Türkiye Çocuk Dergisi: 1981 Sayı:02

Transkript

Türkiye Çocuk Dergisi: 1981 Sayı:02
www.bizimsahife.org
ŞÖHRETLERLE
www.bizimsahife.org
Öyle ise ya abone olunuz, yada TÜRKİYE GAZETESİ’ndeki
kupondan 10 adet gönderiniz.
ABONE ŞARTLARI
Üç aylık 180 yerine 150 TL.
Altı aylık 360 yerine 300 TL.
1 senelik 720 yerine 600 TL.
BEDAVA OKUMAK İÇİN
TÜRKİYE Gazetesinin başlık kenarında yayınlanmakta
olan Dergi kuponlarından 10 adet kesip yollayana 1 adet
Dergimizi b e d a v a göndereceğiz...
www.bizimsahife.org
çoct
•
çıkar
oenaa
vıl: 1 Sayı: 2
---------SAHİBİ--------Hizmet Gazetecilik ve
Matbaacılık Ltd.Sti adına.
ENVER ÖREN
Sorumlu Yayın Müdürü
RAHİM ER
Teknik Sorumlu
CEMALEDDİN CEM ERTÜRK
ADRES:
Çataiçeşme Sok. 17/2
Cağaloğlu—İSTANBUL
TELEFONLAR :
id a re : 26 8917
Sorumlu M üdür: 20 86 29
Dizel—BASKI
İHLÂS MATBAACILIK VE
DAĞITIM A.Ş.
OFSET TESİSLERİ—İSTANBUL
• AKDENIZDE TÜRK DENİZCİ
LERİ
GALİCYA CEPHESİNDE
BİR TÜRK ÇOCUĞU
VARNA ZAFERİ
UÇAÖIN DENGESİ
Niçin 52 sayfa?
U eğerli okuyucularımız,
İkinci sayımızla işte gene beraberiz... Birinci sayımıza gösterdiğiniz ilgi ve
takdirkâr sözleriniz bizi bir tarafdan mahçup ederken; diğer tarafdan daha güzel
dergiler çıkartabilmek için destek oldu.
Dergimiz hakkında birleşilen görüş şu:“Dolgun münderecatlı ve iyi hazırlan*
mış bir dergi!”
ayrıca Türkiye Gazetesi Çocuk Dergisinin bir boşluğu doldurduğu ortak görü­
şünüz.
Değerli kardeşlerimiz,
Birinci sayımız 68 sayfa idi. Ve 68 sayfadan yayınımıza devam edecektik.
F akat dergimizin hazırlanışından çıkışına kadar geçin zaman içinde kağıt fiatlarına iki kere zam geldi. Bu sebeple 68 sayfa ve 30 liradan devam etmemiz
mümkün olmadı. Bu vaziyet karşısında teferruat sayılacak bazı yazı ve resimle­
ri yayından çıkartarak bütün muhtevamızı 52 sayfaya sığdırdık ve dergimize
zam yapmadık. Dikkatle bakılırsa 2. sayımızın münderecatının birinci sayıdan
noksan olmadığı görülecektir.
Sevgili kardeşlerimiz,
Dergim izin fiatı her ne kadar 30 lira ise de siz O’nu BEDAVA veya 25 liradan
okuyabilirsiniz. Dergimizi bedava almak isterseniz Türkiye gazetesinde yayınla­
nan dergi kuponlarından 10 tane biriktirerek bize yallayınız, bir sayıyı size be­
dava gönderelim. Veya DERGİMİZE ABONE OLUNUZ. Anonsunu yaptığımız gibi
dergimizin bir yıllık abonesi 600, altı aylık abonesi 300, üç aylık abonesi 150
TL. dir. Böylece her sayımız 25 TL.ye gelmektedir. DERGİNİZİN şimdilik bayilere
verilmeyeceğini ve sadece abone olanlara gönderileceğini hatırlatmak isteriz.
Abone şartları ile ilgili tafsilatlı bilgi 50. sayfam ızdadır.
İyi günler dileriz.
ilâ m la r
ŞÖHRETLERU BERABER
OKULLARI GEZİYORUZ
KÜÇÜK HANIMLARLA BAŞ
_______
BAŞA
İBRAHİM ETHEM HAZRET
HAYVANLAR ALEMİ
SIRTI YERE GELMEYENLER
GÜLE GÜLE ÖLDÜK
KALBE DOLAN NUR
KURTOĞLU • BUĞRA ALP
MEHMET İLE FADİME
UÇAN HALI • KURNAZ
EKREM OZDAMAR İLE AHMET VEFİK PAŞA
İLKOKULUNU ZİYARET ETTİK
www.bizimsahife.org
| Sizin için sizlerle!
MEKTUPLARINIZ
ÇOĞALDI
HEDİYENİZ
BİZDEN
YAZMASI
SİZDEN
“ Yazması sizden
hediyeniz bizden” kö­
şesine ilk sayımızdan
itibaren birçok mek­
tuplar gelmeye başladı. Bunları hemen tas­
n if ederek gelecek sayı
dan itibaren yayınla­
maya başlıyacağız...
SİZ OE
% Sevgili Arkadaşlar
|
I
I
I
|
|
|
|
|
|
I
|
|
|
|
|
|
|
|
Sizin için iki tam sahife ayırdık. Bu sahifelerde, hikâye, şiir,
fıkra, masal ve karikatürlerinizi yayınlayacağız. İsteyen arkadaşımız resmiyle beraber yazdıklarını ve çizdiklerini bize gönderebilir.
Bu arada bizim de
size bazı sürpriz hediyelerimiz var... Yayınlanan her yazının karşılığında bu hediyelerimizden
adresinize
göndereceğiz.
Anladıysak, siz hemen kâğıda kaleme
■ sarılın, biz de hediye
■ paketlerinizi
a yalım...
hazırla-
“KÜÇÜK
GAZETECİ”
OLABİLİRSİNİZ
www.bizimsahife.org
Sıtkı
KAZANCI
HORR.... »—1
HORRtz... PUF
HOEP... t—bj
'SUNA B İR OYUN OYNA
YAYIM S A K A L IM . .—
BURSU HAZIR
BİZİM '—^
KELE.Ş EMMİ,
YİNE KESTİRİYOR
PUF... PUFF.
HORtZR
PUF... HORHORRR...
l HCM2UL, HORUL
PUF... PUF...
HORUL, HORUL *
- • p ^ s r s im d i d e ^
JS U E A D A N Ö B Ü R R E S M E B İR D E L İK
' ------- 7 A S A Y IM , r
r ... B İR D E HOE■
tü m u s u d e ­
l i e e DAYADIM
' M I TAMAMj;
( D IR .)
.İM DAT / CAN
KU RTARAN /
7 YOK
T m o rto m u d a
M USLUĞA j-----T A K T IM ... f
” 7 NE O ... '
'A.. EYVAH./
BO&ULU- ^
Y O C U M /M
OHHHH, A LLA H A I —.
S Ü K U R R Ü YA YM IŞ /.
www.bizimsahife.org
GEÇEN
SAYININ
...... m"
ÖZETİ"
İlyas Reis ve Arkadaşları, Akdeniz'de Rodoslu şövalyelerin baskınına uğrar. Kendilerinden asker ve gemi olarak kat, kat fazla olan
bu Hristiyan şövalyeleriyle savaşa tutuşan bir
avuç serdengeçti leventler birer, birer şehit
düşmeye başlar. İlyas Reis ise çok kötü durumdadır.
tlyas Reis, kalabalık Rodos
şövalyelerinin arasına tekrar dal­
dı. Etrafını çeviren bu et ve çelik
yığınlarına pala sallamaya, kafa
kol uçurmaya devam etti:
—Savulun bre kefereler!., sa­
vulun bre çakallar!..
Kavganın en şiddetli yerinde,
kılıç sesleri arasında îlyas Reis’in
kükremesi bir kere daha duyul­
du. Ama bu eskisi gibi meydan
okuyan ses değil, acı dolu bir
haykırıştı.
—Yandım Allah!..
İki küreği arasında duyduğu
keskin bir hışırtı ve vücuduna
saplanan soğuk demirin verdiği
acının feryadıydı bu »Yaralı bir
aslan gibi gözlerinden öfke kıvıl­
cımları saçarak arkasındaki kal­
leşe döndü ve yaradana sığınıp
olanca gücüyle palasını adamın
miğferli başına indirdi.
Şövalyenin kafasını miğferiyle
beraber ikiye bölerken vücuduna
saplanan diğer mızrak ve kılıçla­
rın acısıyla kıvrandı:
—Sen Jan’ın uşakları, kalleş­
ler diye inleyerek dizleri üzerine
yıkıldı. Ağzından ve burnundan
oluk, oluk kanlar boşalmaya,
parçalanan gömleği kızıllaşmaya
başladı.
Gözleri kararırken, kulağını
dolduran uğultular arasında,
dört bir yanını saran Rodosluların kahkahalarla gülmekte oldu­
ğunu duydu. O zaman yaralı ka­
fasını kaldırarak, etrafındaki
düşmanlarına bakındı. Evet ken­
disine bakarak gülüşüyorlardı
Ölmek bir şey değildi ama ala­
ya alınmak ağırına gitti. Koca
Türk’ün:
www.bizimsahife.org
—Vah bana, rezil olduk bu
yaştan sonra şu keferelere, diye
düşündü. “ Bismillah” diyerek
doğrulmaya çalıştı. Hiç olmazsa
düşmanının karşısında yerde sü­
rünerek ölmek istemiyordu. Gü­
cü yetmemesine rağmen, ayağa
kalkmaya muvaffak oldu. Çev­
resindeki
bu
«edebsizlere»
TÜRK’ün ne demek olduğunu
bir daha gösterecekti.
Ne var ki,ayakta güçlükle du­
ruyordu. Damarlarındaki kan
ağırlaşmış, zihnindeki düşünce­
ler silinmeye başlamıştı. Artık
şahadetle kuçaklaşacağını, Alla­
hına kavuşacağını anlamıştı.
Sendeliyerek ayakta durmaya ça­
lışırken, titreyen dudaklarından
Kelime-i Şehadet döküldü, sonra
bütün gücünü toparlayarak son
defa bağırdı:
—Hızııır yetiş öcümü koma şu
kalleşlerde.
Yanmakta olan geminin ka­
marasında, şövalyelerle savaşan
bir genç, önündeki adamı devi­
rirken kendini çağıran sese cevap
verdi:
—Yettim ağam....
Hızır, önüne çıkan Sen Jan
Şövalyeleriyle döğüşe, döğüşe
İlyas Reis’in yanma kadar
geldi.Ağbeyinin durumunu gö­
rünce beyninden vurulmuşa dön­
dü. Büyük bir şaşkınlık geçirdi.
Bir anlık bu duraklaması ise ka­
fasına yediği bir darbe ile son
buldu. Kendisini toparlayıp aya­
ğa kalkmaya çalıştığı anda ise,
yüzlerce kılıç ve kargının üzenne
çevrildiğini -gördü. Artık teslim
olmaktan başka çaresi kalma­
mıştı. Aksi bir hareket ölmesi de­
mekti. Ölmek ise intikamdan
vazgeçmesi olacaktı.
