İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
TE KE L d iren iş i
iş çi sı nıfının
kitlesel miting ve yeterli etkiyi gösteremese de 4
Şubat grevi dönem açısından önemli çıkışlardı.
TEKEL tüm işçi sınıfı ve emekçilerin sesi ve yüreği olmuştu. Bu basit bir durum değildi. Sözkonusu olan egemenlere karşı toplumun her
kesiminden işçi ve emekçinin mücadelede gösterdiği birlikti.
TEKEL direnişi, egemenleri hiç hesap etmedikleri bir takım tavizler vermek zorunda bırakmıştı. Direnişin ulaştığı boyutta bir aldatmaca
olarak gündeme gelse de kriz saldırganlığında
egemenlere planlarından taviz verdirmek önemli
bir başarıydı. Dahası egemenler işçi sınıfının fiilimeşru eylemi karşısında da taviz vermek zorunda
kalmıştı. TEKEL işçileri ülkenin başkentinde,
şehrin merkezini mesken tutmuş ve polis saldırganlığını geri püskürtmüştü. Haklılıkları ve kararlılıkları kadar halktan aldıkları destek de bunda
önemli bir yerde duruyordu.
Onlar devrimci çalışmaya ülke çapında geniş
bir alan açtılar, deneyim kazandırdılar ve devrimcilerin onları sahiplendiği kadar onlar da devrimcileri sahiplendiler. Kendi karşılaştıkları
baskılardan yola çıkarak tüm ezilenlerle düşünsel
bir bağ kurdular ve işçilerin sınıf olma bilincinin
en temel özelliğini kazanmaya başladılar. Onlar
mücadelede kardeşleştiler ve dolaysız pratikleriyle
Kürt sorununda çözümün de sınıfsal temeline işaret ettiler. Ve kuşkusuz onlar yeni ve
daha güçlü mücadelelerin yolunu açtılar. Sayfa 8
İşçi-köylü
t ar ih s el bi l in ci di r
TEKEL direnişi sınıf hareketine güçlü bir canlanma getirdi. Bunun çok yönlü kazanımları hiçbir biçimde gözardı edilemez. Ankara’daki
Demokratik Halk İktidarı İçin
59
Sayı:
* 19 Şubat-4 Mart 2010
İsyan ateşini
sınıf bilinciyle
harlayalım!
* Fiyatı: 1.50 TL
* ISSN: 1307-878X
Tüm ezilenlerin, emekçilerin biriken öfkesine tercüman, çaresizliğine umut olan TEKEL direnişi sürüyor. Türlü saldırı ve bitirme
girişimine rağmen devam eden direniş, emekçilere umut olur-
ken, egemenleri ise her geçen gün biraz daha öfkelendiriyor.
Çünkü onlar baskı ve zulümlerine boyun eğen, çaresizliği kader
bilen, hakları uğruna mücadele yürütmeyen emekçiler arıyorlar.
Oysa Ankara sokaklarında yükselen direniş ateşi, mücadele edil-
meden hiçbir hakkın kazanılamayacağına işaret ederek yol göstermeye devam ediyor.
Ve bu direniş, egemenleri hiç de hesap etmedikleri bir takım tavizler
vermek zorunda bırakıyor. Yani mücadele eden kazanıyor. Ve mü-
cadele kritik bir eşikte halen sürüyor. TEKEL direnişinin kazanmasının tüm emekçilerin kazanması anlamına geldiğini bilince
çıkartarak her alanda direnişi merkez alan etkili, çalışmalara yo-
ğunlaşmak, vakit kaybetmeden olabilecek en geniş ve zengin biçimlerle direnişi büyütmek hepimizin omuzlarındaki görevdir.
8 Ma r t Y ü z ü n c ü Ya şın d a
Mücadelenin
100 ’ü eskimez!
Devrimcilik, ezilen ve sömürülenlerin sorunlarını bilmek, çözmek ve bu sistemin alternatifini örgütlemektir. Bunu da onlardan biri
olarak, onları devrimcileştirerek/onlarla devrimcileşerek başarabiliriz. Bu konuda ilk hedef
kitlemiz her zaman çözüme en çok ihtiyaç
duyan kesimdir. Bu kesimlerden biri de hiç
kuşkusuz emekçi kadınlardır.
153 yıl önce, sömürüye karşı canları pahasına direnen ABD’li kadınlardan aldığımız bu
meşale ile mücadelemizi büyütmek için daha
ısrarcı olmamız gerektiğinin farkındayız. Çalışmalarımızı bu bilinçle yürütmeli; 8 Mart’ta;
Yeni Demokrat Kadınlar olarak, örgütlenince
“göğün yarısına sahip olacağımızı” göstermek için alanlardaki yerimizi almalıyız.
İstanbul Yeni Demokrat Kadın İnisiyatifi
Sayfa 2
İşçi-köylü’den
TEKEL direnişi umutsuzluğa,
çaresizliğe itirazdır!
C
M
Y
K
Sayfa 15
 Yenikapı’da
direniş büyüyor
“Yüzyılın Projesi” olarak sunulan
ancak yüzyılın sömürüsünü işçilere
dayatan Marmaray Projesi’nin Yenikapı şantiyesinde direnişe geçen işçiler, 30’lu günlere dayandılar. 10
Şubat’ta Ankara’ya giden işçiler, Ulaştırma Bakanlığı önünde eylem yaparak
taşeron şirketi ve projenin yürütücüle Sayfa 5
rini protesto ettiler.
 Çemen direnişi
ve kararlılık
Antep’te Çemen Tekstil’de işçilerin
hakları için çıktıkları grevin 33. gününde işçilerle görüşen gazetemiz
okurları direnişin nedenleri ve gelişmeler üzerine söyleşi yaptı. İşçiler söyleşide kararlılıklarını ve zafere olan
inançlarını dile getirdiler. Sayfa 5
 JİTEM yoksa,
kayıplar nerede?
E ylem, etkinlik, yani pratik her zaman geliştiricidir, sınıf mücadelesinin ileriye doğru
evrilmesinde yegâne yoldur. Sınıfa bilinç taşınması olgusunu tam da bu çatışmanın bağrında
T EK E L d i r e n iş i s ü r ü y o r
değerlendirmek gerekir.
Bir aydın, bir cinayet ve olmayan adalet
AKP’nin
Alevi
çalıştayları
sona erdi
27-10 Ocak 2010 tarihinde gerçekleştirilen yedinci çalıştayın ardından kamuoyuna açıklanan ön rapor
metni ile yaklaşık iki yıldır devam
eden masalın sonuna gelindi. Yaklaşık 400 gazeteci, akademisyen ve
çeşitli kurum temsilcilerinin katıldığı büyük bir panayır havasında
gerçekleştirilen
çalıştaylarda
“küçük” bir ayrıntı unutulmuştu.
Alevi çalıştayında Aleviler yoktu.
Sayfa9
Sınıfsal Yaklaşım
Direniş öğretiyor -1“GÜNDE BEŞ VAKİT
KOMÜNİST OLDUK”
Sayfa 3
Katliam yapanları, banka hortumlayanları, Ergenekoncuları
aklayıp paklayan; elinde “taş izi” olan Kürt çocuklarına on yıllarca hapis cezası veren; düşünceyi suç sayan; rüşvetten başını
alamayan ve adalet kavramını ayaklar altına alan bir kurumdur
TC’nin adalet sistemi. Bu durumda Beşiktaş Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 yıldır süren Hrant Dink davasının nasıl sonuçlanabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
8 Şubat’ta gerçekleştirilen 12. duruşmada “kahraman” katil
Ogün Samast, mahkeme boyunca, kendi görüntülerinin seyrettirilmesi üzerine “meşhur oluyorum lan!” ve görüntülerdeki
ikinci kişiyi tanıyıp tanımadığı sorulduğunda “ne tanıyacağım
Sayfa 7
ya!” diyecek kadar “soğukkanlı” ve şımarıktı.
Emekçinin Gündemi
TEKEL etkili destek bekliyor
Sayfa 4
Pusula
Devrimcilerin görevi umudu
büyütmektir
Sayfa 11
Batman’da katıldığı bir toplantıda
yaşanan faili meçhul cinayetlerin hala
aydınlatılmadığını ve faillerin bulunarak derhal yargı önüne çıkarılmalarını
istediğini söyleyen AKP’li milletvekili
M. Emin Ekmen İHD Batman Şubesi’nin kayıp yakınlarıyla her Cumartesi günü düzenlediği oturma
eyleminden haberi olmadığını söyledi. Oysa eylemler Batman’da 47, Diyarbakır’da 53 haftadır devam ediyor.
Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray
Lisesi önündeki eylemleri ise 255. haf Sayfa 7
tasındaydı…
 Lewis Wickes
Hine
Usta fotoğrafçı Lewis Wickes Hine’nin elinde güçlü bir silahı vardı: Fotoğraf makinesi. Bu silahını yıllarca
fabrikalarda çalışan emekçilere, işçilere
ve özellikle de çocuk işçilere çevirdi.
Onların yaşamlarını anlatabilmek
için tüm engellemelere rağmen fabrikalardan içeri girdi ve onların yaşamlarını
Sayfa 14
fotoğrafladı.
Evrensel Bakış
Küresel krizin yeni durağı:
Yunanistan
Sayfa 13
‹flçi-köylü 2
Yaflam›n içinden
19 fiubat-4 Mart 2010
8 Mart Y ü z üncü Yafl›nda:
Mücadelenin 1 0 0 ’ü eskimez!
Tam 100 y›l oldu…
25
Kas›m
Kad›köy
Biz kad›nlar›n mücadelemizi, 8 Mart
Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nün
ilan edilmesi ile taçland›rmam›zdan bu yana 100 y›l geçti. Sömürücülerin yaratt›¤›
savafllarla ve y›k›mlarla geçen bu yüzy›lda
da bütün bunlardan en çok zarar gören,
en çok ezilen biz olduk. Yine bu yüzy›lda
eme¤in kurtulufl mücadelesinin devrimlerle sonuçlanmas›na da tan›kl›k ettik. Bu
mücadelenin ve devrimlerin ön saflar›nda
biz de vard›k ve militan direnifllerin öznesiydik, yoldafllar›m›zla birlikte…
Bilinçlendikçe örgütlenecek, örgütlendikçe özgürleflece¤iz!
Devrimcilik; ezilen ve sömürülenlerin
sorunlar›n› bilmek, çözmek ve bu sistemin alternatifini göstermektir. Bunu da
onlardan biri olarak, onlar› devrimcilefltirerek/onlarla devrimcileflerek baflarabiliriz. Bu konuda ilk hedef kitlemiz her zaman çözüme en çok ihtiyaç duyan kesimdir. Bu kesimlerden biri de emekçi kad›nlard›r.
Kad›n sorunu üzerine do¤ru bir perspektife sahip olmam›za ve bu soruna karfl› duyars›z kalman›n do¤ru olmad›¤›n› bilmemize ra¤men bu konuda pratik ad›mlar atamamam›z bizim için önemli bir eksikliktir. Sürekli dile getirdi¤imiz bu eksikli¤i gidermek ad›na geçmiflte bir kad›n
çal›flmas› yürütmüfltük. 2008 y›l›nda ise
Yeni Demokrat Gençlik (YDG), kad›n
örgütlenmesi üzerine çal›flma bafllatt›. Bu
çal›flma sonucunda; Diyarbak›r, Ankara,
‹zmir ve ‹stanbul’da “Genç Kad›n Komisyonlar›” oluflturuldu.
Yaflanan tart›flmalar, bu konudaki s›k›nt›m›z›n boyutunu gösterdi. Bir süre
sonra kad›n sorunu üzerine çal›flmalar
yürütülen alanlarda Genç Kad›n Komisyonlar› taraf›ndan Yeni Demokrat Kad›n ‹nisiyatifleri oluflturuldu. (‹zmir
ve Ankara)
‹stanbul’da da geçti¤imiz y›l›n sonunda
çeflitli alanlardan kad›nlar olarak toplant›lara bafllad›k ve Yeni Demokrat Kad›n
‹nisiyatifi’ni oluflturduk.
20 kiflilik bir grup kad›n olarak ald›¤›-
m›z ilk toplant›da “bir kad›n örgütlülü¤üne neden ihtiyac›m›z var/nas›l bir
çal›flma yürütmeliyiz?” gündemleri
üzerine konufltuk. Daha sonraki toplant›larda bu tart›flmalarla birlikte yaklaflan 25
Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslararas› Mücadele Günü için
eylemler örgütledik. 24 Kas›m’da; Taksim’de Demokratik Kad›n Hareketi ve
Emekçi Kad›nlar Komisyonu ile birlikte
bir yürüyüfl örgütledik. 25 Kas›m’da ise
Kad›köy’de Yeni Demokrat Kad›nlar
(YDK) olarak, “Kad›na Yönelik fiiddete Son” pankart›m›zla bir bas›n aç›klamas› yapt›k ve tiyatro oyunu sergiledik.
Aral›k ay›nda hem YDK çal›flmalar›na
kat›lan hem de ‹K okuru olan Songül
Araç adl› bir arkadafl›m›z, K›raç’ta, iflten
dönerken, evinin önünde polis taraf›ndan
yönlendirilen bir kifli taraf›ndan cinsel tacize u¤ram›flt›. Bu olay› protesto etmek
için ‹HD’ye baflvurarak bir bas›n toplant›s› ve Esenyurt Meydan›’nda bir bas›n
aç›klamas› düzenledik. Bu sald›r›, bir kez
daha gösterdi ki, sistem; kad›n›n mücadele etmesine karfl› kinini yine cinsiyetimize
yönelik sald›r›larla ortaya seriyor!
Bu eylemlerin ard›ndan 3 Ocak’ta düzenlenen “‹flçi-köylü Gazetesi ile Dayan›flma Gecesi”nde YDK olarak stant
açt›k, kad›n sorunu üzerine toparlad›¤›m›z kitaplar›n sat›fl›n› ve bildiri da¤›t›m›
yapt›k. Ayr›ca etkinlik bafllamadan hem
YDK’y› tan›tmak hem de çevremizdeki
kad›nlar›n bir kad›n faaliyetine nas›l bakt›klar›n› ö¤renmek amac›yla haz›rlad›¤›m›z anket çal›flmas› yapt›k. Etkinlikte
YDK’n›n haz›rlad›¤› bir tiyatro oyunu da
sergilendi.
8 Mart 100. Yafl›nda:
Mücadelenin 100’ü eskimez!
Küçük de olsa ileriye ve sa¤lam ad›mlar atabilmek için “yumru¤umuzu dört bir
yana sallamamaya” çal›flt›k/çal›fl›yoruz.
Kad›n faaliyeti yürütebilece¤imiz semtlerde toplant›lar al›p, buralarda nas›l çal›flmalar yürütebilece¤imizi tart›flt›k. Kad›n
sorunu ve genel teorik eksikli¤imizi gidermek, sonraki toplant›lar›m›z›n bafl
gündemlerinden biri oldu. Bunun çözümü
için çal›flma gruplar› oluflturarak belirledi¤imiz konular temelinde e¤itim çal›flmalar› örgütledik.
8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’ne yaklaflt›¤›m›z flu günlerde, So¤anl›, Sar›gazi, Tuzla ve Okmeydan›’nda
toplant›lar örgütlüyoruz. fiimdiye kadar
yapt›¤›m›z toplant›lar hedeflerimizin alt›nda gerçekleflse de bunun nedenlerini
tart›flarak faaliyetimizi gelifltirmek üzerine kafa yoruyoruz. Kad›nlar› yüzy›llard›r
zincirlendikleri evden ç›karmak için ilk
ad›m olarak onlara gitmenin ve ev toplant›lar› düzenlemenin yararl› olaca¤›n›
düflünüyoruz.
153 y›l önce, sömürüye karfl› canlar›
pahas›na direnen ABD’li kad›nlardan ald›¤›m›z bu meflale ile mücadelemizi büyütmek için daha ›srarc› olmam›z gerekti¤inin fark›nday›z. Çal›flmalar›m›z› bu bilinçle yürütmeli; 8 Mart’ta; Yeni Demokrat
Kad›nlar olarak, örgütlenince “gö¤ün
yar›s›na sahip olaca¤›m›z›” göstermek için alanlardaki yerimizi almal›y›z!
(‹stanbul Yeni Demokrat
Kad›n ‹nisiyatifi)
8 Mart’› kad›n meselesini s›k›flt›rd›¤›m›z bir gün olmaktan
ç›kart›p, 365 günlük mücadelemizi taçland›rd›¤›m›z bir gün
haline getirece¤iz...
8 Mart 2009
‹stanbul
8 Mart’ta;
örgütlenince
“gö¤ün
yar›s›na sahip
olaca¤›m›z›”
gösterelim...
Birlik olal›m, boynumuzdaki zinciri biz k›ral›m
art›k harekete geçelim
“Kad›nlara buradan ça¤r›m›zd›r”
Songül AK: (‹zmir’den bir TEKEL iflçisi)
Haklar›n› alman›n bilincine vars›n ve direnifle geçsinler.
Ben burada bir TEKEL iflçisi kad›n olarak direniyorum ve
emekçi kad›nlar›n bu direnifle kulak vermesini istiyorum.
Boyun e¤memeleri gerekiyor art›k. Hangi bask› çeflidi,
hangi koflul alt›nda olursak olal›m direnece¤im. Kaç gün
kalaca¤›m belli de¤il, ama haklar›m›z› alana kadar burada
olaca¤›m kesin. 8 Mart vesilesi ile emekçi kad›nlara sesleniyorum, birlik olal›m, boynumuzdaki zinciri biz k›ral›m ve art›k harekete geçelim.
Baflbakan buradaki kad›n iflçiler hakk›nda “birahanelere gidiyor, barlara gidiyorlar, sabahlara kadar
e¤leniyorlar” diyor. Bu afla¤›lamalara karfl›l›k vermeyecek miyiz?
*****
Em jiyane, jiyan berxwedane!
Yar› Kürt, yar› Türk bir kad›n›m ben!
Babam, ’80 darbesi sonras› korkusundan bize ö¤retmemifl Kürtçe’yi. Küçükken nefret ederdim Kürtçe’den…
Okulda ö¤rendi¤im Türkçe’yi konuflurdum inatla. Annemin Türk olmas›, övünç kayna¤›yd› benim için. Çünkü,
Türklerdi en “soylu” olan, en “çal›flkan” ve de en “mutlu”
olan! Kürt yar›m› ise hiç rahat b›rakmazd› devlet “baba”;
ev bask›nlar›, kurflun sesleri, panzerin ezdi¤i çocuklar hiç
eksik olmazd› yaflad›¤›m mahallede… Korkard›m ve “tiksinirdim” yoksullu¤undan Kürt mahallemin.
Sonra mücadele etmenin ne oldu¤unu ö¤renmeye bafllad›m. Gerillalar rüyalar›m› süsledi; bu kez de Kürtçe konuflamad›¤›m için utand›m. Bir yoldafl›m, köyden kente
zorla göç ettirilen bir Kürt kad›n›n, Türkçe bilmedi¤i için
yaflad›¤› s›k›nt›lar› anlat›p, art›k o kad›n›n rüyalar›n› sessiz
gördü¤ünü söyledi¤inde, bu utanc›m daha çok artt›. Dilimden, kültürümden bu kadar uzaklaflt›rd›¤› için, TC’ye daha
çok kin duydum ve daha bir sar›ld›m mücadeleye.
Bir Kürt kad›n› olarak ilk asimile edilen ben oldum,
“kutsal” annelik rolümden kaynakl›. fiimdi mücadelenin
öznesi olmak için kad›n olman›n bilincine varman›n önemini fark ediyor ve Kürt kad›n›n artan direnifl sesine bir ses
daha eklemek için 8 Mart’ta alanlara ça¤›r›yorum.
*****
“Kad›n›n içinde bulundu¤u sömürü k›skac›na karfl› ç›kmak ve mücadele etmek
devrimci bir görevdir.”
Merhaba
Ben 18 yafl›nda evlenip 15 y›l küçük bir
köyde evli kald›¤›m evlili¤im süresince
eflimin daya¤›na, hakaretlerine maruz
kald›m. Zamanla eflime sadece bedenimin gerekli oldu¤unu, düflüncelerimin,
kiflili¤imin bir öneminin olmad›¤›n› kavrad›m. Beni insan olarak dahi görmüyordu, onun için kullanmak istedi¤i zaman
elinin alt›nda bulunan bir mald›m. Peki,
ben neydim? Düflünüyordum, akl›m› kullanma yetene¤im vard›; geriye kendime
güvenmek ve ayaklar›m›n üzerinde durabilmek kal›yordu. Ben de esaretimin
sebebini yok edip eflimden ayr›ld›m.
fiimdi çal›fl›yorum. ‹ki çocu¤umla birlikte
yafl›yorum. Omuzlamam gereken yüküm çok, bunu biliyorum ve kendime
güveniyorum. Çünkü ben KADINIM.
Bu süreçte YEN‹ DEMOKRAT KADINLAR’la tan›flt›m ve ülkemizde kad›n sorununun çok yo¤un yafland›¤›n›n fark›na
vard›m. Bu sorunun sadece evde kad›n›n fliddete maruz kalmas›yla bitmedi¤ini sokakta, iflyerinde k›sacas› yaflam›n
her alan›nda kad›nlar›n yok say›ld›¤›n›
gördüm. Sistemin, toplumun kad›nlara
yönelik dayatmalar›n›n artarak devam
etmesine dur demek için biz kad›nlar›n
daha bilinçli olmam›z ve ne istedi¤imizi
bilmemiz gerekti¤ini, bunun içinde mücadele etmemiz, birleflmemiz gerekti¤ini ö¤rendim.
Kendimizi yok saymak gelece¤i karartmak
diye düflünüyorum ve Yeni Demokrat
Kad›n hareketi ile bilinçlenmeye, mücadeleye diyorum.
*****
Ben bir iflçi kad›n›m
Ev emekçisi, iflçi, köylü kad›nlar›n yaflad›¤›
s›k›nt›lar› sözden ç›kart›p prati¤e dökmek ve burada kendini ifade etmesini
sa¤lamak bak›m›ndan kad›n çal›flmas›
önemli bir yerde durmaktad›r. Çünkü
kad›n, yüzy›llard›r sömürünün en fliddetlisini yaflamaktad›r. Toplumun “de¤er
yarg›lar›” bu sald›r›lar› meflrulaflt›rmaktad›r. Yaflanan bu s›k›nt›lar› gazete ve
dergilerden görmekteyiz. Ayr›ca bunlar›
biz de kad›nlar olarak yaflamaktay›z. ‹flte bu noktada bu sömürü k›skac›na karfl› ç›kmak ve mücadele etmek devrimci
bir görevdir.
Bizler Yeni Demokrat Kad›nlar olarak; 8 Mart’›n 100. y›l›na yaklaflt›¤›m›z
bugünlerde yaflanan TEKEL direniflinde
açl›k grevinde olan kad›nlar›n mücadelesini yaflamal›y›z.
Bizler Yeni Demokrat Kad›nlar olarak; Tarihte bu bilinci kuflanm›fl flehitleri mücadelemizde yaflatmal›y›z.
Bizler Yeni Demokrat Kad›nlar olarak; 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nü, takvimlerden ç›kart›p bir tohum
gibi yaflam›m›za serpifltirebilmeliyiz.
Bizler Yeni Demokrat Kad›nlar olarak; Bursa’da yanan, ‹kitelli’de bo¤ulan
ve hemen her gün töre cinayetlerine
kurban edilen yüzlerce kad›n›n sesi
olmak ve iflçi direnifllerinde hayk›ran ka-
d›nlar›n sesine ses katmak için 8 Mart’ta
alanlara, hesap sorma bilincini kuflanarak
inmeliyiz!
*****
Merhaba…
Ben, bir ev kad›n›y›m. Milyonlarca kad›n›n
içinde ben de eme¤i hiçe say›lan bir ev
emekçisiyim. Her gün ayn› ifller; çocuk
bak›m›, ev temizli¤i yani… Günün 24 saati, biz kad›nlar›n ifli bitmek bilmez! Ama
akflam eflim iflten geldi¤inde, “çok yorgunum” dedi¤imde; “ne yapt›n?” diye
cevap verir. Ben mi ne yapt›m? Ben do¤uruyorum, ben üretiyorum, ben bir evde yap›lmas› gereken her fleyi üstleniyorum.
Art›k ben de sorunlar›ma karfl› örgütleniyorum. Ben 27 yafl›nda bir kad›n›m. 8
Mart’›n 100. y›l›n› kutluyorum. 100 y›l
önceki kad›nlar da benim gibiydi. 100 y›l
sonraki kad›nlar da öyle! Ne y›llar ne de
yafllar hiçbir fleyi de¤ifltirmiyor.
Bir fleyleri de¤ifltirmek için Yeni Demokrat Kad›nlar olarak 8 Mart Dünya
Emekçi Kad›nlar Günü’nde alanlarda
buluflal›m!
Yaflas›n örgütlü mücadelemiz!
Prangalar› Parçalamaya
8 Mart’ta Alanlara
Günümüzde ifl hayat›na kat›l›mla daha sayg›n bir yer
edinece¤ini düflünen kad›n daha yo¤un bir temponun içinde kalmakta. ‹fl yerinde gün boyu eme¤i sömürülmekte,
hak etti¤ini alamamakta ve geri kalan zaman› çocu¤u ile ev
içerisinde kofluflturmayla geçmekte hatta çocu¤una yeterince zaman ay›ramamaktad›r. Bunun vicdani sorumlulu¤unu kald›ramaman›n çözümünü de ço¤u zaman üretimden
kopmakta bulmaktad›r. Yetersiz olan do¤um öncesi-sonras› izinleri ve süt izinleri her geçen gün gasp edilmekte ve
birçok iflyerinde krefllerin bulunmamas› da sorunun bir
baflka yönüdür.
Bununla birlikte kad›na yönelik cinsel ayr›mc›l›k her
sektörde kendini göstermekten geri kalmaz, bilinci ve
kimli¤i sald›r›ya u¤rar. Yine ifl yerinde birçok kad›n, erkek
ifl arkadafllar› ve patronlar› taraf›ndan tacize maruz kal›r.
Birçok ifl kolunda özne konumundan nesne konumuna indirgenerek baflar›l› olamayacaklar› varsay›lmaktad›r. Her
yönüyle sömürülebilir olarak görülür.
Bugün kad›nlar olarak dünden daha fazla birlikte olmaya ve dayan›flmaya ihtiyac›m›z oldu¤u bir süreçte ilerlemekteyiz. Krizin sebebi olarak görülerek üretimden kopar›lmaya çal›fl›lan, eve hizmetçi olarak tekrar geri dönmesi
planlanan, her alanda oldu¤u gibi iflyerinde de cinsel her
türlü sald›r›ya ve küçümsemeye maruz kalan kad›nlar beyinlerine vurulan prangay› parçalayarak ayn› zamanda pratik içerisine girerek tarihin sayfas›ndan ç›kar›lan derslerle
göstermeliyiz ki biz de var›z ve var olmaya devam edece¤iz. 8 Mart’ta alanlara; tüm varl›¤›m›zla daha güçlü hayk›rmaya…
‹flçi-köylü 3
Politika-yorum
19 fiubat-4 Mart 2010
‹syan ateflini s›n›f bilinciyle harlayal›m!
Emek cephesinde ciddi bir hareketlenmeyi
de beraberinde getiren TEKEL iflçilerinin direnifli, son günlerin hatta aylar›n en önemli gündemi olma özelli¤ini koruyor.
“Sadaka de¤il, hakk›m›z› istiyoruz!”
diye hayk›ran iflçiler, yarat›lmak istenen “sadaka toplumu” modeline de bu uzun soluklu direniflle birlikte ciddi bir yan›t oluflturuyorlar.
Direniflle birlikte yak›lan ateflin s›cakl›¤› ise ülkenin dört bir yan›nda hissedilmeye devam
ediyor.
Eylemler hakl› ve
evet ideolojiktir!
TEKEL iflçilerinin bafllatt›¤› direnifle, ülkenin dört bir yan›ndaki iflçi ve emekçilerin de
yan›t vermesi karfl›s›nda en keskin tepkiyi hükümet temsilcileri gösterdi. Maliye Bakan› fiimflek, özlük haklar› için direnen iflçilerin eylemlerinin art›k hükümete karfl› komploya dönüfltü¤ünü söyleyerek, korkular›na da tercüman
olmufltur. Hükümetin en yetkili a¤z› Erdo¤an
ise yapt›¤› aç›klamalarla, az›l› bir emek düflman› oldu¤unu bir kez daha teyit etmifltir. ‹flçi ve
emekçilerin eylemleri karfl›s›nda, tehlikede oldu¤unu gördü¤ü koltu¤unda hop oturup hop
kalkarken Erdo¤an, benzer tablolar karfl›s›ndaki tehditkar üslubunu son eylemlerle birlikte
daha da ileri tafl›m›flt›r.
Eylemler, ezilen s›n›f›n, bask› ve sömürüye
dayal› egemen s›n›f ideolojisine baflkald›r›s›d›r.
Bir di¤er deyiflle, ezenlerin ezilenlere yönelik ideolojik tutumlar›na karfl›, ezilenlerin ideolojik tutumlar›n›n ifadesidir TEKEL eylemi. Bu iki s›n›f aras›ndaki özü ideolojik olan mücadele kapsam›ndad›r. Tekrar etmek gerekirse: Evet, eylemler ideolojiktir!
Eylem karfl›s›nda duyulan korkunun bir
yans›mas› da, iflçilerin tazminatlar›n›n banka
hesaplar›na yat›r›lmas› oldu. ‹flçiler aras›nda ikilem yaratma amac› da tafl›yan bu giriflim üzerinden de eylemin etkisini k›rmaya dönük yo¤un bir karfl› propaganda gelifltirildi. “fiu kadar say›da iflçi yat›r›lan paras›n› ald›”
yönlü aç›klamalar da yine iflçiler taraf›ndan ya-
n›tland›, bir anlamda da yalanland›.
Yat›r›lan paralar iflçiler taraf›ndan çekilmemiflti. ‹stisnalar vard›, evet, ancak ezici bir ço¤unlu¤un paras›na bankalar iflçilerin borçlar›n›n
karfl›l›¤› olarak el koymufltu.
‹flçileri sendikalardan koparma, sendikalara
olan güvenlerini k›rma amaçl› bir baflka çaba da
yine ayn› günlerde görüldü. Sendikalar›n eylemdeki ›srar›n›, kaybetmek istemedikleri, toplam 4.9 milyar tutar›ndaki iflçi aidatlar› ile aç›klama çabas›yd› bu.
Mevcut sendikal önderliklerin büyük bölümünün s›n›f uzlaflmac›, sar› sendikal anlay›fl›n
temsilcisi olmalar›, bu yaklafl›mda gerçeklik
pay› olabilece¤ini elbette akla getiriyor. Bu
önderliklerin niteli¤i egemen s›n›flar taraf›ndan
da biliniyor. Onlar›n özde sermayenin temsilcisi olduklar›ndan oldukça eminler. Bu durum
bugüne kadar defalarca kan›tlanm›flt›r. Bunun
içindir ki bu eylem özgülünde de, hangi kiflisel
hesaplar peflinde olduklar›, eylemi hangi noktada satacaklar› gibi tereddütler ortadan kalkm›fl
de¤il.
Ancak gerçekleflen eylemlerin bu sendikal
önderliklerin iradesini aflm›fl oldu¤unu da görmek gerekir. ‹flçi ve emekçilerin öfkesi birikmifltir ve bu öfke sendikal önderlikleri de önüne katm›fl, itelemektedir. Bu öfkenin önünde
duramad›klar›, kendilerini de silkeleyip atabilece¤ini çok iyi bildikleri içindir ki, eylemlere önderlik eden pozisyonda görünme gayretlerini,
zoraki de olsa sürdürmekteler. F›rsat›n› bulduklar› anda gerçek pozisyonlar›na uygun hareket etme e¤ilimlerini de zaten gizleyememekteler. Bu durum sendikalar›n 4 fiubat eyleminden sonraki günlerde yapt›klar› toplant›dan
sonra aç›klad›klar› kararlarda da görülmektedir. Hükümetle “uzlaflma” yolunun esas al›nd›¤› görülen bu kararlar›n özünü, emekçilerin
sokaktan kopar›lmas›, eylemlerin etkisinin k›r›lmas› oluflturmaktad›r. Dan›fltay’a 4-C’nin iptali için baflvuru yapmak, TEKEL iflçilerinin
meflru eylem biçimini uzun bir bekleyifl içinde
eritmek demektir. Ancak iflçilerin bekleyecek
zaman› yoktur, zira 28 fiubat itibar›yla iflsiz kalacaklard›r.
S›n›fsal Yaklafl›m
Direnifl Ö¤retiy›r -1-
“GÜNDE BEfi VAK‹T KOMÜN‹ST OLDUK”
Tekel’in ilk önemli dersini s›n›f bilinciyle mücadele/direnifl aras›ndaki
iliflki oluflturmaktad›r. Bafll›ktaki sözü
sarf eden Tekel iflçisinin ruh halini,
duygular›n› yans›tmak amac›yla yapt›¤›
espri, eylemin politik karakteriyle ilgilidir. Bu karakterin direniflin do¤as›nda
bulunmas›ndan öte, süreç içerisinde
meydana gelen saflaflman›n getirdi¤i
berrakl›¤›n politik derinli¤i üzerinde
durulmal›d›r. Bunu de¤ifltirici ve dönüfltürücü olman›n zemini olarak alg›lamak gerekir. Eylem, etkinlik, yani
pratik her zaman gelifltiricidir, s›n›f
mücadelesinin ileriye do¤ru evrilmesinde yegâne yoldur. S›n›fa bilinç tafl›nmas› olgusunu tam da bu çat›flman›n
ba¤r›nda de¤erlendirmek gerekir.
Düflmanla karfl› karfl›ya gelmeden,
onunla yüzleflmeden yol alabilmek
mümkün de¤ildir. Bu, kendili¤inden bir
s›n›f olmaktan ç›k›p kendisi için s›n›f
olmaya do¤ru ilerlemek anlam›na gelmektedir. Büyük bir bölümünün oy
verdikleri bir partinin/hükümetin haklar›n› gasp etmesi bir yana her türlü yalan, iftira, çarp›tma ve daha önemlisi
bask›, tehdit ve fliddetle yaklaflt›¤› direniflin, bütün y›k›c› ve yap›c› unsurlar›
bünyesine toplayaca¤› kaç›n›lmazd›r.
Y›k›lan, her fleyden önce “ana/kutsal” devlet imaj›d›r. Devletin koruyucu, kollay›c›, hak ve adalet da¤›t›c› vb.
bütün flallar› üzerinden kay›p dökülmüfltür. Devleti temsilen hareket eden
üst düzey yetkililerden infaz aleti polislere kadar her seviyedeki muhatab›n
bütünlük oluflturan söz ve tav›rlar› tabloyu tamamlam›flt›r. Bu arada yine sistemin önemli bir parças› olarak sahne
alan di¤er hâkim s›n›f partilerinin tutu-
munu da pas geçmemek gerekir…
Direniflin ikinci önemli dersi, s›n›f›n
kimli¤i ve rolüne dairdir. Çok iyi bilindi¤i üzere iflçi s›n›f›/proletaryan›n ifllevine yönelik burjuvazinin bilhassa
90’l› y›llardan sonra gelifltirdi¤i ideolojik kampanya önemli bir yo¤unluk kazanm›flt›. S›n›f›n t›pk› burjuvazi gibi devrimci barutunu tüketti¤i, büyük oranda
baflkalaflmaya yüz tuttu¤u, ayr›ca say›sal olarak da azalmaya bafllad›¤› ve bütün bunlardan ötürü lokomotif özelli¤ini yitirdi¤i iddia ediliyordu. Bunun
temel dayana¤› elbette sosyalizmin kalelerindeki düflüfllerin bütün ç›plakl›¤›yla ortaya dökülmesi ve s›n›f›n genel
olarak mücadele alanlar›nda a¤›rl›¤›n›
kaybetmesiydi. Bir gerileme sürecinin
yaflanmakta oluflundan cesaretle harekete geçen burjuvazi “kanamay›”
h›zland›rma derdindeydi. Bu duruma
ilk önemli darbe s›k› biçimde geliflen
halk savafl› pratikleri, sonras›nda da iflgallere karfl› direnifllerle vuruluyor,
proletaryan›n varl›¤›n› “ispat sorunu” haline getirme çabalar›, emperyalizmin yo¤un sald›r›lar›na karfl› oluflturulan barikatlarla gö¤üsleniyordu. Bu
atefl, emperyalist metropoller baflta
olmak üzere dünyan›n bütün alanlar›nda emperyalist savafl/iflgallere, ekonomik ve sosyal y›k›m projelerine, açl›¤a,
k›tl›¤a ve yoksullu¤a karfl› gelifltirilen
direnifllerle büyüdü.
Tekel, ülkemizde 90’l› y›llar›n bafl›ndaki madenci direnifliyle iflaret fifle¤i
çak›lan, dönem dönem parlay›p sönse
de hep içten içe kaynayan ve nihayet
son y›llarda belli bir hareketlilik ve yayg›nl›k kazanan s›n›f hareketinin yaratt›¤›
birikim üzerinden vitesi daha da büyüt-
Erdo¤an’a iflçilere ay sonuna kadar süre
verme, yoksa müdahale etme tehdidini aç›kça
dillendirme cesaretini veren de asl›nda sendikal önderliklerin bilinen gerçekli¤idir.
Eylemlere destek veren, baflta devrimciler
olma üzere, emek dostlar›n›n “eylemle alakas› olmayanlar”, “marjinal gruplar” olarak ilan edilip, hedef gösterilmesi de yine ayn›
kapsamda de¤erlendirilmelidir. Bu kesimlerin
hedef gösterilmesi ayn› zamanda ay sonuna kadar verilen süre sonras› direnifli sürdüren iflçilere müdahaleyi meflrulaflt›rma amac› da tafl›maktad›r.
‹syan ateflinin sönmesine
izin vermeyelim!
Ülke gündeminin ikinci aya¤›n› da kuflkusuz
EMASYA Protokolü ve Milli Güvenlik Siyaset
Belgesi (MGSB) tart›flmalar› oluflturdu.
Büyük bir toplumsal olay bafl gösterirse,
bölgedeki komutana olaya do¤rudan müdahale
etme yetkisi veren EMASYA Protokolü’nün
(Emniyet Asayifl Yard›mlaflma Protokolü) AKP
hükümeti taraf›ndan tart›flmaya aç›larak kald›r›laca¤›n›n aç›klanmas› ve MGSB’de de¤ifliklik yap›lmas› son y›llara damgas›n›n vuran klik çat›flmas›nda yeni bir hamleyi ifade etmektedir.
Ama bu ayn› zamanda ve de esas olarak emekli general Nejat Eslen’in Cumhuriyet Strateji
dergisinin 158. say›s›nda ifade etti¤i gerçeklikte
ifadesini bulan yeniden yap›land›rman›n ürünü-
müfltür. Genifl bir dayan›flma a¤› oluflturmas›, baflta emekçiler olmak üzere
di¤er halk s›n›flar›n› etraf›nda toplamas›yla ortaya ç›kan potansiyelin etki gücü
görülmek durumundad›r. Eylem bir
yandan büyük bir kararl›l›k ama di¤er
yandan özellikle de kendi cephesinden
bir dizi engel ve dezavantajlarla yol almaktad›r. Bütün bunlara ra¤men yaratt›¤› etki, AKP hükümetini “düflürme”
tart›flmas›na uzanacak boyutlardad›r.
Tayyip’i (ve bakanlar›n›) bir iflveren,
sermaye sözcüsü kimli¤iyle hareket ettirirken endifle ve pani¤e sevk eden direnifl, s›n›fa ait bütün denetim mekanizmalar›n› sarsmakta, rejimin sigortalar›yla oynamaktad›r. Eylemin bütün
halk s›n›flar›yla yakalad›¤› mücadele birli¤i ve dayan›flman›n, oluflturdu¤u çekim merkezi ve heyecan›n, s›n›f›n rolü
ve iflleviyle yak›n iliflkisi göz ard› edilemez. Devleti köfleye s›k›flt›ran hem
hassas hem de sald›rgan k›lan, s›n›f›n bu
pozisyonudur. Özcesi, soruna “ideolojik” yaklaflan karfl›-devrim, iflçi s›n›f›n›n rolünü, s›n›f›n kendisinden daha iyi
kavrar durumdad›r…
Bu ba¤lamda de¤inmemiz gereken
husus, eylemin etki gücünün art›r›lmas›nda önemli bir yere sahip dayan›flma
eylemlerinin dur durak olmaks›z›n
sürdürülmesi gerekti¤idir. Baflta s›n›f›n
di¤er alanlar› olmak üzere bütün cephelerden Tekel direnifline kesintisiz
ve güçlü bir destek sunulmas› flartt›r.
Bunun temel nedeni, egemen s›n›flar›n
eylem karfl›s›nda gösterdi¤i reaksiyondan da anlafl›laca¤› üzere direniflin bütün ezilenleri kucaklayan bir mücadele platformuna dönüflmüfl olmas›d›r.
Tekel’in ateflledi¤i s›n›f mücadelesi faflist diktatörlü¤ün sald›r› kampanyalar›na karfl› dalgak›ran oluflturulabilmek
için önemli bir f›rsat yaratm›flt›r. Krizle beraber sald›r› bafllatan emperyalistfaflist haydutlar›n durdurulma ve geriletilme koflullar› böylelikle sa¤lanabilecektir.
Üçüncü ders örgütlenme sorununa iliflkin olarak verilmifltir. Tekel di-
dür; “Türkiye’nin karfl› karfl›ya odu¤u ciddi sorun,
etnik farkl›l›klardan de¤il, küresel ve bölgesel güçlerin jeo-politik ihtiyaçlar›ndan kaynaklanmaktad›r
ve Türkiye dahil bölgenin yeni jeo-politik ihtiyaçlar›na göre yeniden flekillendirilmesiyle ilgilidir.” Bu
yeniden flekillendirmenin flemas› da yine 2007
y›l› bafllar›nda M‹T Müsteflar› Emre Taner taraf›ndan çizilmiflti. Ordunun bu yeni flekillenme
karfl›s›ndaki tutumu, yapt›¤› karfl› hamle ve geri çekilmelerle ortada ve tart›flmal›d›r.
