arabayla kültür gezileri yapmayı severiz.
Çocuklar da büyüdüğü için tabi arabayla yolculukta sıkıntı olmuyor.
(Gülüşmeler)
Ülkemizin en çok sevdiğiniz tatil yöreleri nerelerdir?
Sayfa 27
Sayfa 28
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Fethiye‟yi özellikle 12 adaları severim, Kleopatra, Yassıada, Tersane Adası vb
küçük adalar. orada tekne turları var, tekneyle ulaşılıyor, yüzmek için çok güzel.
Fethiye kültür gezisi için de güzel bir yer, kaya mezarlıkları var, kaya köy adında
eski bir Rum köyü var, kanyonlar var. Tabiat da çok güzel.
Fethiye bir de yeĢillik bir yer, çam ağaçları var. KuĢadası, ÇeĢme gibi tatil
yörelerine yöre daha yeĢil.
Evet, oraları ben de gördüm ama Fethiyeyi çok beğenirim, favorim Fethiyedir.
Denizden de öte bir kültür gezisi yapılacak, sakin yerler, Kleopatra adasında tarihi
bir hamam da var, orada denize giriliyor.
Sporla aranız nasıldır? Sevdiğiniz, izlediğiniz veya yaptığınız belirli spor türleri var mı?
Rakiple birebir temas gerektirmeyen sporları severim.
Müzakerelerden sonra diyorsunuz, karĢı karĢıya gelmeyelim.
Evet, masa tenisi gibi, yüzme
gibi sporları severim. İzlediğim
spor ise futbolda ancak milli
maçlardır. Hayatımda bir kez
stada gittim. Stada gidip maç
izlemek pek bana göre bir şey
değil.
BoĢ zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz? Sevdiğiniz kitap ve müzik türleri,
yazar ve sanatçılar nelerdir?
Şiir okumayı severim. Divan edebiyatında; Fuzuli, Şeyh Galip,
Nedim, Cumhuriyet döneminden;
Cahit Sıtkı Tarancı, Abülhak Hamit Tarhan, Necip Fazıl, Yahya
Kemal şiirlerini zevkle okuduğum
şairlerdir. Mesnevinin ilk 18
beyitinin Farsça orijinalini de çok
severim ve sıkılınca sık sık okur
veya dinlerim.
Cahit Sıtkı Tarancı
Edgar Allan Poe
Batı edebiyatında ise Edgar Alan Poe‟nun o muhteşem eseri Annabel Lee, hem
İngilizcesini hem de Türkçesini defalarca okuduğum bir şiirdir.
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 29
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Batı edebiyatından
John Steinbeck ile
Charles Dickens‟ın
romanlarını da severek okumuşumdur.
John Steinback
Charles Dickens
Müzik konusunda ise; Münir Nurettin Selçuk‟un özellikle Yahya Kemal şiirlerine
yaptığı besteler (Rindlerin Akşamı, Aziz İstanbul, Endülüste Raks vb) ve Hafız
Burhan‟ın “Makberi”ni, Sadi Hoşses‟in “Sabret Gönül” şarkısı ile Sadettin Kaynak‟ın “Muhabbet Bağı” şarkılarını çok beğenerek dinlerim. Hafız Burhan‟ın Boğazın
bir yakasından şarkı söylediğinde, Boğazın diğer yakasındaki bülbülleri coşturduğu söylenir. Biraz abartı var mutlaka ama sesi çok güzelmiş.
Ayrıca halk müziğinden de beğendiğim bazı türküler vardır. Mesala bir Kerkük
türküsü “kalenin dibinde bir taş olaydım” bir ege türküsü “çökertme” bir Rumeli
türküsü “arda boyları” sevdiğim türkülerdir. Bir de aslı türkü olup sanat müziği formatında söylenenler var. “Azize” gibi, Zeki Müren güzel söyler. Yine Zeki Müren‟in
“Annem”i özellikle yatılı okuduğum yıllarda çok hüzünlenerek dinlerdim. Geceler
çok soğuk, ıssız ve karanlık, üşüdüm üstümü örtse anne diye devam eder. Biliyor
musunuz?
Evet, evet hatırlıyorum.
Yabancı müziği Batı ve Doğu olarak ayırırsak Batıda; Phoebe Cates‟in “Paradise”
şarkısını 1982-83 bize İngilizce öğretmenimiz öğretmişti. O nedenle sözlerinin
çoğunu hala ezbere hatırlarım. O yıllardan bu yana severek dinlerim. Bir de
Frank Sinatra‟nın özellikle “Strangers in the Night” ve “New York New York” şarkılarını çok beğenirim.
Doğuda ise Fairuz‟u özellikle “Li Beyrut” şarkısını, çok hüzünlü bir şarkıdır, kalbim
Beyrutta kaldı şeklinde, bir de Ümmü Gülsüm‟ü dinlerim. Ömer Muhtar‟ın filminde
bir şarkısı vardı, “vallahi Haram” şeklinde, çok etkilenirim.
Ahmet bey sınavlarda Makberden ya da Annabel Bee’den sorular soruyordu, kaynağını bulduk Ģimdi.
