1 deprem dalgaları deprem parametreler

Transkript

1 deprem dalgaları deprem parametreler
AKA
Kadıköy
Belediyesinin
verdiği
odalardan çıkartılıyor…..
2000 yılında 25.m2 verilen alan büyük
mücadelelerle 75.m2 çıkartıldı. Daha sonra
okul yapılacağı iddiası ile yerinde çıkartılan
AKA Eski Afet Kriz merkezi binasına
yerleştirildi. Şimdi ise bu binadan da Karakol
yapılacağı iddiası ile çıkartılıyor. Dolayısı ile
Ülkemizdeki tek sivil Afet Koordinasyon
merkezi de tarihe karışacak. Yardım
sevenlerin imkanları gönüllülerin çalışmaları ile
hayat bulan merkezimiz yine taşınacak ve
yapılan tüm emekler ve yardımlarda boşa
gidecektir. Kamu oyuna duyurulur.
AKA YÖNETİM.
Bu ayki sayımızda İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından hazırlanan verileri
aktarmaya devam ediyoruz.
DEPREM DALGALARI
Deprem anında, blokların ani olarak
kayması ile deprem dalgaları üretilir ve
bunlar kayaçlar içerisinde odaktan
çevreye
doğru
yayılırlar.
Deprem
dalgaları P, S ve Yüzey Dalgaları
olarak
üç
gruba
ayrılır.
P-dalgaları:
Kayıtçılara ilk ulaşan deprem
dalgasıdır. Hızı, kabuğun yapısına
göre 1.5 ile 8 km/sn arasında
değişir.
Tanecik
hareketleri
yayılma
doğrultusuna
paraleldir(Bu
yüzden
Boyuna
Dalgalar olarak ta isimlendirilirler).
Yıkım etkisi düşüktür.
S-dalgaları:
Kayıtçılara ikincil olarak ulaşan
deprem dalgasıdır. Hızı P dalgası
hızının %60’ı ile %70’i arasında
değişir.
Tanecik
hareketleri
yayılma doğrultusuna dik ya da
çaprazdır
(Bu
yüzden
Enine
Dalgalar olarak ta isimlendirilirler).
Yıkım etkisi yüksektir
Yüzey-dalgaları:
Dünya'nın yüzeyi boyunca yayılan,
P ve S Dalgaları'ndan sonra
kayıtçılara gelen ve depremlerde
esas hasarı yapan dalgalardır. Bu
dalgalar
Rayleigh
ve
Love
dalgalarıdır.
DEPREM
PARAMETRELERİ
Oluşan bir deprem,"Deprem
Parametreleri" olarak
isimlendirilen odak
noktası(hiposantr),dış
merkez(episantr), şiddet, magnitüd
vb. gibi kavramlarla daha iyi
açıklanabilmektedir.
Odak Noktası(Hiposantr): Yer
içerisinde
deprem
enerjisinin
ortaya
çıktığı
noktadır.
Aynı
zamanda iç merkez olarak ta
isimlendirilir.
Aslında
odak
noktası, bir nokta değil bir alandır
ancak uygulamalarda nokta olarak
edilmektedir.
Dış
Merkez
(Episantr):
Odak
noktasına
en
yakın
olan
yeryüzündeki noktadır. Burası aynı
zamanda depremin en çok hasar
yaptığı veya en kuvvetli olarak
hissedildiği
alandır.
Odak Derinliği: Deprem enerjisinin
açığa çıktığı noktanın yeryüzüne
olan en kısa uzaklığı, depremin odak
derinliği olarak adlandırılır. Yani,
Odak Noktası(Hiposantr) ile Dış
Merkez(Episantr)arasındaki
mesafedir.Depremler,
odak
derinliklerine göre sınıflandırılırlar.
Bu sınıflandırma, tektonik depremler
için geçerlidir. Yerin 0-60 km.
derinliğinde olan depremler sığ
deprem olarak nitelenir. Yerin 70300
km.
derinliklerinde
olan
depremler orta derinlikte olan
depremlerdir. Derin depremler ise
yerin 300 km.den fazla derinliğinde
olan depremlerdir. Türkiye'de olan
depremler
genellikle
sığ
depremlerdir ve derinlikleri 0-60 km.
arasındadır. Orta ve derin depremler
daha çok bir levhanın bir diğer
levhanın altına girdiği bölgelerde
olur. Derin depremler çok geniş
alanlarda hissedilir , buna karşılık
yaptıkları hasar azdır. Sığ depremler