Ama bizim aç›m›zdan tekrar etmek gerekirse; süreç hakim klikler aras›ndaki dalaflman›n ötesinde ve ayn› zamanda s›n›fsal ve ulusal
mücadeleye karfl› mevzileri güçlendirme süre-
cidir. Zira hakim s›n›f klikleri devleti oluflturan
tüm kurumlar› ile bir bütün olarak s›n›fsal ve
ulusal mücadeleye topyekün güçleriyle müdahale etmektedir. Ve meselenin esas müdahale
etmemiz ve kitleleri bilinçlendirmemiz gereken yönü buras›d›r.
Nitekim EMASYA kalkm›flt›r, ancak yerini
daha etkili protokol(ler) alacakt›r. “‹ç düflman”,
“d›fl düflman” tan›mlamas› meselesinin flu s›ralar
öne ç›kar›lmas› da buna iflaret etmektedir.
Özellikle “iç düflman” tan›mlamas› daha da geniflletilerek, iptal edilen EMASYA’n›n da özüne
uygun olarak, ezilenlerin en küçük k›p›rdan›fllar› daha etkili biçimde ezilmeye çal›fl›lacakt›r. Yani EMASYA’n›n özü baflka adlar ve anlaflmalar
alt›nda, daha da etkin hale getirilecektir.
‹çe dönük ezme harekat›, egemen s›n›flar
renifli, örgütlü olman›n önemini bütün
yönleriyle ba¤r›nda tafl›maktad›r. Önceki pek çok direniflin de iyi-kötü bir
sendikaya gereksinim gösterdi¤i belirlenebilen bir husustu. Sendikalaflma
oran›n›n yüzde 6’lara düfl(ürül)müfl olmas›, böylesi faflist, gerici ve reformist
yönetimler alt›ndaki sendikalar›n dahi
tafl›d›¤› önemi ortaya koyacak aç›kl›ktad›r. Nitekim sendikaya sar› rengi veren duvar›ndaki boyalar de¤il, yönetimi, onun izledi¤i çizgidir. Özel amaçlarla kurulan ve örgütlendirilen kimi faflist yap›lar hariç gerici sendikalarda çal›flman›n gere¤i ve önemi de buradan gelmektedir. Devletin tipik bir itirafç› pozisyonuna düflerek, kimi kez
do¤rudan kimi kez yöneticileri üzerinden sendikalar› “kötü”, “sahtekâr”, “iflbirlikçi” gösterme gayreti bofluna de¤ildir (“Sendikac›lar iflçi aleyhine çal›fl›yor.
‹flçiler arac›s›z görüflmekten memnun. Tekel eylemine Türk-‹fl bile sahip ç›km›yor.”
Tayyip Erdo¤an, 12.02). Aralar›ndaki
hesap ve iflbirliklerini aç›klayacak kadar
gözünü karartan egemen s›n›flar›n sendikalar konusunda gösterdi¤i bu afl›r›
hassasiyet, durumu yeterince anlat›yor olmal›d›r.
Tam da bu nedenle hem sendika
yönetimlerini elde tutma hem de sendikal alan› k›s›rlaflt›rma çabalar›nda
ciddi bir yo¤unluk vard›r. 12 Eylül rejimine ait -geçici 15. madde (cuntac›lara
dokunulmazl›k) hariç- en dokunulmaz
yasalar›n “çal›flma alan›”yla iliflkili olmas› rastlant› de¤ildir.
S›n›f›n örgütlü olmas›ndan anlafl›lmas› gereken yaln›zca sendikalar de¤ildir. Sendikal faaliyeti de çekip çevirecek ve ona s›n›f çizgisi do¤rultusunda
flekil verecek olan kitle inisiyatifi, tayin edici hususlar aras›ndad›r. Tekel direniflinde de görüldü¤ü gibi (referandum) s›n›f›n kendi davas›na sahip ç›kmas›na, karar sürecine kat›l›m olgusunun (kendi kaderine hükmetme) sa¤lad›¤› etki iyi tespit edilmelidir. S›n›f›n demokrasiyle kurdu¤u iliflki mücadeleye
ruh ve dinamizm kazand›rmaktad›r.
aras›nda, emperyalist politikalar›n hem ülkede
hem de bölgede engelsiz hayata geçirilebilmesi aç›s›ndan bir zorunluluktur. IMF ile anlaflma
hala gündemdedir ve bu uzlaflma IMF’nin dayatt›¤› önkoflullar›n yerine getirilmesine ba¤l›d›r. Kamu harcamalar›ndan k›sma, özellefltirmelerin h›z›n› art›rma (ki TEKEL’den sonra
TAR‹fi’in özellefltirilmesi gündemdedir) vb. neoliberal politikalar›n önünde emekçi engeli kald›r›lmak zorundad›r. Bunun için de emekçi eylemlerinin her türden araç ve yöntemle bast›r›lmas› gerekmektedir.
Ama özellikle de toplumsal muhalefetin
öncü güçleri flu süreçte saf d›fl› edilmek istenmekte, ezilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu güçler devrimciler, ilericiler, emekten yana olanlar, eme¤in özgürleflme mücadelesine öncülük edenlerdir. Bunlar ayn› zamanda bir bütün olarak
emperyalist –dolayl› ya da do¤rudan- politikalar›n karfl›s›na dikilenler, bu politikalar›n gerek
ülkede gerekse bölgede hayata geçirilme çabalar›n›n önünde duranlard›r. Ve bunlar›n bu süreçte mutlak suretle tasfiye edilmeleri hedeflenmektedir.
Bu tasfiye hedefi, emperyalist ordular›n komutanlar›n›n birbiri ard›na yapt›¤› ziyaretlerde
de “Terörle Mücadele” kapsam›nda ele al›nmaktad›r. Yine ‹stanbul’da gerçeklefltirilen gayri resmi NATO toplant›s› da Türkiye’yi bölgedeki iflgal bata¤›n›n derinliklerine çekme hedefli oldu¤u kadar, “iç düflman›” tasfiye etme hedefini de içermektedir.
ABD ordusunun Afganistan’daki iflgal komutan› geçti¤imiz günlerde, Türk ordusunun
burada operasyonlara kat›ld›¤›n›, art›k çat›flmalara girdi¤ini aç›klam›flt›r. Türk egemen s›n›f
temsilcilerinin NATO toplant›s›n›n ard›ndan,
hatta sürerken yapt›klar› aç›klamalara bak›l›rsa,
Afganistan’da çat›flmalara kat›lacak asker say›s›nda ciddi bir art›fl hedeflenmektedir.
Tüm bu hedeflere bak›ld›¤›nda gerek emek
hareketinin gerekse bütün olarak toplumsal
muhalefetin en dinamik unsurlar›n›n neden acil
olarak tasfiye edilmek, ezilmek, sindirilmek,
teslim al›nmak istendi¤i daha iyi anlafl›lmaktad›r. Onlar›n hedeflerine ulaflmalar›n›n engellenmesinin tek yolu ise TEKEL direnifli ile yak›lan isyan ateflini ülkenin dört bir yan›nda s›n›f
bilinciyle harlamaktan geçmektedir.
Ancak bütün bunlar› gerçeklefltirme ve
iflletmenin de bir örgütlenmeye ihtiyaç
gösterdi¤i noktada iflyeri komitelerinin rolü ortaya ç›kmaktad›r. S›n›f›n
baflta sendikalar olmak üzere bütün eylem ve direnifllerine yön verecek olan
bu örgütlenmelerdir.
Sendikalar›n, ekonomik-demokratik mücadeledeki “temel” araç rolü
ba¤lam›nda politik savafl›mdaki yeri
unutulmamal›d›r. Tekel direnifli, sendikalar›n hal ve vaziyetine iliflkin ç›plak
görüntüler ortaya sermifltir. Direniflin
önce sendikalar› (daha do¤rusu sar›,
gerici, revizyonist yönetimleri) yola getirip hizaya sokmas› sonra da uyan›kl›¤› elden b›rakmamas› gerekti¤i görülmüfltür. Daha önemlisi, bu yönetimlerden ne kadar erken kurtulunursa mücadelenin gelece¤i bak›m›ndan o kadar iyi olaca¤›d›r. Tek-G›da ‹fl ve hamisi Türk-‹fl’in gösterdi¤i “olumlu” her
refleksin, yakas›ndaki iflçi elinden
kaynakland›¤›, aksi her durumda yan
çizdi¤i örnekler yaflanmaktad›r. 17
Ocak mitingi (kürsü iflgali) ve devam›ndaki görüflmeler safhas›nda olanlar (örne¤in, cuma günleri ifle 1 saat geç bafllama karar› al›p sonra bunu dahi uygulamama) hat›rlardad›r…
Ama esas çarp›c› tablo 4 fiubat
eyleminde resmedilmifltir. Yasak savmac›, devletle sürekli iflbirli¤inde olan,
statükocu, uzlaflmac› sendika yönetimlerinin ipli¤i bir kere daha pazara ç›km›fl, “genel grev” havas›yla haz›rlanan
eylemin de¤il yaflam› durdurma, “dayan›flma” çizgisi bile soluk kalm›flt›r.
Greve giden ve ülkenin dört bir yan›nda alanlara koflarak coflkulu biçimde
dayan›flma ve mücadele azmini gösteren on binlerce emekçinin yaratt›¤› sinerji ve verdi¤i mesaj elbette çok
önemlidir. Ama bunun kat be kat fazlas›n›n gerçekleflmesi engellenmifltir. Engelleyen, her türlü tehdidi savuran hükümet de¤il bizzat sendika yönetimleridir. Yaln›zca Türk-‹fl de¤il, D‹SK ve
KESK’in de birçok sendikas›, genel
merkezlerin riyakârl›¤›na s›¤›narak
eylemden kaytarm›flt›r. Konfederasyonlar›n bu oyalamac› tavr› en son al›nan “dava açma” karar›yla da kendini
göstermektedir. 10 fiubat’ta Yunanistan’da gerçekleflen genel grevin
“ders” olmas› uyar›s›/elefltirisi hiç de
yanl›fl de¤ildir. Burada sorunun bir di¤er boyutu mevcut sendika yönetimlerinden beklenti olup olmamas›ndan
öte bu asalaklara yönelmede neden bu
kadar pasif ve etkisiz kal›nd›¤›d›r/kald›¤›m›zd›r.
Konuyla ilgili son bir not “genel
grev”le ilgilidir. ‹yi haz›rlanmayan bir
genel grevin sonuçlar›na dair yapt›¤›m›z
tahlilleri hat›rlatmak gerekecektir. Genel grevler, dayan›flma amaçl› gündeme
gelse bile, genel olarak direnifli üst
aflamalara s›çratmak ve çat›flmay› daha ileri mevzilerde gö¤üsleyebilme
gücünü elde etmek için yap›lmaktad›r.
Üretimden gelen güç, üretim ve hizmetin durmas›yla kendini göstermektedir. ‹yi haz›rlanmad›¤› ve “içten” sabote
edildi¤i takdirde son örnekte görüldü¤ü gibi (hiç kuflkusuz belli bir coflku ve
heyecan yaratsa da) ciddi zararlar verebilir. Amaç daha ileri noktalar yakalamak oldu¤u için her fleyden önce bu
amaca ulafl›lamam›fl olur. Etkili bir uyar› ve kararl›l›k gösterisinin yap›lamad›¤›
koflulda “dayan›flma” boyutu da zay›f
kalacakt›r. Eylemin, yar›m yamalak ve
baflkalaflt›r›lm›fl haliyle, kimlik erozyonuna u¤rama tehlikesi karfl›s›nda
uyan›k olunmal›d›r. Bu konuda ölüm
orucu örne¤ini vermek yerindedir. F
tipi hücrelere karfl› bafllat›lan 2000
ölüm orucunun özellikle de 2002’den
sonraki hali hat›rlardad›r. Hele ki Tekel
direniflindeki iflçilerin açl›k grevine baflvurmas› karfl›s›nda, bu süreçten etkilendiklerini ileri sürmek abesle ifltigaldir. Kamuoyu oluflturma amaçl› denenecek bir dizi eylem biçimi aras›nda
ve çeflitli direnifller içerisinde elbette
“açl›k grevi” de olabilir. Ama s›n›f›n
esas silah›n›n ne oldu¤u ve üretim süreciyle kurulu iliflkisi bellidir.
-Devam edecek-
‹flçi-köylü 4
‹flçi/köylü
19 fiubat-4 Mart 2010
“Kazan›mlar›m›z 150 bin tafleron
sa¤l›k iflçisini etkileyecek!”
Özellefltirme politikalar›n›n h›z kazand›¤›
2000’li y›llarla birlikte bununla paralel olarak
tafleron çal›flma sistemi de büyük bir h›zla
yay›ld›. Güvencesiz, esnek ve örgütsüz çal›flma, üretimin hemen her alan›nda uygulanmaya baflland›. Sendikal› iflçilerin giderek ayr›cal›kl› bir kesimi oluflturdu¤u günümüzde
tafleron iflçilerin örgütlenmesi sendikalar›n
önünde duran ertelenemez bir görev haline
gelmifl durumda. Dev Sa¤l›k-‹fl Sendikas›
bu gerçe¤i gören sendikalardan.
Güvencesiz ve tafleron iflçilerin örgütlenmesi konusunda önemli çal›flmalar yürüten ve birçok ilde ciddi kazan›mlar elde
eden Dev Sa¤l›k-‹fl Sendikas› özellikle tafleron sa¤l›k emekçileri içinde h›zl› bir flekilde
örgütlenerek, örgütlenemez denilen bir alana da sendikan›n girebilece¤ini göstermifl oldu.
Bu deneyimler üzerine Dev Sa¤l›k-‹fl
Sendikas› E¤itim ve Örgütlenme Uzman› Serpil fiahin’le k›sa bir söylefli gerçekletirdik.
- Tafleron sistemi iflçi ve emekçilere
nas›l bir çal›flma yaflam› getiriyor?
- Sa¤l›kta dönüflüm ile bir taraftan halk›n
sa¤l›k hakk› elinden al›rken ve sa¤l›k alan› piyasalaflt›r›l›rken di¤er taraftan sa¤l›k çal›flanlar› için güvenceli çal›flma dedi¤imiz haklar da yavafl yavafl ellerinden al›nmaya baflland›.
Nitekim hastanelere gitti¤imizde farkl›
farkl› statülerde çal›flan ama ayn› hizmeti
üreten sa¤l›k çal›flanlar› ile karfl› karfl›ya kal›yoruz. 657-47A kadrosu dedi¤imiz devlet
memurlar› var. 657 4-B dedi¤imiz her y›l
sözleflmeleri yenilenen k›dem ve tazminat
hakk› olmayan memur statüsü var. Bir de ço¤unluk olan 4857’ye tabi olan tafleron sa¤l›k
NE DEMEK AYÖP?
iflçileri var. Biz tüm bu çal›flma sistemine karfl› yaklafl›k 5 y›l önce ortak bir mücadele süreci bafllatt›k.
Tafleron sa¤l›k iflçilerini örgütlerken karfl›n›za ilk olarak baraj engeli ç›k›yor. Ülke genelinde yüzde 10, iflyerinde yüzde 50 baraj›.
Gördük ki tafleron çal›flma sisteminin oldu¤u
her yerde esnek, kurals›z, hukuksuz çal›flma
yaflan›yor. ‹flçiler y›ll›k izinlerini alam›yor, maafllar› düzenli yatm›yor, eksik
yat›r›l›yor, SSK primleri eksik yat›r›l›yor, her flirket de¤iflikli¤inde girdi-ç›kt›
yap›larak k›dem ve ihbar tazminatlar›
gasp ediliyor.
- Bir süredir tafleron sa¤l›k çal›flanlar›
içinde örgütleniyorsunuz. Bu konuda bas›na yans›yan önemli geliflmeler de yafland›. Bu süreci aktarabilir misiniz?
- Yaklafl›k 6 y›ld›r üniversite ve Sa¤l›k Bakanl›¤› hastanelerinde say›lar› 150 bini bulan
tafleron sa¤l›k çal›flanlar›n› örgütlemek üzere
yola ç›kt›k. Tabip Odas› ve SES’le birlikte ortak mücadele etme formülünü gelifltirdik.
Baflar›l› da olduk. ‹lk örgütlenmeye bafllad›¤›m›zda iflçi arkadafllar iflten ç›kar›ld›lar. Buna
karfl› ilk tepkimiz hastanedeki doktor, hemflire ve di¤er çal›flanlarla ifl b›rak›lmas›n› sa¤lamak oldu. Ve ertesi gün iflçi arkadafllar›m›z
iflbafl› yapt›lar. Adana Balcal›’daki kazan›m bize bir yol haritas› çizdi. Ondan
sonra üniversite hastanelerinde örgütlenmeye bafllad›k. Bursa’da, Hacettepe’de
ve Akdeniz T›p’ta örgütlendik. Balcal›’dan
sonra birdenbire Türkiye’nin birçok yerinde
örgütlenmeye bafllad›k. Ciddi zorluklarla da
karfl›laflt›k.
Biz bafltan itibaren tüm tafleron çal›flanlar›n›n as›l iflverenin iflçileri oldu¤unu savunduk. Bu yüzden “‹nsan ihale ile çal›flt›r›l-
Baflbakan Erdo¤an’›n “Ne demek Ö¤retmen Olamayanlar Birli¤i ya?
Böyle fley mi olur?” fleklindeki aç›klamas›na Atamas› Yap›lmayan Ö¤retmenler Platformu’ndan tepki geldi. Batman
AYÖP üyeleri Gülistan Caddesi’nde biraraya gelerek bas›n aç›klamas› düzenledi. “Gör Baflbakan ama ifle yaram›yor”, “‹flsiz ö¤retmen olmayaca¤›z” sloganlar›n›n at›ld›¤› aç›klamada
Baflbakan’›n sözlerine aç›kl›k getirmesi
istendi. Kimsenin kendilerine ö¤retmen
olmad›klar›n› söyleyemeyece¤ini kaydeden AYÖP’lüler; “fiu elimizde gördü¤ünüz diplomalar binbir güçlükle 4-5 y›l
okuduktan sonra al›nterimizin, beynimizin ödülü olarak devlet taraf›ndan bize
verilmifltir. Bu gördü¤ünüz diplomalar
Emekçinin gündemi
TEKEL etkili destek bekliyor
Ankara’da gerçeklefltirilen TEKEL
mitingi, direniflin tüm emekçilerden
ald›¤› deste¤in önemli bir göstergesiydi. Miting ayn› zamanda hükümeti
kendileriyle uzlaflmaya zorlayan Türk‹fl yönetimi için de bir araç olmufltu.
Di¤er yandan kitlelerin enerjisinin tüketilmek istendi¤i anlafl›l›yordu. Ard›ndan Türk-‹fl’in heyet olarak hükümetle görüflmesi geldi ve TEKEL direniflinde hava biraz de¤iflmeye bafllad›.
Her ne kadar görüflme olumsuz sonuçlansa ve peflinden bir günlük
“grev” gündeme gelse de sanki bir
fleyler de¤iflmiflti!
4 fiubat “grevinin” hemen öncesinde burjuva medyan›n “TEKEL’in yan›nda saf tutar” gözüken baz› kesimleri
yo¤un bir propagandaya bafllad›lar.
Grev her yerde hayat› durduracak;
devlet daireleri, hastaneler çal›flmayacak; trenler, uçaklar, vapurlar sefer
yapmayacakt›. Ama beklenen olmad›!
Asl›nda burjuva medya da dahil hiç
kimsenin bekledi¤i bu de¤ildi. Medya
bilinçli olarak grevin olas› etkisini
abartm›fl ve sonras›nda “baflar›s›zl›k”
hissinin oluflmas›na hizmet etmiflti.
Ona düflen görev buydu; iflçilerin, halk›n yan›nda gibi gözükmek, gerçekte
ise inceden inceye sahibine, egemenlerin s›n›f ç›karlar›na hizmet etmek. Bu
süreçte medya tam anlam›yla bir psikolojik savafl arac›yd› ve Baflbakan’la
görüflmeden sonra burjuva medyada
da bir psikolojik de¤iflim gözlemleniyordu. “Bir k›s›m medya” yine TEKEL
iflçilerinin yan›ndayd› ama iyilik mi yap›yor kötülük mü belli de¤ildi.
Bir günlük destek grevi için konfederasyonlar ciddi bir haz›rl›k yapmam›flt›. Hatta denebilir ki rutini bile
gerçeklefltirmemifllerdi. Türk-‹fl’e
ba¤l› kimi sendikalar son güne kadar
eylemin zaman› ve biçimine dair habersizdiler. Türk-‹fl yönetiminden
gelen yaz› ise ibretlikti. ‹flçiler o
gün izinli say›lacaklard›! D‹SK,
“grev için Türk-‹fl çaba harcamazken biz neden u¤raflal›m”
anlay›fl›n› gizleyemiyordu. Oysa
D‹SK gerçe¤i, bir kez daha ortaya ç›k›yordu. Alabildi¤ine kamuoyuna oynayan bir yönetim, etkili bir kitle ve
maz, sa¤l›kta tafleron olmaz” diyerek
hep üst iflverenle iliflki kurduk. Hiçbir tafleron firman›n iflvereni ile görüflmedik. Çünkü tafleron firma geçicidir. Bu çal›flmalardan önce tafleron sa¤l›k çal›flanlar›n›n örgütlenebilece¤ine dair çok ciddi örnekler
yoktu. Bunun olabilirli¤ini göstermek bizim
için çok önemli.
2007’de “Sa¤l›kta tafleron olmaz” fliar› ile Ankara’da bir miting gerçeklefltirdik.
Ankara mitinginden sonra 20-30 bin adet imza toplad›k. Meclisteki siyasi partilerle görüfltük. “Tafleron çal›flma yasaklans›n” fleklinde
soru önergesi verilmesini istedik. Bu süreç
halen devam ediyor.
Bursa Uluda¤ T›p Fakültesi’nde arkadafllar›m›z 5 y›ld›r y›ll›k izinlerini kullanam›yordu. Sendikan›n ad› bile yeterli oldu. Geriye
dönük tüm haklar verildi. Ayn› fley Kocaeli
Üniversitesi’nde de yafland›. fiu an toplu sözleflme yetkimiz yok. Ancak tabanda ne kadar
gücünüz varsa o kadar baflar›l› olursunuz.
Okmeydan› SSK’da da örgütlenme çal›flmas› yürüttük ve direnifl kazan›mla sonuçland›. Orada arkadafllar›m›z iki ayd›r maafllar›n›
alamam›fllard›. Hastane yönetimi ile yapt›¤›m›z görüflmeler sonuçsuz kald› ve yasal süre
olan 20 gün geçtikten sonra ifl b›rakt›k. ‹ki
günlük eylemden sonra maafllar yatt›. Birbirine düflürülen iflçiler birlikte hareket ettikleri
zaman kazanabileceklerini gördüler.
Sendika olarak son 5-6 y›l içinde tafleron
sa¤l›k emekçilerinin içinde çal›flmaya yo¤unlaflt›k. Birçok ilde flube kurullar›n› gerçeklefltirdik. Bu çal›flmalar›n içinden ileri kadrolar
ç›kt›. 5-6 y›l önce 250 üyemiz vard›, say› bugün 5 bine ulaflt›.
- Güvencesiz ve tafleron çal›flt›rmaya
karfl› sendikalar›n nas›l bir tutum almas›
Say›n Baflbakan›m›z›n zekat› ya da nafakas› de¤ildir” dediler ve aç›klamadan sonra diplomalar›n›n fotokopileri
atefle verdiler.
AYÖP’lüler Mersin’de de eylem gerçeklefltirdi. Atatürk Caddesi üzerinde yer alan Büyükflehir Belediyesi
Hizmet Binas› önünde bir araya gelen
ve pankart açan kitle taleplerinin kabul edilmemesi halinde yak›n zamanda ölüm orucuna bafllayacaklar›n› dile getirdiler.
Milli E¤itim Müdürlü¤ü bahçesinde bas›n
aç›klamas› yapan atamas› yap›lmayan
bir grup ö¤retmen de Baflbakan’›n kendilerine “Ö¤retmen Olamayanlar
Birli¤i” demesini k›nad›.
(H. Merkezi)
eylem gücüne sahip ol(a)mama, baflta
Türk-‹fl bünyesindekiler olmak üzere
kendi d›fl›ndaki iflçi ve emekçilerin gücüne yaslanma… Bir günlük grevde
Birleflik Metal yoktu, öyleyse gerçekte D‹SK yoktu. Olanlar ise D‹SK
yönetiminin çabalar› sonucu de¤il
kendi s›n›fsal durufllar› nedeniyle oradayd›lar. 4 fiubat’ta sa¤l›k ve k›smen e¤itim emekçilerini ayr› tutarsak KESK de yoktu. Petrol ‹fl,
Hava ‹fl gibi ilerici sendikalar da
yoktu. TEKEL direnifli tüm iflçi
ve emekçilerin direnifli olmufltu.
Öyleyse burada olunmuyorsa, s›n›f kavgas›nda olunmuyordu.
Mesele bu kadar aç›k ve netti.
Konfederasyonlar›n tüm bu isteksiz ve ruhsuz tutumlar›na karfl›n dönem aç›s›ndan önemli bir eylem gerçeklefltirilmiflti. Sonuçta bu bir destek
greviydi ve grevin öz biçimi olan üretimin durdurulmas› sadece ulafl›m,
sa¤l›k gibi baz› hizmetlerin durdurulmas›ndan ibaret de¤ildi. ‹zmir’de kat›l›m yüksekti ve biraz da belediyenin
engel olmamas›yla birlikte baflta ulafl›m olmak üzere kent merkezi grevden tümden etkilenmiflti. ‹stanbul’da
Türk ‹fl’e ba¤l› deri ve belediye iflçileri; D‹SK’e ba¤l› ambarlar ve yine bele-
MÜCADELELER ZAFERLE
SONUÇLANIYOR
gerekiyor?
- Üniversite ve devlet hastanelerinde kazan›mlar›m›z 150 bin tafleron sa¤l›k iflçisini
etkileyecek.
Bunu uygulayabilmemiz için sendika olarak ve dost güçlerle, tafleron iflçileri örgütleyece¤imiz bir mekanizmay› hep birlikte hayata geçirmemiz gerekiyor. Özellikle Adana
karar› ç›kt›ktan sonra telefonlar›m›z hiç susmad›. En do¤usundan en bat›s›na, sa¤l›k
ocaklar›na kadar biz de kazanabilir miyiz sorular› gelmeye bafllad›.
Asl›nda TEKEL iflçilerinin ellerinden al›nmak istenmen kadrolu çal›flma hakk›n›, tafleron sa¤l›k iflçilerinin verdikleri mücadele ile
kazand›k. fiimdi bu örnekleri yaymam›z gerekiyor. Güvencesizler dedi¤imizde yaln›zca
sa¤l›k çal›flanlar›n› kapsam›yor. Biz bir kazan›m elde ettik, ancak bu tek bafl›na
tafleronu durdurmak için yeterli de¤il.
‹tfaiye iflçilerini, güvencesiz çal›flt›r›lmak istenen TEKEL iflçilerini, belediyelerde çal›flt›r›lan tafleron iflçileri de kapsayan bir
mücadele hatt› gerekli.
(‹stanbul)
Eko Metal-Depar iflçileri
direniyor
‹zmir Kemalpafla’da bulunan Eko Endüstri iflyerinde D‹SK’e ba¤l› Birleflik Metal-‹fl
Sendikas› ‹zmir fiubesi’ne üye olduklar› için
iflten at›lan iflçilerin fabrika önündeki direniflleri 25 Ocak 2010 tarihinden bu yana sürüyor. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na
iflyerinde ço¤unlu¤u sa¤lamas›n›n ard›ndan
yetki baflvurusunda bulunan Birleflik Metal-‹fl,
sendika üyesi iflçiler üzerinde bask› ve iflten
atma sald›r›s›yla karfl›laflt›. Sendikal örgütlemeye karfl› ç›kan patronlar çareyi iflçileri iflten ç›karmakta buldular. Eko Metal-Depar
patronu 25 Ocak tarihinden bu yana toplam
14 sendika üyesi iflçiyi iflten att›. (‹zmir)
diye iflçileri greve önemli oranda bir
kat›l›m sergilediler. ‹flçilerin ba¤l›
bulundu¤u Deri ‹fl, Belediye ‹fl
(Türk ‹fl), Nakliyat ‹fl ve Genel ‹fl
(D‹SK) gibi sendikalar›n ve merkezinde bulunan kimi flubelerin
ortak bir özelli¤i vard›. Devrimci, ilerici bir gelene¤in öncülü¤ünde ve TEKEL’in iflçi s›n›f› mücadelesi için tafl›d›¤› anlama uygun hareket ediyorlard›. S›n›f sendikac›l›¤›n› ilke edinmifl devrimci demokratik sendikal anlay›fl için özelde
4 fiubat’taki durufl baflar›l›yd› ancak
yeterli de¤ildi.
Bundan sonra ne yap›laca¤› belirleyici bir önemdedir. Türk ‹fl yönetimi
oyalaman›n ve zaman geçirmenin derdindeyken hükümet kararl› gözükerek
TEKEL iflçilerinin kendilerine ve s›n›fa
olan güvenlerini k›rmaya çal›fl›yor. Vakit kaybetmeden yeni ve etkili eylemleri bafllatmak gerekiyor. Öncelikle
TEKEL’e olan deste¤in ad› net olarak
konmal›, tüm iflçi ve emekçileri ilgilendiren yan› güçlendirilmelidir. Bu koflullarda somut talep ve fliar›n
“4/C, 4/B Kald›r›ls›n, Sözleflmeli
Köle Olmayaca¤›z” olarak belirlenmesi en uygun tutum olacakt›r. Egemenlerin amaçlad›¤› ça-
Uzun zamand›r devam eden direnifllerin birço¤unda, mahkeme süreçlerinin uzat›larak, direniflteki
iflçilerin psikolojik olarak sindirilmeye çal›fl›ld›¤›n› görüyoruz. Ama kararl› olan iflçiler, bu tür oyunlara
gelmeyerek, direnifllerini devam ettiriyorlar. Emek
cephesine dönük kapsaml› sald›r›lara yan›t olarak ortaya ç›kan direnifllerden biri de Entes’tir.
Dudullu Organize Sanayi’deki Entes Elektronik
Fabrikas›’nda çal›fl›rken iflten at›lan Gülistan Kobatan’›n bafllatt›¤› direniflte, ifle iade davas› kazan›mla
sonuçland›. Yaklafl›k 265 gündür haklar›n› almak için
mücadele eden ve sonuç olarak ifle iade davas›n› kazanan Kobatan’la görüflerek düflüncelerini ald›k.
“3 fiubat Çarflamba günü mahkemem oldu. Dava,
ifle iade karar›m›n verilmesiyle sonuçland›. fiimdi
temyiz sürecini bekleyece¤iz. Entes patronunun da 8
günlük itiraz etme hakk› var ve e¤er itiraz etmezse
dava tamamen bitmifl demektir. ‹tiraz ederse, Yarg›tay’›n karar› beklenecek. fiu an kap› önündeki direnifle ara verdim, mahkeme tamamen sonuçlan›ncaya
kadar bekleyece¤im.”
(Kartal)
ÖZELLEfiT‹RME
SALDIRILARI SÜRÜYOR
Uluda¤ Elektrik Da¤›t›m A.fi.’nin özellefltirilmesi Bursa Özellefltirme Karfl›t› Platform taraf›ndan düzenlenen bir bas›n aç›klamas› ile protesto
edildi.
Merkezi Bursa’da bulunan ve görev alan› Bursa,
Bal›kesir, Çanakkale ve Yalova illerini kapsayan UEDAfi’›n devlet hisseleri blok sat›fl yöntemiyle ihaleye ç›kar›lm›flt›. Yeterlilik alan 16 firman›n ihale için
son tekliflerini verdikleri gün Bursa Özellefltirme
Karfl›t› Platform’un ça¤r›s›yla bir bas›n aç›klamas›
yap›larak UEDAfi’›n özellefltirilmesi protesto edildi.
Bas›n aç›klamas›n› okuyan EMO Bursa fiube Baflkan› Remzi Ç›nar, UEDAfi’›n gerçek sahibinin halk›n kendisi oldu¤unu ve kârlar›na kâr katmak isteyen kurumlara peflkefl çekilmesini protesto ettiklerini söyledi. ‹haleye girmek için yetki alan kurumlar›n sahipleri aras›nda Deniz Feneri yolsuzlu¤unda
ad› geçen isimlerin de oldu¤una dikkat çeken Ç›nar,
TEKEL direniflindeki iflçilere “kimseye yetim hakk›
yedirmeyiz” diyenlerin, UEDAfi’› kendi yandafllar›na
peflkefl çekmekten geri durmad›klar›n› belirtti.
Ç›nar, hükümeti özellefltirme politikalar›ndan
vazgeçmeye, özellefltirmeleri derhal durdurmaya,
özellefltirilen kurumlar› derhal kamulaflt›r›lmaya
ça¤›rd›.
(Bursa)
l›flma düzenine karfl› sözleflmeli
ve geçici çal›flmay› hedef almak,
ifl güvencesi ve çal›flma hakk›n›n
kararl› savunucusu olmak genifl
iflçi ve emekçileri ortaklaflt›racak önemli bir talebi ifade etmektedir.
Tabandan güçlü bir bask› olmad›¤›
müddetçe Türk-‹fl yöneticilerinden
etkili eylem kararlar› ve prati¤i beklemek hayalcilik olacakt›r. Kuflkusuz ki
Türk-‹fl kendi haline b›rak›lmamal›,
baflta TEKEL iflçileri olmak üzere üye
iflçileri, flube ve sendikalar› üzerinden
zorlanmal›d›r. Di¤er konfederasyonlar da hem kendi tutumlar› hem de
Türk-‹fl’e etkileri bak›m›ndan ileriye
do¤ru zorlanmal›d›r. Ancak tüm do¤rulu¤una ra¤men bütün bunlar somut birer öneri de¤ildir. Belirsizlik
içinde geçen zaman›n TEKEL iflçilerinin aleyhine iflledi¤i bilinmelidir. Öbür
taraftan iflçi s›n›f›n›n hakl›l›¤›ndan ald›¤› güce ve yarat›c› eylemine güvenilmelidir. Bu güvenin somut bir karfl›l›k
bulmas› için sadece biraz çabaya ihtiyac›m›z var. Ama “tüm” ilerici, devrimci, demokratik sendika, flube ve
kurumlar›n “biraz” çabas›na ihtiyac›m›z var. Gücümüz önemlidir, yeter ki
bunu etkili ve birleflik bir biçimde kul-
lanmas›n› bilelim.
Aç›k ki bugün etkili bir genel grevin koflullar› yoktur. Destek grevlerimiz, irili ufakl› eylemlerimiz önemli ve
anlaml›d›r. Fakat mücadele araç ve biçimlerini zorlam›fl de¤iliz. Tüketmifl
hiç de¤iliz… ‹lerici, devrimci sendika ve flubelerin iflçi ve emekçileri harekete geçirdi¤inde ortaya
ç›kard›¤› güç küçümsenmeyecek
düzeydedir. Buna sendikalar›n
çeperi d›fl›nda bulunan toplumsal ve siyasi hareketlerin gücünü
de ekledi¤imizde çok daha kitlesel ve dinamik bir hareket yaratmam›z›n koflullar› vard›r. Fakat
“kamuoyunun” ilgisini çekmeyi
de¤il direniflin baflar›s› için gerekli eylemleri esas almak gerekiyor. Bas›n aç›klamalar›n›, sembolik yürüyüflleri, 10-12 kiflilik
eylemleri de¤il egemen s›n›f iktidar›n› zora sokacak etkili eylemleri uygulamak gerekiyor. ‹flyeri
iflgalleri, kitlesel yol kesmeler ve
daha birçok eylem bu kapsamda
örnek verilebilir. Bu eylemler
emekçilerden yana kendi kamuoyunu yaratacakt›r. Gerekli olan
birleflmek, gerekli cesaret ve kararl›l›¤› göstermektir.
‹flçi-köylü 5
‹flçi/köylü
19 fiubat-4 Mart 2010
“Mücadelesiz hiçbir hak kazan›lmaz diyen belediye iflçilerinden 7’si ifline geri döndü!
Esenyurt direnifli kazan›mlarla yoluna devam ediyor!
senyurt Belediyesi’nde çal›fl›rken sendikalar›ndan istifa etmedikleri gerekçesiyle iflten ç›kar›lan belediye iflçilerinin direnifli kazan›m coflkusuyla sürüyor.
Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube’de örgütlü olan iflçiler sendikas›zlaflt›rma sald›r›s›na
karfl› insanca ve örgütlü bir yaflamdan yana tav›r ald›lar. ‹flten ç›kar›lan 16 iflçi Belediye’nin
karfl›s›nda bulunan kültür merkezi önünü bir
direnifl alan›na çevirdiler. Gerçeklefltirdikleri
birçok eylem ve bas›n aç›klamas›n›n yan›nda
Bo¤az Köprüsü’nü de keserek seslerini kamuoyuna duyurmaya çal›flt›lar. 180’li günlerini ar-
E
kada b›rakan direniflin
ilk kazan›m› iflten ç›kar›lan ilk yedi iflçinin ifle iade davas›n› kazanmas›
oldu. Bu yedi iflçi 8 fiubat günü iflbafl› yapt›. Di¤er iflçilerin davas› ise
önümüzdeki aylarda görülecek.
Direnifli kazan›ma
götüren sürecin nas›l
örüldü¤ünü Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube
Baflkan› Hasan Gülüm’e sorduk.
- Sald›r›lar›n artt›¤›, iflsizler ordusunun
盤 gibi büyüdü¤ü koflullarda direnifliniz
önemli bir kazan›m elde etti. Bu noktaya
nas›l geldiniz?
- Bu mücadeleye bafllarken iki temel çizgi
belirledik. Birincisi en genifl kesimlerle bir
araya gelerek kamuoyu oluflturmak; ikincisi
yerelde emekçilerin bilgilendirilmesiydi. Yereldeki çal›flmalar›n önemini direnifl gelifltikçe daha iyi kavrad›k. Esenyurt’ta 15-20 bin bildiri da¤›tt›k, esnaf› gezdik, direniflimizi anlatt›k, des-
Yenikap›’da
“yüzy›l›n sömürüsüne ”
karfl› d i r e n i fl büyüyor!
Güvencesiz çal›flman›n ve katmerli sömürünün bir di¤er ad›d›r tafleron! Tafleron, her ne kadar emek ve hak gasp› için “arac›” ise daha ›srarl›, daha militan direnifller için de “arac›” olabilmektedir.
“Yüzy›l›n Projesi” olarak sunulan ancak yüzy›l›n sömürüsünü iflçilere
dayatan Marmaray Projesi’nin Yenikap› flantiyesinde direnifle geçen iflçiler,
30’lu günlere dayand›lar. Gazetemizin geçen say›s›nda, Yenikap› iflçileri ile
yapt›¤›m›z söyleflide, iflçiler, düflük ücretle ve sa¤l›ks›z koflullarda çal›flt›r›ld›klar›n›, sigortalar›n›n eksik yat›r›ld›¤›n› ve daha birçok haklar›n›n gasp
edildi¤ini, emeklerinin karfl›l›¤›n› istediklerinde ise patronunu kendilerine
kap›y› gösterdi¤ini anlatm›fllard›. ‹flçiler, flantiye önündeki direnifllerini eylemlerle büyütmeye devam ediyorlar.
8 fiubat Pazartesi günü Valilik’e yürüyen iflçiler, burada yapt›klar›
aç›klama ile Valiyi “göreve” ça¤›rd›lar. Aç›klamay› okuyan Ayd›n Erhan,
tafleron flirketin iflçilere yönelik sald›r›lar›n› anlatt›. Aç›klaman›n ard›ndan
iki iflçi ve direnifle destek veren Tekstil-Sen Genel Sekreteri Beycan Taflk›ran, Vali Yard›mc›s› ile görüfltü. Görüflmenin ard›ndan iflçiler, ‹fl Teftifl
Kurulu’na dilekçe b›rakt›lar.
Valilik önündeki bekleyifl boyunca kendi aralar›ndaki gülüflmeleri, muhabirleri içlerine alarak sohbet ediflleri ve afl›r› so¤uktan korunmak için
kendi aralar›nda halay çekmeleri… ‹lle de hiç durmadan att›klar› “Marmaray iflçisi köle de¤ildir!” vb. sloganlar›… Onlar›n aralar›nda olmak
ve onlarla direniflleri üzerine sohbet etmek, bizler için bir deneyim! Krizin
etkisiyle derinleflen yoksullu¤un kokusunu duydu¤umuz kadar, iflçinin büyüyen isyan›n› da görüyoruz. “Dipten gelen dalgan›n” kendini yüzeyde hissettirdi¤i direniflleri ve bunlar›n birbirini ne h›zla etkiledi¤ini de…
Bu eylemin ard›ndan 9 fiubat günü de Sirkeci ‹fl Mahkemesi’ne gelen
iflçiler, burada bir aç›klama yaparak; 16 Ocak’tan beri çal›flma koflullar›n›n
iyilefltirilmesi ve emeklerinin karfl›l›¤›n› alabilmek için direniflte olduklar›n›
ve bunun için bir de hukuk mücadelesi bafllatt›klar›n› söylediler. Aç›klaman›n ard›ndan avukatlar arac›l›¤›yla mahkemeye baflvuruda bulundular.
TEKEL iflçilerini ziyaret...
10 fiubat Çarflamba günü, Ankara’ya giden Marmaray iflçileri, Ulaflt›rma Bakanl›¤› önünde eylem yaparak hem tafleron flirketi hem de projenin yürütücülerinden olan Ulaflt›rma Bakanl›¤›’n› protesto etti. Devletin
hep patronlar›n ç›kar›na politikalar uygulad›¤›na dikkat çeken iflçiler, ifllerine geri dönmek istediklerini söylediler. Günlük yevmiyelerinin 35 TL’ye ç›kar›lmas›, eksik yat›r›lan SGK primlerinin ödenmesi, ifl güvenli¤inin art›r›lmas› ve flantiyedeki insanl›k d›fl› koflullar›n düzeltilmesini istediler.
Marmaray iflçileri, direnifle geçtikleri ilk günden beri, direnifllerine ilham verdi¤ini söyledikleri TEKEL iflçilerini de ziyaret ettiler.
Marmaray’dan TEKEL’e direnifl kazanacak!
