ABD`de Bilgi Üretiminin De¤iflen Yap›s›

Transkript

ABD`de Bilgi Üretiminin De¤iflen Yap›s›
Makale
Bilim, Kapitalizm ve “bilgi
iflçisinin” Yükselifli:
ABD’de Bilgi Üretiminin
De¤iflen Yap›s›
Daniel Lee KLEINMAN(*), Steven P. VALLAS(**)
Çeviren: Arif GEN‹fi(***)
Düzelti: Fatih GÜNGÖR(****)
Son y›llarda, de¤iflik kurumsal alanlardaki bilgi ifli üzerine çal›flan araflt›rmac›lar aras›nda
ince bir paradoks ortaya ç›kt›. Esas olarak özel sanayideki bilim adamlar›n› ve mühendisleri inceleyen baz› analizciler, flirket bürokrasilerinin daha esnek uygulamalar› benimsemeleri ve böylece iflçilerin teknik uzmanl›¤›na daha ba¤›ml› hale gelmeleri nedeniyle iflçilerin özerklik ve denetim düzeylerinin artmas› yönünde bir trend tespit etmektedirler.1
Üniversite ortamlar›nda çal›flan bilim adamlar›n›n konumu ile ilgilenen baflka analizciler
ise ço¤unlukla aksi görüflü savunmakta ve akademinin ticarilefltirilmesini akademik araflt›rmac›lar›n geleneksel özerkli¤ine yönelik önemli bir tehdit olarak görmektedirler.2
Bu makalede, akademinin “sanayileflmesini” ve sanayideki araflt›rmalar›n “akademikleflmesini” içinde bar›nd›ran bu paradoksu incelemeye çal›fl›yoruz. Bu görünen çeliflkinin do¤as›n› ve kökenlerini araflt›rarak, kapitalizmin bilimsel ve teknik uzmanl›¤a giderek daha
güçlü bir flekilde ba¤›ml› hale gelmesiyle birlikle e¤itimli iflçilerin muhtemelen edinece¤i
toplumsal konumlara iliflkin önemli ipuçlar›n› ortaya ç›karmay› umuyoruz. Daha önce yap›lan ampirik çal›flmalar› biraraya getirerek, sanayinin kod ve pratiklerinin akademinin içine s›zd›¤›, ayn› zamanda da akademik normlar›n giderek artan bir flekilde yüksek teknoloji flirketleri ve sanayilerindeki belirli iflçilerin çal›flma pratiklerine yön verdi¤i bir yak›nlaflma sürecinin yaflanmakta oldu¤u sonucuna ulafl›yoruz. Bu süreci asimetrik yak›nlaflma
olarak adland›r›yoruz, çünkü her ne kadar kod ve pratikler iki yönlü olarak dolafl›ma ç›k›yorsa da, bu süreçte sanayinin nihai bir üstünlü¤e sahip oldu¤u görülmektedir. Bu yak›nlaflma sürecinin henüz yeterince ilerlememifl olmas› ve tafl›d›¤› kurumsal ve örgütsel karmafl›kl›k karfl›s›nda, ortaya ç›kacak sonuçlar›n kesin hatlar› belirsizdir. Süreç, çeflitli yükse(*)
Wisconsin Üniversitesi (Madison), (**) Georgia Teknoloji Enstitüsü
Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Dr. / [email protected]
(****)
Dr. / [email protected]
(***)
4
Makale
kö¤retim kurumlar›n› çeflitli biçimlerde muhtemelen etkilemektedir ve etkilemeye devam
edecektir. Bundan baflka, her iki kesimdeki kimi iflçi kategorilerinin bu süreçten kârl›, kimilerinin de zararl› ç›kmas› muhtemeldir. Çeliflkilerle yüklü, eflitsiz ve sa¤lam olmayan dengelere dayal› bir süreç olarak akademi ve sanayi araflt›rmalar› aras›ndaki asimetrik yak›nlaflma belki de yak›n gelecekte son noktas›na ulaflm›fl olmayacak, gruplar›n yeni ortaya
ç›kan bilgi üretimi yap›lar› üzerindeki rekabetleri ile ba¤lant›l› uyum ve yeniden-düzenleme süreci devam edecektir.3
Çözümlememize, bilimsel ve teknik iflçilere yönelik akademik çal›flmalar› gözden geçirerek ve iki ayr› literatüre özel bir dikkat yönelterek bafll›yoruz: bunlardan biri akademik
araflt›rmalar üzerindeki k›s›tlamalarda bir art›fl trendi oldu¤unu, di¤eri ise uzman çal›flanlar›n flirket örgütlenmeleri içinde özerkli¤inin artt›¤›n› ileri sürmektedir. Bu iki hatt› elefltiriyoruz ve her ikisinin de temel say›lt›lar›ndan dolay› s›n›rl› oldu¤unu tespit ediyoruz. Piyasan›n
k›s›tlay›c› etkilerinin üniversite araflt›rmalar› üzerinde yay›lmas›ndan yak›nan, akademik bilimin ticarileflmesine yönelik elefltiriler, önceki tarihsel dönemler boyunca mevcut olan,
flirketlerden ziyade devletten (ve özellikle ordudan) kaynaklanan kurumsal k›s›tlamalar›
gözden kaç›rmaktad›r. Sanayideki bilimsel ve teknik iflçilere yönelik literatür –özellikle esnek flirketlerin ve a¤lar›n art›fl›n› kutlayan çal›flmalar– ise gayet seçici bir tarzda e¤itimli iflçilere odaklanma e¤ilimindedir ve bunlar›n otoritelerindeki genifllemenin daha düflük formel e¤itime sahip di¤er iflçiler pahas›na oldu¤unu gözden kaç›rmaktad›r. Akademik
araflt›rmalar› inceleyenler geçmifli idealize ederken, sanayideki bilim adamlar› ve mühendisleri inceleyenler ise flimdiki trendleri idealize etme e¤ilimi göstermektedir. Bu yaklafl›mlar›n hiçbirinin bilgi iflinin karakteri ve yeniden-flekillendiriliflini anlamak için doyurucu bir
temel sa¤lamad›klar› görülmektedir.
Bu makalenin ikinci k›sm›nda, ça¤dafl kapitalizm alt›nda bilgi ifline alternatif bir kavramsal yaklafl›m oluflturarak mevcut çözümlemeleri yeni bir do¤rultuya sokmaya çal›fl›yoruz.
Temel ve uygulamal› araflt›rmalar, kamu ile özel sektör alanlar› ve akademi ile s›nai örgütler aras›ndaki kurumsal s›n›rlar›n büyük çapta yeniden çizildi¤i bir dönemde, daha önceleri birbirinden ayr› olan örgütsel alanlar aras›nda artan bir yak›nlaflma görüyoruz. Toplumsal kodlar ve pratiklerin bir kurumsal alandan di¤erine artan bir flekilde aktar›lmas›
mevcut karakteristiklere meydan okuyan yeni bilgi üretim yap›lar›na yolaçmaktad›r. Bu
sürecin bir taraf› olarak akademik örgütler, k›smen gelir elde etme amac›yla ama ayn›
zamanda güçlü karar al›c›lar nezdinde daha yüksek bir meflruluk edinmek için, artan bir
flekilde sanayi ile stratejik ittifaklara girmektedirler. Üniversiteler sanayi ile iliflkilerini s›k›laflt›rd›kça flirket biçimine dönüflmek yönünde artan bir bas›nçla karfl›laflmaktad›rlar. Dolay›s›yla, sadece flirketlerle do¤rudan ekonomik ba¤lar yüzünden de¤il, fakat ayr›ca ve özellikle, kolayca göze çarpmayan, sistemik etkiler yüzünden, akademik örgütler daha önceleri flirketlere özgü olan pratikleri (örne¤in bilginin bir mülk olarak görülmesi, performans
de¤erlendirmesinde niceliksel yöntemlerin öne ç›kmas› ve akademik bölümler aras›nda
artan düalizm örüntüleri) giderek daha fazla benimser hale gelmektedirler.
Sürecin di¤er taraf› olarak bilgi-yo¤un flirketler ise, geleneksel olarak sadece üniversite ortamlar›nda görülen “akademik” örgütsel denetim biçimlerini daha fazla benimsemektedirler. fiirketler yat›r›m sermayesi ve en prestijli üniversitelerdeki akademik araflt›rmac›lar
için rekabet ettikçe, artan bir flekilde akademik laboratuarlara ve bölümlere özgü kurumsal pratikleri benimsemekte ve kâr gayelerini gerçeklefltirmek için, önünde sonunda,
akademik taltiflere ba¤l› prestij gibi üniversite-temelli usulleri kullanmaktad›rlar. Bizim gö-
5
Makale
rüflümüze göre bu sürecin sonucu, daha önce birbirinden ayr› olan örgütsel alanlar›n yak›nlaflmaya bafllamas›, kurumsal alanlar aras›ndaki s›n›rlar›n bulan›klaflmas›, daha önceki
durumdan esasl› bir uzaklaflmay› temsil eden, yeni ve istikrars›z bir tarzda bütünleflmifl bir
bilgi üretimi yap›s›n›n ortaya ç›kmas›d›r. Bu yak›nlaflman›n do¤as› flimdilik sadece kendini
göstermekteyse de, yaflanan de¤iflimler hem sanayide hem de akademide varolan yeni düalizm, çeliflki ve eflitsizlik örüntülerinin art›fl›n› muhtemelen h›zland›racakt›r. Üniversitede, piyasaya sürülebilir ifller yapan bilim adamlar›n›n yükselen statüsü ve istihdam güvencesine sahip akademisyenlerin konumu ile üniversitenin yeni ticari misyonuna hizmet etmeyen alanlarda ya da güvencesiz kadrolarda çal›flan öteki akademi mensuplar›n›n
marjinalleflmifl konumlar› aras›ndaki karfl›tl›k giderek artmaktad›r.4 Paralel bir süreç sanayide de yaflanmakta, stratejik uzmanl›klara sahip bilimsel ve teknik çal›flanlar›n statülerindeki yükselme di¤er iflçilerin –yine, formel becerilere sahip olmayanlar ve becerileri stratejik olarak pek de¤erli görülmeyenlerle birlikte geçici konumlarda olanlar– marjinalleflmesi yönünde bir e¤ilimle birlikte gerçekleflmektedir.5 Ve iflgücü piyasas›ndaki avantajl›
konumlar› formel vas›flara sahip bilimsel ve teknik iflçilerin statüsünü yükseltirken, bu çal›flanlar ifl dünyas›na akademik norm ve pratikleri afl›lamak için flirket yöneticileriyle devaml› mücadeleler içine girmektedirler.6
Bu eflitsizlikler ve çat›flmalar a盤a ç›kt›kça, bilgi üretiminin yeni oluflan yap›s› içinde
önemli anomaliler ve çeliflkiler de ortaya ç›kar. Akademik örgütler mali sorunlarla giderek daha fazla karfl›lafl›rken, bilim-yo¤un flirketlerin daha büyük kaynaklar sunmas›, ironik
bir flekilde, geleneksel akademik normlar›n bazen en iyi bir flekilde özel sektörde savunulabilece¤i bir durum yaratmaktad›r. Kariyer yollar› ve ak›flkanl›k örüntüleri yeniden belirlendikçe, enformel ödül yap›lar› ve prestij hiyerarflileri temel ve “uygulamal›” bilimlere atfedilen geleneksel anlamlar› tersine çevirmeye bafllamakta, ticari emellerden kendilerini
uzak tutmaya devam eden akademisyenler, bilim adamlar›n›n üzerinde bulundu¤u normatif zemin kaymaya bafllad›¤› için, meslektafllar› taraf›ndan tuhaf karfl›lanmaktad›r.7 Ve
bilimsel araflt›rman›n ticarilefltirilmesi ço¤unlukla akademik örgütlerin meflruiyetini güçlendirmeyi amaçlarken, asl›nda uzun zamand›r varolan bilimsel safl›k ve ç›kardan uzakl›k mitinin alt›n› oyarak, neredeyse tam tersi bir etki yaratabilmektedir.
Bu aflamada, bu yak›nlaflma sürecinin tam olarak neler getirece¤ine dair belirli olan çok
az fley vard›r. Bulgular sanayinin bu yak›nlaflmay› flekillendirmekte muhtemelen üstün konumda olaca¤›n› ve önünde sonunda flirketlerin ve üniversitelerin bu yak›nlaflmadaki
(ekonomik ve ideolojik) ç›karlar›n›n bütünüyle direnilemeyecek kadar güçlü olabilece¤ini göstermektedir. Yine de, sürecin içindeki aktörler edilgen kal›rlarsa asimetrik yak›nlaflman›n getireceklerinin “kamusal iyi”den ziyade özel ç›karlara hizmet etmesi ihtimali yükselir. Bu ihtimali uzaklaflt›rma çabas›yla, bu makaleyi kamunun, yeni ortaya ç›kan bilgi
üretim yap›s›na flekil vermeye çal›flan flirket-d›fl› aktörlerin rolünü güçlendirebilecek baz›
önerilerle sonuçland›r›yoruz. Dikkatimizi, entelektüel mülkiyetin korunmas› tak›nt›s›ndan
çevirip özellikle kamu yarar›n›n azamilefltirilmesine yöneltiyoruz ve ayr›ca diploma sistemlerinin ve flirket örgütlenmelerinin tipik olarak izin verdi¤inden daha genifl ve daha kapsay›c› bir bilgi kavram›n› öne ç›kar›yoruz.
B‹LG‹ ‹fi‹N‹N KARfiITLIKLARI
6
Özellikle “sanayi-sonras›” ve “yeni s›n›f” kuramlar›n›n savafl-sonras› entelektüel sahnede
ortaya ç›kmas›ndan bu yana,8 analizciler yüksek derecede e¤itimli iflçilerin ça¤dafl ka-
Makale
pitalist toplumlardaki yeri konusunda çetin tart›flmalar yapt›lar. Bilimsel ve teknik araflt›rman›n ölçe¤i, h›z› ve stratejik de¤erinin artmas›yla bu tart›flmalar son y›llarda yeni bir
önem kazand›. Bilimsel bilgiye daha fazla eriflim peflindeki flirketler, araflt›rma-gelifltirme
elemanlar› ve laboratuarlar›na çok daha fazla yat›r›m yapt›lar, di¤er flirketlerle ortak yat›r›mlara ve stratejik ittifaklara yöneldiler9 ve üniversiteler, akademik merkezler ve araflt›rma enstitüleri ile yeni iliflkiler içine girdiler.10 Sonuçta, bilgi iflçilerinin ifllerinde deneyimledikleri de¤iflen güç ve özerklik düzeylerine iliflkin bir dizi çeliflkili iddia ortaya ç›kt›. Afla¤›da,
bu çat›flan bak›fl aç›lar›n›n do¤as›n› k›saca sergiliyor ve elefltirel bir de¤erlendirmeye tabi
tutuyoruz.11
Akademide bilgi ifli
ABD üniversitelerinin yirmi y›l öncesine göre daha ticarileflmifl oldu¤una dair pek fazla kuflku yoktur.12 Analizciler akademik bilginin “sermayeleflmesini” bir dizi faktöre ba¤larlar.13
Ekonominin küreselleflmesi, kamu politikalar›ndaki de¤iflimler ve ekonomik rekabetin keskinleflmesi bunlar›n baflta gelenleridir. Bu ba¤lamda, üniversiteler giderek daha fazla,
ulusal rekabet gücünü art›rman›n mekanizmalar› olarak görülmektedir. fiirketler de olas›
ürünler için akademiyi yoklamakta, çeflitli yollarla akademik araflt›rmalara yat›r›mlar yapmaktad›r.14 Baz› analizciler, 1980’lerde küresel pazarlar›n ortaya ç›kmas› ve ekonomik rekabete yönelik vurgunun artmas›yla hükümetlerin sosyal refah ve e¤itim için ay›rd›¤› paran›n azald›¤›n›, bunun da üniversiteleri baflka kaynaklardan, tipik olarak flirketlerden,
maddi destek aramaya zorlad›¤›n› ileri sürmektedir.15 Ayr›ca borç azaltma politikalar› ile
diploma programlar›ndaki art›fl da bilimsel araflt›rma için kullan›labilecek fonlar› s›n›rlamaktad›r.16 Nihayet, So¤uk Savafl›n sona ermesiyle birlikte savunma sanayiini (ve ilgili bilimsel fonlar›) desteklemekten ekonomik geliflmeyi desteklemeye do¤ru bir kay›fl yaflanm›flt›r.17 Ço¤u analizci, arkas›ndaki itki ne olursa olsun, akademik bilimcilerin ihtiyaçlar›n›
karfl›lamakta hükümet fonlar›n›n art›k yetersiz kalmas›yla birlikte araflt›rmac›lar›n ve kurumlar›n›n “araflt›rma ve e¤itim programlar›n› sürdürmek” için giderek daha fazla baflka yerlere yöneldiklerini ve s›kl›kla ticari nitelikli araflt›rmalara girifltiklerini ileri sürmektedir.18
Sanayiden gelen destek üniversitenin toplam bütçesinin hala görece küçük bir k›sm›n›
oluflturuyor olsa da, de¤iflik dallar aras›nda çeflitlilik vard›r ve genel olarak akademik bilime sanayinin katk›s›nda son y›llarda bir art›fl gözlenmektedir. Hackett’›n19 verdi¤i bilgilere göre akademik araflt›rma-gelifltirme harcamalar› içinde sanayinin deste¤i 1972 y›l›nda
yüzde üçün alt›ndayken, 1998 y›l›nda yap›lan bir çal›flma ABD’deki tüm üniversite araflt›rmalar›n›n yaklafl›k yüzde sekizinin sanayi taraf›ndan finanse edildi¤ini göstermektedir.20
Bunlardan ikincisinin, gerçek rakam›n epeyce alt›nda olmas› da muhtemeldir, zira daha
önce yap›lan bir çal›flma bu oran› yüzde 12,5 olarak vermektedir. Biyoteknoloji gibi stratejik dallarda bu oran çok daha yüksektir ve araflt›rma deste¤inin üçte birini oluflturmaktad›r.21 Dahas›, üniversitelerin gelirlerinin giderek artan bir k›sm›n› patent ve lisanslardan
sa¤lad›klar› olgusunu hesaba katarsak, çeflitli biçimlerdeki ticari faaliyetler akademik
araflt›rmalar›n esasl› ve giderek büyüyen bir kayna¤›n› oluflturmaktad›r.22
Bilim adamlar› bu geliflmeleri aç›klama iddias›nda bulunan bir dizi çözümleme üretmifllerdir. Baz› araflt›rmac›lar üniversitedeki normlar›n dönüflümünü ve yeni ortaya ç›kan normlar›n ticari nitelikli araflt›rmalar› akademik ortama nas›l uyarl› hale getirdi¤ini incelemektedir.23 Baflka bir araflt›rma kolu üniversite-sanayi iliflkilerini ekonomik geliflme politikalar›n›n
7
Makale
fiili bir bilefleni olarak görmektedir.24 Baflka araflt›rmac›lar ise “akademik kapitalizm” olarak adland›rd›klar› bir olgudan sözetmektedir.25
Bu çal›flmalar›n ço¤u, biyoloji bilimlerindeki üniversite-sanayi iliflkileri üstüne tart›flmaya yönelik eski müdahalelerden daha çözümleyicidir. Eski araflt›rmalar›n büyük bir k›sm›, geleneksel akademik normlar›n ya da daha ince bir ifadeyle bilimin normatif yap›s›n›n afl›nmas› denilen fleyin yas›n› tutarak, esas olarak ahlaki bir duruflu benimsediler. Bu yorumcular›n tehdit alt›nda gördükleri en önemli fley bilimsel prati¤in özerkli¤i –en iyi flekilde Michael Polanyi26 taraf›ndan karakterize edilen bir ideal– idi. Merak-saikli ya da kullan›mamaçl› araflt›rma ayr›m› yapan Polanyi, bilimin özerkli¤ini “konunun seçilmesi ve araflt›rman›n fiilen yürütülmesi bütünüyle birey olarak bilim adam›n›n sorumlulu¤unda [ve] bulufl iddialar›n›n kabul edilmesi bir yap› olarak bilim adamlar›n›n de¤erlendirmesine ba¤l›”27 oldu¤unda mevcut olan bir fley olarak tan›mlar. Bu ideal, paralel ifadesini Merton’›n
bilimin normatif yap›s› üzerine klasik önermesinde bulur.28 Gerçekten, bilimin ticarileflmesine iliflkin tart›flmalar›n ço¤u, kâr›n bilimsel toplulu¤a musallat olmas›yla Merton’›n baz›
normlar›n›n –özellikle (bilginin s›n›rs›z ak›fl›n› vurgulayan) ortakç›l›k, ç›kar gözetmeme ve örgütlü kuflkuculuk– afl›nma tehlikesi alt›na girdi¤i korkusundan kaynaklanm›flt›r. Devam
eden tart›flmalar›n aç›kl›¤a kavuflturdu¤u gibi, mülkiyet kayg›lar› bilginin ve araflt›rma materyalinin serbest ak›fl›n› tehdit etti¤inde ya da baz› yaklafl›mlar› di¤erlerinden daha ödüle lay›k olarak tan›mlad›¤›nda, bilim adam› muhtemelen özerkli¤inin ya da araflt›rmas›n›
düzenlemeye yönelik kararlar üzerindeki denetiminin azalmas› s›k›nt›s›n› çekecektir.29
Politika tart›flmalar›nda analizciler bilim çal›flan›n›n özerkli¤ine iliflkin daha genel iddialar
ileri sürerler. Örne¤in, biyoteknoloji alan›ndaki üniversite-sanayi iliflkileri üzerine eski tart›flmalarda Robert Varrin ve Diane Kukich, üniversite biliminin dayanaca¤› ilkelerden birinin
“özgürlük araflt›rma için hayatidir” ilkesi oldu¤unu ileri sürmüfllerdi.30 Asl›nda, böyle bir bilimsel özerklik fikri –bilim adamlar›n›n neyi ve nas›l araflt›racaklar› konusundaki kararlar› ba¤›ms›z olarak vermeleri düflüncesi– uzun bir geçmifle sahiptir ve baz› ba¤lamlarda belki
de neredeyse bir toplumsal sa¤duyu biçimi olarak görülmüfltür –üzerinde düflünülmeden
ve verili kabul edilerek.
