bildiriler kitabı - Sağlık Güvenlik İletişimi Sempozyumu SAGİS

Transkript

bildiriler kitabı - Sağlık Güvenlik İletişimi Sempozyumu SAGİS
BİLDİRİLER KİTABI
1
1. SAĞLIK ve GÜVENLĠK ĠLETĠġĠMĠ SEMPOZYUMU SAGĠS’14
Bildiriler Kitabı
29 Nisan 2014
Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi
Editör / Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN – Öğr. Gör. Elif SUNGUR
--------Maltepe Üniversitesi
ĠletiĢim Fakültesi
Marmara Eğitim Köyü 34857 Maltepe / Ġstanbul
Tel: +90 0216 6261050
e posta: [email protected]
http://www.maltepe.edu.tr/
http://sagis.maltepe.edu.tr/
ISBN: 978-975-6760-84-0
Bu sempozyum bildiriler kitabında yer alan tüm bildiriler, yazar/yazarları tarafından sözlü olarak
sunulmuĢtur. Sunumlar sırasında yapılan ses kayıtlarının deĢifresi ve sempozyum öncesi gönderilen
abstract‟lar ve görsel malzemelerin gözden geçirilmesiyle hazırlanan yapıtın yayın hakları Maltepe
Üniversitesi‟ne aittir. Kitabın hiçbir bölümü değiĢtirilemez. Maltepe Üniversitesi‟nin yazılı izni
olmaksızın elektronik ve mekanik yollarla çoğaltılarak kopya edilip kullanılamaz. Kaynak
gösterilmek kaydıyla alıntı yapılabilir.
Sempozyum Logosu, Web Sitesi ve basılı materyal tasarımı / Yrd. Doç. Dr. Devrim BARAN
Kapak fotoğrafı / Tufan KARTAL
Nisan 2016 / Ġstanbul
--------
2
SAGĠS’14 SEMPOZYUM BAġKANI
Prof. Dr. ġahin KARASAR
(ĠletiĢim Fakültesi Dekanı)
SEMPOZYUM SEKRETERYASI
Ögr. Gör. Elif SUNGUR
Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN
SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU ÜYELERĠ
Prof. Dr. ġahin KARASAR
Yrd. Doç Dr. Selva ERSÖZ
Yrd. Doç Dr. Aygül Ernek ALAN
Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN
Yrd.Doç.Dr. Özge UĞURLU
Öğr. Gör. Devrim BARAN
Ögr. Gör. Elif SUNGUR
Dr. Öğr. Gör. Mehmet ÖZEN
Öğr. Gör. Adem YÜCEL
Öğr. Gör. Mustafa KÖSEM
Öğr. Gör. Meral BAYRAKTAR
BĠLĠMSEL KURUL
Prof. Dr. ġahin KARASAR (Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi)
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT (Maltepe Üniversitesi HemĢirelik Yüksek Okulu)
Dr. Ali Rıza TĠRYAKĠ (Artı DanıĢmanlık)
Yrd. Doç Dr. Hakan AYTEKĠN (Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi Halkla ĠliĢkiler ve
Tanıtım Bölümü)
Ögr. Gör. Elif SUNGUR (Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi Radyo Sinema Televizyon
Bölümü)
Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ (Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi F.E.F Psikoloji Bölümü)
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER (Namık Kemal Üniversitesi Ġ.Ġ.B.F. ÇalıĢma Ekonomisi
Bölümü)
Yrd. Doç. Dr. Ġdil IġIK (Bilgi Üniversitesi Örgütsel DavranıĢ ve Ġnsan Kaynakları Yönetimi Y.L.P
---------
3
Ġçindekiler
Editörden
5
AÇILIġ KONUġMALARI
Prof. Dr. ġahin KARASAR
Dr. Ali Rıza TĠRYAKĠ
7
8
(1. Oturum)
TEORĠK ARKA PLAN
Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ / Sosyal Psikoloji Perspektifi: Sağlık ve Güvenliğe ĠliĢkin
Algılarımız Nasıl ġekilleniyor?
11
Öğr. Gör. Elif SUNGUR / Sağlık ve Güvenlik Kültürü, Kültür ĠletiĢimdir, ĠletiĢim Kültürdür16
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER / Yönetim, Yönetimin ĠletiĢimi ve ÇalıĢanların
Esenliği
22
Yrd. Doç. Dr. Ġdil IġIK / DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi
27
(2. Oturum)
SAĞLIK ve GÜVENLĠKTE ĠLETĠġĠM MECRALARI
Seval KIZILCAN / PaydaĢlarla ĠletiĢimde Güvenli DavranıĢ OluĢturmaya Yönelik Ödüllü Bir
Eğitim Filmi: Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır
33
Onur GÖKULU / Tematik Dergi: Önlem
38
YeĢim AYÖZ / “Traji Trafikten BeĢeri Trafiğe” 94.9 Radyo Programı Deneyimi
41
Tufan KARTAL / Fotoğraflar Üzerinden ĠĢçi Sağlığı ve Güvenliği ĠletiĢimini Anlamak
45
(3. Oturum)
SEKTÖREL UYGULAMALAR: TRAFĠK KAMPANYALARI
Mahmut SĠPAHĠ / Kurumsal Sosyal Sorumlulukta Rol Model Özelliğiyle “Trafikte
Sorumluluk Hareketi”
Lerzan MORAL / Trafikte Gençlik Hareketi
50
56
(4. Oturum)
SEKTÖREL UYGULAMALAR: SEKTÖREL KAMPANYALAR
Emine Yüksel POLAT / Çelikkord‟ta ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği ĠletiĢimi
Hakan USTA / Borçelik‟te 10 Numara ĠĢler
Turan ġAHĠNER / Kordsa Global Sağlık, YaĢam, ĠletiĢim
63
67
72
(5. Oturum)
EĞĠTĠM PROJELERĠ
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT / Bir Sağlık Güvenlik Konusu Olarak Obezite
Öğr. Gör. Gülçin KARADENĠZ – Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ –
Öğr. Gör. Elif SUNGUR / Ġlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli
DavranıĢa Yönlendirilmesi
Dr. Dilek TĠRYAKĠ / Güvenli Eller Kampanyası
78
84
93
4
Yrd. Doç. . Dr. Hakan AYTEKİN – Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Editörden
SAGĠS’14
c
Ġġ GÜVENLĠĞĠ VE SAĞLIĞI SEMPOZYUMU
Geciksek de…
Sağlık ve güvenlik alanı çoğu zaman küresel dünyanın kendini var
edebilme, sistemlerini yürütebilme ve aksamalarda kendini restore
edebilme ediminin bir parçası olarak nitelendirilmektedir. Ekonomik
fayda bağlamına indirgendiğinde bu yargının çok da yanlıĢ olmadığı
görülür. Oysa sağlık ve güvenlik alanını “insan” bağlamında ele almak;
insan yaĢamının ve emeğin bütün sistemlerden daha önemli bir “değer”
olduğunu görmek anlamına gelecektir.
Son yıllarda sağlık ve güvenlik alanında gerek iĢ yaĢamında, gerekse
akademik dünyada yapılan çalıĢmalar umut verici. Alanın doğrudan
ilgilileri arasında bilinirlik, yöntem-çözüm arayıĢları, öneriler, çözümler
giderek artıyor, örgütlenmeler yoğunlaĢıyor. Henüz çalıĢma yaĢamının
gerçekliklerini ve gereksinimlerini yeterince karĢılamasa da, yasal
düzenlemeler de insan yaĢamını bir “değer” olarak öne çıkartıyor. Bir
baĢka deyiĢle, iĢ yaĢamında sadece “iĢ”in değil, “insan”ın da bekası
önemli. Sağlık ve güvenlik alanında olumlu geliĢmelerin daha sağlıklı ve
kalıcı kılınması ise bireysel bilincin toplumsal bilince dönüĢmesiyle
mümkün. Birebir kurulan kiĢilerarası iletiĢimden, kitle iletiĢimine kadar
“iletiĢim” disiplini bu noktada son derece iĢlevsel.
Sağlık ve güvenlik alanının ihmal edilmiĢ bir yüzünü “iletiĢim”
oluĢtururken; iletiĢimin de ihmal ettiği bir alan “sağlık ve güvenlik”. Bu
birbirini ihmal eden iki alanı bir araya getirmek amacıyla düzenlediğimiz
SAGĠS 2014 / Sağlık ve Güvenlik ĠletiĢimi Sempozyumu‟nun her iki
alana ve toplumsal bilincin geliĢtirilmesine önemli katkı yapacağına
inanıyoruz. Bu sempozyumun bir üniversite çatısı altında, Maltepe
Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi‟nin ev sahipliğinde gerçekleĢmesi ise hem
sosyal bilimlerin zenginleĢmesi hem de sempozyumun geleneğe
dönüĢtürülmesi isteğimizi ve umudumuzu daha da güçlendiriyor.
29 Nisan 2014 tarihinde düzenlediğimiz sempozyuma katılan sektör
temsilcilerinin ve akademisyenlerin bilgi ve deneyimleri sempozyum
salonundaki katılımcılarla gün boyunca paylaĢıldı, tartıĢıldı,
değerlendirildi. Bu bilgi ve deneyimlerin sempozyumun zamanında ve
mekânında sınırlı kalmaması için de elinizdeki bu mütevazı kitap
oluĢturuldu. Sempozyum sırasında yapılan kayıtlardan yararlanarak,
katılımcıların konuĢmaları yazılı hale getirildi; bu konuĢmaların yanı sıra
5
yazılı olarak sunulan bildirilerle birlikte editoryal bir düzenleme yapıldı ve
elinizdeki bu çalıĢma oluĢturuldu.
Kitapta sempozyum programına uygun bir düzenleme yaptık.
Birinci bölümde; sağlık ve güvenlik iletiĢimi alanının teorik arka
planını ele alan çalıĢmaları bulacaksınız. Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç sağlık
ve güvenlik alanına iliĢkin algılarımızı ele alırken; Öğr.Gör.Elif Sungur
iletiĢim ve kültür arasındaki iliĢki üzerinden sağlık ve güvenlik kültürünün
iletiĢimle iliĢkisini sorguladı. Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Vatansever çalıĢanlar
ile yönetim arasındaki iletiĢim ve iliĢkiyi; Yrd. Doç. Dr. Ġdil IĢık da
güvenlik yönetiminde davranıĢları dile getirdi.
Ġkinci bölümümüzü sağlık ve güvenlik alanının iletiĢim mecralarında
nasıl yer aldığına ayırdık: Seval Kızılcan TÜPRAġ‟ın rafinerilerinde
kullandığı “Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır” adlı eğitim filmini; Onur
Gökulu 2007 yılından bu yana sağlık ve güvenlik alanında yayınlanmakta
olan Önlem dergisini; YeĢim Ayöz 94.9 Açık Radyo‟da yayınlanmakta olan
“Traji Trafikten Beşeri Trafiğe” programını, Tufan Kartal da fotoğraflar
üzerinden iĢçi sağlığı ve güvenliğini nasıl sorgulanabileceğini paylaĢtı.
Üçüncü bölümü trafikteki sektörel uygulamalara, dördüncü bölümü
ise endüstrideki sektörel uygulamalara ayırdık. Mahmut Sipahi “Trafikte
Sorumluluk Hareketi”ni, Lerzan Moral “Trafikte Gençlik Hareketi”ni somut
uygulama deneyimi üzerinden katılımcılara aktardı. Emine Yüksel Polat
“Çelikkord”; Hakan Usta “Borçelik”; Turan ġahiner “Kordsa”daki sağlık ve
güvenlik uygulamalarını anlattı.
Sempozyumun son oturumunda ele alınan eğitim kampanyaları
kitabımızın beĢinci bölümünü oluĢturuyor. Yrd. Doç. Dr. Seher Yurt
“obezite” sorununu; Dr. Dilek Tiryaki çalıĢanların katılımıyla
gerçekleĢtirilen “Güvenli Eller” kampanyasını; Öğr. Gör. Gülçin
Karadeniz de ilkokul öğrencilerinin trafikte güvenli davranıĢa
yönlendirilmesi deneyimini paylaĢtı.
Sağlık ve güvenlik alanını sektörel boyutla sınırlandırmayan, sektörel
deneyim ve birikimi akademik bilgi ile buluĢturan SAGĠS 2014 iyi bir
baĢlangıç oluĢturuyor.
ġimdi sıra SAGĠS 2015‟te.
Sağlık ve güvenlik hiç eksilmesin yaĢamımızdan
Yrd. Doç. Dr. Hakan Aytekin – Öğr. Gör. Elif Sungur
Editör
6
Prof. Dr. Şahin KARSAAR (Rektör)
TİRYAKİ
Açılış Konuşması
Çok değerli misafirlerimiz,
Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi tarafından düzenlenen Sağlık
ve Güvenlik ĠletiĢimi Sempozyumu‟na hepiniz hoĢ geldiniz.
Bugün burada sizleri aramızda görmekten büyük bir memnuniyet
duyuyoruz, bunun iki önemli nedeni var, hem sevindirici hem üzücü.
Birincisi, iletiĢimini ihmal edilmiĢ bir alanına iliĢkin sağlık ve güvenlik
iletiĢimine iliĢkin bir sempozyum neredeyse ilk defa yapılıyor, bu
düzeyde. Bizler düzenleyenler açısından sevindirici olmakla beraber,
sektör açısından, ihmal edilmiĢlik açısından ve geliĢmiĢliğin parametresi
olan sağlık ve güvenliğe verilen önem açısından üzücü bir durum
olduğunu düĢünüyorum. Ama bir sevindirici durum da üniversitelerin
çatısı altında yapılan bu tip etkinlikler genellikle yine üniversitelerden
katılımcılar tarafından izlenir ve desteklenir. Burada görüyorum ki
endüstrinin pek çok iĢ kolundan, sektörün pek çok farklı kurum ve
kuruluĢundan katılımcılar var burada, bizlere destek verdiler.
Bu vesileyle sempozyumu düzenleme çalıĢmalarımız sırasında
bizlere desteklerini esirgemeyen Dr. Ali Rıza Tiryaki‟ye, Anadolu
Üniversitesi‟ne, Galatasaray Üniversitesi‟ne, Tüvtürk ve Goodyear‟a da
ayrıca huzurlarınızda teĢekkür etmek istiyorum. Bir ev sahibi konuĢması
niteliğinde kısa olan konuĢmamı, tekrar hepinize hoĢ geldiniz diyerek
tamamlıyorum.
HoĢ geldiniz.
7
Dr. Ali Rıza TİRYAKİ
Açılış Konuşması
Merhaba,
Sayın rektör, sayın dekan, değerli sanat-bilim insanları, katılımcılar,
meslektaĢlar, sevgili öğrenciler hoĢ geldiniz.
Birlikte bir ilki gerçekleĢtiriyor olmanın heyecanını yaĢıyorum. Çok önemli
bir iĢ bu iĢ. Ülkemizde yıllardır böyle kalabalıklar görmeye hiç alıĢık değildik.
Son yıllarda biliyorsunuz sayısı yüzbinlerle ifade edilen profesyonel sahaya girdi.
Önce “dil”den baĢlamak lazım. Bu sahada nasıl bir dil var?
 ĠĢ sağlığı iĢ güvenliğinin dili, biraz önce “Öğren Ali Öğren” filminde çok
açık gösterildiği gibi, iĢ sağlığı ve güvenliğinin dili buyurgan, aĢağılayan,
yargılayan, baĢtan suçlu ilan eden, inciten, emir kipiyle konuĢan, otoriter, üstten
konuĢan; insanı ezen, insanla iliĢki kurmayan bir dil.
 Yasa -yönetmelik maddelerini tekrarlayan, mevzuat dili bu dil.
 Mühendisliğin, tıbbın jargonu, teknik terimlerle yüklü anlaĢılmaz bir dil.
 Çeviri kokan, sentetik, yabancı dil kırıkları içeren, yarı Türkçe bir dil.
Bu dili temizlememiz lazım. AnlaĢılır, temiz; eĢit, iyi iliĢkiyi, katılımı,
dayanıĢmayı, çalıĢanların ortak enerjisi ve hevesini içeren, yapıcı, olumluya
odaklı, olumlu bir dil kurmamız lazım. “Kurban”ın, “kurtarıcı”nın değil,
kendi hayatının öznesi olarak hayattan yana açık güçlü irade ortaya koyan
iĢçinin dili ön alacak, koruyacak. Yeni bir dil yaratma ihtiyacı var. Bu derde
deva olacak çözümleri tıbbın ve teknik emniyetin bilgi alanı içinden
üretebilmemiz ve ilerleyebilmemiz mümkün değil. Bu yüzden sosyal
bilimcilerin, insan bilimcilerin, sanatçıların alana katkıda bulunmasına imkân
veren, iĢçinin doğrudan, sahici hayatın içinden konuĢan diline kanal açan bu
çalıĢma çok çok kıymetli. Gün boyu bu ürünleri, çalıĢmaları paylaĢacağız.
Bir üniversite olarak böyle bir konuya mecra yarattıkları, alan açtıkları,
iletiĢimi gündeme aldıkları için, Maltepe Üniversitesi‟ndeki dostlarımıza tekrar
çok çok teĢekkür ediyorum, iyi çalıĢmalar diliyorum.
8
9
1. Oturum
Teorik Arka Plan
Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Aygül ALAN
Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi,
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü
Sağlık ve Güvenliğe İlişkin Algılarımız Nasıl Şekilleniyor? Sosyal
Psikoloji Perspektifi
Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi,
Psikoloji Bölümü
Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür
Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi,
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü
Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER
Namık Kemal Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi,
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
Davranış Odaklı Güvenlik Yönetimi
Yrd. Doç. Dr. İdil IŞIK
Bilgi Üniversitesi,
Örgütsel Psikoloji Yüksek Lisans Programı Koordinatörü
10
Sağlık ve Güvenliğe ĠliĢkin Algılarımız Nasıl ġekilleniyor?
Sosyal Psikoloji Perspektifi
Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Psikoloji Bölümü
[email protected]
Özet:
Anahtar
kelimeler:
Sağlık ve güvenliğe iliĢkin algılarımız, doğduğumuz andan baĢlayarak, içinde
büyüdüğümüz aile ile içinde yaĢadığımız çevre ve toplumun izlerini barındırır. Bu
konular, psikolojinin en genel prensipleri olan klasik koĢullanma, edimsel koĢullanma
ve model alma gibi öğrenme ilkeleri ile açıklanabilir ve detaylı olarak ele alınabilir.
Ancak, kitlesel iletiĢim yoluyla davranıĢları etkileyebilme ve sağlık ve güvenliğin geniĢ
kitlelerce “satın alınabilir” veya “iĢe yarar” unsurlar olarak konumlandırılabilmesi, bu
sorunların çözümünde bir araç olarak kullanılabilmesi, konunun öğrenme ilkelerinden
farklı perspektiflerle de ele alınması gereğini gündeme getirir
Ürünlerin ve fikirlerin geniĢ kitlelere pazarlanmaya baĢlandığı 20. yy ortaları sosyal
psikoloji alanının bu konu ile ilgilenmeye baĢladığı zamanları da iĢaret etmektedir. En
temel anlamda, belirli bir kitle üzerinde tutum ve davranıĢ değiĢimi yaratmayı
hedefleyen iletiĢim unsurları “Kim, Kime, Neyi, Nasıl Söylüyor?” düsturu ile
özetlenmiĢtir. Bu yıllara, “Mesajın Kaynağı, Mesaj, Hedef Kitle ve Ortam
Özellikleri”ni ele alan Yale Tutum DeğiĢimi YaklaĢımı çalıĢmaları damgasını
vurmuĢtur. Takip eden yıllar içerisinde konu ile ilgili yapılan pek çok araĢtırmada
ikna edici iletiĢimlerin yapısı ele alınmıĢ ve hedef kitle özelliklerine göre mesajların
içerik ve Ģekil olarak yapısı ve iletim yollarının etki büyüklüğünü nasıl değiĢtirdiği
incelenmiĢtir. Bu çalıĢmaların sonuçları, herhangi bir fikri veya ürünü kabul
ettirmede kaynağın uzmanlığı, inanılırlığı, hedef kitlenin özellikleri, mesajın
barındırdığı söylem gibi çeĢitli özelliklerin göreli önemine iĢaret eden bulgular ortaya
koymuĢtur. (KağıtçıbaĢı, 2008; Taylor, Peplau ve Sears, 2007)
Son yıllarda ise sağlık ve güvenliğe iliĢkin algılarımızı etkilemede Planlı DavranıĢ
Kuramı unsurlarından yararlanılmaktadır. Planlı DavranıĢ Kuramı (Ajzen, 1985;
Fisbein ve Ajzen, 2005), insan davranıĢlarının rasyonel olduğunu, bir niyet temelinde
ortaya çıktığını savunur. Niyeti belirleyen unsurların ise kiĢinin söz konusu davranıĢa
iliĢkin yargıları (tutum), o davranıĢın toplumsal ve öznel normlara uygunluğu (öznel
norm) ve davranıĢın algılanan kolaylık derecesi (algılanan kontrol ) ile belirlendiğini
öne sürer. Kuramda ayrıca, niyet aracılığı olmadan davranıĢı doğrudan etkileyen
„alıĢkanlıklar‟ boyutundan da bahsedilmektedir.
Bu sunumda, toplum sağlığını ilgilendiren konularda kitlelere ulaĢırken verilen
mesajların nasıl belirlenebileceği, hedef kitle özelliklerine göre nasıl yapılandırılırsa
daha fazla amacına ulaĢılabileceği ve hangi yollarla iletilmesi gerektiği konuları
araĢtırma bulguları ve geçmiĢ ve güncel kampanyalardan örnekler ile ele alınmaktadır.
Sosyal psikoloji, algılar, tutumlar, tutum değişimi, ikna edici iletişim, kampanyalar
11
Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenliğe İlişkilerimiz Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi
Öncelikle bu sempozyum fikrini
oluĢturan Elif ve Hakan hocama ve
sempozyumun gerçekleĢmesi için
destek veren üniversite ve fakülte
yönetimine teĢekkür etmek istiyorum.
Sağlık ve güvenlik iletiĢimi sempozyumunda, “Algılarımız nasıl şekilleniyor?”
konusunu kısa ve kompakt bir Ģekilde
ele almaya çalıĢacağım.
Sağlık ve güvenliğe iliĢkin algılarımızı ve kavramlarımızı en baĢta içine doğduğumuz
aile ortamı oluĢturuyor. Güvenli olan ya da güvenli olmayan nedir? konusundaki temel
bilgilerimiz, inançlarımız, Ģemalarımız, içinde yaĢadığımız çevrenin ve en geniĢ anlamda
da toplumun oluĢturduğu alt yapının üzerine kuruluyor. En temel araç öğrenme, bu
öğrenmenin de klasik psikoloji kavramlarıyla, klasik koĢullanma, edimsel koĢullanma,
model alma ve/veya biliĢsel öğrenme dediğimiz yöntemlerle gerçekleĢtiğini söyleyebiliriz.
Bunlar psikolojinin en temel insan davranıĢlarının nasıl kazanıldığına dair bilgilerini
oluĢturan konular. Yukarıdaki soruyu bu kavramlar çerçevesinde irdeleyebiliriz. Örneğin,
çocuğumuzun diĢ fırçalamayı alıĢkanlık haline getirmesi, bu iĢi kendi kendine yapar hale
gelmesi için ne yaparız? En kolayı; çocuğumuzu yanımıza alıp, “Hadi çocuğum dişimizi
beraber fırçalayalım, şöyle yaparsan daha iyi olur” vb. diyerek ona yol-yöntem göstererek model
olmaktır. Bireysel düzeyde bir sağlık davranıĢının yerleĢtirilmesi için bu çok temel bir
süreç. Peki, biz bir grup çocuğa veya toplumdaki bütün çocuklara diĢ fırçalama
davranıĢını kazandırmak ve bunu da bir medya kampanyası yoluyla yapmak istiyorsak ne
yapmamız lazım?
Güvenli veya güvensiz davranıĢların ortaya çıkıĢı veya yerleĢmesi hakkında yapılan
çalıĢmalar bize pek çok bilgi aktarıyor. Kitle iletiĢim yoluyla bireyleri herhangi bir
davranıĢa sevk edebilme konusu, özellikle Ġkinci Dünya SavaĢı öncesi ve sonrasında
geliĢen olaylar ile gündeme alınan ve üzerinde oldukça fazla çalıĢılmıĢ konulardan biri.
Karl Hovland ve meslektaĢları Yale Ünivesitesi‟nde bu konuyu ele almıĢlar ve ikna edici
iletiĢimlere dair çalıĢmalar yapmıĢlar. Diğer bir deyiĢle, bir fikri veya bir ürünü karĢıdaki
kiĢiye satabilmek, kiĢiyi bilginin alıcısı konumuna getirebilmek nasıl bir süreçle
gerçekleĢtirilir? Sosyal psikologlar daha çok çalıĢmıĢ bu konu üzerine. Yale Tutum Değişimi
Yaklaşımı adı verilen bir yöntemi ortaya koymuĢlar. Bizler herhangi bir kiĢiyi bir davranıĢa
sevk etmek için, nasıl bir dil kullanmalıyız veya neler yapmalıyız ki, o davranıĢ o kiĢi
açısından muteber olsun, geçerli hale gelsin? Bu yaklaĢım, “kim, kime, ne söylüyor?”
düsturu ile özetlenmiĢ ilk yıllarda. YaklaĢıma daha sonra mesajın nasıl yapılandırılması ve
hangi yollarla gönderilmesi gerektiği konusu da eklenerek “kim, kime, neyi, nasıl söylüyor?”
olarak özetlenmiĢ. Kim mesajı veren kiĢi, kime mesajın verildiği kiĢi, ne mesajın içeriği ve
bunlar nasıl yapılanmalı? Dolayısıyla ikna edici mesajların içeriği ve nasıl gönderileceği ile
ortam özelliklerinin ikna edici mesajlarda ele alınması gerektiği ortaya koyulmuĢ.
12
Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenliğe İlişkilerimiz Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi
Mesajın kaynağı; yani mesajın kimler tarafından verildiği temel unsurlardan bir
tanesi, mesajı kim veriyor, uzman biri mi, hedef kitlenin önem verdiği bir kiĢi mi, bir pop
yıldızı mı, özdeĢim kurulan bir figür mü?
Mesaj; neyi içeriyor, tutum değiĢimi veya davranıĢ için hangi bilgileri içeriyor veya ne
öneriyor? Kısa mı, yoksa uzun bir mesaj mı? Hedef kitlenin özellikleri üzerinde çok
çalıĢılmıĢ, hedef kitlenin konuya olan ilgisinin önemli olduğu keĢfedilmiĢ. Herhangi bir
mesaj hedef kitleyi ilgilendirmiyorsa, beklenen tutum veya davranıĢ değiĢimi
gerçekleĢmiyor. Dolayısıyla kiĢiyle ilgili olan mesajları vermek veya kiĢiyi mesaj ile
iliĢkilendirmek gerekiyor.
Bir baĢka önemli unsur hedef kitlenin mesajı alma kapasitesi ve motivasyonu.
Hedef kitlenin mesaja yönelik motivasyonu az ve mesajı alma kapasitesi sınırlı ise mesajın
ünlü kiĢiler veya uzmanlar tarafından iletilmesinin uygun olduğu ortaya çıkıyor. Çünkü bu
kiĢiler, mesajın içeriğine değil de genel özelliklerine daha fazla dikkat ediyorlar. Hâlbuki
biliĢ gereksinimi yüksek olan, ne dendiğini anlamaya çalıĢan kiĢiler için mesajın kimin
tarafından verildiği değil, içeriği önemlidir. Bu unsurlar 20-30 yıl kadar çokça çalıĢılmıĢ.
Aslında kapitalizm bununla ilgili satıĢ baĢarısı örnekleriyle dolu: 1950‟li yıllarda bu mesaj
yaklaĢımıyla arabalar satılmıĢ, sigara içme alıĢkanlığı yerleĢtirilmiĢ. Bugün yerleĢik olan
birçok yanlıĢ davranıĢın temelinde o dönemde bolca kullanılan ikna edici mesaj verme
yöntemleri yatıyor.
ġimdi bu bilgileri tersine kullanma, sağlıksız olanı değil de, sağlıklı olanı nasıl yerleĢtirebileceğimizi konuĢma zamanı. Aslında yapılıyor ama biraz daha gündeme getirmek
lazım. Tekrarlayalım, hedef kitlenin özellikleri mesajın etkinliği bakımından önemli.
1980‟lerde sosyal psikologlar davranıĢ bileĢenlerinin neler olduğunu incelemek
amacıyla oluĢumdaki baĢka dinamiklerle ilgilenmeye baĢladı. “Planlı DavranıĢ Kuramı”na
göre, insan davranıĢı rasyoneldir. Ġnsanlar herhangi bir konuda öncelikle davranmaya veya
davranmamaya iliĢkin “niyet” oluĢturur. Bu niyeti oluĢturan unsurlar ise o davranıĢla ilgili
kiĢinin inançları veya davranıĢın sonuçlarıyla ilgili değerlendirmeleridir; buna “davranıĢa
yönelik tutum” adını veriyoruz. Bir baĢkası “öznel normlar”; yani bir davranıĢın yapılması
halinde çevrenin davranıĢı kabul veya reddedeceğine olan inanca yönelik olarak kiĢinin
motivasyonu. Bir diğer bileĢen kiĢinin “davranıĢsal kontrol algısı”, o davranıĢa iliĢkin
özgüveni. Bir diğer bileĢen; ortam faktörlerinin bu davranıĢa izin verip vermemesi. “Ben
bunu yapardım ama şu şu bana engel oluyor…” inancı. DavranıĢçıların ortaya koyduğu
kuramda ilginç olan bir unsur da, davranıĢı besleyen niyeti oluĢturan unsurların dıĢında,
alıĢkanlıkların niyet olmaksızın bu davranıĢı ortaya çıkarması. Bu kavramları hızlı araba
kullanma olgusu üzerinden örneklendirmeye
çalıĢacağım.
Hızlı araba kullanma davranıĢını incelediğimizde “niyet” faktörünü rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. “Fırsat bulursam hız yapacağım”.
KiĢi hızı seviyorsa, hızlı araba kullanma niyeti
varsa, bu hız yapma davranıĢı olarak ortaya
çıkıyor. DavranıĢı besleyen unsur hız yapmak13
tan hoĢlanması, buna olumlu bakması. Bir diğeri, hızlı araç kullanmanın kendi ait olduğu
sosyal grupta kabul gören bir davranıĢ olması. “Kontrolle ilgili algı” kiĢinin bunu yapmaya
ya da gerçekleĢtirmeye dair kontrol ederim inancı. Burada alıĢkanlık otomatik olarak
devreye giriyor ve kiĢinin hız davranıĢını otomatik olarak alıĢkanlıklar yordayabiliyor.
Aynı Ģeyi hız sınırları içinde gitme
davranıĢı için de uygulayabiliriz. “Hız yapmak
tehlikeli” yargısına inanan bir kiĢi bu niyete
girmez. “Ailem hızlı araç kullanmamı istemez,
ben onları üzmek istemem” niyetindeki kiĢinin
motivasyonunu ailesiyle, arkadaĢlarıyla ilgili
normlara uyma belirliyor. “Hız yapıp yapmamak benim elimde, ben kendimi bununla ilgili
kontrol edebilirim” inancı ve kontrol algısı, yani
“ben zaten hızlı araç kullanmam, alışkanlığım
yok” durumu, hız sınırları içinde sürmeyi sağlıyor.