ise dar bir alanda hissedilirken bu
alan
içinde
çok
büyük
hasar
yapabilirler.
Şiddet: Herhangibir derinlikte olan
depremin, yeryüzünde hissedildiği
bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak
tanımlanmaktadır.Depremin şiddeti,
yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki
etkilerinin bir ölçüsüdür. Bu etki,
depremin büyüklüğü, odak derinliği,
uzaklığı yapıların depreme karşı
gösterdiği dayanıklılık dahi değişik
olabilmektedir. Şiddet; ölçümlere
dayalı değildir, tamamen gözlemsel
verilere dayanır (17 Ağustos İzmit
Depremi Eşiddet Eğrileri).
Magnitüd: Depremde açığa çıkan
enerjinin bir ülçüsüdür.Prof .Richter,
episantrdan 100 km. uzaklıkta ve
sert zemine yerleştirilmiş özel bir
sismografla (2800 büyütmeli, özel
periyodu 0.8 saniye ve %80 sönümü
olan bir Wood-Anderson torsiyon
Sismografı ile) kaydedilmiş zemin
hareketinin mikron cinsinden (1
mikron
1/1000
mm)
ölçülen
maksimum genliğinin 10 tabanına
1
göre
logaritmasını
bir
depremin
"magnitüdü" olarak tanımlamıştır.
Şiddet
IV V VI VII VIII IX X XI XII
Richter
4 4.5 5.1 5.6 6.2 6.6 7.3 7.8 8.4
Magnitüdü
DEPREMLERİN ÖLÇÜLMESİ
Aletle depremlerin ölçülmesine yönelik
ilk aygıt; M.S. 132 yılında Çinli filozof
Chang Heng tarafından icat edilmiştir.
Bu aygıt ayaklı bir vazo üzerine eşit
aralıklarla yerleştirilmiş 8 tane ejderha
başı
ile
vazonun
ayağı
üzerine
yerleştirilmiş 8 tane kurbağadan oluşur.
Kurbağların
açık
olan
ağızları
ejderhalara doğru dönüktür. Deprem
sırasında
ejderlerden
bazıları
ağızlarındaki bilyeyi kurbagaların ağzına
düşürür. Hangi ejderin bilyesi düşmüşse
sarsıntının doğrultusu o yödedir. Aletin
kendi bulunduğu yerde hissedilemeyen
yaklaşık
750
km
uzaklıklardaki
depremleri
algılayabildiği
söylenmektedir.
Aletin
gövdesini
oluşturan vazonun içerisinde ne tür bir
düzenek olduğu bilinmemektedir. Bu
konudaki en yaygın görüş, vazo
içerisine çok duyarlı bir sarkaç’ın yer
aldığı
görüşüdür.
Günümüzde
deprem
ölçümleri,
sismograf denilen modern cihazlarla
yapılmaktadır.
İlk
kullanılabilir
sismograflar IX. yüzyılın son çeyreği
içinde Filippo Cecchi, James Ewing ve
Thomas
Gray
gibi
sismologlarca
geliştirildi (Xavier Le Pichon, Tuncay
Taymaz, A. M. C. Şengör).
DEPREMLER ÖNCEDEN
BELİRLENEBİLİR Mİ?
Depremler önceden tahmin edilebilir mi?
Sorusu bir çok kişi tarafından bilim
adamlarına yöneltilmektedir. Bu sorunun
katı bir bilimsel değerlendirme içindeki
yanıtı "hayır"dır. Ancak, bu yanıta
karşılık, bilim adamlarının dikkatini
çeken ve deprem habercileri olarak da
nitelendirebileceğimiz bazı ilginç olaylar
deprem
öncesinde
gözlenmiştir.
(Dr.Philip WATTS, CALTECH)."
Mevcut
bilimsel
olanaklarla,
oluşabilecek bir depremin zamanı ve
tam
olarak
koordinatları
bilinememektedir. Ancak Dr.Watts'ında
ifade ettiği gibi deprem öncesinde
doğada ilginç olaylar gözlenmekte,
yerküre içerisindeki jeolojik ve
jeofizik değerler değişmektedir.
Günümüzde, doğadaki bu olaylar
ve
yerküre
içerisindeki
bu
değişimler
belirli
zaman
aralıklarında
izlenmekte,
incelenmekte ve ölçülmektedir. Bu
işlemler sonucunda da son derece
kompleks olan bu doğa olayının
önceden
belirlenebilmesine
yönelik çalışmalar sürmektedir.
Ancak, günümüzde olası bir
depremin koordinatlarını(yerini),
