PDF SAYI 105 - Hayat Online

Transkript

PDF SAYI 105 - Hayat Online
Sayfa: 16
Emanetlerinizi En Uygun
Yerlerde Değerlendiriyoruz
Sayfa: 21
Sayfa: 14
IGMG Sosyal
Hizmetler Başkanı
Mustafa Uyanık
Frankenthal’de Milletvekilinden
Oyuncak Toplama Kampanyası
Sayfa: 04
İlk Aile ve Sosyal Politikalar
Ataşeliği Hizmete Girdi
Friedberg Ayasofya Camiinde
Güzel Bir Dayanışma Örneği
Hayat
Gerçekler “Hayat”ın Ýçinde Gizlidir
Aylık Ücret siz Gazete / Kos tenlos e Mon atlich e Zeitun g • S a y ı / N r . : 1 0 5 • Yıl/ Jahre: 12 • Haziran / Juni 2015 / Ramazan 1 436
Yeni Şeyler
Söylemek Lazım
İTİKAT’ın Şoksuz Helal Kesim Mezbahanesi Hizmete Girdi
Sayfa: 20
İslam’da
Hayat Hakkı
(İsmetü’n-Nefs)
ve Din ve
Vicdan
Özgürlüğü
(İsmetü’d-Din)
Dr. Yusuf IŞIK
Tüketilen
Nesillerimiz
05 Mahmut AŞKAR
Mutlu
Bir
Aile
Modeli
07 Abdurrahman POLAT
15 Murat KUBAT
O’ndan
Bana
Ne
Kaldı?
09
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Yeni Şeyler
Söylemek Lazım
[email protected]
Impressum / Künye
S
Sinan AKTÜRK
liyoruz. Daha sonrasında Osmanlı padişahlarının yaptıkları ve yaptırdıkları hizmetlerin günümüze kadar görevlerini
hala sürdürebildiklerini göreebiliyoruz.
Mimar Sinan gibi bir dehanın yaptığı
eserleri bizler daha tamir edebilmekten
aciziz.
Bu insanların ufku sınırsız bir ummandan ibaretti. Çünkü önlerinde her
daim örnek aldıkları Allah`ın Kutlu Nebisi Hz. Muhammed (s.a.v) bulunmakta
idi. Dünyaya tamah etmek değil, dünyaya ve dünyadakilere hizmet etmek için,
dünyanın ahiretin tarlası olduğu bilinci
ile bir ömür sürmeyi kendilerine şiar
edinmiş bir ecdadın torunlarıyız. Torunlarıyız ama son iki yüzyıldır önüne gelen
bizi şamar oğlanı gibi sağa sola savurup
durdu. Özellikle Osmanlı`nın son dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında darmadağın olmuş bir Osmanlı bakiyesi ve
İslam Dünyası vardı. Başkalarının emperyalist rüyaları maalesef bizlerin dedelerinin üzerinde oyunlar şeklinde gerçekleştirilmeye çalışıldı. İlmiye sınıfını da
maalesef bu dönemde neredeyse sıfırlayan bir milletin torunlarına tabiri caiz
ise Kızılelma`yi gösterecek bir Allah`ın
kulu kalmadı. Tabi buna Cumhuriyet
Türkiyesinin ilk yıllarında yapılan
önemli yanlış uygulamaları da eklerseniz
varın siz düşünün durumu.
İslam Dünyası derseniz, daha da vahim bir durumda son yüzyıllık dönemi
geçirmiş ve iflas bayrağını çekmiş bir vaziyette idi. Ortadoğu`dan tutun Asya`ya, Uzak Doğu`dan tutun Afrika`ya kadar İslam coğrafyası maalesef kendi içerisinde hainlerin, satın alınmışların yüzünden bir türlü ayağa kalkmaya fırsat
bulamadı.
Belki ne alakası var diyeceksiniz;
1974 senesine kadar toprak kaybeden ve
savaşlarda ezilen özelde Türk (Osmanlı)
Unuttuğumuz veya unutturulan
İslami ve Milli değerlerimizi asli
kaynaklarından öğrenip her daim
yeni olan ve yeni kalan özelliklerini hayatımıza uygulamalıyız.
Şimdi vakit yeni şeyler söyleme
vaktidir.
toplumu genelde İslam Toplumunun bu
maküs tarihi Kıbrıs Barış harekatı ile daha farklı bir hal aldı. Bu olaydan haberdar olan İslam Dünyası şöyle bir silkinip
biraz moral olarak kendine gelir gibi oldu. Ama tabi düşmanlar boş durmadılar.
Başka başka oyunları sahneye koymayı
ihmal etmediler.
Son dönemdeki Arap Baharr diye adlandırılan olayların yaşandığı döneme
kadar İslam Dünyasında maalesef diktatörler ülkeleri yönetmeye devam ediyorlardı. Tunus özelinde insanlarda bir kıpırdanma olur gibi oldu ama düşmanın
oyunlarının sayısı bitmiyordu. Suriye,
Irak, Mısır örneklerinde olduğu gibi
halk zalimce bastırılıyor ve ülkelerin
normal bir şekilde hayat sürmelerine
müsaade edilmiyordu. Ama yaşanan gelişmeler şunu gösteriyor ki artık halklar
teyakkuz halinde her türlü özgürlüklerini elde etmek istiyorlar. (Bu özgürlükler
ile alakalı olarak Dr. Yusuf Işık hocamızın yazısını okumanızı hararetle tavsiye
ediyoruz)
Buradan hareketle özgürlüklerimizi
daha hızlı şekilde elde edebilmek için eskide yaşananları aklımızdan çıkarmadan
ama daima ileri bakarak ufkumuzu geniş
tutmalı ve inandığımız değerlerin bizlere
yüklediği görevleri yerine getirmek çabası içerisinde olmalıyız.
Unuttuğumuz veya unutturulan İslami ve Milli değerlerimizi asli kaynaklarından öğrenip her daim yeni olan ve yeni kalan özelliklerini hayatımıza uygulamalıyız.
Şimdi vakit yeni şeyler söyleme vaktidir.
Bu vesile ile Cenab-ı Allah çalışmalarımızı bereketlendirsin, şuurlandırsın.
Çalışmak bizden başarı Allah`tandır.
Allah`a emanet olun.
HAYAT
Yayın Kurulu
Aylık Ücretsiz Gazete
Haziran- Juni 2015
Ramazan 1436
Dr. Yusuf Işık, Mehmet Ateş, Bilal Demiroğlu, Fikret Ekin,
Mahmut Aşkar, Yaşar Cimşit, Cengiz Şahbaz,
M. Salih Aydın, Habib Yazıcı, Gülsen Aktürk, Sinan Aktürk,
İskender Güngör, Ali Atik, Halit Erdemir, Murat Kubat
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Sinan AKTÜRK
editör
Gazetemizde Yayınlanan Yazıların ve Reklamların İçeriğinden Sorumlu Değiliz.
hasbihalhasbihal hasbihal hasbihal hasbihal hasbihal
evgili dostlar!
Mevlana Hazretleri ne güzel
söylemiş
Dünle beraber gitti cancağızım
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Özelde Türk insanı genelde ise İslam
Dünyasının artık silkinip kendine gelme
vakti geldi ve hatta geçiyor. Yüzyılların
verdiği bıkkınlık ve ezilmişlikle kendimize olan güvenimiz maalesef diplerde
geziniyor. Şöyle bir kendimize gelip silkinip biz kimiz, bizim görevimiz ne, bu
dünyada yapmamız gereken görevler nelerdir diye başımızı ellerimizin arasına
alıp iyice düşünmemiz lazımdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) müminlerin hiç bir zaman ye`se düşmemeleri
gerektiğini vurgulamış ve her daim özgüvenlerinin yerinde olmasını tavsiye etmiştir.
Bizler Allah`ın yeryüzündeki halifeleri olarak (Kur`an`da bu şekilde beyan
ediliyor: “Sizi dünyada halifeler yapmış
olan O’dur.” (Enam, 6/165) bu dünyada ne için yaşadığımızın farkına varmalıyız. Bu dünyada sadece maddi ihtiyaçları karşılamak için bir misyonumuzun olduğu doğru değildir. Bizlere yani müslümanlara düşen çok özel görevler bulunmaktadır. En basit ifadesi ile bizler insanlara faydalı olabilmek için faaliyetler
yapmak ile görevliyiz. Bunu değişik şekillerde örneklendirebiliriz. İslam Tarihine baktığınızda Atalarımızın ne müthiş
şeyler yaptığını görebilmek mümkündür. Güncel olduğu için hepimizin bildiği Fatih Sultan Mehmet Hazretlerinin
İstanbul`un fethi sırasında ve sonrasında
İstanbul için ne müthiş projeleri gerçekleştirdiğini yani Fethin gerçek manasını
pratikte nasıl ortaya koyduğunu görebi-
❬
❬ 03 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
Merkez
Königsbergerstr. 16
61169 Friedberg
Tel: 06031-162411
Fax: 06031-738644
E-Mail: [email protected]
Web: www.hayatonline.eu
Baskı: Sunprint GmbH Offenbach
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Lammert’in Tavrı
Diğerlerine Örnek Olmalı
slam
Toplumu
Millî
Görüş
(IGMG) Genel
Başkanı Kemal Ergün,
Almanya Federal Parlamento Başkanı Norbert Lammert’in Mısır’da meydana gelen
insan hakları ihlalleri
nedeniyle devlet başkanı Abdülfettah el Sisi ile görüşmesini iptal
etmesi münasebetiyle
bir açıklama yaptı.
“Sayın Lammert’i, sergilediği bu duruş nedeniyle tebrik ediyoruz.” diyen Ergün sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mısır’da demokratik yollarla seçilmiş ilk cumhurbaşkanının askerî darbe ile devrilmesinin ardından
akan kan bugüne dek durmadı. Ağustos 2013’te Rabia
Meydanı’nda 1.282 kişi öldü, 5 bin kişi yaralandı ve
350 kişi kayboldu. El-Sisi, henüz bu katliamların sorumlularının bulunmadığı bir ülkenin devlet başkanı
olarak, bir hukuk devletinden beklenmeyecek komedi
yargılamaların da sorumlusudur. Toplu tutuklamalar,
kovuşturmalar ve akıl almayacak kadar fazla sayıda verilen idam kararları hâlâ önlenemezken Sayın Lammert’in El-Sisi ile haziran ayı başındaki görüşmesini
iptal etmesi ve ülkedeki insan hakları ihlallerine dikkat
çekmesi takdir edilmelidir.”
İ
Hannover’de Polis Şiddeti
IGMG Somut Neticeler Bekliyor
slam Toplumu Millî
Görüş (IGMG) Genel
Sekreter Vekili Bekir
Altaş gözaltında bulunan
kişilere karşı Almanya Federal Emniyet Teşkilatı tarafından şiddet uygulandığı iddiaları üzerine bir
açıklama yaptı. “Güvenlik
birimlerine olan güven zaten yeterince sarsılmış vaziyetteyken bu son iddialar artık bu güveni bitme
noktasına getirmiştir.” diyen Altaş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hannover’deki Federal Emniyet Teşkilatına yönelik iddialar çirkin ve ürkütücüdür. İddialara göre, Müslüman kökenli oldukları açık olan insanlar çürümüş
domuz etlerini yerden alıp yemeye zorlanmıştır. Ayrıca
bu insanların fiziksel şiddete maruz kaldıkları da belirtilmektedir. Üstelik olayın bir polis karakolunda gerçekleştiği iddiası karşısında söylenecek söz kalmamıştır.
Emniyet Teşkilatının Müslümanlara ve diğer azınlık gruplarına yönelik kötü muamelesindeki sıklık oldukça endişe vericidir. NSU skandalında görüldüğü
üzere göstermelik yasa değişiklikleriyle veya resmî kınamalarla bir yere varmak mümkün değildir. Federal
hükûmetten olayın aydınlatılması hususunda içi boş
vaatlerde bulunmak yerine kalıcı önlemler getirilmesini talep ediyoruz.”
İ
❬ 04 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
haber
İlk Aile ve Sosyal Politikalar
Ataşeliği Hizmete Girdi
.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yurtdışında yaşayan Türk ailelerin sorunlarını
çözüme kavuşturmak için harekete geçti. İlk
kez Düsseldorf Başkonsolosluğu’nda açılan Aile ve
Sosyal Politikalar Ataşeliği ile özellikle çocukları ellerinden alınan Türk ailelere yardımcı olunması
amaçlanıyor.
Açılış toplantısında konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Nesrin Çelik ise ilk kez
Düsseldorf ’da açılan, ana hatlarının çizildiği bu ataşeliğin görevlerinin ve çalışma yönteminin zaman
içinde oluşacağını, bu anlamda da bir ilkin yaşandığının da altını çizdi. Ataşelik hakkında bilgi veren
Nesrin Çelik, “Hükümetimizin gündeminde olan
bu konu Bakanlar Kurulu’ndan geçerek hayata sokuldu. Yasası, düzenlemesi, bürokratik alt yapısının
oluşturulması derken bu güne nasip oldu. Her anlamda gecikmiş bir hizmet olduğunu kabul etmeliyiz. Bu gün bu adımı atıyor olabilmemiz bizler için
çok önemli” dedi.
Hedefleri hakkında da bilgi veren Nesrin Çelik
sözlerine şöyle devam etti: “Bu ataşeliğimiz ile Düsseldorf ve çevresindeki Türkiye kökenli ailelerimizin her tür sorununa destek olabilmek, çözümün
bir parçası olabilmek, yol gösterebilmek, birlikte
hareket etmek ve her türlü sosyal konuda vatandaşımızın yanında olabilmek bizim temel amacımız,
hedefimiz. Kurumsallaşmamızı ve yapılanmamızı
bu yönde sürdüreceğiz. Tabi ki bir öngörümüz var
ama süreç içinde ihtiyaçlar doğrultusunda, sizlerden gelen talep ve yönlendirmelerle de elbette yönümüz yapımız biçim alacaktır, buna her zaman
açık olmak durumundayız. Yani sistemi tepeden
belirleyen ve vatandaşı buna uydurmaya çalışan bir
T
anlayış değil, ön görülen yapının eksik ve aksayan
yönlerini o doğrultuda değiştirerek en etkin, en verimli şekilde sorunların değil çözümlerin bir parçası olma çabamızı sürdüreceğiz.”
Çocukları ellerinden alınan Türk kökenli ailelerin rakamlarının çok ürkütücü ve rahatsız edici olduğunu belirten Çelik, “İnşallah bu konuda da
Türkiye’de uyguladığımız sistemleri bir nebze buraya adapte etmeye çalışarak ve elbette mevcut Almanya’nın sistemi ile bağdaşır kılmak suretiyle çözüm önerilerimiz olacak. Özellikle çocuk konusundaki çözümde vatandaşlarımızın işbirliği çok önemli, el birliğiyle, iş birliğiyle umuyoruz ki bu sorunların üstesinden geleceğiz. Daha mutlu, daha huzurlu, daha kendisiyle ve kimliğiyle barışık bir toplum
olma yolunda el birliğiyle güzel adımlar atacağız”
şeklinde konuştu.
Düsseldorf Başkonsolosluğunda düzenlenen
açılış programında konuşan Başkonsolos Alaattin
Temur, göreve başladığı günden bu güne kadar en
çok üzerinde durdukları aile konusunun artık ataşelik dolayısıyla konunun uzmanları tarafından ele
alınacak olmasının önemine vurgu yaptı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlık Müşaviri Raci Mazı’nın ataşeliğin çalışma konularında teknik
detaylar verdiği açılışta ayrıca Hermer kentinin
Türk kökenli Gençlik Daire Başkanı Ertunç Deniz
ise gençlik dairelerinin işlevleri ve koruyucu aile
olabilmek için yapılması gerekenleri anlattı.
