208 KB - Çevre Mühendisleri Odası

Transkript

208 KB - Çevre Mühendisleri Odası
V. ULUSAL
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ KONGRESİ
SİYANÜR GİDERİMİNDE İLERİ ARITIM YÖNTEMLERİ
Arş. Gör. Nazlı A. TURAN1, Dr. Levent ALTAŞ2, Prof. Dr. Hanife BÜYÜKGÜNGÖR3
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü SAMSUN
1
[email protected], 2 [email protected], 3 [email protected]
ÖZET
Bergama Altın Madeni ile son yıllarda ülkemiz gündemine oturan siyanür; canlılar üzerinde
yüksek toksisiteye sahiptir. Siyanür içeren endüstriyel atıksuların çoğu, çevre açısından ciddi
giderim problemleri meydana getirir. Siyanürlü sular; metal kaplama, fotoğrafçılık, petrol
rafinerileri, kok ve havagazı fabrikaları, cevher zenginleştirme, madencilik, tekstil sanayi gibi
çok çeşitli endüstrilerden kaynaklanmaktadır. Ayrıca nişasta gibi tarımsal ürünlerin işlenmesi
sırasında siyanür meydana gelmektedir. Tüm bu endüstriyel işlemlere ilaveten, otoyollarda buz
çözücü ajan olarak siyanür içeren tuzların kullanımı da yeraltı suyu kirliliğine katkıda
bulunmaktadır.
Siyanür içeren atıksuların detoksifikiye edilmesi için kullanılan proseslerin çoğu oksidasyon
prensibine dayanır. Bu proseslerde siyanür genellikle daha az toksik olan siyanata oksitlenir.
Maliyet açısından siyanürün azota ek oksidasyonu genelde uygulanmaz. Klorinasyon,
ozonizasyon, peroksit oksidasyonu, monopersülfirik asit ve diğer dipersülfatlarla oksidasyon
başlıca kimyasal oksidasyon prosesleridir.
Kullanılan kimyasal oksidasyon proseslerinin yüksek işletme maliyeti gerektirmeleri ve bazı
siyanür bileşiklerinin arıtımda yetersiz kalmaları sebebiyle son zamanlarda ileri siyanür
giderim yöntemlerinin gelişimi hız kazanmıştır. Bu yöntemler; a)elektrokimyasal parçalanma
prosesleri, b)iyon değiştirme, c)biyolojik arıtım ve d)membran prosesler olarak sıralanabilir.
Anahtar Kelimeler: Siyanür, İleri Arıtım Yöntemleri, Emülsiyon Sıvı Membran Tekniği
ADVANCED TREATMENT METHODS FOR CYANIDE REMOVAL
ABSTRACT
The cyanide sits on our country’s agenda with Gold Mine of Bergama in recent years, has high
toxicity on the living organisms. Most of the industrial wastewaters contain cyanide produce
serious removal problems in the view point of environment. The waters with cyanide, occur
from many various industries, such as metal coating, photography, petrol refineries, coke and
coal gas plants, jewel enrichment, mining and textile industry. Furthermore cyanide occurs
when agricultural products, such as starch, are cultivated. In addition to all these industrial
processes, the use of salts include cyanide as ice solvent agent on the roads, contribute to the
groundwater pollution, too.
Most of the processes which are used to detoxificate the wastewaters contain cyanide are based
on the oxidation principle. In these processes, cyanide is generally oxidized to the cyanate
which is less toxic form. The advanced oxidation of cyanide to the nitrogen is generally not
applied because of the high cost. Chlorination, ozonation, peroxide oxidation, mono per
sulfuric acid and oxidation with the other di per sulfates are the main chemical oxidation
processes.
Recently the improving advanced cyanide removal methods accelerate because of requiment of
high operating cost and to be insufficient for treatment of some cyanide compounds of
chemical oxidation processes. These methods are classified as, a- electrochemical
decomposition processes, b- ion exchange, c- adsorption, d- biological treatment, e- membrane
processes.
