Makaleyi Yazdır - Edebiyat Fakültesi Dergisi

Transkript

Makaleyi Yazdır - Edebiyat Fakültesi Dergisi
EFD / JFL
Edebiyat Fakültesi Dergisi / Journal of Faculty of Letters
Cilt/Volume 25 Say›/Number 1 (Haziran /June 2008)
Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek
Öldürümü Sorunsal›
The Critique of “The Death Cult” and the Problematic Notion of the Male Figure
Destruction in Oya Baydar’s Novels
Onur Bilge KULA*
Öz
Oya Baydar’›n, yo¤un yaflanm›fll›k yans›tan Hiçbiryer’e Dönüfl adl› ilk roman›nda u¤rad›klar›
a¤›r siyasal yenilgi nedeniyle, öz-güvenlerini, elefltirel düflünme yeteneklerini ve gelecek
umutlar›n› büyük ölçüde yitirmifl olarak kurgulanan figürlerde “düflünsel ölüm” motifi
söylemlefltirilmifltir. S›cak Külleri Kald› ve Erguvan Kap›s›’nda “ölüm” bafll›ca sorunsallardan
biri olarak ço¤unlukla erkek figürlerde yaz›nsallaflt›r›lm›flt›r. Bu yaz›nsal söylemin bir türevi
olarak erkeklerin ezici ço¤unlu¤unun sonu, gerçek anlamda bedensel ölümdür. Baz› erkek
kahramanlar ise, düflünsel ölüme yazg›land›r›lm›flt›r. Oya Baydar, derin tarihsel-kültürel
kökleri olan “ölüm tap›nc›” motifini öncelikle Erguvan Kap›s›’nda yaz›nsal söyleme
içkinlefltirmifltir. “Ölüm tap›nc›” ba¤lam›nda ortaya ç›kan “ölüm oruçlar›” ile ilgili olarak,
Ayd›nlanma’dan bu yana özerk bireyin öz-yap›sal niteli¤i olan “özgür istenç” sorunsal›n›
güncellefltirmifltir. Kültürel bir görüngü olan “ölüm tap›nc›” gelene¤ini içsellefltirmifl
figürlerin ak›l-d›fl› davran›fllar›n› felsefi aç›dan irdeleyen yazar, elefltirel bir bilincin
geliflmesini özendirmeyi amaçlar. Yazar›n çok baflar›l› ve kapsay›c› bir anlat›mla
biçemsellefltirdi¤i bu söylem, önemli bir estetik ve düflünsel de¤erdir.
Oya Baydar’›n yaz›nsal söylemi, önemli erkek kahramanlar›n›n hemen tümünü ölüme
yazg›land›rmas› nedeniyle elefltirilebilir. Genellikle erkek figürleri ölüme yazg›l› olarak
kurgulamas› nedeniyle, yazar, irdeleflti¤i “ölüm tap›nc›” sorunsal›n›n afl›lmas›na katk›
yapmakla birlikte, an›lan romanlarda ölümün yeniden üretilmesi olas›l›¤› varl›¤›n› korur.
An›lan yap›tlarda “ölümü kutsama” tavr› elefltirel ak›l birikimiyle afl›lmak istenir; ancak,
siyasal erki simgeledikleri varsay›lan erkekler öldürülerek, yazar›n anlat›m›yla, “en iyi erkek,
ölü erkektir” ilkesi sonucu bir “ölü erkekler mezarl›¤›” oluflturulmak suretiyle, “ölümün
alan›” daralt›l›r. Kay›p Söz, Oya Baydar’›n erkek ve ölüm konusunda farkl› bir yaklafl›m
gelifltirdi¤i son roman›d›r. Bu yap›tta bafl erkek kahraman, egemen erk ve bunu meflrulaflt›ran
yap›larla belli ölçülerde bütünleflmifl olmas›na karfl›n, zamanla içinde boy veren insanc›l
––––––––––––––––––––––––––––––
* Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Alman Dili ve Edebiyat› Bölümü, obkula@hacettepe. edu.tr
© 2008, Hacettepe University Faculty of Letters. All Rights Reserved
103
Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal›
kayg›lar›n pefline düflerek, egemen erkin d›fl›na ç›kmaya u¤rafl›r. Ömer Eren, iç
sorgulamas›nda “kendi rahat›n› sürdürme” ile “umars›z insanlar› düflünme” e¤ilimlerinin
çat›flmas› sürecinde çeflitli yönlere savrulma e¤ilimine karfl›n, “yitirdi¤i sözü” arama u¤rafl›n›
sürdürdü¤ü ölçüde insanlafl›r ve ölümden uzaklafl›r. Bu roman›n önemli figürleri köklü bir
kiflilik geliflimi geçirirler. Kay›p Söz bu yönden de¤erlendirildi¤inde, rahatl›kla bir “geliflim”
roman› olarak da nitelendirilebilir. Erkek figürlerin tümü, söz konusu kiflilik geliflim
sürecinde “özgür ak›l” ve “insanc›l›k” idesini yeniden bulgular ve anlamland›r›rlar. Bu
anlamland›rma u¤rafl›, onlarda “daha insanc›l, daha özgür bir yaflam” için savafl›m
kararl›l›¤›na ve bilincine dönüflür. Yazar, Kay›p Sözde insan onuruna yak›fl›r bir yaflam
savafl›m› veren erkek kahramanlar›n› öldürmez.
Anahtar sözcükler: Oya Baydar, siyasal yenilgi, ölüm motifi, yaflam-ölüm çeliflkisi, .
Abstract
As a reflection of painful lives, Oya Baydar’s first novel Hiçbiryer’e Dönüfl (Return to
Nowhere), discursively constructs the notion of “ideational death” through the
characterisations of those who, due to the unbearable ideological let-downs, have
substantially lost their self-confidence, critical thinking skills and hopes for future. In her
books S›cak Külleri Kald› (Hot Ashes Left) and Erguvan Kap›s› (The Redbud Door), “death”,
taken as one of the basic problematic issues, is vividly delineated mainly in connection with
the male figures. While this literary genre eventually combines the vast majority of male
figures with actual death, some other male figures are assigned the fate of ideational death.