Rodoslular, Hızır’ı ayakların­
dan zincire vurarak taş ocakları­
na çalışmaya götürürken tarihle­
rinin en büyük hatasını yapıyor­
lardı. Zira Hızır bir yolunu bula­
rak götürüldüğü yerden kaçarak
ve BARBAROS HAYRETTİN
PAŞA olarak, ağbey inin ve bü­
tün arkadaşlarının intikamını bi­
rer birer alacaktı. Bu büyük
kahraman Akdeniz’i bir Türk
. Gölü haline getirirken, Hristiyan
alemine kan kusturacaktı.
Sinan Reis, Amdeniz’de ilerliyen gemisinin provasında kolla­
rını sıvamış, Rodoslu şövalyele­
rin dev kalyonunun kendilerine
doğru yaklaşmasını bekliyordu.
Çevresinde, ellerinde yatağanları
üçyüz levent duruyordu. .O ta­
rihlerde Türkler, 300 kişiyle ge­
mileri, 700 kişiyle Cezayir’i 1500
kişiyle Mısır’ı 3000 kişiyle Maca­
ristan’ı basıyorlardı. Sinan Reis
bakışlarını karşıdan gelmekte
olan Rodosluların kalyonundan
ayırmadan yanındaki .leventlerle
konuştu:
—Evet, gelen Sen Jan Şöval­
yeleri*. Seneler önce de aynı böy­
le olmuş ve İlyas Reis, şehit düş­
müştü. şimdi durum değişikti,
artık kartal biziz, tavşan onlar.
Sinan Reis, kin dolu gözleri­
ni
Rodos
gemisine
çevirdi:‘ Artık durum de­
ğişti, şimdi biz kartalız, on­
lar tavşan" diye söylendi.
Sinan Reis, Gemideki diğer
reisleri yanma çağırarak sorma­
ya başladı:
—Lostromalar yerli yerindemi?
—Lostromalar aleste Reis..,
—Mizane ve trenketedeki ok­
çular bekler mi?
—Beli, Reis...
—Cenge dirise ile başlıyacağız, hazırmısınız?
—Evvel Allah hazırız Reis...
~ S A H t« Q T
www.bizimsahife.org
değiştirerek topçulara saldırdılar. Topçular, yakın
mesafeden ve ansızın bastıran süvari birliklerine karşı
ne yapabilirdi ki?
Galicya
cephesinde
bir Türk
çocuğu
Birinci Dünya Harbi’nde 15. Kolordunun 20. Tümeni
Galiçya’da Ruslarla çarpışıyordu. Daha önce bu si­
perler o zamanlar müttefikimiz olan AvusturyalIların
müdafaasındaydı. Fakat şiddetli Rus taarruzları kar­
şısında tutanamıyacaklarını anlar anlamaz, Zelotilipa
çayının bir kıyısındaki siperleri bizimkilere teslim et­
mişlerdi. Rus taarruzları gerçekten çok şiddetli olu­
yordu. 20. Tümenimiz orada düşmanı çileden çıkaran
bir savunma örneği gösterdi, inadla dayandı. Devamlı
Rus taarruzlarını bir defasında geri püskürtmeğe mu­
vaffak oldu. Fakat bizimkilerin dayanışı da ancak do­
kuz gün sürebilmişti. Dokuzuncu gün öğleden sonra,
on buçukluk Alman obüs bataryalarının gizleme ve
koruma ateşiyle beraber, takriben bin metre geride,
evvelden hazırlanmış olan yeni siperlerimize çekilmiş­
tik. Çekilirken bizi vurmak için eski siperlerimizi aşa­
rak üstümüze doğru at süren düşman süvarileri, Al­
man bataryalarının hizasına geldikleri için hedeflerini
N itekim , çekilişimizi isabetli atışlarıyla kolaylaştıran,
gizleyen Alman topçularının hemen hemen hepsi, kısa
bir zaman sonra Rus süvarilerinin kılıçları altında can
vermişlerdi. Onların bize saldıracaklarını beklediği­
miz bir sırada Rus süvarileri hayvanlarını toplara ko­
şarak karargâhlarına dönmeğe tercih etmişlerdi. A n­
laşılan on buçukluk Alman obüs bataryalarına sahip
olmayı, bize saldırmaya tercih ediyorlardı. Gözlerimiz
önünde, arkalarından bataryaları çeke çeke şoseye çı­
kıyorlardı ki, bu felâketi buğulu gözler ile seyreden
61. Alayın 4. Taburunun borazancısı Turan galeya­
na gelerek, Kumandanım!.. ” diye seslendi teğmenine,
“Bana bir manga asker verin de bizi korumuş olan
Alman bataryalarını şu M oskof domuzlarım’fiyaka
yaparak götürmelerine engel olayım!.. ”
Turan iyi bir menzile yaklaşana kadar düşmana so­
kuldu, emrindeki askerleri mevzilendirdikten sonra
da yaylım ateş kumandasını verdi. Askerlerin hepsi de
keskin nişancı olduklarından attıkları kurşunların bir
tanesi bile boşa gitmiyor, onların deyişleriyle M oskof
uşaklarından birinin ya beynine, ya kalbine, ya da
gırtlağına gömülüyordu. Hele bir de Turan görseydi­
niz. Makinalısıyla düşmana ölüm saçıyor, taradığı
düşman birlikleri bir an içinde yerle bir oluyorlardı.
R u s süvari birliği bu avuç dolusu Türk’ün, bilhassa
Turan’ın makinalisından 'çıkan kurşunların hedefini
şaşmazlığından yıldıklarından kurtuluşu kaçmakta
bulmuşlardı. Sağ kalanlar arkalarına bakmaksızın
kaçtılar. Biraz önce fiyakalı fiyakalı çektikleri batary­
aları, hattâ onlara koştukları atları bile bırakaraktan
canlarını kurtarmaya baktılar sadece.
Ertesi gün siperler Alman askerlerine teslim edilirken
yapılan merasimde Turan ’ın göğsüne madalya takar­
ken “Şimdi Türklerin nasıl bir millet olduğunu anla­
mış bulunuyorum. ” diyordu. Alman Generali: “On­
ların doğuştan kahraman ve asker bir millet oldukları­
nı anlamak için göğsüne takılan bu madalyaya keli­
menin gerçek mânasında lâyık olan şu çocuğu tanı­
mak kafidir. Küçük Turan'a bir hayranlık sembolü
olarak takarken onun şahsında dünyanın en cesur as­
kerlerini yetiştiren Türk milletini ve kahraman Türk
çocuklarını hürmetle selâmlarım!. ”
****** • «HHi • m m •
• b h b • msm t
• mmmaa• —
S A H İE E 0 "
www.bizimsahife.org
V a r n a zaferi, Türklerin Balkanlarda kazandıkları en mü­
him zaferlerden biridir. Sultan
H. Murad ile Macar Krallığı ara­
sında imzalanan Segedin Sulhu
(12 Temmuz 1444), Macaristan
Kıralı Ladislas tarafından bo­
zuldu. Maksat, Türkleri Balkan­
lardan atmaktı. Bu sebeple bir­
çok Avrupa devletlerinin katıl­
masıyla Türklere karşı bir haçlı
ordusu teşkil edildi Türkler
üzerine yürüm eye başlıyan
H a ç lı ordusu aşağ ı-yukarı
100.000 kişi idi. H a çlıla r,
Tuna'yı geçtiler; Bulgaristan'a
girip Varna'yı muhasara ettiler.
Bu tehlikeli vaziyet karşısında
ordusunun başına geçen II. Mu­
rad, 10 Kasım 1444'te Varna li-
Sultan Murad, iki rekat na
maz kıldı ve: “Ey Allahım,
mü’min kullarını, benim güna­
hımın çokluğundan dolayı diiş*
manın karşısında aciz bırak­
ma!. Habibin hürmeti için bizleri muhafaza et ve bizleri mu­
vaffak eyle!..” diye düa etti.
man yakınlarında haçlılarla
karşı karşıya geldi. Muharebe
başlamadan önce Sultan Mu­
rad, İki rekat namaz kıldı ve:
"Ey Allahım, mümin kullarını,
benim günahımın çokluğundan
dolayı düşmanın karşısında âciz
bırakma! Habibin hürmeti için
bizleri muhafaza et ve bizleri
muvaffak eyle!" şeklinde duâ
etti.
, Türk ordusunun sağ ve sol
kollarına saldırarak bunları
bozguna uğrattı. Bunun üzeri­
ne heyecana kapılan Macaris­
tan Kıral Ladislas, Türk ordusu­
nun merkezine hücum etti.
Türk askerleri, Ladislas'ın etra­
fını sardılar. B ir ara Timurtaş
adında bir Osmanlı askeri, Kira­
lın atının ayağına bir balta vura­
rak atı ve Kıralı yere düşürdü. ^
Kiralın yere düştüğünü gören
Koca Hızır, derhal Kiralın başın. kesti.
Bunu gören düşman askerleri
kaçmaya başladılar. Fakat çoğu
kaçamıyarak, bir kısmı öldürül­
düler, bir kısmı da esir edildiler.
Varna'da kazanılan zafer,
Balkanlardaki Türk hâkimiyeti­
nin iyice yerleşmesini sağlamış­
tır. Varna zaferi, İslâm dünya­
sında büyük sevinçle karşılan­
mıştı. Bu haber Kahire'ye ulaş­
tığı gün, Sultan Çakmak "Allah
yardımcın olsun Osmanoğlu"
diyerek Mısır'da zafer şenlikleri
yapılmasını emretmiştir.
IM İH ıÇ "
www.bizimsahife.org
m ıtnm innııtnnınuın
•n ıın n n n n iiı
•&£kr.s#
i
N ecati ÖZFATURA
(Emekli Hv. Albayı)
plânlarını çizenleri fazUçak
lasıyle meşgul eden başka
burnu aşağı ya da yukarı doğru
gelir, işte böyle hallerde uçağın
bir konu, uçaklarını dengesidir.
düzlemesine denge'ye sahip ol­
Dengeyi, pilotun karışmasına
ması uç kısmını normal hale ge­
meydan kalmadan, hava karı­ tirmesi gerekir. Bu işi uçağın
şıklığında istenmeyen hareket­ kuyruk kısmı yapar.
li leri uçağın, kendiliğinden v. dü­
2) Yuvarlanma: Uçağın kanat­
zeltmesi diye, tanımlayabiliriz.
larında aşağı ya da yukarı doğ­
Uçakların kendiliğinden düzelt­ ru bir baskı olursa, uçak yan dö­
mesi istenen üç türlü hareket
ner. Bu gibi durumlarda uçak,
vardır. Uçak plânları çizilirken
yana ait denge yardımıyle norbunlar da göz önünde tutulur.
mâl hale getirilir. Eğer gelmez­
1)
Anî düşüşler: Havanın ba­ se alçakta kalan kanadı üzerice
zen karışması sonucu uçağın doğru iniş yapar. Vana ait den­
genin kendiliğinden sağlanması
için, uçağın kanatları gövdeye
bağlanan noktaya göre biraz
yukarı kalacak şekilde yapılır.
