“24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykırım Yalanı" “24 Nisan ve Sözde
Transkript
“24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykırım Yalanı" “24 Nisan ve Sözde
ALTI AYDA BÝR ÇIKAR • TEMMUZ 2010 • SAYI: 377 • YIL: 58 “Azerbaycan Türkiye için, Türkiye Azerbaycan için, dost iki ülke deðil, kardeþ iki ülkedir.” 2 Editörden Tuncer KIRHAN 3 Milli Azerbaycan Cumhuriyeti 92 Yaþýnda 4 28 Mayýs 1953'te Dünyaya ve Azerbaycanlý Vatandaþlarýna Sesleniþ; Mehmet Emin RESULZADE 6 14 Sözde Ermeni Soykýrýmý Üzerine Yaratýlan Mitler ve Gerçekler; Prof. Dr. Nesip NESÝPLÝ 21 Ermenilerin Tarihi Gerçekleri Saptýrma Gayretleri; Prof. Dr. Almaz ALÝGIZI 27 32 “24 Nisan Sözde Ermeni Soykýrým Yalaný Konulu Panel 20.06.2010 BAK-TÜRK Federasyonu Tarafýndan Düzenlenen “24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykýrým Yalaný” Konulu Panel - Açýlýþ Konuþmasý; Cemil ÜNAL Azerbaycan Türkiye Ýçin, Türkiye Azerbaycan Ýçin,Dost Ýki Ülke Deðil, Kardeþ Ýki Ülkedir. Prof. Dr. Aygün Attar HAÞÝMOVA Emperyalist Taleplerin Örtüsü Olarak Soykýrým Ýddialarý ve Gerçekler; Prof. Dr. Özcan YENÝÇERÝ 36 Hocalý Katliamý 18.Yýlýnda Selçuk ÖNAL 39 Hocalý Olaylarý Üzerine Bir Deðerlendirme; Azerbaycan Milletvekili Penah HÜSEYÝN 42 Hocalý Katliamýndan Alýnacak Dersler; Sami YAVRUCAK 43 Ýran Türkleri; H.Nihal ATSIZ 47 Güney Azerbaycan'a Özgürlük Yürüyüþü Yapýldý. 48 Ozan Araz ELSES'in Konseri Muhteþemdi. 50 Dernek Haberleri 51 Beypazarý’na Bir Gezi Filiz ÖNAL editörden Siyaset bu… “Ne atom bombasý, ne Londra konferansý, bir elinde cýmbýz, bir elinde ayna, umurunda mý dünya.” Demiþti Orhan Veli. ABD ve AB’nin durumu da buna benziyor. “Sözcükler” adlý edebiyat dergisinin Nisan sayýsýnda ünlü Fransýz düþünürü Jean Paul Sartre'nin, 1967 yýlýnda Uluslararasý Savaþ Suçlarý Mahkemesi'nde yaptýðý konuþma yayýnlanmýþtý. Ýngiliz filozof Bertrand Russel baþkanlýðýnda yirmi beþ kiþilik kuruldan oluþan mahkemenin bir de Türk üyesi vardý. Mahkeme ABD'nin Vietnam'da yaptýklarýný araþtýrmak ve dünyaya duyurma görevini üstlenmiþti. Dergideki yazýda, ABD'nin mahkemede Russel ve arkadaþlarýnýn iddialarýný ciddiye almadýðý, ancak savunmalar dünyada büyük yankýlara neden olduðu anlatýlmaktadýr. Mahkemede Sartre'nin Nazi Almanya'sýnýn Yahudilere karþý uyguladýðý soykýrým ile ABD'nin Vietnem'da yaptýklarý konusunda söylenen benzerlikler anlatýlýrken; “Bir Yahudi nereli olursa olsun, silahlý mücadele içinde olsun, ya da olmasýn, sadece bir Yahudi olduðu için öldürülmeliydi.” Denilmektedir. Þimdi birilerine, hatta soykýrým tasarýlarýný kabul eden ülke yönetimlerine sormak gerekir. Bu adamlar 1967 yýlýnda Ermeni soykýrým iddialarýný bilmiyor muydu? Nereden çýktý bu Ermeni soykýrýmý? Sartre'nin savunmasýna 1915 olaylarýnýn neden olmadýðý ortadadýr. Belki de, soykýrýmý tanýmlayan 1949 tarihli Cenevre Sözleþmesinin 2. maddesine uyan bir nokta bulamamýþlardýr. Sartre'nin mahkemeye sunduðu ifadeleri Kýzýlderili, Vietnamlý, Cezayirli,Iraklý ve Afganlýlarý katledenler okumamýþ olabilir, ancak bizim entel aydýnlarýmýz ile 24 Nisan'da ilk kez Ýstanbul'da yaptýklarý gösterilerde ”içimiz sýzlýyor” diyerek, Pentegon raporlarýný tercüme ederek gazetecilik yapanlar mutlaka okumalýdýr. Türkiye'nin tüm çabalarýna raðmen, bugün soykýrým iddialarýný tanýyan; Uruguay, Kýbrýs Rum Kesimi, Arjantin, Rusya, Kanada, Yunanistan, Lübnan, Belçika, Vatikan, Fransa, Ýsviçre, Slovakya, Hollanda, Polonya, Almanya, Venezüella, Litvanya, Þili, Ýsveç ve tasarýyý kongreden geçirmeyi planlayan ABD ile bu sayý 21’e yükselecektir. ABD ne derse desin,10 Ekim 2009 tarihinde Zürih'te Ermenistan ve Türkiye Dýþiþleri Bakanlarý tarafýndan imzalanan ve içeriðinde; “diplomatik iliþkilerin kurulmasý ve geliþtirilmesine” dair protokollerin onay süreci iþlemez. Çünkü sorun ABD'nin yönlendirdiði gibi geliþme göstermesi eþyanýn tabiatýna aykýrýdýr. Oyunu her an bozacak taraf Ermenistan'dýr. Neler yapacaðý o günden belli iken, protokol metni aradan geçen yedi ayda eriyerek cazibesini kaybetmiþtir. Her ne kadar Washington'dan gelen haberlerde sorumlu tarafýn Türkiye olduðu söylense de, Obama yönetimi protokolün geleceði ve kongreye sunulacak olan “soykýrým tasarýsý” konusunda kötümserdir. Amerika tarafý Türkiye'yi, Azerbaycan'ý ikna etmemek (edememekle) suçlamaktadýr. Bu konuda Türk hükümeti ikili bir sýkýntý sürecine girmiþtir. ABD nezdinde kredi notu düþerken, içeride daha da kötüdür. Çünkü, AKP hükümeti, böyle bir sürecin iþlemesinde yeterince gerçekçi olamamýþtýr. Anadolu'nun geniþ bir bölgesinde Ermenilerin 1915 yýlýnda yaptýklarý hatýrlandýkça her gün evlerine þehit cenazeleriyle dönenlerin sayýsý arttýkça, ABD’ye ve AKP’ye karþý, ciddi bir antipati doðmaktadýr. Ermeni açýlýmýna benzer söylemlerle yola çýkýlan açýlýmlarýnda barýþ ve demokrasiye katký saðlamayacaðý aþikardýr. Gelinen noktada, ABD þunu iyi bilmelidir ki, Türkiye ve Azerbaycan'dan geçecek olan kestirme yolun Karabað meselesinin çözümüne baðlýdýr. Ýþgal altýndaki Karabað'da parlamento seçimleri yapýlýyor, Ermenistan yetkilileri büyük bir aymazlýkla seçimlerin yasal olduðunu savunurken,10 Ekim protokolü üzerine demeçler vererek Türkiye üzerinden siyaset yapýlmaktadýr. Bu da yetmiyor, Ankara'yý sorunun çözümüne müdahil olmakla suçlarken, Azerbaycan'ý da dolaylý yoldan savaþla tehdit etmektedirler. Bir zamanlar Yahudiler için ferman çýkaranlar, Gazze’ye insani yardým götüren Türk gemilerine yapýlan saldýrýlar karþýsýnda ne düþünmektedirler. Bunun da adý siyaset oluyor. Tuncer KIRHAN 2 TEMMUZ - ARALIK 2009 Milli Azerbaycan Cumhuriyeti 92 Yaþýnda 2 8 Mayýs 1918 tarihinde Mehmet Emin RESULZADE önderliðinde kurulan Milli Azerbaycan Cumhuriyetinin kuruluþunun 92. yýldönümü, Azerbaycan Kültür Derneði yöneticileri ve üyeleri tarafýndan Cebeci Asri mezarlýkta bulunan Mehmet Emin RESULZADE'nin anýt mezarýna çiçek koyulmasý ve saygý duruþu ile baþladý. Törende konuþan Azerbaycan Kültür Derneði Genel Sekreteri Tuncer KIRHAN, yaþamýný milleti ve onun istiklali uðruna verdiði bir mücadele içinde geçiren büyük devlet adamý RESULZADE'nin bundan kýrk sekiz yýl önce ebediyete intikal ederken ortaya koyduðu ilkeler ve söylemler içinde yer alan; “28 Mayýs 1918 güneþi, baský ve zulüm altýnda inleyen aziz vatanýmýn üstüne bir gün yeniden doðacaktýr.Buna kesinlikle inanmaktayým.” Dediðini hatýrlatarak baþladýðý konuþmasýný þöyle sürdürdü. “ 92 yýl önce, yani 28 Mayýs 1918 tarihinde milli ve demokratik bir cumhuriyet'in kurulmasýndan söz ederken o günün coðrafyasýna ve siyasi konumuna bakmanýn doðru olacaðýný düþünmeliyiz. 28 Mayýs Azerbaycan tarihinde bir milattýr. Azerbaycan tarihine bakýldýðýnda, M.Ö. 3000 yýllarýna kadar giden bir medeniyetin izlerinde görülen Sümerler, Kutiler, Kimmerler, Urartular, Ýskitler, Midyalýlar, Fars Ehemiler, Araplar, Hazarlar, Sasaniler, Albanlar, Hurramiler ve Aras boylarýnda Hun Türkleri, Hanlýklar dönemlerine ait yapýlan tetkiklerde bir ilki ancak 28 Mayýs 1918 tarihinin ortaya koyduðu resmi kayýtlarda görürüz. Azerbaycan ismi bu tarihten sonra bir devletin adý olarak geçmektedir. Dünya tarihinde yer almasý ve devletin olarak geçmesi 92 yýl önce yani 28 Mayýs 1918 de olmuþtur. Bir baþka ve belki de en önemli mit,devletin adýnda “milli” ibaresinin bulunmasýdýr. 92 yýl önce etrafýnda sadece imparatorluklar gibi monarþik yapýlarýn geleneksel olarak yaþadýðý bir ortamda, özellikle temelinde Ýslam olan bir doðu toplumunda ilk defa görülebilen ve devletin simgesi olan bayraðýnda bunu en iyi þekilde iþleyen milli demokratik bir cumhuriyet yapýlanmasýdýr. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 29 Ekim nasýl bir mit ise, Azerbaycan tarihinde de 28 Mayýs önemle yaþatýlmasý gereken bir tarihtir. 28 Mayýs'ta sadece bir parlamento altýnda devlet kurulmamýþ, edebiyatý, dili ve kültürü ile bir millet þuuru ve kimliði yaratýlmýþtýr. Ýnsan haklarý denilen ve içinde kadýnlara hangi inanç ve etnik yapýsýna olmasýna bakýlmadan seçme ve seçilme hakkýnýn tanýmasýyla da önemli bir tarihtir. 28 Mayýs ayný zamanda bir milletin ses bayraðý olan dili önemseyerek, kuruluþunun ikinci ayýnda anayasasýna koyduðu “Devletin resmi dili Türkçe'dir” ifadesiyle de bir mit yaratmýþtýr. Bu yönüyle de yapýlanlarýn bir devrim niteliði taþýdýðý görülmektedir. Ne yazýk ki, 21 aylýk baðýmsýzlýk rüyasý önce Azerbaycan'ý, daha sonra Doðu Avrupa'yý da içine alacak bir Bolþevik istilasýna uðrayarak insanlýðý yetmiþ yýllýk bir esarete mahkum eder. Sovyetler birliðinin yýkýlmasýndan sonra yeniden kazanýlan hürriyet ve istiklal ile kazanýlan ve yaþayan ne varsa, 28 Mayýs 1918 tarihli mücadelenin eseridir. 92 yýl önce “Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez” diyen, Mehmet Emin Resulzade ve arkadaþlarýný minnet ve þükranla anýyoruz.” Dedi. Azerbaycan Büyükelçiliðinde yapýlan kutlamalar Akþam saatlerinde derneðimiz yöneticilerinin de katýldýðý resepsiyona 9. Cumhurbaþkaný Süleyman Demirel'in yaný sýra çok sayýda bakan, milletvekili ve yabancý misyon temsileri katýldý. Cumhuriyetin 92. yýl dönümü nedeniyle Bakü'den gelen orkestra ve solistin yaný sýra çocuklardan oluþan özel folklor ekibinin gösterileri konuklarýn büyük ilgisiyle karþýlandý 3 TEMMUZ 2010 Mehmet Emin Resulzade'nin 28 Mayýs 1953'te, Amerika'nýn Sesi Radyosu Aracýlýðýyla Dünyaya ve Azerbaycanlý Vatandaþlarýna Sesleniþi “28 Mayýs 1918 güneþi, baský ve zulüm altýnda inleyen aziz vatanýmýn üstüne bir gün yeniden doðacaktýr. Buna kesinlikle inanmalýyýz.” Ýstiklalin elde edilmesiyle kurulan Milli Azerbaycan Hükümeti, az zamanda çok ve büyük iþler baþarmýþtýr. Çarlýk döneminde devlet yönetimine alýnmayan Azerbaycanlýlardan, ordu ve kolluk kuvvetleri teþkil ettirilmiþ, sosyal alanda önemli iþler yapýlmýþtýr. Toprak reformu yaratýlarak topraksýz köylülere toprak tahsis edilmiþ, iþçi haklarý ilk defa olarak güvence altýna alýnmýþtýr. Eðitime öncelikle önem verilirken, Türkçenin resmi dil olarak ilan edilmesi saðlanmýþtýr. Orta ve yüksek okullar açýlmýþ, batý standartlarýnda halk temsilcileri teþekkül edilirken, hakimiyet kayýtsýz ve þartsýz milli meclise býrakýlmýþtýr. Parlamentodan güven almayan hükümetlerin görev yapamadýðý bunun en önemli bir göstergesi olurken, ülkede tam bir özgürlük yaratýlmaya çalýþýlmýþtýr. Devletin saðladýðý güven ortamýnda terör ve huzursuzluk son bulmuþ, bu gün Sovyet yönetiminde olduðu gibi terör ve güvensizlik gibi tehlikelerden söz edilemez bir ortam yaratýlmýþtýr. Dýþ dünya ile her türlü baðlantý saðlanýrken, sýnýr kapýlarý Sovyetlerin yarattýðý gibi kapalý olmayýp, vatandaþlarýn temel hakký olan seyahat hürriyeti olduðu gibi gelenlere de Azerbaycan'ýn kapýlarý sonuna kadar açýk býrakýlmýþtýr. Aziz vatandaþlarým, Amerika'nýn Sesi Radyosu'nun bize verdiði imkanla, Azerbaycan tarihinin önemli bir günü olan 28 Mayýs'ta sizlere hitap ediyorum. Yüz yýl süren Rus Çarlýk esaretinden sonra, bundan otuz beþ yýl önce Azerbaycan Milli Þurasý Azerbaycan Cumhuriyeti'nin istiklalini bütün dünyaya ilan etmiþti. O tarihten önce, millet olarak varlýðýný ispat eden Azerbaycan halký, kurduðu milli devletin istiklali, parlamentoda bütün mevcudiyetiyle ortaya koyulmuþtur. Medeni bir geçmiþe sahip olan vatan ve milletimiz siyaset sahnesinde çok büyük ve önemli iþler baþarmýþtýr. Azerbaycan'ýn istiklali uðrunda yapýlan en kanlý savaþlardan birisi, 19. asrýn baþlarýnda, Cevat Han'ýn 1904'te Gence' de ki þanlý mücadelesidir. “Ölmek var, dönmek yok” ilkesi istiklal uðruna mücadele edenlerin destaný ve þiarý olmuþtur. Azerbaycan'ýn 28 Mayýs 1918'de, istiklalini ilan etmesiyle kendi tarihinin tabii sürecini fikirden fiiliyata geçirdiði þanlý bir sayfadýr. Bunu yaparken çaðdaþ dünyada cereyan eden olaylarý da deðerlendirmekten geri kalýnmamýþtýr. Her milletin kendi geleceði konusunda söz sahibi olduðu gibi, Milli Azerbaycan Cumhuriyeti de ilkelerini millet iradesiyle belirlemeyi bir ideal olarak kabul etmiþti. 4 TEMMUZ 2010 Komþu ülkeler ile dostluk iliþkileri yaratýlýrken, ticari iliþkiler en iyi seviyeye çýkarýlmýþ, bütün bunlarýn neticesinde, Milli Azerbaycan Cumhuriyeti Avrupa devletleri ve ABD gibi dünya devletleri tarafýndan tanýnmýþtýr. Özellikle,Türkiye ile Ýran arasýnda bir dizi dostluk ve kardeþlik anlaþmalarý imzalanmýþtýr. 12 Ocak 1920 tarihi Azerbaycan Cumhuriyeti'nin tanýnmasý yönüyle önemli bir tarih olup, Azerbaycan halký bu günü önemli bir gün, bir bayram olarak benimsemiþtir. Bu günden itibaren, Azerbaycan davasý, Rusya'nýn bir meselesi olmaktan çýkmýþ, milletler arasý bir mesele olmuþtur. Medeni tarihimizin þanlý fikir adamlarý tarafýndan alkýþlandýðý hürriyet ve istiklal fikri ülkemizde yerleþirken, dünya milletleri bu geliþmeleri takdirle karþýlamaktan geri kalmamýþtýr. Yüz yýldan buyana üzerimize çöken baskýcý ve istilacý anlayýþ son bulmuþ, Azerbaycan halký hür ve müstakil olmanýn gururunu yaþarken, ne yazýk ki, 27 Nisan 1920'de baskýcý Çarlýk yönetimlerinin yerini bu defa daha zalim olan Bolþevik istilasý almýþtýr. Genç cumhuriyetimiz ve istiklalimiz, kýzýl istilacýlarýn ayaklarý altýnda ezilmiþtir. Karþý koymalarýn bedeli katliam ve sürgün olmuþtur. Ne yazýk ki;bundan bir ay önce yani 28 Nisan'da Sovyet propagandacýlarý tarafýndan yürütülen istila hareketleri Azerbaycan halkýna baþka bir hürriyet ve istiklal gibi takdim edilmiþtir. Sözde, dünyanýn en demokrat ve hür rejimi gibi anlatýlan Sovyet rejimi, emperyalizmden baþkasý deðildir. Bunu mukayese etmeye imkan dahi olamazdý. Ýstiklalimizi elimizden alan bu saldýrganlarýn vaatleri gerçekse bizim hürriyetimiz nerededir? Bu geliþmelere kim dur diyebilecekti? Hürriyet çýðýrtkanlarý bunu nasýl açýklayabilirler. ? Onlar masum Azerbaycan halký üstüne yarasalar gibi saldýrdýlar. Çünkü güneþten korktular. Azerbaycan ve diðer Kafkas Cumhuriyetleri gerçek hürriyet ve istiklali, 28 Mayýs 1918'de tatmýþtý,1920'de ise bu istiklal Kýzýl Rus ordularýnýn istilasýyla son buldu. Zaman, zaman dramatik þekiller alan bu mücadele içinde sahte komünist rejimine düþen bazý cemiyetler dahi gerçeði anlayarak milliyetçi ve vatansever cepheyi seçtikleri görülmüþtür. Bu istila üzerine yabancý ülkelere giden Kafkasya muhacirleri, haklý olduklarý milli istiklal davasýný tüm uygar dünya kamuoyuna anlatmaktan geri kalmadýlar. Bu kutsal vazifeyi ifa edenlerin düþtüðü zorluklar bugün had safhadadýr. Þurasýný belirtmek gerekir ki; Komünist rejime düþenlerin hak ve hukuklarýný anlatmak hiçte çetin olmamýþtýr. Çok þükür ki, olaylar ve geliþmeler bizim haklý davamýza yardýmcý olmaktadýr. Dünya Sovyet gerçeðini görmektedir. Otuz üç yýldan buyana süren mücadeleyi tüm dünya görmektedir. Bilinmektedir ki, hürriyet ve insan haklarýný inkar eden komünistler iþgalci ve kan dökücü hareketlerini sürdürdükçe dünya huzur bulmayacaktýr. Hürriyet ve istiklal evrensel bir anlayýþtýr. Dünya üzerinde esir bir millet kaldýkça barýþ ve huzurdan söz edilemez. 1918 Mayýs'ýnýn temelini teþkil eden hürriyet ve istiklal fikri Kafkasya halklarý içinde önemli bir hareketin baþlangýcý olmuþtur. Rusya'dan ayrý olmanýn bir irtica, baþkalarýndan ayrý olmanýn bir inkýlap olduðunu söyleyen Sovyet diktatörü Stalin bu gün yoktur, ancak onun iki yüzlü sistemi yaþamaktadýr. Bu insanlýk dýþý sistem uygar milletler tarafýndan gün geçtikçe anlaþýlacaktýr. Hakikat bir gün mutlaka etkili ýþýklarýyla aydýnlýðý saçacaktýr. Birleþmiþ Milletler prensipleriyle ayakta duran insan haklarý gibi kavramlar mutlak bir gün galip gelecektir. Dünya bu sorunlarý bugün daha iyi görebilmektedir. Sovyet baskýsý altýnda inleyen aziz vataným bir 28 Mayýs'ta yine layýk olduðu ýþýða kavuþacaktýr, buna kesinlikle inanmaktayým. Üç renkli istiklal bayraðýný, vatanlarýndan ayrý yerlerde göðüslerinde gururla gezdirenler, orada her türlü korku ve tehdit altýnda kalpleri istiklal aþkýyla çarpanlar, sizlere candan selam ve sevgilerimi gönderiyorum. 28 Mayýs istiklal þehitlerini aziz ruhlarý önünde tazimle eðilirken, her iki tarafý birleþtiren milli büyük hasreti þairin dediði gibi ifade etmek isterim. “Sen bizimsin, bizimsin durdukça bedende can, Yaþa yaþa, çok yaþa, ey þanlý Azerbaycan.” 5 TEMMUZ 2010 BAK-TÜRK Federasyonu tarafýndan düzenlenen, “24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykýrým Yalaný" konulu panel büyük bir katýlýmla gerçekleþti. P anele, Azerbaycan Parlamentosundan konuk olarak katýlan Milletvekili Prof. Dr. Nesip NESÝPLÝ ve Bakü Devlet Üniversitesi Öðretim Üyesi Prof. Dr. Almaz ALÝGIZI'nýn yaný sýra, Giresun Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Aygün Attar HAÞÝMOVA ile 21. Yüz Yýl Türkiye Enstitüsü Yönetim kurulu Üyesi Prof Dr. Özcan YENÝÇERÝ konuþmacý olarak katýldýlar. Toplantýyý yöneten BAK-TÜRK Federasyonu Baþkan Vekili ve Azerbaycan Kültür Derneði Genel Baþkaný Cemil ÜNAL, yaptýðý açýþ konuþmasýnda, Sözde Ermeni Soykýrýmý gibi suni bir sorunun, son yýllarda giderek farklý bir ivme kazandýðýný belirtirken, Türkiye'deki sözde aydýnlarýn yarattýðý entelektüel yaklaþýmlarla, dýþarý için kaynak oluþturduðunu ifade ederek, konuþmasýna þöyle devam etti; “Doksan beþ yýldan bu yana devletimiz, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, milletimiz töhmet altýnda býrakýlmýþtýr. Bu süre içerisinde hepimiz Ermeniler'e soykýrým uygulamakla suçlandýk. Bu ithamlara karþýlý, iddialara cevap vermeyi, kendimizi müdafaaya, yalanlara tepki göstermeyi politika yapýyor zannettik. Gerçek manada geleceðe, ithamlara yönelik hiçbir politika üretemedik. Bugün burada, bunlarýn nedenlerini ve ne yapmamýz gerektiðini tartýþma imkaný bulacaðýz. Osmanlý Ýmparatorluðu çok dilli, çok dinli ve çok halklý bir devlet olmasýna mukabil, bizlerle birlikte huzur içerisinde yaþayan, bizlerin kucakladýðý topluluk Ermeni topluluðu olmuþtur. Altý yüz sene beraber yaþadýðýmýz bu toplum, Cemil Ünal Açýlýþ Konuþmasýný Yaparken zaman zaman diðer halklarýn, hatta Türk unsurunun dahi sahip olmadýklarý imkanlara sahip olmuþlardýr. 1453 yýlýnda Ýstanbul'u fetheden Fatih sultan Mehmet, hiçbir mecburiyeti yokken, Ermeni dini lider (Hovakim'i) Ýstanbul'a davet ederek,ona Ermeni Patrikhanesini kurdurtarak patrik tayin etmiþ,hiç kimseye nasip olmayan yetkilerle donatmýþtýr. Yavuz Sultan Selim, Çaldýran Savaþý dönüþünde binlerce Ermeni'yi Anadolu'ya getirerek Ýstanbul' un en güzide yerlerine yerleþtirirken, kendilerine her türlü imkaný saðlamýþtýr. Bunlarýn yaný sýra,1868 yýllarýnda hiçbir topluma nasip olmayacak þekilde ayrý bir millet gibi kendi yaþayýþlarýný düzenleyen ve 99 maddeden oluþan Ermeni Anayasasý kabul edilmiþ, Ýstanbul'un göbeðinde 140 milletvekilinden oluþan Ermeni 6 TEMMUZ 2010 Milli Meclisi faaliyete geçmiþtir. Gerek senatoda gerekse Osmanlý millet meclisinde azýmsanmayacak miktarda Ermeni temsilcileri bulunmuþ, devletin önemli iþleri, yurt dýþýnda Türkiye'yi temsil etme, bakanlýk yapma görevleri kendilerine verilmiþtir. On binlerce Ermeni genci yurtdýþýna tahsile gitmiþ, Türk çocuklarý okuma imkaný bulamazken, bunlar için kolejlerle beraber 800 civarýnda okul açýlmýþtýr. Fesat terörist yuvalarý olmasýna raðmen Ermeni kiliseleri hiçbir baský altýnda kalmamýþ, inançlarýna asla müdahale edilmemiþtir. Muhterem davetliler, Þimdi sormak lazým; 600 yýl hiçbir Ermeni kötü muameleye maruz kalmamýþken; Neden 1915 tarihinde bu olaylar meydana gelmiþtir, Ermenileri soykýrýma tabi tutmak için Türk halký neden bu kadar zaman beklemiþtir, bunun sebebi nedir, günahkar kimdir, günah kimdedir? Osmanlý devleti 1914 tarihinde Sarýkamýþ'ýn dýþýnda 300 000'e yakýn þehit vermiþtir. Bu olaylar yetmemiþ gibi, 1915'te Rusya her taraftan ülkeyi kuþatmaya baþlamýþ,Güney ve Doðu Anadolu'yu iþgal etmiþtir. Ýþte bu kargaþalar sürerken altý yüzyýl beraber yaþadýðýmýz Ermeni vatandaþlarýmýz ülkenin çeþitli bölgelerinde düþmanla iþbirliði yaparak ülke içerisinde silahlý iþgal ve katliamlara baþlamýþlar, 1915 Nisan ayýnda Van'ý iþgal etmiþler,Taþnak devrimci partisinin kumandasý altýnda Müslüman halký yok etmeye baþlamýþlardýr. Burada ki katliamý yapanlarýn baþýnda da Osmanlý parlamentosunun Eski Erzurum milletvekili olan Garo lakaplý Karakin PASTIRMACIYAN bulunuyordu. Bunlar þehri Türk ve Müslümanlardan tamamen temizleyerek Rus ordusuna teslim etmiþler, Ruslar'da Ermenilere iltifat olsun diye Ermeni Aram MANUKYAN'ý Van iline vali olarak tayin etmiþlerdir. Ýþte bu kanlý olaylarýn devam ettiði bir süreçte 24 Nisan 1915 tarihinde 2345 Ermeni militaný Dahiliye Nazýrlýðýnýn tespiti üzerine suçüstü yakalanmýþlardýr. Bu olay karþýsýnda Ermeniler, Türk Ermenistan'ýnda (Doðu Anadolu) katliamlarýn baþladýðýný, Hýristiyanlýk adýna Hýristiyan aleminin olaya müdahale etmesini istemiþler, ve böylece soykýrýma uðradýk yalanýný dünyaya yaymaya baþlamýþlardýr. Bu olaylar meydana gelinceye kadar hiçbir Ermeni'ye dokunulmadýðý gibi tehcir (yer deðiþtirme) olayý ve kararý da söz konusu deðildir. Olaylarýn devam etmesi üzerine 1915 Mayýs ayýnýn sonunda mecburiyet karþýsýnda tehcir kararý alýnmýþtýr. 1918 tarihinde, Ermenistan'ýn ilk baþbakaný ve Taþnaksutyun partisinin kurucularýndan olan Ovanes Kaçaznuni'nin yaptýðý þu tespitlerle kimlerin suçlu olduðunu görmek mümkündür. Ovanes KAÇAZNUNÝ, 1923 tarihli Paris konferansýna sunduðu raporunda þu tespiti 7 TEMMUZ 2010 yapýyor: “1914 sonbaharýnda Ermeni gönüllü birlikleri kuruldu ve Türklere karþý faaliyete geçti. 