Oya Baydar’s early integration of the historically and culturally deep-rooted “death cult” into
the literary genre is found in Erguvan Kap›s› (The Redbud Door) . Through the “death fasts”
that appear in the context of “death cult”, the problematic notion of “willpower”, which has
been described as the inherent characteristic of an autonomous individual since the
Enlightenment, is thus revised. Oya Baydar’s literary genre may receive criticism simply
because she assigns almost all the male characters the fate of death. Although the writer
contributes to the understanding and solution of the problematic notion of “death cult” as she
generally assigns the male figures the fate of death, the aforementioned novels still present
cases for the repeated creations of death. In the mentioned novels, it is meant that the
“adoration of death” can be overcome by the acts of critical reasoning; however, the men who
are supposed to be the symbols of the political power are killed, and following the motto, as
the writer says, “the best man is the dead man”, there appears a “dead men’s cemetary”,
which, actually, narrows down “the space of death.” Kay›p Söz (The Lost Word) is her latest
novel in which she brings a rather different interpretation to the subject of man and death.
In this novel, although the main male character seems to have internalized the values of the
dominant power and legitimized its structure in his mind, he, gradually developing some
humane feelings, tries to break the boundaries of that dominant power. In between his
unbalanced inner tendencies for “his own comfort” on the one hand, and for “those hopeless
people” on the other, Ömer Eren gets more human as he continues to search for his “lost
104
Onur Bilge KULA
word”, and eventually moves away from death. The basic characters in the novel undergo a
series of radical personality changes. When Kay›p Söz is analyzed from this perspective, it can
as well be described as a novel of “progress”. All the male figures in the novel re-discover the
value of “independent reasoning” and the idea of “human being” to attribute them new
meanings. These efforts turn into a determination and consciousness of fighting for a “more
humane and more independent” life style. In Kay›p Söz, the writer does not let the male
characters to die if they have struggled for a life suiting to the honour of man.
Keywords: Oya Baydar, ideological defeat, death motive, life and death dilemma
Hiçbiryer’e Dönüfl’te Bedensel ve Düflünsel Ölüm
Oya Baydar’›n Hiçbiryer’e Dönüfl adl› roman› büyük ölçüde “düflünsel” ölümün
öyküsüdür. “Düflünsel ölüm”, an›lan yap›tta betimlendi¤i kadar›yla, iki düzlemde
gerçekleflir. Birinci düzlem; sol siyasal parti, onun belirledi¤i kiflileri kifliliksizlefltiren
anonim “örgütlülük”, elefltirel sorgulamay› ve özel yaflam› olanaks›zlaflt›ran yap›lar ve
anlay›flt›r. Oya Baydar, varl›klar›n› büyük ölçüde gizlilik ile koruyan bu tür yap›lar› ve
anlay›fl›, “devrimci sorumluluk mezarl›¤›” olarak tan›mlar ve elefltirel irdeler.
‹kinci düzlem, kifliliksizlefltirici bu yap›lar›n ve anlay›fl›n insanlarda yol açt›¤›
düflünemezlik durumudur. Parti ve örgütün etki alan›n›n d›fl›na ç›kamayanlar›n elefltirel
düflünme yetenekleri büyük ölçüde körelmektedir. Bu durumda olan insanlar›n ço¤unda
kendilerini her türlü yaflam belirtisinden yoksun sayma e¤ilimi bafl göstermektedir. Bu
tür insanlar, yaflam ere¤i olarak gördükleri sosyalizmin ve sosyalist düzenin çöküflünden
sonra “öz- yüzleflme” ve yaflamla “ödeflme cesareti” gösterememektedir.
Bunlar›n bafl›nda da sürgünden ülkelerine dönmelerine karfl›n, “hiçbir yere”
döndüklerini düflünen, dönülen yerde yeniden umut türetme gücünü kendinde göremeyen
siyasal sürgünler gelmektedir. Bu türden siyasal sürgünlerin baz›lar›n›n, yazar›n an›lan
yap›ttaki deyifliyle, “gitmek istedikleri tek yer, kendi geçmiflleridir” (s. 21). “Y›k›lm›fll›k”,
“tükenmifllik” ve her anlamda “erksizlik” (s. 26) duygusu bu insanlar›n düflüncelerine ve
davran›fl›na yön vermektedir.
Siyasal yap›lanmalar› ve anlay›fllar› belirleyenler, genellikle erkeklerdir. Oya
Baydar’›n yaz›nsal yarat›m›nda belirginleflti¤ine göre, içerdikleri ve süreklilefltirdikleri
erk nedeniyle, insan› insans›zlaflt›ran yap›lar ve anlay›fllar afl›l›rken, onlar› yaratan ve
yönlendiren erkeklerin de etkisizlefltirilmesi gerekir. Yazar›n bir anlat› unsuru olarak
yaz›nsal söylemine katt›¤› “ölü erkekler” (s. 146) duyumsatmas›, ancak bu ba¤lamda
anlam kazanmaktad›r.
Hiçbiryer’e Dönüfl’te elefltirel düflünme yetene¤inin körelmesi sonucu “içe
çekilme”, d›fla karfl› korunmak amac›yla etraf›na bir duvar örerek, “öz-soyutlama”
e¤ilimi, giderek “düflünsel ölüm”e dönüflmektedir.
105
Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal›
Bunun yan› s›ra, genifl bir yan-anlam yelpazesi olan ve “bedensel ölümü” simgeleyen
“faili meçhul” (s. 30) e¤retilemesi de yaz›nsal söylemin bir parças› olarak anlat›laflt›r›lm›flt›r. “Faili meçhul” e¤retilemesi, yazar›n hemen bütün yaz›nsal yap›tlar›nda bir anlat›laflt›rma unsuru olarak kullan›lm›flt›r.
Bir Kültürel Görüngü Olarak Ölüm ve “Faili Meçhul” An›flt›r›s›
Hiçbiryer’e Dönüfl’te özellikle “düflünsel ölüm” motifi öne ç›karken, S›cak Külleri
Kald›’n›n2 arka-alan›n› oluflturan temel izleklerden biri hem düflünsel, hem de bedensel
“ölüm”dür. Oya Baydar an›lan yap›tta, sanki Sigmund Freud’u ça¤r›flt›rmak istercesine,
kahramanlar›n büyük ço¤unlu¤unda bir birine karfl›t iki güdüyü, “ölüm” ve “cinsellik”
güdülerini betimler.3
Ölüm ve yazarca “temel iç-güdü” olarak nitelenen cinsellik güdülerinin karfl›tl›¤›,
Türkiye’nin siyasal-toplumsal geliflme sürecinde “k›r›lma” ya da “dönüm noktas›” olan
12 Mart ve özellikle de 12 Eylül 1980’den sonraki dönemde geliflen toplumsal siyasal
olaylar kapsam›nda öykülenir.
