“24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykırım Yalanı" “24 Nisan ve Sözde

Transkript

“24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykırım Yalanı" “24 Nisan ve Sözde
ALTI AYDA BÝR ÇIKAR • TEMMUZ 2010 • SAYI: 377 • YIL: 58
“Azerbaycan Türkiye için, Türkiye Azerbaycan için,
dost iki ülke deðil, kardeþ iki ülkedir.”
2
Editörden
Tuncer KIRHAN
3
Milli Azerbaycan Cumhuriyeti 92 Yaþýnda
4
28 Mayýs 1953'te Dünyaya ve Azerbaycanlý
Vatandaþlarýna Sesleniþ;
Mehmet Emin RESULZADE
6
14
Sözde Ermeni Soykýrýmý Üzerine
Yaratýlan Mitler ve Gerçekler;
Prof. Dr. Nesip NESÝPLÝ
21
Ermenilerin Tarihi Gerçekleri
Saptýrma Gayretleri;
Prof. Dr. Almaz ALÝGIZI
27
32
“24 Nisan Sözde Ermeni
Soykýrým Yalaný Konulu Panel
20.06.2010
BAK-TÜRK Federasyonu Tarafýndan Düzenlenen
“24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykýrým Yalaný” Konulu
Panel - Açýlýþ Konuþmasý;
Cemil ÜNAL
Azerbaycan Türkiye Ýçin, Türkiye
Azerbaycan Ýçin,Dost Ýki Ülke Deðil,
Kardeþ Ýki Ülkedir.
Prof. Dr. Aygün Attar HAÞÝMOVA
Emperyalist Taleplerin Örtüsü Olarak
Soykýrým Ýddialarý ve Gerçekler;
Prof. Dr. Özcan YENÝÇERÝ
36
Hocalý Katliamý 18.Yýlýnda
Selçuk ÖNAL
39
Hocalý Olaylarý Üzerine Bir Deðerlendirme;
Azerbaycan Milletvekili Penah HÜSEYÝN
42
Hocalý Katliamýndan Alýnacak Dersler;
Sami YAVRUCAK
43
Ýran Türkleri;
H.Nihal ATSIZ
47
Güney Azerbaycan'a Özgürlük Yürüyüþü Yapýldý.
48
Ozan Araz ELSES'in Konseri Muhteþemdi.
50
Dernek Haberleri
51
Beypazarý’na Bir Gezi
Filiz ÖNAL
editörden
Siyaset bu…
“Ne atom bombasý, ne Londra konferansý, bir elinde cýmbýz, bir elinde ayna, umurunda mý dünya.” Demiþti Orhan
Veli. ABD ve AB’nin durumu da buna benziyor.
“Sözcükler” adlý edebiyat dergisinin Nisan sayýsýnda ünlü Fransýz düþünürü Jean Paul Sartre'nin, 1967 yýlýnda
Uluslararasý Savaþ Suçlarý Mahkemesi'nde yaptýðý konuþma yayýnlanmýþtý.
Ýngiliz filozof Bertrand Russel baþkanlýðýnda yirmi beþ kiþilik kuruldan oluþan mahkemenin bir de Türk üyesi vardý.
Mahkeme ABD'nin Vietnam'da yaptýklarýný araþtýrmak ve dünyaya duyurma görevini üstlenmiþti.
Dergideki yazýda, ABD'nin mahkemede Russel ve arkadaþlarýnýn iddialarýný ciddiye almadýðý, ancak savunmalar
dünyada büyük yankýlara neden olduðu anlatýlmaktadýr. Mahkemede Sartre'nin Nazi Almanya'sýnýn Yahudilere karþý
uyguladýðý soykýrým ile ABD'nin Vietnem'da yaptýklarý konusunda söylenen benzerlikler anlatýlýrken; “Bir Yahudi nereli
olursa olsun, silahlý mücadele içinde olsun, ya da olmasýn, sadece bir Yahudi olduðu için öldürülmeliydi.”
Denilmektedir. Þimdi birilerine, hatta soykýrým tasarýlarýný kabul eden ülke yönetimlerine sormak gerekir. Bu adamlar
1967 yýlýnda Ermeni soykýrým iddialarýný bilmiyor muydu? Nereden çýktý bu Ermeni soykýrýmý?
Sartre'nin savunmasýna 1915 olaylarýnýn neden olmadýðý ortadadýr. Belki de, soykýrýmý tanýmlayan 1949 tarihli Cenevre
Sözleþmesinin 2. maddesine uyan bir nokta bulamamýþlardýr. Sartre'nin mahkemeye sunduðu ifadeleri Kýzýlderili,
Vietnamlý, Cezayirli,Iraklý ve Afganlýlarý katledenler okumamýþ olabilir, ancak bizim entel aydýnlarýmýz ile 24 Nisan'da ilk
kez Ýstanbul'da yaptýklarý gösterilerde ”içimiz sýzlýyor” diyerek, Pentegon raporlarýný tercüme ederek gazetecilik yapanlar
mutlaka okumalýdýr.
Türkiye'nin tüm çabalarýna raðmen, bugün soykýrým iddialarýný tanýyan; Uruguay, Kýbrýs Rum Kesimi, Arjantin, Rusya,
Kanada, Yunanistan, Lübnan, Belçika, Vatikan, Fransa, Ýsviçre, Slovakya, Hollanda, Polonya, Almanya, Venezüella,
Litvanya, Þili, Ýsveç ve tasarýyý kongreden geçirmeyi planlayan ABD ile bu sayý 21’e yükselecektir.
ABD ne derse desin,10 Ekim 2009 tarihinde Zürih'te Ermenistan ve
Türkiye Dýþiþleri Bakanlarý tarafýndan imzalanan ve içeriðinde;
“diplomatik iliþkilerin kurulmasý ve geliþtirilmesine” dair
protokollerin onay süreci iþlemez. Çünkü sorun ABD'nin yönlendirdiði
gibi geliþme göstermesi eþyanýn tabiatýna aykýrýdýr. Oyunu her an
bozacak taraf Ermenistan'dýr. Neler yapacaðý o günden belli iken,
protokol metni aradan geçen yedi ayda eriyerek cazibesini kaybetmiþtir.
Her ne kadar Washington'dan gelen haberlerde sorumlu tarafýn Türkiye
olduðu söylense de, Obama yönetimi protokolün geleceði ve kongreye
sunulacak olan “soykýrým tasarýsý” konusunda kötümserdir. Amerika
tarafý Türkiye'yi, Azerbaycan'ý ikna etmemek (edememekle) suçlamaktadýr.
Bu konuda Türk hükümeti ikili bir sýkýntý sürecine girmiþtir. ABD nezdinde
kredi notu düþerken, içeride daha da kötüdür. Çünkü, AKP hükümeti, böyle bir sürecin iþlemesinde yeterince gerçekçi
olamamýþtýr. Anadolu'nun geniþ bir bölgesinde Ermenilerin 1915 yýlýnda yaptýklarý hatýrlandýkça her gün evlerine þehit
cenazeleriyle dönenlerin sayýsý arttýkça, ABD’ye ve AKP’ye karþý, ciddi bir antipati doðmaktadýr. Ermeni açýlýmýna benzer
söylemlerle yola çýkýlan açýlýmlarýnda barýþ ve demokrasiye katký saðlamayacaðý aþikardýr.
Gelinen noktada, ABD þunu iyi bilmelidir ki, Türkiye ve Azerbaycan'dan geçecek olan kestirme yolun Karabað
meselesinin çözümüne baðlýdýr. Ýþgal altýndaki Karabað'da parlamento seçimleri yapýlýyor, Ermenistan yetkilileri büyük
bir aymazlýkla seçimlerin yasal olduðunu savunurken,10 Ekim protokolü üzerine demeçler vererek Türkiye üzerinden
siyaset yapýlmaktadýr.
Bu da yetmiyor, Ankara'yý sorunun çözümüne müdahil olmakla suçlarken, Azerbaycan'ý da dolaylý yoldan savaþla tehdit
etmektedirler. Bir zamanlar Yahudiler için ferman çýkaranlar, Gazze’ye insani yardým götüren Türk gemilerine yapýlan
saldýrýlar karþýsýnda ne düþünmektedirler. Bunun da adý siyaset oluyor.
Tuncer KIRHAN
2
TEMMUZ - ARALIK 2009
Milli Azerbaycan Cumhuriyeti
92 Yaþýnda
2
8 Mayýs 1918 tarihinde Mehmet Emin
RESULZADE önderliðinde kurulan Milli
Azerbaycan Cumhuriyetinin kuruluþunun
92. yýldönümü, Azerbaycan Kültür Derneði
yöneticileri ve üyeleri tarafýndan Cebeci Asri
mezarlýkta bulunan Mehmet Emin RESULZADE'nin anýt mezarýna çiçek koyulmasý ve saygý
duruþu ile baþladý.
Törende konuþan Azerbaycan Kültür Derneði
Genel Sekreteri Tuncer KIRHAN, yaþamýný milleti
ve onun istiklali uðruna verdiði bir mücadele
içinde geçiren büyük devlet adamý RESULZADE'nin bundan kýrk sekiz yýl önce ebediyete
intikal ederken ortaya koyduðu ilkeler ve
söylemler içinde yer alan;
“28 Mayýs 1918 güneþi, baský ve zulüm altýnda
inleyen aziz vatanýmýn üstüne bir gün yeniden
doðacaktýr.Buna kesinlikle inanmaktayým.”
Dediðini hatýrlatarak baþladýðý konuþmasýný þöyle
sürdürdü.
“ 92 yýl önce, yani 28 Mayýs 1918 tarihinde milli ve
demokratik bir cumhuriyet'in kurulmasýndan söz
ederken o günün coðrafyasýna ve siyasi konumuna
bakmanýn doðru olacaðýný düþünmeliyiz.
28 Mayýs Azerbaycan tarihinde bir milattýr.
Azerbaycan tarihine bakýldýðýnda, M.Ö. 3000
yýllarýna kadar giden bir medeniyetin izlerinde
görülen Sümerler, Kutiler, Kimmerler, Urartular,
Ýskitler, Midyalýlar, Fars Ehemiler, Araplar,
Hazarlar, Sasaniler, Albanlar, Hurramiler ve Aras
boylarýnda Hun Türkleri, Hanlýklar dönemlerine
ait yapýlan tetkiklerde bir ilki ancak 28 Mayýs 1918
tarihinin ortaya koyduðu resmi kayýtlarda görürüz.
Azerbaycan ismi bu tarihten sonra bir devletin adý
olarak geçmektedir. Dünya tarihinde yer almasý ve
devletin olarak geçmesi 92 yýl önce yani 28 Mayýs
1918 de olmuþtur.
Bir baþka ve belki de en önemli mit,devletin adýnda
“milli” ibaresinin bulunmasýdýr. 92 yýl önce
etrafýnda sadece imparatorluklar gibi monarþik
yapýlarýn geleneksel olarak yaþadýðý bir ortamda,
özellikle temelinde Ýslam olan bir
doðu
toplumunda ilk defa görülebilen ve devletin
simgesi olan bayraðýnda bunu en iyi þekilde iþleyen
milli demokratik bir cumhuriyet yapýlanmasýdýr.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 29 Ekim nasýl bir
mit ise, Azerbaycan tarihinde de 28 Mayýs önemle
yaþatýlmasý gereken bir tarihtir. 28 Mayýs'ta sadece
bir parlamento altýnda devlet kurulmamýþ,
edebiyatý, dili ve kültürü ile bir millet þuuru ve
kimliði yaratýlmýþtýr. Ýnsan haklarý denilen ve
içinde kadýnlara hangi inanç ve etnik yapýsýna
olmasýna bakýlmadan seçme ve seçilme hakkýnýn
tanýmasýyla da önemli bir tarihtir.
28 Mayýs ayný zamanda bir milletin ses bayraðý
olan dili önemseyerek, kuruluþunun ikinci ayýnda
anayasasýna koyduðu “Devletin resmi dili
Türkçe'dir” ifadesiyle de bir mit yaratmýþtýr. Bu
yönüyle de yapýlanlarýn bir devrim niteliði taþýdýðý
görülmektedir.
Ne yazýk ki, 21 aylýk baðýmsýzlýk rüyasý önce
Azerbaycan'ý, daha sonra Doðu Avrupa'yý da içine
alacak bir Bolþevik istilasýna uðrayarak insanlýðý
yetmiþ yýllýk bir esarete mahkum eder.
Sovyetler birliðinin yýkýlmasýndan sonra yeniden
kazanýlan hürriyet ve istiklal ile kazanýlan ve
yaþayan ne varsa, 28 Mayýs 1918 tarihli mücadelenin eseridir.
92 yýl önce “Bir kere yükselen bayrak bir daha
inmez” diyen, Mehmet Emin Resulzade ve
arkadaþlarýný minnet ve þükranla anýyoruz.” Dedi.
Azerbaycan Büyükelçiliðinde yapýlan kutlamalar
Akþam saatlerinde derneðimiz yöneticilerinin de
katýldýðý resepsiyona 9. Cumhurbaþkaný Süleyman
Demirel'in yaný sýra çok sayýda bakan, milletvekili
ve yabancý misyon temsileri katýldý.
Cumhuriyetin 92. yýl dönümü nedeniyle Bakü'den
gelen orkestra ve solistin yaný sýra çocuklardan
oluþan özel folklor ekibinin gösterileri konuklarýn
büyük ilgisiyle karþýlandý
3
TEMMUZ 2010
Mehmet Emin Resulzade'nin
28 Mayýs 1953'te,
Amerika'nýn Sesi Radyosu
Aracýlýðýyla Dünyaya ve
Azerbaycanlý Vatandaþlarýna
Sesleniþi
“28 Mayýs 1918 güneþi,
baský ve zulüm altýnda inleyen
aziz vatanýmýn üstüne
bir gün yeniden doðacaktýr.
Buna kesinlikle inanmalýyýz.”
Ýstiklalin elde edilmesiyle kurulan Milli Azerbaycan Hükümeti, az zamanda çok ve büyük iþler
baþarmýþtýr.
Çarlýk döneminde devlet yönetimine alýnmayan
Azerbaycanlýlardan, ordu ve kolluk kuvvetleri
teþkil ettirilmiþ, sosyal alanda önemli iþler
yapýlmýþtýr.
Toprak reformu yaratýlarak topraksýz köylülere
toprak tahsis edilmiþ, iþçi haklarý ilk defa olarak
güvence altýna alýnmýþtýr.
Eðitime öncelikle önem verilirken, Türkçenin
resmi dil olarak ilan edilmesi saðlanmýþtýr. Orta ve
yüksek okullar açýlmýþ, batý standartlarýnda halk
temsilcileri teþekkül edilirken, hakimiyet kayýtsýz
ve þartsýz milli meclise býrakýlmýþtýr.
Parlamentodan güven almayan hükümetlerin
görev yapamadýðý bunun en önemli bir göstergesi
olurken, ülkede tam bir özgürlük yaratýlmaya
çalýþýlmýþtýr.
Devletin saðladýðý güven ortamýnda terör ve
huzursuzluk son bulmuþ, bu gün Sovyet
yönetiminde olduðu gibi terör ve güvensizlik gibi
tehlikelerden söz edilemez bir ortam yaratýlmýþtýr.
Dýþ dünya ile her türlü baðlantý saðlanýrken, sýnýr
kapýlarý Sovyetlerin yarattýðý gibi kapalý olmayýp,
vatandaþlarýn temel hakký olan seyahat hürriyeti
olduðu gibi gelenlere de Azerbaycan'ýn kapýlarý
sonuna kadar açýk býrakýlmýþtýr.
Aziz vatandaþlarým,
Amerika'nýn Sesi Radyosu'nun bize verdiði
imkanla, Azerbaycan tarihinin önemli bir günü
olan 28 Mayýs'ta sizlere hitap ediyorum.
Yüz yýl süren Rus Çarlýk esaretinden sonra, bundan
otuz beþ yýl önce Azerbaycan Milli Þurasý
Azerbaycan Cumhuriyeti'nin istiklalini bütün
dünyaya ilan etmiþti.
O tarihten önce, millet olarak varlýðýný ispat eden
Azerbaycan halký, kurduðu milli devletin istiklali,
parlamentoda
bütün mevcudiyetiyle ortaya
koyulmuþtur.
Medeni bir geçmiþe sahip olan vatan ve milletimiz
siyaset sahnesinde çok büyük ve önemli iþler
baþarmýþtýr. Azerbaycan'ýn istiklali uðrunda
yapýlan en kanlý savaþlardan birisi, 19. asrýn
baþlarýnda, Cevat Han'ýn 1904'te Gence' de ki þanlý
mücadelesidir. “Ölmek var, dönmek yok” ilkesi
istiklal uðruna mücadele edenlerin destaný ve þiarý
olmuþtur.
Azerbaycan'ýn 28 Mayýs 1918'de, istiklalini ilan
etmesiyle kendi tarihinin tabii sürecini fikirden
fiiliyata geçirdiði þanlý bir sayfadýr.
Bunu yaparken çaðdaþ dünyada cereyan eden
olaylarý da deðerlendirmekten geri kalýnmamýþtýr.
Her milletin kendi geleceði konusunda söz sahibi
olduðu gibi, Milli Azerbaycan Cumhuriyeti de
ilkelerini millet iradesiyle belirlemeyi bir ideal
olarak kabul etmiþti.
4
TEMMUZ 2010
Komþu ülkeler ile dostluk iliþkileri yaratýlýrken,
ticari iliþkiler en iyi seviyeye çýkarýlmýþ, bütün
bunlarýn neticesinde, Milli Azerbaycan Cumhuriyeti Avrupa devletleri ve ABD gibi dünya devletleri tarafýndan tanýnmýþtýr.
Özellikle,Türkiye ile Ýran arasýnda bir dizi dostluk
ve kardeþlik anlaþmalarý imzalanmýþtýr.
12 Ocak 1920 tarihi Azerbaycan Cumhuriyeti'nin
tanýnmasý yönüyle önemli bir tarih
olup,
Azerbaycan halký bu günü önemli bir gün, bir
bayram olarak benimsemiþtir.
Bu günden itibaren, Azerbaycan davasý, Rusya'nýn
bir meselesi olmaktan çýkmýþ, milletler arasý bir
mesele olmuþtur.
Medeni tarihimizin þanlý fikir adamlarý tarafýndan
alkýþlandýðý hürriyet ve istiklal fikri ülkemizde
yerleþirken, dünya milletleri bu geliþmeleri
takdirle karþýlamaktan geri kalmamýþtýr.
Yüz yýldan buyana üzerimize çöken baskýcý ve
istilacý anlayýþ son bulmuþ, Azerbaycan halký hür
ve müstakil olmanýn gururunu yaþarken, ne yazýk
ki, 27 Nisan 1920'de baskýcý Çarlýk yönetimlerinin
yerini bu defa daha zalim olan Bolþevik istilasý
almýþtýr.
Genç cumhuriyetimiz ve istiklalimiz, kýzýl
istilacýlarýn ayaklarý altýnda ezilmiþtir. Karþý
koymalarýn bedeli katliam ve sürgün olmuþtur.
Ne yazýk ki;bundan bir ay önce yani 28 Nisan'da
Sovyet propagandacýlarý tarafýndan yürütülen istila
hareketleri Azerbaycan halkýna baþka bir hürriyet
ve istiklal gibi takdim edilmiþtir.
Sözde, dünyanýn en demokrat ve hür rejimi gibi
anlatýlan Sovyet rejimi, emperyalizmden baþkasý
deðildir.
Bunu mukayese etmeye imkan dahi olamazdý.
Ýstiklalimizi elimizden alan bu saldýrganlarýn
vaatleri gerçekse bizim hürriyetimiz nerededir? Bu
geliþmelere kim dur diyebilecekti?
Hürriyet çýðýrtkanlarý bunu nasýl açýklayabilirler. ?
Onlar masum Azerbaycan halký üstüne yarasalar
gibi saldýrdýlar.
Çünkü güneþten korktular.
Azerbaycan ve diðer Kafkas Cumhuriyetleri
gerçek hürriyet ve istiklali, 28 Mayýs 1918'de
tatmýþtý,1920'de ise bu istiklal Kýzýl Rus ordularýnýn istilasýyla son buldu.
Zaman, zaman dramatik þekiller alan bu mücadele
içinde sahte komünist rejimine düþen bazý
cemiyetler dahi gerçeði anlayarak milliyetçi ve
vatansever cepheyi seçtikleri görülmüþtür.
Bu istila üzerine yabancý ülkelere giden Kafkasya
muhacirleri, haklý olduklarý milli istiklal davasýný
tüm uygar dünya kamuoyuna anlatmaktan geri
kalmadýlar. Bu kutsal vazifeyi ifa edenlerin
düþtüðü zorluklar bugün had safhadadýr.
Þurasýný belirtmek gerekir ki; Komünist rejime
düþenlerin hak ve hukuklarýný anlatmak hiçte çetin
olmamýþtýr.
Çok þükür ki, olaylar ve geliþmeler bizim haklý
davamýza yardýmcý olmaktadýr.
Dünya Sovyet gerçeðini görmektedir. Otuz üç
yýldan buyana süren mücadeleyi tüm dünya
görmektedir. Bilinmektedir ki, hürriyet ve insan
haklarýný inkar eden komünistler iþgalci ve kan
dökücü hareketlerini sürdürdükçe dünya huzur
bulmayacaktýr.
Hürriyet ve istiklal evrensel bir anlayýþtýr.
Dünya üzerinde esir bir millet kaldýkça barýþ ve
huzurdan söz edilemez. 1918 Mayýs'ýnýn temelini
teþkil eden hürriyet ve istiklal fikri Kafkasya
halklarý içinde önemli bir hareketin baþlangýcý
olmuþtur.
Rusya'dan ayrý olmanýn bir irtica, baþkalarýndan
ayrý olmanýn bir inkýlap olduðunu söyleyen Sovyet
diktatörü Stalin bu gün yoktur, ancak onun iki
yüzlü sistemi yaþamaktadýr.
Bu insanlýk dýþý sistem uygar milletler tarafýndan
gün geçtikçe anlaþýlacaktýr.
Hakikat bir gün mutlaka etkili ýþýklarýyla aydýnlýðý
saçacaktýr. Birleþmiþ Milletler prensipleriyle
ayakta duran insan haklarý gibi kavramlar mutlak
bir gün galip gelecektir.
Dünya bu sorunlarý bugün daha iyi görebilmektedir.
Sovyet baskýsý altýnda inleyen aziz vataným bir 28
Mayýs'ta yine layýk olduðu ýþýða kavuþacaktýr, buna
kesinlikle inanmaktayým.
Üç renkli istiklal bayraðýný, vatanlarýndan ayrý
yerlerde göðüslerinde gururla gezdirenler, orada
her türlü korku ve tehdit altýnda kalpleri istiklal
aþkýyla çarpanlar, sizlere candan selam ve
sevgilerimi gönderiyorum.
28 Mayýs istiklal þehitlerini aziz ruhlarý önünde
tazimle eðilirken, her iki tarafý birleþtiren milli
büyük hasreti þairin dediði gibi ifade etmek isterim.
“Sen bizimsin, bizimsin durdukça bedende can,
Yaþa yaþa, çok yaþa, ey þanlý Azerbaycan.”
5
TEMMUZ 2010
BAK-TÜRK Federasyonu
tarafýndan düzenlenen,
“24 Nisan ve Sözde
Ermeni Soykýrým
Yalaný" konulu panel büyük
bir katýlýmla gerçekleþti.
P
anele, Azerbaycan Parlamentosundan
konuk olarak katýlan Milletvekili Prof.
Dr. Nesip NESÝPLÝ ve Bakü Devlet
Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Almaz
ALÝGIZI'nýn yaný sýra, Giresun Üniversitesi
Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Aygün Attar
HAÞÝMOVA ile 21. Yüz Yýl Türkiye Enstitüsü
Yönetim kurulu Üyesi Prof Dr. Özcan
YENÝÇERÝ konuþmacý olarak katýldýlar.
Toplantýyý yöneten BAK-TÜRK Federasyonu
Baþkan Vekili ve Azerbaycan Kültür Derneði
Genel Baþkaný Cemil ÜNAL, yaptýðý açýþ
konuþmasýnda, Sözde Ermeni Soykýrýmý gibi suni
bir sorunun, son yýllarda giderek farklý bir ivme
kazandýðýný belirtirken, Türkiye'deki sözde
aydýnlarýn yarattýðý entelektüel yaklaþýmlarla,
dýþarý için kaynak oluþturduðunu ifade ederek,
konuþmasýna þöyle devam etti;
“Doksan beþ yýldan bu yana devletimiz, Türkiye
Cumhuriyeti hükümetleri, milletimiz töhmet
altýnda býrakýlmýþtýr. Bu süre içerisinde hepimiz
Ermeniler'e soykýrým uygulamakla suçlandýk.
Bu ithamlara karþýlý, iddialara cevap vermeyi,
kendimizi müdafaaya, yalanlara tepki göstermeyi
politika yapýyor zannettik. Gerçek manada
geleceðe, ithamlara yönelik hiçbir politika
üretemedik.
Bugün burada, bunlarýn nedenlerini ve ne
yapmamýz gerektiðini tartýþma imkaný bulacaðýz.
Osmanlý Ýmparatorluðu çok dilli, çok dinli ve çok
halklý bir devlet olmasýna mukabil, bizlerle birlikte
huzur içerisinde yaþayan, bizlerin kucakladýðý
topluluk Ermeni topluluðu olmuþtur.
Altý yüz sene beraber yaþadýðýmýz bu toplum,
Cemil Ünal Açýlýþ Konuþmasýný Yaparken
zaman zaman diðer halklarýn, hatta Türk
unsurunun dahi sahip olmadýklarý imkanlara sahip
olmuþlardýr.
1453 yýlýnda Ýstanbul'u fetheden Fatih sultan
Mehmet, hiçbir mecburiyeti yokken, Ermeni dini
lider (Hovakim'i) Ýstanbul'a davet ederek,ona
Ermeni Patrikhanesini kurdurtarak patrik tayin
etmiþ,hiç kimseye nasip olmayan yetkilerle
donatmýþtýr.
Yavuz Sultan Selim, Çaldýran Savaþý dönüþünde
binlerce Ermeni'yi Anadolu'ya getirerek Ýstanbul'
un en güzide yerlerine yerleþtirirken, kendilerine
her türlü imkaný saðlamýþtýr.
Bunlarýn yaný sýra,1868 yýllarýnda hiçbir topluma
nasip olmayacak þekilde ayrý bir millet gibi kendi
yaþayýþlarýný düzenleyen ve 99 maddeden oluþan
Ermeni Anayasasý kabul edilmiþ, Ýstanbul'un
göbeðinde 140 milletvekilinden oluþan Ermeni
6
TEMMUZ 2010
Milli Meclisi faaliyete geçmiþtir. Gerek senatoda
gerekse Osmanlý millet meclisinde azýmsanmayacak miktarda Ermeni temsilcileri bulunmuþ,
devletin önemli iþleri, yurt dýþýnda Türkiye'yi
temsil etme, bakanlýk yapma görevleri kendilerine
verilmiþtir.
On binlerce Ermeni genci yurtdýþýna tahsile gitmiþ,
Türk çocuklarý okuma imkaný bulamazken, bunlar
için kolejlerle beraber 800 civarýnda okul
açýlmýþtýr. Fesat terörist yuvalarý olmasýna raðmen
Ermeni kiliseleri hiçbir baský altýnda kalmamýþ,
inançlarýna asla müdahale edilmemiþtir.
Muhterem davetliler,
Þimdi sormak lazým; 600 yýl hiçbir Ermeni kötü
muameleye maruz kalmamýþken; Neden 1915
tarihinde bu olaylar meydana gelmiþtir, Ermenileri soykýrýma tabi tutmak için Türk halký neden
bu kadar zaman beklemiþtir, bunun sebebi nedir,
günahkar kimdir, günah kimdedir?
Osmanlý devleti 1914 tarihinde Sarýkamýþ'ýn
dýþýnda 300 000'e yakýn þehit vermiþtir. Bu olaylar
yetmemiþ gibi, 1915'te Rusya her taraftan ülkeyi
kuþatmaya baþlamýþ,Güney ve Doðu Anadolu'yu
iþgal etmiþtir.
Ýþte bu kargaþalar sürerken altý yüzyýl beraber
yaþadýðýmýz Ermeni vatandaþlarýmýz ülkenin
çeþitli bölgelerinde düþmanla iþbirliði yaparak ülke
içerisinde silahlý iþgal ve katliamlara baþlamýþlar,
1915 Nisan ayýnda Van'ý iþgal etmiþler,Taþnak
devrimci partisinin kumandasý altýnda Müslüman
halký yok etmeye baþlamýþlardýr.
Burada ki katliamý yapanlarýn baþýnda da Osmanlý
parlamentosunun Eski Erzurum milletvekili olan
Garo lakaplý Karakin PASTIRMACIYAN bulunuyordu. Bunlar þehri Türk ve Müslümanlardan
tamamen temizleyerek Rus ordusuna teslim
etmiþler, Ruslar'da Ermenilere iltifat olsun diye
Ermeni Aram MANUKYAN'ý Van iline vali olarak
tayin etmiþlerdir.
Ýþte bu kanlý olaylarýn devam ettiði bir süreçte 24
Nisan 1915 tarihinde 2345 Ermeni militaný
Dahiliye Nazýrlýðýnýn tespiti üzerine suçüstü
yakalanmýþlardýr.
Bu olay karþýsýnda Ermeniler, Türk Ermenistan'ýnda (Doðu Anadolu) katliamlarýn baþladýðýný,
Hýristiyanlýk adýna Hýristiyan aleminin olaya
müdahale etmesini istemiþler, ve böylece
soykýrýma uðradýk yalanýný dünyaya yaymaya
baþlamýþlardýr.
Bu olaylar meydana gelinceye kadar hiçbir
Ermeni'ye dokunulmadýðý gibi tehcir (yer deðiþtirme) olayý ve kararý da söz konusu deðildir.
Olaylarýn devam etmesi üzerine 1915 Mayýs ayýnýn
sonunda mecburiyet karþýsýnda tehcir kararý
alýnmýþtýr.
1918 tarihinde, Ermenistan'ýn ilk baþbakaný ve
Taþnaksutyun partisinin kurucularýndan olan
Ovanes Kaçaznuni'nin
yaptýðý þu tespitlerle
kimlerin suçlu olduðunu görmek mümkündür.
Ovanes KAÇAZNUNÝ,
1923 tarihli Paris
konferansýna sunduðu raporunda þu tespiti
7
TEMMUZ 2010
yapýyor: “1914 sonbaharýnda Ermeni gönüllü
birlikleri kuruldu ve Türklere karþý faaliyete geçti.
1914 kýþý ve 1915 yýlýnýn ilk aylarý Taþnaklar'da
dahil olmak üzere Rusya Ermenileri açýsýndan bir
heyecanlanma ve umut dönemiydi. Biz kayýtsýz ve
þartsýz Rusya'ya yönelmiþtik.
Çar Hükümetinin Güney Kafkasya Ermenistan'ý
ile Türkiye Ermenistan'ýnýn baðýmsýzlýðýný bize
armaðan edeceðine inanmýþtýk. Türklere karþý
yabancýlarla iþbirliði yapmak, Ermeni gönüllü
birliklerinin Türklerle savaþmasý büyük hata idi.
Tehcir kararý amacýna uygundu.
