AURORA AVCILARI - Sağlik Ve insan Dergisi
Transkript
AURORA AVCILARI - Sağlik Ve insan Dergisi
gezelimgörelim AURORA AVCILARI Dr. Işıl ARICAN Tanıyanlar biliyorlar, kuzey ışıkları benim için her zaman çok özel ve mutlaka görülmesi gereken bir şey oldu. Sanırım ilk defa varlıklarını lise yıllarında iskandinav mitolojisine sardığım zamanlarda öğrenmiş ve böyle bir fenomenin varlığıyla büyülenmiştim. O zamanlardan bir gün gelince neresi olursa olsun gidip ölmeden önce bu inanılmaz doğa olayını görmeyi kafama koymuştum. Aradan yıllar geçip de büyüyüp iş güç sahibi olup bu yolculuğu gerçekleştirebilecek param olunca ilk fırsatta İsveç’in kuzeyine giderek kuzey ışıkları ile ilk kez karşılaşmayı başardım. 2007 yılında yaptığımız Kiruna gezimizi kısaca burada da anlatmıştım. Orada ilk defa kuzey ışıklarını gördüm ve büyülendim. Ama hem gittiğimizde güneş manyetik alanı çok güçlü olmadığı için ışıklar çok güçlü değildi, hem de yanımızda bu deneyimi fotoğraflayacak yeterli ekipman 74 SAĞLIK ve İNSAN / MART 2016 yoktu o zaman. Cüneyt ile tepemizden dökülen ışıklara bakıp büyülendikten sonra, bunu daha uygun bir zamanda, daha uygun ekipmanla tekrar yapmaya karar vermiştik. Yıllar geçti, ABD’ye taşındık. Bu sırada hem Güneş’in 11 yıllık manyetik döngüsünü iyice öğrendik, hem de Cüneyt fotoğraf ekipmanlarını epey geliştirdi. Buradan Kuzey Avrupa’ya gitmek zor olacağından bu defa Alaska’dan görmek için gitme planları yapmaya başladık ve 2015 yılının Mart ayında bu hayalimizi gerçekleştirdik. Bu defa zamanlamamız mükemmeldi! Yolculuğumuzu hem Güneş manyetik döngüsünün epey güçlü bir yılına denk getirmeyi başardık, hem de tamamen tesadüf eseri Güneş’te son 10 yılın en güçlü patlaması gerçekleşti ve saçılan protonlar biz oradayken Dünya’ya ulaştı. Tek kelimeyle mükemmeldi!!!!! Hem bu müthiş geziyi unutmamak, hem de gitmeye niyetlenenlere ipucu olması açısından işte 2015 yılındaki Alaska – Fairbanks gezimiz… Ne zaman gitsek ki? Alaska, ABD’deki doğası çok güzel yerlerden biri. Söylediklerine göre hem yaz mevsimi, hem kış mevsimi çok güzel ve değişik. Yazın doğal hayatı, buzulları ve batmayan Güneş’i görmek mümkün. Çoğu insan gezmek görmek için ve daha konforlu olması nedeniyle cruise gemisi ile gelmeyi tercih ediyor. Ancak bizim amacımız özellikle kuzey ışıklarını görmek olduğundan biz uçakla gitmeyi seçtik. Ayrıca ışıkları görme ihtimalimizi artırmak için kalış süremizi de biraz uzun tuttuk. Kuzey ışıkları tüm yıl boyunca mevcut olsa da, ancak karanlıkta seçilebiliyorlar. O nedenle amaç onları görmekse ne yazık ki sert iklim koşullarına rağmen kışın gitmek gerekiyor. En ideal zaman Mart ayı, çünkü Mart’ta hem hava kış ortasına göre biraz daha ılımış oluyor, hem de havanın en az bulutlu olduğu aylardan biri. (Alaska’da kaldığımız hostelin resepsiyon görevlisi Eylül ortasının da ışıkları gözlemek için epey iyi bir zaman olduğunu söyledi.) İlaveten, kuzey ışıklarını bütün ihtişamı ile görmek için Mart ayında gökyüzünde Ay’ın olmadığı haftayı seçmek önemli. Zira Ay büyüdükçe gökyüzü aydınlanıyor, Ay’la birlikte epey ışık kirliliği yaratabilir. Biz de Ay’ın evrelerini