“Yüzy›l›n Projesi”nde yüzy›l›n sömürüsüne maruz kalan iflçiler, ikinci
kez Valilik’e yürüdü. Daha önce Vali Yard›mc›s› ve Çal›flma Bakan› Ömer
Dinçer ile de görüflen iflçiler ad›na aç›klamay› yapan Erhan Ayd›n, haklar›n› hala alamad›klar›n› ve mücadeleleri sonuçlan›ncaya kadar eylemlerini
sürdüreceklerini söyledi. “Marmaray’dan TEKEL’e direnifl kazanacak!” slogan›n›n at›ld›¤› aç›klaman›n ard›ndan iflçiler aras›ndan bir grup, Valilik ile görüflmeye gitti. (‹stanbul)
tek istedik. Belediye Baflkan›’n› teflhir ettik.
Demokratik kurumlarla ve halk›n deste¤i ile
bir kamuoyu oluflturmay› baflard›k. Düzenli bir
eylem takvimi ç›kard›k. Eylemleri süreklilefltirmeye çal›flt›k. Sendika olarak örgütlü oldu¤umuz iflyerlerindeki iflyeri temsilcilerimizi de sürece dahil ettik. Tam bitti denildi¤i s›rada 400
kifliyle eylem yapt›k. ‹flveren bu direnifli bitiremeyece¤ini gördü ve arkadafllar›m›z› ifle geri almak zorunda kald›. Belki de direniflin bu noktaya gelmesinde en önemli yan sendikas›z iflçileri örgütlememiz oldu. ‹flçiler içeride sendikal› olmaya bafllad›lar. D›flar›da süren direniflin iflten at›lmalar› durdurdu¤unu gören iflçiler bu
süre içinde bize yönelmeye bafllad›lar. Bu yönelim bir süre sonra örgütlülü¤e dönüfltü. Bunu gören Belediye Baflkan› iflyeri temsilcili¤i
yapm›fl bir arkadafl›m›zla birlikte toplam 7 iflçiyi ifle geri almak zorunda kald›
- Direnifl iflçiler üzerinde nas›l bir de¤iflim yaratt›?
- ‹lk bafllad›¤›m›zda iflçi arkadafllar›m›z›n tutumu çok belirgin de¤ildi, kendini çok hissettirmiyordu. Direnifl gelifltikçe kararl›l›k da artma-
ya bafllad›, kimin yanlar›nda oldu¤unu zamanla
görmeye bafllad›lar. Direniflin bafllar›nda konufltuklar›m›z›, zamanla iflçiler kendi yaflamlar›nda görmeye bafllad›lar. Sald›r›lara da u¤rad›k. Bilinç de bu mücadele içinde geliflti.
- Esenyurt Belediyesi’nde Genel-‹fl Sendikas›’n›n da örgütlülü¤ü bulunuyor. Genel-‹fl direnifle karfl› nas›l bir tutum ald›?
- Direnifl s›ras›nda bizim temel s›k›nt›m›z
Genel-‹fl Sendikas›’n›n tutumu oldu. Biz 176
gündür oraday›z. fiu ana kadar bir gün bile yan›m›za u¤ramad›lar. Nas›ls›n›z diye sormad›lar.
Bizim Esenyurt Belediyesi’nde 30, onlar›n ise
100 üyesi bulunmaktad›r. Bu tutum bizim en
zay›f yan›m›z oldu. Direniflteki istikrar ve uzun
vadedeki kararl›l›k Genel-‹fl üyesi iflçilerin de
bize yönelmesine neden oldu.
- Yedi iflçi iflbafl› yapt›. Siz gelinen aflamay› nas›l yorumluyorsunuz, bundan sonras› için neler öngörüyorsunuz?
- fiimdi sendikal› iflçilerin hareket alan›n›
daraltmaya çal›flacaklar. D›flar›da 9 arkadafl›m›z
kald›. 5’inin davas› 23 Mart’ta 4’ünün davas› 19
Nisan’da görülecek. Bu çizgimizi sürdürebilir-
sek tüm arkadafllar›m›z›n ifle geri döneceklerine inan›yoruz.
2008’den bu yana kriz bahanesi ile sald›r›lar artt›, hak gasplar› yafland›. Bu kazan›m krizin
bedelini ödemeyece¤iz, iflsiz kalmayaca¤›z ç›k›fl›d›r ayn› zamanda. Her direnifl kazanamayabilir, kazanacaksak mutlaka mücadele etmeliyiz
yaklafl›m›n›n do¤rulu¤unu da bir kez daha kan›tlad›. Esenyurt bunun somut bir ifadesi oldu.
Çok uzun ve iyi direnifller de olsa do¤ru
araç ve yöntemler kullan›lmaz ise baflar›ya ulaflamaz. Direnifllerin kamuoyu ayaklar› çok
önemlidir. Direniflin yafland›¤› alanda iflvereni
en fazla etkileyecek yöntem ne ise o kullan›lmal›d›r. Halka gitmek, onlara direnifli anlatmak
çok önemlidir. Esenyurt örne¤inde bu çal›flmalar verimini ald›. Sal› ve Perflembe günleri
iflçilerin yemekleri yerelden karfl›lanmaktad›r.
Okul ihtiyaçlar›m›z› yerelde yapt›¤›m›z kampanya ile karfl›lad›k. TEKEL iflçileri örne¤inde ortaya ç›kan tablo Esenyurt’ta direniflin bafl›ndan bu yana gerçekleflmektedir.
(‹stanbul)
Çemen Tekstil’de 33 gündür direnen iflçiler, sendikal› olarak ifllerine geri dönmek istiyorlar
ÇEMEN D‹REN‹fi‹
VE KARARLILIK…
13 fiubat Cumartesi günü Çemen iflçilerini direnifllerinin 33. gününde ziyaret ettik ve bir röportaj yapt›k.
Antep ‹K- Greve bafllama nedeniniz nedir?
1. iflçi: ‹kramiyemizden 15 ay 100 lira kestiler. Bunun üzerine sendikaya
baflvurduk. Baflvuru yapt›ktan sonra evraklar›m›z Ankara’ya gitti, Çal›flma Bakanl›¤› onaylad›. Bu süreçte 4 mahkememiz oldu, hepsini kazand›k. ‹flveren
sözleflmeye geldi¤imizde dedi ki: “Ben
ne kanun tan›r›m ne devlet ne hükümet.” Biz de ay›n 12’sinde greve ç›kt›k.
2. iflçi: Bizim bir y›l önce 105 liram›z› kesti. Yeni iflçilere de bizden 105 lira
fazla verdi. Biz de 33 gündür grevdeyiz.
3. iflçi: Bundan 13 ay önce toplu
halde bu iflyerinde 220 iflçi vard›, biz
170 iflçi olarak sendikal› olduk. Bu süreçte patron bizi mahkemeye verdi.
Temyize Ankara’ya gittik, sendika ancak
1 sene sonra yetki ald›. 1 sene sonra ifl
geldi, greve dayand› ve grev karar› ald›k.
fiu anda grevin 33. günündeyiz. Halen
patron sendikay› fabrikaya sokmamak
için diretiyor. Ufak tefek fleyleri bahane
ederek ben sözleflmeye oturmam diyor. Ama biz sonuna kadar devam edece¤iz.
4. iflçi: Bizim 1 sene evvel 100 lira
param›z kesildi. Ondan sonra örgütlendik, gidip sendikaya üye olduk. 1 sene
içinde patron sözleflmeye yanaflmad›.
En sonunda greve ç›kt›k, gördü¤ünüz gibi 33 gündür grevdeyiz.
- Çal›flma koflullar›n›z nas›ld›?
2. iflçi: Günde 8 saat ve 3 vardiya
fleklinde çal›fl›yorduk.
3. iflçi: Esas sorun zaten bu. Çal›flma
koflullar›m›z çok kötüydü; hem sa¤l›k,
hem yemek, hem tuvaletlerimiz, hem
giyinme odalar›m›z berbatt›. Toplanarak
bunlar› patrona ilettik. Ama düzeltmediler. Bir de bizim bir sene önceki ikramiye dedi¤imiz ücret bunlara eklenmifl,
bu da ayl›k bordrosuna gösterilmeden
yap›lm›fl. Patron bunu kesti. Tam 12 ayd›r bu para bizden kesilmifl. Biz sendikal› olduktan sonra patron dedi ki: “Sen-
‹flçiler özellefltirme
heyetini kovdu
Yata¤an Termik Santrali’nde ve TK‹ Güney Ege
‹flletmesi’nde çal›flan iflçiler, özellefltirme kapsam›nda gelen konsorsiyum temsilcilerini Yata¤an’dan
kovdu. Yata¤an Termik Santrali’nin (YEAfi) özellefltirilmesinde, maliyet bedellerinin hesaplanmas› ihalesini alan Citi Grup, OYAK Yat›r›m, Master Dan›flmanl›k ve Socion Dan›flmanl›k firmalar›n›n oluflturdu¤u konsorsiyumun 20 kiflilik heyetinin Termik
Santral’de incelemelerde bulunaca¤›n› ö¤renen sendikac›lar ve iflçilerin direnifli sonucu, heyet 8 fiubat
günü Yata¤an’› terk etmek zorunda kald›.
Santralin kap›lar›n› tutarak heyetin girmesini engelleyen Maden-‹fl ve Tes-‹fl Sendikas› temsilcisi ve
bini aflk›n maden ve enerji iflçisi santral önüne gelerek kap›da barikat kurdu. Eyleme iflçilerin eflleri de
kat›ld›. Heyet Mu¤la’y› terk ettikten sonra heyet
içinden 2 temsilci Yata¤an’da kald› ve incelemelere
devam etmek istedi. Heyetin YEAfi’ta oldu¤unu haber alan iflçiler girifl kap›lar›n› tutarak temsilcileri
aramaya bafllad›. Konsorsiyum temsilcileri fabrika ç›k›fl›nda iflçilerin sert tepkisiyle karfl›laflt›. ‹flçiler konsorsiyum temsilcilerinin araçlar›na pet flifle ya¤d›rd›.
Temsilciler araçlar›n› b›rak›p kaçmak zorunda kald›.
Sendika yöneticileri, iflyerlerinin kap›lar›nda her
gün iki iflçinin nöbet tutaca¤›n› ve konsorsiyumun
temsilcilerinin hiçbir flekilde santrale al›nmayaca¤›
duyurdu. Duyurunun ard›ndan, iflçiler alk›fllarla da¤›ld›. ‹flçilerin özellefltirmeye karfl› nöbeti ise sürüyor. (H. Merkezi)
dikadan istifa edin, size geçmifl kesti¤imiz
ikramiyelerinizi vereyim.” O zaman 8-9
ayl›k sendikal›yd›k,
iflçi arkadafllarla dedik ki; “Biz ne o paray› senden al›r›z ne de istifa ederiz.”
Hakl›y›z hakk›m›z› sonuna kadar arayaca¤›z.
- Bize direnifl sürecinizden ve
beklentilerinizden bahseder misiniz?
1. iflçi: Patron 50 tane çevik kuvveti buraya y›¤m›fl, panzeri buraya y›¤m›fl,
itfaiyeyi getirmifl. Adam her fleyi eline
alm›fl yani devletin çal›flanlar› patronun
yan›nda, iflçinin de¤il. Bu bir gerçek.
Ama biz sonuna kadar gidece¤iz. Biz
emekçiyiz, çolu¤umuza çocu¤umuza
ekmek paras› kazanma derdindeyiz. 33
gündür karda, k›flta, so¤ukta ekmek paras› için direniyoruz.
2. iflçi: Patron grev k›r›c›l›¤› da yapt›. Ama bizler hakk›m›z› alana kadar bu
grevi sürdürece¤iz. Ne olursa olsun.
3. iflçi: Öyle grev yasalar› yap›lm›fl
ki, diyorlar ki grevdeki bir fabrika iflçi
çal›flt›rabilir. Yani greve giden gider, çal›flan çal›fl›r. Biz sendikal› olduktan sonra bu greve kat›lacak 170 iflçinin üstüne
200 iflçi alm›fl greve ç›kmadan önce. Bunu da grev sürecini k›rmak için yapt›.
Biz de ald›¤› iflçileri örgütleyerek grevin
önünü açt›k.
4. iflçi: Hepimiz bir yumruk olarak
devam edece¤iz. Bizim amac›m›z flartlar›m›z do¤rultusunda anlaflmak. Biz sendikal› olarak çal›flmaya devam edece¤iz.
Ve toplu sözleflme imzalayana kadar direniflimize devam edece¤iz.
‹flçilere teflekkür ederek ve direnifllerinde her zaman onlar›n yan›nda olaca¤›m›z› belirterek grev alan›ndan
ayr›ld›k.
(Antep ‹K okurlar›)
Dersim’de HES projesine yumurta ya¤muru
Tunceli Pülümür’de özel bir flirket taraf›ndan yap›lacak olan hidroelektrik santrali için Çevresel Etki
De¤erlendirmesi (ÇED) raporu haz›rlamaya giden Çevre ve Orman ‹l
Müdürlü¤ü ekipleri ile özel flirket
temsilcileri çevrecilerin tepkisiyle
karfl›laflt›. HES projesi için yap›lan
toplant›y› protesto eden çevreciler,
‹l Çevre ve Orman Müdürlü¤ü’ne
ait araca yumurta att›.
Tunceli Çevre ve Orman Müdürlü¤ü’nden ‹l Müdürü Mehmet Ali
Arguç, di¤er yetkililer ve HES’i kuracak firma temsilcileri ÇED raporu
haz›rlamak için Mutu Köyü’ne gitti.
Tunceli Belediye Baflkan› Edibe
fiahin, Pülümür Belediye Baflkan›
Mesut Coflkun, Pertek Belediye
Baflkan› Kenan Çetin, Hozat Belediye Baflkan› Cevdet Konak ile
yaklafl›k 200 çevreci ve köylü de köye giderek, haz›rlanan ÇED raporuna kendi görüfllerinin de kat›lmas›n›
istedi. Köylüler aralar›nda toplad›k-
lar› 70 imzal› dilekçe ile köylerine
HES kurulmas›n› istemediklerini
söyledi.
Tunceli Belediye Baflkan› Edibe
fiahin, “Yap›lacak bu barajlar Dersim’in do¤as›n› yok edecektir. Devlet bir an önce bu baraj projelerinden vazgeçmelidir. Biz Tuncelililer
olarak sonuna kadar bu barajlar›n
yap›lmamas› için direnece¤iz” dedi.
Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan
köylüler ve çevreciler, Jandarma
korumas›nda bölgeden ayr›lan Çevre ve Orman ‹l Müdürlü¤ü ekipleri
ile özel flirket temsilcilerinin bindi¤i
arac› yumurta ya¤muruna tuttu.
(H. Merkezi)
TZOB: Çiftçiler sel felaketlerine karfl› tedbirsiz
TZOB, son dönemlerde yaflanan sel felaketlerinin tar›m alanlar›na zarar verdi¤ine dikkat çekerek, köylülerin
henüz sel ve su bask›n›na karfl› sigorta yapt›ramad›klar›n›
belirtti. Konuya iliflkin yaz›l› aç›klama yapan TZOB, tar›m
arazilerinde oluflan zararlar›n en k›sa sürede telafi edilmesi gerekti¤ini belirterek, “Zarar gören çiftçilerimizin kredi borçlar›, Sosyal Güvenlik primi borçlar› faizsiz ertelenerek ödenmesinde kolayl›k sa¤lanmal›d›r” dendi. Birçok
ilde halen ya¤murlar›n devam etmesi ve henüz sel sular›n›n çekilmemesi nedeniyle hasar tespit çal›flmalar›na tam
olarak bafllanmad›¤›n›n ifade edildi¤i aç›klamada, flu ana
kadar tespit edilen zararlar flöyle verildi:
Ayd›n Milas ‹lçesi’nde yaklafl›k 8 bin dekar alanda eki-
mi yap›lan hububat sular alt›nda kalm›fl hayvan iflletmelerini su basm›flt›r. Koçarl› ‹lçesi’nde 130 bin dekar, Söke
‹lçesi’nde 300 bin dekar ve ‹ncirliova ‹lçesi’nde henüz
tespit edilememifl hububat ve narenciye sular alt›nda kalm›flt›r. Manisa’da afl›r› ya¤›fllar sonucu Nif ve Gediz nehirlerinin taflmas› sonucu 4-5 bin dönüm hububat ve ba¤
alanlar› sular alt›nda kalm›flt›r. ‹zmir’de gerçekleflen a¤›r
ya¤›fllar sonucu Alia¤a, Seferihisar ve Urla ilçelerinde zararlar oluflmufltur. Antalya’n›n Kumluca ve Serik ilçelerinde iki baraj›n taflmas› sonucu barajlara yak›n olan seralar› su basm›flt›r. Çanakkale, Mu¤la ve Ad›yaman illerinde çok say›da hasar meydana gelmifltir.
(H. Merkezi)
‹flçi-köylü 6
Bas›n özgürlü¤ü:
Gazeteciye 21 y›l hapis!
Bas›n özgürlü¤ü konusunda Türkiye’de hiçbir sorun olmad›¤›na inanan ve yurtd›fl› gezilerinde böyle demeç veren Erdo¤an’›, toplat›lan her gazete, ceza verilen her haber ve tutuklanan her gazeteci yalanl›yor!
“Aç›l›m” mimar› hükümet, Kürtçe konusunda ne
kadar ileri ad›mlar att›¤›na sevinedursun, Kürtçe yay›nlanan günlük gazete Azadiya Welat’›n yaz›iflleri müdürü Ozan K›l›nç’a, gazetenin Haziran ay›ndaki her say›s› için “örgüt propagandas› yapt›¤› için hapis cezas›
verildi. Hakk›nda “yakalama karar›” olan K›l›nç için
toplam 21 y›l 3 ay hapis “cezas›” verildi.
Cenaze de
örgüt propagandas›ym›fl!
Devlet, gerillan›n halk taraf›ndan sahiplenilmesine
karfl› duydu¤u h›nc› her vesile ile göstermeye devam
ediyor. 20 Nisan 2008 tarihinde, TC ordusu ile PKK
aras›nda ç›kan bir çat›flmada flehit düflen HPG’li Yavuz
fian’›n cenazesine kat›lan 9 kifliye, Diyarbak›r 4. A¤›r
Ceza Mahkemesi taraf›ndan birer y›l hapis “cezas›” verildi.
Sakla tarihi eseri,
naylon korur belki!
Tarihi eserlere “özen göstermesi” ile bilinen Kültür Varl›klar› Koruma ve Müzeler Genel Müdürlü¤ü’nden, tarihi Hasankeyf’in korunmas› için “ilginç” bir
öneri geldi: Tarihi eserlerin naylonla vakumlanarak su
alt›nda kalabilece¤ini iddia eden Müdürlük, TC’nin tarihe ticari bak›fl›n› da simgelefltirmekte ve cahilli¤ini ortaya sermektedir. Bu öneriye tepki gösteren Hasankeyf’i Yaflatma Giriflimi, bu öneri ile kültür miras›na asl›nda önem verilmedi¤inin bir kez daha görüldü¤ünü
aç›klayarak, tek çözümün Il›su Baraj› Projesi’nin iptal
edilmesi oldu¤unu belirtti.
“Ma¤dur-Katil Erdo¤an!”
“Baba, emmi, peygamber” olan AKP’li Recep Tayyip Erdo¤an’›n “ma¤duriyeti” hep gündemde oldu.
fiimdi bu “ma¤duriyet Batman Befliri Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n olaya el koymas›yla pekifltirildi.
12 Mart 2009’da, yerel seçimler öncesi, Befliri’de
düzenlenen bir etkinlikte “Katil Erdo¤an” slogan› atan
57 kifli hakk›nda “Baflbakana hakaret etmek”ten dava
aç›larak, 5 y›la kadar hapisleri istendi. Erdo¤an, iddianamede “ma¤dur” s›fat› ile yer ald›!
Dikkat!
Belediyede “korucu” var!
TC’nin, T. Kürdistan›’nda uygulad›¤› inkar ve imha
politikalar›ndan biri de köylülerin koruculaflt›r›lmas›d›r.
Bu uygulama ile devlet, flimdiye kadar bölgede birçok
katliama, cinayete, faili meçhullere imza att›/at›yor. Ve
korucu denilen kesim, yine devlet eliyle her türlü imkâna sahip olabiliyor. Bunlardan biri de korucular›n
bölgede “seçimlerde”, yerel meclislerde söz sahibi olmalar›… Oysa korucular›n “koruculuktan” baflka bir ifl
yapamayacaklar› yine kendi kanunlar›nda belirtilmektedir. Geçici Köy Koruculu¤u Yönetmeli¤i bunu belirtmesine ra¤men, egemenler yine kendi kurallar›n›
kendileri bozuyorlar. Hakkâri’nin Yüksekova ve fiemdinli ilçelerinde AKP’den 4 korucu belediye ve 1 korucu da il genel meclis üyesi! Tüm bunlar›n bilinmesine
ra¤men korucular›n üyeliklerinin devam ettirilmesinin
bir hukuk skandal› oldu¤unu belirten BDP Hakkâri Milletvekili Hamit Geylani konu ile ilgili yasal ifllem bafllat›lmas› gerekti¤ini söyledi.
1 TL’lik ayakkab›,
insanl›k dram›…
“Tek”çi TC’nin, Kürt halk›na yönelik politikalar›n
önemli bir parças› olan yoksullaflt›rma, Urfa’da, bir
ayakkab› ma¤azas›n›n aç›l›fl›nda sat›lan 1 TL’lik ayakkab›lar için yaflanan izdihamla bir kez daha gözler önüne
serildi. Ço¤unlu¤u kad›n olan yüzlerce kifli, bu ayakkab›lardan almak için adeta birbirini ezdi ve ma¤aza çal›flanlar›n›n hakaretlerine maruz kald›lar.
Denge Azadi
19 fiubat-4 Mart 2010
DTP Kapat›ld›, BDP’ye Hücum!
e KCK operasyonlar› dizisine 194 kiflinin gözalt›na al›nmas›yla üçüncü
halka eklenmifl oldu. S›n›r ötesi operasyonlarla istedi¤i sonucu alamayan devlet, belli ki “flehir yap›lanmas›” ad› alt›nda ulusal hareketi yerel ba¤lar›ndan koparmay› hedeflemifl bulunmaktad›r. Ne de olsa, halkla olan derin
ba¤lar› kopart›lan bir hareketin uzun
süre yaflama flans› kalmayacakt›r. Egemenler için hiçbir zaman bu gerçek göz ard›
edilmifl de¤ildir. Olsa olsa geçici süreçler itibariyle çevre yerine merkez odakl› sald›r›lar
söz konusudur. Bunun ne kadar s›k oldu¤u,
sistemin aczine, aczin fliddetine iflaret eder.
Yoksa faflizm için esas olan her daim kitlelerin, tehditle, aç›k sald›r›yla veya manipülasyonla kazan›lmas›d›r. Farkl› bir ifadeyle, haklar›n› talep etme durumundan gerilere, düzen
içine çekilmesidir.
Baflta, her dönem sistemi derin sanc›lara
maruz b›rakan Kürt ulusal meselesi olmak
üzere, Alevilik ve Ermeni meselesi gibi konularda birer “aç›l›m” gündemi oluflturan hükümetin baflbakan› henüz bu gündemler sadece
bafll›k halindeyken bile “En bafla döneriz!”
tehdidi savurmakla esasen iki amaç güdüyor
gözükmektedir.
Birincisi; havada uçuflan aç›l›m paketlerinde tek yetkilinin kendileri oldu¤u izlenimi
yaratmak, ikincisi; asl›nda bu paketlerin içinin bofl oldu¤u ve her an rölantiye al›nabilmesinin olabildi¤ince kolay olmas›d›r. Ne de olsa, di¤er bafll›klar d›flar›da olmak üzere, Kürt
aç›l›m›nda birincil ve yegane hedef PKK’nin
tasfiyesidir. Bu bak›mdan zaten hep en baflta
olundu¤unu görmemek mümkün de¤ildir.
V
Belki de, en büyük ivmesini, cumhurbaflkan›
Gül’ün bir yurtd›fl› gezisi öncesi sarf etti¤i “iyi
fleyler olacak” sözleriyle yakalayan bu süreçte, flimdiye kadar olanlar, öncekilerden ne
çok farkl›d›r ne de yeni bir fley vaat etmektedir. Hatta yer yer sald›r› dalgas› pervas›z bir
hal alm›flt›r, özellikle de 1000’den fazla çocu¤un tutuklu ya da tutuksuz olarak a¤›r ceza
yarg›s›n›n pençesine at›lm›fl olmas› faflizmin
dozunu kaç›ran bir parametre olarak öne ç›kmaktad›r. Legal siyaset hakk›n›n engellenmesi
yöneliminde, projenin ismine tezat
DTP’nin kapat›lmas›, anlafl›lan yeterli
olmam›fl ki kapatma
karar›ndan hemen
sonra DTP üye ve
çal›flanlar›n›n tutuklanmas› h›z kaybetmeden devam etmifltir.
En az›ndan tart›fl›lmas› bak›m›ndan “aç›l›mlar y›l›” diyebilece¤imiz 2009 y›l› içerisinde
gerillaya yönelik imha sald›r›lar›nda belli oranlarda bir düflüfl olmas›na ra¤men 13 Nisan
ile 11 Aral›k tarihleri aras›nda 197 kara
operasyonu, 107 top sald›r›s› ve 28 hava sald›r›s› gerçekleflti. Bu sald›r›lar sonucunda 68 gerilla hayat›n› kaybetti. Bütün bunlara ra¤men “en bafla döneriz” tehdidinde bulunmak, “aç›l›m devam ediyor” gibi flarlatanca
yalanlar söylemek faflizmde ›srar etmek aç›s›ndan ancak malumun ilan›d›r.
Savafl farkl› boyutlar›yla sürüyor olsa da
haz›rl›klar, büyük ölçekte yeni bir askeri ope-
rasyonun habercisi olarak öne ç›kmaktad›r.
Devletin BDP veya herhangi legal bir oluflumu
bile, ne taraf ne de arabulucu olarak kabul etmedi¤i bu süreç, bu tasfiye plan› resmi ideolojinin inkar ve imha çizgisindeki süreklili¤in bir
yans›mas› olarak okunabilir. Kandil ve Maxmur’dan gelen grubun tutuklanmamas› kimseyi aldatmamal›d›r. Grup üyelerinden kimsenin
tutuklanmam›fl olmas›, bir flekilde Ulusal Harekete ba¤l›, görece karars›z kesimleri aldatmaya dönük basit bir manevra olman›n ötesinde bir anlam tafl›mamaktad›r. Bu
manevra, gelenlerin karfl›lanmas›ndaki sahiplenmeyle
bofla ç›kar›lm›flt›r
ki, yeni gruplar›n
gelmesi ertelenmifl,
yeni tutuklanmalara yenileri eklenmifltir.
Her ne kadar PKK cephesinden bar›flç›l
çözüme dönük ça¤r›lar gelmeye devam etse
de, devlet cephesinden bu ça¤r›lar ancak yeni
sald›r›larla cevaplan›yor olmaktad›r. Aç›l›m
ad›yla halka arz edilen, ABD onayl› bu tasfiye
projesi yine as›l muhatab› ABD ile görüflmeler halinde iflletilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu ay
bafl›nda ABD Savunma Bakan› ve Türkiye Genelkurmay Baflkan› Baflbu¤’un yapt›¤› görüflme, esasen tasfiye sürecinin askeri boyutuyla
ilgili olmaktayd›. ABD’nin Irak’tan çekildikten
sonra bölgede Türk devletinin oynayaca¤› role iliflkin bu görüflmede özellikle hassas sald›r›lar için gelifltirilmifl olan insans›z hava araçla-
r› için pazarl›k yap›lm›fl olmas› yeni askeri sald›r›n›n PKK’nin üst düzey kadrolar›n› hedeflemeye daha çok yo¤unlaflaca¤› aç›kl›k kazanmaktad›r. (f›ratnews-08.02.2010)
Mevcut tablo ve bunun uzunca bir müddet daha asl›n› kaybetmeden sürece¤ini gösteren veriler, sadece PKK aç›s›ndan bile olsa
savafla daha fazla yo¤unlaflmay› zorunlu bir
hale getirmektedir. Nitekim, aç›l›m paketinden demokrasi nam›na bir ›fl›k ç›kmayaca¤›
ayan beyan ortadad›r. Kald› ki, demokrasiyi,
ona en çok ihtiyaç duyanlar, ancak kendi çabalar›yla sa¤layabileceklerdir. Bu gerçeklik
özellikle faflist rejimin hüküm sürdü¤ü ülkelerde daha bir belirgin olmaktad›r. Çünkü bu
ülkelerde demokrasi devrime, devrim savafla
endekslidir.
Dolay›s›yla, halktan yana olmalar› mümkün olmayan muktedirlerin, hele ki, halk cephesinde güçlü bir sosyal at›l›m›n olmad›¤› bir
dönemde, demokrasinin s›n›fsal bir bilinçten
görece yoksun halk kitlelerinin seçimlerde oy
kullanmas›na indirgendi¤i, yani köhnemifl düzenin köhnemifl parlamentosunun ezilenlere
demokrasinin mabedi olarak sunuldu¤u ve bu
sunumun önemli oranda olumland›¤› bir zeminde; halk düflmanlar›ndan halk yarar›na bir
fley beklemek abesle ifltigal olur. Bir bütün
örgütlü yap›s›, askeri gücü ve uluslararas› platformdaki yeriyle, mevcut verilerin lehine gözüktü¤ü taraf elbette TC olmaktad›r. Ancak
bunun geçici bir nitelik arz etti¤i de aflikard›r.
Tarih, kendisinden kat kat güçlü ordular karfl›s›nda ezilen halklar›n devrimci direniflinin
zaferine tan›kl›k etmifltir. En güçlü yan›n› hakl› olmaktan alanlar, bir kez daha haks›zl›¤›
ma¤lup etmesini bilecektir.
TKP/ML M‹L‹TANLARI PART‹ VE DEVR‹M fiEH‹TLER‹N‹ ANDI
Elimize e-mail yoluyla ulaflan bir habere
göre TKP/ML militanlar› Parti ve Devrim
fiehitleri Anma Haftas› dolay›s›yla bir dizi
eylem gerçeklefltirdiler. “Devrimci ve komünist hareketin flehit düflen önder kadrolar›n›, militanlar›n› kavgay› büyütme kararl›l›¤›yla pankart ve yaz›lamalar›m›zla, bildiri
da¤›t›mlar›m›zla bir kez daha kitlelere tafl›d›k. Yoldafllar›m›z›n katline yol açan, halk›m›za bask› ve zulmü, açl›¤› ve yoksullu¤u reva gören faflist Kemalist diktatörlü¤ü yenilgiye u¤rataca¤›m›z›, flehitlerimizin hesab›n›
sormaya devam edece¤imizi bir kez daha
ilan ettik” fleklinde bafllayan aç›klama flöyle
devam ediyor; “Alt›nflehir’de ‘‹bo yafl›yor,
T‹KKO savafl›yor’, ‘Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür’, ‘fiehitlerimiz toprakta to-
hum, hasad›m›z devrim olacak’ yaz›lamalar›
yap›lm›flt›r. Ayr›ca sivil faflistler taraf›ndan
yaz›lan çok say›da MHP ve T‹T yaz›lamas› da
silinmifltir. fiahintepe’de ‘Halk savaflç›lar›
ölümsüzdür’, ‘Devrim ve komünizm flehitleri ölümsüzdür’, ‘Biji TKP/ML, biji T‹KKO’
yaz›lamalar› gerçeklefltirilmifltir. Gazi’de
‘Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür’ yaz›lamalar›n›n yan› s›ra birçok noktaya ‹brahim
Kaypakkaya’n›n flablonun da
yer ald›¤› TKP/ML imzal› yaz›lamalar yap›lm›flt›r. So¤anl›,
Ba¤c›lar ve çeflitli semtlerde
kap› kap› da¤›t›lan bildirilerin
yan›s›ra Gülsuyu, Dudullu ve
1 May›s Mahallelerinde kahvehanelerde k›sa ajitasyon konuflmalar› yap›larak TKP/ML
T‹KKO imzal› bildiri da¤›t›mlar› yap›lm›flt›r.”
Aç›klamada ayr›ca ‹stanbul’da çeflitli
semtlerin merkezi noktalar›na TKP/ML T‹KKO imzal› bomba süsü verilmifl pankart as-
Kaypakkaya’y› sevmek de suç!
29 Mart yerel seçimlerinde Demokratik Halk Dayan›flmas› taraf›ndan düzenlenen mitinge kat›lan ve
‹brahim Kaypakkaya hakk›nda konuflma yapan P›nar
Sa¤ ve Mehmet Özcan hakk›nda dava aç›ld›. Davada Özcan’›n “Kaypakkaya seni seviyorum, seni
seviyorum, bir suçlu da benim, seni seviyorum”, Sa¤’›n ise “faflist iktidara karfl› her zaman
dik durmufl Kaypakkaya’ya” sözleriyle TKP/ML
T‹KKO’nun kurucusu ‹brahim Kaypakkaya’y› övmüfl
olmalar› gerekçe gösterildi. Hat›rlanaca¤› gibi önceki
senelerde festival s›ras›nda ‹brahim Kaypakkaya’n›n
resminin oldu¤u flama as›ld›¤› için polis taraf›ndan
Partizan stand›na sald›r› gerçeklefltirilmiflti.
BDP Dersim Milletvekili fierafettin Halis de
Meclise ‹brahim Kaypakkaya’n›n ölümünün ayd›nlat›lmas› istemiyle bir soru önergesi verdi. “Ölüm nedeni intihar” bilgisine kimsenin inanmad›¤›n› belirten Halis, TKP/ML lideri ‹brahim Kaypakkaya’n›n ölümü üzerindeki gerçeklerin aç›klanmad›¤›n›; aradan 37
y›l geçmifl olmas›na ra¤men, Kaypakkaya’n›n ölümünün, üzeri örtülmek istenen Türkiye’deki en korkunç
ve en ciddi iflkence vakalar›ndan biri oldu¤unu belirt-
ti. P›nar Sa¤ ve Mehmet Özcan hakk›nda dava aç›lmas›na da de¤inerek; “Ülkemizde kitle katliam› yapanlar›n adlar› k›fllalara, havaalanlar›na, caddelere, mahallelere verilip, yani insanl›¤a karfl› suç ifllemifl kifliler ödüllendirilirken, devrimci mücadelede ve iflkencedeki dik durufluyla
efsaneleflmifl bir örgüt liderini anmak suç say›lmaktad›r” dedi. (H. Merkezi)
15 fiubat eylemlerle protesto edildi
Abdullah Öcalan’›n bir komplo sonucu tutuklanmas› her
y›l oldu¤u gibi bu y›l da çeflitli eylemler ile protesto edildi.
Bu y›lki protestolarda Öcalan’›n koflullar› ve son operasyonlar ve tutuklamalar öne ç›kt›. Öcalan’›n ‹mral›’daki koflullar›
daha önce de gündeme gelmifl, Kürt halk› çeflitli eylemlerle
tecriti protesto ederken avukatlar arac›l›¤›yla konu meclise
tafl›nm›fl ve uluslararas› bir heyetin inceleme yapmas› sa¤lanm›flt›. Hat›rlan›laca¤› gibi çeflitli uluslararas› heyetlerin incelemelerde bulunmas›, hücre de¤iflikli¤i ve son olarak farkl›
siyasetlerden 5 tutsa¤›n ‹mral›’ya sevki gündeme gelmiflti.
Burjuva bas›nda konuyla ilgili kimi yanl›fl bilgilendirmelere
yer verilirken (TKP/ML dava tutsa¤› olmayan ancak öyle
yans›t›lan Hakk› Alpan gibi) tecrit flartlar›nda bir de¤iflimin
ma eylemleri gerçeklefltirildi¤i de belirtiliyor. Aç›klamaya göre yap›lan eylemler flunlar: “Gazi’de ‘fiehitlerimizin hesab›n› sorduk, soraca¤›z’; Gülsuyu’nda ‘fiehitlerimiz
dinmeyen öfkemizdir’; K›raç’ta ‘Halk savaflç›lar› ölümsüzdür’; E-6 otoyolu Yar›mburgaz Viyadü¤üne ‘Parti ve devrim flehitleri
ölümsüzdür’; 1 May›s’ta ‘fiehitlerimiz dinmeyen öfkemiz, bilenen s›n›f kinimiz ve zafere mahkumiyetimizdir’; Sar›gazi’de ‘Parti
ve devrim flehitleri ölümsüzdür’.
Ayr›ca 24 Ocak Pazar günü saat
20.30’da Gülensu Mahallesi Mesut Caddesi Okul Dura¤›na “Ali Haydar Y›ld›z
ölümsüzdür” yaz›l› ve TKP/ML T‹KKO imzal› bir pankart as›lm›flt›r. Bölgede iki gün kalan pankart oldukça dikkat çekmifltir.
fiIRNAK’TAN B‹R ÖLÜM
HABER‹ DAHA!
eçti¤imiz günlerde fi›rnak’ta askerlerin bir minibüsü taramas›
sonucu, Hecer Uslu adl› bir kifli hayat›n› kaybetti. Olay›n ard›ndan fi›rnak Valili¤i bir aç›klama yaparak, aralar›nda Uslu’nun da bulundu¤u bir grup kaçakç›n›n askerlerce pusuya düflürüldü¤ünü, ç›kan çat›flmada 2 askerin yaraland›¤›n›, Uslu’nun ise “Dur!” ihtar›na uymad›¤› gerekçesiyle aç›lan atefl sonucu yaraland›¤›n› ve hayat›n› kaybetti¤ini belirtti. Ancak görgü tan›klar›n›n ifadeleri askerlerin hiçbir gerekçe olmadan
minibüsü tarad›¤› yönündedir.
Uslu’nun korucu olan amcas›n›n o¤lu Osman Uslu, yapt›¤› aç›klamada flunlar› söyledi: “Ç›kan haberlerde yaral› var deniliyor. Ben kendim ordayd›m. Karfl›l›kl› bir çat›flma yaflanmam›flt›r. (...) Karfl›dan gelen
Hecer Uslu’ya ait minibüsün taranmas› için atefl emri verdi. Hiç ‘Dur!’
falan çekmedi. Arac›n içinde kaçak sigara falan yoktu, olay› meflrulaflt›rmak için yalan söylüyorlar.” Yaflananlar›n hemen ard›ndan olay yerine
giden Ramazan Arka ise: “Olay yerinde 2 askerin bacaklar›ndan yaraland›¤›na iliflkin aç›klamalar yap›ld›. Bu tamam›yla yaland›r.” diyerek Valili¤in aç›klamalar›n› yalanlad›. Öte yandan daha sonra olay yerine gelen
halktan kifliler taraf›ndan minibüste 51 mermi izi tespit edilmifltir.
Hecer Uslu’nun babas› Salih Uslu ise, o¤lunun daha önce askerler
taraf›ndan DTP konvoylar›na kat›ld›¤› gerekçesiyle tehdit edildi¤ini; Uslu’nun yaral› haldeyken askerlerce tekmelendi¤ini ve yaral› halde 4 saat
karakolda bekletildi¤ini ö¤rendiklerini ifade etti. Uslu’nun katledilmesinin
ard›ndan, fi›rnak’ta binlerce kiflinin kat›ld›¤› bir cenaze töreni düzenlenirken yüzlerce araçtan oluflan konvoy da cenazeye efllik etti. (Mersin)
G
olmad›¤› da bugünlerde “aç›l›m”›n di¤er konu
bafll›klar›nda oldu¤u gibi ortaya ç›km›fl durumda.
Bu y›l ki protestolarda da yine sald›r› ve gözalt›lar yafland›. A¤r› Do¤ubayaz›t’ta esnaf›n tamam› kepenk kapat›rken, araçlar›n kontak kapatmas›ndan dolay› hayat durma noktas›na geldi.
Hakkari merkez ile Yüksekova, fiemdinli ve Çukurca ilçelerinde de esnaf kepenk açmad›. Adana’n›n Seyhan ‹lçesi’ne
ba¤l› Barbaros, Da¤l›o¤lu, Denizli, Gülbahçesi, Karasu ve fiakirpafla mahallelerinde bir araya gelen gruplar, 15 fiubat’›
protesto etmek amac›yla gösteriler düzenledi. Karasu, Gülbahçesi ve fiakirpafla mahallelerinde yap›lan gösterilerde ise
Karasu Kavfla¤›’nda bulunan MOBESA kameras› yak›lan atefl
sonucu kullan›lmaz hale geldi. fiakirpafla Mahallesi Sal› Pazar›
Caddesi’nde de atefller yak›larak 15 fiubat protesto edildi.
‹stanbul’un Ka¤›thane ve Gaziosmanpafla ve Baflakflehir
ilçelerinde de yürüyüfller yap›ld› ve polis sald›r›s› yafland›.
Erzurum, Özalp, Gevafl, Çald›ran, Malazgirt, Diyadin,
Mardin, K›z›ltepe, Nusaybin, fianl›urfa, Hakkari, Diyarbak›r,
Silopi, Bingöl, Sakarya, Ad›yaman, Beytüflflebap, Patnos, Diyadin, Do¤ubayaz›t, Tatvan, Bitlis, Mersin, ‹zmir, Ayd›n, Turgutlu ve Antalya’da yap›lan bas›n aç›klamalar›, yürüyüfl ve açl›k grevi ile protesto edildi. Hakkari ve Mersin’de yürüyüfllere müdahale edilirken, fianl›urfa’da 20 kifli gözalt›na al›nd›.
(H. Merkezi)
a盤a ç›kt›. Tan›¤›n bir sonraki duruflmaya getirilmesine karar verildi ve bir sonraki duruflma 10 May›s’a ertelendi.
Bir ayd›n,
ayd›n bir cinayet
ve olmayan adalet!
adalet
Hrant’› bilirsiniz!
Hani, 2007 y›l›nda Ocak ay›n›n so¤uk bir gününde, faflizmin tüyler ürperten bir organizasyonu sonucu, sokak ortas›nda katledilmiflti. Y›llarca emek verdi¤i ve sisteme muhalifli¤ini dile getirdi¤i Agos Gazetesi’nin önünde, henüz “reflit olmam›fl” bir katilin kurflunlar› ile vurulmufl ve üzeri
kendisine kin kusan, katillere hedef gösteren gazetelerle
örtülmüfltü.
Teti¤i çeken katili bilirsiniz!
Hani bafl›nda beyaz beresiyle zay›f bir genç (sonras›nda
hapishanede “a¤abeyleri” taraf›ndan iyi beslenerek, adeta
“biz adam›m›z› böyle besleriz” denilip semirtilmifltir!)