1914 kýþý ve 1915 yýlýnýn ilk aylarý Taþnaklar'da dahil olmak üzere Rusya Ermenileri açýsýndan bir heyecanlanma ve umut dönemiydi. Biz kayýtsýz ve þartsýz Rusya'ya yönelmiþtik. Çar Hükümetinin Güney Kafkasya Ermenistan'ý ile Türkiye Ermenistan'ýnýn baðýmsýzlýðýný bize armaðan edeceðine inanmýþtýk. Türklere karþý yabancýlarla iþbirliði yapmak, Ermeni gönüllü birliklerinin Türklerle savaþmasý büyük hata idi. Tehcir kararý amacýna uygundu. Aklýmýz dumanlanmýþtý, boþ sözlere hepimiz inanmýþtýk, Türklere karþý yabancýlarla iþbirliði yapmak, Ermeni gönüllü birliklerinin Türklerle savaþmasý hata idi. Tehcir kararý amacýna uygundu.” Bir Ermeni devlet adamýnýn söylediði doðrularý, bizim Ermeni-perestler söyleyememektedirler. Tabiî ki o günkü þartlar içerisinde kayýplar olmuþtur. Baþta Ermeniler ve onlarý kullananlar , her nedense Türklerin kayýplarýný hiç dikkate almamaktadýrlar. O tarihlerde Ermeni tarihçilerin ve patrikhanenin dýþýndaki bütün kaynaklar, Osmanlý imparatorluðu içerisindeki Ermeni nüfusunu 1.300 000 ile 1. 400 000 arasýnda tespit etmiþlerdir. Yapýlan propaganda ile, baþtan 300 000 civarýnda iddia edilen Ermenilerin kaybý, her yýl artarak 2 000 000'a ulaþmýþtýr. Muhterem davetliler, 1917 Bolþevik ihtilali sonrasýnda Çarlýk Rusya'sý genelinde Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan'ýn seçilmiþ milletvekilleri Tiflis'te bir araya gelerek, Mavera-i Kafkas Konfederasyonun oluþturmuþlardýr. Kurulan bu hükümet ile Osmanlý Devleti arasýnda 14 Mart – 14 Nisan 1918 tarihlerinde Trabzon'da, 11 Mayýs- 4 Haziran 1918 tarihlerinde Batum'da önemli toplantýlar yapmýþtý. Trabzon konferansýna iþtirak eden Ermeni heyetinin temsilcisi olan HATÝSOV (daha sonra Ermenistan cumhurbaþkaný) Hüseyin Rauf ORBAY'a gizlice adamlar göndererek özel görüþme talebinde bulunmuþtu. HATÝSOV'un gönderdiði þu mesaj þu idi; “ Kafkasya'da 1915 tarihinden sonra kaçar 450 000 Ermeni bulunmaktadýr. Bunlar Ermeni yetkilileri tazyik etmekte ve hepsi geldikleri yere geri dönmek istemektedirler. Þayet bu Ermenilerin tekrar Osmanlý topraklarýna ilhak edilmesini kabul edeceðiz ve Gürcüler'ide tesire çalýþacaðýz” Ermenilerin bu talebinin yerinde bulunmadýðýndan Rauf ORBAY ile istenilen görüþme yapýlamamýþtýr. 26 Aralýk 1922 tarihinde, K NORADUKYAN,A. AHARONYAN, A. HADÝSYAN'dan oluþan Ermeni heyeti Lozan konferansýna sunduklarý raporda HATÝSOV'un Trabzon konferansýnda sunduklarýný teyit ettikleri gibi bütün Ermenilerin katledikleri yalanýný da ortaya çýkarmaktadýr. Ermeni Heyetinin raporunda görülen; 450 000 Ermeni'nin Kafkasya'da, 140 000 Ermeni'nin Suriye'de, 120 000 Ermeni'nin Yunanistan ve Adalar'da, 50 000 Ermeni'nin Bulgaristan'da ve 60 000 Ermeni'nin de Ýran'da olmak üzere toplam 820 000 olarak daðýldýðýný, Lozan konferansýnýn tali komisyonunda dile getirmiþlerdir. Muhterem hanýmefendiler, beyefendiler, Yine bir Ermeni tarihçi olan BARONÝGÝYAN'a göre savaþ sýrasýnda Türkiye'den, 180 000 kiþinin Van'dan, 90 000 kiþinin Bitlis'ten, 120 000 kiþinin Erzurum'dan ve 60 000 kiþinin de diðer doðu vilayetlerinden olmak üzere toplam 450 000 Ermeni'nin Rusya'ya göç ettiðini teyit ediyor. Hatta bir diðer Ermeni tarihçi olan HOVANNÝSÝAN 'da , arz ettiðim göçlerin dýþýnda, 50 000 kiþinin Lübnan'a, 10 000 kiþinin Ürdün'e, 40 000 kiþinin de Mýsýr'a geldiðini bildiriyor. Ayný tarihlerde 133 000 Ermeni'nin de Türkiye'de kaldýðýný ifade etmektedir. Ýþti Türklerin soykýrým uyguladýðý ve milyonun üzerinde Ermeni'yi katletti denildiði tehcirin sonuçlarýný gösteren rakamlar bunlardýr. Maalesef bu yalanlara en büyük destekte Türk aydýnlarýndan gelmektedir. Ermenilerden özür dileyen bu aydýn geçirenler, Cebeci Asri mezarlýðýnda Asala Terör örgütü tarafýndan katledilen Türk þehitliðine giderek Türk'e yakýþmayan davranýþlardan dolayý, þehitlerimizden özür dilemelidirler. Biz bugün bu toplantýya gelmeden önce misafirlerimizle Asala terör örgütü tarafýndan þehit edilen Dýþiþleri Bakanlýðý mensuplarýmýzý ziyaret ettik. Onlardan Ermeniler adýna özür dileyenlerin, Türkler bir milyon Ermeni'yi katletti diyenlerin Ermeni lobisi olarak Türk milletini suçlayan 8 TEMMUZ 2010 suçlayan zavallýlarýn saçmalýklarýndan dolayý þehitlerimizden özür diledik. Dualar ettik. Türk milletinin kendilerini asla unutmadýðýný ilettik. Muhterem davetliler, Biz hiçbir insanýn,hatta canlýnýn ölmesine taraftar deðiliz. Sizlere arz ettiðim gibi, o günkü þartlarý Ermenilerden, dedikleri gibi milyonlarcasý deðil, 300 000 civarýnda kayýplarý olmuþtur. Peki, bizim kaybýmýz nedir? Onlar bizim kaç insanýmýzý katletmiþtir? Maalesef Türk ve Müslümanlarýn kayýplarýný hiç kimse dile getirmiyor, getirmek dahi istemiyor. Bu hususta sizlere bazý rakamlar vermek istiyorum. Arz edeceðim hususlar pek çok yabancý tarihçilerinde tespit ettiði rakamlardýr. 1914 tarihinden 1921 tarihi arasýnda altý milyona yakýn Türk ve Müslüman Kaf kasya'dan zorla sürülmüþ, Türkiye'ye gönderilmiþtir. Bunlardan 600 000 civarýnda insan yollarda katledilmiþ, Türkiye'ye varýncaya kadar, 800 000'den fazlasý yok olmuþtur. Osmanlý Devleti geneline baktýðýmýz zaman, durum çok daha kötüdür. 1912 tarihinde Osmanlý devleti içerisindeki Müslüman nüfus 14 milyondur. Normal nüfus artýþ çerçevesinde 1922 tarihinde Müslüman nüfusun 15 721 000 olmasý icap ederken, 11 618 000 olarak tespit edilmiþ, kaybýmýz dört milyonun üzerinde olmuþtur. Bugün 24 Nisan 2010 tarihidir. Bizler burada tarihi bir görevi yerine getirirken , Ermeni milli davasýna ve Ermenilerin Türk milletini ve devletimizin lehine þahitlik yapmak için, bu saatlerde Ýstanbul'da toplantýlar yapýlmaktadýr. Ayrýca devletimiz, hükümetimiz, halkýmýz, ABD Baþkaný OBAMA'nýn, soykýrým sözcüðünü Ermenice'mi, Ýngilizce'mi ifade edeceðinin heyecanýný yaþamaktadýr. Muhterem davetliler, OBAMA gerek seçimleri esnasýnda, gerekse TBMM'de Soykýrým yapýldýðýna dair düþüncelerini açýk ve net biçimde dile getirmiþti. TBMM'de “Ermenilerle aranýzda ki problemleri çözün, problemlerinizi sýfýra indirin” talimatý OBAMA'nýn düþüncelerinde hiç bir deðiþikliðin olmadýðýnýn iþareti idi. Elbette ki bizler, her zaman komþularýmýzla iyi geçinmek istiyoruz. Aramýzda hiçbir problemin olmamasýný istiyoruz. Kafkasya'da , dünyanýn gözleri önünde kim problem yaratmaktadýr.? Toprak iþgal eden kimdir? Otuz bin üzerinde Türk'ü katleden kimdir? Komþu bir ülkenin topraðýnýn yüzde yirmisini iþgal eden, bir milyon insaný öz topraklarýndan zorla göç ettiren kimdir? Bizlerden problem çýkaranlarýn, toprak iþgal edenlerin , insanlarý öldürenlerin kucaklanmasý isteniyor. 9 TEMMUZ 2010 Þuradan Sayýn Cumhurbaþkanýmýza, Baþbakanýmýza, özellikle, Dýþiþleri Bakanýmýza sesleniyorum; KOÇARYAN'ýn, NALBANT-YAN'ýn ellerini sýkmanýzý, hiçbir þey yokmuþ gibi, bu katilleri kucaklamanýzý içimize sindiremiyoruz. Çünkü bunlar devlet adamý deðil, , birer teröristtirler. Muhterem dinleyenler, Bundan bir müddet evvel, Dýþiþleri Bakanlýðý Müsteþarý bir mektupla, Ermenistan'ýn ayaðýna gönderiliyor. Washington'da yapýlacak nükleer güvenlikle ilgili toplantýnýn ön hazýrlýðý yapýlýyor. Bu vesile ile Ermenistan Devlet Baþkaný SARKÝSYAN ile görüþme planlanýyor. Yapýlacak görüþmenin ana konusu Kafkasya'da istikrar ve Karabað konusu. O bölgede Gürcistan var, konunun tarafý olan Azerbaycan var. Kafkasya'da Ermeni taraftarlýðýný bölgede istikrar arayýþý olarak anlayanlar, Washington'daki toplantýya Gürcistan ve Azerbaycan'ý çaðýrmýyorlar. Ermenistan, Amerika'da Karabað meselesinin gündemde olmadýðýný, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti baþbakanýndan, büyükelçi ile gönderilen mektuptaki teminatýn dýþýnda protokollerin TBMM'den geçirilmesini istiyor. Halbuki, Ermenistan ile Türkiye arasýnda yapýlan protokol gereði; Ermenistan güya, 1- Türkiye ile mevcut sýnýrlarý tanýyacak, 2-Soykýrým iddiasýný araþtýrmak üzere bir komisyonun kurulmasýna “evet”diyecek, 3-Soykýrým iddialarýný uluslararasý alanda Türkiye'ye karþý kullanmayacak, Ne oldu, Ermenistan Anayasa Mahkemesi aldýðý kararla; Ermeni politikasýnýn ne olduðuna son noktayý koydu. Anayasa Mahkemesi idare edenlerin görüþü dýþýnda bir almasý elbette ki düþünülemez. Muhterem davetliler, Alýnan karar; Türk devletinin,varsa, Kafkasya politikasýnýn iflasýný gösteren bir belgedir. Karara göre, 1-Kurulacak komisyon 1915 tarihinde gerçekleþtirilen soykýrýmý görüþmez ve tartýþmaya açamaz, 2-Karabað Türkiye'nin meselesi deðildir, 3-Türkiye ile Ermenistan arasýnda 1990 tarihinden sonra yapýlan anlaþmalar geçerlidir,(1921 Kars anlaþmasýný tanýyor) 4-Çünkü, protokoller, Ermenistan anayasasýnýn giriþ bölümüne ve baðýmsýzlýk bildirisinin 11. paragrafýna aykýrý olamaz. 23 Aðustos 1990 tarihli baðýmsýzlýk bildirisinin 11. maddesi, Doðu Anadolu'yu Batý Ermenistan olarak kabul etmekte, 1921 Kars Anlaþmasýný reddetmektedir. Osmanlý Türkiye'sinde ve Batý Ermenistan'da yaþayan 1915 soykýrýmýnýn uluslar arasý alanda tanýmasýnda Ermeni devleti görevlidir. Ýbaresi bulunmaktadýr. Saygý deðer davetliler, Sözlerimi baðlamak istiyorum. Þu saatlerde Ermenilerin yaþadýðý (Türklerin ki önemli deðil) büyük acýyý yüreðinde hisseden Türkiyeliler ve Türkiye Ermeni lobisi, Taksim'de Ermeniler adýna mum yakarak yas tutmaktadýrlar. Ýlerisi için, kendilerine Türkiyeli diyenlerin hedefleri bellidir. Bize göre tasarladýklarý hedefler þunlardýr. 1-24 Nisan Türkiye'de ve dünyada yas günü olmalýdýr. 2-Diaspora Ermenilerinin toprak haklarý olmalýdýr. 3-Ýsteyen Ermeni'ye vatandaþlýk hakký verilmelidir. Toplantýmýza iþtirak eden konuþmacýlarýmýza, bizleri yalnýz býrakmayan siz deðerli konuklarýmýza þükranlarýmý sunarken, Türk kamuoyuna ve bizleri idare edenlere son sözlerimiz þunlardýr. 1-Bizler komþularýmýzla eþit þartlarda sýfýr problemli politika istiyoruz, 2-teslimiyet istemiyoruz, 3- 24 Nisan saçmalýðýnýn Türk tarihinden çýkarýlmasýný istiyoruz. Saygýlarýmla” Osmanlý daðýlýrken Ermeniler ne yapýyordu? Stok ve Karaborsa! 10 TEMMUZ 2010 24 Nisan 1914 Sözde Ermeni soykýrým Yalaný” adlý panele konuþmacý olarak katýlmak üzere Ankara'ya gelen Prof. Dr. Milletvekili Nesip Nesipli, Prof Dr. Almaz Aligýzý ve Azerbaycan Kültür Derneði Yönetim Kurulu üyeleri Cebeci mezarlýðýnda bulunan Dýþiþleri Bakanlýðý Þehitleri ve Mehmet Emin Resulzade'nin kabrini ziyaret ederek çiçek koydular. Biz inanýyoruz ki bir gün mutlaka onun idealleri hakim ve kaim olacaktýr.” Prof. Dr. Almaz ALÝGIZI; “Onun kabri baþýnda dünya tarihine bakmak gereði ile þu duygularý yaþadým diyebilirim. Liderler ortaya koyduðu fikri deðerlerle ebediyete gitmektedirler. Bana öyle geliyor ki ne mutlu ki biz Mehmet Emin Resulzade gibi bir lider y aratmýþýz. Nedeni olarak, tarihte ilk demokratik bir cumhuriyet kurmak ve ona milletin adýný verebilmek önemli bir atýlýmdýr. Çünkü ona gelinceye kadar hiçbir Türk asýllý Müslüman ülkede böyle bir atýlým gerçekleþmemiþti. Denilebilir ki, hatalar olmuþtur, elbette ki bir ilki baþarmak sürecinde böylesine bir vizyon yaratmada hatalar olabilir. Ancak ben bir uzman olarak onun tüm yaþamýnda objektif olarak bir kusur bulamadým. Onun dönemi zorluklar dönemiydi, onda ilahi bir güç dahi olsa o günkü vahþi ve emperyalist Azerbaycan Kültür Derneði Genel Baþkaný Cemil ÜNAL; “Bugün Azerbaycan'dan aramýzda bulunan deðerli bilim ve siyaset adamlarýyla birlikte büyük devlet adamý Merhum Mehmet Emin Resulzade'yi ziyaret için onun kabri baþýndayýz Ýnanýyoruz ki, Azerbaycan'da onun 28 Mayýs 1918'de ortaya koyduðu idealler doðrultusunda yeni ve güçlü bir nesil doðmaktadýr. Bu gün aramýzda bulunan deðerli dostlarýmýz o düþüncenin önemli temsilcileridirler. Türkiye Cumhuriyetinin temelinin atýldýðý kutsal bir gün olan 23 Nisan gibi, bir bahar gününde yani 28 Mayýs'ta bundan 92 yýl önce Azerbaycan'da ayný þekilde milli bir devletin temeli atýlmýþtý. O nedenle, bugün o cumhuriyeti kuran büyük insanýn yanýna gelmiþ bulunmakla ne kadar mutlu olduðumuzu anlatmak isteriz. Onun fikir ve ideallerini her zaman gönlümüzde yaþattýk ve ebediyete kadar yaþatacaðýz. 11 TEMMUZ 2010 saldýrganlýklar karþýsýnda dayanabilmesi olanaksýzdý. Resulzade öðlesine bir ideal býraktý ki, bugün göklerde onun çizdiði üç renkli bayrak dalgalanmakta ve onun idealleri dalga dalga yaþamaktadýr. Onun karþýsýnda duygusal olmamak mümkün deðil, büyük bir ideal adamý olan Resulzade'yi saygý ve sevgi ile içimizde yaþatmaya devam edeceðiz. Çünkü onun baðýmsýzlýk ideali halen devam ediyor. Ne yazýk ki arkadan gelen nesiller ona layýk bir mesafe alamamýþlardýr.” Prof. Dr. Nesip NESÝPLÝ, “Tarihte ilk Türk Cumhuriyetinin kurucusu ve siyasi mefkuresinin sahibi olan Mehmet Emin Resulzade bir bayraktýr. Bayrak olduðu kadar, bilinmesi gereken özelliði, kýsa ömürlü siyasi hayatýnda ortaya koyduðu ilkeler bu günde ayaktadýr. Bu gün Azerbaycan'da yaþamakta olan nesiller içten içe onun koyduðu ideallerle beslenmektedir. 18 ve 20 . yüz yýllar olmasaydý, Azerbaycan bu günkü durum ve konumda olmayacaktý. Onun ruhu henüz tam olarak huzura ermemiþtir. O ne istiyordu? O demokratik, baðýmsýz bir Azerbaycan istiyordu. O Azerbaycan insanýnýn mutlu ve müreffeh olmasýný istiyordu. Ne yazýk ki bu gün gerçekleþmemiþtir. Þimdiki nesilden ümidimiz ve dileðimiz onun bu arzularýný yerine getirmesidir.” Dýþiþleri Bakanlýðý Mensuplarý þehitliðini ziyaret sýrasýnda konuþan Cemil Ünal burada yaptýðý konuþmada þöyle dedi. “Bu gün burada Türk milletini ve devletini dýþ ülkelerde temsil ederken, ASALA teröristlerince canlarýný veren þehitlerimizin baþucunda kendilerini ziyaret ediyoruz.Onlarýn tertemiz masumiyetleri karþýsýnda, kendilerinden Türk milleti adýna özür diliyoruz. Çünkü gerçek özür dilenmesi gerekenler burada toprak altýnda yatan insanlardýr. Bu þehitleri ziyaret etmeyen ve bugün Türk olduklarýndan þüphe duyulan bazý mihraklar, Ermeni'ye ve Ermeni davasýna destek olmaktadýrlar. Ermeniler için “kara gün” diyerek onlara sahip çýkanlarýn hali burada yatan vatan evlatlarýna hakarettir. Ancak bu deðerli þehitler bilsinler ki, Türk milleti yetmiþ üç milyon, Türk dünyasý ise yüz elli milyondur. Ýþte o milyonlarýn baðrýnda yaþayan bu insanlardan bir kere daha gaflet içinde olanlar adýna özür diliyor, ve aziz hatýralarý önünde baþ eðiyoruz.” 12 TEMMUZ 2010 Dr. Ahmed Ýhsan Kýrýmlý’nýn Palketini Genel Baþkan Cemil Ünal Verirken. 24 Nisan ve Sözde Ermeni Soykýrým Yalaný” konulu panelin sonunda konuþmacýlara ve Baktürk Federasyonu Genel Baþkaný Dr. Ahmed Ýhsan Kýrýmlý’ya katkýlarýndan ötürü plaket takdim edildi. Prof. Dr. Almaz Alikýzý’nýn plaketini Kars Eski Senetörü Ziya Ayrým, Prof. Dr. Aygün Attar Haþimova’ya Eski Ulaþtýrma Bakaný Enis Öksüz, Prof. Dr. Nesip Nesipli’ye AKD Bursa Þube Baþkanýmýz Ezc. Handan Askeran Ton, Prof. Dr. Özcan Yeniçeri’ye Eski Sanayi Bakaný Abdülkerim Doðru verirken. 13 TEMMUZ 2010 SÖZDE ERMENI SOYKIRIMI ÜZERÝNE YARATILAN MÝTLER ve GERÇEKLER Prof. Dr. Nesip NESÝPLÝ Azerbaycan Parlamentosu Milletvekili E 1 milyondan fazla insanýmýzý mülteci yapmýþtýr. rmenistan'la protokol meselesi ortaya çýkýnca, Türkiye siyasetinde ve medyasý nda Ermeniler konusunda yeni yaklaþýmlar kendisini göstermeye baþladý. Türkiye'de 'Hepimiz Ermeniyiz!' deyen kesimler Ermenilerin tarihten beri mazlum millet olduklarý yönünde adeta ispatlama çabasýna soyundular. Tabi, bunu üzülerek ifade ediyoruz.Çünkü açýlan imza kampanyasý, itiraf etmek gerek, bizlerde yani Azerbaycan türklerinde þok yarattý. 1988-94.cü yýllarda 20 binden fazla Azerbaycan vatandaþý öldürülmüþ, 20 binden fazlasý yaralanmýþ; 50 bini sakat olmuþ, 5 binden fazlasý da esir alýnmýþtýr. Mültecilerden 200 bini Ermenistan'da 8 bin kare kilometrelik sahasý olan 172 köyde ve kasabada yaþamaktadýrlar. Bunlar, Karabað ve etrafýndan kovulmuþ insanlar olup, etnik temizleme siyasetinin kurbanlarýdýr. CNN Türk ve baþka kanallarda defalarca Ermenilerden üzür dilemek ve onlara tazminat ödemek gerekçesi ile bir grup Türk liberal akademisyenin önerilerini de dinleme fýrsatý bulmuþtum. Bu tür önerileri dinlerken düþünmek zorunda kaldým. Oysa "etnik temizleme" uluslararasý hukuka göre, cinayet sayýlmaktadýr. Ýkinci dünya savaþý döneminde Hitler Almanya'sýnýn iþðal ettiði topraklarda bile yerel sivil ahali yaþamakta idi. Birinci Karabað savaþý ile Azerbaycan'a 60 Milyar dolar zarar verilmiþtir. Bu insanlar bu gün Türk birliði idealini zararlý bulan birileri olarak düþündüm. Ermenistan Cümhuriyetinin iþgalci devlet olmasýna göz yuma bilirler. Savaþýn Azerbaycan için en feci devri - 1992-ci yýlýn Þubat'ýnda Hocalý þehrinin yerle-bir edilmiþ, 613 kiþi vahþice öldürülmüþtür. Bunlardan 63-ü çocuk, 106-sý kadýn idi. Acaba nasýl olur da insan sevgisi diyerek Ermenilerin insanlýðýn yüz karasý iþlerini görmemezlikden gelmektedirler? "Hepimiz Ermeniyiz!" deyen bu kesime Azerbaycan timsalýnda bazý gerçekleri hatýrlatmak yada sormak iyi olur düþüncesindeyim. Birinci sorum. Kimse ola bilir demesin, desin ki, bu gün Ermeniler bu cinayeti yapmýþ ve yapmayada devam ediyor. Bunun 1915. yýl olaylarý ile ne ilgisi vardýr. O zaman ikinci soruya geçelim. 1. Ermeniler gerçekten mazlum mudur? 2. Ermeniler, 100 yýl önce mazlum olabilirler mi? Bu gün Ermenistan Cumhuriyeti “Kuzey Azerbaycan topraklarýnýn aþaðý-yukarý %20-sini iþgal etmiþ, BM'nin malum dört kararý olmasýna, 18 yýllýk müzakere sürecine raðmen Azerbaycan topraklarýný ellerinde tutmaya devam etmektedirler. Ermeniler belli ki, XVI yüzilin sonlarýndan - Ýsrail Ori zamanýndan Rus yanlýsýna çevrildiler. Rusiyanýn sýcak denizlere enme politikalarýnda maþa oldular. Bu da makbul. Amma Rus gücüne dayanarak aþaðý-yukarý iki yüzyýl komþularýna hor bakmalarý, imkaný olduðu her zaman onlarý 14 TEMMUZ 2010 Taþnaksütyun tarafýndan gerçekleþtirildiðini, þehirde kaos ortamý oluþturulmayý amaçladýklarýný ifade etmekteydi. Kýsa bir süre sonra, Ermeniler terör olayýnýn sorumluluðunu üzerine aarak bu konuda bildiriler daðýttýlar. kesmeye kalkýþmalarý manaviyat bir yana, hukuka ziddir ve cinayetdir. Bazý örnekler verelim. 1804-ün Ocak ayý. Yenice iþðal edilmiþ Gencede Ermenilerin teþkilatçýlýðý ile 500 kiþi þehir camiisinde diridiri yakýldý. Bildiride, "Biz bu "mahkemeyi", "adaleti" uzun zamandan beri beklemekde idik. Artýk 10 gündür, Bakü valisi yoktur, ama ebedi adalet var. O, bu defa Ermeni devrimcilerin eliyle tezahür etti. Ermeni Devrim Federasyonu." Diye iade edilmekteydi. Ermeni generallar Madatov ve Lazarev Rus iþðal ordusunda Türklere ve Müslümanlara karþý hususi qaddarlýðý ile seçildiler. XIX yüzil boyu Azerbaycana göç ettirilmiþ Ermenilerin Rus sömürge rejiminde özel statusü olmuþ, bunu kullanarak Türk malýna ve canýna genim kesilmiþler. XIX yüzyýlýn sonlarýnda meydana gelen Ermeni siyasi partileri ve örgütleri proqram amaclarýna yetmek için tüm vasýtalarý itibar görmüþlerdi. Taþnaksütyun ideologu Eduard Oganesyan diyorki: "Adalet, kutsal deðer, yasadan üstte durmaktadýr. Ermeni silahlý örgütlerinin bu yýllarda baþlýca hedeflerinden birisi ve birincisi yerel Türk ahalisi idi. Ýrevan'da, Zengezur'da, Göyçe'de, Bakü'de, Nahçývan'da, Karabað'da baþta Taþnaksütyun olmakla birlikte Ermeni silahlý örgütleri binlerce sivil, silahsýz Türk'ü terör sonucu öldürmüþlerdi. Yerel Rus memurlarý bu iþlere genellikle göz yummuþ, bazen de bu karýþýklýklara kendileri bizzat iþtirak etmiþlerdi. Bu yüksek deðerin gerçekleþmesi için yasalarý dikkate almamak, hatta gerekirse kaba kuvvetle ortadan kaldýrmak mümkündür." Taþnaksütyun ideologlarýnýn "adaletsiz" kavramý ile kastettikleri "Haydat" ("Ermeni mahkemesi") doktrininin kökünde duran "kaybedilmiþ topraklar"dýr. Ermeni silahlý örgütleri 1917-nin Þubat'ýnda Rusya imparatorluðunun çöküþünden sonra daha da aktifleþti. Yalnýz Bakü ve etrafýnda 1918. nin Mart'ýnda 30 binden fazla sivil þehirli katledildi. Ermeni milli devletinin kurulmasýndan sonra terör, devlet terörü þeklini aldý. Bu ideoloji ile yola çýkmýþ Taþnaksütyun ve diger Ermeni partileri "kaybedilmiþ topraklarýn iadesi" için seçdikleri metodlarý geniþ kullanmýþlardýr. Bu maksada yetiþmeleri için Ermeniler, Osmanlý, Gürcüstan, Ýran ve Azerbaycan topraklarýný içine alan "Büyük Ermenistan" uðrunda silahlý mücadile yürütmüþler. 1918-1920. yýllar aslýnda Azerbaycan'la Ermenistan arasýnda devam edecek olan savaþ dönemidir. Ermenilerin elinde silahlý gücün olmasý (Müslümanlar genellikle Rus ordusuna alýnmazdý) onlara bu çatýþmalarda üstünlük saðlamýþtýr. 1919-da Azerbaycan parlamentosunun baþkaný Ali Merdan Bey Topçubaþý Paris Barýþ Konferansýna Azerbaycan hükumetinin resmi memorandumunu takdim etmiþti. Bu dokümanda son iki yýlda Ermeni-Rus birleþik gücleri ile çatýþmalarda Azerbaycan'ýn 2 þehir ve 500 köyün tahrip edildiði, Azerbaycan Türklerinin 100 binden 150 bine kadar kurban öldürüldüðü kayýtlara geçmekte idi. Azerbaycandan istedikleri Karabað, Nahçývan ve Kür nehrine kadarki geniþ alandýr. Ýç karýþýklýk yaratmak, silahlý catýþmalar oluþturmak, isyanlar çýkartmak 20. yüzyýl Ermeni örgütlerinin asas mücadele formasýdýr. Bir kaç örnek verelim: Birinci Rus inkilabý zamaný Ermeni örgütlerinin en çok kullandýðý mücadele þekli terör olmuþtur. 1905-in Mayýs ayýnýnýn 11’de Ermeniler Bakü genel valisi Nakaþidzeni'yi bombalý saldýrýda öldürdüler. 