Key Words: Cyanide, Advanced Treatment Methods, Emulsion Liquid Membrane Technique
Siyanür Gideriminde İleri Arıtım Yöntemleri
Nazlı A. TURAN
GİRİŞ
Siyanür, yüksek toksisitesi nedeniyle büyük öneme sahiptir. Doğal ortamlarda bitkisel kökenli
olabilmekle beraber asıl problemi endüstriyel atıklarla çevreye verilen siyanür bileşikleri
oluşturur. Siyanür, endüstriyel ölçekte yıllık yaklaşık 2-3 milyon ton civarında üretilir ve bu
nedenle birçok farklı endüstriyel atıksuda görülür. Endüstriyel atıksularda karşılaşılan siyanür
bileşikleri genelde HCN’den daha az toksik olan kompleks türleridir ve konsantrasyonları
0,01-10.000 mg/L gibi çok geniş bir aralıkta yer alabilir. Siyanür kirliliği, nişasta içeriği
zengin tarımsal ürünlerin işlenmesinden de meydana gelmektedir(Gijzen, vd, 2000).
Siyanür içeren atıksular içme suyu kaynakları için bir tehdit unsurudur ve içme sularında
bulunabilir. Ayrıca, özellikle az gelişmiş ülkelerde nişasta tüketimine bağlı olarak insanlara
besinler yoluyla geçmektedir(WHO, 1996).
SİYANÜR İÇEREN ATIKSULARIN KAYNAĞI
Siyanür, çeşitli mikroorganizmalar tarafından düşük konsantrasyonlarda doğal olarak
üretilir(Dictor vd., 1997). Toksik endüstriyel atıksular arasında, siyanür içeren atıksular her
zaman çevre için çok ciddi arıtım problemleri oluştururlar(Roques, 1996). Çoğu kez bu
atıksular; önemli derişimlerde ağır metaller (bakır, nikel, çinko, gümüş, demir) de içerir.
Siyanür iyonlarının yüksek reaktifliği nedeniyle değişken, stabil ve toksik metal kompleksleri
rahatlıkla oluşur(Patil and Paknikar, 2000). Atıksularında siyanür bulunan endüstriler ve bu
endüstrilerde siyanürün kullanım alanları aşağıda verilmiştir;
!" Petrol rafinerilerinde kraking işlemi ile oluşan ve soğutma suları ile ortama verilen
serbest, basit ve kompleks siyanürler;
!" Kok ve havagazı fabrikalarında, koklaşma fırınlarında oluşan ve ortama verilen her
tür siyanür bileşikleri;
!" Maden işletmelerinde, cevher zenginleştirme ve geliştirme amacıyla kompleks
siyanür bileşiklerinin kullanılması ve yıkama sularıyla ortama verilmesi;
!" Metal sanayinde; maden işleme, eritme fırınlarında, kompleks siyanür bileşikleri
nedeniyle ortama verilen siyanür bileşikleri;
!" Tekstil sanayinde boya maddesi olarak kullanılan kompleks siyanür bileşikleri
nedeniyle ortama verilen siyanür bileşikleri;
!" Renkli fotoğraf ve film banyosu yapan laboratuarlarda renk geliştirme ve
sabitleştirme işlemleri için kullanılan kompleks siyanür bileşiklerinin yıkama sularıyla
birlikte alıcı ortama verilmesiyle oluşanlar;
!" Kaplama sanayinde üretilen basit ve organik siyanür bileşiklerinin pestisid,
insektisid hatta kemirgenlere karşı kullanılması, hastanelerde cerrahi aletlerin
dezenfeksiyonunda kullanılan inorganik basit siyanürlerin alıcı ortama verilmesi ile
oluşan siyanür atıkları;
!" Meyve ve tohum işleyen tesislerde oluşan serbest siyanürler(Küçükgül ve Şengül,
1987).
Siyanürün diğer bir kaynağı da otoyollarda kullanılan buz çözücü tuzlardır. Buz çözmek için
kullanılan ticari tuzlar; antikek ajanı olarak ferrosiyanür komplekslerini içerir. Bu kompleks
siyanür bileşikleri, alıcı ortamlarda ve yeraltısularında HCN’e dönüşebilir. Tuzdaki siyanürün
kuru ağırlığı %0,01 olmasına rağmen karların erimesiyle büyük su kütlelerinde su kalitesi
problemi meydana getirir(Novonty vd., 1998).
493
Siyanür Gideriminde İleri Arıtım Yöntemleri
Nazlı A. TURAN
SİYANÜR VE BİLEŞİKLERİNİN ARITIMI
Siyanür içeren atıksuların detoksifikiye edilmesi için kullanılan proseslerin çoğu oksidasyon
prensibine dayanır. Bu proseslerde siyanür genellikle daha az toksik olan siyanata oksitlenir.
Maliyet açısından siyanürün azota oksidasyonu genelde uygulanmaz. Klorinasyon,
ozonizasyon, peroksit oksidasyonu, monopersülfirik asit ve diğer dipersülfatlarla oksidasyon
başlıca kimyasal oksidasyon prosesleridir(Roques, 1996).