Yapılan araĢtırmalara göre emniyet kemeri takıp takmama, muayeneye zamanında
gidip gitmeme gibi her türlü sağlık davranıĢına uygulanabiliyor bu model. Diyet
yapmaktan, diĢ fırçalamaya ya da prezervatif kullanıp kullanmamaya kadar, davranıĢa
bağlı hastalıklarda oldukça kullanıĢlı bir model.
1950‟lerde sigara içme konusundaki reklamlarda, bütün normlar, bütün toplumsal
figürler kullanılmıĢ, hatta doktorlar, diĢ hekimleri bile kullanılmıĢ. Reklamlarda sigara
içmenin ne kadar iyi bir Ģey olduğunu doktorlar söylemiĢ, yani uzmanlar kullanılmıĢ, hatta
çocuklar kullanılmıĢ. Örneğin bir reklamda kullanılan çocuk “Anneciğim bana kızmadan önce
lütfen bir sigara iç” diyor. Keza, bilim kullanılmıĢ: “Bilim size bunu önerir, lütfen için” denmiĢ.
ġimdi aslında bu kadar güçlü bir biçimde pekiĢtirilmiĢ bir davranıĢ var karĢımızda.
ġimdi sağlık iletiĢimi konusunda yapılması gerekenler, hedef kitleyi bilgilendirmek,
sağlık için yapılması gerekenleri ortaya koymak, sağlıkla ilgili bir politikayı savunmak.
Bunlar hep iletiĢimle yapılması gereken unsurlar. Planlı davranıĢ kuramını kullanarak elde
etmek istediğimiz davranıĢ için tüm manzarayı tersine çevirip çalıĢmamız lazım. Örneğin
koruyucu donanım ve malzemeyi kullanma davranıĢını ele alalım. Öncelikle neden bunun
takılması gerektiğini anlamak, yani tutumları beslemek, bunun kabul edilen bir davranıĢ
olması için uğraĢmak gerekiyor. Bizim yaptığımız bir eğitimde bir Ģoför Ģöyle bir Ģey
14
Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenliğe İlişkilerimiz Nasıl Şekilleniyor? Sosyal Psikoloji Perspektifi
söylemiĢti; “Ben bu firmaya gelmeden önce emniyet kemerimi takıyordum, fakat buraya geldim, alay
ettiler benimle, ben de takmamaya başladım kemerimi”. Normların çift yönlü bir etkisi var.
Olumlu oluĢtuğu zaman olumlu ve sağlıklı davranıĢa teĢvik ediyor, tersi bir durumda ise
sağlıklı davranıĢın terk edilmesine sebep olabiliyor.
Algılanan davranıĢsal kontrol kısmı da çok önemli. KiĢinin ekipmanı kendisi için
yeterli, konforlu, ulaĢılabilir durumda ve kullanıĢlı değilse olumlu davranıĢ ortaya
çıkmayabilir. Dolayısıyla kiĢinin algılanan davranıĢ kontrolünün de yükseltilmesi gerekir.
Bunun sadece iletiĢim yoluyla değil, düzenlemelerle yapılması lazım. Yani sistemin bunu
desteklemesi, davranıĢın kolaylaĢtırılması gerekiyor. Özetle; alıĢkanlıklar desteklenmeli.
Herhangi bir davranıĢ kiĢinin repertuarında yoksa o davranıĢ ve kazandırılmak
isteniyorsa, doğru bir Ģekilde ve istisnasız yapılmalı. Çünkü istisnalar her konuda güvenli
davranıĢ silsilemizi, bizim davranıĢ
repertuarımızı bozuyor. Son dönemde
norm grubu oluĢturma ve mesajlar
açsından güzel örneklere rastlayabiliyoruz. Örneğin sigara kampanyaları,
hem bilgi aktarıyor hem de tutum
oluĢturma açısından sigara kullanmanın sonuçları hakkında bilgi veriyor.
Obeziteyle ilgili kampanyalar da
sağlıklı gıda kullanılması konusunda
Ģikâyet hattı bilgisi yer alıyor.
Dinlediğiniz için teĢekkür ederim.
Kaynaklar: Ajzen, I. (1985). From intentions to actions: A theory of planned behavior. Action Control –
From Cognition to Behavior. J. Kuhl ve J. Beckman (Eds). Sprinter – Verlag.
Fisbein, M., & Ajzen, I. (2005). Theory-based behavior change interventions:
Comments on
Hobbis and Sutton. Journal of Health Psychology, 10, 27-31.
KağıtçıbaĢı, Ç.(2008). Günümüzde Ġnsan ve Ġnsanlar. Ġstanbul: Evrim-PsikolojiPsikiyatri Dizisi.
Taylor, Peplau ve Sears (2007). Sosyal Psikoloji. Çeviren: Ali Dönmez, Ankara: Ġmge
Yayınları.
15
Sağlık ve Güvenlik Kültürü:
Kültür ĠletiĢimdir, ĠletiĢim Kültürdür
Öğr. Gör. Elif Sungur
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü
[email protected]
Özet:
Kültürün bir referans ve çerçeve oluĢturarak, bir zemin yaratarak, insanların
tutumlarını ve dolayısıyla günlük yaĢam davranıĢlarını etkilediği bilim ve uygulamacı
çevrelerce kabul edilmektedir. Bir toplumda, bir Ģehirde veya bir iĢyerinde sağlık ve
güvenliğe iliĢkin ortaya çıkan sonuçlar, oraya özgü olan, olumlu ya da olumsuz
özellikler taĢıyan sağlık ve güvenlik kültüründen etkilenmektedir. Toplumsal kültürün
bir fonksiyonu olarak sağlık ve güvenliği destekleyen inançlar, değerler, kabuller ve
yönetim tarzı, bireylerin davranıĢlarını, günlük yaĢamdaki, trafikteki, çalıĢırken vb.
tüm davranıĢları olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Olumlu yönde olan etki ise,
kaza sayılarında azalma, emniyetli yaĢam kurallarına ve süreçlere uyumda artıĢ, sağlık
ve güvenlik çalıĢmalarına katılım, güvenli davranıĢlarda artıĢ, vb. göstergelerden
izlenebilir.
Olumlu sağlık ve güvenlik kültürü ortamının toplumda ve iĢletmelerde oluĢturulabilmesi için yapılan teknik, yapısal ve yönetsel çalıĢmaları hayata geçirmek için
iletiĢim disiplininden yararlanmak gerekmektedir.
Kültürün en önemli olan yönü iletiĢim, güvenlikle ilgili sorumlukların algılanmasını,
bilgilendirmeyi ve güveni oluĢturur.
Kültürel değiĢim kısa sürede sağlanamaz. Yeterli çaba ve zaman harcanan kültür
değiĢimi programlarından olumlu ve sürdürülebilir sonuçlar alınabilir. Kültür değiĢimi
programlarında, kampanyalar yoluyla sağlık ve güvenliğin önde tutulacağına iliĢkin
kararlılık vatandaĢlar, kamuoyu ve diğer paydaĢlarla paylaĢılabilir. Kültür değiĢimi için
çok önemli olan eğitim çalıĢmaları, amaç ve hedefleri belirlenmiĢ, eğitilenlere özgü
farklılıklar dikkate alınarak yöntem ve malzemesi geliĢtirilmiĢ planlı iletiĢim aktiviteleri
olarak düzenlenmelidir.
Ortak bir kültür ufku oluĢturabilmek için, diğerlerinin içinde bulunduğu kültürel
iliĢkiler yumağını kavramak, kabul etmek, toleransla karĢılamak, kendi kültürel
bağlamı ile diğerinin arasında eleĢtirel bir bağ kurmak gerekir. Toplumda paylaĢılan
sağlık ve güvenlik kültürüne ait parametrelerin iyi anlaĢılabilmesi, kamu yönetiminin
kamuoyunun sağlıklı ve güvenli davranıĢlarını artırmaya yönelik çabalarını
desteklemek üzere etkili iletiĢim içerikleri ve kampanyalar hazırlanmasına yardımcı
olur. ÇalıĢanların sağlıklı ve güvenli davranıĢlarını iĢ süreçlerinin ayrılmaz bir parçası
yapmayı ve kurumsal sosyal sorumluluk çalıĢmalarıyla trafik vb gibi konularda güvenli
davranıĢların artırılmasına katkı vermeyi hedefleyen iĢletme yönetimlerinin kültürün
bir fonksiyonu olarak iletiĢimi ele alması, uygun iletiĢim süreç ve araçlarının
tasarımına olanak verecektir.
Anahtar
kelimeler: Sağlık ve güvenlik iletişimi, sağlık ve güvenlik kültürü
16
Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür
Sağlık ve Güvenlik ĠletiĢimi Sempozyumu‟nda tek bir teorik arka plan oturumu planladık; daha sonraki oturumlarda uygulamaya iliĢkin örnekler
böylece bir temelin üzerine oturur diye
düĢündük.
“Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür
İletişimdir, İletişim Kültürdür” diye bir
baĢlık seçtim sunumuma. Çünkü
Türkiye‟de sağlık ve güvenlik kültürünü
bize düĢündüren, çok üzen, çok ciddi,
çok üzücü sonuçlarla yaĢıyoruz. Günlük yaĢamda, trafikte, çalıĢırken sağlıklı ve güvenli
sonuçlar alamıyoruz maalesef. Çok ciddi, üniversitemizde bile her sene birkaç
öğrencimizi kaybediyoruz. Türkiye‟de istatistikler diğer ülkelere göre oldukça kötü
sonuçlar aldığımızı gösteriyor. Bu sayıları paylaĢmak istemiyorum; çünkü ölüm söz
konusu olduğunda “1” de çok büyük bir sayıdır. Ġstatistikleri paylaĢmak istemesem de
sizler iyi biliyorsunuz bu sayıları.
Sağlık ve güvenlik kültüründen bahsederken, araĢtırmacılar olarak, sağlık ve
güvenliğin desteklendiği, iĢ ortamına her bakımdan yayıldığı iĢyerleri olduğu gibi, kimi
iĢyerlerinde de bu tip yaklaĢımların desteklenmediği ortamlar olduğunu görüyoruz. Genel
olarak da iĢletme kültürü kavramı ile açıklanıyor pek çok Ģey. ĠĢletme kültürü yönetimin
düĢünce ve ilkelerini, çalıĢanların inançlarına, iĢ yeri değerlerine ve iĢ yapma biçimlerine
transfer edilmesi. ĠĢ sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak kültür kavramından bahsedilirken
iĢletme kültürünün sağlık ve güvenliği destekleyip desteklemediğinin tartıĢılması
gerektiğini ortaya koyan araĢtırmacılar var. Uygulamada bazı baĢarılı Ģirketlerin kendilerini
diğerlerinden ayıran, aktif olarak üretilmesinde irade kullandıkları, kendileri tarafından
üretilen, geliĢtirilen, yürütülen bir kültür ortamı olduğunu görüyoruz.
Sağlık ve güvenlik kültürü meselesi, ilk olarak Barry Turner‟in Man Made Disasters
kitabında ele alınıyor. Adı üzerinde, insan eliyle yaratılan felaketler. Ġnsan davranıĢı ve
iletiĢimle sahadaki güvenli sonuçların ne kadar ilgili olduğunu gösteren, konuya odaklanan
ilk çalıĢmalardan biri ama bilindiği gibi kavramın yaygınlaĢması, kavramla ilgili uygulamacı
ve araĢtırmacıların çalıĢmaya baĢlaması aslında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu‟nun
Çernobil kazasından sonra ürettiği raporda insan hatalarına, insan davranıĢlarına ve
kültürel arka plana vurgu yapmasıyla söz konusu olmuĢtu.
Kültür sağlık ve güvenliği iki yolla etkiliyor; ilki riskin nasıl yorumlandığına bağlı
olarak geliĢiyor, ikincisi de insanların hareketleri, uygulamaları, iletiĢimleri yani öğrenilen
Ģeyler olarak ortamı etkiliyor. Kültürel bakıĢ açıları iĢte yapılan uygulamalara etki ediyor,
informel olan, alıĢılagelmiĢ bazı kabuller tahmin edilemeyen olaylar için hazırlıksız olmak
biçiminde ortaya çıkıyor ve güvenliği tehdit edebiliyor.
17
Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür
Kültürün en önemli yönü iletiĢim, güvenlikle
ilgili sorumlukların algılanmasını, bilgilendirmeyi ve
güveni oluĢturuyor, etkiliyor. Burada Türk Standartları Enstitüsü‟nün bir dergisinin özel konu
olarak yer verdiği kapağını koydum sunuma.
Kapağa kültür ve güvenliğin ne kadar yakın iliĢki
içinde olduğunu ele alan bir çizim koymuĢlar.
HoĢuma gitti çünkü güvenliği kültürle iliĢkilendirdiğinizde, insanların yönetimi nasıl algıladıkları,
inançlar iĢin içine giriyor. Standartları uygulamak
önemli, By pass‟lar yapmadan. Değerleri güvenlik
vurgulu olarak oluĢturmak ve iyi olan, sürdürülmesi istenen uygulamalar için ödüller bir baĢka
önemli konu.
Sağlık ve güvenlik kültürü, organizasyonlarda güvenliği karakterize eden, paylaĢılan
değerler ve inançlar olarak tarif edilebilir. Kimi zaman kültür ve iklim kavramları
birbirinin yerine kullanılabiliyor. Kültür, daha derindir, değiĢmesi değiĢik fonksiyonel
alanlardan etkilenir ve uzun sürer. Ġklim ise hızlı değiĢen daha yüzeysel olan bir Ģey,
liderlikten hızlı etkilenebiliyor. Kültür biraz daha derin bir Ģey.
Peki ne iĢe yarıyor bu sağlık ve güvenlik kültürü? Güçlü bir sağlık ve güvenlik
kültürü bulunan iĢletmelerde iĢ sonuçlarına bakıldığında güvenlik performansına iliĢkin
olumlu sonuçlar görülür. Hastalık ve kaza oranlarında azalma, iĢ emniyeti kurallarına ve
süreçlere uyumda artıĢ --ki hep davranıĢlarla ve iletiĢimle ilgili bunlar-- sağlık ve güvenlik
çalıĢmalarına katılımda artıĢ, kaza ve ramak kala raporlamalarında artıĢ, güvenli
davranıĢlarda artıĢ.
Sağlık ve güvenliği destekleyen ortamların ve farklı araĢtırmacıların önerdiği
parametreleri hızla özetleyerek geçeyim: sağlık ve güvenliğe yönelik ilgi, sağlık güvenlik
çalıĢmalarından çalıĢanların duyduğu memnuniyet, ilk kademe yöneticilerin bağlılığı,
ĠSG‟ne iliĢkin yönetimin bağlılığının algılanıĢı, güvensiz davranıĢların görülme sıklığı,
bunlar sağlık ve güvenliğin göstergeleri iĢletmelerde.
Kültür iletiĢimdir, iletiĢim de kültürdür. Edward T. Hall‟e göre, kültür insanın
aktarıcısıdır. Ġnsan yaĢamının kültürle ilintili olmayan ve onun tarafından etkilenmeyen
hiçbir yönü yoktur. Kültür, kiĢinin davranıĢlarında kendini ifade etmesinden, düĢünce
tarzına, hareketlerine, topluluk yaĢamında problemlerin nasıl çözüldüğüne, yönetim
sisteminin nasıl çalıĢtığına kadar etkilidir ve bütün bunların alt yapısını oluĢturur.
Kültür ve iletiĢim; enformasyon yaymadır, iĢletmelerde sağlık ve güvenlikle ilgili
bilgilerin paylaĢılması bu anlamda önemli. Bu konuda az da olsa iyi uygulamalar olduğunu
görüyoruz.
GörüĢ bildirmektir iletiĢim; örneğin sağlık ve güvenlikle ilgili “iĢ cinayetleri” kavramı
kullanılıyor, bir süredir daha fazla insan bu kavramı kullanıyor, yerleĢti denebilir. Sağlık ve
güvenlikle ilgili “iĢ sağlığı” kavramı var biliyorsunuz, bir baĢka görüĢ ise “iĢçi sağlığı”
kavramını doğru buluyor, kullanmayı tercih ediyor.
18
Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür
ĠletiĢim tabii ki medyadır, medya bizim genel algı çerçevemizi oluĢturuyor, etkiliyor.
Ana akım medyada nasıl bir içerikle karĢılaĢıyoruz, alternatif medyada nasıl?
Öğrencilerimiz sempozyum için poster çalıĢmaları yaptılar, gazetelerde yer alan sağlık ve
güvenlik haberlerinde kullanılan kavramları taradılar. ÇalıĢmalarında örneğin, kavram
olarak “iĢ sağlığı” mı “iĢçi sağlığı” mı kullanılmıĢ, haberde kullanılan dilin tonuna,
haberdeki bilgi içeriğine, dilin nasıl kullanıldığına baktılar. Sözler yansız değil, sözler
yanında olunan tarafı, bakıĢ açısını, dünya görüĢünü yansıtıyor. ĠletiĢim kültürdür, kültür
iletiĢimdir derken, bunlar bütün çerçeveyi oluĢturuyor.
Aynı zamanda sembollerdir iletiĢim. Örneğin, kaza sayılarını yazmak doğru bir Ģey
mi acaba çalıĢanları etkilemek için, yoksa daha sembolik değerleri mi önermek gerekir?
Bir yandan davranıĢlardır iletiĢim, sizin
de gördüğünüzü tahmin ettiğim fotoğraflar
var burada, aynı zamanda düĢünce
paylaĢımıdır iletiĢim. YaĢamın kendisi ve en
temel noktasıdır aslında.
Tufan Kartal‟a tekrar teĢekkürler, sağ
olsun bu fotoğrafları tersanelerde çekmiĢ,
bizim de bu ortamlarda kullanmamıza izin
veriyor. O sırada orada yaĢatılan kültüre
iliĢkin bilgi veriyor fotoğraf bize. Ne güzel
ifade etmiĢ burada çalıĢan o an içinde bulunduğu duygu durumunu, burada Süpermen
yok diyor, sağlık ve güvenlik kurallarına uymak isteyen birisi. ÇalıĢanlar kuruluĢla-rın
sahip oldukları en değerli kaynak gerçekten
ve sağlık ve güvenliğin de öznesi, çok
önemli, sağlık ve güvenlik insanlar için
demek istiyorum.
ĠletiĢim insanların davranıĢını değiĢtirmek için önemli. Mesajın hedef kitleye
geçiĢi ve etkili olabilmesi için göze alınan
risk düzeyinin bilinmesi gerekiyor. Risk
algılamasında değiĢiklik yaratılması için
uygun içerikle uygun iletiĢim araçlarının
19
Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür
hedef kitleye yönelik olarak seçilmesi, tasarlanması gerekiyor. Gerçekten ince çalıĢmalar
gerektiren, bilgi sahibi olmayı gerektiren çabalar bunlar. Sempozyum bu ihtiyacı fark
ettiğimiz ve bunun önemini vurgulamak istediğimiz için düzenlendi.
KuĢkusuz kurumsal yönetim de çok önemli. Sadece görünür uygulamalar, yazılı
düzenlemeler çerçevesinde değil, sağlık ve güvenliği desteklemek bu açıdan yeteri
olmuyor, içtenlikle, kararlılıkla, aynı zamanda hissedilir olması gerektiği belirtiliyor.
Yönetimlerin teknik ve hukuki sorumluluklarının yanında, kurumsal iletiĢime ağırlık
vermesi, yönetimin taahhüdü açısından uygun bir demecin yayınlanması ve gerektikçe
güncellenmesi, sağlık ve güvenlik için yapılan tüm çalıĢmaların çalıĢanlarla paylaĢılması,
geri bildirimlerinin alınması, katılım sistemlerinin önemli olduğunu da belirtelim.
Sağlık ve güvenlik kültürü iĢletmelerde yavaĢ ama fonksiyonel olarak değiĢecek bir
değerdir. Görülebilen unsurlarını hızla fark edebiliyoruz. Koruyucu malzeme kullanımı,
ĠSG iĢaretlemeleri gibi. Fakat değerler ne durumda, anlayıĢlar ne durumda, bunlara daha
yakından bakmamız gerekiyor. Gerçekten değerler iĢletmelerde var mı? Kazalar
önlenebilir, bu iĢleri aslında emniyetli bir Ģekilde yapabiliriz diye inanılıyor mu? Bunlar
önemli Ģeyler, ölçülmesi gereken Ģeyler.
BaĢka bir sempozyumda bir fotoğraf çekme fırsatı bulmuĢtum, Armin Roth diyordu
ki, Almanya‟da 10 yıldır insan yönetimi hakkında, insanlara nasıl yaklaĢılacağını gösteren
vb kurslar var, ve kanun yönetmelik olduğundan değil, insanlar, yöneticiler ihtiyaç
duyduğu, arayıĢ içinde olduğu için bu kurslara katılıyorlar. Dolayısıyla kültür fonksiyonel
olarak değiĢiyor. Ġhtiyaç duyduğumuz alanlarda çalıĢmalara devam etmemiz lazım. Ortak
bir kültür ufku oluĢturabilmek için, diğerlerinin içinde bulunduğu kültürel iliĢkiler
yumağını kavramak çok önemli. ÇalıĢanların içinde bulunduğu kültürel yumaktan
bahsediyorum. Olumlu ve eleĢtirel bir bağ oluĢturabilmek çok önemli. Kabul etmek,
toleransla karĢılamak, kendi kültürel bağlamı ile diğeri arasında olumlu ve eleĢtirel bir bağ
oluĢturabilmek önemli. Bu iĢlerle uğraĢan mühendis arkadaĢlar için özellikle çok değerli
bir bilgidir diye düĢünerek paylaĢıyorum.
Tabii ki değiĢim her zaman kolayca
oluverecek bir Ģey değil, direnç de olacaktır. DeğiĢimin doğa dinamiklerinden
birisidir direnç. Elbette ki iĢletmelerde
kültürle ilgili yatırımlar iletiĢimin de
katkısıyla ilerleyecek, zamanla, uzun ince
bir yolun kat edilmesiyle istenen
sonuçlara ulaĢılacak, kültür değiĢecektir.
Kültür değiĢimi programları zaman alan
programlar, 9-10 yıl sürdürülen, baĢarılı
sonuçlar alınan çalıĢmalar rapor ediliyor
kimi araĢtırmalarda. Liderlik, güven
konularında çalıĢılmıĢ, iletiĢim, öğrenme konularına odaklanılmıĢ kimi çalıĢmalarda gayet
baĢarılı olanlar var.
Sağlık ve güvenlik bilincinin, motivasyonunun artırılması için sağlık ve güvenlik
konularında çalıĢan uzmanların yetkilendirilmesi de önemli. Eğitim dediğimiz zaman, iĢe,
20
Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Teorik Arka Plan / Sağlık ve Güvenlik Kültürü: Kültür İletişimdir, İletişim Kültürdür
insanlara, insanların ihtiyaçlarına uygun eğitimlerin tasarlanması oldukça önemli. Düzenli
katılım mekanizmalarının oluĢturulması gerekiyor. Ġnsanlar her zaman katılmıyorlar,
katılmaları için sistematiklerin oluĢturulması gerekiyor. Kampanyalar önemli,
değiĢtirilmesi istenen davranıĢlar için kampanyalar hazırlanması gerekiyor. Bunların insan
davranıĢını etkilemek üzere tasarlanması önem kazanıyor. Çok iyi çalıĢmalar yapılan
örnekler var, benchmark yapılabilmesi de önemli. Ġyi örnekleri incelemek gerekiyor.
Ödüllendirme mutlaka olmalı; iyi, olumlu, istenen davranıĢların ortaya çıkarılması ve
tehlike bildirimlerinin teĢvik edilebilmesi için, bildirimin ödüllendirilmesi, katılımın
ödüllendirilmesi çok değerli.
Açık, eĢit, karĢılıklı iletiĢim ortamı sağlanması bunların hepsiyle ilgili bir baz
oluĢturuyor.
Çok teĢekkür ediyorum beni dinlediğiniz için.
Kaynaklar: Simon, Steven.I, Cistaro A. Peter, (2009). Transforming Safety Culture, Professional
Safety, Des Plaines , Iss.4, Vol.54, p.28-35
Sungur, E., ÇalıĢma Hayatında Sağlık ve Güvenlik Kültürü, MESS Mercek Dergisi,
Yıl: 17 Sayı: 66, s:134-141, Nisan 2012
Sungur, E., Testi Kırılmadan, editör: Vatansever, Ç., “ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği
Kültürü”, s:130-163, Tem Yapım, 2011, Ġstanbul
Williams, J. (2008) “Employee Engagement”, Professional Safety, December, P.40
21
Yönetim, Yönetimin ĠletiĢimi ve ÇalıĢanların Esenliği
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Vatansever
Namık Kemal Üniversitesi İİBF Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
İnsan Kaynakları Anabilim Dalı
[email protected]
Özet:
Anahtar
kelimeler:
Yönetimle ilgili araĢtırmalarda, yönetimin çalıĢan sağlığı ve güvenliği ile iliĢkili boyutu
ikinci planda kalmıĢtır. Oysa yönetimin görünür desteği tüm değiĢim ve geliĢim
çalıĢmalarında olduğu gibi iĢ sağlığı ve güvenliğinin yönetimi için de gereklidir. Bu
konuda yapılan çalıĢmalar, yönetim ve çalıĢan sağlığı arasındaki güçlü iliĢkiye iĢaret
etmektedir. Etkin bir liderliğin olduğu iĢletmelerde çalıĢanların kendi sağlık ve
güvenlikleriyle ilgili tutum ve davranıĢları olumlu yönde etkilenmektedir (Zohar,
2002, Hansez ve Chimiel, 2010). Kelloway ve arkadaĢlarının çalıĢmasında (2006),
dönüĢümcü liderliğin doğasında olan çalıĢana yönelik ilginin iĢletmede olumlu bir
sağlık ve güvenlik kültürü yaratılmasında etkili olduğu görülmüĢtür.
Hofmann and Morgeson (1999) araĢtırmalarında, iyi bir yönetim-çalıĢan iliĢkisinin iĢ
güvenliği ile ilgili iletiĢimi geliĢtirdiği, ayrıca çalıĢanların güvenli davranıĢlarını artırdığı
ve bu yolla iĢ kazalarının azaldığı sonucuna eriĢmiĢlerdir. Yöneticinin çalıĢanlarla iyi
bir iletiĢim kurması iĢ sağlığı ve güvenliğinin iyi yönetilebilmesi için esastır. Ġyi iletiĢim
için; çalıĢan sağlığı ve güvenliği hakkında net bir politika ve anlayıĢ geliĢtirerek,
öncelikli konuları, kaza risklerini çalıĢanlara sürekli iletmek temel gerekliliktir (HSE,
2005). DavranıĢ odaklı güvenlik yönetimi ile ilgili öncü bir çalıĢmada, güvenli
davranıĢların kazanılmasında; görsel iletiĢim (fabrika içi iletiĢim panoları) ve sözel
iletiĢimle (davranıĢlarla ilgili gözlem geribildirimleri) birlikte yönetimin çalıĢanlarla
olan yakın iletiĢimi de önemli bir faktör olmuĢtur (Vatansever, 2011).
Bugün, mesleki sağlık ve iĢ güvenliğinin bir adım ötesinde konu bütüncül olarak ele
alınmakta, çalıĢanların genel iyilik ve esenlikleri konuĢulmaktadır. Yönetim tarzı ve
yöneticinin kendi psikososyal sağlığı çalıĢanlarının esenliklerini ve doğrudan bu
konuyla ilgili yapılan düzenlemeleri etkilemektedir (Skakona, 2010).
Yönetim, iletiĢim, sağlık ve güvenlik
22
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER
Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği
Sayın rektörüm, değerli katılımcılar; ben
de yönetim kuramlarında söylenenlerin
iĢ sağlığı ve güvenliği alanında nelere
karĢılık geldiğini anlatmaya çalıĢacağım.
Üç temel Ģeyden bahsetmek istiyorum.
Birincisi, yönetici ve çalıĢan iliĢkisi;
ikincisi, yönetim tarzları; üçüncüsü de
yönetimin çalıĢan sağlığı ve güvenliğine
etkisi. Sözlerime öncelikle bir gerçeğin
altını çizerek baĢlamak istiyorum:
Yönetimle ilgili literatürde, yarattığı
sosyal etkilere ve mali sonuçlara rağmen
çalıĢan sağlığı ve güvenliği konusunun ikinci planda kaldığını, bu konunun yeterince
araĢtırılmadığını görüyoruz. Oysa tahmin edilebileceği gibi etkili bir liderliğin olduğu
iĢletmelerde, çalıĢan sağlığı ve güvenliğine iliĢkin olumlu sonuçlar oluĢmaktadır.
Lider/yöneticilerin çalıĢanlarıyla arasındaki iletiĢimi açıklayan önemli bir kuram var:
“Lider – Ast EtkileĢim Kuramı”. Bu günlük hayatta çok sık tanık olduğumuz bir olgu
aslında. Bir iĢletmede yönetici, bazı çalıĢanlarla daha yakın, samimi, içten bir iletiĢim
kurar. Yakın iliĢki içinde olduğu grup üyelerinin sayısı lider-ast etkileĢiminin niteliğine de
iĢaret etmektedir. Böyle iyi bir iletiĢimin olduğu iç grupta; her iki tarafta da olumlu bir
sürü tutum, güven, beğeni ve saygı artar. EtkileĢim kuramının özünde karĢılıklılık var: Ġyi
bir etkiletiĢim varsa yönetici astına iyi projeler, keyifli iĢler veriyor; çalıĢanın da yöneticiye
ve iĢletmeye bağlılığı artıyor, daha çok çalıĢıyor, performansı yükseliyor. Yöneticiyle
çalıĢan arasındaki bu etkileĢim yöneticide bir değer olarak sayacağımız güven, açıklık ve
bağlılığın artmasını sağlıyor. Yöneticiler böyle bir etkileĢim içinde olduklarında her Ģeyden
önce üretim baskısına daha çok karĢı durabiliyorlar. Bilindiği gibi üretim baskısı, iĢ sağlığı
ve güvenliği ne iliĢkin pek çok Ģeyin ikinci plana atılmasına yol açmaktadır.
Ġyi bir lider–ast iliĢkisinin olduğu
iĢletmelerde, çalıĢan sağlığı ve güvenliği
konusunda araĢtırmalar yapılmıĢ ve çalıĢan sağlığı güvenliği sonuçlarının nasıl
olduğuna bakılmıĢtır. Her Ģeyden önce iĢ
güvenliğiyle ilgili, yöneticiyle çalıĢan
arasındaki iletiĢimin geliĢtiği, aralarında
sağlık ve güvenlik konularında daha çok
konuĢtukları, yöneticinin güvenliğe
yönelik somut, görünür taahhüdünün
arttığı, yaralanmaların azaldığı görülmüĢ.
23
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER
Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği
Peki, nasıl bir lider olmalı?
ÇalıĢan sağlığı, güvenliği konusunda nasıl bir lider arıyoruz? Yönetim yazınında,
“dönüĢtürücü liderlik” denen bir kavram var. DönüĢtürücü liderler gelecekle ilgilenen,
yeniliğe, değiĢime açık liderler olarak tanımlanmaktadır. ÇalıĢanların yeteneklerini ve
düĢüncelerini ortaya çıkarmaya, onların kendilerine güvenlerini artırmaya çalıĢırlar,
böylelikle çalıĢanların değer yargılarında değiĢime neden olurlar. Olumlu bir sağlık
güvenlik kültürü yaratılmasında da bu liderlik tarzının doğru orantılı bir etkisi vardır.
