PDF SAYI 4 - Hayat Online
Transkript
PDF SAYI 4 - Hayat Online
4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 1 Ey Sevgililer Sevgilisi; Seni ne çok özlüyoruz bir bilsen! İnsanlık O’nu arıyor PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (SAV)’İN YÜCE ŞAHSİYYETİ Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz. Peygamber'e çağdaş kılabilmek Mevlid Kandili Münasebetiyle Hayat Önderimizi Tanımak Töre Dini mi Kur`an Dini mi? Ali BOZKURT Yusuf KAPLAN Saim AYAS İbrahim GÜMÜŞOĞLU Mahmut AŞKAR Dosya Dosya Dosya Sayfa 15’de Sayfa 13-14’de Sayfa 12’de Dosya Sayfa 9’da Dosya İslam Peygamberi Hz. Muhammed Dr. Yusuf IŞIK Sayfa 5’de Dosya Sayfa 20-21’de 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 2 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 3 Hayat İÇİNDEKİLER Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN 3 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 DOSYA Töre Dini mi Kur`an Dini mi Mahmut Aflkar.................................... 5 DOSYA Sevgili (s.a.v)ye Mektuplar................. 6 ÖZEL KÖfiE Ayd›nca Ayd›n Ersoy....................................... 7 DOSYA Hayat Önderimizi Tan›mak ‹brahim Gümüflo¤lu .......................... 9 B‹LG‹LEND‹RME Vergilendirmede Önemli Aflama As›m Tozo¤lu.................................... 11 DOSYA Mevlid Kandili Münasebetiyle Saim Ayas ........................................ 12 DOSYA Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz. Peygamber'e ça¤dafl k›labilmek Yusuf Kaplan ............................... 13-14 DOSYA Bir Kutlu Do¤um Adem Taflan..................................... 14 DOSYA PEYGAMBER‹M‹Z HZ. MUHAMMED (SAV)’‹N YÜCE fiAHS‹YYET‹ Ali Bozkurt ...................................... 15 MAHKEME KARARLARI Güncel Mahkeme Kararlar› ............ 16 Uzman›ndan Bilgiler Ehliyet Deneme Süresi ‹hsan Güler ........................................ 17 DOSYA Onunla Yaflamak Bekir Bilgin ...................................... 18 Ç‹ZG‹N‹N D‹L‹ ............................... 19 DOSYA ‹SLAM PEYGAMBER‹ HZ. MUHAMMED (S.A.V) Dr. Yusuf Ifl›k .............................. 20-21 ÖZEL KÖfiE YA BAGAJDA B‹S‹KLET OLMASA ‹D‹? Mustafa Kasalak............................. 22 KOMED‹-FIKRA SAYFASI ....... 26 KOMED‹-M‹ZAH SAYFASI ...... 27 B‹L‹fi‹M Virüs Savafllar› Bafllad› .................... 28 EDİTÖR`DEN Sevgiliyi özlemek... Sevgili dostlar! Bu say›m›zda “‹nsanl›k O`nu Ar›yor” Hz. Peygamber’in Do¤umu yani Mevlit Kandili münasebetiyle özel bir dosyayla karfl›n›za ç›k›yoruz. Geçen say›m›zdaki inceledi¤imiz konu siz okuyucular›m›z taraf›ndan oldukça be¤enildi. Bunu sizlerden gelen tepkilerden anlamak mümkün. Özellikle Almanya`da yaflayan gençli¤imizin durumunu gözönüne ald›¤›m›zda eksiklerimizin ne kadar da çok oldu¤unu gördük. E¤er Almanya`daki gençli¤imizin durumunun düzelmesi için bir katk›da bulunabildiysek ne mutlu bize. Gelelim bu ayki kapak konumuza. Malumunuz 1 May›s günü Mevlit Kandiline tekabul etmektedir. Yani Sevgililer Sevgilisi Hz. Muhammed (s.a.v)`in do¤um gününe. Biz de bu ayki say›m›zda konu olarak neyi belirleyelim diye yay›n kurulundaki arkadafllarla yap›lan istiflareler sonucunda Peygamber Efendimizin (s.a.v) Do¤umunun kapak konusu yap›lmas›na karar verdik. fiu anda dünyada yaflanan bir nevi histeri ortam›n›n tek ilac›n›n Hz. Peygamber (s.a.v)in sevgisi; yani onun yaflam›fl oldu¤u hayat› kendimize örnek edinmek oldu¤unda hemfikirizdir herhalde. Dünya co¤rafyas›nda yaflanan savafllara ve vahfletlere bakt›¤›n›zda; bunun insanlar›n birbirini sevmemekten ve anlamamaktan kaynakland›¤›n› göreceksiniz. Bizim Peygamberimiz (asl›nda Hz. Muhammed (s.a.v) tüm insanl›¤a gönderilmifltir) e¤er bize gerçekten örnek oluyorsa; o zaman bizler de O`nun sevgi peygamberi oldu¤unu unutmayal›m. Ve O`nun örneklerini hayat›m›za uygulayal›m. As›l önemli olan e¤er bizler kendimize insan olarak en önde Hz. Peygamber (s.a.v)i sevgili olarak benimsemezsek; yani en çok O`nu sevmezsek bir fleylerin eksik kald›¤›n› görürüz. Ashab-› Kiram anne babas›ndan daha çok Hz. Peygamberi seviyordu. O`nun yolundan gitmeyi herfleye tercih ediyordu. Yani O`nun göstermifl oldu¤u istikamette gitmeyi herfleye tercih ediyorlard›. E¤er bizler de O`nun yolundan gideceksek; Hz. Peygamber`in yaflant›s›n› flekilden daha çok ruh anlam›nda kavramal› ve hayat›m›za rehber edinmeliyiz. Hz. Peygamber (s.a.v)i sadece bir peygamber olarak de¤il; bir baba, bir efl, bir idareci, bir tüccar, bir devlet baflkan›, vb. özellikleri ile anlamaya çal›fl›rsak; Cenab-› Allah`›n bizlere ne mükemmel bir örnek sundu¤unu daha iyi anlar›z. Sevgiliyi özlemek... Neden, ne zaman, nerede... Sevgili hiç bir zaman ak›ldan ç›kmaz. Onsuz bir saniye bile düflünülemez. Evet ama bu sevginin ölçüsü ne olmal›. Dünyevi sevgi mi, uhrevi sevgi mi; yoksa her ikisini de kuflatan bir sevgi mi. ‹flte her ikisini de kuflatan bir sevgi. Hz Muhammed (s.a.v)e duyulan sevgi. Zaten bu yüzden “Sevgililer Sevgilisi” diye hitap etmiyor muyuz. O`na duyulan sevgi bugüne kadar yeryüzünde hiçbir varl›¤a duyulmad›. Bundan sonra da duyulmayacakt›r. O`nu sevebilmek, O`na hayran olabilmek; O`nun yolundan gidebilmek Cenab-› Allah`›n biz kullar›na en güzel hediyesidir diye düflünüyorum. Lütfen çocuklar›m›za Hz. Peygamber (s.a.v)in hayat›n› en ince detay›na kadar ö¤retmeye gayret edelim. Bu onlar›n flahsiyyetinin oluflmas›nda çok faydal› olacakt›r. Ve evlerimizde O`nun esintilerini mutlaka bulundural›m. Ve çocuklar›m›z Hz. Muhammed (s.a.v)i sevmenin güzelliklerini yaflas›nlar. Lütfen 1 May›s 2004 tarihinde idrak edece¤imiz Mevlit Kandili gecesinde tüm insanl›k için dua edelim. Bu gece dünyaya teflrif buyuran Sevgili (s.a.v)nin yüzüsuyu hürmetine Cenab-› Allah`tan af dileyelim. O`nun yüzüsuyu hürmetine dünyadaki vahfletlerin sona ermesi için dua edelim. ‹nsanl›¤›n kardefllik ve bar›fl içerisinde yaflayabilecekleri bir dünya için O`nun sevgisini kendimize rehber edinelim. Bu duygu ve düflüncelerle Mevlit Kandilinizi tebrik ediyorum. Cenab-› Allah çal›flmalar›m›z› bereketlendirsin, fluurland›rs›n. Çal›flmak bizden, baflar› Allah`tand›r. Allah`a emanet olun. SA⁄LIK Çocu¤unuzu Alerjiden Koruyun ...... 29 Hessen Hayat Ayl›k Ücretsiz Gazete LEZZET KÖfiES‹............................. 30 May›s-Mai 2004 Rebiülevvel 1425 Sahibi ve Genel Yay›n Yönetmeni: Sinan AKTÜRK OTOMOT‹V Yeni Opel Astra ............................... 32 Yay›n Kurulu: ‹brahim Gümüflo¤lu, Sinan Aktürk, Ayd›n Ersoy, SPOR SKC Barbaros Mainz......................... 33 Merkez: Königsbergerstr. 16 · D-61169 Friedberg · Tel: 06031-162411 Fax: 06031-738644 Bas›ld›¤› Yer: SM Druckhaus Otto-Hahn Str. 44 a · D-63303 Dreieich Tel: 06103-93 61 38 Gezetemizde ç›kan yaz›lar›n ve reklamlar›n içeri¤inden sorumlu de¤iliz. BULMACA..................................... 35 ‹hsan Güler, Rüstem Alt›nküpe, Saim Ayas, Mustafa Kasalak 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 4 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 5 Hayat DOSYA Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 5 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 TÖRE DN M, KUR’AN DN M? Resullullah’ın temsil etti¤i ‘Kuran ‹slamı’nı hakkıyla temsil edebilen flahsiyetlere fliddetle ihtiyaç vardır. Mezhep/tarikat/töre taasubunu kırarak, yani, alt kimli¤ini ön plana çıkarmadan, bütün müslümanları kucaklayabilecek vizyona sahip insanların, "üst kimlik" olan, ‘sadece Allah’a kulluk’ta müslümanların birleflmelerini sa¤lamak olmalıdır. Mahmut AKAR ATB Genel Sekreteri ine mevlütler, ilahiler okunacak, selavatlar getirilecek ve böylece "Kutlu Do¤um" ihya edilmifl olunacak(!). Sesi güzel olanlar Süleyman Çelebi’nin Hz. Peygamber’i metheden fliirlerini "bülbüller gibi flakıyarak" okudukça, dinleyenlerin içinden bazıları heyecanlanacak ve "Allah!" diye haykıracak. "Hoca" ezberden dualar okuyacak, biz de manasını anlamaksızın, koro halinde "amin!" diyece¤iz, tıpkı ezbere okudu¤umuz namaz sureleri gibi, aynen Resullullah’ı anlamadı¤ımız gibi... Hatta, aynen Kuran-ı Kerim’i ezberledi¤imiz, fakat anlamadı¤ımız gibi.... Ve cemaat, camiye nasıl geldiyse, yine aynı minval üzere da¤ılacak. Asırlardır hep aynısını yaparız biz. Çünkü biz, ezberi iyi beceririz. "Türküm, do¤ruyum, çalıflkanım...", gerisini söyleme¤e gerek var mı?.. Gerisi, herkesin ezberinde... Do¤rulu¤u, çalıflkanlı¤ı, vatan-millet sevgisini, hatta insan sevgisini ezbere biliriz. Okul bittikten sonra da, manzara, bildi¤iniz manzara: Herkes bildi¤i yola devam! Biz bize benzeriz: Dindarımız da, laikimiz de, ö¤retmenimiz hocamız da aynı kalıptan çıkmadırlar. Ezberler ve ezberletirler. Fatihleri, Yavuzları ezberledi¤imiz gibi, Yunusları, Mevlanaları da ezberleriz! Onunla da yetin- Y meyip, Hz. Peygamber’i ve ashabını da ezberleriz. Hatta, ilkokul ça¤larından itibaren yavrularımıza Kuran’ı bile ezberletiyoruz. -Sonra?... -Sonrası malûm!.. Övünmek isteyenler övünedursunlar... Ben dövünüyorum. Dervifl Yunus’un fliirlerini ezbere bilmek, Mevlana’nın Mesnevisi’ni okumufl olmak, yetmiyor! Selamın-sabahın ortadan kalktı¤ı, herkesin birbirine difl gösterdi¤i bir toplumda, bırakın "Yaratılanı severiz Yaratan’dan ötürü"yü, aynı çatı altında, aynı de¤erleri paylaflan insanlar bile birbirine tahammül edemiyorsa, cami cemaatları arasında fitne-fesat, çekememizlik devam ediyor, senin camin-benim fleyhim tartıflmaları sürüp gidiyorsa, bana dövünmekten baflka ne kalır? Kendi "norm"larını anlayamamıfl, keflfedememifller, kabile/devlet/töre dindarlarının "flanlı tarih"le övünmeleri, Peygamber’de uygulamasını bulan Kur’an hükümlerini günümüz gerçekleriyle ba¤dafltırarak hayata geçirebilecek altyapı ve birikimden uzak olmaları, ça¤ımız müslümanlarının genel handikaplarının (çıkmazlarının) baflında gelen unsurlardır. 21. Asır müslümanları, ezbercilikten vazgeçmedikleri ve teferruattan öze inmedikleri müddetçe dar kalıpları kırmaları, geliflim ve de¤iflimler karflısında objektif tavır almaları mümkün olmayacaktır. Burada, dini mesuliyetleri ve hassasiyetleri olanlara, bilhassa toplumu yönlendirebilecek kapasite ve konumda olanlara mukaddes görevler düflmektedir: Dünya gündeminin en üst sıralarını –istese de, istemese de- iflgal eden ‹slamiyet ve buna ba¤lı olarak müslüman, yeni bir "meydan okuma"yla karflı karflıyadır. Böyle dir durumda; konusunda ehil, cemaat ve devlet baskısına karflı, Resullullah’ın temsil etti¤i ‘Kuran ‹slamı’nı hakkıyla temsil edebilen flahsiyetlere fliddetle ihtiyaç vardır. Mezhep/tarikat/töre taasubunu kırarak, yani, alt kimli¤ini ön plana çıkarmadan, bütün müslümanları kucaklayabilecek vizyona sahip insanların, "üst kimlik" olan, ‘sadece Allah’a kulluk’da müslümanların birleflmelerini sa¤lamak olmalıdır. Din, "din tacirlerinden", "namaz kıldırma memurları"ndan kurtarılarak, bilgi ça¤ının insanlarının istifadesine sunulmalıdır. Kutlu Do¤um Haftası boyunca konuflmacılar, Efendimizin 23 yıllık peygamberlik hayatından örnekler verecek, misaller sunacaklar. Konuyu hakkıyla yorumluyabilenler; Peygamber Efendimizin mücadelesinin en zorlu dönemlerini, kabile ruhundan kaynaklanan kemikleflmifl alıflkanlıklara karflı verilen mücadele, oldu¤unun altını çizeceklerdir. Yine, ‹slam tarihini biraz bilenler, Peygamber’den sonra, müslümanların birbirlerini ‘din adına’ nasıl bo¤azladıklarını yürekleri burkularak tesbit etmifllerdir. ‹slam tarihindeki bazı tabular yıkılmadı¤ı, ça¤ı yakalayabilmifl alimlerin görüfllerine açılmadı¤ı müddetçe, kendi kendimize çizdi¤imiz dar sahalarda dönüp durmaya ve dün oldu¤u gibi, bugün de birbirimizle cedelleflmeye devam edece¤iz. Biz bununla meflgulken, birileri bizi sömürme¤e, topraklarımızı, beynimizi ve hatta inancımızı kolonilefltirme¤e devam edecektir. Söze bafllarken, "bizim dinimiz, bizim Peygamberimiz" diye açılıfl yapanlara ithaf olunur: Biz o dine ve onun Elçisine tabiyiz. Ne o din, sadece bizim dinimizdir ve ne de o Peygamber sadece bizim peygamberimizdir. ‹slam, bütün insanlı¤ın dini, Hz. Muhammet de (S.A.V) bütün insanlı¤ın peygamberidir. Akıl sahiplerine, düflünen/düflünebilenlere, ilim sahiplerine hitap eden din ve mabetlerimiz, dünyadan elini ete¤ini çekmifl, tabiri caizse "çaptan düflmüfl"lerin, ilimden ve bilgiden uzak olanların ipote¤inden kurtarılarak, Peygamberi kendisine uydurmaya kalkıflanların de¤il, Peygamber’e uyanların temsil etti¤i bir noktaya gelmek/getirilmek mecburiyetindedir. Mücadele, önce bu yanlıfl gidiflata "dur!" demekle bafllamalıdır. Her mücadelenin, her davanın bir bedeli vardır. Geçmifle övgüler ya¤dırarak teselli bulanların, sloganların gölgesinde "dava adamı"na oynayanların bu ça¤ın müslümanlarına verecek hiçbirfleyleri yoktur! Dünya insanlı¤ı, belki de en bunalımlı dönemini yaflamakta, Batı, manevi bofllu¤u dolduracak arayıfllar içindeyken, ‹slam alemi, ‘öz’e dönüfl, kendini yeniden keflfetme ve sorgulama mücadelesi içerisindedir. Örnek ‹nsan Hz. Muhammet’i (S.A.V) ve O’nun, insanlı¤ın kurtuluflu istikametinde verdi¤i mücadeleyi hakkıyla anlayan, yaflayan ve yaflatanlara selâm olsun! Ve "ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDER‹LEN" Örnek ‹nsan’a selâm olsun! ALEM O’NA MUHTAÇ üreselleflen dünyada insanlar arasındaki sosyal adaletsizlikten kaynaklanan uçurum her geçen gün biraz daha büyümektedir: Yeraltıyerüstü zenginlikleri olmasına ra¤men, teknolojik gücü elinde bulunduran devletlerin kabaran ifltahları karflısında sömürülmekten bir türlü kurtulamayan ülkelerin halkları, genelde adil olmayan paylaflımdan ve yoksulluktan muzdaripken, zengin ülkelerin insanların›nda da bir manevi açlık hüküm sürmektedir. Bin yıl sonra, yeniden "Haçlı Seferleri"nden söz edilmesi, "Medeniyetler Çatıflması"nın kaçınılmaz oldu¤u tezinin Batı aydını tarafından dünya gündemine taflınması, 21.Yüzyıl insalı¤ının zihniyet olarak çok tehlikeli bir istikamete geldi¤inin göstergesidir. Böyle bir ortam ve zamanda, önyargılar bir kenara bırakılarak, Örnek ‹nsan, Allah’ın son elçisi Hz. Muhammed’in (s.a.v) insanlı¤ın kurtuluflu için verdi- K Bu vesileyle AT‹B, "Kutlu Do¤um Haftası"nın hayırlara vesile olmasını temenni ederken, herkesten önce müslümanları, Efendimizi ve O’nun misyonunu hakkıyla anlamaya davet etmektedir. ¤i mücadele iyi anlaflılmalıdır. ‹nsanları, sadece Allah’a kullu¤a davet ederken, renk, ırk, dil, din, zengin, fakir ayırımı gözetmeden, kucaklayan bir dinin elçisini do¤ru anlamak; insanlı¤ın, barıfl, huzur, hürriyet ve sosyal adaleti yeniden keflfetmesi demektir. AT‹B, "Kutlu Do¤um Haftası" münasebetiyle, önümüzdeki günlerde Almanya’nın de¤iflik merkezlerinde halka açık konferanslar tertipleyecektir. "Alem O’na Muhtaç" bafllı¤ını taflıyan konferanslarda; konuflmacılar, Peygamber Efendimizi hem insan olarak, hem de bir dava adamı olarak çeflitli yönleriyle anlatmaya çalıflacaklar. Bu vesileyle AT‹B, "Kutlu Do¤um Haftası"nın hayırlara vesile olmasını temenni ederken, herkesten önce müslümanları, Efendimizi ve O’nun misyonunu hakkıyla anlamaya davet etmektedir. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 6 DOSYA 6 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Sevgili (s.a.v)’ye mektuplar Resullullah'a Mektup B‹SM‹LLAH‹RRAHMAN‹RRAH‹M. Esselatü vesselamü aleyke ya RASULALLAH Esselatü vesselamü aleyke ya HAB‹BALLAH Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline vel'ahirin,Veselamün alel mürselin. Rahman'ın günahkar, aciz, gafil, gözü yafllı kulundan mektup. Sana mektup yazmak ha!.. Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layıkıyla ümmet olamadan Günahlarımla seni üzerek, Yaratılan her zerrenin senin aflkınla yandı¤ını idrak edemeden, utanmadan sıkılmadan sana mektup yazmak ha!... Affet YA RASULLALLAH (sav). Affet sultanım. Cüretimi ba¤ıflla. Bir gün seni özlemifl, sana olan hasretiyle yanmıfl tutuflmufl bir güzel kul tanıdım, yemek ikram etmifllerdi ona. Rabbim'in nimetlerine hamdederek baflladı. Yüzündeki o parlaklık ne güzeldi. Ama gözlerinin altındaki kızarıklık, alnındaki kıvrımlar, sakalındaki bembeyaz kıllar, flakaklarına ya¤an karlar bir fleyler haykırıyordu YA RASULLALLAH. Ümmetinden bir kul, Rahmanın güzel bir kulu. Gülüyordu çehresi, Nur saçıyordu. Yemek yiyorduk hep beraber, çok lezzetliydi. Dudaklarında daima bir kıpırdanma vardı, yemek yerken zorlanıyor zor yutkunuyordu, dertli kul. Yüzüne her bakıflımda gözlerinin daima artan ıflıltısı dikkatimi çekti. Ve birden ak düflmüfl sakallarına do¤ru iki damla gözyaflnı yolculu¤a çıkardı. A¤lıyordu ihtiyar amca, gözyafllarını saklama ihtiyacı hissediyordu. Ama gözleri coflmufltu bir kere, yeme¤i bırakıp yanına oturdum. Amca dedim: -Rahatsız mısınız? Birfleyiniz mi var? -Hayır evladım iyiyim sa¤ol! dedi. -Peki amca, niye a¤lıyorsun? dedim. -Peygamberimiz (sav) aklıma geldi birden. Onu düflündüm ve a¤layıverdim kusura bakma. Gözünün yaflını sildi, Elhamdülillah dedikten sonra çekildi sofradan. Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini arıyordu. Ben de kalktım sofradan yeni demlenmifl çaydan getirdim ihtiyar amcama. Çayı karıfltırırken elleri titriyor ve dudakları büzülüyordu. Mendiliyle tekrar sildi gözlerini. Çayını içti ve Rabbim'in selamı ile müsaade isteyerek ayrıldı yanımızdan. Düflünce idrakini yitirmifl bir hal içinde düflünüyordum. Adamca¤ız yemek yerken seni anıyor ve a¤lıyordu YA RASULLALLAH (sav). Sana yakın olmanın verdi¤i coflkuydu gözyaflları. Senin ümmetinden bir kul. Nasıl oluyorda seni görmeden, kokunu almadan, mübarek ellerini öpmeden sanki yanıbaflındaymıflın gibi seninle yaflıyor. Ben de anlamalıydım, çözmeliydim bu sırrı.... Seni YA RASULLALLAH (sav) evet seni tanımam, bilmem gerekiyordu. Ashab-ı Kiram efendilerimizin hayatından baflladım ifle. Onların hayatlarını okuyarak sana ulaflmalıydım YA RASULLALLAH (sav), okudum. Ebu Bekir Sıddık, Ali bin Ebu Talip, Hz. Ömer Hz. Osman, Hz. Talha, Hz. Bilal, Sad bin Ebi Vakkas, Hz. Hamza, Abdullah bin Revaha, Ebu Hureyre, Muaz bin Cebel... Hepsini okudum YA RASULLALLAH(sav). fiimdi seni okuyorum. Halık-ı zül celal Rabbim'in sevgilisi, biricik kulu. Senin nurunun hürmetine varolan ben seni arıyorum Ya RASULLALLAH (sav). Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkıyla tanıyamayaca¤ımı biliyorum. Ben senin deven Kusva'ya aflık oldum efendim. Dayandı¤ın hurma kütü¤ünün yerinde olabilmek için bin canım olsun feda ederdim. Yeter ki inleyeyim, sen beni okflarsın susarım. Yanımdan ayrılırsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH (sav). Ebu Hureyre(ra) sıcak bir günün öyle vaktinde evinden çıkıp mescide gelmiflti. Sende oradaydın YA RASULLALLAH (sav) Açlıktan evinde duramayıp mescidine sana koflmufllardı. Sen de aç idin. Günlerdir bir fley yememifl açlıktan zayıf düflmüfltünüz. Hendek günü karnına iki tafl ba¤layan da sendin YA RASULLALLAH (sav). Bir deri parçasını temizleyip kızarttıktan sonra açlı¤ını dindiren Sad bin Ebi Vakkas (ra) de¤ilmiydi EFEND‹M. Bir hurma tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre de¤il miydi? Bir avuç arpa ekme¤iyle yetinen HAB‹BULLAH sendin efendim. Ya ben midemin dolulu¤unun sarhofllu¤uyla seni unutan ben de¤il miyim. Abdullah bin Revaha (ra) gibi elimdeki kemik parçasını fırlatıp ''ben hala bu dünyada yaflıyor muyum?''diyebilir miyim? Senin ölümünle Hz.Bilal (ra) susmufltu. Bir daha ezan okumayacaktı. Kızgın çölde kayaların altında inlerken EHAD, EHAD diyerek senin nurunu görmüyor muydu YA RASULLALLAH (sav). Sana nasıl kavuflaca¤ız bilemiyorum. Günahlarımın derdiyle, hasretinin yangınıyla, Aflkının atefliyle, sana ümmet olmanın sevinciyle arz ediyorum halimi. Sana gelmek var ölmeden önce, fiehrinde narına yanıp kül olmak var. Sana geldikten sonra bir daha dönmemek olsa (inflallah) yanında kalsam, ayak bastı¤ın yerlere gömülsem. Kıyamete kadar yanında olsam. Topra¤ın altında dahi alırım kokunu YA RASULLALLAH (sav). VE ÖLÜM... Nikah saati: RABB‹ME ve SANA yolculuk. Tahta arabanın içinde keyifli seyahat.... Ölmeyi bilene kutlu olsun. EY DÜNYA!... Anlat flimdi ayrılık acısını, Peygamber sana veda ederken çekti¤in acıyı anlat. Ba¤ır, durma, Haykır: VA⁄LEMU ENNE F‹KUM RASULLALLAH de... O'nun vefat etti¤i gün. Söyle ey dünya ne haldeydin. Her zerre O'nun ölümüyle yok olmak isterken sen nasıl raksettin. Yine sabahları günefli davettin. Karanlı¤ı nasıl kovdun. Söyleeeee... Her gün raksedip dönmektesin de¤il mi ey dünya. Kainatta yalnız sen ONA kucak açtın,bu mutluluk senin de¤il mi. Günefl bile kıskanır seni ALLAH'ın Habibi yafladı üzerinde. Ne kadar bahtiyardın o devirde varlı¤ının flükrünü eda ediyordun. Denizlerin bir ayrı güzeldi O varken. Suların daha bir tatlıydı. A¤açlar, da¤lar, ovalar, bitkiler, kufllar ve sen ey dünya ne kadar mutluydunuz. Ama o gün: RABB‹M (c.c.) ça¤ırıyordu Habib'ini. Rabbim'in emriyle Cebrail yanına geldi YA RASULLALLAH (sav), Azrail (a.s.) kapıda senden izin bekliyordu. Kisra’nın sarayını aydınlatan nurunla gelecektin. Sessizlik acımasız ve dert yüklüydü, Aniden peygamberin dudakları kıpırdadı, YÜCE DOSTA, REF‹K'‹ ALA'YA PEYGAMBER vefat etti. Usame seferden döndü, zafer müjdesiyle kavuflacaktı sana. Abi bin Ebu Talib'in dizine baflını dayamıfltın. Ölüm bile sana o kadar yakıflmıfltı ki, VUSLAT seninle güzel oldu. Kusva gözyafllarıyla inlemekteydi. Hz. Ebu Bekir (ra.) geldi seni öptü öptü öptü.... Yoklu¤un acısıyla yanan gönüller, kardefllerin, Seni çok özlediler Ya Rasullallah (sav) Ben de özledim seni. Rüyalar da teselli bulan ümmetine flefaat eyle EY SEVG‹L‹... Efendime Mektup Esselatü Vesselamü Aleyke ya Resûlullah! Esselatü Vesselam Aleyke ya Habiballah! Sevgili Peygamberim! Sana bu mektubu bir Nisan ayının son gününde, ömrümün yarı yılı geçmifl, belki de tükenmifl bir bahar akflamında yazıyorum. Yine sana özlem doluyum, yine hasret doluyum, sana duygularımı nasıl anlatayım bilemiyorum. Belki de flöyle bafllamalıyım. Ey güzeller güzeli, Rabbimin sevgilisi! Bu Nisan ayının güzelli¤i kadar güzel flu parlayan ayın ıflı¤ından daha parlak, flu mis gibi kokan hanımellerinden de güzel kokulu. fiu kırmızı güllerin güzelli¤inden de güzel ve zarafetinden de zarif, ey tüm insanların sevgilisi! Ey Ebubekir'in dostu, Ömer'in yoldaflı, Ali'nin kılıcı, Osman'ın hayası, selam olsun sana! Sevgili Peygamberim, gönül yoldaflım, sırdaflım, arkadaflım, sevgilerin en güzeli ile sevdim seni. Seni sevmek ne kadar güzelmifl, yaflımın olgun bir zamanında ancak anlayabildim. Seni tanıdıkça sevdim, sevdim, sevdim. Sana olan özlemimi anlatmak için Asr-ı Saadette yaflayabilseydim, bu sevdayı seninle paylaflabilseydim, yüre¤imizi daraltan sıkıntıları sana anlatabilseydim. Senin tozun topra¤ın olabilsey- dim Efendim. Sorma bizleri ne olursun, bizler ne haldeyiz, senin bıraktı¤ın yerlerde ne yazık ki de¤iliz. Senin ümmetin makam, mevki, mal, itibar peflinde. Hiç kimse sormuyor artık zenginin malı helalden mi haramdan mı? Mevki ve makam sahipleri o yerleri gerçekten hak ediyor mu? ‹nsanları a¤latanlar, a¤latmaktan zevk duyar oldu. Fakir fukara ne halde, hiç kimse sormaz oldu. Mevki ve makam sahipleri bulundukları yerleri kaybetmemek için, haksızlı¤a göz yumuyor. Senin zamanında böyle de¤ildi Efendim. Ey güzeller güzeli bizleri seyretmektesin. Ümmetinin halini hepsini bilmektesin. Senden dua bekliyoruz Efendim. Medine'nin sıcak meltemleriyle nur ve ıflık saracak rahmet bulutlarını gönderiver. Allah'tan gelen her fleye teslimiz, sabır ediyor ve flükrediyoruz, ama artık bu sıkıntılarımız bitsin istiyoruz. Diyeceksin belki de, sizler bunları hak ediyorsunuz. Benim sünnetime Rabbimin emrine karflı geliyorsunuz. Beni gerçek anlamda sevmiyorsunuz. Hayır Efendim. Gerçekten seni çok seviyoruz, baktı¤ımız her yerde seni görmeye çalıflmaktayız, ama belki de bizler nefislerimizin kurbanıyız. Bir çiçe¤e senin gibi bakmayı bilmedi¤imiz için, topra¤ın yeflermesini, a¤acın yeflillenmesini, bir ananın çocu¤unu sevmesinden ibret almayı bilmedi¤imiz için böyleyiz. ‹flte onun için belki de Asr-ı Saadette yaflamak istiyoruz. Senin teslimiyetini görmek flükrü eda ediflini seyretmek, seninle aynı mekanı paylaflmak ve aynı havayı solumak için istiyoruz. Belki de sana flöyle seslenmek istiyoruz. Ey Sevgililer Sevgilisi nerdesin? Gel artık yüzyıllar geçti aradan Bir dua iklimiyle gel ne olur Bir rahmet deniziyle gel ne olur Sil bütün kanayan yaraları Aydınlat yeniden bütün dünyamızı Iflık saçarak nur saçarak gel Gel de ey güzeller güzeli Nasıl gelirsen gel Efendim, altı sene önce Hacda çok güzel duygular yafladım. Medine'nin mis kokuyordu havası, meleklerin miski amberdi kokusu. Adım adım yafladım, ama dayanamadım. Senin soludu¤un havayı solumak, senin gezdi¤in toprakta gezmek, Uhud Da¤ını seyretmek, öyle güzeldi ki, Rabbim tekrarını nasip etsin inflaallah. Ya Nebi! Sana olan özlem hiç bitmiyor, dinmiyor. Rabbimin yarattı¤ı her fleyde, Onun azametini görmeye, senin "Ümmetim, ümmetim" diye sesleniflini duymaya çalıflıyoruz. Senin yolundan belki de tam olarak gidemiyoruz, ama senden flefaat bekliyoruz. Bir gün gelip bu dünyadaki görevimiz bitti¤inde bizi gerçek alemde kucaklamanı bekliyoruz. Sana selam olsun ey Sevgililer Sevgilisi. Kalbimiz yanarak özlemimiz bir kat daha artarak yalvarıyoruz Rabbimize. Bizi sana layık ümmet etsin. Layık etsin ki ebedi alemde ebediyen seninle olalım. fiimdilik hoflçakal Efendim. