Türkiye`de kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve

Transkript

Türkiye`de kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve
Yuvarlak masa: Türkiye'de kadınların saygın işlere
katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Fransız Sarayı, İstanbul
15 Mart 2016
ardından:
Seminer: Çocuk bakım hizmetleri ve kadınların
saygın işlere katılımı: Fransa'dan ve Türkiye'den
görüşler
Fransız Sarayı, İstanbul
16 Mart 2016
KONFERANS RAPORU
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD)
Büyükdere Cad. Yapı Kredi Plaza, C Blok K: 4, 34330 Levent, Istanbul
Tél: +90 (0) 212 283 31 11 / 309 - Fax : +90 (0) 212 283 31 51
turquie.afd.fr
1
İçindekiler
Yönetici özeti ....................................................................................................................................................... 3
1
Giriş ............................................................................................................................................................ 12
2
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama .................................................... 13
2.1
Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımıyla ilgili eğilimler ve özellikler ............................................. 13
2.2
Kadınların iş piyasasına katılımını etkileyen faktörler ....................................................................... 16
2.3
Türkiye'de kadınların iş piyasasına katılımı neden önemlidir? .......................................................... 20
2.4
Yuvarlak masa görüşmelerinden öneriler ve en iyi uygulamalar ...................................................... 22
3 Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler.............................................................................................................................................................. 29
4
3.1
Erken dönem çocuk bakımının ve eğitiminin çeşitli faydaları ........................................................... 29
3.2
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı: Türkiye'deki durum ............................................................. 33
3.3
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı: Fransa'daki durum ............................................................... 37
3.4
Öğrenilen dersler ve çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesini desteklemek için öneriler ............. 41
Referanslar ................................................................................................................................................ 43
2
Yönetici özeti
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD), İstanbul Fransa Başkonsolosluğu birlikte, 15 ve 16 Mart 2016 tarihlerinde iki
günlük bir etkinlik düzenlemiştir: (i) 95 katılımcının yer aldığı, Türkiye’de kadınların saygın işlere katılımını
destekleme ve sürekliliğini sağlama temalı bir günlük yuvarlak masa toplantısı ve (ii) 65 katılımcının yer aldığı,
çocuk bakım hizmetleri ve kadınların saygın işlere katılımı ile ilgili bir günlük seminer: Türkiye ve Fransa’dan
Görüşler.
Kadınların saygın işlere erişimini destekleme ve sürekliliğini sağlama
konulu Yuvarlak masa görüşmesi
Türkiye’de kadınların işgücüne katılımıyla ilgili eğilimler ve özellikler
Türkiye OECD ülkeleri içerisinde kadınların işgücü piyasasına katılım oranının en düşük olduğu ülke (%34).1
Kadınlar, güvencesiz istihdam durumuna yüksek oranda maruz kalmaktadırlar. Çalışan kadınların üçte biri
ücret almayan aile işçilerinden oluşuyor.2 Kadınlar erkeklere göre daha çok yarı zamanlı çalışmaktadır. İşsizlik
oranları daha yüksek ve cinsiyete gore ücret farkı ortalama %20’dir.3
Kadınların iş piyasasına katılımını etkileyen faktörler
Eğitimsel kazanım, kadınların istihdamını büyük oranda etkilemekte, daha eğitimli olan iş piyasasına daha
fazla katılmaktadır.4 Kadınların eğitimi ayrıca ücret seviyelerini de önemli ölçüde etkilemektedir.5 Kadınların
iş hayatında kalmalarında, özellikle çocuk doğduktan sonra, medeni hal de önemli bir rol oynamaktadır.
Yüksek öğrenim görmemiş annelerin iş gücüne katılımlarında yüksek bir fırsat maliyetinin bulunmaktadır.6
Kadınların çocuk doğurup, bakmadaki rolüne vurgu yapılması gibi toplumsal normlar ve kültürel engeller
kadınları iş piyasasının dışında tutmaya katkıda bulunmaktadır.7 Çocuklara, yaşlılara ve hasta kişilere
verilen sosyal bakım hizmeti eksikliği de kadınların işe bağlı kalmasını sınırlamaktadır.8
Kadınlara karşı ayrımcılık Türkiye’de sistemsel bir sorun olarak kalmaya devam etmektedir.9 Türk kadınları,
cinsiyet ayrımının yapıldığı sektörlerde yetişmekte;10 kıdemli, müdür ve yönetici pozisyonlarına ulaşmakta
büyük zorluklarla karşılaşmaktadırlar.11 Kadın girişimci sayısı erkeklerden çok daha azdır12 çünkü kaynaklara
1
https://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=LFS_SEXAGE_I_R
http://www.turkstat.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1007
3
OECD (2015) OECD Employment Outlook 2015. OECD Publishing, Paris. http://dx.doi.org/10.1787/empl_outlook-2015en
4
Turkish stats, 2016.
5
OECD (2014a) Eğitime bir göz atış, Türkiye Ülke Notu.
6
İlkkaracan, I., Kim, K., ve Kaya, T. (2015): Türkiye örneği. August 2015. İstanbul Teknik Üniversitesi, Bilim, Mühendislik
Ve Teknolojide Kadın Araştırmaları Ve Uygulamaları Merkezi (Itu Wsc-Set) Ve Levy Ekonomi Enstitüsü.
7
Gülnap, B., Mümim Cilasum, S., Öznur Acar, E. (2015)Türkiye’de İş Piyasasına Kadın-Erkek Katılımı ve Cinsiyete Dayalı
Ücret Ayrımcılığının Kapsamı. Tartışma Dokümanı, Economics, No.2015-59, 13 Ağustos, 2015, http://www.economicsejournal.org/economics/discussionpapers/2015-56/file
8
Ibid.
9
Gülnap ve ark., 2015
10
Gülnap ve ark., 2015
11
OECD, ILO, IMF, World Bank (2014) Achieving stronger growth by promoting a more gender-balanced economy.
Report prepared for the G20 Labour and Employment Ministerial Meeting Melbourne, Avustralya, 10-11 Eylül 2014
12
OECD, ILO, IMF, World Bank, 2014
2
3
ve krediye erişimde engellerle
faydalanabilmektedirler.13
karşılaşmakta,
teknolojiden
erkeklere
nazaran
daha
az
Kadına şiddet, kadınların istihdamını ve performansını olumsuz etkilemekte ve işgücünün bir parçası
olmaya devam etme yönündeki heveslerini kırmaktadır.14 G20 ülkelerinde yapılan bir araştırma, Türkiye’nin
kadınların iş hayatında karşılaştıkları en büyük sorun olan iş yerinde tacize uğrama oranının en yüksek olduğu
ülke olduğunu göstermektedir.15 Türkiye'de kadınların %40'ının aile içi şiddet mağduru olması16 iş piyasasına
katılımlarını veya istihdamda kalmalarını da etkilemektedir.
Türkiye’de kadınların iş piyasasına katılımı niçin önemli?
Haklar. Kadınların iş piyasasına katılımları önemlidir zira saygın işlere katılım sıklıkla ihlal edilen bir insan
hakkıdır.17
Ekonomik ve toplumsal maliyetler. İş piyasasında cinsiyetler arasındaki fark kişi başına GSYIH18 kayıplarına
ve ülkelerin finansal performansının azalmasına sebep olur.19 Daha az mesleki ve sektörel cinsiyet
ayrımcılığını ekonomik büyümeyi arttırabilir. Kadınların yeterliliklerinden faydalanmanın ve üst düzey
yönetim dâhil her düzeydeki kadın personel oranını arttırmanın kurumlara ve işletmelere getireceği faydalara
dair gide
rek daha çok artan kanıtlar bulunmaktadır.20 Aile içi şiddetin iş yerine ve ekonomiye maliyeti vardır.21
İşletmeler işe gelmeme, düşük verim ve azalan gelirden kaynaklanan maliyetleri yüklenmek durumunda
kalırlar.22
Çalışarak artan gelirle beraber kadınların harcama alışkanlıklarının hane içi tasarruf oranlarının artmasına yol
açması olasıdır.23 Saygın işlere daha çok katılım kadınların ekonomik bağımsızlığını destekleme ve hayatları
boyunca, özellikle de yaşlılıklarında fakirlik riskini azaltma potansiyeline sahiptir.
Hane halkı gelirinin daha büyük bir kısmını çocukların eğitimine ve sağlığına harcama ihtimali erkeklere
nazaran kadınlarda daha yüksek olduğu için, kadınların gelir elde etmesinin desteklenmesinde başarısız
olunması sadece kendilerinin değil, çocuklarının da refahlarını olumsuz etkiler ve böylelikle nesiller arası
yoksulluk döngüsüne katkı sağlanmış olur.
13
http://www.ifc.org/wps/wcm/connect/region__ext_content/regions/europe+middle+east+and+north+africa/ifc+in+e
urope+and+central+asia/news/backing+women+entrepreneurs+in+turkey
14
Ararat ve ark. (2014) Türkiye’de Beyaz Yakalı Kadınlara Yönelik Aile İçi Şiddet: İş Dünyasına Eylem Çağrısı. Sabancı
Üniversitesi.
15
http://www.todayszaman.com/g20_workplace-harassment-concerns-highest-in-turkey-among-g20_401425.html
16
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (2009) Kadınlara Yönelik Aile İçi Şiddet.
17
Kadınlara Yönelik Her Çeşit Ayrımcılığın Kaldırılmasına Yönelik Sözleşme, 1979.
18
Gayrisafi yurt içi hasıla
19
Elborgh-Woytek ve ark. (2013) Women, Work, and the Economy: Macroeconomic Gains from Gender Equity. IMF
Eylül 2013
20
http://www.unwomen.org/en/what-we-do/economic-empowerment/facts-and-figures#notes
21
Ararat et al. (2014)
Day, T., McKenna, K., Bowlus, A. (2005) The Economic Costs of Violence Against Women: An Evaluation of the
Literature. Birleşmiş Milletler.
23
http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2014/part-1/the-case-for-gender-equality/
22
4
Kadınların saygın işlere katılımını desteklemek ve sürekliliğini sağlamak
için öneriler:
1. Kadın istihdamı politikalarının makroekonomik politikaların içine katılması ve kadın istihdamını
destekleyecek; birden fazla sektörü, düzeyi ve oyuncuyu içine alan bütüncül tedbirler
geliştirilmesi.

Eğitimi, sosyal koruma, sosyal hizmetler, emek, taşımacılık, ekonomi ve finans sektörlerini
kapsayacak; genş bir yelpazeye sahip toplumsal riskleri azaltmayı amaçlayan politika tedbirlerinin bir
araya getirilmesi.

Sosyal bakım hizmetlerine, özellikle kadınlara önemli iş alanları yaratacak ve aynı zamanda bakım
hizmetlerinin mevcudiyetinden dolayı zaman ayrılabilmesi sayesinde kadınların çalışma fırsatlarını
artıracak kamu yatırımları yapılmasının dikkate alınması.

Anne babaların her ikisinin de çalışmasını teşvik edecek vergi politikalarının ve vergi yardımı
sistemlerinin tasarlanması (ör: bireysel vergi, hane halkı vergisi, çocuk bakımı için vergi indirimi, vs.).
2. Cinsiyet stereotiplerinin zorlanması ve kadın-erkek tutum ve davranışlarının bireysel, aile bireyleri,
çalışanlar ve işverenler ele alınarak şeklinde evde ve iş ortamında farklı cinsiyetler arasındaki
ilişkilerin dönüştürülmesi.

Erkeklerle ve babalarla, kadınlarla ve annelerle hayatlarını olumsuz etkileyebilecek cinsiyet
stereotipleri üzerinde çalışılması ve erkeklerin çocuk bakımı da dahil olmak üzere ev işlerinde ve aile
bakımındaki rolleri üzerine farkındalığın artırılması.

Medya ile birlikte, iş gücüne daha fazla kadının katılmasının beraberinde getireceği faydalara yönelik
bilgi yayacak ortaklıklar geliştirilmesi: kişilere, ailelere, işletmelere ve ekonomiye getireceği faydalar.
3. Kadınların haklarıyla ilgili bilgi yayılması ve kadınların farkındalığının artırılması: (i) işe alım, terfi,
ücret pazarlığı ve mesleki gelişim fırsatları ile ilgili ayrımcılığa uğramama hakkı ve (ii) cinsiyet
temelli şiddetten korunma ve tazminat hakkı.

İş yerinde cinsel taciz ve cinsiyet temelli şiddetle ilgili olarak kadınların haklarının ve meselelerinin
işyerindeki kadın ve erkek çalışanlarla beraber konuşulmasının sağlanması.

Cinsiyet temelli şiddet; kadınların, çocukların ve erkeklerin sağlığı ile çalışma ortamı ve çalışanların
verimliliği üzerindeki olumsuz etkisi üzerine çeşitli medya ve kanallar aracılığıyla bilgi yayılması.
4. Kadınların istihdamına yönelik zihniyet değişikliği yapacak ve cinsiyete duyarlı işletmeleri ve
çalışma ortamlarını teşvik edecek fikirlerin savunulması, pilot programlar, cinsiyet denetimi ve
daha sıkı mevzuat mekanizmaları aracılığıyla işletmelerle işbirliğine girilmesi.

İşletmelerin ayrımcılık karşıtı mevzuattan ve buna uyulmamasından kaynaklı yaptırımlardan haberdar
olmalarının ve cinsiyete duyarlı uygulamalara etkin bir biçimde katılmalarının sağlanması.

Çocuk doğurduktan veya kariyere verilen uzun bir aradan sonra kadınların işe dönmesine yönelik
destek programlarının geliştirilmesi.

Cinsiyet stereotipi ve cinsiyet eşitliği üzerine personel eğitimleri verilmesi.

Sendikalarla, mesleki örgütlerle ve işte cinsiyet eşitliği alanında örnek işletmelerle iş piyasasında ve
işyerinde kadınlara karşı ayrımcılığı azaltmak için bir ivme yaratacak işbirlikleri geliştirilmesi.
5. Çocuk bakım hizmetleri ve anaokulu eğitimi dâhil olmak üzere sosyal bakım hizmetlerine yönelik
kamu yatırımlarının artırılması, kapsamının genişletilmesi ve kalitesinin yükseltilmesi.
6. Eğitim ve öğretim sistemlerinin cinsiyet eşitliği ve kadınların istihdamına yönelik sorumluluklarının
geliştirilmesi.
5

Kızların bilime ve teknolojiye erişimlerinin desteklenmesi ve kariyer danışmanlığının kadınları
ayrımcılık yapılmayan sektörlerde kariyer yapmaya, müdür ve yöneticilik pozisyonlarına talip olmaya
teşvik edecek şekilde cinsiyet streotipinden bağımsız olmasının sağlanması.

Sosyal becerilerin yanı sıra girişimcilik eğitiminin ve finansal okur yazarlığın müfredata dâhil edilmesi.

Genç kadınların eğitim öğretim hayatından iş hayatına geçişlerini destekleyecek mekanizmaların
geliştirilmesi. Bu; rehberlik, akran destek grupları, internet üzerinden kişisel gelişim materyalleri veya
diğer yaratıcı mekanizmalar aracılığıyla yapılabilir.
7. Kadınların kayıt dışı sektörlerden kayıtlı sektörlere geçişinin desteklenmesi, iş hayat dengesini
gözetecek ve istihdamda ve işyerinde cinsel ayrımcılığı engelleyip, yatırım getirecek cinsiyete
duyarlı çalışma hayatı politikalarının teşvik edilmesi.

Kadınların kayıt dışı sektörlerden kayıtlı sektörlere geçişini destekleyecek ilave tedbirlerin
tasarlanması, örneğin sosyal koruma mekanizmaları geliştirerek mevcut işlerin kalitesinin artırılması.

Kadınların tarım sektöründe saygın iş fırsatları yakalamalarını teşvik etmek için kırsal kesimlerde
kadını güçlendirme programlarının desteklenmesi.

Sözleşmeler, maaş tahsisinde şeffaflık, doğum ve babalık izinleri, paketler, terfi sistemleri ve
işyerindeki şiddet bakımından cinsiyet ayrımcılığının olduğu alanlarda yasal mevzuatın bağlayıcı
mekanizmalarının ve yapılarının güçlendirilmesi.
8. Kadın girişimciliğinin bir bütün olarak desteklenmesi.

Kadınların finans kaynaklarına erişimlerinin kolaylaştırılması ve kadın kredi müşterilerine ve
kadınların yönettikleri işletmelere yönelik ayrıcalığın azaltılması için finansal kurumların
yönlendirilmesi;

Kadın girişimci ağları ve platformlarıyla kadın meslek örgütlerinin meydana getirilmesi ve
desteklenmesi;