Bir araĢtırmada iki aĢamalı bir saha çalıĢması yaptık. Önce çalıĢanlarla bir araya
geldik- operatörler, iĢçiler, formenler- ve orada yönetim tarzıyla güvenlik kültürü
arasındaki iliĢkiyi anlamaya çalıĢtık. Bize söyledikleri içinde, “babacan bir yönetici, babacan
bir müdür” ifadesi geçiyordu olumlu bir Ģekilde. Yöneticinin “babacan” olması, çok bize
özgü bir Ģey. Türkiye gibi güç iliĢkisinin çok belirgin olduğu ülkelerde, “babacan lider”
tercih edilen, bir lider tipi olarak ortaya çıkıyor. “Babacan” tanımı gereği, bir koruma ve
yardım etme rolünü içermekte. Babacan liderlik davranıĢları Ģu Ģekilde örneklenebilir :
ÇalıĢanlarını yakından tanımaya önem verme, ailenin bir ferdi gibi çalıĢanlarıyla doğrudan
ilgilenme.
Bu aĢamada, yönetim taahhüdünden söz etmek istiyorum. “Taahhüt (commitment)”
sözcüğü yerine bağlılık sözcüğü de dönüĢümlü olarak kullanılmakta. Taahhüt ile hakikaten
açık, net, somut bir bağlılıktan bahsetmek gerekiyor. Yönetimin çalıĢan sağlığı ve
güvenliğinde taahhüdü ortaya net olarak koyduğu iĢletmelerde, güvenlik kültürü olumlu
etkileniyor. Bunları daha önceki konuĢmacılar da söyledi. Bir iĢletmede; üst yönetimin
görünür taahhüdü iĢletmelerin güvenlik iklimini olumlu etkilemektedir. Ancak iĢletmenin,
iĢ sağlığı ve güvenliğine yönelik vizyonu ve politikaları da yönetimin taahhüdünü etkiler.
Yani yöneticiler davranıĢlarını, uygulamalarını Ģirket politikalarına ve sistemlerine göre
ayarlarlar, böylece iĢletme politikaları ve yönetimin taahhüdü birbirini sürekli besleyip
geliĢtirmektedir.
Bir örnekten söz etmek istiyorum.
Çok tehlikeli iĢkolunda faaliyet gösteren
bir iĢletmede, çalıĢan sağlığı ve güvenliği
adına üç yıl önce çok temel adımlar
atılmıĢtı. KiĢisel koruyucu ekipmanlar
alındı, iĢ sağlığı mühendisi tarafından
birtakım eğitimler verildi, sahada temel
iyileĢtirmeler yapıldı. Bunların sonucunda, çalıĢanların iĢletmenin fiziksel
ortamını ve iĢ sağlığı güvenliği
uygulamalarıyla ilgili değerlendirmeleri
bir önceki yıla göre %10, %20‟ler
oranında olumlu yönde arttı. Yönetimin taahhüdünü ölçen ifadeler vardı yaptığımız
araĢtırmada: Örneğin, “Yöneticilerin, iĢ sağlığı ve güvenliğini korumak için gerekli zaman
ve maddi kaynakları ayırmasından”, “Yöneticilerin çalıĢanların sağlığını ve güvenliğini
düĢünmesinden” gibi. ĠĢletmede yapılan bu iyileĢtirmelerden sonra yönetimin iĢ sağlığı ve
24
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER
Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği
güvenliğiyle ilgili yaklaĢımını çalıĢanlar %30‟a varan oranda daha olumlu değerlendirdiler.
Yani gerçekten somut adımların atıldığında çalıĢanlar bunu çok net görüp tartabiliyorlar.
Yöneticiyle çalıĢanın iĢ sağlığı ve güvenliği konusunda birebir iletiĢimi çok önemli.
Yine araĢtırma için bulunduğumuz ve her yerde tipik “önce iĢ güvenliği” posterleri olan
bir iĢletmede, üretim müdürünün toplantılarda çalıĢanlara sürekli “Kaza yapanı açıklayıp
rezil edeceğim, bu ay kaza istemiyorum” dediğine dolaylı yoldan tanıklık ettik. Üretim baskısı
ve bunun gayri insani bir Ģekilde aktarılması kuĢkusuz iĢyerindeki sağlık ve güvenlik
kültürünü çok olumsuz etkiliyor. Hızlı tempoda, çok kısa sürede iĢ bitirmenin kurum
kültürünün bir parçası olduğu yerler var; “Dakikada şu kadar üretim” Ģeklinde hedefler
tanımlanan. ĠĢi bitirme, tamamlama baskısının yoğun olarak hissedildiği iĢletmelerde iĢ
kazaları dolayısıyla devamsızlıklar artmaktadır. ĠĢ yükü artıĢı ise yaralanmalı kazalara kliĢe
bir ifadeyle davetiye çıkarmaktadır.
ÇalıĢan sağlığı ve güvenliği dendiğinde, iĢyerinin sadece fiziksel değil psikososyal
etkileri de bulunmakta. Ayrıca bilindiği gibi, çalıĢanların yaĢam ve ruh sağlığındaki
olumsuz değiĢikliler fiziksel sağlığını da olumsuz etkilemektedir. ÇalıĢanların genel iyilik
ve esenliklerini bir bütün olarak ele almak gerekir, çünkü fiziksel risklerle psikolojik
riskler el ele, paralel gitmektedir. Yöneticinin kendi ruh sağlığının da çalıĢanların ruh
sağlığı üzerinde etkisi olduğu görülmüĢtür.
ġu ana kadar yönetim alanının iĢ sağlığı ve güvenliğine olan katkısı üzerinde duruldu.
Nadiren tam tersi de olmakta; iĢ sağlığı ve güvenliği alanındaki büyük bir kaza ya da
durum da yönetim alanına katkı sağlamakta. Çoğunuz televizyon ve basından ġili‟deki
maden kurtarma ekibinin çalıĢmalarını takip etmiĢsinizdir. Harvard‟daki ĠĢletme
bölümünden bir grup araĢtırmacı bu olay olur olmaz, kurtarma çalıĢmaları sürerken oraya
gitmiĢler ve kurtarma ekibindekilerle görüĢmüĢler. Ve bu arama kurtarma çalıĢmasından
bazı liderlik dersleri çıkarmıĢlar. “Krize liderlik etmek” olarak adlandırılabilecek bu olgu;
zaman bakımından hassas, yüksek risk taĢıyan ve belirsizlik arz eden ya hep ya da hiç
durumlarında lider rollerinin nasıl olması gerektiğini açıklıyor. Ġlgilenenler Harvard
Business Review Türkiye‟nin 2013 Temmuz-Ağustos sayısına bakabilirler. Ama daha
önemlisi iletiĢim adına bugün burada konuĢtuğumuz, odağımızda olanlar adına önemli
noktalar var. Krizi yönetmek için kurulan ekibin içinde, din adamından psikoloğa, aile
terapistine kadar pek çok kiĢi var farklı görüĢleri almak, ailelerle, basınla, halkla iliĢkileri
yürütebilmek için. Ayrıca, yönetimin taahhüdü de çok net olarak görülmekte. Devlet
baĢkanının kesin bir talimatı var. “’Ne pahasına olursa olsun, madencileri ölü ya da diri evlerine
getirin”. Bu konuda ekibin baĢındaki, liderliği üstlenen kiĢinin ise çok yine açık, net,
kararlılığını gösteren bir yaklaĢımı olmuĢ. Gerçekleri, halktan gizlemeden kayıp
madencilerin ailelerine umut aĢılaması ve baĢarılı bir sonucun değil ama kararlı bir
çabanın sözünü vermiĢ olması kendisine duyulan güveni artırmıĢ.
Yönetim ve iĢ sağlığı- güvenliği iliĢkisiyle ilgili bugün paylaĢmak istediklerim
bunlardı. TeĢekkür ederim.
25
Yrd. Doç. Dr. Çiğdem VATANSEVER
Teorik Arka Plan / Yönetim, Yönetimin İletişimi ve Çalışanların Esenliği
Kaynaklar:: Hansez, I. ve Chimiel N. (2010) Safety Behavior: Job Demands, Job Resources, and Perceived
Management Commitment to Safety. Journal of Occupational Health Psychology Vol. 15, No.
3, 267–278.
Hofmann, D. A., & Morgeson, F. P. (1999). Safety-related behavior as a social exchange: The
role of perceived organizational support and leader-member exchange. Journal of Applied
Psychology, 84, 286-296.
HSE- Health and Safety Executive(2005) A review of safety culture and safety climate
literature for the development of the safety culture inspection tool. Research Report No: 367.
Vatansever, Ç. (2011)Endüstri Psikolojisi‟nde ĠSG‟ye yönelik yaklaĢımlar. Testi Kırılmadan.
Artı Yayınları.
Kelloway, E.K., Mullen, J., & Francis, L. (2006). Divergent effects of passive and
transformational leadership on safety outcomes. Journal of Occupational Health
Psychology,11, 7686.
Skakona, J.; Nielsen K. Borgb; V. y Guzmanc J. (2010). Are leaders' well-being, behaviours and
style associated with the affective well-being of their employees? A systematic review of three
decades of research Work and Stress, Vol. 24, No. 2, 107_139.
Vatansever, Ç. (2011)Endüstri Psikolojisi‟nde ĠSG‟ye yönelik yaklaĢımlar. Testi Kırılmadan.
Artı Yayınları, Ġstanbul.
Zohar, D. (2002) The effects of leadership dimensions, safety climate, and assigned priorities
on minor injuries in work groups. Journal of Organizational Behaviour. 23, 75-92.
26
DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi
Yrd. Doç. Dr. Ġdil IĢık
İstanbul Bilgi Üniversitesi
[email protected]
Özet:
Psikoloji biliminin insan davranıĢını açıklamaya yönelik temel teorik yaklaĢımlarından
birisi olan “DavranıĢçı Teori”ye göre insan davranıĢı, bu davranıĢı tetikleyen
nedenler ve ardından takip eden sonuçlar açısından analiz edilebilir. Bu teorinin iĢ
hayatındaki güvenliği etkileyen davranıĢları açıklamaya çalıĢan “DavranıĢ Odaklı
Güvenlik Yönetimi” (DOGY) en iyi örnekler arasındadır. "DOGY modeli", iĢ
güvenliğini belirleyen kritik davranıĢların operasyonel olarak tanımlanması,
gözlemlenmesi, sıklığının belirlenmesi, tetikleyici ve sonuçları açısından
değerlendirilmesi (“A-B-C Analizi”; Tetikleyici-DavranıĢ-Sonuç Analizi) ve aksiyon
planları oluĢturularak, ABC analizinden elde edilen veriye dayalı olarak çeĢitli
müdahalelerle değiĢtirilmesi sürecini kapsar.
Bu süreçte gözlem ve geribildirim çok önemli bir araçtır ve temelde çalıĢma sırasında
insanların davranıĢlarını gözlemleyerek ve güvenli davranıĢlarının oranı hakkında geri
bildirim sağlayarak, çalıĢanların güvenlik performanslarını belirgin ölçülerde arttırma
çabası vardır.
Bir diğer önemli araç, çalıĢan davranıĢlarının kendisini tetikleyen ve takip eden
sonuçların kontrolü altında olduğu ön kabulü ile riskli ve güvenli davranıĢların
öncellerinin ve sonuçlarının sistematik olarak analiz edilmesidir. Bir iĢ kazasının
oluĢumunda etkisi olan “riskli bir kritik davranıĢ”ın ya da kazaların oluĢumuna engel
olan “güvenli bir kritik davranıĢ”ın dinamiklerinin öncel ve sonuçları açısından analiz
edilmesi, çözüme giden yolda önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Riskli kritik
davranıĢların sergilenme ihtimalini düĢürecek ve güvenli kritik davranıĢları
pekiĢtirecek yönetsel, çevresel ve bireysel düzenlemeler gereklidir. ABC analizi bu
dinamikleri ortaya çıkarmaya çalıĢır.
Sürecin son adımını oluĢturan aksiyon planlama adımında ise davranıĢta değiĢikliğin
ancak öncel koĢullar ve sonuçlarda değiĢiklik yapılması ile mümkün olacağı
sayıltısından hareket edilir. ABC analizine dayalı olarak bir dizi iyileĢtirici/düzeltici
önlemin atılabilmesi için, sonuçlar açısından riskli davranıĢlar söndürülmeli ve güvenli
davranıĢlar pekiĢtirilmeli, riskli davranıĢları tetikleyen, güvenli davranıĢları caydıran
tetikleyiciler değiĢtirilmelidir.
DOGY genelde tabandan yukarıya akan, yani çalıĢanların itici gücü oluĢturduğu,
yönetimin ise yukarıdan aĢağı destek göstererek sürece liderlik ettiği bir model olarak
tanımlanmaktadır. DOGY bir iĢletmedeki her bir bireyin davranıĢı ile ilgilidir; sadece
operatör düzeyine odaklanmadığını da vurgulamalıyız. Modelin baĢarısında
çalıĢanların bu yaklaĢım için kabulünün alınması, yönetimin desteğinin
kesinleĢtirilmesi, tüm çalıĢanlardan sürekliliği olan bir katılımın sağlanması ve
geliĢmelerin takip edilmesi çok önemli süreçlerdir.
Anahtar
kelimeler: Güvenli ve güvensiz davranış, tetikleyiciler, pekiştiriciler, caydırıcılar, davranış odaklı yaklaşım
27
Yrd. Doç. Dr. İdil IŞIK
Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi
ĠĢletmelerde iĢ güvenliği yönetimi ile
ilgili yapılan çalıĢmalarda, çoğunlukla
güvenli durum, güvenli davranıĢ veya
güvensiz durum ve güvensiz davranıĢ
oranları ve sistematiği üzerinden analizler yapılmakta. ĠĢletmelerin yönetsel
süreçlerinde, özellikle teknik çözümlemelerinde, kaynakta yer alan, üretim
ortamında var olan tehlike kaynaklarını
kontrol altına aldıktan sonra beklenti
Ģu: “Bundan sonra kaza olmayacak”.
Hepimiz bunu arzu ediyoruz ama ne
yazık ki olamıyor. Örneğin trafik ortamında da araçlar güvenli, trafik kuralları var, bizler
doğal olarak bunların birbiriyle dengeli ve tutarlı Ģekilde iĢlemesini ve kaza olmamasını
bekliyoruz; ama sonuçta davranıĢta biten bir bağlam var. Öyle davranıĢlar var ki kazaların
oluĢumunda veya kazaya giden yolda kritik önem taĢıyor. Bunlar sadece insan davranıĢlarından da kaynaklanmıyor. Ne kadar güvenlik sistemlerini kursanız ve yapıyı oluĢtursanız da farkında olunmayan, gözden kaçan farklı dinamikler var. Konu baĢlığım buna
iliĢkin “DavranıĢ odaklı güvenlik yönetimi” diye adlandırılan bir modelle iliĢkili.
DavranıĢ, insanın gözlemleyebildiğimiz her türlü hareketi. Ġnsanın duygularını,
düĢünce süreçlerini davranıĢlarına bakarak tahmin etmeye çalıĢıyoruz. Peki, bu
gözlemlediğimiz davranıĢlar nasıl tanımlanmalı? Genellikle iĢletmelerde etiketlemeye
dönük tarifler vardır. Mesela, “hareketli bandın altından geçmek” davranıĢını ele alalım.
Daha güvenli bir yol tanımlanmıĢken, çevresinden dolaĢarak geçmek varken güvensiz
olan bu yürüyen bandın altından geçmek. Buna Ģahit olan kiĢi diyelim --gözlemleyen kiĢi
deyince daha sistematik bir Ģeyden söz ediyoruz çünkü-- ister çalıĢma arkadaĢı, ister
yönetim ekibinden kiĢiler olsun, doğrudan bu davranıĢı “acelecilik”, “dikkatsizlik”,
“tembellik” gibi etiketlerle ifade ediyor. DavranıĢ odaklı güvenlik yaklaĢımı diyor ki, o
eleĢtirel, yukarıdan ve yargılayan dil yerine, tamamen iĢe vuruk, yani operasyonel tanım
yapmalıyız. Bu tanım, kiĢi gerçekten ne yapıyor sorusuna cevap arar. Çünkü acelecilik ve
dikkatsizlik çok muğlâk kavramlar. Bu kiĢi gerçekten ne yapıyor? Acelecilik, dikkatsizlik
kiĢiden kiĢiye anlamı değiĢebilen kelimeler, yargı içeren kelimeler. Ne yapmak gerekiyor o
halde? Gözlenen kiĢi ne yapıyorsa bunun tanımlanması gerekiyor.
Gözlenebilir ve ölçülebilir olan bir
tanımlama ile kiĢinin ne yaptığını ve nasıl
yaptığını tanımlayabilirsiniz, bunu ne
kadar süreyle devam ettirdiğini ve ne sıklıkta bu davranıĢı tekrarladığını söyleyebilirsiniz, dolayısıyla bu davranıĢı neden
yaptığını da analitik bir Ģekilde bulabilirsiniz. Operasyonel bir tanım üzerinden
gidildiğinde gözlenen kiĢiye de ne yaptığını söylüyor ve gösterebiliyorsunuz. O
28
Yrd. Doç, Dr. İdil IŞIK
Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi
grupta ortalama olarak mesela o hafta içinde kaç kiĢinin aynı davranıĢı tekrar ettiğini
gösterebilirsiniz, dolayısıyla bir örüntü oluĢtuğu da gösterilebilir.
Bu sistematik bir uygulama, ilke Ģu;
bir davranıĢ operasyonel olarak tanımlanabiliyorsa, demek ki gözlenebilir. Gözleniyorsa, sayılabilir, sınıflandırılabilir, sıralanabilir; yani üzerinde matematiksel hesaplama yapabilir, istatistikî çalıĢmalar yapabilirsiniz, neden-sonuç iliĢkilerini analiz
edilebilir, bu iliĢkilerden hareketle davranıĢlar düzeltilebilir. Ġngilizce‟de Behavior
modification deniyor buna, yani davranıĢı
düzeltme ve değiĢtirme süreci. Modelin
mantığına göre, sistemli Ģekilde bir davranıĢın tetikleyicileri ve sonuçları üzerinde
oynadığınızda davranıĢlarda değiĢiklik sağlanabilir. KiĢi bu davranıĢın sonucunda ne elde
ediyor, ne kazanıyor, ne kaybediyor? Bu sonuçların değiĢtirilmesi ile davranıĢta da
değiĢiklik sağlanabilir. Bu mekanizmanın iĢleyebilmesi için bir proje yaklaĢımı ile
gözlemlerin yapılandırılması, kazaların oluĢumunda en fazla rolü olan davranıĢların
seçilmesi ve kendi içinde analiz sürecine sokulması gerekiyor. Bu analiz nasıl yapılıyor,
takip eden bölümde bundan söz etmek istiyorum.
Bu analiz ABC analizi olarak isimlendiriliyor. Ġngilizce Antecedents, Behaviors,
Consequences kelimelerinin baĢ harfleri. Bizim dilimizde de ABC diye söylemek bence
uygun, alfabedeki ilk üç harf olduğu için, temel bir yaklaĢım olduğuna dair bir anlam da
yansıtabilir. Bu analiz diyor ki, bir davranıĢa operasyonel tanımlama yap. Bir örnek,
borular üzerine tırmanarak yükseğe ulaĢmak. Yani, yüksekte bir iĢi var, normalde
merdiven veya platformla çıkmanız gereken bir yer; ama siz birkaç tane varilin üzerine
çıkıyorsunuz, alttan arkadaĢlarınız tutuyor, yani kaza halinde yüksekten düĢme
sınıflamasına girecek bir davranıĢ. “Bu davranıĢ neden kaynaklanır?” sorusuna cevap
bulmamız gerekiyor. Merdiven olmayabilir; merdiven vardır, ama baĢka ekip
kullanıyordur; vardır ama uzaktadır, uzaktan getirmek kiĢiler için külfettir, dolayısıyla iki
tane varilin üzerine çıktığınızda iĢinizi hızla ve daha az külfetle çözersiniz. Bu davranıĢı
tercih eden çalıĢan eğitilmemiĢtir; yakınında o merdiveni ona getirebilecek biri yoktur;
platformu almak için gereken prosedürler çok zaman kaybettirmektedir gibi; tüm bunlar,
güvensiz davranıĢın sergilenmesini tetikleyebilecek nedenlerdir.
Analizin ikinci aĢamasında ise soru Ģu; “Bu davranıĢ sergilenirse sonucu ne
olabilir?”. ABC analizinde olası sonuçları sıraladığınızda, bunları üç özellik açısından
değerlendirmek gerekiyor. (1) Her zaman bu sonuç ortaya çıkar mı? Yani kesin midir,
belirsiz midir? (2) Bu sonuç hemen mi yoksa geç mi ortaya çıkar? (3) Negatif midir? Yani
davranıĢı söndürür mü? Pozitif midir? Yani davranıĢı pekiĢtirir mi?
Örneğin, yükseğe güvensiz Ģekilde çıkma davranıĢında iki sonuçtan bahsedilebilir,
kiĢi düĢebilir veya düĢmeyebilir. Daha önce düĢmemiĢse veya düĢmüĢ ama üzerinden çok
zaman geçmiĢ ve unutmuĢsa böyle yapar. Ne elde eder? Çay molasına çabuk çıkar. Yani
29
Yrd. Doç, Dr. İdil IŞIK
Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi
olumsuz sonuçlanma ihtimali olan bir davranıĢ, olumlu bir sonuca bağlandığı için,
düĢmediği gibi bir de çay molasını kullanabildiği için pekiĢir; tekrarlanma ihtimali yükselir.
Bir baĢka sonuç ise yönetimin geribildirimi olabilir. Ġki varilin üzerine tırmanmıĢ çalıĢanın
yanından geçtiği halde bunu görmeyen, bunun riskli olduğunu fark etmeyen veya görse de
söylemeyen, “olsun, nasıl olsa iĢ yürüyor” diyen amir de aslında bu davranıĢı pekiĢtirmiĢ
olur, teĢvik eder. Bir sonuç, zaman kazandırırsa, üretimi hızlandırırsa, bu sonuçlar
hemendir, kesindir ve pozitiftir. Amir bilinçli Ģekilde takdir ediyorsa ya da farkında
olmadan görmezden geliyorsa hemen, kesin ve pozitif bir sonuç ortaya çıkmıĢ olur. Yani,
davranıĢ güvensiz olsa da dolaylı ya da doğrudan olumlu bazı sonuçlar ortaya
çıkmaktadır.
Ġster trafik kazası, ister iĢ kazası olsun, kazalar ve kayıplar, davranıĢı söndürme
ihtimali olan, yani tekrarlanma ihtimalini düĢüren, olumsuz sonuçlardır. Ancak, bu
kayıplar tehlikeli davranıĢ her sergilendiğinde ortaya çıkmamakta. Negatiftir ama ortaya
bazen çıkar, yani geç ortaya çıkar; ortaya çıktığında da sonuç yaralanma, sakatlanma veya
ölüm olabildiği gibi kıl payı atlatıldığı için hiçbir Ģey de olmayabilir; yani doğurduğu
sonuçlar belirsizlik taĢır. Ġnsanoğlu ekonomik bir canlı, ABC analizi bunun
hesaplamalarını çok iyi yapıyor. Eğer bir sonuç hemen ve kesin ve pozitifse, insan
davranıĢını en güçlü yöneten sonuçtur. Verdiğimiz örnekte somut bir ödül yok gibi
aslında ama kiĢinin külfetten kaçması, zaman kazanması, farkında olmadan takdir
edilmesi onu teĢvik eder, çünkü olumlu sonuç, hemen ve kesin Ģekilde ortaya
çıkmaktadır; davranıĢın pekiĢmesini ve devamlılığını sağlar, yeni örnekler oluĢturur, diğer
kiĢilerin de böyle davranmasına neden olur. Kaza ise ihtimal dâhilinde olan ama belirsiz
ve geç ortaya çıkan olumsuz bir sonuçtur, yani etki gücü çok zayıftır.
Görüldüğü gibi, DavranıĢ Odaklı
Güvenlik Yönetimi, güvenli ve güvensiz
davranıĢların dinamiklerini sistematik
Ģekilde analiz imkanı verem bir
yaklaĢımdır. Bu analizler sayesinde
davranıĢta değiĢiklik yapmak için, ya
tetikleyicilerinde ya da sonuçlarında
değiĢiklik yapacak bir aksiyon planı
yaratarak,
uygulamaya
koymanız
gerekiyor. Bu aksiyonlar çoğu zaman
geribildirim mekanizmalarının devreye
sokulması, “quick fix” diyebileceğimiz
hemen devreye alınabilecek ve çok maliyet yaratmayan düzeltmeleri içeriyor. Hatta kurum
içindeki çalıĢanların el birliği ile yarattıkları kurumsal kampanyalarda ele alabilecekleri
küçük projeler ortaya çıkartıyor. YaklaĢımın güvenli ve güvensiz davranıĢın tanımlarını,
çok somut bir dille ve objektif Ģekilde yapmaya yönlendirmesi, neden sonuç iliĢkisine
odaklanan Ģekilde tanımlar oluĢturtması bu yaklaĢımı iyi bir iletiĢim aracı haline de
dönüĢtürüyor. Bu özellikleri, kurum içi güvenlik dilinin ve etkili iletiĢim ortamının
yaratılmasına da katkı sağlamaktadır.
Çok teĢekkürler.
30
Yrd. Doç, Dr. İdil IŞIK
Teorik Arka Plan / Davranış Odaklı Güvenlik Eğitimi
Kaynaklar: Krause, T.R. (1996). The Behavior-Based Safety Process: Managing Involvement for an InjuryFree Culture, 2nd Edition, Wiley
McSween, T.E. (2003). The Values-Based Safety Process: Improving Your Safety Culture with
Behavior-Based Safety, 2nd Edition, Wiley
Tuncel, S., Lotlikar, H., Salem, S., Daraiseh, N. (2006). Effectiveness of behaviour based safety
interventions to reduce accidents and injuries in workplaces: Critical appraisal and metaanalysis. Theoretical Issues in Ergonomics Science. Special Issue: Safety and Health
Engineering: Research to Practice, 7, 191-209.
31
2. Oturum
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları
Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Selva ERSÖZ
Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi,
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü
Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik
Ödüllü Eğitim Filmi: “Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır”
Seval KIZILCAN
TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü
Tematik Dergi: Önlem
Onur GÖKULU
Editör
“Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı
Deneyimi
Yeşim AYÖZ
Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği Genel Sekreteri
Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf
Tufan KARTAL
DESAN Kalite Sistemleri Yönetimi Müdürü
32
PaydaĢlar Ġle ĠletiĢimde Güvenli DavranıĢ OluĢturmaya
Yönelik Ödüllü Bir Eğitim Filmi:
Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır
Seval Kızılcan
TÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürü
[email protected]
Özet:
Endüstriyel, sanayi kuruluĢları için kritik baĢarı faktörlerinden en önemlisi, kurumsal iletiĢimde
yeni yöntemler ve tarafları ihtiyaçlarda buluĢturan empati ile paydaĢa uygun iletiĢim dilinin
oluĢturulmasıdır.
TüpraĢ‟ın 2006 yılında Koç Topluluğuna katılımın ardından Kurumsal iletiĢimin yönetim ve
iletiĢim danıĢmanı olarak katkıda bulunduğu DeğiĢim- DönüĢüm süreci baĢlar. Üst yönetim
stratejisi ve çalıĢanlar ile 2015 Yılının TüpraĢ‟ının Tasarımı için oluĢturulan çalıĢtaylarda “ortak
akıl” ile üretilen bir dizi sıra dıĢı, yaratıcı, sistemi zorlayan fikir ve hedefler oluĢturulur. Ġlk yılın
teması Ġnsan Enerjisi, ertesi yıl ĠLETĠġĠM, sonrasında Tek TüpraĢ olur. Tüm rafinerilerinde
üretim ve ürün kalitesi için toplam 5 Milyar Dolar‟lık yatırım yapılır.
En geliĢmiĢ rafineri teknolojilerinin kullanımı için ülkemizin en stratejik, 3 MilyarDolar
tutarında ki yatırımı Fuel Oil DönüĢüm Projesinin yapımına baĢlanır. Sahada günde 10 Bin
kiĢinin giriĢ çıkıĢ yaparak 690 gün sürecek yapım süresinde hedef “0” kazadır.
Ülkemizde iĢ güvenliği ve iĢçi sağlığı konularında yürek burkan, çağdıĢı çalıĢma koĢul ve
standartların geliĢimi ve kurumsal sorumluluk anlayıĢı ile Ģirket kaza sıklık ve Ģiddet oranı,
uluslararası kriterlerde çalıĢan Ģirketin skorlarına dahil edilir 2008 yılında.
Bu süreç boyunca yatırımlarda çalıĢan çözüm ortakları, yatırımcılar, ziyaretçiler, araĢtırmacılar,
stajyerlerin stratejik özel güvenlik alanları olarak tanımlanan iĢletme sahalarına giriĢi için dili,
tonu, söyleminin rutin uygulamaların dıĢında oluĢturulacağı bir medya ihtiyacı ortaya çıkar.
"Üretim Ortamında” Güvenli DavranıĢ OluĢturmaya Yönelik Eğitim Filmi: Aklımız
Hayatımızın Anahtarıdır“ yapımı için 2011 yılında sıra dıĢı bir uygulamayla çözüm ortağı olarak
Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi, Artı Sağlık Çevre Kalite DanıĢmanlık ve izleyici gruplar
ile çalıĢılmıĢtır.
Didaktik olmayan kanıksanmıĢ bir formatın dıĢında yadırgatan tarz, görsel imgelerin izleyicinin
katılımıyla deĢifre edilmesine fırsat veren, anlamın izleyenin zihninde tamamlandığı, izleyeni
canlı tutan dozunda mizah ile seyir iliĢkisi hedeflenmiĢtir.
Anahtar
kelimeler:
Paydaş iletişimi, Teknik Emniyet, İş Güvenliği, hedef kitle, algı, duygular, didaktik kanıksanmış bir
format, yadırgataran tarz, görsel imgelerin deşifre edilmesine fırsat vermek, anlamın izleyenin zihninde
tamamlandığı, mizahi, canlı tutan seyir ilişkisi.
33
Seval KIZILCAN
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi
Hepinize merhaba. Biraz önce
kısa bir kesitini izlediğiniz filmimiz
bizim için heyecan verici bir yolculuk
oldu. Hedefimiz ödül almak değildi,
ancak bu süreç içerisinde bir kurumsal
iletiĢimci ve bir Ģirket olarak o kadar
çok Ģey öğrendik ki, asıl armağanımız
öğrenmek oldu. Her Ģeyden önce son
derece niĢ bir alan hakkında sempozyum düzenledikleri için üniversitemizi
kutlamak istiyorum.
Bu alan biz kurumsal iletiĢimciler için gerek iç iletiĢim, gerekse paydaĢlarımızda
bazı davranıĢ değiĢiklikleri vermek istediğimizde çok zorlandığımız bir alan. Kolaycı
iletiĢimciler ihtiyaçlarını ajanslara verir, büyük bütçelerle yaratıcı olmayan, öğrenmeyi de
çok beraberinde getirmeyen ürünler ortaya çıkar. Bildiğiniz gibi halkla iliĢkilerde buna
“saçmalayarak can vermek” denir. Bilmiyorum aramızda kaç öğrenci kardeĢim var, elleri
görebilir miyim? Evet, hoĢ geldiniz. KardeĢ Ģirketlerim TofaĢ ve Arçelik‟i gördüm.
Endüstriden kaç Ģirket var görebilir miyim? Katılım son derece memnuniyet verici.
Çünkü bu sempozyumun açıkçası sadece iletiĢimciler değil; iĢçi sağlığı, iĢ güvenliği
alanında çalıĢanlar için de çok önemli anahtar sözcükler verdiğini söyleyebilirim.
