2014-2015 öğretim yılı mesleki çalışmalar türk dili ve edebiyatı

Transkript

2014-2015 öğretim yılı mesleki çalışmalar türk dili ve edebiyatı
2014-2015 ÖĞRETİM YILI
MESLEKİ ÇALIŞMALAR TÜRK DİLİ
VE EDEBİYATI TEBLİĞLER
Bu dosyadaki metinler, 2015 Haziran döneminde yapılan mesleki çalışmalardan seçilmiştir.
Bilindiği gibi Haziran döneminde; İHL/İHO Meslek Dersleri, DKAB ve Kültür Dersleri
öğretmenlerimizin katılımıyla komisyonlar oluşturuldu. Bu komisyonlarda, belirlenen ana
başlıklar çerçevesinde isteyen öğretmenlerimiz tebliğler/bildiriler sundular ve katılımcı
öğretmenlerimiz tarafından müzakere edildi. Bildiriler ve dile gelen görüşler raportörler
tarafından bir araya getirildi. İllerde birleştirilerek Genel Müdürlüğümüze gönderilen bu
dosyalardan özgün görülüp seçilen bazı bildiriler (müzâkere metinleri hariç) “Eylül-2015
Mesleki Çalışmalarda” öğretmenlerimizin görüş alışverişine ve tekrar müzâkeresine
sunulmaktadır. Bu dosya, içindeki bildiriler veya sunum metinleri, yayımlanmış bir eser,
salt akademik bir çalışma veya Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce hazırlanan bir kitap
ve rapor değildir. Ortaöğretim kurumları yönetmeliğinde belirtilen mesleki çalışmalar
çerçevesinde, alan öğretmenlerinin görüşlerinden oluşan, birbirinden farklı görüşleri ve
teklifleri içeren, akademik olan veya olmayan, tartışmaya açık, uygulamaya yönelik önerileri
olan metinlerdir. Bağlayıcılığı yoktur. İçerik sorumluluğu, kaynakça bildirimi ve metin
içeriklerinin tamamı, bildirileri/metinleri hazırlayan öğretmenlere aittir. Derslerin öğretiminde
kullanılacak yöntem-teknik önerileri öncelenmiş ve metinlerden, derslerin öğretiminde
doğrudan kullanması ile ilgili olmayan bazı hususlar çıkarılmıştır. Ayrıca,
öğretmenlerimizden gelen diğer çalışmalar ve müzakere metinleri daha ayrıntılı bir çalışmada
kullanılacağından bu dosyaya alınamamıştır.
Emeği geçen öğretmenlerimize teşekkür ederiz.
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
İÇİNDEKİLER
1.SOSYAL AĞLARIN EĞİTİM AMAÇLI KULLANIMI FATMA PELER, PELİN KALKAN ................................... 2
2.TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETİMİNDE YÖNTEM VE TEKNİKLER, DERYA ATEŞ, ................................. 8
3.SINIF YÖNETİMİ VE ÖĞRENCİLERLE ETKİLİ İLETİŞİM, SOSYAL KÜLTÜREL ETKİNLİKLER VE EĞİTİM
SÜRECİNE ETKİLERİ, AYŞE ÖZBEK ..................................................................................................... 19
4.ÖĞRETİM STRATEJİ, YÖNTEM VE TEKNİKLERİ, FİLİZ TURAN ............................................................ 24
5.TÜRK EDEBİYATI DERSİNDE VERİLEN BİR ÖDEVİN PROJE BASAMAKLARINA UYGUN OLARAK
HAZIRLANMASI, MELİH TADIK ........................................................................................................ 32
6.DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE DİĞER DERSLERDEN YARARLANMA, ABDULKADIR KOÇ .......................... 36
1
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Adana/Pozantı
Tebliğ Konusu: Sosyal Ağların Eğitim Amaçlı Kullanımı,
Tebliğciler: Fatma PELER, Pozantı AİHL Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni,
Pelin KALKAN, Pozantı AİHL İngilizce Öğretmeni
SOSYAL AĞLARIN EĞİTİM AMAÇLI KULLANIMI
Bildirinin Özeti:
Günümüzde, birçok sosyal ağ sitesi ortaya çıkmış ve insanların iletişimini, etkileşimini,
işbirliğini, çalışmasını ve hatta öğrenme sürecini bile yeniden şekillendirmiştir.
Kullanıcı dostu
arayüzler ve gizlilik özellikleri, bilgisayar okuryazarı olan ya da olmayan pek çok kullanıcının ilgisini
çekmektedir. Günümüzde milyonlarca kullanıcı gerçek kimlikleri ile sosyal ağlar üzerinde çevrimiçi
olarak yer almaktadır. Bu denli yaygınlaşan sosyal ağlar, eğitim süreçlerinde de çok farklı amaçlarla
etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların eğitim
süreçlerinde farklı şekillerde kullanımlarına ilişkin yapılan araştırmalar ve öneriler ele alınmıştır.
SONUÇ
Bu çalışmayı okulumuza uygulamak istediğimiz zaman yapılabilecek birkaç uygulama ortaya
çıkmaktadır:
1. Facebook üzerinden okul adına bir sayfa oluşturulup, okulla ilgili duyuruların bu sayfa
üzerinden yapılması ve bütün öğretmen/öğrencilerin bu sayfaya kayıtlı olması,
2. Twitter hesabı üzerinden İngilizce dersini pekiştirme, cümle oluşturma, öğrenilen bilgiyi
gerçek hayata uygulama adına çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi,
3. Yine facebook kullanan öğretmenlerin kendi dersi ile ilgili uygulamaları, notları, soru
örneklerini, o dersle ilgili güncel bilgileri paylaşabilecekleri sayfalar oluşturmaları ve okullar
genelinde alanları ile ilgili herhangi bir yarışma, münazara, kompozisyon yazımı vs gibi
etkinlikleri bu sayfa üzerinden duyurmaları gibi çalışmalar “SOSYAL AĞLARIN EĞİTİM AMAÇLI
KULLANIM” ı konusunda okulumuz adına yapılabilecek faydalı ve ilgi çekici uygulamalardan
olacaktır.
Ayrıca dönem içerisinde yapılacak istişareler sonucu ortaya çıkabilecek farlı uygulamalar da
hayata geçirilebilir.
Sosyal Ağların Eğitim Amaçlı Kullanımı
1. Giriş
Günümüzde, birçok sosyal ağ sitesi ortaya çıkmış ve insanların iletişimini, etkileşimini,
işbirliğini, çalışmasını ve hatta öğrenme sürecini bile yeniden şekillendirmiştir. Bu konuda, [1]
2
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
günümüz topluluklarında sosyal ağ ve yazılımların, insanların iletişim kurma biçimini ve bilgi
paylaşımını da değiştirdiğini ifade etmiştir. Bu konu ile ilgili bir örnek vermek gerekirse, kullanıcıların
sosyal ağlarda harcadıkları zaman, sosyal ağların ortaya çıktığından bugüne iki veya üç kat daha fazla
artmış bulunmaktadır. Tüm yaş grubundan birçok insan sosyal ağlara farklı amaçlar doğrultusunda
katılmakta ve çevrimiçi sosyal ağlara katılan kullanıcı sayıları her geçen gün artmaktadır. Sosyal
ağların bu inanılmaz gelişimi, özel yaşantının farklı bireylerle paylaşılması açısından oldukça dikkat
çekicidir. Ayrıca, sosyal ağ siteleri, günlük olay ve haberlerin paylaşımı için de önemli araçlar olarak
bilinmektedir.
Çevrimiçi sosyal ağ, “sosyal teknolojiler sayesinde bir grup insan tarafından kullanılan
etkinlikler bütünü” şeklinde tanımlanmaktadır [2, s. 419]. Bu konuda, [3] “sosyal yazılım teknoloji
veya bilgisayar sistemleri ile ilgili değildir. Öğrencilerin veya öğretmenlerin öğrendiklerini ve öğretim
deneyimlerini yansıtmalarına olanak sağlayan bir amaçtır” şeklinde düşüncelerini aktarmıştır (s. 782).
Sosyal yazılımlarda anahtar kelime “sosyal içerik”tir. Sosyal içerik olarak resimler, ses dosyaları,
web adresleri, video klipler, sunular, etkinlik duyuruları veya diğer medya türleri örnek verilebilir. Bu
gibi sosyal nesneler, sosyal ağların sunduğu olanaklar doğrultusunda kullanılabilir, paylaşılabilir veya
buralarda üretilebilir. Yeni teknolojilerin gelişimi ile birlikte, paylaşım için yeni uygulamalar (ör.
YouTube ve Slideshare), içerik üretimi, iletişim ve işbirliği için yeni hizmetler (ör. blog, wiki ve twitter),
ve insanları birbirine bağlayan, farklı araştırma topluluklarını destekleyen uygulamalar (ör. Facebook,
Elgg ve Ning) ortaya çıkmıştır [5].
Sosyal ağ ortamları kişisel ifadeler, ilgi duyulan toplulukları oluşturma, işbirliği ve paylaşım için
yeni olanaklar sağlamaktadır [1]. Blackey ve Chew (2009, akt. [3]) sosyal ağların öğrenme ve öğretim
deneyimlerini zenginleştirmek için yükseköğretimdeki öğrenciler, akademisyenler ve kurumlar
açısından faydalarından bahsetmiştir. Araştırmacılara göre, sosyal ağlar iletişim becerilerini geliştirir,
katılımı ve sosyal bağlılığı genişletir, akran desteğini güçlendirir ve işbirliğine dayalı öğrenmenin
gerçekleşmesini sağlar. Ayrıca sosyal ağ siteleri, üniversitelerin fazla desteği olmadan kolay ve ucuz
bir şekilde kullanılabilmekte, öğrenciler için eğitim süreçlerine kolaylıkla entegre edilebilmekte ve bu
türdeki kullanımlar hızla yaygınlaşmaktadır. Böylece öğrenciler üniversiteden mezun olduklarında
kendi öğrenme süreçlerine web üzerinden tekrar ulaşma ve çalışmalarını inceleme gibi olanaklara
sahip olabilmekte ve kendi öğrenme geçmişlerine ulaşabilmektedir.
Sosyal ağ siteleri, esnek ve kullanıcı dostu olması sebebi ile diğer öğretim yönetim sistemlerine
göre daha kolay kullanılabilmektedir. Birçok öğrencinin ve araştırmacının çok daha basit adımları
takip ederek bir topluluğu oluşturması, kendi aralarında paylaşımların gerçekleşmesi, iletişim ve
dönüt açısından oldukça kolaylıklar sağlamaktadır.
3
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Sosyal ağ siteleri bahsedilen bu özelliklerin yanı sıra, harmanlanmış öğretim deneyimlerini
zenginleştirmesi, öğrencilerin öğrenme sürecini desteklemesi, öğretmenin öğretim ve değerlendirme
sürecine destek olması gibi özelliklerden dolayı kurumlara da yarar sağlamaktadır.
Kullanıcı dostu arayüzler ve gizlilik özellikleri, sosyal ağların kullanıcıların bilgisayar okuryazarı
olsun ya da olmasın birçok kullanıcıya hitap etmesini sağlamaktadır. Günümüzde milyonlarca kullanıcı
gerçek kimlikleri ile sosyal ağlar üzerinde çevrimiçi olarak yer almaktadır. Basit bir biçimde Facebook
ortamında kişisel sayfaların güncellenmesi veya bir “tweet” bilgisinin gönderilmesi ile kullanıcılar
kendi kişisel ağlarını ağdaki arkadaşları ile paylaşabilir, kendi ilgi alanlarının görülmesini sağlayabilir ve
güncel olayları belirtebilirler. Ayrıca, birkaç fare tıklaması ile birbirlerine video, resim veya istedikleri
diğer içerikleri gönderebilirler.
2. Sosyal Yazılımlar
Sosyal yazılımlar genelde Web 2.0 ile benzer anlamda kullanılır; kullanıcılar arasında iletişimi ve
işbirliğini destekler ve kolaylaştırır. Sosyal yazılımlar metin, ses ve görsel içerik gibi çokluortam
ürünlerinin paylaşımı için kullanılan wiki, blog ve sosyal ağ gibi uygulamalar olarak bilinmektedir [6].
Sosyal ağ siteleri kullanıcılar arasındaki ilişkiye özel önem veren sosyal yazılımların bir alt grubu
olarak da düşünülebilir. Çeşitli kaynaklara göre, facebook gibi sosyal ağlar gün geçtikçe dünyanın
çeşitli ülkelerinde oldukça fazla dikkat çekmektedir. Sosyal ağlar, ülkeden ülkeye farklılık gösterebilir,
fakat dünya üzerindeki inanılmaz büyümesi aynıdır [7]. Ayrıca Twitter, diğer web sitelerin trafiği için
önemli bir kaynak haline gelirken, bu trafiğin yarısı sosyal ağlar, blog, haber ve diğer eğlence siteleri
gibi çevrimiçi medya sitelerine yönlenmektedir [7].
Amerika’da, 2009 yılında Facebook kullanıcı sayısı 42 milyondan 103 milyona çıkmıştır. Bu
büyüme
oranı
%145’tir
(http://www.istrategylabs.com/2010/01/facebook-demographics-and-
statistics-report-2010-145-growth-in-1-year/). Uluslarası büyüme oranları incelendiğinde ilk sırayı
111.212.840 kullanıcı ile Amerika, ikinci sırada İngiltere, üçüncü sırada Endonezya ve dördüncü sırada
18.679.460 kullanıcısı ile Türkiye almaktadır (http://www.digitalbuzzblog.com/facebook-statisticsfacts-figures-for-2010/).
4
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Sıra
Ülke
Kullanıcı Sayısı
2009
Kullanıcı Sayısı
2010
12 aylık büyüme
%
24 aylık büyüme
%
1
Amerika
69,378,980
125,881,220
81.4%
352.6%
2
İngiltere
18,711,160
26,543,600
41.9%
137.6%
3
Endonezya
6,496,960
25,912,960
298.9%
12253.6%
4
Türkiye
12,382,320
22,552,540
82.1%
550.9%
5
Fransa
10,781,480
18,942,220
75.7%
669.7%
6
İtalya
10,218,400
16,647,260
62.9%
3289.8%
7
Kanada
11,961,020
15,497,900
29.6%
61.1%
14
Almanya
3,136,680
9,949,760
217.2%
1509.8%
Tablo 1 Ülkelere göre Facebook kullanıcıları(http://www.nickburcher.com/2010/07/facebookusage-statistics-by-country.html adresinden uyarlanmıştır) Toplam ondokuz farklı sosyal ağ sitesin
Facebook, LinkedIn, MySpace, Twitter, Slashdot, Reddit, Digg,Delicious, StumbleUpon, FriendFeed, La
st.fm, Friendster, LiveJournal, Hi5, Tagged, Ning, Xanga,Classmates.com, Bebo) kullanan kullanıcıların