Rehberlik programlarının geliştirilmesi, kırsal kesimdeki ve tarım sektöründekiler de dâhil olmak
üzere kadın girişimcilere eğitim ve mesleki gelişim fırsatlarının sağlanması.
9. Kadınların saygın işlere erişimini destekleyecek ve sürekliliğini sağlayacak yenilikçi ortaklıkların
teşvik edilmesi.
Seminer: Çocuk bakım hizmetleri ve kadınların saygın işlere katılımı:
Fransa'dan ve Türkiye'den görüşler
Erken çocuk bakımı ve eğitiminin çeşitli faydaları
Çocuklar üzerindeki etkisi: kısa ve uzun vadeli etkisi
Çocukların motor, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişimleri için ilk beş yıl kritiktir ve nörobilimin sunduğu
kanıtlara göre hayata iyi bir başlangıç yapmanın etkisi ömür boyu sürüyor.24 Erken dönem çocuk eğitimi ve
bakımı çocukların özellikle yoksul ailelerden gelenlerin sağlığında ve fiziksel gelişiminde olumlu sonuçlar
doğurmaktadır.25 Ayrıca çocukların zihinsel becerilerini güçlendirmekte ve ilkokula daha uyumlu geçiş
yapmalarını sağlamaktadır.26 2 ve 3 yaş arasındaki çocuklar okul öncesi eğitime ne kadar erken başlarlarsa ve
24
OECD (2006) Starting Strong II: Early Childhood Education and Care, Paris: OECD Yayını.
Tanner, J., Candland, T., ve Odden, W. (2015) Later Impacts of Early Childhood Interventions: A Systematic Review.
Washington DC: IEG World Bank ; ve: Sylva, K., Melhuish, E., Sammons, P., Siraj, I., Taggart, B., Smees, R., Toth, K.,
Welcomme, W., Hollingworth, K. (2014) Students’ educational and developmental outcomes at age 16: Effective Preschool, Primary and Secondary Education (EPPSE 3-16). Proje Araştırma Raporu, Eylül 2014
26
Tanner ve ark. (2015)
25
6
uzun süre devam ederlerse, gelişimleri o kadar büyük olur.27 Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı eğitim
hayatında üniversite düzeyine varıncaya kadar daha uzun süre kalmalarıyla da bağlantılıdır. 28
Erken dönem çocuk bakımı ve eğitiminin çocukların gelecekte iş bulabilmelerinde ve gelir düzeylerinde
olumlu etkisi olduğuna dair kanıtlar da mevcuttur.29
Kadınlar üzerindeki etkisi: doğum oranı, zaman, istihdam ve gelir
Çocuk bakım hizmetleri ve olumlu bir iş-hayat dengesini destekleyen politikalar doğum oranlarını
artırmaktadır.30 Çocuk bakım hizmetleri ve erken dönem çocuk eğitimi; çocuk bakım hizmeti kadınlara zaman
bakımından doğrudan bir rahatlama kazandırdığı ve diğer faaliyetleri yürütmelerine imkan sağladığı, 31
kanıtların da ortaya koyduğu gibi, çocuk bakım hizmetinin olduğu ülkelerde kadınların işgücüne katılımı daha
yüksek olduğu için kadınların çeşitli alanlardaki (eğitim ve öğretim, çalışma hayatı, sosyal güvenlik…) haklarını
kavramalarına büyük ölçüde katkıda bulunabilmektedir.32 Kayıtlı çocuk bakım hizmetlerinin kadınların
kariyer gelişiminde de olumlu etkileri vardır: kadınların düzgün ücretler alabilmelerine, gelirlerini
artırabilmelerine ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına katkıda bulunmaktadır.33
Ekonomi üzerindeki etkisi
Erken dönem çocuk eğitimi programlarının daha çok üretkenlik ve toplumlar için yapılan yatırımın yüksek
sosyal ve ekonomik getirisi üzerinde özellikle de yatırımlar yoksul çocuklara yapıldığında, olumlu bir etkisi
vardır.34 Dünya Bankası’nın yaptığı açıklamaya göre, "yüksek kaliteli okul öncesi programlara daha fazla dolar
yatırmak, 6 ila 17 $ arasında bir geri dönüş sağlayacaktır”.35
Ayrıca, son dönemde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin de ortaya koyduğu gibi, sosyal bakım hizmetleri
sektörü çok verimli bir sektör olabilir. İpek İlkkaracan ve ekibi (2015) Türkiye’de erken dönem çocuk bakımı
merkezlerine ve anaokullarına 20,7 milyarlık TL.’lik ilave bir kamu yatırımıyla yaratılacak yeni istihdam
fırsatlarını değerlendirdiler. Toplu konutlara yapılan benzer bir altyapı yatırımıyla karşılaştırıldığında, sosyal
bakım hizmetleri sektörüne yatırım yapılması kadınlar için de dâhil olmak üzere daha fazla iş ve daha iyi
çalışma şartlarına sahip işler yaratacaktır.
27
Sylva ve ark. (2004) Final Report: Effective Pre-School Education. Technical Paper 12: The Effective Provision of PreSchool Education [EPPE] Project, London: Institute of Education and Department for Education and Skills. ISBN 085473
603 4
28
Woodhead, M., Siraj-Blatchford, I. (Eds) (2009) Effective Early Childhood Programmes, Early Childhood in Focus 4,
Milton Keynes: The Open University ; ve: European Commission (2011) Communication From The Commission To The
European Parliament, The Council, The European Economic And Social Committee And The Committee Of The Regions.
Tackling early school leaving: A key contribution to the Europe 2020 Agenda, Brüksel: Avrupa Komisyonu.
29
Tanner ve ark., 2015
30
OECD (2011) Old Age Income Poverty, in Pensions at a Glance 2011: Retirement-income Systems in OECD and G20
Countries, http://dx.doi.org/10.1787/pension_glance-2011-en
31
Sepulveda, C., 2013, quoted in: Samman, E., Presler-Marshall, E., Jones, N., Bhatkal, T., Melamed, C., Stavropoulou,
M., Wallace, J. (2016) Women’s work Mothers, children and the global childcare crisis, London: Overseas Development
Institute
32
Samman, E., Presler-Marshall, E., Jones, N., Bhatkal, T., Melamed, C., Stavropoulou, M., Wallace, J. (2016) Women’s
work Mothers, children and the global childcare crisis, London: Overseas Development Institute
33
Paes de Barros, R., Olinto, P., Lunde, T., Carvalho, M. (2011) The Impact of Access to Free Childcare on Women’s
Labor Market Outcomes: Evidence from a Randomized Trial in Low-income Neighborhoods of Rio de Janeiro. Prepared
for the 2011 World Bank Economists’ Forum. March 2011
34
Heckman and Masterov (2004) The Productivity Argument for Investing in Young Children, Çalışma Bildirisi 5, Invest in
Kids Working Group Committee for Economic Development, October 2004.
35
http://www.worldbank.org/en/topic/earlychildhooddevelopment/overview
7
Erken dönem çocuk bakımı ve eğitimi ayrıca (erken teşhis ve erken müdahale yoluyla) sağlık ve sosyal
yardım harcamalarını, suçla bağlantılı yargı giderlerini de azaltabilir.36 Erken dönem çocuk eğitimi ve bakım
hizmeti, fakirlik döngüsünü kırma potansiyeline sahiptir ve sosyal bir dengeleyicidir.
Toplum üzerindeki etkisi
Küçük çocuklar küçük yaşlardan itibaren toplumsal ve ekonomik çeşitlilik hakkında bilgi sahibi oldukları
için erken dönem çocuk bakımı hizmeti ve eğitimi sosyal dayanışma üzerinde önemli bir rol oynar. Bazı
okul öncesi programlar daha sonraki yaşlarda suç işlemeyi azaltıcı mahiyettedir.37 Yoksul aileler de erken
teşhis ve müdahale, ebeveynlik desteği gibi ek programlardan yararlanabilmektedir.
Çocuk bakım hizmetleri yeni bir alana girildiğinde aileler ve işletmeler için çekici özelliğe sahiptir ve bu da
karşılığında belediyeler için daha fazla yerel vergi yaratabilir.
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakım hizmeti: Türkiye örneği
Arz
Okul öncesi eğitim alanlarda brüt oran %29,5, bu da 2,7 milyon çocuğun okul öncesi eğitimin dışında
kaldığını gösteriyor. Okul öncesi eğitime katılma oranında OECD ülkeleri ortalamasına (80.6%) ulaşmak için 3
ile 5 yaş arasındaki 1,9 milyon çocuğun okul öncesi eğitim alması gerekiyor.
Türkiye’de çocuk bakımı ve okul öncesi eğitim hizmetlerinin çoğu devlet tarafından ve genelde ilkokul
içindeki ana sınıfları aracılığıyla verilmektedir. Hizmetlerin küçük bir kısmı belediyeler, özel sektör, sivil
toplum kuruluşları veya toplum temelli kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Erken dönem çocuk eğitimi ve
bakım hizmetlerinin sağlanmasında belediyelerin yasal engeller ve mevzuat eksikliği yüzünden hali hazırda
sınırlı bir rolü mevcut. Özel kurumların ise 150’den fazla kadın çalışanı olması durumunda gündüz bakım evi
kurma zorunlulukları var. Yine de, zorlayıcı mekanizmaların zayıf ve denetimin düşük seviyede olması
nedeniyle çoğu şirket ya bu mevzuata uymuyor ya da bu hizmetleri sağlamaktansa para cezasını ödemeyi
tercih ediyor.
Çocuk bakım hizmetinin maliyeti kamu ya da özel tarafından verilmesine göre bir hayli değişiklik arz
ediyor. Kamuda tam günlük bir hizmetin ortalama ücreti 300 TL. iken özelde bu rakam daha yüksek yatırım
ve işletme maliyetleri nedeniyle 700 TL.’ye çıkıyor.
Hizmet sağlayıcıların çokluğu ve çeşitliliği 0 ile 6 yaş arası çocukların eğitim ve bakım hizmeti
sorumluluklarının bakanlık (Milli Egitim Bakanlığı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı) ve idari düzeyde (ulusal
ve yerel) çakışmasından kaynaklanan uyum zorlukları yaratmaktadır. Özel sektör tarafından sağlanması ise
yüksek yatırım maliyetleri, kısıtlı sayıda bina olması ve katı düzenlemeler ve standartlar yüzünden zorlaşıyor.
36
Calman, L., Tarr-Whelan, L. (2005) Early Childhood Education for All: A Wise Investment. Recommendations arising
from “The Economic Impacts of Child Care and Early Education: Financin Solutions for the Future”, Legal Momentum’s
Aile Girişimi ve MIT İşyeri Merkezi tarafından desteklenen konferans; ve: Heckman, J., Moon, S., Pinto, R., Savelyev, P.,
Yavitz, A. (2010) A New Cost-Benefit and Rate of Return Analysis for the Perry Preschool Program. Çalışma Bildirisi
16180, Cambridge : National Bureau of Ecomomic Research.
37
Barnett, W. S. (2008) Preschool Education and Its Lasting Effects: Research and Policy Implications, New Brunswick:
National Institute for Early Education Research
8
Talep
3 ila 5 yaş arasındaki çocuklara yönelik erken dönem çocuk bakım hizmetleri için yüksek ve karşılanamayan
bir talep söz konusu iken 0 ile 3 yaşa arasındaki çocuklar için daha düşük bir talep mevcut. En düşük gelir
grubundan gelen anneler okul öncesi hizmetler için en yüksek talep düzeyine sahipler. Talebi daraltan kilit
unsurlardan olan toplumun bakışı, maliyet, hizmetlerin bulunabilirliği, anne babaların çalışma saatlerine
uyumu ve kalite olarak kabul edilebilirliği aileler ve özellikle daha küçük çocuklar için önde gelen sorunlar
arasında bulunuyor.
Nitelik
Okul öncesi öğretim nitelikleri, çeşitli eğitim sağlayıcılarından edinilebilir. Ancak, okul öncesi eğitime
odaklanma, 0 ile 3 yaş arası çocuklarla çalışan personelin niteliklerinin ve eğitim programlarının gelişimini
sınırlamıştır. Personel işe alımında yeterliliklere karşı niteliklere yoğun olarak odaklanılması sorun
yaratmakta ve kötü çalışma koşulları personelin özel sektörde devam etmesine bir engel oluşturmaktadır.
Sektörde profesyonel gelişim imkanları ve denetim çok nadirdir.
Okul Öncesi Eğitimi Güçlendirme Projesi kapsamında bir denetleme ağıyla birlikte Okul Öncesi Eğitim İçin
Kalite Standartları ve Göstergeleri geliştirilmiştir. Erken dönem çocuk eğitiminin denetimi ve yönetiminde
insan kaynakları ve kapasite zorlukları yaşanmaktadır.
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı: Fransa'daki durum
Arz
Çocuk bakım hizmeti çeşitli şekillerde sağlanmaktadır: (i) Evde, yani bakıcının (Assistantes Maternelles çocuk bakıcılarının) evinde veya çocuğun evinde verilen hizmetler ve çeşitli boyutlarda ve çeşitli yönetişim
şekillerine sahip (ii) merkez bazlı hizmetler.
3 yaşın altındaki 2,4 milyon çocuktan 1,1 milyonuna ebeveynleri veya akrabaları bakmakta ve 1,3 milyon
çocuğun bakımı çoğunlukla da Çocuk Bakıcıları ve kreş ağı aracılığıyla çocuk bakım hizmetleri sistemi
tarafından karşılanmaktadır.
Devlet, okul öncesi eğitimle ilgili masraflardan ve çocuk bakım hizmeti sağlayıcılarını kapsayan sosyal
güvenlik bütçesinden, ayrıca çocukları çocuk bakım hizmeti sistemine kaydolduğunda ebeveynlere verilen
mali yardımdan sorumludur. Bölge Konseyleri çocuk bakım hizmeti tesislerine ruhsat verilmesinden ve Çocuk
Bakıcılarının eğitimlerinin finansmanını sağlamaktan sorumludur. Belediyeler çoğu çocuk bakım hizmeti
tesisini yönetmekte ve onların bütçelerine katkıda bulunmaktadır. Arz ve talebi koordine etmede ve kaliteyi
gözetmede önemli bir rol oynamaktadırlar. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve özel sektör firmaları da çocuk
bakım hizmetlerini yönetmektedir.
Devlet tarafından ulusal düzeyde geliştirilen oran ölçeği, ebeveynlerin çocuk bakım hizmetlerine mali
katkılarını düzenlemeyi sağlamıştır. Ölçek, ailenin gelirine ve bakım kapsamındaki çocukların sayısına göre
çeşitlilik gösterir. Merkez bazlı hizmet sağlayıcıları yalnız ulusal ölçeğe uydukları ve ebeveynlerden buna göre
ücret aldıkları zaman Devlet tarafından mali destek görmektedirler. Tüm aileler gelirlerine göre çocuk bakım
hizmeti sağlanmasına yönelik mali katkıda bulunmaktadırlar.
Talep
Çocuk bakım hizmeti talebi, bir tanı aracı üzerinden değerlendirilir (elektronik haritalama sistemi). Araç,
arz ve talep arasındaki boşlukları tanımlamak için belediyenin bütçesi, 3 yaş altı çocukların sayısı, mevcut
çocuk bakım hizmeti ve düşük gelir seviyesi olan ailelerin oranı gibi kriterleri birleştirmektedir. Bu bilgi, çocuk
bakım hizmetlerinin geliştirilmesinin sağlam ve adil olması için sosyal ve coğrafi hedeflerin oluşturulmasını
sağlamak amacıyla bölgesel gelişim projelerine sunulmaktadır.
9
Okul öncesi eğitime katılım çok yaygındır ve 3 yaşın altındaki çocukların %55'ten fazlası çocuk bakım
hizmetlerinden yararlanmaktadır. Bu, ebeveynlerin aile ve iş yaşantısını dengelemelerini ve kadınların
kariyerlerinin peşinde koşmasını sağlar. Fransa'da doğum oranı 1.000 kişide 12 çocuktur38 ve kadınların
işgücüne katılımı %67'dir.39
Nitelik
İki ana nitelik söz konusudur: (i) anaokulu öğretmeninin nitelikleri ve (ii) çocuk bakım hizmeti nitelikleri.
Mesleki ortaokuldan, üniversite düzeyine kadar çok farklı çocuk bakım hizmeti nitelikleri bulunmaktadır.
Evde bakan bakıcılar, bakım hizmeti merkezlerindeki profesyonellere göre daha düşük niteliklere sahiptir.
Belgelendirme sürecinin ötesinde, çocuk bakım hizmeti kalite yönetiminin gözetiminde dâhil olan unsurlar
şunlardır: (i) Sağlık ve güvenlik hizmetlerinin denetimleri, (ii) Belediyeler ve teknik hizmetler tarafından
yönetilen değerlendirmeler, (iii) Kalite Güvence Politikaları ve Kalite Tüzükleri ve (iv) Çocuk Bakım Hizmeti
Profesyonelleri için Kılavuzlar.
Öğrenilen dersler ve çocuk bakım hizmetinin geliştirilmesi için öneriler:
Çocuk bakım hizmetinin en iyi şekilde geliştirilmesi için, , çeşitli politikaların birleşimi ve hem arza hem de
talebe hitap eden girişimlerin desteklenmesi gerekmektedir.
1. Merkez bazlı bakım hizmeti merkezlerinin açılması için hizmet sağlayıcılar için kapsamlı bir teşvik
sistemi geliştirilmesi. Buna kamu-kamu, kamu-özel ve kamu-özel kâr amacı gütmeyen kuruluş
ortaklıklarına dayanan yenilikçi finans yaklaşımları da dâhil olmalıdır.
2. Nakit para aktarımı, sosyal yardımlar ve/veya vergi indirimi aracılığıyla ebeveynlerin maddi gücünü
iyileştiren önlemler uygulanması.
Çocuk bakım hizmetleri yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunan çok çeşitli diğer sosyal politikaları ve
önlemleri tamamlamaktadır: bunlar en iyi makro düzeyde sosyal politikalarla çerçevelenmektedir.
3. Çocuk bakım hizmetlerini geliştirme politikalarının aileler için mevcut sosyal ve mali destek
mekanizmalarını tamamladığından emin olunması.
4. Ebeveynlerin diğer sosyal ihtiyaçlarına cevap vermek için çocuk bakım hizmetleri üzerinden
ebeveynler için sosyal yardım programlarının geliştirilmesi.
5. Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesine, mevcut hizmetleri ve çeşitli sosyo-ekonomik gruplar
arasındaki kullanım düzeyi konusundaki güvenilir verilerle bilgi sağlanması.
Çocuk bakım hizmeti, birbirinden farklı ailelerin ve çocukların çeşitli ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Bu
hizmetin en iyi şekilde işe yaraması için, esnek olması ve çeşitli hizmetleri sağlaması gerekmektedir.
6. Hem evde hem bakım merkezinde verilen hizmeti birleştiren çeşitli çocuk bakım hizmeti sağlama
şekillerinin gelişiminin teşvik edilmesi ve bu sayede çalışmak isteyen ebeveynlerin ve annelerin
ihtiyaçlarına uygun bir hizmet bulmalarının sağlanması.
Evde hizmet veren bakıcılar genellikle sosyal güvence mekanizmalarından faydalanamayan kayıt dışı
çalışanlardır.
7. Evde kayıt dışı yapılan çocuk bakım hizmetlerini azaltmak için girişimler geliştirilmesi ve bu sayede
bakıcıların resmi istihdam sektörüne geçebilmeleri ve sosyal güvencelerden faydalanabilmeleri.
Çocuk bakıcılarının çoğu kadın olduğu için bu ayrıca kadınların saygın işlere katılımını da daha
yaygın hale getirecektir.
38
39
http://www.insee.fr/fr/themes/tableau.asp?reg_id=0&ref_id=nattef02152
https://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=LFS_SEXAGE_I_R
10
Personelin profesyonelleşmesi, kaliteli hizmet sağlanmasının temel yapı taşıdır: ebeveynler ve anneler bu
hizmetlerden faydalanmama eğilimindedirler.
8. Ulusal yeterlilik çalışma çerçevesi ve profesyonel gelişim imkânlarına daha fazla erişim aracılığıyla
çeşitli çocuk bakım hizmetlerinin oluşturulmasını sağlayarak, çocuk bakım hizmeti personelinin
profesyonelliğinin arttırılması.
9. Çocuk bakım hizmeti çalışanlarının meslekte kalmasını ve personel motivasyonunu arttırmak için
çocuk bakım hizmeti personeli için kariyer geliştirme yapılarının oluşturulması.
10. 0 ile 6 yaş arası çocuklarla çalışan profesyoneller için bir takım standart geliştirilmesi ve
ebeveynlerle ve çocuklarla çalışmaları ve bir arada olmaları için profesyonellerin hazırlanması.
Kalite standartları, denetim ve yönetim çalışma çerçeveleri, tüm hizmetlerde asgari gerekliliklerin
karşılanması için gereklidir ve aynı zamanda daha fazla iyileştirme için bir yol haritası da sunar.
11. Çocuk bakım hizmeti sağlanması ve açık bir kalite güvence çalışma çerçevesi için basit ve yaygın
olarak kabul edilebilir standartlar geliştirilmesi.
12. Ebeveynlerin, profesyonellerin ve nitelikli denetmenlerin sağlanan hizmeti izleyebileceği ve
değerlendirebileceği bir yönetim sisteminin geliştirilmesi.
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı, 0 ile 6 yaş arası bir süreçtir ve çocukların katıldıkları bakım hizmeti
ve hizmet sağlayıcısının türü ne olursa olsun, çocukların sürekli ve uyumlu bir şekilde gelişmesini ve
öğrenmesini sağlamalıdır.
13. Bakanlıklar ve sunulan hizmetler (çocuk ve aile hizmetleri, çocuk koruma hizmetleri, sağlık
hizmetleri, eğitim hizmetleri) arasında genişletilmiş koordinasyon ve işbirliği sağlayarak sektörün
bütünlüğünün arttırılması.
14. Erken dönem çocuk eğitimini ve bakım hizmetlerini uyumlaştırmak için kullanılabilecek, 0 ile 6 yaş
arası çocuklara yönelik bir takım erken öğrenme ve gelişim sonuçları geliştirilmesi.
Sosyal normlar değişmektedir: aile yapısının yanı sıra toplumda erkeklerin ve kadınların rolleri, ücretli
bakım hizmetlerine yaklaşım da değişmektedir.
15. Ebeveynlerin ve toplumların, erken dönem çocuk bakımı ve eğitiminin potansiyel faydaları ve
çocukların bakımı ve eğitimine babaların katılımının önemi konusunda ulusal kampanyalarla
bilgilendirilmesi.
11
Giriş
1 Giriş
Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) 15 Mart Salı ve 16 Mart Çarşamba 2016 tarihlerinde iki etkinlik düzenlemiştir:

Türkiye'de kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama konulu bir günlük
Yuvarlak Masa toplantısı ve

Kadınların saygın işlere katılımını desteklemek için bir strateji olarak Türkiye ve Fransa'dan çocuk
bakım hizmeti modelleri konulu bir günlük Seminer.
Bu etkinlikler iki gün boyunca Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı, kamu kuruluşları ve belediye temsilcileri, işletmeler, girişimciler, akademisyenler,
hükümet dışı ve sivil toplum örgütü temsilcileri dahil 150'den fazla katılımcıyı bir araya getirmiştir (birinci
günde 95 katılımcı ve ikinci günde 65 katılımcı olmak üzere). Fransız temsilciler arasında Fransız Kalkınma
Ajansı temsilcileri, Bakanlık temsilcileri, belediyelerden ve özel ve hükümet dışı çocuk bakım hizmeti
sağlayıcılarından temsilciler bulunmaktaydı.
Katılımcılar, kadınların saygın işlere katılımını ve bunun sürekliliğini geliştirmek ve kadınların sosyo-ekonomik
olarak güçlenmesini destekleyen bir ölçüt olarak çocuk bakım hizmetlerini arttırmak için iyi uygulamalar ve
stratejilerle ilgili deneyimlerini paylaştılar. Öncelik verilmesi gereken birkaç sorunun yanı sıra çocuk bakım
hizmetlerinin gelişimine yatırım yapmak da dâhil olmak üzere kadınların saygın işlere katılımını arttırmak ve
sürekliliğini sağlamak için kısa ve uzun vadeli sağlam öneriler tanımlandı.
Rapor aşağıdaki gibi düzenlenmiştir:
1. Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama konulu bölüm - bu bölümde
aşağıdakiler yer almaktadır:
a. Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımıyla ilgili eğilimler ve özellikler üzerine arka plan bilgisi
b. Kadınların iş piyasasına katılımını etkileyen faktörler
c. Kadınların iş piyasasına katılımını arttırmak için sebepler
d. Yuvarlak masa görüşmelerinden öneriler ve en iyi uygulamalar
2. Çocuk bakım hizmetleri: Fransa'dan ve Türkiye'den görüşler - bu bölümde aşağıdakiler yer
almaktadır:
a. Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımının kısa ve uzun vadede faydaları
b. Türkiye'de erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı: Seminer sunumlarının özeti
c. Fransa'da erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı: Seminer sunumlarının özeti
d. Öğrenilen dersler ve Seminerden öneriler
12
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
2 Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve
sürekliliğini sağlama
15 Mart 2016 tarihinde 95 kişi kadınların saygın işlere katılımının desteklenmesinin ve sürekliliğinin
sağlanmasının önündeki kritik engelleri inceledi, kadınların saygın işlere katılımını ve bunun sürekliliğini
destekleyen umut verici girişimleri sundu, tartıştı ve kadınların saygın işlere katılımını destekleyecek ve
sürekliliğini sağlayacak potansiyel önlemleri keşfetti. Bu süreç dört yuvarlak masa görüşmesiyle gerçekleşti:

Yuvarlak Masa 1: Kadınların iş piyasasındaki becerileri, yeterlilikleri ve katkıları.

Yuvarlak Masa 2: Türk kadınlarının saygın işlere katılımının desteklenmesinin ve sürekliliğinin
sağlanmasının önündeki ortak engeller nasıl aşılır?

Yuvarlak Masa 3: Kadına şiddet: Türk işletmelerinin bu konuya tepkileri nelerdir?