Aklımız Hayatımızın Anahtarıdır filmimizin tasarımında çözüm ortaklarımız Elif
Sungur ve Hakan Aytekin ile etkin iletiĢimle çalıĢtık. Aslında endüstrilerin
yabancılaĢmaması ve kendi alanımızda körleĢmemek için üniversitelerle olan iliĢkilerimizi
geliĢtirmemizin gerekliliğine inanıyoruz. Biraz sonra bunu hızlı bir Ģekilde size aktarmaya
çalıĢacağım. Arka planda Elif Hocam ilk oturumda iletiĢim ve kültür hakkında son derece
önemli sözler söyledi. Zihnimizde resim çizmek için bunları hatırlatmak isterim.
“İletişim kültürdür, kültür iletişimdir.” Biz kurumsal iletiĢim ofisleri olarak; aynı
zamanda itibarları da yönetiyoruz. Türkiye‟nin en büyük Ģirketi olmanız ya da küresel bir
oyuncu olmanız yetmiyor. Ölümlü bir kazanın meydana gelmesi otuz yıllık bir Ģirketin
itibarının yerle bir olmasını da beraberinde getirebilir. ĠĢletme kültürü bu anlamda çok
değerli. Algılar nasıl Ģekilleniyor? Eğer iletiĢimcilerimiz endüstriyel yapılarda bunu
bilmiyorsa, paydaĢlarla doğru iletiĢimler kurulmuyor ve bütçeler boĢa harcanıyor. Bir
diğer önemli husus, Ġdil IĢık hocanın da ifade ettiği gibi “etiketleme”. Hakikaten değiĢime
direnci yönetmek, bununla beraber insanları davranıĢ odaklı değiĢikliklere yönlendirmek
son derece güç bir iĢ. Bu anlamda Çiğdem Vatansever hocanın verdiği ġilili madenciler
örneğinde olduğu gibi, biz de 1999 yılında yaĢadığımız Marmara Depremi sonrasında son
derece zor bir süreç yaĢadık. Filmimizde çok kısa bir kesitini gördüğünüz gibi, rafineri
içinde, yaklaĢık beĢ futbol sahası büyüklüğünde bir bölge yanmaya baĢladı ve bu yangının
izlerini silmek yaklaĢık bir buçuk ay sürdü. 1960 yılında kurulmasına; standartları son
derece yetkin, tatbikatlarını yapan ve bunları tekrarlayarak da çok büyük yetkinliklere
sahip belgelenmiĢ bir Ģirket olmamıza karĢın, ne yazık ki bazı konularda bütünleĢik
hareket etmemiz zor oldu. Bu yangın sırasında tanıĢtığımız Artı Eğitim ve DanıĢmanlık
34
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi
Seval KIZILCAN
zaman içerisinde bize çok iyi bir simülasyon eğitimi ile bunları nasıl yöneteceğimizi
öğretti. Arkasından filmimiz için üniversite ile iletiĢime geçtik.
Peki, paydaĢları ile bir rafineri Ģirketleri kimdir, eğitim filmimizi hazırladığımız
süreçte neler yaĢadık ve filmimizin ödüllendirilmesinden daha önemlisi, aklımızın
hayatımızın anahtarı olduğu nasıl anlatılmalıydı?
PaydaĢlarla iletiĢimde, teknik emniyet, iĢ güvenliği, hedef kitlelerimize ulaĢmada
birlikte çalıĢtığımız bölümlerdi. Eğitim filmimizde algıların yönetilmesi, duyguların
değiĢtirilmesi hedefi vardı, ülkemizde ve genel olarak eğitimde didaktik olarak
tanımladığımız bir öğrenme formatı olduğu düĢüncemizle yadırgatan bir tarz geliĢtirme
ihtiyacı duyduk. Görsel imgelerin üniversitedeki akademik bilgilerle deĢifre edilmesine
fırsat tanıyan, sahip olduğumuz zekânın üstüne koyduğumuz, bilgiyi akla dönüĢtürme
sürecini nasıl yönetebilirdik? ġimdi size yapmaya çalıĢtığım gibi, anlamın dinleyenin
zihninde tamamlandığı ama son derece dozunda bir mizahla, izleyiciyi canlı tutmaya
çalıĢan bir iliĢki kurarak bir film ortaya çıktı.
Hatırlarsanız bir önceki konuĢmada, bir Ģirketin kurumsal yönetiminde içtenliğin,
kararlılığın, yönetimin taahhüdünün çok önemli olduğu belirtilmiĢti. TüpraĢ 2006 yılında
Koç Topluluğuna katıldı. Üst yönetim “2015 yılında şirketinizi nasıl bir yerde görmek
istersiniz?” diye çalıĢanlarına sordu. Biz iletiĢim ofisi olarak, ilk yıl bunları tematik olarak,
“insan enerjisi” olarak tanımladık. Ülkemizde ve bildiğim kadar da dünyada bir tek
Ģirketin hedefinde “insan kaynağına özenilen, performansına güvenilen” Ģeklinde bir tanımlama
var. Dolayısıyla insan kaynağımız bizim için çok değerliydi. Ġlk yıl çalıĢmalarımızı “insan
enerjisi” ile motive ettik.
Ġkinci yıl “iletĠġĠM” dedik. Çünkü her çalıĢanın kafasındaki iletiĢim kavramı farklı.
ĠletiĢim; aile ortamından gelen, hemen arkasından eğitimle geliĢen, iĢ hayatında
profesyonelleĢtirilen ama mutlaka iklime göre oluĢturulabilen bir Ģey. Sonra baktık ki,
doğru biçimde iletiĢimi aktarmak herkesin iĢi değil. Olmuyor. Bunun üzerine dört
rafineride farklı yöntemleri bir araya getirdik.
ġu anda 3 Milyar Dolarlık son derece stratejik bir yatırımı yönetiyoruz. Dünyada,
rafinericilikte, Türkiye‟de ilk sıraya yükselmemizi sağlayan bir yatırım. Altı yüz doksan gün
sürecek bu projede hedefimiz sıfır kaza. Rafineriler son derece stratejik, özel güvenlik
alanlarından oluĢuyor. Sahada günde yaklaĢık on bin kiĢi hareket ediyor. Çözüm
ortaklarımızın, yatırımcılarımızın, ziyaretçilerimizin, araĢtırmacıların, stajyerlerin
rafineriye geldiklerinde nasıl davranmaları
gerektiğini, nasıl bir multimedya ile
anlatabilirdik? “Aklımız hayatımızın anahtarı” diyerek 2011 yılında bu filmi yaptık.
Yönetmenimiz Maltepe Üniversitesi ĠletiĢim Fakültesi‟nden Hakan Aytekin, yapım
koordinatörümüz de Elif Sungur‟du. Artı
Sağlık Çevre Kalite DanıĢmanlık‟tan Dr.
Ali Rıza Tiryaki‟de danıĢmanımız oldu.
35
Seval KIZILCAN
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi
ĠletiĢim malzemesi olarak ne tasarladı film ekibimiz bize? Didaktik olmayan,
kanıksanmıĢ formatın dıĢında, yadırgatan bir tarz. Görsel imgelerin izlenim oluĢturduğu,
deĢifre edilmesine fırsat veren, yani insanı bir bohça yerine değil de düĢünmeye sevk eden
bir multimedya. Dozunda da bir mizahla seyir iliĢkisi oluĢturuldu. Biraz önce
danıĢmanımız anlattı, psikolojide otoriter bir dil var aslında; emir kipiyle konuĢan,
kuralları dayatan, bununla beraber direnç geliĢtiren, fırsat doğduğunda bu kuralların ihlal
etmeyi cazip hale getiren. Filmde yadırgatarak, farkındalık oluĢturmaya çalıĢtık. Ġzleyen
deĢifre etsin istedik. Gerçek saha görüntülerini koyduk ama kanıksanmıĢın dıĢında bir
anlatım yolunu seçtik. Gerçek öğelerle ilgi, merak, aslında yabancılaĢtırarak ayırt etme,
fark etme; bununla beraber izleyicinin aktif olmasını sağlamaya çalıĢtık. Merak ve keĢif
duygusu olsaydı bu ziyaretçilerde; acaba silahını nasıl teslim eder, telefonunu kullanmaktan alıkoyabilir miyiz ya da sigara içmesinin yasak olduğunda ilk anda algılatabilir miyiz?
Yapılması ya da yapılmaması istenen davranıĢları gösteren insan ve nesneleri siluet
halinde, gölgeler halinde tasarladık. Gölgeyle anlatmayı endüstriden gelen arkadaĢlarım
yadırgayabilir; sanırım üniversite mensubu arkadaĢlarım ve akademisyenler ya da iletiĢimciler bu görselleĢtirme yöntemini hemen yerli yerine koyacaklardır: karĢıtlık kurarak
vurgulamak, önemli olanı fark etmek, ayırt etmek gibi. Ana konuyu gölge ile ifade etmemiz, arka plandaki tüm karıĢıklığa rağmen dikkat çekilmek istenen kural veya nesneleri net
olarak ama alıĢılmadık biçimde göstermemizi kolaylaĢtırdı. Mekânsal konumlandırma,
hareket eden insan ve araçların gölgelerinin arasına rengi ve dokusuyla gerçek bir
nesnenin konulması ile ayrıĢtırma ve karĢıtlık kurarak vurgulama olanağı sağladı.
Gölgeyle anlatım aynı zamanda
evrensel bir dil yarattı; sözlü anlatımda
da “yapma, yürüme, ayrılma, sakın park
etme” gibi kelimeleri kullanmaktan
kaçındık. Dolayısıyla bu görsellikle
beraber aslında kuralların uyulmadığı
zaman ne kadar dehĢet uyandıracak bir
sonuç oluĢturacağını kavratmaya çalıĢtık.
Film hedef kitlemiz üzerinde son derece
olumlu sonuçlar yarattı. Bu filmin
hazırlık ve yapım sürecinde, iĢ sağlığı ve
güvenliği konusunda hangi tarafları
toplayarak, nasıl bir danıĢmanlıkla ve nasıl bir bilgi paylaĢımıyla insanları bazı Ģeylerden
nasıl alıkoyabileceğimizi öğrendik. Doğru bir danıĢmanlık Ģirketi ile eĢ zamanlı olarak bir
üniversiteden güncel iletiĢimin dil ve yöntemlerini aldığınız takdirde baĢarı oranınız yükseliyor. Filmimiz sadece rafinerilerimizde iĢlevini yerine getirmekle sınırlı kalmadı; 2011
yılı sonbaharında düzenlenen 19. Dünya ĠĢ Sağlığı Güvenliği Kongresi‟nde ödül de aldı.
Son bir Ģey söylemek istiyorum: Her Haziran ayının ilk haftası ĠĢ Güvenliği ve ĠĢçi
Sağlığı Haftası, bütün endüstriyel kuruluĢlarda biliyorsunuz farkındalık oluĢturmak için
bir dizi etkinliklerle yürütülür. Yönetimin taahhüdü bu anlamda çok değerlidir. Biz bunu
deneyimledik ve sonuç aldık.
36
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Paydaşlar ile İletişimde Güvenli Davranış Oluşturmaya Yönelik Bir Eğitim Filmi
Seval KIZILCAN
Dikkatiniz için teĢekkür ediyorum. Sorularınız varsa da cevaplamak isterim.
TeĢekkürler.
Kaynaklar:
http://www.tupras.com.tr/detailpage.tr.php?lPageID=6245
37
Tematik Dergi: ÖNLEM
Onur Gökulu
Editör, Önlem Dergisi
[email protected], [email protected]
Özet:
Bu bildiride Önlem dergisinin çıkıĢ süreci ve yayın hayatına iliĢkin bilgiler verilecektir.
7 yıldır yayınlanan Önlem dergisinin, iĢçi sağlığı ve güvenliği alanındaki sorunların
konuĢulması, tartıĢılması, bu sorunlara çözümler sunulması için bir platform
oluĢturmak üzere, kamu, meslek insanları, akademisyenler arasında bilgi paylaĢımını
artırmak için yayınladığı sayılardan örnek içerikler ele alınarak yayın ilkelerine ve
çalıĢmalarına iliĢkin bilgiler sunulacaktır.
Anahtar
kelimeler: Önlem Dergisi, İSG Dergisi, tematik dergi
38
Onur GÖKULU
.
Sağlık
ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Tematik Dergi: Önlemi
Ben de öncelikle sempozyuma emeği
geçen herkese çok teĢekkür ederim. Çok
önemli bir alana değiniliyor. Umarım
ilerleyen yıllarda da devamı gelir; 10.‟su,
15.‟si 50.‟si yapılır. Dün 28 Nisan‟dı.
Ülkemizde pek hatırlanmıyor ya da kabul
edilmiyor ama bu tarih İş Kazalarında
Ölenleri Anma Günü diye geçer.
Sunumuma iĢ kazalarında, daha doğrusu
kiĢisel olarak tercih ettiğim biçimiyle iĢ
cinayetlerinde hayatını kaybeden herkesi
saygıyla anarak baĢlamak istiyorum.
Önlem dergisi nasıl çıktı? Bu iĢin tartıĢmaları 2007 yılında baĢladı. Bilindiği gibi, iĢ
sağlığı ve güvenliği alanı çok disiplinli, karmaĢık yapılı, her Ģeyin her gün değiĢtiği bir alan.
2007-2008 yıllarında bilgiye ulaĢmak Ģimdiye oranla çok daha zordu. Ancak bu yıllar ĠSG
alanında çalıĢan ya da bu alana gönül vermiĢ olan kiĢilerin ortaya çıktığı, devlet eliyle de
tanımlanan değiĢimin baĢladığı yıllardı. Türkiye‟de iĢ sağlığı ve güvenliği alanı anlayıĢının
temellerinin, tohumlarının atıldığı bir dönemdi. Dolayısıyla gerek bu çok disiplinli ve
karmaĢık yapısı, gerek günden güne geliĢim göstermesi, gerek stratejik ve dinamik bir alan
olması sebebiyle insanların alanda neler olup bittiğini takip etmesi gerekiyordu. Bu
değiĢim yaĢanırken tabii ki birçok sorun vardı alanda. Bu sorunların konuĢulması,
tartıĢılması, belki bu sorunlara çözümler sunulması gerekiyordu. ĠĢte, Önlem dergisinin
çıkıĢı bu döneme denk geliyor.
Dergi, bahsettiğim bu dertlere derman olma yolunda ufak bir katkı olabilir mi
anlayıĢıyla çıktı. Sempozyumda da aramızda olan pek çok köĢe yazarımız, danıĢma kurulu
üyemizle yapılan tartıĢmalar, alanda çalıĢan insanlardan gelen geribildirimler
doğrultusunda dergimizin isminin Önlem olması kararlaĢtırıldı. Neden Önlem ismi?
Malumunuz bu alanda hep söylediğimiz gibi, asıl olan Ģey “önlemek” dedik; bir Ģey
olmadan önce bunu görmek, olabilecek Ģeylerin önüne geçmek... Yani ĠĢ sağlığı ve
güvenliği alanında önleme kültürünü yaratma, yerleĢtirme, insanların kafasına girebilme
hedefiyle bu ada karar verildi.
ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği alanına dair Ģu an bile Türkçe kaynak bulmak çok zor, çok
sıkıntılı. Derginin yayınlandığı ilk yılları düĢünürseniz, 7 yıl önce bu durum çok daha
sıkıntılıydı. Ġnternet üzerinde haberleĢme öbekleri daha yeni yeni kuruluyordu. O mecra
daha oturmamıĢtı. Dergimiz böyle bir boĢlukta, devletten hükümet yetkililerine, bakanlık
yetkililerinden iĢin profesyonellerine, akademisyenlerden bu iĢin öznesi olan çalıĢanlara
kadar alandaki paydaĢları bir platformda buluĢturmak, onların birbirleriyle iletiĢimini
sağlamak, onların birbirinden öğrenecekleri bir Ģeyleri hazırlamak adına çıkmıĢ oldu.
Gerçekten bilgiyi bir değer olarak yerleĢtirmek bu alanda çok önemliydi. Görüyorsunuz
son zamanlarda iĢ sağlığı ve güvenliği alanı bir cazibe merkezi haline geldi. ġu sıralarda
sanırım yüz binden fazla uzman ve sağlık personeli bu anlamda çalıĢmaya baĢladı.
Bildiğiniz gibi; bilgiyi yaratmak, bilgiyi üretmek yerine hazır olanı kullanma eğilimi çok
39
Onur GÖKULU
Sağlık
ve Güvenlikte
Mecraları /Dergimiz
Tematik Dergi:
Önlemi
belirgin.
Eskidenİletişim
de böyleydi.
bunu
değiĢtirmeye
bir araç olsun, insanların bilgi
eksiğini kapatması için bu dergi iĢlevsel olsun istedik. Tabii sadece iĢ sağlığı ve güvenliği
değil, yanında biz tüm ilk yardım güvenliği, acil durum yönetimi, risk yönetimi ve çevre
yönetiminin de bu meseleyle bir bağı olduğunu; hepsini bir arada bütüncül bir yaklaĢımla
konuları ele almak gerektiğine inanarak; birbirinden bağımsız alanlar olmadığını
düĢünerek değiĢik konulara yer verdik.
Özellikle tarafsız ve bağımsız bir bakıĢ açısı tutturmaya çalıĢtık. KuĢkusuz alanda
yaĢanan sorunlara bazen çok tarafsız kalamıyorsunuz ama yine de alandaki bütün
paydaĢların sesini oraya taĢımaya çalıĢtık.
7 yıllık bir süre geçti. Bu süre içinde sektöre dair haberlere yer verdik. Sektördeki
yeni ürün ve teknolojilerin neler olduğunu öğrenebildi insanlar. Bilimsel ve teknik
makaleler sıkça yayınlandı. Gerçekten kaliteli makalelere yer verdik. Yurt dıĢı deneyim ve
uygulamaların nasıl olduğuna bakmaya çalıĢtık. Sektördeki firma ve kiĢilerin tanıtımı
yapıldı. “Ustalara Saygı” diye köĢemizde, bu alana yıllarını vermiĢ, belki ben dünyada bile
yokken bu iĢle meĢgul olmaya baĢlamıĢ, alanda kırk elli yılını doldurmuĢ, çok değerli
katkılar yapmıĢ insanları bir Ģekilde yeni kuĢaklarla buluĢturduk. Onlarla söyleĢiler
yaparak, yeni neslin onlara nasıl baktığını, hangi bakıĢ açısıyla baktığını anlatmaya çalıĢtık.
KuĢaklar arasında iletiĢim yaratmak istedik. Gerçekten çok önemsediğim, kiĢisel olarak da
çok Ģey kazandığım bir köĢe bu. Bu alanda yaĢanan etkinliklerin takvimi, sektördeki diğer
önemli kiĢilerle söyleĢiler, web sitesi, kitap tanıtımları gibi birçok farklı köĢeye yer
veriyoruz.
Çok disiplinli bir alan olması nedeniyle hedef kitlemiz epeyce geniĢ: A‟dan Z‟ye iĢ
güvenliği uzmanları, iĢ yeri hekimleri, öğrenciler, akademisyenler, itfaiyeciler, satın alma
uzmanları, (bu çok önemli, satın alma uzmanlarının iĢ sağlığı ve güvenliğiyle ilgisi bilgisi
olmadığı için en ucuzunu satın almaları firmalarda herkesin yaĢadığı bir sorun), insan
kaynakları sorumluları, yöneticiler vb. Derginin ilk çıktığı yıllar Tuzla‟daki tersanelerin ve
silikozis hastalığının gündemde olduğu yıllardı. SöyleĢilerle, günceli takip ederek alandaki
paydaĢları bilgilendirmeye çalıĢtık. Bu alanda yapılan iĢlerin önünü açmak, teĢvik etmek ve
kamuoyunca bilinmesini sağlamak için, bu yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz Altın Baret
ödülünde, fotoğraf, akademik çalıĢma ve uygulama dallarında ödüller veriyoruz.
Okur profiline baktığımız zaman bu hedef kitlelere hemen hemen ulaĢtığımızı
görüyoruz. Coğrafi dağılıma baktığımız zaman tabii Marmara Bölgesi baĢta olmak üzere
hemen hemen Türkiye‟nin bütün bölgelerine bir Ģekilde dergimiz ulaĢtı, ulaĢıyor.
Ġlgilenen herkesin Altın Baret‟e baĢvurularını beklediğimizi hatırlatarak, beni
dinlediğiniz için teĢekkür ediyorum.
40
“Traji-Trafikten BeĢeri Trafiğe”
94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi
YeĢim Ayöz
Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği Genel Sekreteri
[email protected]
Özet:
94.9 Açık Radyo‟da ÇarĢamba günleri her on beĢ günde bir saat 14:00 – 14:30 saatleri
arasında YeĢim Ayöz, Kevser Üstündağ ve Ġdil IĢık‟ın hazırlayıp sunduğu Traji
Trafikten Beşeri Trafiğe programı yayınlanıyor.
Bu bildiride Açık Radyo yapılanması ve Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programı hakkında
bilgiler verilecektir. Programın konusu olan, Türkiye‟de gerçekleĢen trafik
çarpıĢmaları, nedenleri, bunlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanmalar ile tüm kayıplar
açısından atılması gereken adımlar konusunda görüĢler sunulacaktır.
Programcı YeĢim Ayöz‟ün kardeĢi anısına 17 yıl önce kurduğu FEVR Avrupa Trafik
Mağdurları Federasyonu Üyesi olan Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği‟nin
çalıĢmalarından da söz edilecektir.
Anahtar
kelimeler: Traji Trafikten Beşeri Trafiğe, trafik çarpışmaları, Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği
41
Yeşim AYÖZ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi
Merhaba,
hepinize
teĢekkür
ediyorum. Sağlık ve Güvenlik ĠletiĢimi
Sempozyumu‟nda bize yer verdiğiniz
için ayrıca teĢekkür ediyorum. TrajiTrafikten Beşeri Trafiğe adlı radyo
programını, hazırlayan ve sunanlar Ġdil
IĢık, Kevser Üstündağ ve YeĢim Ayöz.
Açık
Radyo‟da
yapıyoruz
programımızı. Açık Radyo‟nun sloganı
“Kainatın
seslerine,
renklerine
ve
titreşimlerine açık radyo.”
Öncelikle
radyo hakkında biraz bilgi vermek
istiyorum size. 1995‟te yayına geçti, bölgesel bir radyo olarak. Hepiniz duymuĢsunuzdur
mutlaka. 92 ortaklı bir anonim Ģirket. Kar amacı gütmüyor. Yayına baĢlayalı yaklaĢık 20 yıl
oldu ama hâlâ bu radyoya alternatif bir medya kuruluĢu oluĢmadı. Bizim radyo, biraz
böyle, bu salondaki atmosfer gibi sıcak ve samimi bir ortamdır. Çok rahattır, insanlar
kendilerini evlerinde hissederler. BaĢka radyoya konuk olarak gittiğim zaman kendimi çok
rahatsız hissediyorum çünkü oralar çok teknolojik oluyor. Hâlbuki bizde öyle bir Ģey yok.
Herkes gönüllülük esasına göre program yapıyor. Radyonun kuruluĢu sırasında ortaklara
hisse senedi olarak da Abidin Dino‟nun tuğraları verilmiĢtir. Tuğraların arkasında da
“Özgür, bağımsız, demokratik, haysiyetli, duyarlı ve sıra dışı bir radyo kurma projesini 1995’te
verdiğimiz desteğin Türkiye’de yeni projelere örnek olması dileğiyle” yazılmıĢtı Güzin Dino
tarafından… Böyle bir örnek yok o tarihten beri. Demokratiktir, hukukun üstünlüğüne
inanır Açık Radyo ve Açık Radyo programcıları ve onun dinleyicileri. Hiçbir kurum ve
kuruluĢa bağlı değildir. Devletin bir yayın organı değildir. Haklar üzerine gider. Sivil
toplum kuruluĢlarını destekler. Aktivistlerin sürekli duyurularını yaptığı bağımsız bir yayın
organıdır. Belki de dünyadaki tek tük örneklerden biridir.
Biz programa nasıl baĢladık, Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programı 13 yıldır yayınlanan
ve trafiği her açıdan ele alan insan odaklı bir radyo programıdır. Programı, biraz önce de
söylemiĢtim, Ġdil ve Kevser ile birlikte hazırlıyoruz ama programın öncüsü ve asıl annesi
Ġdil IĢık‟tır. Çünkü 13 yıl önce baĢlamıĢ Ġdil programa. Sanırım Temmuz 2006 idi; Ġdil,
Kevser ile ikimizi konuk etti programa. Biz çok programı beğendik ve o programdan bir
daha ayrılmadık. YaklaĢık 7,5 yıldır Ġdil, Kevser ve ben programı götürüyoruz.
Traji Trafikten Beşeri Trafiğe programında daha çok duyarlı projelere yer verdik, duyarlı
insanları örnek olarak iĢledik. Hepimizin problemi trafik, biliyorsunuz. Pek çok
bileĢenden oluĢuyor ve ahtapota benzetiyorum ben bunu. Çünkü araçlar, yayalar,
bisikletler, mağdurlar, yol kusurları, trafik çarpıĢmaları, kurumlar, karar vericiler, yasa
koyucular, böyle uzayıp giden bir liste ve hiç kimse de sahiplenmiyor trafiği. Biz de her
gün sabahtan akĢama kadar bu sorunu çekiyoruz, özellikle Ġstanbul‟da. Güvenlikse, trafik
ortamında en çok eksikliğini duyduğumuz konu. Kevser ve ben programa katıldıktan
sonra biraz daha psikolojik perspektifi ağırlıklı olarak kullanarak yaya eriĢimi ve
mağdurları da içine aldık. Ġki akademisyen ve bir alaylı olarak programımızı devam
ettirdik.
42
Yeşim AYÖZ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi
Kazalarda
zararların
tazmini
mümkün, araçların yedek parçası var ama
ne yazık ki insanların yok. Aynı Ģekilde iĢ
kazalarında da zarar gören araçların
yedek parçası var ama insanın yedek
parçası hiçbir zaman yok. Benim Traji
Trafikten Beşeri Trafiğe programına katılma
hikâyem de böyle. Ben 9 Nisan 2006‟da
kardeĢimi kaybettim Bağdat Caddesi‟nde
karĢıdan karĢıya geçerken bir aracın
çarpıp kaçması sonucunda. Sürücü daha
sonra yakalandı. Kötü bir yargı dönemi geçirdim ve hâlâ yargıda açık kapı arıyorum.
Bulduğum her kapıdan girip yeni bir dava açıyorum ama hakkını alamamıĢ trafik
mağdurlarından biriyim ve bunun için uğraĢıyorum. Zaten bir kavramın baĢına veya
sonuna mağdur kelimesi eklediğiniz zaman, hakların alınmasında çok ciddi sorunlar
oluyor bu ülkede.
Biz kardeĢimin adını verdiğimiz Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği‟ni kurduk.
Bize ulaĢan mağdurlara gönüllü destek oluyoruz, rehabilitasyon dönemlerinde yardım
ediyoruz. Haklarını, bu haklarına nasıl ulaĢacaklarını ve yasalar karĢısında nasıl haklı
duruma geçeceklerini öğretmeye çalıĢıyoruz. Ġnsan yaĢamı engelli bir koĢu ve çok fazla
engel çıkıyor karĢısına. Trafik çarpıĢmaları da bu engellerin en baĢında geliyor.
Sorumsuzluk, dikkatsizlik ve duyarsızlık bazen yok sayıyor insanın hayatını, bazen sakat
bırakıyor. Dünya genelinde yaklaĢık her yıl 1,3 Milyon kiĢi hayatını yollarda kaybediyor.
Bunun kat be kat üstünde yaralanmalı çarpıĢmalar oluyor. Bizim ülkemizde de yılda 10
bin kiĢi yollarda hayatını kaybediyor. Emniyetin açıkladığı rakamlar genelde 3 Bin 800‟ler
civarındadır. Fakat bu rakam sadece olay
anında hayatını kaybedenleri kap-sıyor.
Uzmanlar hastane ve daha sonra-sının
takibi olduğu zaman bu rakamın en az
üç katına ulaĢtığını söylüyor. Bu da çok
ciddi bir terör. AteĢ düĢtüğü yeri yakıyor
ama bu ateĢ hepimizi yakabilir.
Güvenlik, trafikte çok önemli. 45 yaĢ
altı ölümlerin birinci nedeni. AfiĢimiz
bu nedenle “O araba bana çarpmasaydı.
Bugün 25. Yaşımı kutlayacaktım” diyor.
Biz kaza demiyoruz. Çünkü kaza kelimesi baĢtan affetmeyi öngörüyor. Bu baĢtan
affetmeyi öngören bir Ģeyde de kırmızı ıĢıkta geçerseniz birine çarpabilirsiniz, hızınızı
arttırırsanız istenmeyen sonuç bulabilirsiniz ve birine çarpıp bırakırsanız yaĢam hakkını
elinden alırsınız. O zaman kaza demenizin bir anlamı yok. Biz “çarpıĢma” kelimesini
kullanıyoruz, “trafik çarpıĢması” diyoruz. Hızımızı azaltmak, çarpıĢma gerçekleĢtikten
sonra çok zor; oysa hızımızın % 5 azaltılması, ölüm riskini % 30 azaltıyor. Aynı Ģekilde
kask ve emniyet kemeri önlemleri de çok basit önlemler.
43
Yeşim AYÖZ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Traji-Trafikten Beşeri Trafiğe” 94.9 Açık Radyo Programı Deneyimi
Programımızla birlikte trafik konusunda pek çok Ģey yaptık. 2007‟de Otomobilsiz
ġehirler Konferansı‟nı gerçekleĢtirdik. Pek çok aktivisti Türkiye‟de ağırladık. Eylülün 3.
pazarı olan Otomobilsiz ġehirler Günü‟nü artık Ġstanbul‟da ve Türkiye‟de pek çok
bölgede kutlamaya baĢladık. Aynı yıl Sokak Bizim diye bir aktivite yaptık. 2007‟den 2010
tarihine kadar her ayın bir pazarı bir sokağı araçlardan arındırdık. Hem çarpıĢmalara
dikkat çektik hem insanların araçsız ne kadar mutlu olacaklarını gösterdik. Sokakları
boyadık. Oraya piknik alanları getirdik. Ġlk yaptığımız nokta Abdi Ġpekçi Caddesi‟ydi ve
Abdi Ġpekçi Caddesi Ģu an trafikten arınmıĢ vaziyette. ġimdi Kevser‟ler bunu Sinop‟ta
yapmaya baĢladılar.
Biraz önce Onur Gökulu‟nun belirttiği gibi, dün (28 Nisan) ĠĢ Kazalarında Ölenleri
Anma günüydü. Kasım‟ın 3. pazarı da Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü‟dür.
2007‟den itibaren her yıl Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü‟ne baĢladık. Bizle
beraber artık pek çok kurum da bu anma gününde mesajlar yayınlamaya baĢladı. Pek çok
etkinlik yaptık. Geçen sene bir trafik mağdurları konferansı yaptık. Yine mağdurların
yaĢamında adalet, mağdur ve adalet birbiriyle çok örtüĢen bir kelimeydi. Ve 7,5 yıldır
büyük bir keyifle, heyecanla yapıyoruz radyodaki programı.
Bu sorunların çözümlerine katkı sağlamaya çalıĢtığımız, yaĢadığımız deneyimleri
paylaĢtığımız, bu radyo programını yapan ekibin parçası olduğumuz için çok mutluyum.