8
Bu yüzden, biyoloji bilimlerinde (biyoteknoloji ile ba¤lant›l› alanlarda) çeflitli türden üniversite-sanayi iliflkileri 1980’lerin ortalar›nda ve ikinci yar›s›nda yayg›n bir flekilde alenileflmeye bafllad›¤›nda, yeni üniversite-sanayi iliflkilerine yönelik elefltiriler bu geleneksel bilimsel
özerklik fikrinin do¤ru ya da gerçek oldu¤u say›lt›s›na dayan›yordu. Baflka bir deyiflle, biyoloji bilimlerindeki üniversite-sanayi iliflkilerine yönelik elefltirilerin –üniversite bilimi gündeminin sanayi taraf›ndan belirlenmesine, lisansüstü ö¤rencilerin çal›flmalar› üstündeki usule ayk›r› dayatmalara ve fikri mülkiyet haklar›n› koruma çal›flmalar›ndan do¤an gizlili¤e
yönelik elefltiriler– ard›nda, bu iliflkilerin yayg›nlaflt›¤› zamana kadar üniversite biyologlar›n›n bu iflleri denetlemek hususunda çok büyük ölçüde özerk olduklar› say›lt›s› vard›. Örne¤in, Amerikan Üniversite Ö¤retim Üyeleri Derne¤i 1983 y›l›ndaki bir raporunda “en çok dile getirilen” korkulardan birinin “üniversite bilim adamlar›n›n, kâr getiren patentler üretmeye ya da sanayiden bir ifl orta¤›n› cezbetmeye veya memnun etmeye hevesli bir üniversite taraf›ndan, kendilerini ilgilendirmeyen sorunlar üzerine araflt›rma yapmaya zorlanmas›” oldu¤u belirtiliyordu.31 Rapora göre, bununla ba¤lant›l› bir korku, üniversitenin ortak ifl yapt›¤› flirkete akademisyenlerin araflt›rma konular›n›n seçimine kar›flma izni vermesi” idi.32 Burada alta yatan say›lt›, akademik bilimin bu flekilde yönlendirilmesinin bilimsel
özerkli¤e yepyeni bir tehdit oluflturdu¤udur.33
Makale
Harvard Üniversitesi’nden Michael Blumenthal ve meslektafllar›n›n art›k klasikleflmifl çal›flmas›,34 bu tür de¤erlendirmeleri hipotezlere dönüfltürdü ve akademideki yaflam bilimcilerine ve biyoteknoloji flirketlerine yönelik ulusal ölçekteki bir alan araflt›rmas›yla tart›flmaya ampirik bir temel kazand›rmaya çal›flt›. Blumenthal ve arkadafllar›n›n bulgular›na göre, sanayiden destek alan üniversite araflt›rmac›lar›n›n yüzde otuzu araflt›rma projelerinin
seçiminde ticari kayg›lar›n flu ya da bu ölçüde etkili oldu¤unu belirtirken, bu tür bir destek almayanlar›n ancak yüzde yedisi ticari faktörlerin proje seçimlerini etkiledi¤ini bildirmiflti.35 Ayr›ca, sanayiden destek alan üniversite bilim adamlar›, flirket deste¤i almayanlara göre dört kat daha yüksek bir oranda araflt›rma sonuçlar›n›n ticari s›r olaca¤›n› kabul ediyorlard›.36
Eski politika tart›flmalar›n› ve bilimsel araflt›rmalar› harekete geçiren kayg›lar ortadan kalkm›fl de¤ildir. Bu yüzden, örne¤in The Nation dergisinde 1999 y›l›nda yay›nlanan bir makale üniversite-sanayi iflbirli¤inin “akademik bilimin ruhunu içten içe kemirdi¤i” kayg›lar›n›
yeniden ortaya atmaktad›r.37 Makalenin yazar› David Shenk, sanayiden destek alan,
araflt›rma bulgular›n› yay›nlamas› yasaklanm›fl bilim adamlar›n›n öykülerini anlatmakta ve
biyo-etikçilerin, kendi araflt›rmalar›ndan kâr elde eden üniversite bilim adamlar›n›n “araflt›rmalar›n› (bilinçli ya da bilinçsiz olarak) kâr için uygun ürünler ortaya ç›karacak flekilde
tasarlama yoluna sapacaklar›” endiflesinden bahsetmektedir.38
Burada, gündem belirleme, gizlilik ya da ç›kar gözetmeyen uzmanl›k konular›na iliflkin
ampirik bulgular›n geçerlili¤ini sorgulam›yoruz. Bunlar›n politika tart›flmalar› için meflru
alanlar olmad›¤›n› da ileri sürmüyoruz. Ancak, üniversitenin ticarileflmesi do¤rultusunda
genel bir trendin ortas›nda oldu¤umuzu kabul ederken, yeni üniversite-sanayi iliflkilerinin
görülmemifl bir tehdit yaratt›¤› iddias›na karfl› ç›k›yoruz ve üniversite-sanayi iliflkilerine iliflkin
pek çok analizcinin dile getirdi¤i kayg›lar›n, yeni bilgi ekonomisinin üniversite için ne anlama geldi¤i konusunun özünü kavramad›¤›na inan›yoruz.
Bafllang›ç olarak, “bir zamanlar›n ücra fildifli kulesi”39 fikrine dayanan görüfller karmafl›k
bir sürece ›fl›k tutmaktan ziyade bir miti yeniden güçlendirmeye hizmet etmektedir. Akademik araflt›rmac›lar›n gündemlerini tan›mlama ve önceliklerini belirleme konular›ndaki
özerklik kapasiteleri bak›m›ndan ABD araflt›rma üniversiteleri tarihi, ba¤›ml›l›¤›n do¤as›n›n
zamana, yere ve kurum biçimine göre de¤iflti¤ini, tarihteki görece yüksek düzeyde akademik özerklik örneklerinin ise hayli az say›da oldu¤unu göstermektedir.40
Amerikan araflt›rma üniversitelerinin gelifliminin gerçekten yoluna girdi¤i 1920’ler ve
1930’larda destek esas olarak özel kaynaklardan –vak›flar ve kiflilerden– geliyordu.41 Fakat özel destek kaynaklar› araflt›rma konusunun seçimini ve izlenecek yaklafl›m› s›kl›kla etkiliyordu. Örne¤in Robert Kohler, biyolojide fizik bilimlerinin uygulama ve tekniklerinin gelifltirilmesinde Rockefeller Vakf›’n›n 1930’lar›n bafllar›ndan itibaren devreye giren deste¤inin rolünü takip etmifltir.42 Vakf›n deste¤inde dikkate al›nan, önerilen araflt›rma sorunlar›na yönelik yaklafl›m›n bir meslektafllar toplulu¤u taraf›ndan de¤il, kendi gündemleri olan
bilim yöneticilerince kabul görmesiydi. Sanayinin itkileri bu alanlardaki geliflimi do¤rudan
flekillendirmemifl olmakla birlikte, araflt›rma oda¤›n›n Polanyi’nin formülasyonunda ileri sürüldü¤ü flekliyle tekil bilimler ya da bir gövde olarak bilim adamlar› taraf›ndan kurulmas›
da sözkonusu de¤ildi.
Stuart Leslie ve di¤erlerinin çal›flmalar›n›n aç›kça sergiledi¤i gibi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (Stanford) ve di¤er kurumlarda ‹kinci Dünya Savafl› ve So¤uk Savafl döne-
9
Makale
mindeki araflt›rmalar›n oda¤›, esas içeri¤i ve yönelimi çok büyük ölçüde ABD ordusunun
patronaj› alt›nda flekillenmiflti.43 Savafl öncesi s›n›rl› bir rolü olan federal devlet, savafl sonras›nda akademik araflt›rmalar›n patronaj›na hakim duruma gelmiflti.44 1950’den sonra,
akademik araflt›rmalara verilen federal deste¤in dörtte üçü Pentagon’dan ve Atom
Enerjisi Komisyonu’ndan geliyordu.45 Bu ortamda, Polanyi ya da Merton’›n bilimin örgütlenifline iliflkin tarifleri genifl anlamda bir ideal olabilir fakat uygulamada nadiren gerçekleflmifltir.
Bu nokta, savafl sonras› akademik ekonomide merkezi bir kurum olan Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ne (MIT) dair tarihsel çal›flmalarca fazlas›yla aç›kl›¤a kavuflturulmufltur.
MIT’de araflt›rma politikas› esasen araflt›rma patronlar›nca belirleniyordu ve bu da ço¤u
durumda ABD Savunma Bakanl›¤› idi.46 Örne¤in, savafl sonras› dönemde ordunun ortak
çal›flma programlar› MIT’deki Elektronik Araflt›rma Laboratuar›’na çok büyük bir destek
sa¤lad›. 1946’da ABD Donanmas› Laboratuar’dan bir füze savunma sistemi gelifltirmesini
istedi. Yine, 1950’de Kore Savafl›’n›n bafllamas›yla birlikte, laboratuardan aralar›nda stratejik erken uyar› radar sisteminin de bulundu¤u pek çok do¤rudan askeri nitelikteki projede çal›flmas› istendi.47 Nihayet, daha yay›lm›fl bir düzeyde, ABD askeri ç›karlar› ve deste¤i MIT’de ve ABD’nin her yan›ndaki di¤er üniversitelerde malzeme bilimlerinin bir alan
olarak karakterini ve yönelimini yirminci yüzy›l ortalar›ndan itibaren çok büyük ölçüde belirledi.48
Yeni üniversite-sanayi iliflkilerinin, araflt›rma gündemi ve öncelikleri üzerindeki denetimde
bilim adamlar›n›n özerkli¤ine yönelik yepyeni bir tehdit oldu¤u iddias› yanl›fl ise, bu yeni
iflbirli¤inin, düflüncelerin ve araflt›rma materyalinin bu saf ve dingin serbest mübadelesine yönelmifl istisnai bir sald›r›y› ifade etti¤ini ileri sürmek de ayn› derecede sorunludur. Yak›n dönemdeki araflt›rmalar, ticari mülahazalar sözkonusu olmad›¤›nda dahi bilgi ve
araflt›rma materyalinin serbestçe dolaflamayabilece¤ini göstermektedir.49 Laboratuarlar
aras›ndaki rekabet araflt›rma materyalini paylaflmak konusunda araflt›rmac›lar› s›kl›kla
gönülsüz hale getirmektedir. Bilim adamlar›n›n yeterli biyolojik materyali laboratuarlar›nda sürekli olarak bulundurmakta güçlük çekmeleri, bu materyali istek halinde di¤er araflt›rmac›lara sunmalar›n› imkans›zlaflt›rmaktad›r. Yaflam bilimcileri üzerine yak›n zamandaki
bir araflt›rmada, yan›tlay›c›lar›n yüzde yirmidördü bilgilerini baflka araflt›rmac›lara vermeme kararlar›nda bir flirketle finansal ba¤lar içinde ya da anlaflmal› olman›n etkisi oldu¤unu bildirmifltir. Fakat bunun neredeyse iki kat› kadar yan›tlay›c› bilimsel olarak kendilerinin
öne geçmifl olma avantajlar›n› korumak için araflt›rma verileri ya da materyalini meslektafllar›yla paylaflmad›klar›n›, yüzde yirmiyedisi ise araflt›rma verileri ya da materyalinin
kendi laboratuarlar›n›n d›fl›na ç›k›fl›n› k›s›tlama kararlar›n› maliyetin etkiledi¤ini söylemektedir.50
10
Son olarak, yurttafllar›n flimdiye kadar ç›kar gözetmeyen uzmanl›¤›ndan yararlanmak için
üniversiteye baflvurabildikleri fikri de ayr›ca sorgulanmal›d›r. Ç›kar gözetmemenin anlam›
zamana, yere ve alana göre de¤iflir elbette, fakat bilim ve teknoloji çal›flmalar›na iliflkin
yak›n dönemdeki araflt›rmalar›n gösterdi¤i gibi bilim daima ç›kar gözetir. Yani, “teknik olmayan” düflünceler akademik bilimin prati¤ini ço¤unlukla etkiler. Araflt›rmac›lar›n incelenen sorunlara yaklafl›m tarz› her zaman baz› faktörlerden etkilenir, ki bu faktörler böylece
vard›klar› sonucu da flekillendirir. Ba¤lant›l› olunan araflt›rma grubu, insanlar›n bir deneyi
yeterli say›p saymad›klar› konusundaki görüflünü flekillendirir;51 meslektafllardan gelecek
bask› popüler olmayan görüfllerin kamuya aç›klanmas›nda çekingenlik yarat›r;52 araflt›r-
Makale
ma sonuçlar›n›n kabul edilmesinde kullan›lacak ölçütler mesleki normlarca flekillendirilir:53 bilim adamlar› ç›kar gözetmeyen k›lavuzluk olarak adland›rabilece¤imiz bir fleyi asla sunamazlar.54
K›sacas›, ABD’deki yeni üniversite-sanayi iliflkilerini çözümleyenlerin ço¤u kayg›lar›n› mitsel
bir geçmifle dayand›r›rlar. Gerçekten, yeni üniversite-sanayi iliflkilerinin en çok tehdit etti¤i fley, bir gerçeklik olarak bilim adamlar›n›n kendi araflt›rma gündemleri ve yaklafl›mlar›
üzerindeki özerk denetimi de¤il, bu mittir. Bilimsel araflt›rmaya dair bu tür ideallefltirilmifl
kavray›fllar, sanayi normlar› ve pratiklerinin üniversiteyi istila etmesinde gerçekten ay›rdedici olan fleyin ne oldu¤unu ve flirket ve akademi alanlar›n›n birbirine bulanmas›n›n üniversite-temelli bilgi iflçilerinin konumu ve özerkli¤i aç›s›ndan ne anlama geldi¤ini ö¤renmemizi engellemektedir.
Özel sanayide bilgi ifli
Akademik bilimin giderek artan k›s›tlamalara ve denetimlere maruz kald›¤› iddialar›n›n
hemen yan›nda, özel sanayide paralel fakat neredeyse tam tersi bir trendi tespit eden
bir gözlemciler korosu var: kapitalizmin tarihsel olarak dayatt›¤› hiyerarflik s›n›rlamalardan,
uzman iflçilere öncekinden çok daha yüksek düzeyde özerklik bahfleden yeni, daha esnek ve daha eflitlikçi bir örgütsel yap›ya do¤ru bir kay›fl. Bu görüfl, bilimsel ve teknik bilginin flirket dünyas›nda merkezi bir rol edinmesiyle bürokratik denetimin büyük ölçüde zorunlu olmaktan ç›kt›¤›n› ileri sürmektedir. Ticari ortamlardaki araflt›rma faaliyetlerinde yeni yarat›c› özerklik kaynaklar› boyverdikçe, sanayi flirketlerinin bürokratik talepleri ile bilim
çal›flanlar›n›n tercih etti¤i akademik normlar aras›ndaki eski gerilimler55 yokolmaya bafllam›flt›r. Buradaki iddia, özel sanayide kurumsal bir de¤iflimin yafland›¤› ve bunun da teknik çal›flanlar›n daha önce akademik istihdam ile ba¤lant›l› olanlara benzer güç ve ayr›cal›klara kavuflmas›na imkan verece¤idir.