Yuvarlak Masa 4: Sosyal bakım hizmetleri: kadınların girişimciliği için umut vaat eden bir fırsat mıdır?
2.1 Türkiye'de kadınların iş gücüne katılımıyla ilgili eğilimler ve
özellikler
Türkiye'de kadınların iş piyasasına katılım oranı çok düşüktür: 2014'te %34.40 Bu, OECD ülkeleri arasındaki
ve tüm dünyadaki en düşük kadın41 katılım oranıdır.42 Son 10 yılda özellikle ekonomik krizler ve başta kırsal
bölgeler olmak üzere hane halkının daha yüksek gelire olan ihtiyacından dolayı kadın iş gücünün katılımında
hafif bir artış olmuştur (İlkkaracan ve ark., 2015). OECD, Türkiye'de istihdam oranının 2007'deki seviyeye göre
yaklaşık yüzde 5 arttığını belirtmektedir.
Şekil 1 OECD 2010 yılı cinsiyete göre iş gücü katılımı oranları, katılımı güçlendirilmiş ülkeler ve seçilmiş gelişmekte
olan ülkeler, 15-64 yaş arası
Kaynak: http://dx.doi.org/10.1787/888932675861
Kadınlar, güvencesiz istihdam durumuna yüksek oranda maruz kalmaktadırlar. Eylül 2015'te, istihdam
edilen kadınların %29'u ücret almayan aile çalışanlarıyken bu oran erkeklerde %5'ti; bunun sebebi de
çoğunlukla tarım sektöründe ücretsiz aile işlerine dahil olan kadınların oranının çok yüksek olmasıydı
40
https://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=LFS_SEXAGE_I_R
15-64 yaş grubu için
42
http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2014/economies/#economy=TUR
41
13
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
(Erkeklerdeki %21 oranına karşılık kadınlarda %79).43 OECD, "kariyere kayıt dışı bir işte başlanmasının
gelecekte iş piyasasındaki beklentiler açısından negatif sonuçları olabilir" diye belirtmektedir (OECD, 2015).
Türk kadınları erkeklere göre daha çok yarı zamanlı çalışmaktadır:44 2010 yılında erkeklerdeki %6,7 oranına
karşılık kadınların %23,4'ü yarı zamanlı çalışmaktadır (OECD, 2012). Türkiye'de kadınlar arasında kayıt dışı
istihdam oranı da erkeklerin oranından daha yüksektir (ILO, 2016). Bu yüzden, kadınlar kötü çalışma
koşullarına ve işle ilgili risklere erkeklerden daha çok maruz kalmaktadırlar. Yarı zamanlı çalışmak da
kariyerlerinde ilerlemelerini yavaşlatmaktadır.
İşsizlik oranı kadınlarda erkeklere göre daha yüksektir (%12'ye karşılık %9).45 Eylül 2015'te tarım dışı işsizlik
oranı kadınlarda %18 iken erkeklerde %10'du.46 Tüm bu faktörler potansiyel olarak, uzun dönemli
kazanımların daha düşük olmasına, düşük emekli maaşından ve sosyal güvence mekanizmalarına yapılan
düşük katkıdan dolayı yaşlılıkta yoksulluk riskinin yüksek olmasına neden olmaktadır.
Kadınlar, tüm profesyonel ve teknik pozisyonların sadece %37'sine sahiptirler (WEF, 2015) ve üst düzey
rollerde bu fark daha da büyüktür (WEF, 2015). Borsaya kayıtlı şirketlerin yönetim kurullarının sadece %8'i
kadınlardan oluşmaktadır ve Türkiye kadınların liderlik pozisyonlarına yükselme kapasitesi açısından 131 ülke
arasında 108. sıradadır (WEF, 2014). Türkiye'de yükseköğrenim mezunu genç kadınlar erkeklerden daha az
kazanmaktadır (OECD, 2014a).
2013 yılında Türkiye'de cinsiyetler arasındaki ücret farkı ortalama %20 idi (OECD, 2015). OECD ayrıca
Türkiye'de asgari ücret kanunu yaptırımına uyumun düşük olduğunu belirtmektedir (OECD, 2015). Bunun
kadınları ve erkekleri farklı şekilde etkilemiş olması muhtemeldir. Ek olarak, gelişmekte olan ekonomiler
arasında Türkiye'deki çalışma ortamı düşük kalitelidir ve çalışma saatleri çok uzundur (OECD, 2015). Bu da
kadınları ve erkekleri farklı etkilemektedir, özellikle de ev işleri ve aile işleri için harcanan günlük zaman
açısından kadınlar ve erkekler arasında büyük bir fark vardır (ILO, 2016).
Türk iş piyasasının görünümü, kadınların saygın işlere katılımının çok sınırlı olduğunu göstermektedir (aşağıda
saygın işin tanımını bulabilirsiniz).
Uluslararası Çalışma Örgütü'nün saygın iş tanımlaması şöyledir:
"İnsanların iş hayatlarındaki beklentilerini - fırsat ve gelir; hakkını arayabilme, sesini duyurabilme ve
saygınlık; düzenli aile ve kişisel gelişim; adalet ve cinsiyet eşitliği taleplerini özetleyen bir terimdir. Sonuç
olarak saygın işlerin bu çeşitli yanları, toplumlar ve kurumlardaki huzurun temelini oluşturmaktadır. Saygın
iş, dört stratejik hedef üzerine kuruludur: işyerindeki temel ilkeler, haklar ve uluslararası iş standartları;
istihdam ve gelir fırsatları; sosyal koruma ve sosyal güvenlik; sosyal diyalog ve üç taraflılık."
Kaynak: ILO (1999) Saygın İş, Genel Müdür Raporu, Uluslararası Çalışma Konferansı, 87. Oturum, Cenevre.
43
http://www.turkstat.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1007
Türkiye'nin diğer OECD ülkelerine göre nispeten daha düşük yarı zamanlı istihdam oranının olduğunu unutmamak
gerekir (OECD, 2015)
45
https://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=LFS_SEXAGE_I_R
46
http://www.turkstat.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1007
44
14
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
İŞ DÜNYASINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ
Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi
Cinsiyete Dayalı Ücret Farkı
Kadınların daha çok istihdam edildiği işler
Temizlikçi
Satış Danışmanı
Muhasebeci
ı
Atölye Çalışanıı
Erkeklerin daha çok istihdam edildiği işler
Sekretr
Türkiye’de Kayıtdışı İstihdam Oranı
Sürücü
Türkiye’de İşgücü Katılım Oranı
Türkiye’de Ev ve Aile Bakımı İşlerine Günde Harcanan
Ortalama Süre
Satış Danışmanı
El İşçisiı
Müşteri Temsilcisi
Temizlikçi
Türkiye’de Aktif İş Piyasası Programlarına
Katılım
Kadınlar için Daha Çok ve Daha İyi İş projesi
Kadınlar için kapsamlı ve erişilebilir kamu istihdam hizmetleri
Kadınlar için girişimcilik eğitimleri ve destek programları
Saat
Dakika
Dakika
Kadın istihdam politikaları için güçlendirilmiş İŞKU R ve Bölgesel
İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları
Evde, işyerinde, her yerde
Kadınların saygın işlere daha çok ve daha iyi katılımının
desteklenmesi
eşit
birlikte
Kaynak: ILO (2016)
15
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
2.2 Kadınların iş piyasasına katılımını etkileyen faktörler
Türk kadınları hayatları boyunca istihdama katılım ve istihdamı sürdürme becerilerini olumsuz olarak
etkileyen, üst üste gelen ve giderek artan dezavantajlarla karşılaşmaktadırlar.
2.2.1 Eğitim ve öğrenim
Eğitimsel kazanım, kadınların istihdamını büyük oranda etkilemektedir. Yüksek düzey eğitim alan kadınların
iş gücüne katılım oranı %71 iken, lise eğitimi olan kadınlar için bu oran sadece %33'tür (Şekil 3'e bakınız).47
Son yıllarda kızların eğitime erişimi artmış ve cinsiyetler arasındaki açık azalmıştır, ancak kadınların
yükseköğrenime erişimi erkeklere göre daha azdır, 2014 yılında kız öğrencilerin %45'i yükseköğrenim
görmüştür (UIS, 2016). Türkiye'de akademik bilgisayar, bilim, mühendislik ve matematik programlarından
mezun olan kadınların oranı OECD ortalamasına göre yüksek olsa da, (%20'ye karşı %29 (OECD, 2014a)), bu
oran mezunların sadece üçte birini temsil etmektedir.
Şekil 2 Eğitimsel katılıma göre Türkiye'de kadınların iş gücüne katılım oranı (%), Türkiye, Eylül 2015
100
71
80
60
40
20
17
27
33
41
0
Okuma
Illiterate
Okuma
yazması yok
yok
yazması
Less than
Liseye
kadar
high school
HighLise
school
Vocational
Meslek
high
school
Lisesi
Yüksek
Higher
Okul
education
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu
Kadınların eğitimi, gelir düzeylerini önemli ölçüde etkilemektedir. OECD (2014) "yükseköğrenim görmüş
kadınlar, lise öğrenimi görmüş kadınlardan %99 daha fazla kazanıyorlar, lise öğrenimi görmüş kadınlar da hiç
almayanlardan %53 daha fazla kazanıyorlar" diye belirtmiştir (OECD, 2014a). Bu kazanç farkları Türkiye'de
diğer OECD ülkelerine göre çok daha belirgindir ve kadınların iş piyasasına girme kararını ciddi oranda
etkileyebilmektedir.
Hayat boyu öğrenme imkânlarına erişim, özellikle de iş arama desteği ağlarına ve iş gelişimi, girişimcilik,
yönetim, mali yönetim konularındaki beceri eğitimlerine katılım, ayrıca özgüveni geliştirmeye yönelik
eğitim ve rehberlik programları, kadınların iş piyasasına girişini desteklemede büyük önem taşımaktadır.
Genç ve savunmasız kadınlar, doğru ve yeterli şekilde desteklenmediklerinde istihdama katılma ve
istihdamda kalma konularında engellerle karşılaşmaya eğilimlidirler (aşağıda Boyner Holding örneğine
bakınız).
2.2.2 Medeni hal
Medeni hal, Türk kadınlarının istihdamda kalma imkânlarında önemli bir rol oynamaktadır: Kadınların iş
gücüne katılımını engelleyen birinci sebebin (%58) ile ev hanımlığı olduğu görülmüş olup; bunu sırasıyla
engelli olma, sağlık ve hastalık (%13) ve eğitim ve öğretim (%11) izlemektedir.48
47
48
15 ve 64 yaş arası kadınlar için
(15 yaşın üstündeki kadınlar için), Türkiye İstatistik Kurumu http://www.turkstat.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1007
16
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Türkiye'deki kadınlar ev işlerinden ve bakım işlerinden sorumlu, çocuklara, hasta veya engelli akrabalara
bakan kişi olmaya devam etmektedirler. Türk kadınları günde ortalama 4 saat 35 dakika ev ve aile işlerine
vakit ayırırken erkeklerde bu oran 53 dakikadır (ILO, 2016). Kadınlar ve erkekler arasındaki bu devasa fark,
Avrupa ülkelerindeki orandan 4 kat daha yüksektir (Moisseron ve ark., 2014).
Medeni hal düşük eğitim düzeyiyle birleştiğinde, kadınlar istihdama katılım konusunda erkeklere göre daha
çok dezavantaj sahibidir. Aşağıda Şekil 3'te görüldüğü gibi; yükseköğrenim mezunu, evli ve hiç evlenmemiş
kadınların iş gücüne katılımları arasında 10 puanlık fark bulunmaktadır (%82 ve %73). Sadece orta öğrenim
görmüş kadınlarda ise bu fark çok daha büyüktür, tam 33 puan: bu grupta, hiç evlenmemiş kadınların oranı
%63, evlenmiş kadınların oranı ise sadece %30'dur. Bunun tersine, evli erkeklerin iş gücüne katılım oranı
eğitim düzeyleri ne olursa olsun hiç evlenmemiş erkeklere göre daha yüksektir.
Bu durum, yüksek öğrenim görmemiş evli kadınların iş gücüne katılımlarının yüksek fırsat maliyetinin
olduğunu göstermektedir (İlkkaracan ve ark., 2015).
Kadınların istihdamında medeni halin etkisi ayrıca kadınların iş piyasasına katılımında istihdamı sürdürmek
kadar büyük bir sorun yaşanmadığını göstermektedir. Üniversite diploması olmayan kadınların düşük
maaşlarına ev ve aile işlerinin sorumluluğunun da eklenmesi, kadınları iş piyasasından uzak tutmaktadır. Bu
yüzden Türkiye, cinsiyet eşitliğini arttırırken ve kadınların saygın işlerde kalmasının sürekliliğini ve ekonomik
gücünü iyileştirirken, doğumu teşvik eden bir politikada uzlaşma zorluğuyla karşı karşıyadır.
Şekil 3 Cinsiyete, medeni hale ve eğitime göre kentsel iş gücüne katılım, ana çalışma yaşı (20-49), 2011
100
80
95
93
90
73
98
88
82
73
85
60
63
48
40
20
96
29
28
17
18
0
Primaryveya
or Less
5 5-Year
Yıllık ilköğretim
öncesi
Hiç evlenmemiş
kadın
Never
Married Women
8-Year
8 YıllıkPrimary
ilköğretim
Hiç evlenmemiş
erkek
Never
Married Men
HighLise
School
Evli kadın
Married
Women
University
Üniversite
te
Evli erkek
Married
Men
Kaynak: İlkkaracan, I., Kim, K. ve Kaya, T. (2015)
2.2.3 İş-özel yaşam dengesi ve sosyal bakım sorumlulukları
Kadınların doğurganlık ve bakımdan sorumlu olma rollerine verilen önem gibi sosyal normlar ve kültürel
bariyerler, özellikle de kırsal kesimde kadınların iş piyasasından uzak kalmasına katkıda bulunmaktadır
(Gülnap ve ark., 2015). 2016'da yapılan bir araştırmaya göre çoğu kadın (%48) çalışmak için hala
babalarından, eşlerinden veya ailelerinden izin almak zorundadırlar.49
Araştırma göstermektedir ki istihdama dâhil olan Türk kadınlarının %45'ten fazlası çocuk bakımı
sorumluluklarından dolayı işlerini bırakıyorlar ve işlerine geri dönmüyorlar (Dünya Bankası, 2015). Bu
kısmen küçük çocukların anne tarafından bakılması gerektiğine dair toplumsal bakış açısından
kaynaklanmakla birlikte, özellikle 0 ile 4 yaş arası çocuklar için uygun maliyetli çocuk bakımı hizmetlerinin
bulunmaması ve okul öncesi eğitimin düşük kapsamlı olması da diğer sebepler olarak karşımıza çıkmaktadır.
(Dünya Bankası, 2015). Türkiye'de 3 ve 4 yaşındaki çocukların katılım oranları sırasıyla %14 ve %19'dur
49
http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2016/03/turkey-women-do-not-have-incentive-to-work.html
17
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
(Kalkınma Analitiği, 2015). Bu, sırasıyla %67 ve %84 olan OECD ortalamasıyla karşılaştırıldığında çok düşük bir
orandır (Kalkınma Analitiği, 2015). Çalışmalar, Türkiye'de özellikle düşük eğitim seviyesine ve gelir düzeyine
sahip olan kadınlar arasında çocuk bakımı hizmetine yoğun talebi engelleyen en büyük unsurun uygun
maliyet olduğunu göstermiştir (Kalkınma Analitiği, 2015).
Annelerin, çocukların iyi olmasını sağlamadaki rolüyle ilgili sosyal normlar ve toplumdaki cinsiyet rolleri
değişmemiştir. Türkiye'de erkeklerin %63'ü ve kadınların %61'i "kadınlar çalışınca çocuklar mağdur oluyor"
şeklinde düşünmektedir (Samman ve ark., 2016).
Destek hizmeti sağlanması, kariyerlerine uzun bir ara vermiş olan genç annelerin veya kadınların yeniden iş
dünyasına girmesine yardımcı olmak için yetersiz kaldığında, işe geri dönüş programlarının az sayıda olması
da annelerin doğumdan sonra işe geri dönmemelerindeki bir diğer önemli faktördür.
Yaşlılara ve hasta kişilere verilen sosyal bakım hizmeti eksikliği de kadınların işe bağlı kalmasını
sınırlamaktadır. Kadınların bakıma muhtaç kişiler için sağlanan sosyal programların ve kuruluşların açığını
kapamak için aile işlerini benimsemeleri beklenecektir. Türkiye nüfusu yaşlanmaktadır ve 65 ve üstü nüfusun
büyük bir kısmı kronik sağlık sorunları yaşamakta (Saka ve Varol, 2007) ve belli bir bakıma ve desteğe ihtiyaç
duymaktadır. Yaşlı kesim ayrıca yoksulluk sıkıntısı da çekmektedir: Türkiye'de 65 yaş üstü kişilerin %15,1'inin
orta düzey bir ailenin gelir düzeyinin %50'sinin altında geliri vardır (OECD, 2011) ve bunların çoğu (%33)
sosyal güvenceden yoksundur.50 Yaşlıların çoğu bu yüzden bakım ve gelir açısından çocuklarına bağımlıdırlar.
Huzur ve bakım evlerinin çok nadir olduğu kırsal kesimde yaşlılar kentsel kesime göre nüfusun daha büyük
kısmını oluşturduğundan, (Saka ve Varol, 2007), kırsal kesimdeki kadınların aile bakımıyla ilgili daha büyük
sorumlulukları vardır ve bu durum ücretli işlere katılımlarını daha da sınırlamaktadır.
Kadınlar ve erkekler arasındaki eşit olmayan ev işi dağılımı, kalabalık ailelerdeki kadınların iş piyasasına
katılımını olumsuz yönde etkilemektedir. Araştırmalara göre kalabalık ailelerdeki kadınlar, gelir ihtiyacı
baskısına rağmen iş piyasasına katılamamaktadırlar (Gülnap ve ark., 2015).
2.2.4 İş piyasasında ayrımcılık
Kadınlara karşı yapılan ayrımcılık, Türkiye'de sistematik bir sorun olmaya devam etmektedir (Gülnap ve
ark., 2015) ve kadınlar iş piyasasında hem yatay hem dikey ayrımcılıkla karşılaşmaktadırlar.
Türk kadınları, cinsiyet ayrımının yapıldığı, gittikçe değeri azalan ve düşük büyüme kaydeden sektörlerde
yetişmektedirler. Bu ise hızla gelişen piyasa ihtiyaçlarına cevap verebilme esnekliklerini azaltmaktadır..
Dahası, mesleki ve sektörel ayrımcılık da yaygındır (Selim ve İlkkaracan, 2002, Gülnap ve ark., 2015). Tarım
sektöründeki yatay mesleki ayrımcılık da genellikle stereotiplere veya el becerisi ya da dürüstlük gibi ayrımcı
özelliklere dayanarak kadınların erkeklere göre daha az sayıda sektörde ve pozisyonda kümelenmelerine yol
açmaktadır.
Erkekler ve kadınlar arasındaki maaş farkları kısmen kadınların daha az büyüyen sektörlere ve düşük seviyeli
işlere odaklanmasıyla açıklansa da, araştırma göstermiştir yıllar içindeki ücret farkları cinsiyete dayalı
ayrımcılıkla alakalıdır (Selim ve İlkkaracan, 2002, Gülnap ve ark., 2015). Son dönemde yapılan bir çalışma,
erkekler ve kadınlar arasındaki maaş ayrımcılığından dolayı 2003 ile 2010 yılları arasında cinsiyete dayalı
maaş ayrımcılığının arttığını göstermektedir (Gülnap ve ark., 2015).
50
http://www.dailysabah.com/nation/2015/02/14/growing-old-gracefully-turkeys-population-shift
18
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Türk kadınları kıdemli, müdür ve yönetici pozisyonlarına ulaşmakta büyük zorluklarla karşılaşıyorlar.51
Sosyal normlar rol oynasa da, işe alınma veya terfi aşamalarındaki ayrımcılığın yanı sıra maaş eşitsizlikleri de
bunu kısmen açıklamaktadır.52
2012 yılında, G20 ülkeleri arasında, girişimcilik faaliyetlerinde cinsiyetler arasındaki farkın en çok açıldığı ülke
olarak kayıtlara geçen Türkiye’de kadın girişimci sayısı erkeklerden çok daha azdır (OECD, ILO, IMF, Dünya
Bankası, 2014). 20 erkek işverene karşılık bir kadın işveren bulunmaktadır. Kadın girişimciler mevcut destek
mekanizmalarına rağmen kaynaklara ve finansmana erişimden sermaye yönetimine kadar bir dizi engelle
karşı karşıya kalmaktadır (Maden, 2015). Kadınların girişimcilik beklentileri ayrıca bilgi teknolojilerine olan
sınırlı erişimlerinden dolayı azalmıştır. Kadınların sahip olduğu işletmelerin sadece yüzde 15'i finans
imkânlarına erişime sahiptir ve bu da 4 milyar USD'lik bir kredi açığını temsil etmektedir. 53 Ayrıca erkeklerin
sahip olduğu firmalara göre teknolojiye erişimleri yüze 23 daha azdır. 54
Kötü çalışma koşulları, uzun çalışma saatleri, düşük ücretler, fazla söze ve katılım imkânına sahip
olamama, tarım sektöründeki saygın işlere katılımın önündeki ortak engellerdir. Belli eğitim veya yeterlilik
seviyeleri gerektiğinde, tarımsal modernleşme de kadınların istihdama katılımı üzerinde olumsuz etkilere
sahiptir. Ek olarak, modernleşme ekonomik büyümeyle sonuçlandığında geleneksel olarak kadınların
hâkimiyetindeki sektörler erkeklere de çekici gelmeye başlayabilir ve bu, kadınlara karşı daha fazla ayrımcılık
yapılmasına sebep olabilir.
İş piyasasındaki kesintili süreçler de kadınların istihdama katılımındaki ayrımcılığa katkıda bulunmaktadır.
İstihdamın kesintiye uğrama sıklığı ve kesintinin uzunluğu, işe alım sürecinde işverenler tarafından dikkate
alınan faktörlerdir ve bunların hepsi de kadınlara karşı potansiyel ayrımcılık unsurlarıdır (Cebrián ve Moreno,
2013).
Ulusal İşgücü Stratejisi, kadınların daha geçici işler bulmalarına ve uygun olmayan işlerde çalışma risklerinin
giderek artmasına bir ölçüde sebep olan, iş gücü piyasasının daha esnek hale getirilmesi ihtiyacına dikkat
çekmiştir (Moisseron ve ark., 2014). Kadın iş gücünün tarımdan çıkıp, hizmet sektörüne yönelmeye devam
etmesi kadınlara beraberinde daha iyi bir iş ve gelir imkânı getirmemiştir.
2.2.5 Kadına şiddet
Kadına şiddet, kadınların istihdamını ve performansını olumsuz etkilemektedir ve kadınların iş gücünde
kalma hevesini kırabilir. G20 ülkelerinde yapılan bir araştırmada, Türkiye’nin kadınların iş hayatında
karşılaştıkları en büyük sorun olan iş yerinde tacize uğrama oranının en yüksek olduğu ülke olduğunu
göstermektedir.55 İşyerinde cinsel taciz, zorbalık ve sözlü ya da psikolojik şiddet, iş ve maaş kayıpları
konusunda ayrımcılığa, düşük performans ve üretkenliğe ve strese yol açmaktadır. Düşmanca ve gergin bir
iş ortamı yaratmakta ve kadına şiddete fırsat veren bir genel çalışma atmosferi oluşturarak kadınların
istihdama katılımını ve bunun sürekliliğini sınırlamaktadır. Türkiye son on yılda çalışanları işyerinde psikolojik
ve cinsel şiddete karşı koruyan yasal çerçeveyi genişletmiştir. Ancak uygulamada, ülke çapında farklılık arz
etmekte ve çoğu taciz mağduru kadın sesini çıkarmamayı tercih etmektedir.
51
Türkiye, G20 ülkeleri arasında üst düzey yönetici yansımasında en yüksek cinsiyet farkının olduğu ülkedir (OECD, ILO, IMF, Dünya
Bankası, 2014).
52
2011'de Türkiye'de cinsiyetlere göre ücret farkı %20,1'di (yüzde bazında erkek medyan ücretlerinin orantısı olarak erkek eksi kadın
medyan ücretleri olarak tanımlanmıştır) (OECD, ILO, IMF, Dünya Bankası 2014)
53
http://www.ifc.org/wps/wcm/connect/region__ext_content/regions/europe+middle+east+and+north+africa/ifc+in+e
urope+and+central+asia/news/backing+women+entrepreneurs+in+turkey
54
http://www.ifc.org/wps/wcm/connect/region__ext_content/regions/europe+middle+east+and+north+africa/ifc+in+e
urope+and+central+asia/news/backing+women+entrepreneurs+in+turkey
55
http://www.todayszaman.com/g20_workplace-harassment-concerns-highest-in-turkey-among-g20_401425.html
19
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Aile içi şiddet de kadınların iş piyasasına katılımını ve bunu sürdürmelerini olumsuz etkilemektedir.
Türkiye'de iş hayatındaki kadınların %40'ı aile içi şiddet (Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, 2009)
mağdurudur. Aile içi şiddet mağduru kadınlar fiziksel yaralanmalardan, zihinsel sağlık sorunlarından ve refah
durumlarının kötüleşmesinden muzdariptirler ve bu onların istihdama katılımlarını engellemekte, imkânlarını
sınırlamakta ve işten çıkarılmalarına veya işi bırakmalarına sebep olmaktadır. Son yıllarda bu yüksek oranı
düşürmek ve kadınların hayatlarını yeniden kurmalarını ve istihdama katılmalarını desteklemek için hem
devlet hem de sivil toplum kuruluşlarının girişimleri gerçekleşse de bu süreç yavaş ilerlemekte ve aile içi
şiddet Türkiye'de ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir.
2.3 Türkiye'de kadınların iş piyasasına katılımı neden önemlidir?
2.3.1 Hakların ihlali
Saygın işlere katılım, bir insan hakkıdır. Türkiye'nin 1985 yılında imzalayarak kabul ettiği Kadınlara Karşı Her
Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nde (1979) Madde 11'de çalışma hakkı tüm insanların devredilemez
ve vazgeçilemez bir hakkıdır denmektedir ve buna şunlar da dâhildir:

Aynı istihdam imkânlarına sahip olma hakkı,

İstihdam için seçilirken aynı kriterlere tabi olma hakkı,

Terfi, iş güvenliği ve tüm hizmet koşullarından ve avantajlarından yararlanma hakkı,

Personel yardımları da dâhil eşit ücret alma hakkı,

Eşit değerdeki işlerde eşit davranılma hakkı ve

Sosyal güvenlik hakkı.
2.3.2 Ekonomik ve sosyal maliyet
Son araştırmalar, cinsiyet eşitliği ve kişi başına GSYİH, ülkenin rekabetçiliği ve insani gelişme göstergeleri
arasındaki ilişkiyi göstermektedir (WEF, 2014). Eğer eğitime katılımdaki cinsiyet farkı daha az olsaydı ve
kadınlar iş piyasasına daha aktif olarak dahil olup daha iyi iş imkanlarına sahip olsalardı, Türkiye ciddi oranda
ekonomik büyüme yaşayabilirdi.
GSYİH Kaybı
İş piyasasındaki cinsiyet farklılıkları kişi başına GSYİH kayıplarına yol açmaktadır (Elborgh-Woytek ve ark.,
2013). 2015 yılında yapılan bir çalışmada, genel cinsiyet eşitliginden dolayı global GSYİH'i 2025 yılında 12
trilyon USD ve 28 trilyon USD arasında olacağı tahmin edilmiştir (Woetzel ve ark., 2015). Kadınların iş
piyasasına katılımını ülkelerdeki erkeklerin oranına yükseltmek, örneğin Mısır'da GSYİH'i %34 oranında
arttıracaktır (Elborgh-Woytek ve ark., 2013). Ayrıca "alt yüzde 20'nin gelir payının artışının, daha yüksek
GSYİH büyümesiyle ilişkili olduğu" kanıtlanmıştır (Gonzales ve ark., 2015). OECD, bünyesindeki ülkeler
arasında ortalama olarak iş gücüne katılımda cinsiyetler arasındaki farkın %50 oranında azaltılmasının, yıllık
kişi başına GSYİH büyüme oranını %0,3 oranında arttıracağını göstermiştir (bir diğer deyişle 2030 yılında
yaklaşık %6 ek GSYİH kazanımı). 2030 yılında cinsiyete göre katılım oranının birbirine tamamen yaklaşma
durumunda, yıllık artış %0,6 olacaktır (OECD, 2012). Cinsiyetler arasındaki istihdam farkından dolayı
Türkiye'deki kişi başına GSYİH kaybı konusunda bugüne kadar hiçbir OECD tahmini yapılamamıştır.
Azalan finansal performans
Daha az mesleki ve sektörel ayrımcılık ayrıca ekonomik büyümeyi de arttırır. OECD, işletmelerin kendi
bünyelerinde kadınların rolünü arttırmaları ve geliştirmeleri için üç kilit sebebi şöyle açıklamaktadır: "(i) en iyi
yetenekleri çekmek ve elde tutmak, (ii) işyerinde çeşitliliği arttırmak ve genel performansı iyileştirmek ve (iii)
kadınların ana müşteri olduğu pazarlar da dâhil tüketici pazarlarına daha iyi hizmet vermek" (OECD, 2012).
20
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Kadınların yeterliliklerine sermaye sağlamanın ve üst düzey yönetim dâhil her düzeydeki kadın personel
oranını arttırmanın kurumlara ve işletmelere getireceği faydalara dair giderek daha çok artan kanıtlar
bulunmaktadır.56 Fortune 500 listesindeki kuruluşların 2004 yılında yapılan analizine göre, yönetici
konumunda daha çok sayıda kadının bulunduğu kuruluşlarda hissedar gelirlerinin %34 daha fazla olduğu
görülmüştür.57 2015 yılında McKinsey tarafından yapılan bir araştırmada, bir firmadaki çeşitlilik ile firmanın
mali performansı arasında istatiksel olarak önemli bir ilişki olduğu ortaya koyulmuştur (Hunt ve ark., 2015).
"Cinsiyet çeşitliliğinin en üst çeyreğindeki firmaların, ulusal endüstri ortalamasından %15 daha fazla mali
getirilerinin olması muhtemeldir" (Hunt ve ark., 2015). Ayrıca kadın yöneticiler ve kurumsal sürdürülebilirlik
arasında bağlantılar da bulunmaktadır, bu durum kısmen müşteriye odaklılığın güçlendirilmesinin (Hunt ve
ark., 2015) ve riskten kaçınmanın sonucudur.
Şiddetin maliyeti
Aile içi şiddetin, işyerine ve ekonomiye maliyeti vardır (Ararat ve ark., 2014). Kadına şiddetin birey,
işletmeler, devlet ve toplum açısından ekonomik bedelleri vardır (Williams, 2014). Devlet bazı sağlık, adalet
ve sosyal hizmet maliyetlerini üstlenmektedir. Avustralya'da, kadına şiddet yılda yaklaşık 11,38 milyar
USD'ye, İngiltere ve Galler'de de yaklaşık 32,9 milyar USD mal olmaktadır.58 Bir çalışmada aile içi şiddetle
bağlantılı toplam maliyetin, Birleşik Krallık'ta GSYİH'nin %10'u olduğu ortaya konmuştur.59 Fas'ta eş şiddetinin
adalet sistemine maliyeti yıllık 6,7 milyon USD'dir (ICRW, 2009).
İşletmeler de işe gelmeme, düşük üretkenlik ve azalan gelir maliyetlerini yüklenirler (Aşağıdaki kutuya
bakınız). Kadına şiddet yalnızca işe gelmemeye yol açmakla kalmaz, aynı zamanda erkeklerin kendi
ailelerindeki kadınlara karşı şiddetle ilgili sorunlarla ilgilenmek için izin alarak işe gelmemelerine de yol
açmaktadır. Bazı ülkelerde kadına şiddetin yaklaşık bedeli, firmaların toplam maaş bedellerinin %2'si ile %9'u
arasında bir miktara denk gelmektedir (Darko ve ark., 2015). Aile içi şiddetten kaynaklanan tahmini
üretkenlik kaybı Brezilya'da ve Tanzanya'da GSYİH'in %1,2'si, Şili'de %2'sidir. ABD'de aile içi şiddet, tek başına
2,5 miyar USD'lik bir üretkenlik kaybına neden olmaktadır.60
Kadına şiddetten kaynaklanan işletme ve istihdam maliyetleri

Azalan üretkenlik, azalan verim, azalan kâr,

Yeni eleman için harcanan idari zaman ve araştırma, işe alma ve eğitim maliyetleri,

Güvenli işyeri oluşturmak, personeli eğitmek için programlar, işyerinde tıbbi hizmetler, Çalışan
Destek Planları,

Mağdurun çalışma arkadaşlarına verilen fazla mesai ücretleri,

Taşınma, ayrılma ücreti, personel yardımları, sigorta primleri,

İşyerindeki kazalarla ilgili şikâyetler, denetim süresi, süreç şikâyetleri, dava etme, mahkeme süresi,
tazminat giderleri,