TeĢekkür ediyorum, dinlediğiniz için.
44
ÇalıĢma YaĢamı ve Fotoğraf
Tufan Kartal
DESAN Kalite Yönetim Sistemleri Müdürü
tufankartal55@gmailcom
Anahtar
kelimeler: Fotoğraf, tersane, sağlık ve güvenlik
Özet:
Bu bildiride fotoğrafın zamanı durduran özelliği ve evrenselliği üzerinden çalıĢma
yaĢamı dinamiklerini açıklamadaki gücü Tufan Kartal'ın tersanelerde çektiği
fotoğraflar üzerinden tartıĢılacaktır. Fotoğraflar örtmeye, saklamaya, çarpıtmaya
çalıĢılan her sözü yalancı kılabilir. Çünkü fotoğraf gerçeğin en çıplak halidir.
45
Tufan KARTAL
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf
Sevgili misafirler, hoĢ geldiniz
diyorum. Hepinizin aklında
yemek var onu da biliyorum.
Kısa tutacağım konuĢmamı.
Bir özel sektör firmasında ĠSO
9001 Kalite Yönetim Sistemlerini yönetiyorum. Hobi olarak
da fotoğrafla ilgileniyorum.
Burada fotoğrafçı kimliğimle
bulunuyorum.
ĠletiĢim Fakültesi‟nde fotoğrafın, görselin önemini anlatmak, tereciye tere
satmak gibi bir Ģey ama ufak bazı baĢlıklarla konuyu toparlayacağım. Fotoğrafların
üzerinden konuĢarak gitmek isterdim ama zaman kısıtlı olacağı için fotoğrafların
dijital bir sunumu hazırladım. Onu izleyeceğiz. Fotoğrafın önemini hepimiz
biliyoruz. Fotoğraf öncelikle kalıcı, fotoğraf evrensel. Fotoğrafın karĢısına
geçtiğimiz zaman istediğimiz kadar kalabiliyoruz, kısa veya uzun. Bize bağlı.
Fotoğraf bizi içine çekiyor. Fotoğraf, aynı zamanda bir belge, tarihe not düĢme.
Tarihe not düĢmüĢ olan fotoğraflardan birkaç tane de örnek vereceğim ki, hepiniz
bunları biliyorsunuz. Bir tanesi iĢte Steve McCurry‟nin Afganlı Kız fotoğrafı.
Sanıyorum bilmeyeniz yok. Yine Alberto Korda‟nın Che portresi. Gerçi artık
popüler kültürde her yere, bardaktan çanak çömleğe kadar vurgu yapan,
fotoğrafın gücünü gösteren örneklerden biri. Yine Kevin Carter‟ın Sudan‟daki
açlık fotoğrafını gösteren, yemek kampına giden
kız ve arkasında bekleyen akbaba fotoğrafı. Ki
bu fotoğrafı çektikten üç ay sonra Kevin
Carter‟ı kıza yardım etmediği için eleĢtirdiler;
sanıyorum daha sonra vicdan azabından intihar
etmiĢtir. Bunların örnekleri daha çoğaltılabilir.
Çin‟deki olaylar sırasında tankların önünde
duran isyancı asi, ne bileyim Napal
bombasından çıplak kaçan Japon kızın
fotoğrafı. Böyle çok örnekler var. Bizden de
örnekler var. Hepimiz Gezi Parkı direniĢini
yaĢadık. Burada çok kötü sonuçlar doğuran
olaylar oldu. Ölümler oldu ama aklımızda kalan
orantısız Ģiddeti anlatan argümanlardan biri
ellerini açarak tomanın karĢısında suda duran
siyahlı kadın veya Osman Örsal‟ın kırmızılı
46
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf
Tufan KARTAL
kadın fotoğrafı herkesin zihninde. Açıkçası fotoğraflar örtmeye, saklamaya,
çarpıtmaya çalıĢan her sözü yalancı kılar. Gerçeğin en çıplak resmidir. ġimdi
gösterimize baĢlayabiliriz:
47
Tufan KARTAL
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / “Çalışma Yaşamı ve Fotoğraf
48
3. Oturum
Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları
Moderatör: Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi,
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü
Kurumsal Sosyal Sorumulukta Rol Model Olmak: “Trafikte
Sorumluluk Hareketi”
Mahmut SİPAHİ
İletişim ve Müşteri Tecrübesi Yönetmeni
“Trafikte Gençlik Hareketi”: Gençler Arasında Trafik Güvenliği
Bilincinin Artırılması
Lerzan MORAL
Goodyear Kurumsal İletişim Müdürü
49
Kurumsal Sosyal Sorumlulukta Rol Model Olmak:
Trafikte Sorumluluk Hareketi
Mahmut Sipahi
İletişim ve Müşteri Tecrübesi Yönetmeni
[email protected]
Özet:
Karayolu trafiğinde yaĢanan sorunlar, bütün dünyanın gündeminde ve önlem
alınmadığı takdirde, insanlığı tehdit edecek boyutta. Öyle ki, Dünya Sağlık Örgütü
verilerine göre, 2010 yılında, tüm dünyada 1,3 milyon insan hayatını karayollarında
kaybederken, trafik çarpıĢmaları tüm ölüm nedenleri arasında 9. sırada yer alıyordu.
Hiçbir Ģey yapılmaması hâlinde, trafik çarpıĢmalarının 2030 yılında ölüm nedenleri
arasında 5. sıraya yükseleceği öngörülmüĢtür. Türkiye de, gerek trafik çarpıĢması
sayısı, gerekse bunlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanmalar ile maddi kayıplar
açısından ciddi adımların atılması gereken ülkeler arasında yer alıyor.
TÜVTÜRK, araç muayenesi alanında faaliyet gösteriyor. 2009 yılından beri
Türkiye‟deki araç muayene sistemini devralan ve ciddi yatırımlarla büyük iyileĢme ve
geliĢme sağlayan TÜVTÜRK, araç muayenesinin trafik güvenliğine katkısını artırmak
amacıyla, kurumsal geliĢimi stratejik ve kurumsal bir hedef olarak benimsemiĢtir.
TÜVTÜRK, kurumsal faaliyetlerinin trafik güvenliğine katkıda bulunmasının yanında,
trafik güvenliği konusunda toplumsal algı ve farkındalığı geliĢtirmeyi de kurumsal
sosyal sorumluluk anlayıĢına dahil ediyor.
Bu anlayıĢ doğrultusunda, Mayıs 2010‟da, UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme
Bakanlığının önderliğinde, çok sayıda paydaĢ kuruluĢla iĢ birliği içinde, Trafikte
Sorumluluk Hareketi projesini hayata geçirdi.
4 yıldır devam eden proje çerçevesinde, belirlenen özel hedef gruplarına, özel olarak
geliĢtirilen alt projelerle ulaĢılmıĢtır. Can Dostları Hareketi‟yle ilkokul öğrencilerine,
Trafikte Gençlik Hareketi‟yle lise öğrencilerine, Sorumlu VatandaĢ Hareketi‟yle halk
eğitimi merkezi kursiyerlerine, Güvenli TaĢıt Hareketi‟yle halka, trafik güvenliği ve
bireysel sorumluluklar konulu eğitimler ve etkinliklerle ulaĢılmıĢtır. Geleneksel
yaklaĢımdan uzak ve genel anlamda güvenlik olgusu ile bireysel sorumlulukların
vurgulandığı eğitim ve etkinlikler, benzerlerinden ayrıĢıyor.
Anahtar
kelimeler: Kurumsal sosyal sorumluluk, trafik güvenliği, rol model olmak
50
Mahmut SİPAHİ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
Herkese merhabalar. Öncelikle davet
ettiğiniz için çok teĢekkür ederiz. Kısaca
TÜVTÜRK‟ten ve kurumsal sosyal
sorumluluk projemiz olan Trafikte
Sorumluluk Hareketi‟nden bahsediyor
olacağım size.
TÜVTÜRK, araç sahibi olan birçok
kiĢinin aĢina olduğu bir kurum. Binek
aracı olan herkes, iki yılda bir araçlarını
muayeneye getiriyor. Türkiye‟de araç
muayene hizmetini eskiden Karayolları
Genel Müdürlüğü veriyordu, bu hizmet artık özelleĢti; 2008‟den beri bu hizmeti veren tek
kurum TÜVTÜRK. Ama biz sadece araç muayene iĢindeyiz demiyoruz. Vizyonumuz;
trafik ve araç güvenliği konularında, bağımsız ve yetkin bir otorite örneği olarak kabul
edilmektir. Bu anlamda da misyonumuz; ülkenin tamamına ulaĢan hizmet ağı ve uzman
insan kaynağıyla, uluslararası deneyimlerden beslenen teknik birikimini paylaĢmak ve
araçlara yönelik çok yönlü hizmetler sunarak, Türkiye‟de yol güvenliğini arttırmak; bu
doğrultuda müĢterilerimize, yatırımcılarımıza, çalıĢanlarımıza, iĢ ortaklarımıza ve tüm
Türkiye‟ye değer katarak büyümektir.
Türkiye‟nin 81 ilinde, 273 araç muayenesi istasyonuyla hizmet veriyoruz. Yıllık
muayene adedimiz, muayene tekrarlarıyla beraber yaklaĢık 10 milyon. Neredeyse 10
milyon tekil müĢteriye hizmet etmekteyiz bir yıl içerisinde. Gelen araçların %36,5‟i, bir
baĢka deyiĢle gelen her on araçtan üçü maalesef muayeneden kalmaktadır. Bu da araç
güvenliği ve trafik güvenliği anlamında ne kadar önemli bir iĢ yaptığımızın bir göstergesi
sayılabilir. Çünkü bu kalan araçların yaklaĢık %98‟i muayene tekrarında bu kusurlarını
gidermiĢ olarak trafiğe güvenli bir Ģekilde çıkmaktadır. Bu anlamda 6 yılda, yaklaĢık olarak
on bir milyona yakın aracı güvenli bir Ģekilde trafiğe tekrar soktuğumuzu söyleyebiliriz.
ÇarpıĢmaların yaklaĢık %5‟i araç kaynaklıdır. Araç güvenliği bu anlamda çok önemli.
Peki, neden Trafikte Sorumluluk Hareketi? Vizyonumuz sadece araçların daha güvenli
seyretmesi değil. Trafik güvenliğine, araç güvenliğine bir katkı sağlamaktır. Burada birçok
bileĢen var. Biliyorsunuz ki trafikte yol önemli, insan önemli, bir de araç önemli.
Misyonumuzu gerçekleĢtirirken Ģu an sadece araç güvenliğiyle ilgili bazı çalıĢmalarımız
mevcut ama vizyonumuza ulaĢmak için ekstra gayretler göstermemiz, daha farklı
çalıĢmalar yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla, faaliyet alanımızda vizyonumuza ulaĢmak
için, bu anlamda biraz daha değer katabilecek, özellikle insanı içine alacak bazı
çalıĢmalarla bu vizyonumuza ulaĢmak yönünde çaba sarf ediyoruz. Trafikte Sorumluluk
Hareketi de bu çabamızın en önde geleni.
Ġkincisi, TÜVTÜRK olarak baktığımızda aslında zorunlu bir hizmet veriyoruz. Yasal
yaptırımlar olduğundan, her araç mutlaka bizim istasyonumuza gelmek zorunda. Tek
firma olmamıza ve rekabet olmamasına rağmen %30 muayene kaçağı var; yani on araçtan
üçü muayeneye hiç gelmiyor. Geç gelenler, muayenesini zamanında yaptırmayanlar var ve
yaklaĢık %42‟lik bir muayene tekrarı oranımız var. Yılda yaklaĢık 10 milyon civarında
51
Mahmut SİPAHİ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
müĢteriye hizmet verdiğimiz için, TÜVTÜRK olarak iletiĢimden kaçınmamız söz konusu
bile olamaz. Muayene kaçağını daha az rakamlara, Avrupa standartları seviyesine indirmek
için sadece yaptığımız faaliyetle değil, diğer iletiĢim çalıĢmalarıyla bu insanlara ulaĢmanın
yollarını aramaktayız.
Bir baĢka iletiĢim çabamız da bu araç muayene algısıyla ilgili; olumsuz ya da daha
doğru bir deyiĢle “soğuk” algıyı biraz kırabilmek. Bu zorunlu hizmet sırasında bir aracın
yaklaĢık iki yüz noktasına bakıyoruz, kontrol ediyoruz. ĠĢin ucunda ceza var. Ve
dolayısıyla tüm bunlar bir araya geldiğinde TÜVTÜRK marka algısında biraz mesafeli bir
duruĢ söz konusu. Trafikte Sorumluluk Hareketi‟ni, bu mesafeyi kırabilmek, yaptığımız iĢin
önemini ve nihai amacını daha çok kiĢiye anlatmak amacıyla etkin bir Ģekilde kullanmaya
çalıĢıyoruz. Bir diğer amacımız ve gayretimiz de paydaĢ iliĢkisi. Ġkinci oturumda YeĢim
Hanım‟ın belirttiği çok önemli bir konu vardı; bu konu, trafikle ilgili tek bir muhatabın
olmaması. Ülkemizde çok fazla kurum ve kuruluĢ trafikle ilgili çaba içinde ancak bunları
tek bir çatı altında toplayan bir kurum ya da kuruluĢ yok. Bizim araç sahipleri ve ilgili
kurumlarla bu iletiĢimi, etkileĢimi arttırmak için paydaĢ iliĢkisi kavramı içerisinde çeĢitli
iletiĢim çalıĢmalarımız var. Biraz sonra Trafikte Sorumluluk Hareketi‟nin paydaĢ yapısından
bahsedeceğim ve bu noktaya iliĢkin biraz daha fazla ayrıntı vereceğim.
Bir diğer konu da değer temelli pazarlama. GeliĢen teknoloji ve iletiĢim nedeniyle
artık piyasadaki rakip ürünler-hizmetler neredeyse birbiriyle eĢitlenmeye baĢladı.
Dolayısıyla bir marka olarak fark yaratabilmek için, yaptığınız iĢe değer katmanız
gerekiyor. MüĢterilerin sadece aklına değil, zihnine ve ruhuna da hitap etmeniz gerekiyor.
Örneğin, piyasada çok sayıda kozmetik markası var ve hemen hemen hepsinin
teknolojileri birbirleri ile aynı, fiyatları bile neredeyse aynı. Fakat bazı firmalar hayvanlarda
test yapmayarak veya çevreye daha az zararlı girdiler kullanarak kendilerini piyasadaki
rakiplerinden ayrıĢtırabiliyorlar; müĢterilerine değer katabilecek kavramlar, söylemler
geliĢtiriyorlar. Biz de TÜVTÜRK olarak hem misyonumuzun ötesinde, daha ulvi bir
amaca hizmet edebilmek, hem de markamıza bu tarz bir değer katabilmek amacıyla
Trafikte Sorumluluk Hareketi projesini baĢlattık. ġimdi projemiz hakkında ayrıntılara yer
vereceğim.
Amacımız; trafik güvenliği konusunda bilinç oluĢturabilmek için, kurumsal sosyal
sorumluluk odağında eğitim ve iletiĢim çalıĢmaları sürdürmek; trafik güvenliği ve bireysel
sorumluluklar konularında farkındalık yaratmak, sürdürülebilir çözümler üretebilmek ve
paydaĢlarla iĢ birliği sağlamak.
2010 yılında yola çıktık. Ġmtiyaz sahibimiz UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme
Bakanlığı; o zamanki Bakan Sayın Binali Yıldırım‟ın öncülüğünde, bu projeyi baĢlattık. Ġlk
yaptığımız Ģey ihtiyaç analiziydi. Bir pazar araĢtırması yaptık; birçok kiĢiyle derinlemesine
görüĢmeler yaparak ihtiyaç ve mevcut durum analizi yapmaya çalıĢtık. Çıkardığımız en
büyük sonuç Ģuydu: “Trafikte diğer sürücülerden daha sorumlu davrandığınızı düşünüyor
musunuz?” sorusuna katılımcılardan %98,5 oranında “evet” cevabı geldi. Yani aslında
hepimiz kendimizi bu trafik sorunundan biraz soyutlamıĢ durumdayız. Hep dıĢarıya, dıĢ
etkenlere rol biçmekte; konunun hep bizim dıĢımızda olduğunu düĢünmekteyiz. Ya yola
suç buluyoruz, ya araca ya da baĢkalarına; hatta var olmayan bir trafik canavarına suç
52
Mahmut SİPAHİ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
buluyoruz. Fakat iĢin temeline indiğimiz zaman, aslında hepimizin bireysel sorumluluk
alarak ilerlememiz gerektiğini, asıl problemin bu olduğunu gördük ve dolayısıyla
odağımıza bireysel sorumluluğu aldık. Bu bireysel sorumluluk kapsamında da eğitim
faaliyetleri, daha çok insana ulaĢabilmek amaçlı saha etkinlikleri ve bazı iletiĢim
çalıĢmalarını baĢlattık. Sürdürülebilir çözümler için paydaĢ katılımını ve etkileĢimini temel
aldık. Yukarıda da belirttiğim gibi, çok sayıda kurum ve kuruluĢ trafikte sorumluluk
sahibi. UlaĢtırma, Denizcilik HaberleĢme Bakanlığı da sorumluluk sahibi, ĠçiĢleri
Bakanlığı da. STK‟lar, üniversiteler, belediyeler, bunların hepsi trafikle ilgili hem fikri hem
de eylemi söz konusu olan kurum ve kuruluĢlar. Dolayısıyla, paydaĢ yapısını biraz daha
geniĢ tutacak ve etkileĢimi arttıracak bir çaba içine girdik.
Trafikte Sorumluluk Hareketi‟nde koordinatörümüz UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı. TÜVTÜRK iĢin yönetim ve finansal kaynak kısmını gerçekleĢtiriyor.
Bazı kamu paydaĢlarımız, özel hedef gruplarımız ve tüm halka hitap edecek iletiĢim
çalıĢmalarımız var. TÜVTÜRK olarak finansal kaynak, insan kaynağı, bilgi birikimi, mesai
ve yönetim desteği sağlıyoruz. UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı koordinasyon ve yönetimin yanı sıra, insan kaynağı ve bilgi birikimini paylaĢıyor. Birçok
gönüllümüz var; bunlar iletiĢim çalıĢmalarının hepsinde bize destek oluyor. Diğer
paydaĢlarımız, örneğin Goodyear firması var, bu paydaĢlarımızın da hem bilgi
birikiminden, hem insan kaynağından etkin bir Ģekilde faydalanıyoruz. Sürdürebilirliğimizi
arttırmak amacıyla paydaĢ yapısını ve organizasyon-yönetim aĢamasını biraz daha tabana
yayacak ve farklı üçüncü parti kurumları da içine alacak çalıĢmalarımız mevcut. Yaratıcılık
ve içerik oluĢturmada profesyonel ajanslardan yararlanıyoruz. Proje modelimiz Ģöyle: Her
yıl bir veya iki defa paydaĢ toplantıları yaparak hem geçmiĢ yılların değerlendirmesini
yapıyor hem de önümüzdeki yıllara yönelik eylem planını çıkartıyoruz.
53
Mahmut SİPAHİ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
Trafikte Sorumluluk Hareketi bir çatı proje. Bu çatı projenin altında, hedef kitlelere
göre ayrıĢtırdığımız alt projeler bulunuyor. UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı
ve Millî Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ile birlikte yürüttüğümüz Can
Dostları Hareketi; keza, yine UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı, Millî Eğitim
Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü ve Goodyear‟la birlikte yürüttüğümüz Trafikte
Gençlik Hareketi iki ayrı alt projemiz. Ayrıca, tamamlanmıĢ iki alt projemiz daha var.
Bunlar Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile ortaklaĢa yürüttüğümüz Sorumlu
VatandaĢ Hareketi ve TġOF ile beraber yürüttüğümüz Güvenli TaĢıt Hareketi alt
projeleriydi. Sorumlu VatandaĢ Hareketi‟nde özellikle Halk Eğitim Merkezi kursiyerleri ve
öğretmenleri ile halkı hedeflemiĢken, Güvenli TaĢıt Hareketi‟nde daha çok ticari araç
Ģoförlerini hedef almıĢtık. Göz bebeğimiz dediğimiz Can Dostları Hareketi ise ilkokul 4.
sınıf öğrencilerine, velilere ve öğretmenlere yönelik bir eğitim projemiz. Her sene
öğretmenlere yönelik eğitim semineri gerçekleĢtiriyoruz. Seçilen 10 veya 12 ilden yaklaĢık
100 okuldan öğretmenleri bir araya getiriyoruz ve onlara yıl içerisinde gerçekleĢtirecekleri
trafik eğitimleriyle ilgili seminer veriyoruz. Öğretmenler daha sonra öğrencilerine ve
velilere yönelik eğitim, okul servis Ģoförlerine yönelik iletiĢim çalıĢmaları yürütüyorlar ve
bizim faaliyetlerimizi tabana doğru yayıyorlar. Burada sınıf içi ve sınıf dıĢı uygulamaların
yanı sıra Can Dostları Hareketi internet sitemizle çalıĢmalarımızı destekliyoruz. Goodyear
ile beraber yaptığımız Trafikte Gençlik Hareketi‟nin ayrıntılarını birazdan Lerzan Hanım
aktaracak. Bu projede lise öğrencilerini hedef alıyoruz. Burada da yine eğitim seminerleri
ve tabana yayılan bir eğitim anlayıĢını sürdürüyoruz. Sorumlu VatandaĢ Hareketi, yaĢam
döngüsünü tamamladı; çünkü hemen hemen her kente, birçok halk eğitim merkezine
ulaĢtık Onlara da yine bir eğitim semineri, daha sonra kursiyer ve usta öğreticilerine
ulaĢtığımız bir eğitim programı tasarlamıĢtık. Bunun yanında diğer kurslara katılan halka
da ulaĢmayı amaçlamıĢtık.
54
Mahmut SİPAHİ
Sağlık ve Güvenlikte İletişim Mecraları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
Bunların haricinde Sorumlu Vatandaş Hareketi kapsamında üniversite öğrencileri,
Ģirket çalıĢanları ve bizim kendi müĢterilerimize yönelik birçok iletiĢim çalıĢması da
gerçekleĢtirdik. Güvenli Taşıt Hareketi alt projemizi iki kanalda yürüttük. Öncelikle saha
etkinlikleri gerçekleĢtirdik. Trafik güvenlik tırımız 37 ili gezdi. ġehirlerin en büyük ve en
kalabalık meydanlarında bu tırdaki görevlilerimiz halkla doğrudan etkileĢim içine girdi.
Halkın trafikle ilgili konuları deneyimleyerek öğrenmelerini sağlayan bazı programlar
geliĢtirdik Örneğin emniyet kemerinin önemini gösteren simülatörümüzle, saatte 5
kilometre hızla giden bir aracın takla atması durumunda ne ile karĢılaĢacağını gösterdik.
Bu simülasyonu pek çok kiĢinin deneyimlemesini sağladık.
Yine TġOF ile beraber yaptığımız eğitim toplantıları oldu. Burada da ağırlıklı olarak
ticari araç Ģoförlerini hedef aldık ve bu kitleden birçok kiĢiye eğitim verdik. Tabii ki hedef
kitleyi mümkün olduğu kadar geniĢ tutmaya çalıĢtık fakat biraz daha projenin
sürdürülebilirliğini arttırmak, daha çok katılımcı, daha çok paydaĢ, daha çok finansör
sağlamak amacıyla Trafikte Sorumluluk Platformu‟nu oluĢturduk. Bu platformda bizim
paydaĢlarımızın haricinde özel sektörden veya resmi kurum ve kuruluĢlardan bazı
paydaĢları yanımıza çekerek ortak bir dil oluĢturabilmek ve ortak çalıĢmalara imza
atabilmek amacıyla bazı iletiĢim çalıĢmaları yaptık. Bunun en somut çıktısı Goodyear‟la
yaptığımız Trafikte Gençlik Hareketi projesidir diyebiliriz.
Biz projeye baĢladıktan iki yıl sonra, BirleĢmiĢ Milletler Yol Güvenliğinde Eylem On
Yılı stratejisi doğrultusunda, BaĢbakanımız ulusal Karayolu Trafik Güvenliği Stratejisi ve
Eylem Planı‟nı bizzat açıkladı. Trafikte Sorumluluk Hareketi de bu planda yer aldı; uzun
vadeli hedefler belirlendi. Ulusal eylem planındaki hedeflere ulaĢmak amacıyla Trafik
Güvenliği Platformu kuruldu. Biz de, Trafikte Sorumluluk Platformu ve bu çatı altında
geliĢtirilen Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu‟nu, çok daha fazla kurum ve
kuruluĢu kapsayan bu giriĢimle bütünleĢtirdik. Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu
2013 yılında 18 büyük kurum tarafından imzalandı.
Bunun haricinde de iletiĢim faaliyetlerimiz mevcut. Gönüllülerin katılımıyla bu
konularla ilgili birçok film, kamu spotu çektik. Radyo spotları yayınladık. Neredeyse tüm
halka ulaĢtığımızı söyleyebilirim. Kampanyamızın ilk çıkıĢ filmi bir kısa filmdi. Bu filmde
metaforik bir anlatımla, bu acıların önüne geçebilmek için hepimizin bireysel anlamda
sorumluluk alması gerektiğini anlatmaya çalıĢtık.
Sosyal medyada çok aktifiz. Facebook‟ta yaklaĢık 53 bin, Twitter‟da da yaklaĢık 10
bin takipçimiz var. Yine bir referans site anlamında trafikhareketi.org sitemiz var.
Milyonlarca Güvenli TaĢıt Kartı üretip dağıttık. Metrolarda çeĢitli uygulamalar yaptık.
Sonuç olarak, doğrudan eğitimlerle ve birebir etkileĢimle yaklaĢık 900 bin kiĢiye, iletiĢim
çalıĢmalarıyla da 3 milyon kiĢiye ulaĢtık.
Bizi davet edip dinlediğiniz için teĢekkür ediyor, esenlikler diliyorum.
55
Trafikte Gençlik Hareketi:
Gençler Arasında Trafik Güvenliği Bilincinin Artırılması
Lerzan Moral
Goodyear Kurumsal İletişim Müdürü
[email protected]
Özet:
Dünya Sağlık Örgütü tarafından derlenen verilere göre, 2010 yılında, tüm dünyada 1,3
milyon insan hayatını karayollarında kaybederken, trafik çarpıĢmaları, 15-29 yaĢ
grubunda görülen ölümlerin nedenleri arasında birinci sırada yer alıyordu. Bu veriler,
30 yaĢ altı genç nüfusta yaĢanan can kayıplarını önlemek için alınması gereken
önlemleri açık bir Ģekilde ortaya koyuyordu: trafiğe yeni çıkan gençlerde, trafik
güvenliği konusunda farkındalığı ve bilinci geliĢtirmek.
Bu gerçeklerden yola çıkan Goodyear, Türkiye‟de özellikle gençlerde trafik güvenliği
ve bireysel sorumluluklar konusunda farkındalığı geliĢtirmek amacıyla, Millî Eğitim
Bakanlığı, UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme Bakanlığı ve TÜVTÜRK Araç Muayene Ġstasyonları‟yla iĢ birliği içinde, Trafikte Gençlik Hareketi‟ni 2012 yılında hayata
geçirdi. Goodyear, projenin geliĢtirme ve uygulama süreçlerinde verimliliği artırmak
amacıyla, projeyi 2010 yılından beri devam eden Trafikte Sorumluluk Hareketi isimli
kurumsal sosyal sorumluluk projesinin Ģemsiyesi altında yapmayı seçti. Kurulan iĢ
birliği, projenin kısa sürede hayata geçmesi ve baĢarılı sonuçlar elde etmesinde çok
etkili oldu.
Ġlk defa 2012 yılında hedef gruplarla buluĢan Trafikte Gençlik Hareketi‟yle, lise son
sınıflarda zorunlu ders olarak programa dâhil edilen Trafik Güvenliği ve Ġlk Yardım
dersi destekleniyor. Bu dersi verecek öğretmenlerin yetiĢebileceği bir yükseköğretim
programı olmadığından, pilot okullarda bu dersi veren öğretmenlerin kapasitesinin
geliĢtirilmesi, projenin birinci uygulama adımı oluyor. Eğitim seminerine katılan
öğretmenler, trafik güvenliği konusunda kendilerini geliĢtirme fırsatı bulurken,
projenin saha uygulamaları hakkında da bilgi ediniyorlar.
Eğitim seminerine katılan öğretmenler, kendilerine verilen eğitim materyalleriyle,
okullarındaki öğrencilerin velilerine, servis Ģoförlerine, trafik güvenliği ve bireysel
sorumluluklar konusunda sunum yapıyorlar.
Öğretmenler, öğrencilere yönelik uygulamalarda, özel olarak geliĢtirilen eğitim seti
kullanılıyor. 10 örnek olay incelemesinden oluĢan set, hazırlık sürecinde öğrencilerle
yapılan araĢtırmada belirlenen öğrenci ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verecek
Ģekilde geliĢtirildi. Öğrencileri öğrenme sürecinin merkezine oturtan ve onların
katılımını sağlayan bu yöntemle, liseli gençlere hitap eden bir eğitim fırsatı sunuluyor.
Trafikte Gençlik Hareketi‟nin öne çıkan uygulamalarından biri, Trafik Olimpiyatları isimli
yarıĢma. Liseli gençlerin, trafik güvenliği konusunda çevrelerinde gördükleri bir
sorunun çözümüne yönelik bir iletiĢim kampanyası geliĢtirmesi öngörüsüyle
tasarlanan Trafik Olimpiyatları‟nın birinci yılında, öğrencilerin kampanyalarını sahada
uygulaması, proje ortakları açısından mutluluk verici sonuçlar doğurmuĢtur. Gençler,
trafik güvenliğini artırmaya yönelik çabalarında ne kadar yaratıcı ve hevesli
olabileceklerini ortaya koymuĢtur.
Trafik Olimpiyatları‟nın birinci yılında alınan baĢarılı sonuçlar, yarıĢmanın ikinci yılında
tüm Türkiye‟deki liselere açık hale getirilmesini sağlamıĢtır. 2012 yılından beri
uygulanan Trafikte Gençlik Hareketi‟yle, 2 yılda 20 bin öğrenciye, 40 bin veliye, 1000
servis Ģoförüne doğrudan ulaĢılmıĢtır. Bunun yanında, Trafik Olimpiyatları yarıĢmasına
katılan öğrencilerin tasarladıkları kampanyalarda ulaĢtıkları kiĢi sayısı, bunun kat be
kat üstündedir.
Anahtar
kelimeler: Trafik güvenliği bilinci, gençler, kurumsal sosyal sorumluluk projesi
56
Lerzan MORAL
Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
Merhabalar, öncelikle davetiniz için çok
teĢekkür ederim. Buraya geldiğimde
üniversite yıllarımı ve öğrenci olduğum
zamanları, kampüs havasını ne kadar
özlediğimi fark ettim. Aranızda öğrenciler de var, gördüğüm kadarıyla.
Sevgili öğrenciler, bu yılların, bu zamanların kıymetini bilin. Bugün sizlere
Goodyear ġirketi‟nin Türkiye‟de yürüttüğü kurumsal sosyal sorumluluk
projesi olan Trafikte Gençlik Hareketi ile
ilgili bilgi aktaracağım.
Öncelikle Goodyear‟ın neden böyle bir projeye giriĢtiği, neden böyle bir proje
geliĢtirdiği konusunda bilgiler aktarmak istiyorum. Goodyear Tire & Rubber Company
1898 yılında kurulmuĢ Amerikan menĢeli bir lastik firması ve sahip olduğu teknoloji ve
inovasyon gücüyle, insan kaynağıyla, dünyanın lider lastik üreticilerinin baĢında geliyor.