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 7 Hayat ÖZEL KÖE Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 7 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 ayd›nca AYDIN ERSOY [email protected] :) COLADA S‹NEK De¤iflik ülkelerden gelmifl insanlar; masaya oturup birer cola ısmarlar... Colalar gelince bakarlar ki, bardaklarında bir karasinek var; ‹sveçli; aynı bardakta yeni cola getirilmesini ister... ‹ngiliz; yeni bardakta yeni cola ister... Finlandiyalı; sine¤i bardaktan alır ve colayı içer... Rus; colayı sinekle içer... Çinli; sinegi yer fakat colayı içmez... Yahudi; sinegi yakalar ve Çinli'ye satar... Yunanlı; colanın 2/3 'ünü içer ve yeni cola ister... Norveçli; sine¤i yakalar ve yem olarak kullanarak balı¤a çıkar... Irlandalı; sine¤i ezerek colaya karıfltırır ve Ingiliz'e satar... Amerikal›; lokantaya tazminat davası açar ve 65 milyon dolar tazminat talep eder... TÜRK; baflka gören yoksa sesini çıkarmaz, varsa da olayı fliddetle kınar... Gündem K endi kiflisel gündemimiz, Aile gündemimiz, ait oldu¤umuz toplulu¤un gündemi, içinde yafladı¤ımız toplumun gündemi, bulundu¤umuz ülkenin gündemi ve nihayet dünya gündemi... Teknoloji ve iletiflim ça¤ının nimetleri sebebiyle dünyamızın, ve ülkemizin gündemini çok hızlı bir flekilde takip etme imkanına sahibiz... Bundan 100 sene önce yaflamıfl, bir kral veya padiflahın sahip olamadı¤ı rahatlı¤a ve imkanlara sahip bulunmaktayız... Arabalar, telefonlar, Televizyonlar, Buzdolapları bundan 100 sene önce yoktu, ama flimdi var... Aslında cep telefonu kendi baflına bir devrim niteli¤inde, dünyanın bir ucunda seyahat halinde iken, yine dünyanın baflka bir ucunda seyahat etmekte olan arkadaflımızla iletiflim kurabilmekteyiz... Acaba bundan 100 sene önce yaflamıfl bir insanla, ça¤ımızda yaflayan insanların, bir karflılafltırması, mukayesi yapılamaz mı? Günümüz imkanlarına sahip olmayan insanlar gerçekten mutsuz muydular? Onların televizyon seyretme, internet ortamında dünyadan istedi¤i konuda, anında haberdar olma imkanları yoktu, bilmem kaç beygir gücünde arabaları veya sebze meyvelerini uzun süre saklayabilecek bir buzdolapları dahi yoktu... Neden yaflça bizden büyük olanlarımız hep eski günlere özlem duyar? Acaba o dönemlerde insanlar bu denli stress içinde de¤iller miydi? Dünya gündemini veya toplumumuzun magazin gündemini yakalamaya çalıflırken, kendine en büyük kötülü¤ümü yapmaktadır günümüz insanı ve de özellikle bizim toplumumuz... Türk televizyonlarında, bize sunulan ve toplum olarak imtina etmedi¤imiz, kaçınmadı¤ımız, Televole kültürü diye adlandırılan, kim? Kiminle? ne yapmıfl, kim? Kime? ne demifl? Kim daha güzel tiyatro oynaya biliyor? Kim kime nasıl ilanı aflk etmifl? Bir sürü flakrabanlıklar... Ve bu tüm olup biteni oturdu¤u koltu¤undan, elindeki kumanda ile kumanda etti¤ini zanneden toplum insanımız... Dünya siyasetinden bahsederken mangalda kül bırakmayan, tuttu¤u takımın teknikdirektör ve yöneticilerinin hatalarını bir çırpıda sayıveren, ama ikinci sınıfa giden çocu¤unun ev ödevlerine yardımcı olamayan veya zaman ayıramayan bir topluluk haline geldik, neyse kızmayın bana getirildik... Acaba kendimize, kendi kiflisel gündemimizi yakalamak ba¤lamında, Ben kimim? Ne yapıyorum? Ne yapmalıyım? Nereye gidiyorum? Ödev ve sorumluluklarım nedir? Aile gündemimizi yakalamak ba¤lamında, çocuklarımızın ve gençlerimizin iyi yetiflmesi noktasında ebeveyn olarak ne yapıyorum? ‹çinde yafladı¤ımız toplumun gündemini yakalama noktasında. Ben bu topluma gerçekten faydalı bir insan mıyım? Acaba gelece¤imiz olan çocuklarımız ve gençlerimiz, yafladı¤ımız topluma faydalı, örnek, iyi ahlaklı insanlar olarak hediye etmek için üzerime düflenleri yapmakta mıyım? sorularını sorma zamanı gelmedi mi? Okumayanların hiçbirfley kaybetmeyece¤i sayfa… sonra evet..., sonra yine hayır... Cevab için düflüneyim biraz dedi.. iyi dedim... Hala düflünüyor... Not… Bu espri kesin yayınlanmaz… SAYFA DÜZEN‹ ayfa düzenini hazırlayan arkadafla sordum, di¤er yazarların sayfalarını da mı böyle özensiz hazırlıyorsun, yoksa benimkini özellikle mi? önce hayır dedi... S el-Cevap: Aha da yay›nlad›k!!!! Odun ‹nsanlar, Allah´ın yarattı¤ı odundan ancak tahta, tahtadan masa, ve sandalye gibi fleyler yapabilmektedir... O Kadir-i Mutlak ise, Odundan meyve yapıyor, yaprak ve çiçek çıkarıyor.. Bunları Biliyorsunuzdur… * Filler günde ortalama 2 saat uyurlar. * Amerika'da 58 milyondan fazla köpek vardır. * Timsahlar derine batabilmek için tafl yutarlar. * Bir istakoz 7 senede ancak yarım kilo alabilir. * Penguen yüzebilen fakat uçamayan tek kufltur. * Atların insanlardan 18 tane daha fazla kemi¤i vardır. * Büyükçe bir yunus günde 2 ton yiyecek tüketir. * Sivrisinek insanların ölümüne en fazla sebep olan hayvandır. * Bir inek hayatı boyunca yaklaflık 200.000 bardak süt üretir. * Bir karınca kendi a¤ırlı¤ının 50 katı a¤ırlı¤ı kaldırabilir. :) Meflhuuur TÜRK YALANLARI - Kalsaydınız bifleyler yerdik... - Vallaha sarıda geçtim memur bey... - Kazanmak önemli diil mühim olan yarıflmaya katılmaktı... - fiuan 65 milyon bizi izliyor... - Bu son sigaram... - ‹ki saat kapıda bekledim, açan olmadı... - Seni düflünmekten bütün gece gözüme uyku girmedi... - Sen bi de beni geçli¤imde görecektin... - Akflama erken gelicem... Mazi Küçük bir sümüklüböcek annesiyle birlikte iri bir çınarın gövdesinde usul usul yürümekteydi. Bir ara, nedense, arkasına baktı ve geride bıraktıkları izi hayretle seyretti. Sonra, merak dolu bir ses tonuyla: "Anneci¤im," dedi. "Bu ardımızda bıraktı¤ımız yaldızlı iz neyin nesi Allah aflkına?" Annesi bilgiç bir edayla baflını geriye çekip: "Evladım" dedi. "Bu iz, geçen ömrümüzdür bizim." Bu kısa konuflmadan sonra, tekrar yola koyuldular. Küçük sümüklüböcek, yol boyu sık sık ardına bakıp bıraktıkları izleri seyrediyor, sonra kendi kendine flöyle söyleniyordu: "Ne kadar da parlak bir mazimiz var." Mantıklı Mantı Güneydo¤u’da bir lokanta, yemek listesine yemeklerin Türkçe adlarının, karflısına da ingilizcelerini koymufl. Mantı'nın ingilizcesi olarak da "Logi" geçiyormufl. ‹ngilizcede böyle bir sözcük mevcut de¤il. Peki nasıl icad edilmifl? Arafltırmıfl ve bulmufllar: "Logic" ingilizcede "mantık" demek. Son harfini atmıfllar, olmufl "mantı"! KIBRIS ve IRGATLIK öylü Rauf Efendiye bir gün belediyeden bir mektup gelir, mektupta, 30 yıldır ekip dikti¤i tarlasına iskan gelmifltir... Çok üzülür, babalarını üzgün halini gören evlatlar›, Baba hayırdır? derler, ne oldu? niye üzülüyorsun? Evlatlarım tarlalarımıza iskan gelecekmifl, yani elimizden gidecek ona üzülüyorum. Bu tarlalar bize atalarımızdan, dedelerimizden kaldı... O¤ulları Tayyip, Abdullah ve Talat aman baba üzüldü¤ün fleye bak, parasını veriyorlardır, parayı alır yeriz, olmazsa di¤er tarlalara ırgatlı¤a gideriz ne olacak yani, diyerek meseleye yaklaflırlar... K Bir Gazete Haberi, Yorumsuz Çakır için Taziye urtlar Vadisi isimli dizide Oktay Kaynarca’nın oynadı¤ı Süleyman Çakır isimli karakterin ölümü üzerine bir grup genç, yerel gazeteye taziye ilanı verdi. Konya’da yayımlanan Yeni Meram gazetesine verilen taziyede "Kurtlar Vadisi’nin vazgeçilmez karakteri Süleyman Çakır’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Merhuma Allah’tan rahmet, Kurtlar Vadisi’ne, Polat Alemdar’a, Memati’ye, K Dayı’ya ve yakın arkadafllarına ayrıca hayranlarına baflsa¤lı¤ı dileriz. Baflımız sa¤ olsun." denildi. Çakır hayranı; Mehmet Akif Yıldırım, Mehmet Kaya, Musa Kara, Hasan Hüseyin Sütçü ve Remzi Parıltı adlı gençler Çakır’ın öldürüldü¤ü son bölümü izledikten sonra böyle bir karar aldıklarını söyledi. Çakır’ın ölümünü ö¤rendikten sonra floke olduklarını ifade eden Yıldırım, "Süleyman Çakır’ın ölümü hepimizi derinden sarstı. Diziyi seyrettikten sonra gözyafllarımızı tutamadık." dedi. Çakır’ın dizide öldü¤üne hâlâ inanamayan Musa Kara ise 3 gündür yas içinde oldu¤unu söyledi… 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 8 8 KISSADAN HİSSE Günlerden bir gün, köylerden birinde, adam›n birinin efle¤i, kuyunun birine düflmüfl. Niye düfler, nas›l düfler sormay›n. Eflek bu. Düflmüfl iflte. Belki kör bir kuyuydu, a¤z› tahtayla kapat›lm›flt›, belki, üzerine de toprak dökülmüfltü. Zamanla tahta çürüdü, zay›flad›, üzerindeki toprakta biten otlar› yemek isteyen efle¤in a¤›rl›¤›n› çekemedi ve güm diye efle¤i yuttu kuyu. Hayvanc›k saatlerce ac› içinde k›vrand›, ba¤›rd› kendi dilinde. Sesini duyan sahibi gelip bakt› ki vaziyet kötü. Zavalli efle¤i kuyunun dibinde melül mahzun bak›n›yor. Üstelik yaralanm›fl. Karfl›laflt›¤› bu durumda kendini efle¤i kadar zavall› hisseden adamca¤›z köylüleri yard›ma ça¤›rd›. Ne yapsak, ne etsek, nas›l ç›karsak sorular› havada kald›. Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çal›flmaya de¤mez. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek ve hayvan› kuyuya gömmek. Ellerine ald›klar› küreklerle etraftan kuyunun içine toprak att›lar. Zavall› hayvan, üzerine gelen topraklar›, her seferinde silkinerek dibe döktü. Ayaklar›n›n alt›na ald›¤› toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi ve sonunda yukar›ya kadar ç›km›fl oldu. Köylüler a¤z› aç›k kalakald›. K›ssadan hisse; Hayat, bazen bizim de üzerimize aban›r. (Ne bazeni, ço¤u zaman.) Üstümüzü toz toprakla örtmeye çal›flanlar çok olur. Bunlarla bafletmenin tek yolu, yak›n›p s›zlanmak de¤il, düflünüp silkinmek ve kurtulmak, ayd›nl›¤a ad›m atmakt›r. Kör kuyuda olsak bile! Hayat ÖZEL KÖŞE Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Ard›ndan sanki ilerlemek için çaba harcamaktan vazgeçmifl gibi geldi ona. "Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebe¤in saatler boyunca bedenini bu küçük delikten ç›karmak için harcad›¤› çabay› izledi. Sanki elinden gelen her fleyi yapm›fl ve art›k yapabilece¤i bir fley kalmam›fl gibiydi. 2 1 Böylece adam, kelebe¤e yard›m etmeye karar verdi: eline küçük bir makas al›p kozadaki deli¤i büyütmeye bafllad›. Adam izlemeye devam etti; çünkü her an kelebe¤in kanatlar›n›n aç›l›p geniflleyece¤ini ve bedenini tafl›yacak kadar güçlenece¤ini umuyordu. Bunun üzerine kelebek kolayca d›flar› ç›k›verdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük, kanatlar› burufl burufltu. 4 3 Ama bunlardan hiç biri olmad›! Kelebek, hayat›n›n geri kalan›n› kurumufl bir beden ve buruflmufl kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de asla uçamad›. 5 Bazen yaflamda tam olarak ihtiyaç duydu¤umuz fley çabalard›r. E¤er Allah, yaflamda herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi, o zaman bir anlamda sakat kal›rd›k. O zaman olabilece¤imiz kadar güçlenemezdik. Asla uçamazd›k. 7 Güçlü olmak istedim… Ve Allah beni güçlendirmek için zorluklar yollad›. Bilgelik istedim… Ve Allah çözmem için sorunlar yollad›. Baflar› istedim… Ve Allah bana çal›flmam için zeka ve kas gücü verdi. 8 Cesaret istedim… Ve Allah bana üstesinden gelmem gereken sorunlar verdi. Sevgi istedim… Ve Allah bana, dostlar›m› yollad›. 9 Adam›n iyi niyeti ve yard›m severli¤i ile anlayamad›¤› fley, kozan›n k›s›tlay›c›l›¤›n›n ve buna karfl›l›k kelebe¤in darac›k bir delikten ç›kmak için göstermesi gereken çaban›n, Allah’›n kelebe¤in bedenindeki s›v›y› onun kanatlar›na göndermek ve bu sayede de kozan›n k›s›tlay›c›l›¤›ndan kurtuldu¤u anda uçmas›n› sa¤lamak için seçti¤i yol oldu¤uydu. 6 ‹yilik istedim… Ve Allah bana f›rsatlar yollad›. "‹stedi¤im hiçbir fleyi elde edemedim... Ama ihtiyaç duydu¤um her fleyi elde ettim." 10 SEVGi Bir gün sormufllar ermifllerden birine: "Sevgini sadece sözünü edenlerle, onu yaflayanlar aras›nda ne fark vard›r?" Bak›n göstereyim demifl, ermifl. Önce sevgiyi dilden gönüle indirememifl olanlar› ça¤›rarak onlara bir sofra haz›rlam›fl. Hepsi oturmufllar yerlerine. Derken tabaklar içinde s›cak çorbalar gelmifl ve arkas›ndan da dervifl kafl›klar› denilen bir metre boyunda kafl›klar. Ermifl "Bu kafl›klar›n ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de flart koymufl. "Peki" demifller ve içmeye teflebbüs etmifller. Fakat o da ne? Kafl›klar uzun geldi¤inden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar a¤›zlar›na. En sonunda bakm›fllar beceremiyorlar, öylece aç kalkm›fllar sofradan. Bunun üzerine "flimdi" demifl ermifl, "Sevgiyi gerçekten bilenleri ça¤›ral›m yeme¤e." Yüzleri ayd›nl›k, gözleri sevgi ile gülümseyen ›fl›kl› insanlar gelmifl oturmufl sofraya bu defa. "Buyurun" deyince, her biri uzun boylu kafl›¤›n› çorbaya dald›r›p, sonra karfl›s›ndakine uzatarak içirmifl. Böylece her biri di¤erini doyurmufl ve flükrederek kalkm›fllar sofradan. "‹flte" demifl ermifl, "Kim ki gerçek sofras›nda yaln›z kendini görür ve doymay› düflünürse, o aç kalacakt›r. Ve kim karfl›s›ndakini düflünür de doyurursa o da doyurulacakt›r flüphesiz. Ve flunu da unutmay›n, gerçek pazar›nda alan de¤il, veren kazançtad›r daima. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Seite 9 DOSYA 9 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Hayat önderimizi tanımak Hz. Muhammed. Kur´an ifadesiyle. 1- Alemlere rahmet olarak gönderildi. 2- Bu kainat›n yarat›l›fl sebebi. 3- Bütün insanl›¤›n en flereflisi. 4- Bar›fl için gönderilen peygamber Sevgili okurlar›m. Hz. Muhammedi tan›madan Hayat› anlamak ve tan›mak mümkün de¤il. Çünkü ondaki örnek ve misaller yarat›lm›fl insanlardan kimsede yok. O Hz. Muhammed Eflsiz lider ve önder Eflsiz komutan Merhametlilerin en merhametlisi Fedakarlar›n en fedakar› Cömertlerin en cömerdi Gerçekten Hz. Muhammed nurlu hayat› incelendi¤inde görülecektir ki; Allah´a inanman›n, O´nun emirlerini uygulaman›n, yard›m etmeyi bir vicdan zevki haline getirmenin, insanlara insan olduklar› için sayg› duyman›n, intikam almaya muktedir iken affetmenin, en güzel örnekleri peygamberimizin hayat›ndad›r. Öz nefsi aleyhine de olsa, adaletten ayr›lmaman›n, zulme ve zalime asil bir heyecanla karfl› ç›kman›n, do¤ruluk ve iffet ölçülerinde istikamet üzere durman›n en güzel misalleri onun Hayat›ndad›r. ‹nsanlara bilmediklerini ö¤retmenin, insanlar aras›nda daima hayr› yayman›n, insanlar›n elde ettikleri maddi güce ve soy üstünlü¤üne de¤il insani k›ymetlere de¤er vermenin, Hak yolundaki bütün meflakkat ve mahrumiyetlere gö¤üs germenin en asil örnekleri yine O´nun hayat›ndad›r. Sevmenin ve sevilmenin en cazib örnek ve numuneleri, iyiye yönelmenin ulvi misalleri yine O´nun hayat›nda görülmektedir. Hz. Peygamberin Ahirete irtihalinden sonra O´nun güzel ahlak›ndan güzel bilgiler almak isteyen sahabilerden biri müminlerin annesi Hz. Aifle validemize “bize Allah Rasulünün güzel ahlak›ndan bahseder misiniz?" deyince. O flöyle buyurdular: “Siz Kur´an okumuyor musunuz? O´nun ahlaki ve yaflay›fl› Kur´an (ölçülerine ba¤l›y)d›!” K›ymetli okurlar›m, Hz. Aifle validemizin bu ifadesi, flunu gösteriyor ki, Hz. Muhammedi e¤iten ve yetifltiren Allah’t›r. Ona iyiyi ve güzeli ö¤reten O olunca O´nun hayat›nda yanl›fl ve çirkin fleylere yer yoktur. O halde O´nun bütün ahlak ve yaflay›fl›n› örnek alacak ve O´nun ahlak›yla ahlaklanm›fl olaca¤›z. Kendi arzular›m›z› mabutlaflt›rd›ktan, flunun bunun ard›ndan gittikten, cemiyette cereyan eden menfi cereyanlara tabi olduktan sonra, Aziz Peygamberimize iman etmenin, pratik hayatta elbetteki hiç bir önemi ve k›ymeti olmayacakt›r. De¤erli okurlar›m! Allah Rasulü Hz. Muhammedi önder edinmeyen fertler, cemiyetler, devletler ve sosyal kurumlar müsbet ad›na ne verebilmifllerdir? Dünyay› arkas›ndan sürükleyen komünizm dünyada müsbet ad›na ortaya ne koymufltur? Bugün içinde yaflad›¤›m›z kapitalist dünya insanl›¤a müsbet ad›na ne verebiliyor? Komünizmde ne kadar insan hak ve hürriyetleri çi¤nenmifl, insanlar ezilmifl, kan ve gözyafl› görmüflse bugün kapitalizm sistemde ondan farkl› bir fley ortaya koymam›flt›r. ‹çinde yaflad›¤›m›z dünyada Irak, Filistin, Çeçenistan, Keflmir, Afganistan, Do¤u Türkistan ve dünyan›n di¤er bölgelerinde kan, barut ve gözyafl›ndan baflka ne var? Tarih ve Zaman içinde Muhammedi medeniyet ve sistemlerle de idare edilmifltir. Bunun güzel örneklerinden birisi de, Osmanl› ‹slam Devletidir. Muhammedi medeniyette de bencillik ve egoistlik yoktur. Kim haks›zl›¤a u¤ram›flsa ona yard›m vard›r, onun taraf›n› tutmak vard›r. Bu ma¤dur ve mazluma dini, ›rk› ve co¤rafyas› sorulmazd›. Muhammedi medeniyetten önemli bir anektotla yaz›m› noktalamak istiyorum. Türkiye’de önemli bir seminer çal›flmas› için gitti¤imizde ‹çiflleri Eski Bakanlar›m›zdan O¤uzhan Asiltürk bey anlatm›flt›: "‹çiflleri Bakanl›¤›na geldi¤inde Endenozya ‹çiflleri bakan›ndan bir davet al›r. Olumlu cevap verir. Endenozya ziyaretinde önemli bir sürprizle karfl›lafl›r. Endenozyada havaalan›na indi¤inde kendisine sorarlar, say›n bakan›m burda flehitli¤inizi ziyaret eder misiniz derler. İbrahim Gümüşoğlu O¤uzhan bey hayretler içinde kal›r. Endenozya’da bizim ne flehitligimiz olacak diye düflünür. Çünkü bizim okullar›m›zda, tarih kitaplar›nda hiç böyle bilgiye rastlamam›flt›r. O¤uzhan bey evet cevab›n› verir. Kendine tercümanl›k yapan mihmandar›na bir ara sorar. Bu flehitler nereden ve nas›l buraya gelmifller? der. O¤uzhan beye mihmandar› anlat›r: “Efendim tarihin bir dönemin bat›l›lar bizim ülkemizi iflgal edip zengiliklerimizi sömürmek için erkeklerimizi k›l›çtan gerçirmifller, kad›nlar›m›z› da esir etmifllerdi. O zaman dünyan›n en güçlü devleti Osmanl› idi‚ hayatta kalan erkeklerden bir heyet Osmanl› sultan›n› ziyaret edip Padiflaha durumu arzuhal ederler. Padiflah derhal divan› toplay›p durumu divana anlatarak oradan bir karar ç›kart›r. Ç›kan bu karar› bat›l› iflgal devletlerine bir ferman olarak yollar. Fermanda: "Ald›¤›m bilgilere göre haks›z olarak Endenozyay› iflgal etmifl erkekleri k›l›çtan geçirip, kad›nlar› esir alm›fl ve Endenozyay› sömürü alt›na alm›fls›n›z. Derhal afla¤›da belirtilen tarihe kadar iflgali kald›r›p insanlara hak ve hürriyetlerini iade etmenizi talep ederim, e¤er iflgal kalkmad›¤› takdirde donamam›zla belirtilen tarihde Endenozya önlerinde olaca¤›m› bildiririm der. Gerçekten bat›l› iflgal devletleri güç görmeden zulmü kald›rmazlar. Osmanl› ‹slam devleti belirtilen tarihte Endenozya önlerine gelir, zulmü kald›r›p bat›l› iflgal güçlerini Endenozya’dan ç›kar›r. Safi irtibat aç›s›ndan bir karakol diker ve Endenozya’dan ordusuyla ayr›l›r. Bu savaç süresinde Osmanl› 360 flehit vermifltir. Osmanl›n›n bu flehitlerini Endenozya’da O günün idarecileri bir araya toplay›p flehitlik yapm›flt›r. ‹flte bu flehitleri ziyaret etmeye gidece¤iz say›n bakan›m der mihmandari. O dönemde Endenozya’da hiç birtane müslüman yoktur. Osmanl› safi insanl›k ad›na ifllenen bir iflgal ve zulmü ortadan kald›rm›flt›r. Endenozya’n›n hiç bir zengili¤inden istifade etmemifl ve bu iflgali kald›rd›¤›ndan dolay› da Endenozya’dan bir talepte bulunmam›flt›r. ‹flte yeryüzünde Hz. Muhammede dayal› oluflan medeniyetler bunu yapar. Fakat insanlara hak ve hürriyet vaad eden kapiltalist ABD ve ‹ngiltere Irak’ta insanlara kan ve gözyafl› sunmaktad›r. Muhammedi Medeniyetin fark›n› anlayabiliyor muyuz? K›ymetli okurlar›m. 12 Rebiul evvel 1425 Hicri, 2 May›s 2004 miladi Peygamberimizin do¤umumun ümmeti Muhammed ve insanl›¤a yeni ufuk ve aç›l›mlara vesile olmas› dile¤iyle, Mevlit kandilinizi tebrik ediyorum... 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 10 sevgililer sevgilisine naat arif nihat asya seccaden kumlardı.. .................................... devirlerden, diyarlardan gelip göklerde buluşan ezanların vardı! mescit mü'min, minber mü'min... taşardı kubbelerden tekbir, dolardı kubbelere "amin!" ve mübarek geceler, dualarımız, geri gelmeyen dualardı... geceler ki pırıl pırıl, kandillerin yanardı! kapına gelenler, ya muhammed, uzaktan, yakındanmü'min döndüler kapından! besmele, ekmeğimizin bereketiydi; iki dünyada aziz ümmet, muhammed ümmetiydi. konsun -yine- pervazlara güvercinler; "hu hu" lara karışsın aminler... mübarek akşamdır; gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! şimdi seni ananlar, anıyor ağlar gibi... ey yetimler yetimi, ey garipler garibi; düşkünlerin kanadıydın, yoksulların sahibi... nerde kaldın ey resul, nerde kaldın ey nebi? günler, ne günlerdi, ya muhammed; çağlar ne çağlardı; daha dünyaya gelmeden müminlerin vardı... ve birgün, ki gaflet çöller kadardı, halime'nin kucağında abdullah'ın yetimi, amine'nin emaneti ağlardı! hatice'nin goncası, aişe'nin gülüydün. ümmetinin gözbebeği, göklerin resulüydün... elçi geldin, elçiler gönderdin... ruhunu allah'a, elini ümmetine verdin. beşiğin, yurdun, yuvan mekke'de bunalırsan medine'ye göçerdin. biz dünyadan nereye göçelim ya muhammed? yeryüzünde riya, inkar, hıyanet altın devrini yaşıyor... diller, sayfalar, satırlar (ebu leheb öldü) diyorlar: ebu leheb ölmedi, ya muhammed; ebu cehil, kıtalar dolaşıyor! neler duydu şu dünyada mevlid'ine hayran kulaklarımız: ne adlar ezberledi, ey nebi, adına alışkın dudaklarımız! artık, yolunu bilmiyor; artık, yolunu unuttu ayaklarımız! kabe'ne siyahlar yakışmamıştır, ya muhammed, bugünkü kadar! haset, gururla savaşta; gurur, kafdağı’nda derebeyi... onu da yaralarlar kanadından, gelse bir şefkat meleği... iyiliğin türbesine türbedar oldu iyi! vicdanlar sakat çıkmadan yarına. iyilikler getir, güzellikler getir adem oğullarına! şu gördüğün duvarlar ki kimi taif'tir, kimi hayber'dir... fethedemedik, ya muhammed, senelerdir! ne doğruluk, ne doğru; ne iyilik, ne iyi... bahçende en güzel dal, unuttu yemiş vermeyi... günahın kursağında haramların peteği! bayram yaptı yabanlar: semave'yi boşaltıp save'yi dolduranlar... atını hendeklerden -bir atlayıştaaşırdı aşıranlar... ağlasın yesrib, ağlasın selman'lar! gözleri perdeleyen toprak, yüzlere serptiğin topraktı... yere dökülmeyecekti, ey nebi yabanların gözünde kalacaktı! konsun -yine- pervazlara güvercinler; "hu hu"lara karışsın aminler... mübarek akşamdır; gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! ne oldu, ey bulut, gölgelediğin başlar? hatırında mı, ey yol, bir aziz yolcuyla aşarak dağlar taşlar, kafile kafile, kervan kervan şimale giden yoldaşlar? uçsuz bucaksız çöllerde, yine, izler gelenlerin, yollar gideceklerindir. şu tekbir getiren mağara, örümceklerin değil; peygamberlerindir, meleklerindir... örümcek ne havada, ne suda, ne yerdeydi... hakkı göremiyen gözlerdeydi! şu kutu, cinlerin mi; perilerin yurdu mu? şu yuva-ki bilinmez, kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi, kumru mu?kuşlarını, bir sabah, medine'ye uçurdu mu? ey abva'da yatan ölü bahçende açtı dünyanın en güzel gülü; hatıran, uyusun çöllerin ılık kumlarıyla örtülü! dinleyene hala, çöller ses verir: "yaleyl!" susar, uğultular gelir. mersiye okur uhud, kaside söyler bedir. sen de, bir hac günü, başta muhammed, yanında ebubekir; gidenlerin yüzbin olup dönüşünü destan yap, ey şehir! ebubekir'de nur, osman'da nurlar... kureyş uluları karşılarında meydan okuyan bir ömer bulurlar; ali'nin önünde kapılar açılır, ali'nin önünde eğilir surlar. bedir'de, uhud'da, hayber'de hakk’ın yiğitleri, şehid olurlar... bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı; yerde kalmazdı ruh... kanadlıydı. konsun -yine- pervazlara güvercinler; "hu hu"lara karışsın aminler... mübarek akşamdır; gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! vicdanlar, sakat çıkmadan, ya muhammed, yarına; iyiliklerle gel, güzelliklerle gel adem oğullarına! yüreklerden taşsın yine imanlar! itri, bestelesin tekbir'ini; evliya, okusun kur'an'lar! ve kur'an'ı göznuruyla çoğaltsın kayışzade osmanlar! na'tini gaalip yazsın, mevlid'ini süleyman'lar! sütunları, kemerleri, kubbeleriyle geri gelsin sinan'lar! çarpılsın, hakikat niyetine cenaze namazı kıldıranlar! gel, ey muhammed, bahardır... dudaklar ardında saklı aminlerimiz vardır!.. hacdan döner gibi gel; mi'raç'tan iner gibi gel; bekliyoruz yıllardır! bulutlar kanad, rüzgar kanad; hızır kanad, cibril kanad; nisan kanad, bahar kanad; ayetlerini ezber bilen yapraklar kanad... açılsın göklerin kapıları, açılsın perdeler, kat kat! çöllere dökülsün yıldızlar; dizilsin yollarına yetimler, günahsızlar! çöl gecelerinden, yanık türküler yapan kızlar sancağını saçlarıyla dokusun; bilal-i habeşi sustuysa ezanlarını davud okusun! konsun -yine- pervazlara güvercinler; "hu hu"lara karışsın aminler... mübarek akşamdır; gelin ey fatiha'lar, yasin'ler! 