Açılışın sonunda ise daha önce Umut Yıldızı
Derneği tarafından yılın koruyucu ailesi seçilen,
Alman kökenli Derya Kaşıkçı ile eşi Fazıl Kaşıkçı’ya
başarı plaketi verildi.
Freiburg Donau’da Ahmet Ölmez İle Devam
GMG Freiburg Donau Bölgesi Genişletilmiş
Bölge Yürütme Kurulu üyeleri ve cemiyet
başkanları geçtiğimiz günlerde bölge merkezi Villingen’de kahvaltı da bir araya geldiler.
Kahvaltıdan sonra bir toplantı gerçekleşti.
Toplantıya IGMG Genel Merkezden Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri de katıldı.
Toplantı açılışı Kur`an-ı Kerim ile olurken,
yoklama ve Bölge Başkanı tarafından selamlama
konuşması yapıldı.
Birim başkanlarının konuşmalarının ardından IGMG Genel Merkezden Teşkilatlanma
Başkanı Murat İleri mikrofana gelerek, istişareler sonucu 1. bölge başkanlığı süresi sona eren
Ahmet Ölmez’in bir 3 yıl daha göreve devam etme kararı aldıklarını açıkladı ve mazbatasını tes-
I
lim etti. Ayrıca İleri katılımcılara bir seminer
verdi.
Toplantı, dilek-temenniler ve görevi uzatılan
Ahmet Ölmez’in değerlendirme konuşmasıyla
sona erdi.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
İslam’da Hayat Hakkı
(İsmetü’n-Nefs) ve
Din ve Vicdan Özgürlüğü
(İsmetü’d-Din)
[email protected]
slâm Dîni’nin korumayı garanti altına
aldığı hak ve özgürlükler içerisinde diğerlerine de temel teşkil eden en
önemli hak şüphesiz hayat hakkıdır. Bu hak diğer bütün hakların üstünde yer alır. Zira kişinin
hak ve özgürlüklerden yararlanabilmesi, her
şeyden önce yaşama hakkına sahip olmasına
bağlıdır. Şayet haklar konusunda bir çakışma
yaşanırsa öncelik yaşama hakkınındır.
Bu sebeple bir kimse hayatını sürdürebilmek
için başkasının malını istemiyerek almak zorunda kalırsa bunu alabilir. Çünkü yaşama hakkı
mülkiyet hakkından önce gelir.
İslâm Dîni, hiç bir ayırım gözetmeksizin her
insana hayat hakkı tanımış, bu hakka yönelebilecek her türlü ihlâl ve tecavüzü günah saymış
ve önleyici tedbirler almıştır. Dolayısıyla yaşama hakkının gerek insanın kendisi, gerekse başkaları tarafından ortadan kaldırılmasını kesinlikle yasaklamıştır. O kadar ki, ana karnındaki
bir çocuğun bile geçim sıkıntısı ve benzeri endişelerle yok edilmesi haram kılınmıştır.
İslâm’da yaşama hakkına yönelik tecavüzleri
önleyici tedbirler alınmış, cana kıyma yasaklanmış, bir kişinin öldürülmesi bütün insanlığın
öldürülmesi olarak kabul edilmiş, buna karşılık
bir canı kurtarmanın da bütün insanları kurtarmak anlamına geleceği belirtilmiştir.
Öldürme suçunu işleyenlere en ağır cezalar
takdir edilmiştir. Bu konuda devletin veya siyasî otoritenin herhangi bir af yetkisi de yoktur.
Dolayısıyla İslâm Hukukuna göre maktülün
yakınları affetmedikçe, haksız yere ve kasten
adam öldürenin cezası îdamdır. Ölenin yakınlarının da intikam duygusuyla hareket ederek,
misilleme şeklinde karşılıklı cinayet işlemeleri,
yani kan dâvâsı gütmeleri de yasaklanmıştır.
Can güvenliğini sağlamanın yolu, cana kıyanın canına kıymaktır, yani kısastır.
Kısas, mutlaka “zarar” olan suç eylemine
“mukabele bir zararda bulunmak” anlamına gelmez.
Kısas, gerek nefs, gerekse uzuvlar bakımından, nefsin nefse, uzvun uzva eşdeğer olması
demektir.
Gerçekten de insan haklarında eşitlik ilkesine tamamen uyulmasında, zenginin gözüyle fakirin gözü ve zenginin uzvuyla fakirin uzvu arasında bir fark gözetilmemesinde insanlık için
mutlaka hayat vardır.
Hz. Peygamberin Arafatta yayınladığı mesajında geçen “Canlarınız her türlü tecavüzden
İ
❬
❬ 05 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
Dr. Yusuf IŞIK
dosya
İslâm toplumlarında başka dinden olanlara geniş din ve vicdan özgürlüğü imkanı
tanınmıştır. Gayr-i müslimlere gösterilen
din ve vicdan hürriyeti; inanç hürriyeti, dînî âyin, ibâdet ve öğrenim hürriyeti gibi
alanlarda kendini gösterir. İslâm Dîni her
şeyden önce müslüman olmayanlara kendi
inançlarını koruma izni vermiştir.
korunmuştur.” ifadesi İslâm’ın can güvenliği
konusuna atfettiği önemi ve verdiği değeri açıkça ortaya koyar.
Buna göre insanın yaşama hakkının tabîî bir
hak olduğu ve bu hakkın, dînin koruması altında bulunduğu hususu bir defa daha ifade edilmiştir.
İnsanın hürriyetini ve hayat hakkını esas
alan İslâm inancında yaşama hakkına dayalı
olarak kabul edilen diğer insan haklarına da
ehemmiyet verilmiştir.
Bunlar;
- İfade hakkı/özgürlüğü,
- İnanma ve inancını yaşama hakkı/özgürlüğü,
- Mülkiyet hakkı/özgürlüğü,
- Şahsî dokunulmazlık hakkı/özgürlüğü,
- Sosyal güvenlik hakkı/özgürlüğü,
- Zorbalığa baş kaldırma özgürlüğü,
- Eşit muamele görme hakkı/özgürlüğü,
- Bir ülkeyi terketme ve başka ülkeye yerleşme özgürlüğü,
- Emeğin karşılığını alma hakkı/özgürlüğü,
- Tevbe ve pişmanlık özgürlüğü,
- Şeref ve itibar hakkı/özgürlüğü,
- İkamet, evlenme, boşanma, akrabalık/hısımlık hakkı/ özgürlüğü,
- Malı meşrûiyet çerçevesinde dağıtma hakkı/özgürlüğü.
Yukarda zikredilen temel hak ve özgürlükler
içinde din ve vicdan hürriyeti, insanın sahip olduğu en önemli haklardan biridir.
Bu anlamda genel insan hakları için ifade
edilen değerlendirmelerin tamamı din ve inanç
özgürlüğü için de geçerlidir.
Ayrıca unutmamak gerekir ki, insanlar diğer
hiç bir alanda olmadığından daha çok din ve
inanç özgürlüğü konusunda duyarlı olmuşlar,
inançları uğruna yurtlarını terketmeyi, hatta
ölümü dahi göze almışlardır. Kur’an’da geçen
Peygamber kıssaları ve bizzat Hz. Muhammed
(s.a.v)’in hayatı bunun en büyük delili, tarih de
bu ve benzeri hadiselerin en büyük şahididir.
Hukukçulara göre Din ve Vicdan hürriyeti
kapsamına şu hususlar girer; İman etme, bağlı
bulunulan dînin esaslarına göre ibadet yapma,
dîni öğrenme, neşir ve tebliğ.
Şüphesiz inanç hürriyetinin en temel unsuru, kişinin kendi hür iradesiyle tercih ettiği kutsala îman etmesi, başka bir ifadeyle herhangi bir
inanç sistemini (din) kabul etmesidir. Zira din,
insanın vicdanıyla ilgili bir husustur ve hiçbir
güç ve zorlama onu etkileyemez. Onu bu bağdan harici bir kuvvetin rolüyle koparmak mümkün olmadığı gibi, bu tür bir tavır onun hür iradesine karşılık bir saygısızlık ve haksızlıktır.
Ayrıca zorla kabul ettirilen bir inanç, gerçekte hiç bir anlam da ifade etmez. Zira baskıyla
gerçekleştirilmeye çalışılan inanç, o dîne inananların (mü’min) değil, şeklen inananların
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
(münafık) ortaya çıkmasına sebep olur. Esasında bu husus Kur’ân-ı Kerîm’de;
-“Dinde zorlama yoktur, artık hak ile bâtıl
iyice ayrılmıştır.” (Bakara: 256) İlâhî hükmüyle
açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Zira zorlama ile inancın bir arada bulunması mümkün
değildir.
İnsanları yaratan ve onlara her türlü nimeti
veren Allah hiç bir zorlamaya yönelmeksizin,
kendi yarattığı insanlara kendisine inanıp inanmama hürriyeti vermişken, kulların kendilerini
bu konuda yetkiliymiş gibi görmelerinin anlamsızlığı açıktır.
Buna göre İlâhî mesaj insanlara açık olarak
iletildiğinde, Peygamberin görevi tamamlanmış
olur ve O, artık tebliği ulaştırdığı insanların
yaptıklarından sorumlu değildir.
Kur’ân-ı Kerîm bu gerçeği Hz. Peygamber’e
hitaben şöyle bildirir;
❬ 06 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
-“Ey Muhammed!, sen öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerine zrlayıcı değilsin.” (Gâşiye: 21-22)
-“Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki, biz seni onların üzerine bekçi göndermedik, sana düşen sadece tebliğdir.” (Şûrâ: 48)
-“Biz bu Kitabı insanlar için sana hak ile indirdik. Artık kim doğru yola gelirse, kendi yararınadır, kim de saparsa kendi zararına sapmış olur.
Sen onlar üzerine vekil değilsin.” (Zümer: 41)
-“De ki, Hak (bu Kur’ân) Rabb’inizdendir.
Artık dileyen inansın, dileyen inkâr etsin.” (Kehf:
29)
-“Peygambere düşen sadece açık bir şekilde duyurmaktır.” (Nûr: 54)
-“De ki, Ey insanlar! İşte Rabb’inizden gerçek
geldi. Artık yola gelen kendisi için gelir. Sapan da
kendisi zararına sapar. Ben sizin üzerinize vekil
değilim.” (Yûnûs: 108)
haber
Bu âyetler, Nebevî mesajın din ve vicdan
hürriyetine bakışını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna göre İslâm’ı kabul veya ret noktasında hiç kimse zorlamaya tâbî tutulamaz.
Çünkü dînin özünü hür bir seçimle yapılan
îman oluşturur ve bir dîne bağlılığın en önemli
kıstası/ölçüsü samîmiyettir. İnanma, gönüllü
bir kabul meselesidir. Zorlamayla gerçekleşen
inanç ve ibadetin ise hiçbir değeri ve anlamı
yoktur.
Eğer kişi, aklıyla ve hür iradesiyle îmanın hakikatına ikna olursa onu kabul eder, değilse reddeder. Her hangi bir baskı veya cezalandırma
korkusuyla bir kimse bir inancı -sırf hayatını
kurtarmak için kabul etmiş görünse bile- o, gerçek bir inanan olmaz. Üstelik böyle bir kişi zorlama durumundan kurtulduğunda kabul etmiş
göründüğü inancı reddederek eski dînine dönecektir.
Hocahanımlar İleri Eğitiminin
Sonuncusu Kerpen’de Gerçekleştirildi
GMG Kadınlar Teşkilatı Eğitim Biriminin
organize ettiği Hocahanımlar İleri Eğitiminin sonuncusu 17-18 Mayıs 2015 tarihlerinde 2 Bölgeden 45 Hocahanımın katılımı ile
IGMG Genel Merkez binasında gerçekleşti.
Toplam dört modülden oluşan ileri eğitim
programının ilki Eylül 2014 tarihinde 68 Hocahanım ile başlatılmıştı.
Birinci modülün konu başlığı “Birey, Aile,
Toplum ve İletişim” idi.
İkinci modülde “Hitabet ve İletişim” konuları ele alındı.
“Teşkilat Tanıtımı ve Pratik Sunumlar” 3.
modülün konu başlıklarını teşkil ediyordu.
Sonuncusu gerçekleşen programda Hocahanımlar, İnsan Gelişim Psikolojisi, Hitabet, İletişim ve Teşkilat derslerinden sınava girdiler.
IGMG Kadınlar Teşkilatı Başkanı Hatice Şahin vermiş olduğu pratik sunumlar dersi Hocahanımların kendini ve yeteneklerini keşfetme ve
pazar günü sözlü sınavlarına iyi bir ön çalışma
teşkil etti.
Tashih-i Huruf dersleri IGMG GM hatibesi
Zehra Dizman tarafından verildi. Kur’an-ı Kerim eğitiminde, doğru okuma noktasında,
önemli bu çalışmayı katılımcılar büyük bir istek-
I
le takip ettiler.
İki günlük programda Teşkilatın Birim çalışmaları ile ilgili sunumlar yapıldı.
IGMG Teşkilatlanma Başkanı Murat İleri
Teşkilatlanma birimi ve çalışma alanlarını içeren
sunumu Hocahanımlar tarafından büyük beğeni
aldı.
Sosyal Hizmetler adına sunum yapan Murat
Sevinç mali ibadetlerin önemine değinirken, Hocahanımlara bu noktada dikkat etmeleri gereken
hususları aktardı.
Kadınlar Gençlik Teşkilatının çalışmalarını
tanıtan KGT Başkanı Meryem Saral hanımfendi,
Hocahanımlarından KGT çalışmalarına destek
beklediğinin altını çizdi.
Pazar günü önceden seçmiş oldukları hitabet
konu başlıklarına hazırlanan Hocahanımlar bir
jüri karşısında sunumlarını gerçekleştirdiler.
Sunumların ardından “Kişisel motivasyon &
Zaman ve Grup Yönetimi” dersi Genel Merkez
GT eski Başkanı İsmail Karadöl tarafından verildi.
Çalışmayı gerçekleştiren birim başkanı olarak
KT Eğitim Başkanı Handan Yazıcı da gayretle ve
son güne kadar, karşılaştıkları tüm zorluklara
rağmen yılmadan programa iştirak eden yazılı ve
sözlü imtihanlara katılan tüm Hocahanımlara teşekkür etti. Ayrıca her birinin mutlaka bir ev
sohbeti halkası olmasının gerekliliği üzerinde
durdu. Bu çalışmanın burda bitmediğinin altını
çizen Handan Yazıcı, kursu başarıyla bitirmiş
olan Hocahanımlar için farklı bir çalışma hazırlığı içinde olduklarının da müjdesini verdi.
Son olarak genel bir değerlendirme yapan KT
Başkanı Hatice Şahin, bu çalışmaya katılan Hocahanımları tebrik etti ve şükranlarını bildirdi.
Bundan sonra asıl görevin başladığını bildiren
Hatice Şahin, mutlaka bulundukları bölgede, şubede aktif olup çalışmalarda ve komisyonlarda
yer almaları gerektiğini bildirdi.
Bazı Hocahanımları Merkez, bazılarını bölgeler şubeler ve ev sohbetlerinde değerlendirmek
istediklerini bildiren Hatice Şahin, teşkilatın hiyerarşik yapısına uygun hareket etmeleri gerektiklerini hatırlatı.
Şuan camiye üyelik ve kumanya kampanyalarında aktif yer almaları gerektiğinin önemle üzerine vurgu yapan Hatice Şahin, Ramazan ayında
zekat ve fitre çalışmalarına şimdiden bir ön hazırlık yapılması gerektiğini hatırlattı. Teşekkür ve
takdir ifadeleri ile konuşmasını tamamladı.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile program nihayete
ermiş oldu.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Tüketilen
Nesillerimiz
[email protected]
❬
❬ 07 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
Mahmut AŞKAR
dosya
Tüketim toplumunun ayrılmaz bir parçası
olan nesillerle, bir toplumun geleceğiyle ilgili
uzun vadeli hesap yapılamaz; birbirimizi kandırmaya gerek yok! Bir ömrü sadece, “tüketmek için kazanmak” anlayışına göre tasarlamak; yarınları bugünden tüketmek demektir.