yaşları incelendiğinde, kullanıcıların %15’inin 0-17 yaşları arasında, %9’unun 18-24 yaşları arasında,
%18’inin ise 25-34 yaşları arasında olduğu görülmektedir. Bu bilgilere göre kullanıcıların yarısının genç
yaştaki kullanıcılardan oluştuğu söylenebilir (http://royal.pingdom.com/2010/02/16/study-ages-ofsocial-network-users/).
Türkiye’de ise Facebook kullanan kullanıcıların %10’u 13-15, %9’u 16-17, %34’ü 18-24, %30’u
25-34, %11 35-44, %4’ü 45-54, %1’i, 55-64 ve %1’i 65 ve üstü yaş aralığındadır
(http://www.facebakers.com/countries-with-facebook/TR/).
3. Facebook ve Eğitsel Kullanımları
Facebook, kullanıcılarının oluşturduğu ağlarda farklı izin seviyelerinde özel veya herkese açık
yazılarla kullanıcıların birbiri ile bağlanmasını, gruplara katılmasını ve diğerleri ile kaynakların
paylaşılmasını sağlayan çevrimiçi sosyal ağ yazılımıdır [8]. Diğer çevrimiçi sosyal ağ sitelerine
(Friendster, MySpace gibi) benzer bir biçimde, kullanıcılar kendilerini çevrimiçi bir profilde tanıtır,
arkadaş edinir, diğerlerinin profillerine [9] veya sosyal içeriğe bilgi veya yorum yazabilir.
350
milyondan
fazla
http://www.Facebook.com/press/info.php?statistics)
kullanıcısı
olan
facebook
dünyanın en büyük sosyal ağı olmasına
rağmen, birçok kullanıcısı olan ve büyüyen sosyal ağlar da bulunmaktadır. Örneğin, MySpace özellikle
müzik ve eğlenceye, Flickr, resim ve video paylaşımına, Twitter, 140 karakterlik mesaj yazmaya ve
Ning insanların ilgilerini keşfetmesine ve açıklamasına odaklanmıştır.
Heather Rogers Haverback Towson üniversitesinde, “324 Okuma Yöntemleri Grubunun
Bayanları” olarak oluşturduğu Facebook grubunu öğretmen adayları ile okuma dersinde buluşmak
5
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
için kullanmıştır [10]. Bu grup ödevlerin tartışıldığı, soruların sorulduğu, görüşlerin eleştirildiği,
ilgilerin gönderildiği ve görüşlerin desteklendiği bir platform olarak işlev görmüştür. Ayrıca,
araştırmacı, öğrencilerin okumasını desteklemek için kitap kulüplerinin kurulmasını, kitap
tartışmalarının yapılmasını ve okumaların paylaşılması için sosyal ağların kullanımını önermiştir.
[11] öğrencilerin Facebook ortamını okul temelli kitapları alıp vermek, kulüpler, grup ödevleri,
uygulamalar ve dersler için kullanıldığından bahsetmektedir. Öğrenciler diğer öğretmenleri
kendilerine arkadaş olarak ekleyebilir, çalışma konularına ait gruplar oluşturarak veri toplayabilir ve
tartışma başlatabilirler [11]. Ayrıca araştırmacı tarih, edebiyat derslerinde, kültürel rehberlerin
hazırlanmasında ve programlama uygulamalarında da bu sosyal ağın kullanılabileceğinden
bahsetmiştir.
Benzer şekilde [12] öğrenciler için konulara uygun resimlerin, mesajların, derslere ait ödevlerin,
olayların ve uygulamaların Facebook sosyal ağında eğitim amaçlı kullanılacağı belirtilmiştir. Ayrıca,
öğretmenler Facebook ortamında web sitelerine ait adresleri ve videoları gönderebilir, google
belgeleri ile bağlantı oluşturarak öğrencilerin sunularını, ödevlerini ve diğer ürünleri paylaşılabilir.
[13] üniversite Facebook ağına önceden kayıt olmanın, sosyal ağlara sonradan kayıt olmayı
nasıl etkilediği konusunda yaptıkları çalışmada, Facebook sosyal ağının üniversite hayatına
öğrencilerin yerleşmesinde “sosyal birleştirici” olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Özetlemek gerekirse, işbirlikli öğrenme, araştırma, sorgulama, tartışma becerileri, eleştirel
düşünme ve problem çözme becerilerini desteklemek için Facebook etkili bir şekilde materyalleri
(video dosyaları, ses dosyaları, resimler, kelime işlemci, tablolama, sunu, veritabanı ve diğer türdeki
belgeleri içeren web siteleri) paylaşmak, gündelik olayları, haberleri, kişileri veya grupları takip
etmek, tartışma ortamlarına dâhil olmak için kullanılabilir.
4. Twitter ve Eğitsel Kullanımları
2006 yılında, bloglama yapmanın yeni bir biçimi olan mikrobloglama, Twitter iletişime yeni ve
basit bir form geliştirerek ortaya çıkmıştır. Bu ortamda her bir iletişim metni en fazla 140 karakterden
oluşabilmektedir.
Bu sosyal ağ mobil uygulamalar için önemli bir özellik olmasına rağmen, mikrobloglar web
arayüzleri ve mobil telefonlardaki uygulamalar yardımı ile de oluşturulabilir. [14] yaptıkları çalışmada
mikrobloglamayı insanların günlük etkinleri hakkında konuşmak, bilgi aramak veya paylaşmak için
kullandıklarını belirtmişlerdir.
Mikroblog aracı olan Twitter çevrimiçi öğrenme süreçlerinde ve geleneksel çevrimiçi sınıf
ortamlarında mobil teknolojiler ile kullanılabilir. Twitter ortamında eğitim süreçlerinde, ders içeriği
veya tarihleri ile ilgili değişikliği bildirme, bir makalenin veya bölümün özetini paylaşma, web
adreslerini yayınlama, belirlenen bir kişiyi takip ederek olayları izleme ve rapor hazırlama, tarihten
ünlü bir kişinin belirlenip onun adına bir hesap açılıp bu hesabın yönetilmesi, tüm takip edenlerin
6
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
tartışmalarını tutma, hikâye oluşturma gibi farklı işbirlikli etkinlikleri düzenleme, dil öğrenimi ve çeviri
becerilerini geliştirme, diğer sosyal ağlar ile bağlantı kurma ve son olarak öğrencilerin takipçilerini
genişleterek onlarla periyodik tartışmalar gerçekleştirme amacıyla bilgi paylaşımında kullanılabilir
(http://steve-wheeler.blogspot.com/2009/01/teaching-with-Twitter.html).
New York’ta bir öğretmen ise İngilizce sınıfı için Twitter kullanımını önermiştir [15]. 140
karakter dâhilinde Twitter ortamı, kitap önerilerini paylaşmak, güncel çalışma konularında sorular
yöneltmek,
alandaki önemli kişileri ve uzmanları takip etmek, CNN kanalındaki güncel olayları
izlemek, diğer haber alanlarını takip etmek ve diğer sınıflarla Twitter üzerinden tartışmak amacı ile
kullanılabilir.
Özetlemek gerekirse, eğitim ortamlarında Twitter etkili bir şekilde güncel olayları, haberleri
öğrenmek, web site adreslerini paylaşmak, düşünceleri paylaşmak, bir olay veya kişiyi talip etmek, dil
öğrenmek, diğerleri ile tartışmak ve işbirliği sağlamak amacıyla eğitim süreçlerinde kullanılabilir.
5. Sonuç ve Tartışma
Bu kadar ilgi çeken sosyal ağlar günümüz toplumunu etkilemekte ve bazı alışkanlıklarını
değiştirmektedir ve değiştirmeye de devam edecektir. Birçok alanın yanı sıra, soysal ağ teknolojileri
eğitim için de birçok olanağı içerisinde barındırmaktadır. Sosyal ağların birçok özelliği ve olanaklarının
olması öğretmenlerin eğitim öğretim süreçlerini aktif, yaratıcı, işbirlikli öğrenme ile desteklemelerine,
öğrenci-öğrenci, öğrenci-içerik ve öğretmen-öğrenci etkileşimi arttırmada, öğrencilerin araştırma,
sorgulama ve problem çözme becerilerini kullanmaları ve geliştirmeleri konusunda destek
olmaktadır.
Sosyal ağların mevcut öğrenme ve içerik yönetim sistemlerinde (ÖİYS) yapısal değişikliklere
neden olması dikkat çekicidir. Özellikle ÖİYS’lerin sosyal ağları kendi sistemlerine entegre etmeleri mi,
yoksa mevcut sosyal ağların içine kendilerinin entegre olmaları mı sorusuna cevap aranmaktadır. Bu
bağlamda yapılacak araştırma ve çalışmalar ÖİYS’lerin geleceği hakkında belirleyici rol üstlenecektir.
Son olarak, bu gibi uygulamalar sayesinde insanlar arasındaki küresel bağlantıda yeni bir
dönem başlamıştır. Bu sosyal ağların kullanımları ve dijital okuryazarlık sayesinde düşünceler ve
yenilikler, dünya üzerinde eskiden olmadığı kadar hızlı bir biçimde yayılmaktadır.
7
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Adıyaman/Gölbaşı
Tebliğ Konusu Türk Dili ve Edebiyatı Öğretiminde Yöntem ve Teknikler
Tebliği Sunan: Derya Ateş, Adıyaman Gölbaşı AİHL Türk Dili Ve Edebiyatı öğretmeni
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETİMİNDE YÖNTEM VE TEKNİKLER
Türk Dili ve Edebiyatı öğretiminin etkili olabilmesi için derslerde tek bir yöntem ya da teknik
değil birden çok yöntem kullanmaya önem verilmelidir. Özellikle Türk Dili ve Edebiyatı programında
yer alan hedeflerin gerçekleşmesi ve programda öngörülen bilgi, beceri ve tutumların öğrencilere
etkili bir biçimde kazandırılabilmesi için Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenlerinin yöntem zenginliğine
sahip olması gerekir.
Türk Dili ve Edebiyatı dersi, öğrencilerde dil becerilerini geliştirme, anadil bilincini kazandırma
ve diğer derslerle olan yakın ilişkileri nedeniyle çok yönlü bir derstir. Bu özelliğinden dolayı sınıf içi
uygulamalarda çok değişik yöntem ve tekniğe başvurulması hem doğal, hem de zorunlu
görülmektedir.
Eğitim alan yazınında (literatürde), yöntem ve teknik kavramları birbirine çok karışmaktadır.
Yöntem, genel anlamda, hedefe ulaşmak için izlenen en kısa yol olarak tanımlanmaktadır. Teknik ise
bir öğretme yöntemini uygulamaya koyma biçimi, ya da sınıf içinde yapılan işlemlerin bütünü olarak
tanımlanabilir. Yöntemi bir tasarım, tekniği de bir uygulayım olarak görebiliriz.
Kimi düşünürler için soru-cevap bir öğretim tekniğidir, kimileri için bir öğretim yöntemidir. Bu
kavram karışıklığını önlemek için yöntem ve teknik kavramları birlikte kullanılmıştır.
Türk Dili ve Edebiyatı öğretiminde hangi yöntem ve teknikleri kullanabiliriz?
Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde öğrenci düzeyi, program hedefleri ve işlenen konular
açısından farklı yöntemlerin kullanılması gereği ortaya çıkmaktadır. Ortaöğretimin 9, 10, 11 ve 12.
sınıflarında en yaygın olarak kullanılabilecek yöntem ve teknikler şunlardır:
Anlatma, Tartışma, Gösterip Yaptırma, Soru-cevap, Gösteri, Rol Yapma, Drama, Benzetme, İkili
ve Grup çalışmalarıdır.
Bu yöntem ve teknikleri seçerken Türk Dili ve Edebiyatı öğretim programlarındaki hedefler
dikkate alındığında bilişsel alanın bilgi, kavrama, uygulama, analiz ve sentez düzeyinde farklı
yöntemlerin seçilmesi önem kazanmaktadır. Buna göre: Bilişsel Alan Düzeyi Yöntem ve Teknik, Bilgi
8
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Anlatma-Gösteri, Kavrama Tartışma-Soru-Cevap, Uygulama Gösterip Yaptırma-Drama, Analiz Rol
Yapma-Benzetim, Sentez İkili ve Grup Çalışmaları.
Bu belirlemeler doğrultusunda yöntem ve teknik ayırımı yapmak gerekirse, Türk Dili ve
Edebiyatı öğretiminde 9. 10. ve 11. 12.
sınıflar için yaygın olarak kullanılan yöntemler anlatma,
tartışma ve gösterip yaptırmadır. Bilgi düzeyindeki hedefleri gerçekleştirmek için anlatma, kavrama
düzeyi için tartışma, uygulama düzeyi için de gösterip yaptırma yöntemine daha çok yer verilmesi
önerilmektedir.
Öğretim Yöntemleri
Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde kullanılması önerilen öğretim yöntemleri aşağıda
açıklanmıştır.
1- Anlatma
Kullanımı: Bu yöntem, derse giriş yaparken konuyu özetlerken ya da bir konuyla ilgili bilgi
aktarırken kullanılır. Daha çok sunuş yoluyla öğretme yaklaşımında ve bilgi düzeyindeki davranışların
kazandırılmasında kullanılır.
Özellikleri: Öğretmen merkezlidir, Aynı anda çok sayıda kişiye bilgi aktarılır, dinleyenler konuyla
ilgili organize bir görüş kazanır, öğrencilere kısa zamanda çok bilgi verilir.
Dikkat Edilecek Noktalar:
 Basit, kısa ve tam cümleler kullanılmalı,
 Doğru ve mesleki terimlerin kullanılmasına özen gösterilmeli,
 Konuların ana başlıkları belirlenmeli,
 Ses tonu iyi ayarlanmalı ve arka sıradakilerin duyabileceği bir şekilde olmalı,
 Verbalizmi (laf salatası) önlemek için plan, kroki, grafik gibi görsel araçların kullanılmasına
yer verilmeli,
 Ara sıra sınıf tartışmalarına yer verilmeli,
 Anlatırken espri ve şakalara yer verilmeli,
 Küçük grup çalışmaları ile anlatılanların tartışılması yapılmalıdır.
2- Tartışma
Kullanımı: Tartışma, bir konu üzerinde öğrencileri düşünmeye yöneltmek, iyi anlaşılmayan
noktaları açıklamak ve verilen bilgileri pekiştirmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntem daha
çok bir konunun kavranması aşamasında karşılıklı olarak görüşler ortaya konurken, bir problemin