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Seite 11 BİLGİLENDİRME 11 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Vergilendirmede önemli aşama ASIM TOZOĞLU ederal Almanya maliye bakanl›¤ı, vergilendirmede "eflitlik" ve "adillik" prensiplerinin bir gere¤i olarak bundan böyle hiç istisnasız herkesin vergi denklefltirmesini yapması için, yeni bir sistem gelifltirdi ve 2003 yılı vergi denklefltirme ifllemlerinde pilot proje olarak Hessen Eyaleti maliye bakanlı¤ı Alman havayolları Lufthansa nezdinde Frankfurt uluslararası ha- F vaalanında çalıflan insanların vergi denklefltirme ifllemlerini yeni sistemle yapmayı kararlafltırarak uygulamaya koydu. Bu uygulamaya göre bir ifl yerinde çalıflan kimse için nüfus dairelerince hazırlanan vergi kartları bundan böyle yıl sonunda çalıflana de¤il, direkt ba¤lı bulundu¤u maliyeye gönderiliyor ve çalıflanların eline vergi denklefltirme iflleminde kullanılmak üzere bir belge veriliyor. Almanca tabiriyle ‘Lohnsteuerbescheinigung für 2003’ Bu belge, elektronik olarak maliyeye gönderildi¤inden, tüm bilgiler maliyede hazır bekliyor. Vergi denklefltirme ifllemi yapılırken, bu belgede flahısların özel bilgileri flifreli olarak yazılıyor ve maliyeye gönderiliyor. YEN‹L‹⁄‹N ÖZELL‹⁄‹ NE? ‹flte tabir caizse dananın kuyru¤u burda kopuyor. ‹flyerinin vergi kartını veya bilgileri direkt olarak maliyeye bildirmesiyle, maliye bugüne kadar vergi denklefltirme ifllemlerini hiç yaptırmamıfl ya da arada sırada yaptımıfl olanları tespit ederek, uyarıda bulunuyor ve vergi denklefltir- me ifllemlerini yaptırmayanlar böylece ifllemlerini yapmak zorunda kalıyorlar. Böylelikle, maliyeye borcu olupta, vergi denklefltirme ifllemlerini yapmayanların bu ifllemleri yapmaları sonucu, maliyeye yeni vergi kayna¤ı geliyor ve aynı zamanda vergide adalet prensibi yerine getirilmifl oluyor. Bir yandan çalıflıp çabalayıp vergi denklefltirme ifllemlerini yaptıran binlerce insan vatandafllık görevini yerine getirirken, öte yandan vergi denklefltirme ifllemini yapmayanların ödemesi gereken kimselerin yükünü di¤erleri çekiyorlar. Tahminlere göre Federal Almanyada yaflayan vergi mükelleflerinin yüzde yirmisi maliyeye baflvurmuyor. Bu ihmalkarların arasında yaptı¤ımız tespitlere göre, çok sayıda Türk vatandaflları da bulunuyor ve uyarılarımıza kulak verip de gelenlerin ço¤unun çok büyük miktarda vergi iadesi alaca¤ı oldu¤u halde, zamanaflımına u¤radı¤ı için hakkının yandı¤ını üzülerek görüyoruz ve son iki yılı kurtarmanın tesellisini yaflıyoruz. Bazan da örne¤in efllerin ikisinin de çalıflması halinde vergi sınıfı 3 ve 5 le çalıflanların kaç sene geçerse geçsin vergi doldurma hakları yanmadı¤ı için alacaklarını alıyorlar (daha genifl bilgi için özel bilgi alabilirsiniz) hem biz bir hakkın alınmasından sevinç duyarken vatandaflımıza da maddi bir menfaat sa¤landı¤ı, daha do¤rusu ihmal etti¤i hakkını geri aldı¤ı için mutlu oluyoruz. Federal Almanya’da gelecek yıl tamamen uygulanacak bu sistemle, maliyenin büyük bür miktarda vergi geliri olaca¤ı tahmin ediliyor. ÇA⁄IRILMADAN G‹D‹N‹Z Gelecek yıl maliye herkesi ça¤ıraca¤ına göre, vergi mükelleflerine tavsiyemiz, flimdiden doldurtmadıkları yılların vergi denklefltirme ifllemlerini yaptırmaları ve ça¤ırılmadan gitmenin rahatlı¤ını yaflamalarını salık verirken, belki de kaybettikleri haklarının da bir an önce geri almalarını sa¤lamalarını öneririz. (Genifl bilgi için 069/73 19 19 veya [email protected]) Hasretim çok büyük sana Ya Rasulullah Yüzüm tutmuyor sana gelmeye Dünya telafl›yla geçerken fani ömrüm Asl›nda hep seninledir bu garip gönlüm Ben isterim sana gelmeyi Gelip nur mescidine yüzüm sürmeyi Ben de isterim hep gönülden gülmeyi Gülüp, gül bahçesinden güller dermeyi Ben de isterim yarat›l›fl›m›n s›rr›na ermeyi, Erenlerin bahçesinden güller dermeyi Hasretim çok büyük sana Ya Resullullah En k›sa zamanda kavuflurum sana inflaallah… As›m Tozo¤lu 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 12 DOSYA 12 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Mevlid Kandili Münasebetiyle Saim Ayas lahiyatçı ünyadaki bütün insanlara peygamber olarak gönderilen, peygamberlerin sonuncusu Muhammed a.s. 571 y›l› nisan ay›n›n 20’sine rastlayan rebi’ul–evvel ay›n›n 12’inci pazartesi gecesi sabaha karfl› Mekke-i Mükerreme’de dünyaya gelmifltir. Evet bu k›sa giriflten sonra, Peygamber efendimizle ilgili Kur’an ayetlerine göz atarak, bu yüce insan›n özelliklerine biraz vak›f olmaya çal›flal›m. --‹brahim a.s.›n soyundan peygamber göndermesi için Allah’a (cc) yapt›¤› duas›: 2/129 ayet: “Ey Rabbimiz onlara, içlerinden senin ayetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti ö¤retecek, onlar› temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her fleyi yerli yerince yapan sensin.” Bilindi¤i üzere peygamber efendimiz neseb yönünden soyu ta ‹brahim peygambere kadar ulaflmaktad›r. Peygamber efendimizde Kur’an’da geçen bu duaya bizzat mazhar olmufl peygamberlerden birisidir. --Peygamber efendimizin ismi Tevrat ve ‹ncilde yaz›l› idi. 7. Sure 157. ayette mealen: “Yanlar›ndaki Tevrat ve ‹ncilde yaz›l› bulduklar› o elçiye, o ummi peygambere uyanlar (varya), iflte o peygamber onlara iyili¤i emreder, onlara temiz fleyleri helal, pis fleyleri haram k›lar. A¤›rl›klar›n› ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O peygambere inan›p ona sayg› gösteren, ona yard›m eden ve onunla birlikte gönderilen nur’a (Kuran’a) uyanlar varya, iflte kurtulufla erenler onlard›r.” 61/6: “Hat›rla ki Meryem o¤lu ‹sa: Ey ‹srailo¤ullar›! Ben size Allah’›n elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’› do¤rulay›c› ve benden sonra gelecek Ahmed ad›nda bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demiflti. Fakat o, kendilerine aç›k deliller getirince: bu apaç›k bir büyüdür dediler.” --Hz. ‹sa’dan sonra peygambersiz geçen bir zaman bofllu¤undan sonra peygamber efendimizin gönderilifli. D 5/19 “Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin aras› kesildi¤i bir s›rada size elçiniz geldi. Gerçekleri size aç›kl›yor ki (k›yamette): `’Bize bir müjdeleyici ve uyar›c› gelmedi’’demeyesiniz. ‹flte size müjdeci ve uyar›c› gelmifltir. Allah (cc) herfleye hakk›yla kadirdir.” --Peygamber efendimize peygamberlik verilmesiyle ilgili ayeti kerimeler. 2/252 “‹flte bunlar Alla’›n ayetleridir. Biz onlar› sana do¤ru olarak anlat›yoruz. fiüphesiz sen, Allah (cc) taraf›ndan gönderilmifl peygamberlerdensin.” 3/114 “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmifltir. fiimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah’a (cc) hiçbir flekilde zarar vermifl olmayacakt›r. Allah (cc) flükredenleri mükafatland›racakt›r.” 4/79 “Sana gelen iyilik Allah’tand›r. Bafl›na gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik, flahit olarak da Allah yeter.” 4/80 “Kim Resul’e itaat ederse Allah’a itaat etmifl olur. Yüz çevirene gelince, seni onlar›n bafl›na bekçi göndermedik.” 4/174 “Ey insanlar! fiüphesiz size Rabbinizden kesin bir delil geldi ve size apaç›k bir nur indirdik.” 6/50 “De ki: ben size, Allah’›n hazineleri benim yan›mdad›r, demiyorum. Ben gayb›da bilmem. Size ben bir mele¤im de demiyorum. Ben, sadece bana vahy olunana uyar›m. De ki: Kör ile gören bir olur mu? Hiç düflünmez misiniz?” 13/30 “(Ey Muhammed!) böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçti¤i bir ümmete gönderdik ki, sana vahy etti¤imizi onlara okuyas›n. Onlar Rahman’› inkar ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O’ndan baflka tanr› yoktur. Sadece O’na tevekkül ettim ve dönüfl sadece O’nad›r.” 48/29 “Muhammed Allah’›n elçisidir. Beraberinde bulunanlarda kafirlere karfl› çetin, kendi aralar›nda merhametlidirler. Onlar› rukuya var›rken, secde ederken görürsün. Allah’tan lutuf ve r›za isterler. Onlar›n niflanlar› yüzlerindeki secde izidir. Bu, onlar›n Tevrat’taki vas›flar›d›r. ‹ncil’deki vas›flar› da flöyledir: Onlar filizini yar›p ç›karm›fl, gittikçe onu kuvvetlendirerek kal›nlaflm›fl, gövdesi üzerine dikilmifl bir ekine benzerler ki bu ekicilerin de hofluna gider. Allah (cc) böylece onlar› ço¤alt›p kuvvetlendirmekle kafirleri öfkelendirir. Allah (cc) onlardan inan›p iyi ifller yapanlara ma¤firet ve büyük mükafat vadetmifltir. --Peygamber efendimize Kur’an-› Kerim verildi¤ine dair ayetler. 2/99 “And olsunki sana apaç›k ayetler indirdik. (Ey Muhammed!) onlar› ancak fas›klar inkar eder.” 2/119 “Do¤rusu biz seni Hak (Kur’an) ile müjdeleyici ve uyarici olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu degilsin.” --Peygamber efendimiz insanlar› Kur’an ile ‹slama davet eder. 33/46 “Allah’›n izniyle, bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik).” 65/11 “‹man edip salih amel iflleyenleri, karanl›klardan ayd›nl›¤a ç›karmak için size Allah’›n apaç›k ayetlerini okuyan bir peygamber göndermifltir. Kim Allah’a inan›r ve faydal› ifl yaparsa Allah onu, altlar›ndan ›rmaklar akan, içinde ebedi kalacaklar› cennetlere sokar. Allah o kimse için gerçekten güzel bir r›z›k vermifltir.” --Peygamber efendimiz sadece belirli bir kavme de¤il bütün insanl›¤a gönderilmifltir. 21/107 “(Resülüm!) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” 34/28 “Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarici olarak gönderdik, fakat insanlarin cogu bunu bilmezler.” --Peygamber efendimizin flahit olarak gönderilmesi. 4/41 “Her bir ümmetten bir flahit getirdi¤imiz ve seni de onlara flahit olarak gösterdi¤imiz zaman halleri nice olacak.” 16/89 “O gün her ümmetin içinden kendilerine birer flahit gönderece¤iz. Seni de hepsinin üzerine flahit olarak getirece¤iz. Ayr›ca bu kitab› da sana, her fley için bir aç›klama, bir hidayet ve rahmet kayna¤› ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.” --Peygamber efendimizin son peygamber oluflu. 33/40 “Fakat o, Allah’›n resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her fleyi hakk›yla bilendir.” --Peygamber efendimizin müminlere karfl› olan sevgisi. 9/128 “Andolsun size kendinizden öyle bir peygamber gelmifltir ki, sizin s›k›nt›ya u¤raman›z ona çok a¤›r gelir. O, size çok düflkün, müminlere karfl› çok flefkatlidir, merhametlidir.” --Ve ahlak›: 4/68 “Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” --Peygamber efendimiz, yarat›c›m›z›n bize büyük bir lutfudur. 3/164 “Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah’›n ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkardan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti ö¤reten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lutufta bulunmufltur. Halbuki daha önce onlar apaç›k bir sap›kl›k içinde idiler.” 33/6 “Peygamber müminlere kendi canlar›ndan daha yak›nd›r” De¤erli okuyucular buraya kadar Kur’an-› Kerim’de peygamber efendimizle ilgili baz› ayetleri zikretmeye çal›flt›m. Hepsini almak mümkün almad› zira konu çok daha uzayacak. Peygamber efendimizi bir yaz›yla anlatmak tabiki mümkün de¤ildir. Onun do¤umu, çocuklu¤u, gençli¤i, ihtiyarl›¤›, ahlaki, dürüstlü¤ü, basireti v.s. hepsi ayr› ve bafll› bafl›na bir konudur. Burada yapt›¤›m›z O’nun mevlid kandili dolay›s›yla Kur’an ›fl›¤›nda flahsiyetine ve önemine birazc›k de¤inmektir. Tabiiki onun do¤umu tarihin kaydetti¤i sünettullah çercevesinde cereyan eden en büyük olaylardan bir tanesidir, ve bizler için, insanl›k için çok büyük bir lutuftur. Allah (cc) Hz. Adem’den bu yana mütemadiyen peygamberler göndererek vahiy yoluyla insanlara gerçek bilgi, ilim ve hikmet vermifltir. Vahiy olmasayd› peygamberler olmasayd› halimiz ne olurdu insanl›k Kur’an tabiriyle karanl›klardan yani küfrün karanl›klar›ndan, ayd›nl›¤a yani iman ayd›nl›¤›na nas›l ç›kacakt›. Vahyin elçisi ve uygulay›c›s› olan peygamber akl›n yolunu ayd›nlatm›fl ve dileyen herkesi iman dairesinde buluflturmufl, onlara dünya ve ahiret saadetini müjdelemifltir. ‹man dairesine girmeyi reddedenleri ise elim bir azabla uyarm›fllard›r. Hz. Muhammed’in bu peygamberler silsilesinde do¤al olarak özel bir konumu da bulunmaktad›r. Son peygamber olmas›, ilahi kitap ve mesajlar›n Kur’an gibi ilahi bir kitapta son ve mükemmel halini alm›fl olmas›, k›yamete kadar de¤iflmeden insanlara ›fl›k verecek birer kitap olmas›, bu özelliklerdendir. Peygamber efendimiz bu görevi hiçbir gevfleklik göstermeden, hertürlü yokluk, imkans›zl›k, güçlük, tehdit, suikast, eziyet (maddi-manevi),….karfl›s›nda mükemmel bir flekilde tamamlam›flt›r. Kendi zat›n›, kiflili¤ini, sürekli ikinci planda tutmufl, müminleri yani bizleri bizden daha çok sevmifl ve bizler için hiçbir fedakarl›ktan çekinmemifltir. Bizler de O’na karfl› 33/6 ayette geçen “peygamber, müminlere canlar›ndan daha yak›nd›r.” ifadesinin anlam›n› iyi kavramal› O’na lay›k oldu¤u sayg›, sevgi ve hürmeti göstermeliyiz. Ama tabi bu yaln›z sözle olmaz, hem söz hem de amel (uygulama) alan›nda bunu göstermeliyiz. Zaten Peygambere itaat Allah (cc)’ye itaattir. Ey Allah’rn Rasulu do¤umunla bir günefl gibi dünyay› ayd›nlatt›¤›n gibi flu kararan kalplerimize de do¤ar m›s›n. Ve bu günahkar ümmetine Allah (cc)’den alaca¤›n flefaatle, k›yamet günü flefaat eder misin. Essalamu Aleyke ya Rasulallah.❏ 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 13 DOSYA Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 13 Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz. Peygamber'e çada kılabilmek Yusuf Kaplan nsanlık tarihinde, iki büyük hâdise eflzamanlı olarak cereyân ediyor: Birincisi, neo-pagan Batı uygarlı¤ının, yeryüzünde tek baflına hükümfermâ olması. ‹kincisi ise, peygamberî solu¤un, ilk kez insanlı¤ın hayatından uzaklaflması. Zaman-mekân mesafesinin "ortadan kalktı¤ı", her fleyin küre ölçe¤inde cereyan etti¤i bir zaman diliminde, bütün sorunları küre ölçekli düflünmek ve hâl yoluna koymak zorundayız. Aksi takdirde analizlerimizin kısa devre yapmasını ve devre dıflı kalmasını önleyemeyiz. ‹slâm'ın müntesipleri, MESELElerini sadece etnik, lokal ve ulusal düzlemlerle ele alamazlar; çünkü ‹slâm'ın insana ve bütün varlıklara sordu¤u SUALler ve onlardan bekledi¤i MESÛL‹YETler, etnik, lokal ve ulusal sınırlarla da, bu dünyayla da sınırlandırılamaz. Asıl sorunumuz, medeniyet buhranı sorunudur; dolayısıyla etnik, lokal veya ulusal gibi görünen sorunlar aslî de¤il, arızî sorunlardır. Müslüman toplumlar, bu arızî (mikro) sorunları, aslî (makro) sorunları katına yükselttikleri andan itibaren, bu sorunların çözümünde atılacak her adım, kaçınılmaz olarak ârızalar üretecek; bu sorunları eksene alan kiflisel veya kollektif aktörlerin türlü taarruzlara maruz kalmaları, dolayısıyla bu sorunların iyice içinden çıkılmaz bir hâl alması kolay kolay önlenemeyecektir. Müslüman toplumların, mikro düzlemlerdeki sorunlarını da anlamlandırabilmek ve hâl yoluna koyabilmek için, makro (aslî) bir perspektife ihtiyaçları var: Bu perspektifin adı, medeniyet perspektifidir. Medeniyet perspektifinin, hem varıfl, hem de kalkıfl noktası, vahiy ve vahyin hayata aktarıcısı ve hayatlafltırıcısı olan Hz. Peygamber'dir. Vahyin etnik, lokal ve ulusal sınırları ve sınırlamaları aflacak flekilde hayatlaflmasının vasatını oluflturan ve vâsıtalarını üreten medeniyet perspektifi ‹ veya medeniyet tasavvuru, müslüman toplumların, sorunlarını zaten küre ölçekli düflünmelerini zorunlu kılan bir kapı ve pencere açıyor müslümanların önüne. Dahası, ‹slâm, sadece müslümanların dünyevî hayatlarının tanzîmi sürecinde küre ölçekli bir düzlem önermekle kalmıyor; bu küre ölçekli düzlemi icbar eden, fizik ve fizikötesi dünyaları aynı anda mezceden, kuflatan, kucaklayan ve anlamlandıran zamanlar ve mekânlar ötesi bir idrâk biçimi ve tasavvur da sunuyor müslümanlara. Burada bugün sadece ‹slâm'ın sundu¤u ve iki esaslı boyutta cereyan ve tezahür eden bir imkâna, yalnızca müslüman toplumların de¤il, bütün insanlı¤ın sorunlarını hâl yoluna koyabilecek, birbirini itmek veya yoksaymak yerine, birbirini çeken, besleyen ve varkılan "mekân"lar olma özelli¤ine sahip esaslı bir imkâna dikkat çekmifl oluyorum: Birincisi, fizik düzlemde, ‹slâm, müslüman toplumları, tüm insanlı¤ın sorunlarını kendi sorunlarıymıfl gibi algılamalarını mümkün kılabilecek, onları, etnik, lokal ve ulusal sınırlardan ve sınırlamalardan kurtaracak cihanflümûl (küre-ölçekli) bir varolufl alanı tayin, tarif ve tahsis ediyor müslümanlara. ‹kincisi, fizikötesi düzlemde ise, ‹slâm, insanın tabiatla, kâinâtla ve Yaratıcı ile irtibatı koparmamasını öngörüyor; dolayısıyla ‹slâm, Batı uygarlı¤ının yapageldi¤i gibi tabiatla, kâinatla ve Yaratıcı ile çatıflmaya, onları kontrol etmeye de¤il; onlarla mîzân'a (dengesizli¤e, zulme, flirke, flirrete ve fliddete RA⁄MEN, dengeye, adalete, tevhîde, selâmete ve sulhe) dayalı bir iliflki ve irtibat hâlinde olmasını talep ediyor emîn olan mümin'den. Mümin'in bu mükellefiyeti yerine getirebilmesi, sadece fizikötesi dünya ile de¤il aynı zamanda fizik dünya ile de irtibatını koparmamasına ba¤lı. E¤er insano¤lu, hem fizik, hem de fizikötesi dünya ile irtibatını koparacak olursa, sadece kendi dünyasının de¤il, bütün insanlı¤ın ve di¤er varlıkların dünyalarının tarumâr olması, tüm dünya ölçe¤inde adaletsizli¤in, haksızlı¤ın, hukuksuzlu¤un ve sömürünün hükümfermâ olması kaçınılmazlaflabilir. ‹flte flu ân, insanın varolufl serüvenini yalnızca bu dünyayla (fizik düzlemle) sınırlayan hâkim Batı uygarlı¤ının insanlı¤ı getirdi¤i nokta burası. Fizik veya fizikötesi dünyalardan birinin tek baflına hayata çeki düzen vermesi, hayatı çekilmez kılar: Oysa bu bir çıkmaz sokaktır; insanlı¤ı bu çıkmaz sokaktan hem fizik, hem de fizikötesi dünyaları ve imkânları aynı anda vahyin ıflı¤ında harekete geçirebilen bir dünya tasavvuru kurtarabilir ancak. Dünyanın geldi¤i nokta, insanlı¤ın bundan sonra nereye gidemeyece¤ine ve nereye gidebilece¤ine dâir çok esas- lı bir dönüm noktasının, geri-dönüflü olmayan bir dönüflüm noktasının efli¤ine geldi¤imize iflaret ediyor bize. Bir meselemiz olabilmeli ki, mesûliyetimizin farkına varabilelim; mesûliyetimizin farkına varabilmemiz ise meselesi olan insanların mesûliyetlerini yerine nasıl getirebileceklerine dâir suâller sorabilmeleriyle bahis mevzuû olabilir ancak. Mesele, mesûliyet ve suâl... Suâlimiz yoksa, mesûliyetimiz de yok; mesûliyetimiz yoksa, meselemiz de yok demektir. Veya bir meselemiz varsa, mesûliyetimiz de var, mesûliyetimiz varsa, suâlimiz de var demektir. En temel meselemiz ‹slâm, en temel mesûliyetimiz müslim olmak... O hâlde, en temel suâlimiz ise: Hakîkaten meselemiz ‹slâm mı ve hakîkaten mesûliyetimizi müdrik (her dâim müslim) miyiz? Bu soruya cevap verebilmenin en esaslı yolu, Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz. Peygamber'e ça¤dafl kılabilmemizden; bunun yolu da, Hz. Peygamber'in Tanık, Özne ve Öncü "kiflilik"lerini, hayatımızda teflhis, tespit ve ispat edilebilecek kadar müflahhaslafltırabilmemiz, sabitlefltirebilmemiz ve ispatlayabilmemizden geçiyor. Peygamberî solu¤un yeniden hayatımıza nefes üfleyebilmesi neo-pagan Batı kültürünün varolufl serüveninin soykütü¤ünü çıkarmamıza, bunun için bütün zamanları seferber edebilecek kadar bütün zamanları kendi çocu¤umuz kılarak bütün zamanların çocu¤u olabilmemize ve dolayısıyla Batı kültürüyle yüzleflip, hesaplaflıp Batı kültürüne RA⁄MEN direnifl, varolufl ve duruma hâkim olufl ruhu ve vasatları gelifltirebilmemize, dolayısıyla Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz. Peygamber'e ça¤dafl kılabilmemize ba¤lıdır vesselâm. ‹bn Teymiyye'nin, ilk bakıflta anlaflılması zor gibi gelebilecek sarsıcı bir tespiti vardır: "‹slâm'ın anlaflılması sürecinde Hz. Peygamber'in konumu, Kur'ân-ı Azîmüflflân'dan daha önemlidir." Çünkü Hz. Peygamber devre dıflı bırakıldı¤ında Kur'ân'ın anlaflılması son derece zordur. ‹bn Teymiyye, burada Kur'ân'ı tâlî bir konuma yerlefltirmiyor; aksine, ‹slâm'ın / Kur'ân'ın anlaflılması sürecinde Hz. Peygamber'in konumunun vazgeçilemezli¤ine dikkat çekiyor. Ben, ‹bn Teymiyye'nin bu tespitini bir adım daha öteye götürebilece¤imizi ve flu flekilde yeniden formüle edebilece¤imizi düflünüyorum: Sadece ‹slâm'ın ve Kur'ân'ın anlaflılması sürecinde de¤il, dünyanın ve insanlı¤ın karflı karflıya kaldı¤ı sorunların anlaflılması ve hâl yoluna konulması sürecinde de Hz. Peygamber'in 63 yıllık kiflisel tarihinin, bize tahmin ve tahayyül etti¤i- mizden de fazla katkıda bulunabilece¤ini, bu konuda sadece müslümanlar için de¤il, bütün insanlık için de anahtar ifllevi görebilece¤ini düflünüyorum. ‹slâm'ın (dolayısıyla Kur'ân'ın) anlaflılması sürecinde Hz. Peygamber'in KONUM'u neden hayâtî bir önem arzediyor peki? Her fleyden önce Hz. Peygamber'in bütün di¤er müslümanlardan ayrılan en belirgin özelli¤i, O'nun bir mümin olarak Kur'ân'a muhatap olmasının yanısıra bir elçi olarak bizi Kur'ân'a muhatap kılmasıdır. Kur'ân metninin, bir anlam ifade etmesi, dolayısıyla bizler tarafından anlaflılması ve hayata aktarılması, Hz. Peygamber'in aracılı¤ı olmaksızın son derece zordur. Hz. Peygamber, bize sadece kendisine vahyedilen metni sözlü olarak aktarmakla yetinmemifl, aynı zamanda, vahiy metnini nasıl bilfiil ve bilkuvve anlayıp hayata aktarabilece¤imiz meselesinde ve sürecinde bize rehberlik etmifltir. fiunu demek istiyorum: Kur'ân, -deyim yerindeyse- ‹slâm'ın "teorik" sunumudur; Hz. Peygamber'in kiflisel tarihi ise, ‹slâm'ın "pratik" sunumudur. Baflka bir deyiflle, Hz. Peygamber, sadece bir aktarıcı de¤ildir, aynı zamanda, kendisine vahyedilenleri hayata aktaran, "yaflayan Kur'ân"dır. Meselenin püf noktası flurası: Kur'ân, bir ânda, bir gecede vahyedilebilirdi. Ama bir ânda, bir gecede de¤il, 23 yılda vahyedildi. Yani Kur'ân Hz. Peygamber'in 23 yıllık vahiy-sonrası hayatına yayılarak aktarılmak sûretiyle bize bir zaman duygusuna sahip olmamız gerekti¤ini hatırlatıyor. Ama zamanı mutlaklafltırmıyor ve bizden de zamanı mutlaklafltırmamızı istemiyor. E¤er öyle olmufl olsaydı, hayat çekilmez olurdu. Böyle yapmakla, zamanın (tarihin ve mekanın) izafili¤ine, zamanı aslâ mutlaklafltırmamamız gerekti¤ine fakat aynı zamanda da zamanı, tarihi ve mekânı (dolayısıyla beflerî tecrübeyi) ıskalamamamız gerekti¤ine de dikkat çekmifl oluyor. Buradan asıl can alıcı noktaya, bu yazının meselesine geçifl yapabiliriz: Hz. Peygamber'in kiflisel tarihi, sadece ‹slâm'ın anlaflılması sürecinde de¤il, aynı zamanda, hangi ça¤da yaflarsak yaflayalım ça¤ın ve dolayısıyla dünyanın sorunlarının anlaflılması, anlamlandırılması ve hâl yoluna konulması sürecinde de bugüne kadar farkedemedi¤imiz ölçüde hayâtî ipuçları sunuyor bize. Meseleyi daha bir açıklı¤a kavuflturabilmek için flu sorunun cevabı üzerinde kafa yormamız gerekiyor: Peki, Hz. Peygamber ne yaptı? Bu sorunun makro düzlemdeki cevabı flu: Hz. Peygamber, bütün zamanları seferber ederek bütün zamanları kendi çocu¤u kıldı ve bütün zamanların çocu¤u olabilecek bir konuma, zemine vardıktan sonra 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 14 14 vahiyle buluflturdu, hakîkatle yüzlefltirdi ilk müminleri. Veya flöyle de söylemek mümkün: Vahiyle muhatap olan ilk müminlerin ayaklarını bastıkları teorik ve pratik zemin, bütün zamanları seferber etmelerini mümkün kılabilecek bir zemindi: "Bilgi kurdu" olmalarından de¤il, böylesi zihinsel bir ufka sahip olmalarından sözediyorum. Hz. Peygamber, bunu nasıl yaptı? Son peygamber olarak gönderilmifl olmakla yaptı. Yani, bir yandan makro düzlemde, Hz. Adem'den bu yana vahyedilen dinlerin ve gönderilen bütün peygamberlerin mirasçısı oldu. Öte yandan, mikro düzlemde ise, yafladı¤ı toplumunun içinde yaflayarak, yani ruhban hayatı yaflamayarak, o toplumdan tecrit olmadan yaflayarak, o toplumda ve o toplumun temas hâlinde oldu¤u di¤er toplumlarda karflı karflıya kalınan sorunları bizzat tespit ve teflhis ederek yaflayarak hayata nasıl müdahale edebilece¤ini, vahyin mesajının hangi topluma, hangi flartlarda ve nasıl ulafltırabilece¤ini yakînen görerek, bilerek yeni dini tebli¤ etti. Hem bütün peygamberlerin mirasçısı olan konumuyla, hem de toplumunun ve ça¤ının sorunlarına sahip çıkan ve bu sorunların nasıl hâl yoluna konulaca¤ına dâir ortaya koydu¤u esaslı "performans"la, Hz. Peygamber, belki de insanlı¤ın kendisine her zamankinden çok ve acilen ihtiyaç hissetti¤i bir öncü olarak görülmeli diye düflünüyorum. En azından iki açıdan böyle bu: Birincisi, Hz. Peygamber, her fleyden önce flahsiyet sahibi güçlü bir insan inflasını öncelemifltir. Aslolan insan infla edebilmektir. I˙kincisi ise bu flahsiyetin varlı¤ını sürdürebilmesi ve hissettirebilmesi için Hz. Peygamber sürekli olarak varlık ve kapsama alanı geniflleyen korunaklı bir alanın açılması cehdi içinde olmufltur. Bütün bunları yaparken insanlı¤ın bütün tarihi boyunca yafladı¤ı serüveni, tabloyu öz bir flekilde toplumunun önüne sermifl, böylelikle kuraca¤ı yeni dünyanın tüm di¤er dünyalardan neden ve hangi bakımlardan farklı özellikler taflıdı¤ını çok iyi izah etmifl ve 23 yıllık elçilik hayatıyla da resmetti¤i ve vadetti¤i dünyayı, infla etti¤i insan ve toplumu emin ve emniyetli bir flekilde varkılabilmesi için korunaklı alanları sürekli olarak geniflletmifltir. fiu an insanlık, sirki andıran bir dünyada korunaklı alanlardan yoksun bir hâlde yuvarlanıp gidiyor. Allah'ın rahmet sıfatıyla mücehhez güçlü flahsiyetlere ve bu flahsiyetlerin varolmalarını mümkün kılacak korunaklı alanlara her zamankinden çok ihtiyacımız var: O yüzden Hz. Peygamber'i kendimize, kendimizi de Hz. Peygamber'e her dâim ça¤dafl kılmak; yani bütün zamanları seferber ederek bütün zamanları çocu¤umuz kılabilecek ve bütün zamanların çocu¤u olmamıza imkân tanıyabilecek teorik ve pratik bir zemine (=korunaklı alana) çıkarak dünyaya ve her fleye o zeminden (yenilgi psikolojilerini aflmıfl olarak ve özgüvenle) bakmak zorundayız. Hayat DOSYA Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 BR KUTLU DOUM B iz hemen hepimiz, mana ekseninde mizde o vakitsiz ayr›l›fl›n, ümit sabahlar›m›z› körkütük sarhofl yaflad›¤›m›z flu alemkapkaranl›k bir hicran bahçesine çevirdi. Göz de Rabbimizi Seninle tan›d›k Efengözü görmez oldu ve bütün yol bildiklerimiz dim. Sa¤anak sa¤anak bafl›m›zdan afla¤› döbirbirine kar›flt› Efendim. Gün geldi insanl›k, külen nimetleri senin basiretlerimize saçt›¤›n senin yolundan ayr›l›p, hakikat nam›na baflka ilahi nurlar sayesinde duyup hissettik Efenyollara sapt›... Düflünceler bütün bütün sana dim. Kurak manevi iklimlerimizde iman›n karfl› kapand› ve her taraf y›llardan beridir puilkbahar tomurcuklar› senin sayende açt› suda bekliyen hilkat garibeleri ile doldu. Ad›n Efendim. ‹nsan onurunun ayaklar alt›na al›nsinelerimizden kaz›nmak ve nam›n yeni nesild›¤› anlams›z ve gayesiz karanl›k ça¤lar senin lere unutturulmak istendi. sayende nur bendesine döndü Efendim. Ni‘Ne adlar ezberledi ad›na al›flk›n dudaklar›Adem TAFLAN mete minnet ve flükran duygusunu; ihsan, m›z’ diyorduya Arif Nihat Asya; ne topçular Aratırmacı hamd-ü sena düflüncesini senden ö¤rendik ne popçular ezberletildi senin ümmetinin garip efendim. Allah’a kul olabilmenin dayan›lmaz hazz›n› gö- nesillerine Ey Nebi. Bu mesum gayretlerle beraber flu köhnüllerimize ak›tt›¤›n ilahi nurla senden ö¤rendik Efendim. ne dünyam›z u¤ursuzluk a¤›na tak›ld› ve ümmetin kaderi B‹ZE RAHMET GET‹RD‹N EFEND‹M kamburlafl›p iki büklüm oldu. Durmam›z gereken yerde duDünya insanl›¤›n›n gözleri senin ›fl›¤›nla uyanaca¤› ana ramad›k, olmam›z gereken yerde olamad›k, iddias›nda bukadar hissiyat kapkaranl›k, düflünceler kendi içinde tutars›z lundu¤umuz yere de ulaflamad›k... mana köklerimizden ve anlams›z, gönüllerde yaln›zl›ktan iki büklümdü Efen- koptuk.. maddeyi ve dünyay› do¤ru okuyamad›k.. kendimidim. Ne kedersiz bir sevinç bilinebiliyor, ne de elemsiz lezzi korkunç hazan›n solduran, öldürücü ikliminde sarar›p zetten haberi vard› insanl›¤›n. Ötelerden bir damla rahmet solmaya sald›k... herkes kendi düflünce dünyas›n›n ufkuna düflmüyor ve gönül yamaçlar› da bahar› ve bahar›n manevi koflarken bizler ürperten bir yok olufl içinde kalakald›k. ikliminden habersizdi Efendim. Senin teflrifinle her taraf› Ey güzeller güzeli sevgili gel, bir kere daha bu garip kas›p kavuran zifiri karanl›¤›n büyüsü bozuldu, göklerin ümmetinin misafiri ol...taht›n› sinelerimize kur ve bize bugözü yafllarla doldu ve gönüller cennet yamaçlar›n›n rengiyurabildi¤in her fleyi yeniden buyur. Gel Ey Nebi bahard›r ni ald›. Rahmetsizlikden sak sak olmufl bütün enva-i befledudaklar›m›z ard›nda sakl› aminlerimiz vard›r. Hacdan dörin ›sd›rab› dindi ve nice bin seneden beri ölümün pençesinde k›vranan ruhlara manevi hayat çeflmesinin ufku senin sa- ner gibi, miracdan iner gibi gel. Bekliyoruz y›llard›r. Gel, gönüllerimize ayd›nl›klar ad›na yerlefltirilen karanl›klar› yende göründü Efendim. Sen geldin ve bütün yafll› çehrelerdeki kederlerin yerini kov, bütün ama bütün benli¤imize ruhunun ilhamlar›n› duen içten tebessümler ald›. Sen geldin zulmün karanl›k sesi yur ve bize yeniden dirilifl yollar›n› göster. Gel Ey Nebi, kesildi. Mazlumun ah› ne büyüktü ya RABBI, yerde kalma- her flekliyle kine, nefrete, düflmanl›¤a kilitlenmifl flu zavall› yacakt› ya... Sen geldin Efendim mazlumun ah› dindi...ve ruhlar›n boyunlar›ndaki zincirleri çöz; sevgiye, flefkate, sinelerde kaybolmufl adalet filizi yeniden dirildi. Sen geldin merhamete hasret kalan sinelerimizi muhabbetle, hoflgörüykaba kuvvete dur deyiverdin. Mutacavizlere haddini bildir- le cofltur; gel ruhlar›m›z› vahyin ayd›nl›¤›, gönüllerimizi de din ve hakk›n diline hak ad›na ba¤lanm›fl zincirleri çözdün. mant›k ve muhakeme enginli¤iyle bulufltur ve bizi kendi içimizdeki kopukluklardan kurtar. DÜNYAMIZI AYDINLATAN NUR SANA UYMAYAN ÖLÇÜ HAYAT B‹LE OLSA TEEy ›fl›¤›yla dünyam›z› ayd›nlatan nur, ey o enfes rayihas›yla alemleri itriyat bahçesine çeviren gül, gönül bahçe- PER‹Z; Anlay›fl›na ulaflmak dilek ve temennisiyle....