Aklýmýz dumanlanmýþtý, boþ sözlere hepimiz
inanmýþtýk, Türklere karþý yabancýlarla iþbirliði
yapmak, Ermeni gönüllü birliklerinin Türklerle
savaþmasý hata idi. Tehcir kararý amacýna
uygundu.” Bir Ermeni devlet adamýnýn söylediði
doðrularý, bizim Ermeni-perestler söyleyememektedirler.
Tabiî ki o günkü þartlar içerisinde kayýplar
olmuþtur. Baþta Ermeniler ve onlarý kullananlar ,
her nedense Türklerin kayýplarýný hiç dikkate
almamaktadýrlar. O tarihlerde Ermeni tarihçilerin
ve patrikhanenin dýþýndaki bütün kaynaklar,
Osmanlý imparatorluðu içerisindeki
Ermeni
nüfusunu 1.300 000 ile 1. 400 000 arasýnda tespit
etmiþlerdir.
Yapýlan propaganda ile, baþtan 300 000 civarýnda
iddia edilen Ermenilerin kaybý, her yýl artarak 2
000 000'a ulaþmýþtýr.
Muhterem davetliler,
1917 Bolþevik ihtilali sonrasýnda Çarlýk Rusya'sý
genelinde Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'ýn
seçilmiþ milletvekilleri Tiflis'te bir araya gelerek,
Mavera-i Kafkas Konfederasyonun oluþturmuþlardýr. Kurulan bu hükümet ile Osmanlý Devleti
arasýnda 14 Mart – 14 Nisan 1918 tarihlerinde
Trabzon'da, 11 Mayýs- 4 Haziran
1918
tarihlerinde Batum'da önemli toplantýlar yapmýþtý.
Trabzon konferansýna iþtirak eden Ermeni
heyetinin temsilcisi olan HATÝSOV (daha sonra
Ermenistan cumhurbaþkaný) Hüseyin Rauf
ORBAY'a
gizlice adamlar göndererek özel
görüþme talebinde bulunmuþtu.
HATÝSOV'un gönderdiði þu mesaj þu idi; “
Kafkasya'da 1915 tarihinden sonra kaçar 450 000
Ermeni bulunmaktadýr. Bunlar Ermeni yetkilileri
tazyik etmekte ve hepsi geldikleri yere geri
dönmek istemektedirler. Þayet bu Ermenilerin
tekrar Osmanlý topraklarýna ilhak edilmesini kabul
edeceðiz ve Gürcüler'ide tesire çalýþacaðýz”
Ermenilerin bu talebinin yerinde bulunmadýðýndan
Rauf ORBAY ile istenilen görüþme yapýlamamýþtýr.
26 Aralýk 1922 tarihinde, K NORADUKYAN,A.
AHARONYAN, A. HADÝSYAN'dan oluþan
Ermeni heyeti Lozan konferansýna sunduklarý
raporda HATÝSOV'un Trabzon konferansýnda
sunduklarýný teyit ettikleri gibi bütün Ermenilerin
katledikleri yalanýný da ortaya çýkarmaktadýr.
Ermeni Heyetinin raporunda görülen; 450 000
Ermeni'nin Kafkasya'da, 140 000 Ermeni'nin
Suriye'de, 120 000 Ermeni'nin Yunanistan ve
Adalar'da, 50 000 Ermeni'nin Bulgaristan'da ve 60
000 Ermeni'nin de Ýran'da olmak üzere toplam 820
000 olarak daðýldýðýný, Lozan konferansýnýn tali
komisyonunda dile getirmiþlerdir.
Muhterem hanýmefendiler, beyefendiler,
Yine bir Ermeni tarihçi olan BARONÝGÝYAN'a
göre savaþ sýrasýnda Türkiye'den, 180 000 kiþinin
Van'dan, 90 000 kiþinin Bitlis'ten, 120 000 kiþinin
Erzurum'dan ve 60 000 kiþinin de diðer doðu
vilayetlerinden olmak üzere toplam 450 000
Ermeni'nin Rusya'ya göç ettiðini teyit ediyor.
Hatta bir diðer Ermeni tarihçi olan HOVANNÝSÝAN 'da , arz ettiðim göçlerin dýþýnda, 50 000
kiþinin Lübnan'a, 10 000 kiþinin Ürdün'e, 40 000
kiþinin de Mýsýr'a geldiðini bildiriyor. Ayný
tarihlerde 133 000 Ermeni'nin de Türkiye'de
kaldýðýný ifade etmektedir.
Ýþti Türklerin soykýrým uyguladýðý ve milyonun
üzerinde Ermeni'yi katletti denildiði tehcirin
sonuçlarýný gösteren rakamlar bunlardýr. Maalesef
bu yalanlara en büyük destekte Türk aydýnlarýndan
gelmektedir.
Ermenilerden özür dileyen bu aydýn geçirenler,
Cebeci Asri mezarlýðýnda Asala Terör örgütü
tarafýndan katledilen Türk þehitliðine giderek
Türk'e yakýþmayan
davranýþlardan dolayý,
þehitlerimizden özür dilemelidirler.
Biz bugün bu toplantýya gelmeden önce
misafirlerimizle Asala terör örgütü tarafýndan þehit
edilen Dýþiþleri Bakanlýðý mensuplarýmýzý ziyaret
ettik. Onlardan Ermeniler adýna özür dileyenlerin,
Türkler bir milyon Ermeni'yi katletti diyenlerin
Ermeni lobisi olarak Türk milletini suçlayan
8
TEMMUZ 2010
suçlayan zavallýlarýn saçmalýklarýndan dolayý
þehitlerimizden özür diledik. Dualar ettik. Türk
milletinin kendilerini asla unutmadýðýný ilettik.
Muhterem davetliler,
Biz hiçbir insanýn,hatta canlýnýn ölmesine taraftar
deðiliz. Sizlere arz ettiðim gibi, o günkü þartlarý
Ermenilerden, dedikleri gibi milyonlarcasý deðil,
300 000 civarýnda kayýplarý olmuþtur. Peki, bizim
kaybýmýz nedir? Onlar bizim kaç insanýmýzý
katletmiþtir? Maalesef Türk ve Müslümanlarýn
kayýplarýný hiç kimse dile getirmiyor, getirmek
dahi istemiyor. Bu hususta sizlere bazý rakamlar
vermek istiyorum. Arz edeceðim hususlar pek çok
yabancý tarihçilerinde tespit ettiði rakamlardýr.
1914 tarihinden 1921 tarihi arasýnda altý milyona
yakýn Türk ve Müslüman Kaf
kasya'dan zorla
sürülmüþ, Türkiye'ye gönderilmiþtir. Bunlardan
600 000 civarýnda insan yollarda katledilmiþ,
Türkiye'ye varýncaya kadar, 800 000'den fazlasý
yok olmuþtur. Osmanlý Devleti geneline
baktýðýmýz zaman, durum çok daha kötüdür. 1912
tarihinde Osmanlý devleti içerisindeki Müslüman
nüfus 14 milyondur.
Normal nüfus artýþ
çerçevesinde 1922 tarihinde Müslüman nüfusun
15 721 000 olmasý icap ederken, 11 618 000 olarak
tespit edilmiþ, kaybýmýz dört milyonun üzerinde
olmuþtur.
Bugün 24 Nisan 2010 tarihidir. Bizler burada
tarihi bir görevi yerine getirirken , Ermeni milli
davasýna
ve Ermenilerin Türk milletini ve
devletimizin lehine þahitlik yapmak için, bu
saatlerde Ýstanbul'da toplantýlar yapýlmaktadýr.
Ayrýca devletimiz, hükümetimiz, halkýmýz, ABD
Baþkaný OBAMA'nýn, soykýrým sözcüðünü
Ermenice'mi, Ýngilizce'mi ifade edeceðinin
heyecanýný yaþamaktadýr.
Muhterem davetliler,
OBAMA gerek seçimleri esnasýnda, gerekse
TBMM'de Soykýrým yapýldýðýna dair düþüncelerini açýk ve net
biçimde dile getirmiþti.
TBMM'de “Ermenilerle aranýzda ki problemleri
çözün, problemlerinizi sýfýra indirin” talimatý
OBAMA'nýn düþüncelerinde hiç bir deðiþikliðin
olmadýðýnýn iþareti idi.
Elbette ki bizler, her zaman komþularýmýzla iyi
geçinmek istiyoruz. Aramýzda hiçbir problemin
olmamasýný istiyoruz. Kafkasya'da , dünyanýn
gözleri önünde kim problem yaratmaktadýr.?
Toprak iþgal eden kimdir?
Otuz bin üzerinde Türk'ü katleden kimdir?
Komþu bir ülkenin topraðýnýn yüzde yirmisini
iþgal eden, bir milyon insaný öz topraklarýndan
zorla göç ettiren kimdir? Bizlerden problem
çýkaranlarýn, toprak iþgal edenlerin , insanlarý
öldürenlerin kucaklanmasý isteniyor.
9
TEMMUZ 2010
Þuradan Sayýn Cumhurbaþkanýmýza, Baþbakanýmýza, özellikle, Dýþiþleri Bakanýmýza sesleniyorum; KOÇARYAN'ýn, NALBANT-YAN'ýn
ellerini sýkmanýzý, hiçbir þey yokmuþ gibi, bu
katilleri kucaklamanýzý içimize sindiremiyoruz.
Çünkü bunlar devlet adamý deðil, , birer
teröristtirler.
Muhterem dinleyenler,
Bundan bir müddet evvel, Dýþiþleri Bakanlýðý
Müsteþarý bir mektupla, Ermenistan'ýn ayaðýna
gönderiliyor. Washington'da yapýlacak nükleer
güvenlikle ilgili toplantýnýn ön hazýrlýðý yapýlýyor.
Bu vesile ile Ermenistan Devlet Baþkaný
SARKÝSYAN ile görüþme planlanýyor. Yapýlacak
görüþmenin ana konusu Kafkasya'da istikrar ve
Karabað konusu.
O bölgede Gürcistan var, konunun tarafý olan
Azerbaycan var. Kafkasya'da Ermeni taraftarlýðýný
bölgede
istikrar arayýþý olarak
anlayanlar,
Washington'daki
toplantýya Gürcistan ve
Azerbaycan'ý çaðýrmýyorlar.
Ermenistan, Amerika'da Karabað meselesinin
gündemde olmadýðýný, Türkiye Cumhuriyeti
hükümeti baþbakanýndan, büyükelçi ile gönderilen
mektuptaki teminatýn
dýþýnda protokollerin
TBMM'den geçirilmesini istiyor.
Halbuki, Ermenistan ile Türkiye arasýnda yapýlan
protokol gereði; Ermenistan güya,
1- Türkiye ile mevcut sýnýrlarý tanýyacak,
2-Soykýrým iddiasýný araþtýrmak üzere bir komisyonun kurulmasýna “evet”diyecek,
3-Soykýrým iddialarýný uluslararasý alanda Türkiye'ye karþý kullanmayacak,
Ne oldu, Ermenistan Anayasa Mahkemesi aldýðý
kararla; Ermeni politikasýnýn ne olduðuna son
noktayý koydu. Anayasa Mahkemesi
idare
edenlerin görüþü dýþýnda bir almasý elbette ki
düþünülemez.
Muhterem davetliler,
Alýnan karar; Türk devletinin,varsa, Kafkasya
politikasýnýn iflasýný gösteren bir belgedir. Karara
göre,
1-Kurulacak komisyon 1915 tarihinde gerçekleþtirilen soykýrýmý görüþmez ve tartýþmaya
açamaz,
2-Karabað Türkiye'nin meselesi deðildir,
3-Türkiye ile Ermenistan arasýnda 1990 tarihinden
sonra yapýlan anlaþmalar geçerlidir,(1921 Kars
anlaþmasýný tanýyor)
4-Çünkü, protokoller, Ermenistan anayasasýnýn
giriþ bölümüne ve baðýmsýzlýk bildirisinin 11.
paragrafýna aykýrý olamaz.
23 Aðustos 1990 tarihli baðýmsýzlýk bildirisinin
11. maddesi, Doðu Anadolu'yu Batý Ermenistan
olarak kabul etmekte, 1921 Kars Anlaþmasýný
reddetmektedir. Osmanlý Türkiye'sinde ve Batý
Ermenistan'da yaþayan 1915 soykýrýmýnýn uluslar
arasý alanda tanýmasýnda
Ermeni devleti
görevlidir. Ýbaresi bulunmaktadýr.
Saygý deðer davetliler,
Sözlerimi baðlamak istiyorum. Þu saatlerde
Ermenilerin yaþadýðý (Türklerin ki önemli deðil)
büyük acýyý yüreðinde hisseden Türkiyeliler ve
Türkiye Ermeni lobisi, Taksim'de Ermeniler adýna
mum yakarak yas tutmaktadýrlar. Ýlerisi için,
kendilerine Türkiyeli diyenlerin hedefleri bellidir.
Bize göre tasarladýklarý hedefler þunlardýr.
1-24 Nisan Türkiye'de ve dünyada yas günü olmalýdýr.
2-Diaspora Ermenilerinin toprak haklarý olmalýdýr.
3-Ýsteyen Ermeni'ye vatandaþlýk hakký verilmelidir.
Toplantýmýza iþtirak eden konuþmacýlarýmýza,
bizleri yalnýz býrakmayan siz deðerli konuklarýmýza þükranlarýmý sunarken, Türk kamuoyuna
ve bizleri idare edenlere son sözlerimiz þunlardýr.
1-Bizler komþularýmýzla eþit þartlarda
sýfýr
problemli politika istiyoruz,
2-teslimiyet istemiyoruz,
3- 24 Nisan saçmalýðýnýn Türk tarihinden
çýkarýlmasýný istiyoruz. Saygýlarýmla”
Osmanlý daðýlýrken
Ermeniler ne yapýyordu?
Stok ve Karaborsa!
10
TEMMUZ 2010
24 Nisan 1914 Sözde Ermeni soykýrým Yalaný” adlý panele
konuþmacý olarak katýlmak üzere Ankara'ya gelen Prof. Dr.
Milletvekili Nesip Nesipli, Prof Dr. Almaz Aligýzý ve Azerbaycan
Kültür Derneði Yönetim Kurulu üyeleri Cebeci mezarlýðýnda
bulunan Dýþiþleri Bakanlýðý Þehitleri ve Mehmet Emin Resulzade'nin
kabrini ziyaret ederek çiçek koydular.
Biz inanýyoruz ki bir gün mutlaka onun idealleri
hakim ve kaim olacaktýr.”
Prof. Dr. Almaz ALÝGIZI;
“Onun kabri baþýnda dünya tarihine bakmak gereði
ile þu duygularý yaþadým diyebilirim. Liderler
ortaya koyduðu fikri deðerlerle ebediyete
gitmektedirler.
Bana öyle geliyor ki ne mutlu ki biz Mehmet Emin
Resulzade gibi bir lider y aratmýþýz. Nedeni olarak,
tarihte ilk demokratik bir cumhuriyet kurmak ve
ona milletin adýný verebilmek önemli bir atýlýmdýr.
Çünkü ona gelinceye kadar hiçbir Türk asýllý
Müslüman ülkede böyle bir atýlým gerçekleþmemiþti. Denilebilir ki, hatalar olmuþtur, elbette ki bir
ilki baþarmak sürecinde böylesine bir vizyon
yaratmada hatalar olabilir. Ancak ben bir uzman
olarak onun tüm yaþamýnda objektif olarak bir
kusur bulamadým.
Onun dönemi zorluklar dönemiydi, onda ilahi bir
güç dahi olsa o günkü vahþi ve emperyalist
Azerbaycan Kültür Derneði Genel Baþkaný
Cemil ÜNAL;
“Bugün Azerbaycan'dan aramýzda bulunan deðerli
bilim ve siyaset adamlarýyla birlikte büyük devlet
adamý Merhum Mehmet Emin Resulzade'yi ziyaret
için onun kabri baþýndayýz
Ýnanýyoruz ki, Azerbaycan'da onun 28 Mayýs
1918'de ortaya koyduðu idealler doðrultusunda
yeni ve güçlü bir nesil doðmaktadýr.
Bu gün aramýzda bulunan deðerli dostlarýmýz o
düþüncenin önemli temsilcileridirler.
Türkiye Cumhuriyetinin temelinin atýldýðý kutsal
bir gün olan 23 Nisan gibi, bir bahar gününde yani
28 Mayýs'ta bundan 92 yýl önce Azerbaycan'da ayný
þekilde milli bir devletin temeli atýlmýþtý. O
nedenle, bugün o cumhuriyeti kuran büyük insanýn
yanýna gelmiþ bulunmakla ne kadar mutlu
olduðumuzu anlatmak isteriz.
Onun fikir ve ideallerini her zaman gönlümüzde
yaþattýk ve ebediyete kadar yaþatacaðýz.
11
TEMMUZ 2010
saldýrganlýklar
karþýsýnda
dayanabilmesi
olanaksýzdý. Resulzade öðlesine bir ideal býraktý ki,
bugün göklerde onun çizdiði üç renkli bayrak
dalgalanmakta ve onun idealleri dalga dalga
yaþamaktadýr.
Onun karþýsýnda duygusal olmamak mümkün
deðil, büyük bir ideal adamý olan Resulzade'yi
saygý ve sevgi ile içimizde yaþatmaya devam
edeceðiz. Çünkü onun baðýmsýzlýk ideali halen
devam ediyor. Ne yazýk ki arkadan gelen nesiller
ona layýk bir mesafe alamamýþlardýr.”
Prof. Dr. Nesip NESÝPLÝ,
“Tarihte ilk Türk Cumhuriyetinin kurucusu ve
siyasi mefkuresinin sahibi olan Mehmet Emin
Resulzade bir bayraktýr.
Bayrak olduðu kadar, bilinmesi gereken özelliði,
kýsa ömürlü siyasi hayatýnda ortaya koyduðu
ilkeler bu günde ayaktadýr. Bu gün Azerbaycan'da
yaþamakta olan nesiller içten içe onun koyduðu
ideallerle beslenmektedir.
18 ve 20 . yüz yýllar olmasaydý, Azerbaycan bu
günkü durum ve konumda olmayacaktý. Onun ruhu
henüz tam olarak huzura ermemiþtir.
O ne istiyordu? O demokratik, baðýmsýz bir
Azerbaycan istiyordu.
O Azerbaycan insanýnýn mutlu ve müreffeh
olmasýný istiyordu.
Ne yazýk ki bu gün gerçekleþmemiþtir.
Þimdiki nesilden ümidimiz ve dileðimiz onun bu
arzularýný yerine getirmesidir.”
Dýþiþleri Bakanlýðý Mensuplarý þehitliðini
ziyaret sýrasýnda konuþan Cemil Ünal burada
yaptýðý konuþmada þöyle dedi.
“Bu gün burada Türk milletini ve devletini dýþ
ülkelerde temsil ederken, ASALA teröristlerince
canlarýný veren þehitlerimizin baþucunda kendilerini ziyaret ediyoruz.Onlarýn tertemiz masumiyetleri karþýsýnda, kendilerinden Türk milleti adýna
özür diliyoruz. Çünkü gerçek özür dilenmesi
gerekenler burada toprak altýnda yatan insanlardýr.
Bu þehitleri ziyaret etmeyen ve bugün Türk
olduklarýndan þüphe duyulan bazý mihraklar,
Ermeni'ye ve Ermeni davasýna destek olmaktadýrlar.
Ermeniler için “kara gün” diyerek onlara sahip
çýkanlarýn hali burada yatan vatan evlatlarýna
hakarettir.
Ancak bu deðerli þehitler bilsinler ki, Türk milleti
yetmiþ üç milyon, Türk dünyasý ise yüz elli
milyondur.
Ýþte o milyonlarýn baðrýnda yaþayan bu insanlardan
bir kere daha gaflet içinde olanlar adýna özür
diliyor, ve aziz hatýralarý önünde baþ eðiyoruz.”
12
TEMMUZ 2010
Dr. Ahmed Ýhsan Kýrýmlý’nýn Palketini Genel Baþkan Cemil Ünal Verirken.
24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykýrým Yalaný”
konulu panelin sonunda konuþmacýlara ve
Baktürk Federasyonu Genel Baþkaný
Dr. Ahmed Ýhsan Kýrýmlý’ya
katkýlarýndan ötürü plaket takdim edildi.
Prof. Dr. Almaz Alikýzý’nýn plaketini Kars Eski Senetörü Ziya Ayrým, Prof. Dr. Aygün Attar Haþimova’ya Eski Ulaþtýrma Bakaný Enis Öksüz,
Prof. Dr. Nesip Nesipli’ye AKD Bursa Þube Baþkanýmýz Ezc. Handan Askeran Ton, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’ye Eski Sanayi Bakaný Abdülkerim Doðru verirken.
13
TEMMUZ 2010
SÖZDE ERMENI
SOYKIRIMI ÜZERÝNE
YARATILAN MÝTLER ve
GERÇEKLER
Prof. Dr. Nesip NESÝPLÝ
Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili
E
1 milyondan fazla insanýmýzý mülteci yapmýþtýr.
rmenistan'la protokol meselesi ortaya
çýkýnca, Türkiye siyasetinde ve medyasý
nda Ermeniler konusunda yeni
yaklaþýmlar kendisini göstermeye baþladý.
Türkiye'de 'Hepimiz Ermeniyiz!' deyen kesimler
Ermenilerin tarihten beri mazlum millet olduklarý
yönünde adeta ispatlama çabasýna soyundular.
Tabi, bunu üzülerek ifade ediyoruz.Çünkü açýlan
imza kampanyasý, itiraf etmek gerek, bizlerde yani
Azerbaycan türklerinde þok yarattý.
1988-94.cü yýllarda 20 binden fazla Azerbaycan
vatandaþý öldürülmüþ, 20 binden fazlasý
yaralanmýþ; 50 bini sakat olmuþ, 5 binden fazlasý da
esir alýnmýþtýr.
Mültecilerden 200 bini Ermenistan'da 8 bin kare
kilometrelik sahasý olan 172 köyde ve kasabada
yaþamaktadýrlar. Bunlar, Karabað ve etrafýndan
kovulmuþ insanlar olup, etnik temizleme
siyasetinin kurbanlarýdýr.
CNN Türk ve baþka kanallarda defalarca
Ermenilerden üzür dilemek ve onlara tazminat
ödemek gerekçesi ile bir grup Türk liberal
akademisyenin önerilerini de dinleme fýrsatý
bulmuþtum. Bu tür önerileri dinlerken düþünmek
zorunda kaldým.
Oysa "etnik temizleme" uluslararasý hukuka göre,
cinayet sayýlmaktadýr. Ýkinci dünya savaþý
döneminde Hitler Almanya'sýnýn iþðal ettiði
topraklarda bile yerel sivil ahali yaþamakta idi.
Birinci Karabað savaþý ile Azerbaycan'a 60 Milyar
dolar zarar verilmiþtir.
Bu insanlar bu gün Türk birliði idealini zararlý
bulan birileri olarak düþündüm. Ermenistan
Cümhuriyetinin iþgalci devlet olmasýna göz yuma
bilirler.
Savaþýn Azerbaycan için en feci devri - 1992-ci
yýlýn Þubat'ýnda Hocalý þehrinin yerle-bir edilmiþ,
613 kiþi vahþice öldürülmüþtür. Bunlardan 63-ü
çocuk, 106-sý kadýn idi.
Acaba nasýl olur da insan sevgisi
diyerek
Ermenilerin insanlýðýn yüz karasý iþlerini
görmemezlikden gelmektedirler? "Hepimiz
Ermeniyiz!" deyen bu kesime Azerbaycan
timsalýnda bazý gerçekleri hatýrlatmak yada sormak
iyi olur düþüncesindeyim. Birinci sorum.
Kimse ola bilir demesin, desin ki, bu gün Ermeniler
bu cinayeti yapmýþ ve yapmayada devam ediyor.
Bunun 1915. yýl olaylarý ile ne ilgisi vardýr. O
zaman ikinci soruya geçelim.
1. Ermeniler gerçekten mazlum mudur?
2. Ermeniler, 100 yýl önce mazlum olabilirler
mi?
Bu gün Ermenistan Cumhuriyeti “Kuzey
Azerbaycan topraklarýnýn aþaðý-yukarý %20-sini
iþgal etmiþ, BM'nin malum dört kararý olmasýna, 18
yýllýk müzakere sürecine raðmen Azerbaycan
topraklarýný ellerinde tutmaya devam etmektedirler.
Ermeniler belli ki, XVI yüzilin sonlarýndan - Ýsrail
Ori zamanýndan Rus yanlýsýna çevrildiler.
Rusiyanýn sýcak denizlere enme politikalarýnda
maþa oldular. Bu da makbul. Amma Rus gücüne
dayanarak aþaðý-yukarý iki yüzyýl komþularýna hor
bakmalarý, imkaný olduðu her zaman onlarý
14
TEMMUZ 2010
Taþnaksütyun tarafýndan gerçekleþtirildiðini,
þehirde kaos ortamý oluþturulmayý amaçladýklarýný
ifade etmekteydi. Kýsa bir süre sonra, Ermeniler
terör olayýnýn sorumluluðunu üzerine aarak bu
konuda bildiriler daðýttýlar.
kesmeye kalkýþmalarý manaviyat bir yana, hukuka
ziddir ve cinayetdir. Bazý örnekler verelim.
1804-ün Ocak ayý. Yenice iþðal edilmiþ Gencede
Ermenilerin teþkilatçýlýðý ile 500 kiþi þehir
camiisinde diridiri yakýldý.
Bildiride, "Biz bu "mahkemeyi", "adaleti" uzun
zamandan beri beklemekde idik. Artýk 10 gündür,
Bakü valisi yoktur, ama ebedi adalet var. O, bu defa
Ermeni devrimcilerin eliyle tezahür etti. Ermeni
Devrim Federasyonu." Diye iade edilmekteydi.
Ermeni generallar Madatov ve Lazarev Rus iþðal
ordusunda Türklere ve Müslümanlara karþý hususi
qaddarlýðý ile seçildiler.
XIX yüzil boyu Azerbaycana göç ettirilmiþ
Ermenilerin Rus sömürge rejiminde özel statusü
olmuþ, bunu kullanarak Türk malýna ve canýna
genim kesilmiþler.
XIX yüzyýlýn sonlarýnda meydana gelen Ermeni
siyasi partileri ve örgütleri proqram amaclarýna
yetmek için tüm vasýtalarý itibar görmüþlerdi.
Taþnaksütyun ideologu Eduard Oganesyan
diyorki: "Adalet, kutsal deðer, yasadan üstte
durmaktadýr.
Ermeni silahlý örgütlerinin bu yýllarda baþlýca
hedeflerinden birisi ve birincisi yerel Türk ahalisi
idi. Ýrevan'da, Zengezur'da, Göyçe'de, Bakü'de,
Nahçývan'da, Karabað'da baþta Taþnaksütyun
olmakla birlikte Ermeni silahlý örgütleri binlerce
sivil, silahsýz Türk'ü terör sonucu öldürmüþlerdi.
Yerel Rus memurlarý bu iþlere genellikle göz
yummuþ, bazen de bu karýþýklýklara kendileri
bizzat iþtirak etmiþlerdi.
Bu yüksek deðerin gerçekleþmesi için yasalarý
dikkate almamak, hatta gerekirse kaba kuvvetle
ortadan kaldýrmak mümkündür." Taþnaksütyun
ideologlarýnýn "adaletsiz" kavramý ile kastettikleri
"Haydat" ("Ermeni mahkemesi") doktrininin
kökünde duran "kaybedilmiþ topraklar"dýr.
Ermeni silahlý örgütleri 1917-nin Þubat'ýnda Rusya
imparatorluðunun çöküþünden sonra daha da
aktifleþti. Yalnýz Bakü ve etrafýnda 1918. nin
Mart'ýnda 30 binden fazla sivil þehirli katledildi.
Ermeni milli devletinin kurulmasýndan sonra terör,
devlet terörü þeklini aldý.
Bu ideoloji ile yola çýkmýþ Taþnaksütyun ve diger
Ermeni partileri "kaybedilmiþ topraklarýn iadesi"
için seçdikleri metodlarý geniþ kullanmýþlardýr. Bu
maksada yetiþmeleri için Ermeniler, Osmanlý,
Gürcüstan, Ýran ve Azerbaycan topraklarýný içine
alan "Büyük Ermenistan" uðrunda silahlý mücadile
yürütmüþler.
1918-1920. yýllar aslýnda Azerbaycan'la Ermenistan arasýnda devam edecek olan savaþ
dönemidir. Ermenilerin elinde silahlý gücün olmasý
(Müslümanlar genellikle Rus ordusuna alýnmazdý)
onlara bu çatýþmalarda üstünlük saðlamýþtýr.
1919-da Azerbaycan parlamentosunun baþkaný Ali
Merdan Bey Topçubaþý Paris Barýþ Konferansýna
Azerbaycan hükumetinin resmi memorandumunu
takdim etmiþti. Bu dokümanda son iki yýlda
Ermeni-Rus birleþik gücleri ile çatýþmalarda
Azerbaycan'ýn 2 þehir ve 500 köyün tahrip edildiði,
Azerbaycan Türklerinin 100 binden 150 bine kadar
kurban öldürüldüðü kayýtlara geçmekte idi.
Azerbaycandan istedikleri Karabað, Nahçývan ve
Kür nehrine kadarki geniþ alandýr. Ýç karýþýklýk
yaratmak, silahlý catýþmalar oluþturmak, isyanlar
çýkartmak 20. yüzyýl Ermeni örgütlerinin asas
mücadele formasýdýr. Bir kaç örnek verelim:
Birinci Rus inkilabý zamaný Ermeni örgütlerinin en
çok kullandýðý mücadele þekli terör olmuþtur.
1905-in Mayýs ayýnýnýn 11’de Ermeniler Bakü
genel valisi Nakaþidzeni'yi bombalý saldýrýda
öldürdüler.
1920-nin Nisan'ýnda Kýzýl Rusya'nýn yeniden
Güney Kafkaslara inmesini Ermeniler sevinçle
karþýladýlar. Bakünün iþgalinden hemen sonra,
"Grab nedelya"da (Talan haftasýnda), özellilllikle
Gence ayaklanmasý bastýrýldýðý zaman Ermeniler
Rus güclerinin önünde yürümüþlerdi. Yalnýz Gence
ayaklanmasýnda 8 bin sivil katledildi.
Bu eylemin Taþnaksütyun partisince düzenlendiði
biliniyordu. Bakü Jandarma idaresi Petersburga
gönderdiyi yazýlý bilgide bu terör olayýnýn
15
TEMMUZ 2010
Dro (Taþnaksütyuna baðlý) ve nihayet 5 bin kiþiden
ibaret ANA (Ermeni milli ordusu) gruplarýnýn
isimlerine sýkca rastlanýyor.
Yerli Gence Ermenileri ise komþularýnýn deðil,
saldýrganlarýn yanýnda yer aldýlar.
Yeni Bolþevik hökumeti ile sýk iþbirliði içinde olan
Ermeni silahlý çeteleri Milli Azerbaycan
hökumetinin bakanlarý ve parlamento üyelerinin
hapsi veya terör olaylarýnda önemli rol üstlendiler.
1920-nin Haziran'ýn 19-da eski baþbakan Fethali
Han Hoyski, bir ay sonra ise Azerbaycan
parlamentosunun baþkan yardýmcýsý Hasan Bey
Aðayev, Ermeni teröristinin kurþunu ile Tiflis'te
katledildiler.
Andranik isimli grupun ultimatumunda: "Bu
günlerde hapsedilmiþ Karabað Komitesi
liderlerinin ve tüm siyasi mahbuslarýn bir an önce
azat edilmesini talep ediyoruz. Düþünmeniz için 24
saatiniz vardýr. Aksi halde kitle terörü baþlatacaðýz.