zamanını
ve
büyüklüğünü
önceden belirleyen bir teknoloji
veya yöntem yoktur.
Depremleri önceden tahmin etme
konusunda
Dünya'da
tek
sayılabilecek çalışma 1975 yılında
Haicheng'te
(Mançurya/ÇİN)
meydana gelen depremdir. Şehrin
%90'ının yıkılmasına karşın can
kaybı olmamıştır.
Depremlerin
önceden
belirlenebilmesi için kullanılan ve
gözlenen
olaylar
şunlardır;
yerkabuğu biçim değişiklikleri,
eğim değişimi, öncü depremler,
mikrozoning, odak derinliği, fay
sürünmesindeki
değişim,
deprem
dalga
hızları,
yer
manyetik alanındaki değişimler,
özdirenç, doğal elektrik alan,
yeraltı su düzeyi, kuyu ve
kaynak sularında radon gazı
oranı, petrol kuyularında verim
değişimi,
yeraltı
suyu
içeriğindeki
değişimler,
tsunamiler,
sudaki
kimyasal
değişimlerin
izlenmesi
gibi
jeofizik jeolojik ve jeokimyasal
yöntemler
kullanılmaktadır.
Ayrıca bazı hayvan ve bitki
davranışlarını
da
esas
alan
araştırmalar mevcuttur.
fiziksel ve kimyasal parametrelerin
değişimi ile sismoloji, GPS ve Uydu
(sıcaklık) verileri yardımıyla, kabuk
deformasyonlarını işaret eden bazı
parametrelerin izlenmesi ve bu
parametrelerdeki anomalilerin, eğer
varsa depremlerle olası ilişkilerinin
saptanması projesi uygulanmaktadır.
Marmara Denizi'ni çevreleyen kara
alanında
aktif
faylar
boyunca
ve/veya yakın çevresinde stratejik
konuma sahip soğuk ve sıcak su
kaynaklarında kurulacak olan en az
16 hidrolojik, 8 adet toprak radon
gazı ve 3 adet su içerisinde radon
gazı ölçüm istasyonundan alınan
veriler günlük bazda ölçüm yoluyla
izlenecektir. Bu projeden; deprem
öncesi kabuk hareketlerinin, yüzeye
çıkan
suların
fiziksel
ve/veya
kimyasal özelliklerinde ölçülebilir ve
güvenilir değişikliklere (anomalilere)
neden olduğunun saptanabilmesi
durumunda, yetkilileri depreme karşı
uyarma
ve
gerekli
tedbirlerin
alınmasını sağlama gibi ölçülemez
yararlar sağlanacaktır.
TARİHİ DEPREMLER VE
İSTANBUL'A ETKİLERİ
Tarihsel depremlere bakıldığında,
M.Ö. 2000 yılından günümüze bir
çok
yıkıcı
depremin
Marmara
bölgesini
etkilediğini
görebiliriz
(Ambraseys 1988; Ambraseys ve
Finkel 1990; 1991; 1995).Marmara
denizi ve çevresini etkileyen yüzyılın
en büyük depremleri aşağıdaki
gibidir;(1905-2001 arasında oluşmuş
depremlerin
episantr
dağılım
haritası, İBB ve JİCA)
Depremlerin önceden belirlenmesi
araştırmaları kapsamında, İstanbul
Büyükşehir
Belediyesi
ile
TÜBİTAK-Marmara
Araştırma
Merkezi arasında 18 Nisan 2001
tarihinde imzalanarak yürürlüğe
giren, 2002 ve 2003 yıllarında
uygulanan ve yine 2004 yılında da
devam edilmesi planlanan işbirliği
protokolü
gereğince
Marmara
Bölgesi'nde
olası
deprem
etkinliğine
bağlı
olarak
soğuk/sıcak
su
kaynaklarında
2
1509 Büyük İstanbul Depremi: Küçük
Kıyamet
Merkez üssü Adalar yakınında olan
depremde, 160 bin kadar nüfuslu kentte
5-6 bin kişi ölmüş, Fatih Camii, Galata
Kulesi önemli hasarlar görmüş, dalgalar
kent içlerine kadar yürümüştü !
10 Eylül 1509 depremi hemen Adalar
önünde oluşmuş ve İstanbul'da büyük
hasarlar yapmıştır. Bu deprem halk
arasında
Küçük
Kıyamet
olarak
adlandırılmıştır.
Makrosismik
gözlemlerin
ışığında
bu
depremin
büyüklüğü Ms > 7.4'tür. Ambraseys ve
Finkel (1990; 1995) bu depreme ait
tarihsel
verileri
büyük
bir
titizlik
içerisinde