Bu vebal, kendisinden sonrakilerin önüne,
nesillerötesi hedefler koyamayanlara aittir.
nsanlık tarihi boyunca bir önceki nesil, lük konferans için geldiği Abu Dabi’de, geliş- tüketiciler aktif olarak baştan çıkarılma peşinkendilerine benzemediklerinden dola- mekte olan ülkelerin, tütün endüstrisi için ‘va- dedir. (Küreselleşme)” demiyor muydu? Doyayı, sonradan gelen nesillerin özellikle ad edilmiş topraklar’ konumunda olduğundan sıya tüketmek için ölesiye çalışarak kazanmakhayat tarzını eleştirmiştir. Eleştirinin mutlaka şikayetçi oldu. Mısır’da, sigara içenlerin oranı, tan başka bir hayat tasavvuru olmayan nesiller,
haklı tarafı kadar mesnetsiz olan yönleri de var- yeni doğanların toplam oranından üç kat daha baştan çıkarılmaya zaten dünden razılar... En
dır. Hakikat şu ki, insanoğlu maddî yoksulluk- fazladır. Dünya Sağlık Örgütü’nün Mısırlı Uz- gözde markadan giyinmek, en güzel arabaya satan kurtulurken, bu sefer de kendini manevî manı Fatma el Ava; şimdiye kadar ‘erkeklerin hip olmak, dünyanın en ekzotik köşlerinde tatil
yoksulluğun kucağında buluyor. Bu bir insanî sembolu’ olarak görülen, elde sigara hâli, son yapmak gibi beklentileri olan bir kafa yapısının
zaafiyettir fakat istenirse asgarî (minimum) dü- zamanlarda kadınların özgürlüğü olarak da gö- paylaşmak, yardımlaşmak veya başkaları için de
zeye indirilebilir. Çok basit ve herkesin bildiği rülmektedir. (Ronen Steinke, Raucherecke, SZ, var olmak gibi hasletleri olmaz.
formül; madde ile manâyı terazide eşitlemek! 25/26 Nisan 2015)”
Küreselleşme sürecine girdikten sonra ileri
Fakat altyapısı sağlam olmayanlar için son dereŞu haber ise beni pek şaşırtmadı: “Almanya- sanayi toplumlarında daha belirgin bir hâl alan
ce çetin bir iş... Kapitalizm, sadece iktisadî bir lı Türkler, Almanya ortalamasından daha genç narsizm akımı, dünyanın önde gelen sosyolog
sistem olmaktan çıkıp, günlük hayatın her zer- ve tüketim heveslisidirler. İşadamları da bunun ve psikologlarının endişeyle izledikleri bir boyuresine sirayet etmiştir artık. Geleneklerimiz, tö- farkına vardıklarından, şimdi bu şahane hedef ta ulaştı. Narsist Toplum adlı kitabın psikolog
relerimiz, aile hayatımız ve hatta inancımız da grup özel reklamlarla baştan çıkarılacak (Wer- yazarı da; “Eskiden sevgi ve kabul görme, mansürekli tüketimi körükleyen, kapital merkezli bung für Deutsch-Türken, Victor Gojdka, evi bir eksiklik olarak görülürken, şimdi bu ruhayat tarzının etki alanı altındadır.
Spiegelonline, 5/4/15)“. Zaten Zygmund Bau- hî açığı maddî olarak kapatma hayâliyle daha
Biz, kuşaklararası değişimin bir sosyoljik (iç- man da, “İyi işleyen bir tüketim toplumunda fazla dış görüntü, tüketim ve harcama arzusu
timai) süreç olduğunu bilerek ve kakörüklenmektedir.” diyor. İşte bu
bullenerek konuya giriş yapmak istihayat anlayışıdır insanları narsistleşyoruz. Sözkonusu değişimin hangi
tiren! Kendine aşık olanın başkalarıboyutlara ulaşmaya başladığını anlanı sevmesi beklenebilir mi?
mak için, çok uzağa gitmeğe veya
Çevrenizde işinde başarılı, eğibaşkalarına bakarak durum değertimli, kariyer sahibi kendi gençlerilendirmesi yapmaya gerek yok...
mizi dikkatle gözlemlediğinizde;
Herkes en yakınındaki genç nesillere
hep takdir edilmeyi, alkışlanmayı ve
baktığında, değişimi fark etmiş oladüşüncelerinin kabul görmesini
caktır. Baştan çıkarılmaya razı olan
bekleyen, fakat fedakârlığa, paylaşMüslüman bile, dinin, “israf harambaşkalarının varlığını kabulAl-Quran Al-Karim maya,
dır” dediğinin üzerine, kapitalizmin,
lenmeye pek itibar etmediklerini
“ihtiyaçtır” telkinini geçirerek helâlgörmüş olacaksınız. Bunlar senin,
Cemiyetlere ve
leştirmiştir.
benim, onun evladı ama onları şeİşadamlarımıza Fırsat,
Dini inancımızla çakışan birçok
killendiren biz olamamışız. Yeri gelP
r
o
g
r
a
m
l
a
r
a
G
e
l
e
n
v
e
konuda olduğu gibi, sigara konudiğinde, “Evladım, sakın kendini
sunda da, “mekruh”la “haram” araakıntıya kaptırma!” demişiz fakat
Almanca Meal ile
sında gidip geliyoruz. Meselâ; sigara
akıntının tersine yüzebilmeyi öğretİslamı Tanımak İsteyen
içen hocaya göre tütün kullanmak
memişiz. Tüketim toplumunun itiM
i
s
a
f
i
r
l
e
r
e
V
e
r
i
l
e
b
i
l
e
c
e
k
“mekruh”, içmeyen göre de “harazsız birer ferdi hâline gelmiş nesilE
n
G
ü
z
e
l
H
e
d
i
y
e
ram”dır. Resim çekmekten, çatalı sol
lerden fedakârlık, dayanışma, paylaelde tutmaya varana kadar birçok
şım ve mütevazılık beklememelisigereksiz şeye “haram” diyen bir İsniz! Atacakları her adımdan önce,
Paket Halinde
lâm anlayışının hâkim olduğu ülkeşahsî çıkarlarının ne olup olmayacaAlmak İsteyenlere
de, israfın daniskası yapıldığı herkeğının hesabını iyi yaparlar.
Posta Ücretini
sin malûmudur. Bu ülkelerde tütün
Biz Karşılıyoruz
Tekrar başa dönüyor ve Almanbağımlılığının çok yüksek olduğuya’daki Türklerin, Almanlardan danu, aşağıdaki haberde okuyunca
ha fazla tüketim heveslisi oldukları
doğrusu şaşırdım:
gerçeğine eğiliyoruz: Bu durum, bi13,5x19,5 cm
“Arabistan, Afrika’nın güney kıszim gibi şahsî gözlemleri bu istikaOrta Boy
mındaki ülkelerinin yanısıra, tütüne
mette olanların, piyasa araştırmaları
Karton Kapak
olan talebin dünyada artış gösterdiği
neticesinde teyit edilişiyle birlikte,
İki Renk Baskılı
tek bölgedir. Dünya Sağlık Örgütü
değerlerin yer değiştirdiğine de delâSipariş
İçin:
[email protected]
·
Handy:
0171-1970212
Başkanı Margaret Chan, birkaç günlettir. Tüketim toplumunun ayrıl-
İ
ALMANCA
KUR'AN
MEALİ
(100 Adet
250,- Euro)
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
maz bir parçası olan nesillerle, bir toplumun geleceğiyle ilgili uzun vadeli hesap yapılamaz; birbirimizi kandırmaya gerek yok! Bir ömrü sadece, “tüketmek için kazanmak” anlayışına göre
tasarlamak; yarınları bugünden tüketmek demektir. Bu vebal, kendisinden sonrakilerin önüne, nesillerötesi hedefler koyamayanlara aittir.
İnsanı, sadece üreten ve tüketen bir varlık
olarak gören sistemlerden birisi sozyalizmin çöküşünü, en özlü bir şekilde Maaz’ın şu ifadesi
anlatmaktadır: “İnsanlar, elde ettiklerinden da-
❬ 08 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
ha fazlasına sahip olmak istedikleri için sosyalizm iflas etti”. Yağmurdan kaçarken doluya tutulma misali, cümlenin devamında kapitalizmle
ilgili de Maaz şöyle diyor: “(...) ve şimdi de insanlar, kazandıklarından daha fazla tükettikleri
için kapitalizm iflasa gidiyor (Hans-Joachim
Maaz, Die narzisstische Gesellschaft, s. 201)“.
Kapitalizmin iflası; Türkler gibi, kazandığının
üzerinde harcama yapan toplumları, diğerlerden daha şiddetli silkeleyecek demektir. Hâlbuki, “Kanaat gibi devlet olmaz” diyen bir kültüre
haber
mensup olduklarının farkında olanlar, “vahşi
kapitalizim”in dayattığı hayat tarzına boyun eğmemeleri gerekirdi. Erdemliliği mütevazılıkta
gören, yani gösterişe ve kibire itibar etmeyen bir
toplumduk. Twenge ve Campell gibi narsizm
üzerine araştırma yapanlar da, “Mütevazılık,
narsizmin zıttıdır (Psychologie Heute, Eylül
2010)” diyorlar.
Hayat felsefesi tüketmek üzerine kurulu
olanlar, asıl tüketilenin kendileri olduklarını
farkettiklerinde iş işten geçmiş olacak.
17. Temel Dini Bilgiler Ve Genel Kültür
Yarışması Almanya Finali Köln’de Yapıldı
in Hizmetleri Müşavirliği ve DİTİB işbirliği ile bu yıl 17.si düzenlenen “Temel
Dini Bilgiler ve Genel Kültür Yarışması“
Almanya finalinin birincisi Berlin bölgesi oldu.
Almanya geneli bölge birincilerinin katıldığı
“17. Temel Dini Bilgiler ve Genel Kültür Yarışması“ finali DİTİB Merkez Camii Konferans Salonu’nda yapıldı. Yarışmaya; Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Nevzat Yaşar AŞIKOĞLU, Din
Hizmetleri Ataşeleri, din görevlileri, dernek yöneticileri, öğrenci velileri ile çok sayıda davetli katıldı.
Din Görevlisi İbrahim ATEŞ`in sunumu ile
gerçekleşen yarışma, Köln DİTİB Merkez Camii
Din Görevlisi Ali KARAYİĞİT`in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Nevzat Yaşar AŞIKOĞLU, programda yaptığı konuşma da;
Yarışmadaki esas amacın camilerimizde yetişen çocuklarımızı ödüllendirmek, teşvik etmek,
ailelerine ve topluma gösterip kendilerini onure
etmektir, dedi. Aşıkoğlu; “ Bu yavrularımız bu yarışmaya önce alt bölgeler, ardından bölgeler sonu-
D
cunda Almanya finaline gelmişlerdir. Bu özveriyi
gösterdikleri için öncelikle hepsini tebrik ediyorum. Bu yavrularımızı yetiştiren din görevlisi arkadaşlarımı tebrik ediyorum. Rızık endişesiyle 50
yıl önce buraya gelmiş Almanya‘nın dört bir tarafında yaklaşık 900‘ün üzerinde camiyi inşa etmiş,
gençlerimiz ve nesillerimizin dininden ve kültüründen haberdar olsun diye bu gayreti göstermiş,
bütün dernek başkanlarımızı ve yöneticilerimizi
tebrik ediyorum. Bu mabedlerin şekillenmesinde
maddi ve manevi desteğini gösteren ve ebedi hayata irtihal etmiş bütün büyüklerime Rabbim‘den
rahmet niyaz ediyorum“ dedi.
Topluma örnek insanlar olmalıyız.
Prof. Dr. Nevzat Yaşar AŞIKOĞLU konuşmasını şöyle sürdürdü: “En büyük hedefimiz çocuklarımızın dinine ve yaşadığı topluma faydalı nesiller yetiştirmektir. Bunun da Almanya‘da en güzel mekanı camilerdir. Ahlaklı ve imanlı nesiler
yetiştirerek örnek göstermeliyiz. Bilgi yüklü değil,
bilginin eyleme dönüştüğü gençler yetiştirmeliyiz.
Bu öğrendiğiniz bilgilerle daha yüksek hedefler
belirlemenizi de arzu ediyoruz. Çalışırsanız çok
şeyi başaracağınızı, bu yarışmaya katılarak göster-
diniz. Bu sizden sonraki nesillere de örnek bakımından çok anlamlıdır.“
Konuşmaların ardından Köln Din Hizmetleri
Ataşesi Ahmet DİLEK, Mainz Din Hizmetleri
Ataşesi Ahat TAŞÇI, Münster Din Hizmetleri
Ataşesi Yunus YÜKSEL ve Din Görevlileri Mehmet Akif CEYHAN ile Emre ŞİMŞEK’ten oluşan
jüri ile yarışmaya geçildi. Yarışmaya Almanya genelinde kendi bölgelerinde birinci olan öğrencilerden oluşan üçerli gruplar halinde 13 bölge grubu katıldı.
Yedek sorularla beraber toplamda 57 soru sorulan ve kıyasıya mücadele edilen yarışma sonunda, birinciliği Berlin bölgesinden Batıkan CANATAN, Doğukan CANATAN ve Songül ATAK
alırken, ikinciliği Köln bölgesinden Dilan FURAT, Fatma FURAT ve Gizem BOZKURT,
üçüncülüğü ise Nürnberg bölgesinden Sümeyye
MÜMİNOĞLU, Amine KURHAN ve Betül
GÜLTEKİN elde ettiler.
17. Temel Dini Bilgiler ve Genel Kültür Yarışması Almanya Finali; dereceye giren yarışmacılara, belge ve ödüllerinin verilmesiyle sona erdi.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
O’ndan Bana
Ne Kaldı?
[email protected]
utlu Doğum Haftası
bağlamında Nisan ayında Efendimiz (s.a.v.)’i
anma etkinlikleri düzenleniyor.
Maksat O’nu anmak, anlamak
ve yaşantımız için örnek almak.
Her günümüz, her tavır ve eylemimiz O’ndan ne taşıyor,
O’ndan bize ne kaldı sorusuna
muhatap olmalıdır. Sadece bir
gün, bir hafta ya da bir aya has
an(la)mak O’nu anlamamak demektir.
Bugün dünyanın içerisinde
bulunduğu durum ortada. Herşey gözümüzün önünde cereyan
ediyor. Olumsuz gelişmeler malesef olumlularından daha fazla.
Kötülük iyiliğe oranla geometrik
olarak çoğalıyor adeta. İşte en
son aldığımız haber; Libya’dan
İtalya’ya Cezayir, Mısır, Bangladeş, Somali, Nijerya, Senegal,
Mali, Zambia ve Ganalı göçmenleri kaçak yollarla taşıyan geminin batması sonucu 900’e yakın kişi hayatını kaybetti. Hayatını yitirenlerin yarıya yakını çocuk ve kadın. Ülkeleri farklı ama
ortak paydaları mazlumiyet ve
mağduriyet. Umuda yaptıkları
yolculuk Akdeniz’de noktalandı
ve bedenleriyle birlikte umutları
da Akdeniz’e gömüldü. İnsanlığın ölümü umudunu yitirdiğinde vuku bulmuş demektir.
Modern ve modern ötesi hayat hayatı imha etmeye teşne.
Soluduğumuz hava, içtiğimiz su,
aldığımız gıda doğallığını yitirdi;
hatta bu yapaylık insani ilişkilerimize dahi yansıdı. Servetin insanlar elinde devlete dönüştüğü, ezilenlerin, horlananların ve sömürülenlerin sesinin
kesildiği bir dünyaya kim hayat verecek? Kim bir ‘ruh’ üfleyecek? İnsanlığın ve dahi
bu dünyada kurtuluşu İslam’ın sunduğu hayatta.