Bedensel ölüm motifi 12 Eylül askeri yönetimi taraf›ndan öncelikle sosyalist ve sol
hareketlere kat›lanlardan baz›lar›n› “faili meçhul” yöntemiyle ya da baflka yöntemlerle
öldürülmesi olaylar›na dayan›larak yaz›nsallaflt›r›l›r. Türkiye’nin yak›n dönem siyasal
tarihinde önemli yer tutan bir siyasal an›flt›r› olarak “faili meçhul”, roman›n yaz›nsal
söyleminin tafl›y›c› ö¤elerinden biri olarak ortaya ç›kar.
Roman›n bafl erkek kahraman› Ar›n Murat’› hem düflünsel, hem de sonunda
bedensel ölüme götüren fley, derin devletin hukuk ve insanl›k-d›fl› uygulamalar›,
sorgusuz öldürümleridir. Romandaki anlat›mla, “faili meçhul” o dönemde devlet
politikas› gere¤i, “afl›r› ak›mlar›n, terörist örgütlerin liderlerini, Almanya’daki BaaderMeinhof örne¤i, ince eleyip s›k dokumadan k›sa süre içinde bir defada bitirmek”tir (s.
304).
––––––––––––––––––––––––––––––
2 Oya BAYDAR: S›cak Külleri Kald›; Can Yay›nlar›, 4. Bas›m, ‹stanbul, 2000.
3 Sigmund Freud’un “Cinsel ‹stek ‹lkesinin Ötesinde” adl› yap›t›na dayanan psiko-analitik yaklafl›m
uyar›nca, her canl›da birbirine karfl›t olan ve karfl›t etki yapan iki güdü, “cinsellik güdüsü ve ölüm güdüsü”
etkendir. Bu iki güdü de yaflan›larak tüketilemez. Dolay›s›yla az ya da çok bast›r›lmas› gerekir. Bu bast›rma
ifli, söz konusu güdülerin çok güçlü olmas› nedeniyle, salt bilinçle de¤il, bilinç-d›fl› olarak de gerçekleflir.
Ölüm, günlük yaflam› bazen etkileyebilmesi için ço¤unlukla geri plana itilir. Ne ölçüde güdülerin
bast›r›lmas›n›n gerekli görüldü¤ü, kültüre göre de¤iflir. Bu ölümü onaylama, örne¤in, kahramanl›k
ölümünden, ölümü yads›maya, örne¤in, cehennem korkusuna de¤in uzan›r. Yaz›nda ölüm ço¤unlukla
kiflilefltirilir. Baz› Alman yaz›nc›larda, örne¤in, Wolfgang Borchert (D›flar›da Kap›n›n Önünde) ve Thomas
Mann’da, (Venedig’te Ölüm ve Büyülü Da¤) ölüm, merkezi bir motiftir. Ölüm tabu konulardan biri
oldu¤undan, bütün dillerde ölümü anlatan güzellemeler ya da örtmeceler vard›r. Dolays›yla, ölüm hemen
bütün dillerde simgesel anlat›mlarla karfl›lan›r. Ayr›nt› için: http://de.wikipedia.org/wiki/Tod.
106
Onur Bilge KULA
Bu tümceleri izleyen bölümde yazar, “Türkiye’ye 1991’deki Özal aff›ndan veya
düzenlemesinden bir y›l sonra ve… ve bir hücre evinde polisle çat›flmada öldürülen
o¤lunun cesedini almak için gelmifl bir kad›n” sözlerinde somutlaflan Türk siyasal tarihi
aç›s›ndan önemli olan bir baflka an›flt›r›ya yer verir. Bu an›flt›r›, Ar›n Murat’›n “Cinayet
1992 sonbahar›nda ifllenmiflti. Bir hücre evi bask›n›yd›. Sol örgütlerin, bir k›s›m bas›n›n,
devlet düflmanlar›n›n, insan haklar› derneklerinin, demokrat çevrelerin “yarg›s›z infaz”
ad›n› verdikleri olaylardan biri” (s. 49) sözlerinde yer alan “yarg›s›z infaz” anlat›m›d›r.
Nitekim roman›n ilk bölümüne verilen “Paris’te Faili Meçhul Bir Cinayet…” ad› da
bu önemli an›flt›r›n›n roman›n genel yap›s› içinde belirleyici motiflerden biri oldu¤unu
göstermektedir.
Yazar›n bir an›flt›r› olarak yaz›nsal söyleme katt›¤› “yarg›s›z infaz” e¤retilemesi,
asl›nda gerçek bir olay› an›msatmaktad›r. Söz konusu olay, 12 Temmuz 1991’de
‹stanbul’da gerçeklefltirilmifltir. O gün ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤ü’ne ba¤l› ekipler,
dört ayr› apartmanda oturan ve Dev-Sol üyesi olduklar› öne sürülen kiflilere karfl›
operasyon düzenlemifller ve hiçbir karfl› atefl ya da direniflle karfl›laflmamalar›na karfl›n,
evlerde bulunan 10 kifliyi öldürmüfllerdir. Dönemin ‹stanbul emniyet müdürünün
operasyona kat›lan polisleri tek tek kutlad›¤› günlük gazetelerde yer alm›flt›r.
Bu olay, aradan 16 y›l geçtikten sonra Avrupa ‹nsan Haklar› Mahkemesi’nce
çat›flma de¤il, devletin güvenlik güçlerince gerçeklefltirilen tek yanl› bask›n ve öldürme
olarak de¤erlendirilmifl ve Türkiye tazminat ödemeye mahkum edilmifltir (Milliyet, 05
A¤ustos 2007). Böylece, insanlar›n sorgusuz-sualsiz öldürülmesi olan “yarg›s›z infaz”
sav›, yarg› karar›yla do¤rulanm›flt›r.
Ayr›ca, yazar bu kapsamda “yarg›s›z infazlar›n” salt sol örgüt üyeleriyle s›n›rl›
kalmad›¤›n›, örne¤in, Kürt hareketine lojistik destek sa¤layanlara da uyguland›¤›n›, bu
eylemin resmi söylemde “etkisizlefltirmek” olarak adland›r›ld›¤›n› da belirtir (s. 50).