inceleyerek
şu
bilgileri
sunmuşlardır:
• Depremden 30 yıl önceki bilgilere
göre, İstanbul ve Galata'nın nüfusu
160,000 civarındaydı ve 35,000 yerleşim
birimi mevcuttu. Depremde nüfus oranı
daha fazlaydı..
• 10 Eylül 1509 depremi sonucunda,
1000 ev yıkıldı ve 4000-5000 kişi
hayatını
yitirdi.
Ölenler
arasında
Osmanlı Hanedanından 3-kişi vardı.
Vezir Mustafa Paşa ve emrindeki 360
atlı süvari öldü. Bu tarihsel belgelerde,
İstanbul ve Pera'da hasara uğramayan
hiç bir evin kalmadığı rapor edilmiştir.
• Bu deprem sırasında, şehir surları da
oldukça
büyük
hasara
uğramış,
Eğrikapı'dan Yedikule'ye kadar yıkım
gözlenmiştir. Ayrıca, Edirne kapısı,
Silivri kapısı ve Yedikule gibi ana giriş
kapıları ağır hasara uğramıştır. Ishak
Paşa
kapısı,
Topkapı
sarayı
duvarlarının, Hastalar Kapısı ve Kayıklar
kapısı arasında yıkıldığı gözlenmiştir.
Söz konusu duvarlara yakın birçok evin
denize battığı görülmüştür. Galata
duvarları ve Galata kulesinde hasarlar
gözlendi. Fatih Camisi'nde çok ağır
hasar
gözlendi.
Minareleri,
kubbesi, duvarları yıkıldı, demir
parmaklıkları
kıvrıldı.
Sultan
Beyazıt
(İmaret)
camisi,
medreseler, Karaman pazarındaki
birçok iş yeri, Davud Paşa
mescidi, St. John Theologos
kilisesi, Dikilitaş, Beşiktaş gibi
birçok bölgede hasar gözlendi.
Bazı
belgelere
göre,
birçok
kervansaray,
hamam,
mescid
yıkıldı.
için özel bir vergi toplatmış, ve MartHaziran 1510 tarihleri arasında
hasarlar tamir edilmiş.
• İstanbul ve Pera'nın bazı
bölgelerinde, yerde yarılmalar, su
ve kum fışkırmaları gözlendi.
Deprem
sonrasında
oluşan
dalgalar
surları,
Galata
ve
İstanbul'daki birçok duvarı aşmış
ve hasar oluşturmuştur.
Ağaç oyma sanatı ile yapılmışbu
şekil (Peter Coecke, c.1529- The
British
Museum:146.1.10,
10 Eylül 1509 Marmara Denizi
depreminin Istanbul'da yaptığı hasarı
göstermektedir.
(Ambraseys ve Finkel, 1990)
•
Depremden
sonra
yapılan
tamirlerden anlaşıldığına göre,
Anadolu Hisarı, Yoros Kalesi,
Boğaziçi, Rumeli Hisarı, Kızkulesi,
Haliç ağır hasar görmüş.
• Heybeliada ve Burgaz adasında
bir çok cami ve kilise ağır hasar
görmüş.
Çekmece'de
bazı
köprüler,
duvarlar
ve
Silivri kalesi hasara uğramış.
• Gelibolu'dan Edirne'ye kadar
birçok yerleşim birimindeki yapılar
ağır hasar görmüş ve özellikle
Çorlu halkı depremden sonraki
korkudan dolayı iki ay kadar yeni
yapılan evlere girmemiş. Bursa
şehrinde kısmen hasar gözlenmiş
ve
İznik'teki
bazı
yapılar
depremden sonra tamir edilmiş.
Bolu şehrine ait surlar ve kuleler
yıkılmış, fakat ölüm gözlenmemiş.
• Bu depremin oldukça geniş bir
bölgede, Yunanistan'dan Mısır-Nil
Delta'sına ve hatta Avusturya'da
hissedildiği rapor edilmektedir.
Artçı depremler aylarca sürmüş ve
büyük
depremler
Edirne'den
Athos'a kadar hissedilmiş (En
önemlileri: 23 Ekim 1509; 16
Kasım 1509; 10 Temmuz 1510 ve
26 Mayıs 1511). 10 Eylül 1509
depreminden
sonra,
Osmanlı
Sultanı
İmparatorluğun
her
bölgesinden toplattığı 66,000 işçi,
3000 ustabaşı ve 11,000 asistanı
görevlendirerek
imar
işlerini
başlatmış. Ayrıca, halktan deprem
1766 Yılındaki Büyük İstanbul
Depremi
Küçük Kıyamet'ten (1509 Depremi)
257 yıl sonra:1766 depremi, Padişah
çadıra çıkıyor
İzmit'ten Gelibolu'ya kadar uzanan
Marmara fay hattını kıran depremde