İLERİ ARITIM YÖNTEMLERİ
Bu klasik proseslere ek olarak, multi oksidantları ya da okside edici ajanlara bağlanan ve bir
fiziksel arıtımı(örneğin UV radyasyonu) sağlanan pek çok diğer yaklaşımlarda literatürde
bulunmaktadır. Kullanılan kimyasal oksidasyon proseslerinin işletme maliyeti yönünden
pahalı olması ve bazı siyanür bileşiklerinin bertarafında yetersiz kalması nedeniyle son
yıllarda ileri siyanür arıtım yöntemleri geliştirilmektedir. Bunlar; a)elektrokimyasal
parçalanma prosesleri, b)iyon değiştirme, c)adsorbsiyon, d)biyolojik arıtım ve e)membran
prosesler olarak sıralanabilir.
ELEKTROKİMYASAL SİYANÜR PARÇALANMA PROSESLERİ
Anodik Oksidasyon Arıtım Prosesleri
Studelek Şirketinin sattığı “Cyaniser” ünitesi direk siyanür elektrolizi üzerine kuruludur. En
önemli avantajı konsantrasyon ne olursa olsun tüm siyanür içeren yatakların arıtımı
yeteneğine sahip olmasıdır. Bu proses, bazik şartlar altında anodik elektroliz tarafından
siyanürleri siyanatlara dönüştürür.
CN-+2OH-→CNO-+H2+2e-
-
+2
(1)
-
Zn(CN) 4+8OH →Zn +4CNO +4H2O+8E
-
(2)
Siyanatlar sonra azota okside olur;
2CNO-+6OH-→HCO-3+N2+2H2O+6e-
(3)
2CN-+8OH-→2HCO-3+N2+3H2O+8e-
(4)
Toplam siyanür dekomposizyonu için tüm reaksiyon, reaksiyon birleşmesiyle verilir.
Kompleks Oluşturmaya Dayalı Siyanür Giderim Prosesleri
Çok eski olmasına rağmen, hala etkili bir arıtım prosesidir. Başlıca avantajı, prosesin
basitliğinden kaynaklanan düşük işletme maliyetine sahip olmasıdır. Demirle siyanürün
hemen hemen mükemmel kompleks oluşturması üzerine kuruludur. Bazik ortamda,
demir(2)sülfat, siyanür ile demir(2) siyanür kompleksleri formunu oluşturmak üzere
reaksiyon verir.
Fe+2+2CN-→Fe(CN)2
(5)
Aşırı siyanür varlığında, demir(2) siyanür hexasiyanür demir iyon kompleksine (demir
siyanür) formuna dönüşür(Roques, 1996).
Elektroflotasyon
Elekrokimyasal teknolojiler arasında elektroflotasyon, 21. yüzyılda yaygın olarak
kullanılması beklenen arıtma proseslerinden biridir. Elektroflotasyon, çözünmüş ve çok küçük
partiküler haldeki süspansiyon maddelerin(1g/L’ye kadar) bulunduğu sıvı fazdan elektrik
akımı geçirilerek kirleticilerin atıksulardan köpük şeklindeki bir faza dönüştürerek ayrıştırır.
Başlangıç karışımı, sırasıyla ters akımlı ve doğru akımlı banyolardan geçirilerek elektroliz
494
Siyanür Gideriminde İleri Arıtım Yöntemleri
Nazlı A. TURAN
gazları ile doyurulduktan sonra köpük toplayıcı banyoya alınır. Burada çökebilen maddeler ile
süspansiyonların elektroliz gazları ile ayrılması gerçekleşir. Daha sonra elektroliz hücresinden
geçirilerek bir boşaltma cihazı ile asıl cihazdan ayrılır ve bu sayede karışımın cihaz içindeki
seviyesi ayarlanır ve son arıtma gerçekleştirilir. Köpük halindeki faz, üniteden bir köpük
sıyırıcı ile alınır(Karpuzcu vd, 2000).
İYON DEĞİŞİMİ PROSESLERİ
Burada en önemli nokta, iyon değişimiyle siyanürlerin yok olmadığı, sadece çıkış suyundaki
siyanürlerin giderildiği ve konsantre hale getirildiğidir. Elektro kaplama atık suları gibi büyük
hacimde düşük konsantrasyonda siyanür içeren atıksuların arıtılmasında özellikle bu yöntem
faydalıdır.