Efendimizi anlayan ve O’nu
çağına hakkıyla taşıyabilenlere büyük sorumluluk düşü-
K
❬
❬ 09 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
Murat KUBAT
yor. İşte dünyaya yeni bir soluk
katacak olanlar O’nu anlayanlardan çıkacak. Bu ağır sorumluluk
ise Müslümanların omuzlarında.
İnsan eksiktir. Hata yapabilir,
yanılır, sürçer. İnsan eksikliğini
neye bakarak tamamlayacak? O
bizim için Üsve-i Hasene, yani
en güzel örnek. İnsan kendisini
örneğine bakarak toparlar. Olması gerekenle olan arasındaki
fark ne kadar çok ise insanın
hayreti bir o kadar artar. İslam’ın
vaaz ettiği ilkeler ve yaşantı ile
Müslümanların bir bütün olarak
yaptıklarının bu ilkelere uyumluluğu arasındaki fark hayretimizi artırıyor. O’nu andığımız bu
demde Müslümanların hali pür
melali nasıldır? Ne durumdayız?
Neden bu kadar ayrıştık? Neden
bu kadar nefretle dolduk? Neden
bu kadar tahammülsüz olduk?
Bu nedenleri uzatmak mümkün.
Çözüm ise ‘O’ndan bana ne kaldı?’ sorusuna vereceğimiz cevaplarda gizli. O’nun insanlığından,
O’nun güzelliğinden, O’nun erdeminden hayatımıza, tasalarımıza ve yaralarımıza şifa veren
merhem gibi sürmemiz icap ediyor.
Efendim!
Doğumun doğduğun coğrafyayı aydınlattı. Cahiliye karanlığında boğulan insanlık Senin
önderliğinde karanlıktan aydınlığa çıktı. İyilik Seninle yayıldı
yeryüzüne. Güzeldin; güzel yaşadın; güzel izler bıraktın; çevreni
güzelleştirdin. Hızırdın; yeşerttin çorak toprakları, kurumuş
yürekleri. Senin yanında olmak
bambaşka bir hayattı arkadaşların için. İşte o yüzden Senin yanında olduklarında çok daha
farklı olduklarını söylüyorlardı.
Sen öldürmek için değil, yaşatmak için yaşadın. Sen yok etmek
için değil, insanlığın kurtuluşu
için gayret ettin, neredeyse kendini heba ettin. İnsanlığın kendi
kendisini yok etmesini önledin.
Seni var edenin, Seni gönderenin, Seninle gönderilenin mesajlarını ilettin. Fiziksel olarak aramızda değilsin lakin Seni hayatımıza taşıyacağımız o kadar güzel
bir örneklik bıraktın ki!
Efendim!
Sen Merhamet Peygamberi’ydin. Sen şefkatliydin. Kuşu
ölen bir çocuğu teselli edecek kadar engin yürekliydin. Sende olmadığı halde, senden karnını doyurmak için yiyecek birşeyler isteyenlerin yüzüne bakamayacak
kadar hassas idin. Yaşatmayı önceledin. Doğumun yeni doğumlara vesile olsun Efendim. Bu doğumlar güzelliklerin çoğalmasına
aracılık etsin. Güzellikleri çoğaltmaya bugün o kadar çok ihtiyacımız var ki! Doğumun iyiliklerin artmasına ve yayılmasına sebep teşkil etsin. Yaşadığın hayat
kendilerini sana nispet eden her
bir Müslüman için örnek alınsın.
Seni olduğun gibi tanıtamadığımızın da farkındayız. Muhtemeldir ki seni çok anlattık ama
eylemlerimize hakkıyla yansıtamadık.
Senin doğumunun başta ümmetinin ahlaken doğumuna
vesile olmasını; insanlık için
hayırlar getirecek yeni doğumların müjdecisi olmasını
diliyorum. Anmalarımız ve
anlama çabalarımız hiç kuşkusuz artarak devam edecek.
Fakat şu soruyu her birimiz
kendi nefsine tekrar tekrar
sormalı: Pekiyi O’ndan bana
ne kaldı?
dosya
IGMG Köln Gençlik
Teşkilatı Gençleri
Geleceğe Yönlendirdi
slam Toplumu Milli Görüş
Teşkilatları Köln Bölgesi
2014-2015 sezonunun son
haftalarına gelindiği bu günlerde
tüm birimlerde faaliyetlerini hızlandırdı.
Ramazan ayı girmeden mazlum muhtaçlara kumanyalar tüm
dünyaya gönderilmeye başlanırken, infak çalışmalarıyla gençlere
yeni fiziki mekanlar, yapılan kermeslerle şubeler daha da güçlendirilmeye çalışılıyor.
IGMG Köln Bölgesi`nin motoru Gençlik Teşkilatı son on yıldır yaptığı gençleri üniversiteye, mesleğe yönlendirme amaçlı, onlara bir bakıma yaptığı abilik çalışması geleneğini bu
yıl yine sürdürdü.
Köln Bölgesinin Bölge bahçesine kurulan
standlarla farklı meslek dalları ve bölümleri görsel
olarak muhatapları tarafından takipcilere tanıtıldı.
Günün seminer boyutu konferans salonunda icra
edilirken T.C. Köln Konsolosluğu Çalışma Ataşeliği de meslek fuarı çalışmasından dolayı organizasyonu tebrik etti.
IGMG Köln Gençlik Teşkilatı Bölge Başkanı
Yusuf Soysal yaptığı açılış konuşmasında dinleyenleri kendi gençlik yıllarına götürerek şu sözlerle konuşmasına başladı: „Değerli kardeşlerim karar verirken niyetin oldukça önemli olduğunu baştan iyi
bilmemiz gerekiyor. Sadece sırf para için değil insanlığa faydalı olmak için mesleğinin bölümünün
seçilmesini önemsemek zorundayız. Bakınız bundan 15 yıl önce Fatih Camiinde gençlik başkanlığı
görevi verildi. O yıllar mesleğe yeni başlamıştım.
Gençlerin başkanı ve küçük abileri olarak örnek olmam gerektiğini düşünerek okumam gerektiğini
yüksek tahsil görmem gerektigini düşünerek devam etmeye karar verdim. Başarının formülü azim
ve tevekkülden geçtiğini hiç biriniz unutmayın.
Hedef koyup azim ile ısrarla hedefe yürüdüğünüzde göreceksinizki takdir de başarı da gelecektir“ dedi.
Sosyalog Özcan Örgün Phılıpp Marburg Üniversitesinden ve yine hanımı Sebahat Özcan proğramda yabancı dille sunum yaparak gençleri bilgilendirdi.
T.C. Köln Konsolosluğu Çalışma Ataşesi Oğuz
Tuncay Milli Görüş Teşkilatları Gençlik Köln birimlerinin yaptığı meslek fuarı çalışmalarını son 34 yıldır takip ettiklerini başarılı bulduklarını, kendilerinin de her zaman tüm kurum ve STK ların bu
noktadaki başvuruları halinde yanlarında olacaklarını ifade etti.
İ
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 10 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
haber
Avrupa’daki Mültecileri Unutmadık
Mayıs Cumartesi günü Almanya’nın Werl şehrinde,
Werl Önder e.V. evsahipliğinde, Werl Belediyesi’nin aktif
katılımı ve Hasene Derneği’nin
yardımları ile mültecilere gıda yardımı yapıldı. Yardımlar, başta Suriyeli mülteciler olmak üzere Ganalı, Senegalli, Bangladeşli, Hindistanlı ve daha birçok ülkeden 75
mülteciye dağıtıldı.
Yardım programında Hasene
Derneği Başkanı Mesud Gülba-
9
har, Werl Belediye Başkanı Michael Grossmann ve IGMG Ruhr
A Bölge Başkanı Özcan Kuri kısa
birer konuşma yaptılar.
Konuşmasında Hasene Derneği’nin 86 farklı ülkede aktif insanî
çalışmalar yürüttüğünü söyleyene
Hasene Başkanı Mesud Gülbahar
şunları söyledi: “Halihazırda 45
ülkede kumanya kampanyası kapsamında çalışmalarımızı yürütüyoruz ve yakında gözlemcilerimizi
ülkelere göndereceğiz. Afrika’da
mağdurlar olduğu gibi, yanıbaşımızda da mağdurlar var ve onların
dertlerine de çareler bulmamız gerekiyor. Buradaki mülteci kardeşlerimiz ülkelerinde rahatça yaşayabilecekleri imkanları bulabilmiş
olsalarda, buralara kadar gelmek
zorunda kalmayacaklardı. Hiçbir
kimse doğup büyüdüğü toprakları
kolay kolay terketmek istemez.
Avrupa’daki mültecilerin de içerisinde bulunduğu zorlukları kolaylaştırmak ve onlara yardım elimizi
uzatmak görevlerimiz arasında yer
alıyor.”
Werl Belediye Başkanı Michael
Grossmann böyle anlamlı bir organizenin tertip edilmesinden dolayı teşekkür etti ve “Werl şehrinde 70 ülkeden farklı vatandaş yaşıyor. Şehrimizde 30 bin vatandaşımız var ve bunların 3 bini yabancı. Mültecilere açık bir şehriz. Yardım etmek her dinin tavsiye ve
teşvik ettiği bir eylemdir. Sadece
belediyelerin imkanları ile yardımlar belli bir noktaya kadar yapılıyor; bu yüzden sivil toplum
kuruluşları da bu gibi hususlarda
aktif olabilmeliler.” dedi.
IGMG Ruhr A Bölge Başkanı
Özcan Kuri organizeyi tertipleyen
Werl cemiyetine, katkılarından
dolayı Hasene Derneği’ne ve katılımlarından dolayı Werl Belediyesi’ne teşekkür etti ve şunları söyledi: “Bizler Avrupa’da yaşayan halklar olarak dünyanın farklı coğrafyalarındaki mazlum ve mağdurlara din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin yardım ediyoruz. Werl şehrinde bulunan mağdurlara da bir yardım elinin uzanmasından dolayı
memnuniyetimi dile getirmek istiyorum.”
HASENE Tüm Gözlemcileriyle Bir Araya Geldi
asene Derneği bu yıl ilk
defa yaptığı bir uygulamayla tüm gözlemcilerini bir araya getirdi. Daha önce
farklı zamanlarda bir araya gelen
kumanya ve kurban gözlemcileri
bu defa aynı tarihlerde bir araya
geldi. Programlarda, gözlemcilere
yapacakları görevler ve dikkat edecekleri hususlar noktasında bilgi
H
verildi. Programların üçü Bremen,
Duisburg ve Kuzey Bavyera olmak
üzere Almanya’nın muhtelif noktasında ve biri Fransa’da olmak
üzere dört farklı noktada gerçekleşti.
Almanya’nın farklı bölgelerisinin yanı sıra Danimarka, İsveç,
Norveç, Hollanda, Belçika, İsviçre, İtalya, Avusturya, Fransa ve İn-
giltere’den katılan gözlemciler kumanya ve kurban kampanyası
bağlamında
bilgilendirildiler.
Programda gözlemcilere çanta, tişört ve gerekli tanıtım malzemeleri verildi. Kumanya gözlemcileri
Mayıs ayı sonu itibariyle 45 ülkeye yola çıkacak ve Ramazan ayından önce muhtaçların sofralarına
gıda paketlerini ulaştıracak.
Soma Maden
Ocağında Hayatını
Kaybeden
Madenciler
Dualarla Anıldı
eçtiğimiz sene 13 Mayıs’ta Manisa’nın Soma ilçesinde 5 bin kişinin
çalıştığı bir maden ocağında çıkan
yangın 301 maden işçisinin hayatına mal
olmuştu. Facianın birinci yıl dönümünde
hayatını kaybeden 301 madenci düzenlenen programlarda dualarla anıldı.
301 madenci Hasene Derneği ve Soma
Belediyesi’nin birlikte düzenlediği bir programda anıldı; maden işçileri için Kur’an’ı
Kerim okundu ve dualar edildi. Soma Büyük Laleli Camii’nde düzenlenen programa
Hafız Abdulkadir Şehitoğlu, Hafız İshak
Danış ve Hamza Kuri Kur’an’ı Kerim tivalet ettiler. Programa madencilerin aileleri
de katıldı.
Programa Hasene Derneği adına Hasene Türkiye Sorumlusu İbrahim Kırak ve
yardımcısı Ömer Söyleyenoğlu katıldı. Soma faciasının birinci yıl dönümünde 301
madencinin hayırla ve dualarla yâd edildiğini söyleyen Kırak şunları paylaştı: “Büyük
Laleli Camii’ndeki programımıza hayatını
kaybeden madencilerin aileleri de katıldı.
Oğlunu kaybetmiş bir amcamız ‘Allah razı
olsun. Çocuklarımızın ardından böyle bir
programın icra edilmesi ve onları bu şekilde yâd ediyor olmamız çok anlamlı’ diye
konuştu. İnsanların üzerinde hâlâ o elim
olayın üzüntüsünü görmek mümkün. Bu
sene kumanya kampanyasında geçtiğimiz
sene olduğu gibi yine Soma’da olacağız.
Hayatını kaybeden 301 madenci için
Soma Madenci Şehitliği’nde düzenlenen
programa da katıldık. Madencilerin 39’u
bu mezarlığa defnedilmiş, geriye kalan 262
kişi kendi memleketlerine gönderilmiş.
Ama temsilen 262 madenci için oluşturulan siyah mermer ile isimleri o şehitlikte yaşatılıyor.”
G
2015
Lass
auch
Zakat
Fitra
Schmetterling
L
ass auc
h du mit deiner Zak
at und Fitr
a einen Sc
hmetterling ffliegen
liegen
³=HNkWYHUHQPPLQOHUNXUWXOXúDHUPLúOHUGLU´
³=HNkWYHUHQPPLQOHUNXUWXOXúDHUPLúOHUGLU´
(Mu’minûn suresi, 23:4)
23:4)
„Wohl ergeht es den Gläubigen,
„Wohl
die die Zakat
entrichten.““
Zakat entrichten.
³0DOODUÕQÕ]Õ]HNkWYHUPHNVXUHWL\OHWHPL]OH\LQL]´
³0DOODUÕQÕ]Õ]HNkWYHUPHNVXUHWL\OHWHPL]OH\LQL]´
+DGvVLúHULI
+DGvVLúHULI
(Sure Mu’minûn, 23:4)
23:4)
Zakat.“
„Reinigt euer Vermögen durch die Zakat.“
(Hadith)
.XUXOGX÷XPX]
.XUXOGX÷XPX]
günden beri
itrelerinizi
zekât ve ffitrelerinizi
itreler
HQGR÷UX\HUOHUH
HQGR÷UX\HUOHUH
XODúWÕUÕ\RUX]
X
ODúWÕUÕ\RUX]
Seit unserer Gründung
setzen wir ih
ihre
re Zakat
und Fitra in
bester Weise ein.
=HN¤WYH)LWUH.DPSDQ\DVóΖ*0**HQHO0HUNH]LLOHE¸OJHOHULWDUDIóQGDQRUWDNODġDG¾]HQOHQPHNWHGLU|
|'LH=DNDWXQG)LWUD.DPSDJQHZLUGJHPHLQVDPYRQGHUΖ*0*=HQWUDOHXQGLKUHQ5HJLRQDOYHUE¦QGHQGXUFKJHI¾KUW
ΟVODP7RSOXPX0LOO°*¸U¾ġ|
|Ζ*0*ȂΖVODPLVFKH*HPHLQVFKDIW0LOO°*¸U¾ġH9
%RVFKVWUD¡H|
|'.HUSHQ|
|7|
|)
ZZZLJPJRUJ|
|VKE#LJPJRUJ|
|
LJPJRUJ
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 13 ❭
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
haber
IGMG RNS Bölgesi Mannheim Rheingoldhalle’de Büyük Buluşma
slam Toplumu Milli Görüş Rhein Neckar
Saar Bölge Başkanlığının tertip ettiği Alemlere Rahmet Hz Muhammed programı büyük ilgi gördü.