çözüm yollarını ararken ve değerlendirme çalışmaları yaparken kullanılır. Bu açıdan bakıldığında buluş
yoluyla öğretim yaklaşımında ve kavrama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılır.
9
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Özellikleri: Öğretmen-öğrenci etkileşimi söz konusudur. Öğrencilere geçmiş yaşantılarından
örnekler vermesi için imkân sağlar. Öğrencilerin bir konu üzerinde kendi düşüncelerini söylemesini ve
yorum yapmasını sağlar.
Dikkat Edilecek Noktalar:
 Öğretmen sınıfta tartışma ortamını hazırlarken soruları önceden liste halinde belirlemeli,
 Sınıfta topluca tartışma yapılacaksa, öğretmen soruyu sorup bunu tüm sınıfın tartışmasını
istemeli,
 Grup tartışması yapılacaksa aynı konu sınıfta oluşturulacak küçük gruplar içerisinde
tartışılmalı, daha sonra topluca tartışılmaya geçilmelidir.
 Bir konu bölümler halinde ayrı ayrı gruplarda tartışıldıktan sonra toplu tartışma çalışması,
ders sona ermeden muhakkak yapılmalıdır.
 Bir konu ile ilgili okunacak kaynak kitapların listesi önceden verilmişse o konu üzerindeki
tartışma sınıfta daha sonra hep birlikte yapılmalı,
 Tartışma yapılırken önemli noktalar tahtaya yazılmalı,
 Tartışmaya dersin tümü ayrılmamalı,
 Öğrencilerin düşünce ve görüşlerini rahatça söylemelerine imkân sağlanmalı.
 Bütün öğrencilerin tartışmaya katılmaları sağlanmalıdır.
3- Gösterip Yaptırma
Kullanımı: Gösterip yaptırma yöntemi, bir işlemin uygulanmasını, bir araç gerecin
çalıştırılmasını önce gösterip açıklama sonra da öğrenciye alıştırma ve uygulama yaptırarak öğretme
yoludur. Bu yöntem, bir konuya ilişkin bilgilerin açıklanması ve bu bilgilerin beceriye dönüştürülmesi
için gerekli uygulamaların yapılması aşamasında kullanılır. Bu yöntem daha çok uygulama düzeyindeki
davranışların kazandırılmasında kullanılır.
Özellikleri: Gösteri öğretmen merkezli, yapma işlemi de öğrenci merkezlidir. Bu yöntem daha
çok öğrencilerin psikomotor becerileri kazanmalarında etkilidir. Öğrenciler, becerileri yaparak
yaşayarak öğrenirler.
Dikkat Edilecek Noktalar:
 Kazandırılacak beceriler önce öğretmen tarafından yapılarak öğrencilere gösterilmeli,
 Her öğrenciye istenilen beceriyi kazanması için yeterli zaman ve tekrar yapma şansı
verilmeli,
 Gösteri anında kullanılacak şema, grafik, slayt ve film gibi araç gereçler önceden
hazırlanmalı,
10
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
 Beceriler sırayla ve aşamalı olarak öğretilmeli, bir beceri tam öğrenilmeden diğerine
geçilmemeli,
 Öğrencilere önce basit, kolay ve yapabilecekleri işler yaptırılmalı,
 Derslik ya da atölyede her türlü sağlık tedbirleri alınmalı ve yeterli araç-gereç
bulundurulmalı,
 Dersin yapılacağı yer önceden kontrol edilip öğretime hazır hale getirilmelidir.
 Yapılacak işler bir akış çizelgesinde ya da yazı tahtası üzerinde gösterilmelidir.
Öğretim Teknikleri
Öğretim yöntemlerinin yanı sıra ortaöğretim okullarının 9,10,11,12. sınıflarında Türk Dili ve
Edebiyatı derslerinde kullanılması önerilen öğretim teknikleri aşağıda açıklanmıştır.
1- Gösteri: Gösteri, izleyici grubun önünde bir işin nasıl yapılacağını göstermek ya da genel
ilkeleri açıklamak için başvurulan bir tekniktir. Gösteri, sınıf içinde genellikle öğretmen ya da varsa
kaynak kişilerce yapılabilir. Gerektiğinde öğrencilerden de yararlanılır.
Gösteri tekniğini sınıf içinde etkili bir şekilde uygulayabilmek için dikkatli bir hazırlık gerekir. Bu
hazırlık yapılırken aşağıdaki noktalar göz önünde bulundurulmalıdır.
 Bu dersle ilgili gösterinin hedefleri nelerdir?
 Öğrencilere öğretilmek istenilen bir beceri mi yoksa sadece bir ek bilgi midir?
 Gösteri için yeterli araç ve gereç var mıdır?
Gösteri, gerçek araçlar kullanılarak yapılabildiği gibi modeller kullanılarak da yapılabilir.
Bunlardan başka resim, slayt, film şeridi, hareketli filmler, basit çizimler ya da semboller kullanılarak
da yapılabilir. Yapılan hazırlıkta bu araçlardan hangilerine ihtiyaç duyulduğu kararlaştırılmalıdır.
Gösteri için yeterli zaman ayrılmış mıdır? Bu arada öğrencilerin düşünceleri, sordukları sorular da göz
önünde tutulmalıdır. Öğrencileri hazırlamada en önemli husus, onlara bu gösterinin hedeflerinin ne
olduğunu iyice anlatmaktır. Öğrencilerin ilgisini çekebilmek için bu hedefler açık seçik ortaya
konmalıdır. Ayrıca bunun önemini ve niçin öğrendiklerini de anlamalıdırlar. Öğrencileri hazırlamada
şu sorulara cevap aranmalıdır. Hangi hedeflere ulaşılacaktır. Bu hedeflere ulaşılmasında öğrenciler ne
gibi bir rol oynayacaktır? Bu gösteriye öğrencilerin ilgisini çekecek hususlar nasıl sağlanacaktır?
Gösteri sırasında öğrenciler olaya nasıl katılacaklardır? Gösteri ilerledikçe öğrencilere hangi sorular
sorulacaktır? Gösteri sırasında öğrenciler not alacaklar mı, yoksa bazı önemli noktalar onlara teksir
halinde mi verilecektir? Yapılan hazırlıklar tüm araç ve gereçler ve öğrenciler hazırsa, artık gösteriye
başlanabilir. Tüm gösterilerde ana amaç, öğrenmeyi sağlamak olmalıdır.
11
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Gösteri sırasında dikkat edilecek noktalar:
Bu taslaktan amaç öğrenciye düşünmesine yol göstermek ve gösteriyi daha iyi anlamasını
sağlamaktır.
 Tüm öğrenciler iyi duyuyor ve görüyor mu?
 Gösteri ilerledikçe tahtaya bir taslak çıkartılıyor mu?
 Bilinmeyen yeni terimlere dikkat ediliyor mu?
 Gösteriye devam etmeden önce öğrenciler bunları anlıyor mu?
 Kimi sorularla öğrencilerde merak uyandırılıyor mu?
 Öğrencilerin de öğretmenle birlikte tahmin yürütmesine izin veriliyor mu?
 Öğrenciler soru sormaları için cesaretlendiriliyor mu?
 Gerektiğinde gösteri için öğrencilerden yardım isteniyor mu?
Gösteri tamamlandığında öğretmen kendine şu soruları sormalıdır.
 Öğrenciler ne öğrendi?
 Öğrendiklerinin uygulaması yapılabildi mi?
Tüm gösterilerin öğretmen tarafından yapılması zorunluluğu yoktur. Gerektiğinde öğrenciler,
bunu kendi aralarında da yapabilirler. Bu sayede kendi yeteneklerini geliştirme ve başkalarıyla iletişim
kurma olanağını bulabilirler.
2- Soru-Cevap
Sınıf içi uygulamalarda en yaygın bir şekilde kullanılan tekniktir. Bu teknik, öğrencilere
düşünme ve konuşma alışkanlıklarını kazandırma bakımından oldukça önemlidir ve her dersin
öğretiminde kullanılır.
Soru sorarken dikkat edilecek noktalar:
 Bütün sınıfı ilgilendiren sorular, tüm sınıfa sorulmalı ve aynı anda herkes cevabı bulmak için
düşündürülmeli daha sonra da soruyu cevaplandıracak kişi belirlenmelidir. Bu belirlemede
cevap vermeye gönüllü öğrencilere öncelik verilmeli, kolay sorular gruba göre öğrenmesi
yavaş olan öğrencilere sorulmalıdır.
 Yanlış cevap veren öğrenciler azarlanmamalı ve sınıf içinde küçük düşürücü davranışlardan
kaçınılmalıdır.
 Diğer bir hususta soruların sınıftaki tüm öğrencilere adaletli bir şekilde yönetilmesini
sağlamaktır.
 Doğru cevaplar anında pekiştirilmelidir.
 Yanlış cevaplar doğrusu tekrar ettirilerek düzeltilmelidir.
 Doğru cevapların verilmesi için ipuçları kullanılmalı ya da yan sorular sorulmalıdır.
12
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
 Sınıfta değil de öğrencilere tek tek sorular yöneltiliyorsa, oturma sırası, numara sırası gibi
belli bir sıraya göre değil de seçkisiz (random) yolla sorulmasında yarar vardır. Böylece tüm
sınıfın dikkatli ve ilgili olması sağlanmış olur.
 Soruları öğretmen sorabileceği gibi öğrencilerin öğretmene ya da öğrencilerin birbirine soru
sormalarına olanak sağlanmalıdır.
Soruların öğrenciler tarafından cevaplandırılmasında dikkat edilmesi gereken noktalar:
 Soruyu sorduktan sonra, düşünmek için zaman bırakınız.
 Öğrencilerin, soruya kendi sözcüklerini kullanarak cevap vermelerini sağlayınız.
 Konuşma güçlüğü olan öğrencileri sabırla dinleyiniz ve diğer öğrencilerin de sabırla
dinlemesini sağlayınız.
 Yanlış cevap veren ya da cevap vermede güçlük çeken öğrenci ile alay etmekten, onu
azarlamaktan ya da küçük düşürücü bir davranışta bulunmaktan kaçınınız.
 Cevap vermek isteyen öğrencilere adlarını söyleyerek söz veriniz.
Böyle bir yaklaşımla soru-cevap tekniği sınıf içinde başarıyla uygulanabilir.
3- Rol Yapma
Rol yapma, öğrencinin kendi duygu ve düşüncelerini başka bir kişiliğe girerek ifade etmesini
sağlayan bir öğretme tekniğidir. Öğrencinin iyi rol yapabilmesi için yaratıcı düşünce önemlidir. Rol
yapma, sosyodrama olarak da adlandırılır. Diğer bir tanımla sosyodrama, öğrencilere, insan ilişkileri
konusunda daha çok bilgi, beceri ve anlayış kazandırmayı öngören ve oyun (drama) tekniklerinden
yararlanma temeline dayalı deneysel bir eğitim tekniğidir (Oğuzkan, 1974:172).
Bu tekniğin uygulanmasında, öğrencilere rol dağıtırken dikkatli olunmalı, özellikle ilk uygulama
için gönüllü ve başarılı öğrencilerin rol almasına özen gösterilmelidir. Roller ve oynayacak kişiler
belirlendikten sonra sahne düzeni ya da durum öğrencilere açıklanır. Rol yaparken öğrencilerden
öğrendikleri diyalogda ya da bir konuşma metninde geçen aynı cümleleri kullanma yerine o durumda
söylenmesi gereken ve öğrendikleri cümle kalıbına uygun düşen kendi cümlelerini kullanmaları
istenir. Aşağıda belirtilen aşamalar rol yapma için önerilen sınıf içi etkinliklerini yönlendirici olabilir:
Ortam yaratmak: Burada temel nokta doğal olmaktır. Öğrenmeye hazır duruma getirecek
şekilde grubu güdülemek gerekir.
Rol yapmak için sahneyi hazırlamak: Eğer hangi sorun ya da olayın rolü oynayacağına karar
verilmişse, roller paylaştırılır ve provalar yapılabilir. Kimlerin rol alacağı kararlaştırılmamışsa, sorun
bütün sınıfla birlikte ele alınır. Bunu yapmanın bir yolu, sınıf liderinin (ki bu lider öğretmen ya da
öğrenci olabilir) dört ya da beş öğrenciyi, sınıfın önünde sorunu tartışmaya davet etmesidir.
Tartışma ilerledikçe sorunla ilgili ana noktalar tahtaya yazılır. Bu şekilde olayda yer alan
karakterlerin özelliklerinin belirlenmesine ve tanımlanmasına yardımcı olunur.
13
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Roller için öğrencilerin seçilmesi: Rollerin seçimi, önceden ya da sınıfın sorunu
tanımlamasından sonra kendiliğinden yapılabilir. Öğrenciler, rollerinin genel özellikleri açısından
aydınlatılır. Rol yapmanın bir uyarlama işi olduğu vurgulanır. Bu vurgulama özellikle ilk defa rol
alacaklara bir katkı sağlayabilir. Rol dağıtımı öncelikle, konuyu iyi bilen ve kendilerini rolünü
yapacakları kişiliğe iyice adapte edebilenler arasında yapılmalıdır.
Rollerin oynanması: Bu aşamada rol alan öğrenciler rollerini oynar durumda, sınıfın geri kalan
öğrencileri de seyirci olarak olayı izlerler.
Olayın tartışılması: Oyunun sunuluşu tüm sınıf tarafından, ya da önce küçük gruplar halinde
daha sonra da tüm sınıf tarafından tartışılabilir. Öğrencilerden, oyunun ve oyuncuların güçlü ve zayıf
noktalarını söylemeleri istenebilir.
Genel bilgileri olmadıkları konularda öğrencilerden rol yapmalarını istememek gerekir.
Öğrenciye yapacağı rol hakkında önceden genel bir bilgi verilmesi yerinde olur. Örneğin, çevre kirliliği
ile ilgili bir sorun ele alınacak ise öğrencinin çevre kirliliği hakkında genel bilgisi olması ve bu konuyla
ilgili yeni sözcükleri bilmesi gerekir.
Sınıf içinde birkaç çeşit grubun rol yapması yerine bir grupla çalışma yapmak daha etkilidir.
Çünkü rol yaparken sınıfta dinleyici gerekir. Seyirci oyuncu etkileşimi kurulmalıdır. Basit roller ise kısa
bir çalışma ile gerçekleşebilir.
4- Drama
Drama tekniği ile öğrenciler hangi durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini yaşayarak
öğrenirler. Problem çözme ve iletişim kurma yeteneğini geliştirir. Bu teknik, bilinen en eski öğretme
tekniklerinden birisidir. Çok kullanışlı ve yararlı olduğu için günümüzde okullarda yaygın olarak
kullanılmaktadır. Drama tekniğinin yararları şöyle sıralanabilir.

Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir.

Kişinin kendine olan güvenini arttırır.

Anlama yeteneğini ve yaratıcılığı arttırır.

Akıcı konuşmayı geliştirir.

Dile hâkimiyeti ve iyi ifade yeteneğini geliştirir.

Bilgilerin etkin kullanımını sağlayarak onları pekiştirir.
Bu teknik, tek taraflı olmayıp hem oyuncuya hem de seyirciye yöneliktir. Drama tekniğinin iki
türü vardır, bunlar doğal ve biçimsel drama teknikleridir.
Doğal drama adından da anlaşılacağı gibi doğal olmayı vurgular, bu şekil drama oyunlarında
oyuncular kendilerini dilediği gibi ifade etme özgürlüğüne sahiptir. Bu drama tekniğinin amacı
bireylere serbest konuşma alışkanlığı kazandırmak, onların duygu ve düşüncelerini kendi
14
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
sözcükleriyle diledikleri gibi açıklama yapmalarına olanak sağlamaktır. Bu alışkanlıkların küçük
yaşlarda daha etkili bir şekilde kazanıldığı belirtilmektedir.
Biçimsel drama tekniği ise, daha çok yetişkin öğrencilere dönüktür. Bu drama türünde oyunlar
daha ciddi ve planlıdır. Oynanacak oyun ya da hikâye oyuncular tarafından paylaştırılmış,
ezberlenmiş ve provası yapılmış durumdadır. Biçimsel ve doğal dramanın birçok çeşidi vardır, genel
olarak kesin bir ayırım yapılamamaktadır.
Bunlar arasında serbest oyunlar, hikâyeleri sahneleme, resimlerle hikâye sahneleme, radyo ve
TV haberlerini ya da yayınlarını taklit etme ve gölge oyunları doğal dramaya, kuklalar, pantomim ve
oyunlar da daha çok biçimsel dramaya birer örnek olarak gösterilmektedir.
Dil öğrenme ve öğretme açısından bunlara bir göz atılacak olursa en önemlilerin, serbest
oyunlar, kuklalar ve hikâyeleri sahneleme oyunları olduğu görülür. Örneğin, serbest oyunlar yoluyla
çocuklar meramını iyi ifade etme ve konuşma yeteneklerini geliştirirler. Bu oyunların en büyük
özelliği ise her zaman ve her yerde oynanabilir olmalarıdır. Fazla araç ve gereç gerektirmez. Örneğin,
öğretmen masası bir bilet gişesi ya da, bir banka veznesi yapılabilir. Bu oyun tipik bir doğal drama
türüdür, ne bir sınırlama ne de bir zorlama söz konusudur. Öğrenci o anda aklına ne gelirse söyler,
hatta şarkı bile söyleyebilir. Bu teknikte öğretmen çok az rol oynar, daha çok yönetici rolündedir ve
oyunun kendi çizgisi üzerinden gelişmesine izin verir. Sadece herhangi bir engel ya da bir sorun
çıktığında yardımcı olur.
Bir diğer drama türü de hikâyeleri sahnelemedir.
Bu yaklaşım daha çok küçük öğrencilere uygulanan tekniktir. En basit tanımıyla bu, basit bir
hikâyenin bir kısmı ya da tamamı alınarak öğretmen ya da bir kaç öğrenci tarafından okunarak sınıfta
sergilenmesidir.
Burada en önemli nokta anahtar cümleler ve yabancı sözcüklerin liste halinde tahtaya
yazılmasıdır. Yalnız öğretmenin dikkat edeceği bazı noktalar vardır. En başta bu küçük çocuklara
uygulanıyorsa o zaman oyunların kısa ve basit seçilmesine dikkat edilmelidir. Bundan başka
gerçekçiliği artırmak için rol yeteneği olan öğrenciler seçilmeli ve basit araç ve gereçlerden
yararlanmalıdır.
Kuklalar ise binlerce yıldır bilinen bir eğlendirme ve öğretme araçlarıdır. Günümüzde yabancı
dil öğretimi de dâhil olmak üzere bir çok ülkede yaygın olarak kullanılmaktadır. Kuklaların birçok
çeşidi vardır, en bilinenleri el kuklası, eldiven kuklası, ipli kuklalar ve gölge kuklasıdır. Kuklalardan
diyalog öğretiminde ve hikâye anlatımında yararlanılabilir.
5- Benzetim
Benzetim, sınıf içinde öğrencilerin bir olayı gerçekmiş gibi ele alıp üzerinde eğitici çalışma
yapmalarına olanak sağlayan bir öğretim tekniğidir. Diğer bir tanımla, öğrenmeyi desteklemek üzere
gerçeğe uygun olarak geliştirilen bir model üzerinde yapılan bir öğretim yaklaşımıdır.
15
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Gerçek durumların önemli boyutları, ya bir modelde özel olarak, ya da diagram halinde,
resimler ve diğer sembolik yollarla belirlenmektedir. Uygulamada zaman ve mekân genel olarak
sınırlanmakta ve yaratılmak istenen gerçek durumun anlamlı yönleri seçilmektedir. Pilotların uçuş
öncesi yapay koşullarda eğitim görmeleri, uçak bombardıman birlikleri ve astronotların eğitimi,
tıpçıların kadavra üzerinde çalışmaları benzetim tekniğine birer örnektir.
Benzetim tekniği bir düşünce değil, bir hareket, bir olaydır. Öğrenciler bu olaya katılırlar ve ona
şekil verirler. Rolleri, işlevleri, görev ve sorumlulukları vardır. Problem çözme ve karar verme
durumundadırlar. Bu açıdan analiz, sentez ve değerlendirme yapmak durumundadırlar (Küçükahmet,
1983).
Öğretmen, bu tekniği uygularken öğrencilere rolleri dağıtır, olayı tanıtır ve bir kontrolör olarak
olayların dışında kalır. Problem çözme ve karar verme sürecine katılmaz. Benzetim tekniğinin
uygulamasında öğrencilerin iş görüleri gerçektir ancak öğretmen tarafından ortaya konan durum ya
da olay yapaydır, gerçek değildir.
Eğer öğretmen öğrencilere, sözgelimi, “siz şimdi bir okulun müdürüsünüz ve sene başında
etkili bir açış konuşması yapacaksınız. Böyle bir konuşmayı düşünüp planladıktan sonra yazınız”
derse, bu benzetim için bir örnek olamaz. Öğrencinin okul müdürü rolünde olayı bizzat yaşaması ve
açış konuşmasını yazması ya da yazmadan konuşma yapması ve bununla ilgili rutin işleri yapması
benzetim tekniği için bir örnek olabilir. Aynı şekilde, ilk yardım kursunda, manken üzerinde yapılan
çalışmalar da buna örnek olabilir.
Benzetim tekniğinin kullanılmasında öğretmen her zaman öğrenciye anında dönüt
verebilmelidir.
Araştırmalara
göre
benzetim
tekniği
öğrencilerin
derse
katılımlarını
ve
güdülenmelerini artırmakta; öğrenmeyi soyutluktan kurtarmakta, somut ve yaparak yaşayarak
öğrenmeyi sağlamaktadır.
Benzetim tekniği uygulamasını hazırlanırken:
 Sınıf içinde uygulanan benzetim olayında öğretmenin kendisi de rol almalıdır.
 Öğretmen, uygulamaya geçmeden önce benzetim tekniğinin genel noktalarını kısaca
anlatmalı ve öğrencilerin anlayamadığı hususları açıklamalıdır.
 Öğrencilere roller genelde yansız bir şekilde verilmelidir.
 Benzetim tekniği ile ele alınan olay eğer birkaç aşamadan oluşuyorsa, olayı kontrol edecek
kişi her aşamadan önce küçük bir açıklama yapmalıdır.
 Uygulamaya başlamadan önce benzetimle ilgili tüm dokümanlar hazır olmalıdır.
16
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Grup Çalışmaları
Sınıftaki öğrenci sayısına göre en az iki ve en çok sekiz ile on kişinin bir araya gelerek aynı konu
üzerinde ortak amaçlarla yaptıkları çalışmaya grup çalışması denir.
Bu tekniğe, ikili çalışma ve soru-cevap tekniğini uygularken yer verilebilir. Sınıf içi etkinliklerde
ikili çalışma gruplarını oluştururken ve çalışmaları yönlendirirken aşağıdaki noktalara dikkat
edilmelidir.
Öğretmen yapılacak olan tüm etkinlikler hakkında öğrenciye bir ön bilgi vermelidir. Ayrıca
öğrencinin belli bir etkinliğe yönelmesi sağlanmalıdır. Daha sonra konu hakkındaki bilgileri
öğrencilere okutmalı ve öğrencilerin konuyu ne derece anladıklarını kontrol ettikten sonra çalışmayı
başlatmalıdır.
Gruplar çalışmaya başlamadan önce karşılıklı oturtulmalıdır. Ancak birbirlerinin varsa
ellerindeki kitap, resim ya da kartlarını görmemelidir.
Gruplar sürekli değiştirilerek, öğrencilerin diğer kişilerle de teması sağlanmalıdır.
Önceleri her öğrenci sağındaki öğrenci ile sonra solundakiyle daha sonra arkasındaki ve çapraz
oturan öğrencilerle eşleştirilmelidir.
Grup üyelerinden biri tek kaldığında öğretmen onun grup arkadaşı olabilmeli ve onunla
çalışabilmelidir. Eğer bu durum böyle devam edecek olursa, öğretmen her defasında değişik
öğrenciye grup arkadaşı olmaktadır.
Bu etkinliklerin uzunluğu 5 ile 20 dakikayı geçmemelidir. Bu etkinliklerin bir ders boyu sürmesi
ya da sürmemesi öğretmen ve öğrencinin isteğine bağlıdır.
Bu etkinlikler esnasında öğretmen dıştan bir gözlemci olarak sınıfta dolaşmalı ve gördüğü
hataları ders bittikten sonra tartışmalıdır.
Bu çalışmayı daha sonra bir grup, diğer grupların önünde tekrarlamalı ve izleyenler de onların
ne derece başarılı oldukları hakkındaki görüşlerini bildirmelidirler. Öncelik gönüllü olanlara
verilmelidir.
Gruplar oluşturulduğunda, bir yakınlaşma olması amacıyla kişiler birbirlerine özel sorular
yöneltebilirler. Bu durumda öğrencilerin bu sorulara cevap vermelerinin zorunlu olmadığı
vurgulanabilir.
Tüm etkinlikler herkesin eşit süreyle ve katılımıyla yapılmalıdır.
Sınıf içinde ikili çalışma gruplarının yanı sıra daha büyük gruplarla çalışmalar da yapılabilir.
Burada temel amaç, grup üyelerinin birlikte düşünmelerine, karşılıklı fikir alışverişi içinde olmalarına
ve rahat bir ortamda çalışmalarına olanak sağlamaktır.
17
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Çok kalabalık sınıflarla grup oluşturmada dikkat edilecek noktalar şunlar olabilir:
 Bir sınıfta normal beş ya da altı grup oluşturulması ideal görülmektedir. Buna göre sınıf
mevcudunun altıya ya da istenilen grup sayısına bölünmesiyle bir grupta yer alacak öğrenci
sayısı ortaya çıkabilir.
 En ideal grup çalışması üç kişiyle olabileceği belirtilmesine karşın, kalabalık sınıflarda bu
sayı ona hatta on beşe kadar çıkabilir.
 Gruplar arasındaki yarışı ve yapılan çalışmaların niteliğini belirleyebilmek için her gruba
aynı konu verilmelidir.
 Gruplar öğretmen tarafından seçkisiz (random) yoluyla oluşturulmalı ancak iyi öğrencilerin
aynı gruplarda yer almamalarına dikkat edilmelidir. Bu amaçla:
 Öğrenciler birden altıya en çok ona kadar bir sayı söylerler. Aynı sayıyı söyleyenler bir
grupta toplanır.
 Birbirine yakın oturan öğrenciler arkaya dönerek bir grup oluşturabilirler.
 Öğrencilerin ilgilerine göre ve öğrencilerden gelen istekler dikkate alınarak grup
oluşturulabilir.
 Öğrencilerin yeteneklerine göre öğretmen tarafından grup oluşturulabilir.
 Öğretmen gözlem sonuçlarına göre iyi ve zayıf öğrencilerin durumlarını da dikkate alarak
dengeli bir gruplama yapabilir.
 Her grubun bir lideri ya da koordinatörü olmalıdır. Grup lideri öğretmen tarafından
atanabileceği gibi grup üyeleri arasından da seçilebilir.
 Grup liderinin görevi grup çalışmalarını koordine etmek ve öğretmenle olan bağlantıyı
kurmak olmalıdır. Gerekli görülürse her grubun bir adı ya da numarası olabilir.
 Öğretmen, grup çalışmalarını yakından izlemeli, çalışmaları kontrol etmeli ve grup üyelerine
yardımcı olmalıdır.
Grup çalışmalarını sınıf içinde uygularken her grubun tartışma yapabilmesi için 10 ya da 15
dakikalık belli bir sürenin ayrılması, grup sözcüsünün konuyu sunması, sözcü grubunun görüşünü
açıkladıktan sonra sınıftaki diğer öğrencilerin onlara sorular yöneltmelerini istemesi ve böylece
sınıfta tartışmaya yer verilmesi ve bu çalışmaların diğer gruplar için de tekrarlanması gerekir.
Grup çalışmasında, tartışmaların dışında kullanılabilecek bazı teknikler şunlar olabilir:
Hikâye Anlatma: Bu teknikte bir olayın anlatıldığı tüm bir resim ya da resimler grubu,
parçalara ayrılır ve gruptaki her öğrenciye birer adet verilir.
Herkes elindeki resim parçasının neyi anlattığını söyler. Sonunda hikâyenin tamamı çıkarılmaya
çalışılır.
18
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Bulmaca: Bir bulmaca ya da bir yap-boz oyununun eksik kısımları öğrenciler tarafından sırayla
tamamlanır.
Resimli Kartlar: Üzerinde değişik resimler olan kartlar gruplara dağıtılır. Grubun her elemanı
kartları sırayla alır, en üsttekini açar ve daha önceden belirledikleri bir elemana karttaki resimlerle
ilgili bir soru sorar, kartı en alta koyar ve bir sonrakine uzatır ve grup çalışması bu şekilde devam
eder. Sorulan sorularda kalıplaşmış soru ifadeleri kullanılır. Sözgelimi: Bir yüzük aldın mı? Bir kitap
aldın mı? Bir kravat aldın mı? gibi.
Kartlardaki resimler, günlük yaşamda olaylarla ilgili olabileceği gibi, yiyecek içecek resimleri de
olabilir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta zamanlamadır. Zamanlama iyi
planlanmazsa, diğer konulara zaman kalmayabilir.
Grup çalışmalarının yanı sıra sınıflarda münazara, panel, açık oturum, forum ve kolekyum gibi
grupla tartışma etkinliklerine de yer verilebilir.
19
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Çanakkale/Merkez
Tebliğ Konusu: Sınıf Yönetimi ve Öğrencilerle Etkili İletişim, Sosyal Kültürel Etkinlikler ve Eğitim
Sürecine Etkileri
Tebliği Sunan: Ayşe ÖZBEK, Çanakkale Anadolu İmam Hatip Lisesi
SINIF YÖNETİMİ VE ÖĞRENCİLERLE ETKİLİ İLETİŞİM,
SOSYAL KÜLTÜREL ETKİNLİKLER VE EĞİTİM SÜRECİNE ETKİLERİ
İnsanoğlu doğduğu andan itibaren aktif olarak ve doğum öncesinde, embriyonun Latince
“genç” anlamına gelen “fetus” özelliğini kazandığı 10. haftadan itibaren anne karnında çevresi ile
iletişim içerisindedir. İlerleyen zaman içerisinde iletişimin şekli, yoğunluğu ve etkisi giderek
artmaktadır. İnsan, yaşamın her safhasında iletişim sayesinde kazandığı bilgi ve birikimlerle yeni
ilişkilerin kapısını aralamaktadır. Kimi zaman açarak, kimi zaman kapıları kapatarak yeni ilişkilerin
arayışını sürdürmektedir.
Her dönemin beraberinde getirdiği zorluk ve güzellikler, kurulacak yeni ilişkilerin yönünü ve
devamını sağlamaktadır. Gerek iş hayatında, gerek sosyal ortamlarda ya da aile ilişkilerinde etkili ve/
veya başarılı olarak nitelendirilen kişilerin yaşamlarına dikkat edildiğinde, bu insanların iletişim
konusunda sergiledikleri yetenekleri dikkat çekmektedir.
İletişim, son yılların en popüler kavramı haline geldi. O kadar ki son yılları ifade eden uzun bir
dönem adeta bu kavramla tanımlanır oldu; “İletişim Çağı”. Giderek iletişimin bu gücünün çağa
damgasını vuracak genişliğe yönelmiş olması ise ayrı bir gerçektir. O halde iletişim nedir? İletişimi bu
güce ve işleve kavuşturan etken ya da etkenler nelerdir? Gerçekte iletişimin özünde böyle bir güç yok
da acaba insanlar mı böyle bir gücü içlerindeki özlemin bir yansıması olarak oluşturmaktadırlar? Bu
sorulara cevap vermeden önce iletişimin tanım ve anlamı üzerinde durmak gerekir.
İletişimin Latince karşılığı “communico” kelimesidir ve “paylaşma, ortaklaşma” anlamına
gelmektedir. Yapılan değişik tanımlar esas alındığında iletişim kavramı;
 Bilgi, düşünce, duygu, deneyim ve birikimleri biçimlendirmek,
 Diğerleri tarafından anlaşılabilir kılmak veya
 Bu duruma getirerek mümkün olan her türlü yolla paylaşmak,
 Sonuçta karşılıklı etki sağlayabilme süreci, olarak tanımlanmaktadır.
En basit anlamı ile iletişim, kişiler arası duygu ve düşünce alışverişine dayanan kültürel bir
süreçtir. Bizler, birbirimizle konuşarak, telefon ederek, mektuplar yazarak, mesajlar göndererek, jest
ve mimiklerle her zaman iletişim kurma çabası içindeyiz.
20
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Birçok eğitimci iletişimi, öğretme-öğrenme süreci ile aynı anlamda kullanmakta ve
değerlendirmektedir. İletişim, iki veya daha fazla insan arasında anlamları ortak kılma süreci olarak
tanımlanabilir. Öğrenme-öğretme süreci açısından bakıldığında iletişimin temel işlevi, anlamları ortak
kılmanın yanı sıra duygu, düşünce, bilgi ve becerileri paylaşarak davranış değişikliği meydana
getirmektir. İletişimin kişi açısından özel amaçları ne olursa olsun, temeldeki amacı çevre üzerinde
etkin olmak, başkalarında davranış, tutum geliştirmek ve değiştirmektir.
Sınıf içindeki öğretmen de sosyal ve fiziksel çevresini kasıtlı olarak etkilemek için iletişim kurar.
Öğretmenin iletişim becerisini artırmak amacıyla iletişim olgusunu çözümlerken öncelikle kendi
kendisine şu gibi soruları sorması ve cevaplaması gerekir:
 Göndereceğim mesaj sonrasında ne olmasını bekliyorum?
 Çevremi etkileme anlamında neyi başarmak istiyorum?
 Gireceğim iletişim sonucu olarak öğrencilerimin neye inanmalarını, ne söylemelerini, ne
yapmalarını istiyorum?
 Psikolojik anlamda, öğrencilerimde hangi etkiyi oluşturmak ve onlardan hangi tepkiyi almak
istiyorum?
Bu soruları öğretme-öğrenme etkinliği öncesinde cevaplayan öğretmenlerin daha iyi bir
öğretme-öğrenme ortamı yaratabilecekleri düşünülmektedir.
Öğrenmenin, günümüzde “yaşantı ürünü ve nispeten kalıcı izli davranış değişmesi” olduğunu
hepimiz biliyoruz. İletişimde bulunan kaynağın amacı da genellikle alıcının davranışını değiştirmektir.
İşte bu amaç iletişime yön verir ve iletişim olgusunun etki ve başarısını amacın gerçekleşme oranı ile
ölçülür.
Günümüzde, öğretim araçlarının eğitim ve öğretimdeki rolü geçmiştekinden çok daha fazla
önem teşkil etmektedir. Zira okula gelen bir öğrenci için artık tek bilgi kaynağı öğretmen ya da ders
kitabı değildir. Bir öğrenci, dış dünyada karşılaştığı birçok zengin uyarıcıyı ( Bilgisayar, İnternet, Tv vb.)
sınıfta da görmek istemektedir. Öğrenci öğrenirken görmek, dokunmak, mümkün olduğu kadar fazla
duyu organını harekete geçirmek ve öğretim araçlarını kullanarak derse aktif bir şekilde katılabilme
ihtiyacı hissetmektedir.
Daha etkili bir öğretim sağlamak amacıyla ve öğretimsel amaçlara daha kolay ulaşılabilmek için
kullanılan iletişim araçlarına öğretim araçları denir. Öğretmenlerin öğretim araçları kullanmalarının
temel amacı vermek istedikleri mesajı alıcı konumundaki öğrencilerine en doğru, en anlaşılır ve en
somut yoldan ulaştırabilmektir. Bu da ancak etkili ve doğru iletişim süreciyle gerçekleşebilir. Bu
yüzden eğitimde iletişimin yeri ve öneminin anlaşılması yadsınamaz.
21
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Edgar Dale'nin yaşantı konisi öğrenmelerin somuttan soyuta doğru gerçekleştiğini ve araç
gereçlerle somutlaştırılarak yaşantılaştırılmış öğrenmelerin daha kalıcı olduğunu göstermektedir.
Dale'nin öğrenmeye ilişkin yaptığı araştırmanın sonuçları şu şekilde belirtilmektedir:
1. Öğrenme işlemine ne kadar fazla duyu organı dâhil edilirse öğrenme o kadar etkili ve kalıcı
olur.
2. En iyi öğrenme kendi kendine yaparak yaşayarak öğrenmedir.
3. En iyi öğretim somuttan soyuta ve basitten karmaşığa göre giden öğretimdir.
4. Birey kendi kendine başkalarının yardımıyla öğrendiğinden daha çok ve daha iyi öğrenir.
Öğrenme nispeten kalıcı izli davranış değişikliği olarak tanımlanmakta ve bu tanımla
öğrenilenlerin hem zihinde tutulmasının hem de davranışa (yaşantıya) dönüştürülmesinin önemi
vurgulanmaktadır.
Zaman sabit tutulmak üzere farklı öğrenme yaşantılarıyla ilgili elde edilen bilgilerin hatırlanma
ve tekrar kullanılma oranları şu şekilde verilebilir.
Genel olarak insanlar:
 Okuduklarının % 10'unu
 Duyduklarının % 20'sini
 Gördüklerinin % 30'un
 Gördükleri ve duyduklarının % 50'sini hatırlarlar
 Söylediklerinin % 70'ini
 Yapıp söylediklerinin % 90'ını hatırlamaktadırlar.
Görüldüğü gibi etkili iletişim, öğretimde araç-gereç kullanma ve öğrenciyi öğrenme
yaşantılarına dâhil etme eğitimin kalitesini ve kalıcılığını yükseltmektedir.
Etkili Sınıf İletişimi İçin Şu Teknikler Kullanılabilir:
 Dersin genel bir çerçevesini çiziniz, konunun ayrıntıları ya da önemsiz noktaları üzerinde
odaklaşmak yerine geniş bir resmini çiziniz.
 Gerektiği zaman özellikle zor kavramları açıklarken tekrarlama yapınız.
 Konuyu dağıtmaktan kaçınınız ve konuya odaklaşınız.
 Zaman zaman sorularla ya da bazı işler yaptırarak öğrencilerin anlama düzeylerini
saptayınız.
 Ana noktaları açıklarken çeşitli örnekler veriniz ve öğrencilerin soyut kavram ve düşünceleri
anlamalarına yardım ediniz.
22
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
 Öğrencilere önemliyle önemsizi ayrıntı etmeyi öğretebilmek için nerelerin önemli olduğunu
söyleyiniz.
 Açıklamalarınızda net terimler kullanınız.
Sınıf içi iletişimde başarılı olabilmek için dikkat edilecek hususlar:
1- ETKİN DİNLEME:
Bir kimsenin ilettiği sözlü mesajların arkasındaki, sözel olmayan mesajları da doğru
anlamaya denir.
2- BEN DİLİNİ KULLANMAK:
BEN dili kullanıldığında, öğrenciyi olumsuz olarak yargılayan mesajlar yerine, öğretenin
sorun karşısındaki duyguları dile getirilir.
Ben dilinin kullanıldığı mesajların etkili olabilmesi için üç öğeyi içermesi gerekmektedir:

Sorun olan davranışın açık bir tanımı yapılmalıdır.

Sorun olan davranışın, öğretmen üzerindeki etkileri belirtilmelidir.

Davranışa yönelik duyguları ifade etmelidir.
3- GÖZ TEMASI:
“Sana ve senin anlattıklarına önem veriyorum”
Ders anlatırken öğrencilerle göz iletişimi kurma, öğrencilerin konu üzerinde dikkatlerini
toplamalarını kolaylaştıracaktır. Ancak rahatsızlık vermeyecek şekilde ayarlanmalıdır.
4- BEKLEME SÜRESİ:
Cevap süresi için geçen zamanın artması ile verilen cevapların daha açıklayıcı ve üst
düzeyde olduğunu göstermektedir.
5- KİŞİLERARASI SOSYAL MESAFE:
Araya konan mesafe arttıkça, iletişim kuran kişiler arasındaki ilişkinin resmileştiği görülür.
Sınıf içi iletişimi geliştirmek için aşağıdaki hususlara da dikkat edilmelidir:
Öğretmen konuşma yeteneğini geliştirmeli. Ders iyi şekilde planlanmalı. Öğrencinin
ihtiyaçları, yetenek ve ilgileri değerlendirilmeli. Öğrencinin ilgisini dağıtan durumlar ortadan
kaldırılmalı. Birden fazla duyu organına hitap eden araçlar kullanılmalı. Zor ve karışık olan öğretim
araçları kullanılmamalıdır.
23
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Sonuç olarak; İletişim, sosyal yaşamın vazgeçilmez unsurudur. Eğitim öğretim faaliyetlerinin
gereği gibi yerine getirilmesi öğretmen-öğrenci-veli arasındaki etkili iletişime bağlıdır. Okullarımızda
öğretmen-öğrenci-veli
arasındaki
iletişim
yeterince
güçlü
ve
etkin
kullanılamamaktadır.
Öğrencilerimizin köylerden gelmesi sebebiyle öğrenci velilerinin okula yeterli düzeyde ziyarette
bulunamamaları, anne babaların ilgisizliği gibi sebepler eğitim-öğretim faaliyetlerinin veli ayağını
sekteye uğratmıştır.
Öğrenci-öğretmen iletişiminde öğrencilerin ilgisizliği, dikkatsizliği, geleceğe yönelik plan ve
hedeflerinin olmaması sağlıklı iletişim konusunda sıkıntıların yaşanmasına neden olmaktadır.
Dil ve Anlatım derslerinde, etkili iletişim becerilerinin geliştirilebilmesine yönelik etkinlikler
düzenlenmelidir. Öğrenciler sözlü ve yazılı anlatımla üslûp çalışmaları gerçekleştirmelidir. Anlatım
bozuklukları hemen düzeltilmeli, öğretmenler hemen dönüt vermelidir.
Sosyal ve kültürel etkinlikler öğrencilerin beden ve ruh sağlığı yönünden gelişimine olumlu
katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle öğrenciler etkinliklere katılım konusunda yönlendirilmeli, ders dışı
zamanlarını okul ortamında güvende geçirmeleri sağlanmalıdır.
İyi bir eğitim-öğretim ancak etkili bir iletişim ortamıyla sağlanabilir. Bu nedenle okulumuz
öğretmen ve öğrencilerine yönelik iletişim seminerleri düzenlenmeli, gerekli hassasiyet
gösterilmelidir.
24
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Çanakkale/Merkez
Tebliğin Konusu: Öğretim Strateji, Yöntem ve Teknikleri
Tebliği Sunan: Filiz TURAN, Çanakkale AİHL Edebiyat Öğretmeni
ÖĞRETİM STRATEJİ, YÖNTEM VE TEKNİKLERİ
“Nasıl öğretmeliyim?” sorusu strateji, yöntem ve teknikler gibi süreçleri kapsar. Bu yazıda
“Nasıl öğretmeliyim?” sorusunun temelinde yatan öğretim stratejileri, yöntemleri ve teknikleri ele
alınmıştır.
Öğretim,
öğrenmenin
belli
bir
amaç
doğrultusunda
başlatılması,
yönlendirilmesi,
kolaylaştırılması ve gerçekleştirilmesi süreci olarak tanımlanabilir. Bir öğretme süreci içinde yer alması
gereken işlemler şunlardır:
1. Öğrenciyi istendik hedefler doğrultusunda yönlendirme ve güdüleme,
2. Uygun öğrenme yaşantıları sunarak bu hedeflere ulaşmayı kolaylaştırma,
3. Öğrencinin bir bütün olarak-örneğin tutumlar, değerler, uyum gibi kişisel yönleriyle
gelişimine katkıda bulunma.
Bu işlemler birbirinden ayrı olmayıp, ancak birlikte gerçekleştirildiklerinde etkili olabilirler.
Görüldüğü gibi artık ana-baba, öğretmen, öğretmede artık "bilgi aktarıcı" durumunda
olmamalıdır. Bu nedenle, öğrenciye o bilgiyi kazanma ve kullanma yollarının öğretilmesinde
öğrenmeyi kendisinin gerçekleştirmesine yardım edilmesinde yarar görülmektedir.
Öğretmen öğretirken:
 Öğretme amacına uygun öğrenme yaşantılarını seçen
 Öğrencilerin öğrenme çevresini düzenleyen
 Öğrencilerin öğrenme yaşantıları geçirmesini sağlayan
 Öğrencilere " öğrenmeyi öğreten"dir.
Öğretimde strateji, yöntem ve teknik seçilirken kazandırılmak istenen hedef davranış esas alınır.
25
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
ÖĞRETİM STRATEJİLERİ
Öğretimde strateji, yönteme ulaşmak için öğrenme etkinliklerinin sıralanmasıdır. Öğretmenler
hedef davranışları öğrencilere kazandırmak için:
 Ya doğrudan kendileri sunarlar (sunuş)

Ya öğrencilerine sorup buldururlar (buluş)

Ya projeler (araştırma –soruşturma)
 Ya tartışma yaptırarak
 Ya tam öğrenme
 Ya işbirliğine dayalı biçiminde öğrenmelerini sağlarlar.
Öğretmen zamana, araç-gerece, öğrenci sayısına ve düzeyine, hedef davranışın niteliklerine
göre bu stratejilerden herhangi birini kullanır.
Sunuş yoluyla öğretme stratejisi: Açıklayıcı, yorumlayıcı bir yaklaşımla kavram ve
genellemelerin öğretildiği bir öğretme yoludur. Fidan’a (1986) göre sunuş yoluyla öğretme, bilgilerin
çok dikkatli bir biçimde düzenlenmiş ve öğrenci tarafından alınmaya hazır bir durumda verilmesi
sürecidir. Bu süreçte:
 Öğretilecek bilgiler kendi içinde bir bütünlük ve anlam taşımalıdır.
 Anlamlı bir öğrenme için, öğrencide olumlu bir yönde bir hazırlığın olması gerekir.
 Açıklama gerektiren durumlarda kullanılır. Kullanım kolaylığı yüzünden öğretmenlerin büyük
çoğunluğu tarafından kullanılmaktadır.
Keşfetme (buluş) yoluyla öğretme stratejisi: Belli bir problemle ilgili verileri toplayıp, analiz
ederek soyutlamalara ulaşmayı sağlayan, öğrenci etkinliğine dayalı, güdüleyici bir öğretme
stratejisidir. Parçadan bütüne ulaşmayı amaçlayan tümevarım yaklaşımıdır. Buluş yoluyla öğrenmeyi
savunan Bruner kuramını dört öğe üzerine temellendirmiştir.
 Öğrencilerin öğrenmeye hazır bulunuşluğunu sağlayacak yaşantıların belirlenmesi

Öğretim içeriğinin yapılaştırılması
26
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ

Öğrenme yaşantılarının sıralanması
 Öğrenme sürecinde pekiştireçlerin rolünün ve nasıl dağıtılacağının belirlenmesi
Araştırma-inceleme yoluyla öğretme stratejisi: John Dewey’in "bilimsel yöntemi"nin sınıftaki
öğretime uygulanmasıdır. Bilimsel yöntemin aşamaları şunlardır:
 Sorun yaratan durumun farkına varılması
 Sorununu belirlenmesi ve tanımlanması
 Denencelerin (hipotezlerin) oluşturulması

Denencelerin doğruluğunu test etmek için geçerli ve güvenilir verilerin toplanması
 Toplanan verilerle denencelerin doğruluğunun test edilmesi
Tartışma yoluyla öğretme stratejisi: Bir önderin öncülüğünde (ki genellikle bu öğretmen olur)
6–20 kişilik bir grupta, katılanların hepsinin ilgilendiği bir konu üzerinde, katılanların görüşlerini
açıklamaları, birbirlerine soru sormaları ve bunları cevaplamaları esasına dayalıdır. Jacobsen ve
arkadaşlarına göre tartışma yaklaşımı diğer stratejilerin kazandıramadığı katkılar sağlar.
Bunlar:
 Liderlik becerisini geliştirir.
 Grubun katkılarını özetlemeyi sağlar
 Fikir birliğine ulaşmayı kolaylaştırır.

Çelişkileri uzlaştırır
 Yorumlama becerisini, geliştirir.
 Dinleyicilik özelliğini geliştirir.
 Bireysel öğrenme gücünü geliştirir.