Klasik iyon değişim düzeneği,
!" Reçineyi koruyan kil filtre
!" Katyon değiştirici(Güçlü katyonik reçine)
!" Güçlü anyon değiştirici(Zayıf anyonik reçine)
!" Zayıf anyon değiştirici reçine(Güçlü anyonik reçine) içerir.
-
CN fiksasyonunda güçlü anyon reçine kullanılmalıdır. Diğer taraftan zayıf ya da güçlü
anyonik reçinelerle de fiksasyon gerçekleşir. Zayıf anyon reçine rejenerasyonun kolaylığı
nedeniyle tercih edilir. Çıkış suyu, askıda maddeler ve organik bileşiklerin (yani solventlerin)
giderimi için ilk önce karbon filtreden geçirilmelidir. Sonra iyon değişimi prosesine alınır.
Arıtım zincirinde en son element, güçlü anyonik değiştirici HCN- ayrışmasından kaynaklanan
CN- iyonu esasen sabitlemeyi sağlar. İyon değişimi ile çalkalama sularının arıtımının ilk
avantajı; arıtılması gereken çözeltinin hacminde azalma sağlamasıdır(Roques, 1996).
SİYANÜR GİDERİMİ İÇİN BİYOLOJİK ARITIM YÖNTEMLERİ
Mikroorganizmalar, siyanürü parçalayan çeşitli enzimlere sahiptirler. Tiyosiyanat, aerobik
koşullar altında sülfat, karbonat ve amonyağa parçalanır. Siyanür parçalanmasıyla üretilen
amonyağın detoksifiye edilmesi gereklidir(Dictor, vd., 1997).
Pek çok mikroorganizma, siyanürü hidrolize edebilen yeteneğine sahip cyanase özel
sentezleme enzimi tarafından siyanür zehirlenmesine direnç gösterecek yetenektedir. Bu
yetenek; kalıntı siyanürü parçalamak için biyolojik arıtım kullanıma imkan verir. Biyolojik
parçalanma için limitler, Bucksteeg tarafından verilmiştir. 2-50 mg/L arasında siyanür
konsantrasyonları için, arıtma tesisi işletmesinde birkaç aydan sonra %36’dan fazla
parçalanma elde edilememiştir. Bakteriyel yataklarda 2 mg/L’lik siyanür konsantrasyonları
nitrifikasyon proseslerini alt üst edebilmektedir. Yine de; bakteriyel yataklar, zaman içinde
adapte olabilir ve sonuçta 30 mg/L civarında siyanür konsantrasyonlarını parçalamaya yeterli
olurlar(Roques, 1996).
Siyanür arıtımda hem aerobik, hem anaerobik hem de her iki yöntemin kombinasyonu
kullanılabilir. Seçilen arıtım yöntemine bağlı olarak ortamda siyanür giderimini sağlayan
mikroorganizma türleri farklılık gösterir. Ayrıca bu sistemlerde hidrolik bekleme süresi,
siyanür konsantrasyonu, pH, sıcaklık ve amonyak konsantrasyonu da arıtıma etki eden
faktörlerdendir. Siyanür azot kaynağı olarak sınırlayıcıdır ve amonyak, siyanür
parçalanmasını inhibe eder, parçalanma hızını yarıya düşürür(Suh vd, 1994).
Aerobik formlara siyanürün etkisi; hücresel krom-C oksidaz enzimine bağlanarak zehir etkisi
yapmasıyla açıklanır. Bu nedenle; aerobik şartlar altında siyanürün biyolojik parçalanmasına
daha fazla önem verilmektedir. Üstelik anaerobik mikroorganizmalar, siyanür tarafından
495
Siyanür Gideriminde İleri Arıtım Yöntemleri
Nazlı A. TURAN
inhibe edilir ve özellikle metan bakterileri bu toksik bileşiğin varlığına oldukça duyarlıdır.
Anaerobik atıksu arıtımında; siyanürün davranışı hakkındaki literatür farklı iki durum ile
ilgilenir;
1.
Siyanürün toksikliği ve çamurun çevreye alışması,
2.
Siyanürün anaerobik parçalanması(Gijzen vd, 2000)
Karıştırmalı reaktör ve sabit yataklı reaktörü karşılaştırıldığında sabit yataklı reaktörde
giderimin daha yüksektir(Dictor vd.,1997). Siyanür; aerobik ve birleşik anaerobik/aerobik
reaktörlerde 1,4-4,2 günlük hidrolik bekleme süresinde siyanür %95-99 oranında
giderilir(Oliveria vd, 2001).