Bu durumda meydana gelen
açıya dihedral açısı denir.
3)
Sapma: Uçağın burnunun
sağa ya da sola sapması, uçağın
yarı taraflara doğru uçmak iste­
mesi halleri vardır. Bunun için
yöne ait denge göz önünde tu­
tulur. Bu da uçağın son kısmın­
da yukarı doğru kalkık kuyrukla
(dümen) sağlanır.
— M, ■ ■ ■.... .................. .......
S A H İF E ©
1
www.bizimsahife.org
YA BA N CI
Ü LKELERİN
PULLARIN I
V ER İYO R U Z
İKİ ADET PUL
KUPONUNA
10 ADET SEÇME
YABANCI PUL
GÖNDERİYORUZ
f
H i c P IT
İşte size hediye edeceğimiz
nefis pullardan bir kısmı ^
1
' y p r d e e ld e
'
o r t f t m iv e ç e ğ jn i?
ı
L
g u y a r
çizin o la b ilir i
KUPON
Y A Y IN IN A
G ELECEK
S A Y ID A N
İT İB A R E N
B A Ş LIY O R U Z
www.bizimsahife.org
• HABER ° YORUM • HABER • YORUM • HABER • 1
Harvard Üniversitesi profesörlerinden Dr.J.Meyer:“TV’nin çocuk ruhu üzerin*
de zararlı etkilerinden çok söz
edilmiştir.”
%
oysa ^ u"
| “ Aptal kutusu"’ hareketi azalttığından
çocuklarda biiyük değişiklikler
meydana
getirmektedir.
A . merika’lılar TV’nin ço­
cuklarının davranışları üze­
rindeki zararlı etkisini uzun
süredir araştırmaktalar. İdeal
olarak çocuklara sunulan ki­
şiler, şarkıcılar, film sanatçı­
ları vb.hep kolay rahat, lüks
bir hayatı sürdürmektedir. En
çok,en kolay etkilendikleri bu
yaşlarda, tek hayalleri onlara
benzemek olmaktadır.
Çocuk ekranda seyrettiği
kolay şarkılara, kaynağı ka­
ranlık zenginliklere, refah se­
viyesine bakıp, şuur altında
♦'
$
J
Jtg
f
4
J
*
J
*
J
*
J
*
geçimini sağlamak için günde
sekiz saat çalışanların sadece
budalalar olduğu sonucuna
varmaktadır.
Eh bütün bunlardan sonra
kendisini çevreleyen ve ancak
sürekli çalışıp çabalamayla
seçkince bir yer edinebileceği
şu katı gerçek dünyayla ilgi­
lenmesini nasıl beklersiniz on­
dan?
TV’nin ruhî yönden bu
olumsuz etkisinin yanısıra bir
de ekran karşısında öyle hare­
ketsiz geçirilen saatlerin çocu­
ğun gelişme halindeki vücudu
ŞİŞMANLIK
üzerinde olumsuz tesiri var­
dır. Harvard Üniversitesi pro­
fesörlerinden Dr.J. Meyer,
onbin Amerikalı çocuk üze­
rinde yaptığı araştırmadan
sonra şunlan söylemektedir:
—TV’nin çocuk ruhu üze­
rindeki zararlı etkilerden çok
söz edilmektedir. Ai-.a fiziki
gelişmeleri üzerindeki tesirine
pek az bahsedilmektedir, oysa
bu “ Aptal Kutusu” beden ha­
reketini
azalttığından
oburluk, aşırı şişmanlık %50
oranında artmıştır.
k a rik a tü rü n ü z ü
f iz ^
ı^
İİİllİ*
dfden ZEKİ ERDEM, Ba­
basının bakkal dükka­
nında çakşırken
^
SaUtı Emanet, Ahmet
Polat, Mustafa Demirbaş, öğretmenleri Veli
ÇeBk ve arkadaştan He
beraber görülüyor.
www.bizimsahife.org
M
lYıCE yAKlAÇTt' -
<-0Y- HIZLI GeU'ioiZ
YOEUUOuM DA
. B B N tf.
m
DKJO'M pe UCv&uM
MU N 6 1 ..
EYVAH!
ONUM i k u r u H
K ü E T ULUS VO]£.
E5U E - . A c w ->
?■
y
Ç»*
- r fM PAAT.
www.bizimsahife.org
Uzay Yolcuları
Ahmet
YOZGAT
A lJ
R P *.
T U TA B İLD İM
s u P A H .. /
y / m ıu t
^PTU LD ü M
X
6EÇMIS Ot&UM
» ( KA&&\bAşr hadi' ge6
VN6
LW #V
fccu!2T U L M us
V fU E S IN .- .'
Wwı-
,
^OHUSsA^
m s K ' - 'y
DUDU
J4£P
.
BÖVUF Mı
D V PA C A £
MU*1
SIKj ?
,
' S A KiA
'
V A B D lM
soevıM
SSNî DG
sa na
YARDİM
\
BT/
vAV /
^ A n ik jA —
a y a g î \s m
www.bizimsahife.org
r
e e ç M is o l su n I
KUETULDUNİ
.
iN E ii A g ı...
S O P A ^ Ğ IM
S l'z N A S IL l^OM USA'
BIU^/O R SU N U 2- 7 . .
^ BENİ
^
D6&\U}M.-C INjET
6 £ Z 6 & E N J I M D E ;'
M İM -
S
j
DÜNYANIN V A W /0 IW R A N S 6 Ç 1 V O I2 D U M ---
W J T ! M Tl> '££N # D l‘- •
M 5C 8 UÎ21' ı'N rs f Y A P
www.bizimsahife.org
Uzay Yolcuları
Ahmet
YOZGAT
ever.. s a d e c e
SİMDİ ANLADIMTONA OMLAEi B A S I­
MIZA SETN <S€T)'I2P)M
DSĞfL M ı' 7
1
ŞAI^A VAP TİM -
s c n te .
BANA YARD IM EDE
c e / m isim 7 SÖ2.
İs im d i
v V e P M lS T iN .
n<JŞfWl KOLAY. .
BİZİM <S6Ml'Y6: BlEA-z.
İŞTS- BIZİM
ğ
S M i •-
YAZIT Bul-ACA£-
>^r
66 MI
S IK J...
^
V A j^fî OLAt2A£ n
M 6 'i \
£ u L L A N J \E U
, 8 UE-DA VAJ2 /Mi'?.
ATOM
APJIKLA
, R lM I
K U t-U A M I R '-
x
TA M A M ...
SEN, B E N D E N
A to m a &t \g \
v
İS T E • •
www.bizimsahife.org
Küçük ham utlarla
D
İ111
Osman
KARABIYIK
Büyükler oturmadan küçükler oturmamalıdır.
E vin büyüğü yemeğe başlamadan küçükler başlamamalıdır.
Sofrada sükuneti sağlamaya dikkat etmelidir.
K on u şm a k gerektiği vakit ağızda lokma yok iken cevablandırmaya dikkat etmelidir.
Yiyemeyeceğiniz bir yemek varsa “Ben bunu yemem ” diye
reddetmek çirkin bir davranıştır.
“Mümkünse pekaz veriniz"diye rica etmeli veya nazik bir
şekilde yiyemeyeceğiniz’ anlatmalısınız
Kullanılan çatal, kaşık ile servis tabağından yemek almak
doğru değildir.
Kalkarken de önce büyükleri beklemelidir.
S ıkışık cam kapaklı
şişe ve kavanozları aç­
mak için kaynar suya
bir bez batırın. Hafif­
çe sıkın, sıcak sıcak şi­
şenin ağzına sann.
Birkaç dakika sonra
sıkışan kapak kolayca
açıbr.
.xy<|gLv.v....
^ ynalarınm temiz- j
deterjanlı so­
ğuksu ile silip durula­
yın. Yumuşak bir bez­
le kuruladıktan sonra
buğulanmamaları için
hafif gliserinli bir bez­
le silin.
Rutubet , aynaları
bozduğu için onları
bulundurmaya dikkat edin.
...............
ı»|ttı ••>!•»><>ımı»iinm»»ıııiMiiMiMMM>ıifmtf
•••
-•••••
••»•
t•••
■
::::
••••
••••
••••
<••••
••••
t»a
••••••
•••
>••••
»•••t
. !•••«
«••••
!••••
»••••
»••••
!•••!
»•••<
I»••••«
•••
•••••«
•••«
; •»•••«
•••a
SEVGİLİ
ÇOCUKLAR
D izi hayvanlardan ayıran özel­
likler vardır.Bizim RUH’umuz ve
aklımız vardır. Düşünebiliyoruz,
konuşabiliyoruz Bilgiler öğreniyo­
ruz. Bilgileri HAFIZA’mızda sakla­
yabiliyoruz. İnsan olarak, diğer in­
sanlarla bir arada yaşıyoruz. İnsan
lar biribirine muhtaçdır. Diğer insanlarla konuşurken, ya’ni ihtiyaç­
larımızı tedarik ederken dikkat ede­
ceğimiz hususlar vardır.
a- Bir arkadaşınız birşey anlatır­
ken sözünüzü kesmeden dinleyiniz.
' b- Size birşey sorulursa cevap ve­
riniz.
c- Konuşurken, dinlerken güler
yüzlü olunuz.
d- Kırıcı söz seylemeyiniz; başka­
larının kalbini kırmayınız. “ Kalb
kırmak çok kötüdür.9’
>
e- Büyükleriniz ile konuşurken
yüksek sesle konuşmayınız.
f- Nakil vasıtaları ile yolculuk ya­
parken, başkalarını rahatsız edecek
şekilde konuşmayınız.
g- Kötü, çirkin sözleri söylemeyi­
niz. Böyle sözleri söyliyenler ile ar­
kadaşlık kurmayınız.
Düşününüz bir kere; hayvanlar
ile insanların arasında ne kadar fark
vardır. Çünki YARATICl’mız bizi
İNSAN olarak,hayvanları hayvan
olarak yaratmıştır.
• v :.î V t ö * V î \
Y umuşak kumaş
üzerine bu küçük mo­
’h / j \
tifleri işleyerek annenize şirin kurulama
bezleri hazırlayabilir­
siniz. işlediğiniz renk
iplikle kenarlarını da
oyaladınız mı daha bir
^
güzel olur. Siz de el Tİ
maharetinizi artırmış ■ SSifei*
olursunuz...
N B §g ig
I$
S A H İF E
M
www.bizimsahife.org
Şampiyonu
Yüksek atlama
Türkiye ve
şampiyonu
Ekrem
Özdamar
t •i
Bf ı r T»TTiTy l\ •J
•J 1yrj | ^| »J
'Tl
» 1w y r m
Zeytinbumu
Ahmet
Vefik Paşa
İlkokulu
öğrencilerinin
sorularını
cevaplandırıyor
(Foto: Bülent
s Ayanoğlu)
Ahmet vefik Paşa
öğrencileri sordu
şampiyonumuz
cevap verdi
*
Y
Bmyit ERTÜRK
öfcsekatlafflada Balkan ve Türkiye birincisi Ekrem özdamar 8e Zeytinbumu Ahmet Vefik Paşa İlkoku­
lunu ziyaret ettik.