Ürünlerini piyasaya sürdüğü 185 ulusal pazar var. 5 kıtada, 22 ülkede 50 fabrikası, 69
binin üzerinde çalıĢanı var. Goodyear ġirketi yaptığı bütün faaliyetlerin, geliĢtirmeye
çalıĢtığı bütün projelerin merkezine iĢ güvenliğini ve yol güvenliğini koyuyor. Projelerin
bir kısmı küresel, bir kısmı bölgesel olabiliyor.
Dolayısıyla biz de böyle düĢünen, böyle stratejileri olan bir Ģirket olarak Türkiye‟de
yola çıkarken, içinde bulunduğumuz mevcut ortamı ve koĢulları değerlendirmek istedik.
Trafikte Gençlik Hareketi projesi aslında bu noktadan çıktı. Yani hedefimiz, faaliyet
gösterdiğimiz her pazarda olduğu gibi, yol güvenliğine odaklanan bir kurumsal sosyal
sorumluluk projesi geliĢtirmekti.
Türkiye‟ye has, Türkiye‟nin ihtiyacı olan bir alana odaklanmayı hedefledik. Dünya
Sağlık Örgütü‟nün raporuna göre yılda 1 milyon 250 binin üzerinde insan sadece trafik
çarpıĢmalarından ötürü hayatını kaybediyor, 50 milyondan fazla insan yaralanıyor. Yine
aynı rapora göre dünyadaki ölüm nedenleri sıralamasında trafik çarpıĢmaları dokuzuncu
sırada. Yapılan bir öngörüye göre ise 2030 yılında bu neden, ne yazık ki beĢinci sıraya
yükselecek. Aynı araĢtırmaya göre, 15-29 yaĢ grubunun ölüm nedenleri arasında trafik
çarpıĢmaları birinci sırada. Bu yaĢ grubu her ulusun geleceğine yatırım yaptığı ve sahip
olduğu en değerli kaynak. Bu ana ve haklı nedenden hareketle, özellikle gençlere yönelik
olan, trafik güvenliği odaklı bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi geliĢtirmeyi amaçladık.
Bu projeyi yapılandırma sürecinde, 2011 yılında, daha hemen yolun baĢında araĢtırmalara baĢladık. 2012 yılında hayata geçen projeyi yapılandırırken ortaöğretim öğrenci ve
öğretmenlerine yönelik bir dizi odak grup araĢtırmaları yürüttük. Biz sadece ne anlatacağımızı değil, onu nasıl anlatacağımızı, hedef kitlemize göre nasıl bir dil, nasıl bir üslup
kullanmamız gerektiğini araĢtırdık. Çünkü sadece yapmıĢ olmak için yapmak adına yola
çıkmayı hedeflemedik. Buradaki en kritik noktamız, eğer bir yatırım yapıyorsak, bir zaman
harcıyorsak, bunun sürdürülebilir olmasını sağlamak ve faydalarını ölçümleyebilir olmaktı.
Bu araĢtırmalarda Maltepe Üniversitesi çatısı altında bulunan değerli hocalarım da yer aldı.
57
Lerzan MORAL
Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
ÇalıĢmalardan elde ettiğimiz bulgular ıĢığında proje kapsamında yapılacak çalıĢmalar
iki ana konuda yoğunlaĢtı. Bunlardan ilki; 12. sınıf Trafik ve Ġlk Yardım dersinin etkin
Ģekilde iĢlenmesini sağlayacak araç ve yöntemlerin geliĢtirilmesi oldu. 2012-2013 eğitim
öğretim yılı itibariyle bu dersi hayata geçirdik. Ġkincisi ise; seçtiğimiz ve gittiğimiz pilot
okullarda, ortaöğretim öğrencilerinin rol olacağı Trafik Güvenliği ve Ġlk Yardım
Kulüpleri‟nin iĢlevsel hale getirilmesiydi. Okulların çoğunda bu kulüpler yoktu; var
olanlarda da bu kulüplerden aktif olarak faydalanılamıyordu. Dolayısıyla projeyi
geliĢtirmeye baĢladığımızda iki odak alanımız bunlar oldu.
Goodyear tarafından desteklenen Trafikte Gençlik Hareketi; ortaöğretim
öğrencilerinin trafik güvenliği ve bireysel sorumluluklar konusunda farkındalığını
geliĢtirmeyi amaçlayan bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi olarak yapılandırıldı.
Aslında çok büyük bir çatı projenin bir alt modülü olarak ve ortaöğretim öğrencilerini,
velilerini, öğretmenleri, trafik güvenliği ve ilk yardım kulübü danıĢman öğretmenlerini ve
o okulların servis Ģoförlerini hedefleyen bir proje olarak hayata geçti. Aslında hedefimiz
tüm topluma ulaĢabilmek. Sadece bu dersle, yani 12. sınıf öğrencileriyle sınırlı kalmayıp
kulüpler aracılığıyla 9, 10 ve 11. sınıf öğrencilerine ve onların velilerine de ulaĢmaya
çalıĢıyoruz.
Amacımız; hedef kitleye, trafikte tehlike yaratmamak, tehlikelerden korunmak,
sürücü, yaya, yolcu olarak trafik kurallarına uymak, trafikte duyarlı olmak ve en önemlisi
de sorumlu davranmak konularında olumlu davranıĢ değiĢikliği kazandırmaktı.
ĠĢ birliği içinde bulunduğumuz kurumlar UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme
Bakanlığı, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim
Genel Müdürlüğü ve TÜVTÜRK Araç Muayene Ġstasyonları.
58
Lerzan MORAL
Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
Projeyi hayata geçirirken örnek olay incelemesi yöntemini, yani öğrencilere
öğrendikleri Ģeyi yaĢatarak öğrenmelerini sağlamayı hedefleyen bir model seçtik.
Öğrencilerin sadece okuyup anlamalarını değil; öğrendiklerini davranıĢlarına yansıtabilmelerini sağlayacak bir model geliĢtirmeyi hedefledik. Bu yöntemle öğrenciler soyuttan
çıkıp öğrendiklerini biraz daha pratiğe, uygulamaya dönüĢtürebileceklerdi. Öğrenciler bu
sayede bağımsız düĢünme, orijinal fikir üretme ve bunu ortaya koyma ve tartıĢma
özelliklerini de geliĢtiriyorlar. Öğrencilerin toplumsal duyarlılıklarını geliĢtirmeleri olanağı
da bu sayede doğmuĢ oluyor.
Projenin iĢleyiĢi Ģöyle: Ġlk adım,
eğitici eğitimiyle; yani Trafik ve Ġlk Yardım
dersini verecek öğretmenlerin eğitimiyle
baĢlıyor. Sonra hem veliler için hem servis
Ģoförleri için bilgilendirme toplantıları
oluyor. Ama asıl önemli olan konu
öğrencilere yönelik eğitimler. Bunlar iki
koldan yürüyor; sınıf içi uygulamalar ve
kulüp etkinlikleri. Sınıf içi uygulamalarda,
örnek olay inceleme yöntemiyle 10 vaka
inceledik.
Sınıf içinde öğrencilerin katılımını sağlayarak trafik güvenliği, daha doğrusu yol
güvenliği gibi ana konular hakkında bilgiler aktarıyor ve onların hem katılımcı yönlerini
arttırmayı hem de uygulayarak, yaĢayarak öğrenmelerini sağlıyoruz. Toplantıların
öncesinde testler uyguluyoruz ve sonrasında bilgilendirme toplantılarını takiben
öğrencilerin öğrendiklerini teyit etmek ve ölçümlemek adına aynı testleri tekrar ediyoruz
ve aradaki değiĢimi gözlemleyebiliyoruz. Zayıf olduğumuz yerleri, alanları da böylece
tespit etmiĢ oluyoruz.
Öğrencilere yönelik eğitimlerde Trafik ve Ġlk Yardım dersini destekleyen eğitim
paketi on örnek olaydan oluĢuyor. Bu örnekler odak grup görüĢmeleri ve proje raporu
kapsamında geliĢtirildi. Ortaöğretim Trafik ve Ġlk Yardım dersi öğretim programı
kazanımlarına göre kurgulandı.
Yöntem doğrultusunda, bir konuyla ilgi olarak karĢılaĢılan sorunlar neden-sonuç
iliĢkisi içinde sınıf ortamında incelenerek çözümleniyor; böylece öğrencilerin konuyla ilgili
bilgi beceri ve tutum kazanmasını sağlamak hedefleniyor. Benzer olaylarla karĢılaĢıldığında, daha hızlı ve etkin çözüm yolları bulmalarına yardımcı olmak için Ģekillendirildiler. Kulüpler vasıtası ile ise kullandığımız yöntem, Trafik Olimpiyatları adı altında,
katılımcı okullardan öğrenci gruplarının iletiĢim kampanyası düzenlemesine iliĢkin
yarıĢma. Trafik güvenliği ve ilk yardım kulübü etkinlikleri kapsamında, biz aslında hem
yol güvenliği konusunda öğrencilerin farkındalığını arttırmayı, ama bir yandan da bunu
yaparken onlara iletiĢim becerilerini de kazandırmayı hedefledik.
Proje kapsamında Trafik Olimpiyatları adında trafik güvenliği konulu kampanya
yarıĢması düzenliyoruz. Trafik Olimpiyatları‟nın ilkini, bir pilot uygulama olarak 2012-2013
eğitim yılında düzenlemiĢtik. Bu kadar güzel tepkiler alabileceğimizi açıkçası çok tahmin
59
Lerzan MORAL
Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
etmemiĢtik. Çok ciddi, çok kapsamlı çalıĢmalar yaptı öğrenciler. Yapılan çalıĢmalar
basında oldukça geniĢ biçimde yer aldı; TRT gibi ulusal kanallarda en çok izlenen
saatlerde haber bile oldu. Bunlar tamamıyla öğrencilerin kendilerinin yaptığı, Trafik
Olimpiyatları organizasyonu kapsamında gerçekleĢtirdiği faaliyetlerin bir sonucuydu; yani
biz Goodyear olarak yapmadık bunları.
Öğrenci kulüplerinin yaptığı etkinliklerden biri Ayyıldız Anadolu Lisesi‟nin
Trafikte Ayyıldız Gençlik Hareketi‟ydi. Bu
okulun yaptığı uygulama, kötü ya da
olumsuzu göstermek yerine, olumlu
olana odaklanmak üzerineydi. Yaya geçidi
olan yerlerde yaya geçidini kullanan, üst
geçitten geçilmesi gereken yerlerde bu
kurallara uyan, kırmızı ıĢıkta duran
kiĢilere teĢekkür belgesi dağıttılar.
Ankara Pursaklar Ayyıldız Anadolu Lisesi Trafikte Ayyıldız Gençlik Hareketi isimli
kampanyasıyla birinci oldu.
Ġkinci olan proje ise Malatya Fatih Lisesi‟nin Fatih Trafik Hareketi isimli kampanyasıydı. Bu projemizi, uygun bulduğumuz bütün platformlarda ilgili paydaĢlarla
paylaĢmayı hedefliyoruz.
Ankara Mehmet Emin
Resulzade Anadolu Lisesi de
Sessiz Trafik isimli kampanyasıyla üçüncü oldu.
60
Sektörel Uygulamalar: Trafik Kampanyaları / Trafikte Sorumluluk Hareketi
Lerzan MORAL
Trafik Olimpiyatları‟nda ilk
üçe giren okullarımız, geçtiğimiz
yıl dördüncüsü düzenlenen
Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi‟nde projelerinin sunumlarını yaptılar, geliĢtirdikleri posterleri sergilediler.
Böylece hem bu projede
yer alan arkadaĢlarımızı takdir
etmiĢ, desteklemiĢ oluyoruz;
hem de ileride projemizde yer
alacak yeni arkadaĢlarımızı, öğrencilerimizi de teĢvik etmiĢ oluyoruz.
Aslında çok yeni bir projeyiz. ġu ana kadar iki yılda 20.000 öğrenciye ve 40.000
veliye doğrudan eriĢtik. Ama daha da önemli olan, örneklerini gösterdiğim iletiĢim
çalıĢmalarıyla öğrencilerimizin projelerini çok daha geniĢ kitlelere kendilerinin ulaĢtırıyor
olması…
Dinlediğiniz için hepinize teĢekkür ederim.
61
4. Oturum
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar
Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Hakan AYTEKİN
Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi,
Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü
Çelikkord’ta İş Sağlığı ve Güvenliği İletişimi
Emine Yüksel POLAT
Pirelli HSE ve Kalite Sistem Şefi
Borçelik’te 10 Numara İşler
Hakan USTA
Borçelik Yönetim Sistemleri Müdürü
Kordsa’da İSG Eğitimi
Turan ŞAHİNER
Kordsa Global İş Yeri Hekimi
62
Çelikkord’ta ĠĢ Sağlığı ve Güvenliği
Emine Yüksel Polat
Pirelli HSE & Kalite Sistem Şefi
[email protected]
Özet:
Pirelli Grubu bünyesinde 1985 yılında modern araç lastiklerinin en kritik yapısal
elemanlarından birini üreten Çelikkord kalitelerine verdiği önem sonucu kısa sürede
Avrupa çelikkord sektörünün önde gelen firmaları arasına girmiĢ bulunmaktadır.
Çelikkord üretim bilincinin yanında çalıĢanların iĢ sağlığı ve güvenliğinin sağlanması
konusunda da ciddi yatırımlar yapmaktadır.
Çelikkord‟ta çalıĢanlar ile beraber yaptığımız faaliyetler:
ĠĢ kazası sonrasında çalıĢanı evinde ziyaret etmek, kıdemli personeller için kutlama,
her yıl Çelikord çalıĢanları tarafından çekilerek oluĢturulan Çelikord takvimi, Kadınlar
Günü kutlaması, iĢ Kazasızlık grup yemekleri, En iyi proje ve öneri veren çalıĢanların
evlerinde ziyaret edilerek ödüllendirilmesi, Tıp Bayramı kutlaması, kurumsal sosyal
sorumluluk çerçevesinde engelli çocuklar için atla terapiye destek verilmesi,
çalıĢanlara ve onların eĢlerine sertifikalı Ġlk Yardım eğitimi verilmesi, kan bağıĢı
kampanyası, çalıĢanların periyodik muayenelerin yapılması, çalıĢanlara yönelik
davranıĢ odaklı güvenlik yönetimi eğitimi, genel iĢ sağlığı ve güvenliği eğitimleri, mini
fabrika yönetimi ile her hafta yapılan iç denetimler, denetimlerin operatörler
tarafından yapılması, çalıĢanların müzakere performansını arttırıcı eğitimler, Tüm
çalıĢanları kapsayan takım çalıĢması ve iletiĢim becerisi eğitimi, iĢ psikoloğu ile yapılan
bireysel görüĢmeler ve buna benzer birçok iletiĢime yönelik eğitimler verilmektedir.
Anahtar
kelimeler: Çalışanlarla iletişim, Çelikkord, İSG uygulamaları
63
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / ÇELİKKORD’ta İş Sağlığı ve Güvenliği İletişimi
Emine Yüksel POLAT
Merhabalar herkese. Her oturumda ayrı
bir farkındalık yaĢadık. Biz de sağlık ve
güvenlik konusunda Çelikkord‟un yaptığı
uygulamaları paylaĢmak istiyoruz. Tamamen uygulamalardan örnekler vermeye;
doğrudan sonuçları paylaĢmaya çalıĢacağız.
Öncelikle sizlere Çelikkord‟u tanıtmak istiyorum. 1985 yılında kurulan ve
ilk üretimine 1988 yılında baĢlayan
Çelikkord, Ġtalyan Ģirketi olan Pirelli
grubuna bağlı. Araç lastiklerinin içerisindeki kort tellerinin üretildiği Çelikkord‟un
Ġzmit‟teki tesisi, Pirelli‟nin dünyadaki beĢ fabrikasından biri. Üç vardiya halinde çalıĢılan
ve yılda 42.500 ton kort teli üreten iĢletme 9001, 14001, OHSAS 18001 belgelerine de
sahip. Sunumumu sağlık ve güvenlikte iletiĢime örnek olabilecek örneklerden derledim.
Çelikkord‟ta yapılan uygulamalardan
biri kıdem töreni. YaklaĢık 25 yıllık geçmiĢi
var Çelikkord‟un. ÇalıĢanların büyük bir
bölümü eski personel. Bunları unutmamak
adına, belirli dönemlerde, 15 yıllık, 20 yıllık,
25 yıllık dönemlerde “kıdem töreni”
kutlamaları yapılıyor. Tabii burada en önemli
farkındalığımız, “kıdem töreni” için seçilen
çalıĢanlarımızın eĢlerinin ve çocuklarının da
fabrikaya davet edilerek babalarının nasıl bir
iĢte çalıĢtığını, hangi fabrika ortamında, nasıl
bir gürültülü ortamda çalıĢtığını görmelerini
ve onları evde anlayabilmelerini sağlamak.
TeĢvik amaçlı olarak, tüm çalıĢanların
devamsızlık sürelerini takip ediyoruz ve
bunları her gün belirli periyotlarda açıklıyor
ve olumlu sonuçları kutluyoruz. Yine
bireysel hale getirdiğimiz, Çelikkord‟un kendi çalıĢanlarından oluĢan bir fotoğraf
oluĢturmaya çalıĢıyoruz Bu da Çelikkord‟un 17 yıldır yürüttüğü bir faaliyet. Üç ayda bir
yayınladığımız, çalıĢanlarımızın kendilerini ve ailelerini anlattığı bir bültenimiz var.
Geleneksel olarak, her yıl ağustos ayında aile günü kutlaması düzenliyoruz. EĢlerimiz,
çocuklarımız birbirleriyle kaynaĢıyor. ÇalıĢanlar arasındaki iletiĢimi güçlendirebilmek için
eĢ ve çocukları davet ettiğimiz çeĢitli akĢam yemekleri organizasyonu da yapıyoruz. Bu
toplantılarda özellikle iĢ kazasızlık gruplarını öne çıkartıyoruz. ĠĢ kazası geçirmeyen
kiĢilerden oluĢan bu grupların ailelerini davet ettiğimiz yemek organizasyonunda,
çalıĢanların iĢ kazasını önlemek konusunda özverili davranıĢlarını ailelerine anlatıyor, bu
olguyu özümsetmeye çalıĢıyoruz. Çelikkord‟ta iĢ sağlığı ve güvenliği konusunda iyi bir
64
öneri geliĢtiren çalıĢanlarımızı, bizzat genel müdürümüzün eĢliğinde evlerinde ziyaret
ediyoruz; çalıĢanların çocuklarına ve eĢlerine hediyeler vererek onları da onurlandırmaya
çalıĢıyoruz. Bu tür kiĢileri yılda bir kez Abant‟a götürüyor, bir sosyal ortam yaratarak, iĢ
güvenliğinin önemini konusunda onları daha da teĢvik etmeyi hedefliyoruz.
Yine fabrikalarımızda son zamanlarda uygulamaya çalıĢtığımız bir konu temizlik ve
düzen. ArkadaĢlarımız denetimi doğrudan kendileri yapıyor. Bu konuyu teĢvik etmek
amacıyla da yemekli organizasyonlar yapıyoruz. Emeklilerimizi de unutmuyoruz, onları
fabrikamıza davet ederek geçmiĢte bize olan desteklerinden dolayı onurlandırıyoruz. Yine
geleneksel olarak Tıp Bayramı‟nı unutmuyoruz. Hekimlerimizin bu konudaki hassasiyetini
biliyoruz. Keza, fabrikamızda çalıĢan bütün kadınları, ilgili günlerde kutlamaya çalıĢıyoruz.
Yeni yaptığımız uygulamalardan biri de Çelikkord Hatıra Ormanı. Tabii bu etkinlikte en
önemli detay, dikim sertifikasının çalıĢanlar ve onların aile bireyleri adına düzenlen65
Emine Yüksel POLAT
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / ÇELİKKORD’ta İş Sağlığı ve Güvenliği İletişimi
mesiydi. Sertifikaları çerçeveleterek sunduk, böylece çalıĢanlarda ciddi bir farkındalık da
yaratılmıĢ oldu. Yine kurumsal bir sosyal sorumluluk etkinliği olarak Ġzmit bölgesindeki
engelli çocuklar için atla terapi çalıĢmalarına destek veriyoruz. Yasa gereği zaten kendi
çalıĢanlarımıza ilk yardım eğitimi aldırıyoruz. Ama çalıĢanlarımızın evde baĢına gelebilecek
bir durumda eĢlerini de kurtarabilmeleri için ya da onların ihtiyacı olan kiĢilere yardımcı
olabilmeleri için, gönüllü olan çalıĢan eĢlerine de ilkyardım eğitimi organize ediyoruz. Bu
da popüler bir etkinliğimiz. Tüm çalıĢanlarımızın eĢleri bu eğitime katılmak istiyor.
Çelikkord bu tür çalıĢmaların tamamen takım çalıĢmasıyla gerçekleĢtiğine inanıyor.
Yasa gereği yapmakla yükümlü olduğumuz iĢ sağlığı ve güvenliği eğitimlerine devam
ediyoruz. Keza önemli bir eğitim alanımız da iletiĢim eğitimi. Biz Çelikkord olarak bu
kültür değiĢimine hep birlikte evet dedik; en üst yönetimden en alt kademesine kadar. ġu
an bu süreci bütünüyle, birlikte yaĢayan bir fabrikayız.
Bu konularda biraz sabırlı olacağımızı biliyoruz. Ama en önemli iki nüans” ben
dilini” (ĠSG alanında uygulanan DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi yaklaĢımının
çalıĢanlara olumlu geri bildirim verme konusundaki ilkesi) öğrenebilmek ve öğretebilmek.
Aynı zamanda oluĢturulan gözlemcilerle birlikte, “arkadaĢını koru” felsefesini Çelikkord‟a
kazandırabilmek. Yine genel müdürümüz
her yıl tüm çalıĢanlarımızı toplayarak sağlık
ve güvenlikle ilgili gidiĢatı ve diğer bilgileri
paylaĢıyor. ÇalıĢanlarımızın dinlenme odalarını aynı zamanda eğitim odası olarak da
kullanmaya baĢladık Ġsterlerse bu alanlarda
müzik dinleyebiliyorlar ya da merak ettikleri
iĢ sağlığı güvenliği ile ilgili eğitimleri
izleyebiliyorlar.
Bu internetten çekilmiĢ bir fotoğraf
değil, Çelikkord‟ta bir hayat. Biz Çelikkord‟ta sadece kord teli üretimi yapılmadığını, çalıĢanlara dıĢarıda bir hayatın, bir
tabiatın olduğunu gözlemleyebilmeleri için
böyle bir bahçe ortamı oluĢturduk. Yemek
molalarında, iĢe giriĢ çıkıĢlarda, bunları
birkaç dakika seyretmeleri onları iĢe girerken
motive ediyor. Bu bahçe Çelikkord‟un bir
eseri…
66
Borçelik’te On Numara ĠĢler
Hakan Usta
Makine Mühendisi, Borçelik Yönetim Sistemleri Müdürü
[email protected]
Özet:
Psikoloji biliminin insan davranıĢını açıklamaya yönelik temel teorik yaklaĢımlarından
birisi olan “DavranıĢçı Teori”ye göre insan davranıĢı, bu davranıĢı tetikleyen nedenler
ve ardından takip eden sonuçlar açısından analiz edilebilir. ĠĢ ortamındaki bireyin
pekiĢtirilmesi hedeflenen “Güvenli DavranıĢ”ları ile caydırılması gereken “Riskli
DavranıĢ”larına yönelik değiĢim modellerinin yapılandırılabilmesi için de bu
davranıĢların tetikleyicileri ve sonuçları açısından anlaĢılması Ģarttır. Bu teorinin
günlük hayata uyarlanıĢına, kiĢilerin iĢ hayatındaki yani çalıĢtıkları örgüt içindeki
davranıĢlarını açıklamaya çalıĢan “DavranıĢ Odaklı Güvenlik Yönetimi” en yeni
örnekler arasındadır. Kaliteli bir üretim ancak güvenli ortamlar ve davranıĢlarla
sağlanabilir.
Borçelik bu bilimsel gerçekten yola çıkarak 2012 Haziran ayında altı aylık bir eğitim
ve hazırlık döneminin ardından 10 Numara Güvenlik projesi adını verdiği çalıĢmanın
BaĢlangıç VuruĢu Toplantısını gerçekleĢtirdi. Projenin tüm çalıĢanlara doğru bir
Ģeklide aktarılabilmesi için üretim tesisleri 4 saat boyunca durdurulmuĢ tüm çalıĢanlar
Genel Müdürümüzün de katılımı ile bilgilendirilmiĢlerdir. Ayrıca üretim bölümlerinde
tespit edilen özel riskler kampanyalar Ģeklinde ele alınmıĢ görseller kullanılarak
yayılımı sağlanmıĢtır. Ayrıca Borçelik Bülten dergisinin her sayısında 10 numara
çalıĢmaları detaylı olarak anlatılmaktadır. Bu yaklaĢım güvenlik için önemli olan Kritik
DavranıĢların Tanımlanması, Kritik DavranıĢların Ölçülmesi (Gözlenmesi), ABC
Analizi ve Aksiyon Planlaması ana adımlarını içeren bir süreç üzerine kuruludur. Bu
proje ĠĢ güvenliği odaklı olmakla birlikte iĢyerinde karĢılaĢılabilecek farklı sorunların
çözümü için de iĢ yapma kültürü değiĢimi anlamı taĢımaktadır. Özellikle gözlem
sırasında “ben dili” kullanılarak yapılan geri bildirimin çalıĢma hayatının her alanında
fayda sağladığı, sorunların çözümünü kolaylaĢtırdığı açık ve samimi iletiĢimi
güçlendirdiği bilinmektedir.
Borçelik te yapılan çalıĢmalar sonucunda iki yılda beĢ binden fazla gözlem
gerçekleĢtirilmiĢ, bu gözlemler sonucunda 400 den fazla iyileĢtirme yapılmıĢtır. Kaza
sıklık oranında yüzde Seksen oranında iyileĢme sağlanmıĢtır.
Anahtar
kelimeler: Sağlık ve güvenlik, davranışçı teori, 10 Numara Güvenlik Projesi
67
Hakan USTA
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler
Ben de bu sempozyumu düzenleyen ve
emeği geçen herkese çok teĢekkür etmek
isterim. Bu kadar bilgi ve beceriyi bir
araya toplamak herhalde çok mümkün
olmasa gerek. Borçelik‟teki deneyimlerimizden hareketle, daha çok davranıĢ
odaklı güvenlik yönetiminin ana safhalarını sizlerle paylaĢmak istiyorum
Öncelikle biz neden böyle bir
projeye baĢladık, bunu açıklamalıyım.
2011 yılı Borçelik için iĢ güvenliği
sonuçları açısından en kötü geçen yıldı. Toplam 35 kazamız, 18 kayıp günlü kazamız ve
309 kayıp günümüz vardı. Bu, belki endüstride anlaĢılır bulunabilir ama bizim için çok
kabul edilebilir bir durum değildi.
1994 yılında kurulan Borçelik 20. Yılını doldurmak üzere. Peki, iĢ güvenliği açısından
neler yaptık? 1999 yılında OHSAS 18001 standardı kabul edildi; biz 2000 yılında bu
belgeyi aldık. Dupond Stop Denetim Sistemleri ile farkındalık uygulamalarına baĢladık.
Saha turlarımız var. ĠĢ güvenliği haftaları organize ediyoruz. Üç yıldır yaptığımız drama
eğitimleriyle çalıĢanlarımızın iĢ güvenliği algısını arttırmaya çalıĢtık. Çok sayıda
aksiyonumuz var ama buna rağmen sonuçlarımız kötü. Bu kazaları detaylı olarak
incelediğimizde, güvensiz davranıĢ diye bir Ģey çıkıyor karĢımıza.
Biz de çoğunlukla bunu aceleci, dikkatsiz, zaten tanımlı bir davranıĢ var ama
uyulmuyor diye nitelendirdik. Aslında mevzunun temel sebebi Ģirket kültürünün
doğrudan davranıĢa yansımasıydı. Bunu tabii ki yöneticilerin itiraf etmesi, açıkça
söylemesi çok kolay bir Ģey değil. Ben 22
yıldır bu Borçelik çalıĢanıyım, bu kültürün
temelini atanlardan biriyim. Bunu
övünerek söylemiyorum ama en azından
bunun farkında olmak bence çok önemli
bir Ģey, yönetim açısından. DavranıĢ odaklı
güvenlik yönetiminin temel prensibi bu,
ölçülebilir, yönetilebilir ve değiĢtirilebilir
olmak. Artı DanıĢmanlık bunu bize çok
güzel anlattı. Borçelik‟te endüstride ve
sahada, on yıldır “Altı Sigma” metodolojisini çok net bir Ģekilde uyguluyoruz.
Tabii ki çok kolay olmadı karar vermemiz; “Bu projeyi mutlaka yapmamız lazım” diye
yaklaĢık üç ay ikna turları yaptık ve genel müdürlüğümüzü ikna ederek çalıĢmalara
baĢladık
Organizasyonun baĢında genel müdürümüz var. Yürütme Kurulu üç ayda bir
toplanıyor, proje master planının gidiĢatını değerlendiriyor. Bir altta üretim
müdürlerimizden oluĢan yönetim komitesi var. Bu komite de aylık olarak toplanıyor ve
her departmanın çalıĢmalarını gözden geçiriyor. En altta ise ünite içi, yani üretim
68
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler
Hakan USTA
departmanlarının kendi içinde yaptığı çalıĢmalar, değerlendirmeleri yürüten üç ayrı
komitemiz var.
Projemizi üç ana fazda düĢündük. Ġlk fazımız “hazırlık” fazıydı. Bir kick-off
toplantısıydı. Halen üzerinde çalıĢmakta olduğumuz ikinci faz “uygulama ve değiĢim”.
Üçüncü faz ise önümüzdeki dönemde yakalayacağımızı umduğumuz, “davranıĢ
değiĢikliğinin alıĢkanlığa dönüĢtürülmesi”, güvensiz davranıĢların değil güvenli
davranıĢların sayılması.
YaklaĢık on gün süren bir mevcut durum değerlendirmesinden sonra ilk iĢimiz
organizasyonu yapmaktı. Daha sonra, iki yıllık master planımızı oluĢturduk. Ġlk önce, iĢ
liderlerinin, ilk kademede gözlem operatörlerimizin eğitimini gerçekleĢtirdik. Daha sonra
gözlem forumlarının oluĢturulması ve 2012‟nin haziran ayında da kick-off toplantımızı
gerçekleĢtirdik.
Mevcut durum değerlendirmesinden sonra yaptığımız I. Modül Eğitimi‟nde bütün
müdürlerimiz, bu konuyla ilgili mühendis arkadaĢlarımız uygulamalı ve üç aĢamalı bir
eğitimden geçirildi. Ġlk kuĢak gözlemcilerimiz fabrikanın dıĢında iki günlük bir eğitim aldı.
Daha sonra gözlem formlarının dizayn edildiği ve tek tek analiz edildiği aĢamaya geldik ve
nihayet 30 Haziran 2012 tarihinde kick off toplantımızı yaptık. Bu bizim için çok kritik bir
konu. Çünkü bu toplantı 4 saat sürdü. Toplantıda çalıĢma arkadaĢlarımız kendi
hazırladıkları bir tiyatroyu genel müdürümüzü de iĢin içine katarak canlandırdılar.
ÇalıĢanlarımıza mesajlarımızı anlatmada en etkili yollardan biri bu tiyatro oyunu oldu.