SIVI MEMBRAN PROSESLER
Bir sıvının membran gibi kullanılması mümkün olup sıvı membran, iki sıvı fazın üçüncü bir
sıvı faz ile birbirinden ayrılması ile oluşmaktadır. Sıvı membran terimi son yıllarda sıkça
kullanılmaktadır. Aslında proses, çözücü ekstraksiyonu olarak bilinen kimyasal prosesin daha
da geliştirilerek teknolojik olarak uygulanmasından farklı bir işlem değildir.
Sıvı membran proseslerde, bir fazdaki bileşen ya da bileşenlerin itici bir güç ile diğer bir faza
taşınması söz konusudur. Burada taşıyıcı güç genellikle konsantrasyona bağlı olarak ifade
edilebilen potansiyel gradyandır. Ayırma işlemi, iyonların sıvı film tabakaya difüzlenebilirliği
ve bu tabakadan diğer faza taşınımı ile gerçekleşmektedir.
Sıvı membranlar, aşağıda verildiği üzere, esas olarak üç farklı tipte ele alınmaktadır;
1. Sabitleştirilmiş Sıvı Membran(Destekli Sıvı Membran): Bu tip membranlarda, herhangi
bir organik çözücüde çözülen taşıyıcı moleküller destek yapı içerisindeki porlara emdirilir. Bu
porlu yapı, iki sıvı faz arasında(Faz 1 ve Faz 2) destek görevi yaparak fazların birbirine
karışmasını engellemektedir(Aydıner, 1999).
2. Emülsiyon Sıvı Membran: Birbirine karışmayan fazlardan oluşmaktadır. Bu tip
membranlarda, Faz 1’deki iyonlar sıvı içindeki emülsiyon damlacıklarındaki Faz 2’ye
taşınmaktadır. Emülsiyon sıvı membran teknolojisinde madde veya kirleticiler giderilmekle
kalmaz aynı zamanda konsantre edilirler. Toksik maddeleri çok düşük seviyelere indirme
potansiyeline sahip olduğundan ideal bir biçimde atıksu arıtımına uygundur. Bir ayırma
tekniği olarak emülsiyon sıvı membran prosesi, hidrokarbonların fraksiyonlanmasında, çevre
mühendisliğinde, hidrometalurji, ilaç mühendisliğinde ve biyoloji ile ilgili mühendisliklerde
yaygın bir şekilde kullanılır.
Emülsiyon sıvı membranlar(ELM) genelde; dış, membran ve iç olmak üzere üç fazdan
meydana gelir. Dış faz ekstrakte edilecek maddeyi içerir. Membran faz fiziksel olarak dış ve
iç fazı birbirinden ayırır. İç faz veya alıcı faz ise dış fazdan alınmış olan maddeyi geri difüze
olamayan formlarına çevirir(3). Bir ELM prosesi, iki birbirine karışmaz faz arasında bir
emülsiyon oluşturulması ve ekstraksiyon için bu emülsiyonun üçüncü bir faza(sürekli faz)
disperse edilmesiyle hazırlanır(4). Şekil 1’ de şematik olarak gösterildiği gibi membran faz,
dış yani sürekli fazı, emülsiyon içindeki iç yani kuşatılmış kürecikleri ayıran sıvı fazdır(Altaş,
2002).
3. Yığın Sıvı Membran: Bu tip membranlarda, yığın organik faz iki sulu fazı birbirinden
ayırmaktadır. Organik faz içinde iyonların taşınımını kolaylaştırmak için bazen taşıyıcı
moleküller kullanılmaktadır. Sulu fazların birinde, taşınması istenen iyonlar bulunmaktadır.
Bu sulu faz genellikle donör(verici) veya kaynak faz olarak adlandırılmaktadır. Diğer sulu faz
ise akseptör(yakalayıcı) faz olarak bilinir. İyonların bu faz çindeki konsantrasyonları zamanla
artmaktadır. Kısaca verici faz ile yakalayıcı faz arasında bulunan sıvı organik membran
yardımıyla iyonlar verici fazdan yakalayıcı faza taşınmaktadır(Aydıner, 1999).
496
Siyanür Gideriminde İleri Arıtım Yöntemleri
Nazlı A. TURAN
Emülsiyon sıvı membranlar, çeşitli ayırma işlemleri için mükemmel sistemlerdir ve çok yönlü
prosesler olarak kabul edilirler. Diğer taraftan bu durum membran formülasyonunun(bileşimi)
dizaynında zorlukları beraberinde getirir. Özel bir ayırma işlemi için membran bileşiminin
oluşturulması oldukça kompleks bir işlemdir(Altaş, 2002).