“Faili meçhul” ve Kürtler ile iliflkisi ba¤lam›nda yazar, roman›n olumlu
kahramanlar›ndan biri olan Mehmet ‹liç’in Türk solunu “milliyetçilik ve devlet tap›nc›”
ile suçlayan o¤lunu flöyle konuflturur: “Bu ülke sanki ikiye bölünmüfl… Sivas’›n
do¤usunda… insanlar› öldürüyorlar, Kürt köyleri yak›p y›k›yorlar. Ensene bir kurflun
s›k›p b›rak›yorlar… Kimler kaç›rd›, kimler öldürdü, herkes biliyor. Yine de cinayetlerin
ad› ‘faili meçhul’” (s. 307).
Oya Baydar, bu an›flt›r›y› yap›ta içkinlefltirmek suretiyle, okuyucuya Türkiye’nin
yak›n dönem siyasal tarihinde karanl›kta kalm›fl ve unutulmaya b›rak›lm›fl yönlerinden
biri hakk›nda düflünce gelifltirme olana¤› sa¤lamakta; böylece, toplumun kültürel
belle¤inin canl› tutulmas›na katk› yapmay› amaçlamaktad›r.
Do¤ald›r ki, devlet ad›na ince eleyip s›k dokumadan insanlar›n öldürülmesi için
buyruk verenler, bu öldürme ç›lg›nl›¤› içinde, Ar›n Murat örne¤inde oldu¤u gibi,
107
Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal›
bilmeden “öz o¤lunun” da öldürülmesi için buyruk verebilirler. Söz konusu buyruk
sonucu öz-o¤ul, Erguvan Kap›s›ndaki 4 anlat›mla “örgüt evinde güvenlik güçleriyle
girdi¤i çat›flmada ölü olarak ele geçirilir” (s. 35).
Dirim- Ölüm Diyalekti¤i
S›cak Külleri Kald›’da elefltirel düflünme anlam›nda “canl›l›¤›” simgeleyen Falin’in
sonu da ölümdür. Kanserden dolay› kafas› ç›plaklaflan, derisi elmac›k kemiklerine
yap›flan Falin, romandaki anlat›mla “ölümü, içinde kanserli hücreler olarak”
tafl›maktad›r. Yazar, hem erkek kahramanlar›n›n hemen tümünü ölüme yazg›l› olarak
kurgular; hem de Ülkü’nün a¤z›ndan “’Ne kadar çok ölüm gördüm! Bir yaflama bu kadar
ölü fazla. Ölümlerle zenginleflilmiyor” (s. 370) diye yak›n›r.
Ülkesi Rusya’dan Fransa’ya gelmifl olan Falin, roman›n ilerleyen bölümünde
“Gitmek zaman› geldi. Herkes, ölmek için kendi topra¤›na dönmek ister” (s. 408)
diyerek, bir anlamda ölüm ile kültür aras›ndaki dolays›z ba¤›, kültürlerin ölüm
sorunsal›na bak›fl›n› dile getirir.
Yazar, Falin’e söyletti¤i sözlerin benzerlerini, “Nerede ölmek isterdin, flair? Önce
‹stanbul’da, sonra Moskova’da, sonra Paris’te” dizeleriyle Naz›m Hikmet’i de yaz›nsal
söyleme katar.
Falin ve Naz›m örne¤i gösteriyor ki, ölüm söz konusu olunca, insan›n Rus ya da
Türk olmas›; Moskova’da ya da Paris’te bulunmas› fark etmiyor. Herkes, son aflamada
yurduna dönmek istiyor. Tarihin bütün yengilerinin, yenilgilerin, ac›lar›n›n, tatl›lar›n›n,
mutluluklar›n›n ve mutsuzluklar›n›n, varl›klar›n›n, yoksulluklar›n›n, hakl›l›klar›n›n ve
haks›zl›klar›n›n renklendirdi¤i yurt, ölümü duyumsamaya bafllayan insan› çekiyor. Tek
mutlak gerçeklik olan “ölüm”, öncesinde insan›n var-oluflunu yap›land›rd›¤› kültürü
biçimlendiren ve özgünlefltiren yurda dönüfl baflatlafl›yor ve karfl› konulamaz bir iste¤e
dönüflüyor.
Roman›n kad›n kahraman› Ülkü de “herkes ölmek için kendi topra¤›na dönmek
ister” ilkesine uyarak ve “yitirdi¤ini” düflündü¤ü “kendi geçmiflinin izlerini” aramak için
Türkiye’ye döner ve bu aray›fl›n bir parças› olan “Iss›z Adalar Aran›yor” bölümünde
adaya, Bozcaada’ya gider. Bu gidifl asl›nda bir s›¤›nmad›r. Ölümlerin, savafllar›n,
didiflmelerin baflat oldu¤u d›fl-dünyadan kaçarak; ›ss›zl›k, dinginlik, yaln›zl›k, erinç,
güvenlik ve do¤all›¤›n baflat oldu¤u bir yaflam ortam›na s›¤›nmad›r. Bu yaflam ortam› bir
adad›r. Dolay›s›yla, ada, Oya Baydar roman›nda s›¤›nmay› anlamland›ran önemli bir
simgedir.
Yazar, roman›n “O¤ullar ve Kardefller” bölümünde kalp hastas› olmas› nedeniyle
ölüme yazg›l› olan Mehmet ‹liç’i tutukevinde “ölüm orucuna” yatan o¤lu konusunda
––––––––––––––––––––––––––––––
4 Oya BAYDAR: “Erguvan Kap›s›”; Can Yay›nlar›, 12. Bas›m, ‹stanbul, 2005.
108
Onur Bilge KULA
flöyle konuflturur: “O¤lumu bile kurtaram›yorum, çaresizim. Orada, o karanl›k, pis
kalabal›k ko¤uflta ölmeye yatm›fl; tek silah ölüm, ölüm silah›yla direniyor” (s. 378).
Tutukevinde ölmeye yatarak direnmek, yazar›n anlat›m›yla, “anlams›z ve umutsuz bir
direnifl”tir (s. 379); çünkü, bu direnifl hiçbir biçimde yaflam yaratmamaktad›r.