tsunami dalgaları oluştu, camiler
Topkapı Sarayı ve anıtlar büyük
zarar gördü.
• 22 Mayıs 1766 depremi Marmara
denizinin doğusunda oluşmuş ve
İzmit'ten Tekirdağ'a (Rodosto) kadar
uzanan geniş bir bölgede büyük
hasarlar yapmıştır. İzmit, Bursa,
Edirne ve muhtemelen Gelibolu'ya
kadar uzanan bir bölgede yüksek
binalarda
ve
yapılarda
hasar
gözlenmiştir. Bu deprem sonucunda
yüksek deniz dalgaları (tsunami
dalgaları) oluşmuş, İstanbul boğazı
ve Mudanya körfezinde önemli
ölçüde hasar gözlenmiştir.
• Bu depremi izleyen birçok artçı
deprem rapor edilmiştir. En önemli
artçı deprem muhtemelen aynı
büyüklükte belki de daha büyük, 5
Ağustos 1766 Mürefte yakınlarında
oluşmuştur.
Gözlenen
hasarın
büyüklüğü ve etki alanından dolayı
bu depreme ait oldukça fazla bilgi ve
belge mevcuttur ve belki de Marmara
denizi ve çevresinde gözlenen, en
ince ayrıntısına kadar detaylı rapor
edilmiş tarihsel depremdir. Osmanlı
arşivlerinde bu depremin ardından
İzmit ve İstanbul'da hasar gören
3
cami ve külliyelerinde başlatılan onarım
çalışmalarına ait belgeler mevcuttur.
Özellikle
Yunan
kaynaklarında
İstanbul'da bulunan yabancı ataşe ve
elçilerin Avrupa'daki basın aracılığıyla
rapor
ettiği
bu
deprem
doğrulanmaktadır.
Çok
ilginçtir
bu
depremden 11 yıl önce oluşan ve Lizbon
(Portekiz)'u harabeye çeviren büyük
deprem ile olan ilişkisi ve depremlerin
oluşumu
hakkında
oldukça
fazla
spekülasyona sebep vermiştir.
• 22 Mayıs 1766 depremi Kurban
bayramının
üçüncü
günü
gün
doğuşundan yarım saat sonra perşembe
sabahı oluşmuştur. Rapor edildiği üzere
Güney-Kuzey doğrultusunda hissedilen
yeraltı gürültülerinden sonra yaklaşık 2
dakika süren ana depremıden 4 dakika
sonra daha küçük ölçekli bir deprem
oluşmuştur. Deprem'den hemen sonraki
ilk kayıtlara göre İstanbul'da 850'den
fazla ölü ve birçok yaralı rapor
edilmiştir. Ancak, ölü sayısının az
olması
depremin
sabah
namazını
takiben
camiler
boşaldıktan
sonra
oluşmasına bağlanmaktadır. Maalesef,
yıkımlar arasından daha sonra çıkarılan
ölü
sayısının
toplam
4.000-5.000
civarında olduğu rapor edilmiştir.
• İstanbul'daki hasar oldukça geniş bir
alanda gözlenmişti. Galata ve Pera
'daki önemli hasarların yanısıra
Boğaziçi'ndeki
köylerdede
nisbeten
küçük oranlarda hasar gözlenmiştir.
İstanbul'u çevreleyen surlar , özellikle
Yedikule ve Eğrikapı arasında önemli
ölçüde yıkıldı. Yedikule'deki bir-iki kule
yıkıldı, Edirnekapı hasar gördü ve
Bahcekapısı ve Odunkapısı'nın çöktüğü
rapor edilmektedir.
• En önemli hasar Fatih Sultan Mehmet
camisi
ve
külliyesi'nde
gözlendi.
Caminin kubbesi, imaret ve medrese
çöktü. Medrese'de eğitim gören 100'den
fazla
öğrenci
yaşamını
yitirdi.
Depremden sonra caminin onarımı
oldukça zaman aldı. Sultan Ahmet
Camisi'nin
minaresi
yıkıldı
ancak
Ayasofya ve diğer camiler (Selimiye,
Süleymaniye,
Şehzade,
Valide
ve
Nuruosmaniye ve Laleli) hafif hasar ile
bu depremden etkilendiler. İstanbul'daki
bu yıkımlar yabancı ateşe, elçiler ve
misyon şeflerince de rapor edilmiştir. Bu
depremden
kiliseler
de
oldukça
etkilenmiş olmasına rağmen, ayrıntılı
kayıt pek yoktur.
• Topkapı Sarayı' ndaki ağır
hasardan dolayı osmanlı sultanı
saray
bahçesindeki
çadırında
uzunca bir süre ikamet etmek
zorunda kaldı. Saray'daki mutfak