1920-nin Nisan'ýnda Kýzýl Rusya'nýn yeniden Güney Kafkaslara inmesini Ermeniler sevinçle karþýladýlar. Bakünün iþgalinden hemen sonra, "Grab nedelya"da (Talan haftasýnda), özellilllikle Gence ayaklanmasý bastýrýldýðý zaman Ermeniler Rus güclerinin önünde yürümüþlerdi. Yalnýz Gence ayaklanmasýnda 8 bin sivil katledildi. Bu eylemin Taþnaksütyun partisince düzenlendiði biliniyordu. Bakü Jandarma idaresi Petersburga gönderdiyi yazýlý bilgide bu terör olayýnýn 15 TEMMUZ 2010 Dro (Taþnaksütyuna baðlý) ve nihayet 5 bin kiþiden ibaret ANA (Ermeni milli ordusu) gruplarýnýn isimlerine sýkca rastlanýyor. Yerli Gence Ermenileri ise komþularýnýn deðil, saldýrganlarýn yanýnda yer aldýlar. Yeni Bolþevik hökumeti ile sýk iþbirliði içinde olan Ermeni silahlý çeteleri Milli Azerbaycan hökumetinin bakanlarý ve parlamento üyelerinin hapsi veya terör olaylarýnda önemli rol üstlendiler. 1920-nin Haziran'ýn 19-da eski baþbakan Fethali Han Hoyski, bir ay sonra ise Azerbaycan parlamentosunun baþkan yardýmcýsý Hasan Bey Aðayev, Ermeni teröristinin kurþunu ile Tiflis'te katledildiler. Andranik isimli grupun ultimatumunda: "Bu günlerde hapsedilmiþ Karabað Komitesi liderlerinin ve tüm siyasi mahbuslarýn bir an önce azat edilmesini talep ediyoruz. Düþünmeniz için 24 saatiniz vardýr. Aksi halde kitle terörü baþlatacaðýz. Eylemin zaman ve yerini bildirmiyoruz. Bizim dostlarýmýzdan aldýðýmýz stingerlerimiz var. imza Andranik terör grupu." deniliyordu. Terör gruplarý bu yýllarda Azerbaycan'ýn Hanlar ve Þaumyan bölgelerinde, ayný zamanda Karabað'da da aktif eylem yapýyor, sivil ahaliyi yerlerini terke zorluyordu. Azerbaycan eski iç iþleri bakaný Behbud Han Cevanþir 1921-in 18 Temmuz'unda Pera Palas otelinde Ermeni teröristi Misak Torlakyan tarafýndan katledildi. Onun mahkemesi oldukça enteresandýr. Ýþgal altýnda olan Ýstanbul'da kurulmuþ mahkemede genç Ýngiliz savcýsý Rickatson Hatt mahkemede bu katil için ölüm cezasý istedi. Bu cesaret mahkeme baþkaný dahil her kesi þaþýrtdý. Ve Rickatson Hatt 24 saat içinde Türkiye'den uzaklaþmaya mecbur edildi. Yerine gelen savcý sanýðýn beraatýný istedi ve o, ayný gece buradaký Ermeniler tarafýndan Amerikaya kaçýrýldý. 1988. yýlýn Aralýk ayýnda depremzedelere yardým için uçan Azerbaycan uçaðýnýn vurulmasý, Rusya, Kazakistan ve Azerbaycanýn resmi temsilcilerini barýþ anlaþmasý için Stepanakerte taþýyan helikopterin vurulmasý, Ýran sivil uçaðýnýnda Karabað semasýnda vurulmasý ve Bakü metrosunda 300 kiþinin ölümü ile sonuclanan müthiþ patlama Ermeni terörünün hangi boyuta ulaþma istidadýnda olmasýnýn bir kaç örneðidir. Sovyet rejiminin kuvvetlenmesi ile Ermenistan Sovyet Sosyalist Cümhuriyeti sýnýrlarý içinde kalmýþ Türklerin durumu daha da kötüleþti. "Türksüz Ermenistan" yaratmak için Ermenistan'daki Türkler'e çeþitli baskýlar uygulandý. 1916da Ýrevan guberniyasnda (merkezinde) 375 bin Türk yaþýyordu, 1922-de onlarýn sayýsý 70 bine inmiþ oldu. 1948-1953-lerde onbinlerle Türk ailesi Sovyet Ermenistan'ýndan sürgün edildiler. Terörist gruplar Ermenistan'ýn içinde de yeterince aktiftiler. Ermenistan hükümetinin ve bizzat Rus askeri birliklerin yardýmý ile onlar Ermenistan'da yaþayan Türkleri sýkýþtýrýyor, onlarý Azerbaycan'a göç etmeye zorluyorlardý. Direniþ gösterenler katl ediliyordu. Bu eylem sonucu Ermenistan'da 172 Türk köyü tahrip ediliyor, direnen 216 kiþi öldürülüyordu. Ölenlerin arasýnda 57 kadýn, 23 çocuk bulunuyordu. Gorbaçovun Perestroyka'sýnýn baþlanmasý ile Ermeni baskýlarý giderek arttý. 1987-de Ýrevan'da baþlanan sokak yüryüþleri, Moskva'ya talepler toplayýp gönderme kampanyasý, 1988, 1989, 1990larda çeþitli silahlý gruplarýn yaranmasýna ve Azerbaycan aleyhinde onlarýn faaliyetinin geniþlenmesine dönüþtü. 1990-ýn yazýnda iktidara gelen Ter-Petrosyan için terör gruplarý büyük sorun oldu. Son 20 yýlda Ermenistan'da terör eylemleri biribirini takip etti. 2000. yýlýnýn meþhur parlamento baskýnýnda parlamento baþkaný ve baþbakan katledildi. Ondan hemen sonra Ermeni politikacýlarýndan Paruyr Hayrikyan þöyle diyordu; "Terör artýk Ermeni yaþamýnýn ayrýlmaz parçasýna çevrilmiþ..." Bu illegal gruplarýn bir kýsmý Ermeni diasporasýnýn ve militanlarýnýn kuvvetli olduðu ülkelerden gelmiþti. Bu gruplar arasýnda Haydat, Sasunlu David, Vretaruner (Kýsascýlar), ASALA, Neytral adlý gruplar, "Nart" partisinin özel ordusu, Muþ, Gelelim Güney Azerbaycan'daki Ermeni mezalimine... 1918'in Mart Bakü katliamý ile ilgili Güney Azerbaycan'ýn Urmu, Hoy, Selmas yörelerinde 16 TEMMUZ 2010 lerinin ilki harici misyonerler olduðunu ifade etmektedir. Bu arada Amerika ve Fransa'dan gelen Ermeni ve baþka Mesihleri tahrik ederek Müslümanlarýn aleyhinde silahlandýrmasý olmuþtur.." Ermeni Taþnaklar'ýn eli ile Azerbaycan Türkleri katliama maruz kaldýlar. Mart'ýn sonunda Bakü'deki katliamlar kasdedilerek Kuzey Azerbaycan'da resmi Soykýrým günü gibi matem tutulmaktadýr.Bu törenler çerçevesinde ayný zamanda Urmu'nun da adýnýn anýlmasý mantýklý olur. Çünki ayný zamanda yalnýz Urmu'da 10.000 Türk'ün katledildiði tarihi bir olaydýr. Urmu ile birlikte toplam katlolunanlarýn sayýnýn 70-150 bin kiþi oldiði bilinmektedir. Ýran kaynaklarý bunu kanýtlamaktadýr. Muhammed Temeddün kitabýnýn 175. sahifesýnda; "Ecnebi misyonerl?r ve konsolos yetkilileri yýllar önce Urmu'da kendi maksatlarý için Ermeniler ve baþka Hýristiyanlar'ý örgütlediler. Cuma namazlarýndaki toplantýlarda her kesin silahsýzlandýrýlmasý kararý da yine haricilerin planý idi. Urmu þehirinin emniyetinin o toplantýda Petros Ýllo ve kardeþine tavsiyesi olan, bayram öncesi katliamlara hazýrlýk amaçlý idi." 1."Urmu Zerdüþt peyðember ülkesi" isimli kitabýnda Ali Dehkan yazýyor ki, o günlerde o, 1516 yaþta bir genç idi. Baþ verenleri ailesi ile birlikte yaþamýþ. Özellikle Martýn 17'sinde Urmu'nun çeþitli sokaklarýndan geçib akrabalarýnýn evinde sýðýnak ararken 10000 insanýn katledilmesine tanýk olmuþtur.Kitabýn 517. sayfasýnde açýklanmaktadýr. Baþka bir yerde (sayfa 178'de) "Müslümanlar programsýzlýðýndan istifade ederek olaylarýn karþýsýnda kendini savunma gücüne sahip deðildiler. 2.”Rahmetüllah Han Mütemed-ül-vüzeranýn hatýralarý ve ya Urmu odlu dünya savaþýnda". Aslen Urmulu bu þahýs, savaþ zamaný Ýran Dýþ Ýsleri Bakanlýðýnýn Urmu'da selahiyyetli nümayendesi görevinde çalýþýb. Bunun için de perde arkasýndaký müzakerelerden geniþ bilgi verdiði görülmektedir. Onun hatýralarýný düzenleyen Kave Bayat, bu dökumanlarýn aslýný Londra'da yaþayan torununun yanýnda sakladýðýný bildirmektedir. Þehrin saygýnlarý ve millet önderleri toplantý yaparak müdafaa hattý yaratmak yerine, ecnebilerýn vadlerine inanarak elleri koltuklarýnda kalmýþlardý. Halkýn geleceði Ermeni, Assuri ve Rus milisleri ile Fransýz misyonerlerine býrakýlmýþtý." Bu sözlerden, Guney Azerbaycanlýlarýn ders almasý gerekir. Rahmetüllah Motemed-ül-vüzara o kara günlerde ortaya çýkan olaylarý günlük kayýtlarýnda tüm çýplaklýðý ile tasvir ediyor. Onun 550 sayfalýk hatýralarý araþtýrýcýlar için önemli bir kaynak sayýlmalýdýr. 3."Birinci Dünya Savaþýnda Urmu" adlý kitabýn yazarý Muhammed Temeddün Urmu'nun o zamanki tanýnmýþ aydýnlarýndandýr. Bilim, eðitim ve basým alanýnda büyük hizmetleri olmuþ Güney Az?rbaycan'n önemli þahsiyetlerindendir. Hatýra kitabýnýn 195. sayfasýnde Osmanlý ordusunun Urmu'ya giriþin ise þöyle anlatýyor: "Þehir kalesinden Amerikalýlar telefonla Osmanlý askerlerinin daðdan iniþini bildirdiler. 4."Azerbaycan'ýn 18 Yýllýk Tarihi" kitabýn yazarý Ahmed Kesrevi, tanýnmýþ Ýran tarihcisidir. Urmu olaylarý ile ilgili yazdýklarýnda yukarýda adýný andýðýmýz Rahmetüllah Han Mötemed-ülvüzaranýn Ýran Dýþ Ýþleri Bakanlýðýnda saklanan dökumanlarýndan yararlanmýþtýr. Bu birlikler o kadar hýzlý geliyordu ki, þehri korumakla görevli Ermeniler ve baþkalarý daha ziyade adam öldürme fýrsetý bulamadan, ya Sulduz tarafýna kaçmakta, ya da bir yerlere saklandýlar. Ali Dehkan Urmu'da Hiristiyanlarýn Müslümanlarý katlettiði konusunda geniþ bilgi vermektedir. O, kitabýn 155. sayfasýnda þöyle yazmaktadýr. "Urmuda Hiristianlar Cilo ve Taþnak kýyafetli yerli Türk ahalisini katlederek kökünü kesmeyi amaçlayarak, burada kaydettiði gibi bu hoþ olmayan olaylarýn oluþmasýnýn baþlýca neden- Osmanlý atlýlarý Yurtþah kapýsýnda Urmu þehrine dahil oldular. O sýrada Urmu Müslümanlarýnýn durumu bir taraftan sevindirici, öteki taraftan, altý aylýk katliam neticesinde acýnacak durumda idiler. Þehrin ahalisi gözlerinde sevinc yaþý ile altý ayda baþlarýna gelenlerden kurtulduklarýna göre Tanrýya þükür ediyordu. 17 TEMMUZ 2010 Halkýn daha çok zulüm görmüþ yoksul tabakalarý aðlaya-aðlaya Osmanlý askerlerinin atlarýnýn ayaklarýný öpüyorlardý. Bütün millet göz yaþlarýyla bu kurtuluþ ordusunu karþýlamak için yollara dökülmüþtü.." Bu ordunun baþýnda Enver Paþa'nýn kardeþi Nuri Paþa vardý. Az sonra Nuri Paþa Kuzeydeki soydaþlarýný kurtarmak için Gence'ye yönelecektir. Türkiye karþýtý tebliðatýn sonucu olarak vatandaþlar arasýnda Türkiye'nin nufuzuna büyük darbe olmuþtur. Geçen yýl, rey veren bir ankette cevap verenlerin yalnýz %25-i Türkiye'yi Azerbaycan'ýn stratejik müttefiki bilirken, yani 4 kiþiden 3-ü Türkiye'yi artýk "kardeþ devlet" bir yana, stratejik müttefik bile görmemektedir. (Rusyanýn bu konudaki anket sonucu ise %21' dir.). Bu, çok tehlikeli ve acý bir durumdur. Çünkü bir kitlesel daðýnýklýk içinde olan Azerbaycan insanýnda yalnýzlýk hissini artýrmaktadýr. Ermenilerin Azerbaycanda'ký cinayetler listesi oldukça uzundur. Bize göre bu saydýklarýmýz önemle bilinmelidir. Þimdi, bir baþka önemli meseleye geçelim. Tarihinde bu kadar zalim, intikam duygularýyla dolu, hiyanet sayfalarý olan Ermeniler, kendilerini bazý ülkelerde, bazý kesimlerde, hatta Türkiye'nin liberal kesimlerinde bile mazlum çocuk gibi taktim etmeye çalýþmaktadýr. Halbuki gerçek bu deðildir Üçüncü sorumuza geçmek gerekirse; Halbuki Azerbaycan'a Türkiye'de sevgi yüksektir. Ve daha da yüksek kýlmak mümkündür. Ülkemde dediðim þeyleri burada da tekrarlamak isterim. Uluslararasý iliþkiler pratiðinde hiç de fantazi sayýlmayan ABD'ni Birleþik Krallýk'la iliþkiler modeli vardýr. 3.Ne yapmalýyýz, yada ne yapmak gerekir? Ýþte,Türkiye-Azerbaycan iliþkileri için de geçerli olacak model o olmalýdýr. Yani Að Ev'in (Beyaz Saray) kararýný etkilemek isterseniz Dauning Street'den baþlayýn düstürü benimsenmelidir. Azerbaycan iktidarý Allahýn verdiði bu merhemeti iyice deðerlendirip,þaþkýn ve þýmarýklýðý bir kenara býrakmalý,Türkiye ile daha kararlý çalýþmak zorundadýr. Öncelikle; Sözde Ermeni soykýrýmý problemi denilen meselenin yalnýz Türkiye'nin deðil, Türk dünyasýnýn, Azerbaycan'ýn problemidir diye düþünmek gekir. Karabað problemi tek Azerbaycanýn problemi deðildir.Yine tüm Türk dünyasýnýn, bu sýradan Türkiye'nin problemidir. Dolayýsýyla Türk birliði idealinin gerçekleþmesine hiç bir zaman bu kadar ihtiyac olmamýþtý denilebilir. Türkiye'yi yönetenlere de sözümüz vardýr. Onuda zamanýnda Mehmed Emin Rasulzade biçimlendirmiþtir. "Asrýmýzýn Siyavuþu" adlý eserinde 1920 yýlýnda Resulzade þöyle diyor; "Eski Turan'ýn göbeðinde Azerbaycan namýnda bir genc, igit delikanlý var. Yeni Turanýn anahtarý ondadýr. Onunla anlaþmazlýk çýkarsa, önce onun gönlünü kýrýp, kendisine zarar verirsin, bütün çabalarýn boþunadýr, emeklerin harap, tahtýn berbat olur." Azerbaycan dýþýnda ki ülkelerdeki iktidarlarý tenkit etmek alýþkanlýðýmýz yoktur. Ancak son bir yýlda Azerbaycan'da ortaya çýkan olaylar o kadar düþündürücüdür ki, o nedenle belirtmek doðru olmaz. Protokol meselesi çýktýðýnda bizim ülkede Türkiye aleyhine devamlý tebliðat baþladý. Detaylarýna girmeyeceðim. Hepimiz o konularý bilmekteyiz. En azýndan yukarýda sýraladýðýmýz 1915 tarihinde Azerbaycan'ýn kurtarýcýsý Nuri Paþa'ya ait bir heykel yada anýt yapmak önerimizi rededen iktýdarýn, Türk bayraklarýný þehitlikten indirmek yanlýþlýðýný, doðal gaz fiyatlarý konusunda meseleyi duygusallýkla siyasileþtirmenin, vizeli gediþ-geliþ rejiminin kaldýrýlmasýnýn Türkiye yayýnlarýný Azerbaycan TV kanallarýndan çýkarýlmasýný, PKK'nýn, hem de terör teþkilatý ilan edilmediðini ve benzeri iþleri hepimiz biliyoruz. Azerbaycanýn en büyük problemi milli kimlik problemidir. "Azerbaycanlý" konsepti burada millet kuruculuðu süreci karþýsýnda duran en büyük engeldir. Milli hareketin lideri rahmetli Abülfez Elçibey þöyle demiþti: "Azerbaycan halký Türklüðünü derk "kanýt" edenden sonra milli problemlerini çözmeðe baþlayacaktýr." Türkiye'nin Azerbaycan'a en etkili yardýmý da bu sahada ola bilir. Karabað sorunun oluþmasý ve yýllardýr Azerbaycan'ý ve tüm Güney Kafkasya'yý 18 TEMMUZ 2010 "münakaþa" yada "konflikt" demeyelim; felç etmesi þunun için mümkün olmuþdur ki, iþgalin ta baþýndan beri Azerbaycan ve Ermenistan güçleri ve imkanlarý beraber olmamýþtýr. Ermenistan, milliyetçiliðin aþýrý derecede olmasýndan baþý belaya girmiþse, Azerbaycan da onun gereken seviyede olmamasýndan sorunlarla karþýlaþmýþ." "Münakiþe" ("konflikt") sözü - konfliktologiya elminin elifbasýndan yanaþmýþ olsak- mübahiseli arazi, toprak ve saireye münasibetde kullanýla bilir. Biz bu sözü kullanmakla Karabaðý iddialý arazi olarak görmekteyiz ki bu doðru deðil. Problem "Daðlýk Karabað" sýnýrlarýný çokdan aþmýþtýr.. Biz onun sýnýrlarýný mahdutlaþtýrmakla Ermeni'ye daha bir hediye vermekteyiz. Üstelik onun farkýnda olmadan. Bu imkandan yararlanarak, bir az da Azerbaycanýn Karabað problemine deyinmek isteriz. 20 yýlý aþkýn zaman içinde Azerbaycan'ý rehin almýþ bu hayati problemin yakýn yýllarda adaletle çözüleceðine ümit yoktur. Karabað problemimiz "Ermenistan-Azerbaycan münakaþasý" deðil, çünkü Karabað ve cývarýndaki bölgeler Ermenistan'la Azerbaycan arasýnda tartýþmalý arazi deðildir. Uluslararasý iliþkilerde "adalet" prinsibinin geçerli olmadýðýný biliyoruz. Gerçekçi bilim, çýkar ve gücün geçerli olduðunu bildiriyor. Azerbaycan' da kendi hayati meselesini çözmek için bunlarý bilmelidir, buna uyðun siyasetini kurmalýdýr. Her þeyden önce burada güc balansý deðiþmelidir, Azerbaycan milli gücünü artýrmalýdýr. “Münakaþa" ne zaman baþladý? Resmi cavap, 1988. yýlýn Þubat'ýnda DKMV Halk Deputatlarý Sovyetinin malum kararý ile. "Daðlýk Karabað Tartýþmasý" konseptine göre, bu, doðrudur. Yeni tarihi devirde Ermenistan'ýn Azerbaycan'a karþý arazi iddialarý ve tecavüzü ile Ermenistan Akademisinin Moskva'ya petisiyalarý, Ýrevan'ýn Opera meydanýnda "Karabað" mitingleri, Qarabað Komitisinin oluþmasý 1987'de baþladý. Ermenistanýn eski cumhur baþkaný Ter-Petrosyan 1997 yýlýnda istifasýndan önce yazdýðý "Savaþ ya Barýþ, düþünmek zamaný geldi" baþlýklý makalesinde bir kaç enteresan noktalara temas etmiþtir. Onlardan birisi Ermeni yoluna yumuþak tenkidi görürüz. Diyor ki, "bir defa Ýstanbul'u kan gölüne çevirdikten sonra biz Batý Ermenistan'ý kayýp ettik." Doðru dürüst konsep bir yaklaþým ile bu hayati meseleye bakmak daha iki praktik meseleyi de dile getirmekte yarar vardýr. 1.Toprak bütünlüðü bozulmuþ devlet, problemi çözmek isterse, buna milli kriz gibi bakmalý, kriz yönetimi kanun ve yöntemleri tatbik edilmelidir. Ýktidar tebliðatý ve uyðun olarak petrol paralarý refah toplum idealinin tebliðine yönelmektedir. Bu, yanlýþ ve sonuç vermeyecek bir stratejidir. Öteki interesan fikir ise, "bir, ya iki yýldan sonra Azerbaycan o kadar güclenecek ki, biz o zaman daha kötü þartlarda kompromise gitmek mecburiyetinde kalacaðýz." Fakat Azerbaycan hakimiyetinin zayýf faaliyeti, ülkede rüþvetin, yolsuzluðun geçerliliðe çevrilmesi, petrol paralarýnýn havaya sovrulmasý, milli gücün artýrýlmasý yönünde, yumuþak desek, zayýf çalýþmasý bu tezin gerçekleþmesini engellemektedir. 2. 2001'de ilk ve sonuncu defa Karabað meselesi Milli Mecliste müzakere edildi. Müzakerelerden çýkan tek faydalý fikir bu idi. Aþaðý-yukarý herkes Azerbaycan'ýn güçlenmesi gerektiðine inanmýþtý. O zamandan bu yana Azerbaycan güclendi mi? Daha doðrusu, milli gücümüz topraklarýmýzý kurtarmaya yeterlimi? Hayýr. Çok önemli meselerden birisi Azerbaycan iktýdarýnýn kendi hayati problemine yaklaþýmýdýr. Bu gün bile Ermenistanýn Azerbaycan topraklarýný iþðaline, "Azerbaycan-Ermenistan, Daðlýk Karabað münakaþasasý" gibi bakýlmaktadýr. Bu yanlýþtýr. Çünkü; Son yýllarda Türkiye'de ve Azerbaycan'da Ermeni tebligatýna karþýn bazý güzel iþler görülmüþtür. Araþtýrmalar baþlamýþ, arþiv belgeleri basýlmýþtýr. Ama on yýllarla Ermenilerin Avrupa ve Amerika'da yürüttüðü sözde akademik araþtýrmalarla mukayeseye bakýldýðýnda bu çok azdýr. Hiç olmazsa, 20 bin þehidin ruhu karþýsýnda Karabað savaþýna sadece, onu küçümseyerek 19 TEMMUZ 2010 Baþka bir ifadeyle, Avrupalýlar, ya Amerikalýlar bizim yazdýklarýmýzý okumamaktadýr. O zaman yazmaya-çizmeye ne gerek vardýr? Bu da doðru deðildir. Çünki bu yazýlýp-çizilenler Ermeni propagandasý karþýsýnda yeterli deðildir. baþka bir þey deðildir. Bizde bir söz vardýr: "O su ki, seni aparýr, (kaydýrýyor) ona Araz demelisin. “ Ermeniler'le bir bölgede yaþamak mecburiyetindeyiz, ancak daim "soykýrým yaptýnýz" tahtitleri altýnda yaþamak mecburiyetimiz yoktur. Her gün, her saat topraklarýmýzýn Ermeni iþgali altýnda kalmak gibi milli haysiyetimizi zedeleyici, rezilliðe tahammül etmek mecburiyetimiz de yoktur. 1919'da Azerbaycan Halk Cümhuriyeti döneminde Dýþ Ýþleri Bakanlýðýnda oluþan özel tebliðat bölmesinin bir belygesinde; "Tüm Avrupa ve Amerika Ermeni ölüleri denilen hadise bilinmektedir, mesela, Ýrevan merkezinin güneyinde yüzlerle Müslüman köyü daðýtýlmýþ, Tebliðimi sözde Ermeni katliamý ile ilgili 100 yýl önce söylenen, bir gazetecinin eklemesi olan bir cümle ile bitirmek isterim. Büyük türk düþünürü, Ziya Gökalp bu fikirleri demeye bilir, ama onda, ayýp bir þey yoktur. Tam tersine o, doðru bir fikirdir. "Milletimize iftira etmeyiniz. 150 bin Müslüman kaçgýný Azerbaycan arazisinde evsiz barksýz ve ac susuz periþan dolanmaktadýr. Bu köyleri kim yaktý, bu halký kim periþan býraktý? Ermeniler... Bu örnekler çoktur. Onlar hakkýnda bütün Avropa'da tebliðat yapmak ve bu konuda çýðlýk atmak gerekir..." Türkiye'de bir Ermeni katliamý deðil, bir TürkErmeni vuruþmasý vardýr. Yani Bizi arkadan vurdular, biz de vurduk."Denilmektedir. Bizde bunu yinelemeliyiz. Türkiye ve Azerbaycan arasýnda tebliðat meselelerinde koordinasyon eksikliði mevcuttur. Ermeni cinayetleri ve terörü hakkýnda bilgiler tüm dünyaya, ilk baþta bizi dinlemek istemeyen Batý'ya iletilmelidir. Azerbaycan yetkilileri Ermeni yetkilileriyle on defalarla yüz yüze oturmuþ, barýþ yollarýný aramaya çalýþmýþlar. Evet, bizi vuranlara karþý vuruþmak gerekir. Her defasýnda da eski ya þimdiki Ermenistan cümhurbaþkanlarý "toprak karþýsýnda barýþ" formülü ile rehine aldýðý topraklarý boþaltmaktan imtina etmiþlerdir. Bunlar 1992 Þubat'ýn 26'sýnda Hocalý'da katliam yapýldýðýnda Karabað'da Savunma Komitesi denilen separatist, terörist kurumun baþýndabulunmuþlardýr. Bu adamlar 613 kiþinin ölümüne göre cevap vermelidirler. Israilin eski baþbakaný Ariel Þaron Filistin'deki cinayetlere göre Belçika mahkemesinin kararý ile mahkum edilmiþtir. Uluslararasý hukuk bakýmdan Azerbaycan vatandaþý sayýlan Robet Koçaryan ve Serj Sarkisyan neden cinayetlerine göre Azerbaycan mahkemesinde mahkum edilmemektedir? Sonuç: Ermeni meselesini küçümsemek yanlýþtýr. Türkiye'nin, büyüklüðünden bakarak, "bizim Ermeni problemimiz yoktur" demesi doðru deðildir. Bazý arkadaþlarýn Ermenistan Cumhuriyetinin Ýstanbul'un bir belediyesi kadar olduðunu, bir komleks dahilinde yaklaþarak "boþ ver" çaðýrýsýnda bulunmasý siyasi basiretsizlikten HOCALI’YI UNUTMA! 20 TEMMUZ 2010 ERMENÝLERÝN TARÝHÝ GERÇEKLERÝ SAPTIRMA GAYRETLERÝ Prof.Dr.Almaz Aligýzý Bakü Devlet Üniversitesi Öðretim Üyesi M ustafa Kamal Ataturk’un ölümünd?n uzun y?llar sonra, yani 1990'da Turkiye Cumhuriy?ti'nin arxivleri açýlma ª?raiti yaratýldý. ? ld? edil?n s?n?dl?r, arxiv materiallarý, ona yazýlmýþ müxt?lif m?ktublar, hamsýnýn onun özünün qeydl?ri müxt?lif maraq doðururdu. Bu s?n?dl?rin iç?risind? is? ingilis tarixçisi Ceyms Çorçvod'un d?rd kitabýnýn türk dilind? tapýlmasý is? xüsusi ?h?miyy?t k?sb edir. Bu haqda Baký Dövl?t Universitetinin professoru, filologiya elml?ri doktoru Q.Namazov'un kitabýnda m?lumat verilir. Z?ngin materiallarý öyr?ndikc? bu q?na?t? g?lir ki, b?þ?r tarixini mük?mm?l öyr?nm?k üçün sýfýrdan baþlamaq lazýmdýr. Bunun üçün t?dqiqatçý –alim gizli saxlanýlan tabletl?rd?ki r?smi yazýlarýn þifr?l?rini açdýqca bu q?na?t? g?lir ki, 11-12 min il bundan ?vv?l okeanlara q?rq olmuþ sivilizasiyanýn ilkin çaðlarýný Mu qit?sind? yaranmýþ Gün?þ imperiyasý il? ?laq?l?ndirir. O da n?z?ri c?lb edir ki, b?zi anlayýþlarý Gün?þ imperiyas?ndaki dini anlay?þla «Avesta»daký dini anlayýþlar arasýnda b?nz?rlikl?r h?ddind?n artýq çoxdur. H?r ikisind? t?k tanrýçýlýq, h?r ikisind? Gün?þ?, yerd? oda sitayiþ var. Ýngilis alimin? gör? Gün?þ imperiyasýnýn dili mayalarýn dilidir. Mayalarýn dili is? eynil? uyðurlarýn dilil? eynidir. Qit? 12 min il önc? böyük bir z?lz?l? n?tic?sind? 60 milyon insanla birlikd? okeana q?rq olmuþdur. Ataturk'un Turkl?r'in kokl?rninin Orta Asiya'ya dayand?ðý fikri onda þübh? doðurmur. B?s onda Asiya xalqýnýn kökl?ri haralara gedib çýxýr? 