S›cak Külleri Kald› da betimlendi¤i kadar›yla, ülkede “suikastlar, siyasal
cinayetler” olmakta; her gün onlarca kifli “flehit olmakta”, “ölü ele geçirilmekte” ya da
“faili meçhule kurban gitmektedir” (s. 415). Ancak, bu sözlerle betimlenen Türkiye’de
yaflayan ve romanda ölmeyen iki erkek kahraman Ar›n Murat’›n kardefli Erim ve
arkadafl› eski solcu yeni ifl-adam› Cem’dir.
Ölüm Tap›nc› ya da Ölümden Yaflam Do¤ar m›?
Erguvan Kap›s› kapsam›nda da “erguvan”›n yan› s›ra, “ölüm” temel izlek olarak
yap›t›n yaz›nsal söylemini biçimlendirmektedir. Bu yap›tta yazar, ölümü irdelemeye
Bat› kültürlerindeki “mart›r” gelene¤iyle bafllar.
Bu kapsamda Türk kültüründeki “flehit” ile Bat› kültüründeki “mart›r” kavram›n›n
yan-anlamlar›n› aç›mlayan yazar, bu iki kavram›n ayn› anlama gelmedi¤ini belirtir (s.35).
Yazara göre, “mart›r”, kiflinin toplum için, insanl›k için özgür seçimiyle kendisini feda
etmesi demektir. Buna karfl›l›k olarak Türkçe’de kullan›lan “flehit” için özgür seçimden
söz edilemez; o, “özgürlü¤ünü Tanr›’ya ve inanca devretmifltir.” Yazar›n anlat›m›yla,
“Öldürmek için yola ç›kan›n ölümüdür, flehitlik. Oysa kurban, öldürmemek için ölendir,
kendini feda etmeyi göze aland›r. Kurban›n oldu¤u yerde cellat vard›r” (s. 69).
Düflünsel ve kültürel bak›mdan önemli olan bu belirleyimler, “mart›r” kavram›n›n
anlam alan›n›n tümünü yans›tmamaktad›r. “Mart›r” Bat› kültüründe de, dinsel bir anlam
boyutu içerir. Örne¤in, Alman kültüründe “mart›r”›n anlam›n› oluflturan belirleyici
yönlerden biri de din, diyesi, H›ristiyanl›k’t›r. Bu kültürde “mart›r”, Oya Baydar’›n
Erguvan Kap›s›’nda dile getirdi¤i anlam boyutlar›n›n d›fl›nda, “inanc› için ölüme giden
H›ristiyan” anlam›n› da kapsar. Dolay›s›yla, H›ristiyan Bat› kültüründeki “mart›r”
kavram›n›n anlam yelpazesi ile ‹slam Do¤u kültüründeki “flehit” kavram›n›n anlam
yelpazesi, dinsel aç›dan san›ld›¤› gibi köklü bir fark içermemektedir.
Bu kapsamda farkl›l›k, temel ya da yan-anlamlarda de¤ildir; farkl›l›k, bu anlamlar›n
gerçek yaflamda davran›fllara yans›mas›ndad›r. Oya Baydar tam da bu noktada hakl›d›r.
Bat› kültürlerinde art›k insanlar, Ayd›nlanma ile bafllayan ak›lc›laflma ve bireyleflme
bilincinin büyük ölçüde yayg›nlaflmas›ndan ötürü, her hangi bir amaç ya da ülkü u¤runa
“öz-verim”, bir baflka anlat›mla, kendi kendini feda etme davran›fl› içine pek girmezler.
Buna karfl›n, Do¤u kültürlerinde böyle bir davran›fl e¤ilimi, giderek zay›flamakla
birlikte, hala varl›¤›n› sürdürmektedir. Oya Baydar’›n “feda kültürü” diye
kavramlaflt›rd›¤› ve sorunlaflt›rd›¤› da bu kültürel görüngüdür.
109
Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal›
Roman›n “Ölü Çocuklar” bölümü “bu ülke çocuklar›n› yiyor” söyleminin
yaz›nsallaflt›r›ld›¤› bölümdür. Bu söylem yap›t›n önemli düflünsel-siyasal savlar›ndan
biridir. Yazar, bu sav› yaz›nsallaflt›rmak için, Türk toplumunun hala tüm boyutlar›yla
yüzleflmedi¤i simgesel de¤eri ve ça¤r›fl›m gücü yüksek baz› olaylar› an›msat›r.
Bir Ülke Kendi Çocuklar›n› Niçin Yer?
Bu olaylar›n bafl›nda yazar›n Erguvan Kap›s›’nda “korkunç bir vandalizm” diye
nitelendirdi¤i “6- 7 Eylül Olaylar›” gelir (s. 127). Ülke, yazar›n sav› uyar›nca, bu
olaylarda etnik-dinsel nedenlerle kendi çocuklar›n› öldürmüfltür.
6- 7 Eylül türü olaylarla yüzleflilemedi¤i ve bu olaylarda sergilenen insan düflman›
tutum ve davran›fllar afl›lamad›¤› için, bu ülkede baflka etnik köken ve dinden olan ve
görece güçsüz bir konumda bulunan az›nl›k kümelerine karfl› zor kullanma, sindirme ve
yok-sayma gibi tutumlar gündemdeki yerini korumaktad›r. Son dönemlerde yarat›lan
milliyetçi-ayr›mc› toplumsal-siyasal iklimin de etkisiyle, sald›rganl›¤›n hedefi durumuna
getirilen gayri-Müslim yurttafllara karfl› ifllenen cinayet ve sergilenen bask›lama olaylar›,
an›lan davran›fl biçimlerinin somut kan›tlar›d›r.
Yazar›n belki de yaz›nsallaflt›rman›n bir gere¤i olarak biraz da abart›l› deyifliyle,
“Bizans’tan beri çocuklar›n›n kan›yla beslenen” (s. 153) bu topraklarda baflat olan bu
tutumun afl›labilmesi için, bu tutumu ve davran›fl› besleyen kültürel gelenek, aç›k ve
elefltirel bir yaklafl›mla sorunlaflt›r›lmal› ve sorgulanmal›d›r.
Söylencenin tarihselleflti¤i, dolay›s›yla da süreklileflti¤i kent olarak betimlenen ve
yap›tta önemli bir anlat› ortam› oluflturan ‹stanbul, “‹nançlar ve Kurbanlar” bölümünde
anlat›laflt›r›lan olaylar›n gerçekleflti¤i mekand›r.