TC’nin ›rkç›, tek tipçi, a¤z›ndan kan damlayan sisteminin yaratt›¤› zihniyetle beslenmifl ve flimdilerde yine faflistler taraf›ndan “kahraman” ilan edilmifltir. Ki Hrant’›n efli Rakel
Dink, “bir bebekten bir katil yaratan karanl›k” tabirini kullanarak teti¤i çekenin tek bafl›na Ogün Samast olmad›¤›n›
belirtmifltir.
TC adalet sistemini bilirsiniz!
Katliam yapanlar›, banka hortumlayanlar›, Ergenekon-
TKP/ML militanlar›
Hrant Dink’i and›
Ermeni gazeteci ve ayd›n Hrant Dink’in katlediliflinin 3. y›ldönümünde katliam› k›namak, Hrant’› anmak
ve Ermeni ulusunun yaflad›¤› vahfletin hesab›n› sormak
amaçl› TKP/ML militanlar› taraf›ndan bir eylem yap›ld›.
Elimize e-mail yoluyla ulaflan habere göre TKP/ML militanlar› Ermeni milliyetinden halk›m›z›n yo¤un olarak
yaflad›¤› Kurtulufl Semtinde ifllek bir noktaya “TKP/ML
T‹KKO” imzal› “Ermeni soyk›r›m›n›n hesab›n› soraca¤›z” yaz›l› bomba süsü verilmifl pankart asm›flt›r.
Aç›klama “Hrant Dink ölümsüzdür”, “Parti ve devrim
flehitleri ölümsüzdür” sloganlar› ile son buluyor.
Ayr›ca, Gebze’nin emekçi mahallelerinde “Parti ve
Devrim fiehitleri Haftas›” dolay›s›yla eylemler gerçeklefltirildi. “Hrant Dink’in katili patron-a¤a devleti”,
“Hrant Dink ölümsüzdür”, “Hrant Dink’in katili devlet
hesap verecek”, “Parti ve Devrim flehitleri ölümsüzdür”, “fiehitlerimiz yafl›yor, T‹KKO savafl›yor” sloganlar›n›n yan› s›ra çok say›da imza at›ld›. ‹stasyon Köprüsü’ne “Parti ve devrim flehitleri ölümsüzdür-TKP/ML
T‹KKO” imzal› pankart asma eylemi yap›lm›flt›r.
cular› aklay›p paklayan; elinde “tafl izi”
olan Kürt çocuklar›na on y›llara hapis
cezalar› veren; düflünceyi suç sayan;
rüflvetten bafl›n› alamayan ve adalet
kavram›n› ayaklar alt›na alan bir kurumdur.
fiimdi bu üçünü bir araya getirin ve
3 y›ld›r Befliktafl A¤›r Ceza Mahkemesi’nde süründürülen davan›n nas›l sonuçlanabilece¤ini tahmin edin!
Tan›k unutuldu ama Hrant unutulmayacak!
8 fiubat günü ‹stanbul Befliktafl Adliyesi’nde gerçeklefltirilen 12. duruflma öncesinde bir araya gelen, içinde Dink ailesinin, Hrant’›n Arkadafllar›’n›n; Sabahattin Ali, Abdi ‹pekçi, U¤ur Mumcu, Metin Göktepe, Musa Anter gibi devlet
eliyle katledilen ayd›n, yazar ve gazetecilerin yak›nlar›n›n da
bulundu¤u kitle; adaletin yerini bulmas›n› ve soruflturman›n
“derinlemesine” yürütülerek katillerin yarg›lanmas›n› istedi.
Aç›klamada konuflan Sabahattin Ali’nin k›z› Filiz Ali,
devletin de bu cinayetlerden sorumlu oldu¤unu belirtti.
Hrant Dink’in o¤lu Arat Dink, babas›n›n ölümünün 3.
y›l›nda düzenlenen anmada “Mahkeme salonlar›nda bizimle
dalga geçmediler mi?” diye isyan etmiflti. Bu duruflmada da,
Hrant davas›nda hep geriye!
Davan›n “ciddiyetsizce” ele al›nd›¤›n›n tek kan›t› mahkemede yaflananlar de¤il. Örne¤in 3 y›ld›r süren “soruflturmalar” sonucu, “görevini ihmalden” Emniyet ‹stihbarat Daire Baflkanl›¤›’ndan al›nan Ramazan Akyürek, k›sa bir süre sonra “sessizce” görevine geri döndü. Ayr›ca Samast’›n
yakaland›¤› s›rada götürüldü¤ü karakolda, TC bayra¤›n›n
önünde resmini çeken ve onunla birlikte resim çektiren
polislerin, aç›lan soruflturmalar sonucunda “suçsuz” olduklar›na karar verildi!
cinayet ile adeta
“dalga geçtiler”! Devrimci tutsaklar›n arkalar›na bakmalar›na, sevdiklerine selam söylemelerine dahi izin verilmezken,
katillerle yalanc› tan›klar, duruflma öncesinde yan yana oturarak sohbet ettiler! Ayr›ca mahkeme süresince hâkim ile
san›k avukatlar› aras›ndaki “samimiyet” gözlerden kaçmad›!
“Kahraman” katil Samast, mahkeme boyunca, kendi görüntülerinin seyrettirilmesi üzerine “meflhur oluyorum
lan!” ve görüntülerdeki ikinci kifliyi tan›y›p tan›mad›¤› soruldu¤unda “ne tan›yaca¤›m ya!” diyecek kadar “so¤ukkanl›”
ve fl›mar›kt›. Ayr›ca Dink’in avukatlar›n› bir kez daha tehdit
edecek kadar “arkas›ndakilere” güveniyordu.
12. duruflmada yeni bir hukuk skandal› daha yafland›. S›ra dava ile ilgili ifade verecek olan gizli tan›¤a geldi¤inde, polisin tan›¤› evden alarak mahkemeye getirmeyi “unuttu¤u”
K›r›klar F Tipi’nde
hak ihlalleri
‹zmir Tecrite Karfl› Mücadele Platformu K›r›klar F tipi Hapishane’de yaflanan hak ihlalleriyle ilgili
12 fiubat Cuma günü Konak Sümerbank önünde bas›n
aç›klamas› yapt›. Aç›klamada hapishane müdürü Ayhan Çapac›’n›n geldi¤i günden beri hak ihlallerinde
art›fl oldu¤u, Çapac›’n›n “hapishaneyi güzellefltirmek”
ad› alt›nda tutsaklar›n en ufak insani haklar›na dahi sald›rd›¤› belirtildi. Eylemde yap›lan sembolik bir hücreyle tutsaklar›n maruz kald›¤› bask›lar anlat›ld›. (‹zmir)
Mehmet Yefliltepe
aylard›r tutuklu!
Devrimci Karargah örgütüne yönelik operasyon
sonucu tutuklanan Mehmet Yefliltepe’nin keyfi gerekçelerle tutuklanmas›n› protesto etmek amac›yla bir
çal›flma yürüten Devrimci Hareket Dergisi, 10 fiubat’ta TMMOB Maden Mühendisleri Odas›’nda bir
bas›n toplant›s› düzenledi. Toplant›da konuflan Yefliltepe’nin avukat› Erman Öztürk, iddianamede say›lan
delillerin hukuksuz oldu¤unu ve gerçe¤i yans›tmad›¤›n›
söyledi. Öztürk ayr›ca “Önce tutukla, sonra delil bulursun” anlay›fl› ile suç say›lan yöntemlerle delil uydurulmakta oldu¤unu söyledi.
(‹stanbul)
* Kocaeli 1 No’lu F Tipi Hapishane’de sadece Ocak ay›nda yaflanan hak ihlalleri, devletin
hapishaneler üzerine politikas›n› yo¤unlaflt›rd›¤›n› ve bask›lar›n› art›rd›¤›n› gösteriyor. Bu hapishanede bulunan iki tutsa¤›n D‹HA’ya gönderdi¤i mektupta yer alan ihlaller flöyle: * 13
Avukat Fethiye Çetin: “Tan›¤›n unutulmas›
gayri ciddilik örne¤idir!”
Dink’in 12. duruflmas›nda, san›klar›n “rahatl›¤›” ve gizli
tan›¤›n evde unutulmas› ile kendini bir kez daha belli eden
ciddiyetsizli¤in ortaya ç›kard›¤› tablo hakk›nda görüfllerini
ald›¤›m›z Hrant Dink’in avukatlar›ndan Fethiye Çetin
flöyle konufltu: “Gizli tan›¤›n mahkemeye getirilmemesinde
asl›nda kas›t yok ‘ihmalkârl›k’ var. Bu yaflanan, bir gayri ciddilik örne¤idir. Bu ihmalkârl›k, pek çok davada da yafland›.
Dink davas›nda farkl› olan, kamuoyunun duruflmalar› takip
ediyor oluflu…”
Katillerin rahat davran›fllar› konusunda, “Bunlar neden
bu kadar rahat? Çünkü hala belli bir kesim taraf›ndan ‘kahraman’ olarak görülüyorlar. Ve kendilerinin bir süre sonra
ç›kabileceklerine inan›yorlar” dedi.
(‹stanbul)
J‹TEM yoksa,
kay›plar nerede?
“Lösemi hastas› tutuklu serbest b›rak›ls›n!”
ren Yoleri, 2 y›la aflk›n bir süredir tutuklu bulunan A.A.’n›n
kendi çabalar›yla mücadele etti¤ini, bir buçuk ay boyunca hastaneye sevk edilmeyerek hapishane koflullar›nda tutulmas›
hastal›¤›n›n belki de daha erken dönemde ortaya ç›kar›lmas›
ve tedavi edilmesini imkanl› k›larken bugün biraz daha s›k›nt›l›
bir süreç yaflad›¤›n› ifade etti.
Hapishanelerde a¤›r hasta durumunda olan yüzlerce tutuklu bulundu¤unu aktaran ‹HD avukatlar›ndan Ahmet Tamer, haklar›na sahip ç›kan aileler sayesinde bunlardan bir k›sm›ndan haberdar olabildiklerini söyledi.
(‹stanbul)
‹HD ‹stanbul fiubesi, tutuklu bulundu¤u Maltepe Çocuk
Hapishanesi’nde kan kanserine yakalanan 17 yafl›ndaki
A.A.’n›n sa¤l›k durumuna dikkat çekerek serbest b›rak›lmas›n›
istedi.
Yarg›land›¤› 20’ye yak›n davadan hakk›nda 80 y›l hapis cezas› istenen ve bulundu¤u hapishanede lösemi hastal›¤›na yakalanan 17 yafl›nda A.A.’n›n durumuna dikkat çekmek isteyen
‹HD ‹stanbul fiubesi, ailesi ve yak›nlar›, A.A.’n›n 6 ayd›r tedavi
gördü¤ü Okmeydan› E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi önünde
eylem yapt›. Eylemde “Kan kanseri çocuk tutuklu A.A.
serbest b›rak›ls›n” pankart›n›n yan› s›ra A.A.’ya ait foto¤raflar da tafl›nd›.
Burada aç›klama yapan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülse-
NATO Toplant›s›
Protesto Edildi
‹stanbul Kongre Vadisi’nde NATO Savunma Bakanlar› Gayriresmi Toplant›s› protesto edildi. 5 fiubat’ta Elmada¤’da toplanan aralar›nda Partizan, Halk Cephesi,
Kald›raç, BDSP, DHF, Devrimci Durufl’un da bulundu¤u kitle buradan Hilton Otel’e yürüdü. Slogan atarak
yürüyen kitle burada bas›n aç›klamas› düzenledi. Aç›klamada toplant›n›n gizlenerek yap›ld›¤›, NATO üslerinin
dünya halklar›na karfl› kullan›lan bir katliam karargâh›
niteli¤inde oldu¤una vurgu yap›l›rken; NATO’nun 60
y›ll›k tarihi boyunca dünya halklar›na kan ve gözyafl›,
katliam ve iflgal d›fl›nda hiçbir fley vermedi¤i söylendi.
(‹stanbul)
Hasta tutsaklara özgürlük 盤l›¤› yank›lanmaya devam ediyor!
Hapishanelerden k›sa k›sa
‹flçi-köylü 7
Halk›n gündemi
19 fiubat-4 Mart 2010
12 fiubat günü saat 19.30’da bir araya gelen kurumlar “Hasta Tutsaklara Özgürlük” yaz›l› ‹ngilizce ve Türkçe pankart açarak yürüyüfle geçti.
“Hasta tutsaklara özgürlük”, “Katil devlet hesap verecek” sloganlar›n› hayk›ran kitle hasta tutsaklar›n isimlerinin yaz›l› oldu¤u dövizleri tafl›d›. Yap›lan aç›klamada hasta tutsaklar›n hapishanelerde ölüme terk edildi¤i,
buna karfl› mücadele etmeye devam edilece¤i vurguland›.
(‹stanbul)
‹stanbul
254. Hafta
TUAD; Hasta tutsaklara özgürlük için yürüdü!
Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayan›flma Derne¤i (TUAD)
hasta tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› talebi ile ‹stiklal Caddesi’nde bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. 11 fiubat günü saat 13.30’da
Taksim Tramvay Dura¤›nda bir araya gelen tutsak yak›nlar› hasta tutsaklar›n isimlerinin yaz›l› oldu¤u bir pankart açarak sloganlarla Galatasaray Lisesi’ne do¤ru yürüyüfle geçti.
“Türkiye zindanlar› ölüm çukuru”, “Ji bo nexweflên
Adli T›p Kurumu bir
y›l sonra muayeneye
ça¤›rd›
‹stanbul Adli T›p Kurumu ‹zmir’de
Müdür Vekilinden dayak yiyen kad›n
ö¤retmeni bir y›l sonra muayeneye ça¤›rd›. Buca Anadolu Lisesi’nde Beden
E¤itimi ö¤retmenli¤i yapan Funda
tutsa¤›n 22 gazeteciye gönderdi¤i mektuplara
el konuldu.* TKP/ ML tutsa¤› Mulla Çak›ro¤lu’nun bir arkadafl›na yazd›¤› mektuba, “TC
devletini katliamc› gösterdi¤i” gerekçesiyle el
konuldu. * Gökhan Gündüz isimli tutsa¤a, “gardiyanla tart›flt›¤›” gerekçesiyle verilen 3 günlük
hücre “cezas›n›” protesto eden 44 tutsa¤a “ka-
zindanan azadî” yaz›l› Türkçe ve Kürtçe dövizlerin de tafl›nd›¤› eylemde kitle ad›na bas›n aç›klamas›n› Lütfiye Gürbüz okudu. Gürbüz hapishanelerde çok kötü koflullarda tutulan tutsaklar›n tedavilerinin bir an önce yap›lmas›n› istedi. “Hasta tutsaklara özgürlük” sloganlar›n›n s›k s›k at›ld›¤› eylemde Adana
Kürkçüler F Tipi Hapishane’de tutuklu bulunan kanser hastas›
Taylan Çintay’›n gönderdi¤i mektup okundu.
(‹stanbul)
Mat Balabanulu¤’u döven Müdür
Vekili Erol Atay›k hakk›nda aç›lan
“kasten adam yaralama” davas›n›n
üçüncü duruflmas› görüldü. Cumhuriyet Savc›s›, Erol Atay›k’›n nitelikli kasten yaralama suçunu iflledi¤i gerekçesiyle 5 y›la kadar hapis cezas›yla cezaland›r›lmas›n› talep etti.
Mahkeme ‹stanbul Adli T›p Kurumu’nun Balabanulu¤’u muayene için
Batman’da kat›ld›¤› bir toplant›da yaflanan failli meçhul
cinayetlerin hala ayd›nlat›lmad›¤›n› ve faillerin bulunarak
derhal yarg› önüne ç›kar›lmalar›n› istedi¤ini söyleyen
AKP’li milletvekili M. Emin Ekmen ‹HD Batman fiubesi’nin kay›p yak›nlar›yla her Cumartesi günü düzenledi¤i
oturma eyleminden haberi olmad›¤›n› söyledi; oysa ki eylemler Batman’da 47, Diyarbak›r’da 53 haftad›r devam ediyor. Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Lisesi önündeki
eylemleri ise 255. haftada… Ekmen’in “‹HD beni davet etmedi” söylemi asl›nda olaya nas›l bakt›¤›n› da gösteriyor.
Diyarbak›r’da 52. haftada Bolu Da¤ Komando Tugay› taraf›ndan kaybedilen 11 köylünün hikayesinin anlat›ld›¤›
aç›klamada, dönemin komutanlar›ndan Yavuz Ertürk’ün
yarg›lanmas› istendi. 53. haftada da Albay Cemal Temizöz, Yeflil Kod adl› Mahmut Y›ld›r›m ve Veli Küçük’ün
foto¤raflar›n›n üzerinde bulundu¤u, “J‹TEM yokmufl,
buyurun size J‹TEM” dövizi ile Ceylan Önkol ve U¤ur
Kaymaz’›n foto¤raflar›n›n bulundu¤u, “Çocuklara k›ymay›n
efendiler” vb. yaz›l› dövizler tafl›nd›.
ça¤›rd›¤›n› belirterek duruflmay› 18 Nisan 2010 tarihine erteledi. Funda Mat
Balabanulu¤’un avukat› Özlem Y›lmaz
karara isyan etti. Y›lmaz; “Olay›n üzerinden tam 1 y›l geçti. Geçti¤imiz y›l
fiubat ay›nda darp edilen müvekkilim
ameliyat olsa dahi bu iz kaybolurdu.
Adli T›p Kurumu anlafl›lan o dönem
haz›rlanan raporu okumam›fl” dedi.
(‹zmir)
p› dövme” soruflturmas› aç›ld›. * Sevkle Edirne’den Kocaeli’ye getirilen Serkan Fikir adl› tutsak, 3 gün boyunca havaland›rmas›z bir odada
tutuldu ve bu süre zarf›nda hiçbir ihtiyac› karfl›lanmad›. * Tutsaklar, bu so¤uk k›fl günlerinde
kaloriferlerin zaman zaman “boru patlad›” denilerek 4-5 gün boyunca aç›lmayarak so¤u¤a
Cumartesi Anneleri de Galatasaray Meydan›’ndaki
oturma eylemlerine devam etti. 1993-94 y›llar› aras›nda
gözalt›nda kaybedilen ‹hsan Aslan, Hasan Baykara,
Kemal Mübariz, Mehmet Gurri Özer, ‹brahim
Adak, Halil Gürel ve Ali Karagöz’e yer verilen aç›klamada; “Y›llard›r gözalt›nda kaybedilen insanlar›m›z›n nerede olduklar› konusunda her türlü bilgiyi inkar eden yetkililere sesleniyoruz, resmi a¤›zlardan gelen itiraflar sizi ele
veriyor. Art›k yalanlar›n›z›n arkas›na gizlenemeyeceksiniz”
denilerek Albay Cemal Temizöz davas›nda “Tükenmez Kalem” kod adl› tan›¤›n sözleri hat›rlat›ld›.
255. Hafta
“‹nsanl›¤a karfl› ifllenen suçlarda zamanafl›m› olmaz” diyen Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Lisesi
önünde oturma eylemlerini sürdürdüler. ‹lk olarak konuflan, gözalt›nda kaybedilen Cemil K›rbay›r’›n abisi Mikail
K›rbay›r, “Biz bugüne kadar devletten hiçbir fley istemedik. Biz hakk›m›z olan› ö¤renmek için çal›flt›k” dedi.
Haftan›n aç›klamas›n› okuyan, gözalt›nda kaybedilen
Kenan Bilgin’in avukat› Kamil Tekinsürek, 1997 y›l›nda
Diyarbak›r’da, 73 yafl›ndayken gözalt›na al›narak kaybedilen Fikri Özgen’in faillerinin belli oldu¤unu ve yarg›lanmalar›n› istedi.
(‹stanbul)
terk edildiklerini söyledi.
* Edirne F Tipi Hapishane’de bulunan Kamuran Nuyan, annesine yazd›¤› mektuba, Kürtçe hal hat›r sordu¤u için el konuldu.
* Bak›rköy Kad›n ve Çocuk Hapishanesi’nde “örgüt üyeli¤i” suçlamas›yla 1 buçuk y›ld›r tutuklu bulunan Hatice Kalkan, hapishane
koflullar›ndan dolay› a¤›r sa¤l›k sorunlar›yla yüz
yüze. Son 3 ay içerisinde saç derisinde kanama
meydana gelen ve saç derisi dökülen Kalkan’›n
tutuklanmadan önce herhangi bir sa¤l›k sorununun bulunmad›¤›n› aktaran kardefli ‹smet
Kalkan, kardeflinin sa¤l›k durumundan endifle
ettiklerini söyledi.
‹flçi-köylü 8
Politika-gündem
19 fiubat-4 Mart 2010
TEKEL direnifli iflçi s›n›f›n›n tarihsel bilincidir!
TEKEL direniflinin flimdiden kazan›mlar› tart›fl›lmazd›r ve sonuç ne olursa olsun uzun vadede iflçi s›n›f› kazanm›flt›r.
Di¤er yandan ise taleplerdeki bugünkü somut kazan›m veya yenilgi de iflçilerin bilincine etkide bulunacakt›r.
Görece genifl bir tarihsel dönem itibariyle iflçi s›n›f›na dair devrimci teoriler somut
hayatta ciddi bir karfl›l›k bulam›yordu. Bunda s›n›f hareketindeki dura¤anl›k kadar devrimci güçlerin ideolojik olarak
yaflad›¤› tahribat da etkiliydi. ’90’l› y›llar
boyunca devam eden ve etkileri 2000’li y›llar› da bulan ideolojik sald›r›lar, sözkonusu
dura¤anl›kla da birleflerek iflçi s›n›f›n›n toplumsal mücadeledeki önder rolünün gündemden düflmesine yol açm›flt›. Bunun sonucu iflçi s›n›f› içindeki çal›flman›n gözard› edilmesi, faaliyetlerin merkezine yerlefltirilmemesiydi.
Geride b›rakt›¤›m›z uzun bir zaman dilimi boyunca teknoloji ve üretimdeki de¤iflimlerin “iflçilerin üretimdeki kilit rolünü ortadan kald›rd›¤›n›” dinledik. Kuflkusuz ki
eme¤in art›-de¤er üretimindeki belirleyici
yeri de¤iflmemiflti ancak ücretli eme¤in gasp› çok daha çeflitlilik tafl›yan toplumsal bir
nitelik kazanm›flt›. Baflka bir deyiflle eme¤in
üretimdeki mekansal ve kitlesel yo¤unlaflmalar› da¤›t›lm›fl, somut görünürlü¤ü zay›flat›lm›flt›. Sonuçta gerçekleflen daha yo¤un bir emek sömürüsü ve iflçileflmeydi. Fakat bu daha farkl›yd›. Eme¤in sömürüsünün klasik biçimleri her geçen gün azalma
yafl›yor, yaflam›n her alan›na yay›lan çok parçal› üretim ve sömürü yayg›nl›k kazan›yordu.
Bu durum üretimin varolan yap›s›n› da¤›tt›¤›
gibi bu temel üzerine kurulmufl siyasi ve örgütsel yap›lar› da zay›flat›yor ve da¤›t›yordu.
Nihayetinde bu eme¤e yönelik stratejik bir sald›r›yd›.
Di¤er yandan hiçbir geliflme tek yanl› de¤ildi. Sermayenin oluflturdu¤u koflullar kendi
s›n›rlar›n› zorlad›¤› aflamada eme¤in yeni
mücadelelerini de ortaya ç›kar›yordu. Bu
arada iflçi s›n›f› ve s›n›fsal örgütlenmeler de
deneyim kazan›yor, de¤iflen koflullara ayak
uydurmay› ö¤reniyorlard›. Eme¤in sömürüsündeki çok parçal› fakat kolektif yap›, öncelikle da¤›t›c› bir etkide bulundu ve halen bu
da¤›n›kl›k devam ediyor. Ancak zamanla bu
durumun tüm toplumu derinden sarsan bir
yo¤unluk kazanmas› kaç›n›lmazd›. Tüm iflçi
s›n›f›na ve emekçilere ifl güvencesinden yoksunluk, daha fazla çal›flma/daha az ücret,
haklar›ndan yoksunluk ve örgütsüzlük dayat›l›rken kolektif tepkinin nereden patlayaca¤›n› kestirmek güç bir durumdu. TEKEL direniflinde bu kolektif dayan›flma ve ruh birli¤inin dönem aç›s›ndan ilk örne¤ini görüyo-
ruz. Ancak bu olas›l›¤›n her geçen gün
daha ciddi bir yo¤unluk kazand›¤› da
reddedilemez.
Bu yo¤unlu¤un mücadelede ve örgüt biçimlerindeki somut karfl›l›¤› pratik deneyimlerden henüz yeterince süzülebilmifl de¤il.
De¤iflik ülkelerden birtak›m “toplumsal hareket” biçimlerinin örnek verildi¤ini ve yer
yer bunlar›n taklit edildi¤ini görebiliriz. Fakat her ülkenin toplumsal koflullar›nda, iktidar yap›s›nda ve siyasi geleneklerinde çeflitli özgünlükler vard›r. O
nedenle ülkedeki s›n›f hareketinin bugün ald›¤› ve ileride alaca¤› biçimler iyi irdelenmelidir. Bu yap›l›rken Kürt hareketinin bünyesinde toplanan, eme¤in önemli bir kesimi de
gözard› edilmemelidir. Bu konularda politik
öngörülerden daha çok eme¤in mücadeledeki prati¤inin as›l yönlendirici kaynak
olaca¤› söylenmelidir.
TEKEL, ‹fiÇ‹ SINIFININ EME ⁄‹N‹N ÜRÜNÜDÜR!
‹flçi s›n›f›n›n toplumsal mücadeledeki rolünün, bu alanda yap›lmas› gerekli çal›flmalar›n arka plana itildi¤i bir süreci yaflad›k. Sürecin sonunda 2008’le bafllayan 2009’da daha da derinleflen küresel krizin etkileri yaflanmaya bafllad›. ‹flçi s›n›f›nda k›p›rdanmalar
vard› ancak bunlar henüz çok küçük çapl›yd›
ve ciddi bir s›n›fsal hareketin görüntüsünden
uzakt›. Böyle bir dönemde TEKEL iflçilerinin
direnifli patlak verdi. Sermayenin özellefltirme, tafleronlaflt›rma ve esnek çal›flt›rma gibi
bafll›klarla özetleyebilece¤imiz stratejik sald›r›s›n›n art›k son hamleleri gerçeklefltiriliyordu. Ortada ciddi bir kriz sald›r›s› vard› ve
egemenler sald›r›lar›nda kararl› gözüküyorlard›. Bugüne kadarki süreç, ideolojik, fiziki
sald›r›lar eflli¤inde fakat genifl kitleler üzerinde esas olarak hile ve aldatmacalarla yürütülmüfltü. Birçok alan özellefltirilmifl, tafleronlaflt›rma yayg›nl›k kazanm›fl ve örgütlülüklerin da¤›t›lmas›na paralel esnek çal›flma
yerlefltirilmiflti. Ancak bütün bunlar›n olumsuz sonuçlar› genifl kitlelerce yaflanarak görülmüfltü. TEKEL için kendilerinden önce
benzer sald›r›lara maruz kalan iflçilerin ve
SEKA’da oldu¤u gibi baflka bir aldatmacayla
eritilen iflçilerin deneyimleri vard›. Bu anlamda TEKEL direnifli, bir yan›yla iflçi
s›n›f›n›n kendi öz deneyimleriyle edindi¤i tarihsel bilinciydi. Bu görkemli direnifli yaratan TEKEL iflçileri oldu¤u kadar
uzun mücadeleler sergileyen ama bir flekilde
yenilen iflçilerin ödedikleri bedel ve s›n›fa
katt›klar› deneyimdi. TEKEL iflçilerinin
direniflinde daha önce baflar›ya ulaflamayan iflçilerin de emeklerinin bir
karfl›l›¤› vard›.
TEKEL direnifli s›n›f hareketine güçlü bir
canlanma getirdi. Bunun çok yönlü kazan›mlar› hiçbir biçimde gözard› edilemez. Ankara’daki kitlesel miting ve yeterli etkiyi gösteremese de 4 fiubat grevi dönem aç›s›ndan
önemli ç›k›fllard›. TEKEL tüm iflçi s›n›f› ve
emekçilerin sesi ve yüre¤i olmufltu. Bu basit bir durum de¤ildi. Sözkonusu olan egemenlere karfl› toplumun her kesiminden iflçi
ve emekçinin mücadelede gösterdi¤i bir birlikti.
TEKEL direnifli, egemenleri hiç hesap etmedikleri bir tak›m tavizler vermek zorunda
b›rakm›flt›. Direniflin ulaflt›¤› boyutta bir aldatmaca olarak gündeme
gelse de kriz sald›rganl›¤›nda egemenlere planlar›ndan
taviz
verdirmek
önemli bir baflar›yd›. Dahas› egemenler iflçi s›n›f›n›n fili-meflru eylemi karfl›s›nda da taviz vermek zorunda kalm›flt›. TEKEL iflçileri ülkenin baflkentinde,
flehrin merkezini mesken
tutmufl ve polis sald›rganl›¤›n› geri püskürtmüfltü.
Hakl›l›klar› ve kararl›l›klar›
kadar halktan ald›klar› destek de bunda önemli bir
yerde duruyordu.
TEKEL direnifli iflçi s›n›f›na kitlesel
boyutta sendika bürokrasisini sorgulatt›. TEKEL iflçileri iktidar›n oldu¤u kadar
bu bürokrasinin de nas›l zorlanaca¤›n› gösterdiler. En önemlisi onlar iflçilere yitirdikleri s›n›fsal özgüveni tekrar kazand›rd›lar. De¤iflik ulus ve inançlardan iflçilerin s›n›f kimli¤ini en üste yerlefltirerek bunu haf›zalara kaz›d›lar.
Onlar devrimci çal›flmaya ülke çap›nda
genifl bir alan açt›lar, deneyim kazand›rd›lar
ve devrimcilerin onlar› sahiplendi¤i kadar
onlar da devrimcileri sahiplendiler. Kendi
karfl›laflt›klar› bask›lardan yola ç›karak tüm
ezilenlerle düflünsel bir ba¤ kurdular ve iflçilerin s›n›f olma bilincinin en temel özelli¤ini
kazanmaya bafllad›lar. Onlar mücadelede
kardefllefltiler ve dolays›z pratikleriyle Kürt
sorununda çözümün de s›n›fsal temeline iflaret ettiler. Ve kuflkusuz onlar yeni ve daha
güçlü mücadelelerin yolunu açt›lar.
ETK‹L‹ DESTEK...
TEKEL direniflinin s›n›fa kazan›mlar› birçok yönüyle uzun de¤erlendirmelere tabi
tutulabilir. Fakat gün o gün de¤il. Mücadele
halen sürüyor ve as›l kritik efli¤e gelmifl bulunuyoruz. Bu aflamada laf de¤il ifl yap›lmal›d›r. Her alandan TEKEL’i merkez alan
çal›flmalara yo¤unlaflmak, bunu vakit
kaybetmeden prati¤e yans›tmak, olabilecek en genifl ve zengin biçimlerle
direnifli büyütmek gerekir. Dar anlamda
dahi sonuç almaktan uzak, direnifl için çok
fazla bir anlam tafl›mayan pratikler gereksiz
zaman kayb› olacakt›r. O nedenle sadece
“bir fleyler” yapmak de¤il etkili bir fleyler
yapmak gerekmektedir. Bu her alana ve örgütlenmeye göre farkl› bir biçimler alacakt›r.
Fakat her durumda en genifl kitleyi harekete
geçirmeyi hedeflemek, bu olmuyorsa en genifl kitleye TEKEL’in sesini duyurmak gerekiyor. Sendikalar› ve de¤iflik kitle örgütlerini
bu konuda daha aktif ve kararl› eylemlere
zorlamak için tüm iliflki ve olanaklar seferber edilmelidir. Ve her durumda direniflin merkeziyle, Ankara’daki TEKEL iflçileri ile somut ve canl› ba¤lar kurulmal›d›r. Direniflin kalbi orada atmaktad›r. Her aflamada ne tür ad›mlar›n at›lmas› gerekti¤ini bilmek için Ankara’y› solumak,
tüm alanlara bu havay› solutmak gerekmektedir. TEKEL’in kazan›m› iflçi s›n›f›n›n ve tüm
halk›n kazan›m› olacakt›r. Bunun için geç de¤ildir ancak çok k›sa bir süre sonra art›k geç
kal›nm›fl olaca¤› bilinmelidir.
‹flçi s›n›f› yeni mücadelelerle tekrar aya¤a
do¤ruluyor. TEKEL bir bafllang›ç say›lmal›d›r. Ancak nas›l baflland›¤› her zaman kilit
önemdedir. TEKEL direnifli yine iflçi s›n›f›n›n
daha güçlü mücadeleleri ile afl›lmad›¤› müddetçe iflçilerin tüm mücadeleleri üzerinde
belirleyici bir yer iflgal edecektir. Bu hem
olumlu hem de olumsuz anlamda böyledir.
TEKEL direniflinin flimdiden kazan›mlar› tart›fl›lmazd›r ve sonuç ne olursa
olsun uzun vadede iflçi s›n›f› kazanm›flt›r. Di¤er yandan ise taleplerdeki bugünkü
somut kazan›m veya yenilgi de iflçilerin bilincine etkide bulunacakt›r. Her durumda direnerek kazanmak ya da yenilmek esas oland›r. Bu ak›ldan ç›kar›lmadan, her durumda
iflçi s›n›f›n›n kazanaca¤›na inanarak Ankara’da direnen TEKEL iflçisine, iflçi s›n›f›na gidilmeli ve onlarla bütünleflilmelidir.
DDSB öncülü¤ünde ‹flçi-köylü gazetesi ve YDG ile birlikte
Eme¤imize, Ekme¤imize ve Gelece¤imize Sahip Ç›kal›m! Haklar›m›z› Ö¤renelim!” fliar›yla yürüttü¤ü faaliyet kapsam›nda paneller devam ediyor.
“E
DDSB; Güvencesiz yaflam ve taflerona karfl› mücadeleye!
fiahintepe
13 fiubat Cumartesi günü fiahintepe’de bulunan fiah-Der’de gerçeklefltirilen panel, TEKEL iflçileri
ve DDSB’yi anlatan bir sinevizyon gösterimi ile bafllad›. Sinevizyonun ard›ndan “‹flçi s›n›f› hareketi ve
DDSB”, “Güvencesiz ‹flçiler ve Haklar›m›z› neden ö¤renmeliyiz?” bafll›kl› sunumlara geçildi. ‹lk
sunumda son y›llarda iflçi s›n›f› hareketinde bir canl›l›¤›n yafland›¤›, bunun TEKEL ile birlikte daha da su
yüzüne ç›kt›¤› belirtilerek DDSB’nin tarihi k›saca aktar›ld›.
‹kinci sunumda ise özellefltirmelerle birlikte tafleron ve güvencesiz çal›flma sisteminin yaflam›n her alan›n› doldurdu¤u ve buna karfl›l›k bu alandaki örgütlenme ihtiyac›n›n da artt›¤› ifade edildi. Son sunumda da
güvencesiz çal›flan iflçilerin haklar›n› neden ö¤renmesi
gerekti¤i, DDSB’nin bu noktadaki çal›flmalar›n›n önemi
dile getirildi. Sunumlarda öne ç›kan ortak nokta; güvencesizlerin örgütlenmesinde yaflam alanlar›n›n
önemli bir yer tafl›d›¤› ve bu alanlardaki faaliyetimizin
bu kesimin temel sorunlar› ekseninde yürütülmesi gerekti¤i oldu. Partizan’›n ça¤r›s› ile TEKEL iflçilerinin yan›nda befl gün kalan bir kat›l›mc› iflçilerin mücadelesini,
yaflad›klar›n› aktard›. Bir tekstil iflçisi de söz alarak çal›flt›¤› fabrikada yaflad›klar›n› anlatt›. TEKEL direniflinin
geldi¤i nokta, s›n›f hareketi açs›ndan tafl›d›¤› önem, açl›k grevi eylemine bak›fl aç›m›z ve DDSB faaliyetinin
semtlerde alabilece¤i biçimler üzerine soru-cevaplarla
zengin ve canl› bir tart›flma yürütüldü. Yaklafl›k iki saat
süren etkinlik müzik dinletisi ile sona erdi.
Esenyurt
Panel 14 fiubat’ta Esenyurt
‹flçi Kültür Evi’nde gerçekleflti.
Güvencesiz iflçiler, ‹flçi s›n›f›n›n mücadelesi ve Devrimci Demokratik
Sendikal Birlik ve haklar›m›z› neden
ö¤renmeliyiz bafll›klar› üzerine sunumlar gerçeklefltirildi. Panele kat›lanlar da güvencesiz iflçilik konusun-
Gülsuyu
14 fiubat Pazar günü 17.00’de
Güzellefltirme Derne¤i’nde
düzenlenen panelde ilk olarak ‹flçi
s›n›f›n›n mücadelesi ve DDSB’nin
misyonu ve niteli¤i üzerinde du-
da yaflad›klar›n› ve çal›flma koflullar›n› aktard›.
Çuval fabrikas›nda çal›flan bir iflçi, iflyerinde 400 iflçinin çal›flt›¤›n›
ancak sadece 100 kiflinin kadrosunun oldu¤unu ve daha önce sendika
faaliyeti yürüttü¤ü için ifline son verildi¤ini ancak yapt›¤› ifli yapacak
baflka biri bulunamad›¤› için 2 ay
sonra patron taraf›ndan tekrar ça¤›r›larak ifle al›nd›¤›n› söyledi.
Bir di¤er iflçi de iflyerinden sen-
dikal faaliyet yürüttü¤ü için “kriz
var” denilerek iflten ç›kar›ld›¤›n›, ancak bunun bir bahane oldu¤unu ve
gündelik iflçi çal›flt›r›ld›¤›n› belirtti.
Canl› tart›flmalar›n yafland›¤› panele
TEKEL iflçilerini ziyarete giden bir
DDSB’linin, direnifli anlatmas› renk
katt›. Panel TEKEL direnifli üzerine
yap›lan konuflmalar›n ard›ndan, direnifli anlatan bir sinevizyon ile ve
DDSB’nin haz›rlad›¤› sinevizyon
gösterildi.
ruldu. Güvencesiz iflçileri konu
eden sunumdan sonra haklar›m›z
ö¤reniyoruz bafll›¤› alt›nda yap›lan
sunumla devam eden panelde her
sunum sonras› soru-cevap bölümleri yap›ld›.
Canl› geçen etkinlikte sorulan sorular›n d›fl›nda söz alarak düflüncele-
rini belirtenler de oldu. Soru-cevap bölümünde öne ç›kanlar ise
DDSB’nin niteli¤i, örgütlenme sorunu ve kitlelerin kendine ve mücadeleye olan güvensizliklerine
iliflkin oldu. Etkinlik DDSB’nin haz›rlam›fl oldu¤u sinevizyon gösterimi ile sona erdi.
‹flçi-köylü 9
Politika-gündem
19 fiubat-4 Mart 2010
“Halk›n zaferi için birleflelim, ilerleyelim!”
“Nepal’de Demokratik Halk Devrimi
büyük bir zaferle beraber ciddi bir yenilgi
tehlikesinin oldu¤u nesnel bir geçifl kap›s›ndan ilerlemektedir.”
Bu tespit Nepal’de demokratik devrime önderlik eden Birleflik Nepal Komünist Partisi (Maoist) Merkez Komitesi’nin 28 Ocak
tarihinde yay›mlanan genifl kapsaml› de¤erlendirmesinde yer almaktad›r. Nepal devrimi son y›llarda oldukça önemli süreçlerden geçerek ilerlemektedir. 1996’da bafllayan ve 10 y›l süren Halk
Savafl› süresince baflkent kap›lar›na dayanan Maoistler, gerici devlet içinde darbe ile iktidara el
koyan krala karfl› kapat›lan parlamenter partiler
ile ittifak yaparak 240 y›ll›k monarfliyi y›km›fllar
ve Kurucu Meclis seçimlerinde birinci gelerek 9
ay Nepal Cumhuriyeti’nin ilk hükümetinde yer
alm›fllard›. 9 ay›n sonunda gericilerin ve statükocu parlamenter partilerin hükümetin otoritesine
darbe yapmas› üzerine hükümetten çekilerek
muhalefete geçmifller ve o zamandan bu yana
Nepalli Maoistler yeni demokratik devrimi tamamlamak amac›yla ba¤›ms›zl›k, demokrasi
ve sivil üstünlü¤ü sloganlar› ile genifl kitle eylemleri örgütlemektedir.
BNKP (Maoist) MK üç ayda tamamlanan
toplant›s›nda ideolojik ve siyasi sorunlara dair
keskin bir iki çizgi mücadelesi verdiklerini ve ülkedeki çeliflkileri f›rsata dönüfltürerek devrimi
nihayete erdirebilmek amac›yla görüfl birli¤ine
ulaflt›klar›n› vurgulamaktad›r.
Belgede “Günümüz Koflullar› ve Proletaryan›n Tarihsel Görevi” alt bafll›¤› alt›nda
halk devriminde zaferle ciddi bir yenilgi tehlikesinin, parti içinde de ilerleme ile anarflizm ve kaos tehlikesinin iç içe oldu¤u vurgusu yap›lmaktad›r. Günümüz koflullar›n› incelerken öncelikle
uluslar aras› durumu ele alan BNKP (Maoist)
MK, so¤uk savafl›n “bitiflinin” ard›ndan kapitaliz-
min komünizm üzerinde “mutlak” hakimiyeti,
“tek kutuplu dünya” gibi propagandalar›n son
küresel ekonomik krizle birlikte tüm inand›r›c›l›¤›n› kaybetti¤ini, kapitalist sistemin bilhassa 90’l›
y›llarda s›n›fsal eflitsizli¤i daha da keskinlefltirdi¤ini belirtmektedir. Bu gerçekli¤in bir kez daha
kapitalizmin insanl›¤› krizden krize sürüklerken
sosyalizmin insanl›¤a parlak bir gelecek sunabilece¤ini gösterdi¤i vurgulamaktad›r. Sistemin sald›r›lar›na karfl› emperyalistler aras› çeliflkilerden
yararlanman›n önemine de¤inen belgede ayr›ca
proletarya enternasyonalizmi temelinde emperyalizmle ezilen halklar ve uluslar aras›ndaki çeliflkiyi çözümlemek amac›yla dünya çap›nda komünist devrimcilerin birli¤inin önemi üzerinde durulmaktad›r.