Bu iddialar› öne süren literatür, ekonomik, örgütsel ve mesleki trendleri ifli dönüfltüren güçler olarak gösterir. Ekonomik etkiler küresel iflbölümündeki de¤iflimlerden kaynaklanmaktad›r. Üretim ve tüketim araçlar› küresel ölçekte da¤›ld›kça, ileri kapitalist ülkelerdeki flirketler en bilgi-yo¤un ifllevlerini geliflmifl dünyada toplamakta, rekabet avantajlar›n› ölçek
ekonomilerinden ya da üretim maliyetlerini düflürme çabalar›ndan ziyade ileri mühendislik, pazarlama ve finans stratejileri yoluyla art›rmaya çal›flmaktad›rlar.56 fiirketler bilimsel ve
teknik uzmanl›¤›n stratejik de¤erinin daha fazla bilincine vard›kça, bu yönde yeni yaklafl›mlar benimsemeye bafllamakta, yeni ifllem ve ürün bilgisini özenle yetifltirilecek, dolafl›m›
sa¤lanacak ve büyütülecek “entelektüel sermaye” olarak görmektedirler.57 Dahas›, flirketler k›t yetenek ve uzmanl›k için rekabete girdikçe, bilimsel ve teknik çal›flanlar›n iflgücü
piyasas›ndaki güçlü konumlar› örgütsel haklar›n› daha da yükseltecek ve çal›flma koflullar›n› yeni ve daha özerk biçimlerde yeniden tan›mlamalar›na imkan sa¤layacakt›r.58
Örgütsel de¤iflimler de, özellikle yüksek teknolojili sanayilerde ve ekonomik bölgelerde dikey olarak bütünleflmifl Fordist flirket yap›s›n›n ortadan kalk›fl› ile birlikte, bu yönelime öncülük etmektedir.59 Bilimsel ve teknik araflt›rmalar›n yönetiminde –en yal›n örne¤ini DEC
ve di¤er Route 128 firmalar›nda gördü¤ümüz– bürokratik modellere tak›l›p kalan flirketler
kendilerini genellikle, araflt›rman›n ileri nitelikleriyle ba¤daflmayan kat› ve maliyetli varl›klar› s›rtlanm›fl halde bulmaktad›rlar. Bu nedenle, büyük flirketlerin hem yeni kurulan küçük
flirketlerle ve uzmanlaflm›fl enstitülerle hem de üniversitelerle stratejik ittifaklara ve ortak-
11
Makale
l›klara girdikleri daha aç›k, “a¤-tabanl›” bir sanayi sistemi ortaya ç›km›flt›r.60 Bu türden a¤
yap›lanmalar› özel sanayinin formel, hiyerarflik denetime geleneksel ba¤l›l›¤›n› zay›flatmakta, bilgi iflçilerine kendi emek süreçleri üzerinde daha fazla özerklik ve denetim imkan› verme e¤ilimini güçlendirmektedir.61
Bilgi iflçilerinin özerkli¤ini güçlendiren, meslek-temelli üçüncü bir kaynak ise Barley’in62 iflin
“teknikleflmesi” olarak adland›rd›¤› bir süreçten do¤maktad›r. Mesleklerin artan karmafl›kl›¤›, yüksek e¤itimli çal›flanlar cephesinde her zamankinden daha fazla uzmanlaflm›fl
ezoterik bilgi yap›lar›n› gerektirdi¤i için, ifl bürokratik denetime daha az elveriflli bir hale
gelmektedir.63 Bu tür bilgi ço¤u zaman enformel olarak oluflmufl, yaz›l› örgütsel bilgilere
ve usullere kolayca indirgenemeyecek “uygulama topluluklar›nda” sakl› oldu¤u için, dikey denetime dayal› “yönetsel” ilke yerini yatay denetime dayal› “mesleki” ilkeye b›rakmaya bafllamakta,64 böylece çok çeflitli sanayilerde profesyonel ve teknik mesleklere
daha fazla özerklik sa¤lamaktad›r.65
Bu ekonomik, örgütsel ve mesleki faktörlere ek olarak, flirketlerin taflerona ifl verme ve ölçek küçültme politikalar›n›n beklenmeyen sonuçlar›ndan kaynaklanan baflka bir etkiler
demeti daha saptanabilir. Bu türden flirket uygulamalar› son y›llarda çok fazla elefltiri alm›flt›r,66 zira gözlemciler bunlar› “standart” istihdam iliflkisine yönelik bir tehdit olarak de¤erlendirmektedirler. Ne var ki baz› bilimsel çal›flmalar, flirketlerin finans, insan kaynaklar›,
halkla iliflkiler ve di¤er “asli”-olmayan faaliyetlerini flirket d›fl›na ç›karma giriflimlerinin, yüksek vas›fl› profesyonellere bu iflleri d›flar›dan üstlenme imkan› sa¤lad›¤›, ba¤›ms›z dan›flmanl›k uygulamalar› ve di¤er düzenlemeler yoluyla onlara “standart” ifl düzenlemelerinin
sa¤lad›¤›ndan daha yüksek düzeylerde özerklik verdi¤i iddias›n› ortaya atmaktad›r. Özellikle (profesyonel ve idari personel konusunda uzmanlaflm›fl geçici yard›m flirketleri gibi
yeni iflgücü piyasas› kurumlar›n›n) ortaya ç›kt›¤› yerlerde, profesyonel kadrolardan giderek daha fazlas› istihdam iliflkisinin koflullar› üzerinde yeniden pazarl›k etme imkan› bulmaktad›r.67 Bu etki, örgütsel ba¤l›l›k yerine mesleki ba¤lant›lar› daha da güçlendirmektedir.
Özel sanayide bilgi iflçilerinin durumuna iliflkin belirsiz kalan pek çok fley vard›r. Bu görüfller aç›s›ndan önemli olan anahtar nitelikteki sorunlar ve iddialar üzerine sistematik araflt›rmalar yoktur. Bu belirsiz kalan alanlara ra¤men, bu literatürün iddialar›n›n bir bütün olarak geçerlili¤inin tart›flmaya aç›k olmad›¤›n› düflünüyoruz. Özel sanayideki bilgi iflçilerinin
ifllerindeki özerklik düzeyleri gerçekten yükselmektedir. Tart›fl›lmas› gereken bu trendi nas›l anlamam›z gerekti¤idir.
12
Bilgi ifline dair egemen yorumlar›n ço¤u, bu e¤ilimi örtük bir flekilde evrenselci özelliklerle
bezemekte, hofl, hatta olumlu, genel olarak iflçilerin pek çok kesiminin lehinde etkiler yaratmas› mukadder bir e¤ilim olarak görmektedir. Ço¤u durumda, bir yanda bürokrasinin
“tunç yasas›”n›, di¤er yanda ise iflçilerin durumlar›n›n iyiye gidece¤i söylenen, daha esnek ve iddiaya göre ortak yarara aç›k ba¤lamlar› birbirinin karfl›s›na koyan bir mant›kt›r
buradaki. Bu cemaatçi mant›k, Silicon Vadisi’nde yayg›nlaflm›fl aç›k, a¤-tabanl› yap›lar›n
yükseliflini kutlayan ve daha da yayg›nlaflmas›n› savunan Saxenian örne¤inde özellikle
aç›kt›r.68 Bu durum Barley69 ve Orr’un70 çal›flmalar›nda da görülebilir. Ne var ki, bu tür
de¤erlendirmeler tipik olarak, bilimsel ve teknik çal›flanlar›n durumunu genifl meslekler yap›s›ndan yal›t›lm›fl bir flekilde incelemektedirler; sanki uzmanlar›n özerkli¤inin artmas› zorunlu olarak çal›flanlar›n tümünün yarar›na imifl gibi. Oysa bu yaklafl›m, bilimsel ve teknik
Makale
uzmanl›¤›n artan bir flekilde, ister flirket düzeyinde, ister sanayi ya da cemaat düzeylerinde olsun, s›n›fsal parçalanma ve d›fllama ekseni olarak kullan›l›fl›n› görmezden gelmektedir. ‹ddialar›n aksine, bilgileri sayesinde üretimde stratejik konumlar edinen teknik entelijensiyan›n y›ld›z›n›n parlad›¤› daha genel bir trendin parças› olarak, formel vas›flara sahip
bilimsel ve teknik iflçilerin ancak küçük bir diliminin özerkli¤inin artt›¤›n› görüyoruz. Bu süreç gerçekte, bask› alt›ndaki meslek gruplar›ndan giderek daha fazla uzaklaflan yeni bir
enderun s›n›f› oluflturuyor.71
Bu do¤rultudaki savlar çok önceden beri Frankfurt Okulu mensuplar›nca72 ve ayr›ca bilim ve teknolojiye yönelik baflka elefltirmenlerce73 dile getirilmifltir. Bu yorumlar s›kl›kla k›yametçi ya da anti-ütopyac› fikirlerden beslenirler ve ampirik araflt›rmadan uzak, felsefi
ya da kuramsal düzeyde ifade edilirler. Ancak yak›n zamandaki araflt›rmalar bu felsefi iskelete sosyolojik bir gövde kazand›rm›flt›r. Örne¤in bilgi iflçilerinin ekonomideki de¤iflen
konumunu inceleyen Derber ve Schwartz, hukuk, t›p, bilim ve finans uzmanl›klar›ndaki art›fl›n, öncekinden “daha karmafl›k bir kapitalist otorite sistemi yaratacak flekilde formel
kapitalist komuta sistemleri ile içiçe geçmifl bilgi-temelli hiyerarfliler” üreterek, ça¤dafl
ekonomide “logokrasi” olarak adland›rd›klar› e¤ilimlere yolaçt›¤› sonucuna ulaflm›fllard›r.74 Bu yazarlar›n çözümlemesinde, bilimsel ve teknik iflçilerin artan gücü iki ampirik
formdan birini al›r. “Logo flirketi” olarak adland›rd›klar› birincisinde uzmanlar, hukuk, t›p, finans, bilim ve di¤er alanlarda giriflim sermayesi yoluyla do¤rudan do¤ruya bilgilerini kullan›rlar. “‹çsel logo flirketi” olarak adland›r›lan ikincisinde ise, profesyoneller büyük flirketlerin içinde bilgi-temelli birimler olufltururlar ve kendi otoritelerini iflvereninkiyle kaynaflt›r›rlar. Burada profesyonel bilginin gücü iflverenin geleneksel bürokrasisinin iktidar› ile birleflmekte, asl›nda her ikisinin birden flirket ve vas›fs›z iflçiler üzerindeki iktidar›n› geniflletmektedir.
Tam da böylesi logokratik örgüt formlar›na iliflkin kan›tlar son y›llarda birikmeye bafllam›flt›r. Örne¤in, Amerikan imalat sanayiinde yap›lan alan araflt›rmalar›nda bilim ve mühendislik bilgisinin ve onun hizmetindeki rasyonellik biçimlerinin yay›lmas› yönünde bir e¤ilim
tespit edilmifltir. Bu e¤ilim kol iflçilerinin (ve hatta fabrika yöneticilerinin) geleneksel becerilerini ve kitabî olmayan bilgilerini sembolik olarak de¤ersizlefltiren ve marjinallefltiren
süreçleri harekete geçirmektedir.75 Bu geliflmeler farkl› biçimlerde kavramlaflt›r›lm›flt›r.
Aronowitz ve DiFazio’ya göre bu geliflmeler “bilginin” “beceri” üzerindeki zaferini ifade
eder.76 Dudley’e göre “beyin kültürünün” “ellerin kültürü” üzerindeki zaferini gösterir. 77
Brint’e78 göre profesyonel gücün normatif temelinde toptan bir kaymad›r: “toplum mutemedi” (kamunun güveni ve ahlaki yükümlülük temalar›yla motive olan) profesyonelizm olarak adland›rd›¤› fleyden, “uzman” profesyonelizme (“ayr›ca bir ahlaki [dayana¤a] ihtiyaç duymayan bir üstünlü¤ün temeli olarak uzmanl›¤›n zaferini” haber veren) bir
kay›fl.79
Biz bu çeflitli kavramsal yaklafl›mlar›n, say›s›z biçimlerde sergilenen yap›sal ve ideolojik bir
dramay› tarif ettiklerine inan›yoruz. Bunlar›n hepsinin alt›nda yatan ilke, konumlar› giderek
daha fazla marjinalleflmeye maruz kalan öteki iflçilerden gittikçe farkl›laflan, seçilmifl bilgi
iflçilerinin ayr› bir tabaka ya da s›n›f fraksiyonu olarak yükseliflidir.80 Yeni S›n›f kuramc›lar›81
gibi, bu e¤ilimlerin, yeni türeyen tabakalar› ay›rdeden önemli kaynaklar sa¤layan kültürel “varl›klar” ile birlikte, ça¤dafl kapitalizmde s›n›f iliflkilerinin do¤as›nda çok önemli de¤iflimleri temsil etti¤ine inan›yoruz. Onlardan farkl› olarak biz, hem bu de¤iflimden yararlanan hem de buna destek verenler olarak sadece e¤itimli s›n›flar›n küçük bir parças›n›
13
Makale
–araçsal, piyasa-temelli de¤erlere yak›nl›¤›yla teknik entelijensiya– görüyoruz. Do¤rusu,
“bilgi iflçisi” teriminin kendisi bile, baz› bilgi ve uzmanl›k biçimlerini di¤erlerinden daha
meflru ve de¤erli olarak tan›mlamakla, bir s›n›f ayr›cal›¤›n› ima eder. Bu s›n›f fraksiyonunun
çal›flma koflullar›na, (çok say›da araflt›rmac›n›n yapt›¤› gibi) daha genifl de¤iflimlerden
yal›tarak odaklanmak, bu tabakaya gerçekte sahip olmad›¤› kimi evrensel özellikleri atfetmek anlam›na gelir.
B‹LG‹ ÜRET‹M‹N‹N DE⁄‹fiEN YAPISI
Buraya kadarki tart›flma, bilimsel ve teknik uzmanlar›n ça¤dafl kapitalizmde de¤iflen konumuna karfl›l›k veren, birbirinden farkl› iki literatürü elefltirel bir flekilde ele al›yor. Biri bilimsel ve profesyonel araflt›rmac›lar›n özerkliklerini kaybettiklerini, di¤eri ise tam tersini ileri süren, neredeyse birbirine karfl›t yorumlar›na ra¤men, bu iki literatürün benzer bir yanl›fla
düfltü¤üne inan›yoruz: her ikisi de ele ald›klar› olgular›n mitsel yorumlar›na sar›lmaktad›rlar. Akademik kurumlar› çözümleyenler geçmifli ideallefltirirken, özel sanayideki bilgi iflçilerine yönelik literatür halihaz›rda üretim süreçlerini yeniden yap›land›ran geliflmeleri ideallefltirmektedir. Her iki durumda da, bilim adamlar› ve teknik profesyonellere ancak nadiren sahip olabilecekleri bir masumiyet ve safl›k konumu atfedilmektedir.
Ancak, bizim elefltirimiz bu izleklerin ötesine geçmektedir. Biz, her iki literatürün kavray›fl›n›n, bir bütün olarak ça¤dafl kapitalist toplumdaki bilgi üreten kurumlar› etkileyen çok
daha kapsaml› bir dönüflümün büyük ölçüde seçilmifl yönleri ile s›n›rl› oldu¤una inan›yoruz. Bu yönlere yal›t›lm›fl bir tarzda bak›ld›¤›nda, sanayideki ve üniversitedeki ifle dair e¤ilimler ola¤an d›fl› görünür. Topluca bak›ld›¤›nda ise, normlar›n ve pratiklerin bir kurumsal
alandan di¤erine eflitsiz bir tarzda nüfuz etti¤i çarp›c› bir yeniden yap›lanman›n su yüzüne ç›km›fl alametleri olarak kavranabilirler. Bu nedenle, biz flirket ortamlar›ndaki teknik ve
bilimsel araflt›rmac›lar›n emek sürecinin “akademikleflmesi” ve üniversitelerdeki bilimsel
araflt›rman›n toplumsal örgütlenmesinin “sanayileflmesi” yönünde bir e¤ilim tespit ediyoruz. Al›fl›lm›fl›n d›fl›nda görünen e¤ilimler genifl bir asimetrik yak›nlaflma sürecinin parçalar›d›r; bu süreçte daha önce birbirinden farkl› olan kurumsal alanlar birbirine dolanmakta
ve birbirinden ayr› rotalarda olsa bile ortak iflleyifl yap›lar›n› ve tarzlar›n› benimsemektedirler. Bizim görüflümüze göre sonuç, geleneksel düzenlemelerin çok ötesine geçen ve, belirli koflullar alt›nda, s›n›rl› bir teknik entelijensiya kesiminin ekonomik ve siyasal konumunu
çok büyük çapta güçlendiren –bilgi yarat›m› ve aktar›m›n›n yeni “lokomotifleri” olarak da
nitelenebilecek– yeni kurumsal a¤lard›r.
14
Akademinin sanayileflmesi –yani, sanayi, flirket ya da “kâra yönelme” pratiklerinin bilgi üretimi alan›na sokulmas›–, kolayca görülebilir ki üniversite-sanayi iliflkilerine yönelik elefltirilerin
kayg›land›¤› nedenler yüzünden de¤ildir. Bu literatürün ço¤u, dikkatini sanayinin akademik ortam üzerindeki do¤rudan etkilerine –yani, akademik dünyadaki flirket etkisinin di¤er
aç›k biçimleriyle birlikte, akademik araflt›rmalar›n flirketlerce desteklenmesinin, akademisyenlerin flirketlere dan›flmanl›k ve giriflimcilik faaliyetlerinin sonuçlar›na– yöneltmektedir. Bize göre, bu bak›fl aç›s› flirketlerin etkisini çok dar bir biçimde tan›mlamakta ve bu yüzden
sanayinin etkilerinin daha kapsaml› ve daha sistemik kaynaklar›n› ›skalamaktad›r. Akademinin ticarileflmesinin büyük k›sm› do¤rudan flirket yat›r›mlar› yüzünden de¤il, bir dizi dolayl› faktör yüzündendir; bu faktörler en baflta, iki kurumsal alan aras›ndaki artan ve devam
eden, üniversiteyi iflbirli¤i yapt›¤› flirket ortam›yla eflyap›l› bir hale gelmeye sevkeden etki-
Makale
leflimi (örn. personel al›flverifli ve üniversite yöneticilerinin örgütsel kural ve pratikleri özel
sektör do¤rultusunda belirlemek yönündeki bask›lar›) içerir.82 Ayn› derecede önemli olmak üzere, normatif etkiler karfl› yönde de akar ve nihayetinde ekonomik gereklerle hareket eden flirketler, akademik ortamlar›n pek çok özelli¤ini benimserler. Yo¤un bir iflbirli¤i
ba¤lam›nda karfl›l›kl› etkileri içeren bu süreç, halen ABD’deki bilgi üreten kurumlar› yeniden flekillendiren asimetrik yak›nlaflmaya iliflkin sav›m›z›n anahtar›d›r. Burada, vurgulamal›y›z ki asimetrik yak›nlaflma do¤rultusunda genel bir trend mevcutsa da, bu sürecin etkileri bak›m›ndan homojen oldu¤unu ileri sürüyor de¤iliz. Aksine, afla¤›da ileri sürece¤imiz gibi, süreç istikrars›z, eflitsiz ve çeliflkilerle doludur. Farkl› flirket türleri, çeflitli üniversiteler ve bilgi iflçilerinin de¤iflik tabakalar› üzerindeki etkileri farkl›d›r ve farkl› olacakt›r.
Asimetrik yak›nlaflman›n anatomisi
‹ki kurumsal alan aras›nda normlar›n ve pratiklerin yak›nlaflmas› pek çok çözümleme düzeyinde ve çeflitli derecelerdeki ampirik kan›tlarla derlenebilir. ‹zleyen tart›flmada, sanayi
normlar›n›n üniversite ortam›na nüfuz ediflinin birkaç yolu üzerinde duruyoruz; bunlar yöneticilerce savunulan mali yaklafl›mlar›, performans de¤erlendirmesi için kullan›lan sistemleri,
akademide geçici istihdam biçimlerinin yay›lmas›n› ve mülkiyetçi düflüncenin bilimsel
araflt›rma “ürünleri” üzerindeki etkisini içeriyor. Ard›ndan, akademik kodlar›n ve pratiklerin
flirket örgütlenmelerine sokuldu¤u, ters yöndeki sürecin yay›lma yollar›n› inceliyoruz.
Akademinin “sanayileflmesinde” en önde gelen yollar flunlard›r:
1. Pek çok üniversitede yöneticiler denetimleri alt›ndaki akademik birimlere karfl› eskisine
göre çok daha flirket benzeri anlay›fllar› tedrici olarak benimsemifllerdir. Bulgular, yöneticilerin giderek akademisyenleri (üst düzey bir üniversite yöneticisinin bak›fl aç›s›yla) esasen “yat›r›m bankac›lar›n›n rolünü oynayan bir yönetim alt›nda, gevflek bir üniversite konfederasyonu içinde faaliyet gösteren giriflimciler” olan küçük ifl sahipleri olarak gördüklerini göstermektedir.83 Burada ima edilen, bütçe tahsisleri, kadro ve ifle alma kararlar›n›n
her bir bölümün gerçekleflen getiri oranlar›na göre verilmesine imkan veren bir bak›flla,
bölümlerin birer “kâr merkezi” olarak görülmesidir.84 Ekonomik getirisi belirsiz olan araflt›rmalara yönelik destekler s›n›rlanmaya bafllar.85 Mali kemer s›kma politikalar› ve üniversitenin zay›flayan meflruiyeti karfl›s›nda üniversite yöneticileri –flirket yöneticileri gibi– daha
da risk-sevmez hale gelirler.