‹stanbul ayn› zamanda sürekli olarak insanlar› kendine çeken, dolay›s›yla sürekli
olarak nüfus yap›s›n› de¤ifltiren kenttir. Kentin bu nüfus ve kültür yap›s›ndan dolay›,
insanlar birbiri için sürekli olarak “yabanc›” ya da “öteki” olarak kalmaktad›r. Yazar›n
betimlemesiyle, bu “yabanc›laflt›rma” ve “ötekilefltirme” nedeniyle, insanlar
süreklileflememekte ve kimlikler yerleflememekte; buna ba¤l› olarak da toplumsalkültürel yaflamda özgüven ve hoflgörü egemenleflememektedir.
An›lan nedenlerle, yazar›n betimlemesiyle, birbirine yabanc› ya da “öteki” olarak
yaflayan çeflitli inançlardan insanlar, zaman içinde çat›flm›fl, güçlü güçsüzü sindirmifl,
hatta yok etmifltir. Egemenler ise kendi inançlar›n› zorla dayatm›fllard›r (s. 254).
Ötekilefltirici siyasal söylemlerin ve flovenist ayr›mc›l›¤›n e¤itim kurumlar›nda,
bas›nda, siyasal partilerde ve sivil toplum kurulufllar›nda kapsaml› bir elefltirel tav›rla
önüne geçilmesi, demokratikleflme sürecini kesintisiz olarak yürüterek, hak ve
özgürlüklerin tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttafllar› için geçerli oldu¤u uygulamada da
kan›tlanarak, az›nl›klara yönelen fliddetin önüne geçilmesi güncel bir görevdir.
110
Onur Bilge KULA
“Feda Kültürü” ile Özgür ‹stenç Ba¤daflabilir mi?
Oya baydar’›n ölüm ba¤lam›nda “feda kültürü”nü de sorgular. “Feda kültürü”nün
kökleri, ‹slam’dan kaynaklanan Tanr›n›n her-yerdeli¤i ve her fleye gücü-yeterli¤i
inanc›nda ve imparatorlu¤un tüm topraklar›n›n tek sahibi olan Osmanl› padiflah
anlay›fl›nda aranabilir. Ayn› zamanda bir toplum-bilimci olan yazar, Türkiye kültürüne
içkin olan “feda kültürü”nü yap›tta sorunsallaflt›rmakla, söz konusu kültürel miras›n da
elefltirel de¤erlendirilmesini özendirmek istemifl olabilir.
“Feda kültürü”, Frankfurt Okulu taraf›ndan gelifltirilen “Elefltirel Kuram” uyar›nca,
bir yanda “ba¤›ml›laflt›r›c›” etkisi büyük olan mutlak egemen otoritenin, öbür yanda da
ba¤›ml›laflmaya haz›r edilgin otoriter kiflilik anlay›fl›n›n kültürel al›flkanl›¤a dönüflerek
süreklileflmesi ba¤lam›nda ele al›nabilir.
Frankfurt Okulu’nun otoriteye ve erke bak›fl› ile Oya Baydar’›n bu iki kavrama
bak›fl› aras›nda büyük benzerlik oldu¤u aç›kt›r. Nitekim yazar, kültürel geçmiflin flimdiye
yans›d›¤›n› düflünerek, geçmiflten gelen kültür de¤erlerinin olumlu ve olumsuz
yönlerinin ayr›mlaflt›r›lmas›n›n gereklili¤ine iflaret ederek, “feda kültürü” çerçevesinde
somut ve yaflanm›fl olaylar olan “açl›k grevleri” ve “ölüm oruçlar›” gibi olaylar› öyküler.
Bu ba¤lamda Erguvan Kap›s›’nda “devrim fedaisi bantlar›” türünden simgeler,
gerçek yaflamda gözlemlenen “tutsak aileleri”; “ölüm oruçlar›n›” durdurmak için
“sayg›n siyasetçilerden, yazarlardan ve hukukçulardan” oluflturulan heyetlerin
betimlenmesi genifl yer tutar.
“Kurban Kültürü” Afl›labilir mi?
Oya Baydar, yap›t›n yaz›nsal söylemini, “ölüm orucuna yatanlar, ölüm orucuna
yatma karar›n›, özgür istenç ve seçimleriyle mi, yoksa örgüt ba¤› nedeniyle mi
vermektedirler?” sorusu etraf›nda yap›land›r›r. Bu ba¤lamda “ölüm mü, yaflam m›?” ya
da “ölümden yaflam do¤ar m›?” sorular›n› ortaya atar. Bu sorulara iliflkin yan›t
aray›fl›nda dü¤ümlenen felsefi tart›flma, düflünsel ve estetik aç›dan yaz›nsal söylemin
tafl›y›c› ö¤esini oluflturur.
Oya Baydar, Erguvan Kap›s›’nda yaz›nsallaflt›rd›¤› söz konusu felsefi tart›flmada
okuyucuyu “flehitlik”, “kurbanl›k” ya da “feda kültürü” gibi kavramlar› elefltirel
irdelemeye özendirmek ister. Bu kavramlar›n Türk kültüründe “bireysel ve toplumsal
anlam›n› ve kimli¤ini arayan insan tipinin” baflatlaflmas›nda etkin oldu¤unu duyumsat›r.
Yazar, bu bölümde gelifltirdi¤i yaz›nsal söylemde flu sav› öne ç›kar›r: “Feda
kültürü”, bireysel ve toplumsal düzlemde konumunu ve yeteneklerini sorgulayarak
gelifltiren insan tipi yerine, buyruk, itikat ya da inanç gibi güdümleyici d›fl-etkilere aç›k
insan tipini öne ç›karmaktad›r. “Feda kültürü”nün insan kiflili¤ine nas›l yans›d›¤›
konusunda bir gazete ile yapt›¤› söyleflide5 yazar, benzer düflünceleri bir kez daha dile
getirmifltir.
––––––––––––––––––––––––––––––
5 Oya Baydar, burada sözü edilen söylefliyi, 06. 07. 2004 tarihli Dünya gazetesi ile yapm›flt›r.
111
Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal›
Bu ba¤lamda yazar taraf›ndan sorunlaflt›r›lan “ölüm tap›nc›” (s. 302) hakk›ndaki
elefltirel duyumsatma aç›kt›r: Elefltirel ve öz-elefltirel bir tutumla geçmiflini, kimli¤ini ve
bireysel var-oluflunu sa¤lam temellere oturtmufl insanlar, daha aç›k söyleyiflle, elefltirel
bilinçli, özgür ve özerk bireyler, bu tür edimlere gereksinme duymazlar. Ölümden yaflam
türetme gibi ak›l d›fl› yollara yönelmezler.