❏ ...ve ceylan Resulullah› görünce gözyafllar›n› tutamad› CEYLANIM Ürkme ceylan›m sak›n ürkme derler ki seninle gelmifl gözgöze boyun posun güzelli¤in neyime vurgunum ben o gözleri gören gözlerine... Ö.Vehbi Hatipo¤lu 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 15 DOSYA 15 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 PEYGAMBERMZ HZ. MUHAMMED (SAV)’N YÜCE AHSYYET O, sadece müslümanlara hoflgörülü de¤il, müslüman olmayanlara da bilhassa Ehl-i Kitaba karfl› da son derece hoflgörü ile muamelede bulunurdu. Onlar›n da davetine kat›l›r, onlar› da davet ederdi. Necran’dan gelen hristiyan heyeti, mescidinde kabul etmifl ve heyetin bafl›ndaki din adam›n›n alt›na da kendi h›rkas›n› yayarak onlara ikram etmek istemiflti. Ali BOZKURT IGMG slam Toplumu Milli Görü RAD ve TANITMA BAKANI ahmet ça¤layanlar›ndan f›flk›ran esintileriyle, ruhlar›m›za nesim-i hayat üfleyen, Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (sav) efendimizin, do¤um günü olan Mevlid Kandili gecesinin, rahmet flelaleleriyle üzerimize sayeban olaca¤› günlerin arefesindeyiz. Rabbimiz bütün alem-i islam için mübarek eylesin. Bu hafta boyunca –inflaallah- birçok programla bütün yönleriyle Efendimiz (as)’› özellikle genç dima¤lara anlataca¤›z, O’nun mesajlar›n› bir daha yeryüzüne duyurmaya çal›flaca¤›z. Bu yaz›m›zda ise, O’nun yüce flahsiyyetinden söz etmeye çal›flaca¤›z. Ancak hakk›nda “Bir acep nur kim günefl pervanesi” denilen bir Yüce flahsiyyeti, bir yönü ile bile olsa, bir yaz› çerçevesine s›¤d›rmak, mümkün olmamas›na ra¤men, ummandan damlalar takdim etmeye çal›flaca¤›z. Hz. Peygamber’in yüce bir ahlaka sahip oluflu ve bu ahlak›n flekillendirdi¤i yüce flahsiyyeti, ilk ‹slam toplumunun baflar›l› olmas›n›n da en büyük etkenlerinden birisi olmufltur. Çünkü O, özünü Rabb›n›n terbiyesinden alm›fl büyük bir ahlaka sahipti. Bunu flu ayet-i celile ve hadis-i flerif flöylece tasvir ediyor: “Muhakkak ki sen büyük bir ahlak üzeresin”[1]; “Beni Rabbim terbiye etti ve güzel terbiye etti.”[2]; “E¤er sen sert ve kat› kalpli olsayd›n, muhakkak ki insanlar, etraf›ndan da¤›l›r giderlerdi.”[3] O’nun bu ahlaki üstünlü›ü sebebiyledir ki, insanlar etraf›na toplanm›fl ve arkadafllar› taraf›ndan bu kadar sevilen bir baflka lider daha yeryüzüne gelmemifltir. Hz. Peygamber, peygamber olmadan önce de parmakla gösterilen parlak bir ahlak ve flahsiyyete sahipti. Daha o dönemde ismi, “sadiku’l emin” (do¤ru ve güvenilen) lakab›yla beraber an›l›rd›. Gençlik y›llar›nda bile Kureyfl gençlerinin al›flkanl›k haline getirdi¤i bofl ve çirkin fleylerden uzak kalm›fl ve hiç bir zaman putlara secde etmemiflti. Peygamber olarak Allah teala taraf›ndan görevlendirildi¤i zaman O’nun peygamberli¤ini kabul edenler oldu, etmeyenler oldu. Kabul etmeyenler bile R O’nun ahlak›n›n güzelli¤ini, do¤rulu¤unu, emin insan oldu¤unu bir kez bile O’ndan tutars›z bir fleyin sad›r olmad›¤›n› teslim etmifllerdir. ‹slam dini yüceldi ve etrafa yay›ld›. Hz. Peygamber hem dini lider olarak, hem de siyasi lider olarak büyük bir güç ve otoriteye sahip oldu. Fakat sultanlarda ve krallarda olan gurur, kibir ve azamet gibi tav›rlar onda hiç bir zaman yer bulamad›. O, yine kendi ifllerini kendisi görüyor, söküklerini dikiyor, koyunlar›n› sa¤›yor, hizmetçileri ile beraber yemek yiyordu. Ashab›n›n hem k›lavuzu, hem de en yak›n dostu idi. Onlar›n yan›na vard›¤› zaman, ayakta karfl›lamalar›na raz› olmuyor, kendisine özel bir yer ayr›lmas›n› beklemiyor; nerede boflluk varsa oraya oturuyor ve içlerinden her hangi biri imifl gibi onlarla sohbet ediyordu. Ashab›yla flakalafl›yor, onlar›n çocuklar›yla oynuyor ve çocuklar› bine¤inin terkisine ve kuca¤›na al›yordu. Hiç bir ay›r›m yapmadan gelen her davete kat›l›r, yine ay›r›m yapmadan hasta oldu¤unu iflitti¤i herkesin aya¤›na giderek ziyarette bulunurdu. O, sadece müslümanlara hoflgörülü de¤il, müslüman olmayanlara da bilhassa Ehl-i Kitaba karfl› da son derece hoflgörü ile muamelede bulunurdu. Onlar›n da davetine kat›l›r, onlar› da davet ederdi. Necran’dan gelen hristiyan heyeti, mescidinde kabul etmifl ve heyetin bafl›ndaki din adam›n›n alt›na da kendi h›rkas›n› yayarak onlara ikram etmek istemiflti. Dünyay› önemsemez ve ihtiyac› olsa bile baflkalar›n› kendi nefsine tercih ederdi. Yar›n için bir fley biriktirmeyi düflünmezdi. Mütevazi bir hayat yaflam›fl, lüks ve depdebeden uzak olmufltu. Efendimiz (as), parlak bir zekaya, derin bir düflünceye ve süratli bir intikal kabiliyetine sahipti. Bazen büyük problemlerle karfl› karfl›ya gelir fakat hiçbirinin karfl›s›nda acze düflmezdi. ‹stisnas›z herkesten daha cesaretliydi. Savafl›n en fliddetli zamanlar›nda yerinden bir ad›m bile geriye gitmez ve düflmana en yak›n yerde dururdu. O’nun cesaretini Hz. Ali efendimiz, “Savafllar›n en k›zg›n an›nda biz kendimizi Rasulullah’a s›¤›nm›fl olarak bulurduk” sözleriyle bize nakletmiflti. K›tl›k günlerine denk düflen Hendek kaz›lmas› günlerinde herkes kar›nlar›na birer tafl ba¤larken, kendisi iki tafl ba¤layarak ashab›na cesaret vermiflti. Tertemiz bir hayat yaflam›fl, hayat›nda kapal› ve flaibeli bir an bile olmam›flt›r. Gayrimüslim araflt›rmac›lar da dahil O’nun hayat›nda en küçük bir tutars›zl››a rastlayamam›fllard›r. Kendisine sunulan ve dünyada en önemli imkanlardan say›lan riyaset, para ve kad›n gibi fleyleri davas› u¤runda elinin tersi ile itmifl ve hiç ehemmiyet vermemifltir. Getirmifl oldu¤u tevhid inanc›ndan zerre kadar taviz vermemifl, daha önce kimi peygamberlerin bafl›na gelen peygamberi ilahlaflt›rma yollar›n› tümüyle kapatm›fl, “Alemlere rahmet olma”s›na ra¤men hep “kul-peygamber” ismiyle an›lmay› ye¤lemifltir. O, hay›r ve iyilikte, afvetmek ve ba¤›fllamakta da örne¤imiz olmufltu. En güçlü oldu¤u gün, cezalanmay› en çok hakedenleri afvetme büyüklü¤ünü O, göstermiflti. Zay›flar yan›nda güçlü, güçlüler nazar›nda zay›f idi. Bir iyilik yapacaksa evvela en zay›f ve en muhtaçlardan bafllard›. Kendi öz k›z› da olsa ashab› suffay› ona tercih ederdi. Ümmeti için arzulamad›¤› bir fleyi kendisi için de istemezdi. Yukarda ifade ettik; bir yaz›da sevgililer sevgilisini bir vechesi ile bile anlatma imkan› yoktur. Bundan dolay› O’nun ümmeti hakk›ndaki düflüncesini ifade eden bir ayet ve O’na gerçekten afl›k olan bir sevdal›n›n dizelerini takdim ediyor ve O’nun flefaat›n› Rabbimizden niyaz ediyoruz. Rabbimiz teala hz.leri buyuruyor ki: “Andolsun, içinizden size öyle bir peygamber geldi ki, s›k›nt›ya u›raman›z ona a¤›r gelir; size düflkün, müminlere flefkat ve merhametlidir.” (Tevbe Suresi 128) Bütün Müslümanlar›n idrak ettikleri Mevlid Kandillerini tebrik ediyor, dünya bar›fl›na, müslümanlar›n ve tüm insanl›¤›n kardeflli¤ine vesile olmas›n› Allah’tan niyaz ediyorum. [1] Kalem Suresi: 4 [2] El-Camiu’s Sagir, 25, H.N. 310 [3] Al-i ‹mran Suresi: 159 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 16 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir MAHKEME KARARLARI 16 HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Güncel mahkeme kararları Tazminat davas›: zarar görenler doktor hatas›n› kan›tlamal›d›r Hamm Üst Eyalet Mahkemesi (OLG) bir doktor aleyhinde aç›lan tazminat davas›n›, davac› kifli doktorun hatas›n› ispatlayamad›¤› için geri çevirdi. Davac› kifli a¤›r bir trafik kazas›ndan sonra kafas›ndan ald›¤› yaralarla daval› bayan göz doktorunun muayenehanesine geldi. Davac› adam›n aç›klamas›na göre doktor kendisini gerekti¤i gibi muayene ve tedavi etmedi. Bu da görme yetene¤inin kaybolmas›na neden olmufl. Davac› adam bundan sonra göz doktorundan 40.000 Euro tazminat istedi. Bielefeld Eyalet Mahkemesi davay› ilk aflamada geri çevirmiflti. Davac› kifli bu durumda OLG önünde de kazanamad›. OLG’nin doktorlar›n sorumlulu¤u hukukuyla ilgilenen özel senatosu uzmanlar› dinledikten sonra doktorun herhangi bir hatas› oldu¤unu saptayamad›. Dahas› davac›n›n görme yetene¤inin kurtar›labilece¤ine de kuflkuyla bak›l›yor. Davac› kifli mahkemeye yanl›fl tedavi yap›ld›¤›na dair herhangi bir delil sunamad› ve bu nedenle davas›n› kaybetti. Dava No: OLG Hamm, 3 U 160/03). Çocuk paras›: Aile Mahkemesi kime ödeycek? Ebeveynlerin içinde daha yüksek masraflar› yapan taraf çocuk paras› alma hakk›nda sahip. Her iki taraf›n yapt›¤› masraflar ayn› miktardaysa, kendi gelirinin oransal olarak daha yüksek bölümünü harcayan taraf hak sahibidir. Bu de¤erlenirmenin sonucu, baflka bilgilerin olmamas› durumunda mali ve ekonomik aç›dan daha zay›f olan ebeveyn taraf›na çocuk paras› ödenir. Schleswig Üst Eyalet Mahkemesi (OLG) bu konuda ald›¤› karar›yla birbirinden ayr› yaflayan bir evli çiftin kavgas›na son verdi. OLG Aile Kasas›n›n hangi ebeveyn taraf›na çocuk paras›n› ödeyece¤i konusundaki karar›nda ilke olarak iki ebeveyn taraf›n›n kendi aralar›nda anlaflmalar› gerekti¤ini belirtti. Bu alanda herhangi bir anlaflmaya var›lmamas› halinde Vesayet Mahkemesi dilekçeli baflvuru yap›lmas›ndan sonra hak sahibini belirler. Bu mahkeme Gelir Vergisi Yasas› (EstG) § 64’te yaz›l› olan temel düflünceyi dikkate almal›d›r. Buna göre çocuklar için daha yüksek masraflar› olan ebeveyn taraf› çocuk paras› alma hakk›na sahiptir. Objektif masraflar hemen hemen ayn› olduktan sonra sübjektif masraflara bak›lmal›d›r. Bunun anlam›, mali ve ekonomik aç›dan daha zay›f durumdaki ebeveyn taraf› çocuklar›n geçimi için daha yüksek oranda masrafa giriyor demektir. Aç›lan davada çocuklar›n babas› mali ve ekonomik aç›dan daha zay›f olan taraft›r. Bu itibarla baban›n çocuk paras› alma hakk› vard›r. OLG Schles§ig, 13 §F 187/03). ‹stihdam› sürdürme: iflçi kendine yap›lan öneriyi kabul etmek zorunda Kendi iflverenine karfl› istihdam› sürdürme davas› açanlar, iflverenin baflar›l› de¤erlendirmesinden sonra istek üzerine ifle yeniden bafllamal›d›r. Ancak bu ifle bafllamas› belirli nedenlerden imkans›z olduktan sonra farkl› bir durum oluflur. Federal ‹fl Mahkemesi (BAG) bu gibi bir gerekçeyle bir iflçinin maafl tazminat› davas›n› geri çevirdi. Bu iflçinin açt›¤› iflten ç›karmaya karfl› koruma davas› kapsam›nda ‹fl Mahkemesi iflvereni yap›lan baflvuru do¤rultusunda iflçiyi yeniden istihdam etmeye mahkum edildi. Mahkeme ayn› zamanda bu istihdam›n normal istihdam olmad›¤›n›, tersine “dava istihdam›” oldu¤unu ve sadece mahkeme bitene kadar sürece¤ini aç›klad›. Davac› iflçi ise bu gibi bir dava istihdam›na ilgi duymad›¤›n› ve bu gibi bir ifle bafllamak zorunda olmad›¤›n› aç›klad› ve ifle gitmedi. Bu durumda iflveren maafl ödemeyince, maafl tazminat› davas› açt›. BAG kararla ilgili aç›klamas›nda iflverenin çal›flma zorunlulu¤una kötü niyetle uymad›¤›n›, bunun yeterli sebep olmadan kas›tl› olarak çal›flmay› reddeden ya da kenisine ifl önerilmesini kas›tl› olarak engelleyen biri olmas›na dayand›¤›n› belirtti. Kas›tl› çal›flmamak suç unsuru olabilmelidir. Bu de¤erlendirmeyi engelleyen tek bir durum var, o da iflçinin kendisine önerilen ya da çal›flmas›na imkan olan iflte çal›flmamas› için somut ve objektif nedenler olmas› durumudur. Aç›lan davada iflçinin bu iflte çal›flmas› mümkündü. ‹flçi, davan›n bitimine kadar kendisinin iflveren yan›nda düzenli olarak çal›flabilece¤ini hesaba katmal›yd›. BAG’ye göre sözleflmenin eksik olmas› ve medeni kanunun haks›z kazanç edinme kurallar›na göre ifl iliflkisinin tazminat çözümünün görüflülmemifl olmas› çal›flmay› imkans›z k›lm›yor. ‹flçi ayr›ca, en baflta yapt›¤› yeniden istihdam baflvurusuyla kendisinin bu iflte çal›flabilece¤ine iflaret etti. BAG, 5 AZR 500/02. K›smi zamanl› çal›flma: yede¤in olmamas› durumunda hak oluflmaz K›smi zamanl› çal›flma ve k›s›tlama yasas›na göre bir iflçi, iflverenin kendi talebi olan çal›flma süresini azaltma arzusunu gerçeklefltirmesi için hak sahibi de¤ildir. Federal ‹fl Mahkemesi (BAG) uzman bir iflçinin açt›¤› davan›n karar aç›klamas›nda bu duruma iflaret etti. Bu iflçi haftal›k çal›flma süresini 35 saatten 21’e indirmek istiyordu ve bu çal›flma süresini Pazartesinden Cumaya da¤›tmak istiyordu. Bu iflçinin niyeti çocuklar›na daha fazla vakit ay›rmak ve kar›s›na k›smi zamanl› bir iflte çal›flma imkan› sunmakt›. Ancak, BAG bu uzun iflçinin davas›n› geri çevirdi. Gerçi iflverenin kaybolan çal›flma zaman›n› yeni bir k›smi zamanl› çal›flan iflçinin ifle al›nmas›yla telafi etmesi imkan› varolduktan sonra iflçinin k›smi zamanl› çal›flma talebinin reddedilmesi için iflin tabiat›na ba¤l› bir gerekçe mevcut de¤ildi, ancak k›smi zamanl› çal›flan bir uzman iflçinin yedekte olmamas› halinde, hiç kimse iflverene tam kadrolu çal›flan bir iflçiyi ifle almas› gerekti¤ini ve sonra da bu iflçinin sa¤layaca¤› fazla mesaileri sürekli tatille tekafi etmesi gerekti¤i söylenemez. Öte yandan, iflçinin hangi sebeple daha düflük bir haftal›k çal›flma saatiyle ifle gitmek istedi¤inin önemsiz oldu¤u görüldü. BAG, 9 AZR 16/03. Geri Kalan Taksitleri ‹flveren Ödedi Almanya’da yöneticilere kullanmalar› amac›yla firmalar›n tafl›t vermeleri yayg›n bir uygulama. Ancak, leasing yolu ile flirket yetkililerinin kullan›m›na sunulan bu tafl›tlar, iflten ç›kar›lmalarda sorun yaflatabiliyor. fiirket taraf›ndan leasing yolu ile al›nan ve çal›flan›n kullan›m›na sunulan bir araç, bak›n nelere sebeb oldu. Arac› kullanan firma görevlisi 10 ay sonra iflini kaybetti. Dolay›s›yla arac› çal›flt›¤› iflyerine iade etti. Ancak, mesele bitmedi. Zira, üst düzey flirket yetkilisi arac›nda istedi¤i klima vs. gibi “ekstra aksesuarlar›n bedelini” kendisi ödeyece¤ini taahhüt etmiflti. ‹flveren iflten ç›kard›¤› kiflinin alaca¤›ndan “ekstra aksesuarlar›n” geriye kalan 26 ayl›k taksidini kesti. Sonunda mahkemelik oldular. Federal Çal›flma Mahkemesine göre iflveren bu alacaklardan dolay› kesinti yapamazd›. Çal›flan ifl akdinin bitiminden sonra, karfl›l›¤› olmayan bir iliflkiden dolay› iflverene karfl› borçlu say›lamazd›. Yani taksitleri iflveren ödemeliydi. (Bundesarbeitsgericht, Urteil vom 9. September 2003 - 9 AZR 574/02) Dostluk Üzerine Yüzyüze dostluklar vardır. Günele ayçiçeinin dostluu, böyle bir dostluktur mesela. Ayçiçei sabahtan akama kadar hiç ayıramaz yüzünü güneten... Uzak dostluklar vardır. Denizlerin ortasındaki bir adayla, daların arasındaki bir göl, birbirlerinin uzak dostlarıdır. Dostluklarını gündüz kularla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine... Sessiz dostluklar vardır. Dilsiz bir adamla, duymayan bir baka adamın elleri arasında sessiz bir dostluk oluur. Hereyden konuur sessizce bu eller... Zorunlu dostluklar vardır. Pazarla Pazartesinin dostluu gibi. Pazar aır bir gündür, Pazartesi hızlı bir gün... Ayak uyduramazlar birbirlerine. Ama dost olmak, yanyana durmak zorundadırlar... Uzun dostluklar vardır. kindi güneinin altında uzayan gölgeler birbirlerine kavuurlar ve uzun boylu bir dostluk oluur aralarında... 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 17 UZMANINDAN BLGLER 17 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Ehliyet deneme süresi hsan GÜLER Sürücü Kursu Öretmeni [email protected] fiahsi Gelifltirme kursu (Das Aufbauseminar) fiahsi Gelifltirme kursu Trafik suçu ifllendikten bir süre sonra Ehliyet Dairesi taraf›ndan suç iflleyene yapmas› emredilir. Ehliyet Deneme Süresi zaman› içerisinde Trafik suçundan dolay› 40 Euro’dan fazla para cezas› alan kifli Ek E¤itime yani fiahsi Gelifltirme kursuna kat›lmaya mecbur kal›r. Çünkü 40 Euro’dan fazla para cezas› alan kifli trafik sicilinde yani Flensburg’da en az 1 Puan› gider. A Kategorisine göre 1 Puan› B Kategorisine göre 2 Puan› giden flah›s da Ehliyet deneme süresi içinde Gelifltirme kursuna mecburen kat›lmas› anlam›na gelir. Bu Gelifltirme Kursunda ayn› Fahrschule’deki gibi Ders görmeyecekler ancak: 6 ile 12 kifliden oluflan bir grupla karfl›l›kl› sohbetle trafikte oluflan problemler, zorluklar, tecrübeler, v.s. konuflulur. Bir Gelifltirme kursu normalinde 135 dakikadan 4 defa yap›l›r ve tahminen Kurs Ücreti 300 Euro’dur. Art› ö¤retmenle bir deneme Fahrstunde yap›l›r. ‹çki ve uyuflturucu trafik suçlular›na özel flahsi gelifltirme kursu yap›l›r. Bu öngörülen kurslara kat›lmayanlar Sürme Müsadelerini kaybederler yani ehliyetleri elinden al›n›r. Peki A kategorisi nedir B kategorisi nedir? A-Kategorisi - Unfallflucht (Vurup kaçmak) - Nötigung (Tahrik) - Vorfahrtverletzung mit Gefährung eines Anderen (Tehlike’ye düflürerek öncelik kural›n› çi¤nemek) - Verbotenes Rechtsüberholen außerhalb geschlossener Ortschaften (fiehir d›fl›nda yasak durumda sa¤dan sollamak) - Zulässige Höchstgeschwindigkeit um mehr als 20 km/h überschreiten (PKW,Motorrad) (Sürat tahdidini 20 Km/h’dan fazla aflmak) - Zu schnelles Fahren bei Unübersichtlichkeit, an Kreuzungen und Einmündungen oder bei schlechten Sicht- oder Wetterverhältnissen (Görülmeyen yerlerde, kavflaklarda, kötü hava flartlar›nda ve kötü görüfl flartlar›nda fazla sürat yapmak. - Zu dichtes Auffahren (çok fazla yaklaflmak) - "Geisterfahren" auf einer Autobahn oder Kraftfahrstraße (Otobana ve güçlü vas›talara mahsus yola ters girmek) - Rotlichtmißachtung (K›rm›z› trafik lambas›ndan geçmek) - Fahren unter Alkoholeinfluß (Alkollü araç kullanmak) - Überholen im Überholverbot (Sollama yasa¤› olan yerlerde sollamak) B-Kategorisi: - Unbefugte Benutzung eines Kraftfahrzeugs (‹zinsiz araç kullanmak) - Gefährung oder Behinderung von Fußgängern oder Radfahrer beim Abbiegen (Sollama esnas›nda bisikletlileri veya yayalar› engellemek veya tehlikeye düflürmek) - Gefährung oder Behinderung von Personen in Haltestellen öffentlicher Verkehrsmittel (Otobüs Tranway v.s duraklar›nda insanlar› engellemek veya tehlikeye düflürmek) - Kennzeichenmißbrauch (Plakalar› kötüye kullanmak veya içeri¤ini de¤ifltirmek) - Ungenügends Absichern eines liegengebliebenen Fahrzeugs mit Gefährung anderer (Yolda kalm›fl araçlar› yeterli flekilde emniyet alt›na almamak ve bundan dolay› tehlikeye düflürmek.) - Verbotenes Parken auf Autobahnen und Kraftfahrstraßen (Otoban ve güçlü vas›talara mahsus yollarda durmak veya park etmek.) - Termin zur Hauptuntersuchung oder Abgasuntersuchung um mehr als 8 Monate überziehen (Tafl›d›n trafik ana muayenesini 8 aydan fazla geçirmek.) - Mit abgefahrenen Reifen fahren ( Profilleri afl›nm›fl lastiklerle araç kullanmak) - Gefährung oder Behinderung von Schulkindern an einem haltenden Schulbus (Otobüs duraklar›nda okul çocuklar›n› tehlikeye düflürmek veya engellemek) Evet de¤erli okuyucular›m›z Ehliyet almak zor oldu¤u gibi ehliyeti elinde tutmak yani geri vermemek de o kadar zor. Çok dikkatli olmak gerekiyor; Zaten bu deneme süresinin amac› da yeni ehliyet alan kiflilerin dikkatlerini ve araç kullanman›n önemini art›rmak‚ kazalar› azaltmak‚ gençleri korumak içindir. Bu uygulama 1986’da Yeni Ehliyet alan gençlerin yapt›klar› kazalar›n artmas› sonucunda bafllad›. Son de¤erlendirmelerde çok faydal› oldu¤u ortaya ç›km›flt›r. Çünkü kaza say›lar› düflmüfltür. Demek ki baz› olumsuz görünen fleyler faydam›za olabiliyor ve baz› olumlu görünen fleylerde zarar›m›za olabiliyor. Sizinde bildi¤iniz gibi hayat hep imtihanla geçer bafl›ndan sonuna kadar hep imtihanlarla doludur. Bu da bir çeflit imtihand›r. Evet sevgili okuyucular›m›z Ehliyet deneme süresi hakk›nda önemli olan bilgileri sizlere özetle yazm›fl olduk. Yine de sormak istedi¤iniz sorular›n›z olursa e-mail ile yazabilirsiniz. Bir dahaki yaz›m›zda sizlere Puanlar ve Cezalar hakk›nda yazmaya çal›flaca¤›m. Kazas›z, do¤ru, toleransl›, emniyetli ve mutlu sürüfller diliyor sizleri Allah’a emanet ediyorum. Ehliyet Deneme Süresi zaman› içerisinde Trafik suçu iflleme durumunda olabilecek sonuçlar fiemas› Tüm Yeni Ehliyet alan flah›slar Ehliyetlerini Deneme süreli al›rlar. L, M,T Ehliyet s›n›flar› ve 2 sene önce Yabanc› Ülkeden Ehliyet alanlar hariç. 2 y›l deneme süresi flart› ile ehliyet ‹lk suç ifllemede (1xA veya 2xB katagorisinde) 2. suç ifllemede (1xA veya 2xB katagorisinde) 3. suç ifllemede (1xA veya 2xB katagorisinde) Trafik dairesinin ald›¤› tedbirler fiahsi Gelifltirme kursuna mecburi tutar (ASK) Aufbauseminarkurs Trafikpysikoloji terapisi Tavsiye eder (MPU) Trafikpysikoloji terapisine flahs›n kendi iste¤i ile kat›lmas› durumunda Ehliyet dairesinin verdi¤i süre içerisinde flahs›n kursa kat›lmamas› durumunda fiahs›n Gelifltirme kursuna kat›lmas› durumunda Kursa kat›lmaman›n zarar› yok Kursa kat›l›nd›¤›nda 2 Puan düflürülebiliyor 4 Y›l sonra tam ehliyet sahibi olunuyor Tafl›t kullanma müsadesi geri al›n›r. (Ehliyeti al›n›r) 2 Y›l sonra tam Ehliyet sahibi olunuyor 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 18 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir DOSYA 18 HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Genç Kızlara Selam... O’nunla yaamak Bekir BLGN lahiyatçı ene 571. ‹nsanlar›n insanl›¤›n› unuttu¤u bir zaman. Dünyaya bir bebek geliyor. Rabbinin “Habibim” diye hitap edece¤i bir bebek. “Sen olmasayd›n bu kainat› yaratmazd›m” sözünün muhatab›. Bu gece de; Kabe`deki putlar devrilmifl, ‹ran`daki Save Gölü kurumufl, ‹ran hükümdar› Kisra`n›n saray› sars›lm›fl, Mecusilerin atefli sönmüfl, Ve buna benzer bir çok olaylar yaflanm›flt›r. Tabi ki s›radan bir insan gelmiyordu dünyaya. Bu tür olaylardan anlafl›lmas› gerekende fluydu asl›nda; y›k›lan ‹ran hükümdar›n›n saray› de¤il, ‹ran`›n saltanat›yd›. Sönen atefl Mecusilerin atefli de¤il, putperesli¤in y›k›lmas›yd›. Demiyor muydu Allah Teala: “Hak geldi bat›l y›k›lmaya mah- S kumdur”. ‹flte bu olaylar bat›l›n çöküflünün, yokoluflunun bafllang›c›yd›. O`nun dünyaya geliflinden sonra, herfley O`nunla birlikte yeniden do¤mufl, 40 sene sonras›nda dirilecek olan iman gücünü müjdeleyerek gelmiflti. Bu gelifl baflka bir geliflti. Bu gelifl, yank›s› as›rlar› içine alan ve k›yamete dek yank›s› sürecek olan bir geliflti. Rabbi O`nu Alemlere rahmet olarak gönderdi dünyaya, bizi de O rahmetin ümmeti olarak. Neresindeyiz Rahmet Nebi`sinin ümmeti olabilme yolunun. Yaflant›m›zda O`nu ne kadar örnek alabiliyoruz. O`nun ahlak› Kur`an`d›. Kur`an› ne kadar anl›yor ne kadar yafl›yoruz. Efendimizi (s.a.v) ne kadar iyi tan›r ve ne kadar tan›t›rsak insanl›k derecemizde o seviyede yükselecektir. Sadece Kutlu Do¤um Haftalar›nda anmayal›m O`nu. Buna da hiçkimsenin hakk› yok diye düflünüyorum. O ümmetini çok seviyor, bizim iman›m›zdaki gevflekli¤imiz O`nu çok üzüyor. Kaba ve sert olmay› bize yak›flt›rm›yor. “Mümin nezaket sahibi, müsamahal›, merhametli, ve flefkatli olmal›” diyor. O bizim s›k›nt›ya düflmemizi istemiyor. fiu anda yaflad›¤›m›z s›k›nt›lar, üzüntüler, bafl›m›za gelenler hep bizim yüzümüzden olsa da O yine de bizlere k›yam›yor. O`na bu yaflad›klar›m›z çok a¤›r geliyor. Çünkü O, gerçek merhamet ve flefkat Peygamberi. Birgün torunu Hz. Hasan`› öpüp okflarken, huzuruna bir bedevi geliyor. Bedevi flaflk›n Peygamberimizi (s.a.v) seyrediyor. Daha sonra; “benim on çocu¤um var onlardan hiçbirini öpmedim diyor.” Bunun üzerine Peygamberimiz; “Cenab-› Allah senin kalbinden merhameti söküp atm›flsa ben ne yapay›m” diyor. O Sevgi Peygamberi ki e¤er öyle olmasayd›, sahabe O`nun etraf›nda O`nun dizinin dibinde olmazdi. Da¤›l›rlard› etraf›ndan, yanl›z kal›rd›. Uhud savafl›nda eflini, çocuklar›n›, babas›n› kaybeden Hz. Sümeyye “Resulullah`a ne oldu?” diye soruyordu. ‹flte Resulullah! denilince kendini O`nun önüne atarak “Sen olduktan sonra bütün musibetler hafif gelir ya Resulullah” diyordu. Sevilen Efendimiz olunca herfley unutuluyordu. Zor zamanda yafl›yoruz ya da zorlaflt›rd›¤›m›z zamanda. Kolaylaflt›racak olan da biziz. “Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz” diyen her zaman güzel yaflayan ve yaflatan bir Peygamberin ümmetiyiz. O`nun bizimle birlikte yaflad›¤›n› düflünerek O`na lay›k bir hayat kurup, o yaflay›fl› o hali muhafaza etmeye çal›flal›m. Rabbim rahmetini üzerimizden esirgemesin! Selamlar›n en güzeli cümlenizin üzerine olsun. Hessen Hayat`a bu ilk yaz›mda siz de¤erli okuyucular›mla Cahiliyye hayat›ndaki k›z çocuklar›n›n durumunu ve ‹slamiyetin geliflinden sonraki k›z çocuklar›n›n durumunu anlat›p paylaflmak istiyorum. Arap yar›madas›nda ‹slamiyyetten önce k›z çocu¤u olmak adeta bir suç kabul edilir ve do¤an k›z çocu¤u yüz karas› addedilerek, k›z çocu¤unun babas› ondan kurtulman›n yolunu arard›. Allah-u Teala bu hususu Kur`an-i Kerim`de Nahl 58/59 numaral› ayetlerde flöyle aç›kl›yor. “Onlardan birine, do¤an çocu¤un k›z oldu¤u müjdelendi¤i zaman, içi öfkeyle dolar, yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen haberin kötülü¤ünden dolay›, kendi kavminden gizlenir. fiimdi ne yaps›n? K›z çocu¤unu toplumun kendisini hakir görmesine katlanarak besleyip büyütsün mü, yoksa topra¤a m› gömsün! Bak, ne kötü hüküm veriyorlar.” ‹slamiyetin gelifli ile herfleyin fleref kazand›¤› gibi, k›z çocuklar› da fleref ve onur kazanm›flt›r. Han›mlar anne olarak nitelenmifl ve cennet Resulullah`›n ifadesiyle annelerin aya¤›n›n alt›na serilmifltir. K›ymetli okurlar›m bu günde içinde yaflad›¤›m›z hayat maalesef genç k›zlar›m›z› belki do¤ufltan sonra öldürmüyor ama hayatlar›n› yanl›fl çizgilerle doldurup onlar› Allah`tan ve Peygamberden uzaklaflt›rarak ebedi hayatlar›n› cehennem yap›yorlar. Ancak bizi kurtaracak olan Kur`an ve Sünnet çizgisidir. ‹flte bu çizgi bize hem dünya hem de ahiret mutlulu¤u verecektir. Bütün genç han›m kardefllerimi bu çizgide buluflmak üzere davet eder; bu vesile ile hepinizin Mevlit Kandilini tebrik eder; selamlar›m› sunar›m. Hatice GÜMÜOLU SOMUNCU BABA (MEfiHUR) ODUNLU FIRIN K›ymal› ve Kaflarl› Pide % 50 ‹ndirimli Tavuk Döner + ‹çecek 2,50 Euro Lahmacun (K›ymal›, Peynirli Pide) Çeflitleri ile Dü¤ün, Niflan, Sünnet, Mevlid, Hacc ve Özel Günleriniz ‹çin Hizmetinizdeyiz. Hauptstr. 