2. ‹fle alma ve terfi kararlar›n› meflrulaflt›rmak ve kamusal hesap verebilirliklerini göstermek
konusundaki artan ihtiyac› karfl›lamak için pek çok üniversite, yay›n say›s›nda ve akademi üyelerinin yaratt›¤› d›flsal has›lada görüldü¤ü gibi, araflt›rma üretkenli¤inin en kolay ölçülebilen biçimlerini ödüllendiren performans de¤erlendirme sistemlerini benimsemifltir.
Hackett, özellikle “akademi mensuplar›n›n, k›smen, y›l içinde yapt›klar› [parayla desteklenen] araflt›rmalar›n dolar hacmiyle de¤erlendirildi¤i” do¤a bilimlerinde bu trendin yükseldi¤ini bildirmektedir.86 Ayn› ölçüde yayg›n olan, akademisyenlerin yazmas› beklenen
makale say›s›na iliflkin kotalar konulmas›d›r; bu do¤a bilimlerinde s›n›rl› say›da örne¤e ya
da deneye dayanan k›sa ve parça parça çal›flmalara yönelik bir trendi h›zland›rmaktad›r. Özel sanayide oldu¤u gibi, akademide standartlaflt›r›lm›fl, niceliksel üretkenlik ölçütleri giderek yayg›nlaflmaktad›r.87
15
Makale
3. Baflka bir geliflme, ABD fikri mülkiyet haklar› rejimi norm ve pratiklerinin üniversite mensuplar›n›n çal›flmalar› üzerindeki artan etkisidir. Mevcut araflt›rmalar, üniversitelerin patent
haklar›, lisans anlaflmalar› ve fikri mülkiyet haklar› rejiminin di¤er özellikleriyle eskisine göre
çok daha fazla ilgilendiklerini ortaya koymaktad›r. Analizciler genellikle, 1980 tarihli BayhDole Yasas›n›n üniversiteleri ticaret dünyas›na iten önemli bir faktör oldu¤una iflaret etmektedir.88 Ço¤u zaman, üniversite mensuplar›ndan araflt›rmalar›n›n patent haklar›n› kuruma b›rakt›klar›n› teminat alt›na alan belgeler imzalamas› istenmekte, bazen de bir buluflun patentini al›p almamak konusunda hiçbir söz haklar› olmamaktad›r.89 Patent baflvurular›n›n teflvik edildi¤i ve kolaylaflt›r›ld›¤› yeni kurumsal düzenlemeler yap›lmaktad›r.
Hukuk elemanlar› hem üniversitenin kendi içinde hem de daha genifl örgütsel düzenlemelerde giderek artan bir rol üstlenmektedir.
‹ronik bir flekilde, özel sektör liderleri, hükümet yetkilileri ve üniversite yöneticileri nezdinde
üniversitenin meflruiyetini art›rsa da, bu tür faaliyetlerin ticari getiri olas›l›¤› genellikle çok
düflüktür. Telif gelirlerinin ço¤unu yaratan bir avuç ticari proje bir yana b›rak›l›rsa, bilim
adamlar›n›n büyük ço¤unlu¤u, daha kârl› bir flekilde yeni araflt›rmalar için kullanabilecekleri zaman› patent baflvurular› için harcamaktad›rlar.90 Buna ek olarak, fikri mülkiyetin korunmas› retori¤i patentlemenin bulufl yapanlar›n araflt›rmalar› üzerindeki denetimini
art›rd›¤›n› ileri sürüyorsa da durum her zaman böyle de¤ildir.91 Son olarak, büyük bilimle
[büyük miktarlarda para ve emek gerektiren bilimsel araflt›rmalar] u¤raflan akademik
araflt›rmac›lar ço¤u zaman, imalatç› flirketlerle imzalamak zorunda olduklar› lisans anlaflmalar› nedeniyle, –moleküler biyoloji uygulamalar›nda çok önemli bir teknik olan polimer
zinciri reaksiyonu gibi– ticari olarak üretilmifl araflt›rma araçlar›n› kullanmak zorunda kalmaktad›rlar.92
4. Üniversiteler artan ekonomik belirsizliklerle karfl› karfl›ya kald›kça ve flirketlerle yak›n irtibata girdikçe, daha önce özel sanayi ile s›n›rl› olan istihdam biçimlerini benimsemektedirler. Bunlar›n belki de en dikkat çekici olan› geçici ya da standart-d›fl› ifl sözleflmelerinin93 giderek art›fl›d›r; bu, yüksek ö¤retimde emekleri “esnek” bir tarzda kullan›labilecek
yard›mc›, sözleflmeli ya da k›smi-zamanl› ö¤retim görevlileri fleklinde ortaya ç›kmaktad›r.
Yüksek ö¤retimde geçici çal›flanlar›n say›sal boyutuna dair pek fazla kuflku yoktur; 1994
y›l›nda ABD E¤itim Bakanl›¤› taraf›ndan yapt›r›lan bir araflt›rma, 1993 y›l›nda 885.796 ö¤retim üyesi ve ö¤retim görevlisinin 291.427’sinin (ya da yüzde 32,9’unun) k›smi-zamanl› statüde oldu¤unu ortaya koymaktad›r.94 Bu geliflmenin örgütsel önemi, bulunduklar› kurumdaki bütün haklardan yararlanan akademinin “esas” üyeleri ile statüleri geçici çal›flma iznine sahip göçmen iflçilerden farkl› olmayan “marjinal ö¤retim elemanlar›”n›n oluflturdu¤u bir çevre grubu aras›ndaki, örtük biçimde büyüttü¤ü bölünmede yatmaktad›r.95 fiirketler dünyas›nda oldu¤u kadar yüksek ö¤retimde de, geçici ö¤retim görevlileriyle birlikte (doktora-sonras› burslarla gelenleri96 hiç saymayal›m), yöneticilerin (flirketlerdeki mevkidafllar› gibi) arzulad›klar› mali ve örgütsel esnekli¤i sa¤layan ikili bir istihdam sistemi ortaya ç›km›flt›r.
16
5. Tam-zamanl› kadrolu ya da kadro bekleyen ö¤retim üyeleri aras›nda bile, akademinin
ticarileflmesi ile yak›ndan ba¤lant›l› bir tabakalaflma sistemi mevcuttur. Slaughter ve Leslie’nin97 ikna edici bir flekilde gösterdi¤i gibi, akademinin ticarileflmesi sürecinin olmazsa
olmaz bir parças›, akademisyenlerin piyasa ve piyasa-ba¤lant›l› faaliyetlerle iliflkilerine
göre tabakalanmas›d›r. Ticari nitelikli araflt›rmalar yapanlar, görünür bir ekonomik yarar›
olmayan bilimsel çal›flmalar yapanlara göre daha yüksek ayl›klar almakta, kendilerine
Makale
daha fazla kaynak sunulmakta ve daha fazla kurumsal takdir görmektedirler. Dolay›s›yla, “en düflük ayl›klar ve en az zamlar piyasadan en uzak olan, devletin sosyal refah ifllevlerine yak›n olan alanlardad›r.”98 Avustralya, Kanada ve ABD üzerine çözümlemelerinde Slaughter ve Leslie, Avustralya hariç olmak üzere “fen-edebiyat ve sosyal bilimler
alanlar›ndaki ö¤retim programlar›n›n azalt›ld›¤›n›” tespit etmifllerdir.99 Bir k›s›m bilim adam›n›n ö¤retim üyeleri içinde giderek güçlenen konumu, satacak bir fleyi olmayan meslektafllar›n›n zay›flayan konumuyla s›k› s›k›ya ba¤lant›l›d›r.100
Bütün bunlarda, federal araflt›rma politikas›n›n yeni beklentilerinin ya da üniversite araflt›rmalar›ndaki artan flirket ç›karlar› ve yat›r›mlar›n›n gerektirdi¤inden daha fazla bir ölçüde, “sanayi” normlar› ve pratiklerinin akademiye nüfuz ediflini görüyoruz. Biz akademinin
sanayileflmesinin, ayr›ca, üniversitelerin flirket ortam›yla eflyap›l› bir hale gelmeleri yönünde karfl› karfl›ya kald›klar› artan bas›nçtan ve pek çok üniversitenin yükselen kamusal flüphe ve itirazlar karfl›s›nda faaliyetlerini meflrulaflt›rma ihtiyaçlar›ndan da kaynakland›¤›na
inan›yoruz. Ekonomik geliflme sürecine gayet görünür katk›lar yapma peflindeki pek çok
üniversite, kendi uygulamalar›n› ve normatif ilkelerini flirketlerinkiyle ayn› hizaya sokarak
bilgi üretim tarzlar›n› flirket imgesinde yeniden kurgulamaktad›rlar. Geçici emek kullan›m›
ve fikri mülkiyetin korunmas› gibi flirket trendlerine uyum sa¤lama yönündeki bas›nç, sadece, bu uygulamalar›n flirketler, üniversiteler, bilim adamlar› ya da bir bütün olarak ülke
için yarar›n›n rasyonel hesaplamas›ndan gelmiyor, ayr›ca önemli bir neden olarak kurumsallaflm›fl mitlere dayan›yor.101 Kabul edilmifl uygulamalara ba¤l›l›k, aktörlerin meflruiyetini ve kullanabilecekleri kaynaklar› art›rmakta ve böylece ayakta kalma öngörülerini güçlendirmektedir.102
Fakat bu, hikayenin sadece bir k›sm›d›r. Akademik kurumlarla daha s›k etkileflime ve iflbirli¤ine girdikçe ve akademik bilgi iflçileri istihdam etmeye çal›flt›kça, flirketler de anlaflma
yapt›klar› akademik örgütlerle eflyap›l› bir hale gelmek yönünde bas›nçla karfl›laflmaktad›r. Görüldü¤ü kadar›yla, sermaye üzerindeki denetimleri flirketlere üniversitelere göre
daha büyük bir hareket imkan› sa¤lamaktad›r. Bu durum büyük ölçüde do¤rudur ve asl›nda yak›nlaflma sürecinin asimetrik do¤as›n› vurgulamam›z›n nedeni de bu gerçekliktir.
Fakat flirketler rekabet konumlar› ve meflruiyetlerinin, stratejik bilgiyi ve uzmanl›¤› –“entelektüel sermaye”– seferber etme yeteneklerine ba¤l› oldu¤unu hissettikçe, stratejik bir
ekonomik kayna¤› elde tutman›n arac› olarak akademik kurumlar (ve mensuplar›) ile daha fazla ba¤ kurmaya çal›flmaktad›rlar.103 Bu iliflki ve beraberindeki etkileflimler, daha
önce flirketler dünyas›nda pek görülmeyen örgütsel pratikleri benimseme yönündeki bas›nc› da beraberinde getirmekte, bu da sanayi ile akademiyi birbirinden ay›ran çizgiyi
daha da afl›nd›rmaktad›r.
Sanayinin “akademikleflmesi” üzerine ampirik araflt›rmalar görece yetersiz olsa da, dört
ayr› alameti tespit etmek mümkün görünüyor: üniversite alan›ndan bilim adamlar› ve mühendisleri istihdam etme ihtiyac›; akademik statü gelenekleri ile bilim-yo¤un flirketlerin
meflruluk ihtiyaçlar› aras›ndaki uyuflma; pek çok flirkette ö¤renme ya da e¤itime verilen
önemin artmas›; özellikle artan say›daki yüksek teknoloji flirketlerinde yeni örgüt kültürü biçimlerinin geliflmesi. Bunlar› s›ras›yla tart›flal›m.
1. Özellikle biyoteknoloji, yaz›l›m ve enformasyon teknolojisi dallar›nda, fakat ayr›ca malzeme bilimi, optik, havac›l›k ve uzay, enerji ve elektronik alanlar›nda, flirketler bilimsel ve
teknolojik bilgiye yat›r›mlar›n› genifllettikçe, kendilerini stratejik uzmanl›k kaynaklar› için
üniversitelerle rekabet içinde bulmaktad›rlar. Yeni doktora mezunlar› için üniversitelerle
17
Makale
rekabete giren flirketler, akademik ifl ortam›n›n pek çok geleneksel avantaj›n› sa¤lamak
zorunda kalmaktad›rlar: sadece en ileri donan›m›n, teknik deste¤in ve kütüphane kaynaklar›n›n sunulmas› de¤il, ayr›ca sanayi örgütlerinin geleneksel olarak izin verdi¤inden
daha yüksek derecede çal›flanlara kendi araflt›rma pratikleri üzerinde denetim imkan›.104 Bu geliflmeler, akademik ortamlardaki artan performans bask›lar›, sanayi ve akademi aras›nda artan ak›flkanl›k ve özel sektörde daha küçük ve dan›flmanl›k türü ifllerin
ço¤almas› ile birleflerek, üniversite ile “uygulamal›” çal›flma sahas› aras›ndaki geleneksel
statü ayr›mlar›n› yeni bir kal›ba sokmaya bafllam›fl, pek çok bilim adam› sanayi alan›nda
çal›flmaya daha fazla de¤er verir olmufltur.105 Bu geliflmeleri dikkate alarak, Powell ve
Owen-Smith, “üniversite ve sanayi aras›ndaki karfl›l›kl› trafi¤in, biyoteknoloji flirketleri ile
üniversitelerin ortak bir teknoloji toplulu¤unun parçalar› olarak görülmesine imkan verecek derecede artt›¤›”106 sonucuna varmaktad›rlar. Bize göre bu e¤ilim hiçbir flekilde yaflam bilimleri ile s›n›rl› de¤ildir ve daha genifl bir uygulama alan› bulmaktad›r.
2. Mevcut literatür, bir yanda akademik normlar ve statü gelenekleri ve di¤er yanda da
flirketlerdeki özel mülkiyete dayanan gereklilikler aras›nda bir çat›flmay› vurgulamaktad›r.
Ancak bulgular, flirketlerin yay›n flart›n› profesyonel bir norm olarak benimsemesi ve bunu
çal›flanlar ve yat›r›mc›lar nezdinde meflruiyet oluflturmak için kullanmas› örne¤inde görüldü¤ü gibi, bu iki alan aras›nda önemli uyuflma ögelerinin bulundu¤unu ortaya koymaktad›r. Veriler, biyoteknoloji alan›nda en etkili yay›nlar›n giderek artan bir k›sm›n›n art›k üniversite d›fl›nda –ço¤unlukla özel sanayide– çal›flan araflt›rma ekipleri taraf›ndan yaz›ld›¤›n› göstermektedir.107 Gerçekten, pek çok biyoteknoloji flirketi yay›n yapma imkanlar›
sunmakta, bunu aç›kça akademik e¤ilimli araflt›rmac›lar› çekecek108 ya da flirkete ba¤l›l›¤› güçlendirecek109 bir teflvik olarak görmektedir. Son olarak, Stephan’›n110 araflt›rmas›, flirketlerin bilimsel dergileri araflt›rmalar›n› sergilemek için kullanmalar› için baflka bir sebep daha göstermektedir: alanlar›nda yüksek (yay›n üretkenli¤ine göre ölçülen) prestij
ve flöhret sahibi bilim adamlar›n› istihdam eden flirketler, daha düflük statüdeki bilim
adamlar›n› istihdam eden flirketlere göre, hisse senetlerini halka arzederken çok daha
baflar›l› sonuçlar almaktad›rlar.111 Görünüfle göre, en baflar›l› bilim-yo¤un flirketler akademik sermaye birikimi yapabilmekte ve sonra bunu daha geleneksel, ekonomik biçimiyle
sermayeye dönüfltürmektedirler. Sonuç geleneksel akademik usullerin benimsenmesidir
ki bunlar ticari amaçlarla analizcilerin daha önce düflündü¤ünden çok daha fazla uyuflmaktad›r.