Mannheim Rheingoldhalle`de yapılan
Alemlere Rahmet Hz Muhammed (s.a.v) Efendimizi anma ve anlama programına takriben
1200 kişi katıldı.
Program IGMG RNS küçüklerde birincilik
almış ve Avrupa Kur`an-ı Kerim okuma yarışmasında yine küçüklerde derecesi olan Frankenthal Hicret Camii talebesi Hüseyin Ferhat
Yazır`ın okuduğu Kur`an-ı Kerim ile başladı.
IGMG RNS Bölge Başkanı Şerif Aslan`ın
konuşmasıyla devam etti. ´Aslan niçin Peygamberimizi anma programı düzenliyoruz, buna
olan ihtiyaç nedir? sorularına cevap niteliğinde
yaptığı konuşmasında önce bu çalışmaların temelini oluşturan IGMG`yi kuran büyüklerine
teşekkürü bir borç bildiklerini vurgulayarak,
İ
Rahmeti Rahmana kavuşan idareci, üye ve cemaate Allah`tan rahmet dilediklerini, onların
bıraktıkları bu hizmet bayrağını daha bilinçli
çalışmalarla, aşkla ve gayretle daha yüksek yerlere taşımayı görev bildiklerini´ söyledi. Aslan bu
samimi katılımlarınızdan dolayı siz değerli kardeşlerime canı gönülden teşekkür ediyorum. Siz
sahip çıktığınız müddetçe biz bu çalışmaları
yapmaya devam edeceğiz dedi.
Daha sonra RNS İrşad Başkan Yardımcısı
Özer Demiral ve Ezan ve Kur`an-ı Kerim okuma birincilikleri olan İsmail Tuzlacı güzel sesleri ile dinleyenlere güzel ilahiler sundular. Ösringen İmam Hatibi Hüseyin Balıkçı da okuduğu
naatla da salonda hüzünlü anlar yaşattı.
Verilen molanın ardından beklenen misafir
Dünya Kur`an-ı Kerim okuma birincisi Güney
Afrikalı Abdurrahman Sadien okuduğu
Kur`an-ı Kerimle her zaman olduğu gibi dinleyenleri yine adeta büyüledi.
İlerleyen dakikalarda programa sponsor olan
işadamlarına plaketleri verildi verdikleri desteklerden dolayı IGMG RNS Bölge Başkanı Şerif
Aslan teşekkürlerini sundu.
Bölge Hasene sorumlusu Murat Sağdıç da
Peygamber Efendimize yönelik şiir dinletisi ile
büyük ilgi gördü.
Programın sonunda mikrofona gelen İhsan
Şenocak hocaefendi kendine has uslubuyla dinleyenleri adeta Asrı Saadet dönemine götürdü.
Müslümanların birbirlerine karşı herzaman
hoşgörülü olmalarını tavsiye ederek, Peygamber
Efendimizi örnek almalarını önerdi. Çocuklarımızı yetiştirirken Efendimiz hangi hususlara
dikkat etmiş, giyim kuşamda nasıl hareket etmiş
örneklerle anlatarak, ümmet anlayışını tekraradan gözden geçirip sahiplenmemiz gerektiğini
vurgulayarak dinleyenleri bilgilendirdi.
Programın sonunda dağıtılan güllerle bu güzel organizasyon vedalaşılarak son buldu.
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 14 ❭
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
haber
Frankenthal’de Milletvekili Oyuncak Toplama Kampanyası Başlattı
lmanya`nın Rheinland Pfalz Eyaleti Milletvekili Frankenthallı Christian Baldauf fakir ve
mülteci çocuklar için oyuncak toplama kampanyası başlattı.
Uzun zamandır tanıtımını yapmakta olan Baldauf Almanya`ya çok sayıda mülteci geldiğini bunların çoğunun da bulundukları eyalete yönlendirildiğini belirterek gelenlerin arasında çokça çocuğun olduğunu düşünerek onların az da olsa hayal dünyalarına girerek böyle bir kampanya başlattıklarını dile
getirdi.
Çok sayıda kuruluşun yanı sıra Frankenthal`de
bulunan IGMG İslam Toplumu Milli Görüş Hicret
Camii, İslam Kültür Merkezleri Birliği ve DİTİB
Merkez Camii kampanyaya katılanlar arasında idi.
Bir öğretim okulunda kampanyayı başlatan Baldauf gelen misafirlere basın kuruluşlarına teşekkürlerini sundu. Ayrıca açılışa Eyalet CDU Başkanı Bayan Julia Klöckner de katıldı ve çalışmalardan memnun kaldığını ifade etti.
A
Oyuncakları sahiplerine teslim edeceklerini bildiren Baldauf Frankenthal Milli Görüş Tanıtma ve
RNS Bölgesi Basın Yayın Başkanı, Uyum Meclisi
Üyesi Mehmet Çalay`a ve VIKZ İmam Hatibi ve
Uyum Meclisi Üyesi Yaşar Bezgin`e bu tür çalışmalara katıldıklarından dolayı teşekkür etti.
Çocuklar Doyasıya Eğlendiler
onaueschingen Türk okul Aile Birliği tarafından organize edilen „Çocuk Şenliği“ne
yoğun ilgi gösterildi.
Mundelfingen salonunda yapılan proğram da
çocuklar, şiirler okudular, yöresel oyunlar oynadılar
ve yarışmalar düzenlediler.
Çocuk şenliğine çevre okullardan hem Türk öğretmenler, hem de Alman öğretmenler ve rektörler
katıldılar.
Çocukların hünerlerini sergilediği proğram da,
aileler de onlara alkışlarıyla destek verdiler.
Okul Aile Birliği Başkanı Mehmet Akın yapmış
olduğu konuşmasında katılımcıları selamlarken, etkinliklerinde kendilerine yardımcı olan velilere ve
yönetimine teşekkür etti.
Proğramın sonunda öğretmenlere ve emek vermiş yöneticelere çicek takdimi ve hediyeler verildi.
D
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
Mutlu Bir
Aile Modeli
[email protected]
ovulmuş şeytan’ın şerrinden Allah’a
sığınıyoruz ve her işte olduğu gibi BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM diyoruz. Ailenin temeli bu sözde gizli
GAYEMİZ MUTLU BİR AİLE MODELİ
OLUŞTURMAYA KATKIDIR
AİLE: Belli idealler için birlikte yaşayan bay ve
bayan olarak tanımlanır. O zaman sizce bay ve
bayanların idealleri nelerdir. Aile kurmak icin?
Bayanların dikkat ettiği kriterler
1. Yakışıklılık
2. Zenginlik
3. Asalet
4. Ahlak (Hadisi şerif temel alınarak ilk dört madde
yazılmıştır.)
5. Macera
6. Aile baskısından kurtuluş
Erkek evlenirken dikkat ettiği kriterler
1. Güzellik
2. Zenginlik
3. Asalet
4. Ahlak (Hadisi şerif. Devamı sen ahlaklı olanı seç)
5. Farklı bir macera
Aile huzuru ile alakalı şunlar söylenebilir:
1. Sevgi 2. İlgi
3. Helal lokma
Sevgi=adanmaktır
İlgi= imkanlarını ve zamanını sevdiğine adamaktır.
Aile kuracak gençlerde eğitim gerekli midir?
Ebeveynin aile içerisinde durumu: Erkek tarafı kız
istemeye gittiğinde kullandığı bir ifade vardır.
ALLAH’IN EMRİ, PEYGAMBER EFENDİMİZİN
KAVLİ (SÜNNET), ÜZERE kızınıza talibiz.
Yani bizim oğlumuz kızınıza ALLAH’ın razı olacağı
Muhammed a.s. yaşadığı şekilde bir aile hayatını
birlikte yaşamayı vaad ediyor. Bu söz adet olsun diye
söylenmez.
İkincisi yiğit insan sözünde durandır.
Daha sonraları kabul edilirse bu defa düğün
hazırlığı masrafı az olan evlilikler makbul görülmüştür.
Lüksten uzak kişinin gücü dahilinde ve insanlar
incitilmeden İslami usuller ile yapılan evliliklerde değer
yargısı İslam olduğundan mutluluk olur.
Aile kuracak gençlere eğitim aileden başlar. Anne
babanın aile içerisindeki tavırları çocuğun evlilik ile
alakalı düşünceleri üzerinde menfi veya müsbet etki
yapar. Çocuklarını seven ebeveynlerin aile içerisinde
sevgi eksenli bir ortam oluşturmak zarureti vardır. Zaten aile sevgi temeline dayanmaz ise maalesef çatırdar.
2. Çevrede bulunan insanlar da evlilik fikrine etki
eder. Günümüz gençlerinin en büyük korkusu
çevrelerinde gün geçtikçe artan boşanmalardır.
3. En önemlisi de maneviyat eksikliğidir. Niçin
yaratıldı. Eşi niçin yaratıldı. Neden evlilik sorularına cevap inanç yönünden bulunursa o zaman evlilik
bereketli ve huzurlu olur.
K
❬ 15 ❭
❬
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
Abdurrahman POLAT
dosya
Aile kuracak gençlere eğitim aileden
başlar. Anne babanın aile içerisindeki
tavırları çocuğun evlilik ile alakalı
düşünceleri üzerinde menfi veya müsbet
etki yapar. Çocuklarını seven ebeveynlerin
aile içerisinde sevgi eksenli bir ortam
oluşturmak zarureti vardır. Zaten aile sevgi
temeline dayanmaz ise maalesef çatırdar.
Kız ve erkek ailesinin özveri ile birbirlerini incitmeden helal kazanç ile ve helal bir düğün merasimi ile
evlilik hayatı başlamış olur. Temel espiri her konuda helal
haram
çizgisine
dikkat
edilmesidir.
Artık iki taraf (bay-bayan) için de iki anne, iki baba
vardır. Kendi anne-babasına nasıl davranmasını
istiyorsa eşler eşinin de anne babasına öyle davranması
gerekmektedir. Sevgi ifadeleri esirgenmemeli, hediyeler
karşılıklı alınmalıdır. Aile içerisinde bayanın çalışma
mecburiyeti yoktur. Bey evini geçindirmek ile
sorumludur. Bu demek değildirki bayan çalışamaz.
Fıtratına uygun helal-haram çizgisi gözeterek uygun
işlerde ailesini ve çocuklarını ihmal etmeme şartı ile
çalışabilir. Bu konuda özellikle erkeklerin hanımlarını
Allah’ın emaneti olarak aldıklarını, kendilerine
nikahladıklarını unutmadan ona göre davranmaları
gerekmektedir.
Bir HİKAYE
Sedef Gece Sulanmayı Sevmez Hâkim Bey
Hâkim sordu; “Teyzecim neden altmış yıldan sonra
ayrılmaya karar verdin?” Mahkeme salonunda bekleyen
seksenli yaşlarındaki çift herkesin dikkatini çekmişti.
‘Yaşlı başlı insanların aile mahkemesinde ne işi
olabilirdi’ diye etraftakiler düşünmeye başladı…
Adam inatçı bakışlarla suskun, nineyse ağlamaktan
iyice çukurlaşmış gözleriyle etraftaki bakışları süzüyordu… Hâkimin sizi dinliyorum demesiyle sözü önce
gözleri nemli yaşlı nine aldı.
Hâkim sordu; “Teyzecim neden altmış yıldan sonra
ayrılmaya karar verdin?”
Yaşlı kadın derin bir iç çekişten sonra anlatmaya
başladı; “Bu adam altmış senedir beni hayattan
bezdirdi. Her şeyi hep benden bekledi. Bir kere bile
gece benim yerime kalkıp sedef çiçeğime su vermedi”
dedi.
Hâkim duyduğu sudan sebebe şaşırdı ve sordu;
“Boşanmak istemenin asıl sebebi gece sedef çiçeğini bir
kere bile eşinin sulamaması mı?”
Yaşlı kadın belli ki çok dertliydi ve yine bir iç
çekişten sonra içini dökmeye başladı; “Hâkim evladım,
o çiçek öyle sıradan bir sedef çiçeği değil. O bilmez 50
yıl önceydi… O çiçeği, bana verdiği çiçeklerin
arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım. Öyle
büyüttüm ben onu… Çocuğumuz olmadı, onları
çocuklarım bildim. Çocuklarımmış gibi onlarla ilgilendim. Bir zaman sonra çiçeklerim kurumaya başladı.
Duydum ki güneş açmadan geceleri bir tas su dökersem
çiçekler kendine gelirmiş. Ben de adak adadım. Her
gece uykumu bölüp çocuklarıma baktım, onları
yeniden yeşerttim. Ama bu adam bir gece bile kalkıp şu
çiçeklere bir bakayım, bir kere de ben sulayayım
demedi…
Geçen gece takatim kesilmiş, bütün gün bu yaşımla
adama hizmet etmekten yorgun düşmüşüm. Hiçbir şeyi
de beğendiremiyoruz ki mendebur herife… Her neyse… O gece yorgunluktan uyuya kalmışım. Bizim
adam da, kendisi kalkmaya üşeniyor beni de
uyandırmamış. Çocuklarım yerine koyduğum, 50 yıl
emek verdiğim çiçeklerim o gece susuz kalmış. İşte ben
hayatımı, umudumu her şeyimi verdiğim bu kişiden
hiçbir şey görmedim. Bir kerecik benim görevimi de o
yerine getirmedi. Hep benden bekledi. Onsuz ben
mutlu olurum evladım. Dırdır eden de olmaz.” dedi ve
sustu.
Salonda tüm gözler yaşlı adamın üzerine çevrildi.
Hâkim yaşlı adama dönerek; “Söylemek istediğin
bir şey var mı amca?” dedi.
Yaşlı adamsa yüzünde utangaçlığın ifadesiyle; “Benim onun kadar söyleyecek fazla bir şeyim yok oğlum.
Askerliğimi yaptığım yerde bir köşkte bahçıvan olarak
uzun yıllar görev aldım. O bahçenin mis kokması ve
çiçeklerinin kurumaması için emeklerimi verdim.
Hepsi benim için ayrı bir evlat gibiydi. Ayşe’mi de o
bahçede tanıdım. Ona o bahçeden en güzel buketler
verdim.
İlk evlendiğimiz zamanlarda Ayşe’min boynu çok
ağrıyordu. Aman ona bir şey olmasın diye her zaman
üzerine titrerim. Yine üzerine titredim, doktora
götürdüm. Doktor çok uzun süre uyanmadan yatarsa
boynundaki kirecin sertleşeceğini ve ilerleyen zamanlarda beynine bile zarar verebileceğini söyledi. Her gece
uyanıp, biraz dolaşsın dedi. Ayşe doktoru da beni de
dinlemedi. Baktım gördüm böyle olmayacak. Ya ilerde
kötüleşirse diye onun ikna olacağı bir şey söyledim.
Sedef çiçeğinin üzerine çok düşerdi. Çiçeklerde o
dönemde kurumaya başlamıştı. Ben de bundan istifade
ederek çiçekleri gece sularsa kendine geleceğini, yeniden
yeşereceğini söyledim. O da buna inandı. Her gece
uyandı. O çocuklarıyla konuşurken ben hep onu
seyrettim. Her gece o yattıktan sonra kalkıp saksıdaki
suyu boşalttım. Çünkü sedef gece sulanmayı sevmez…
Geçen akşam da, yaşlılık işte ben de uyuyakalmışım…
Uyandıramadım…
Suçlandım,
sesimi
çıkartamadım…” dedi ve son olarak da “Çiçek susuz
kalırdı ama Ayşe’min boynu yine ağrıyabilir, yine ona
acı çektirebilirdi evladım.” diye ekledi.
O an mahkeme salonunda herkes sustu… Yaşlı
kadın utandığından dolayı sesini çıkaramadı.