Düşen verim ve gelirden dolayı kaybedilen vergi geliri, düşük GSMH.
Kaynak: Day ve ark., 2005
56
http://www.unwomen.org/en/what-we-do/economic-empowerment/facts-and-figures#notes
http://www.unwomen.org/fr/what-we-do/economic-empowerment/facts-and-figures
58
http://www.endvawnow.org/en/articles/301-consequences-and-costs-.html
59
http://www.worldbank.org/en/news/press-release/2013/11/25/violence-against-women-exacts-high-economic-price-worldbank-says
57
60
http://www.forbes.com/sites/robertpearl/2013/12/05/domestic-violence-the-secret-killer-that-costs-8-3-billionannually/#710bcb6c3c13
21
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Azalan iş gücü kullanımı etkinliği
Türkiye'deki kadınların düşük katılım oranı, iş gücü kullanımının etkinliğini sınırlamaktadır (İlkkaracan ve
ark., 2015). Nüfusun yarısının yetenek havuzunu yanlış kullanmak, şirketlerin mali performansının yanı sıra
ülkenin rekabetçiliğini olumsuz etkilemektedir. Çeşitliliği olan yetenek havuzunun etkin kullanımı, üretkenlik
ve artan rekabetçilikle sonuçlanır (Gonzales ve ark., 2015).
Tasarruf kayıpları
Kadınlar ailenin refahı için daha çok harcama yaptıkları için, onların tasarrufa yaklaşımları erkeklerden daha
farklıdır. Artan iş geliriyle birlikte, kadınların harcama alışkanlıkları hane halkının tasarruf oranının
artmasını sağlayabilir ve bu durum, finansal hizmetlerin ekonomik faaliyetlerini olumlu şekilde etkiler.61
Vergi geliri ve sosyal güvenlik katkısı kayıpları
Son olarak, kadınların iş gücüne artan katılımı ve saygın işlere katılımlarının iyileştirilmesi, vergi gelirinin ve
sosyal güvenlik katkılarının artmasına katkıda bulunacaktır (OECD, 2012).
Yoksulluk riskleri
Ekonomik zorunluluğun ötesinde, saygın işlere daha çok katılım kadınların ekonomik bağımsızlığını
destekleme ve potansiyel olarak hayatları boyunca, özellikle de yaşlılıklarında fakirlik riskini azaltma
potansiyeline sahiptir.
Kadınlar, erkeklerden daha fazla fakirlik riskiyle karşı karşıyadır ve fakirlik, kadınların yönettiği ailelerde
daha fazladır. Kadınlar, kayıt dışı ekonomilerde çalıştıklarından veya çocuk yetiştirme ve ev
sorumluluklarından dolayı sosyal güvenliğe aralıklı olarak katıldıkları ve bu yüzden sosyal koruma
mekanizmalarından mahrum kaldıkları için, ileri yaşlarda yoksulluk riskine daha fazla maruz kalırlar.
Kırsal veya uzak alanlardaki kadınların, ücretsiz tarım işlerine dâhil olmaları daha muhtemeldir. Kırsal
kesimlerde, düşük eğitim seviyesine sahip kadınların, kötü çalışma koşullarının ve düşük ücretlerin geçerli
olduğu gayri resmi sektörlerde hiçbir nitelik gerektirmeyen işleri alma olasılıkları daha yüksektir.
Kadınların, aile gelirlerinin erkeklere göre daha büyük bir kısmını çocuklarının eğitimine ve sağlığına
harcama eğilimleri olmasından dolayı (Gonzales ve ark., 2015), kadınların gelir sahibi olmasını
desteklememek, sadece onların refahını etkilemekle kalmaz aynı zamanda çocuklarının refahını da olumsuz
etkiler ve bu durum da nesiller arası yoksulluk döngüsüne katkıda bulunur.
2.4 Yuvarlak masa görüşmelerinden öneriler ve en iyi
uygulamalar
Konferans katılımcıları kadınların istihdamıyla ilgili yenilikçi ve umut verici uygulamaları sundular ve
kadınların saygın işlere katılımını desteklemek ve sürekliliğini sağlamak için olası önerileri tartıştılar. Ana
öneriler aşağıda özetlenmektedir:
1. Kadınların istihdam politikalarının makro ekonomi politikalarıyla entegre edilmesi ve kadınların
çok sektörlü, çok seviyeli ve çok aktörlü istihdamını desteklemek için entegre önlemler alınması.
Katılımcılar, kadınların istihdam sorununun makro düzeyde dikkate alınması gerektiğini, çünkü bunun iş
kanunun da ötesinde çeşitli politikalardan ve ulusal stratejilerden etkilendiğini belirttiler. Katılımcılar;
61
http://reports.weforum.org/global-gender-gap-report-2014/part-1/the-case-for-gender-equality/
22
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
eğitimden sosyal korumaya, sosyal hizmetlere, işgücüne, taşımacılığa, ekonomi ve finans sektörlerine kadar
uzanan çeşitli sosyal riskleri azaltmayı hedefleyen politik önlemleri birleştirmeyi önerdiler. Örneğin,
iyileştirilmiş toplu taşımacılık (sıklık, güvenlik, seferler...) kadınların istihdamını olumlu etkileyebilir. Vergi
politikalarının ve vergi kârı sistemleri, kadınların çalışması için teşvikler veya gerekiyorsa caydırıcı unsurlar
içerecek şekilde tasarlanabilir. Kadınların istihdamının artışının beklenen ekonomik ve sosyal faydaları
sağlayacağından emin olmak için, makro düzeyden başlayarak yerel girişimlere kadar uzanan baştan sona
stratejiler araştırılmalıdır.
Katılımcılar ayrıca Türkiye'de iş dünyasında cinsiyet eşitliğini geliştirmek için kadınların ve erkeklerin, kızların
ve oğlanların, işletmelerin, eğitim ve öğretim sağlayıcılarının, mali kuruluşların, yerel ve ulusal kamu
kurumlarının, özel sektörün, sivil toplum örgütlerinin, kadın kuruluşlarının, uluslararası kuruluşların,
medyanın, meslek birliklerinin ve ağlarının, üniversitelerin bir araya getirilmesinin önemini vurgulamışlardır.
Sosyal hizmetlere ve kadın istihdamına yapılan kamu yatırımları
İstanbul Teknik Üniversitesi'nde son dönemde yapılan bir çalışmada, çocuk bakım hizmeti merkezlerine ve
ana okullarına yapılacak 20,7 milyar TL'lik bir yatırımın, 719.000 yeni iş yaratacağı ve bunun %73'ünden
kadınların faydalanacağı tahmin edilmiştir. Bu işler ayrıca inşaat sektöründe yapılacak benzeri bir yatırıma
göre çok daha saygın işler olacaktır (İlkkaracan ve ark., 2015).
Bu çalışma, kamu politikalarının geliştirilmesinin, kadınların istihdamına dolaylı olarak nasıl etki
edebileceğini göstermektedir. Devlet, sosyal bakım hizmetlerine yatırım yaparak yalnızca kadınların
doğumdan sonra işe dönüşlerini desteklemekle kalmaz, ayrıca çoğunlukla kadınlara gidecek ciddi sayıda
işin oluşturulmasını da sağlar. Sosyal sektörlere yatırım yapmak, bu yüzden yüksek ekonomik ve sosyal
yatırım geri dönüşleri sağlayarak çok verimli olabilir.
2. Cinsiyet stereotiplerine karşı çıkılması ve kadınların ve erkeklerin tavırlarını ve davranışlarını
bireyler, aile üyeleri, çalışanlar ve işverenler olarak ele alarak, evde ve çalışma ortamında
cinsiyetler arası ilişkilerinin dönüştürülmesi.
Katılımcılar erkeklerle ve babalarla, kadınlarla ve annelerle onların hayatlarını olumsuz şekilde etkileyebilecek
cinsiyet stereotipleri konusunda çalışma ihtiyacı olduğunu belirlediler. Günlük ev işlerinde ve aile bakımında
erkeklerin ve erkek çocukların rolü konusunda farkındalık yaratmak, hem kadınlar hem de erkekler için
cinsiyete göre ayrımcılığın olmadığı eğitim şekilleri ve kariyerler konusunda zihniyet değişikliğini
desteklemek, eğitim kurumlarının cinsiyet stereotiplerini genç yaştan itibaren zorlamalarını sağlamak,
medyanın cinsiyet stereotiplerini yaymaktan kaçınmasını ve cinsiyet eşitliği hedeflerinin tanıtılmasına katkıda
bulunmasını, erkeklerin ve kadınların cinsiyete dayalı rolleri üzerinde tartışmasını sağlamak, konferans
sırasında tanımlanan sonraki adımlardı.
3. Bilginin yayılması ve kadın hakları konusunda kadınların farkındalığının arttırılması: (i) işe alma,
terfi, maaş görüşmesi ve profesyonel gelişim imkanları konusunda ayrımcılığa maruz kalmama
hakkı ve (ii) cinsiyete dayalı şiddete karşı koruma ve tazminat hakları.
Katılımcılar, kadınların çoğunlukla istihdam, ayrımcılık yapmama ve cinsiyete dayalı şiddet konularındaki
haklarının bilincinde olmadıklarını, kadın hakları konusundaki farkındalığı arttırma konusunda daha fazla
çabanın gerekli olduğunu belirttiler. İş kanununun yanı sıra cinsiyet ayrımcılığı ve evde veya işyerinde
cinsiyete dayalı şiddet konusundaki mevcut destek mekanizmaları çok az bilinmektedir. Kadın hakları ve
cinsiyetle ilgili iş kanunu hakkındaki bilgiler kamu kuruluşlarında, eğitim kurumlarında ve kadınları,
işletmeleri, birlikleri, adli ve mesleki birlikleri ve platformları dâhil eden projelerde yayılmalıdır. Bunlar ayrıca
kamu kuruluşlarında, küçük ve orta ölçekli işletme ve kuruluşlarda kadın ve erkek çalışanlarla da
görüşülmelidir.
23
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Katılımcılar, cinsiyete dayalı şiddet hakkında bilginin, bunun kadınlar, çocuklar ve erkeklerin sağlığı ve refahı
üzerindeki olumsuz etkisinin ve bunun da çalışma ortamı ve çalışanların üretkenliği üzerindeki olumsuz
etkisinin, medya da dâhil olmak üzere çeşitli kanallardan kapsamlı bir şekilde yayılması gerektiğini belirttiler.
İşyerinde kadın hakları ve insan hakları ile ilgili bilgilerin yayılması
Uluslararası Çalışma Örgütü, Kadınlar İçin Daha Çok ve Daha İyi İşler adlı projesinin çalışma çerçevesi
kapsamında kadın hakları ve işyerindeki haklar konusunda eğitim modüllerinin geliştirilmesini
desteklemektedir. Bunlar mesleki eğitim kurslarına entegre edilerek kadınların genel insan hakları ve
özellikle de işyerindeki hakları konusunda daha bilinçli olmaları sağlanacaktır.
Boyner Holding, Nar Taneleri Projesi aracılığıyla kadınlara kadın hakları eğitiminin yanı sıra cinsel ve
doğum hakları konusunda eğitim sunmaktadır. Bu, akıl hocalığı yaparak zor durumdaki kadınların iş
aramasını ve işlere katılımını desteklemeyi amaçlayan, daha kapsamlı bir eğitim programıdır.
Kaynak: Özge BERBER-AGTAŞ, ILO ve Aysun Sayın, Boyner Grup'un Türkiye'de kadınların saygın işlere
katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama konulu Yuvarlak Masa görüşmelerindeki sunumları, 15 Mart
2016, İstanbul, Türkiye.
4. Avukatlık, pilot programlar, cinsiyet denetimleri ve daha sıkı kanun yürütme mekanizmaları
aracılığıyla kadınların istihdamına dair zihniyeti değiştirmek ve cinsiyete duyarlı işletmeleri ve
çalışma ortamlarını teşvik için işletmelerle bir araya gelinmesi.
Katılımcılar, cinsiyet ayrımcılığı ve cinsiyete duyarlı işyerleri konusunda işletmeleri bir araya getirecek
yenilikçi uygulamaları paylaştılar. İşletmelerin ayrımcılık karşıtı kanunların ve bunlara uymamanın getireceği
cezaların farkında olduğundan ve cinsiyete duyarlı uygulamaları aktif bir şekilde desteklediğinden emin
olmak için; devlet, profesyonel veya sivil toplum örgütleri tarafından yapılan mevcut çalışmaların
arttırılmasının önemini vurguladılar. Bunlara anne ve babanın doğum izinleri ve paketleriyle ilgili
uygulamalar, kadınların doğumdan sonra veya uzun bir kariyer arasından sonra işe geri dönüşünü
desteklemek, cinsiyet stereotipleri ve eşitliği konusunda personel eğitimi, işyerinde cinsiyete dayalı şiddet ve
aile içi şiddet karşıtı prosedürler, terfi, maaş ve profesyonel gelişime erişimde ayrımcılık karşıtı prosedürler ve
kadınların yönetici ve lider pozisyonlara erişimini destekleyen prosedürler dahildir.
Cinsiyet Ödülü Sertifikası
KAGİDER'in Fırsat Eşitliği Modeli (FEM) Projesi, iki hedefe ulaşmak için Cinsiyet Sertifikası aracılığıyla işe
alma, eğitim, terfi ve kariyer gelişim imkanlarındaki cinsiyet eşitsizliğini tanımlamayı ve bu sorunu ele
almayı hedeflemektedir: (i) kadınların istihdama katılımını desteklemek ve çalışma koşullarını iyileştirmek
ve (ii) daha şeffaf, profesyonel ve uyumlu bir çalışma ortamı sayesinde üretkenliği arttırmak. İlgilenen
işletmeler, bir öz değerlendirme prosedüründen önce programa başvuruyorlar ve değerlendirmelerinin
harici bir incelemesinin ve belgelerle kanıtlanmasının ardından iki yıl boyunca geçerli bir Cinsiyet Sertifikası
Ödülü alıyorlar. Öz değerlendirme kriteri; cinsiyet eşitliğinde liderlik, işe alma ve terfi süreçlerinde cinsiyet
ayrımcılığı, şikâyet takip mekanizmaları ve pazarlama ve tanıtım materyallerinde cinsiyet ayrımcılığı
konularını kapsamaktadır. Türkiye'de temsilcilikleri bulunan çeşitli uluslararası firmalar ve Türk işletmeler
bugüne kadar bu sertifika sürecine katılmışlardır.
Kaynak: KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) - Esra TEKİL'in Türkiye'de kadınların saygın işlere
katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama konulu Yuvarlak Masa görüşmelerindeki sunumu, 15 Mart
2016, İstanbul, Türkiye.
24
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi: Sabancı Üniversite’nin sunduğu kilavuz
İşletmeler hem işyerinde hem de aile içinde şiddeti önleme ve buna cevap verme konusunda rol oynarlar.
Türkiye'deki İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı gibi ilginç girişimler Türk işletmelerinde ve kuruluşlarında Türk
işverenlerin aile içi şiddete karşı mücadeledeki sorumluluğu konusunda farkındalığı arttırmayı
amaçlamaktadır. Dahası, aile içi şiddete karşı işletmelerin uyguladığı stratejileri ve en iyi uygulamaları
paylaşmak için bir çalışma çerçevesini ve çeşitli imkânları sunmaktadır. TÜSİAD üyesi on şirket şu anda
işletmelerin aile içi şiddet mağduru kadınları desteklemesi için hazırlanmakta olan bir kılavuzu
tamamlamak üzeredir.
Kaynak: Ararat ve ark., 2014 ve Sabancı Üniversitesi'nden Melsa Ararat'ın Türkiye'de kadınların saygın
işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama konulu Yuvarlak Masa görüşmelerindeki sunumu, 15
Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
5. Çocuk bakım hizmetleri ve okul öncesi eğitim de dâhil sosyal bakım hizmetlerindeki kamu
yatırımının ve bunların kapsamının arttırılması ve kalitesinin geliştirilmesi.
Katılımcılar; çocuk bakımı, yaşlıların, hastaların ve engellilerin bakımı gibi sosyal sektörlere yatırım da dâhil
olmak üzere kadınların ekonomik güçlenmesini ve iş piyasasına katılmalarını destekleyecek sosyal politikalara
olan ihtiyacı vurguladılar. Çoğu araştırmada gelişmiş çocuk bakım hizmetlerinin sunulması ve kadınların iş
piyasasına katılımının artışı arasında pozitif ilişki gösterilmiştir. Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve
bunların aileler için uygun maliyetle sunulması sayesinde kadınların iş piyasasıyla olan bağlarının güçlenmesi
muhtemeldir. (çocuk bakım hizmeti konusunda daha detaylı öneriler için bir sonraki bölüme bakınız).
İşletmelerin yönettiği çocuk bakım hizmeti merkezleri: Borusan Holding’in projesi
Borusan Holding daha bütünleşik toplumlar ve daha fazla cinsiyet eşitliği için çabalamaktadır ve Birleşmis
Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri'ni 2013 yılında imzalamıştır. Borusan Holding'in "Annemin İşi Benim
Geleceğim" projesi, kadınların bilim ve sanayi alanlarındaki istihdamını arttırmak için Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı'yla kurduğu ortaklığın ürünüdür. Türkiye'deki 10 ilde 10 Organize Sanayi Bölgesinde
gündüz bakımevleri oluşturulacaktır. Her gündüz bakımevinin 0 ile 6 yaş arası 75 çocuk kapasitesi olacaktır.
Bugüne kadar iki bakım merkezi faaliyete geçmiştir ve iki yeni merkez de açılmak üzeredir. Proje, BM Kadın
Birimi'nden 2013 yılında bir ödül aldı ve 2014 yılında BM Kadını Güçlendirme İlkelerinin Liderlik Platformu
tarafından tanındı. Proje, kadınların istihdamına katkıda bulunmanın yanı sıra çocuklar için erken öğrenme
ve gelişim imkânları sağladı.
Kaynak: Borusan Holding, Gaye SEZEN'in Türkiye'de kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve
sürekliliğini sağlama konulu Yuvarlak Masa görüşmelerindeki sunumu, 15 Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
6. Eğitim ve öğretim sisteminin cinsiyet eşitliğine ve kadın istihdamına duyarlılığının geliştirilmesi.
Katılımcılar, kızların bilim ve teknolojiye erişimlerinin desteklenmesi ve işler ve beceriler açısından piyasa
taleplerini daha iyi anlamak için düzenli analizler yapılması ihtiyacını belirttiler. Diğer önerilere şunlar dâhildi:
hem kadınların hem erkeklerin kariyerini olumsuz şekilde etkileyebilecek cinsiyet stereotipleri hakkında
farkındalık yaratmak ve kariyer danışmanlığını geliştirmek, danışmanların kızlara ve oğlanlara, kadınlara ve
erkeklere stereotiplerden arınmış, kadınların ayrımcılık olmayan sektörlerdeki kariyerlere yönelmesini,
yönetici ve lider pozisyonlara talip olmalarını teşvik eden önerilerde bulunmasını sağlamak. Katılımcılar ayrıca
girişimcilik eğitiminin ve finansal bilginin sadece teknik ve mesleki eğitim olarak değil, genel eğitimde de
müfredata dâhil edilmesi ihtiyacını vurguladılar.
25
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Kariyer merkezleri gelişimi
İstanbul Kalkınma Ajansı şu anda kadınların istihdamına yönelik çeşitli projeleri desteklemektedir. Bunların
arasında, kadınlara iş arama ve istihdamlarının ilk aylarında koçluk ve danışmanlık hizmeti sunan kariyer
merkezlerinin kurulması yer almaktadır.
Kaynak: İstanbul Kalkınma Ajansı'ndan Sn. Aslı SİLAHDAROĞLU BEKMEN'in Türkiye'de kadınların saygın
işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama konulu Yuvarlak Masa görüşmelerindeki katkısı, 15
Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
Katılımcılar, özellikle de kadınların ve kızların özgüvenlerini ve liderlik becerilerini güçlendirmek, iletişim ve
uzlaşma becerilerini geliştirmek için bilişsel olmayan ve sosyal beceri eğitimlerinin önemini vurguladılar.
Kadınların hayatları ve kariyerleri boyunca öğrenme imkânlarına erişimi de kadınlar için saygın işlerin
iyileştirilmesinde bir dönüm noktası olarak tanımlanmıştır. Son olarak, katılımcılar genç kadınların eğitim ve
öğrenim hayatından iş dünyasına geçişi için destek mekanizmalarının gerekliliği üzerinde durdular.
Boyner Holding: Nar Taneleri Projesi
“Nar Taneleri” Projesi 2009'da başladı ve 18-24 yaş aralığındaki, yetimhanede büyümüş olmalarından
dolayı sosyal ve ekonomik imkânlardan yoksun olan zor durumdaki genç kadınlara kılavuzluk ve akıl
hocalığı sunma amacını taşımaktadır. Proje, bu kadınların "eğitimlerine devam etmelerini, kişisel
gelişimlerini desteklemelerini ve iş arama becerilerini geliştirerek iş piyasasına hazırlanmalarını
sağlamaktadır. Bundan dolayı, bir grup akıl hocası bu genç kadınlara sosyal ve ekonomik kılavuzluk
sunmakta ve cinsiyet ayrımcılığıyla ilgili olarak yaşadıkları sorunları aşmalarına yardımcı olmaktadırlar.
2009'dan 2012'ye kadar tüm Türkiye'den 162 genç kadın iki haftalık eğitim programını tamamladı ve bir
yıllık akıl hocalığı desteği aldı. Projeye katılan genç kadınların %51'i iş buldu, %33'ü eğitimine devam etti ve
%16'sı aktif bir şekilde iş arıyor."
Kaynak: http://boynergrup.com/pomegranate-arils-project/?lang=en bağlantısından alınmıştır.
7. Kadınların kayıt dışı sektörlerden kayıtlı sektörlere geçişinin teşvik edilmesi ve iş-hayat dengesini
destekleyen, istihdam sırasında ve işyerinde cinsiyet ayrımcılığını önleyen ve bu konuda
yaptırımları olan, cinsiyete duyarlı iş politikalarının desteklenmesi.
Katılımcılar, kadınların gayri resmi sektörden resmi sektöre geçişini desteklemek için ek önlemlere olan
ihtiyacı ifade ettiler. Olası bir strateji olarak sosyal koruma mekanizmalarını geliştirerek mevcut işlerin
kalitesini geliştirmeyi vurguladılar. Ayrıca, sözleşmeler ve maaş dağılımında şeffaflık, anne-baba doğum
izinleri ve paketleri, terfi sistemleri ve işyerinde şiddet konularındaki cinsiyet ayrımcılığı için yasama yürütme
mekanizmalarının güçlendirilmesinin önemini vurguladılar. Bazı katılımcılar, kadınların hem kamu hem özel
sektörlerde yönetici ve lider pozisyonlardaki payını arttırmak için kotaların konmasını önerdiler.
8. Kadınların girişimciliğinin bir bütün olarak desteklenmesi.
Katılımcılar, kadınların girişimciliği konusunda mali desteğin (krediye veya mikro krediye erişim) ötesine
geçme ihtiyacını vurguladılar. Kadınların gelir getiren faaliyetlerinin, onların açlık sınırının üzerinde
kalmalarını sağlaması için, kadınların girişimcilik potansiyelinden tamamen yararlanmaları gerekmektedir.
Buna kadınların girişimciliğinin önündeki engelleri kaldırmak için politik önlemler, finansmana erişimi
kolaylaştırma konusuna finansal kurumları da dâhil etme, kadın kredi kullanıcılarına ve kadınların yönettiği
işletmelere karşı ayrımcılığı azaltmak, kadın girişimcilerin ağlarını ve platformlarını desteklemek, kadınların
teknolojiye erişimini geliştirmek, akıl hocalığı programları geliştirmek, kadın girişimcilere eğitim ve
profesyonel gelişim imkanları sunmak ve kadınların lider rolleri benimseyebilmeleri ve iş hayatına dâhil
olmaları için geleneksel zihniyeti değiştirmek dâhildir. Katılımcılar ayrıca kırsal kesimde, tarıma dayalı sanayi
26
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
ve tarımsal işletmeler de dâhil özellikle tarım sektöründe kadın girişimciliğine önem verme ihtiyacından
bahsettiler.
Kadınların finansmana erişimini kolaylaştırmak
Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı şu anda Avrupa Yeniden Yapılanma ve Kalkınma
Bankası (EBRD) ile birlikte kadınların finansmana erişimini arttırmak ve kadın girişimciliğini güçlendirmek
amacıyla ortak bir program yürütmektedir. "Bu, kapsamlı bir mali ve teknik destek paketidir. Kadınlar
tarafından yönetilen firmalara kredi verilmesi için yerel ticari bankalara verilen kredi fonları; risk paylaşım
mekanizmalarıyla ve kadınların yönettiği KOBİ'lerin finansal ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak için
danışmanlık hizmeti birleştirilmiştir. Ek olarak, tavsiye, akıl hocalığı ve ağ çalışması paketi de kadın
girişimcilerin işletmelerini büyütmelerine yardımcı olmaktadır. EBRD konuyla ilgilenen Türk bankalarına
300 milyon € kredi fonu sağlamaktadır. Avrupa Birliği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Türkiye İş
Kurumu (İŞKUR) programı 38 milyon € tutarında ilave krediyle, küçük işletmelere tavsiyelerde bulunarak
ve ortak bankalara teknik destek sunarak desteklemektedir. Bugüne kadar altı Türk bankası bu girişimin bir
parçası olmak için bir Protokol imzalamıştır.
Kaynak: Türkiye'de kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama konulu Yuvarlak
Masa görüşmelerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın katkıları, 15 Mart 2016, İstanbul, Türkiye ve
http://www.ebrd.com/news/2015/eu-ebrd-and-turkey-celebrate-international-womens-day-with-launchof-mentoring-service-for-women-entrepreneurs-.html
Garanti Bankası'nın Girişimi
Bu girişim, kadınların finans hizmetlerine sınırlı erişimini kadın girişimciler için özel tasarlanmış mali
ürünlerin oluşturulması ve tanıtılması yoluyla azaltmayı hedefler. Örneğin Garanti Bankası, kadınların altın
mücevherleri teminat olarak kullanabilmelerini sağlamaktadır. Finansal hizmetlere ek olarak Garanti,
eğitim ve girişimcilik eğitimi önermekte ve kadın girişimciler için ülke çapında girişimcilik konularını ve iş
fikirlerini tartışabilecekleri bir profesyonel toplanma platformu sunmaktadır. 2013 yılında Garanti'nin KOBİ
müşterilerinin %10'u kredi anapara borcu 900 milyon USD olan kadınlardı. Uluslararası Finans Kurumu
(IFC), Garanti'nin çalışmasını bölgedeki en iyi uygulamalardan biri olarak kabul etmiştir.
Kaynak: McKenzie&Company (2015)
Kadınların sosyal bakım sektöründeki girişimciliği
Sosyal bakım ve özellikle de çocuk bakım hizmeti sektörü, kadın girişimcilerin dâhil olabileceği, potansiyel
ve büyümekte olan bir sektördür. Özel bir anaokulu zinciri olan Uçan Balon, çocuk bakımı ve okul öncesi
sektörünün; gelişmekte olan ve potansiyel yüksek getirisi olan bir sektördeki başlangıç yatırımının makul
boyutundan dolayı kadın girişimcilere ne kadar açık olduğunu göstermektedir.
Kaynak: Uçan Balon, Ayşe DOĞANER'in Türkiye'de kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve
sürekliliğini sağlama konulu Yuvarlak Masa görüşmelerindeki sunumu, 15 Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
B-fit
B-fit, kadınlar tarafından kadınlar için geliştirilmiş başarılı bir Türk spor salonu zinciridir. Bayilikler sadece
kadın girişimcilere verilmektedir ve bugüne kadar 250'den fazla tesis açılmıştır. B-fit kadın girişimcilerin
gelişmesi ve büyümesi, deneyimlerini paylaşması ve birbirini desteklemesi için arkadaşça bir ortam
sunmaktadır. B-fit, kısmen sosyal normlardan dolayı ama ayrıca eğitim sisteminin öğrencileri girişimcilik
projelerinde ihtiyaçları olan becerilerle donatmaktan ve onları bunlara hazırlamaktan aciz olmasından
dolayı kadınların girişimcilik potansiyelinin tam kullanılmadığına inanmaktadır.
27
Kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini sağlama
Kaynak: B-fit, Bedriye Hülya'nın Türkiye'de kadınların saygın işlere katılımını destekleme ve sürekliliğini
sağlama konulu Yuvarlak Masa görüşmelerindeki sunumu, 15 Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
9. Kadınların saygın işlere katılımını desteklemek ve sürekliliğini sağlamak için yenilikçi ortaklıkların
teşvik edilmesi.
Konferans sırasında hepsi kamu kuruluşlarını veya belediyeleri, Türk bölgesel kalkınma kurumlarını, Birleşmiş
Milletler kuruluşlarını veya iki taraflı kalkınma örgütlerini, sivil toplum örgütlerini, üniversiteleri, kadın
kuruluşlarını (Kadın Girişimciler Birlikleri, Kadın meslek birlikleri, vs.) ve özel sektör kuruluşlarını içeren geniş
ortaklıklarla desteklenen çeşitli girişimler sunulmuştur. Katılımcılar, kapsamlı uzmanlık ve deneyimden
yararlanan geniş ve yenilikçi ortaklıkların faydalarını vurguladılar.
28
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
3 Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve
kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve
Fransa'dan görüşler
16 Mart'ta, 65 kişi çocuk bakım hizmetlerine Fransız ve Türk yaklaşımlarından öğrenilen uygulamaları ve
dersleri paylaştılar ve kadınların saygın işlere katılımını desteklemenin ve sürekliliğini sağlamanın ve aynı
zamanda çocukların refahına ve ulusal ekonomiye katkıda bulunmanın yollarından biri olarak, çocuk bakım
hizmeti programlarını daha da geliştirmek için stratejileri ve giriş noktalarını tanımladılar. Erken dönem çocuk
eğitiminin ve bakımının, ailenin çok ötesine uzanan, ulusal bir makro düzeyde sorun olduğu ortaya çıkmıştır.
3.1 Erken dönem çocuk bakımının ve eğitiminin çeşitli faydaları
İlk beş yıl çocukların motor, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi için kritik önem taşır ve nörolojik bilimler
göstermiştir ki bunlar hayata iyi bir başlangıcın üzerinde ömür boyu süren etkilere sahiptir. Erken dönem
çocuk eğitimi ve bakım programlarının sadece çocuklar ve yarının yetişkinleri için değil, ayrıca annelerin
istihdamı, ulusal ekonomik gelişme ve büyüme ve toplumun bütünü için kısa, orta ve uzun vadeli faydaları
konusundaki sağlam kanıtların sayısı giderek artmaktadır.
3.1.1 Çocuklar üzerindeki etkileri: kısa ve uzun vadeli etki
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı, beslenme programları çocuk bakımı veya okul öncesi hizmetlerle
birleştirildiğinde özellikle de yoksul veya geleneksel olarak ötekileştirilmiş toplumlarda çocuklar için sağlık ve
fiziksel gelişim faydaları sağlar (Barnett, 2008: Dünya Bankası, 2012). Ayrıca, 5 yaşın altındaki çocukların
ebeveynleri gelir kazanma amaçlı faaliyetlerle meşgulken, özellikle de yoksul evlerde kimsenin gözetimi
olmadan evde yalnız başlarına kalıyorlar ve yüksek fiziksel yaralanma riskiyle karşı karşıyalar (Samman ve
ark., 2016).
Erken dönem çocuk bakımı ve eğitim programlarının ilkokula geçiş sürecini kolaylaştırdığına dair kanıtlar
bulunmaktadır. Belli bir erken dönem çocuk bakımı ve eğitimi programına kaydolmuş çocukların ilkokul
birinci sınıfa zamanında başlamaları daha yüksek bir olasılıktır (UNICEF, gelecek, Tanner ve ark., 2015).
İlköğretime zamanında başlamak, çocukların öğrenimi için kritik önem taşımaktadır (UNICEF, 2013) ve
sonraki yıllarda yaşları geçtiği için bırakma ihtimalini de azaltır. Çocukları erken dönem çocuk bakımı ve
eğitimi programlarına katılan ebeveynler, okul ve eğitim profesyonelleriyle daha güçlü ortaklıklar
geliştirmekteler ve bu da çocukların okula karşı tavrı konusunda olumlu sonuçlar vermektedir (Harvard Aile
Araştırması Projesi, 2006).
Okul öncesi eğitim, çocukların gelişimini ve bilişsel becerilerini geliştirmektedir (Sylva ve ark., 2004) ve
buna dil gelişimi de dahildir (Tanner ve ark., 2015). Çocuklar (2 ve 3 yaş arası) okul öncesi eğitime ne kadar
erken başlarlarsa ve uzun süre devam ederlerse, gelişimleri o kadar büyük olur (Sylva ve ark., 2004).
Araştırmalar göstermektedir ki okul öncesi eğitim alan çocuklar, ilkokulun ilk yılında ve hatta üniversite
dönemine kadar, öğrenmeye yönelik daha başarılı sonuçlar almaktadırlar (Woodhead ve Siraj-Blatchford,
2009). PISA62 sonuçları düzenli olarak göstermektedir ki okul öncesi eğitim alan çocuklar, öğrencilerin
ekonomik durumu göz önüne alınsa dahi akranlarına göre daha iyi performans göstermektedir (OECD,
2014b). Son dönemde Birleşik Krallık'ta yapılan bir çalışmaya göre, okul öncesi eğitim alan çocuklar, ortaokul
bittikten sonra yapılan sınavlarda daha başarılı sonuçlar almışlardır (Sylva ve ark., 2014). Erken dönem çocuk
62
OECD'nin 15 yaşındaki çocukların okuma, matematik ve fen alanlarındaki yeterliklerini değerlendiren Uluslararası
Öğrenci Değerlendirme Programı.
29
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
eğitimi programlarının kızların ve yoksul ailelerin çocuklarının öğrenim sonuçları üzerinde olumlu etkileri
olduğuna dair kanıtlar mevcuttur (Tanner ve ark., 2015). Çocuk bakım hizmetleri ve erken dönem çocuk
programlarından faydalanan çocuklar öğrenme ve gelişim sorunları yaşadıklarında, bu durum erken tespit
edilebilmektedir (Ofsted, 2014). Erken tanı ve erken müdahaleler, hayatın sonraki evrelerinde olan tanı ve
müdahalelere göre genellikle daha etkilidir ve daha az maliyetlidir.
Ebeveynler ayrıca sıklıkla erken çocuk bakımı ve eğitimi programına katılan çocuklar için sosyo-duygusal
gelişimin (ilişki kurma, empati, karar verme) kilit faydalardan biri olduğunu belirtmişlerdir (Değişim İçin
Eğitim, 2014). Araştırmalara göre, erken dönem çocuk bakımının ve eğitiminin özellikle de buluğ çağı
boyunca (Tanner ve ark., 2015) ruh sağlığı üzerindeki etkisini (Woodhead ve Siraj-Blatchford, 2009)
desteklemiştir .
Erken dönem çocuk bakımı ve eğitimi ayrıca üniversite düzeyine kadar okul hayatında kalma oranıyla da
bağlantılıdır. Erken dönem çocuk bakımı ve eğitimi bu yüzden Avrupa Birliği tarafından okulu erken bırakma
oranını azaltmak için uzun vadeli bir strateji olarak tanımlanmıştır (Avrupa Komisyonu, 2011).
Erken dönem çocuk bakımı ve eğitimin çocukların gelecekte iş bulmalarını ve öğrenme düzeylerini olumlu
etkileyebileceğine dair kanıtlar bulunmaktadır. Jamaika'daki kanıtlar, erken dönem çocuk bakımı
programlarının özellikle kadınlar açısından gelirlerde önemli faydalar sağladığını göstermektedir (Tanner ve
ark., 2015). Türkiye'de 1980'lerde başlayan Anne-Çocuk Eğitimi Programı, programa katılan çocukların
üniversiteye girişi ve daha iyi iş bulma imkanları gibi uzun dönemli sonuçlar vermiştir (Woodhead ve SirajBlatchford, 2009).
Son olarak, bazı araştırmacılar çocuklara sınırlı olarak verilen kayıtlı bakım hizmetinin olumsuz etkisini
belirlemiştir ve "hem aileye bakmanın hem de onlar için gelir edinmenin getirdiği çifte yük, annelerin
sınırlarını zorlamaktadır" denmiştir. (Samman ve ark., 2016).
3.1.2 Kadınlar üzerindeki etkileri: doğum oranı, zaman, istihdam ve gelir
Çocuk bakım hizmeti ve pozitif bir iş-hayat dengesini dengeleyen politikalar, doğurganlık oranlarını
yükseltmeye yardımcı olur (OECD, 2011). Çocuk bakım hizmetinin bulunurluğu ve maliyeti, aileleri ve
kadınların doğum kararlarını etkilemektedir (Samman ve ark., 2015). Örneğin Fransa, Avrupa'daki en yüksek
doğum oranlarından birine ve çok kapsamlı bir çocuk bakımı ve okul öncesi sisteme sahiptir (Tabarot, 2008).
Çocuk bakımı ve erken dönem çocuk eğitimi, kadınların çeşitli alanlardaki haklarını fark etmelerine büyük
katkıda bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler’in aşırı yoksulluk ve insan hakları ile ilgili Özel Raportörü; ücreti
ödenmeyen bakımın bir insan hakkı ihlali olduğunu, çünkü ücret almadan aile bakım hizmeti sunan kadınların
genellikle eğitim ve öğrenim hakkından, çalışma hakkından, sosyal güvenlik hakkından, kendi sağlığına
bakmanın yükünden dolayı sağlık hakkından, izole oldukları için katılım hakkından mahrum kalmalarından
dolayı bakıcıların sosyal ve siyasal yaşama katılma imkanlarının sınırlı olduğunu belirtmiştir (Sepulveda, C.,
2013, Samman ve ark. tarafından alıntı yapılmıştır, 2016).
Çocuk bakım hizmeti ayrıca kadınların zamanlarını daha rahat kullanmalarına doğrudan katkı sunarak,
üretken olan veya olmayan diğer faaliyetlerini yürütmelerini sağlar (Samman ve ark., 2016).
Kayıtlı çocuk bakım hizmeti, kadınların iş piyasasına katılımını ve kadınların kariyer gelişimini olumlu
etkilemektedir (Samman ve ark., 2016; Janta, 2014; Mills ve ark., 2014). Kadınlar ister kişisel sebeplerden
dolayı ister hane gelirine katkıda bulunma gerekliliğinden dolayı çalışsınlar, iş piyasasına katılımları ve bunun
sürekliliği, kayıtlı çocuk bakım hizmetinin kısıtlı olmasından dolayı sınırlanmıştır (Janta, 2014). Ayrıca, kanıtlar
göstermektedir ki çocuk bakım hizmetlerinin olduğu ülkelerde kadınların iş gücüne katılımı daha yüksektir
(Samman ve ark., 2016).
30
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
Kayıtlı çocuk bakım hizmeti, kadınların düzgün ücret kazanabilme, gelirlerini arttırma ve ekonomik
bağımsızlık kazanma becerisine katkıda bulunur. Çocuk bakım hizmeti ve kadınların daha iyi gelire sahip
olması arasındaki ilişkiye dair literatürde pek çok kanıt bulunmaktadır (Paes de Barros ve ark., 2011). Çocuk
bakım hizmetinin eksikliği, kadınların üstlendiği işlerin türlerini etkilemektedir. Örneğin, kayıtlı çocuk bakım
hizmeti düzenlemelerinden faydalanmayan anneler yarı zamanlı çalışabilir, düşük düzeyde sorumlulukların
ve düşük düzeyde kazançların olduğu, evlerine yakın işleri seçerler. Gelişmekte olan ekonomilerde, annelerin
kötü çalışma koşullarının ve düşük ücretlerin söz konusu olduğu kayıt dışı sektörlerde çalışma eğilimi daha
fazla olabilir (Samman ve ark., 2016).
3.1.3 Ekonomi üzerindeki etkisi
Erken dönem çocuk eğitimi programlarının daha çok üretkenlik ve toplumlar için yapılan yatırımın yüksek
sosyal ve ekonomik getirisi üzerinde özellikle de yatırımlar yoksul çocuklara yapıldığında, olumlu bir etkisi
vardır (Heckman ve Masterov, 2004; Engle ve ark., 2011). Dünya Bankası’nın yaptığı açıklamaya göre, "kaliteli
okul öncesi programlara kaydolmak, 6 ila 17 $ arasında bir geri dönüş sağlayacaktır".63 ABD'deki çalışmalar
göstermektedir ki 3 ve 4 yaş arası çocuklar için yaygın okul öncesi eğitimin getirisi 40 yıllık bir dönemde 86 ve
163 milyar USD tutmaktadır (Barnett, 2004, Calman ve Tarr-Whelan tarafından alıntı yapılmıştır, 2005).
Erken dönem çocuk bakımı ve okul öncesi hizmetlere yatırım yapmak, sürdürülebilir büyüme sağlar ve
diğer sektörlere göre daha fazla ve daha kaliteli işlerin oluşturulmasıyla birlikte yoksulluğu azaltır (Calman
ve Tarr-Whelan, 2005; İlkkaracan ve ark., 2015). Sosyal bakım hizmetleri sektörü, son dönemde İstanbul
Teknik Üniversitesi tarafından gösterildiği gibi, Türkiye için çok üretken bir sektördür. İpek İlkkaracan ve ekibi
(2015), Türkiye'deki erken dönem çocuk eğitimi ve bakım merkezlerine ve okul öncesi eğitime yapılacak ek
bir 20,7 milyar TL'nin yaratacağı yeni istihdam imkânlarını değerlendirdiler. Sonra, bunu sosyal konutlara
yapılacak benzer bir altyapı yatırımıyla karşılaştırdılar. Bulgular aşağıdaki gibidir (İlkkaracan ve ark., 2015):