3. Yüksek teknolojili sanayilerde küçük flirketlerin ço¤almas›ndan baflka, flirket ve üniversite faaliyetlerinin artan bir flekilde birbirine kar›flmas›n› yans›tan üçüncü bir e¤ilim, (en
az›ndan içinde bulunanlar›n gözünde) büyük flirketlerin bürokratik kabu¤undan kaç›n›yor
görünen akademiye özgü örgütsel kültür biçimlerinin ortaya ç›k›fl›d›r. Özellikle flirket personelinin ço¤unlu¤unun bilim adamlar›ndan olufltu¤u –ço¤u biyoteknoloji flirketinde hayli yayg›n olan bir durum112– ortamlarda, üniversite idealini yak›ndan takip eden bir iflbirli¤i ve dan›flma pratikleri seti ortaya ç›kmaktad›r. Smith-Doerr’in bulgular› bu konuda tipiktir.113 Küçük biyoteknoloji flirketlerindeki bilim adamlar›yla görüflmeler yapan Smith-Doerr, destekleyici, içerici ve iflbirli¤ine dayanan, bir bilim adam›n›n sözleriyle “itibar, kiflisel
övgü ve ödülleri kimin alaca¤› sorunlar›” yaflayan üniversiteye göre akademik idealleri
daha fazla gerçeklefltiren bir örgütsel kültürün göstergelerini bulgulam›flt›r.114
18
Kan›tlar henüz pek az olsa da, küçük yüksek teknoloji flirketlerindeki esnek uygulamalar›n
büyük flirketlerce de benimsenmekte oldu¤una dair baz› görüfller vard›r. Bu flirketler tü-
Makale
müyle ifllevsel olan uzmanlaflma tarzlar›n› (örn. imalat, araflt›rma-gelifltirme ve ürün tasar›m› aras›ndaki ayr›mlar) de¤ifltirmeye bafllam›fllar, bunun yerine çal›flanlar› iflbirli¤ine dayal› ekipler halinde görevlendirmekte, geleneksel sanayi ortamlar›ndan daha çok üniversite laboratuarlar›, araflt›rma merkezleri ve enstitülerinde görülebilecek faaliyetlere giriflmektedirler. Bu türden iflbirli¤ine dayal› yap›lar özellikle, do¤rusal kariyer basamaklar›na
geleneksel olarak yapt›¤› vurgudan vazgeçip “proje”ye –profesyonel bilim adamlar› ve
mühendislerin araflt›rmaya ve ürün tasar›m›na kat›ld›klar›, hem flirketin hem de kendilerinin ç›karlar›n› karfl›layan, kaleydeskop tarz› de¤iflken bir sistem– odaklanan National Semiconductor ve Sun Microsystems gibi yüksek teknoloji flirketlerinde göze çarpmaktad›r.115 Böylesi sistemler, flirket düzenlemeleri ile araflt›rma enstitüleri, üniversite laboratuarlar› ve baflka akademik bilgi üretimi merkezlerindeki koflullar aras›ndaki ba¤› daha da
güçlendirmektedir.116
4. Bilgi-yo¤un flirketler üniversitelerle yak›n temasa girdikçe ve üniversite e¤itimi alm›fl personelin say›s› artt›kça, ifl örgütlenmelerinin “e¤itsel” bilefleni de flirket e¤itiminin geleneksel dar odakl› kapsam›n› geniflletmektedir. fiuras› kesin ki, özellikle büyük flirketlerde ve genel olarak mali, yüksek teknolojili ve bilgi-yo¤un sektörlerde flirket-içi e¤itim harcamalar›
devaml› olarak artmaktad›r.117 Ne var ki, asli olmayan iflleri d›flar›ya yapt›rma yönündeki
bas›nç, artan say›da flirketin e¤itim ve yetifltirme faaliyetlerini d›fl tedarikçilere vermesine
ve ticari e¤itim kurulufllar›n›n say›s›n›n artmas›na yolaçm›flt›r. Ancak daha da belirgin bir
e¤ilim, flirketlerle yerel ve teknik yüksekokullar, dört y›ll›k ö¤retim kurumlar› ve de¤iflik düzeylerdeki yüksekokullar›n sürekli e¤itim merkezleri aras›ndaki ba¤lant›lar›n artmas›d›r.118
Bu ba¤lant›lar sanayi/e¤itim etkileflimini daha da s›klaflt›rmakta ve baz› durumlarda flirketlerin yüksekö¤retim geleneklerini uygulamaya sokmas›na yolaçmaktad›r. fiirketler iflçilerin ifl f›rsatlar›n› art›racak flirkete-özgü becerileri edinebilmeleri için, giderek daha fazla,
s›kl›kla bilgisayar-temelli araçlar› kullanarak, “ö¤renme merkezleri”, kendi-kendine ö¤renim programlar› oluflturmakta ve ders materyali temin etmektedirler. Baz› örneklerde, flirketler iflçilerden pratik deneyimlerini yerel yüksekokullardaki derslerle birlefltirerek ifl sürecinin de¤iflik yönlerine dair bir “uzmanlaflma alan› belirtmelerini” istemektedirler.119 Baflka örneklerde, flirketler Cornel Üniversitesi Endüstri ve Çal›flma ‹liflkileri Okulu gibi iflçiler için
saatlik dersler (örn. küreselleflme iktisad›) veren, iflçilerin enerjisini daha fazla harekete geçirece¤ini umduklar› akademik programlarla anlaflmalar yapmaya bafllam›flt›r. New
York’taki müzayede evi Christie’s çok daha ileri gidip sanat tarihi dal›nda tümüyle geçerli bir yüksek lisans program› vermeye bafllam›flt›r. Program›n yöneticisi, bir anomali olarak
görülebilecek bu durumu aç›klarken “üniversitelerin gittikçe flirketlere benzedi¤i bir zamanda yafl›yoruz, bizimkisi de k›smen üniversite halini alan bir flirket” demektedir. Bu örnekler sözünü etti¤imiz trendin uçlar›nda yeral›yor olabilir. Yine de, görünüfle göre daha
genifl yenilik dalgalar› da flirket örgütlenmelerinin e¤itsel yönlerinin ço¤almas›n› güçlendirmektedir. Örne¤in, flirketler terfilerde “bilgi için ücret” sistemlerine yöneldikçe, çal›flanlar›n ifllerindeki belirli uzmanl›k alanlar›nda yeterliklerinin belgelenmesinde formel s›navlar
giderek yayg›nlaflan araçlar haline gelmektedir. “Bilgi örgütü”nü model alan flirketler, bilginin birikimine ve flirketteki örgütsel alanlar aras›nda dolafl›m›na giderek daha fazla
önem vermektedirler.120 “Kampüs” terimi bile imalat faaliyetlerinde yayg›n bir flekilde
kullan›lmaya bafllam›flt›r. Bütün bunlar›, geleneksel olarak akademik kurumlara ait olan
kod ve pratiklerin flirketler taraf›ndan giderek daha fazla kullan›lmas› yönündeki e¤ilimin
belirtileri olarak görüyoruz.
19
Makale
Böylece, bilgi üretiminin, bilimsel ve teknik uzmanl›k hizmeti veren çal›flanlar›n toplumsal
konumunu yeniden flekillendirecek çok kapsaml› ve ço¤u zaman çeliflkili bir dönüflüm
içinde oldu¤unu görüyoruz. Bizim görüflümüze göre, bu yak›nlaflma sürecinin sonucu sorunsuz ve basit olmayacakt›r. Özellikle bafllang›çta, yak›nlaflman›n farkl› sanayilerde,
mesleklerde ve e¤itim sistemi basamaklar›nda ald›¤› somut biçimler aras›nda keskin farkl›l›klar›n do¤mas› muhtemeldir. Farkl› sanayiler yak›nlaflma sürecine farkl› gelenekleri soktuklar› ve farkl› iflgücü piyasas› koflullar›nda faaliyet gösterdikleri için, bilim-yo¤un flirketler
üzerindeki akademik usullere uyma yönündeki bas›nç bile muhtemelen genifl bir çeflitlili¤e konu olacakt›r. Muhtemeldir ki, akademik normlar› ve pratikleri benimseme yönündeki bas›nc› en fazla, sanayi üretiminin üniversite-temelli uzmanl›¤a en fazla ba¤›ml› oldu¤u
(biyoteknoloji ve bilgisayar alanlar› gibi) yerlerdeki flirketler hissedeceklerdir.
Üniversitelerde sanayi kod ve pratiklerinin benimsenmesi de eflitsiz bir tarzda gerçekleflecektir. K›smen yasama organlar›n›n ve eyalet hükümetlerinin yönelimlerine ba¤l› olan
devlet üniversitelerinde farkl› bir durum ortaya ç›kmas› beklenebilir. Köklü fen-edebiyat
gelenekleri ve yüklü ba¤›fllar baz› büyük özel akademik kurumlar›, akademiyi sanayi ortamlar›yla eflyap›l› hale gelmeye zorlayan bas›nçtan belki koruyabilir; bu tür kurumlarda
bile, giriflimci pratiklerin dikkat çekici boyutlarda güçlendi¤i görülmektedir.121 fiirket yönetimi pratiklerine uyma yönündeki bas›nc› ilk hissedecekler, muhtemelen marjinal devlet üniversiteleri ve yerel yüksekokullard›r. Ancak, Research One kurumlar› (ABD üniversiteleri içinde en fazla araflt›rma deste¤i alanlar) bile, özellikle eyalet yönetimleri ve belediyelerin bu tür flirketleri kendi bölgelerine çekmeye çal›flt›klar› yerlerde ve yüksek teknolojili sanayi bölgeleri kurma çabalar› güçlendikçe, bu tür yöntemlere yönelmeye bafllam›fllard›r.
Yak›nlaflma süreci ayr›ca farkl› iflçi gruplar› için de muhtemelen eflitsiz ve çeliflkili etkilerde
bulunacakt›r. Yeni bilgi ekonomisi piyasaya uygun ifller yapan üniversite bilim adamlar›n›n statüsünü güçlendirmekteyse de, bu iflçiler artan bir flekilde, araflt›rma çabalar›n›n flirket ihtiyaçlar› ve fikri mülkiyet kurallar› ve uygulamalar› taraf›ndan k›s›tlanmas›yla karfl›laflmaktad›rlar. ‹ronik bir flekilde, piyasaya en uzak olan ve büyük bilim [büyük miktarlarda
para ve emek gerektiren bilimsel araraflt›rmalar] yapanlara k›yasla müflterilere daha az
ba¤›ml› olan tam zamanl› üniversite ö¤retim üyeleri (örn. befleri ve sosyal bilimler alanlar›ndaki bilim adamlar›), ticari nitelikli ifller yapan meslektafllar›na göre araflt›rma ve ö¤retim uygulamalar›nda daha yüksek bir özerkli¤e sahip olabilirler. Ne var ki, bu (Gramsci’nin adland›rmas›yla) geleneksel entelektüeller, bilgilerinin simgesel de¤erinin daha kolay ticarileflebilir alanlardaki bilgilerle haks›z bir flekilde karfl›laflt›r›lmas›ndan dertlidirler. Bu
bak›mdan, bilgileri piyasan›n taleplerinden görece uzak olan araflt›rmac› ve bilim adamlar› kendilerini, kitabî olmayan bilgileri eski geçerli¤ini yitirmifl sanayideki kol iflçilerininkine
benzer bir konumda bulacaklard›r.122 Piyasalar geleneksel hiyerarflileri y›k›p yerine yenilerini diktikçe, sanayide oldu¤u gibi akademide de meflruiyet mücadelelerinin ortaya
ç›kmas› muhtemeldir.
20
Sanayide, yüksek statülü teknik çal›flanlar ile yöneticiler aras›ndaki gerilim muhtemelen
sürecektir. Yeni bilgi ekonomisinde flirketler elbette çal›flanlar›n›n teknik uzmanl›¤›na ba¤›ml›d›r. Fakat ifl ürünleri ve süreçlerine farkl› uyum biçimleri muhtemelen sürecek ve ortaya ç›kacak çal›flma usullerini flekillendirecektir. Örne¤in gizlilik karfl›s›nda aç›kl›k ve k›sadönemli perspektifler karfl›s›nda uzun-dönemli perspektifler gibi meselelerde çat›flmalar
ortaya ç›kabilir. Dubinskas’›n123 kuflku duydu¤u –ve Smith-Doer’in yak›n zamandaki ça-
Makale
l›flmas›n›n124 da do¤rulad›¤›– gibi, e¤ilim bu tür çat›flmalar›n sessiz yürütülmesi yönündedir, zira aktörler “birbirlerinin retorik tarzlar›n› ve savlar›n› ö¤renmektedirler.”125
Tart›flma
Buradaki çözümlemede, toplumsal kodlar›n bir kurumsal alandan di¤erine nüfuz etti¤i,
üniversiteler ile flirketlerin artan yak›nlaflmas› ya da birlikte-evriminin bir portesini ç›kard›k.
Aç›kça görülmektedir ki, bu karfl›l›kl› ba¤lar her iki taraf›n eylemlerine yön veren ekonomik ç›karlar taraf›ndan teflvik edilmektedir: Üniversiteler hükümet deste¤ine ilave alternatif gelir ya da finans kaynaklar› bulmaya, flirketlerse rakipleri karfl›s›nda konumlar›n› sa¤lamlaflt›rmaya ihtiyaç duymaktad›rlar. Mevcut çözümlemeler, ekonomik rekabeti h›zland›rmaya dönük olarak tasarlanan kamu politikalar›yla birlikte bu zorlamalara vurgu yapmaktad›rlar. Ne var ki biz kurumsal ve s›n›f-temelli faktörlerin de halihaz›rda sürmekte olan
bilgi üretiminin yeniden yap›land›r›lmas›n› anlamada ayn› derecede önemli oldu¤una
inan›yoruz. Bizim çözümlememiz önceki yaklafl›mlardan üç noktada ayr›lmaktad›r.
Birincisi, biz, üniversitelerin ve flirketlerin kendi alanlar›na ait olmayan norm ve pratikleri
benimsedikleri, iki-yönlü ya da karfl›l›kl› fakat asimetrik bir kurumsal eflyap› edinme sürecinin126 iflledi¤ini görüyoruz.127 Meflruiyet aray›fl› bu trendin çok önemli bir parças›d›r. Kamuoyunun yükselen güvensizlik ve hoflnutsuzlu¤u karfl›s›nda üniversiteler, faaliyetlerini
ekonomik katk›lar› esas alarak yeniden tan›mlamakta ve piyasa ekonomisine yönelik derin kurumsal inançlara sar›lmaktad›rlar. Ayn› flekilde, flirketler de kâr amaçl› faaliyetlerine
meflruiyet kazand›racak, yerleflik e¤itsel mekanizmalara yönelmekte, müstakbel yat›r›mc›lar› ve ayn› derecede profesyonel çal›flanlar› gözünde imajlar›n› parlatmaktad›rlar. Sanayi ve akademi alanlar› aras›nda personel dolafl›m› bu trendleri daha da güçlendirmekte, daha önce ayr› kurumsal alanlara ait normatif etkileri iliflkiye sokmaktad›r.128
‹kinci olarak, bu yak›nlaflman›n birbirinden kopuk kurumsal yap›lar aras›ndaki artan bir
benzeflmeden daha fazla bir fleyi ifade etti¤ini görüyoruz. Gördü¤ümüz fley, ça¤dafl kapitalizmde bilgi üretiminin yap›s›n› yeniden oluflturan esasl› ve eflitsiz bir de¤iflimin gerçekleflmekte oldu¤udur. Sanayi ile akademi aras›nda kültürel unsurlar dolafl›ma girdikçe, bu
örgütsel alanlar aras›ndaki s›n›rlar büyük ölçüde zay›flamakta, norm ve pratikler birbirine
kar›flmakta ve bu da her bir alan›n gelenekleri ve repertuar› üzerinde türlü etkilerde bulunmaktad›r. Sanayi ve akademi alanlar› aras›ndaki iflgücü ak›flkanl›¤› s›klaflt›kça, ayn›
normlar›n geçerli hale gelmesi yönündeki bas›nç da h›zla artmaktad›r. Dahas›, yeni f›rsatlar›n ya da geleneksel kariyer yollar›n›n s›n›rl› olmas›n›n sonucu olarak yeni kariyer yörüngeleri ortaya ç›kmakta, bu da bilim ve araflt›rmada profesyonel kariyer seyrini yeniden
tan›mlamakta, bilim ve ticareti yeni bilgi üretimi biçimlerinde biraraya getirerek akademi
ve flirket aras›ndaki s›n›r› bulan›klaflt›rmaktad›r.
Üçüncüsü, bu kurumsal süreçler sadece talep-yönlü e¤ilimlerin (yani, yöneticilerce yap›lan zorlamalar›n) sonucu de¤ildir. Ayr›ca, arz-yönlü etkilerin, yani bilim ve mühendislik
personelinin bulunduklar› örgütlerde, iflkollar›nda ve topluluklarda sahip olduklar› güç ve
prestiji art›rma çabalar›n›n da k›smen rolü vard›r.129 Teknik entelijensiyan›n baz› üyeleri
akademide sözleflmeli ifl imkanlar› bulurlarken, baz›lar›n›n da, belirli iflkollar›ndaki iflgücü
piyasalar›nda artan güçleri, belirli flirketlerde daha elveriflli ekonomik konumlar edinmelerine imkan veren örgütsel de¤iflimler ve yasal haklar›n›n genifllemesi için f›rsatlar yaratan bilimsel bilgi ve ifllem teknolojilerinin ço¤almas› sayesinde, statüleri yükselmekte ve
21
Makale
imkanlar› artmaktad›r.130 Dahas›, bilgi ekonomisinin dönüflümü, öteki iflçilerin bilgilerini
modas› geçmifl, kusurlu ya da de¤ersiz olarak tan›mlayan sembolik ayr›mlar üretmektedir. Bu nokta üzerinde durmam›fl olsak da, bulgular teknik entelijensiyay› ayr›cal›kl› hale
getiren yap›sal de¤iflimlerin muhtelif toplumsal ve örgütsel alanlardaki ›rk ve belki de cinsiyet eflitsizliklerini de art›rma e¤iliminde oldu¤unu göstermektedir.131
Buradaki çözümleme, iki genifl kapsaml› tart›flma düzlemine ihtiyaç oldu¤unu göstermektedir: biri örgütsel ve ekonomik yap›lar› inceleyen bilim adamlar› aras›nda, di¤eri ise bilgi
sanayilerini daha içerici ve eflitlikçi bir do¤rultuya sokabilecek politikalarla ilgilenen analizciler aras›nda. Hemen afla¤›daki yorumlarda, ampirik araflt›rmalar›n verimli bir flekilde
yönelebilece¤i baz› sorular› ortaya at›yoruz. Ard›ndan, sonuç bölümünde, kamu politikas›n›n kurumsal yak›nlaflma sürecinin daha içerici ve eflitlikçi bir do¤rultuda flekillendirilmesi için yönelebilece¤i müdahale yollar›na iflaret ediyoruz.
‹stisnalar olsa da,132 üniversitenin dönüflümü üzerine araflt›rmalar akademi ile sanayi aras›ndaki do¤rudan iliflkilere gere¤inden fazla bir dikkat harcam›flt›r. Sanayinin kodlar› ve
kültürünün akademik pratik üzerindeki kolayca göze çarpmayan, sistemik etkileri üzerine
araflt›rmalar çok daha azd›r. fiirket pratiklerinin üniversite yaflam›na nüfuz etti¤i ve tersi
yöndeki mekanizmalar üzerine yeni araflt›rmalara ihtiyac›m›z var. Üniversite yöneticileri
üniversitenin çöken meflruiyetini güçlendirmek için çabalad›kça, akademi mensuplar› artan bir flekilde piyasaya uygun araflt›rmalara yöneldikçe ve bilim adamlar›n›n farkl› tipteki araflt›rma örgütleri aras›ndaki ak›flkanl›¤› artt›kça, normatif geleneklerin muhtemelen
eflitsiz bir tarzda birbirine kar›flaca¤› ve her iki alan› eflyap›l› hale getirecek ve a¤›rl›¤› zamanla artacak bir dizi faktör üretece¤i makul bir öngörü olarak görünmektedir.133 Çal›flmalar›n, üniversite yöneticilerinin örgütler-aras› a¤lar›ndaki de¤iflimlere odaklanmas›na,
bunlar›n içindeki bulunduklar› normatif çevredeki de¤iflimlerin keflfedilmesine ihtiyaç olacakt›r. De¤iflen yönetim kavramlar›n›n üniversitede bilgi üretimi için ne anlama geldi¤ini,
araflt›rmac›lar›n nas›l tepki verdiklerini ve bu de¤iflimlerin farkl› bölümler ve disiplinlerdeki
üniversite mensuplar›n›n durumunu nas›l yeniden flekillendirdi¤ini ö¤renmek önemli olacakt›r.134
22
Ampirik araflt›rmalar için baflka bir konu, ister sanayide olsun, ister akademide, farkl› bilgi
biçimleri aras›ndaki ve asli ve tali ifller aras›ndaki s›n›rlar›n nas›l kuruldu¤udur. Farkl› disiplinler ve meslekler aras›ndaki eflitsizliklerin, bunlar›n piyasayla aralar›ndaki farkl› mesafelerin bir ifllevi oldu¤u görüflü s›kl›kla öne sürülmektedir.135 Bu görüfl ticari de¤eri olan bilgilere sahip gruplara ya da disiplinlere daha büyük bir örgütsel güç bahfletmektedir. Ne var
ki biz toplumsal ve örgütsel süreçlerin birbirine kar›flt›¤›n›, ço¤u zaman keyfi ve piyasa
trendleri ile ancak çok gevflek ba¤lar› olan tarzlarda ayr›m çizgileri oluflturuldu¤unu tahmin ediyoruz. Karmafl›k örgütler kitabî olmayan, diplomaya dayanmayan beceriler karfl›s›nda (meflrulu¤u güçlü bir flekilde kurumsallaflm›fl olan) aç›kça tan›mlanm›fl ya da formel bilgileri tercih etme e¤ilimindedirler ve bunun da etkinlik ya da ekonomik performans
gibi gerekçelerle pek bir ilgisi yoktur.136 Meslek gruplar›n›n cinsiyet ve ›rk kompozisyonunun hem içsel iflgücü piyasalar›n›n yap›s›n› hem de örgütlerin çal›flanlar›n›n sahip olduklar› bilgiye verdikleri de¤eri etkiledi¤i bilinmektedir; bu nedenle kad›nlar›n ve beyaz olmayanlar›n bu trendlerden özel olarak olumsuz etkilenmeleri muhtemeldir.137 Dahas›, özellikle örgütün yönetsel yap›s› içinde yeri sa¤lam mesleklerin mensuplar›n›n yeniden yap›lanma gerçekleflti¤inde bundan yarar sa¤lamalar› muhtemeldir. Rakip mesleklerin ve
bölümlerin nas›l ve neden farkl› biçimlerde yeniden konumland›r›ld›klar›n› anlamak için
Makale
bu çözümlemeleri –hem üniversitedeki hem de sanayideki– bilgi üreten örgütlere uygulayan ampirik araflt›rmalara ihtiyaç vard›r.