KAYNAKLAR
Anonymous, 1992; Türk Çevre Mevzuatı, Cilt II, Türk Çevre Vakfı Yayını, Ankara, 1275s.
Altaş L., 2002. Emülsiyon Sıvı Membran Tekniği ile Sulardan Kurşun Giderimi, Doktora Tezi, Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Samsun, 159 s.
Aydıner, C.; 1999; Sıvı Membran Teknolojisi ile Sulu Ortamdan Siyanür İyonlarının Taşınım Kinetiği,
Yüksek Lisans Tezi, Gebze İleri Teknoloji Enstitüsü, Müh. ve Fen Bilimleri Enstitüsü, Gebze, 110 s.
Boening D. W. and Chew C. M., 1999; Critical Review: General Toxicity and Environmental Fate of
Three Aquenous Cyanide Ions, Vol:109, No: 1-4, 9: 67-79
Dictor M. C., Brunet F. B., Morin D., Borines A. and Clarens M., 1997; Biological Treatment of Gold
Ore Cyanidation Wastewater in Fixed Bed Reactor, Environmental Polution, Vol: 87, No: 3, p 287-294.
Gijzen H. J., Bernal E. and Ferre H., 2000; Cyanide Toxicity and Cyanide Degradiation in Anaerobic
Waste Water Treatment, Water Research, Vol: 34, No: 9, p:2247-2454.
Karpuzcu, M., Dimoglo, A., Romanov, A. ve Akbulut, H.Y., 2000; “Siyanür ve Krom İçeren
Atıksuların Elektrokimyasal Yöntemlerle Arıtımı”, 1. Ulusal Çevre Kirliliği Kontrolü Sempozyumu, 4-6
Ekim, Ankara, s.209-216.
Küçükgül E. Y. ve Şengül F., 1987; Endüstriyel Siyanür Kirliliği ve Arıtımı, Doğa- Bilim Dergisi,
Mühendislik ve Çevre Bilimleri, Tübitak, Cilt: 11, Sayı: 3, s: 396-402.
La Grega M. D., Buckingham P.L.and Evans J. C., 1994; Hazardous Waste Management, Int. Ed.,
Singapore, 1257s.
Novonty V., Muhering D., Zitomar D. H., Smith D. W. and Focey R., 1998; Cyanide Removal and
Metal Pollution by Urban Snowmelt: Impact of Deicing Compounds, Water Science and Technology,
Vol: 38, No: 10, 223-230.
Oliveria M. A., Reis E. M. ve Nozaki J., 2001; Biological treatment of Wastewater From The Cassava
Meal Industry, Environmental Research, Vol: 85. Is: 2, p: 529-533.
Patil Y. B. and Paknikar K.M., 2000; Biodetoxification of Silver-Cyanide From Electro-plating
Industry Wastewater, Letters in Applied Microbiology. Vol: 30, p: 33-37.
Roques H.(Ed.), 1996; Chemical Water Treatment, Principles and Practice; “Cyanide Removal” by
Aurelle Y., USA, p 423-475.
Siller H. and Winter J., 1998; Treatment of Cyanide Containing Wastewater from The Food Industry in
a Laboratory-Scale Fixed-Bed Methanogenic Reactor, Applied Microbiology and Biotechnology, Vol: 49,
No: 2, p: 215-220.
Suh Y. J., Pah J. M. and Yang J. M., 1994; Biodegredasyon of Cyanide Compounds by Pseudomanas
Fluorescens Immobilized on Zeolite, Enzyme and Microbial Technology, Vol: 16, Is: 6, p: 529-533.
White D. M. and Schnobel W., 1998; Treatment of Cyanide Waste im a Sequecing Batch Biofilm
Reactor, water Research, Vol: 32, No: 1; p: 254-257.
WHO, 1996; Guidelines for Drinking Water, 2nd Ed., Vol: 2, Healt Criteria and Other Information, p:
226-230, Geneva.
497

Benzer belgeler

SİYANÜRÜN TOKSİSİTESİ VE BİYOLOJİK YIKIMI

SİYANÜRÜN TOKSİSİTESİ VE BİYOLOJİK YIKIMI Although cyanide is a hazardous substance and toxic pollutant, it exists in the environment as a product of industrial activities. Cyanide and its derivatives are used at textile, dye, fertilizer, ...

Detaylı