Evet, sınavlarda genelde soruyorum.
Özellikle sevdiğiniz bir sanatçı var mı?
Münir Nurettin Selçuk, Yahya Kemalle ikisine
muhteşem ikili derler, kendi sesine göre besteler yapmış. Kalamış gibi. Mesela Endülüste raksı, Yahya Kemal Madrid‟te büyükelçi iken yazmış bu şiiri. Aslında bir rakkasenin dansını anlatıyor. Ama bu şarkıyı dinlerken kendinizi önce
Latin Amerikada hissediyorsunuz. Kürdili hicazkar besteye Latin havasını yedirmiş, çok beğeniyorum.
Münir Nureddin Selçuk
Sayfa 30
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Televizyonla aranız nasıl? Ne kadar zaman ayırırsınız? Düzenli bir televizyon
izleyicisi misiniz? Takip ettiğiniz diziler ve televizyon programları ile sevdiğiniz film türleri nelerdir?
Doğa ve Tarih belgeselleri, gezi programları izlerim. Bir çok kanalda gezi programları var artık. “geziyorum, Uçuyorum, ayna, Aş Kendini gibi. Denk gelirse izlerim. Ayna Cumartesi akşamları oluyor, daha rahat bir gün oldu için genelde takip
ederim. Tabii çocuklardan kumandayı alabildiğim zaman. Dizi olarak “Kurt Kanunu”nu takip etmeye çalışırım. Bir de yabancı kanlarlı izlerim, El Cezire gibi, Fransız kanalı var, TV5, France 24‟ün İngilizce kanalı var. Olayları özellikle Türkiyede
ki olayları, yabancı gözüyle anlatıyorlar. Suriye meselesindeki yorumlarını izliyorum, bahsettiğim Fransız kanalı Türkiye Suriye ile savaşa girsin noktasından olaylara bakıyor. Yabancı kanallara o açıdan bakarım.
Araba kullanmayı sevdiğinizi
söylemiĢtiniz.Arabanızın markası nedir?
Fiat Marea. Çok mütevazi bir
araba, ama artık değiştirmek
istiyorum.
Herhangi bir arabayı fiyatına bakmadan alabilecek durumda olduğunuzu
varsayalım. Hangi marka ve modeli satın almak isterdiniz?
Mercedes alırım. Şu anki araba biraz eskidi, 2004 model, artık yenilemek gerekiyor.
Cilt 2, Sayı 3
Ayın Konuğu: Ahmet E. Çavuşoğlu
Son sorumuza geldik. Çoğu insan günümüzde cep telefonsuz ve internetsiz
yapamamaya baĢladı. ĠĢte kullanıyoruz. Muhtemelen evde internet bağlantısı var. Akıllı telefonlar var. Bilgi teknolojileri ve iletiĢim araçlarıyla aranız
nasıl? Kendinizi nasıl bir teknoloji kullanıcısı olarak görüyorsunuz. Bir tarafta hiç kullanmıyorum bir tarafta bağımlıyım yazan bir sıkala yapsak kendinizi nereye koyarsınız? Siz akıllı telefonu çok etkin bir Ģekilde kullanıyorsunuz, gördüğüm kadarıyla.
İşim gereği yabancı kaynakları sürekli izlemem gerekiyor. Örneğin ITU‟nun sayfasına her gün girerim. Dokumanları elektronik ortamda takip ediyorum. Interneti
çok fazla kullanıyorum. Müzik dinlemek için de cep telefonumu kullanıyorum, etkin olarak kullandığımı söyleyebilirim.
Yeni çıkan geliĢmiĢ ürünleri hemen alır mısınız?
Hemen almam, biraz beklerim, piyasada tutacak mı diye bakarım, yaygınlaşınca
alırım.
Evde internet bağlantısı var mı?
Var, tabi var.
Günde ortalama ne kadar süre telefonla konuĢtuğunuzu düĢünüyorsunuz.
Yurtdışından bir telefon gelince, uzun
sürüyor, bir seferinde 30-45 dakika
sürebiliyor. O tür konuşmalar olmazsa, iş için ve şahsi kullanımım günde
20 dakikayı geçmez.
Konuk olduğunuz, bize vakit ayırdığınız ve sorularımıza samimi yanıtlar verdiğiniz için size teĢekkür ediyoruz. Son olarak okuyucularımızla paylaĢmak
istediğiniz bir Ģeyler var mı?
Ben çok teşekkür ederim,
siz de vakit ayırıp geldiniz. Bilişim Uzmanları
Derneği‟nin fahri üyesi
olmaktan mutluluk duyuyorum. Zaten BTK ailesinin bir ferdi olmaktan da
büyük mutluluk duyuyorum.
Çok teĢekkür ederiz,
Hayırlı ramazanlar diliyoruz.