Genel olarak ele al›nd›¤›nda Asya, Afrika ve
Latin Amerika devrimin f›rt›na merkezleridir ancak emperyalizmle feodalizme karfl› çeliflkinin
özgünlü¤ü, genifl çapta devrimci ve ulusal kurtulufl hareketlerinin ve demokratik hareketlerin
varl›¤› ve büyük say›da ezilen ve sömürülen kitlelerin bulunmas› sebebiyle 21. yüzy›l›n ilk on y›l›nda Güney Asya dünya devriminin esas f›rt›na
merkezi olmufltur.
Belgede ayr›ca Güney Asya’da Çin’le ABD
aras›nda çeliflkiye de¤inilerek ABD’nin Çin’i bölme ve çevreleme stratejisi ile ABD ve Hindistan
aras›ndaki çeliflkilerin dikkate al›narak bunlardan
yararlanmas› gerekti¤i üzerinde durulmaktad›r.
Ayr›ca sisteme karfl› en genifl kesimi birlefltirmede Latin Amerika’daki solcu hükümetlerin de
olumlu etkisinin olaca¤›na de¤inilmifltir.
Belgede uluslararas› komünist hareketin durumu da de¤erlendirilmifltir. Nesnel flartlar›n
birçok ülkede devrimin h›zl› geliflmesine imkan
sa¤lamas›na karfl›n dünya komünist hareketi oldukça güçsüzdür. Bu nedenle MLM’yi savunma,
uygulama ve gelifltirme konular›nda özellikle sa¤
revizyonizme ve bunun sonucunda s›n›f iflbirlikçi, reformist, ulusal iflbirlikçi yaklafl›mlara karfl›
mücadelenin esas öneme sahip oldu¤u, bununla
birlikte mekanik ve dogmatik revizyonizmle eklektizme de karfl› ç›k›lmas› ça¤r›s› belgede yer
almaktad›r. BNKP (Maoist) MK bu do¤rultuda
DEH içindeki ve d›fl›ndaki MLM partilerle iliflkilerini gelifltirerek ideolojik mücadele içinde yeni enternasyonali infla etme yolunun takip edilmesi gerekti¤ini aç›klamaktad›r. 10 y›ll›k halk savafl›n›n ve yarat›lan genifl çapl› kitle hareketinin
deneyimi ile emperyalizme ve feodalizme karfl›
büyük bir güç olan ve ideolojik mücadeleyi ve
enternasyonal hareketi gelifltirme tarihsel sorumlulu¤unu omuzlar›na almay› içten bir flekilde
kabul eden BNKP (Maoist)’in bu do¤rultuda gerekli inisiyatifi üstlenmesi gerekti¤i de belgede
yer almaktad›r.
BNKP (Maoist) Merkez Komitesi Nepal’de
siyasi durumun oldukça hassas bir devrimci
kriz döneminden geçti¤ini belirtirken bugüne
kadar baflar›l› taktik politikalarla önemli kazan›mlar elde etmelerine karfl›n ülkenin halen yar›-feodal yar›-sömürge flartlar›nda bir de¤iflim
olmad›¤›, temel sorunlar›n çözülmedi¤ini, devletin s›n›f karakterinin de¤iflmedi¤i belirtilmektedir. Bu da demokratik halk devriminin tamamlanmas› için halen nihai mücadelenin gününü
bekledi¤ini göstermektedir. Feodal monarflinin
y›k›lmas›yla birlikte statükodan yana olan komprador, feodal ve bürokrat unsurlar hakim durumdad›r ve en gerici sa¤c› unsurlar halk›n yönetimine ve demokrasiye karfl› gizli çal›flmalar›n› sürdürmektedir. Yine yerli gericilerin devrimci güçlere göre güçsüzlü¤ünün a盤a ç›kt›¤›
bu dönemde d›fl iflgal tehdidinin de gündemde
oldu¤u, Nepal halk›n›n olas› askeri iflgale karfl›
ulusal kurtulufl için haz›rl›kl› olmas›n›n önemine
de de¤inilmektedir ancak flu flartlarda iç çeliflki
belirleyicili¤ini korumaktad›r.
Dün mutlak feodal monarfliye karfl› parlamenter statükocularla komünist devrimcilerin
ortak düflmana karfl› birlikte hareket ederken
her iki taraf›n da kendi s›n›f ç›karlar›na öncelik
verdi¤ini ve bugün bu güçler aras›nda mücadelenin yürütüldü¤ü eklenmektedir. Bugün bu s›n›flar›n halk›n taleplerine ve anlaflmalara karfl› tutumu onlar›n totaliter, despotik ve halk karfl›t› yönünü a盤a sermektedir.
BNKP (Maoist) seçimlerin ard›ndan hükümete geldiklerinde herhangi bir d›fl gücün des-
te¤i olmadan ve iç statükocu güçlerle bürokrasinin engellemelerine karfl›n halka karfl› dürüst
olduklar›n›, ba¤›ms›z politikalar belirlediklerini,
bürokrasiyi dönüfltürmek için çeflitli programlar
uygulad›klar›n› ve tüm yasal çal›flmalar›na karfl›n
cumhuriyete ve sivil hükümete karfl› komplolar
gelifltiren genelkurmay baflkan›na karfl› hükümetin meflru müdahalesine cumhurbaflkan›n›n devreye sokularak engel ç›kar›lmas›na karfl›n istifa
edip muhalefete geçtiklerini aç›klamaktad›r. Ancak hükümetteyken gerici devlet mekanizmas›n›n s›n›rlar›ndan ve deneyimsizliklerinden kaynakl› hükümet, meclis ve sokak aya¤›n› koordine edemediklerinden beklentileri karfl›layamad›klar›n›, baz› olumlu kazan›mlar›n›n yan› s›ra bu
dönemde elde ettikleri deneyimle ileriki dönemde proletaryan›n iktidar›nda devleti daha
etkin ve verimli flekilde yöneteceklerine inand›klar›n› eklemekteler.
Bugün Nepal’de Maoistlerin çabalar› ile gerçek devrimci, demokrat, yurtsever güçler ve genifl kitlelerle bir avuç ulus iflbirlikçi komprador,
bürokrat ve feodal unsur aras›nda kutuplaman›n
keskinleflti¤i, bunun etkisiyle Nepal Kongresi ve
UML içinde gerçek yurtseverlerin kitlesel flekilde partilerinden ayr›l›p halk güçlerinin yan›na
geçti¤ini belirtmektedir.
BNKP (Maoist)’e göre günümüzde
proletaryan›n Nepal’deki tarihsel görevi
ülkeyi yar›-feodal yar›-sömürge sistemden
kurtarmak ve bunun için demokratik devrimi tamamlamakt›r. Ancak MK, bu tarihsel
görevin sorunsuz olmayaca¤› uyar›s›nda bulunmaktad›r. Gericiler Maoistleri beklemedikleri bir
anda provoke ederek iç savafl ç›karmak istemekte, partiyi bölmek, önderlerini öldürmek için çaba harcamaktad›r. Buna karfl›n düflman provokasyonuna kap›lmamak, hayali sloganlar atmamak
ve canl› mücadelenin ihtiyaçlar› do¤rultusunda
bar›fl, demokrasi, sivil üstünlük ve ba¤›ms›zl›k için
kukla hükümete karfl› ç›k›lmas› ve “Maoistlerin
önderli¤inde ulusal hükümet” talebinin öne ç›kar›lmas› ça¤r›s›nda bulunmaktad›r.
BNKP (Maoist) ayr›ca ülkedeki kutuplaflman›n bir sonucu olarak devrimci güçlerin NKP
(Maoist)’in dahilinde birleflmesine de vurgu yapmaktad›r. Buna göre son 2 y›lda NKP (Birlik
Merkezi-Maflal), Demokratik Cephe, NKP (Maflal), NKP (ML-Devrimci), Kiran ‹flçi Partisi
BNKP (Maoist) ile birleflirken UML’den onlarca
üye ve kadro özellikle de sanatç› ve ayd›nlar Ma-
oistlere kat›ld›.
BNKP (Maoist) MK partinin sorunlar›na ve
zay›f yönlerine de belgede de¤inmifltir. MK tüm
eksiklerine karfl›n halk savafl› süresince partide
gönüllü disiplinin üst seviyede oldu¤unu, partinin
yüksek proleter bir ruhla mücadele etti¤ini, feda
ruhunun ön planda olu¤unu ancak bar›fl süreci
ile birlikte özellikle de partinin aç›k alana ç›kmas›yla beraber militanl›k ve disiplin aç›lar›ndan zay›flad›¤›n›, komitelerin düzenli ve etkili çal›flmad›¤›n›, bireysel ç›kar peflinde koflman›n, parlamentarist e¤ilimlerin geliflti¤ini proletaryan›n
öncüsünün anarflik bir kalabal›¤a dönüflme tehlikesinin do¤du¤unu, bu nedenle ideolojik temelli
tart›flmalarla birlik-mücadele-dönüflümün sa¤lanmas›n›n hedeflendi¤ini aç›klam›flt›r. Bununla
beraber savafl döneminde binlerce profesyonel
devrimcinin yetiflti¤ini, partide, kurtulufl ordusunda, savafl cephesinde, demokratik devlette,
halk mahkemelerinde, komünlerde, okullarda
binlerce tam zamanl› devrimcinin faaliyet yürüttü¤ünü ancak halk iktidar›n›n bar›fl sürecinde da¤›t›lmas›yla birlikte profesyonel devimcilerin büyük k›sm›n›n iflsiz kald›¤›n›, bunun için de plana
ihtiyaç oldu¤unu vurgulayan BNKP (Maoist)
MK’s› savafl s›ras›nda okulunu b›rakan devrimcilerin flimdi okullar›n› sürdürmeleri için de özel
bir program oluflturacaklar›na de¤indi.
BNKP (Maoist) önümüzdeki dönemde uygulanabilir, net politika, plan ve programlarla örgütsel ve pratik sorunlara cevap bulacaklar›n›,
parti birli¤i ve disiplinine önem vereceklerini ve
ideolojik merkezileflme aç›s›ndan parti kongresinin en yak›n zamanda örgütlenece¤ini de eklemifltir. Sokak eylemleri gelifltirilecek, genifl bir
birleflik cephe oluflturulacakt›r.
“Yoldafllar, Nepal demokratik devriminde flanl› ama zorlu bir dönemden geçmekteyiz. Büyük flehitlerimizin, kay›plar›m›z›n ve yaral› savaflç›lar›m›z›n hayallerini hat›rlayarak enerji biriktirmeliyiz. Milyonlarca insan›n umudunu ve beklentisini
üzerine alan bizler kendi içimizde birlik
ve güveni gelifltirmeliyiz. Son olarak, bilimsel ve devrimci komünistler olarak,
bizler, üst düzey bir sab›r, sa¤duyu ve cesaretle karfl›-devrimci komplolar› bofla ç›karmal›y›z. Bunu baflaramazsak Nepal ve
Nepal devrimi büyük bir kazaya u¤rayacakt›r. Bu nedenle halk›n zaferini garantilemek için birleflelim, ilerleyelim.”
AKP’nin Alevi Çal›fltaylar› sona erdi: Bir ad›m ileri iki ad›m geri!
AKP hükümetinin “Alevi Aç›l›m›”
ad› alt›nda bafllatt›¤› ve toplamda yedi
oturumda gerçeklefltirilen çal›fltaylar
sona erdi.
27-10 Ocak 2010’da gerçeklefltirilen yedinci çal›fltay›n ard›ndan kamuoyuna aç›klanan ön rapor metni ile yaklafl›k iki y›ld›r devam eden bu masal›n
da sonuna gelinmifl oldu. Aleviler taraf›ndan Brezilya dizilerine benzetilen ve
her defas›nda arkas› yar›n hissi uyand›ran Alevi çal›fltaylar›, Alevilerin hiç de
yabanc›s› olmad›¤› ve flafl›rmad›¤› bir resim çizerek sonuçland›.
Alevisiz Alevi çal›fltay›!
Yaklafl›k 400 gazeteci, yazar, akademisyen ve çeflitli kurum temsilcisinin
kat›ld›¤› büyük bir panay›r havas›nda ve
önemli bir ifl yap›yormufl edas›nda gerçeklefltirilen çal›fltaylarda “küçük” bir
ayr›nt› unutulmufltu: Alevi çal›fltay›nda Aleviler yoktu. Almanya Goethe
Üniversitesi’nde akademisyen Prof. Dr.
Ömer Özsoy’dan Tunceli müftüsüne,
Zaman Gazetesi yazarlar›ndan Milliyet
gazetesine kadar Alevilerle ilgili olarak
belki de en son söz söyleyebilecekler
Alevi Çal›fltay›’nda “aç›l›m” yaparak
hoflgörü dersi verdi.
Kat›l›mc›lar›n profili aç›l›m›n niyeti
hakk›nda da yeterince ipuçu vermektedir. Alevi katliamlar›n› savunan ve Sünni inanc›ndan halk›m›za “Cihat ça¤r›s›”
yapan Zaman, Vakit, Milli gazete gibi
yay›nlardan Ali Bulaç, Selçuk Özda¤,
Mümtaz Türköne, Abdurrahman Dilipak, Ekrem K›z›ltafl gibi isimler çal›fltay›n en gözde konuklar› aras›ndayd›. Kat›l›mc›lar aras›nda dikkati en fazla çeken
ve Alevi sorununa karfl› hükümetin
besledi¤i ilgiyi yans›tan en önemli geliflme ise Marafl katliamc›s› Ökkefl Kenger’in (fiendiller) ça¤r›lmas› oldu.
19–26 Aral›k 1978’de Marafl’ta Alevilerin yaflad›¤› mahallelare, devletin gözetiminde gerçeklefltirilen, 111 kiflinin
vahfli iflkencelerden geçirilerek katledildi¤i bine yak›n insan›n da yaraland›¤›
katliam›n bafl aktörlerinden Ökkefl
fiendiller’in çal›fltaya davet edilmesi aç›l›m›n ruhunu göstermesi bak›m›ndan
önemli.
leri’nin varl›¤› devletin laikli¤ini tart›flmal› hale getirirken yeni düzenlemelerle bu söylem daha da çarp›k bir hale gelecektir. AKP hükümetinin Alevilere
ikinci sürprizi “zorunlu din derslerinin”
kald›r›lmas› veya seçmeli ders haline
getirilmesi konusunda yafland›. Çal›fltayda yürütülen “engin” tart›flmalarla
kat›l›mc›lar bu sorunu da çözdüler: Zorunlu din derslerine ek olarak iste¤e ba¤l› din dersleri verilecek!
l›mc›lar dedelerin, inanç önderlerinin,
rehberlerinin Alevi-Sünni ortak tarihi
temelinde e¤itilmesi gerekti¤i konusunda hemfikir olmufl. AKP’nin aç›l›mdan;
inançlar›na, yaflam tarzlar›na müdahale
edilmesinden ve asimilasyon politikalar›ndan rahats›z olan, yüzy›llard›r buna
karfl› mücadele eden Alevilere yeni bir
asimilasyon ç›km›flt›r.
Mad›mak Oteli y›k›lacak!
Sivas’ta katledilen 37 ayd›n, yazar
Diyanet ‹flleri ve zorunlu din
dersleri kald›r›lamaz!
Alevilerin en temel taleplerinden
olan Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n›n kald›r›lmas›n›n yürütülen “zengin” tart›flmalar›n ›fl›¤›nda rasyonel olmad›¤›na
karar verilmifl.
Kamuoyuna aç›klanan rapora göre;
bu talep gerçekçi bulunmazken baflkanl›¤›n bünyesinde bir Alevi birimini kurulmas› öngörülüyor. Bunun yan›nda
önümüzdeki günlerde dini vergi uygulamas›na geçilebilece¤i de raporda geçen
ayr›nt›lardan. AKP bir yandan Alevilere
aç›l›rken öte yandan meclise getirdi¤i
Diyanet ‹flleri Personeli Yasa Tasar›s›
ile Diyanet ‹flleri Baflkanl›¤›’n› Müsteflarl›k düzeyine ç›karmay› hedeflemektedir. Kurulacak Din ‹flleri Yüksek Kurulu, Alevilik gibi “‹slam dinine iliflkin
farkl› yorumlar” hakk›nda araflt›rmalar
yapacak. 2 milyar 650 milyon TL’lik
bütçesiyle Cumhurbaflkanl›¤›, Yarg›tay
ve Anayasa Mahkemesi gibi kurumlardan fazla bir gelire sahip olan Diyanet
‹flleri Baflkanl›¤›’n›n kald›r›lmas› bir yana
daha da geniflletilmektedir. Diyanet ‹fl-
Yaklafl›k 400 gazeteci, yazar, akademisyen ve çeflitli kurum
temsilcisinin kat›ld›¤› büyük bir panay›r havas›nda ve önemli bir
ifl yap›yormufl edas›nda gerçeklefltirilen çal›fltaylarda “küçük”
bir ayr›nt› unutulmufltu: Alevi çal›fltay›nda Aleviler yoktu.
Cemevleri ibadethane de¤ildir!
Aç›klanan rapora göre kat›l›mc›lar;
Cemevlerinin yasal statüye kavuflturularak ibadethane olarak kabul edilmesinin ‹slam içinde bir bölünmeye yol açabilece¤ini “öngörecek” mevcut durumun devam etmesi gerekti¤ine karar
vermifl.
Alevi dedelerinin ‹slamiyeti yeterince bilmediklerine kanaat getiren kat›-
ve ozan›n ac›s› ve 盤l›¤› ile adeta özdeflleflen Mad›mak Oteli’nin müze yap›lmas› iste¤i katliamdan bu yana Alevilerin en temel taleplerinden birini oluflturmaktad›r.
Rapora göre; Mad›mak Oteli y›k›larak otopark haline getirilecek. Kat›l›mc›lar müze fikrinin tehlike üretti¤i ve ülkenin birlik ve düzenin korunmas›n›n
dikkate al›nmas› gerekti¤ine karar vermifl. Katliam›n, vahfletin ve devletin
Alevilere bak›fl›n›n bir sembolü haline
gelen Mad›mak Oteli de “aç›l›mdan”
pay›n› alanlardan. AKP, oteli y›karak
katliamla iliflkin tüm kan›tlar› da ortadan kald›rmay›, böylece yaflanan vahfleti belleklerden silmeyi hedeflemektedir.
Eflit yurttafll›k hakk› sak›ncal›
bulundu!
Aleviler, toplumsal yaflamda maruz
kald›klar› ayr›mc› uygulamalara, afla¤›lanmalara, bask›lara karfl› uzun süredir
mücadele etmektedir.
Di¤er inançlarla eflit haklara sahip
bir yurttafll›¤a iliflkin yasal düzenlemelerin gerçeklefltirilmesi talebi ile alanlar›
dolduran yüz binlerce Alevinin bu hayk›r›fl› “seçkin” konuklar›n dikkatini çekmemifltir.
Alevilerin Ankara ve ‹stanbul’da
gerçeklefltirdikleri ve yüz binleri bulan
mitinglerle dile getirdikleri eflit yurttafll›k haklar› konusunda da hiçbir olumlu
ad›m at›lmamaktad›r. Aç›klanan rapora
göre eflit yurttafll›k hakk› konusunda
yap›lacak yasal düzenlemelerin toplumsal birlik ve karfl›l›kl› güven havas›n› zedeleyece¤i kayg›s›yla ra¤bet görmedi¤i
dile getirilmektedir.
Bir ad›m ileri iki ad›m geri
Hükümet oldu¤u günden bu yana
kulland›¤› sloganlar›n, kavramlar›n içini
büyük bir baflar› ile boflaltan ve pratikte tam tersini uygulayan AKP’nin yine
benzer bir prati¤in alt›na imza att›¤›
aç›kt›r.
De¤iflim ad› alt›nda ve özgürlüklerin geniflletilmesi ad›na yürütülen çal›flmalar ve yap›lan yasal düzenlemeler
muhataplar›n mücadele ederek kazan-
d›klar› haklar›n gasp edilmesinden öte
bir anlam tafl›mamaktad›r. Bunun örne¤i; Demokratik Aç›l›m, Milli Birlik Projesi ad› alt›nda bafllat›lan zihniyet de¤ifliminin sonuçlar› bine yak›n insan›n gözalt›na al›nmas› yüzlercesinin tutuklanmas› ve milyonlarca Kürt’ün iradesini
yans›tan DTP’nin kapat›lmas› sürecinde
yaflanm›flt›r. AKP hükümeti hangi kesimleri “özgürlefltirmek” istediyse yaflanan; katliam, gözalt›, tutuklama, linç
ve göç olmaktad›r. Roman Aç›l›m› sonras› Selendi’de yaflananlar haf›zalar›m›zdaki tazeli¤ini korumaktad›r.
Ülkemizde yüzy›llard›r yaflanan temel sorunlar› hükümetlerin çözemeyece¤i aç›kt›r. Kürt ulusal sorunu ve
çeflitli milliyetlerin demokratik haklara
yönelik yaklafl›m, çeflitli inançlardan
emekçilerin hak ve özgürlüklerine yönelik tutum hükümetler taraf›ndan de¤il egemen s›n›flar taraf›ndan belirlenmektedir. Tüm bu alanlarda hükümetlerin de¤il devletin resmi politikas› uygulaman›n özünü oluflturmakt›r. Yüzy›llard›r bask› alt›nda tutulan inançlar›
yok say›lan ve asimile edilerek düzene
entegre edilmeye çal›fl›lan Alevi inanc›na sahip emekçilere yönelik bu tutum
bir devlet politikas›d›r. Osmanl›’dan
günümüze varl›¤›n› de¤iflik biçimler alt›nda sürdürmektedir. Bu yolculu¤a
yüzy›llard›r direnifl, isyan ve mücadelenin de efllik etti¤i unutulmamal›d›r.
Bu yan›yla AKP’nin gerçeklefltirdi¤i
çal›fltaylar› belki de en iyi iki cümle
aç›klayabilir: Bir ad›m ileri iki ad›m
geri!
‹flçi-köylü 10
Gö¤ün yar›s›
19 fiubat-4 Mart 2010
8 Mart’ta yükselen 盤l›¤›n ça¤r›s› bizleredir!
undan tam 153 y›l önceydi. Bir 盤l›k
yükseliyordu gö¤e, eflitlik ve özgürlü¤ü hayk›ran bir 盤l›k. Kad›n›n kurtulufl mücadelesi New Yorklu tekstil iflçisi kad›nlarda
simgelefliyor, s›n›f mücadelesinin kad›n cephesinden mihenk tafllar› döfleniyordu. Kap›lar
artlar›ndan kapansa da, alev alev kal›nsa da bu
mücadelenin ortas›nda o 盤l›k yükseliyordu
gö¤e umars›zca ve tarihe ac› ama flanl› bir not
düflülüyordu. 8 Mart Emekçi Kad›nlar Günü’ne anlam›n› yükleyen kad›nlar gelece¤e, bizlere bir bayrak b›rak›yor ve bu 盤l›¤› büyütmemizi söylüyordu dolays›zca.
B
Evet, dinmedi o 盤l›k. New Yorklu iflçi kad›nlar›n katledilmesinin üzerinden 153, 8
Mart’›n Emekçi Kad›nlar Günü’nün ilan edilmesinin üzerinden tam olarak 100 y›l geçti ve
dinmedi o 盤l›k. Hatta öyle ki üzerinden 100
y›llar geçse de, karfl› geldi¤i koflullar varl›¤›n›
korudukça bu 盤l›k da ›srarl›, var olmaya ve
inad›na büyümeye.
8 Mart, emekçi kad›nlar›n içine
hapsoldu¤u koflullar ile yüzleflme
ve hesaplaflma günüdür.
8 Mart, biz kad›nlar›n “yazg›”lar›n›
de¤ifltirmedeki ›srar›n› somutlaman›n
ve bunu nice yol ve yöntem ile
pekifltirmenin günüdür.
8 Mart, Clara’dan, Rosa’dan,
Barbara’dan, Meral’den, Ayfer’den
ve daha nice de¤erimizden
devrald›klar›m›z› yar›na tafl›man›n,
türkü türkü ço¤alman›n günüdür.
Dinmedi o 盤l›k, çünkü de¤iflmedi kad›n›n
yazg›s›. Y›llarca afla¤›lanan, hor görülen, ezilen,
öyle ki ezilenin de ezileni olan oldu kad›n. O
günden bu güne yaflam›n neredeyse her alan›nda bir “hiç” say›lan bizler hiçbir fley yitirmedik o “hiçli¤imizden”. Her birimiz teker teker yaflad›k bu yazg›y› tarihin zorunlu k›ld›¤›
bir tesadüfle. Günü geldi¤inde Olympe olduk
giyotinde bafl› kesilen, günü geldi Medine olduk evinin bahçesindeki kümesin topra¤›na diri diri gömülen. Kamyon kasalar›nda suya
kap›l›p bo¤ulduk, fabrikalarda yand›k. Ganimet
say›ld› her daim bedenlerimiz. Tacizler, tecavüzler, cinayetler b›rakmad› peflimizi. Savafllarda en de¤erli “fley” biz olduk, biz olmasak
daha az reyting yapard› televizyon kanallar›. O
kanallarda a¤›z aç›k seyredilen bizler evimizin
“namusuyduk”, öyle ki törelere kurban edil-
MERS‹N KADIN
PLATFORMU’NDAN KAMPANYA
‹çerisinde Partizan’›n da bulundu¤u Mersin Kad›n Platformu, TEKEL iflçileriyle dayan›flma amac›yla bafllatt›¤› kampanyay› yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla sonland›rd›.
Ocak ay› sonunda TEKEL iflçileriyle dayan›flma amaçl› bir
kampanyaya start veren ve kampanya içeri¤ini nakit para ve
iflçilerin özellikle ihtiyaç duydu¤u malzemeler olarak belirleyen Kad›n Platformu, ald›¤› karar üzerinden komisyonlar
oluflturarak birçok kifli ve kuruma ulaflt›. 1 hafta süren kampanya boyunca sürenin de k›sal›¤› düflünülürse, az›msanmayacak ölçüde malzeme temin edildi ve toplanan malzemeler iki
kifli görevlendirilerek TEKEL iflçilerine ulaflt›r›ld›.
Kampanyan›n finali olarak yap›lan bas›n aç›klamas›nda,
kampanya sonucuna dair aktar›m yap›larak “Yetimin hakk›n› de¤il, iflçinin
hakk›n› istiyoruz. Desa’da,
Novamed’de
direnen ve kazanan bizdik,
TEKEL’de de
kazanan
biz
olaca¤›z!” aç›klamas›nda bulunuldu. Eylem alk›fl ve
sloganlarla sona
erdi. (Mersin)
YORUMSUZ
1 fiubat: ‹stanbul-fiiflli’de çete davalar›na bakan Ece Arslan adl› avukat
evinde ölü olarak bulundu.
2 fiubat: Ankara’da ö¤retmenlik
yapan Nefle Y›lmaz, k›sa boylu olmas›ndan kaynakl› bunal›ma girerek intihar etti.
mesinde hiç çekinilmeyenler de gene biz olduk. Sevgilimizle bulufltu¤umuz ö¤renildi¤inde
korktuk, biz atlad›k evimizin 5. kat›ndan. Biz
yapamad›k m›? Bunu yapacak, namusu “temizleyecek” birileri muhakkak oldu. Kimi zaman
gömüldü bedenlerimizin yar›s› topra¤a, k›nayan gözler aras›nda recm edildik, as›ld›k. Bize
reva görülen dünya, evlerimizin duvarlar›n›n
aras› oldu. O duvarlar›n aras›ndaki ifller asli
görevlerimizdi, sofradaki yerimiz öküzümüzden sonrayd›. Karn›m›zda “s›pam›z”, s›rt›m›zda sopam›z eksik olmad›. Ve ço¤umuz bu dünyadan baflka bir dünyan›n ay›rd›na bile varamad›k. “R›za babalar›n*” olmad›¤›n› dahi ö¤renemedik. Çal›flt›k tarlada, fabrikada. Eme¤i en
çok sömürülen de gene biz olduk. Ayn› ifli
yapt›k karfl› cinslerimizle fakat sömürünün
katmerlisi düfltü pay›m›za. Daha “ucuz”duk,
daha “güvencesiz”dik bu düzen içinde.
Tüm bunlar ve daha da fazlas› dindirmedi
bu 盤l›¤›. Büyüdü, ço¤ul ço¤ul geldi bu güne.
Ac›lar›m›z yitmedi, sofram›zdaki “ekme¤e”
ve ruhumuza de¤ecek bir “güle” olan sevdam›z da.
tirmedeki ›srar›n› somutlaman›n ve bunu nice
yol ve yöntem ile pekifltirmenin günüdür.
8 Mart, Clara’dan, Rosa’dan, Barbara’dan, Meral’den, Ayfer’den ve daha nice de¤erimizden devrald›klar›m›z› yar›na tafl›man›n,
türkü türkü ço¤alman›n günüdür.
Yeni Kad›n’› yaratma ideali ile kad›n mücadelesine daha s›k› sar›ld›¤›m›z flu günlerde 8
Mart’›n 100. y›l› bizler aç›s›ndan teorik bütün
do¤rular›m›za yaflam vermenin çabas› içersinde olma günüdür. ‹flçi, emekçi, köylü, ö¤renci,
k›sacas› toplumda ezilen ve haks›zl›¤a maruz
kalan tüm kad›nlara ulaflman›n ve bunun ihtiyac›n› dünden daha fazla hissetmenin günüdür
8 Mart.
Bunun ihtiyac›n› daha fazla hissetmenin günüdür çünkü; bahsini etti¤imiz yazg›m›z dünden bugüne daha da kararm›flt›r. Bunu hissetmenin günüdür çünkü; tüm bu karanl›¤›n içine
her gün daha fazla hapsolan biz kad›nlar›n yazg›m›za tahammülü her geçen gün daha da azalmaktad›r. Ve bu tahammülsüzlük kendini 153
y›l önce oldu¤u gibi birçok yerde a盤a vurmaktad›r.
8 Mart’ta yükselen bu ses biz kad›nlar›n
özgürlük ve eflitlik özlemini temsil etmektedir. Ve gene özlemimizin nerede sonlanaca¤›na da iflaret etmektedir.
Bu ça¤r› bizleredir! Tüm bu do¤rular›
göz önünde bulundurarak 8 Mart’›n ön günlerini yaflad›¤›m›z ve birçok alan›m›zda kad›n
mücadelesinde mütevaz› ad›mlar atmaya bafllad›¤›m›z flu günlerde bu 盤l›¤› büyütmenin
yollar›n› arayal›m; coflkulu, devrimci eylem ve
etkinliklerin alt›na imza atal›m.
8 Mart’›n “emekçi” ruhunu kuflanarak büyütmek için ›srar›m›zdan hiçbir fley kaybetmedi¤imiz bu 盤l›¤› bulundu¤umuz her yerde
alanlara tafl›yal›m.
(*Ad›yaman’›n Kahta ilçesinde 17’sindeyken
dedesi ve babas› taraf›ndan diri diri gömülerek
katledilen Medine Memi, maruz kald›¤› fliddeti
flikayet etmek üzere gitti¤i karakolda “Arka Sokaklar” dizisinin bafl komiseri “R›za Baba”y› aram›fl, ancak R›za Baba’n›n gerçekte var olmad›¤›n›; evine dedesi ile birlikte ölüme gönderilirken
ö¤renmiflti.)
(‹zmir Yeni Demokrat Kad›n ‹nisiyatifi)
Bu 盤l›¤›n güncel ça¤r›s›
bizleredir!
Gücünü tarihin öncesinden al›p 8 Mart
1857’de yükselen bu 盤l›k, mücadele ile kazan›lan bu günün ancak ve ancak gene mücadele ile üstlenilebilece¤inin ça¤r›s›n› da yapmaktad›r. Ve bu ça¤r› aç›ktan bizleredir, emekçi
kad›nlarad›r. Kad›n mücadelesinin tarihsel birkaç güne s›¤d›r›lmas›n›n yanl›fll›¤›n› ayr› bir tarafa koyarak diyebiliriz ki;
8 Mart, emekçi kad›nlar›n içine hapsoldu¤u koflullar ile yüzleflme ve hesaplaflma günüdür.
8 Mart, biz kad›nlar›n “yazg›”lar›n› de¤ifl-
Çiçek tazeli¤indeki direniflimizdir bu…
Yaklaflan 8 Mart vesilesi ile TEKEL’de onuruyla
direnen iflçi Havva Gök ile bir söylefli gerçeklefltirdik.
- Bir kad›n iflçi olarak çal›flma yaflam›n›z›
anlat›r m›s›n›z?
- Adanal›y›m ve Adana TEKEL Sigara Fabrikas›’nda 20 y›l çal›flt›m.
Bu 20 y›l içinde TEKEL’in birkaç flubesinde çeflitli bölümlerde çal›flt›m. Orada dört kiflinin yapaca¤› ifli tek kifli yapt›k. Bu noktada çeflitli ödüller bile ald›k. Adana gibi s›cak bir bölgede üzerimizdeki
k›yafetlerimizi devaml› de¤ifltirerek çal›flt›k. Ama
yeri geldi¤inde sigara ihtiyac›m›z› dahi karfl›layamad›k. Adana gibi, üretimi ile ödüller kazanan bir fabrikada çal›fl›yorduk ama 17 y›l sonra sigara fabrikalar›
özellefltirildi. Özellefltirme ad› alt›nda asl›nda tütün üretimi sekteye u¤rat›ld›. Bu özellefltirme sürecinde iflyerini 6 gün terk etmeme eylemi yapt›k. O süreçte polisin
gaz›na, copuna maruz kald›k. Ama kad›n erkek el ele buna karfl› direndik.
- Direnifl boyunca bir kad›n olarak nelere maruz
kald›n›z?
- Bizim fabrikam›z kad›n a¤›rl›kl› bir fabrikayd›. Bu
durum karfl›s›nda her ifle kad›nlar veriliyordu. Yemekhanesinden temizli¤ine her iflte çal›flt›k. Her fleye ra¤men
2 fiubat: Hatay Narl›ca’da, 13 yafl›ndaki bir k›z çocu¤u, yaflad›¤› köyün
imam› taraf›ndan cinsel tacize u¤rad›.
2 fiubat: Van Özalp’te yaflayan
Fatma Uçar adl› genç kad›n, sürekli
fliddet gördü¤ü babas›n› tabancayla vurarak yaralad›. Ard›ndan da kendini
vurarak intihar etti.
3 fiubat: K›rklareli’de yaflayan ve
Bursa’daki abisinin ziyaretine giden 17
yafl›ndaki Emel Ünver, bulunamad›.
Ailesi, Ünver’in evli bir akrabalar› taraf›ndan kaç›r›ld›¤›n› söyledi.
4 fiubat: ‹zmit’te, Elif fiiflman
adl› kad›n, borcunu ödeyemedi¤i “arkadafl›” Engin Toraman taraf›ndan bo¤az› kesilerek öldürüldü.
4 fiubat: Antalya-Alanya’da yaflayan Dilek Kilit, ailesiyle tart›flmas› s›ras›nda evden kaçmaya çal›fl›rken evinin balkonundan düflerek hayat›n› kaybetti.
5 fiubat: Adana’da, Ebru fiahin,
boflanma davas› açt›¤› efli taraf›ndan
trafikte “pusu kurulup” kurflunlanarak
öldürüldü. fiahin’in “eflinin”; 4 y›l önce
üniversitedeyken, kendisini kaç›r›p tecavüz eden kifli oldu¤u ve tecavüzcüsüyle evlendirildi¤i ortaya ç›kt›.
5 fiubat: ‹stanbul-Esenler’de yaflayan Meryem Seyhan, önce içki masas›nda babas›n› öldüren, ard›ndan da
evlerini basan babas›n›n arkadafl› taraf›ndan tecavüz edildikten sonra öldürüldü.
O esnada evde bulunan anne Bakiye Seyhan da yine eflinin arkadafl›
taraf›ndan b›çaklanarak öldürüldü.
6 fiubat: Antalya’da 10 yafl›ndaki
bir k›z çocu¤u, köyün imam› taraf›ndan
cinsel tacize u¤rad›.
6 fiubat: Yalova-Armutlu’da yaflayan ‹nci Bilici, “su vermedi¤i” gerekçesiyle efli taraf›ndan b›çaklanarak öl-
biz iflimizi seve seve yapt›k. Çünkü bu bizim ekmek kap›m›zd›. Ama 17 y›l sonra fabrikam›z kapat›ld› ve kendi
bölgesinde yaprak tütüne verildi. Bizler Baflbakan›n önünü “fabrikam›z kapat›lmas›n” pankart› açarak kapatt›k. Burada polis sald›r›s› ile karfl› karfl›ya kald›k. Bunun
üzerine cezaland›r›ld›k. 150 arkadafl›m ‹skenderun’un
Madenli köyünde bulunan tütün deposuna sürüldü. 1 y›l
boyunca burada çal›flmak zorunda kald›. Kad›nlar›n çal›flmas› buralarda imkâns›zd›. Bu iflyerinde ne oturacak yer
ne bir yemekhane ne de lavabosu vard›. Burada kendi
imkânlar›m›zla buray› yaflan›r hale getirdik. Yol ücreti
bana ait oldu¤undan maddi s›k›nt›m arterken bedenim
dürüldü.
6 fiubat: Erzurum’da doktor olan
Buket Tasmac›o¤lu, hastanedeki
odas›nda ölü olarak bulundu.
7 fiubat: fi›rnak-Cizre’de, zorla
evlendirilmek istenen Gülbahar Karakoyun, kendini asarak intihar etti.
8 fiubat: Urfa’da yaflayan Dilek
K›l›ç, babas› taraf›ndan tart›flt›klar› gerekçesiyle önce fiziksel fliddete u¤rad›,
sonra da ayaklar›ndan zincirlendi.
8 fiubat: Tekirda¤-Çerkezköy’de
yaflayan Gizem Milli, erkek arkadafl›yla tart›flt›ktan sonra kendini vurarak
intihar etti.
10 fiubat: Antalya’da okuyan üniversite ö¤rencisi Ümmü Gürci, sahil
kenar›ndaki 35 metre yükseklikteki falezlerden atlayarak intihar etti.
10 fiubat: Denizli’de yaflayan Zeliha ‹dil, erkek arkadafl›yla birlikte ilaç
içip, kendisini asarak intihar etti. ‹dil’in
iflyerinde, yolda, evde bitkin düflüyordu. Sabah›n
4 ünde kalk›p 20 dakika servise yürümek zorunda kal›yordum tek bafl›ma. Her gece çeflitli tacizlere maruz kal›yordum. O süreçte polisler üzerime araba sürdüler. Ama bunlara ra¤men y›lmad›m.
- fiu anki sürece nas›l geldiniz?
- Sürgünün ard›ndan 1 y›l sonra sendikan›n da
devreye girmesi ile birlikte Adana Yapra¤a tekrardan geldik. Ama 6 ay sonra kapat›lma karar›
ile karfl›laflt›k. Yine y›lmad›k, yine kad›nlar en ön
saflarda mücadele ettik ve direnifli buraya tafl›d›k.
2 ayd›r buraday›z. ‹flte biz bu sürece böyle geldik.
‹lk açl›k grevine girenlerden biri benim, 4 gün
kald›m açl›k grevinin ertelenmesi ile çad›rlara dönüfl
yapt›m.
- Yaklaflan bir 8 Mart süreci var, neler söylemek
istersiniz?
- Biz kad›n iflçiler olarak buradan gitmeyece¤iz. Sonuna kadar direnece¤iz. Yaflamak hakk›m›z ve özlük haklar›m›z› alaca¤›z. Burada kad›n erkek omuz omuza direniyoruz. Tüm emekçi kad›nlar›n 8 Mart’›n› kutlarken kad›nlar› ikinci s›n›f vatandafl görme anlay›fl›n› k›rmaya ve
dünyan›n her yerinde en ön saflarda mücadele etmeye
ça¤›r›yorum.
(Ankara)
babas› TEKEL iflçisi olan Emin ‹dil, o s›rada Ankara’da direniflteydi.
11 fiubat: Zonguldak’ta, 14 yafl›ndaki B.K adl› çocuk, 2 y›l önce day›s›
taraf›ndan tecavüze u¤ram›fl, hamile
kalm›fl ve do¤an bebe¤i yurda vermifl.
Sonra zorla evlendirilmek istenen B.K.
evden kaçarak, bu kez de 3 kifli taraf›ndan cinsel istismara maruz kald›.
11 fiubat: Bolu’da yaflayan Dursun Çetinkaya, kocas›yla kredi borçlar› yüzünden “sürekli” tart›flt›¤› gerekçesiyle, o¤lu taraf›ndan tüfekle vurularak öldürüldü.
12 fiubat: Adana’da yaflayan
Emel Ekin, eflinden sürekli fliddet görüyordu ve 3 kez efli hakk›nda flikayette bulundu. Ancak devletin korumaya
“gerek duymad›¤›” Ekin, efli taraf›ndan
b›çaklanarak öldürüldü.
12 fiubat: fi›rnak-Beytüflflebap’ta,
15 yafl›ndaki A.A, korucu olan babas›-
n›n silah›yla intihar etti.
12 fiubat: Diyarbak›r’da üniversitede okuyan E.A, Dicle Nehri’ne atlayarak intihar etti.
12 fiubat: Mardin-Nusaybin’de
M.E adl› genç bir kad›n, intihar girifliminde bulundu.
13 fiubat: Malatya’da yaflayan ve
iki ay önce imam nikah›yla “evlenen”
B.K, kendini evinin tavan›na asarak intihar etti.
13 fiubat: Osmaniye’de, 2004 y›l›nda kaybolan ve kendisinden bir daha
haber al›namayan Selma Saçmal›’n›n, kendisini aldatt›¤› gerekçesiyle
sevgilisi taraf›ndan bo¤az› kesilip, daha
ölmeden topra¤a gömüldü¤ü ortaya
ç›kt›.
14 fiubat: Almanya-Köln’de yaflayan Gülhan fianc›, tart›flt›¤› efli taraf›ndan b›çaklanarak öldürüldü.
‹flçi-köylü 11
Kavga okulu
19 fiubat-4 Mart 2010
Kölelik zincirlerimizden Ayferleflerek kurtulabiliriz!
Takvimler 8 Mart 1999’u
gösterdi¤inde ise, tarih,
bir 8 Mart direnifline daha
flahit olacakt›.