Baflka bir çözümleme hatt›, asimetrik yak›nlaflma sürecinin bilim iflinin do¤as› ve sonuçlar› üzerindeki etkileriyle ilgilidir. Akademinin sanayide kullan›lanlara uyan performans de¤erlendirme sistemlerini benimsemeye bafllad›¤›n› ve sanayi ile do¤rudan bir patronaj iliflkisinden ba¤›ms›z olsalar bile bilim adamlar›n›n ABD fikri mülkiyet haklar› rejiminin s›n›rlamalar›na giderek daha fazla maruz kald›¤›n› ileri sürmüfl bulunuyoruz. Bu e¤ilimlerin ne
kadar yol ald›¤›n›, en çok hangi tip kurumlarda ilerledi¤ini ve hangi koflullar›n bu trendleri destekledi¤ini belirlemek ilerideki araflt›rmalar için önemli olacakt›r. Bu de¤iflimlerin akademik üretimin ve diyalo¤un niteli¤ini nas›l etkiledi¤i konusunda, bu de¤iflimlerden etkilenen bilim adamlar›n›n aç›ksözlü de¤erlendirmeleri önemlidir. Ayn› flekilde, flirket normlar› ve pratikleri akademik ortamlarda daha s›k› bir flekilde yerlefltikçe sanayideki bilimsel
ve teknik iflçilerin (ve bunlar›n yöneticilerinin) üniversiteden gelen araflt›rmalar›n kalitesinden daha az tatmin olup olmad›klar›n› tespit etmek de önemli olacakt›r. E¤er, üniversitede artan kat›l›k yarat›c›l›¤› bo¤an bir fley olarak alg›lan›rken, sanayideki bilimin akademikleflmesi iflçilerin yenili¤i teflvik etti¤ine inand›klar› artan bir esnekli¤e yolaçarsa, bu muhakkak ki ironik bir sonuç olacakt›r.
Sonuç
Kurumlar›m›zdan birinin edebiyat program›ndaki bir profesör yak›nlarda akademik görevinden istifa ederek flirket destekli ünlü bir araflt›rma enstitüsünde çal›flmaya bafllad›. Bunu daha büyük maddi ödüller için de¤il, bilimsel çal›flmalar› üzerinde daha fazla özerklik
–üniversitedeki konumunun art›k sa¤layamad›¤›na inand›¤› bir olanak– edinmek için
yapm›flt›. Bu örne¤in hiçbir flekilde bir istisna oluflturmad›¤›n› ileri sürüyoruz. Bu daha ziyade, halihaz›rda ABD’de bilim üretimi yap›lar›n› yeniden flekillendiren e¤ilimlerin paradigmatik bir özelli¤idir. Üniversitede çeflitli alanlardaki bilim adamlar› sanayi pratiklerinin kendi ifllerine yay›lmas›n› deneyimlemifllerdir ve ironik bir flekilde mesleki özerkli¤i flirketler alan›nda aramaktad›rlar.
Sanayi ile akademya aras›ndaki kurumsal yak›nlaflma böylesi pek çok ironiler ve çeliflkili
trendler üretmektedir. Al›fl›lmad›k görünen e¤ilimleri teflvik etmekte, kimi analizcileri özel
sanayideki bilgi iflçilerinin mutlu yazg›s›n› kutlamaya, kimilerini de akademide çal›flanlar
üzerindeki artan k›s›tlamalardan yak›nmaya sevketmektedir. Biz bu e¤ilimleri karmafl›k ve
çeliflkili asimetrik yak›nlaflma sürecinin esas›na ait görerek, ça¤dafl kapitalizmin bilgi üreten kurumlar›nda dramatik bir yeniden yap›lanman›n yaflanmakta oldu¤unu ileri sürüyoruz. Bu yak›nlaflma sürecinin izleyece¤i seyir hakk›nda kayg›lanmak için gerçekten de
çok say›da neden vard›r. Bu süreç bilimsel bilgiyle ve araçsal, piyasa-kaynakl› de¤erlerle
donanm›fl bir s›n›f fraksiyonu olarak teknik entelijensiyan›n bir kesiminin gücü ve öneminin
artmas›na yolaçmaktad›r. Piyasa taraf›ndan tercih edilen ve edilmeyen disiplinler ve
alanlar aras›nda artan eflitsizlikler yaratmaktad›r. Bu süreç ayr›ca sanayide olsun, üniversitede olsun, bilgi üretimine yol gösteren ilkeler hakk›nda kal›c› sorular› gündeme getirmektedir.
Üniversite-sanayi iliflkilerinin baz› elefltirmenleri akademinin ticarileflmesinin beraberinde
getirdi¤i tehlikelere dikkat çekmekte, bunu yaparken de ço¤unlukla bu e¤ilimi üniversitenin huzurlu safl›¤›n›n ve masumiyetinin terkediliflinin ilk kez ortaya ç›kan bir örne¤i gibi
23
Makale
görmektedirler. Biz bu duruflun hatal› oldu¤unu ileri sürüyoruz, çünkü bilgi, iktidar ve patronaj aras›ndaki tarihsel iliflkilere dair mitsel kavray›fllar› devam ettirmektedir. Bu yaklafl›m
ayr›ca sürmekte olan yeniden yap›lanman›n tek bir yönünü kavramakta, hem genel olarak “özel” ve “kamu” kurumlar› aras›ndaki hem de temel ve uygulamal› bilimler, bilim ve
ticaret aras›ndaki iliflkiyi yeniden kuran daha genifl ve karmafl›k bir sürecin çarp›t›lm›fl bir
resmini sunmaktad›r.
Biz, sanayi ile üniversitenin birbirine bulanmas›na karfl› ç›kma ya da bunu s›n›rlama çabalar›n›n dikkate de¤er bir baflar› sa¤lamas›n› olas› görmüyoruz: flirketlerin ve üniversitelerin
(hem ekonomik hem de ideolojik) ç›karlar› bütünüyle karfl› durulamayacak kadar güçlü
görünüyor. Ne var ki, bir olgu olarak bu yak›nlaflman›n varl›¤› tart›flma götürmezse de, bu
geliflmenin do¤as› tart›flmaya aç›kt›r. En çok ihtiyac›m›z olan, devam eden kurumsal süreci etkileyebilecek aç›k kamusal tart›flmalar ve politika müdahaleleridir. Aç›k tart›flma ticari gayelerin öncelikli olmaktan ç›kmas›n› garanti etmese de, böyle bir tart›flma olmazsa sermayenin silindiri önünde bir engel kalmayacakt›r. Bu tart›flmalarda, yurttafll›k bilincine sahip kat›l›mc›lar akademinin kamusal amaçlara hizmet etmeye yönelik retorik taahhüdüne baflvurmal›d›r. Bu söylemsel miras› devreye sokmak, demokratik taleplerin bu tart›flmalarda flirketlerin “özel” gerekleri kadar önemli bir faktör olarak görülmesine imkan
sa¤layacakt›r.
Rekabet avantajlar› için bilginin stratejik de¤erini kavram›fl flirketler, yüksekö¤retimdeki
akademik gelenekleri seçici bir tarzda devralm›fllar ve diplomal› bilim ve teknik iflçilerine
yak›n geçmifltekinden daha fazla özerklik vermifllerdir. ‹fl organizasyonlar›n›n e¤itsel ifllevini eflitsiz bir tarzda da olsa güçlendirmifller ve entelektüel sermayelerini yönetecekleri bir
k›lavuz olarak “ö¤renen örgüt” modellerini sahneye koymufllard›r. “Bilgi ekonomisi”ne dair yönetim kuramlar› yayg›nlaflt›kça, flirket içinde meflru bilgiyi tan›mlayan s›n›rlar üzerinde
çat›flmalar do¤acak gibi görünmektedir. Alternatif, demokratik örgüt biçimleri peflinde
koflan aktörler –pek çok emek örgütünü, meslek birliklerini, cemaatleri ve çevre örgütlerini kapsayan bir kategori– flirketlere e¤ilimli olduklar›ndan daha bütünlüklü ve kapsay›c›
bilgi kavramlar›n› benimsemeleri yönünde bask› yapmay› hem mümkün hem de zorunlu
göreceklerdir. ‹flyeri çal›flmalar›n›n138 ve toplumsal hareketler üzerine araflt›rmalar›n139
bulgular› göstermektedir ki, bilginin çeflitli biçimlerinin –sadece formel ya da aç›kça tan›mlanm›fl bilgilerin de¤il, ço¤unlukla düflük e¤itimli çal›flanlar›n sahip oldu¤u, enformel
bir flekilde edinilmifl kitabî olmayan becerilerin de– kabul edilmesi flirketlerin kullanabilecekleri bilgi havuzunu zenginlefltirebilir ve potansiyel olarak hem üretime hem de popüler ç›karlara ve hedeflere katk›da bulunabilir.
Yak›nlaflma süreci üniversiteleri akademik kapitalizme yönelmeye sevkettikçe140 çat›flman›n merkezi muhtemelen bilimsel araflt›rma “ürünlerini” pazarlanabilir metalar olarak
tan›mlayan fikri mülkiyet haklar› rejimi olacakt›r. Fikri mülkiyet haklar› korumas›na dair, s›rf
“özel” mülkiyet mant›¤›na de¤il de üniversitelerle ba¤lant›l› “kamusal” yükümlülük söylemine dayanan yeni yaklafl›mlar mümkün olabilir. Ortak miras olarak fikri mülkiyet yerleflik
kanaatlere yönelik çok ciddi bir meydana okuma teflkil ediyor olsa da, bilgi üretimi alan›nda aç›k bir entelektüel alan› destekleyen deneylere141 giriflilmelidir. Bunlar yeni bilimsel iflbirli¤i modelleri ortaya ç›karabilir ve yeniliklerin mülkiyetçi bilgiye dayand›¤› yolundaki yayg›n fikirlere meydan okumak için gereken kan›tlar› sa¤layabilir.
24
“Ortak” bilgi üretmeye karfl› direniflin bu tür seçenekleri engelledi¤i yerlerde dahi, patent
ve lisans anlaflmalar›n›n kullan›m› üniversitenin kamusal sorumlulu¤u retori¤ine yaslanan
Makale
biçimlerde tan›mlanabilir. Örne¤in, üniversiteler patentleme konusunda mülkiyet haklar›n› elinde tutmaya devam edebilir, ama ayn› zamanda bu türden lisans anlaflmalar›n›n
gelirlerinin bir k›sm›n› bulunduklar› çevredeki yoksul ve az›nl›k cemaatlerinin e¤itim ve konut ihtiyaçlar› için ba¤›fllayabilir. Kamuoyu gözündeki meflruiyetlerini düflünen kurumlar
için bu tür ad›mlar aç›k bir cazibe yaratacakt›r. Bunlar›n ayr›ca bilgi iflçileri ile d›fllanan
gruplar aras›ndaki s›n›rlar› yumuflatma potansiyeli vard›r.
Bu idealleri uygulamaya sokmak, bilgi üretimi kurumlar›n› daha demokratik bir do¤rultuda flekillendirecek yasalara ve düzenleyici pratiklere dönüfltürmek için kamu politikalar›na kesinlikle ihtiyaç vard›r. Bu yöndeki çabalarla flirketler ve üniversitelerin ç›karlar›n› kamunun ç›karlar›yla yanyana getirmek mümkün olabilir. Bu tür öneriler, yetiflkin e¤itimi ve
mesleki e¤itim için yerel yüksekokullar ve üniversitelerle ba¤lant›s› olan flirketlere yönelik
federal ve eyalet düzeyinde teflvikler de içerebilir. Yüksek teknoloji çal›flanlar›na yönelik
e¤itim programlar›, entelektüel sermayenin potansiyel kaynaklar› olarak öncelikle düflük
vas›fl› iflçileri hedefleyebilir. Zanaat becerilerini belgeleyen devlet programlar› vas›fl› kol iflçilerinin bilgi sahipli¤i iddialar›n› güçlendirebilir. Bunlar›n ya da baflka ad›mlar›n bir de¤ifliklik yarat›p yaratamamas›, bilgi üretiminin alabilece¤i çeflitli biçimler ve oluflturaca¤›
içerme ve d›fllama kal›plar› üzerine kamusal tart›flmalar› teflvik çabas›ndan belki de daha
az önemlidir.
Bu tür tart›flmalar›n kurumsal yak›nlaflma sürecinin kendisinden de güç kazanaca¤› düflünülebilir. Bilgi iflçilerinin yüksek toplumsal statüsüne dayanak sa¤layan, bilgi üretiminin
“safl›¤›” miti bilim ve ticaretin artan yak›nlaflmas›yla sars›ld›kça, bilimsel meflruiyetin temelleri tehlikeye girebilir ve bu da bilimsel bilgiyi elefltiriye daha aç›k bir hale getirir. Bu tür
elefltiriler çeflitli toplumsal hareketler (örn. çevre riskleriyle, AIDS araflt›rmalar›yla ba¤lant›l› gruplar ve yurttafl eylemi gruplar›) içinde halihaz›rda ortaya ç›km›flt›r ve bunlar formel
profesyonel bilginin üstün de¤erini ve yeterlili¤ini sorgulamakta ve bilimsel araflt›rmalara
iliflkin kararlara meslekten olmayan insanlar›n daha fazla kat›lmas›n› istemektedirler.142
‹ronik bir flekilde, “bilimi sermayenin hizmetine koflma” çabalar› bilimin tarafs›z hakikat iddialar›n› zay›flat›p, kamunun bilgi üretimine eskisinden daha fazla kat›l›m›n› mümkün hale getirebilir.
Teflekkür
Yazarlar›n adlar› alfabetik s›rayla yaz›lm›flt›r. Önceki taslaklar üzerinde ufuk aç›c› yorumlar
yapan Stephen Barley, Kelly Moore, Marc Schneiberg, Steve Usselman ve Theory and Society editörlerine teflekkürler. Kleinman’in makaledeki katk›s› National Endowment for the
Humanities (ABD) taraf›ndan desteklenmifltir.
Theory and Society 30: 451-492, 2001.
25
Makale
D‹PNOTLAR
26
1 A. Saxenian, Regional Advantage: Culture & Competition in Silicon Valley & Route 128 (Cambridge: Harvard University Press, 1994); Annalee Saxenian, “Beyond Boundaries: Open Labor Markets and Learning in
Silicon Valley,” Michael B. Arthur ve Denise Rousseau, der., The Boundaryless Career: A New Employment
Principle for a New Organizational Era (N.Y.: Oxford University Press, 1996) içinde, 23-40; S. Barley, “Technicians in the Workplace: Ethnographic Evidence for Bringing Work into Organization Studies,” Administrative Science Quarterly 41 (1996): 404-441; W. Powell, “The Capitalist Firm in the 21st Century: Emerging Patterns,” Paul J. DiMaggio, der., The 21st Century Firm: Changing Corporation Organization in International
Perspective (Princeton: Princeton University Press, 2001) içinde.
2 American Association of University Professors, “Academic Freedom and Tenure: Corporate Funding of
Academic Research,” Academe, Kas›m-Aral›k (1983), 18a-23a; K. Hart, “Is Academic Freedom Bad for Business?” Bulletin of the Atomic Scientists 45 (1989): 28-34; S. Krimsky, “Corporate Academic Ties in Biotechnology: A Report on Research in Progress,” GeneWatch, Eylül-Aral›k (1984): 3-5; D. L. Kleinman ve J. R. Kloppenburg, “Biotechnology and University-Industry Relations: Policy Issues in Research and Ownership of Intellectual Property at a Land Grant University,” Policy Studies Journal 17 (1988): 83-96; K. S. Louis ve M. S.
Anderson, “The Changing Context of Science and University-Industry Relations,” H. Etzkowitz, A. Webster
ve P. Healey, der., Capitalizing Knowledge: New Intersections of Industry and Academia (Albany, N.Y.:
SUNY Press, 1998) içinde; D. Shenk, “Money+Science=Ethics Problems on Campus,” The Nation, Mart 22
(1999): 11-18; S. Slaughter ve G. Rhoades, “Changes in Intellectual Property Statutes and Policies at a Public University: Revising the Terms of Professional Labor,” Higher Education 26 (1993): 287-312.
3 Marksist kuramdaki, modernleflme araflt›rmalar›ndaki ve baflka yerlerdeki “geçifl sorunsal›na” yönelik ikna
edici bir elefltiri için bk. D. Stark, “Recombinant Property in East European Capitalism,” American Journal
of Sociology 101 (1996): 993-1027.
4 K. Barker, “Contingent Work: Research Issues and the Lens of Moral Exclusion,” L. Tetrick ve J. Barling, der.,
Changing Employment Relations: Behavioral and Social Perspectives (Washington, D.C.: American
Psychological Association, 1995) içinde; E. J. Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s: The Changing
Organizational Culture of Academic Science,” Journal of Higher Education 61 (1990): 241-277; S. Slaughter ve L. Leslie, Academic Capitalism: Politics, Policies, and the Entrepreneurial University (Baltimore: Johns
Hopkins University, 1997).
5 S. Vallas ve J. Beck, “The Transformation of Work Revisited: The Limits of Flexibility in American Manufacturing,” Social Problems 43 (1996): 339-361; S. Vallas, “Rethinking Post-Fordism: The Meaning of Workplace
Flexibility,” Sociological Theory 17 (1999): 68-101.
6 FA. Dubinskas, “Cultural Constructions: The Many Faces of Time,” FA. Dubinskas, der., Making Time: Ethnographies of High-Technology Organizations (Philadelphia: Temple University Press, 1988) içinde, 3-38.
7 J. Owen-Smith ve WW. Powell, “Careers and Contradictions: Faculty Responses to the Transformation of
Knowledge and its Uses in the Life Sciences,” Research in the Sociology of Work 10 (2001).
8 D. Bell, The Coming of Postindustrial Society: A Venture in Social Forecasting (New York: Basic Books, 1973);
F. Block, Postindustrial Possibilities: A Critique of Economic Discourse (Berkeley: University of California Press,
1990); A.W. Gouldner, The Future of Intellectuals and the Rise of the New Class (New York: Oxford University Press, 1979); S. Brint, In an Age of Experts: The Changing Role of Professionals in Politics and Public Life
(Princeton: Princeton University Press, 1994).
9 W. Powell, K. Koput ve L. Smith-Doerr, “Interorganizational Collaboration and the Locus of Innovation: Networks of Learning in Biotechnology,” Administrative Science Quarterly 41 (1996): 116-145; W. Powell ve J.
Owen-Smith, “Universities and the Market for Intellectual Property in the Life Sciences,” Journal of Policy
Analysis and Management 41 (1998): 116-145; W. Powell, “The Capitalist Firm in the 21st Century.”
10 H. Etzkowitz ve A. Webster, “Entrepreneurial Science: The Second Academic Revolution,” H. Etzkowitz, A.
Webster ve P. Healey, der., Capitalizing Knowledge: New Intersections of Industry and Academia (Albany,
N.Y.: SUNY Press, 1998) içinde, 21-46.