Erken Dönem Çocuk Bakımı ve Okul Öncesi eğitim sektörüne yapılacak 20,7 milyar TL'lik bir yatırım,
inşaat sektöründeki işlerin 2,5 katı daha fazla iş imkânı oluşturacaktır (290.000 işe karşılık 719.000 iş).

Çocuk bakım hizmeti sektörüne yapılacak bir yatırım, yeni işlerin çok büyük bir kısmına kadınların
girmesiyle sonuçlanacaktır (çocuk bakım hizmeti sektöründe %73, inşaat sektöründe %6).

Çocuk bakım hizmeti sektöründe iş bulan kadınlar genellikle ev işleri yapan ve bu yüzden iş
piyasasının dışında kalmış kadınlar olacaktır.

Çocuk bakım hizmeti sektörüne yapılan yatırım, erkekler için önemli sayıda iş imkânı yaratacaktır;

Çocuk bakım hizmeti sektörüne yapılacak yatırım, işsiz erkekler ve kadınlar için inşaat sektöründen
daha fazla iş imkânı yaratacaktır (242.295 iş yerine 252.747 iş).

Çocuk bakım hizmeti sektörüne yapılan yatırım, daha iyi ve saygın iş imkânı yaratacaktır:

63
o
Çocuk bakımı ve okul öncesi eğitim sektöründeki işlerin %85'i inşaat sektörüne göre %30,2
daha çok sosyal güvence içermektedir;
o
Çocuk bakımı ve okul öncesi eğitim sektöründeki işlerin %84'ü inşaat sektöründe ise %24,6'sı
daha kalıcıdır;
o
Çocuk bakımı ve okul öncesi eğitim sektöründeki işlerin %10,5'i geçici ve sözleşmesizken, bu
durum inşaat sektöründe %64,1'dir.
Çocuk bakım hizmetlerine yapılan yatırımlar, yoksul annelerin yeni işlere yönlendirilmesiyle, göreli
yoksulluk oranını inşaat sektöründeki %0,3 oranına göre %1,14 azaltacaktır.
http://www.worldbank.org/en/topic/earlychildhooddevelopment/overview
31
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler

İnşaat sektöründeki %52 oranına göre, çocuk bakım hizmeti ve okul öncesi eğitim sektöründeki
başlangıç sermayesinin %77'si artan devlet gelirleriyle birlikte geri kazanılabilir.
Erken dönem çocuk bakım hizmeti ve eğitimi, uzun vadede sağlık ve sosyal refah giderlerini
düşürmektedir. Sağlık sorunları olan çocukları erkenden teşhis etmek ve bunlarla erken evredeyken
ilgilenmek, daha pahalı olan tedavi sınıfları gibi sonradan yapılacak müdahalelere kıyasla daha tasarrufludur
(Calman ve Tarr-Whelan, 2005). Örneğin, bekar annelerin iş gücüne katılıp gelirlerini yükselterek çocuk bakım
hizmeti masraflarının azalmasıyla, refah maliyetleri düşürülebilir (Paes de Barros, 2011). ABD'de yapılan uzun
süreli çalışmalarda, belirli okul öncesi programların refah açısından maliyet azaltı boyutu ve geri dönüş oranı
gösterilmiştir (Heckman ve ark., 2010; Calman ve Tarr-Whelan, 2005). Son olarak, ABD'deki kanıtlar, erken
dönem çocuk eğitimi ve bakımının suça ilişkin dava ve mahkeme masraflarının azaltılmasında olumlu bir
etkiye sahip olduğunu göstermektedir (Heckman ve ark., 2010; Calman ve Tarr-Whelan, 2005).
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakım hizmeti, yoksulluk döngüsünü kırma potansiyeline sahiptir ve sosyal
bir dengeleyicidir. Önceki bölümlerde erken dönem çocuk bakımı ve eğitiminin geleceğin yetişkinlerinin ve
annelerinin eğitim seviyesini ve istihdam türünü nasıl olumlu etkileyebileceği vurgulanmıştı. Daha yüksek
düzey eğitim, daha iyi işler ve daha yüksek gelirler ekonomiyi güçlendirir, aileleri yoksulluktan kurtarabilir ve
daha yüksek tasarruf oranlarıyla, daha yüksek tüketim seviyeleriyle ve daha yüksek gelir vergisi ödemeleriyle
sonuçlanabilir.
3.1.4 Toplumlar üzerindeki etkisi
Erken dönem çocuk bakım hizmeti ve eğitimi, sosyal dayanışma ve kaynaşmada önemli bir rol oynar. Genç
yaştan itibaren sosyal ve ekonomik çeşitlilik hakkında bilgi sahibi olan ve yaşadıkları topluma ait olma
duygusunu geliştiren çocuklar, empati sahibi ve açık fikirli vatandaşlar olarak yetişeceklerdir. Cinsiyet ve etnik
kimliklerin erken yaştan itibaren geliştiğine dair artan kanıtlar bulunmaktadır ve bu, kökleşmiş önyargılarla ve
stereotiplerle sonuçlanabilir (Hayden ve Odena, 2007). Erken dönem çocuk bakımı ve eğitimi bu yüzden
sosyal bütünleşme gibi "makro sosyal konuları" ele alan bir politika olarak görülebilir (Hayden ve Odena,
2007). Bu özellikle de göç ve karmaşadan dolayı toplum düzeyinde yaşanan hızlı bir değişim döneminde
görülmektedir (Hayden ve Odena 2007). Çocuklar sadece cinsiyet ve diğer önyargılardan kaçınmayı öğrenip
öz denetim becerilerini erken yaştan itibaren uygulamakla kalmaz, aynı zamanda farklı altyapılardan gelen
ebeveynler de erken dönem çocuk eğitimi ve bakım hizmetleri sayesinde çeşitliliğe olumlu bir şeklide dahil
olurlar. Bazı okul öncesi programlar "çocuklukta ve yetişkinlikteki suç ve kabahat oranının azalmasıyla"
yakından ilişkilidir (Barnett, 2008) ve bu durum, kaynaşmış toplumlara da katkıda bulunur.
Çocuk bakım hizmetlerinin bulunurluğu belediyeler için önemli bir özelliktir, çünkü çalışma yaşındaki
ebeveynlerin olduğu yeni aileleri çekme potansiyeline sahiptir ve yeni işletmeler çocuk bakım hizmetine
erişebilen bir çalışan havuzu oluşturabilmektedir. Bu durumda, belediyeler için yerel vergi gelirleri
oluşturulabilir ve halkı ve işletmeleri çekmeye devam eden canlı kentsel veya kırsal alanlar geliştirilebilir.
Kayıtlı çocuk bakım hizmetinin sınırlı olması, kardeşler veya büyük ebeveynler gibi aile bakıcılarının
sağlığını ve refahını olumsuz etkileyebilir. Kardeşler okuldan geri kalabilir, okula geç gidebilir veya çocuk
bakımı sorumluluklarından dolayı evde çalışmak için yeterli zaman bulamayabilirler (Samman ve ark., 2016).
Ayrıca, araştırmalar göstermektedir ki büyük ebeveynlerin ruh sağlıkları, torunlarıyla yaşarken ve çocuk
bakımı sorumluluklarını taşırken kötüleşebilir (Deaton ve Stone, 2014 Samman ve ark. tarafından alıntı
yapılmıştır, 2016). Bakım sorumlulukları ayrıca büyük ebeveynlerin gelir edinme faaliyetlerine katılma
kapasitelerini de azaltabilir.
32
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
En düşük gelirlilerden ve yoksullardan başlayarak aileler ve çocuklar için erken dönem çocuk eğitiminin ve
bakım hizmetinin faydalarına giderek daha çok odaklanılmaktadır, çünkü ebeveynler ve aileler erken teşhis
ve müdahale, ebeveynlik desteği gibi ek programlardan faydalanır ve kazanılan zaman sayesinde aileler ve
özellikle de anneler için iş piyasasına daha fazla giriş imkânı ortaya çıkar.
3.2 Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı: Türkiye'deki durum
2008-2013 Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı veya 2015 Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması
Programı gibi hükümet politikaları son dönemde kadınların iş gücüne katılımını desteklemek amacıyla daha
uygun iş piyasası ve bakım hizmeti ortamı sağlamaya odaklanmıştır. Buna paralel olarak devlet, okul öncesi
eğitimi 2014 Eğitim Stratejik Planı'nın öncelikli hedefi olarak belirlemiştir.
3.2.1 Arz
Kapsam
Okul öncesi eğitime brüt katılım oranı %29,5'tur ve bu da 2,7 milyon çocuğun okul öncesi eğitimin dışında
kalması demektir. OECD ülkelerinin ortalama okul öncesi eğitime katılım oranına erişmek için (%80,6) 3 ve 5
yaş arasındaki 1,9 milyon Türk çocuğunun okul öncesi eğitime kaydolması gereklidir. Tesis açığı ise yaklaşık
42.388 anaokulu merkezidir (Dünya Bankası, 2015; AFD/Development Analytics, 2015). İller arasında, kentsel
ve kırsal kesim arasında, anaokuluna gitme konusunda büyük eşitsizlikler bulunmaktadır (AFD/Development
Analytics, 2015). Ayrıca, sosyo-ekonomik gruplar arasındaki katılım oranları büyük farklılıklar göstermektedir:
zengin kesimdeki 3 ve 5 yaş arası çocukların %60'ı katılırken, en yoksul kesimde çocukların ancak %16,8'i
katılmaktadır (AFD/Development Analytics, 2015). Merkez tabanlı çocuk bakım hizmetlerinin kullanımı ve
annenin eğitim düzeyi arasında bir bağlantı vardır, düşük eğitim seviyesine sahip olanlar bu hizmetleri daha
az kullanmaktadır.
Hizmet Sağlayıcılar
Türkiye'deki çocuk bakımı ve okul öncesi hizmetlerinin çoğu, kamu sektörü tarafından sağlanmaktadır:
Hizmet sağlayıcıların %84'ü kamuya ait ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetimi altındadır. Bu hizmetler
çoğunlukla ilkokulların bünyesindeki anaokulu sınıflarında verilmektedir. Hizmetlerin bir kısmı belediyeler,
özel sektör, sivil toplum kuruluşları veya toplum temelli örgütler tarafından verilmektedir.
Toplum temelli örgütlerin sunduğu hizmet: KEDV'nin deneyimi64
Kadın kooperatiflerinin ağı sayesinde KEDV, toplum temelli örgütlerin çocuk bakım hizmeti yuvalarının
kurulmasını desteklemektedir. Merkezler, kooperatiflerin evlerindeki kadınlar tarafından yönetilmektedir.
Aileler, gelirlerine göre ücretler ödemektedir. Para kısıtlı olduğunda, aileler ayni yardım yapmaktadırlar.
Ebeveynler veya diğer akrabalar, çocukların oyun ve yaratıcı aktivitelere katılımı da dâhil yuvanın
yönetimine katılmak zorundadırlar. Bazı merkezler, aktiviteleri koordine etmesi ve çocukların erken
öğrenmesini desteklemek için bir erken dönem çocuk öğretmenini işe almaya yetecek finansman
oluşturmaktadırlar. Bazı durumlarda, belediyeler tesis faturalarını ödemekte ve seyahatler ve günlük
geziler için tek seferlik destek vermektedirler. KEDV toplum temelli çocuk bakım hizmeti merkezi modeli
düşük maliyetlidir ve toplumun bütünleşmesini güçlü bir şekilde desteklemektedir.
İki akreditasyon kurumu bulunmaktadır: Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
(ASPB). MEB, 0 ile 2 yaş arası çocukları kapsayan hizmetler için akreditasyon sağlamamakla birlikte 36-66
aylık çocuklar için ister özel ister kamu olsun, ilkokulların bünyesinde veya dışında okul öncesi eğitim
64
Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı.
33
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
hizmetini düzenlemektedir. ASPB, 0-6 yaş arası çocuklar için özel kreşlerden ve gündüz bakım evlerinden
sorumludur.
Yasal sınırlamalardan ve düzenleme eksikliğinden dolayı belediyelerin şu anda erken dönem çocuk eğitimi ve
bakım hizmetleri sağlanmasında sınırlı bir rolü bulunmaktadır. Belediyenin sağladığı hizmetlerin çoğu,
belediye sosyal hizmetleri kapsamında veya belediye çalışanları için sunulan çocuk bakım hizmeti
imkanlarının biri olarak sunulmaktadır (AFD/Development Analytics, 2015).
Erken çocuk bakım hizmetleri: seçili belediyelerden örnekler
Çankaya, Beyoğlu ve Şişli Belediyeleri çocuk bakım ve erken öğrenme hizmetlerini ve zor durumdaki aileler
ve çocukları için sosyal destek programlarını sunmuşlardır. Çocuk bakım hizmetleri genellikle hem çalışan
hem de çalışmayan kadınlar için önerilmektedir. Çankaya'da çalışma saatleri, annelerin çalışma
saatlerinden daha uzundur. Çankaya ve Şişli'deki ücretten muafiyet programı, en yoksul ailelerin
hizmetlere ücretsiz erişmesini sağlamaktadır. Beyoğlu'nda, ebeveynlerin erken çocukluk dönemi
hakkındaki bilgisini ve becerilerini geliştirmek, çocuklarıyla kaliteli zaman geçirmeleri için onları
desteklemek ve ilgili sosyal hizmetler ve sunulan yardımlar konusunda bilgi sağlamak amacıyla ailelere ve 0
ve 8 yaş arasındaki çocuklara oyun grupları veya anne ve babalar için ayrı çalışma grupları da dahil
ebeveynlik atölyeleri gibi çeşitli programlar sunulmaktadır. Beyoğlu Belediyesi, ebeveynlik programı için
Bernard Van Leer Vakfı'yla ortaklaşa çalışmaktadır.
Özel kuruluşların 150'den fazla kadın çalışanı olduğunda gündüz bakımevi sağlama yükümlülüğü
bulunmaktadır (AFD/Development Analytics, 2015). Ancak, yürürlükteki mevzuatın uygulanması
mekanizmalarının yetersiz olmasından ve düşük düzeydeki denetimden dolayı, çoğu firma bu yasaya
uymamakta veya hizmetleri sağlamak yerine yatırım bedellerini ödemeyi tercih etmektedir
(AFD/Development Analytics, 2015).
Çocuk bakım hizmetleri sektöründe özel yatırımları cesaretlendirmek için devlet çeşitli teşvikler sunmuştur.
Ancak bunlar 150'den fazla kadın çalışanı olan ve çalışanlarının çocukları için günlük bakım hizmeti sunması
yasaların gerektirdiği firmalarda uygulanmamaktadır (AFD/Development Analytics, 2015).
Çocuk bakım hizmetlerinin maliyeti
Çocuk bakım hizmeti maliyetleri kamu ve özel sektör arasında büyük farklılık göstermektedir (Dünya Bankası,
2015):