Mahkemede geçen konuşmaları duyanlar ise her zaman
olduğu gibi yine önemli, ince konuları atlayıp tek bir
yere odaklandı… Sedef susuz kalmış…(alıntı)
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 16 ❭
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
haber
Emanetlerinizi En Uygun Yerlerde Değerlendiriyoruz
Ramazan ayı öncesi IGMG
Zekât Fitre Kampanyası
çalışmaları hız kazandı. Bu yılki
kampanya hakkında okuyucularımızı bilgilendirmek için
IGMG Sosyal Hizmetler Başkanı
Mustafa Uyanık ile konuştuk.
Hayat: Mustafa Bey, Zekât Fitre Kampanyası’nın önemi
nedir?
M. Uyanık: Zekât ibadeti dinimizin temel ibadet-lerinden birisidir; Kur’ân-ı Kerîm’de dinin direği olan namaz ibadeti ile birçok ayette birlikte zikredilir. Zekât toplumsal hayata can verir, geleceğimiz olan nesillerimizin gönüllerine İslami değerleri işleyecek kurum ve müesseselerin zenginleştirilmesini ve olgunlaştırılmasını sağlar, ayrıca insanlığı ve bilhassa İslam âlemini kalkındırır, zilletten, esaretten, cehaletten, fakirlikten ve uyuşukluktan kurtarır. Zekât İslam’ın
köprüsüdür. Köprü sağlam ve güçlü olmazsa yaşadığımız bu
coğrafyada nesillerimizin geleceğini şekillendirecek altyapıları, eğitim çalışmalarını, tebliğ ve davet gibi faaliyetleri olgunlaştıramayacağımızdan, nesillere güzel eğitim ve ahlak gibi
nice İslami ve kültürel değerlerimizi öğretecek imkânlar pekiştirilemeyeceğinden taşıdığımız sorumlulukları hakkıyla
yerine getirememiş olacağız, gelecek nesilleri ve toplumu
maazallah ellerimizle ateşe attığımız gibi vebal altında kalacağız.
Aslında zekât kişinin Allah’a, topluma ve ümmete karşı
bir sadakat nişanesidir. “Allah’ın sana verdiği maldan hiç eksiltmeden, hakkı ile hesaplanmış bir şekilde nesillerimizin
imani ve ahlaki çığlıklarına kulak vererek, malından çıkartıp
verebilecek misin?” diyerek, imanın sadakatini ibraz eden bir
ibadettir. Diyebiliriz ki, ahiretimizi dü-zenleyecek olan temel ibadet namazsa Müslümanların özellikle bu coğrafyada
Müslüman olarak kalabilmelerini sağlayacak olan ve toplumsal ihtiyaçların asgariye indirilmesini sağlayan, dünyaya
bakan ibadet de zekâttır.
Hayat: Zekât ve fitre asr-ı saadette nasıl toplanıyordu ve
bugün nasıl toplanmalı?
M. Uyanık: Zekâtın farz kılınmasının akabinde, zekât
ibadetinin ifası ilk emirde fert olarak Müslümanlara bırakılıyordu. Ancak, sonradan Tevbe suresinin 103. ayetinde de
anlaşıldığı gibi zekâtın devlet eli ile toplanmasında ısrar edilmiştir. Bütün bunlardan anladığımız husus şudur ki, zekâtın
toplanması devlet veya Müslümanların oluşturduğu temsil
kurumu ile olmalıdır, bunlar da teşkilatlardır. Bu kurumlar
da zekâtın harcanması gereken yerleri ihtiyaca binaen tespit
eder ve oralara sarf ederler.
Müslüman fertlerin kendileri zekâtlarında tasarruf hakkına kısmen sahip olsalar bile aslolan bu ibadetin bir organizasyon ile eda edilmesi; birinin alması, diğerinin vermesi ve
alan mercinin Allah’ın emrettiği yerlere bunları dağıtması
suretiyle gerçekleştirilmesidir. Bunda icma (fikir birliği) söz
konusudur.
Farzı tamamlayan şey farz olduğu gibi, zekât farizasını
tamamlayan zekât organizasyonu da Müslümanlara farzdır.
Dolayısı ile Müslümanlar zekât müessesesini kurarlar, görevlilerini tayin ederler ve zekâtları toplarlar.
Müslüman azınlıkların İslami temsil kurumu olan İslam
Toplumu Millî Görüş (IGMG) hac, namaz, infak ve diğer
ibadetlerde olduğu gibi, Müslüman bir toplumun inşa ve ihyası için zekât müessesesini kurarak bu görevi yerine getirmektedir.
Hayat: Zekâtlar Avrupa’da bir fon aracılığı ile toplanmadığı takdirde bu coğrafyalarda yaşayan Müslümanlar neler
kaybetmektedir?
M. Uyanık: Zekât ibadetinin hakkıyla ifası yaşamış olduğumuz şartlar göz önünde tutularak ancak kurum aracılığı ile olabilecek iken, maalesef yakın tarihimizde zekât ibadeti dağınık bir hâle gelmiştir. Bu dağınıklığın sonucunda
zekâtın toplum ve nesillerimiz üzerindeki asıl işlevi tam manası ile yerine getirilemeyeceğinden, orta vadede Müslümanlar olarak yaşadığımız bu coğrafyalarda eğitimsizlik, cehalet
ve ahlak yoksunluğu gibi başlıca sıkıntıların yayılmasının ve
toplumsal erozyonun önüne geçilememiş olacak. Tercihlerini rastgele kullanan kardeşlerimiz bu ibadetlerinin ifasında
isabet sağlayamamış olabilirler. Zekâtların en uygun şekilde
kullanılması konusunda tecrübe ve hassasiyet sahibi olan teşkilatımız nesillerimizin geleceği adına taşıdığımız sorumlulukların bilincinden hareketle bunları en uygun yerlere ulaştırmakta, böylelikle de kardeşlerimizin ferdî olarak bu sorumluluklarını yerine getirmelerine imkân sağlamaktadır.
Hayat: Zekât ve fitrelerimiz nerelere dağıtılıyor?
M. Uyanık: Zekâtın kimlere dağıtılacağı Kur’ân-ı Kerîm’de belirtilmiştir. IGMG zekât ve fitreleri ulaştıracağı yerleri bu çerçevede belirlemiştir. Bunlar arasında Avrupa ülkelerinde öğrenim gören yükseköğrenim talebeleri ve gerekli
görülen öğrenciler, Avrupa’da çocuklarımızın dinî ve kültürel eğitimlerine destek olarak yapılan hizmet çalışmaları; insanlarımızın bilinçlendirilmesi, ferdin ıslahı, toplumun inşası ve ihyası için irşad faaliyetleri; hiçbir geliri olmayan fakir,
dul ve yetimlerle yolda kalmışlar, maddî imkânsızlık sebebiyle tedavi olamayan yoksul hastalar ve ihtiyaç sahipleri;
okul, vakıf ve hastahaneler, deprem ve sel gibi, tabii afetlerden dolayı mağdur kalanlar, İslam’a ve Müslümanlara hizmet eden ihtiyaç sahipleri, savaşlar sebebiyle mazlum ve
mağdur kalanlar ve muhacirler gibi ana hususlar öne çıkmaktadır.
Ayrıca bu yıl 40’tan fazla gönüllünün iştiraki ile Avrupa’daki Müslümanların elçileri olarak, başta Türkiye, Suriye
ve Somali olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerine hizmet için
gidilecektir. Tespit edilen ülkelerde acil yardıma muhtaç kesimlere öncelik tanınacaktır.
Çalışmalara katılan gözlemcilerimizin Şube Sosyal Hizmetler başkanları, irşad ve cemiyet başkanlarından seçilmesine özen gösterilmiştir. Ülkelere giden ekipler biri ülke sorumlusu olmak üzere toplam 2 ila 3 kişiden oluşacaktır.
Özellikle bu çalışmaların planlı ve programlı olması açısından gıda paketlerinin mağduriyet yaşanan bölgelere dağıtımının sağlanması, paketin bir aileye yetecek şekilde hazırlanması, unutulmuş mağdurların kapısının çalınıp binlerce
ailenin kucaklanması, dağıtımın karışıklığa mahal verilme-
yecek şekilde en ince detayına kadar planlanmasının gerekliliği hakkında gözlemcilere seminerler verilmiştir.
Müslümanların zekâtlarını IGMG aracılığı ile kimsenin
onurunu kırmadan, insanları ve muhtaçları incitmeden, rencide etmeden, riya gibi durumlara düşmeden, fark ettirmeden, birilerine göstermeden gerçek mağdurlara ve ihtiyaç
duyulan yerlere tasarruf etmesi daha uygun olacaktır.
Hayat: Yani sağ elin verdiğini sol elin bilmemesi meselesi en güzel şekilde bir kurum aracılığı ile mi gerçekleştirilebilir?
M. Uyanık: Evet, kesinlikle öyle. Zekâtların kurumlar
vasıtasıyla toplanması ile bu prensip en güzel şekilde yerine
getirilmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde Allah’ın özel misafirleri olacakları
sayarken, sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli
verenleri de zikretmiştir. Çünkü birbirlerini tanıyan çevrelerin ve akrabaların birbirlerine verdikleri zekâtlar karşılığında
incitme ve başa kakma olaylarına maalesef çokça rastlanmaktadır.
Hayat: Zekât sorumluluğunu yerine getirmek isteyen
Müslümanlar özellikle nelere dikkat etmelidir?
M. Uyanık: Birincisi, zekâtını hesap ettirip hakkıyla vermelidir. Zekâtı verilmeyen mal dünyada yokluğa, ahirette ise
azaba sebeptir. İkincisi, kardeşlerimiz başta aile fertleri olmak üzere çevrelerinde bulunan Müslümanlara zekâtlarını
verme ve geciktirmeme yönünde teşvik edici olmalıdırlar.
Özellikle maddiyata düşkünlüğün öne çıktığı bu zamanda
genç nesillerimizin verme kültürlerini zenginleştirmemiz,
onları cömertliğe alıştırmamız gerekmektedir.
Hayat: Zekât Fitre Kampanyası’nda hangi birimler nasıl
bir çalışma takip etmelidir?
M. Uyanık: Öncelikle dinimiz yaptığımız işi doğ-ru
yapmamızı emretmektedir. Buna göre bütün birimlerimiz
olmak üzere Ana Teşkilattan Kadınlar Teşkilatına, Gençlik
Teşkilatından Kadınlar Gençlik Teşkilatına, hocalarımızdan
eğitimcilerimize kadar herkes zekât çalışmalarını sahiplenmeli ve ciddiyetle takip etmelidir. Herkesin hakkaniyetle bu
çalışmaları sahiplenmesi, olduğu kadar değil olması gerektiği kadar gayret etmesi sonucunda bu gayretler ancak başarılı bir şekilde tamamlanacaktır.
Hayat: Bu seneki Zekât Fitre Kampanyası’ndaki hedefiniz nedir?
M. Uyanık: Bu sene inşallah çok heyecanlı ve bir o kadar da anlamlı bir çalışma olacak. Zira tüm ekibimiz ve birimlerimiz ile bu seneki hedefimizi Allah’ın izni ile 10 milyon avro olarak belirledik. Teşkilatın hiyerarşik yapısı içerisinde birimlerimiz üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği takdirde ben bu hedefin kolayca yakalanacağına tüm
kalbimle inanıyorum. Yeter ki gayret gösterelim. Dava sandığımız kadar değil, yüreğimizin yandığı kadardır. Önceki
yıllarda zekât/fitre mevsimi tatile denk gelmesine rağmen
kardeşlerimizin sahiplenmesi sonucunda kampanyada rakam düşmemiş, bilakis artmıştır. Bu sene de Allah’ın izni ile
sabır ve azim göstererek bu hedefi yakalayacağız.
Hayat: Son olarak bir mesajınız var mı?
M. Uyanık: Özetleyecek olursak: Birincisi; zekâtın sırf
acıma duygusu ile yapılan bir yardım olmadığını, yaratıcımız Allah’a bir borç ve yoksulun üzerimizdeki hakkı olduğunu, verenlerin büyük bir ödüle layık olacağını ve bunun da
aile içerisindeki bereket ve huzura yansıyacağını, cimrilik
edenlerin yüz çevirenlerden olacağını, zekâtı hesabı düzgün
bir şekilde hakkı ile vermemenin ahirette getireceği cezanın
ağır olacağını Cenâb-ı Hak ayetlerinde bildirmiştir.
İkincisi; kampanyamız vesilesiyle dünyadaki mağdur ve
mazlumlara destek sağlandığı gibi, azınlık olarak yaşamakta
olduğumuz bu coğrafyalarda nesillerimizin nitelikli eğitim
ihtiyaçlarına ve imani çığlıklarına kulak vererek tercihlerin
kurumlarımızdan yana yapılması gerekir. Üçüncüsü; idarecilerimiz ve hocalarımızın bu mübarek ayda zekât ve fitre çalışmalarını sohbetlerinde canlı tutmaları ve bu meseleye hak
ettiği gibi tüm potansiyellerimiz kullanılmak suretiyle sahip
çıkılması gerekir. Ve son olarak, özellikle gençlerimizin verme, infak etme kültüründeki zafiyetin önüne geçilip, gençlerimiz ve bütün kardeşlerimizin teşvik edilmesi de muhakkak sağlanmalıdır.
Bauberatungszentrum
eröffnet am 20.Juni
im “alten Kino” am
Bahnhof in Mühlheim
Endlich ist es soweit! Aus vielen Jahren Bauerfahrung im Neubau als auch bei Sanierungsmaßnahmen im Bestandsgebäude-bereich ist ein Wunsch
in Erfüllung gegangen. Der Architekt und Diplom
Ingenieur Abdullah Özer und seine Partner eröffnen nach einem Jahr der Umbauphase im ehemaligen Kino, in der Bahnhofstraße 77 in Mühlheim,
das Bauberatungszentrum Hessen
(BBZ-Hessen).
Wie Wichtig eine solide, unabhängige und fachlich
qualifizierte Bauberatung beim Neubau als
auch bei der Sanierung von Bestandsgebäuden ist, hat sich in den letzten Jahren sehr
deutlich gezeigt. Dem neuen Bauberatungszentrum steht ein Netzwerk von
Einrichtungsberater/Dekorateuren.
Ziel ist es, eine umfangreiche, qualifizierte und effiziente Beratung von der Planung bis hin zum Abschluss einer Baumaßnahme
anzubieten. Weitere Dienstleitungen sind Projektentwicklung, Thermografie, Blower-Door-Tests,
Kaufberatung, Baugutachten, baubegleitende
Qualitätssicherung, Einrichtungsberatung/Raumgestaltung, Dekoration und vieles mehr.
Bauinteressierte werden im BBZ unverbindlich
qualifizierten und erfahrenen Experten mit
umfangreichen Leistungsangeboten rund um
den Bau und der Sanierung von Wohn- und
Nichtwohngebäuden zur Verfügung. Das
Bauberatungszentrum ist ein Zusammenschluss selbständiger Architekten, Ingenieure, Energieberatern, Handwerker,
Baustoffhändler
und
und kostenlos beraten. Dabei können im Ausstellungsbereich viele Möglichkeiten aufgezeigt und
viele, ausgewählte Broschüren eingesehen werden. Seminarveranstaltungen zu verschiedenen,
aktuellen Themenbereichen für Bauherren, Investoren, Hausverwaltungen, Planungsbüros, Handwerksbetrieben und an alle sonstigen
Interessenten runden das Angebot im neuen BBZ
ab.
Auch das Vermitteln von ausgesuchten, qualifizierten Handwerksbetrieben gehört zu den
Angeboten des BBZ. Dabei werden nur Betriebe aufgenommen, die sich einer eingehenden Qualitätskontrolle unterzogen
haben und nachweislich sauber, termingerecht und preiswert arbeiten. Ein wichtiger
Aspekt ist neben der Qualitätskontrolle
dabei auch die Abgabe von Festpreisen bei
Angeboten, um sich vor Überraschungen zu
schützen.