1930cu ill?rd?, Mustafa Kamal paºanýn tapþýrýðý il? Güney Amerika m?d?niyy?tl?rind?n olan Maya ölk?sinin dil v? m?d?niyy?ti il? Anadolu v? Orta Asiya m?d?niyy?tl?ri arasýndaký b?nz?rlikl?ri ifad? ed?n müf?ss?l bir raporu Ataturk'? gönd?rir. Deyil?nl?rd?n aydýn olur ki, “Mu” qit?si insanlarýn ana yurdudur, onun ?halisi is? Türkl?rin ?cdadlarýdýr. Cümhuriyy?t qurulandan sonra Atatürk'un bütün fikirl?rini bu sah?y? verm?si ?b?s deyildi. O bununla b?tün dünyaya sübut etm?k ist?yirdi ki, b?þ?riyy?tin ilkin baþlanðýcý türkl?rl? baðlý olmuþdur. Ýlk sivilizasiya da onlara m?xsusdur. Ataturk'un ölümünd?n sonra bu m?s?l?l?r bir daha açýlmamýþ, gönd?ril?n rapotlarýn taley is? m?chul qalmýþdýr». (Q.N.) Tarixçi-yazar Camal Kutay yazýr: «O, Orta Asiyaný insanlýðýn beþiyi sayma hissi il?, o günl?rin karvan yollarýný da ?sla unutmayaraq türk kökünün haralara getdiyin? böyük maraq göst?rmiþdir.” Bu kuçük parcaný n?z?rniz? çatdýrmaqda m?qs?dimiz odur ki, Türk Cümhuriyy?tinin qurucusu Amerika v? Avropa'dan g?l?n t?hlük?ni hiss etdiyind?ndi ki, avropalý aliml?rin yazdýqlarýný ?ld? ed?r?k onlara türk soyunun n? q?d?r q?dim, mill?tinin böyük m?d?niyy?tin varisl?ri olduðunu göst?rsin. Bu gun Türk mill?tinin baþýný qatmaq, onu inkiþafdan qoymaq, z?if salmaq üçün erm?ni soyqýrýmýnýn ortaya atýlmasý heç d? t?sadüfi hal deyil. Erm?nistan prezidenti Serj Sarkisyan'ýn aprelin 13-ü v? 14-d? Amerikada olark?n özünü t?rbiy?siz v? m?d?niyy?tsiz aparmasý, Türkl?r'i c?llad adlandýrmasý çox þeyd?n x?b?r verir. T?rkiy? kimi bir dövl?tl? az qala ultimatum s?viyy?sind? danýþmasý, «Türkiy? heç bir þ?rt qoymadan sýnýrlarý açmalýdýr» dem?si, cýrtdan olmasýna r?ðm?n özünü yek?xana aparmasý bir daha göst?rir ki, atalar sözünd? deyildiyi kimi, «Arxalý köp?k qurd basar». 21 TEMMUZ 2010 m?qs?dil? müxt?lif t?dbirl?r hazýrlayýrdýlar. Bunlardan biri «Dam taburu» adý il? t?þkil olunmuþ d?st?l?r idi. Onlar d?st?-d?st? müs?lman evl?rini g?zir, ?halid?n zorla pullarýný, qiym?tli ?þyalarýný alýr, özl?rini is? güll?l?yirdil?r. Diyarb?kird? 1000 n?f?rd?n yuxarý f?rarilik ed?n silahlý erm?ni tutulmuþdu. Diyarb?kir b? lg?sind? olan onlarla k?ndl?r? basqýnlar etmiþ, insanlarý ail?l?rl? çay k?narýna g?tir?r?k güll?l?miþ v? süngül?miþdil?r. Bütün bu hadis?l?rin baþýnda is? erm?ni kils?si dururdu. Bütün tarixi s?n?dl?r sübut edir ki, erm?ni quldur d?st?l?rini silahla bu kils?l?r t?min edirdi. «Sivas'da h?l? 1913-cu ilin oktyabr ayýnda Þirþ?hri q?zasý Ezdebir nahiy?sind?ki erm?ni monastrýnýn keþiþi Kariq evind? çoxlu silah gizl?tdiyi üçün h?bs edilmiþdi. Saponil adlý bir erm?ni keþiþi 1914-cü ilin noyabr ayýnda Sivas bölg?sinin k?ndl?rini g?z?r?k yerli erm?nil?r iç?risind? Türkiy? ?leyhin? t?bliðat aparýrdý. ? ld? edil?n m?lümatlara gör?, «Daþnaksütyun»un üzvl?ri 1908-ci ild?n bu vilay?td? f?aliyy?t göst?rmiþ, s?f?rb?rlik elanýndan sonra otuz min n?f?r mauzerl? v? martin tüf?ngi il? t?hciz edilmiþ, on beþ mini Rusiyaya gönd?rilmiþ, on beþ min n?f?ri Türkiy?'d? qalaraq Rusiya'dan g?l?c?k m?lumat ?zr? müharib?nin lazými m?qamýnda qiyam v? iðtiþaþ qaldýrmaða hazýrlanmýþdý. Qiyama r?hb?rlik üçün 30 n?f?r Erm?ni t?yin olunmuºdu». Erm?nil?rin v? onlarýn avropalý havadarlarýnýn ?n çox diqq?td? saxlamaq ist?dikl?ri Van bölg?si idi. H?min bölg?d? erm?nil?r ?saslý sür?td? t?þkilatlanmýþ v? quldurluða baþlamýþdýlar Erm?ni faþizminin v? vandalizminin ?sl mahiyy?tini açan minl?rl? tanýk ifad?si var. Bu s?n?dl?ri yox etm?k mümkün olmadýðý üçün bu gün erm?nil?r arxivl?rin açýlmasý ?leyhin? çýxýr, s?n?dl?rin onlarýn xeyrin? olmayacaðýný bildikl?ri üçün m?s?l?ni siyasil?þdirm?y? çalýþýrlar. Doktor Erdal Ýlterin «Erm?ni v? Rus mezalimi» (19141916) kitabý tanýk ifad?l?ri ?sasýnda hazýrlan- Bu gun onlarýn arxivl?rin açýlmasýnýn ?leyhin? getm?l?ri, alim v? t?dqiqatçýlarýn gör?c?kl?ri bir iþi siyasil?þdir?r?k dünya miqyasýnda günd?m? g?tirm?l?ri, görünür, h?m Erm?nistana, h?m d? onun tarixi havadarlarýna v? bir sýra güc m?rk?zl?rin? çox lazýmdýr. Biz is? tarix?n t?r?tdikl?ri cinay?tl?ri xatýrlatmaq ist?yirik. Gör?k tarixi m?nb?l?r v? tarix n? deyir? Türkiy? Birinci Dünya savaþýna gir?nd? «Daþnaksütyun» Anadoludaký bütün erm?nil?ri t?limatlandýrmýþdý. Onlarýn planlarýna gör?, türk hökum?tinin h?rbi çaðýrýþýna heç bir erm?ni getm?m?li, orduda olan erm?nil?r mütl?q ordudan f?rarilik ed?r?k, ölk? için? yayýlaraq ç?t?l?r qurmalý, ya da rus ordusunun n?zdind? yaradýlmýþ erm?ni hiss?l?rin? qoþulmalý, Van v? Bitlis bölg?l?rind? rus ordusunun ir?lil?m?si üçün þ?rait yaratmalý, yeri g?ldikc? türk ordusuna arxadan z?rb? endirm?li, Elezýð, Sivas, Diyarb?kir gibi bolg?l?rd? daha strateji yerl?ri ?l? keçir?r?k iqtiþaþlar tör?tm?li, bunun müqabilind? is? Türkiy?ni sülh saziþin? imza atmaða m?cbur ed?rk?n erm?nil?r d? öz havadarlarýndan ist?dikl?rini almalý idil?r. «Birinci Dünya müharib?si ill?rind? erm?nil?rin Türkiy?'y? qarºý ilk silahlý çýxýþý Zeytun bölg?sind? oldu… Bu bölg?d? erm?nil?r çoxdan hazýrlýq iþl?ri görmüþdül?r. Onlar Türkiy?'d? s?f?rb?rliy? qar? ý çýxýr, m?nt?q?l?r? g?l?n müs?lman sakinl?ri öldürm?y?, ?þyalarýný q?sb etm?y? baþlamýþdýlar…. Onlar «Zeytun f?dai alay?» adý il? bölg?ni mühafiz? etm?k üçün erm?nil?rd?n ibar?t bir milis t?þkilatýnýn qurulmasýna icaz? verilm?sini t?l?b etmiþdil?r. Erm?nil?r buna nail olmayýb mauzer v? baþqa silahlarla silahlanmýþ d?st?l?r t?þkil ed?r?k. 1894-cu il 18-30 Avqust tarixind? isyan etmi? dil?r. Onlar m?s?lman ?halini harda gördül?r öldürür, evl?ri talan edirdil?r. 1915-ci ilin fevral ay?nda is? onlar 800 n?f?rlik d?st? il? Maraþa hücum etmiþ, þ?h?ri daðýtmýþ, onlarla yüzl?rl? silahsýz ?hali öldürmüþdül?r. H?min b?lg?d?n orduya çýðýrýlan erm?nil?rin hamýsý f?rarilik ed?r?k ordu arxasýnda, xalqýn içind? iðtiþaþlar tör?dir, günahsýz ?halini qýrýrdýlar. Erm?nil?r «Diyarb?kir'd? d? ?axnaþma salmaq, türk hökum?tinin fikrini ordudan yayýndýrmaq ¹Sani Hacýyev. D?rqi Anadoluda turk-mus?lman ?halisin? qarþý soyq?rýmlarý. Az?rbaycan Xalq Cumhuriyy?ti tarixinin aktual probleml?ri. Beyn?lxalq elmi sessiya (mart-may), Bak?, 2003. ²S.Hacýyev. Gost?ril?n ?s?ri. 22 TEMMUZ 2010 Buradan ?sl?n vanlý olan Timur oðlu yüzbaþý Þükrü efendinin ifad?sini n?z?riniz? çatdýrmaq ist?rdim: «Ruslarýn Vandan ç?kiliþl?ri sýrasýnda Gevaþda bulunuyordum. Bu çekiliþ haberi üz?rin? aileme yardým etm?k üzere Vana gitdim. Ermenilerin va Ruslarýn geri çekilirken öldürüp burakdýklarý, enkazlar içinde cesedlr arasýnda ailemin cesedlerini görünce dehþet içinde kaldým. Vücudlarý baðlanmýþ, baþlarý vücudlarýndan ayrýlmýþ cesedler v? duvara çivilenmiþ erkekler görülüyordu. Diyarb?kirli emekli yüzbaþý Mehmet efendi, Van etrafýndan 80 yaþýndaký Rüstem efendi ve 15 yaþýndaký oðlu Necib, Edremid köyünden keç?n Bitlis yolu uzerinde katl edilmiþlerdi. 15 cocuðun cesetleri yolda bulunuyordu. Anneleri öldürülmüþ yada kaçýrýlmýþdý. Yollar kadýn ve erkek cesedleri il? dolu idi. Ermeniler Engin ve Edremid köyleri arasýnda köçmenlere saldýrmýþdýlar, yaðma edib öldürmüþlerdi.» Bu deyilenleri ist?nil?n q?d?r artýrmaq v? davam etm?k mümkündür. Lakin aydýndýr ki, erm?nil?rin h?r il soyqýrým günü dey? baðýrdýqlarý h?min gün 2345 erm?ni banditinin, cinay?tkarýnýn Türkiy?'nin muxt?lif bölg? v? ?yal?tl?rind? Turkl?r? qarþý q?ddarlýq, t?cavüz, x?yan?t planlarýný hazýrlayan erm?ni komit?çil?rinin h?bs olunduðu gündür. Sani Hacýyev yazýr: «Soyqýrým m?ddahlarý iddia edirl?r ki, guya aprelin 24-d? 600 n?f?r yazýçý, þair, jurnalist, mü?llim, alim v? ruhani m?rk?zi x?st?xanaya gönd?rildi. Bu Turkiy?'nin,Erm?ni ?halisinin tamamil? m?hv edilm?sin? yön?ldilmiþ ?m?liyyatýn baþlanðýc zirv?si idi… Göründüyü kimi, 600 n?f?r bar?d? ?fsan?nin t?r?fdarlarý heç h?bs olunanlarýn d?qiq sayýný da bilmirdil?r. 1915-ci il 24 aprel t?limatýndan sonra c?mi 2345 n?f?r h?bs olunmuþdu. Osmanlý hökum?tinin bu ilk t?dbirl?ri sýrf polis t?dbirl?ri olmuþdu. Çox maraqlýdýr ki, 1915-ci il aprelin 24-d? ABÞ prezidentin? Eçmi?dzin katolikosundan bu m?zmunda teleqram gönd?rilmiþdi. Teleqramda deyilirdi: «Hörm?tli prezident, Erm?nistandan aldýðýmýz son x?b?rl?r? gör?, Türkiy? orada q?till?r baþlamýþ v? müt?þ?kkil bir tedhiþ erm?ni xalqýmýn mövcudiyy?tini t?hlük? altýna almýþdýr. Bu ç?tin anda böyük mill?tin ?sil hiss?l?rin? müraci?t edir, insanlýq v? xristianlýq namin?, böyük cümhuriyy?tinizin diplomatik t?msilçilikl?ri vasit?sil? d?rhal müdaxil? ed?r?k türk fanatizminin þidd?tin? t?rk edilmiþ Türkiy?'d?ki xalqýmýn qorunmasýný rica edir?m.” Baþ komandan v?kili ? nv?r Paþa Daxili Ýþl?r naziri T?l?t b?y? 1915-ci il mayýn 2-d? yazýlý müraci?t ed?r?k erm?nil?rin qiyam ed? bilm?z hala g?tirilm?l?rini t?klif edirdi. Antanta dövl?tl?ri is? ilk növb?d? Rusya Erm?ni qiyamlarýnýn qarþýsýnýn alýnmasýndan narahat olur, hay-küy (ayaklanma) qaldýrýr. Aprelin 27-d? Rusya'nýn Vaþinqton'daki s?firi Amerika'nýn bu m?s?l?y? müdaxil? etm?sini t?kid edirdi. Osmanlý hökum?ti 27 may 1915-ci ild? «Sövq v? ikan» qanununu q?bul etdi. H?min qanuna gor?, korpus v? briqada komandirl?rin? onlarýn olduqlarý ?razid? mülki ?hali arasýnda orduya qarþý h?r hansý t?xribat, qiyam, casusluq v? s. ?m?ll?r olarsa h?min ?halinin baþqa yerl?r? köçürülm?si ixtiyarý verilmiþdi. ?ünki Ruslar h?l? aprelin 7-d? iþðal etdikl?ri ?razil?rd?n müs?lman ?halini osmanlý s?rh?dl?rin? qovmuþdu. Osmanlý hökum?ti is? humanistlik göst?r?r?k köçürül?n erm?nil?rin toxunulmazlýðýný, daþýna bil?c?k ?mlaklarýný götür? bil?c?kl?rini, onlar üçün evl?r inþa edil?c?yini öhd?sin? götürürdü. Bütün Anadoluda türkl?rin qaný axdýðý bir zamanda onlar torpaqlarýný geniþl?ndirm?k Az?rbaycan v? Turkiy?'nin torpaqlarý hesabýna «Müst?qil Erm?nistan» yaratmaq xülyasýnda idil?r. Avropa dövl?tl?ri içind? t?k Almaniya'nýn s?firi Turk hökum?tinin bu t?dbirini «t?bii t?dbirl?r» adlandýrmýþdý. Erm?nil?rin köçürülm?si üçün müharib? aparan bir dövl?t olaraq Osmanlý hökum?ti 100-150 milyon lir? x?rcl?miºdi. Qeyd etm?k lazýmdýr ki, erm?nil?r köç zamaný da k?ndl?ri, þ?h?rl?ri yandýrýr, insanlarý q?tl? yetirir, özl?rind?n sonra xarabalýqlar qoyurdular. H?m Q?rb, h?m d? erm?ni tarix?il?ri bu köçürm? zamaný 2 milyona q?d?r erm?ninin öldürüldüyünü qeyd edirl?r. Halbuki 1915-ci ild? bu r?q?m 300 min göst?rilirdi. Görünür, ill?r keçdikc? bu r?q?min sayý arta-arta ged?c?k. ¹Doktor Erdal ? lter. «Ermeni ve rus mezalimi (1914-1916) Azerbaycan k?ltürderniði yay?nevi» 23 TEMMUZ 2010 sonra min bir b?han? il? geri ç?kil?r?k onlarýn qýrýlmasýna þ?rait yaratmýþlar. Dig?r grup aliml?r is? Ruslar'ýn tarix?n erm?nil?rin dostu, h?miþ? onlarýn yanýnda olduðunu söyl?y?r?k, erm?nil?rin qýrýlmasýnýn ?sas s?b?bi kimi Çar Rusya'sý paþalarýnýn s?riþt?sizliyini göst?rirl?r. Lakin tarixi faktlar baþqa þey deyir. Tarix v? tarixi prosesl?r göst?rir ki, Ruslar h?min Erm?nil?r'd?n istifad? etmir, bir növ onu özünün maþasýna çevirmiþ, öz maqlarýný güdmüþdür. M?s?l?n, 1915-ci il hadis?l?ri dedikl?rimizi sübut edir. Erm?nil?r ruslarýn v? onlara veril?n sözün müqabilind? Osmanlý dövl?tin? qarþý x?yan?td? bulunduqlarý, türkl?ri qýlýncdan keçirdikl?ri bir m?qamda Rusiya erm?nil?rin iddia etdikl?ri torpaqlarý Rusya, Ýngilt?r? v? Fransa arasýnda bölüþdürm?k haqqýnda gizli danýþýqlar aparýrdý. ?ox kiçik bir qismin? müraci?t etdiyimiz tarixi materiallar bir daha sübut edir ki, erm?nil?r Birinci Dünya müharib?sind? Türkiy?'nin aðýr v?ziyy?t? düþm?sind?n istifad? ed?r?k çör?yini yediyi, suyunu içdiyi dövl?t? x?yan?t ed?r?k ona arxadan z?rb? vurmaqla x?yallarýnda yaþatdýqlarý «Böyük Erm?nistan» üçün torpaqlar ?ld? etm?yin vaxtý çatdýðýný güman edirdil?r. Onlar yalnýz Anadoluda deyil, ?z?li v? ?b?di türk torpaqlarý olan Az?rbaycan'da da Anadolu'da tör?tdikl?ri soyqýrýmý davam etdirirdil?r. ? srin ?vv?ll?rind?n baþlayan torpaq iddialarý bu günümüz? q?d?r davam etm?kd?dir. ? slind? dünyada ilk terror þ?b?k?sini yaradan da erm?nil?r olmuþlar. 1887-ci ild? «Knark», ondan bir q?d?r sonra Daþnaksütyan’ý quran Erm?nil?r çox keçm?d?n bütün dünyada terrorçuluq edirdil?r. Yaranmýþ bu t?þkilatlarýn ?sas m?qs?di is? dünyanýn h?r yerind? türkl?r? qarþý terror þ?b?k?sini geniþl?ndirm?k idi. 1918-ci ilin mart ayýndan baþlayaraq Qafqaz Ýslam Ordusu Az?rbaycana g?l?n?d?k erm?nil?r Az?rbaycanýn h?r yerind? emsali görülmeyen v?hþilikl?r tör?dirdil?r. Böyük önd?r, Türk müs?lman dünyasýnda ilk demokratik cümhuriyy?tin yaradýcýsý M.? . R?sulzad?'nin göst?riþi il? Fövq?lad? T?hqiqat Komissiyasý yaradýlýr. M?hz h?min komissiyanýn ?ld? etdiyi tarixi s?n?dl?r erm?nil?rin Qafqazda, xüsusil? Az?rbaycanda tör?tdikl?ri türk soyqýrýmý haqqýnda kifay?t q?d?r m?lumat verir. Baku'da, Quba'da, Þamaxý'da v? G?nc?'d? tör?dil?n bu qýrðýnlar ?vv?lc?d?n düþünülmüþ bir plan idi. Erm?nil?r'in yerli turk müs?lman ?halisini soyqýrýma m?ruz qoymaqla bu torpaqlarý ?l? keçirm?k, Erm?nistan'a qatmaq fikirl?ri var idi. Bolþevikl?r? qarþý xalqý qýzýþdýrýr, sonra bolþevikl?rl? birlikd? ?halini qýrýrdýlar. Ýst?r Erm?nil?ri, ist?rs? d? rus bolþevikl?rini narahat ed?n xalqýn Müsavat partiyasýnýn ardýnca getm?si idi. Müsavatýn gün günd?n artan nüfuzu türk düþm?nl?rini t?þviþ? salýr, onlar daha da quduzlaþýrdýlar. Musavat partiyasý hökümeti is? n?inki Qafqazda, h?m d? butün çar Rusiyasý m?kanýnda, eyni zamanda bütün Turk-müs?lman dünyasýnda eþi olmayan nufuzlu, h?m d? milli bir siyasi t?þkilat idi. Çünki bu t?þkilata M.R?sulzad? kimi xarizmatik lider v? fenomen bir þ?xsiyy?t baþçýlýq edirdi. Erm?nil?r Quba q?zasýnda üç d?f? qýrðýn tör?tmiþdil?r, Muradyan, Strua, Davud Selovaninin baþçýlýq etdiyi beþ min n?f?rlik ordu Qubada misli görünm?miþ v?hþilikl?r tör?tdil?r. Þ?h?rin müs?lman hiss?sind?ki bu xarabalýqlarda m?scidl?rin ?n q?dimi – 800 ild?n çox tarxi olan Cüm? m?scidinin ancaq yanýb-qaralmýþ minar?l?ri görünür, þ?h?rin 15 minlik müs?lman ?halisind?n sað qalanlar is? bütün Zaqafqaziyaya daðýlmýþ, ?ll?rind? qoltuq aðacý v? bell?rind? torba qapý-qapý düþüb dil?nirdil?r ki, acýndan ölm?sinl?r. Qasap-quldur d?st?l?rinin ?lind?n qaçýb can qurtaran ?halinin qalan hiss?si türk qoþunlarý Az?rbaycana g?ldikd?n sonra öz el-obalarýna qayýtmýþdýr. Onlar qayýdýb g?ldikd? ?srl?rd?n b?ri yaþadýqlarý ocaqlarýný yandýrýlmýþ v? yerl? – yeksan edilmiþ halda görmüþl?r». Bakýnýn mart talanlarýnda h?rbi hiss?l?rl? b?rab?r erm?ni ziyalýlarý, g?ncl?ri d? iþtirak edirdil?r. Erm?ni vandalistl?rinin içind? bütün t?b?q?l?rin nümay?nd?l?ri iþtirak edirdil?r. Türkl?ri qýrmaðý özl?rinin v?t?ndaþlýq borcu bil?n bu quldurlar tanýdýqlarý, qapýbir qonþularýný da qýlýncdan keçirirdil?r. Fövq?lad? T?dqiqat Komissiyasý'nýn belgelerinde gost?rilir ki, Þamaxý'da buyük hörm?t sahibi olan Axund C?f?rqulu'ya olmadýk iþg?nc?l?r verilmiþdi. 24 TEMMUZ 2010 Erm?nil?r ona axund olduðu m?scidd? d?hþ?tli ?zab-?ziyy?t ver?r?k, bu allah b?nd?sinin saqqalýnýn tükl?rini bir-bir yolmuþ, diþl?rini, gözl?rini çýxarmýþ, qulaqlarýný v? burunlarýný k?smiþdil?r. Erm?nil?r axunda p?nah g?tirmiþ saysýzhesabsýz qadýn v? uþaðý da öldürmüþdül?r. Hacý axundun tamamil? yandýrýlmýþ evinin h?y?tind? sonralar T?hqiqat Komissiyasýnýn üzvl?ri t?r?find?n çoxlu miqdarda insan sümükl?ri aþkar edilmiþdi. Qafqaz-Ýslam ordusu 1918-ci ilin iyulunda (Eylul) Þamaxýný erm?nil?rind?n azad ed?rk?n meyitl?rin iri sümükl?rini yýðýb basdýrmýþdýlar. Komissiya uzvl?ri 1918-ci ilin oktyabr v? noyabrýnda bu bar?d? hazýrladýðý m?ruz?d? qeyd edirdil?r ki, h?y?td? h?l? d? çürümüþ meyitl?rin qalýqlarý qalmaqdadýr. Þamaxý q?zasýnýn müs?lmanlar yaþayan t?xmin?n 80 k?ndinin taleyi d? bu cür olmuþdur. Daþnaklarýn tör?tdiyi v?hþilikl?rin h?ddi-hüdudu yox idi». Quba'da is? Amazaspýn göst?riþi il? yeniyetm?l?rin baþlarý k?silir, qadýnlarý is? övladlarýnýn qanýný içm?y? m?cbur edirdil?r. Quba'da daþnakbolþevik birl?þm?l?rinin 5 bind?n yuxarý silahlý d?st?si yalnýz 2 gün ?rzind? 4 min müs?lmaný q?tl? yetirmiþdil?r. Ýr?van quberniyasýnda yarým milyondan artýq müs?lmanýn 100-120 mini q?tl? yetirilmiþdi. Bütün bunlarý biz demirik, bunu tarix, tarixi s?n?dl?r deyir. Az?rbaycan'da bu gün d? t?sadüfl?r n?tic?sind? Erm?ni daþnaklarýnýn tör?tdikl?ri d?hþ?tl?ri göst?r?n kütl?vi m?zarlýqlar aþkarlanýr. 2008-ci ild? Quba'da arxeoloqlarýn qazýntý apardýðý bir zamanda kütl?vi m?zarlýq aþkarlandý. Erm?ni faþizminin tör?tdiyi cinay?tl?r bununla bitmir. 1918-ci ild? rus ordusunun C?nubi Az?rbaycaný iþðal etdiyi zaman bundan istfad? ed?n erm?nil?r Maku, Xoy v? Urmiyada kütl?vi qýrðýn tör?tdil?r. M.? .R?sulzad?'nin yaxýn silahdaþlarýndan olan M.M?mm?dzad?'nin «Erm?nil?r v? Ýran» adlý ?s?rind? bu bar?d? ?traflý m?lumat verilir. «Urmi b?lasý» kimi tarix? düþ?n bu qanlý faci?l?rd? öldürülüb m?hv edil?n müs?lmanlarýn sayý daha çox olmuþ, ?sir edil?nl?rin iç?risind? ?sas?n g?nc müs?lman qýzlar üstünlük t?þkil etmiþdir. Urmiyada olan erm?nil?rin m?qs?di ruslarýn köm?yi il? türkl?ri qýrdýqdan sonra burada «Azad Erm?nistan» yaratmaq idi. M.M?mm?dzad?'nin yazdýðýna gör?, dili v? dini ayrý olan erm?nil?r uzun ill?r türk torpaqlarýnda rahat yaþamýþ, Turkl?r'd?n yalnýz yaxþýlýq görmüþdül?r. Ruslar Guney Az?rbaycan'ý t?rk ed?rk?n bütün silah v? sürsatlarýný ?v?zsiz olaraq Erm?nil?r? vermiþdil?r. Tarix elml?ri doktoru Onullahi'nin yazdýðýna gör?, 1918-ci ilin martýnda Rusiya Birinci Dünya müharib?sind? iþtirakýný dayandýrdý v? baþýpozuq rus qoþunlarýnýn Qafqazý t?rk etm?si prosesi baþlandý. Puslarýn köm?yi say?sind? Güney Az?rbaycanda (A.? .) qýrðýn tör?d?n erm?nl?r d? Urmiyaný t?rk etm?y? baþladýlar. Þimali Az?rbaycan'da Erm?ni-bolþevik d?st?l?rin? yerli müs?lmanlarý qýrmaq üçün molokanlar köm?k edirdis?, Güney Az?rbaycan'da is? erm?nil?r? aysorlar yaxýndan köm?k edirdil?r. Özl?rini iranl?larla irqi v? qan qohumu adlandýran Erm?nil?r v?t?nimizin guneyind?, xüsusil? Urmiya, T?briz, Xoy v? S?lmas þ?h?rl?rind? misli görünm?miþ cinay?tl?r tör?tdil?r. Erm?nil?r'? Aða Petros, aysorlara is? Marsimon r?hb?rlik edirdi. 1918-ci ilin mayýnda Erm?nistan respublika elan olunandan sonra, Andronik iyunun 24-d? Xoy þ?h?rini mühasir?y? aldý. Daþnaklar top v? m?rmil?rl? silahlandýqlarý üçün uzaqvuran toplarla þ?h?rd? qýrðýn tör?dirdil?r. Daþnaklarýn q?tll?ri baþlayan zaman Osmanlý qüvv?l?ri Xoy þ?h?rinin köm?yin? çatdý. Androrik geri ç?kilm?y? m?cbur oldu. Þ?h?rd? söhb?t g?zirdi ki, daþnaklar ? rzincan v? Trabzon'da m?s?lmanlarýn ?tind?n qovurma biþirib özl?rin? yedirmiþ, qadýnlarýn namusuna t?cavüz etmiþl?r. Rus qoþunlarýnýn yaxýndan köm?yi say?sind? erm?nil?r S?lmasda q?l?b? çaldýlar v? qalib kimi Urmiya'ya qayýtdýlar. Andronik yenid?n xoy þ?h?rin? hücum etdi. M?qs?d Ýran'da «Kuçük Erm?nistan» devl?ti yaradýb g?l?c?kd? «Böyük Erm?nistan» planýný gerç?kl?þdirm?k idi. Quvv?l?r nisb?tind? f?rq olduðu üçün onlar þ?h?ri tuta bils?l?r d? þ?h?rin igid oðullarý döyüþm?kd? davam edirdil?r. Onlar axýra q?d?r müqavim?t ¹Anar Ýsg?nd?rov. Az?rbaycan Xalq Cumhuriyy?ti tarixinin aktual probleml?ri. Baký-2003 ²Anar Ýsg?nd?rov. Gost?ril?n ?s?ri, s. 23. ³M.M?mm?dzad?. Erm?nil?r v? Ýran. 25 TEMMUZ 2010 göst?rm?kd? q?rarlý idil?r. Þ?h?r erm?nil?rl? ölüm-dirim mübariz?si aparýrk?n S?lmas t?r?fd?n Osmanlý ordusunun köm?y? g?lm?sini eþid?n d?yüþçül?r ür?kl?n?r?k q?hr?manlýq göst?rirdil?r. Andronik'in qoºunlarý m?ðlub halda geri qayýtdý. Osmanlý v? Az?rbaycan türkl?ri birlikd? vuruþaraq erm?ni faþizminin «Böyük Erm?nistan» planýný bozdular. Ýki qardaþýn ?l-?l? ver?r?k omuz-omuza dayanmasý erm?nil?rin Urmiya planýný heç? çýxardý. Tarixi m?nb?l?r? istinad ed?r?k dem?k olar ki, Urmiy? v? onun ?traf yerl?rind? bir milyondan yuxar? Az?rbaycan türkü soyqýrýmýna m?ruz qalýb. N?hay?t, bu gün bütün dünyanýn günd?mind? olan ?z?li v? ?b?di Turk torpaðý Qarabað. Bu gun Az?rbaycan'?n ür?yin? saplanmýþ býçaq. Yen? h?min x?tt, yen? h?min senari. Xocalý qýrðýnýnýn þahidi olmuþ bir jurnalistin sözl?rini dinl?yin: «Biz Xocalý fac?sinin þahidiyik. Biz Xocalý müdafi?çil?rinin, yüzl?rl? dinc sakinl?rin – qadýnlarýn, uþaqlarýn, qocalarýn eyb?c?r hala salýnmýþ c?s?dl?rini gözl?rimizl? gör dük… Erm?nil?r bizim vertolyotu (helikopter) da at?þ? tutduqlarýna gör? ç?kiliþi baþa çatdýra bilm?dik. Amma el? yüks?klikd?n gördükl?rimiz d? tör?dil?n v?hþilikl?ri t?s?vvür? g?tirm?k üçün kifay?t edirdi. Bu t?kürp?dici m?nz?r? idi. 5-6 yaþlý uþaqlarý, qundaqdaký körp?l?ri, hamil? qadýnlarý v?hþilikl? öldür?n erm?nl?r c?lladlýqda heç k?sl? müqayis?y? g?lm?zl?r.» Dig?r bir xaricinin Qaraba? haqqýnda söyl?dikl?rini eþidin: «Qarabaðýn tarixi kökl?ri antik dövr? gedib çýxýr. Bu, Az?rbaycanýn tarixi ?yal?tl?rind?n biridir. Bu region Az?rbaycanýn vacib siyasi, m?d?ni v? m?n?vi m?rk?zidir. … Talehsiz Qaraba? problemi erm?nil?r t?r?find?n saxta ideyalar ?sasýnda yaradýlmýþdýr.» Bunu oz torpaqlarýný qorumaða qalxan, h?miþ? avropalýlar t?r?find?n t?zyiql?rl? üzl?þ?n Turkl?r demir, sizin özünüzd?n olan, ancaq allahýný v? vicdanýný itirm?y?n avropalýlar deyir. Xalqýmýza qarþý tör?dil?n bu soyqýrýmlar XX ?srin böyük faci?si kimi tarix? düþdü. Erm?ni-bolºevik d?st?l?rinin Az?rbaycanda mus?lman dünyasýnda ilk demokratik cümhuriyy?timiz süqut etdi. Sovet imperiyasý dövründ? Daðlýq Qarabað yen? d? ruslarýn köm?yi il? iþðal olundu. Bunun özülü is? 20-ci ill?rd? qoyulmuþdu. Sovet Rusiyasýnýn yaxýndan yardýmý il? Z?ng?zur Az?rbaycandan zorla qoparýlaraq Erm?nil?r'? verildi v? Az?rbaycan'ýn torpaqlarý hesabýna Erm?nistan Respublikasý yaradýldý. Sovet dön?mind? Moskva'nýn ?li il? müxt?lif v?zif?l?ri ?ll?rin? keçirmiþ erm?nil?r mill?timizin düþün?n beyinl?rini sovet ideologiyasýna «düþm?ndir» adý il? aðlasýzmaz represiyalara uðratdýlar. En göz?l ziyalýlarýmýz – aliml?r, yazýçýlar, müsavat ideologiyasýna sahib insanlarýmýzýn kökü k?sildi. 