Türkiye kamuoyunu uzun süre u¤raflt›ran “F-tipi” tutukevlerindeki koflullar›n
iyilefltirilmesini sa¤lamak amac›yla, Aral›k 2000’nde sol örgüt üyeleri ve yandafllar›nca
gerçeklefltirilen eylemler, yazar taraf›ndan yukar›da sözü edilen gazete söyleflisinde
“inanç, iman ve aidiyet üzerinden kimlik aray›fl›n›n bir insan› kendini feda etmeye
götürmesi” olarak de¤erlendirilir. “Açl›k grevleri” ve “ölüm oruçlar›”, yazar›n
kan›s›nca, “ölüm orucu”na yatanlar›n özgür istenci ve seçimi sonucu gerçekleflen
eylemler de¤ildir.
F-tipi tutukevi ve “tecrit”e karfl› yürütülen bu eylemleri gündeme getirenler, yazar›n
ayn› yerde belirtti¤ine göre, “kendini feda eden o güzel insanlar” de¤il, onlar› eylemlere
iten, “o çocuklar›n iradelerini teslim alan ve kendi iktidarlar›n› onlar›n ölümü üzerine
kuran fleflerle borazanlar›d›r.”
Dolay›s›yla, ölüm orucuna yatanlar, bu eyleme özgür istençleri ve seçimleriyle
de¤il, ba¤l› bulunduklar› örgütün önderlerinin kendileri ad›na verdikleri karar sonucu
giriflmifllerdir.
Ölüm orucuna yatanlara “sevgi ve ilgi” ile yaklaflt›¤›n›, “onlar›n 盤l›klar›n› içinde
duydu¤unu ve onlar ad›na bu 盤l›klar› att›¤›n›” belirten yazar, bu tözsel elefltirisi
nedeniyle, ölüm orucuna yatan insanlar›n istencini güdümleyen örgüt fleflerinden ve
onlar›n borazanlar›ndan “‘dizinden vururuz haa’ya varan, ne sürtüklü¤ünü, ne
psikopatl›¤›n› b›rakan küfürler ve tehditler ald›¤›n›” da dile getirmektedir.
Ölüm Oruçlar›, Feda Kültürünün Bir Türevi midir?
Oya Baydar, “feda kültürü” ya da “ölüm tap›nc›” gibi edimler ba¤lam›ndaki ilkeselahlaksal sorgulamay›, “ölüm oruçlar›na yatanlar, bu eyleme özgür istenç ile mi, güdümlü
istenç sonucu mu girifltiler?” sorusu ba¤lam›nda söylemlefltirir. Bu kapsamda “ölüm
tap›nc›”n› sorunsallaflt›ran yazar, oluflturdu¤u yaz›nsal söylemde, kendi erklerini
sürdürmek amac›yla insanlar›n bilinçlerini güdümleyerek, bu eylemlere sürükleyenleri
ödünsüz bir tutumla elefltiri konusu yapar. Yazar›n dillendirdi¤i temel ahlaksal bir ilke,
yap›tta yer alan “yanl›fl silahla do¤ru savafl›m verilemez; ölümden yaflam do¤maz; insan
tahrip edilerek, insanl›k kurtar›lamaz” (s. 325) sözlerinde belirginleflmektedir.
“Ölüm oruçlar›” ba¤lam›nda devletin yaklafl›m› da yazarca köklü biçimde elefltiri
konusu yap›l›r. Devletin tavr›na iliflkin olarak yazarca yaz›nsallaflt›r›lan kesin ve yo¤un
elefltiri, flöyle özetlenebilir: “Hayata Dönüfl” diye adland›r›lan ve çok say›da tutukevinde
ayn› anda sabaha karfl› bafllat›lan operasyonda “içerdeki direnifli k›rmak için, ko¤ufllar›n
112
Onur Bilge KULA
duvarlar› kepçelerle, dozerlerle” y›k›lm›fl, “yang›n bombalar›yla tutuflan ya da
kendilerini yakan tutuklular›n yan›k et kokular›”, “katledilen insanlar›n ölüm
görüntüleri” her yan› sarm›flt›r. Dolay›s›yla, devletin uygulamalar› sonucu tutuklular
“yak›lm›fl”, “bo¤ulmufl”, “kurflunlanm›fl” (s. 303 vd); böylece, 19 Aral›k 2000’deki
“Hayata Dönüfl” örtmecesiyle adland›r›lan operasyon, “ölüme götürüfl” operasyonuna
dönüflmüfltür.
D›flar›da, gerçi tutukevlerindeki gibi öldürümler yoktur; ancak, tutuklu yak›nlar›n›n
ve demokratik-insanc›l duyarl›l›¤› yüksek kamuoyunun çekti¤i ac›n›n yo¤unlu¤u
bak›m›ndan durum farkl› de¤ildir. Tutuklar›n anne-babalar›n›n, akraba ve yak›nlar›n›n
“tepelerdeki, varofllardaki, gecekondulardaki” evlerinde “yüreklerde yang›nlar”
yanm›flt›r. Bu yürek yang›nlar› ve ac›lar›n›, sadece “az say›da” insanc›l birey
paylaflm›flt›r.
Sonuç olarak flu saptama yap›labilir: Hiçbiryer’e Dönüfl adl› romanda
anlat›laflt›r›lan düflünsel ölümdür. S›cak Külleri kald› ve Erguvan Kap›s›nda “ölüm”
bafll›ca sorunsallardan biri olarak ço¤unlukla erkek figürlerde yaz›nsallaflt›r›lm›flt›r. Bu
yaz›nsal söylemin bir türevi olarak erkeklerin ezici ço¤unlu¤unun sonu bedensel
anlamda ölümdür. Baz› erkek karhamlar ise, düflünsel ölüme yazg›land›r›lm›flt›r.