Bu sempozyumun ana teması olan iletiĢim konusu ve bu konuda üst yönetim
desteğinin ne kadar kritik olduğunu anlatmak istiyorum. Genel müdürümüz “Güvenlik
69
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler
Hakan USTA
riski alarak üretilen bir ton bobin istemiyorum” sözünü yıllardır söylüyor. Bu sözün altını
dolduracak, ete kemiğe büründürecek proje On Numara Projesi‟dir.
Biz “on numara” veriyoruz. Bu çok önemli bir mesaj. Artık kurumda çalıĢmayan
dıĢarıdaki arkadaĢlarımıza “Aklınızda ne kaldı, neyi hatırlıyorsunuz?” diye sorduğumuzda,
genel müdürümüzün bu sözünün ciddi bir etki bıraktığını görüyoruz.
Söz verdik ve hepimizin bu projeye destek verme taahhüdü var. Gözlemcilerle yeni
bilgileri edindik. Periyodik olarak onlarla toplantılar yaptık. Devamında yöneticilerin fiili
modül uygulamaları oldu. Yenilikçi davranıĢ analiz çalıĢmaları yap, risk analizleri yapıldı.
Özellikle davranıĢ odaklı problemlerin, güvenlik problemi olan konuların üzerine çok
gittik. Bizim için yine kampanyalar çok önemliydi. Özel risk taĢıyan bölgelerde, özel
kiĢilerde iki ayrı kampanya yaptık; bunlardan biri genel müdürümüzün de katılımıyla
70
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / BORÇELİK’te 10 Numara İşler
Hakan USTA
bilfiil doğru ve yanlıĢın gösterildiği bir çalıĢma oldu. Yanma ve yakma güvenliğine iliĢkin
bir kampanya yaptık.
Üç ayda bir yönlendirme grubu çalıĢmaları devam ediyor. Biz 2013 yılı içerisinde
yaklaĢık beĢ bin adet gözlem gerçekleĢtirdik. Bu gözlemlerin analizleri sonucunda 400‟ün
üzerinde aksiyon açıldı. Ve 350 aksiyonu gerçekleĢtirdik ve devam ediyoruz.
ĠĢ güvenliğini yıllardır belki hepimiz çok genel bir ölçüm olan kazasızlık ve ağırlık
oranlarıyla ölçeriz. Yani hep yediğimiz golleri sayarak gidiyoruz.
Ġki yıl içerisinde ciddi bir iyileĢme sağladık; bu övünebileceğimiz bir Ģey ama tabii ki
yetinebileceğimiz bir Ģey değil. Bunu biz sıfıra indirinceye kadar çalıĢacağız. Peki, bu proje
ne zaman bitecek? Bu projede biz güvensiz davranıĢları değil, olumlu davranıĢları
saymaya, onları listelemeye, onları attırmaya çalıĢtığımız zamana kadar devam edecek.
71
Kordsa’da ĠSG Eğitimi
Turan ġahiner
Kordsa Global İş Yeri Hekimi
[email protected]
Özet:
Kordsa‟da yürütülen endüstriyel iletiĢim çalıĢmalarının olumlu ve olumsuz yönleri
bu bildiride ele alınacaktır.
ĠĢyeri hekimliği tarafından yürütülen sigarayı bırakma ve kilo kontrolü konulu
programların kampanyatif yönleri ve sonuçları paylaĢılacak, Kordsa‟da sosyal
sorumluluk kapsamında çalıĢanlara ve ailelerine yönelik sağlık ve güvenlik
uygulamaları hakkında bilgi verilecektir.
Anahtar
kelimeler:
Kordsa, endüstriyel iletişim kampanyaları, sağlık ve güvenlik iletişimi
72
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi
Turan ŞAHİNER
Değerli katılımcılar, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. Maltepe Üniversitesi‟ni
ilk defa gördüm. Çok hoĢuma gitti.
Üniversite hocalarını, öğrencilerini
tebrik
ediyorum.
Daha
önceki
konuĢmacının dediği gibi ben de
öğrencilik yıllarıma döndüm. Anılar
tazelendi. Güzel bir ortam çok keyif
alıyorum. Dilerim herkes bir Ģekilde
yararlanmıĢtır
Ben sunumumu daha ziyade iletiĢim kampanyalarının olumlu ya da olumsuz yanları
üzerine yapacağım. Özellikle endüstriyel kesimde iletiĢim maalesef çok problemli. Zaman
kısıtlı. Ġnsanlar birbirleriyle konuĢarak zaman kaybetmek de istemiyorlar. Kelimeler kıt.
Ruhsuz. Komut Ģeklinde. Ve otoriter. ġimdi böyle olunca da iletiĢimden kaynaklanan
birçok sıkıntı beraberinde geliyor. Örneğin elektronik posta üzerinden yapılan bir
iletiĢimde, anlatılmak istenen ifade karĢı tarafa baĢka bir Ģekilde yansıyabiliyor. Hepimiz
biliyoruz ki iletiĢimde beden dili, göz teması olmadan o iletiĢim eksik kalıyor. Bir sözü
kullanıyorsunuz ama beden diliniz ve göz temasınız da bu iletiĢime dahil olsa, o söz daha
farklı ifade edilmiĢ olacaktır.
Ġzninizle, çalıĢmakta olduğumuz sektörle ilgili birkaç tanıtıcı bilgi vermek istiyorum.
Kordsa Global, dünyada birçok fabrikası olan global bir Ģirket, bir holding. Bir “ara
ürün” olan lastiklerdeki kord bezini üretiyor. Üretim birkaç aĢamada gerçekleĢiyor. Tabii
ki bu sürecin olmazsa olmazı iĢ sağlığı ve güvenliği. Hedefimiz, sıfır iĢ kazası, sıfır çevre
kazası ve bütün meslek hastalıklarını önlemek. Gerçekten de bütün çalıĢmalarımız bu
baza oturuyor. Değerlerimiz, iĢ sağlığı, iĢ güvenliği, çevre, yasal ve etik değerlere bağlılık.
Kordsa Global‟de “yıldız ucu
modeli” olarak tanımlanan bir iĢleyiĢ Ģekli
var. Bu yıldız ucu ilk konuyu ve o konuyla
ilgili sponsoru ve lideri belirliyor: Bu
Ģekilde o konu toplantılar halinde,
çalıĢmalar halinde irdeleniyor. Ve yıldız
uçlarına ait tabiî ki gönüllü katılımcılar var.
KORDSA Global olarak sosyal
sorumluluk projesi kapsamında da
birtakım çalıĢmalar yapıldı, yapılmakta. ĠĢ
ve güvenlik konulu resim yarıĢması, “Bana bir şey olmaz abi!” konulu iĢ güvenliği tiyatrosu
ve iĢ dıĢı kazaları önleme kampanyası. Bilindiği gibi, geliĢmekte olan ülkelerde 3-5 yaĢ
arası ölümlerin en baĢta gelen sebeplerinden biri ev kazaları ve karakter oluĢumu da
çocukluk döneminde baĢlıyor. Dolayısıyla sosyal sorumluluk projesi kapsamında
çocukları bu iĢin içine çekmeyi hedefledik. Pek çok afiĢ hazırlandı ve görünecek yerlerde
sergilendi. Genel anlamda, iĢ dıĢı kazalar bunlar.
73
Turan ŞAHİNER
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi
Değerli katılımcılar, sağlığın geliĢtirilmesi konusunda da iki kampanya baĢlattık ve
ikisini de paralel yürüttük. Bunlardan biri obeziteyle mücadele, diğeri de sigara bırakma
mücadelesi. Bu iki çalıĢma biliyorsunuz Sağlık Bakanlığı tarafından da bir devlet politikası
olarak uygulanmaya baĢlandı. Gerek obeziteyle mücadelede, gerekse sigarayla mücadelede
önleme poliklinikleri açtık ve bu polikliniklerde, baĢvuran kiĢilere en az yarım saat zaman
ayırdık. Endüstriyel kesimde çalıĢan arkadaĢlarımız çok iyi bilirler, bir hastaya normal
periyodik muayenelerin dıĢında zaman ayırılması çok önemli bir değer. Biz bu zamanı
ayırdık. Amaç öncelikle onların gönüllerine inmek, onları kazanabilmek. Eğer bir
görüĢmede iletiĢim noktasında bir eksikliğimiz olmuĢsa, ondan olumsuz bir beden dili
geri dönüĢü almıĢsak, tedaviyi öteledik. Tabi birçok dokümanımız, araç-gerecimiz vardı.
CD‟ler, kitaplarımız, tartılar vs. Bunlar kendilerine destek olarak verildi. Sağlıkçı olan
arkadaĢlarımız çok iyi bilirler ki, özellikle obezitede multidisipliner bir tedavi ve takip
gerekiyor. Diyetisyenle, spor hocasıyla, iç hastalıkları ve endokrin uzmanıyla birlikte
yürütülmesi gereken bir çalıĢma. O açıdan sağlık merkezlerinden de bu desteği aldık.
Özellikle dirençli vakalarda, psikolojik sorunlarla bağlantısı olabilir ihtimalini hesaba katıp
psikolog desteğine baĢvurduk.
Tabii ki bu tip kampanyalarda olmazsa olmazlardan biri de eğitim. Her iki kampanya
sürecinde bütün çalıĢanları kapsayacak Ģekilde dengeli doğru beslenme eğitimleri verdik.
Nasıl poster oluĢturulacağı, nasıl konulara temas edileceği, hangileri öne çıkacağı
noktasında profesyonel destek alarak posterler oluĢturduk. Bu posterlerimizi kolayca
görünecek yerlere astık. Dahiliye uzmanımızın büyük desteği ile hazırladığımız kitabımızı
her baĢvuran çalıĢanımıza verdik. Özellikle doğru bilinen yanlıĢları silmek, insanların biraz
kafasını karıĢtırmak, araĢtırmaya sevk etmek yönünde Sağlıklı Bilgi YarıĢması ve Slogan
YarıĢması düzenledik.
Tabii ki bu tip kampanyaların dönem dönem etkisi azalır. Etki azaldığında tekrar
alevlendirmek, tekrar o külü üflemek gerekiyor. Bunun için de sağlık köĢesinde yazılar
oluĢturduk. Kampanyaya katılanların duygularını paylaĢtıkları bir dergimiz var. Birtakım
özel günleri gerekçe göstererek yazılar yayınlandı ve mesajlar çekildi.
Sorumlu doktorumuz Adnan Bey ve diğer sağlık çalıĢanlarımızla birlikte, çay
mahalleri ve yemekhane gibi alanlarda çalıĢanlarla bir araya geldik. Genel olarak insanlar
bir makamda ya da bir özel bir birimde biraz çekinirler; hele de arada masa varsa onunla
temas kurmanız, iletiĢime girmeniz zor oluyor. Birçok Ģeyi anlatamayabiliyorlar. Ama siz
74
Turan ŞAHİNER
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi
onların ayağına gittiğiniz, onun mekânında konuĢtuğunuz zaman çok Ģey değiĢiyor. O
mekânlarda bu kiĢilere herhangi bir konu götürmedik; sadece onları dinledik. Belki de
eksik olan, aramızda çoğu zaman unuttuğumuz gerçek onları dinlemek. Dinledikçe zaten
onlar gerekli konulara geldiler. Bizim eksiklerimizi söylediler. Belki bize daha önce
söylemedikleri konuları dile getirdiler. Onlarla ilgili tekrar geriye dönüp düzenlemeler
yaptık.
Burada istatistiksel değerlendirmeler
var. 212 kiĢi takip ettik.190 kiĢiden geri
bildirim aldık. 14 kiĢide baĢarısız olduk;
yani hiçbir Ģekilde kilo verememiĢ kiĢiler.
126 kiĢide ise kilo verme söz konusu oldu.
Mutlak baĢarı derseniz, 50 kiĢiyi obez olan
gruptan çıkartmıĢ olduk.
Yıllardır Türkiye‟de sigara Ģirketleri
tarafından bir sigara içim kültürü, bir
sigara içme deneyimi oluĢturuldu. Tabii
böyle oluĢan bir kültürü bir kampanya ya
da kısa süreli bir çalıĢma ile yıkmak kolay
olmuyor. Peki, biz neyi amaçladık? Ġnsanların kafasını biraz olsun karıĢtırmayı, bir miktar
insana sigarayı bıraktırmayı ama en önemlisi çocuklarımızı ve torunlarımızı kurtarmayı.
Bir iklim değiĢikliği oluĢturmak istedik; biraz bulutlar aralansın, biraz güneĢ çıksın. Bu
kötü kültürün devam edeceğini tahmin ediyorduk ama iklim değiĢtirmekte baĢarılı olduk.
Yarım saatlik görüĢmeler düzenledik; bu görüĢmelerde sigara içen arkadaĢlarımızı asla
dıĢlamadık. “Sigarayı niye içiyorsun?”, “Niye bırakmadın?”, “Şöyle hastalıklar yapıyor” gibi
konulara asla girmedik. O biraz kiĢinin
aklına hakaret oluyor. KiĢi zaten sigaranın
ne gibi sağlık sorunları oluĢturduğunu, ne
kadar zararlı olduğunu biliyor. Biz sadece
o kiĢiyi dinlemek, ona destek olmak
istedik. Sigara bağımlılığının üç ayağı var:
Nikotin ayağı, psikolojik ayağı ve sosyal
ayağı. Nikotin ayağını bir derece sigarayı
bıraktıran ilaçlarla çözebilirsiniz ama
psikolojik ve sosyal ayağını ancak iletiĢim
metotlarıyla
yenebilirsiniz.
ĠletiĢim
metotlarını doğru kullanamazsak, kiĢiye
dokunamazsak, ailesini yanımıza çekemezsek büyük ölçüde baĢarısız oluyoruz. Kalıcı
sigara bırakma süresi olan bir yıla varmadan onların büyük çoğunluğu tekrar sigaraya
dönmüĢ oluyor. Sigara bırakma kampanyasına üst yönetim büyük destek verdi, her zaman
yanımızda oldu. Görsellere önem verdik. Sigara izmaritini attığı yerde oluĢan çirkin
görüntüden etkileneceklerini düĢündük. Bu iĢe gönül verenlere, sigarayı bıraksın
bırakmasın sigarayı bırakma polikliniğine baĢvuranlara teĢekkür belgesi verdik. Bu arada
Ģunu vurgulamak istiyorum; sigara bırakma veya sigara içenlerin iki profili vardır. Hiç
75
Turan ŞAHİNER
Sektörel Uygulamalar: Endüstriyel Kampanyalar / KORDSA’da İSG Eğitimi
düĢünmeme, düĢünme; karar verme, sürdürme. Biz, hiç olmazsa sigarayı bırakmayı hiç
düĢünmeyen kategoride olanları düĢünür hale getirmeye çalıĢtık. Peki hangi sıkıntıları
yaĢadık. Nedense, ya Türk toplumuna özgü, ya da insana özgü bir durum; düzenli
kontrollere hastalarımızı getiremedik. Geriye dönük meslek hayatımda da ben bunu
gördüm. Ne kadar kiĢi hevesle gelirse gelsin idamesini sürdürmekte problem yaĢıyoruz.
Belki bunun psikolojik, sosyolojik incelemelerinin yapılması gerekiyor. Kontrollere
gelebilir olsalardı, her kontrol bir motivasyon olurdu. Her kontrol görmedikleri bir
sorunun çözümü olabilirdi. Hatalarımızı görmüĢ olurduk. Ġkinci yaĢadığımız sıkıntı,
aileleri sürekli takip edemedik. Gerek obezite olsun gerek sigara bağımlılığı olsun geniĢ
tabanlı bir sorun. Aile, iĢ arkadaĢları, sosyal çevre yani kendi içinde bulunduğu sosyal
çevreyi çekemediğiniz zaman çok ciddi bir eksiklik söz konusu oluyor. Ne yapmaya
çalıĢtığımız ve ailesinin hangi noktada kiĢiye nasıl davranması gerektiği konularında tam
iletiĢim kuramadık. Endüstriyel dünyanın getirdiği yer ve zaman sorunundan dolayı
aileleri sisteme çekemedik.
Sabrınızdan dolayı çok teĢekkür ediyorum.
76
5. Oturum
Eğitim Projeleri
Moderatör: Yrd. Doç. Dr. Kuntay ARCAN
Maltepe Üniversitesi, Fen – Edebiyat Fakültesi,
Psikoloji Bölümü
Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Olarak Obezite
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT
Maltepe Üniversitesi, Hemşirelik Yüksekokulu
İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa
Yönlendirilmesi
Öğr.Grv.Gülçin KARADENİZ
Maltepe Üniversitesi, Fen – Edebiyat Fakültesi,
Psikoloji Bölümü
Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi,
Psikoloji Bölümü
Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Maltepe Üniversitesi, İletişim Fakültesi,
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü
Güvenli Eller Kampanyası
Dilek TİRYAKİ
İş Yeri Hekimi
77
Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Olarak Obezite
Yrd. Doç. Dr. Seher Yurt
Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
[email protected]
Özet:
Anahtar
kelimeler:
Obezite gibi tüm dünyada ve ülkemizde önde giden bir sağlık sorunudur. Dünya
Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Avrupa Bölgesi‟nin en önemli halk sağlığı
sorunudur. Yaygınlığı 20 yıl içinde üç kat artıĢ göstermiĢtir. Avrupa Bölgesindeki
yetiĢkinlerin yarısı, çocukların beĢte biri fazla kiloludur.
Obezite bulaĢıcı olmayan hastalıkların artmasına, yaĢam süresinin kısalmasına, yaĢam
kalitesinin azalmasına neden olmaktadır. Obeziteye sahip bireyler tüm bu sorunlarla
yoğrulurken buna ek olarak; medya araçlardaki stigma, kaynağı belli olmayan
milyonlarca tedavi ve yöntem bilgileri, farklı uzmanların önerileri arasında gittikçe
sıkıĢmakta, obeziteden kurtulmak için sunulan yöntemleri denerken, var olan sağlık
sorunlarına yenilerini eklemekte hatta buna bağlı yaĢamlarını yitirebilmektedirler.
Sağlık iletiĢimi, birey ve kamu sağlığının geliĢtirilmesinde ortak paydadır. Sağlık
iletiĢimi; bireyin ve toplumun sağlığını geliĢtirmek için çeĢitli iletiĢim tür ve
yöntemlerinin kullanılması olarak tanımlanmaktadır. Hastalık Kontrol ve Önleme
Merkezi (CDC) ise, “sağlığı geliĢtirmek, bireysel ve toplumsal olarak alınan sağlık
kararları hakkında insanları bilgilendirmek ve etkilemek için çeĢitli iletiĢim
stratejilerinin kullanımı” Ģeklinde tanımlamaktadır.
GeçmiĢte insanlar, sağlık ve hastalıklarla ilgili temel bilgi kaynağı olarak sağlık
profesyonellerini görmekteydiler. Oysa günümüzde sağlıkla ilgili içeriklerin medyada
gözle görülür bir Ģekilde artması, insanların büyük çoğunluğunun sağlık bilgilerini
medyadan karĢılaması konusunu gündeme getirmiĢtir. Son yıllarda kitle iletiĢim
araçları ve internet üzerinden verilen sağlık bilgileri; bilginin kaynağı, güvenirliği, yasal
sorumluluğu ve neden olabileceği sağlık problemleri yüzyılın ele alınması gereken
önemli halk sağlığı konularından biri haline gelmiĢtir. Konuya obezite açısından
bakacak olursak; obezitenin, sağlık iletiĢimi çerçevesinde medyada sunulma Ģeklinin
“neden olabileceği” sorunların sağlık çalıĢanları ve iletiĢim profesyonelleri arasında
yeniden ele alınarak tartıĢılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Eğer sağlığın öznesi sağlık çalıĢanları değil de toplum ve bireyler ise, ve yine sağlıkla
ilgili seçimleri kiĢiler kendileri yapacaklarsa, sağlık alanında çalıĢan uzmanlar ile
iletiĢim uzmanlarının “Sağlığın Güvenliği” kapsamında, birey ve topluma verilen
bilgilerin ve kullanılan iletiĢim araçlarının kullanım ve denetiminde her zamankinden
daha fazla sorumluluk almaları yerinde olacaktır.
Obezite, sağlık iletişimi, güvenlik
78
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT
Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite
Ben de konuĢmama baĢlamadan önce
kongre düzenleme kurulundaki arkadaĢlarımıza teĢekkür ediyorum. Benim
konum olan obezitenin iĢ sağlığı ve
güvenliğiyle ne ilgisi var, diyebilirsiniz.
Bir soru sormak istiyorum sizlere.
Hayatında Ģimdiye kadar herhangi bir
diyet uygulamayan var mı? Hiç diyet
yapmayan? Peki, yakınları ya da
tanıdıkları
arasında
kilo
sorunu
yaĢamayan biri var mı? Böyle birini
tanımıyorum diyen? Yok… Evet, durumun zaten ciddiyeti bu gibi sorularda ortaya
çıkıyor. Evet önce konuyla ilgili kısa bir video gösterimi hazırladım ben. Birkaç dakikanızı
alacak. Önce onu izletmek istiyorum…
Videoda da izlediğiniz gibi oldukça geniĢ çerçevesi olan, her gün her birimizi
ilgilendiren bir konuda, medya güvenliği nasıl ele alıyor, biraz bunun üzerine konuĢmak
istiyorum. Ben bu iĢin uzmanı değilim. Sadece bu iĢle ilgili biraz kafa yormaya, biraz
düĢünmeye, biraz da dikkat çekmeye çalıĢıyorum toplumda. Bir nebze olsun bunu
baĢarabilirsem bir katkım olacaktır, diye düĢünüyorum. Sunumun içeriğinde kavram
olarak, aslında sağlık, iletiĢim, güvenlik nedir bunu tekrar irdelemek istedim. Ġstatistikler
obezite için ne diyor? Ne anlamalıyız? Medya olarak, sağlık çalıĢanları, politikacı ve
toplum olarak obeziteye bakıĢımız nasıl? Obezitede güvenlik nasıl etkileniyor? Bireyler
obeziteyle ilgili ne tür zararlar görüyorlar? Medyanın sorumluluğu ve etkisi nedir? Ayrıca,
sağlık çalıĢanlarının bu konudaki sorumluluğunu biraz tartıĢmak istiyorum.
ĠletiĢim; hepinizin bildiği gibi bir kaynaktan çıkan (kiĢi, kiĢiler veya organizasyon
olabilir bu), bilgi, haber, düĢünce, duyguyu bir araç kullanarak yazılı, sözlü, görsel veya
beden diliyle, baĢka insan veya insan topluluklarına aktarılmasıdır. Bu tanım tabii ki kitabî
bir tanım. Ama iletiĢimi kötü yönde kullanırsanız bu kitabi tanımın dıĢına çıkıyorsunuz.
Ben bunu yeniden sorgulamak istedim. Bir bireyin kendi çıkarlarına göre yaptığı ve doğru
diye sunduğu bilgiler, acaba farkında olmadan “doğru” diye yeniden, bir kez daha
üretiliyor mu, diye düĢünmenizi istiyorum. Kavramları kullanırken ne denli onların gerçek
anlamını içerebiliyoruz? Örneğin, “güvenlik” kavramı. Bu kavram için ekşi sözlük‟e
baktım, ekşi sözlük Ģöyle diyor: “Bir kişi bir kişiyi dövünce bir adam da onu koruyorsa ona
güvenlik denir.” ġimdi obezitede bizim güvenliğimizi koruyacak, bize zarar vereni dövecek
bir adamı nereden bulacağız, onu bilemiyorum. Yine iletiĢim; doğru olarak kabul edilmesi
istenen, yanlıĢ imajlar yaratmak için de yapılabilir, ki medyada bu çoğunlukla
gerçekleĢiyor. Bunu hem iletiĢim uzmanları yapıyor, hem sağlıkçılar olarak bizler
yapıyoruz. O nedenle halkın güvenini de kaybettik gibi geliyor bana. Bu nedenle kiĢiler
kendi doğru bilgilerini ararken çeĢitli yanlıĢlara düĢmeye baĢladılar. Eskiden insanlar
güvenlik konusunda bence daha Ģanslılardı. Bir vahĢi hayvandan korunuyordunuz belki.
Beslenmek için bir Ģeyle mücadele etmeniz gerekiyordu da, Ģimdi sokağa çıktığınız anda,
kendinizi güvende olarak addedemiyorsunuz veya çocuğunuz odasında bilgisayarın
baĢındayken çocuğum güvende diyebiliyor musunuz?
79
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT
Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite
Obezite dünyada hızla artıyor; ister çalıĢan olun, ister okuyan öğrenci olun, ister
genç olun, ister gelecekte ebeveyn olun, bu kıskaç bütün dünyayı sarmaladı. Bir önceki
oturumda konuĢan KORDSA‟daki sayın panelist arkadaĢım çok güzel ifade etti. ĠĢyerleri
artık obeziteyle mücadeleye baĢladı. Çünkü yakın bir gelecekte iĢ yerleri sağlıklı bireyler
çalıĢtırmakta zorlanacaklar. Bu açıdan oldukça önemli. Avrupa‟da okul çağındaki
çocukların 3 milyonu obez ve bu rakama her yıl 85.000 çocuk daha ekleniyor. Bir baĢka
deyiĢle, bu milyonlarca çocuğun her biri yetiĢkin hastalıklarıyla mücadele ediyor.
“Türkiye obezitenin neresinde?” sorusunun yanıtı olumsuz; her 100 kiĢiden 32‟si obez.
Temel sağlık hizmetleri istatistiklerine göre kötü bir sonuçla karĢılaĢıyoruz. Sabahki
oturumlarda konuĢuldu; trafikten ölüm
oranı tüm ölümler içerisinde %20‟lik bir
oranı oluĢturuyor. Ama ölümlerin
yaklaĢık olarak %50‟si obezitenin yol
açtığı sağlık sorunlarından, obeziteyle
iliĢkili hastalıklardan kaynaklanıyor.
Yolda birini çevirip “Obezitenin sizce
nedeni nedir?” diye sorsam; büyük bir
ihtimalle cevabı “çok yemek”, “hareketsiz
yaşam” diyecektir. Obezitenin burada
sayamadığım pek çok nedeni var: sosyokültürel
etmenler,
gelir
düzeyi
düĢüklüğüne bağlı beslenme bozuklukları, hataları, psikolojik problemler, genetik
problemler… Aslında obezitenin tam nedenini bulmuĢ olsak herhalde sorunu çözmeye
de bir adım yaklaĢmıĢ oluruz.
Bilim obezite konusunda, henüz büyük ölçüde araĢtırma aĢamasında. Öte yanda, bir
de medyanın obeziteyle ilgili verdiği mesajlar var. Biz bu mesajları nasıl algılıyoruz, buraya
bakmak gerekiyor. “İşte, seni hedeflediğin kiloya ulaştıracak 4 haftalık diyet planı!” dendiği ve
buna bir de hekimlerin, sağlık çalıĢanlarının reklam yüzü olduğu zaman, bu konudaki
güveniniz artmıyor mu? Doktor önerdiğine göre bir bildiği vardır, diyoruz. Yine afiĢlere
dikkat etmenizi istiyorum. Obeziteyle mücadele ve bir çekici vücuda kavuĢma, hızla
yapılması ve hızla sonuca ulaĢılması gereken bir olgu gibi gösteriliyor medyada. Bu
afiĢteki adam bu kiloyu alırken, on günde mi aldı? ÇeĢitli hastalıklar nedeniyle on gün
içerisinde alabilir ama bu böyle bir durum değil. Bu kilo belki anne karnındayken baĢladı,
kronik bir süreçle ilerledi. Medya “on günde kilo ver”, “hızlı koş, maratonda kilo ver” deyip
kiĢiyi ölüme sürükleyecek mesajlar verebiliyor ama böyle bir kiĢi koĢmaya kalktığında on
metre sonra kalp krizi geçirmeyeceğinin garantisini veremiyor.
80
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT
Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite
Çok yerde bu tür medya içerikleriyle karĢılaĢıyoruz ve bu iletiler bizde büyük bir
baskı yaratıyor. Obezite sorunu nedeniyle zaten psikolojik olarak toplumsal baskıya
maruz kalmıĢ olan hastaların bu görselleri gördüğü zaman, aslında ona Ģöyle diyoruz:
“Boğazını tut, iraden zayıf, seni bağlamak lazım, sen kendine hakim olamazsın, öl daha iyi.” Onlar
da zaten bunun için çabalamıyorlar mı? “Böyle yaşayacaksam öleyim, daha iyi…” Yine benzer
bir içerik afiĢlerde karĢımıza çıkıyor. Böyle bir yenilgi yaĢamak isteyen olabilir mi?
Ben mesela bir yemek bağımlısıyım. Acaba eğitim vereceğimiz çevreye nasıl etkin bir
katkım olur, diye kursa gittim ve bu kursta dokuz ay yemek bağımlısı olduğumu
reddettim. Kursta, önce bizim terapi olmamız gerektiğine karar verdiler. ġimdi obezite
sorunu olan benim gibi birçok kiĢinin temel sorunlarından birisi de bu. En sevdiğiniz Ģey
sigara, alkol ise bunlardan uzak durmanız kolay; yanınıza almayabilirsiniz, cebinizde
taĢımayabilirsiniz bunları. Ama yemek bağımlısıysanız, her gün üç öğün onunla ringe
çıkmanız gerekiyor.
Medya baĢka ne diyor bize? Arama motorlarından obeziteyle ilgili “bilinçlendirme
eğitimi” arayan kiĢi sayılarına baktım 54 tane baĢvuru var. “Beslenmede porsiyon ve
diyet” konusuna ilgi duyan 50 kiĢi varken, Buna karĢılık “bir ayda on kilo verdiren diyet
programı”na 10 bin, “zayıflatan küçük besin, sihirli besin” çağrısına 92 bin kiĢi müracaat etmiĢ.
81
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT
Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite
Türkiye‟de her iki kiĢiden birisi Ģu ya da bu Ģekilde internet kullanıcısı ve bilgiyi
kendileri almaya baĢladılar ya da bilgi gelip insanları buluyor. Örneğin, yaz ayları geldi;
bilgisayarınızı açıyorsunuz, facebook‟a giriyorsunuz, hemen sağ köĢede, sol köĢede “bir ayda
on kilo verin” diyen ilaç reklamları baĢlıyor.
ġu habere biraz dikkatinizi çekmek
istiyorum, gazete haberi ve Ģunu söylüyor:
sağlıklı bir vücuda kavuĢmak artık
elinizde. Adam buna nasıl kavuĢuyor
biliyor musunuz? Midenin bir kısmı ve
safra kesesi alınıyor. Ġnce bağırsak
ortasından ayrılıp mideye dikiliyor. Kısa
devre yaptırılan adama “Sağlıklısın”
diyoruz. Böyle bir imaj yaratıyoruz. Yani
“Seni keseceğiz, biçeceğiz; bir sürü riskin var
ama sen sağlıklı olacaksın” diyoruz. Ve son olarak ölüm haberlerini gazetede görüyoruz:
Risklerden biri de, kullanımın çoğu
zaman gizli olması. Çoğu kiĢi kullandığı
bir ilaç varsa bunu saklama eğiliminde
oluyor. Bu durum ölümleri artıran nedenlerinden biri. Medya bu olguyu yanlıĢ
kullanıyor evet, ama sağlık çalıĢanları
olarak bizler de henüz daha sağlıklı yolları
bulabilmiĢ değiliz. Örneğin sağlık bakanı;
“Obez dedik, olmadı. Sorunu çözemedik, şişko
diyelim” önerisinde bulunabiliyor. Yani
“şişko” dersek insanlar utanır, kilo almaz
diyor. Biz böyle bir yaklaĢımın sağlık sorununun en üst yetkilisinden, sağlık bakanından
duyabiliyoruz.