Sistemin kad›na biçti¤i rolü
reddederek mücadeleyi
seçen, bununla da kalmay›p
devlete karfl› da¤a ç›kan ve
silaha sar›lan Ayfer Celep,
Münire Sa¤d›ç ve da¤lar›n
“Polat”› Kemal Tutufl;
TC ordusunun Tokat’›n
Ba¤deresi köyünde
haz›rlad›¤› pusuya düflüp
çat›flarak flehit düfleceklerdi.
Dünya Emekçi Kad›nlar
Günü’nde, kad›nlar›n
kurtulufluna giden bu
savaflta düflen Proletarya
Partisi’nin yi¤it savaflç›lar›,
8 Mart’› daha anlaml› k›lacaklard›.
Takvimler 8 Mart 1857’yi gösterdi¤inde, ABD’nin Newyork kentinde 40 bin
iflçi direniflteydi. Kad›n›n ucuza mal edilen
eme¤inin en çok kullan›ld›¤› sektörlerden
olan konfeksiyon ve tekstilde çal›flan ve -elbette ki- ço¤unlu¤unu kad›nlar›n oluflturdu¤u iflçilere sald›r›ld›¤› s›rada, fabrikada bir
yang›n ç›kt›. Direnifl, alev alev sürüyordu.
Yine ezici ço¤unlu¤u kad›n olan 129 iflçi, bu
yang›nda yaflam›n› yitirerek iflçi s›n›f› mücadelesinin kanl› sayfalar›nda unutulmaz yerlerini ald›lar. Ve bu tarihten önce herhangi bir
gün olan 8 Mart, bu olaydan sonra iflçi s›n›f›n›n, özelde kad›n iflçilerin mücadelesinde
unutulmaz bir gün oldu! Clara Zetkin’in çabalar› sonucu 100 y›l önce, emekçi kad›nlar›n mücadele günü ilan edilmesiyle direnifl
simgesi oldu.
Takvimler 8 Mart 1999’u gösterdi¤inde ise, tarih, bir 8 Mart direnifline daha
flahit olacakt›. Sistemin kad›na biçti¤i rolü
reddederek mücadeleyi seçen, bununla da
kalmay›p devlete karfl› da¤a ç›kan ve silaha
sar›lan Ayfer Celep, Münire Sa¤d›ç ve
da¤lar›n “Polat”› Kemal Tutufl; TC ordusunun Tokat’›n Ba¤deresi köyünde haz›rlad›¤› pusuya düflüp çat›flarak flehit düfleceklerdi. Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde, kad›nlar›n kurtulufluna giden bu savaflta düflen
Proletarya Partisi’nin yi¤it savaflç›lar›, 8
Mart’› daha anlaml› k›lacaklard›.
Zincirlerini parçalayan
devrimci kad›n; Emine
Emine yoldafl, devrimci mücadelede kad›n›n erke¤e ba¤l› olmadan faaliyet yürütmesinin en militan örne¤i oldu. Sistemin
“narin” kad›n profilini y›karak, “ellerinin hamurunu y›kad›” ve mavzerin y›k›c› gücünü,
ezilen halk için, ezen patron-a¤alara karfl›
kufland›. Bununla da yetinmedi, savafl flartla-
aksine, Kürt ve Alevi idi Münire Sa¤d›ç.
Onun da ailesi yoksuldu. Münire, devrimcilerin yo¤un olarak yaflad›¤› ‹stanbul Ümraniye’de büyümüfltü. Bu yüzden de Proletarya
Partisi’nin düflüncelerini küçük yafltan itibaren tan›m›fl ve küçük yafllarda mücadele yürütmeye bafllam›flt›. Sessizli¤i ve olgunlu¤u
ile bilinirdi. T›pk› 1991 y›l›nda TC ordusuyla girdi¤i bir çat›flmada flehit düflen yoldafl›kardefli Yaflar Sa¤d›ç gibi… TMLGB’nin iflçisemt alan›nda görev alan flehirlerin Kara k›z› Münire yoldafl, ’98 y›l›nda zincirlerinin bir
Biz kad›nlar›n devrim mücadelesi içinde
yer almam›z, yüzy›llard›r boynumuza vurulan zincirleri tek tek parçalamam›z demektir. Kölenin kölesi, sömürülenin sömürüleni olmam›z, zincirlerimizi parçalamada yo¤un ve ›srarl› bir çaba gerektirmektedir. Bu
savafl› veren kad›nlar, devrim mücadelesinde ön saflarda yer alarak, gö¤ün tamam›na
sahip olman›n yolunda birer meflale olmaktad›r.
Bu kad›nlardan biri de Ayfer Celep’tir.
Bu co¤rafyada yaflayan emekçi kad›nlardan
biridir o. Türk ve Sünni kökenli köylü bir aileden gelen Ayfer yoldafl, devrim mücadelesindeki duruflu ve savafl› ile kad›n›n her türlü köleli¤e karfl› ç›k›fl›n›n temsilcilerinden biri olmufltur.
Yoksulluk içinde dünyaya açt›¤› yeflil
gözlerinde inatç›l›¤›n izleri okunurdu. Yaflama tutunmada, yaflama sahip ç›kmada inat
etmenin o ›fl›lt›l› güzelli¤i ile gülümserdi. Bir
köylü kad›n›yd› o, tarlada çal›fl›rd›. Elleri yara-bere içinde kal›r, yine de b›rakmazd›. Ö¤renciydi ayn› zamanda. Lisede tan›flt›¤› devrimci düflünceleri tafl›d›¤› üniversitesinde en
çok aranan Sar› K›z’›yd›. Ve orada iliflki kurdu Proletarya Partisi ile…
Karadeniz’de yo¤unlaflan gerilla faaliyetleri, onu çok heyecanland›r›yor ve bir an
önce da¤lara kavuflma iste¤iyle dolup tafl›yordu. Ancak bunun için bir süre daha beklemesi gerekecekti. Bu s›rada da Niksar’da,
bir tu¤la fabrikas›nda çok kötü çal›flma koflullar› alt›nda iflçi olur.
’93 y›l›nda, sonunda özlemini çekti¤i gerilla birli¤ine kat›l›r Ayfer. Köylü kökenli
r›nda piflerek da¤lar›n
komutan› oldu.
Emine, Meral, Polat…
Emine’nin komutanl›¤›nda
köylere giden halk ordusu
birli¤i; 8 Mart 1999’da, Tokat’›n merkeze ba¤l› Ba¤deresi Köyü’nde TC ordusunun pususu sonucu ç›kan çat›flmada yi¤itçe savaflarak flehit düfltüler. Direniflle yara-
Ayfer Celep yoldafl›n
2 Mart 1970 tarihinde Erzincan’da do¤du. ‹lkö¤renimini köyünde tamamlad›ktan sonra 1984
y›l›nda ailesi ile birlikte ‹sviçre’ye
yerleflti. Buradaki k›sa ö¤renim hayat›ndan sonra çal›flmaya bafllad›.1989’da Partizanlarla iliflki kurdu. ‹lk dönemler sadece taraftar
sömürge ülkelerde yukarda alt›n› çizdi¤imiz
s›n›f d›fl› hareketlerin bu denli geliflmesi tam
da bu somut koflullar›n ürünüdür. Bu somut
koflullar› göz ard› ederek devrim ve sosyalizmin ölüm ilanlar›n› verenlerin gerçe¤in tokad›n› yiyecekleri muhakkakt›r. Nitekim son
kriz ile birlikte Marks’› hat›rlar oldular.
Marks’› hat›rlamak kapitalizmin alternatifi,
mezar kaz›c›s› olan proletaryay›, sosyalizmi
hat›rlamak anlam›na gelir. Bu durum aç›ktan
ifade edilmese de gerçek budur.
Elbette ki bu gerçeklere dikkat çekmek
kesinlikle bir umutsuzlu¤un ifadesi de¤ildir.
Tam aksine tüm sorunlar›n çözümünü nesnel olgularda arama hassasiyetidir. Nesnel
olgulara dayanmayan hiçbir politika ileri,
devrimci hamleler için öncü-köprü görevini
göremez. Dolay›s›yla s›n›f bilinçli proletarya
düflman›n, kitlelerin, kendi subjektif güçlerinin durumunu hesaba katmayan tüm mücadele taktiklerini reddeder. Somut koflullar
üzerinde yükselmeyen-ondan beslenmeyen
tüm taktikler baflar›s›zl›kla sonuçlan›r. Bu genel bir olgudur. Baz› istisnai durumlar bu
Henüz 17 yafl›ndayken
yüre¤ini gerillaya, s›rt›n› da¤lara yaslayan Kemal Tutufl;
“Polat” ad›yla k›sa sürede
savafl koflullar›nda geliflmifl
ve gerilla birliklerinde öncü
olarak görevler almaya bafllam›flt›.
fiehirlerin
“Kara k›z›”,
da¤lar›n
“Meral”i
Kenan Demir
Devrimcilerin görevi UMUDU büyütmektir!
halkas›n› daha k›rarak gerillaya kat›larak, da¤lar›n “Meral”i olur.
Emine, erkek egemen
sistemin, kad›n› her alanda ikinci plana iten ve
edilgenlefltiren düzenine
karfl› Proletarya Partisi’nin hayk›r›fl› oldu. Faaliyet yürüttü¤ü köylülerin biricik k›z› oldu ama
her zaman onlar›n gözünde kad›nl›¤›ndan çok
devrimcili¤inin ön plana
ç›kmas› için mücadele
verdi ve bunu sa¤lad›.
KAVGADA ÖLÜMSÜZLEfiENLER
Pusula
Devrim ve sosyalizm mücadelesine dair
genel de¤erlendirmeler yaparken, 20. yüzy›lda yaflanan zaferlerin ard›ndan al›nan geçici
yenilgilerin yaratm›fl oldu¤u olumsuz atmosferi asla göz ard› etmemek gerekir. Çünkü;
her yenilgi beraberinde bir y›k›m getirir.
E¤er yenilgi psikolojisi uzun y›llara yay›l›rsa,
devrimci militanlarda, ileri kitlelerde ideolojik bir k›r›lmaya, umutsuzlu¤a yol açabilir. Ve
bu tablo kaç›n›lmaz olarak kitlelerle devrimciler aras›ndaki ba¤lar› zay›flatabilir.
fiu aç›k ki; böylesi süreçlerde gericilik
dalgas› daha bir yükselir, genifl y›¤›nlar› etkisi alt›na al›r. Ulusalc› ve mezhepçi anlay›fllar
kitleler içinde daha çok itibar görmeye bafllar. Ki bu kendi içinde anlafl›l›r bir durumdur. Çünkü tarih boflluk tan›maz. Proleter
önderlikli veya demokrat devrimci hareketler oynamas› gereken tarihi misyonlar›n› oymaktan uzaklafl›rsa, egemen burjuva sistemin zulmüne karfl›, ufku sistem içi mücadeleyle s›n›rl›, s›n›f d›fl› hareketlerin geliflimi
için uygun zeminler yarat›r. Baz› istisnalar d›fl›nda özellikle son süreçte yar›-sömürge ve
olmas›, fabrikada çal›flmas› onu daha yak›n
k›lar ezilen kad›nlara… Bu topraklarda kad›nlar›n en s›k kulland›¤› ismi seçer bu yüzden. O, art›k da¤lar›n ve köylülerin biricik
Emine’sidir!
olarak sürdürdü¤ü faaliyetlerini
1994 y›l›nda daha bilinçli bir mücadeleye dönüfltürdü.
‹sviçre’nin Basel kentinde yerel
faaliyet yürüten Kenan Demir,
çal›flkanl›¤›, dürüstlü¤ü ve düzenin
kendisine sundu¤u imkânlara karfl›
verdi¤i amans›z mücadelesi ile öne
ç›k›yordu. Özgür Kemal Karabulut ve komünist önder Mehmet Demirda¤’›n flehit düflmesi
onu derinden etkiledi. 5 Mart
gerçe¤i de¤ifltirmez.
Bu genel anlay›fl çerçevesinde bakt›¤›m›zda kimi yanl›fl anlay›fl ve kavray›fllara göz
atmak gerekmektedir: Birincisi krizle birlikte devrim cephesinde büyük f›rt›nalar kopaca¤› yan›lg›s›d›r. Hiç flüphesiz kriz devrim
için büyük olanaklar yarat›r. Ama bu olanaklar›n varl›¤› ancak proleter bir çizgiyle,
proleter bir önderlikle anlam kazan›r. Stalin
yoldafl›n flu saptamalar› de¤erlendirmelerimize ›fl›k olmal›d›r: “Devrimin zaferi hiçbir zaman kendili¤inden gelmez. Onu
haz›rlamak ve mücadeleyle kazanmak gerekir. Ve onu haz›rlayabilecek
ve kazanabilecek olan da yaln›z güçlü
bir proleter devrimci partidir. Öyle
zamanlar olur ki, durum devrimci bir
durumdur, burjuvazinin iktidar› temellerine kadar sars›lm›flt›r ama yinede devrimin zaferi gelmez, çünkü
proletaryan›n y›¤›nlara önderlik edecek ve iktidar› ele geçirecek kadar
güçlü ve otorite sahibi devrimci bir
partisi yoktur. Bu gibi ‘durumlar›n’
meydana gelemeyece¤ini sanmak
ak›ls›zl›k olur.”
Bu demektir ki; proletaryan›n zaferi için
nesnel koflullar›n varl›¤› temel bir sorundur.
Ama bu da tek bafl›na yetmez. En az bunun
t›lan Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’ne yine
can pahas›na direnifller ekleyen halk savaflç›lar›, bugünü daha ayd›nl›k k›ld›lar.
8 Mart, Ayferleflmenin
günüdür!
Emine yoldafl; yaflam› ve mücadelesi ile
kad›na dayat›lan köleli¤i reddederek mücadeleyi seçmifl ve bunun için sistemle mücadele ederken sistemin erkek egemen zihniyetinin kendisindeki etkilerine karfl› da mücadele yürütmüfltür. Bu zihniyetin kad›n› itti¤i edilgenlik, yetinmecilik çamurundan s›yr›lan Ayfer yoldafl›n bu yönü, bizim ondan
ö¤renmemiz gereken en önemli özelliklerden biridir. Sistemle olan kavgam›z› büyütmek için, mücadele içinde o edilgenli¤imizden kurtulup durmadan ilerlemenin önemini göstermifltir. Bir köylü, bir ö¤renci, bir iflçi, bir devrimci, bir gerilla, bir komutan olan
Ayfer yoldafl; kad›n›n, mücadelenin her alan›nda öne ç›kmas›, aktifleflmesi ve mücadelenin öznesi olmas› gerekti¤ini yaflam› ile ortaya koymufltur.
Bugün de toplumun en çok ezilen kesimi
olan biz kad›nlar, 8 Mart’› unutulmaz k›lanlardan edindi¤imiz deneyimler ›fl›¤›nda mücadelemizi ileri tafl›man›n sorumlulu¤unu tafl›yoruz. Nas›l ki kad›nlar›n gerçek anlamda
özgürleflmesi devrim ile mümkünse, devrimin gerçekleflmesi de kad›nlar›n örgütlü
mücadeleye kat›lmas› ve mücadelenin öznesi haline gelmesiyle mümkündür.
Son zamanlarda kad›n sorunu üzerine
yürüttü¤ümüz çal›flmalar sonucu yaratt›¤›m›z Yeni Demokrat Kad›n ‹nisiyatifleri, Ayferlerden ald›¤›m›z meflaleyi ileriye tafl›ma
ad›na önemli bir yerde durmaktad›r. 8
Mart’a yaklaflt›¤›m›z flu günlerde bu çal›flmalar›m›z› art›rmal›, bu konuda baflta kad›nlar
olmak üzere tüm yoldafllar›m›z›n tart›flabilece¤i platformlar, etkinlikler örgütlemeliyiz.
Küçük ama sa¤lam ad›mlar atan ve somut
çal›flmalar yürüterek ve bu çal›flmalar› destekleyerek, devrim için vazgeçilmez olan kad›nlar›n örgütlenmesi için kal›c› kitle örgütleri kurabiliriz. TC’nin “söndüremedi¤i” k›z›l meflalelerimizin öcünü de, ancak onlar›n
u¤runa canlar›n› verdikleri savafl› gelifltirerek alabiliriz!
1998’de ‹sviçre’de görev için gitti¤i bir alanda karfl›-devrimci asalak
bir çetenin silahl› sald›r›s› sonucu
flehit düfltü. Yaflam›ndan çok etkilendi¤i Özgür Kemal Karabulut’a
olan ilgisinden dolay› yoldafllar› ona
‹sviçre’nin Özgür’ü diyordu.
Haydar Sönmez
1957’de Dersim Mazgirt Yetimo¤lu köyünde dünyaya gelen
kadar önemli olan proletarya partisinin genifl
y›¤›nlar içindeki etki düzeyidir, önderlik kapasitesidir. Subjektif ö¤eler anlam›nda geriliklerin yafland›¤› bir ülkede krizin devrime
yol açmas› beklenemez. Bu anlam›yla devrimci ve komünist hareketin bu kriz sürecinden s›n›f savafl›m› lehinde yararlanma düzeyi
mevcut güçlerinin etki düzeyiyle orant›l› oldu¤unu ifade etmenin daha gerçe¤e yak›n bir
de¤erlendirme oldu¤unu düflünüyoruz. Burada önemli olan tüm yetersizliklere ve yetmezliklere ra¤men mevcut olan kapasitenin
sonuna kadar zorlanmas›d›r.
‹kincisi, baz› küçük-burjuva hareketlerin
içinden geçilen sürecin gerçekli¤ini kavrama
-ki bunlar›n kendi gerçekliklerini kavramalar› daha acil bir sorun haline gelmifltir- yerine
subjektivizm hastal›¤› eflli¤inde küçük fleylerle mutluluk törenleri yapmas›d›r. Elbette ki
küçük fleylerde dahi devrimci bir heyecan
duymak kötü bir fley de¤ildir. Burada kötü
olan bu küçük fleylerin heyecan›na kap›larak
kendi gerçekliklerini unutma yan›lg›s›d›r.
Kendi gerçek durumunu unutup, elefltiri ad›
alt›nda kendi d›fl›ndaki herkes hakk›nda ideolojik ölüm ilan› vermek, küçük burjuva hastal›¤›d›r. Bu hastal›k baz› dönemlerde öyle
bir hal al›yor ki; elefltiriler yanl›fllar› düzeltme de¤il, “bittiler, da¤›l›yorlar” temelindeki
Haydar Sönmez, 1980 öncesi
Dersim’de gerçeklefltirilen toprak
iflgalinden sonra tutuklanarak Hozat Hapishanesi’ne konuldu. Sönmez (Alt›ndifl) 6 ay sonra ç›kt›¤›nda mücadeleye kald›¤› yerden devam etti. ‹flbirlikçi oldu¤u için cezaland›r›lan Hasan Demirpençe’yi
öldürdü¤ü iddias›yla düflmana ihbar edilmesi üzerine gözalt›na al›narak fiubat 1982’de iflkencede
katledildi.
de¤erlendirmelerle kitlelerin devrimcilere,
komünistlere karfl› duyduklar› güvensizli¤i
derinlefltirme rolünü oynuyor. Bu çok tehlikeli bir yaklafl›md›r. Proleter devrimciler bu
tür elefltiri yöntemlerini her koflulda yads›mal› ve bu yanl›fl yöntemlere karfl› mücadelede tavizsiz olmal›d›r. Elefltirilerinde yap›c›
olmal›, devrim ve halk güçlerini y›pratacak,
sayg›nl›¤›n› zedeleyecek elefltiri üsluplar›ndan uzak durmal›d›r. fiu bir gerçek ki, koflullar nas›l olursa olsun, devrimciler ve komünistler umudun temsilcisi olduklar›n› söylem
ve pratikleriyle ortaya koymal›d›rlar.
Umutsuzluk, karamsarl›k havas›n›
yaymak devrimcilerin ifli de¤ildir.
Bu gerçekleri görmek, bu gerçekler ›fl›¤›nda flekillenmek, tarihi tecrübeleri özümsemeyi, ideolojik, siyasal örgütsel olarak
donanmay› gerekli k›l›yor. Tüm bu konulardaki zay›fl›klar, gerilikler ne bugün karfl›devrim cephesinde yaflanan geliflmeleri ne
de devrim cephesinde olup bitenleri do¤ru
bir tarzda analiz etmemize hizmet eder. ‹flte esas problemler de bu noktada bafll›yor.
Yani, y›k›c› sald›r›lar genifl kapsaml›d›r ama
buna karfl› mücadeledeki donan›mda bir zay›fl›k söz konusudur. Oysa kapsaml› sald›r›lar güçlü donan›mlarla, kararl› savafl›mlarla
püskürtülür.
‹flçi-köylü 12
Enternasyonal
19 fiubat-4 Mart 2010
ATEfi ÇEMBER‹NDEK‹ ÜLKE;
F‹L‹P‹NLER (2)
Gerillaya Yolculuk
Evet as›l heyecan 7 Ekim Çarflamba günü
bafllad›. On iki saatlik bir yolculuktan sonra
nihayet Lagazpi’ ye ulaflt›k. Buras› Bicol bölgesinin baflkenti.
Bir buçuk saatlik bir yolculu¤umuz daha
vard›. Minibüsümüz Lagazpi flehrini geride b›rakarak yükseklere do¤ru yol alal› baya¤› olmufltu. Nerede inece¤imizi bilmedi¤imden,
çok ormanl› yerler geldi¤inde acaba burada
m› inece¤iz diye düflünüyordum. Ne de olsa
gerillaya gidiyorduk. Ama yolda ormanl›k
alanlardan inmeden küçük bir flehre geldik.
Burada yeni bir rehberimiz daha oldu. Sürücüsü dahil 6 kiflinin bindi¤i bir saat süren
motor bisiklet yolculu¤undan sonra bir köye
vard›k. Çat›s› yapraklardan, duvarlar› tahtadan bir evin içine girdik nihayet. Kimseler
görmesin diye mutfa¤a al›nd›k. “Bizim kitlemiz ama olsun. Yabanc› görünce…” diye aç›klama yapt› arkadafllar›m›z. Pirinç ve hafllanm›fl
etten oluflan bir tencere yemek bizi bekliyordu. Mutfak tezgah› aral›klarla bir araya getirilmifl a¤açlardan yap›lm›flt›. Y›kanan bulafl›klar›n
suyu hemen bu arac›klardan yar›s› d›flar› yar›s› evin alt›na ak›p gidiyordu.
Yolculuk tekrar bafllad›. En önde 19 yafl›nda bir genç, onun arkas›nda yüzünde gülüflü hiç ama hiç eksilmeyen genç k›z›m›z,
tercüman arkadafl, ben ve benim arkamda da
Alifla ve bütün yolculukta bizimle olan Karla. Büyük muz yapraklar›, palmiyeler aras›na
tam heyecanla yürümeye bafllayal› iki üç dakika oldu ki arkadan bir kifli Alifla’ya bir fleyler söyledi. Alifla geri dönmemiz gerekti¤ini
söyleyince flaflk›n flaflk›n eve geri döndük.
Me¤er geçece¤imiz yolda o anda köyün ö¤retmeni koflu yap›yormufl ve ö¤retmenin bizi görmemesi gerekiyormufl. Ne de olsa
devletin memuru. K›sa bir süre sonra ö¤retmenin koflusunun bitti¤i haberi gelince yolumuz yeniden aç›lm›flt›. Yine ayn› s›ralamayla
yola devam ettik. Do¤an›n süper güzel görüntülerine bir de önümüzdeki gençlerin sürekli gülüflleri kar›fl›nca yolculu¤umuz daha
da güzellefliyordu. Bir saatlik yürüyüflten
sonra bir köye vard›k. Üç yandan s›rt›n› yüksek da¤lara dayam›fl bir köy. fiimdilik kayd›yla son dura¤a geldi¤imiz söylendi. Evin yerle
ayn› yükseklikte olan teras›nda bir sigara ve
bir su içimi oldukça iyi geldi.
Terasta duran M 16 silahlar› ve palaska
görüntüleri aras›nda bize merhaba diyen gülen yüzler gittikçe art›yordu. Gerilla olduklar›
akl›ma gelmemiflti. Buras›n› kamplara giden
yolda bir ön nokta, bir ön cephe, bir milis
bölgesi oldu¤unu düflündüm. Akflam olmufltu.
Uzun süredir yeme¤i piflirmekle meflgul olan
Tato arkadafl yeme¤in haz›r oldu¤unu söyledi.
Pirinç, bal›k ve çeflitli soslardan oluflan güzel
bir akflam yeme¤i. Yeme¤ini yiyen hemen
herkes kendi taba¤›n› y›k›yordu. Ben de bu
kurala uyay›m dedim. Ancak, “siz misafirimizsiniz. Misafirlerimize tabak y›katmay›z” denildi. Yemekten sonra kahveli sohbetimiz de
bafllad›. Karfl›l›kl› sorular aras›nda birbirimizi
tan›maya çal›fl›yoruz.
Zaman geçtikçe kald›¤›m›z köyün normal
bir köy olmad›¤›n› anl›yordum. Kalabal›k bir
gerilla grubu, a¤›r makineli silahlarla bu kadar
rahat olamazlard› normal bir köyde. Buras›
bir ön cephe de¤ildi. Ama nedir buras›?
Köyde gerillalar ellerinde lambalar›yla silahlar› ve s›rtlar›nda çantalar›yla çeflitli noktalara do¤ru gittiklerinde akflam da baya¤› ilerlemiflti. Onlar nöbet noktalar›na giderken biz
de uyumaya gidecektik. Odam›n ve yata¤›m›n
haz›r oldu¤u söylendi. Odaya girdi¤imde dört
ayak üzerinde duran bir yatak büyüklü¤ünde
belki biraz daha büyük tahtalardan yap›lm›fl
bir sedir ve üzerinde ince bir bez döfle¤im
olarak duruyordu. Ama neyse ki bu birazc›k
sert yata¤›m›n bir yast›¤› da vard›. Yorgan diye de yine ince bir bez örtü vard›. Yan yatma
al›flkanl›¤›mla bir an yan dönüp yatmak istedim. Tahtan›n sertli¤i dirseklerime, kaburgalar›ma ve dizlerime vurunca yan yatmaktan
vazgeçtim. Yan yatma al›flkanl›¤›n› s›rt üstü
yatmaya dönüfltürmemin daha iyi olaca¤›n›
düflündüm. Tahta üzerindeki bedenimin yüzeyi geniflledikçe ac›lar da biraz daha azalm›flt›.
Yeni bir yer, yeni bir yatak uyku tutmuyordu.
Odam›n duvarlar›n› oluflturan tahtalar aras›ndaki boflluklardan arada bir hareket eden, yan›p sönen lambalar›n ›fl›klar› da geceye kar›fl›nca uyku yerini bir korkuya, tedirginli¤e b›rakt›. Bu lambalar neden arada bir yan›p sönüyordu? Gelen birileri mi vard›? Polis veya
asker gelebilir diye miydi bu yan›p sönen ›fl›klar? Bu ince tahtalardan oluflan ve aralar›ndaki boflluklar hiçbir kurflundan insan›n bedenini koruyamaz düflüncesi de tak›l›nca kafaya,
tedirginlik daha da art›yordu. Ne olacaksa olsun düflüncesini biraz daha zorlayarak uyumaya çal›fl›yordum. Parçal› da olsa bir uyku söz
konusu oldu.
Sabah saat befl olunca uyanmalar da bafllad›. ‹yi, bu geceyi sa¤lam atlatt›k. Sabah ilk ifl
kahve içmektir. Her karfl›laflt›¤›m›z arkadafl›n
a¤z›ndan ç›kan kahve içtin mi oldu. Her arkadafl kahve ikram›nda bulunuyordu.
Sabah kahvalt›s›nda beyaz peynir, zeytin,
yumurta, s›cak pide yoktu tabi. Yine pirinç ve
k›zart›lm›fl bal›k vard›.
Gün ilerliyor, kald›¤›m›z eve yeni yeni
genç kad›n ve erkekler geliyordu. Silahlar›n ve
insanlar›n say›s› giderek art›yordu. Buras›n›n
s›radan bir yer olmad›¤› art›k anlafl›l›yordu.
Gerçi halen kafamda bizi gerilla kamp›na götüren kalabal›k bir gerilla grubunun bizi almaya geldi¤i düflüncesi vard›. Ama sohbetler, iliflkiler biraz daha yak›nlafl›nca sonunda arkadafllar buran›n bir gerilla bölgesi oldu¤unu
söylediler.
Buras› gerilla bölgesi
Filipinler’de kurtar›lm›fl bölge veya bölgeler kavram› yok. Bunun yerine gerilla bölgeleri kavram› kullan›l›yor. Gerilla bölgeleri, gerillan›n denetiminde olan, o bölge halk›n›n gerilla taraf›ndan örgütlendi¤i, yani kitlenin örgütlü kitle oldu¤u alanlard›r. Bu bölgelerde denetim gerilladad›r. Burada gördü¤ümüz gerillalar›n rahatl›¤› da bundan kaynaklan›yordu. Köyde çok say›da gerilla vard›. Ayr› ayr› evlere
da¤›lm›fllard›.
Sabah kahvalt›s›ndan sonra görüntü almam›z için baz› haz›rl›klar›n yap›laca¤› söylenmiflti. Hevesle bekliyordum. Akflama do¤ru rahat
bir halde bugün için ayarlamak istedikleri çal›flmalar›n olmayaca¤›n›, çünkü 40 kiflilik bir
asker grubunun bizden iki köy uzakta olduklar›n› söylediler. Ancak flimdilik endifle edilecek bir durumun olmad›¤› söylendi. Askerlerin köylere geliflleri pek s›k olmuyormufl. Bu
bölgede köylerde karakollar da yokmufl. Demek ki askerlerin geliflinin önemli bir nedeni
olmal›yd›. Tedirginlik de bundan kaynaklan›yordu. Ancak askerlerin her hareketinin izlendi¤i, hatta flu anda askerlerin yemek piflirdikleri dahi söylendi. Çal›flmalar›m›z bugün
ola¤anüstü durum nedeniyle yar›na ertelendi.
Yani gerillalar›n toplu halde gösterimlerde
bulunaca¤› ve benim çekimler yapabilece¤im
çal›flmalar yap›lamayacakt› bugün.
Fakat Yeni Halk Ordusu hakk›nda bize
komutan arkadafl›n bilgi verebilece¤i söylendi.
Komutan 24 yafl›nda genç, güzel oldukça sevimli bir kad›n. Elinde tuttu¤u siyah muflambay› bir yerlere tutturduktan sonra yaz›l› bir flekilde YHO’nda askeri kurallar› bize atlatt›.
Sonra da baflka bir yerde köyün gençlik örgütünün bir toplant›s› vard›. Ayl›k çal›flma planlar› üzerinde tart›fl›yor, kararlar al›yorlard›.
Genifl muz ve Hindistan cevizi a¤açlar›n›n
yapraklar› aras›nda günefl ›fl›nlar› süzülerek
ortal›¤› yine ayd›nlatt›. Böylece üçüncü günümüze de sa¤lam girdik. Girdik ama bugün durum biraz daha ciddiye benziyor.
Askerler bize bir köy daha yaklaflm›fllard›
ve hareket halindeymifller. Kahvalt›dan sonra
bir toplant› yap›laca¤› ve bir durum de¤erlendirilmesinde bulunulaca¤› söylendi. Ö¤lene
do¤ru kald›¤›m›z evin yan›ndaki meydanda
tam teçhizatl› 28 kiflilik gerilla grubu topland›.
Gerillalar toplant› halindeyken ben de
f›rsat bu f›rsat, biraz görüntü al›p foto¤raf
çektim. Ancak bu gruptan hiç kimsenin yüzünün görünmemesi çal›flmam› zora sokuyordu. Tabi bu insanlar›n güvenli¤i her fleyden önce geliyordu. Bu gerilla grubu, deflifre
olmam›fl, hareketli bir propaganda grubundan olufluyordu.
Toplant›da da¤a çekilme karar› ç›kt›. Ancak çekilme ifli ö¤len yeme¤inden sonra gerçekleflecekti. Herkes çantas›n› topluyor, son
haz›rl›klar›n› yap›yordu.
Yönümüz da¤lara...
Saat 17.20 oldu ve parola ve yön numaralar› belirlenerek tek s›ra halinde yola koyulduk. Ortaya al›nm›flt›k. Daha önce bize tahsis
edilen gerillalardan biri önümde di¤eri de arkamda yürüyor. Sorumlu arkadafllar›n baz›lar›
önümüzde baz›lar› da arkam›zda yürüyorlar.
Ben ve tercüman arkadafl çok iyi bir flekilde
korumaya al›nm›flt›k. Çantalar›m›z› da di¤er
arkadafllara verdiler tafl›malar› için.
Zemini ›slak, kaygan s›k ormanl› ç›k›fllar›
oldukça dik da¤›n doru¤una do¤ru t›rman›yo-
yaln›z b›rakmayan bir kitle yarat›lm›flt›.
Da¤da zifiri karanl›kta yemek yemenin de
tad›na vard›ktan sonra 3-4 metre afla¤›m›zda
çad›r kuran Bicol Bölgesi YHO sözcüsü ve efli
ve onlardan daha ötede Alifla ve di¤er arkadafllar, üst taraf›m›zda komutan Jane ve 3 kad›n arkadafl, onlardan daha ötede di¤er arkadafllar hepsi birden derin bir sessizli¤e bürünmüfllerdi. Kimisi uykuya dalm›fl, kimisi de belki özlemlere.
Birkaç kilometre afla¤›m›zda düz bir alanda ›fl›klar yan›yordu. Tato bu küçük flehirde
askeri karakolun oldu¤unu söylemiflti. Gece
ilerledikçe bir o flehrin ›fl›klar› bir de bu s›¤
ormanda genifl yapraklar aras›nda bulabildi¤im aral›klarda gökyüzünde y›ld›zlar vard›.
Ama orman o kadar s›k ki y›ld›zlar›n ›fl›¤› bize yans›m›yordu. Karanl›¤›n böylesini hiç görmemifltim. Gözlerim flehrin ›fl›klar›ndan ve
birkaç y›ld›zdan baflka bir fley görmüyordu.
Bu ›fl›klar da bizden uzakt›. Gece 23.30 oldu¤unda karanl›¤›m›za ay da kar›flt›. Kocamand›
ama onun ›fl›klar› da orman›n karanl›¤›na yetmiyordu. Kafam› bir o tarafa bir bu tarafa çeviriyor yapraklar aras›ndan ay› izlemek istiyordum. Ama zor ifl. Saatler ilerliyordu ve ay
da bizi terk edip gitti. Atefl böcekleri ve tuhaf
tuhaf sesler ç›karan böcekler, kufllarla bafl bafla kald›m.
Gece bitmek bilmiyor. Yaflad›¤›m yerden
yaklafl›k 11 bin kilometre uzakta, dünyan›n
güney do¤usunun son kara ülkesinin da¤lar›nday›m ve peflimizde askerler. Bu güzel insanlar›n güzel gülüflleri, s›cak tebessümleri, flakalar› da geceye teslim olmadan önce akl›ma hiç
kötü fleyler gelmiyordu. Ama flimdi ben gecede ölüme oturmuflum. Birden bir gürültü
koptu. Ortal›k patlama sesleri ve mermi ›fl›klar›yla ayd›nland›. Gülerken vücudu titreyen
Salve’nin parçalanm›fl eli silah›na sar›l› kalm›flt›. Bir ay önce gerilla niflanl›s› askerler taraf›ndan öldürülen Alifla’n›n sigaras›n›n kanl› dudaklar›nda kald›¤›n›, komutan Jane’nin parçalanm›fl yüzünden arda sadece bir gülücü¤ün
kald›¤›n› gördüm. Di¤er kad›n gerillalar avuçlar›yla otlar› sert biçimde kavram›fllard›. Son-
Filipinler’de kurtar›lm›fl bölge veya bölgeler kavram› yok.
Bunun yerine gerilla bölgeleri kavram› kullan›l›yor. Gerilla
bölgeleri, gerillan›n denetiminde olan, o bölge halk›n›n gerilla
taraf›ndan örgütlendi¤i, yani kitlenin örgütlü kitle oldu¤u alanlard›r.
Bu bölgelerde denetim gerilladad›r.
ruz. Tabi zaman zaman düflmeler aras›nda,
terlere bo¤ulmufl bir halde. Bir yandan bacak
a¤r›lar› art›yor di¤er yandan da nefes al›p vermelerim zorlafl›yor. Su gibi süzülüp da¤›n doru¤una akan gerillalar›n yürüyüflüne bak›nca
zaman zaman utan›yordum. Hiçbir yorgunluk
belirtileri, terleme yok gerillalarda. Hele
Rambo diye adland›rd›¤›m›z gerillaya bak›nca
iyice k›z›yordum kendime. Omzuna 15 kiloluk silah›n› ve mermi fleritlerini takm›fl, s›rt›nda da a¤›r çantas› duda¤›nda sigaras› öyle süzülüyor doruklara. Hele komutan Jane ve di¤er genç kad›nlara bak›nca debisi derin hiç
dalgalanmayan sular gözümün önüne geliyordu. Sanki hiç bir k›p›rdama yoktu. Hantallaflm›fl bir beden sinirlendiriyordu beni. Hantal
bir beden bu dik yükseklikteki da¤lara uymuyordu. Bas›lan zemin de tafl›d›¤›m ayakkab›ya
uymuyordu. Bunun için s›k s›k kay›yordum ve
çabuk yoruluyordum. Ama gerillan›n aya¤› da
ayakkab›s› da bu zemine çok uygundu. Ayaklar›nda tafl›d›klar› terliklerin bir kez olsun ç›kt›¤›n› göremedim.
Da¤›n doru¤unda oldu¤umuz için akflam
biraz gecikmeli indi üzerimize. Da¤›n s›rt›na
binmifliz. Yaklafl›k 500 metrelik bir mesafede
aral›klarla herkes çad›r›n› açt›, hamaklar›n› ast›. Ben ve Tato arkadafl da yanyanay›z. Ama
bizim asacak hama¤›m›z yok. Çad›r›m›z sadece bizi ya¤murda koruyacak türden. Yani her
taraf›m›z› kapatm›yor. Yatak diye de bir telis
torbam var. Üstüme örtmem için de gerillalar›n kulland›klar› türden bir örtük verildi. Birkaç elbisemin oldu¤u torbay› da kendime yast›k yapt›m. Karanl›k tam çökmüfltü ki Tato
“kitle yemek getirdi” dedi. Onlar›n haberi
varm›fl önceden. Herkese yemek da¤›t›ld›, üstüne de kahve içildi. Da¤da bile gerillas›n›
ra kanl› 盤l›klar yerini gülümsemelere b›rakt›.
Birden mevzideki arkadafllar›na gülücükler saçan Beritan’› gördüm. Ve sonra tekrar büyük
bir sessizlik karanl›kla bütünleflti. Birden irkildim. Yan›mda Tato uyuyor. Utand›m gözlerimden. Bu görüntülere yer vermemeliydiler.
Bir sigaran›n duman›yla savurdum bu beni
utand›ran görüntüleri. Rahatlad›m. Hafif bir
ya¤mur çiselemesinden sonra nemli topra¤a
s›rt›m› yat›r›p, zaten bir fleyler görmeyen gözlerimi iyiden iyiye kapad›m. Ve ortal›k ayd›nlanana kadar da açmad›m.
Hele flükür. Arkadafllar hamaklar›ndan
ç›kmaya bafllad›lar. Ve o köpekler yine göründü. Milisler yine yemek, kahve ve su getirmifllerdi. “Yemek yedin mi, kahve içtin mi” fleklindeki s›k s›k tekrarlanan sorulara gülüfller,
flakalar, sevecenlikler kar›fl›nca geceye dair
bütün kötülükler beni terk edip gitmiflti.
Silahlar yaflama hizmet ediyor
Ö¤len saatlerinde komutan Jane birkaç
savaflç›s›n› haz›rlayarak görüntü almam›z› sa¤lad›. S›raya geçen gerillalar›n karfl›s›nda her
zamanki utangaç gülücükleriyle duran komutan Jane, gerillalara komutlar veriyor ve gerillalar da komutlara göre hareketler yap›yorlar.
Silahlar›yla niflan alan bu genç savaflç›lar bir
sald›r› s›ras›nda nas›l davranacaklar›n› gösteriyor, yerlerde sürünüyor ve aniden komutan
Jane’nin “helikopter” demesiyle herkes yerde
uzanm›fl bir flekilde ani bir hareketle yüzünü
ve silah›n› gökyüzüne çeviriyordu. Çekim yaparken, yeflillikler içerisinde silah›n› tüm inanc›yla ellerinde tutmufl, s›rt›n› siyah saçlar›yla
bezemifl genç, güzel kad›n gerilla, bütün görüntüsüyle s›kaca¤› kurflunlar›n ölümleri de¤il,
ölümlerin olmayaca¤› bir dünyay› çekip getire
ce¤ini gösteriyordu adeta.
Bu gençlerin ellerindeki silahlar› insanlara
do¤rulataca¤›n›, kurflunlar›n› kanla ›slataca¤›n›
düflünemiyor insan. Asl›nda öyle de de¤iller.
Ölüme, öldürmeye fliddetle karfl›lar. Çat›flmalarda ancak öldürülmemek için kurflun
s›kt›klar›n› söylüyorlar. “Bizim amac›m›z çat›flmalarda asker, polis öldürmek de¤il. Biz
onlar›n bedenlerini de¤il, silahlar›n› istiyoruz.
Asl›nda askerler de bizim insanlar›m›z. Onlar
için de savaflt›¤›m›z› anlat›yoruz kendilerine.
Askerlerden silahlar› ald›ktan sonra amac›m›z› aç›kl›yor ve sonra onlar› serbest b›rak›yoruz” diyorlar.
Bu söylemleri duyunca, çekimlerimizi de
bitirip bu konu hakk›nda biraz sohbete dal›yoruz. Peki, askerlerin silahlar›n› niçin istiyorsunuz fleklindeki sorumu grubun ortas›na at›yorum. Herkes heyecanla cevaplamak istiyor.