-Aaa bakın Ekrem özdamar ağabey gelmiş.
—Ekrem ağabey hoş geldin.
-Gazeteci amcalar sizde hoş geldiniz.
Her kafadan gelen bu sesler okul müdürü Lütfü YHmaz’m ikâzı ile kesildi.
-Çocuklar sırayla konuşun, sorularınızı teker teker
sorun.
Bunun üzerine ilk soruyu Sevgi Erdem sordu;
-Ekrem Ağabey spor’a kaç yaşında başladınız?
—Annemin anlattığına göre ben üç yaşında iken evi­
mizin duvarına dayalı bir merdiven’e tırmanarak ana bak
ben cambazım demişim. Bu hadise ile spor'a başladığı­
ma inanıyorum.
Murat Meto -İlk defa hangi branşı yaptınız?
hhbmhhhhhhhbhhhhmhhhmn
www.bizimsahife.org
—Mahalle aralarında futbol oynadım. Daha sonra or­
ta okulda kros müsabakalarına katıldım. Bir ara okullararası atletizm müsabakalarında yüksek atladım. 1.40
ile ikinci oldum. Yine orta okulda iken kısa bir süre boks
çalıştım.
Reyhan Yılmaz -Hangi yılda yüksek atlamaya baş­
ladınız?
—1973 Mayıs ayında Edirne llköğretmen okulu atle­
tizm takımı seçmesinde 1.65 metre ile birinci
başladım diyebilirim.
Nimet Arban -Türkiye rekorunu nasıl kırdınız?
-1974 yılında 24 Mayıs günü yapılan Türkiye Lise­
ler Şampiyonasında 2.06 metre atlayarak rekor'un yeni
sahibi oldum.
Asiye Şen -önceki rekor ne kadardı, siz
korunu kaç defa yenilediniz?
-2.05 idi. On defa rekor kırdım. En
dım. Ayrıca kapalı salon rekorunu’da 2.10
kardım.
Bülent Meto —Şimdiye kadar kaç Madalya kazandı­
nız?
Yüzden fazla madalya kazandım.
Muallâ Ertürk -Kaç defa şampiyonluk kazandınız?
-1974’den bugüne kadar Türkiye’de girdiğim her
yarışta birinci oldum. 1975’de Fransa’da orta dereceli
okullar Dünya İkincisi,1976'da Sofya’ da üçüncü,
1977’de Finlandiya’da yüksek atlamada ve uzun atla­
mada (7.26) birinci, yine aynı yıl Cezayir’de yüksek ve
uzun atlamada birinci 1978’de Bulgaristan ve Finlandi­
ya'da birinci oldum. Aynı yıl 2.20 metre atlayarak Bal­
kan Şampiyonu oldum. 1980’de 1. Islâm oyunlarında ve
Pakistan’da birinci, 1981’de Avrupa Kulüpler şampiyo­
nasında ikinci oldum. Aynı yıl Almanya’da katıldığım üç
müsabakada bir ikincilik iki birincilik aldım.
Kısacası Spor’a başladığım 1973’ten itibaren her yıl
birkaç birincilik kazanarak devletime hizmet ettim.
Ali Tozkoparan -Ekrem ağabey spor için bize öğüt­
leriniz nedir?
—Spor’u hem sağlığınız için hemde devletimizi en iyi
şekilde temsil edebilmek için seçiniz, alkol öldürür, ku­
mar söndürür, spor güldürür. Bunu aklınızdan çıkarma­
yın...
• EKREM
S A H İF E Q
www.bizimsahife.org
A ÇIK LA YIN
Bu beyiti en güzel şekil­
de açıklayarak bir sahiffe geçmeyecek şekilde
gönderen kardeşlerimi­
ze HEDİYELERİMİZ VAR...
Belh Padişahı. Ülkeler hakimi. Av meraklısı.
Maiyeti ve seçme atlar, türlü av kuşları ile yapı­
lan avlanmalar...
B ir gün avlanmaya çıktı. Gördüğü av hayva­
nının peşine düştü. Ve gaipden bir ses işitti: "Ey
İbrahîm, sen bunun için mi yaratıldın, sana böy­
le mi emredildi?" duydu. Biraz sonra aynı sesi
başka bir istikametten tekrar işitti: "Sen bu iş
için yaratılmadın, böyle emrolunmadın!"
..Ve meşhur menkıbesi: Yatağında yatarken,
damda bir adamın dolaşması; nöbetçilerin ya­
kalayıp huzura getirdiklerinde damda ne arıyor­
sun süaline bu garip kimsenin devlerimi kaybet­
tim cevabını vermesi ve bunun olamayacağı
J<^rffkğruzerine Padişah İbrahim Edhem'e meç­
hul kişinin bu kuştüyü yataklarda da Allah'ı bul­
manın mümkün olamayacağını hatırlatması...
Bunun üzerine İbahim Edhem babasının ço­
banının elbiselerini giyerek, atını ve eşyalarını
ona verip, sahraları seçti, insanlardan uzaklaştı.
Zühd, takva, vera yoluna girdi. Çöllerdeki
garip hikâyeleri meşhurdur.
Elinin emeği. Ekinle uğraşıp bostan bekledi.
Yediğinin helâlden olmasına çok titizlik gös­
terirdi.
B ir gün deniz kenarında oturmuş gömleği­
nin söküklerini dikiyordu. Arkadan oranın Valisi
maiyetiyle gelip İbraîm Edhem hazretlerini sey­
re koyuldu. Vali eski sultanı seyrederken kalbin­
den şunları geçirdi;
—
Dünün padişahı şu dervişin haline bak.
Acaba dünyayı böylesine bırakıp bu hayatı se­
çişinin sebebi ne?
İbrahîm Edhem hazretleri, Valinin bu dü­
şünceleri üzerine elindeki iğneyi suya atarak
balıklara emretti: "-İğnemi getirin!"
Oradakiler bir balığın iğneyi ağzıyla getirdi­
ğini gördüklerinde şaşkına döndüler. Şu beyti
ne kadar güzeldir:
Yârin musibeti bana medh ve sena gibi gelir,
Gayrın lütuf ve medhi cevr ve cefa gibi gelir
"Sevdiğimden gelen sıkıntılar bana methet­
mek ve yükseltmek gibi, yabancının iltifatı ise
eza ve cefa gibi gelir."
Bir süre mübarek Mekke-i Mükerreme'de ya­
şadıktan sonra ömrünün sonuna kadar Şam'da
kaldı ve Hicri 261'de orada vefat etti.
[[[[[[1IUI[[[[[[[[[[ NEDRET ER [[[UM
SA H İP »
www.bizimsahife.org
www.bizimsahife.org
KU RTO Ğ LU
A LLAAH/
AM AN
T A N K IM /
KURTOSLU
K ü çü k:
ÇEKTİKİ İLE
DEV İSPAN­
YOL GEMİ­
SİNE BİN ­
DİK Dİ.
&UTUZKL E E CİLDİM­
M İŞ / ÜZENİMİ­
Z E GELİAYOE.
LAR- ^
r
SU KARA DONLU
HAYDİ KOÇ LAKIM ^
K
E
F E R E L E R E , NE
HAYDİ YİĞ İTLER İM /.
DENLİ
KİŞİ OLDUSİMDİ GAZA
M
ĞUMU2U
İL ZAMANIDIR. _ .S l f e . R ELİMG0S7E...
GİDİNİN Ç A KA L SÜEÜLE
Rİ... SİZ 7Ü RKLERİ A V L A ­
NACAK K E K L İK Mİ
L
S A N D IN IZ ? ..
b , B İR A V U Ç L E V E N T T İ R
y ÖLÜM FIRTINASI GİBİ, YÜZLER­
CE İSPANYOLUN ARASINA DALDI
www.bizimsahife.org
Cemalettin Cem
ERTÜRK
KILIÇ S A K IR T IS I İLE
ACI FER Y A T LA R A R A
SIN DA K E L L E L E R UÇU­
Y O R , K O LLA R KOPU­
YORDU...
BUKADA- ^
YIM R E İS / SU
KARGA YAVRU­
SUNA UÇMAYI
Ö 6 R E T İY 0 I2 v R U M ...
«d
f
B A STA KURTOĞLU.
L E V E N T L E R İ İL E Â
D Ü ŞM AN LARI- / /
NA A M A ^
PAL/
P A A L A /.
N ERED E­
S İN B R E
D E L İ? .
^
|
P A LA
HÜSRE\£
KENOİSİNİ
fcCAVGAYA
KAPTIKMIŞ
iG ID İYO R PU /
www.bizimsahife.org
KURTOĞLU
PALA, HAVAYA KA LD IR­
DIĞI İSP A N Y O m DIÖER-;
LERİNİN Ü ZERİN E FIR ­
L A T T I /_
P LA N IN İK İN C İ K IS M I­
NA G E C E L İM .P A iA
f.
Do ğ r u
s ö y l e r s in
re
is ,
bu n la rı
r ir m a v c l a t ü r e n e
S A H İF E ©
www.bizimsahife.org
Cemalettin Cem
ERTÜRK
MCUKTOSLU/ ACELE
ETMEKTE HAKLIYDI
ZİfcA, K A R S IL A R IN ­
D A K İ K A L A B A L IK
P U SM A N
Y E T M İ­
YORMUŞ
G İB İ
www.bizimsahife.org
YAM AN COCUK
/kü HAVPUTTA PE&mVE
N£
k VAKALANMA^-,
' HAV ALLAH-ŞANSA BAK & >ÛJUMENİN 4\2A
^ SİMİ İPİ.. ^
0İİ TAI2A; ^
FA KAÇTI. BU2A2PAN YAKALA 0 Z
www.bizimsahife.org
Beyit
ERTÜRK
Casuslara Karşı
w YF12 yA2)LPl ^AMkli S£Ej‘N
PİBlN^ A feti--
V U ta u
YAUM
^ UFFF
NİHAÎET <5-1TTİLE2.
YAMAN © £MANIN 8 İP r
SÎNDE KÛÇUt
tiz m ü e e
& 2 JJ2 ..
j
^ ŞUNLAJ2A ^
6İ2. oWUN oitfkiA -fltfPA ^oE&üfJLEE
www.bizimsahife.org
YAMAN COCUK
,Lg>A'
C.CK.
k.
AN POYOUNMU
< KULÜBEN İIO
*İNC>6... tmr*S
S
DUYCHJM
SBP.SEM. C-A-
6UK VAHACA
X . VALİM. ^
r TESLİM 0 1 ,7 ^
BueoA s A p e c e
&İJ2. KAPI VAB-i
KAP VI A Ç VolSA
ç o £ küTü VAPAW
E I2 ••• _ <1
~ aueAPArJ ^
H|=MeN KAÇMA
UNİM...
>
cLACAZ-
K
MUHAKKAK
ZbtZ PUEUNU2UV
ptt2 . ©tfu £U£7&&k
MALDIM
www.bizimsahife.org
Beyit
ERTÜRK
^ H A H ..P E T E e >
İl e . ivan, ç o a & u
£|£IN IZ-
&AXAUW\.