1948-1953-cü ill?rd? Q?rbi Az?rbaycanda yaþayan soydaþlarýmýz ata-baba torpaqlarýndan Stalin'in gost?riþi, Mikoyanýn da yaxýndan iþtiraký il? sürgün edildil?r. N?hay?t, sovet imperiyasýný laxladan 1990-cý ilin yanvar faci?si. Erm?nil?r'd?n ibar?t 366-cý alayýn xalqýmýza qarþý tör?tdiyi soyqýrým. Ýmperiya öz v?t?ndaþlarýný q?ddarlýqla güll?baran etdi. N?hay?t, torpaqlarýnýn iþðalý v? ?srin ?n böyük Xocalý fac?si. Göründüyü kimi, ?srin ?vv?ll?rind?n baþlayan türk soyqýrýmý h?l? d? davam edir. Düþünürük ki, qýsa çýxýþýmýz bir çox m?tl?bl?r? aydýnlýq g?tirdi. Gör?s?n doðrudan mý Amerika v? Q?rb dövl?tl?ri erm?ni soyqýrýmýna inanýrlar, yoxsa tarixi s?n?dl?rin varlýðýný bildikl?ri üçün bil?r?kd?n hadis?l?ri siyasil?þdir?r?k erm?nil?rin xeyrin? h?r?k?t edirl?r. Özümüz gücl?nm?li, inkiþaf etm?li, 350 milyonluq Turk dünyasýný bir yumruq kimi birl?þdirm?liyik, t?bliðatýmýzý qurmaðý bacarmalýyýq. Biz? – Turk mill?tin? özümüzd?n baþqa kims? köm?k etm?y?c?k. ? slind? biz kims?d?n köm?k d? gözl?mirik. Bu düz?ni pozulmuþ, qaranýn aðý üst?l?diyi bir zamanda bunu gözl?m?k, ummaq da aðlabatan deyil. Çýxýþýmýzý Atatürk'l? baþlamýþdýq, onun sözl?riyl? d? bitirm?k ist?yirik. Ataturk deyir: “Buyüklük odur ki, heç k?sd?n iltifat gözl?m?y?s?n, heç k?si aldatmayasan, m?ml?k?t üçün, gerç?k ideal n?dirs?, onun uðrunda çalýþasan. O h?d?f? yürüy?s?n. Hamý s?nin ?leyhin? ola bil?r. Hamý s?ni yolundan ç?kindirm?y? çalýþa bil?r. Önün? saysýzhesabsýz ç?tinlikl?r yýðýla bil?r. Özünü böyük deyil, balaca, z?if, arxasýz, heç þey hesab ed?r?k, kims?d?n yardým g?lm?y?c?yin? inanaraq, bu ç?tinlikl?ri aþasan. Ondan sonra, ?g?r s?n? böyük des?l?r, bunu dey?nl?r? d? gül?s?n.” ¹Bu bar?d? bax! Onullahi S. Erm?ni mill?t?il?ri v? ? ran. ²Xocal? q?rðýnýnýn ? ahidi Frans?z jurnalisti Jan ? v Yunet. ³Samuel A.Uims. «Erm?nistan terror?u «Xristian» ?lk?nin gizlinl?ri». Erm?nl?rin b?yük f?rýldaq seriyalar?, I cild. 26 TEMMUZ 2010 “Azerbaycan Türkiye Ýçin, Türkiye Azerbaycan Ýçin Dost Ýki Ülke Deðil, Kardeþ Ýki Ülkedir” Prof Dr. Aygün Attar HAÞÝMOVA Giresun Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý huzursuzluk yaratan baþ belasý kiþilerin bulunduðu hücre evlerinin basýlmasý olayýdýr. Bugün terörist baþý Apo ne ise o günde ayný fiilleri yapan ve yönlendiren kiþiler tutuklanmýþtýr. Bunlarýn içinde iyi yetiþmiþ aydýn sayýlan hatta milletvekilliði, bakanlýk yapanlar dahi bulunmaktadýr. Ýþte bu tutuklamalar konusunda yaygara koparýlmaktadýr. Yani ele baþý olanlarýn tutuklanmasý o günkü Avrupa temsilcilerinin pek hoþuna gitmemiþtir. Büyük Ermenistan projesini yürütenleri, Osmanlý idaresi neden tutuklamýþtýr. Onlarýn kurulmasýný istedikleri Kürdistan, ve Ermenistan projesi tutmamýþtýr. Engellenmiþtir, iþte yapýlan zabýta hareketiyle bu terör ve çete unsurlarý zararlaþtýrýlmýþtýr, kavga bunun kavgasýdýr. Batý dünyasý da diyor ki, “O proje bizim istediðimiz bir proje idi, neden sizin dedeleriniz bunu engellediler.” Mesele bu kadar kýsa ve nettir. Buyurun cevap verin. 1918'de Azerbaycan milli cumhuriyetinin baþýnda Mehmet Emin Resulzade vardýr, baþbakaný ise hukukçu bir þahsiyet olan Fethali Han Hoylu'dur. Ýyi bir asker ailesindendir. Azerbaycan'da o dönemde komisyon raportörleri aðýrlýklý olarak gayrimüslimlerden oluþturulmuþtur. Tarihi olarak ileriye uygun bir belge býrakmak için Albay Hulge, Novarsky, Aleksandýr ve daha kimler vardýr. Bu insanlar resmen yapýlanlarýn bir katliam olduðunu kanýtlamýþlardýr. Amaç belge yaratmaktýr.Yanlýþ olan, otuz bir ciltten müteþekkil üç bin altý yüz sayfalýk Azerbaycan'ýn haklýlýðýný anlatan belge ve bilgiler tescilli fotoðraflar arþivlerden Ruslar tarafýndan yok edilmesidir. Çünkü Arkadaþlar hatýrlayacaktýr, Azerbaycan ile ilgili her türlü belge ve bilgi Rusya'da Ermeni asýllý görevlilerin ellerine teslim edilmiþti. Bu resimler ortadadýr, kayboldu, dosya kanýt olarak durmaktadýr. Týpký Ararat filmi gibi yalanlar Deðerli konuklar, Kafkas Ýslam Ordusu 15 Eylül 1915'te Gence'ye gittiðinde 1600 Mehmetçiðin canýný feda ettiðini þimdiye kadar yaptýðým tüm konuþmalarýmda anlata geldim. Çünkü bir insanýn sahip olduðu biricik varlýðý canýdýr. Mehmetçik o tarihte, Azerbaycan için, Kafkasya için, Bakü ve Gence için Anadolu'dan giderek, gözünü kýrpmadan canýný vermeye hazýr olduðunu kanýtlamýþtýr. Biz, tarihi olaylarý çabuk unutan bir milletiz. Olaylara kýsýr döngüler içinden bakmaktayýz. Prof. Dr. Osman Turan hocamýzý burada saygýyla anýyorum, derdi ki; “ biz tarih yapmasýný bilen, ancak tarih yazmasýný pek sevmeyen bir milletiz.” Bana göre de, biz yakýn zamanda yaþananlarý da çok çabuk unutan bir milletiz. Oysa, unutulmamasý gerekir.1918'de Ýstanbul ipotek altýnda iken, padiþah VI. Mehmet Vahidettin, o zamanýn Türkiye'si için inisiyatif kullanamaz bir halde iken, bunu Ali Merdan Topcubaþý'nýn mektuplardan biliyoruz, Azerbaycan'da kurulan milli cumhuriyetin oluþumu için elinden gelen her þeyi yapmýþ ve cumhuriyetin temsilcilerini kabulünde, heyet baþkanýnýn “dost” diyerek kendilerini takdimi sýrasýnda, padiþah eliyle heyet baþkanýnýn sýrtýný okþayarak, “dost” deðil “kardeþ” diyerek samimiyetini ifade etmiþtir. Þartlar ne olursa olsun, unutulmamasý gereken bir þey vardýr. Azerbaycan Türkiye için, Türkiye Azerbaycan için dost bir ülke deðil, kardeþ iki ülkedir. 24 Nisan 1915 tarihiyle ilgili olarak, ABD baþkaný Obama ne açýkladý, nasýl açýkladý derken, o tarihten bu günce kadar Türkiye'de çok az konuþulan “tehcir” üzerinde konuþacaðýz. Tehcir yapýldý mý ,yapýlmadý mý hiç üzerinde durmak istemiyorum. O dönemin dahiliye nazýrlýðý, daha doðrusu, o günkü adýyla “teþkilat-ý Mahsusa” yani istihbarat teþkilatýnýn raporlarý doðrultusunda, ülkede 27 TEMMUZ 2010 paralarý Fransa gibi ülkelere göndererek Türkiye aleyhine kitaplar yazdýran bu gruplara karþý; “Neden siz bunu yaptýnýz” diyorlar. Yada neden yaptýnýz denilmesi, ucu açýk bir hesaplaþmadan baþkasý deðildir. O vakit yarýn da yukarýda söylediðim gibi PKK üzerinden sorgulamaya baþlayacaklardýr. Ýþin ikinci aþamasý budur, bunun iyi anlatýlmasý ve anlaþýlmasý gerekmektedir. Madem ki konumuz “Tehcir”dir o halde bu salonda bulunanlarýn hemen hepsinin geldiði coðrafyada yapýlan bir tehçir vardýr. O vakit bizde o tehcir'i anlatmalýyýz. Revan Hanlýðý topraklarýnda, bugün ki Ermenistan'ýn baþkenti olarak bilinen Erivan'dan söz edeceðiz. Eski Türk topraklarýndaki Tehcir'den söz edeceðiz. Bu da tehcir'dir. Evet Tehcir'i konuþuyoruz. 27 Mayýs 1915'te yapýlan yasa bir tehçir yasasý deðil mi? Madem ki bunlarý çok sýkça konuþuyoruz, ben Azerbaycan'ýn feryadýna bakmayarak, Türkiye ile Azerbaycan, hatta Avrasya arasýndaki, en önemli köprünün yani Zengezur'un koparýlýp Ermenistan'a verilmesinden söz edeceðim, dersem, bütün dünya tarihçileri susacaktýr. 1947-1956 tarihli tehcir'den söz edeceðiz. Çünkü o tarihte cereyan eden ve adýna “kaça Kaç”denilen tehcirden kaçan insanlarýn çocuklarýyýz. Ermeni zulmünden kaçan insanlarýn çocuklarýyýz. Hani büyüklerimiz anlatýrdý; Kars'tan, Iðdýr'dan,Erzurum'dan anlatanlar. Onlar bu gün büyük þehirlerde oturuyorlar, ben çoðu ile yirmi yýl önceleri uzun uzun konuþmuþtum. “Yaman geldik, yalýn ayakla geldik” diye acýlarý içinde saklayan insandý tehcir'i yaþayanlar. Peki bu tarih nasýl yazýldý, neden Türk tarihinde bir doktora tezi yoktur. Aklýmýza gelmiþken bir soru yöneltmek istiyorum, baþbakanýn çok takdir ettiðim bir açýklamasý vardý. Hani biz vicdansýzca Ermenilere soykýrým yapmýþýz ya, onlara verdiði cevaptan söz ediyorum. Türkiye'de kaçak olarak çalýþan Ermeniler için kalbi þiddetle çarpan, üniformalar giyerek yürüyüþ yapanlar, bu orkestranýn þefinin kim olduðu da meraklýdýr, biliyorum da söylemiyorum. üzerine kurulmuþ, Hýrant Dink'in anlattýðý gibi kurgu deðildir. Ermenilerin Türk düþmanlýðý yapmýþ olduðu büyük Ermenistan tarihi gibi yalanla dolu bir tarih deðil, tahrif edilmiþ bir tarihtir. Cinayet dosyasýnýn kendisi oradadýr. Türkiye'deki aydýnlar baþta olmak üzere, batý dünyasýndakiler, ki bunlarý Star TV'de Ruhat Mengü'nün programýnda sýraladým. Beni savcýlýða þikayet ettiler, olsun her zaman söyleyebilirim. Bunlar kimlerdi; Adalet Aðaoðlu, Hatemiler, Doðu Ergil, Orhan Pamuk ve çoðunluðu. gerçekten bu grup o kadar çok ki, isimlerini saymakla bitiremeyeceðim. Bizler azýnlýktayýz. Peki, 1815-19'dan sonra acaba vicdanlarý bu tarihe gelince otomatikçe kilitlenmekte mi ? Neden 1915 in irdelenmesine karþý tavýrlýlardýr? Oysa yaþanan tarih irdelenmelidir. Peki 1915-1918 hatta 1909'dan da önce bir facia var, Evlad-ý Fatihan'ýn yakýlýp yýkýldýðýný nasýl unuturuz, yakýp yakýlmalarý, yok edilmeleri nasýl unutursunuz? Diri diri kefen giyip yaþayanlarýn tarihidir, Anadolu'nun asil ailelerinin o topraklarda balkanlarda yaþananlar, bizim tarihimiz, ecdadýmýzýn tarihi neden karýþtýrýlmýyor? Bu gün Türkiye'de Ermeniler için “içim kan aðlýyor, kalbim sýzlýyor” diye sokaklara dökülenlere neden bir þeyler olmuyor. Bu gün ki konumuz tabi ki tehcir'dir. “Tehcir ettiniz mi, etmediniz mi, ettiniz se neden ettiniz, ne hakkýnýz vardý, Nasýl yaparsýnýz” gibi sorgulamalar. Sorular korkunç, hatta vahim. Yaptýðým tüm konferanslarda, oturumlarda þunu söylüyorum. Tehçiri sadece hukuki bir zemine kaydýrarak doðrulamaya çalýþanlara þunu söylüyorum. Bir on yýl falan beklemeye gerek yoktur. Muhtemelen birkaç ay sonra ayný kesimler soracaklardýr; “Neden PKK'ya karþý askeri operasyon yaptýnýz” Çünkü ayný þeydir bunlar. Her ikisinde de vatana ihanet eden, idareye karþý bayrak açan isyan çýkaran, ayaklanan, ülkenin parçalanmasý için gayret eden gruplara, silahlý çetelere, vergi vermekten kaçanlara, Osmanlý devletine oðlunu asker vermeyen, ama Rus ordusuna koþa koþa katýlan, Osmanlý devletindeki yaþamýyla bir oligarþi yaratan, zenginleþen, ve o 28 TEMMUZ 2010 Ýþte o þef, tek iþaretiyle Türkiye'de ne kadar resmi özel varsa, her nedense hemen bu Ermenilere ait çocuklarýn öðrenim gördüðü okullardan canlý yayýn yaparak, o yayýnlarda çok net akýcý Türkçe ile konuþan çocuklar, doðuþtan eðitimliler, ve de þöyle diyorlar; “Bir çok sýkýntýlarýmýz var, spor salonumuz yok vs.” Sanki Türkiye'nin tüm okullarýnda bu donaným mevcutta, bu zavallý Ermeni çocuklarýnýn hali dramatize edilmektedir. Þimdi o þeflere sormak gerekir; Azerbaycan'ýn Karabað bölgesinden kovulan bir milyon insan on yýlý aþkýn sürede çadýrlarda, tuvaletsiz, banyosuz teneke evlerde yaþadýlar, siz neredeydiniz. Þimdi bu medyanýn vicdan patronlarýna seslenmek isteriz, neden bu bir milyon insanýn halini kamu oyuna yansýtmadýnýz? Ýkinci Dünya savaþýna gelelim; Hitler Avrupaya hakim olabilmek için harýl insanlarý kesip yakýyor. Zorunlu bir birliktelikle ABD, Fransa ve Ýngiltere arasýnda zorunlu bir dostluk var.Yýl 1943' ikinci cihan savaþý yýllarý, Stalin'in önünde bir dosya, Ýngiltere ve Amerika tarafýndan, Rusya'nýn dýþýnda yaþayan Ermenilerin bir þekilde Ermenistan'a nakli görüþülecek, ama hangi þartlarda, Ermenistan'daki Türkler'inde oradan sürgün edilmesi, burasý çok önemlidir. Hatýrlarsanýz 1992 yýlýnda Ermenistan'da bir deprem oldu, orada toprak altýnda çabalayan insanlarýn Gorbaçov'a gönderdikleri bir soru; “Daðlýk Kakrabað sorunu ne olacak” diye iletiliyor. Taþýn altýndan polit büroya pazarlýk konusu iletiliyor. Biz, böyle bir durumda bunu yapamayýz. Çünkü Türk milleti asildir, ancak konularýna sahip çýkmakta ilgisiz kalmaktayýz. Keþke mücadele yönüyle biraz Ermeniler'e benzeyebilseydik. Neden yapmadýk? Hemen söyleyelim. Tarih 23 Aralýk 1947, Stalin pes etmiþtir. Almanlar Ermeni þartýndan ötürü iþbirliðine evet derler. Moskova polit büronun 40083 nolu kararýyla o bölgedeki, yani Türk halkýnýn yüz yýllar boyunca Þimdi o beylere sormak gerekir; Azerbaycan'ýn Karabað bölgesinden kovulan bir milyon insan on yýlý aþkýn sürede çadýrlarda, tuvaletsiz, banyosuz teneke evlerde yaþadýlar, siz neredeydiniz? yaþadýðý ana yurdundan zorunlu göçe tabi tutulmasý yasa-sý çýkarýlýr. Hani 1915'i konuþuyoruz ya, 1947'yide konuþmalýyýz. Çünkü bu daha yakýn bir tarih. Arada çok önemli sebepler var. Türkiye'de yaþayan Erme-niler birici cihan savaþýnda Türkiye'ye ihanet ettiler, Türklerin çarpýþtýðý cepheleri terk ederek karþý tarafýn saflarýna geçtiler. Yani hainlik yaptýlar, ister Türk olsun,ister Ermeni olsun, ister Yahudi olsun, yapýlan iþ ihanettir. Hainlerin de gereken cezayý almasý gerekir. Türkler bu gereken cezayý yapmadý yapmak gerekirdi. Peki bu 1947'den sonra ne odluda orada yaþayan Türkler yaka paça kovuldular. Trenlere doldurulup kovuldular. Ýhanet mi etmiþlerdi? Hayýr. Týpký Özbekler, Kazaklar gibi Azerbaycan Türkleri de Almanlara karþý Ruslarýn yanýnda yer almýþlardý. Çok ilginçtir, yaka paça kovulma belgelerinden söz ediyorum. Ýnsanýn elleri titriyor. Zorunlu göç, yani birilerinin sizi alýp baþka topraklara götürmesi olayý. Bu göç neticesinde Azerbaycanlýlar nasýl yerleþtirilmiþtir diye incelenmiþ midir? Hayýr. Yaþam þartlarýnýn müsait olmadýðý bir bölgeye itildiler. Ýnsanlar oraya varmadan, çoðu da ulaþýnca öldüler. Halbuki Revan denilen bölge serin yaylalara sahipti. Oradan kovuldular. Buradan artý kýrk beþ derecelik bataklýk bir bölgeye iskan edildiler.Suyun olmadýðý yerde dizanteri, malarya gibi salgýn hastalýklara tutulup öldüler. 29 TEMMUZ 2010 yoktur. O olmasa da bir baþka konu gündeme Bu göçlerle ilgili çýkan masraflarý da Azerbaycan gelecekti.Karabað Azerbaycan’a kesilmiþ bir hükümetine yüklediler. faturadýr. Bu bir göz daðý idi, altmýþ beþ bin aileyi Þimdi bu duruma ne demek gerekir. Hazindir, Ermenistan'dan tehçir ettiler. Buna ne diyecekaðlamak mý gerekir, gülmek mi? lerdir. Peki o topraklardan geriye ne kaldý? Sovyetler Yani Ermenistan nüfusunun Türk'lerin aleyhine birliðindeki halklarýn kardeþliði, adalet ne oldu? demografik yapýnýn altýný üstüne çevirdiler. Kazak Ýþte bu göçlere maruz kalanlarýn çocuklarý, ve Toðuz Azerbaycan'ýn stratejik bölgeleridir. torunlarý olarak konuya aþina olanlar bilirler ki, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan arasýndadýr. büyüklerimiz hep aðýtlar yakardý bu tehçir Dilican deresi sýnýrlarýndadýr. olaylarýyla ilgili olarak; benim aklýmdadýr, çocukluðumdan hatýrladýðým, Revanlý bir dede ile Ermeniler Sovyet Birliðine girdiði zaman Azerbaycan'ýn elinde olan 114 bin km²’lik toprak TV muhabiri arasýnda geçen konuþmayý var iken bu gün 86 bin kilometre kare toprak bulununutamam. maktadýr. Demek oluyor ki Sovyetler Birliði Tehcir, yada göç kavramýný unutan yaþlý adama döneminde hissettirmeden aradaki önemli kýsým yöneltilen soru, “O günlerden hatýrýnýzda kalan Ermenistan'a kaydýrýlmýþtýr. Dönemin yöneticisi neler var?” Azerbaycan Türkçesiyle; “Nece olan Kamuran Bagýrov adlý þahýs yapýlanlarý þöyle hatýrlýyýrsýz” Nur yüzlü, sakallý dede, baþýný sallasavunmuþtur. “Ne fark eder Sovyetler Birliði yýp, hüzünle hatýrladýklarýn sýralamaya çalýþtý. içinde ha onda, ha bizde” diye bilmiþtir. Öyle ise siz Acý vardý söylediklerinde. Yaþadýklarý ili yok oradan bir karýþ topraðý alýn etmiþlerdi, o topraklarýn bakalým verecekler mi? adýný, Ermenice Varda“Aslýnda Karabað problemi diye bir Ýþte bu vurdum duymaznis'e çevirmiþlerdi. lýk,tarihten bihabersizlik, bu problem yoktur. O olmasa da bir Camileri yýktýlar, bütün topraklarýn nasýl kazanýldýðý Türkçe isimli yerleþim baþka konu gündeme gelecekti. bilmeyenlerin bilinçsizliði, bölgelerini Ermeniceye Karabað Azerbaycan’a kesilmiþ geçmiþe sýrt çevirmelikler bu çevirdiler. bir faturadýr. Bu bir göz daðý idi, Mezarlýklarý yok ettiler. altmýþ beþ bin aileyi Ermenistan'dan günkü problemleri yaratmýþtýr. Þimdi son geliþmeler ýþýðýnda Hülasa bir medeniyeti tehcir ettiler. ben Ermenistan'la görüþsildiler. Dördüncü MuBuna ne diyeceklerdir.” melerin devamýndan yana rat'ýn ayak izlerini yok olduðumu ifade etmek istiettiler. Dedem Korkut'un yorum. kopuzundan çýkan keBiz Kurtuluþ Savaþý sýrasýnda Yunan askerini lamlarý, sesleri yok ettiler. Aþýk Elesker'in bir Polatlý'da gördük. Þimdi farklý bir konum çeþme baþýnda taþ üstünde oturduðunda gözüm bir mevcuttur. Devletlerarasýnda ebedi bir dargýnlýða ala göz kýza düþtü dediði sazýný kýrdýlar. 1987'de mahal yoktur diye düþünüyorum. Sadece nasýl Türklerin tamamýný çýkardýlar. Bu günkü yürütülsün diye bir konu vardýr. Ermenistan Türklerin olmadýðý bir Ermenistan'dýr. Görüþülsün ama nasýl diye bir anekdot hatýr19555- 60'lý yýllarda Ermenistan sokaklarýnda ki lýyorum. Yani hangi ortamda görüþülsün, uluslar slogan bu idi; “Türk'süz Ermenistan” bu da arasý iliþkilerde tekabbüliyet diye bir kural vardýr, yetmiyor yedi Türk þehrini Batý Ermenistan olarak þimdi Ermenistan hangi ölçülerde protokolü ifade ettiler. üzerine almaktadýr. Bu gün Türkiye'de bir çok olayý yüzeysel olarak Kendi kafasýna göre eklemeler yapýyorsun, kesip deðerlendiren bazý çevreler için yazmayý kendisine çýkarýyorsun. Ben isterim görüþmeler devam etsin , prensip edinmiþ kimseler þöyle söylemektedir. ancak kurallar üzerinde görüþülsün. Bir tarihte de “Türkiye'nin sýrtýnda iki tane kambur var. Birisi Ter Petrosyan, Haydar Aliyev'e Karabað'dan Kýbrýs, öteki Karabað'dýr. Ýkisini de býraksak kendi aþamalý bir þekilde çekileceklerini söylemiþti. baþlarýna çözsünler sorunlarýný” Hani ne oldu? Biz bu sözleri çok duyduk. Aslýnda Karabað problemi diye bir problem 30 TEMMUZ 2010 Bir Televizyon konuþmamda bana sordular; “Bu süreç nereye kadar gider” ben, “ Çok iyi bir yere gider” demiþtim. Karþýlýklý olarak ne olsa da Ermenistan son anda yine bir arýza çýkarýr, çünkü Ermenistan kendini idare etmiyor, diyaspora ediyor. Bu konu diyaspora için altýn yumurtlayan tavuktur.Çünkü büyük bir para çarký dönmektedir orada. Ekonomik tekeller, siyasal güç, para ile yazdýrýlan yazýlar, kolay kolay bundan vaz geçmez Ermenistan. Ben, Obama'nýn atalarýnýn Müslüman'mýþ, Hýristiyan'mýþ yorumlarýna, siyah beyaz sempatik hali üzerine bakmayarak bir þey beklemiyorum. Bu argümanlarýn hiç biri bir þeye yaramaz. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir, ABD'nin kolaylýkla dýþlamayý göze alacaðý, dýþlayacaðý bir ülke deðildir. Yeter ki biz kendi kendimizi dýþlamayalým. Son olarak, þunu söylemek isterim. Yaptýðýmýz son konferanslara ilgi oldukça büyüktür. Beþ on yýl önce salonlarda elli altmýþ kiþi olurken, þimdi salonlarýn dýþarýlara taþan ilgisi karþýsýnda heyecanlanýyorum. Yakýn zamanda benim konuþmalarýmý tek yanlý olarak deðerlendirenler, þimdi dergilerinde makalelerimi yayýnlamak için bana gelmektedirler. Ermeni meselesi konusunda önemli þekilde bir bilinçlenmeye tanýk olmaktayým. Türkiye'de çok kullanýlan bir sloganý farklý bir yerde kullanmak istiyorum. “Gazýmýzý kesmeyelim, durmak yok yola devam” Bana sorulan, “Azerbaycan için Türkiye ne ifade etmektedir” diye bir soruyu sizlerle paylaþmak isterim. Dedim ki; Türkiye denildiðinde, Azerbaycan'da yasaklý olduðu dönemlerde dahi; “Çýrpýnýrdý Karadeniz bakýp Türk'ün bayraðýna” demektir diye söylemiþtim. Deðerli þair Yavuz Bülent Bakiler'in “Azerbaycan yüreðimde bir þah damardýr” adlý mükemmel þiiri benim duygularýný anlatacaktýr. Ýzninizle bir bölümünü sizlerle paylaþmak istiyorum. Azerbaycan yüreðimde bir þah damardýr. Onda Yusuf'umun kokusu vardýr. Ve hasreti gönlümde büyük Türkistan kadardýr. Ayettir kitabýmda, baraðýnda rüzgardýr. Azerbaycan yüreðimde bir þah damardýr. Evet her bedenin bir þah damarý vardýr. Ýþte Azerbaycan'da Türkiye için, bir þah damardýr. Benim için çok önemli bir sözle huzurundan ayrýlýyorum. “NE MUTLU TÜRK'ÜM DÝYENE” 31 TEMMUZ 2010 Emperyalist Taleplerin Örtüsü Olarak “Soykýrým” Ýddialarý ve Gerçekler Prof Dr. Özcan YENÝÇERÝ 21. Yüz Yýl Türkiye Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi 1 9. yüzyýlýn son çeyreðinde baþlayan Ermeni sorunu, Doðu Anadolu bölgesinde baðýmsýz bir Ermenistan Devleti kurulmasý sorunuydu. Ermeniler önce Ruslarýn daha sonra Ýngilizlerin en sonunda da Fransýzlarýn Türkiye topraklarý üzerindeki emellerinin gerçekleþtirýnesine katký vererek bölgede baðýmsýz bir Ermenistan Devleti kurmais. üzere çeteler kurmuþ ve silahlý saldýrýlar gerçekÝeþtirmiþlerdir. meskun bulunan vilayetlerdeki hakimiyetierinden vaz geçer ve bir Ermeni devleti kurulur ki bu Avrupa'da olduðu gibi Asya'da dahi Osmanlý egemenliðinin sona ermesi demektir veyahut bu millet tamamýyla imha edilir". Ýþte bu çeliþki Ermenileri harekete geçirmiþ, Türkler de ülkelerini savunmak için gerekli önlemleri almýþtýr. Zira Osmanlý, son dönemlerinde Üzerine çullanan emperyalist güçlerle "varlýk-yokluk" kavgasý verirken Ermeni Çeteleri düþmanla iþbirliði yaparak bu nedenle Türklere saldýrmýþlardýr. Olaylar Ermeni çetelerinin bölgedeki Müslüman ahaliyi kaçýrtmak için tecavüz, katliam, yakma, yýkma ve saldýrýlara kalkýþmasýyla baþlamýþtýr. Bunun için Türkiye topraklarýný iþgal eden Rus, Ýngiliz ve Fransýzlar'la hem iþbirliði yapmýþ ve hem de onlarýn öncü birlikleri gibi hareket etmiþlerdir. General Harburt Heyetinin hazýrladýðý raporda bu gerçek þu cümlelerle ifade edilmiþtir: "Ermeniler bugün bir politika aletidirler. Ýyi düþünmüyorlar veya Taþnak Komiteleri, halký düþünmeye býrakmýyor". Ermeniler bugün de Rusya, Ýngiltere, Fransa ve son zamanlarda da ABD'nin Türkiye'yi köþeye sýkýþtýrmakta kullandýðý basit bir "politik alettir". Meþru Osmanlý hükümeti ise zorunlu önlemler almak zorunda kalmýþtýr. TÜrkler bugün Ermeni tecavüz ve saldýrýlarýna karþý "neden kendinizi savunacak önlemleri aldýnýz" diye suçlanýnaktadýr. Dünya çerçevesinde "Ermeni Soykýrýrn" salgýnýnýn altýnda yatan gerçek budur. Türklerden vatanlarýný savunmalarýnýn hesabý soruluyor! Türklerin Vatanlarýný Savunmasý Suç Olarak Gösterilmektedir! Aslýnda Türklerle Ermenileri karþý karþýya getiren Vatan sorunuydu. Türkler vatanlarýný korumak, Ermeniler ise Türk topraklarý üzerinde baðýmsýz bir vatan kurmak istiyorlardý. Bütün sorunu bu çeliþki doðurmuþtur. Bu durumu o zamanlarda Ermeniler tarafýndan yayýnlanan çok sayýdaki yayýnda görmek mümkündür. Türklerle Bir Arada Yaþayamayýz! Ermeni Patriði Varjabetyan Nisan 1878'de Ýngiltere Dýþ Ýþleri Bakaný Lord Salisbury'e yolladýðý mektupta "Ermenilerle Türklerin bir arada yaþamalarý artýk imkansýzdýr. Eþitlik, adalet ve vicdan özgürlüðünü ancak bir Hýristiyan yönetimi saðlayabilir" demiþti. Patrik, Mart 1878'de de Ýngiltere'nin Ýstanbul Büyükelçisi Henry Layard'ý ziyaret ederek "Doðu'da baðýmsýz bir Ermenistan istiyoruz" ardýndan da sözlerini "eðer siz yardým edemezseniz Rusya'ya müracaat ederiz" diye tamamlamýþtýr. Örneðin, Torino'da Enneniler tarafýndan yayýnlanan Ýtalyanca Armenia mecmuasýnýn haziran 1916 tarihli nüshasýnda "Ermeni Meselesi ve Suret-i Ha11i" adlý yazý þu satýrlarla sonlandýrmýþtýr: "Ya Türkler veyahut Ermeniler dýþarý, diðer bir tabirle ya Osmanlý Devleti Ermenilerle 32 TEMMUZ 2010 26 Aðustos 1896 günü Papken Siuni'nin yönetiminde 26 Ermeni el bombasý, dinamit ve diðer silahlarla Osmanlý Bankasýný bastýlar. Amaçlarý Avrupa ülkelerinin dikkatlerini çekmekti. Papken Siuni ve dokuz saldýrgan çatýþmada öldürüldü. Saldýrganlarýn baþýna saldýrýyý planlayan terörist Karekin Pastýrmacýyan geçmiþ ve Rus elçiliðinin araya girmesiyle bir vapurla Türkiye'yi terk etmesine izin verilmiþtir. Ýþin ilginç yaný terörist Karekin Pastýrmacýyan daha sonra 1908 yýlýnda tekrar Ýstanbul' agelecek, 1908-1912 yýllarýnda Osmanlý Meclis-i Meausanýnda Erzurum’u temsil edecek, 1915 yýlýnda Van Ýsyanýna katýlacak ve 1918 yýlýnda ise Ermenistan'ýn ABD elçiliðini yapacaktýr. 