Analiz, sentez ve değerlendirme gücü kazandırır.
Tam öğrenme stratejisi: Eğer uygun koşullar sağlanırsa "hemen hemen tüm öğrenciler
okulların öğretmeyi hedeflediği tüm davranışları öğrenebileceği" görüşüne dayanır. Bu strateji
Carrol’un "öğretim modeli" ne dayalı olarak Bloom tarafından geliştirilmiştir. Bu strateji de kilit
soru "Bu çocuk nasıl öğrenir?" sorusudur. Bu sorunun altında yatan felsefeye göre çocuklar arasında
gözlediğimiz başarı fakları, büyük ölçüde öğrenme yetenekleri arasındaki farktan değil, çevre
farklarından ileri geldiğidir. Bu nedenle "çocuğun niçin öğrenemediği", "çocuğun öğrenmesini hangi
öğelerin kısıtladığı ya da engellediği" ortaya çıkarılmalıdır.
Modelin temel öğesi her öğrenciye:
 Kendi hazır bulunuşluk durumuna
 Öğrenme hızına uygun bir sürenin tanınmasıdır.
27
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Modelin öğrenciye kendi "hazır bulunuşlu" ve "öğrenme hızına" göre öğrenmesi için sürenin
temel değişkenleri:
 Yetenek
 Güdülenme
 Öğretimini anlaşılabilirliği
 Öğrenme fırsatları
 Öğretimin kalitesidir.
İşbirliğine dayalı öğretme stratejisi: Grup biçiminde çalışma şeklidir. Burada grup terimi yüz
yüze temas halinde bulunan, birçok insanın birbirini etkilediği ortam anlamında kullanılmaktadır.
Açıkgöz’e göre işbirliğine dayalı öğretimin en önemli özelliği öğrencilerin ortak bir amaç
doğrultusunda küçük gruplar (takımlar) halinde birbirinin öğrenmesine yardım ederek çalışmalarıdır.
Bir grup çalışmasının işbirlikli öğrenme olabilmesi için gruptaki öğrencilerden beklenen hem
kendilerinin hem de diğerlerinin öğrenmesini en üst düzeye çıkarmaya çalışmasıdır. Bir başka deyişle
gruptaki her üye gruptaki diğer üyeler başarmadan kendisini de başaramayacağını bilir ve bu nedenle
diğer arkadaşlarının öğrenmesine yardımcı olur. Sonunda elde edilen başarı tek, tek bireylerin
katkısıyla elde edilmiş grup başarısıdır.
ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ
Yöntem, genel olarak hedefe ulaşmak için, eğitimde ise bir konuyu öğrenmek veya öğretmek
için bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur. Öğretimde izlenecek yöntem(ler)i öğretim
stratejisi belirlemektedir. Belli başlı öğretim yöntemleri şunlardır:
Anlatma: Öğretmenlerin en fazla kullandığı ve konuşmaya dayalı bir yöntemdir. Bu yöntem
kalabalık sınıflara bilgi vermek, öğrencileri ikna etmek, eğlendirmek ve konulara açıklık getirmek
amacıyla kullanılmaktadır. Bu yöntemde 3 ana bölüm vardır:
 Öğrencilerin konuya dikkatlerini çekecek bir giriş
 Bilgilerin belli bir düzen içerisinde organize bir biçimde sunulması
 Konunun ana noktaları birbirileriyle bağlantılarını kuran özet kısmı
Anlatım yöntemi görsel-işitsel araçlarla desteklenmelidir. Öğretmen çok konuşmamalıdır,
anlatım dramatize nitelinde olmalıdır.
Soru-cevap: Anlatım yönteminin sıkıcılığını gidermek için geliştirilmiştir. Öğretimdeki öneminin
hala korumaktadır. Soru-cevap tüm hedef-davranış düzeylerinde ve diğer öğretim yöntemlerinin
içerisinde kullanılabilecek bir yöntemdir. Konu hakkında sorular sormaya ve dolayısıyla düşünmeye
teşvik ettiği için öğrenilenlerin içselleştirilmesine yardımcı olduğu kabul edilir. Yöntemin verimli
olabilmesi için öğretmen ve öğrencilerin konuya hazırlıklı olarak gelmeleri gerekir. Öğretmen bu
28
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
yöntemde konuşmaktan çekinenleri teşvik ederek, cesaretlendirerek tartışmaya katılmalarını
sağlamalıdır.
Problem çözme: Öğrencilerin karar verme ve çözüm üretme yeteneklerini geliştirmek için
kullanılan bir yöntemdir. Amacı öğrencilerin karar verme yeteneklerini geliştirmek ve hayat boyu
kullanabileceği "problem çözme yeteneğini" kazandırmaktır. Dewey’in "bilimsel yöntemi" seçilen
problemini çözülmesi için işe koşulur. Problem de birey ve toplumların karşılaştığı ve çözülmesi
gerekli güçlüklerdir.
Tartışma: Herhangi bir grubun, bir başkasının yönetimi altında belli bir düzen içerisinde hepsini
ilgilendiren sorular üzerinde ve belirli bir amaca dönük karşılıklı görüşmeleridir. Öğrencilerin ilgilerini
uyandırır. Anlayışlarını değerlendirme, eleştirici düşünme yetenekleri gelişir. Tartışma yöntemi aktif
öğrenmeyi gerektirir. Bütün öğrencilerin dersin hedefleri doğrultusunda hepsini ilgilendiren konu
hakkında bilgi, fikir ve tutum alış-verişinde bulunmaları anlamına gelir. Sınıfta öğretmen-öğrenci ve
öğrenci-öğrenci etkileşimini sağlaması açısından oldukça etkili bir yöntemdir.
Grupla çalışma: Sorumluluk bilincini geliştirmektedir. Grup belli bir amaç için bir araya
toplanmış kimselerdir. Küme (küme içerisinde oluşturulan komiteler) grup içerisinde oluşturulmuş ve
gruba bağlı bir parçadır. Grup çalışmasında grup dinamiğinden yararlanmak gerekmektedir. Bu
nedenle öğretmen grup dinamiklerini ve eğitim-öğretimin amaçlarını gerçekleştirmek grup
dinamiğinden yararlanmasını bilmesi gerekmektedir.
Proje çalışması öğrencinin gerçek yaşam koşullarında (veya gerçeğe yakın) gerçekleştirdiği
zihinsel ve fiziksel bir etkinliktir. Proje konusu öğrenci tarafından veya öğretmenin hazırlayacağı bir
listeden seçilebilir. Bireysel hazırlanabileceği gibi grup olarak da hazırlanabilir. Amacı öğrenciye birinci
elden bir şeyin nasıl yapılacağını deneme fırsatı vermektir.
ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
Öğretimde teknik "öğretim etkinliği için başvurulması gereken beceri ve işlemdir" Yönteme
göre daha dar kapsamlıdır. Yöntem ve tekniğin ortak noktası her ikisinin de öğrenme ve öğretme için
bir "yol" olmasıdır. Öğretimde kullanılan belli başlı teknikler şunlardır:
Anlatım: Bir konuşmacıdan çok sayıda dinleyicinin yararlanmasını sağlayan tekniktir.
Geleneksel bir tekniktir. Öğretmen konuyu bilen biri olarak anlatır; öğrenciler dinler ve not alır,
anlamadıkları yerde soru sorabilirler, öğretmen de konunun anlaşılıp anlaşılmadığını anlamak için
soru sorabilir. Anlatım tekniğinde:
 Öğretmen ders iyi hazırlanmalıdır

İçerik iyi belirlenmelidir
 Kuram ve uygulama birlikte ele alınmalıdır.
29
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
 Sınıfın tümünü görebileceğimiz bir oturma düzeni olmalıdır.
 Öğrencinin ilgisini dağıtan uyarıcıların oluşmasına meydan verilmemelidir.
 Sürekli anlatmaktan kaçınılmalıdır.
 İlgi öğrenci katılımı sağlanarak canlı tutulmalıdır.
 Anlatım öğrencinin düzeyine uygun olmalıdır.

Öğrencilere adlarıyla hitap edilmelidir.
 Duyu organlarına hitap eden araç-gereç kullanılmalıdır.
 Öğrencilere konuşma fırsatı verilmelidir.
 Öğretmen sınıf yönetimi konusunda yeterli olmalıdır.

Zamanı iyi kullanmalıdır.

Beden dilini (jest, mimik ve hareketler) çok iyi kullanmalıdır
Soru-cevap tekniği: Sınıf etkinliklerinde soru sorulması ve cevap verilmesi şeklinde yürütülen
bir tekniktir. Düşünmeyi ve konuşmayı özendirir. Fikirlerin ve durumların açıklığa kavuşması için
oldukça kullanışlıdır.
Öğretmenler:
"hatırlama",
Neden gösterme gerektiren",
"değerlendirme, değer biçme ve akıl yürütmeyi gerektiren",
"yaratıcı düşünme gücünü gerektiren" sorular sorarlar
Münazara, panel, forum (tartışma teknikleri): Münazara, ikişerli veya üçerli iki grup öğrencinin
bir fikrin, eylemin veya önerinin taraf ve karşı noktalarını ortaya koymasıdır. Amaç bir konudaki
birbirine zıt fikirleri tartışmaktır. Öğretmen münazarayı değerlendirmek için sınıfa rehberlik eder.
Panel: Küçük bir grubun ilgi çekici bir konuyu kendi aralarında, büyük bir grubun karşında
tartıştıkları bir tekniktir. Bu tekniğin amacı üyeler arasında ortak düşünüş ve çalışmayı özendirmektir.
Panel lider dâhil 5–9 kişiden oluşur. Panel lideri konuyu ve panel üyelerini sunup tartışmayı açar,
kendisi zaman, zaman tartışmaya katılır, tartışmayı özetler tartışmanın akıcılığını ve etkin katılımı
sağlar.
Forum: Aynı konuyla ilgili iki ya da daha fazla konuşmacının katıldığı bir tartışma tekniğidir. Bu
teknikle tartışmalı konunun farklı yönleri, o alanda iyi yetişmiş kişilerce dinleyiciler karşısında tartışılır.
Ayrıca dinleyiciler de kendi görüşlerini açıklama olanağına sahiptirler.
Tartışma tekniklerinde oturma düzeni çok önemlidir ve tartışmaya katılanlar birbirlerinin
yüzlerini görebilecekleri şekilde oturmalıdırlar.
Gösteri bir hareketin nasıl yapıldığını veya bir işlemin nasıl kullanıldığını göstermek için
düzenlenmiş bir sunudur. Göze ve kulağa hitap eder. Gösteri tekniği sözlü anlatım, resimler, şekiller,
30
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
bilgisayar programlarıyla desteklenebilir. Gösteride kullanılacak materyal, program önceden eksiksiz
hazırlanmalı ve herhangi bir aksaklığın çıkması önlenmelidir.
Beyin fırtınası: Bir probleme çözüm getirmek ve çeşitli konularda fikir ve düşünce üretmek için
kullanılan tekniktir. Önemli olan çok sayıda fikir ve düşünce üretmektir; fikrin niteliğinden çok niceliği
önemlidir. Bireyleri heyecanlı bir ortama yönlendirerek yaratıcı ve orijinal görüşleri söyleme,
problemi çözmeye yarayacak görüşleri belirlemeye yarar
Gözlem, gözlem gezisi, deney:
Gözlem, belli eğitsel amaçları gerçekleştirmek için herhangi bir olay veya varlığı önceden
hazırlanmış bir plan çerçevesinde incelemektir. Gözlem, amaçlı ve planlı bir etkinliktir
Gözlem gezisi, okulda organize edilen gözleme ilişkin geziye denir. 3 önemli kısmı vardır.
 Gözlem gezisini planlama
 Geziyi gerçekleştirme
 Geziyi değerlendirme
Deney: Herhangi bir olay veya varlığı meydana getiren ilişkilerin daha anlaşılmasını sağlamak
amacıyla kullanılan bir tekniktir.
Benzetişim: Öğrencilerin sınıf içinde bir konuyu gerçekmiş gibi ele alıp üzerinde çalışma
yapmalarına olanak sağlayan öğretim tekniğidir. Gerçek durumların boyutları model üzerinde veya
sembolik yollarla gösterilir. Bilgisayar ile birçok durumun yapay benzerini yaratmak mümkündür.
Diğer bir yolda sınıf ortamında gerçek durumların benzerleri yaratılır.
Rol yapma, drama:
 Rol yapma, öğrencinin bir başkasının kimliğine bürünüp o kişi gibi davranmaya çalışmasıdır.
Yarım kalan hikâyeler rol yapmak için iyi bir başlangıçtır. Gönüllüler istenir, öğrenciler teşvik
edilir (fakat zorlama yapılmaz) Öğrenciler rollerini prova etmemeli, öğretmen rol yapmada
araya girmemelidir.
 Drama, doğaçlama, rol oynama ve tiyatro tekniklerinden yararlanarak öğrencilerin bir
yaşantıyı, bir olayı, bir fikri veya soyut bir kavramı oyunsu süreçlerle canlandırmasıdır.
Öğrenmeye duyuşsal boyut katar. Öğrencilerin dünyayı algılamalarında, çevreyle,
başkalarıyla ve kendileriyle etkili ve doğru iletişime girmelerine olanak sağlar.
Sergi: Belirli bir amaçla yapılmış ya da biriktirilmiş bulunan nesne, sanat eserleri ve diğer
benzer eserlerin belirli bir düzenleme içerisinde birleştirilerek hizmete sunulmasıdır. Öğrencinin aktif
katılımı ile estetik duyguları gelişir. Çalışma azmi artar.
31
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
NASIL ÖĞRETMELİYİM?
Nasıl öğretmeliyim sorusuna verilebilecek cevap öğretim stratejileri, yöntemleri ve teknikleri
esas alınarak cevaplanmalıdır. Buna göre:
 Hedef davranışa uygun strateji seçin.
 Hedef davranış bilişsel alanın "bilgi", duyuşsal alanın "alma", devinişsel alanın "uyarılma"
basamağında ise sunuş yoluyla öğretme";
 Bilişsel alanın "kavrama", "analiz", "değerlendirme" , duyuşsal alanın "tepkide bulunma",
"değer verme" basamağında ise buluş yoluyla öğretme;
 Bilişsel alanın "uygulama ve daha üst düzeyde" , duyuşsal alanın "örgütleme" ve
"niteleme", devinişsel alanın "tüm basamakları"na yönelikse araştırma-soruşturma yoluyla
öğretme stratejisi seçilmeli ve bunlara bağlı yöntem ve teknikler işe koşulmalıdır.
 Bilinenden bilinmeyene doğru gidin. Öğrencilere ihtiyaçları çerçevesinde dersin önemini ve
hedeflerini anlamalarına, konu ile ilgili önceki deneyim ve bilgilerini yeni öğreneceği
bilgilerle ilişkilendirmesine yardımcı olun.
 Öğrenci katılımını sağlamak için sorular sorun. Öğrencilerin birbirlerinin cevapları hakkında
düşünmelerini isteyin.
 Öğrencileri düşünmeye, araştırmaya, eleştirmeye, problem çözmeye yöneltin. Bunun için
üst düzey sorular (örneğin öğrenme bilişsel alanla ilgiliyse uygulama, analiz, sentez
düzeyinde sorular sorun.
 Öğrencilere soruların cevabı ve bilgilerini organize etmeleri için zaman tanıyın. Eğer uygun
zaman tanınmaz ise öğrencinin cevap vermesi ve öğrendiklerini organize etmesi güç
olacaktır.
 Ders içeriğine uygun araç-gereç ve materyal seçin. Seçtiğiniz araç gereç ve materyali de
etkili kullanın
 Sınıfta uygun ve rahat bir öğrenme ortamı yaratın. Bunun için demokratik yöntemler
kullanarak öğrenciyi rahat bir ortam sağlayın.
 Öğrenci cevaplarını olumlu bir tavırla karşılayın. Öğrencinin verdiği cevap yanlış veya eksik
te olsa cevabı olumlu karşılayın, cevabın doğru noktalarından başlayarak yanlış ve
eksiklilerine dikkat çekin.
 Ders esnasında öğrencilere geri bildirim sağlayın. Böylece öğrenci öğrenebildiğini göreceği
için motive olacaktır.
 Öğrencilere nazik davranın, onları kırmayın. Çünkü öğrenci ayrı bir kişilik geliştirme çabası
içindedir. Öğretmenin öğrencinin gelişen kişiliğine saygı göstermesi gerekmektedir.
32
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
 Özel ilgi ve sabır isteyen öğrencilerinizle ilgilenin. Onları sınıfın bir köşesine atarak ihmal
etmeyin.
 Öğrencilere öğrendiklerini uygulama fırsatı verin. Uygulama ile öğrenilenlerin kalıcılığı
sağlanmış olur.
33
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Diyarbakır/Silvan
Tebliğ Konusu: Türk Edebiyatı Dersinde Verilen Bir Ödevin Proje Basamaklarına Uygun Olarak
Hazırlanması,
Tebliği Sunan: Melih TADIK Silvan Anadolu İmam Hatip Lisesi
TÜRK EDEBİYATI DERSİNDE VERİLEN BİR ÖDEVİN
PROJE BASAMAKLARINA UYGUN OLARAK HAZIRLANMASI
PROJE NEDİR?
Belirli bir yerde, belirli bir zaman diliminde, belirli kaynakları kullanarak, belirli bir hedefe
ulaşmak için, yapılan faaliyetlere PROJE ÇALIŞMALARI, bu çalışmaların mevcut alternatifler arasından
en iyisini seçecek şekilde formüle edilmiş şekline ise, PROJE denir.
Proje; öğrencilerin grup hâlinde veya bireysel olarak istedikleri bir alan veya konuda
inceleme, araştırma ve yorum yapma, görüş geliştirme, yeni bilgilere ulaşma, özgün düşünce üretme
ve çıkarımlarda bulunmaları amacıyla ders öğretmeni rehberliğinde yapacakları çalışmaları ifade eder.
Projenin her aşamasında görevlerin yapılıp yapılmadığı, aşamanın bitiminde öğretmen
tarafından kontrol edilir ve grup üyelerine geri bildirim verilir. Görevini yeterince yerine getirmeyen
öğrencilerin bireysel özelliklerine de dikkat edilerek gerekli önlemler alınır.
Projeler ve performans görevleri, önceden belirlenen ölçütlere göre hazırlanan değerlendirme
ölçeği veya dereceli puanlama anahtarına göre değerlendirilir. Öğrenciler, çalışmalarında
yararlandıkları kaynak veya kişileri de belirterek öğretmenin belirleyeceği süre içinde çalışmalarını
verirler. Projeler verildikleri dönemde değerlendirilir.
PROJELERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
1-Her proje bir ihtiyaçtan doğar ve bu ihtiyacı karşılamaya yönelik olarak tasarlanır.
2- Proje belirli bir zaman aralığında ve mekânda gerçekleşir.
3-Proje belli girdiler (mal ve/veya hizmet) kullanır ve belli çıktılar (mal ve/veya hizmet) üretir.
4- Proje alternatif projelerin kullanabileceği kaynakları tüketir.
İYİ BİR PROJENİN ÖZELLİKLERİ
Spesifik
Ölçülebilir
Gerçekçi
Ulaşılabilir
Süresi belli olmalıdır.
34
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
HER FİKİR BİR PROJE MİDİR?
Hayır, değildir. Bir fikrin proje olabilmesi için aşağıdaki sorulara cevap verebilecek olgunluğa
erişmiş olması gerekmektedir.
1-Nerede uygulayacaksınız?
2-Ne kadar sürede bitireceksiniz?
3-Belirlediğiniz yer ve sürede gerçekleştireceğiniz faaliyetler için ne kadar mali kaynağa
ihtiyacınız var?
4- Belirlediğiniz yerde ve sürede hangi faaliyetleri gerçekleştireceksiniz?
NEDEN PROJE HAZIRLANIR?