'İCKAUtiİp 6GLS
K
P il£ £
^
AuftAKA'
UM A)AH
v geZUNTUSU
<
Z ç p m L hjk( MET CEPE HAİ^ V p U T İ ^ . H0CN
£oL,'YA- y ^ E L ^ IL İ^ ^ z
MAN c^tUM- l^ S 7 7 X " ^
,
AÎANLAEjN 5ÜEATLİ
A£AB4LA£J SAi£S\NV£ -Yfitm vs HÜCMCT d£.
PE J45çMA^8AS££ı£-
M FF
KIL PAK
K-UZ.7UL0UIC.
www.bizimsahife.org
nuyvuıı
KISAKUŞLAR İŞİTİRLERMİ
İşitirler. Fakat onlarda
memelilerdeki
kulak
yapısı yoktur. Hemen
gözlerinin arkasındaki
ufacık delikler, sesin
içeriye girmesine yar­
dım ederler.
ZÜRAFALAR NASIL
SU İÇERLER?
Zürafaların ön ayak­
ları o kadar uzundurlar
ki, hayvan bacaklarını
iki yana açmadan imkâ­
nı yok basını suya eğe-
v
'
terbiyesi büyük
bir sabır ister
Küçük köpeğini^ terbiye et­
mek için ne yaparsınız? Eğer akıllı
uslu davranıyorsa onu okşar bir
et parçasıyle mükâfatlandırırsınız,
değil mi?Peki, ya hoşunuza gitme­
yecek bir davranışını görürseniz?..
Elbette ki onu azarlar, hattâ po­
posuna bir şaplak .vurursunuz!..
Ta ki köpeğiniz yararlı olan şeyi
yapma ve zararlı işlere burnunu
sokmama alışkanlığını edininceye
kadar.
Vahşi hayvanların terbiye edil­
mesi de aşağı yukarı böyle olur.
Bakıcı, uysal davranan hayvanın
gönlünü alır, vahşilik edeni de çe­
şitli yollarda cezalandırır. Aslan
için semiz bir koyun budu, fok için
canlı bir balık, fil için avuç dolusu
şeker, armağanların en güzelfdir.
RAKETLE TOP OYNAMAYI
ÖĞRENEN FİLLER
Bir gün, sirkin birindeki hay­
van terbiyecisi, fillerine top oyna­
mayı öğretmek istemişti. Adam
eline bir raket aldı ve yine aynı
eliyle filin hortumunu tuttu. Bir
başkası da topu rakete doğru fır­
lattı. terbiyeci bu topu, filin hor­
tumuyla birlikte tuttuğu raketle
karşıladı. Ve hemen, öbür avu­
cunda tuttuğu şekerleri hayvana
verdi. Bu deney aylarca tekrarlan­
dı ve sonunda fil, topa her vuru­
şunda bir avuş şeker demek oldu­
ğunu iyice belledi.
tYİ BİR
HAYVAN TERBİYECİSİ
İyi bir hayvan terbiyecisi, hay­
vanların davranışlarını en iyi ince­
leyen ve onlarla, kabiliyetlerine
göre yepyeni hünerler kazandıran
kimsedir. Yukarda görüldüğü gibi
bir fil, hortumuyla akla gelmedik
işler başarabilir. Buna karşüık ba­
zı hayvanların terbiyesi daha zor­
dur ve uzun sürer
Vahşi hayvanlardan bazıları ise
terbiye edilmeye hiç elverişli değil­
dirler. Meselâ bir timsahın terbiye
edilip, gösterilere çıkması hiç işitilmemiştir.
www.bizimsahife.org
Geyiklerin güzel başını bir taç gibi
İ süsleyen dallı boynuzları bazen sırf şe­
killeri yüzünden ölümlerine bile sebep
•. olabilir. Çünkü karşı karşıya gelip dö' düştüklerinde dallı boynuzları biribiriI ne öylesine dolaşmaktadır ki, hayvan­
lar kurtulabilmek için çaba sürfedeyim
derken yorgun düşer ve&ommAz. açlıktan ölürler. Beyaz kuyruklu, geyik de
denilen Virjinya geyiği muhteşem boynuzlarıyla ünlü bir yılan avcısıdır.
\
|
j
•
www.bizimsahife.org
Bugüne kadar dünya spor sa­
larında kendi adını destanlaşdığı gibi Türk Milletine şeref
tirmiş pek çok sporcu vardır,
rk Milletini en iyi şekilde temeden ve “Türk gibi kuvvetli”
tünü doğrulayan güreşcileriz bu sporcuların başında gelir.
Fransa, Belçika, İngiltere ve
99’da gittiği Amerikada hiç bir
reşci Koca Yusuf’un sırtını yee getirememiştir.
•Koca Yusuf 2 metre
boyunda 200 kiloİul
güreşçilere “ağam, ustam”
dedirten bir kuvvet örneğidir
Koca Yusuf’un tek yenemediği
Okyanusu ve bir sandal do­
lusu adamdı.
Son güreşinde
yenildi ve öldü.
Koca YUSUF
cengaverleri ata
T ürk
cilikteki meharetleri,
bini­
kılıç
kullanmadaki üstünlükleri ve
müthiş kuvvetleri ile nâm sal­
mışlardır.
Aradan asırlar geçti. Bu ma­
haret ve kuvvet spor alanların­
da dile geldi.
K O C A Y U SU F
Türk Pelivanlarının en ya­
manlarından biri olan ve yıllar­
ca baş pehlivan olarak bileği •
bükülmeyen Koca Yusuf, Avru­
pa'da ve Amerika'da yaptığı gü­
reşlerde sırtı yere gelmemiştir.
Koca Yusuf 2 metre boyuna
160 okkalık (200 kg) pehlivanla­
ra "ağam, ustam" dedirten; bir
kuvvet örneğidir.
Fransa'dan sonra Belçika'ya,
İngiltere'ye ve oradan 1899'da
Amerika'ya geçti. Burada karşı­
sına çıkan bütün pehlivanları
kıran kırana geçen güreşlerde
yerden yere çalan Koca Yusuf
büyük bir şöhret kazanmıştı;
15 Kasım 1884. Tam 97
T arih
sene önce. Sonbahar'da Ge­
libolu Yaz'dan kalma bir gün
yaşıyor. Panayır çayırr alabildi­
ğine kalabalık. Seyirciler,Dünyaının gelmiş geçmişejıiyi iki peh­
livanının yapacağı güreş'in heye­
canı içerisinde....
Heybetli gövdesi mert edası
ve
gururlu
yürüyüşü
ile
Dünya'ya yıllardır dehşet salan
eşsiz pehlivan Koca Yusuf,çayı­
rın ortasına gelmiş ve karşısı­
na çıkniaya cesaret edecek ba-
www.bizimsahife.org
isimli Hint
Cheetah
leoparı dünyanın
bayiğit'i beklemeye başlamıştı.
Az sonra ortaya, iri yapılı, ge­
niş omuzlu ve gözleri iman do­
lu yağız, yirmi yaşlarında bir de­
likanlı yürüdü ve Koca Yusuf'a
temenna edip güreşe hazır ol­
duğunu anlattı. Herkes hayretler1içinde kalmıştı; güreş başla­
dıktan az sonra da bu hayret
büsbütün arttı, çünkü bu toy
delikanlı Koca Yusufî'u bocala­
tıyor, terletiyordu. Fakat ne de
olsa Koca Yusuf acı kuvveti ve
ustalığı ile genci hırpalıyordu.
en hızlı koşan hayva­
nıdır. Saatte 65 km.
koşan tavşanları ko­
layca yakalayabilir.
Avını kovaladığı za­
man saatte 100 km.
koşabilir. Hindistan­
'da geyik avında kul­
lanılır.
DÜNYANIN EN ÇOK VE
EN YÜKSEĞE SIÇRAYAN
HAYVANI
Balina diğer hayvanlardan
daha yükseğe sıçrayabilir
i Bu sıçrama 6 m. kadardır
KOCA YUSUF'UN SIRTINI
SIVAZLADIĞI TOY PEHLİVAN
ir müddet böyle güreştik-
__den sonra Koca Yusuf ayrıl­
B
dı ve orada bulunanlara şöyle
bağırdı.
A be alın bu delikanlıyı kar­
şımdan, bana ezdirmeyin. Hem
bu çocuğa iyi bakın, çok yaman
bir pehlivan olacak...." ve genç
pehlivanın sırtını sıvazladı.
Kısa bir zaman sonra Koca
Yusuf'un haklı olduğu anlaşıldı.
Çünkü o günkü yağız delikanlı
cihana ün salan Kurtdereli Meh­
met Pehlivan olmuştu.
oca
< Yusuf yurda dönerkenbindiği vapur'un Atlas Okya
nus'unda batması ile feci bir
şekilde ölmüştür.
Çelecek Sayı:
KARA AHMET
alaga’nın uçanj
navarı, k e n a r l ı ­
nın şişmesiyle kana£
haline gelen gövdele­
riyle ağaçtan ağafa
uçarlar.
M
www.bizimsahife.org
BUĞRA ALP
f O A H A f=AZA
L A Y A K LA ŞM »
V A H M - M OLA
>V E R İY O R L A R /
k
O L M A L I ./ /
T E K G O Z OE A OA M UA Rl
MOLA Y EG U K 'E V A R M IŞ ­
T I.
H A K İK A T E N Ç E T E
G E C E İÇİK3 H A Z I R L A
_____
ı N IV O R .D U ..
H EM EJO A T E Ş L E R VAKlLMl Ş , Y EM EK UAZ.IR
u î t u A s a ş la İo m iş ti..
www.bizimsahife.org
Kemal
YÖRENÇ
HAVA W İc E K A R A R t
A İÖ ©YLE V A K L A S ,A V I M . P A R kE T M E SH O
Li R , / • «
B İR A 'Z . S O K R A H A Y D U T L A ­
R IM B İR . KISM I ÜVRUVA D A L ­
M I Ş T I B Û -E*..
# lM O l A Ç KURTLARlfO . J A S B S
V O R D Ü ..
S E K İ BEKO* BOĞA­
D A B E K L E PİM AR
www.bizimsahife.org
BUĞRA ALP
BURAOAfO K İM SgtO İtO
G E L E C E Ğ İM İ
I. *İÎ
| TAHMIKJ
e t
-
S A H İF E
www.bizimsahife.org
S t 'M D İ
H İÇ & U R O L T Ü S Ü Z
( O O 0 E T C W i T E S İ R S İ N HA­
L E G E T İR M E L İ.,
o r o u r o O R A O A tO UZAK­
L A Ş M A S IN I S A C L A M A _ L lV IM ...
A
ÖU D A
KİECEDEIO
Ç I K T I 7» 4
www.bizimsahife.org
^ _ Hazırlayan: Sıtkı Kazancı
jr* ^ALIKLARIN UYUDU SUNU V
f HIÇ GÖRMEDİM. RAEİ MÜREK­
K E P L E GECE YAPAYIM PA UYU
'— ---- 1 SUNLAR... r------ t,-----"
DAHA
m
Ş A
ONLAR
S E V İN S İN
Annesr bizim Metin’e nasihat
veriyordu:
—Bak yavrum, çok üzülüyorum,
az önce öğretmeninle konuştum.