Machen Sie einen Termin mit unseren Experten!Auf Seminare werden wir rechtzeitig
in den Medien aufmerksam machen.
www.bbz-hessen.de • [email protected]
Hinterher ist man
immer schlauer
Ein Ansprechpartner
für alle Leistungen
Da weiß eine Hand, was die
andere tut.
Lassen Sie sich unverbindlich und kostenlos beraten.
Im Neubaubereich sind wir die
Alle Handwerksbetriebe, die mit uns zusammenarbeiten, müssen sich knallharten
Spielregeln verpflichten. Service, Qualität
und faire Preise haben oberste Priorität.
Wir geben Seminare für Bauherren, Investoren, Hausverwaltungen Planungsbüros
Handwerker und an alle sonstigen Interessenten
Besuchen Sie unser Ausstellung
Wir haben ausgestellt:
FASSADENDÄMMSYSTEME FENSTER UND
TÜREN DACHZIEGELN UND VIELES MEHR
richtigen Ansprechpartner vomPlanungsphase bis zum fertigstellen des Projektes.
Neben sämtlichen Architektenleistungen
bieten wirTragwerksplanung, ökologisches
Bauen, ...
Zusätzlich bieten wir viele Dienstleistungen rund um die Immobilie an. Dies sind
Blower-Door-Tests, Thermographie, Bauherrenberatung, Kaufberatung, Baugutachten, Baubegleitende
Qualitäts-sicherung, Projektentwicklung ..
Es werden die Betriebe aufgenommen, die
nachweislich sauber, termingerecht und
preiswert arbeiten. Nur diese Betriebe
vermitteln wir.
Denn erstklassige Leistungen werden weiterempfohlen.
und das ist unser Ziel.
BBZ Bauberatungszentrum
Bahnhofstr. 77 • Mühlheim am Main • Tel: 06108-61 93 172 • Fax: 06108-61 93 173
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 18 ❭
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
IGMG Hessen Bölgesi’nde En Güzel Yarışma
GMG Hessen Bölgesine bağlı olarak faaliyet
gösteren cemiyetlerin talebelerinin iki
kategoride yarıştıkları Kur`an-ı Kerim
Yarışması Bölge Finali Kelsterbach`ta yapıldı.
IGMG Hessen Bölgesi İrşad Başkanlığı
tarafından organize edilen Kur`an-ı Kerim
Yarışması Bölge Finali Kelsterbach`ta yapıldı.
IGMG Hessen Bölgesine bağlı olarak faaliyet
gösteren cemiyetlerdeki talebelerin iki kategoride
yarıştıkları yarışmaya katılım oldukça yoğundu.
Program açılış Kur`an-ı Kerim tilavetiyle
başladı.
Daha sonra programın açılış konuşmasını
IGMG Hessen İrşad Başkanı Mehmet Ergün
yaptı. Ergün bu tür yarışmaların önemine
değindi. Almanya`da çocuklarımızın bu tür
yarışma-lara katılmasının ne kadar önemli
olduğunu hatırlattı.
IGMG Hessen Bölge Başkanı Bilal Kaçmaz
da bir selamlama konuşması yaparak
katılımcılara ve yarışmaya iştirak eden
talebelerin aileleri ve hocalarına teşekkür etti.
Yarışma jürisi ilk önce küçükler
I
kategorisindeki yarışmacılar için sıralama kur`ası
çekimi yaptı. Sıra numarasına göre yarışmacılar ilk
önce ezberden daha sonra ise yüzüne olarak
sunumlarını yaptılar.
Öğle Namazı için ve küçüklerin puanlaması
için kısa bir mola verildi.
Yine jürinin büyükler kategorisinde katılım
sağlayan yarışmacılar için sıra belirleme kur`ası çekimine geçildi. Kur`a çekiminden sonra
yarışmacılar yine ezber ve yüzüne sunumlarını
yaptılar.
Tüm yarışmacıların sunumundan sonra jüriye
puanlama için kısa bir mola verildi.
Mola esnasında puanlamalar hesaplanırken
yarışmacılar için IGMG Hessen Bölgesi
tarafından verilecek hediyeler getirildi.
Jüri heyetinin puanlamasına göre dereceye giren
yarışmacılar davet edildi.
Sırasıyla dereceye giren yarışmacılar puanları ve
cemiyetleri şunlardı:
Küçükler kategorisinde Birinci Elsenfeld
Cemiyetinden Muhammed Yılmaz 256 Puan,
ikinci Offenbach Cemiyetinden Ahmet Yılmaz
243 Puan, üçüncü Giessen Cemiyetinden Selman
Güneş 238 Puan.
Büyükler kategorisinde Birinci Wetzlar
Cemiyetinden Emre Değer 286 Puan, ikinci
Offenbach Cemiyetinden Yasin Koca 285 Puan, üçüncü Pfungstadt Cemiyetinden Yasin
Yapar 279 Puan.
Yarışmacıların puanlaması yüzüne okuma-sı,
ezbere okuması ve tecvid bölümü olarak üç
bölüme göre yapıldı.
Tüm yarışmacılar hediyelerini aldıktan
sonra; toplu olarak fotoğraf çektirilmesi ve
kapanış Kur`an-ı Kerimi ile program sona erdi.
haber
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 19 ❭
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
özel köşe
Sağlık Problemleri ve Oruç
Doktor Nuray ERDEMİR • [email protected]
eğerli okuyucular önümüzdeki günlerde mübarek Ramazan Ayına giriyoruz. Bu ibadeti güzel
bir şekilde eda etmek için hem bedenen hem de
ruhen hazırlık içerisindeyiz. Bizler doktorlar olarak Ramazan ayında sıkça hastalarımızdan sorular alıyoruz.
Diyanet işleri Başkanlığı oruç ile ilgili rehber hazırladı ve
sıkça sorulan konulara cevap verdi. Bir kaç önemli soru
ve cevabı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sağlık Problemleri ve Oruç
Tıbbın gelişmesi ile günümüzde pek çok yeni muayene ve tedavi yöntemleri ortaya çıkmıştır.
Bunların bir kısmı orucu bozmakta bir kısmı ise
bozmamaktadır. Bu yöntemlerle ilgili belli başlı sorular
ve cevapları şöyledir:
1. Astım hastalarının oksijen spreyi kullanmaları
orucu bozar mı?
Akciğer hastalarının kullandıkları spreyden, bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok az bir miktar ağıza sıkılmaktadır. Bunun da önemli bir kısmı ağız ve nefes boruları
cidarında emilerek yok olmaktadır. Bundan geriye bir
miktarın kalıp tükrük ile mideye ulaştığı konusunda kesin bir bilgi de yoktur. Abdest alırken ağızda kalan su ile
kıyaslandığında, bu miktarın çok az olduğu görülmektedir. Hâlbuki oruçlu, abdest alırken ağzına verdiği sudan
geri kalan miktarın mideye ulaşması hâlinde orucun bozulmayacağı konusunda hadis (Dârimî, “Savm”, 21) ve
İslâm bilginlerinin icmaı vardır. Hz. Peygamber’in oruçlu iken misvak kullandığı, sahih hadis kaynaklarında yer
almaktadır. (Buharî, “Savm”, 27) Diğer taraftan, “kesin
olarak bilinen, şüphe ile bozulmaz” kaidesi gereğince,
mideye ulaşıp ulaşmadığı konusunda şüphe bulunan söz
konusu madde ile oruç bozulmaz. Bu itibarla astımlı
hastaların, rahat nefes almalarını sağlamak amacıyla ağza püskürtülen oksijenli ilaç orucu bozmaz.
2. Göz damlası kullanmak orucu bozar mı?
Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar olarak çok az (1 mililitrenin
1/20’si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün
kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile
burun boşluğunu birleştiren kanallarda ve mukozasında
mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulaşma ihtimali bulunmaktadır. Bu bilgiler, yukarıdaki bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde,
göz damlası orucu bozmaz.
3. Burun damlası kullanmak orucu bozar mı?
Tedavî amacıyla burna damlatılan ilacın bir damlası,
yaklaşık 0,06 cm3’tür. Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte olup çok az bir kısmı ise mideye ulaşmaktadır. Bu da, dini açıdan abdestte ağza su
vermede olduğu gibi af kapsamında değerlendirildiğinden orucu bozmaz.
4. Kalp hastalarının dilaltı hapı kullanması
orucu bozar mı?
Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan ilaç,
doğrudan ağız dokusu tarafından emilip kana karışarak
kalp krizini önlemektedir. Söz konusu ilaç ağız içinde
emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır.
Bu itibarla, dilaltı kullanmak orucu bozmaz.
5. Her gün hap kullanmak zorunda olan
hastaların oruç tutmaları gerekir mi?
Hastalık, Ramazan’da oruç tutmamayı mubah kılan
özürlerdendir. Bir kimsenin oruç tuttuğu takdirde hastalanacağı, hasta ise hastalığının artacağı tıbben veya tecrübe ile sabit olursa oruç tutmayabilir. İyi olunca da yalnız yediği günler sayısınca kaza etmesi gerekir. Ayet-i
Kerime’de “Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tu-
D
tamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar”
buyrulmuştur. (Bakara, 2/184)
Ömrü boyunca bu durumda hasta olan kişiler ise,
her gün için bir fidye verirler. Yoksul ve muhtaç kişilerin
fidye vermeleri de gerekmez. Zira dinimizde hiç kimse
gücünün üstünde bir sorumlulukla yükümlü tutulmamıştır.
6. Endoskopi, kolonoskopi yaptırmak, makat
veya ferçten ultrason çektirmek orucu bozar mı?
Mideyi görüntülemek veya mideden parça almak
için yaptırılan endoskopide, ağız yoluyla mideye tıbbî
bir cihaz sarkıtılmakta ve işlem bittikten sonra çıkarılmaktadır. Kolonlardaki hastalığı teşhis etmek amacıyla,
bağırsak içini görüntülemek veya parça almak için yapılan kolonoskopide, makattan bağırsaklara cihaz gönderilmekte ve işlem bittikten sonra çıkarılmaktadır. Kolonoskopide, hemen daima, endoskopide de genellikle incelenecek alanın temizliğini sağlamak amacıyla cihaz
içinden su verilmektedir.
Lavman yaptırmak konusunda ise, iki durum söz
konusudur; kalın bağırsaklarda su, glikoz ve bazı tuzlar
emildiği için, gıda içeren sıvının bağırsaklara verilmesi
veya orucu bozacak kadar su emilecek şekilde verilen suyun bağırsakta kalması durumunda oruç bozulur. Ancak, suyun bağırsaklara verilmesinden sonra bekletilmeyip bağırsakların hemen temizlenmesi durumunda, verilen su ile birlikte bağırsaklarda bulunan dışkının dışarıya çıkarıldığı ve bu esnada emilen su da, çok az olduğu
için oruç bozulmaz.
İĞNE YAPTIRMAK, HASTAYA SERUM VE
KAN VERMEK ORUCU BOZAR MI?
11. İğne yaptırmak, hastaya serum ve kan
vermek orucu bozar mı?
İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi
amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici
olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya
kan verilmesi de, aynı hükme tabidir.
12. Diyaliz uygulaması orucu bozar mı?
Böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi, hemodiyaliz olmak üzere iki çeşittir. Periton diyalizi, karın boşluğuna verilen özel bir solüsyon
aracılığı ile, hastanın kendi karın zarı kullanılarak kanın
zararlı maddelerden arındırılması ve sıvı dengesinin sağlanması işlemidir. Hemodiyaliz ise, kanın vücut dışında
bir makina yardımı ile temizlenip vücuda geri verilmesi
işlemidir. Kan bir iğne aracılığı ile hastanın kolundan
alınır. Hemodiyaliz makinası, diyalizör denen bir filtreden kanı sürekli geçirerek zararlı maddeleri ve fazla suyu
filtre eder. Filtre edilen temiz kan ikinci bir iğne ile hastanın damarına geri verilir. Bu işlem yapılırken bazen,
gıda içerikli sıvı verilmesi gerekmektedir. Buna göre hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz.
Diğer diyaliz çeşitlerinde ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozulur.
13. Anjiyo yaptırmak orucu bozar mı?
Halk arasında anjiyo (anjiyografi) olarak bilinen
operasyon, teşhise veya tedaviye yönelik olarak uygulanmaktadır. Anjiyografi vücut damarlarının görüntülenmesi demektir. Damar içine damarların görünür hâle
gelmesini sağlayan ve kontrast madde olarak tanımlanan
ilaç verilerek, anjiyogram adı verilen filmler elde edilir.
Anjiyografi sayesinde organları besleyen damarlar görüntülenerek damar hastalıkları veya bu damarlardan
beslenen organlara ait tanı koydurucu bilgiler edinilir.
Tedaviye yönelik olarak uygulanan anjiyonun klasik
yöntemi anjiyoplastidir. Bu ise, dar veya tam tıkalı damarların balon ya da stent denilen özel araçlarla tekrar
açılması için yapılır. Bu bilgiler ışığında gerek anjiyografi, gerekse anjiyoplasti operasyonlarında yemek ve içmek
anlamı bulunmadığından, oruç bozulmaz.
14. Biyopsi yaptırmak orucu bozar mı?
Tahlil amacıyla vücudun herhangi bir organından
parça alınması (biyopsi), orucu bozmaz.
15. Kan aldırmak orucu bozar mı?
Kan aldırmak orucu bozmaz. Nitekim Hz. Peygamber ihramlı iken ve oruçlu bulunduğu sırada kan aldırmıştır. (Buharî, “Tıb”, 11, “Sayd”, 11, “Savm”, 22) Ayrıca Hz. Peygamber: “Üç şey vardır orucu bozmaz: Kan
aldırmak, kusmak, ihtilam olmak”. (Tirmizi, “Savm”,
24) buyurmuştur.
16. Oruçlu kimse akupunktur yaptırabilir mi?
Akupunktur; vücutta belirli noktalara iğne batırmak
suretiyle çeşitli hastalıkları tedavi etme metodudur.
Akupunktur uygulanması hâlinde, vücudun beslenmesi,
gıda alması söz konusu olmadığından, akupunktur yaptırmak orucu bozmaz.
17. Merhem ve ilaçlı bant kullanmak
orucu bozar mı?
Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal
damarlar yoluyla vücuda sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu
emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu yeme içme anlamına da gelmemektedir. Bu itibarla, deri
üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu
bozmaz.
18. Oruçlu kimsenin dişlerini tedavi ettirmesi
orucu bozar mı?
Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak
dişlerini tedavi ettirmesi veya çektirmesi orucu bozmaz.
Ancak tedavi esnasında kan veya tedavide kullanılan
maddelerden herhangi bir şeyin yutulması orucu bozar.
19. Susuz olarak hap yutmak orucu bozar mı?
Oruçlu bir kimse meşru mazeret olmaksızın gıda veya ilaç cinsinden bir şeyi ister su ile, ister susuz olarak yer
veya içerse orucu bozulur ve kefaret gerekir. Ancak oruç
bozmayı mubah kılacak ölçüde bir rahatsızlık sebebiyle
ilaç alınmış ise, oruç bozulur ve kendisine yalnız kaza
gerekir, kefaret gerekmez.
Kaynak Diyanet İşleri Başkanlığı
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 20 ❭ Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
haber
Altındaşoğlu: İdam Cezasını Kınıyoruz
İtikat’ın Şoksuz Helal Kesim
Mezbahanesi Hizmete Girdi Mısır’daki Cunta Hükümeti İnsanlık Suçu İşlemiştir
heinland-Pfalz
Toplumu
Türk
Başkanı İhsan Altındaşoğlu “Mısır’ın seçilmiş eski Cumhurbaşkanı
Muhammed Mursi ile
106 kişiye verilen idam
kararlarını şiddetle kınıyoruz. Cuntacılar insanlık suçu işlemişlerdir.”