21 Temmuz 1905 tarihinde de bir çoðu yabancý uyruklu olan Ermeni teröristler Padiþah 2. Abdülhamit' e bombalý bir suikast düzenlemiþlerdir. Bu suikast'tan Padiþah kurtulmuþ ancak 26 kiþi ölmüþ, 58 kiþi yaralanmýþ, 17 arabayla 20 tana de at parçalanmýþtýr. Dünya Savaþýnýn 1914 yýlýnda çýkmasý ve savaþýn en önemli aktörlerinden birisinin de Osmanlý Ýmparatorluðu olmasý Ermenilerin önüne tarihi bir fýrsat çýkarmýþtý! Tarihe 93 harbi olarak geçen meþhur Türk-Rus savaþýnda Osmanlý Devleti yenilince Patrik derhal yüzünü Rusya'ya çevirir. Zira Osmanlý ordularý :v'cnilmiþ, Rus ordularý Yeþilköy önlerine gelmiþtir. Osmanlý Ordularýný yenen Rus Baþkomutan Grandük Nikola, Artin Dadyan Paþanýn Yeþilköy' deki köþkünde misafir edilir. Burada Grandük Nikolayý bizzat ziyaret eden Patrik Nerses Varjebetyan baþkanlýðýndaki Ermeni heyeti Çar' dan "Ermenilerin yaþadýðý Doðu vilayetlerinin Ermenistan namýyla bir devletin istiklalinin ilanýna müsaade edilmesini" talep eder. 31 Ocak 1878'de Ruslarla imzalanan Edirne Mütarekesinde Ermenilerle ilgili hi hüküm olmamasýna raðmen 3 Mart 1878 Ayastefanos ardýndan 13 Temmuz 1878 tarihi imzalanan Berlin Antlaþmasý'na Ermenilerle ilgili madde þöyle yer almýþtýr. Bu maddeye "Hükümet halký Ermeni bulunan eyaletlerde yerel ihtiyaçlarýn gerektirdiði reforý ertelemeksizin yapma ve Ermenilerin Çerkez ve Kürtlere karþý huzur ve güvenliðý saðlamayý yükümlenir ve ara sýra bu konuda düþünülen düzenlemeleri büyük devletlei bildireceðinden, adý geçen devletler konu edilen düzenlemelerin (reform) yerine getirilmesini, yürütülmesini gözetleyeceklerdi" denilmekteydi. Milleti Ýçeriden Orduyu Arkadan Vurmak! 1. Dünya Savaþý baþlamýþ Türk milleti saldýrgan güçlere karþý bir çok cephede savaþa giriþmiþti. Kafkasya, Sina ve Filistin, Hicaz-Yemen, Libya ve Galiçya cephelerinde Türk milleti var olmak yok olmak mücadelesi veriyordu. Bu arada Ermenilerin yaþadýðý bölgeler dahilolmak üzere birçok yöre Rus iþgali altýna düþmüþ, cephe gerisindeki Türk nüfus her türden saldýrýya açýk hale gelmiþti. Enneniler Türklerle bir arada yaþamalarýnýn imkansýz olduðunu, ayrý bir devlet kurmak istediklerini ve bunun için akla gelen her yola baþvuracaklarýný açýkça ifade etmiþlerdir .. Utanç Verici Cinayet ve Katliamlar! Osmanlý 1878 savaþýnda Ruslara yenilince Ermeniler Rus Ordularý komutanýyla görüþerek tabiyetinde bulunduklarý Osmanlý devletine dayatmada bulunmasýný istemiþlerdir. Bunun adýna ihanet denir. 1. Dünya Savaþý sýrasýnda Ruslar Doðu Anadolu'yu iþgal ettiklerinde Ermeniler hem Ruslara öncülük etmiþ hem de onlarla birlikte Türk kuvvetlerine saldýrmýþlardýr. Bunun adý da hem ihanet hem de arkadan vurmaktýr. 1899-1909 yýllarý arasýnda Ermeniler büyük bölümü Doðu ve Güneydoðu Anadolu'da olmak üzere; yirmi altýsý 1895 yýlýnda olmak üzere, 32 isyan ve olay çýkarmýþlardýr. Ermeniler iþgalci Rus ordusunun milis güçleri þeklinde örgütlenerek Müslünýan yerleþim bölgelerine baskýnlar düzenlemeye ve onlarý toptan bir soykýrýma tabi tutmaya baþlamýþlardý. Ermeniler açýkça Türk milletini içeriden, Türk Ordusunu da arkadan vurmuþlardýr. Türk varlýðýný Avrupa'dan Bulgar, Rum, Sýrp, Romen ve Karadaðlýlarý örgütleyip isyan ettirerek silmeye çalýþan Rusya, Anadolu'da da Ermenileri kullanmýþlardý. Ermeniler kendilerinin de baðýmsýz bir devlet kurmak hakkýna sahip olduklarýný düþünerek sivil 'vfüslüman halka karþý saldýrýlara 33 TEMMUZ 2010 ve katliamlara baþlayýnca o zamanki Ýttihat ve Terakki önetimi tamamen savunma amaçlý olarak Türk milletinin Anadolu'daki varlýðýný korumak ve üvence altýna almak amacýyla Ermenilerin Anadolu'dan göç ettirilmesine karar vermiþti. 1990'larla Türkiye'nin teþebbüslerini Ýngiltere "günaydýn" ile karþýladý. Halbuki Türkiye aleyhindeki mavi kitabý, Malta sürgünlerini yargýlamakla görevli Ýngiliz yargýç delil kabul etmemiþ, belgelerin uydurma olduðunu tespit ederek, tutuklu Türkleri beraat ettirmiþtir. Ermeni Tehciri de denilen bu olayýn sebebi Ermeni'lerin erkekleri cephelerde savaþan müs1üman Türk komþularýna karþý gerçekleþtirdikleri vahþi saldýrýlarýdýr. Ermenilerin Müslüman katliamý ve Osmanlý'nýn müsamahasý ile ilgili Rus arþivlerinde yýðýnla belge, rapor, mektup bulunmaktadýr. Bu dönemde Doðu vilayetlerinde düvel-i muazzamanýn konsolosluklarý vardý. Hepsinin arþivlerinde binlerce belge bulunmaktadýr. Devlet saldýrýya rayan halkýný koruyabilmek amacýyla tamamýyla savunmaya yöne!ik böyle bir önlem almýþtýr. Bir millet istiklalini ve vatanýný tehdit eden her türden saldýrganlýða karþý her çeþit önlemi alma ve uygulama hakkýna sahiptir. O zaýnanki yöneticiler eðer bunu yapmaýnýþ olsalardý, Türk milletini korumamýþ ve vatani görevlerini yapmaýnýþ olurlardý. Bunlarýn birçoðu yayýmlanmýþtýr. Sadece bir olayla ilgili tek vesikayý delil göstermek veya yüzlerce vesika ile anlam kazanan yazýþmanýn bir bölümünü sunmak ise bu anlamda gerçek bir sahtekarlýktýr. Tarihle yüzleþmek, atalarýmýza iftira atmak, üç kýtada savaþýrken kendi tebaasý Ermeniler tarafýndan arkadan vurulan þehitlerimize ve gazilerimize katliam, tecavüz gibi suçlarý isnat etmek anlamýna gelmektedir. Bunu birileri bilerek yapmaktadýr. "Soykýrým" Ýddialarý Emperyalist Taleplerin Örtüsüdür Tarihi, husumet aracý kullanmak da bir stratejidir. Soykýnm iddialanyla açýkça Türk milletine þu söyleniyor: "Suçlu atalarýn çocuklarýsýnýz. Durduðunuz yer yanlýþtýr. Üzerinde yaþadýðýnýz topraklar gasp edilmiþ topraklardýr. Ýnsanlýk suçu iþleyerek Ermeni topraklarý üzerinde hakimiyet kurdunuz. Bu topraklarý boþaltýnýz!". Kaldý ki bu amaç için anlatýlan herþey düne ait hikayelerdir. Bölgede bugün herkesin gözleri önünde yaþananlar vardýr. Sürecin bugünkü boyutlarý vardýr. 1960'larda baþlayan Ermeni ASALA terör örgütünün iþlediði cinayetler vardýr. Hocaalý'da 21yüzyýlýn arifesinde kitleler haline katledilen masum insanlar söz konusudur. Soykýrým, büyük felaket, mazlum Ermeni ideolojisinin bilinç altý da üstü de bu aýnaçla doludur. Bu amaçla çeþitli ülke parlaýnentosundan "soykýnm" kararlarý çýkartýlmýþtýr. Nihayet Karabað dahil Azerbaycan topraklarýnýn %20'si bugün Ermeni iþgali altýndadýr. Yine bu Ermeni iþgalidir ki bir milyondan fazla insaný Ermeni katliamýndan kurtulmak için topraklarýný terk etmek ve kaçkýn durumuna düþürmüþ durumdadýr. Türkiye'ye "soykýnm suçunu kabul et" baskýsý yapýlmaktadýr. Türkiye'de de gittikçe daha fazla zemin bulan bu baskýlar, "geçmiþle yüzleþelim" formatýnda dile getirilmektedir. Bu konuda da olayýn aslý þudur: Soykýnm iddialarýnýn en önemli kaynaðý Ýngiltere'nin 1. Dünya Savaþý esnasýnda yayýnladýðý Mavi Kitap'týr. Bu konuda, Ýngiltere'de yayýnlanan iki mavi kitabýn biri Almanlarýn Hollandalýlara, diðeri Türklerin Ermenilere soykýrým yaptýðýný yazar. Karþýt Stratejilerin Testi Öyle görülüyor ki Türkiye, uzun zamandýr Ermenistan ile Diasporasýný ayrý ayrý unsurlar olarak deðerlendiriyordu. Türkiye ile Ermenistan'ýn iliþkilerini zehirleyenin, "soykýrým" iddialarýný dillendirerrin ve Türkiye düþmanlýðýný kurumsallaþtýranlarýn diasporadan ibaret olduðunu düþünülüyordu. Ermenistan'ýn ise diasporanýn rehinesi konumunda olduðunu eðer Ermenistan ile diaspora birbirinden 1936'da Avam Kamarasý, Almanya'nýn talebi ile "savaþta Almanlarýn soykýnm yapmadýðýný, ABD kamuoyu nezdinde propaganda için bu kitabý yayýmladýklarýný" belirtip özür diler. Türkiye'den talep olmadýðýndan bu konuda karar alýnmamýþtýr. 34 TEMMUZ 2010 ayrýlabilirse Türkiye ile Ermenistan iliþkilerinin normalleþebileceðini hesap ediyordu. Serkisyan'ýn son olarak "diaspora Ermenistan'dýr. Ermenistan diasporadýr" anlamýna gelebilecek tavn üzerine Türkiye, sorunun diðer parçalarýyla iliþki kurmayý düþünmüþ olmalýdýr. Ermenistanýn nüfusu, ekonomisi, çapý, tarihi, coðrafyasý ve gücü dikkate alýndýðýnda son yirmi yýldýr izlediði stratejinin akla aykýrý geldiði görülür. Ermenistan'ýn bu gerçekýere karþýn Rusya federasyonu, diasporasý ile diðer müttefiklerine güvenerek bölgede emperyalist bir siyaseti uygulanabilir görmesi dikkat çekicidir. Böyle bir stratejinin uzun vadede uygulanabilir olmadýðý açýktýr. Ancak Ermenistan bu baðlamda son derece akýllý ve baþarýlý bir siyaseti devreye soktuðunu da kabul etmek gerekir. Bu strateji Ermenistan'ýn iþgal ettiði Azerbaycan topraðý olan Karabað'ý referandum yoluyla Azerbaycan'dan bir biçimde ayýrmaktýr. Bunu gerçekleþtirebilmek için de iþgal altýnda tuttuðu stratejik önemi daha az olan bazý xeyonlardan çekilme karþýlýðý bunu gerçekleþtirmeyi amaçlamaktadýr. Ermeni stratejisini baþarýsýz kýlan iki ciddi geliþme vardýr. Bunlardan birincisi Azerbaycan'ýn her anlamda giderek güçlenmesi diðeri de Türkiye ile Azerbaycan arasýndaki iliþkilerin mükemmelliðidir. Bir millet iki devlet olan Türkiye ile Azerbaycan arasýnýn açýlmasý Ermenistan stratejisinin baþarýsý için zorunlu görülmektedir. Ermenistan ilk önce Azerbaycan ile Türkiye arasýndaki dayanýþmaya Rusya ile ikili iliþkilerini daha da sýklaþtýrarak cevaplamýþtýr. Ardýndan da, diasporasýný devreye sokarak ABD'yi ve diðer ülkeleri Türkiye üzerinde baský kurmasýný saðlamýþtýr. Türkiye ile Azerbaycan arasýný açma giriþimlerinin hayati önemde bir Ermenistan stratejisi olduðu hiçbir zaman unutulmamalýdýr. Bir süre önce Türkiye'nin Ermeni sýnýrýný açacaðýna yönelik haberlerin Azerbaycan' da ürettiði rahatsýzlýðý, Ermeni siteleri "Bir millet iki devlet" paradigmasýnýn iflasý olarak nitelendirmeleri bu anlamda rastlantý deðildir. Amaçlanan buydu. Sonuç Ermenistan, Türkiye'yi kapý deðil can komþusu olan akrabalarýnýn sorunlarýyla ilgilenmesine istememektedir. Türkiye ile iliþkilerini Önkoþulsuzluk koþuluna baðlamaktadýr. Ermenistan, Karabað'ý iþgal altýnda tutmasýyla Türkiye'nin ilgilenmemesini istemektedir. Türkiye'nin bölgede arabuluculuk misyonuna da karþý çýkmaktadýr. Buna karþýn Türkiye'ye sanal ve banal "Soykýrým" iddialarýna dayatmakta ve bunu hiçbir formatta tartýþmayacaðýný dile getirmektedir. Bu dil barýþ dili, iyi komþuluk dili ya da diplomasi dili deðildir. Ermeniler ve yerli iþbirlikçileri bugün Türk milletinden olmayan alacaklarýný tahsil etmeyi düþýüyodar. Bunun mümkün olmadýðýný deneme yamlma yöntemiyle öðreneceklerdir. 1828 yýlýnda Ahýska'nýn Rusya'ya býrakýlmasý Üzerine bir halk þairi þunu söylemiþti: Ahýska bir gül idi gitti. Ahýska bir ehli dil idi gitti. Söyleyin Sultan Mahmuda Ýstanbulun kilidi gitti... Bugün Ahýska’nýn yerini Karabað almýþtýr. Karabað yalnýz Bakü’nün Ankara’nýn deðil bölgedeki barýþýn da kilididir. Masada Karabað yok ise barýþ da yok demektir. TEÞEKKÜR Türk Dünyasý Araþtýrmalarý Vakfý tarafýndan yayýnlanan “TARÝH” adlý derginin Mart sayýsýnda “Kardeþ Dergiler” baþlýðý altýnda Azerbaycan Türk Kültür dergisi'ne yer ayrýlmýþtý. Her zaman olduðu gibi çok önemli bir iþlevleri üstlenen Prof. Dr. Turan YAZGAN hocamýzýn baþkanlýðýnda aylýk olarak çýkarýlan bu nitelikli dergide Azerbaycan Kültür Derneði ve Azerbaycan Türk Kültür Dergisi ayrýntýlý þekilde tanýtýlýrken,yazýnýn hazýrlanmasýnda büyük emeði olan deðerli editör Oðuz ÇETÝNOÐLU'nu yaptýðý çalýþmadan ötürü kutlar, ayrýntýlý çalýþmasý sýrasýnda yaptýðý tespitleri ve zarif anlatýmýnýn yaný sýra yayýncýlýk adýna yaptýðý örnek çalýþmasýndan dolayý teþekkür ederiz. Azerbaycan Türk Kültür Dergisi 35 TEMMUZ 2010 Hocalý Katliamý 18. Yýlýnda Selçuk ÖNAL H Hocalý katliamýndan bin bir zorlukla canýný kurtarabilenler, bu olayýn tahribatýndan ruhlarý ve hafýzalarý asla bir daha kurtulamamýþtýr.970 kilometre kare alanda,13.000 bin kadar insanýn yaþadýðý Hocalý 26 Þubat 1992 tarihinde yüzyýlýn en acýmasýz soykýrýmýna maruz kalmýþ ve kasaba adeta yok edilmiþtir. Ne yazýk ki,savunmasýz durumda ki Hocalý'ya kimse yardým elini uzatmadý. Hatta uzun süre Þehitlerin cesetlerinin alýnmasý bile mümkün olmadý. Hocalý'da yaþananlar Bölgede yaþayan sivil halka karþý da bir mesajdý. Bu mesaj Azerbaycan Türkleri için çok aðýr bir mesaj oldu ve Karabað'da yaþayan sivil halkýn üzerinde çok olumsuz bir tesir gösterdi. Hocalý da yaþanan katliamýn dehþetini yaþayanlarýn anlattýklarýný dinleyenler önce kulaklarýna inanamadýlar. Fakat katliam sonrasý Hocalý'ya girdiklerinde ise görgü tanýklarýnýn olayý hiç abartmadan anlatýlarýný kýsa sürede anladýlar. Hocalý da katliam bölgesini gezen Fransýz gazeteci Jean-Yves Junet'in gördükleri karþýsýnda söyledikleri, katliamýn boyutunu þöyle anlatýyordu; “Pek çok savaþ hikayesi dinledim. Faþistlerin zulmünü iþittim. Ama Hocalý'daki vahþete umarým kimse tanýk olmaz.” Peki, 26 Þubat 1992'de Hocalý'da yaþanan bu katliamýn emrini kim vermiþti? Bir dönem Ermenistan Devlet Baþkaný sýfatýný taþýyan ve ayný zamanda Azerbaycan vatandaþý olan Robert Koçaryan'dan baþkasý deðildi. Þimdi tarihe dönüp baktýðýmýzda, Ýki yüz yýla yakýn bir zaman diliminde, Ermenilerin Rusya destekli “Büyük Ermenistan” kurma hayalleri, sonucu Azerbaycan Türklerine ve topraklarýna karþý, Ruslarýn yanýnda Ruslarla birlikte hareket ettikleri görülecektir. ocalý'da, 25 Þubatý 26'ya baðlayan gece, Rus güdümlü Ermeni güçleri tarafýndan, korumasýz, silahsýz, yaþlý, kadýn, çocuk ve masum insanlara karþý asrýn en büyük facialarýndan biri olarak tanýmlanan bir katliam yaþandýðýný bilinmektedir. Hocalý Stratejik olarak Karabað dað silsilesinde Aðdam- Þuþa-Askeran- Hankendi yollarýnýn üzerinde, bölgenin tek hava ulaþýmýnýn yapýldýðý çok stratejik bir bölgede bulunduðu için Ermeni güçlerinin öncelikli hedefiydi. Ermeniler,1988 Yýlýndan itibaren Azerbaycan Türklerine karþý baþlattýklarý saldýrýlar sonucunda, 1991'de, Hocalý civarýndaki Türk'lerin yaþadýðý yerleþim bölgelerini iþgal ederken, Hocalý'yý tamamen kuþatma altýna almýþtýr. 30 Ekim'den itibaren de Hocalý' ya kara yoluyla ulaþým kesilmiþ, tek ulaþým yolunun helikopterle havadan olmasýdýr. 20 Kasým 1991'de Hocavent semalarýnda Ermeniler tarafýndan vurulan helikopterde Azerbaycan resmi görevlilerinin yaný sýra Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kiþinin ölümüyle, Hocalý ile hava ulaþýmý da kesilmiþtir. Ýþgalden önce Hocalý devamlý olarak bombalanmýþ, kýþ þartlarýna raðmen elektrik ve doðal gazý verilmemiþtir. Ermeni teröristler, Rusya'nýn Bölgede ki en güçlü askeri birliði 366. Alayýnýn da desteðini alarak, yukarýda ifade ettiðim 26 Þubat tarihinde Hocalý yerleþim bölgesine yaptýðý saldýrý sonucu, 83 çocuk, 106 kadýn, 70'den fazla yaþlý olmak üzere toplam 613 masum ve savunmasýz Ýnsan vahþice öldürülmüþ, 487 kiþi aðýr yaralanmýþ, 1275 kiþi rehin alýnmýþ, 150 kiþi ise kaybolmuþtur. 36 TEMMUZ 2010 Ruslarýn 19. Yüzyýlda Kafkasya'da yürüttüðü emperyalist siyaset, 1. Petro zamanýnda hazýrlanan ve 2. Katarina döneminde gerçekleþtirilen, Azerbaycan Türklerinin ve Kafkaslar da yaþayan diðer milletleri asimile ederek topraklarýný ele geçirme dönemidir. 1804 Yýlýnýn Aralýk ayýnda Gence Hanlýðý Rus iþgali ile elden çýktý, 1805 yýlýnýn Mayýs ayýnda Karabað elimizden çýkarak Rus iþgali altýna girdi. Azerbaycan Hanlýklarýna karþý devamlý saldýrý içinde bulunan Ýran, tek baþýna Azerbaycan Hanlýklarý ile baþ edemeyince Ruslardan destek alýyordu. Ancak Rus - Ýran yakýnlaþmasý uzun sürmedi. 1804 yýlýnda bu iki devlet savaþý baþladý. 1813 tarihli “Gülistan” , 1828 tarihli “Türkmençay” anlaþmalarý ile Arasýn kuzeyi Ruslarýn, Güneyi ise Ýran'ýn hakimiyeti altýna girmiþti. 1819 Yýlýnda Þeki Hanlýðý, 1820 yýlýnda Þirvan Hanlýðý Ruslar tarafýndan iþgal edildi. 1823 yýlýnda Rus hükümeti tarafýndan Karabað eyaletinin Tasviri adýnda yayýnlanan bir bildirgede, Karabað da yaþayan 18.563 aile bulunduðu, bu ailelerden 1559 tanesinin yani %8.4 lük kýsmýnýn Ablan Melikliðinin devamcýsý olduðu belirtilmiþtir. Kabul etmek gerekir ki,tarihin hiçbir döneminde Karabað da Ermeniler çoðunluk olmamýþ, maalesef bugün Karbað'ýn tamamý, fazlasýyla Ermenistan iþgali altýnda. Bu günkü Ermenistan, Ýravan Türk Hanlýðý topraklarý üzerinde kurulmuþtur. Erivan adý alan Ýrevan tarihi bir Türk þehridir. Anadolu ve Ýran'dan göç eden Ermeniler, Çarlýk Rusya'sýnýn desteði ile Azerbaycan topraklarýna yerleþtirildiler. Bu bölgede yaþayan Türkler her türlü baský ve zulme maruz kalarak, göç etmeye mecbur edildiler. Azerbaycan Topraklarýnýn Kuzeyinde yaþayan hanlýklarýn Ruslar tarafýndan iþgali, Azerbaycan Türklerinde Milli Þuurun geliþmesi yolunda katký saðlamýþ, Çarlýk Rusya'sýnýn yýkýlmasý sonucunda da, Mehmet Emin RESULZADE, önderliðinde, 28 Mayýs 1918'de Azerbaycan Milli Cumhuriyeti kurulmuþtur. Milli Cumhuriyetin de karþýsýndaki en büyük problem yine Ermeni Rus ortaklýðý ile yapýlan saldýrýlardý. Ermeniler, Ruslarýn da desteði ile 31 Mart 1918'de Bakü'de, otuz bin Azerbaycan Türk'ünün katledilmesinin baþ aktörüydü. Azerbaycan Türkleri son iki yüz yýllýk süreçte hep zülüm görmüþ, ata baba topraklarýndan sürülmüþ, katliamlara ve baskýlara maruz kalmýþtýr. Ermenilerin toprak talebi ve Azerbaycan topraklarýna karþý tecavüzcü tavýrlarý hiç eksilmeden devam etmiþtir. 27 Nisan 1920'de, 11 Kýzýl Rus Ordusunun Milli Azerbaycan Cumhuriyetini iþgali ile sonuçlanan süreçte, binlerle ifade edilen ölüm, sürgün ve katliam,Azerbaycan'ýn, Ruslar tarafýndan iþgali sonucu kurulan Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti, Azerbaycan'ýn toprak bütünlüðünü koruyamamýþ, Azerbaycan'la Nahçivan arasýndaki Zengezur bölgesi Ermenistan'a verilerek, burada yaþayan Türkler zorla göçe tabi tutulmuþ ve Azerbaycan'a kara yoluyla ulaþým yolu kesilmiþtir. SSCB döneminde Ermenistan'da yaþayan Azerbaycan Türkleri 1948-53 yýllarýnda büyük göçe tabi tutularak, yüz binlerce Türk, tarihi topraklarýndan etnik temizliðe ve tehcire tabi tutulmuþlardýr. Bu tehcir sonucu katledilen, tehcir ve sürgüne tabi tutulan Azerbaycan Türklerini bu gün kim hatýrlamaktadýr? Öldürülen, katledilen, tehcire tabi tutulan Türkler, Suçlanan da Türkler. 7 Aralýk 1988 yýlýnda Ermenistan da yaþanan depremi, Ermeniler dýþarýdan silah ve mühimmat desteði almalarý yönünde adeta fýrsata dönüþtürmüþlerdir. 1988 yýlýnda çatýþmaya dönüþen Daðlýk Karabað sorunu kýsa süre sonra daðlýk Karabað 'ýn dýþýna taþmýþ, Ermenilerin Ruslarýn da desteði ile Azerbaycan'ýn içlerine kadar sokulmalarýna imkan saðlamýþtýr. Bildiðiniz gibi 20 Ocak 1990'da, Ruslar Bakü'ye tanklarla girerek katliam yaptýlar. Bu katliam Azerbaycan Türkleri için adeta kara günlerinde baþlangýcý oldu. Ermenistan silahlý güçleri, Ruslarýn desteðini alarak, 1988 yýlýndan itibaren,Azerbaycan'a ait baþta Daðlýk Karabað Bölgesinde ki yerleþim yerlerine, gerekse Karabað'ýn tamamýna karþý baþlattýðý saldýrýlar sonucu maalesef aþaðýdaki sonuçlar ortaya çýkmýþtýr. “26 Þubat 1992 de Hocalý'nýn, 970 kilometre kare topraðý iþgal edilerek, 13.000 civarýnda nüfus,8-9 Mayýs 1992, Þuþa'nýn iþgali,18 Mayýs 1992, Laçin iþgali,2 Ekim 1992, Hocavend'in iþgali,29 Aralýk 1993 Zengilan, 2 Nisan 1993 Kelbecer,23 Temmuz 37 TEMMUZ 2010 Son iki yüz yýlda Kafkasya tarihinde baktýðýmýz zaman, soykýrýma uðrayanýn hep Türkler olduðu görülecektir. Azerbaycan Türkler hem soykýrýma uðramýþ, hem de atata baba topraklarýndan sürgüne, tehcire ve soykýrýma maruz kalmýþtýr. Ýçinde bulunduðumuz ortamda milli meseleler üzerinde polemik yapmak deðil, Yaþanan, tarihi süreç içersinde Azerbaycan Türklerinin yaþadýklarýný, anlatmaktýr. Hocalý Katliamý sonsuza kadar unutulmayacak milli bir dramdýr. Hocalý Katliamýný unutmak, milli þuurun ezilmesi, yok olmasý, milletin benliðini yitirmesi demektir. Hocalý katliamýný unutmayacaðýz, Karabað sorunu da ilelebet devam edecek deðil, etmemelidir. 