Geçen yıl sen sınıfının birincisi
idin, beni ne kadar çok sevindir­
miştin biliyorsun. Oysa bu yıl sı­
nıfta yirminci durumda imişsin,
üzülüyorum.
Metin gayet soğukkanlı cevap
verdi:
—Ben fedekâr bir çocuğum an­
neciğim, hep sen mi sevinecek­
sin, biraz da başka arkadaşları­
mın anneleri sevinsin.
İY İ
Baba gezmeye götürdüğü kü­
çük çocuğuna sorar:
—Yavrucuğum, yaya mı gide­
lim, yoksa otobüse mi bindire­
yim seni?
Çocuk:
—Hayır, yürüyelim daha iyi der,
yalnız beni kucağına al!
M H İH
www.bizimsahife.org
T ^ L S ' G E T İR M t§ ?
\ Üç arkadaş kıra gitmek için
anlaşmışlardı. Bunun için herke­
sin yiyecek birşeyler getirmesine
karar verdiler. Kırda buluştular,
biri:
—Ben sebze ve meyve getirdim,
dedi. Diğeri:
—Ben de köfte ve tabakları ge­
tirdim, diye karşılık verdi. Üçüncüsüne ne getirdiğini sordukları
zaman gülerek gayet sakin cevap
verdi:
—Ben de kardeşimi getirdim...
OH./. V
M İS Gİ&İ i
g îfc C İ Ç E ^
KO KüYO g.
s— Co KAPAR
J derİne İnme,
M A SA Y I K E S İ - T
|YOKSUN/ y
S A H İF E
ıs :
www.bizimsahife.org
UO&M
M AU
g ?^ Ü N U
y avaş;
û z^ crrN o e N
A T M A iC T A D İg -_______________
PEKMAL <5YL£ Bl (2 ŞEV OLUP
IG?(âirl'
kaBWîe©fc u E e t : £ s u ç a n
MALtVl fciOMİJ^NAAkLTArvO»
DL j M A P IS i MI
A f5A STlI2tN ..
> /e 14AU e-CTnZjLSTM..
_
HAü
UAuVl XLİCAN UAÜ
( ÎVtV£ ALA
\M E T De&îL
K£-UVİ
ÖİZAt*2v oTU^^Cvi f2lYifcJ_l
=u uaj^ g/n* r^ic?Tf o n a /
pLiH ü M U
<£>Nl ATA V
eı_ wAk&M e?re a £2{OA£?/VpiA4 »N Ü C A N
HALİKI
[ tANlf O
Ü^IS- LİU4^uANAS(LJC
.vırvrr tTecs^î^
www.bizimsahife.org
Ucan Halı
■vü.$A£»IN Ö PU LÜ K A Z A N D W \..
B U U A K t e î UEAVEN VETTŞTÎeAABC
^
&£EHWC.
G E L SİN
AL.T M j
- ^mir
g
I S İZ P E e^ A t n E
-- ---------- l u î e k e m a l i n o a ,M A £ a £ A Y Û e>î£7‘lN..': B EN
GrE i-ItZ lW -..
i v y j sl> z\câk:
W
^TA (3JJTÜN
[01&İ >oı_u &ee r
VöCTYoeuZ-;
Ujps>M wao-( este c o c u t d T A V /V U Ş O DA E l - tAAWŞ/W
J N "/ANIM A
Ğ-Eİ-AAT^Tf -.
K 0f(2. jE V l£ 2
Efe.--- L^Ag /'.
PL^MLACT—-
; BU YîAJjANOYl DEEUAL V
} ZTNI7ANA ATIN SiZJAF'TAli^ SANıP /V\A£AL ^ i L A P .y ^
^
--- - *-- - .
~"v■ //>.-■
'?<. /
•usrüNi
EBi.t
PEAAEk; U ı l i M
UAL1
v /A K A lt^ SL>~ U A S E J?
DAHA <^Ok£ VA.VILyVtA'
_ A 1 A U . . X — '—^ r ' ----
IctaTÎL
BÜTİJN
(4ACIVİ gUOVU^K
7^'
ÇfiTESÎMT UÇAN
ÎClN ÇÖLE S A L -iiC :-«
M ü k ^ f ^ T lS E N A L ^ ” ^
£.AfciS.'lN AMLAESIWVA.> 4<V‘1 >
www.bizimsahife.org
BU &ECİT NERE'/E- /BEN Mı? TABİİ
AC\L\YÖR BİLİYOR, BİLİYORUM SA­
^ 'MU€>UN?.
RA/DA Bİ(? Y E ­
KE A CILIYO R..
ŞURAYI BABAMDAN
Ö&RENDİM SONUNDA GİZIlİ BİR GECÂT
-VAR....
^
SARAYA AClUYOKSA HE­
MEN HALIYI ALIP ORAYA>
I4AYIRDIR
İNŞALLAH
fiA7lKDII<
İNSAllAl
SU KADAR KOLAY UALUEDECE&İMİZ.
HİÇ AKLİMA GELMEMİŞTİ.. KlZ KARPEŞİM 5ENİ ©ÖRÜNCE NE ŞAŞIRA-
^
GİDERİZ..}-----p---------
ESAS1NDA ONLAR MA­
ĞARADA &OR DÜKLE
RİNE fASIRPILAR..
DO&Rü
HAKLISIN
K lZ K A E D E 5 IM
YOK/. KAC-İEM I^
İJ\R ONU'r
EBENDE
W ÇOKSA‘ l SIRDIÂV
iü SlgAPA SARAYDA
EBU KATİL MÜKAFATI UAK
ETTİK VALİNİN/ KILINI MA&A.RADA YAKALA'/İP &£L0İK-
KIZI BURAYA,
6£TÎRÎN<^-
T Û M A M ÎS L E R M & ÎP ]y û R
5 ÎM P Î 0 IR D E O&LANl YA
KALAPIAAMI TAM AM A.
www.bizimsahife.org
Uçan Halı
MEMEN HALIYA A T L A Y IP .G İ­
DER EL HAKEMİ B U LU R U Z ..
HER ŞEVİ YENİDEN PLÂNLARIZ.
S A H İH İ
www.bizimsahife.org
mTİTiT
Haber, röportaj ve mülakatlar bu sahifede yayınlanacaktır. Siz de çevrenizde
olup bitenleri anında bize bildiriniz
ADRES.CadaloSlo. Catalcavusokak 17/2 İSTANBUL.
TELEFONLAR İfan. 209762 208633
RoportaJ
* Ele geçen değerli eserler dükkânlara çağrılan hattat*
lara kopye ettirilir ve böylece sayıları çoğaltılırdı.
* Sahaflar ilk zamanlarda sadece el yazması kitaplar
satıyorlardı._____________________ ____________ _
* Bugün sahaflar çarsısmda 24 dükkan satış yapıyor.
Sahaflar çarşısının son hali
yeniden düzenlendi
www.bizimsahife.org
B ir kaç yıldanberi Sahaflar
Çarşısında barakalarda çalışan
esnafa geçtiğimiz günlerde aynı
model ve eski üslûpta ahşap*
dükkânlar yapılarak teslim edil­
miştir. Çarşı eskisine nazaran
daha intizamlı bir hale girmekle
beraber yeni dükkânlarda hem
yangın çıkma ihtimalinin fazla
olması, hem de Beyazıt Camiinin avlu pencerelerinin kapatıl­
ması gözümüze çarpan iki nok­
ta oldu.
Değerli kardeşlerimiz bu vesi­
le ile Sahaflar Çarşısının tarih­
çesini aşağıda veriyoruz.
O smanlı Devleti nin ilk baş­
şehirleri olan Bursa ve Edirne'­
de sahaflar, ellerine geçen ki­
tapları meraklılarına satmak
için daha çok, büyük camilerin
avlularında kitap sergileri dü­
zenlediler. Bu gelenek İstanbul'­
da Fatih, Eyüp ve Beyazıt cami­
lerinin avlularında devam etti.
Kitap alım satımı gittikçe gelişti
ve sahaflık kârlı bir meslek hali­
ni aldı. Fatih medresesi kurulur­
ken, sahaflar bu müesseseye bir­
çok değerli kitap satmıştı. Kapalıçarşı yapılınca sahaf esnaf* bu
çarşıda şimdi halı kilim satan
dükkanların bulunduğu bölüme
yerleşti; burada bugün hala sa­
haflar çarşısı tabelasını taşıyan
bir ver »ardır
TA R İH İ A ĞA ÇLAR
Sahaflar Çarşısı Yangını
Beyazıt civarında, Sultan
Mahmud ve Abdülmecid za­
manında gelip fes ticareti ya­
pan Tunusluların dükkânlarını
Kapalıçarşı’ya taşımalarından
sonra onlardan boşalan dük­
kânlara da sahaflar geçti. Böylece Sahaflar çarşısı, Beyazıt’a ve medreselere çok yakın bir
yere, Beyazıt Camiinin yambaşmdaki Hakkâklar (mühürcü­
ler) çarşısına gelmiş oldu.
1950’de çıkan yangında ahşap
kitapçı dükkânlarından on beşi
yandı. Yangından zarar gören
kitapçılar kitaplarını Beyazıt
camii avlusunda satmağa baş­
ladılar. İstanbul Belediyesi
yanmayan binaları da yıktırdı;
sayısı otuz kadar olan esnafa
Beyazıt camii avlusunda birer
baraka verdi. Birkaç yıl sonra
yanan dükkânların yerine Be­
lediye bugünku çarşıyı yaptır­
dı. Sahaflar çarşısında uzun
süre, yalnız yazma eser alışve­
rişi yapıld? Yazma eserlerin
günden gfer; azalması, buna
karşılık matbaa baskısı kitap­
ların çoğalması ve aranması,
esnaftan bir kısmını aynı za­
manda basma eser alıp satmak
zorunda bıraktı 1935’ten son­
ara sahaflar hem vr/m a hem
basma kitap a h p r
İstanbul'un güzellik unsurlarından olan
tarihi
ağaçlar
Belediye
tarafından
“abide” hükmüne alınmıştır.
Alınan bir kararla bu yaşlı ağaçların göv­
desine “Bu ağaç anıt eserdir” yazılı plaka­
lar çakılmıştır. Fotoğrafta Beyazıt Camiinin
Yamadaki yaşlı Çınar'ı ve üstündeki plaka­
ya görüyorsunuz.
I
------------- '
www.bizimsahife.org
Yaşanmış
hikayeler
sn
-ılf
-10
-Ju
9H
6H»
>lo
*iâ‘
“Hayır yavrum... Tam
üç kere kapılarına git­
tim... Ateş istedim.
Belki anlarlarda, birkaç
lokma verirler dedim.
Ama tok, açın halinden
anlamıyor.”
İR F A N
ATAG Ü N
K a lb e D o la n N u r
Günümüzden 1.100 sene ev­
t?vel, mübarek M EKKE Şehrinde-
yiz... B ir Hak âşığı, Kâbe'de iki.
rekat namaz kıldı... Sonra bir
-A.
hurma ağacının altında, teşbih
çekmeye başladı. Hava o kadar
sıcaktı ki, gözleri kapanıverdi.