11 Burada belirtmeliyiz ki, “bilgi iflçisi” terimi yayg›n olarak tüm profesyoneller için kullan›lmaktaysa da, bizim
esas oda¤›m›z daha dard›r: üniversite ve sanayide çal›flan diplomal› vas›flara sahip bilimsel ve teknik araflt›rmac›lar. Öte yandan, bu iflçilerin toplumsal durumunu yal›t›lm›fl bir flekilde anlamak imkans›zd›r. Statüleri,
sanayi ve akademi ortamlar›ndaki baz›lar› diplomal› vas›flara sahip baz›lar› da öyle olmayan di¤er iflçilerle
girift bir tarzda ba¤lant›l›d›r. Dolay›s›yla, bir iflçi grubunun statü ve pratiklerinin bir di¤eriyle iliflkisini daima
ak›lda tutarak, inceledi¤imiz bilgi iflçilerini iliflkisel bir ba¤lamda anlamaya çal›fl›yoruz.
Makale
12
Üniversitenin ticaret dünyas›na dahil olmas› yönünde küresel bir trend sözkonusuysa da, biz sadece ABD
üzerinde odaklan›yoruz. ABD d›fl›ndaki üniversite-sanayi iliflkilerine iliflkin tart›flmalar için bk. K. Balazs ve G.
A. Plonski, “Academy-Industry Relations in Middle-Income Countries: Eastern Europe and Ibero-America,”
H. Etzkowitz, A. Webster ve P. Healey, der., Capitalizing Knowledge: New Intersections of Industry and Academia (Albany, N.Y.: SUNY Press, 1998) içinde: 151-168; M. Berry ve L. Pipiia, “Academic-Industry Relations
in Russia: The Road to the Market,” H. Etzkowitz, A. Webster ve P. Healey, der., Capitalizing Knowledge:
New Intersections of Industry and Academia (Albany, N.Y: SUNY Press, 1998) içinde: 169-186; M. Sheen,
“Universities in Scotland and Organizational Innovation in the Commercialization of Knowledge,” H. Etzkowitz, A. Webster ve P. Healey, der., Capitalizing Knowledge: New Intersections of Industry and Academia
(Albany, N.Y: SUNY Press, 1998) içinde: 187-214; M. Gulbrandsen, “Universities and Industrial Competitive
Advantage,” H. Etzkowitz ve L. Leydesdorff, der., Universities and the Global Knowledge Economy: A Triple Helix of University-Industry-Government Relations (London: Pintor, 1997) içinde: 121-131; M. Low, “Japan:
From Technology to Science Policy,” H. Etzkowitz ve L. Leydesdorff, der., Universities and the Global Knowledge Economy: A Triple Helix of University-Industry-Government Relations (London: Pintor, 1997) içinde:
132-140.
13
H. Etzkowitz, “The Entrepreneurial University and the Emergence of Democratic Corporatism,” H. Etzkowitz ve
L. Leydesdorff, der., Universities and the Global Knowledge Economy (London: Pintor, 1997) içinde: 141-152.
14
Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism: Politics, Policies, and the Entrepreneurial University 6, 7; Shenk,
“Money+Science=Ethics Problems on Campus,” 17; S. Rothblatt, “The ‘Place’ of Knowledge in the American Academic Profession,” Daedalus 126 (1997): 254.
15
Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism 14; Y S. Lee, “Technology Transfer and the Research University:
A Search for the Boundaries of University-Industry Collaboration,” Research Policy 25 (1996): 843; H. Etzkowitz, A. Webster ve P. Healey, der., Capitalizing Knowledge: New Intersections of Industry and Academia
(Albany, N.Y: SUNY Press, 1998); Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s: The Changing Organizational Culture of Academic Science,” 259.
16
Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism 37.
17
Lee, “Technology Transfer,” 850.
18
H. Etzkowitz, A. Webster ve P. Healey, “Introduction,” H. Etzkowitz, A. Webster ve P. Healey, der., Capitalizing Knowledge: New Intersections of Industry and Academia (Albany, N.Y: SUNY Press, 1998) içinde: 10.
Ayr›ca bk. Lee, “Technology Transfer,” 849. Öte yandan, akademik araflt›rman›n finansman›, akademik
araflt›rmalara hükümet deste¤inin azalmas› ile sanayinin patronaj›ndaki art›fl aras›nda keskin bir ba¤›nt› oldu¤unu ileri süren yaklafl›mlar›n ima etti¤inden çok daha karmafl›kt›r. Bu makaleyi de¤erlendiren hakemlerden birinin belirtti¤i gibi, azalan hükümet deste¤i/artan sanayi iliflkileri mant›¤›, baflka herfleyi sabit sayarsak, en fazla ticarileflme olas›l›¤›n›n, hükümet deste¤inin en fliddetli derecede azald›¤› ya da en az›ndan bu destekteki art›fltan en az yararlan alanlarda oldu¤unu düflünebilece¤imizi ima eder. Veriler bu say›lt›y› desteklememektedir. ABD’de temel bilim araflt›rmalar›na yönelik federal destek 1963-1999 döneminde en fazla yaflam bilimlerinde (%2137) ve matematik ve bilgisayar bilimlerinde (%1868) artm›flt›r; buna
karfl›l›k fizik (%718) ve sosyal bilimlerde (%964) art›fllar çok daha düflüktür. Dolay›s›yla, sanayi deste¤i aray›fl›ndaki art›fl›n basitçe azalan federal deste¤e bir cevap oldu¤u kolayl›kla ileri sürülemez. fiüphesiz, federal destekteki art›fltan en az yararlanan alanlar ticari iflbirli¤i kaynaklar› aray›fl›na girmifl fakat yaflam bilimlerine göre daha baflar›s›z sonuçlar alm›fl olabilirler. Farkl› araflt›rma dallar›n›n nerelerden ve neden destek
ald›klar›, hükümet deste¤indeki esasl› azal›fl›n ölçüsünün ne oldu¤u ve farkl› dallar›n nas›l tepki gösterdikleri, bütünsel bir sorunun parçalar› olarak flimdiye kadar oldu¤undan çok daha fazla bir ilgiyi hakediyor.
Bu konulardaki veriler için bk. Ulusal Bilim Kurulu’nun y›ll›k Bilim ve Mühendislik Göstergeleri [National Science Board (NSB), Science and Engineering Indicators]. (Not: 1963 y›l›nda NSB’nin temel bilim verilerinde,
desteklenecek alanlar aras›nda “matematik” kendi bafl›na bir kategoriydi ve bilgisayar araflt›rmalar› için
ayr›lm›fl bir destek kategorisi yoktu. Ayr›ca, en son yay›nlanan Bilim ve Mühendislik Göstergeleri’ndeki 1999
verileri geçiciydi).
19
Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s: The Changing Organizational Culture of Academic Science,” 251.
Etzkowitz ve Webster, “Entrepreneurial Science: The Second Academic Revolution,” 27.
D. Blumenthal, M. Gluck, K. S. Louis ve D. Wise, “Industrial Support of University Research in Biotechnology,”
Science 231 (1986): 242-246.
K.W Arenson, “Columbia University Explores How to Profit from Educational Offerings on the Internet,” The
New York Times 3 Nisan (1999): B3.
20
21
22
27
Makale
28
23
H. Etzkowitz ve L. Leydesdorff, “The Endless Transition: A ‘Triple Helix’ of University-Industry-Government Relations,” Minerva 36 (1998): 204, 205; Etzkowitz, Webster ve Healey, “Introduction,” 13; Lee, “Technology
Transfer and the Research University: A Search for the Boundaries of University-Industry Collaboration,” 848;
Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s: The Changing Organizational Culture of Academic Science”; S. Slaughter ve G. Rhoades, “Renorming the Social Relations of Academic Science: Technology
Transfer,” Educational Policy 4 (1990): 341-361.
24
H. Etzkowitz,” Entrepreneurial Science in the Academy: A Case of the Transformation of Norms,” Social
Problems 36 (1989): 14-29; Etzkowitz, “The Entrepreneurial University and the Emergence of Democratic
Corporatism,” 145; Etzkowitz ve Webster, “Entrepreneurial Science: The Second Academic Revolution,”
38, 41.
25
Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism: Politics, Policies, and the Entrepreneurial University.
26
M. Polanyi, “The Republic of Science,” Minerva 1 (1962): 53.
27
Ayn› yerde, 53.
28
R. K. Merton, “The Normative Structure of Science,” R. K. Merton, The Sociology of Science: Theoretical
and Empirical Investigations (Chicago: University of Chicago Press, 1973 [1942]) içinde, 267-278.
29
Bilimin normatif yap›s› üzerine klasik bir yaklafl›m olarak Merton’›n konumu devaml› elefltirilere maruz kam›flt›r. Örne¤in bk. I. Mitroff, The Subjective Side of Science (Amsterdam: Elsevier, 1974); M. Mulkay, “Interpretation and the Use of Rules: The Case of the Norms of Science,” Transactions of the New York Academy
of Sciences (1980): 111-125; D. L. Kleinman, “Pervasive Influence: Intellectual Property, Industrial History,
and University Science,” Science and Public Policy 25 (1998): 95-102.
30
R.D. Varrin ve D. Kukich, “Guidelines for Industry-Sponsored Research at Universities,” Science 227 (1985):
385. Ayr›ca bk. D.E. Stokes, Pasteur’s Quadrant: Basic Science and Technological Innovation (Washington,
D.C.: The Brookings Institution, 1997): 80; A. B. Giamatti, “The University, Industry, and Cooperative Research,” Science 218 (1982): 1278.
31
American Association of University Professors, “Academic Freedom and Tenure: Corporate Funding of
Academic Research,” 21a.
32
Ayn› yerde.
33
Ayr›ca bk. Hart, “Is Academic Freedom Bad for Business?” 28; Krimsky, “Corporate Academic Ties in Biotechnology: A Report on Research in Progress,” 4.
34
D. Blumenthal, M. Gluck, K. S. Louis ve D. Wise, “Industrial Support of University Research in Biotechnology”;
Blumenthal, Gluck, Louis, A. Stoto ve Wise, “University-Industry Research Relations in Biotechnology: Implications for the University,” Science 232 (1986): 1361-1366.
35
Ayn› yerde, 1364.
36
Ayn› yerde, 1364. Harward Çal›flmas›n›n bir özeti için bk. J. Curry ve M. Kenney, “Land Grant University-Industry Relations in Biotechnology: A Comparison with the Non-Land-Grant Research Universities,” Rural Sociology 55 (1990): 44-57.
37
Shenk, “Money+Science=Ethics Problems on Campus,” 12.
38
Ayn› yerde, 12. Ayr›ca bk. Louis ve Anderson, “The Changing Context of Science and University-Industry
Relations”; ve Lee, “Technology Transfer and the Research University: A Search for the Boundaries of University-Industry Collaboration.”
39
Shenk, “Money+Science=Ethics Problems on Campus,” 12.
40
Aç›kças›, afla¤›daki de¤erlendirmeler Amerikan üniversitelerindeki bilimsel araflt›rma tarihinin hakk›n› veremez. Bu konuda çok genifl bir literatür vard›r. Biz yorumlar›m›z› Birinci Dünya Savafl›ndan bu yana olan geliflmelerle s›n›rl›yoruz. Daha tam ve epey yararl› tart›flmalar için özellikle bk. R. L. Geiger, To Advance Knowledge: The Growth of American Research Universities, 1900-1940 (New York: Oxford University Press, 1986);
ve R. L. Geiger, Research and Relevant Knowledge: American Research Universities Since World War II
(New York: Oxford University Press, 1993).
41
Geiger, To Advance Knowledge’, Geiger, Research and Relevant Knowledge 45, 92.
42
R. E. Kohler, Partners in Science: Foundations and Natural Scientists, 1900-1940 (Chicago: University of Chicago Press, 1990).
43
Örne¤in bk. R. L. Geiger, “Science, Universities, and National Defense,” Osiris, 2nd Series, 7 (1992): 26-48;
Geiger, Research and Relevant Knowledge; S.W. Leslie, The Cold War and American Science: The MilitaryIndustrial-Academic Complex at MIT and Stanford (New York: Columbia University Press, 1993); R. S. Lo-
Makale
wen, Creating the Cold War University: The Transformation of Stanford (Berkeley: University of California
Press, 1997).
44
Geiger, Research and Relevant Knowledge, 48.
45
Ayn› yerde, 157. Ayr›ca bk. Geiger, “Science, Universities, and National Defense,” 26, 27.
46
Geiger, Research and Relevant Knowledge, 65.
47
Ayn› yerde, 66, 67.
48
Lowen, Creating the Cold War University, Leslie, The Cold War and American Science.
49
Kleinman, “Pervasive Influence,” 98.
50
E. Marshall, “Secretive Found Widespread in Life Sciences,” Science 276 (1997): 525.
51
H. M. Collins ve T. Pinch, The Golem: What Everyone Should Know About Science (Cambridge, England:
Cambridge University Press, 1993).
52
R. Goodell, “Public Involvement in the DNA Controversy: The Case of Cambridge, Massachusetts,” Science, Technology, and Human Value 21 (1979): 38.
53
P. Brown ve E. J. Mikkelsen, No Safe Place: Toxic Waste, Leukemia, and Community Action (Berkeley: University of California Press, 1990): 126.
54
Bu, uzman dan›flmanl›k arayan kimi politika yap›c›lar›n ya da yurttafllar›n di¤erlerinden daha adil ve yard›msever baz› bilim adamlar› bulamayacaklar› anlam›na gelmez, fakat akademik istihdam›n sanayiden
ba¤›ms›z olmas› ç›kar gözetmemeyi güvence alt›na almaz. ‹ktidar ve bilgi aras›ndaki simbiyotik iliflki için bk.
Michel Foucault, Discipline and Punish: Birth of the Prison (N.Y.: Vintage, 1979), ve “Truth and Power,” Power/Knowledge: Selected Interviews and Other Writings, 1972-1977 (N.Y.: Pantheon, 1980) içinde.
55
W. Kornhauser, Scientists in Industry (Berkeley: University of California Press, 1962); S. Marcuson, The Scientist in American Industry (New York: Harper and Row, 1960).
56
R. Reich, The Work of Nations (New York: Random House, 1992).
57
T. Stewart, Intellectual Capital: The New Wealth of Organizations (New York: Currency/ Doubleday, 1997);
I. Nonaka ve H. Takeuchi, The Knowledge Creating Company (1995, New York: Oxford University Press).
58
S. Albert ve K. Bradley, Managing Knowledge: Experts, Agencies, and Organizations (Cambridge, England: Cambridge University Press, 1998).
59
Powell, Koput ve Smith-Doerr, “Interorganizational Collaboration and the Locus of Innovation”; Powell, Koput, Smith-Doerr ve Jason Owen-Smith, “Network Position and Firm Performance: Organizational Returns
to Collaboration in the Biotechnology Industry,” Research in the Sociology of Organizations (forthcoming);
ve Saxenian, Regional Advantage.
60
Saxenian, Regional Advantage; Saxenian, “Beyond Boundaries”; C. Sabel, G. Herrigel, R. Deeg ve R. Kazis, “Regional Prosperities Compared: Massachusetts and Baden-Wurttemberg in the 1980s,” Economy
and Society 18 (1989): 374-404; M. Piore ve C. Sabel, The Second Industrial Divide: Possibilities for Prosperity (New York: Basic Books, 1984); C. Sabel ve J. Zeitlin, “Historical Alternatives to Mass Production: Politics, Markets, and Technology in Nineteenth Century Industrialization,” Past and Present 108 (1985): 133176; C. Sabel ve J. Zeitlin, “Stories, Strategies, Structures: Rethinking Historical Alternatives to Mass Production,” C. Sabel ve J. Zeitlin, der., World of Possibilities: Flexibility and Mass Production in Western Industrialization (New York: Cambridge University Press, 1997) içinde; Powell, “The Capitalist Firm in the 21st Century”; C. Goldberg, “Across the U.S., Universities are Fueling High Tech Booms,” The New York Times 8 Ekim
(1999), Al.
61
Vallas, “Rethinking Post-Fordism.”
62
S. Barley, “Technicians in the Workplace: Ethnographic Evidence for Bringing Work into Organizations Studies,” Administrative Science Quarterly 41 (1996): 404-441.
63
J. E. Orr, Talking About Machines: Ethnography of a Modern Job (Ithaca: Cornell University Press, 1996); S.
Barley ve J. E. Orr, der., Between Craft and Science (Ithaca: Cornell University Press, 1996).
64
Eliot Freidson, “Professions and the Occupational Principle,” E. Freidson, der., Professions and Their Prospects (Beverly Hills: Sage, 1973) içinde, 19-37.
65
Barley (“Technicians in the Workplace”) teknikleflmeye karfl› yönetimin tepkisinin ampirik olarak gayet çeflitli oldu¤una iflaret eder ki bu da kapsaml› yap›sal trendlerden bahsederken dikkatli olmak için bir sebeptir.
66
Jeffrey Pfeffer ve James Baron, “Taking the Workers Back Out: Recent Trends in the Structuring of Employment,” Research in Organizational Behavior 10 (1988): 257-303; Polly Callaghan ve Heidi Hartmann, “Con-
29
Makale
tingent Work: A Chart Book on Part-Time and Temporary Employment,” Washington, D.C.: Economic Policy Institute (1991); Bennett Harrison ve Maryellen Kelley, “Outsourcing and the Search for “Flexibility,”‘
Work, Employment and Society 7/2 (1993): 213-235; Bennett Harrison, Lean and Mean: The Changing
Landscape of Corporate Power in the Age of Flexibility (New York: Basic, 1994); Chris Tilly, “Short Hours,
Short Shrift: Causes and Consequences of Part Time Work,” (Washington D.C.: Economic Policy Institute,
1990); Peter Cappelli, “Rethinking Employment,” British Journal of Industrial Relations 33/4 (Aral›k, 1995):
563-602; Arne Kalleberg, Barbara Reskin ve Ken Hudson, “Bad Jobs in America: Standard and Non-Standard Employment Relations and Job Quality in the United States,” American Sociological Review 65/2 (Nisan, 2000): 256-278.
67
Pamela Tolbert, “Occupations, Organizations, and Boundaryless Careers,” M. B. Arthur ve D. Rousseau,
The Boundaryless Career içinde; Albert ve Bradley, Managing Knowledge.
68
Saxenian, Regional Advantage.
69
Barley, “Technicians in the Workplace.”
70
Orr, Talking About Machines.
71
Charles Derber, William A. Schwartz ve Yale Magrass, Power in the Highest Degree: Professionals, Capitalism, and the Rise of a New Mandarin Order (N.Y: Oxford University Press, 1990); C. Derber ve W. A.
Schwartz, “New Mandarins or New Proletariat? Professional Power at Work,” Research in the Sociology of
Organizations 8 (1991): 71-96.
72
Örne¤in bk. H. Marcuse, One-Dimensional Man (Boston: Beacon Press, 1964); Jiirgen Habermas, “Technology and Science as Ideology,” Toward a Rational Society (Boston: Beacon, çev. Jeremy Shapiro) içinde.
73
Örne¤in bk. Stanley Aronowitz ve William DiFazio, The Jobless Future (Minneapolis: University of Minnesota
Press, 1995); Jeremy Rifkin, The End of Work: The Decline of the Global Labor Force and the Dawn of the
Post-Market Era (N.Y: Putnam, 1995).
74
Derber ve Schwartz, “New Mandarins or New Proletariat? Professional Power at Work,” 71.
75
Bk. Vallas ve Beck, “The Transformation of Work Revisited”; Vallas, “Rethinking Post-Fordism”; Steven Vallas, “Manufacturing Knowledge: Technology, Culture, and Social Inequality at Work,” Social Science
Computer Review 16/4 (K›fl, 1998): 353-369; Harland Prechel, “Economic Crisis and the Centralization of
Control over the Managerial Process: Corporate Restructuring and Neo-Fordist Decision-Making,” American Sociological Review 59/5 (Ekim, 1994): 723-745; ve Eileen Appelbaum ve Rosemary Batt, The New
American Workplace: Transforming Work Systems in the United States (Ithaca: ILR Press, 1994).