1993 Aðdam , 23 Aðustos 1993 Cebrail,23 aðustos 1993 Fuzuli,31 Aðustos 1993 Kubatlý,7 Temmuz 1993 Akdere olmak üzere Karabað'da yaþayan 629.000 bin civarýnda Azerbaycan Türkü topraklarýný terk etmiþtir. Bu savaþta, Azerbaycan topraklarýnýn %20'den fazlasýný kaybetti, 40 bin civarýnda insanýn öldüðü çatýþma ve katliamda Karabað'ýn tamamýný kaybetti. Ermeniler tarafýndan iþgal edilen Aðdam, Laçýn, Kelbecer, fizuli, Cebrayýl, Zengilan ve Gubatlý'daki, tarihi varlýk yok edilmiþ, müzeler yaðmalanmýþ, Kütüphaneler yakýlmýþ, Mimari ve tarihi alanlarý yakýlýp, yýkýlarak bu bölgelerdeki Türk izleri silinmiþtir. Bugün Azerbaycan'da tarihi yurt ve yuvalarýndan sürgün edilmiþ bir milyon civarýnda Azerbaycan Türk'ü göçmen durumundadýr. Demek oluyor ki, 8 milyon nüfusu olan Azerbaycan'da her 8 kiþiden birisi göçmen durumundadýr. Bu yönüyle de Azerbaycan nüfusuna oranla dünyanýn en fazla göçmen veren ülkedir. SOYKIRIM TEZLERÝNÝ PROTESTO EDÝYORUZ ABD' DIªÝLÝÞKÝLER KOMÝSYONU'NDAN, YAHUDÝ BAÞKAN HOWARD BERMAN'IN GAYRETÝYLE GEÇEN 'SÖZDE ERMENÝ SOYKIRIM TASARISI'NIN ONAYLANMASINI PROTESTO EDÝYORUZ. OBAMA YÖNETÝMÝNCE,YÝRMÝ ÝKÝ OYA KARÞILIK YÝRMÝ ÜÇ OYLA DEMOKLAS'ÝN KILICI ÞEKLÝNDE TÜRK DIÞ POLÝTÝKASINA VURULAN SÖZDE MÜTTEFÝKLERÝ PROTESTO EDÝYORUZ. ERÝVAN'DA, ÝLLEGAL KARABAÐ BAYRAKLARI ALTINDA YARATILMAYA ÇALIÞILAN AÇILIM DAYATMALARINI PROTESTO EDÝYORUZ. BURSA'DA YASAKLANAN AZERBAYCAN BAYRAÐININ AY YILDIZINA YANSIYAN HÜZNÜ GÖRMEZDEN GELEN ANLAYIÞI PROTESTO EDÝYORUZ. SÝYASETEN ÝÇÝ BOÞ OLAN,ZÜRÝH PROTOKOLUNU VE DAYATMACI ANLAYIÞLARI PROTESTO EDÝYORUZ. YÜZ YILIN YALANI OLAN, SOYKIRIM TEZLERÝNÝ VE DESTEKÇÝLERÝNÝ PROTESTO EDÝYORUZ. AZERBAYCAN KÜLTÜR DERNEÐÝ MERKEZ YÖNETÝM KURULU 38 TEMMUZ 2010 Hocalý Olaylarý Üzerine Bir Deðerlendirme P?nah HÜSEYÝN Azerbaycan Milletvekili h?min yeri v? rolu ifad? ed? bil?n yalnýz iki hadis? üz?rind? dayanmaq ist?yir?m. Hörmetli dinleyenler, Azerbaycan halký üçün bu acý günd?, Ankara'da, R?sulzad? ocaðý Az?rbaycan Kültur D?rn?yind? az?rbaycan türklüðünün bu gün d? davam ed?n milli dava v? istiqlal mücadil?sin? ?v?zsiz töhv?l?r vermiþ mübariz? qardaþlarýmýz, aðsaqqallarýmýz arasýnda olmaqdan duyduðum h?yacaný v? þ?r?fi ifad? edir?m, sizl?ri sayðý v? ehtiramla salamlayýram. Bütün türk dünyasý þ?hidl?rin? v? öz?llikl? Xocalý þ?hidl?rin? allahdan r?hm?t dil?yir?m. 1988- ci ild? xalq Bakýda meydanlara sovet bayraqlarý il? çýxmýþdý. O vaxt indiki Azadlýq meydanýnda ilk d?f? üþr?ngli bayraq ?l boyda g?tirilmiþdi v? onun da ölçül?ri, r?ngl?ri üstünd?ki ay ulduz yanlýþ ç?kild? idi. Y?ni biz istiqlal bayraðýmýzý nec? vardý el? tanýmýrdýq. H?min bayraðý Az?rbaycana, onu heç vaxt enm?y? qoymamýþ Az?rbaycan Kültür D?rn?yi g?tirdi. Ýndi h?min bayraq müst?qil Az?rbaycan dövl?tinin bayraðýdýr v? haqq etdiyi yerd?dir, Az?rbaycanýn h?r yerind? dalðalanýr v? Az?rbaycan adýna dünyanýn h?r yerind? dalðalanýr. Böyük önd?r M. ? . R?sulzad?d?n ?man?t aldýqlarý bayraðý Az?rbaycana çatdýranlarýn b?zil?ri allahýn r?hm?tin? qovuþub. Xocalý soyqýrýmý bu günl?rd? qardaþ Türkiy?nin müxt?lif universitetl?ri, siyasi v? sivil toplum t?þkilatlarýnda toplantýlarla yad edilir, Xocalý soyqýrýmý qurbanlarý anýlýr, bu soyqýrýmý tör?tmiþ erm?ni canil?ri türklüyün v? insanlýðýn q?ddar düþm?nl?ri kimi l?n?tl?nir, onlarýn dünyadaký havadarlarý q?z?bl? pisl?nir, beyn?lxalq al?md?n bu soyqýrýma münasib?td? bigan?liy? son qoymaq t?l?b olunur. M?n d?y?rli aðsaqqallarýmýz Mehmet Kengerli b?yi v? ? hm?d Qaracaný sayðý il? anýram. Bir sýra nümay?nd?l?r is? C?mil Ünal bey baþda olmaqla bu gün bu toplantýda iþtirak edirl?r, biziml? bir yerd?dirl?r. Onlara eþq olsun. Lakin hesab edir?m ki, Az?rbaycan Kültür D?rn?yinin düz?nl?diyi bu toplantýnýn xüsusi bir yeri v? m?nasý vardýr. Az?rbaycan Kültür D?rn?yi yuxarýda dediyim kimi on ill?r ?rzind? az?rbaycan milli davasýnýn t?þkilati, ideoloji fikir m?rk?zl?rind?n biri olmuþdur. Daha d?qiq des?k, keç?n ?srin 80 ci ill?rin sonunda Az?rbaycanda mili azadlýq v? demokratik kütl?vi xalq h?r?kat baþlayana q?d?r yegan? ideoloji v? t?þkilati m?rk?z olmuþdur. Qeyd etdiyim ikinci hadis?ni diqq?tiniz? çatdýrmaq ist?yir?m. 1990- cý ild? Bakýda Elml?r Akademiyasýnda Az?rbaycan mühacir ?d?biyyatý mövzusunda konfrans t?þkil olundu. Konfrans Akademiya binasýnýn böyük zalýnda açýldý. Konfransý Az?rbaycan v? Türkiy? t?r?fi düz?nl?yirdi v? açýlýþ Türkiy?nin dövl?t himni il? baþladý. Hamý sayðý duruþuna qalxdý. Az?rbaycan kültür D?rn?yinin milli mücadil? v? istiqlal tariximizd? yeri v? rolu olduqca miqyaslý v? çoxt?r?flidir. Bu bar?d? bir þox h?qiq?tl?r h?l? sonra yazýlacaqdýr. M?n burda simvolik olaraq Sonra ikinci bir marþ s?sl?ndi v? yalnýz Türkiy?d?n g?lmiþ nümay?nd?l?r v? konfransda iþtirak ed?n ? bülf?z Elþib?y sayðý duruþuna qalxdý. 39 TEMMUZ 2010 Az?rbaycandan olan ?ks?riyy?t yerind? oturmaqda davam edirdi v? t??ccübl? bir- birin? baxanlar da vardý. Sayðý duruþuna qalxmamaq hörm?tsizlik v? ya protesto deyildi. Zal sad?c? s?sl?n?n marþýn n? olduðunu bilmirdi. S?sl?l?n?n is? bu gün müst?qil Az?rbaycanýn dövl?t himni olan istiqlala marþý idi. Bunlarda biri Xocalýnýn soyqýrým olub olmamasý ?trafýnda mübahis?l?rin getm?si, dig?ri Xocalý soyqýrýmýnýn tanýnmasý problemidir. Xocalýdaký q?tliamýn soyqýrým olmasý m?s?l?si. H?l? 1992- ci ilin martýn 5-6- da Az?rbaycan parlamentinin Xocalý hadis?l?rini müzakir?sinin n?tic?si olaraq q?bul etdiyi q?rarlarda öz ?ksini tapmýþdýr. Sonradan 1993- c2 v? 1994- cü ill?rd? dem?k olar ki. H?r il Xocalý soyqýrýmý ildönüml?ri il? baðlý az?rbaycan parlamentinin q?rarlarý, dünya dövl?tl?rin? müraci?tl?ri mövcuddur. Y?ni bu s?n?dl?r ?sasýnda Az?rbaycanýn Xocalý q?tliamýný soyqýrým hadis?si kimi tanýmasý bar?d? fikir söyl?m?k olar v? h?r hansý bir g?r?kç? il? bu m?s?l?ni þübh? altýna salýnmasý ?sassýzdýr. Ýndu h?min marþý Az?rbaycanda uþaqdan böyüy? hamý oxuyur v? eþid?nd? h?r k?s ayaða qalxýr. B?hs etdiyim Konfransýn Türkiy? t?r?fd?n t?þkilatçýsý Az?rbaycan Kültür D?rn?yi idi v? istiqlal marçýný Az?rbaycana, Bakýya Akademiyanýn zalýna g?tirib ilk d?f? s?sl?ndir?n d? onlar idi. V? h?min konfransýn nümay?nd?si olan, milli marþý Bakýya çatdýrýb 70 ild?n sonra Az?rbaycanda s?sl?ndir?n þ?xsl?r bu gün bu toplantýda bizim aramýzdadýr. Lakin onu da qeyd etm?yi lazým bilir?m ki, Az?rbaycanda Xocalý soyqýrýmýna aid xüsusi qanununu q?bul edilm?sinin z?ruriliyi d? günd?m? g?tirilmiþdir v? bel? bir lahiy? m?nim t?r?fimd?n “Musavat” deputat qrupu adýndan müzakir?y? t?qdim edilmiþdir. Hesab edirik ki, bel? bir qanunuun q?bul edilm?si Xocalý soyqýrýmý m?s?l?sind? bir sýra diskussiyalara v? siyasi spekulyasiyalara son qoyardý. Bu gün Xacalý soyqýrýmý qurbanlarýný aným günüdür. V? m?n bu gün bizi ayýran hadis?l?rd?n yox, birl?þdir?n hadis?l?rd?n danýþmaq t?r?fdarýyam. Lakin bir halda ki, Az?rbaycan Kültür D?rn?yi haqqýnda danýþdým üçün bir m?s?l?ni d? dem?y? bilm?r?m. Az?rbaycan müst?qil olduqdan sonra Az?rbaycanýn içind? d?, dýþýnda da, milli dava adýna tikilmiþ bir çox qalalar milli davaya yad olan gücl?r t?r?find?n alýndý. ? akin milli davamýza yad olan h?min gücl?rin bütün s?yl?rin?, çabalarýna r?ðm?n Az?rbaycan kültür D?rn?yi alýnmayan, yenilm?y?n t?k qala kimi qaldý. Az?rbaycan kültür D?rn?yi bununla Az?rbaycan milli Davasýnýn þ?r?fini xilas etdi v? qorudu. ? min olun ki, d?rn?yin r?hb?rl?rinin, üzvl?rinin bu f?dakarlýðýný az?rbaycan türkü, milli qüvv?l?r heç vaxt unutmayacaqdýr v? ?b?di olaraq siz? minn?tdardýr. Xocalý soyqýrýmý bar?d? müvafiq q?rarlarýn dünya dövl?tl?ri, xüsusi olaraq Türkiy? t?r?find?n q?bul edilm?si fövq?lad? mühüm addým ola bil?r. Bununla ?laq?d?r, diqq?tiniz? bir faktý þatdýrmaq ist?yir?m. H?l? 1992- ci ilin martýnda Xocalý hadis?si ar?d? m?lumatlar meydana þýxdýqdan sonra m?rk?zi Moskvada yerl?þ?n v? Qarabað hadis?l?ri deyil?n m?s?l?d? açýq erm?nip?r?st mövqel?rd?n çýxýþ ed?n “Memorial” t?çkilatý xüsisi t?hqiqat komissiyasý yaradýb Qarabaða gönd?rmiþdi. Az?rbaycan kültür d?rn?yi bir missiya t?þkilatýdýr, v? bu missiya davam edir. ? n yaxýn dövrd? Az?rbaycan Kültür D?rn?yinin milli mübariz?mizd?, öz?llikl? bu mücadil?nin ?n mühüm v? aktual istiqam?tl?rind?n biri olan Az?rbaycan – Türkiy? münasib?tl?rind? fövq?lad? ?h?miyy?tli yeri v? rolu bir daha aydýn þ?kild? q?rk olunub, baþa düþülüb q?bul edil?c?kdir H?min komissiyanýn r?yi 1992- ci ilin yayýnda hazýrlanýb d?rc edildi v? h?min r?y indi d? internetd? durur. Memorial Xocalý q?tliamýnýn soyqýrým xarakterli olduðu bar?d? r?y vermiþdi. Yen? bununla baðlý 1992- ci ilin erm?ni mü?llifl?rin?, o cüml?d?n r?smi þ?xsl?rin? aid olan m?nb?l?r?d Xocalý q?tliamýnýn erm?nil?r t?r?find?n tör?dilm?si halýnda onun soyqýrým olmasý bar?d? r?yl?r vardýr. Xocalý soyqýrýmý hadis?si haqqýnda hörm?tli S?lcuq Önal b?y ?traflý danýþdý. M?n sad?c? bir neç? m?s?l?ni n?z?rinz? çatdýrmaq ist?rdim. Bu ittihamdan qurtulmaq üçün erm?ni mü?llifl?ri 40 TEMMUZ 2010 Lakin yalnýz bir m?s?l? vardýr ki, biz müxalif?tþiliyi bir k?nara qoyub indiki iqtidarla ?m?kdaþlýða, iþ birliyin? hazýrýq ki, bu da Qarabað uðrunda mübariz?, oz?llikl? Qarabað uðrunda h?rb m?s?l?sidir. V? ?g?r prinsipial v? barýþmaz müxalif?td? olduðumuz Ýlham ? liyev iqtidarý torpaqlarýmýzý azad etm?k üçün müharib? bar?d? q?rar q?bul ed?rs? biz d? bu müharib?d? ?ld? silahla iþtirak etm?y? hazýrýq. iddia edilirdi ki, hadis? az?rbaycanlýlarýn özl?ri t?r?find?n tör?dilmiþdir. M?nc? el? bu r?yl?rin mövcudluðu bir sýra diskussiyalara son qoyulmasý üçün kifay?tdir. Xocalý soyqýrýmýnýn, anýlmasý, onun haqqýnda h?qiq?tin dünya ictimaiyy?tin? çatdýrýlmasý ?lb?tt? ki, mühüm m?s?l?dir v? davam etdirilm?lidir. Ancaq o da aydýndýr ki, xocalýlarýn qanýnýn t?l?b etdiyi m?s?l? Xocalýnýn, bütün iþðal olunmuþ torpaqlarýmýzýn, Qarabaðýn düçm?nd?n azad edilm?si, düþm?nin c?zalandýrýlmasýdýr. Bu mövqe müxalif?t t?r?find?n d?f?l?rl? r?sm?n b?yan edilmiþdir v? ist?yir?m inanasýnýz ki, bu sad?c? bir þüar deyildir. Eyni zamanda biz V?t?nimiz v? dövl?timiz ?trafýnda c?rayan ed?n hadis?l?rd?n ciddi þ?kild? narahatýq v? lazým bilir?m ki, bu narahatlýðý burda da ifad? edim. Eyni zamanda inanýram ki, az?rbaycan türkünün milli irad?si sonda qalib olacaqdýr. Az?rbaycan c?miyy?ti baþa düþür ki, bunun üçün h?rb lazým olacaqdýr. Döyüþm?k, qurban verm?y?, þ?hid olmaða hazýr olmaq lazýmdýr. Son dövrd? az?rbaycan iqtidarý da bu yðnd? b?yanatlalrla çýxýþ edir. Bilirsiniz ki, m?n müxalif?t? m?nsubam v? Ýlham ? liyev hakimiyy?tinin siyas?tini radikal þ?kild? q?bul etm?y?n siyasi x?tt t?rafdarýyam. M?n siyasi kimliyim? gör? üzv olduðum partiyanýn adýndan asýlý olmayaraq müsavatçýyam v? bunun davamý olaraq elçib?yçiy?m. Bu qalibiyy?t ?n tez bir zamanda olacaqdýr v? inþaalllah bu toplantýda iþtirak ed?nl?rl? bir yerd? h?min q?l?b?ni d? qeyd ed?c?yik. Bir daha Xocalý qurbanlarýna r?hm?t dil?yir,diqq?tiniz? gör? t?þ?kkür edir?m. Biz Az?rbaycandaký indiki yön?timin f?ls?f?sin? v? siyasi praktikasýna prinsipial þ?kild? qarþýyýq. 41 TEMMUZ 2010 Hocalý Katliamýndan Alýnacak Dersler Sami YAVRUCAK / Yeniçað S almadýklarýný göstermiþlerdir; Halbuki, 1917 yýlýnda Bolþevik ihtilali'nin birinci yýlýnda Bakü'de otuz bin Türk katledilmiþti ve "Kafkasya Fevkalade Komiseri" Ermeni Þaumyan tarafýndan yürütülen katliamlara tahammül edemeyen Osmanlý Türk Ordusu, Nuri Paþa komutasýnda Bakü'ye girmiþ ve canileri temizlemiþti. Türk'e düþen görevi yerine getirmiþti. Sayýn okurlarý m, "insan Haklarý izleme Örgütü" gibi uluslararasý insan haklarý kuruluþlarýnýn bildirilerine göre, Oniki bin kiþinin yaþadýðý Yukarý Karabað'ýn Hocalý kasabasý 1991 yýlýnýn ekim ayýndan sonra ablukaya alýndý. Altý ay süren abluka, þubat ayý sonunda sona erdi. Ermenistan silahlý kuvvetleri, þehri kuþatýp bombaladýktan sonra köylere giderek katliamlar yaptý. 613 kiþiyi katletti. 487 kiþi aðýr yaralý olarak kurtarýldý. 1275 kiþi rehin alýndý ve cesetler yakýldý. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi de, Ermenilerin Hocalý'yý harap ettiklerini ilan etti. Hadise, akýý almaz bir vahþetti. Ermenilerin iþgal ettikleri Hocalý da iþkencelerin her türü uygulanýyordu. Yaþanan bu insanlýk dýþý mezalimlerin emrini veren Robert Koçaryan, 1998 yýlýnda Devlet Baþkaný olmuþtur. Hocalý katli-amýndan kaçarak kurtulanlar, Azerbaycan'ýn muhtelif þehir/erine daðýtýlmýþlardýr. Kanlý kýþ günlerinde evlerinden kaçanlar, ongün gece gündüz karlý buzlu yollarda zayiat vererek hayatlarýný kurtarabilmiþlerdir. Hocalý'da þehit vermeyen aile yoktur. 1992 yýlýnýn güzel bir yaz ayýnda Azerbaycan'ýmýza yaptýðýmýz bir ziyarette, Hocalý katliamýndan kurtulan kardeþlerimizin misafir edildikleri Bakü'deki mahalleye konuk olarak gidip kucaklaþarak Türkiye'den getirdiðimiz armaðanlarýmýzý sunduðumuzu unutmuyorum ve sizlere; - "Bursa'da Azerbaycan bayraklarýný engelleyen zihniyetle, Bakü'de Türk Þehitliði'nden bayraklarý indiren zihniyet aynýdýr." diyerek, gelecek nesillerimizin eninde sonunda Türk Birliði'ni kurarak, Hocalý katliamýnýn acýlarýný da bizlere unutturacaklardýr, müjdesini veriyorum. ayýn okurlarým, Ruslar altý asýrdan beri, Deli Petro'nun geniþleme ve sýcak denizlere inme politikasýný, tatbik edegelmiþlerdir. Bu uygulamalardan yakýn komþularý ve Türk soylu insanlar çok etkilenmiþtir. Kýrým Türkleri'nin atasözü bunun belgesidir; "Ruslara komþu olanlar, baltalarýný bellerinden eksik etmesinler" Can Azerbaycanlý kardeþlerimiz ince ruhlu, hassas ve sanatkar yapýlarý ile Kýrýmlý kardeþlerimize kulaklarýný kapamýþlar ve daima baltalarýný bellerinden eksik ederek, þarkýlarýný söyleyip þiirlerini okumuþlardýr. Ben, Sovyetler Birliði döneminde, 1988 yýlýnda Türk Dünyasý Araþtýrmalarý Vakfýmýzýn sayesinde, Bakü'ye giden yüzelli Türk'ten biriydim. Seksen yýllýk yaþantýmýn en mutlu dokuz gününü Azerbaycanlý kardeþlerimle geçirdim ve özelliklerini yakýndan tanýdým. 1990 yýlýnda Ruslar, tanklarý ile Bakü'ye girdiler ve katliam yaptýlar. Bundan bir buçuk iki yýl sonra da, yarýnki 26 Þubat'da Ermeniler, Ruslarýn yardýmý ile Hocalý'da katliam yapýp Türk kaný döktüler Ruslar 366 motorize alaylarýný harekete geçirerek aðýr silah ve tanklarýyla, Azerbaycanlý gönüllülerden oluþan cepheleri yararak Ermeni'lere yol açtýlar ve katliamlara müsaade ettiler. Türk Milliyetçileri bu iki katliamýn acýsýný da, yürekten duymuþlardýr Çünkü kardeþleri katliama uðrarken, devletlerinin her türlü imkaný varken, Rus ordusu o yýllarda bir kamyon votkaya teslim olabilecek halde iken, tanklarýný para karþýlýðýnda satarken ve hatta Türk Dünyasý'nýn kapýsý açýlmak üzere iken, elleri kollarý baðlý olarak seyirci kalmanýn acýsýný yaþamýþlardýr Rus tanklarýnýn Bakü'de katliam yaptýðý günlerde Türk Milliyetçisi olarak bizler, telefonlaþarak Taksim'de toplandýk ve Rus Sefareti'ne kadar yürüyerek tel'inde bulunduk. Cumhuriyetimiz'in baþýndaki Turgut Özal, -Bunda üzülecek ne var? Onlar þii, biz sünniyiz" demiþti. Baþbakan Süleyman Demirel de "Ruslarýn KýzýlOrdularý ile, yirmi yedi bin atom baþlýklý füzeleri var" diyerek, Azerbaycan Cumhurbaþkaný Elçibey'in Hocalý'daki yaralýlarý taþýmak için istediði iki helikopteri vermemiþtir. Ve Cumhuriyet yöneticilerimiz, geçmiþ tarihimizden dahi ders 42 TEMMUZ 2010 ÝRAN (*) TÜRKLERÝ H. Nihal ATSIZ 1 kolu olan Ýlhanlýlarýn, ilhanlýlardan sonra Calayýrlar, Karakoyunlular, Temirliler, Akkoyunlular, Safevîler, Afþarlar ve Kaçarlarýn hâkimiyeti altýnda kalmýþ ve bu hâkimiyet 1925 yýlýna kadar uzamýþtýr. 1042 ile 1925 arasý 883 yýl eder. Bir ülke 883 yýl Türklerin elinde kalýp da halkýnýn çoðu Türk olunca þüphesiz bir Türk memleketi sayýlacaktýr. Bir Türk memleketi olduðu halde zýt ve yabancý bir ülke sayýlmasýnýn tek sebebi ortaçaðlardaki devlet kavramýnda en mühim faktör sayýlan mezhep ayrýlýðýnýn doðurduðu aralýksýz ve lüzumsuz kavgalardýr. Tarihlerin Türk – Acem kavgasý diye gösterdiði Çaldýran meydan savaþýnda Türklüðü temsil eden Yavuz Sultan Selim’in ordusunda 10.000 kadar devþirme yeniçeri vesaire bulunduðu halde Acemliði temsil eden Þah Ýsmail’in ordusu yüzde yüz Türkmenlerden mürekkepti. Saray ve ordu dili Türkçe olan Ýran’ýn fiilen olmasa bile resmen Farslaþmasý 1925’te Pehlevî Hanedanýnýn Ýran tahtýna geçmesinden sonradýr. Zâhidî’nin bahsettiði dostluk ve kardeþliðin doðru olmasý için yalnýz Dýþiþleri Bakanlarýnýn siyasî nezaket çerçevesindeki sözleri hiç þüphesiz kâfi deðildir. Bütün Dýþiþleri Bakanlarý, baþka milletlerden bahsederken aþaðý yukarý ayný þeyleri söylerler. Dostluk ve kardeþliðin gerçekleþmesi, bütün milletçe olmasa bile, aydýnlar ve basýn tarafýndan desteklenmedikçe hakikat olmuþ sayýlmaz. 2 Kasým 1968’ de, saat 19 daki Radyo Ajans Haberlerinde ve ertesi günkü gazetelerde bildirildiðine göre, Ýran Dýþiþleri Bakaný Zâhidî, Tahran hava alanýnda, bira yabancý gazetecinin sorusuna verdiði cevapta, bu iliþkilerin geçmiþte olduðu gibi dostluk ve kardeþlik esaslarýna dayanarak yürüdüðünü söylemiþti. Türk – Ýran iliþkilerinin dostluk ve kardeþlik temeline dayanarak yürümesini, elbette, biz de isteriz. Çünkü “Kalkýnma Ýçin Bölgesel Ýþbirliði” andlaþmasýnda Ýran’la müttefik olduðumuz gibi, sýnýrdaþ bulunmaklýðýmýz, ayný muhtemel tehlikelerden zarar görme durumunda olmamýz da bizi dostluða, ittifaka ve iþbirliðine sürüklemektedir. Ýran’la kardeþliðimize gelince bunda da büyük bir gerçek payý olduðu muhakkaktýr. Çünkü 25 milyonluk Ýran’da Türkler 12 milyonla en büyük millî topluluðu teþkil etmekte ve Fars, Arap, Kürt, Lor, Belüç gibi etnik unsurlar arasýnda her alandaki cevvaliyetleri ile Ýran’ýn âdeta bir Türk memleketi olduðu gerçeðini ortaya koymaktadýr. Unutulmamalý ki bugün Ýran’ýn hâkim unsuru farz olunan Farslar ancak 8–9 milyonluk bir kütleden ibarettir ve bu unsur, bundan önceki uzun yüzyýllar boyunca daima Ýran’daki Türk topluluðunun hâkimiyeti altýnda yaþamýþtýr. Ýran 1402’de tamamen Selçuklularýn hükmüne girip 12. asýr sonlarýna kadar bu hanedanýn, daha sonra yine halis Türk olan Harzemþahlarýn, Harzemþahlardan sonra Çengiz Hanedanýnýn bir (*) H.Nihal ATSIZ'ýn dönemin etkili edebiyat ve fikir dergisi Ötüken'in Ocak – 1970 sayýsýnda yayýnlanan yazýsý. 43 TEMMUZ 2010 söylemeye imkan yoktur. Anlaþýlmayan, tarihî bir sýr olarak kalan nokta, Moðollarýn Farslarý niçin Moðolca deðil de Türkçe konuþmaya icbar ettikleridir. Âyendegân’ýn dostluk ve kardeþliðe asla yakýþmadýðý gibi gerçekle ve mantýkla baðdaþamayan bir iddiasý da, Türklerin büyüklük duygusuna kapýlarak birçok Ermeni’yi yok ettikleri hakkýndaki sözleridir. Herhalde Birinci Cihan Savaþý sýrasýndaki olaylara dokunmak istiyor. O Ermeni hâdiseleri büyüklük duygusundan deðil, var olma direniþinden doðmuþtur. Ölüm – dirim savaþýna girmiþ olan Türkiye’yi Ermeniler arkadan vurmak istemiþlerdi. Ýhanet eden tebaalara karþý bütün devletlerin yapacaðý muameleyi Türkler de yapmýþlardý. Ya Ýkinci Dünya Savaþýnda ve bir de iki yýl önce Farslarýn Þiraz bölgesindeki Kaþkay Türklerine karþý giriþtiði yok etme harekâtý neydi? Ýran’ýn güneyinde Farslýðýn ortasýnda, bir ada halinde yaþayan bir iki yüz binlik Kaþkay Türkleri hangi düþmanla iþbirliði yapmýþ veya Ýran’ýn hangi hayatî çýkarýný tehlikeye koymuþtu? Görülüyor ki tarihe mal olmuþ olaylarý lüzumsuz yere kurcalamak faydasýzdýr. Hele bunlarýn haksýz þekilde tefsiri geriye tepen silah tesiri yapar. Ýran gazetesinin unutmamasý gereken nokta þudur: Türkiye, çevresinde düþman devletler olsa bile kendisini koruyacak kudrette olduðunu uzak ve yakýn tarihiyle ispat etmiþ bir devlettir. Ýran ayný durumda deðildir ve Ýran’ý devlet halinde yaþatan güç Ýmam Rýza’nýn türbesi veya Firdevsi’nýn Þehnâmesi deðil, 12 milyonluk saðlam, enerjik, müteþebbis ve cesur nüfusu ile Ýran Türkleri’dir. Ýran’ýn kendi devlet baþkanlarý olarak saydýðý Tuðrul Beðler, Alp Arslanlar, Melikþahlar, SancarMâziler, Þah Ýsmâiller, Tahmasblar, Nadir Þahlar ve onlarýn ordularý tamamiyle Türktür. Ýran edebiyatýný teþvik ve mükâfatlarý ile geliþtirenler Türk hükümdarlarýdýr. Fars edebiyatý þairlerinin mühim bir bölümü de Türk ýrkýndan kimselerdir. Hele Ýkinci Cihan Savaþý’nýn kritik günlerinde, Ýran Ruslar’la Ýngilizler tarafýndan istilâ edilir ve Pehlevî Hanedanýnýn kurucusu “Büyük Þah Rýza Ýran’da hükümet kontrolünde olduðu herkesçe bilinen basýnýn Türkler hakkýndaki düþünceleri hiç de kardeþçe, hatta dostça deðil, aksine düþmancadýr. Örnek olarak son zamanlarda, üzerinde çok durulan bir Ýran gazetesinin Âyendegân’ýn Türkiye’den bahseden makalesi gösterilebilir. Âyendegân, Türkiye’den “Don Kiþotlar Ülkesi” diye bahsediyor. Doðuda ve Batýda Don Kiþot karakterli bazý milletlerin bulunduðu malumsa da Türklerin bunlardan biri olmadýðý millî karakterleriyle sabittir ve bir ülkeyi bu þekilde adlandýrmak herhalde dostça bir bakýþýn neticesi deðildir. Âyendegân, Türklerin büyüklük iddiasýnda olduklarýný, akýllýlýklarýyla þöhret sahibi olmak istediklerini, fakat temelden mahrum olan bu iddianýn sýrf bir taassup mahsulü olduðunu, bu milletin içindeki bazý bilgisiz kimselerin Pantürkizm hülyasýyla yaþadýðýný, Türkçe konuþan baþka milletleri kendi imparatorluklarý içine katmak istediklerini yazýyor. Türklerin büyüklük iddiasý, böyle bir iddialarý varsa, temelden yoksun deðil, tarihî temellere dayanan bir düþüncedir. 