108 · 35745 Herborn 01.05.2004 - 31.05.2004 MAYIS / MAI ANGEBOTE Tel&Fax: 02772-581476 Handy: 0172-6778987 4. sayi sayfalar Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 19 ÇZGNN DL 19 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 20 Hayat DOSYA 20 Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 İSLAM PEYGAMBERİ HZ. MUHAMMED (S.A.V) Dr. Yusuf IŞIK İlahiyatçı-Eğitimci Do¤umu: Hz. Muhammed (s.a.v) Mekke`de 570 y›l›nda do¤du ve Medine`de 632 y›l›nda Allah`›n rahmetine kavufltu. ‹slam Peygamberi olarak en son ve en büyük Peygamberdir. Di¤er isimleri: Mustafa, Ahmed ve Mahmud. Künyesi Ebu`l-Kas›m. Lakab›: el-Emin. Hatemü`l-Enbiya, Hatemü`n-Nebiyyin (Peygamberlerin sonuncusu), Nebiyyi`s-Sekaleyn (insanlar›n ve cinlerin peygamberi), Habibu`l-lah (Allah`›n sevgilisi), Fahr-i Alem, Fahr-i Kainat (Dünyan›n, kainat›n ö¤üncü), Seyyidü`l-Mürselin (Resüllerin efendisi), Server-i Enbiya (Peygamberlerin reisi), Resulullah (Allah`›n elçisi), Peygamberi Ekber (en büyük peygamber) vb. sayg›, yüceltme ve hürmet ifade eden s›fat ve ünvanlarla da an›l›r. Mekke`de kutsal Kabe`nin hizmetini üstlenmifl Haflimi sülalesinden Abdulmuttalib o¤lu Abdullah ile Zühreo¤ullar› ailesinden Vehb`in k›z› Amine`nin tek evlatlar› olarak Fil y›l›nda (Hicretten 53 y›l önce) Rebiü`l-Evvel ay›n›n 12`sinde do¤du. Bu tarih, çeflitli hesaplamalara göre miladi takviminde A¤ustos-570, 20 Nisan-571, 17 Haziran 569 olarak ifade edilir. Çocuklu¤u: Hz. Muhammed (s.a.v) Abdullah ile Amine`nin tek çocu¤udur. Öz veya üvey hiç bir kardefli yoktur. Abdullah, Amine Hz. Peygambere yedi ayl›k hamile iken ölmüfltür. Hz. Muhammed (s.a.v) do¤ar do¤maz dedesi Abdülmuttalib’in himayesine al›nd›. Mekke törelerine göre büyütüldü. Hz. Muhammed (s.a.v) mucizevi olarak, annesi do¤um sanc›s› çekmedi. Sünnetli do¤du. Melekler O´nu y›kad›lar ve peygamberlik mührünü s›rt›na, omuzlar›n›n aras›na damgalad›lar. Mekke töresine göre, hem s›hhatli büyümesi, hem de ana dilini iyi ö¤renmesi için çocuklar süt anneye verilir ve çöle gönderilirdi. Süt anneler de mümkün oldu¤u kadar zengin çocuklar›n› tercih ederlerdi. O y›l Havazin`lerin kolu Sa`d Ibn Bekr kabilesinden Halime, bine¤inin yorgun ve zay›f olmas› sebebiyle Mekke`ye herkesten geç varabildi. Fakir bir kad›nd›. Bir zengin çocu¤u bulamad›, eli bofl da dönmek istemedi ve yetim Hz. Muhammed`i al- d› ve böyle yapt›¤› içinde asla yerinmedi. Süt annenin yan›ndayken bir gün melekler gelip O`nun gö¤sünü aç›p kalbini çekip ç›kararak fleytana ait olan k›sm› kald›rd›lar; geri kalan› da “semavi su” ile y›kad›lar. Bu gibi mucizevi durumlar d›fl›nda hayat›n› di¤er çocuklar gibi yaflad›. Bu gö¤üs yar›lma olay›ndan k›sa bir müddet sonra ki Hz. Muhammed (s.a.v) alt› yafl›na girmiflti. Mekke`ye ailesinin yan›na getirildi. K›sa müddet sonra ziyaret maksad›yla annesi taraf›ndan Medine`ye götürüldü. Daha sonra bu ziyaretten dönerken Ebva köyünde hastalanan annesi Amine öldü. Zenci cariye Ümmü Eymen O`nu Mekke`ye getirerek dedesine teslim etti. Babadan yetim olan Hz. Muhammed (s.a.v), anadan da öksüz kal›fl›na çok yand›. Ac›s› çok büyüktü. O zaman 108 yafl›nda olan dedesi Abdülmuttalib yetim ve öksüz torununa çok flefkatli ve merhametli davrand›. Dedesi ile bu torunu aras›ndaki sevgi, öbür torunlar bir yana, amcalar›n› bile k›skand›racak derecedeydi. Fakat Hz. Peygamber 8 yafl›ndayken sevgili dedesini de kaybetti. Dedesi O`nu, babas›yla öz kardefl olan amcas› Ebu Talib`e (Hz. Ali`nin babas›), kendisine en büyük ihtimam›n gösterilmesi tembihi ile emanet etmiflti. Bundan sonra Hz. Muhammed (s.a.v), 595 y›l›nda ilk evlili¤ini yap›ncaya kadar amcas› Ebu Talip`in evinde oturdu. Ebu Talib de ye¤enine karfl› sonsuz bir flefkat ve ihtimam gösterdi. O`nu kendi çocuklar›ndan önde ve üstte tuttu. Yengesi de çok iyi kalpli bir kad›nd›. O devirde Mekke`de okul yoktu. Hz. Peygamber`de okula gitmedi. Baflkaca özel bir yolla da okuma yazma ö¤renemedi. Ümmi idi. Hz. Muhammed (s.a.v) 9 yafl›ndayken amcas› Ebu Talib`in idare etti¤i bir ticaret kervan›yla ilk ticari seferini yapt›. Hz. Muhammed (s.a.v) büyüdükçe etrafta da itibar› yükselmeye bafllad›. Ciddi, vakur, dürüst, iffetli, namuslu ve güvenilir bir genç oldu¤u için Mekke`de Kureyflliler aras›nda “el-Emin” (emniyetli, güvenilir) diye an›lmaya bafllad›. Herkesin sayg›s›n› ve sevgisini kazanm›flt›. Gençli¤i ve Evlili¤i: Yirmibefl yafl›na giren Hz. Muhammed (s.a.v), maddi ve manevi güzelliklerin, insan cinsinden kimsenin seviyesine eriflemeyece¤i bir terkibi idi. Bu özellikleriyle Esed kabilesinden Hüveylid`in k›z› Hz. Hatice`nin dikkatini çekti. Hz. Hatice, O`nun hiç evlenmemifl oldu¤unu ö¤renince kendisine bir arac› vas›tas›yla evlenme teklif etti ve 595 y›l›nda evlendiler. Evlilikten bir kaçgün sonra da, art›k devaml› ikamet etmek üzere Hz. Hatice`nin evine tafl›nd›lar. Bir y›ldan sonra ilk çocuklar› “Kaas›m” dünyaya geldi. Bu sebeple Hz. Peygamber`in künyesi “Ebu`l-Kaas›m” oldu. Bu çocuk ve bundan sonra do¤an “Abdullah” birer yafl›n› doldur- madan öldüler. Nübüvvet ve Risalet: Hz. Muhammed (s.a.v) 35 yafl›ndan sonra bambaflka bir ruhi yap›ya büründü ve O`nda Ruhi içe dönüfl bafllad›. Ticaret ifllerinden el çekti. Evlili¤inden 14 y›l geçmifl, 40 yafl›ndan 6 ay gün alarak olgunluk ça¤›na eriflmiflti. Ramazan ay›nda (610) O; Hira ma¤aras›na çekildi. Bir kaç hafta sakin geçti. Sonra bu ay›n 17`si ile 27`si aras›nda bir gün “Kadir Gecesi” Allah`›n takdiri ve emriyle ilk vahiy nazil oldu. Hz. Muhammed (s.a.v), kendisine nurdan bir varl›¤›n hitap etti¤ini gördü. Elinden tuttu¤u üstü yaz›larla dolu ipekten bir kumafl parças›n› uzatarak O`na “Oku” diyordu. Olay›n sonras›n› Hz. Peygamber flöyle anlat›yor: O, bana meleklerden Cebrail oldu¤unu; Allah`›n beni Peygamber seçti¤ini bildirmek üzere kendisini gönderdi¤ini söyledi. Melek bana abdest almay› ve istincay› (pislikten temizlenmeyi) ö¤retti. Ben, vücudum temiz olarak dönünce bana okumam› söyledi. “Ben okuma bilmiyorum” diye cevap verdim. Bunun üzerine beni kollar› aras›na ald› ve kuvvetle s›kt›ktan sonra b›rakt›, bir defa daha okumam› söyledi. Ben yine “okuma bilmiyorum” diye cevap verdim. Bir kere daha beni kollar›n›n aras›na alarak öncekinden daha kuvvetli s›kt› ve b›rakt› “oku” dedi. Ayn› cevab› tekrar ettim. Üçüncü defa beni kollar›n›n aras›na ald› ve öncekilerden daha kuvvetli s›k›p b›rakt› ve: “Yaradan Rabbinin ad›yla oku; O, insan› kan p›ht›s›ndan yaratt›. Oku! insana bilmediklerini ö¤reten, kalemle yazmay› belleten Rabb`in sonsuz kerem sahibidir” (el-Alak: 1-5) Hz. Muhammed (s.a.v), bu sözleri tekrar etti. Ümmi oldu¤u halde okuyor ve yaz›l› fleyi anl›yordu. Ruhundaki ve zihnindeki bulan›kl›k gitmifl, ayd›nl›¤a ç›km›flt›. Cebrail uzaklaflt›. Hz. Nebiyyullah, kendisini kaybetmifl vaziyyette ma¤aradan ç›kt›. Ayaklar›n› tafllara, kayalara çarparak koflmaya bafllad›. Da¤›n tepesine vard›¤›nda gökten kendisine “Resulullah” diye hitap edildi¤ini duydu. Ertesi gün ö¤leye do¤ru; bitkin, periflan, par›lt›l› gözlerle etraf›na flaflk›n flaflk›n bakan Hz. Muhammed (s.a.v) Mekke`ye evine döndü. Üstü bafl› parçalanm›fl, ayaklar› kan içinde idi. Yorgun bir çocuk gibi bafl›n› Hz. Hatice`nin dizlerine koyarak olanlar›, korku ve endiflelerini O`na anlatt›. Hz. Hatice O`na flöyle karfl›l›k verdi: “Hatice`nin ruhunu elinde tutan Allah`a yemin ederim ki, ben senin Peygamber oldu¤una inan›yorum. Sen kendi menfaatini gözetmez, hay›r ifllersin; Allah senin üzerine fleytan musallat etmez, seni küçük düflürmez” diyerek kainat›n efendisi olan muhterem kocas›n› teselli etti. Daha sonra ikinci vahiy evinde geldi: “Ey örtüye bürünen kalk da (yanl›fl yolda olanlar›) uyar! Rabb`inin büyüklü¤ünü an. Elbiseni temiz tut- maya devam et; murdar fleyleri de terke devam et. Mal›n›, daha fazlas› verilsin diye verme. Rabbin için sabret” (Müddessir: 1-7). Bu vahy üzerine Kendisine nübüvvet (nebilik: peygamberlik) geldi¤ini kesin olarak anlad› ve Nebiyyullah`› ilk tasdik eden Hz. Hatice oldu. Böylece Hz. Muhammed (s.a.v) efendimizin Nübüvvet dönemi bafllam›fl oldu. Bu ilk vahy`den sonra, vahy kesildi, bir sessizlik dönemi bafllad›. ‹ki veya üç y›l süren bu devreye Hz. Peygamber`in hayat›nda “fetret dönemi” denir. Bu süre içinde Resülüllah çok s›k›nt›lar çekti. Nihayet, bir peygamber için ilahi takdirin lüzumlu gördü¤ü bu çile, tasfiye, olgunlaflma ve manevi haz devresi sona erdi ve “Duha Suresi” nazil oldu. “Andolsun kuflluk vaktine! Sükuna vard›¤› dem geceyi ki, Rabbin seni terketmedi, sana dar›lmad› da! Elbetteki iflinin sonu senin için bafl›ndan hay›rl›d›r. Muhakkak Rabbin sana verecek ve sen hoflnut olacaks›n. O, seni bir yetim olarak bulup da sana melce` vermedi mi? Seni gaib olmufl bulup da yolunu do¤rultmad› m›? Seni fakir olarak bulup da zengin etmedi mi? O halde, sak›n yetimi hor görüp ona kötü davranma! Ve bir fley isteyeni (saili-dilenciyi) azarlay›p ko¤ma! Rabbinin nimetine gelince, (onu baflkalar›na) elinden geldi¤ince anlat!” sonuncu ayet, insanl›k için Allah`›n en büyük lütfu olan ‹slam› tebli¤ etmek, anlat›p ö¤retmek hususunda emirdi. Bu emir; “fiuara Suresi”nin 214-217. ayetleriyle te`yid edilmifl ve aç›kça belirtilmiflti: “En yak›n h›s›mlar›n› (bulunduklar› yolun e¤ri oldu¤u hakk›nda) uyar. Mü`minlerden sana uyanlara (tevazu, müsamaha, rahmet ve flefkat) kanad›n› (yerlere kadar) indir. Bununla beraber (h›s›mlar›ndan) sana karfl› gelip baflkald›r›rlarsa deki; “flüphesiz ben sizin iflleyegeldi¤iniz (inkar, azg›nl›k, sapk›nl›k)den beriyim”. O, yegane güçlü, üstün ve çok merhametli olan (Allah)a güvenip dayan”. Bu Resüllük (büyük peygamberlik, fleriat sahibi peygamberlik) döneminin bafllamas›d›r. Tebli¤ ve ‹rflad: Resülü Ekrem (s.a.v) o zaman 43 yafl›ndayd›. Allah`›n emirlerini büyük bir emniyet ve ihlasla yerine getirdi. Önce kendi nefsinde eksiksiz bir flekilde uygulayarak örnek oldu. Befler olarak flahsiyetini büyük bir alçak gönüllülükle ortaya koydu. Allah`›n lütfu olan görevi ve vahyler d›fl›nda, di¤er insanlardan hiç bir fark› olmad›¤›n›, kendisinde ola¤anüstülükler aranmamas›n›, gerçek ve as›l mucizenin Allah`›n emirlerinden ibaret olan Kur`an oldu¤unu bütün aç›kl›¤›yla bildirdi. Meziyetleri, yüksek ahlak›, tevazuu, cesareti, mehabeti, tesir gücünü art›ran mühim faktörlerdi. Buna ra¤men ifli asla kolay olmad›. Tebli¤ s›ras›nda karfl›laflmad›¤› zorluk, u¤ramad›¤› iftira ve 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 21 Hayat DOSYA Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN 21 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 hakaret kalmad›. Allah`›n elçisi, azg›n Kureyfl´in elle, dille, gece ve gündüz, flahs›na, evine her türlü tecavüze maruz kald›. Kureyfl`in bask›s› az say›daki müslümanlar üzerinde de çok a¤›rd›. Hele köle olanlara çok daha fazla iflkence ve eziyet yap›yorlard›. Hz. Muhammed (s.a.v) her türlü bask› ve tehdide ra¤men y›lmad›¤›n›, ‹slam`›n yavafl yavafl da olsa yay›ld›¤›n› görerek, telafla kap›lan Kureyfl ileri gelenleri, O`nu sözde iyilikle, menfaat vaadederek yolundan çevirmeyi denediler; evini terkederek Erkam`›n s›¤›nmak zorunda b›rakm›fl ve öldürmek üzere amcas› ve hamisi Ebu Talib`den istemifl, fakat muvaffak olamam›fllard›. Tehdit, iflkence, hakaret, tahrik, tezyif... gibi bir sürü bask› metodlar›ndan bir netice elde edemediler. Bütün bu olaylar›n ard›ndan Hz. Peygamber iki büyük ac›y› tadd›: Önce ilk müslüman, sevgili han›m›, mü`minlerin annesi Hz. Hatice, sonra da büyük koruyucusu Ebu Talib öldü. (619). Hz Muhammed (s.a.v) ›zd›rab›n›n büyüklü¤ünden dolay› bu y›la “Ame`l-Hüzn” (hüzün y›l›) ad›n› verdi. Allah`tan baflka, yeryüzünde hiçbir dayana¤› kalmayan Habibullah, iflte bu en mahzun ve yaln›z zaman›nda (hicretten bir müddet önce) Allah kat›na ça¤r›ld›. Mi`rac mucizesi gerçekleflti. Bundan sonra Hz. Peygamber için Mekke`yi terketmekten baflka çare kalm›yordu. Medinelilerle Akabe Biatlar›nda ahidleflen Resulullah, Medine`de güzel bir ortam›n meydana geldi¤ini biliyordu. Mekke`deki art›k son raddelerine gelmifl dayan›lmaz bask›lara ba- karak, Hz. Muhammed (s.a.v), cemaatini al›p Medine`ye gitmeye karar verdi. O vakitlerde Medine`de üç aile hariç, hemen hemen bütün halk ‹slami kabul etmiflti. Hicret: Hicret karar›yla 20.09.622 tarihinde müslümanlar Mekke`den ayr›larak Medine`ye yerleflmeye bafllad›lar. Son olarak Hz. Peygamber, Hz. Ebubekir`le beraber göçüp, müflriklerin takibi alt›nda sekiz gün sonra Medine yak›nlar›ndaki “quba”ya geldi. Hz. Muhammed (s.a.v)in peygamberli¤inin 12. y›l›yd›. Müslümanlar›n hemen hemen tamam›na yak›n› Medine`ye geldi. Hz. Peygamber, sonradan ‹stanbul önünde flehid düflen “Ebu Eyyüb Halid bin Zeyd Ensari”nin evinde misafir kald›. Mekke`den Medine`ye göçen müslümanlara “Muhacirun” (muhacirler, göçmenler) ve Medine`li yerli müslümanlara “Ensar” (yard›mc›lar) denir. Bir müddet sonra k›ble, Kudüsten Mekke`ye çevrildi ve Ramazan orucu farz k›l›nd›. Böylece hedefin, Kabe`nin bulundu¤u Mekke oldu¤u anlafl›ld›. 610 y›l›ndan beri cemaat baflkan› olarak Mekke`de yaflayan Hz. Peygamber 622 tarihinden itibaren Medine`de ayn› zamanda devlet baflkan›d›r. Çünkü art›k Medine`de ‹slam, devlet olmufltur. Resulullah`›n Medine`deki hayat› vefat›na kadar 9 y›l 8 ay kadard›r. Bedir, Uhud, Hendek, Hudeybiye, Hayberin fethi, Mute muharebesi derken 20 Ramazan Cuma (11.01.630): 1 Ocak günü Hz. Peygamber, 10 bin kifliyle Medine`den ç›kt› ve yolda 2 bin kifli daha ifltirak edince toplam 12 bin Teşrifleriyle dünyamızı aydınlatan Sevgililer Sevgilisi Hz. Muhammed (SAV)’in Doğumunu kutluyoruz. Bu vesile ile tüm müslümanların Mevlit Kandilini tebrik Ediyoruz. Mehmet Ateş IGMG Hessen Bölge Başkanı kifliyle Mekke`ye girdi. Bir karfl› koyma olmad›. Kimsenin burnu kanamad›. Ve böylece Mekke-i Mükerreme fethedilmifl oldu. Vefat›: Veda Hacc›ndan Medine`ye döndükten 3 ay sonra Hz. Peygamber, aniden hastaland›. Hastal›¤›n›n kesin sebebi ve mahiyeti bilinmiyor. hastal›¤› birden fliddetlendi. Yedi gün yataktan ç›kamad›. Zevcelerini bafl›na toplayarak, Hz. Aifle`nin odas›nda kalmas›na raz› gösterip göstermeyeceklerini sordu ve bu hususta helallik diledi. Hepsi raz› oldular. Bunun üzerine Resulullah`› Hz. Ali, Hz. Aifle`nin odas›na tafl›d›. Hastal›¤›, Safer ay›n›n son gününde bafllam›fl ve 13 gün sürmüfltür. Hastal›ktan dermans›z düflünceye kadar imamet görevini b›rakmad›. Emriyle, hayat›ndaki son 17 vakit namaza Hz. Ebubekir imaml›k etti. Bir veya iki defa kendisi de Hz. Ebubekir`in imaml›¤›nda namaz k›ld›. Hastal›k süresince Resülullah, müslümanlara güzel ö¤ütlerde, nasihatlerde, ibretli tenbihlerde bulundu, onlara dua etti. Herkesle helalleflti. Sadaka da¤›tt›rd›. Rebiu`l-evvel ay›n›n 12. veya 13. pazartesi günü 88 haziran 632) sabah namaz›n› mescitte, oturarak Hz. Ebubekir`in imaml›¤›nda k›ld›. O gün ö¤leye do¤ru Cebrail Aleyhisselam ile birlikte gelmifl ve emrini bekleyen ölüm mele¤i Azrail Aleyhisselam`a “Ey ölüm mele¤i! Haydi emrolundu¤un fleyi yerine getir; ruhumu al!” buyurdu ve “La ilahe illallah!” diye kelime-i tevhidi söelydikten sonra hasta ellerini kald›rm›fl oldu¤u halde son sözleri: “Ey Allah`›m, Refik-i Ala!” oldu ve Rabbine kavufltu. “‹nna lillahi ve inna ileyhi raciun!” “Allahümme salli ala Nebiyyina ve Seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim” fiEMA‹L-‹ fiER‹F Hz. Muhammed (s.a.v), maddi ve manavi güzelliklerin, insan cinsinden kimsenin seviyesine eriflemeyece¤i üstün bir terkibiydi. Asil ve yoksuldu. Alçak gönüllü, iyiliksever, zeki ve namuslu idi. ‹ri siyah gözlü, görme kabiliyetli, beyaz tenli, parlak beyaz diflli, genifl al›nl›, ince kavis kafll›, uzun mukavves burunlu, son derece güzel yüzlüydü. Omuzlar›na kadar dökülen temiz kokulu saçlar› ve sakal› vard›. Vücudu s›r›m gibi adaleli, gö¤sü genifl, bacaklar› ince, boyu ortadan uzun, gövdesi iri ve heybetliydi. Vücudunun üst k›sm› uzundu, oturuldu¤unda her zaman etraf›ndakilerden uzun görünürdü. Koflarcas›na yürümek adetindeydi. Daima temiz giyinirdi. Güzel koku sürünmeyi severdi. Tatl› ve berrak bir sesi vard›. Konuflmas› tane tane, yavafl ve içliydi. Haf›zas› pek kuvvetliydi. Bütün hal ve hareketlerinde ölçü, itidal hakimdi. Afl›r› ve taflk›n halini kimse görmemifltir. Az yer ve az uyurdu. Bofl söz komuflmazd›. Afl›r› gülmez ama, yüzünden de gülümseme eksik olmazd›. K›zd›¤› zaman kulaklar› k›pk›rm›z› olurdu ama, yüzü güleç dururdu. O, Allah`›n terbiyesinde ve Kur`an ahlaki üzerinde hayat›n› sürdürdü. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr 22 Seite 22 ÖZEL KÖE Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 YA BAGAJDA BSKLET OLMASA D? veririm, itina ile saklar›m da. Mesele onu koydu¤um yerden bulmak. ‹flin içine bir de acelecilik girdi mi, seyret art›k gözün önündeki evrak görünmüyor. ‹flte öyle bir anda, elime bir mani geçti. Tarih A¤ustos 1985. Önce o maniyi size sunay›m ve yaflad›¤›m olay› bir nostalji olarak aktaray›m. Haddinden çok fazla eyledim ACELE Hiç mi hiç düflünmedim önümdeki ne diye Lambada durunca Manda kasa Mercedes ‹çinden ç›kt› koskoca bir Serkefl! Mustafa KASALAK evgili okurlar, yine sizlerle beraber olman›n mutlulu¤u içerisindeyim. Hepinize sa¤l›k huzur ve mutluluklar dilerim. Geçen say›da ç›kan ilk yaz›m›zla ilgili alm›fl oldu¤um olumlu tepkiler k›smen eksiklerimize ra¤men bizi ziyadesi ile memnun etti. Tabi bizim uslup ve tarz›m›z do¤al olarak ne ise, onu öyle yans›tman›n daha do¤ru oldu¤una inan›yoruz. Bizi dostlar bilirler. Genelde h›zl› ve acele hareket eden biriyim. Genç bir arkadafl›m flaka ile beraber “Abi, çocuklardan çok hiperaktif gördümde, yetiflkinlerden ilk seni gördüm” diye tak›ld›. Galiba hakl›s›n ve bu acelecili¤imin hep hayatta bedelini ödedim, vaziyet ödemeye devam edece¤imizi gösteriyor. Bu bizde kronik bir huy olmufl. Acilen resmi bir ifl için evrak laz›m. Asl›nda her evra¤a mutlaka önem S Neyse ki toparlad›m hemen kendimi ‹flaret ettim bagajdaki bisikleti Allah’›n inayeti ile oldu bisiklet bahane Yoksa dostlar benzetmiflti bizi flahane! Bu notu okuduktan sonra flöyle zaman tüneline bir dald›k. Tabi bu arada bizim evrak arama iflini erteledik. Takriben 20 y›l önceye gittik. Frankfurt’ta iflim var, daha do¤rusu havale ç›karaca¤›m; lakin o zamanlar flimdiki gibi ifller teknik de¤il. fiimdi banka iflleri evden (online) hallediliyor. A66 Otoban›n Bergen-Enkheim girifli, yani Hessen-Center taraf›ndan acele flehire dal›fl yapt›k. Ö¤len sonu, bankalar kapanmadan yetiflmem laz›m. O yolu tan›yanlar bilir. Ortadan S-Bahn geçer, çift gidifl ve çift geliflli bir yol. Önümde 350 SEL DB Marka bir Mercedes belirdi. Türkler o tip ve model arabaya aralar›nda “Manda Kasa” derler. Çok haval›, oturakl›, iri ve lüks bir araba. Araban›n arka bagaj kapa¤› aç›k, içinde gelifli güzel iple ba¤lanm›fl bir bisiklet; dolay›s› ile araban›n içi görünmüyor. Adam iki fleridi ortalam›fl. Yavafl yavafl seyrediyor, belki acelesi yok. Ama benim acelem çok. ‹çimden hay›fland›m “Ne görgüsüz adam, araba göstermenin zaman› m›? diye.” Bir flekilde onu sollamam laz›m. Sa¤dan soldan zikzak yap›yorum, yok; sellektör yap›yorum, yok klaksiyon çal›yorum, adam t›nm›yor. Kafama koydum, ulan ben sana gösteririm, ilk lambada durunca haddini bildirece¤im. fiükür trafik lambas›nda durdu. Dedim ya A¤ustos ay›, üstüne üstelik hava oldukça s›cak. O gerginlikle tam arabadan f›rlayacakken - Anaaaaa...O da ne? Mercedesin kap›s› aç›ld›. Aman Yarabbi, koskoca bir insan azman›. Takriben 2 metre boyunda, 160-180 kg a¤›rl›¤›nda. Kollar›, omuzlar› görünen neresi varsa dö¤meli, küpeli, h›zmal› v.s. Yani ola¤an üstü garip bir yarat›k. Bana do¤ru yavafl yavafl geliyor. Donmufl kalm›fl›m. Araban›n tavan›na inen balyoz gibi, iki elin meydana getirdi¤i sesle irkildim. Araban›n adeta bir beflik gibi sallanmas› ile kendime geldim. Ben, o zamanlar çok gençlerin heves ettigi spor Ford Capri marka araba kullan›yorum. Malum, yere çok yak›n araba. Azman adam e¤ilebildi¤i kadar egildi. Ve öyle bir soluk al›p verdi ki, A¤ustos ay›n›n o s›cak gününde sanki do¤u blokunun so¤uk rüzgarlar› gibi esti, ta iliklerime kadar ürperdim. - Was ist los, Kollege? (Bir durum mu var, arkadafl?) dedi. Allahtan gayri ihtiyar› olarak elimle Mercedesin bagaj›ndaki bisikleti iflaret ederek, “sallan›yor, her an yola düflebilir ve kazaya sebebiyet verebilir” dedim. Azman bir bana bakt›, bir de arabas›n›n arkas›ndaki bisiklete bakt›. Yavafl hareketlerle gitti, kontrol etti. Hakikaten bagaj kapa¤› baya¤› esnek. Tekrardan bir güzel gerdirdi. Tabi bu arada lamba yeflilden k›rm›z›ya, k›rm›z›dan yeflile kaç kez geçti bilmiyorum. Tekrar yan›ma geldi “Dankeschön Kollege”, dedi. “Teflekkür ederim arkadafl”, dedi ve ödül olarak da bir Puro sigaras› verdi. Yine yavafl hareketlerle arabas›na bindi, lamba k›rm›z›ya geçerken o devam etti. Ben yine k›rm›z›da beklemek zorunda kald›m. Aynadan arkaya bir bakt›m. Sanki Kap›kule gümrü¤ünde kuyruk bekliyor millet. Tabi bankaya yetiflme olay›m›z da olmad›. Yine de acele etmenin bedelini ödüle çevirmenin sevinci ile arabay› Main’›n kenar›na çektim. Hiç acele etmeden tad›n› ç›kara ç›kara puroyu içtim. O an flunu düflündüm: Ya o bisiklet bagajda olmasa idi? Ne olacak, Main’›n kenar›nda puro içmezdim, diye kahkahay› bast›m! Selam ve sevgilerimle... oksuz Helal kesim çatı komisyonları Rüstem ALTINKÜPE lmanya`da Anayasa Mahkemesinden floksuz kesim müsaadesini ald›ktan sonra, Almanya`daki iki çat› kurulufl ISLAMRAT ve ZENTRALRAT olarak bir komisyon oluflturuldu. Komisyonun ad› “Komisyon Islamische Schlachten” (KIS). Bu komisyonun üç üyesi ‹slamrat`tan ve üç üyesi de Zentralrat`tan olufluyor. Ben de bu komisyonda bilirkifli olarak görev yap›yorum. Komisyonun görevleri Almanya`da ve de Avrupa`da yaflayan müslümanlar›n gönül rahatl›¤› ile et ve et mamüllerinin ‹slami kurallara A göre uygun ortamlarda yap›ld›¤›n›, verece¤i Sertifika ile güvence alt›na almakt›r. Komisyon flu anda Alman makamlar› ile olan bütün diyaloglarda Almanya`da yaflayan bir çok müslüman kitleyi temsil ederek, toplant›lara kat›larak ‹slami konularda fikir beyan etmektedir. Bu zamana kadar Almanya genelinde bir çok toplantilara davet edilerek, ‹slami kesim hakk›nda hükümete bilgi vermifltir. Komisyon flu anda Almanya`da yaflanan helal kesim konusunda sivil toplum kurulufllar› taraf›ndan hükümete ve de di¤er siyasi partilere karfl› tek sorumlu kurulufltur. Almanya`daki hemen hemen bütün sivil toplum kurulufllar› ve de ‹slami cemaatler helal kesim konusundaki bütün yetkileri bu komisyona devretmifltir. Komisyon flu anda Federal düzeyde hükümetle baz› görüflmeler içerisinde; yani Almanya`daki helal kesim ve helal et mamüllerinin tek elden kontrol edilerek müslümanlara sunulmas› noktas›nda bir çal›flma içerisinde. Almanya`da bir mezbahane ‹slami usullere göre kesim yapmak istiyorsa bunun flartlar›ndan biri de ‹slami Cemaatlerden getirece¤i bir belge de, o flahs›n ba¤l› bulundu¤u mezhebe göre floksuz kesilme mecburiyeti vard›r diye bir belge sunmas› gerekiyor. ‹flte komisyonun verece¤i bu belgenin bütün Alman makamlar›nca kabul görmesi için, komisyon hükümetle bu konularda belirli bir aflamaya gelmifltir. Böyle bir uygulama arada bulunacak olan istismarlar›, yani herkes kafas›na göre bir belge vererek iflin ciddiyetini kaybedecek konuma getirmeden, Alman makamlar›ndaki ön yarg›y› ortadan kald›rmak için, bu iflin sadece bir komisyon taraf›ndan yap›lmas›na Almanya`daki ‹slami Cemaatler karar vermifltir. Komisyon uzun çal›flmalar neticesinde, helal kesim ve üretim için ‹slami kriterleri de belirlemifltir. Bir kifli veya kurulufl ‹slami usullere göre kesim veya üretim yapacaksa komisyonun belirlemifl oldu¤u kriterlere uygunsa o kifliye veya kurulufla verilecek olan sertifika onun yapt›¤› iflin ‹slami kurallara uygun oldu¤unun bir belgesi ve de bir logosu olacakt›r. Komisyon flu anda müslümanlar›n et ve et mamüllerini al›rken neye dikkat edeceklerini ve de helal oldu¤unu nereden anlayabileceklerini belirten bir marka ve logo çal›flmas› içerisindedir. Komisyonun bütün ‹slami cemaatlerinde kabul edece¤i bir logo oluflturacak ve de bu logo kendi cemaatlerine tan›t›lacakt›r. Bundan böyle her fleyin üzerinde yaz›l› olan ‹slami Usullere göre kesilmifltir veya yap›lm›flt›r, bedava yaz›ya ra¤bet kalmayacakt›r. Helal o kadar ucuza alg›lanmayacakt›r. Art›k Almanlar da ürettikleri mal›n üzerine helal yazabiliyorlar. Hatta daha da ileri giderek Helal sertifikas› bile verebiliyorlar. ‹flte bütün bunlar› önlemek ve istirmarc›lar› kontrol alt›na alabilmek için, ‹slami Cemaatler bir araya gelerek bu ifle son vermeyi kurmufl olduklar› komisyon arac›l›¤›yla yapm›fllard›r. Bu komisyon kimsenin tekelinde de¤ildir. Burada ‹slami cemaatleri temsil eden birer üye bulunacakt›r ve de baflkan her sene bir di¤er kurulufltan seçilecektir. fiu anki baflkan Zentralrat`tan bir arkadafl›m›zd›r. ‹smi Aiman Mazyek. Bu konularda daha genifl bilgileri bu kardeflimizden veya bendenizden alabilirsiniz. Bana flu telefon numaras›ndan ulaflabilirsiniz. 