kontrol ettikten sonra, yolculuğu yeni ay haftasına denk getirerek 13 Mart akşamı yola çıkmaya karar verdik, biletlerimizi birkaç ay önceden aldık. ( Biletleri önceden almak önemli, zira Mart’ın en popüler ay olması en pahalı ay olmasını da beraberinde getiriyor.) İlaveten orada bulunacağımız sürede kullanmak üzere 4 çekerli bir aracı da önceden kiraladık. Kalacak yer konusunda da epey detaylı bir araştırma yaptık. Tecrübeli aurora avcıları kesinlikle şehir dışında, ışıklardan uzak yerleri öneriyorlar. Biz de birkaç farklı yerde kalmanın mantıklı olduğuna karar verip planımızı bu şekilde yaptık. Vardığımız gün ve sonrasındaki birkaç gün şehide bir otelde kalmaya karar verdik. Böylece şehri tanıyıp iklime ve çevreye adapte olabiliriz diye düşündük. Ardından üç günlüğüne A Moose in the Garden isimli bir B&B pansiyonda, son iki gün de hemen herkesin auroraların en iyi gözlendiği yerlerden biri olduğu konusunda hemfikir olduğu Mount Aurora Lodge‘da yer ayırttık. Ne giysek de donmasak? Kiruna’dan tecrübeliyiz, kutup bölgesi soğuk oluyor arkadaşlar. İnanın… Üstelik bu defa amacımız mümkün olan her akşam ışıkları görmek. Bu da şehir dışına çıkmayı, kuzeye bakan ve ufku gören bir yerde epey uzun saatler geçirmeyi gerektiriyor. Gideceğimiz hafta hava durumunun -30 C göstermesi nedeniyle gitmeden alışveriş ettik. Çifter kat termal içlikler, merino yününden kalın dağcı çorapları, yüzümüzü kapatacak kalın kar maskeleri ve hem ince hem de onların üzerine giyilecek kalın kar eldivenleri aldık. Cüneyt fotoğraf çeke- ceğini düşünerek iyi bir bot almak istedi, REI’deki görevli depoya giderek hayatımda gördüğüm en kalın botu getirdi. Alıp almama konusunda epey tereddüte düştük başta, bot bize o kadar büyük, ağır ve kalın geldi ki… Abartıyor muyuz acaba diye düşünmemize rağmen süper bir indirimde olduğu için aldık. İyi ki de almışız, hiç üşümeyen Cüneyt’in ayakları o bota rağmen dondu, dondu! Ders çalışmak lazım… Bu aurora denen meret her an gökyüzünde sizi beklemiyor ne yazık ki. Birkaç koşul bir araya gelecek ki, nazlı yüzünü size gösterecek. Daha önce belirttiğim gibi, öncelikle havanın karanlık olması gerekiyor. Ama o yetmiyor karanlık olduğu gibi bulutsuz da olmalı. Bitmedi, aurora aktivitesi Güneş’ten gelen manyetik fırtınanın gücüne, atmosfere saldığı proton yoğunluğuna ve hala daha anlamadığım bir sürü başka fiziksel etmene bağlı. Dondurucu soğukta otelden çıkıp dağ başına gidecekseniz en SAĞLIK ve İNSAN / MART 2016 75 azından koşulların aurora yaratmaya uygun olduğunu görmek gerekiyor. Bu nedenle hem hava durumunu, hem de normal hava durumun bir parçası olmayan bilimum atmosferik değeri sürekli takip etmeniz gerekli. Neyse ki tek deli biz değiliz, aurora avcıları için hazırlanmış ve bu değerleri ölçen, gösteren hatta bunların kombinasyonları ile aurora görme ihtimalini hesaplayan bilimum akıllı telefon uygulaması mevcut. Fairbanks Aurora avcıları Sonunda Cuma akşamı uçağa binerek uzun Alaska yoluna koyulduk. Direkt uçuş yok ne yazık ki, bizimki Seattle üzerinden aktarmalıydı, kısa bir aradan sonra Seattle’dan bizi Fairbanks’a götürecek uçağa bindik. Üçbuçuk