Sayfa 31
Sayfa 32
ÇEKTİKLERİMİZ
Dr. Erdinç TekbaĢ
BiliĢim Uzmanı
YED, BTK
Ġstanbul
AyĢe Gül Mirzaoğlu,
BiliĢim Uzmanı
BTD, BTK
TĠB’de yağmur
sonrası
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 33
DURUP BAKTIKLARIMIZ
Alex Goh Chun Seong , “Splashing Fun Time”, Malezya
Sony Dünya Fotoğrafçılık Ödülleri, 2011
Hazırlayan:
Ahmet E. Turgut
James Chong, Singapur
Sony Dünya Fotoğrafçılık Ödülleri, Seyahat Dalında Birincilik Ödülü, 2011
Cilt 2, Sayı 3
Sayfa 34
Bu Ay Doğan Canlarımız
Ġyi ki doğdun Basri!
“Benim akıllı, çalışkan, vicdanlı canım oğlum, seni çok seviyorum.
Nice yıllara. ”
Atilla Öztürk
Bu ay doğan
çocuklarımızı bu
köĢede konuk
Ġyi ki doğdun Zeynep!
etmeye devam
ediyoruz.
“Sevgili Zeynep, doğum günün kutlu olsun, nice mutlu, sağlıklı,
huzur ve başarı dolu güzel yıllar dilerim. Herşey gönlünce olsun ”
Özden YumuĢak
BĠLĠġĠM UZMANLARI DERNEĞĠ
BĠZ KĠMĠZ?
Bilişim Uzmanları Derneği, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu‟nda çalışan bilişim uzmanları tarafından 11 Ekim 2010 tarihinde kurulmuştur.
YazıĢma Adresi
Anadolu Bulvarı Öz Ankara
Toptancılar Sitesi 1. Blok No:
41 Yenimahalle
Ankara
AMACIMIZ NEDĠR?
Amacımız, Derneğimiz üyeleri arasında sosyal, kültürel, ekonomik ve mesleki
yardımlaşmayı sağlamak; üyelerimizin meslekî gelişmesini teşvik edecek faaliyetlerde bulunmak ve ülkemizde bilgi teknolojileri ve iletişim alanlarında farkındalığın
artırılmasını sağlamaktır.
Telefon
0 (312) 294 72 99
0 (312) 294 70 85
Faks
0 (312) 294 71 52
0 (312) 294 71 53
E-posta
BĠLĠġĠM UZMANLARI DERNEĞĠ YÖNETĠM KURULU
[email protected]
Elif
Özdemir
bilisimuzmanlari.org
Salim
Ketevanlıoğlu
Cengiz
Eken
Ahmet E.
Turgut
Beytullah
Kuşcu
Ramazan
Yılmaz
Mehmet
Özcan
Editörün Notu
Yazın son ayı...
Bültene Katkıda
Bulunanlar
Ahmet Emin Turgut
Atilla Öztürk
Ayşe Gül Mirzaoğlu
Bekir Öztürk
Elif Özdemir
Erdinç Tekbaş
Gökhan Evren
M. Salim Ketevanlıoğlu
Nigar Samsa
Nur Saygı
Yahya Emre Gülersoy
BİLİŞİM
UZMANLARI
BÜLTENİ
Sözlerime, herkesin Ramazan Bayramı’nı kutlayarak
başlamak istiyorum. Bayram
tatilinin hafta sonuna denk
gelmesi bu yıl aile ve akraba
ziyaretlerinin biraz daha
sıkıştırılmış olmasına yol
açacak sanırım. Memleketlerine arabayla gitmeyi düşünen okurlarımızın da yollarda dikkatli olmalarını umuyor ve aşırı sürat yapmamalarını temenni ediyorum.
Ağustos ayı yazın son ayı.
Aynı zamanda tarihimizi
etkileyen büyük savaşların
yaşandığı bir ay. Modern
teknolojinin getirdiği imkanlar yoksa savaşlarda mevsimlere bağlı olarak yapılıyordu
doğal olarak. Bize Türkiye
Cumhuriyeti’ni armağan
eden askeri zaferleri temsil
eden 30 Ağustos Zafer Bayram’ınızı da kutluyor ve bu
savaşların kazanılması mümkün kılan şehit ve gazilerimizi de buradan saygıyla anıyorum.
Maalesef bu aralar haberlerde de her gün şehit haberlerine rastlıyorum. Yaşım itibarıyla da kendimi bildim bileli
hep bu haberlerle büyüdüm.
İnşallah ülkemizin yaşadığı
bu sıkıntılar çözülür ve bizden sonraki kuşaklar daha
özgür, müreffeh ve huzur
içinde yaşarlar...
Bu sayımızda ilginç yazılarımız ve keyifli bir röportajımız var. Bende tutumlu
okurlarımız için yurtdışı tatili
nasıl ucuza getirilir sorusunun cevabına binaen faydalı
birkaç öneri yapmayı denedim. Ayrıca, Sayın Gökhan
Evren ve Sayın M. Salim
Ketevanlıoğlu’nun hazırladı-
Yavuz Göktaylar
BiliĢim BaĢuzmanı
SAD, BTK
ğı bulmaca ve ödüller sizi
bekliyor. Tüm yazarlarımıza
harcadıkları emekten dolayı
huzurlarınızda teşekkür ediyor ve katkılarınızın devamını diliyorum.
Saygılarımla;
Yavuz Göktaylar
[email protected]

Benzer belgeler