ve bacaları tamamen yıkıldı. Eski
saray
bahçesinde
bulunan
cezaevinin duvarlarının yıkıldığı ve
savaş esirlerinin kaçtığı ayrıca
rapor
edilmiştir.
Kadırga
'daki sarayın onarımı ve
Beşiktaş'taki
saray'ın
duvarlarındaki yıkım kayıtlarda yer
almaktadır. Bu depremde ayrıca
birçok han yıkıldı, özellikle Vezir
Hanı harabeye döndü ve birçok
ölüme
sebep
oldu.
Hırkacılar,Şekerciler,
Baltacılar,
Çuhacılar ve Kalpakçılar hanları
ağır hasar gördü. Kapalıçarşı,
Örücüler
çarşısı
ve
Mercan
Ağa'daki
yıkımlar,
Yerebatan
sarnıcı ve askeri birliklerde hasar
rapor
edilmiştir.
Ayrıca, şehir su şebekesinde ve
kanallarında kırılmalar gözlendi.
• Galata ve Pera 'nın önemli
bir hasar almadan bu depremden
etkilendiğinin rapor edilmesine
rağmen, Pera'da birçok duvarın ve
bacaların yıkıldığı gözlenmiştir.
Galata
kıyılarındaki
birçok
yerleşim birimini ve daha kuzeyde
İstinye
koyunda
yıkımlar
oluşmuştur.
Bu
depremde
İstanbul'un 22 km kuzeyindeki
Ayvadbend barajı hasar gördü.
• Depremde ki hasarın daha çok
İstanbul'un batısında yoğunlaştığı
rapor edilmiştir. Çatalca, KüçükBüyük
Çekmece,
Kumburgaz,
Burgaz, Lüleburgaz, Çorlu ve
Tekirdağ (Rodosto)'da deprem
hasarlarının gözlendiği güvenilir
kaynaklarda
yer
almaktadır.
Tekirdağ'ın daha batısında deprem
hasarı ile ilgili pek güvenilir bir
kaynak yoktur. Ancak Gaziköy,
Gelibolu ve Çanakkale boğazında
bazı hasarların gözlendiği rapor
edilmesine rağmen bu izlenimler 5
Ağustos
1766
-Mürefte
artçı
depremiyle ilişkili olabilir.
• Bu depremde gözlenen yıkımlar
İstanbul'un doğusunda daha çok
İzmit Körfezi'nde yoğunlaşmıştır.
Bölgede ki birçok kasaba ve köy
de ağır hasarlar gözlenmiştir.
Yaklaşık iki dakika kadar sürdüğü
rapor edilen bu depremde İzmit
Mehmet Bey camisinin kubbesi ve
Çalık Ahmet camisinin duvarlarının
yıkıldığı
ve
depremden
sonra
gözlenen deniz dalgalarının (tsunami
dalgalarının)
limanları
kullanılamıyacak derecede yıktığı
rapor edilmektedir.
• Marmara Denizi'nin güneyinde
Karamürsel'in
batısında
birçok
köydede (Hersek) ağır hasarlar
gözlendiği bilinmektedir.
• Bu deprem Bozcaada, Selanik,
İzmir ve güney Balkan'larda -Sırp
kaynaklarına göre- İstanbul'un 240
km kuzey-kuzeybatı'sında yer alan
Aytos'da hissedilmiştir.
• Galata, Boğaziçi ve Mudanya kıyı
şeridinde
deniz
seviyesinde
yükselmeler gözlenmiş ve Marmara
Denizi'ndeki küçük adacıkların yarıyarıya suların altında kaldığı rapor
edilmiştir.
• Depremden yaklaşık iki ay kadar
sonra inşaat malzemeleri, bina
ustaları Midilli'den Kayseri'ye kadar
uzanan geniş bir bölgeden getirilerek
yapım
ve
onarım
çalışmaları
başlatılmıştır. Birçok kamu (idare)
binası yıkılarak yeniden yapılmış ve
Fatih Sultan Mehmet camisi ancak 5
Mayıs
1771'de
kullanıma
açılabilmiştir.
(İstanbul Depremleri Haziran Ayı
Gazetemizde devam edecektir.)
AKA Arama Kurtarma Araştırma Derneği
Yayın Organı
Basın-Yayın
Sorumlusu:
Arzu
ÇETİN
[email protected]
Aka Arama Kurtarma Derneği Ataşehir Bulvarı
Kadıköy Belediyesi Afet Kriz Yönetim Merkezi
34758 İSTANBUL
Telefon: 0216.360.10.10-0216 357 44 77 fax:
0216 385 67 07
e-posta : [email protected]
Bağışlarınız için: AKA Yapı Kredi Bankası
Fındıklı Şubesi
Şube Kodu: 216 Hesap No: 81381866
www.aka-arama.org
4