0171-2428667. Buradaki bütün amaç müslümanlara hizmet etmek, insan›m›z›n helal lokma yemesine yard›mc› olmak, maksat kimseyi dövmek de¤il üzüm yemektir. Yaflad›¤›m›z ortam o kadar kar›fl›k ki ne alaca¤›m›z› üzerini okumadan ne alabiliyoruz ne de yiyebiliyoruz. Düflünün bugün kendi memleketimiz olan Türkiye`de bile insanlara domuz yedirebiliyorlar. Kald› ki burada bunu kim kontrol alt›na alacak. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 23 Hayat BLDR Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 23 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 ALMANYA SLAM CEMAATLERNN BAÖRTÜSÜ KONUSUNDAK ORTAK BLDRS lmanya’daki ‹slami cemaatler, Federal Anayasa Mahkemesi’nin 24.09.2003 tarihli karar› ve bunu takiben çeflitli federal eyaletlerdeki yasa tasar›lar› sonucunda oluflan baflörtüsü tart›flmalar›na objektif bir yaklafl›m kazand›rmak amac›yla imzalad›klar› bu ortak bildiriyi kamuoyunun bilgisine sunarlar. Sekuler Alman Hukuk Devleti, Alman Anayasas›’nda yer alan “anayasaya ayk›r› olmayan dini konularla ilgili” temel anlay›fla uygun olarak, tarafs›z davranmak zorundad›r. Bu tarafs›zl›k ilkesi, devletin ne belirli bir dinin lehinde, ne de bir di¤er dinin aleyhinde tutum alamayaca¤› anlam›n› tafl›maktad›r. Federal Alman Anayasas›’na göre, bir dinin içeri¤i ve o dinin zorunlu dini hükümleriyle ilgili konularda yorumlama hakk›, devlet ve devletin siyasi temsilcilerinde de¤il, sadece dini cemaatlerdedir. Bu bildiriyi imzalayan ‹slami cemaatlerin ortak düflüncesine göre, baflörtüsünün tak›lmas› veya tak›lmamas›, bir insan›n ‹slam’a aidiyetinin ölçüsü de¤ildir. ‹slami hükümlere uygun bir flekilde giyinmek, bir Müslüman’›n etik-ahlaki A de¤erlendirimi, topluma entegre olup olmama iste¤i veya anayasaya sad›k olup olmad›¤› konular›nda da ölçü olarak al›namaz. Bununla birlikte, ‹slam, tüm mezheplerin görüflüne göre, erkek ve kad›nlar için örtünme ile ilgili belirli hükümler koymufltur. Kad›nlar›n elleri, ayaklar› ve yüzleri haricinde örtünmeleri emredilmifltir. Saçlar›n örtünmesi de, bu hükme dahildir. Bu hükmün gayesi, kad›n› herhangi bir flekilde bask› alt›nda tutmak de¤ildir. Bu bildiriyi imzalayan ‹slami cemaatlerin ortak görüflüne göre, baflörtüsü sadece dini bir hükümdür, politik veya dini bir sembol/simge kesinlikle de¤ildir. Federal Anayasa Mahkemesi, konuyla ilgili karar›nda, baflörtüsü kullan›m›n›n Federal Alman Anayasas›’n›n 4. maddesi 1. f›kras› ve 2. maddesinde yer alan inanç özgürlü¤ünün teminat› alt›nda bulundu¤unu, anayasan›n kad›n-erkek eflitli¤i ilkesine ayk›r› düflmedi¤ini ve baflörtüsünün kad›n›n ezilmesi (toplumsal bask› alt›nda tutulmas›) fleklinde yorumlanamayaca¤›n› do¤ru olarak tespit etmifltir. Bizim kanaatimize göre, kad›nlar baflörtüsünü kesinlikle sadece kendi hür iradeleriyle takmal›d›rlar. Kad›nlar›n baflörtüsü takmamalar›ndan dolay› d›fllanmalar›n› reddediyoruz. Ayn› flekilde, kad›nlar›n kendi hür iradeleriyle ve kendi tercihleriyle takt›klar› baflörtüsünden dolay› d›fllanmalar›n› da reddediyoruz. Federal Anayasa Mahkemesi karar›n›n dayana¤›, mahkemenin görüflüne göre, baflörtülü Müslüman bir bayan ö¤retmenin devlet okulunda ö¤retmenlik yapabilme yönündeki hakl› talebiydi. Ancak baflörtüsü konusundaki güncel tart›flmalar, kamu hizmetinin tüm alanlar›n› içermekte ve Federal ‹fl Mahkemesi ve Federal Anayasa Mahkemesi’nin özel sektöre yönelik olarak inanc› yaflama özgürlü¤ü lehinde kesinleflmifl kararlar›na ra¤men, baflörtülü Müslüman bayanlar›n özel sektörde de d›fllanmalar›na zemin haz›rlamaktad›r. Federal Anayasa Mahkemesi, yap›lacak her yasal düzenlemenin de¤iflik dini cemaatlere eflit muameleyi gözetmesini, yani dini cemaatlerin tek tarafl› imtiyaza tabi tutulamayaca¤›n› tekrar vurgulam›flt›r. Bundan dolay›, okullarda dini de¤erlere yönelik temel bir ya- saklama sadece ‹slam’› de¤il, ayn› zamanda Hristiyanl›k ve Yahudilik dinlerini de etkileyecektir. Bu ise, halen toplumun büyük bir ço¤unlu¤u taraf›ndan reddedilen, laik toplum anlay›fl›na geçifl anlam› tafl›maktad›r. Bu ortak bildiriyi imzalayan Almanya’daki ‹slami cemaatler, eyalet hükümetleri ve federal hükümete, Federal Anayasa Mahkemesi’nin “ço¤ulcu dini yap›n›n okullarda karfl›l›kl› hoflgörünün e¤itiminde ölçü olarak al›nmas›” yönündeki tavsiyesinin özümsenmesi ve Almanya’daki Müslümanlar’›n temsilcileriyle iflbirli¤i içinde, ‹slam’›n ülkemize entegrasyonu ve ülkemizin bir parças› olarak kazand›r›lmas› yönünde bütüncül bir konseptin haz›rlanmas› ça¤r›s›nda bulunurlar. Bugüne kadar yap›lan tart›flmalarda, uzlaflt›r›c› ve objektif katk›da bulunan tüm kifli ve kurumlara teflekkür ederiz. Toplumumuzun çeflitli ve ço¤ulcu yap›s›na uygun ve Müslümanlar’›n da bir zenginlik unsuru olarak kabul edildi¤i, ak›lc› ve gelece¤i kuflatan politikalar oluflturulmas› tavsiye olunur. BLDRY MZALAYAN ALMANYA’DAK SLAM CEMAATLER 1.A.K.E.V. 2.Aachen ‹slam Merkezi 3.Afla¤› Saksonya ‹slam Federasyonu 4.Afla¤› Saksonya Müslümanlar› Eyalet Birli¤i/Afla¤› Saksonya fiuras› 5.Alman-Afrika Mübadele Derne¤i 6.Alman Müslümanlar› Birli¤i 7.Alman-Somali Derne¤i 8.Almanya Bosnal›lar ‹slami Cemaatler Birli¤i 9.Almanya E¤itim ve Ö¤retim Müslüman Kad›nlar Teflkilat› 10.Almanya Ehl-i Beyt Cemaatleri ‹slam Konseyi 11.Almanya Ehl-i Beyt Dernekleri Birli¤i 12.Almanya Ehl-i Beyt Müslüman Kad›nlar Derne¤i 13.Almanya ‹slam Toplumu 14.Almanya Müslüman ‹zciler Birli¤i 15.Almanya Müslüman Üniversiteli Ö¤renciler Birli¤i 16.Almanya Müslümanlar› Merkez Konseyi 17.Almanya Nur Cemaati ‹slam Toplumu 18.Almanya Türk – ‹slam Kültür Merkezleri Birli¤i 19.Almanya Türk - ‹slam Dernekleri Birli¤i 20.Almanya ‹slam – Arnavut Merkezleri Birli¤i 21.Almanya ‹slam Akademisi 22.Almanya ‹slam Kültür Merkezleri Birli¤i 23.Almanya ‹slam Toplumu 24.Almanya ‹slamoloji Enstitüsü 25.Avrupa Müslüman Sosyal Teflkilat› 26.Avrupa Müslüman Üniversite Ö¤rencileri Teflkilat› Birli¤i 27.Avrupa Nur Cemaati 28.Avrupa Türk - ‹slam Birli¤i 29.Avrupa Ülkelerinde Çal›flan Müslümanlar Birli¤i 30.Baden-Württemberg ‹slam Federasyonu 31.Baden-Württemberg ‹slam Toplumu/ Baden Württemberg Müslümanlar› Merkez Konseyi 32.Bavyera ‹slam Federasyonu 33.Bavyera ‹slam Konseyi 34.Bavyera ‹slam Toplumu 35.Berlin ‹slam Federasyonu 36.Bonn Alman Müslümanlar› Birli¤i 37.Bremen ‹slam Federasyonu 38.Dar-ül ‹slam 39.Do¤u Türkistan (Uygurlular) Ulusal Kongresi 40.Düsseldorf Türk Cemaat ve Dernekleri Birli¤i 41.Ehl-i Beyt Alevi Cemaat› 42.Ehsan Yard›m Teflkilat› 43.Fasl› ‹mamlar Birli¤i 44.Federal Almanya ‹slam Konseyi 45.Hamburg ‹slam Birli¤i 46.Hamburg ‹slam Merkezi 47.Hamburg ‹slam Toplumu 48.Hamburg ‹slami Cemaatler Konseyi/Hamburg fiuras› 49.Hessen ‹slam Federasyonu 50.Hessen ‹slam Toplumu 51.Kuzey Almanya ‹slami Cemaatler Birli¤i 52.‹slam – ‹nfo 53.‹slam Enformasyon – Kültür Merkezi 54.‹slam Gençlik Merkezleri Teflkilat› 55.‹slam Pedagoji Enstitüsü 56.‹slam Toplumu Milli Görüfl 57.‹slami Faaliyetler Federal Birli¤i 58.Münih ‹slam Merkezi 59.Müslüman Sosyal Birli¤i 60.Rheinland – Pfalz ‹slam Konseyi 61.Schleswig - Holstein ‹slam Toplumu 62.Sosyal ve E¤itim Meslekleri ‹slami Çal›flma Toplumu 63.Weimar Enstitüsü 64.Yeni Alman Müslümanlar› Derne¤i 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 24 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 25 Hayat ÖZEL KÖE Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN 25 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Çocuklarda özgüven nasıl oluturulur? Muhammet Nebi Çelik Eitimci-Psk. Danıman [email protected] B enli¤i oluflturan yap›tafllar›ndan güven duygusunun olmamas› kiflisel bütünlü¤ün sa¤lanmamas› ile efl anlaml›d›r. Güven duygusunun temeli de yaflam›n ilk günlerinden itibaren at›l›r. Çocu¤un çevresini, kendi benli¤ini alg›lamas› ve do¤ru olarak de¤erlendirebilmesi, çocuk ile anne aras›ndaki iliflkinin niteli¤i ile yak›ndan iliflkilidir. Çocu¤un kendini de¤erli bir varl›k olarak alg›layabilmesi için, ihtiyaçlar›n›n zaman›nda ve yeterli bir biçimde karfl›lanmas› elzemdir. Modern psikolojinin bulgular› flunu göstermektedir ki, çocuklu¤unda yeterli ilgi ve sevgi gösterilmeyen, ihtiyaçlar› annesi taraf›ndan ideal bir flekilde karfl›lanmayan kiflilerde baflta güven eksikli¤i olmak üzere pisikolojik rahats›zl›klar daha yo¤un olarak görülmektedir. Çocuk, kazand›¤› güven ve özerklik duygusu ile yavafl yavafl çevresini tan›ma, keflfetme yönünde davran›fl gösterir. Keza güven ve ona ba¤l› olarak geliflen ö¤renme e¤ilimi, bebe¤in sevgi ve ilgi baflta olmak üzere temel ihtiyaçlar›n›n annesi taraf›ndan zaman›nda karfl›lanmas›yla do¤rudan iliflkilidir. "Benim çocu¤um çok utangaç, içine kapan›k, okulda arkadafl› yok." türünden ifadeleri birçok anne babadan duymufluzdur. Güven eksikli¤i yaflayan çocuklar›n okulda, toplumda baz› problemlerle karfl›laflmas› kaç›n›lmazd›r. Çocukluk döneminde alt›n› ›slatma, kekemelik, yalan söyleme gençlik döneminde ise alkol, uyuflturucu, sigara ba¤›ml›l›¤› görülen problemlerin bafl›nda gelmektedir. Güven duygusunun kazan›lmas›nda anne-babaya büyük sorumluluklar düflmektedir. Ayr›nt›ya girmeden okulda günlerin nas›l geçti¤i, ilgisini nelerin çekti¤i sorulabilir. Fakat her ne suretle olursa olsun onlar› can kula¤›yla dinlemek gerekmektedir. Kendisini üzen veya neflelendiren bir konuda "O anda sen neler düflündün, kendini nas›l hissettin?" gibi sorular sormak konuflmak için bir teflviktir. Velilerin hiçbir zaman unutmamas› gereken bir konu da; çocu¤un arkadafli onun anne babas› olamayaca¤›d›r. Çocuk öncelikle kendi yafl›tlar› ile oynamas›, iliflki kurmas› gerekmektedir. Mant›kl› olarak düflündü¤ümüzde anne-babanin iki-üç yafl›ndaki bir çocu¤un seviyesine inmesinin mümkün olmad›¤› gün gibi aflikard›r. Saatlerce onun yan›nda oynamaya, onunla onun dilinden konuflmaya kaç kiflinin sabr› kafi gelebilir? Anne-babalar bu konuda çocuklar›na yard›mc› olmal›, onlar›n arkadafllar›yla beraber zaman geçirebilmelerine olanak sa¤lamal›d›rlar. Al›flverifllerde sat›n al›nmak istenilen fleyin yerini ve fiat›n› ona sordurarak, kasada ücreti onun vermesine f›rsat tan›yarak günlük hayat›n ak›fl› içinde çocu¤un yetiflkinlerle diyalog kurmas› kontrollü bir flekilde sa¤lanabilir. Ebeveynler, bulunduklari muhitte karakter olarak iyi tan›d›¤› çocuk sahibi olan ailelerle kontak kurabilir, çocuklar›n arkadafl olmasi için ortam sa¤layabilirler. Bu flekilde ebeveynler haftada veya ayda bir s›rayla çocuk bak›m saati ayarlayabilirler. Bu tür bir programda bir aile bütün çocuklar›n bak›m›n› kendi evinde birkaç saatli¤ine de olsa üstlenir ve onlar› e¤lendirerek beraberce hoflça vakit geçirmelerine yard›mc› olur. Bu tür bir uygulaman›n iki türlü faydas› vard›r. 1. Di¤er anne-babalar da çocuklar›ndan ayr› kalacaklar› bu zaman zarf›nda kendilerine daha fazla zaman ay›rma f›rsat› bulabilirler. 2. Çocuklar da kendi ebeveynleri olmadan baflka bir ailenin yaflama tarz›n› müflahade etme imkan› bulacaklard›r. Çocuklar övülmekten çok haz al›rlar. Bu yüzden küçük bir fley yapm›fl olsa dahi onu takdir etmek, kucaklamak hatta öpmek daha büyük baflar›lara zemin haz›rlayacakt›r. Yapt›¤› yard›mlardan dolay› ona teflekkür edilmeli "Bak bunu ben düflünemedim, fikrin çok hofluma gitti." türünden geri bildirimlerle ona de¤erli oldu¤u hissi yaflat›lmal›d›r. Bütün çocuklar›n alg›lamas›, de¤erlendirmesi birbirinden farkl›d›r. Bu bak›mdan ebeveynler beklentilerini makul ölçüler içinde tutmal›d›rlar. Çocu¤un kiflili¤inin gelifliminde yak›n çevresinin gösterdi¤i olumlu ya da olumsuz tepkiler çok önemlidir. Söyledikleri kulak arkas› edilen, düflüncesini belirtmesine imkan verilmeyen veya belirtti¤i zaman sürekli olarak elefltirilen çocuk tabiatiyle içine kapan›k, çekingen, huysuz, söz dinlemeyen bir çocuk olabilir. Tam tersine, söyledikleri bir anlam tafl›masa da dinlenen, ilgi gördü¤ünü hisseden, fikrini aç›klamas›na imkan tan›nan, yanl›fl olsa bile "hadi can›m sen ne anlars›n bundan" fleklinde olumsuz tepki gösterilmeyen çocuklar kendilerine daha fazla güvenir ve sa¤l›kl› bir kiflilik gelifltirirler. Çocu¤un güven duygusunu gelifltirmek için flu befl noktaya çok önem göstermek gerekir. 1. Çocu¤un kendini ifade etmesine kesinlikle imkan tan›mak. Yani onu üstün körü de¤il can kula¤›yla dinlemek. fiayet buna dikkat edilmezse çocuk arkadafl edinmede ve sosyal iliskilerde problem yaflayabilir. 2. Çocu¤un göstermifl oldu¤u baflar›s›zl›klar› benli¤ine mal etmemek. Örne¤in yaz› yazmay› ö¤renme aflamas›nda veya bisiklet sürmek için ilk denemelerinde muhtemelen istenilen düzeyde olamayacakt›r. Bu durumda ona becereksiz, aciz, kafan çal›flm›yor gibi benli¤ini örseleyici yak›flt›rmalardan uzak durulmal›d›r. 3. Ev içinde ve ev d›fl›nda baflarabilece¤i küçük sorumluluklar verilmelidir. Örne¤in ev içinde masay› kurma, odas›n› toplama, eflyalar›n› düzenleme ev d›fl›nda çöpü atma, ufak tefek al›flverifli yapma, onda baz› sorumluluklar›n paylafl›lmas› yönünde izlenim uyand›r›r. 4. Çocuk gösterdi¤i çabadan dolay› muhakkak övülmeli ve sonraki denemeler için yüreklendirilmelidir. Örne¤in eve gelen misafirlere ikramda bulunurken ondan yard›m istenebilir. Belki taba¤›, barda¤› tafl›rken k›rabilir, yeme¤i dökebilir. Bu durumda ona k›z›p "ortal›kta dolaflma, otur, hiçbir fleye el sürme, odana çekil oyuncaklar›nla oyna" demek çocu¤un toplumdan uzak, p›s›r›k olmas›na sebep olacakt›r. Bunun yerine "Bana yard›m etmen çok hofluma gitti, teflekkür ederim. Gelecek sefer daha dikkatli olaca¤›na inan›yorum." fleklindeki telkinler onu baflar›ya yönlendirecektir. 5. Çocuktan yafl›n›n üstünde davran›fllar beklememek. Soka¤a tertemiz elbiselerle gönderdi¤iniz çocu¤unuzdan yine ayn› flekilde gelmesini beklemek hiç de makul bir düflünce de¤ildir. Ebeveynler misafir ya da aile d›fl›ndan insanlar›n yan›nda çocuklar›n›n yapamad›klar›, beceremedikleri zihinsel veya fiziksel aktivitelere dayali ifl, oyun gibi etkinliklerden dolay› onlar› küçük düflürmemelidirler. Keza çocuklara verilecek nasihatler baflkalar›n›n yan›nda de¤il bilakis yaln›z iken verilmelidir. Çocuklarla birlikte yap›lacak ufak tefek etkinlikler onlar› üretkenli¤e teflvik edecektir. Örne¤in, evdeki tahtalar›, ka¤›tlar›, kartonlar›, kurdela veya iplikleri kullanarak basit, ilgi çekici oyuncak veya kuklalar yap›labilir. Bu flekilde birfleyler üretebilen çocu¤un bir yanda kendisine güveni artar, di¤er tarafta bunlar› baflkas›na göstermek suretiyle arkadafllar›yla iletiflim kurmak için heyecan duymas› pekifltirilmifl olunur. Arkadafllar›yla olan iliflkilerinin geliflmesi de kendilerine olan güveni art›racakt›r. Sevdikleri oyuncaklar› k›r›p-dökmesine bakmadan ortaya ç›karmas›na, arkadafllar›yla paylaflmas›na ve onlara kraker, büsküi gibi fleyler ikram etmesine imkan verilmelidir. Zaman zaman çocuk parklar›na giderek yafl›tlar›yla arkadafll›k kurmas› için cesaretlendirilmelidir. Unutmayalim ki, çocuk yaflam›n›n ilk y›llar›nda annebabay› kendine örnek al›r. Anne-baba sayg›s›zsa çocuk da sayg›s›z, anne-baba huysuz, sürekli elefltiri yapan bir zihniyete sahip ise çocuk da benzer bir karakter kazanacakt›r. Bu bak›mdan yafl› çerçevesinde anlay›flla kabul edilen, duygu ve düflünceleri önemsenen, yapt›¤› hatalardan dolay› sürekli elefltirilmeyen, ihtiyaç hissetti¤inde bekledi¤i ilgiyi, flevkati gören, güçlü ve zay›f yönleriyle oldu¤u gibi kabul edilen çocuk, daha huzurlu ve güvenli bir kiflilik gelifltirir. Aktif yatırım modeli ay›n Hayat okuyucular›; sizlerden gelen yo¤un istek üzerine asplan´›n 2004 yılı yat›r›m modelleri hakk›nda bilgi vermekten ve sizlerle olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Hessen Hayat gazetesine, sizlere ulaflma hususunda, bizlere tanıAS Plan Genel Müdürü dıkları fırsatlardan dolayı teflekAbdullah Özer kürlerlerimi sunuyorum. Almanya´da en iyi yat›r›m modellerini araflt›r›p, sizlere sunmay› kendine ilke edinen asplan, bu alanda hep k›lavuzunuz olmufl ve de olmaya da devam edecektir. 1. Neden Gelece¤e Yat›r›m? a- Hepimizinde bildi¤i gibi Almanya’da nüfusun ço¤unlu¤unu yafll›lar oluflturmaktad›r. Yap›lan son araflt›rmalar bu oran›n 30 sene sonra daha da artaca¤›n› belgelemektedir. b- Emekli maafllar›n›n art›r›laca¤› yerde sürekli azalt›ld›¤›n› çevremizden duyuyoruz, görüyoruz ya da bizzat yaflamaktay›z. 2- Hazinede istedi¤i miktarda para bulamayan Alman hükümeti o paray› cüzdan›m›zdan almak için; sa¤l›k, e¤itim gibi hayati alanlarda ac›mas›z k›s›tlamalara gitmektedir. asplan geçmiflte de oldu¤u gibi; Türk insan›na uygun yat›r›m modelini buldu, gelifltirdi size en karl› ve garantili flekliyle sunuyor: ‹nsan›m›z›n Anadolu topraklar›n› terkedip Almanya’ya göç etmesinin üzerinden 40 sene geçti. Para kazanan insan›m›z bunu en iyi flekilde de¤erlendirmek için bir çok yol denedi, ne derece baflar›l› olundu¤unu bireyler kendisi de¤erlendirecektir. Biz bundan sonra yap›lanlarla de¤il yap›lmayanlarla meflgul olaca¤›z. Hangi yat›r›m flekli olursa olsun, ticarette yap›lan yat›r›mda masraflar› ve enflasyon ç›kar›ld›ktan sonra emekli oldu¤unuz zaman kalan parayla en az›ndan flu andaki yaflad›¤›n›z hayat standard›n›z› koruyam›yorsan›z, yapt›¤›n›z yat›r›m amac›na ulaflmam›fl demektir. Yat›r›m yap›l›rken dikkat edilmesi gereken üç önemli unsur vard›r: 1. Garantili yat›r›m 2. Herzaman ulaflabilece¤iniz bir yat›r›m 3. Kâr getirecek yat›r›m 4. Nakite çevrilebilir olmas› Afla¤›da size model olarak sundu¤umuz iki yat›r›m flekli de yukarda s›ralad›¤›m›z ideal bir yat›r›m›n olmazsa olmazlar›n› bünyesinde bar›nd›rmaktad›r. Aktiv Yat›r›m I Sen al Kirac› ödesin: S evin ayl›k banka taksitleri: Kira garantisi Tamir garantisi Toplam Kira gelirleri (kirac› ödüyor) : : : 1,-Euro /m2 0,50 Euro/m2 1,50 Euro /m2 ayl›k Risikosuz bir yat›r›m Örnek: Bizden 70 m2 daire alan bir aile Banka taksidi : Kirac› Kira Garantisi : 70 x 1: 70,-Euro Tamir Garantisi : 70 x 0,50 Euro: 35,0 Euro Toplam: 105,-Euro ödeyerek ev sahibi oluyor.. Bu sahip olaca¤›n›z daire kira art›fl› (ortalama %2) hesaba kat›ld›¤›nda emekli oldu¤unuz zaman ortalama 800,Euro`luk ek emeklik getirecek ayr›ca %30 de¤er kazanm›fl bir evin tapusu elinizde olacakt›r. Aktiv Yat›r›m II Ev Al Kira Öder gibi Öde; Ev sahibi ol Ayl›k banka taksitleri : Kira bedeli + devlet teflviklerinden (Eigenheimzulage) yararlan. Eigenheimzulage: Anne-babaya senelik 1.250,-Euro (8 sene boyunca) Çocuk bafl›na senelik : 800,-Euro (8 sene boyunca) 3 çocuklu bir ailenin sekiz senelik toplam devlet konut edinme teflvi¤i 29.200,- Euro’dur. fiu anda oturaca¤›n›z evin kiras›n›n siz emekli oldu¤unuzda ayl›k kaç Euro olaca¤›n› hic hesap ettiniz mi? Biz size bugün ev sahibinin evini de¤il kendi evinizi ödeme olana¤› tan›yoruz. fiu anda ödedi¤iniz kiran›n % 30 fazlas›n›n emekli oldu¤unuz zaman cebinize kalaca¤›n› hesap ediniz. (Bugün 500,-Euro ödüyorsan›z 25 sene sonra ayl›k yaklafl›k 836,-Euro ödemek zorunda kalacaks›n›z). 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 26 26 Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 TEMEL VAMPR ir ‹ngiliz vampir, bir Fransız vampir, bir de Temel vampir uçakta gidiyorlarmıfl. Bir süre sonra ‹ngiliz vampir aralarından ayrılmıfl, afla¤ılara dalm›fl. Bir süre sonra geri gelmifl ki, a¤zı yüzü kan içinde. Sormufllar: - Ne oldu, nereye gittin? ‹ngiliz vampir: - flu afla¤ıdaki beyaz evi gördünüz mü? Cevap:- Gördük. ‹ngiliz Vampir: - Onun yanındaki duvar› gördünüz mü? Cevap: - Gördük. B Albay, binbafl›ya: -Yar›n günefl tutulacak. Bu her zaman görülen bir fley de¤ildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydan›na getirin de olay› görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi verece¤im. fiayet ya¤mur ya¤arsa, tabii bir fley göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapal› talimgaha götürürsün. Binbafl›, yüzbafl›ya: -Albay›n emri ile yar›n sabah saat dokuzda günefl tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay de¤ildir. fiayet hava kapal› olursa bir fley görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapal› talimgahta gerekli talim elbisesiyle yap›lacakt›r. Yüzbafl›, te¤mene: -Albay›n emri ile yar›n sabah dokuzda talim elbisesi ile günefl tutulmas›n›n aç›l›fl merasimi yap›lacakt›r. fiayet ya¤mur ya¤arsa ki bu durum pek görülen bir olay de¤ildir, Albay kapal› talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Te›men, baflçavufla: -Yar›n sabah dokuzda hava güzel olursa, talim k›yafeti ile albay tutulacak. Kapal› talimgahta ya¤mur ya¤arsa, alay›n meydan›nda manevra yap›lacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay de¤ildir. Baflçavufl, askere: -Yar›n sabah saat dokuzda kapal› talimgahta Albay› tutaca¤›z. Sabah hepiniz talim techizat ile haz›r olun. Askerler kendi aralar›nda : -Yar›n sabah bizim baflçavufl Albay› tutuklayacakm›fl. ‹ngiliz vampir: - Onun yan›nda uyuyan küçük çocu¤u gördünüz mü? Cevap: - Gördük. ‹ngiliz vampir: - ‹flte ben o çocu¤un kanını içtim, geldim. Yolculuk devam eder. Bir süre sonra Fransız vampir de ayn› flekilde ayrılıp afla¤ılara gider ve geldiginde onun da yüzü gözü kan icindedir. Yine sorarlar: - Nereye gittin? Frans›z Vampir: - flu afla¤ıdaki a¤acı gördünüz mü? Cevap: - Gördük. Frans›z Vampir: - Onun yanındaki küçük kutuyu gördünüz mü? Cevap: - Gördük. Frans›z Vampir: - O kutuya yaslanmıfl yatan adamı gördünüz mü? Cevap: - Gördük. Fransız Vampir : - ‹flte ben o adamın kanını içtim geldim. Yolculuk yine devam eder. Bir sure sonra Temel Vampir ayn› flekilde ayrılır ve o da a¤zı yüzü kan içinde geri gelir. Ona da sorarlar: - Nereye gittin? Temel Vampir: - flu afla¤ıdaki evi gördünüz mü? Cevap: - Gördük. Temel Vampir: - Peki onun yanındaki dire¤i gördünüz mü? Cevap: - Gördük. Temel Vampir: - ‹flte ben o dire¤i görmedim... Benim kim olduumu biliyor musun? GÜNE TUTULMASI Üniversitenin büyük amfisinde 800 kiflinin kat›ld›¤› bir imtihan... Süre iki saat... Profesör son derece sert ve sürenin esnetilmesine imkân yok. Cevaplar› yetifltiremeyen kal›yor. Bu yüzden bütün talebeler har›l har›l k⤛t dolduruyorlar. Ama birisi a¤›rdan gidiyor. Biraz düflünüyor biraz yaz›yor. Hiç aceleci bir hâli yok. Derken süre doluyor. "Getirin k⤛tlar› çocuklar" diyor profesör ve herkes bitirebildi¤i kadar›yla k⤛d›n› getirip masan›n üzerine koyuyor. Veren ç›k›yor, veren ç›k›yor, masan›n üzerindeki k⤛tlar birikiyor. S›n›fta hiç talebe kalm›yor. Bir kifli hâriç. Bizim a¤›rdan giden talebe hiç istifini bozmadan yazmaya devâm ediyor. Böylece biraz daha zaman geçtikten sonra, bizimki kalk›p kürsüye gidiyor ve k⤛d›n› bir sonraki ders için haz›rl›klar›n› tamamlamakta olan profesöre uzat›yor. Profesör k›zarak: -Hay›r! Çok geç kald›n. Art›k senin k⤛d›n› alamam... Bizimki ters ters bak›yor: -Sen benim kim oldu¤umu biliyor musun? -Yoo, asl›nda bilmiyorum. Ne olacak? -‹yi öyleyse, diyor bizimki ve y›¤›l› duran imtihan k⤛tlar›n›n bir k›sm›n› kald›r›yor ve araya kendi k⤛d›n› koyup k⤛tlar› tekrar düzeltiyor. Sonra da: -‹yi günler hocam, deyip profesörün flaflk›n bak›fllar› aras›nda yürüyüp gidiyor. Ben Zürafayım ir gün, CIA, KGB ve MIT teflkilatlar›ndan hangisinin daha baflar›l› oldu¤unu tespit etmek için bir "istihbarat yar›flmas›" düzenlenmifl. Bu yar›flma uyar›nca, her üç teflkilat›n en iyi adamlar›ndan oluflan onar kiflilik ekipleri Kongo’nun balta girmemifl ormanlar›na göndermifller. Orman›n giriflinde görevleri aç›klanm›fl: "Ormana girip, en k›sa sürede bir zürafa bulup getiren kazan›r..." Önce KGB’liler gitmifl. 