saatlik uçuşun sonuna yaklaşırken pilotun anonsu duyuldu: “Sağdaki camdan bakarsanız ileride kuzey ışıklarını görebilirsiniz!” Cumartesi günü akşam yemeğinden sonra ilk auroramızı görme umuduyla yola koyulduk. araba kullanırken şehirden uzaklaştıkça ve saat ilerledikçe kuzeyde ufukta yeşil bir ışık belirmeye başladı. Araba kullandığım için ben fazla sağıma soluma bakamadım ama Cüneyt yanımda heyecanla bağrışmaya başlamıştı bile! Gitmeden birkaç hafta önce bu uygulamaların çoğunu indirdik. En memnun kaldıklarımız Android ve iOS için olan Aurora Forecast ve NASA Space Weather uygulamaları oldu. Android’de mevcut Aurora Alert uygulaması da benzer bir uygulama, ilaveten KP indeksi (Aurora görme ihtimalinizin en somut göstergesi) yükseldikçe alarm çalarak sizi dağa bayıra çıkmanız için dürtüklüyor. Ne yazık ki solda oturduğumuzdan ancak kıyısından görebildik ışıkları. Ama oldukça da heyecanlandık, demek ki oralarda bir yerdeler! Sonunda Fairbanks’a indik. Havaalanı minicik bir yer, dışarısı kar. Bagajlarımızı aldıktan sonra Avis’ten kiraladığımız aracı aldık. Bize dört çekerli bir Chevrolet Silverado verdiler. Böylece hayatımın ilk kamyon şoförlüğü deneyimini de yaşamış oldum. Başta “bu kadar büyük arabaya gerek var mı ya?” derken sonraki günlerde altımızdakinin tank gibi birşey olmasına birkaç kez şükrettik. Bizim yaptığımızı yapıp gecenin köründe dağ başına gidecekseniz böyle bir canavar kiralayın, zira -30 derecede dağ başında kara saplanıp yolda kalmak hiç eğlenceli değil. İlaveten aurora ile ilgili son durum bilgisi yayınlayan bazı twitter hesapları da var: @AuroraMAX ve @AuroraNotify. Bu hesaplar o gün aurora görülme ihtimalini, o anki durumu sürekli tivitliyorlar. @Aurora_alerts isimli bir hesap yörüngedeki uydudan güneşten gelen partikül ölçümlerine göre ne kadar zaman sonra aurora görüleceğinin bilgisini veriyor. 76 SAĞLIK ve İNSAN / MART 2016 Auroraları seyredeceğimiz yere ulaştığımızda artık gökteki yeşil ışık iyice belirginleşmişti. Arabayı park edince dışarı çıkıp gökyüzüne baktım. İşte hayallerimdeki mucizevi ışık oradaydı! Gözümün önünde yavaş yavaş kıvrılıp bükülüyor, parlaklaşıp sönükleşiyordu. Nefes kesiciydi! Nefesimizin kesilmesinin tek nedeni bu muhteşem görüntü değildi. Rüzgarsız yerde -30 C, bulunduğumuz yerde kimbilir eksi kaç olan olan hava sıcaklığı ve burnumun donmasının da bir miktar etkisi vardı nefessiz kalmamda sanırım. Bir yandan aurorayı kaçırmamaya çalışarak bir yandan hızlıca giyindik. Maalesef o kadar kat kat giyinip arabada durmak mümkün değil, o nedenle hafif giyinip gidilen yerde ilave katları giymek lazım. O da soğukta baya zor oluyor, insan bir kez üşüdü mü bir daha zor topluyor. Soğuk bir kez daha gösterdi ki “Amaaaan buna gerek yok abartmayalım” dediğimiz her şeye, hatta mümkün olsa daha fazlasına ihtiyaç var. Çünkü zaten hava çok soğuk. Üstüne rüzgarda kuzeye karşı ayakta durunca bütün soğuk rüzgarla yüzünüze, içinize işliyor. İlaveten kar üzerinde sabit duruyorsunuz. En başta iyiymiş gibi gelirken ayağınızdan giren soğuk ince ince bütün vücudunuza işliyor… sanki ayak tabanınızdan bacağınıza soğuk