Dünya kamuoyunun
sessiz kalması cuntacıları
cesaretlendirmektedir.
Mısır’ın ilk ve tek seçilmiş
Cumhurbaşkanı’na verilen idam cezası, Mısır’ın yeniden eski Mübarekli günlerine
döndüğünün bir işaretidir.
Baskı altında kalarak verilen
Mahkeme kararlarının ne kadar
R
1
antidemokratik olduğunu bütün
cuntacıların tarihinde görmekteyiz. Bu kararların uygulanmaması için insan haklarına saygılı
tüm Sivil Toplum Kuruluşları ile
İBADETE DAHA FAZLA
ZAMAN AYIRIN DİYE...
HACI ADAYLARININ DİKKATİNE
HEDİYELİK HAC MALZEMELERİNİ
HİZMETİNİZE SUNUYORUZ
Daha Pek Çok Çeşit Hediyelik Hac Malzemesi İle Hizmetinizdeyiz
www.hacdunyasi.de
- HAC'DA YÜK
PROBLEMİNE SON
11.90
- KALİTE GARANTİSİ
- İADE GARANTİSİ
- LÜX HEDİYELİK PAKET
- 20 SET VE ÜZERİ
SİPARİŞLERDE POSTA
ÜCRETİ BİZDEN
HED
HAC S İYELİK
ETLER
İMİZ
HEDİYELİK SETİMİZDE
BULUNAN MALZEMELER
seccade - takke - kina - tesbih - esans
- misvak - sürme - namaz başörtüsü
iTiBAR
EN
euro'dan
994 yılında Kurulan ve İtikat markası ile hizmet veren İtikat Helal GmbH’nın Şoksuz Mezbahanesi ve Et Entegre tesisi Bulgaristan’ın Kırcaali’ye bağlı Cebel kasabasında açıldı.
Açılışa İtikat Helal GmbH sahibi Sami Erkurt, Mezbahane
ortağı Nurhan Ahmet ve Şirket Genel Müdürü Levent Mehmedoğlu, Avrupa’nın değişik şehirlerinden gelen Bölge Bayileri, çok
sayıda yazılı ve görsel medya temsilcileri katıldı.
İtikat Firması sahibi Sami Erkurt, şoksuz kesimlerin nasıl yapıldığı, hedefleri, Kesimhane ve yöre hakkında kısa bilgiler verdi.
Erkurt: “Burası % 95 müslümanın yaşadığı Kırcaaliye bağlı
Cebel bölgesi. Mezbahanemizde 70 kişi istihdam ediyoruz. Günlük 120 büyükbaş (Sığır) ve 500 küçükbaş (Kuzu) kesme kapasitemiz var. Burada Şoksuz Etlerimizle Mantı, Adana Kebap, İnegöl Köfte, Sığır Burger, Kesilmiş Tavuk Döner, Kesilmiş Sığır Döner ve içli Köfte yapmayı planlıyoruz. Ayrıca, Mezbahanemiz bu
bölgedeki müslümanların helal et ihtiyacını karşılıyor” dedi.
Daha sonra katılımcılar kesimhanedeki sorumlu kasap Mehmet Abdullah’ın yapmış olduğu şoksuz kesimleri canlı izlediler.
Mehmet Abdullah kesimler ile ilgili kısaca bilgi verdi.
“Mezbahanemizde yapılan bütün kesimleri benim gibi müslüman kasaplarımız tarafından İslami usüllere göre yani şoksuz ve
besmele çekilerek yapmaktadır.”
Katılımcılar Kasap Mehmet Abdullah’ın canlı büyükbaş kesiminden sonra küçükbaş koyun kesimini izlediler. Canlı kesimlerin ardından et entegre tesislerini gezdiler ve çalışanların modern
ve hijyen bir ortamda yaptığı helal ürünlerin nasıl yaptıklarını
dikkatlice takip ettiler.
İtikat Helal GmbH Sahibi Sami Erkurt İtikat markası ve hizmetleri hakkında açılışa katılan medya mensuplarına bilgiler verdi.
Erkurt: “Şirketimiz 1994 yılında kuruldu. Stuttgart/ Altbach’daki merkez binamızda hizmet vermekteyiz. 27 kalem ürünümüz ile Almanya, Avusturya, İsviçre, İtalya, Fransa, Belçika,
Hallanda, İngiltere, İsveç, Norveç ve Danimarka’daki marketlerde ürünlerimizi bütün insanlara sunuyoruz. Ürünlerimizin %
90’ı donmuş, % 10’u ise taze ürünlerdir. Su böreğinden Lahmacuna, Peynirli Künefeden Milföy hamuruna ve birçok ürünümüz ile ülkemizin lezzetlerini Avrupa’daki insanların beğenisine
sunuyoruz. Sucuk, Salam ve Sosislerimiz yıllardır hizmet ürünlerimizin ilk sırada olanlarıdır. İnsanlarımız Ürünlerimizin tamamını marketlerdeki İtikat buzluklarından alabilirler. Ayrıca belirtmek isterim ki üretimlerimizin tamamı İtikat markalıdır ve kullandığımız bütün baharatlar-jelatinler helaldir. Helallik konusunda merkezi Bremende bulunan m-haditec GmbH sertifika hazırlamanın yansıra Helal baharatlarda uzman olup bu konu hakkında şirketimize danışmanlık yapmaktadır. Mezbahanemizdeki helal kesimi herkes habersiz olarak gelip görebilir” dedi.
uygar ülkelerin Mısır`ın
cunta hükümetine karşı
tavır almalarını bekleriz.
Tek taraflı verilen bu
kararların Mısır tarihine
kara bir leke olarak düşecektir. Bu kararın Mısır’ın iç huzurunu tehdit
ettiği açıktır. Gerek Fedaral Almanya Cumhuriyeti’inden gerekse Türkiye
Cumhuriyeti’inden Mısır’ın cuntacı hükümetine karşı yaptırım başta
olmak üzere uluslararası güçleri
harakete geçirerek bu yanlış uygulamadan bir an önce vazgeçirmelerini umuyoruz.
Bonner Straße 40 . 65428 Rüsselsheim Tel: 06142-2309224
Web: www.hacdunyasi.de . E-Mail: [email protected]
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 21 ❭
Gurbet
Mektupları-18
[email protected]
üzel yürekli dostlar, gurbetin cefakar insanları, sizlerle yine beraberiz.
Yüreğinde kederin varsa, senin derdin olmalı!
Hüznünde gözyaşı varsa, özlem olmalı!
Demişsek, gurbetin verdiği yalnızlıklardandır,
kederimiz, hüznümüz. Izdırapları, acıları, bırakılışları, aldatışları, yüreğimizle çekişimizdendir.
Benim için sözün doğruluğu önemlidir, sözü
söyleyenenin görünüşü değil!
Demişsek eğer, artık doğru sözlü, doğru özlü
insanlara ihtiyacımız olduğundandır. Doğru sözlü, yalanı olmayan, senet gibi tapu gibi kişilikler
arar olduk, cemiyetlerimizde, toplumlarımızda,
arkanı dönünce vurulmayacağını bilmeli insan.
Ahirete zaman ayırmadığın ve dünyada bitiremediğin o yoğun işlerini bitiremeden, ölüm meleği gelecek ama, yine zamanım yok mu diyeceksin?
Evet bu sorunu defalarca yazmıştık yine yazıyorum. Denge diye birşey var hayatta, evin bütçesi gibi, yolda yürürken ve bunlar gibi ama en
önemlisi ahiret, dünya dengesi. Burada dengeyi
kaybetmek, asıl kaybetmektir herşeyi. İflasa kadar
gider.
Günlük işlerin sarhoşluğundan, ahireti düşünemez olduk!
Diyerek, yaraya parmak basmak istiyorum.
Hayatımızı güncelleyerek nerede hata yaptık diye
tespitimizi yapalım.
Bir kez daha fark ettim ki dünyaya gerekenden fazla değer veriyor insanoğlu!
Evet; ne yapıyoruz, bu dünya için diye düşündüğümüzde, hayalimizin ermediği şeyleri planlayarak ölümsüz olduğumuzu zannetmeye başlıyoruz. Oysa birçok sevdiklerimizi toprağa veriyoruz
ama yine unutuyoruz, yine unutuyoruz. Ölenle
ölünmez diyerek, kaldığımız yerden hayata sımsıkı tutunuyoruz.
Hayatın birinci kademesinde durakladıysan
bir düşün.
Hayatın birinci dönemi okul dönemidir, daha
o çağda karar veremiyorsak, vermeyi öğrenmeliyiz, çünkü karar verememek insanı çıkmaza götürür.
Adam gibi düşünemiyorsan bari sus adam
sansınlar.
Sus ve dinle doğruları ve yanlışları öğren ki
gerçeği öğren.
Ahların, sultasında gönül görmezlik varsa, hakikatin gönlünde hak vardır.
Bunca zulümle inleyen halkların acılarını ne
zamana kadar görmezden gelebilir insanlık, Bu
görmezlik ve zulüm ebedi olamaz, gerçekler ne
kadar alt üst olabilir. Gün gelir yenen hakkın
içinde zalimler boğulur.
Fenerle sokaklarda adam arasak da bulunmuyor.
G
❬
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
M. Salih AYDIN
Ne yazıkki adam gibi adam zor bulunuyor,
hayatı zorlaştıran da bu ya.
Karanlık insanlar geldiler uyuyan insanları uykularından rahatlarından ettiler. Komşu evdekiler hala uyuyor. Uyandırılmalarını bekliyorlar.
İnsanlar, huzur içinde kendi hayatlarını yaşarken, çıkar peşinde koşan ve çıkarcılığı sanat etmiş
bazı insanlar bulunduğu mevkileri çıkarları için
kullanırken, milyarlarca insanları da acı, elem,
kedere gark ediyor.
Müslümanlar aklını başına almazsa birbirinin
katili olmaya devam edecektir.
Aklımızı başımıza almamız insanlığın yararınadır, almamamız çıkarcıların cebine yarayacaktır. Biz de Müslüman öldürmekle cennete gideceğimizi zannedeceğiz.
Allah (c.c.) nefislerimizden ve vicdanlarımızdan putları şirkleri bidatları temizlesin. İnşaAllah.
Tarif edilmez bir kıskacın içine girmeye kendini zorlayan insanoğlu, acıları kendine ortak yaparak, dikine doğru ve hiçbir taviz vermeden,
karşısındakini inciterek doğruların doğrucu adamıymış gibi ahkam kesiyor. Hayat insan olmanın
ve adem olmanın hasretini çekerken, herkes haklılığının ispatı peşinde yıkımla uğraşmaktadır. Ta
ezelden beri insanlar, birilerinin yanlışlarını aramakla meşgulken, bunu körükleyip çıkarlarını
her işe alet eden insanlar var. Bu minval üzere hayat devam ediyor. Hakkın hakikatin peşinde
olanlara ise, deli diyorlar hikayede olduğu gibi.
Şu karamsar dünyanın aydınlık tarafından geçelim derken bak yine zaman bizim aleyhimize
geçiyor. Etrafta karanlık insanlar dolaşırken, biz
kendimizi unutma çabasındayız, ama bazı seçkin
kullar Rabbine zikirle meşgul olarak ibadet anındaki o huzuru yaşıyorlar.
İnsan oğlu ot gibi veya sürü bir akıma kapılmış gidiyor. Hangi insana doğruyu veya doğru
zannettiklerimizi anlattığımızda. Önce gülümsüyor sonra “sen hangi devirde yaşıyorsun. Adam ticarette devamlı kaybediyor. Tutuyorsun akıl veriyorsun.
Adam:
- Sen aklını kendine sakla, varsa para ver.
Yani çok zıdlıkların bir arada olduğu bir dünyada
yaşıyoruz.
Hayatı yaşıyorum zannedenler, yaşamayı başka başka yorumluyor. Kimine göre hayat yaşamak, eğlenmek, gezmek, tozmak. Kimine göre
hayata hükmetmek, Kimine göre boşvermek. Kimine göre imtihan. Kimine göre ahireti ve dünyayı dengede tutmak.
Siz dengeyi dünya ve ahirette terazide tutarsanız kazanan siz olacaksınız.
İnşaALLAH.
özel köşe
Friedberg Ayasofya
Camiinde Güzel Bir
Dayanışma Örneği
İTİB çatısı altında ffaliyetlerini
sürdüren Friedberg Ayasofya
Camii, geçtiğimiz günlerde güzel bir faaliyete öncülük etti. Yaklaşık 40
küsür senedir faaliyetlerini sürdüren Cemiyette, camii müştemilatının mekan
olarak büyük olduğu da gözününe alındığında lokal bölümü için ihtiyaç olan ve
yenilenmesi gereken sandalyeler ile alakalı güzel bir çalışmaya imza atıldı.
İlk olarak camii yönetimi tarafından alınan karar ile oluşturulan komisyon faaliyetlerine başladı. Komisyon başkanlığına aynı zamanda cemiyetin eski başkanlarından olan Rizeli
Rüstem Çap getirildi. Oluşturulan komisyon belirlediği strateji ile çalışmalarına başladı. Kısa zamanda hedeflerine ulaşan
komisyon Türkiye`den getirttirilen sandalyelerle cemiyet lokalinde güzel bir hizmete vesile oldular.
Yaklaşık 100 adet sandalye için yapılan çalışmaya maddi
ve manevi destekleriyle neredeyse tüm Friedberg Ayasofya cemaati destek oldular. Sandalyeler için teberru toplamanın yanında Türkiye`den gelen sandalyelerin montajı da birlikte
imece usulü ile gerçekleştirildi.
Komisyon Başkanı Rüstem Çap yaptıkları çalışmanın içeriği hakkında şu bilgilendirmeleri yaptı: “Yönetim Kurulundaki arkadaşlarımızın aldığı karar sonrasında bu komisyonun
başkanlığı bize tevdi edildi. Biz de hemen çalışmalara başladık ve kısa sürede gereken miktarı topladık. Yaptığımız araştırmalarda Almanya`da istemiş olduğumuz materyallerin fiyatlarının yüksek olduğunu gördük. Yine yapılan araştırmaya
göre Türkiye`de daha kullanışlı ve sağlam olan sandalyelerin
daha uygun fiyata olduğunu gördük. Yaptığımız görüşmeler
sonucu sandalyeleri alarak tır ile buraya getirdik ve Allah`a
hamdolsun yine imece usulü yaptığımız çalışma ile montajını hepberaber yaparak insanımızın istifadesine sunduk.
Burada teşekkür etmek istediğimiz kişi ve kuruluşları da
unutmak istemiyoruz. İlk olarak DİTİB Bad Homburg, Bad
Vilbel, Karben Camilerinin kıymetli Başkanlarına, yine Bad
Homburg ve Friedberg`deki Türk taksi guruplarındaki taksici kardeşlerimize, Friedberg`de bulunan işadamı kardeşlerimize ve tabiki Friedberg Ayasofya Camiimizin cemaatine teşekkür etmek istiyoruz.
Yine son olarak sandalyelerin İstanbul`dan buraya gelmesinde bizlere yapdımcı olan ve nakliye ücretini cüzi bir miktarda alan İstanbul Logistics Group`tan Can Emre Ablak ve
Yılmaz Bey`e kalbi teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.
D
HAYAT
Gerçekler “Hayat”ın İçinde Gizlidir
❬ 22 ❭
Haziran · Juni 2015 · Ramazan 1436
bulmaca

Benzer belgeler

PDF SAYI 82 - Hayat Online

PDF SAYI 82 - Hayat Online olan O’dur.” (Enam, 6/165) bu dünyada ne için yaşadığımızın farkına varmalıyız. Bu dünyada sadece maddi ihtiyaçları karşılamak için bir misyonumuzun olduğu doğru değildir. Bizlere yani müslümanlara...

Detaylı