Benzer belgeler

31 romanya`nın vrancea bölgesi 22 kasım`da sallandı

31 romanya`nın vrancea bölgesi 22 kasım`da sallandı devam edilmesi planlanan işbirliği protokolü gereğince Marmara Bölgesi'nde olası deprem etkinliğine bağlı olarak soğuk/sıcak su kaynaklarında

Detaylı

DEPREM ÖNCEDEN BİLİNEBİLİR Mİ?

DEPREM ÖNCEDEN BİLİNEBİLİR Mİ? vardı. Haicheng depreminden önce 650 adet gözlem kuyusunun yüzlercesi depremden birkaç gün öncesinden başlayarak düşmüştü. Bu kuyular deprem tahmininin içinde bir yer tutuyorlardı. Batılı araştırıc...

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: Dünya ve Evren 8.ÜNİTE: Doğal Süreçler Evren

ÖĞRENME ALANI: Dünya ve Evren 8.ÜNİTE: Doğal Süreçler Evren sonucu etrafa yayılan gazların çoğu karbondioksittir.

Detaylı

Untitled - İnşaat Mühendisleri Odası

Untitled - İnşaat Mühendisleri Odası bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır.Depremin şiddeti, yapılar, doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Bu etki, depremin büyüklüğü, odak derinliği, uzaklığı yapıla...

Detaylı