bir metal sokuyorlar. Nefesiniz burnunuzdan çıkar çıkmaz donup ince bir buz tabakası halinde yüzünüze yapışıyor. Kirpikleriniz donduğu için gözünüzü kırpınca birbirlerine takılıyorlar. Burnunuzun içinden çatır çutur sesler geliyor. Gündüzleri ne yaptınız diye sormayın hiç, hiç bir şey yapmadık. İnsan 6-7 saat dondurucu soğukta sabahladıktan sonra zaten otele gidince kamyon çarpmış gibi oluyor, ölü gibi uyuyor, öğleden sonra kalkıyor. Yemek yiyip azcık kendimizi toplayınca zaten gene gece oluyor, ve aurora avcıları olarak yeni bir aurora yakalamak için tekrar dağa çıkıyoruz. Ve beklenen büyük patlama! Fairbanks’taki 3. gecemizde Dirk önce biz arkada gene bir başka gözlem noktasına giderken çok heyecanlıydık. Daha erken saatlerde hepimiz takip ettiğimiz siteler, uygulamalar ve twitter hesaplarından sevindirici haberi almıştık. Güneşte son on yılın en kuvvetli patlaması meydana gelmişti ve güçlü bir manyetik rüzgar Dünya’ya varmak üzereydi. Bu da on yıldır görülmemiş güzellikte ve şiddette auroralar demekti. Hepimiz çok heyecanlı ama bir o kadar da stresliydik. Çünkü o güne dek pırıl pırıl olan gökyüzü akşamüstü oldukça kalın bir bulut tabakasıyla yavaştan kapanmaya başlamıştı. Bekledik….bekledik….bekledik…. bekledik…. Hava açacağına daha da kapadı… Hava durumu da hiç iç açıcı değildi. En sonunda saat 3 gibi umudumuzu kaybederek dönmeye karar verdik. Dirk deli oldu adeta, arabaya atlayıp o saatte daha kuzeye gitmeyi ya da biraz güneydeki yüksek dağlara tırmanmayı düşündü bir an. Ama altındaki arabaya güvenmediğinden ve sabah uçağa yetişmek zorunda olduğundan vaz geçti. Sinir olup otele döndük ve yattık. Biraz dinlendik ve bu arada aurora aktivitesini takibe devam ettik. Şanslıyız gibi görünüyor! Aktivite, bir önceki akşam kadar delicesine olmasa da hala fırtına seviyesinde, hava bulutsuz hatta göreceli olarak biraz daha sıcak. Bu defa işi şansa bırakmaya niyetimiz yok. Güneşin batmasına yakın ikinci gün gittiğimiz kuzeye bakan ve ufku boydan boya gören tepeye çıktık kamyonetimizle. Bir yandan nefis bir güneş batışı seyrettik ( kutup bölgelerinde güneş ayrı bir güzel batıyor), bir yandan da gece gelecek soğuğa dayanacak şekilde gene kat kat giyindik. Güneşin son ışıkları kaybolurken, hava daha tam kararmamış olmasına rağmen kuzeyde ufukta yeşil ışıltılar oynaşmaya başladı. Heyecanla ekipmanımızı kapıp arabadan çıktık, açıklığa konuşlandık. Hava karardıkça ufuktaki auroralar belirginleşti. Ve tek kelimeyle soluğumuz kesildi… Müthişti… O gece gördüğümüzü açıklayacak kelime bulabileceğimi sanmıyorum! Önceki gecelerde de büyülenmiştik, ama o gece resmen şok olduk. Aurora önce daha önce gördüklerimize benzer şekilde başladı: Kuzeyde beliren, belli belirsiz kıvrılıp bükülen yeşil bir kuşak… İzleyen günlerde de aurora görmeye devam ettik, onlar da çok güzeldiler. Ama o geceyle yarışacak bir şey görmedik tekrar. Sadece biz değil, Alaska yerlileri de aynı fikirdeydi. Sohbet ettiğimiz bir Alaska’lı fotoğrafçı bile son on yılda gördüğü en iyi ışıklar olduğunu ve hayatı boyunca buna benzer en fazla 2-3 gece gördüğünü söyledi bize. SAĞLIK ve İNSAN / MART 2016 77