Oya Baydar, derin tarihsel-kültürel kökleri “ölüm tap›nc›” motifini öncelikle Erguvan
Kap›s›’nda yaz›nsal söyleme içkinlefltirmifltir. “Ölüm tap›nc›” ba¤lam›nda ortaya ç›kan
“ölüm oruçlar›” ile ilgili olarak, Ayd›nlanma’dan bu yana özerk bireyin vazgeçilmez
önkoflulu olan “özgür istenç” sorunsal›n› kurgulad›¤› yaz›nsal söylem ile bir kez daha
güncellefltirmifltir. Söz konusu kültürel gelene¤i ve bu gelene¤i içsellefltirmifl kiflilerin ak›ld›fl› davran›fllar›n› felsefi aç›dan irdeleyen yazar, bu soruna iliflkin elefltirel bir bilincin
geliflmesini özendirmektedir. Yazar›n çok baflar›l› ve kapsay›c› bir anlat›mla
biçemsellefltirdi¤i bu söylem, önemli bir estetik ve düflünsel de¤erdir.
Oya Baydar’›n yaz›nsal söylemi, öncelikle yap›tlar›nda kurgulad›¤› önemli erkek
kahramanlar›n›n hemen tümünü ölüme yazg›land›rmas› nedeniyle elefltirilebilir.
Genellikle erkek figürleri ölüme yazg›l› olarak kurgulamas› nedeniyle, yazar›n
irdeleflti¤i sorunsal olan “ölüm tap›nc›”n›n afl›lmas›na katk› yapamamakta; böylece,
ölümün yeniden üretilmesi olas›l›¤› varl›¤›n› sürdürmektedir.
Dolay›s›yla, elefltirel ak›l birikimiyle afl›lmak istenen “ölümü kutsama” tavr›n›n
yerine, erki simgeledikleri varsay›lan erkekleri öldürerek, yazar›n anlat›m›yla, bir “ölü
erkekler mezarl›¤›” (Erguvan Kap›s›; s. 212) oluflturarak, “ölümün alan›n› daraltma”
tavr› konulmaktad›r.
“En iyi erkek, ölü erkektir” anlay›fl›n›n bir sonucu olarak, yaz›nsal söylemde erkek
figürlerin ço¤unlu¤unun yazg›s›n›n “ölüm” ile sonland›r›lmas›, do¤al olarak flu soruyu
gündeme getirmektedir: Erkek türünün olmad›¤› bir dünyada, kad›n türü tümüyle
özgürleflse ve özerkleflse bile, kendisini neyle ve nas›l tan›mlayacakt›r?
113
Oya Baydar Roman›nda “Ölüm Tap›nc›” Elefltirisi ve Erkek Öldürümü Sorunsal›
Romanda kurguland›¤› kadar›yla, bir yanda “özgürlük ve özerklik istemi”, öbür
yanda “cinsel nesne olmaya haz›r olufl” ve “erkek öldürümüne yönelifl” üçlüsünün
bileflimi olan Ülkü figürünü okurlar nas›l konumland›r›rlar?
Kendisini bu figür ile özdefllefltiren kad›n okurlar, yazar›n içtenlikle afl›lmas›n›
istedi¤i “erk”, “erkek egemen yap›” ve bütün bunlardan do¤an “ba¤›ml›l›k” gibi sorunlar›
ve içsellefltirilen kültürden kaynaklanan “kurbanl›k” ve “kurtar›c›l›k” gibi geleneksel
anlay›fllar› aflabilecek aç›l›mlar gelifltirebilirler mi? Böyle bir aç›l›m› salt kendi
cinsteflleriyle gerçeklefltirebilirler mi? Temel niteli¤i kurgusall›k da olsa, edebiyat yap›tlar›,
“olabiliri” anlatmaz m›?
Elefltirel Ak›l ve ‹nsanc›l›k Baflatlaflabilirse Erkekler Ölmez mi?
Kay›p Söz, Oya Baydar’›n erkek ve ölüm konusunda farkl› bir yaklafl›m gelifltirdi¤i
son roman›d›r. Bu yap›tta erkekler, örne¤in, Ömer Eren figürü, egemen erk ve bunu
meflrulaflt›ran yap›larla belli ölçülerde bütünleflmifl olmas›na karfl›n, zamanla içinde boy
veren insanc›l kayg›lar›n pefline düflerek, egemen erkin d›fl›na ç›kmaya u¤rafl›r. Ömer
Eren’in iç sorgulamas›nda “kendi rahat›n› sürdürme” ile “umars›z insanlar› düflünme”
e¤ilimlerinin çat›flmas› sürecinde kah bu yan, kah öbür yan a¤›r basma belirtileri gösterse
de, Ömer Eren, “yitirdi¤i sözü” arama u¤rafl›n› sürdürdü¤ü ölçüde insanlafl›r.
Salt Ömer Eren de¤il, efli Profesör Elif Eren de, fliddetten kaçarken kaçacak
“hiçbiryer” olmad›¤›n› kavramak zorunda kalan o¤ullar› Deniz de, üniversiteyi b›rak›p
da¤a ç›kan, sonra da sevdi¤i k›zla kaç›p Ankara’ya gelen Kürt genç Mahmut figürü de
romanda köklü bir kiflilik geliflimi geçirirler. Kay›p Söz bu yönden de¤erlendirildi¤inde,
rahatl›kla bir “geliflim” roman› olarak da nitelendirilebilir.
Erkek figürlerin tümü, söz konusu kiflilik geliflim sürecinde “özgür ak›l” ve
“insanc›l›k” idesini kendi aç›lar›ndan bir bak›ma yeniden bulgular ve anlamland›r›rlar.
Bu anlamland›rma u¤rafl›, onlarda “daha insanc›l, daha özgür bir yaflam” için savafl›m
kararl›l›¤›na ve bilincine dönüflür. Yap›t boyunca erkek figürlerin geçirdi¤i bu olumlu
de¤iflim sonucu olmal›, yazar, daha önceki yap›tlar›nda sergiledi¤i kurgunun tersine
Kay›p Söz de erkek kahramanlar›n› öldürmez. Onlar›n önüne, insanlaflma istenç ve
bilinçlerini korumak kofluluyla, insana yak›fl›r bir yaflam›n olabilirli¤i seçene¤ini koyar.
Kaynakça
BAYDAR, O. (2005). Hiçbiryer’e Dönüfl. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 7. Bas›m.
BAYDAR, O. (2000). S›cak Külleri Kald›. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 4. Bas›m.
BAYDAR, O. (2005). Erguvan Kap›s›. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 12. Bas›m.
BAYDAR, O. (2007). Kay›p Söz. ‹stanbul: Can Yay›nlar›. 1. Bas›m.
114

Benzer belgeler