Eylemin zaman ve yerini bildirmiyoruz. Bizim
dostlarýmýzdan aldýðýmýz stingerlerimiz var. imza
Andranik terör grupu." deniliyordu.
Terör gruplarý bu yýllarda Azerbaycan'ýn Hanlar ve
Þaumyan bölgelerinde, ayný zamanda Karabað'da
da aktif eylem yapýyor, sivil ahaliyi yerlerini terke
zorluyordu.
Azerbaycan eski iç iþleri bakaný Behbud Han
Cevanþir 1921-in 18 Temmuz'unda Pera Palas
otelinde Ermeni teröristi Misak Torlakyan
tarafýndan katledildi. Onun mahkemesi oldukça
enteresandýr. Ýþgal altýnda olan Ýstanbul'da
kurulmuþ mahkemede genç Ýngiliz savcýsý
Rickatson Hatt mahkemede bu katil için ölüm
cezasý istedi.
Bu cesaret mahkeme baþkaný dahil her kesi þaþýrtdý.
Ve Rickatson Hatt 24 saat içinde Türkiye'den
uzaklaþmaya mecbur edildi. Yerine gelen savcý
sanýðýn beraatýný istedi ve o, ayný gece buradaký
Ermeniler tarafýndan Amerikaya kaçýrýldý.
1988. yýlýn Aralýk ayýnda depremzedelere yardým
için uçan Azerbaycan uçaðýnýn vurulmasý, Rusya,
Kazakistan ve Azerbaycanýn resmi temsilcilerini
barýþ anlaþmasý için Stepanakerte taþýyan
helikopterin vurulmasý, Ýran sivil uçaðýnýnda
Karabað semasýnda vurulmasý ve Bakü
metrosunda 300 kiþinin ölümü ile sonuclanan
müthiþ patlama Ermeni terörünün hangi boyuta
ulaþma istidadýnda olmasýnýn bir kaç örneðidir.
Sovyet rejiminin kuvvetlenmesi ile Ermenistan
Sovyet Sosyalist Cümhuriyeti sýnýrlarý içinde
kalmýþ Türklerin durumu daha da kötüleþti.
"Türksüz Ermenistan" yaratmak için Ermenistan'daki Türkler'e çeþitli baskýlar uygulandý. 1916da Ýrevan guberniyasnda (merkezinde) 375 bin
Türk yaþýyordu, 1922-de onlarýn sayýsý 70 bine
inmiþ oldu. 1948-1953-lerde onbinlerle Türk ailesi
Sovyet Ermenistan'ýndan sürgün edildiler.
Terörist gruplar Ermenistan'ýn içinde de yeterince
aktiftiler. Ermenistan hükümetinin ve bizzat Rus
askeri birliklerin yardýmý ile onlar Ermenistan'da
yaþayan Türkleri sýkýþtýrýyor, onlarý Azerbaycan'a
göç etmeye zorluyorlardý. Direniþ gösterenler katl
ediliyordu. Bu eylem sonucu Ermenistan'da 172
Türk köyü tahrip ediliyor, direnen 216 kiþi
öldürülüyordu. Ölenlerin arasýnda 57 kadýn, 23
çocuk bulunuyordu.
Gorbaçovun Perestroyka'sýnýn baþlanmasý ile
Ermeni baskýlarý giderek arttý. 1987-de Ýrevan'da
baþlanan sokak yüryüþleri, Moskva'ya talepler
toplayýp gönderme kampanyasý, 1988, 1989, 1990larda çeþitli silahlý gruplarýn yaranmasýna ve
Azerbaycan aleyhinde onlarýn faaliyetinin
geniþlenmesine dönüþtü.
1990-ýn yazýnda iktidara gelen Ter-Petrosyan için
terör gruplarý büyük sorun oldu. Son 20 yýlda
Ermenistan'da terör eylemleri biribirini takip etti.
2000. yýlýnýn meþhur parlamento baskýnýnda
parlamento baþkaný ve baþbakan katledildi. Ondan
hemen sonra Ermeni politikacýlarýndan Paruyr
Hayrikyan þöyle diyordu; "Terör artýk Ermeni
yaþamýnýn ayrýlmaz parçasýna çevrilmiþ..."
Bu illegal gruplarýn bir kýsmý Ermeni diasporasýnýn
ve militanlarýnýn kuvvetli olduðu ülkelerden
gelmiþti. Bu gruplar arasýnda Haydat, Sasunlu
David, Vretaruner (Kýsascýlar), ASALA, Neytral
adlý gruplar, "Nart" partisinin özel ordusu, Muþ,
Gelelim Güney Azerbaycan'daki Ermeni
mezalimine...
1918'in Mart Bakü katliamý ile ilgili Güney
Azerbaycan'ýn Urmu, Hoy, Selmas yörelerinde
16
TEMMUZ 2010
lerinin ilki harici misyonerler olduðunu ifade
etmektedir. Bu arada Amerika ve Fransa'dan gelen
Ermeni ve baþka Mesihleri tahrik ederek
Müslümanlarýn aleyhinde silahlandýrmasý olmuþtur.."
Ermeni Taþnaklar'ýn eli ile Azerbaycan Türkleri
katliama maruz kaldýlar. Mart'ýn sonunda
Bakü'deki katliamlar kasdedilerek
Kuzey
Azerbaycan'da resmi Soykýrým günü gibi matem
tutulmaktadýr.Bu törenler çerçevesinde ayný
zamanda Urmu'nun da adýnýn anýlmasý mantýklý
olur. Çünki ayný zamanda yalnýz Urmu'da 10.000
Türk'ün katledildiði tarihi bir olaydýr. Urmu ile
birlikte toplam katlolunanlarýn sayýnýn 70-150 bin
kiþi oldiði bilinmektedir. Ýran kaynaklarý bunu
kanýtlamaktadýr.
Muhammed Temeddün kitabýnýn 175. sahifesýnda;
"Ecnebi misyonerl?r ve konsolos yetkilileri yýllar
önce Urmu'da kendi maksatlarý için Ermeniler ve
baþka Hýristiyanlar'ý örgütlediler. Cuma namazlarýndaki toplantýlarda her kesin silahsýzlandýrýlmasý
kararý da yine haricilerin planý idi. Urmu þehirinin
emniyetinin o toplantýda Petros Ýllo ve kardeþine
tavsiyesi olan, bayram öncesi katliamlara hazýrlýk
amaçlý idi."
1."Urmu Zerdüþt peyðember ülkesi" isimli
kitabýnda Ali Dehkan yazýyor ki, o günlerde o, 1516 yaþta bir genç idi. Baþ verenleri ailesi ile birlikte
yaþamýþ. Özellikle Martýn 17'sinde Urmu'nun
çeþitli sokaklarýndan geçib akrabalarýnýn evinde
sýðýnak ararken 10000 insanýn katledilmesine tanýk
olmuþtur.Kitabýn 517. sayfasýnde açýklanmaktadýr.
Baþka bir yerde (sayfa 178'de) "Müslümanlar
programsýzlýðýndan istifade ederek olaylarýn
karþýsýnda kendini savunma
gücüne sahip
deðildiler.
2.”Rahmetüllah Han Mütemed-ül-vüzeranýn
hatýralarý ve ya Urmu odlu dünya savaþýnda". Aslen
Urmulu bu þahýs, savaþ zamaný Ýran Dýþ Ýsleri
Bakanlýðýnýn Urmu'da selahiyyetli nümayendesi
görevinde çalýþýb. Bunun için de perde arkasýndaký
müzakerelerden geniþ bilgi verdiði görülmektedir.
Onun hatýralarýný düzenleyen Kave Bayat, bu
dökumanlarýn aslýný Londra'da yaþayan torununun
yanýnda sakladýðýný bildirmektedir.
Þehrin saygýnlarý ve millet önderleri toplantý
yaparak müdafaa hattý yaratmak yerine,
ecnebilerýn vadlerine inanarak elleri koltuklarýnda
kalmýþlardý. Halkýn geleceði Ermeni, Assuri ve Rus
milisleri ile Fransýz misyonerlerine býrakýlmýþtý."
Bu sözlerden, Guney Azerbaycanlýlarýn ders
almasý gerekir.
Rahmetüllah Motemed-ül-vüzara o kara günlerde
ortaya çýkan olaylarý günlük kayýtlarýnda tüm
çýplaklýðý ile tasvir ediyor. Onun 550 sayfalýk
hatýralarý araþtýrýcýlar için önemli bir kaynak
sayýlmalýdýr.
3."Birinci Dünya Savaþýnda Urmu" adlý kitabýn
yazarý Muhammed Temeddün Urmu'nun o
zamanki tanýnmýþ aydýnlarýndandýr. Bilim, eðitim
ve basým alanýnda büyük hizmetleri olmuþ Güney
Az?rbaycan'n önemli þahsiyetlerindendir.
Hatýra kitabýnýn 195. sayfasýnde Osmanlý
ordusunun Urmu'ya giriþin ise þöyle anlatýyor:
"Þehir kalesinden Amerikalýlar telefonla Osmanlý
askerlerinin daðdan iniþini bildirdiler.
4."Azerbaycan'ýn 18 Yýllýk Tarihi" kitabýn yazarý
Ahmed Kesrevi, tanýnmýþ Ýran tarihcisidir. Urmu
olaylarý ile ilgili yazdýklarýnda yukarýda adýný
andýðýmýz Rahmetüllah Han Mötemed-ülvüzaranýn Ýran Dýþ Ýþleri Bakanlýðýnda saklanan
dökumanlarýndan yararlanmýþtýr.
Bu birlikler o kadar hýzlý geliyordu ki, þehri
korumakla görevli Ermeniler ve baþkalarý daha
ziyade adam öldürme fýrsetý bulamadan, ya Sulduz
tarafýna kaçmakta, ya da bir yerlere saklandýlar.
Ali Dehkan Urmu'da Hiristiyanlarýn Müslümanlarý
katlettiði konusunda geniþ bilgi vermektedir. O,
kitabýn 155. sayfasýnda þöyle yazmaktadýr.
"Urmuda Hiristianlar Cilo ve Taþnak kýyafetli yerli
Türk ahalisini katlederek kökünü kesmeyi
amaçlayarak, burada kaydettiði gibi bu hoþ
olmayan olaylarýn oluþmasýnýn baþlýca neden-
Osmanlý atlýlarý Yurtþah kapýsýnda Urmu þehrine
dahil oldular. O sýrada Urmu Müslümanlarýnýn
durumu bir taraftan sevindirici, öteki taraftan, altý
aylýk katliam neticesinde acýnacak durumda idiler.
Þehrin ahalisi gözlerinde sevinc yaþý ile altý ayda
baþlarýna gelenlerden kurtulduklarýna göre Tanrýya
þükür ediyordu.
17
TEMMUZ 2010
Halkýn daha çok zulüm görmüþ yoksul tabakalarý
aðlaya-aðlaya Osmanlý askerlerinin atlarýnýn
ayaklarýný öpüyorlardý. Bütün millet göz yaþlarýyla
bu kurtuluþ ordusunu karþýlamak için yollara
dökülmüþtü.." Bu ordunun baþýnda Enver Paþa'nýn
kardeþi Nuri Paþa vardý. Az sonra Nuri Paþa
Kuzeydeki soydaþlarýný kurtarmak için Gence'ye
yönelecektir.
Türkiye karþýtý tebliðatýn sonucu olarak vatandaþlar arasýnda Türkiye'nin nufuzuna büyük darbe
olmuþtur.
Geçen yýl, rey veren bir ankette cevap verenlerin
yalnýz %25-i Türkiye'yi Azerbaycan'ýn stratejik
müttefiki bilirken, yani 4 kiþiden 3-ü Türkiye'yi
artýk "kardeþ devlet" bir yana, stratejik müttefik
bile görmemektedir. (Rusyanýn bu konudaki anket
sonucu ise %21' dir.). Bu, çok tehlikeli ve acý bir
durumdur. Çünkü bir kitlesel daðýnýklýk içinde olan
Azerbaycan insanýnda yalnýzlýk hissini artýrmaktadýr.
Ermenilerin Azerbaycanda'ký cinayetler listesi
oldukça uzundur. Bize göre bu saydýklarýmýz
önemle bilinmelidir.
Þimdi, bir baþka önemli meseleye geçelim.
Tarihinde bu kadar zalim, intikam duygularýyla
dolu, hiyanet sayfalarý olan Ermeniler, kendilerini
bazý ülkelerde, bazý kesimlerde, hatta Türkiye'nin
liberal kesimlerinde bile mazlum çocuk gibi taktim
etmeye çalýþmaktadýr. Halbuki gerçek bu deðildir
Üçüncü sorumuza geçmek gerekirse;
Halbuki Azerbaycan'a Türkiye'de sevgi yüksektir.
Ve daha da yüksek kýlmak mümkündür. Ülkemde
dediðim þeyleri burada da tekrarlamak isterim.
Uluslararasý iliþkiler pratiðinde hiç de fantazi
sayýlmayan ABD'ni Birleþik Krallýk'la iliþkiler
modeli vardýr.
3.Ne yapmalýyýz, yada ne yapmak gerekir?
Ýþte,Türkiye-Azerbaycan iliþkileri için de geçerli
olacak model o olmalýdýr. Yani Að Ev'in (Beyaz
Saray) kararýný etkilemek isterseniz Dauning
Street'den baþlayýn düstürü benimsenmelidir.
Azerbaycan iktidarý Allahýn verdiði bu merhemeti
iyice deðerlendirip,þaþkýn ve þýmarýklýðý bir
kenara býrakmalý,Türkiye ile daha kararlý çalýþmak
zorundadýr.
Öncelikle; Sözde Ermeni soykýrýmý problemi
denilen meselenin yalnýz Türkiye'nin deðil, Türk
dünyasýnýn, Azerbaycan'ýn problemidir diye
düþünmek gekir.
Karabað problemi tek Azerbaycanýn problemi
deðildir.Yine tüm Türk dünyasýnýn, bu sýradan
Türkiye'nin problemidir. Dolayýsýyla Türk birliði
idealinin gerçekleþmesine hiç bir zaman bu kadar
ihtiyac olmamýþtý denilebilir.
Türkiye'yi yönetenlere de sözümüz vardýr. Onuda
zamanýnda Mehmed Emin Rasulzade biçimlendirmiþtir. "Asrýmýzýn Siyavuþu" adlý eserinde
1920 yýlýnda Resulzade þöyle diyor; "Eski Turan'ýn
göbeðinde Azerbaycan namýnda bir genc, igit
delikanlý var. Yeni Turanýn anahtarý ondadýr.
Onunla anlaþmazlýk çýkarsa, önce onun gönlünü
kýrýp, kendisine zarar verirsin, bütün çabalarýn
boþunadýr, emeklerin harap, tahtýn berbat olur."
Azerbaycan dýþýnda ki ülkelerdeki iktidarlarý
tenkit etmek alýþkanlýðýmýz yoktur. Ancak son bir
yýlda Azerbaycan'da ortaya çýkan olaylar o kadar
düþündürücüdür ki, o nedenle belirtmek doðru
olmaz. Protokol meselesi çýktýðýnda bizim ülkede
Türkiye aleyhine devamlý tebliðat baþladý.
Detaylarýna girmeyeceðim.
Hepimiz o konularý bilmekteyiz. En azýndan
yukarýda sýraladýðýmýz 1915 tarihinde Azerbaycan'ýn kurtarýcýsý Nuri Paþa'ya ait bir heykel
yada anýt yapmak önerimizi rededen iktýdarýn,
Türk bayraklarýný þehitlikten indirmek yanlýþlýðýný,
doðal gaz fiyatlarý konusunda meseleyi
duygusallýkla siyasileþtirmenin, vizeli gediþ-geliþ
rejiminin kaldýrýlmasýnýn Türkiye yayýnlarýný
Azerbaycan TV kanallarýndan çýkarýlmasýný,
PKK'nýn, hem de terör teþkilatý ilan edilmediðini ve
benzeri iþleri hepimiz biliyoruz.
Azerbaycanýn en büyük problemi milli kimlik
problemidir. "Azerbaycanlý" konsepti burada
millet kuruculuðu süreci karþýsýnda duran en büyük
engeldir. Milli hareketin lideri rahmetli Abülfez
Elçibey þöyle demiþti: "Azerbaycan halký
Türklüðünü derk "kanýt" edenden sonra milli
problemlerini çözmeðe baþlayacaktýr."
Türkiye'nin Azerbaycan'a en etkili yardýmý da bu
sahada ola bilir. Karabað sorunun oluþmasý ve
yýllardýr Azerbaycan'ý ve tüm Güney Kafkasya'yý
18
TEMMUZ 2010
"münakaþa" yada "konflikt" demeyelim;
felç etmesi þunun için mümkün olmuþdur ki,
iþgalin ta baþýndan beri Azerbaycan ve Ermenistan
güçleri ve imkanlarý beraber olmamýþtýr.
Ermenistan, milliyetçiliðin aþýrý derecede
olmasýndan baþý belaya girmiþse, Azerbaycan da
onun gereken seviyede olmamasýndan sorunlarla
karþýlaþmýþ."
"Münakiþe" ("konflikt") sözü - konfliktologiya
elminin elifbasýndan yanaþmýþ olsak- mübahiseli
arazi, toprak ve saireye münasibetde kullanýla bilir.
Biz bu sözü kullanmakla Karabaðý iddialý arazi
olarak görmekteyiz ki bu doðru deðil.
Problem "Daðlýk Karabað" sýnýrlarýný çokdan
aþmýþtýr.. Biz onun sýnýrlarýný mahdutlaþtýrmakla
Ermeni'ye daha bir hediye vermekteyiz. Üstelik
onun farkýnda olmadan.
Bu imkandan yararlanarak, bir az da Azerbaycanýn
Karabað problemine deyinmek isteriz. 20 yýlý aþkýn
zaman içinde Azerbaycan'ý rehin almýþ bu hayati
problemin yakýn yýllarda adaletle çözüleceðine
ümit yoktur.
Karabað problemimiz "Ermenistan-Azerbaycan
münakaþasý" deðil, çünkü Karabað ve cývarýndaki
bölgeler Ermenistan'la Azerbaycan arasýnda
tartýþmalý arazi deðildir.
Uluslararasý iliþkilerde "adalet" prinsibinin geçerli
olmadýðýný biliyoruz. Gerçekçi bilim, çýkar ve
gücün geçerli olduðunu bildiriyor. Azerbaycan' da
kendi hayati meselesini çözmek için bunlarý
bilmelidir, buna uyðun siyasetini kurmalýdýr. Her
þeyden önce burada güc balansý deðiþmelidir,
Azerbaycan milli gücünü artýrmalýdýr.
“Münakaþa" ne zaman baþladý? Resmi cavap,
1988. yýlýn Þubat'ýnda DKMV Halk Deputatlarý
Sovyetinin malum kararý ile. "Daðlýk Karabað
Tartýþmasý" konseptine göre, bu, doðrudur. Yeni
tarihi devirde Ermenistan'ýn Azerbaycan'a karþý
arazi iddialarý ve tecavüzü ile Ermenistan
Akademisinin Moskva'ya petisiyalarý, Ýrevan'ýn
Opera meydanýnda "Karabað" mitingleri, Qarabað
Komitisinin oluþmasý 1987'de baþladý.
Ermenistanýn eski cumhur baþkaný Ter-Petrosyan
1997 yýlýnda istifasýndan önce yazdýðý "Savaþ ya
Barýþ, düþünmek zamaný geldi" baþlýklý
makalesinde bir kaç enteresan noktalara temas
etmiþtir. Onlardan birisi Ermeni yoluna yumuþak
tenkidi görürüz. Diyor ki, "bir defa Ýstanbul'u kan
gölüne çevirdikten sonra biz Batý Ermenistan'ý
kayýp ettik."
Doðru dürüst konsep bir yaklaþým ile bu hayati
meseleye bakmak daha iki praktik meseleyi de dile
getirmekte yarar vardýr.
1.Toprak bütünlüðü bozulmuþ devlet, problemi
çözmek isterse, buna milli kriz gibi bakmalý, kriz
yönetimi kanun ve yöntemleri tatbik edilmelidir.
Ýktidar tebliðatý ve uyðun olarak petrol paralarý
refah toplum idealinin tebliðine yönelmektedir.
Bu, yanlýþ ve sonuç vermeyecek bir stratejidir.
Öteki interesan fikir ise, "bir, ya iki yýldan sonra
Azerbaycan o kadar güclenecek ki, biz o zaman
daha kötü þartlarda kompromise gitmek
mecburiyetinde kalacaðýz." Fakat Azerbaycan
hakimiyetinin zayýf faaliyeti, ülkede rüþvetin,
yolsuzluðun geçerliliðe çevrilmesi, petrol
paralarýnýn havaya sovrulmasý, milli gücün
artýrýlmasý yönünde, yumuþak desek, zayýf
çalýþmasý bu tezin gerçekleþmesini engellemektedir.
2. 2001'de ilk ve sonuncu defa Karabað meselesi
Milli Mecliste müzakere edildi. Müzakerelerden
çýkan tek faydalý fikir bu idi. Aþaðý-yukarý herkes
Azerbaycan'ýn güçlenmesi gerektiðine inanmýþtý.
O zamandan bu yana Azerbaycan güclendi mi?
Daha doðrusu, milli gücümüz topraklarýmýzý
kurtarmaya yeterlimi? Hayýr.
Çok önemli meselerden birisi Azerbaycan
iktýdarýnýn kendi hayati problemine yaklaþýmýdýr.
Bu gün bile Ermenistanýn Azerbaycan topraklarýný
iþðaline, "Azerbaycan-Ermenistan, Daðlýk
Karabað münakaþasasý" gibi bakýlmaktadýr. Bu
yanlýþtýr. Çünkü;
Son yýllarda Türkiye'de ve Azerbaycan'da Ermeni
tebligatýna karþýn bazý güzel iþler görülmüþtür.
Araþtýrmalar baþlamýþ, arþiv belgeleri basýlmýþtýr.
Ama on yýllarla Ermenilerin Avrupa ve Amerika'da
yürüttüðü sözde akademik araþtýrmalarla
mukayeseye bakýldýðýnda bu çok azdýr.
Hiç olmazsa, 20 bin þehidin ruhu karþýsýnda
Karabað savaþýna sadece, onu küçümseyerek
19
TEMMUZ 2010
Baþka bir ifadeyle, Avrupalýlar, ya Amerikalýlar
bizim yazdýklarýmýzý okumamaktadýr. O zaman
yazmaya-çizmeye ne gerek vardýr? Bu da doðru
deðildir. Çünki bu yazýlýp-çizilenler Ermeni
propagandasý karþýsýnda yeterli deðildir.
baþka bir þey deðildir. Bizde bir söz vardýr: "O su
ki, seni aparýr, (kaydýrýyor) ona Araz demelisin. “
Ermeniler'le bir bölgede yaþamak mecburiyetindeyiz, ancak daim "soykýrým yaptýnýz"
tahtitleri altýnda yaþamak mecburiyetimiz yoktur.
Her gün, her saat topraklarýmýzýn Ermeni iþgali
altýnda kalmak gibi milli haysiyetimizi zedeleyici,
rezilliðe tahammül etmek mecburiyetimiz de
yoktur.
1919'da Azerbaycan Halk Cümhuriyeti döneminde
Dýþ Ýþleri Bakanlýðýnda oluþan özel tebliðat
bölmesinin bir belygesinde; "Tüm Avrupa ve
Amerika Ermeni ölüleri denilen hadise bilinmektedir, mesela, Ýrevan merkezinin güneyinde
yüzlerle Müslüman köyü daðýtýlmýþ,
Tebliðimi sözde Ermeni katliamý ile ilgili 100 yýl
önce söylenen, bir gazetecinin eklemesi olan bir
cümle ile bitirmek isterim. Büyük türk düþünürü,
Ziya Gökalp bu fikirleri demeye bilir, ama onda,
ayýp bir þey yoktur. Tam tersine o, doðru bir fikirdir.
"Milletimize iftira etmeyiniz.
150 bin Müslüman kaçgýný Azerbaycan arazisinde
evsiz barksýz ve ac susuz periþan dolanmaktadýr.
Bu köyleri kim yaktý, bu halký kim periþan býraktý?
Ermeniler... Bu örnekler çoktur. Onlar hakkýnda
bütün Avropa'da tebliðat yapmak ve bu konuda
çýðlýk atmak gerekir..."
Türkiye'de bir Ermeni katliamý deðil, bir TürkErmeni vuruþmasý vardýr. Yani Bizi arkadan
vurdular, biz de vurduk."Denilmektedir. Bizde
bunu yinelemeliyiz.
Türkiye ve Azerbaycan arasýnda tebliðat
meselelerinde koordinasyon eksikliði mevcuttur.
Ermeni cinayetleri ve terörü hakkýnda bilgiler tüm
dünyaya, ilk baþta bizi dinlemek istemeyen Batý'ya
iletilmelidir. Azerbaycan yetkilileri Ermeni
yetkilileriyle on defalarla yüz yüze oturmuþ, barýþ
yollarýný aramaya çalýþmýþlar.
Evet, bizi vuranlara karþý vuruþmak gerekir.
Her defasýnda da eski ya þimdiki Ermenistan
cümhurbaþkanlarý "toprak karþýsýnda barýþ"
formülü ile rehine aldýðý topraklarý boþaltmaktan
imtina etmiþlerdir. Bunlar 1992 Þubat'ýn 26'sýnda
Hocalý'da katliam yapýldýðýnda Karabað'da
Savunma Komitesi denilen separatist, terörist
kurumun baþýndabulunmuþlardýr.
Bu adamlar 613 kiþinin ölümüne göre cevap
vermelidirler. Israilin eski baþbakaný Ariel Þaron
Filistin'deki cinayetlere göre Belçika mahkemesinin kararý ile mahkum edilmiþtir. Uluslararasý
hukuk bakýmdan Azerbaycan vatandaþý sayýlan
Robet Koçaryan ve Serj Sarkisyan neden cinayetlerine göre Azerbaycan mahkemesinde mahkum edilmemektedir?
Sonuç:
Ermeni meselesini küçümsemek yanlýþtýr.
Türkiye'nin, büyüklüðünden bakarak, "bizim
Ermeni problemimiz yoktur" demesi doðru
deðildir. Bazý arkadaþlarýn Ermenistan
Cumhuriyetinin Ýstanbul'un bir belediyesi kadar
olduðunu, bir komleks dahilinde yaklaþarak "boþ
ver" çaðýrýsýnda bulunmasý siyasi basiretsizlikten
HOCALI’YI UNUTMA!
20
TEMMUZ 2010
ERMENÝLERÝN
TARÝHÝ
GERÇEKLERÝ
SAPTIRMA
GAYRETLERÝ
Prof.Dr.Almaz Aligýzý
Bakü Devlet Üniversitesi Öðretim Üyesi
M
ustafa Kamal Ataturk’un ölümünd?n
uzun y?llar
sonra, yani 1990'da
Turkiye Cumhuriy?ti'nin arxivleri
açýlma ª?raiti yaratýldý. ? ld? edil?n s?n?dl?r, arxiv
materiallarý, ona yazýlmýþ müxt?lif m?ktublar,
hamsýnýn onun özünün qeydl?ri müxt?lif maraq
doðururdu. Bu s?n?dl?rin iç?risind? is? ingilis
tarixçisi Ceyms Çorçvod'un d?rd kitabýnýn türk
dilind? tapýlmasý is? xüsusi ?h?miyy?t k?sb edir.
Bu haqda Baký Dövl?t Universitetinin professoru,
filologiya elml?ri doktoru Q.Namazov'un kitabýnda m?lumat verilir.
Z?ngin materiallarý öyr?ndikc? bu q?na?t? g?lir ki,
b?þ?r tarixini mük?mm?l öyr?nm?k üçün sýfýrdan
baþlamaq lazýmdýr. Bunun üçün t?dqiqatçý –alim
gizli saxlanýlan tabletl?rd?ki r?smi yazýlarýn
þifr?l?rini açdýqca bu q?na?t? g?lir ki, 11-12 min il
bundan ?vv?l okeanlara q?rq olmuþ sivilizasiyanýn
ilkin çaðlarýný Mu qit?sind? yaranmýþ Gün?þ
imperiyasý il? ?laq?l?ndirir.
O da n?z?ri c?lb edir ki, b?zi anlayýþlarý Gün?þ
imperiyas?ndaki dini anlay?þla «Avesta»daký dini
anlayýþlar arasýnda b?nz?rlikl?r h?ddind?n artýq
çoxdur. H?r ikisind? t?k tanrýçýlýq, h?r ikisind?
Gün?þ?, yerd? oda sitayiþ var. Ýngilis alimin? gör?
Gün?þ imperiyasýnýn dili mayalarýn dilidir.
Mayalarýn dili is? eynil? uyðurlarýn dilil? eynidir.
Qit? 12 min il önc? böyük bir z?lz?l? n?tic?sind? 60
milyon insanla birlikd? okeana q?rq olmuþdur.
Ataturk'un Turkl?r'in kokl?rninin Orta Asiya'ya
dayand?ðý fikri onda þübh? doðurmur. B?s onda
Asiya xalqýnýn kökl?ri haralara gedib çýxýr? 1930cu ill?rd?, Mustafa Kamal paºanýn tapþýrýðý il?
Güney Amerika m?d?niyy?tl?rind?n olan Maya
ölk?sinin dil v? m?d?niyy?ti il? Anadolu v? Orta
Asiya m?d?niyy?tl?ri arasýndaký b?nz?rlikl?ri
ifad? ed?n müf?ss?l bir raporu Ataturk'? gönd?rir.
Deyil?nl?rd?n aydýn olur ki, “Mu” qit?si
insanlarýn ana yurdudur, onun ?halisi is?
Türkl?rin ?cdadlarýdýr.
Cümhuriyy?t qurulandan sonra Atatürk'un bütün
fikirl?rini bu sah?y? verm?si ?b?s deyildi.
O bununla b?tün dünyaya sübut etm?k ist?yirdi ki,
b?þ?riyy?tin ilkin baþlanðýcý türkl?rl? baðlý
olmuþdur. Ýlk sivilizasiya da onlara m?xsusdur.
Ataturk'un ölümünd?n sonra bu m?s?l?l?r bir daha
açýlmamýþ, gönd?ril?n rapotlarýn taley is? m?chul
qalmýþdýr». (Q.N.)
Tarixçi-yazar Camal Kutay yazýr: «O, Orta
Asiyaný insanlýðýn beþiyi sayma hissi il?, o
günl?rin karvan yollarýný da ?sla unutmayaraq
türk kökünün haralara getdiyin? böyük maraq
göst?rmiþdir.”
Bu kuçük parcaný n?z?rniz? çatdýrmaqda
m?qs?dimiz odur ki, Türk Cümhuriyy?tinin
qurucusu Amerika v? Avropa'dan g?l?n t?hlük?ni
hiss etdiyind?ndi ki, avropalý aliml?rin
yazdýqlarýný ?ld? ed?r?k onlara türk soyunun n?
q?d?r q?dim, mill?tinin böyük m?d?niyy?tin
varisl?ri olduðunu göst?rsin.
Bu gun Türk mill?tinin baþýný qatmaq, onu
inkiþafdan qoymaq, z?if salmaq üçün erm?ni
soyqýrýmýnýn ortaya atýlmasý heç d? t?sadüfi hal
deyil. Erm?nistan prezidenti Serj Sarkisyan'ýn
aprelin 13-ü v? 14-d? Amerikada olark?n özünü
t?rbiy?siz v? m?d?niyy?tsiz aparmasý, Türkl?r'i
c?llad adlandýrmasý çox þeyd?n x?b?r verir.