Özel sektör sağlayıcıları için yatırım maliyetlerinin 278.000 TL olduğu tahmin edilmektedir (tesislerin
satın alınması veya kira bedeli dâhil değildir) ancak kamu sektörü için bu 60.000'dir;

Aylık işletme giderleri özel sektör için yaklaşık 21.200 TL'dir oysa kamu hizmet sağlayıcıları için bu
16.200 TL'dir.
Yüksek başlangıç ve işletme giderleri, özel sektör tarafından ailelerden yüksek ücret talep edilmesine yol
açmaktadır. Tam günlük bakımın aylık ortalama ücreti özel sektörde 700 TL iken kamu sisteminde sadece 300
TL'dir.
Hizmet sağlayıcıların karşılaştığı sorunlar
Türkiye’deki sistemin özelliği, kamu, özel veya kâr amacı gütmeyen sektörlerdeki hizmet sağlayıcılarının
çeşitli ve çok sayıda olmasıdır. Bu, 0 ile 6 yaş arası çocukların eğitim ve bakım hizmetlerinin sağlanması
konusunda bakanlık (Milli Eğitim Bakanlıgı ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı) ve idari düzeyde (ulusal ve
belediye tabanlı/özel) sorumlulukların birbiriyle çakışması nedeniyle bütünlük sağlamada zorluklar
yaşanmaktadır.
34
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
Ek olarak, özel sektörün hizmet sağlamasında çeşitli sınırlamalar olmaktadır:

Yüksek yatırım giderleri, başlangıç maliyetini geri kazanmak için uzun bir süre gerektirmektedir;

Kentsel bölgelerde bina bulmanın zorluğu (uygun binanın olmaması veya çok yüksek maliyetler
olması);

Özel sektörün çocuk bakım hizmet yatırımını ve aileler için işletme masraflarını arttıran düzenlemeler
ve standartlar.
İşyerleri tarafından verilen çocuk bakım hizmetlerinde ise ekonomik teşvikler cezai yaptırımlarla
karşılaştırıldığında firmalar için çok yetersizdir.
3.2.2 Talep
Talep
Yapılan araştırmalar, gelir düzeyi ne olursa olsun okul öncesi hizmetlere yüksek bir talep olduğunu
vurgulamaktadır. Dünya Bankası'nın ve AFD/Development Analytics (2015) araştırmalarında en düşük gelire
sahip annelerin okul öncesi hizmetlere en çok ihtiyacı olanlar olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Tam
gün bakım talebi en çok 3 ve 5 yaş arası çocuklarda yüksektir. Okul öncesi hizmet verilmesinin bilinen
faydaları arasında çocuklar için sosyo-duygusal gelişim ve bilişsel sonuçlar, kadınlar için azalan ev hizmeti
yükü ve çocuklarıyla geçirecekleri kaliteli zamanın artışı yer almaktadır (AFD, 2015). 0 ve 3 yaş arası çocuk
bakım ve eğitim hizmetlerine olan talep ise çok daha düşüktür.
Darboğazlar
0 ve 6 yaş arası çocukların eğitim ve bakım hizmetlerinin sağlanmasında beş ana darboğaz bulunmaktadır
(Dünya Bankası, 2015):
65

Sosyal normlar: çocukların mümkünse evde ve anneleri tarafından bakılması gerektiği inancından
dolayı küçük çocuklar için merkez bazlı bakım hizmeti talebi düşüktür (Kalkınma Analitiği, 2015).
İlginç bir şekilde, çalışan annelerin çocuklarının çocuk bakım hizmetine veya okul öncesi eğitime
katılmaları için uygun yaş kavramı, kadınlar ve erkekler arasında farklılık göstermektedir. Erkeklere
göre kadınların daha büyük bir kısmı, iş hayatındayken 1 ve 2 yaş arası çocuklarını çocuk bakımına
göndermeyi kabul edilebilir buluyor. Çoğu kadın için kabul edilebilir yaş 3 olsa da çoğu erkek için bu 4
yaştır.

Ödenebilirlik65: Ödeme gücü, özellikle orta ve düşük düzey geliri olan ailelerde çocuk bakım
hizmetinin kullanımındaki ana sınırlamalardan biridir. Araştırmalara göre özellikle de eğitim düzeyi
orta öğrenimden daha düşük olan anneler, mevcut piyasa fiyatının çok daha altında ücret ödemeyi
istemektedir.

Ulaşılabilirlik: Özellikle kırsal kesimdeki düşük kapsam, okul öncesi veya çocuk bakım hizmetlerine
erişimde ana bir sınırlamadır.

Uyumluluk: Okul öncesi ve çocuk bakım hizmetlerinin çalışma saatleri her zaman ebeveynlerin ve
annelerin taleplerine uymamaktadır. Yarım günlük bakım hizmeti, kısa çalışma saatleri ve okul
tatilleri sırasındaki uzun molalar, kadınların tam zamanlı bir işe girme imkânını sınırlamaktadır.

Kabul edilebilirlik: Sağlanan hizmetin kalitesi de aileler için önemli bir unsurdur. Ebeveynlerin çocuk
bakım hizmet hükümü ile ilgili endişeleri arasında, güvenlik ve üzerine aşırı yük binen bakıcının düşük
niteliklerinden veya zaman sınırlamasından dolayı çocukların ihmal edilmesi yer almaktadır. 3 yaş altı
çocuklar için bu endişeler daha büyüktür.
Eğitim hakkı için 4As çalışma çerçevesi, eski BM Eğitim Raportörü Katarina Tomasevski tarafından planlanmıştır.
35
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
3.2.3 Nitelik
Seminer, kalitenin iki özelliğine odaklanmıştır: öğretmenin nitelikleri ve yönetim ile denetim.
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakım hizmeti personelinin nitelikleri ve eğitimi
Okul öncesi öğretim nitelikleri, çeşitli eğitim sağlayıcılardan edinilebilir. Okul öncesi hizmetlerin
geliştirilmesinin öncelikli olmasıyla ve 2017 yılına kadar belirlenen kayıt hedefleriyle birlikte Türkiye'nin
karşılaştığı zorluk, tüm personelin uygun şekilde eğitilmesi ve öğretmenlerin motivasyonunu sağlayacak
kariyer basamaklarının varlığıdır. Mevcut nitelik ve eğitim sistemindeki kilit konular şunlardır:

Okul öncesi eğitime odaklanma, 0 ile 3 yaş arası çocuklarla çalışan personelin niteliklerinin ve eğitim
programlarının gelişimini sınırlamıştır.

Kötü çalışma koşulları, nitelikli personeli maaşların düşük olduğu ve kariyer gelişiminin neredeyse
olmadığı özel kuruluşlar yerinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından işletilen okul öncesi kurumlarda iş
aramaya yönlendirmektedir.

Profesyonel gelişime ve hizmet içi eğitime ayrılan sınırlı bütçe, profesyonellerin gelişme ve büyüme
becerisini, öğretme ve bakım uygulamalarını yenilemelerini ve mükemmelleştirmelerini genel
anlamda sınırlamıştır.

Öğretmenlerin işe alımı tamamen niteliklere dayanmaktadır ve personelin öğretmen-çocuk
etkileşimi, öğretme ve pedagojik beceriler, ekip çalışması, iletişim becerileri ve ebeveynlerle bir araya
gelme becerisi gibi kilit niteliklere göre seçilme imkânı çok azdır.

Nadiren denetlenen ana okulu öğretmenlerini denetlemek için çok az imkân bulunmaktadır.
Bakım standartları
Okul Öncesi Eğitimi Güçlendirme Projesi kapsamında Okul Öncesi Eğitim İçin Kalite Standartları ve
Göstergeleri geliştirilmiştir.66 Standartlar 6 ana alanı kapsamaktadır:

Öğrenme ortamı,

Müfredat,

Aile ve toplumsal katılım,

Çalışanların sayısı, nitelikleri ve profesyonel gelişimleri,

Çocuk sağlığı, beslenme ve güvenlik,

Yönetim ve liderlik.
Çeşitli denetim kılavuzları (Denetim Ölçeği Seti) bu standartları tamamlamaktadır.
Standartların sadece okul öncesi eğitimi kapsadığını ve 0 ile 3 yaş arası çocuklar için belirli hizmet sağlama
standartlarının olmadığını belirtilmesi gerekir.
Denetim ve gözetim
Erken dönem çocuk eğitiminin denetimi ve gözetiminde çeşitli zorluklar yaşanmaktadır:
66

Aşırı yüklenilen denetçi havuzu,

Anaokullarını, anaokulu öğretmenlerini ve erken öğrenme ve gelişimi denetlemek için özel eğitime ve
becerilere sahip denetçi sayısının sınırlı olması. Bu durum anaokulu için geçerli olsa da, bu sorun 0 ile
3 yaş arası çocuklarda daha ciddidir.
Destekçiler arasında MEB, UNICEF, AÇEV ve CFCU yer almaktadır.
36
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
3.3 Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı: Fransa'daki durum
Fransız çocuk bakım hizmeti modeline, kadınların istihdamını destekleyen ve tatmin edici bir aile ve iş yaşamı
dengesine katkıda bulunan, çocukların gelişimi ve öğrenimi için güvenli ve teşvik edici bir ortam sunan çeşitli
politikalar dâhildir. Bu politikaların kilit özellikleri şunlardır:

Tüm anneler için 10 haftalık, babalar için 2 haftalık doğum izni,

Ebeveynler için izin (doğum iznine ek olarak hem annelerin hem de babaların faydalanabileceği bir
izin),

2,5-3 yaş ve sonrası için ücretsiz anaokulu. Tüm çocuklar anaokuluna kaydolabilirler,

Anaokulu tesislerinde ihtiyaç duyan aileler için sabah erken ve öğleden sonra geç saatlerde bakım
hizmetleri,

Anaokulundaki tüm çocuklara okul yemekleri verilir,

0 ile 3 yaş arası çocuklar için anaokulu sistemini tamamlayan bir çocuk bakım hizmeti sistemi. Sistem,
hem evde hem de bakım merkezinde verilen hizmetlerden oluşmaktadır. Ailelerin çeşitli ihtiyaçlarına
cevap vermek için çeşitli kuruluşlar ve modeller mevcuttur,

Çocuk bakım hizmetine dâhil edilen çocukları olan tüm aileler için sosyal yardım sistemi ve vergi
indirimi bulunmaktadır.
Terminoloji hakkında bir not:
Bu bölümde, anaokulu Fransız okul öncesi sistemi, yani 3 yaşından (bazen 2,5 yaştan) itibaren tüm çocukların
hak ettiği, Eğitim Bakanlığı tarafından sunulan erken dönem öğrenme ve gelişim hizmetlerinin sağlanması
anlamındadır. Anaokulu Fransa'da ücretsizdir ve neredeyse her yerde yaygındır.
Çocuk bakım hizmeti ilkokul öncesi çocuklar veya anaokulu yaşındaki ama ebeveynlerinin kararıyla
anaokuluna kayıtlı olmayan çocuklar için evde veya bakım merkezinde verilen hizmetler anlamındadır.
Merkez bazlı bakım çocukları kendi tesislerinde ağırlayan çocuk bakım hizmetleri anlamındadır. Evde bakım
çocuğun evinde veya Çocuk Bakıcısı67 olması durumunda, bakıcının evinde verilen bakım hizmetleri
anlamındadır. Ev bazlı bakım hizmetleri, çocuk bakıcılarını doğrudan tutan ebeveynlerin sorumluluğudur.
3.3.1 Arz
Fransız sisteminde kim ne yapar

Devlet, ulusal politikalardan ve stratejilerden ve normlardan sorumludur. Ayrıca okul öncesi eğitimle
ilgili tüm masraflardan ve aşağıdakileri kapsayan sosyal güvenlik bütçesinden de sorumludur: (i)
çocuk bakım hizmeti sağlayıcıları için bağışlar ve (ii) çocukları çocuk bakım sistemine dahil olan
ebeveynlere mali destekler.

İlçe/Belediye Kurullarının Anne ve Çocuk Koruma Hizmetleri, çocuk bakım hizmeti tesislerine ruhsat
verilmesinden ve Çocuk Bakıcılarının eğitiminin finansmanını sağlamaktan sorumludur.68

Belediyeler çoğu çocuk bakım hizmeti tesisini yönetmekte ve onların bütçelerine katkıda
bulunmaktadır. Arz ve talebi koordine etmede ve kaliteyi gözetmede önemli bir rol oynamaktadırlar.

Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve özel sektör firmaları da çocuk bakım hizmetlerini yönetmektedir.
67
Çocuk Bakıcıları, kendi evlerinde bakım hizmetleri sunan, kayıtlı ve ruhsatlı çocuk bakıcılarıdır. 4 çocuğa kadar
bakabilirler ve aileler tarafından tutulurlar. Çocuk Bakıcısı olmak için 120 saatlik, onaylı bir eğitim alınması gereklidir.
Çocuklara kendi evlerinde bakıldığında, bakıcı ebeveynler tarafından işe alınır ama bakıcı ruhsatlı veya kayıtlı değildir ve
gereken asgari nitelikler yoktur.
68
Yukarıdaki açıklamaya bakınız.
37
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler

İşletmeler: bazı durumlarda finansman, çalışanları için de çocuk bakım hizmetleri.
Bakım hizmetin eğilimleri
3 yaşın altındaki 2,4 milyon çocuktan 1,1 milyonuna ebeveynleri veya akrabaları bakmakta (çok az çocuğa
büyük ebeveynleri ve diğer akrabalar bakar) ve 1,3 milyon çocuğun bakımı çoğunlukla da Çocuk Bakıcıları ve
merkez ağı aracılığıyla çocuk bakım hizmetleri sistemi tarafından karşılanmaktadır.
Bakım türleri
Aşağıdaki tabloda da özetlendiği gibi, Fransa'da çocuk bakım hizmeti çeşitli şekillerde sağlanmaktadır:
Evde verilen hizmetler


Ruhsatlı çocuk bakıcıları
Evde bakan bakıcılar





Çocuk bakıcısının evi
Çocuk bakıcıları 4'e kadar çocuğa
bakabilirler
Çocuk bakıcıları onaylı, kayıtlı ve 120 saat
eğitim almış kişilerdir
Çocuk bakıcıları aile tarafından tutulurlar
Çocuğun evinde
Bakıcılar için hiçbir nitelik veya eğitim
gerekmez, çalışan/bakıcı ruhsatlı değildir
Bakıcı, aile tarafından işe alınır
Ebeveynler Devletten mali
destek alırlar (mali yardımı
ve/veya vergi indirimi)
Merkez bazlı bakım hizmetleri
Çocuk yuvaları - kreşler
Mikro kreşler
Ebeveynler tarafından kurulan
ve işletilen kreşler




4 yaş altı çocuklar (maksimum 60 çocuk)
1/5 yürümeyen çocuklar
1/8 yürüyen çocuklar
Maksimum 10 çocuk

Personel için daha esnek kurallar
Ana okulları

2 ve 6 yaş arası çocuklar

Belediyeler veya kâr amacı gütmeyen
kuruluşlar tarafından işe alınan Çocuk
Bakıcıları
Çocuk bakıcıları ebeveynler tarafından
tutulur ve belirli tesislerde 16'ya kadar
çocuğa bakarlar
Hizmet sağlayıcıları, aileye
finansal çocuk bakım hizmeti
katkısında bulunmak için
devlet
yardımlarına
başvururlar
Hizmet sağlayıcıları belirli
devlet
yardımlarından
faydalanırlar
Karma Hizmetler
"Aile kreşleri"
"Çocuk Bakıcılarının evleri"

Hizmet sağlayıcıları belirli
devlet
yardımlarından
faydalanırlar
Ebeveynler Devletten mali
destek alırlar (mali yardımı
ve/veya vergi indirimi)
Kaynak: Frédérique Leprince'in Çocuk bakım hizmetleri ve kadınların saygın işlere katılımı: Fransa ve
Türkiye'den Görüşler seminerindeki sunumundan uyarlanmıştır, 16 Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
Çocuk bakım hizmetine yönelik yerlerin çoğu, belediyeler tarafından yönetilmektedir (%69). Kâr amacı
gütmeyen sektör %25'ini ve özel sektör de %6'sını yönetmektedir. Son yıllarda, belediyelerin daha az tesisi
yönetmesi ve özel sektörün yönettiği kurumların payının artmasıyla, ibre değişmiştir.
Hizmet sağlayıcılarının tesislerinin onaylanması için bir program geliştirmeleri gereklidir. Program şunları
içermelidir:

sosyal unsurlar (aile gelirine göre fiyatlandırma, çeşitli sosyo-ekonomik düzeylerden çocukları ve
engellileri veya özel eğitim ihtiyaçları olan çocukları dahil ederek sosyal kaynaşmayı sağlama gibi),

erken öğrenme ve gelişim unsurları (ör. kullanılacak öğrenme ve gelişim yaklaşımları) ve

yönetim, insan kaynakları, etik ve ebeveynlerin katılımını kapsayan bir merkez tüzüğü.
38
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
Hizmet bakımın genişletilmesi, ayrıca arzın talebi karşılamasını hedefleyen bölgesel gelişim projelerinin
uygulanmasıyla da yönlendirilmektedir.
Finansman ve masraflar
Çocuk bakım hizmeti yatırımının maliyeti, kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla daha ucuzdur, bunu belediyelerin
ve sonra da özel sektörün hizmet sağlaması izlemektedir.
Devlet tarafından geliştirilen ulusal oran ölçeği, ebeveynlerin çocuk bakım hizmetlerine mali katkılarını
düzenlemeyi sağlamıştır. Ölçek, ailenin gelirine ve bakım kapsamındaki çocukların sayısına göre çeşitlilik
gösterir. Merkez bazlı bakım tesisler yalnız ulusal ölçeğe uydukları ve ebeveynlerden buna göre ücret aldıkları
zaman Devlet tarafından mali destek görmektedirler.
Çocuk bakım hizmetinin sağlanmasına tüm aileler mali olarak katkıda bulunurlar ve hiçbir hizmet ücretsiz
değildir. Ancak, çok yoksul aileler yalnızca herkesin ödeyebileceği çok az bir miktarla katkıda bulunmaktadır.
Devletin finansal ve ebeveyn bazında katkısına ek olarak, çocuk bakım hizmeti sistemi belediyeler tarafından
mali olarak desteklenmekte ve nadiren de işverenler tarafından kendi çalışanları için desteklenmektedir.
Özel hizmet sağlayıcıları için teşvikler
2004'ten beri devlet, özel çocuk bakım hizmetlerinin sağlanmasını desteklemek için çeşitli teşvikler
geliştirmiştir. Buna şunlar dâhildir:

İşletmelere yatırım masraflarının ve bazı işletme maliyetlerinin %50'sine kadar vergi indirimi
sağlayan Aile Vergi İndirimi

Hizmet sağlayıcılarının işletme maliyetleri için mali indirimler

İşletmeler kurumlar vergisi ödemediklerinde yatırımı ve işletme maliyetlerini desteklemek için
Sosyal Güvenlik desteği.
Kaynak: Damien Tondelli'nin Çocuk bakım hizmetleri ve kadınların saygın işlere katılımı: Fransa ve
Türkiye'den Görüşler Seminerindeki sunumu, 16 Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
3.3.2 Talep
Çocuk bakım hizmeti talebi, bir tanı aracı üzerinden değerlendirilir (elektronik haritalama sistemi). Araç, arz
ve talep arasındaki boşlukları tanımlamak için belediyenin bütçesi, 3 yaş altı çocukların sayısı, mevcut çocuk
bakım hizmetlerin ve düşük geliri olan ailelerin oranı gibi kriterleri birleştirmektedir. Bu bilgi, çocuk bakım
hizmetinin geliştirilmesinin sağlam ve adil olması için sosyal ve coğrafi hedeflerin oluşturulmasını sağlamak
amacıyla bölgesel gelişim projelerine sunulmaktadır.
Fransa'da hem okul öncesi hem de çocuk bakım hizmetleri için çok yüksek bir talep vardır. Okul öncesi
eğitime katılım çok yaygındır ve 3 yaşın altındaki çocukların %55'ten fazlası çocuk bakım hizmetlerinden
yararlanmaktadır. Bu, ebeveynlerin aile ve iş yaşantısını dengelemelerini ve kadınların kariyerlerinin peşinde
koşmasını sağlar.
3.3.3 Nitelik
Çalışanlarda aranan nitelikler ve eğitimleri
Yıllar içerisinde, erken dönem çocuk bakımı ve eğitimi için çeşitli nitelikler geliştirilmiştir. İki ana nitelik söz
konusudur:
39
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler

Anaokulu öğretmeninde aranan nitelikler: bu nitelikler, ilkokul öğretmenlerinin nitelikleriyle aynıdır.
Anaokulu öğretmenleri, ücreti Devlet tarafından ödenen kamu personelleridir.

Çocuk bakım hizmetinde aranan nitelikler: mesleki ortaokul niteliklerinden üniversite düzeyindeki
niteliklere kadar çok farklı nitelikler görmekteyiz.
Evde hizmet veren bakıcılar, bakım hizmeti merkezlerindeki profesyonellere göre daha düşük niteliklere
sahiptir. Fransa şu anda çalışmalarını Çocuk Bakıcılarının ve evdeki bakıcıların profesyonel gelişimine
odaklamaktadır.
Standartlar ve yönetim
Belgelendirme sürecinin ötesinde, çocuk bakım hizmetinde kalite denetiminin müdahil olduğu hususlar
şunlardır:

Sağlık ve güvenlik hizmetlerinin denetimi.

Belediyeler ve teknik hizmetler tarafından yapılan değerlendirme. Buna çocuk bakım merkezi
programının ve yönetime, insan kaynaklarına, eğitim ve öğrenime, ebeveynlerin katılımına getirilen
yaklaşımın değerlendirilmesi dâhildir.