Yine bazı bakanlıklar konuya kültürel
açıdan yaklaĢıyor; her yöreye o yörenin
Ģivesiyle söylenen birtakım sloganlar
üretiliyor. Bu sloganlardan Ģunu öğrendim
ki, Türkiye‟de en güzel Türkçe ġırnak‟ta
konuĢuluyor.
Biz de “Obeziteye Karşı Elele” baĢlıklı
bir proje yürüttük. 1116 kiĢiyle yapılan
araĢtırmada ortaya çıkan bazı önemli
sonuçları paylaĢmak istiyorum. “Ailenizde
kilo sorunu olan kişi var mı?” sorusuna % 64
kiĢi “Evet” yanıtı verdi. “Herhangi bir sağlık profesyonelinden destek alıyor musunuz?” diyoruz,
bu çok önemli. KiĢilerin % 86‟sı sağlık profesyonellerinden yardım almıyor. “Kilo vermek
istiyor musunuz?“ sorusuna % 50‟ye yakın “Evet” yanıtı geldi. “Kilo almanın en önemli nedeni
82
Yrd. Doç. Dr. Seher YURT
Eğitim Projeleri / Bir Sağlık ve Güvenlik Konusu Obezite
nedir?” diyoruz; yanıt “Aşırı yemek” oluyor. Bir sürü faktör olabilir ama fazla kilonun tek
nedeni olarak “yemek yemek” zihinlere yerleĢmiĢ. “Çevrende sana kilo vermeni söyleyen kimse
var mı?” sorusuna kiĢilerin % 35‟i “Evet” yanıtını veriyor. “Kiloyla nasıl mücadele ediyorsun?”
sorusunun yanıtı ise % 74 oranında “Diyetle” oluyor…
Bu sunumu, halk sağlığı konusunda ders alan bir öğrencimle birlikte hazırladım. Bu
öğrenciye, “İsmail sence obezitede mücadele nereden başlıyor” diye sordum. Bizim obezite
konusunda kullandığımız, en zayıftan en ĢiĢmana doğru görsellerin dizildiği bir gösterge
çizelgemiz vardır.
Öğrenci “Bu skaladaki son üç kısımdan başlar, hocam” dedi. Burada iğneyi kendime
batırıyorum. Biz burada obezite ve güvenlik konularından bahsediyorsak da, henüz
dersimizi alan öğrencilerimize bunu yeterince ve doğru olarak iletememiĢ durumdayız.
Son söz olarak Ģunun altını çizmek isterim:
Obezitede mücadele, obezite daha baĢlamadan baĢlar.
83
Ġlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin
Trafikte Güvenli DavranıĢa Yönlendirilmesi
Öğr. Gör. Gülçin Karadeniz
Maltepe Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölümü
[email protected]
Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Psikolojö Bölümü
[email protected]
Öğr. Gör. Elif Sungur
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü
[email protected]
Özet:
Trafik eğitimi, çocukların pratikte uygulamaları gereken bilgi ve becerilere sahip
olmaları açısından gereklidir. Yapılan araĢtırmalar, okulöncesi dönemdeki çocukların
trafik eğitimi konusunda ebeveynlerini rol modelleri aldıklarını ve onları taklit ederek
kuralları kavramaya çalıĢtıklarını ancak 7 yaĢından sonra biliĢsel yeterliliklerin bu
eğitimi almaya uygun olduğunu ifade etmektedir. Bu dönemde verilecek eğitimlerde
oyunun önemi büyüktür. Bu proje; Trafik Hayattır! kapsamında 2012 yılında
baĢlatılan Hayatı Öğreniyorum Ġlköğretim Okulları Trafik Güvenliği Eğitimi Projesi
(HOITGEP) ilköğretim ikinci sınıf öğrencilerinin trafik konusunda yaĢ seviyelerine
uygun olarak hazırlanan içeriklerle bilgi düzeylerini artırmaya yönelik bir farkındalık
projesi olarak gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu kapsamda, 2012-2013 eğitim öğretim yılında
Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı Ġl Milli Eğitim Müdürlükleri iĢ birliğinde 10 ilde 1438
öğretmenin katıldığı eğitimler verilmiĢ ve eğitim paketi yaklaĢık 45 bin öğrenciye
uygulanmıĢtır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda öğretmenler HOITGEP
kapsamında hazırlanan eğitim programını “çok yeterli” bulduklarını belirtmiĢlerdir.
Öğrenci bilgisinin ölçüldüğü sonuçlar her iki yıl için tüm illerde ayrı ayrı
değerlendirilmiĢtir. Dönem sonunda öğrencilerin trafik bilgilerinde genel ortalamada
%5,4 oranında artıĢ sağlanmıĢtır. Bu tür projeler konuya farkındalık yaratması
katkısıyla önemlidir ancak asıl önemli olan bu konuda en büyük rol modeli teĢkil eden
ebeveynlerin davranıĢlarıdır. Hazırlanacak yeni eğitimlerde okullarda anne-babalara
bu eğitimde ne denli önemli rol aldıklarının önemini vurgulamak üzere konferans ve
veli trafik bilgisi eğitimleri de verilmelidir.
Anahtar
Kelimeler: Trafik eğitimi, trafik güvenliği, çocuk
84
Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi
Trafik eğitimi, çocukların trafiğe dahil olması için yeterli bilgi ve becerilere sahip
olmalarını garanti etmek için gereklidir. Çocukların neyi nasıl öğrenmeleri gerektiğini
planlamak içinse, onların biliĢsel yeterliliklerinin ve önceki trafik eğitimlerinin sonuçlarının tartıĢılması gerekmektedir (Dunbar, Hill ve Lewis, 2001). Çocukların yetkinlikleri
yetiĢkinlerden farklıdır. YaĢam döngüsünde geliĢen biliĢsel performans, sadece içgörü
geliĢtirmeyi içermez öğrenilen karmaĢık durumlarla baĢa çıkmayı da içerir. Okul öncesi
dönem çocukların dikkatleri, kavramaları (idrak) ve görsel algıları geliĢmeye devam
etmektedir. Bu süreçler trafik güvenliği için çok önemlidir. Örneğin karĢıdan karĢıya
geçmek için birçok beceri Ģarttır ve 7 yaĢa dek çocuklar bu becerilere sahip değildirler. Bu
sebeplerden ötürü trafik eğitimleri 7 yaĢ üzerinde uygulanmaya baĢlamalıdır (Danner,
Aarts ve Vries, 2008; Foot ve ark., 1999; Verplanken ve Orbell, 2003).
AraĢtırmalar, okul öncesi dönemden baĢlayarak -özellikle de 5 yaĢında- yapılacak
eğitimlerin kalıcı olduğunu ancak trafiğin özünün yani genel özelliklerin daha sonra
anlaĢılabileceğini göstermektedir (Dragutinovic ve Twisk, 2006). Bu dönemde trafik
eğitiminin anlamı, çocukların temel olan pratik becerilere hakim olmasıdır. Bu beceriler
sık sık benzer olan ve olmayan durumlarda yinelendiğinde çocuklarda davranıĢ değiĢikliğine sahip olurlar (Thomson ve ark., 1998). Özellike okul öncesi çocuklar kahramanları
olan ebeveynlerinin ve öğretmenlerinin davranıĢlarından çok etkilenirler (Hoekstra ve
Twisk, 2010; Thomson ve ark., 1998). Ayrıca bu dönemde verilecek eğitimlerde oyunun
önemi de büyüktür (McInnes, Howard, Miles, ve Crowley, 2009). Giedd (2004),
çocuklara doğru davranıĢın eğitimini vermek onlarda farkındalık yaratır ve dürtüsel
davranıĢlarını kontrol altına almalarına yardımcı olur. Fakat bu okul öncesi dönemde
mümkün değildir. Beyinin bu fonksiyonlarını düzenleyen frontonel bölge 12-25 yaĢları
arasında hızlıca geliĢmektedir (akt. Hare ve Casey, 2005).
Trafik eğitimi, pratikte tüm ülkelerde uygulanmasına rağmen her zaman çok baĢarılı
sonuçlar vermediği ve her eğitimin nitelikleri fazla arttırmadığı saptanmıĢtır. Bu
sonuçların, verilen eğitimlerin birebir öğretmenler tarafından yürütülmeyen ve
ebeveynlerin programa dahil edilmediği durumlarda ortaya çıktığı gözlenmiĢtir (Duperrex
ve ark., 2002; Hoekstra ve Wegman, 2011; Raftery ve Wundersitz, 2011).
Bu proje; Trafik Hayattır! kapsamında 2012 yılında baĢlatılan Hayatı Öğreniyorum
Ġlköğretim Okulları Trafik Güvenliği Eğitimi Projesi (HOITGEP) ilköğretim ikinci sınıf
öğrencilerinin trafik konusunda yaĢ seviyelerine uygun olarak hazırlanan içeriklerle bilgi
düzeylerini artırmaya yönelik bir farkındalık projesi olarak gerçekleĢtirilmiĢtir.
Bu kapsamda, 2012-2013 eğitim öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı‟na bağlı Ġl
Milli Eğitim Müdürlükleri iĢ birliğinde 10 ilde 494 okuldan 1438 öğretmenin katıldığı
eğitimler yapılarak projede eğitim çalıĢmasının nasıl yapılacağı öğretmenlere aktarılmıĢ,
öğretmen rehberi, sunum materyali, projenin ölçme değerlendirme araçları ile öğrenci
sayısı kadar öğrenci kitapçıkları paylaĢılmıĢ, öğretmenlerin hazırlanan derslerle ilgili görüĢ
ve önerileri alınmıĢ, 2012-2013 birinci dönemi öğretmen eğitimi sonrasında öğretmenlerden alınan görüĢ ve öneriler doğrultusunda, 2012-2013 ikinci dönem öğretmen
eğitimleri öncesinde eğitim materyali gerekli revizyonlardan geçirilmiĢtir (Tablo 1).
85
Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi
Tablo 1. 2012-2013 Eğitim Öğretim Uygulama Yapılan İller ve Katılan Öğretmen Sayısı Tablosu
Ġller
Frekans
Yüzde
Ġstanbul
92
6,4
Niğde
192
13,4
Bursa
199
13,8
Ankara
129
9,0
Ġzmit
147
10,2
Ġzmir
167
11,6
Samsun
151
10,5
Erzurum
103
7,2
Edirne
137
9,5
Afyon
121
8,4
Toplam
1438
100,0
Öğrencilere Uygulanacak Etkinlikler: Trafik Psikologu Yrd. Doç. Dr. Nevin Kılıç,
ĠletiĢim Bilim uzmanı Öğr. Gör. Elif Sungur ve Çocuk GeliĢimi uzmanı Öğr. Gör.
Gülçin Karadeniz tarafından tasarlanan ders içerikleri pilot uygulamalardan elde edilen
deneyim ve geri bildirimler ıĢığında gözden geçirilerek son hali verilmiĢtir.
Hazırlanan etkinler, Hayat Bilgisi dersi kapsamında “Okul Heyecanım” ünitesinde
iĢlenmek üzere Trafik güvenliği konseptinde yedi konu baĢlığı altında düzenlenmiĢtir.
Etkinlikler, müfredat programında yer alan kazanımlara uygun Ģekilde hazırlanmıĢtır.
Proje haftalık modüller Ģeklinde hazırlanmıĢtır. Her haftaya ait; modülü adı, amacı,
ders içinde kullanılacak araç gereçlere ait liste, ders öncesi yapılacak hazırlıklar, bilgi,
beceri ve tutum olarak kazandırılması gereken becerilere ait listeler hazırlanmıĢtır. Bu
listelerle; yönerge kağıtları, aktivite kağıtları, sunum dosyaları ve ödev kağıtları
düzenlenerek öğretmenlere sunulmuĢtur.
Yapılan hazırlıkların ardından çalıĢma ilk olarak pilot okulda uygulanmıĢ daha sonra
eğitim alacak tüm illerdeki öğretmenlerin eğitimleri ile devam etmiĢtir. Eğitim alan
öğretmenlerden gelen geri bildirimlerle proje çıktıları değerlendirilmiĢtir.
Projelerin çıktıları;
86
Proje kapsamında öğretmen eğitim seminerine katılan sınıf öğretmenleri aracılığı ile
projede yaklaĢık 45 bin öğrenciye ulaĢılmıĢ, üretilen ders içeriği kullanılarak sonuçları hem
öğrenci kazanımları çerçevesinde hem öğretmen değerlendirmesi alınarak
gerçekleĢtirilmiĢtir. AĢağıda parametreler bazındaki öğretmen değerlendirmeleri grafikler
halinde sunulmaktadır.
HOITGEP kapsamında hazırlanan “eğitim programının uygunluğu” konusunda katılımcı
öğretmenler ortalama 4,28 puan vererek “çok yeterli” değerlendirmesi yapmıĢlardır.
Şekil 1. Uygulama Sonrası Öğretmen Değerlendirmesi
4j45
4j60
2012
2013
Ortalama
Sınıfın uygunluğu
Kullanım kolaylığı
4j14
4j47
4j65
4j67
4j15
4j36
Davranışların
uygulanması
4j50
4j63
Bilgilerin
öğrenilmesi
4j56
4j64
Konuların
anlaşılması
4j61
4j69
Aktif katılımı
destekleme
4j66
4j78
Öğrenci beğenisi
4j41
4j58
Rahat uygulama
4j60
4j38
Amaç ve hedeflere
uygunluk
4j48
4j58
Derslerin sınıf öğretmenleri tarafından beğenilirliğinin, sınıf içinde öğrencileriyle
yaptıkları Trafik Güvenliği dersi uygulamalarının ardından da devam ettiği izlenmiĢtir. Bu
izleme, “Uygulama sonrası öğretmen değerlendirmesi” aĢamasında 10 parametre “1-5”
aralığında ölçülmüĢ, “öğrenci beğenisi, aktif katılım ve kullanım kolaylığı” konuları
projenin en baĢarılı bulunan yönleri olarak ortaya konulmuĢtur (ġekil 2).
İhtiyaca uygunluk
Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi
Şekil 1. Uygulama Sonrası Öğretmen Değerlendirmesi
87
Ders uygulamasının baĢlangıcında ve ünitelerin tamamlanmasında sonra dersi alan
öğrencilerde bilgi geliĢimini görmek için sunulan ders öncesi ön test ve dersin
tamamlanmasını takiben son test uygulanmıĢtır. Testlerde yer alan ölçüm unsurları
aĢağıda sunulmaktadır.
2013 Yılı Öğrenci Ön Son Test Unsurları
S.01 - Bisiklet kullanırken her zaman kask ve dizlik takmak gerekmez
S.02 -Yolcu indiren araçların önünden ya da arkadından yol çıkmak çok tehlikelidir
S.03 - Araba ile yolculuk ederken arada sırada emniyet kemeri takmasak tehlikeli olmaz
S.04 - Okul servisimizde yüksek sesle şakalaşmamız, servis şoförümüzün arabayı kullanmasını etkilemez
S.05 - Emniyet kemeri takmak da diş fırçalamak gibi sağlımızı koruyan bir davranıştır
S.06 - Mavi kare şeklinde olan yaya geçidi işareti şoförleri uyarmak için konulur
S.07 - Trafik lambası kırmızı olsa bile yol boş ise karşıdan karşıya geçebiliriz
S.08 - Okul servisi bir toplu ulaşım aracıdır
S.09- Çocukların arada sırada ön koltukta oturması tehlikeli değildir.
S.10 - Emniyet kemeri ani bir fren ya da çarpmada bizim araç içinde savrulmamızı, koltuğumzudan fırlamamızı önler
Kocaeli
88j3
84j8
87j0
İstanbul
93j4
91j6
93j0
92j7
Bursa
90j0
94j8
Ankara
90j9
95j4
Öğrenci bilgisinin ölçüldüğü sonuçlar her iki yıl için tüm illerde ayrı ayrı
değerlendirilmiĢ ve dersin kazanımları ortaya konmuĢtur. Buna göre, dönem sonunda
öğrencilerin trafik bilgilerinde genel ortalamada %5,4 oranında artıĢ sağlanmıĢtır. Bu
artıĢın en yüksek olduğu iller Samsun, Niğde ve Afyon‟dur (ġekil 3).
89j0
Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi
Niğde
Genel
Ortalama
Şekil 3. Ön test son test sonuçlarının iller arasındaki göstergesi
Trafik eğitiminde sadece okullarda çocuklar için hazırlanan çalıĢmalar planlamak
yeterli değildir daha önemlisi ebeveynlerin trafikteki tutum ve davranıĢlarıdır.
Hazırlanacak yeni eğitimlerde okullarda anne-babalara bu eğitimde ne denli önemli rol
aldıklarının önemini vurgulamak üzere konferans ve veli trafik bilgisi eğitimleri de
verilmelidir.
88
Öğr. Gör. Gülçin KARADENİZ - Yrd. Doç. Dr. Nevin KILIÇ – Öğr. Gör. Elif SUNGUR
Eğitim Projeleri / İlköğretim 2. Sınıf Öğrencilerinin Trafikte Güvenli Davranışa Yönlendirilmesi
Kaynaklar: Danner, U. N., Aarts, H., ve Vries, N. K. (2008). Habit intention in the prediction
of future behaviour: The role of frequency, context stability and mental accessibility
of past behaviour. British Journal of Social Psychology, 47(2), 245-265.
Dragutinovic, N. ve Twisk, D.A.M. (2006). The effectiveness of road safety education: a
literature review. R-2006-6. SWOV Institute for Road Safety Research. Leidschendam.
EriĢim adresi: http://www.swov.nl/rapport/r-2006-06.pdf.
Dunbar, G., Hill, R. ve Lewis, V. (2001). Children's attentional skills and road
behavior. Journal of Experimental Psychology: Applied, Vol. 7, No. 3, 227-234.
Duperrex, O., Bunn, F. ve Roberts, I. (2002). Safety education of pedestrians for
injury prevention: a systematic review of randomised controlled trials. British Medical
Journal, Vol. 324, 1129-1131.
Foot, H., Tolmie, A., Thomson, J., McLaren, B. ve Whelan, K. (1999). Recognizing
the hazards. Psychologist, 12(8), 400-402.
Hare, T.A. ve Casey, B.J. (2005). The neurobiology and development of cognitive
and affective control. Romanian Association of Cognitive Sciences, Vol. IX(3), 273-286.
Hoekstra, A.T. ve Wegman, F.C.M. (2011). Improving the effectiveness of road safety
campaigns: Current and new practices. IATSS Research, Vol. 34, 2, 80-86.
McInnes, K., Howard, J., Miles, G. ve Crowley, K. (2009). Behavioural differences
exhibited by children when practising a task under formal and playful conditions.
Educational and Child Psychology, 26 (2), 31-39 .
Raftery, S.J. ve Wundersitz, L.N. (2011). The efficacy of road safety education in schools: a
review
of
current
approaches.
EriĢim
Kaynağı:
http://casr.adelaide.edu.au/staff/?pid=1212
Thomson, J. A. (2006). Applied spatial cognition: From research to cognitive technology.
London: Routledge.
Thomson, J. A., Ampofo-Boateng, K., Lee, D.N., Grieve, R., Pitcairn, T.K. ve
Demetre, J.D. (1998). The effectiveness of parents in promoting the development of
road crossing skills in young children. British Journal of Education Psychology, 68(4), 475–
491.
Verplanken, B. ve Orbell, S. (2003). Reflections on past behavior: A self report index
of habit Strength.1. Journal of Applied Social Psychology, 33(6), 1313-1330.
89
“Güvenli Eller” Kampanyası
Dr. Dilek Tiryaki
Artı Danışmanlık
[email protected]
Özet:
Endüstride el kazaları en sık karĢılaĢılan kazalardan biridir. SGK‟nın 2012 yılı istatistiklerinde yaralanan organlar olarak el, kol, parmaklar, el bileği gibi bölgeler % 46‟yla
en çok etkilenen organlar olarak göze çarpmaktadır.
Bu bildiride eğitimle iç içe geçmiĢ bir kampanya olan “Güvenli Eller” kampanyası
hakkında bilgi verilecektir. Kampanya 2008 yılında bir ilaç fabrikasında yürütülmüĢtür. ĠĢletmenin bu konuya eğilme ihtiyacını doğuran neden, kendi kazalarını
analiz ettiklerinde iĢ kazalarının % 60‟ının ellerle ilgili olduğunu saptamalarıdır.
Kampanyanın aktiviteleri öncesinde odak grup görüĢmeleri ve anketler vasıtasıyla
yapılan araĢtırma ve durum değerlendirilmesinin ardından, “el güvenliği eğitimleri”
tamamlanmıĢ, slogan yarıĢması, poster ve broĢürler hazırlanması gibi etkinlikler
yapılmıĢtır.
Bu çalıĢmaların sonuçlarının izlendiği yılda ilaç firmasında el kazalarının ortadan
kalktığı görülmüĢtür.
Anahtar
Kelimeler: Güvenli Eller Kampanyası, el sağlığı, el kazaları
.
90
Dilek TİRYAKİ
Eğitim Projeleri / “Güvenli Eller” Kampanyası
Herkese merhaba. Günün bu iyice
ilerlemiĢ saatinde hâlâ sabırla dinleyen
katılımcılara, böyle çok özel bir konuyu;
sağlık ve güvenliği, iletiĢim boyutuyla
tartıĢan bir sempozyum için emek veren,
zaman
harcayan,
kaynak
ayıran
üniversite yönetimine ve ilgililere
teĢekkür ederim. Size eğitimle iç içe
geçmiĢ bir kampanyadan bahsetmek için
buradayım. “Güvenli Eller” kampanyası.
Birçoğunuzun da bildiği gibi iĢ güvenliğinde el kazaları en sık karĢılaĢtığımız
kazalardan biridir. Öncelikle bir iki istatistikle bunu vurgulayalım, adını koyalım
istiyorum. ġu an SGK‟nın 2012 yılı istatistiklerinde yaralanan organlara baktığınızda el,
kol, parmaklar, el bileği gibi bölgeler % 46‟yla en çok etkilenen organların baĢında
gelmektedir. 2012-2013 yılına ait Ġngiltere rakamlarında da bu oranlar % 36 olarak tespit
edilmiĢtir.
Neden böyle bir kampanya yürütmeye ihtiyaç duyulduğunu bir örnekle anlatmak
isterim? Bu kampanyayı birkaç kez yürütme fırsatı buldum hekim olarak. Bunlardan bir
tanesini, sonuçların da ölçüldüğü bir kampanyayı buraya getirdim. Yapılanların öncesi ve
sonrası arasındaki farkları değerlendirebildiğimiz bir kampanya olduğu için daha kıymetli
olduğunu düĢünüyorum. Bu kampanya 2008 yılında bir ilaç fabrikasında yürütüldü.
ĠĢletmenin böyle bir eğitim ihtiyacını doğuran neden, kendi kazalarını analiz ettiklerinde iĢ
kazalarının % 60‟ının ellerle ilgili kazalara bağlı olduğunu saptamalarıydı. Bu kaza oranı
2004-2007 yılında yine % 55‟e varan bir rakammıĢ ve söz konusu oranın yükselme trendi
olduğu için bu konuda bir aktivite yapma kararıyla yola çıkmıĢlar.
Amaç; el kazalarını ve mesleki etkilenmeleri engellemek, çalıĢanların bilincini
arttırmak, çalıĢanların aktif fikirlerini önerilerini almak, iĢbirliklerini ve motivasyonunu
sağlamak olarak özetlenebilir. Ġlk olarak Aralık 2007‟de kampanya için kullanılacak
araçları bir araya getirmek üzere toplandık. Yönetim takımı ile yapılan baĢlangıç
toplantısından sonra kampanyanın duyurusu gerçekleĢtirildi. Arkasından iĢletmenin
kazaları analiz edildi ve kampanyanın fazları tanımlanmıĢ oldu. Önce bir program
hazırlanarak dönemsel olarak hangi aktiviteleri gerçekleĢtireceğimiz belirlendi. Ġlk yapılan
Ģey çalıĢanların el kazalarıyla ilgili hem farkındalıklarını hem de inançlarını algılamaya
çalıĢtığımız bir anket oldu. YaklaĢık 25 soruluk bir anket çalıĢmasıydı bu. Anket
sonucunda birçok niceliksel veriye ulaĢmıĢ olduk. 269 çalıĢan tarafından doldurulan
anketteki sorulardan biri de “El kazalarının sizce sebebi nedir?” sorusuydu. Bir ilaç fabrikası
ve ampul kullanımı olduğu için, çalıĢanlar ampul kırıkları, ĢiĢe kırıkları, makinaya elle
müdahale gibi bir dizi nedeni dile getirdiler.
ÇalıĢmaya odak grup görüĢmeleriyle devam edildi. Odak grup görüĢmeleri bildiğiniz
gibi daha niteliksel verileri elde ettiğiniz bir çalıĢma biçimi. Burada, aralarında hiyerarĢik
bir fark olmayan eĢ düzey çalıĢanlardan oluĢan küçük gruplarla derinlemesine görüĢmeler
yapıldı. Odak grup görüĢmelerinin bize sağladığı en önemli veri, iĢletmede yazılı olmayan
91
Dilek TİRYAKİ
Eğitim Projeleri / Güvenli eller Kampanyası
kültürün deĢifre edilmesini sağlamak oldu. Yani çalıĢanlar arasında yaĢanan alt kültürü
biraz daha tanımamızı sağlayan bir çalıĢmaydı. Örneğin balon jojenin eldivensiz tutulması
halinde, herhangi bir kaza nedeniyle balon jojenin kırılması sonucu, içinde ısıtılmıĢ suyun
yanmaya neden olması, makine güvenliği ile ilgili alınan önlemlerin ara sıra bypass
edilebildiği gibi çalıĢanlar arasında birtakım bilindik uygulamaların tespit edilmesinin yanı
sıra, birtakım fark etmediğiniz tehlikeleri de odak grup görüĢmelerinin analizinde elde
etmek mümkün olmaktadır.
Bu çalıĢmada, el yaralanmaları türleri analiz edildi. Yaralanmaların yaklaĢık % 60‟a
varan en büyük kısmını kesiler ve yanıklar oluĢturmaktaydı. Sıklıkla yaĢandığı söylenen bu
el kazalarını yerinde incelemek için iĢletmeye gittiğimizde elde edilen verilerin yanı sıra,
eğitim içinde de bazı verileri toplama fırsatı bulduk. ÇalıĢanların ve yöneticilerin paylaĢtığı
örnekleri analiz ettik. Özellikle ilaç fabrikası deneyimi olan arkadaĢlarımız bilir; tablet
baskı makineleri ilaç fabrikasında çalıĢanların en sık elle müdahaleye kalkıĢtığı ve
böylesine steril bir ortamda parmak kopmalarının, parmak ezilmelerinin en sık yaĢandığı
makinelerdir. ÇalıĢanlar bu konuda yaĢanmıĢ örnekleri bizlerle paylaĢtılar ve biz,
oluĢabilecek ergonomik kazalardan kıymıklara, kimyasal etkilenmelere kadar birçok
örneği yerinde görme fırsatı bulduk. Biliyorsunuz, makine-ekipman varsa vücutta takı
olmamalıdır. Özellikle yüzüğe bağlı parmak kopmaları iĢ sağlığı alanında çok iyi bilinen
kazalardandır. Siz bunu bir iĢletme uygulaması haline getirseniz bile, zaman zaman
bypassların olabildiğini sahada görmeniz mümkün.
Daha sonra iĢletmede bir slogan
yarıĢması düzenledik, bu kampanyaları
çalıĢanların daha ciddiye alması için
onların önerilerini topladık. Toplanan
önerilerden birini kampanyanın ismi
olarak belirledik: “Güvenli Eller”. Diğer
sloganları da kullanacağımız bazı görsel
materyallerde değerlendirdik; “Elimiz
ekmeğimiz”, “Elele kazasız günlere” gibi.
Tabii iletiĢimin biraz daha iĢin içine
girdiği noktalardı burası. ÇalıĢanların
önerdiği sloganları görünür, algılanır hale
getirmek için bazen çizimle bazen fotoğrafla broĢür ve posterler hazırlandı. Bu
materyaller proje boyunca dönüĢümlü olarak fabrikanın çeĢitli yerlerine asıldı. Böylelikle,
sürekli farkındalığı sağlamayı amaçladık. Eğitim sonrasında katılımcılara dağıttığımız el
güvenliği ve el hijyeniyle ilgili unsurları içeren bir kitapçık bu çalıĢma kapsamında
hazırlandı.
Bu kitapçık ellerin nasıl korunacağı, el kazalarının boyutu ve basit el yıkama
prosedürünü içeriyordu. Daha sonra “Güvenli Eller” eğitim uygulamasında da, yaklaĢık
olarak 450-500 kiĢiden oluĢan çalıĢanlar 7 grup halinde eğitime alındı. Bu eğitimler
sırasında, iĢletmenin değerlendirilmesi sürecinde elde ettiğimiz görsellerden yararlanıldı ve
“el”e yönelik tehditlerin saptanması, tekrar değerlendirilmesi konularında bu görsellerin
görülür ve paylaĢılır biçimde kullanımı desteklendi.
92
Dilek TİRYAKİ
Eğitim Projeleri / Güvenli eller Kampanyası
Yine Glo-Germ adını verdiğimiz ve el yıkamanın etkinliğini gösteren bir materyal
aracılığıyla da el hijyeni eğitimi desteklenmiĢ oldu. Kampanya kapsamında, Kadın
Emeğini Güçlendirme Vakfı aracılığıyla hazırlanan hediyeler çalıĢanlara dağıtıldı.
Kampanyanın sıcaklığını tazeliğini korumak üzere akıllarda kalması için, burada
yapılanların belli bir periyot içinde ve birbirini izler Ģekilde, bir zaman planı dahilinde
yapılması amaçlandı. Hediyeler arasında özel el yapımı sabunlar, tırnak bakım setleri,
tırnak fırçaları gibi ürünler vardı.
YaklaĢık 6 aylık bir sürecin sonunda bir ölçme değerlendirme çalıĢmasıyla nereye
geldiğimize baktık; bu amaçla anket çalıĢması yinelendi. Bu ankette çalıĢanlara birtakım
sorular yönelttik. ÇalıĢanların % 83‟ü
kampanyanın el kazaları üzerine olumlu
etkide
bulunduğunu
ifade
etti.
Kampanyanın en yararlı aktivitesini
sıralamaları istendiğinde, ilk sırada “el
güvenliği eğitimi” belirtildi. Daha sonra
sırasıyla “poster ve broĢürler”, “odak
grup görüĢmeleri” ve “anketler” geldiği
görüldü. Eğitim ile ilgili raporlara
bakıldığında da çalıĢanların % 70‟inin
eğitim çalıĢmasını “çok yararlı” bulduğu,
% 29‟unun ise “yararlı” bulduğu görüldü.
Belki de, 2007 yılında yürütülen kampanyanın en önemli sonucu buydu. 2008 yılında
iĢletme, el kazaları konusunda, iĢ yüküne bağlı kayıtlı el kazalarında sayıyı sıfırlamıĢ oldu.
Yani % 60‟ı oluĢturan kazalar 2008 de sıfıra ulaĢtığı için kampanyanın baĢarısından söz
etmenin mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Daha sonraki süreçte de iĢletme, yeni
sloganlarla ve yeni görsellerle güvenli el konusunu gündemde tutmaya çalıĢtı.
Çok teĢekkürler, sağ olun.
93

Benzer belgeler