T?rkiy? kimi bir dövl?tl? az qala ultimatum
s?viyy?sind? danýþmasý, «Türkiy? heç bir þ?rt qoymadan sýnýrlarý açmalýdýr» dem?si, cýrtdan
olmasýna r?ðm?n özünü yek?xana aparmasý bir
daha göst?rir ki, atalar sözünd? deyildiyi kimi,
«Arxalý köp?k qurd basar».
21
TEMMUZ 2010
m?qs?dil? müxt?lif t?dbirl?r hazýrlayýrdýlar.
Bunlardan biri «Dam taburu» adý il? t?þkil olunmuþ
d?st?l?r idi. Onlar d?st?-d?st? müs?lman evl?rini
g?zir, ?halid?n zorla pullarýný, qiym?tli ?þyalarýný
alýr, özl?rini is? güll?l?yirdil?r. Diyarb?kird? 1000
n?f?rd?n yuxarý f?rarilik ed?n silahlý erm?ni
tutulmuþdu.
Diyarb?kir b? lg?sind? olan onlarla k?ndl?r?
basqýnlar etmiþ, insanlarý ail?l?rl? çay k?narýna
g?tir?r?k güll?l?miþ v? süngül?miþdil?r. Bütün bu
hadis?l?rin baþýnda is? erm?ni kils?si dururdu.
Bütün tarixi s?n?dl?r sübut edir ki, erm?ni quldur
d?st?l?rini silahla bu kils?l?r t?min edirdi.
«Sivas'da h?l? 1913-cu ilin oktyabr ayýnda Þirþ?hri
q?zasý Ezdebir nahiy?sind?ki erm?ni monastrýnýn
keþiþi Kariq evind? çoxlu silah gizl?tdiyi üçün h?bs
edilmiþdi.
Saponil adlý bir erm?ni keþiþi 1914-cü ilin noyabr
ayýnda Sivas bölg?sinin k?ndl?rini g?z?r?k yerli
erm?nil?r iç?risind? Türkiy? ?leyhin? t?bliðat
aparýrdý. ? ld? edil?n m?lümatlara gör?,
«Daþnaksütyun»un üzvl?ri 1908-ci ild?n bu
vilay?td? f?aliyy?t göst?rmiþ, s?f?rb?rlik elanýndan sonra otuz min n?f?r mauzerl? v? martin
tüf?ngi il? t?hciz edilmiþ, on beþ mini Rusiyaya
gönd?rilmiþ, on beþ min n?f?ri Türkiy?'d?
qalaraq Rusiya'dan g?l?c?k m?lumat ?zr?
müharib?nin lazými m?qamýnda qiyam v?
iðtiþaþ qaldýrmaða hazýrlanmýþdý. Qiyama
r?hb?rlik üçün 30 n?f?r Erm?ni t?yin
olunmuºdu».
Erm?nil?rin v? onlarýn avropalý havadarlarýnýn ?n
çox diqq?td? saxlamaq ist?dikl?ri Van bölg?si idi.
H?min bölg?d? erm?nil?r ?saslý sür?td?
t?þkilatlanmýþ v? quldurluða baþlamýþdýlar
Erm?ni faþizminin v? vandalizminin ?sl
mahiyy?tini açan minl?rl? tanýk ifad?si var. Bu
s?n?dl?ri yox etm?k mümkün olmadýðý üçün bu
gün erm?nil?r arxivl?rin açýlmasý ?leyhin? çýxýr,
s?n?dl?rin onlarýn xeyrin? olmayacaðýný bildikl?ri
üçün m?s?l?ni siyasil?þdirm?y? çalýþýrlar. Doktor
Erdal Ýlterin «Erm?ni v? Rus mezalimi» (19141916) kitabý tanýk ifad?l?ri ?sasýnda hazýrlan-
Bu gun onlarýn arxivl?rin açýlmasýnýn ?leyhin?
getm?l?ri, alim v? t?dqiqatçýlarýn gör?c?kl?ri bir iþi
siyasil?þdir?r?k dünya miqyasýnda günd?m?
g?tirm?l?ri, görünür, h?m Erm?nistana, h?m d?
onun tarixi havadarlarýna v? bir sýra güc m?rk?zl?rin? çox lazýmdýr.
Biz is? tarix?n t?r?tdikl?ri cinay?tl?ri xatýrlatmaq
ist?yirik. Gör?k tarixi m?nb?l?r v? tarix n? deyir?
Türkiy? Birinci Dünya savaþýna gir?nd?
«Daþnaksütyun» Anadoludaký bütün erm?nil?ri
t?limatlandýrmýþdý. Onlarýn planlarýna gör?, türk
hökum?tinin h?rbi çaðýrýþýna heç bir erm?ni
getm?m?li, orduda olan erm?nil?r mütl?q ordudan
f?rarilik ed?r?k, ölk? için? yayýlaraq ç?t?l?r
qurmalý, ya da rus ordusunun n?zdind? yaradýlmýþ
erm?ni hiss?l?rin? qoþulmalý, Van v? Bitlis
bölg?l?rind? rus ordusunun ir?lil?m?si üçün þ?rait
yaratmalý, yeri g?ldikc? türk ordusuna arxadan
z?rb? endirm?li, Elezýð, Sivas, Diyarb?kir gibi
bolg?l?rd? daha strateji yerl?ri ?l? keçir?r?k
iqtiþaþlar tör?tm?li, bunun müqabilind? is?
Türkiy?ni sülh saziþin? imza atmaða m?cbur
ed?rk?n erm?nil?r d? öz havadarlarýndan
ist?dikl?rini almalý idil?r.
«Birinci Dünya müharib?si ill?rind? erm?nil?rin
Türkiy?'y? qarºý ilk silahlý çýxýþý Zeytun bölg?sind?
oldu… Bu bölg?d? erm?nil?r çoxdan hazýrlýq iþl?ri
görmüþdül?r. Onlar Türkiy?'d? s?f?rb?rliy? qar? ý
çýxýr, m?nt?q?l?r? g?l?n müs?lman sakinl?ri
öldürm?y?, ?þyalarýný q?sb etm?y? baþlamýþdýlar….
Onlar «Zeytun f?dai alay?» adý il? bölg?ni
mühafiz? etm?k üçün erm?nil?rd?n ibar?t bir milis
t?þkilatýnýn qurulmasýna icaz? verilm?sini t?l?b
etmiþdil?r. Erm?nil?r buna nail olmayýb mauzer v?
baþqa silahlarla silahlanmýþ d?st?l?r t?þkil ed?r?k.
1894-cu il 18-30 Avqust tarixind? isyan etmi? dil?r. Onlar m?s?lman ?halini harda gördül?r
öldürür, evl?ri talan edirdil?r.
1915-ci ilin fevral ay?nda is? onlar 800 n?f?rlik
d?st? il? Maraþa hücum etmiþ, þ?h?ri daðýtmýþ,
onlarla yüzl?rl? silahsýz ?hali öldürmüþdül?r.
H?min b?lg?d?n orduya çýðýrýlan erm?nil?rin
hamýsý f?rarilik ed?r?k ordu arxasýnda, xalqýn
içind? iðtiþaþlar tör?dir, günahsýz ?halini qýrýrdýlar.
Erm?nil?r «Diyarb?kir'd? d? ?axnaþma salmaq,
türk hökum?tinin fikrini ordudan yayýndýrmaq
¹Sani Hacýyev. D?rqi Anadoluda turk-mus?lman ?halisin?
qarþý soyq?rýmlarý. Az?rbaycan Xalq Cumhuriyy?ti tarixinin aktual probleml?ri. Beyn?lxalq elmi sessiya (mart-may),
Bak?, 2003.
²S.Hacýyev. Gost?ril?n ?s?ri.
22
TEMMUZ 2010
Buradan ?sl?n vanlý olan Timur oðlu yüzbaþý Þükrü
efendinin ifad?sini n?z?riniz? çatdýrmaq ist?rdim:
«Ruslarýn Vandan ç?kiliþl?ri sýrasýnda Gevaþda
bulunuyordum. Bu çekiliþ haberi üz?rin?
aileme yardým etm?k üzere Vana gitdim.
Ermenilerin va Ruslarýn geri çekilirken
öldürüp burakdýklarý, enkazlar içinde cesedlr
arasýnda ailemin cesedlerini görünce dehþet
içinde kaldým. Vücudlarý baðlanmýþ, baþlarý vücudlarýndan ayrýlmýþ cesedler v? duvara
çivilenmiþ erkekler görülüyordu. Diyarb?kirli
emekli yüzbaþý Mehmet efendi, Van etrafýndan
80 yaþýndaký Rüstem efendi ve 15 yaþýndaký oðlu
Necib, Edremid köyünden keç?n Bitlis yolu
uzerinde katl edilmiþlerdi.
15 cocuðun cesetleri yolda bulunuyordu.
Anneleri öldürülmüþ yada kaçýrýlmýþdý. Yollar
kadýn ve erkek cesedleri il? dolu idi. Ermeniler
Engin ve Edremid köyleri arasýnda köçmenlere
saldýrmýþdýlar, yaðma edib öldürmüþlerdi.»
Bu deyilenleri ist?nil?n q?d?r artýrmaq v? davam
etm?k mümkündür.
Lakin aydýndýr ki, erm?nil?rin h?r il soyqýrým günü
dey? baðýrdýqlarý h?min gün 2345 erm?ni
banditinin, cinay?tkarýnýn Türkiy?'nin muxt?lif
bölg? v? ?yal?tl?rind? Turkl?r? qarþý q?ddarlýq,
t?cavüz, x?yan?t planlarýný hazýrlayan erm?ni
komit?çil?rinin h?bs olunduðu gündür.
Sani Hacýyev yazýr: «Soyqýrým m?ddahlarý iddia
edirl?r ki, guya aprelin 24-d? 600 n?f?r yazýçý, þair,
jurnalist, mü?llim, alim v? ruhani m?rk?zi
x?st?xanaya gönd?rildi.
Bu Turkiy?'nin,Erm?ni ?halisinin tamamil? m?hv
edilm?sin? yön?ldilmiþ ?m?liyyatýn baþlanðýc
zirv?si idi… Göründüyü kimi, 600 n?f?r bar?d?
?fsan?nin t?r?fdarlarý heç h?bs olunanlarýn d?qiq
sayýný da bilmirdil?r. 1915-ci il 24 aprel t?limatýndan sonra c?mi 2345 n?f?r h?bs olunmuþdu.
Osmanlý hökum?tinin bu ilk t?dbirl?ri sýrf polis
t?dbirl?ri olmuþdu.
Çox maraqlýdýr ki, 1915-ci il aprelin 24-d? ABÞ
prezidentin? Eçmi?dzin katolikosundan bu
m?zmunda teleqram gönd?rilmiþdi. Teleqramda
deyilirdi: «Hörm?tli prezident, Erm?nistandan
aldýðýmýz son x?b?rl?r? gör?, Türkiy? orada
q?till?r baþlamýþ v? müt?þ?kkil bir tedhiþ
erm?ni xalqýmýn mövcudiyy?tini t?hlük? altýna
almýþdýr. Bu ç?tin anda böyük mill?tin ?sil
hiss?l?rin? müraci?t edir, insanlýq v? xristianlýq
namin?, böyük cümhuriyy?tinizin diplomatik
t?msilçilikl?ri vasit?sil? d?rhal müdaxil? ed?r?k
türk fanatizminin þidd?tin? t?rk edilmiþ
Türkiy?'d?ki xalqýmýn qorunmasýný rica
edir?m.”
Baþ komandan v?kili ? nv?r Paþa Daxili Ýþl?r naziri
T?l?t b?y? 1915-ci il mayýn 2-d? yazýlý müraci?t
ed?r?k erm?nil?rin qiyam ed? bilm?z hala
g?tirilm?l?rini t?klif edirdi. Antanta dövl?tl?ri is?
ilk növb?d? Rusya Erm?ni qiyamlarýnýn qarþýsýnýn
alýnmasýndan narahat olur, hay-küy (ayaklanma)
qaldýrýr. Aprelin 27-d? Rusya'nýn Vaþinqton'daki
s?firi Amerika'nýn bu m?s?l?y? müdaxil? etm?sini
t?kid edirdi. Osmanlý hökum?ti 27 may 1915-ci
ild? «Sövq v? ikan» qanununu q?bul etdi.
H?min qanuna gor?, korpus v? briqada
komandirl?rin? onlarýn olduqlarý ?razid? mülki
?hali arasýnda orduya qarþý h?r hansý t?xribat,
qiyam, casusluq v? s. ?m?ll?r olarsa h?min ?halinin
baþqa yerl?r? köçürülm?si ixtiyarý verilmiþdi.
?ünki Ruslar h?l? aprelin 7-d? iþðal etdikl?ri
?razil?rd?n müs?lman ?halini osmanlý s?rh?dl?rin?
qovmuþdu. Osmanlý hökum?ti is? humanistlik
göst?r?r?k köçürül?n erm?nil?rin toxunulmazlýðýný, daþýna bil?c?k ?mlaklarýný götür?
bil?c?kl?rini, onlar üçün evl?r inþa edil?c?yini
öhd?sin? götürürdü.
Bütün Anadoluda türkl?rin qaný axdýðý bir
zamanda onlar torpaqlarýný geniþl?ndirm?k
Az?rbaycan v? Turkiy?'nin torpaqlarý hesabýna
«Müst?qil Erm?nistan» yaratmaq xülyasýnda
idil?r. Avropa dövl?tl?ri içind? t?k Almaniya'nýn
s?firi Turk hökum?tinin bu t?dbirini «t?bii
t?dbirl?r» adlandýrmýþdý. Erm?nil?rin köçürülm?si
üçün müharib? aparan bir dövl?t olaraq Osmanlý
hökum?ti 100-150 milyon lir? x?rcl?miºdi. Qeyd
etm?k lazýmdýr ki, erm?nil?r köç zamaný da
k?ndl?ri, þ?h?rl?ri yandýrýr, insanlarý q?tl? yetirir,
özl?rind?n sonra xarabalýqlar qoyurdular.
H?m Q?rb, h?m d? erm?ni tarix?il?ri bu köçürm?
zamaný 2 milyona q?d?r erm?ninin öldürüldüyünü
qeyd edirl?r. Halbuki 1915-ci ild? bu r?q?m 300
min göst?rilirdi. Görünür, ill?r keçdikc? bu
r?q?min sayý arta-arta ged?c?k.
¹Doktor Erdal ? lter. «Ermeni ve rus mezalimi (1914-1916)
Azerbaycan k?ltürderniði yay?nevi»
23
TEMMUZ 2010
sonra min bir b?han? il? geri ç?kil?r?k onlarýn
qýrýlmasýna þ?rait yaratmýþlar. Dig?r grup aliml?r
is? Ruslar'ýn tarix?n erm?nil?rin dostu, h?miþ?
onlarýn yanýnda olduðunu söyl?y?r?k, erm?nil?rin
qýrýlmasýnýn ?sas s?b?bi kimi Çar Rusya'sý
paþalarýnýn s?riþt?sizliyini göst?rirl?r. Lakin tarixi
faktlar baþqa þey deyir.
Tarix v? tarixi prosesl?r göst?rir ki, Ruslar h?min
Erm?nil?r'd?n istifad? etmir, bir növ onu özünün
maþasýna çevirmiþ, öz maqlarýný güdmüþdür.
M?s?l?n, 1915-ci il hadis?l?ri dedikl?rimizi sübut
edir. Erm?nil?r ruslarýn v? onlara veril?n sözün
müqabilind? Osmanlý dövl?tin? qarþý x?yan?td?
bulunduqlarý, türkl?ri qýlýncdan keçirdikl?ri bir
m?qamda Rusiya erm?nil?rin iddia etdikl?ri
torpaqlarý Rusya, Ýngilt?r? v? Fransa arasýnda
bölüþdürm?k haqqýnda gizli danýþýqlar aparýrdý.
?ox kiçik bir qismin? müraci?t etdiyimiz tarixi
materiallar bir daha sübut edir ki, erm?nil?r Birinci
Dünya müharib?sind? Türkiy?'nin aðýr v?ziyy?t?
düþm?sind?n istifad? ed?r?k çör?yini yediyi,
suyunu içdiyi dövl?t? x?yan?t ed?r?k ona arxadan
z?rb? vurmaqla x?yallarýnda yaþatdýqlarý «Böyük
Erm?nistan» üçün torpaqlar ?ld? etm?yin vaxtý
çatdýðýný güman edirdil?r.
Onlar yalnýz Anadoluda deyil, ?z?li v? ?b?di türk
torpaqlarý olan Az?rbaycan'da da Anadolu'da
tör?tdikl?ri soyqýrýmý davam etdirirdil?r. ? srin
?vv?ll?rind?n baþlayan torpaq iddialarý bu
günümüz? q?d?r davam etm?kd?dir. ? slind? dünyada ilk terror þ?b?k?sini yaradan da erm?nil?r
olmuþlar. 1887-ci ild? «Knark», ondan bir q?d?r
sonra Daþnaksütyan’ý quran Erm?nil?r çox
keçm?d?n bütün dünyada terrorçuluq edirdil?r.
Yaranmýþ bu t?þkilatlarýn ?sas m?qs?di is?
dünyanýn h?r yerind? türkl?r? qarþý terror
þ?b?k?sini geniþl?ndirm?k idi.
1918-ci ilin mart ayýndan baþlayaraq Qafqaz Ýslam
Ordusu Az?rbaycana g?l?n?d?k erm?nil?r
Az?rbaycanýn h?r yerind? emsali görülmeyen
v?hþilikl?r tör?dirdil?r.
Böyük önd?r, Türk müs?lman dünyasýnda ilk
demokratik cümhuriyy?tin yaradýcýsý M.? .
R?sulzad?'nin göst?riþi il? Fövq?lad? T?hqiqat
Komissiyasý yaradýlýr. M?hz h?min komissiyanýn
?ld? etdiyi tarixi s?n?dl?r erm?nil?rin Qafqazda,
xüsusil? Az?rbaycanda tör?tdikl?ri türk soyqýrýmý
haqqýnda kifay?t q?d?r m?lumat verir.
Baku'da, Quba'da, Þamaxý'da v? G?nc?'d?
tör?dil?n bu qýrðýnlar ?vv?lc?d?n düþünülmüþ bir
plan idi. Erm?nil?r'in yerli turk müs?lman ?halisini
soyqýrýma m?ruz qoymaqla bu torpaqlarý ?l?
keçirm?k, Erm?nistan'a qatmaq fikirl?ri var idi.
Bolþevikl?r? qarþý xalqý qýzýþdýrýr, sonra
bolþevikl?rl? birlikd? ?halini qýrýrdýlar.
Ýst?r Erm?nil?ri, ist?rs? d? rus bolþevikl?rini
narahat ed?n xalqýn Müsavat partiyasýnýn ardýnca
getm?si idi. Müsavatýn gün günd?n artan nüfuzu
türk düþm?nl?rini t?þviþ? salýr, onlar daha da
quduzlaþýrdýlar.
Musavat partiyasý hökümeti is? n?inki Qafqazda,
h?m d? butün çar Rusiyasý m?kanýnda, eyni
zamanda bütün Turk-müs?lman dünyasýnda eþi
olmayan nufuzlu, h?m d? milli bir siyasi t?þkilat
idi. Çünki bu t?þkilata M.R?sulzad? kimi
xarizmatik lider v? fenomen bir þ?xsiyy?t baþçýlýq
edirdi.
Erm?nil?r Quba q?zasýnda üç d?f? qýrðýn
tör?tmiþdil?r, Muradyan, Strua, Davud Selovaninin baþçýlýq etdiyi beþ min n?f?rlik ordu
Qubada misli görünm?miþ v?hþilikl?r tör?tdil?r.
Þ?h?rin müs?lman hiss?sind?ki bu xarabalýqlarda
m?scidl?rin ?n q?dimi – 800 ild?n çox tarxi olan
Cüm? m?scidinin ancaq yanýb-qaralmýþ minar?l?ri
görünür, þ?h?rin 15 minlik müs?lman ?halisind?n
sað qalanlar is? bütün Zaqafqaziyaya daðýlmýþ,
?ll?rind? qoltuq aðacý v? bell?rind? torba qapý-qapý
düþüb dil?nirdil?r ki, acýndan ölm?sinl?r.
Qasap-quldur d?st?l?rinin ?lind?n qaçýb can
qurtaran ?halinin qalan hiss?si türk qoþunlarý
Az?rbaycana g?ldikd?n sonra öz el-obalarýna
qayýtmýþdýr. Onlar qayýdýb g?ldikd? ?srl?rd?n b?ri
yaþadýqlarý ocaqlarýný yandýrýlmýþ v? yerl? –
yeksan edilmiþ halda görmüþl?r».
Bakýnýn mart talanlarýnda h?rbi hiss?l?rl? b?rab?r
erm?ni ziyalýlarý, g?ncl?ri d? iþtirak edirdil?r.
Erm?ni vandalistl?rinin içind? bütün t?b?q?l?rin
nümay?nd?l?ri iþtirak edirdil?r.
Türkl?ri qýrmaðý özl?rinin v?t?ndaþlýq borcu bil?n
bu quldurlar tanýdýqlarý, qapýbir qonþularýný da
qýlýncdan keçirirdil?r.
Fövq?lad? T?dqiqat Komissiyasý'nýn belgelerinde
gost?rilir ki, Þamaxý'da buyük hörm?t sahibi olan
Axund C?f?rqulu'ya olmadýk iþg?nc?l?r verilmiþdi.
24
TEMMUZ 2010
Erm?nil?r ona axund olduðu m?scidd? d?hþ?tli
?zab-?ziyy?t ver?r?k, bu allah b?nd?sinin
saqqalýnýn tükl?rini bir-bir yolmuþ, diþl?rini,
gözl?rini çýxarmýþ, qulaqlarýný v? burunlarýný k?smiþdil?r. Erm?nil?r axunda p?nah g?tirmiþ saysýzhesabsýz qadýn v? uþaðý da öldürmüþdül?r.
Hacý axundun tamamil? yandýrýlmýþ evinin h?y?tind? sonralar T?hqiqat Komissiyasýnýn üzvl?ri
t?r?find?n çoxlu miqdarda insan sümükl?ri aþkar
edilmiþdi. Qafqaz-Ýslam ordusu 1918-ci ilin
iyulunda (Eylul) Þamaxýný erm?nil?rind?n azad
ed?rk?n meyitl?rin iri sümükl?rini yýðýb
basdýrmýþdýlar.
Komissiya uzvl?ri 1918-ci ilin oktyabr v? noyabrýnda bu bar?d? hazýrladýðý m?ruz?d? qeyd
edirdil?r ki, h?y?td? h?l? d? çürümüþ meyitl?rin
qalýqlarý qalmaqdadýr. Þamaxý q?zasýnýn
müs?lmanlar yaþayan t?xmin?n 80 k?ndinin taleyi
d? bu cür olmuþdur. Daþnaklarýn tör?tdiyi
v?hþilikl?rin h?ddi-hüdudu yox idi».
Quba'da is? Amazaspýn göst?riþi il? yeniyetm?l?rin baþlarý k?silir, qadýnlarý is? övladlarýnýn
qanýný içm?y? m?cbur edirdil?r. Quba'da daþnakbolþevik birl?þm?l?rinin 5 bind?n yuxarý silahlý
d?st?si yalnýz 2 gün ?rzind? 4 min müs?lmaný q?tl?
yetirmiþdil?r. Ýr?van quberniyasýnda yarým
milyondan artýq müs?lmanýn 100-120 mini q?tl?
yetirilmiþdi. Bütün bunlarý biz demirik, bunu tarix,
tarixi s?n?dl?r deyir.
Az?rbaycan'da bu gün d? t?sadüfl?r n?tic?sind?
Erm?ni daþnaklarýnýn tör?tdikl?ri d?hþ?tl?ri
göst?r?n kütl?vi m?zarlýqlar aþkarlanýr. 2008-ci
ild? Quba'da arxeoloqlarýn qazýntý apardýðý bir
zamanda kütl?vi m?zarlýq aþkarlandý.
Erm?ni faþizminin tör?tdiyi cinay?tl?r bununla
bitmir. 1918-ci ild? rus ordusunun C?nubi
Az?rbaycaný iþðal etdiyi zaman bundan istfad?
ed?n erm?nil?r Maku, Xoy v? Urmiyada kütl?vi
qýrðýn tör?tdil?r.
M.? .R?sulzad?'nin yaxýn silahdaþlarýndan olan
M.M?mm?dzad?'nin «Erm?nil?r v? Ýran» adlý
?s?rind? bu bar?d? ?traflý m?lumat verilir. «Urmi
b?lasý» kimi tarix? düþ?n bu qanlý faci?l?rd?
öldürülüb m?hv edil?n müs?lmanlarýn sayý daha
çox olmuþ, ?sir edil?nl?rin iç?risind? ?sas?n g?nc
müs?lman qýzlar üstünlük t?þkil etmiþdir.
Urmiyada olan erm?nil?rin m?qs?di ruslarýn
köm?yi il? türkl?ri qýrdýqdan sonra burada «Azad
Erm?nistan» yaratmaq idi.
M.M?mm?dzad?'nin yazdýðýna gör?, dili v? dini
ayrý olan erm?nil?r uzun ill?r türk torpaqlarýnda
rahat yaþamýþ, Turkl?r'd?n yalnýz yaxþýlýq
görmüþdül?r.
Ruslar Guney Az?rbaycan'ý t?rk ed?rk?n bütün
silah v? sürsatlarýný ?v?zsiz olaraq Erm?nil?r?
vermiþdil?r.
Tarix elml?ri doktoru Onullahi'nin yazdýðýna gör?,
1918-ci ilin martýnda Rusiya Birinci Dünya
müharib?sind? iþtirakýný dayandýrdý v? baþýpozuq
rus qoþunlarýnýn Qafqazý t?rk etm?si prosesi
baþlandý. Puslarýn köm?yi say?sind? Güney
Az?rbaycanda (A.? .) qýrðýn tör?d?n erm?nl?r d?
Urmiyaný t?rk etm?y? baþladýlar.
Þimali Az?rbaycan'da Erm?ni-bolþevik d?st?l?rin?
yerli müs?lmanlarý qýrmaq üçün molokanlar
köm?k edirdis?, Güney Az?rbaycan'da is?
erm?nil?r? aysorlar yaxýndan köm?k edirdil?r.
Özl?rini iranl?larla irqi v? qan qohumu adlandýran
Erm?nil?r v?t?nimizin guneyind?, xüsusil?
Urmiya, T?briz, Xoy v? S?lmas þ?h?rl?rind? misli
görünm?miþ cinay?tl?r tör?tdil?r.
Erm?nil?r'? Aða Petros, aysorlara is? Marsimon
r?hb?rlik edirdi.
1918-ci ilin mayýnda Erm?nistan respublika elan
olunandan sonra, Andronik iyunun 24-d? Xoy
þ?h?rini mühasir?y? aldý. Daþnaklar top v?
m?rmil?rl? silahlandýqlarý üçün uzaqvuran toplarla
þ?h?rd? qýrðýn tör?dirdil?r.
Daþnaklarýn q?tll?ri baþlayan zaman Osmanlý
qüvv?l?ri Xoy þ?h?rinin köm?yin? çatdý. Androrik
geri ç?kilm?y? m?cbur oldu. Þ?h?rd? söhb?t
g?zirdi ki, daþnaklar ? rzincan v? Trabzon'da
m?s?lmanlarýn ?tind?n qovurma biþirib özl?rin?
yedirmiþ, qadýnlarýn namusuna t?cavüz etmiþl?r.
Rus qoþunlarýnýn yaxýndan köm?yi say?sind?
erm?nil?r S?lmasda q?l?b? çaldýlar v? qalib kimi
Urmiya'ya qayýtdýlar. Andronik yenid?n xoy
þ?h?rin? hücum etdi. M?qs?d Ýran'da «Kuçük
Erm?nistan» devl?ti yaradýb g?l?c?kd? «Böyük
Erm?nistan» planýný gerç?kl?þdirm?k idi.
Quvv?l?r nisb?tind? f?rq olduðu üçün onlar þ?h?ri
tuta bils?l?r d? þ?h?rin igid oðullarý döyüþm?kd?
davam edirdil?r. Onlar axýra q?d?r müqavim?t
¹Anar Ýsg?nd?rov. Az?rbaycan Xalq Cumhuriyy?ti tarixinin
aktual probleml?ri. Baký-2003
²Anar Ýsg?nd?rov. Gost?ril?n ?s?ri, s. 23.
³M.M?mm?dzad?. Erm?nil?r v? Ýran.
25
TEMMUZ 2010
göst?rm?kd? q?rarlý idil?r. Þ?h?r erm?nil?rl?
ölüm-dirim mübariz?si aparýrk?n S?lmas t?r?fd?n
Osmanlý ordusunun köm?y? g?lm?sini eþid?n
d?yüþçül?r ür?kl?n?r?k q?hr?manlýq göst?rirdil?r.
Andronik'in qoºunlarý m?ðlub halda geri qayýtdý.
Osmanlý v? Az?rbaycan türkl?ri birlikd? vuruþaraq
erm?ni faþizminin «Böyük Erm?nistan» planýný
bozdular. Ýki qardaþýn ?l-?l? ver?r?k omuz-omuza
dayanmasý erm?nil?rin Urmiya planýný heç?
çýxardý.
Tarixi m?nb?l?r? istinad ed?r?k dem?k olar ki,
Urmiy? v? onun ?traf yerl?rind? bir milyondan
yuxar? Az?rbaycan türkü soyqýrýmýna m?ruz
qalýb.
N?hay?t, bu gün bütün dünyanýn günd?mind?
olan ?z?li v? ?b?di Turk torpaðý Qarabað.
Bu gun Az?rbaycan'?n ür?yin? saplanmýþ býçaq.
Yen? h?min x?tt, yen? h?min senari. Xocalý
qýrðýnýnýn þahidi olmuþ bir jurnalistin sözl?rini
dinl?yin: «Biz Xocalý fac?sinin þahidiyik. Biz
Xocalý müdafi?çil?rinin, yüzl?rl? dinc
sakinl?rin – qadýnlarýn, uþaqlarýn, qocalarýn
eyb?c?r hala salýnmýþ c?s?dl?rini gözl?rimizl?
gör dük… Erm?nil?r bizim vertolyotu
(helikopter) da at?þ? tutduqlarýna gör? ç?kiliþi
baþa çatdýra bilm?dik. Amma el? yüks?klikd?n
gördükl?rimiz d? tör?dil?n v?hþilikl?ri t?s?vvür? g?tirm?k üçün kifay?t edirdi.
Bu t?kürp?dici m?nz?r? idi. 5-6 yaþlý uþaqlarý,
qundaqdaký körp?l?ri, hamil? qadýnlarý
v?hþilikl? öldür?n erm?nl?r c?lladlýqda heç
k?sl? müqayis?y? g?lm?zl?r.»
Dig?r bir xaricinin Qaraba? haqqýnda söyl?dikl?rini eþidin: «Qarabaðýn tarixi kökl?ri antik
dövr? gedib çýxýr. Bu, Az?rbaycanýn tarixi
?yal?tl?rind?n biridir. Bu region Az?rbaycanýn
vacib siyasi, m?d?ni v? m?n?vi m?rk?zidir. …
Talehsiz Qaraba? problemi erm?nil?r
t?r?find?n saxta ideyalar ?sasýnda yaradýlmýþdýr.»
Bunu oz torpaqlarýný qorumaða qalxan, h?miþ?
avropalýlar t?r?find?n t?zyiql?rl? üzl?þ?n Turkl?r
demir, sizin özünüzd?n olan, ancaq allahýný v?
vicdanýný itirm?y?n avropalýlar deyir.