Belediyeler, ebeveynler ve çocuk bakım hizmeti sağlayıcıları arasında ortaklaşa geliştirilen Kalite
Güvence Politikaları ve Kalite Tüzükleri (aşağıda Strasburg örneğine bakınız).

Çocuk Bakım Hizmeti Profesyonelleri için Kılavuzlar (aşağıda Paris örneğine bakınız).
Strasbourg'da Çocuk Bakım Hizmetin Kalite Tüzüğü
Strasbourg Belediyesi tarafından oluşturulan Kalite Tüzüğü, aşağıdaki dokuz ana alanı içerir:

Çocuk bakım hizmeti yerleştirmelerinde şeffaf süreçler,

Profesyoneller, ebeveynler ve çocuklar arasında kişisel ve güvenli ilişkiler,

Çocukların ayrı ihtiyaçlarına cevap veren günlük rutin uygulamalar,

Oyun merkezli pedagojik yaklaşım,

Çocukların sosyo-duygusal refahını desteklemek,

Mesleki etik,

Ebeveynlerin katılımı,

Etkili ve etkin yönetim,

Kalite Tüzüğünün takibi ve değerlendirilmesi.
Kalite Tüzüğü ebeveynlerin memnuniyet anketleriyle, profesyonellerin ve hizmet sağlayıcılarının otomatik
değerlendirmeleriyle (beklenen sonuçların takibi) ve üçüncü şahısların gözlemleriyle takip edilir ve
değerlendirilir.
Kaynak: Gabriel Willinger'ın Çocuk bakım hizmetleri ve kadınların saygın işlere katılımı: Fransa ve
Türkiye'den Görüşler Seminerindeki sunumu, 16 Mart 2016, İstanbul, Türkiye.
Paris’de Çocuk bakım hizmeti çalışanları için Kılavuzlar
Paris Belediyesi çocuk bakım hizmetinde çalışanlar için Kılavuzlar oluşturmak amacıyla psikologları, Anne
ve Çocuk Koruma Hizmetleri'nin temsilcilerini, çocuk bakım hizmeti çalışanlarını, ebeveynlerin ve çocuk
bakım hizmeti sağlayıcılarının temsilcilerini bir araya getirmiştir. Bu kılavuzlarda şu konular ele
alınmaktadır:
40
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler

Çocuk bakım hizmetlerinin yönetimi,

Değerler ve yönlendirici ilkeler: güven, saygı, yaratıcılık, esneklik, kişiselleştirilmiş etkileşim,
tamamlayıcı yeterlikler,

Bilgi verme ve çocukların kayıt olması,

Çocukların fiziksel ve zihinsel refahı,

Kendilerinin ve diğerlerinin uygulamalarını değerlendirmek ve iyileştirmek için gözlemleme,

Ebeveynlerle birlikte çalışmak ve ebeveynlerin katılımı.
Kaynak: Paris Belediyesi, Çocuk bakım merkezleri ve hizmetlerine yönelik mesleki uygulamalar başvuru
rehberi.
Ebeveynlerin katılımı
Ebeveynlerin katılımı, çocuk bakım hizmeti sektöründe son yıllarda daha fazla dikkat çekmektedir.
Ebeveynlerin çocuk bakım hizmeti kurumlarına katılımını geliştirmek ve ev-merkez ilişkilerini iyileştirmek için
özellikle de belediyeler hizmet sağlayıcılarla, profesyonellerle ve ebeveynlerle birlikte çalışmaktadırlar.
Ebeveynlerin katılımı ve profesyoneller ile ebeveynler arasındaki etkileşimlerin kalitesi, kaliteli çocuk bakım
hizmeti sağlanmasının temel taşı olarak görülmektedir.
3.4 Öğrenilen dersler ve çocuk bakım
geliştirilmesini desteklemek için öneriler
hizmetlerinin
Türk ve Fransız temsilcilerin sunumlarından ve seminer katılımcılarından çocuk bakım hizmetlerinin
genişletilmesi için öğrenilen çeşitli dersler ve öneriler ortaya çıkmıştır.
Sistemin kapsamının artması ve kalitenin iyileştirilmesi için çocuk bakım hizmetinin geliştirilmesi, sonraki
hükümetler tarafından da sürekli olarak desteklenmelidir.
Çocuk bakım hizmetinin en iyi şekilde geliştirilmesi için , , çeşitli politikaların birleşimi ve hem arza hem de
talebe hitap eden girişimlerle desteklenmesi gerekmektedir.
1. Merkez bazlı bakım hizmeti merkezlerinin açılması için hizmet sağlayıcılara yönelik kapsamlı bir
teşvik sistemi geliştirilmesi. Buna kamu-kamu, kamu-özel ve kamu-özel-kâr amacı gütmeyen
kuruluş ortaklıklarına dayanan yenilikçi finans yaklaşımları da dâhil olmalıdır.
2. Belediyelerin potansiyel rolü aracılığıyla özellikle de yerel düzeydeki hizmetlerin uygun ve etkili bir
seviyede sağlanması.
3. Nakit para aktarımı, sosyal yardımlar ve/veya vergi indirimi aracılığıyla ebeveynlerin maddi gücünü
iyileştiren önlemlerin uygulanması.
Çocuk bakım hizmetleri yoksulluğun azaltılmasına katkıda bulunan çok çeşitli diğer sosyal politikaları ve
önlemleri tamamlamaktadır: bunlar en iyi, makro düzeydeki sosyal politikalarla çerçevelenmektedir.
4. Çocuk bakım hizmetleri geliştirme politikalarının aileler için mevcut sosyal ve mali destek
mekanizmalarını tamamlamasının sağlanması.
5. Ebeveynlerin diğer sosyal ihtiyaçlarına cevap vermek için çocuk bakım hizmetleri üzerinden
ebeveynler için sosyal yardım programların geliştirilmesi.
6. Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesine, mevcut hizmetlerin ve çeşitli sosyo-ekonomik gruplar
arasındaki kullanım düzeyi hakkında güvenilir verilerle bilgi sağlanması.
41
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
Çocuk bakım hizmeti, birbirinden farklı ailelerin ve çocukların çeşitli ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Bu
hizmetin en iyi şekilde işe yaraması için, esnek olması ve çeşitli hizmetleri sağlaması gerekmektedir.
7. Hem evde hem de bakım merkezinde verilen hizmeti birleştiren çeşitli çocuk bakım hizmeti
şekillerinin gelişiminin teşvik edilmesi ve bu sayede çalışmak isteyen ebeveynlerin ve annelerin
ihtiyaçlarına uygun bir hizmet bulmalarının sağlanması.
Evde çalışan bakıcılar genellikle sosyal güvence mekanizmalarından faydalanamayan kayıt dışı
çalışanlardır.
8. Evde kayıt dışı çocuk bakım hizmetlerini azaltmak için girişimler geliştirilmesi ve bu sayede
bakıcıların kayıtlı istihdam sektörüne geçebilmesi ve sosyal güvencelerden faydalanabilmesi.
Çocuk bakıcılarının çoğu kadın olduğu için bu ayrıca, kadınların saygın işlere katılımını da daha
yaygın hale getirecektir.
Personelin profesyonelleşmesi, kaliteli hizmet sağlanmasının temel yapı taşıdır: ebeveynler ve anneler
hizmetleri kullanmama eğilimindedirler.
9. Ulusal yeterlilik çalışma çerçevesi ve profesyonel gelişim imkânlarına daha fazla erişim aracılığıyla
çeşitli çocuk bakım hizmetlerinin oluşturulmasını sağlayarak, çocuk bakım hizmeti çalışanlarının
profesyonelliğinin arttırılması.
10. Çocuk bakım hizmeti çalışanlarının meslekte kalmasını ve personel motivasyonunu arttırmak için
çocuk bakım hizmeti çalışanları için kariyer geliştirme yapılarının oluşturulması.
11. 0 ile 6 yaş arası çocuklarla çalışan profesyoneller için bir takım standartlar geliştirilmesi ve
ebeveynlerle ve çocuklarla çalışmaları ve bir arada olmaları için profesyonellerin hazırlanması.
Kalite standartları, denetim ve yönetim çalışma çerçeveleri, tüm hizmetlerin minimum gereklilikleri
karşılaması için gereklidir ve aynı zamanda daha fazla iyileştirme için bir yol haritası da sunar.
12. Çocuk bakım hizmetinin sağlanması ve açık bir kalite güvence çalışma çerçevesi için basit ve yaygın
olarak kabul edilebilir standartların geliştirilmesi.
13. Ebeveynlerin, profesyonellerin ve nitelikli denetmenlerin sağlanan hizmetleri izleyebileceği ve
değerlendirebileceği bir yönetim sistemi geliştirilmesi.
Erken dönem çocuk eğitimi ve bakımı, 0 ile 6 yaş arası bir süreçtir ve çocukların katıldıkları bakım hizmeti
ve hizmet sağlayıcısının türü ne olursa olsun, çocukların sürekli ve uyumlu bir şekilde gelişmesini ve
öğrenmesini sağlamalıdır.
14. Bakanlıklar ve sunulan hizmetler (çocuk ve aile hizmetleri, çocuk koruma hizmetleri, sağlık
hizmetleri, eğitim hizmetleri) arasında genişletilmiş koordinasyon ve işbirliği sağlayarak sektörün
bütünlüğünün arttırılması.
15. Erken dönem çocuk eğitimini ve bakım hizmetlerini uyumlu hale getirmek için kullanılabilecek, 0
ile 6 yaş arası çocuklar için bir takım erken öğrenme ve gelişim sonuçların geliştirilmesi.
Sosyal normlar değişmektedir: aile yapısının yanı sıra toplumda erkeklerin ve kadınların rolleri, ücretli
bakım hizmetlerine yaklaşım da değişmektedir.
16. Ebeveynlerin ve toplumların, erken dönem çocuk bakımı ve eğitiminin potansiyel faydaları ve
çocukların bakımı ve eğitimine babaların katılımının önemi konusunda ulusal kampanyalarla
bilgilendirilmesi.
42
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
4 Referanslar
AFD/Development Analytics (2015) Türkiye'de Çocuk Bakım Hizmetlerini Geliştirerek Kadınların İstihdama
Katılımını
Destekleme
ve
Sürekliliğini
Sağlama,
İstanbul:
Fransız
Kalkınma
Ajansı
http://www.afd.fr/jahia/webdav/site/afd/shared/PORTAILS/PAYS/TURQUIE/Nos%20publications/AFD_Study
_Supporting%20access%20and%20continued%20employment%20of%20women%20by%20enhancing%20chi
ld%20care%20services%20in%20Turkey_2015.pdf
Ararat ve ark. (2014) Türkiye'de Beyaz Yakalı Çalışan Kadınlara Karşı Aile İçi Şiddet: İşletmeler İçin Eylem
Çağrısı. Sabancı Üniversitesi.
Barnett, W. S. (2008) Preschool Education and Its Lasting Effects: Research and Policy Implications, New
Brunswick: Ulusal Erken Dönem Eğitim Araştırma Kurumu.
Calman, L., Tarr-Whelan, L. (2005) Early Childhood Education for All: A Wise Investment. “The Economic
Impacts of Child Care and Early Education: Financing Solutions for the Future”, Legal Momentum’s Family
Initiative ve MIT workplace Center sponsorluğundaki konferanstan öneriler.
Cebrián, I., Moreno, G. (2013) Labour Market Intermittency and its Effects on Gender Wage Gap in Spain,
47/13. Emploi et inegalites sociales. https://interventionseconomiques.revues.org/1950
Darko, E., Smith, W., Walker, D. (2015). Gender violence In Papua New Guinea: The cost to business. ODI,
Londra.
Day, T., McKenna, K., Bowlus, A. (2005) The Economic Costs of Violence Against Women: An Evaluation of
the Literature. Birleşmiş Milletler.
Directorate General on the Status of Women (2009) Domestic Violence Against Women.
Education for Change (2014) CEE/CIS bölgesindeki Çocuklar için Bölgesel Bilgi ve Liderlik Gündemi:
Independent Multi-Country Evaluation of Results Area 3: increasing access and equity in early childhood
education in CEECIS. Son Rapor, Kasım 2014, Cenevre: UNICEF Orta ve Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler
Topluğu
Bölge
Ofisi
(CEE/CIS).
Online
olarak
şu
adreste
bulabilirsiniz:
http://www.unicef.org/evaldatabase/files/RKLA3_MCE_-_ELSR_final__volume_1_final_version_with_cover.pdf
Elborgh-Woytek ve ark. (2013) Women, Work, and the Economy: Macroeconomic Gains from Gender Equity.
IMF Eylül 2013.
Engle, P. L. ve ark. (2011) Strategies for reducing inequalities and improving developmental outcomes for
young children in low-income and middle-income countries, The Lancet, Child Development in Developing
Countries 2. 23 Eylül 2011.
Avrupa Komisyonu (2011) Komisyon'dan Avrupa Parlamentosu'na, Konsey'e, Avrupa Ekonomik ve Sosyal
Komitesi'ne ve Bölgeler Komitesi'ne İleti. Okulun erken bırakılmasıyla mücadele: Avrupa 2020 Gündemi,
Brüksel'e kilit bir katkı: Avrupa Komisyonu.
Gonzales ve ark. (2015) Catalyst for Change: Empowering Women and Tackling Income Inequality. IMF
Personel Tartışma Notu. Ekim 2015.
Gülnap, B., Mümim Cilasum, S., Öznur Acar, E. (2015) Türkiye'de Erkeklerin ve Kadınların İş Piyasasına
Katılımı ve Cinsiyete Dayalı Ücret Ayrımcılığının Kapsamı. Tartışma Dokümanı, Economics, No.2015-59, 13
Ağustos 2015, http://www.economics-ejournal.org/economics/discussionpapers/2015-56/file
Hayden, J., Odena, O. (2007) Social Inclusion and Respect for Diversity. A Framework for Early Childhood
Programs, Avrupa Erken Çocukluk Eğitimi Araştırmaları Birliği (EECERA) Yıllık Konferansında sunulan
doküman, Prag, Çek Cumhuriyeti, 29 Ağustos - 1 Eylül 2007.
Heckman ve Masterov (2004) The Productivity Argument for Investing in Young Children, Çalışma Sayfası 5,
Invest in Kids Working Group Committee for Economic Development, Ekim 2004.
Heckman, J., Moon, S., Pinto, R., Savelyev, P., Yavitz, A. (2010) A New Cost-Benefit and Rate of Return
Analysis for the Perry Preschool Program. Çalışma Belgesi 16180, Cambridge : Ulusal Ekonomik Araştırma
43
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
Ofisi.
Hunt, V., Layton, D. ve Prince, S. (2015) Diversity Matters. McKinsey & Company, Şubat 2015.
İlkkaracan, I., Kim, K. ve Kaya, T. (2015) Sosyal Bakım Hizmetlerine Yapılan Kamu Yatırımlarının İstihdam,
Cinsiyet Eşitliği ve Fakirlik Üzerindeki Etkileri: Türkiye'deki Durum. Ağustos 2015. İstanbul Teknik Üniversitesi,
Bilim, Mühendislik ve Teknoloji Kadın Çalışma Merkezi ve The Levy Economics Institute (ITU WSC-SET).
İnan,F., Aşık, G. (2014) Ekonomilerin Kadınlar İçin Yararlı Olması: Türkiye'de Kadınların İş Gücüne Katılımı.
Oxfam/Tepav.
ILO (2016) Türkiye'de İş Dünyasındaki Cinsiyet Eşitliğinin durumunu gösteren bilgi görseli
http://www.ilo.org/gender/Informationresources/WCMS_463094/lang--en/index.htm
International Center for Research on Women (2009) Intimate Partner Violence— High Costs to Households
and Communities. Uluslararası Kadın Araştırmaları Merkezi, Washington, D.C.
Janta, B. (2014) Caring for children in Europe: How childcare, parental leave and flexible working
arrangements interact in Europe. Avrupa Birliği İstihdam, Sosyal İşler ve Katılım Genel Müdürlüğü
Maden, C. (2015) "Girişimciliğe cinsiyetçi bir bakış: Türkiye'de kadın girişimciliği", Gender in Management: An
International Journal, Cilt 30 Sayı: 4, sf.312 – 331.
Moisseron ve ark. (2014) Rapport final sur l’accès et le maintien des femmes à l’emploi de qualité au Maroc,
en Tunisie et en Turquie.
OECD (2006) Starting Strong II: Early Childhood Education and Care, Paris: OECD Publishing.
OECD (2011) Old Age Income Poverty, in Pensions at a Glance 2011: Retirement-income Systems in OECD
and G20 Countries, http://dx.doi.org/10.1787/pension_glance-2011-en
OECD
(2012),
Closing
the
Gender
Gap:
Act
Now,
OECD
Publishing.
http://dx.doi.org/10.1787/9789264179370-en
OECD (2014a) Tek bakışta eğitim, Türkiye Ülke Notu.
OECD (2014b) PISA 2012 Results in Focus: What 15-year-olds know and what they can do with what they
know, Paris: OECD Publishing.
OECD
(2015)
OECD
Employment
Outlook
2015.
OECD
Publishing,
Paris.
http://dx.doi.org/10.1787/empl_outlook-2015-en
OECD, ILO, IMF, Dünya Bankası (2014) Achieving stronger growth by promoting a more gender-balanced
economy. G20 Çalışma ve İstihdam Bakanları Toplantısı, Melbourne, Avustralya, 10-11 Eylül 2014 için
hazırlanan rapor.
Ofsted (2014) Early Years. Yıllık rapor: 2012/2013, Londra: Office for Standards in Education /Crown.
Paes de Barros, R., Olinto, P., Lunde, T., Carvalho, M. (2011) The Impact of Access to Free Childcare on
Women’s Labor Market Outcomes: Evidence from a Randomized Trial in Low-income Neighborhoods of Rio
de Janeiro. Dünya Bankası Ekonomistler Forumu 2011 için hazırlanmıştır. Mart 2011.
RAND Europe (2014) Use of childcare services in the EU Member States and progress towards the Barcelona
targets. Kısa İstatistik Rapor No. 1., Brüksel: Avrupa Birliği.
Saka, O ve Varol, N. (2007) Türkiye'de yaşlılar için kurumsal ve halk sağlığı hizmetleri, Sağlık Politikası
Gelişmeleri.
Şu
adresten
ulaşılabilir:
http://www.lse.ac.uk/LSEHealthAndSocialCare/pdf/eurohealth/VOL13no3/Saka%20and%20Varol%20article.
pdf
Samman, E., Presler-Marshall, E., Jones, N., Bhatkal, T., Melamed, C., Stavropoulou, M., Wallace, J. (2016)
Women’s work Mothers, children and the global childcare crisis, Londra: Yurtdışı Kalkınma Kurumu.
Sylva ve ark. (2004) Final Report: Effective Pre-School Education. Teknik Belge 12: The Effective Provision of
Pre-School Education [EPPE] Project, Londra: Institute of Education and Department for Education and Skills.
ISBN 085473 603 4.
Sylva, K., Melhuish, E., Sammons, P., Siraj, I., Taggart, B., Smees, R., Toth, K., Welcomme, W., Hollingworth, K.
(2014) Students’ educational and developmental outcomes at age 16: Effective Pre-school, Primary and
44
Çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi ve kadınların saygın işlere katılımı: Türkiye'den ve Fransa'dan
görüşler
Secondary Education (EPPSE 3-16). Proje Araştırma Raporu, Eylül 2014
Tabarot, M. (2008) Le développement de l'offre d'accueil de la petite enfance. Collection des rapports
officiels. La Documentation française. http://www.ladocumentationfrancaise.fr/var/storage/rapportspublics/084000479.pdf
Tanner, J., Candland, T. ve Odden, W. (2015) Later Impacts of Early Childhood Interventions: A Systematic
Review. Washington DC: IEG Dünya Bankası.
Thévenon, O. ve ark. (2012), “Effects of Reducing Gender Gaps in Education and Labour Force Participation
on Economic Growth in the OECD”, OECD Sosyal, İstihdam ve Göç Çalışma Belgeleri, No. 138, OECD
Publishing. http://dx.doi.org/10.1787/5k8xb722w928-en
Selim, R., İlkkaracan, I. (2002) Türkiye'de İş Piyasasındaki Cinsiyet Eşitsizlikleri: Ücret Farkları, Kadınların ve
Erkeklerin Endüstriyel ve Mesleki Dağılımı. http://content.csbs.utah.edu/~ehrbar/erc2002/pdf/P405.pdf
UNICEF (2013) Education Equity Now! All Children in Education and Learning. Call for Action. Bölgesel
Bakanlık Eğitimi Konferansı, İstanbul, Aralık 2013, Cenevre: UNICEF CEECIS Bölge Ofisi.
UNICEF (forthcoming) Enrolling All Children in School and Preventing Dropout: Policy and Practice Pointers
for Europe and Central Asia, Cenevre: UNICEF CEECIS Bölge Ofisi.
Woetzel, J., Madgavkar, A., Ellingrud, K., Labaye, E., Devillard, S., Kutcher, E., Manyika, J., Dobbs, R. ve
Krishnan, M. (2015) How advancing women’s equality can add $12 trillion to global growth, McKinsey Global
Institute.
Williams, C. (2014) How to calculate the cost to business of gender-based violence in Papua New Guinea:
Review of existing approaches and methodologies. ODI, Londra.
Woodhead, M., Siraj-Blatchford, I. (Eds) (2009) Effective Early Childhood Programmes, Early Childhood in
Focus 4, Milton Keynes: The Open University
Dünya Bankası (2012) Toward an Equal Start: Closing the Early Learning Gap for Roma Children in Eastern
Europe. Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya. 4 Haziran 2012
Dünya Bankası (2015) Türkiye'de Çocuk Bakım Hizmetlerinde Arz ve Talep. Uluslararası Yeniden Yapılanma ve
Kalkınma Bankası / Dünya Bankası. Washington
Dünya Ekonomi Forumu WEF (2014) Global Cinsiyet Ayrımı Raporu 2014.
Dünya Ekonomi Forumu WEF (2015) Closing the Gender Gap: The Gender Parity Task Forces. Insight Report.
Mart 2015.
45

Benzer belgeler