Ama birbirlerine karfl› duyduklar› sayg›dan bir
kiflinin konuflmas›na müsaade ediyorlar. Nas›l
olsa ortak bir cevap olacakt›. Filipin halk›n›n
yüzy›llard›r feodaller, yabanc› güçler taraf›ndan
nas›l ezilip sömürüldü¤ünü anlat›p, halk›n topraklar›n›n dahi yabanc› flirketler taraf›ndan parsellendi¤ini söylüyor genç savaflç›. “Yoksul halk›m›z feodal a¤alar, bürokrat kapitalistler ve
yabanc› sermaye taraf›ndan sömürülüyor, eziliyor. Topraklar›m›za el konuluyor. Evimizden
afl›m›z›, bizden gelece¤imizi ald›lar. Sa¤l›k hizmeti, e¤itim hakk› bizden çok uzak b›rak›ld›. Bu
ülke bizimken biz topraklar›m›zda göçmen olduk. Haklar›m›z› dile getirirken de fliddete maruz kal›yor, vuruluyoruz. Da¤lara ç›k›fl› biz mi
istedik? Ne yapmam›z gerekiyor? Kölelik, kabullenifl bize yak›flmaz. Mademki biz halk›n en
güzel k›zlar› ve o¤ullar› olarak adland›r›ld›k, bu
onurlu savafl›m›z› sürdürmek zorunday›z. Bunun için onlar›n silahlar›n› istiyoruz” diye devam ediyor. Sonra bir sessizlik oldu. Salve adl›
20 yafl›ndaki genç da¤›n doru¤undan uzaklara
dikti¤i derin bak›fllar›yla birden, “yar›-sömürge
bir ülkenin çocu¤u olmak ne de zormufl” derken asl›nda çok fleyi ifade ediyordu.
Hüzün, zor koflullar ve sorunlar bu insanlar›n kafalar›nda büyük bir bilince ç›kt›¤› için
sessizlik yerini yine tatl› sohbetlere, gülüfllere
ve o tad›na var›lmaz flakalara b›rakt›.
Bir durum de¤erlendirmesinden sonra
köye dönülece¤i söylendi. Zaman yine akflama kay›yordu. Yine ortaya ald›lar bizi. Fakat
bir süre sonra da¤›n doru¤undan bir y›lan k›vr›mlar›yla inen savaflç›lar›n görüntüsünü almak için bir öne bir arkaya koflturup durdum.
Bizim için yavafl yürümenin dahi zor oldu¤u
bu da¤larda tempoyu yükseltince bazen ayaklar›m yerine k›ç›m sert bir flekilde yere çak›l›yordu. Böyle olunca gülüflmeler de olmuyor
de¤ildi. ‹nifl, ç›k›fltan çok kolay gelmiflti bize.
Köye yaklaflm›flt›k. Bir grup gerilla önceden
bir yoklama yapt›lar. Köye girifl için bir engel
yoktu. Yine da¤›n ete¤inde di¤er evlere yan
düflen baflka bir eve geldik. Ev sahibi yoktu.
Ama gerillalar kendi evleriymifl gibi davran›yorlard›. Gerilla bölgesi olarak adland›r›lan bu
bölgelerde kitleler savaflç›lar›na sadece yemek de¤il evlerini de veriyorlard›.
Kahvalt›, ö¤len yeme¤i derken bizim programdan yine eser yok. Ö¤leden sonra suratlar biraz ciddileflmeye bafllad›. Tuhaf bir dalga
dolafl›r oldu.
Ters yöne giden askerler tekrar do¤ru
yöne yani bize do¤ru geliyorlarm›fl. Hem de
ikinci bir k›rk kiflilik yeni bir grupla beraber.
Yani 80 kiflilik bir asker grubu do¤ru yöne
do¤ru hareket halindelermifl.
Bu habere bir de bize yak›n bir köyde
YHO’nun iki haini ölümle cezaland›rd›¤› haberi eklenince ifl daha da ciddileflti. Köyün ö¤retmeni çeflmeye giden ev sahibimize öldürülenlerden birinin kendi ye¤eni oldu¤unu söylemifl. Söylerken de tedirgin ve sanki bir fleylerden de haberi varm›fl gibi bir hali varm›fl.
Bu ö¤retmen s›rt çantam›z› tafl›yan bir milise,
bu çanta kimin diye soran bir ö¤retmen.
Amerikal›lar›n cevab› ö¤retmene inand›r›c›
gelmemifl. Filipinler’in her köflesi Amerikal›lar›n çizmesi alt›nda oldu¤u için ve Amerikal›lar
d›fl›nda öyle her yerde baflka yabanc› görmenin mümkün olmad›¤› için milis Amerikal›lar
cevab›n› vermifl.
(Devam edecek)
Binlerce iflçiden geleneksel
NAFTA protestosu
Meksika’da iflçiler, dünyan›n ikinci büyük ticari
antlaflmas› olan Kuzey Amerika Ticaret Birli¤i’nin (NAFTA) geleneksel protestosunda ayn› zamanda 44 bin elektrik iflçisinin iflten ç›kar›lmas›n› ve
gittikçe artan hayat pahal›l›¤›n› protesto ettiler. Baflkent Meksiko City’de yo¤unlaflan eylemler binlerce
iflçinin kat›l›m› ile gerçekleflince Meksika’da hayat
durdu.
Meksiko City’nin merkezinde bafllayan yürüyüfl,
geleneksel NAFTA protestosu ile birleflerek binlerce
iflçinin oturma eylemi ile devam etti. Gösterinin
odakland›¤› nokta, gittikçe t›rmanan pahal›l›k olurken
bir di¤er amaç ise Meksika Elektrik ‹flçileri Sendikas›’na (SME) desteklerini göstermekti. SME, geçti¤imiz
y›l›n son günlerinde devlet kuruluflu Central Light
and Power Company’de çal›flan 44 bin iflçisi iflten ç›kar›lan iflçilerin sendikas› olarak halen mücadelesini
sürdürüyor. Nitekim yürüyüfl de SME’nin önderli¤inde ve Devrimci Kurulufl Partisi ve Ulusal ‹flçi Sendikas›na yak›n, ülkenin ikinci en büyük konfederasyonu
olan Ulusal Köylü Konfederasyonu’nun deste¤i ile yap›ld›. Di¤er flehir ve kasabalarda yap›lan gösterilerle
de desteklenen eylemde kat›l›mc›lar›n›n ço¤unlu¤u
SME üyesi olurken, sendikalara üye yüzlerce ö¤retmen de zaman zaman ana yollar›n genifl kitlelerle trafi¤e kapat›ld›¤› eylemlerde yer ald›. Söz konusu gösteri her y›l NAFTA karfl›t› gerçeklefltirilen geleneksel
protesto ile iç içe geçti. Geleneksel NAFTA protestosu Meksika’da 2003 y›l›ndan bu yana kitlesel olarak
gerçeklefltiriliyor.
Naksalist Hareketi ve Adivasi halk› ile dayan›flma eylemleri
Avrupa’n›n çeflitli eyaletlerinde Hindistan’daki Naksalist hareket ve Adivasi halk›
ile dayan›flma eylemleri düzenlendi. Hindistan devleti taraf›ndan bafllat›lan Green
Hunt (Yeflil Av) isimli askeri operasyonlar›n Naksalist ve Adivasi direnifllerini fliddet
yoluyla bast›rmay› hedeflemesi tepkileri beraberinde getirdi. AT‹K inisiyatifinde bafllat›lan dayan›flma eylemlerinde, Green Hunt
operasyonlar›n›n yeni katliamlar anlam›na
geldi¤i belirtilerek, operasyonlar›n derhal
son bulmas› istendi.
Almanya’n›n Frankfurt, ‹sviçre’nin Bern,
Fransa’n›n Paris, ‹ngiltere’nin Londra ve
Avusturya’n›n Viyana kentlerinde AT‹K faaliyetçileri, di¤er demokratik kurumlarla
birlikte Hindistan’da HKP(Maoist) önderli¤inde gelifltirilen direniflin yeni operasyonla
bast›r›lmaya çal›fl›lmas›na tepki gösterdi.
Yap›lan aç›klamalarda, baflta Kobad
Ghandy olmak üzere birçok devrimci ve de-
Hollanda’da ö¤renciler çeflitli flehirlerde bulunan üniversite ve yüksek okullar› iflgal etti. Temel ö¤renci
yard›m›n›n kesilmesi planlar›n› protesto eden ö¤renciler Utrecht,
Amsterdam, Rotterdam ve Nijmegen flehirlerinde iflgaller gerçeklefltirdi. “E¤itim hakk›n için savafl” pankart› eylemlerde dikkat
çekti.
Utrecht
Utrechtli ö¤renciler üniversite giriflini sandalye ve masalarla kapatarak
barikat kurdu ve çal›flanlar› d›flar›da
mokrat kifli ve ayd›nlar›n bask› ve iflkencelere maruz kald›¤› dile getirilerek, tutuklananlar›n derhal serbest b›rak›lmas› istendi.
Frankfurt’da yap›lan ve saat 10.00’da
bafllayan eyleme Almanya Marksist-Leninist
Parti(MLPD), ADHF, AG‹F ve B‹R-KAR
destek sundu. Eylemde MLPD Merkez Komitesi ad›na aç›klama yap›ld› ve MLPD’nin
HKP (Maoist)’le dayan›flma içinde oldu¤u
vurguland›.
‹ngiltere’nin baflkenti Londra’da da bir
etkinlik organize edildi. ‹ran Halk›n Fedaileri Aktivistleri, Londra Uluslararas› Politik
Tutsaklarla Dayan›flma Komitesi (UPOTUDAK), Britanya ‹ran Demokratik Anti-Emperyalist Örgütü, Büyük Britanya Hindistanl› ‹flçiler Birli¤i (IWA-GB)’nin kat›ld›¤› protesto Hindistan Konsoloslu¤u önünde yap›ld›. Etkinlikte, tutuklananlar›n serbest b›rak›lmas›, askeri operasyonlar›n derhal son bulmas› istendi. (AT‹K Haber Merkezi)
b›rakt›. Ö¤renciler binan›n 3 kat›na
da¤›ld›lar ve binaya “‹flgal edildi”,
“Ö¤rencilere daha fazla söz
hakk›” yaz›l› pankartlar ast›lar.
1971 y›l›ndan beri her y›l toplanan Dünya Ekonomik Forumu (DEF), bu y›l ‹sviçre’nin Davos kasabas›nda 27 Ocak 2010
tarihinde 40. toplant›s›n› gerçeklefltirdi. DEF 2010 toplant›s›n›n
fliar› “Dünyan›n Durumunu Düzelt, Yeniden Düflün, Yeniden Tasarla, Yeniden Kur ”.
Bu y›l da Forumu protesto etmek için 23-30 Ocak 2010
tarihleri aras›nda yerli ve göçmen anti-faflist kurumlar taraf›ndan çeflitli gösteri, toplant› ve yürüyüfller gerçeklefltirildi.
Anti-faflist kurumlar›n oluflturdu¤u ve ‹sviçre Türkiyeli
‹flçiler Federasyonu (‹T‹F) olarak da destekledi¤imiz AntiDavos Blok, 30 Ocak 2010 günü ‹sviçre’nin Basel flehrinde görkemli bir protesto yürüyüflü gerçeklefltirdi. 1000’e yak›n kitlenin kat›l›m›yla yap›lan yürüyüfl esnas›nda anti-faflist gruplar›n militan tavr› dikkat çekti. Yürüyüfl güzergah› boyunca havai fiflek
kullan›ld›, Basel Kantonal Bank’›n camlar› k›r›ld› ve 4 y›ld›zl› bir
otelin camlar›na yumurta at›ld›. Bu esnas›nda sivil polislerle k›sa gerginlikler yaflanmas›na ra¤men, polis müdahaleyi göze alamad›.
Yürüyüflün bitifl noktas›na gelindi¤inde ise DEF’in önemli
kararlar ald›¤› ve Foruma önemli katk›lar sa¤lad›¤› bilinen mer-
Paris’te taksiciler
yollar› kapatt›
Taksi Sürücüleri Kolektifi sabah
saat 06.00’dan itibaren havaalan› yak›n›ndaki taksilere ayr›lan duraklar› bloke
etti. A3 otoyolu tuz dökülerek trafi¤e
kapat›l›rken, Fransa’n›n en büyük havaalan› olan Roissy-Charles-de-Gaulle
Havaalan› terminallerini bloke etmek
için tüm taksi floförlerine ça¤r› yap›ld›.
Taksiciler Kolektifi, taksiler için fiubat ay›nda aç›l›fl› öngörülen yeni yolcu
indirip bindirme yerine karfl› tepkilerini
dile getiriyor. Paris Havaliman›’na göre
taksilere aç›lan yer say›s›n›n 600’den
1.000’e ç›kar›laca¤›n› belirtiyor. Bu yeni
tedbirle havaalan› taksi floförlerinin bir
yerde toplanmas› öngörülürken, ayn›
zamanda 2E ve 2F terminalleri aras›ndaki taksi istasyonlar› park› da kald›r›lacak.
Kolektif, bu yeni taksi istasyonunu
Radboud Üniversitesi’ni de iflgal
eden ö¤renciler burada temel ödene¤in kald›r›lma planlar›n›n ö¤renci-
Yunanistan’›n yaflad›¤› a¤›r kriz en
baflta Euro bölgesinin di¤er ülkelerini, baflta da Almanya ve Fransa’y› pani¤e sürüklemektedir. Benzeri sorunlar› ‹spanya, Portekiz, ‹rlanda, ‹talya gibi ülkelerin yafl›yor olmas› nas›l
bir çözüm reçetesi konusunun daha
da karmafl›klaflmas›na sebep olmaktad›r. Yunanistan’›n kurtar›lmas› di¤er
Total iflçilerinden iflgal eylemi
Yine Fransa’da yüzlerce Total iflçisi
Paris’in La Defence semtindeki Total
binas›n› iflgal eylemi yapt›. Total yönetimi, daha önce kararlaflt›r›lan Dunkerque fabrikas›n›n kapat›lmas›n› ertelediklerini aç›klad› ancak iflçilere göre de¤iflen bir fley olmayacak. ‹flçiler fabrikan›n
kapat›lmas›n› engellemek için her fleyi
yapacaklar›n› söylüyorlar. ‹flgal eylemi
s›ras›nda eylemcilerden bir heyet Total
yönetimi taraf›ndan kabul edildi.
Sendikalar Fransa’daki alt› rafineriye
grevin yay›lmas›n› amaçlad›klar›n› bildirdi. CGT sendikas› sorumlusu Benjamin
Tange, eylemi bu boyuta tafl›mak için
deste¤e ihtiyaç duyduklar›n› belirtti.
nin gelece¤iyle oynamak
anlam›na
geldi¤ini söylediler.
Nijmegen’de ayn›
zamanda ö¤renciler
yürürlü¤e konulmak istenen ba¤lay›c› tavsiye karar›na
da karfl› ç›k›yorlar.
Nijmegen
resel ekonomik krizin yeni bir dalgas›n› temsil etmektedir. Bununla beraber Yunanistan’›n yaflad›¤› sorunlar›n
kayna¤› daha gerilere gitmektedir.
Yunanistan Euro’ya dahil oldu¤unda
kamu borcu halihaz›rda GSY‹H’sinden % 100 fazla idi. Geçen sene Yunanistan’›n bütçe a盤› % 12.7 ile Euro bölgesinin izin verdi¤i verilerin 4
kat›na denkti. Yine toplam ulusal
borç ise 259 milyar sterlin,
GSY‹H’n›n % 113’ü ile ‹talya’dan
sonra en borçlu ülkedir.
istemediklerini belirterek, kendileriyle
rekabet içinde olan yük tafl›ma servisleri moto-taksi ve kaçak taksilerle ayn›
haklar› istediklerini belirtiyor.
Hollanda’da okullar iflgal edildi
Amsterdam Üniversitesi’nin Oudemanhuispoort’taki kolej salonu da
iflgal edildi. Buradaki ö¤renciler iflgallerin ne kadar sürece¤inin belli olmad›¤›n› belirttiler.
Küresel krizin yeni dura¤›:
YUNAN‹STAN
Birçok ekonomist aç›s›ndan Yunanistan’›n içine düfltü¤ü durum kü-
Dünya Ekonomik Forumu
‹sviçre’de protesto edildi
Amsterdam
Evrensel Bak›fl
Emperyalist-kapitalist sistemin
yaflad›¤› en a¤›r krizlerden biri olan
günümüzdeki küresel ekonomik kriz
etkisini tüm a¤›rl›¤›yla sürdürmektedir. ABD’de bafllayan ve Amerikan finans sistemini enkaza dönüfltüren
krizin günümüzdeki a¤›rl›k merkezi
ise Avrupa’d›r ve krizin yükü yar›-sömürgelere transfer edildikçe krizin
a¤›rl›k merkezi giderek do¤uya kaymaktad›r. Avrupa’da ise krizin en a¤›r
yafland›¤› ülke AB’nin ve Euro bölgesinin en zay›f halkas›, Avrupa’n›n
hasta adam› olarak da tabir edilen
Yunanistan’d›r. ‹spanya, Portekiz,
‹talya gibi ülkelerle beraber krizden
a¤›r flekilde etkilenen Yunanistan di¤erlerine nazara ekonomik altyap›s›n›n daha zay›f olmas›ndan kaynakl› en
erken havlu atan ülke oldu.
‹flçi-köylü 13
Dünyadan
19 fiubat-4 Mart 2010
Rotterdam
Erasmus
ülkeler için de benzeri çözümün gündeme gelmesine sebep olacakt›r ve
AB’nin tüm bu ülkeleri borç ve yard›m vererek kurtarmas› mümkün de¤ildir. Buna karfl›n çaresizlik, krizi biraz daha erteleme derdi bu sonucu
belli “çözüm”ün kabul edilmesine neden olmufltur.
Bu amaçla Yunanistan’›n yaflad›¤›
sorunlar›n yay›lmas›n› engellemek ve
Euro’yu korumak amac›yla 11-12 fiubat tarihlerinde Euro’yu kullanan 16
ülkenin baflbakanlar› ve finans bakanlar› “resmi olmayan” bir toplant›da
bir araya gelerek Yunanistan’›
kurtarma karar› ald›lar. Böylece
Euro’nun de¤erini koruma ve “küresel yat›r›mc›” gibi masumane bir
isimle nitelendirilen asalak spekülatörleri rahats›z etmeme kayg›s› ön
plana ç›km›flt›r.
Toplant›da al›nan karara göre
IMF devreye sokulmayacakt›r. Çözüm tamamen “Avrupal›” bir çözüm
olacakt›r. Bu nedenle esas yükü
Fransa ile birlikte Almanya üstlenecektir. Ancak Almanya hep iç kamuoyunun muhalefeti hem de koalisyonda yaflanan sorunlar nedeniyle bu
Üni-
görevi isteksizce kabul etmektedir.
Bunun nedeni hem Almanya da ciddi
ekonomik sorunlar yaflamaktad›r.
1995’den bu yana nüfusu ilk kez azalan Almanya’da vergi gelirlerinin düflmeye bafllamas› ve 118 milyar dolarl›k bütçe a盤› Almanya’n›n gelece¤inin de parlak olmad›¤›n› göstermektedir. Geçti¤imiz hafta Almanya’n›n
dünya ihracat flampiyonlu¤unu Çin’e
kapt›rmas› da bu anlamda gerilemenin bir delili olarak yorumlanm›flt›r.
Bunun yan› s›ra bu “kurtarma”
planlar›n›n sonu belli de¤ildir, çünkü
büyük borç yüküne sahip olan s›rada
çok say›da ülke beklemektedir. Çünkü bu durum “yat›r›mc›larda” di¤er
ülkeler batarken de AB’nin devreye
girece¤i beklentisini oluflturacakt›r
ve Euro’nun istikrar›n› bozacakt›r.
Brüksel’deki toplant›da yard›m
karfl›l›¤›nda Yunanistan’a sert reformlar yapmas› do¤rultusunda flartlar sunulmufltur. Yunanistan Baflbakan› Papandreou da bu konuda kararl›l›¤›n› bildirmifltir. Dolay›s›yla krizin Yunanistan’da da emekçi kitlelere daha fazla y›k›laca¤› anlafl›lmaktad›r. Bunun mücadeleci ve örgütlü bir
kezi olarak da atfedilen binas› önünde önce aç›klama yap›ld›, ard›ndan binan›n ön cephesine kapitalizmi ve ekonomi forumu,
Davos’u protesto eden pankart as›ld›. Ard›ndan binan›n girifl
kap›s›na tu¤lalardan sembolik duvar örülerek buradan ç›kamazs›n›z mesaj› verilerek eylem, alk›fl ve sloganlarla bitirildi.
(AT‹K Haber Merkezi)
Basel’de devrim flehitleri
anmas› yap›ld›
11 fiubat günü Basel’de komünizm ve devrim flehitleri anmas› gerçeklefltirildi. Etkinlikte sinevizyon gösteriminin
yan›s›ra konuflmalar yap›ld› ve Grup Hayk›r›fl sahne ald›.
Anma Tertip Komitesi’nin yapt›¤› aç›klamaya göre etkinlikte ilk olarak sayg› duruflunda bulunuldu ve ard›ndan sinevizyon gösterimi yap›ld› ve günün anlam ve önemine iliflkin
bir konuflma gerçeklefltirildi. Daha sonra Grup Hayk›r›fl
sahne ald›.
(AT‹K Haber Merkezi)
Sindhuli’de
tarihi miting
epal’in Sindhuli bölgesinde Maoistler 24
Ocak günü büyük
kat›l›ml› bir miting
gerçeklefltirdiler.
Bu mitingler ülkenin her yerinde sivil
üstünlük ve ulusal
ba¤›ms›zl›k mücadelesinin 4. aflamas›ndaki kampanyan›n bir parças› olarak gerçeklefltiriliyor.
Sindhuli de tarihsel olarak oldukça önemli bir bölge. Zira
1824 y›l›nda bu bölgede Kral Jaya Prakash Malla’ya yard›mc› olmak için davet edilen ‹ngiliz iflgal güçlerine karfl›
önemli bir askeri zafer kazan›lm›flt›. Mitingde Baflkan
Prachanda, Nepal’in iç ifllerine kar›flan yabanc› güçlere ve
halka önemli bir tarihsel mesaj iletti.
versitesi’nde 11.30 sular›nda iflgal
edilerek “‹flgal edildi”, “Ö¤renci
Ödene¤ini kald›rmak m›? Hiç
sanm›yorum!” pankartlar› as›ld›.
Burada da ö¤renciler okul yönetiminin hükümetin e¤itim alan›ndaki k›s›tlamalar›na karfl› ç›kmas›n› istiyorlar.
Sendikalar destekliyor
Merkezi Ö¤renci Sendikas› LSVB
iflgallerin kendileri taraf›ndan düzenlenmedi¤ini, ama hepsini desteklediklerini aç›klad›. Ayn› zamanda ülkenin
en büyük iflçi sendikas› Abvakado
FNV, ö¤rencilerin taleplerini destek-
durufl sergileyen Yunanl› emekçiler
taraf›ndan ciddi bir dirençle karfl›lanaca¤› ise geçen hafta düzenlenen
genel grevle kendisini göstermifltir.
Kamu sektöründeki sendikalar›n
daha ufak çapl› reformlar› engelleyebildi¤i Yunanistan’da böylesi büyük
sald›r›lar›n daha ciddi direniflleri beraberinde getirece¤ini öngörmemiz
mümkündür. Zaten sendikalar da yabanc› spekülatörler için krizin faturas›n› ödemeyeceklerini belirtmekteler
ve ülkedeki vergi al›m›ndaki adaletsizli¤e vurgu yaparak zengin Yunanl›lar›n daha fazla vergi vermelerini talep etmektedir.
Neo-liberal politikalarla mevcut
s›n›rl› sanayisi yok edilen, tar›m› da¤›t›lan Yunanistan gemicili¤e, turizme ve borca dayanarak ayakta kalmaya çal›flmaktad›r. Bu nedenledir ki
küresel krizden de h›zl› flekilde etkilenmektedir.
Atina Borsas› Baflkan› Spyros
Kapralos ülkesinin “yeni bir Lehman Brothers” oldu¤u yorumunu
yapmaktad›r. ABD’deki ünlü yat›r›m
bankas› Lehman Brothers’›n iflas›n›n
ard›ndan di¤er bankalar›n ard› ard›na
N
lediklerini aç›klad›. FNV, son y›llarda
yap›lan k›s›tlamalarla ifl olanaklar›n›n
azald›¤›n›, ö¤retmen ve araflt›rmac›lar›n›n kalitesini geriletti¤ini savunarak,
e¤itimde k›s›tlama de¤il, yat›r›m yap›lmas›n› istedi.
E¤itim Bakan› Plasterk ise k›s›tlama planlar›n› araflt›ran komitelerin
sonuçlar›n›n May›s ay›nda ç›kaca¤›n›
söyleyerek, ilginç bir flekilde, “herkes için ulafl›labilir, yüksek kalitede e¤itim sa¤lamal›y›z” dedi.
(AT‹K Haber Merkezi)
batarak krizin derinleflmesine benzer
flekilde Yunanistan’daki krizin de domino etki yaparak di¤er ülkelere yay›laca¤›n›, özellikle büyük borç yükü
alt›ndaki Güney Avrupal› üyeleri etkileyece¤ini belirtmektedir.
Neo-liberal politikalarla onlarca
y›ldan borca dayanarak refah sa¤layan ve ayakta kalan ekonomiler
krizle beraber ard› ard›nda teslim
bayra¤›n› çekmektedir. Bilgi teknolojideki geliflim sebebiyle ekonomilerin birbirlerine ba¤lanmas› ile büyük kârlar elde eden emperyalist
kapitalist sistem krizle beraber ayn›
sebeple h›zl› flekilde etkilenmektedir. Dolay›s›yla bu aflamada yapabildikleri yard›mlar›n uzun vadeli bir
sonucu olmayaca¤› aç›kt›r.
Burada bahsedilen “yard›m” elbette emperyalist kapitalist sistemin halklara ortak sald›r›lar›na iflaret etmektedir. Krizin sebebi olan
sistemin temsilcilerinin halklara yönelik ortak sald›rganl›¤›na karfl› anti-emperyalist mücadelenin ve enternasyonal alanda birli¤i gelifltirmenin önemi bugün daha net anlafl›lmaktad›r.
‹flçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
19 fiubat-4 Mart 2010
“Kurfluna dizilen köylülerin tek suçu Kürt olmak ve sistemin ve temsilcisi Mu¤lal›’n›n baflkalar›na ibret
dersi verme hevesidir”
fi‹FRE BUYURMUfi B‹R PAfiA/
VURULMUfiUM H‹Ç SORGUSUZ
YARGISIZ…
Faflist Kemalist Diktatörlük kuruldu¤u günden beri kendi d›fl›ndaki kesimlere yönelik katliamlar›n ard› arkas› kesilmemifltir. Kendi d›fl›ndaki kesimlere her
türlü bask› ve zulmü hak görmüfltür. Bu
elbette faflizmin niteli¤i gere¤i oluflan bir
durumdur. Tabi bu katliamlar› yaparken
kendi “kahramanlar›n›” (cellâtlar›n›) da
yetifltirmifltir. Bu “kahramanlar” faflizmin eli kanl› katilleridir. Faflizmin geçmifli ve bu günü eli kanl› katillerle doludur.
Eli kanl› katillere “kahraman” s›fat›n›n
yak›flt›r›lmas› tabi ki faflizmin katliamlar›na ne kadar hizmet etti¤iyle alakal›d›r.
Faflizmin ünlü cellâtlar›ndan biri de
Orgeneral Mustafa Mu¤lal›’d›r.
Kendisi faflist Kemalist diktatörlük kuruldu¤undan itibaren var olan eli kanl›
katil sistemin ünlü cellâtlar›ndan biridir.
Her türlü insani duygudan yoksun olan
bu cellât, ad›n› en fazla Sefo Deresi
katliam›yla duyurmufltur. 30 Temmuz
1943’te Van’›n Özalp ‹lçesi Sefo Deresi
mevkiinde Kürt ulusuna mensup 33
köylüyü ellerini, gözlerini ba¤layarak
kurfluna dizdirmifltir. Kurfluna dizilen
köylülerin tek suçu Kürt olmak ve sistemin ve temsilcisi Mu¤lal›’n›n baflkalar›na ibret dersi verme hevesidir.
Ahmed Arif de o ünlü Otuz Üç Kurflun fliirinde “bilmezlikten de¤il, fukaral›ktan,/ pasaporta ›s›nmam›z içimiz,/ budur
katlimize sebep suçumuz/Gayr› eflk›yaya
ç›kar ad›m›z/Kaçakç›ya, soyguncuya/Hay›na…” dizelerinde köylülerin suçunu dile getirmifltir. Katledilmeleri için bu yeterliydi; adlar› da eflk›yaya, hay›na ç›km›flt›. “Memleketin ç›karlar› için babam› bile asar›m, bu ifle kar›flan›
k›rbaçlar›m” diyen Mu¤lal›’n›n 33 köylüyü kurfluna dizdirdi¤i katliamda memleketinin ç›kar›n›n masum insanlar› katletmek oldu¤unu aç›kça göstermifltir.
Olay›n ard›ndan 23 fiubat 1951’de
yarg›land›¤› mahkemede Mu¤lal› “bu
subaylara emri ben verdim, onlar›n suçu yoktur. Yapt›klar›m suç
ise tek suçlu benim” der; ya emri yerine getirmeseydiler diye soran hâkime
“O zaman flakileri ben vururdum”
cevab›n› verir. Mahkeme idam karar›
verir ancak daha sonra yafl haddinden
ceza 20 y›la çevrilir. Mu¤lal› 11 Aral›k
1951 tarihinde hapishanede ölür, ancak
ad›, bu katliam›n sorumlusu olarak halk›n nefretle and›¤› bir isim olarak kal›r.
Faflizmin eli kanl› katillerine “kahraman” s›fatlar›n› yak›flt›rmas› ola¤and›r.
Tabi bu unvan› faflizmin eli kanl› cellâd›
Orgeneral Mu¤lal› da alacakt›r. 14 Ocak
2004 y›l›nda Mu¤lal›’n›n 33 Kürt köylüsünü kurfluna dizdirdi¤i Van’›n Özalp ‹l-
yapm›fl, garnizonun kurulmas›na katk›da
bulunmufl komutanlarla, Kurtulufl Savafl›’nda görev alm›fl ve o bölgede an›lar›
bilinen komutanlar›n isimlerinin verildi¤ini” kaydetti. Savunmada “‹fllem hukuka uygundur. Merhum Mu¤lal›, iflledi¤i
suçtan dolay› cezas›n› çekmifl ve olay›n
üzerinden 60 y›ldan fazla bir zaman geçmifltir. Merhumun cezas›n›n veya k›s›tlamalar›n›n süresiz devam edece¤inin iddia edilmesi hiçbir hukuki ve demokratik de¤erle ba¤daflt›r›lamaz” denildi.
Polise tafl att›klar›
gerekçesiyle Kürt
çocuklar›na yafllar›ndan
katbekat fazla y›l hapis
cezas› veren, kendi
yazd›¤› hukuka bile
ayk›r› hareket eden
egemenler ne kadar
demokratik olabilir!
çesinin Jandarma S›n›r Taburu k›fllas›na
Mu¤lal›’n›n ad›n› verilmifltir.
Katledilen köylülerin yak›nlar›n›n itiraz› üzerine aç›lan mahkemede Milli Savunma Bakanl›¤›, davada yapt›¤› savunmada, “k›fllalara bölgede baflar›l› hizmet
Evet, ifllem faflizme uygundur. Faflizmde kendi ç›karlar› d›fl›nda hiçbir hak
hukuk yoktur. Orgeneral Mu¤lal›’n›n
ad›n›n k›fllaya verilmesinin sebebi hizmetleridir. Ama biz biliyoruz ki hizmetin anlam› faflizmin kana bulanm›fl tarihine ne kadar kan katt›¤›d›r.
Sadece farkl› milliyetten olmas›,
farkl› düflünmesi faflizmin katletmesi için
yeterlidir.
Ermeni milliyetine mensup ayd›n gazeteci-yazar Hrant Dink’i katlettirenler, ard›ndan da tetikçiyi, kahraman ilan
edip boy boy foto¤raf çektirenler, 12 yafl›ndaki U¤ur Kaymaz’a 13 kurflun s›k›p katledenler, eli kanl› katil Mehmet
Ali A¤ca’y› hapishane ç›k›fl›nda bir kahraman gibi karfl›layanlar, yol ortas›nda
infaz edilen devrimciler faflizmin dünden
bugüne özünden hiçbir fley kaybetmedi¤ini göstermektedir.
33 Kürt köylüsünü kurfluna dizdiren ve bunu övünç kayna¤› yapan zihniyetle bugün koyun otlatmaya giderken 13 yafl›ndaki Kürt çocu¤u Ceylan Önkol’u havan topuyla parçalay›p katleden ve ard›ndan bunu bölgenin koflullar›na ba¤layan zihniyet farkl› olabilir mi?
Polise tafl att›klar› gerekçesiyle
Kürt çocuklar›na yafllar›ndan katbekat
fazla y›l hapis cezas› veren, kendi yazd›¤› hukuka bile ayk›r› hareket eden
egemenler ne kadar demokratik olabilir! Demokrasimiz gelifliyor 盤›rtkanl›¤› ad› alt›nda onlarca Kürt siyasetçi ve
ayd›n›n› tutuklayan, iflçi ve emekçilere
her türlü zorbal›¤›, bask›y› uygulayan,
yurtsever ve devrimcilere yönelik sald›r›lar› hak gören egemenler istedikleri kadar “demokrasimiz gelifliyor” diye
ba¤›rs›nlar; biz biliyoruz ki geliflen sadece faflizmin kendisidir.
Biz biliyoruz ki faflist kemalist diktatörlü¤ün dünden bugüne özünde
hiçbir de¤ifliklik olmam›flt›r/olmayacakt›r. Faflizmin tarihinde Orgeneral
Mustafa Mu¤lal› gibi çokça cellât vard›r ve bugün de gelecekte de faflizm
devam ettikçe Mu¤lal› gibi faflist cellâtlar hep var olacakt›r. Yine biz biliyoruz ki eli kanl› katillerin sonu ancak faflizm y›k›l›p yerine halk›n iktidar› kurulunca gelecektir.
Tarihten
k›sa k›sa...
* 22 fiubat 1848; Paris’te iflçiler ayakland›. ‹ki y›l boyunca
Avrupa’y› altüst edecek iflçi devrimleri 盤›r› aç›ld›
* 28 fiubat 1876; Haydarpafla demiryolu iflçileri greve ç›kt›.
* 27 fiubat 1880; Haydarpafla-‹zmit demiryolu iflçileri greve
ç›kt›.
* 1 Mart 1881; Rus Çar› II. Aleksandr Rus devrimci örgütü
Narodniklerce öldürüldü.
* 26 fiubat 1910; ‹stanbul’da ilk sol gazete “‹fltirak”
yay›mlanmaya bafllad›.
* 28 fiubat 1917; Rusya’da Bolfleviklerin önderli¤inde
gerçekleflen demokratik devrim baflar›ya ulaflt›.
* 4 Mart 1923; ‹zmir ‹ktisat Kongresi sona erdi.
* Mart 1925; Hükümete ola¤anüstü yetkiler veren Takrir-i
Sükun Kanunu TBMM’de kabul edildi. Bu kanun fieyh Sait isyan›
gerekçe gösterilerek ç›kar›lm›fl ancak birçok bölgede uygulanm›flt›. Kurulan ‹stiklal Mahkemeleri’nde hiçbir yarg›lama
olmadan binlerce insan idam edilmifltir.
* 26 fiubat 1943; Gayri Müslimlere uygulanan Varl›k
Vergisi’ni ödemeyen 160 kifli ‹stanbul’dan Aflkale’ye gönderildi.
Bu sürgün Müslüman olmayan az›nl›klara yönelik 6-7 Eylül
sald›r›lar›n›n adeta bir provas›yd›.
* 2 Mart 1946; Kuzey Vietnam’da Vietnam Komünist Partisi
baflkan› Ho fii Minh cumhurbaflkan› seçildi.
* 1 Mart 1960; 1000 siyah ö¤renci ABD’nin Alabama
eyaletinde ayr›mc›l›¤› protesto etti.
* 5 Mart 1971; Amerikal› 4 asker Ankara’da THKO militanlar›nca kaç›r›ld›. THKO, gazetelere gönderdi¤i bildirisinde
kaç›rma esnas›nda yakalanan bir arkadafllar›n›n b›rak›lmas›n› ve
Amerikal›lara karfl› fidye istedi. Bir gün sonra Amerikal›lar›
kaç›ranlar›n ODTÜ’de sakland›klar› duyumu üzerine üniversiteye
polis bask›n› yap›ld›. Erdal fiener adl› ö¤renci bu sald›r›da
öldürülürken 32 kifli de yaraland›. Yap›lan operasyonda 2 bin
ODTÜ ö¤rencisinin ifadesi al›nd› ve 24 ö¤renci tutukland›.
Kaç›r›lan Amerikal› askerler 8 Mart’ta THKO militanlar›
taraf›ndan serbest b›rak›ld›.
* 1 Mart 1971; Batman’da 3 bin iflsiz rafineriyi iflgal etti.
* 1 Mart 1971; Türkiye’nin ilk çoban boykotu Konya’n›n
Sazgeçit köyünde bafllad›.
* 20 fiubat 1975; ‹stanbul S›k›yönetim Komutanl›¤› ‹stanbul
Elektrik Tünel Tramvay ‹flletmesi (‹ETT) grevini yasaklad›.
* 23 fiubat 1975; ‹stanbul S›k›yönetim Komutanl›¤› tekstil
iflkolunda uygulanacak lokavt ve grevleri yasaklad›.
* 20 fiubat 1976; Türkiye’deki 23 Amerikan üssünde grev
karar› al›nd›.
* 22 fiubat 1986; 12 Eylül sonras›n›n ilk büyük mitingi
‹zmir’de yap›ld›. Türk-‹fl taraf›ndan düzenlenen mitinge 50 bin iflçi
kat›ld›.
* 2 Mart 1990; Y›ld›z Üniversitesi’nde ö¤renciler 3.5 saat
iflgal eylemi yapt›, eylemden sonra 200 ö¤renci gözalt›na al›nd›.
* 27 fiubat 1993; ‹HD Elaz›¤ fiubesi Baflkan› Avukat Metin
Can ve Dr. Hasan Kaya J‹TEM taraf›ndan kaç›r›larak katledildi.
* 19 fiubat 1994; Haftal›k Newroz gazetesi yay›n hayat›na
bafllad›.
* 1 Mart 1996; Harçlar› protesto eden ö¤renciler ‹stanbul
Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 30 saat iflgal ettiler. Eylem sonras›
ç›kan olaylarda100 ö¤renci gözalt›na al›nd›.
Kültür-Sanat
“Lewis Wickes Hine’nin elinde güçlü bir silah vard›: Foto¤raf makinesi.”
Objektifini iflçi s›n›f›na yönelten bir foto¤raf sanatç›s›
“… y›llard›r Manine’nin konserve fabrikalar›ndan Teksas’›n tarlalar›na binlerce
sanayi topluluklar›nda, sürüklenip duran
çocuk iflçileri izledim. Onlar›n trajik hikâyelerini dinledim ve kazanma flanslar›n›n
bulunmad›¤› bu endüstri oyunundaki mücadelelerini gördüm. Keflke edindi¤im deneyimleri, tan›k oldu¤um yaflamlar› size
kuflbak›fl› izletebilseydim.”
‹flte böyle dedi usta foto¤rafç› Lewis
Wickes Hine. Düflüncesini kuflbak›fl› anlatabilmek amac›yla, tehlikeli posizyonlarda Empire State Binas›’n›n demir ve çelik iskelesinde
caddede as›l› kalarak en iyi foto¤raf› çekmek
için u¤raflt›. Ve bizlere o meflhur iflçi s›n›f›n›
göklere ç›karan foto¤raf› çekti.
Lewis Wickes Hine, 26 Eylül 1874 y›l›nda
Oshkos, Wisconsin’de do¤du. Babas› öldükten sonra 18 yafl›nda çal›flmak ve ö¤renimi
için para biriktirmek zorunda kald›. Hine, daha sonra ö¤renimine sosyoloji ö¤rencisi olarak Chicago Üniversitesi ve Columbia Üniversite’sinde devam etti.
1901 y›l›nda New York’a yerleflerek “Ethical Culture School”da ö¤retim üyeli¤i yapt›.
1905 y›l›nda New York’ta Ellis Adas›’n› ziya-
ret etti ve binlerce göçmenin yaflad›klar›n› foto¤raflad›.
1908 y›l›nda, “Çocuk ‹flçileri Ulusal Komitesi Foto¤rafç›s›” oldu ve çocuk eme¤inin sömürüsünü göstermek ve çocuklar için bir fleyler yapmak amac›yla maden ocaklar›nda, konserve fabrikalar›nda, tekstil atölyelerinde ve
pek çok fabrikada çal›flan çocuklar›n foto¤raflar›n› çekti. Onlar›n yaflam koflullar›n› resmederek haklar›nda ayr›nt›l› raporlar düzenledi.
Çekmifl oldu¤u foto¤raflar, “Çal›flan Çocuklar› Koruma Ulusal Komitesi” taraf›ndan kullan›lm›fl ve ciddi bir kamuoyu yarat›lmas›yla çocuk haklar› ile ilgili yasalar›n ç›kar›lmas›nda
önemli bir araç olmufltur.
Hine, I. Paylafl›m Savafl› sonlar›nda K›z›lhaç
Örgütü’yle birlikte Avrupa’da çal›flt›. Özellikle de Balkanlar’da çocuklarla ilgili foto¤raflar
çekti. Döndü¤ünde ise Empire State Building’in inflas›nda çal›flan iflçilerin foto¤raflar›n›
çekti. Bu çal›flmas›n› “Çal›flan Adamlar”(Man at Work) adl› kitapta toplam›flt›r.
Yaflam›n›n geri kalan›nda ise hükümet projelerinde çal›flt› ve 1940 y›l›nda Newyork’ta yaflam›n› yitirdi. Bolflevik devriminden hemen
sonra Sovyetler Birli¤i’nde ortaya ç›kan Top-
Lewis Wickes Hine
(26 Eylül 1874 3 Kas›m 1940)
lumsal Gerçekçilik ak›m›n› iflçi s›n›f›n›n içine girerek onlar› tan›yarak kavrayan Hine, bugün Belgesel Foto¤rafç›l›¤› denildi¤inde
akla gelen ilk isimdir.