Xalqýmýza qarþý tör?dil?n bu soyqýrýmlar XX ?srin
böyük faci?si kimi tarix? düþdü.
Erm?ni-bolºevik d?st?l?rinin Az?rbaycanda
mus?lman dünyasýnda ilk demokratik cümhuriyy?timiz süqut etdi. Sovet imperiyasý dövründ?
Daðlýq Qarabað yen? d? ruslarýn köm?yi il? iþðal
olundu. Bunun özülü is? 20-ci ill?rd? qoyulmuþdu.
Sovet Rusiyasýnýn yaxýndan yardýmý il? Z?ng?zur
Az?rbaycandan zorla qoparýlaraq Erm?nil?r'?
verildi v? Az?rbaycan'ýn torpaqlarý hesabýna
Erm?nistan Respublikasý yaradýldý.
Sovet dön?mind? Moskva'nýn ?li il? müxt?lif
v?zif?l?ri ?ll?rin? keçirmiþ erm?nil?r mill?timizin
düþün?n beyinl?rini sovet ideologiyasýna
«düþm?ndir» adý il? aðlasýzmaz represiyalara
uðratdýlar. En göz?l ziyalýlarýmýz – aliml?r, yazýçýlar, müsavat ideologiyasýna sahib insanlarýmýzýn
kökü k?sildi.
1948-1953-cü ill?rd? Q?rbi Az?rbaycanda yaþayan
soydaþlarýmýz ata-baba torpaqlarýndan Stalin'in
gost?riþi, Mikoyanýn da yaxýndan iþtiraký il?
sürgün edildil?r.
N?hay?t, sovet imperiyasýný laxladan 1990-cý ilin
yanvar faci?si.
Erm?nil?r'd?n ibar?t 366-cý alayýn xalqýmýza qarþý
tör?tdiyi soyqýrým. Ýmperiya öz v?t?ndaþlarýný
q?ddarlýqla güll?baran etdi. N?hay?t, torpaqlarýnýn
iþðalý v? ?srin ?n böyük Xocalý fac?si.
Göründüyü kimi, ?srin ?vv?ll?rind?n baþlayan türk
soyqýrýmý h?l? d? davam edir.
Düþünürük ki, qýsa çýxýþýmýz bir çox m?tl?bl?r?
aydýnlýq g?tirdi. Gör?s?n doðrudan mý Amerika v?
Q?rb dövl?tl?ri erm?ni soyqýrýmýna inanýrlar,
yoxsa tarixi s?n?dl?rin varlýðýný bildikl?ri üçün
bil?r?kd?n hadis?l?ri siyasil?þdir?r?k erm?nil?rin
xeyrin? h?r?k?t edirl?r.
Özümüz gücl?nm?li, inkiþaf etm?li, 350 milyonluq
Turk dünyasýný bir yumruq kimi birl?þdirm?liyik,
t?bliðatýmýzý qurmaðý bacarmalýyýq. Biz? – Turk
mill?tin? özümüzd?n baþqa kims? köm?k
etm?y?c?k. ? slind? biz kims?d?n köm?k d?
gözl?mirik. Bu düz?ni pozulmuþ, qaranýn aðý
üst?l?diyi bir zamanda bunu gözl?m?k, ummaq da
aðlabatan deyil.
Çýxýþýmýzý Atatürk'l? baþlamýþdýq, onun sözl?riyl?
d? bitirm?k ist?yirik. Ataturk deyir:
“Buyüklük odur ki, heç k?sd?n iltifat gözl?m?y?s?n, heç k?si aldatmayasan, m?ml?k?t
üçün, gerç?k ideal n?dirs?, onun uðrunda
çalýþasan. O h?d?f? yürüy?s?n. Hamý s?nin
?leyhin? ola bil?r. Hamý s?ni yolundan
ç?kindirm?y? çalýþa bil?r. Önün? saysýzhesabsýz ç?tinlikl?r yýðýla bil?r. Özünü böyük deyil, balaca, z?if, arxasýz, heç þey hesab ed?r?k,
kims?d?n yardým g?lm?y?c?yin? inanaraq, bu
ç?tinlikl?ri aþasan. Ondan sonra, ?g?r s?n?
böyük des?l?r, bunu dey?nl?r? d? gül?s?n.”
¹Bu bar?d? bax! Onullahi S. Erm?ni mill?t?il?ri v? ? ran.
²Xocal? q?rðýnýnýn ? ahidi Frans?z jurnalisti Jan ? v Yunet.
³Samuel A.Uims. «Erm?nistan terror?u «Xristian» ?lk?nin
gizlinl?ri». Erm?nl?rin b?yük f?rýldaq seriyalar?, I cild.
26
TEMMUZ 2010
“Azerbaycan Türkiye Ýçin,
Türkiye Azerbaycan Ýçin
Dost Ýki Ülke Deðil,
Kardeþ Ýki Ülkedir”
Prof Dr. Aygün Attar HAÞÝMOVA
Giresun Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý
huzursuzluk yaratan baþ belasý kiþilerin bulunduðu
hücre evlerinin basýlmasý olayýdýr. Bugün terörist
baþý Apo ne ise o günde ayný fiilleri yapan ve
yönlendiren kiþiler tutuklanmýþtýr.
Bunlarýn içinde iyi yetiþmiþ aydýn sayýlan hatta
milletvekilliði, bakanlýk yapanlar dahi bulunmaktadýr. Ýþte bu tutuklamalar konusunda yaygara
koparýlmaktadýr.
Yani ele baþý olanlarýn tutuklanmasý o günkü
Avrupa temsilcilerinin pek hoþuna gitmemiþtir.
Büyük Ermenistan projesini yürütenleri, Osmanlý
idaresi neden tutuklamýþtýr. Onlarýn kurulmasýný
istedikleri Kürdistan, ve Ermenistan projesi
tutmamýþtýr. Engellenmiþtir, iþte yapýlan zabýta
hareketiyle bu terör ve çete unsurlarý zararlaþtýrýlmýþtýr, kavga bunun kavgasýdýr.
Batý dünyasý da diyor ki, “O proje bizim
istediðimiz bir proje idi, neden sizin dedeleriniz
bunu engellediler.” Mesele bu kadar kýsa ve nettir.
Buyurun cevap verin.
1918'de Azerbaycan milli cumhuriyetinin baþýnda
Mehmet Emin Resulzade vardýr, baþbakaný ise
hukukçu bir þahsiyet olan Fethali Han Hoylu'dur.
Ýyi bir asker ailesindendir. Azerbaycan'da o
dönemde komisyon raportörleri aðýrlýklý olarak
gayrimüslimlerden oluþturulmuþtur. Tarihi olarak
ileriye uygun bir belge býrakmak için Albay Hulge,
Novarsky, Aleksandýr ve daha kimler vardýr.
Bu insanlar resmen yapýlanlarýn bir katliam
olduðunu kanýtlamýþlardýr. Amaç belge yaratmaktýr.Yanlýþ olan, otuz bir ciltten müteþekkil üç bin
altý yüz sayfalýk Azerbaycan'ýn haklýlýðýný anlatan
belge ve bilgiler tescilli fotoðraflar arþivlerden
Ruslar tarafýndan yok edilmesidir. Çünkü
Arkadaþlar hatýrlayacaktýr, Azerbaycan ile ilgili
her türlü belge ve bilgi Rusya'da Ermeni asýllý
görevlilerin ellerine teslim edilmiþti.
Bu resimler ortadadýr, kayboldu, dosya kanýt olarak
durmaktadýr. Týpký Ararat filmi gibi yalanlar
Deðerli konuklar,
Kafkas Ýslam Ordusu 15 Eylül 1915'te Gence'ye
gittiðinde 1600 Mehmetçiðin canýný feda ettiðini
þimdiye kadar yaptýðým tüm konuþmalarýmda
anlata geldim. Çünkü bir insanýn sahip olduðu
biricik varlýðý canýdýr. Mehmetçik o tarihte,
Azerbaycan için, Kafkasya için, Bakü ve Gence
için Anadolu'dan giderek, gözünü kýrpmadan
canýný vermeye hazýr olduðunu kanýtlamýþtýr.
Biz, tarihi olaylarý çabuk unutan bir milletiz.
Olaylara kýsýr döngüler içinden bakmaktayýz.
Prof. Dr. Osman Turan hocamýzý burada saygýyla
anýyorum, derdi ki; “ biz tarih yapmasýný bilen,
ancak tarih yazmasýný pek sevmeyen bir milletiz.”
Bana göre de, biz yakýn zamanda yaþananlarý da
çok çabuk unutan bir milletiz.
Oysa, unutulmamasý gerekir.1918'de Ýstanbul
ipotek altýnda iken, padiþah VI. Mehmet
Vahidettin, o zamanýn Türkiye'si için inisiyatif
kullanamaz bir halde iken, bunu Ali Merdan
Topcubaþý'nýn mektuplardan biliyoruz, Azerbaycan'da kurulan milli cumhuriyetin oluþumu için
elinden gelen her þeyi yapmýþ ve cumhuriyetin
temsilcilerini kabulünde, heyet baþkanýnýn “dost”
diyerek kendilerini takdimi sýrasýnda, padiþah
eliyle heyet baþkanýnýn sýrtýný okþayarak, “dost”
deðil “kardeþ” diyerek samimiyetini ifade etmiþtir.
Þartlar ne olursa olsun, unutulmamasý gereken bir
þey vardýr. Azerbaycan Türkiye için, Türkiye
Azerbaycan için dost bir ülke deðil, kardeþ iki
ülkedir.
24 Nisan 1915 tarihiyle ilgili olarak, ABD baþkaný
Obama ne açýkladý, nasýl açýkladý derken, o tarihten
bu günce kadar Türkiye'de çok az konuþulan
“tehcir” üzerinde konuþacaðýz. Tehcir yapýldý mý
,yapýlmadý mý hiç üzerinde durmak istemiyorum.
O dönemin dahiliye nazýrlýðý, daha doðrusu, o
günkü adýyla “teþkilat-ý Mahsusa” yani istihbarat
teþkilatýnýn raporlarý doðrultusunda, ülkede
27
TEMMUZ 2010
paralarý Fransa gibi ülkelere göndererek Türkiye
aleyhine kitaplar yazdýran bu gruplara karþý;
“Neden siz bunu yaptýnýz” diyorlar.
Yada neden yaptýnýz denilmesi, ucu açýk bir
hesaplaþmadan baþkasý deðildir.
O vakit yarýn da yukarýda söylediðim gibi PKK
üzerinden sorgulamaya baþlayacaklardýr.
Ýþin ikinci aþamasý budur, bunun iyi anlatýlmasý ve
anlaþýlmasý gerekmektedir.
Madem ki konumuz “Tehcir”dir o halde bu
salonda bulunanlarýn hemen hepsinin geldiði
coðrafyada yapýlan bir tehçir vardýr. O vakit bizde o
tehcir'i anlatmalýyýz.
Revan Hanlýðý topraklarýnda, bugün ki Ermenistan'ýn baþkenti olarak bilinen Erivan'dan söz
edeceðiz.
Eski Türk topraklarýndaki Tehcir'den söz edeceðiz.
Bu da tehcir'dir. Evet Tehcir'i konuþuyoruz.
27 Mayýs 1915'te yapýlan yasa bir tehçir yasasý
deðil mi? Madem ki bunlarý çok sýkça konuþuyoruz, ben Azerbaycan'ýn feryadýna bakmayarak,
Türkiye ile Azerbaycan, hatta Avrasya arasýndaki,
en önemli köprünün yani Zengezur'un koparýlýp
Ermenistan'a verilmesinden söz edeceðim,
dersem, bütün dünya tarihçileri susacaktýr.
1947-1956 tarihli tehcir'den söz edeceðiz.
Çünkü o tarihte cereyan eden ve adýna “kaça
Kaç”denilen tehcirden kaçan insanlarýn çocuklarýyýz. Ermeni zulmünden kaçan insanlarýn
çocuklarýyýz. Hani büyüklerimiz anlatýrdý;
Kars'tan, Iðdýr'dan,Erzurum'dan anlatanlar. Onlar
bu gün büyük þehirlerde oturuyorlar, ben çoðu ile
yirmi yýl önceleri uzun uzun konuþmuþtum.
“Yaman geldik, yalýn ayakla geldik” diye acýlarý
içinde saklayan insandý tehcir'i yaþayanlar.
Peki bu tarih nasýl yazýldý, neden Türk tarihinde bir
doktora tezi yoktur. Aklýmýza gelmiþken bir soru
yöneltmek istiyorum, baþbakanýn çok takdir
ettiðim bir açýklamasý vardý.
Hani biz vicdansýzca Ermenilere soykýrým
yapmýþýz ya, onlara verdiði cevaptan söz
ediyorum. Türkiye'de kaçak olarak çalýþan
Ermeniler için kalbi þiddetle çarpan, üniformalar
giyerek yürüyüþ yapanlar, bu orkestranýn þefinin
kim olduðu da meraklýdýr, biliyorum da
söylemiyorum.
üzerine kurulmuþ, Hýrant Dink'in anlattýðý gibi
kurgu deðildir. Ermenilerin Türk düþmanlýðý
yapmýþ olduðu büyük Ermenistan tarihi gibi
yalanla dolu bir tarih deðil, tahrif edilmiþ bir
tarihtir. Cinayet dosyasýnýn kendisi oradadýr.
Türkiye'deki aydýnlar baþta olmak üzere, batý
dünyasýndakiler, ki bunlarý Star TV'de Ruhat
Mengü'nün programýnda sýraladým. Beni savcýlýða
þikayet ettiler, olsun her zaman söyleyebilirim.
Bunlar kimlerdi; Adalet Aðaoðlu, Hatemiler, Doðu
Ergil, Orhan Pamuk ve çoðunluðu. gerçekten bu
grup o kadar çok ki, isimlerini saymakla
bitiremeyeceðim.
Bizler azýnlýktayýz. Peki, 1815-19'dan sonra acaba
vicdanlarý bu tarihe gelince otomatikçe kilitlenmekte mi ?
Neden 1915 in irdelenmesine karþý tavýrlýlardýr?
Oysa yaþanan tarih irdelenmelidir.
Peki 1915-1918 hatta 1909'dan da önce bir facia
var, Evlad-ý Fatihan'ýn yakýlýp yýkýldýðýný nasýl
unuturuz, yakýp yakýlmalarý, yok edilmeleri nasýl
unutursunuz?
Diri diri kefen giyip yaþayanlarýn tarihidir,
Anadolu'nun asil ailelerinin o topraklarda balkanlarda yaþananlar, bizim tarihimiz, ecdadýmýzýn
tarihi neden karýþtýrýlmýyor?
Bu gün Türkiye'de Ermeniler için “içim kan
aðlýyor, kalbim sýzlýyor” diye sokaklara
dökülenlere neden bir þeyler olmuyor.
Bu gün ki konumuz tabi ki tehcir'dir. “Tehcir ettiniz
mi, etmediniz mi, ettiniz se neden ettiniz, ne
hakkýnýz vardý, Nasýl yaparsýnýz” gibi sorgulamalar.
Sorular korkunç, hatta vahim. Yaptýðým tüm
konferanslarda, oturumlarda þunu söylüyorum.
Tehçiri sadece hukuki bir zemine kaydýrarak
doðrulamaya çalýþanlara þunu söylüyorum. Bir on
yýl falan beklemeye gerek yoktur. Muhtemelen
birkaç ay sonra ayný kesimler soracaklardýr;
“Neden PKK'ya karþý askeri operasyon yaptýnýz”
Çünkü ayný þeydir bunlar.
Her ikisinde de vatana ihanet eden, idareye karþý
bayrak açan isyan çýkaran, ayaklanan, ülkenin
parçalanmasý için gayret eden gruplara, silahlý
çetelere, vergi vermekten kaçanlara, Osmanlý
devletine oðlunu asker vermeyen, ama Rus
ordusuna koþa koþa katýlan, Osmanlý devletindeki
yaþamýyla bir oligarþi yaratan, zenginleþen, ve o
28
TEMMUZ 2010
Ýþte o þef, tek iþaretiyle Türkiye'de ne kadar resmi özel varsa,
her nedense hemen bu Ermenilere ait çocuklarýn öðrenim
gördüðü okullardan canlý yayýn
yaparak, o yayýnlarda çok net
akýcý Türkçe ile konuþan çocuklar, doðuþtan eðitimliler, ve
de þöyle diyorlar; “Bir çok
sýkýntýlarýmýz var, spor salonumuz yok vs.” Sanki Türkiye'nin tüm okullarýnda bu
donaným mevcutta, bu zavallý
Ermeni çocuklarýnýn hali dramatize edilmektedir.
Þimdi o þeflere sormak gerekir;
Azerbaycan'ýn Karabað bölgesinden kovulan bir
milyon insan on yýlý aþkýn sürede çadýrlarda,
tuvaletsiz, banyosuz teneke evlerde yaþadýlar, siz
neredeydiniz.
Þimdi bu medyanýn vicdan patronlarýna seslenmek
isteriz, neden bu bir milyon insanýn halini kamu
oyuna yansýtmadýnýz?
Ýkinci Dünya savaþýna gelelim;
Hitler Avrupaya hakim olabilmek için harýl
insanlarý kesip yakýyor. Zorunlu bir birliktelikle
ABD, Fransa ve Ýngiltere arasýnda zorunlu bir
dostluk var.Yýl 1943' ikinci cihan savaþý yýllarý,
Stalin'in önünde bir dosya, Ýngiltere ve Amerika
tarafýndan, Rusya'nýn dýþýnda yaþayan Ermenilerin
bir þekilde Ermenistan'a nakli görüþülecek, ama
hangi þartlarda, Ermenistan'daki Türkler'inde
oradan sürgün edilmesi, burasý çok önemlidir.
Hatýrlarsanýz 1992 yýlýnda Ermenistan'da bir
deprem oldu, orada toprak altýnda çabalayan
insanlarýn Gorbaçov'a gönderdikleri bir soru;
“Daðlýk Kakrabað sorunu ne olacak” diye
iletiliyor. Taþýn altýndan polit büroya pazarlýk
konusu iletiliyor.
Biz, böyle bir durumda bunu yapamayýz. Çünkü
Türk milleti asildir, ancak konularýna sahip
çýkmakta ilgisiz kalmaktayýz. Keþke mücadele
yönüyle biraz Ermeniler'e benzeyebilseydik.
Neden yapmadýk? Hemen söyleyelim.
Tarih 23 Aralýk 1947, Stalin pes etmiþtir. Almanlar
Ermeni þartýndan ötürü iþbirliðine evet derler.
Moskova polit büronun 40083 nolu kararýyla o
bölgedeki, yani Türk halkýnýn yüz yýllar boyunca
Þimdi o beylere
sormak gerekir;
Azerbaycan'ýn
Karabað
bölgesinden kovulan
bir milyon insan on
yýlý aþkýn sürede
çadýrlarda, tuvaletsiz,
banyosuz teneke
evlerde yaþadýlar,
siz neredeydiniz?
yaþadýðý ana yurdundan zorunlu göçe tabi
tutulmasý yasa-sý çýkarýlýr.
Hani 1915'i konuþuyoruz ya, 1947'yide konuþmalýyýz.
Çünkü bu daha yakýn bir tarih. Arada çok önemli
sebepler var. Türkiye'de yaþayan Erme-niler birici
cihan savaþýnda Türkiye'ye ihanet ettiler, Türklerin çarpýþtýðý cepheleri terk ederek karþý tarafýn
saflarýna geçtiler.
Yani hainlik yaptýlar, ister Türk olsun,ister Ermeni
olsun, ister Yahudi olsun, yapýlan iþ ihanettir.
Hainlerin de gereken cezayý almasý gerekir. Türkler
bu gereken cezayý yapmadý yapmak gerekirdi. Peki
bu 1947'den sonra ne odluda orada yaþayan Türkler
yaka paça kovuldular. Trenlere doldurulup
kovuldular. Ýhanet mi etmiþlerdi? Hayýr.
Týpký Özbekler, Kazaklar gibi Azerbaycan Türkleri
de Almanlara karþý Ruslarýn yanýnda yer
almýþlardý.
Çok ilginçtir, yaka paça kovulma belgelerinden söz
ediyorum. Ýnsanýn elleri titriyor. Zorunlu göç, yani
birilerinin sizi alýp baþka topraklara götürmesi
olayý. Bu göç neticesinde Azerbaycanlýlar nasýl
yerleþtirilmiþtir diye incelenmiþ midir? Hayýr.
Yaþam þartlarýnýn müsait olmadýðý bir bölgeye
itildiler. Ýnsanlar oraya varmadan, çoðu da ulaþýnca
öldüler. Halbuki Revan denilen bölge serin
yaylalara sahipti.
Oradan kovuldular. Buradan artý kýrk beþ derecelik
bataklýk bir bölgeye iskan edildiler.Suyun
olmadýðý yerde dizanteri, malarya gibi salgýn
hastalýklara tutulup öldüler.
29
TEMMUZ 2010
yoktur. O olmasa da bir baþka konu gündeme
Bu göçlerle ilgili çýkan masraflarý da Azerbaycan
gelecekti.Karabað Azerbaycan’a kesilmiþ bir
hükümetine yüklediler.
faturadýr.
Bu bir göz daðý idi, altmýþ beþ bin aileyi
Þimdi bu duruma ne demek gerekir. Hazindir,
Ermenistan'dan
tehçir ettiler. Buna ne diyecekaðlamak mý gerekir, gülmek mi?
lerdir.
Peki o topraklardan geriye ne kaldý? Sovyetler
Yani Ermenistan nüfusunun Türk'lerin aleyhine
birliðindeki halklarýn kardeþliði, adalet ne oldu?
demografik yapýnýn altýný üstüne çevirdiler. Kazak
Ýþte bu göçlere maruz kalanlarýn çocuklarý,
ve Toðuz Azerbaycan'ýn stratejik bölgeleridir.
torunlarý olarak konuya aþina olanlar bilirler ki,
Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasýndadýr.
büyüklerimiz hep aðýtlar yakardý bu tehçir
Dilican deresi sýnýrlarýndadýr.
olaylarýyla ilgili olarak; benim aklýmdadýr,
çocukluðumdan hatýrladýðým, Revanlý bir dede ile
Ermeniler Sovyet Birliðine girdiði zaman
Azerbaycan'ýn elinde olan 114 bin km²’lik toprak
TV muhabiri arasýnda geçen konuþmayý
var iken bu gün 86 bin kilometre kare toprak bulununutamam.
maktadýr. Demek oluyor ki Sovyetler Birliði
Tehcir, yada göç kavramýný unutan yaþlý adama
döneminde hissettirmeden aradaki önemli kýsým
yöneltilen soru, “O günlerden hatýrýnýzda kalan
Ermenistan'a kaydýrýlmýþtýr. Dönemin yöneticisi
neler var?” Azerbaycan Türkçesiyle; “Nece
olan Kamuran Bagýrov adlý þahýs yapýlanlarý þöyle
hatýrlýyýrsýz” Nur yüzlü, sakallý dede, baþýný sallasavunmuþtur. “Ne fark eder Sovyetler Birliði
yýp, hüzünle hatýrladýklarýn sýralamaya çalýþtý.
içinde ha onda, ha bizde” diye bilmiþtir. Öyle ise siz
Acý vardý söylediklerinde. Yaþadýklarý ili yok
oradan bir karýþ topraðý alýn
etmiþlerdi, o topraklarýn
bakalým verecekler mi?
adýný, Ermenice Varda“Aslýnda Karabað problemi diye bir Ýþte bu vurdum duymaznis'e çevirmiþlerdi.
lýk,tarihten bihabersizlik, bu
problem yoktur. O olmasa da bir
Camileri yýktýlar, bütün
topraklarýn nasýl kazanýldýðý
Türkçe isimli yerleþim
baþka konu gündeme gelecekti.
bilmeyenlerin bilinçsizliði,
bölgelerini Ermeniceye
Karabað Azerbaycan’a kesilmiþ
geçmiþe
sýrt çevirmelikler bu
çevirdiler.
bir faturadýr. Bu bir göz daðý idi,
Mezarlýklarý yok ettiler. altmýþ beþ bin aileyi Ermenistan'dan günkü problemleri yaratmýþtýr.
Þimdi son geliþmeler ýþýðýnda
Hülasa bir medeniyeti
tehcir ettiler.
ben Ermenistan'la görüþsildiler. Dördüncü MuBuna
ne
diyeceklerdir.”
melerin
devamýndan yana
rat'ýn ayak izlerini yok
olduðumu
ifade etmek istiettiler. Dedem Korkut'un
yorum.
kopuzundan çýkan keBiz Kurtuluþ Savaþý sýrasýnda Yunan askerini
lamlarý, sesleri yok ettiler. Aþýk Elesker'in bir
Polatlý'da gördük. Þimdi farklý bir konum
çeþme baþýnda taþ üstünde oturduðunda gözüm bir
mevcuttur.
Devletlerarasýnda ebedi bir dargýnlýða
ala göz kýza düþtü dediði sazýný kýrdýlar. 1987'de
mahal
yoktur
diye düþünüyorum. Sadece nasýl
Türklerin tamamýný çýkardýlar. Bu günkü
yürütülsün
diye
bir konu vardýr.
Ermenistan Türklerin olmadýðý bir Ermenistan'dýr.
Görüþülsün
ama
nasýl diye bir anekdot hatýr19555- 60'lý yýllarda Ermenistan sokaklarýnda ki
lýyorum.
Yani
hangi
ortamda görüþülsün, uluslar
slogan bu idi; “Türk'süz Ermenistan” bu da
arasý
iliþkilerde
tekabbüliyet
diye bir kural vardýr,
yetmiyor yedi Türk þehrini Batý Ermenistan olarak
þimdi
Ermenistan
hangi
ölçülerde
protokolü
ifade ettiler.
üzerine
almaktadýr.
Bu gün Türkiye'de bir çok olayý yüzeysel olarak
Kendi kafasýna göre eklemeler yapýyorsun, kesip
deðerlendiren bazý çevreler için yazmayý kendisine
çýkarýyorsun. Ben isterim görüþmeler devam etsin ,
prensip edinmiþ kimseler þöyle söylemektedir.
ancak kurallar üzerinde görüþülsün. Bir tarihte de
“Türkiye'nin sýrtýnda iki tane kambur var. Birisi
Ter Petrosyan, Haydar Aliyev'e Karabað'dan
Kýbrýs, öteki Karabað'dýr. Ýkisini de býraksak kendi
aþamalý bir þekilde çekileceklerini söylemiþti.
baþlarýna çözsünler sorunlarýný”
Hani ne oldu? Biz bu sözleri çok duyduk.
Aslýnda Karabað problemi diye bir problem
30
TEMMUZ 2010
Bir Televizyon konuþmamda bana sordular; “Bu
süreç nereye kadar gider” ben, “ Çok iyi bir yere
gider” demiþtim.
Karþýlýklý olarak ne olsa da Ermenistan son anda
yine bir arýza çýkarýr, çünkü Ermenistan kendini
idare etmiyor, diyaspora ediyor.
Bu konu diyaspora için altýn yumurtlayan
tavuktur.Çünkü büyük bir para çarký dönmektedir
orada. Ekonomik tekeller, siyasal güç, para ile
yazdýrýlan yazýlar, kolay kolay bundan vaz geçmez
Ermenistan.
Ben, Obama'nýn atalarýnýn Müslüman'mýþ,
Hýristiyan'mýþ yorumlarýna, siyah beyaz sempatik
hali üzerine bakmayarak bir þey beklemiyorum.
Bu argümanlarýn hiç biri bir þeye yaramaz.
Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir, ABD'nin
kolaylýkla dýþlamayý göze alacaðý, dýþlayacaðý bir
ülke deðildir. Yeter ki biz kendi kendimizi
dýþlamayalým.
Son olarak, þunu söylemek isterim. Yaptýðýmýz son
konferanslara ilgi oldukça büyüktür. Beþ on yýl
önce salonlarda elli altmýþ kiþi olurken, þimdi
salonlarýn dýþarýlara taþan ilgisi karþýsýnda
heyecanlanýyorum.
Yakýn zamanda benim konuþmalarýmý tek yanlý
olarak deðerlendirenler, þimdi dergilerinde
makalelerimi yayýnlamak için bana gelmektedirler.
Ermeni meselesi konusunda önemli þekilde bir
bilinçlenmeye tanýk olmaktayým.
Türkiye'de çok kullanýlan bir sloganý farklý bir
yerde kullanmak istiyorum. “Gazýmýzý kesmeyelim, durmak yok yola devam”
Bana sorulan, “Azerbaycan için Türkiye ne ifade
etmektedir” diye bir soruyu sizlerle paylaþmak
isterim.
Dedim ki; Türkiye denildiðinde, Azerbaycan'da
yasaklý olduðu dönemlerde dahi; “Çýrpýnýrdý
Karadeniz bakýp Türk'ün bayraðýna” demektir diye
söylemiþtim.
Deðerli þair Yavuz Bülent Bakiler'in “Azerbaycan
yüreðimde bir þah damardýr” adlý mükemmel þiiri
benim duygularýný anlatacaktýr. Ýzninizle bir
bölümünü sizlerle paylaþmak istiyorum.
Azerbaycan yüreðimde bir þah damardýr.
Onda Yusuf'umun kokusu vardýr.
Ve hasreti gönlümde büyük Türkistan kadardýr.
Ayettir kitabýmda, baraðýnda rüzgardýr.
Azerbaycan yüreðimde bir þah damardýr.
Evet her bedenin bir þah damarý vardýr. Ýþte
Azerbaycan'da Türkiye için, bir þah damardýr.
Benim için çok önemli bir sözle huzurundan
ayrýlýyorum.
“NE MUTLU TÜRK'ÜM DÝYENE”
31
TEMMUZ 2010
Emperyalist Taleplerin
Örtüsü Olarak
“Soykýrým”
Ýddialarý ve Gerçekler
Prof Dr. Özcan YENÝÇERÝ
21. Yüz Yýl Türkiye Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi
1
9. yüzyýlýn son çeyreðinde baþlayan Ermeni
sorunu, Doðu Anadolu bölgesinde baðýmsýz
bir Ermenistan Devleti kurulmasý
sorunuydu. Ermeniler önce Ruslarýn daha sonra
Ýngilizlerin en sonunda da Fransýzlarýn Türkiye
topraklarý üzerindeki emellerinin gerçekleþtirýnesine katký vererek bölgede baðýmsýz bir
Ermenistan Devleti kurmais. üzere çeteler kurmuþ
ve silahlý saldýrýlar gerçekÝeþtirmiþlerdir.
meskun bulunan vilayetlerdeki hakimiyetierinden
vaz geçer ve bir Ermeni devleti kurulur ki bu
Avrupa'da olduðu gibi Asya'da dahi Osmanlý
egemenliðinin sona ermesi demektir veyahut bu
millet tamamýyla imha edilir".
Ýþte bu çeliþki Ermenileri harekete geçirmiþ,
Türkler de ülkelerini savunmak için gerekli
önlemleri almýþtýr. Zira Osmanlý, son dönemlerinde Üzerine çullanan emperyalist güçlerle
"varlýk-yokluk" kavgasý verirken Ermeni Çeteleri
düþmanla iþbirliði yaparak bu nedenle Türklere
saldýrmýþlardýr. Olaylar Ermeni çetelerinin
bölgedeki Müslüman ahaliyi kaçýrtmak için
tecavüz, katliam, yakma, yýkma ve saldýrýlara
kalkýþmasýyla baþlamýþtýr.