Fakat biraz sonra kâlbi nurla
doldu... Rüyâsında sevgili Pey­
gamberimiz ile karşı karşıya idi­
ler... Ne kadar zaman geçti, ne­
ler oldu, neler konuştular... Pek
hatırlamıyordu. Yalnız ışıklar
içinde, şunu sorabilmişti:
—Ya Resûlullah.. En sevdiğiniz
insan, şu anda nerededir?
Mübarekler cevap verdiler:
—Şam şehrinde, falan* semtte
yaşıyan, falan kimsedir., buyur­
dular...
Âşık uyanır uyanmaz, Şam
şehrine yollandı. G’ünlerce son­
ra, o zât ile buluştu. Selâmlaş­
tıktan sonra:
—Ey Müslüman kardeşim...diye
sordu.
Ne yaptın da, Allahın en
.16
sevgili Peygamberi, seni bu katdar çok sevdi?...
hy
"D elik deşik olan kapıdan, içerdeki manzarayı gö­
zetledim ... Birde ne göreyim. O caktaki tencerede,
sadece su kaynıyor. 5-6 çakıltaşı da içinde. Ocağın
başındaki çocuklar yemeğin pişmesini bekliyorlardı.
O zât anlatmaya başladı:
— Ben gençliğimde ateşperest
(ateşe tapan) bir müşriktim (Al­
laha eş koşardım)...Çok da zen­
gin olduğum için, zaman zaman
büyük ziyafetler çekerdim.
Kendim gibi düşünenleri davet
eder, eğlenirdik.
Gene böyle bir ziyafet günü,
çengilerle şarkılarla eğlenirken,
uşağım yanıma geldi. Komşula­
rımızdan fakir bir kadıncağızın
biraz ateş istediğini bildirdi...
"Verin" dedim verdiler. Biraz
sonra şarap içerken uşağım, ay­
nı kadının gene geldiğini söyle^
di...Ateş istediğini öğrenince,
gene "verin" dedim, verdiler...
Biraz daha sonra fakir kadın
tekrar gelip, ateş isteyince gene
"verin" dedim. Ama üç kere
tekrarlanan bu istek karşısında
meraklandım... Kadın giderken,
gizlice, onu takip ettim... Kulü­
belerine yaklaştım. Zaten delik
deşik olan kapıdan, içerdeki
manzarayı gözetledim... Bir de
ne göreyim. Ocaktaki tencere­
de, sadece su kaynıyor. 5-6 çakıltaşı da içinde, sanki yemek
varmış zannını veriyordu. Oca­
ğın başındaki 5-6 çocuk, yeme­
ğin pişmesini bekliyorlardı. Ço­
cukların babaları ölmüştü...
" —Anneciğim... O zengin evin­
den, yiyecek hiçbir şey verme­
diler mi?.."
" —Hayır yavrum.. Tam üç kere
kapılarına gittim.. Ateş istedim.
Belki anlarlar da, birkaç lokma
verirler dedim. Ama tok, açın
halinden anlamıyor../
Devamı karşı sahife'dej^r
SA H İP» £ 5 "
www.bizimsahife.org
Bunu duyar duymaz, sanki
dünya başıma yıkıldı. Derhal
konağa döndüm. Üzerinde 40
çeşit yiyecek ve tatlı bulunan
bir sofra hazırlattım. Uşağımla
gönderdim. Kendim de gene
merak ettiğim için, onları gö­
zetledim. F a k irL ,, sofraya pek
sevindiler... Besmele çekip ye­
meğe taşlarken, en küçükleri:
" - D u n î uun!..dedi Bu güzel
yemekleri bize gönderen, iyi
kâlbli kimseye, biz de bir iyilik­
te bulunmayacak mıyız?../
Biz ona nasıl iyilik edebili­
riz?./' diye soran kardeşlerine,
cevap verdi:
" — Dua
da
edem ez
miyiz?..Onun iyiliğine karsı hiç
olmazsa, böyle mukabelede bu­
lunalım /
Anneleri duaya başladı:
Ey herşeyi gören ve bilen Yü­
ce Allahım...Bize, bu nimetleri
gönderen kuluna, sen de nimet­
lerin en güzelini ihsan eyle...
Onu, islâmiyetle şereflendir..."
Çocuklar hep birlikte:
" —Âmin...Âmin..." dediler.
Derhal konağıma koştum.
Davetliler henüz dağılmamışlardı^Onlara dedim ki:
H a fız a n ız ın
k u v v e tli
o lm a s ı
e lin iz d e d ir
inşa; gibidir. Kendisine ne
Hafıza
kadar güvenirseniz o kadar iyi çalı­
şır. Hafızanızı kuvvetlendirmek istiyor­
sanız, kendinizi kuvvetli bir ha­
fızanız olduğuna inandırınız. Unut­
mak, insanın hafızasını ihmal ettiğine
işarettir; asla zayıf hafıza anlamına
gelmez. Yeni bir işe girişirken, bir çok
şeyleri ilerde hatırlamanız gerekeceği­
ni düşünerek belleyin.
*
Zor şeyler niçin kolay şeylerden da­
ha iyi hatırlanır? Çünkü hatırda tutul­
ması zor olan konuları in­
san daha büyük bir dikkat­
le, ilgiyle beller. Kolayları
ise nasıl olsa kolayca hatır­
da kalır diye, şöyle bir bel­
leyip geçer. Fazla önem
vermediği için de çabucak
unutur. İnsan bir meseleye
dört elle sarılırsa bu mese­
lenin hafızasında yer etme­
si de kolaylaşır.
-Ey Kardeşlerim! Arkadaşlarım!
Bilesiniz ki ben, şu andan iti­
baren Müslüman oluyorum .İs­
teyen benimle birlikte, Kelimeî
Şehadet getirsin...EŞHEDÜ EN
LA İLAHE İLLALLAH...VE EŞHEDÜ ENNE MUHAMMEDEN RESÛLALLAH
Cenabı Hak, o yetimlerin
duasını kabul eylemişti. O dua
hörmetine hem ben, hem de bir­
çok arkadaşım Müslüman ol­
muştuk.
Bize bu hadiseyi nakleden
M ısıılı Zünnûn hazretleri de,
çok kıymetli bir zât idi. Kendisi
bir gün tarla kazarken, bir küp
bulmuştu.-Küpün içi, altınla
dolu idi. Altınlar arasında bir
de, tahta parçası vardı. Üzerin­
de ALLAH yazılıydı...Zünnûn
hazretleri, altınların hepsini fu­
karaya dağıttı. Yalnız o tahta
parçasını, kendi harap kulübesi­
nin duvarına astı.
Böyle insanları -tabii ki- Al­
lah da sever. Peygamberi de,
kulları da.. Değil mi çocuklar?
70 sene yaşasanız
acaba ne oiurduT
BU ELLER MİYDİ?
Bu eller miydi masallar arasından
Rüyalara uzattığım bu eller miydi
Arzu dolu, yaşamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken
uyuyan.
Bilyaların Aydınlık dünyacıkları
Bu eller miydi hayatı o dünyaların
Altın bir oyun gibi eserdi
Altın tüylerinden mevsimin rüzgâAyrıimış Sevgili oyuncaklardan
Kırmış küçücük şişelerini.
Ve herşeyden ve herşeyden sonra
Bu eller miydi Allah’a açılan
F. HÜSNÜ DAĞLARCA
■ Tftkg .lık bir insan 70 yıl
/ U y a ş a r s a , ORTALAma olarak:
45 ton yemek yer,
35 ton su içer,
4500 İt. tükrük salgılar,
19000 İt. terler,
125000 km. yol alır,
17 yıl ayakta durur,
12 m. sakalı uzar,
11 m. bıyığı uzar,
5 m. tırnağı uzar,
48525 ton kan kalb tara­
fından vücuda pompalanır
ISIYA GORE
KUMAŞ RENGİ
kumaşların
G iydiğimiz
renginin bizi ısıtması
veya serin tutması bakımın­
dan büyük önemi vardır.
Açık renkli kumaşlar güneş
ışınlarını yansıttıklarından
yazın bizleri serin tutarlar.
S A H İF E
TSL
www.bizimsahife.org
A
b
İl e l İm İ b u l a l im M eğ i
“ Ben dikkatli birimiyim” diye hiç düşündü­
nüz mü? Dikkatli olup olmadığınızı anlamak
isterseniz yandaki şekillere iyice bakın ve
aşağıdaki soruların cevabını 1 dakik^ içinde
vermeye çalışın.
1-Bu sekiz daireden hangisi en çok parçaya
bölünmüştür?
2-Bu sekiz daireden hangisi en az parçaya
bölünmüştür?
3-Btı sekiz daire içinde eşit parçaya bölün­
müş olanlar varımdır? Varsa, hangileridir?
Cevabınızı doğru olarak 1 dakika içinde ve­
rebilirseniz çok dikkatli bir insan olduğunuzu
göğsünüzü kabarta kabarta bütün arkadaşları-1
niza söyliyebilirsiniz.
SOLDAN SAĞA:
1—Yanda gördüğünüz hayvan; 2—Film oyna­
tılan yer; 3—Bir tedavi şekli; 4—Bir soru;
5—Hayvan ölüsü.
»•••••••
>•••••••
•••■
••af>
>•
•••••«
•
•••••
«
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1—Bir harf; 2—İri bir hayvan; 3—Birdenbire;
4—Seçimlerde seçim sandığına attığımız şey;
5—İleride geri almak üzere bırakılan; 6—tik in­
sanlar onu, iki odunu birbirine sürterek elde eder­
lerdi.
••••■••••.
••••••••••>
7 Farkı Buğunuz
Bizim Ali Bey gideceği her yere geç kalmasıyla tanınmıştı. Kaçırdığı vapurların trenle­
rin sayısını kendi de unutmuştu. Bu sefer Ay’a gitmeye heveslenen Ali Bey, gene yollarda
oyalandı ve füzeyi kaçırıverdi! Ay yolculuğundan mahrum kalan Ali Bey’i bırakalım da bu
iki resim arasındaki yedi küçük değişikliği bulmaya çalışalım.
S A H İF E
www.bizimsahife.org
AKKAPASLAe, KALEMİ HİC KALDIIZMAKSIZIN VE BİK GEÇTİ­
ĞİM YEKOEN BİIZ PAHA GECM R ^ SİZ İN TEK ÇİZGİYLE & İK
fc&ÜM Ç İZD İM . ACABA SİZ. p£
Ç İZEBİLİR M İSİN İZ ?...
GEÇEN
SAYIMIZDAKİ
BULMACALARIN
CEVAPLARI
—
— "
— — —aer
• HAKİM OLABİLİR MİSİNİZ?
Derviş kendi devesini 17 deveye katar.