Lewis Wickes Hine’nin elinde güçlü bir si-
lah vard›: Foto¤raf makinesi. Evet, bu onun en
büyük silah›yd›. Bu silah›n›
y›llarca fabrikalarda çal›flan emekçilere, iflçilere
ve özellikle de çocuk iflçilere çevirdi. Onlar›n yaflamlar›n› anlatabilmek
tüm engellemelere ra¤men fabrikalardan içeri
girdi ve onlar›n yaflamlar›n› foto¤raflad›. Hine’nin
foto¤raf çekmek için çok
az zaman› vard›. Öncelikle fabrikaya bir flekilde
girmesi ve koca tripotunu (foto¤raf makinesi
ayakl›¤›) ç›karmas› ve kimse görmeden foto¤raf› çekmesi gerekiyordu. Birçok kez fabrikalara iflçi ya da patronlar›n yan›nda bir uflak
olarak girdi. Hine’nin iflçilere duydu¤u sevgi,
onlar›n yaflam koflullar›n› de¤ifltirme iste¤i,
çocuklar›n çal›flt›r›lmas›na ve sömürülmesine
duydu¤u tepki, salt bir ayd›n tepkisi de¤ildi.
Bütün zaman›n› 14-15 saat boyunca sömürülen ve sefalet bir ücretle çal›flmak zorunda b›rak›lan iflçilere ay›rm›flt›r. Kendi prati¤inde
görmüfl oldu¤u çeliflki, içini iflçi s›n›f›n›n kiniy-
le doldurdu. Ve “afla¤›dakilerin” öykülerini
dinledi, tan›d› ve foto¤raflad›. Foto¤raf makinesinin yönünü sömürü çarklar›na çevirdi. Hine, Amerikan rüyas›na s›rt›n› döndü¤ünü gelece¤ini, “yoksullar›n ve ezilenlerin” taraf›nda
yer alarak gösterdi. Onun foto¤raflar›; zulme
ve sömürüye karfl› bilinçli olarak kullan›lan
araç oldu. Daha iyi bir yaflam kurmalar›na yard›mc› olmak amac›yla birçok dergide ve raporda kulland›. Foto¤raflar› adaletsizli¤in kan›tlar›yd›. Çünkü Hine gerçek insanlar›n, gerçek insanlar› ve gerçek öykülerini çekiyordu.
‹flçi-köylü’den
TEKEL direnifli umutsuzlu¤a,
çaresizli¤e itirazd›r!
TEKEL direnifli tüm ezilenlerin, mazlumlar›n y›llardan beri biriken öfkesine tercüman,
çaresizli¤ine umut oluyor. Bu durum, egemen
s›n›flar› ve sözcülerini öfkelendiriyor. Çünkü
onlar zulme boyun e¤en, çaresizli¤i kader sayan, haklar› u¤runa mücadele yürütmeye yabanc›laflm›fl emekçiler ar›yor. TEKEL iflçileri
onlar›n çizdi¤i çerçeveyi parçalad›. ‹flte onlar›n
tüm öfkesi bundan kaynaklan›yor. Erdo¤an’›n
iflçileri tehdit eden, “ideolojik bir eylemdir”
deyip, en az›ndan kendi partisine oy veren
emekçileri direnifl çad›rlar›ndan uzaklaflt›rmak
için gerçeklere yumruk sallayan tüm beyhude
çabalar›n›n alt›nda yatan gerçek budur. Evet
korkuyorlar! Peki neden? Çünkü haks›zlar, çünkü Ankara’n›n so¤uk sokaklar›nda yükselen direnifl atefli ülkenin farkl›
bölgelerindeki emekçileri ›s›t›yor, zulme karfl› öfkelerini soka¤a tafl›malar›na
cesaret oluyor, umut oluyor.
Direniflin baflar›s› daha zorlu ve çetin bir
mücadele istiyor. Bu gerçek görülmelidir.
‹flçi-köylü 15
Okur/Haber
19 fiubat-4 Mart 2010
Çünkü egemen s›n›flar›n 4/C’den vazgeçmeleri bugüne kadar özellefltirme neticesinde bu
yasaya dayan›larak düflük ücretle, ifl güvencesinden, sosyal haklardan yoksun binlerce
emekçinin durumunu da kapsayacakt›r. Yine
özellefltirmeler kapsam›nda olan kamu kurumlar›nda çal›flan binlerce iflçi ve kamu
emekçisinin gelecekleri de direkt bu yasan›n
uygulanmas›na ba¤l›d›r. Dolay›s›yla sorun yaln›z binlerce TEKEL iflçisini ilgilendiren bir sorun de¤ildir.
Emperyalistler, iflbirlikçileri ve uflaklar› bu
ve benzeri yasalarla emekçilerin ücretli çal›flma sürelerini k›salt›p, ücretlerini düflürecekler, emekli olma koflullar›n› neredeyse imkâns›z k›lacak, ücretli izin, toplu sözleflme ve di¤er sosyal haklar›n› t›rpanlayacaklard›r! Karlar› paylaflanlar, krizin yol açt›¤› zararlar›, emekçilere paylaflt›rman›n çabas› içindeler.
Sokaklara, ilerici bas›na, burjuva medyas›na bakan herkes yer ald›¤› statüye uygun olarak tutumunu belirliyor. Egemen s›n›flar›n iktidar mücadelesinden kaynakl› olarak kimi
burjuva partileri sözcülerinin direnifli desteklemeye dair yapt›klar› aç›klamalar, ikiyüzlü ve
sahtedir. Erdo¤an’›n direniflin yaratm›fl oldu¤u
bas›nc›n da etkisiyle “biz bunlarla 4/C ko-
nusunda anlaflt›k” demesi bofl bir söylem
de¤ildir. Bir gerçe¤in itiraf›d›r. Sendika a¤alar›
koltuklar›n› garantiye alacak, hizmet ettikleri
s›n›f›n temsilcilerinin öfkesini yat›flt›racak bir
“çözümün” peflindeler flimdi.
Onlar›n bu çabalar›n› bugünden yar›na bofla ç›karmak mümkün de¤ildir. Ama devrimci
demokrat sendikal güçlerin bu süreçte yaflananlardan do¤ru dersler ç›kararak, bu dersler
›fl›¤›nda bundan sonraki çal›flmalar›na yön vermesi pekâlâ mümkündür. Bu derslerin en baflta geleni lokal çal›flmalar› genel çal›flmalara
dönüfltürme perspektifidir. Baflar› için, direniflin kamuoyunun gündemine oturmas› için di¤er ifl kollar›nda çal›flan iflçilerin, tüm emekçilerin deste¤ine, dayan›flmas›na ihtiyaç vard›r.
Bu demektir ki; dar bir alana hapsedilen,
emekçilerin genel sorunlar›na karfl› duyars›zl›¤› içeren, içe kapan›k tüm çal›flmalar etkisiz
kalmaya mahkûmdur. ‹fle bir noktadan bafllamak kendi içinde anlafl›l›rd›r. Ama o noktada
çak›l›p kalmak, yani ifl kolu baz›nda örgütlenmenin s›n›rlar›n› geniflletmemek, di¤er emekçi kesimlerle ortak sorunlar etraf›nda hareket
etme çal›flmalar› içine girmemek “bindi¤i dal›
kesmek” anlam›na gelir.
Tart›flmalar›m›z› somut pratikler üzerinde
yürütürsek daha sa¤l›kl› olur. Örne¤in bu direnifl sürecinde devrimci ve demokrat sendikal güçler olarak nas›l bir pratik izledi¤imiz
konusunda kafa yormal›y›z. “Bulundu¤umuz ifl kollar›nda direnifle dair propaganda çal›flmas› yapt›k m›?”, “dayan›flma ça¤r›lar›nda bulunduk mu?”, “direnifl çad›rlar›n› ziyaret ederek farkl› bölgelerden gelen iflçilerle tan›flma, kendimizi tan›tma çabas› içine girdik mi?”,
“bölgeler düzeyinde direniflin sahiplenilmesi için genel olarak emekçiler içinde özgün bir çal›flma yürüttük mü?”,
“yap›lan destek mitinglerine istenilen
düzeyde kat›l›m sa¤lad›k m›?” vb.
fiu aç›k ki; kamuoyu gündemine oturmufl
genifl y›¤›nlar›n dikkatini üzerine çekmifl böylesi büyük bir direnifl sürecine kat›lma, kar›flma
pratiklerinde iyi bir s›nav verilmemiflse bu demektir ki, kendimizi daha kapsaml› bir flekilde
sorgulama göreviyle karfl› karfl›yay›z. Çünkü
böylesi pratik süreçler örgütlenme, duyars›z
kesimleri duyarl› hale getirme konusunda objektif olarak bize f›rsatlar sunmaktad›r.
TEKEL direniflinde görüldü¤ü gibi, özellefltirme politikas› kapsam›nda egemen s›n›flar›n sald›r›lar› devam edecektir. Bu da yeni
direnifllerin gündeme gelmesine vesile
olacakt›r. Burada belirtmeliyiz ki, TEKEL direniflinin sonucu, bundan sonraki gidiflat üzerinde etkili bir rol oynayacakt›r. Bu nedenle
direniflten edindi¤imiz tecrübeler ›fl›¤›nda süreci karfl›layacak tarzda haz›rl›klar içine girmeliyiz. Bu haz›rl›klar o ifl kollar›nda çal›flan
emekçilerle flimdiden iliflki kurmay›, muhtemel sald›r›lar karfl›s›nda güçlerimizi nas›l seferber edece¤imizi planlayacak bir çal›flmay›
içermelidir. Yine tüm bu sald›r›lara karfl›
emekçilerin birli¤ine hizmet edecek kapsaml›
pratik çal›flmalar için ajitasyon-propaganda faaliyetlerinde yo¤unlaflmal›y›z.
Sonuç olarak, direniflin de¤ifltiricili¤i, direnen güçlerin kendi güçlerinin fark›na varma
gerçekli¤i TEKEL direniflinde bir kez daha görüldü. Bu devrimci pratiklerde yo¤unlaflmak,
baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm emekçiler
üzerine serpilmifl ölü topra¤›n›n silkelenerek
at›lmas› anlam›na gelir. Direnifl çad›rlar›nda
yarat›lan kararl› durufl, dayan›flma bilinci, gelecek aç›s›ndan umut vericidir. Bu umudu büyütmenin yolu, egemen s›n›flara, sendika a¤alar›na, sistem içi reformist-sivil toplumcu anlay›fllara karfl› kararl›ca bir mücadele yürütmekten geçer.
Her yer TE-KEL , her yer direnifl !
2 ayd›r, Ankara’n›n göbe¤inde; karda, so¤ukta haklar› için direnen ve iflçi s›n›f› mücadelesinde önemli bir yere sahip
TEKEL direnifline destek eylemleri devam ediyor. fiubat sonunda, eyleme müdahale edeceklerinin sinyalini veren devletin tüm “rrahats›zl›klar›na” ve sendikan›n ayak oyunlar›na ra¤men direnifllerini sürdüren TEKEL iflçisine, ülkenin
Hepimiz TEK-EL’iz!” mesaj›n› veriyor.
birçok yerinde biraraya gelen binlerce kifli “H
* ‹HD ‹stanbul fiube üyesi kad›nlar TEKEL
iflçilerine destek vermek ve hükümet yetkililerinin eylemci iflçilere yönelik hakaret içeren
sözlerini protesto etmek için Galatasaray
Meydan›’nda bas›n toplant›s› yapt›.
Diyarbak›r, Van, Kocaeli ve Bitlis’te
TEKEL iflçileri ile dayan›flmak için meflaleli
A
N
K
A
R
A
‹
S
T
A
N
B
U
L
yürüyüfller gerçeklefltirildi.
* Adana’da 5 Ocak Meydan›’nda toplanan
Türk-‹fl, D‹SK, KESK, TMMOB, TTB ve devrimci, demokrat ve yurtsever kurumlar Çakmak Caddesi’nden ‹nönü Park›’na kadar yürüyüfl düzenledi.
* Dersim’de Sanat Soka¤›’nda bir araya
Kararl›kla eyleme devam
11 fiubat Perflembe günü TEKEL iflçileri
Maliye Bakanl›¤› önünde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdiler. Sendika yönetiminin iste¤i üzerine
iflçiler üçerli gruplar halinde Maliye Bakanl›¤›
önüne geldiler. Burada gerçeklefltirilen bas›n
aç›klamas›n› TEKEL iflçileri ad›na Macit Amaç
yapt›. Eyleme devam edeceklerini ve özlük hak-
lar›n› almadan hiçbir yere gitmeyeceklerini tekrar vurgulayan Amaç, AKP’nin yandafllar›na çekilen peflkeflle
sömürü k›skac›n›n daralt›ld›¤›na de¤indi.
‹flçiler sendikac›lar›n›n “Geldi¤imiz gibi üçerli
gruplar halinde slogan atmadan çad›rlara dönüyoruz” sözlerine Bakanl›k önünde 5 dakikal›k oturma
eylemi yaparak karfl›l›k verdi. “Ölmek var dönmek
yok”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar›n›n
at›ld›¤› oturma eylemi sloganlarla birlikte fiili bir yürüyüfle dönüfltü. Polisin tüm ihtarlar›na ve sendikac›lar›n çabalar›na ra¤men iflçiler toplu bir flekilde sloganlar atarak
Güvenpark’a indiler. Buradan metroya girerek Sakarya
Caddesi’nde bulunan çad›rlar›na döndüler. Eylem boyunca iflçilerin coflkulu duruflu ve her yerde halk taraf›ndan verilen yo¤un destek dikkat çekiciydi. (Ankara)
TEKEL için TEK-EL dayan›flmas›
Türk-‹fl fiubeler Platformu’nun
ça¤r›s›yla biraraya gelen KESK
fiubeler Platformu, TMMOB,
D‹SK, Tek G›da-‹fl, Belediye‹fl, Türk Metal-‹fl sendikalar›, Sine-Sen, direniflteki Marmaray
iflçileri, devrimci ve demokrat
kurumlar ‹stiklal Caddesi’nde bir
yürüyüfl düzenlediler. Galatasa-
ray Lisesi önüne gelen 3 bin kiflilik kitle, 4 fiubat “Genel Grevi”
sonras› egemenler ve baz› sendika a¤alar› taraf›ndan zay›flat›lmaya
çal›fl›lan dayan›flman›n sürdü¤ünü
bir kez daha gösterdiler. Eylemde
D‹SK Genel Baflkan› Süleyman
Çelebi ile Tek G›da-‹fl üyesi bir
kad›n iflçi konuflma yapt›lar.
HSGGP’den TEKEL iflçilerine destek
13 fiubat’ta Cevahir Al›flverifl Merkezi önünde bir araya gelen Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek Platformu
Mecidiyeköy’e do¤ru yolun iki fleridi trafi¤i kapat›larak yürüyüfle bafllad›. Eyleme, Marmaray iflçileri “Ücretlerimizi
yükseltilmesi ve çal›flma koflullar›m›z›n düzeltilmesi için direniflteyiz” yaz›l› bir pankart ile kat›l›rken Dev
Sa¤l›k-‹fl’te örgütlü tafleron iflçiler de yerlerini alm›fllard›.
Yürüyüfl boyunca sloganlar atan kitleye yoldan geçen
araçlar ve eylemi izleyenler de alk›fllarla destek oldular.
Hüseyin Demirdizen’in okudu¤u aç›klamada, TEKEL iflçilerinin bafllatt›¤› direniflin tüm emekçilerin mücadelesi haline dönüfltü¤ü vurgulan›rken TEKEL iflçilerinin direnifli zafere ulafl›ncaya kadar her gün Galatasaray Lisesi önünde
oturma eylemi yap›laca¤› söylendi.
GÜLSUYU-GÜLENSU HALKI SOKAKLARDAYDI
14 fiubat Pazar günü Gülsuyu-Gülensu’da
zamlar› protesto etmek ve TEKEL iflçisinin desteklemek için mahalle halk›n›n kat›ld›¤› bir yürüyüfl düzenlendi. Partizan olarak örgütlenmesine
de kat›ld›¤›m›z eylem öncesinde mahallenin bü-
tünü ev ev dolafl›larak bildiri da¤›t›m› yap›ld›.
Yan› s›ra esnaf ziyaretleri, kahvehanelerde ve
semt pazar›nda ajitasyon çal›flmalar› eflli¤inde
de bildiri da¤›t›m› yap›larak kitle eyleme ça¤r›ld›. Bu çal›flma sonucunda, mahalle halk›n›n yo-
gelen Tunceli Sendikalar Platformu meflalelerle AKP ‹l binas› önüne kadar yürüdü. Eylem oturma eylemiyle son buldu.
* Antalya’da Emek ve Demokrasi Güçleri 11 fiubat’ta Yavuz Özcan Park›’nda dayan›flma çad›r› kurarak açl›k grevine girdi.
Denizli
Direniflin 59. gününde aralar›nda
aralar›nda YDG’nin bulundu¤u kurumlardan
yaklafl›k 100 kiflilik kitle saat 17.15’te Çatalçeflme’de toplanarak Denizli Belediyesi önüne do¤ru sloganlar eflli¤inde yürüyüfle geçti.
Yürüyüfl esnas›nda yoldan geçen sürücüler
kornalar›na basarak eyleme destek verdi. Kitle Belediye’nin önüne geldi¤inde aralar›nda
TEKEL iflçilerinin yak›nlar›n›n da bulundu¤u
yaklafl›k 150 kifli taraf›ndan karfl›land›. Belediye önünde bas›n aç›klanmas› yap›ld›ktan sonra kitle da¤›ld›. (Denizli YDG)
TKP/ML militanlar› TEKEL iflçisinin
direniflini selamlad›
Elimize e-mail yoluyla ulaflan bir habere göre uzun bir
süredir Ankara’da devletin tüm sald›r› ve tehditlerine ra¤men direnifli kararl›l›kla sürdüren TEKEL iflçisinin onurlu ve
hakl› mücadelesini desteklemek için TKP/ML militanlar› taraf›ndan ‹stanbul-Edirne otoyolunda bir üst geçite pankart
asma eylemi gerçeklefltirilmifltir. “TKP/ML T‹KKO” imzal› “TEKEL ‹flçisinin Mücadelesini Sahiplen, Gelece¤in için Örgütlen” yaz›l› pankart uzun süre as›l› kalm›fl, daha sonras›nda kolluk güçleri taraf›ndan önlem al›narak indirilmifltir.
Bursa’da TEKEL ‹flçileri ile Dayan›flma Platformu
yapt›¤› eylemlerle deste¤ini sürdürüyor.
B
Platform TEKEL iflçilerinin açl›k grevine 5 fiubat
U günü BAT‹S’te bas›n aç›klamas›yla bir günlük
dayan›flma amaçl› açl›k grevi yapt›. 6 fiubat günü de
R açl›k grevinin ard›ndan Uluyol’dan yolun bir k›sm›n›
S trafi¤e kapatarak Kent Meydan›’na kadar sloganlarla
A yürüdüler. Burada Platform bileflenleri oturma eylemi gerçeklefltirdi.
8 fiubat’ta da Platform iflçi ve emekçileri
Bursa’n›n Kestel ilçesinde yap›lacak yürüyüfl eylemine
ça¤›rd›. 9 fiubat günü saat 18.00’de Kale K›raathanesi önünde
toplanarak buradan Kestel Meydan›na yürüdü. Yürüyüfl
esnas›nda polisin yolu bahane ederek gerginlik yaratmas› ve
yo¤un y›¤›na¤› yaparak kitlenin kat›l›m›n› engellemesine inat
eylem canl› ve coflkulu biçimde gerçekleflti.
11 fiubat günü de D‹SK ve KESK’in ça¤r›s› ile K›z›lay Kan
Merkezi önünde yap›lan eyleme Platform da “TEKEL iflçisi yaln›z
de¤ildir, Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” pankart› ile kat›ld›. Eylemde
ayr›ca Türk-‹fl’e ba¤l› Tümtis ve Kristal-‹fl de yerini ald›. Platform
bileflenleri 12 fiubat’ta ise Orhangazi Sanayi Bölgesi’nde iflçilere
“TEKEL iflçilerinin mücadele ça¤r›s›na destek verelim” bafll›kl›
bildiri da¤›tt›.
zmir’de 11 fiubat Perflembe günü TEKEL iflçileriyle dayan›flma eylemi gerçeklefltirildi.
Çok say›da devrimci kurumla beraber sendikalar›n da kat›ld›¤› eylem, Alsancak’ta akflam 18.30’da
meflaleli yürüyüflle bafllad›. Çevredeki insanlar›n
alk›fllar›yla destek verdi¤i eylemde TEKEL iflçilerinin mücadelelerinde yaln›z olmad›klar› belirtildi.
Yap›lan bas›n aç›klamas›nda TEKEL iflçilerinin mücadeleye ›fl›k tuttu¤u, zaferin direnen TEKEL iflçilerinin
olaca¤› belirtildi ve herkes TEKEL iflçilerinin hakl› mücadelesinde birlikte mücadeleye etmeye ça¤r›ld›. (‹zmir)
11 fiubat Perflembe günü Partizan olarak bizim
de içerisinde yer ald›¤›m›z Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’nun örgütleyicisi oldu¤u eylem
saat 17.00’de E¤itim-Sen binas›n›n önünde bafllad›
Tafl Bina’ya meflalelerle yüründü ve son olarak Tafl
Bina önünde bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Eylem boyunca tafl›nan “TEKEL iflçisi yaln›z de¤ildir” yaz›l› pankart›n arkas›ndaki kitle s›k s›k “TEKEL iflçisi onurumuzdur” vb. sloganlar att›. Bas›n
metnini Platform ad›na dönem sözcüsü Kenan Hazar okudu. Eylem sona alk›fl ve sloganlarla son buldu.
‹
Z
M
‹
R
‹
¤un kat›l›m›n›n oldu¤u eyleme esnaf da kepenk
kapatarak destek verdi.
Yaklafl›k 500 kifli kat›ld›¤› eylemde “Zamlara, Yoksullu¤a ve ‹flsizli¤e karfl› Onurlu
ve ‹nsanca yaflam ‹stiyoruz”, “Tekel ‹flçilerinin Direniflini Selaml›yoruz” ve kentsel
dönüflüm sald›r›s›na karfl›, “Yok say›lmaya,
M
A
L
A
T
Y
A
KESK, EMEP, ÖDP, BDP, ESP, Halk Cephesi ve
Partizan meflaleli bir yürüyüfl yapt›. E¤itim-Sen
önünde toplanan grup ellerinde meflalelerle ‹nönü
Caddesi’nin bir fleridini araç trafi¤ine kapatarak
Soykan Park›’na kadar sloganlarla yürüdü.
Soykan Park›’nda toplanan kitle ad›na aç›klamay› KESK dönem sözcüsü ve BTS Malatya fiube Baflkan› Hasan Akdemir yapt›. Aç›klaman›n ard›ndan alk›fl ve ›sl›klarla hükümet eylem sona erdirildi.
M
E
R
S
‹
N
Rantç›l›¤a, Kentin D›fl›na Sürülmeye Hay›r” yaz›l› Gülsuyu-Gülensu Halk› imzal› pankartlar aç›ld›. Partizan ve ‹flçi-köylü okurlar› imzal› dövizlerin de aç›ld›¤› eylem, Heykel Meydan›’nda kitlenin bir araya gelmesiyle, Fatma Han›m’a kadar devam eden yürüyüflle bafllad›. Fatma Han›m’a gelen kitle ad›na Gülsuyu-Gülensu
Güzellefltirme Derne¤i’nden Ali fiengül bas›n
metnini okudu. Zamlar›, y›k›mlar› ve TEKEL iflçilerinin direniflini konu alan aç›klamadan sonra
mahallede oturan bir TEKEL iflçisi ve TEKEL’den emekli olan iflçilerin söz alarak konuflmalar yapt›¤› eylem, at›lan sloganlarla sona erdi.
(Gülsuyu-Gülensu Partizan)
İşçi-köylü
BİZ H ALK IZ G ELE CEK E LLER İMİZ DE DİR !
Umut Yayımcılık ve Basım Sn. Ltd. Şti.
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin Ağa Mh.
İmam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/İstanbul Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212)
621 61 33 Sahibi ve Yazıişleri
Müdürü: Çilem ÖNSEL
Baskı: SM Matbaacılık Sanayi Cad. Altay
Sk. Yenibosna/İSTANBUL
Tel: (0212) 452 23 02
BÜROLAR
Kartal: İstasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02
Ankara: Sağlık 1 Sokak No:17/19 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65
İzmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeraltı Konak, Tel: (0232) 446 78 07
Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Barış İşhanı Kat: 3 No: 94
Erzincan: Ordu Cd. Ordu İşhanı Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18
Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez İşsarayı Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98
Mersin: Silifke Cd. Çavdaroğlu İşhanı Kat: 3 No: 1/8
Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959
TEKEL Hayat Fakültesi’nden ders notları
1- B irl ik, Dayanışma, Mücadel e
Yol boyunca kurdukları çadırlarla işçiler burada bir hayat kurmuş ve burayı
bir okul haline çevirmiş durumdalar.
“Asıl açılımı biz yaptık”, “işte medeniyetler şehri” sözlerinden de anlaşıldığı
gibi, hemen her çadırda bir tabela bulunmakta ve bu tabelalarda “Adana kampüsü”, “İstanbul bölge müdürlüğü”,
“Manisa Tarzanları”, “Gavur İzmir”
vb. isimlerle direniş okullarının isimleri
yer alıyor. Egemenlerin ikiyüzlü politikaları da burada gerek döviz gerek pankart
ve bildirilerle teşhir ediliyor. İzmir-Tuzla
çadırında bulunan “Bizlere on bin ceset
torbası, sizlere 376 kilo Hint kınası”;
Adıyamanlar çadırında bulunan ve üzerinde 1988 yılındaki Erdoğan’ın grev sözcüsü resim ve şimdiki durumu teşhir eden
pankartta olduğu gibi.
TEKEL işçileri ile bütünleşen
“Ölmek var dönmek yok” sloganı işçiler
tarafından büyük bir coşkuyla sahipleniliyor. Direniş devam ederken Emine Erdoğan’ın TEKEL direnişçisi kadınlarla
yapacağı görüşme Tayyip Erdoğan’la
Aylardır türlü baskıya, tehdide rağmen devam eden TEKEL
direnişi Ankara’nın soğuk havasını ısıtarak yaktığı ateşle Sakarya
Caddesi’nden
tüm
Türkiye’ye dalga dalga yayılıyor.
Yayılan bu direnişe dair işçiler
“Bıçak kemiğe dayandı, keşke
dayanmadan önce başlatsaydık”, “keşke tütün üreticisinin
haykırışlarına kulak verip sesine ses katsaydık” sözleriyle
eksiklerine de dikkat çekiyor.
Şurası bir gerçek ki; direniş
nasıl biterse bitsin işçi sınıfı ve
3- TEKEL hayat fakültesi
görüşmeye dönüştü ve Erdoğan’ın
4/C’deki ısrarı ile sonuçlandığı haberi
geldi. Yapılan bu görüşmenin ardından
TEKEL işçilerinin öfkesi
daha da kabardı.
İşçilerden görüş almak
amacıyla Hatay, Diyarbakır, İzmir çadırlarında ve
Türk-İş binasında süresiz
açlık grevine giden işçilerle görüştük.
Şerife Demir’in görüşlerini aldık önce.
Demir süresiz açlık grevinin 5. gününde direnişe
İzmir çadırından katılmış.
İ-K: Bir grup işçi Tayyip Erdoğan’la görüştü. Bununla ilgili
neler düşünüyorsunuz? 4-C sizin için ne
anlama geliyor?
Şerife Demir: Erdoğan, bence bu
süreç içinde işçiler ile eşinin karşı karşıya
4- Direniş çadırına gider!
Direnişin 59. gününde oldukça hareketli bir gün yaşanıyor. Düzenli olarak
yapılan yürüyüşlerle Sakarya Caddesi’nde ajitasyon çekiliyor. TEKEL işçileri her yürüyüşte “Yaşasın Sakarya esnafı” sloganını atarak esnafa verdikleri
destekten dolayı teşekkür ediyorlar. Esnaf da elinden geldiğince direnişe des-
Ene ısmi Yusuf Binicioğlu
mın Hatay mın Altınözü:
Nıhni cit le hon haaşav ındıfnav ne luvletnav. Hede Erdoğan
me yağıd ne le hukukna min idnav
. me rahiyin ne atiğin ne hukuknav.
Sarra şehriyin min cit le hon, haaşav ındifnav met sevvi le grev
Erdoğan şebbehne le hanzir u
şebbehne le şeytan. Erdoğan meyekıl hukuknav bı biftiri le
aleyna. Isken hıki nıhni me rehiyin le hon. Nıhni ağıt hukuknav
bağda bediruh. Erdoğan halle arfa
keyyis nıhni bedi mut bedi mut
ebisir şey nıhni met daavur le hukukna. Hed hukuk sahbıl me
devly hed hukuk le luvletnav.
Valla e bedi kıl şey bakka.
emekçilerin bilincinde bıraktığı
derin izlerle uzun süre hafızalardan silinmeyecek. TEKEL işçileri, işçi sınıfı ve emekçilerin
uzun süredir hasret kaldığı sınıfın gücünü dosta düşmana yeniden hatırlatmıştır. İşçi sınıfının
diğer tüm toplumsal kesimleri
kucaklayan öncü rolünü ve gücünü de gösterdi. Çeşitli milliyetlerden emekçilerin sınıf
mücadelesi içinde nasıl birleştiğini, dayanışmayı ve ortak mücadele ağlarını nasıl örebildiğini
görünür hale getirdi.
Benin adım Yusuf Binicioğlu. Hatay–Altınöz’lüyüm:
Biz buraya çocuklarımızın saflığıyla geldik. Bu Erdoğan bizlerin
haklarını elimizden almaya çalışıyor. Vermeyeceğiz haklarımızı. İki
ay oldu burada grev yapıyoruz.
Erdoğan bizleri domuza ve
şeytana benzetti. Hem hakkımızı
yiyor hem de bizlere iftira atıyor.
Madem öyle bizler de buradan
gitmiyoruz. Haklarımızı alalım
ondan sonra gideriz. Erdoğan
şunu iyi bilsin ki; bizler ölürsek
sadece öleceğiz bir şey olmaz.
Biz burada hakkımızı arıyoruz.
Bu hak devletin değil bu hak çocuklarımızındır. Başka bir şey de
söylemeyeceğim.
gelmesini istemedi ve 4 saat arkadaşlarımızı bekleterek kendisi görüştü. Bu görüşmelerde tek şey ön plana çıktı, o da
Erdoğan’ın 4/C’si. Aslında bu sürecin
sonu kendini belli ediyor. Erdoğan
4/C’den geri adım atmayacak biz de direnişten. 4/C bizim için kölelik, 8 saatten
fazla ve Cumartesi-Pazar çalışmadır. 4/C
Y
K
2 - D İ R E N İ Ş AT E Ş İ
A N K A R A’ Y I I S I T I Y O R !
Tüm saldırılara rağmen direniş, büyük bir coşku ve
azimle Ankara’nın göbeğinde kurulan “şehirde” devam
ediyor. Bu süreci yakından takip etmek ve yaşananları olduğu gibi hissetmek için Partizan ve DDSB’liler de gruplar halinde Ankara’ya gidiyor. Biz de 10 Şubat günü büyük
bir heyecanla İstanbul’dan iki gazete çalışanı dört kişi yola
koyulduk. Yolculuğun ardından servislerle direniş alanına,
Sakarya Caddesi’ne doğru yola koyulduk. Burada bizleri
İzmir-Tuzla Yaprak Tütün İşletmeleri’nde çalışan işçiler
karşıladı. Ve çadırlara geçtik. Yaktıkları soba ve üzerinde
kaynayan çaydan çıkan buharla artan sıcaklık içinde selamlaştık. Sohbetimizde bizlere bilgi veren Şendoğan Koç,
cadde üzerinde toplam 35 çadırın bulunduğunu ve birbirlerini şahsen tanımasalar bile direnişin burada herkesi bir
araya getirdiğini anlattı. Direnişle birlikte bir bilinç sıçramasının yaşandığını belirten Koç, verilen desteğin oldukça
fazla olduğunu özellikle devrimci ve demokratların buradan bir an olsun ayrılmadığını büyük bir coşku ile anlattı.
“Geç de olsa anladık, ya hiç anlamasaydık!”
Sobanın etrafında başladığımız sohbette bir arkadaşımız Tuzla havzasında deri işçilerinin direnişini anlattı. Yaşananları anlatırken bir işçi sözü bir anda kesti. “bize onları
anlatmayın, biz onları anlamadık ve hiçbir şekilde desteklemedik. Bugün ise biz de onlar gibi direnmekteyiz. Onları, onlar gibi olduktan sonra anladık, işte biz de tam bu
noktada kaybediyoruz” dedi. Diğer işçiler ise bu konuşmaya hak vererek; “Geç de olsa
anladık, ya hiç anlamasaydık!”
dediler.
tek veriyor. Kimisi işyerine “TEKEL işçisinin onurlu direnişini destekliyoruz”,
öğreniyoruz.. Bu durum işçileri temkinli davranmaya itiyor.
kartlar asarken kimisi de ziyaretlerde kolaylık sağlansın diye “Direniş çadır-
ve sloganları da beraberinde getirdi.
ve giyecek yardımı yaparken gerçekleşen eylemlerde de yerini alıyor. İşçiler ve
tediği milliyetçi şoven dalgaya karşı da “Asıl açılımı biz yaptık” şiarı ile ege-
çiler arasına nifak tohumları ekmek ve provoke etmek için bildiri dağıttığını
ve Diyarbakır çadırında Kürtçe olarak işçilerin görüşlerini aldık.
larına gider” yazılı tabelalar asmış. Kimisi de her gün elinden geldiğince gıda
burada direniş boyunca bulunan arkadaşların konuşmalarından polislerin iş-
Navê mîn Abdulkerim Dinç ê:
Ez eslê xwe ji mêrdînê me. Ez niha li Amed ê dı
TEKEL ê dixebitim. Ev deh(10)salin ez di TEKEL ê
de dixebitim. Di nava jiyana me de her dem bi avahi
yeki tekoşîn çêddibin. Çünkî serokvezîr her dem dibeje ez ê vê saziye bi firoşim dıxwaze vê saziye ji
İngiltere û Emerikaye re peşkeş bıke.
Li Betlis ê û Amed ê mîtingnên mezin çebûn.
2001 de li navende Tandoğan e me mitingeke mezin
li darxist. Ji aliyeki ve me ji yareke bi hevre avakir.
Ji aliyeki ve am berxwedidin. Ji Aliyeki ve ji em tekoşina xwe didomin. Em şer ê xwe dî dîlî xwe de
dijîn. Dî meha aralık ê de dema kû em hatîn emgerme me dî got em deh (10) roja bimenin em usa
difikirin. Min partiyeke usa kor ûker nedîtîbum. Ew
çikasîji dijiwar be ji em êtekosina xwe bidomin hata
kîderê dice bila bîce. heta ku ev zihniyeta dewlet ê
usa be em ji em e mê li vîrbîn em
Em herdem dîbêjin “berxwedan Jiyan e” eger
Direnişin 59. gününde direniş, işçilerin gözünde en hareketli
gününü yaşamakta. Sakarya yürüyüşleri ard arda yapılıyor. Avrupa’dan gelen sendikacıların destek eylemleri KESK, DİSK ve
lise öğrencilerinin yaptığı kitlesel yürüyüşlere kadar işçiler eylemden eyleme koşuyor. Eylemlerin akabinde ise sloganlar susmuyor. Süresiz açlık grevine giren bir işçinin durumu ağırlaşınca
Türk-İş binası önünde işçiler sloganları ile arkadaşlarına destek
veriyorlar. Durumu ağırlaşan işçinin ambulansa bindirilmesinin
ardından işçiler ambulansın trafiğe girip yol almasıyla birlikte
yolu trafiğe kapatıyor. Burada sloganların atılmasının ardından
polisle işçiler arasında kısa süreli bir tartışma yaşanıyor. Polisin
M
güvencesizlik ve her şeyden önce örgütsüzlüktür. Ücretin tamamını alamama durumu da mevcuttur. Her türlü örgütlenme,
sağlık vb. güvencelerden işçiler yoksun
bırakılmaktadır.
- Sizde açlık grevine katıldınız…
- Bizler bu sürecin TEKEL’de yaşanmaması için direniyoruz, bu sürecin başlamasında elbette bizlerin sorumluluğu
vardır. Bıçağın kemiğe dayanmasına izin
vermeyecektik, geç oldu, ama direnişimizden taviz vermiyoruz.
Öncelikle şu bilinmeli, TEKEL işi oldukça zor bir iştir. Elbette bu işin de belli
başlı bedelleri vardır. Birçok arkadaşımız
kanser ve astım hastası ama bu işi seve
seve yapıyorlar. Çünkü yıllardır devam
eden bir emek ve bununla gelen bir sevgi
var. İşte 4/C ile bu arkadaşlarımız ölüme
terk edilmektedir. Bizler ne kadar işimizi
sevsek de çeşitli baskılar var. Ama 4/C ile
beraber tüm haklar yok olacak ve hasta
arkadaşlarımız ölüme, biz çalışanlar ise
devlet eliyle yasal düzlemde oluşturulan
köleliğe terk edileceğiz.
“TEKEL işçilerinden değil onları rahatsız edenlerden rahatsızız” yazılı pan-
59. günde hareketlilik dorukta
C
Direniş açlık grevi eylemine
son verilmesi ve sendikanın referandum yapma kararı ile yeni bir
mecraya doğru yol alıyor. İşçiler
üzerindeki abluka ve tehditler de
her gün giderek artıyor. İşçilere
yardım eden belediyelere ceza
kesilmesi, kaçak elektrik kullanıldığı iddiası ile suç duyurusunda bulunulması, AKP’li devlet
bakanlarının direnişi bölmeye
dönük saldırıları dozu artarak sürüyor. Özellikle de Başbakan’ın
artık alışkanlık haline getirdiği
tehditleri gündemden düşmüyor.
TEKEL işçilerinin başlattığı direniş elbette doğallığında güzellemeler, şiirler
“Ölmek var, dönmek yok” sloganı ile bütünleşen direniş devletin yaratmak is-
menlerin saldırılarına karşı set örüyor. Bu noktada Hatay çadırından Arapça
kû karê TEKEL ji destê me derkêvi jêre dibejin dabasi 4/c yê dîbîn ê wê Wextâ rôjên reş e mê bijîn.
Nîha em li vir pîştî cend rojên re em e mafê xwe û
rojên xwei bîjîn
Sedema hatina mey i vîra ev e. Eger kû em 4/C
yê kebul bikin e rojên reş li benda me bin. Le em jî
bo nanê xwe û peşerojên xwe em 4/C yî tû caran
kebul nakin çünki em rojen reş naxwazin. Jibo vê
yekê em ê heta dawiye berxwebîdîn.
Abdülkerim Dinç:
Ben aslen Mardinliyim. Ama şu an TEKEL Diyarbakır Şubede çalışıyorum. 10 yıldan beri TEKEL’de çalışıyorum. Bizim yaşamımızda her zaman
bir şekilde kavga oluyor. 2 seneden beri bu direnişin
içindeyiz. Çünkü Başbakan “ben bu kurumu satacağım” dayatmasında bulundu hep ve İngiltere ve
Amerika’ya peşkeş çekti. Bitlis’te ve Diyarbakır’da
çok büyük mitingler oldu. 2001’de de Tandoğan
Meydanı’nda çok büyük bir miting yapmayı başar-
oluşturduğu çemberin ardından işçiler “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları ile eylemi sonlandırıyor.
Eylemlerin ardından televizyon başında işçilerle birlikte
“TEKEL işçilerinin sürdürdüğü açlık grevinin sona erdiğini”
duyduk. Alınan karar yapılan bir basın açıklaması ile işçilere duyuruldu. Yapılan açıklamada açlık grevinin bitirilmesi kararının
sendika tarafından alındığı ve açlık grevindeki işçilerin ikna edilmeye çalışıldığı duyuruldu. Açıklamanın ardından işçiler hep bir
ağızdan “Yaşasın açlık grevi direnişimiz” sloganını attılar. Bu
açıklamaya rağmen 16 işçi açlık grevine devam etme kararı aldı.
Bu işçilerin sloganlarla Türk-İş binasından çıkmasıyla dışarıdaki
işçiler de sloganlara eşlik ettiler.
Yapılan eylemin ardından işçi çadırlarında Tekirdağ 1 No’lu
F Tipi Hapishane’de bulunan tutsak Partizanların mesajı
dık. Yani bir şekilde ortak bir yaşam kavgası gerçekleştirebildik. Bir taraftan direniyoruz diğer bir taraftan da kavgamızı yürütmeye devam ediyoruz.
Bizler kavgayı yüreğimizde yaşıyoruz. Aralık’ta Ankara’ya geldiğimiz zaman ben on gün kalacağımızı
düşünüyordum. Ben bu kadar kör sağır bir parti görmedim. Bu kadar vurdumduymazlığa rağmen bizim
kavgamız sürecek, nereye kadar giderse gitsin. Biz
hep söylüyoruz yaşamak direnmektir. Çünkü
TEKEL işi de elimizden giderse ve söylenen 4/C’ye
gidersek hep karanlık günler yaşayacağız ama biz
burada birkaç karanlık günün sonunda özlük haklarımızla güzel günler yaşayacağız. Bizim buraya
gelme sebebimiz budur.
Biz 4/C’yi kabul edersek karanlık günler bizi
bekliyor. Ancak ekmeğimiz ve geleceğimiz için
bizler 4/C’yi kabul etmeyeceğiz. Çünkü biz karanlık günler istemiyoruz. O yüzden de sonuna kadar
direneceğiz
okundu. Mesajın okunmasının ardından işçilerin gözlerindeki
mutluluk ve umut daha da ışıldadı. İzmir çadırı, mesajın her
cümlesinin ardından slogan attı, hep birlikte tutsak Partizanlara
selamlarını ilettiler. Mesajların okunduğu sırada dışarıdan gelen
slogan sesleri ile çadırlar bir anda boşaldı.
Mustafa Kumlu ve Erdoğan görüşmelerinden bir sonuç çıkmamıştı ve işçiler de sloganlarla tepkilerini dile getiriyordu. İşçilerin sayısı arttıkça sloganlar gürleşiyor. Kimisi içindeki kini
yeterince boşaltamamanın bir yansıması olarak elindeki çay bardağını fırlatırken bir diğer işçi Türk-İş tabelasını tekmeliyor.
Kürsü işgal ediliyor bu sırada. Türk-İş Genel Sekteri Mustafa
Türkel, sürecin devam ettiğini ve yarın yapılacak olan toplantıların sonucunu beklediklerini söyledi. (Ankara)

Benzer belgeler