1918 yýlýna kadar Türklerin aralýksýz olarak büyük devlet halinde yaþadýklarý ve bazý asýrlarda cihan birincisi olduklarý da yine tarihî bir gerçektir. Farâbî’yi yetiþtiren bir millete “akýllýlýklarýyla þöhret sahibi olmak isteyenler” demek ilmî deðerden mahrum, hakikatle ilgisiz bir iftiradýr. Âyendegân’ýn bilgisiz kimseler diye bahsettiði Pantürkistlerin “Türkçe konuþan baþka milletleri kendi imparatorluklarýna katmak” istemeleri ise düzeltilmeye muhtaç bir yanlýþtýr. “Türkçe konuþan baþka milletler” yeni icad bir nazariye olacaktýr. Çünkü Türkçe konuþanlarýn Türk olduðu bütün dünya ilim âlemince kabul edilmiþ, mantýkýn ve tarihin desteklediði bir hakikattýr. Âyendegân, Ýran Türkleri olan Azerilerin Türkmenlerin ve Kaþkaylarýn “Türkçe konuþan baþka milletler” olduðunu anlatmak istiyorsa bu fahiþ yanlýþý düzeltmeye kalkmak bile abestir. Aslýnda Fars olan bu Azeri, Türkmen ve Kaþkaylarýn Moðol istilasý sýrasýnda zorla Türkçe konuþmaya mecbur edildiði hakkýnda Ýran okullarýnda öðretilen tarih bilgileri üzerinde ise söz 44 TEMMUZ 2010 çaresi Türklere Türkiye kapýlarýný kapamak deðil, onlarý Ýran’a ýsýndýracak formülleri bulup uygulamaktýr. Dokuz yüzyýldan beri Ýran’a hâkim olan Türklerin birdenbire bir sihirbaz deðneðiyle mahkûm duruma düþüvermeleri herhalde onlar tarafýndan kolaylýkla ve baský ile kabul olunacak bir þey deðildir. Âyendegân’ýn Türklere bir takým kusurlar yakýþtýrmasý ve Türkiye’de Turancýlýk fikirleri revaçta olduðu için bu memleketi Don Kiþotlar ülkesi diye tarif etmesi, sýrça köþkte oturanlarýn komþularýna taþ atmasý cinsinden tehlikeli bir davranýþtýr. Çünkü iþ karþýlýklý suçlamalara dökülünce bundan zararlý çýkacak olan herhalde Türkler olmayacaktýr. Türkiye’de Pantürkizm düþüncesi bütün Türkleri (Âyendegân’ýn tabiriyle Türkçe konuþan milletleri) birleþtirmek gayesini güder. Bu gaye tarihte birkaç defa gerçekleþmiþtir. Selçuklu Alp Arslan ve Melikþah zamanlarýnda Ýran ile Türkiye tek devlet halinde yaþýyorlardý ve baþýnda Selçuklu Hanedaný bulunan, baþkenti Rey veya Ýsfahan þehirleri olan bu devlet þüphesiz bir Türk devletiydi. Ýþte bugün Ýran’da Türkçe konuþan Azeriler ve baþka Türkler, Ýranlý dostlarýnýn mizah konusu olacak iddialarý gibi Moðollar’ýn zorla Türkçe konuþturduklarý Farslar deðil, Selçuk Devletinin dayandýðý unsur olan Türklerin torunlarý, yani Ýran’ýn dünkü hâkimleridir. Türklerin Pantürkizm ülküsünü gütmeleri bir kusursa Ýranlýlarýn panaryanizm düþünceleri nedir? Pantürkizm, gerçekleþebilir bir ülkü olduðunu ve yalnýz Türkleri düþündüðü halde Fars, Kürt ve Ermenileri içine almak hayalindeki panaryanizme ne demeli? Hele Farslarla Ermenilerin birleþmesi gibi asla gerçekleþemeyecek olan bir düþüncenin ardýndakiler nasýl insanlardýr? Pantürkistler kendi tarihleri hususunda hiçbir mugalata veya mübalaðaya kapýlmýþ deðillerdir. Buna ihtiyaçlarý olmadýðý da malumdur. Ya geçende kutlanan “Ýran’ýn 2500 üncü yýl dönümü” nedir? Acaba ortada gerçekten 2500 yýllýk bir devlet var mý? Ýranlý müttefiklerimizi gücendirmek pahasýna olsa da böyle bir devletin bulunmadýðýný söylemeye mecburuz. Pehlevî” esir edilerek sürgüne gönderilirken Basra Körfezi’nde kuvvetli Ýngiliz filosuna küçük birkaç savaþ gemisiyle karþý koyarak þehid olan Ýran amirali “Bayýndýr” da, adýndan da anlaþýlacaðý üzere, Türk’tü. Zaten bu muhteþem deliliði de ancak bir Türk yapabilirdi. Zâhidî’nin bahsettiði Türk – Ýran dostluðunun gerçekleþmesi bir takým þartlara baðlýdýr. Bu þartlarýn baþýnda iki taraftaki basýnýn rolü ile Ýran Türklerine karþý gösterilen muamele çok mühimdir. Basýn hem umumî efkârý temsil etmek, hem de halka yol göstermek bakýmýndan bu dostlukta güçlü bir faktördür. Þimdiye kadar Türk basýnýnda Ýranlýlarý kýracak sistemli bir yayýn görülmemiþtir. Türk basýný Ýranýnýki gibi baský ve sansür altýnda bulunmayýp hür olduðu halde Ýran düþmanlýðý yapan bir gazeteye rastlanmamýþtýr. Aksine, gerek gazeteler gerekse dergiler Ýran’ý, Ýranlýlarý, özellikle Ýran saray çevresini memnun edecek yazýlar yazmýþtýr. Ýran’da, bir taraftan lüks ve sefahat yapýldýðý ve memleketin bütün servetinin birkaç yüz aile tarafýndan paylaþýldýðý, öte yandan sokaklara dökülmüþ sefaletin acýklý manzaralar arzettiði sol temayüllü bazý gazeteciler tarafýndan dile getirilmiþse de bunda pek fazla yalan ve yanlýþ yoktur. Türk basýný, sýrf ittifak baðlarýna duyduðu saygý dolayýsýyla bu meseleleri daha fazla kurcalamaktan çekinmiþ, Ýran’ýn iç iþi sayarak üzerinde durmamýþtýr. Üzerinde durulan konu, Ýran’ýn genç ve güzel kraliçesi Ferah Dibâ’nýn zarafeti, meziyetleri, sosyal konularla ilgisi gibi meseleler olmuþtur. Bu arada Ýran þahýna da geniþ yer verilmiþ, hakkýnda övücü yazýlar yazýlmýþ, ilk iki evlenmesinde bahtiyar olmadýðý için kendisine karþý þefkat ve sempati duyulmuþtur. Ýran hükümetinin bir yandan Türkiye ile dost ve müttefik geçinirken öte yandan Türkiye’de öðrenim yapmak isteyen Türk asýllý Ýran öðrencilerine pasaport vermemesi, buna karþýlýk herhangi bir Avrupa ülkesinde gidenlere hiçbir sýnýr konulmamasý dikkatten kaçacak gibi deðildir. Bu gençlerin Türkiye’de Türkçülük ve Turancýlýk ülküleriyle aþýlanmalarýndan korkuyorlarsa bunun 45 TEMMUZ 2010 Medyalýlarý Ýranlý saysak bile Medyalýlarla Perslerin kýsa süren hakimiyetlerini Ýskender istilâsý yok edip Ýran uzun süre Makedonyalýlarýn esareti altýnda kalmamýþ mýydý? Makedonya hakimiyetine son veren Partlarýn Fars olmadýðý muhakkak olmamakla beraber bunlarý da Ýran kadrosuna alsak ve Sasanlýlarla birlikte hesap etsek dört beþ asýr süren bu devreyi Araplar sona erdirip ondan sonra Ýran haritadan silinmemiþ miydi? Asýrlardan sonra kurulan ve Ýran’ýn ancak bir parçasýna hâkim olabilen Samanlýlar, Saffarlýlar, Büveyliler de nihayet Ýran’ý bütünüyle Türklere býrakmamýþlar mýydý? Arada asýrlarca süren Makedonya, Arap ve Türk hakimiyetleri bulunan bir ülkeyi 2500 yýllýk Fars devleti saymak herhalde tarihe “seni saymýyorum” demekle birdir. Hele adýnýn “Muhammed Rýza” olduðu bütün dünya tarafýndan bilinen þimdiki Ýran þahýnýn “Aryamihr” (yani Arya güneþi) adýyla anýlmasý Ýslâmiyetten önceki Ýran tarih ve kültürüne çekilen özleyiþin ifadesinden fazla bir mânâ ifade etmez. Bizim tarihimizde buna benzer mübalegalar yoktur. Mustafa Kemal Paþa, “Atatürk” adýný soyadý olarak almýþtýr. Þunu da unutmamalý ki o Sakarya ve Dumlupýnar meydan savaþlarýný kazanmýþ bir kumandan, mahvoldu sanýlan bir milleti kalkýndýran devlet adamýydý. Tehlike anlarýnda ülkesini býrakýp gitmiþ ve bu unvaný durup dururken almýþ deðildi. Ýranlý müttefiklerimizin bizi tenkit veya hicvederken kendilerinin toz kondurulacak taraflarý bulunmamasý icab ederdi. Meselâ, dost bir devlet, kendi sýnýrlarý içinde bulunan 12 milyon Türk’e baþka türlü muamele etmeliydi. Ýran’ýn en özlü ve savaþçý unsuru olan Türklerin o ülkedeki 50–60 bin Ermeni’nin yararlandýðý azýnlýk haklarýndan faydalanmasýnýn önleniþi Türk denilince ödü patlayan bir devletin baþvuracaðý çaredir. Farslar’ýn beyninde Þehnâmedeki masallar yer etmiþ olduðu için kuzeylerindeki Azerbaycan’da bir “Turan” ve her Türk’te de bir “Afrâsiyab” görmek kuruntusundan kendilerini kurtaramýyorlar. Halbuki devlet ve onun politikasý kuruntularla deðil, gerçek müttefikleri ve saðlam dostlarla hakiki düþmanlarý kavrayabilmek hüneriyle yürütülür. Türkiye’de hiçbir Ýran düþmanlýðý bulunmamasýna karþýlýk müttefikimiz Ýran’ýn þuuraltýnda bazý karanlýk noktalarýn bulunduðu muhakkaktýr. Ýranlýlara, geleceklerinin Türk dostluðuna baðlý bulunduðunu, Türk düþmanlýðýnýn Ýran’ýn lehinde olmayacaðýný hatýrlatmak ise dostça bir uyarmadan baþka bir þey deðildir. 46 TEMMUZ 2010 Türkiye'de yaþayan Güney Azerbaycanlý gençler, Azerbaycan- Kýrým Ýnsan Haklarý Derneði'nin himayesinde yasal bir gösteri yürüyüþü yaptýlar. Yüz kadar genç Ýran Sefaretinin bulunduðu Kuðulu Park civarýnda attýklarý sloganlardan sonra Polis kordonu altýnda Ýran sefareti önüne “Ýran'da yaþayan Türkler'e yapýlan baskýlara son” yazýlý siyah çelenk býraktýktan sonra basýn açýklamasýný yaptýlar. Deðerli Basýn Mensuplarý, Sevgili Ankaralýlar; Güney Azerbaycan, Ýran'ýn kuzeybatýsýnda Türklerin yaþadýðý bir coðrafyadýr. Ýran'da yaklaþýk 35 milyondan fazla Türk (Azerbaycan Türküleri, Kaþgaylar, Türkmenler, Haleçler) yaþamaktadýr. Ýran nüfusunun yarýdan fazlasýný oluþturan Türkler, en ilkel insaný haklarý olan kendi dillerinde eðitim almaktan yoksundurlar. Bunun yaný sýra güney Azerbaycan Türklerinin dilleri ve kültürleri, Ýran'da resmi kurumlar tarafýndan hakarete tabi tutulmakta ve aþaðýlanmaktadýr. Asimilasyon politikalarýnýn bir parçasý olan Ýran'daki Güney Azerbaycan Türklerini aþaðýlamanýn en belirgin örneði 2006 Mayýs ayýndan itibaren artmaya baþlamýþtý. Ýran hükümeti bu itirazlarý sert bir þekilde bastýrmýþ onlarca kiþi öldürülmüþ, yüzlerce kiþi yaralamýþ ve binlercesini de gözaltýna almýþtý. Hatta kadýn ve çocuk demeden gözaltýna alýnanlarýn bir çoðu iþkenceye maruz kalmýþ ve bazýlarý uzun süreli hapislere mahkum edilmiþtir. Mayýs 2006 tarihinden itibaren Güney Azerbaycan Türklerine karþý baskýlar artmaya baþlamýþtý. Üniversitelerde faaliyet gösteren Türk dernekleri ve dergiler kapatýlmýþ ve yöneticileri de baskýlara maruz kalmýþtýr. Biz Türkiye'de Yaþayan Güney Azerbaycan Türkleri Olarak; 1- Ýran'da Güney Azerbaycan Türklerine karþý yürütülen asimilasyon ve aþaðýlama politikalarýna son verilmesini, 2- Güney Azerbaycan Türklerine karþý baskýlarýn ortadan kalkmasýný, 3- Güney Azerbaycan Türklerinin kendi dilleri olan Türkçede eðitim almasýný, 4- Güney Azerbaycan Türklerinin sivil toplum faaliyet etmelerine engel olunmamasýný, 5- Güney Azerbaycan coðrafi adlarý ve demografinin deðiþtirilmemesini, 6- Hapiste olan Güney Azerbaycanlý Türklerinin kayýtsýz-þartsýz serbest býrakýlmasýný, 7- Ýran rejiminin Güney Azerbaycan arazisinden uyuþturucu transiti için istifade etmesine ve Güney Azerbaycan gençleri arasýnda uyuþturucuyu yaymaya çalýþmasýna, 8- Üniversitelerde Azerbaycan Türk öðrencilerinin eðitimlerinin engellenmesine, 9- Güney Azerbaycan tarihi yapýtlarýnýn daðýtýlmamasýna, 10-Güney Azerbaycan'ýn doðal kaynaklarýnýn yýpratýlmasýna, özellikle Urmu gölünün bilinçli þekilde kurutulmasýna ve Maraða'da kimyasal atýklarýn nehre akýtýlmasý sonucu çevrenin yok olmasýna son verilmesini talep ediyoruz. 47 TEMMUZ 2010 OZAN ARAZ ELSES'in Konseri Muhteþemdi G Onu seyrederken ünlü ozan Sabahattin Ali'nin bir þiirinde dediði; “Duruþun bakýþýn yaman be Ali” dediðini hatýrladým. Araz Elses'te yamandý. Azerbaycan'da edindiði müzik birikimini Avrupa'ya taþýmýþ,1991 yýlýnda Yazarlar Birliði'nce Azerbaycan'da "En Ýyi Ozan" ödülünü almýþtý. Þarkýlarýnda ve sazýnda farklý bir yorumla ortaya koyduðu Türklük temasý onun sazýnda bazen bir Ruhi Su, bazen Barýþ Manço oluyordu. Araz Elses'in þarkýlarýna temel olan þiirlerinde seçtiðimiz birini aþaðýda sunuyoruz. Ancak,Araz Elses'in baðlamada ki yeteneði, þarkýlarýndaki lirik anlatým,özellikle “Atlar” “Delikanlý Türkleriz” ve “Türküz, türkü çaðýrýrýz” ve “Selam dar aðacý,aleykümselam” adlý þarkýlarý onun gerçek bir fenomen olduðunu anlatýyordu. O kitlelere hitap ederek, pýnarlarý tufana döndürebilecek bir yetenekti. Onu izlerken, bir baletin sahne estetiði altýnda, yüz yýllar ötesinden gelen Türk akýncýlarý gibi uçan efsanevi kahramanlarý görürsünüz. Ona bu baþarýlý yolculukta uðurlar dilerken,22 Mayýs 2006 etkinlikleri içinde, Araz Elses'i Ankara'ya davet ederek seyirciyle buluþturan ve geceyi düzenleyen, Babek DANÝÞVER, Zaur BAYRAMLI ve her biri ayrý deðerde katký saðlayan yürekli arkadaþlarýný baþarýlý organizasyonlarýndan ötürü kutlarýz. Bu renkli gecede Azerbaycanlý ünlü þair Rüstem Behrudi'nin Selam Dar Aðacý, Aleykümselam adlý þiirini büyük bir katký ile okuyan ve proðramý baþarýyla sunan Aybike TEKGÜL'ü de yeteneðinden ötürü kutlarýz. üney Azerbaycan'da 22 Mayýs 2006 tarihinde yaþanan ulusal ayaklanmanýn yýl dönümü nedeniyle, Ankara'da yaþayan Güney Azerbaycanlý gençlerin tepki yürüyüþleri ve etkinlikleri içinde yer alan Ozan Araz Elses konseri Gençlik Parký Necip Fazýl salonunda izleyicilere coþkulu saatler yaþattý. Araz Elses, kendisini izleyen yüzlerce seyirciyle bütünleþirken, sergilediði performansýyla gerçek bir fenomen olduðun kanýtladý.Çünkü sahneye olduðu kadar, sazýna ve sözüne de hakimdi. Sazýn sustuðu yerde kendini anlattý. “Güney Azerbaycan'da dünyaya geldim. Annem sürekli destanlar anlatýrdý. O destanlarýn içinde saz vardý, Türk sözleri vardý. Kendi kendime saz çalmaya baþladým. Benim doðduðum ellerde saz okullarý yok, Çünkü orada saz çalmak bile yasaktý. Kimse bana, bu sazdýr, bu baðlamadýr, Böyle çalýnýr demedi. Türkçe eðitim olmadýðý için dilimiz geliþmedi. Siz Türk deðilsiniz dediler. Baþka kimlikler vermeye kalkýþtýlar. Bizim ideallerimiz silahlardan daha güçlüdür. Kurþun sýkmýyoruz, kan akýtmýyoruz, Hakkýmýz olan dilimizi ve kimliðimizi istiyoruz.”diye duygulu sözler söyledi. Araz Elses'in seslendirdiði eserlerdeki güçlü yorumu ve sine-vizyon gösterilerinde yer alan Türk tarihinden efsanevi çizgiler içinde özenle hazýrlanan görsellik dinleyicileri coþtururken, onun iletiþim kurmada ki yeteneði ve þarký sözlerindeki özgün mesajlar seyirciyle bütünleþmesine yetiyordu. 48 TEMMUZ 2010 Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. Yolumu gözl?din h?r s?h?r-axþam, Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. ? c?ll? ölm?y? doðulmamýþam, Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. Danýþ, ? mir Teymur, bu son n?ydi b?? Boynumda að k?f?n, dilimd? tövb?... D?rsini t?rs bil?n, m?nimdi tövb?! Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam! S?ni m?n ?kmiþ?m...M?n? s?n q?nim, S?ni suvarmaða halaldý qaným; Yarpaðýn r?ng alsýn qanýmdan m?nim, Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam! O hansý mill?tdir, taleyi sirdir? Yüz adla bölündü, yen? d? birdir! M?ni hüzuruna bu d?rd g?tirdi, Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. Ey darýn aðacý! Kimd?n k?m?m, k?m?! Ya s?ni yendirr?m, ya s?n? yenn?m. Ya da budaðýnda yarpaða dönn?m, Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. X?z?ri, Baykalý, Aralý gördüm, Gördüm can üst?dir, yaralý gördüm. Tanrýný b?nd?d?n aralý gördüm, Salam, Dar aðacý! ? leyküm salam. Qýrðýzam, özb?y?m, qazax, türkm?n?m, Baþqýrdam, k?rkür?m, el? görk m?n?m. S?nin gözl?diyin q?rib türk m?n?m! Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. Çarxý t?rs fýrlanýr f?l?k qarýnýn, Turan kölg?sind? budaqlarýnýn. R?ngi bayraðýmda yarpaqlarýnýn, Salam, Dar aðacý! ? leyküm salam. Q?bul et, növb?ti qurbanýn m?n?m, M?nim caným s?nd?, bil, canýn m?n?m. El? qürr?l?nm?, h?r yanýn m?n?m, Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. ? vv?lin axýrý, sonun ?vv?li Buymuþ, bilm?miþ?m bunu m?n d?li. Qorxum yox! N? olsun boyun göy d?lir, Salam, Dar aðacý! ? leyküm-salam. 49 TEMMUZ 2010 Ý LE R E R B A H E K N E R D Derneðimiz Kadýnlar Kolu Tekel Ýþçilerini Ziyaret Etti TEKEL iþçilerinin özlük haklarý için yaptýklarý toplu direniþ kamuoyunu yakýndan ilgilendirirken, yaþanan sýkýntýlara ortak olmak isteyen derneðimiz kadýnlar kolu, 27 Ocak 2010 tarihinde naylon çadýrlarda yaþam mücadelesi veren iþçilere sýcak bir ziyaret gerçekleþtirdi. Derneðimiz merkezinde tasarlanan ve kadýnlar kolunun el emeði ile üretilen, çok miktarda þal örtü ve kaþkol gibi koruyucu malzemeler, samimi bir ortamda ilgililere teslim edildi. Nevruz Bayramý Kutlandý Azerbaycan Kültür Derneði Kadýnlar Kolu Tarafýndan dernek merkezinde düzenlenen Nevruz Bayramý, her zamankinden daha büyük bir katýlým ve coþku içinde kutlandý. Özgün Azerbaycan müziðinin sergilendiði þenlikte, baharý karþýlamanýn heyecaný ve coþkusu müziðin naðmelerine yansýrken, Azerbaycan folklorunun biri birinden güzel örnekleri sergilendi. Kadýnlar Kolunun örnek gayretleriyle geleneksel görsellikler içinde düzenlenen ikram masalarý konuklara gerçek bir þölen havasý yaþattý. Körfez Þubemizde Nevruz Kutlamasý rültür De K n a c y Azerba in her z Þubesin e f r ö K i üneð olarak d l e s k e n Þenyýl gele Nevruz “ i ið d zenle ca Külez Yarým f r ö K i” enlið nin düz i’ z e k r e tür M lik ve cede bir e g i ið utled inde k iç k li r e berab landý. 50 TEMMUZ 2010 Beypazarý’na bir gezi... Filiz ÖNAL D Biz bir aile olduðumuz için, birlikte olmaktan farklý bir keyif alýyorduk. Gezilerde bizim ayrýlmaz bir parçamýz da mahalli enstrüman ve onlarý çalan kardeþlerimizdi. Beypazarý'na ilk defa olsun, ya da önceleri gidenler olsun, bu gezinin yapýlmasýyla isabetli bir karar aldýðýmýzý dönüþümüzde anlayacaktýk. Çünkü Beypazarý bilindiði gibi kültür ve turizm alanýnda önemli bir potansiyel olurken her yýl daha da geliþtiðini ve güzelleþtiðini, daha önce gelen arkadaþlarýmýzýn anlattýklarýndan tanýk olduk. Zevkli geçen otobüs yolculuðumuz bir buçuk saat kadar sürmüþtü. Elli kiþiyi aþkýn grubumuz yol boyunca dinlediðimiz ve eþlik ettiðimiz Azerbaycan müziðinin kimi zaman ritmik, kimi zaman duygulu naðmeleri arasýnda Beypazarý'na girmiþtik. Beypazarý'nda neler yoktu ki; herkesin bildiði Hýdýrlýk Tepesi vardý, Halk Eðitim Merkezi El Sanatlarý Merkezi vardý, Zýndancýk Tesisleri tabi ki biz hanýmlar için çok cazip olan Gümüþçüler Çarþýsý'ný biran önce görmek istiyorduk. erneðimizin Kadýnlar Kolu geçen yýldan bu yana yoðun bir dönem geçirmiþti.Bu faaliyetimizin baþýnda yer alan, Hollanda eksenli “Aile Ýçi Þiddet Töre ve Namus Cinayetleri Projesi” kapsamýnda yürütülen çalýþmalar yorucu olsa da keyifliydi. Eðitim toplantýlarý, konferanslar, kermes hazýrlýklarý gibi faaliyetlerin ardýndan, Kadýnlar Kolu olarak hepimiz bir geziyi hak etmiþtik, belki de kendimizi ödüllendirmenin kestirme yolu idi. Uzun ve yorucu bir kýþý geride býrakmanýn keyfini yaþýyorduk. Ankara'da yaþanan baharýn güzelliði, gün be gün açan menekþelere, leylaklara yansýrken, Ankara'nýn simgesi olan Akasya ve iðde dallarýndaki çiçeklerin salkým saçak açýlýþý ve mis gibi kokan bahar sabahý içinde baþlayan güzel bir günde, güzel bir karar almýþtýk. Beypazarý'na bir gezi... “Anneler Günü” yakýndý. Mayýs ayýnýn ikinci Pazar gününe rastlayan dokuz Mayýs'ta Beypazarý'na gidecektik. Kadýnlar Kolu Yönetim Kurulumuz bunu kararlaþtýrmýþtý. Hemen hepimiz anne, bazýlarýmýz da sevimli mi sevimli anneanne ve babaanne idik. Burada sözünü etmeden geçemeyeceðimiz, Beypazarý Belediyesinin bize saðladýðý rehber 51 TEMMUZ 2010 desteði ile karþýlaþýnca çok mutlu olduk. Bu sevimli arkadaþlarýn yardýmýyla gezimizi belli bir program içinde yapacaktýk. Bu vesileyle, bize bu olanaðý saðlayan deðerli belediye baþkaný Sayýn M. Cengiz ÖZALP'e Azerbaycan Kültür Derneði adýna teþekkür etmeyi bir borç biliriz. Beypazarý Belediyesi'nin gezimiz boyunca bize rehber olmak üzere görevlendirdiði bu iki zarif genç kýzýn, büyük bir çaba içinde öðrendiklerini bize anlatmaktan duyduklarý zevki her an birlikte yaþadýk. Bu yetenekli gençler, yörenin tarihi ve kültürel zenginliðini, örf ve adetlerini, yemeklerini bize aktarýrken, anlatýmlarýný fýkra ve anekdotlarla süsleyip sunmalarý gezimize ayrý bir renk katýyordu. bize yemek sýrasýnda yörenin yemekleri tanýtýldý. Mönüde tarhana çorbasý, yaprak sarmasý, etli güveç, pilav, salata ve ayran sunuldu. Yemek sonrasýnda çalgýlarýmýz eþliðinde güzel ve keyifli üç saat geçirdik. Öðle ki, bizim eðlencemize katýlan çevrede ki diðer turistler dahi bize katýlarak keyifli anlar yaþadý. Þehir içinde yaklaþýk üç saat süren gezide, merak ettiðimiz; Hýdýrlýk Tepesi'nde ilk çay molamýzý verdik. Sazlarýmýz eþliðinde Azerbaycan müziðinin naðmeleri bizim kadar etraftaki diðer insanlarý da kucaklýyordu. Zaman çok çabuk geçmiþti, akþam olmak üzereydi. Ankara'ya dönmek üzere otobüsümüze binerek yola koyulmadan rehberlerimize veda ettik. Rehberlerimiz, bizim için ilginç olan, Halk Eðitim Merkezi El Sanatlarý bölümünü gezdireceklerdi. Orada dokuma tezgahlarýnýn iþleyiþini yakýndan izleyip, çalýþanlarla sohbetler ettik. Çarþýda verdiðimiz molada meþhur “Beypazarý Kurusu”ndan almadan edemezdik. Daha sonra eðlenceli yolculuðumuza devam ettik. Bu yöreye özel kumaþlardan yapýlan çeþitli giysi ve süsleme eþyalarýný inceledik. Ardýndan Gümüþçüler Çarþýsýný gezdik. Tabi ki, alýþ veriþler yaptýk. Bu yolculuðumuzda da her zaman olduðu gibi aklýmýzda kalan, birlikte geçirdiðimiz keyifli zamanlar ve pekiþen dostluklarýmýzdý. Beypazarý için önemli bir yer olan gelen herkesin mutlaka görmesi gerektiði ünlü Zindancýk Dinlenme Tesislerinde öðle yemeði molasýnda, Bunun daima yaþamasý için tekrarlanmasý dilek ve temennisiyle günü ve geziyi tamamlamýþtýk. 52 TEMMUZ 2010