76
Aronowitz ve DiFazio, Jobless Future.
77
Kathryn Marie Dudley, The End of the Line: Lost Jobs, New Lives in Post-Industrial America (Chicago: University of Chicago, 1994).
78
Brint, In an Age of Experts.
79
Ayn› yerde, 10. Ayr›ca bk. B. Burris, Technocracy at Work (Albany: SUNY Press, 1993).
80 Reich, The Work of Nations; Dudley, End of the Line; Vallas ve Beck, “The Transformation of Work
Revisited.”
30
81
Gouldner, The Future of Intellectuals and the Rise of the New Class.
82
P. J. DiMaggio ve W.W. Powell, “The Iron Cage Revisited: Institutional Isomorphism and Collective Rationality in Organizational Fields,” American Sociological Review 48 (1983): 147-160.
83
Al›nt›layan: Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s,” 257. Bir gazeteci Columbia Üniversitesi’nden bir
yöneticinin üniversitenin bütçe gelirlerini “hem akademik baflar›lar vaadeden projeler hem de ekonomik
getiriler vaadeden projelere yat›r›lacak yat›r›m sermayesi” olarak gördü¤ünü aktarmaktad›r (aktaran: K.W.
Arenson, “Columbia Sets Pace in Profiting Off Research,” The New York Times, 1 August 2000, B1).
84
Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s,” 257.
85
Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism.
86
Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s,” 258.
87
Prechel, “Economic Crisis and the Centralization of Control”; Appelbaum ve Batt, The New American
Workplace; Vallas, “Rethinking Post-Fordism.” Bu makaleyi de¤erlendirenlerden biri, özel sektörün yönetim
pratiklerinin Research One [ABD üniversiteleri içinde en fazla araflt›rma deste¤i alanlar] d›fl›nda kalan üniversitelerde, araflt›rmalar›n ticarileflmesinin ise Research One üniversitelerinde daha yayg›n oldu¤unu ileri
sürmüfltü. fiuras› kesin ki, flirketlerin yönetim pratiklerinin yüksekö¤retimde kullan›m›na dair s›n›rl› veriler büyük
Makale
ölçüde Research One d›fl›ndaki üniversitelere aittir. Araflt›rmalar›n ticarileflmesine dair veriler ise seçkin ve
seçkin-olmayan araflt›rma üniversitelerinden gelmektedir. Ek olarak, özel sektörün yönetim tekniklerinin önde gelen araflt›rma üniversitelerinde ve seçkin-olmayan araflt›rma kurumlar›nda kullan›ld›¤›na dair anlat›mlara dayanan bulgular› kullan›yoruz. Bunlar› söylemekle, ticaret dünyas›n›n kod ve pratiklerinin yüksekö¤retime yay›lmas›n›n pürüzsüz ve dengeli bir flekilde gerçekleflti¤ini söylemifl olmuyoruz.
88 Örne¤in bk. H. Etzkowitz, “Knowledge as Property: The Massachusetts Institute of Technology and the
Debate over Academic Patent Policy,” Minerva, (Yaz, 1991): 412; L. S. Peters ve H. Etzkowitz, “UniversityIndustry Connections and Academic Values,” Technology in Society, 12 (1991): 432; H. Etzkowitz ve L. S.
Peters, “Profiting from Knowledge: Organisational Innovations and the Evolution of Academic Norms,”
Minerva (Yaz, 1991): 135; Slaughter ve Rhoades, “Renorming the Social Relations of Academic Science,” 341; Powell ve Owen-Smith, “Universities and the Market for Intellectual Property in the Life Sciences,” 255.
89 S. Slaughter ve G. Rhoades, “Changes in Intellectual Property Statutes and Policies at a Public University:
Revising the Terms of Professional Labor,” Higher Education, 298.
90 A. Webster ve K. Packer, “When Worlds Collide: Patents in Public Sector Research,” H. Etzkowitz ve L. Leydesdorff, der., Universities and the Global Economy: A Triple Helix of University-Industry-Government Relations (London: Pintor, 1997) içinde: 47-59; American Association of University Professors, “Academic Freedom and Tenure: Corporate Funding of Academic Research,” 21a; D. Blumenthal, S. Epstein ve J. Maxwell, “Commercializing University Research: Lessons from the Experience of the Wisconsin Alumni Research
Foundation,” The New England Journal of Medicine, 314(1986): 1621-1626.
91 Kleinman, “Pervasive Influence”; D. L. Kleinman, “Untangling Context: Understanding a University Laboratory in the Commercial World,” Science, Technology, and Society 23 (1998): 285-314.
92 Kleinman, “Pervasive Influence”; Webster ve Packer, “When Worlds Collide.”
93 P. Callaghan ve H. Hartmann, Contingent Work: A Chart Book on Part-Time and Temporary Employment
(Washington, D.C.: Economic Policy Institute); Kalleberg, Reskin ve Hudson, “Bad Jobs in America.”
94 Aktaran: K. Barker, “Contingent Work: Research Issues and the Lens of Moral Exclusion,” L. Tetrick ve J. Barlings, der., Changing Employment Relations: Behavioral and Social Perspectives (Washington, D.C.: American Psychological Association) içinde, 35. Özel yüksekokullar, resmi yerel yüksekokoullar ve dinsel kurumlar› d›flarda b›rakt›¤›m›zda dahi, ABD’de k›smi-zamanl› statüdeki ö¤retim elemanlar›n›n oran› yüzde 25’i bulmaktad›r.
95 Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s.”
96 D. Ferber, “Getting to the Front of the Bus,” Science 285 (1999): 1514-1517; K. Schmidt, “Will the Job Market Ever Get Better,” Science 285 (1999): 1517-1519.
97 Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism.
98 Ayn› yerde, 57.
99 Ayn› yerde, 59.
100 Brint, In an Age of Experts. Bu sürecin bir ironisi ve belki de yüksekö¤retimin kamuoyu gözündeki meflruiyetinin sürdürülmesinde rol oynayan bir faktör, o olmazsa befleri ve sosyal bilimlerin marjinalleflece¤i bir star
sisteminin varl›¤›d›r. Bu sistemde, az say›da bilim adam› yüksek ayl›klara ve yüksek bir görünürlü¤e sahiptir.
101 J.W. Meyer ve B. Rowan, “Institutionalized Organizations: Formal Structure as Myth and Ceremony,” American Journal of Sociology, 83 (1977): 340-367.
102 Ticari kod ve pratiklerin benimsenmesi üniversitenin meflruiyetini art›rabilir, fakat çok ileri gidilirse tersi bir sonuç do¤abilir: e¤er üniversiteler çok fazla kâr peflinde koflan bir görüntü verirlerse, safl›k ve entelektüel mayalanma yerleri olduklar› miti de tehlikeye girecek ve kamuoyunun deste¤i de azalacakt›r. Kâr gözetmeyen sa¤l›k ve sosyal hizmet sektörünün ticarileflmesini inceleyen Estes ve Alford (1990: 190) bununla ba¤lant›l› flu sav› ileri sürerler: “Çeliflki, kâr gütmeyen kurulufllar›n, meflruiyetlerine yönelik sorgulamalar› etkinlik
hedeflerini benimseyerek ve daha fazla flirket benzeri davranarak aflmaya çal›fl›rlarken, ayn› anda ba¤›fllar, gönüllülük ve kâr amac› gütmeyen giriflimlerle ba¤lant›l› toplumsal ayr›cal›klar› hakeden yegane sektör
olarak kendi meflruiyetlerinin zay›flat›lmas›na katk›da bulunmalar›d›r.”
103 Nonaka ve Takeuchi, The Knowledge Creating Company, Stewart, Intellectual Capital; T. Davenport, D.W
DeLong, M.C. Beers, “Successful Knowledge Management Projects,” Sloan Management Review, (K›fl,
1998): 43-57.
104 Dubinskas, Cultural Constructions, 180; P. Rabinow, Making PCR: A Story of Biotechnology (Chicago: Uni-
31
Makale
versity of Chicago Press); L. Smith-Doerr, Career Paths in the Life Sciences: Processes and Outcomes of Organizational Change (University of Arizona: Doktora Tezi).
105 L. Smith-Doerr, Career Paths in the Life Sciences, Bölüm 6. Powell ve Owen-Smith, “Universities and the Market for Intellectual Property in the Life Sciences”; Dubinskas, “Cultural Constructions.”
106 Powell ve Owen-Smith, “Universities and the Market for Intellectual Property in the Life Sciences,” 263.
107 Powell et al., “Interorganizational Collaboration and the Locus of Innovation,” 141; Powell ve Owen-Smith,
“Universities and the Market for Intellectual Property in the Life Sciences,” 263.
108 Smith-Doerr, Career Paths in the Life Sciences, Bölüm 6.
109 Rabinow, Making PCR, 25, 26.
110 P. Stephan, “The Economics of Science,” Journal of Economic Literature 34 (1996): 1199-1235.
111 L. G. Zucker ve M. R. Darby, “Star Scientists and Institutional Transformation: Patterns of Invention and Innovation in the Formation of the Biotechnology Industry,” Proceedings of the National Academy of Sciences 93 (1996): 12709-12716.
112 Bk. Dubinskas, “Cultural Constructions.”
113 Smith-Doerr, Career Paths in the Life Sciences.
114 Ayn› yerde, Bölüm 6.
115 Stewart, Intellectual Capital; Powell, “The Capitalist Firm in the 21st Century.”
116 M. Gibbons, M. Trow, H. Nowotony, S. Schwartzman, P. Scott ve C. Limonges, The New Production of
Knowledge: The Dynamics of Science and Research in Contemporary Societies (Thousand Oaks, Cal.:
Sage).
117 Harley Frazis, Maury Gittleman ve Mary Joyce, “Correlates of Training: An Analysis using Both Employer and
Employee Training Characteristics,” Industrial & Labor Relations Review 53/3 (Nisan 2000): 443-462. David
Knoke ve Arne Kalleberg, “Job Training in U.S. Organizations,” American Sociological Review 59 (1994):
537-546.
118 L. Bassi, S. Cheny ve M.VanBuren, “Training Industry Trends, 1997,” Training and Development (Kas›m,
1998).
119 Stewart, Intellectual Capital, 39.
120 Weld Royal, “A Factory’s Crash Course in Economics Pays off,” The New York Times, 25 Nisan 2001, D7. Jori Finkel, “Students in the Showroom,” Lingua Franca (Nisan 2001), 8. Önde gelen yönetim çal›flmalar›ndan
biri için bk. Peter Senge, The Fifth Discipline: Mastering the Five Practices of the Learning Organization
(N.Y.: Doubleday, 1990); krfl. A. J. DiBella, “Developing Learning Organizations: A Matter of Perspective,”
Academy of Management Association Best Papers Proceedings (1995): 287-290; M. Easterby-Smith, “Disciplines of Organizational Learning: Contributions and Critiques,” Human Relations 50 (1997): 1085-1113.
121 Örne¤in Columbia Üniversitesi yüksekö¤retimdeki ticarileflme hareketinin ön cephesinde olmufl, akademide üretilen patent ve lisanslardan 144 milyon dolar gelir elde etmifltir. (Arenson, “Columbia Sets Pace in
Profiting Off Research”). Ayr›ca bk. J. Gerth ve S. G. Stolberg, “Medicine Merchants: Drug Makers Reap
Profits on Tax-Backed Resarch,” The New York Times, 23 April, 2000, 1. Columbia Üniversitesi’nin y›ll›k bütçesinin kabaca yüzde 8’ini oluflturan bu gelir üniversite iflleri için harcanmamakta, gelir getirici baflka yat›r›mlar için kullan›lmaktad›r. Üniversite ayr›ca Morningside Ventures ad›nda, internette e¤itim hizmetleri pazarlayan kâr amaçl› bir flirket kurmufltur (Arenson, “Columbia University Explores How to Profit from Educational Offerings on the Internet”). Arenson (ayn› yerde) üniversitenin bir yöneticisinin, bu flirketin “Amazon.com kitap iflinde ne yapm›flsa ö¤renim iflinde onu yapaca¤›n›” umdu¤unu aktar›yor.
122 Dudley, End of the Line’, Vallas ve Beck, “The Transformation of Work Revisited.” Bu makaleyi de¤erlendiren hakemlerden birinin iflaret etti¤i gibi, “iflçilerin bak›fl aç›s›ndan özerklik” (iflteki öznel deneyim) ile “gözlemcinin bak›fl aç›s›ndan özerklik” (“nesnel” olarak ölçülebilen özerklik) aras›nda ayr›m yapmak gerekir. Bu
iki boyut, farkl› disiplinlerdeki, muhtemelen seçme süreçlerinde ve toplumsallaflmadaki farkl›l›klardan kaynaklanan çeflitli biçimleriyle, bir dereceye kadar birbirinden ba¤›ms›z ifller. “Muhalif düflünürleri” ay›klayan
alanlardaki araflt›rmac›lar›n, heterodoks düflünceyi hoflgören ya da teflvik eden alanlardaki aktörlerden
daha fazla özerklik hissetmesi mümkündür.
123 Dubinskas, “Cultural Constructions.”
124 Smith-Doerr, Career Paths in the Life Sciences.
32
125 Dubinskas, “Cultural Constructions,” 205; Smith-Doerr, Career Paths in the Life Sciences, Bölüm 6.
Makale
126 Bu makalenin eski bir versiyonunu de¤erlendiren hakemlerden ikisi, akademide bürokratik performans de¤erlendirme mekanizmalar›n›n kullan›lmas› yönündeki trendin, bizim ileri sürdü¤ümüz gibi üniversitelerle flirketlerin eflyap›l› hale gelmesinden de¤il de devletten gelen bask›lardan kaynaklan›yor olabilece¤i flüphesini belirttiler. Bu bizce iyi bir nokta. Biz devletin bu rolünün karmafl›k bir trendin bir parças› oldu¤unu düflünüyoruz. Üniversiteler bürokratik mekanizmalar› benimsediklerinde k›smen yeni yasalar›n “sinyallerini” vermektedirler. Fakat bu sinyalleri, flirketler dünyas›ndan devflirilen terimlerle vermektedirler ve bu durum Toplam Kalite Yönetimi gibi flirket uygulamalar›na ya da kalite hareketinin baflka biçimlerine yöneldiklerinde
özellikle apaç›k bir flekilde görünür. K›sacas›, üniversiteler yeni pratikleri uygularken gözleri baflkente çevrilidir, fakat do¤rudan ya da dolayl› olarak flirketler dünyas›ndan al›nan bir terminoloji kullan›rlar. Aç›kças›, bu
terminolojinin yay›lma mekanizmalar›n› takip edecek daha fazla araflt›rmalara ihtiyaç vard›r.
127 Bu sürecin yak›nlaflma içeren ya da karfl›l›kl› niteli¤i ço¤u incelemede gözden kaç›r›lmaktaysa da, Powell
ve Owne-Smith devam eden kurumsal bulan›klaflman›n fark›nda olduklar›n› gösteriyorlar. Fakat, odaklar›,
formülasyonlar› ve ç›kard›klar› sonuçlar bizimkinden farkl›d›r. ‹lk olarak, odaklar› biyoloji bilimleriyle s›n›rl›d›r;
biz ise asimetrik yak›nlaflma sürecinin biyoloji bilimlerini çok aflan bir kapsamda etkiler bar›nd›rd›¤›n› görüyoruz. ‹kincisi, Powell ve Owne-Smith dikkatlerini esas olarak yak›nlaflman›n üniversite üzerinde yaratt›¤› sonuçlara yöneltiyorlar. Buna karfl›l›k biz asimetrik yak›nlaflman›n etkilerini anlama çabas›nda hem akademi
hem de sanayi alanlar›na odaklan›yoruz. Üçüncüsü, akademik ve ticari alanlar›n birlikte de¤ifliminde biyoloji bilimlerindeki bilginin dönüflümünü vurguluyorlar. Biz ise bir zamanlar belirli alanlara özgü olan norm ve
pratiklerin bu alanlar› ay›ran s›n›rlar› aflarak yay›lmas›n›n arkas›nda meflruiyetin ve s›n›f-temelli faktörlerin rolünü vurguluyoruz. Powell and Owen-Smith, “Universities and the Market for Intellectual Property and the
Life Sciences.”
128 DiMaggio ve Powell, “The Iron Cage Revisited”; Schneiberg ve Clemens, “The Typical Tools for the Job: Research Strategies in Institutional Analysis,” WW. Powell ve D L. Jones, der., Bending the Bars of the Iron Cage içinde, bas›lacak.
129 Albert ve Bradley, Managing Knowledge.
130 Reich, The Work of Nations; 3. Bound ve G. Johnson, “Changes in the Structure of Wage in the 1980s: An
Evaluation of Alternative Explanations,” American Economic Review 82 (1992): 371-392.
131 G. Colclough ve C. M. Tolbert III, Work in the Fast Lane (Albany: SUNY Press, 1992). J. Mcllwee ve G. Robinson, Women in Engineering: Gender, Culture and Workplace Power (Albany: SUNY Press, 1993). Tekrar tekrar belirtti¤imiz gibi, asimetrik yak›nlaflma süreci etkileri bak›m›ndan eflitsiz ve çeliflkilerle doludur ve öyle olacakt›r. Bu ba¤lamda, bu makaleyi de¤erlendiren hakemlerden biri kad›nlar›n asl›nda bu sürecin daha bafl›nda sanayideki “kötü ifllere” düfltü¤ünü düflünmektedir. Asimetrik yak›nlaflma sürecinin ilerlemesiyle ifl koflullar› iyileflmifl olsa bile, sanayideki bilimin maskülinizasyonu hayaleti yeniden hortlam›flt›r: sanayideki araflt›rma ifllerinde kad›nlar› yeniden marjinallefltiren bir süreç. Yüksek teknoloji araflt›rmalar› ve cinsiyet iliflkilerinin karakteri hakk›nda bk. Mcllwee ve Robinson’un çal›flmas› ve Smith-Doerr, Career Paths in the Life Sciences.
132 Örne¤in bk. Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism; Hackett, “Science as a Vocation in the 1990s.”
133 DiMaggio ve Powell, “The Iron Cage Revisited.”
134 Kurumsal süreçlerin incelenmesine dair yöntemler için bk. Schneiberg ve Clemens, “The Typical Tools for
the Job.”
135 Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism.
136 Randall Collins, The Credential Society: An Historical Sociology of Education and Stratification (N.Y.: Academic Press,1979).
137 Donald Tomaskovic-Devey, Gender and Racial Inequality and Work (Ithaca: ILR, 1993); T. A. DiPrete, The
Bureaucratic Labor Market: The Case of the Federal Civil Service (New York: Plenum, 1989).
138 Örne¤in bk. Vallas ve Beck, “The Transformation of Work Revisited.”
139 Örne¤in bk. S. Epstein, Impure Science: AIDS, Activism, and the Politics of Knowledge (Berkeley: University
of California Press, 1996).
140 Slaughter ve Leslie, Academic Capitalism.
141 Örne¤in bk. S. Schulman, Owning the Future (New York: Houghton Mifflin Company, 1999); Kleinman, “Untangling Context.”
142 P. Brown ve E. J. Mikkelsen, No Safe Place: Toxic Waste, Leukemia, and Community Action (Berkeley: University of California Press, 1990); D. L. Kleinman, “Beyond the Science Wars: Contemplating the Democratization of Science,” Politics and the Life Sciences 16 (1998); 133-145; D. L. Kleinman, der., Science, Technology, and Democracy (Albany: SUNY Press, 2000).
33

Benzer belgeler