Bunun için Türkiye topraklarýný iþgal eden Rus,
Ýngiliz ve Fransýzlar'la hem iþbirliði yapmýþ ve hem
de onlarýn öncü birlikleri gibi hareket etmiþlerdir.
General Harburt Heyetinin hazýrladýðý raporda bu
gerçek þu cümlelerle ifade edilmiþtir: "Ermeniler
bugün bir politika aletidirler. Ýyi düþünmüyorlar
veya Taþnak Komiteleri, halký düþünmeye
býrakmýyor". Ermeniler bugün de Rusya, Ýngiltere,
Fransa ve son zamanlarda da ABD'nin Türkiye'yi
köþeye sýkýþtýrmakta kullandýðý basit bir "politik
alettir".
Meþru Osmanlý hükümeti ise zorunlu önlemler
almak zorunda kalmýþtýr. TÜrkler bugün Ermeni
tecavüz ve saldýrýlarýna karþý "neden kendinizi
savunacak önlemleri aldýnýz" diye suçlanýnaktadýr.
Dünya çerçevesinde "Ermeni Soykýrýrn" salgýnýnýn
altýnda yatan gerçek budur. Türklerden vatanlarýný
savunmalarýnýn hesabý soruluyor!
Türklerin Vatanlarýný Savunmasý Suç Olarak
Gösterilmektedir!
Aslýnda Türklerle Ermenileri karþý karþýya getiren
Vatan sorunuydu. Türkler vatanlarýný korumak,
Ermeniler ise Türk topraklarý üzerinde baðýmsýz
bir vatan kurmak istiyorlardý. Bütün sorunu bu
çeliþki doðurmuþtur. Bu durumu o zamanlarda
Ermeniler tarafýndan yayýnlanan çok sayýdaki
yayýnda görmek mümkündür.
Türklerle Bir Arada Yaþayamayýz!
Ermeni Patriði Varjabetyan Nisan 1878'de
Ýngiltere Dýþ Ýþleri Bakaný Lord Salisbury'e
yolladýðý mektupta "Ermenilerle Türklerin bir
arada yaþamalarý artýk imkansýzdýr. Eþitlik, adalet
ve vicdan özgürlüðünü ancak bir Hýristiyan
yönetimi saðlayabilir" demiþti. Patrik, Mart
1878'de de Ýngiltere'nin Ýstanbul Büyükelçisi
Henry Layard'ý ziyaret ederek "Doðu'da baðýmsýz
bir Ermenistan istiyoruz" ardýndan da sözlerini
"eðer siz yardým edemezseniz Rusya'ya müracaat
ederiz" diye tamamlamýþtýr.
Örneðin, Torino'da Enneniler tarafýndan yayýnlanan Ýtalyanca Armenia mecmuasýnýn haziran
1916 tarihli nüshasýnda "Ermeni Meselesi ve
Suret-i Ha11i" adlý yazý þu satýrlarla sonlandýrmýþtýr: "Ya Türkler veyahut Ermeniler dýþarý,
diðer bir tabirle ya Osmanlý Devleti Ermenilerle
32
TEMMUZ 2010
26 Aðustos 1896 günü Papken Siuni'nin
yönetiminde 26 Ermeni el bombasý, dinamit ve
diðer silahlarla Osmanlý Bankasýný bastýlar.
Amaçlarý Avrupa ülkelerinin dikkatlerini
çekmekti. Papken Siuni ve dokuz saldýrgan
çatýþmada öldürüldü. Saldýrganlarýn baþýna
saldýrýyý planlayan terörist Karekin Pastýrmacýyan
geçmiþ ve Rus elçiliðinin araya girmesiyle bir
vapurla Türkiye'yi terk etmesine izin verilmiþtir.
Ýþin ilginç yaný terörist Karekin Pastýrmacýyan
daha sonra 1908 yýlýnda tekrar Ýstanbul' agelecek,
1908-1912 yýllarýnda Osmanlý Meclis-i
Meausanýnda Erzurum’u temsil edecek, 1915
yýlýnda Van Ýsyanýna katýlacak ve 1918 yýlýnda ise
Ermenistan'ýn ABD elçiliðini yapacaktýr. 21
Temmuz 1905 tarihinde de bir çoðu yabancý
uyruklu olan Ermeni teröristler Padiþah 2.
Abdülhamit' e bombalý bir suikast düzenlemiþlerdir. Bu suikast'tan Padiþah kurtulmuþ ancak
26 kiþi ölmüþ, 58 kiþi yaralanmýþ, 17 arabayla 20
tana de at parçalanmýþtýr. Dünya Savaþýnýn 1914
yýlýnda çýkmasý ve savaþýn en önemli aktörlerinden
birisinin de Osmanlý Ýmparatorluðu olmasý
Ermenilerin önüne tarihi bir fýrsat çýkarmýþtý!
Tarihe 93 harbi olarak geçen meþhur Türk-Rus
savaþýnda Osmanlý Devleti yenilince Patrik derhal
yüzünü Rusya'ya çevirir. Zira Osmanlý ordularý
:v'cnilmiþ, Rus ordularý Yeþilköy önlerine
gelmiþtir. Osmanlý Ordularýný yenen Rus
Baþkomutan Grandük Nikola, Artin Dadyan
Paþanýn Yeþilköy' deki köþkünde misafir edilir.
Burada Grandük Nikolayý bizzat ziyaret eden
Patrik Nerses Varjebetyan baþkanlýðýndaki Ermeni
heyeti Çar' dan "Ermenilerin yaþadýðý Doðu
vilayetlerinin Ermenistan namýyla bir devletin
istiklalinin ilanýna müsaade edilmesini" talep eder.
31 Ocak 1878'de Ruslarla imzalanan Edirne
Mütarekesinde Ermenilerle ilgili hi hüküm
olmamasýna raðmen 3 Mart 1878 Ayastefanos
ardýndan 13 Temmuz 1878 tarihi imzalanan Berlin
Antlaþmasý'na Ermenilerle ilgili madde þöyle yer
almýþtýr.
Bu maddeye "Hükümet halký Ermeni bulunan
eyaletlerde yerel ihtiyaçlarýn gerektirdiði reforý
ertelemeksizin yapma ve Ermenilerin Çerkez ve
Kürtlere karþý huzur ve güvenliðý saðlamayý
yükümlenir ve ara sýra bu konuda düþünülen
düzenlemeleri büyük devletlei bildireceðinden, adý
geçen devletler konu edilen düzenlemelerin
(reform) yerine getirilmesini, yürütülmesini
gözetleyeceklerdi" denilmekteydi.
Milleti Ýçeriden Orduyu Arkadan Vurmak!
1. Dünya Savaþý baþlamýþ Türk milleti saldýrgan
güçlere karþý bir çok cephede savaþa giriþmiþti.
Kafkasya, Sina ve Filistin, Hicaz-Yemen, Libya ve
Galiçya cephelerinde Türk milleti var olmak yok
olmak mücadelesi veriyordu. Bu arada
Ermenilerin yaþadýðý bölgeler dahilolmak üzere
birçok yöre Rus iþgali altýna düþmüþ, cephe
gerisindeki Türk nüfus her türden saldýrýya açýk
hale gelmiþti.
Enneniler Türklerle bir arada yaþamalarýnýn
imkansýz olduðunu, ayrý bir devlet kurmak
istediklerini ve bunun için akla gelen her yola
baþvuracaklarýný açýkça ifade etmiþlerdir ..
Utanç Verici Cinayet ve Katliamlar!
Osmanlý 1878 savaþýnda Ruslara yenilince
Ermeniler Rus Ordularý komutanýyla görüþerek
tabiyetinde bulunduklarý Osmanlý devletine
dayatmada bulunmasýný istemiþlerdir. Bunun adýna
ihanet denir. 1. Dünya Savaþý sýrasýnda Ruslar
Doðu Anadolu'yu iþgal ettiklerinde Ermeniler hem
Ruslara öncülük etmiþ hem de onlarla birlikte Türk
kuvvetlerine saldýrmýþlardýr. Bunun adý da hem
ihanet hem de arkadan vurmaktýr. 1899-1909
yýllarý arasýnda Ermeniler büyük bölümü Doðu ve
Güneydoðu Anadolu'da olmak üzere; yirmi altýsý
1895 yýlýnda olmak üzere, 32 isyan ve olay
çýkarmýþlardýr.
Ermeniler iþgalci Rus ordusunun milis güçleri
þeklinde örgütlenerek Müslünýan yerleþim
bölgelerine baskýnlar düzenlemeye ve onlarý
toptan bir soykýrýma tabi tutmaya baþlamýþlardý.
Ermeniler açýkça Türk milletini içeriden, Türk
Ordusunu da arkadan vurmuþlardýr.
Türk varlýðýný Avrupa'dan Bulgar, Rum, Sýrp,
Romen ve Karadaðlýlarý örgütleyip isyan ettirerek
silmeye çalýþan Rusya, Anadolu'da da Ermenileri
kullanmýþlardý. Ermeniler kendilerinin de baðýmsýz bir devlet kurmak hakkýna sahip olduklarýný
düþünerek sivil 'vfüslüman halka karþý saldýrýlara
33
TEMMUZ 2010
ve katliamlara baþlayýnca o zamanki Ýttihat ve
Terakki önetimi tamamen savunma amaçlý olarak
Türk milletinin Anadolu'daki varlýðýný korumak ve
üvence altýna almak amacýyla Ermenilerin
Anadolu'dan göç ettirilmesine karar vermiþti.
1990'larla Türkiye'nin teþebbüslerini Ýngiltere
"günaydýn" ile karþýladý. Halbuki Türkiye
aleyhindeki mavi kitabý, Malta sürgünlerini yargýlamakla görevli Ýngiliz yargýç delil kabul etmemiþ,
belgelerin uydurma olduðunu tespit ederek,
tutuklu Türkleri beraat ettirmiþtir.
Ermeni Tehciri de denilen bu olayýn sebebi
Ermeni'lerin erkekleri cephelerde savaþan
müs1üman Türk komþularýna karþý gerçekleþtirdikleri vahþi saldýrýlarýdýr.
Ermenilerin Müslüman katliamý ve Osmanlý'nýn
müsamahasý ile ilgili Rus arþivlerinde yýðýnla
belge, rapor, mektup bulunmaktadýr. Bu dönemde
Doðu vilayetlerinde düvel-i muazzamanýn
konsolosluklarý vardý. Hepsinin arþivlerinde
binlerce belge bulunmaktadýr.
Devlet saldýrýya rayan halkýný koruyabilmek
amacýyla tamamýyla savunmaya yöne!ik böyle bir
önlem almýþtýr. Bir millet istiklalini ve vatanýný
tehdit eden her türden saldýrganlýða karþý her çeþit
önlemi alma ve uygulama hakkýna sahiptir. O
zaýnanki yöneticiler eðer bunu yapmaýnýþ olsalardý,
Türk milletini korumamýþ ve vatani görevlerini
yapmaýnýþ olurlardý.
Bunlarýn birçoðu yayýmlanmýþtýr. Sadece bir olayla
ilgili tek vesikayý delil göstermek veya yüzlerce
vesika ile anlam kazanan yazýþmanýn bir bölümünü
sunmak ise bu anlamda gerçek bir sahtekarlýktýr.
Tarihle yüzleþmek, atalarýmýza iftira atmak, üç
kýtada savaþýrken kendi tebaasý Ermeniler
tarafýndan arkadan vurulan þehitlerimize ve
gazilerimize katliam, tecavüz gibi suçlarý isnat
etmek anlamýna gelmektedir. Bunu birileri bilerek
yapmaktadýr.
"Soykýrým" Ýddialarý Emperyalist Taleplerin
Örtüsüdür
Tarihi, husumet aracý kullanmak da bir stratejidir.
Soykýnm iddialanyla açýkça Türk milletine þu
söyleniyor: "Suçlu atalarýn çocuklarýsýnýz.
Durduðunuz yer yanlýþtýr. Üzerinde yaþadýðýnýz
topraklar gasp edilmiþ topraklardýr. Ýnsanlýk suçu
iþleyerek Ermeni topraklarý üzerinde hakimiyet
kurdunuz. Bu topraklarý boþaltýnýz!".
Kaldý ki bu amaç için anlatýlan herþey düne ait
hikayelerdir. Bölgede bugün herkesin gözleri
önünde yaþananlar vardýr. Sürecin bugünkü
boyutlarý vardýr. 1960'larda baþlayan Ermeni
ASALA terör örgütünün iþlediði cinayetler vardýr.
Hocaalý'da 21yüzyýlýn arifesinde kitleler haline
katledilen masum insanlar söz konusudur.
Soykýrým, büyük felaket, mazlum Ermeni
ideolojisinin bilinç altý da üstü de bu aýnaçla
doludur.
Bu amaçla çeþitli ülke parlaýnentosundan
"soykýnm" kararlarý çýkartýlmýþtýr.
Nihayet Karabað dahil Azerbaycan topraklarýnýn
%20'si bugün Ermeni iþgali altýndadýr. Yine bu
Ermeni iþgalidir ki bir milyondan fazla insaný
Ermeni katliamýndan kurtulmak için topraklarýný
terk etmek ve kaçkýn durumuna düþürmüþ
durumdadýr.
Türkiye'ye "soykýnm suçunu kabul et" baskýsý
yapýlmaktadýr. Türkiye'de de gittikçe daha fazla
zemin bulan bu baskýlar, "geçmiþle yüzleþelim"
formatýnda dile getirilmektedir.
Bu konuda da olayýn aslý þudur: Soykýnm
iddialarýnýn en önemli kaynaðý Ýngiltere'nin 1.
Dünya Savaþý esnasýnda yayýnladýðý Mavi
Kitap'týr. Bu konuda, Ýngiltere'de yayýnlanan iki
mavi kitabýn biri Almanlarýn Hollandalýlara, diðeri
Türklerin Ermenilere soykýrým yaptýðýný yazar.
Karþýt Stratejilerin Testi
Öyle görülüyor ki Türkiye, uzun zamandýr
Ermenistan ile Diasporasýný ayrý ayrý unsurlar
olarak deðerlendiriyordu. Türkiye ile Ermenistan'ýn iliþkilerini zehirleyenin, "soykýrým"
iddialarýný dillendirerrin ve Türkiye düþmanlýðýný
kurumsallaþtýranlarýn diasporadan ibaret olduðunu
düþünülüyordu.
Ermenistan'ýn ise diasporanýn rehinesi konumunda
olduðunu eðer Ermenistan ile diaspora birbirinden
1936'da Avam Kamarasý, Almanya'nýn talebi ile
"savaþta Almanlarýn soykýnm yapmadýðýný, ABD
kamuoyu nezdinde propaganda için bu kitabý
yayýmladýklarýný" belirtip özür diler. Türkiye'den
talep olmadýðýndan bu konuda karar alýnmamýþtýr.
34
TEMMUZ 2010
ayrýlabilirse Türkiye ile Ermenistan iliþkilerinin
normalleþebileceðini hesap ediyordu.
Serkisyan'ýn son olarak "diaspora Ermenistan'dýr.
Ermenistan diasporadýr" anlamýna gelebilecek
tavn üzerine Türkiye, sorunun diðer parçalarýyla
iliþki kurmayý düþünmüþ olmalýdýr.
Ermenistanýn nüfusu, ekonomisi, çapý, tarihi,
coðrafyasý ve gücü dikkate alýndýðýnda son yirmi
yýldýr izlediði stratejinin akla aykýrý geldiði
görülür. Ermenistan'ýn bu gerçekýere karþýn Rusya
federasyonu, diasporasý ile diðer müttefiklerine
güvenerek bölgede emperyalist bir siyaseti
uygulanabilir görmesi dikkat çekicidir.
Böyle bir stratejinin uzun vadede uygulanabilir
olmadýðý açýktýr. Ancak Ermenistan bu baðlamda
son derece akýllý ve baþarýlý bir siyaseti devreye
soktuðunu da kabul etmek gerekir. Bu strateji
Ermenistan'ýn iþgal ettiði Azerbaycan topraðý olan
Karabað'ý referandum yoluyla Azerbaycan'dan bir
biçimde ayýrmaktýr. Bunu gerçekleþtirebilmek için
de iþgal altýnda tuttuðu stratejik önemi daha az olan
bazý xeyonlardan çekilme karþýlýðý bunu gerçekleþtirmeyi amaçlamaktadýr.
Ermeni stratejisini baþarýsýz kýlan iki ciddi geliþme
vardýr. Bunlardan birincisi Azerbaycan'ýn her
anlamda giderek güçlenmesi diðeri de Türkiye ile
Azerbaycan arasýndaki iliþkilerin mükemmelliðidir. Bir millet iki devlet olan Türkiye ile
Azerbaycan arasýnýn açýlmasý Ermenistan
stratejisinin baþarýsý için zorunlu görülmektedir.
Ermenistan ilk önce Azerbaycan ile Türkiye
arasýndaki dayanýþmaya Rusya ile ikili iliþkilerini
daha da sýklaþtýrarak cevaplamýþtýr. Ardýndan da,
diasporasýný devreye sokarak ABD'yi ve diðer
ülkeleri Türkiye üzerinde baský kurmasýný
saðlamýþtýr.
Türkiye ile Azerbaycan arasýný açma giriþimlerinin
hayati önemde bir Ermenistan stratejisi olduðu
hiçbir zaman unutulmamalýdýr. Bir süre önce
Türkiye'nin Ermeni sýnýrýný açacaðýna yönelik
haberlerin Azerbaycan' da ürettiði rahatsýzlýðý,
Ermeni siteleri "Bir millet iki devlet"
paradigmasýnýn iflasý olarak nitelendirmeleri bu
anlamda rastlantý deðildir. Amaçlanan buydu.
Sonuç Ermenistan, Türkiye'yi kapý deðil can
komþusu olan akrabalarýnýn sorunlarýyla ilgilenmesine istememektedir. Türkiye ile iliþkilerini
Önkoþulsuzluk koþuluna baðlamaktadýr.
Ermenistan, Karabað'ý iþgal altýnda tutmasýyla
Türkiye'nin ilgilenmemesini istemektedir.
Türkiye'nin bölgede arabuluculuk misyonuna da
karþý çýkmaktadýr.
Buna karþýn Türkiye'ye sanal ve banal "Soykýrým"
iddialarýna dayatmakta ve bunu hiçbir formatta
tartýþmayacaðýný dile getirmektedir. Bu dil barýþ
dili, iyi komþuluk dili ya da diplomasi dili deðildir.
Ermeniler ve yerli iþbirlikçileri bugün Türk
milletinden olmayan alacaklarýný tahsil etmeyi
düþýüyodar. Bunun mümkün olmadýðýný deneme
yamlma yöntemiyle öðreneceklerdir.
1828 yýlýnda Ahýska'nýn Rusya'ya býrakýlmasý
Üzerine bir halk þairi þunu söylemiþti:
Ahýska bir gül idi gitti.
Ahýska bir ehli dil idi gitti.
Söyleyin Sultan Mahmuda
Ýstanbulun kilidi gitti...
Bugün Ahýska’nýn yerini Karabað almýþtýr.
Karabað yalnýz Bakü’nün Ankara’nýn deðil
bölgedeki barýþýn da kilididir. Masada Karabað yok
ise barýþ da yok demektir.
TEÞEKKÜR
Türk Dünyasý Araþtýrmalarý Vakfý
tarafýndan yayýnlanan “TARÝH” adlý
derginin Mart sayýsýnda “Kardeþ Dergiler”
baþlýðý altýnda Azerbaycan Türk Kültür
dergisi'ne yer ayrýlmýþtý.
Her zaman olduðu gibi çok önemli bir
iþlevleri üstlenen Prof. Dr. Turan YAZGAN
hocamýzýn baþkanlýðýnda aylýk olarak
çýkarýlan bu nitelikli dergide Azerbaycan
Kültür Derneði ve Azerbaycan Türk Kültür
Dergisi ayrýntýlý þekilde tanýtýlýrken,yazýnýn
hazýrlanmasýnda büyük emeði olan deðerli
editör Oðuz ÇETÝNOÐLU'nu yaptýðý
çalýþmadan ötürü kutlar, ayrýntýlý çalýþmasý
sýrasýnda yaptýðý tespitleri ve zarif anlatýmýnýn
yaný sýra yayýncýlýk adýna yaptýðý örnek
çalýþmasýndan dolayý teþekkür ederiz.
Azerbaycan Türk Kültür Dergisi
35
TEMMUZ 2010
Hocalý Katliamý
18. Yýlýnda
Selçuk ÖNAL
H
Hocalý katliamýndan bin bir zorlukla canýný
kurtarabilenler, bu olayýn tahribatýndan ruhlarý ve
hafýzalarý asla bir daha kurtulamamýþtýr.970
kilometre kare alanda,13.000 bin kadar insanýn
yaþadýðý Hocalý 26 Þubat 1992 tarihinde yüzyýlýn
en acýmasýz soykýrýmýna maruz kalmýþ ve kasaba
adeta yok edilmiþtir.
Ne yazýk ki,savunmasýz durumda ki Hocalý'ya
kimse yardým elini uzatmadý. Hatta uzun süre
Þehitlerin cesetlerinin alýnmasý bile mümkün
olmadý. Hocalý'da yaþananlar Bölgede yaþayan
sivil halka karþý da bir mesajdý. Bu mesaj
Azerbaycan Türkleri için çok aðýr bir mesaj oldu ve
Karabað'da yaþayan sivil halkýn üzerinde çok
olumsuz bir tesir gösterdi.
Hocalý da yaþanan katliamýn dehþetini yaþayanlarýn anlattýklarýný dinleyenler önce kulaklarýna
inanamadýlar. Fakat katliam sonrasý Hocalý'ya
girdiklerinde ise görgü tanýklarýnýn olayý hiç
abartmadan anlatýlarýný kýsa sürede anladýlar.
Hocalý da katliam bölgesini gezen Fransýz gazeteci
Jean-Yves Junet'in gördükleri karþýsýnda söyledikleri, katliamýn boyutunu þöyle anlatýyordu;
“Pek çok savaþ hikayesi dinledim. Faþistlerin
zulmünü iþittim. Ama Hocalý'daki vahþete
umarým kimse tanýk olmaz.”
Peki, 26 Þubat 1992'de Hocalý'da yaþanan bu
katliamýn emrini kim vermiþti? Bir dönem
Ermenistan Devlet Baþkaný sýfatýný taþýyan ve ayný
zamanda Azerbaycan vatandaþý olan Robert
Koçaryan'dan baþkasý deðildi.
Þimdi tarihe dönüp baktýðýmýzda, Ýki yüz yýla yakýn
bir zaman diliminde, Ermenilerin Rusya destekli
“Büyük Ermenistan” kurma hayalleri, sonucu
Azerbaycan Türklerine ve topraklarýna karþý,
Ruslarýn yanýnda Ruslarla birlikte hareket ettikleri
görülecektir.
ocalý'da, 25 Þubatý 26'ya baðlayan
gece, Rus güdümlü Ermeni güçleri
tarafýndan, korumasýz, silahsýz, yaþlý,
kadýn, çocuk ve masum insanlara karþý asrýn en
büyük facialarýndan biri olarak tanýmlanan bir
katliam yaþandýðýný bilinmektedir.
Hocalý
Stratejik olarak Karabað dað
silsilesinde Aðdam- Þuþa-Askeran- Hankendi
yollarýnýn üzerinde, bölgenin tek hava
ulaþýmýnýn yapýldýðý çok stratejik bir bölgede
bulunduðu için Ermeni güçlerinin öncelikli
hedefiydi.
Ermeniler,1988 Yýlýndan itibaren Azerbaycan
Türklerine karþý baþlattýklarý saldýrýlar sonucunda, 1991'de, Hocalý civarýndaki Türk'lerin
yaþadýðý yerleþim bölgelerini iþgal ederken,
Hocalý'yý tamamen kuþatma altýna almýþtýr.
30 Ekim'den itibaren de Hocalý' ya kara yoluyla
ulaþým kesilmiþ, tek ulaþým yolunun helikopterle
havadan olmasýdýr. 20 Kasým 1991'de Hocavent
semalarýnda Ermeniler tarafýndan vurulan
helikopterde Azerbaycan resmi görevlilerinin yaný
sýra Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kiþinin
ölümüyle, Hocalý ile hava ulaþýmý da kesilmiþtir.
Ýþgalden önce Hocalý devamlý olarak bombalanmýþ, kýþ þartlarýna raðmen elektrik ve doðal gazý
verilmemiþtir.
Ermeni teröristler, Rusya'nýn Bölgede ki en güçlü
askeri birliði 366. Alayýnýn da desteðini alarak,
yukarýda ifade ettiðim 26 Þubat tarihinde Hocalý
yerleþim bölgesine yaptýðý saldýrý sonucu, 83
çocuk, 106 kadýn, 70'den fazla yaþlý olmak üzere
toplam 613 masum ve savunmasýz Ýnsan vahþice
öldürülmüþ, 487 kiþi aðýr yaralanmýþ, 1275 kiþi
rehin alýnmýþ, 150 kiþi ise kaybolmuþtur.
36
TEMMUZ 2010
Ruslarýn 19. Yüzyýlda Kafkasya'da yürüttüðü
emperyalist siyaset, 1. Petro zamanýnda hazýrlanan
ve 2. Katarina döneminde gerçekleþtirilen,
Azerbaycan Türklerinin ve Kafkaslar da yaþayan
diðer milletleri asimile ederek topraklarýný ele
geçirme dönemidir.
1804 Yýlýnýn Aralýk ayýnda Gence Hanlýðý Rus
iþgali ile elden çýktý,
1805 yýlýnýn Mayýs ayýnda Karabað elimizden
çýkarak Rus iþgali altýna girdi.
Azerbaycan Hanlýklarýna karþý devamlý saldýrý
içinde bulunan Ýran, tek baþýna Azerbaycan
Hanlýklarý ile baþ edemeyince Ruslardan destek
alýyordu. Ancak Rus - Ýran yakýnlaþmasý uzun
sürmedi. 1804 yýlýnda bu iki devlet savaþý baþladý.
1813 tarihli “Gülistan” , 1828 tarihli “Türkmençay” anlaþmalarý ile Arasýn kuzeyi Ruslarýn,
Güneyi ise Ýran'ýn hakimiyeti altýna girmiþti.
1819 Yýlýnda Þeki Hanlýðý, 1820 yýlýnda Þirvan
Hanlýðý Ruslar tarafýndan iþgal edildi. 1823 yýlýnda
Rus hükümeti tarafýndan Karabað eyaletinin
Tasviri adýnda yayýnlanan bir bildirgede, Karabað
da yaþayan 18.563 aile bulunduðu, bu ailelerden
1559 tanesinin yani %8.4 lük kýsmýnýn Ablan
Melikliðinin devamcýsý olduðu belirtilmiþtir.
Kabul etmek gerekir ki,tarihin hiçbir döneminde
Karabað da Ermeniler çoðunluk olmamýþ,
maalesef bugün Karbað'ýn tamamý, fazlasýyla
Ermenistan iþgali altýnda.
Bu günkü Ermenistan, Ýravan Türk Hanlýðý
topraklarý üzerinde kurulmuþtur. Erivan adý alan
Ýrevan tarihi bir Türk þehridir. Anadolu ve Ýran'dan
göç eden Ermeniler, Çarlýk Rusya'sýnýn desteði ile
Azerbaycan topraklarýna yerleþtirildiler. Bu
bölgede yaþayan Türkler her türlü baský ve zulme
maruz kalarak, göç etmeye mecbur edildiler.
Azerbaycan Topraklarýnýn Kuzeyinde yaþayan
hanlýklarýn Ruslar tarafýndan iþgali, Azerbaycan
Türklerinde Milli Þuurun geliþmesi yolunda katký
saðlamýþ, Çarlýk Rusya'sýnýn yýkýlmasý sonucunda
da, Mehmet Emin RESULZADE, önderliðinde, 28
Mayýs 1918'de Azerbaycan Milli Cumhuriyeti
kurulmuþtur. Milli Cumhuriyetin de karþýsýndaki
en büyük problem yine Ermeni Rus ortaklýðý ile
yapýlan saldýrýlardý.
Ermeniler, Ruslarýn da desteði ile 31 Mart 1918'de
Bakü'de, otuz bin Azerbaycan Türk'ünün
katledilmesinin baþ aktörüydü.
Azerbaycan Türkleri son iki yüz yýllýk süreçte hep
zülüm görmüþ, ata baba topraklarýndan sürülmüþ,
katliamlara ve baskýlara maruz kalmýþtýr. Ermenilerin toprak talebi ve Azerbaycan topraklarýna karþý
tecavüzcü tavýrlarý hiç eksilmeden devam etmiþtir.
27 Nisan 1920'de, 11 Kýzýl Rus Ordusunun Milli
Azerbaycan Cumhuriyetini iþgali ile sonuçlanan
süreçte, binlerle ifade edilen ölüm, sürgün ve
katliam,Azerbaycan'ýn, Ruslar tarafýndan iþgali
sonucu kurulan Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti,
Azerbaycan'ýn toprak bütünlüðünü koruyamamýþ,
Azerbaycan'la Nahçivan arasýndaki Zengezur
bölgesi Ermenistan'a verilerek, burada yaþayan
Türkler zorla göçe tabi tutulmuþ ve Azerbaycan'a
kara yoluyla ulaþým yolu kesilmiþtir.
SSCB döneminde Ermenistan'da yaþayan
Azerbaycan Türkleri 1948-53 yýllarýnda büyük
göçe tabi tutularak, yüz binlerce Türk, tarihi
topraklarýndan etnik temizliðe ve tehcire tabi
tutulmuþlardýr.
Bu tehcir sonucu katledilen, tehcir ve sürgüne tabi
tutulan Azerbaycan Türklerini bu gün kim
hatýrlamaktadýr? Öldürülen, katledilen, tehcire tabi
tutulan Türkler, Suçlanan da Türkler.
7 Aralýk 1988 yýlýnda Ermenistan da yaþanan
depremi, Ermeniler dýþarýdan silah ve mühimmat
desteði almalarý yönünde adeta fýrsata dönüþtürmüþlerdir.
1988 yýlýnda çatýþmaya dönüþen Daðlýk Karabað
sorunu kýsa süre sonra daðlýk Karabað 'ýn dýþýna
taþmýþ, Ermenilerin Ruslarýn da desteði ile
Azerbaycan'ýn içlerine kadar sokulmalarýna imkan
saðlamýþtýr.
Bildiðiniz gibi 20 Ocak 1990'da, Ruslar Bakü'ye
tanklarla girerek katliam yaptýlar. Bu katliam
Azerbaycan Türkleri için adeta kara günlerinde
baþlangýcý oldu. Ermenistan silahlý güçleri,
Ruslarýn desteðini alarak, 1988 yýlýndan
itibaren,Azerbaycan'a ait baþta Daðlýk Karabað
Bölgesinde ki yerleþim yerlerine, gerekse
Karabað'ýn tamamýna karþý baþlattýðý saldýrýlar
sonucu maalesef aþaðýdaki sonuçlar ortaya
çýkmýþtýr.
“26 Þubat 1992 de Hocalý'nýn, 970 kilometre kare
topraðý iþgal edilerek, 13.000 civarýnda nüfus,8-9
Mayýs 1992, Þuþa'nýn iþgali,18 Mayýs 1992, Laçin
iþgali,2 Ekim 1992, Hocavend'in iþgali,29 Aralýk
1993 Zengilan, 2 Nisan 1993 Kelbecer,23 Temmuz
37
TEMMUZ 2010
Son iki yüz yýlda Kafkasya tarihinde baktýðýmýz
zaman, soykýrýma uðrayanýn hep Türkler olduðu
görülecektir.