Eğitim ortamlarını zenginleştirmek,

Mesleki bilgiyi artırmak,

Belirli alanlarda deneyim kazanmak,

Bilgi ve deneyimi paylaşarak artırmak,

Teknolojik gelişmeleri ve yeni yöntemleri izlemek, kullanmak,

Yeni iş fırsatları yaratmak,

Sosyal ihtiyaçları karşılamak,

İş alanı yaratmak.
BİLİMSEL PROJE HAZIRLAMANIN BASAMAKLARI
Bilimsel proje çalışması merak ve gözlem ile başlar. Çevremizde pek çok varlık var ve sürekli bir
değişim yaşanmaktadır. Bu varlıkları ve değişiklikleri merak ederiz. Gökyüzü nasıl oluşmuş? Neden
mavi? Gökyüzünde neler var? Geceleri yıldızlar parlıyor, ama her gece aynı yıldızlar olmuyor, neden?
Yıldızlar nasıl yer değiştiriyor?
Sonra merak ettiklerimizle ilgili gözlemler yapmaya başlarız ve kendimizi bilimsel proje
hazırlarken buluruz. Ama yaptığımız çalışmanın bilimsel olması için yapmamız gerekenler, sırasıyla
uygulayacağımız basamaklar var. İşte bunlar:
1. Projenin konusunu seçmek:
Projenizi ilgilendiğiniz, üzerine düşündüğünüz, merak ettiğiniz konular üzerine seçin. Aklınıza
pek çok fikir gelebilir. Bunları not edin. Hemen karar vermeyin. Bunların arasında sizin en güzel
yapabileceğinizi, en merak ettiğiniz seçin. Bu proje sadece sizin seçeceğiniz konuda bilgili olduğunuzu
göstermeyecek. Unutmayın, sizin bir sorunuz var. Bu sorunun cevabını vermek için bilimsel bir proje
hazırlıyorsunuz.
35
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
2. Bilgi toplamak:
Projenin konusunu belirledikten sonra konunuzla ilgili kitaplardan, dergilerden, internetten,
insanlardan ve kurumlardan bilgi toplayın. Bilginin yazılı olması gerekmiyor. Konunuzla ilgili fotoğraf,
asetat, saydam, model, afiş ve bulabileceğiniz her türlü malzemeyi toplayın. Projenizi en iyi nasıl
sunabileceğinizi düşünün.
3. Bilimsel yöntem:
Sizin bir sorunuz, merak ettiğiniz bir şey var. Projenizin amacı nedir? Ne bulmaya
çalışıyorsunuz? Sorunuzun cevabı ne olabilir? Varsayımda yani ön tahminde bulunun. Varsayımınızı
gösterecek deneyler nasıl olabilir, hangi malzemeleri kullanabilirsiniz, hangi ölçümleri yapabilirsiniz?
4. Kontrollü deney yapmak ve sonuçları kaydetmek:
Tasarladığınız deneyi kontrollü olarak yapın. Kontrollü olarak ve belirli bir işlem sırası izlenerek
laboratuvarda tekrarlanan gözlemlere kontrollü deney denir. Deneyi yaparken tüm gözlemlerinizi,
düşüncelerinizi not edin. Tüm notlarınız; çalışmanız bittikten sonra her şeyi toparlamanızı
kolaylaştıracak, ayrıca eğer bir hata yaparsanız, hatanızın nerede olduğunu gösterecektir. Hata
yapmaktan korkmayın. Bugün bilimin bize gösterdiği buluşlar ve keşifler uzun uğraşların sonunda,
tekrar tekrar deneme ve yine yılmadan tekrar deneme ile gerçekleşmiştir. Bilim sabır ve özveri
gerektirir. Bundan da korkmayın. Eğer bilimsel yöntemi doğru şekilde uygularsanız mutlaka bir sonuca
ulaşırsınız.
5. Grafikler, Tablolar, Çizimler, Modeller:
Ne oldu? Bulduğunuz sonuç nedir? Sonuçlarınızı grafikler, tablolar, çizimler yolu ile gösterin.
Bulduğunuz sonucu gösterecek maketler (modeller) de yapabilirsiniz.
6. Yaptığını Göster:
Çalışmanız basit ve düzenli olmalı ama bir şeyin aynısı olmamalı. Yaptığınız maket, deney
insanların anlayabileceği şekilde düzenlenmeli, ayrıca yaptığınız çalışmaya eğlence de katabilirsiniz.
Bunu, renkleri kullanarak, insanları şaşırtacak, eğlendirecek düzenlemelerle yapabilirsiniz. Buradaki
yaratıcılık size kalmış. Kullandığınız bilimsel yöntemi gösterin.
7. Rapor Yazma:
Projenizin öyküsünü anlatın ne yapmak istediniz ve nasıl yaptınız? Bilimsel bir projenin raporu
da belirli kurallara ve belirli sıraya göre yazılır. Bu kurallara ve sıraya uymalısınız.
8. Sunuş:
Bilimsel bir projenin mutlaka sunuşu yapılır. Siz de projenizi arkadaşlarınıza, öğretmenlerinize,
ailenize, jüriye ve tanımadığınız pek çok insana sunacaksınız. Bu yüzden heyecanlanmamak elde değil.
Projeyi sunuş pratikleri yapın. Bir arkadaşınıza, ailenize, öğretmeninize sunun, bunu bir kez yaptıktan
sonra daha rahat edeceksiniz. Ayrıca unutmayın konunuzu en iyi siz biliyorsunuz.
36
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
BİLİMSEL PROJE RAPORU NASIL HAZIRLANIR
Rapor, seçtiğiniz konu hakkında yaptığınız her türlü araştırmanın özetidir. Başlangıçtan bitişe,
bütün projenin toplanan ve gözlenen bilgilerini içerir.
Rapor kolay anlaşılır ve düzenli olmalıdır. Konuyla ilgisi olmayan bir insan raporunuzu
okuduğunda, sırayla neyi, neden ve nasıl yaptığınızı, sonunda ne bulduğunuzu ve nasıl
değerlendirdiğinizi anlayabilmelidir. Bilimsel projenizi bir stant düzenleyerek, seyircilere sözlü olarak
sunacaksınız. Rapor standınızdaki yazılı sunumuzdur.
Eğer projeniz boyunca düşündüğünüz, planladığınız ve yaptığınız her şeyi düzenli olarak
yazdıysanız, yani günlük tuttuysanız rapor yazmak çok kolaydır.
Mümkünse raporunuzu bilgisayarda yazın ve bir dosyada sunun. Ya da el yazınızla bir deftere
yazın. Genellikle raporlar 5-30 sayfa uzunluğundadır. Satır aralarında boşluk bırakılır.
Bilimsel raporlar şu bölümleri içerir:
1. Başlık: Başlık bölümü 2 şekilde düzenlenebilir. Eğer projenizle bir yarışmaya girecekseniz,
jürinin objektif değerlendirme yapması için, başlık bölümünde sadece projenizin adı yer alır. Diğer
türlü projenizin adı, sizin adınız soyadınız, unvanınız ve projenin başlangıç-bitiş tarihi başlık bölümüne
yazılır.
2. İçindekiler: İkinci bölüm raporunuzdaki ana başlıkları ve bunların bulunduğu sayfaları bildirir.
3. Özet: Bu bölümde projeniz ana hatlarıyla çizilir. Özet bir sayfadan fazla olmaz. Her şey bir
sayfayı geçmeyecek şekilde, kısa ve öz olarak açıklanır. Projenin adı, amaç kurulan varsayım, kısaca
kullanılan metot ve bulunan sonuçlar yazılır. Genellikle özetin bir kopyası jüri üyelerine verilir. Bu
şekilde jüri üyelerinin yapacağınız sunuş hakkında bir fikri olur.
4.Giriş: Giriş bölümü bu projeyi neden seçtiğinizi ve projenin amacını ifade eder, araştırmanızla
ilgili varsayımınızı bildirirsiniz. Projenizi seçmenin bir nedeni vardır. Bu merak ettiğiniz ve hakkında
soru sorduğunuz bir konudur. Sorduğunuz soruyu araştırarak cevaplamaya çalışırsınız. Sorunun
cevabını önceden tahmin etmek ile siz bir varsayım kurmuş olursunuz.
5.Yöntem-Araştırma: Eğer projeniz deney içeriyorsa, deneyin amacını, kullandığınız
malzemeleri, deneyin yapılışını madde madde yazmalısınız. Eğer araştırma ise, konuyla ilgili bilgiler
vermelisiniz.
6.Sonuç-Değerlendirme: Deney yaptıysanız, bulduğunuz sonucu, varsayımınızın doğrulanıp
doğrulanmadığını, soru sorduysanız, cevabı bildirirsiniz. Bulduğunuz sonuç hakkında değerlendirme
yaparsınız. Araştırma yaptıysanız araştırmanın sonucunu ve değerlendirmesini yazarsınız. Bu bölümde
de tablolar, şekiller, grafikler, resim ve fotoğraflar kullanabilirsiniz.
7.Kaynaklar: Projeniz boyunca kullandığınız tüm kaynakları bu bölümde yazacaksınız. Kaynaklar
kitap, dergi, ansiklopedi gibi yazılı olabilir. Yazılı kaynaklarda kaynağın adı, yazarları, kaynağı hangi
kurumun bastığı ve basım tarihi bildirilmelidir. Cilt ve sayfa numarası da konulur. Kaynak olarak
37
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
internet kullandıysanız, internet adresini belirtmelisiniz. Kaynak, kişi de olabilir. Kişinin adını, unvanını
ve bulunduğu kurumu yazmalısınız.
8.Katkıda Bulunanlar: Projenin tamamını tek başınıza yapmış olabilirsiniz. Ama fikir alırken,
deneyi yaparken ya da malzemeyi temin ederken bazı yardımlar almış olabilirsiniz. Bu bölümde
aldığınız yardımlar için, kişilere teşekkür etmelisiniz.
38
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
İL/İLÇE: GÜMÜŞHANE MERKEZ İLÇE
TEBLİĞİN KONUSU: DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE DİĞER DERSLERDEN YARARLANMA
TEBLİĞİ SUNAN: Abdulkadir KOÇ (FATİH AİHL Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni)
DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE DİĞER DERSLERDEN YARARLANMA
Öğretim sürecinde, işlenen konu ile diğer dersler arasında ilişki kurmak, öğrenmeyi kolaylaştırır
ve daha çok öğrenme sağlar. Öğretmenin önemli görevlerinden biri de öğretim sürecinde, işlenen
konu ile diğer dersler arasında ilişki kurdurmaktır. Yapılandırmacı yaklaşım anlayışı ile hazırlanan yeni
ortaöğretim programlarında, diğer derslerle ilişki kurulması gerektiği belirtilmiş ancak bu ilişkinin
hangi kazanımla ve nasıl kurulacağı açıklanmamıştır. Bu çalışmada, ortaöğretim Dil ve Anlatım dersi
ile Matematik, Kimya ve Geometri dersleri arasında ilişki kurulmuş, dil bilgisi öğretiminde bu
derslerden nasıl yararlanılacağı örneklerle açıklanmıştır.
Öğrenme, sınırları kesin olarak çizilmiş ve her durumda aynı sonuçların alındığı bir süreç değil,
işlenen konuya, ortama, öğrenciye göre değişik sonuçların alınabildiği bir süreçtir. Çağdaş eğitim
anlayışında öğretimin başlangıcı ve merkezi öğrencidir. Bir öğretim faaliyeti, her şeyden önce
öğrencinin ihtiyacına, algılama düzeyine yönelik olmalıdır. Öğretme sırasında, öğrenciye daha önce
öğretilenler ile yeni öğrenilenler arasında bağlantı kurma, benzerlik ve farklılıkları saptama imkânı
yaratılmalıdır. Yapılandırmacı anlayışı göre oluşturulmuş bir öğrenme–öğretme sürecinde, öğretmene
düşen en önemli görevlerden biri önceki öğrenmeler ile yeni öğrenmeler arasında ilişki kurdurmaktır.
Diğer bilgilerle ilişki kurma imkânı ne kadar çok yaratılırsa öğrenme de o kadar artacaktır.
Sunulan örnekler hazırlanırken şöyle bir yol izlenmiştir: Dil ve Anlatım dersinin diğer derslerle
ilişki kurulacak her bir kazanımı, tablo hâline getirilerek bu tablonun ilk sütununda belirlenen
kazanımla ilgili bilimsel bilgilere (konu anlatımına) kısaca değinilmiş ve öğrencilerin öğrenme güçlüğü
çektiği noktalar üzerinde durulmuştur. İkinci sütunda ise, Dil ve Anlatım dersinin söz konusu kazanımı
ile hangi ders arasında ne şekilde ilişki kurulacağı açıklanmıştır. (Öğrenme güçlüğü çekilen noktaların
tespitinde öğretim esnasında ve ölçme değerlendirme sonunda edinilen gözlemler ile diğer
öğretmenlerle yapılan görüşmelerden yararlanılmıştır. Burada, öğrencinin ilişki kurulacak konuyu
bildiği varsayılmaktadır. Kaldı ki, ilişki kurulan konuların tamamı, ilgili derslerin temel konularıdır.)
Matematik Dersi İle İlişkilendirme
Dil ve Anlatım dersinin dokuzuncu sınıf öğretim programının IV. ünitesinde yer alan “Kelime
Grupları” ile ilgili kazanımlara ulaşmada 9. sınıf Matematik dersi öğretim programının IV. ünitesi olan
“Sayılar”dan yararlanılabilir.
39
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Dil ve Anlatım
Kazanımlar: İsim tamlamalarının oluşumunu açıklar. Sıfat tamlamalarının oluşumunu açıklar.
Konu Bilgileri:
-İsim tamlamasının tamlayan ve tamlanan unsurları, kendi içinde ayrı birer kelime grubu
olabilir.
Öğrenme Güçlüğü Çekilen Noktalar:
1. “Eski günlerin özlemi” kelime grubu, bir belirtili isim tamlamasıdır. Bu isim tamlamasının
tamlayan unsuru “eski günlerin”; tamlanan unsuru ise “özlemi” kelimesidir.
“Eski günlerin özlemi” yapısı verilip “Altı çizili bölüm ne tür bir kelime grubudur?” diye
sorulduğunda, öğrencilerin büyük bir kısmı “eski” sıfatından dolayı bu soruya “sıfat tamlaması”
cevabını vermektedir. Oysa altı çizili bölümün bütünü isim tamlamasıdır.
Matematik Dersi İle İlişkilendirme:
((5-3)+4) = ?
Yukarıdaki işlemin bütünü, bir toplama işlemidir. İşlemin bir parçası (5-3) şeklinde bir çıkarma
işlemi olmasına rağmen, ((5-3)+4) işleminin bütününde bir toplama yapılması söz konusudur. (5-3)
ifadesi, kendi içinde bir çıkarma işlemi olup bu işlem, sorudaki toplama işleminin bir parçasıdır.
Bu özellik ile yanda belirtilen öğrenme güçlüğünün giderilmesi arasında şöyle bir ilişki
kurulabilir:
a. ((5-3)+4) = ? işlemi içinde (5-3) şeklinde bir çıkarma işlemi vardır.
b. “Eski günlerin özlemi” yapısının içinde “eski günler” şeklinde bir sıfat tamlaması vardır.
c. (5-3) çıkarma işlemi, buradaki ana işlem olmayıp ana işlemin bir parçasıdır. Sadece bu işlemi
dikkate alarak “Ana işlem, çıkarma işlemidir.” diyemeyiz.
d. “Eski günler” sıfat tamlaması, buradaki ana kelime grubu olmayıp ana kelime grubunun bir
parçasıdır. Sadece bu tamlamayı dikkate alarak “Bu kelime grubunun bütünü sıfat tamlamasıdır.”
diyemeyiz. Burada, tamlayan unsuru sıfat tamlaması olan bir isim tamlaması vardır. Kısacası “eski
günlerin özlemi” kelime grubunun adı, sıfat tamlaması değil, isim 5 tamlamasıdır, ((5-3)+4) işlemi ise
bir toplama işlemidir.
Türkçenin doğru kullanımı konusunda sık sık görüş ayrılığının çıktığı noktalardan birisi de “eski
devlet bakanı” mı yoksa “devlet eski bakanı” şeklinde mi yazılmalı / söylenmeli, tartışmasıdır. Yine 9.
sınıf Dil ve Anlatım dersi “kelime grupları” konusu ile ilgili olan bu problemin çözümünde de
Matematik dersinden yararlanılabilir.
40
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Dil ve Anlatım
Kazanımlar: Sıfat tamlamalarının özelliklerini açıklar. Sıfat tamlamalarının oluşumunu açıklar.
Konu Bilgileri:
-Belirtisiz isim tamlamasının iki unsuru arasında daimî bir ilişki mevcuttur. Tamlamada iki unsur
arasına başka bir unsur giremez ve unsurlar yer değiştiremez. “Millî Eğitim eski Bakanı”, “Konya eski
Milletvekili” gibi yapılar, Türkçenin özelliklerine aykırıdır. “Eski” sıfatı, iki unsurun arasında değil,
tamlamanın başında bulunmalıdır.
Öğrenme Güçlüğü Çekilen Noktalar:
1. “Eski devlet bakanı” kelime grubu bir sıfat tamlamasıdır. Bu tamlamanın sıfat unsuru “eski”;
isim unsuru ise “devlet bakanı”dır.
Öğrenciler, bu tamlamayı “eski devlet/bakanı” gibi değerlendirip “var olan bir devletin eskiliği
veya yeniliği düşünülemeyeceği” için yanlış olarak kabul etmekte, doğru yazım olarak “devlet eski
bakanı” yapısını görmektedirler. Oysa bu şekilde bir kullanım yanlıştır.
Matematik Dersi İle İlişkilendirme
2(5.3) = ?
Yukarıdaki işlem, bir çarpma işlemidir. 2 sayısı ne sadece 5 rakamının ne de sadece 3 rakamının
çarpanıdır. Bu işlemde 2 sayısı, parantez içinde verilen bölümün tümünü etkilemekte, parantez
içindeki bölümün çarpanı olmaktadır.
Bu özellik ile yanda belirtilen öğrenme güçlüğünün giderilmesi arasında şöyle bir ilişki
kurulabilir:
a. (5.3) bir çarpma işlemidir. Bu çarpma işleminin başına getirilen 2 sayısı, işlemdeki herhangi
bir sayıyı değil, işlemin bütününü etkiler.
b. “Devlet” ve “bakan” sözcükleri birleşerek “devlet bakanı” şeklinde bir isim tamlaması
oluşturur. Bu tamlamanın başına getirilen herhangi bir sözcük, tamlamadaki sözcüklerin sadece birini
değil, tamlamanın bütününü etkiler. “Eski devlet bakanı” şeklindeki bir tamlama “eski devlet /
bakanı” şeklinde değil “eski / devlet bakanı” şeklinde parçalanır.
c. Dildeki bu yapıyı eski (devlet bakanı) şeklinde düşündüğümüzde, matematikteki 2(5.3) işlemi
ile olan ilişkisini ve benzerliği daha net olarak
Kimya Dersi İle İlişkilendirme
Dil ve Anlatım dersinin dokuzuncu sınıf öğretim programının IV. ünitesinde yer alan “Kelime
Grupları” ile ilgili kazanımlara ulaşmada 9. sınıf Kimya dersi öğretim programının II. ünitesi olan
“Bileşikler”den yararlanılabilir.
41
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Dil ve Anlatım
Kazanımlar: Kelime gruplarının oluşma nedenini açıklar.
Konu Bilgileri:
-Kelime grubu, bir varlığı bir kavramı, bir niteliği, bir durumu, bir hareketi karşılamak veya
belirtmek üzere belli kurallar içinde yan yana dizilmiş kelimelerden oluşan yargısız dil birimidir.
Kelime grupları birden fazla kelimeden oluşur ancak tek kelime gibi görev yapar.
-İkiden fazla kelimeli kelime gruplarında iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan başka kelime
grupları olabilir.
-Sıfat tamlamasında unsurların biri veya hepsi, kendi içinde ayrı birer kelime grubu olabilir.
Öğrenme Güçlüğü Çekilen Noktalar:
1. Kelime grubunda birden fazla kelime olduğu için öğrenciler bunu tek bir kelime gibi
değerlendirirken zorlanmaktadırlar.
2. “Büyük bir masanın etrafı” kelime grubu bir isim tamlamasıdır ve ilk olarak “büyük bir
masanın/etrafı” şeklinde ayrılır. Oysa buradaki “büyük” sıfatından hareketle öğrenciler bu grubu
“büyük/bir masanın etrafı” şeklinde ayırmaktadırlar.
3. “İki büklüm adam” kelime grubu, bir sıfat tamlamasıdır. Bu tamlamanın sıfat unsuru “iki
büklüm”, isim unsuru ise “adam” kelimesidir. “İki büklüm” yapısı, kendi içinde bir sıfat tamlamasıdır.
Bu sıfat tamlaması, başka bir tamlamanın içine “sıfat unsuru” olarak girmiştir. Bu yapı ilk olarak “iki
büklüm / adam” şeklinde ayrılır. Ancak öğrenciler, bir sıfat tamlamasının başka bir tamlama içine
girebileceğini kavrayamadığı için bu yapıyı “iki/büklüm/adam” şeklinde ayırıp “adam” kelimesinin iki
tane sıfat aldığını düşünmektedirler.
Kimya Dersi İle İlişkilendirme
1. Sodyum bir elementtir ve simgesi Na’dır. Klor bir elementtir ve simgesi Cl’dir.
Sodyum ve Klor birleşerek “NaCl” şeklinde yeni bir bileşik oluşturur (Anonim, 2008). Bu
bileşiğin yapısında iki element vardır ama ortaya çıkan ürün tektir.
Bu özellik ile yandaki “öğrenme güçlüğü çekilen noktalar 1. madde” arasında ilişki kurulabilir.
a. “Sodyum” ve “klor”un ayrı birer element olması gibi “eski” ve “kapı” da ayrı birer kelimedir.
“NaCl”, yapısında iki element bulunan ayrı bir maddedir ve “yemek tuzu”dur, “eski kapı” da yapısında
iki sözcük bulunan ayrı bir kelime grubudur. “NaCl” tek bir madde gibi, “eski kapı” da tek bir kelime
gibi değerlendirilir.
2. Oksijen (O), hidrojen (H) ve kalsiyum (Ca) ayrı birer elementtir.
Hidrojen ve oksijen birleşiminde “hidroksit” (OH)- şeklinde yeni grup oluşur.
Bu hidroksit, kalsiyum (Ca+2 ) ile birleşince “kalsiyum hidroksit” Ca(OH)2 şeklinde yeni bir
bileşik oluşur (Anonim, 2008).
42
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Bu özellik ile “öğrenme güçlüğü çekilen noktalar 2. ve 3. madde” arasında şöyle bir ilişki
kurulabilir:
a. Oksijen ile hidrojen birleşerek “hidroksit”i oluşturur. (OH)b. “Büyük”, “bir”, “masa” sözcükleri birleşerek “büyük bir masa” şeklinde sıfat tamlaması
kurar.
c. “İki” ve “büklüm” sözcükleri birleşerek “iki büklüm” şeklinde bir sıfat tamlaması kurar.
d. (OH) - grubu, Ca elementi ile birleşir. Bu birleşmenin yapısı “Ca/(O/H)2” şeklinde değil
“Ca/(OH)2” şeklinde gösterilir.
e. “Büyük bir masa” kelime grubu “etraf” kelimesi ile isim tamlaması kurabilir. Bu tamlama,
“büyük / bir masanın etrafı” şeklinde değil “büyük bir masanın / etrafı” şeklinde ayrılır.
f. “İki büklüm” kelime grubu, “adam” kelimesi ile bir sıfat tamlaması kurabilir. Bu tamlama
“iki/büklüm/adam” şeklinde değil “iki büklüm / adam” şeklindedir.
Geometri Dersi İle İlişkilendirme
Geometri dersinde başarılı olmanın en önemli yolu, çok yönlü düşünebilmek, daha önce
öğrendiği bütün geometrik şekillerin özelliklerini soru üzerinde uygulayabilmektir. Örneğin yamuk ile
ilgili bir soruyu doğru çözebilmek için, verilen soruda bir dik üçgen veya dikdörtgen çizmek ve
bunların kenar ve açı özelliklerinden yararlanmak gerekir.
Aynı durum dil bilgisi soruları için de geçerlidir. Ancak öğrenciler dil bilgisi sorularının
çözümünde geçmiş konulardan yararlanma yoluna gitmemekte, sadece verilen noktadan hareket
etmektedirler. Geometri sorusu ile karşılaşınca çok yönlü düşünen, verilen soru içinde başka şekiller
ve ipuçları arayan bir öğrenci, aynı bakış açısının dil bilgisi sorularında da işe yarayacağının farkında
değildir. Oysa dil bilgisindeki bütün konular, birbirini tamamlayıcı ve kolaylaştırıcı niteliktedir. Dik
üçgenin özellikleri kullanılarak bir yamuk sorusu nasıl çözülüyorsa, ses bilgisi kullanılarak da sözcükte
yapı ile ilgili sorular çözülebilir. Bu durum şöyle örneklendirebilir:
Öğrencilere “Anlattığı, kelimesinde sıfat-fiil eki var mıdır?” şeklinde bir soru yöneltildiğinde
alınan cevap genellikle “Hayır.”dır. Çünkü öğrenci, sıfat-fiil eklerini “anası mezar dikecekmiş” (-an, ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş) şeklinde bir kalıp cümle ile öğrenmiş, verilen kelimedeki ekleri de bu
kalıba göre değerlendirmiştir. Oysa dil bilgisinin diğer konuları ile bağlantı kurduğunda “ünsüz
benzeşmesi” kuralından dolayı, “-dik” sıfat-fiil elindeki “d” sesinin “t” sesine dönüştüğünü; “ünsüz
yumuşaması” kuralından dolayı da “-dik” sıfat-fiil elindeki “k” sesinin “ğ” sesine dönüştüğünü
görecektir. Dolayısıyla aynı soruya “Evet, ‘anlattığı’ kelimesinde -dık sıfat-fiil eki vardır.” Cevabını
verecektir. Benzer ilişki, dil bilgisinin birçok konusunda daha kurulabilir. Geometri soruları çözülürken
soruya nasıl yaklaşılıyorsa dil bilgisi sorularına da aynı şekilde yaklaşılmalıdır. Bu davranışı kazanan bir
öğrenci, dil bilgisi sorularının çözümünde daha başarılı olacaktır.
43
2014-2015 ÖĞRETİM YILI HAZİRAN DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMALAR
TÜRK EDEBİYATI, DİL VE ANLATIM DERSLERİ TEBLİĞLERİ
Öğretim programları incelendiğinde gerek Dil ve Anlatım gerekse de diğer derslerin öğretimine
ilişkin daha birçok örneğe rastlanılacaktır. Yapılandırmacı eğitim anlayışında, her öğrenciye hitap
edebilmek için bilginin biçimine ve etkinliklere çeşitlilik getirilir. Bilgi çeşitliliğinin yanında, bilginin
sunuluşunda da çeşitlilik sağlandığı takdirde daha çok öğrenme sağlanacaktır. Bu çalışmadaki görüşler
de bilgi sunuluşu için yeni yollar önermekte, mevcut anlatım tekniklerini bu yolla zenginleştirmeyi
hedeflemektedir. İlişki kurulan konuları bilen bir öğrenci, çalışmaya konu olan dil bilgisi kazanımlarını
daha kolay edinecektir. Bu konuların öğretim programlarında yer alması, Dil ve Anlatım dersi ile söz
konusu dersler arasında ilişki kurmayı daha da kolaylaştıracaktır.
44

Benzer belgeler