Böylece develerin sayısı 18 olur. Sonra 9 de­
veyi (18’in yansı) en büyük çocuğa, 6 deveyi
(18’in üçte biri) ortancaya, 2 deveyi de (18in
dokuzda biri) en küçüğe pay eder. Böylece top­
lam, 9 + 6 + 2=17 olur. Bilge, artan ve zaten
kendisinin olan sonuncu devevi de alıknvar• GÖZÜ KESKİN OLAN BERİ GELSİN!.,
1-Hayır, 2-Evet, 3-Hayır, 4-Hayır, 5-Evet,
6-Hayır, 7-Hayır- 8-Hayır.
• HANGİSİ BİRBİRİNE BENZİYOR
a) 1 ve 7
b) 3 ve 8
c) 2 ve 5
2 TX1UA
LV.kD
Lfl
• 7 YANLIŞ OYUNU
1-İlerideki kamyonun sağ farı işaret edil­
miş;
2-Şoförü kapıdan dışarı çıkmış oian oto­
mobilin dikiz aynası gözüküyor.
3-Ağacın gövdesi daha kalın.
4-En gerideki otomobilde bir kişi fazla.
5-Tâksinin sağ kenarı daha kısa çizilmiş,
6-Çekül tutan adamın şapkasındaki tüy
yok olmuş.
7-Taksinin arkasındaki otomobilin iki
penceresi var.
Bu tejyuvaKtmaarîtaand3So^cn|uk:ıfc;
gösterileni
dan «ikan o K ^ ;^ a b { K k :^:HÖİK:h{®HlÎR;i
T
«iM
HIH1111İ*T
•O
Cal •-ulInHilu
•>---------------- --- -
• KATİL KİM?
Katil yanlışlıkla öldürdüğü adamın terliğinin
tekini giymişti.
S A H tPE Q
‘
www.bizimsahife.org
Î İ I ^
İg g
G A ZETESİ ÇO CU K
D E R G İS İ
SEVGİLİ OKUYUCULARIMIZ
Dergimiz, diğer dergilerden farklı olarak şimdilik bayilerde satılmayacaktı**
Dinlendiren, düşündüren, eğlendiren ve eğiten TÜRKİYE GAZETESİ ÇOCUK
DERGİSİ 'nin evinize kadar gelmesini istiyorsanız lütfen abone olunuz. Böylece
dergimizi her sayıda beş lira daha ucuza almış olursunuz.
Kaç aylık abone olmak istiyorsanız karşısındaki kutuya çarpı işareti koyarak
bedelini PTT ile Tür 'iye Gazetesi Çocuk Dergisi, Cağaloğlu, Çatalçeşme Sokak
No. 17/2 İstanbul adresine yollayınız.
Ayrıca Türkiye Gazetesinin başlık kenarında “DergiKuponu’*yayınlamak­
tayız. Bu kuponlardan da on adet yollayana 1 DERGİ BED
gönderilecek­
tir. Dergimizin her sayısını bedava almak isteyen kardeşlerimiz, her sayı için on
kupon göndermesi gerekmektedir.
Değerli kardeşlerimiz, Türkiye Gazetesi Çocuk Dergis i, hepimizin dergisidir.
Bu dergiyi diğer kardeşlerimize de tanıştırıp onları da abone yapalım. Her oku­
yucumuz en az beş kardeşimizi daha abone yapmak için çalışırsa, bizi sevindir­
miş olur.
ABONE
KARTI
Üç aylık.....................................................................................150 TL.
Altı aylık................................................................................... 300 TL.
Bir yıllık...................................................................................600 TL.
Türkiye Gazetesinde yayınlanan dergi kuponlarından on tane
gönderdim. Bir adet dergiyi parasız yollayınız.
□
□
[H
-o
c
o
ABONENİN;
Adı
Soyadı
Adresi
Şehri
Abone Bedelinin PTT İle gimdefJJeceği adres:
Türkiye Gazetesi Çocuk Dergisi: Cşğaloğlu, Çatalçeşme Sokak No. 17/2
İstanbul. Telefon: 20 97 82.
^
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
P3Q
www.bizimsahife.org
Sayın Okuyucularımız:
Dergimiz ile her türlü yazışma, haberleş­
me ve irtibatlarınızı listesini verdiğimiz irti­
bat büroları aracılığı ile yapacaksınız.
Okuyucularımız ile daha yakın dosttuk
kurmak, onların çalışma ve fikirlerinden isti­
fade için böyle bir yol seçtik.
Aynca dergimize göndereceğiniz yazı ve
haberleri bu bürolarımıza teslim ettiğinizde
vazifeli arkadaşlarımız bunları telekslerimiz
ile FİT’den daha çabuk göndermek imkanına
sahiptirler.
ADANA
A rif Hakverdi
İstanbul Kitabevi
Melek girmez çarşısı.
ADAPAZARI
Ersin Teşneii
Sakarya Kitabevi,
AKHİSAR
Hamit Hocaoğlu
Hocaoğlu KoU.Şti.
Sakarya Cad. No.90 Telf: 30 04
ALAŞEHİR
Mehmet İzmirli
İzmirli Kitabevi Atatürk
Bul. No. 97 Alaşehir-MANİSA
AFYON
Fuat Yardıma
Türbe Kitabevi, MilB Birlik
Cad.No.69/A
AMASYA
A li Temizer
Eski Ekin Pazarı, Zahireci
ANTALYA
Halim Ulaşır
Ulaşır KoU.Şti. Güllük Cad.
YSE karşısı Tel: 24 48
ANKARA
Hüsnü Kurtiş
Bağlum Kitabevi, Hacı
Bayram Veli Cd.No.4/A
ULUS Telf:24 30 57
BURDUR
Celal Udil
BURSA
l.Saim Şensöz
Merkez
Şube
Fahrettin Gürkan
İnönü Cad. Kızmeslek
lisesi karşısı No.34
İSKİLİP
Mustafa Güneş
Girne M anifatura.
İZMİR
Osman N. Yalçın
Basman e, Arvas Kitabevi,
An af ar talar Cad. 748
Tel: 13 87 66
KEŞAN
Mustafa Boyalık
Belediye Blok N o.75
KÜTAHYA
Can. G. Canbek
Can Canbek Kitap-kırtasiye,
Hürriyet Cd. Telf:23 11
Birgivi Kitabevi, Topçu
Asım Mh. İzmir Cd. 748
ismet Çetinkaya
Anafar talar Cad. No. 37
BAŞMAKÇI
Hüseyin Durmuş
Tatbdil Kitabevi,
Hürriyet Cad. No. 35
MANİSA
Mustafa Abalı
ÇORUM
Nihat Karaoğlu
Hizmet Ticaret, Ankara Cad. Aşık İş
Hanı K.2/38
Telf: 13 54
MALATYA
Haşan Arkuı
MARDİN
Fikri Kural
ESOT altı No.52 Tel: 39 95
Bolu Cad. No.71
Hizmet Kitabevi, Mrk.
Çarşısı 135.Sk. No. 19
Fatih Kitabevi, Mimar Faruk Cad.
Kale Pas. No.22
S.Selim Cami B. Arasta
Kapalı çarşı No.61
Köprübaşı Sümerbank karşısı
Küflü İş Hanı Kat 1 No:4
Dadaş Kitabevi, Cum. Cad. Gemalmaz Çarşısı No.28
Td:16 511
Kurşunlu Camii Cad. Teknik B.
Tel: 12 67
Mücasiroğlu Kitabevi,
Atatürk Cd. No. 15
Malkoç Mah. Müftü Şevket
Cad. N o.75 Telf: 15 23
Gölhisar Kitabevi
MERSİN
Hizmet Kitabevi
NEVŞEHİR
Selâhattin
Çiçeklier
DÜZCE
Naz/ni Coşkun
Said önder
ERZİNCAN
Tacettin Yılmaz
ELAZIĞ
Idris Ersoy
EDİRNE
İsmail Y. Orun tak
ESKİŞEHİR
Sadettin Dokur
ERZURUM
Sırrı Kaplan
EDREMİZ
Kaya Dem irsatan
FETHİYE
M a d t Mücasiroğlu
GÖNEN
Hüseyin Erol
GÖLHİSAR
Ramazan Sanlı
>
GAZİANTEP
Soner Akay
KONYA
A. Yaşar (haydut
KAYSERİ
Zeki Ruhlusaraç
K-MARAŞ
Sait Yolaçan
Dr. Mecit Barlas Cad. No. 7
Gaziantep Tel: 2 36 83
Masum Kitabevi, Küçük
Ihsaniye Mh. Şair Gurabi
Sk.No.10/1 Telf: 10 199
Seyyid Burhanettin Kitabevi,
Hürriyet Mah. Cengiz Topd
Cad. Sarmaşık sok. N o .l/C
Telf: 2 34 97-1 85 71
Bahçelievler Cad. 27/A
Telf t 3598
Cağaloğlu, Çatalçeşme Sok.
No. 17/2 İstanbul
Tel: 26 89 17
Hakikat Kitabevi Fatih,
Darüşşefaka Cd. No.57/A
Tel: 23 45 56
Fatih Ticaret Fatih Cad.
No. 158/A Yavuzselim-İST.
Tel:25 27 26
Akalın Ticaret Darüşşafaka
Cad. No. 72 Fatih-İST.
Tel: 21 82 27
Serhend Kitabevi Ankara
Cad. No 97 Tel: 22 50 27
İZMİT
BALIKESİR
DENİZLİ
'
Hizmet Kitabevi, Berberoğlu
lşhanı No. 2/24
Çakır hamam Temiz Cad.
12/1 Telf: 2 42 67
İSTANBUL
NAZİLLİ
Nazilli Kitabevi
ORDU
POLATLI
Arkın Kitabevi, Kunduracı Pazarı
Kasaplar Çarşısı No.26
Toros Mah. Kuvayı Millîye
Cad. No.306
Keçeciler Cd. No.24
Telf: 28 64
Hürriyet Cd. No.379/E
Eski Giresun Cad. No. 46
Kurban öztiirk
Kavukçuoğlu Pasajı No. 14 (Tuhafi­
yeci) Tel: 12 31
SEYDİŞEHİR
Yusuf Tosun
Garaj civan
SAMSUN
Rıza Erdemird
Murat Kitabevi, Irmak Cad.
N o.117
SİVAS
Ahmet Kor
Saray Kitabevi 4 Eylül Mah. 6.
Sokak
TEKİRDAĞ
Ahmet Baroç
Mimar Sinan Cad. No.6/3
TRABZON
A li öztürk
1-Değirmenciler Cami karşısı
2-Selim Kitabevi, Fatih Mah. Fatih
Lisesi bitişiği
3-Haktan Ticaret Fatih Mah. Fatih
Camii Karşısı
TOKAT
Sinan Aykutoğlu
Yeni Buğday Hali karşısı No.38/A
VAN
Abdurrahman
Ekinci
Soydan iş Hanı No. 137 Telf: 12 34
ZONGULDAK
Erol Küçük
Dereiçi Sok. No. 14
www.bizimsahife.org
M 5EH A B A
A E * A P A S L A I2
HUESIT
b a b a
M iv)
A D 1-
BABAM
• y y t ,
IV1DIJ2/
'
ÇAMA
BII2 ARABA
AUDI/
AJ2TİK-
y ü e o ’m e k
TEN
.
£Ajf2-
TU LD Ü M
FlatI: 30 TL.

Benzer belgeler