Azerbaycan Türkler hem soykýrýma uðramýþ, hem
de atata baba topraklarýndan sürgüne, tehcire ve
soykýrýma maruz kalmýþtýr.
Ýçinde bulunduðumuz ortamda milli meseleler
üzerinde polemik yapmak deðil, Yaþanan, tarihi
süreç içersinde Azerbaycan Türklerinin yaþadýklarýný, anlatmaktýr.
Hocalý Katliamý sonsuza kadar unutulmayacak
milli bir dramdýr. Hocalý Katliamýný unutmak, milli
þuurun ezilmesi, yok olmasý, milletin benliðini
yitirmesi demektir.
Hocalý katliamýný unutmayacaðýz, Karabað sorunu
da ilelebet devam edecek deðil, etmemelidir.
1993 Aðdam , 23 Aðustos 1993 Cebrail,23 aðustos
1993 Fuzuli,31 Aðustos 1993 Kubatlý,7 Temmuz
1993 Akdere olmak üzere Karabað'da yaþayan
629.000 bin civarýnda Azerbaycan Türkü
topraklarýný terk etmiþtir.
Bu savaþta, Azerbaycan topraklarýnýn %20'den
fazlasýný kaybetti, 40 bin civarýnda insanýn öldüðü
çatýþma ve katliamda Karabað'ýn tamamýný
kaybetti.
Ermeniler tarafýndan iþgal edilen Aðdam, Laçýn,
Kelbecer, fizuli, Cebrayýl, Zengilan ve Gubatlý'daki, tarihi varlýk yok edilmiþ, müzeler yaðmalanmýþ, Kütüphaneler yakýlmýþ, Mimari ve
tarihi alanlarý yakýlýp, yýkýlarak bu bölgelerdeki
Türk izleri silinmiþtir.
Bugün Azerbaycan'da tarihi yurt ve yuvalarýndan
sürgün edilmiþ bir milyon civarýnda Azerbaycan
Türk'ü göçmen durumundadýr. Demek oluyor ki, 8
milyon nüfusu olan Azerbaycan'da her 8 kiþiden
birisi göçmen durumundadýr.
Bu yönüyle de Azerbaycan nüfusuna oranla
dünyanýn en fazla göçmen veren ülkedir.
SOYKIRIM TEZLERÝNÝ PROTESTO EDÝYORUZ
ABD' DIªÝLÝÞKÝLER KOMÝSYONU'NDAN, YAHUDÝ BAÞKAN HOWARD
BERMAN'IN GAYRETÝYLE GEÇEN 'SÖZDE ERMENÝ SOYKIRIM
TASARISI'NIN ONAYLANMASINI PROTESTO EDÝYORUZ.
OBAMA YÖNETÝMÝNCE,YÝRMÝ ÝKÝ OYA KARÞILIK YÝRMÝ ÜÇ OYLA
DEMOKLAS'ÝN KILICI ÞEKLÝNDE TÜRK DIÞ POLÝTÝKASINA VURULAN
SÖZDE MÜTTEFÝKLERÝ PROTESTO EDÝYORUZ.
ERÝVAN'DA, ÝLLEGAL KARABAÐ BAYRAKLARI ALTINDA YARATILMAYA
ÇALIÞILAN AÇILIM DAYATMALARINI PROTESTO EDÝYORUZ.
BURSA'DA YASAKLANAN AZERBAYCAN BAYRAÐININ AY YILDIZINA
YANSIYAN HÜZNÜ GÖRMEZDEN GELEN ANLAYIÞI PROTESTO EDÝYORUZ.
SÝYASETEN ÝÇÝ BOÞ OLAN,ZÜRÝH PROTOKOLUNU VE DAYATMACI
ANLAYIÞLARI PROTESTO EDÝYORUZ.
YÜZ YILIN YALANI OLAN, SOYKIRIM TEZLERÝNÝ VE DESTEKÇÝLERÝNÝ
PROTESTO EDÝYORUZ.
AZERBAYCAN KÜLTÜR DERNEÐÝ
MERKEZ YÖNETÝM KURULU
38
TEMMUZ 2010
Hocalý Olaylarý
Üzerine Bir
Deðerlendirme
P?nah HÜSEYÝN
Azerbaycan Milletvekili
h?min yeri v? rolu ifad? ed? bil?n yalnýz iki hadis?
üz?rind? dayanmaq ist?yir?m.
Hörmetli dinleyenler,
Azerbaycan halký üçün bu acý günd?,
Ankara'da, R?sulzad? ocaðý Az?rbaycan
Kültur D?rn?yind? az?rbaycan türklüðünün bu
gün d? davam ed?n milli dava v? istiqlal
mücadil?sin? ?v?zsiz töhv?l?r vermiþ mübariz?
qardaþlarýmýz, aðsaqqallarýmýz arasýnda
olmaqdan duyduðum h?yacaný v? þ?r?fi ifad?
edir?m, sizl?ri sayðý v? ehtiramla salamlayýram.
Bütün türk dünyasý þ?hidl?rin? v? öz?llikl?
Xocalý þ?hidl?rin? allahdan r?hm?t dil?yir?m.
1988- ci ild? xalq Bakýda meydanlara sovet
bayraqlarý il? çýxmýþdý. O vaxt indiki Azadlýq
meydanýnda ilk d?f? üþr?ngli bayraq ?l boyda
g?tirilmiþdi v? onun da ölçül?ri, r?ngl?ri üstünd?ki
ay ulduz yanlýþ ç?kild? idi.
Y?ni biz istiqlal bayraðýmýzý nec? vardý el?
tanýmýrdýq. H?min bayraðý Az?rbaycana, onu heç
vaxt enm?y? qoymamýþ Az?rbaycan Kültür
D?rn?yi g?tirdi. Ýndi h?min bayraq müst?qil
Az?rbaycan dövl?tinin bayraðýdýr v? haqq etdiyi
yerd?dir, Az?rbaycanýn h?r yerind? dalðalanýr v?
Az?rbaycan adýna dünyanýn h?r yerind? dalðalanýr.
Böyük önd?r M. ? . R?sulzad?d?n ?man?t aldýqlarý
bayraðý Az?rbaycana çatdýranlarýn b?zil?ri allahýn
r?hm?tin? qovuþub.
Xocalý soyqýrýmý bu günl?rd? qardaþ Türkiy?nin
müxt?lif universitetl?ri, siyasi v? sivil toplum
t?þkilatlarýnda toplantýlarla yad edilir, Xocalý
soyqýrýmý qurbanlarý anýlýr, bu soyqýrýmý tör?tmiþ
erm?ni canil?ri türklüyün v? insanlýðýn q?ddar
düþm?nl?ri kimi l?n?tl?nir, onlarýn dünyadaký
havadarlarý q?z?bl? pisl?nir, beyn?lxalq al?md?n
bu soyqýrýma münasib?td? bigan?liy? son qoymaq
t?l?b olunur.
M?n d?y?rli aðsaqqallarýmýz Mehmet Kengerli
b?yi v? ? hm?d Qaracaný sayðý il? anýram. Bir sýra
nümay?nd?l?r is? C?mil Ünal bey baþda olmaqla
bu gün bu toplantýda iþtirak edirl?r, biziml? bir
yerd?dirl?r. Onlara eþq olsun.
Lakin hesab edir?m ki, Az?rbaycan Kültür
D?rn?yinin düz?nl?diyi bu toplantýnýn xüsusi bir
yeri v? m?nasý vardýr. Az?rbaycan Kültür D?rn?yi
yuxarýda dediyim kimi on ill?r ?rzind? az?rbaycan
milli davasýnýn t?þkilati, ideoloji fikir m?rk?zl?rind?n biri olmuþdur. Daha d?qiq des?k, keç?n
?srin 80 ci ill?rin sonunda Az?rbaycanda mili
azadlýq v? demokratik kütl?vi xalq h?r?kat
baþlayana q?d?r yegan? ideoloji v? t?þkilati
m?rk?z olmuþdur.
Qeyd etdiyim ikinci hadis?ni diqq?tiniz?
çatdýrmaq ist?yir?m. 1990- cý ild? Bakýda Elml?r
Akademiyasýnda Az?rbaycan mühacir ?d?biyyatý
mövzusunda konfrans t?þkil olundu. Konfrans
Akademiya binasýnýn böyük zalýnda açýldý.
Konfransý Az?rbaycan v? Türkiy? t?r?fi
düz?nl?yirdi v? açýlýþ Türkiy?nin dövl?t himni il?
baþladý. Hamý sayðý duruþuna qalxdý.
Az?rbaycan kültür D?rn?yinin milli mücadil? v?
istiqlal tariximizd? yeri v? rolu olduqca miqyaslý
v? çoxt?r?flidir. Bu bar?d? bir þox h?qiq?tl?r h?l?
sonra yazýlacaqdýr. M?n burda simvolik olaraq
Sonra ikinci bir marþ s?sl?ndi v? yalnýz Türkiy?d?n
g?lmiþ nümay?nd?l?r v? konfransda iþtirak ed?n
? bülf?z Elþib?y sayðý duruþuna qalxdý.
39
TEMMUZ 2010
Az?rbaycandan olan ?ks?riyy?t yerind? oturmaqda
davam edirdi v? t??ccübl? bir- birin? baxanlar da
vardý. Sayðý duruþuna qalxmamaq hörm?tsizlik v?
ya protesto deyildi. Zal sad?c? s?sl?n?n marþýn n?
olduðunu bilmirdi. S?sl?l?n?n is? bu gün müst?qil
Az?rbaycanýn dövl?t himni olan istiqlala marþý idi.
Bunlarda biri Xocalýnýn soyqýrým olub olmamasý
?trafýnda mübahis?l?rin getm?si, dig?ri Xocalý
soyqýrýmýnýn tanýnmasý problemidir.
Xocalýdaký q?tliamýn soyqýrým olmasý m?s?l?si.
H?l? 1992- ci ilin martýn 5-6- da Az?rbaycan
parlamentinin Xocalý hadis?l?rini müzakir?sinin
n?tic?si olaraq q?bul etdiyi q?rarlarda öz ?ksini
tapmýþdýr. Sonradan 1993- c2 v? 1994- cü ill?rd?
dem?k olar ki. H?r il Xocalý soyqýrýmý ildönüml?ri
il? baðlý az?rbaycan parlamentinin q?rarlarý, dünya
dövl?tl?rin? müraci?tl?ri mövcuddur. Y?ni bu
s?n?dl?r ?sasýnda Az?rbaycanýn Xocalý q?tliamýný
soyqýrým hadis?si kimi tanýmasý bar?d? fikir
söyl?m?k olar v? h?r hansý bir g?r?kç? il? bu
m?s?l?ni þübh? altýna salýnmasý ?sassýzdýr.
Ýndu h?min marþý Az?rbaycanda uþaqdan böyüy?
hamý oxuyur v? eþid?nd? h?r k?s ayaða qalxýr. B?hs
etdiyim Konfransýn Türkiy? t?r?fd?n t?þkilatçýsý
Az?rbaycan Kültür D?rn?yi idi v? istiqlal marçýný
Az?rbaycana, Bakýya Akademiyanýn zalýna g?tirib
ilk d?f? s?sl?ndir?n d? onlar idi.
V? h?min konfransýn nümay?nd?si olan, milli
marþý Bakýya çatdýrýb 70 ild?n sonra Az?rbaycanda
s?sl?ndir?n þ?xsl?r bu gün bu toplantýda bizim
aramýzdadýr.
Lakin onu da qeyd etm?yi lazým bilir?m ki,
Az?rbaycanda Xocalý soyqýrýmýna aid xüsusi
qanununu q?bul edilm?sinin z?ruriliyi d? günd?m?
g?tirilmiþdir v? bel? bir lahiy? m?nim t?r?fimd?n
“Musavat” deputat qrupu adýndan müzakir?y?
t?qdim edilmiþdir. Hesab edirik ki, bel? bir
qanunuun q?bul edilm?si Xocalý soyqýrýmý
m?s?l?sind? bir sýra diskussiyalara v? siyasi
spekulyasiyalara son qoyardý.
Bu gün Xacalý soyqýrýmý qurbanlarýný aným
günüdür. V? m?n bu gün bizi ayýran hadis?l?rd?n
yox, birl?þdir?n hadis?l?rd?n danýþmaq t?r?fdarýyam. Lakin bir halda ki, Az?rbaycan Kültür
D?rn?yi haqqýnda danýþdým üçün bir m?s?l?ni d?
dem?y? bilm?r?m.
Az?rbaycan müst?qil olduqdan sonra Az?rbaycanýn içind? d?, dýþýnda da, milli dava adýna
tikilmiþ bir çox qalalar milli davaya yad olan gücl?r
t?r?find?n alýndý. ? akin milli davamýza yad olan
h?min gücl?rin bütün s?yl?rin?, çabalarýna r?ðm?n
Az?rbaycan kültür D?rn?yi alýnmayan, yenilm?y?n t?k qala kimi qaldý. Az?rbaycan kültür
D?rn?yi bununla Az?rbaycan milli Davasýnýn
þ?r?fini xilas etdi v? qorudu. ? min olun ki,
d?rn?yin r?hb?rl?rinin, üzvl?rinin bu f?dakarlýðýný
az?rbaycan türkü, milli qüvv?l?r heç vaxt
unutmayacaqdýr v? ?b?di olaraq siz? minn?tdardýr.
Xocalý soyqýrýmý bar?d? müvafiq q?rarlarýn dünya
dövl?tl?ri, xüsusi olaraq Türkiy? t?r?find?n q?bul
edilm?si fövq?lad? mühüm addým ola bil?r.
Bununla ?laq?d?r, diqq?tiniz? bir faktý þatdýrmaq
ist?yir?m. H?l? 1992- ci ilin martýnda Xocalý
hadis?si ar?d? m?lumatlar meydana þýxdýqdan
sonra m?rk?zi Moskvada yerl?þ?n v? Qarabað
hadis?l?ri deyil?n m?s?l?d? açýq erm?nip?r?st
mövqel?rd?n çýxýþ ed?n “Memorial” t?çkilatý
xüsisi t?hqiqat komissiyasý yaradýb Qarabaða
gönd?rmiþdi.
Az?rbaycan kültür d?rn?yi bir missiya t?þkilatýdýr,
v? bu missiya davam edir. ? n yaxýn dövrd?
Az?rbaycan Kültür D?rn?yinin milli mübariz?mizd?, öz?llikl? bu mücadil?nin ?n mühüm v?
aktual istiqam?tl?rind?n biri olan Az?rbaycan –
Türkiy? münasib?tl?rind? fövq?lad? ?h?miyy?tli
yeri v? rolu bir daha aydýn þ?kild? q?rk olunub,
baþa düþülüb q?bul edil?c?kdir
H?min komissiyanýn r?yi 1992- ci ilin yayýnda
hazýrlanýb d?rc edildi v? h?min r?y indi d?
internetd? durur. Memorial Xocalý q?tliamýnýn
soyqýrým xarakterli olduðu bar?d? r?y vermiþdi.
Yen? bununla baðlý 1992- ci ilin erm?ni
mü?llifl?rin?, o cüml?d?n r?smi þ?xsl?rin? aid olan
m?nb?l?r?d Xocalý q?tliamýnýn erm?nil?r
t?r?find?n tör?dilm?si halýnda onun soyqýrým
olmasý bar?d? r?yl?r vardýr.
Xocalý soyqýrýmý hadis?si haqqýnda hörm?tli
S?lcuq Önal b?y ?traflý danýþdý. M?n sad?c? bir
neç? m?s?l?ni n?z?rinz? çatdýrmaq ist?rdim.
Bu ittihamdan qurtulmaq üçün erm?ni mü?llifl?ri
40
TEMMUZ 2010
Lakin yalnýz bir m?s?l? vardýr ki, biz müxalif?tþiliyi bir k?nara qoyub indiki iqtidarla
?m?kdaþlýða, iþ birliyin? hazýrýq ki, bu da Qarabað
uðrunda mübariz?, oz?llikl? Qarabað uðrunda h?rb
m?s?l?sidir. V? ?g?r prinsipial v? barýþmaz
müxalif?td? olduðumuz Ýlham ? liyev iqtidarý
torpaqlarýmýzý azad etm?k üçün müharib? bar?d?
q?rar q?bul ed?rs? biz d? bu müharib?d? ?ld?
silahla iþtirak etm?y? hazýrýq.
iddia edilirdi ki, hadis? az?rbaycanlýlarýn özl?ri
t?r?find?n tör?dilmiþdir. M?nc? el? bu r?yl?rin
mövcudluðu bir sýra diskussiyalara son qoyulmasý
üçün kifay?tdir.
Xocalý soyqýrýmýnýn, anýlmasý, onun haqqýnda
h?qiq?tin dünya ictimaiyy?tin? çatdýrýlmasý ?lb?tt?
ki, mühüm m?s?l?dir v? davam etdirilm?lidir.
Ancaq o da aydýndýr ki, xocalýlarýn qanýnýn t?l?b
etdiyi m?s?l? Xocalýnýn, bütün iþðal olunmuþ
torpaqlarýmýzýn, Qarabaðýn düçm?nd?n azad
edilm?si, düþm?nin c?zalandýrýlmasýdýr.
Bu mövqe müxalif?t t?r?find?n d?f?l?rl? r?sm?n
b?yan edilmiþdir v? ist?yir?m inanasýnýz ki, bu
sad?c? bir þüar deyildir. Eyni zamanda biz
V?t?nimiz v? dövl?timiz ?trafýnda c?rayan ed?n
hadis?l?rd?n ciddi þ?kild? narahatýq v? lazým
bilir?m ki, bu narahatlýðý burda da ifad? edim.
Eyni zamanda inanýram ki, az?rbaycan türkünün
milli irad?si sonda qalib olacaqdýr.
Az?rbaycan c?miyy?ti baþa düþür ki, bunun üçün
h?rb lazým olacaqdýr. Döyüþm?k, qurban verm?y?,
þ?hid olmaða hazýr olmaq lazýmdýr. Son dövrd?
az?rbaycan iqtidarý da bu yðnd? b?yanatlalrla çýxýþ
edir. Bilirsiniz ki, m?n müxalif?t? m?nsubam v?
Ýlham ? liyev hakimiyy?tinin siyas?tini radikal
þ?kild? q?bul etm?y?n siyasi x?tt t?rafdarýyam.
M?n siyasi kimliyim? gör? üzv olduðum partiyanýn
adýndan asýlý olmayaraq müsavatçýyam v? bunun
davamý olaraq elçib?yçiy?m.
Bu qalibiyy?t ?n tez bir zamanda olacaqdýr v?
inþaalllah bu toplantýda iþtirak ed?nl?rl? bir yerd?
h?min q?l?b?ni d? qeyd ed?c?yik. Bir daha Xocalý
qurbanlarýna r?hm?t dil?yir,diqq?tiniz? gör?
t?þ?kkür edir?m.
Biz Az?rbaycandaký indiki yön?timin f?ls?f?sin?
v? siyasi praktikasýna prinsipial þ?kild? qarþýyýq.
41
TEMMUZ 2010
Hocalý Katliamýndan
Alýnacak Dersler
Sami YAVRUCAK / Yeniçað
S
almadýklarýný göstermiþlerdir; Halbuki, 1917
yýlýnda Bolþevik ihtilali'nin birinci yýlýnda Bakü'de
otuz bin Türk katledilmiþti ve "Kafkasya
Fevkalade Komiseri" Ermeni Þaumyan tarafýndan
yürütülen katliamlara tahammül edemeyen
Osmanlý Türk Ordusu, Nuri Paþa komutasýnda
Bakü'ye girmiþ ve canileri temizlemiþti. Türk'e
düþen görevi yerine getirmiþti.
Sayýn okurlarý m, "insan Haklarý izleme Örgütü"
gibi uluslararasý insan haklarý kuruluþlarýnýn
bildirilerine göre, Oniki bin kiþinin yaþadýðý Yukarý
Karabað'ýn Hocalý kasabasý 1991 yýlýnýn ekim
ayýndan sonra ablukaya alýndý. Altý ay süren
abluka, þubat ayý sonunda sona erdi. Ermenistan
silahlý kuvvetleri, þehri kuþatýp bombaladýktan
sonra köylere giderek katliamlar yaptý. 613 kiþiyi
katletti. 487 kiþi aðýr yaralý olarak kurtarýldý. 1275
kiþi rehin alýndý ve cesetler yakýldý.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi de,
Ermenilerin Hocalý'yý harap ettiklerini ilan etti.
Hadise, akýý almaz bir vahþetti. Ermenilerin iþgal
ettikleri Hocalý da iþkencelerin her türü uygulanýyordu. Yaþanan bu insanlýk dýþý mezalimlerin
emrini veren Robert Koçaryan, 1998 yýlýnda
Devlet Baþkaný olmuþtur. Hocalý katli-amýndan
kaçarak kurtulanlar, Azerbaycan'ýn muhtelif
þehir/erine daðýtýlmýþlardýr. Kanlý kýþ günlerinde
evlerinden kaçanlar, ongün gece gündüz karlý
buzlu yollarda zayiat vererek hayatlarýný
kurtarabilmiþlerdir. Hocalý'da þehit vermeyen aile
yoktur.
1992 yýlýnýn güzel bir yaz ayýnda Azerbaycan'ýmýza yaptýðýmýz bir ziyarette, Hocalý
katliamýndan kurtulan kardeþlerimizin misafir
edildikleri Bakü'deki mahalleye konuk olarak
gidip kucaklaþarak Türkiye'den getirdiðimiz
armaðanlarýmýzý sunduðumuzu unutmuyorum ve
sizlere;
- "Bursa'da Azerbaycan bayraklarýný engelleyen
zihniyetle, Bakü'de Türk Þehitliði'nden bayraklarý
indiren zihniyet aynýdýr." diyerek, gelecek
nesillerimizin eninde sonunda Türk Birliði'ni
kurarak, Hocalý katliamýnýn acýlarýný da bizlere
unutturacaklardýr, müjdesini veriyorum.
ayýn okurlarým, Ruslar altý asýrdan beri, Deli
Petro'nun geniþleme ve sýcak denizlere inme
politikasýný, tatbik edegelmiþlerdir. Bu
uygulamalardan yakýn komþularý ve Türk soylu
insanlar çok etkilenmiþtir. Kýrým Türkleri'nin
atasözü bunun belgesidir; "Ruslara komþu olanlar,
baltalarýný bellerinden eksik etmesinler"
Can Azerbaycanlý kardeþlerimiz ince ruhlu, hassas
ve sanatkar yapýlarý ile Kýrýmlý kardeþlerimize
kulaklarýný kapamýþlar ve daima baltalarýný
bellerinden eksik ederek, þarkýlarýný söyleyip
þiirlerini okumuþlardýr. Ben, Sovyetler Birliði
döneminde, 1988 yýlýnda Türk Dünyasý Araþtýrmalarý Vakfýmýzýn sayesinde, Bakü'ye giden
yüzelli Türk'ten biriydim. Seksen yýllýk yaþantýmýn
en mutlu dokuz gününü Azerbaycanlý kardeþlerimle geçirdim ve özelliklerini yakýndan tanýdým.
1990 yýlýnda Ruslar, tanklarý ile Bakü'ye girdiler ve
katliam yaptýlar. Bundan bir buçuk iki yýl sonra da,
yarýnki 26 Þubat'da Ermeniler, Ruslarýn yardýmý ile
Hocalý'da katliam yapýp Türk kaný döktüler Ruslar
366 motorize alaylarýný harekete geçirerek aðýr
silah ve tanklarýyla, Azerbaycanlý gönüllülerden
oluþan cepheleri yararak Ermeni'lere yol açtýlar ve
katliamlara müsaade ettiler.
Türk Milliyetçileri bu iki katliamýn acýsýný da,
yürekten duymuþlardýr Çünkü kardeþleri katliama
uðrarken, devletlerinin her türlü imkaný varken,
Rus ordusu o yýllarda bir kamyon votkaya teslim
olabilecek halde iken, tanklarýný para karþýlýðýnda
satarken ve hatta Türk Dünyasý'nýn kapýsý açýlmak
üzere iken, elleri kollarý baðlý olarak seyirci
kalmanýn acýsýný yaþamýþlardýr Rus tanklarýnýn
Bakü'de katliam yaptýðý günlerde Türk Milliyetçisi
olarak bizler, telefonlaþarak Taksim'de toplandýk
ve Rus Sefareti'ne kadar yürüyerek tel'inde
bulunduk.
Cumhuriyetimiz'in baþýndaki Turgut Özal, -Bunda
üzülecek ne var? Onlar þii, biz sünniyiz" demiþti.
Baþbakan Süleyman Demirel de "Ruslarýn
KýzýlOrdularý ile, yirmi yedi bin atom baþlýklý
füzeleri var" diyerek, Azerbaycan Cumhurbaþkaný
Elçibey'in Hocalý'daki yaralýlarý taþýmak için
istediði iki helikopteri vermemiþtir. Ve Cumhuriyet
yöneticilerimiz, geçmiþ tarihimizden dahi ders
42
TEMMUZ 2010
ÝRAN (*)
TÜRKLERÝ
H. Nihal ATSIZ
1
kolu olan Ýlhanlýlarýn, ilhanlýlardan sonra
Calayýrlar, Karakoyunlular, Temirliler, Akkoyunlular, Safevîler, Afþarlar ve Kaçarlarýn
hâkimiyeti altýnda kalmýþ ve bu hâkimiyet 1925
yýlýna kadar uzamýþtýr. 1042 ile 1925 arasý 883 yýl
eder.
Bir ülke 883 yýl Türklerin elinde kalýp da halkýnýn
çoðu Türk olunca þüphesiz bir Türk memleketi
sayýlacaktýr. Bir Türk memleketi olduðu halde zýt
ve yabancý bir ülke sayýlmasýnýn tek sebebi
ortaçaðlardaki devlet kavramýnda en mühim faktör
sayýlan mezhep ayrýlýðýnýn doðurduðu aralýksýz ve
lüzumsuz kavgalardýr.
Tarihlerin Türk – Acem kavgasý diye gösterdiði
Çaldýran meydan savaþýnda Türklüðü temsil eden
Yavuz Sultan Selim’in ordusunda 10.000 kadar
devþirme yeniçeri vesaire bulunduðu halde
Acemliði temsil eden Þah Ýsmail’in ordusu yüzde
yüz Türkmenlerden mürekkepti. Saray ve ordu dili
Türkçe olan Ýran’ýn fiilen olmasa bile resmen
Farslaþmasý 1925’te Pehlevî Hanedanýnýn Ýran
tahtýna geçmesinden sonradýr.
Zâhidî’nin bahsettiði dostluk ve kardeþliðin doðru
olmasý için yalnýz Dýþiþleri Bakanlarýnýn siyasî
nezaket çerçevesindeki sözleri hiç þüphesiz kâfi
deðildir. Bütün Dýþiþleri Bakanlarý, baþka
milletlerden bahsederken aþaðý yukarý ayný þeyleri
söylerler. Dostluk ve kardeþliðin gerçekleþmesi,
bütün milletçe olmasa bile, aydýnlar ve basýn
tarafýndan desteklenmedikçe hakikat olmuþ
sayýlmaz.
2 Kasým 1968’ de, saat 19 daki Radyo
Ajans Haberlerinde ve ertesi günkü
gazetelerde bildirildiðine göre, Ýran
Dýþiþleri Bakaný Zâhidî, Tahran hava alanýnda,
bira yabancý gazetecinin sorusuna verdiði
cevapta, bu iliþkilerin geçmiþte olduðu gibi
dostluk ve kardeþlik esaslarýna dayanarak
yürüdüðünü söylemiþti.
Türk – Ýran iliþkilerinin dostluk ve kardeþlik
temeline dayanarak yürümesini, elbette, biz de
isteriz. Çünkü “Kalkýnma Ýçin Bölgesel Ýþbirliði”
andlaþmasýnda Ýran’la müttefik olduðumuz gibi,
sýnýrdaþ bulunmaklýðýmýz, ayný muhtemel
tehlikelerden zarar görme durumunda olmamýz da
bizi dostluða, ittifaka ve iþbirliðine sürüklemektedir.
Ýran’la kardeþliðimize gelince bunda da büyük bir
gerçek payý olduðu muhakkaktýr. Çünkü 25
milyonluk Ýran’da Türkler 12 milyonla en büyük
millî topluluðu teþkil etmekte ve Fars, Arap, Kürt,
Lor, Belüç gibi etnik unsurlar arasýnda her alandaki
cevvaliyetleri ile Ýran’ýn âdeta bir Türk memleketi
olduðu gerçeðini ortaya koymaktadýr.
Unutulmamalý ki bugün Ýran’ýn hâkim unsuru farz
olunan Farslar ancak 8–9 milyonluk bir kütleden
ibarettir ve bu unsur, bundan önceki uzun yüzyýllar
boyunca daima Ýran’daki Türk topluluðunun
hâkimiyeti altýnda yaþamýþtýr.
Ýran 1402’de tamamen Selçuklularýn hükmüne
girip 12. asýr sonlarýna kadar bu hanedanýn, daha
sonra yine halis Türk olan Harzemþahlarýn,
Harzemþahlardan sonra Çengiz Hanedanýnýn bir
(*) H.Nihal ATSIZ'ýn dönemin etkili edebiyat ve fikir dergisi
Ötüken'in Ocak – 1970 sayýsýnda yayýnlanan yazýsý.
43
TEMMUZ 2010
söylemeye imkan yoktur. Anlaþýlmayan, tarihî bir
sýr olarak kalan nokta, Moðollarýn Farslarý niçin
Moðolca deðil de Türkçe konuþmaya icbar
ettikleridir.
Âyendegân’ýn dostluk ve kardeþliðe asla
yakýþmadýðý gibi gerçekle ve mantýkla
baðdaþamayan bir iddiasý da, Türklerin büyüklük
duygusuna kapýlarak birçok Ermeni’yi yok
ettikleri hakkýndaki sözleridir.
Herhalde Birinci Cihan Savaþý sýrasýndaki olaylara
dokunmak istiyor.
O Ermeni hâdiseleri büyüklük duygusundan deðil,
var olma direniþinden doðmuþtur. Ölüm – dirim
savaþýna girmiþ olan Türkiye’yi Ermeniler arkadan
vurmak istemiþlerdi. Ýhanet eden tebaalara karþý
bütün devletlerin yapacaðý muameleyi Türkler de
yapmýþlardý.
Ya Ýkinci Dünya Savaþýnda ve bir de iki yýl önce
Farslarýn Þiraz bölgesindeki Kaþkay Türklerine
karþý giriþtiði yok etme harekâtý neydi? Ýran’ýn
güneyinde Farslýðýn ortasýnda, bir ada halinde
yaþayan bir iki yüz binlik Kaþkay Türkleri hangi
düþmanla iþbirliði yapmýþ veya Ýran’ýn hangi
hayatî çýkarýný tehlikeye koymuþtu?
Görülüyor ki tarihe mal olmuþ olaylarý lüzumsuz
yere kurcalamak faydasýzdýr. Hele bunlarýn haksýz
þekilde tefsiri geriye tepen silah tesiri yapar.
Ýran gazetesinin unutmamasý gereken nokta þudur:
Türkiye, çevresinde düþman devletler olsa bile
kendisini koruyacak kudrette olduðunu uzak ve
yakýn tarihiyle ispat etmiþ bir devlettir. Ýran ayný
durumda deðildir ve Ýran’ý devlet halinde yaþatan
güç Ýmam Rýza’nýn türbesi veya Firdevsi’nýn
Þehnâmesi deðil, 12 milyonluk saðlam, enerjik,
müteþebbis ve cesur nüfusu ile Ýran Türkleri’dir.