15 dakika sonra bir zürafa ile ç›kagelmifller. Sonra CIA gitmifl. 10 dakika sonra zürafa ile gelmifller. En B sonunda bizim MIT gitmifl, 7 dakika sonra bir fille dönmüfller. Yar›flmay› düzenleyenler "Bu da nedir?.." diye sorunca fil atlam›fl: "Abi valla ben zürafay›m..." Amerika'dan Mühendiz ayseri'nin bir köyünde imece yöntemiyle yol yap›l›yor. Bunun için de eflekten yararlan›l›yor: Eflek hangi yolu izlerse, oras› geniflletip araba yoluna dönüfltürülüyor.... Köye gelmifl olan Amerikal› Bar›fl Gönüllüsü, ne olup bitti¤ini kavrayamad›¤› için sorar: - Ne yap›yorsunuz böyle? K - Yol yap›yoruz. - Bu eflek ne için? - O, yolun mühendizi. Yola uygun geçene¤i o gösterir. Bar›fl Gönüllüsü kat›la kat›la güler: - Ya eflek bulamasayd›n›z? - ‹flte o zaman Amerika'dan mühendiz getirirdik! MEMUR MAALARI BD Baflkanı, ‹ngiltere Baflbakanı ve Türkiye Baflbakanı bir gün bir toplantıda bir araya gelmifller. Tabii, 3 lider bir arada olur da, sormaz mı gazeteciler? Önce ABD baflkanına sormufllar: - ABD'de bir memur ne kadar parayla geçinir? Siz kaç para veriyorsunuz? Baflkan cevap vermifl: A Hayat KOMED-FIKRA - Valla ben memura en az 2000 dolar veririm. 1000 doları ile geçinirler. Geri kalan 1000 doları ne yaparlar, nerede harcarlar, hiç sormam. Gazeteciler aynı soruyu ‹ngiltere baflbakanına da sormufllar. O da cevap vermifl: - Ben, memuruma ortalama 3000 sterlin veririm. Geçinmesi için 2000 sterlin yeterli. Artan 1000 sterlini ne yapar, nerede harcarlar, sormam, beni hiç ilgilendirmez. Her ikisinden bu cevapları alan gazeteciler, aynı soruyu Türkiye baflbakan›na da sormufllar. - Valla, demifl, Türkiye'de bir memurun geçinebilmesi için en az 1 milyar lira lazım. Ama ben tafl çatlasın 400 milyon lira veriyorum. Geri kalan 600 milyonu nereden bulurlar, nasıl geçinirler hiç sormam. STANBUL'DAYIM az alacaklılardan kaçmak için kapısının üzerine "‹stanbul'dayım" yazmıfl ve her kapı çaldı¤ında tavan arasına kaçıyormufl. Yine kapı çaldıktan sonra bu kez büyük bir gürültü ile kapı kırılmıfl ve eve giren birkaç kifli lazın eflyalarını dıfları taflımaya bafllamıfllar. Bu durumu tavan arasından seyreden laz: - Ulan flimdi ‹stanbul'da olmasam size gösterirdim. L F FBI BI eleman alacaktır. Gazeteye ilan verilir, bir gün sonra üç kisi baflvuruda bulunur. ‹lk adam odaya alınarak "karını seviyor musun?" diye sorulur. Adam "evet efendim" der. "Peki, ülkeni seviyor musun?" deyince adam yine "evet" diye cevap verir. FBI görevlisi "peki o zaman, sana bir sürprizimiz var, karını buraya getirdik yan odada flu anda kendisi. Al flu silahı karını oldur bakalım" deyince adam silahı alarak di¤er odaya girer. Birkaç saniye sonra geri döner, kravatı gevflemifl ve terlemifltir. Yapamayaca¤ını söyleyerek oradan ayrılır. Sıra ikinci adama gelir ona da aynı fleyleri söylerler o da yapamayaca¤ını söyler ve oradan çıkar gider. Son olarak sıra Temel'e gelir. Ona da aynı fleyler söylenir ve Temel içeri girer. Biriki saniye sonra bam bam bam bam bam diye silah sesleri ve hem arkasından büyük bir flangırtı ile cam kırılması sesi duyulur. Temel geri döner biraz terlemifltir. FBI görevlisi sorar: - Noldu? - Bana verdi¤iniz tabanca kurusıkı çıktı. O yüzden Fadime'yi pencereden afla¤ı atmak zorunda kaldım!... 4. sayi sayfalar Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 27 KOMED-MZAH 27 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 28 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir BLM 28 HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Virüs savaları baladı Son günlerde MyDoom, Netsky ve Bagle virüslerinin 20’den fazla versiyonunun internette cirit atması, virüs programcıları ile ilgili bazı komplo teorilerini de akla getiriyor. on günlerde MyDoom, Netsky ve Bagle virüslerinin 20’den fazla versiyonunun internette cirit atması, virüs programcıları ile ilgili bazı komplo teorilerini de akla getiriyor. Teknoloji yazarı Bob Sullivan virüs programcılarının söz konusu virüsleri birbirleri ile rekabet amacıyla saldıklarını ve bu rekabetten dolayı da virüs saldırılarının sona ermesinin beklenemeyece¤ini savunuyor. Birbirleriyle yarıflan hackerlar, virüs versiyonlarını efl zamanlı olarak sürüyorlar. Email bafllık satırlarında görünen “Here is the file” (‹flte dosya burada), “I want a reply” (Yanıt bekliyorum) gibi ibarelerin programcıların aralarında kriptonik birer mesaj oldu¤unu belirten Sullivan, Netsky virüsünün üçüncü versiyonunda rakip virüs programcılarını hedef alan flu cümleleri örnek gösteriyor: “Netsky biziz, kendini gizleyemezsin, tüm Malware yazılımcılarını öldürece¤iz, hiçbir flansları kalmadı. MyDoom.F bizim fikrimizi çaldı. SkyNet Malware’e karflı!” Bu mesajı içeren virüs, bulafltı¤ı bilgisayarda kendinden önce geldi¤i virüsün etkilerini siliyor. ‹flte bu durum da “hacker savaflları” teorisini akla getiriyor. EY NETSKY SAVAfi MI ‹ST‹YORSUN? ‹nternette hacker çeteleri arasında geçen “virüs savaflları”, dün ortaya çıkan Bagle ve MyDoom’un yeni versiyonlarının Netsky’ın programcısını hedef alan mesajlar göndermesiyle gündeme geldi. Bagle’ın yeni versiyonundaki mesaj “Ey Netsky programcısı, iflimize bulaflma, savaflmak mı istiyorsun” fleklinde bir uyarı veriyor. MyDoom’un yeni versiyonu ise Netsky programcısını hedef alır flekilde, flu ifadeyi içeriyor; “Netsky’ın programcısına: skynet merkezini yitirmifl dosya paylaflımında baflka bir fley de¤ildir.” NETSKY KARfiILIK VER‹NCE Netsky’ın programcısı ise savafl ça¤- S rılarına yeni bir versiyon sürerek karflılık verdi; “Bagle, sen kaybettin!” ‹nternet güvenlik flirketi Symantec’ analistlerine göre, Netsky virüsü kendinden önce gelen MyDoom ve Bagle virüsleri ile savaflmak üzere üretildi. Di¤erleri gibi arka-kapı açmayan Netsky virüsünün yegane amacı, kendinden önce gelen virüsleri silmek veya etkilerini sıfırlamak. MyDoom ve Bagle da, Netsky’a karflılık verince de savafl bafllamıfl oldu. TAR‹HTE ‹LK Virüs yazılımcıları arasında savafl fliddetlenirken, kullanıcılar da bundan olumsuz etkileniyorlar; son günlerde tespit edilen virüslü email sayısı bir kaç milyonu afltı. Her biri çok versiyonlu birkaç virüsün efl zamanlı olarak bu fliddette saldırılar düzenlemeleri daha önce gerçekleflmemifl bir durum olarak niteleniyor. GÖRÜLMEM‹fi YO⁄UNLUK ‹nternet güvenlik flirketi Network Associates son iki ayda tam 11 kez ‘virüs alarmı’ verdi, bu alarm verildi¤inde anti-virüs uzmanları gece yarısı dahi olsa yataklarından kalkıp gelerek masa baflında ifle oturmak zorundalar. Symantec geçti¤imiz 7 gün zarfında tam 6 kez ‘yüksek risk’ alarmı verdi; flirket bu tip alarmları normalde ayda bir kez veriyor. Efl zamanlı olarak gerçekleflen saldırıların SoBig virüs familyasının yarattı¤ı yayılım kadar etkili oldu¤u belirtildi. Çarflamba günü ortaya çıkan Netsky.D, dolanan 20 versiyonun en genifl yayılıma ulaflanı oldu. Virüs bilgisayarlara sesli bir program yükleyerek, makinelerin garip sesler çıkarmasına ne- den oldu. Kullanıcıları, mesajda “Bilgisayarınıza virüs bulaflmıfl durumda, virüsü temizlemek için afla¤ıdaki linki tıklayınız” ibaresiyle kandıran Bagle.K ise, söz konusu link tıklanınca da bilgisayara bulaflıyor. ‹nternet kullanıcılarının virüsleri farketmeleri için, makinelerine bir virüsün bulaflmıfl olması gerekmiyor. Virüslerin yol açtı¤ı aflırı yüklenme ve internet trafi¤indeki yavafllama herkesi eflit oranda etkiliyor. MYDOOM ÖNAYAK OLDU Virüs savafllarının neden baflladı¤ına dair çeflitli yaklaflımlar var. Uzmanlar ocak ayında ortaya çıkan ve fiubat ayının ilk günlerinde etkisini gösteren MyDoom’un baflarısının di¤er virüs programcıları tarafından tekrarlanmak istenmesine ba¤lıyorlar. MyDoom yüzbinlerce bilgisayara bulaflarak tarihin en hızlı yayılan virüsü ünvanını elde etmiflti. Virüs programcılarının MyDoom’un açtı¤ı arka-kapıları da kullanarak kendi virüslerini yaymaya çalıfltıklarını belirtiliyor. ANT‹V‹RÜSÇÜLER PES ETT‹ Normal flartlarda bir virüs saldırısından sonra yenisinin sürülmesine kadar geçen bir kaç haftalık sürenin anti virüs flirketlerine yama hazırlama fırsatı verdi¤ini belirten Fin antevirüs flirketi bafl analisti Mikko Hypponen, bu kadar virüs versiyonunun efl zamanlı olarak çıkmasının anti virüs flirketlerini zor durumda bıraktı¤ını açıkladı. Hypponen virüs yazılımcılarının amacının antivirüs s¸irketlerini virüs kovalamada geride bırakmak oldu¤unu belirterek, hackerlerın bu amaçlarına ulafltıklarını, bir uzmanın fiziksel olarak çöktü¤ünü ifade etti. Sadece Bagle virüsünün 28 fiubat gününden beri befl ayrı versiyonu çıktı. Uzmanlar kullanıcıların flüpheli hiçbir emaili açmamaları yönünde uyarıyorlar. Windows’ta üç "kritik" açık icrosoft Winndows iflletim sisteminde hackerların kullanıcıların bilgisayarlarına sızmasına olanak veren üç adet "kritik" açık oldu¤unu duyurdu. Açıklar için yamalar Microsoft Security Bulletin’de yayınlandı. Microsoft yetkilisi Stephen Toulouse kullanıcıları Windows Update servisini kullanmaları yönünde uyarıyor. To- M ulouse hackerların Microsoft Windows 98 iflletim sistemi, Internet Explorer’ı etkileyen açıkları suistimal ederek kullanıcıların bilgisayarlarından veri silebilecelerini belirtti. Toulouse söz konusu açıklar için hazırlanan yamaların yakında çıkacak Service Pack 2’ye de konulaca¤ını bildirdi. Windows XP’nin güvenlik güncellemesi olan Service Pack 2’in yaz sonu kullanıcıya ulaflması bekleniyor. Microsoft geçti¤imiz yıldan bu yana yazılımlarda çıkan açıkları aylık bültenlerle kullanıcıya duyuruyor. Son yayınlanan bültene göre, Windows’ta çıkan açık Windows NT 4.0, Windows 98, Windows 2000, Windows XP ve Windows Server 2003’ü etkiliyor. Yeni DVD standardı belirlendi Toshiba ve NEC, ortaklafla gelifltirdikleri yeni kuflak DVD standartının uluslararası elektronik üreticilerinin oluflturdu¤u DVD Forum tarafından kabul edildi¤ini açıkladılar. Yeni kuflak DVD’ler için kendi standartlarının kabul edilmesi, Toshiba ve NEC’e, Phillips ve Sony’nin standardı rakip Blu-ray formatına karflı ciddi avantaj sa¤layacak. Yeni kuflak DVD standartı flimdiki DVD’lerin 5 katı daha fazla kayıt kapasitesine sahip olacak; halen kullanımda olan DVD’ler, analog TV progamlarını 2 saate kadar kaydedebilirken, yeni kuflak DVD’ler iki saaten daha fazla dijital yayın çekebilecek. Blu-ray formatındaki diskler ise 3 saate kadar dijital yayın alabiliyorlar. KAYDED‹LEB‹L‹R DVD’LER YOLDA Gelifltirdikleri yeni formata HD DVD adını veren s¸irketler halen kullanımda olan üretim ekipmanlarının yeni kuflak DVD’lerin üretiminde de kullanılabilece¤ini belirtiyorlar. Ancak yeni kuflak DVD’lerin piyasaya çıkması bir süre daha alacak. DVD üreticileri yakın gelecekte üzerine yeniden kayıt yapılabilen DVD’leri piyasaya sürmek istiyorlar, ancak DVD Forum’un onayladı¤ı yeni standartlar flimdilik sadece piyasadaki tek kayıtlık DVD’leri kapsıyor. NEC ve Toshiba yeni kuflak DVD’lerle uyumlu PC’leri 2005’te piyasaya süreceklerini açıkladılar. Toshiba HD DVD kayıt cihazlarının 2005 yılında satıflta olaca¤ını bildirdi. Kaıt bazlı yeni mavi disk Japon elektronik devi Sony ve Toppan firması ka¤ıt tabanlı malzemeden 25 GB’lik mavi-ıflınlı disk gelifltirdiler. Disk teknolojisinde maliyeti düflürülmesi açısından büyük önem taflıyan buluflun üretime entegere edilmesi gündemde. Diske 2 saat kadar yüksek çözünürlüklü video görüntü yüklenebiliyor. Mavi ıflınlı disklerin gelecekte, halen kullanılmakta olan kızıl ıflınlı DVD disklerinin yerini alması bekleniyor. Mavi ıflınlı disk DVD’nin yaklaflık befl katı kadar daha fazla bilgi yükleyebiliyor. Dünyanın ilk mavi diskini Sony geçen yıl Japonya’da piyasaya çıkarmıfltı. Büyük ölçüde ka¤ıttan yapılan disk, bu sayede makasla kesilebilliyor. Elektronik endüstrisinde bir çok firma mavi ıflınlı disklerin üretimini teflvik ediyorlar. Aralarında Sony, Dell, Hewlett-Packard, Hitachi, LG Electronics, Matsushita Electric Industrial, Pioneer, Royal Philips Electronics, Samsung Electronics ve Sharp’ın da bulundu¤u mavi disk konsorsiyumu, bu teknolojinin DVD’nin yerini almasını savunuyor. Likit kristal ekranları için renk filitresi üreten Toppan, ka¤ıt bazlı yeni disklerin do¤aya geri dönüflümünün çok daha sa¤lıklı olaca¤ını belirtti. TOSH‹BA VE NEC GRUBU Bu grubun karflısında ise Toshiba ve NEC’in kurdu¤u rakip bir mavi disk lobisi bulunuyor. Bu iki grup mavi disk teknolojilerinde kendi standartlarını piyasaya kabul ettirmeye çalıflıyorlar. Toshiba ve NEC’in gelifltirdi¤i mavi disk standartı DVD’lere uyumlu olmasıyla daha uygulanabilir bir durumda. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Seite 29 SALIK SAYFASI 29 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Çocuunuzu Alerjiden Koruyun Günümüzde alerjisi olan çocukların sayısı gittikçe artıyor. Özellikle bahar aylarında alerjiye daha sık rastlanıyor. Oysa gerekli önlemler alındı¤ı takdirde alerjiden korkmanıza hiç gerek yok! ünümüzde alerjisi olan çocukların sayısı gittikçe artıyor. Özellikle bahar aylarında alerjiye daha sık rastlanıyor. Oysa gerekli önlemler alındı¤ı takdirde alerjiden korkmanıza hiç gerek yok! Alerji, vücudumuzun dıflarıdan giren çeflitli maddelere karflı gösterdi¤i aflırı tepki olarak tanımlanıyor. Bazı insanlar, yabancı maddelere karflı daha duyarlıdır. Bu durumda vücudu bu maddelere karflı korumak gerekir. Çünkü söz konusu hassasiyet vücutta çeflitli zararlara yol açar. Polenler alerjinin bafllıca nedenleri arasında kabul ediliyor. Meteorolojik koflullara ba¤lı olarak bahar aylarında çok sık görülüyor. Çocu¤unuzun polen alerjisi varsa flu önlemleri almanızda yarar var: Sabah, erken saatlerde çocu¤unuzu dıfları çıkarmayın Dıfları çıkması gerekli ise koruyucu maske takın. Açık havada uzun süre oynamasına izin vermeyin. Evde ve arabada filtreli havalandırma sistemi kullanın. Gözlük kullanıyorsa düzenli olarak yıkayın. Günlük kıyafetlerini yatak odasında çıkartmayın. Bebek yata¤ını akarlardan koruyun Bebeklerin yedikleri yiyecekler kadar soludukları hava da alerjinin gelifliminde etkili. Çünkü evdeki havanın içinde alerjiye yol açacak bir sürü madde var. Bunların en önemlisi de tozdaki akarlar. Bu akarlar hava vasıtasıyla çocu¤un solunum yollarına yerlefliyor. Daha sonra bu partiküller bronfllara ulaflarak alerjik astıma yol açıyor. Akarlar özellikle nemli ve sıcak ortamları tercih ediyor. Bu nedenle en yo¤un bulundukları yerler; yatak, yastık, çarflaf ve yorgan. Bebe¤iniz daha do¤madan önce yata¤ı akarların barınama- G yaca¤ı bir yer haline getirmeniz gerekiyor. Bunun için: Bebe¤inizin yata¤ının mutlaka yeni olmasına dikkat etmelisiniz. Yata¤a kesinlikle koyun yününden yapılmıfl bir örtü yaymamalısınız. Yatak çarflaflarını iki haftada bir de¤ifltirmeli ve 60 derecede yıkamalısınız. Bebe¤in yata¤ında duran oyuncak ayıları 4 haftada bir, derin dondurucuda 24 saat bırakmalısınız. Tozlardan kurtulun Evdeki tozlar alerjinin geliflmesinde önemli bir rol oynuyor. Evinizdeki tozlardan kurtularak alerji riskini azaltabilirsiniz. Bunun için: Evi ve çocu¤un odasını düzenlerken mümkün oldu¤unca halı, halıfleks, perde, kumafl duvar ka¤ıtları, açık raflı eflyalar kullanmamalısınız. Dolapların ya da yerlerin tozunu alırken hafif nemli bir bez kullanmalısınız. Evi, bebe¤inizin yanında süpürmemeye özen göstermelisiniz. Evcil hayvan beslemeyin Alerji riski taflıyan bebekleri olan anne babalar evde evcil hayvan bulundurmamalı. Evcil hayvanların tüy, salya ve göz sıvılarından oluflan mikroskopik protein parçacıkları tozlarla birleflerek solunum yollarına ulaflabiliyor. Bu nedenle bebekler hayvanlarla temas etmemeli. Ayrıca yastık ve yorganlar da kufl tüyünden yapılmıfl olmamalı. Evde sigara içmeyin Tütün dumanında bulunan zararlı maddeler bronfllara ulaflarak çocukların alerjiye yakalanma olasılı¤ını yükseltiyor. Pasif içici olan çocukların alerjiye yakalanma riski di¤erlerine oranla 2-5 kat daha fazla oluyor. Bu, anne karnındaki bebek için de geçerli. Bu yüzden çocu¤unu alerjiden korumak isteyen anne babalar sigarayı bir an önce bırakmalı. Mevlit Kandiliniz en içt en dilek lerimizle kutla rız. Kandilin tüm dünya insanlıı için ba rı ve h uzur getir mesini dileriz. L ohnst euerhilfever ein Tic an (Kr one) e.V. 069-731919 Asım Tozolu Baharda polen alerjisine dikkat! Uzmanlar, ilkbaharın gelifliyle birlikte ortaya çıkan polen alerjisine karflı vatandaflları uyardı. Basın ve yayın organlarında o günkü polen durumu hakkında da bilgi verilerek alerjisi olanların uyarılmasını isteyen uzmanlar, evlerin ve arabaların kapı ve pencerelerinin kapatılmasını, dıflarıda gözlük ve flapka kullanılmasını, saçların yatmadan önce mutlaka yıkanmasını öneriyorlar. Bahar aylarının alerjik hastalıkları da beraberinde getirdi¤ini vurgulandı. "Bahar alerjilerinin nedeni çiçek tozları, yani polenler" polenlerin ilkbaharda atmosfere yayılmaya baflladı¤ını ve bu durumun Nisan ile Haziran aylarında en yüksek seviyeye çıktı¤ını, sıcak iklimlerde ise polen mevsiminin 8-9 ay sürdü¤ünü anlat›ldı. "Polenlerin alerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır. Polenler astıma de¤il, daha çok alerjik nezleye neden olur. Bir polenin alerjiye neden olabilmesi için, 1 metreküp havada 25-50 polen olması gerekir." B‹TK‹LER‹N ALERJ‹ YARATMA POTANS‹YEL‹ Gösteriflli ve renkli bitkilerin daha çok alerjiye neden oldu¤unun sanıldı¤ını, "gül nezlesi" olarak bilinen hastalı¤a da gül polenlerinin de¤il, a¤aç ve çayır polenlerinin yol açtı¤ını anlatan uzmanlar: "Kavak, hufl a¤acı, kızıl mefle, kızıl a¤aç, fındık, selvi, kayın, sö¤üt, ıhlamur, zeytin, karaa¤aç, çınar gibi a¤aç polenleri ile ‹ngiliz çimi, domuz ayrı¤ı, çayır kelp kuyru¤u, çayır salkım otu, tatlı ilkbaharotu benzeri çayır, pelin, yapıflkanotu, sinirotu, akkazaya¤ı, kuzukula¤ı gibi yabani ot ve arpa, bu¤day, yulaf, çavdar ve mısır gibi hububat polenlerinin alerji yaratma potansiyelleri yüksektir." Atmosferdeki polen miktarlarının hava koflullarına ba¤lı olarak de¤iflti¤ini, sıcak, kuru ve rüzgarlı günlerde havada daha çok polen bulundu¤unu kaydeden uzmanlar, "Polenler, rüzgarın etkisiyle kilometrelerce uzaklara taflınabilir. Yüksek binalarla çevrili sokaklarda binaların yüzeyi, statik elektrik nedeniyle polen çeker. Buna karflılık deniz kenarında çok az polen bulunur" diye konufltular. Hava kirlili¤inin polenlere duyarlılı¤ı artırdı¤ını da dile getiren uzmanlar, "Özellikle yo¤un trafik olan bölgelerde yaflayanlarda, polen duyarlılı¤ı daha kolay oluflur" dedi. KOÇ VE BO⁄A BURCU DAHA ALERJ‹K Yapılan arafltırmaların, polen mevsiminde do¤an çocuklarda, yani Koç ve Bo¤a burcunda olanlarda polen alerjisinin daha sık görüldü¤ünü bildirildi. KORUNMA YOLLARI - Her fleyden önce hangi polenlere alerjik olundu¤u bilinmeli. - Polenlerine alerjik olunan bitkilerden uzaklaflılmalı. - Radyo, televizyon, gazete gibi yayın organlarında, günlük hava durumu raporlarında o günkü polen durumu hakkında da bilgi verilerek alerjisi olanlar uyarılmalı. - Evlerin ve arabaların kapı ve pencereleri sıkı kapatılmalı. - Evlerde ve arabalarda polen filtreli klima kullanılmalı. - Sıcak, kuru ve rüzgarlı havalarda ve sabahın erken saatlerinde dıflarıya çıkılmamalı. - Polenlerin çok yo¤un oldu¤u dönemlerde a¤zı ve burnu kapatan maskelerden yararlanılmalı. - Polen zamanı açık havada egzersiz ve spordan kaçınılmalı. - Tatil için deniz kenarları tercih edilmeli. - Dıflarıda gözlük ve flapka kullanılmalı, saçlar yatmadan önce mutlaka yıkanmalı. - Üzerlerine polenler yapıflabilece¤i için günlük kıyafetler yatak odasında çıkarılmamalı. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 30 Hayat LEZZET KÖŞESİ 30 HAMUR İŞLERİ Yapılışı Tavuk gögsünü 5,5 su barda¤› s›cak su ilavesi ile hafllayal›m. Hafllanm›fl tavuk gö¤sünü kemiklerinden ay›r›p küçük do¤rayarak tuz ve karabiber ekleyip kar›flt›ral›m. Tavuk suyunu tel süzgeçten geçirip bekletelim. Bir yufkay› serip üzerine f›rça yard›m› ile s›v› ya¤ sürelim. Yufkay› + art› fleklinde keserek 4 eflit üçgen parça elde edelim. Yufkalar›n genifl kenarlar›na tavuklu harc› koyup rulo yaparak saral›m. Rulolar›n bir ucu sabit kalacak flekilde kendi etraf›nda döndürerek yuvarlak bir flekil verip margarinle ya¤lanm›fl tepsiye dizelim. Di¤er yufkalar› da ayn› flekilde haz›rlay›p önceden ›s›t›lm›fl 220 derece ›s›l› f›- Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 TATLILAR Tavuk Paçası Böreği r›nda böreklerin alt› üstü pembeleflene dek piflirelim. Bu arada sosunu haz›rlayal›m. Tencereye unu, yo¤urdu, dövülmüfl sarm›saklar› ve tavuk suyunu ekleyip ç›rpma teli ile kar›flt›ral›m. A¤›r ateflte ve sürekli kar›flt›rarak sos koyulaflana dek piflirelim. Tuzu ekleyip sosu ateflten alal›m. Börekleri f›r›ndan ald›ktan sonra 2 su barda¤› so¤uk tavuk suyunu üzerlerine gezdirelim. Börekleri 5 dakika daha piflirelim. So¤uyan sosa sirke ilave edip kar›flt›ral›m. Börekleri f›r›ndan al›p sosu üzerlerine dökelim. Tereya¤›n› eritip k›rm›z›biber ekleyerek böreklerin üzerine gezdirelim. Gerekli Malzeme ✺ 3 yufka ✺ 1 tavuk gö¤sü (hafllanm›fl) Yapılışı Gerekli Malzeme ✺ 3 YUMURTA ✺ 1 paket tereya¤› ÇORBALAR ✺ 2 su barda¤› tavuk suyu ✺ tuz Sosu için ✺ 2 yumurta ✺ 2 çorba kafl›¤› un ✺ 2 çorba kafl›¤› sirke ✺ 3-4 difl sarm›sak ✺ 1 çorba kafl›¤› tereya¤› veya margarin (30gr) ✺ 3 su barda¤› tavuk suyu ✺ tuz, k›rm›z›biber Gerekli Malzeme Yapılışı Gerekli Malzeme ✺ 8-10 lahana yapra¤› ✺ 2 orta boy so¤an ✺ 350 gr. kuflbafl› et ✺ 3-4 difl sarm›sak ✺ 1 çay barda¤› pirinç ✺ 1/2 demet maydanoz ✺ 1/2 çorba kafl›¤› salça ✺ 1/2 çay barda¤› s›v›ya¤ ✺ tuz, karabiber SOSU ✺ 1 tatl› kafl›¤› salça ✺ 1 su barda¤› s›cak su Tencereye s›v› ya¤› al›p etleri ekleyelim. Etler b›rakt›¤› suyu çekene dek kavural›m. Küp do¤ranm›fl so¤an› ekleyip yar›m dakika daha kavural›m. Salçay›, do¤ranm›fl sarm›saklar› ekleyip birkaç kez çevirelim. Etlerin üzerini 2 parmak aflacak kadar s›cak su ekleyerek a¤›r ateflte etler yumuflayana dek piflirelim. Tencereyi ateflten almadan 5 dakika önde pirinci, k›y›lm›fl maydanozu, tuzu ve biberi ekleyelim. Etli, pirinçli harc› ateflten al›p bekletelim. Lahana yapraklar›n› yar› yar›ya yumuflayana dek hafllayal›m. Bir kepçenin içine lahana yapra¤› sererek ortas›n› çukurlaflt›ral›m. ‹çine etli, pirinçli harc› doldurup lahanan›n d›fl›na sarkan uçlar›n› üste do¤ru çevirerek yayvan bir tencereye dizelim. Salçay› 1/2 su barda¤› s›cak su ile inceltip lahana bohçalar›n›n üzerine gezdirelim. Lahanalar›n yar›s›na gelecek kadar s›cak su ekleyip yeme¤i a¤›r ateflte piflirip ateflten alal›m. Il›t›p servis yapal›m. Serbeti ‹çin ✺ 3,5 su barda¤› fleker ✺ 3 su barda¤› su ✺ 1/2 tatl› kafl›¤› limon suyu SÜTLÜ KIRMIZI MERCİMEK ÇORBASI Yapılışı ✺ 3 çorba kafl›¤› yo¤urt Lahana Bohçası Hamur yo¤uraca¤›m›z kaba yumuflam›fl margarini, yumurtalar› ve hindistan cevizini ekleyip krem haline gelene dek yo¤ural›m. Elenmifl unu, kabartma tozunu ekleyip özlü bir hamur yo¤ural›m. Hamurdan iri ceviz büyüklü¤ünde parçalar kopar›p elips flekiller vererek tepsiye dizelim. Hamurlar› 190 derece ›s›l› f›r›nda altlar› ve üstleri pembeleflene dek piflirelim. F›r›ndan al›r almaz üzerlerine önceden haz›rlay›p so¤uttu¤umuz flerbeti gezdirelim. Tatl›lar flerbeti emince servis taba¤›na alal›m. Üzerine hindistan cevizi serpelim. veya margarin (yumusamis) ✺ 2 cay bardagi hindistan cevizi ✺ 1 paket kabartma tozu ✺ 2 su bardagi un ✺ 1 F‹SKE KIRMIZIB‹BER ✺ 1 çay barda¤› s›v› ya¤ SEBZE YEMEKLERİ HİNDPARE ✺ ✺ ✺ ✺ ✺ 1, 5 çay barda¤› k›rm›z› mercimek 2 orta boy so¤an 1 su barda¤› süt 2 çorba kafl›¤› un (silme) 2 çorba kafl›¤› tereya¤› veya margarin (50gr) ✺ 4-5 su barda¤› et suyu veya su ✺ tuz ET YEMEKLERİ Tencereye tereya¤› al›p eritelim. Küp do¤ranm›fl so¤anlar› ekleyerek pembeleflene dek kavural›m. Unu ekleyip sararana dek kavurmaya devam edelim. Mercime¤i, tuzu ve suyu ekleyip çorban›n suyu kaynayana dek arada bir kar›flt›ral›m. Mercimekler iyice yumuflayana dek piflirip ateflten almadan 5 dakika önce sütü ekleyelim. Çorbay› ateflten al›p ›l›tt›ktan sonra robot veya blend›r yard›m›yla pürüzsüz k›vama getirelim. Arzuya göre üzerine k›t›rlaflt›r›lm›fl ekmek serperek servis yapal›m. SÜLBİYE Yapılışı Gerekli Malzeme ✺ 350 gr. kuflbafl› dana eti ✺ 250 gr. arpac›k so¤an› ✺ 8-10 difl sarm›sak ✺ 2 corba kafl›¤› tereya¤› veya margarin (40 gr) ✺ 1 çorba kafl›¤› salça ✺ 1 su barda¤› nohut (hafllanm›fl) (arzuya göre) 1/2 demet dereotu ✺ 1 tatl› kafl›¤› kimyon ✺ tuz, karabiber Tencereye tereya¤› al›p eritelim. Etleri ekleyelim ve suyunu b›rak›p çekene dek kavural›m. Arpac›k so¤anlar› ve sarm›saklar› do¤ramadan ekleyerek so¤anlar› seffaflaflana dek arada bir kar›flt›rarak kavurmaya devam edelim. Salçay› ekleyip 1-2 dakika daha kavural›m. Tuzu, baharatlar›, hafllanm›fl nohutlar›, etlerin ve sebzelerin üzerine hafifçe aflacak kadar s›cak suyu ekleyerek a¤›r ateflte etler ve sebzeler yumuflayana dek piflirelim. Arzuya göre üzerine k›y›lm›fl dereotu serperek servis yapal›m. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 31 Arac›n›z›n bak›m›n› zaman›nda yap›yor musunuz? ‹ndirimlerimizden Yararlan›n!... Sommer Reifen ab 29¢ z.b.185/60 HR14 TL 82H Fulda Stück 39¢ CUMARTESİ DAHİL HERGÜN TÜV VE AU YAPILIR 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr 32 lk bak›flla ilk sürüfl aras›nda geçen zaman uzundu. Opel’in flefi Carl Peter Forster Cenevre Otomobil Salonu’nda bir y›l kadar önce yeni Astra’y› herkese göstermiflti. Orada üç kap›yla göserilen Astra, Frankfurt’taki otomobil fuar› IAA’da beflkap›l› eriflkin bir binek otomobili olarak sergilendi. Yine de ezeli rakip Golf’ün aksine ilk sürüfl tarihi yine de uzaklardayd›. Ancak, günün birinde zaman› geldi, Rüsselsheim’da de¤il, Fransa’n›n güney sahillerinde deneme sürüflleri yap›labildi. ‹lk sürüflte katedilen ilk kilometrelerin Golf’e rakip olarak gelen Astra’n›n neler yapabildi¤ini ve neler yapamad›¤›n› ortaya ç›kard›. Opel bu yeni modelinde baflka rakiplerin aksine Astra’y› yukar› do¤ru büyütmedi. Opel’in model gelifltirme sorumlusu Demant kendi ürün paletlerinde minibüslerin yeterli say›da varoldu¤unu aç›klad› ve yeni modelin dinamikli¤ini düflündüklerini gösterdi. Gerçekte Astra’n›n yeni dizayn kalitesi getirdi¤ini itiraf etmek gerekir. Beflkap›l› Astra daha durdu¤u yerde e¤imli çat›s›yla, göze batan farlar›yla ve ölçülü oranlar›yla epeyce çekici görünüyor. Ancak, 2005 y›l›nda üretimine bafllanacak olan üçkap›l› modelin çok daha albenili olmas› bekleniyor. Astra’n›n sundu¤u iç hacim imkanlar›na ses ç›karmak zor, önde uzun boylu insanlar otursa bile, arkada dizlerin hareket alan› hiç te k›s›tl› de¤il ve bagaj›n ald›¤› 380 litre kendi s›n›f›nda ortalaman›n üzerinde. 2/3 katlanabilen arka koltu¤un yat›r›lmas› halinde bagaj alan› 1300 litreye ç›k›yor, ancak bagaj›n zemini dümdüz olmuyor. Nitekim, nakliyeye önem verenlerin ihtiyac› 2004 sonlar›nda piyasaya sürülecek steyfl›n modeliyle giderilecek. Yine de steyfl›n modelin de gideremeyece¤i bir eksik kalacak: ön koltukta bile olsa genifl omuzlular›n omuz temas› engellenemeyecek. Ancak, bundan baflka elefltirilerin getirilmesi de mümkün de¤il. Araban›n iç iflçili¤i kaliteli görünüyor. Özellikle cazibeli flekillendirilen kontrol paneli dikkat çekiyor ve yukar› ortaya yerlefltirilen genifl ekran bilgilendirmenin yan›s›ra Navigasyon sistemi görevini de üstleniyor. 2130 Euro ödeyerek bu sistemi ›smarlayanlar splitscreen denen sistemle mutlu olacaklar. Audi MMI modelinde oldu¤u gibi bu sistemin kullan›m› bir tek döndürme-basma dü¤mesiyle düzenlenmifl. Bundan öte benzeri bir dü¤me de direksiyonun üzerinde bulunuyor ve sürücü sürüfl an›nda ellerini direksiyondan uzaklaflt›rmak zorunda kalmayacak. ‹ Seite 32 OTOMOTİV Yeni Opel Astra Yine de üzücü olan so¤utma sisteminin (1110 Euro, otomatik 1500 Euro) kontrol panelinin ortalar›nda çok afla¤›da yer almas›. So¤utma sisteminin dü¤melerinin çok büyük tutulmas› ve merkezi kumanda sistemi üzerinden kullan›l›r olmas› durumu biraz düzeltiyor. Astra’n›n sürücüsü bu ortamda kendi pozisyonunu ergonominin kurallar›na göre belirleyebilecek, direksiyon her yönde hareketli. 155 Euro ekstra ücreti ödeyenler koltuklar›n›n e¤imini de belirleyebilir, yan koltuk için ücret 180 Euro, bununla yetinmeyenler 320 Euro ödeyerek güçlü yan tutufla sahip spor koltuklar› ›smarlayabilir. Yeni Astra’n›n elefltiribilecek tek yan› çok s›k ›smarlanan ekstralar için ücret istemesidir. Radyo, so¤utma sistemi, yer hal›s› ve koltu¤un hareketlili¤i ekstralar› otomobilin ücretini 1800 Euro kadar yükseltiyor. Yine de ücretsiz tutulan ekstralar›n (model isminin tak›lmamas› ücretsiz) yan›s›ra, baz› ekstralardan vaz geçilmesi ücret iadesi getiriyor (ESP’nin istenmemesi 300 Euro iade sa¤l›yor). Yeni Astra’n›n sportif sürüfl özellikleri oldu¤unu tahmin etmek kolay. Opel ESP’ye ba¤l› olarak sunulan de¤iflken amortisör sistemini (IDS Plus, 395 Euro) spor sürüfl tak›mlar›yla birlikte sunuyor (daha sert yaylar, 15 milimetre alçalt›lm›fl, motora göre 295 Euro kadar). IDS Plus bir dü¤meye bas›larak ayarlanabilir, amortisörlerin ayar› sportif hale getiriliyor. Bu itibarla Astra’y› ›smarlayanlar›n tercihi sportif ile daha sportif aras›nda gidip gelecek. Bundan öte 18 inç boyundaki cantlara tak›lan 40’l›k lastikler ›smarland›¤›nda Astra’n›n son konfor unsuru da yokolur. Opel’in flefi Carl Peter Forster bu durumun yeniden ele al›nabilece¤ini, özellikle üçkap›l› modelde gözden geçirilmesi gerekti¤ini vurgulad›. Bu iyi olur, IDS Plus çok hassas bir teknik, özel olarak infla edilen bir pistte frenlemeden ani direskiyon k›rmalar›nda neler yapabildi¤i görüldü. Kritik durumlarda bütün al›c›lar›n ve sürüfl dinami¤i olan sistemlerin birlefltirilmesi sayesinde önce tekerleklerin seçilerek amortisörlerin çal›flt›r›lmas›, otomobilin tehlike s›n›r›n› yükseltiyor ve ESP müdahalelerini seyreltiyor. Yeni Opel eski fren sistemlerinden Rüsselsheim Roma’dan ne kadar uzaksa o kadar uzaklaflt›. Astra’n›n motorlar›na gelince: befl benzinli (90 PS ve yukar›s›) ve üç dizel. Bu motorlar›n ikifler tanesi hacim itibar›y- la ayn› ve sadece güç aç›s›ndan farkl›. Mesela, iki litre hacimli benzinli turbo motor 170 P ve 200 PS güçle ›smarlanabilir. Dahas› 200 PS’in üstüne ç›kmak kesin olarak planlan›yor. Dizel motorlarda iki adet Isuzu dizel motoru temeli oluflturuyor (1,7 litre hacim, 80 ve 100 PS). Bundan öte Alfa GT modelinden al›nma 1,9 litre hacimli 150 PS kullan›l›yor. Bu a¤z›na kadar güç dolu motor ‹talyan coupe modelinde oldu¤u gibi herkesi flafl›rt›yor. Otomobilin h›z yakalamas› gerekti¤i gibi bir durum art›k yok, çekifl gücü rölanti devir say›s›ndan itibaren devreye giriyor ve otomobili y›ld›r›m h›z›yla sürüklüyor. Bu motor yüksek devir say›lar›nda da s›k›nt›s›z. 16 sübapl› dizel motoru 5000 devir/dakikada son buluyor. Dahas›, bu dizel motorun sürüfl kalitesi ve konforu benzinli modellerden farkl› de¤il. Ancak, Opel bu motorun tak›ld›¤› modelin fiyat›n› henüz gizli tutuyor. 2,0 Turbo modelinde 20 PS yukar› ç›k›ld›. Bu motorun sesi daha derinden ve güçlü dizel motorundan daha fazla devir say›s› düflkünü, ancak yine de dizel motoru kadar torka sahip de¤il. Benzinli motorda yine de turbo bofllu¤u arayanlar›n eli bofl kal›yor. Dört silindirli turbo motoru 2000 devir/dakika’dan sonra çekifl gücü aç›s›ndan zay›fl›yor, ancak bu devir say›s›na kadar gaz pedal› hareketleri y›ld›r›m h›z›yla tekerleklere gönderiliyor. Bu motora en iyi uyan flanz›man alt› vites flanz›mand›r. Bu flanz›man dizel motorunda oldu¤u gibi çok kolay kullan›fll›. Vitesleri kolay de¤ifltiren ve keskin de¤iflimler yapan bu flanz›man spor sürüfl tarz›n› teflvik ediyor. 1950 ile 4000 devir/dakika spekrumunda bulunan 250 Nm tork çok yüksek devir say›lar›n› gereksiz k›l›yor ve otomobilin yak›t tüketimini ölçülü tutuyor. Yine de, çok seri sürüfl tarz›nda 100 km’de 12 litre süper benzin yak›t› mümkün. Bu kadar gücün karfl›s›nda 1,6 litre hacmindeki küçük motor biraz zay›f görünebilir, objektif aç›dan bak›ld›¤›nda yine de dört silindirli motor iflini iyi yap›yor. Motorun gücünün dengeli geliflimi, devir say›s›n›n yavaflça yükselmesi ve temiz bir motor sesi 105 PS motorunu sevimli yap›yor. Bu motorda kullan›lan twinport teknolojisini test etmek mümkün olmad›. Bu yeni teknik benzin çekiflini de¤iflken bir geometriyle yap›yor ve yak›t tüketiminin % 10 kadar azalmas›n› sa¤l›yor. Bu modeli ›smarlayan sürücülerin otomobili h›rsla sürmekten çok yuvarlayanlar› alt› Hayat Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 litre civar›nda yak›t tüketimine ulaflabilir, motoru zorlayanlar dokuz litre yak›ta varabilir. Bu modelde debriyajs›z befl vites kullan›ld›. Opel bununla birlikte modas› geçmifl dört vites otomatik flanz›mandan baflkas›n› sunam›yor. Yine de Rüsselsheim üreticisi befl vites flanz›man› gelifltirme gayretinde. Opel bu yönden Golf’te kullan›lan alt› vites otomatik flanz›mana yaklaflam›yor bile. Opel yine de model ücretlendirmede ilginç bir geliflmeye imza at›yor. Yeni Astra’n›n baz modeli eski modele göre 480 Euro daha ucuz. Opel bundan öte bir özel fyata bir donan›m paketi sunuyor, so¤utma sistemi, bilgisayar ve CD’li radyo (MP3 kullanabilir) ve yedi hoparlör (2085 erine sadece 1000 Euro). Bu donan›ma sahip 90 PS Astra’n›n ücreti 16200 Euro oluyor. Ayn› fiyata beflkap›l› Golf almak ta mümkün, ancak sadece 75 PS ve ne radyo ne de bilgisayar var, sadece 30 y›ll›k geçmifle dayanarak bir so¤utma sistemi kullan›l›yor. Ancak ayn› motor gücündeki Golf 1,4 FSI’nin fiyat› 1000 kadar fazlad›r. Astra’n›n seviyesinin Peugeot 307 kadar oldu¤u görülüyor. Bu fiyatlar›n en ucuz olmad›¤› Toyota Corolla’ya bak›ld›¤›nda görülür: 97 PS, radyo ve bilgisayar, ancak so¤utma sistemi yok ve fyat 14350 Euro. Astra’n›n motorlar› ve manüel flanz›man modelin dinamikli¤ine uyuyor. Baflka flanz›man flekillerine yak›nl›k duyanlar Opel’de arad›klar›n› pek bulam›yor. Astra’n›n çok siri teknolojileri kullanmamas› fiyat›n düflük tutulabilmesini sa¤lad›. Sonraki masraflar›n düflük tutulmas› gayretleri de takdire flayan: de¤erin korunmas›, tamir azl›¤› ve garanti süresinin uzun tutulmas› dört sübap tekni¤inden ya da daha fazla PS’den daha az çekici, ancak daha sonra müflterilerin cüzdan› aç›s›ndan kendi kaletilerini gösteriyor. Yeni Astra’n›n art›lar› ve eksileri + genifl iç mekan + güvenli sürüfl tarz› + çevik kullan›m + kaliteli yay konforu + üstün dizel motorlar + canl› motor özellikleri + iyi fiyat, yüksek hizmet + kaliteli iflçilik + yüksek de¤erli izlenim + kolay kullan›ml› bilgisayar sistemi - sadece dört vitesli otomatik flanz›man - IDS Plus sisteminde yavafl sürüflün zorlu¤u 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 33 Hayat SPOR Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir HESSEN 33 Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 SKC BARBAROS MAINZ Futbol lejyonerlerimiz ne yapıyorlar Derbide ‹nönü'de olacak! Befliktafl'tan Japonya'nın Kobe takımına transfer olan ‹lhan Mansız, Fenerbahçe maçına gelece¤ini açıkladı. ‹nter'de Emre sürprizi ‹nter'de daha önce sezonu kapadı¤ı açıklanan Emre Belözo¤lu uzun bir aradan sonra maç kadrosuna alındı. Güney Kore'de Alpay show 13 kulübün bulundu¤u Güney Kore Profesyonel Futbol Ligi'nde sezon baflladı. ‹spanya basını Rüfltü'yü üzdü ‹spanyol spor gazetelerinden AS, Rüfltü Reçber'in Barcelona'da forma giymesini hayal olarak de¤erlendirdi. port-Kultur-Club olarak 1993‘te Mainzte cami deste¤iyle kurulan bu kulubümüz, gençlerin yanlıfl ve kötü ortamlardan kurtulması ve spora yönelmesine imkan sa¤lamak amacını gütmektedir. SKC Barbaros Futbol takımı kısa sürede birçok flampiyonluklar yafladı. 1995-1996 yılında büyük bir farkla B-Ligine ve hemen ardından 1996-1997 yılında yine aynı kadro ile A-Ligine (Bezirkklasse) adını yazdırmıfltır. 2000 yılında Ligi 2. olarak bitirerek Bezirksliga‘ya yükselmek için S baraj maçlarını oynamaya hak kazanmakla birlikte flanssız bir flekilde elenerek yükseliflini sürdürememifltir. Bu flanssızlık 2001 sezonunda devam ederek tekrar bir alt lig olan A-Ligine düflmüfltür. Bu senenin hedefi ilk 4’e girmek olan Barbaros Spor Klübü, halen orta sıralarda bulunmaktadır. Kendi sahasında yapmıfl oldu¤u son lig maçında Finten1b takımını 4-2 gibi net skorla geçerken, golleri Muhittin, U¤ur (2) ve Mehmet atmıfltır. Takımın kurulmasında büyük eme¤i geçen ve fluan da Antrenör- lü¤ünü yürüten fierafettin Saraç, ellerindeki kadro ile yinede büyük bir bafları sa¤ladıklarını ve bu baflarının devam edece¤ini belirtti. Takviyelerle tekrar Mainz flehrinde adlarından ve baflarılarından söz ettireceklerini, bu yolda disiplinden ve spor ahlakınından uzaklaflmayarak ilerleyeceklerini dile getirdi. Kuruluflunda ve kuruluflundan buyana Takıma eme¤i geçen, ad larını bu sayfaya sı¤dıramayaca¤ımız bütün emektar ve halen aktif, Yönetici, Futbolcu ve taraftarlara teflekkürler eder, Baflarılarının devamını dileriz. Volkan Kicker'e konuk oldu Schalke 04'ün kalesini koruyan Türk kaleci Volkan Ünlü'ye (20) Kicker dergisi tam sayfa yer ayırdı. Tugay-Nihat atefle düfltü! Gurbetçilerimizden Tugay'ın takımı Blackburn Rovers ve Nihat'ın Real Sociedad'ı geçen yılı mumla arıyorlar.. Yıldıray'ın taliplileri ço¤aldı Galatasaray ve Fenerbahçe'nin transfer listelerinde olan Yıldıray'a Avrupa'dan da teklifler ya¤ıyor. Milli Takım Ersun Yanal’a emanet Futbol Federasyonu Baflkanı Haluk Ulusoy ile teknik direktör Ersun Yanal, Milli Takımlar Teknik Direktörlü¤ü için anlaflma sa¤ladı. utbol Federasyonu Baflkanı Ulusoy, Ersun Yanal ile 4 yıl için her konuda anlafltıklarını ve Yanal’ın Milli Takımlar Teknik Direktörlü¤ü’ne getirldi¤ini açıkladı. Ulusoy, Gençlerbirli¤i Baflkanı ‹lhan Cavcav’ın da onayını ald›klarını söyledi. Futbol Federasyonu Baflkanı Haluk Ulusoy, (A) Milli Takım Teknik Direktörlü¤ü görevi için, Gençlerbirli¤i’ni de çalıfltıran Ersun Yanal ile 4 yıllı¤ına anlafltıklarını belirtti. Futbol Federasyonu’nun Levent’teki merkezinde gerçekleflen ve yaklaflık 3 saat süren toplantı sonrasında, Ersun Yanal ile birlikte basın mensuplarının karflısına çıkan Futbol Federasyonu Baflkanı Haluk Ulusoy, 4 yıllık bir anlaflma sa¤ladıklarını söyledi. ULUSOY: BU B‹R M‹LL‹ DAVADIR ‹lk görüflmede Yanal’ın neler yapmak istedi¤ini ö¤rendiklerini kaydeden Ulusoy, "En nihayet, Ersun Yanal ile 4 yıl birlikte çalıflabilece¤imizi gördük. Her konuda anlafltık. F "DOLAR YA DA EURO VER‹LMEYECEK" Ulusoy, bundan böyle Milli Takım’da görev alacak kiflilerle dolar ya da euro üzerinden anlaflmayacaklarını da belirterek, "Artık Milli Takım’daki teknik adamlarla Türk Lirası üzerinden anlaflaca¤ız. Daha önce tüm çalıfltırıcılarla Türk Lirası üzerinden anlaflmıfltık. Ancak fienol Günefl’te bunu gerçeklefltirememifltik. Ersun Yanal ile de Türk Lirası üzerinden anlaflma olacak. Yanal’ın hak etti¤i parayı verece¤iz. Ersun Yanal buraya kimsenin torpiliyle gelmedi. Tırna¤ıyla kazıyarak buralara geldi. Gazetelerde Yanal’ın para konusunda anlaflamadı¤ı fleklinde haberler çıktı. En ufak bir rakam konuflulmadı. Ama haberler hocanın para istedi¤i yönünde yapılmıfl. Yanal, Milli Takım için var oldu¤unu söylemiflti. Ben kendisine ‘Bunun bir maddi yönü olmalı’ dedi¤imde, ‘Siz benim hakkımı verirsiniz’ dedi." diye konufltu. "GÖNLÜM YERL‹ HOCADAN YANAYDI" Türk halkına, yerli bir teknik adamla anlaflaca¤ı yönünde söz verdi¤ini hatırlatan Ulusoy, "Fatih Terim ile bafllayan yükselifl, Mustafa Denizli ve fienol Günefl ile devam etti. Kendilerine hizmetlerinden dolayı teflekkür ediyorum. Gönlüm hep yerli hocadan yanaydı. Yanal’ın gelecekle ilgili düflüncelerini aldım. Konuflmalar önemliydi. Neler yapılaca¤ını gördüm. Görüflmeler sonunda da Yanal ile 4 yıl için anlafltık" dedi. YANAL: ONURLU B‹R GÖREV Teknik direktör Ersun Yanal da onurlu bir görev üstlendi¤ini, Türk futbolunu dünya konjonktüründe bulunması gereken yere getirmek için çalıflaca¤ını ifade etti. Baflkan Ulusoy ile görüflmeleri sırasında fikirlerinin örtüfltü¤ünü gördü¤ünü kaydeden Yanal, "Özellikle 2006 Dünya Kupası elemelerini düflünüyoruz. Herkesle el ele, kucak kuca¤a baflarıyı yakalamak istiyoruz. "2006 DÜNYA KUPASI B‹Z‹M ‹Ç‹N ÖNEML‹" Teknik direktör Ersun Yanal, herkesle el ele, kucak kuca¤a çalıflıp baflarının zevkini yaflayacaklarını söyledi. Milli Takım’ın aldı¤ı baflarılardan sonraki vizyonunu bildiklerini kaydeden Yanal, "Özellikle 2006 Dünya Kupası bizim için önemli. Baflkan Ulusoy ile bu konuda fikir birli¤ine vardık. Milli Takım’ı, dünya konjonktüründe bulunması gereken yere getirece¤iz" dedi. Aldı¤ı teklifin kendisi için onur verici oldu¤unu, Haluk Ulusoy’un görüfllerinin, kendi görüflleriyle örtüfltü¤ünü vurgulayan Yanal, gazetecilerin "Ekibinizle ilgili herhangi bir açıklama yapacak mısınız ?" fleklindeki sorularına, "Milli Takım’da neler yapaca¤ımla ilgili önümüzdeki günlerde bir basın toplantısı düzenleyece¤im. Belçika maçı öncesi, programımla ilgili ayrıntılı bir açıklama yapaca¤ım" yanıtını verdi. 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 34 Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir LANLAR 34 HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 TAZYE TEBRK IGMG Elsenfeld Cemiyet Üyelerinden Abdülaziz Akç›n Hakk’›n rahmetine kavuflmufltur. Merhuma Cenab-› Allah’tan rahmet; kederli ailesi ve sevenlerine de baflsa¤l›¤› diliyoruz. Sevgili Dost Zeki Kantaro¤lu Bey`in o¤lu Ersoy dünyaevine girmifltir. Yeni evli çifte iki cihan saadeti diler; Kantar ailesini tebrik ederiz. IGMG Hessen Bölge crası Gençlik Tekilatı / Kadın Kolları Hessen Hayat Gazetesi TEBRK TEBRK Camimizin ‹mam-Hatibi Fethi Y›ld›r›m Bey`in Esra Süheyla ismini verdikleri bir k›z evlatlar› dünyaya gelmifltir. Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Y›ld›r›m ailesini tebrik ederiz. Sevgili Dost Zeki Kantaro¤lu Bey`in o¤lu Ersoy dünyaevine girmifltir. Yeni evli çifte iki cihan saadeti diler; Kantar ailesini tebrik ederiz. DTB Friedberg Ayasofya Camii dare Heyeti Aydın Erba / Aydın Ersoy TEBRK FA DLE D‹T‹B Friedberg Ayasofya Camii ‹mam-Hatibi Fethi Y›ld›r›m Bey`in Esra Süheyla ismini verdikleri bir k›z evlatlar› dünyaya gelmifltir. Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Y›ld›r›m ailesini tebrik ederiz. Gazetemiz yazarlar›ndan Yalç›n Y›lmaz geçirmifl oldu¤u trafik kazas›ndan dolay› hastanede yatmaktad›r. Kendisine geçmifl olsun diyor; Cenab-› Allah`tan acil flifalar diliyoruz. Hessen Hayat Gazetesi Hessen Hayat Gazetesi GÖZAYDINLII GÖZAYDINLII K›ymetli dostlar Süleyman Esen Bey`in ikiz evlatlar›, Arif Zeran Bey`in bir k›z evlad› dünyaya gelmifltir. Yavrulara Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Esen ve Zeran ailelerini tebrik ederiz. Cemiyetimiz ‹darecilerinden Arif Zeran Bey`in bir k›z evlad› dünyaya gelmifltir. Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Zeran ailesini tebrik ederiz. Hessen Hayat Gazetesi Türkischer Kultur und Frezeit Verein Frankfurt dare Heyeti GÖZAYDINLII GÖZAYDINLII K›ymetli kardeflimiz Arif Zeran Bey`in bir k›z evlad› dünyaya gelmifltir. Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Zeran ailesini tebrik ederiz. Cemiyetimiz ‹darecilerinden Süleyman Esen Bey`in ikiz evlatlar› dünyaya gelmifltir. Yavrulara Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Esen ailesini tebrik ederiz. Aydın Erba / Aydın Ersoy Türkischer Kultur und Frezeit Verein Frankfurt dare Heyeti GÖZAYDINLII GÖZAYDINLII K›ymetli kardeflimiz Süleyman Esen Bey`in ikiz evlatlar› dünyaya gelmifltir. Yavrulara Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Esen ailesini tebrik ederiz. K›ymetli hocam›z Bekir Bilgin Bey`in Hamza ad›n› verdikleri bir torunu dünyaya gelmifltir. Yavruya Cenab-› Allah`tan hay›rl› uzun ömürler diler; Bilgin ailesini tebrik ederiz. Aydın Erba / Aydın Ersoy Hessen Hayat Gazetesi 4. sayi sayfalar Hayat Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 35 BULMACA 35 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 36 36 Gerçekler “Hayat”ın çinde Gizlidir HESSEN Mayıs-Mai 2004 / Rebiülevvel 1425 Yılancı le Ejdarha Mesnevî’den Hikâyeler Y›lanc›: ir y›lanc›, y›lan tut- Seyretmeye gelen halk mak için da¤l›k yerçogals›n da elime geçecek lere gitti. Karda k›flpara da arts›n, diyordu. ta da¤larda iri bir y›lan yakalamak için gezindi durdu. fiehrin meydan› h›nca Bir gün da¤da çok büyük h›nç dolmufltu. Merakl› gözbir ejderha gördü. Ejderha ler ejderhaya bakmak için ölmüfltü, fakat ölü haliyle parmaklar›n›n ucuna bas›bile y›lanc›y› kokuttu. Y›yor, bafl›n› kald›rarak efderlanc›, halka ejderhay› göshay› görmeye çal›fl›yordu. termek için onu Ba¤dat`a Kalabal›kta kad›n›n erkekgötürdü. Ejderha`y› Ba¤datten haberi yoktu. K›yamet `a, yollarda sürükleyerek günü gibi büyük, küçük; fabinbir zahmetle getirdi. kir, zengin herkes biraraY›lanc› Ba¤dat halk›na: dayd›. - Ben size ölü bir ejderha Y›lanc›, y›lan› sard›¤› kigetirdim, ama onu yakalalimi oynatt›kça toplanan mak için çok zahmetler çekhalk boynunu uzat›yordu. Mevlana diyor ki: tim, diyordu. So¤uktan donmufl, uyumufl Y›lanc› onu ölmüfl san›- Ey insano¤lu! Senin de benli¤in olan ejderha kilimin alt›nda yordu. Oysa ejderha diri idi. bir ejderhad›r. Ölmüfl görünse bile idi. Y›lanc›, her ihtimale karfl› Dikkatle bak›p onun canl› ol- ölmemifltir. Dikkat et ki donmufl onu iplerle ba¤lam›flt›. du¤unu anlayamam›flt›. Ej- bir halde kals›n; e¤er o canlan›rsa Halk›n toplanmas›n› bekderha so¤uktan donmufl, kassen onun lokmas› olursun. leyen y›lanc›, bir fleyi düflünkat› kesilmiflti. Ölü gibi görümemiflti. Ba¤dat`›n k›zg›n, yak›c› ö¤le günefli nüyordu. Ama diri idi. ejderhan›n üzerine vurmufltu. Ölü san›lan ejderY›lanc› ejderhayi Ba¤dat`ta dört yol a¤z›na getirdi. Gürültü koparmak, halk› bafl›na topla- ha k›m›ldamaya bafllam›flt›. Halk flaflk›nd›. Bu flaflk›nl›k korkuya dönümak istiyordu. K›sa zamanda Ba¤dat halk› ejflünce 盤l›klar etraf› kaplad›. ‹nsanlar birbirlederhadan haberdar oldu. Ba¤dat halk›: rini ezerek, çi¤neyerek kaç›flmaya bafllad›. O - Bir y›lanc›, görülmemifl derecede kocaman ba¤›r›flmalar aras›nda ejderha iplerini kopard›. bir ejderhay› avlayarak Ba¤dat`a getirmifl. Y›lanc›, “Ben da¤dan ne getirmiflim?” diye Ejderhay› görmeye gelen kifliler de y›lanc› da flehirde halk›n iflini gücünü b›rak›p ejderhay› düflünerek korkudan kaskat› kesildi, kaçamad›. Ejderha y›lanc›y› bir hamlede yuttu. görmek için toplanmas›n› bekliyordu. B Hayat SEÇME YAZILAR YA MUHAMMED Gönderdi ALLAH bize, Seni en son Peygamber Nur saçt›n do¤uflunla, ayd›nland› tüm her yer Heyecandan, duracak gibiydi, sanki kalpler Gelince YA MUHAMMED insanlara sen rehber ALLAH aflk›yla yanar oldu flu gönüller Birbirini hep kardefl bildi mü`minler Do¤rulu¤u dürüstlü¤ü gaye edindiler Olunca YA MUHAMMED mü`minlere sen rehber Sen alemlere rahmet, sen güneflsin, sen ays›n Sen huzur-u mahflerde flefaatçi olans›n O güzel ahlak ile güzel sünnetlerinden Ümmetin YA MUHAMMED nas›l kopsun ayr›ls›n Düflmeyecek hiçbir mü`min elinden Kur`an Girmeyecek kalplere, asla o kör fleytan Bir tek dile¤imiz var bizim Yaradandan Ay›rmas›n YA MUHAMMED senin yolundan Bilmeyen kalmad› Kelime-i fiehadet`i ‹nletiyor dünyay› ALLAH-u EKBER sesleri Ö¤renen herkes Salavat-› Serifleri Getiriyor YA MUHAMMED senin için herbiri Adem Çelik Hz. Muhammed’in Ümmetine Öütleri Bu noktada Hz. Peygamberin ümmetine genel ö¤ütlerinden de bir kaç›n› burada vermeyi uygun bulduk. Kainat›n Efendisi buyuruyor ki: - Her kim ilim ö¤renmek için bir yola girerse, cennet yollar›ndan birine girmifl olur. Melekler, ilim ö¤rencisine hoflnutluklar›ndan dolay› kol-kanat gererler. ‹lim ö¤renmek isteyenin günah›n›n aff› hususunda göktekiler, yerdekiler ve sudaki bal›klar bile Allah`a dua ederler. Alimin çok ibadet edene üstünlü¤ü, dolunay halindeki ay›n di¤er y›ld›zlara üstünlü¤ü gibidir. - ‹man etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmifl olmazs›n›z. Birbirinizi sevmek için de yapaca¤›n›z fleyi söyleyeyim mi? Aran›zda selam› yay›n›z. - Sizden biriniz kendisi için istedi¤i fleyi din kardefli için de istemedikçe gerçek mü`min olamaz. - Bir kimse, bir mü’minden dünya s›k›nt›lar›ndan birini giderirse; Allah da k›yamet gününde o mü`minin s›k›nt›lar›ndan birini giderir. Bir kimse darda kalana kolayl›k gösterirse, Allah da ona dünya ve ahirette kolayl›k gösterir. Bir kimse, bir müslüman›n ay›b›n› örterse, Allah da onun dünya ve ahirette ay›plar›n› örter. Mü`min kul, din kardefline yard›m etti¤i sürece Allah da o kula yard›m eder. - Birbirinize haset etmeyin. Almayaca¤›n›z bir mal›n fiyat›n› müflteri k›z›flt›rmak için artti›rmay›n. Birbirinize kin ve nefret beslemeyin, dar›l›p yüz çevirmeyin. Birbirinizin sat›fl› üzerine baflka biriniz sat›fl yapmas›n. Ey Allah`›n kullar›, kardefl olunuz. Müslüman müslüman›n kardeflidir. Ona zulüm ve haks›zl›k yapmaz, yard›m›n› ondan esirgemez ve onu hakir görmez. - Peygamberimiz üç defa gö¤sünü iflaret ederek buyurdular ki: ‹flte takva buradad›r. Müslüman›n din kardeflini hor ve hakir görmesi, kendisine kötülük olarak yeter. Bir müslümanin kan›, mal› ve ›rz› di¤er müslümana haramd›r. - Kim yalan› terk ederse, Allah ona cennetin kenar›nda; kim hakl› oldu¤u halde münakaflay› terkederse cennetin ortas›nda; kim de ahlak›n› güzellefltirirse cennetin en yüce yerinde bir köflk bina eder. - Allah`a yemin ederim, ya iyili¤i emredip kötülükten al›koyacaks›n›z; ya da Allah, kat›ndan size mutlaka bir azap gönderecektir. Sonra ona dua edeceksiniz ama o dualarinizi kabul etmeyecektir. - Nerede olursan ol Allah`tan kork. Kötülük ifllersen, hemen arkas›ndan iyilik yap ki, o kötülügü silip süpürsün. ‹nsanlarla güzel geçin! - Allah korkusundan a¤layan göz ile, Allah r›zas› için nöbet bekleyen gözü cehennem atefli yakmaz. - Güzel söz sadakad›r. - Hiçbir iyili¤i küçük görme, kardeflinle konuflurken güler yüzlü ol; çünkü bu da bir iyiliktir. - Mü`minlerin iman bak›m›ndan en mükemmeli, ahlak› en iyi olan›d›r. Sizin en hay›rl›n›z han›mlar›na karfl› hay›rl› olan›n›zd›r. - Sadaka vermekle mal azalmaz. Kul baflkalar›n›n hatalar›n› ba¤›fllad›kça, Allah da onun flerefini art›r›r. Kim Allah için alçak gönüllü olursa, Allah da onu yükseltir. - Ak›ll› kifli nefretine hakim olan ve ölümden sonras› için çal›fland›r. - ‹ki nimet vard›r ki insanlar›n ço¤u onlar›n k›ymetini bilmez: Sa¤l›k ve bofl vakit. - Mal ve makama düflkün bir adam›n dinine verdi¤i zarar, bir koyun sürüsünün içine sal›verilmifl iki aç kurdun o sürüye verdi¤i zarardan daha büyüktür. - ‹nsan, Allah yolunda uzun seferlere ç›kar. Saç› bafl› da¤›n›k, yüzü gözü toz içinde, “Ya Rab! Ya Rab!” diyerek ellerini gökyüzüne açar. Halbuki yedi¤i haram, içti¤i haram, giydi¤i haram; haram ile beslenmifl. Böyle birinin duas› kabul olur mu hiç? - Allah rüflvet alana da, verene de lanet etsin! ❏ 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 37 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 38 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 39 4. sayi sayfalar 04.05.2009 12:58 Uhr Seite 40 Her aile ömrü boyunca bir ev bedeli kira ödüyor. Baz›s› kendi evini ödüyor. Ya Siz ? Adam-Opel-Str. 5 · D-60386 Frankfurt/Main Telefon: 069-850 997 10 · Telefax: 069-850 997 15 E-Mail: [email protected] · Internet: www.assplan.de