Ýran’ýn kendi devlet baþkanlarý olarak saydýðý
Tuðrul Beðler, Alp Arslanlar, Melikþahlar, SancarMâziler, Þah Ýsmâiller, Tahmasblar, Nadir Þahlar
ve onlarýn ordularý tamamiyle Türktür. Ýran
edebiyatýný teþvik ve mükâfatlarý ile geliþtirenler
Türk hükümdarlarýdýr. Fars edebiyatý þairlerinin
mühim bir bölümü de Türk ýrkýndan kimselerdir.
Hele Ýkinci Cihan Savaþý’nýn kritik günlerinde,
Ýran Ruslar’la Ýngilizler tarafýndan istilâ edilir ve
Pehlevî Hanedanýnýn kurucusu “Büyük Þah Rýza
Ýran’da hükümet kontrolünde olduðu herkesçe
bilinen basýnýn Türkler hakkýndaki düþünceleri hiç
de kardeþçe, hatta dostça deðil, aksine
düþmancadýr. Örnek olarak son zamanlarda,
üzerinde çok durulan bir Ýran gazetesinin
Âyendegân’ýn Türkiye’den bahseden makalesi
gösterilebilir. Âyendegân, Türkiye’den “Don
Kiþotlar Ülkesi” diye bahsediyor. Doðuda ve
Batýda Don Kiþot karakterli bazý milletlerin
bulunduðu malumsa da Türklerin bunlardan biri
olmadýðý millî karakterleriyle sabittir ve bir ülkeyi
bu þekilde adlandýrmak herhalde dostça bir bakýþýn
neticesi deðildir.
Âyendegân, Türklerin büyüklük iddiasýnda
olduklarýný, akýllýlýklarýyla þöhret sahibi olmak
istediklerini, fakat temelden mahrum olan bu
iddianýn sýrf bir taassup mahsulü olduðunu, bu
milletin içindeki bazý bilgisiz kimselerin
Pantürkizm hülyasýyla yaþadýðýný, Türkçe konuþan
baþka milletleri kendi imparatorluklarý içine
katmak istediklerini yazýyor.
Türklerin büyüklük iddiasý, böyle bir iddialarý
varsa, temelden yoksun deðil, tarihî temellere
dayanan bir düþüncedir. 1918 yýlýna kadar
Türklerin aralýksýz olarak büyük devlet halinde
yaþadýklarý ve bazý asýrlarda cihan birincisi
olduklarý da yine tarihî bir gerçektir.
Farâbî’yi yetiþtiren bir millete “akýllýlýklarýyla
þöhret sahibi olmak isteyenler” demek ilmî
deðerden mahrum, hakikatle ilgisiz bir iftiradýr.
Âyendegân’ýn bilgisiz kimseler diye bahsettiði
Pantürkistlerin “Türkçe konuþan baþka milletleri
kendi imparatorluklarýna katmak” istemeleri ise
düzeltilmeye muhtaç bir yanlýþtýr.
“Türkçe konuþan baþka milletler” yeni icad bir
nazariye olacaktýr. Çünkü Türkçe konuþanlarýn
Türk olduðu bütün dünya ilim âlemince kabul
edilmiþ, mantýkýn ve tarihin desteklediði bir
hakikattýr. Âyendegân, Ýran Türkleri olan
Azerilerin Türkmenlerin ve Kaþkaylarýn “Türkçe
konuþan baþka milletler” olduðunu anlatmak
istiyorsa bu fahiþ yanlýþý düzeltmeye kalkmak bile
abestir. Aslýnda Fars olan bu Azeri, Türkmen ve
Kaþkaylarýn Moðol istilasý sýrasýnda zorla Türkçe
konuþmaya mecbur edildiði hakkýnda Ýran
okullarýnda öðretilen tarih bilgileri üzerinde ise söz
44
TEMMUZ 2010
çaresi Türklere Türkiye kapýlarýný kapamak deðil,
onlarý Ýran’a ýsýndýracak formülleri bulup
uygulamaktýr.
Dokuz yüzyýldan beri Ýran’a hâkim olan Türklerin
birdenbire bir sihirbaz deðneðiyle mahkûm
duruma düþüvermeleri herhalde onlar tarafýndan
kolaylýkla ve baský ile kabul olunacak bir þey
deðildir.
Âyendegân’ýn Türklere bir takým kusurlar
yakýþtýrmasý ve Türkiye’de Turancýlýk fikirleri
revaçta olduðu için bu memleketi Don Kiþotlar
ülkesi diye tarif etmesi, sýrça köþkte oturanlarýn
komþularýna taþ atmasý cinsinden tehlikeli bir
davranýþtýr. Çünkü iþ karþýlýklý suçlamalara
dökülünce bundan zararlý çýkacak olan herhalde
Türkler olmayacaktýr.
Türkiye’de Pantürkizm düþüncesi bütün Türkleri
(Âyendegân’ýn tabiriyle Türkçe konuþan
milletleri) birleþtirmek gayesini güder. Bu gaye
tarihte birkaç defa gerçekleþmiþtir. Selçuklu Alp
Arslan ve Melikþah zamanlarýnda Ýran ile Türkiye
tek devlet halinde yaþýyorlardý ve baþýnda Selçuklu
Hanedaný bulunan, baþkenti Rey veya Ýsfahan
þehirleri olan bu devlet þüphesiz bir Türk
devletiydi.
Ýþte bugün Ýran’da Türkçe konuþan Azeriler ve
baþka Türkler, Ýranlý dostlarýnýn mizah konusu
olacak iddialarý gibi Moðollar’ýn zorla Türkçe
konuþturduklarý Farslar deðil, Selçuk Devletinin
dayandýðý unsur olan Türklerin torunlarý, yani
Ýran’ýn dünkü hâkimleridir.
Türklerin Pantürkizm ülküsünü gütmeleri bir
kusursa Ýranlýlarýn panaryanizm düþünceleri nedir?
Pantürkizm, gerçekleþebilir bir ülkü olduðunu ve
yalnýz Türkleri düþündüðü halde Fars, Kürt ve
Ermenileri içine almak hayalindeki panaryanizme
ne demeli? Hele Farslarla Ermenilerin birleþmesi
gibi asla gerçekleþemeyecek olan bir düþüncenin
ardýndakiler nasýl insanlardýr?
Pantürkistler kendi tarihleri hususunda hiçbir
mugalata veya mübalaðaya kapýlmýþ deðillerdir.
Buna ihtiyaçlarý olmadýðý da malumdur. Ya
geçende kutlanan “Ýran’ýn 2500 üncü yýl dönümü”
nedir? Acaba ortada gerçekten 2500 yýllýk bir
devlet var mý? Ýranlý müttefiklerimizi gücendirmek
pahasýna olsa da böyle bir devletin bulunmadýðýný
söylemeye mecburuz.
Pehlevî” esir edilerek sürgüne gönderilirken Basra
Körfezi’nde kuvvetli Ýngiliz filosuna küçük birkaç
savaþ gemisiyle karþý koyarak þehid olan Ýran
amirali “Bayýndýr” da, adýndan da anlaþýlacaðý
üzere, Türk’tü.
Zaten bu muhteþem deliliði de ancak bir Türk
yapabilirdi.
Zâhidî’nin bahsettiði Türk – Ýran dostluðunun
gerçekleþmesi bir takým þartlara baðlýdýr. Bu
þartlarýn baþýnda iki taraftaki basýnýn rolü ile Ýran
Türklerine karþý gösterilen muamele çok
mühimdir. Basýn hem umumî efkârý temsil etmek,
hem de halka yol göstermek bakýmýndan bu
dostlukta güçlü bir faktördür. Þimdiye kadar Türk
basýnýnda Ýranlýlarý kýracak sistemli bir yayýn
görülmemiþtir.
Türk basýný Ýranýnýki gibi baský ve sansür altýnda
bulunmayýp hür olduðu halde Ýran düþmanlýðý
yapan bir gazeteye rastlanmamýþtýr. Aksine, gerek
gazeteler gerekse dergiler Ýran’ý, Ýranlýlarý,
özellikle Ýran saray çevresini memnun edecek
yazýlar yazmýþtýr. Ýran’da, bir taraftan lüks ve
sefahat yapýldýðý ve memleketin bütün servetinin
birkaç yüz aile tarafýndan paylaþýldýðý, öte yandan
sokaklara dökülmüþ sefaletin acýklý manzaralar
arzettiði sol temayüllü bazý gazeteciler tarafýndan
dile getirilmiþse de bunda pek fazla yalan ve yanlýþ
yoktur.
Türk basýný, sýrf ittifak baðlarýna duyduðu saygý
dolayýsýyla bu meseleleri daha fazla kurcalamaktan
çekinmiþ, Ýran’ýn iç iþi sayarak üzerinde
durmamýþtýr. Üzerinde durulan konu, Ýran’ýn genç
ve güzel kraliçesi Ferah Dibâ’nýn zarafeti,
meziyetleri, sosyal konularla ilgisi gibi meseleler
olmuþtur. Bu arada Ýran þahýna da geniþ yer
verilmiþ, hakkýnda övücü yazýlar yazýlmýþ, ilk iki
evlenmesinde bahtiyar olmadýðý için kendisine
karþý þefkat ve sempati duyulmuþtur.
Ýran hükümetinin bir yandan Türkiye ile dost ve
müttefik geçinirken öte yandan Türkiye’de
öðrenim yapmak isteyen Türk asýllý Ýran
öðrencilerine pasaport vermemesi, buna karþýlýk
herhangi bir Avrupa ülkesinde gidenlere hiçbir
sýnýr konulmamasý dikkatten kaçacak gibi deðildir.
Bu gençlerin Türkiye’de Türkçülük ve Turancýlýk
ülküleriyle aþýlanmalarýndan korkuyorlarsa bunun
45
TEMMUZ 2010
Medyalýlarý Ýranlý saysak bile Medyalýlarla
Perslerin kýsa süren hakimiyetlerini Ýskender
istilâsý yok edip Ýran uzun süre Makedonyalýlarýn
esareti altýnda kalmamýþ mýydý?
Makedonya hakimiyetine son veren Partlarýn Fars
olmadýðý muhakkak olmamakla beraber bunlarý da
Ýran kadrosuna alsak ve Sasanlýlarla birlikte hesap
etsek dört beþ asýr süren bu devreyi Araplar sona
erdirip ondan sonra Ýran haritadan silinmemiþ
miydi? Asýrlardan sonra kurulan ve Ýran’ýn ancak
bir parçasýna hâkim olabilen Samanlýlar,
Saffarlýlar, Büveyliler de nihayet Ýran’ý bütünüyle
Türklere býrakmamýþlar mýydý? Arada asýrlarca
süren Makedonya, Arap ve Türk hakimiyetleri
bulunan bir ülkeyi 2500 yýllýk Fars devleti saymak
herhalde tarihe “seni saymýyorum” demekle birdir.
Hele adýnýn “Muhammed Rýza” olduðu bütün
dünya tarafýndan bilinen þimdiki Ýran þahýnýn
“Aryamihr” (yani Arya güneþi) adýyla anýlmasý
Ýslâmiyetten önceki Ýran tarih ve kültürüne çekilen
özleyiþin ifadesinden fazla bir mânâ ifade etmez.
Bizim tarihimizde buna benzer mübalegalar
yoktur. Mustafa Kemal Paþa, “Atatürk” adýný
soyadý olarak almýþtýr. Þunu da unutmamalý ki o
Sakarya ve Dumlupýnar meydan savaþlarýný
kazanmýþ bir kumandan, mahvoldu sanýlan bir
milleti kalkýndýran devlet adamýydý. Tehlike
anlarýnda ülkesini býrakýp gitmiþ ve bu unvaný
durup dururken almýþ deðildi.
Ýranlý müttefiklerimizin bizi tenkit veya
hicvederken kendilerinin toz kondurulacak
taraflarý bulunmamasý icab ederdi. Meselâ, dost bir
devlet, kendi sýnýrlarý içinde bulunan 12 milyon
Türk’e baþka türlü muamele etmeliydi. Ýran’ýn en
özlü ve savaþçý unsuru olan Türklerin o ülkedeki
50–60 bin Ermeni’nin yararlandýðý azýnlýk
haklarýndan faydalanmasýnýn önleniþi Türk
denilince ödü patlayan bir devletin baþvuracaðý
çaredir. Farslar’ýn beyninde Þehnâmedeki masallar
yer etmiþ olduðu için kuzeylerindeki Azerbaycan’da bir “Turan” ve her Türk’te de bir “Afrâsiyab” görmek kuruntusundan kendilerini kurtaramýyorlar.
Halbuki devlet ve onun politikasý kuruntularla
deðil, gerçek müttefikleri ve saðlam dostlarla
hakiki düþmanlarý kavrayabilmek hüneriyle
yürütülür.
Türkiye’de hiçbir Ýran düþmanlýðý bulunmamasýna
karþýlýk müttefikimiz Ýran’ýn þuuraltýnda bazý
karanlýk noktalarýn bulunduðu muhakkaktýr.
Ýranlýlara, geleceklerinin Türk dostluðuna baðlý
bulunduðunu, Türk düþmanlýðýnýn Ýran’ýn lehinde
olmayacaðýný hatýrlatmak ise dostça bir uyarmadan
baþka bir þey deðildir.
46
TEMMUZ 2010
Türkiye'de yaþayan Güney Azerbaycanlý gençler, Azerbaycan- Kýrým Ýnsan Haklarý Derneði'nin
himayesinde yasal bir gösteri yürüyüþü yaptýlar.
Yüz kadar genç Ýran Sefaretinin bulunduðu Kuðulu Park civarýnda attýklarý sloganlardan sonra
Polis kordonu altýnda Ýran sefareti önüne “Ýran'da yaþayan Türkler'e yapýlan baskýlara
son” yazýlý siyah çelenk býraktýktan sonra basýn açýklamasýný yaptýlar.
Deðerli Basýn Mensuplarý,
Sevgili Ankaralýlar;
Güney Azerbaycan, Ýran'ýn kuzeybatýsýnda
Türklerin yaþadýðý bir coðrafyadýr. Ýran'da yaklaþýk
35 milyondan fazla Türk (Azerbaycan Türküleri,
Kaþgaylar, Türkmenler, Haleçler) yaþamaktadýr.
Ýran nüfusunun yarýdan fazlasýný oluþturan Türkler,
en ilkel insaný haklarý olan kendi dillerinde eðitim
almaktan yoksundurlar.
Bunun yaný sýra güney Azerbaycan Türklerinin
dilleri ve kültürleri, Ýran'da resmi kurumlar tarafýndan hakarete tabi tutulmakta ve aþaðýlanmaktadýr.
Asimilasyon politikalarýnýn bir parçasý olan
Ýran'daki Güney Azerbaycan Türklerini aþaðýlamanýn en belirgin örneði 2006 Mayýs ayýndan
itibaren artmaya baþlamýþtý. Ýran hükümeti bu
itirazlarý sert bir þekilde bastýrmýþ onlarca kiþi
öldürülmüþ, yüzlerce kiþi yaralamýþ ve binlercesini
de gözaltýna almýþtý. Hatta kadýn ve çocuk demeden
gözaltýna alýnanlarýn bir çoðu iþkenceye maruz
kalmýþ ve bazýlarý uzun süreli hapislere mahkum
edilmiþtir.
Mayýs 2006 tarihinden itibaren Güney Azerbaycan
Türklerine karþý baskýlar artmaya baþlamýþtý.
Üniversitelerde faaliyet gösteren Türk dernekleri
ve dergiler kapatýlmýþ ve yöneticileri de baskýlara
maruz kalmýþtýr.
Biz Türkiye'de Yaþayan Güney Azerbaycan
Türkleri Olarak;
1- Ýran'da Güney Azerbaycan Türklerine karþý
yürütülen asimilasyon ve aþaðýlama politikalarýna son verilmesini,
2- Güney Azerbaycan Türklerine karþý baskýlarýn
ortadan kalkmasýný,
3- Güney Azerbaycan Türklerinin kendi dilleri
olan Türkçede eðitim almasýný,
4- Güney Azerbaycan Türklerinin sivil toplum
faaliyet etmelerine engel olunmamasýný,
5- Güney Azerbaycan coðrafi adlarý ve
demografinin deðiþtirilmemesini,
6- Hapiste olan Güney Azerbaycanlý Türklerinin
kayýtsýz-þartsýz serbest býrakýlmasýný,
7- Ýran rejiminin Güney Azerbaycan arazisinden
uyuþturucu transiti için istifade etmesine ve
Güney Azerbaycan gençleri arasýnda
uyuþturucuyu yaymaya çalýþmasýna,
8- Üniversitelerde Azerbaycan Türk öðrencilerinin eðitimlerinin engellenmesine,
9- Güney Azerbaycan tarihi yapýtlarýnýn
daðýtýlmamasýna,
10-Güney Azerbaycan'ýn doðal kaynaklarýnýn
yýpratýlmasýna, özellikle Urmu gölünün bilinçli
þekilde kurutulmasýna ve Maraða'da kimyasal
atýklarýn nehre akýtýlmasý sonucu çevrenin yok
olmasýna son verilmesini talep ediyoruz.
47
TEMMUZ 2010
OZAN
ARAZ ELSES'in
Konseri
Muhteþemdi
G
Onu seyrederken ünlü ozan Sabahattin Ali'nin bir
þiirinde dediði; “Duruþun bakýþýn yaman be Ali”
dediðini hatýrladým. Araz Elses'te yamandý.
Azerbaycan'da edindiði müzik birikimini
Avrupa'ya taþýmýþ,1991 yýlýnda Yazarlar
Birliði'nce Azerbaycan'da "En Ýyi Ozan" ödülünü
almýþtý. Þarkýlarýnda ve sazýnda farklý bir yorumla
ortaya koyduðu Türklük temasý onun sazýnda
bazen bir Ruhi Su, bazen Barýþ Manço oluyordu.
Araz Elses'in þarkýlarýna temel olan þiirlerinde
seçtiðimiz birini aþaðýda sunuyoruz. Ancak,Araz
Elses'in baðlamada ki yeteneði, þarkýlarýndaki lirik
anlatým,özellikle “Atlar” “Delikanlý Türkleriz”
ve “Türküz, türkü çaðýrýrýz” ve “Selam dar
aðacý,aleykümselam” adlý þarkýlarý onun gerçek
bir fenomen olduðunu anlatýyordu.
O kitlelere hitap ederek, pýnarlarý tufana
döndürebilecek bir yetenekti. Onu izlerken, bir
baletin sahne estetiði altýnda, yüz yýllar ötesinden
gelen Türk akýncýlarý gibi uçan efsanevi
kahramanlarý görürsünüz.
Ona bu baþarýlý yolculukta uðurlar dilerken,22
Mayýs 2006 etkinlikleri içinde, Araz Elses'i
Ankara'ya davet ederek seyirciyle buluþturan ve
geceyi düzenleyen, Babek DANÝÞVER, Zaur
BAYRAMLI ve her biri ayrý deðerde katký saðlayan yürekli arkadaþlarýný baþarýlý organizasyonlarýndan ötürü kutlarýz.
Bu renkli gecede Azerbaycanlý ünlü þair Rüstem
Behrudi'nin Selam Dar Aðacý, Aleykümselam adlý
þiirini büyük bir katký ile okuyan ve proðramý
baþarýyla sunan Aybike TEKGÜL'ü de yeteneðinden ötürü kutlarýz.
üney Azerbaycan'da 22 Mayýs 2006
tarihinde yaþanan ulusal ayaklanmanýn yýl
dönümü nedeniyle, Ankara'da yaþayan
Güney Azerbaycanlý gençlerin tepki yürüyüþleri ve
etkinlikleri içinde yer alan Ozan Araz Elses konseri
Gençlik Parký Necip Fazýl salonunda izleyicilere
coþkulu saatler yaþattý.
Araz Elses, kendisini izleyen yüzlerce seyirciyle
bütünleþirken, sergilediði performansýyla gerçek
bir fenomen olduðun kanýtladý.Çünkü sahneye
olduðu kadar, sazýna ve sözüne de hakimdi. Sazýn
sustuðu yerde kendini anlattý.
“Güney Azerbaycan'da dünyaya geldim.
Annem sürekli destanlar anlatýrdý.
O destanlarýn içinde saz vardý,
Türk sözleri vardý.
Kendi kendime saz çalmaya baþladým.
Benim doðduðum ellerde saz okullarý yok,
Çünkü orada saz çalmak bile yasaktý.
Kimse bana, bu sazdýr, bu baðlamadýr,
Böyle çalýnýr demedi.
Türkçe eðitim olmadýðý için dilimiz geliþmedi.
Siz Türk deðilsiniz dediler.
Baþka kimlikler vermeye kalkýþtýlar.
Bizim ideallerimiz silahlardan daha güçlüdür.
Kurþun sýkmýyoruz, kan akýtmýyoruz,
Hakkýmýz olan dilimizi ve kimliðimizi
istiyoruz.”diye duygulu sözler söyledi.
Araz Elses'in seslendirdiði eserlerdeki güçlü
yorumu ve sine-vizyon gösterilerinde yer alan
Türk tarihinden efsanevi çizgiler içinde özenle
hazýrlanan görsellik dinleyicileri coþtururken,
onun iletiþim kurmada ki yeteneði ve þarký
sözlerindeki
özgün mesajlar seyirciyle
bütünleþmesine yetiyordu.
48
TEMMUZ 2010
Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam.
Yolumu gözl?din h?r s?h?r-axþam,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam.
? c?ll? ölm?y? doðulmamýþam,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam.
Danýþ, ? mir Teymur, bu son n?ydi b??
Boynumda að k?f?n, dilimd? tövb?...
D?rsini t?rs bil?n, m?nimdi tövb?!
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam!
S?ni m?n ?kmiþ?m...M?n? s?n q?nim,
S?ni suvarmaða halaldý qaným;
Yarpaðýn r?ng alsýn qanýmdan m?nim,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam!
O hansý mill?tdir, taleyi sirdir?
Yüz adla bölündü, yen? d? birdir!
M?ni hüzuruna bu d?rd g?tirdi,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam.
Ey darýn aðacý! Kimd?n k?m?m, k?m?!
Ya s?ni yendirr?m, ya s?n? yenn?m.
Ya da budaðýnda yarpaða dönn?m,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam.
X?z?ri, Baykalý, Aralý gördüm,
Gördüm can üst?dir, yaralý gördüm.
Tanrýný b?nd?d?n aralý gördüm,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm salam.
Qýrðýzam, özb?y?m, qazax, türkm?n?m,
Baþqýrdam, k?rkür?m, el? görk m?n?m.
S?nin gözl?diyin q?rib türk m?n?m!
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam.
Çarxý t?rs fýrlanýr f?l?k qarýnýn,
Turan kölg?sind? budaqlarýnýn.
R?ngi bayraðýmda yarpaqlarýnýn,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm salam.
Q?bul et, növb?ti qurbanýn m?n?m,
M?nim caným s?nd?, bil, canýn m?n?m.
El? qürr?l?nm?, h?r yanýn m?n?m,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam.
? vv?lin axýrý, sonun ?vv?li
Buymuþ, bilm?miþ?m bunu m?n d?li.
Qorxum yox! N? olsun boyun göy d?lir,
Salam, Dar aðacý!
? leyküm-salam.
49
TEMMUZ 2010
Ý
LE
R
E
R
B
A
H
E
K
N
E
R
D
Derneðimiz Kadýnlar Kolu
Tekel Ýþçilerini Ziyaret Etti
TEKEL iþçilerinin özlük haklarý için yaptýklarý
toplu direniþ kamuoyunu yakýndan ilgilendirirken,
yaþanan sýkýntýlara ortak olmak isteyen derneðimiz
kadýnlar kolu, 27 Ocak 2010 tarihinde naylon
çadýrlarda yaþam mücadelesi veren iþçilere sýcak
bir ziyaret gerçekleþtirdi.
Derneðimiz merkezinde tasarlanan ve kadýnlar
kolunun el emeði ile üretilen, çok miktarda þal örtü
ve kaþkol gibi koruyucu malzemeler, samimi bir
ortamda ilgililere teslim edildi.
Nevruz Bayramý Kutlandý
Azerbaycan Kültür Derneði Kadýnlar Kolu
Tarafýndan dernek merkezinde düzenlenen Nevruz
Bayramý, her zamankinden daha büyük bir katýlým
ve coþku içinde kutlandý.
Özgün Azerbaycan müziðinin sergilendiði
þenlikte, baharý karþýlamanýn heyecaný ve coþkusu
müziðin naðmelerine yansýrken, Azerbaycan
folklorunun biri birinden güzel örnekleri
sergilendi.
Kadýnlar Kolunun örnek gayretleriyle geleneksel
görsellikler içinde düzenlenen ikram masalarý
konuklara gerçek bir þölen havasý yaþattý.
Körfez Þubemizde Nevruz Kutlamasý
rültür De
K
n
a
c
y
Azerba
in her
z Þubesin
e
f
r
ö
K
i
üneð
olarak d
l
e
s
k
e
n
Þenyýl gele
Nevruz
“
i
ið
d
zenle
ca Külez Yarým
f
r
ö
K
i”
enlið
nin düz
i’
z
e
k
r
e
tür M
lik ve
cede bir
e
g
i
ið
utled
inde k
iç
k
li
r
e
berab
landý.
50
TEMMUZ 2010
Beypazarý’na bir gezi...
Filiz ÖNAL
D
Biz bir aile olduðumuz için, birlikte olmaktan
farklý bir keyif alýyorduk.
Gezilerde bizim ayrýlmaz bir parçamýz da mahalli
enstrüman ve onlarý çalan kardeþlerimizdi.
Beypazarý'na ilk defa olsun, ya da önceleri gidenler
olsun, bu gezinin yapýlmasýyla isabetli bir karar
aldýðýmýzý dönüþümüzde anlayacaktýk.
Çünkü Beypazarý bilindiði gibi kültür ve turizm
alanýnda önemli bir potansiyel olurken her yýl daha
da geliþtiðini ve güzelleþtiðini, daha önce gelen
arkadaþlarýmýzýn anlattýklarýndan tanýk olduk.
Zevkli geçen otobüs yolculuðumuz bir buçuk saat
kadar sürmüþtü. Elli kiþiyi aþkýn grubumuz yol
boyunca dinlediðimiz ve eþlik ettiðimiz
Azerbaycan müziðinin kimi zaman ritmik, kimi
zaman duygulu naðmeleri arasýnda Beypazarý'na
girmiþtik.
Beypazarý'nda neler yoktu ki; herkesin bildiði
Hýdýrlýk Tepesi vardý, Halk Eðitim Merkezi El
Sanatlarý Merkezi vardý, Zýndancýk Tesisleri tabi
ki biz hanýmlar için çok cazip olan Gümüþçüler
Çarþýsý'ný biran önce görmek istiyorduk.
erneðimizin Kadýnlar Kolu geçen yýldan
bu yana yoðun bir dönem geçirmiþti.Bu
faaliyetimizin baþýnda yer alan, Hollanda
eksenli “Aile Ýçi Þiddet Töre ve Namus
Cinayetleri Projesi” kapsamýnda yürütülen
çalýþmalar yorucu olsa da keyifliydi.
Eðitim toplantýlarý, konferanslar, kermes
hazýrlýklarý gibi faaliyetlerin ardýndan, Kadýnlar
Kolu olarak hepimiz bir geziyi hak etmiþtik, belki
de kendimizi ödüllendirmenin kestirme yolu idi.
Uzun ve yorucu bir kýþý geride býrakmanýn keyfini
yaþýyorduk.
Ankara'da yaþanan baharýn güzelliði, gün be gün
açan menekþelere, leylaklara yansýrken, Ankara'nýn simgesi olan Akasya ve iðde dallarýndaki
çiçeklerin salkým saçak açýlýþý ve mis gibi kokan
bahar sabahý içinde baþlayan güzel bir günde, güzel
bir karar almýþtýk. Beypazarý'na bir gezi...
“Anneler Günü” yakýndý. Mayýs ayýnýn ikinci
Pazar gününe rastlayan dokuz Mayýs'ta
Beypazarý'na gidecektik. Kadýnlar Kolu Yönetim
Kurulumuz bunu kararlaþtýrmýþtý. Hemen hepimiz
anne, bazýlarýmýz da sevimli mi sevimli anneanne
ve babaanne idik.
Burada sözünü etmeden geçemeyeceðimiz,
Beypazarý Belediyesinin bize saðladýðý rehber
51
TEMMUZ 2010
desteði ile karþýlaþýnca çok mutlu olduk. Bu
sevimli arkadaþlarýn yardýmýyla gezimizi belli bir
program içinde yapacaktýk. Bu vesileyle, bize bu
olanaðý saðlayan deðerli belediye baþkaný Sayýn
M. Cengiz ÖZALP'e Azerbaycan Kültür
Derneði adýna teþekkür etmeyi bir borç biliriz.
Beypazarý Belediyesi'nin gezimiz boyunca bize
rehber olmak üzere görevlendirdiði bu iki zarif
genç kýzýn, büyük bir çaba içinde öðrendiklerini
bize anlatmaktan duyduklarý zevki her an birlikte
yaþadýk.
Bu yetenekli gençler, yörenin tarihi ve kültürel
zenginliðini, örf ve adetlerini, yemeklerini bize
aktarýrken, anlatýmlarýný fýkra ve anekdotlarla
süsleyip sunmalarý gezimize ayrý bir renk
katýyordu.
bize yemek sýrasýnda yörenin yemekleri tanýtýldý.
Mönüde tarhana çorbasý, yaprak sarmasý, etli
güveç, pilav, salata ve ayran sunuldu.
Yemek sonrasýnda çalgýlarýmýz eþliðinde güzel ve
keyifli üç saat geçirdik. Öðle ki, bizim eðlencemize
katýlan çevrede ki diðer turistler dahi bize katýlarak
keyifli anlar yaþadý.
Þehir içinde yaklaþýk üç saat süren gezide, merak
ettiðimiz; Hýdýrlýk Tepesi'nde ilk çay molamýzý
verdik. Sazlarýmýz eþliðinde Azerbaycan müziðinin naðmeleri bizim kadar etraftaki diðer
insanlarý da kucaklýyordu.
Zaman çok çabuk geçmiþti, akþam olmak
üzereydi. Ankara'ya dönmek üzere otobüsümüze
binerek yola koyulmadan rehberlerimize veda
ettik.
Rehberlerimiz, bizim için ilginç olan, Halk Eðitim
Merkezi El Sanatlarý bölümünü gezdireceklerdi.
Orada dokuma tezgahlarýnýn iþleyiþini yakýndan
izleyip, çalýþanlarla sohbetler ettik.
Çarþýda verdiðimiz molada meþhur “Beypazarý
Kurusu”ndan almadan edemezdik. Daha sonra
eðlenceli yolculuðumuza devam ettik.
Bu yöreye özel kumaþlardan yapýlan çeþitli giysi ve
süsleme eþyalarýný inceledik. Ardýndan Gümüþçüler Çarþýsýný gezdik. Tabi ki, alýþ veriþler yaptýk.
Bu yolculuðumuzda da her zaman olduðu gibi
aklýmýzda kalan, birlikte geçirdiðimiz keyifli
zamanlar ve pekiþen dostluklarýmýzdý.
Beypazarý için önemli bir yer olan gelen herkesin
mutlaka görmesi gerektiði ünlü Zindancýk
Dinlenme Tesislerinde öðle yemeði molasýnda,
Bunun daima yaþamasý için tekrarlanmasý dilek ve
temennisiyle günü ve geziyi tamamlamýþtýk.
52
TEMMUZ 2010

Benzer belgeler